Ekşi Duyuru

Evet, "lens istiyorum" demelisin.
Fiyatlar için internete bakabilirsin.
Gece yatarken çıkarılan haftalık lens de var, bir ay gözünden çıkarıldığın lens de var diye biliyorum.
Enfeksiyon çok sık olmamakla beraber kişiye ve kullanıma göre değişecektir.
Alışmak kişiden kişiye değişir. Kimisi hiç alışamıyor, kimisi anında alışıyor.
Hep reçete yazdırmak gerekmiyor. İlk reçeteden sonra ilaç gibi yeniden alabiliyorsun.
Tavsiye de fazla subjektif. Doktora danışın ve bir deneyin derim.

günlük ve aylık lensler var ama aylığıda öyle taktım 1 ay sonra çıkarayım değil gün sonunda çıkarıyorsun sadece çöpe atmayıp temizleyip kabına koyuyorsun ben çıkarmıyorum diyenleri boşver hem riskli hem de nasıl rahat ederler anlamam çünkü belli bir saati geçince rahatsız ediyor.

enfeksiyon 1 kere oldum onda da benim suçum sular kesikti ellerimi düzgün temizleyemeden dokunmuştum umarım başına hiç gelmez geçene kadar günler işkence gibi geçmişti. el temizliğine dikkat edersen gözüne dokunmazsan olmaz senelerce kullandım sadece 1 kere oldu o da benim suçum.

alışmak sadece ilk bir kaç takmada korkabilirsin sonra pıt pıt sıradan olaymış gibi takıp çıkarabiliyorsun.

reçeteyi saklarsan aynı reçeteyle alırsın gözün ilerlemediği sürece hatta benim optikçi tanıdık sormuyor bile ehe.

tavsiye ederim ama artısı eksisi var artısı görünüm olarak daha yakışıyor bir de suratında bir şey olmaması kışın sıcak ortama girince buğulanacak cam olmaması vs eksisi klimalı ortamda veya pc başında kuruyabiliyor uzun saat takınca rahatsız edebiliyor gerçi damla vs var ama bir de işte temizliğine dikkat edeceksin yoksa eskiyi o zaman görürsün ehehe.

Öncelikle geçmiş olsun. 20 küsür yıldır lens kullanan biri olarak size yardımcı olayım :)

Öncelikle göz muayenesi randevusu alırken LENS MUAYENESİ olacağım diye belirtin. Bu muayenede normal bir muayeneden farklı göz yapınız incelenerek lense uygun bir göz yapınız var mı o kontrol ediliyor. Hem Lens için numaralarınızı öğreniyorsunuz hem de gözlük için. (ikisi farklı numara)

Lens fiyatları özellikle bu sene çok yıpratıcı şekilde artış gösterdi. 2018 yılında Aylık lens 2 paket (her bir kutuda 6 adet lens vardır) 200 TL iken , şuanda 1200 TL civarlarında. Sağlık harcaması olarak 1 yıl için 1200 TL bence çok çok yüksek bir rakam değil elbette. Burada benim dezvantajım 2 göz numaramın birbirinden çok çok farklı olması. Çoğu kişinin 2 göz aynı numara olduğu için 6 aylık lensi alıp (içinde 6 adet lens var) 3+3 şeklinde 3 ay kullanabiliyor.

ibb.co

uzak için olan lensler 2 ye ayrılıyor; Normal ve TORİK
Torik denilen durum astigmatınız var ise seçiliyor. Normal lense göre bir tık daha kalın olur. Bunun dışında tüm lenslerde günlük kullanım ve aylık kullanım olarak ayrıca 2 seçenek daha bulunuyor. Ben günlük hiç kullanmadım hem daha pahalıya geliyor hem de gereksiz yere kalabalık yapıyor.


Aylık lens denen olay aslında hiç çıkarmadan 15 gün civarı kullanabileceğiniz bir üründür. Ama kesinlikle tavsiye ettiğim bir durum değildir. Çok nadir dışarıda kalıyor olursunuz veya yola gidiyorsunuzdur o zaman yapacak bir şey yok tabi ki. Ama bu gibi durumlar hariç muhakkak sabah taktıysanız akşam eve gelince çıkartıp gözlüğe geçmeniz uzun vadede kesinlikle yararınıza olacaktır. Ben bu şekilde ortama olarak 1.5-2 ay kullanıyorum tek bir lensi. Hem maddi olarak hem göz sağlığınız için yararlı bir durum oluşuyor.

Enfeksiyon konusunda ise; bu tamamıyla sizin kullanım şekliniz, hijyen anlayışınız ve biraz da şansınıza kalmış bir durum. 20 yıl içinde 1 kez bile enfeksiyon kapmadım. çok nadir özellikle mayıs ayı, bahar sebebiyle gözlerimde kaşıntı ve kızarıklık olmakta. Bu sebeple 1 hafta kadar lense ara veriyorum. Lensi takıp çıkarırken kesinlikle ellerimi sabunlu su ile yıkıyorum. Lens kabımdaki solüsyonu 5-6 günde bir değiştiriyorum (normalde her gün veya 2 günde bir değişmeli)

Alışma kısmı tamamıyla sizin göz yapınız, lensin çeşidi, markası ve göz numaranıza göre farklılık gösterir. Çok sıkıntılı bir tip değilseniz 1-2 gün içinde sorunsuz devam edersiniz. Doktordan deneme lensi talep edebilirsiniz. Son dönemlerde pek verilmediğini duydum ama şansınızı deneyin.

1 kere reçete yazdırmanız yeterlidir (muhakkak fotosu veya kopyası sizde dursun). sonrasında hiç bir siparişinizde sorulmaz.


Eğer göz yapınız lense uygun bir yapıda ise kesinlikle dünyanın en güzel şeyi. Gözlük derdinden kurtulup HD yayına geçmek kadar rahat bir durum yok. iş yaparken, aman gözlük nerede, aman kaydı, aman buhar oldu derdiniz olmuyor.

KAN tahlili yaptırıp TSH değerinizi öğrenin. Yüksekse tedavi olmadan geçmez o kabızlık.

Duphalac. Sizi tuvalete çıkartana değin dozunu arttırabildiğiniz bir ilaç. Tamamen zararsız ve bağımlilik yapmıyor. Tadı iğrenç gelirse (baklava şerbeti gibi şekerli) çay, kahve, süt, ayran, kefir, meyve suyu vs. gibi bir içeceğe de katabilitsiniz.

Duphalac zoruyla da olsa her gün tuvalete çıkacaksınız. Ve her gün yemekten evvel bir iki kaşık buğday kepeği (bazı marketlerde var nuhun ankara marka) tüketeceksiniz bol bol su ile...

Bu ikili yardımıyla bir ay kırk gün gibi her gün tuvalete çıkmaya alışınca bağırsaklar terbiye oluyor ve her gün tuvalete gidiyorsunuz...

En az 6 ay Probiyotik kullan da bağırsak floran bir düzene girsin. Özellikle Enterococcus faecium içeren bir probiyotik hem ishali keser hem kabızlığı düzenler.

A101den fıstık ezmesi alıp üst kısmından cıvık kıvamlı yerinden 1-2 kaşık alırsan fayda görebilirsin.

İshal olanlar için de aynı fıstık ezmesinin dibindeki katı bölgeyi tavsiye ederim.
Şikayetiniz yoksa güzelce karıştırıp yiyebilirsiniz

ilaç olarak duphalac +1 ama sürekli devam eden bir sorunsa bunu çözmeniz muhtemelen beslenmenize dayanacak. bol bol su tüketmeye dikkat edin. gluten hassasiyetiniz varsa tetikliyor olabilir. lifli, sulu gıdalar yemeye bakın. işlenmiş ve paket gıdalardan alabildiğine uzak durun.

bir kür tarifi var: incirleri üçe dörde bölüp zeytinyağına basıp kavanozda bir gece bekleteceksiniz. sabahları aç karnına tüketmeniz gerekiyor. bana yardımcı olmuştu.

bunun dışında kabızlık, şişkinlik gibi şikayetler yaşadığım bir dönemde doktora gitmiştim ve ibs tanısı konmuştu. ilaç tedavisi işe yaramıştı ama ara ara zorladığı oluyor hala. bağırsak florasını düzene sokmak +1 ibs tanısı koyulsa da koyulmasa da önemli. devam ettiği takdirde muhakkak doktora görünün derim. geçmiş olsun.

Bu çay kesinlikle. Aktarlarda da satılıyor.
www.trendyol.com

sabah - aç karnına önce sıcak sayılabilecek kadar ılık su akabinde çok soğuk olmayan serin su.
sabah - kahvaltı sonrası 1 yemek kaşığı zeytinyağı shot.
öğlen - duphalac
akşam yemeği - emzirmiyorsanız; bir kase ev yoğurduna bir tepeleme çay kaşığı keten tohumu.
gece yatarken - bol su ve bağırsak zaten fokur fokur

ertesi sabah- sıçış.

her gün 5 hünnap+5kuru kayısı +5 diyet hurma. Ganlük beslenmeye yoğurt ve yeşilliği dahil edin.
Kendi tecrübe ve yorumum: sorun posasız şeyler yemek değil (aylar-yıllarca bol yeşillik yemiştim), barsak motilite azalması/kaybı. barsakları zorla hareket ettirecek (hünnap, kayısı, hurma) şeyler ve içerisini dolduracak (yeşillik) posalı şeyler tüketin.
Sorun devam ederse ekşiden ulaşın

bunun bir cok nedeni olabilir, kaynagini bulmak gerekir ama rahatlatmak amaciyla yapabieceginiz seyler var.
- magnezyum - sitrat formu ozellikle tuvalete cikmak icindir. ya sadece bu formu ya da icinde bu form da olan bir complexi gece yatmadan icin
- contipass --- icerdekileri yumusatir. pahali bir seydir yalniz.
- cig kabak cekirdegi yagi (eczanelerde var). kabak cekirdegi cok ise yariyor bu durumlarda. yagi da var. sabahlari 1 kasik rahatlatiyor.
- bagirsak sagligi icin duzenli probiotik. laktozsuz olanlari da var.
- kuru erik. 3-4 tane uzerine su.
- kuru kayisi. aksamdan suya yatirin sabah suyuyla birlikte tuketin.
- karniyarik otu (pisilyum) suda bekleyince jellesiyor. glutensiz ekmek yapiminda falan da kullaniliyor. kabizliga iyi geliyor.
- hareket edin. cok fark ediyor.

uzun sure cektim, halen de duzensizlikten cekiyorum. bunlar benim yaptigim ve faydasini gordugum seyler. sanirim en cok faydayi magnezyumdan goruyorum. (ocean extramag 2 adet kullaniyorum ben)

gecmis olsun.

Doğadan kayısı çayı
Tuvalette otururken ayaklarının altına tabure koymak

Enfeksiyon hastalıklarına gitmelisin eğer sorunun dişten kaynaklı olmadığına eminsen. Diş hekiminin görüşü ne bu konuda o da önemli.

yaptırdığın kanal tedavili dişlerinin kanalları iyi temizlenmemiş olabilir. ben olsam başka hekime de giderdim. zaten iyi bir diş hekimi antibiyotik verip yollamaz.

İlaç almak yerine kırık çıkıkçıya gitmek, sırta hacamat yaptırmak gibi bir şey bu dediğiniz. İlaçlar ciddi şekilde sizi dengeler ve rahatlatır. Sinemaya giderek yapamazsınız bunu. Fakat ilaç da tek başına kesin çözüm değil eş zamanlı olarak terapi de almalısınız.

Boşver ilaçlar beyni uyuşturuyor bağımlılık yapıyor. Doktora neden gidiyorsun ki? Antidepresan etkisi gösteren aktivite neyse onu dene. İyi gelir.

celal şengör'ün duygudurum bozukluğu varmış doktor da "antidepresan" dememek için lityum hapı demişler o da "işte bilim!!!!!" demiş. hastalığınıza göre doktor ilaç verecektir. kullanmazsanız hasta olarak yaşarsınız eğer intihara meyliniz yoksa. psikolojik durumların diğer bazı hastalıkların tetikleyicisi olarak görüyorum. antidepresan etkisi gösteren aktiviteler dediğiniz nedir? tek sorun serotonin eksikliği olmayabilir örnekteki hocamız gibi.

Şimdi antidepresan dediğiniz eğer serotonin geri alım inhibitörü ise, alıp almamanız birkaç seye bağlı.

Üzgün olmak, mutus olmak ile depresyon çok farklı şeyler. En belirgın ayıraç şu:

Eskiden normal hayatınızda yapabildiğiniz en basit şeyleri bile yapmaya mecaliniz yoksa, iş antidepresanlık olmuş demektir. (Bu çok kabaca ve yetersiz bir özet)

Celal Şengör orada kandılırmış doktoru tarafından. Kanda olması gereken lityum miktarı normalde sıfırdır. Bipolar yahut benzeri bir duygudurum bozukluğu teşhisi koymuş adam demek ki. Celal'in yapısını da çözdüğünden "bilimsel" konuşup kandırmış elemanı. Muhtemelen de en doğru şeyi yapmış...

İşin sırrı gerçekten iyi psikyatrı bulmakta. Gerçekten işinin ehliyse ve sizi gerçekten dinliyorsa, verdiği ilacı kullanın. Yan etki yaparsa doktora danışıp kesin yahut değiştirin.

Antidepresan etkisi gösteren aktivitelere ise (yine kabaca ve tam doğru sayılmasa da ) erken yatıp erken uyanmak, güne erken başlamak, sabahları güneşlenmek, düzenli yürüyüş/spor (özellikle koşu), video/dizi izleme süresini azaltmak, günde bir muz yemek, arada abartıya kaçmadan çikolata yemek gibi şeyleri örnek verebiliriz. D vitamini, magnezyum ve omega 3'ü de eksik bırakmamak lazım bünyede...

Şunu kullanıyorum. Eğer kirpikleriniz gürse sonuç çok iyi oluyor, lifting yaptırdım zanneden oluyor:

www.watsons.com.tr

www.yvesrocher.com.tr

www.watsons.com.tr
Bu da topaklanmıyor, ağırlık yapmıyor ama kirpikleri uzun gösteriyor.

Şundan alıp tüm rimellerle kullanıyosunuz:

www.trendyol.com

silikon fırçalı maskara almasınız bence.

www.watsons.com.tr
olabilir

Şu maskara ile mutluyum son zamanlarda.

www.kikomilano.com.tr

Evet normal. Her hangi bir zararı yok. 1 hafta boyunca dişinizin o kısmıyla sert bir şey ısırmayın.

Ufak bir google araştırması ile:

Geçici dolgularda çinko oksit öjenol kullanır ve içerisinde orthurus heterocarpus (karanfil) bitkisinden elde edilen uçucu yağdan yararlanılır. Uyuşturma etkisi vardır.

Öjenol (Eugenol), karanfil ve tarçın yağı gibi çeşitli uçucu yağlarda bulunan doğal bir fenilpropanoiddir.

Küretaj işlemi yapacaklar, biraz acıyabiliyor diplere girildiği için. Çok ağrıyan yer olursa anestezi uygulayabilirler ama devlette yaparlar mı bilmiyorum.

Özelde 1000-2000 arasına yaparlar aslında bir görüşün isterseniz daha konforlu olabilir.

Randevu verdiler. Bir sorum daha var.

20lik disim de var ama sinire denk geliyormus. Fakulteye git dediler. Uyusukluk olabilirmis omur boyu? Cektirmesem mi? Nolcak simdi benim durum. Korktum da. Fakultede lazerle siniri mi kesiyorlarmis anlamadım orayi. Onlarda lazer var dediler.

Kuretaj biraz acitiyor ama gittigim doktor uyusturmustu. Temizleme sonrasi biraz sizlamaya devam ediyor. Ki ozel doktorda bu 2 seans surmustu benim.

Devlet daha basic bir sey yapiyor olabilir. Daha deneyimli bir doktora gitmek daha iyi bir fikir olabilir bayagi derine giriyorlar cunku

Ağrı gibi bir sızı yapar. Size ve işleme bağlı olarak belki 8 saat belki 48 saat sürer bu süreç.
Eğer bütçeniz varsa özelde yaptırmanızı öneririm. İnce işçilik ve özen isteyen bir iş gibi geliyor bana. Mesela ayda iki defa rakı içmeye bütçeniz oluyorsa bu ay içmeyin ve özel doktorda yaptırın bu işlemi.

Ağrısı bir sızı gibi. Dişte soğuk hassasiyeti varken soğuk su içmek gibi bişiy. Her yerden olduğu için insan nereyi tutacağını da şaşırıyor vs. Ama temizlenmiş olması bir yandan da çok iyi, hafiflemiş hissettiriyor.

Ben de hep ağrı sızı olacak, zor işlem diye okumuştum ama normal diş temizliğinden bile kolay oldu. Sonrasında en ufak bir ağrı da olmadı. Bir de tüm dişlere yapılacağını sanmayın, gerekli olan dişleri tespit edip onlara yaptılar bende

Lazerin artısı kesim işlemi sırasında kanamayı daha az tutmak olabilir yoksa sinire denk gelen bir dişte çekim esnasında kalıcı uyuşukluk yaratmamak gibi bir garantisi olamaz. Ha ne olur baskı olayı daha az olacağı için ihtimali düşürebilir.

Çok fazla ihtimal var diş konusunda. Hekimin iyi olması lazım, diş ve sinirin durumu hastadan hastaya değişebilir kimse size kalıcı uyuşukluk konusunda garanti veremez. Eğer diş çok rahatsız etmiyorsa dursun ama bir kist oluşması söz konusu ise çekilmesi lazım.

Eşim hastalarında hiç yaşamamış kalıcı uyuşukluk. Bana da çok geldi dedi sinire denk gelen veya çok yakın olan hasta ama arkadaşlarımda duydum dedi. O arkadaşları da kötü hekim değillermiş. Şans diyor.

İstanbuldaysanız mecidiyeköyde okan diş hastanesinden memnundum ben orayı tavsiye edebilirim fakülteden hocalar var.

Ankara hocam, fakültelerden randevu alacakmışım. Kist yok ama üstündeki dişi ittiriyor, onun da dibi çürümüş.

Peki dişlerin bu küretaj aşamasına gelmemesi için ne yapmak lazım? Diş fırçalıyorum, diş temizleleme suyu ve ipi de var. Şarjlı diş fırçası mı iyi temizliyor?

Diş fırçası yumuşaksa çok etki etmeyebiliyor sertliğini biraz artırın bence.
Bir de diplerine doğru 45 derece açı ile fırçalamak lazım.
Şarjlılar da etkili tabi ama zaten manuel olarak da düzenli fırçaladığınızda çok gerek olmuyor.
Bir de o dediklerinizi yapıyorsanız bu hale gelmemesi lazım ya ihmal var ya da şekerli şeyler yeme, sigara içme gibi etkenler var. Dişe yapışan karbonhidratlı şeyler de yememelisiniz.
Ya da etkili fırçalamıyor olabilirsiniz. 3 dakika sürmeli fırçalamanız.
Hekiminiz kendi göreceği için daha iyi yönlendirecektir.

Bu işlemi yaptıranlar tok karına mı gitti aç karına mı? DOktor ne dedi, unuttum.
Edit: Dİş temizliği için.

Diş temizliği için mi 20lik diş çekimi için mi?

Diş temizliği için ağır bir durum yoksa çok fark etmez.

Ama 20lik diş için kararında yemeniz lazım. Anestezi yapılacak, uyuşukluk olacak, o bölgeyi kullanamayacaksınız. Aç giderseniz sonrasında yemek yeme zorluğu olacağı için sıkıntı yaşarsınız. Çok yerseniz mideniz bulanır. Orta olsun açlığınız.

Sinüs temizliği, burun yıkama şeklinde youtube videoları izleyebilirsiniz. hem hastalık riskinizi azaltırsınız hem de geniz akıntısı derdiniz olmaz.

tabi ki konu ile ilgili olarak uzman bir doktor ile görüşmeniz daha iyi olacaktır. Alerjik bir durum da söz konusu olabilir ve sprey veya ilaç takviyesi de önerebilir.

Mucovit iyi geliyor.

kesinlikle sorumluluk kabul etmiyorum, tıp tavsiyesi değildir: cırtatan otu

Uyku, özellikle az uyuyorsanız. Dr’ların yazdıgı bazı ilaçlar da cok yardımcı olur, ör: duact.

selamlar. amcam 30 yıldır arıcılıkla uğraşıyor. hobi olarak başlamıştı epey artırdı üretimi zaman içinde. artık kuzenler ilgileniyor.
kendi peteklerinden trabzon üni. öğretim üyelerinin tavsiyeleriyle birkaç yıldır propolis de üretiliyor. tamamen üni. bünyesinde, suda çözdürülerek üretiliyor. alkolde çözdürülen çok daha hızlı sonuç veriyormuş ama tercih etmiyor hocalar. gelirken sordum 20 ml den biraz fazlası 400 tl.
%96 saflık oranı lab sonucunu görmiştim. aroma vs hiçbir katkı yok.
dilerseniz kargolatabilirim.

Muayenehane değilse e nabızda çıkıyor özel hastane ve bölüm.
İlaçlar tanı vb işlemlerin hepsi gözüküyor e nabızda.
Profilimde gözükmesin diye bir seçenek var ama kullanma ihtiyacı duymadım, gizlenirse sağlık raporları alınırken diğer dr.lar görmeyebilir belki.

eğer tanı alırsan dr görüyor. ilaç nedir xanax vb sıkıntı yaratmaz memuriyette. ancak psikiyatrik tanıya uygun ağır bir ilaçsa sağlık raporu aldığın yerdeki psikiyatriste bağlı bir durum. eczaneler psikiyatrik ilaçları sisteme kaydetmeden veremiyor zaten.

Endokrinoloji. Radyoloji sadece görüntüleme yapar, görüntüyü yorumlamak için yine endokrin uzmanı görmeli. Ama nodül yoksa ultrason istemeyebilir doktor, durduk yere gerekmez.

Merhaba

Düzenli olarak kontrole gittiğiniz bölüm hangisi acaba? Benim de farklı türüne sahip bir tanıdığım var o da sizin söylediğiniz gibi düzenli olarak takip ediliyor. Normalde doktoru senede bir kez ultrason istiyor ve ona göre değerlendiriyor. Yalnız değerlerindeki değişiklikler ya da farklı şikayetleri olması durumunda bazen 6 ayda bir isteniyor. Dahiliye doktoru ultrason istediğini de tahlillere ekleyince ekstra olarak radyolojiden randevu almasına gerek kalmıyor.

Bir de bazı özel hastaneler telefonda fiyat ve randevu doluluk oranı bilgisi veriyorlar. Çok geçmis olsun.

Nirmalde endokrinoloji ama tiroid ultrasonu için dahiliye de sizi ultrasona gönderebilir. Tsh, t3, t4 değerleriniz iyiyse ucuzundan bir hastanenin dahiliye muayenesine gidin.

Düzenli kontrollere gitmediniz de şimdi gidecekseniz dahi endokrine gidin. tetkik (ultrason) isteği yoksa radyoloji randevu vermez.

Az önce dahiliyeye gidip tiroid usg çektirdim. İstanbul. Sgk'lı hasta. Özel hastane. 1550 lira tuttu. (750 muayene, 800 usg)

Önceki duyurunuzda yazacaktım, başka bişeyle uğraşınca unutmuşum yazmayı, şimdi görünce hatırladım.

Öncelikle geçmiş olsun, babam yaklaşık 2 sene önce prostat ameliyatı olmuştu, hatırladığım kadarıyla şöyle ilerlemişti süreç;

Kontrollerde PSA değeri yüksek çıkınca üroloji bölümünde rektal tuşe muayanesi yapıldı, sonra biyopsi istenmişti. Bizdeki durumda normal biyopsi yeterli görülmüştü. Sonuç olarak kanserli hücre vardı prostatta. Kanser başka yere sıçramış mı diye vucut taraması yapıldıktan sonra prostat ameliyat ile alındı. izmir medicana'da özgür çakmak yaptı, robotik ameliyat oldu.

Tekrar geçmiş olsun..

füzyonun tekniğine, cihazın kalitesine ve operatöre bağlı olarak az veya çok denebilir ama bence normal fiyat. Muhtemelen eski nesil füzyon kullanıyorlardır ki, ben 2 sene önce bile özellerde 25-30binleri duyuyordum.

Devlet Üniversitelerinde daha uyguna yapılabilir.

@icemanx cok tesekkurler ben de baska bir arkadasimdan özgür bey‘in ismini aldim. Acikcasi ilk devlet hastanesinde sansimizi denemek istedik. Ilk duyurumda bir arkadas erhan bey‘i önermisti. Simdi ona gittik, ama devlette ilerleyemez hale gelirsek, özelde tercihim özgür bey olacak, sizden de teyit duymak rahatlatti. Doktora güvenmek cok önemli. Umarim babaniz iyidir simdi, cok gecmis olsun.
Insallah bizim de kanser cikmaz ya da dediginiz gibi baslangic asamasindadir. Cok sag olun..

Hayır, herhangi bir zaman beklemeye gerek yok. Yalnız özellikle tiroit hormonları için mutlaka aç karnına kan vermek gerekiyor.

birkaç gün daha bekleyin bence. ama doktorun uyarmış olması gerek kalıcı hissizlik için. 6 ay falan da sürebiliyor.

bence biraz daha bekleyin jelly nin dediği gibi uzun da sürebiliyor.

eğer işlem yapılan yer sinire çok yakın ise sinire ister istemez zarar verilebiliyor ve bu komple kalıcı hissizliğe de dönebiliyor. ama şu an o tarz bir şeye endişelenmek için erken bence.

doktora sormanız lazım filmde elf gözleri neler görüyor, sinire dokunmuş olabilir mi..

Dikiş ve ödem nedeniyle hissizlik oluşabiliyor. Normalde her ameliyat sonrasında dikiş yeri çevresinde hissizlik olabiliyor bir süre.

Ben olsam normal olup olmadığını doktora sorardım arayıp. Ama bence normal

Bence belli bir bölgede hissizlik varsa önemseyin. Bir tanıdığım aynı şekilde ağzının kenarında belli bir bölgeyi hissetmiyor kalıcı olarak. Ne olur ne olmaz sorun bence

Doktorun agiz dusu onermesi sonucu, "Dr.bei gf3 taşınabilir ağız duşu"nu aldım, ilk başlarda bir heves kullandım şimdi yüzüne bakmıyorum açıkçası. Bence kullanışlı bir ürün ama düzenli kullanılırsa faydası daha fazla olur diye düşünüyorum. Ara verdikçe diş etlerinin her seferinde tekrar alışması gerekiyor çünkü, ilk seferlerde kanama yapıyor genelde. Bir de, once diş ipi kullanip ardindan duş kullanilirsa daha etkili oluyor.
Duzenli kullanirim ve seyahate cikarken yanimda gotururum diyorsaniz taşınabilir olması gayet güzel bir özellik, boyut olarak da yeterli. Büyük boy bir cep telefonunun 3-4 cm kalini gibi düşünün.

vücutta depolanan a, d, e ve k vitaminlerinde sınırı aşmasanız iyi olur. gerçi d vitamini zaten en çok eskikliği görülen ve kolay kolay sınırı aşılamayan bir vitamin ama konumuz o değil. :) balık yağı gerçekten faydalı. epa ve dha değerlerinin optimum seviyede olduğuna dikkat edin ve ifos 5 yıldız sertifikasına sahip olduğundan emin olun. tabii ki tligliserid formu olacak... a vitaminine dönecek olursak, zaten birçok besinde olduğu için uzun dönem kullanımına dikkat edilmeli. onun yerine kolajen veya c vitamini falan da kullanılabilir ama çok da gerekli mi? eeöhh...

yasiniz kac bilmiyorum ama cildiniz icin topikal a vitamini (retinol ve turevleri) kullansaniz daha etkili olabilir.

Sacinizda seboreik dermatit var gibi.
Bana Fransa'da dermatologun anlattığı; yaglandikca bu mantar cogaliyor. Ve bu basimizda olusanlar da aslinda bu mantarin ölüsü.

Bende de dönem dönem çok aziyor. Çözüm myocoster var içinde ciclopirox var. Bende işe yarıyor ama her kişide yaramaz. Farklı türleri denemek lazım.

Malesef bir dermalotoga gidip sorun. Birkaç farkli ilac turu var ama hepsi herkeste olmuyor.

Bunlar ucuzlukla alakali değil yani.

Bir de dermatologun dediği;
Zen olun. Tatile gidin, Türkiye'ye gidin bir rahatlayin yüzün. Streslendikce cilt yaglanir yaglandikca dermatit azar.

Zen olmak için bir ilaç yok malesef :)

Seboreik dermatit +1

Ketoral şampuan deneyin. Nasıl kullanacağınız içinde yazıyor.

dermatologa gidin +1
sedef de olabilir.

Ketoral + Sebamed her gün kullanım şampuanı

Bir banyoda Ketoral, sonraki iki banyoda Sebamed şeklinde kurtuldum ben.

Seboreik dermatite iyi gelen her şey ve o arada kullandığınız o şampuanlar da 10 günden fazla kullanımlarda cildin zayıflamasına, hassaslaşmasına neden olur böylelikle hastalıkta hep bir döngünün içine girersiniz.

Ayrıca o ilaçların ve şampuanların tamamının uzun dönemde saç dökücü etkileri vardır.

Bir dermatoloğa görünün.

Gölge, ayran, ılık duş, istirahat kombosunu uygulamalısınız.

Eve gidemiyorsanız başınızı yıkayın, ayran için ama tamamen kuruyana kadar güneşe çıkmamalısınız yoksa daha beter çarpar.

Geçmiş olsun. İzmir Eşrefpaşa Hastanesi var. Görece devlet hastanelerine göre daha az yoğun oluyor. hstsira.izmir.bel.tr linkinden tc kimlikle randevu almayı deneyebilir misiniz? doktor ya da üroloji bölümü hakkında bilgim yok ama iyi iş yaptıklarını söyleyebilirim.
Ege- 9 Eylül hastanelerine de bakıp tanıdık varsa randevu bulabilirseniz iyi hastanelerdir.

aydında adnan menderes üniversitesi hastanesinde üroonkoloji bölümü var, allah korusun eğer prostat kanseri çıkarsa tedavisini burada devam ettirmek için şimdiden burada biyopsi olsa daha iyi olur sanki.
ehastane.adu.edu.tr bu linkten ürolojiye randevu alabilirsiniz, bence normal değil öğretim üyesi muayenesi alın, normal poliklinik randevuları sağlam adamı bile öldürür. hiç gitmedim ama erhan ateş'i iyi diye duymuştum daha öncelerden. servise göre değişse de 300-500 tl arası oluyor özel hoca muayaneleri. ilk muayeneyi hocaya olur, tahlilleri vs sonraki takibini servisten yaparlar.
kuşadasından belediyenin sarı dolmuşlarına binerlerse hastanenin önünde inerler. araba yoksa tek vasıta ile ulaşım da kolay olur.

geçmiş olsun.

@halanne, dediginiz gibi yakın olması cok avantaj. Erhan bey'e baktım dolu gözüküyor, bu sistemden nasıl alınıyor biliyor musunuz? belli saatlerde mi acılıyor acaba randevular?

doktorun adının karşısındaki dolu yazan kutuya tıklarsanız haftalık programı çıkıyor, oradan sonraki haftalara doğru ilerletebilirsiniz.
ama şu an sistem çöktü sanırım, ben de giremiyorum.
bir de eğer hiç boş gün görünmüyorsa hoca izinde olabilir.
tam hatırlamıyorum ama sanırım ya cuma ya pazartesi bir sonraki haftanın randevu planı da açılıyordu.
alternatif olarak 444 1 256 numaradan arayıp randevu alabilirsiniz.

tamamdır cok tesekkürler ben takip edecegim.

Gece yemek yiyip yattıysan ya da reflü varsa mide de böyle oluyor. İkisi de değilse bilemedim.

Gece yiyip yattığından olmuştur,

Bende de oluyor bazen tam tarif ettiğiniz gibi (bulantı olmuyor)

mide kapağı aralanmış mide öz sıvısı yukarı gelmiş ve sizi uyandırmış. geçici anlık bir şey olabilir, kronik bir hale dönüşmüş olabilir. midenize ve özellikle mide kapağınızın düzgün çalışıp çalışmadığına baktırabilirsiniz. ilk seferde gitmeğe gerek yok süreklilik arz ederse baktırmakta fayda var. geçmiş olsun.

Cevaplar icin cok sagolun, tesekkur ederim.

Sabaha gore daha iyiyim ama afedersiniz hafiften gegirince(bilerek yapiyorum kontrol amacli) yine o aci tat geliyor az da olsa. Sabah nefes alamadim, saniyede sanki 10 kere yutkunuyormus gibi 10-15 sn boyunca yutkundum hizli hizli. Ilk kez boyle bir sey deneyimledigim icin tirstim. Sanirim dengesiz ve kotu beslenme(fazla abur cubur) onemli bir etken. Bir daha yasanmamasi icin dikkat etmek gerekiyor bunlara.

bir ara gastroenterolojiye görün.

aynısı bugün bende de oluştu
burun tıkanıklığı gibi ve burun arka tarafında hafif ağrı ve terleme

grip başlangıcı gibi hissettim. hemen zencefil bal limon karışımı yaptım
şimdi umca aldım eczaneden

grip olmadan atlatmak istiyorum. sanırım aşırı nemden olmuş olabilir

Antrenman esnasınsa testosteron akut olarak artar kalıcı olarak değil, akut olarak dediğim de normalde 4mg ise 5mg olur ama o da kortizol gibi diğer hormonların salınımıyla yine negatife düşer. Bu dediğim döngü tabii nispeten ağır ağırlık antrenmanları ve erkekler özelinde geçerli, kadınlarda testosteron artışına neden olacak spesifik bir hastalık yoksa antrenmanların testosteron artışına etkisi yok denecek kadar azdır. Aslında hiç yok ama ayıp olmasın diye biraz olur belki diyorum.

yediklerin azaldıysa güçten düşmüş olabilirsin ya da aynı döneme denk gelen başka bir sıkıntı var ya da tetiklendi, sporun ve testesteronla alakalı değildir. kan testi vs doktora danışabilirsen fena olmaz bence.

keşke testosteron arttırmak bu kadar kolay olsa. erkekler yaşla hiç kas kaybetmez, sprocular 6 ayda hulk gibi olurdu.

kadın vucudu için bu dediğiniz imkansıza yakın.

Testerondan degil. Ayrica almiyorsaniz tabii ki.

1.5 ay kisa bir sure, dolayisiyla yasadiginiz degisikliklerin donemsel olmasi sebepsel degil korelasyona dayali olmasi mumkun. Bu anlamda da sahsi deneyimler veri niteligi anlaminda problemlidir ancak diyelim ki cidden bir problem var, bunun sebebi su an ki spor/diyet duzeni. Yuksek ihtimalle az beslenmeyle alakali olabilir, eger vucudu yuksek efor ve aclik kriziyle korkuttuysaniz tepki vermesi dogaldir. Yine baglantili olarak recovery olanaklarini yeterince kullanmiyorsaniz, illa off day vermek degil bu ama tabii ki bir parcasi, yipranma olmasi normaldir.

Boy kilo yas, yapilan idman, yenen kalori ve mumkunse icerik ve bu kaloriyi nasil olctugunuzu, uyku duzeninizi vs. yazarsaniz daha kapsamli bir yorum yapilabilir.

Fiziksel stress nedeni ile vücudunuz gereğinden fazla kortizol salgılamış olabilir.

Yeterli beslenmiyor olabilirsiniz bu durumda vücut saç gibi gereksiz şeyleri beslemeyi keser.

Off day vermeden ağır spor yapıyorsanız bence bunu yapmayın, fiziksel stress hafife alınacak bi şey değil.

E devlet şifresi varsa belki e nabizda görülebilir

Uzağa gidecekmişsiniz, bence uygun bir şekilde sorarsanız cevaplayacaktır.

Uygun şekilden kastım; "baba bu olay bana biraz şüpheli geldi, bir şeyler netleşene kadar sanki bazı şeyleri söylemiyormuşsun gibi hissettim, uzağa gidiyorum aklım burda kalacak onun için ne oldu ne olmadı sen bir anlat en iyisi" tarzında bir şey. Yani zaten siz telaşlanmayın diye yapıyorsa o çabasının başarısız kaldığını, şimdi size bir açıklama yapmazsa daha çok telaşlanacağınızı anlamasını sağlayın.

Yanında kim var, kiminle yasiyor ona sorabilirsiniz. Babami akciger kanserinden kaybettim o sivi alma olaylari tek basina atlatip hayatina devam edebilecegi seyler degil bi de kemoterapi radyoterapi var tek basina size yalan soyleyerek idare etmesi cok zor bunlari.

Babami akciger kanserinden kaybettim. Son zamanlarda hizli kilo verdi mk babaniz ? Goruntulu arayinca fln farkettiniz mi ?

Demir eksikliği anemisine uyuyor.

hayır

"Manta rays are generally harmless to humans and are not known to attack unless provoked or threatened. However, it is important to give these animals their space and avoid touching or harassing them."
www.americanoceans.org

gerçi meşhur biri vatozdan ölmüştü. ama 1 kişi işte.
baktım Steve Irwin miş ama onu dikeniyle öldürmüş ama yine çok nadir bi olaymış

sen üstten baktıkça bi sıkıntı olmaz heralde o tv için yakınına gidiyo

nispeten küçük olarak tanımladığın iğne kuyruklu vatoz. oldukça zehirlidir. bu vatoz yüzünden ölen balıkçılar bile olmuş.

subilimleri.istanbul.edu.tr

Türü nedir bilmiyorum ama bir dönemin ünlü belgeselcisi timsah avcısı steve vardı, kendisi bizzat vatoz saldırısından öldü.

@lambircek

Aynen sormam da bu sebepten aslında.

O adam çok yakın temastayken sokmuş vatoz, hatta kalbine çok yakın olduğu için oldu haberler vardı hayal meyal hatirliyorum.

Yani demek istediğim ben şu yüzeyinde kendi halinde takılan biriyim bu tarz bir saldırı hiç yaşanmış mi bilginiz var tadında bir soruydu :)

Kolay kolay saldırmaz. Kendini köşeye sıkışmış ve saldırı altında hissederse saldırır.

Normalde kaçacak yeri olduğu sürece kaçar.

(bkz: reflü)

helikobakter

bir fikir verecekse 8 ay önce bezmialem'de 1600 liraya yaptırmıştım.

patoloji çıkarsa ek birşey isteyecekler mi neye ne kadar isteyecekler sorun
veya paket içinde kaç patoloji var, anestezi dahil mi?

PrEP hiv ile enfekte olmamış kişiye bulaşı önlüyor. Zaten hiv pozitif olan kişi kendi ilaç tedavisini alıyor olmalı, bu prepin dışında bir durum. Prepin açılımı zaten "pre-exposure" prophylaxis.

Ayrıca prep için hangi ilaç kullanılıyorsa kullanan kişinin dozları düzenli alması gerekiyor. Buna rağmen tam anlamıyla korunma söz konusu değil, kondom aksatılmamalı, prepin esas amacı bir şekilde kondomun başarısız kaldığı (bozuk kondom, patlak kondom vs.) durumlarda bulaşı önlemeye katkı sağlamak. Esas korunma yöntemi kondom.

Dolayısıyla bulaştırıcılık konusunda prepten bahsedilemez, bu açıdan hakkında bir şey bulamamanız normal. Prep bulaş olmayan kişinin aldığı önlemdir. Hiv pozitif kişinin kendi ilaç takvimine uyması gerekir. Prep ilaçları da zaten hiv ilaçları aslında ama dozları ve kombinasyonları farklı oluyor.

Özetle prep sadece enfekte olmamış kişi için ve %100 koruma sağlamaz. Kullanılması fazlasıyla etkili, ancak tek başına ana korunma yolu değil. Prep için bir takvim oluşturmak için de doktora başvurmalısınız, ilacı kullanmaya başlamadan önce bir enfeksiyon doktoruyla görüşün.

Cevabı net olarak anlayamadım, prep hakkında yazdığınız çoğu şeyi buldum zaten. Hiv pozitif değilim. Sadece bunu önlem olarak alacağım, kullanan kişiye bulaşmasını büyük oranda azaltıyor, ama karşı taraf halihazırda zaten kullanıyorsa ve ben kullanmiyorsam benim için bir etkisi yok, doğru anladım değil mi? Ben kişinin kendisine olduğu kadar, karşı tarafa bulaşmasını baskılayan bir ilaç olabileceğini düşündüm.

Prep hiv+ olup hiv pozitif olduğunun farkında olmayan ya da bunu size söylemeyen biriyle ilişkiye girdiğinizde bulaş riskini azaltmaya yarıyor.

Siz partnerlerden biri kullandığında diğerini korumuyor mu diye sorarken askında hatalı bir senaryo çiziyorsunuz. Partnerlerden ikisi de hiv negatifse zaten prep kullanmaya gerek yok. Eğer partnerlerden birisi hiv pozitifse ve pozitif kişi bunun farkında değilse ve prep kullanıyorsa prep enfekte kişideki virüs yoğunluğunu baskılayacak kadar etkili bir yöntem değil dolayısıyla bulaşı önlemez. Bu kişinin kendi ilaç tedavisini alıyor olması gerekli, prep sadece hiv negatif kişiyi riskli bir ilişkiden korur.

Dolayısıyla kendi durumunuzdan ve karşınızdaki kişinin durumundan emin değilseniz öncelikle test yaptırmalısınız. Eğer testleriniz negatifse prep kullanmaya hiç gerek yok zaten. Eğer prepi sadece biriniz kullanacaksa prep kullanmayan kişi kendini riske atmış olur.

İlaca ulaşamazsanız sadece mide semptomunu gidermek için bardak suya 1 çay kaşığı karbonat atıp için.
Su soğuk olmasın.

kesinlikle sülfatsız şampuan. dökülme, kepek, kaşıntı sorunlarıma derman oldu. bir de şu ürün www.trendyol.com

Şampuan kutusuna zeytinyağı ve su ekliyorum.

Ben gecemedim. Belki belli noktada duruyordur ama sakal birakasim zaten yok ama tatillerde falan da belli noktada daraliyorum.

Ben çözümü sadece Fransa'da olan lityum içeren bir jel ile buldum. Onu kullandigimdan beri hayatım değişti. Saç diplerim dışında yüzümde hiçbir şey olmuyor artık. Ama lanet jel sadece Fransa'da var...

pubmed.ncbi.nlm.nih.gov

benim saç derimde de bi 15 senedir var herhalde. kaşıntım yok. coresatin sarı kutu yıllardır kurtarıcımdır, sürerim geçer 1-2 hafta rahat ederim sonra tekrar çıkar falan... normal şampuanıma ek olarak vichy dercos (yeşil) kullanmaya başladım. iyi geliyor diyebilirim, rahatlatıyor. sakalda da işe yarayabilir, isterseniz bir deneyin.

hiçbiri kalıcı çözüm değil tabii ki. boşuna doktorlarda sürünmeye gerek yok. kendine en iyi çözümü bulup alışmak lazım.

Yaklaşık 20 senedir çekiyorum ben de.
Sakal konusu beni de sinirlendiriyordu, hiçbir şekilde uzatamıyordum. normalde 8-10 günde bi traş makinsyla keserdim. 2022 başında bi dönem oldu sakallarım uzamış bulundu 2-3 haftalık. Biraz daha dayanınca artık sakallı bi' birey oluverdim. 1,5 senedir sakallı bi tip olarak devam ediyorum.

Sanırım o sınırda dayanabilirsen ve cok fazla elin sakalına gitmezse daha az sıkıntılı geçiyor o dönem.

sakaldan kasıt nedir tam olarak kirli sakal bile bırakamamak mı yoksa uzatamamak mı? benim biraz uzayınca sorun oluyodu ama ir10'un dediği gibi bir eşiği geçene kadar dayandım sabrettim ve baya hacı sakalı seviyesine uzatıp öyle gezdim bir yıl. hatta sanırım kısa sakalda elini direkt cildine sürebildiğin için daha çok sıkıntı oluyor uzayınca 1-2 hassas nokta dışında daha rahatladı gibi geldi bana.

onun dışında bioderma sensibio ds+ modelinde 1 yüz temizleme jeli 1 de krem var. günlük olarak yüzünü onunla yıkayıp ardından sorunlu bölgelere kremini sürersen baya iyi koruyucu özelliği var bence. ama cildin fazlaca kötüleştikten sonra rahatlatma konusunda pek iyi değil işlevi o yüzden rahatlatıcıdan ziyade koruyucu bence. şampuan olarak da gene aynı sensibio ds+ şampuanı var veya head & shoulders clinical strength bu ikisi bana iyi geliyor ama kişiden kişiye değişiyor tabi o bunları aynı şekilde sakala yüze de kullanırsın. bioderma'nınki bana dermatolojik olarak daha iyi gibi geliyor head & shoulders'ınki biraz fazla kurutma odaklı sanki ama ikisi de kafada kaşıntı olmasını önlüyor bende.

benim iniyor evet ama basit bir tutulma da olabilir. sıcak bir duş üstü kas gevşetici kremle masaj yaptırıp üstüne sıcak havlu ya da ısı bandı. bende işe yarıyor sizi de rahatlatır umarım, çok geçmiş olsun.

Geçmiş olsun, düşük bir ihtimal ama inebilir ancak öyle kolayca da fıtık olunmaz. genelde uzun sürer ve hasta kendi bile işkillenir fıtık oluyorum galiba diye.
çoğumuz yük-ağırlık taşımaya alışık olmadığımızdan kollarımız, sırtımız, ayaklarımız ve hatta bacaklarımız, sıra dışı işler yapınca hamlanır, fena tutulur, ağrı yapar.
Emzirmiyorsanız ve mide ülseri veya gastrit gibi şikayetiniz loksa herhargi bir ağrı kesici ve kas gevşetici kullanın. Bu ilaçlar, fıtıksanız sile sakınca teşkil etmez.
Ancak, emziriyorsanız ilaçtan uzak durun, bebiş 3-4 aylık olduysa sadece parasetamol içeren calpol, tylol vb kullanın (sadece parasetamol içerip başka etken madde içermediğine dikkat edin. Mesela, Vermidon olur ama Vermidon plus olmaz!).
İlaçtan öte, sıcak, kuru havlu ile veya sıcak su torbası ile sıcak tutun. Soğuk, serinden uzak tutun. Klima filan fena azdırır kas ağrısını. Nazik, hafif, okşamaktan hallice masaj da kasların rahatlaması, çözülmesi için işe yarar.

uzun uzun yazmışsınız çokk teşekkürler... ben gidip bir sıcak havlu tutaym :)

ilaç fiyatları aynı (hava alanlarını bilmiyorum).
vitamin ve kozmetik için farklı tarifeler var.

ilaç sekmez fiyat sabit. İlaç dışı ürünlerde de liste fiyatları var ancak duruma göre indirim yapabiliyorlar

Serin ve kuru bir yerde saklayabilirsin. Ama zaten bunun kutunun üzerinde yazması gerekir. Kesin bilgi için ürünün etiketini inceleyebilirsin.

İşyeri hekiminin vermesinin daha uygun olduğuna dair hukuki bir görüş var; İşyeri ortamının ve işin niteliğinin da sağlığa uygun olup olmadığının bilgisine sahip olmanın gerekliliği üzerine. Yasal mevzuat da bu yönde.
Sağlık muayeneleri taleplerini karşılayan aile hekimlerinin işçinin meslek hastalığı veya iş kazası neticesinde ortaya çıkabilecek hukuki ve cezai sorumlulukları olduğunu düşünen hekimler bu raporu vermemeyi tercih ediyor.

"radyolojik görüntülerim"e tıklıyorsunuz, ilgili çekimin yanında "raporu aç" butonu var. ona tıklayınca görünüyor. "raporu aç" butonu yoksa rapor henüz yazılmamıştır.

Sinameki kaynatıp iç diyecem ama bilemedim.

Ben karnima mideme sirtima sıcak su torbası koyup pankreoflat içiyorum ama acilde size bu ilaci vermemisler doktorunuza danışmadan kullanmayiniz.

Boşaltım için tavsiye olunur: Aktardan demirhindi alın. Sıcak su içine bir parçasını kesip atın ve demlendikten sonra için.

Gaz için anason Çayı yapabilirsiniz.

Yaşadığınız sorun uzun vadeli ise: Simflat.

Kümyon kocakarı yöntemi olarak çok bilinenlerden, hemşire tavsiyesiyle öğrendim çok işe yaradı. Sıcak suya karıştırıp içiyorsunuz.

En son devlet hastanesi acile karin agrisiyla gittigimde rontgen cekip gazin var deyip gonderdiler. Agri gecmeyince birkac gun sonra bir ozel hastaneye gittim, ultrasound cektiler ve plastrone apandisit cikti. Bence baska bir yere gidin. Genel cerrahiye gitmistim ozel hastanede. Bundan birkac ay sonra da ameliyat oldum.

Edit: (bkz: #127026031)

psikiyatri. genelde tr de testler cocuklar üzerine oluyor ama yetişkinlere de yapılıyor. bildiğim kadarıyla geçen bi hastalık değil zaten önemli olan minimum zarara indirmek. belli ki hayatınızın akışını ciddi şekilde etkilemiyor ama bi profa gitmeniz iyi olur. moxxo testi var benim bildiğim. biraz moda bi hastalık aslında teknolojiyle birlikte odaklanma ve çabuk sıkılıp bırakma sorunları yaygın. önerilen tedaviyle muhtemelen düzenli ilaç kullanımıyla hayat kaliteniz artabilir. concerta, ritalin falan da genelde sınav zamanı uzun saatler odaklanması gereken öğrenciler kullanıyor

para yakıp yetişkin adhd konusunda uzman bir psikiyatr ya da araştırma hastanelerinin dikkat eksikliği klinikleri sana yardımcı olur. gerçi bu ikinci olasılık biraz riskli seni 5 dakika dinleyip wellbutrin verip gönderme olasılıkları var.

yalnız adhd tek bir olgu ve tek seviye gibi düşünmek yanlış. mesela uykun düzenli ve kaliteli mi ? kötü uyku adhd çok benzer durumlar yaratır ve adhd varsa durumunu çok daha zorlaştırır. aynı şekilde beslenme ve spor bunlar da kötüyse semptomlar iyice artacaktır.

Adhd' de hyperfocus durumu var. Bireyin ilgisini çeken konulara inanılmaz konsantrasyon gösterebiliyorlar. Adhd bir ergen hastalığı değil. Çocuklukta tanılamak daha kolay oluyor. Hatta cinsiyet bile tanılamada zorlaştırabiliyor. Kız çocukları daha zor farkediliyor.
Ayrıntılarda kaybolmak, uyku ve yemede değişiklikler, halk arasında maymun iştahlı olarak etiketlendirilen başladığı işin sonuna gelemeden başka bir işe başlamak, zamanlama, okulda zorlanma, vb.çok şey yazılabilir. Ama bunlar yeme ve beslenme alışkanlığına bağlı da olabilir. Dikkat eksikliği değil de dikkat dağınıklığınız da olabilir. Araştırma hastanelerinin ilgili bölümlerinden yardım istemenizi öneririm.
Ve evet halk arasında ben de hiperaktifim ya da bizim çocuk da hiperaktif çok hareketli gibi kullanılsa da, o iş öyle olmuyor. :) adhd hayatı çok zorlaştıran ve durumunu bilince neyi neden yapıp yapamadığını anladığın bir şey. Ve birden fazla çeşidi var. Yardım için ilgili bölümlere gitmekten çekinmeyin. Adhd varsa da yoksa da, hayat kaliteniz yükselecektir dr önerileriyle/test sonuçlarıyla.

en.wikipedia.org

arkadaşın bahsettiği limerence, saplantı gibi bir durum. senin bahsettiğin ise halk arasında ayran gönüllü olarak bilinen durum. bir hastalık mıdır bilemiyorum

Baglanma sorunu ve iliski korkusu var. gercekte bir sey yasayamiyor, asklari nihayete ermiyor. Korkuyor.

Yaş faktörü önemli. Sosyal medya ile büyüyen nesilde normal bulunuyor bu iletişim şekli. Aşk kelimesine yüklediği anlamı da bilmek lazım. Sosyal fobisi olması mümkün. Sohbet ve ilgi ihtiyacını oradan karşılıyordur. Eğlence anlayışı budur, kim bilir. Etiket koymak saçma bence

Bi soluk alsaydın yazarken :)

20'li yaşların standart ilgi açlığı.

libalaks ya da su doldurulmuş lavman seti geldi aklıma.

anti fosfat kullanıyorsa birlikte alabilir. birkaç günlük kullanım sorun olmayabilir ama doktorunuzun fikrini almanız daha doğru olur tabi.

libalaks+- kullanabilir +1

***doktorunuza danışın yine de tabi.

genel cerrahiye gitmeniz gerekiyor. apse ya da fistül olabilir.

Cildiye dicem ben de

Genel cerrahi

kil donmesi de olabilir ben de genel cerrahi diyorum

doktorlarin yonlendirmesini takip edin, teshis konulana kadar da sizin ya da baska birinin yaninda olmasina ihtiyac var.

son 2 yildir yasadigimi yazacagim asagiya lutfen panik olmayin sizin sonuc da boyle olacak diye bir durum yok. babamin gecmeyen bel agrisi sonucu gittigimiz bir ortopedist dahiliye uzmanini arayip hastayi size gonderiyorum ve şu kan testine bir bakar misiniz demisti. dahiliyeci kan testine bakip bizi de hematolojiye yonlendirdi. Biyopsiler, pet scan falan derken teshis multiple myeloma oldu. tedaviye basladigimizda babam tuvaletine bile gidemeyecek durumdaydi, simdi parka yuruyuse kendi cikiyor. sozlukten bir arkadasin tavsiyesi ile bu iste uzman bir hekim bulduk. butun surecimizi o takip ediyor. ankara'da iseniz ozelden hocanin bilgilerini verebilirim.

Anladigim kadariyla babanizda normal pihtilasmayi saglayan trombosit denen hucrelerin eksikligi (trombositopeni) var. 20 binin altinda yatarak acil tedavi gerekir dediginiz gibi, ozellikle beyin kanama riskinden dolayi. Vucudun az uretmesi ile ilgili (cesitli kemik iligi hastaliklari) olabilir, kanamadan veya hücre yıkımının artmasından olabilir, enfeksiyonlar ve bazi ilaclar bunu yapabilir, neticede detayli tetkik ve kemik iligi incelemesi olmadan sebebini soylemek mumkun degil.

Siz gerekeni yapmissiniz simdi beklemek gerekir. Randevuya kadar cok hareket etmemeye calissin dikkat etsin. Gecmis olsun.

uzun bir duş yapacaksan sürekli soğuk su ile eziyet çekmenin manası yok temizlenme kısmını ılık su ile. ayılma kısmını 2 dakikalık soğuk su ile yapmak mantıklı.

huberman labda bu konuyla ilgili epey podcast var.

www.youtube.com

Bir ılık bir soğuk daha iyi bence. Özellikle fazla sıcaktan sonra kısa süreli soğuk duş bence daha sağlıklı.

Bilimsel, bir uzman tavsiyesi olmamakla birlikte spa deneyimime dayanarak şunun bir faydası olabilir. Ben soğuk duş alırken bu şekilde yapıyorum, alışması ve duş rahatlığı daha iyi geliyor bana.

Soğuk duşa kovayla boca edercesine değil de bölgesel olarak başlayın. Normal duştaki gibi başınızdan aşağı gelmesi (kendi adıma konuşursam) şok etkisi yapıyor ve nefesim kesilecek gibi oluyor. Ancak önce bacak ve baldırlar, sonra el ve kollar, sonra sırf ve vücuduna arka bölümleri, ardından baş ve yüz ve en sonunda da karın ve göğüs bölgesi şeklinde devam ederseniz çok çabuk alışıyorsunuz.

Bu sıralamanın özelliği ise (sauna deneyimi dediğim kısım) yüksek sıcaklık ile genişleyen damarlar soğuk duş sonrası büzüşüp kan akışını hızlandırıyor (tıpkı sabahları kolları aça aça yapılan esneme gibi, damarları daraltıyoruz aslında). Soğuk suyun bacaklar, kollar, sırf ve sonrasında göğüste bitirilmesi ile kanın kalpte toplanması amaçlanıyor. Muhtemelen kan akışı, kalp ve damar sağlığı açısından en doğru rota olacağındandır; bu kısım hakkında yorum yapamam. İşte ben de bu bilgiler bana mantıklı geldiğinden dolayı aynı mantığı soğuk duş alırken izliyorum. Bir kardiyoloji uzmanı varsa görüşlerini öğrenmek isterim.

Zeynep gülüm
Detayları internetten bulabilirsiniz diye düşünüyorum