Ekşi Duyuru

wordpress üzerinden basit bir elemantor teması ile siteyi oluşturabilirsin.

yalnız verileri alacak ve dediğiniz şekilde harmanlayacak bölüm için kod yazmanız gerekiyor. wordpress eklentileri de var ama ihtiyacınızı karşılar mı bilmiyorum. ama kodu yapay zekaya yazdırabilirsiniz.

Mobil uygulamayı öyle sıfırdan yazamazsın ama uygulama içinde web sitesini gösterirsen sanki uygulamaymış gibi olur :D

gerçekten düzgün promptlar vererek, bi kaç gün uğraşarak yapailirsiniz.
ancak o promptları (yönergeleri) verecek kadar teknik bilginizin olması gerekiyor. yani soru sormak bile bir birikime ihtiyaç duyuyor.

ayrıca size sıfırdan bir uygulama vermeyecek, kod blokları verecek. onları doğru şekilde birleştirmeniz gerekiyor.

0'a yakın bilginizin ne derece olduğunu bilmiyorum ama vaktiniz varsa deneyin. en olmadı iyi kötü bir şeyler öğrenmiş olursunuz.

böyle şeyler yapan insanlar vardı AI ilk popüler olduğunda. eminim youtube'da videoları vardır. promptları nasıl yazmışlar, ne şekilde isteklerde bulunmuşlar onları incelerseniz faydası olur.

hem web sitesi hem mobil uygulama mı yapacaksınız? sadece gösterim içinse çok basit bi uygulama içinde webview kullanarak sitenizi verebilirsiniz. hatta pwa siteler doğrudan uygulama gibi davranıyor o bile olur.

ama netleştirilmesi gereken şeyler var.

mesela x sitesine erişti, oradan datayı aldı anında senin sitende mi gösterdi. yani sen kendi sitene bağlanınca siten de hedef siteye bağlanıp getirdi mi? yoksa fi tarihte siteleri gezdin, dataları aldın kaydettin ve onları mı gösteriyorsun.

bu ikisi bambaşka iki işlem.

ilki daha kolay. en azından bi veritabanı sistemine ihtyiaç duymazsınız.

1. Oluyor. Az giydiğim, pantolon içine sokmadığım tişörtler bile deliniyor.
2. Terziye verdim, güzel kapattı.
3. Kaliteli diye aldığım tişörtler de deliniyor. Makinede sorun yok. Mal kalitesiz.

Yoo

www.today.com

www.wardrobeoxygen.com

fermuarlı kıyafetlerle yıkarken deliniyor genelde makinada

Delikler tezgah hizasındaysa bazen oraya asidik bir şey bulaşmış oluyor. Yemek yaparken olabilir mesela. Sonra yıkarken deterjan bazik olduğu için leke ile reaksiyona girip orada delik oluşturabiliyor. Ben laboratuvarda çalışırken oluyordu. O zamandan kalan tişörtlerim hep öyle delikli. Tek neden budur demiyorum ama bir faktör olabilir.

Maalesef benim tişörtlerim de delik deşik.

10 sene aldığım tişörtler daha yeni yeni delinirken birkaç sene önce aldıklarım delinmeye başladı. Kumaşın kalitesiyle alakalı herhalde.

Diğer eşyalarla birlikte yıkamamayı deneyeceğim ama belki biraz olsun işe yarar.

ek olarak, @bir soru sorcam+1

pantolonlarla beraber atıyorsanız fermuarları ve düğmeleri kapatıp öyle atın. bir de çok yüksek devirlerde sıkma da zarar veriyor diye hatırlıyorum.

oluyor maalesef genelde küçük başlıyor gitgide büyüyor, ben aynı renk oje varsa tshirtun arkasını çevirip sürüyorum büyümesini engelliyor

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com (1. linktekinin ANC li olanı)

www.hepsiburada.com

Vba'sız olmuyor renk count.

Davanızı takip etmesi için bir avukat tutabilir sorunu kökten çözebilirsiniz.

Bu hiç aklıma gelmemişti. Süper fikir.

önceki duruşmaya gitmediğiniz için müracaata bırakıldıktan sonra dilekçe vererek yeniden işleme aldırdığınızı anlıyorum.

yarın mazeretsiz olarak gitmezseniz bu sefer davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. yaptığınız masraflar size yükletilir, karşı tarafın avukatı varsa ona vekalet ücreti ödemek durumunda kalırsınız.

yarınki duruşmaya giderseniz yokluğunuzda görülmesini talep edemezsiniz, ancak gelecek duruşmadan önce mazeret dilekçesi sunarak hakimin de uygun görmesi halinde yalnızca o duruşma için dava yokluğunuzda devam eder, bir sonraki duruşmada yine mazeret sunmanız gerekir ama hakim mazereti reddedebilir.

kamu düzenini ilgilendiren davalar haricinde yargılamanın davacının yokluğunda
kendiliğinden yürümesi söz konusu değildir.

@hidskjalf, teşekkürler. Şurayı anlamadım. "yarınki duruşmaya giderseniz yokluğunuzda görülmesini talep edemezsiniz, "

Duruşma yarın değil. Benim ikamet ettiğim ilçe (buyuksehir) değişti. Ben aslında hiç gitmek de istemiyorum. Tüm belgeler vs var zaten dava ve cevaba cevap dilekçesinde. Davalı da gitmemiş mazaretsiz ilk ön inceleme duruşmasına. Bir çözümü yok mudur?

a pardon ben günleri karıştırdım, yarın duruşma var diye okudum ama zaten yarın cumartesiymiş, kusura bakmayın kafam meşgul biraz.

öncelikle tüketici mahkemesinde basit yargılama usulü uygulandığından cevaba cevap dilekçeniz sıradan bir beyan dilekçesi şeklinde değerlendirilecektir.

söylediğim gibi kamu düzenine ilişkin bir dava olmadıktan sonra mahkemenin kendiliğinden inceleme yapması gibi bir usul yok maalesef. davacı davasını takip etmekle yükümlü. eğer dava sonuçlanıncaya kadar herhangi bir duruşmaya siz veya avukatınız katılmazsanız üç olasılık var:
1- karşı taraf yine gelmezse mahkeme, dosya ikinci kez takipsiz bırakıldığı için davanın açılmamış sayılmasına karar verecektir.
2- karşı taraf gelirse ve "davacının takip ettiği davayı takip etmiyoruz" derse yine ikinci kez takipsiz bırakıldığı için davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
3- karşı taraf siz gitmemenize rağmen davayı takip ederse yargılama ancak o zaman yokluğunuzda yürütülür. ancak çok istisnai durumlar haricinde hiçbir davalı kendisine karşı açılan davayı takip etmeyecektir.

duruşmalara gitmek istemezseniz söylediğim gibi her duruşma tarihinden önce o gün o saatte müsait olmadığınıza ilişkin -mümkünse belge sunarak (örneğin uçak bileti, hastane raporu vb.)- mazeret dilekçesi vermek zorundasınız. hakim mazeretinizin samimi olduğuna kanaat getirirse sorun olmaz, kendi eksik gördüğü yerleri tamamlayarak sonuca ulaştırır. ancak mazeretinizi samimi bulmazsa mazeretinizi reddedip yine davanın açılmamış sayılmasına karar verebilir.

mazeret dilekçenizi e-imzanız varsa uyap üzerinden, yoksa davanın görüldüğü tüketici mahkemesine gönderilmek üzere şimdi bulunduğunuz yer tüketici mahkemesine (yoksa asliye hukuk mahkemesine) teslim edebilirsiniz.

takip etmek zorundasınız. kendiniz veya avukat ile. katılmama talebinizi de anlamadım. hem bir hak talep ediyorsunuz hem de takip etmek istemiyorsunuz.

@paintov, sizi duyan da zannedecek Amerikan filmlerindeki gibi duruşma oluyor. Takip etmek ayrı, 60km yol gidip, geri gelip duruşmaya katılmak ayrı. Duruşma süresince zaten çok fazla bir şey olabileceğini düşünmüyorum. Konuyla ilgili onlarca yargıtay kararı var zaten.

Haklısınız duruşmada pek bir şey olmuyor ama ön inceleme duruşması önemli, en azından ona katılmanız gerekir. Yerine ve mahkemesine göre mazeret dilekçesi gönderen kişiler aynı zamanda "yokluğumda ön inceleme duruşması yapılmasını talep ederim" diyebiliyor, mahkeme de kabul edebiliyor. Ama bunun garantisi yok riskli biraz o yüzden ön incelemeye katılmanızı tavsiye ederim. Gidip hâkimin sorduğu sorulara kısaca cevap verirsiniz. Daha sonrası için hakime "uzak mesafeden geliyorum, sonraki duruşmalar için mazeret göndersem olur mu? Dosyayı uyaptan takip ederim" derseniz hakim büyük ihtimalle"sorun olmaz" diyecektir. Dosya karara çıkacağı zaman da duruşmaya katılmanız gerekir. Karar duruşması için de mazeret gösterip yokluğumda karar verilsin diyenler oluyor, bazı hakimler de kabul edip yokluğunda karar veriyor. Bazıları da olmaz illaki karar duruşmasında hazır olacaksın diyor. Bu biraz yoruma açık bir konu.

Bahsettiğim şekilde şansınız varsa hiç gitmeden davayı tamamlarsınız. Şansınız az ise bir ön inceleme bir de karar duruşması olmak üzere iki duruşma ile davayı tamamlarsınız.

Tabi mazeret dilekçeleri baştan savma olmasın, gerekçeli olsun.

yani zaten her şeyi biliyor görünüyorsunuz. verin dilekçenizi gitmeyin devam edebilir de etmeyebilir de. hakimine göre değişir.

Yargılamanın yenilenmesi yolu istisnai bir düzenleme olup işbu dava açısından uygulanabilir değildir. Yasanın aradığı koşullar oluşmamıştır. İlk derece mahkemesinin kararı kesin olup tüm deliller toplanmış ve eksiksiz incelenmiştir. Karar usul ve yasaya uygundur.

Bu dava ise öncelikle usul yönünden hatalıdır. Esasa ilişkin olarak da açıklamalarımı yukarıda yineler...

@cambalkon, bu durumda cevap vermiyorum olarak algıladım.

cevap dilekçesi aşamaları tamamlandı ise cevap vermene gerek yok. ancak iddialarını güçlendirmek adına, hala delil sunma süren devam ediyorsa kısa bir beyanda bulunabilirsin.

tabi dosyayı incelemeden fazla yorum yapmak sakıncalı olacaktır.

2013-2015 arası attığı şu twitlerden hüküm kurulmuş:

Kaftancıoğlu’nun 2013-2015 yılları arasında attığı bazı twitler şu şekilde:

"RTE 'asıl hedef benim' diyor, hedef değil asıl hırsız sensin!"

"Kılıçdaroğlu: Alevi Demirtaş: Zaza Erdoğan: Hırsız"

"Sahi devlet katil olmak yerine kahraman olmayı seçseydi ne güzel olurdu!"

"...Derin devlet diyerek olaya mistizm katıyor ve asıl devleti aklıyoruz aslında. Bu cinayetleri devlet işledi...!"

Ümit Özdağ'ı desteklerdim ama konuyla ilgili tweeti ile toplumu bilerek yanlış yönlendirdiğine ikna oldum şimdi

İlgili tweet

Canan Kaftancıoğlu ile ilgili Yargıtay kararını okudum.Terör örgütüne övgü var mı? Var.
Peki, FETÖ’yü öven AKP’liler neden dışarıda?
Devlet görevlisine hakaret var mı? Var?
Peki, Soylu neden serbest geziyor? Adalet, yasaların kısmen değil, herkese eşit uygulanmasıdır

www.nirsoft.net

standart bir insan anlamaz, ama illa ki iz bırakıyordur mahkeme vb. durum varsa anlaşılır, aman.

+Whatsappdan gönderince siliniyormuş sanırım bu bilgiler?

değiştirmeyi bilmiyorum ama silinebilir: www.verexif.com

vay arkadaş herkes mi krediyle araba almış? 25 katından fazla diyen adam var bir sürü.

@alperz toplam 17 cevap var zaten ama. Onlar belki de aileden zengim ya da birikimiyle aldi. Bilemiyoruz.

10 kati ve ustu sakat eger krediyle alindiysa sakat.

eve girenle mi? kendi maaşına göre mi? kendiminkiyse 25 katı geçiyor. eve girense 15 20.

Eve giren daha uygun olur sanırım. Bu durumda da toplam gelir/toplam araba bedeli kullanılması daha mantıklı olabilir.

ciddi ciddi düşündüm.
45 binlik arabaya 24 ay kredi çektim. ödemekte değil gibi zorlaniyorum.

45 bin benim aylık maaşımın 7 katı. yani 7 aylık maaşım. ben neden zorlaniyorum

odemelerin aylik brut gelirinin %10-%15 civarinda olmasi lazim, ustune cikarsan zorlanirsin eger ev odemen, coluk cocuk falan var ise.

karara ayrıntılı deliller ile birlikte itiraz edebilirsiniz. ayrıca tekrar da başvurabilirsiniz ama o takipsizlik kararına ulaşırlarsa derdest soruşturmadan dolayı tekrar takipsizlik yazılabilir.

itiraz için mahkeme gerekecek. emniyet kabul eder mi takipsizlik varsa?
çok teşekkürler

itirazı nöbetçi sulh ceza hakimliğinden yapacaksınız işte. emniyet kabul eder etmesine de takipsizlik durumunu savcılığa vereceği fezlekede belirtir. savcı derdestlik nedeniyle tekrar takipsizlik verir. şu durumda en mantıklısı itiraz etmek. itiraz reddedilirse o zaman başvurun tekrar. rica ederim.

Veep adlı dizi var, yayın akışında ne yazıyor bilmiyorum.

Akepeli değilim ama bir yakınımın görüşlerini paylaşmakta beis görmüyorum. Tayyip (biz falan bile değil, direk tayyip) hepsine çok ılımlı yaklaştı tek istediği birlikte Türkiye'yi ayağa kaldırmaktı ama tek tek tayyibi kandırdılar. Şimdi de onu (akepeyi değil) devirmeye çalışıyorlar.

Kişisel herhangi bir yorumum yok. İki ya da üç kişinin ağzında duyduklarım bunlar.

gunde 3 litre kola icen adam'ın yakını sanırım benim de yakınım zira benim tanıdığım azılı akp'li 1 kişi var, aynen o şekilde açıklıyor

O kadar saf adamın arkasından neden gidiyorlamis? :D

evlerden uzak akpli değilim. bunların sorunu hatayı kabullenememekten ileri geliyor.büyük çoğunluğu ezik, çevrelerinden horlanmış tipler. fanatizm de var işin içinde. çevrenizde görmüşsünüzdür; tuttuğu takımın golü açıkça ofsayttır ama nizami diye diretirler ya da sınavda sıçıp batırıp, sonra da kesin hoca yanlış hesapladı derler. illa ki bir bahane bulup üste çıkarlar. çünkü bu cahil cüheyla takımı akpyle birlikte ilk kez başkaları tarafından aşağılanmadılar hatta yüceltildiler makam mevki sahibi oldular ve kendilerini bir yere ait hissettiler. şimdi de ne olursa olsun bundan vazgeçmek istemiyorlar.

Saf değil, karşısında bütün olmuş bir dünya var. Ve ne yaparsa yapsın milletin iyiliği için çabalıyor.

Uzmanlaştım düşüncelerinde, buyur gelsin sorular. :)

Orjinal Ak Partili yok mu ya, ilk ağızdan dinleyelim.

@m e b vardı sorsana bi?

@tescillimarka cahil cuhella takımı olduğunuzu tüm dünya biliyor zaten bi siz anlamadınız, bizim için önemli olan sizi nasıl eğitebileceğimizi bulmak. Daha bugün sabah gazetesi olayı oldu hiç mi farkında değilsin nasıl tiplerle aynı tarafta olduğunun?

Soruya cevap: bildiğin görmezden geliyorlar. Daha dün facebookta bi akp'li "tek din demedim tek dil dedim" muhabbetini yok sayiyordu o kadar videoya rağmen.

Ama bunlarin yanitini verebilsen o partiyi desteklemezsin ki zaten...

Enisteme yolsuzluklari sordugumda "Amerika! Bakin bizim ayakkabi kutumuzda bile paramiz var" demek icin paralari ayakkabi kutusuna koyduklarini soylemisti.

hahaha, tam yarasına denk gelmiş. @tescilli.. diğer türlüsü daha kötü.cehaletten değilse para mevki uğruna vatana millete ihanet ediyor oluyorsunuz.

Postu görmemişlerdir, görseler damlarlardı hemen. Haber etmeniz lazım.

@kaptan maydanoz diye bir şey vardı, Gezi eylemcilerine "katil", Berkin Elvan'a da "beyni yıkanmış çocuk" diyerek ortalıkta geziyordu.

@animalman var, Berkin'e ve Ali İsmail'e sinkaflı şekilde hakaret eden özel mesaj atmıştı bana vaktiyle. En son da bugünkü postlardan birisinde hakaret etmişti bana, aile babası havalarında takılan bir akboydur esasında.

Bunlara sorun, AKP'lilerle siyaset tartışmak neymiş görün: eksisozluk.com

Ben kaçıyom :) allah size bol bol sabırlar versin.

Güzel yazı olmuş iznin olursa paylaşmak isterim

Kopyala - yapıştırla tabi.

yok

Bence de;)

aksine, yemek yedikten 1-2 saat sonra gitmen daha iyi olur kontrast maddeli çekilecekse. daha önce 2 kez MR çekilmiş olmama rağmen kontrast maddeli olan üçüncüsünden sonra ağzım burnum kaymıştı benim. aç, uykusuz, halsiz vs. olmazsan daha iyi olur. söylediklerim tamamen senin iyiliğin için, MR'da fark etmez. yani istiyorsan aç ya da uykusuz git, MR'a zarar vermez ama sen kötü hissedebilirsin.

kontrast maddeyle açlığın alakası yok. sadece 20 dk civarı çok hareket etme yeter. kulağına tıkaç al. (2-3 gün çınlayabilir, gerçi anlaşılan zaten çınlaman var)

Görevli ezbere ac karnina dedi bence de.
Kulak çınlaması duble olacak bu durumda.

Merhaba,
1 - (git: www.kinvey.com) Buradan yaklaşık bir maliyet hesaplaması yapabilirsin.
2 - Tanıtım için en ucuz yol uygulama içi reklam gösterimleri kiralayabilirsin. Ücret hesaplamaları farklı parametreler gözetilerek belirleniyor. Stratejini belirledikten sonra ilgili şirketlerden fiyat alabilirsin.
Tanıtım için bir diğer yol da, bazı siteler/bloglar ile görüşerek uygulamanı inceleyip yayınlamaları için anlaşmak. Burada ki fiyatlar siteden siteye değişecektir Bunun dışında Twitter'a reklam verebilirsin. Pazarlama ve tanıtım çok farklı şekillerde yapılabildiği için ayırdığın bütçe önemli.
3 - hiç bir şey yapamazsın. Sadece onlar yapana kadar yeterince büyümeye/tanınmaya çalışabilirsin.
4 - Bir mobil uygulamadan 3 farklı şekilde para kazanabilirsin:
a - uygulamanı ücretli yaparak (indirme sayısı ile doğru orantılı)
b - bedava uygulama, uygulama içi reklam göstererek (indirme sayısı ve kaç adet reklam gösterebildiğin belirleyici olur. amaç en fazla reklamı gösterebilmen. bu da uygulaman ne kadar süre açık kalırsa o kadar çok reklam göstermen ve o kadar olası tıklanma alman demek. Kazancın hesaplanırken farklı ağırlıklandırmalar kullanılıyor bu arada. Bunun için çeşitli şirketler var araştırarak sana en uygun olanı kullanabilirsin. Bilindik olanlar görece az kazanç sağlarken, bu işe yeni girenler daha çok ödeme verebiliyor.)
c - uygulama içi satış ile: Uygulamanın içinden ek özellik satabilirsin kullanıcılara. (Uygulamanın türüne göre bunlar değişebilir. Kullanıcıya kredi, hediye yollama hakkı vs. şeklinde)

a,b ve c seçeneklerini beraber veya ayrı ayrı kullanabilirsin iş modeline göre.

Şimdilik aklıma gelenler kısaca bu kadar.

@ventruefox açıklayıcı bilgiler için çok teşekkürler.

Ayrıca bu konuda destek alabileceğim melek yatırımcı vs var mı?

Edit: DIY 230bin; kinvey 103bin civarında çıktı. :(

1. Maliyeti etkileyen en önemli faktörlerden biri uygulama server baglantisi isteyen bir uygulama mi olacak yoksa telefonda mi tutacak datayi. örnegin facebook server baglantisi gereken bir uygulama, data serverda duruyor, uygulama cekiyor. Ama mesela angrybirds bir cok durum icin serverla herhangi bir alisverise girmiyor sadece reklamlari felan alip veriyor. Eger server gelistirmesi, web service ihtiyaci varsa hem isletme hem gelistirme maliyeti artacaktir. Bunun yaninda uygulama üyelik gerektirecek mi, tasarim ne kadar zor animasyonlar gerektiriyor, tasarim elementlerini ne kadar profeyonel tasarlanmali yada internetten bulunan icon image kullanilabilir mi? isin icinde para dönecek mi, güvenlik ne kadar önemli? bunlar ilk aklima gelenler.
3. buna önlem yok.
4. buna tam olarak birsey söyleyemezsin, uygulamayi kim indiriyor, hangi gruptan insanlar indiriyor. Elbise üretsem satsam ne kac elbise satarsam 1000 tl kazanirim demek gibi. Kime satiyorsun, kim kaca alacak gibi ucu acik sorular var. Uygulamana reklam alirken de öyle, kimi reklam tiklama basina 10dolar kazandirir kimisi 10cent. uygulamana ve hedef kullanicina göre degisir.

Hangi seçenekte görünüyor?

Bende: Herhangi bir siyasi parti üyelik kaydınız bulunamadı.

Nereden bakıyoruz.

herkes ak partili doğar

Bi gün hepimiz akp li olacağız.

www.turkiye.gov.tr

kontrol ettim, bulunamadı bir üyelik.

Delta Electronics Inc. Yazıyor sağ altta.

Bi de bunun içi açılır mi ya? Vida yok.

benimkinde yazmıyor. asua var onun yerine.

ricaya göre. sanırım.

Mavi olanlar reklam.

Kırmızı olanlar sağlık ile ilgili aciliyeti olan konular.

Turuncular ise rica, istek durumlarına göre. (örn: acil ev arkadaşı arayan, kedisi köpeği kaybolan, sahiplendirme.)

Herkesin ricasi mi? Ben de ricada bulundum ama sonuc yok.

her rica ve aciliyet üstte tutulmuyor. bence biraz keyfe göre olmuş oluyor bu da. ama ayrıntılı bir durum varsa bilmiyorum.

ricaya göre. ama tabii ki her ricaya göre de değil. moderatörler de insan, neyin gerçekten üste alınacak kadar acil olduğunu anlayabiliyorlar. "şu şarkıyı bulmam lazım acillll" gibisinden soruların da sahibi tarafından üste alınması isteniyor kimi zaman, bunlar alınmıyor. ama "evden atılıcam, acil ev bulmam lazım" gibisinden bir duyuruda, kişinin zor durumda olduğu aşikar, üste alınıyor.

ikincisi, en azından mesaj atmalısınız. duyuru içine yazılan ricaları görmemiz her zaman mümkün olmuyor. sizin üste alınmasını isteidğiniz duyurunuzla ilgili bana bir mesaj gelmemiş, diğer arkadaşları bilmiyorum, duyuru içine yazmışsınız.

ayrıca duyurunuz içeriksiz, sadece bir hashtag paylaşmışsınız. mevzu neyse en azından link verip biraz da açıklarsanız, insanları uğraştırmadan neye yönlendirmek istiyorsanız yönlendirebilirsiniz. moderatör değil, kullanıcı olarak konuşayım, konunun ne olduğu hashtag'de anlaşılıyor olsa bile ben sizin duyurunuzdan ne anlamalıyız, üstte görsem duyuruya bakıp ne yapmalıyım anlayamadım. "duyarsız olmayın". peki tamam olmayayım, duyarlı olayım da ee yani ne yapabilirim? "hindistan'daki tecavüz salgınına son" duyurusuna bakıp örnek alabilirsiniz. kanaatimce bahsettiğiniz şey daha önemsiz bir mevzu değil, ama duyurunuzu üstte görüp de yapılabilecek şey nedir? link yok, açıklama yok, sadece hashtag var.

Link yok, google var. Yardım edecek somut bir şey yok maalesef. Amac sadece dikkat cekmekti. Bir ara tekrar yaparım.
Cevap için teşekkürler.

İsrail'in parmağı olduğunu, dünya liderimiz erdo'nun hesap soracağını, sabrımızın denendiğini, fakat bizim müsterih olmamızı ve konuşmamamız gerektiğini, dünyanın en güçlü ülkesi olduğumuz için bu tip şeylerin bizi üzmeyeceğini düşünüyorlardır kesin.

gerçi düşünemediğimizi söylüyor eğitimli kesimlerimiz, ama şimdi bilemedim sana karşı da böyle ayıp oluyor.

burası göt kılı dolacak:)

bıçak kemiğe dayandı diye geziyolardı en son.

gordugun gibi tersleyenler filan olmus en fazla. kafasi az-cok calisan hem soma'da hem bu konsolosluktaki insanlarin esir alinmasi olayinda reddedilen soru onergeleri ve tedbirsizlikle dogrudan sorumlu oldugunun farkinda ama hicbiri gelip de sana "ya evet, akp yanlis yapti" demez.

akpliler hiçbir şey düşünemez. sadece inanırlar. sonra birtakım idiotik argümanlarla inandıkları şeyi rasyonalize etmeye çalışırlar. nawar ve zibidigibinin dediklerine benzer şekilde.

hayatkısakuslarucuyor +838592929e892

bu olayların özellikle cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bu kadar yaklaştığı bir döneme denk gelmesi çok manidar:) Birileri gene düğmeye bastı:)

siz böyle akp'lileri adam yerine koymadıkça akp size koymaya devam edecek.

akpliler şimdi yattı. türkleri kurtarınca akpliler çıkacak usta kurtardı diyecekler.

@mayeskuel,

bu akplilerin '' bizi aşağılıyorlar, adam yerine koymuyorlar'' ağlaklığı ne zaman bitecek? çok merak ediyorum bunu ya. bitmeyen mağduriyet yapmışlar size.

ben smyrna +1

sırrı süreyya ergen imam hatipli diyordu az önce :))

bir kısmı işidin aslında iranın gizli bir örgütü olduğunu sallayıp bu işlerden iranının çıkarına hizmet edecek şekilde sonuçlanmasını umut ediyorlar. umut ediyorlar ki haklı çıksınlar. yoksa büyük travmalar yaşayacaklar.

adamların kendi paralel tarihi var ya. amerika ve israil iranı destekliyor falan diyenleri bile var.

şu din çok tehlikeli bir şey.

akp lilerin yerine düşünen ve akp lilerin hiçbirşey bilmediğini iddaa eden bi kesim varken akp lilere burada fazla laf düşmüyor...çünkü herşeyi bilen bi kesim var ülkemizde...

konuya gelicekk olursak , çok karışık ve tehlikeli bir durum var ortada...bana göre rehinelerin kurtulması ve kurtulamamasına göre şekillenecek birçok şey...eğer ışid pazarlık yapmaz ve rehineleri öldürürse bir operasyon gelicek...burada önemli olan nokta ise operasyonun büyüklüğü....çünkü yıllardır abd ırak a bizim girmemizi istemiştir...türkiye büyük bi operasyonla ırak a girerse bu bizim için felaket olabilir...ama bu durumun bu kadar büyümeden rehinelerin bir an önce kurtulacağına inanıyorum...bu tür konularda mit ve dış işleri bakanı davutoğluna güveniyorum...en son suriyedeki rehineleri kurtarma sürecinde çok başarılı olmuşlardı umarım aynı hassasiyetle bu olayıda çözerler

aglaskfasl davutoğlu'na güvenenler var ciddi ciddi. katar kurtardı, ekmeğini türkiye yedi geçen sefer. sonra dışişleri ve mit çok çaba sarf etmiş oldu. yersen.

o değil de bu "siz akp'lileri adam yerine koymadıkça" kafası da komik arkadaş. akp'li olmayanları adam yerine koyan 1 tane bile akp'li var mı? sorsan akp'li olmayan bizler ya hainiz ya bölücüyüz ya ayyaşız ya teröristiz ya cehape zihniyetiyiz ya yavru muhalefetiz, ya maşayız vs. vs. komik adamlarsınız cidden. onlar yapınca doğru. biz yapınca auuv.

@nawar davutoğluna güvenenler var deyip alay edercesine imada bulun sonra katar kurtardı rehineleri deyip çık işin içinden...ne güzel dünya amk...bende bu kafaya hastayım arkadaş

hiç bir delil ve hiç bir argüman altyapısı olmadan , sikimsonik bi haberi görüp gelip burada insanları küçümsemek...sonrada akp lileri adam yerine koymuyorlar de finali yap...ha finalide genelleme yaparak yap...daha tatmin edici olur sizin için

kimseyi siz şu zihniyettesiniz diye ayırmam ben...ama bu olayı yapan arkadaşların çoğunluğunu şu küçük forumdan bile görebilirsiniz...saygılar

az önce bi tanesiyle muhatap oldum. valla üzüldüm resmen. duvar gibiler.

17 aralık, bayrak, ışid, bakara-makara, polis şiddeti falan... zerre tesir etmiyor. maruz kaldıkları propaganda sayesinde derileri kalınlaşmış. sebep sonuç ilişkisi kuramıyorlar.

zannetmiyorum öyle bir şey yapacaklarını ama 1 aylık internet bedava veriyorlar. ondan yararlanabilirsiniz.

chp sandık görevlileri, müşahitlerinden aldığı ıslak imzalı sonuç tutanaklarını tek tek sistemine girip onu da halka açmış. ordan bakıp sandıklardan ne çıktığını görüyorsun. bir hata varsa bildiriyorsun. orda bile aynı görünüyorsa daha neyin komplo teorilerine bakıyorsun

Ona göre -şimdilik- 1400küsür sandıkta yanlışlık var.

virüs.

outlook da hesap kayitliysa pcdeki bi virusden olabilir yada sifren calinmistir oto spam attiriyodurlar.

spybot search&destroy programını kur pcni tarat çıkan virüsleri kaldır

4 kereden fazla taşlatma...

100 150 lira için canınızı tornacıya da yedek parçacıya da servise de emanet etmeyin..

fren diskinin değiştiğini duymamıştım. daha fazla aşınan parça balatadır. diski kastettiğinizden emin misiniz?

kazık da yemiş olabilirim bilmiyorum ama 2001 model clio'mun ön fren diskleri "aşınmış, dursa da olur ama değiştirelim, balatalarını daha uzun kullanırsın, her bakımda balata değiştirmek yerine 2-3 bakımda değiştirirsin böylece" denilerek 2007 yılında araba 45000 kilometrede iken yetkili servis tarafından değiştirildi.

büyük ihtimalle kazık yedim.

ya arkadaşlar,
taşlatma, tornacı falan... bunları nereden çıkardınız? soru gayet açık. balatalar 1mm de, zaten değişecek. diskler de 16 mm'deymiş.

Disklerin kalınlığı sadece arabanın sürüş ve fren konforunu etkiler. Soğuk/sıcak farklarından ve sıcakken sert kullanımlardan gözler görünmeyecek eğrilikler sebebiyle etkilenir. Bu eğrilik taşla sıyrılarak alınabilir. Riski yoktur.

Balata ise disklere çift taraflı baskı uygulayarak dönüş hızlarını azaltır. Yani freni tutar. Bisiklerlerdeki fren papuçları vardır hani. Siyah lastiklerdir. Hah işte o bisiklerdeki siyah lastiklerin görevini arabada balata görür ve lastik değildir. Çok sert bişey, ne olduğunu bilmiyorum. 1 mm olmuşsa acilen değiştirmek gereklidir. Tamiri yoktur. Mümkünse orjinal balata takılmasına fayda vardır. Riski vardır.

şimdi öğrendiğime göre vga 2048x1536'den bile daha fazla çözünürlük veriyormuş.
full hd görüntü alma ihtimalin var yani. ancak kablonun uzunluğu falan da buna etki ediyormuş, yani vga kısa olsun, hdmi kablon uzun...

vga-hdmi dönüştürücü kablolarından almalısın.

bildiğim kadarıyla vgadan lcdye bağladığınızda pek de güzel olmaz.
referans verem hatta : (bkz: #11265507)
dvi çıkışınız yok mu bilgisayarınızda? dvi-hdmidır oluru

120 ekran sony'ye bagladim laptopimi vga kablo ile. canavar gibi goruntu vardi.

ama yine de en guzelinin usb girisli dvd player ya da wd tv gibi cozumler oldugu da ortada.

"lütfiye teyzenin pansiyonu" diye bir yer var. sahibi yaşlı bir hanım (lütfiye hanım değil; onun kızı, nurten hanım. lütfiye hanım yakınlarda vefat etmiş), evi çok tatlı, çok güzel bir manzarası olan kocaman bir balkonu var. ben nisan'da gittiğimde iki kişi 50 tl'ydi geceliği. yaz için farklı bir fiyat kullanıyor mu bilmiyorum. ancak bu fiyata kahvaltı dahil değil. pansiyonun sahibi de biraz fazla utangaç bir hanım, bastıra bastıra sormadıkça söyleyemiyor birşeyi. biz kahvaltı için ayrı para ödememiz gerektiğini pansiyondan ayrılırken öğrenmiştik mesela. kişi başı 10 tl gibi birşeydi diye hatırlıyorum o da, bayağı dolu dolu bir kahvaltıydı.
bana verdiği kartta adresi, küçükliman caddesi no. 33 diye yazılı. meydandan kaleye doğru çıkarken geçilen ilk kapının sol tarafındaki ev diye tarif edebilirim.
pansiyonun telefonu: 0378 315 12 83 (burdan ulaşamazsanız haber edin, cep telefonunu da ulaştırayım size.)
rezervasyon yaptırmadan gitmeyin derim. çok müdavimi var oranın anladığım kadarıyla. oda sayısı çok aslında, ama hepsini dolduruyor sanırım.

kalabalıksanız pansiyonlara para vereceğine ev kiraLa bence..kime sorsan orda bi ev gösterir..aynı paraya denk gelir. kalabalıkken ucuza bile gelebiliyor.

turist pansiyon, çok net söylüyorum, koya ve manzaraya hakim, odalar tertemiz..

soguk mezeler çöpe gitmez. ama geride kalanların hepsi atılır ya da hayvan besleyenler için ucuz fiyata satılır.

biz atıyoruz. müşterinin masasından ne gelirse. kalan ekmekleri bir poşete koyuyorz yenecek gibi olanları bazan dükkana ekmek istemeye gelenler oluyor onlara veriyoruz gün içinde, kimse almazsa bizim dükkanın çalışanları kendileri götürüyor, ya da birilerine veriyorlar evlerinin yakınlarında. soguk mezeleri de atıyoruz sadece turşu gibi fazla karıştırılıp parçalanmayanlar kalıyor.

Bizde her şeyi atıyoruz sadece hiç dokunulmamş soğandır domatesdir bunları kullanıyoruz..

bizim bi arkadasın nevizadede restorani var yenilmeyen ve geri gelen her yemegi cope atiyorlar tekrardan baska bi müsteriye kakalamiyorlar

Yerine gore degisir. Ailem saygin bir restoran isletiyor, ve "kesinlikle" bir kere servise sunulmus bir sey tekrar baskasina sunulmuyor. Fakat bunu yapan yerler de elbet vardir.

"nezih" mekanlarda, masadan kalkanlar değil ama masaya hiç girmemiş fakat bir şekilde tazeliğini yitirmiş ya da yitirecek olan şeyler tekrar başka şekillerde kullanılabilir.

başka programlarda da aynı sorun varsa yüksek ihtimalle video dosyası bozuktur.
ses için shift+< shift+> tuş kombinasyonlarıyla ileri ya da geri alınabiliyor.

< ve shift+< tuşuyla sesi ileri geri alabilirsiniz. genelde türk filmlerinde, dizilerinde problem çıkıyor. rip'çilerden midir nedir

wmp ile sorunsuz açılıyor ama. axxo ripleri bile olabiliyor bazen.
bunun dışında da filmlerin sonuna doğru da asenkronizasyon oluyor bazı filmlerde, kapatıp tekrar açınca geçiyor ama bu bahsettiğim.

ben kmplayer'ı tavsiye edeyim de, sonra demedi deme. sırasıyla alttaki programları kullandım, 1az program sarrafıyımdır. km gibisi yok. çok ayarı var ama (o yüzden güzel zaten), ayarla uğraşmak istemiyosan gom player'ı silip en yeni versiyonunu tekrar yükleyerek bi şans daha verebilirsin.

mv2player >> bsplayer pro >> gom player >> media player classic >> kmplayer

www.filehippo.com

IDM > Secenekler > Genel Sekmesinde

alt tarafta "Tarayıcı içerik menüsünde ki IDM menü maddelerini düzenle"

bölümünden yapabilirsin.

bu islemci desteklemiyor 64 bit i bildigim kadariylan.

kurmamalısın. 2gb ram var gereksiz olur. win xp yeter artar.

işlemcinin mimarisiyle ilgili. işlemcinin özelliklerine internetten bakarsan kesin bi fikrin olur.

İşlemcin desteklemiyor. Ayrıca tavsiye etmem; zira yeni bir sistem. Daha altyapısı hazır değil. Ben kurdum; 3 gün dayanabildim.

64bit şu anda çok yalan ya. ubuntu 64bit kurdum. sonra bir baktım tüm processleri 32bit olarak kullanıyor yahu. hatta webde filan da baya tartışılan bir konu.

Aklıma geldi "at a glance" dı. Alternatif olursa beklerim yine.

"The ABC of x"
"an introduction to x"
"a birds eye view of x"
"a brief view of x"

aklıma gelen birkaç örnek.

in a general view?

eksi duyuru 101 da afili olur gibi geldi ama sakin kafa ile gelmeyebilir de.

atma sansı derken sıfırdan kurman gerekiyor ikisini de. baska turlu felegi sasar o os lerin.

@bryan fury, taşıma anlamında kullandım.

Bu arada nasıl backup alınacağını da söylerseniz memnun olurum.

C yerine D olacaksa backup da sacmalayabilir. Cunku programlar yollari kurulu olan drivera gore atiyor.

(bkz: virtual machine)

back up derken muzik foto vs seylerse bunları yenı bir partition olusturarak da alabilirsin ya da dvd external hdd gibi bi ortama aktararak alabilirsin. aksi takdirde formatla beraber ucacaktır.

os dosyalarını tasıyamazsın zaten hata verir, ola ki tasıdın calısmayacaktır. direk surucuyle eslestirilen default degerler var onlar sapıtacaktır. elle duzeltmen de mumkun degil.

yedek almak için senın durumunda en iyi yol e: gibi bir partition daha olusturman olacaktır ki bunu da vista dan acarak d den parca ayırman olurdu. bunu acronis disk director gibi bi proramla da yapabilirsin(arayuzu gayet kolay) ya da vista nın disk management kısmından yapabilirsin.

ben RC1'i build 7048 diye biliyorum.
indirdim, kurdum da bir sorun yoktu.

microsoft'un sitesinde zaten ücretsiz olarak yok muydu windows 7?

fake değil. yakın zamanda microsoft'un resmi olarak da duyuracağı rc1'in ta kendisi şeklinde dedikodular var.

@sanal uyku, bu da ücretsiz.

7057 RC1 değilmiş arkadaşlar microsofttan açıklama geldi

sanırım aramışsındır ama bi de ben göz atıyım dedim hep ingilizce alt yazıları var..hem italyanca hem ingilizce bi arada gelişse olma mı :)

ben de buldum ingilizce olarak da şansımız deneyeyim dedim. sağol...

www.yougamers.com

Soyle birsey var... Bir defa test ettiriyorsun sistemini, sonraki listedeki tum oyunlar arasinda hangisinin calisip, hangisinin calismayacagini soyluyor. Sanirim isini gorur.

acronis disk director kurmalısın. vista uyumlu versiyonu var her turlu kesip bicebilirsin hdd yi.

çünkü işletim sisteminin yüklü olduğu bölümü küçültemiyorsun vista da. hatta iki bölüm var ise diğer bölümden de istediğin kadar alamıyorsun. örneğin c ve d iki parçalı olsun. d yi bölmek istedin diyelim(bu durumda c de vista varsa zaten bölemiyorsun) o zaman bile c deki veri büyüklüpüne bakıp sana küçültebileceğin maksimüm değer şudur diye uyarı veriyor.

the bat kullan. outlook dandik baya.

şair burada ram e seslenmiş.. memtest diye bir şey vardı, hatta (bkz: memtest86). bunun haricinde format atabilirsiniz, belki düzelir.

teşekkürler metox, bi de programı kurabilsem.

BIOS update ile sorun çözüldü.

yargı süreciyle ilgili konuşmasını kastetmedim, her zamanki gibi muhalif çizgisindeki konuşmalarından bahsediyorum. konuşmayı bırakın adam ortada bile görünmüyor. bu aklıma acaba susturulma amacı sonucuna ulaştı mı sorusunu getiriyor.

hapishanede devletin ekmeğini yediği için helallik istedi. geçen gün cumhuriyet resepsiyonunda görüldü, hala yediği ekmeğin mahcubiyetinden kafasını kaldıramıyordu, muhalefet felan hak getire efendi efendi takılıyor artık. itirafçı mı oldu ne.

muhtara, oradan aldığım belgeyle nüfus dairesine, oradan aldığım onayla tekrar muhtara gitmek zorunda kaldım ben; yani sanmıyorum online yaptırmanın mümkün olduğunu..

3. tam olarak kuran'ın neresinde araplara dikkat çekiliyor, bildiğim kadarıyla herhangi bir övme ya da yerme bir millet karşı yok.

4- çok eşlilik olayını şöyle açıklıyorlar, o günün şartlarında kadınların dul kalarak mağdur olmasından dolayı evlilik yapılıyordu ancak cinsel bir birleşme yoktu, sadece korumak amaçlı,o zamanın ve kültürün şartlarına uygun olarak tedbir mahiyetinde.

2- insanlık olduğu sürece kölelik olacaktır, bugün bile vardır, insan toplumun kölesidir diyen entel danteller falan filan, pek farkı yok. amma velakin ilk müezzin islamın ilk ezan okuyanı müslüman olmadan evvel köleydi, yanı islamiyette insanı statüye göre ayırma yok.

son olarak, bu tür sorular islami açıdan cevap almak için en iyi kaynak diyanettir, oraya sorarak daha detaylı ve tatmin edici cevap alabilirsiniz.

oturaklı cevaplar arıyorsanız konu hakkında ihtisas yapmış araştırmacılara gidiniz.

diyanet işleri başkanlığının sitesine giderek bir sonuç elde edebileceğiniz gibi,
ilahiyat fakültelerine giderek oradaki bir öğretim elemanından da aydınlatıcı bilgi alabileceğinizi düşünüyorum.

düzeltme:
kısa bir süreliğine öğretim üyesi/öğretim elemanı sorunsalı yaşadım sonra geçti.

1: kuran'ın tek bir kişi tarafından oturulup yazıldığını sanmıyorum. ayrıca ''zamanında'' bilimin merkezi arap coğrafyasıydı. halihazırda kullandığımız numara sembolleri arapça.
2-3-4-5-6: zaten cevapları biliyorsun.

aklınıza takılması muhtemel bir iki ayet daha vereyim ben size. şu entryde sözü edilen ayetlerin mantığını anlayabilenler buraya da aktarırsa, bir çok kişi aydınlanmış olucak sanıyorum..
hurafe veya söylenti değil, doğrudan kuran ayetleri bunlar, buyrun..

sozluk.sourtimes.org

@nema problema,
3. övme/yerme var demedim. demek istediğim kuran'ın araplara ve arapça gönderilmesine dikkat çen ayetlerin varlığı. (örnek: ŞUARA/195, NAHL/103, TAHA/113,)
4.kuran o günün şartlarına göre ise günümüzde geçerliliği yok anlamına da gelir bu açıklama.
2. bugünkü mecazi kölelikle o günün köleliği arasında hiç mi fark yok? statüye göre ayırma yok ama kölelik statüsünü ortadan kaldıracak bir ifade de yok.
diyanete gitme fikrini uygulayacağım. teşekkürler
@lejant,teşekkürler

@flyalone, "dövme" ile ilgili yaşar nuri'nin son meallerine bakarsan arapça'da "uzaklaştırma" anlamına da gelen bir kelimenin kullanıldığı fakat bunun yanlış çevrildiği açıklaması önsözde var. diğer ayetler benim de aklıma takılmıştı.
@miskin, evlilikte cinselliğin olmadığı şeklindeki yanıtı atlamışım; sana katılıyorum.

islam yerine X deyin ve soyle degerlendirin:
* X in ne oldugunu sadece 1 kitaptan ogrenebiliyorsunuz ve o kitabi okuyarak ogrenemeyeceginiz, yaninda insanlar tarafindan yazilmis baska kaynaklar da okumaniz bekleniyor. isin kotu yani bu kitaplar insan omrunun alamayacagi kadar cok ve her biri digeriyle adeta celisiyor. kimi evrim varken digeri yok diyor vs.

* X in indigi rivayet edilen kisinin nasil bir hayat surdugu hala mechul; kimileri ahlaksizlik ile suclarken kimileri de adeta ona davranislarindan oturu tapiyor.

* X disinda benzer Y, Z, W vs. var ve hepsi asagi yukari benzer seyler soylemesine ragmen onlar da kendilerinin gercek oldugunu iddia ediyorlar.

* X e inanan ulkelerin insanlarina baktiginda, dunyanin en cahil, geri kalmis ve ayrimci topluluklarini goruyorsun. kendi inanclarina saygi duyulmasini beklerken, kendinden olmayani oldurmeyi emrediyor.

* Bilim reddedip, efsane ve mitolojilere inanmasi.

vs. vs. vs. diye devam ediyor. bu X e sen inanir misin?

ayrica bu listene daha fazla madde eklemene gerek yok cunku eklenmisi var :) (bkz: kuranin buglari)

@comptrol, buglara zaten bakmıştım ama benim amacım dediğim gibi hakaret/alaycı tavırlar içermeyen sadece mantık/bilim esaslı bir platformda ve çift taraflı olarak konuyu irdelemek.

o zaman eger ingilizcen var ise dogrudan olmasa da dolayli yoldan islam ile ilintili olan richard dawkins in su belgesellerini izlemeni oneririm:

video.google.com

3) Kuran ın birçok yerinde, "araplara, anlasınlar diye arapça indirdik" diyor. çin de olsaydı, çince inecekti, mantığı. sen anlayacaksan ya arapça öğreneceksin, ya da tercümesini okuyacaksın. bunda takılacak bir şey yok.

4) Şimdi, adamların zamanında, o günün koşulları içinde, adam yirmi tane cariye alıyor, sekiz de nikahlı diyelim, eşi var. bunlara, kaldı ki arapların durumu her zaman için malumdur, bu kadar vahim durumda hasta olan bir zihniyete şök diye, tek eşlilik anlatılamaz. günümüzde bile çok eşlilik zihniyetiyle düşünen ukalalar var, aldatma kavramından sırıtarak "çaplık" diye bahsediyorlar. elbette ki bu sayı önce kısıtlandı, sonra teke indirildi. aptalca göründüğünün farkındayım ama kitabı yazan bir ekip olsaydı da aynı kanıya varırdık. peki, hani kuranın evrenselliği, dersen, ki asıl soru o, burada düşünmek gerek yine. adamların elinde telefon yok, bizde kablosuz iletişim var, onlarda kavram ve kelime sayısı az, bizde "postmodernlik" kavramı bilem var. tabiki bunlar olacak. kuranın ayetleri ikiye ayrılır zaten. birincisi ve sayıca daha çok olanı her yerde ve her zaman geçerli olan ayetlerdir. ddikoduyu yasaklayan ayetler gibi. diğeri, o zaman içerisinde ele alınır. zamanla geçerliliğini kaybeder. tarihsel belgeler gibi düşün. öyle ayetler olmadan o zamanı halledemezsin. mesela ilk önce içkiyi namaz sırasında yasaklayan bir ayet var. sonrasında yasaklayan bir ayet var.

bence, şöyle düşün. bir topluluk var. tanrı da peygamberine sözler söylüyor. ayet söz demek zaten arapçada. bir olay oluyor mesela, "şöyle olacak" diye çözümlüyor tanrı. ve öğüdü veriyor. biri birine iftira attığında (ifk olayı gibi) ayet iniyor, o masum diyor tanrı. ee, bizim anlayacağımız şey ne bundan? ardından da ekliyor, namuslu insanlara iftira atmayın, bunu sevmem, diyor. bay doğru ile bay yanlış hikayesi gibi. "bu adam şu şartları yaşıyor" değil durum, ben o şartları nasıl günüme ve şartlarıma uyarlarım? durum bu.

zaten günümüzde bir çok şart değişiyor. önemli olan onu sevmek. günümüzde inseydi kuran, cennet tanımlamasının da daha kavramsal bir şey olacağını düşünüyorum. hurma falan açmaz beni. ama o döneme öyle anlatamazdı tanrı. icma' değilen şey de bu yüzden var. eylemleri uyarlamak, olay bu. ama art niyetsiz ve sevgiyi kaybetmeden.

mesajın sonu incil dağıtanların sözlerine benzedi ama, ben bununla ilgileniyorum. kuran ın bir mucize getirmesini, rakamlarını toplayınca bir şifre çıkmasını, içinde bilimsel kanıt saklı olmasını falan beklemiyorum.

açıkçası, son söz şu olmalı: inanmak istersen sonsuz kanıt var. inanmamak istersen de öyle. tanrıya inanmak mantıkla olmuyor.

ayrica soyle de bir site var belki isine yarar:

www.ex-muslim.org.uk

@lovemyself, tanrıya inanıyorum (bazılarına garip gelebilir ama hem de mantıkla). benim amacım islamiyete inanacaksam da inanmayacaksam da bunu içimde şüpheye yer bırakmadan yapabilmek.
3. maddede kendimi net ifade edemedim sanırım. anlayamadığım arapça olarak indirilmesi değil (hatta bu gayet normal), arapça indirilmesine vurgu yapılması.
4. tek eşe indirgemiş ayet hatırladığım kadarıyla yok.
rakamsal mucizelere (neler olduğunu bile net hatırlamıyorum ama vardı böyle bir şeyler) değinme nedenim de kuran'ın muhammed'in sözü olduğunu iddia edenlere karşı "bu kadar tesadüf olabilir mi" şeklinde bir karşı tezdi.

işte ben de bunu diyorum. şu sisteme inanacaksam aklımda hiç şüphe kalmasın diye bir şey olamaz. düşünsene, adam bir şeye inanıyor ve bu yüzden onlarca insanı canlı bomba olup öldürüyor. neden? mantıklı mı? inanırsan mantıklı.

aklıma takılan çok nokta oldu benim de bir zamanlar. dini konuda seneler süren eğitim aldım. ve sonunda anladım ki, düşündüğü zaman herkesin mantıkla açıklayamadığı şeyler var. kimisi inkarı seçmiş bu noktada, kimisinin güveni sarsılmış, kimi de "ben anlayacak seviyede değilim" deyip, daha sıkı inanmış. sana aklını karıştıracak onlarca şey daha söylerim kuran ve din hakkında. ama bu değil önemli olan, niyet. inanmak istemek ya da istememek. budur.

ama şunu da eleyeyim, bizim genimizde dinsiz olmak yok :) klasik bir yorum olacak ama, şaşırdığımızda, üzüldüğümüzde, zorda kaldığımızda, çok sevindiğimizde hep allah der, onunla alakalı şeyler yaparız :)

3) yine de cevap vereyim, vurgu tabiki yapılacak. o dönemlerde herkes bir son peygamber bekler zaten. ve ırk kavramı önemli olduğu için, herkes kendi ırkına gelecek zanneder. "biz arapça indirdik, böyle seçtik" de olabilir bu, "okuyup anlamaz mısınız hala, sizin dilinizden gönderdik, arapça bir kuran bu" şeklinde de olabilir. genelde ikinci anlamdadır tekrarlar. zaten tekrar sadece bu konuda değil, hemen her konuda vardır. "onlar şöyle şöyle yaparlar, gerçek inanandırlar" ifadesine kaç defa rastlarsın mesela. öneme binaen, algılamayı pekiştirmek için tekrar çoktur. sadece arapça inmesi konusunda değil.

4) bak bu konuda da bir şey söyleyeyim sana. bir dine inananı, inanmayanı o dönemde onlarca hatun arasından her gece seç beğen yapıyor dedik, değil mi? yani, bir tane eşi olmayı geç, dört gibi bir rakama indirgemek bile absürt kaçar o dönemde dedik. bu durum yaşanıyor, sayı bir miktarda (o dönem için az miktarda) tutuluyor. ve devam et o ayeti okumaya, kabaca şunu der "ama bunu, içlerinden hiçbirini diğerinden ayrı tutmayacaksanız ve adaletli davranma konusunda kendinizden eminseniz yapın. şüphesiz ki sizin için en hayırlısı tek eş seçmenizdir"

dört eşe adaletli davranılması emirdir. açıkçası, direkt yasaklamaktansa, önce işi zora sokmak demektir. içki örneğine devam edelim, içki yasaklamasından önce içkili iken namaza yaklaşmayın ayeti gibi. içkili iken namaza yaklaşmak istemeyen biri gündüz içki içebilir mi? hayır. günde beş vakit çünkü namaz. ayık olmak için anca gece içebilir, o da sabah namazına kalkabilmek için dozunda olmalı. sonra yasaklanıyor içki. bunun gibi. ve tekrarlıyorum, arapların en cahil, en düzensiz döneminde tek eşi tavsiye ediyorsunuz.

ama tekrar edeyim, soru hep olacak. asla bitmeyecek. istediğinizde sizi bir tarafa çekecek o sorular.

bi kitap en son kutsal kitap olarak gönderiliyorsa genel bir kitap olmalı, o zamanın şartlarına da şimdiki şartlara da uyumlu olmalı. sadece o zamanın şartlarına uyuyorsa insan yapımı olması muhtemel. bence kitabın tanrısal olması için gönderildiği andan sonrası için uygun olması gerekir çünkü gönderilen son kitap olduğu yazıyor.

dinlerin hep aynı yöreye (israil) gönderilmesi insanı kuşkulandırıyor. o yörede dünyayı kontrol etmeye çalışan bir grup insan olduğu düşüncesini akla getiriyor.

@nano mercy; "dövün" kelimesi yanlış çevrildi diyelim, aşağidaki surede dövün kelimesi yerine istediğin herhangi bir kelime yazılı olsun, pek bir şey farketmiyor ki.
istersen "sevin" yazsın, bir daha okuyalım.
tek sorun o kelimede değil yani.

"nisa -34. allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) "dövün". eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü allah yücedir, büyüktür."

özellkle kuran olsun hadisler olsun salt bir erkek mantığı ile yazılmış olması.miras hukukukndan aile hukukuna , bu dünyayı geçtim öbür dünya için bile erkekler için bir dünyanın tasvir edilmiş olması hasebi ile muhammmedin yazmış olması ihtimalini kuvvetlendirmektedir.özellikle biz sünniler için sünnet dediğimiz şeylerin önemli bir kısmı erkek olan peygamberin sözleri hal ve hareketleridir ve erkeksi şeylerdir. kadınlar için ise eşlerin veya cariyelerin güzel hareketleridir.

1. kuran muhammed zamanında yazılmadı ki muhammed yazsın.
2. www.kurandaara.com ,
kuran'ın diyanet mealinde geçen köle kelimeleri ve ayetleri.
sanırım borcunu ödeyemeyenler ve savaş esirlerinden köle alınabiliyor, onları da azad edin diyor zaten.
3. kitapta verilen mesaj evrenseldir, dili değil. arapça olarak kalması konusunda diretilmesine karşıyım şahsen, hristiyan ortaçağı gibi islamiyetin ortaçağını yaşıyoruz. vurgulamasının nedeni de okuyup anlayın diye açıklıyor: www.kurandaara.com
muhtemelen arap milletinin kötüye gitmesine istinaden onlara peygamber yolladı, açıkça anlamaları için de sizin diliniz olan arapçada indirdim daha ne istiyorsunuz, okuyup anlayın demek istemiş olabilir (şahsi fikrim).
6. hatice, muhammed'ten daha büyüktü bildiğim kadarıyla. ayşe bahsettiğiniz.

bu birkaç sorunuz islamiyetin var veya yok olduğuna sizi nasıl hemen de ikna edecek, ayrıca merak ettim.

kur'an'daki herseyi akla ve mantiga baglasak dahi, islama inanmak icin oncelikle Allah'a kayitsiz sartsiz inanilmasi gerektigi sart kosuluyor. sart kosuluyor demek dogru mu oldu bilmiyorum ama surekli karsimiza cikan bir soz bu. Allah'a inandigimiz anda otomatikman islama inanmis oluyoruz. islam var mi yok mu ben de sallantidayim acik soylemek gerekirse ama en azindan "ya kardesim soyle boyle diyen bir kitap var, adam da cok zekiymis bunlari ot icerken yazmis milyarlarca salak insan da inaniyor" seklinde kesip atmiyorum. ya da bunun tam tersine tekabul eden "hasa boyle bir sual sormak ta neymis azizim, sorgulamak bizim gibi aciz kullara mi duser" tribine de girmiyorum. iki uc ta bana asiri komik geliyor. hele ilk ornekledigim uc. cunku ilk ornekteki insanlar cogunlukla bilgili kulturlu ve arastirmaci ruhlu kisilikler. yahudi bir aileden olma avusturya dogumlu bir sahis var. adi muhammed esed (sonradan edindigi isim) herkese adamin ozet biyografisini okumayi tavsiye ederim. meal ne demek, ceviri ne demek.. bu sorularin cevaplarini cok guzel vermis benim edindigim kur'an'da... hangi kelimeyi nasil yorumladigini cok detayli acikliyor. en azindan bu adamla ilgilenmemin sebebi benim gibi nufusuna istem disi islam yazilmis olmamasi. bir goz atin derim.
ben california da yasiyorum, burada da yobaz diyebilecegim bir suru hristiyan var. hristiyanlar da bir garip, isa'yi gormedikleri halde inaniyorlar ama muhammed din xp yi cikarinca upgrade etmeyip bir de inkar ediyorlar bu orijinal bir surum degil, korsan, cakma, kacak bilmemne diyorlar. sonra uzerine utanmayip kendi dinlerini onlarca kola boluyorlar. cogunun kritik noktalarda birbirinden ciddi sekilde ayriliyor. e hic olmazsa islam'da kur'an'dan kaynaklanan bir istikrar var. ordan kredi verilir rahatca. birkac kitanin perde arkasi onderleri bence toplumlarin yasayis bicimini sekillendiriyor. dallandirip budaklandirmayacagim bu konuyu ama deginmek istedigim nokta anlasilmistir diye umuyorum. konudan konuya atlayip rot balans ihtiyacimi da gozler onune sermis oldum.
kur'an'da en cok ilgimi ceken birseyden soz etmeden bitiremiycem sanirim. surekli "biz" deniyor. ben yok. bu "biz" melekler ve Allah mi? yoksa baska bir sey mi anlatmak isteniyor. tasavvufla ilgilenince islamin olabilirligine daha cok yeltendim aslinda. tasavvufcular kirlenmis islam'i reddedip yol ayrimindan diger tarafa gecmisler. tasavvufcularin evren ve canlilarla ilgili saptamalari, betimlemeleri muthis. bugun bir tarafi tutasim yok, belki yarin "var ulen" al sana kaniti diye atlarim.. bilemiyorum. yarin pazar ve calismam lazim.. cok kotu cok.