Ekşi Duyuru

olan var mı? tavsiye edeceğiniz doktor var mı?




 

en hızlı şekilde nasıl olur ve kaç saat sürer?

silivri birlik ile tüyap'a gelip buradan metrobüs ile son durakta insem?gerisini bilmiyorum zaten. ne yapmalı?


 

geçenlerde tommy hilfiger gabardin pantolon aldım. bilmemkaç kiradan düşmüş 24 liraya.

ürün geldi, bildiğiniz poşetin içine konulmuş, çakma gibi bir ürün.etiketi var, kemer deliğine tutturulmuş falan.

yapar mı bu site bunun gibi şeyler?

 

soru cahilce olacak şimdiden belirteyim.

pazar günü gerçekleşen sınavdan 30 türkçe, 25 sosyal ve 8 matematik neti yapmış biri, herhangi bir vakıf üniversitesinde hukuk okumak istiyorsa, bu kişiye " artık çok geç yiğenim" mi denmeli yoksa kendisine halen umudun olduğu, sırasıyla şu şu sınavlara girmesi ve bu netleri alması mı söylenmeli?


 

ön lisans mezunu, ancak açık öğretim 4. sınıf işletme öğrencisi bir aday, başvuru sırasında ön lisans bölümünü mü yazmalı, yoksa aöf 4. sınıfta olduğu bölümü mü?




 

evet çok saçma bir mesaj oldu ama cahillik işte.

ocağın üstüne konulan el tost makinelerinden birine sahibim.

www.nurisiklar.net

kullanım kılavuzunda, suya temas etmemeli yazıyordu ancak ben suçuk kızartıp ekmek arası yaptım ve temizlemedim.

üzerinde donmuş yağ var ve şimdi tekrar sucuklu tost yapmak istiyorum.

nasıl temizleyeyim bu tost zımbırtısını? suyla temizlesem mi silsem yeterli mi?

 

jail break yapılmış, temiz sayılabilecek bir iphone 3gs 8 gb telefona sahibim.

geçenlerde elimden düştü ve ön dokunmakik camı çatladı. değişim için 50 lira diyorlar ancak interette tamir kitiyle beraber 20 liraya sokunmatik cam satıyorlar.

sıkıntıya girmesem de cihazı bu şekilde satsam ne kadar eder?

bir de ek sorum olacak; versiyonu 4.3.3. bunu yükseltemiyor muyuz?

edit: urun.gittigidiyor.com tamik kiti ve ekran bu.

sim kilitli midir değil midir bilmiyorum ancak avea, vodafone ve turkcell olmak üzere bir çok sim kartta ayrı ayrı sorunsuz kullandım telefonumu.

 

sabAH aldığım sufleyi, mikrodalga fırında ısıtabilir miyim?




 

www.youtube.com

var mıdır bilen?


 

bir avm de duydum da; yaşar söylüyordu ve bir türküydü ancak bulamadım hangi türkü olduğunu. var mıdır bilen?

bilindik bir şarkıydı. hatta şaşırmıştım yaşar da mı söylemiş bunu diye. belki de türkü de değildir bilemedim şimdi.


 

dolapta ve kutuda muhafaza edildi. kutunun içi suku değil. peynier orda bir başına bekliyordu. kokusunda bir anormallik yok gibi ama pek de anlamam zaten.

ne dersiniz yemeli miyim?


 

evetse, buna inanmayan gerizekalı bir arkadaşıma bunu nasıl ispatlarım?




 

ilk önce çözmeli miyim yoksa daldırıvereyim mi kaynaması için sıcak suya?




 

pampalar yaş 25. işimde gücümdeyim. taze bilgi diye bir şey yok. kamu yönetimi mezunuyum.

şu halimde gittim bugün YGS'ye başvurdum. amacım ilk 95.000'e girmek. "özel" üniversitelerden birinin hukuk bölümüne yerleşebilmek istiyorum ve istediğim üniversite geçen sene taban olarak 336,76 puan, 98,400 sıralama ile kapatmış.

imkansız mı? eğer imkansızsa hiç boşuna denemeyeyim. aslında asıl soru, imkansız mı değil de kolay mı? yani fazla kasmadan günde 1 saatlik çalışmayla yapabilir miyim?

bir de, martta bir sınav, haziranda da bir sürü sınav var. nedir güncel YGS sistemi? gerizekalıya anlatır gibi :)

 

for yerine 4 kullanmanın tam olarak mantığı nedir?

(git: www.youtube.com


 

başladı mı zara'nın indirim günleri? başlamadıysa ne zaman başlar tahminen?

bir de decatlon isimli spor mağazasında var mı indirim? bu da bonus soru olsun


 

böyle bir espri hatırlıyorum, artık cem yılmaz'ın mıdır, ata'nın mıdır nedir, o kadarını hatırlamıyorum.

arkadaş arasında söyledim, söylemez olaydım dillere dolandı. her gün istisnasız kullanıyoruz bunu. işin komedi tarafı, şakayı benim bulduğumu düşünüyorlar. "lan cem yılmaz'ın o" diyorum, kaynak yok. aradım nette bulamadım.

messi yerine kaka da olabilir. espri; "olum messi özürlüymüş lan, bildiğin gerizekalıymış" gibi bişeydi.

neydi bu kimindi?

 

ben istiyorum ki, şubem beni çağırsın. yani mecbur kalayım şubeye gitmeye.
kart falan iptal olsa telefonla falan hallediliyor da, başka bişey olsa ne olsa?
ben manisa'dayım, şube istanbul'da.
not: ilgili bankada tanıdığım var ancak en son ihtimal onu kullanabilirim.

 

doğum günü yarın. üniv. 2.sınıf öğrencisi. aksesuarı, ufak defek şeyleri sever ama malesef marka olunca daha bi çok sever.
şöyle internet üzerinden de satın alabileceğim hediyelik fikirlerinizi öğrensek ne güzel olur.



 

fena ergen atar modundayım. itunes isimli (!'^+^+%%+&) program ile iphone içerisine uygulama ya da oyun indirip kuruyorum. bağlantıyı kestiğimde indirip kurduğum programı bu sefer 3g bağlantısıyla tekrar indirmeye çalışıyor telefon.

bir diğer sorunda, installous ile indirdiğim ve kurduğum programlar, bilgisayara bağladığımda, eşleştirme yapılıyorken siliniyor.

yere çarpasım var.

 

videonun en başında;
www.youtube.com

baya tanıdık geldi ama çıkartamadım.

 

www.asports.com.tr liralık bir ürün alacağım kredi kartıyla. güvenli midir?




 

satın alacağım da, satıcı ispanya zara'dan alındığını söyledi ancak east gibi bir şey yazıyor markada. zara'nın böyle bir yan markası falan mı var acaba nedir bilemedim.
imageshack.us

i49.tinypic.com

 

bizim ülkemiz ile kıyaslayacak değilim ancak aklım almıyor bu insanlar nasıl bu kadar özgür, hoşgörülü ya da geniş?

yani eleştiri hakaret boyutuna ulaşsa bile bu insanlar mahkemelere koşmuyor mu? ki bu ülke en fazla tazminat davası açan bir ülke ise.

bir örnek ile açıklamak gerekirse;
www.dizimag.com

south park'ın bu bölümünde paris hilton'a hakaretlerin sonu yok. bu kadın dava açmamış mı paparazinin önünde rezillik çıkarmamış mı?

sadece ünlülere değil, siyasetçilerine hatta inandıkları dinin peygamberine bile aşırı özgür espriler, eleştiriler yapabiliyorlar.

sorum şu;
1- bunun sadece hukuk sistemi ile değil, halkın zihniyeti ile ilgili olduğu belli ancak oralarda hukuk sistemi ne alemde?

2- yukarda verdiğim south park bölümünü bilen bilir, bunun aynısını ülkemizde, bizden bir ünlüye, misal böyle "sen beni terk ettin ama baaak çok mutluyum" tarzı müzik yapan birine uyarlasalardı, yayına girdiği andan itibaren ne olurdu?

bizde en ufak bir karikatür, resim ya da tv şovu sonucu kanal, dergi ya da gazete geçici olarak kapanabilecekken, oralarda neden böyle?

 

sevgili arnold şıvazenegerler;

boy 1.78 kilo 69. 1buçuk senedir düzenli olarak koşuyorum. daha doğrusu koşuyordum yani bir çıktım mı dışarı, sabah aç karnına 10 km yapar gelirdim.

sonra bu işten anlayan abilerimiz "eleman derdin ne biraz sakin ol" deyince, koşular azalttım hafta 10 km fala anca. yani eskider haftada 3 kez çıkıp toplamda 30 km koşan ben, haftada 2 kez 5 km koşup geliyorum. ufak defek (çok az) ağırlık çalışıyorum.

şimdi sorun şu ki; hayvan gibi bir beslenme alışkanığı var bende. bekarım ve tek yaşıyorum. pizzalar, hamburgerler, mantılar bir yana abur cumur yemeden duramıyorum. yani sürekli yeme modundayım (çarpıtmayın lan)

e doğal olarak koşular azalıp, yeme alışkanlığı aynı kalınca midemin üstü yağ tutmaya başladı.

abur cuburu kessem, sabahları 3 tane açma, poğaça yemek yerine şu mısır gevreklerinden alsam süte karıştırılanlardan, aynı koşu menziliyle bol bol ağırlık çalışsam mı? aslında benim sorum şu ki, protein tozu supement ne zıkkımsa o işe girsek mi? yani zaten hayvan gibi cips abur cubur yiyorum. bunlardan daha fazla mı zararlı bu ek besinler? günde 1 litre süt içiyorum bir de. aldığım kalorinin haddi hesabı yok.

sonuç; tam olarak ne sordum ben de bilmiyorum bi akıl verin işte

 

inciswf.com

soru başlıkta


 

arkası çok yıpranmış hatta şarj giriş kısmının arka tarafında 2 cm'lik bir çatlak var. ön cam da kırıktı değiştirmişti 2 ay önce yan sanayi ile. donanımsal bir sorunu yok.

aylık 50 lira taksitle arkadaşım satacak bana. ne dersiniz alayım mı?


 

var mı bu oyunu bilgisayarda oynayan? wt ya da 3, metallica olmadan bayıyor bir süre sonra.

patch ile halledilebiliyormuş ancak var mı yapan sorun çıkarıyor mu?


 

gece gece bir film takıldı aklıma.

fbi mıydı cia miydı neydi, bir grup ajan/polis eğitim için, eğitim adasına gidiyorlardı. sırasıyla hepsi zaaflarına göre ölüyordu. bunları tasarlayan kişinin, o eğitim grubunun amiri gibi düşünüyorduk ama o da filmin ortalarında ölüyordu.
ölüm sahnelerinden bazıları; sigaranın içinde zehir, kukla gibi asılarak, hidrojen midir nedir o şekilde dondurarak parçalamak gibiydi.


hatta türkçesi de akıl oyunları tarzı bişeydi.

 

ortalama 1 sene dokunmayı düşünmüyorum bu paraya.

altın desek, geçen sene yine ortalama bu rakamlarla, kısa vadede iyi para kazanmıştım fakat şu dönemde altına güvenemiyorum.

var mıdır başka fikir?

 

siparişim 6 dakika gecikti. gelen personele ücreti alıp almayacağını sorunca "siz bilirsiniz" dedi. kendi maaşından kesilip kesilmediğini sordum, "hayır, kesilmiyor" dedi. ben de ödeme yapmadım.

yapmadım ama rahatsız da olmadım değil. çingenelik mi ettik acep? değer mi 20 lira için? bir yandan "ortada kurumsal bir söz var" diyorum, bir yandan da "ne o öle beleşçiler gibi" diyorum.

burası küçük bir ilçe. trafik yok, hava açık.

not: şimdiye kadar toplam 20 sipariş vermişim, bugün gelenle birlikte iki kez bedava yemişim. diğeri de iki ay önceydi ve 15 dk geç kalmışlardı.


vicdanımı koydum ortaya. rahatlat ey duyuru!

 

yıkama talimatı 30 derece. ben yanlışlıkla 60 ile yıkamışım 1 saat sonra farkına varıp durdurdum.

ürün pamuklu. nolur çeker mi süner mi? en sevdiğimdi manevi oalrak da değerliydi.


 

nasıldır bunlar? öğretmenevi dolu olduğu için buraya yönlendirdiler ve 2 gece konaklamam gerekli.

var mıdır böyle bir tecrübe yaşayan? lüks falan aradığım yok, huzurlu ve sessiz bir uyku uyusam yeterli.

45 lira ücreti. kahvaltı ile birlikte.

 

24.000 liraya, 2010 model, benzinli, 1,4 motor ve 40,000 km'de desem...




 

sevgili akdeniz akşamları aşıkları;

liseden beri öğrenmek istemişimdir. bir ara heveslendim ve başladım da. ama daha sonra olmadı işte.
şimdi daha çok vakit ayırabileceğimi düşünüyorum fakat nereden başlamalıyım onu bilmiyorum.

ders alsam desem, ücretleri nelerdir? ve şunun farkındayım ki, azmim var yeteneğim yok (gülücük)

neden derseniz, samimi bir arkadaşım öğretmeye başlamıştı bi dönem. örümcek yürüyüşüydü, yok akorlar için hangi perdelere basılacaktı falan bunları öğretmişti. 1 ay sonra gel sana bare basmayı öğreteyim dedi demesine de, solak olduğum için ve sanırsam yeteneksiz olduğum için kirletip yüzüstü bıraktı beni.

"git kendine başka uğraşılar bul" derseniz kesinlikle dinlerim sizi. boş vakitlerimi değerlendirmek bişeyler öğrenmek istiyorum. genelde bu boş vakitlerimi düzenli spor yaparak değerlendiriyordum. "hacı senden olmaz, yaşın olmuş 24, hem solaksın, hem beceremezsin, sen koşmaya, film izlemeye devam et" derseniz, uyarım, küsmem.

 

sevgili kılint iistvuudlar;
adam gibi bir sinema salonunda izlemek için the hunger games'i görmeye gitmemiştim. nihayet birazdan istanbul merkeze gideceğim. yenibosna bahçelievler civarına.

bu civarda var mıdır güzel bir sinema salonu? eğer hiç bir yer bulamazsam, istanbul'da ulaşımını bildiğim tek avm olan torium'a gideceğim.

 

Kuleli İlköğretim Okulu. Fevzi Çakmak Mahallesi'ndeymiş. Silivri'den kendi aracımla gitmeyi düşünüyorum buraya.

otobana çıksam, sonra gitsem gitsem, gitsem de sonra napsam?


 

www.allposters.com.tr

duvarımın rengi de böyle;
www.baglarbal.com

fiyatı da baya iyi, ne dersiniz a dostlar?

 

aslında donma gibi değil de, böyle hafif kasma gibi. 720p izlerken sorun yaşamıyorum.

elimdekiler;

47' led tv
hdmi kablo
pentium dual cpu e2160 1.80 ghz işlemci, 1 ram, ati radeon hd 4450 763 mb ekran kartlı bir bilgisayar :):)

ram eklesem sorun çözülür mü? ekran kartını da değiştirmem gerekir mi?

bunlarla uğraşmayıp, bilgisayar mı almalıyım?

 

ufak ufak veletler, bir adaya doldurulmuş, ölüm oyunları falan. herkese birer silah, hayatta kalan son kişi kurtulur mantığı. capon yapımı olabilir. (arkadaşımın anlatımı)


ikincisi çocuklukta yarım yamalak hatırlanan...

13-14 yaşlarında kız ve erkek, filmin sonlarına doğru erkeği arı sokuyordu ve oğlan ölüyordu. tek hatırladığım bu.


şimdi duyuruyu tekrar okudum da, "bi şarkı vardı dra na na ne naaaa tım tıs tım tım tım dıs, neydi bu şarkı?" gibi olmuş.

 

8,5 lan! amacım ne film eleştirisi, ne de başka bir şey. sadece nasıl oldu bu?




 

duyuru sakinleri, indirime girmiş diye 2 adet çipura aldım kendime. tek yaşıyorum, makarna yapmak ve hazır gıdayı ıstmak haricinde yemekten anlamam ama oldu, aldık artık bir kere.

internetten tariflere baktım yapcam bişeyler ama şimdi canım istemiyor, yarın yapmayı düşündüm. şimdi nerde saklamalıyım bunu? buzluğa mı koyayım yoksa dolaba mı? yarın akşam yapcam dolaba koysam bozulur mu, buzluğa koysam öğle saati çıkarsam buzu çözülür mü?

bi balık için bu kadar panik normal mi? evlenmeli ya da ailemin yanına taşınmalı mıyım?

bu kadar. (gülücüklü smiley)

 

şu işlerle ciddi ciddi ilgilenen arkadaşlara birkaç sorum olacak;

şimdi gençlik, hafta ortalama 30 km (yaz mevsiminde 40-45 km) koşuyorum. amacım ise: yok öle bişey.
yani bilinçsizce, amaçsız bir şekilde koşuyorum. geçen sene başladım bu olaya. attım kendimi sokaklara. durum budur.

şimdi her gün farklı bir şeyler öğrenip, uyguluyorum. misal, kendimi dışarı atıp 15 km koşup, gelip kaynar suya atıyordum kendimi. bu 7 ölümcül günahtan biriymiş ki ben bunu çok sonradan öğrendim.

şimdi biri çıkmış diyor ki, koşuya çıkmadan önce ısınma hareketleriyle boşuna efor harcama, at kendini dışarı. bu doğru mudur?

60 dakikada 10 km koşuyorum. bu tempo, bir senedir sürekli koşan biri için normal midir?

koşudan sonra mekik, şınav, ters mekik gibi hareketleri "kısa süre" yapmak iyi midir yoksa bunu koşuya çıkmadan önce mi yapmalıyım?

tok karnına spor yapılmaz bu tamam. peki sabah kalkınca, aç karnına 10-15 km kadar koşmak uygun mudur?

en son da şu bir sene sonunda bir baktım ki bütün fazla yağları atmışım. atmışım da karın kaslarının en altında tam bir parmak kadar bir yağ birikintisi var, erimiyor. bu böyle kalır mı? fitness, body bulding falan uğraşmak istemiyorum. sadece cardio ile bu ufak birikinti de gitmez mi?

şimdiden teşekkür ettim road runnerlar.

 

bilgisayarda gamepad ile oynanabilecek nfs tarzı oyunlar lazım fakat hot pursuit yükledim de gamepad ile oynayamadım.
pes oynamaktan midem bulnadı artıkın



 

www.zara.com

ürün bu...
da biraz pahalı. alternatih marka bilen varsa söylesin de gideyim alayım.

not: durun vurmayın ingilişce yazmamın sebebi, türkçesi tirençkot mudur trenchkot mudur nedir bilmememdir.

 

5+1 sistemimin hoparlörleri dvd'nin arkasında toplanıyor. resimdeki çıkışla, tv arkasındaki girişi optik kablo ile bağlarsam, tv izlerken 5+1 hoparlörlerimi kullanabilir miyim?




 

metal olsa güzel olur. içinde elektro olsun, bas olsun davul olsun yeter. parçanın güzel olmasına gerek yok sadece gürültülü olması yeterli




 

mesaj atabilirler mi rica etsek?




 

değerli duyuru takipçileri,
2 ay önce, daha önce hiç alışkın olmadığım, kültürüne yeterince uzak olduğum bir bölgemize tayinim çıktı.
ev tuttum doğal olarak kendime fakat üst kattakiler sayesinde uyuyamıyorum. ufak çocukları var ki çocuk gibi değil canavar sanki.

çocuk için belki pek birşey yapılmaz fakat yetişkinleri de bir acayip. pazar sabahı saat 7 de süpürge mi tutulur? gece 3'e kadar yüksek sesle televizyon mu seyredilir? bunlar yapıyor işte.

bir kere uyarmaya gittim açmadı kadın kapıyı. eşi yok diye çekinmiş olabilir diye düşündüm ve ailemi çağırdım tee izmir'den.annem geldi uyardı, özür dilediler falan neyse işte.

tabi bu uyarı sayesinde sağolsunlar artık pazar günleri elektirikli süpürgeyi 8'de yapıyorlar. yani bir halta yaramadı bu uyarı.
ben de böyle olmayacağını düşündüm ve 1000watt bir ses sistemi, master of puppets ve one iş birliği ile hafiften(!) bir gürültü çıkartıp onları rahatsız ettim. hemen şikayete geldiler ve anlaşmak istediğimi, sayelerinde her gün 6:45 te uyandığımı, hafta sonları uyuyamadığımı izah ettim, tamam dediler.

gel gelelim bunlar akıllanmıyor arkadaş. yok hep aynı gürültü devam. kasten yapmadıklarına inanıyorum fakat uyuyamıyorum işte.

şimdi benim sorum şu, şimdi bende köklesem mi sesi? kıyamıyorum veletlerine. tam uyuma saatleri. bunlar gece 3 gibi yatıyor, sabah 7 de kalkıyor, öğle tekrar yatıyor. kıyamıyorum ama kendime de kıyamıyorum. bi akıl verin, böyle uykusuz kendimi mi şeeedeyim, yoksam ben de onları mı uyutmayayım?

not: kadın kocası olmadığı için kapıyı kimseye açamıyor. bunu söyleme amacım aile ve özellikle koca hakkında fikir sahibi olmanız. kavga da çıkabilir yani.

 

bir iş bu kadar mı karışık ve sıkıcı olur arkadaş? beceremedim günlerdir uğraşıyorum sözlük.

şimdi elimde şunlar var;
47'lg led tv,
1 adet hdmi çıkışı olan pc,
lg 300 watt dvdli 5+1 ses sitemi.

şimdi sorun şu;
ben istiyorum ki hdmi kablosu ile bilgisayarımı tv ile bağlayayım (burda sorun yok)
görüntü tv den, kaynak pc den ve ses ise 5+1 den gelsin istiyorum ama olmuyor.
ses sisteminin kabinleri dvd player'ın arkasına bağlanıyor. buradan da tv'ye.tv den ses sistemini seçersem sadece dvd izlerken sinema sistemini kullanıyorum. inputdan pc yi seçince doğal olarak tvnin kendi hoparlorlerinden ses geliyor.
ben de hdmi ile bilgisayarı tv ye bağladım, ayarlardan da sesi bilgisayarın çıkışından vermek istedim, dvd üzerinden çıkış alarak bilgisayarın hoparlor girişine taktım fakat ses gelmedi.
tv nin arkasında optical digital audio out diye bir çıkış var. aynı çıkıştan dvd üstünde var.eğer bu 2 çıkışı birbirine bağlarsam,tvnin hoparlorleri, 5+1 sistemi olur mu?
kütle gibi indirdim yazıyı, acelem var kusura bakmayın a dostlar.