Ekşi Duyuru

Bir süre ayrı odalarda tutmaya çalış. Kousu değişmiş olabilir annenin. O yüzden yadırgıyordur. İki kedinin ilk kez bir araya getirilmesinde de benzer durumlar oluşuyor. Bende de iki kedi var. Ama anne-yavru değil, iki farklı aileden iki dişi kedi. İkincisi eve ilk geldiğinde ilk kedim çıldırdı adeta. Ama şu an ilk kedim hiç tıslamıyor. İkinci kedi biraz ürkek. O yüzden köşeye sıkışınca tıslıyor. 10 dakika sonra bakıyorum bu kez ikinci kedi ilkini kovalıyor falan. Ama kavga etme yok. Ebelemece oynuyor gibiler. Günün 24 saatinin 16 saatinde uyuyorlar zaten. Kalan 8 saatin yarım saati birbirini kovalıyorlar, diğer 7,5 satte de evde dolaşıyorlar falan.

Uzun lafın kısası: Alışırlar.

normal, kokusu değiştiği için tanımamış bile olabilir.
bir de ayrılma döneminde olabilirler, onun da etkisi vardır.

bir süre izole etmek ve birbirlerinin kokularına alışmalarını beklemek iyi olur +1
ama izole etmeseniz de alışırlar birkaç gün ya da hafta içinde.
kendi dengelerini bulurlar.

geçen ben de benzer bir soru sordum.
www.eksiduyuru.com
bir hafta kadar tısslar kııhlar devam etti, evde bölgelerini belirlediler, düşman gibilerdi. sonra yavaş yavaş düzeldi. eski samimiyete geri döndüler.
biraz zaman verin düzelirler.

Kedi yaş mamaların bildiğiniz balık parçaları vs.leri görünen bir mamaydı. İçeriğinde yazanları gözle seçebiliyordunuz. Köpek konservesini hiç kullanmadım. Bir foto eklerseniz daha iyi olur aslında.

kuduz sokakta denk gelebileceğiniz bir şey değil.
90'lardan beri kuduz vakası görülmüyor büyük şehirlerde.
zaten tek bir hayvan kuduz olsa, olduğu bölge karantinaya falan alınıyor.
yani "bulaşmış olabilecek" bir durum olduğunu sanmıyorum.
pansuman yapın yeter, geçmiş olsun.

yapmayın lütfen. biraz araştırsanız göreceksiniz zaten. sokaklarda kol gezip birdenbire gelişen bir hastalık değil. sizin kendi beslediğiniz evcil hayvanınız aşı sırasında tuttuğunuz için sizi ısırmış. mesele bu.

Cevaplar için teşekkürler. Muhtemelen boğuştuğu kediler yine civardaki beslediğimiz kedilerdir, onlarda da bir sorun yok. Nadir olduğunu duymuştum ancak yine de içim rahat etmedi.

Bir de veterinerde ısırınca hemen alkolle yıkadık ancak bu şişlik niye oldu ona da takıldım. Top dikine parmağa çarpınca oluşan şişlik gibi şişti.

can havliyle sert ısırmıştır, kemiğe falan gelmiştir.
ya da belki siz elinizi çekerken ters bir şey oldu, hem ısırıldınız hem incittiniz.
şişlik normal yani böyle durumlarda.

Gecenlerde gozumuzun hep onunde olan ama sokakta yasayan bi kedi isirdi beni de, kanadi, sisti, morardi isirdigi yer vs. acile gittim, doktor eger bu kediyi gozlemleme sansin varsa gozlemle, 10 gun icinde ortadan kaybolursa gel yapalim asiyi dedi. Sanirim kedi kuduz olursa 10 gun icinde olecekti, o yuzden oyle dedi.

Kediye de bana da bir sey olmadi bu arada, uzerinden 10 gunden fazla gecti. Ama renkten renge girdi isirdigi yer. Ozellikle kedilerden gecme riski dusuk kuduzun, hele hele evcil bi kediyse daha dusuk dedi doktor arkadaslarim.

Gecmis olsun.

yarasa tarafindan saldiriya ugramadiysa birsey olmaz

normal bir mama olmadığı için sadece veterinerler satabiliyor.
fiyatını hiç bilemiyorum.
bir veterinere telefon edip sorun isterseniz.

konserve olanını almıştım. 150gr'ı 30 tl idi 6 ay evvel. kurusunu da almıştım o da pahalı idi ama net hatırlayamadım.

ben de pence yedim. asimi olup geldim.

ben hiç aşı olmadım böyle durumlarda, kedi de gayet normal görünüyor fotoda

yapmayın allah aşkına. belli ki sağlıklı, iştahı yerinde, beslenen bir kedi.

abartıyorsun.

Gecen veteriner bana istanbulda son kuduz vakası doksanlarda görüldü demişti. Yani bahsi geçen kediden size kuduz buluşma ihtimali hiç yok değilse bile çok düşük.

aşı kartınız duruyorsa, orada da yazar, kuduz aşısının koruma süresi 2 yıldır -gerçi en son yaptırdığımda kartta 3 yıl yazıyordu sanırım, siz yine de bakın- o yüzden aşı olmanız gerektiğini sanmıyorum. Ancak normalde 4 değil 5 doz aşı yapıyor olmaları lazım eğer bir değişiklik olmadıysa. bence öncelikle bahsettiğiniz hastanenin aşı olduğunuz departmanını -enfeksiyon hastalıkları olması lazım, eğer istanbul'daysanız haseki enfeksiyon hastalıkları birimini arayabilirsiniz- doktora sorabilirsiniz, size bilgi verir zaten. ek olarak elinizde çok derin bir kanama olmadıysa bulaşma riski zor, artı son birkaç senedir özellikle şehir merkezlerinde kuduz vakaları görülmüyor. bir de kedi pençesinden ziyade ısırıktan bulaşması daha yüksek ihtimal. kedinin pençesini yalamalı, bu sırada tükürüğünde belli bir virüs yükü olmalı, söz konusu virüs de size pençe atana kadar deaktive olmamalı vs vs yani bir sürü faktör var. tabi ki tıpta 2 + 2, 4 etmeyebilir, keza doktor da değilim. o yüzden önce doktoru arayıp, yarayı tarif edip, ona göre giderseniz daha iyi olur. bence şu anda korona virüs daha bulaşıcı kuduzdan ama bence tabi. şunu da belirteyim, hastaneler hiçbir zaman umduğunuz kadar steril olmaz, evet yerleri zefiranlı su dedikleri karışımla silip duruyorlar ama hem hasta yoğunluğu hem de personel azlığı nedeniyle öncesinde konuyla ilgili doktordan bilgi alıp ona göre gitmekte fayda var. ama aşınız koruyucu safhada olduğu için muhtemelen gelmeyin diyecektir.

Milyarda 1 bulaşma ihtimali olduğunu düşünseniz dahi kuduz tedavisi olmayan, %100 öldürücü bir hastalık. Hekim olarak ne kendim ne de yakınlarım için bu riski alırım.

Kedi çok minnoşmuş hahaha.

İçinizi rahatlatacaksa aşı yaptırın, ben olsam yaptırmazdım.

ya bırak ne aşısı.

kuduz ısırık yoluyla salyanın kanla teması üzerine salyadan bulaşır, pençeden değil. hastane elbette daha steril bir ortam sunmuyor burası türkiye olduğu için

kudurmadığın sürece hiç uğraşma.

veterinerin telefonda birine "parka sal, çiftleşsin, sonra alırsın" dediğini duymuştum bir kere. bence de kısırlaştırdıysan bırak çiftleşsin yazıktır ^^ başka türlü de sakinleşmez zaten. evde ne var ne yok hallenir, bağırmaktan komşuları uyutmaz.

parka sal ne demek ya...
başka bir veterinere gidin hormon iğneleri var, sakinleştiricinin de düzenli alınması lazım bir kere almakla olmuyor.
bitince de hemen kısırlaştırmalı.

parka sal +1

Merhaba öncelikle geçmiş olsun.Hastalık tanısından kesin eminseniz,kazıntı vs alınıp uyuz teşhisi konulmasından bahsediyorum.Veteriner kliniklerinden temin edebileceğiz tek dozda uyuz tedavisi(12 hafta süreli etki ile ) yapabilen 'Bravecto'-Fluralaner içeren hem pire kene koruyucu hem de uyuz tedavisi yapan ilaçları tercih edebilirsiniz. Mutlaka hekiminizin hastayı görmesi ve kilo ölçümü yapması gereklidir. Bu ilaca muadil olarak Boehringer Ingelhaim in Nexgard ;ı ve Zoetis ;in Simparica 'sı da aynı protectif etkiyi gösterecektir.Aradaki tek fark Bravecto tek doz da 12 haftalık tedaviyi yaparken , Nexgard ve Simparica 35 er gün ara ile 3 adet çiğneme tableti şeklinde hastaya verilmelidir.Sadece Veteriner Kliniklerinden temin edebilirsiniz.İvermektin artık eskide kaldı diyebiliriz.Tekrar tekrar söyleyeyim mutlaka Hekimin hastayı görmesi ve uygun tedavi seçimini ona göre yapması gerekir.Tekrar çok geçmiş olsun.

Köpek söylemeyez, ben söyliyim. Allah razı olsun senden.

Kediler kısırlaştırılsa bile böbreküstü bezlerinden bir miktar testosteron üretmeye devam ederler, o nedenle bu hareketleri normal.

bizim kediyi de ilk aldığımızda hemen kısırlaştırdık (1,5 yaşındaydı) ama 1-2 sene daha o hallenmeleri pipi yalamaları devam etti. sonradan öğrendik ki bize vermeden önce kediyi çiftleştirmişler o yüzden hormon seviyesi yüksekmiş. yıllar içinde geçti hallenmesi şuan 8 yaşında bir dana:)

Etrafımdaki erkek ev kedilerinin büyük çoğunluğu bu haldeler. Kimisi bebekken kısırlaştırıldı, kimisi yetişkinlikte. Biraz tatsız bir durum tabi hayvan için de sizin için de.

yok kısır olan ve kızların koluna hallenen kedi gördüm :) ısırıp bir süre git gel yapıp bırakıyordu.

kedinin kısırlaştırıldığını siz ve veteriner biliyorsunuz ama kedi henüz bunun farkında değil.

hormonların yerine oturması biraz daha zaman alacak anlaşılan.

kedi şapı kullanabilirsiniz. bizim topalakta böyleydi. şapı yeyince emekli olmuş yarbay gibi oldu.

Ah bizim bebik de aynı yaşlarda ve aynı hareketler mevcut. İnsan üzülüyor çok haklısınız. Yapacak bir şey yok ne yazık ki.

daha once tasma takilmadiysa o kopege tasma takamazsiniz.

o kadar iyi anlaşıyorsanız tasmasız da gelirler zaten gelmek istiyorlarsa. Benim çok çeşitli yerlerde çeşitli sokak köpekleri ile yürümüşlüğüm vardır, bazısı seviyo eşlik etmeyi.

Köpekler formalitede olsa tasmalı zaten, mahalle köpek çeteleri ile ünlü, her sokakta sağlam çetecilik olduğu için benlede olsa bölgeyi kolay kolay terketmiyorlar , ben biraz daha nezih bir gezintiye müsait olur mu bu türler diye sormak istedim.

Başka bölgeye götürmeniz cok riskli, diğer bölgenin köpekleri sokmak istemeyebilir, kavga edebilirler, korkup kaçabilirler, kaçarken koşarken araba çarpabilir vs. Tasmasız ya da tasmalı peşinizden uzak bi yerlere götürmeye kalkmayın derim.

maceraya gerek yok bence de.

istanbul'daysanız maltepe petmosfer'de ecem su atalık var.
çok memnunum, genç olmasına rağmen hem bilgili hem dikkatli.
kedilerimden birinin hayatını kurtardı.
ama hoca istiyorum derseniz feridun kalyoncu'ya götürebilirsiniz.

kendisi gördüğüm kadarıyla bir kumru. ona göre googlelayıp bakabilirsiniz, gerisine bir cevabım yok. bu arada kendi haline bırakmak en iyisi de olabilir, ama bilemiyorum.

bulgur, buğday vs. bayılıyorlar. :)

Aman abi bulgur olmaz.çatlar ölür hayvan,

Hiç bir şey yoksa ekmeği nemlendir koy.mümkünse buğday olur,darı olur,muhabbet kuşu yemide olur.

pencere önüne gelen kumru ve serçelere buğday veriyoruz biz. serçeler biraz zor yiyor boyutundan dolayı ama kumrular bayılıyor.

el falan sürersen katiyen gelmez yumurtalarının yanına haberin olsun. yumurtalarını ellersen de kokudan gelmez.


bizim cam önüne gelenler bulgur yemiyor ama buğdaya bayılıyor. su da önemli. kare yoğurt kabına su da koy.

Bir kaba ufalanmış ekmek koyabilirsiniz.

Kursaginda biriktirmistir yeteri kadar yiyecek dert etmeyiniz, kuluckadayken acliktan olen kus duymadim. Hic ucma sansi yoksa sadece bulgur vermeyin taslik icin kum ya da kucuk tas ihtiyaci olur. Ama basta dedigim gibi cok mudahale etmeyn rahat birakin bence

Hiç sorun olmaz. Benim var öyle bebeğim. Hep gelir yumurtlar gider. Ama eşi gelir mutlaka. Görmüyor olabilir misin?

Yer değiştiriyorlar eşiyle. Ben de bir ara üzülmüştüm. Çok sonradan fark ettim. Belki öyle bir şey de oluyordur.

tarzınızı bilemiyorum ama son zamanların modası zaten, ayrıca kedilere dayanıklı olacağını düşünüyorum;

img.letgo.com

sisal halı diye geçiyor. bordür yaptırırsanız bir suru renk secenegı var.

arkadaşım tırmalama çubuğu alıp çekici olsun diye üzerine catnip denilen şeyi sürdü.
koltukları ne zaman tırmalasalar kollarından tutup çubuğa götürüp orda tırmalamayı gösterdi.
bikaç hafta sonra bu çubuk harici hiçbiyere dadanmadılar.

Ikeadaki morum hali serisini deneyin. Ben de tam da bu sebeple onu kullanıyorum.

İsterseniz şöyle urun.n11.com
bir ürün de var internette.

sokaklarda kopek olmamali zaten. bu normal bir sey degil. sikinti sizde degil. sokakta kopeklerin basi bos gezmesini normal gorenlerde.
iki kap su vereyim demekle hayvansever olunmuyor.
4-5 kopek bir araya gelince cok tehlikeli oluyorlar. simdi yasa cikmis belediyeler de toplayip goturemiyorlar.
bizim mahallede 30 tane vardir. yoldan gecmek mumkun degil. kucuk cocuklar kacarken araba altinda kalacak diye odum kopuyor.
insanlar ne yapacaklarini sasirdilar.

benim yaşadığım yerin karşısında çok güzel bi park var, içinde 5 6 tane köpek var, akşam 7 den sonra gitmek cesaret ister, geçen sefer kolumu ısırmaya çalıştı bu sefer bacağımdan kapmaya çalıştı, hiç masum değiller sokak köpekleri, en az 5 kez şikayet ettim hiçbir şey yapmıyorlar, ne kısırlaştırma ne ip ıslah etme.

Haklisin.
Kopek cok severim ama basi bos kopekler ciddi sikinti. Bazilari hayvanseverligi; farkli, duyarli, kulturlu insan olma gibi bi sey olarak gordugunden yol alamiyoruz bu konuda. Korkutucu bi savunuculuk var. Dedigin gibi saldirida olse biri kim bilir kopege ne yapmistir derler.. tacizciyi edepsiz kiyafetiyle tahrik etmistir anlayisindan farki yok..
Cozumu yok bu konunun. Sokakta iri kopek gordugumuzde yol degistiricez. Ben cok uzaktan bile gorsem hemem yolumu degistiriyorum.

Valla köpeklerin ne yapacağını kestiremiyorum ben. Ne yapacakları belli olmuyor ama saldıracakları zaman en azından havlıyorlar. Birkaç kere yolda yürürken köpekle karşı karşıya kaldım ve ikisinde falan acayip korkmuşumdur ama hiç de olaylar beklediğim gitmedi. İki köpek de geldi kucakladı beni. Ciddiyim. Sevilmek, oynamak falan istiyor bazıları da. Ama bu tahmin edilemez ve tehlikeli oldukları gerçeğini değiştirmiyor. O açıdan haklısın.

köpekler kalabalık olduğunda tehlikeli olabiliyor, doğru.
sokaklarda köpek olmamalı, doğru.

ama insanlar neden köpeklerin toplatılmasını istemiyor acaba? akıbetlerini tahmin ettikleri için olabilir mi?

hükumet bulduğu her yeşil veya boş alanı ticarete dönüştürmek yerine hayvanların gerçekten yaşayabileceği barınaklara çevirse, sokak hayvanları kısırlaştırılsa kimse sokakta köpek veya kedi olmamasına karşı çıkmayacak.

göz göre göre hayvanları ölüme göndermeyi desteklememek suç olamaz, kusura bakmayın.

tehlikeli köpekler var, doğru. tehlikeli insanlar da var. şartlar düzelene kadar kendimizi her türlü tehlikeden korumak bizim sorumluluğumuzda.

Çok geç bile kalmışsın.

Yaşadığım sokakta tam bir köğek mafyalaşması, hegomanyası hakim. Gece saatlerce havlamalarının verdiği rahatsızlık da cabası. Buna rağmen belediye hiçbir şey yapmıyor.

sakin ol @korhaydut. bu dediklerini sözlükte söylesen linç yersin :)

aynı fikirlerdeyiz, aynısını düşünüyorum ama "sokaklarda başı boş köpek istemiyoruz" diyince hayvan sevmeyen hatta gördüğü yerde öldüren bir varlığa evriliyoruz bazılarının gözünde..

ben mahalledeki köpekler için hala korka korka su yemek çıkartıyorum arada ancak dediğin gibi ne yapacakları hiç belli olmuyor.genelde de çete gibi üçerli beşerli geziyorlar.

birinde meclisin öününde de durduk yere yolun karşısından koşarak gelip ısırmıştı bir tanesi, boştan yere gittim 4-5 doz kuduz aşısı oldum..

Keşke hepsi kısırlaştırılsa, onlar da rahat etse biz de..

* bu arada "seni de kısırlaştırsalar hoşuna gider mi?" tayfası gelirse peşinen not düşeyim de; kısırlaştırma fikri çok güzel iyi olur, insanlarda da olsa hatta belli zekanın altındakiler doğuramasa falan dünya cennet olur cennet.

belediye o hayvanları kısırlaştırmayarak, devlet düzgün yaşam standartları için kanunlar düzenlemeyerek, petshoptan hayvan alan, çiftleştirip satanlar denetimsiz ticarete ortak olarak... bu konuda nefret edilecek, çıkar sağlayan onca kişi, kurum, kuruluş varken bilmem kaç yüzyıl önce insan eliyle evcilleştirilip sonra korunaksız kendi haline bırakılmış, ormanlara atılmış, işkence edilmiş köpeklerden nefret etmek benim anlayabileceğim bir şey değil. soğukkanlı olup kaçmayarak en doğrusunu yapmışsınız. eğer mümkünse o civarda besleyenlerle konuşun belki onlar besleme yaparken, hayvanlarla sosyalleşebilirsiniz. korkunuz azalır.

youtu.be

bu videoyu izlemenizi öneriyorum ayrıca. çok fayda sağlayacaktır.

köpekler geceleri daha agresif oluyor, psikolojik analiz yapmak gerekirse, köpeklerin no zone alanı var. baktınız üzerine geliyor alpha davranışı sergileyip yavaş yavaş o alandan uzaklaşın. köpeklerin olayı psikolojik üstünlük. eğer hal ve hareketlerinizle üstünlüğü ona verirseniz saldırır. ama dik durup daha alpha davranışlar sergilerseniz boyun eğer. tam da dediğime uyan şu videoyu izleyin

youtu.be

hocam siz kopeklerden uzak durmaya calisim. her kopek bir olmaz bazi kopeklerin de insanlar gibi deli olani var ki bunlar genelde kirmalardan cikar.
bizim oralarda laf vardir kopege eyvah olmaz diye. kopek bu kopek, kopek. ne azi ne cogu kopegi kopek gibi bilmek lazim.
bir sey yapmaz bir sey etmez, videolari izle su taktigi yap yemek ver. bunlar dogru seyler degil.
yarasa yara bazilarinda sende yarar ya diger insanlar?
sokak kopek olmaz. olmamali. cok seven varsa kendi evinde bahcesinde besleyecek. o da cogu zaman basarisizlikla sonuclaniyor.
benim yasim 32 kendimi bildim bileli kopek besliyorum. evimizin onunde de 200 kusur yildir bahcede 2-3 kopek daim olmustur.
size sunu soyleyebilirim ki kopegi kopek olarak bilmek lazim. sirin ya da ocu gostermenin anlami yok. dogrusu da bu. sokakta kopek ol maz. basibos kopek her seyi yapar. kisirlastirma da kokten cozum degil. bizim mahalledekilerin hepsi kisir yine de kovaliyorlar saldiriyorlar.

insanlar da tehlikeli olabilir mi? evet?
ben kendimi korumak icin silah tasiyorum e simdi cekip mahalledeki kopekleri mi vurayim kendimi savunmak icin?
iste diyorum ya kopegi kopek gibi bilmek lazim. insanla bir tutmamak insanla karsilastirmamak insanlastirmamak buyutmek ya da kucultmemek lazim.

% 100 haklısın.

Ben en çok şeye uyuz oluyorum. Bu sokak köpekleri havlaya havlaya üzerine gelince tekme atıyorsun ya. Hani vurmasan bile hoşt diyerek ayağını kaldırıyorsun ya, o ara birisini bunu gördüyse yandın. Köpek beni ısıracak bile olsa, kendimi savundum diye laf yiyebiliyorum.

Bir gün kadıköy'de gece gezerken bir sokakta köpeğin teki havlaya havlaya üzerimize geldi. Hoşt lan it diye ayağımı kaldırdım, hamle yapsa vurucam. Sokakta oturanlar vardı, ulan 3 kişi geldi üzerimize ''nasıl tekme atarsın köpeğe'' diyorlar. Kavga edecektik gece gece duyar kasan heriflerle :DD Boğaz boğaza geldik heriflerle diğer bir başka grup ayırdı.

2 sene önce mi ne şey olmuştu, haberlerde görmüştüm. Sokakta birini pitbull kapıyor, esnaf falan uğraşıyor ama köpek bırakmıyor. Sonra adamın biri dükkandan bıçak kapıyor pittbulu bıçaklıyor. Köpek anca öyle bırakıyor. Sonra yaralı köpeğe bakan veteriner adamı mahkemeye veriyor :D

Yani bu köpekler bana saldırsa bile ben bir şey yapmayacağım öyle mi onu anlamadım ben. İyi yesin o zaman beni afiyet olsun ama ben kendimi bile savunmayayım. öyle iş mi var anasını satim.

İri olmadığım için Bütün köpekler benim iki katım, sevdiğim halde eskiden yatıyorsa bile karşı yola geçerdim. birkaç yıl önce spora giderken yolumun üstünde köpekler olurdu, ben de arta kalan yemekleri onların görmediği anda koyar kaçardım. Sonra baktım bunlar benim olduğumu anlamış, yanıma gelmeye başladılar, birine günler sonra dokundum ve ondan sonra köpek gördüğümde karşı yola geçmedim. Evet gece sürü halindeyseler o zaman bi ürkerim yolumu değişirim ama sırf bu yüzden arayıp belediyeye onları bilinmeze gondertemem, başlarına neler gelecek biliyorum çünkü, ve insanlar kadar zararı olmadığını da biliyorum. Hele ki kadın olarak!

Burada bence bazi kritik sorular var. Birincisi "kopek istemiyoruz" diyenler aslinda "kopekleri toplasinlar" diyor. Peki toplatacaklari kopeklere bir yasam alani saglama ve dogal yasam alanlarini koruma cabasini aktif olarak veriyorlar mi? Ikincisi sokak kopeklerinin saldiri orani gercekten yuksek mi yoksa yasadiginiz guncel enstantaneleri ve dogal korkulari buyutup yasam alanlarini paylasmak konusunda bir simariklik mi yapiyorsunuz? Istatistiklere bakmadan kopeklerin toplantilmasi yonunde irade bildirmek cok kotu bir sey cunku.

Eski oturduğum yerde de böyleydi. Mahalle barınak gibiydi her sokakta farklı köpek grupları vardı. Ben de annemle beraber sokakta yaralı kedileri, kısırlaşmamışları belediye veterinerine götüre götüre iyice arkadaş olmuştuk. Adam mahalledeki her saldırıdan haberdar ve sürekli bana söylüyordu. Üst yolda hamile kadını kovalamışlar kadının çocuğu düşmüş, orman yolunda çocuğu parçlamışlar vs aklım çıkıyordu. Bana da hep gündüz neyse ama gece 3den fazla köpek görürsen o sokağa asla girme derdi

Mesela bu veterinerin önerisi, köpeklerin yerlerinin sürekli değiştirilmesiydi. Sürekli yer değiştiren ve gruplaşamayan köpekler saldırgan da olamaz ama ona da izin vermiyorlar demişti. Hatta benim elimi bir köpek kaptı, gözlemlenmesi için belediyenin köpeği bir hafta gözlem altında tutması gerekiyordu. Adam eğer alırsam burayı taşlarlar dedi ve her gün ben kontrol ettim köpek hala yaşıyor mu diye.

Şehrin ortasında hayvanlara yemek vermekten obez yapmışlar ayağa kalkacak güçleri kalmamış her hayvanı ve her bölgeyi aynı sanıyorlar. Diğer yandan inanılmaz bir kısırlaştırma problemi var. Kaç defa aradım ve sonuçsuz kaldı bilmiyorum.

yazmayacaktım dayanamadım. bahsi geçen veteriner tam olarak sorunun kaynaklarından birine örnek. sokaklardaki "bütün köpekleri" "sürekli" alıp oradan oraya koyacak bir sistem, o hayvanların atıldıkları her yerde başka bir yerde toplanmalarını önleyecek kadar yemek, su olmadığını adı gibi biliyor. bir hayvanın yerinden uzaklaştırıldığında, başka bölgedeki gruplarla başına gelecekleri çok iyi biliyor. bir hayvanı gözetim alması istendiğinde gerekmediğini düşündüğü halde (gerektiğini düşünüyorsa o daha da büyük rezalet ama kendisi de biliyor kuduz hastalığının seyrini, o bölgedeki düzenli bakılan hayvanların böyle bir risk taşımadığını) sorumluluktan sıyrılmak için bahane uyduruyor. bahane de "beni taşlarlar." sürekli korku yayıyor. korkunun bir insanda kaçma mekanizmasını tetikleyip köpek tarafından kovalanma ihtimalini arttırdığını bile umursamıyor.
bağlı bulunduğu belediye hayvanlar konusunda eğitim verse, gönüllülerle mahallelerde insanları bilinçlendirse belki birçok kişi korkusunu yenecek. ama elini taşın altına koyması gereken hiçbir yerde yok. yasal görevi olan "kısırlaştırma"da bile yok. sorsan ona da bahane bulur, "beni taşlarlar" falan herhalde. oysa o hayvanlarla biraz ilgilenen herkesin istediği şeydir, köpeklerin kısırlaşmaları, insanların kaçmamaları, yok yere saldırganlık göstermemeleri.
neyse bu konu çok uzar gider. ama en yetkili kişilerin bile sorumluluk almadığı, bu hayvanlar üstünden ceplerine girene baktıkları, insanların iki adım sonrasını düşünmeden sadece kendi kafalarını rahat ettirecek "çözümler" bulduğu yerde bu sorun çözülmez.

"benim belalı kedim" izleyin birkaç bölüm bence, orada mutlaka sizinkine benzer kedi sorunlarına denk gelir nasıl çözdüğünü öğrenebilirsiniz. kedilerin bir şekilde boğuşmaya ihtiyacı var, hem tek kedi hem de aynı anda iki kedi büyüttüm. yürümeye başladıkları andan itibaren bildikleri tek oyun kardeşleri ile boğuşmak, birlikte koşmak, birbirlerini devirmek bazen dövmek. kimi zaman yumuşak kimi zaman sert giriyorlar birbirlerine, bazen kızıyorlar da. şimdi sizinkinin böyle bir oyun arkadaşı yok size sarıyor. ya bir peluş alın onun boylarında ona sarsın, ya bir hareket eden peşinden koşabileceği bir oyuncak (top gibi- buruşturup top yapılmış kağıda da bayılır kediler-) bir de en çok gözlemlediğim şey yüksekte vakit geçirmek onları çok rahatlatıyor. o yüzden koridorda kitaplık var, yanına ayakkabılığı koyuyorum ki kitaplığın üstüne çıksın, yatak odasında dolap var yanına şifonyer koyuyorum ki üzerinde çıksın. ve benim kediler %80 oranında ben gece uyurken rahatsızlık vermezler, çünkü genelde dolabın üstüne çıkıp orada uyurlar sabah alarmım çaldığında aşağıya inerler. sizinki bir sebeple stresli onu çözmek gerekiyor sanki

yukarıdaki herkes +1

ikinci kedi alma şansınız yoksa, bol bol oyuncak alın.
lazerle oynatın, koştursun dursun.
oltalı oyuncaklardan alın, beraber oynayın.
size saldırdığında da bağırıp hayır falan diye tepki verin.

sizin saldırmak dediğiniz şey kedilerin sosyal davranışlarının bir parçası da olabiliyor.
yani mesela hafif dişlemek falan da sevgi gösterisidir.
onun gibi.
kişisel algılamayın.

kendi kendine oynayabileceği bir şeyler de olmalı tabii.
top olur, kapı pervazına asılan, ucunda oyuncak olan uzun lastik şeklinde oyuncaklar var, ona deliriyorlar mesela, o olur.
deşarj olur bunlarla.

diger yorumlara tamamen katiliyorum.

kedilerin cenesi aslinda cok kuvvetlidir. isterse isirdiginda aaninda kemige kadar dislerini gecirebilir. eger isirdiginda deriyi delmiyorsa sizinle oyun oynuyor, iletisim kuruyor demek. bol bol oyuncak alin, bol bol oyun oynayin, her elinizi isirdiginda yuksek sesle hayir diyin.

vuruyosa yine iyi. ısırıp parçalayanlar var ;_;

evde yaşamaktan sıkılmıştır. sokakta yaşamaya uygunsa özgürleştirin.

Saydınız işte hepsini

Önce veterinere gidip aşılarını olacak karne çıkacak adına.

Yaşına uygun bir kuru mama alınacak, haftada 1 vermelik ıslak mama olabilir, ödül kıtır bişeyler olabilir. (Yavru ve yetişkin için ayrı oluyor bunlar)

En basit kum kabından alsanız iş görür, kum kalın topaklanan öneririm sanicat benim bugüne kadar kullandığım en düzgün kum oldu koku ve uzun süre temiz kalma bakımından. (kumu temizlemek için küreğe ihtiyacınız olacak)
Kediyi bir defa üzerine bırakıp patisini kuma sürtmek %99 işe yarar başka yere tuvalet yapmaz hayvan.

Malt alabilirsiniz kedi için haftada bir vermelik yalandığı tüyleri çıkarmasında kolaylık oluyor.


~ ha evet mama kabı mevzusu var, kediler bıyıklarının sağa sola değmesini pek sevmez özellikle yemek yerken kaba değmemesi gerekiyormuş. Bu sebeple geniş gepgeniş metal kaplar alırsanız uzun süre kullanırsınız.

Tırlamala için de çubuktan ziyade düz bir tahta gibi bişeye sarılmış ipler ya da halı gibi şeyler var onlar daha verimli oluyor.

İlave olarak, eve gelince bir güzel mıncıklayacaksın <3

tırmalama da almanız lazım. bütçe ayırabilecekseniz büyüklerine de bakın, sonradan iki kez almayın. yoksa düz sopa gibi olanlar da olur. mama ve su kabını metal ya da seramik alın, plastik eskiyince çiziliyor, orada bakteriler üreyince de hayvanın çenesinde sivilce çıkıyor. bir de almak isterseniz oyuncak ya da evdeki ip top vs de olur.

Tırmalama şeysi olarak ikea'nınkini öneririm, ucuz, işlevsel, yer kaplamıyor, kedi de seviyor. oyuncağa para bayılmayın. pinpon topu alın, kağıttan top yapın. gidip yüzlerce lira verdiğiniz oyuncakla oynamaz, gider pet şişeği kapağını taşır evin içinde :)

yavru kedi ise, veterinere götürüp aşılarını yaptırmanız lazım. bir sefer değil en az 2-3 sefer gidecek. sokaktan yetkişkin kedi ise de aynısı. yani özetle aşıları yoksa o aşılar yapılacak. hem sizn hem kedinin sağlığı için. özellikle iç parazite dikkat edin.

çok vahim bir durumu yoksa yıkamayın. bir iki hafta içinde o kendini yalayarak pamuksu bir kıvama gelecek.

mama - çok ucuza kaçmayın ishalden ondan bundan kurtulamazsınız
mama ve su kabı
kum kabı
kum - yavru için ince topaklanan kumlardan alın. yetişkinse kalın tane de alabilirsiniz. silika kum almayın, size de ona da zarrlı ayrıca temizliği zor.
tırmalama - alabilirsiniz ama koltuklarınız varken tırmalmanın yüzüne kbakmayabilirler. beklentiyi yüksek tutmayın.
tırnak makası - tavsiyem çocukluktan tırnaklarını kesmeye alıştırın, ilerde rahat edersiniz.

not: kucağımda kediyle yazdım. mümkün olduğunca kucak manyağı yapın, verim alırsınız hayvandan.

instagramdan hipder pomizmirstore gibi hesaplara ulaşsanız belki faydası olur.

Mutlaka bulunduğunuz yörede bu işlere bakan instagram hesapları vardır, belki de yazmışsınızdır ama hatırlatmak istedim, inşallah yardım eden çıkar, çok üzülüyorum izbe yerlere terkedilen hayvanlara:(

tamamen psikolojik bence. biraz daha vakit geçtikçe alışacaktır muhtemelen.

Bu kedinin karakteri olabilir maalesef. Ablamın kedisi böyle. Hadi bende sadece yazları kalıyor ama ablama karşı da tokatını sakınmaz, ısırık, pihleme, ne arasanız. Karakteri uyuz kedinin.

Zaten normal kedi davranışı bu değil mi? Bugüne kadar üç kedim oldu hepsinde bu davranış vardı bence çok normal.

benim kedi bu aynııı :D çözümü yok bağrına basacaksın ve kollarındaki yaralarla barışık olmayı öğrenceksin..

Hahahah benim rahmetli kedim de boyleydi. Yukarida da dendigi gibi kolumda, bacagimda cizmedigi yer kalmamisti. insanlar gibi bunlarin karakteri de farkli farkli iste.

Beyaz renkli kediler boyle dengesiz oluyor genelde(beyaz mi sizinkki de?)

10 yaşında kedi azıcık yaşlı değil mi, ömrünün 3te2 sini doldurmuş neredeyse. Karakteri de oyunculuktan sakinliğe kaymıştır çoktan. Bu saatten sonra karakteri değişmez. Belki yanlış bir yerine dokunuyorsunuzdur, özellikle sırtından kuyruğun başladığı yere doğru dokunduğunuzda bu agresif hareketleri görmeniz normal.

Aynı şekilde doğduğundan beri sizde olmadığı için karnına dokunmanızdan da pek hoşlanmayacaktır. Güven oturana kadar tehlikeli bölgelere dokunmayın, haşin sevmeyin.

belki eski sahipleri dövüyordu veya kızıyordu, hayvandaki dengesizlik bundan da olabilir.

benim 10 yıllık kedim de böyle. ezelinden beri böyleydi. kolumun yarasız geçirdiği tek bi gün.

@bahele: bende van yöresinden gelme yaşlı bir teyze var, @kimlanbu'nun dediği şekilde kuyruğunun başladığı yere özellikle dokunmadığımız sürece tırmalamaz. zaten paso uyuyup, pissssmi diye tesbih çekiyor XD hatta küçükken bir van kedimiz daha vardı, o daha bile sakindi, bir keresinde önüne top attık oynasın diye, atlamak için kıçını sallarken uyuya kaldı XD ben de mesela sarı kedileri çok oyuncu manyak diye bilirdim, sakinleri de oluyormuş :D biraz renk-karakter ilişkisi var elbette, ama yine de karakterleri binbir türlü bunların.

soruya gelince, kedilerde doğal gördüğümüz davranışlar bunlar, ama benim hiçbir kedim böyle davranmadı. iki tane van, iki tane tekir, bir sarı beyaz, bir siyah beyaz, bir de tekir beyaz kedim oldu, hepsi de sokaktan geldi, hepsi de farklı yaşlardaydı, aralarında yetişkin de vardı, yavru da, yaşlı da ve hepsinin de karakteri farklıydı, ama hart hurt atlayıp ısıran kedim olmadı hiç. umarım da olmaz :( belki de kediye çok kötü davrandılar o da olabilir :( umarım böyle birşey gelmemiştir başına. siz böyle sakin sakin sevmeye devam edin, belki davranışları azalır.

@bahele: evet beyaz ankara kedisi benimki :D demek genetik bişey?

her kedinin yaptığı bir şey değil bu aslında.

Böyle durumlarda İnsan vitaminleri deniyoruz kendi çevremizdeki kedilerde ama sümüklenme varsa veteriner şart. Ben olsam bir iki gün iyi besleyip vitamin takviyesi yapardım. Düzelme olmazsa en geç üçüncü gün veterinere götürürdüm.

bir veteriner görse çok iyi olur. sokak kedisi doğal olarak iç-dış parazit barındırıyordur.

burun çevresi kuru gibi duruyor ama bir daha geldiğinde kontrol edeceğim

hırıltının mırıltı olmadığına eminim :)

yalandığını gördüm, yani aslında kendini temizliyor. acaba yaşlı bir kedi olabilir mi?

1.kedinin mama yememesi sıkıntı olduğu anlamına gelir, tabi tok da olabilir. marketten ya da petshoptan gurme yaş mama alın verin, böyle test edebilirsiniz. muhtemelen üst solunum yolu enfeksiyonu var. sokak hayvanlarını ücretsiz muayene eden bir vet e gösterin yardımcı olur, solüsyonla burunlar temizlenir ve gerekiyorsa antibiyotik ignesini yapar. ama en kötü belediyeye götürün onlar da tedavi eder, ama sakın bırakmayın belediyeye.

2.sağlıklı kedi pis olmaz. muhtemelen yukarıda dediğim gibi enfeksiyonu var. presnsip olarak kediyi sevince ellerinizi yıkayın. sürekli sevdiğiniz kediyse vet e götürüp iç dış parazit yaptırırsanız o da siz de rahat edersiniz. çok ücret tutmaz.

3.kulube çok iyi olur, çok çelimsiz değilse kulubesine sahip çıkar. olmadı koyabiliyorsanız bir tane daha koyun.

sahiplenildi.

içinde bir duyuru vardı, şimdi baktım:
i.ibb.co
(kampanyaların, fiyat hesaplamanın falan olduğu kısımda görebilirsiniz. Orayı takip edin bence. Sol üstte 3 çizgi olan yer)

Bahsedilen yerden ayar yapmanız gerekiyormuş.

Ayarlardan işareti aktif edince taksici de görebiliyor bunu. Siz cagrı yapınca pati çıkıyormus onların ekranında, şoförlerden biri öyle dedi.

tamam... mantıklısı benim çağırırken uyarmam zaten. düzelttim ayarları.

protesto ediyor.

Erkek ve kısır değil mi?

Cevabı kendin vermişsin.

Beni satıyor bunlar diye düşünüyor.kankaa dedik eve çıktık,hafta sonu başkasıyla kaçıyor ben burda mal mal bekliyorum diyor..

Dişi ve kisir değil

Bu daha başlangıç, mücadeleye devam! Diyor, bir sonraki adımı dışkı bırakma olacak :)

Bizimki öyleydi, ilk önce tuvaletini kuma yapıp kapatmıyor i, sonra halıya, sonra şey işte :)

sizin gezmenizden ayrı olarak hayvan dönemsel olarak kızgınlığa giriyor, stres yaşıyor. kısırlaştırın en azından o açıdan rahatlasın.

Bizim gezmemizden ayri olarak kizginliga giriyor orasi ayri fakat bizim seyahatlerimiz sonunda genellikle kizişmiş olarak buluyoruz. Ciftlestirmek niyetindeyiz, kisirlastirmayi dusunmuyoruz.

evet, ilaç ve veterinerden bulaşmış olabilecek diğer kokulardandır.
annenin bacaklarını, ilaç bulaşan yerlerini falan bebekler için olan alkolsüz ıslak mendille silebilirsiniz.

bir şey olmaz, kendi hallerine bırakın, kokusu düzelince normale dönerler.
yapıyorlar öyle bazen.

benim baktığım 3 hafta önce doğum yapmış kedi de aynı. böyle karnı sarkmış gibi. bunun iki nedeni var, doğum sonrası sarkma (aynı insanlardaki gibi) ikinci neden memelerin büyüyüp şişip sarkması.

olur oyle.

Acaba diyorum emziremiyor mu da böyle geziniyor? Yavrularının nereden olabileceğini bilmiyorum. Az önce yine gördüm kediyi ve aklıma geldi.

Doğumdan sonra Karınları meme kısmı o şekilde sarkar, yedirseniz ve takip etseniz yavrularına gider aslında, görürsünüz.

@Cremisi

Zaten besliyorum ama yavrularının olduğu yere yaklaştıracağını sanmıyorum çünkü bir önceki hamileliğinde yaklaştırmıyordu(gerçi şimdi alıştı ama yine de yaklaştırmaz) Şimdiki yavrular nerede bilmiyorum. Yavrular sağlıklı olsun, o da emzirsin de başka sıkıntı yok(Hani acaba dedim emzirecek yavru bulamadı mı ya da başka bir şey mi var)

Benim kedim de aynı şekilde, doğumun üzerinden 2 ay geçti ama yavrular emmeye devam ettiği için memeler süt dolu. Sallaya sallaya geziyor sıpa.

tezgaha çıkmamayı öğreteceksiniz ama zor. spreyle olmuyor öyle.
ya da sürekli temiz duracak.

kediler alüminyum folyoyu sevmez derler. şu videoda olduğu gibi yapabilirsiniz.
www.videoman.gr

ben tezgahta içi su dolu sprey tutuyordum. sprey dediğim çiçek sulamak için olan şeylerden. tezgaha yöneldiği gibi sıkıyordum suratına. en azından ben mutfaktayken çıkmıyordu, çıkarsa da kolayca kaçıyordu spreyi gösterince.

öncelikle çok korkmanıza gerek yok siz de hep evde olursanız en fazla 4-5 günde alışırlar diye düşünüyorum. önceki evden hiç çıkmamış kedileriniz için de endişe etmeyin. yeterki ilk aşamada saklanabilecekleri bir alanları olsun. bir kediyi ilk kez eve allıştırmak gibi yani. kedilerinize özel bir oda bir alan ayarlayabiliyorsanız ayarlayın.

ben taşınırken kediyi taşımacılar eve bütün eşyaları koyduktan sonra çıkarmıştım. hem çok ses olur hem de korkmasın diye. siz de benzer bir şekilde taşınma gürültüsü bittikten sonra çıkarırsanız iyi olur. yeni evde kedinin kaçabileceği alanları önceden belirleyin bu arada (balkon, pencere). ilk fırsatta sizin aklınıza gelmeyecek yerlerden çıkabiliyorlar bir şekilde.

kedi kovucu spreyi bilmiyorum ama mutfak ayrı ise kapıyı kapatma yoluna gidin. spreyler her zaman işe yaramıyor + kediler bu sprey işini oyun sanıp oyuna çevirebiliyorlar diye okumuştum bir yerde.

Tezgah üzerine serdiğim alüminyum folyo bende işe yaradı.

Haşlanmış patates demişti bizim hekim

Eczaneden reflor alip icirirsen keser 2 3 yutmaya. Toz hali.

günde iki kere ercefuryl.
büyük ırksa ikişer tane verebilirsiniz.

zehirlenmiş olma ihtimali var mı?
nedenini anladınız mı yani?
klima çarpmış ya da sıcak ishali olmuş olabilir.
ama sebep bunlar değilse, bir şey yemiş ve dokunmuş olma ihtimali de var.

vete götürdüm, ateşi normal :) değişik bir şey de yemedi ama niyeyse böyle oldu
reflor dedi onlar da, yoğurtla karıştırıp yarım yarım günde 2 kere vereceğim

Ister buradan, ister asagidaki numaradan iletisime gecebilirsiniz. +90 (539) 300 59 16 . Tesekkurler simdiden

Soruma cevap vermek yerine eleştiren birisi olursa ayar olurum ama tutamıyorum kendimi.
dişi değilse ne istiyorsunuz hayvanın t***larından ? Sokakta kısır erkek kediyi perişan ederler. Adı üstünde sokak kedisi, o agresifliğiyle hayatta kalıyor sokakta.

@kimlanbu,merhaba öncelikle.Ne yazık ki baska kedinin gecen kuyruğunu koparmış.Bakan bir diger ablamız şahit olmus.Ne yazik ki;standart olmasi gereken gibi bir agresiflik degil.Yani mahalledeki tüm kedilerimiz kısır.Bir tek o kedi kisir degil;belki de agresifligi ondan bilmiyorum.

@kimlanbu:
sokakta kısır erkek kediye hiçbir şey olmaz.
kısırlaşınca yastık gibi olduğu yerde kalmıyor kediler.
sadece üreyemiyor ve bakılamayacak, sefil olacak binlerce yavru kedinin dünyaya gelmesine iştirak etmiyorlar.
kısır kediler sokakta perişan olsa, sokakta kedi kalmazdı.

neyse, soruya geleyim.
bir veterinere sordunuz mu?
onu yakalamak için evde kullanılan sakinleştirici işe yaramaz.
ama zaten herhangi bir sakinleştiriciyi de veremezsiniz.
bir şekilde üzerine battaniye falan atıp, kavga dövüş sokacaksınız bir kutuya.
ama kediden anlayan, "profesyonel kedici" biri olmalı bunu yapan.

kısırlaşacak erkek kedi, yeni doğuran anne kedilere musallat olup yavruları telef etmeyecek, sürekli kavga edip yara bere içinde gezmeyecek, kızgınlık dönemlerinde iştahı kesilip, bağışıklığı zayıf düşüp hastalanmayacak... pelteye falan da dönüşmüyorlar, gayet yerlerinde rutinleri devam ediyor. kısırlaştıramadığımız çoğu erkek de dişi peşinden uzaklaştıklarından kayıp.
açık telli bir kafese konserve konulup düzenekle kapatılabilir belki kedi kapanı da öyle bir sistemdir. açık alanda sakinleştirici sıkıntılı olabilir. nasıl etki edeceğini bilemezsiniz. kapalı bir yere çekmenin yolunu bulmalı.

@batta hiberna,veterinere danıştık evet.Sakinlestirici için dediginiz kadar agresifse çok ise yaramayabilir demis.Kedi kapani gibi bişiy getirdi veteriner ama iki günde farklı zaman dilimlerinde içine güzel mamalar koydik ama gene de girmedi.Eldivenlerden alalım dedim koltuklu olanlar cok pahali alamadım ondan.Yani bi türlü akıllı bildiği yakalayamadik.

@not dark yet ,onu bende düşündüm ama teşkilatlı bi kedi tutma eldiveni lazim onun için onu gözüm yemedi pek.

yok sizin tutmanız zaten zor. açık kafes büyük dikdörtgen telli kafeslerden bulup (pahalı satın almaya gerek yok) uzaktan bir düzenek oluşturup (biz çamaşır ipiyle yapmıştık) kapatmak çözüm olabilir. yaklaşmadan.
veya başka bir yöntem saplı büyük balık kepçeleri var ama onu kullanabilecek biri lazım sonra kediyi içinden çıkartıp kutuya koyacak.

2 kardeş kedi

Çift muhabbet kuşu?

tek bir kedi yeterli bence baslangic olarak. cift olmasi sart degil. depresyona girmez kedi.

Kedi. Çift olsa daha iyi olur ama tek başına da yaşayabilir, çok cinsine denk gelmezseniz psikolojisi de bozulmaz kolay kolay.

Kedi. Biz de gündüzleri evde değiliz; kedimiz 3 yaşında. Gelince yarım saat oynatıyoruz; sonrasında sürekli yanımızda, seviyoruz, yanımızda uyuyor uyursa da. Şimdiye kadar bu konu ile ilgili bir sorun yaşamadık.

Ankaradaysanız 4 tane mis gibi yavru kedim var. Size iki tane verebilirim.

Aşağıdaki adresten canlı izleyebilirsiniz.
kedibebe.wordpress.com

Veya 3 kedi yuva bulduktan sonra kalan yavru ve anneyi de verebilirim.

Veteriner değilim. Bizim kedi mamasını kustuğunda veterinerimiz mamasını ve suyunu kaldırtıyor, 24 saate kadar aç bırakıyoruz. Sonra 1 kaşık su 2-3 tane mama gibi çok az bir miktarla başlayıp 1-2 saatte bir az az besleyerek takip ediyoruz. Kusmadan devam ederse yavaş yavaş normal beslenmesine dönüyoruz. Yine kusuyorsa bazen midesine yardımcı olacak bir toz veriyor veteriner, mamasının üstüne onu serpiyoruz.

Eve döndüğünüzde yine kusmuşsa mamayı suyu alıp midesini daha fazla yormasını engelleyebilirsiniz. Bu arada da veterinerinize sorun mutlaka. Özellikle küçükse kusması tehlikeli olabiliyor sanırım.

kaç yaşında?
bazen tüy kusmadan önce birkaç kere mama ve safra çıkartıyorlar.
mamayı kaldırmakla iyi etmişsiniz.
eve gittiğinizde duruma bakın, kenara köşeye bakın, belki tüy çıkartmıştır.
o zaman sorun çözülür zaten.
yetişkinse çok problem olacağını sanmıyorum, muhtemelen dediğim gibi tüy öncesi kusmalarıdır.
yine de veterinere danışın tabii.
ama yavruysa, eve gittiğinizde yine kusmuk görürseniz veterinere direkt götürün bence.

kendi kedilerimden bildiğim kadarıyla kusan yemek yiyememiş kediye su vermek de iyi değil. kedilerin tüy yumağı kusması yaygın ve ara sıra 1 kere için normal ama sizinki 4 kere kusmuş ve tüy yumağı değil. normal görünmüyor. şimdi bence biz ne desek boş, siz mümkün olduğunca kısa sürece veterinere götürmeye çalışın. karmanın verdiği halsizlik vs. yan etkiler de genelde ilk günün sonunda biter.

veteriner değilim.

kedide halsizlik, keyifsizlik varsa acilen veterinere götürün.

keyfi yerindeyse takip edin, su içmiyorsa, kusmaya devam ediyorsa yine acilen veterinere götürün.

Doktora götürmek için eve erken geldim, çok şükür kusmamış. Keyfi yerinde 2 yemek kaşığı mama verip kaldırdım. Bol su içiriyorum. Şu an gözlemliyorum. Tekrar kusarsa acile artık. Yeni doktoruyla görüştüm gözlemleyin diyor bir bilgi verdiği yok ki. Sizler daha cok yardımcı olduğunuz.
Bin teşekkür!

Yaş mamaya kuru mama karıştırıp vermeyi deneyin, yerse yavaş yavaş karisimdaki yaş mama miktarını azaltın.

Burundan saglikli nefes alıyor mu? Genel olarak kokulara tepkisi azalmış durumda mı? Kuru mama yememe sebeplerinden biri de üst solunum yolu enfeksiyonu veya alerji tetikleyici kokular nedeniyle burunları tıkalı olup koku alamiyor olmalari, bu durumda yaş mama daha çok koktugu için onu yiyorlar. Yaşlılıktan koku alması zayıflamış da olabilir. Ama ortam değiştirdiğiniz için birincisi daha ihtimal dahilinde gibi.

Balıklı kuru mama digerlerine göre daha çok kokuyor, onu da deneyebilirsiniz belki. Kuru mamayı suda bekleterek vermek yerse sonra daha az sure suda beklemiş derken sonunda kuru vermek de bir diğer seçenek.

nick dedigin +1
kendini temizliyor mu?
diş etlerinde kızarıklık, ağzında koku, görebildiğiniz çürük diş falan var mı?

veterinere danışın, hatta mümkünse bir de o baksın.
bazen böbrek ya da karaciğer değerleri falan bozulduğunda da iştahsızlık falan olabiliyor.
siz anlamadan strese girdiyse, kan değerlerini o da etkilemiş olabilir.

bence bir tam kan sayımı yaptırın durumunuz müsaitse.
zaten yaşı da ileri, ne olur ne olmaz.
onun dışında yaş mamayla kuru mamayı karıştırma ve diğer önerilere katılıyorum.

şu anda kuru mama yese de, psikolojik olarak etkilendiyse yalnız bırakıp gitmemeniz daha iyi olur sanki.
olmazsa daha önce önerdiğim gibi composure falan verin.
ben benim yaşlı kedime her gün düzenli veriyorum, takıntıları falan düzeldi.
etkisini gördüm yani.
ama önce tahlil yaptırın mümkünse.

@nick dedigin

düzgün nefes alıyor. dişlerine baktım. herhangi bir çürük ya da kırılmış dişi yok. bugün junior kediler için olan kuru mamadan aldım baya yedi. eski mamayı heralde artık sevmiyor, uzun zamandır yiyordu o mamayı ya da bunun taneleri daha ufak belki yemesi kolay diye sevdi.

@blatta hiberna

daha önce dediğiniz composure'u alacağım evet. şu an junior mama aldım tavuklu-sütlü olanlardan ve baya baya yedi. sanırım eski mamasından sıkıldı çünkü uzun zamandır yiyordu.

veterinere 15 yıldır falan götürmüyorum çünkü çok saldırgandı gençliğinde. tüm veterinerler getirmeyin dışarı çıkmıyorsa demişlerdi :) son 5 yıldır artık sakin ve daha sevecen ama götürüp bir kan tahlili yaptırabilirim.

teşekkürler cevaplar için.

çok sevindim yemesine.

bence veterinere artık götürün, yaşı çok ileri çünkü.
bir de junior mamaya çok uzun süre devam etmeyin çünkü onların protein oranları daha yüksektir.
böbreklerinde bir sorun, değerlerinde hafif bir yükselme bile varsa (ki yaşından dolayı olma ihtimali yüksek) olumsuz yönde etkiler.

veterinere götürün, tahlili yapılsın, değerlerine göre bir yol belirleyin bence veterinerle.

bir şekilde evi de değiştiği için belki mamaya bir tepki vermiş, sıkılmış olabilir dediğiniz gibi.
composure'u da veterinere sorarsınız.
belki başka besin takviyeleri de verebilir.

Ne demek istediğinizi tam olarak anlayamadım açıkçası. Hayvansever olmak için illa ki her hayvani sevmeniz ne bileyim yılanı kucaklamaniz, evde fare beslemeniz gerekmiyor ki; sadece o hayvanların bile yaşam haklarina saygili olmanız anlamına geliyor bana kalırsa.

Hayvanlardan korkan insanlar ile sevmeyen insanlar sık sık karıştırilir mesela; hayvandan korkan biri de sevmiyor anlamına gelmez sadece korkuyordur.

"Oysa ki hayvanları özel olarak sevmeden de hayvanlarla güzel münasebet kurulabilir ?"

Yorumum gayet açık aslında, nesini anlamadın ben de onu anlamadım.

Ben de tam anlamamış olabilirim ama galiba ''hayvanları tutup fiziksel olarak sev(-e)miyorum'' dediniz.

E yani eğer istemiyorsanız hiç gerek yok zaten. Arada sırada alın mama(almıyorsanız) kedi(örnek) gördükçe dökün, onlar yer. Çok büyük oranda kediler sizin gelip onların sevmenizi beklemez zaten. Koy mamayı geç denilebilir kısaca. Ben de fiziksel bir temasta bulunmuyorum mesela ama elimden geldiğince besliyorum sürekli olarak.

Saintshit öyle bir şey yazmadım.

Yani kedisever olmazsın ama caddede gördüğün uysal bir kediyi okşarsın veya ne bilim yiyecek verirsin. Bunun gibi.

Anlattığınız tarzda kişiler gayet normal bana göre. Kimse hayvan aşığı olmak zorunda değil. Yeterki şiddet olmasın. Kedi, köpek vs fobisi hoş bir şey değil.

Katılıyorum. orada bir dil oyunu/tuzağı var. Hayvansever değilim diyince, sanki olumsuzu olan "hayvansevmezim" demiş gibi oluyor. Ama öyle değil işte, hayvanseverlik denilirken belli bir algı, tavır ve anlayış kalıbı. Hayvansever değilim diyince de o kalıba dahil değilim, demiş oluyoruz.

çok normal, çok mantıklı. ben mesela hayvan severim, korkudan ölsem de böcek bile öldürmem kadar. mesela aynı durum çocuk için var bende. çocuk sever biri değilim, yani sevmiyorum, ama çocuk görünce "napıyon len tırrek, çikilat istiyon mu" diyorum. kafasına tekme atmıyorum yani.

kimse kimseye zarar vermediği sürece, kimin ne sevip ne sevmediği çok önemli değil sonuçta.

Ben de zaten hayvanseverim diyenleri sevmiyorum. Kedisi ördek ciğeri yer, köpeği cins olacak diye hastalıktan kırılır, kafese kuş hapseder, deri ceket giyer.

Kumunu bir odaya koyup kapatın

uyku düzenini bozacaksınız.
1-2 gününüzü buna ayırmaya çalışın, gündüz uyutmayın.
uykuya dalarsa kucağınıza falan alın, oyuncakla falan oynatın, bir şeyler yapın uyanık tutun.
ondan sonra sizin uyku düzeninize ayak uydurur.

ama elbet doğaları gereği geceleri yine de uyanık olabiliyorlar, büyüdükten sonra size bu kadar sarmaz.

İlk sene normal aşırı delirmeleri, daha sonra sakinleyip kendi düzenlerini oturtuyorlar. Benim ibiş gündüz de uyuyor gece de paşa paşa gelip yanımda uyuyor, kalkıp dolanıyor sakin sakin.

Gündüz oynatarak koşturarak yormayı deneyebilirsiniz.

Ben kıyamıyordum da kapıyı kapatmaya, ne zaman bitecek bu delirmeler diye veterinere sormuşluğum var :D

fotoğraf çekip internete koyacaksınız kayıp köpek ilanlarının olduğu sayfalara. ilanları tarayacaksınız var mı köpeğini arayan çivarda diye, petshoplara veterinerlere soracaksınız civardaki. ama bu kadar uzaktan ne yapabilirsiniz yanına bile gidemiyorken anlamadım. belediye sahip falan bulmuyor, geldi aldı diyelim tutup başka yere atar şehir dışı yemek bulamayacağı yerler de olabilir. her köpek gördüğünüzde aklınıza belediyeyi getirmeyin.

arkadaşlar lütfen boş boş mesajlar atmayalım belediyeyi aramayın diye, aramak istemediğimi zaten belirttim.

arkadas guzel guzel aciklamis neden atar yaptiginizi anlamadim ben. guzelce fotograflarini cekin, facebook da uskudar kayip kopek diye aratin yada benzeri # ile. eger sahipli ise size ulasma imkani artacaktir. Baktiniz gelen giden yok, bu sefer ayni fotolarla buraya yada benzer sayfalara evlat edinme ilanlari verirsiniz. Inanin hayvanlarla alakali yorum yapan insanlar yardim etmek icin yazar size. Gecen gun yine istanbulda kaybolan kediyi buldular, kendi evladimi bulmus gibi sevindim. Bunun bos mesaji olmaz yani.

kayıpdostlar, müge anlı'nın sitesi patibuldular, facebook'ta haysev acil'e (haysev kayıp sayfası da var, geçen arkadaş bulduğu bir hayvanı mail atıp sayfaya koydurmuştu) yakından fotoğraf çekip yükleyin. veterinere götürülüp çipi olup olmadığına da bakılmalı. ücretli bir işlem değil, tasma takıp götürmek yeterli.

Bu ara en çok sorulan soru hayvanla yolculuk üzerine.ben bunkarda dinlenerek götürün yazıyorum.bırakın kendi haline dinlensin iyicene.eğer aynı şekilde süre uzarsa bir veterinere götürün.

1 2 gun daha takip edin, yas mama fln verin. Yemek degil de su daha onemli, sirtindan derisini cekin yukari sonra birakin. Deri kendini hemen toparliyorsa susuz kalmamistir, ama derisi yukarda kaliyor ise susuz kalmistir.

benimkilerin hepsi hem kendi isimlerini, hem de anladığım kadarıyla birbirlerinin isimlerini biliyorlar.

Evet tabi, ismini bilmeyen kedi de mi var :)

evet ayrıca mama su falan da biliyorlar

Adını söylerken bir de bir yerlerden yemek kokusu alıyorsa koşarak ve konuşarak geliyor.
Yanımızda uyuklarken adını söyleyince kuyruğunu hafif hafif oynatarak tepki veriyor.
Hayırı anlıyor, daha bugün eşim bana "hayır" dedi bir şey için, kedi yanımızdaydı ve söylene söylene arkasını döndü gitti :(
Birkaç kere de bana MAMAAA diye bağırarak koşmuşluğu var.

Bilebilir ama aynı vurgu ve ses yüksekliğiyle başka bir kelime söylediğinizde de geliyor mu?

@slow like honey hayır gelmiyor. Üstelik adını söylediğimde direkt yüzüme bakıyor. Başka şey ile seslendiğimde bakmıyor bile. Deneme yaptım. Psikolijideki Pavlov gibi tepkisel koşullamayla kediye öğrettim. Mama verdim pekiştireç olarak ;)

Bizimki de 3 aylıktan beri bilir ismini. O yanımızda uyurken seslenmeden cümle içinde 'tesla' geçse bile kulakları kıpırdar, sonra da gözünü açıp bakar. Bunun dışında 'gel, sisttt, mama ve hayir' kelimelerini de biliyor. Arkadaşlarımız kedi değil bu köpek galiba diye dalga geçiyor da bebekliginden beri ben surekli konuşuyorum onunla uzun uzun. Ödül maması vs de ise yariyor.

Benim ikisi de biliyor ismini. Bir tanesi seslenince dönüp bakıyor, tepki veriyor ama çok nadiren kalkıp geliyor. Diğeri arka odadan falan bile olsa koşarak ve konuşarak geliyor. Bu ikinci bahsettiğim inanılmaz konuşkan bir kedi zaten, hiç susmuyor gibi bir şey! Hatta şey düşünüyorum, aslında baya bizim dilimizi çözmüş vaziyette ve anlamlı şeyler de söylüyor ama dili dönmediği için mauvv, miyavv falan diye çıkıyor onlar :)

muhabbet kuşu insan olmadığında daha çok strese girer. tek başına küçücük kafeste duracak yapayalnız.

annene götür, orada en azından insan sesi ve televizyon sesi vs duyar çok strese girmez.

Sevimli olsun olmasın 5 gün yalnız bırakılmaz. Yapmayın gözünüzü seveyim ya. Sorulması bile yanlış.

Asla durmaz. Annenize götürün. Muhabbet kuşları çok hassas hayvanlar. Onları yalnız bırakarak dünyanın en büyük kötülüğünü yapmış olursunuz.

biz ben çocukken bırakıyorduk. yeterli yemi suyu varsa bi şey olmuyordu.

Bırakabileceğin birisi varsa evde bırakılmaz.bu arkadaşlar yemi yerken kabuğunu ayırıyorlar biliyorsun.o kabuklar ğstte kalınca bunlar alttaki yeme ulaşamıyorlar ve aç kalıyorlar.bu yüzden yemini üflüyoruz zaten,kabuklar gitsin diye.aç kalabilir evde.

Kuş satın almayın kafese kapatmayın lütfen artık ya.

Hayvanı 2 kanat genişliğinde kafese kapatıyorsunuz. Çok zalimce. Biri sizi yürüyemeyeceğiniz kadar dar bir alana kapatsa ne hissederdiniz?
Duyar kasmıyorum, doğada yaşaması mümkün olmayan bu canlıları siz satın aldıkça üretmeye devam ediyorlar. Yeter.

Düzce hayvan severler derneği dühak derneği olarak geçiyor. Twitter instagram hesapları var onlarla iletişime geçseniz. İnternetten buldum ben de.

Twitter'da bazı hayvanların tedavisini üstlendiklerini yazmışlar. Umarım iyileşir kedi. Siz yazın onlara daha iyi bir ihtimal yoksa.

Derneğe ulaştım onlar da belediyeye yönlendirdiler sağolsunlar.

en azından acilen iç kanama önlemi alınması lazım. çok pahalı bir şey değil. yok mu yardım edecek komşu falan. haysev acile yazın facebook'tan, yasam hakkina saygi derneğine yazın instagramdan. bilmiyorum başka dernekler de var illa düzceli olması gerekmiyor. ama acil durum. iç kanamadan kaybedersiniz hayvanı.

Köpek parkı diye bir şey varsa bile Türkiye'de yoktur. Bir Ankaralı olarak hiç duymadım ve Anıttepe'de de olduğunu sanmıyorum. Bizde bütün parklar insan parkıdır.

Yok sanki. Eser parkında köpekler için alan var biraz.

bahçeli'de vardı ama bu civar sıkıntılı sanırım.

Eser parkta var yakın size

Oyun oynadığı için kediye sakinleştirici verilmez ki. Daha yavru kediymis, kardesleri ile nasıl oynuyorsa sizinle de öyle oynamaya çalışıyor. Tirmalamaya çalıştığında sert bir ses tonuyla hayır Diyebilirsiniz. Tırnaklarını düzenli olarak kisaltabilirsiniz. Bir de oynayıp enerjisini atacağı oyuncaklar alın eve. Gün içinde onlarla oynar, sizin ile o kadar haşin oynamaz.

Ama sırf oyun oynuyor diye kediye sakinleştirici vermeyi düşünmeyin lutfen, yazık hayvana.

Fraise +1

fraise yapılması gerekenleri tane tane yazmış. tırmalamaya başladığında sert bir sesle hayır diyerek oynamayı bırakın/yanından uzaklaşın. bizimkini bir yaşına kadar her gün oyuncakla bahçede 1.5 saat koşturuyordum yoksa beni rahat bırakmıyordu. şimdi ben onu mıncıklamaya gidiyorum, o kaçıyor.

1. bu bir çocuk. elbette oyun oynarkenn tırmalayacak. çünkü henüz tırnağının gücünü ayarlamayı bilmiyor. zaman içinde öğrenecek.
2. tek sakinleştirici yorulması. bol bol oynayıp yorarsanız o da bol bol uyur.

tasma koşturup dururken bir yerlere takılıp ölümüne bile sebep olabilir.
bırakın oynnasın çocuk...

Canını acıtmayacak dozda güç kullanarak sev onu. Yani öfke sinir vs asla olmadan ama güçlü bir şekilde onu tut, aşırı hareket eden bacaklarını patilerini tut, ısıracağı zaman ağzını güçlü bir şekilde tut, senin bedeninde dolaşan duygular öfke korku kaygı olmasın, nötr ve mümkünse pozitif duygudurumunda ol, kedinin canını yakmak için değil saldırganlığını engellemek ve onu sevmek için kuvvet kullan.

Anlatabildim mi bilmiyorum.

Kediler (aslında hayvanlar) içinde oldukları ortamdaki bütün duygu sinyallerini algılarlar. Çoğunlukla kaygılı, stresli, öfkeli biriysen sana güveni kalmamış olabilir. Ona bu şekilde davranarak aslında ona kendi duygu durumunu ve ona olan sevgini ve saygını ispat etmeye ve ondan zarar gelmemesi gerektiğini ona anlatmış olacaksın. Bizim gibi kelimelerle iletişim kurulamayacağı için ona davranışların ve duygularınla anlatabilirsin bunları.

Elimden çok kedi geçti hep böyle yaptım. Sadece biri çok travmatik bir şekilde güvenemedi bana, yavru diye kakıttıkları kocaman ve şiddet görmüş bir sokak kedisiydi, 5 haftadan fazla dayanamadım iade ettim doğal ortamına.

Ama elimden 30 kedi geçtiyse 29'u aynen anlattığım gibi oldu. Hatta şu anki kedim sanırım sırf ona duyduğum sevgiden ötürü hastalanmıyor. Bilimsel veri gösteremem ama çok yüksek ihtimalle öyle. Duygularımız ve ifade tarzımız çok çok çok önemli.

Ayrıca @fraise çok haklı +111111

Yavru kedilerden yaşlı kedi durgunluğu beklenemez.

Satabilir. Nereden bileceksiniz ki? Tanıdık birilerone sahiplendirmek daha doğru olur sanırım.

İkisini birden alıp bakacak birine ver

Satacağını sanmam çünkü kırmaya kimse para vermez. Hayvan ırk bir hayvana da benzemiyor zaten.

Ancak sahiplendirme durumlarında tek risk satış değil. Çok çeşitli akıl hastası var. Durumdan kıllandıysanız sahiplendirmeyin. Daha iyisi takibini yapabileceğiniz birine vermeniz. Gerek görürseniz sözleşme de yapabilirsiniz.

Kırmaya para vermezler +1


Hatta direkt buff+1. Sorun sadece satılması değil, neler neler oluyor her gün. Gerçekten güvendiğiniz birilerine verin bence de.

satamaz ama güven vermiyorsa yine de vazgeçmek daha iyi.
bu saçmalıklarla uğraşmamak için kısırlaştırma diyoruz.

Kum ve mama degisimi olmadiysa tozdan hapsiriyor olabilir. Ev temiz mi? Kum kabini da temizlemeyi denediniz mi?

Hepsi temiz

Google'a yazdım:

www.hurriyet.com.tr:~:text=2004'te%20%C3%A7%C4%B1kan%205199%20say%C4%B1l%C4%B1,etmek%20yasakt%C4%B1r%E2%80%9D%20maddesi%20yer%20al%C4%B1yor.

çıktı

2004’te çıkan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda “Pitbull terrier, Japanese tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; takas etmek, sergilemek ve hediye etmek yasaktır” maddesi yer alıyor.

Benim 2004 sonrası sahiplenen bir arkadaşım vardı. bu durumda, 2. sorunun cevabı: evet olmalı.

Bull terrier yasak değil aktif bir dernekleri var yarışmalar düzenliyorlar vs.

Zamanında ben de beslemiştim iyi yetiştirilmezse bakımı zor bir hayvan detaylı düşünüp sahiplenmek gerek.

neden böyle bişey istiyorsunuz ki? 2 günlük eğlence için mi?

yaz sıcağında hangi mama hangi su 1 haftayı çıkarır? değil haftayı iki güne bayatlar zaten ne koyarsanız koyun.

hayvanın canı sıkılır, mutsuz olur.

bakacak başka biri varsa belki olabilir ama siz iki günlük hayvan sahipliği yapacaksanınız diye kalan 5 gün için yazık etmeyin hayvana.

kesinlikle olmaz. tavuk degil bu.

Sokağa bırakın daha iyi. Bir köpek 2 yaşındaki bir çocukla aynı zekaya sahiptir. 2 yaşındaki bir çocuk kendi kendine yemek yiyebiliyor olsa haftanın 5 günü bir bahçede yalnız bırakır mısınız?

Hayvanlarin bitkiler gibi sadece yemek ve suya ihtiyacı olduğunu sanıyoruz.

kışın nasıl olacak ?

yok artik nihat dogan.
akillica bi hareket olmaz kopek kacti mi atladi mi havladi mi bir yerine bir sey mi oldu haberin olmaz. ayrica o hayvan orada cok darlanir.
kopek sahibi degil de gunah sahibi olursun kesin \(°_°)/

Bahçeden kaçar, bahçeyi pisletir

köpekler günlük ilgi gerektiren hayvanlardan, gün içerisinde iletişim kurmayı, oynamayı severler, eğer bütün hafta siz hariç başkaları ile (yoldan geçen vs.) muhattap olursa bi hafta sonu size saldırıverir. hayvanların şirazesi ile oynamayın.

Köpeklere haftada 2 gün oyuncak muamelesi yapmak biraz şımarıkça bir davranış. Bir de alacağım diyorsun. Sahiplenmek bile değil. “Fıstık benim olacak” desen bu kadar olmazdı. Köpeklerin ihtiyacı olan şey yem ve su değil.

ille alicam diyorsaniz bari 2 tane sahiplenin barinaktan arkadas olsunlar, dijital mama kaplari var. her gun otomatik belirli bir miktar veriyor ondan koyun (su icin de boyle seyler var)

yarın bir veterinere telefon edip sormak bence en iyisi.

Üstünü örtseydiniz keşke yolculukta.hiç elleşmeyin dinlensin kendisine gelsin,loş bir yerde bırakın.serin oluyorsa örtün.strese girmiştir o.insan yıpranıyor orada 50 gr kuş ne yapsın.

kuşun durumu ile ilgili bir şey bilemedim ama en azından şunu söylemek için geldim. bizim de bir muhabbet kuşumuz vardı, uzun tatile yazlığa giderken yanımızda çok getirdik götürdük. arabada bi tetikte olurdu ama iyiydi yani hep. 11 yaşına kadar falan yaşadı. "arabayla götürdük hata mı yaptık" gibi dertlenmeyin diye yazmak istedim sadece.

siz bilen bir veteriner bulmaya çalışın isterseniz, bir şeyler ona yaramamış olabilir, gerçekten üşütmüş olabilir, ortamını da yadırgamış olabilir beraberinde. yanında uzun zamanlar yaşayan sevdiğiniz bir canlı tabii ki yazacaksınız, derteneceksiniz, normal.

Seyahat sırasında strese giriyorlar. İster istemez araba ve kafes sallanıyor. Suyuna vitamin katabilirsiniz. Ortama, havaya alışınca kendine gelecektir. Telefondan kuş sesi açarak daha hızlı adapte olmasını sağlayabilirsiniz. (kuş sesi açma işi her zaman yapmayınız çünkü zavallı kuş arkadaş var diye umutlanıyor)

Direk koy kutuya götür.arada güzel yeşillik bir yer görürseniz indirir oynatırsınız biraz sonra yola devam edersiniz.

kutuda güvenli bir şekilde götürebilirsiniz, sıcak çarpması ve susuzluğa önleminizi alın, kaçma ihtimaline karşı da kutuyu bilmediğiniz yerde açmayın.
sakinleştirici 2 aylık kedi için sakıncalı olabilir.

Yakın mesafe araba ile bir iki tur atarsanız tepkilerini ölçersiniz. Bizimkiler yarım saat kadar miyavlayıp sonrasında uyuyorlar. 4 saatlik yolculukta hiç mola vermedik, su ve mama istemediler.

Ayrıca evden çıkmayan kedilerse ve aşıları yoksa öyle yeşillik yerde indirip oynamayın bence :)

benim kedim yolda hiç yemez ve su içmez.
buna dikkat edin.

başlarda 5 dakikalık yola bile kıyametleri koparıyor, tuvaletini yapıyordu.

bodrum-izmir arası seyahat ettik birkaç kere. ilk bir saat mızmız artık, sonrasında sessiz ama terdirgin.

sorun aracın ona aşırı sıcak gelmesiymiş. klimayı kökledim ve fark ettim ki, taşıma çantası sallandığı için tedirgin. başlarda arkada oturan annem kutunun üzerine kolunu koyunca sakinlemişti.
sonra hep serbest bıraktım.

ağızları açık ve mutsuzlarsa araç içi ısısını ayarlayın. ben yine arka koltuğun ortasına havalandırmanın doğrudan gelebileceği şekilde yerleştiriyordum.

bir de direksiyonun önüne yatma problemi oldu serbest olduğunda.


bence de ilk bir tepkilerini ölçün. benimkininki travmatik sanırım, bana sonradan geldi.


kolayca gidin gelin umarım.

(git: 1426873)

Abi ev sahibi kedi mi,ya da evin demirbaşı mı kedi.sahibi yok mu.sosyal deney gibi yazmışsın,ona şimdiye kadar bakan arkadaşa danışmak lazım,huyu suyu nedir diye.sadece sen pısma kediden,o senden pıssın.muhtemelen onun kraliyetine gelmişsin ama ipleride ona bırakma huzur vermez.

kedinin sahibi olan kadının sevgilisi anlattı. kedi buna çok çektirmiş zamanında. onlar yurtdışına taşındılar. kedi de bu ev dışında yapamıyormuş. veterinere bile götüremiyorlarmış falan. kedi 8 yıldır bu evde.

Abi kahkahalar attım valla,ev sahibin kim,kedi))

At sahibine göre kişner diye bir söz vardır ya muhtemelen asıl sorunlu olan sahibiymiş sanki,kediyi mundar etmişler.zamana bırak ısının birbirinize.

Bayağı ilgili bir çiftmiş gerçekten, bırakıp gitmişler. Neyse.

Arada sırada fazla yaklaşmadan halini hatrını sor, selam ver. Baktın olmuyor, yapacak bir şey yok. Kedinin çevresinde fazla dolanmazsın olur biter ama yinede dediğim gibi ilgiyi de bırakma(kediyi sıkmadan) Bakarsın yavaş yavaş alışır. Ekstradan psikopat bir kedi değilse durduk yere saldırmaz.

kendi haline bırakın, yanaşmak için çaba harcamayın.
ama mesela arada bir böyle konserve mama falan alıp jest yapın.
olta şeklinde oyuncaklar var, sopayı siz tutuyorsunuz, ucundaki ipte oyuncak bağlı oluyor.
mesela o sosyalleşmek için iyi bir oyuncak.
ayrıca devamlı adını söyleyerek konuşun yani karşınızdaki anlayacakmış gibi konuşarak anlaşmaya çalışın.
bir süre sonra anlar.
belki hali hazırda anlıyor bile olabilir.

ama yavaş yavaş, acele etmeden.
kendiliğinden alışır size.
çaba harcarsanız rahatsız olur, yani sevmeye, kucağınıza almaya falan çalışmayın.
yaşının büyük olmasının olumsuz bir etkisi olmaz, hatta daha iyi yaşının büyük olması.
yavru kedi gibi hareketli, oraya buraya saldıran hali olmaz, karakteri oturmuş olur.
şu durumda siz ellemediğiniz ya da bir şekilde rahatsızlık vermediğiniz sürece durup dururken gelip saldırmaz.

ama "saldırma" konusunu da yanlış değerlendirmeyin, kediler siz severken sevilmekten sıkılınca da bir pati atabilen canlılar.
ya da mesela gelip "tık" diye dişlemesi (ısırmak demiyorum) sevgi gösterisidir.
ki daha o aşamaya gelmenize çok var zaten de, örnek veriyorum.

yani arada bir belki bir uyarı patisi, tırnağı falan yersiniz ama "saldırı" başka bir şey.
öyle sadece varlığınızı bile tehdit olarak algılayıp psikopatça saldıracak olsa şimdiye kadar saldırırdı zaten, ondan korkmayın yani.

kendi haline bırakırsan bir şey yapmaz.

Cins mi tekir mi? Bence de sahipleriyle ilgili olabilir. Gönlünü çelecek ödül mamasıyla, yaş mamayla ısınma turları yapabilirsiniz. Durup dururken saldıracağını sanmıyorum sonuçta güvendiği ortamda, siz yabancısınız şu an:) eğer siz de onu severseniz mutlaka yoluna sokarsınız diye düşünüyorum.

sokak kedisi ile british short-hair kırmasıymış kendisi.

Bırak o sana gelsin. Böyle terörist bir kedi vardı, aynı evde 3-4 gün takılınca (ve ben hiç ellemedim) en son kucağımda uyuyordu :)

Kediye sürekli dokunup mıncıklayıp bişeyler yaparsan tabii ısırır da tırmalar da. Bırak kendisi isterse gelip sürünsün sana. Ayrıca 8 yaş yaşlı biraz, eskisi kadar aksiyona girmez.

www.tlctv.com.tr

Bende de aynı sorun var.

iki gündür vukuat yoksa olmaz sonrasında da.

şimdilik dokunmayın o yanaşana kadar. b.short hairin özelliği mi bilmiyorum ama sevdirmekten hoşlanmadıklarını gördüm.

arada konuşun ama yumuşak sesle. beslerken vs.

ben kedimi koşulladım. yemek yerken özel bir ıslık çalıyorum. sokakta iken eve çağırmam gerektiğinde ıslığı duyunca mıırrk diye geliyor :)

eğlenmeye bakın kediyle. kendisi sürtünene kadar da dokunmazsınız. dokunma faslına geldiğinizde, önce elinizi koklatın, sonra dokunun.

ilişkiniz yavaş ilerleyecek gibi görünüyor ama kim bilir. birkaç ay sonra yatakta koyun koyuna fotoğraf paylaşabilirsiniz.
:)

Hastalik, tatil vs durumlarında ne yapacaksiniz?

çocukla konuşur gibi sakin sakin konuşun onunla arada. sesinizi tanısın. zararsız olduğunuzu hissetsin. bi ara ödül maması vb bir şey ile elinizle beslemeyi deneyin. hemen sevmeyin güvende hissetsin önce..vakti gelince o bello eder zaten. ya bacağına sürtünür ya kucağına çıkar.

Selamlar, yarın (15 temmuz) Bakırköy'den Ankara'ya aracımızla gideceğiz kendi köpeğimiz de araçta. Uygunsa götürebiliriz.

Standart boy kafesleri kabul etmiyorlar artık.
Bagajda gitmişti benimki.

Aynı uçuşta hiç aşısı yoktu, korona sebebiyle acele acele gidince işte.

Valizimi verdim, veterinere gittim taksi ile aşı olup, karneye işleyip kediyi de görevliye teslim ettim :)

Teyzemin kedisi icin pegasustan bilet almistim. Telefon da kedinin boyunu, kafes boyutunu falan soruyorlar. Valizleri verirken de kedinin asi kagidini kontrol ediyorlar. Kedinin ölcüleriyle hic ilgilenmemislerdi.

otomatik kedi tuvaletleri var, öyle bir şey kullanabilir. fiyatı biraz tuzlu olabilir ama değer.

Kedi sayısını azaltarak. :)
Hatta van kedisi falansa birine talip olabilirim.

kediler dursun ama kısırlaştırılsınlar, kumun ekstra kokmaması için de gerekli, yeteri kadar kedi var sokakta barınamayıp ev arayan zaten. otomatik olanlar pahalı ama herkes memnun, yarı otomatikler var şunun gibi: (git: www.trendyol.com) başka çeşitler de var. araştırılabilir.
everclear pahalı ama uzun gidiyormuş, daha uygun fiyatlı aktif karbonlu kumlar denenebilir. bir de bazı mamalar, mesela bence golosi, dışkıyı kokutabiliyor. parazit önlemi alınmalı ishalden kaçınmak için.
bunlar denenebilir, çok aşırı bir durum olmadıkça günde maksimum 10-15 dakikasını alır.

Dark yet, iyi ve detaylı cevap vermiş. Tenk yu.

Şimdiki aklım olsa kediyi tuvalete yapmayı alıştırırdım. Benimki 16 yaşında artık çok geç...

Ben 1 anne 10 yavrunun 8 ay kumunu temizledim, böyle temizleyicilerden haberim yoktu çok yorucuydu tabii ama bu fiyatı veremezmişim zaten. 700 lira!

yavruların kendini temizlemeyi henüz daha yeni öğreniyor olması falan biraz sorun yaratır ama 3-4 aylık olduklarında öğrenmiş olurlar artık.
iki aylıklarken bazen kumu falan denkleyemiyorlar, kum kabına giremiyorlar, belki öyle sorunları da vardır.
onlar için bir ay kadar falan idare etmek dışında bir seçenek yok maalesef.

evde 4 kedi varsa, eve en azından iki büyük kum kabı gerekir.
kedi kumu temizlemede yapılan en büyük yanlışlardan biri kumu sürekli ve her gün temizlemek.
doğrusu, bir paket kumu alıp, kutuya olduğu gibi dökmek ve sonra kumu olduğu gibi değiştirmek.
çünkü sanıldığının aksine, kaka ya da çiş o kumda kaldığında koku yapmıyor.
onu kurcaladığınızda koku yapıyor.

kum temizleme küreğiyle topak haline gelmiş çişi ya da kakayı alırken çok dikkatli olsanız bile, ona yapışmış olan -en az- üç beş kum parçası o kuma düşüyor.
yani o "topağı" bir şekilde bozuyorsunuz ve küçücük de olsa bir parçası kuma geri karışıyor.
hatta birçok insan bir de o kürekle "eleme hareketi" yapıyor.
ve asıl kokuyu yapan bu zaten.
o elenip kuma düşen kum parçaları hali hazırda pis çünkü.

kumunu bol ve yeterli miktarda koyduğunuzda, hayvan onu kapatıyor.
evet belki öbür türlü orada kum topağı görmüyorsunuz ama pis kum parçaları bütün kuma dağılmış oluyor.
böylesi hijyenik açıdan da daha doğru.
çünkü kirlenmiş kum zaten topak oluyor ve kedi de ona basmıyor zaten.

kumun değişme zamanı da, kumda artık bu topaklar belirginleşmeye başladığında gelmiş olur zaten.
yani artık aşağıda yer kalmaz, üstlerde yer kalmış olur, o zaman olduğu gibi kum kabını boşaltıp tercihe göre yıkayıp ya da silip sonra yeni kum paketini olduğu gibi koymalısınız.
bu durumda yorucu olacak bir şey yok.

eğer illa "ben her gün çiş kaka kürekleyeceğim" diyorsanız, o zaman delikli olmayan bakliyat küreği gibi küreklerden alıp, topağı ve çevresindeki bir miktar kumu olduğu gibi atacaksınız.

kumun önüne koymak için halılar satılıyor baya iyi(bkz: https://www.google.com/search?q=kedi+kumu+hal%C4%B1s%C4%B1&rlz=1C1CHZL_trTR860TR860&source=lnms&tbm=shop&sa=X&ved=2ahUKEwiZtM2N1MzqAhXlw8QBHZGhCmIQ_AUoAXoECA0QAw&biw=1366&bih=625 )

söz konusu iç dış parazit ise bunları hap ve enseye uygulama şeklinde yapılabilir ve evde siz de yapabilirsiniz. ilaca göre değişiyor uygulama sıklığı 2 ayda bir yapılıyor bizimkine.

Aşı mı, parazit uygulaması mı? Parazit uygulamasıdır diye düşünüyorum.

Zaruri değil, ya aileniz çok bilgisiz yada veterinerleri hayvan düşmanı, paragöz, para kazanmak için hayvanın sağlığını ve ömrünü hiçe sayan biri.

Parazit uygulamaları için en erken 3 ayda bir iç dış yapılabilir. Dışarı çıkmıyorsa bu süre 6 aya kadar çıkabilir. Esasen iç parazit uygulaması bile normalde kaka numunesi incelenip parazit varsa yapılmalıdır. Ama veterinerler aman ne olacak vuralım düzenli diyip vururlar. Dış parazitte aynı şekilde hayvanın derisinde birşeyler varsa yapılmalıdır. Hayvan dışarı çıkmıyordur, veterinerler olsun ayakkabıdan gelir vs der korkutur yine sürekli yaptırmak isterler. Lütfen uyarın 45 gün abartı erken, hayvana yazık. Enaz 3-6 ayda bir yaptırın.

Aşı konusunda da yurtdışında yasal zorunluluk nedeniyle 3 yılda bir kuduz aşısının tekrarı yapılıyor. Birçok ülkede 1980'lerden bu yana ilk bağışıklık aşıları dışında yıllık aşı yapılmasının gereksiz olduğu düşünüldüğü için aşı yapılmıyor. Amerikan Veterinerler Birliğinin yanılmıyorsan 1980-90'larda bir yayını vardı buna yönelik. Özetle kedinizin de ilk aşıları düzenli yapıldıysa her yıl hayvana karma-kuduz-lösemi aşısı yaptırmak ticari kaygıdan başka bir işe yaramaz. Hayvanınızın da ömrüne, böbreklerine malolur.

İnsanlar olarak verem aşısını bebeklikten sonra her yıl olanımız var mı?

dış parazit kışın üç ayda, yazın iki ayda bir yapılmalı.
o da eğer kedi dışarı çıkıyorsa.
evde oturan kediyse ona pek gerek bile yok ama insan paçasıyla falan eve kene-pire taşıyabilir diye yine de arada bir de olsa yaptırmak lazım.
iç parazit de 2-3 ayda bir yapılıyor aynı şekilde.
bunları veterinerden alıp siz evde de yapabilirsiniz +1
ama hap yutturmak falan gibi şeyler bazen evde daha zor olabiliyor.
eğer iyi huylu, sakin bir kedi değilse veterinere götürmek de gerekebilir yine.
ama 45 gün çok sık.

Fate’e katılıyorum. Birçok şeyde olduğu gibi aşı da piyasa diye düşünüyorum ki ev kedisinden bahsediyoruz burada, eve ayakkabıyla getirdiğin parazitle baş edemiyorsa başka problemleri vardır zaten.

Hiç evden çıkmayan kedime, 6 ayda bir iç-dış parazit uygulaması (hap yerine aşı tercih ediyoruz, çünkü hapı kusuyorlar) , yılda bir de karma aşı yaptırıyorum. Kaliteli mama ile besliyorum, şu an kendisi 5 yaşında ve hepimizden sağlıklı.

45 günde bir ne aşısı o ya :(
Bizimkine 3 ayda bir iç parazit hapını evde kendimiz veriyoruz. Rutin aşıları için de 6 ayda bir, yılda bir gibi veteriner gelip evde yapıyor çünkü bizimkini taşıma kutusuna almak ve veterinere gitmek eziyet oluyor hepimize.

Evcil hayvanlarımız en çok bu bilgisiz veterinerlerden çekiyor. En çok parayı aşıdan kazandıkları için utanmasalar her gün yapalım aşıyı diyecekler. O dış parazit aşısı o kadar zararlı ki hayvanlar için. Ayrıca minimum 2 ayda bir yaptırılır zaten aşılar. Kedi için de buna gerek yok. Ben kedimi raw(çiğ) besliyorum ve 3-4 ayda bir iç parazit veriyoruz(vet tavsiyesiyle) ki o da önlem olsun diye dış paraziti yılda bir kere belki o da gerekirse. Yazık hayvana acil veteriner değiştirmenizi tavsiye ederim ve türkiye'deki veterinerlerin %95'inin bilgisiz ve paragöz olduğunu bilmenizi isterim.