Ekşi Duyuru

olasılıksız

oh be, şimdi uyuyabilirim :).
teşekkürler elorelia

sözlükteki steam başlığını takibe almak ya da steamin twitterını takip etmek makül sanırım, ben öyle yapıyorum.

İK'cı falan değilim ama şöyle düşünüyorum ben; çaresiz bir şekilde yeni bir işe ihtiyacın varsa maaş söyleme, "sizin bir standardınız vardır, uyarım" falan de. İşsizler yahut işini acil değiştirmek isteyenler için geçerli olan bu. Ama işinden memnunsan ve iş arama sebebin paraysa, şu anki maaşını ve beklentini söylemen saçma değil. Çünkü böylece iki taraf da net olur, beklentiler bilinir.

Şöyle düşün; şu anki maaşın 3000 olsun ve işinden memnun ol. İş değiştirmek için de 4000 civarı bir maaş beklentin olsun, değmesi için (neticede yeni ortam, memnun olmayabilirsin filan). Sen bunlara maaştan falan hiç bahsetmezsen, sana gidip 3400 falan teklif edebilirler, sen de değmeyeceği için kabul etmezsin. Öte yandan, "değmesi için 4000 civarı olması lazım" dersen de üç seçenek var;

1) Sana 4000'den çok düşük bir teklif sunmayı planlıyorlardı. Sen böyle deyince, seni yeterince yetkin bulduklarından ve kaçırmak istemediklerinden teklif etmeyi düşündükleri rakamı (örn. 3400) biraz arttırıp (örn. 3800) beklentini karşılamaya çalışırlar.
2) Sana 4000'den yüksek bir teklif sunmayı planlıyorlardı. Sen 4000'e fit olduğunu söyleyince sana 4000 verirler. (bu senaryonun çok yaygın olduğunu düşünmüyorum, eğer senin için öyle ise bunu da kaale al)
3) Sana halihazırda 4000 civarı bir teklif sunmayı planlıyorlardı. Yine aynı teklifi yaparlar ve beklentin karşılanmış olur. Gidip de "biz de öyle teklif etmeyi düşünüyorduk ama bize gelip maaş beklentisini söyledi, teklif sunmuyoruz" diye düşüneceklerini hiç zannetmiyorum.

Yani 1 ve 3 numaralı senaryolarda kârlı/nötr olursun, 2 numara kötü olur ama 2 numara çok olası değil. Kaldı ki, 2 numarada tek kaybın biraz maaş düşüklüğü olur; ama yine de beklentin kadar maaş teklif edilir sana.

yulafa süt ve yarım şeftali ekleyince güzel oluyor ve alışıyorsunuz.

söyle seyler var, camlari siki siki kapali tutup ses gecirmez cam yaptiricaksiniz(yalitim camlari cok büyük oranda sesi kesiyolar),

eve böcek kapanlari koyucaksiniz lüpür lüpür yiiekler ses yapan sinekleri,

uyku maskesi takin, hic rahatsiz degiller, isiktan koruyor
www.medikal-urunler.com

kulak tikaci icinde cok konforlu tikaclar var. ses olarak yangin olursa sesine degil, kokusuna uyanirsiniz :)

ekleme
esya sesleri mesela düsen eden esyalari kutulayin,

daha sakin muhite tasinin,

modem, bilgisayar, tv gibi seyleri stand by da birakmayin, belli frekanslarda rahatsiz edici ses cikarirlar, uyku kaliteniz düser.

musluk gibi seyler icin siki siki kapatin.

evi temiz tutun.

vala cocuklugum oldukca gurultulu bir evde gecti aslinda. bir televizyon hic mi susmaz amk; neyse..

Sonra baya sessiz muhitlerde yasamaya basladim son 3 yildir, eve gidince cildiriyorum artik. Ama gel gör ki evim eski, ses yalitimsiz falan; ust kattaki yuruyunce duyuyorum..

dalyan'da biraz yüksek tutuyolar gibi fiyatı.
bir de köyceğiz'den deneyin?
2 sene önce 20 demişlerdi.

şifreni değiştirip ver, sonra o işini bitirince kendi şifreni yap yeniden

(bkz: doblo)

Yakıt olarakda dobloyu tercih edebilirsiniz geçen sene Aydın Marmaris Fethiye Antalya ve tekrar Aydın toplam 1019 Km'de 220 TL mazot yakmıştır. Tek dezavantajı 1.3 olduğundan yokuşlarda ve kalkışlarda ağır kalmaktadır.

doblo ticari olduğu için hız sınırı da normal otolara göre düşük. Onu da unutmayın. nasıl olsa hız sınırı 120 diye basarsanız benzinden kazandığınızı devlete ceza olarak döşersiniz.

Sessiz bir araba kiralamaya özen gösterin. Sessiz diyince fiat ve renault'u zaten sileebilirsiniz. Gezi uzunsa o uğultu ağzınıza sıçar.

doblo secenek degil gibi zaten.
Starex de bildigin Van yahu.

istediğin arabadan yok o zaman zanza.

yolcuların vücut ebatlarına bağlı olmakla birlikte fiat linea veya renault fluence mantıklı ve rahat olabilir.

2 şer gün ideal bence.

Fethiye-Kaş arası çok kısa değil mesafe olarak, onu söyleyeyim, ben yanılmıştım çünkü. Günlerle ilgili olarak; Olimpos keyifsizleşti son zamanlarda. 1 gün yeter sabahtan giderseniz. Kaş-Olimpos arası uzak sayılmaz, Olimposa gittiğinizin akşamı Kaş'a geçersiniz. Kaş merkezde yapılacak pek bi şey yok. Tur alıp (35 TL falandı), letoon-patara-kaputaş yaparsınız. Onun dışında Kaş'ı overrated buluyorum. Gerisi Fethiye'ye ayrılsın, yetmez ama. Fethiye merkezde de fazla kalmayın, ölüdeniz'e, koylara, adını hatırlayamadığım o taş evlere, hisarönü'ne falan mutlaka gidin.

Daha farklı şeyler için mesaj atabilirsin.

Fethiye'de kelebekler vadisi ve yamaç paraşütü için birer gün ayırın
kaşta da dalış yapabilirsiniz bir gün. Olimposa gitmeseniz de olur bence :p 3'er 3'er dağıtın :)

içlerinden en güzeli bence kaş. pataraya uğramayı unutmayın

bu yeni kafanın şeklini alan yastıklar var onları denemeni öneririm. etrafımda kullanan çoğu insan çok memnun.

sıradan elyaf değil de boncuk elyaf denilen yastıklar var. onlar daha ortopediktir. ama bence en iyisi pamuk yastık tek geçerim.

Oslo tam ortada gibi.

oslo +1
kamp için şahane mekanlar da mevcut: www.visitoslo.com
hem de başkenti görmüş olursunuz işte mis gibi:)
(bir de bergen çok şirin bir yer, stavangerden ne kadar yukarıda idi hatırlayamadım ama oraya kadar da uzanın mutlaka)
iyi tatiller... ^_^

norveçin tamamı orman olduğu için kamp yapacak güzel yerler bulabilirsiniz.
oslo ortada, çevresinde türklerin yoğun olduğu drammen vs var ama buralar büyük şehir. kayak merkezi olarak ünlü olan, içeride kongsberg var, ayrıca milli boks takımının kamp yaptığı tonsberg var doğası güzel. kıyı derseniz kristiansand şehri var. ben olsam orada kalırdım ama küçük tarihi ormanlık şehir derseniz kongsberg olabilir. osloya 1-2 saat buraları.
bu arada norveçte araba kullanmak zor çünkü yollar tamamen virajlı 80in üzerine çıkmak zor, çıkılan yerlerde de kamera vs oluyor. sahilden bergen'e gitmek zor olabilir ama vakit varsa mümkün tabi.

trondheim vs göteborgdan geliyorsanız gereksiz bence öğrenci şehri tipik, bergen mutlaka görülmeli ama çok batıda kalıyor dediğiniz gibi. bu arada yolda gelirken örebro'yu da görün derim isveç tarafında.

Oslo'yu gorduk. Pek bir numarasi yok bence :). Ayrica tam da ortada olmuyor, ertesi gune yine cok yol kaliyor sanki degil mi?

En uygun gozuken Kristiansand aslinda ama iyi midir, ne kadar iyidir onu bilemedim. @medievalman'a tesekkur ediyorum bunun icin :).

Bergen hakkinda cok guzel seyler duydum ama mesafe biraz fazla. 1 gunumuz daha olsaydi belki sikistirabilirdik, guzel olurdu. O bir dahakine isala, direk ucakla falan :)

Ben genişlemez diye biliyorum.

muratbozkurt.net


dize giden kaslar geliştikçe oradaki kıkırdaksal bölgede gelişmek zorunda kalır benim tahminim.

diz etrafında hep tendon var kas yok. zannetmiyorum.

dizde kas yok genişlemez o yüzden.

ya aslında kılıçadroğlunun başa geçme hadisesinden beri vardı bu, baykal ayrılırken isteksizdi, bu adamın ona destek olcağı yerde fırsatçılık yaptığınnı ima etmişti biçok yerde...
kemal aslında iyi adam da, hükümetin çirkefliklerine çirkefce yanıt vercek kapasitede biri değil, bence hep başkkanyardımcısı olarak kalması gereken biriydi

rte kendisi de defalarca soyledigi gibi ciddi bir muahalefet yapamiyor.

bu yuzden rte'nin basarisinin arkasinda bu adamin rolu buyuk.

bana kalırsa zaten şu an direniş gezi parkı için değil. ben desteğe gittiğimde gezi için değil, özgürlük ve polis şiddeti nedeniyle gittim.. bunu diyecek kesim vardı bir ara gezide ama kalan son profilden ben hoşnut değilim pek açıkçası..

direnis hic bir zaman gezi parki icin degildi ki, onun farkindayim..

yakmadiklari orman, kesmedikleri agac kalmadi; kimse agzini acmadi yahu. Taksimdeki kucucuk parki mi sallayacak bu millet. Gezi parki bir sembol sadece artik. Ama RTE ve medya onu bir sembol degilmis de gercek amacmis gibi lanse etmeye calisiyor.

bunu nasıl söylediğine de bağlı tabi... gönül alması lazım. o özür o ağızdan çıkacak... öyle yardımcım özür diledi demekle falan olmaz.

ilk açıklamasında böyle bi şey deseydi buraya kadar uzamazdı olaylar mesela ama şu saatten sonra direniş durulsa bile yarın en ufak bir "saçmalık"ta yine ayaklanılır. hiçbir şeyin farkında değillerse bile bunun farkındadırlar en azından.

evet bunu yapmaya çalışıyorlar da gerçek amaç o değil.. o yüzden de gerçek amaca ulaşılana kadar devam edilmeli.. amaçların yazılı olduğu bildirgeler dağıtılıyor her gün gezide taksimde orda yazılı olanlar olmalı.. olmadan da boşaltılmamalı... ha polis istese şu an boşaltır helikopterle müdahale edip.. nedir bu tayyip in hem geri adım atmayıp hem de beklemesi ben onu anlamadım açıkçası

neyse ki böyle bir şeyi asla söylemeyecek... kendi ağzından duymayacağız yani. bu kesin.

polisin ota boka atmaması bir türlü yasaklanmadığına/yasaklanamadığına göre, tamamen kaldırmak daha iyi bir çözüm zanza.

Kime atılacağına karar veren merciler güvenilmez olduğu için toptan yasaklanması şart. Onun dışında alakasız çok geniş bir çevre etkileniyor.
Biber gazı son birkaç yıldır deli gibi kullanılıyor, ondan önce basınçlı su vardı, onunla yetinsinler. Ayrıca bir yeri yakıp yıkacak grup biber gazı atılsa da yakar, tam yüz korumalı maskeyi giyersin yeter.

değil. Gaz bombası sağlığa zararlı.

e cop da sagliga zararli :)

vahşice gösteri yapmaya niyetlenen grubu gaz bombasıyla durduramazsın.

Toma'lar su sıkar işte mis gibi.

Hem poliste niye cop var?

valla yasakçı zihniyet karşı birisi olarak illa bir şey yasaklanacaksa polisi tümden yasaklasınlar :)

şaka bir yana polise güç vermek yerine, yarın öbür gün 100 kişilik bir grup vahsice gösteri yapmasın diye daha bilinçli hareket etmek gerekir. bak bilinçli hareket etmek diyorum; yoksa her farklı düşüneni susturmak da gayet yeterli bir çözüm o 100 kişinin gösteri yapmasını engellemek için.

ikisi de usb şarj cihazı ise sorun yok. zaten telefon üreticileri ile çevre bilmemne örgütleri bir anlaşma yapıp artık standart olarak o şekilde üretecekler. her telfon değiştiğinde eski şarj cihazları çöpe gitmesin diye. her markanın diğerine uyacak. vs..
özetle sorun olmaz.

xperia p kullanıyorum, samsung ace şarz cihazı kullandım bi kaç kere. sorun olmadı.

didimde apollon tapınağını mıtlaka görün.
bodrum yolunda bafa gölü kenarında bir yemek keyifli olabilir.
bodrum kalesini gezmeden gelmeyin.

didimde yeşilkentte kiralık evler oluyor uygun fiyata araba varsa oralarda kalabilirsiniz rahatça. ayrıca apollon tapınağı +1 ve mavişehire gidebilrsiniz akşamüstü kızlar azıcık pazarda gezer sonra sahilde sakin sakin bira içebilirsiniz.

didim için çok fazla şey söyleyemem ama bodrum a giderken eğer milas tan salı günü gçerseniz salı pazarına gidin derim..
bodrum yolunda gene güllük ya da güvercinlik te bir balık rakı yapabilirsiniz..
bodrum da kale yi muhakkak görün..
iyi tatiller.. eğer olur da zamanınız olursa bence muğla tarafına yani gökova ya filan da gidin hatta milas ın beldesi ören e ordan da sahil yolunu takip ederek muğla ya gidin.. aşık olacağınıza eminim o sahil yoluna..

@senialanbisiler ören-gökova-akyaka falan Bodrum'dan sonra gelecek ama sonrasinda kalacak yer problemi olmadigi icin bahsetmedim, tesekkurler :)

@damla cikolata, yesilkent kiralik evler icin herhangi bir iletisim bilgisi var mi acaba?

Didim de yeşilkent merkeze uzak kalıyor.Altınkum ve çevresinde takılın ki tüm dolmuşlar oraya gidiyor barlar,lokantalar orada.Şimdi kalabalık da değildir mis gibidir.Site olarak da gerçekyalı sitesini öneririm.Hem carrefourun tansaşın burger kingin vs yanında .
Mutlaka ve mutlaka apollon tapınağını gezin.

valla ben 3. sezonu bile bitiremedim. sen yine iyi dayanmışsın. 3. sezonun yarısına gelmeden daha fazla katlanamayarak bırakmıştım sanırım. hiç de merak etmedim devamını. arada bi devam etsem mi diye düşünsem bile hiç elim gitmedi. ki normalde bir şeye başladım mı sonunu getirmeye çalışan biriyim. yarısında çıktım insanı değilim yani.

zaten 4 ve 5. sezonun yorumlarına baktığımda hep daha kötüye gittiğini görünce iyi ki devam etmemişim dedim.

izledim ve bitirdim ama çok iyi değildi fakat yine de walter'ın ne yaptığını merak ettiğim için devam ettim sonuna kadar :)

hayatımda gördüğüm en leş dizi (lost'u hiç izlemedim de ondan aminiyum). 3. bölümü (sezon değil bölüm) geçebilmeni takdir ediyorum. ben geçemedim.

ben ilk sezonu bile bitirememiştim, sıkılıyosan kendini zorlamanın alemi yok.

yani öyle direk bayık demek ağır olur ama zamanımı daha düzgün dizilerle geçirebilirim gibi geliyor sanki.

1) hırvatistan haziran-temmuzda ab'ye gireceği için kapıyor. gerçi kapatmadan da yeterince sıkıntı çıkarıyordu türk pasaportuna. henüz kapatmadıysa mutlaka gidin oraya ama polislerin kıl sorularına hazırlıklı olun. onun dışında karadağ, bosna, makedonya, arnavutluk sorun çıkarmıyor. sırbistan tipini sevmezse bir kaç soru sorabiliyor girişte.

2) balkanlarda iki şehir arasında otobüsle yolculuk ederken ortalama 10-15 euroyu gözden çıkarmalısınız. tren yolu güzergahını kullanacak olursanız balkan flexipass gayet güzel bir tercih olur ama balkanlardaki turistik yerlerin bir çoğunda tren yolu hattı yok o yüzden pek işe yaramıyor. konfor olarak trenler rezil durumda haberiniz olsun. otobüsler de kötü sayılır ama iş görüyorlar. bir de çok sık otobüs bulamayabiliyorsunuz. günde 3-4 sefer oluyor maksimum.

3) hırvatistan polisi grüp görebileceğiniz en uyuz polis çeşididir. yanınızda her türlü bilet, rezervasyon çıktısı, para, güzergaha dair belge olsun, soracaklardır.

hırvatistan balkanlardaki en gelişmiş ülkedir. zagreb, dubrovnik, split ve de plitvice ulusal parkına mutlaka gidin. mayıs'da plitvice cennet bahçesi gibi olur. hayatınızda görüp görebileceğiniz en güzel yerlerden biris olacağına garanti veririm.

bosna'da ki halk sizi çok sevecektir, boşnak esnafla mutlaka muhabbet edin. türkiye'den geldiğinizi söylemeniz ilgi alaka için yeterli. mostar mutlaka rotanızda olsun ve de gitmişken "cevabi" dedikleri kebabı yiyin. özellikle travnik'in kebabı meşhur ama başka şehirlerde bulursanız deneyebilirsiniz.


tüm balkanlar türk dizilerini izliyor. o yüzden türk olduğunuzu bir bakışta anlıyorlar. türkçe kelimeleri de az çok biliyorlar. küfürlü konuşmamaya özen gösterin.

hiç bir milleti diğerine övmeyin, hepsi birbirinden nefret ediyor. karadağ'da kotor'a mutlaka gidin. başkentleri podgorica köy havasındadır sakın gitmeyin.

yanınızda euro bulunsun. karadağ'da euro geçiyor diğerleri kendi para birimini kullanıyor. bosna oldukça ucuz paranızı harcayıp bitiremezsiniz. sırbistan normal, karadağ ve hırvatistan pahalı.

Settings kısmında privacy altında Turn on/off your activity broadcasts var. Buradan yapılabilir. Tabi bu tamamen açmak kapatmak için. Bir kısmını açma - kapatma yok benim bildiğim kadarıyla

Evet olabilir.

öyle birşey varsa bile aldığın yere böyle birşey söyleme. ha bakarsın tekrar verirsin, yenisini verirler de tekrarlarsa bu hatayı, adama de sıkıldım artık paramı geri ver. parandan olmamış olursun.

kesinlikle olur. ne flash diskler yalan oldu öyle. ne cinayetler işlendi kaybolan datalar yüzünden.

(bkz: içimdeki çocuk olmasa bir bankada genel müdürdüm)
bu olabilir mi?

yok hayir. ya böyle bok gibi para kazaniyor eleman ama stres stres diye söyleniyor; aslinda en guzeli senin isin diyor böyle balikciya falan, gidiyor butun gun kafa dinliyor falan diye. bunlar da simdi aklima geldi.

(bkz: her şeyi bir kenara bırakıp balıkçı olmak)
(bkz: hiçbir şeyden memnun olmayan plaza insanları)

ikincisi değil heralde ama?

maalesef. balikci örneklerden bir tanesiydi; böyle 5-6 tane meslek sayiyordu da "ulen x olmak kolay mi saniyorsun. sebepler sebepler" diye gidiyordu.

sadece suyun ordan girmesi olarak düşünme. orada basınç-hava olayları da var atık suyun rahatça gidebilmesi için..

belli aralıklarla zaten olmak zorunda , boru hattı düz olsa dahi ancak bu tarz şeylerde her dönüşe , köşeye logar korsun. çünkü köşe tıkanır sonra uğraşıp durursun.

hepsi aynı amaca hizmet etmiyor onların. birisi yağmur suyu kanalı, diğeri kanalizasyon, başka biri ptt rögarı vs vs.

daha iyi olamaz mi peki? ortak kullanilamazlar mi mesela?

dostum sen bariz hastasın. kbb ye git bence. burun akıntın var ve bu soğuğa çıktığında burun içinde kısa süreli donup nefesinle eriyerek akıntıya yol açıyor.

cuma gecesi.

vg amacınıza, vg'den beklentilerinize, aldığınız alkol miktarına göre değişir. profesyonel sporcu değilseniz bir şey olmaz.

ne her gün düzenlisi ya. 2 günde bir optimaldir vücut geliştirmede.

hergün vg yapan adam boşa kürek çeker. gün aşırı yapılır vg. günlük değil.

Haftada bir gün, bir iki kadeh distile içki. Bira gibi bol kalorili olmayacak. Votka, rakı, şarap, viski neyin. Hem metabolizmaya iyi gelir dediydi benim diyetisyen.

demir eksikliğinden oluyor diye duymuştum.. bende de oluyor en son kıpırdatamadım mesela.. demirini ölçtürdün mü?

cüce olayı the mentalistin bir bölümün de işlenmişti. cücelerin toplanması konferans gibi birşey vardı. bide hangover var ama onda konu farklı ve cüce yoktu..

mentalist izlemedim, hatirladigim sey hangover olabilir; ama ne oluyordu tam olarak?

south park'ta da vardı birkaç tane cüceli bölüm.

hangover'da, 4 arkadas bekarliga veda partisi duzenlerler. gece icip icip sapitirlar ve sabah hepsi baska bi yerde uyanir. odaların da envai cesit hayvanlar falan bulurla ama hic biri dun gece ne oldugunu hatirlamazlar..tum gun de dun geceyi cozmeye calisirlar falan fstan..

yok hangover'da ne oldugunu hatirliyorum da, cuceli olay neydi acaba diye seyettim.

mikrofon olsun ama.

bende philips var çok memnunum
www.netsiparis.com

çenebaz

(bkz: karabasan.exe)

maho diye hatırlıyorum

hafız aslında protein tozu mesela tam anlamıyla tavuk göğsünün ya da ton balığının ikamesi değil. çeşit çeşit protein tozu olsa da senin sahip olduğun büyük ihtimalle idman sonra ihtiyacı gidermek için tasarlanmıştır. ben olsam sadece idman sonrası kullanırım. nadiren de olsa protein alamadığın öğünlerde kullanabilirsin, öyle her gün günde 2-3 ölçek içme aynı protein tozunu. mesela egg protein vardır sabah kalkınca içersin, casein vardır yatarken içersin vs..

çok fark etmez süt ya da su ile içmen. ama bu tip ürünlerin yanında muhakkak bol bol su içmelisin, unutma.

1 ölçek spordan sonra
yarım ölçek yatmadan önce
yarım ölçek sabah kalkınca

benim planım böyle

çok ağır çalışmadığım için sadece spor yaptığım günlerde bu rutinde gidiyorum

off günlerde ise nadir de olsa yarım ölçek alıyorum

whey protein spordan sonra alinmak icin sadece.
yatmadan once kullanmak icin casein kullanabilirsin. o yavas sindiriliyor.

%90 satamazsin. millet uyandi artik, gevey demek elde patlayan bomba demek

uçuş kartınıza işlenmediği sürece istediğiniz kadar alabilirsiniz stockholm'den. Ancak dediğiniz gibi gümrük kontrolü hariç. Mesela sırt çantanıza falan sokarsanız gümrük kontrolörlerinin dikkatini çekmez falan.
Uçağa duty free torbasıyla binebilirsiniz.

duty freeden aldığın alkolleri eline şeffaf poşette ayrı ayrı paketleyip veriyorlar. Nereden alırsan al, türkiye gümrüğünden elinde 2 tane 1 litrelik torbayla geçebilirsin. Fazlası limiti aşar.

Ama duty free de aldıklarını falan bavuluna saklarsan, ya da duty free dışında aldıklarını bavulunda saklayıp adamları uyandırmadan geçersen kapıdan sıkıntı yok.

Stockholm ve diğer ülkeler sana sınırsız alkol ve sigara satar, ATU sadece 2 litre satar sana.

ben 5 litre alkol aldım moskovadan, saklayarak girdim, oradan biliyorum

Kısıtlama ülkeye girerken yanında bulunan alkol miktarı üzerine.

Yani 1 lt alkol serbest diyor uygulama. Buna istinaden de Türkiye havaalanında mağazalar yurtdışından hiç almamış olduğunu varsayarak sana max 1 lt satış yapıyor.

Sen ayrıca yurtdışından aldıysan yakalanmadığın sürece problem yok, yakalanırsan da vergisini ödemekle yükümlüsün.

3 litreye kadar hakkin var aramaya takilmazsan al alabildigin kadar problem olmaz

1. dışarıdan aldığınız ürünler sabiha limitini etkilemez.
2. sabiha gümrüğünden geçtikten sonra iç hat uçuşunda hiç bir sorun çıkmaz.
2,5: alkol kullanmıyorum ama her gelişimde abartısız 7 - 8 karton sigara + pipo tütünü + enfiye yükü ile giriyorum, ne sabiha ne de atatürk'de bavulum aranmadı. yılda 15 - 18 uçuş yaptığım bir dönem olmuştu onda bile sadece iki matkap sokarken x-ray'deb geçirdiler extradan...
2,75: piyangonun kime çıkacağı belli olmaz tabii... :)

never try to copy of us

- Beware of counterfeits (genelde kullanılan)
- Only look out for genuine XXX products! da olabilir.

all rights reserved

hayir, cikabiliyorsun.

söyle durum aslinda, baska ülkelerinde askerlik zorunluluklari oluyo genelde, mesela avusturyada 35 yas altinda vatandasliga geciyor ve kendi ülkende askerlik yapmadiysan avusturyada vatandasliga gecince askerlik yapmak zorundasin. ve ordada minimal 6 ay, tr de 6 ay yapmak daha mantikli olabilir bu durumda ya da parasini verip dövizli yapmak.

ama vatandasliktan cikarken sorun cikmiyor askerlikte diye biliyorum.

yeni bir kanundan bahsedilmis sanirim bilemiyorum onu, sanmiyorumda baska ülke vatandasligina gecen birine bunu diretmeleri cok zor olur.

yurt dısında cift vatandas olan yakınlarımız var ve onlarda malesef cıkamıyorlar turk vatandaslıgından sebep askerlik zorunlulugu...

irtica et baska bir ulkede. cift vatandasligin olsa bile irtica et bisiler yap. o devlete (almanya icin diyorum) askerlik yaptiysan turkiyede yapmana gerek yok.

compadrio uyardi iltica olacak dogrusu afedeeriiin ((:

irtica etme, iltica et

öncelikle ne yaparsan yap irtica etme, ülke zaten kötü yolda ilerliyor. çok istersen iltica edebilirsin.

Aurelio Türk vatandaşı olduğu dönemde gündeme gelmişti yamulmuyorsam. Brezilya'da yapmadığı için Türkiye'de yapması gerekir vs denmişti. O da bir şekilde Brezilya'da yapıp gelmişti falan. Garip bir meseleydi.

bir dönem alman vatandaşlığına geçen çok olduğu için askerliği zorunlu tutuyorlar. eğer başka ülkeye iltica seçeneğini düşünüyorsan da iki seçeneğin var: ya vicdani redci olduğunu söyleyip zorla askere alınıyorum beni kurtarın diyeceksin ya da cinsel yönelimim farklı ve beni ifşaya zorluyorlar, bu da insan hakkına aykırı, beni alın diyeceksin. ha kürtsen devlet köyümü yaktı demen yeterli anında iltica edersin.

hersey iltica ile bitiyormu. ingilterede ab yasasindan oturu serbes dolasimla gelen gocmenler sokaklarda ac kalmislar fare yiyorlarmis.

mesele gitmek ama insanca bir yasam icin hayvan gibi sokakta yatip fare yemek icin degol.

inci sözlük kendisine twitt yağdırıyordu uzun zamandır. o da cevap falan vermiş sanırım. benim bildiğim bu.

Twitter üzerinden, Türklere siz barbarsınız, bulgarlardan özür dileyin tarzında bir şeyler söyledi.

İnci sözlük moderasyonun çok zeki bireyleri sayesinde hiç adını, cismini bilmeyenler bile artık Stoya yı tanıyor. Kadının amacı popüleritesini artırmaktı ve başardı.

inci sözlük kendisine yazınca, sırbistan'da tecavüz ettiğiniz kızların özrünü dileyin gibi bi cevap verdi.

yalnız bölgede olaylar tam tersi geliştiğini bildiğimiz için, kendisi hakkında " ağzı boş kalınca saçmalıyormuş mehehe " yorumları yapıldı.

çok güzel bir ablamızdır daha ne olsun

@Adram3lech sorum ekşisözlükteki stoya muhabbetinin ne olduğu; birden neden bu kadar bahsinin geçtiği ile ilgiliydi. pek açık yazmamış olabilirim tabi..

şöyle kısaca bakınca pornocu olduğunu öğrenmiştim zaten, olayları yakalayamadım. Sorumun cevabı olmadığı için de tiklemedim. Size bir garezim yok yani :P

biz sonradan isim duzeltmistik.sorun cikmaz buyuk ihtimal. ama yuzde yuz de guvenme bana.

şöyle bi şey var:

www.mcks.gov.tr

ben dustan önce içiyorum. içtiğin 400 ml sıvının sana bir şey yapacağını sanmıyorum duşta. sonuçta ağır bir yemekle arasında fark var.

suyu da cok koymuyorum aslinda ama eklemek lazim; maltodextrin de var shakein icinde.

Duştan önce bir şey yenmez kuralı bir mit. Duştan önce içmeni tavsiye ederim. Yine de kafana takılıyorsa antrenman sırasında da içebilirsin. Pekçok insan öyle yapıyor.

dusun yarattigi vucut sicakligindaki degisiklikten kaynaklanan sindirim sistemindeki aksama gibi seyler var biliyordum ben. mit de olabilir tabi.

edit: biraz googlelayinca mit oldugu ortaya cikiyormus. belki cok sicak/soguk dus alinirsa etkisi varmis ama benim durumum öyle degil zaten.

Ya işte şey gibi düşün. Onun yerine başkası olsaydı, öyle hafif bir şekilde vurmazdı, farkettiysen top ağır gidiyor. Kaleci rahat yakalayabilirdi. Mesela yerinde ben olsam topa abanırdım. Abanmadığı için kahraman pirlo

penaltılar sonucu biri yarı finale yükselcek.ve pirlo risk alıyo ve riskli bir penaltı kullanıyo.panenka penaltısı.kaleci doğru köşeyi tahmin etse %100 kurtarırdı.ve belki de italya elenirdi.ama şimdi almanya ile yarı final oynayacaklar.belkide şampiyon olcaklar.

aslında attığı panenka penaltısı ile ingiltere kalecisine ayar verdiği için kahraman oldu.
bizim sözlükçüler malum; ayar verenleri pek seviyor.

takımı penaltılarda gerideydi heralde o anda. moralleri bozulmuştu. joe hart da şebeklik yapıyordu yaşlı başlı adama. panenka ile hem kaleciyi mahvetti hem kendi takımını gaza getirdi ki penaltıları kazandılar.

pirlo bu turnuva boyunca mükemmel oynadı. bir kere bu yüzden zaten kahraman. ayrıca salak salak hareketler yapan joe hart'la dalga geçer gibi bir penaltı attı. takımı gazladı falan filan. bu yüzden.

zidane dünya kupası finalinde attı aynı penaltıdan bu kadar muhabbet dönmedi, hayatında ilk defa panenka gören ergen sözlükçüler çeyrek final maçında adam panenka attı diye bi ton muhabbetini yaptı. ben de hiç anlamadım.

aynı pirlo, adını hatırlayamadığım, çok önemli bir maçın penaltılar bölümünde panenka penaltısını kalecinin ellerine teslim etmiş ve taşak konusu olmuştu. şimdi kimse o günleri hatırlamıyor tabi...

sozcinsel'in bahsettiği penaltı şu: www.youtube.com

sabiha gökçen'den üsküp'e gidiş dönüş 60 euro'ya gittim 1 ay önce. daha uygun hiç görmedim. arabayı da oradan kiraladık. diğer ülkelere geçme konusunda hiç sıkıntı yok.

burdan www.ttnetmuzik.com.tr
ya da burdan turkcellmuzik.com
satın almayı denedin mi?

şartlarına bakmadım ama sanırım buralardan alabilirsin.

ttnetmüzik yurtdışından çalışmıyor. türkcell'e bakıyorum..

edit: türkcell de aynı..

cyanogenmod iyidir. yine de sen önce bi ics'yi kullani ona göre verirsin kararını.

not: neo kullanıyorum.

cyanogenmod neo v için daha yok bildiğim kadarı ile.

temel aynı olduğu için uyarlanabiliyor. şurada diğer rom'lar da var:
forum.xda-developers.com

cisco ve mcafee viruswall larına bir bak. Tam olarak ne yapmak istediğini anlamasamda söylediğin uygulamayı geliştirmenin düşündüğünden daha zor olacağını düşünüyorum. Binlerce filtre,algoritma,derecelendirme v.s üzerinden ayıklanarak mailler kişilere iletiliyor smtp gw ler üzerinden.

jetonmatikler var ona eminim, ayrıca akbil doldurma otomatı da var ama istanbul kart olayında emin değilim. jeton alıp binebilirsin hertürlü.

peki jetonla bindikten sonra sirinevler'de metrobuse aktarma yapmam icin yine jeton meton almam gerekecek mi yoksa direk gecis var mi?

yeniden para ödemen / akbil basman gerekecek, bedava geçiş yok.

aslında ağırlıktan önce 30-45 dk arası tempolu koşu yapıp, ağırlık sonrasında da hafif tempo 20-30 dk koşu da faydalı olur.

ne kadar dinlenmen gerektiği beslenme ve uyku düzenine göre değişir, dengeli beslenip yeterli proteini alıyorsan, yeteri kadar uyuyorsan hergün kardiyo yapsan yine sorun olmaz.

vücut geliştirme patlayıcı bir spor, çok ciddi enerji ister.

öyle antremandan önce, hem de 30-45dk, hem de tempolu koş üstüne bir de ağırlık çalış olmaz.

ancak ısınacak kadar egzersiz yapmak lazım.

gün içinde ayrı zamanlarda veya ayrı günlerde veya nasıl istiyorsan.

bir de arkadaşım adam gibi vücut geliştirme yaz ficut nedir yahu. espri desen değil şaka desen değil. hem arayan da bulamaz başlığı. vucud vüccud olmaz ki ama.

truvaati' nın yazdıklarına ilaveten :
Vücut geliştirmeye başlamdan evvel yaklaşık 7 -10 dk sürecek bir ısınma ve esneme süresi geçirilebilir Vücut geliştirme sonrasında ise ortalama 4 mp/h veya 6 km/h sürat ile 20-25 dk yürüyüş denenebilir.
Vücut geliştirme yapılamayn günlerde de ortalama 45 - 60 dk arası kardiyo idmanı yapılabilir. Bu idmanı da bölerek (30 dk interval koşu+ 10 dk bisiklet veya 40 dk spining + 10 dk yürüme gibi) yapmak iyi olabilir.
Kendi programımda aynı gün ağırlık ve kardiyo idmanı yapmıyorum.
Ama gene de aynı şeyi tekrarlamakta fayda var: Mutlaka profesyonel bir spor eğitmeninin gözetiminde düzenleyin programınızı.

yuzmeye yogunlasmanin kaslari ciddi derecede kuculttugunu 2 arkadasimda gordum ben de.

amacim aslinda kardiyoyu fazla gelistirmek degil de yag yakmak. 1 saat durmaksizin kosabilmek cok da arzuladigim bir ozellik degil. bayik bir sey bir kere kosmak :). o yuzden interval kosu yapiyorum; gerci o da ayri bir tartisma konusu ama neyse..

spor salonunda da bir sorayim o zaman.

1. spor salonundakiler (ne yazık ki) yüzde 99 bir şey bilmiyordur. bizim salondakiler ailece yok federasyon yok müsabaka yok bilmem ne...

adamlar bunun:

www.exrx.net

"eee arkaya indiriyorsun ya" mantığı ile arka omuz çalıştırdığını söylüyorlar.

2. ZATEN DE insan doğasında 1 saat koşmak falan yok. 1 saat koşmak yapılacak en sağlıksız mantıksız gereksiz iş. insan basit bir avcı. çıkar, çok yüksek tempo ile 3-5-10 hadi 20 dakika koşar. uzak bir yere gidecekse yürüyerek gider. doğamızda bu var. bizim olayımız bu.

interval tabata veya neyse olayın özü çok basit:

insan basit bir avcı. yüzbin senedir genler aynı. yüksek tempolu spor yapacaksın. bunu yaptıktan sonra sporun cinsinin pek önemi yok. ip atla mesela. veya koş.

haftada 3 DAKİKA süren egzersiz bile insulin direncini düşürebiliyor, yeter ki yoğun egzersiz olsun.

www.medicalnewstoday.com

aynı anda yağ eritip kas inşaa etmek doğal yollarla çoook zor hatta imkansızdır. ikisinden birini seçip ona yoğunlaşın. eğer yağ oranınız fazla ise cardio az ise ağırlık çalışması yapın.

contagion mu ne onu ızle bi.

bazi filmerde hayvan zombiler de var (resident evil gibi). kuşlar başka yerlere taşıyabilir virüsü belki. ya da virüsü taşıyan yolculuk eden insan olabilir. bazı filmlerde taşıyıcı da olabiliyordu sanırım kendi zombi olmasa bile. sonra sudan bulaşabilir. ya da bilerek yayan kötü insanlar olabilir. bir sürü durum var işte.

bryan da iyi bir film örneği vermiş mesela salgın olayı için.

blindness ve pontypool tavsiye ederim, tam olarak zombilik hastalığının yayılması gibi değil, başka senaryolar. bi de bu konuyla ilgili bilimadamlarıyla sayfay manyakları geçen sene ingiltere de bi konferans düzenleyip konuyu ince ince tartıştılar. vebanın nasıl hızla yayıldığı düşünülürse, günümüzdeki insan trafiğinin yoğunluğu da hesaba katılırsa, bi salgın olsa çok fena yayılır diyebiliriz bence.

kablonun sesini duyarsınız. normal. kendi yutkunmanızı falan da duyarsınız. ama müziği açında o sesleri duyamazsınız. ya çok kısık sesle dinliyorsunuz ya da saplantı yapmışsınız ona odaklanıyorsunuz.

yanında gelen bi' aparat var ya.. hani gömleğe, t-shirte vs iliştirmek için. kablonun en ortasından ya da ortanın acıcık üstünden bi' yerlerine iliştir onu. kablo acık daha az oynar dolayısıyla daha az ses yapar.

yani evet sesi çok açmıyorum ama kısık da denemez bence. Saplantı yapmış olabilirim evet ama yine de var yani böyle bir problem.

@se7enbullet aparat yoktu ya sanki o şekilde. sadece kulaklığı saklamak için deri bir küçük poşet tarzı bir şey vardı. Ama kulaklıgı paltonun altından geçirmeyi deneyeceğim..

bir süre sonra unutursun, odaklanmadıkça. her yeni kulaklığımda bir öncekinin çok daha iyi olduğunu, yenisine boşuna para verdiğimi düşünüyorum. bir şeyine takıyorum mutlaka. sonra alışınca iyiymiş diyorum.

orda kalır faizi kokler.

IPL boşa para harcama yöntemidir, modern ağda yöntemi olduğunu savunanlar da var. kısacası tüyleri azaltma filan gibi bir marifeti çoğunlukla yoktur, ağda gibi epilasyona yarıyor sadece.

www.dermart.com.tr

yaptıracaksan alexandrite kullanan bir yerde yaptır.

ıpl başka, lazer başka. sen lazer yaptır alexandrite yaptıranlar ben de dahil gayet memnun.

evet tahmin etmistim zaten. hep alexandrite'in iyi oldugunu okumustum.
Tesekkurler..

lazeri bilemiyorum ama ipl tarifledikleri "kesin işe yarar" dedikleri insanlarda bile yaramayabiliyor. hatta 5 seansta kesin çözüm dedikleri halde 7. seansta en az 3 seans daha gelmelisiniz falan diyen kişiler de mevcut :(

IPL için "modern ağda yöntemi" demek malesef cahillikten kaynaklanıyor. IPL, lazerle ilgili komplikasyonların ve yetersizliklerin giderilmesi araştırmaları sonucu bulunmuş bir yöntem.

Güvenliliği yüzünden ithalat ve ihracatı, kullanım ruhsatı alınması lazerlere göre çok daha kolay olduğundan oldukça yaygındır.

Hem lazer hem de IPL'lerin üretimi çok düşük maliyetlere de yapılabilir. Fakat IPL'ler daha önce belirtilen nedenlerden dolayı daha yaygındır.

Üçüncü sınıf bir alexandrite lazer hem çok acılı bir uygulama, hem de sıfır etkinlik demektir. Bunun gibi üçüncü sınıf bir IPL de sıfır etkinlik dolayısıyla başarısız bir tedavi getirebilir.

Işın bazlı tedavilerde başarı dalga boyu, enerji ve puls kontrolünün en doğru şekilde sunulması ile mümkündür.

Günümüzde sofistike IPL cihazlar(ikinci jenerasyon IPL) lazerlerden çok daha etkili ve güvenlidir. Fakat çok ciddi maliyetleri olduğundan dolayı pek fazla bulunmazlar.

Dolayısıyla ışın bazlı bir işlem yapıldığında ipl, alexandrite, diode, nd:yag olmasına bakılmaksızın cihazın markası ve klinik çalışmaları araştırılmalıdır.

Şu anda iğneli epilasyon dışında "kalıcı" etkisi klinik olarak kanıtlanmış tek yöntem ikinci jenerasyon IPL tekniğidir.

En son sabit duyurudaki videoyu dinliyordum, sorulmus bu soru baya ilerlerde.
Ikametgah yurtdisinda ise prim odemiyormusuz.