Ekşi Duyuru

Lisans mezuniyeti yetmiyor, klinik psikoloji alanından mezun olmuş ve yine o alanda yüksek lisans yapmış olması gerekiyor. Bu arada ilgi duyduğu alanlarla, ekollerle ve terapi yöntemleriyle ilgili çok çeşitli eğitimler alması gerekiyor ve bu eğitimleri öyle her yerden alamaz, itibarı yüksek kuruluşlardan ve kişilerden eğitim alması çok daha doğru olur ve bu da çok çok pahalı bir şey. Eğitimi almak ayrı, eğitimi alacağı yer uzaktaysa ve orada fiziken bulunması gerekiyorsa bunun için yapacağı harcama ayrı masraf olacaktır.

Böyle böyle birçok eğitim aldıkları için çok para harcarlar ve çok da kafa patlatırlar, hayatı sürekli gözlemleme ve okuma halinde yaşarlar.

Muhtemelen arkadaşın bu eğitimleri alacak imkanları olmamıştır veya merakı yoktur. Olabilir.

Alanı dışında derken? Klinik psikolojiden mi bahsediyorsunuz? Psikolojinin bir sürü alt alanı var. Eğer ki reklamcılık, insan kaynakları, pazarlama (gerçek marketing yapılan şirketlerden bahsediyorum) gibi bir alanda çalışıyorsa çok da alan dışı sayılmaz. Bu alanlarda çalışan bir sürü psikoloji mezunu insan var. Zaten endüstri ve örgüt psikolojisi, sosyal psikoloji gibi alt dallarıni da kapsıyor bu departmanlar.

Bu dediklerimden biri ya da benzeri değilse bilemeyiz. Klinik psikolog olmak istemiyordur, eğitim süreci meşakkatli geliyordur, yüksek lisans ücretini karsilayamiyordur vs vs.

Üniversite sınavı bizi yapmak istediğimiz işe değil de puanımız yettiği yere yönlendiriyor.
Aradan geçen yıllar ve eğitim süreci bazen bize yanlış seçim yapmış olduğumuzu anlatıyorsa da çıktığımız yolun dönüşü olmuyor.
Ülkemizde biraz üniversite, gitmek istediğimiz yoldaki bir basamak gibi değil de, ne mezunusun sorusuna okkalı bir cevap gözüyle bakılıyor.
Psikoloji bölümü mezunlarını maddi yönden mutlu eden bir işkolu sağlamıyor.
Ülkemizde meslek seçimi biraz da tesadüflerle dolu bir dikenli yol gibi.

youtu.be

sevmiyordur.

@fraise marketing alanında çalışıyor evet. maddiyat kaynaklı olduğunu düşündüğüm için kendisine sormak istemedim. hakkı zaim üniversitesi gibi manasız bir yerden mezun olsa çok merak etmezdim ama odtü olunca bir sorgulama gereği duydum fakat cevaplarda da görüldüğü üzere maddi yük ve sevmiyor oluşu 2 belirgin etken gibi. teşekkürler herkese cevaplar için.

TSH’ınızı en son ne zaman ölçtürdünüz ve kaç çıktı? TSH değeriniz son 1 yıldır mı yüksek, eğer yükseklik daha mnce tespit edildiyse ilaç kullanmaya neden 1 yıldır başladınız?

değerlerin kötüleşirse kendi saçının geriye kalanını da kaybedersin. otoimmün hastalıkların hepsi ciddi saç döker. ekim yaptırdığın yerde illa doktor vardır. ulaş bir de onlara sor ne diyecekler. bu arada operasyonun üstünden 7 gün geçtiyse oral Finasteride başla, daha beter dökülmesin.

Dr unu değiştir.
İstanbuldaysan Metin Telli ye git.

Normal tiroid değerlerinde olmazsanız saç dökülmesi yanında birçok sıkıntı yaşayacaksınız. İlaç almanız gerekiyor ise alın. İlaç da ne az ne çok gelsin, düzenli kontrollere gidin. TSH yüksekken de saç dökülecek… ilaç yan etkisi diye düşünmeyin, sonuçta bir rahatsızlığınız var. Ayrıca ilaç dozu sizin için ideal dozla değilse de dökülecek o saç…

Bu arada doktorunuza da çok kırıldım YouTube’dan araştırmadan tedavi düzenlediği için.

Babam ve ablam yıllardır levotiron kullanıyor saç dökülme gibi bir yan etkisi duymadım.

Levotiron hormonu baskılamaz tam tersi artırır, hormon düşükse verilir. THS için tahlilleri aile hekimliği de yapıyor.

Güven sorunu varsa bir tahlil yaptır ve bir devlet hastanesine git.

Tiroid işi çok sıkıntılı çoğu doktora saygım var ama tiroid tablosunu yönetmek zor, hormonu bazıları ezbere yazıp geçiyor. Hormon idamesi için çok sıkı takip gerekiyor, dönem dönem düşürüp artıyorlar ve aslında klinik olarak yetersizlik yoksa hormonu vermiyorlar. Kesinlikle doktor değişikliği ile birkaç fikir almanızı tavsiye ederim, gluten tükettiğiniz sürece antikorlar yükseliyor ve tablo devam ediyor çoğunlukla. Bir de selenyum, iyot ve demir düzeylerine bakılması gerekiyor.

trioid çok gıcık bir hastalık. ben iki ayrı doktora gidiyorum. biri şehir hastanesinde prof diğeri özelde uzman. birinin dediğini diğerine teyit ettiriyorum. benimki hipertrioid. saç dökülmesi yok ama saçma bir kalp çarpıntısı var.

başka doktora git hocam. en azından farklı bir fikir almış olursun.

Normal şartlarda, tiroid bezi TSH’ın uyarısı ile tiroid hormonu üretir. Eğer bir sebepten dolayı tiroid bezi yeterli miktarda hormon üretmiyorsa, tiroid dokusuna “daha fazla hormon üret” mesajını vermek için TSH miktarı artar. Aynı şekilde, bir sebepten tiroid hormonu fazla üretildiğinde de TSH miktarı düşer. Paylaştığınız kadarıyla sizin tablonuzda, otoimmün bir sebepten dolayı tiroid dokunuz yeteri miktarda tiroid hormonu üretemez duruma gelmiş ve bu nedenle de TSH’ınız artmış. Tiroid hormonu üretiminin yetersizliği yani hipotiroidi durumunda saç ve cilt problemleri dahil olmak üzere bir çok şikayet meydana gelebilir. Bu nedenle, ilacı bırakırsanız, hastalığınızın şiddetine bağlı olarak problemler yaşarsınız. Zaman içerisinde tiroid dokusunun fonksiyonunu yitirmesi durumunda da çok daha ciddi problemlerle karşılaşırsınız. Hipotiroidi ciddidir. Eğer farklı bir hekimden görüş almak istiyorsanız, bir endokrinoloji uzmanına danışabilirsiniz.

Edit: 4 yıl daha zorunlu hizmetim var o zaman da yaş olacak 39 bilemiyorum iş bulmak kolay olacak mı. Onu da hatırlatayım dedim

Devlette de özelde de çalışmış şu an işsiz biri olarak devlet diyorum. Dışarıya danışmanlık verin, yan geliriniz olsun.

Devlette kalın, freelance işler alın.

Ben özel derim, devlet maaşları düşük ve öyle kalacak. Fakat özelden kastım iyi şirketlerse. Şöyle söyleyeyim şuan İstanbulda 35-40 yaş arası kurumsal firmalarda manager title ile çalışan insanlar 120-150K + bes + araba + prim + özel sağlık gibi rakamlara çalışıyorlar. En kötüsü 100Kdır ve ocakta zamlanacak. devlette kalan arkadaşlarımızla maalesef çok ciddi ara açıldı. Tabi devlet gibi 30 gün izin vs olmaz. Devlette kalıp ayrı kazanç oluşturabiliyorsanız ne ala.

ozel+1 yine devlet kurumunda isci statusunden baska kuruma memur olarak gectim ve garip bi lowluk var burda ya. para falan degil mesele baska bi tatsizlik var. ozele gecen biri kamcilanir ve daha da canlanir derim

Yazılımcının kamuda 55k için körelmesi baya kötü bir senaryo bence. Mesleğini sevmiyorsun veya zor geliyordur o zaman olabilir derim ama eğer böyle bir sorun yoksa mantıklı değil. 5 yıl için 40 bin Euro aylık 3 bin TL gibi bir para yapıyor.120 bin TL kazancın yanında devede kulak bile değil. Biraz da hayattan ne beklediğinizle alakalı. Her seyiniz vardır mesela, azıcık aşım kaygısız başım, mesleğiniz de sizin için tutku değilse o zaman memuriyet devam.

Devlet her alanda sineğin yağının yağının da yağını çıkarma peşinde, her an her şeyi yapabilir, bir anda devalüasyon olabilir dolar euro çat diye fırlayabilir, her şey olabilir hiç güvenilmez. Devlette kal ayrıca kendi alanında ilerle derim. Alanınla zerre alakam yok, kadroluysan kesinlikle bırakma dışarıdan iş al bence.

Devlet +1
maastan cok diger yan avantajlar onemli ise acik ara en onde.
30 gun yillik iznin disinda baska ozel izinler, esneklik, egitim imkanlari vs gibi olaylari kac tane ozel sirket veriyor bilmiyorum.
Serbets calismaya kalktiginizda da surekli bir gelire muhtacsaniz ozel sektoru bile ararsiniz herhalde.

Zorunluhizmet/tazminat bitene kadar kendinzi ilgi alanlarinizda gelistirip o zamanki durume bakmak en iyisi bence.

@huzurlarinizda huzursuzluk

maalesef aylik 3 bin tl ye gelmiyor :D yanlis hesaplamissiniz euro artmazsa eger ki artacak su an 30 bine yakin aylik odenmesi gereken miktar :D

otobüs bileti sabittir. tarihe göre değişmez. uçak bileti fiyatı çok değişken

Müslümoğlu

Hassas noktam kırmızı cizgim. Düzgün sucuk bulamıyorum memlekette. Markettekileri eliyorum, hepsi çok bozdu. Pembemsi bir sey cogu.

Yanturali sucuklari bunlarin içinde en beğendiğim. Deneyebilirsinz

Kahvaltılık, sadece ya da yumurtalı tüketmek için sürekli kolayca tedarik etmek için benim bildiğim en iyisi Yanturalı.

etineniyisi beeves.

Yanturalı Vedat Bey +1

Kasap sucuğu,bulundugunuz şehir de mutlaka işini iyi yapan kasaplar vardır.

Peki Yanturali sucuklarini nereden aliyorsunuz? Online siparis disinda secenekler neler?

www.yanturalivedatbey.com

En altta şehrinize göre bakabilirsiniz.

Tesekkur ediyoree

(bkz: köylüleri neden öldürmeliyiz)

dut agacini sinira degil de kendi alaniniza niye dikmediniz anlayamadim. "kurutmus" dediginiz olay nedir bir de. siz sulamiyor musunuz zaten karsi taraf nasil kurutmus.

Anlattıklarınız içimi sıktı. Şimdiden köydeki herkesle aranızı bozun. Herkes sizi aksi ve kavgacı biri olarak bilsin. Anladığım kadarı ile ancak bundan anlarlar. İyi niyetinizi anlatabileceginiz ya da anlayabilecek birilerine benzemiyorlar. Bu komşular yaşlı insanlar mı yoksa yasitiniz insanlar mı? Yaşlı iseler çok dert değil. Ya da siz en iyisi daha oldun ve soğukkanlı bir kullanıcının tavsiyesini dinleyin. Yazdıklarımı okuyunca ben de beğenmedim ama bir bakış açısı işte. Böyle hissettim.

sanki bizim köyü tarif ediyorsun. çocukluğumda tarla yüzünden insanların birbirine balta ile giriştiğini hatırlıyorum. bu hiç değişmeyecek galiba.

@robert bosch

Kendi alanımıza diktik her iki ağacı da ama büyüyünce yukardan dalları kendi evlerinin güneşini keser diye kimyasal bir işlem uygulayıp kurutmuşlar dutu. Özeleştiri yapıp acaba daha içeri mi dikseydik falan diyorum ama ona da kesin bir şey bulurlardı sonucuna ulaşıyorum, bilemedim.

@aslagülümseyenbirkediyegüvenme

Yaşlı insanlar ve onların köyde büyüyen 30’lu yaşlardaki çocukları…

size danismadan böyle bir sey yapmalari harbiden cok ayica olmus o zaman.
sizinle konusmamislar, bu dut ileride büyür bize gelir mi vs

yuh diyorum. böyle bir cevrede yasanmaz. degerlenir ki mi orasi? degerlenmeyecek gibiyse satin gitsin.

oncelikle diger tarafi da dinlemek lazim. ama anlattiginiz sekildeyse diktiginiz agac onlarin gunesini engelliyorsa veya manzarisini bozuyorsa veya bahcelerini kirletiyorsa haksiz olan sizsiniz bence. koylu insanin kotu tarafi hak yer. iyi tarafi da hakkini yedirtmez.

Kırsal kesimlerde böyle cahillikler yoğundur. Kimse kimsenin hakkında pek olumlu da konuşmaz.
Onun bunun malı, kazancı, yeni yaptırdığı evi,yeni doğan çocuğu, aldığı inek, aldığı araba vs. orada yaşayan cahillerin derdi tasası, hased sebebi olur.
Yıllarca bölünemeyen neredeyse artık 100'den fazla kişinin varis olduğu tarla gibi miras meseleleri,sürekli devletten beklenen desteklemeler, olabildiğince her tür yardımdan faydalanma arzusu, bunun yanında hayvan alış verişi ve mahsül satışından devletin kazancının ne olduğu belirsizdir.

Şurası kesin ki küçük yaşanan yer küçük ölçekli olduğundan zihindeki hayaller, dünya algısı da gerçekte küçük oluyor.
Ama o hayali kuran için bunlar büyük şeyler.
Kişinin dünya algısı sadece kaldığı yer ile sınırlı.
Dışarı başka şehirlerde bulunmayan, ortam görmemiş bir kesmin bunu anlaması da belli bir yaştan sonra imkansız.
Bunu en iyi anlatan örnek,
muhtarlık seçimleri ve sonrasında olanlar..

Tavsiye olarak ne diyeyim bilemedim.
Bir yeri satmak zorunda olmanız tabi ki babanıza ihanet olmaz.
Ama yeri satacağınız kimsenin vasıflarını iyi düşünün. Biraz dişli olsun.

Sadece köy için değil her yerde böyle aslında. Sebebiyle ilgili benim bir gözlemim var kendi çapımda. Artık sayıca çok azalan saygın bir yaşlı kesim vardı. Bunlar kibar ve yol yordam bilen insanlardı. En kötüsü dahi sırf zorunda hissettiği için usulünce davranırdı. Bu insanlar bilgiye de saygı duyardı, "ben cahil kaldım evladım" demekten çekinmez, bunun farkında olarak yaşarlar, nerde durmaları gerektiğini de bilirlerdi. Elbette aralarında kötü olanlar da vardı ama ağırlıklı genel bir karakterden bahsediyorum. Bu insanlar her nedense çocuklarını kendileri gibi yetiştiremediler. Şimdinin yaşlılarını oluşturan kesim benim çocukluğumda yine böyle rezil insanlardı. Kendi anne babalarının hatrına belli bir çizgide kalırlardı. Bunlar sürekli anlatırlar zaten biz anne babamızdan çok çektik diye. Bunun sebebi belli bence :D

Sizin hatırladığınız köyünüz bu makul insanların söz sahibi olduğu, diğerlerini bir çizgide tuttuğu yerdi. Tabi siz de daha az sorumluluk taşıyordunuz, bunun da etkisi var kuşkusuz.

Şimdi kendini tanrı sanan ve boş boş konuşmaktan inanılmaz keyif alan aynı zamanda sosyal medyada gördüğü bütün komplo teorilerine inanarak beynini kullanılmaz duruma getirmiş halde bulunan, hiçbir adap bilmeyen, hiçbir sınırı olmayan, cahillikle gurur duyan bir kitle yaşlı kesimi oluşturuyor. Özellikle küçük yerleşimlerde bu yaşlı insanlar her şeyi yöneten görünmez bir el gibi işlev görüyor. Genç ve yetişkin kesim bu kitleyi kendilerine ahlaki dayanak görerek seviyeyi iyice düşürüyor. Haliyle bu yerlerde inanılmaz bir kokuşmuşluk hakim. Aynı zamanda siz de yetişkinsiniz, artık sorunlarla daha çok muhatapsınız. Olayı derinden hissediyorsunuz.

Bence evi satmayın, ama yapacak bir şey de yok.

Konu hakkında bir yorumum yok.

Ancak ağaç konusundan anlayan biri olarak ağaç kurutmak için kimyasal işlem konusu bana mantıklı gelmedi. Doğal sebeplerden kurumuş olma ihtimalini değerlendirin bence.

Ayrıca bana ait alana gelecekte gölge yapacak şekilde ağaç dikilmesi benim de kabul edeceğim bir şey değil.

şehir merkezinden uzak yeşillik bir yerde yaşıyorum, buranın yerlilerinin de aynı seninkiler gibi ağaç düşmanlığı var çözemediğim. biri güneş keser diye keser, biri "hava gelmiyor(???) diye keser. diğeri bilmem neresi hoşuna gitmez keser. kestiği de çamdır eriktir, kıymetli ağaçtır. kalanları görsen için acır. fino kuyruğu gibi, upuzun ağaçlar tepesinde üç tane yaprakla kalmış. cahil desen, kestirenler arasında emekli öğretmenler de var. kafayı yersin.

bir tanesi geçen arabulucuya 20 bin ödemiş sosyal medyada chplilere hakaret ettiği için. mesele ne yaşlılık ne köylülük. hepsinin ortak noktası ahlaksızlık partisini tutmaları.

tavsiyem şikayet edebildiğin her yere et bunları.

hocam köylüler öyle, şehirde de öyle. yapacağınız şey, direkt sağlam tel + örgü. askeriye gibi örün çevresini. gerekirse duvar dikin. yarın öbür gün, sınıra da göz koyup gıdım gıdım sizin tarafa geçecekler. böyle pis şeyleri ben de yaşadım, biliyorum. ortamı germeyin, ama "param varı" gösterin. kavgacı olmanız, hatta dayak atmanızdan; "paranızın olduğunu" göstermeniz daha etkili. bunlar üç kuruşun hesabını yapan insanlar.

Mafya babalarının meksikadaki evleri gibi etrafı üç insan boyunda duvarlarla öreceksiniz.
Ben bunların bir de şehir görmüşleriyle uğraşacağım diye kafayı yiyordum. Hatta birazını yedim. Yanlarında biraz daha kalsaydım hitler benzeri bir nefretle dolup taşacaktım. Şu an sadece insan olarak görmüyorum.
Tarlanız, eviniz, bağınız bahçeniz… Değerli ya da değersiz hiç önemli değil. Böyle kocaman sağlar duvar öreceksiniz evinize. Tarlanızın etrafını saracak üstüne de dikkat elektrik çarpar yazacaksınız.
Sevgi, saygı, komşuluk bilmem ne. Tam böyle ağaçlarla derdi olan bi bilmem ne amcam bana istanbulun ortasında bir daire kaybettirdi. Yamyamdır bunlar. Bildiğin yamyam. Diri diri yemeye çalışırlar insanı.
Malınızı mülkünü koruyup çevip çevreleyin. Bu tiplerin başka işi gücü de yoktur. Kafaları sadece başkasının malına mülküne çalışır. Düşünü düşünür düşünürler. Adam öldürmekten de korkmazlar. O yüzden kredi çekin altınınızı bozdurun biraz zorlayın o ay kendinizi yaptırın o duvarı. Ama böyle tatlı tatlı yazlık evi duvarı değil. Senin ben yedi sülaleni duvarından.
Şimdi komşularla iyi anlaşmak lazımcılar da gelebilir. Anlaşılacak insan var anlaşılmayacak insan var. Ama artık anlaşılacaklar çok az.

Benim bakış açımda da benzer bir dönüşüm olmuştu. Küçükken köy şehrin tam tersine herkesin iyi olduğu, ilginç bir yerdi. Ancak yavaş yavaş büyüyünce gördüm ki köy bir nevi cehennem. Özel hayat diye bir şey yok, herkes herkesin bütün hayatını biliyor. Ancak bu bir sürü rezillik yaşanmasını da engellemiyor; yine kimse yapacağından geri kalmıyor. Kimin eli kimin cebinde belli olmayan bir ortam. Üstüne de hiç bitmeyen mal mülk kavgası, genelde de olabilecek en adi şekliyle; senin koyunun neden benim çitime sürttü, ağacının yaprağı neden bahçeme düştü, ineğinin tezeğine gelen sinek canımı sıktı gibi şeyler üzerinden başlayıp yıllarca devam eden düşmanlıklar. Hayvanlara yapılan eziyetleri saymıyorum bile... Şehir hayatı çok mu matah bir şey o da tartışılır tabi de, en azından belli ölçüde yaşayacağın sosyal çevreyi seçip, "özel hayat" diye bir şeye ucundan da olsa sahip olabiliyorsun.

tipik köylü kafasi. anlattiklarinda yeni hicbir sey yok. türkiye'nin hicbir köyünde kendimi güvende hissetmem. sat gitsin evi arsayi.

Duvar dikmek mantıklı görünüyor. İşi olmayıp başkalarına saran tiplere benziyor bunlar. Bunlarla minimum iletişim iyidir

Kusura bakmayın ama haksızsınız. Önce siz onlara düşman gibi davranmışsınız. Köylülerin bu yaptıklarınızdan hoşlanmamak için mantıklı sebepleri var.
Sınıra dikilen ağacın dalı, gölgesi diğer komşuya taşar. Adam oraya bir şey ekemez. Ekse de yetişmez çünkü. Pisliği de cabası. Üstelik dut ağacının dökülen meyve-yaprak pisliği ve bunlara gelen sinek çok olur. Aynı şekilde ağaç toprak altından da komşunun arazisine taşar. Ağaç kökleri çok derine inmez toprağın 30cm altında ağ gibi metrelerce yayılırlar. Dalı kesse, güneş bahçesine düşmese de yine o alana ektiğinden verim alamaz yani. Aynı şekilde ağaç eve çok yakın dikilmez çünkü kökler temele zarar verir.

Dut ağacından döküntü çok olur. Tam sınıra diktiyseniz yan komşunun bundan rahatsız olması çok normal.
Sizin komşuluk hakkını gözeterek ağaç dikmeden bir danışmanız gerekirdi. Onların da size olası sorunu dile getirip bunun yerini değiştirin demesi gerekirdi. Siz farkında olmadan bir hata yapmışsınız ama onlar bile isteye bir hata yapmışlar. Gerçi kuruttular demişsiniz ama nasıl oldu bu? Bakım yapmasını istediniz de yapmadılar mı veya ağacın köküne sizin orada olmadığınız zaman zararlı maddeler falan mı döktüler?

Diğer ağaç konusu da aynı bence. Bir ağaç dikecekseniz ve bu komşuyu etkileyecekse rızasını almanız lazımdı.

Neden soramayasınız ki? Bu kişi profiline neurodivergent yazmışsa, otistik beynim gibi paylaşımlar yapıyorsa doğrudan olmasa da karakter olarak aktivist bir damarı vardır heralde. Sorarsanız memnunbile olur gibi geldi.

Hiç yoktan aptala yatıp neurodivergent nedir diye sorabilirsiniz.

tek başına adhd adamı neurodivergent yapmıyor mu zaten, ben mi yanlış biliyorum?

Neurodivergence/Nöroçeşitlilik biliyorsun esasında bir sosyal hareket tıbbi bir durumu kapsamıyor ve sosyal hayatta nöroçeşitliliğin olması gerektiğini düşünen, yani ADHD olsun Otizm olsun Tourette Sendromu vs olsun bunların sosyal hayatta olmasını savunan sosyal bir hareket, profilinde bu tabir olan biri sadece bu düşünceyi savunan bir insan da olabilir Otizmli ya da ADHD'li biri de olabilir ikisi birden de olabilir ya da hiçbiri olmayıp sadece bu düşünceyi savunuyor da olabilir ama mesela profilinde Neurodivergence/Nörofarklılık yazsaydı o zaman kesin yukarıda saydıklarımdan birine sahip olduğunu söyleyebilirdik zira bu tabir de bu konunun tıbbi yönünü temsil ediyor ve bu durumlardan birine sahip biri dışında birinin yazması saçma olur.

bence uygun bir dille sormanda sakınca yok ya, öyleyse zaten çok daha kötüsüne alışmıştır.

neurodivergence olayı son yıllarda biraz karıştı gibi. terapistim bana da mesela neurodivergent olduğumu söylüyor, üzerinde durmaya gerek görmemekle beraber otizm spektrumunda da olabileceğimi düşünüyor. halbuki halk arasında sadece CİNS yahut UYUZ MUDUR NEDİR tabir edilen bir insanım.

yani neurodivergence olayı bence bu işlerin gelişmesiyle halihazırda mevcut farklılıkların daha iyi anlaşılması durumu biraz. her neurodivergent çok "değişik" veya "özel" olmuyor. o açıdan karşındaki kişinin fazla hassasiyet göstereceğini sanmam ben. direkt sor KARDEŞİM SIKINTIN NEDİR?? diye ktfkf.

hatta belki hoşuna bile gidebilir çünkü bazı insanlarda şöyle bir durum var: onunla ilgili küçük ama önemli bir detayı bilirsen hem sen onu çok daha iyi anlayabiliyorsun hem de o rahatlıyor.

Mobil edit: hisseler 30 puan zararda

toaso ve otomotiv bence en kötüyü görüyor, seneye daha iyi olur diye düşünüyorum. bizim marketi bilmiyorum. kontrolmatik ve kale biraz sıkıntı, ben toplamazdım. spekülatif çok aşırı gidip geri gelen hisseler çok daha uzun süre toparlanmayabiliyor. kontrolmatik vardı bende bir önceki bilançoyu görür görmez sattım. iyi bilanço görene kadar da almam. en iyi ihtimalle tutun derim. alacaksanız daha iyi ucuzlamış hisseler var bence. ytd.

1-2 sene vade diyorsan ve ille de borsa diyorsan bari kulaktan dolma kağıt seçme de temel analizi yapılıp seçilmiş kağıtlara yönel.

www.youtube.com

Tunç satiroglunun aklıyla borsaya yatirim yapan da varmış. Bir yaşıma daha girdim. Kontr klser ve bizim

Kontr klser ve bizim i hangi mantıkla sectiyseniz o mantığın tam tersiyle hisse seçip yatırım yapın. Dibin dibindeyiz ve ne kadar bitik sirket varsa bulmussunuz

@deer hunter,
Konu hakkında muhteşem bilgilerinize her zaman ulaşamadığımız için, videoda listelenen aracı kurum yatırım uzmanları ne demiş onlara bakıp fikir alma durumunda kalıyoruz. Adamlar temel analiz falan yapmışlar ama, ne yapalım, böyle idare ediyoruz. İşkembe-i kübra fikirleri hep ulaşabilsek daha güzel olurdu tabi.

Ayrıca BIST'de yatırımım yok.

toaso ve otomotiv bence en kötüyü görüyor, seneye daha iyi olur diye düşünüyorum ben de. fakat toaso'nun stellantis hamlesi rekabet kurulu'ndan döndü. ciddi bir olay. analist raporlarını okumak lazım.

klser de, GYO lar gibi en kötüde. faiz indirimi sinyaliyle toparlayabilir.

kontrolmatik'te tahsisli sermaye artışı oldu, bunun şirketin yönetiminde ve politikasında ne gibi etkileri olacak, incelemeniz lazım. ciddi bir olay.

bizim, diğer perakendeciler gibi azalan kar marjları sebebiyle en kötüde. üstelik bir darbe de asgari ücret artışından yiyecekler. ulker grubunda işler yolunda girse de, bizim'in işi zor.

ben olsam fırsat maliyetini hesaplayip faizle kısa sürede amorti edebileceksem kol keserdim. bir diğer nokta da, hisselerin ağırlıkli ortalaması endeksin gerisinde kalmışsa, gene en güçsüz hisselerden kurtulmakta fayda var.

öte yandan tunç bazen boş yapiyo. özellikle yatırım fonları konusunda. bir de hisse senedi konusunda -işık okte'nin dediği gibi -kendisi de biraz cakaldir, 8-10 senetle yapılmaz, 2-3 tane kafi- biraz boomer. 2-3 hisse senedinden fazla alıyorsan, hepsini masa başında takip edeceksin. 10 tane kiracin olduğunda nasıl ki her evin kirasını, vergisini, dask'ini, yer geldiğinde kentsel dönüşümünu, kiracının yaptırdigi mutfak dolabıni takip ediyosan...

O aracı kurum uzmanları uzman olsa 60 bin TL mAasla orada çalışmazlar. Çok gördük onların hedef verdiği hisseyi kendi kurumunun sattığını.

Arkadaşlar, ben neden söylediğimi @anlatamıyorum.

Ben Tunç Şatıroğlu ne dediyse onu yapın falan demedim.

Adam, banka ve aracı kurumların yapmış oldukları temel analiz sonuçlarını bir listede birleştirmiş.

O listeye bakın diyorum, Temel analiz diyorum, o liste diyorum. Adam videonun başında liste benim önerim değil diyor zaten. Adam BIST'den uzak durun diyor.

heinrich heine'nin helicopter parenting kitabi

dostum yanlis anlamazsan, niyet iyi de bogmayin cocugu bence. 18 yasinda bir insan kendi isteyerek internetten 30 yasinda birinin bulamayacagi kadar sey bulur.

alman bir ogretmen flortum bana dogumgunumde walter moers'ten bi kitap hediye etmisti. onu da yazabilirsin.

bu liste cok manasiz ama. aklina gelen her seyi yazmissin gibi. nietzsche schopenhauer ne alaka anlamadim. 18 yasinda cocuk schopenhauer'i bi de almancadan okursa okulu birakip a101'de kasiyer olarak baslar. nietzsche'yi turkce bile okumak neredeyse imkansiz almanca mi okuyacak bir de?

hesse de en ayar oldugum yazarlardan biri. cok bos geliyor ama alman gencleri cok okur onu.

zweig süskind mann ende ve moers yeter. iki uc de sair ekle tamam. goethe'den de werther'i okusun gecsin.

almanca hazırlığı alman dili edebiyatı için okuyorsa güzel ama işletme için okuyorsa hayattan soğutursun bu devasa listeyle. schiller falan çok ağır, kültüre hakim olması lazım anlaması için. hazırlık bitsin bi güzel almanyayı gezsin gelsin, beğenirse kökler kardeşimiz. zaten şu an zorlu bir süreçten geçiyor

hayır yemez

İndirilenler'den açmaya özen gösterin. Akıştan çalıştırırsanız yiyor, internet kesilince de duruyor.

yazı değil de cüneyt özdemir youtube kanalında son videolardan birisinde detaylıca ele almışlardı

olgunlasip yumusayincaya kadar disarida sonra buzdolabinda meyvelikte. 50 tane avokado hic almadim. 7-8 en fazla.

Bu avokado işi beni çok üzdü ya, bir beğendiğim yerden ikinciye aldım hüsran oldu. Olgunlaşmadan karardı. Çekirdeği hayvan gibi çıktı. Ya da aynı anda olgunlaştılar kusana kadar avokado yemek zorunda kaldık. Canımız avokado istediğinde henüz ham denk geldi fln derken ben öyle toplu almıyorum artık. Metro marketteki donuk olan güzel demişti birisi aklımda ondan almak var

bugün migrostan 2 tane aldım. 30tl gibi bişeydi fiyatı. 50 tane alsam kesin bozulur.

biraz yumuşama olunca dolaba koymanız gerekiyor. Sonra ihtiyaç oldukça çıkartıp yersiniz. Ne kadar uzun süre dayanır bilmiyorum. biz bahçeden koparıp aldığımız için saklama konusunda derdimiz olmadı(ihtiyaç oldukça alıyoruz yani).
Avokadonun da cinsleri var. hangisinin çekirdeği büyüktür, tadı nasıldır diye bir araştırıp öyle isteyebilirsiniz satıcıdan. Gerçi şu cins avokado satıyorum diyeni bulmanız çok zor ama yine de denemekte fayda var.

metrodan dondurulmuş yarım avokado alıyorum, bir poşette 20 yarım var 440 liraydı en son. ben taze avokadoyu kullanmayı bilmiyorum hep zamanı geçiyor. ya da olmamış oluyor, soyunca çürüyor. şimdi buzluktan bir tane çıkarıp buz dolabına koyuyorum yarım saatte yemeye hazır oluyor

emin degilim ama o muhabbet eskidendi.
www.kariyer.net

bu siteye göre is günü tamamlanan yil kac yasinda emekli olacagini belirliyor.
C) 01.05.2008 tarihinden sonra sigortalı olan kadınların emeklilik yaş tablosu
kismina bakarsaniz 2048'de itibaren 7200 is günü dolduranlar 65 yasinda emekli olacak.

bana kalirsa kiziniz icin etf alin her ay. kücük miktarlarla düzenli alim yaptiginiz takdirde emekli 23 yasina kadar 10 yil birikim yapmis olacaksiniz. 23 yasinda calismaya baslasa üzerine kendi koysa kötü bir durum degil.

Bir iş yeri sahibinden talep edin.
Mesela ben ilk bir eczanede çalışmıştım. Bir iki ay ilaç tanıtımı yapmıştım. Sigortamın başlaması için 15 günlük giriş çıkış yapmışlardı.
Bugünkü kanunlara göre anlamlı olmayabilir ama yine de yapmakta fayda var. Unutmayın: Burası Türkiye! Her an her şey değişebilir.

tanıdık dükkanı-iş yeri olan birileri varsa onlar üstünden 15 gün gir çık yapsın.
şimdi nasıl bilmiyorum ama eskiden böyleydi. bende öyle sigortamı başlattım. hatta abdullah gül oğlunada 14 yaşında aynı şekilde yapmıştı. o dönem baya haber olmuştu.

şöyle bilgiler var:

www.muhasebetr.com:~:text=18%20YA%C5%9E%20%C3%96NCES%C4%B0%20%C3%87ALI%C5%9EMA%20S%C4%B0GORTALILIK,prim%20%C3%B6deme%20g%C3%BCn%20say%C4%B1s%C4%B1na%20eklenir.

2 sene sonra yazın eczanede gerçekten çalışsın 1-2 ay
hileli işlem yapmayın bence 80 milyon insanı ilgilendiriyor sgk sistemi

Ben, kahveyi taze cektiriyorum. Eskiden pakette alırdım ama taze çekilmiş daha güzel. Tavsiye ederim.

kahve dünyası. mehmet efendiyi bırakalı çok oldu. çok acı artık özellikle sade içenler için.

Paketli kahveler arasında sapsarı pakedi olan tchibo
encrypted-tbn0.gstatic.com

Karfur, migros, a101 de var, kurukahveci bana da çok kavrulmuş ve acı geliyor, bunda o acılık yok

mehmet efendi, ama marketten degil eminonu subesinden gidip alacaksin, taze cekilmis.

Nuri toplar

Aslında Türk kahvesi olarak satılan her marka çekirdek olarak Rio Minas kullanıyor paketlerin arkasında da yazar zaten, Rio Minas yazmak istemeyen de Arabica çekirdek yazar ama Arabica çekirdeğin kendisini değil çekirdek ailesini belirtir Arabica türünde 50 tane çekirdek vardır herhalde, Rio Minas da Arabica cinsi çekirdeklerden biri ve sanırım kalite ve lezzet olarak 1-10 arasında 2/3 puan değerinde bir lezzete sahip, o nedenle marka değiştirmek pek işe yaramıyor, bence Arabica cinsinden ama daha kaliteli bir çekirdeği Türk kahvesi boyutunda çektirmek daha iyi olabilir.

nuri toplar alıyorum internetten taze geliyor, damla sakızlı olanı da güzel.

Mehmet efendi, taze cekim kahve dunyasi ve tchibo

Müstesna. Dibek kahvesi mükemmel

Selamlique. Tarçınlı, portakallı ve sakızlı olan çeşitlerini seviyorum.

Eskiden mutfakta kahve pişerken kokusu odamıza gelirdi.
Eskiden çarşıda kurukahveci kahve çavursa çarşı kokardı.
Nasıl ki kestaneci kabuk yaksa da koutamıyor, çilekçinin namussuzu pazarda çileğe koku sıkıyorsa, nasılki karpuzda o eski tat yok ise, kahve de aynı durumda.

Bir yerde toplanalım, herkes kahve Türk kahvesi içsin. alıştığınız acılık tatlılık dışında bir marka farkı anlayan olursa bütün hesap benden.

Ben piyasada satılan her marka ve önerilen lokal satıcılardaki türk kahvesini denemişimdir heralde.

En son vazgeçip mehmet efendiden şaşmamaya karar verip kabuğuma çekildim. Yukarda acılığından şikayet edilmiş ama benim mehmet efendi seviyor olmamın en büyük sebebi o keskin tadı veriyor olması zaten.

Bir de ne değişiyor bilmiyorum ama kahveyi neyde pişirdiğiniz de önemli. Arçelik'in şu ikonik gri renkli çift cezveli telvesi çok güzel pişiriyor.

Acı kahve seviyorsanız mehmet efendiden şaşmayın.

Bursa Setbaşı'nda Aksu Baharat var orada çektiriyorum fena değil. Bir de Osmanlı Çayı dedikleri bir bitki çayları var gittiğimde ondan da alıyorum

Ahşap ve güzel olanlar uzun yıllar dayanmıyor olabilir kışın yağmur yiyor zamanla çürüyor, halatlar kopuyor vs

Metal olanlar yazın çok sıcak oluyor kayayım derken yanan bile oluyor yazın bazı bölgelerde. Plastik o kadar ısınmıyor, ahşaba göre de ucuzdur diye tahmin ediyorum. Çirkinliğinde ise hemfikiriz.

Kesin bir rant durumu da vardır onu da beklerim ama üretici firma hakkında bilgim yok

Dayanıklılık, kullanışlılık, güvenlik kaygılarıyla plastiğe yönelme var.

Ama çirkinlik konusunda hemfikir değiliz. Sizin Belediyeler zevksizdir.

Unutmazsam birkaç fotoğraf çeker editlerim.

çocuk parklarındaki esas parametre güvenlik.
zeminden kullanılan malzemelerin sertliğine ve sağlığa uygunluğuna kadar hepsinin bir standardı var. bunu karşılayabilen çok sayıda üretici firma yok zaten benim bildiğim.

ben çirkin olduklarına katılmıyorum. benim çocukluğumdaki parklar esas çok korkunçtu ve farklı parkurlar yoktu hepsi tek tipti. şimdi tırmanma duvarından tekli ve grup halinde binilenilen salıncaklara, zıplama parkurundan tünel gibi içine girmeli şeylere kadar çeşit de fazla. kaydırakları falan saymıyorum bile.

evimin önündeki millet bahçesinde çocuklar için bugs bunny tarzı süper kahramanlı salıncaklar bile var. daha ne olsun. şimdiki çocuklar şanslı bence en azından bu konuda.

Mimari, dış çevre vb. konularda Türkiye'de zaten genel olarak bir çirkinlik söz konusu. Yollar, binalar sanattan, estetikten uzak genellikle. Plansız, biçimsiz, dengesiz rant'a kurban gitmiş birçok yapı, yer... Avrupa'yı gezerseniz farkı net görebiliyorsunuz. Çocuk parkları da gerçekten çok itici, paçoz... Yakınından geçerken hızlı adımlarla uzaklaşmaya çalışıyorum.

türkiye'de ne güzel yapiliyor ki? sahiden, en son nereye bakip bir orijinallik, fonksiyonellik ve estetik gördünüz?
okul yapiyorlar malzemenin en dandigiyle. görüntüsünden bile sefalet akiyor. binalar gulag gibi gözüküyor, oraya giden cocugun psikolojisi zaten kayiyor.
her sey gibi sehir planlama da politik. isin arka plani bu.

Çünkü sanat ve estetik yok. Anlaşılmıştir bir tanıdık firmayla teknik şartnamesi de zayıftır. Ne verse şartnameye uyuyordur. cevre ile bütünleşmiş mı uymuş mu kimin umurunda

cemer marka olanlar o kadar kötü değil, dikkatimi çekip aratmıştım internette bu konuda baya profesyoneller diyebilirim

Bu hep olan bir şey zaten, hatta ikinci altı aydan sonra araçlar 2025 model diye geçer, şimdi de kampanyalar olabilir ya da beğendiğin model varsa biraz daha pazarlık yapabilirsin

2016 ocakta 2015 model bir araç almıştım. o zamanın parasıyla 250TL - 500TL gibi bir fark vardı. şimdi baktım, bugünün parası ile 2300TL - 4600TL yapıyormuş. bence beklediğinize değmez. vergisi artar, döviz belli olmaz. şimdi imkanınız varsa alın.

bir de muayene tarihi ile tescil tarihi de alakasız oluyor. benim araba ocak tescilliydi ama muayenesi ekimdeydi.

dramatik bir fark olmayacaktır. geçen sene bu dönem sıfır araç fiyatlarını takip etmeye başladım. yılbaşından sonra '23 modellerde fiyat düşmedi tam aksine yükseldi. bu ülkede hiç bir şeyin fiyatı asla ama asla düşmez.

madecassol veya contratubex veriyorlar yara izine

Contractubex +1 bana çok iyi gelmişti

Büyük ihtimalle silverdindir, evlerde çok sık bulunuyor ve bahsettiğiniz amaçla kullanılıyor. Ancak iz geçirici olarak değil de yaranın veya yanığın sağlıklı iyileşmesini sağlayan bir krem olarak bakmak daha doğru. Çünkü yara izi kalmasını bu şekilde önlüyor veya izi azaltıyor.

Bunun için de iyileşme sürecinde düzenli kullanmak gerekiyor.

Yine de kullanın, belki etkisi olur.

sudokrem de önerebilirim

sarı kantaron yağıda işe yarıyor

Sadece yara izi ise dermatix jel harikadır

noskar

şahıs şirketi kurup fatura kesmeli. sonra da bağkura başlamalı.

İsteğe bağlı sigorta

bunu bi' araştırsın.

Bulunduğu il ya da ilçedeki SGK müdürlüğüne gider. Bankalardaki gibi kiosktan sıra alır. Sırası gelince gidip memura nüfus cüzdanını verir ve isteğe bağlı bağkurlu olmak istiyorum der. Memur işlemi yapar. Birkaç gün sonra mobil bankacılığa girer. Orada her ay 6401 lira olarak görünen borcu öder.

Not: Bu arkadaşın GSS prim borcu varsa SGK daki memur yakalamışken öpebilir. Haberi olsun.

Ek: İlk ödeme, ayın ortasından başlayacağı için farklı çıkabilir. İlk ödemeden 1 ay sonra otomatikman sağlık sigortalı olur.

İkametin Türkiye'de olma zorunluluğu vardır.

Yeni bilgisayara modemden sabit ve uzak bir IP adresi atamayı deneyin.

teşekkürler ^^

almaya değer. air al geç.

kullanabilirsin. ama kendi trackpadi aşırı iyi. mousea ihtiyaç duymazsın.

MacBook Air alırdım ben olsam (özellikle Windows’a ihtiyaç duymuyorsanız). Normal klavye fare kullanırsınız tabii.

Lenovo Yoga serisine göz atabilirsiniz.

SAMSUNG Galaxy Book2 Pro EVO, Notebook mit 13,3 Zoll Display, Intel® Core™ i5 Prozessor, 8 GB RAM, 256 GB SSD, Intel® Iris® Xe, Grey

bende var. 2 yil oldu cok memnunum. böyle bir sarj yok....
macbook bence cok pahali.

edit: ekran kücük ama haberin olsun. bunun yaninda da kus gibi ama.

macbook air'ler hem ince hem fansız hem de güçlü. 3 yıldır kullanıyorum, çok memnunum

air al bu is huzur icinde cozulsun..

macbook air olabilir eğer macos arayüzünü kullanışlı buluyorsanız ve lehimli ram ssd sorun değilse sizin için

yoksa hp elitebook 8xx serisini öneririm.

Erzurum'da 14 Kardeşler Pastanesi'nden.

Alma, aflatoksin miydi neydi o sebeple ihraç edilemeyen fıstıklardan yapıldığı iddiası var.

Ambalajlı ürün olarak soruyorsan rayess marka olan çok başarılı.toplam 5 markanın ihracatını yaptım,içlerinde görünüm olarakta,lezzet olarakta en iyisi buydu.

Hatay'da öztoprak pastanesi

Ceviz agaci

malzemelerini al evde yap. dışardakiler çöp.

alma, muhayyer +1
yemek manyağı biri olarak ne kadar bu naneyi merak etsem de en az önümüzdeki 1 yıl kuruyemişten uzak duracağım

atıf konusunda bir bilgim olmamakla beraber. Kafamda Bir Tuhaflık'ı okurken keyif almıştım.

sorun olmazz

Yumurtanın buzdolabında 6 haftaya kadar bozulmadan bekleyeceği söylenir ama yine de bi kırıp kokusuna bakmak lazım.

Yumurtanın bozulup bozulmadığını anlamak için testler var. Mesela suya koyduğunuzda tabana değmesi lazım veya salladığınızda vıcık vıcık ses çıkmaması lazım gibi.

Birini haşlayıp soy. Kıçındaki hava kesesi aşırı büyük değilse, kötü de kokmuyorsa bişey olmaz.

Bir kaba su doldurun

Yumurta dibe çöküyorsa kullanılır
Yumurtanın kabuğu suyun yüzeyine değiyorsa kullanılmaz

Yumurta su testi
youtu.be

1-2 günden bir sey olmaz

BUders Boğaziçiliden Özel Ders


Türevin tanım kuralları. İngilizcesi definition rules.

Kuru otlar üstüne filminin kamera arkasi yayınlanacak. Kasim ya da aralikta.

Şeffaf plak tedavisine başladım ve küçük değişiklikler görmeye başladım, tedavim seneye tamamlanacak çok heyecanlı ve mutluyum. Bir de hayal ettiğim bir şey var onunla ilgili çalışıyorum.

Uzun zamandır konser vs işlerine girmiyordum ama Gojira 2025'te Türkiye'ye gelecekmiş, gerçi metal müziği artık kafam kaldırmıyor ama yine de gidilir, şimdilik hayatıma heyecan katan tek şey dün bunun haberinin verilmiş olması oldu.

24-25 eğitim öğretim yılı ilk ara tatili yaklaşıyor. Tekrar insan gibi rahatlamak, kendim gibi hissetmek için gün sayıyorum. Gürcistan'a gideceğim tatilde, orada da güzel vakit geçirmeyi umuyorum.

Kızımın oyun grubu için yedek listede olduğumuz haberini veren bi telefon aldım dün. Birkaç ay sonra başlayabilirmişiz, oyun grubundan girince seneye kreşine girme imkanı da çok artmış oluyor. Aşırı iyi bir yuva, ne zamandır burayı gözlüyordum. Dün telefonda isim çıkınca kalbim deli gibi atmaya başladı valla ne zamandır bu kadar heyecan yapmıyormuşum demek, kırk yaşa doğru da heyecanlar bunlara evriliyor işte gençler ya ne sanmıştınız :)

Tarihimdeki en guzel kiz arkadasim olmasi icin ufak adimlarla ilerliyorum

evi tuttum, tasinmayi bekliyorum. cok heyecanliyim nedense. genelde maddi seylerden heyecanlanan biri degilimdir ama bunun hayatimda cok seyi degistirecegini dusunuyorum.

bi sürü güzel kitap aldım, pazar günü de kitap fuarına gideceğim.
bu ara beni en çok heyecanlandıran şey eve gidince kitap okuyacağımı bilmek.
bu o kadar kıymetli bir şey ki..

Yarın, 1 hafta sonra, 1 ay sonra ve 1 sene sonraya var. Ne oldukları bana òzel. Rabbim ulasaɓilmeyi muvaffak etsin.

İstediğim bur sertifikayı almak için kursa yazıldım, yıllardır içimde ukte bu sefer başarıcam, sonra da ikinci motoru alıcam.

hic icmiyoruz. milleti memnun etmek icin niye icelim ki?

Herhangi bir nedenden dolayı içmediğiniz için trip atacak insanlarla takılmayın.

bir 50lik bira sıkıntı olmaz. ama 2-3te dikkat edin.

ayrıca içmedin diye trip atan insanlarla görüşmeyin. içmemekle kös kös oturmanın ne alakası var. içmeyince muhabbet edilmiyor mu?

max 2 33lük veya tek 50lik ve biraz bekleme süresi promil için okey oluyor ama reflekslerinizi ve kafanızı siz daha iyi bilirsiniz

Hiç içmiyorum. İçeceksem arabayla gitmiyorum. Kimsenin beni beğenmediği gibi bir hava oluşmuyor, oluşsa da canımdan ve başkalarının canından kıymetli değil.

kısa buluşmalarda içmem. uzun buluşmalarda gecenin başında 1 tane 50lik alırım evire çevire yavaş yavaş içerim üzerine de su içerim. 1 taneden fazla içmemeni öneririm :D

Bulusulan insanlar yeni, sifir insanlar

Mekanda alkolsüz bira varsa onu iç.

iki tane 33'lük bira (sonra en az 1 saat boşluk) benim için ideal oluyor. geçenlerde iki tane 50'lik fıçı içtim, yarım saat sonra çevirmeye girdim. ehliyetimin gittiğine emindim ama sınırın altında çıktı. kişiye, cinsiyete, kiloya göre, biraya göre vb. değişiyordur tabii içme tavsiyesi değildir...

0.
o riske girmeye cesaret edemem.
içecekler sipariş edilirken çevremdekilere "dönüşte araba kullanacağım, onun için size xxx (soda, limonata vs.) ile eşlik edeceğim" diye açıklama yapıyorum.
geçende çok yakın arkadaşımın düğünü vardı, herkes kadehleri yuvarlarken ben ice tea ile takıldım.
alkollü araba kullanmak çok ciddi bir risk. çünkü sizin hiçbir hatanız olmasa bile gelip biri size çarpsa alkollü çıktığınız an başınız büyük belaya girer, hayatınız bile kayabilir. onun için güvenli limit diye bir şey yoktur.
böyle bir riski elaleme ayıp olmasın diye almak çok anlamsız geliyor.

çok uzun bir eventse ve yemek varsa max 2 33'lük. haricinde max 1 33'lük.

içeceksem taksiyle dönerim, ya da 1 33luktwn başkasını içmem. Suçsuz olduğu halde alkollü olduğu için bir arkadaşımın gözümün önünde hayatı karardı sunan hapiste o yüzden içmeyin.

girişin ana caddeye bakan kısımda katlı otopark var ama akşamları dolu oluyor, erken gitmekte fayda var.

ben genelde alt taraftan girip yol üstünde (duçi sk. veya bomonti arkası sk.) bir yere bırakıp yürüyorum. biraz erken gidersen yakında yer bulursun. ben yokuş yürüyemem dersen o ayrı tabi...

Ben ilk kreatinimi yurt dışından getirtmiştim Türkiye'de satılmıyordu, kaç yıl oldu allah bilir, o dönemden beri de sürekli kullanırım, kafamda üç tane normal insana yetecek kadar saç var hala bende bir etkisi olmadı yani ama ben nasıl ki tek başıma yeterli veri değilsem abi bende döktü ya diyen kişi de yeterli veri olamaz ama şunu düşünmek lazım: Saçı döken unsur testosteronun vücutta çalışır hale gelen dihidrotestosteron formudur, eğer kreatin dihidrotestosteronu etkileyen bir madde olsa her yerde yasaklanırdı kafana göre kullanamaz marketten vs alamazdın zira steroid olarak sınıflandırılırdı ama öyle bir şey olmadı kreatin dediğin bildiğin aminoasitlerden sentezlenen bir üründür, hatta benim kretain kullanan ama kel kalan da bir arkadaşım yok bu anlamda baya geniş bir çevrem var. Bunların dışında günlük 15 mg testosteron salgılarken haftada 1000 mg'lik testosteron alan insanlar da tanıyorum onların arasında bile saç kaybı yaşayan çok az bir kitle var, genetiğinde varsa saç kaybı yaşayanlar kretin kullananlar değil de genelde bunlar oluyor. Bir de böyle düşünmek lazım.

Pederin saclarina bak o nasilsa seninde oyle olucak ilerde

Hocam zamanında o mezarlığın olduğu yerde bi tekke vs bir şey vardır buraya tabi olan kadın-erkek dervişler ölünce de buraya gömülmüştür onların mezar taşlarıdır.

Eskiden kaldırılmadan önce tekke ve zaviyelerin müritleri kayıtlı oluyordu. Onlar vefat ettiğinde mezar taşlarına derviş veya dervîşe diye yazılıyordu.

aracı kuruma gerek yok ki? tls’nin web sitesinden 5 dakikada form doldurup evrakları da kendiniz yüklüyorsunuz. boşuna para harcamayın naçizane fikrim. aracı kurum sizin yerinize sadece fare/klavye kullanıyor.

boşuna para verme. kendin yap kolay zaten.

@orient blue tls nin sitesine baktım. ofislerine yönlendiriyor

TLS Türkiye 3 Aralık 2024'te kapanıyormuş, tüm işlemler VFS'ye devrolacakmış. Pratikte değişen bir şey olmayacak, yine evraklarınızı hazırlayıp online başvuru formunu doldurup randevu alacaksınız. Randevu günü de evrakları ve başvuru formunu teslim edeceksiniz, hepsi bu.

Sadece İngiltere değil, turistik vize başvurusunda hiçbir ülke için aracı kuruma gerek yok. Başvuru formunda basitçe "neden geliyorsunuz, nerede kalıp ne zaman döneceksiniz, seyahate yetecek paranız var mı" sorularına yanıt verip destekleyici evrakları veriyorsunuz, o kadar.

Bu arada acil demişsiniz, 3 Aralık’tan önce diye anlıyorum. TLS hala faal, oradan yapabilirsiniz başvuruyu.

amazon aylık 39tl.
blutv/hepsiburada premium aylık 50tl

bence amazon.

popluler filmlerse amazon. sanat filmleri için mubi.
netflix'in film arşivi iyi değil bence. dizi odaklı.

Blutv ye bakıyorum çok az film var, yüz civarı.Filmler devamlı değişiyor mu?
Mubi çok pahalı bu arada.

bu saate kadar almadıysan bundan sonra da alma stremio falan takıl. 2024 yılına kadar ne yaptın dizi/film izlemek için de şu an 5-6 aktif platform içinden birini seçesin geldi?

Bence ya hep ya hiç yapın. Ya hepsine üye olun ya da hiçbirine üye olmadan devam edin hayatınıza şimdiye kadar yaptığınız gibi

Youtube'da film analizi yapan kanallara bir bakın bazen Mubi için indirim kodu oluyor.

@nundu, niye hep bir açık arama modundasınız acaba?
Ben film/dizi çok izlemiyorum ama gerekince torrent kullanıyorum.
Sabit ev internetim de yok.
Bir akrabama yeni ev interneti aldık. Kendisi film izlemeyi seviyor. Ama torrent falan kullanamadığı için, TV'den rahatça izleyebileceği bir platform bakıyorum, sizin için sakıncası yoksa.

amazon cöp. icerik olarak eski diziler vs netflixte de oluyor.
netflix diyorum paradan bagimsiz olarak ama.

Taner Ölmez'e daha çok benziyor ama sen Burak Güneş'i mi soruyorsun acaba Popçu Ümitcan?

Hayır degilll :(( saçı kıvırcık olmayabilir ama alnına iniyodu galiba.. böyle paspal demode kazakla geliyo gozumun önüne.. komedi dizilerinde olmalı.. belki gibi belki kardeş payı işler güçler vs

Heh buldum işler guclerde oynuyomuss

Sadi Celil Cengiz'i diyorsun o zaman peltek gibi konuşuyor o da.

Aynen, o

Müşteri temsilcisi farkederse yapabilir ama siz yine de arayıp hatırlatın, e-devletten görürsünüz kalktığını. Ruhsatın önemli olmaması lazım. Sonuçta sistemden kalktıysa kalkmıştır. Yeni ruhsatlarda yazmıyor galiba.

Ruhsatla alakasi yok, zaten satis olacaksa sistemden satisa engel var/yok bakiliyor. Bende sikinti olmamisti satarken mesela. temsilcinize soyleyin, ayni subeden islem yapiyorsaniz 1 saate, farkli subedense 3-4 saate halloluyor.

Bankanin kaldirmasi lazim ama noter'de yasanana klasik gerginliklerden biridir "rehin kalkmamis" olayi.

En temizi kendiniz arayip kaldirin. Lazim olunca iki ayaginiz bi pabuca girmemis olur.

E devletten görebilirsiniz zaten.

normalde bankanın kaldırması lazım ama hep ötelenir ve atlanır bu işler.

bankadan fevk yazısı isteyip kendiniz noterliğe bunu ulaştırabilirisiniz.

e devletten baktım otomatik kaldırılmış arkadaşlar. çok teşekkür ediyorum cevap verenlere.

En uygunu ptt idi, hala öyledir sanıyorum.

Verirler tabi neden vermesinler. Bazılarının internet şubelerinde de hesap hareketlerini farklı formatlarda almak mümkün oluyor ama belki son bir yılla sınırlı olabilir. Şube ya da iletişi merkezi ile görüşürseniz (Daha doğrusu babanız görüşürse) hesap hareketlerini iletirler. CSV kullanan banka biliyorum ama bankadan bankaya değişir herhalde, format konusunda emin değilim.

Farklı formatlar var elbette ama size vermezler. Kimsenin hesap hareketi başkasına verilmez. Babanız olması da fark etmez diye düşünüyorum. Ama şansınızı deneyin tabi

veraset ilamı ve mirascılık belgeleri ile bankadan talep edin, hesap dökümü istemedik ama bu bilgilerle hesabı var mı diye sormuştuk bankalara. verirler diye düşünüyorum

Ayni kisiyseniz eger, tum cekilen paralar finalde kredi kartina yatiyor demistiniz.

Muhtemel senaryo;

Kredi kartini odeyemedigi icin kredi cekip karta yatirdi. Sonraki ay cektigi kredinin odeme gunu gelince parasi kalmadigi icin baska bir kredi daha cekip hem ilk cektigi kredinin taksidini hem de o ayki kredi kartini odedi. Boylece kredi sarmalina girdi.

Giderek kredileri buyutup ayni seyi tekrar etti durdu.

Siz paranin gittigi bir yer ariyorsunuz ama tum para bankalar arasinda borc kapatmak icin gezdi durdu bence.

Topragi bol olsun.

Başınız sağolsun, normalde ölüm belgesi ile gitseniz verirler heralde. Onun dışında önceki cevaplarda da belirtildiği gibi internet şubelerine girebiliyorsanız ordan da döküm alabilirsiniz.

Profesyonel bir şekilde aynı gün içinde daha kredibilite güncellenmeden ihtiyaç kredisini alabiliyorlar diye duymuştum.

veraset ilamı ile gidince sadece bankada ne kadar varlığı olduğunu bildiren yazı veriyorlar. hesap dökümü ve hesap üzerine işlem yapabilmek için veraset intikal beyannamesini verip, vergi dairesinden borcu yoktur yazısını alıp, bankaya götürüp devir yaptırman gerekiyor. onun dışında vefat eden babanın tek mirasçısı bile olsan hiçbir şey vermiyorlar.

Findeks raporu çektim; 1 milyon lira kredi limiti varmış, notu 1572. 2021den beri sürekli kredi çekip kredi ödemiş. Böyle kartopu olmuş.
Ana bankasinin hesap hareketlerine baktım; uzun süredir gelirinden fazla harcamış her ay.

Yani brkylmz gibi işte. Zamanında bir söylese versem 2bin euro cozulseydi olay. Şimdi kartopu olmuş işte.

22 bin lira geliri olan adamın 1 milyon lira kredi limiti olması da aklım almayan bir olay. Qnb şimdi mesaj atiyor ek hesap limiti isteginiz onaylandi 50 bin diye. Hangi bankaya girsem "firsatli kredi için şuna tiklayin" diyor. Uyuşturucu bağımlısına sürekli kokain önerir gibi...

turkiye'de zaten herkes boyle dondurmuyor mu, kredi kartina taksit yapan baska bir ulke gordun mu? sasilacak bisey yok bence. 500bin oyle astronomik bir rakam da degil ayrica gunumuzde, 1980 model toros icin 200bin istiyorlar. 5 milyon deseydin baskaydi.

bence fazla kafaya takacak bisey yok..

27" 4k iki uygulamaya çok rahat yetiyor. 3 yapsam muhtemelen tat vermez. wide montörler yanyana kullanımda daha başarılı.

Canım istemiyor çok sağlıklı bir cevap. Aç değilim demek. Çocukları aç değilken yedirmek ömürlük zulümdür, belirteyim. Canı istediği zaman zaten isteyecek sizden. Lütfen bu konuda ısrarcı olmayın.

Sadece takıntı konusunu iyi bir pedagogla çalışın lütfen, çocuğun bilmediğiniz bir travması olabilir.

Sabah kaçta bırakıyorsunuz? Sabah simit ve süt yiyip içiyor 2 de alıyormuşsunuz evde yemek yiyormuş yani şu zaman aralığında acıkmaması normal geldi bana. Daha az kahvaltı sunun sabah rutini bozulmasın ama doymasın da. 1 minik pancake yarım çay bardağı süt içsin mesela bakın bakalım yine mi yemiyor. Benimkiler iştahlılardı büyük olanın zaten en sevdiği yemek kıymalı bamya kaç çocuk bamya yer ki. O yüzden yemek anlamında böyle bişi yaşamadım ama asla umumi tuvalete girmez. Okulda gittiği de sayılıdır. Hani altına yapacak raddeye gelene kadar tutar. Otele gideriz bağırsak hareketleri 2 3 gün sekteye uğrar.

Doktora bahsettim huyu böyledir zorlamayın sonuçta çok zorda kalınca giriyormuş dedi çok önemsemedi açıkçası. Temizlik takıntısı da pek yok oğlum önüne çorba dökmüşsün değiştirelim derim ama bak buralar daha temiz diye bana çorbalı olmayan yerleri gösterir. Kirli olması önemli değil anne yeaa rahat olması önemli der

bizim kız da yemiyor. beyaz peynir var yemez, kendi zeytini dışında zeytin yemez. yumurtayı zorlamazsan yemez. ne yer? ekmek yer. seçme hakkı verip her öğünü kendimiz yedirdiğimiz için yemiyor. sorun çocukta değil biz de. çocuk açlığı bilmiyor ki istediği önünde istemediği arkasında.

evdeki normal kahvaltıda yiyor mu?

sabah simiti kesin bence. o tıkıyor olabilir. onun yerine ekmeksiz haşlanmış (tercih edilir) veya tavada yumurta, tuzsuz dil peyniri, kaşar peyniri, top peynir vs. (nasıl severse artık). ama yumurta ve süt o yaş için şart.
okuldaki kahvaltı menüsünü takip edin. sevdiği şeyler olunca yavaş yavaş (haftada 1-2 gün) okulda yemesini teşvik edin. daha sonra benzer yöntemi öğle için deneyebilirsiniz. bence sosyalleşme için arkadaşlarıyla yemesi önemli ama zorlamadan yumuşak geçişle deneyebilirsiniz.

tuvalete gitmemesi (özellikle kakası için) güvenle ilgili ve normal. zamanla gidecektir. bizimki 10 yaşında ama çok sıkışmadıkça kakayı evde yapar hala.

takıntılar için de oyun terapi yöntemini uygulayan bir pedagog faydalı olabilir.

Ablamın oğlu da bu şekilde. Yukarıdaki arkadaşlara katıyorum. Bence de ısrar etmemek lazım. Sabah yiyor, öğlen eve geliyor. Arada bir şey yemezse sorun olmaz bence

Hepinize cok teşekkür ederim, tüm tavsiyeleri dikkatle inceleyip bi yol cizmeye calısacagım.

Hayır, herhangi bir zararı yok. O düğmelerin amacı dilediğiniz sıcaklığı ayarlamanıza hizmet etmek. Ama oda termostatı kullanmanız daha iyi olur. Böylece kış boyunca (bina yalıtımı da iyiyse) eviniz ayarladığınız sıcaklıkta kalır.

darussafaka, darulaceze veya semtin, sehrin buyuk huzurevlerinden birine sorabilirsin.

Özel huzur evleri var, bakım evleri var demanslılar alzheimerliler için.

Belediye bilmiyorum ama denetlemeci belediye anlayışı istiyorum. Geleceğin yalnız ölecek yaşlısı olarak.

Resmi site bu, buradan vizenize göre bakınca cikiyor;
france-visas.gouv.fr

resmi sitede yazan dışında yine de klasik schengen evraklarını ve bir dilekçe hazırla. kendim yeni vize aldım. sorun olursa özelden yaz.

Ebru Gündeş olayı sallamasyon. Evet genelde en pahalı ücreti bizim ülkede Ebru Gündeş alıyor, bazen de Tarkan. Ama 69 çok uçuk. Yaklaşık 4-5 milyon falan alıyor ama ne tarz bir konser olduğuna göre de değişiyor. Yıl sonu yıl başı falan güzel kazanıyorlar ama normal konserler o kadar olmuyor. Dünya çapında tanınanlar da genelde birkaç milyon dolar kazanıyorlar, grupları pek bilmiyorum.

Valla Temmuz'da Judas Priest konserine kişi başı 3500 TL vermiştik. en önde izleyenler 5000 verdiler yanlış hatırlamıyorsam. PArk Orman 10K kişi alıyor, hepsi 5K'lık bilet olsa ki değil en arkalardakilerin biletleri 1200 küsürdü yanlış hatırlamıyorsam 50 milyon yapıyor bilet geliri ki hadi bir o kadar da içeride satılan alkol, su vs desen ki mümkün değil 100 milyon.

Ebru Gündeş gibi kişilerle yapılan bu uçuk anlaşmalarda net bir şekilde para aktarımı yapıldığını düşünüyorum. Metallica gibi maliyet kaynaklı Türkiye'ye gelmeyen bir grubu çok rahat getirirsin o para Türkiye'ye.

ebru gündeş kaşesi en yüksek sanatçıların başında gelir.
hatta cem yılmaz bile bir keresinde ayda yılda ancak 1 kere
gidebiliyoruz ona günay'da çıkınca demişti. fiyatlarını espiriyle birlikte eleştirirken.. hadise'nin ibb'den 6 milyon aldığı yerde ebru gündeşi 10 milyona halk konserine çıkaramazsın.

rakamın yalanlandığı da yok. bence doğru olabilir. şevval sam izmir'in bir ilçe belediyesinden 2 saat için 5 milyon cukkalayabiliyor bu memlekette. rezalet paralar ama bunları alanda değil verende suç.
elimden gelse belediyelerin konser vermelerini yasaklarım. akıl işi değil bu. git altyapı işlerini tamamla. kaldırımın yolun yamalı gidip konser verip trilyonlarca para harcıyorsun. belki de bu konserler rantın görünen yüzü olabilir. sayıştay raporlarına bakmakta fayda var.

ibb'nin 2023 yılında konser ve reklamına harcadığı para yaklaşık 4 milyar tl. bu paraya 2.metrobüsü yaparsın bu şehre. vallahi yazık. 2023 yılında öğrencilere ibb'nin verdiği burs bunun çeyreğinin çeyreği anca ediyor.

buyuk resmi gormeni saglayacak ufak tasklar ver. sonra bunlara 2 gun onceli fake deadlinelar ver. 2 gun gec gonderirse ok dersin. eger onu da yapamiyosa escalate et gec.

işin mentorluk kısmını ve bu toplantılara yapılan hazırlığı angarya olarak görüyordur.

siz neden bu adam calisiyor mu sorgulamasi yapiyorsunuz? O yoneticisinin isi degil mi?

mentorlugu ne kapsamda yapiyorsunuz? liderlik, profesyonel gelisim, problem cozme, sunum yetenekleri vs? ikiniz de ayni fikirde misiniz bu mentorluk iliskisindeki beklentilerinizde?

benim simdiye kadar tecrube ettigim kadariyla mentorluk mentor edilen kisinin ihtiyaci ile sekilleniyor. yani onun size bir problemle, dertle, tasayla gelmesi lazim ki siz yardimci olabilesiniz. sizin ondan istediginiz alakali alakasiz seyler, ona fayda saglayacak olsa dahi o istemedikce angarya olarak gorulur, zamanini 'gercek isine' ayirmayi tercih eder.

kendisine danisin nasil bir formatta (kapsam, siklik, gorusme sekli) ilerlemek istedigini. en nihayetinde o istemiyor veya useniyorsa da kendi bilir, siizn yapabileceginiz bisey yok baska.

Nerden buldun o tarifi? Sadece ve klorsuz su koyacaksın. Ara sıra kapağı açıp gazını kaçıracaksın. Birkaç günde bir de suyunu değiştireceksin.

birkaç kısa videoda öyle yapıyordu. Bir de şu video -> www.youtube.com

Pardon ben yeşil zeytin yapıyorsun sandım. :)

Zeytin kaç kiloysa o kadar bardak tuz koyacaksın.
Bidonun büyüklüğü önemli değil.
Yağ koyman yanlış olmuş.
Arada gazı boşalt. Bidon patlar yoksa.
Her gün bir tur attır, Abartmadan salla. Yoksa küflenir.

O zaman az koymuşum bir bidon 3 kilo ediyor tam. 1.5 bardak daha atayım.

çöpe atman daha iyi olur.

evet aynı yere gidiyor ama tuvalet gideri daha büyük.

Klozete atmaman lazım zaten çöp +1

Klozetin gideri daha büyük takılmadan ana gidere ulaşma şansı daha çok
Ama çöpe atmak tabi ki daha doğru

Mevzu küvetin gider borusu tıkanmasın. Tuvalete daha yoğun şeyler de bırakıp çekiyoruz sifonu zira orada sıkıntı yok :D

Klozetin gderi kıvrımlı, saçlar başka şeylerle karışıp o kıvrımları rahatlıkla tıkayabilir ve kaçındığınız şeye daha beter halde tutulabilirsiniz. Çöp iyi bir şeydir.

Küvetten sadece sıvı şeyler gideceği için gider daha dar yapılıyor.

Ama gider tıkayacak kadar da saç dökülmez yahu :)

12-30
30-55
>55

seneler seneler once arkadaslarla demleniyoruz, bu meseleyi konusmustuk.
kafasi kirik kibrisli bir arkadas vardi ki sonradan prof oldu, baya okuyan eden bir elemandi. soyle demisti:

sadece benden yasliysa yer vermem.
hem yasli hem gaziyse belki veririm.
hem yasli hem gazi hem de hamileyse kesin yer veririm demisti.

o gunden beri benim kriterim de bu.

Kaç yasinda olduklari umrumda olmaz asla yer vermem.

Dışarıdan bakıldığında "yer verilirse iyi olur" görüntüsü veren herkese yer veririm; işten çıkmış yorgunluktan ayakta uyuyan 25 yaşındaki birine de "gel bro şöyle" deyip yer verebilirim ama insanlara mobbing yapar gibi yer bekleyen kimseye de yer vermem.

ayakta duramayan gibi gözükenlere yer veririm. diğerlerine vermem.
sakal, engelli, hamile vs bunları zaten saymıyorum.

ama sırf yaşı benden büyük diye veya kadın diye yer vermem. ayakta zor duruyorsa veririm.

otobüste yer vermeye gerek olmaz yaşı diye bir şey yok.
ben 40 yaşındayım. 65 yaşında birisini gördüğüm zaman yer veriyorum.
benim yerime benden daha küçük olanların yer vermesi gerekiyor ama uyuyor numarası yaptıkları için bana kalıyor.

30 um :)

ve artık veremiyorum her iki diz ve bileklerim sebebiyle. bir bileğimde de kırık var hatta. kırığımızla yaşıyoruz.

yaşlılara yer vermiyorum.

engelli, hamile, çocuklara ve çocuklulara yer veriyorum.

Engelli, hamile, çocuğuyla binen ve ayakta duramayacağını düşündüğüm yaşlılara yer veriyorum ama sırf yaşı benden büyük diye yer bekleyenlere yer vermiyorum.

Bir de insanların tepesinde bekleyip " cık cık" yapıp söylenenler var, bedeniyle itekleyip , bezdirip seni yer vermeye zorlayanlar var, kalkmadiğında direkt söyleyip cahil tayfayı da arkasına alıp psikolojik baskıyla kaldırmaya çalışanlar var onlara asla yer vermiyorum. Ha bir de işguzarlık yapanlar var, " yaşlılara yer verin" diye bağıranlar.

Otobüste, oturmaya ihtiyaç duyabilecek kişiler için ayrılmış koltuklar var. Bu tip durumda kimse yoksa oturabilirsin ama böyle birisi bindiyse kalkmak lazım buna rağmen oturanlara kızıyorum.

Genelde yer vermiyorum ama şöyle bir süzerim önce hissiyatima bakarim Duygusal anlar yasamaliyim biraz

birde en onemlisi ne kadar uzun yol gittigimdir. Yol 1 saat suruyorsa kamp kurarim direk vermem

Yas 38

Asla oturmayarak bu sorunu kökünden çözüyorum. Yer vermeye gocunmam da beklenti sinir ediyor beni o nedenle baştan o duruma girmek istemiyorum.

Büdüt: Yaş 35.

elazığ'da mesela kadının yaşı kaç olursa olsun yer veriliyordu.
20 yaşındaki kıza 50 yaşındaki adamın yer verdiğini hatırlarım.
sırf ayakta sıkışık ortamda kadın rahatsız olmasın diye.
ama fiziksel bir durum olup olmadığına göre değişiklik gösterir. genellikle 50 üzeri insanlara yer verilebilir.