Ekşi Duyuru

Menemen dolmuşuna bin, soğukkuyu'da in. 10 dakika yürüme mesafesinde.

İki uçuşun arasındaki süre 24 saatten kısaysa transit vize gerekmez. İstediğin elektronik aleti uçuşa alabilirsin.

universite bunyesindekileri tavsiye ederim, digerlerinde pek birsey ogreneceginizi zannetmiyorum, gelenlerin yas ortalamasi da dusuk olur.

ayrica 6 hafta kurs ile bir ilerleme katetmek bence zor , ben 2 kur (arayla beraber yaklasik 6 ay) universite bunyesinde okula gitmistim zamaninda, 2 kur sonunda girdigim toefl'da ilerleme hissettim, ozellikle konusulani anlama ve telaffuz gelisiyor.

benim seviyem çok kötü değil, toefl'dan 95 almıştım. konuşmamı ilerletmek istiyorum aslında. kurs bahane olacak biraz.

kgic.ca bir bak istersen.

airbnb'deki fotoğraflar çok ustaca çekilmişler. şu an airbnb ile bir evde kalıyorum belgrad'da. fotoğraflar özel lensle çekilmiş ev çok daha küçük ve vasat ama bir kere almış bulundum. süre de kısa olduğundan dert etmedim yoksa uğraşırdım. şehre 4-5 km mesafedeki evler çok güzel. onlardan tutun. daha ucuzu da zor. ayrıca burada ev kiralamak bazı regülasyonlara tabi. emniyete falan gidip residency paper (white paper) ayarlamanız gerekiyor kısa konaklamalarda dahi eğer otelde kalmayacaksınız. ev sahibi ile gidiyorsunuz. airbnb en güvenlisi iki taraf için de. ama bir ay belgrad'da naparsınız bilmem. şehir çok büyük değil. buradan diğer balkan ve avrupa ülkelerine tren/otobüs ile arada gidip gelme planlıyorsanız olabilir. yoksa ben 1 ay kalacaksanız budapeşte derim. burası 10 günde sıkar

Sözlükte gezinen var bi tane ama bence hiç pas verme. Adam mail at dedi ne doğru düzgün bilgi verdi ne de sonrasında cevap. Galataya bakabilirsin onun dışında. Deri atığı da çok lazım değilse ayakkabı yapan dükkanlarda bile bulabilirsin.

www.google.com.tr!4m2!3m1!1s0x0:0x118b579b9271ef4a

buralar hep dericidir. güngören'de.

dediğin gibi olsa tüm alamancıların TR'de şirket kurması gerekir.

arkadaşınla şirket arasında istihdam anlaşması var mı?
yani o şirketin bordrolu çalışanı mı yoksa W8-9 filan imzalamış mı?

oradan maaş alıp burada yaşayan alamancılar vergilendirilmiyor Türkiyede zira orayla bura arasında 1- ikili vergilendirmeyi önleme anlaşması var 2- adamlar oranın istihdam koşullarına tabi oranın SGKlısı, işsizi, maaşlı elemanı, emeklisi, her neyse

kısacası ABD şirketinin "çalışanı" ise durum farklı freelancer olup yurtdışına çalışıyor ise farklı, diye biliyorum.
ha ama bizim vergi yasalarımız çağın gerisinden geliyor, bu durumların net açıklamaları yok. koca gelir vergisi yasasında şu durumu net açıklayan bir şey yok. olay özelgelerle gidiyor, ben de bunu anlamıyorum.

ben de yurtdışına iş yapan frelancer'ım şirket değilim SGKlı çalışanım bizim durumumuzda yıllık belli bir limite kadar gelir vergisi olmuyor ben de senelik o kadar para çekiyorum ama beyanname vermiyorum (SGKlı çalışıp ek iş yapan kaç kişi beyanname veriyor onu da merak ediyorum aslında). maliyenin canı isterse hepimizi öper o ayrı.

orada vergi veriyor ise burada vergi ödemez. orası artık neresiyse orada vergi daha düşük olduğu için(aksi imkansız) orada vergi ödesin, belgelendirsin. maliye vs. gelirse o belgeleri gösterir.

ayrıca evet. türkiye'de gelir vergisi %50ye yakın.

Gerekmez.

Bu mantıkla inşaat firmaları ile yurtdışında çalışan her işçinin vergi ödemesi gerekirdi.

ben de benzer bi işe başladım geçenlerde. internette yazılanları epeyce inceledim ama sonucunda daha fazla kafam karıştı. en güzeli bir muhasebeciden yardım almak galiba.

bu arada bu konuyu incelerken şöyle bir konuyla karşılaştım: bu faaliyet 2012'de yazılım hizmeti ihracatı olarak belirlenmiş ve gelir vergisinden %50 oranında muaf tutulmuş. www.aslanhuseyin.com

O konuyu da inceleyebilirsiniz.

düzeltme: soruda yazılım geçmiyormuş yahu. benim kafa sürekli oralarda olduğu için soruyu da oraya kaydırmışım :)

Gerekir. ama bunu ya Turkiye'de odeyecek ya da yurt disinda odeyecek. Yurt disinda odemesi daha karlidir muhtemelen, ulkeye gore bakmasi lazim.

@ihanet kac kisilik: Insaat firmalari ile yurt disinda calisan herkes vergi oduyor zaten.

Not: Yurt disinda calisiyorum

@niye ama arkadaşımın bir anlaşması varmış şirketle ama dediğiniz gibi w8-9 gibi bir şeyler yokmuş. 1 yıllık consultant agreement'mış. yani arkadaşım danışmanlık veriyor. maaşı türk bankasına aylık ve dolar olarak yatıyor. açıklamada da hangi dönem için yatırıldığı yazıyor. yani anladığımız kadarıyla danışman olarak gösteriyorlar o tarafta. w8-9 nedir?

@abstracteur orada vergi vermiyor? zaten türkiye'de yaşıyor. şirketin gideri olarak görünüyor orada. orada vergi vermesi biraz abes olur zaten :)

@hobolo ama doğru tahmin, yazılım sektörü. muhasebeciler de artık kendileri de nasiplensinler diye mi nedir şirket kur deyip duruyorlar. hiçbirinin bu tür yeni çalışma şekilleriyle haşır neşir olduklarına, gerçekten bildiklerine ve yetkin olduklarına inanmıyoruz.

@crown yurt dışında kime ne vergisi ödeyecek bu kısmı hiç anlamadık.

"orada vergi vermesi biraz abes olur zaten :)"

neden abes olsun? tersine genelde vergi tahahkuk eden yerde ödenir. benim anladığım adam bordrolu çalışan değil.
yani alamancıların ya da inşaatçıların durumuna uymuyor

vergi şu vergi = tr'de maaş aldınız dimi, maaş alırken gelir vergisini, damga vergisini, SGK primini herşeyi işveren ödemiyor mu? ödüyor. ABD de maaş alan kişinin ödemesi gerekn bin türlü vergi vardır işte o vergi.

sonuç olarak bu kişi "çalışan" değil = yani bordrosu yok, yani karşısındaki firma "işveren" değil, "müşteri" adam "maaş" almıyor, "ücret" alıyor. bu kişi freelance olarak hizmet ihraç eden birey.

önce burayı bir netleştirelim.

W8-W9 ABDli şrketlerin ben bu kişiye para veriyorum ama vergi işlerine karışmıyorum çünkü bu birey ABDde ikamet etmiyor diye imzalattıkları bir belge. Ama aslında bu da çok işe yaramıyor.

"hiçbirinin bu tür yeni çalışma şekilleriyle haşır neşir olduklarına"

diye muhasebecilere de çok ilişmeeyin. adamların yapabileceği bişey yok. türk vergi sisteminde ben consultancy agreement ile ABDdeki firmaya birey olarak çalışıyorum, uzaktan, diye bişey yok. yok, yani bir hüküm yok, adamlar ne yapsın? Evden çalışma ve uzaktan çalışma 2013 sonunda bir yasayla yasal statü kazanacaktı ama kıdem vs. konularında anlaşılamadı sonra oldu mu bilmiyorum, yanlış bilgi vermeyeyim. 2014'e kadar böyle bir kanunumuz yoktu yani ondan sonra da seçim atmosferine girdik, bilmiyorum öyle bir kanun çıktı mı...

ha bir de şunu ekleyeyim türk vergi sistemi "bağlılık" ve "iş akdi" olaylarına bakıyor
buradan bakılınca da bu kişi freelance değil (bizim salak vergi sistemi açısından freelance kimseyi takmam kafama göre çalışırım, demek oluyor, nasıl olacaksa...), oysa işverenin talimatlarını, belli bir sözleme çervesinde izleyerek vs. dediği şekilde iş yapmak zorunda olan kişi ile bir bakıma işveren-işçi ilişkisi varmış gibi oluyor:) böyle bir yorum da gayet yapılır

buyur gel çık işin içinden. ben bu konuyu senelerdir araştırıyorum hala işin içinden çıkamadım. farklı vergi dairelerinde farklı uygulamalar var, bunu da ekleyeyim, vergi dairesi bile bilmiyor neyin ne olduğunu.

arkadaşın hesabını yurtdışına alıp oranın kartı ile burada harcama yaparsa, mümkün olduğu kadar kendi adına para transferi yapmadan idare ederse bi bok olmaz.

sadece tr'de gelirsiz ve sigortasız olur, sağlık güvencesi (evet tam yazarken gülme geliyor) ve emeklilik konularında sıkıntı olursa olur.

p.s. açıkça istisna diyor. zaten gerekmez. herhangi bir sıkıntı ihtimaline karşılık, sözleşme vb. belgeleri iş bitiminden sonra 10 yıl saklamasında fayda var. geçmişe dönük hesap sorabilirler.

tapu falan gibi turkiye'de yasadiginizi ve ispanya'ya tasinma amacinda olmadiginizi gosteren tum belgeleri eksiksiz toplarsaniz sorun olmaz, kolayca cikar. cikmasi biraz zaman aliyor yalniz, hemen bir hafta sonraya alacaksaniz zor. bir ay onceden basvurun bence. ispanya vizesi kolaydir, sorun cikarmazlar.

ben yüksek lisans öğrencisiyim. yani geri dönmek zorundayım, okulum var. bu yeterli olur mu sizce?

öğrenci veya çalışansanız, üstüne de az biraz paranız varsa gerekli belgeleri eksiksiz toplayıp başvurduktan sonra vize alamama ihtimaliniz 0'a yakın. araba ya da gayrimenkul varsa üzerinize onlar da ekmeğinize yağ sürer..

Amazon kindle. Bütçeye göre jenerasyon seçilebilir. Ben de kindle almak istiyorum sizinle benzer sebeplerle. Hatta hangisini alacağım konusunda duyuru açtım.

Son modelinde olay degisti mi bilmiyorum ama pdf soz konusu olunca ebook readerlar ise yaramiyordu eskiden.

malum, ebook'lar sayfa duzenine gore sekil aliyor, vs. Bir nevi metin dosyasi. Ama akademik makaleler sabit bir formatta geliyor.

10" ve retina ekranli bir ipad daha iyi is gorebilir gibime geliyor. goodreader marjinleri de cropluyor yanilmiyorsam.

ben 10" samsung note kullaniyorum, kalem kullanabilmek hosuma gidiyor. gerci son ipad'de de artik stylus kullaniliyor (eski dandik stylus'lari kastetmiyorum bu arada), ama biraz tuzlu kacabilir.

var var da daha pahalilar. cok ideal de degiller.

üzerine not alabilmek, altını çizmek, işaretlemek gibi şeyler diyip sonra e-ink ekran aramak insafsizlik. ipadde kal. iki alete de sahip, ikisini de ciddi ciddi kullanan biri olarak diyorum.

amazon fire su bu derseniz anlarim da bu isteklere kindle diye yanit vermek. oh.

Kindle, metin highlight ve basit not almayı destekliyor (ingilizce klavye ile).
Kobo da önerilebilir.
Kindle PDF de destekler ama her PDF iyi görünmeyebilir, bu durumda iPad veya bilgisayar kullanırsınız.
PDF'yi metne dönüştürmek de mümkün.
Ben de akademik çalışma yapıyorum ve Kindle'dan memnunum.

pdf'yi metne donusturmek pratiklikten son derece uzak. tablolar var, grafikler var, semboller var, indisler var, fonksiyonlar var, vs. sadece metin bir pdf ise sorun olmaz. onu degistirecegine guvenip kindle vs.'e gecis yapma, yaniltici olur. tamamen pdf'leri net okuyabiliyorsan, oldugu gibi, o zaman sorun yok tabi.

calibro almayınız.

e-ink candir da pdfte zoomlamak durumundasiniz, zoomlaninca kaydirmak durumundasiniz, zoomlanan bölge sabit, eger column ortasindaysa bir sag bir sol eziyet, response süresi uzun, matematiksel islemler ve sembollere asina degil. var da var.

pdf metin tabanli, secilebilir ise dönüstürmek mümkün. degilse ocr lazim, o da ayri bir iskence. denmis ama bir de bu yönden bilmende yarar var.

(bkz: kindle alacaklara tavsiyeler)

glutensiz unlar var. onlar da mı iyi gelmiyor acaba?

doktorum buğdayın yakınından geçme dedi. glutensiz olması da farketmiyor.

hindistancevizi ununu evde yapabilirsiniz. şöyle tarifler var:
www.slingomom.com

aynı şekilde badem unu da yapabilirsiniz.

bitkisel kaynaklı başka bir unsa nohut unu/humus unu. size ne kadar uyuyor bilmiyorum ama bu un internette de satılıyor, metro marketlerde de var.

teşekkür ederim. çok zahmetli görünüyor, kabuk kırma kısmından korktum :)

Ben hareketli parçalardan oluşan 45likleri hazırlayıp çaldırmıştım. Herkes memnun kalmıştı. Çok eğlenmiştik.

neler çalmıştınız hatırlyor musunuz? ben de öyle bir şey yapacağım sanırım.

İsimlerini mesaj olarak gönderdim.

fular varsa sketches of spain albümünü daya gitsin.

orta seviye için sinatra vb.

alt seviye izmirli taylan.

the crims'mis ya.

oda kirala daha ucuza gelir öyle diyim

naki bey plajı iyi diyolar

attım fava memnun kalırsan bizi de bilgilendir :)

sabancı'da yüksek lisans yapan/yapmış bir sürü memnun olmayan arkadaşım var burs dağılımlarının adaletsizliği vs. gibi sebepler yüzünden. sorunun cevabı değil ama iyi araştırın gidin.

bölümden bölüme değişir elbette ama kendi tecrübelerimi anlatıyım. ben endüstri mühendisliğinden girmiştim. klasik bir oda var, sırayla sizi içeri alıyorlar. şansına göre hemen de girebilirsin benim gibi 3 saat de bekleyebilirsin.

içeri bir girdim, tüm fakülteyi toplamışlar. boğaziçi'nde sadece 3 hoca vardı. neyse sonra transkriptin üzerinden mülakata başladılar. bu dersin düşük. niye bu kadar withdrawın var gibi spesifik sorular yönelttiler. sonra bir ara şu konuyu hatırlıyor musun dediler, orada tahtada problem çözdürdüler. tüm bölüm hocaları içeride olduğu için her taraftan soru yağmuruna tutuldum. en sonunda niye sabancı dediler. başka yere başvurdun mu muhabbetinden sonra da teşekkür edip yollandım.

yani çok kısa bir şekilde kendini tanıtıyorsun, ondan sonra biraz geçmişini inceleyip, alanın hakkında sorular soruyorlar. her şeyi bilmeni beklemezler, ama şöyle bir notlarına göz gezdirirsen iyi olur. bu dediğim olası sorulara şimdiden cevap bulmaya bak. çoğunda gerçeği söylemen yeterli olur ama mesela ben 1 dönem uzatmıştım, niye uzattın dediler mi suçu erasmus'a atıyordum. oysa erasmus'ta 4 ders vermiştim. aslında sırf kendimi sıkmamak için uzatmıştım.

bazen hangi alanda çalışmak istersin diye sorarlar, illa cevap vermen gerekmiyor. hali hazırda ilgili olduğun bir konu varsa söylersin, yoksa derslere girince bakıcam diye de cevap verebilirsin. nasıl olsa teze 2. yıl başlanıyor.

marketlere gidip boş koli sorabilirsin. veya kargo firmasına git. koliye koymadan önce içine koyman için şu patlayan plastik koruyuculardan verecektir.

marketlerde hep kocaman kutulardan var. ben baya ufak bişey istiyorum. içlerine minnacık şeyler koyucam zaten. yüzük bileklik vs. çıtçıtlardan buldum ucuza epey eminönü'nde ama kutu bulamadım bir türlü :/ @EasyTiger

mukavva ve bant alıp yapıver hacı.
olmadı 2 liraya plastik saklama kabı al pazardan.

böyle herşey satan bi milyoncular varsa onlarda her boyuttan oluyor.bizim buradakinde öyleydi valla.

en yakın bakkala sor.

www.yurticikargo.com

adam avuc içi kadar kutu diyor siz market diyonuz dostlar :)
eminönünde bulabilirsin istediğini

geçen aynı durum oldu sabah erken gitmiştim kargoya kargosunu almaya gelip orda açanlar kutuları çöpe atıyor. onları kullandım ben de.

turk sirketleri yurt disina gidecek adama burs vermez kolay kolay, gelmez bu adam bir daha diye.

paran ne kadar? hangi ülke?
amerika'daysa orada türk avukatlar var onlara danışabilirsin ama 1000-2000 dolarlara çıkabilir avukatlık ücretleri. az bir şeyse değmez.

para çok büyük meblağ değil ama yaptıkları sinirime dokundu.
para 93 lira. ülke de amerika.

o zaman tehdit et legal yollara başvuracağım filan de. amerikan şirketleri legal deyince korkarlar.

ettim daha bugün. bakalım ne cevap gelecek.

belirli süre alıcı şirket parayı onaylamazsa geri dönmesi gerek..ben öyle biliyorum.

Peki o süre ne kadar biliyor musunuz?

hayır çözülmedi maalesef.

www.tsyd.org.tr (kurs ama aynı işi görür)

www.bilgihavuz.com

Nasıl bir provisioning profile bu? Genel kullanım için profil üretilebiliyor mu? UDID kaydı almadan nasıl beta testerlara provisioning profile üretiyorsunuz?

eksi sozlukte eksiyen adam: apple'da tanıdıklarımız var :)
şaka bir yana, apple enterprise account sayesinde inhouse distribution yapabiliyoruz.

Ne ile ilgili acaba? Denemek isterim ama ipad2ye direkt yüklenebiliyor mu?

sutlu nescafe: instagram'a benziyor aslında.
kedileri dinliyormuş gibi yapıyor, fotoğrafın üzerine güya tercüme edilmiş cümleleri yazıyor ve paylaşıyor. bol kedi fotoğrafı aslında. kız app'i ahah ama sevimli.
iOS 7 ve üzeri her cihazda denenebilir. ipad 2'de de deneyebilirsiniz.

ben bir kere girdim, ona da calismadim (cok onemli degildi cunku aldigim puan). ama tavsiyem bol bol ornek soru cozmek olucaktir. baska turlu verbal kismina hazirlanmak mumkun degil. kelime ezberlemek cozum degil bence cunku o kelimeleri context icinde gormedikce gercekten yer etmiyor hafizada.

sayisal bir bolume basvuruyorsan verbal kismina bakmazlar zaten.

onun calisilabilecek bir metodu yok. ben gaza geldim, calistim. bir suru de kelime ezberledim, ornek soru cozdum zamaninda. sonuc, sinavda next next next next ve 2 dakikada biten verbal kisim.
sonuclarim sayisal tam puan, verbal 320 falan gelmisti.

Sinavlarin sonuclari en gec 2 haftaya belli oluyor zaten. Ona gore hesaplamani yapabilirsin.

Sonuclarin direk gonderilmesi senin lehine aslinda. Cunku bazi uniler direk ielts ve gre sonucunu istiyorlar ets'den, ve bu da sana fazladan dolara mal oluyor. Ama basta gre ve toefl 2 ya da 3 tam hatirlamiyorum ucretsiz gonderiyor senin yerine. Yani zorunlulugu okula gore degisiyor.

okullar gre ve toefl skorunu senden istemiyor, ets'in kendilerine gondermelerini istiyor.. ielts konusunda pek bi fikrim yok o yuzden toefl uzerinden konusuyorum..

eger sinav sirasinda gonderilecek okullari secersen ucretsiz olarak gonderilebiliyor belli sayidaki okula ama eger sonradan gondericem diyosan her biri icin 27 dolar odemen gerekiyor ve request ets'in eline gectikten sonra okula gonderilmesi 10 is gunu alabiliyor..

benim tavsiyem en yakin zamandakine gir.. gre 5 sene, toefl 2 sene gecerli nasil olsa..

2013 ocakta mevzuatın değiştiğini söylediler bi sağlık ocağında. ben işimi garantilemek için 2. bi sağlık ocağına gittim (o zaman henüz bi sağlık ocağına kayıtlı değildim) oradaki doktor hanım sağolsun verdi.

nereden alabilirim sorusuna gelince; sağlık ocağından söylemeleri lazımdı, ya da asılı bir hastane listesi olması lazım.

hatta benden istedikleri zaman önce devlet hastanesine gitim 130 tl ücret çıkardılar siortam olmasına rağmen, medical park ise 45 tl rapor ücreti çıkarmıştı.

sağlık ocağından

cumartesi hava sıcak olacak sanırım. alın nevalenizi gidin heybeliadaya. piknik yerlerine yayılıp mis gibi kahvaltı yaparsınız.

Büyükada'da Mado var ama adalara kadar gidecekseniz yanınızda götürün nevalenizi. Oturun bi kenarda yiyin. Ekmek peynir meyve suyu götürseniz de olur. Netceniz kahvaltıcıyı...

bana sorarsan büyükada ve heybeliada'yı geç. sessizlik, sakinlik arıyorsan burgazada favorimdir. vapurdan inince sağ tarafa doğru yürü, en sonda denizin dibinde bi çay bahçesi var, kahvaltı tabakları güzel. güzel peynirli yumurta da yapıyorlar. kahvaltı sonrası için de diğer adalara geçer bi güzel gezersiniz.

trtde seksenler var oradan çıkar belki birşeyler :)

gecmisgazete.com da işine yarayabilir.

kaos gl ya da siyah pembe üçgen'le iletişime geçebilirsin. ellerinde o kadar kapsamlı bir haber arşivi olduğunu hiç sanmam, ama seni dönemin trans bireylere bakışını anlatabilecek ya da yardımcı olabilecek birine yönlendirebilirler.

üniversitedeysen seçmeli ders alabilirsin? abim kendi kendine evde çince çalışıyordu bir ara, sonra çince dersine misafir öğrenci olarak falan katıldığında sınıftakilere göre daha çok bildiğini söylüyordu, orta seviye olmamıştır belki ama çince gibi çok farklı bir dilde beginner oldu en azından.

istedim ama kampüsler ayrı olduğu için diğer derslerimle birlikte alamadım, çakışma vs. vardı. bir de genelde seçmeli dil derslerini halihazırda o dili bilenler alıyorlar yüksek not almak için. bir arkadaşımın başına geldi aynı şey, hocanın da mallığı tabi, dersten çekilmek zorunda kaldı resmen.
ben de işte, abin nasıl bir yöntem izledi, gramer kitaplarıyla mı çalıştı, program mı kullandı onları öğrenmek istiyorum. yani denenmiş etkili bir yöntem.

@abi bi dizi buldum on numara , nasıl kitaplar okuyorsun mesela? neler dinliyorsun?

rosetta stone ve pimsleur italian setlerini indirdim netten. englishtips ve benzeri sitelerden teach yourself beginners italian gibi kitaplar indirdim. İngilizce-italyanca çoğu. busuu. livemocha gibi sitelerden 2 arkadaş buldum. biri ispanyoldu ingilizcesi de çok iyiydi ben zorlandığımda ingilizce açıklıyodu. diğeri has italyandı. bol bol italyanca/ispanyolca radyo ve şarkılar dinledim. dilforumda takıldım. Bi de kurs veren kurumların materyallerini öğrendim. aynı kitapları temin etmeye çalıştım. Elementary seviyesi için 4 ay diyolardı mesela ben 6-7 ayı geride bıraktım.

İngilizce'yi 50 sınıf arasından en iyi 7. sınıfta başlayacak derecede öğrenmiştim lisedeyken, adam gibi ingilizce dersimiz de yoktu, almanca anadolu lisesiydi bizimki. O zaman internet de adsl değildi, çok daha zordu, ama aşırı derecede okuyordum, deli gibi okuyodum abi, öyle böyle değil. Teknolojiyle ilgiliyim, e türkçe kaynak çok az, ayda bi dergi çıkıyo onu da bi saatte bitiriyodum, sonra hep nete girip sitelerde o makaleleri açıp kaydedip neti kapatıyodum, tekrar tekrar okuyodum sıkıntıdan.

öncelikle iyi fikir. avrupa yakasında bildiğim yer yok ama fırsat sitelerine bakabilirsin, genelde uygun oluyor.

post hakkında brief mi yazılırmış
şöyle olsa daha iyi etkileşim alır
marka karakterini
yansıtmıyo
falan denir de
post için brief yazılmaz
brief ayrıntılı bişidir
içgörü falan çıkarması lazım sanırım
marka brief'i mi
kreatif brief mi
bunları bi sormak lazım

bir arkadaşın cevabı.

direk gidiyorsun metrobüsle avcılara. oradan silivri otobüsleri kalkıyor. eğer ordan kalkmıyorsa beylikdüzü real'in önünde bekle oradan kesin silivri otobüsleri geçer (mavi otobüs bunlar)

yenibosnadan silivribirlik arabaları kalkıyor. Oradan rahatlıkla ulaşabilirsin. son durak silivri terminal.

sor bakalım

paralı olmasıyla kapalı olması arasında fark var, arkadaşın sormak istediği para ödeyerek de geçemiyorsun bi takım güvenlik önlemleri vs yüzünden olabilir

öncelikle soru çok güzel bir soru.

normal yollarda motosiklet kullanmak ücretsizken,ücretli otoyollarda devlet verdiği hizmetten ötürü özel yararlanmaya tabi kullananlardan ücret almak durumundadır.aynı husus köprüler için de geçerlidir.nehirlerde,akarsularda yapılan bazı köprü ve geçitlerde ücret alınmazken,asya kıtası ile avrupa kıtasını birbirine bağlayan boğaziçi köprüsü ve f.s.m'den ücret alınması olağandır.

kamu hizmetinden alınacak para maliyet+kardan oluşacak fiyat değil,bedel olmalıdır.bu ödenen bedel ile hizmetten yararlanma arasında bir oran yoktur.çünkü bedel çok düşük belirlenerek hizmet yürütülürse,bundan oluşacak açık,belki de bu köprüden hiç faydalanmayacak olan bir kişinin verdiği vergiden karşılanırsa adaletsizliğe yol açar.(anayasa madde 73)

hukukçuyuz.biz

ben tam derdimi anlatamadım sanırım. herkes paradan bahsediyor. para işin sadece bir yönü, ben köprünün yaya trafiğine kapalı olmasından bahsediyorum. para olmaması değil, köprünün yaya trafiğine kapalı olması benim karşıya geçmemi engelleyen.
şöyle yap böyle yap diyen arkadaşlara da teşekkür ederim de doğru noktadan cevap verirseniz daha iyi olur. o çareleri ben de düşünebilirim.

muhabbet basittir. hakkın özü sınırlanamaz. seni ömrübillah engellemiyor. araba veya vapurla geçmen yine serbest. ama diyorsan yaya niye geçemiyorum, o, bu yolların güvenliği bakımından engellenmiş bir haldir. senin güvenliğin için seni engelliyor aslında, seyahat etmeni engellemiyor. menfaatler çakışıyor burada. bu durumda adamlar güvenliği seçiyorlar, çünkü seyahat daha ehlikeyf bir durumu belirtiyor, ama güvenlik zaruridir.


özet; aykırı değil kanaatimce. zira orası yaya yolu değil, öncelikle.

evrensel bildirgesindeki maddeler içeriğe girilmeden oluşturulmuş maddelerdir, senin dediğin madde:
"13/1. Herkesin bir devletin toprakları üzerinde serbestçe dolaşma ve oturma hakkı vardır." sanırım.

vizesiz başka bir ülke topraklarına geçmemiz tck'ya göre suç. başka bir ülkeye geçtik diyelim, oturum almadan/vatandaşlık kazanmadan orda oturmamız gene suç. uluslararası hukukta daha nice suçlar var buna girecek. devlet içinde düşünürsek, devlet senin yada kamunun güvenliğini sağlamak için bir takım önlemler almakla yükümlü. seyahat özgürlüğü var şu askeri alana girelibiliriz, seyahat özgürlüğü var bu yasaklanmış bölgeden geçebiliriz olmuyor yani.

köprüye yaya olarak çıktığında intiharı denize atlayarak değilde son hız akan trafiğe kendini atarak yaptın diyelim, oluşacak zarar çok fazla olacaktır. köprüye çıkan herkes intihar ediyormuş gibi bi izlenim var ama @freekara'nında dediği gibi intihar olaylarının artmasıyla yaya trafiğine kapatıldı diye biliyorum bende.

fatih olabilir.

o arnavut kaldirimlari ve apartmanlar.. 89.7% ihtimal fatih.

findikzadeden yukariya, pazarin oldgugu kisimlara git 40-50 yildir ayni zaten

www.aylakadamiz.com adresinde Cihangir'de Güneşli Sokak olarak yazıyor.

kadikoy civarlari olabilir.

bi ara otisabi twitter'da bahsetmisti, oturduklari yere yakin bi yermis galiba.

migros?

migros
macro

arkadaşlar hangi migrostan bahsediyosunuz? ben gördüğüm bütün migroslara baktım yok.
normal kutu ya da şişe aramıyorum. küçük şişe ya da kutulardan bahsediyorum. hani çantana atıp çıktığın. hani küçükken beslenme çantalarına konanlardan arıyorum.

Atatürk Orman Çiftliği ürünleri satan birkaç yer var İstanbul'da, telefon edip sorun:

Siteden şunları buldum:

BERK ORGANİK
İSTANBUL
ACIBADEM CAD. KÖFTÜNCÜ SOK.NO:13-A KADIKÖY
0216 340 84 51

ÖZBAĞLILAR GIDA
İSTANBUL
TÜRKALİ MAHALLESİ HATTAT TAHSİN SOKAK NO:32
BEŞİKTAŞ
0212 227 94 04
0212 227 94 41

Bostanci'da bayisi var AOC'nin: aocbostanci.com

bahçelievler çamlık caddesinde'de var aoç

bostancı ve viaportu biliyorum. fena değiller.

tavsiye değil ama istanbul içindeki tüm lunaparklar: maps.google.com

bostancı iyi ama biraz pahalı. ancak anadolu yakasında oturuyorsanız en mantıklısı olur oraya gitmek

moralinizi bozup sevkinizi kirmak istemem ama ben bu ulke sinirlari icersindeki hicbir lunaparka gitmezdim sizin yerinizde olsam. bozuk veya kontrolleri zamaninda yapilmayan aletler yuzunden olenlerin haberleri duzenli araliklarla gundeme dusmekte bu ulkede.

karar sizindir ama bence alinacak risk degildir.

bostancıya verilecek parayla disneyland'a gidilir.

Ben de aynen @fengari gibi düşünüyorum. Kesinlikle o luna parklara güven olmaz, bir sürü ölüm olayı oluyor.

bu aralar ihmalkarlikla alakali cok olum ve yaralanma olayi oldu.

ben sadece bostanci'ya gittim ve tedirgindim o aletlerin korumalari konusnda. ayrica her bilet 5 tl. yani her alet icin 5 tl kisi basi. o yukari firlatan top is 5 bilet yani 25 tl. cok pahali gldi bana.

ogrencilerimi goturup bi de ben ismarlamistim. cok para vermistim.

yine soyluyorum,
guvenli degiller. ama carpisan arabalara ya da korku tuneline falan gircekseniz sorun degil.

mesaj kutunda

iyiyse bana da söyler misin? (:

Kurtuluş - Madam Despina Meyhanesi

madam despinayı es geç. bana da tavsiye edilen safa meyhanesi.

www.safameyhanesi.com

galata meyhanesi www.galata.com.tr

kadıköy akmar pasajın üstündeki burgerin sokağı ve o civarlar

analogun farkı, nostaljisinde. mp3 player fiyatına neden plak aldığı sorulmaz bir adama. aynı şey bir yerde. eskiye özlem, daha fazla emek verilen, daha çok uğraşılan şeye ilgi.

dijitalin farkı rahatlığında, kolaylığında ve sonucun anında gözüküyor olmasında. galiba insanlar fotoğrafın baskı kısmıyla değil de çekilmesi kısmıyla alakadar olmayı seviyorlar. iki kare çekip, bilgisayara aktarma buradan geliyor olsa gerek. tabi bilgisayara aktarabilmek de önemli bir dijital tercihi. ayrıca analogun film masrafları göz korkutuyor olabilir.

benim fikrim budur.

dijital'in hala analog kalitesine ulaşamamış olması da ayrı bi sebep tabii.

dijital fotoğraflarda renk farklılıkları olan yerlerde, mesela lacivert-beyaz arasında mavimtrak bir çizgi görünür. analogda böyle bir şey yoktur. (en basitinden kanyon'un metro çıkışındaki fotoğrafları incelersen her yerden böyle mavi çizgiler geçtiğini gözlemleyebilirsin)

dijitalde renkleri tam olduğu gibi yakalayamama ihtimalin çok yüksek ama analogda dijital değil kimyasal(kimyasal da değil sanki ne ola ki o?) bir işlem olduğundan renkler tam olarak olduğu gibi görünür.

dijital evet daha kolay ama analog daha kalitelidir bu ve benzeri sebeplerden, bana göre tabii ki. ayrıca filmi banyo edip fotoğrafları basmanın zevki başka hiç bir şeyde yok.

İkisi de var ama dijital kullanıyorum. Çok daha pratik ve ucuz çünkü. 4gb bir hafıza kartı olduktan sonra raw çeksem bile 250 taneye yakın fotoğraf çekebiliyorum ve hiçbir masrafı yok. RAW demişken, bir de tabi dijital fotoğraf çok daha fazla hakimiyet sunuyor kullanıcıya.

Şu anda dijital makineler 35mm'nin çözünürlüğü olan 24MP'i yakalamış durumda. Tabi geniş formatta iş değişir orası ayrı. Ancak bir de iyi dijital makinelerin 5000iso değeriyle bana mısın demeden grensiz fotoğraf çekmesi göz önüne alınınca dijitalin analogdan geride olması gibi bir şey pek yok gibi.

bana dijital daha zor geliyor. analogda diyafram ve obtüratör ayarlamak daha pratik, dijitalde karışık (analog canon ae1 dijital nikon d90). analog daha zevkli, film kıymetli olduğu için düşünerek ayarını iyi ve hızlı yaparak çekmen gerektiği için üzerinde güzel bir baskı yaratıyor. dijitalde çektiklerim kıymetsiz gibi kötüyse tekrar tekrar çek. veya bakıp sil.

yani dijital artık yaklaştı da, o yaklaşan modeller çok pahalı. misal yakın bir zaman kadar orta format film kadar yüksek çözünürlük yakalıyamıyordu, ama son çıkan leica nın ne bileyim hasselbladın medium format dslr leri 50 megapikselin üzerine çıkıyor. şimdi pentax da çıkarıcak. yani filmli makinenin çok bir anlamı kalmadı.

mesela bir sitede hemen hemen denk bir slr bir de dslr nin fotoğraflarını karşılaştırmışlar. slr de slide film kullanılmış. dslr de daha çekilmiş aynı fotoğraf daha keskindi.

benim hala filmli makine kullanmamım en büyük sebebi paramın olmayışı. misal ilerde canon g10 ya da panasonic d-lux falan alabilirsem analog makinelerimi de rafa kaldıracağım.

misal dslr ile fotoğraf çkemye çıkıtğımz aman bir olayın 30bin farklı açıdan fotorğafını çekebiliyorum. ama filmli makinede en ideal açıyı bulmak için kendimi zorluyorum, bu iyi bişey bence..

asıl dijital makineler ile fotoğraf çekiyorum, hobi olarak analog makineleri kullanıyorum.
dijitalin hız, anında ön izleme gibi doğrudan faydaları tartışılmaz.
analog makine kullanırken en çok hoşuma giden kısmı sonuçların süpriz olması.
dijitalde çekip bakıyorsun iyi veya kötü, analog'da ise teknik bilgi ve tecrübe ile çıkacak sonucu tahmin ediyorsun, birkaç düzeltme uygulayıp yine çekiyorsun ve sonucu bekliyorsun. belirsizlik insanı heyecanlandırıyor. ardından çıkan iyi fotoğrafların tatmini ise dijitalden kat kat fazla. beklemenin getirdiği bir haz sanırım.

50-100 tl arası.

fotograf-kamera.gittigidiyor.com

polonya pazarında falan da bulunurmuş eskiden, soracıma sirkeci ve etrafında bir çok ufak tefek dükkan var eski fotoğraf makinesi ve malzemesi satan. oralarda da bulunur.

benim tavsiyem gidin nikon fm serisinden ya da canon ae serisinden bir şeyler alın.

Wow! o kadar eski bir model fotoğraf makinesini bugüne kadar sağlam saklamayı nasıl başardınız? Peki ona uygun bir film var mı elinizde?

annemin makinesi. annem iyi sakladı. uygun film de taktırdım. bulmak da zor değil zaten