Ekşi Duyuru

başka bir bilgisayarda dene.

bir partition programı ile deneyebilirsin. partitionu kaldır tamamen (ki şu anda RAW gözüküyorsa partition kalmamıştır tahminimce), sonra yeni partition oluştururken formatı bas.

yönet'ten bölüm sil bölüm oluştur yap. daha da olmuyosa uğraşma aldığın yere götür orada denesinler formatlamayı, olmazsa yenisini vermeliler.

@oshamahue:
akşama ya da yarın deneme fırsatım olabilir.

@loveinaflipbook:
hard disk bana geldiğinde ntfs'ydi ama format atayım dedim, biçimlendiremedi ve raw olarak kaldı alet. partition magic'in elimdeki windowsla uyum sorunları var. ne yapayım?

@cari kacik:
uzun format deniyorum şimdi bir de, olmazsa bunu da denerim.

Acronis Disk Director deneyebilirsin. Partition magic'den çok daha iyi. Büyük ihtimalle halleder.

open source partition managerlar var nette. birkaçını dene istersen uyumlu olan birini yakalarsın elbet.

mesela şunlara bakabilirsin:
-EASEUS Partition Manager
-GParted Live

en.wikipedia.org

valla bende windows 7 home premium da var basic de bir farkını hissetmedim.

mutlaka farkı vardır ama düz kullanıcı fark etmiyor.

Karşılaştırılmaları yapılmış faydalı linkler;
forum.donanimhaber.com
doctus.org
www.chip.com.tr

@Zetahead:

bazı codecleri desteklemiyor dediğiniz nedir? k-lite mega codec pack yüklesem sorun mu çıkacak yani ileride?

çıkmaz. kırpılmış sürümlerde wmvhd, mp4 gibi codecler olmayaBİLİR belki (salladım), ama siz zaten ekstradan codec yüklerseniz çalışmaması için bir sebep yok.

maaaalesef. mathtype.

Lenovo G560 bence ağır oyunlar oynamak veya çizim programları vs kullanmak istemeyen biri için o fiyat aralığındaki makineler arasında iyi bir seçenek.

Yüksek performans ve iyi ekran kartına gerek yok diyorsanız Sony Vaio'nun 1000-1500 tl arası olan modelleri var. Ben de 3 ay önce aldım 1380 tl'ye, gayet memnunum. Aldığım model ; Sony pcg-71313m. 4gb ram, i3 işlemci gibi özellikleri var. Sony kalitesini de unutmamak gerek tabii.

masaüstü core 2 quad ve laptop core i5 çift çekirdek kıyaslarsak hangisi daha iyi olur ki?

core 2 quad baya eski olması gerek. i5 daha yeni.

www.pclabs.com.tr

hediye çekine talibim!

ben!

Attim mesaj.

kredi kartına taksit yapabilirler.ama peşin fiyatına yapacaklarını zannetmiyorum.

gittigidiyor.com satiyor.

mac os - firefox 3.6.15 idi, simdi 4. herhangi bir sorun yasamadim hic?

linux ubuntu dağıtımı ve debian dağıtımında sorun yok.

ancak bir kez olmuştu siteye ulaşılamadığı da o da bakım saatlerindeydi.

sokaklarda el arabasıyla dolaşan eskici yok mu? hem en fazla 5 lira verirler o peteğe.

sanayide hurdacı alabilir kilo usulü çalıştıklarından 5liradan fazla eder sanırım ama kilosu kaça alır bilemem

aysefatma.com üzerinde google analytics ya da benzeri bir şey kullanırsan, hangi sitelerden senin sitene gelindiğini görebiliyorsun.

ahmetahmet.com'da ki koyduğun link için bir js kodu yazarsın linke tıkladığında veri tabanında tuttuğun kaydı bir arttırırsın, en garantisi bu olur bence.

veya aysefatma.com'un yönetimi de sendeyse, index'ine yine bir kod yazarsın, geldiği yere göre yine veritabanında tuttuğun değeri arttırırsın.

veya aysefatma.com'un yönetimi de sendeyse, birçok hosting sağlayıcısı websitesiyle ilgili istatistik tutar, onları inceleyebilirsin, kaç kullanıcı hangi siteden gelmiş bakabilirsin.

aysefatma.com un backlinklerinde senin sitenden gelen ziyaretçiler yazmalı.

www.ka-mediendesign.de

aysefatma.com benim değil işte, öyle olsa rahat olacak da.

@ocanal: ilk dediğinizi nasıl yapıyoruz peki?

@milesh: çevirmen bulup bakacağım :)

tinyurl.com

şurada burada paylaş gibi linkler oluyor ya sağ tarafında sayaç olan, onlar gibi yapmışlar.

::Bir sitede demiş ki::

Linkinlerizi şu şekilde hazırlayın:
<a href="www.yahoo.com" onClick="javascript:urchinTracker('/outgoing/yahoo.com');">www.yahoo.com</a>

Sonra Google Analytics sayfasında "outgoing" klasörünü göstermesi için filtreleyince istatistikleri görebiliyormuşuz.


ben de öğrenmiş oldum bu şekilde.


edit: bende biraz boktan gözüküyor kod, linkini paylaşayım olsun bitsin:
forums.digitalpoint.com

bu alexa ile daha rahat olabilir belki tabi ama madem bir şey söyledik kodunu da yazalım.

bir tane php sayfan olsun mesela, çağrıldığında veritabanında tuttuğun değeri bir arttırsın, mesela şöyle bir şey, en basit ve en güvenliksiz haliyle.

inc.php
<?php
mysql_query("UPDATE counter set count=count+1");
?>

amaç linke tıklanıldığında otomatik olarak bu sayfayı post etmek, haliyle veritabanındaki değeri bir arttırmak. bunu da jquery ile yaparsın mesela o da şöyle bir şey.

<script type="text/javascript">

$('#count').click(function() {
$.ajax({
type: "POST",
url: "inc.php"
});
});

</script>

bu script kodunu da sayfanın en tepesine, hatta bütün sayfaların en tepesinde olacak şekilde, mesela header'da eklediğin bir .js dosyası varsa onun içine atarsın.

senin sadece yapman gereken tıklanıldığında veritabanındaki değeri bir arttırmasını istediğin linklere (bu örnekte aysefatma.com oluyor) count adında bir id eklemek.

örnek link,

<a id="count" href="aysefatma.com" target="_blank">aysefatma.com</a>

aslında veritabanına işleyebilsem daha iyi olacak ama o kadar bilmiyorum. loveinaflipbook'un dediğini bir link için denedim. yarın öbür gün analytics'e yansır sanırım. olmazsa diğer yöntemlerle uğraşacağım.

linki bit.ly üzerinden verirsen bit.ly/burayalinkşeyigelcek+ adresinde istatistikleri görebiliyorsun ama link üstüne gelindiğinde öyle yazmaz tabii. en masrafsız kolay yöntem bu.

+1

+1 de benden.

++1

+1

eksibition sozluk kullancilari disindaki kisilere kapali oldugu icin oyle bir sorun yok. giris yapilmamissa /sub_etha.asp?name=eksibition adresine yonlendiriyor kullaniciyi, boylece giris yapmis oluyor sozluk uzerinden.
e peki, normal bir kullanici eksi duyuru link'ine tiklarsa sozlukten ne olacak? eksi sozluk yazari degilse surekli login ekrani gorecek karsisinda. ya da caylaksa "bu sizin icin mumkun degil" benzeri mesaj gorecek sadece. kullaniciyi kacirmaktan baska bir ise yaramaz eksi duyuru icin bu sistem.

ekşi anket dışarı açık mı? kapalıysa onun için yapılabilir. limon için de yapılabilir hatta.

eksi anket icin mevcut zaten o ozellik.

yoo, sözlükten ekşi anket'teki bir ankete giden linke tıklayınca, ekşi anket'in ana sayfasına yönlendiriyor, o ankete yönlendirmiyor.
önce sub-etha'dan giriş yapıp sonra o linke tıklayınca ise sorun olmuyor.

ben otomatik logini kastetmistim zaten. yonlendirme isi de zor degil aslinda ama compumaster gerek gormemis olabilir. eklerim olmazsa, zor bir sey degil.

valla iyi olur ya. çünkü verilen linklere tıklamak için yine sub-etha'dan girmek gerekiyor. fazladan işlem yaptırıyor. o şekilde daha rahat olacaktır.

spoiler vermeden notlar düşerek sıralayayım:

- breaking bad (kanser olan bir kimyagerin kötü yollara girmesini anlatıyor)
- lie to me (mimiklerinden, konuşmalarından yalancıları tespit eden bir adamın(ve bu konuda kurduğu şirketteki ekibinin) yarı polisiye hikayeleri)
- spartacus blood and sand & gods of the arena (klasik olmaya aday. seksüel ve kanlı içerik rahatsız etmezse izlenmeli)
- supernatural(iki kardeşin yaratık avlama hikayesi olarak başlasa da ilerleyen sezonlarda kaptırır gider)
- burn notice (bu biraz kafa dağıtmaya yönelik. ajanlı, miami'li, patlamalı çatlamalı)
- the lost room (3 bölümlük, gizemli bir hikaye. her bölüm 1.5 saat)

komedi dalında: seinfeld (anlatılmaz, izlenir)

supernatural ve the lost room kurgudur biraz. ama bilim kurgu değil. onun dışında breaking bad biraz bayabilir, müptela da edebilir.

Kesinlikle Dexter'ı izlemenizi öneririm. Eğer onu izlediyseniz Breaking Bad derim. Bunu da izlediyseniz House M.D. derim.

rome sezar zamanı romasını anlatıyor ilk sezon ama iki asker üzerinden. ama ünlü şahsiyetler de gösteriliyor. yapılmış en iyi dizi.

mad men reklamcıları anlatıyor. 60larda geçiyor. reklamcılardan ziyade bir tanesinin hayatı aslında.

breaking bad kimya profunun parasızlıktan uyuşturucu üretmeye başlamasını anlatıyor.

band of brothers ikinci dünya savaşında amerikan askerleri olan paraşütçü easy bölüğünü anlatıyor. rome'dan sonra en iyi dizi.

breaking bad ve mad men son sezonda çok sıktı. kötüleştiler biraz. o yüzden benin tavsiyem önce band of sonra rome.

Sherlock

kesinlikle 24

eğer komedi isteniliyorsa.
coupling daha izleyipte gülmeyenini göremdim.
bilim kurgu
doctor who(2005) eskisinin altyazısını bulmak biraz sıkıntılı

izlemediyseniz friends yeterde artar bile

aşırı diyalog olmasın diyor adam, house diyosunuz. adam belli düz dizileri seviyo. Spartacus izlesin tam dozunda olur, breaking bad'de sıkılır diye tahmin ettim bi an, dexter olabilir. ezel izlesin olmadı, mis gibi. hapishanede var, sevecektir.

mentalist
criminal minds
psych!

battlestar galactica

( özlemim debreşti, olmadı şimdi) neyse bu sevme garantili bence.

chuck filan sevmiyosa beğenmeyebilir ama nedense bored to death beni çok güldürdü.
stargate universe var ama ful bilim kurgu...

vallahi fringe bilimkurgu ama kyle xy sevdiyseniz fringe de ağzınız açık kalır. Klasik bir senaryosu yok kendini tekrarlamıyor.Olmaz diyosanız lost a başlayın. hadi oda olmadı dexter ya lanet olsun senden gelecek öneriye diyosanız dexter la sonlandırırım bu öneriyi.

how i met your mother
south park
the big bang theory
walking dead(kesinlikle izlenmeli)
family guy
v(visitors'ın yeni versiyonu mutlaka izle pisman olmazsın garanti veriyorum)

how not to live your life(simdi aklıma geldi)

ayın 14ünde ödedim faturamı 3d secure ile. bi sorun yaşamadım.

son 4 aydır 3d şifre ödeme yapmaya çalıştım ancak hiçbirinde başarılı olmadı. 3d şifresiz ödeme yaptım. bu ay ki futarımı ödemek için baktığımda ise 3d şifresiz olayını kaldırmışlar. 3 gündür 3d şifreli deniyorum ancak başarısız oluyor. bankanın bu 3d portalına giriyorum orada işlem başarılı diyor. sonuç olarak ödeyemedim.

üniversiteye başladığım andan itibaren başarılı olduğum her durumda peyda olup, başarısız olduğum her durumda kayboldu ortadan. dört sene lisans, üç buçuk sene yüksek lisans ve bir sene iş bulana kadar geçen sekiz buçuk sene boyunca bir göründü bir kayboldu, ta ki çalışmaya, dolayısıyla para kazanıp aileme az çok katkıda bulunabilmeye başladığım an gerçek olarak hissettim ben bunu. okuduğum bölümle çok alakasız bir işte çalışıyorum, yaşım da 26.

çalışmak, para kazanmak, aileye yük olmamak,hatta katkıda bulunabilmek -ki bir işe yaramak diğer bir deyişle-, kendi ayakları üzerinde durabilmeye başlamak önemliymiş meğer şahsım adına az buçuk huzura ermek için.
en azından hayatımın aile ile ilgili kısmını hallettim, topu çıkarttım elimden, büyük ölçüde rahatladım.

25 yaşındayım daha da hiçbişeyin yola falan girdii yok. peder beim yaşımdayken ben 7 yaşındaymışım. aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyorum.

23 yaşımdan bu yana o his devam ediyor. O yaşa kadar üniversitedeydim, 1. sınıftan son sınıfa kadar evden (internet üzerinden) çalışıyordum. O yaşa kadar birkaç ilişki, bir büyük aşk, bir önemli rahatsızlık atlattım. Aşktan yana keyfim yerinde değilken işlerim daha iyi gitti, o dönem hiç baba parası yemedim (1 yıl kadar). Kadınım, kimse askere gitsin istemem. Dil bölümü okudum (İngilizce), serbest tercüman ve yerelleştirme uzmanıyım. Biraz Almanca biliyorum, son birkaç yıldır kendi kendime Rusça ve İsveççe öğrenmeye çalışıyorum.

Hayatın yola girmesi bence "her sene" olan bir şey. 23 yaş demiş olabilirim ama o aslında hayatımın yolunun ana hatlarını görebildiğim yaşım. Biraz da "hayat"tan kastın ne olduğuna bakar. Astroloji köşelerindeki gibi iş, aşk, aile, sağlık mıdır? Bir tanesi hiç olmadığı kadar iyi giderken ötekisinde hayati sorunlar olabilir. Hangisinin önemi bir diğerine feda edilmeli... "X olmadan asla"larımız farklı. Bu sene x sorunu çözülür, hah deriz hayatım yoluna giriyor. 60 yaşında hah emekli oldum artık hayatımı yaşayacağım'a kadar gider bu döngü.

Bu soruyu sorarken hangi yaş aralığının tam anlamıyla kendi ayakları üzerinde durmaya başladığını tespit etmeyi amaçladığınızı tahmin ediyorum. Soruyu gayet doğru sormuşsunuz: ...hissetmeye başladınız? Şahsen hala hissediyorum, hatta gece gece bir dilekte bulunayım iç döküyoruz madem, 2011 yazında herkesin hayatı hissettiğinden daha güzel olsun, "vay be" diyelim, "en güzel aşkı, en rahat işi, en eğlenceli arkadaş ve en huzurlu aile ortamını tattım sanıyordum ama bu yaz yoluna girdi".

Hadi bakalım dökülsün etektekiler :)

25 yaşındayım. hala hiçbişey yolunda deil. okul bu sene bitiyor. seneye hayalimdeki mesleğin okuluna gideceğim. şu anda hem çalışıyor hem okuyorum ayrıca nişanlıyım ama hiçbişey yoluna girmedi bence.

yaş 21.
2. üniversitedeyim. ilk üniversitede biraz "gencim yea" modunda takılırken, şimdi istanbul'un getirisi midir bilmem, ne sınıftakilerle ne de yurttakilerle adam akıllı takılıyorum. nedense saçma bir şekilde herkese "siz gezin tozun, birkaç yıla herşey sırtınıza binecek" modunda bakıyorum. görende 30'u geçip tüm hayatın yükü omzunda olan biri sanar beni. 16 yaşında hayatı çözdüğünü sanan kız'ın biraz büyük ve erkek modeli oldum galiba.

hem okuyum hem çalışıyorum bu defa. kimseye yük olmuyorum bu yüzden. sanırım bu sebeple "herşey benim omzumda" hissiyatını sık yaşayıp öyle bakar oldum olaylara.

kısaca ve özetle : bi skin yoluna girdiği yok. asosyalin el kitabı diye bi kitap yazacak kadar insanlarla alakasız, bir sevgili bulma ihtimali okulumu 4 yılda bitirebilmem kadar uzak, loserın teki oldum.

sanki bunu yazmayı bekliyormuşum, bir gaz günah çıkarttım sanki.

Yas 37, ikinci kariyerime iki yıl once başladım. Unı biter bitmez çalısmaya başladım, öğrenciyken de aileme cok yuk olmadım. Doktora yaptım, İngilizce-Almanca bilirim. Çince ve rusça öğrendim. HAyarımın hiçbir döneminde işlerin yolunda gittiğini düşünmedim. Sadece ilk isime başladığımda sanırım fixe oldu diye düşündüm, ama olmadıgını, olmayacağını asla bilemezddim. Sonra anladım ki, burası dünya ve kaygılar olmalı. Hiçbir zaman her şey yolunda diyemezsin, demek icin kendini tamamen kandirman gerekli. Heideger'di sanırım "insanı kaygıları hayatta tutar" diyen...

yaş 32, zengin olmadıkça hayat yoluna girmiyor. ben bunu öğrendim.

aslında tabi sormaya çalıştığın şeyi anlayabiliyorum. hayatı idame ettirmek vs. ancak hayat zaten hep yolunda (veya fempusayın dediği gibi asla yolunda değil-yuvarlanıp gidiyoruz), yani şimdi biri sana gelip şöyle çalışıyorum, böyle çocuğum var şu şekilde evlendim, hayatım tıkır tıkır rayında dese bile bir iki sene içinde bunların hepsi tepetaklak olabilir, tümüyle değişebilir. o yüzden hayatta öyle yaptım oldu bundan sonra artık hep böyle gibi bir durum pek olmuyor. insan sürekli kendine bir amaçlar koyuyor, paramı kazanayım herşey yoluna girecek, okul bitsin rayına oturucak filan diye ama bu durum gerçeklerle bağdaşmıyor bence. çünkü durumu dengelediğin an dengelenmesi gereken başka olaylar çıkıyor. o yüzden çok canını sıkma.
ben de hayatın ortası denilen bölgeye yakınım ama hayatım yolunda mı bilemiyorum. bundan bi kaç sene evvel evlenmenin, çocuk yapmanın bu yola girmek olduğunu düşünüyordum eh bunlar da olmayınca sanırım öbür boyu off track gezicem artık :) baktım ki yol mol yok. kafana göre takılıyosun işte..

insanlar şüpheci varlıklardır. ne olursa olsun her şey tam anlamıyla iyiye gidiyor diyemez bence. diyorsa da dışarı diyordur, içerisinde kendini kemiriyordur. sırf bu yüzden karma diye bi felsefe geliştirmiş insanoğlu. yaptığın kötülükler er ya da geç sana geri dönecek diye.

askerlik büyük sorun evet, hala yapmadım ben de (aralık 2010'da gidecektim, araya yüksek lisans girdi, buyur ettim ben de), yabancı dil kendiliğinden gelişiyor eğer sen öğrenmeye açıksan, bi de bol bol ingilizce kitap okuyun derim (stage 1 ve 2'lerden başlayın), şu an bir dergide çalışıyorum iyi bir pozisyondayım, bir şekilde hayat buralara itekledi beni de. internetten yazı yollayarak başladığım dergicilik kariyerime şimdi bir derginin yazı işleri sorumlusu olarak devam ediyorum. bunun olması için ise ekstra bir şey yapmadım, sadece işime odaklandım. anahtar cümle de bu zaten. yaptığın iş ne olursa olsun, odaklandığın zaman, ortaya çıkan sonuç ve sana uzun vadedeki getirileri senin beklediğinden daha iyi olabiliyor. hem de ekstra bir şey yapmadan, sadece yapman gerekeni yaparak.

şimdi dışarıdan bakıldığında "daha ne istiyorsun ulen gabon maymunu!" diyebilirsiniz bana. ama işte kazın ayağı öyle değil. hayatımın yoluna girmesi için daha önümde aşmam gereken engeller var. hiçbir zaman baba parası yiyemedim, hep kendimi idame ettirmek zorunda kaldım. artık birikim de yapıyorum. hepsini toplayınca aldığım maaş zaten anca yetiyor. buna rağmen okul ve işi devam ettirmeye çalışıyorum.

kendime bir hedef koydum, 28 yaşında (az kaldı lan :( ) bu hedefleri tutturamamışsam, hayatın b planına geçeceğim: ortalama yaşam formu. eh benim de hedefim b planına geçmemek haliyle.

ha bir de şöyle bir şey var, insanlar sürekli "işte şimdi silkinip kendime geleceğim ve hayatın tadını çıkaracağım" diye diye yaşlanıyor. bir bakıyorlar ki hayatlarının sonuna gelmişler ve o hep bekledikleri hayat aslında yok, yaşadıkları ve harcadıkları hayat var, fakat değerini bilemedikleri için kaygı dolu geçirmişlerdir (ben bu olayı nerede izledim ya, bir animede geçiyordu sanki). yani demem o ki, kaygı dolu da olsa hayat bunun ta kendisi zaten. sen, senin kendine yüklediğin/sana verilen sorumlulukları hiçbir ekstra çaba göstermeden eksiksiz yerine getirirsen zaten illa ki bir şeyler oluyor. şu çeyrek yüzyıllık hayatımda istikrar ve konsantrasyon en önemli kelimelermiş, onu anladım ben.

istiyorsun ki 30'undan sonra "wowww o yaşta hayatım değişti" diyelim. ama yok öyle bişey. sen, hayatı bir yol gibi, günleri yolculuk gibi, deneyim ve tecrübelerinide o yolda önüne çıkan madeni paralar gibi düşün. her gün 1 para topla. sen bunları yapınca zaten kaderden şikayet edemezsin. ayrıca hiç birşey yapmamak yada her zaman yanlış yapmak hayatını kontrol edemediğini düşündürür.

deckard son cümlen tam benlik olmuş. bende kendime 30 yaş sınırı koydum:D ama bir bk olmayacağını biliyorum.

24 yaşındayım ve daha uzuuunca bir süre hissedemeyeceğim.

23 yaşındayken okulu bitirdim. bitirir bitirmez önüme ilk gelen işte çalışmaya başladım. 25 yaşımda evlendim. daha iyi bir işte çalışmaya başladım, eşim iş kurmuştu evlenmeden önce, onu batırdı, falan filan. sonra, evlendikten 1 yıl sonra işler yoluna girdi. evimizi, arabamızı aldık, ay sonunu düşünmeden geçirebildiğimiz bir hayatımız vardı, v.s. ta ki çözemediğimiz sağlık problemleri ile karşılaşana kadar. şu anda maddi konuda sıkıntı yaşıyor sayılmazsak da elimizde avucumuzda ne varsa küçük bir umut için sağlığa harcıyoruz. diyeceğim, her şey her zaman tam olmuyor ama herkes için bu böyle olmaz tabi.
not: 30 yaşındayım, elektronik mühendisiyim.

şu an 25 sin mesela tamam 30 da herşey düzene girecek dersen. kafana öyle bir set çekersen. mental olarak ona odaklanır ve kendi kendini geriye atarsın. o yaşı beklemeye başlarsın ve o yaş geldiğinde mucizevi bir değişiklik olmaz. hayalkırıklığı daha büyük olur.

mantıklı bakarsan hayatın düzene girme yaşı diye birşey yok. olsaydı bile bu biyolojik bir fonksiyon olmadığı için. sarışın ırkta 21-22 yaş arası esmerlerde 23-24 diyemezdik.

hayatın düzene girmesi tamamen sana ve içinde yaşadığın şartlara bağlı bir durum.

yas 30 bi sikim yoluna girmis degil. yabanci dil okuldan geldiydi. makina muhendisiyim, santiyecilik yapiyorum, askerligi halledeli cok oldu, guzel para kazaniyorum ama isimin devamliligi yok, proje bitince yeni is aramam gerekiyor. zirt pirt ulke degistiriyorum, bi yerde en fazla 2 sene kalabiliyorum. yer yurt belli degil, memlekete donsem bu kadar para vermicekler, hem de bunca yillik santiye tecrubesini cope atip tekrar sifirdan baslamam gerekecek. calistigim cografyalar genellikle acayip sikindirik. sosyal hayatim genel olarak cok zayif. bu sekilde omrum curuyor, hic bisey stabil degil, zaman akip gidiyor. evlenmem lazim gibi hissediyorum, sanki bu herseyi cozecekmis gibi geliyor, bu herkes evleniyor baskisi degil, yalnizliktan biktigim icin boyle. ama karsima degecek biri cikmiyor. turk olsun gibi bi derdim kalmayali cok zaman olmus olmasina ragmen olmuyor olamiyor. bi yerlerde cok buyuk bi hata yaptik ama bakalim.

okula başladığımdan beri hayatım yolunda gidiyordu üniversite başladı ağzına sıçıldı. yaş 19 bu arada çok ciddiye alınacak bir vaka değil yani

hayatınızda bir şeylerin yoluna girdiğini, düzene oturduğunu kaç yaşlarınıza geldiğinizde hissetmeye başladınız?

33 yaşındayım daha öyle şeyleri rutin bir şekilde hissetmedim ve sanırım hissetme gerekliliğime de artık inanmıyorum. babalarımızın analarımızın dönemleri geçti artık. düzene oturmuş hayatların nasıl parçalandığını gördükçe de girmesin daha iyi der oldum..

o yaşa gelene kadar neler yaptınız, hangi yollardan geçtiniz? baba parası yemeğe devam mı ettiniz?

25 yaşımdan beri yemiyorum. hangi yollardan geçtimin cevabı uzun..ancak bildiğim şey seninle aynı kalibrede ki kadın ve erkeklerin yollarından geçmemek bazen çok akıllıca olabiliyor.

erkekseniz askerliği nasıl hallettiniz? yabancı dil için bir şeyler yaptınız mı? mesleğiniz nedir?

askerliği kısa dönem yaptım geçti. gene çağırsalar nah giderim. ama aradan çıktı iyi oldu. yabancı dil için okudum, dinledim iyi kötü çalıştım. yabancı dili olmayanların ne kadar zorlandıklarını ahancık gördüm.

öğrendiğim bir şey, abi sakin ol. olur. herşey olur. sakin ol demek git gebeş gebeş yat bi moka yarama demek değil. sakin ol, güzel güzel işine okuluna dersine bak. gelecek sen istemesende gelecek. önemli olan o geldiği zaman orada olabilmek sağlıklı bir bünye ile. çevrende ki bir çok malın nasıl bu yaşa gelip hayat kurduklarını düşün. senin yapmaman işin en büyük engel aslında bu gerginlik. uyu babacım geceleri..

şimdi hatırladım,

www.youtube.com

ingilizce. türkçe altyazı yok. bir şekilde anlayabilirsen çok rahatlatır.

erkeklerde 18 yaşta bitiyor yeşil pasaport. ancak okuyorsan 25 yaşına kadar uzatabiliyorsun.

kızlarda durum ne bilmiyorum. evlenene kadar olabilir. enin değilim.

yeni kanun diyor ki, 25 yasini doldurmamis, calismayan ogrenciler, ailelerinin yesil pasaportlarindan faydalanabilir. kiz erkek fark etmiyor. 23 yasimda yesil pasaportlu bir beyefendi olarak soyluyorum.

ben aralıkta aldım yeşil pasaport ve dediğin gibi 25. yaşıma girmeden önceki gece doluyor(ssklı işe başlamayıp evlenmezsem) yeni kanun böyle. sanırım seninde yeniletmen gerekir.

"sütunları eşit dağıt" diyebilmeniz için, en az bir tam sütun seçmeniz gerek. Gerekli yerler dediğiniz en az tam bir sütun ediyor mu?

ediyor evet. bir tablonun içinde birbirleriyle aynı özellikleri gösteren 8 sütun birsürü satır var.

Dediğiniz senaryoyu yaptım ama ben de tam sütun seçince, sağ tıklama menüsünde "sütunları eşit dağıt" çıkıyor. Fare imleci sütun üzerilerine gelince aşağı doğru ok şeklinde oluyor. Bi de öyle sütun seçmeyi deneyin.

ya yok işte bütün tabloda geçmiyor olay. bir tablo oluşturup 1-2 yerini birleştir dedikten sonra, kalan yerler eşit olsa bile çıkmıyor, nasıl halledeceğiz ki?

neyse onu hallettim sonunda ama başka sorun var.
hücre içine dikey yazı yazdıktan sonra, o hücre için yazının başlangıcının alt kısmında kalan boşluğu nereden ayarlıyoruz?

cell properties'den, margins
(hücre özellikleri)

nokia pc suite ile

çok sık yaptığım bir şey ama ayrıntısını hatırlamıyorum. bluetooth la bağla telefonu. bluetooth aygıtları klasörü gibi bi yerde aygıtı modem olarak kullan seçeneğini bulman lazım. kolay bi işlemdi aslında. nokia pc suite de benim pek sevemediğim diğer bir alternatif tabi.

telefon tethering destekliyorsa oluyor o.

yok beceremedim.

wall street'in afişlerini görmüştüm ona bir bak isterse.

(bkz: #21940676)

google'a notebook'un modelini ve "service manual" yazarak aratın, sökme şemasına ulaşırsınız. açamıyorsanız hava mangallarına elektrik süpürgesi tutun.

soğutucu için, piyasadakilerin hemen hepsi aynı işi görüyor, fanlı bir tane edminmenizi tavsiye ederim.

ben cooler master kullanıyorum. memnunum. laptop'ın markasını falan youtube ta yaz nasıl açıldığına dair videolar var. ben elektrik süpürgesini dayamıştım fan çıkışına, o biraz etkili olmuştu.

marka ve modeli yazıp youtube a disassembly diye aratabilirsiniz. bence fanı temizlemeniz yeticektir.

(git: 216047) git deki duyuruda da yazmıştım;

metal olmalı ve fanların laptopundaki çıkışlara denk olmasına dikkat et. ben notepal CM kullanıyorum memnunum ama alabilirsen zalman al.

basılı tuttuğunuz zaman bir menü çıkması lazım. o menüden silme, değiştirme, yeni tabda açma falan yapılıyor (ben de bulamamışıtım başta heheh.)

zoom da kısayol tuşu ile olmalı, 1-9 ya da # * deneyin.

zoom kısayol tuşlarıyla olmadı ya. * ve # ile başlayan kısayollara bakıyorum oradan denk gelmedi.

-hizli erisim sembollerinin uzerine gel, 1'e bas, duzenleyi sec.
-menuden ayarlar ordan yakinlastirma secenekleri. ayrica bi bilgi daha vereyim *'a basarsan alt-ust cubuklar gozukmez. tam ekran moduna gecer.

ayarlardaki yakınlaştırma kısmı tüm sitelerde geçerli olan bir zoom sağlıyor. ben her seferinde ayarlara girip zoomu değiştirip sonra tekrar ayarlara girip düzeltmekle uğraşmak yerine o anda bir fotoğrafa bakarken bir iki tuşla rahatça yakınlaşıp uzaklaşabilmek istiyorum. bunun bir tuşu yok mu?

o zaman bakmak istedigin resmin uzerindeyken secme tusuna uzun basili tutup goruntuyu ac dersen yeni sekmede daha net ve buyuk olarak aciyor. ya da kaydedince ayni sekilde..

hm evet resimler için bu kullanılabilir belki ama anladığım kadarıyla sayfa geneline 1-2 tuş kullanarak zoom giremiyoruz. illa ki ayarlardan girmek gerekiyor o da tüm siteleri etkiliyor.

deviantart tam bir vaha benim için. saatler harcıyorum galerilerde. insanların çizdikleri, yazdıkları, çektikleri çok ilgimi çekiyor. bir nevi dışavurum gibi duygusal olarak ve benim de son derece saygı duyduğum bir şey.

aslında çok da yadırganacak bir şey değil abi? görsel sanatlar öyle çok az bulunan bir zevk değil ki?

edit: dünya genelinden bahsediyorum. ülkemizde gayet az.

umarım trolllenmiyorumdur:

bazı insanlar fotoğrafçılığa ve çeşitli resim tekniklerine ilgi duyarlar.

deviantartı ekşi sözlük gibi düşün. gerçi ismi bile benzer, içinde yok yok.
biraz takıl anlayacaksın.

daha çok grafik, photoshop ve fotoğrafçılığa ilgi duyan insanların gezdikleri siteler ikiside.

inanmazsın, panoramio'da sektirmeden her gün en az 1 saatini harcayanlar da var.

elbet ilgi duyduğum eserler de çıkabiliyor ama o kadar galeri içinde beğeneceğim birkaç resim/fotoğraf çıkacak diye bütün gün sitede gezmek anlamsız geliyor işte ne bileyim.

Tam bir Twitter kullanıcısı sorusu. Cevap verenlerin cevapları da tiklendiği halde anlaşılmamış herhalde. Bütün gün gez de bir kaç fotoğraf, resim beğenirsin belki sitesi değil zaten DeviantART.

Pidgin kur

yazmış olduğunuz e mail adresi yanlıştır.

translate.google.com.tr

yerine yenisi yapıldı.(bkz: türk telekom arena)
bu akşam oradaki son maç var.türkiye kupası maçı.

yok hayır. şimdi denedim, bende çıkıyor o menü. en altta da var hatta aynısından. avea, k750i.

samsung z370 - turkcell. var bende butonlar.

ana sayfada çıkıyor ama fotoğraflara girince, yorumlara bakınca falan o sayfalarda çıkmıyor sadece?

aa evet haklısınız, pardon. ben gelen bildirimlere tıklayınca üstte ve altta çıkıyordu menü. ama bildirimlerden herhangi birine tıklayıp, bir fotoğraf yorumu sayfasına gidince kayboldu menü.

evet değiştrimişler. çıkmıyor yani

statik elektrikten ram gitmis olabilir ama 100 ihtimalden yalnızca biri bu
böyle uğraşılmaz al kasayı götür tamirciye teker adam kontrol etsin elektriğini cartını vurtunu

diagnostik tool mu ne deniyor

anakartın üzerinde 4 lü bir güç girişi daha var o takılmayınca aynı olayı yapıyor. ama yanık kokusu işkillendirdi. bir ihtimal olaiblir.

en son temmuzda gittiğimde, vize hala yürürlükteydi.

hala yururlukte

vize var. ya orda bir otelde rezervasyon ya da rusya da birinin davet mektubu olmali diye biliyorum vize alabilmek icin.

Disisleri bakanliginin sitesinden kontrol edebilirsin bu bilgileri, bu bilgiler surekli guncellenir. Su an icin Rusya'ya vize var.

"Rusya Federasyonu: Diplomatik Pasaport hamilleri vizeden muaftır. Hususi, Hizmet ve Umuma Mahsus Pasaport hamilleri vizeye tabidir. "

www.mfa.gov.tr

100 dolara aliyor acentalar vizeyi. bir gunde cikiyor.

arkadaj istiyor rujya, verjek 100 dolar

maymunlar yapar öyle arada

bence gerçek. bu hayvanların neler yaptığına inanamazsınız.

fake değil ama hayvanlara eziyet. endonezya'da gösteri yaptırılan maymunların bir şovu sadece. google'da topeng monyet diye aratarak daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Köpeğin biri bin küsür kelime ezberlemiş ne var ki bunda? İranlı bilim adamları köpeğin dünyanın en akıllı ikinci canlısı olduğunu ispat etti haberiniz olsun. Elli küsür kelimeyle türkçe konuşan inasanlar var. Ayrıca youtube'de kaykaya binmeye çıldıran bulldogların görüntülerini izleyebilirsiniz.

bunu köpeklere bile yaptırıyorlar. evrimi ispatlayan birşey değil bu, siz maymunları gözünüzde küçümsemişsiniz. ev arkadaşlığı bile yaparsın maymunlarla. "cüccük" yaparsın kızar üzerine yürür.

şempanzelerin zekalarını küçümsemeyin. günlük hayatlarıyla ilgili birkaç belgesel izleyin bence.

üstteki saçmalığa da bir cevap vereyim, köpekler dünya üzerindeki ikinci zeki canlı olmadığı gibi zeka yapısı türlere göre değişken olup türler arasında kıyaslanamaz. kıyaslanmaktadır ama "zeka" öyle sağlıklı kıyaslanabilecek birşey değil. daha insanlar arasında bile kıyaslayamıyoruz. zekayı türlere ayırıp gerçek bir değerlendirme yapmaya uğraşıyoruz, yaklaşıyoruz, ama yapamıyoruz.

@cro magnon
Malesef bazı insanların okuduklarını yada izlediklerini anlamaları ve bunlardan faydalanmaları pek mümkün değildir. Bunun dışında evrimden bahseden kim? "saçmalık" Üslup odundan farksız ve tahammülsüz. Ayrıca bilimsel bilgiye karşı boş ampirizmden ibaret. Uymuş...

Kimsenin bahsetmediği zekâ konusuna gelince doğru yazımı; Daha hayvanlar arasında bile kıyaslayamıyoruz şeklinde olacaktı. İnsan komplekstir hayvanlar yalın.

insanlar arasında "bile" kıyaslayamıyoruz dememin sebebi insan zekasını ölçme yolunda harcadığımız çabanın köpek zekasını ölçmeye harcadığımız çabadan belki binlerce kat fazla olması.

"İranlı bilim adamları köpeğin dünyanın en akıllı ikinci canlısı olduğunu ispat etti haberiniz olsun." bu iddianızı kanıtlayacak belge, makale, araştırma verilerini bekliyorum.

insan komplekstir hayvan yalın ne demek? insan, hayvanlar alemi memeliler sınıfı primatlar takımına dahil bir tür. hayvanlar alemi binlerce türden oluşan bir topluluk. hayvan yalın ne demektir, hangi hayvandan bahsediyoruz?

bence o kotanın 15 gb'dan 25 gb yükseltilmesi ve düşen hızın 512 kbps yerine 1 mbit olması eski üyelere de geçerli olacak. yani öyle olması gerek yoksa haksızlık olur.

bir de ben soru sorayım bu arada: şimdi 1 mbit limitsizim var benim, 2011'den sonra netlimitsize geçebilir miyim? haydi geçtim diyelim gene 1mbit limitsize dönebiliyor muyum daha sonra?

@baldur
1mbit limitsize yeni abone alımları ve sonrada paket değişikliği ile geçişler kapalı. 1mbit'i değiştirdiğin zaman geri dönüş yok.

valla ebn en son gittiğimde bi kampanya varmış bitmiş falan diyorlardı camlarda yazıyordu ama belki de bahsettiğin kampanya...ki ben geçen pazar gittim

o dediğiniz şey kampanya değil de, "öğrenci tarifesi kalktı, artık 26 yaş altı herkese genç tarifesi var" olan şey galiba. o mu?

olabilir ihtimal dahilinde...

Artık böyle. İnternetten yapılan işlemlerde de kesiyor. Bankayı arıyorsun, konuştuğun adam tam açıklama yapamıyor. "İnsanları telefon bankacılığına yönlendirmek için"miş bu arada. Telefonu uyumlu olmayanın günahı ne? Orası meçhul.

Şimdi deneme için havale son ekrana geldim ve masraf 0 tl yazdı. Acaba hesap türünüz falan mı farklı? Veya EFT yapmış olabilir misiniz?

bazen 0.75 lira kesinti yapar bazen de hayattan sikilan adam'ın dediği gibi 0 yazar. neye göre aldığını ben de bilmiyorum.

uzun zamandır böyle,işcep te havale ve eft masrafı yok.
@hayattan sıkılan adam
havaleyi aynı şubenin bir hesabına yapıyorsan veya kendi hesapların arasında yapıyorsan masraf almıyor

bu havale mavale gibi şeyleri hep maaş hesabından yapmak lazım hocam. bi öyle olunca kesilmiyor sanırım.

mesela bir diski taktınız bilgisayarınız tanıdı bir sürücü harfi atadı mesela e:
2. için konuşuyorum
bilgisayarım üzerinde sağ tuş tıklayın/ yönet e girin/ Depolama bölümünün altında "Disk yönetimi var"
oradan harici diski-flash diski artık neyse onu bulun sağ tuş tıklayın "sürücü harfi ve yolu değiştir" i tıklatın karşınıza çıkan pencereden sürücü harfini seçin (mesela Z:) değiştiri tıklatın. bir uyarı çıkacaktır evet diyin. ta taa sürücü harfi değişti. bundan sonra o diski bilgisayara takınca Z: olarak görecektir. bu şekilde disklerinize V: Y: Z: X: gibi isimler verirseniz karışmazlar

ben de ilk girdiğimde bir şey anlamamıştım..youtube dan 3-5 video izle... milletin yaptıklarını görünce hevesleniyor insan

tf2 blogunda bahsedilmeseydi şu anki popülaritesine ne kadar yaklaşırdı merak ediyorum. bence buna para vermek saçmalık.

Peaceful modunda yaratıklar olmadan oynadım ev yaptım araba yaptım yat yaptım kat yaptım. Sonra hadi ekşına girelim dedim, lan geliyolar öyle kapında duruyo yaratıklar sonra gidiyolar. Kendine zırh falan yapabiliyosun ama onun için de maden araman lazım be.

en hoşuma giden yönü ise minoc maden havasını az da olsa tekrar yaşatması. Sonra bıraktım daha da oynamıyorum.

Ben de yillardir pes almistim fakat bu sene fifa 2011 (Xbox 360 S) aldim sana da aynisini tavsiye ederim konsol pc falan farketmez.

pc'de fifa next generation degil miydi? fifa almak lazim pc icin sanirim bu durumda? : )

ben ps3'te pes'ciyim halen. tum pes2011 entrylerime ragmen.

yılların pescisi olarak ikiside sana garip gelecek gözünü o piti piti diye say seç birisini :)

pes alısana kadar zor oluyor. ama oynadıkca hasssikktirr olum bunuda yapmıslaaar lannn die oynadıgımız bir oyun... kesinlikle pes oynamalısın

yok sanmıyorum, ben okumustum oyle bir seyle karsılasmadım diye hatırlıyorum.. zaten sen bunu aldıktan sonra butun ttnet abonelerinin hattından kullanıcı adı ve sifenle girebilirsin.. misal arkadasının evinde onun baglantısıyla kendi tivibu sifreni kullanabilirsin.. o yuzden o turden bir dayatma olacagını sanmıyorum..

www.tivibu.com.tr şurası var ama okumaya çok üşendim. bir tek sözleşmenin sona ermesi kısmına baktım orda da ay kısıtlaması falan göremedim.

pantpas al. uc gunde bir gidersin.

ilaç olmasın mümkünse. millet nasıl 2 gün falan tutabiliyor. ben de öyle tutmak istiyorum.

ya bir şey diyecem de ne kadar fazla o kadar iyi. sindirim sisteminizin güzel çalıştığını gösteriyor bu. be bu hale getirmek için ne kadar uğraştım bir bilseniz :/

muz yemeyi alışkanlık haline getir sıçmak için dua edersin :)

kola?
ya ne güzel dertler bunlar

tam gelince ayağının üstüne otur. 4-5 gün tutarsın öyle sonra ağzından çıkar.

lifli şeyleri(meyve sebze) azalt. Kabızlık yaptığına inanılan leblebi kola muz kullanabilirsin, kuru çay ağzına atıp su ile yutmak.

Yanlız çok ilginç olmuş; şu an problem değil ileride problem çıkarır :) ilerisi neresi

ne güzel bağırsakların isviçre saati gibi tıkır tıkır çalışırken neden zorluyorsun kendini dışkını bünyende tutacaksın diye.
ben kuzenimi bu yüzden kaybettim... bok muhabbetine gitti gencecik yaşında...
bazen 2-3gün 5gün tuvalete gidemiyordu. bunu da pek paylaşmak istemiyordu anne babasıyla, 33 yaşında 7gündür tuvalete çıkmaya çalışmış çıkamamış, aniden fenalaştı ve hastaneye gittiğinde artık çok geçmiş, bağırsaklardan zehirlenmiş ve zehir tüm vücuda yayılmıştı.
2 saate gözlerini yumdu ve gitti...

kır dizini otur oturduğun yere.. gelince de git işte.. içindeki kötülükler, pislikler gitsin...
senin yerinde olmak için neler vermezdi kuzenim.. ama kader işte...

bende de aynı sorun vardı. sigarayı bıraktığımda otomatikmen düzeldi.

yeme alışkanlıgını degiştir , biraz az ye

günde 2-3 kere tuvalete gitmek,sindirim sisteminin iyi çalıştığını göstermez:)
normal bir insan 2-3 küçük 1 tane büyük yapar.

katı yiyecekler ye. yine kakan gelecek ama dışarı çıkmakta zorlanacak. işte günde 2-3 defa 1-2 dakikalığına suratın garip bi hal alacak ama o düşmanı içeride tutmayı başaracaksın.

az yemek kesin ve tehlikesiz çözüm.

bence hep montla gez, evde de cikarma montu.

alabiliyorsan 2 tane 2 gb'lık ram al... yok alamam diyorsan 1 gb'lık performans farkını taksan bile göremeyeceksin.

kullanırken sıkıntı yaşamıyorsan (normalden uzun bekleme, donma vs.) almasanda olur. performans sıkıntın varsa alsan daha iyi olur. alacaksanda ram hızlarına dikkat et aynı olsunlar.

cpu-z everest fln bul, 2g ram ın mhz cas degerlerıne fln bak, onun aynısından al.

667 mhz, gerçi artık 667 kalmamış da olabilir piyasada, mecburen daha yükseği gerekebilir. bir ara baktığımda 120 lira falandı sanırım 2 gb. performans açısından kararsız kaldım zaten fark eder mi acaba diye. dediğim programlarda zaman zaman yavaşlama oluyor ama ram'den mi yoksa tüm aletten mi onu bilmiyorum işte.

yok hacı be ne ettin öyl 120 filan. 75 liraya var kingston. vatan, gold vs. hepsinde bulursun. gayette var 667 Mhz.

hmm varmış evet. daha önce bi yerde sanki 110-120 gördüm gibiydi.
performanstan şüpheliyim ama hala, fazla etkiler mi karar veremedim bir türlü.

hayır izlenmiyor.

evet izlersiniz, ulaknet üzerinden izliyorum ben.

haha tesadüfen gördüm birden şaşırdım. Yukarıda yazanlar benim için de aynen geçerli ama bana saat kolpa gibi geldi. Yani dediğiniz gibi basılan 2 tuşla 3 küçük yuvarlağın bu saatte bir fonksiyonu yok diye düşünüyorum. Ancak, ola ki bir çaresi vardır anlatana ben de müteşekkir olurum...

yarım çekince terse çevirmeye denedin mi? iki yönlü oluyorlar.

3 ufak kadran muhtemelen kronometredir. Tuşlardan biriyle başlıyor, biriyle sıfırlanıyordur diye tahmin ediyorum. Momentus'un bazı modelleri de öyle çünkü.

@calzoncillos:
valla kolpa da olabilir.

@shell:
denedim olmuyor bir şey.

@winstoncash:
tuşlara elli defa bastım, bir o kadar basılı tuttum. dönmeli tuşu çekip tuşlara bastım, tuşlara basarken dönmeliyi döndürdüm falan hiç biri işe yaramadı.

North/West saatlerde kadrandaki 3 kucuk yuvarlak estetik olsun diye konulmus, bir islevleri yok yani.

surdan sefer sorgulaniyor: www.kontur.com.tr

aksel turizm de var. du bakiim telefonu olcaktı. 0222 227 02 23. eskişehir otogarındaki numarası bu.

bir sorun çıkmaz, hatta belki de onlar kapatmıştır bile uzun süreli inaktivite yüzünden.

borcu varsa kapatmazlar zaten tahsil etmeden

benim de finansbank'tan bir hesabım vardı. gidip sordum, para giriş çıkışı olmayınca pasif konuma getirmişler. öylece beklemeye almışlar.

ben çok anlamam banka işlerinden ama bi arkadaşım uzun süre kullanmadığı bi hesabına 20-30 lira bişey yatırmıştı hop diye aldılar onu hemen hesap işletim ücreti diye mi ne.

oha resmen ben soracaktım bu soruyu uzun süredir aklımdaydı. süper oldu.

peki bişey ekleyeyim, bende böle 3-4 tane falan hesap var kullanmadığım, başka başka bankalardan. ben bu kartları kırıp atsam böle hiç olmamışlar gibi, hayatımın herangi bi evresinde karşıma çıkma ihtimali var mıdır bu durumun, yoksa tertemiz olur muyum?

10 sene boyunca hiçbir işlem yapmazsanız tmsf'ye devrolur hesabınız. ama birkaç sene sonra kullanayım diye para yatırırsanız birikmiş hesap kullanım ücretlerini hüpletebilirler. kullanmayacaksanız ellemeyin, kalsın öyle.

2. "sourlemonade" bir şekilde mallar listenizde bulunuyor olabilir mi acep?

hayır bulunmuyordu. düzelmiş o şekilde yapınca. ilk soru hala cevapsız ama.

saçlarım çok yağlı, her sabah duş almak zorundayım, dove kullanıyorum, memnunum.

haftada 2 defa nizoral veya ketoral şampuan. bu şampuan normalde mantar hastalığı için kullanılır ancak. böyle çok yağlı ciltlerde yağlanmayı ciddi oranda azalttığından saç dökülmesinin önlenmesinde faydalı oluyor.

bıttım sabunu dene birde bakalım nasıl olacak.

normalde kullandığın bir şampuanın içine çam terebentin koy. bende hem dökülmeyi kesti hem de biraz daha da kuvvetlendi saçlar. işine yarar bence.

ketoral+1

prozinc

head&shoulders limonlusu muhtesem

Kuaörümün söylediğine göre içeriğinde (bkz: sülfat) olan şampuanlar saçın yağ dengesini bozduğundan yağlanmaya neden oluyormuş.
Ticari kaygıyla mı söyledi acep dedim bir dermatolog da aynısını söyleyince (bkz: Kerastase)'ın yağlanmaya karşı etkili şampuanını aldım fiyatı biraz tuzlu olsa da değdi.

tresan isirgan otlu

bitkisel şampuanlar, otacı ya da tresan vs. cok etkili.

öncelikle saç dökülmeyi önleyen şampuanlar gün aşırı kullanılır.çünkü bunlar saçları kurutur.saçların yağlıysa ısırgan otlu veya yosunlu şampuan kullan.mesela klorane nın kininli şampuanı saç dökülmeyi önler.ve ısırgan otlu şampuanıda vardır.bunlar bitkisel olduğu için saçada zarar vermez.eczanede bulabilirsin.bioxinlerden ve bioblaslardan daha sağlıklıdır.

hacı şakir beyaz banyo sabunu, banyodan sonra ise kuru saça biryantin.

Sırasıyla
Başvuru-Ürünler
Kredi Kartı
Limit Artırımı

soldaki menüden başvuru-ürünler onun altından kredi kartı sağda çıkan menüden de limit artırımı.

bankadan bankaya uygulama değişir. hangi banka olduğunu yazarsan daha sağlıklı bilgi gelir.

@ceo alkolü azalt.

bakayım menüye teşekkürler.

evet malım tikle bunu :)

vatandan bir kez alışveriş ettim sen etme diye yazıyorum uzun uzun yazmıyorum nedenini ama etme sakın

evet aynı anda vatan card veriyorlar ve indirimin bunun üzerinden hesaplanıyor. kartın da siparişinin yanında geliyor. sadece bir kere alışveriş yapmıştım onda da sorun çıkmamıştı. ancak yine de vatan'dan bir şeyler alacaksan kolay kolay bozulmayacak şeyler olmasına dikkat etmende fayda var gibi.

ilk alışverişinizde kargo ile yolluyolar kartıda indirim de yapıyolar. sorun yok yani.

ben kendi şehrimde varken online alışveriş yaptım sorun cıkmadı :)

cumartesi alisveris yaptim hala vermediler kargoya. aramaya da useniyorum :/

Abes olur biraz...Farklı zamanların işlemcileri, amaçları farklı. Perofrmans konusunda P4 götürür işi, enerji tüketimi konusunda ise atom kazanır.

datron'dan uzak durun, ben ettim zamanında siz etmeyin. netbook'da o fiyat aralığında lg-asus-lenovo arasında bir şey tercih edin derim.

sharpkeys.codeplex.com
şu programla ilgili tuşa alakasız bir komut verin. veya işlevsiz kılın mümkünse. (programı denemedim)

tuşu yerinden sök olmadı format at.

combofix kur hocam...

ya da sök ya. benim eski klavye de power tusu vardi. klavyeyi kucagimda kullaniyodum. surekli elim degiyodu. kapaniyodu. o sirayi komple soktum bi gun.

mpq dosyalarındadır herhalde. bi editor lazım . bilmiyorm starcraft ı ama blizz genelde öyle birşey kullanıyor hep.

ah bir de çevirebilsem .avi'ye.

Benm bildiğim replayler aviye çevrilirken oyunu ekran kaydedici bir program ile kaydetmeniz gerekiyor. Zira replaylar aslında bir notebook üzerine yazılan komutlar gibi.. Mesela oyun başladı ve;
size bir takım resourcelar verildi --> add gold xxx silver yyy.
binalar verildi --> add building barracks add building HQ
mesela 20. saniyede asker çıkarmaya tıkladınız --> add soldier time 00.20
mesela 25. saniyede çıkan askere sağ tıklayıp mapte bir yere tıkladınız --> entity00013 move (256,312)
yani herşey oyun moturunun yorumlayacağı şekilde bir text olarak tutuluyor ve oyun motoru bunu işlerken bir sırayı takip ediyor. bu yüzden replayin ortasından çat diye başlayamıyorsunuz zira daha önce yapılan hareketlerin derlenmesi gerekiyor. replayler az yer kaplıyor çünkü text olarak kayıtlı. eğer video formatı olsalardı en dandik çözünürlükte 1 saatlik warcraf 3 replayi 35 KB değil 300 MB olurdu. Muhtemelen starcrafttada böyledir bu. Şimdi ben bunları neden anlattım. Bilmiyorum.

gece yazacaktım da kalmış. evet direk video dosyası olarak kaydetmiyor, oyun içinden görüntü almam gerekecek sanırım. bunu başarıyla yapan programlar hangileridir?

online.turksat.com.tr

uğraştırmaz fazla..

telefon ediyorsunuz turksat müşteri hizmetleri'ne, 2-3 dakikada bağlanıyorsunuz yetkiliye, direk mail atıyor şifrenizi. en fazla 5 dakikada alırsınız. (ben aldım da)