Ekşi Duyuru

ide den baglanıyor diye hatırlıyorum ben.

usb'den bağlanıyor bildiğim kadarıyla. yani benim seneler önce hazır aldığım casper marka bilgisayarınki öyle.

benimki usb'den bağlanıyor.

erkek degilim ama gozlemledigim kadarıyla soyliim bence makineyle devam edin ama illa jilet diyosanız 3 bıcklılar daha iyi permatikler kullan at oluyo genelde ve kalitesizler..
köpük şart yoksa tahriş eder hoş olmaz..

kopuk yerine jel tavsiye ederim. paraya kiyarim diyorsan mach3 modellerinden alabilirsin tabi ama gillette'in 2 bicakli modelleri de gayet is gorur ve iyidir.

biraz garip kaçacak ama siktiret yeni nesil jelleri köpükleri 1235 bıçaklı naneleri. Ne varsa arko traş sabunu + harbi jilet ikilisinde var. İddia ediyorum diğer ürünlerin hiç birisi bu ikisinin yaşattığı deneyimi yaşatamaz. ha dersen ki ben hızlı yaşayan bir adamım 20 dk ayıramam traşa o zaman traş makinası ile devam et derim. ama ben sefa pezevengiyim yaptığım işten zevk almak isterim diyosan bir dene. hem göreceli olarak bedava denecek kadar ucuz olur hem de sonuç diğerleri ile kıyaslanamayacak kadar pürüzsüz olur.

mach 3 + gilette jel tavsiye ediyorum. mach 3'ün bu ara kampanyası var 4 uçla birikte makine 18 lira falan.

daha önce makina kullanmadım, yani jilet mi iyidir yoksa makina mı bilemem. Yalnız ben de gillette jel + mach 3 tavsiye ediyorum.

gilette fusion+gilette jel+nivea balsam...off traş olasım geldi:D

patriot1885 +1

not: haftanin 6 gunu tras oluyorum.

ruroni blue 2 konusunda +1 :)
fusion ın kartuşunu uzun süre kullanıyorum ben dolayısıyla amorti ediyor pahalılığını.
kullan at konusunda blue 2 nin üzerine tanımam.

öncelikle
traş köpüğü ve bıçağı her zaman makinadan iyidir. ıslak olarak kullanılan makinalar kapsam dışı tabiki. yüzünü kuru kuru kazımak ne kadar mantıklıdır düşünmek gerek.

diğer olaya gelince kesinlikle tavsiyem 3 bıçaklı traş bıçağıdır. kullan at veya çok kullanımlık fark etmez. gillette veya wilkonson veya derby çok fazla fark etmez.
bir diğer husus traş bıçağı mutlaka ama mutlaka oynar başlıklı olsun. aksi takdirde madem acemisin çok kesikle bitirebilirsin traşı.

arko köpük iyidir yani ben kokusunu seviyorum. jel tavsiye etmem ama tercih edenler de çok var.

son olarak mutlaka nemlendirici balsam veya arkonun traş kremini traştan sonra kullan. süper ferahlık sağlar.

permatik + sabun köpüğü=35 kuruş hem ekonomik hem rahat

1gb ye kadar kullanımda dedicated ekran kartı oluyor. olur da 1g ustu lazım oldu o zmn ram den kullanıyor.

normal 1 gb lık ekran kartı var ati nin. 4650 ama o ekran kartı pek bir işe yaramaz. windows 7 ve vistada böyle bir halt var evet. ekran kartı rami yetmezse diğerine geçer sömürrüz diye, zaten intel işlemci de amd yonga setli anakart olmaz. o fiyata daha iyisi alınabilir zaten.

www.thgtr.com

al sana sistem müdür, aynı paraya monitoru de dahil alırsın cok nefis.

aman ha gidip de bu casperı almayın. @bryan furynin verdiği sistemleri inventustan veya gigatekten oluşturursanız sizin için en iyisi.

tinyurl.com

linkinde garip karakterler oldugu icin bunu kullanabilirsin direk. ben otomatik park etme dugmesi diye 10tlden bahisleri aciyorum.

elektromekanik park freni imiş. düğmeye basınca devreye giriyormuş, sen hareket edince devreden kalkıyormuş, böylece sarsıntısız kalkış sağlıyormuş. www.vw.com.tr diyor..

modeliyle beraber değişti mi bilmiyorum ama 2006 modellerde o el freni. elektromekanik park freni diye geçiyor fakat bildiğiniz el freninin işlevini görmekte. eğer park ettikten sonra araba kaymayacaksın diye kullanacaksınız işe yarıyor. ama hiç arabayı kaydırmak için denemedim, o amaçla soruyorsanız başka.

Uzun bir süre passat kullanıcısı olarak 2009 model Exclusive'den bahsediyorum.. O elektromekanik park freni.. Hareket halinde çekersen hiç bir işe yaramıyor.. Sadece durduğunda yada emniyet kemerini çıkardığında.. Auto hold durumlarına göre kendini adapte edip senin yerine el freni işlemini yapıyor.. iyidir hoştur kullanıyoruz :)

ben de yakin zamanda ipod touch 2g 16gb aldim son derece memnunum. jailbreaksiz rahat kullanirsin. msn icin de ucretsiz ebuddy indirirsin olur biter. ikinci elini almak sana kalmis ama alirken iyice bir kontrol et pilini, acilisini kapanisini filan.

para harcamana gerek yok ama jailbreak yapmak zorundasın msn vs. icin. 2. el gayet mantıklı bu aletler icin. yine de garantisi bitmemiş temiz bi şey bulmak gerek.

edit : kafam karışmış ya msn icin jailbreak a gerek yok. yıllardır msn icin ebuddy kullanıyorum soruyu gorunce neden oyle yazdıysam :D

öncelikle hayır kesinlikle i phone alma:) ben 2 yıl önce gittigidiyordan 2. el 1. nesil 8gblık almıştım.. hala da baya baya kullanıyorum çok memnunum.. www.ikaynak.com bu sitede aradığın her ama her şey'i bulabilirsin aletle ilgili. benim tavsiyem kesinlikle jailbreak yapman yönünde, alete bir zararı falan yok ipod gene aynı ipod. vallaha kullanan 2 arkadaşım birde ben 2 yıldan beri hiç sorun yaşamadık uygun fiyatlı birşey gelirse düşünebilirsin bence..

internet sitelerini de tarıyor ya zararlı yazılım var mı diye, o yüzdendir. çok mu yüksek miktarda şeyler indiriyor?

bende de o problem vardı firefox'u yavaşlatır ve hep hata verirdi, eset'i sildim bilgisayar rahatladı, internet kendine geldi.

Bilgisayarına kendi sesinle kaydedip, mp3 formatına çevirebilirsin..

sting - englisman in new york, shape of my heart, desert rose, every breath you take...
jimi hendrix - little wing, hey joe, foxey lady, purple haze, voodoo child...
deep purple - highway star, smoke on the water, burn, black night...

çok az zamanı kalmış. pek fazla bir şey yapamaz. ama bir deneme olarak cumartesiyi pazara bağlayan geceyi ve pazar gününü gözünü kırpmadan geçirip pazar akşamı da 8 gibi sıcak bir banyo yapıp saat 10 dedi mi yatıp uyuyabilir. önceki gece de uyumadığı için saat 10da yorgunluktan sızma ihtimali var.

1 litre ayran içmek denenebilir. biraz uyku yapar.

herhangi bir piskiyatr'a git uyuyamıyorum geceleri de direk verirler ilacı.

loreena mckennitt'in sızdırtabilesi var

tylol hot + kongest fort.

bunların ikisi de sadece grip, nezle ilacıdır ve ikisi de ucuzdur. ayrıca gerçekten ilaç oldukları için normal zamanda da kullanılabilir. uyku getirmelerinin sebebi de parasetemol içermeleri. sözlükte de araştırabilirsiniz.

yalnız kalp rahatsızlığınız varsa kullanmayın, çarpıntı yapabilir. onun dışında birlikte kullanılmasının bir yan etkisi, en azından bende olmadı.

papatya çayını mutlaka denemelisiniz.

picasa yapiyodu sanirim. boyle yazi ekleyebiliyomu bilemedim.

photo collage'dan grid'i seciyosun sonra grid spacing'i arttirip rengi siyah yapiyosun.

bioshock

tam ben yazıcaktım bioshock . crysis serisini oynayın efenim, zaten yapımcılar giresunlu

orta güçte bir pc için crysis ağır kaçabilir. bu yüzden ben size halen oynamadıysanız call of duty 4'ü (modern warfare'in ilki) öneririm. sistem optimizasyonu+konu+aksiyon olarak 4x4lüktür.

cümlenin doğrusu şöyle: Peter eats 5 hamburgers.
a) doğru
b) doğru
c) doğru

d. "What does Peter eat?" da size 'hamburgers' i verir. :)

şöyle de bir öneri benden gelsin..
en doğrusu "five" demeniz olacaktır, Türkçe'de de aynı şekilde.
10'a kadar olan sayılar, eğer, bakkala liste vermiyorsanız, ya da benzeri bir döküm yapmıyorsanız, yazı ile yazılır.

kasa da tam powersupply fanının gelecegi bi boşluk olması gerek aslında yok mu? :) Yani fan kasadan dışarı dogru üflemeli.

psunun fanı dışa doğru değil işte her koşulda kasanın içinde kalıyor :S

tavanına bakarsa, ağzı kapanır. tabanına bakması lazım

islemciye dogru baksin

Genelde uğraşsanda yanlış takamazsın onları, vida delikleri asimetriktir.

manyetik korumalı olması gerekiyor. butcene gore bu ozelligi olanlara bakıver.

coolermaster kötü marka değildir. fan biraz dandik duruyor ancak yeteri kadar soğutacaktır sanırım overclock felan yapmadığınız sürece.
yalnız hangi işlemci için kullanacaksınız? 65 watt üzerinde tasarımlı intel işlemciler için uygun değil bu, bir kontrol edin.

grafik işlemcisi yetmezse cpu da devreye girer topluca fazla çalışmalıdır diye düşünüyorum.

Western Digital kullanan birini biliyorum defalarca düşmesine rağmen bir şey olmadı, bir başka tanıdığımının ext hdd'i sarsılmadan bozuldu. Marka çok önemli. Ama öylece yerinde durursa neden bozulsun ki?

Güvenli bir şekilde kullanırsan neden sorun olsun ki ? Fazla kıpırdatma yerinden, işin bittiğinde sök. Sorun olmaz.

bilgisayarını koltuğunun altına alıp oraya buraya taşımadığından.

ben Western Digital Mybook kullaniyorum. Gayet memnunum, eger calisir durumdayken dusurmezsen bir sorun olmaz. tasirken fis ve kablo oldugu ve alet de buyuk oldugu icin bir poset gerekiyor, bana gore sorun degil, 3.5" istiyorsan sana gore de olmamali...

ayrica bir de bilgisayardan cikartacakken "donanimi guvenle kaldir" derseniz hic bir sey olmaz.

seagate .

western digital den sasma. digerlerine gore pahalidir ama aradaki o farkin bi sebebi var. 250gb lik wd var bende 4-5 kez 1 metreden falan dusurdum. bana misin demedi.kullanmadim ama seagate de fena degil diolar. bildigim birsey varsa o da maxtordan uzak dur.

düşürme işi biraz şansa bağlı sanırım, xs marka taşınabilir bir diskim var, en ucuz diye almıştım. düşürmeme rağmen hala çalışıyor.

duyurudaki harddisk sorun ilanlarının %80'inde bir sorun olmuyor. bilgisayardan ya da işletim sisteminden kaynaklanan problemler olduğu çıkıyor sonradan.

harddiski harddisk gibi kullanırsan hiçbişi olmaz.

tabiki markada önemli seagate yada wd kullandığını düşünüyoruz.

aman maxtor olmasında. seagate freeagent serisine güvenebilirsiniz. expansion alt seridir. maxtor da seagate'in dandik ürünlerinden ibarettir.

paran boksa solid state disc(ssd) de alabilirsin. türkiye'de pek satılıyor mu bilmiyorum ama arayan bulur.

edit: onlarda sarsılma falan filan gibi durumlar yok. usb 2.0 kullananları çıkmış.

kullanılmışlığının dışında başka bir sorun olmaz

pci iyidir pci.

Sakın ama sakın usb wireless adaptör kullanmayınız. Bağlantı sorunları çok fazla ve iyi sinyal yakalayamıyor.

pci iyidir ama sağlam bi usb de sorun çıkarmaz

vitesi en sağa vurdurup sonra aşağı indirdiğinizden 4e takmazsınız merak etmeyin. zaten hadi oldu diyelim 4 e taktınız, 4. viteste arabayı öne doğru hareket ettirmek çok kolay olmaz, 3 te kalkabiliyor ancak 4 te zorlanır diye düşünüyorum.

gözünüz korkmasın 4e takmazsınız. zaten 4 ile geri çok yakın değiller birbirlerine. dediğim gibi vites topuzunu en sağa değdirerek geriye takıyorsunuz, gayet de geçiyor.

hiçbirşey olmaz.

4. viteste duran araba hareket etmeyeceği için korkacak bir şey yok. gaza basarsınız araba gitmezse 4 den çıkarıp geriye takarsınız.

bence asıl 3 den 4 e geçişte endişe etmen lazım. 4 yerine geri vitesi zorlarsan, vites dişlilerini sıyırabilirsin. (normal şartlarda çok olası değil 4 yerine r ye takmak ama belli olmaz)

zannedersem beşinci vitesin altında, altıncı vites olabilecek yerde bu geri vites. üçten dörde geçirirken dümdüz aşağı çektiğiniz için geriye takmanız zor. ama beşinci viteste giderken devir yükselince sanki bir altıncı vites varmışçasına "altıya takayım" dememeniz lazım.

ağustos? ben öyle biliyorum yani.

eylül başı galiba
bu arada ford connect bak bence. tepee çok şişirme.

bir sonraki yılın modelleri genellikle en erken bulunan yılın son çeyreğinde (eylül sonu yada ekim başı) piyasaya sürülmeye başlanır.

eylül-ekimde bulunur hale gelir.

bu yıl öngörülenden biraz daha geç olacaktır. hala deli gibi araç satıyorlar, sıralar 2 ayı buluyor.

neredeyse her başvuranı alırlar calısma kosulları ağırdır fazlasıyla üstler yeni genelenleri ezer genelde. çalışma saatleri haftalık belirlenir. bi gun sabah gelip ertesi aksam gece gelebilirsin işe karışık oluyor baya bir süre çalıştıktan sonra kendi saatlerini kendi ayarlıcak duruma gelebilirsiniz :)

her ikisinde de çalıştım daha önce.

buraya ekleyeyim ben de.

çalışırken çok rahatsız edici bir şey oluyor mu? yazın ya da seneye part time çalışmayı düşünüyorum da..

kadıköy burger king'te 3 günlük çalışma deneyimine göre;

işleri çok ağir.. leşini çıkartıyorlar adamın.. direk kaçıyorsun..
ayrıca yeni gelenlere böcek gibi davranıyorlar..

çok rahatsız ediciden kastınız ne? olmuyor calısma ağır ve yorucu olsa da cogu eglenceli oluyor oralarda calısmak tabi iş arkadaslarınıza da baglı :)

çalışma koşulları biraz zor parası çok az kaç saat çalıştıysan ona göre para alıyosun çalışma saatlerini onlar belirliyo.her başvuranı işe alırlar zaten hep yana döne elaman arıyorlar.ama biraz zaman geçtikten sonra çok zevkli bir iş.

yazik etme kendine... git pazarda limon sat *
calisma arkadas buralarda... canini aliyolar calisanin ve hakketen cok az para veriyorlar... degmez...

yaf somurunun tanrılıgını yapıyorlar calısanlara oralarda. adamı börgıa dıye satarlar orda. gıt normal bı kafede calıs yuz kat daha ıyı

saat başına kaç para veriyorlar şu an? ben de yazın çalışmayı düşündüm şimdi.

bu tarz bi iş yapmaktansa bence şubesi ve popülerliği yüksek mağazalara başvur. İkisi de yorucu, ama mağaza satış danışmanlığı yükselebileceğin ve çok iyi maaş fırsatları olan bir sektör, tabii yükseldikçe. ya da büyük marketlerde kasiyerlik, raf, depo sorumlusu olarak başla. kasiyerlikten mağaza müdürlüğüne yükselen biliyorum ben.

pardusu hic kullanmadim, ama live cd'de baya kasiyor isletim sistemleri.
en krali flash bellege ubuntu kur, cd'den cok daha hizli, kullanimi da baya kolay ubuntu'nun. bi hata olusursa da hemen yardim bulabilirsin, cok yaygin.

Whose parents does Helen visit every week?

whose parents does helen visit every week? olsa gerek. gülünecek bir şey yok canım.

Üstte kurulan cümleler bir garip gibi. Sankiiii, şöyle olsa daha mı doğru olur?

"Whose parents are visited by Helen every week?"

Evet passive daha güzel oldu.

Helen her hafta kimin ebeveynlerini ziyaret eder?
Whose parents does Helen visit every week?


Her hafta kimin ebeveynleri Helen tarafında ziyaret edilir?
Whose parents are visited by Helen every week?

who ile başlayan soru cümleleri çok kolaydır. who yerine özneyi koyup gerisini getiririz. whose'un da mantığı aynı, kimin arabası bu, çeviriken, benim arabam bu diyeceğiz.

helen kimin ailesini ziyaret eder sorusunu cevaplayacağımız zaman helen benim ailemi ziyaret eder, diyeceğiz.

whose parents does helen visit every week? queen english konuşacaksak doğrusu bu, günlük kullanımda "whose parents helen visit every week?" de denebilir..

@kabablanka: "whose parents helen visit every week?" denmez, soliyim. eminim son kararim *din din din* *niririririrri* *DANNN*

Tekrar yazıyorum, Whose parents does Helen visit every week? doğrusudur.

aa.

konuşma dilinde ingilizler neleri söylemiyor, bi bilseniz. amma nasıl ispat edeceğimi biemedim

amerika'nın çeşitli eyalet ve şehirlerindeki tüm lise, üniversite, 7 yıllık da reklam ajansı tecrübemle 16 yıllık çevirmenlik tecrübemi birleştiriyor ve bu böyle söylenir diye israr ediyorum. who is that yerine who dat de denir harlemde. doğrusu "who is that" dir.

emin olmadığın dosyayı silmezsen bir sorun olmaz. sileceğin dosyadan emin değilsen dosya adını bir google da arattır. Windowsun çok garip isimli dosyaları olabiliyor.

butun sistem dosyalarinin adini biliyorsan gitmez. bilmiyorsan gider.
sistemin d surucusune kurulu degilse bisey olmaz gerci, ama aktif calisan viruslerden de kullanamazsin, onlar sistemin yuklu oldugu surucude bir yerlere konuslanmislardir.

-herhangi bir livecd opsiyonu olan bir linux işini görür. ubuntunun türkçe seçneği var. bilgisayar dergileri fln alma gibi bir huyun varsa kesin onların arasında live cd si olan bir linux distribution vardır.
-ulaşır
-bulaşmaz

ubuntu iyidir. candır.
pardus da olur ama indirmişken ubuntu indiriniz.
ulaştırır bence de.
yok bulaşmaz.

piyasada 4 gb ramli vista'lı bilgisayarlar satılırken bunu söylemek biraz saçma geldi bana.

32 bit xp'ler için geçerliydi o. 64 bit xp ve diğer vista'lar çalıştırır 3 gb üzeri ram'leri.

32 bitlerde görmez diyor ama görenler var?

img136.imageshack.us

32bitlik işletim sistemlerinde sadece 3.2gb ram kullanılıyormuş..eger 8i kullanmak istiyosan 64bitlik sistem kurmak gerekirmiş tabi bide driverları var..

(bkz: pae)
32bit windows vista'da SP1'den itibaren bu sorun yok. ama tabi 64gb ile sinirli.

3 gb görür 4 gb görmüyor 32bitte.
vista da olsa xp de olsa linux de olsa 32 bitde 4gb ram görünemez sözlükte açıklaması var.

"With SP1, Windows Vista will report the amount of system memory installed rather than report the amount of system memory available to the OS. Therefore 32-bit systems equipped with 4GB of RAM will report all 4GB in many places throughout the OS, such as the System Control Panel. However, this behavior is dependent on having a compatible BIOS, so not all users may notice this change."

technet.microsoft.com

isimlerinde ortak bikaç harf varsa regeditte aratın şansınız varsa bulursunuz

e zaten raporu yazdıktan sonra işi biter, yani yaptığı en son iş raporu düzenleyip ekrana getirmek, o kadar.

enter saltman: senin durumun beninkisinin aynı. forumlarda "raporu bi bilene gösterin o yardımcı olsun" diyor, ben hala beklemedeyim...

(bkz: #62506)

şoke edici gelişme editi: verdiğim bkz. benim bu sabah sorduğum soruya gitmek yerine beni sözlükten şuraya yönlendiriyor: siktir

8. her anlamda kullandigim bir laf olmasina ragmen ozellikle aklimda super bir entry warken onun kafamdan ucup gitmesi halinde yuksek sesle arka arkaya beynimin duvarlarinda yankilanan laf..
(ssg, 15.11.1999 23:30) #62506

ssg nin iltifatına mı mazhar oldum yoksa bkz fasilitesini yetkin bi biçimde kullanamadığımı mı ima ediyor..

@kabablanka: duyurulara link vermek için (git: ) kullanılıyor. başına da # koymayacaksınız.

bağlantıyı bu router(yöneltici) denen cihaza kablolu olarak gösteriyorsunuz. bu da gerek diğer ethernet portlarıyla, gerek anteniyle bu internet bağlantınızı yayıor, sağa sola yönlendiriyor.

kablolu olan bir modemi üzerine bir parça vs takarak kablosuz yapamazsınız, ancak kablosuz özelliği olan bir router ile ethernet ile bağlar iseniz eski routeriniz üzerinde olan internet kablosuz olarak erişilebilir olur. Yani www.airties.com böyle bir ürün alıp bunu ethernet ile modeme takarsanız, kablosuz olarak modeminiz üzerindeki internete erişebilirsiniz.

router degil, access point lazim.

@assert h
piyasada router olarak satılan cihazların access point özelliği yokmu zaten? @edip in verdiği linkte yazıyor mesela. bende kablo modeme böyle bişey yapmayı düşünüyorum da. birde bu router zımbırtısı için eternet denmiş pc nin açık olmasına gerek yok değilmi bağlantıyı kablosuz olarak paylaştırmak için

arkadasim oncelikle router nedir, access point nedir bir bakalim degil mi ?

bakalim edip'in verdigi linkteki cihaz ne diyor?
AP-301 Kablosuz / Erişim Noktası / Tekrarlayıcı / Köprü

yani ?

AP-301 wireless / access point / repeater / bridge*

router ?

edit: "wireless router"in tek esprisi(router yazilma sebebi yani) kendisine gelen baglantilari modem'e iletmesi/yonlendirmesi olabilir. ayni sekilde modem'den de client'a.

acces point (erişim noktası) alacağın şey evet, bilgisayar açık olmak zorunda değil, zaten bu erişim noktaları router görevi görürler, yani kablosuz bağlanan bilgisayarlara ip atarlar, bu arad unutmaman gereken şey, kablolu modemden gelen etherneti erişim noktasına takacağın için kablo ile başka bir bilgisayar bağlayamazsın (modemde usb varsa ancak). Gerçi benim verdiğim linkteki alette tek ethernet port var ama üst modelinde 4 port ethernet olanı da var.

access point uzerinde dhcp aktif hale getirilmedigi surece arkadas ip atamaz baglanan cihazlara. yine modemden ip alir cihazlar.

o değil de bence pahalı bu meretler, neredeyse kablosuz modemle aynı fiyatta oluyorlar. Doğrudan kablosuz modem almak daha mantıklı. Yekten; hem modem, hem router, hem access point, mis...
(bkz: nafi)

ben de geçen ay sirketin holding tarafina baglamak için aldim AP-301'den. basimi cok agritiyor meret. belirli bir gün sonra resetliyor ve baglantiyi kesiyor. fisi cikartip tekrar takmak gerekiyor.

@lite viper haklısın

bende d-link dwl-g700ap var. aldigim gunden beri calisiyor(elektrik gittiginde kapaniyor bir tek) daha bir yamugunu gormedim, canavar gibi.

evinde cok hayvan konfigurasyonlu bilgisayar(lar)in ve metro ethernet gibi bir baglantin varsa neden cevirmeyesin. (hosting satacakmissin gibi dusunuyorum)

bildiğin bilgisayar gibi düşüneceksin. özellikleri ne ise ona göre fiyatı çıkar. evdeki internetinin bant genişliği yetmez. bir datacenter içinde muhafaza etmen gerekir makinayı. işte yenisin bir çevre yok bilgi yok. zarar edersin kesinlikle.

en sağlam sunucu da alsan sunucu 100-150 lira eder. önemli olan bağlantı. ki kimse 1mbit lik bağlantı için en sağlam makinaya 100 lira bile vermez. makinayı alıp mecburen profilo radore borusan gibi sağlayıcılara co-location yapacaksın. onlar da senden co-loc parası olarak 100 lira, sağlam bir bağlantı için de 200-300 isteyecek. 10mbit için şuan 350 diye biliyorum. ki işte hiçbir bilgin olmadığını da hesaba katarsak her ay 200-300 zarar edersin.

bağlantı sağlam olmalı, teknik destek verebilecek durumda olmalısın, kesintisiz erişim sağlaman da lazım. elektrik gitse 2 saat gelmese mesela... donanım problemi çıktığı zaman çok kısa süre içerisinde çözüp düzeltebilmen lazım.

cevap veren herkese teşekkürler söylediğiniz gibi bu iş hakkında hiçbir bilgim heveslendim öylesine.

yoo neden sikinti olsun ki. ram'in az olmasi sadece oyunlarin yuklenme hizini du$uruyor biraz slim'e gore o kadar. onun di$inda ben halen daha kullaniyorum. alali 5 sene olacak nisanda. yapmadigim $ey kalmadi sanirim cihaza, bir yamugunu gormedim henuz.

en stabil firmware $u an 5.00 M33-6.

voip olaylarina girmyeceksen alinir benim gozumde kullanmis birisi olarak.

Kardeşim ben sana şunu söyleyim psp slim ve fatın ram'i 4 mb dir.Ancak fatin kendi hafızası 32 sliminki ise 64 dür olay bundan ibaret.Tv bağlamak çok önemli değil zaten.slimin boyutu küçük ve hafif diye alcaksan sana şunu söyleyim Psp lerde fat olanın malzemesi cok kalıteli slimin ince ve dayanıksız!

Başlıca farkları aşağıdadır.

* Slimde Kızılötesi yokken Fat de var.
* Kapak mekanizması fat de daha kaliteli.
* TV out çıkışı var slimde, fat de yok.
* Psp slim enerjiyi %33 az kullanıyor fatin bataryası 1600Mah slimin ise 1200Mah
* Slimler USB bağlantısı ile şarj olabiliyor.Fatlar ise 7,50 ytl lik donanim ile
* Slimler Yeni data cache özelliği sayesinde oyunlarını UMD'den daha hızlı yükleyebiliyor.
* Fatta arka yüzey çıkıntılı olduğu için ele daha iyi oturuyor ama slim düz olduğu için ele oturmuyor...

Bence psp 1000 alınır.Eğer sen almak istemiyorsan ve Ankarada satıcı bulduysan yazarmısın adresi ?

Msn=buldozer_u@hotmail.com(msn adresi vermek yasak mı bilmiyorum eğer yasaksa şimdiden özür diliyorum)

kremin tuyleri azaltma gibi bi etkisi olmaz, yine cikar hepsi bi sure sonra. sir agda azaltabilir. sifir bacak dolasman gerek bi sure ama.
tüy azaltici krem demek istediyseniz de once tuyleri almaniz sonra kremi uygulamaniz gerekiyor ama 1 sene kadar surekli. cok mantikli degil yani. 2 kez ustuste sir agda daha mantikli.

Tüyleri 2 ya da 3 numara makine ile kısaltmayı deneyin?

o tüyleri jiletle bir güzel al. ilginç bir şekilde bazıları eski uzunluğuna ulaşırken bazıları uzamıyor kısacık kalıyor.
Ya da şunu uygulayabilirsin, önce tüyleri kısalt sonra cımbızla istediğin gibi seyrelt ve en son olarak da bacaklarına karınca yumurtası yağı sür. cımbızla aldığın tüyler bir daha çıkmayacaktır.
İkinci yöntemi genital bölgede ve koltukaltlarında da uygulayabilirsin.

Tüy dökücülerin kokusu adamı kusturur, önce ona hazırlık olun. Depidak en kalitelisidir, fiyatları da tam hatırlamıyorum ama makul düzeyde. İyi düşünün, sonra kılsız bir bacağın çok kıllı bir bacaktan daha kötü durduğunu görüp pişman olmayın.O nedenle eğer durum çok kötüyse makas veya makine ile kısaltmanızı tavsiye ederim.

şu aksaraydaki makinelerden alıp araya tarak koyup kılları kessem nasıl olur?

www.hepsiburada.com

denemekte fayda var diyerekten ahanda bu makineyi alın, tarağını takın "ara makas" özelliği sayesinde güzel sonuçlar alın. bu kadar..

sir agda yaptırabilecek bir erkek tanımıyorum ben :D aramakası öneririm

tüy dökücü krem, jilet, yakma, kesme zart zurt hepsi kılları hem güçlendirir hem de sıklaştırır. ya bir iki seans epilasyon yaptırın (1-2 seans olunca tüylerin hepsi değil bir kısmı gidiyor ama çok da güvenli değil çünkü bazen bir bölge cillop gibi olurken diğer bölge orman oluyor ve yolunmuş kaza dönüp seanları tamamlamak zorunda kalabiliyorsunuz) ya da tüy sarartıcı krem kullanın. ha çok esmerseniz ve o esmerliğe sarı tüyler dali tablosu gibi olacaksa, o zaman da bir kaç kere sir ağda yapın. hazırları var satılıyor süpermarketlerde falan. sir ağda azaltıyor tüyleri.

bir de televizyonlara gazetelere reklam verip de tüyleri azaltıyoruz, hatta yok ediyoruz diyenler var. onları denemediğim için bir şey diyemiyorum.

sir ağda tavsiye edilmez. (dediğin üzere bayağı kıllı birisin ki ben de öyleyim) önce makinayla falan alman gerekir. bi doğruluk cesaret oyunu sırasında sir ağda olmuştum. çekilecek gibi değil. büyük acı veriyor pek bi etkisi olmuyor.

windows cd'sinin image'ini usb ile laptop'a aktar. daementools vb. sanal sürücü ile cd rom varmış gibi başlatabilirsin kurulumu. ayrıca usb'den başlangıç destekliyorsa bilgisayarın usb'den de direkt kurulum yapabilirsin.

disket sürücü de yoktur herhalde?

bootable bir usb stick ile mesela. bilgisayarın bios ayarlarında usb'den boot etmesini seçmeniz gerekir.

@abtash
Daemontools tarzı bir programla image açmak için windows açık olmalı. Windows açıkken nasıl format atabilirsin ki?

başlıyor sen rahat ol. d.t. ile çalıştırıyorsun image'i, o ön yükleme yapıyor windows altında, sonra bilgisayar yeniden başladığında normal şekilde devam ediyor kurulum.

turkcell'de bazı hatlar iptal olduğu için veya kullanıma kapandığı için tekrardan satışa sunuldu. bazı 532'liler ile 534'lüler bildiğim kadarıyla böyle ortaya çıktı..kardeşim 534'lü kullanıyor ilk aldığı zamanlar x bey diye arama geliyordu hep. eğer senden önce biri kullandıysa numarayı sizi arayabilirler..

@orion ares hayır hattı 2005 yazında aldım 0538li

538'li bir hatta olacağını sanmıyorum, ondan değildir. deneme yanılma yapan o. çocukları dolaşıyor etrafta. kişileri arıyorlar veya mesaj çekiyorlar. arayarak kişisel şeyler soruyorlar ve bilgi alıyorlar. veya kuzen diye mesaj atıp muhabbete giriyorlar. kuzen'li mesajlar kız aramak için diğerkileri de kredi kart hesabı ulaşımı için. özellikle de turkcell merkez diye başlıyor bu aramalar. mesajlarsa kuzen diye çünkü en genel terim budur. kuzen diyince kuzeninizin mesaj attığını sanıp cevap verirsiniz birkaç mesaj sonra da anlarsınız ki o değildir. o da pardon sizi kuzenim sandım der ve bari tanıtın kendinizi nesiniz diye mesaj atar.

ne olursa olsun cevap vermeyin tanıdığınız numaralara ve mesajlara.

telefon pc nin yanındayken arada etkileşim olur. sonuçta sürekli alıcı bağlantısı olan bi alet. televizyonun yanına koyarsan da yayını arada etkiliyor, ama çalmıyor. bu normal. ama arayan elemanla konuşmaman mantıklı olmuş. sıpanın tekidir, bi şeyler koparırım bu şekilde diye aramıştır.

kafadan bir türksel numarası sallamıştır. gençtürksel şifrenizi ele geçirmeye çalışan biridir. kendi türksel hattı yoktur, "eski şifrenizi aliyim, yeni şifrenizi şudur diyip kolpa yapacak, eski şifreniz diye elde ettiği bilgiyle de gidip mekdanlıtta yemek yiyecek, sinemaya gidecek falan. siz numarayı yemeyince callcenter ayağını abartmak için tarife marife yazmıştır.

bluetooth driverı iyi yüklenmemiş gibi duruyor.

www.elektrotekno.com

wine ile bir nebze windows oyunları çalışır da zor gibi. counter, fifa vs. msn için de kendi alternatifleri var.

çoğu linux sürümünün içinde türkçe hali var. ubuntu'yu deneyebilirsiniz. ama pek memnu kalacağınızı zannetmiyorum isteklerinize göre.

fifa,counter haricindekileri rahatlıkla yaparsıni onları da wine ya da benzeri emulasyonlarla yapabilirsi. Bunun haricinde. Pardus 2008.1 yeterli bir işletim sistemi ubuntu basit olsa da pardus biraz daha kolay arayüze sahip. Ama sorun çözmede ubuntunun daha çok forumu vesairesi var tabi ingilizce.
Kurulumda dikkat etmen gereken 2 husus var; 1. disk bölümleme sırasında eğer dosyalarını tuttuğun d vs var ise onu silmemeye azami özen göster, otomatik olarak tüm diskin biçimlendirilmesini seçme, 2. kuruum sonunda grub denilen boot yöneticisini kurmayı unutma, o zaten gösteriyor ama sen iptal filan deme diye söyledim.

oynamak istediğin oyunun adı + seçtiğin linux distorosunun adı diye arattığın zaman google'da o oyunu oynayıp oynayamayacağına dair bir fikir edinebilirsin.

hepsi yazilimsal demissiniz ama formatla cozulmez demissiniz. cok ilginc.

bence arkadasinizin bilgisayarinin tum ozelliklerini yazsaniz niyesiyle ilgili belki bir seyler soyleyebilirdik.

Şimdi sen temel pc işlemlerinin içine fifa'yı da sokunca (:D) sana linux kullanmak pek uygun değilmiş gibi geldi. Şimdi sorularının cevaplarına geçiyorum.

-Temel pc işlemlerini yerine getirir. O özellikli bi bilgisayar linux'la uçar. Oyun konusuna gelicem.

-Eğer ekran kartını tanımada bir sorun olmazsa kurulum çok kolay olur. Ekran kartını başta tanımazsa, yine kurabilirsin, ama biraz çetrefilli olabilir.

-Bir sürü linux dağıtımının türkçe sürümü var. Diğer dağıtımlar da pardus kadar türkçe. Benim denediğim dağıtımlar kronolojik olarak; ubuntu, opensuse, pclinuxos, pardus, ubuntu. Pardus'u uzun süre kullandım, şimdi de uzun süredir ubuntu kullanıyorum. Ubuntu daha yaygın bir dağıtım olduğu için ubuntu için hazırlanmış bir sürü program var. Ubuntu'ya rahatça kurabildiğin programları, pardus'ta kurması zor olabiliyor ya da kuramayabiliyorsun. Ben ubuntu tavsiye ederim sana.

-Son olarak oyun konusuna değineyim. Wine diye bir olay var. Her ne kadar ismi "Wine Is Not an Emulator" cümlesinin baş harflerinden oluşsa da, kısaca windows emülatörü diyebiliriz. Wine, bazı windows program/oyunlarını linux üzerinde çalıştırabilmeni sağlıyor. Mesela winrar ve flashget wine ile çok güzel çalışıyor. Oyunların bi kısmını wine ile oynayabilirsin. Onun dışında oyun oynamak için cedega diye bir emülatör daha var, sanırım oyun çalıştırmada daha başarılı ama ücretli bir yazılım. (Korsan çözümü var mı bilmiyorum.) Onun dışında da playonlinux diye bir olay var. Playonlinux wine'ı kullanarak çalışıyor.

Playonlinux, oyun oynama problemini büyük ölçüde çözecektir. Korkmayınız, yükleyiniz linux. Ama karşınıza gelecek sistem windows'tan çok farklı olacağı için başta alışmak zor olacaktır. Korkmayınız, azmediniz, bi süre sonra her şey kolaylaşacak.

msn'den dosya gonderimi var mi? sesli veya goruntulu konusma?

uç bir örnek belki de, windows update veya diğer adobe update vb. update'ler yapmış olabilir, sürekli format atıyorsa(msn'den virüs yiyip) başına gelmiş olması muhtemel.

ttnet avukatlarından abtash gururla sundu.

Ilk faturaysa da olabilir. Ilk faturada ilk ay ve ikinci ayi topluyorlar ya da oyle bir sey. Faturayi incelediniz mi?

bana da 700 ytl geldi..
daha 20 dakika önce öğrendim..

bu başlığı gördüm, tesadüfe bak..

türktelekom azına %+^%$#5&...

windows yükseltmeleri, program yükseltmeleri, özellikle antivirüs yükseltmeleri buna sebep olabilir.

ayrıca bu limewire denen programı kullanıp, bin türlü mp3 indirdikten sonra ben bişey indirmedim diyenlerde var.

@fuck milk;
sıfır fazlalığı yok dimi? :S
700 ytl geldiğini e-faturadan mı öğrendin yoksa kota aşımına göre kendin mi hesapladın?
kota aşımına göre hesapladıysan, belli bir sınıra kadar (atıyorum 4gb kotası olan için 80 ytl ye kadar) fatura düzenliyorlar, kalanını bir dahaki aya devrediyorlar

yoo kotalı değil zaten net..

haziran temmuz ağustos faturalarımız ödenmemiş meğerse...
araya kaynamış.. aptal tt'da hiç bir şey söylemiyor aylardır..
başka bir iş için gittiğimizde (telefon hattı için bir işlem) o zaman öğrendik.. eskiden kalma borçlar, günlük faizleri falan birikmiş..
700 ytl civarında..
biz de yeni öğrendik akşam üzeri..

detaylı bi fatura alacam hafta içi bakalım, her bir kuruşunu teker teker açıklasınlar şu şunun parası, bu bunun parası toplam 700 ytl diye..
böyle saçma iş mi olur yaa.. çok sinirlendim..
dut yapraği mi bu.. para verecem ben.. ben yemişim bi bok araya kaynamış unutmuşum ödememişim.. hatırlatsana bana borcun var diye.. benim şubeye tesadüfen uğramamı mı bekliyorsun ille.. bu ne aptallık..

@abtash hakılsın sanırım bu ay 10(ciddiyim)kere ciddiyim format attı.
@fuck milk get beer bizde bugün bu ayın brcunu sormaya gittiğimizde eylülden borcunuz var dedi ama çocuk ben yatırdım dekontu buluyum dedi.

-tanımaz gormez taksan da kullanamazsın.
-korkacak bisey yok. arkadasına ver o acsın.

2 bira iç öle aç
( bu ne lan hoşlandığı kıza konuşma teklif etmekten çekinen kankaya verilen öneri gibi oldu:)

1 hafta 10 günde tamamen ayağa kalkarsın gerçi gene oturmada biraz sorun olabilir
İyi bakıldığı sürece tekrarlama olasılığı çok az
tam olarak iyileşmesi biraz uzun sürüyor. Ama dikişsiz nasıl olur bilmiyorum tam olarak

ben de olduğum için söyleyebilirim ki, tamamen ne kadarlık bir alanın (içeriden) tahrip olduğu ile ilgili. ben biraz boşvermiştim ve 19 cm uzunluğunda, 4 cm derinliğinde bir bölgeyi aldılar. 6 ay iyileşme süresi verdiler ama benim bünye iyi çalışıyordu o sıralar 30 günde hemen hemen kapanmıştı yara. her gün pansumana gideceksin. şimdi ismini unuttuğum (rivanol olabilir) banyosu yapacaksın. kıçın güneş gibi olacak ve her gün pansumanı yapan kişiye doğacak :) büyük ihtimalle leğenin içinde oturacağın için bir dönem plastik ördek gibi hissedersin kendini. Kot pantolon giyemeyeceksin uzunca bir süre ve robocop gibi hareket edeceksin. İyileşme sürecinde tam kapandı derken bi bakacaksın hafif bir acı hissediyorsun ve yara açılmış. Sorun değil doğal mekanizmalardan biri olduğunu bilsen yeter.

Ha bir de hijyenik tutman lazım o bölgeyi, epilasyon yapamayacağın için dededen kalma yöntemle traş edeceksin bir de orkid kullanman gerekebilir :) (ciddi)

@gulyadkin;

19 cm genisliginde ve 4 cm derinliginde? naptin sen ya, butun kalcayi mi verdin? gercekten nasil olabiliyor boyle bir sey? bilgiziligimi bagisla, gercekten merak ettigimden soruyorum. amacim dalga gecmek degil.

Benden sana bir tavsiye bu ameliyatı bir askeri cerrah'a yaptırın.Askeri cerrahlar bu ameliyatları daha çok yaptıkları için daha tecrübeli oluyorlar.

@
no christ requiress

Hocam ergen zamanı dönemi cahilliğimi de göz önüne alırsak yaklaşık 5 sene böyle gezdim.
her yaz denize girince doğal olarak yara kapanıyordu. fakat bu yara kapanması içeriden ilerleyişi tetiklemiş. kuyruk sokumu üstü ile bel hizasına kadar olan bütün bölüm diyelim.

inanmazsan bi gün görüşürüz yara izini gösteririm :) (hiçbir adama kıçımı göstermemiştim görüntü komik olur eminim :))

not. başka inanamayabileceğin birşey söyleyeyim: endeskopide doktorumun literatürlerde bulunandan daha büyük bir mide fıtığı sahibi olduğumu da söylemişliği var :)

Söz konusu link ruhsal dengemi bozdu ama son bir gayret bir şeyler yazıyorum. Ped kullanmak allahın emri bu arada.
Birhafta bile sürmez ayağa kalkman ama mesele ayağa kalkmak değil zaten.
Tekrarlama olasılığı tamamen doktoruna bağlı. Bence askeri hastane meselesini önemse. Bu ameliyatta en büyük sorun tam netice alınamaması ve ameliyatın tekrarlanmasıdır. Hastaneyi ve doktoru iyi seç. Mümkünse İstanbul Gata'ya at kendini. En temizi.
İyileşme göreceli bir kavram. Tamamen kapanma diyorsan o bir ayı geçebilir bile.
Sonuçta, atla deve bir operasyon değil ama sancılı, gıdıklayıcı bir süreç. Lokal anestezide kırt kırt sesler duymak ve gerisi, ilginç deneyimler. Gata'da ameliyat olan kardeşim beş günde sapasağlam olmuştu.
Ha, bir de tecrübeyle sabittir: Çevrende hıyar varsa söyle dikkatli olsunlar. Yersiz bir "tekme" şakası yüzünden tatsız anlar yaşamak olası.

ben de ameliyat oldum. ilk çıktığında sivilce falan sandım, önemsemedim. baya uzun zaman geçti, beni rahatsız etmediği için. hatta askerlik yaparken de vardı ama ne olduğunu bilmiyordum. 2 senelik olunca ara sıra patlayıp akmaya başladı ve iltihap berbat kokuyordu. 3. sene civarlarında doktora gittim kıl dönmesi olduğunu söyledi, zaten internetten araştırıp öğrenmiştim. yine baya zaman geçti artık ameliyattan kaçış yoktu çünkü her gün olduk olmadık yerde patlıyor ve koku sadece içimde kalmıyordu. araştırmalarım ve doktor sayesinde benim için en iyi yöntemin alındıktan sonra dikilmesi olduğunu anladım. açık bırakılırsa hem iyileşme süresi uzuyor hem de pansumanı acı veriyormuş. çünkü açık bırakılan yer her gün steril bezle silinip temizleniyor. ben iş vb. nedenlerden dolayı çok ihmal ettim pişman da oldum. ameliyatım 3,5 saat sürdü kendimdeydim doktor sadece o an keseceği yeri uyuşturuyordu. aynen danimarkaprensi'nin dediği gibi kırt kırt sesleri duydum. kuyruk sokumunun altından belime kadar açıldı. doktor ameliyat sırasında çıkan parçayı gösterdi, sigara paketi boyutunda, filmlerde insanların içine yerleştirilen uzaylı gibi bir şeydi:) sonra eve getirip iyice inceledim yağlı, kanlı bir şeydi. bıçakla zor kestim, içinden tomarla kıl çıktı. benim açık yer çok büyük olduğundan kapatmak için plastik cerrahi ile doku gerildi yaranın etrafından. zorlamadım kendimi genelde yüz üstü yattım, 1 ay sonunda ayağa kalkıp işe başladım. ameliyat sonrası fotoğrafını çektirmiştim ama bulamıyorum, bulursam isteyene gönderirim ibret alıp ihmal etmemesi için! ama en kötüsü de ne ameliyat ne pansuman, o ayakta sıçmak yok mu ayakta! :)
ne yazmışım be pilonidal sinüs üzerine, az daha okusam cerrah olucaktım:)

link nerde babalar, merak ettim.

bugün kan vermek için gittiğim bir hastenede gördüm kıl dönmesi için lazer tedavi diye, bir araştır istersen o kadar süre üzerine o acıyı çekmektense...

meraklı krasotkin için video:)
www.youtube.com şuydu
ancak alttaki video daha bi bilgi verici
www.youtube.com
düşman başına amaneeeyy...
şimdiden geçmiş olsun

zaten o renkler msn plus ve msn discoveryi için görülebilir, normal halde (c////) filan gibi görülür.
program ekle kaldırdan msn live 9 u kaldırıp msn.com sitesinden tekrar indrirseniz 8.5 inecektir.

sorunumda o renkler zaten. plus yüklediğim halde c=19vb. tarzı şeyler görünüyor

8.5 yüklenmesine izin vermiyor bildigim kadariyla.
illa ki 9'a güncelle beni diyor.

son msn plus 9u desteklemiyor. betasını destekliyordu ama stabil versiyonunu desteklemiyor ne yazık ki

Üye olabilirsiniz ve istediğiniz düzeltmeyi yapabilirsiniz. Hatta gidin olun durmanız kabahat.

Bilemedim o kelimeyi.

kelime ingilizce mi? nereye gidip gelme?

fornication olabilir

ya da obur dunyaya gidip gelme reincarnation.

düzeltmeleri üye olmadan da yapabilirsin. edit e bas, düzenle.

tabi bazı başlıklar yoğun vandalism sebebiyle üye olmayanlara kapalı oluyor.

faeriecation sanırım o şekilde okunuyor ama böyle bir kelime yok. sadece faerie peri demek. perileştirmek olabilir mesela. kelimenin geçtiği cümle var mı?

kadıköy'de kadıköy iskelesi olması garip değil mi? beşiktaş ya da eminönü iskelesi olmasın o? beşiktaş iskelesinden gelecekseniz 100 metre sola doğru ilerleyip karşıya geçin. karşılıklı gold var. sağdakinin hizasında dibinde.

eminönü iskelesinin ise tam karşısında kalıyor sanırım evet. ki size de öyle dendiğine göre oradan geleceksiniz.

kadıköy-eminönü-karaköy iskelesinden düz yukarı çıkarsan bulamazsın. iskeleden düz yukarı çıkıp ışıklardan karşıya geçtikten sonra sola dönüp 50m yürüdüükten sonra sağa dönmen gerekiyor (ziraat bankasının kenarından, yeni açıldı pırıl pırıl göze çarpıyor) oyun cd si bulursun da oyun için yazıcı oğlu ne bilim pek aklıma gelmezdi. ne arıyorsun ki öyle yakınlarda bulamadın yazıcıoğluna gitmeye karar verdin ?

kime sorarsan gösterir o noktada zaten...

img82.imageshack.us

teşekkürler yardımlarınız için ama eminönü iskelesine kadıköy iskelesi dediğim için bu kadar kınamanız gerekmezdi.hem bilmemek değil öğrenmemek ayıptır öğrendik işte. aradığım oyun hard truck serisi:1-2-18 of stell, king of the road(kulağa en arabeski bu geliyor)

oyun cd.si istiyorsan ve beşiktaş'a yakınsan orada var bir yer, daha güvenilir hem: beşiktaş'tan ortaköy yoluna girince hemen solda bir apartmanın kapısından içeri bakınca yerde tabelamsı yazısını görürsün kocaman. adını hatırlamıyorum ama bulursun çok kolay, ikinci kattalar.

yazıktır günahtır kazık yemeye gidiyorsun oraya aklında olsun. sınırsız adsl'i filan olan birinden rica et netten bulsun. parası neyse gene ver. oradan alıp pişman olacaksın yok bozuktu çizikti diye. yani daha yolunu bilmiyorsun ondan diyorum o paçoz mafya bozuntularına hiç bulaşma.

avrupa yakasındaysan eğer kadıköye gitmekle hiç uğraşma, beşiktaşa gidip sinan paşaya gir ikinci kata çık istemediğin kadar oyun cdsi satan yer var ve hepsi güvenilirdir.

masaüstü ekranınızda bir "mod" seçili olabilir, misal vivid ya da film modu, bunlar kontrast artırırılar ve maviye çalıyor olabilir renk.

crt monitörlerde renk değişikliği olabiliyor sanırsam. lcdlerde arka planda ışık olduğundan daha parlak görünür renkler.

eğer şu anki pasodan varsa sende hiç zahmet etme, yenisi gelene kadar onlar geçerli olmak zorunda.

Yeni pasoların ne zaman geleceğinin önemi yok ki? (Şu an elinizde bir pasonuz olması lazım, okul başvuru sırasında onu almamıştır?)

Eğer durum böyleyse de zaten örneğin 1 Mart'ta dahi gelse yeni pasolar, siz ocak&şubat2009 boyunca yine akbilinizi doldurabileceksiniz, görevliler "bu paso geçersiz" demezler çünkü onlar da yenilerin okullara ne zaman gönderildiğini biliyorlar.

*Karaköy'e giderseniz verecekleri pasolar yine eski pasonuzdan olacak, o da 2 ay için pasonuzu bilerek kaybetmişsinzi anlamına gelir. Faydasız yani.

ya benim hiç pasom olmadı. ilk kez paso alacağım

ben de senin durumundaydım birkaç sene önce. eylül ayında pasom olmadığı için ve toplu taşıma araçlarını kullanmak istediğimden okuldan normal şekilde başvurumu yapmıştım gelecek senenin pasosuna, ayrıca ekim ayında karaköye gidip içinde bulunduğum senenin pasosu için başvuruda bulunmuştum ve 1 hafta içinde almıştım.

sabırtaşları ile sabrımız sınanıyor.

akşam saatleri çok abanıyor millet, yavaşlıyor doğal olarak. düzelecek inşallah bir gün.

şu sabırtaşları yazar olarak alındıktan beri sözlükten feci soğudum. acayip yavaşladı, o yavaşlığın içinde bir şeyler okumak için tıklayıp bekliyorsunuz, ne yazık ki bekledikten sonra karşınıza gelen yavan yavan, boş laflar. hay senin de yazacağın entrynin de diyorsunuz.

bir de durmadan deli gibi yazıyorlar. bu nasıl bir kendine güven anlamadım. biz yeni yazar olduğumuzda çekinerek korkarak yazardık.

algida secicilik derler buna eksi literatürde. cok calismak yaraticiligi köreltmez aksine tetikler.
ayrica ne alaka, nedir bu tutuculuk nedir bu ayrimcilik ?
artik eski günler yok. kabul etceksiniz sabirtaslarini.calisin sizinde olsun.20 bin kusur yazardan yarisi sabirtasi. her sabirtasi trol degil ki. yazilsin guzel entriler ,ciksin aradan.siyrilip gelsin..
devrimler tabandan iktidara olmali,iktidardan tabana degil.
bizleri dislayarak bölmeyin sözlügü...

yok ya calısıyor daha dusuk konfigle de.

edubuntu var ya da kubuntu var xubuntu var fln bunlar daha dusuk sistemler icindi.
slackware mı ne vardı bi de.

pardusu bilememde eski sistemler için yapılan bir sürü distro var. bir çok işlemini de yapabilirsin. en basitinden wikipedia'da distroların listesi var.

(bkz: Immediate Music)
(bkz: x ray dog)

eğer googla'da aradığını bulamazsan mail adresini yazıver.

nasıl bir film, türü ne bir tane yazalım bakalım

the feeling - join with us

garantili dedikleri sonucta chip garantisi.
misal ben de ps2 kullandigim zamanlarda, chip taktirdiktan itibaren 1 sene chip garantisi vermislerdi, boylelikle o 1 sene boyunca chip in kopya oyunlari gormemesi gibi durumlar oldugunda degistirme sozleri olmus oluyordu.
ama tabi chip takilan aletin sony tarafindan verilen bir garantisi kalmiyor.

fiyat olarak dogrudur, internette cok daha ucuza bile bulunabilir gibi geldi (tabii garantisiz alincaksa ya cok iyi bi makina bulmali ya da tanidik birinden almali), artik baya ucuzladilar.

makine yetkili servis disinda biri tarafindan acildigi anda (user serviceable alanlar haric) firmanin garantisi biter. chip de boyle bi$i, sony'nin garantisi kalmaz. 250 iyi bir fiyat. ben gittigidiyor'dan 180'e buldumdu. sifir dukkan urunleri genelde 380-450 araliginda diyerek huzurdan cekileyim.

350-370 ytl idi en son. ben 2 sene once yazicioglundan aldim 300 ytl ye ps2, 10 oyuın, 2 kol, 1 memory card ve chipli alet. sorun cikmadi.

eylül ayında 240 idi fakat doların artmasıyla birlikte fiyatı 300 ytl nin üstüne çıktı. 300 - 320 arası satılıyo.

bence değer biçilme korkusu ile öss yi küçültmeye çalışıyorsun gibi geldi.
Öss senin değerini değil senin çalışmanı değerlendireceği düşünecesini oluşturabilirsen belki faydası olur.

Belkide gerçekten rahat batıyordur. Nasıl olsa herşey var öss ne katacak ki :) hiç olmadı para verir okursun :). Bunuda çalışarak aşabilirsin galiba

peki zamanini nasil degerlendiriyorsun? hergun ayni seyler mi, farkli seyler de deniyor musun, ya da stresini atacak seyler..

ayrica oss'yi kazanabilecegine inaniyorsan stres yapmiyorsun sanirim onu. baska bir kaynagi olabilir. ama oss de ister istemez stres yapabiliyor.

çok rahatsızım diyosan git bir psikoloğa anlat kendini detaylı o cevabını verecektir. şimdi burda kendini bukadar maddeyle anlatabildiğini düşünmüyorsun heralde. zaten lisede sıkılınmaz yasaktır, bide o kadar sosyalim diyosun. ama diyosanki patlıyorum sıkıntıdan yapmadığın şeyleri yap. gezmiyosan gez, geziyosan evinde otur. kız arkadaşın yoksa madem senin için okadar kolay edin bitane bak bakalım işe yarıyor mu. oda olmadı geleceğinle ilgili bi hedef belirle kendine atıyorum grafiker olcam de, müzikle aram iyi ses toknolojilerinde uzmanlaşıcam de, git bir kursa ona yoğunlaş sonra özel yetenek sınavıyla alan okullara başvur falan. bu gerçekten adama zaman geçirtir ve ilginde varsa güzel bir kariyer yaparsın. bak bize mühendis olcaz dedik artık kimden gaza geldiysek şimdi kafa dümdüz oldu duvara vurmaktan...

ergenlik yüzündendir, gelir, gider, gitgide sıklaşır, bir süre sonra neşeli günlerini aramaya başlarsın, zamanla üstesinden gelirsin, pozitif olmaya bak, bunun haricinde özel bir metod tavsiye edemiyeceğim.

boş zamanımın çoğu sözlükte haftasonu c.tesi gezip pazar evdeyim.
@Zaphod iyi bi konuyu hatırlattın bana gelcek ile ilgili hiçbir hedefim yok bi şirkete girip masbaşı işçi olurum diye düşünüyorum

@jack of hearts
aman diyim geç olmadan kararını ver.
geçen liseden arkadaşla saatlerce konuştuk. bize lisede elimize branş seçme formu verildiğinde sevdiğimiz arkadaş çoğunluğu nereyi seçiyorsa orayı seçme gibi bir yanlış yapmıştık. gerçi onlar seçmesede ben hertürlü sayısal seçerdim lakin bu konuda hiçbir bilgimiz yoktu. sayısaldan çıkınca mühendis olunacağını biliyorduk ama mühendisin nasıl olynacağıyla ilgili hiçbir bilgimiz yoktu.

o yaştaki insana da neden araştırmıyorsun diye kızılamaz ki akıl bir karış havada ama üniversiteye adım atıp dünyayı görmeye başlayınca gördük ki yıllarca "sayısal kafası var sende" gibi havadan gelme iltifatlar yüzünden bizde kendimizi olmadığımız birşey sanmışız.

ve hayatın bir parçası olan sayısız olgunun üniversite versiyonu varmış ve bazılarından tadımlıkta olsa dersler alıp gördüğümüz zaman gerçekten yıllardır aradığımız aklımızın çoktan o fakültenin öğrencisi olduğunu ve bizim içi boş bir bedenle ait olmadığımız fakültemize tıpış tıpış geri döndüğümüzü gördük.

bu yüzden diyorum ki (hatta bu konuda arkadaşlarla okullara gidip seminer vermeyi bile düşündük ki vazgeçilmiş değil) fazla değil 1 bilemedin 2 haftanı ayır ve üniversitelerin bölümlerine bi bak içeriklerini oku, çıkanın ne olduğunu araştır ve herkesten bağımsız seçimini yap. yoksa ne sen adam olabilirsin ne de bu memleket.

seni kıskandım. senin yaşındayken bende o imkanlar yoktu mesela, tek ortak yönümüz; banada yaşıma göre çok olgunsun derlerdi, hatta açılmamış bir kitap gibisin diyen bile oldu. ama görüyorum ki sen maşallah piç diye tabir ettiğimiz ki bence olması gereken gençliğin olduğu yerdesin(çünkü böyle olan gençlik başarılı oluyor). ama ben malın tekiydim o yaşlarda. daha neyi stres ediyorsun kardeşim, sweet sixteen diye boşuna dememişler bu yaşta hayatının tadını çıkarmaya devam et, takma kafana fazla bir şey,(nasılsa biraz daha büyüyünce istemesende takacaksın) hadi bakalım. Hayatı yaşa

bence sorun yaşına göre olgun olman. bosver olgun falan olma.