Ekşi Duyuru

daire

evrimin işleyişi.

metafiziksel olarak Allah kusursuzdur.burada zorunlu varlık mümkün varlık kavramları ortaya çıkıyor.Mümkün varlıklar zorunlu varlıktan taşan objeler olduğu için onlar hiçbir zaman zorunlu varlığın mükemmeliğine ulaşamazlar.

kusur.

insan vücudu.

elbette şaka yapıyorum.

dersu uzala filmi mükemmeldir. onun dışında aklıma mükemmel bir şey gelmiyor.

ataçın dünyadaki en kusursuz ürün olduğu söylenir mesela, işlevini en güzel ve doğru yerine getiren ürün ataçmış. ben de öyle düşünüyorum. göreceye gelirsek, bana göre su kaplumbağaları mükemmel.

www.wopp.biz

kusursuzluk ne?

biz var miyiz ki?(benim varligimi kanitla önce diye bi geyik war ya o)

:)

önce bu sorulari cevaplamak lazim,sorun felsefi cünkü :)

pi sayısı tam belirlenemediğinden mükemmel daire çizmek mümkün değil.

matematik

zenciler.

belki künefe o da belki hani

Boşluk diyorum ben.

Mutlak boşluk, yani maddenin mikroskopik boyutta bile bulunmadığı bir ortam sadece teoride var diye biliyorum. Fakat teori bile olsa boşluk, hiçlik, yokluk mükemmel kavramını karşılayabilir. madde devreye girdiği andan itibaren her halükarda bir etkileşim, bir bozulma, bir başka şeye evrilme var.

"nerede çokluk orada bokluk" demiş birileri.

mukemmel sayi mukemmel

milla jovovich var. (bkz: 5th element)

'su' mükemeldir bence.

bence makul bir öneri.

sabit duyurulur konusunda çekimserim de normal duyurularda sadece başlık olayı olmasın bence, şu anki hali iyidir. bazen alakasız başlıklar olabiliyor, duyuruda ne var ne yok diye bakınırken ilk cümle biraz da olsa fikir veriyor..

başlığı sorudan alakasız açmak silinme sebeblerinden biri. ama müsamaha gösteriliyor tabii abartılmadığı sürece.

peki soruyu açmadan ilk satırın bir kısmını okuyup geçiyor musunuz yani? bence merak eden biri soruyu her zaman açar, ana ekranda gözüken ilk satır bir anlam ifade etmiyor genelde..

yazılımsal ve altyapı kısımları da var tabii. beyin fırtınası yapıyoruz, sonuçta kodlayan karar verir :)

mesela duyuruya ilk giriş yaptığımda ne var ne yok diye hızlıca bakıyorum. bazı soruların başlıkları anlaşılmıyor, açıklayıcı olmuyor. ilk cümle sorunun gidişatını belirliyor zaten, ilgimi çektiyse tıklayıp okuyorum ilgimi çekmediyse hemen alttaki soruya geçiyorum..

bence ilk satırlar kalmalı zira, şahsım adına; ''lan,koçum,oğlum'' hitapları ile başlayan yada içeriğinde küfür barındıran soruları cevaplamıyor ve okumuyorum prensip olarak.

90 tank

red alert.

ultima online

doom 95. en sevdiğim.

fifa 99.

fifa98 world cup

virtua cop 2,tsubasa,nfs 2-3 uzar gider

90'lı yılların bilgisayar oyunları

cm 97/98, gta, sensible soccer, nba action 98, simcity, river raid (gerçi 80'lere kayıyo bu galiba), commandos, delta force serisi, half-life, fifa serisi, nfs high stakes, unreal tournament, age of empires serisi, broken sword serisi...

ayrıca ben çok bilmem ama red alert, doom, quake, grim fandango, baldur's gate, phantasmagoria, starcraft'ı filan da çok severlerdi.

denedim de şimdi öyle deyince 2000 den başlıyor yaw acanayip.

compumaster'ın hoşgeldiniz temalı bir duyurusuydu heralde. o gün yüzlerce geyik duyuru açılmıştı sonra bi de compumaster'ın fırça duyurusu geldi ardından. :) soru yoktu zaten o zamanlar, sonradan eklendi.

duyuru feysbuk sayfasında galadnikovun bahsettiği geyik duyurulardan bir demet bulabilirsiniz...

evet başlarda duyuru vardı sadece. ama sorum geçerli hala. soru ekleme ne zaman eklendi? ilk soruyu merak ediyor insan. ekşi duyuru başlığına da eklenebilir hatıra olarak.

cevaplar surda gizli (git: 244776)

Evet yamulabiliyor oyle. Pdf yapip gonderin eger editlenmesi gerekmiyorsa.

baskasinin bilgisayarinda sizin kullandiginiz font yoksa, wordun formati kayabiliyor.

ornegin calibri ile yazmissaniz, ona en yakin fontu aciyor sanki word. bir de smart objects vb seyler wordun 2010 ya da 2007 ya da 2003 olmasina gore farklilik gosterebiliyor.

fonta dikkat edin, bir de kaydederken 97-2003 formatinda kaydedin, bir farklilik var ise uyariyor zaten.

(bkz: faydalı eşyalar)

abi şimdi o eşyalar kişiden kişiye değişir diyecem de ekşi sözlük'ün varlık sebebiyle çelişmekten korkuyorum. pek çok evde aslında bulunması gerekmeyen bi sürü eşya alınırken, bazı evlere en çok ihtiyaç duyulan şeyler bile alınamaz, olan var olmayan var.

Standart kutu yok be abi. 400-500 gr civarı gelir ama bi kutu.

edit'e cevap. Abi bu fotoğrafla kutunun boyutunu anlamak mümkün değil. Ben cevabımda hala standartım :)

genelde 1'lik ve yarımlık diye tabir edilen 1 kilo ve yarım kiloluk kutular vardır. resimdeki kutu da tahminim 1 kiloluk kutu oluyor. sayı ise çok başka. baklavanın boyutuna bağlı ama ortalama 10-15 tane olur bir kiloda.

1 kilo = 15-20 tane.

bugün 1,571 kg baklava aldık, 38 adet geldi. tanesi 41,34 gramdı. baklava cevizliydi. madonun bir orta boy ve küçük boy kutusunun da neredeyse tamamını doldurdu.

klavye delikanlısı +1

bully yukarıda yazdıklarınızın tamamı oluyor aynı zamanda.

klavye delikanlısı internet jargonuna alışık olan kişiler için gayet uygun ama daha akademik bir şey ise farklı alternetifler düşünülmeli.

klavye delikanlısı deyince sanki bilgisayar başında atıp tutan ama iş eyleme gelince duran bir tip canlanıyo benim gözümde ama cyberbully deyince internet üzerinden insana musallat olan belalı tip anlamı var. sanal alem zorbası gibi birşeyler uydurmaya çalıştım fakat olmadı :/

e-tacizci
siber sapık
siber tacizci
e-zorba
e-manyak
i-manyak

ilk link bir sürü ayakkabıya açıldı.
ikinci de kötü bence. erkek değilim ama erkek olsam da almazdım.

1 de 2 de kötü

bortle ve pontin ler güzel görünüyo. ama buna benzer bi ayakkabının vurmuşluğu var ayağımı. tereddütte kaldım.

1. linkteki 1. ayakkabı güzel bence

hepsi güzel bunların bana uyar hepsini alır sırayla giyerdim

ikisinide almayın derim.

ikisini de begenmedim.

khong'a biraz sinirlendi google ama az çok çevirdi işte?

Does anyone know where o Turkey khong most beautiful? I want to travel but do not know where the most beautiful and anyone knows any tour king king re di tot Turkey from Vietnam toi khong?

Türkiye çok güzel erkekleri biraz rerörerö. ülkenin en güzel yeri neresi oraya gitmek istiyorum bir de Vietnam'dan Türkiye'ye turlar oluyor mu hacı? kralsın kral.

edit: şu cevaba ne dersin?

Tôi không biết về các tour du lịch nhưng bạn có thể tìm kiếm một chuyến bay từ đây. www.skyscanner.com
Cả hai istanbul và mugla là các thành phố du lịch nhất ở đây gà tây.

salla el sikkoyu. el classico var, el classico.
gözümüz futbol görecek.

bi liste görmüştüm internette, almanya'nın, ingiltere'nin, ispanya'nın falan derbilerinin önem nedenini anlatıyordu. işte birinde mezhepleri farklı takımlar, diğerinde ırkları, diğerinde milletleri falan; en son gs-fb diyordu, dil, din, renk, vs. ayrımı yok. ama bu mücadele yüz yıldır sürüyor, nedenini de kimse bilmiyor gibi bir şey yazıyordu.

o yazıyı bulan olursa, daha güzel olur cevap; zira ben bulamadım.

türkiyede derbilerin hiç biri sosyal hayatta da var olan siyasi, mezhebi farklılıklara dayanmaz. Türkiye'de siyasi olarak diğerlerinden ayrılabilir diyeceğiniz Adana Demirsporun bile efsane başkanı mhp il başkanlığı yapmış adamdır. Türkiyede bu kadar önemli olmasının sebebi bir yere bir güce ait olma duygusudur.

çok sevdik be abi!

privacy hangi kısmı?

Custom - Make this visible to only me?

aramalarda çıkmıyor ama duvarı açık bir arkadaşa yorum yazarsanız kabak gibi çıkıyorsunuz.

japonyada oluyo güzelinden, ohanabi diyolar
bi de işte tabi yılbaşı gösterileri

yanılmıyorsam burj el arab'ın açılışında yapmışlardı bi hayvanlık.

+ mardan palace bu açılışta da çılgın bir para dökülmüştü havai fişeklere tr.wikipedia.org

En büyük değil ama Fenerbahçe'nin statta yapılan 100. yıl kutlamaları oldukça başarılıydı.

avustralya yeni yıl ile ilgili olabilir bu gösteri.

en.wikipedia.org

ayrica ben en büyük gösteri atlantis the palm in acilisi diye biliyorum

bazıları çok güzel olmadığı halde çok yakışıklı erkekler arıyorlar sürekli.

asıl sevgili bulmakta sıkıntı çekenlerin erkekler olduklarını, kızlarınsa her türlü sevgili bulabildiklerini düşünüyorum?

@rodeocu ya katılıyorum az önce bu soruyu soran başkasınada aynı cevabı vermiştim

sahsen ben butun hepsine potansiyel sapık gözüyle bakıyorum. böyle bir zamanda herkesi böyle görmemde normal. ama tabi hepsi iç mi dış mı güzelliğimi önemsiyor tam olarak bilemiyoruz fakat çoğunda mentalite aynı. (kanımca)

Erkekler neden bulamıyorlarsa o yüzden. Sırf amı var diye pencereye çıkıp "yok mu benimle evlenecek olan" diye bağıracak hali yok. Ha dese bulur mu? Tabii ki bulur. Ama olmaz öyle iş tabii ki.
Diğer arkadaşların dediği de doğru. Belindeki simide bakmadan yakışıklı erkek arıyorlar utanmadan.

Bir de şu var
www.zaytung.com

bence türk kızları haklı.türk erkeklerinin hepsi abaza,loser,kıllı ve kendine güvensiz.ayrıca ter kokuyorlar.

agız bakımıda sıfır dencek kadar az. akıl olsa işe sigara icmeyerek sonra o tartarlı pis dişlerini temizleyerek baslayabilirler.

Kendi açımdan cevaplayayım. karşıkı dağları ben yarattım ve bana uygun adam bulamıyorum doğal olarak. halbuki karşıki dağlar şahsen benim.

karşıki dağları yaratmadığım durumlarda ise yeşilçam oyuncusuyum, erkeğim gelsin beni sarmalasın, köyümden alsın şehre götürsün istiyorum. herşeyi erkeğim yapacak, gerekirse benim sevemediğim durumlarda kendisini sevecek, benle yatamazsa...


o değil de duyuru bu gece çok mu eğlenceli bana mı öyle geliyor. mcsalih'e selam yola devam.

bi arkadaşımın face de paylaştığı yazıyı aynen paylaşıyorum

"""Ey Kızlar!

Siz Lisedeyken, üniversitedeyken efendi, çalışkan, efendi çocuklara bakmayıp gidip serserilerle, apaçilerle takıldınız, gönül eğlendirdiniz.O piçler okullarını bitiremediler, bir baltaya da sap olamadılar, iyi bir iş sahibi olamadılar. Ama o yüz vermediğiniz dürüs, düzgün, terbiyeli ve çalışkan çocuklar okullarını bitirdiler, iş hayatında iyi yerlere geldiler. Evlilik çağına geldiğindeyse kariyerli geçmişi temiz bir erkekle evlenmek istediniz. Ama onlar geçmişinizden dolayı sizi istemedi. sonra da "erkekler çok gerikafalı, namusu bacak arasında arıyor" diyorsunuz. siz senelerce piç heriflerle takılacaksınız, kendiniz istediğinizi yapacaksınız da iş evliliğe gelince düzgün bir adamla evleneceksiniz ha? yok öyle şey! Öyle bir dünya yok!!! """

becerikli değillerdir. bir kere kabul edelim başta, her kör satıcının bir kör alıcısı yoktur. bazılarını kimse almaz işte, gerçek olan bu. e sen de işve cilve yapmayı bilmiyorsan, bir buzdolabından halliceysen, e güzel de değilsen neden fark etsin ki seni millet?

nereden biliyorsun derseniz, kendimden biliyorum kardeşim. gelmeyin üstüme.

ya kendinizi gökdelenin tepesinde görüyorsunuz sonra birisi sizi gelip o tepeye oturtuyor ve kaçıyor sonra ordan inemiyince manita bulamıyorsunuz bu kadar açık ve net.

kimsenin sıkıntı çektiği filan yok başta bu düşüncelerden arınmak sonra işine gücüne yoluna bakmak lazım.kızla/erkekle kafayı kırmamak lazım.4 O olursa olur olmazsa olmaz.hayat lan bu takılın

buraya yorum yazan tüm erkeklere acıdım desem yeridir,hatta kendime bile.ama bir kaç şey de ben söylemeden edemeyeceğim;

*eğer sen aynaya bakmadan çok yakışıklı erkek arıyorsan hep böyle sorular sormaya devam edersin.
*eğer 1.60 boyunla 1.85'lik atletik vücutlu adamların peşinde dolaşıyorsan bir ömür 1.60'lık kankalarınla kol kola gezmeye mahkûmsun.
*eğer işin gücün olmadan kariyerli,zengin adam arıyorsan ömrün aramakla geçer.ama ne zengin bulursun ne de kariyerlisini.
*eğer kaprisleri,tripleri amaç edinip devamlı karşındakinden bir şeyler bekliyorsan sevgili aramaya mahkûmsun.
*kısacası eğer türk kızıysan,geçmiş olsun.

2.bp.blogspot.com

@zaytungdaki haberden geçen bir kısım
"Açıkçası öyle yüzüne bakılmaz bir tip de değil fakat ortalama bir belediye otobüsünde bile en az onun ayarında yarım düzine kadar genç kız görmek mümkünken ancak böyle bir adamın kendisini taşıyabileceğine olan inancı gerçekten inanılmaz" diyerek, hastada gözlemlenen yüksek egonun sebebini fiziksel görünüşünden kaynaklanan aşırı bir özgüvene bağlamanın da hatalı olacağını ifade etti."
Bu nedir abi çok güldüm ya :))
Sorunun cevabında ise iş tamamen soğukluk ve konuşma becerisinin olmaması eğer soğuk bir insan değilsen daima senden hoşlanan birileri olacaktır.Kız içinde erkek içinde geçerli...

Lapras ejderha değil ama.

Bir de daha çok uçabilen ejderhaları kastediyorum ama başka örnekler de olur tabii.

ejderha dediğimiz şey götten uydurma bir efsane olduğuna göre ister uçur, ister yüzdür, ister ateş püskürt ister sub zero gibi buz attır ne farkeder.

ağırlıkları ve kanatları sebebiyle(su kanadın üstüne geliyor vs.) yüzemiyorlarmış ancak kısa süreliğine mümkünmüş.

ohoo yüzmek ne demek, amına bile kor.

şimdi kafadan ve çizerek uydurabilirsin tabii ki. ama ben daha çok filmlerdeki, oyunlardaki, efsanelerdeki veya mitolojideki örneklerini soruyorum.

pokemon yaratıkları biraz kafa karıştırıcı.

Gyarados ejderha görünümlü diyor ama ejderha tipi pokemon değilmiş mesela. su ve uçan pokemon tipindeymiş.

Mesela Dragonite hem ejderha görünümlü hem de ejderha tipi ama uçuyor o.

forgottenrealms.wikia.com
forgottenrealms.wikia.com


kısaca evet.

eragondakiler yüzebiliyordu.
ha eragon tırt dersen ejderha ejderhadır derim:)

Komodo dragon yüzebilir

www.rherzphoto.com


(bu da farklı bakış açısı)

Shark Attack Mug çok güzel :) her bi şey içişimde en az bi tebessüm garanti :)

hocam süpermiş valla :) bunları türkiye'den bulabileceğimiz bir site veya yer var mı ya??

benim bildiğim mevsimlere/aya göre değişiyor.. ama akşam 11'den sonrası gecenin körü olur sanırım. eğer günlük hayattaki kullanımına göre soruyorsanız mesela o saatte gelen telefon, gecenin köründe gelen telefon olabiliyor bazı insanlar için.

sırf edebiyat yapmak için söylenmiş de olabilir ama şafaktan hemen önceki vakitte gökyüzü en karanlık halindedir derler.

benim bildiğim kadarıylada hava aydınlanmadan önceki yarım saat fln en karanlık zamandır.

ben de bu konu ile ilgili merak ettiğim bir soru eklemek isterim, madem şafaktan hemen öncesi karanlığın en yoğun olduğu zaman, gece körlüğü olan insanlar nasıl şafaktan bir saat önce araba kullanabiliyorlar? yoksa şafak ile gün doğumu aynı şey değil mi?

r) Gece körlüğü (Varsa gün doğumundan bir saat önce ile gün batımından bir saat sonraki zaman dilimi içerisinde kullanılabilir.) diyor çünkü?

00.30 gece yarısıdır,
01:00 olduğunda ise Amerikan filmlerinde de göreceğiniz üzere saat sabahın 1'i olarak nitelenir :))

zaman geç oldu'yu zamanında unicron da söylemişti. megatron gafletini fazlasıyla ödedi.

www.youtube.com

sevgili ermanen seni severim ama uykun gelmiş. hadi şimdi o felsefeyi yavaşça yerine bırak ve güzel bir uykuya dal.

yorulmuşsun uyuyacaksın zamanla ilgisi yok.

aslında yorulmanın zamanla ilgisi var.

yorulmanın devinimle alakası var. 1 saat kömür taşıyarak da yorulursun 10 saat bilgisayar başında da yorulursun. 10 sn başaşağı durur yorulursun.

işte o da bir zaman ( hayır anlamadığım böyle ısrar ederek ne kanıtlamaya çalışıyorsam)

-- spoiler --

Harry'deki horcruxun yok olma sebebi, Harry'nin ölmesi. Yani Harry ölünce aslında içindeki Voldemort ölmüş oldu.

-- spoiler --

tamam da ölmedi ki. ölmüş gibi oldu. öyle olması neden yeterli oldu..

3 ölüm yadigarına da sahip olduğu için ölümün efendisi oldu
1.görünmezlik pelerini en başından beri ondaydı
2.diriltme taşını dumbledore verdi
3.filmin sonunda açıkladığı gibi dumbledore ölünce asa onu alan malfoyun oldu, ondan hakkıyla kazanınca da harry nin oldu. yani snapeinde voldemortunda olmadı asa.

tepelerden düşme olayıda sadece dayanıklılık sanıyorum ki. hortkulukta harry nin başındaki yarada olması lazım, onu yok etmiş oldu voldemort.

tepeden düşme olayı kitapta yok aslında. ölümsüz falan olmadı. öyle eklemişler filme çocuk gibi savaştırmışlar. izlediğimde pek kızmıştım.

çoook uzun zaman önce sorulmuş ama şöyle açıklayayım.

harry'nin annesi harry için kendini feda ederek öldüğünde oluşturduğu koruma sihiri şu: annesinin kanını taşıyan biri ile harry, ikisinin de evim diyebileceği yerde oldukları sürece voldemort harry'e bir şey yapamaz.

bu yüzden teyzesinin evinde yaşıyordu. ne olursa olsun teyzesinin evi harry için bir evdi.

büyünün 17 yaşında kalkacağı düşünüldüğü için 17 yaşında evi terk etti. sihrin 17 yaşına kadar koruma sağlaması kısmı ise sadece dumby'nin teorisi, ve o da yanılabilen bir insan.

buraya dipnot düşelim: bu voldi alığı, 4. kitap sonunda daha güçlü olmak için yeniden doğmak için yaptığı iksire harry'nin kanını kattı. yani artık lily'nin kanını voldi de taşıyordu.

sonra son kitapta bu iki alık hogwarts'ta karşılaştı. yani hem harry'nin hem voldi'nin ev olarak gördüğü mekan. bu yüzden voldinin hogwarts'a verdiği değerin üzerine bu kadar gidildi.

hogwarts'ta lily'nin kanını taşıyan iki kişi olunca voldemort harry'e zarar veremedi, ancak harry'nin içindeki horcrux'unu yok etti.

not: filmden bu kadarının anlaşılmaması gayet normal.
not2: harry kendini tüm insanlar için feda ederek voldinin önüne atladığı için, harry'i lanetlediği andan itibaren voldemort diğer insanlara zarar veremedi. yani annesinin kendisi için yaptığı tılsımı, harry tüm insanlar için yapmış oldu.

böyle duyuru mu olur la ?

olur öyle.

evet soğan yiyebilrsin.

hiç bişe olmaz afiyetle yiyiniz

ben de skydiving sorusu soracaktım.. türkiye de var mı, nerde ne kadara yapılır felan. ilginç şeyler

(bkz: kafan çok güzel olmuş canım güle güle kullan)

Offline ile aynı gözüküyor dolayısıyla hala invisible mode: on!

nasuh mahruki diye biliyorum.

ben sıçtım uzaya. Mustafa Topaloğlu gibi düşün evin tuvaletine sıçıyorsun ev nerde dünyada dünya nerde uzayda gibi :)

Belki alakalıdır,
#1022111

patates

bonus : aramaya inanmak

patates.

google sağolsun.

geçen kim milyoner olmak ister mi neydi o yarışmada 250 binlik soruydu bu.

şöyle bişi ilgini çeker mi?: www.spaceref.com

yazıda da geçiyor, 84'te mısır çekirdekleri yollamışlar.

patatesin ilk yetiştirilen bitki olduğuna bir türlü emin olamadım:

şu kaynaklar var mesela ama ilk olanı çıkaramıyorum bir türlü:
www.nasa.gov
books.google.ca
www.scribd.com

1995'te NASA yetiştirmiş ama ilk olduğunu anlayamıyoruz.

Bir de uzaya ilk giden bitki farklı. 1960 yılında bile sptunik 4 ile birlikte 5 tane bitki tohumu uzaya çıkarılmış.

mantıklı

aynı dertten muzdaribim.

nereyi imzaliyoruz

ya da sadece bahsedilen sorun için, soru sorarken "sonradan silebilme opsiyonu" koyulur, insanlar da ona göre cevaplandırır.

Şukela

katılıyorum.
ayrıca favorilere eklediğimiz bir duyuru, silindiği zaman bize soru ve cevaplar mail ya da mesaj formunda gelsin. favorilere eklemenin bir mantığı olmuyor diğer türlü bizden habersiz bir şekilde silindiği zaman bir duyuru.

Hayır ben katılmıyorum öyle birşey olmasın

yok yok silinsin. ama zart diye silinmesin belki. hani 24 saat falan dursun en az. sonra serbest olsun. çünkü ben "benimkiler"in öyle uzuuun uzun olmasını sevmiyorum. bazen saçma veya anlık şeyler soruyorum. bakıyorum bi 10 dakika cevap gelmezse siliyorum. silinsin yav.

Kesinlikle doğru cevap verenler saksı değildir...

kesinlikle haklısın. sorduğun sorunun nesi var da siliyorsun ki ? silmenin amacı ne. bir yere +1 arıyorsundur veya aşırı özel bir şey soracaksındır sonra silersin eğer istersen. ama başkasının da sorabileceği bir şeyi neden siler ki bir insan ?

bence olacaksa silenmemesi istenen sorularda soru soranın nickini silebilme hakkı da olsun en azından. soru anonimleşsin yani. hatta en baştan anonim soru sorabilme olanağımız da olsa güzel olur. günlük 1 anonim soru sorabilme hakkımız olsa pek kötüye kullanım da olmaz. ne dersiniz?

+1

Ya da ara yol olarak silinen duyuru ve cevapları, cevaplayanlara ve favorilere alanlara mail olarak gitsin.

anonim soru çok iyi fikir. sileceksen nick'ini sil kardeşim, bizim emek ve zaman harcadığımız cevapları niye siliyosun? o cevaplar bissürü başka adamın işine yarayabilecekti eğer silmeseydin. mal mıyız lan biz?

ara polis zabıta bu saatte olmaz o iş

cevabı vizontele'de verilmişti; "eğer sen bir şehri seviyorsan orası dünyanın en güzel şehridir. eğer sen bir şehri sevmiyorsan orası dünyanın en güzel şehri değildir".

sevdiklerimle birlikte olduktan sonra her yer güzel gelir sanırım bana..

bir başına olacaksam da sanki kopenhag-oslo-stockholm üçlüsünden birinde mutlu olabilirmişim gibi geliyor.

benim için değil ama, genel olarak sokakta gördüğüm tüm insanlarının gülümsediği keyifli keyifli dolaştığı bir yer, montelimar

pariste mutlu olurdum gibime geliyor.

Benim için kesinlikle İsviçre-Montreux. Hem göl kenarında, eşsiz güzellikte bir yer, hem de çok huzurlu bir şehir. Ayrıca Freddie Mercury'nin de en sevdiği yer, daha ne olsun?! İsviçre çok pahalı bir yer ama eğer orada yaşama şansım olsaydı gelirim de ona göre olurdu herhalde; o yüzden dert olmazdı muhtemelen.

Karlsruhe'de yasiyorum su anda. en mutlu sehri olmaz burasi.
elimdekileri yazacam ben:
berlin: her sey var. parasiz da olsan mutlu olursun, zengin de olsan. kulturler zevkler, ic ice girmis durumda.
bhutan: yazmissin, takdir ettim. elektrik yok, yol yok. tv yok. (tabi ki olan yerleri var ama ozellikle cogalmasini istemiyorlar). yasayacaksin abi. pirincini yetistireceksin. sabah olacak uyanacaksin, aksam hava kararacak yatacaksin. derdin yok.
roma: turklere benziyorlar, karisiklar. roma da karisik. beni cezbeden sey ise, tarih pas olmus akiyor duvarlardan. ha bir de espresso 50 cent.

bunlar guzel yerler. kendi istegime gelince, istanbul. ben bu sehri yasadim hocam. gurpinarindan kucukkoyune, bagdatindan istikaline, sultancifliginden pendikine, her yerini gordum, yedim ictim, her boku yaptim. mutluyum ben o sehirde. cok mutlu.

gercek cevap ise: maridonun dedigi repliktir.

3 aydır nantes'tayım ama kesmedi. çok param olduğunda istanbul bana dünyanın en güzel şehriymiş gibi geliyor. evet çok klişeyim, saygılar

İzmir-Lyon-Roma.

İzmir yuvam.
Lyon çok güzel şehir.
Roma tarihi yapılardan etkilenmeyen bendenize bile oha dedirtti.

3'ününde ortak noktası: Yemekler muazzam.

eger karistirmazsan topaklaniyor. cok hizli cirpabiliyorsan, catalla cirpmayi dene.

aklında olsun. bu muhallebiyi içini önceden boşalttığın portakallara dökersen var ya öyle bi oluyo ki mmmmm :)
bi de eğer matkabın varsa, sanmıyorum ama, onla da karıştırırsın :D
sabah beşte hangi acil sakızlı muhallebiymiş bu diye düşünmeden de edemedim.

sağdaki şey nedir?

kızmış sarı renk gözükmüyo, sırf saçları gördüm ben.

cisimleri biraz daha tanımlasaydın ya mesela kızın tuttuğu şey nedir, oradaki büyük yaratık insan mı, penguen mi

kardan adam canlıydı ya. kadın da çıplaktı eminim. garip bir sahneydi yani. kadın ellerini kardan adamın içine sokuyordu sanırım.

sonrasında "oğlum uyan" diyen birisini oldu mu ?

avatar

kullanırsın da google bot olmaz bu.
googleın aramasını kendine göre customize edip yapabilirsin, parasını vermezsen gene google logosu koymak zorundasın gerçi, zaten ne kadar customize etsen de sonuç belli.
Bing/yahoo zannedersem dediğin şeye imkan tanıyor, sonuçlarla uğraşmana falan. duckduckgo var arama yapınca köşede belirtiyor bunu bingden aldık diye. Bilmiyorum tabii onu nası yapmışlar.

Web Crawler olarak kullanılacak botlar var piyasada, Regain Search Engine diye aratın Google'da mesela. Ama Google'ın kendi crawler'ı open source olsa SEO olayı çok fena abuse edilirdi.

tweety den esinlenilmiş hissi var aslında aklımda

(bkz: Bluebird)

@shnhkn +1

Söz konusu mavi kuşun ismi Ollie, kendisi Twitter'ın maskotudur. IconFactory tarafından yaratılmıştır ve serçeden esinlenilmiştir.

En aşağıda siyah feedback tuşu var, oradan yapılıyormuş bunlar. Tabi önce burdan feedback almak lazım evet. Fazla abartmadan düzenleme yapılabilir bence de. 50 tane kategori de olmasın.

kategori olayı sahibinden.com ya da gittigidiyor'un ilan açarken yaptığı gibi olsa çok mu abartı olur?

bence ortam daha slcak olmali

trt klvaminda olmali

"amsikgot" yazmanin ozgurlugu olmali

aşk/meşk biraz eğreti duruyor olabilir tabi. "insan ilişkileri" olabilir onun yerine ya da onunla ilgili kategori olmayabilir. zaten illa herşeyin kategorisi de olsun demiyorum. belli başlı olanlar sadece.

aşk/meşk olmaz cıvıtırlar orda çocuklar.

tag'lama çok uğraştırıcı, kullanmam ben mesela.
2 kategori daha kaldırır bence

yine dönemi geldi mi bu soruyu sormanın? günler ne çabuk geçiyo ya...

@vejeteryan vampir

bu sefer daha ayrıntılı sordum. arada hatırlatmak iyidir :)

kategori kalksın

daha once de yazmıştım bi duyuruda.

aynen kategori arttırılmalı ve sadece istedigin kategorileri görme secenegi eklensin bence.

aşk/mesk kategorisi olsun ama ayarlardan ben bunları gormiyim diye secebileyim. bazılarıda teknik i görmek istemez mesela.

haklısın kendini bilmeyenlerle dolu oluyor bu saatler

troll butonu olsa mesela..

hani belirli bi sayı(o anki duyurudakilerin %40ı mesela) basarsa konu uçsun(yada dışarıya kapansın yada geçici b yere gitsin mod baksın sabah "ok" derse konu çöpe gitsin.. gibi bişey olabilir mi acaba

evet bence de böyle bir boşluk var.

@ibomiu bence çok güzel bir fikir. sadece gece değil her an için olabilir. trollerden arındırılmalı.

valla hacı bırak olduğu gibi kalsın, sabah kalkınca hallediyorlar zaten. sitede modluk yapacam diye adamlar uykularından olmasın. hayatlarında daha önemli işleri vardır bence.

yahu dediklerim yanlış anlaşılmış. neyse ya sallayan yok zaten :)

tüyap ta kitap fuarına gitmeyi düşünüyorum şahsen

efruz bende düşünüuorum ama metrobüs çalışması yüzünden son gidişimde rezilleri oynamıştım avcılardan igs ye 25 dakikada gidememiştim cebitin son günü

sinema tiyatro spor

istanbul'daysan ortaköy'den bebek'e doğru yürü, sıcak bi şeyler iç, kitap oku, müzik dinle, arkadaşın varsa onunla sohbet et, denizi seyret. ders çalışmam gerektiği için yapamıyorum ama boş zamanım olur olmaz yapacağım ilk şey bu.

hayvanat bahçesine git..

Sanırım linkteki tarzlardan bahsediyorsunuz.

www.enteresan.com

Resimleri inceleyip hocanın dersine uygun soruları siz yaratmayı deneseniz daha kolay olabilir. :)

www.google.com

www.research.rutgers.edu

brain.phgy.queensu.ca

sirl.stanford.edu


www.animoart.org

www.oup.com.au

özellikle bu son kaynaktan, bissürü soru çıkarabilirsin.

elxa'nın dedikleri de soruya dahil bu arada.

Bazı çalışmalar var, insan beyninin simetriyi ve altın oranı algıladığına ve bunları decision making processta daha çok sevdigimize dair.
Ya da abstract vs. natural resimlerde natural resimlerin daha çok sevildiğine dair. Bunlar kültür ve sosyal beğenilerden bağımsız şeyler. Beyinin aktive yerlerine göre belli sonuçlara ulaşıyorlar.
neuroesthetic, judgment, beauty, fMRI gibi keywordler girersen bulabilirsin.
Zaten neuroeasthetic dediği şey, beynin neyi güzel/estetik bulup bulmadığı. (bkz: Semir Zeki)
Semir Zeki'nin A vision of the Brain kitabını tavsiye ederim.
Bunun dışında; görme bozukluklarının birçoğu beyin hasarı sonucu gerçekleşmiştir. Çünkü görme duyumu beyne belli işlemlerden geçerek ulaşıyor.
V1,---> V4, V5 gibi. V5 mesela renk algısında önemli, burada bir damage adamın siyah beyaz görmesine neden olabilir.
Ya da spatial neglect sydrom var, bu da adamın sağını/solunu görmesini engeller. (nesnelerin yarısını görmemek)
MT damage yerleri algılamasını zorlaştırır. v.b (Bu görme bozuklukları için, epey beyin bilmek gerek)
Tabi görme bozuklukları için;
(bkz: Karısını Şapka Sanan Adam) yani (bkz: Oliver Sacks) a da bakmak gerekir.
Bunun dışında, neuroesthetic aradığın şeyse ve makale bulamıyorsan detaylıca bilgi verebilirim, (ve makale atabilirim) şayet beynin estetitik algısı üzerine çalışmak istiyorum, hayliyle ilgilendiğim bir konu)
bir de bilinç kullanım klavuzu var, metis yayınları adam zeman'ın orada görme diye bir chapter var. görme bozuklukları ve etkileri, gözün nasıl algıladığı renkler v.b anlatılıyor

www.usouthal.edu

en.wikipedia.org ?

@nabruknabruknabruk

şeytan'ın yazdığına mı inanılıyor o kitap? yoksa bir insanın satanizm ve ritülleri ile ilgili yazdığı bir kitap mı? araştırmadım ben o konuyu. nedir tam olarak?

Şeytan sadece bir melek. Melekti değil, sonuna kadar melek. Ve meleklerin kitap gönderme durumu yok. Sadece içimizde biten kötülük olsa da, içimizdeki kötülüğün de kitap gönderme yetisi haliyle yok.

Ayrıca "kitap gönderme" doğru bir tabir değil. Asla gökyüzünden zınzınzınzım diye mavi bir ışık sütunuyla kitap inmez hazır. İslamı bilirsin, kaç yılda parça parça gelenlerin Hz. Muhammet tarafından aktarılmasıyla yazıya dökülmüş sözler bunlar.
Hristiyanlıkta da keza, gökten inen bir kitap yok.

(O linkteki kitap da Anton LaVey'in yazdığı bir kitap işte. Nasıl ki çükünü öptüren şeyhler ve onlara inananlar var, bu Anton'a ve onun gibilere de öyle.)

elbette bi adam yazmış ancak satanizmin temel kitabı gibi bi durum var sanırım, yani şeytanın bizden istedikleri ve olması gerekenler gibi galiba.

tam da emin değilim ama haberin ola :)

ya tanrı'dan geldiğini düşündüğümüz kitapları aslında şeytan tanrı'nın adını kullanarak yollamışsa? zrrrt**0

şeytanın kitabı derken şeytan ayetleri var, onu mu kastediyorsunuz?

@jesterdvine

gramer kontekstine göre geçmiş zamanı kastetmedim zaten. biliyor olup bilmemezlikten gelme durumunu ifade ettim, onay almak için.

kitabın da zınk diye indiğini kastetmedim. dine göre öyle bahsedildiği için öyle yazdım. o kısımlar teferruat, asıl sormak istediğimle çelişmiyor yani yazdıklarım.

şeytan'ın başkasına kitap yazdırması olarak da düşünebilirsin. benim yazdıklarım da biraz ad aktarması da var. şeytan diğer meleklerden farklı bir de dine göre. belki özel bir durum vardır diye sordum. zaten bilmediğim için sordum o kısmı da :)

ister istemez dinin mantığına gireceğiz heralde :)

bizzat şeytan göndermiş olcak, onu diyor, şeytanı anlatan ayetler değil yani .

ben anladım seni haci. yani şeytan değil de bir cin falan olsam paso milletle bu şekilde taşak geçerim heralde. git bir adama cebrailim ben de. hz muhammed sözümüze uymadı. son din islamdır dedi, son peygamber benim dedi falan filan gazlarım. adamı da inansınlar die iki uçurur sağa sola götürürüm. hoop al sana yeni din.

@terp

şeytan ayetlerinin detayını bilmiyorum. şeytanla ne ilgisi var mesela. biliyorsanız o konuyu da açıklayabilirsiniz.

özetle: kuran indirilirken şeytan cebrail'in kılığında peygambere kendi ayetlerini iletiyor. tartışmalı bir konu: (bkz: şeytan ayetleri)

ben kalktım, alarmı kapayıp geri uykuya daldım.yani uykuya meyilin var ise işe yarayacağını pek sanmıyorum

bir süre kullandım, gerçekten işe yarıyor ama bir süre sonra alarm sesleri baymaya başlıyor. ses kütüphanesi sürekli güncellense daha iyi olabilir.

bence işe yaramıyor. baya gaza gelip indirdim ama sonra sadece uyku istatistiklerine bakmaktan keyif aldığımı anladım. uyandırma açısından kolaylık sağladığını düşünmüyorum. psikolojik olarak o güzel melodileri etkiliyor olabilir yalnızca.

ekşide yazılanlara göre yarıyor ama sorun şu.

bunu yatakta nereye koymak lazım? telefon uçup gider düşer yere falan, kimsenin başına gelmedi mi böyle şeyler?

ben zamaninda bu olayi kullanmabilmek icin burda sormustum.

bir boka yaramiyor, ben sert yatakta ölü gibi yatiyorum

daha da bi sefer olsun hadi sen kalk artik demedi

bok gibi bir yalan yani.

O başlığa entry olarak yazmıştım onu okuyabilirsin. Onun dışında, hiç düşmedi benim telefon, enteresandır.

basitce sesi dinliyor ve uyanma saatine yakin kiprasmaya basladiginda (uyku pozisyonunu degistirince) otmeye basliyor. Kiprastigin zaman uykun hafifliyor veya uyaniyorsun ve tam olarak uyanmak daha kolay oluyor varsayimiz ile calisiyor ancaaak kurdugun saate 5 - 15 dakika kala caldigi icin bakip acik daha uyim diyosun sonra siciyosun, eger yapmazsan caldigi gibi kalkarsan fena diil.

"The movie is in early pre-production. As of July 22, 2011, Steven Spielberg announces in Comic Con that he already had a finalized idea for the movie, with Mark Protosevich penning it." demiş biri.

o soru işaretleri vizyona giriş tarihi belli olmadığın olabilir.

unvan

şimdi bir şirketin sahibi de CEO olabiliyor, ortağı da ya da bir başkası çalışan olarak atanılabiliyor bu pozisyona. esas olan CEO'nun yaptığı görev. Herkesin başında CEO var yani herkesin üstü bu adam. Eee bu CEO'lar ne iş yapıyor o zaman? Onu da çözebilmiş değilim. Bu bir meslek değil, pozisyon.

Türkiye'de genel karşılığı Genel Müdür'dür, yerine göre de bir meslektir, ancak uç bir nokta olduğu için ödül gibi algılanır ve o yüzden meslekten ziyade statüye bağlanır.

neden yabancı kaynaklarda daha çok meslek diye geçtiğini görüyorum?

Yönetimle ilgili bir dal değil mi bu?

Yönetici - CEO
Doktor - Cerrah

aynı mantık değil mi?

@ermanen
mesleki uzmanlık + tecrübe : ceo
doktor örneğinden gidersek de;
mesleki uzmanlık + tecrübe : başhekimliğe denk gelir bence.

ceo yani chief executive officer, genel müdürdür. yönetim kurulu'ndan emir alır.
genel müdür, müdür, başkan, başkan yrd. genel md. yrd. bunların hepsi unvandır.

Yöneticilik nasıl meslek olabilir ya? Örneğin bir avukat yönetici olursa mesleği ne olacak bu durumda? Unvan ile meslek tamamen farklı şeyler. CEO Türkiye'de Genel Müdür karşılığı. YK Başkanı da chairman diye biliyorum.

biraz yardımım dokunur belki

chairman genelde, ailevi şirketlerde yönetimi tek elden yürüten kişi.

ceo ise holdinglerde yani bi sürü şirketi kontrol eden bi oluşumda hepsinden sorumlu adam, direkt olarak şirketin sahiplerine karşı sorumludur, chairman ise daha çok şirketin sahibidir.

steve jobs apple de ceo olarak geçer, adam iphone u da tanıtıyor ipadi de yani bütün her şey bu adamın elinin kolunun altında. ama iphone için gene ayrı bi yönetici ipad için ayrı bi yönetici de var.

dal gibi görünse de aslında tam olarak değil. meslek de değil.

son zamanlarda revaçta olan bişey ama kişisel olarak bi bok değil, çoğu şirketleri zarardan zarara sürüklerken ehehe mehehe diye tatilde olabilir bile.

tam hatırlayamıyorum bi şirket krizdeyken işçi çıkartırken bi ceo'su milyon dolarlık bonus alıyordu(maaş değil düşün bonus).

CEO'nun ustunde Chairman oluyor. Chairman'ler genelde birden fazla sirkette CEO'luk yapmis artik yoneticiligin piri olmus insanlar oluyor. Sanirim yeni alinan bir karar geregi farkli bir sektorden olmak zorundalar. Bu farkli bakis acilari getirebilmeleri icin gerekli bir sey zaten. Ornegin Intel CEO'su Paul Otellini mezun oldugundan beri Intel icinde gorev alip yukselmis, sektorden bir insanken onun ustundeki Chairman Jane Shaw onceden medikal sektorundeki bir firmanin CEO'suydu: people.forbes.com . Chairman sektore ve sirkete daha yuksekten bakip detaylara girmeden yol gostericilik yapiyor.

Mesela Apple'da da su an durum soyle:

William V. Campbell
Chairman
Intuit, Inc.

Tim Cook
CEO
Apple

Gordugunuz gibi Chairman'in ayni sirketin calisani olmasi bile gerekmiyor ama CEO'nun uzerindeler org chart'ta.

İş görüşmesine gelen birisine, mülakatın sonunda aslında bir daha aramayacak olsanız bile "Biz sizi ararız" dedikten sonra katıla katıla gülüyor musunuz?

çalışana yapılan yatırımlarla ilgili sıkıştırın.
terfileri sorun.
prim mirin ikramiye ne ayaksınız diye sorun.
şirketin 2011 ilk üç çeyrek cirosunu sorun.
ne sıklıkta ve ne çapta eğitim organize ediyorlar, sorun.
mesai olayı var mıdır sorun. çalışma ortamını sorun.
şirketten en son ayrılan insanların genelde ne sebeple ayrıldıklarını sorun.
5 sene sonra kendini nerede gördüğünü sorun. (opsiyonel)

erkekse iyice sıkıştırın, mırın kırın edecektir, tüm soruları çılgınca cevaplayacaktır. cevabını bilmenizi istemediği soruları profesyonellikle savuşturacaktır. içinizden hadi lan ordan diyin. gözlerinizle de adama bunu hissettirin. çıkışta yanına gidip kartını rica edin. çok teşekkür ettim diyin. ciddiyetinizi bozmayın, sakın gülümsemeyin.

kadınsa mutlaka cevaplarınızı almış gibi davranın. bol bol gülümseyin, bitmeden önce mutlaka bir komiklik olsun. gülümseyin, gülümsetin. Çıkışta insan kaymakları kadınına, doğu veya batı cephesinden usulca yaklaşıp hilal taktiği uygulayın. kartını rica edin. bir karta bir kadına bakın. cep numarası kartta yazmıyordur. alnında da yazmıyordur. cep numarasını isteyin. sol iç ceket cebinizden kalem kaleminizi çıkarıp kartın arkasına yazın. panel çok güzeldi, akşam sizi yemeğe çıkarabilir miyim diyin. afallayacaktır. hemen kartın arkasına yazdığınız numarayı gösterin, ufaktan gülümseyin. panelde yaptığınız espriyi hatırlatacak bir şeyler yapın, recursive olsun. akşam yemeğini kaptınız. restoranda buluşun. centılmın olun. asılmayın. yemeği yiyin. işle ilgili konuşun, özel hayatıyla ilgili de ufaktan sorular sıkıştırın. 3 dakikada bir espri yapın-takılın. asla kendinizi anlatmayın. sormadıkça kendinizle ilgili detay vermeyin. ama ona sordurtmaya çalışın. o 2. kadehini bitirdiğikten tam 7 dakika 23 saniye sonra aslında insan kaymakları müdürü olarak bir bok yapmadığını ona kabul ettirin. çok hoşuna gidecektir. kalkarken kendinizden çok emin şekilde size iş başvurusu yapacağım diyin. gülümseyin. olanak varsa evine bırakın. içki içtiyseniz mutlaka taksiyle. o arabayla gelmişse kendinizi uygun bir yere bıraktırmayın, taksiyle dönün. ısrar ederse ikna olun. arabasına binin.

sonuç: işe başlamadan terfi ettiniz.
isteseniz insan kaynakları müdürüyle birlikte olabilirsiniz.(fizibilite + altyapı çalışmaları yapıldı.)
şirket hakkında panelde edinebileceğinizden daha fazla bilgi edindiniz.
ve evet malesef bu yazıyı sonuna kadar okudunuz =/

hafta içi sabah git. kimse olmuyor, kasalar boş, reyonlar boş. rahat rahat gezersin.

iş çıkışı ve cumartesi öğleden sonraların inanılmaz kalabalık olduğundan tercih etmemeye çalışıyorum fakat el mahküm.
en ideal zaman bence ctesi sabah erken veya marketin sebze meyve yeni ürün getirdiği gün.

"marketin sebze meyve yeni ürün getirdiği gün"
bunu bilen adam zaten markete hangi gün gidileceğini biliyor olsa gerek.

oo tam benlik soru.markete sabah 11 gibi gideceksin.en güzel saati.ortalık sakin bir sen birde kadife esofmanlı ablalar oluyor.butun sitedeki ablaları tanıyorum sırf bu yuzden.artık market oncesi-sonrası kahve seanslarımız oluyor nassı dedikodu donuyor aklın durur.yannız sonunda bunlardan birinin kocası falan başıma iş olacak ama hayırlısı:)))

karnın tok git

kapanmasına 20 dk varken giderim ben, tüketici haklarımı sonuna kadar kullanırım..

hafta içi 1-2'ye kadar.

ben iyiyim, hoşum. hatta geçenlerde ben de kötü hissediyordum. geçirdim.
belki işinize yarar: (git: 319102)

iyi biri olmak çok sıkıcı ben bıraktım

var tabii ki?
neye ihtiyacın var?

iyi biri diilim. ben de kötü hissediyorum. buyur gel. acı acıyı paklar.

yani hali vakti ruh durumu iyi mi? yoksa iyi kalpli falan mı?

iyi kalpliyse burda sürüyle iyi insan var. özel diyaloğa geçişliğim olmasa da gerçek hayatta beni tanıyan bi Allah'ın kulu olmasa da burada, bazen gerçek arkadaşlarımdan daha çok yardımcı oldular bana.. ne karşılığında? hiç..

ha iyi hal diyosan bok gibiyim. ama bu bende kronik. geçer.

Elimizde kalmadı ya ..:/

Bir ara Garnier kullanmıştım.Neutrogena, Clearasil, Nivea vs. de kullandım ama Garnier daha iyiydi sanki.

rosense yüz temizleme köpüğü...tek geçerim,16-20 tl civarında

cilt bakımı söz konusu olunca kadınlarda da erkeklerde de clinique diyorum. en alerjik ciltte bile alerji yapmaz. kokusuzdur ve sağlıklıdır.

fiyatları bir miktar daha pahalı, ama maddi gücünüz izin veriyorsa tek tavsiyem clinique olur.

marketlerde değil, ama boyner falan gibi büyük mağazalarda satılıyor. standlarda cilt testi yapıp ona göre ürün veriyorlar. satın almadan deneme boyu alıp deneyebilirsiniz. varsa tabii.

bu arada ekleme yapayım. en iyi yüz temizleyici zaten yüz temizleme jeli/sabunu/köpüğü vb.'dir. bunun dışında ayda 1-2 kere peeling yapılabilir. bu ölü derinin atılmasına, siyah noktalardan toplu olarak kurtulmaya yardımcı olur.

ama cildinize zaten düzenli olarak bakıyorsanız, normalde siyah nokta pek birikmez.

en ekonomik olan jeldir. çünkü sabun maalesef hijyenik açıdan muhafaza etmesi zor bir şey. köpük çabuk biter. jel en konsantre ve kullanışlı olanıdır.

önce temizleyici jel/sabun/köpük, ardından tonik, ardından nemlendirici kullanılır. eğer peeling yapacağınız bir günse, önce peeling'i yapıp, ardından bu sırayı uygulamanız gerekir. peeling'den sonra temizleyiciyi kullanmadan toniğe de geçebilirsiniz o günlük.

ideal olan sabah akşam kullanmaktır, ama makyaj yapmadığınızı düşünürsek, belki günde bir kere idare eder.

bunun dışında cildim yağlı ve hassas diye nemlendirici kullanmazlık etmeyin. çünkü yağlı ciltlere uygun nemlendirici de vardır. ve temizleme jeli ve tonik gibi ürünler cildin o an kurumasını sağlayıp, sizi mutlu eder. ama cilt ne kadar kuru kalırsa o kadar yağ üretir. dolayısıyla bunun önüne geçmek için cildinizi sağlıklı bir yağlılık oranında tutmalısınız.

garnieri tavsiye ederim ama duştan sonra kullan her zaman değil birde ne kadar yağlı olursan ol üzerine yağsız bi krem sür hele kışın (metrosexsüel değilim siyah noktalar için almıştım bırakamadım)

neutrogenanın yüz yıkama jeli var acık kahve sıvı bence süper hassas ciltler içinde uygun bence ve yağlı cilde'de iyi geliyor.

seba med liquit face and body wash bana dua edeceksin...

allahinadiylaoku +1 unutmuşum

arap sabunu ınanmazsın şimdi.

bir tanıdığım, dünyanın en iyi yeri karadeniz bölgesidir, diyordu. oranın da en iyisi uzungölmüş. ben hiç gitmedim oralara, da resimlerde güzel görünüyor.

en iyisi kadıköy sanırım

bizim köy lan bu, biraz reklam yapayım :)
insanlar süper cana yakındır, acayip güvenlidir, havası suyu on numaradır, suyu için köye gelenler, havası sayesinde ağaçlarda yaşayanlar var inanır mısın, yemyeşil, deniz görüyor, ilçeye 7, ile 15 km, ulaşım rahat, her türlü meyve sebze var, altınçileğinden kivisinden kirazından (kirazı meşhur) cevizine kestanesine ıhlamurundan kekiğini kadar... atatürk'ün gelip gittiği, çınar ağaçlarının altında takıldığı bir köy,
(bkz: gacık köyü)

eski foça olabilir bu dediğiniz yer.

@tamamtamambuldum

doğu karadeniz tarafları diyerek cevap vermişsin sonuçta. gitmek isteyen gider zaten. deşifre etmek, facebook falan gereksiz olmuş, yazmaya gerek yoktu öyle şeyleri.. güzel bir soru sorduk işte..

@rodeocu kara kirazını çok severim gacığın:)
Fazla uzağa gitmene gerek yok Marmara'da bile onlarca var.
Not:çınarcıklıyım

ben de doğu karadenizliyim. ulaşım dışında köyler aynı tarif ettiğin gibidir oralarda. rize'de çayeli,hemşin taraflarını bir gez mesela.

bir baba tarafından İnebolu'lu olarak kesinlikle Karadeniz diyorum.

karadeniz dışında herhangi bir köy olabilir bence. karadeniz'in bencil, çıkarcı ve kavgaya her an hazır insanı(alınmaca yok, doğruya doğru) olduktan sonra, karadeniz ilk maddeden direk eleniyor maalesef. bir arkadaş da deşifre falan demiş, komik olmuş. istanbul'un çoğu ilçesini karadeniz'in tamamına milyon kere tercih ederim.

kayaköy diyeceğim, denize yakın değilse de, kalıntılarıyla, likya esintileriyle, insanlarının yarısının akrabam olmasıyla pek sevdiğim köydür, fethiye'ye yolu düşen gitsin, mahrum kalmasın derim.

(bkz: vakıflıköy)

kayaköy.. bir hafta kaldım, insanlar evlerini kiraya da veriyor..
kahvaltıları, gözlemeleri hala aklımda...

windows

nokia olabilir. olmayabilir de.

Facebook'ta diyebiliriz belki.

ikizler elektronik.

www.kahveekipmanlari.com
www.blendtec.com

performansı iyi ama fiyatı yüksek. iphone bile parçalayabildikten sonra bademi, kuru üzümü sorun edeceğini sanmam.

Yani buradan www.bulabilirim.com bunu aldım.. Çok memnumun.. Bi de bu tür şeylerde arzum dışında almıyoruz...

somafm.com

exa radyo indirmeni şiddetle tavsiye ederim.

radyo voyage

www.radyovoyage.com

www.stereomood.com

sky.fm solo piano kanalı
www.sky.fm
sarmazsa sağdaki menüden relaxation, dreamscapes ya da new age'i de seçebilirsiniz.

radyo voyage

www.middlegarden.com

www.windowsmedia.com burdan istediğiniz türü indirip windows media player ile dinleyebilirsiniz..

AMBIENT tarzda kral bir liste www.stereomood.com/mood/ambient

sakinini bilmem ama radyo eksene bir bak derim :) hem ingilizcen de gelişir :P

microsoft project.

docs.google.com

basit fakat iş görüyor, google hesabı kafi, online takip edilebilir olması, çoklu oturum açıp takip edilebilmesi en tatlı yanları.

Yukarıda "Benimkiler" düğmesi var.

www.eksiduyuru.com

@metalik

bir sürü duyurum var. o da tek tek bakmak durumuna çıkıyor dediğim gibi. ben tek bir satır aramayla hepsini bulmaktan bahsediyorum.

ermanen biliyordur heralde benimkiler düğmesini? :)

cevap almamış duyurular zaten açıldıktan 1 ay sonra otomatik olarak siliniyor diye biliyorum. "benimkiler"in ilk sayfasında görünür henüz cevaplanmayanlar, diğerleri de silinmiş olur zaten bu durumda, diğer sayfalara gitmeye gerek kalmaz. tam cevap değil ama..

@bruges

aslında silinmiş olan cevaplanmamış duyurularımı da görmek istiyorum. çok mu şey istiyorum bilmiyorum. yetkililerle onu da konuşmak istiyorum bir ara.

ama dediğim gibi benim bir sürü duyurum var, ilk sayfada cevaplanmayanların çıkması olayı yok ki..

"Selsun şampuanı hakkında sorular" diye bir duyuru açmışsın ya mesela, o yarın öbürgün silinecek. zamana göre sıralanıyor duyuruların, bunun üzerinde kalan 20-30 tane duyurun var sadece. bu yüzden ilk sayfada cevaplanmayanlar çıkar dedim, kendi duyurularına bi göz gezdir "Selsun şampuanı hakkında sorular" dan önce açtığın ve cevaplanmamış bir duyuru göremezsin. onu demeye çalıştım ilk sayfa diyerek..

@bruges

evet evet haklısın. ben o kadar çabuk silindiğini unutmuşum ya. duyuru'nun ilk zamanlarında öyle değildi sanırım, ya da ben yanlış hatırlıyorum. o zaman sorum değişmiyor ve genişliyor. şimdiye kadar açtığım, silinmişler dahil bütün cevaplanmamış duyurularımı görmek istiyorum o zaman ben. sanırım göstermezler :(

ya da ben trick'le bulabilir miyim bilmiyorum...

surtunme kuvveti nickli arkadaş burada modken bunun muhabbeti geçmişti, oradan aklımda kalmış. 2 sene öncesi falan yani.. belki değişmiştir diyeceğim ama benim de cevaplanmayan duyurularım uçmuş. neyse silinmese iyi olur hakkaten.

nasıl bulunur hiç bilmiyorum ama silinme konusunda "duyuru" olarak acılmamışsa otomatik silinmiyor bildigim kadarıyla. 1 aydan daha eski cevaplanmamış sorum var mesela.

daha once sormuştum cevap verilmemişti actıgım butun duyurular benimkiler kısmında gozukmuyor mesela. ama google aramasında cıkıyo hala varlar aslında. ben de hepsini görmek istiyorum demiştim cevap verilmemişti.

çok şaşkınım şu anda. ben cevap verilse de verilmese de soru şeklinde açılmış duyurular hiç silinmiyor diye biliyordum. fark ettim ki cevap verilmemişse 1 ay civarına siliniyormuş. sitedeki yaklaşık 1000 tane duyuruma tek tek baktım, en eskielrden hiç cevaplanmamış yok. oysa vardı biliyorum. hepsi cevaplanmış olamaz. ayrıca cevapla sekmesi de eylül 2011'den eskisini göstermiyor.

vay arkadaş kimbilir neler sordum da cevapsız kaldı kayboldu gitti.

soruya cevap olmadı pek ama şu şekilde de diyebiliriz. ermanen'cim 1 aydan eskisi zaten yalan olmuş. son 1 aiçin de benimkiler'e göz atabilirsin. silinmişleri görmek gibi bir olay da yok burada.

Benim bildiğim, yabancı polisler(ingilizce konuşanlar yani) bizdeki "tamam" sözü yerine "roger"(racır) kelimesini kullanırlar her anons sonunda.

en.wikipedia.org sucun cinsine gore burdaki kodlari soyluyorlar "one eight seven incident" falan gibi.

benim hatırladığım daha çok kod değil de 3 kelimeden oluşan bir cümleydi. ama bu kodlarla da alakalı durumlar oluyordur sanırım.