Ekşi Duyuru

Kahve Dünyası çok iyi.

bolçi beyoğlu çikolatası fındıklı bitter.

Tadelle'nin normal çikolatası gayet güzel, bitter'i de olmalı sanki.

ben de ugrastim ugrastim bulamadim, ya findik az, ya icindeki findik dandik, ya da cikolota dandik. Ayrica findik aliyorum, sade cikolata ile beraber yiyorum o zaman guzel oluyor.

Meydanda, Marmaray durağı yakınlarında.

lost var. bence bakırköyün en iyisi. marmaraya çok yakın

Terapistinizin ekolünü öğrenin, bazı ekoller gerçekten aktif sorun yoksa biraz işlevsizleşiyor.
Neden gerildiğinizi konuşun. Ya da neden bırakmak istemediğinizi, ya da neden seansı yönetmekten sizin sorumlu hissettiğinizi.
Terapist değiştirmeyi ya da süreci sonlandırmayı düşünebilirsiniz tabii.
Ben böyle anlarda seans başı hedeflere dönüyorum. Oralara gelmiş miyiz acaba? Revize edelim mi? Şu hallolursa hah dediğimiz şey hallolmuş ama beklediğim etkiyi yaratmış mı? Hop belki beklentileri ve memnuniyet algısını konuşmalı.
Çocukluk örüntüleri ebeveynler ve romantik ilişkiler konuşuldu mu? (Şart değil ama bazen aktif sorun varsa buraya sıra gelmiyor ya da gerek olmuyor devam ediyorsanız hayattaki en kuvvetli ilişkilenmele konuşmak önemli olabilir)
Onun dışında doyumlu hayat yaşıyor muyum sorusunu çok severim kendime sormayı terapist olarak, değerlerimle yan yana mıyım hala, gelişiyor muyum dönüşerek.

Kolaylıklar.

@kullanıcıadımbuolsun ekol psikodinamik. "Çocukluk örüntüleri ebeveynler ve romantik ilişkiler konuşuldu mu?" hic konusmadiysam en az iki-üç tur dönüldü :D hatta terapinin ilk donemlerinde anlatacak bisey bulamazsam cocuklugumdan bir ani secip konusmaya basliyordum, o beni bir yerlere goturuyordu. bazi anilari 2-3 kere anlattim. romantik iliskiler keza... terapistim seanslari haftada ikiye cikarmak isterken ben biraksam mi acaba diyorum, bu da bana kaciyor muyum acaba diye dusunduruyor (neyden kaciyorum onu da bilmiyorum ya)

aklına bir sorun gelene kadar ara verebilirsin
terapiyi yönetmeye çalışmak senin problemin değil
doğru soruları sorması için efor sarf etmesi gereken kişi var bu yüzden para ödüyorsun

Ekolden ekole çalışma gerçekten nasıl da fark ediyor... Bir danışan bomboş bir zemin ile gelmesi aslında yeni bir inşaate girişmek ya da kenarda kalmış, ellenmemiş bir yere temas etmek için olağanüstü bir fırsattır.

Bu hafta ne anlatacağımı bilmiyorum diyen danışana
- daha önce yaptığı / yapmadığı / hallettiği veya halledemediği bir durumuyla ilgili konu açılabilir.
- bugüne kadar problem olarak getirmediği ancak arka planda dolanan bir mesele gün yüzüne çıkarılabilir.
- o halde bana bu haftanın nasıl geçtiğini anlat diyerek cümlelerinden cımbızlanabilir.

Soru / cevap, hm hm'lama, aktif tekrar (danışanın cümlesini tekrarlama), tüm süreci danışanın yönetmesi gibi sistemler içeren bütün ekoller böyle bir durumda tıkanır.

Terapi ihtiyacınızın bittiğini düşünüyorsanız bunu terapistinizle paylaşarak, son seans yapın ve bitirin. Hayır, aslında alt metinlerde hala bir şeyler var ama gün yüzüne çıkmadı diyorsanız mutlaka ekol değiştirerek sistemsiz denilen ekollere sahip terapistlere geçin (gestalt / varoluşçu / psikodrama / hümanist).

Edit: Düzeltme.

ben de terapimin sonlarında böyle hissediyordum. terapistim çok iyidi bu arada. belirli konular konuşuyorduk yine tabi ama artık çok da bir durum kalmamış gibiydi. böyle bir sürecin sonunda terapistim bana neden halen bırakmayı düşünmüyorsun, gayet mutlusun, herşey düzene de girdi gibi bir konuşma yaptı. dedim siz bırakalım demediniz. o da dedi biz demeyiz. iyi olduğunu hisseden birey nasıl kötüyken buraya geldiyse, iyileşince de gitmek ister. öyle bitirdik yavaştan. ara ara gidebiliyorsun istersen sorun oldukça. benim dediğim süreç 1 yıldan biraz fazla sürmüştü.

Sadece kavanoz ile olur youtubeda bir sürü anlatım var

Fakat nescafe yerine daha aromalı bir kahve olmalı ki yavaş demlendikçe o tat açığa çıksın, nescafe ile zift gibi bir şey olur

grimavi +1

Defalarca yaptım, çalışan bir tarif olduğunu söyleyebilirim.

youtu.be

Kadın ya da erkek farketmez herkes için aynı. Deodorant mutlaka kullanman lazım. Deodorant ter kokmanı engeller. Sadece parfüm olmaz. Parfüm de vücudun her yerine sıkılmaz zaten. Deodorant kullanmayıp sadece parfüm sıkarsan ter korkarsın, parfümün de güzelliğini yok edersin.

@rock n roll: tamam zaten deodorant sıktığımı yazdım ben de ama deodorant sıkınca onun kokusu var zaten üstüne parfüm de sıkmak kokuları karıştırmıyor mu? aynı yerlere sıkmıyosun evet de sonuçta senin yanında olan biri senden bi koku alacak deodorantın da parfümün de kokusu birbirine karışıyor sanki. direkt birini sıktığın yere yumulursa sadece birini alır da yakınında durunca karışır gibi geliyor bana bu yüzden parfüm sıkmıyorum çünkü ben ikisini birlikte alabiliyorum üstümde.

@arbre: imajımı oluşturdum ben de parfümsüz bir şekilde.

Sprey deodorant sıkma. Stick ya da roll on olursa problem olmaz. Ben stick deodorant kullanıyorum, parfümümü sıkınca karışmıyor

ben bu soruyu dört sene önce sormuşum. cevaplar burada. ben de parfüm kullanmıyorum, her gün duş alıp deodorant kullanıyorum.
www.eksiduyuru.com

Deodorant ayrı parfüm ayrı. Her erkeğin kendisiyle özdeşleşmiş bir parfümü olmalı. Seneler önce bvlgari pour homme vardı eski erkek arkadaşımın parfümüydü. Bileğime sıkar gün içinde özledikçe koklardım bende de vardı bir şişe. Artık üretilmiyormuş mesela isabet olmuş. Ayrıldıktan sonra birkaç yıl sağda solda o kokuyu alıp hüngür hüngür ağlamışlığım vardır bir kere asansörde geldi burnuma. Niye sıktınız ki bu kokuyu ne gerek vardı şimdi diye ağlamıştım adam şok olmuştu.

Tenine uygun bir parfüm edin yani özetle

bir de şunu da söyleyim kadınlar ve erkekler için parfüm kullanımının tam aynı olduğunu düşünmüyorum günlük kullanımda en azından. kadınlar için günlük hayatta süslülük normal hatta aksi biraz abes görülüyor ve farklı bir güzel koku da süsün bir parçası, ruj sürmek, oje sürmek gibi düşünüyorum. ama dümdüz işe giden, arkadaşlarıyla kafeye bara giden erkekler sıkınca bana o erkek çok dikkat çekmeye çalışıyor gibi geliyor bunu da itici buluyorum kendi adıma, doğru bir düşüncedir değildir bilmiyorum ama bende yarattığı his böyle.

Koltuk alti icin Gillette'in jelini 30 senedir kullaniyorum. Tek sürüm ile 3 gun idare eden, internetten bile buyuk icad.

Parfum de her gün sıkarım, evde arabada, işte şişem olur mutlaka.

Valla bence artık şu kadınları da erkekleri de rahat bırakalım. Kadın süslü olurmuş bu normalmiş de tersi abesmiş. Yok erkek parfüm sıkarsa dikkat çekmeye çalışıyormuş falan .

Kadının da erkeğin de süslü olması ya da olmaması ikisi de normal.

@rock n roll: ben rahat bırakıyorum zaten kimseye bir şey demedim ki herkes kendine yakıştırdığını içinden geleni yapsın. ben öyle hissediyorum o yüzden günlük hayatta hiç sıkasım gelmiyor diyorum sadece bu soruyu da genel olarak insanların hislerini merak ettiğim için sordum. benim hissim böyle, başkasının hissi, düşüncesi bambaşka olabilir.

bende bu parfüm merakını anlamıyorum 3bin 5bin 10bin lira para bayılanlar var. hiç bir kokulu suya bu kadar para vermem.
zaten her gün duş alıyorum üstünede deodorant sıkıyorum, koltuk altınada stick yeterde artar bile.

Bir tane günlük, bir tane de özel günler için olmalı bence. Günlüğü belki her gün sıkmam ama özel günler için olanı asla kaçırmam.

deodorantla birlikte kullanabilirsiniz, kokular karismaz. deodorantin kokusu gecici ve sadece koltuk altina uyguluyorsunuz (parfum gibi tum vucuduna, kiyafetlerine sikan erkekler var ornek benim kardesim, yapmayiniz)

soyle azcik yaklasinca boynundan tenine yakisan erkeksi bir parfum kokusu gelen erkek direkt level atliyor benim gozumde. parfumu giyim tarziniz gibi, aksesuar kullanmak gibi dusunun.

deodorant ya kokusuz olur, ya da parfum ile ayni set olmalidir. ben kristal deodorant denen seye gectim kokusuz ve oldukca ucuz. sprey zaten bildigin zararli hem dogaya, hem insana. onu soluyorsun siktiktan sonra.

bunun disinda parfum kullaniyorum ama her zaman degil. ornegin ofiste kapali alanda insanlari rahatsiz edecek parfumler var. bu farki anlamadan sikan insani sevmem. ama imza parfumum var, ve onunla gezerim genelde.

bunlar biraz kişisel tercihler.

sprey deo kullanıyorum, zira sürmeli şeyleri sevmiyorum. yaz kış kullanırım. spreyde de, senelerdir nivea fresh active cam şişe. parfüm ise moduma göre veya özel bi' buluşma, görüşme olur. hafifinden kullanırım, ama ağırlıkla havalar soğukken. -sıcakken belki bir başkası benim parfümden rahatsız olacak vs.-

her gün duş alıp bir giydiğin tişörtü / gömleği ertesi gün de giyilmiyorsa, yeterince kıyafet varsa veya fazla terleme sorunu yoksa koku falan olmaz zaten. temel olarak, parfümü yaz akşamları hariç ve deodorantla aynı anda kullanmadığımı söyleyebilirim.

Parfum = para tuzagi bi ise yaramiyor

Deodorant = kokuya engrl olmuyor olan kokuyu bastiriyor

Baska bisey kullan jel gibi

www.amerikadaniste.com

disslemek gibi olmasın da yukarıda alp'in verdiği siteyi kullanayım dedim, ekşide çok olumsuz yorum görünce vazgeçmiştim (bkz: amerikadaniste.com)

Ben ismi geçen iki siteyi de birkaç kes kullandım, bir problem yaşamadım. Alternatif olarak glocalzone uygulamasını kullanabilirsiniz orada da problem olmadı.

apple türkiye garantilide bir sorun olursa muhatabınız 2 yıl boyunca apple store. ithalatçı garantilide muhatabınız getiren firma (kardeşler telefonculuk falan)

Sorularınızın neredeyse tamamının cevabı: Evet, endişelerinizde haklısınız.

Ek olarak birkaç gün içinde büyük ekran (40 ekran ve daha büyük) yüzünden boynunuz tutulur, boyun fıtığı olursunuz ve hayat boyu tedavisi yoktur.

@alfired

inanılmaz reklamlar var internette alın alın alın gibisinden ama bu monıtorun gereksınımlerını karsılayabılecek mıyım onu dusunuyorum. dedıgım gıbı 4kdan assagı heralde bısey ızlememek lazım :S

27 inç monitörüm var o bile büyük geliyor bazen, ana ekran olarak 16inç laptop'u kullanıyorum.

kafamı koltuğa dayayıp sadece göz hareketleri ile tüm ekranı görmek istiyorum çünkü, ama büyük oldukça bu olmuyor.

değil bahsettiğiniz bi kaç metrelik monitör, 27inç üzeri bile nasıl kullanılır aklım almadı.

tabi onlar da ekranın sadece bi kısmını kullanıp geri kalan kısmında arkaplanda açık olan uygulamaları tutuyorlardır.

bir de ben 50cm'den bakıyorsam onlar daha uzun mesafeden baktıkları için görüntü kalitesi çok bozuk olmuyordur.

ancak haklısınız söylediklerinizde

Benim tercihim 2k ekran kullanmak (en büyük 38 inch ama yorar gerçekten, 27-28 için wide screen iyidir). Hz tercihi filan süper olanı tercih edilebilir oyunlar için.

İkinci ekran için de iPad veya Android tablet. Ozellikle 12inch ekranlı. Sadece okumak ve seyretmek için. Bu büyüklükte tablet ile A4 büyüklüğünde olduğu için her yerde %100 oranla kağıt gibi okuyabilirsiniz, video filan da seyredersiniz.

@bisey sorcaktim

Sola video programini aliyor ortaya youtube en saga mesela excel aciyor boyle tum ekrani dolduruyorlar galiba.

fiatı bilmiyorum fakat yüzde 90 liste fiyatının çok altında veriyor.

Fark onemsiz, serviste yapilan islem kaydi olmasi daha iyi bence, bir de bir sorun olsa internetten alinan ugrastirir, serviste kayitli is olmasi daha iyi bence.

Pirelli oldugu icin sorun olacagini sanmiyorum ama gecen ay bilinmeyen marka lastik siparis ettim, stokta gozukuyodu 10 gun gecti bugun yarin diye diye kargolamadilar, baska bi siteden aldim, yine ayni hikaye, en son lastikciden siparis ettim 2 gun sonra taktilar. 1 ay bosuna beklemis oldum neredeyse. Ilk siparisin para iadesi de gelmedi hala bu arada. Internetteki lastikciler drop shipping yapiyormus diye okudum daha sonrasinda dolayisiyla stoklarina hakim degillermis.

Sage

Bizim burda var bi bilgisayarcı kardeşimiz. Her gün ağlar iş yok diye. Dükkanı olmasına rağmen.

Laptopsa ve cidden ölu fiyata alacaksaniz bi ihtimal. Kasa olarak cok zor. Guncel kasalar bile aylarca bekliyor satilmak icin.

Bizim burada bir ufak dükkan var. Yıllar önce keşfettim. Her türlü pc, mouse, klavye, telefon, kısaca elektronik ürünü tamir ediyor ve hiç boş kalmıyor adam.

söylediğiniz işi yapanlar var. özellikle e-atık ihalelerine katılın. banka, kamu ve üniversiteler cihaz yenilemesi yaptığından yok paraya cihaz satar. bu cihazları toplayanlar gerekli olan yükseltmeleri (hdd yerine ssd takmak, ram yükseltmek vs.) yapıp e-pazarlarda satarlar. açıkçası bende artık çoğu parçamı 2. el alıp kullanıyorum. yazıcı, tarayıcı vs.

Hocam şimdi olmasa bile önümümüzdeki yarıyıl tatiline kadar sıkın dişinizi; ben bu enflasyon, alım gücü, kredi kartı limitleri vs den dolayı insanların eli yüzü düzgün sıfır bilgisayar alamayacaklarını düşünüyorum.

bu işi yapmanın en mantıklı yolu tamir oldu artık. parça alım satımında eskisi kadar büyük karlar yok çünkü bekleme süreleri çok uzun

Bence mantıklı değil. Satmak çok zor olur diye düşünüyorum.
Denemesi bedava.
Bahsettiğiniz gibi bir ürünün ilanını koyun sahibinden.com'a bakın ne kadar ilgilenen olduğuna. Bana öyle geliyor ki çok düşük fiyata bile koysanız kimse ilgilenmeyecek. Yanılıyor olabilirim.

Km ve tramer kaydı açısından üçü de eşitse bence Suzuki swift. Fiesta nedense bana çok fazla yıpranmış gibi geliyor, Peugeot ise çok dandik gibi. Durduk yere içimde beliren hisler.

İyi bir ekspere göstermen lazım araçları.

Parça bulunurluğu, iç mekan ve elden çıkarma kolaylığı ile fiesta derim. Yaşlı arabada servis/parça çok önemli.

Servis kolaylığı açısından bu üçlüde Fiesta. Aman zaten servis görmesin veya kendim çözebileyim dersen tabiki Japon Suzuki. Peugeot elektrik vs. arızası derken insanı hayattan soğutur.

Hem servisi bulabileyim, ama servise genel bakım haricinde pek uğramam gerekmesin dersen Toyota Yaris.

Yine yeniden fluence diyeceğim. 2010-2012 model bulursun.

Swift. Hele ki otomatik vitesse kesinlikle swifti tercih ederdim.

Fiesta

Radarlarin menzilleri var. Bircok noktayi cover ediyorlar ancak kor noktalar var. Ozellikle daglarin ic kisimlari ve okyanus aciklari.

hangi uçak helikopter kayboldu da bulunamadı? bi malezya uçağı var o da okyanusun ortasına kim bilir kaç km derine battı.

vize ücretine gov.uk'den bakarsınız. (£490 galiba)

Onun dışında artık her yıl için 1035 gbp sağlık ücreti alıyor.(immigration healthcare surcharge) Bu eskiden yoktu sanırım son 3-5 yılda gelmiş ve ne yazık ki en baştan peşin alıyor. Vize 4,5 yıl çıkacaksa veya doktora 4,5 diye 5 yıl vereceklerse 1035x5= £5175 ödenecek.

Ben de aynı durumdaydım, ehilyette "gözlüklü" yazıyor diye aile hekimine söyledim, e-devlet'teki sağlık formuna dayazdım. o da o şekilde raporu verdi. göz muayenesine sokmadı. gözlüklü yazarken, neyi geçeceksiniz ki zaten?:) Gözlüklüyken, gözlüksüz ehliyete geçmek isteseniz, göz muayenesine ihtiyaç duyulurdu.

Parayı da, nereye yatıracağınız randevu alırken yazıyor. 15TL gibi bir ücreti, ilgili bankalara yatırıyorsunuz online olarak.

@orient buradaki saçma şey ne biliyomusun, kesin bilgisi olan varsa diye yazılmış bir duyuruya subjectif bir yorum bırakman dostum

Kesin bilgi yok hocam. Aile hekimi göz muaynesine göndermek isterse, imza atmak istemezse gönderir. Veya bazen e-devletteki formu doldurunca direk muayeneye gönderir. Misal aynı durumda benim formum aile hekiminden çıktı. Ama eşimin hastane muayenesine gitmesi gerekti.
Bu arada paranın ikisini de mobil bankacılıktan yatırıyorsun.Ehliyet yazsan çıkıyor zaten.
Bir de fotoğrafta mevcutta pasaport/kimlikte kullandığınız fotoğrafınız ile gitmeyin. pasaport veya kimliği alalı 6 ayı geçti ise fotoğraf eski diye red yersiniz.

Malko tarnovodan gireceksiniz,yol boyu orman ve deniz kıyısından devam eder,sozopol peşinden burgas gelir.bir gece burgas,bir gece varna kalmalı bir program olabilir.deniz sezonu kapandığı için sakindir.

Plovdiv ve ya sofya yapmak isterseniz edirneden çıkın,diğer yolda otoban burgastan başlıyor,görmeye değer ama yolda çok vakit kaybınız olur.direk plovdiv yaparsanız ilk gün çevresini dolaşıp bachkovo,chepelare nehir kıyısından pomporovoya doğada takılır,pazar plovdiv merkezde güzel vakit geçirirsiniz.

Direk sofya da olur .

İlk seferde genelde yapılmaz ama veliko tırnovo bu mevsimde güzeldir,güzel yürüyüş rotaları vardır,o tarafa gitmişken buzlucaya çıkabilirsiniz.

Yeme içme genel olarak güzeldir,karadeniz tarafında kalırsanız balıkçılar güzel olur,kalkan balığı zamanı,meşhurdur orada.gideceğin yere gore google yaparsın.yollarda jumbo gorurseniz gidin bimilyoncunun dev olanı,hediye,ev aksesuarı,ıvır zıvır için iyidir.

Para yatınca görünecek aynısını yaşadım para bana gelince işlediler

mesaj ile yazınız.

yani pazarlıkla 5500-6000 arası bir rakama çıkmalarını isteyebilirim, reddedebilirler, etmeyebilirler, bilmiyoruö.

şuan hali hazırda bir yerle çalışıyorum bu arada, orayı bırakıyor olacağım bu durumda. (ama kısa zamanda yollarımızın her halüarda ayrılacağını düşünüyorum. o yüzden iş arıyordum. 1-2 ay içinde bence yollarımız ayrılacak kesin)

mevcut işimde net 4750 usd civarı gelirim var.


-----

mevcut işimdeki iş tanımımdan memnun değilim. baskı çok az, sorumluluk çok az ama asla tatmin olmuyorum yaptığımız işten.

yeni işimde sorumluluğum çok artacak, yapabileceğim çok şey olacak, değiştirebileceğim çok şey olacak. daha stres olacağım, daha çok çalışacağım ama daha çok tatmin olacağım gibi hissediyorum.

mali müşavirin destek olmuyor mu bu konularda? adamlar taş mı yesin :)

ya bir de şey soracağım; bu işi şahıs şirketi açıp öyle yapsam ciddi bir avantajı oluyor mu?

şirket açmadan fatura kesmeden bir sözleşme ile maaş ödemesi olarak alabilirseniz ve size ödenen maaş ilgili yabancı şirketin yurtdışı gelirlerindense gelir vergisi çıkmaz. yok illa fatura kesecekseniz mutlaka mali müşavirle görüşün, bin taklası var.

GVK’nın 23. maddesinin 14/a bendi, Türkiye’de işyeri veya kanuni merkezi bulunmayan yabancı işverenlerin, döviz olarak ödediği ücretlerin gelir vergisinden muaf olduğunu belirtir. Ayrıca, 147 Nolu Gelir Vergisi Tebliği’ne göre, yabancı firmaların Türkiye’deki personeline döviz olarak ödediği ücretler, işverenin yurtdışındaki kazançlarından ödenmeli ve Türkiye’de elde edilen kazançlarla ilişkilendirilmemelidir. Bu şartlar sağlandığında, ücretler Türkiye’de gelir vergisine tabi olmaz.

legal.com.tr:~:text=GVK'nın%2023.%20maddesinin%2014,gelir%20vergisinden%20muaf%20olduğunu%20belirtir.

Estonyada şirket kurarsanız sadece %20 vergi ödüyorsunuz diye biliyorum. Bir araştırın. Zaten banka hesabınız kredi kartınız oluyor oradan harcarsınız.

paylaştığınız link fan linki

edit: fan motorunu kastediyorsanız asenkron motordur. senkron motorlara doğrudan yol veremezsiniz. yardımcı bir eleman olmak zorunda. etiketinde bununla ilgili bir bilgi görünmüyor.

ankaradaki ise kızılaydan binip milli kütüphane durağında inip içeri yürüyeceksin.

alınabiliyorsa ev almak.

alınamıyorsa iyi semt yüksek kira.

(istanbulu pek bilmiyorum genel cevap)

İyi semt, yüksek kira

çocuk varsa iyi semt
yoksa işe yakınlık çok çok önemli
kurtköy taraflarında güzel siteler de var ama ulaşım sorun olur mu olmaz mı bakmak lazım.

İstanbul'u bilmiyorum ama iyi semt yüksek kira derim. Kötü semtte oturulmaz.

hayatımın en az 20 senesi pendikte geçti. pendiğin iyi bir konumu olmasına rağmen ben pendiği hiç sevmedim. Şu an başa bir şehirdeyim benzer bir kararı verme arifesindeyim ve kesinlikle imkanın yetiyorsa iyi semt diyorum. Pendik benim gençliğini çürüttü desem yeridir İstanbul içi her yere uzak her işe 1-0 geride başlarsın burada. Bence iyi semt sonra pişman olursun.

kesinlikle iyi semt yüksek kira. hayat kalitesi, çevre şartları, güvenlik vs çok önemli. suanda kira yüksek gelebilir ama zamanla daha rahat edersiniz. 5-6K için ebesinin nikahına gidilmez. başka şeylerden kısın, sevdiğiniz yerde oturun.

İstanbul'un kötü semti çok kötü. İyi semt yüksek kira +1

Başka şehir iyi semt

Bu arada neden pendik kurtköy, denize yakın maltepe mahalleleri diyorum.

30 binse iyi semt, hic dusunme. 3-5 az harcarsin, en azindan yasam kaliten ayni kalir. Bostancidan sonra sultanbeylide, pendikte filan aglarsin hic gerek yok.

asiri cimri biri olarak yuksek kira iyi semt diyorum. gerekirse yiyecegimden kisip iyi semtte otururum.

anadolu yakası sahili nimet kesinlikle bu taraflarda kalmalısın. özellikle altıntepe, küçükyalı, idealtepe hattını tercih et. en kötü kartal cevizli-dragos taraflarına kadar.
istanbulda anadolu yakasında sahil şeridi dışında yaşanmaz. e5 üstü kısımlarında da yaşanmaz. gerekirse 10-15 fazla verir yine buralarda kalırdım.

30bine eşyalı buluyorsanız hemen tutun.
bostancı sahil şeridie alışmış biri pendikte yapamaz.

bir şekilde oralarda ev almaya kasın hayatınızın bir döneminde.

kurtkoyde de kartalda da bostancida da yasamis biri olarak, kesinlikle iyi semt. iyi mahalledeki en kotu ev > kotu mahalledeki en iyi ev.

hele hele disariya bagli olarak oturmus sporunuz kosunuz vs bir duzeniniz varken, asla bozmaya degmez. sunun surasinda sahillerde saglikla kosabilecegimiz yillarimiz kac tane zaten. finansal olarak cok zorluyorsa maltepe sahil +1.

aradaki fark bu kadar düşükse tabii ki iyi semt.
ama fazla mı iyimsersiniz acaba bu rakamlar için?

bu arada maaşın 3te1'ini kiraya vermek günümüz koşullarda şaşılacak bir şey değil.

---
kadın iş arkadaşlarımdan biliyorum, kimisi kadınlar için yüzde elliye kadar çıkmayı makul buluyordu.
--

haftada iki-üç dertsiz tasasız koşuya çıkmak istanbul şartlarında lüks.
evde sıkılınca dışarı çıkıp bi kahve içmek ya da para vermeden bi bankta oturmak, 30 dk yürüyerek de olsa sahile ulaşmak özellikleri; bunların olmadığı yere kıyasla yüzde elli daha fazla kira vermeye değer.

araç varsa izole yaşam sorun olmayacaksa kurtköy-pendik site içi evler o kadar üzmez, ama asla iyi semtin tadını ve olanaklarını da vermez.

feneryolunda oturuyoruz 10 dakika yürüme ile fenerbahçeye-sahile ulaşabilmek büyük nimet.

Ayni durumda Bostanci'da yasayan arkadas Tuzla merkezde mustakil evlerin oldugu bir siteden ev kiraladi, o zaman 30 binli bir rakamdi, ofise gitme durumu yoksa semt olarak Tuzla merkez fena degildir. Sahilde belki tam Bostanci havasi esmez ama gene de iyidir bence.

hayatinda sultanbeyli'ne gittin mi? acil cikar listeden. petrolis mahallesi hem sahilde hem nezih bekleris

"Kötü semt, imkanları iyi site (spor salonu, havuz, bahçe)" seçeneğini de değerlendirin derim.

Bro sen Kurtköy Pendik Sultanbeyli üçgenine gittin mi hiç bilmiyorum ben Sultanbeyli'den geçmek zorunda kaldığımda kendimi İran'a girmiş gibi hissetmiştim, Pendik'in bazı bölümleri yaşanabilir Kurtköy de dünyadan uzakta bir bölge, mümkünse buralarda yaşamak da istemem yolum düşsün de istemem.

insan Attan inip essege biner mi tabiki iyi semt

Az para verip psikolojini sifirlamakta var

Crocs ve crocs tarzi terlikler ya da ikeada satilan kiytirik ev terlikleri

www.trendyol.com
ben evde bunları kullanıyorum. çok rahatlar

www.trendyol.com

bende bundan kullanıyorum. ama farklı marka ve markasız daha ucuz olanlar da var. ses yapmıyor evde.

Eva terlik olarak aratın

Bu kanaldaki bir çok marş.
youtu.be

“Luke, I’m your sultan” :)) Yorumlar çok hoş :)


Bir de CVRTOON’un yaptığı remixler.

youtu.be
youtu.be

Avusturya işçi marşı.
Enternasyonal

almanca benimkiler

1) Gott, erhalte Franz, den Kaiser www.youtube.com
2) 55 Tage in Peking www.youtube.com
3) oh du schöner Westerwald www.youtube.com
4) Was ist des deutschen Vaterland www.youtube.com

Sabahları işe giderken bunu dinleyip hazırlanmam da hayatımın ironisi:(

open.spotify.com

Milli marş denmediği için:

youtu.be

Doğu alman komünist marşı

youtu.be

soruyu görünce direkt çağrışım yapıp benim ilk 3üm olan marşlar.

1) La Marseillaise (Fransa ulusal marşı)
2) Rusya ulusal marşı. SSCB dönemi ile aynı melodi zaten
3) Cherifian Marşı. (Fas ulusal marşı)

bonus tracks:

sevdiğim bir italyan kürsüye çıkarsa italyan marşını da kaçırmam.

ayrıca saylanırsa beethovenın 9. senfonisinin 4.bölümündeki ode to joy kısmı. avrupa birliği marşı olur bilindiği üzere.

bir de UEFA şampiyonlar ligi marşı. Haendele selamlar.

bu arada yorumları okuyunca şuna gittim ben ta, marş değil ama çok tatlı:

www.youtube.com

birde ben israil'in marşını da çok severdim ama savaş dolayısıyla kendimi tutuyorum. pek dinlemiyorum. kasap havası gibi olan şu hava nagila:

www.youtube.com

www.youtube.com

Marş mıdır marş mıdır bilmem. Videoyu şey etmeyin, her yerde yok şarkı. Bulduğumu attım.
Robert Bosch 55 Tage in Peking'i paylaşmış. Çok müthiş.

www.youtube.com

youtu.be

not: turkcu degilim hic olmayacagim

Bagaj havuzu, koltuk kılıfı, tirbusonlu bıçaklı açacak, buz çözücü sprey

Spigen telefon tutucu

Butonlu lastik sisirici

Bagaja koyacağın bir cooler

www.decathlon.com.tr
www.decathlon.com.tr

çakmak girişli lastik pompası

araçta yedek lastik yoksa lastik tamir köpüğü

Piknik sandalyesi
Lastik tamir spreyi
şemsiye
Tek kullanımlık yağmurluk
Islak mendil
Kağıt havlu
Çakı
Kafa feneri, el feneri
Polar battaniye
termal battaniye
Çakı,
Kibrit
Kalem
Defter
Gece görüş gözlüğü
Güneş gözlüğü
Düdük
Kullanma suyu
Cam suyu
İçme suyu
Bisküvi

Aklıma gelenler bunlar.
Benim bagajda bir sırt çantası var, kamp çantası ile deprem çantası karışımı bir şey.
İnsanın ne zaman yolda kalacağı hiç belli olmaz. Allahın dağında çadır kurup iki gün yaşayabileceğim donanım var.

Kamera.

Sizin neler varmis arabalarinizda ya.. bende kisin icme suyu (yazin sicak ve guneste kotu oluyor), mendil, haydar (arkadaslarimin hediyesi adim yazili beyzbol sopasi. Valla ben almadim.) var.

Bi de ozellikle soguk havalarda kedi-kopek mamalari ile market icin bez canta var sadece. :/

Kesinlikle ama kesinlikle HOTO Acil Durum El Feneri. Bir araç sahibinin belki de aracına ilk koyması gereken şey.

hototools.com

10.

18 yaş altına 5 yıl ya da 18 yaşına kadar, 18 üstüne direkt 10 yıl veriyorlar.

Dün saç ekimi yaptırdım nakit olarak elden 2000 euro verdim.

Geçmiş olsun, nakit ödedikten sonra ceza olarak çıkmasın karşımıza?

whatsapp yazmışlarımız var, nakit ödememi onlar istediler. müşteriye ceza kesileceğini sanmam. teşekkürler

Ameliyat ücretini genelde gayri resmi alıyorlar zaten o yüzden bilakis banka dışı isteyebilirler. Böyle durumlarda resmi olarak fatura kesecek olanlar ikiye bölüyor faturayı.

abi fiş fatura kesilmeyeceği için sorun yok onlar açısından, biri şikayet edene kadar tabi.

mehmet şimşek'in "avukatlar, doktorlar yılda 30bin lira gelir gösteriyor" diye yakındığı olay bu yani.

fişli faturalı her alışverişte 7000tl ve üzeri resmi kanallardan yapılmak zorunda.
fiş fatura yok.

yarın bir gün para verdiğini iddia edersen de adam reddeder zaten.

hellkeeper hayırlı olsun nerede yaptırdın? bizim klinik de Türk olsun yabancı olsun hep nakit istiyor çünkü geçen yıldan beri bankalar sağlık kuruluşlarının kartla ödemelerine %14 komisyon alıyor. belki sağlık kuruluşuyla geçerli olmayabilir bilmiyorum

bu arada cevabım yok ama ben de merak ediyorum. otel rezervasyonu tatil vs ben hep elden veririm tomarla da olsa. veremicez mi şimdi?

Ameliyat öncesi ibanlarina kapora gönderdim, taburcu olurken detaylı fatura isteyeceğim. O yüzden sorun olacağını düşünüyorum.

@titanyum, evet kartla taksitle işleme %15 %20 gibi fark alıyorlarmış.

@titanyum ege bölgesinde bir klinik. teşekkürler

Almanyanin bekleme sirasi uzun, fransadan randevu almak daha kolay. Hollanda genel olarak daha uzun veriyor diyorlar, fransa veya hollanda yapardim ben olsam. (Hollanda’ya basvurucam aralikta ben de)

fransa kesinlikle. almanya asla.

Fransa.
Almanya vizeleri sıkıntılı ve bu sıkıntı 2025 ilk çeyreğe kadar devam edeceği öngörülüyor. Red alanların itirazları 2025 e kadar askıya alındı diye haberlerde geçildi bugün.

Normalde en uzun süre kalacağınız ülkeden almanız gerekiyor ama yalandan rezervasyon göstererek bunu aşabilirsiniz. Fransa+1

www.siemens-home.bsh-group.com

Bu ay indirimde olan bir makineymiş, bunu aldım. Şimdilik memnunum, sadece dokunmatik olan ayar tuşlarının uzun vadede patates olacağını düşündüm aldıktan sonra.

siemens +1. idos özelliğini çok seviyorum. deterjan ve yumuşatıcı için hazneyi dolduruyorsun full. sen makineye çamaşırı atıyorsun, o ağırlığa ve suya göre ordan ne kadar gerekiyorsa o kadar deterjan çekiyor. hiç uğraşmıyorsun.

f/p olarak hoover.

Samsung kullanmıyorum ama kullandığım Tv android olmasına rağmen aradan geçen yıllarda yavaşladı, xiaomi mi box s aldım, oldukça akıcı çalışıyor.

Bence televizyonun kendi işletim sistemine mecbur kalmanıza gerek yok.

apple tv 4k alarak bu dertten kurtulabilirsin.

Araba tamamen isindiktan sonra hararetin dustugunu sadece gorece soguk yerlerde, surekli yokus asagi gidilirken gordum. Bunun disinda sabit ortada kalmasini beklerim. Oncelikle araba sogukken yagi ve sogutma suyunu kontrol etmenizi tavsiye ederim. Bir gariplik sezerseniz bekletmeden mudahale ettirmek lazim.

Eski bir forum kaydi buldum, genelde termostatla ilgili olabilir denmis. Asagiya linki birakiyorum;

www.fiatlinea.org

bende albea vardi 1.3, oyle dalgalaniyordu. Sonra kizildag yokusunu cikarken baktim iyice yukseldi hararet ve durdum. Sorun devirdayim motorunun kanatlarinin erimesi oldugu ortaya cikti. Antifriz su devirdayimi durdugu zaman stabil bir sicaklik saglanmadigi icin gosterge oynuyordu. Sizinki de ayni midir bilemem ama olabilir, bir baktirin derim. Cozum devirdayim setinin degismesi olmustu.

yavaşça mı salınıyor yoksa ibre anlık zıplıyor mu ?

anlık zıplıyorsa ön panelde bi temassızlık vardır. ama yavaşca artıp sonra azalıyorsa termostat, devirdaim veya fan sorunu olabilir.

Ben haftada 2 defa toplam 20 set civarında çalışıyorum, serbest ağırlık ve makine karışık çalışıyorum ama çoğunlukla serbest ağırlıklarla çalışıyorum, eğer o an çalışacağım serbest ağırlık doluysa alternatif olarak makinelere ya da kablolara geçiyorum ama ağırlık çalışmalarımın temelini hep serbest ağırlıklar oluşturdu, bence bu işlere yeni giren herkes ilk birkaç sene serbest ağırlıklarla çalışıp hareket formunu mükemmelleştirmeli ve kastan önce güç inşa etmeli, sonradan tercih ederse makineleri ya da kabloları alternatif olarak rutinine eklemeli ben öyle yapıyorum.

Ben bir çalışma gününde 3-4 hareket yapıyorum onları da 7-10 tekrar aralığında çalışıyorum ama seçtiğim ağırlık son tekrarlarda tükeniş çevresi/tükenişe yaklaştırmış oluyor beni, kas gelişiminin temeli tükeniş çevresi/tükenişe giderek çalışmaktır, 10 tekrar yapabildiğin çalışmayla 3-4 tekrar daha yapma yani kası zorlayıp onu yeni kas üretmeye teşvik etmen gerekiyor.

Ben hareket olarak bench press, incline bench press, high cable low cross yapıyorum, alt göğüs için decline bench press pek yapmıyorum çünkü hareket aralığı beni çok tatmin etmiyor, onun dışında o gün modum varsa fly da yapıyorum ama göğsün ortasında kas olmadığı için göğüsleri sıkıştırmanın bir anlamı yok çünkü gelişecek bir şey yok orada, fly'ı negatifte gerdirerek yapıyorum, o şekilde daha etkili ama dediğim gibi her zaman yapmıyorum çünkü göğsün fly'daki negatifi de zaten çok sık çalışıyor ona sıra gelene kadar ekstra çalışmanın bana bir kazancı yok. 2. günde de sadece alt göğüs için değişiklik yapıp ağırlıklı dips yapıyorum, alt göğüs için hareket aralığı en iyi hareket bu aslında ama bunda da çok fazla ağırlık yüklemesi yapamayacağım için tek antrenmanda kullanıyorum.

Benim sistemim bu, tabii alınan kaloriler de en az bunlar kadar önemli unutmamak lazım.

tavsiye etmediğim bir ürünü paylaşacağım.
kochler.com.tr

kardeşime hediye ettim. durumunuz aynı hatta onunki x2 çocuk.
beğenmedi.

Oto süpürgesi dediğin şeyler çocuk oyuncağı gibi birsey. İyileri illa ki vardır ama çok pahalıdır. Şarjlı ev süpürgeniz varsa onunla süpürmek daha verimli olur.

Ya ben evdeki dysoni denedim. Beklediğim gibi olmadı. Verim alamadım.

verdiğin para, harcayacağın efor, kaplayacak yeri düşündğğümde çok gereksiz bir harcama gibime geldi. tüm gün evde duran ev kadınları bile yıkamacıya veriyor.

komple salon koltuk halıları bin tl ye temizlettim.senede bir yapsan 20 sene bakkal hesabı ile.

8arkaşdalara aksi görüş bildirmeye geldim bu sene halıya 10 bin tl verdim yıkamaya, yenisini alsam daha iyiydi ya
yalnız gözünüzde kolay birşey sanmayın oldukça efor sarfedici baya bastırılara yıkıyorsun o suyu çekmesi için inanılmaz bastırmak gerekiyor.
bende eski model fakir marka var, çocukluğumda da annemlerde fakir vardı ben memnunum fairden ya senede 1 ya da 2 kullanıyorum
temziliğe gelenler asla yapmam diyor birde makine ile yıkama

bu tür makineleri kiralayan firmalar var. 6 gün kullanma koşulu ile danaya girer gibi komşu/akraba makineye girebilirsiniz.

Ikinci el alin, ben
öyle yaptim. Zaten goreceksiniz herkes bir hevesle almis daha 1-2 defa kullandigi makineyi satisa koymus. Ben canavar gibi ceken fakir marka aldim ama onunla hali yikamak insani olduruyor, deli gibi bastirmak gerekiyor ki halinin en dibindeki pislikleri de cekip alabilelim.

schengen bölgesinde oldugu icin sorun olmamasi gerek. sana sorun olabilecegini düsündüren ekstra faktör nedir?
en fazla sorarlar nereye, neden buradan geliyorsun falan diye düsünüyorum.

@robert; annem tek geleceği için sıkıntısız olsun istiyorum, İngilizcesi falan yok. Hiç de yapmadığım için fransa vizesi başka ülkeden giriş emin olmak istiyorum.

baska ülkeye yakin havalimanlarinda genellikle daha anlayisli oluyorlar, dogu fransa'ya gelenlerin cenevre havalimanini kullanmasi gayet mantikli. durumunu aciklayan bir kagit olursa iyi olur yaninda, isi garantiye almak icin.

Yanında kısa bir yazı olursa bence de bir sorun olmaz, Cenevre Havalimanı'nin %70'i Fransız zaten.

Bir de daha önceden Fransa'ya giriş çıkış yaptıysa hiç sorun çıkarmazlar.

2-3 sene önce isviçreden randevu bulamayıp fransa vizesi alıp cenevreye girmiştik bir şey soran olmadı.

Sağolun arkadaşlar. Ben yazı yazarım, kimliğimle vs fotokopili. Zaten havalimaninda olurum yani.

bosch unlimited 7

+1 jackyr

Bütçenizi yazmamışsınız. Fiyatları size uyarsa Unlimited 8 Gen2 veya direkt Unlimited 10 düşünebilirsiniz. Kendi sitesinden almanızı tavsiye ederim, sanal pazaryerlerinde bir miktar daha ucuza satarak dikkat çekebilmek için kutudan aksesuar eksilttikleri de oluyor.

www.bosch-home.com.tr

Beyazlarımızla mutlu mesut yaşıyoruz

Bahsettiğin beyazlar düzelir. Genetik ve yaşa bağlı beyazlar düzelmez.

Bazen boyuyorum, bazen beyaz bırakıyorum. Hangi kuaföre gitsem beyazlarımın güzel göründüğünü söylüyor.

bence üzüntü veya stresle kesinlikle ilgisi var. süreci hizlandiriyor.
düzelmez ölmüs onlar artik...

bir de saclariniz kisa mi? dipten beyazliyor sac hazir ki siyahlar beyaza dönmüyor. uzun beyazlar önceden olusmus olabilir.

sacimda cok beyaz var. boyatmiyorum. cilt bakimina vs önem veriyorum ama sac rengi genc ya da yasli göstermiyor bence.

Saçın renk pigmentleri ölmeye başladığında saç beyazlar, ölen saç pigmentleri geri gelmez, üzüntü stres her şeye neden olabilir ama öyle bile olsa yine de düzelmez ölmüşse ölmüştür.

Bir gecede saçları bembeyaz oldu derler hani, öyle bir şey var.

32 yaşındayken beni çok üzen bir olay oldu o ara birden beyazlarım arttı ki tek tük vardı. Ama o olaydan mı yoksa artık zaten beyazlayacak mıydı bilmem.

35 im şu anda benim kulak arkalarından yayıldığı ve arkadan belli olduğu için dip boya yaptırmadım brushlight yaptırdım saçlarıma o beyazlar kamufle oldu gözüken de gözüksün artık. 2 3 sene de böyle idare etsem kırkıma doğru dip boyaya geçerim. Tepede tek tük olan beyazlar için sprey sıkan, rimel süren arkadaşlar var.

Oiyy minnak.. annen ablan vs senin yaslardayken durum neymiş?

stresin, aşırı üzüntünün saç beyazlamasını hızlandırdığı bin yıllık bir bilgi şehir efsanesi değil tabi ki. beyazlayan saç geri eski haline dönemiyor ama beyazlamanın mümkün olduğu kadar geç olmasını sağlamak için öneriler vardı ben de geçen 1 tel beyaz görünce araştırdım da bazı mineral ve vitaminlerin eksikliğini yaşamamaya dikkat etmeyi önermişler bunun için takviye edici haplar alınabilir ama ne kadar etkili olur bilemiyorum. aşırı stres, üzüntü yaşamazsan veya ciddi seviyede yetersiz beslenmen olmazsa ben genetik faktörlerin çok önüne geçilebileceğini düşünmediğim için çok önemsemedim ama detaylı da araştırmadım. babamda ilk beyaz 50'lerinde çıkmış genç gösterme konusunda ekol bir ailedirler zaten, annemde 30 yaşında çıkmış. ben anne tarafına çekmişim sanırım bakalım şimdilik 1 tel sadece ama birkaç yıla belli olur gidişat.

edit: gabe h coud'un attığı link aşırı stres, üzüntü ve yetersiz beslenme gibi çevresel faktörlerden kaynaklayan beyazlama için geçerli böyle bir şey varsa bu durum ortadan kalktığında düzelebilir belki, o konuyu bilmiyorum. benim okuduğum kaynaklar genetik beyazlamayla ilgiliydi çevresel değil.

Büyük uzman sayılmaz ama chatgptder ki
Maalesef, stres kaynaklı saç beyazlaması genellikle kalıcıdır ve saçların eski rengine dönmesi pek mümkün değildir. Saçlar beyazladığında, o foliküllerdeki melanin üretimi durduğu için beyaz kalır. Ancak, çok nadir durumlarda stres düzeyi düşürüldüğünde veya bazı tedaviler uygulandığında melanin üretimi kısmen geri dönebilir. Yine de, bu durum oldukça istisnaidir ve bilimsel olarak tamamen kesinleşmiş bir tedavisi yoktur.

sorunuza tam bir cevap mı bilmiyorum ama birkaç tane, alt yarısı beyaz, kökten üst yarısı kahverengi saç tellerine rastladım. hiç boya yaptırmam. yıllardır şampuanımda değişiklik de yapmadım.

Visnebahcesi o şundan oluyor: Beyazlayan saç güneşin etkisiyle bir zaman sonra sararmaya başlıyor, birkaç tel olunca kahverengi gibi gözüküyor ama aslında sararma o. Benim çok uzun ve %40/50 civarı beyazlamış saçlarım var, o beyazların bir kısmı dediğin şekilde renk değiştirmeye başladı ama silver şampuanla yıkayınca düzeliyor.

Beyazlayan saç genelde düzelmez, kendi kendine siyah rengine dönüşmez ama beyaz saç neden düzelmek zorunda olsun ki, beyaz saçlara iyi bakıldığında kişiyi daha iyi gösterebilir, kadınlar genelde biraz estetik kaygılarla boyuyor olabilirler ama bence biz erkekler için beyazları boyamak pek iyi bir karar değil.

sakin.
umut tüccarı geldi!!!

kara halilenin beyazları yok ettiği söyleniyor. ben de test sürecindeyim. grilediler. aralıklı kullanmak gerektiği için oldu diyemiyorum. henüz 2 kür yaptım.

çörek otu için de diyorlar aynı şeyi. çörek otu bir ara her sabah içiyordum ve beyazım yoktu. bilemiyorum. tekrar başlayabilirim zira başka faydalarını gördüm.

Ucu beyaz kökü siyah sakal gördüğüm çok oldu kendimde. İnanmayanlar çıkmış yapacak bişey yok. Bir kaç gün önce reddit'te de rastladım oha bu nasıl oluyor diye yorumlar genelde stres kaynaklı beyazın geri dönebileceğini yazıyordu.

Bro saç sakal kılları kökten uca değil ucundan köke doğru beyazlar.

Yordamsal olarak aksini düşünüyor insan, uçtan beyazlıyorsa ilginç gerçekten öyle düşünmemiştim hiç.

Hocam saç sakal kılları kökten uca beslendiği için bu işlem durduğunda etkisi zıttı şeklinde oluyor; en son beslenen kısım artık gerekli uyarımları yaşamadığı için geriye doğru beyazlamaya başlıyor. Gövdede kalan siyahları boruda kalan su gibi düşünelim aslında pek bir işlevselliği yok beyazlamak için sürecin tamamlanmasını bekliyorlar sadece zira pigmentler bir anda ölmüyor etkisi azalarak bitiyor, saç uçlarını yeterince besleyemediği için de önce uçlar beyazlamaya başlıyor sonra yavaş yavaş köke kadar inmeye başlıyor beyazlık.

Mor renkli şampuan kullan.

loreal inoa disinda evde boya yapma. bol bol sac maskesi artik hangi marka urun kendin bilcen matsu, ogx, hc care falan ya da vitaminler yaglar kendin evde mask yap ayda 1 bile olsa

Almak istediğim bir şey yok.

sandalye alacağım gibi

Belki bir moccamaster, belki faber-castell'in bir dolmakalem modeli.

Düzgün bir şey bulursam belki kindle alırım.
Bana göre bir şey mi bilmiyorum bu yüzden uyguna yakalarsam alırım diye düşündüm.

Uygun kıyafet ya da etkinlik görürsem ona bakarım. Elektronikte ihtiyacım bir şey yok.

Uzun süredir pusuda bekliyorum, favladım beğendiğim ürünleri, güzel indirim çıkarsa aralarından seçeceğim. Genelde normal sezonda pahalı olan kıyafet ürünleri için black friday bekliyorum bazen doğru düzgün indirim olmuyor o zaman almıyorum mesela. Yün/kaşmir karışımlı kaliteli kazaklarda vs indirim olursa diye umut ediyorum. Onun dışında bir şey almayacağım.

hicbir sey +1. hem ihtiyacim yok hem de black friday'de indirim olmadigi bilimsel olarak kanitlanmis bir sey: www.bbc.com

bilgisayarimi birkac sene önce single dayde aldim. gercekten indirime girmisti benimki.

Böyle günlerde tam tersi bi' şey almama motivasyonu oluyor bende. Ama yani gerçekten kafa yorup düşünsem bile bulamıyorum.

Genel olarak alışveriş yapmaya tepkiliyim zaten :)

iyzico
paytr

yazılımcı entegre eder.

evet sanal pos olması gerekir. hangi sanal pos firması kullanıldıysa onun entegrasyonunun yapılması gerekir. hali hazırda yoksa yazılımcının yapması gerekir. teferruatlı işler. bu gibi işlemler için daha çok hazır eticaret altyapısı kullanmanızı tavsiye ederim. bilgikurumsal gibi ucuza eticaret paketleri satan yerler var istediğiniz sanal pos altyapısını kullanabiliyorsunuz. yazılım vs. uğraşmazsınız.

Hazır gezi planı yazcam sana

knk bak şimdi
*önce old town denen bölgede otel ayarlıyosn
*sonra yürüyerek teleferiğe binip 3 dkda kaleye çıkıyosun
*önce sağa yürüyüp kartlis deda heykeline gidiosun
*sonra sola geri dönüp kaleyi gezip aşağı doğru inmeye başlıosun
*ordan osmanlı bölgesine ulaşıyosun. şelale var aşağıda, orayı görüp geri dön
*sülfür hamamları var dönüş yolu boyunca
*orda yürüyüp bi 500m sonra methki heykeline ve oradaki kiliseye ulaşıuorsun.
*sonra dönüp bi yemek ye yakınlarda (linville kafeyi beğeniuorum)
*oradan ara sokaklardaki graffityleri izleye izleye özgürlük caddesine ulaş. (yol boyu kilise ve havralar var ama havra genelde ziyarete kapalı oluyo)
*özgürlük meydanından aşağı doğru devam et saat kulesine ulaş. saat 7de kukla tiyatrosu oluyo
*hava kararınca Fabrika'ya git, ortamlara aqqq (bolt uygulamasını kullanabilirsin taksi için)
*ertesi gün güne Sameba katedraliyle başla (en harika meqan bu pazar günü öğle gibi ibadete denk getirirsen büyülü)
*dry bridge bit pazarı gibi, antika bişiler al. en azından bi madalya. müthiş pazarlık yap
*finikülere bin tv kulesine çık (orda hiçbişi yok ama yine de dene)
*gitmeden Pirosmaniyi arastır youtube filmi var. onun yaşadığı merdiven altını ziyaret edebilirsin
*kitap müzesi var ücretsiz. polisler gezdiriyo (günlerine bak)
* avm civarında pazarımsı bişi kuruluyo orayı gez

aklıma gelen başka mekan, kafe olursa editlerim

www.yukimotor.com.tr

2010 kindle touch sahibi olarak; Kindle ' daki sözlükler zaten böyle.

Sözlüğü ayrı bir kitap olarak açıp normal arama yapabiliyorsunuz. Kitap okurken de üzerine bastığınızda bu işi otomatik yapıyor.

ihale şartnamesinde kdv ve oranı yazar zaten. ihaleye bunu okuyup girmesi gerekirdi. kdv her zaman vardı ayrıca damga vergisi de var. kdv ve damga ihale alıcısının yükümlülüğü ayrıca yüzde 2 oranında da tapu alım harcı ödeyecek.
ama kendisi ilgili taşınmazda hissedar ise hissesi oranında kdv'den mahsup ediliyor diye biliyorum.

ihale şartnamesinde arazi cinsine göre kdv çıkar. bu zaten hep böyleydi. şartnameyi okumalıydı. örneğin bir ilandan kopyaladığım bilgi alttadır. 5milyona alınan bir arsanın kdvsi tapu harcı damgası vs. derken 6,5 milyonu bulur. burada cebri satış masraflarının %2si satıcılara aittir. gerisi alıcıya kaçar.

12- KDV, damga vergisi, tapu harç ve teslim masrafları alıcıya aittir. Alıcıya İHALE BEDELİNİ, KDV VE DAMGA VERGİSİNİ ödemek üzere on (10) günü geçmemek şartıyla mühlet verilebilir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. (İcra ve İflâs Kanununun 206 ncı maddesinin birinci fıkrası ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki hükümleri mahfuzdur.)

Peynir genelde yağlandıkça lezzetlenir ve fiyatı artar

Kuru peynirin de yağsız olduğunu düşünüyorum lor peyniri gibi, köy peyniri gibi bu tarz peynirlerin fiyatı da 150-180 arası değişiyor

Tadi nasil, yag orani cok dusuktur belki.

Hocam bahsettiğin peyniri bilmiyordum biraz araştırdım ve şunu diyebilirim ki bu peynirin hiçbir besleyicilik değeri yok, yağı muhtemelen tereyağı yapımı için alınmış suyu da whey için ayrılmış bu da elde kalan posa gibi bir şey, sanırım lezzetlendirmek ve satabilmek için sonradan bir miktar ilave teleme peyniri ve tereyağı ekleniyormuş kendisine, ucuz olmasının nedeni bu sanırım. Bu ürün zaten alıp direkt yiyelim diye değil de böreğe yumurtaya falan ekleyelim diye satılıyor gibi, bir tür lor peyniri gibi düşün ama bunu tulum peyniri mantığıyla elde ediyorlar sanırım.

Patates püresinden kaşar peyniri yapılabilen bir coğrafyada yaşıyoruz.
Böyle şeylere pek şaşırmamak lazım.

dergi.sutdunyasi.com

Paylaşmıyorum.

Bunun özgüvenli olmakla ya da olmamakla ilgisi yok. Instagram hesabım herkese açık değil, sadece tanıdığım insanlar görebilir ama ne gerek var. Herkese açık olanların hiç paylaşmaması lazım zaten. Yarın, öbür gün saçma sapan sitelere fotoğraflarını koyabilirler ne gerek var.

vücudum yeterince fit olsa paylasirim. karsi tarafin paylasmasi da cok hosuma gider.
pozitif önyargim var.

paylasmayanlar ya dincidir ya da vücutlari kötüdür. ya da her ikisi de.

Brad pitt gibi olsam paylaşırım ama İsmail turut gibiyim

Paylaşan ya da paylaşmayana karşı bir ön yargım yok.

Paylaşana iyi cesaret lan herkes görüyor ama sorun etmiyor. Paylaşmayana ise, paylaşmadığı için bu konu aklımıza gelmiyor tabii. Özgüvenli, iyi vücutlu gibi pozitif düşünceler hasıl olmuyor. Oha namahrem pu sana da dedirtmiyor.

Paylaşana ön yargım yok hatta bence profesyonel fitness hesaplarının filan paylaşması gerçekten de gerekli gibi oluyor ama ben paylaşmam. Genel olarak mesafeli bir insanım zaten o yüzden hoşuma gitmiyor herkese her şeyi paylaşmak. Kimin ne paylaştığına da çok fazla takılmıyorum herkesin kendi sayfası hoşuma gitmezse zaten gizle seçeneğini kullanıyorum.

yaz mevsiminde sık sık paylaşıyorum.

Çok az takipçim var aile ve aşırı samimi arkadaş harici eklemiyorum zaten instagram hesabıma. Az samimi az tanıdık falan yok yani arkadaş listemde. O yüzden paylaşıyorum. Yani paylaşıyorum dediğim yazın falan tek tük 1 2 denk gelirse.

Ya herkese açık profilde paylaşanlara iyi cesaret diyorum ama. Yoga ile alakalı bir hobi profilim vardı taytlı tişörtlü normal fotolar. Herkese açık profildi bir süre. Sonradan gizlemek zorunda kaldım. Her gün bir 5 6 kişi engelliyordum. Etiket falan koyunca çok kötü oluyordu zaten Hindistan dan sapık yağıyordu.

Instagram hesabımı ilk açtığımda herkese açıktı. Bikinili bir fotoğraf olmamasına rağmen engellediğim sapık sayısını bilmiyorum. Bu arada herkese saygım var, herkes kendi profilini istediği gibi yönetir.

Instagram'da antrenman vs paylaşımlarımızı yaptığımız bir grubumuz var orada hep paylaşıyoruz.

ig yok, varken iş dünyasından insanlar olduğu için paylaşmayı düşünmedim. paylaşanlara bir ön yargım yok.

paylasmiyorum, fazla ciplaklik bana zarif gelmiyor.

gayet açık görüşlü biriyim ama insanın sürekli kendi vücudunu sergilemesi hoşuma gitmez.

Paylaşmıyorum, rahat edemem, kendimi sergiliyorum gibi gelir. Paylaşana ön yargım yok. Ama bir profilde sürekli bikinili poz varsa da olumlu düşünmem.

Paylasmam, maks gogsun ust tarafindan (iman tahtasi tarafi). Bunun mustehcenlik, aciklikla da alakasi yok, kisisel cok az sey paylasirim, ikea kanepesi gibi surekli her acidan kendini ve hayatinin her anini paylasanlari sevmiyorum, benlik degil.

Paylasmiom

Akışta, o an oyle denk geldiği için standart bir fotoğraf/video gibi paylasilinca güzel. "Bakın bu benim g.tüm" modunda paylasilinca gözümden düşüyor. Benzeri hissim spor yaptığı için yağlı/terli vicudunu çekip instaya atanlar için de olusuyor

İnsanlari elekten geçirmekten vazgecemiyorum

6 sene vücut geliştirme yapıp hiç fotoğraf paylaşmadım. Çevremin muhafazakar yapısı(çoğunlukla akrabalar) ve kaslı bir vücudu gösterene olan aptal imajı yüzünden toplum baskısı hissediyorum. Yoksa paylaşırdım.

Tatile gidince bikinili veya mayolu fotoğrafı tatil fotoğrafı ya da spor sonrası kaslı vücudu spor sonrası kazanım olarak bir iki defa paylaşmış olmakta sorun yok. İyi hoş. Paylaşılır yani. Benim de 8-pack+Adonisim olsa bu yaz öyle tatilden ya da spor salonundan fotoğraf atardım bir tane. Fakat bunu sıkça yapılmasını ve/veya bikinili olsaa da olmasa da her fotoğrafa ayak, bacak, göğüs dekoltesi sıkıştırma çabasıyla yapılmasını ucuz buluyorum.

Bunları yapanlar ve bir süredir yapmaya başlayanlar var arkadaşlarım arasında da. İnkar edecekleri/ettikleri için pek uğraşmıyorum ama gözümde değerleri düşüyor. Bunlardan bir tanesinden hoşlanıyordum. Hafif de flörtöz bir sohbetimiz vardı. Paylaşımlarda bu tema artınca soğudum.

Paylaşanlara ya da paylaşmayanlara önyargım yok.
Ben paylaşmıyorum ama ben zaten bikinili ya da mayolu fotoğraf çektirmiyorum şişman olduğum için :)
Ama çeksem beğensem paylaşabilirim benim hesabım zaten kapalı ve tanımadığım kimse yok.
Açık olsa paylaşır mıyım sanmıyorum açıkçası ama yine de önyargım olmaz paylaşanlara.

Sadece profil fotom var.

paylaşmıyorum. sebebi sanal alemde yayılıyor rahatsızlığı veya teşhir hissi değil de düzenli fotoğraf paylaşma huyumun olmaması. instayı aktif kullanmıyorum zaten.

paylaşanlara nötrüm. poz estetik açıdan vasat ya da zorlama değilse likelarım.
paylaştıkları için daha fazla özgüvenli olduklarını da düşünmüyorum, paylaşmamaları gerektiğini de.

hayır.
amcamın oğluna bile güvenmem.

Bikinili boy fotoğrafı teşhirdir, çok net. Paylaşmayana özgüvensiz diyen de manipülasyon yapıyordur.