[]

ebeveyn olmaktan mutlu olan ebeveyn gördünüz mü hiç?

lafta değil, gerçekten mutlu olmaktan bahsediyorum. eylemlerinde ve sözlerinde o mutluluğu hissettirenlerden.

ben hiç görmedim. varsa yoksa dert şikayet duyuyorum çevremdeki (ve bazen buradaki) ebeveynlerden. böyle deyince de "ama yok cidden çocuk başka bi şey. tabii ki çok seviyoruz." vs diyorlar. illa ki seviyorlardır da (ki zaten sanki başka şansları mı var? mecburen sevecek, sevmese ya da sevmiyorum dese ne değişecek ki, tabii ki "seviyorum, özünde süper bi şey" falan diyecek), iş sosyal hayata ve diyaloglarına yansımalara gelince ağızlarından bi tane olumlu laf duymuyorum çocuklarına ilişkin. çocuklardan kaynaklı yapmak zorunda oldukları işlerden bıkkın bi havayla bahsediyorlar hep. sanki gizli gizli "çocuğunuz olduğunu veya bu kararınızı hatırlamayacaksınız, çocuğunuz da acı çekmeyecek, çocuğunuz olmadan önceki hayatınıza geri dönmek ister misiniz?" bu soruyu sorsak hepsi evet dermiş gibi geliyor. evet demeseler bile bi düşünürler kesin.

acaba ebeveynlik çok kötü bi şey mi?

 
Çok kötü bir şey değil ama çok zor bir şey.
(5.5 senelik anneyim)
İlk 3 sene sorsan çocuktan önceki hayatıma geri dönmek isterdim ama şu anda o kadar çok istemiyorum. Büyüdükçe olay zevkli olmaya başladı ama hala çok zor
  • sta  (09.11.21 22:03:02 ~ 22:06:04) 
Annem. Annelerde değil de babalarda hep bir şikayet, nazlanma oluyor bence. Herkes baba olmasın.


  • Josephine.  (09.11.21 22:03:10) 
Valla boyle surekli olarak mutlu ya da mutsuz olacaklar diye bir olay yok ki. Mutlulugu da yasamislardir, mutsuzlugu da. Mesela ben universiteye ilk yerlestigimde deli gibi sevinmistim cunku benim icin bir hedefti. Ama universite acildiginda ve sabahin korunde kalkmak zorunda kaldigimda surekli sovdum. Derslere calisirken mutsuz oldum ancak sabahlara kadar batak attigimda mutluydum. Ayni sekilde sinavlardan dusuk not aldigimda mutsuz oldum ancak iyi not aldigimda mutlu oldum.

Yani demem o ki ebeveynlik de bunun gibi bisey. Oyle dogrusal ve sabit bir cizgide ilerlemez olay. Mutlu olduklari zaman da olur mutsuz olduklari zaman da cunku zorlugu da var bisekilde sana getirecegi faydasi da var. Misal benimkiler su an mutlu ancak benim kucuklugumde yani surekli benle ugrasmak zorunda olduklari zaman diliminde bu kadar mutlu olduklarini da sanmiyorum. Bu da oldukca normal.
  • j r r tolkien hayrani  (09.11.21 22:13:50 ~ 22:14:51) 
www.youtube.com


gördüm, üç dünya güzeli evlatları var. sanki "profesyonel" ebeveynler :) öyle mutlular yani ebeveyn olmaktan, insan yetiştirmekten. tüma aile hep musmutlu var olsunlar.

sorunuzun cevabı çok kültürel bişe bence. insanlar ayıp olmasın diye yani mecbur hissettiklerinden evleniyor veya meslek seçiyor veya çocuk yapıyor buralarda.

bir de dizi tavsiyesi: workin' moms
  • rewlack  (09.11.21 22:20:29) 
Genç yaşta anne olan birilerinden çocuklarıyla birlikte olgunlaştıklarını ve iyi ki dediklerini duyuyorum sık sık. Tabii ki geceleri uykusuz kalmak, her yerin bebek boku ve kusmuğu olması, büyürken masrafların artıp o bok kokusuna bile hasret bırakması, ergenliğiydi falan derken ebeveyn şikayet edebilir. Ama anne baba birbirini seviyosa o zaman çocukla da mutluluk artıyodur gibi. Böyle sevgi pıtırcığı bi çift var tanıdığım, çocuğa baya “aşkımızın meyvesi” bakışı atıp birbirlerine sırıtıyolar.

Kısacası babayı bilmem de anne için sevgi fiks, şikayetler filan da öyle muhabbet konusu gibi.
  • kulaktan dolma biber  (09.11.21 22:33:29) 
Kendi ailem ve akrabalarım çok mutlu. Çocukları olarak öyle müthiş insanlar değiliz belki ama hep karşılıklı sevgi ve saygı içinde büyüdük, böyle gidiyoruz.


  • hadi ya la  (09.11.21 23:06:04) 
Kötü değil kesinlikle ama zor. Ve zor olanı daha da zorlaştıran bir kültürümüz var. İsteyerek çocuk sahibi oldum ama çocuk doğurmak için yaşamadım ve evlenmedim. Yani kişi istemiyorsa çocuksuz da olur. Çocuk olunca hayatın ona ait oluyor, onun müsade ettiği ölçüde diğer rollerini oynayabiliyorsun hayatta. Yani benim için böyle, çocuğuna güvenilir bir bakımveren bulup diğer rollerini de eksiksiz yerine getiren vardır mutlaka. Bir ebeveyne çocuğu belli yaşa gelene kadar ne yapıyorsun diye sorsalar alacakları cevap hep çocuk etrafında döner. Tabii ki yakınma da işin içine giriyor, çünkü çocuk büyütürken zorlanmayan yok.

Ama tüm bunların yanında saksıdaki çiçeğe su verip açtığını görmek bile mutlulukken bir canlının büyümesini, kendine ait bir kişiliğe sahip olmasını, öğrenmesini, konuşmasını, dünyaya karşı çektiği yabancılığı ve alışmasını görmek bir mucize gibi. Bazen eski hayatımı çok özlüyorum, hatta depresyonda olduğum için normal anne babalardan daha çok özlüyor bile olabilirim ama çocuksuz zamanlarıma dönmeyi istemem. Anne olmak elzem değil, ama imkan ve sorumluluk bilinci varsa yaşanmasını tavsiye edebileceğim bir hayat deneyimi.
  • curukturpkokusu  (10.11.21 00:02:36) 
uyku düzenleri olsa çok zor değil. onlarla iletişim kurmak onları eğitmek öğretmek çok zevkli. ama geceleri uyanmasınlar ne olur :)


  • xrated  (10.11.21 00:54:11) 
ben mutluyum. çok isteyerek anne oldum. büyüdükçe daha bir çok seviyorum. ama tek başıma bakıyorum ve çok zorlanıyorum. gece 7-8 kez uyanıyor (1.5 yaşında), tüm gün aşırı enerjik ve devamlı ilgi gerektiriyor ve kendime ait 5 dk bile bulamayabiliyorum gün içinde. büyüdükçe kolaylaşacak diye umut ediyorum.


  • deartheodosia  (10.11.21 01:00:06) 
Ben asıl ana baba olup bundan mutsuz olduğunu kendine itiraf eden görmedim. Konya'nın bir köyünde yaşayan homoseksüel olan bir amcanın asla bunu kabul etmemesi gibi bişey bu, sadece kendi başına kaldığında zaman zaman aklına gelen ama bununla yüzleşmeyip "yok yaa olur mu öyle şey heteroyum tabii ki, yok ya olur mu öyle şey mutluyum evladım olduğu için tabii ki" demesi gibi bişey. Artık çocuk var ve mutsuz olmak bişeyi değiştirmiyor, haliyle mutlu kısımlara odaklanmak zorundasın. Çünkü çok büyük "günah/kabahat" ikisi de.


  • Bruce  (10.11.21 01:56:58) 
ebeveynlik insanı geliştiren birşey. ben de anneliğimin ilk 2,5-3 yılında şikayet ediyordum herşeyden. şuursuzmuşum. attachment parenting ekolünden kitaplar okumaya başladıktan sonra çocuklarıma saygı duymaya başladım. zaten hep seviyordum ama bir tık boyut atladık, artık onlarla iletişim kurmak keyifli hale geldi. ne düşündüklerini öğrenmek için her fırsatı değerlendirmeye çalışıyorum, çocukları geçiştirmiyorum. bazen çileden çıktığım oluyor ama onlara büyük tepkiler vermemeye çalışıyorum. çünkü ben daha relax olunca sorunlar daha kolay çözülüyor, tekrar mutlu moda daha kolay geçiliyor. bunları zamanla kendim öğrendim, çünkü büyüdüğüm aile hiç böyle değildi.

şikayet bizim toplumda bir kültür haline gelmiş, insanlar birbirinden görüp muhabbete dahil olabilmek için şikayet ediyorlar bence. sorunlarıyla gerçekten baş edemedikleri için değil. okul kapısında beklerken ailelerin çocukları hakkında şikayetlerini dinlerken üzülüyorum gerçekten, ya bu çocukların hiç mi iyi özellikleri yok diyesim geliyor, ki bazı eleştirileri çocuklar da duyuyor. o ortamda susuyorum, aksi birşey söyleyip ukala veya aşırı kitabi (yapay) ebeveynlik yapan biri gibi anlaşılmamak için.. okul kapısıdaki muhabbete en basit örnek şu olabilir, diyelim ki çocuk o gün iyi birşey yapmış, öğretmen iltifat ediyor ve takdirini veliye söylüyor. velinin cevabı aman yok evde hiç öyle değildir bla bla şeklinde.. hiçbirşey yapamıyorsan teşekkür et geç yani.. neyse. ebeveynliğin öğrenilmesi gerektiğinin kendim biraz gecikmeyle farkına vardım, çabalıyorum, umarım herkes de farkına varır. insan hayatı çok kıymetli çünkü.
  • evanka  (10.11.21 01:59:03 ~ 02:46:25) 
www.instagram.com

faydalı bilgi
  • bir soru sorcam  (10.11.21 09:56:00) 
@evanka +1, şikayet kültür haline gelmiş. bunun yanı sıra, bunu bir markanın ekşi başlığına girip sadece olumsuz yorumsuz okumaya da benzetiyorum. insanlar olumsuzluklar üzerinden bağ kurup sosyalleşmeye meyilli. bir de hazır olmadan ezbere çocuk yapanlar var, kaynım ve eltim bebekleri olduğunda sürekli "ay gezin gezin, çocuk olduğunda hiçbir yere gidilmiyor" şeklinde konuşup, şikayet ediyorlardı. gezmeyi seven insanlar ama daha yaşadıkları yerin 3 saatlik araba mesafesinden çıkmadan çocuk yaptılar. bana bu şekilde sürekli şikayet edilmesi çok itici geliyor. iş yerindekilerin de kendilerine acındırıp işten kaytarmak için özellikle şikayet ettiklerini düşünüyorum :)

bunu çocuk bekleyen insanlara da çok yapıyorlar bu arada. "bol bol uyu birkaç ay sonra uyuyamayacaksın" gibi bir sürü laf. yani bunları düşünüp göze almadan çocuk yapmaya karar vermiyordur herhalde kimse? olgun insanların bu davranışın tam aksini gösteriyorlar mesela, olumlu deneyimlerinden bahsediyorlar hamilelik haberini aldıklarında.
  • gmzo  (10.11.21 10:46:17) 
tam olarak Bruce +1

çevremde aşırı isteyerek falan çocuk yapan tanıdığım tek bir kişi var, o da mutlu.
gerçi mutluluk da göreceli, çocuktan başka bir hayatı yok.
ama onun dışında herkes "evliyiz, işte çocuk yapmak lazım" falan kafasıyla çocuk yaptığı, hatta "evlenme yaşı geldi" falan diye evlenmiş olmak için evlendiği için hepsi mutsuzluktan dökülüyor.
işin kötüsü, bu "hâli" evli olmanın normu olarak görüyorlar.

çoğunun hayat düzeni, ekonomik durumu falan da bozuldu, pek kaldıramadılar çocuğu.
mutlu olmamalarının getirdiği vicdan azabını da çocuğa sınır koymayarak, anlamsızca üstüne düşerek falan kapatmaya çalışıyorlar.

ebeveynlik kötü değil, sadece herkes ebeveyn olmaya hazır olmayabiliyor.
hayatın akışında öylesine değil, "istiyorum bunu artık" diye yapılacak bir şey.
en azından bu devirde artık öyle oldu.
  • blatta hiberna  (10.11.21 10:57:58 ~ 10:59:21) 
gizli gizli degil, zamani geri dondurmek mumkun olsa evet son 6 seneyi geri alalim derim. hep diyorum. hatta sasirdim burada gorunce.

bu cocuguma en iyi anne olma cabami degistirmiyor. icimde bir canavar yok.
  • 2oda1salon  (10.11.21 23:07:06) 
çok gördüm.
annelliğin ne olduğunu bilsem anne olmak istemezdim diyeni de gördüm.
ama zamanı geri almak isterdim diyen az, yine de herşeye değer diyenin oranı daha çok.
hepsinin deneyimine sonsuz saygım var.
  • hopp  (12.11.21 22:53:24 ~ 22:54:12) 
[]

Evlilikte / Sevgililikte para mevzuları

Bu duruma nasıl bakıyorsunuz?

Aynı şartlarda çalışılıyor, aynı şartlarda yardımlaşılıyor ve benzer maaşlar kazanılıyorsa, eve ve kadına sadece erkeğin maaşı harcanmalı, kadının maaşı sadece kendine ve kendi ailesine harcamak için mi kalmalı? Düşünceniz nedir?


 
evlilik ya da aynı evde yaşama olmadığı sürece herkesin parası kendine.
aynı evde yaşanıyorsa ortak harcamalar için ortak bütçe
evlilik varsa ortak hayatla ilgili tüm masraflar, birikimler, ödemeler düştükten sonra herkesin parası kendine. iki taraf da yakın kazanıyorsa bu sorun olmaz. dengesizlik varsa kazancı çok olan az olana ateşler bişeyler.
  • Bruce  (08.11.21 23:59:54) 
@playing star again, ben bişey yapmadım :(


  • ananiyimioguz  (09.11.21 00:01:07) 
Hayat müşterek ev işleri, bebek bakma vs. nasıl iki taraftan da ortaklaşa yapması bekleniyorsa giderler de aynı şekilde ortak olmalı.


  • metos  (09.11.21 00:16:30) 
ortak olmalı. taraflardan birinin enayi yerine konduğu her senaryo ayrılık nedenidir. öyle saçma iş olmaz.


  • zgrydn  (09.11.21 00:24:28) 
Ortak harcanmalı ve/veya biriktirilmeli.

"kadının maaşı sadece kendine ve kendi ailesine harcamak için mi kalmalı"

tamamen kendine ayırması bile saçma gelirken "kendi ailesi" lafı çok battı. Kendi ailesi o adamla kurduğu aile değil mi artık? Yani tabii ebeveynler var ama onlara yapılması gereken bir destek varsa o da eşle ortak yapılır.

Eğer kadınlar dediğin gibi bir parasal şeyi kabul ediyorsa psikolojik baskıyı da yani "ben sana bakıyorum benim kurallarım geçerli" tarzı maçoluğu da kabul ediyorlar demektir. Ben erkek olarak kıl oluyorum buna kadınlar nasıl öyle yaşıyor çok acayip.
  • nhk ni youkosu  (09.11.21 00:33:56) 
burada bir keresinde biri cevap yazmisti buna benzer bir soruya:

"kredi kartini hanima verdim, dunya umrumda degil" diyordu.

ben de bunu yapacagim evlenince.
  • baldur2  (09.11.21 00:42:19) 
"eve ve kadına sadece erkeğin maaşı harcanmalı, kadının maaşı sadece kendine ve kendi ailesine harcamak için mi kalmalı?"
Saçmalık, böyle bir dünya olamaz. Her durumda ortak hareket edilmeli.

  • lappuntamento  (09.11.21 01:00:40) 
“eve ve kadına sadece erkeğin maaşı harcanmalı, kadının maaşı sadece kendine ve kendi ailesine harcamak için mi kalmalı?”
Ben bunun kadın olarak zıttını yaptım eşimin dayatmaları ile. Evlilik elimizde patladı. Vicdanlı bir evlat annesi babası açken tok yatmaz ama al maaşım senin demek saçmalığın danişkası.
Gelen maaş ortak hesapta toplanır. Mecburi giderler çıkar ve kalanla ortak plan yapılır. Bu kimi ay kadının süsü ağırlıklıdır kimi ay erkeğin hobisi ama ortak kararla oluşturulur,
  • cilekli pasta  (09.11.21 01:15:44) 
evlilik yoksa herkesin parası kendine. kim ne yapıyorsa kendi cebinden öder. evlilik varsa da aynı, sadece ortak harcamalar ortak ödenir. eğer kazançlar arasında uçurum varsa ve beraber iyi bir yerde yaşanmak isteniyorsa ortak harcamalardaki yüzdeler ona göre ayarlanabilir. ama kimsenin kimseye para vermesi normal değil bence. herkes kazandığı kadar kişisel harcama yapsın, bu diğerinin sorunu olmamalı.


  • erenderk  (09.11.21 09:43:03) 
Evlilikte ortak, sevgililikte nasıl denk gelirse.


  • jazzabel  (09.11.21 09:59:31) 
alperz+1

ekleyebileceğim tek nokta söz konusu birikimle ilgili bir harcama/yatırım vb. yapılacaksa her iki tarafın istişare ederek ortak karar vermesi.
  • Phoebe  (09.11.21 10:58:57) 
Kişisel olarak, paranın kullanımı konusunda ortaklaşamayacağım biriyle evlenemezdim. Benim gibi düşünen ya da düşünmeyen insanlar var ve herkes kendisiyle uyuşan kişiye yöneliyor.

Ayrılık durumunda neyin ne olacağına dair bir mal tayini evlilik sözleşmeleriyle düzenlenebilir. buna karşı değilim, dünyanın her türlü hali var. ancak her şey yolunda giderse ölene kadar ki süreçte eşimle iş ilişkisi içinde alacaklı verecekli yaşamak benim için imkansız. Sevmiyorum, huzursuz oluyorum.

İnsanlar maaşlarıyla kendi eğlence fonlarını oluşturup almak istedikleri şeyi alabilmeli, hobilerini yaşatmalı vesaire ama atıyorum beyaz eşya değiştirilirken sen şu kadar ver, ben bu kadar vereyim konusu beni rahatsız ediyor. Daimi üniversite ev arkadaşı gibi bir şey oluyor bu benim için... Bunun için kişisel belli bir pay ayrıldıktan sonra gerisi ortak havuzda bulunmalı bence.

ayrıca kadının maaşı, erkeğin maaşı ayrımının en başta kendisi bence sorunlu, ancak tarafların maaşından bahsedilebilir. hangisinin hangisi olduğunu ayrıştıran bir veri yok benim kafamda. bunun üstüne kafa yormam gereken biriyle de yapamazdım çünkü muhtemelen bu konuda anlaşsak başka konuda zıtlaşırdık.

sevgililik çok farklı bir mevzu, 3 günlük sevgili ve 2 yıllık sevgili arasında çok fark var.
  • akhenaten  (09.11.21 11:11:04 ~ 11:20:17) 
herkes kendine kendi istediği gibi ve kendi istediği yere harcayabilmeli.
aynı evde yaşadığım sevgilime/eşime elbette seve seve para harcayacağım için bunu düşünmem bile. aynı şekilde kardeşime, kedime veya yolda gördüğüm bir dilenciye de severek para harcayabilirim.

önemli olan ortak giderlerin gerçekten ortak ve adil şekilde pay edilmesi. kadının görünmeyen bakım emeği varsa (eve çeki düzen vermek, mağarada yaşar gibi takılan erkeğin arkasını toplamak, çocuk/yaşlı/hayvan bakımı vb) buna dikkat etmek ve ortadan kaldırmak gerekiyor. benim gözlemim kadınlar erkekten daha çok para kazandığı veya kendi parasını eve değil de daha çok kişisel harcamalara yaptığında ERKEKLER gereksiz kaygı bozukluğuna giriyor. yani erkek, ben faturaları ödedim ve param bitti, oysa karım faturaları ödeyip bi de hermes çanta aldı, o hermese mutfağın fayanslarını yaptırırdık ne güzel dememeli.
herkes kendine gerçekten hobi edinse, (ortak veya bireysel)birikim yapabilse, keyif aldığı şeylere gönül rahatlığıyla para harcayabilse sorun kalmayacak.
  • rewlack  (09.11.21 11:23:52 ~ 11:39:10) 
herkes bekarken neye ne kadar harcıyorsa yine aynısını harcamalı.
temizlikçi parası, faturalar, yeme içme herşey bunlara dahil.
kadın sana hizmet ediyorsa üstü kapalı olarak ekstra para talep eder tabi. sana hizmet edecek kadını nasıl "eş" olarak görürsün o da ayrı bi konu tabi. aynı şey hizmet bekleyen kadınlar için de geçerli.
bi de ailem derken? aile zaten evlenince eşin oluyor? konu anne baba değil zaten; bireyler ortak yaşam giderlerini karşıladıktan sonra isterse kalan maaşlarını su samurlarına harcasınlar bu diğer tarafı ilgilendirmemeli. ama ev için ne gerekiyorsa ortak.

ayrıca sevmediğiniz insanlarla evlenmeyin, birlikte olmayın +1
zorla değilki ya :D
  • jimjim  (09.11.21 11:29:10) 
bana evlilikte "zorunlu ödemeler birlikte yapılır, maaşından kalanı herkes gönlünce harcar" bile tuhaf geliyor açıkçası. bizde tüm gelirler, birikimler ve harcamalar müşterektir. dolayısıyla @alperz +1. birikimin nereye gideceği, borç verilip verilmeyeceği, büyük kalem harcamalara dair kararlar ortak yapılır.

öte yandan @jimjim'in haklı olduğu bir nokta var. özellikle geleneksel çevrelerde yetişmiş ve öyle yaşamaya devam edecek kadınların evlenirken istedikleri altına, takıya laf edildiğinde de aynısını söylüyorum. eğer kadın evlilikte hizmet alınacak bir aktör olarak görülüyorsa, maddi beklentilerinin olması normal. evlilikte gerçekten hayatı her yönüyle paylaşmayı becerebiliyorsanız, diğer konularda da aynı bakış açısı kendiliğinden geliyor zaten.
  • gmzo  (09.11.21 11:49:25) 
Evlilikte iki taraf da çalışıyorsa bütün gelirler ortak bir hesapta toplanıp bütün ödemeler yine aynı hesaptan, iki tarafın da onayı ve bilgisi dahilinde yapılmalı. Sevgililikte iki tarafın kazancı da denkse giderler eşit bölünmeli ama bir taraf daha fazla kazanıp daha fazla harcıyorsa diğer taraftan aynı şeyi beklemek haksızlık olur elbette.


  • iwasbornonamountainside  (09.11.21 13:12:17) 
bi insana güvendiğin için evlenirsin
ama bu durum başkasının maaşına çökme hakkı vermez

zaten iyi günde paralar, harcamalar sorun olmaz
  • bir soru sorcam  (09.11.21 14:06:56) 
ve ve kadına sadece erkeğin maaşı harcanmalı, kadının maaşı sadece kendine ve kendi ailesine harcamak için mi kalmalı?

kendine ve kendi ailesine derken ana, baba, kardesine mi harcanacak o para ben dogru mu anliyorum? bu ne sacma bir sey yav.
  • bay b  (09.11.21 14:24:03) 
o nedir ya? her şey ortaktır gelir de gider de...


  • lcha  (09.11.21 16:26:50) 
Sorun şu da olabilir;
Eğer söylediğin gibi bir taraf diğerine göre 2-3 kat maaş kazanıyorsa ve bu geçici bir durum değilse başka türlü bir ekonomik uyumsuzluk da olabilir. 2-3 kat çok. Biri 6-7 bin alırken diğeri 20 bin alıyor ve bu geçici (akademide, part time çalışıyor, yurt dışında vb) değilse ödemelerde böyle pürüzlerin çıkması anormal değil.

Yani onun için önemsiz bir akşam yemeği, etkinliği parası sizin maaşınızın ciddi bir oranıysa sizi çok etkiler ama onun için herhangi bi arkadaşının da gündelik rutinde ödediği, ödeyebileceği bir miktardır. Yani hem o bu boyutta şeylere takılmıyor, farketmiyor olabilir hem de ödenen bu tutarlar sizin için sorun yaratacak miktarlar olanlar. Bunları da bi kontrol edin.
Ha yok ev kirası, faturalar kurs ödemeleri benzeri “somut” maddi giderlerden bahsediyorsak zaten yukarıda herkes açıkladı, yine onlar geçerli.
  • rewlack  (09.11.21 16:45:08) 
@rewlack, aa cok mantikli. O acidan dusunememistim. Evet biraz farkliligi anlamasini saglayabilirim.


  • ananiyimioguz  (09.11.21 19:46:37) 
[]

birlikte yaşadığınız kişi böyle davransa sinirlenmek normal mi?

merhaba arkadaşlar. öncelikle hesap sahibi değilim. benim duyuru hesabım olmadığı için arkadaşımdan ödünç aldım bu soruyu sorabilmek için.

eşiniz olur, kardeşiniz olur, ev arkadaşınız ya da anne babanız farketmez.

Diyelim ki tost yapıyorsunuz ikinize de, onunkini hazırladınız pişiyor, sizinkinin de malzemeleri kesme tahtasının üzerinde. gelip sohbet ederken sizin tostunuzun malzemelerini yiyip gidiyor.

yemek yaptınız tabaklara pay ettiniz. onun tabağını mutfaktan sofraya götürdünüz, taşımana yardım edeyim diye geldi, sizin tabağınızdan yiye yiye götürüyor içeri. tabak sofraya bir geliyor yarısı yok. ya da tam tersi siz kendi tabağınızı önce sofraya koydunuz diyelim, siz onunkini getirene kadar çok da acıktım he diyip yine sizin tabağınıza yumuluyor.

dışarıda yemek söylüyorsunuz, hızlıca kendininkini bitirip sizin tabağınızdan yemeğe, içeceğinizden içmeye başlıyor.

meyve soyuyorsunuz, soruyorsunuz sen de ister misin diye, yok ben yemeyeceğim diyor. meyve tabağını içeri koyup geldiğinizde yarısından fazlasını yenmiş buluyorsunuz, meyve de güzelmiş ama diyor gülerek.

bir yanım kendime kızıyor bu kafaya takılıp büyütülecek bir mesele değil diye, ama bir yanım da yıllardır neredeyse her yemekte bunun tekrarlandığını ve normal bir davranış olmadığını hatırlatıyor.

paylaşmaktan kaçan biri değilim, sadece yiyeceğimin mıncıklanmasını, benden başkasının ellemesini istemiyorum. her seferinde soruyorum sen ne kadar istersin diye, onun söylediğinden de fazla payı ona veriyorum ama her seferinde tabağımdan yeniyor, bardağımdan içiliyor. kendisine hiçbir şey söylemedim bu arada, dile getirmeye utandım açıkçası ne küçük hesapların insanıymışsın diye düşünür gibi geliyor.

ya bundan bahsetmek bile ayıp geliyor bu arada ama tanıdığım kimselere anlatıp normal mi diye soramadım. buranın anonimliğinden faydalanmak istiyorum şu an.

canımın sıkılmasına değecek bir durum mu bu, yoksa abartıyor muyum? cevaplar için teşekkürler.

 
evet bu sinir bozucu bir durum :)

"sadece yiyeceğimin mıncıklanmasını, benden başkasının ellemesini istemiyorum."

yeterince açık bunu ona da söyleyecen işte
  • freebird5406_2  (08.11.21 14:18:00 ~ 14:19:20) 
sen haklısın, ben olsam bir ayar verirdim ufaktan ortamı da çok germeden.


  • veritaslibertas  (08.11.21 14:18:56) 
Birlikte yaşadığınız kişinin asalak olduğunu gösteren bir durum. Böylesi evlat olsa eldivenle bile sevilmez.


  • apocalipy  (08.11.21 14:19:30) 
Buradaki sorun iletişim eksikliği bence. Ben açıkça söylerim mesela. Ben tabağimdan yiyecek alınmasından hoşlanmıyorum. Ne kadar yediğimi bilmek istiyorum al bak senin tabağın burda, daha da istiyorsan git mutfaktan al. Bitti. Halen yaparsa kavga çıkarırım net. O bana kabalık yapacak ben dile getirmeye mi utanicam yani.


  • old possum  (08.11.21 14:20:56) 
bu duyurunun aynısını noktası noktasına kadar bir ara açmayı düşündüm (yıllar önceye ait bir arkadaşımın durumu aklıma gelmişti) ama sonlarda yazdığın "bundan bahsetmek bile ayıp geliyor" meselesinden dolayı yazmamıştım. bu kadar benzerlik olamaz şok oldum duyuruyu okurken. aynılarını yaşadım neredeyse.

bir zamanlar benim de böyle bir arkadaşım oldu üniversite 2 falandık. çocuk biraz yiyici biriydi. olabilir benim için problem değil. ne zaman dışarıdan yemek söylesem "yok olm ya ben zaten çok yiyorum dikkat edeyim kendime" der, gelen siparişimdeki patatesi, pizzaysa yarısını, tavuk falansa 3-5 çatal alır, ne kendisi doyar ne de bana keyifle yemek yedirmezdi. bu huyu iyice batınca bir gün biraz sert çıkıp olm bak hamburger alıcam sana da söylüyorum falan dedim de, giyinip yok ya çıkacam 10 dk'ya saçmalama falan dedi. 40 dk'da gelen siparişe kadar evden çıkmayı uzattı ve tahmin ettiğim gibi benim siparişteki kolayı "kanka ben şunu alıp çıkayım" falan deyince iyice patlayıp buna bağırdım sinirden. o da 10 dk tirat attı yok ev arkadaşına bir kolayı çok gördün bilmem ne ne açgözlüsün edebiyatı yaptı. böyle çok olayı var. bir defada bimden temizlik eşyası almaya gitmişken sabah okula götürmelik sandviçler için 2-3 çeşit peynir malzeme falan almıştım da ona sorduğumda "huahah bimden alınır mı ya? abi bim ürünü yenmez" demişti de nerdeyse her şeyi kendisi yemişti bir gün bile yapamamıştım okul için sandviç falan :d

şimdi tabi senin tanıdığa ve benim arkadaşa falan genel olarak baktığımızda muhtemelen yaptıklarının ne kadar kalitesizce ve aptalca olduğunun farkında değillerdir. yani "ulan ayıp olacak ama napim çok açım yiyim ya" de se başım gözüm üstüne omzunu sıvazlar afiyet olsun derim ama bunlar farklı bir vaka. benim inanılmaz canımı sıktığı için kendisinden ev arkadaşlığı mevzusunu kapatıp ayrılmıştım. size de tavsiye ederim çünkü bunu yazıp iyice kafanıza dert ettiğniizden sonra kurtuluşu pek olmuyor maalesef. abarttığın bir durum da değil, böyle çok insan var. empati herkesin yaptığı bir şey değil haklısınız
  • avatar is back  (08.11.21 14:24:08) 
Sinirlenmek normal de bunu soylememek anormal.

Dunyanin en titiz insaniyla yasayan onun bile pis huylari oluyor. Soyledin duzelmediyse o zaman problem edersin.
Sen adama soylemezsen iyi bir sey yaptigini bile dusunuyor olabilir.
  • divit  (08.11.21 15:46:46) 
Abartmıyorsunuz. Bundan bahsetmek de ayıp falan değil, çok normal bir şey.

Lakin siz bu tarz tiplere bu davranışlardan hoşlanmadığınızı belirttiğinizde kuvvetle muhtemel "senin malın da amma kıymetliymiş, al yemeğin senin olsun" tarzında trip yiyeceksiniz. Olsun.

Ben olsam konuştuktan sonra işler düzelmiyorsa sırf bu sebepten ev arkadaşlığımı sonlandırırdım.

Not: pinti değilim.
  • pispinti  (08.11.21 15:54:11) 
ben joey gibiyim. yemek paylaşmayı hiç sevmem. ilk seferde tepki gösteririm.

joey doesn't share food.

aslında ben hiç bir şeyi paylaşmayı sevmem. dasdsada
  • dafuq  (08.11.21 16:01:14) 
Bahsettiginiz kisinin cok yuksek ihtimalle duygusal yeme bozuklugu var, durtu kontrol problemleri olmasi da cok olasi. Bu konularda profesyonel yardim almasi da gerekiyor her seyden bagimsiz.


  • cleric  (08.11.21 16:02:10 ~ 16:02:19) 
normal değil, abartmıyorsun. başıma geldi erkek arkadaşımdı, yazılacak çok şey var ama noktayı koyayım, ayrıldım.


  • mobydick  (08.11.21 16:02:45) 
Bunun tam tersini yaşadık biz evde. Tabağımdaki bitiremediğim yiyeceği sessizce eşimin tabağına bırakma huyu geliştirdim. Eşim 2-3 hafta dayanabildi, "Şunu yapacağına sen yer misin diye sor, ben yine senin tabağından alır yerim ama bir şey demeden önüme bırakma, hiç hoşlanmıyorum," dedi. Ben de adam haklı lan dedim kendi kendime, özür diledim, ondan sonra dikkat ettim aynı şeyi yapmamaya.

Yani demek istediğim şu ki, açık açık konuşun. Sinirlenmek normal de bunu soylememek anormal. +1
  • kobuzchu kiz  (08.11.21 16:20:05) 
Benim kuzenim de böyleydi. Öncelerden problem etmiyordum ama ev arkadaşı olup birlikte yaşamaya başladıktan sonra bu iş daha fazla gözüme batmaya başladı haliyle. Ben de açıkça söyledim, dokunma diye. Düzgün bir insan olduğu için bu uyarıdan sonra trip falan yemedim. Davranışını sonlandırdı.


  • invictae  (08.11.21 16:20:42) 
Siz haklisiniz yemege cok duskun biriyim yiyen kisiyi anlamaya calisiyorum ama yok bu yemekle ilgili degil asiri ayip ve gulerek kamufle ediyor ayibini. kesinlikle soylemelisiniz ister ciddi ister sakali. ozel alan ihlali gbii bir sey bu da


  • ala09  (08.11.21 16:35:32) 
43 kiloluk hiçbir şey yemeyen bir tip olarak ben bile sinirlenirim. açgözlülük bu işte.


  • rose parks  (08.11.21 18:03:44) 
şu hareketi bana karşı 2. kez yapmaya yeltendiği an benden alacağı tepki kimseye aynı şeyi bir daha yapmamasını sağlar. o kadar diyeyim.


  • erenderk  (08.11.21 18:06:15) 
bunu kendisine aktardınız mı? bize, buraya aktardığınız gibi... Bence haklısınız fakat insanca belirtildiğinde sorun olacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bazı insanlar kendisinden çok karşısındakinin yediğini beğenir, hoşuna gider. Çapraz sipariş verdiğim zamanlar oldu. Büyütmeyin böyle şeyleri, çözüverin.


  • sparkle kiddle  (08.11.21 19:15:18) 
Valla yillardir tekrarlanan ve senin uyuz oldugun biseye ses cikarmamak da ilginc cidden. Bu durumu dillendirmeme bence sorunun kendisinden daha buyuk bir sikinti. Yillarca bu duruma bisey demediysen ya da tepki gostermediysen senin icin sikinti olmadigini da dusunmus olabilir.

Ben olsam direkt 'yeter tikindigin, bize de birak' falan derdim. Olmadi ben de onun tabagindan yemeye baslardim. O durumda o zararli cikacagi icin bir daha yapmazdi sanirim.
  • j r r tolkien hayrani  (08.11.21 20:44:22) 
Unutamayacağı bisey yapmalısın. Öncesinde ben yemem dediği biseyi orana burana (mesela burun deliğine ya da başka bi yerine) sürüp o yediğinde de sürerkenki videosunu kendisine gosterebilirsin.


  • Kirmizibavul  (08.11.21 20:45:13) 
normalleştirme çabalarınıza hayranım. bildiğin sana saygısı olmayan birisiyle yaşıyorsun, kan da olsa sınır koymak lazım, kan değilse zaten bir daha görüşmeyin bile. bunu yapan neler yapmaz.


  • do you remember me  (08.11.21 20:48:26) 
Bence aşırı sinir bozucu. Bir daha olduğunda "Sana sordum ne kadar istiyorsun diye. Daha da fazla istiyorsan bir dahakine daha da fazla söyle ona göre koyalım ben yiyeceğim kadar koyuyorum kendime" şeklinde düzgünce uyarabilirsiniz. Çekinecek bir şey yok o yerken çekiniyor mu :)


  • eatpraylaw  (08.11.21 21:41:39) 
[]

mezarlıkları çok sevmek

sizin de görüşünüzü merak ettim, birkaç kişiyle laf arasında konuşurken yadırgandığımı farkettim çünkü.

mezarlıkları çok seviyorum. bir yere taşındığım zaman yakınlardaki mezarlıkları kesin gezerim. bulunduğum yerde pazar günü her yer kapalı olduğu için park bahçe gezmek yerine mezarlık gezmeyi tercih ederim.

orada yatanların hikayelerini merak ederim. kaç yaşında öldüklerini hesaplarım. geçmişe bakmak gibi oluyor sanki. onların da aileleri, sevdikleri, sevgilileri vardı. bu dünyadan gelip geçtiler işte falan gibi düşünürüm.

bir iki fotoğraf da koyayım bari gelmişken.

ibb.co

bunlar da abelard ve heloise'in mezarları. 1100lü yıllarda ölmüşler. mezarları sonradan birleştirilmiş gerçi ama tarihe tanıklık etmek için güzel bir fırsat.

ibb.co
ibb.co

 
Abelard ve Heloise'in mezarlarını ben de görmek isterim. Ancak Karşıyaka Mezarlığı'nın ilgi çekici hiçbir tarafı yok.


  • stronzo  (07.11.21 22:57:54) 
Ben de çok severim. Hatta gezmek için neden zaman ve imkan yaratmadığım için zaman zaman hayıflanıyorum. Cebeci Asri ve Aşiyan mezarlığını saatlerce gezmiş mezarlara, isimlere ve tarihlere bakıp üzerine düşünme olayını çok sevmiştim. Bence mezarlıklar biraz kendi hayatımıza ya da yaşayan diğer insanların hayatına bakmaktan (bakmak zorunda olmaktan) kaçmak için çok iyi yerlerden biri. Bu hissi tanımadığım kişilerin eski fotoğraflarına bakarken de yaşıyorum. Çok ilginç.


  • Amaranta ursula  (07.11.21 23:06:29 ~ 23:07:57) 
Ben gidip gezmem ama genelde bol ağaç olduğu için o huzur atmosferini severim.


  • dissendium  (07.11.21 23:09:37) 
mezarlıklar güzel yerler, yargılayanları sallama.


  • fever  (07.11.21 23:14:15) 
ölümden korkmadığınızı düşündürür bu durum. bu güzel ama genel olarak tuhaf. ben de paris'teki ünlü mezarlığı gezdim zevkine ama o da bir sürü ünlü yatıyor, yılmaz güney falan var ve estetik bi mezarlık diyeydi. biraz anma biraz turistik gezi gibi yani. ki orada da bi ara kayboldum, ürktüm hafif. siz bi de fırsat yaratıp gidip geziyorsunuz rahatça. ne bileyim, değişik. ama iyi ya da kötü diye düşünmem tabii. değişik işte.


  • erenderk  (07.11.21 23:16:03) 
Per laşez paris'te eyfel'den bile önce gittiğim bir gezi noktasıydı, ben de seviyorum kendine has mezarlıkları.

Tabii bizim kuru tahta çakılı müslüm mezarlıkları değil. Şişli'deki ermeni, italyan, musevi mezarlığı ne kadar estetik mesela.
  • Bruce  (07.11.21 23:27:26) 
İstanbul’un en güzel yerleri mezarlıklar bence


  • damba  (08.11.21 10:53:19) 
[]

Size karşı haddini aşan espri ve sözlere nasıl yanıt veriyorsunuz?

Bir arkadaş veya yakın bir akraba yapıyor. Ve bunu yapan kişi saf, bilinçsiz bir tip değil. Aksine egolu, hafif narsist bir tip olsun.

Örneğin; evli olduğunuzu bilmesine rağmen cinselliğinizle ilgili bir espri yapması gibi.

Nasıl karşılık verirsiniz?

 
Söylediği şeye göre değişir tepki. Ne biçim konuşuyorsun gevşek falan derim. Böyle tiplere uyuz olduğum için iş kavgaya kadar gidebilir.


  • dissendium  (07.11.21 20:39:33) 
Aynı tonda cevap veririm altta kalamam.


  • olaylar olaylar  (07.11.21 21:03:34) 
gülmem, kısa bir bakış atar, uzayda böyle bir varlık yokmuş gibi işimi yaparım. anlamazsa ısrar etmesi halinde tatsız bir sonuç alacağını belirtirim.


  • her giriste sifresini unutan adam  (07.11.21 21:06:41) 
Haddini aşan espri yaparım


  • Josephine.  (07.11.21 21:14:19) 
Bu cesareti bulacak nasıl bir gevşeklik yaptım diye kendime kızardım.


  • Zaman Tamircisi  (07.11.21 21:17:11) 
Gülüp geçiyorum. Devam ederse lafımı söylerim.

Eskiden sert tepki verirdim, gerek yokmuş:)
  • dreamnesiac  (07.11.21 22:36:55) 
sessiz kalıyor, yavaş yavaş ilişkimi kesiyorum bu tiplerle.


  • rewlack  (07.11.21 22:38:04) 
ben biraz biriktiriyorum. cesaretleniyor bu arkadaş, zevzekliği artırarak gelme hakkını kendinde görüyor. zevzekliği bazıları cesaretlendiği için bazıları da sallanmadığı için artırıyor. sonrasında bozunca yüzündeki ifade daha bir görülmeye değer oluyor. ilk anda bozsan belki çaktırmadan devam edebilir ama birikmişlik olunca bozmanın dozajı da arttığı için kaçışı olmuyor.


  • onemoremile  (08.11.21 09:24:47) 
@zaman tamircisi +1


  • Hallegadola  (08.11.21 09:30:38) 
dreamnesiac +1, insanlar birbirinin dayanıklılığını sürekli test ederler, sen sinirlendikçe üzüldükçe vb. negatif duygu ve düşünceler ile tepki verdikçe seninle dalga geçmeye devam ederler. bu duygular ile tepki vermemelisin hatta hiç tepki vermemelisin. o kişi senin hayatına etki edememeli.

kurt köpeği ile finoyu düşün, küçük köpek büyük köpeğe havlar durur, büyük köpek küçük köpeği umursamadan yoluna devam eder ve etraftaki herkes o zırlayan küçük finoya üff uyuz oluyorum bunların bu şeylerine der.
  • selam  (08.11.21 10:08:54) 
[]

Dating App - Görüşme öncesi yürütülen "iletişim dönemi" hakkında...

Selam. Bir konuda fikirlerinizi öğrenebilmek istiyorum.

Dating app'lerden eşleşip konuştuğum kişilerle whatsapp'a geçiyoruz ve bir süre de oradan iletişim halini devam ettiriyoruz. Sonrasında görüşüp durumlara bakıyoruz, nedir ne değildir diye.

Benim eşleşip de iletişim yürüttüğüm kadınların tamamı, görüşme öncesindeki o iletişim sürecinde hiç renk vermek istemiyorlar. Temkinliler, söylediğim güzel şeylere "Yüz yüze görüşülmeden belli olmaz" şeklinde cevaplar veriyorlar. Mesela arada seksi bir detay paylaştığımda frenleniyorum falan. Görüşme öncesi süreçte düz sohbet etmek istiyorlar sadece.

Bende durumlar bu şekildeyken, geçen gün bir arkadaşımla buluştuk. Sohbette Tinder, OkCupid mevzuları döndü. Arkadaş bana oradan konuştuğu birkaç hatunla olan sohbetlerini gösterdi. Henüz hiç görüşmemişler ama sanırsın ki 10. kez görüşecek kadar "sıcaklar". Görüşme sonrası evde yapacakları aksiyonlara kadar derin sohbetler falan...

Anlamadım valla. Bana denk gelen insanlar nasıl hep bu derece soğuk ve mesafeli olabiliyor da ona denk gelenler bu kadar sıcak olabiliyor.

Sizlerin dating app görüşmeleri öncesindeki sohbetleri genelde ne seviyede gelişiyor peki? Benimki gibi mi, yoksa arkadaşımınki gibi "daha sıcak" sohbetler mi?

 
O iş değişiyor ya çok sıcak samimi olduğunda da işler yürümeyebiliyor.bi bakmışsın ghosting. Dating appler bizim ülkemizde işe yaramıyor


  • olaylar olaylar  (06.11.21 14:40:19) 
kişiden kişiye göre değişir bu işin standartı yok. önemli olan yüz yüze görüştükten sonrası.


  • kelepir  (06.11.21 15:00:32) 
Çok fazla şey etkili olabilir. Örneğin senin sohbet etme tarzın daha muhafazakar kalıyordur, karşındaki kişi kendisini sınanıyormuş gibi hissedip çekimser kalıyordur. Tam tersi, çok rahatsındır önce seni tanıyıp ısınmak istiyorlardır. Belki sebep sen değil karşındakidir, insanın tipi öyle ya da böyle karakterini de yansıtır, belki de hoşlandığın tip kişiler hep benzer bir sosyal çevreye tekabül ediyordur?

Ya da sadece böyle denk gelmiştir. Kesinlikle bir cevabı yok bu sorunun.
  • akhenaten  (06.11.21 20:38:22) 
konuuğun kadınlar o sırada 938 tane daha erkek arasından seçim yapmaya çalışıyordur


  • bir soru sorcam  (06.11.21 22:09:29) 
senin konuşma biçiminden kaynaklı aslında denk gelmekle alakası yok, aynı kişilerin numarasını o arkadaşlarına ver o kadınları yine aynı sıcak hale getirirler. bu arada benimde seninki gibi. bu biraz konuşurken kelimeleri nasıl seçtiğin veya karşı tarafın kelimelerini nasıl yorumladığın ile alakalı. üstü kapalı bir şekilde cinsellikten bahsetmeli, emojilerin nasıl kullanıldığını iyi analiz etmelisin. ben yüzmyüze daha iyiyim bu konuda mimikler vs. daha faydalı oluyor yazılı iletişimden bu nedenle dating app kullanmıyorum.

mesela aşağıda bir dialog var, videonun sonlarına doğru, kelimelerin nasıl çarpıtılığına dikkat et.

www.youtube.com
  • selam  (07.11.21 12:16:02) 
@bir soru sorcam Ama başlıkta bahsettiğim arkadaşımla konuşan kadınlar da sadece onunla konuşmuyordur bence :/


  • magni  (08.11.21 13:46:22) 
sen bir tık daha kalitelisin belki, ciddi ilişki isteyenler geliyor.
arkadasın daha ilk cümleden belli ediyordur niyetini onun gibilerde ona geliyordur.

valla tinderde her gun baskasıyla yatan kızda evlenmek istiyor, ben anlamıyorum o kızları da. o yuzden muhtemelen senin ciddi ilişki potansiyelin daha yuksek olabilir.
  • hopp  (12.11.21 22:57:36 ~ 22:58:45) 
Kadınım, görüşme öncesi telefon vermek falan asla yani.
Ama konuşma içeriği kişiden kişiye ve beklentiden beklentiye değişir. Dirty talkingle başlayan veya bunu seven de var, normal düz sohbet edip sonra daha samimiyete geçildiği de oluyor veya düz başlayıp buluşunca çok daha yakınlık kurulduğu da olabiliyor. Olay etki tepkiyi iyi analiz etmek. Hem kendi istediğiniz modu iyi aktarmak hem de karşı tarafın tepkisini anlayabilmek yani. Sırf eşleşmeyi kaldırmasın diye hoşlanmadığınız biçimde ilerlemek de mantıklı değil bence.

  • rewlack  (12.11.21 23:16:21) 
[]

İstanbul'da sevgiliyle bir pazar günü en verimli şekilde asıl geçirilebilir

Orijinal önerileri olan var mı?




 
six senses kocataş'ta 2 gecelik konaklama esnasında güzel manzarada güzel yemek, güzel manzarada güzel seks, güzel spada güzel bir masaj ve rahatlama...
otelden çıkmadan gayet sakin ve baş başa bir hafta sonu oldukça verimli bence. illa bir sürü şey yapmaya gerek yok.

  • Bruce  (06.11.21 00:40:23 ~ 00:42:04) 
@bruce gecelik 4300 tl???


  • oekuklu  (06.11.21 18:59:00) 
[]

Keyifler nasıl

Merhabalar. Kış yaklaşıyor. Güneşli son günler. Keyfiniz nasıl? Hayatınız nasıl gidiyor? Nelerle uğraşıyorsunuz? Dertleriniz neler?




 
keyfim yok pek. güneşli açık havalarla şarj olan biri olduğum için kış ayları moralimi bozuyor. yine de sürekli 'down' değilim tabii. iş yoğun, o yüzden pek bir şeyle uğraşamıyorum son zamanlarda. işte değilsem evdeyim, evdeysem de ya film/dizi izliyorum ya da bi şeyler okuyor oluyorum. muazzam derecede sade bi hayat şimdilik. çözemeyeceğim dertlerim de yok gibi.


  • erenderk  (06.11.21 13:04:09) 
Valla kisin gelmesi benim acimdan guzel bir olay. Yalniz resmen soru bombardimanina tutmussun. Neyse, hepsine cevap vermeye calisirsam

1- Keyfim normal.
2- Hayatim da bisekil gecip gidiyor.
3- Oyle bos bos seylerle ugrasiyorum.
4- Simdilik derdim de aksama patatesli yumurta mi yoksa menemen mi yesem kararsizligi.
  • j r r tolkien hayrani  (06.11.21 13:21:22) 
havalar bir sıcak, bir yağmurlu, bir soğuk. ard arda gerçekleşen genleşme ve büzülme yüzünden bir gün şiddetli bir rüzgarda parçalanıp savrulacak gibi hissediyorum.
egelilik sebebiyle film-dizi-kitaba hasret kaldım. temmuz'dan beri kış hazırlıkları devam ediyor. bu aralar da hafta sonları zeytin kır/çiz-kur şeklinde geçiyor.
"Dertleriniz neler?" aile büyüklerinin kronik rahatsızlıkları ile "ne olacak bu memleketin hali?" arası bir şeyler.
  • ganbatte  (06.11.21 14:01:45 ~ 14:02:12) 
@adse, ben de iyiyim, teşekkür ederim. Ben de yaz sıkınca kış gelsin diyorum ama kış gelince de yaz geri gelsin diyorum. Klasik insanoğlu nankörlüğü. Yaz <3 ben.


  • dissendium  (06.11.21 14:23:39) 
[]

Araya giren zaman ve mesafe

Kendileri de aramıyor, siz de aramıyorsunuz. Sonra siz ilgiyle arayınca, veya ziyaret edince bir mesafe, bir soğukluk görüyorsunuz.


Bazı kimseler araya zaman ve mesafe girince niçin soğuk ve mesafeli davranır? Yakınlarınızı, aileniz, arkadaşlarınızı ne kadar sıklıkla ararsınız?

 
Ben de pek sık arayıp soran biri değilim. Aylarca arkadaşlarımı aramadığım oluyor.
Soğuk ve mesafeli davranışa bir kere maruz kaldım. Neden soğuk davrandığını sordum. Arayıp sormadığım sürede aile büyüklerinden biri rahatsızlanmış, aylarca hastane hastane dolaşmışlar. Ben kendisini haklı buldum. Özür diledim. Hala en yakın arkadaşlarımdan biridir.

  • ganbatte  (05.11.21 21:16:13) 
[]

Dışarıda tesadüfen denk gelip de arkadaş olduğunuz insanlar oldu mu hiç?

Aslında gönül ilişkisinden çok arkadaşlık ilişkileri için soruyorum ama ikisini de yazabilirsiniz. Bu aralar izlediğim her şeyde bu tarz arkaşlıklar görüyorum. Uçakta yan yana oturan, kütüphanede ya da bir kafede denk gelip sonra arkadaş olan insanlar var bütün izlediğim şeylerde.

Benim bütün arkadaşlarım ya okul ya da iş hayatından olduğu için gerçek hayatta da bu tarz arkadaşlıklar var mı diye merak ettim. Böyle dışarıda denk geldiği kişiyle zamanla arkadaş olan var mı acaba aramızda? Nasıl başlıyor bu tarz arkadaşlıklar?


 
Tek başıma gittiğim tiyatroda yanımdaki kişiyle oyun başlamadan numaralaştık etkinlik arkadaşı olduk:D
Kütüphanede birkaç gün göz aşinalığı sonrası günaydınlaştığımız biriyle de 1 hafta sonra arkadaş olduk:D
Yine çalışma salonunda masasında ilgimi çeken bir kitaba binaen sorduğum soruyla arkadaş olduk:D Sanırım en eskisi bu oldu 2013'ten beri çok sevdiğim bir arkadaşım.
  • Amaranta ursula  (05.11.21 18:04:39) 
En yakin arkadasimla kutuphanede tanistim, olabiliyor bazen


  • euteamo  (05.11.21 18:28:05) 
Ev arkadaşı ararken eve bakmaya gelen kız, bu şehirdeki işle anlaşırsam yerlesebilirim dedi. Bu arada diğer taliplerle görüştüm ama onda kaldı aklım. Karar öncesi aradım, işi olmamış ama bir şeyler içelim mi dedi. Yıllardır da farklı şehirlerde olsak da denk geldikçe görüşüyoruz.


  • i-pek  (05.11.21 19:07:14) 
üniversitedeyken cafede tanışıp arkadaş olduğum insanlar oldu. üniversite sonrası olmadı hiç.


  • erenderk  (05.11.21 19:09:30) 
iki kişi var(dı), ikisi de yabancı. biri mısır'dan expat, diğeri tataristan'dan öğrenci. ikisiyle de otobüste tanıştım ve tanışma hikayem neredeyse aynı. yüksek lisans yaptığım sıralar, sırtımda çanta, elimde bavul+ poşetler/bilgisayar çantası. memlekete gideceğim. terminale gitmek için şehiriçi otobüse binerken biri ingilizce bir şeyler söyleyip kaptı bavulu, otobüse çıkardı. mısırlı ile böyle tanıştık.
yine aynı sahne. bu sefer bavulu kendim çıkarmıştım, otobüsün ortasına doğru ilerliyorum. biri kalktı hatasız bir türkçeyle "lütfen, siz oturun." dedi. bu da tatar öğrenci oluyor.
ikisine de o gün bana niye yardım ettiniz diye sordum. biri o kadar yükle otobüse bindiğimi görünce kendisi gibi expat olduğumu sanmış, diğeri de bizim oranın insanlarına çok benziyorsun dedi.
1.5-2 yıl kadar arada buluştuk. kendi grupları vardı zaten, onlarla takıldım. sonra mısırlı dubai'ye gitti. 3-4 ay sonra da ben memlekete taşındım.
eksisozluk.com
  • ganbatte  (05.11.21 19:47:25) 
Yol soran turiste ayni yone gittigim icin eslik ettim. Simdi Facebooktan muhabbetimiz var.


  • cleric  (05.11.21 20:39:54) 
Los Angeles'tan bisikletiyle yola çıkıp dünyayı dolaşmaya başlayan bir gezginle tanışıp üç dört gün evimde misafir etmiştim. Hâlâ mailleşir, hâl hatır sorarız birbirimize.

Kalabalık caddenin kenarında, bir ağacın altında kocaman haritasına bakınan biriydi. Yanına gidip yardıma ihtiyacı olup olmadığını sormuştum, sonra sohbet muhabbet derken başladı arkadaşlık :)
  • BuddyGuy  (05.11.21 21:09:48) 
Olmaz mı?! Çok oldu çünkü rasgele insanlarla muhabbet etmeyi seviyorum :)


  • e mice  (05.11.21 22:03:44) 
Turda tanistigim arkadasim var sayilir mi bilmiyurum. 10sene oldu bu yıl itibariyle, hala da gorusuruyoruz.

Onun disinda tek seferlik karsilasma ile arkadas olduklarim kalici olmadi.
  • stavro  (05.11.21 23:41:04) 
Üniversite ortamında bu tarz durumlar çok olur. Bir gecede bir sürü kişiyle tanışır kaynaşırsın ve sonra birkaç hafta içinde o insanların izine bile rastlamazsın.


  • Avoiding The Puddle  (08.11.21 00:54:55) 
[]

Şu dating appleri adamakıllı kullanan bir insan evladı yok mu?

Merhaba arkadaşlar,

Bir süredir Tinder ve Okcupid ile meşgulüm son birkaç gönderimde göreceğiniz üzere. Bu arada derdimi sevebilirsiniz :D Neyse konu şu ki son zamanlarda bu uygulamaları kullanırken artık ayar olmaya başladığımı fark ettim. Çünkü adamakıllı kullanmaya niyetli insan sayısı o kadar az ki. Sadece cinsellik için kullanmaktan bahsetmiyorum, arkadaş edinmek olsun, sevgili edinmek olsun, her anlamda yani.

Özellikle Tinder'da abartmıyorum önüme çıkan her 10 kızdan en az 5 tanesi Instagram hesabını yazmış, bakıyorum en düşük takipçili olanın bile 1500 takipçisi var. Ya abi sen oraya Instagram'dan takipçi kasmak için mi kaydoldun? Instagram yazanları artık sola kaydırıyorum ve sağa attıklarım o kadar az ki. Aslında bir bakıma işe de yarıyor Elo pointin düşmemesi açısından ama platformu sabote etmeleri gerçekten sinir bozucu. Sabote etmeyen ve ilgimi çeken hanımlar çölde vaha gibi oldu resmen.

Sonra diğer sıkıntıysa eşleşiyorsun, mesaj atıyorsun karşıda tık yok. Madem öyle neden beğeniyorsun? O malum Koreli hanımefendiden (Gitme kal be yanımda şurada başucumda demek geliyor içimden off :D)sonra 2 eşleşme daha aldım, biri fake duruyor ona yazmadım o yüzden, diğer kıza yazıyorum sanki 24 saatte bir cevap verme yeteneği varmış gibi tek satırlık cevaplar veriyor günde bir kere. Lafı ağzından kerpetenle alıyorsun. Öyle çok da bir şey yazmıyorum açıkçası. Diyeceğim şimdi "Senin cevap vermen için bi cooldown süren mi var?" diye olmayacak. Ulti açıyor sanki bana.

Kadın profili açıp erkeklere baksam kim bilir oradan neler çıkacak? Artık dalgasına kullanmaya başladım sanırım. Hem sinir edip hem eğlendiren böylesine değişik bir uygulama bulmak zor gibi. Siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.

 
Ofansif algilanmasin da tinder'a bir kizin ihtiyaci yok zaten.
Girenler de takipci kasiyor iste.

  • divit  (05.11.21 17:21:19) 
Kadınlar ve erkeklerin beklentileri arasında farklılık var çokça. Bu da dengesizleştiriyor uygulamayı. Ama sonuçta herkes arayıp ihtiyacı beklentisi ölçüsünde kişi bulabilir


  • damladamla  (05.11.21 17:29:06) 
cevabı kendin vermişsin zaten

" Ya abi sen oraya Instagram'dan takipçi kasmak için mi kaydoldun? "

e evet.
  • dafuq  (05.11.21 17:51:27) 
Instagram takipçi sayısına göre "iş birliğinden" oturdukları yerden para kazanmanın kolay olduğunu gören kadınlar tinder vs. açıp takipçi kasıyor. en kolay takipçi arttırma yöntemi :) kullanması bedava, hiçbir şey yapmıyorsun takipçi geliyor. illa ki tinder'ı date için kullananlar da vardır ama en az %80'i tamamen Instagram takipçisi kasıyor.


  • ilgeru  (05.11.21 17:55:41) 
bizde yok galiba hakikaten, meraktan okcupid konumunu ingiltere vs. gibi yerlere değiştirdiğimde kadınların en azından profillerini doldurduğunu görüyorum bizde büyük çoğunluk ya "eğlenceli" yazıyor ya da instagram adresini


  • edaddy  (05.11.21 18:44:49) 
Turkiye, Hindistan gibi yerler arz talep dengesizligi arsa vardigi icin guzel bir ortam sunamiyorlar bu konuda.

Ama komik olan diger yerlerde de durum anlatildigi kadar gunluk guneslik degil. Corona ile birlikte insan iliskileri konusunda garip bir doneme girdik. Herkes yalniz ve butun ortamlar toksik. Hayirlisi diyorum.
  • cleric  (05.11.21 20:29:50) 
[]

sosyallesmek icin ne yapilir?

istanbul'dayim. yas 35+. tek yasiyor ve evden calisiyorum. acaba nasil sosyallesebilirim.




 
dans.


  • do you remember me  (04.11.21 09:55:23) 
dışarı çık, eğlenmene bak. o zaman sosyalleşiyorsun, bütün gün evde oturursan nasıl sosyalleşeceksin ki? eğlenmeyen insanı kim ne yapsın


  • selam  (04.11.21 09:59:48) 
[]

Her sey bambaska olabilirdi hissi

merhaba,

nasilsiniz? ben pek iyi degilim.

uzerimde hep "her sey farkli olabilirdi" hissinin agirligini tasiyorum son zamanlarda.

zor zamanlardan geciyorum, biliyorum, her seye alisilir. ancak bu donemde, yanimda olmasini istedigim kisiler (ailem haric) ortada aslinda hicbir sebep yokken yillardir konusmadigim/gorusmedigim lise arkadaslarim. cok degil, bir iki kisi. "onlar anlardi beni" diye dusunuyorum, "onlar beni nasil iyi yapacagini bilirdi". bu sadece bir sanridan ibaret muhtemelen.

ama icim aciyor. yalniz hissediyorum.

her sey bir yana, hayatim genel anlamda oldukca iyiyken neden surekli "bambaska olabilirdi" diye baska bir hayati arzuluyorum?

bilmiyorum.

icini dokmek, tavsiye vermek isteyen olursa cekinmesin lutfen. ozelden de yazabilirsiniz.

sadece ne yapacagimi bilmiyorum. ve psikologum dogum izninde, ve yeni bir psikolog bulmaya mecalim yok.

sevgiler.

 
Bu insanın sürekli geçmişi düşünüp "eskiden çok mutluyduk bee" iç geçirmesiyle aynı. Emin ol 5-10 sene sonra bugünlerin aslında çok mutluymuşsun gibi hatırlayacaksın. Zor günlerdi ama yine de güzeldi diyeceksin. Ben bu tespiti yaptığım günden beri günü yaşamaya bakıyorum. Misal bugün 40 yaşındaki teyzemin kanser olduğu haberini aldım ama 3 yaşındaki oğlum bugün benden kendisine kemer almamı istedi. "Babuş ben büyüdüm ben de kemer takacam." Mutluluk mutsuzluk düşünceleri tamamen size bağlı.

Eski dostlar arkadaşlar hep özlenir, şimdiki arkadaşları seçmek de sizin elinizde. Uzaklaşmak veya yakınlaşmak da... Geçmiş geçmişte kaldı demiyorum tabi ama bugünü geçmişte bırakmamak lazım. Yaşadığın zamanı bir an önce bitsin demek yerine doldurmayı bilmek lazım.
  • burty  (04.11.21 00:19:21) 
Bi sevişsen geçer hepsi aslında


  • beni sen öldürme  (04.11.21 05:58:51) 
Yeni psikiyatrist ayarlayalım? Şahanedir bak.


  • ekaterina  (04.11.21 07:13:29) 
[]

Tinder'da eşleşme aldığım Koreli kız eşleşmeyi kaldırdı :(

Merhaba arkadaşlar,

Az önce Koreli bir hanımefendiyle Tinder'da eşleştik, ilk o yazdı ancak yazışmaya başladıktan bir süre sonra hanımkızımız eşleşmeyi kaldırıverdi :D Ne oldu anlamadım cidden. Türkiye'den olduğumu söyledim ve ondan sonra Korelilere karşı büyük bir sempatim olduğunu söyledim (Cidden öyle. Hatta bu konuyla ilgili bir gönderim de vardı burada). O da bunun üzerine "O niyeymiş?" diye sordu ve eşsiz bir kültürleri olduğunu söyledim, K-Pop'dan falan bahsettim. Benim gibi bir sürü insan olduğunu da ekledim ve bir baktım ki eşleşmeyi kaldırmış.

Ne diyeceğimi bilemedim :D Sohbetim mi sarmadı acaba yoksa mesafe çok fazla olduğu için mi? Yani zaten önüme çıkan Koreli sayısı azımsanmayacak ölçüde. Ne istiyor bunlar anlamıyorum. Madem böyle yapacaklar neden pasaport kullanıyorlar? Beklentim çok yüksek değildi, sohbet falan ederdik diye düşünmüştüm.

Siz ne düşünüyorsunuz? Neden kaldırmış olabilirler eşleşmeyi? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Ha bu arada unutmadan ben nerede yanlış yaptım? Teşekkür ederim.

 
belki de sende bir sorun yoktur. onun aradığı artık her ne ise sende yokmuş demek ki. ya da diğer eşleştiği kişi daha uygundu.


  • lazpalle  (03.11.21 17:50:55) 
Tanıdığım tüm koreliler k-pop tan utanç duyan insanlar, k-pop'u kültürlerine bir hakaret olarak sayıyorlar ve emek sömürü sistemi olduğunu düşünüyorlar. Hatta birisi k-pop sanatçılarının köle gibi muamele gördüğünü uyusturucu uyarıcı madde bağımlısı yapıldığını anlatmıştı baya karanlık bir sektör aslında. Bana göre k-pop muhabbetinden aşağılanmış hissetmiş olabilir.


  • apocalipy  (03.11.21 17:52:22) 
internetten rasgele önüme çıkmış bir kızın muhabbeti kesmesini kafaya takacak kadar düşünmezdim. birşey düşünmezdim kısacası.


  • false pretension  (03.11.21 18:10:02) 
Youtube'da birkaç Korelinin Asyalılarla takıntılı olan beyazlardan rahatsızlık duyduklarını anlattığı bir video izlemiştim. Hatta bunun bir ismi de var ama şimdi hatırlamıyorum. Onun bireysel (fiziksel de olabilir kişisel bir detay yoksa) özelliklerinden hoşlandığınızı söyleseniz daha iyi olurdu.


  • slow like honey  (03.11.21 18:22:26) 
Sizlik bir durum değil. Çoğu Koreli böyle, ben sorunun kpoptan bahsetmeniz yada mesafe olduğunuda düşünmüyorum. Haftalarca konuştuğum kız (bir dil öğrenme uygulamasında tanışmıştık ve genelde ielts üzerine konuşuyorduk) bana nasılsın diye sorduktan sonra engellemişti. Daha böyle nice örnek var, kafaya takılacak bir mesele değil kesinlikle. Sanırım Korelilerin genel yapısı böyle.


  • hayalhayal  (03.11.21 19:57:28) 
nolcak kanka sadece selam vermiş, abartma bu kadar:) ben de çinli kızla eşleşmiştim birkaç konuştuk, sonra yok oldu kız. instagram'dan bile takipleşmiştik. boşver başka bulursun.


  • nothing in my way  (03.11.21 20:28:37) 
Dünya hassas kalpler için cehennemdir be kardeşim. Bu tinder camiasında çok sık rastlanan bir durum. Üzerine kafa yormaya bile değmez.


  • olaylar olaylar  (03.11.21 22:35:17) 
korelilerden hoşlanıyorum ne demek abi :) senin bir önemin yok koreli olman yeterli demişsin. az biraz flört et eşleştiğin kişilerle, kendini anlatma, kendinle ilgili şeyleri açık etme. kapalı kutu ol ki kutunun içini merak etsinler.

kafana bu kadar takma hiç tanımadığın birinin eşleşmeyi kaldırmış olmasını.
  • selam  (04.11.21 09:52:28) 
slow like honey +1

Bunun adı bildiğim kadarıyla koreaboo. Korelilere bu şekilde fetişistik şekilde yaklaşan, Koreli olsun nefes alsın yeter diye yürüyen çok insan var. Hatta siz de benim gibi bir sürü insan var diye özellikle belirtmişsiniz! Ona bu şekilde yaklaşan çok olmuştur ve artık uğraşmak istemiyordur ki bence haklı. Bir dahaki sefere diğer hobilerinden, ilgi alanlarından falan girin muhabbete.
  • peki madem  (04.11.21 12:30:50) 
[]

Nusret bu tempoya nasıl dayanıyor?

Hemen her sabah 7’de uyanıyor. 1-1,5 saat spor yapıyor. Ardından da en erken gece 1-2’ye kadar çalışma. Ki bunların çoğu ayakta servis yaparak geçiyor. Maksimum 5-6 saat uyku.

Vücudu bu tempoya nasıl dayanıyor? 1,5 saat kardiyo yapıp bütün gün nasıl ayakta kalabiliyor?


 
Nusret uzun zamandir sadece bir yuz ve marka. Bir is yaptigini neden dusunuyorsun?


  • floydian  (02.11.21 18:45:05) 
O kadar zengin adam o tempoda yaşamaz. Spor dışında hiçbiri doğru değildir


  • roe  (02.11.21 18:47:40) 
Nusret ayakta servis vs yapmıyor bu arada. Bu fikirlere sanırım sosyal medya vesilesiyle kapıldınız.

Söylediklerinizin hiçbiri dopru değil.
  • mahone  (02.11.21 19:05:43) 
Bu tempoya Türkiye'de çalışan her işçi dayanıyor. :) Nusret sadece özel müşterilere servis yapıyor. Her an servis yapmıyor. Nasıl dayanıyor kısmı aslında basit. İyi beslendikten sonra dayanmak zor değil. Millî sporcular çok daha fazlasını yapıyor. Yorulunca tatile çıkabilmesi de önemli bir olay. Bence sonuncusu da yaşamayı sevmek. Ben Tarkan olsam her gün 7'de uyanırım diyen bir tweet vardı. Zengin olan insanın erken kalkması normal daha çok yaşamak için.


  • dissendium  (02.11.21 19:15:08) 
Bir Nusret değilim ama çok daha erken uyanıyor ve uzun saatler ayakta kalıyorum. Üstelik iyi beslenmiyor spor da yapmıyorum, azalarak biteceğim sanırım :)

Nusret’te dayanılacak bir tempo görmediğim için soruya cevabım bilmiyorum olacak.
  • epitaf  (02.11.21 19:35:03) 
Bu dediklerini yapmayarak.

Bu tarz hizmet sektorunde is sahibi sabah 7de kalkmaz.
Patron en erken oglen 12de gelir is guc 14te baslar geceye kadar takilirlar. Sadece gece kismi dogru.


Unlulerin instagrama attigi postlarin tamami stock foto.
Onceden cekip lazim oldukca paylasiyor sosyal medya sirketi.
  • divit  (02.11.21 21:36:27) 
Nusretle birebir aynı durumdayız, benim de sabah vakti cardio yapabileceğim tek zaman gece pilim bitiyor çünkü. Ama tek farkımız ben beyinsel de efor sarfettiğim bir işteyim, onun ise beynini kullanması gerekmiyor :D Yine de bi şekilde yürüyo tekne. "Mecburum günü böyle planlamaya" deyince oluyor.


  • e mice  (03.11.21 00:06:00) 
[]

Evlilğe az kala evlenmek istememek

başta çok istiyordum şimdi içimden gelmiyor. aileler tanıştıktan sonra bunalmaya başladım. bir de görgüsüz davrandılar. bizimkiler de didiklediler. bir ömür birisile geçirme fikri gözümde büyüyor. istemiyorum dersem kız mahfolur hayatı kayar.




 
Bu durum erkekler için çok sık yaşanıyor. Ben arkadaş çevremde benzer durumları çok duyuyorum, çok muhabbeti geçiyor. Evlilik hazırlık sürecinde işler ciddileşip, aileler az biraz sürtüşüp, nişanlı çiftin arası bu süreçte hep böyle oluyor. Erkek tarafı sanki kendisi evlenmeyecekmiş gibi birde hiçbir işe karışmıyor.

En mantıklısı sevgilinizle tüm bu işlerden uzak bir iki gün geçirmek. Tüm bu koşturmacılardan kurtulup, dinlenirseniz iyi gelir. Kimse evlendikten sonra ne olacağını bilemiyor. Ama başlarda çok istediğinize, kızı düşündüğünüze göre onu çok seviyorsunuz.
  • GoodMorningTeacher  (02.11.21 11:20:11) 
hevesinizin kırılması normal.

evlilik meseleleri ve aileler olmadan birlikte biraz yalnız zaman geçirin. +1
  • blatta hiberna  (02.11.21 11:27:39) 
uzaklas +1

bir hafta bozcaada'ya kac dusun biraz..emin degilsen ve nisanli isen bir sure daha nisanlilik durumunu uzat.
  • cooperr  (02.11.21 11:39:26) 
1) fiziksel olarak beğeniyor musun
2) konuşmaktan zevk alıyor musun
3) hayat görünüşünüz, huylarınız benzer mi
4) vicdan mı yapıyorsun
  • bir soru sorcam  (02.11.21 11:41:23) 
"bir ömür birisile geçirme fikri gözümde büyüyor"

bu bile evlenmemek için geçerli bir sebep:)
  • nothing in my way  (02.11.21 11:48:53) 
"istemiyorum dersem kız mahfolur hayatı kayar."
Böyle düşünerek devam edilirse ikiniz için de işkence olur o evlilik.
Erkeklerin kendilerini bu kadar önemseyip "ben olmazsam hayatı kayar" deyip hem kendini hem karşısındakini evliliğe mahkum etmesine deliriyorum gerçekten.
Kaymaz hayatı merak etmeyin üzülür belki ama atlatır korkmayın bu kadar. Kızın bir rahatsızlığı yoksa hayatına bir şekilde devam eder.

Sadece ailelerin devreye girmesinden kaynaklı bir durumsa bu evlenmeyi düşündüğün birinden böyle vazgeçmek de olmaz. Bunun ayrımını yapmanız gerekiyor.
Kolay gelsin.
  • mutekebbir  (02.11.21 11:51:57) 
Evlenme


  • damladamla  (02.11.21 12:11:34) 
belli ki zaten hiç sevmemişsiniz. seven insan sevdiğinden ayrılacağını düşününce sadece onun hayatı etkilenirmiş gibi konuşmaz. çocuk oyuncağı gibi evleneyim evlenmeyeyim de demez. evlenince sizin durumunuzdan etkilenip kızın üzülmeyeceğini düşünsem evlenin onunki kayacağına siz hayatınız kaysın derim de işte kıza yazık. ayrılın da kızın da mutlu olma şansı olsun.


  • erenderk  (02.11.21 12:11:45) 
iyice düşünüp taşının derim. 4 gün tek başınıza sakin kalıp düşünün.ileride zira geri dönüşü çok daha zor.


  • drako  (02.11.21 12:39:01) 
"istemiyorum dersem kız mahfolur hayatı kayar."

emin ol hayatı kaymaz. bir kaç ay sonra başkası ile evlenirse şaşırma.
  • dafuq  (02.11.21 12:56:49) 
Evlenme tarihi yaklaştıkça erkeklerde sıkça görülen bir ruh hali seni de sarmış.

Çok da şey yapma.
  • Mirket  (02.11.21 13:09:35) 
Daha once birlikte yasamak bence bir gecis sagliyor. Eger uygun olursa (ornegin kulturel, ekonomik vs.) bir sure birlikte yasayabilirsiniz.


  • elitist  (02.11.21 13:15:32) 
Evlen ya nolcak sonra bir garsoniyer tutarsin bunaldin mi kacarsin


  • floydian  (02.11.21 13:23:14) 
evleneceğin kişi ile uzun vadeli plan ve beklentiler konusunda anlaşabiliyorsan evlen. evlilik bir çeşit uzun vadeli iş sözleşmesi gibi bir şey çünkü. aile maile can sıkarsa bile dert etme derim. mühim olan karşı taraf ile asgari beklentilerde anlaşabilmek. değilse boş ver. ne kadar erken ayrılırsan o kadar iyi. senin hayatının kaymasındansa başkasının hayatı kaysın, boşver. kocaman bir ömrü geçimsiz eşe vermeye gerek yok.


  • my leave requests  (02.11.21 15:49:54) 
tam tersi bu duygular ile evlenirseniz kızın hayatı ve bonus olarak izin hayatnız kayar nafaka vs. bence bir süre isteyin kendinizden ve nişanlınızdan. kendinizi dinleyin hala istemiyorsanız bunu açık yüreklilikle söyleyin. bakın evliliğin dinamikleri çok çok çok farklı ve ne yazık ki ailelerin etkisi bizim topraklarda fazlaca oluyor evliliğe. onun ailesi şimdiden irrite ettiyse size devamı gelecektir. ha malum kişi ile aranızda çok kuvvetli bir ten uyumu + arkadaşlık potansiyeli varsa ve ailelerin problemlerini çekirdek ailenize dahil etmeyeceğinize dair birbirinize söz veriyorsanız evlenin.


  • iwillsee  (02.11.21 16:03:16) 
bu yazdığını karşındakine okut, konu kapansın.


  • lcha  (02.11.21 16:52:17) 
kimsenin hayatı kaymaz öncelikle onu diyeyim.

evlilikten son anda kaçan da hep erkekler. kadınlar halbuki evliliğin tüm sorunlarını taşıyor. kadınların kaçması gerek normalde.

çok içli dışlı olmayın ailelerle. ben de aynı süreçten geçiyorum. ikiniz bir çift olun ve ailelere karşı bir olun. kulak tıkamayı öğrenin.

bir yere kaçın sevgilinizle baş başa.
  • Hallegadola  (02.11.21 17:52:45) 
Hayatı kayma noktası muhtemelen mutaasıp ailelerde erkek tarafının bir şekilde allem kullem sözler verip kızla ilişkiye girmesi durumunda olur. Sadece ama sadece bu durum için "bir tarafına sahip çıkamayıp verdiğin sözler sebebiyle bir insanın hayatını karartmaya hakkın yok" diyeceğim. Diğer her türlü durumda insanlar yollarına devam ederler, hayatları filan da kaymaz.
Aileleri evlilik işlerinize mümkün olduğunca karıştırmayın.

  • SiyamkedisiZorro  (04.11.21 12:15:31) 
[]

Psikolojik sorunlarım olabilir mi?

Durum: İnsanlarla birebir de iyi sayılırım fakat bir müddet sonra muhabbeti sürdüremiyorum. Grupla iletişimde; pasif kaldığım, sözümün kesildiği veya ilgiyi sürekli elimde tutamadığım oluyor. İnsanlara olabildiğince açık davranıyorum, yardım yada bilgi talep ettiklerinde detaylarıyla anlatır yardımcı olurum. Tanımadığım ortamlara girmekten hoşlanmıyorum, kendimi göstermem ve sohbetlere dahil olmam zor oluyor. Tiyatro yapıyorum sahneye çıkmakta insanlara hitap etmekte bir sıkıntım yok.

Sorun: İnsanlar bir yere kadar ciddiye alıyor beni. Sonrasında sadece işleri düştüğünde iletişim kuruyorlar. Telefonum çalmaz, arayan olmaz, mesaj gelmez.
Hiç arkadaşım yok gibi hissediyorum. Sevgili filan zaten yok ama mesela beni arayıp nasılsın diye soranım yok. Bir kahve içelim filan yok. (Ben çağırdığımda %60 gelirler ama çağırmazlar) Kendimi vefasızlık yaşayan yeşilçam oyuncuları gibi hissediyorum.

Buradan ve çevreden aldığım bilgilerle çeşitli yollar denedim. Kendime eşit, kendimden üst, kendimden alt (ekonomik, sosyal ve kültürel) insanlarla iletişim kurmaya çalıştım. Hobiler edindim, ortak noktalar bulmaya çalıştım. Sonuç çok benzer oldu hep.


Neden Bunları Yazıyorum: Geçenlerde uzun bir yola çıktım. Issız bir yerde aklıma geldi, o an bir kaza yaparsam kimi ararım, kim yardımcı olur diye düşündüm. Cevap hiç kimse. Hasta olsam mesela covid olsam dedim, ekmek alanım bile olmaz. Yalnız olmak elbet mümkün olabilir ama insan sosyal olmak istiyor, konuşmayı unutacağım yakında.

Son olarak iş bulma konusunda nerdeyse sabah akşam yardımcı olduğum bir arkadaş vardı. Kendisiyle bir kaç defa kahve içmek istedim. Her seferinde, "olur tabi mutlaka haberleşelim" diye sözleştik fakat o haberleşme olmadı. Genelde ikinci veya üçüncü planda oluyorum.

Genel olarak böyle şeyler geliyor başıma. Bir kaç sahte arkadaşım var hepsi bu, onlarda kartondan yapılma gibi, hayatıma bir etkileri yok.

Sonuç ve Özet: Arkadaş edinemiyorum ve insanlarla ilişkilerimde problemim var. Saygı duyulan, iletişim kurulmak istenilen kişi asla olmuyorum. (Her türlü kombinasyonu denedim) Psikolojik bir sorunum olabilir mi? Destek almalı mıyım? Ek soru; acaba kilolu biriyim ondan dolayı mı böyle şeyler yaşıyorum.

 
Valla olabilir ya olmayabilir bilemem orasini ancak arkadaslik olayiyla alakasini cozemedim ben. Arkadas edinemiyorsan bunun bircok sebebi olabilir. Atiyorum muhabbetin ilgi cekici olmayabilir, karsidaki kisilerle yeterince vakit gecirmiyor olabilirsin, karsidaki kisiyle pek ortak yonun olmayabilir, ya da senin arkadasligina ihtiyac duymayabilirler faln filan. 'Arkadas edinemiyorum o yuzden psikolojik sorunlarim olabilir' olayi dogru bir yaklaisim degil.

Haa durust olmak gerekirse kilolu biri olman olayi etkiliyor olabilir. Bu durum bazen sadece kendi basina belirleyici olmayabilir ancak baska seylerle birlesince sikinti olabilir. Yani kisiler 'top_secret cok kilolu onunla takilmayalim' demeyebilir direkt ancak birisi senin arkandan kilon ile ilgili espri yaparsa ve bisekilde alay ederse insanlarin kafasinda 'top_secret ile takilirsam ben de alay konusu olabilirim' ya da 'top_secret cok da sevilen biri degil. o zaman ben de onunla takilmayayim' seklinde dusunceler olusabilir. Bu da onlarin senden uzaklasmasina sebep olabilir.
  • j r r tolkien hayrani  (01.11.21 20:52:22) 
Bence de bu yazılanlarda psikolojik sorun var ya da yok demek güç, zaten bu konunun uzmanı değilim.
Bununla arkadaşlık arasında bağ kurmak da biraz zor.
Kiloyla da benzer şekilde hiç bağ kuramadım, kilolu bir arkadaşımla bu nedenle görüşmeyeyim dediğim hiç olmadı, bana ne:) Kime ne ayrıca :)

Belki görünürde olmayan bahsetmediğiniz bir nedeni olabilir, mesela pandemi, benim de görüşmek istediğim birkaç kez bunu dile getiren arkadaşımla sırf bu nedenle görüşemediğim oldu. Ama bunun başka bir anlamı yok. İnsanlar arası etkileşim de corona partisi verme taraftarı olan gruplar dışında gözle görülür şekilde azaldı zaten.

Buradaki konu arkadaşlık olduğu için bunları yazdım. Tabii başka açılardan da ihtiyaç duyduğunuzu düşünüyorsanız terapi desteği alabilirsiniz, bunu en iyi siz bilebilirsiniz ihtiyaç olarak.
  • dreamnesiac  (01.11.21 21:06:43 ~ 21:11:03) 
Kendinize yüklenmeyin, sizin gibi özeleştiri yapan pek insan kalmadı, siz belli ki doğru insanlara denk gelmemişsiniz. Maalesef şekilcilik aldı başını gidiyor. Kilo önemli sebep. Vaktiyle yüzünüze bakmayan adamlar kilo verip giyim tarzınızı değiştirince peşinize takılabilir, isminizi bile bilmeyenler bi anda buluşma ayarlamaya çalışabilir.
Siz değişmiş olmuyorsunuz ama ambalaja değer verenler bunu bilmiyor. Sorunlu değilsiniz de biraz çekingensiniz, fiziksel özellikler de insanın aurasını özgüvenini etkiler. Bu enerjiyi yansıttığınız için de kolay vazgeçilir imajı vermiş olabilirsiniz. Biri yardım istemeden yardıma hazır olan, fedakarlık yapan, hatır gönül bilen nedense pek değer görmüyor, üzücü ama biraz geri çekilin ve kendinize güveneceğiniz şekilde gelişmeye bakın- bu vücut yapmak da olur bi konuda profesyonel olmak veya hobi edinmek de…

  • kulaktan dolma biber  (01.11.21 22:30:02) 
acaba goygoy yapabilme beceriniz düşük olabilir mi? hayatı kendinizi ve başkalarını fazla ciddiye alıyor olabilir misiniz?

kilolu olmanın doğrudan başkaları üzerinde etkisi olmaz eğer konu bir flört başlatmak değilse, ancak sizin üzerinizde etkisi olabilir kendinizi kötü hissediyorsanız bu davranışlarınıza yansıyordur.

muhabbet içinde sözünüzün sıklıkla kesilmesi, muhabbetin ilerleyen vakitlerinde konu hakkında ne düşündüğünüzün ve ne hissettiğiniz sorulmuyorsa insanlar size düşündüğünüz kadar saygı duymuyordur.

herkese yardım ve bilgi vermeyin, sen onları bedava kazanmadın çaba harcadın, karşındaki kişi de çaba harcamalı ve sadece hak eden kişiye o bilgi/deneyimi paylaşmalısın.

hayır diyebil, istemiyorsan istemiyorsun.

eğlenmelisin, eğlenmeyen insanı kim ne yapsın, 7/24 problem konuşmanın bir anlamı yok. hatta muhabbetin %90'ı geyik/goy goy olmalı.
  • selam  (02.11.21 08:08:13) 
[]

Davet edilip para odemek (nezaket sorusu)

2 tiyatrocu arkadasim yolda annemi babami goruyor. Vaktiniz varsa kahve icelim vb.deniyor babam kahve ismarliyor. Bu sirada bunlar oyunlarina davet ediyorlar. Annemlerin yurtdisindan 2 misafiri vardi bari onlari goturelim diye tamam diyorlar 4 kisi.
Oyun gunu kiz ariyor ayirttim yerinizi gisede diyor. Annem gittiginde 200kusur gibi bi odeme cikiyor. Annem de bana diyor ki ben para vercek olduktan sonra kendim de alirdim ya da kendi sectigim bi oyuna giderdim. Ben onlara nezaketen gittim diyor. Bu arada devlet tiyatrosunun oyunu. Ozel degil.
Onemli bi mevzu degil ama ben annemi hakli buluyorum. Sizce kim hakli? Bu arada laf arasi arkadasiniza durumu soyler miydiniz yuzeysel. Tesekkurler.

Cok yakin arkadaslarim degiller ama bizim yazliga 1-2 kere geldikleri icin taniyorlar annemleri. Teyze amca muhabbeti.

 
Davet eden odemeli sadece yer ayirtmakla olmaz.


  • kuzey li  (01.11.21 17:09:57) 
İyi de bunların işi bu. Hizmetlerini pazarlıyorlar.


  • integrative  (01.11.21 17:09:59) 
Davet edenler eşeklik etmiş


  • olaylar olaylar  (01.11.21 17:14:45) 
Çok ayıp etmişler. Tabii ki annen haklı.


  • clones  (01.11.21 17:15:09) 
Ben annenizi haklı buldum. Kahveyi de kitlemişler bu arada.


  • dissendium  (01.11.21 17:15:35) 
samimiyetin boyutundan tahmin edilebilirdi. yazlıkta 1-2 kere gördükleri birinin biletlerini karşılamayacaklarını ben tahmin ederdim muhtemelen. bir de "buyurun misafirimiz olun" mu demişler? öyle dedilerse ayıp etmişler ama demedilerse çok da yadırganacak bir şey değil bence. arkadaşlara da söylemezdim "niye para ödettiniz" diye.


  • himmet dayi  (01.11.21 17:15:45) 
Anne haklı, öyle davet mi olur.


  • kobuzchu kiz  (01.11.21 17:15:53) 
adse +1 :)


  • dreamnesiac  (01.11.21 17:51:26) 
Oyun gunu kiz ariyor "ayirttim yerinizi gisede" diyor = anneniz arşa kadar haklı.


  • erenderk  (01.11.21 18:03:08) 
anneniz haklı olmakla birlikte bu hikayede bir şeyi merak ettim, bazı oyunlara yer bulmak çok zor oluyor, kapalı gişe mi oynuyormuş acaba? öyleyse oyuncu arkadaş iyilik yapmış olduğunu düşünüyor olabilir.


  • ronartest  (01.11.21 18:46:12) 
Anne %100 haklı. Ben de çok sinirlenirdim. Çünkü tiyatro sevmem ve nezaketen gittiğim yerde para ödesem gıcık olurdum.


  • kaptan maydanoz  (01.11.21 19:08:55) 
annen hakli.

Yalniz oyuna yer olmayabilir, devlet oyunlari hep full cekiyordu ben tiyatroya giderken.
Belki gisede bilet bulmasini iyilik yapiyoruz diye dusunmus olabilirler
  • divit  (01.11.21 19:24:26) 
Bence oyunumuza gelin, seyredin türü bir davet etmedir o. Üstelik yer de ayırttıkları için hatta görevlerini yaptıklarını düşünüyor olabilirler. Tabi o anki konuşma üslubu, davetin şeklini bilemiyoruz belki anne haklıdır. (İçimde bir nasrettin hoca varmış)

Oyunlardaki tiyatrocular için kontenjan olabilir belki, bunu kullanmak istemişler fakat gişe ücret almışsa iş değişir. Bu kısmı tamamen fantastik olarak düşündüm, asıl cevap üst paragraf.
  • epitaf  (01.11.21 20:37:08) 
Devlet tiyatrosunda yer bulmak çok zor olduğu için sanırım tiyatrocu arkadaşlarınızın kastı rezervasyon için inisiyatif almaları.


  • spartamed  (01.11.21 20:45:39) 
Davet edilirken kullanılan cümle önemli. Bazen anneler/babalar böyle şeyleri kendi işlerine geldiği gibi hatırlayabiliyor.

Belki niyeti sadece bilet bulunamaması ihtimaline karşı yeri ayırtmaktır. Bunun anlaşılabileceği bir cümle mi kurdu. Hani "biletler tükeniyor ben size ayırtırım" gibi bir şeyse normal bir durum.
Özellikle "davet" adı altındaysa bilet parası alınmamalıydı.

-Annem bu konuda çok mırın kırın ederse bilet parasını verir bir daha arkadaşlarımla böyle bir muhabbete girmemesini söylerdim.
-Arkadaşıma bir şey demezdim.
  • mutekebbir  (02.11.21 08:24:01) 
Bir yanlış anlaşılma olabilir gibi geldi. Yine de arkadaşlar haksız anne haklı. Acaba davet eden arkadaşların oyunlara misafir getirme, ücretsiz seyrettirme gibi hakkı var mı acaba bunu da bilmek lazım.


  • top_secret  (02.11.21 08:38:05) 
Iletisim kazasi olmus gibi geliyor bana.


  • cleric  (02.11.21 12:29:33) 
devlet tiyatrolarının biletleri o kadar pahalı değil ya, emin misiniz?


  • benaslinda  (02.11.21 14:57:49) 
bir yanlış anlaşılma olmuş doğru ama annenlerin de kendi davet edildikleri yere bir de 2 kişi misafir götürmeleri zaten normal değil.

200TL'nin 4 kişi mi 2 kişi ücreti mi olduğuna da bakmakta fayda var.
  • prodeq  (05.11.21 10:21:53) 
[]

Çocuk Yapmak

1- Hayatının bir kısmında çeşitli sebeplerle çocuk yapmak istemeyip sonrasında çocuk yapan ya da çocuk yapmaya karar veren var mı?

2- Neden çocuk yapmak istemiyordunuz?

3- Neden çocuk yaptınız ya da yapmaya karar verdinizi, fikrinizi ne değiştirdi?

Kişisel not: Gördüğüm kadarıyla çocuk yapmak insanların hayatlarına anlam katmak ya da tutunacak bir dal bulmak için muhteşem bir şey. Çocuk, insanın zihnini ve bedenini çok uzun süre meşgul ediyor, çok uzun süre dikkat istiyor. İş ya da hobi gibi değil. Muhtemelen hiç anlamsızlaşmıyordur (isnanların geneli için). Tabii sonrasında (doğal olarak) gitmek, uzaklaşmak istedikleri için ebeveynlerde (genelde) büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor ama o zamana kadar gayet iyi ve pahalı bir meşgale.

 
benim çok yakın bir arkadaşım, 18 yaşından beri eşiyle birlikteler, çocuk konusunda çok kesin konuşuyorlardı. ekstra sorumluluk istemiyorlar sürekli gezmek vs istiyorlardı. eşi 32 yaşına gelince bir daha yapamayacağız bir oturup düşünelim demişler ve yaptılar sonra çat diye. anladığım kadarıyla genelde sebep bir daha yapamama ve geç kalma korkusu oluyor.


  • roket adam  (31.10.21 23:06:47) 
Bi yastan sonra "cocuk yapmaliyim" item'i yukleniyor insanlara :)


  • brkylmz  (01.11.21 09:44:18) 
Genç yaşta daha böyle konular uzakken atıp tutmak kolay. Ben mesela "hiç çocuk yapmayacağım" demiyordum ama "bu kadar aileye ihtiyacı olan çocuk varken neden bir yenisini dünyaya getireyim ki, evlat edinirim" diye düşünüyordum hep, çok sık dillendirmesem de. Özellikle 20 yaş civarı az önce dediğim sebepten çok cesur ve yargılayıcı konuşabiliyor, iklim krizinden girip popülasyondan çıkarak ekofaşizm yapan, "çocuk yapmak sorumsuzluk ve bencilliktir" diyerek insanları yargılamayı kendine hak gören sağlam bir kitle var mesela tüm dünyada :)

20 yaşındaki bana kalsa 30'dan önce hayatta evlenmezdim mesela, 27'yi doldurmama 2 ay kala evlendim. Asla da pişman olmadım. Fakat 31 yaşına geldiğimde öğrendiğim şey, hiçbir zaman kesin yargılarla konuşulmaması gerektiği. Siz değişiyorsunuz, dünya değişiyor, hayatınız değişiyor. Fikir değiştirenden değil de fikri sabit olandan daha çok korkarım ben.

Nasıl çocuk yapmaya karar verdiğime gelirsek, birçok faktör sözkonusu. Bunlardan biri elbette @brkylmz'ın dediği "çocuk yapmalıyım" itemi, hakikaten var öyle bir şey, 30 civarı geliyor. Fakat bunun ötesinde, benim yaşam felsefeme - hiçbir işe yaramadığı artık kanıtlanmış olan - "çocuklarımıza iyi bir dünya bırakamadık" vahvahlanmasından ziyade, "dünyaya iyi çocuklar bırakmak" görüşünün daha uygun olması. Bu hayat görüşü sebebiyle akademide kalmayı seçtim mesela. Dünyaya daha iyi çocuklar bırakabilirsek, hem çevre hem de insanlık için daha hayırlı olacak. Peki bu iyi çocuklar nasıl yetişir? Önce muhakkak sevgi ve destekle, sonra çeşitli sosyal, kültürel ve ekonomik imkanlarla. Tüm bu imkanları çocuğumuza sağlayabileceğimizi düşünüyorum. Bunun üzerine, eşim de ben de, insanlarla ve özellikle gençlerle iyi iletişim kuruyoruz, onlara yol göstermeyi, destek ve motivasyon kaynağı olmayı seviyoruz. Yani ikimizin de içinde çocuğumuza vakit ve enerji ayırmak için gerekli karakteristik özellikler mevcut. "Zaten tüm anne babalar kendi çocukları olduğunda bu motivasyonu bulurlar" diyebilirsiniz ama, bu yaşımda öğrendiğim bir diğer şey, herkesin anne baba olmaması gerektiği. Çocuklarını gerçekten sevmeyen, onlara destek olmayan, enerjilerini sadece kendilerine ayırmak isteyen o kadar çok ebeveyn var ki.

4 aylık hamileyim, bebeğimin hareketlerini son 2-3 haftadır hissedebiliyorum. O hareketleri hissetmek, ultrasonda görünce heyecanlanmak, bir sonraki ultrasona gün saymak, babasıyla birlikte geleceğimizin hayallerini kurmak o kadar güzel ki. Cevabın en başına dönecek olursak, mantıklı düşününce evlat edinmek hala en doğru çözüm gibi görünebilir, fakat böyle şeyler yalnızca mantık işi değil. Hamilelik sürecini yaşamak, kaşı gözü kime benzeyecek diye merak etmenin yanı sıra, evlat edinmenin bambaşka sorumluluk ve yükleri var. Bir çocuk yetiştirmenin sorumluluk ve yüklerine hazır olsam da, evlat edinmenin zorluklarına hazır hissetmediğim için fikir değiştirdim.

Ek olarak, çocuğumun bir birey olarak yetişmesi ve bağımsızlaşması, bizden ayrı olarak hayatını kurması beni hayal kırıklığına uğratmaz, aksine mutlu eder. Çünkü en önemli hedeflerimizden birisi bu olacak zaten çocuğumuzu yetiştirirken. Elbette bir miktar hüzün olur ama tatlı bir hüzün olur diye tahmin ediyorum.
  • gmzo  (01.11.21 10:19:31 ~ 10:23:26) 
Valla gençliğinde istemeyip, orta yaşlarda yükselenler için tek düşüncem: Ölüm korkusu... Geride kalacak bir parça bırakmak isteği olarak görüyorum ben genelde.

Hep düşünüp "geziyoruz sonra bi ara yaparız" diyenleri ayrı tutuyorum.
  • lcha  (01.11.21 10:46:51) 
Hayatımın hiç bir döneminde çocukçu bir insan olmadım. Tek hayalim anne olmak vs. gibi değildim hiç. Uzak gelecekte böyle bir plan vardı ama o gelecek çok uzak gibiydi. Sağlık sorunlarım sebebiyle doktorum eğer çocuk planım var ise öne almamı istedi. Çok üzüldüm, planlayamama durumum sebebiyle. Kızımı çok seviyorum ama çocuk çok zor. Süreç zor (hamile kalma, hamilelik, doğum, lohusalık, işe dönüş, başkasının bakım vermesi vs.)

Bu arada ben kişisel notunuza katılmıyorum. Çocuğu şekillendirmek, ona bir şeyler öğretmek, vakit geçirmek çok güzel elbette. Ama ben hiç; anne olmak dünyanın en güzel duygusu, hayatım anlamlandı, ben bu hayatta en çok anne olmayı sevdim falan diyemedim.
Ama kızım çok güzel. Bal, bal bi görseniz.
  • snd88  (01.11.21 11:08:57) 
ben 30 yaşıma gelmeme, biyolojik olarak alarm zillerinin çalmasının farkında olmama rağmen kesinlikle çocuk istemiyordum. çünkü çocuk bana külfet gibi görünüyordu. bana zevk veren herşeyden çocuk yüzünden uzak kalacaktım. hayatımda bir anlam, tutunacak dal ya da meşgale eksikliği yoktu. tam tersine bir sürü yapmak istediğim şey vardı ve çocukluğum ile ilk gençlik yıllarımda bana dünyayı dar eden kendi ailem artık yoktu maddi olarak özgürdüm ve yeniden doğmuş gibiydim. bir çocuk sahibi olarak bir sürü sorumluluk altına girmek en son isteyeceğim şeydi. bir gün şikayetlerimden dolayı gittiğim doktorum derhal çocuk yapmamı aksi takdirde yumurtalıklarımı kaybedecek kadar ileri derecede kist sahibi olduğumu söyleyince ya çocuğum olmazsa ve ileride çok pişman olursam motivasyonu ile çocuk yapmaya karar verdim.neyse çocuk doğduktan sonra ilk 2 yıl aşşşşşırı zorlandım. uykusuzluk çocuğun memeye bağımlılığı ve ilk başta tahmin ettiğim gibi sevdiğim herşeyden çocuğa zaman ayırmak zorunda olduğum için uzak kalmak beni psikolojik olarak çok etkiledi. bonus olarak da uykusuzluklar yüzünden migrenim öyle bir seviyeye geldi ki yarım insan oldum hala da iflah olmadım aldığım ilaçlardan 20 kg aldım sürekli bir başağrım var. çocuk doğduğundan beri içgüdüsel olarak onunla ilgili tüm sorumluluklarımı yerine getirdim ve tabi ki çok seviyordum ama 2 yaşından sonra ne olduysa bana bir şeyler oldu ve hayatımda hiç kimseyi sevmediğim kadar onu seviyorum aşk ama anlatılmaz bir aşk resmen. onunla kurduğum bağ o kadar farklı ve ileri bir seviyeye ulaştı ki bu beni korkutur hale geldi zira o da sıradan bir canlı ve ben kader ve hayatı kontrol edemeyecek kadar zayıf biriyim. çocuğun babası çocukla senin kalbiniz bile senkronize atıyor diyor . onun ihtiyaçlarını demeden anlıyorum çocuksu krizlerinde onunla birlikte duygulanıyorum (normalde aşırı rasyonel biriymdir). onun gözlerine bakınca kokusunu duyunca fazla aşktan çıldıracak gibi oluyorum bana sarılıp beni öptüğünde seni çok seviyorum anniş falan dediğinde bende devreler yanıyor ve durup durup ağlıyorum? fazla duygusallıktan tabi ve bunun mantıkla akılla izah edilebilir hiç bir yanı yok. evet hızla büyüyor ve bir gün bu bebeklik çocukluk halleri bitecek kocaman bir yetişkin olup kendi hayatı olacak ve kaçınılmaz son benim yanımdan gidecek :) belki de benim bu hüzünlerimi en çok açıklayan şey sizin de bahsettiğiniz bu hayal kırıklığı..bunu ne yazık ki hiç bir şekilde kendime açıklayamıyorum belki bu hayalkırıklığını yaşamamak için başa dönüp hiç çocuk yapmamak gerekti. mesela şimdi bir kahve alıp dizi seyretmek bir lüks çünkü her boş vaktimi ona vermem gerekiyor ve bu bazen beni sıkıyor ama gün gelecek o büyüdüğünde tüm kahveler ve diziler benim olacak bu sefer de ben onun yokluğuna alışamayacağım aslında çok adaletsiz çünkü ben kendimi tek başıma yaşamaya ve ayakta durmaya alıştırmışken birden o geldi benim tüm düzenimi bozdu sonra ona öyle bir bağlandım ki o gittiğinde tekrar sıfır noktasına döneceğim. hayat tam olarak bu demek belki de


  • iwillsee  (02.11.21 16:22:17) 
[]

DMax veya TLC izlerken garip bir mutluluğa kapılıyor musunuz?

Merhaba arkadaşlar,

Televizyon izleyen biri değilim. Takip ettiğim bir dizi dışında pek izlemem, izlediklerim de genelde ya Dmax ya da TLC oluyor ama daha çok DMax'de takılıyorum. Bana hitap eden birçok program var. Bugün "Karavan alıyoruz" temalı bir program izlerken şunu fark ettim: Bu kanallardaki programları izlerken beni değişik bir mutluluk kaplıyor. Kendimi programın içindeymişim ve oradakileri de sanki çok uzun süredir tanıyormuşum, çok yakın ve samimiymişiz gibi geliyor.

Ya adamlar kırsalda yaşıyor, küçük kızları üniversiteye gitme kararı alıyor, ben daha çok seviniyorum, ev alıyorlar, karavan alıyorlar sanki ben almışım gibi mutlu oluyorum. Çok beğendikleri bir şey olunca ben de yükseliyorum. Ya yayınladıkları neredeyse her program için aynı bu. Benim hayatımda olumlu/sevindirici bir şey olduğunda bile bu kadar mutlu olmuyorum.

Bir bizim Türk kanallarına bakıyorum bir de bu iki kanala bakıyorum. Aradaki farkı anlatmaya kelimeler yetmez. Bunun sebebi nedir? Sizi de bu kanalları izlerken böyle değişik bir mutluluk alıyor mu? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.

 
eskiden çok izlerdim ev yenileme, büyük evler, ya sev ya sat, ada satın alma (evet ada), her ülkede çekilen bütçeye uygun ev arama, dekore etme, ağaç ev ustaları, tiny little house vs gibi programları, ancak son zamanlarda izledikçe sinir olmaya başladım bizim ülkenin ekonomik koşulları sebebiyle,

birim para üzerinden insanlar bütçelerine göre çok güzel evlerde yaşayabiliyorlar, biz burada köle gibi çalışıp saçma sapan evlere dünya kadar kira ödüyoruz, dekorasyon , güzel mobilyalar vs. artık iyice ulaşılmaz noktalara geldi. şaka gibi ama vallahi o programlara tahammülüm kalmadı. ülkeye bakıyorum herkes mutsuz, o programlardaki insanların mutluluğu sinirimi bozuyor ahahaha.

ben sınır koruma, uyuşturucu kaçakçıları, kabusa dönen yolculuklar, tam paçayı kurtarıyorumdulardan devam.
  • hypathia  (31.10.21 20:24:47) 
Genelde mutluyken izlendiği için klasik koşullanma diye bir duruma dönüşüyor. Aynısını eski maçları izlerken Ercan Taner'in sesini duyduğumda hissediyorum.


  • olaylar olaylar  (31.10.21 21:11:13) 
[]

Sevgiliyle beraber arkadaş gruplarıyla zaman geçirme mevzusu

Çift olarak buluşulan arkadaş toplantılarını hiçbir zaman seven biri olamadım. Yani ben X kişisiyle ilişki yaşıyorum diye, hayatımda hiç alakam olmamış Y, Z kişileriyle de aynı ortamda mecburi olarak zaman geçirme fikrini anlamsız buluyorum. Zaten herkesle de enerjisi, frekansı kolay uyuşabilen biri değilimdir. Yeni insanlar tanımaya çok bayılmıyorum kişilik olarak.

Kimi kız arkadaşım buna anlayış gösteriyor, kimisi ise hem benim kendi arkadaş ortamımda bulunmayı hem de beni kendi arkadaş grubuna sokmayı istiyor. Bu durumun bana hitap eden bir şey olmadığını söylediğimde biten birkaç ilişkim de oldu. Saygı duyuyorum tabii, neticede herkesin tercihleri farklı olabiliyor.

Sevgilinizin arkadaşlarıyla takılmayı veya onu kendi arkadaş ortamınıza sokmayı siz seviyor musunuz peki? İdeal bir ilişkide bu bir "mecburiyet" midir?

 
bence sevgilinin yanjnda olmak lazim. hem hayatinin merkezindesin hem cevresindeki kimse seni gormemis "hayalet" sevgili gibi takilmaya gerek yok. hoslanmasam da yaninda olmak isterim yanimda olunsun da isterim. bunun belki SIKLIGI tartisilabilinir ama en azindan tanismali cevresiyle. cunku hayatina girince birisi arkadaslarinla gorusmen azaliyor bi yerde ve bazen hem sevgilini hem arkadasini gormek isterken vaktin olmayabilir herkese ayri ayri. ilk aklima bu geldi


  • ala09  (29.10.21 17:00:00) 
Sürekli her arkadaş gorusmesine birlikte katılmak zorunluluk ya da mecburiyet değil elbette ama kendi arkadaslarimla tanışmasını ve arkadaşlarıyla tanışmayı isterim ki öyle de yapıyoruz/ yaptık. Hiç tanımadığım arkadaşları olduğu gibi şimdi benim de çok yakınım olan arkadaşları var. Benim arkadaşlarım için de ayni şey geçerli.

Her görüşmeye birlikte gitmek, sürekli çiftli toplantılar yapmak zorunda değilsiniz ama düğün olur, doğum günü olur; insan böyle günlerde eşini/ sevgilisini de yanında goturmek ister, bu zorunluluk değil de ilişki içindeki bir nezaket göstergesidir bana göre. Keza ev davetlerinde ister istemez arkadaşlarıyla bir araya gelmiş oluyorsunuz her seferinde evden gitmiyorsaniz.

Velhasıl mecburiyet değil ama asgari düzeyde bir ilişki olmalı diye düşünüyorum ama bunu idealize etmeyi de doğru bulmuyorum. Sizin gibi arkadaşlarla görüşmeyi sevmeyen bir sevgiliye denk gelirseniz, o zaman da sizin dinamikleriniz ideal olur.
  • fraise  (29.10.21 18:09:56) 
Sevgilinle kafan uyuşuyorsa onun arkadaşlarıyla da az buçuk paylaşacak şeyler bulabilirsin. Bence burada sendeki durum direk onları mecburiyet olarak görmen ve katlatma ruh haline gitmen.

Bence normalde başka bir ortamda karşılaşsan arkadaş olabileceğin insanları potansiyel arkadaş olarak görmek yerine “sevgilinin arkadaşı” olarak etiketliyorsun ve buna göre davranıyorsun.

Ben sevgilimin arkadaşları ile görüşüyorum. Bazıları ile hatta baya yakın arkadaş olduk. Tatillere falan gidiyoruz. Görüştüğümüz kişiler çift değil bu arada.

Zaten senin sevgilinle takıldığınız bir grup yoksa bu durumda onun arkadaşlarından ve senin arkadaşlarından bir grup insan artık ikinizin arkadaşı konumuna gelir ve bir arkadaş grubunuz olur. Yoksa size keyif veren bir grup edinemezsiniz.

Yani bunun bir mecburiyet olup olmadığı sizin bakış açınıza göre değişir. Ama belli bir noktaya kadar gereklidir.
  • zimbirik  (29.10.21 19:00:21) 
Sevgilimin arkadaşlarıyla da takılmayı severim, sevgilimi kendi arkadaş ortamıma da sokmak isterim. Bu ikisinden bir tanesi hiç olmuyorsa ilişkide bence sorun vardır. Her buluşmaya gitmem/ gelmez ama çoğunlukla beraber katılırız buluşmalara.


  • sta  (29.10.21 20:33:01) 
Edindiği arkadaş çevresiyle alakalı. Tatlı ve cana yakın insanlarsa hoşuma gidiyor fakat sivri dilli itici tiplerse görüşmek istemiyorum. Örneğin bir kız arkadaşımın tek arkadaşıyla kavga edip görüşmezken başka bir sevgilimin arkadaş grubuna dahil olurdum, keyif alırdım.

Ama şu var, 1-2 saat sonra başbaşa kalacak şekilde sevgilimi alıp gidiyorum ortamdan. Çok uzun süre o şekilde rahat edemiyorum açıkçası.
  • filipis  (29.10.21 20:59:14) 
[]

Iliskilerde narsistik insan ozellikleri

(Eski) sevgilim nerede olduğu hakkinda yalan soyledikten sonra birkac kadınla alkollu bir yerde olduğunu öğrendim. Hatta o kadınlardan birinin instagram postu, sevgilim amerikadan gelen kadının bavulunu evine tasirken cekilmisti. O an aradim ve eve dondugunu bir sey olmadığını soyledi. Neden yalan soyledigini sordugumda "cunku sen kiskancsin her an naptigimi soruyorsun strese girmek kavga etmek istemedim" diyerek beni suclamaya ve saldirmaya basladi. Yalanindan cok buna inanamadim. Ortak arkadasimiza ertesi gün bana aşık olmasina ragmen surekli ilgi isteyen ona guvenmeyen sorun cikaran onu bunaltan biri olduğumu ve surekli ayni kızı (beni) gördüğü için o kizlarla bulusup onlara iliskimizin sorunların anlattigini soylemis.
Tabi ki ayrıldım. Ama bikac gunlugune başka sehirde olduğum icin üç gun sonra dönünce yüz yüze konusup ayrilalim dedim. Kabul etmedi. Azar yiyemem dedi.

Biliyorum hikayeyi tek tarafli dinliyorsunuz ama ben her şeyi olduğu gibi anlattim. Sorum su ki, bir insan neden bu kadar aptal ve kotu kalpli olur? Evet ayrildik ama ben onun hatasini anlamasini ve pisman olmasini istiyorum bu beni kotu biri yapar mi ve en önemlisi gercekten bir gün pisman olur mu

 
Gereksiz işlere kalkışmanıza gerek yok. Ayrılmışsınız zaten. Pişman olup olmayacağını kim bilebilir ki?? Oldu diyelim, bunun bir önemi kalır mı?


  • astrid  (29.10.21 16:17:10) 
sıradan bahaneler ve manipülatörlük işte, senin bile kendinden şüphe etmene sebep olmuş

belki darlıyorsundur bunu da gelip seninle konuşur, ilişkiden anladığınız beklentileriniz farklıysa ayrılırsınız
  • freebird5406_2  (29.10.21 16:18:32) 
pişman olmasını istemen seni kötü biri yapmaz.
çoğu insan kendi üzüldüğü kadar karşı tarafın da üzülmesini ister.

ama belli ki o seni bu kadar sevmemiş hatta takılmalık olarak bile görmüş olabilir.
büyük ihtimal pişman olmayacak. senin yapacağın en iyi şey ona asla bi daha yazmamak olur.
  • jelly bear  (29.10.21 16:22:39) 
Pisman neden olsun ki? Adam zaten seni gozden cikardigi icin baska dallara konmaya calismis. Sana yalan soyleyen bir icin yuzyuze konusalim demen bile hata.

Ha sen adami zirt pirt darliyosanda dedigi gibi bi sonraki iliskinde tecrube olsun.
  • thesomberlain  (29.10.21 16:23:59) 
Yakın zamanda tecrübe etmiş bir kadın olarak söylüyorum. Yüz yüzeyken ayrılmana gerek yok. Sana yalan söyleyen bir insana vakit ayırma. Az önce terapiden çıktım. Pskolog bana narsist olduğu tanısı koysak ne olacak. Ne değişecek hayatında. Ayrılmışsın olmuş bitmiş dedi. Kendine azıcık olsun değer veriyorsan arama derim. Arayacaksan beni ara benle konuşabilirsin. :)


  • Corpsebridee  (29.10.21 16:28:18 ~ 16:29:17) 
Maalesef bu tipler en ufak sevmediği halde aşık gibi görünebiliyor. Sonra yalanları ortaya çıkınca sevgisiz biri haline geldiği için karşısındaki kişiyi çok şaşırtıyor.

Pişman olmasını istemeniz çok normal. Ama bu tipler pişman olmaz, olsa olsa pişman görünür. Sakın kanmayın.
  • zimbirik  (29.10.21 16:34:11) 
Pişman olmaz, olsa olsa pişman görünür +1

Ayrıca pişman olsa ne olmasını bekliyorsunuz?

"Aptal ve kötü kalpli" vs değil, sadece kendini düşünerek hareket ediyor, bu kadar basit.

Narsistten ne kadar uzak, o kadar iyi :)
  • dreamnesiac  (29.10.21 16:58:02) 
amerika'dan gelen kadını alıp evine götürmek, birkaç kadınla içilen içki ve nerede olduğu konusunda yalan söylemesi ayrı şeyler değil. hepsi aynı gün yaşanmışmış, hepsi aslında tek bir yalanın parçaları. problem nedir burada? içkiye mi karşısın? bir kadınla içilen içkiye mi karşısın? sevgilinin herhangi bir kadınla görüşmesine mi karşısın? "kadın" diye tarif ediyosun ama aslında arkadaşları gibi. arkadaşı değil öylesine tanıştığı birileriyse eğer sevgilin seni bir değil birkaç kadınla aldatmış gibi görünüyor. bu durumda "yüz yüzeyken ayrılalım" biraz "kendini affetirmen için bi şans veriyorum"un teranesi gibi geliyor.

yok eğer görüştüğü kişiler gerçekten arkadaşlarıyla eğer ve sen de sıkboğaz eden biriysen, yalan biraz haklı bir zemine oturuyor. sevgilinin sosyal çevresi seninle tanıştıktan sonra genişledi, senden sonra mı içkiye başladı? öyleyse eğer sonuna kadar haklısın ama yok öyle değilse eğer tipik türk kadını hareketlerini sergiliyosun.

ortak arkadaşınıza seninle ilgili anlattığı şeyler.. olur böyle şeyler. arkadaşı senden daha eskiyse eğer anlatır, senden daha yeniyse eğer yine anlatır ama haklı olarak tartışma konusu olur, sen haklı olursun ama ayrılığa kadar gitmez bu.

aptal ve kötü kalp.. çok alakasız şeyler.

bence olayı fazla büyütüp yarın kendini "yalvarırım dön" diyecek duruma düşürme.
  • IncredibleMau  (29.10.21 18:08:25) 
Ne hatası, ne pişmanlığı yav. Fırsatı olsa yine yapar.


  • dissendium  (29.10.21 18:50:09) 
Size bu kadar kötü davranan bir insana zamanınızı hala neden harcatmaya çalışıyorsunuz onu anlayamadım. İşler bu noktaya gelene kadar, eski sevgiliniz illaki birkaç kez daha toslamış veya sizi değersiz hissettirecek davranışlarda büyük ihtimal bulunmuştur. İnsanların olumlu şekilde değişeceğini düşünerek hem kendi kıymetli zamanınızı yiyor hem de kendinizi üzüyorsunuz. Bazen bencil her zaman bencildir. Sizin göreviniz karakterinin düzelmesini beklemek olmamalı. O psikologun görevi.


  • Josephine.  (29.10.21 18:57:02) 
Psikolojik şiddet uyguluyor ve farketmiyorsunuz. Bence ayrılığınız tam isabet olmuş. Toxic ilişki bu.


  • sta  (29.10.21 20:34:45) 
Ayrıldığınız isabet olmuş +1 pişman olmasını beklemeniz normal ama yanlış anlamayın böyle insanlar arsız oluyorlar genelde. Ona sorsan zaten yanlış bir sey yapmadı. Baksana direkt sizi suçlamış darlıyordun diye. Hadi darlıyordun gelip söyleseydi çözümü baskalariyla görüşüp yalan söylemek mi ne alaka? Mutlaka ve mutlaka pişman taklidi yapacak. Ben sana haksızlık ettim filan diyecek. Inanmayın hiç fırsat vermeyin kurtuldugunuza sevinip önünüze bakin. Üzülüp bekleyerek de vakit kaybetmezseniz süper olur :)


  • ddenizz  (29.10.21 20:48:55) 
[]

Resmi tatilde mail kontrolü

Bugün resmi tatil değil mi? Niye herkes normal bir günmüş gibi çatır çatır mail gönderiyor çıldırıcam. Resmi tatillerde çok çok acil olmayan bir iş için mail göndermek ne kadar doğru, siz bu günlerde işi takip eder misiniz? İşkolikler mi yapıyor bunu?




 
Saygısızlar yapıyor. Doğru değil. Ama Türkiyede çalışma yaşamında ne dogru oluyor ki?


  • her giriste sifresini unutan adam  (29.10.21 14:40:19) 
Abi calisip calismamak kendi tercihleri mail dedigin sey sen bakmadigin surece gormedigin bir sey. Bana da geliyor bir suru mail hicbirine bakmiyorum.


  • floydian  (29.10.21 14:47:17) 
@her giriste sifresini unutan adam çok haklısınız..
@floydian çalışsın tabi elinde işi varsa yapsın da mail ile beni niye rahatsız ediyor o maili atmazsa eksik kalmaz sanki

  • jjimyl  (29.10.21 14:50:00) 
size tatilse umurunuzda olmasın, okumayın.


  • candide  (29.10.21 15:04:48) 
işlerimi yetiştiremeyip mesai sonrası çalıştığım zamanlarda bazen gece mail yazıyorum. ulan simdi gondersem bu saatte calısıyorum imajı mı yapıyor bu derler diye geç teslim et ayarı yapıp yatıyorum. mail sabah gidiyor kendi kendine. millet gece 2de 3te, resmi tatil haftasonu dinlemeden mail atıp duruyor. çözüm olarak bildirimi görsem de bakmıyorum rahatsız olmuyorum


  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (29.10.21 15:19:11) 
Mailden rahatsiz olmak icin maili gormen lazim? Napiyorsun sahsi telefonunda is maili mi acik? Sil gitsin gormezsin dogrusu da bu zaten


  • floydian  (29.10.21 15:26:01) 
Tr'de izin günleri mail bildirimlerini kapatmak adettendir. İzin,haftasonu,bayram,deprem,sel dinlemeden çalışan çok yer var.


  • lappuntamento  (29.10.21 15:29:15) 
@floydian iş telefonum yok evet. Bildirimleri kapatırsam görmem bu sefer kendi kişisel maillerimi de mi göremeyeceğim bilemedim


  • jjimyl  (29.10.21 15:29:42) 
floydian'a katılıyorum ben de. bazen gece uykum kaçıyor, ertesi gününün işlerini halletmeye başlıyorum bir sürü mail atıyorum sağa sola. o an cevap beklemiyorum ki, o adamın mesaisi ne zamansa o zaman baksın. üstelik uluslararası şirketlerde herkesin farklı tatili var, 30 ülkenin tatilini mi ezberleyeceğim? tatilin varsa autoresponder ayarla, notification'ları da kapat, bu kadar basit. sadece iş mailinin bildirimini kapatabilirsin düzgün bir telefon kullanıyorsan.


  • roket adam  (29.10.21 18:17:35 ~ 18:17:54) 
Özel şirketse veya akademi ortamıysa bana normal geliyor. Değilse muhtemelen tatil bitince mailleri açtığında görür nasılsa kafasında olabilirler :)

Yani aslında "acil şimdi tatilde yapman gerek bu işi" diye bir mail gelmiyorsa bildirimleri kapatırsın sallarsın gider. Bence mailden ziyade telefonla arayıp iş isterlerse görgüsüzlük olur.
  • e mice  (29.10.21 18:23:55) 
[]

iş bunalımları

başlığın açılmasının tek nedeni kendi kendimi dolduruşa mı getirip getirmediğimi öğrenmek.

yaklaşık üç senedir bir firmada çalışıyorum. işe girişimin 6. ayında birim koordinatörlüğü, işe girişimden 1 yıl sonra da müdürlük seviyesine yükseldim. şu an 3 farklı birimin müdürlüüğü/yöneticiliği bende. toplamda 5 personelim bulunmakta.

bu birimler planlama, proje/teklif verme ve SAP anaveri olarak geçmekte.

önceleri koşarak geldiğim iş yerine, sabah 5 te başlayan mesailerim yıllar içerisinde yerini geri geri ayakların gitmesine, mesailer de bile duvara boş boş bakmaya bıraktı. tüm hissiyatımı dökebilmek için 3 yıllık iş hayatımı anlatmam gerekir fakat daha o cümleleri kuracak enerjim bile yok. ben sadece son zamanlarda yaşadıklarım üzerinden konuşmak istiyorum.

-şirkette bi anda şefler, koordinatörler, yöneticiler türedi 26 beyaz yakayız 8 tane yönetici var. bunlardan sadece 3 tanesinin isminde müdür sıfatı yer almakta. kalanlar yukarıda bahsettiğim gibi.

-şirkette sadece genel müdürün şirket aracı var kalan herkes servis veya şahsi araçları ile gelip gitmekte. bir gün aniden müdürlerden birine şirket arabası tahsis edildi. bu konu üzeri kapalı bir şekilde "bana niye yok" diye sorulduğunda cevap "2022 sonu planlarımda var düşüncem oldu"

-geçen ay iyileştirme zamları yapıldı. bu yeni zamlarla beraber şirkette 5 senelik çalışan, henüz herhangi bir personeli olmayan, yeni şef ilan edilen kişi ile maaşım aynı hale geldi. iyileştirme yüzdelerinde en düşük yüzde bana kaldı.

-benle ilgili konular bana iletilmeden direkt personelim üzerinden yürütülmeye başlandı. (henüz bu konularda karar verecek/aksiyon alacak kapasitede değiller)

-şirkete ilk girdiiğim günden beri benle ilgili olmayan konularda da birimlere destek verdim, muhasebeden lojistiğe idari işlerden çaycını alacağı filtre kahve markasına kadar çoğunlukla saçma sapan sorular ve işler yüklendi. bunun getirdiği alışkanlıktan olsa gerek ki geçen gün bir personel bilgisayarım açılmıyor düzeltebilir misiniz diye beni aradı.

-müşterinin malzemesi gecikir müşteri beni arar, müşteri ziyareti planlanacaktır detayları ben çıkartırım, devlete beyan verilecektir hiç anlamadığım konuların detayları bana sorulur bunun gibi bir sürü örnek.

hiçbir zaman bir kişiyi memnun etmek için çalışmadım, tüm kıstasım ve sınırlarım kendi belirlediğim şekildeydi. fakat kendi kariyer planımdan ve en önemlisi de kendi mutluluk/motivasyonumdan gitgide uzaklaşıyorum. son günlerde iş aramaya başladım. tabii hala aklım burada, burada yükselme ve şirketin 5 sene içerisindeki potansiyeli düşününce kendimi telkin etmeye çalışıyorum bazen. fakat artık bu yeterli değil .

dediğim gibi "yöneticinle bunları konuştun mu hiç" gibi öğütlerden ziyade işletme körlüğümden dolayı olayları abartmakta mıyım sadece bunu öğrenmek istiyorum

 
Bence abartmıyorsunuz. Sömürülüyor gibi gözüküyorsunuz. Ya da sesiniz çok çıkmadığı için herkes her işi size yaptırabileceğini düşünüyor. Buna karşın 5'te başlayan mesai, maaşın artmaması facia.


  • dissendium  (28.10.21 15:41:12) 
abartıp abartmadığını bilemeyiz çünkü sen kendi açından doğal olarak başarılı olduğun konular tarafından değerlendiriyor ve haksızlığa uğradığını düşünüyorsun. bir de yöneticilerinin senin performansın hakkında ne düşündüğü önemli.

anlattığın bazı şeyler ne olsun hoş değil ama çalışma hayatı bu tarz durumları yönetebilmeyi de içeriyor. mesela sana sormadan altındakilere gidildiğinde sessiz kalırsan olmaz, gördüğün durumlara müdahale edebiliyor olman gerekir.

"hiçbir zaman bir kişiyi memnun etmek için çalışmadım"
buna takıldım ben, iş hayatında böyle bir şey yok ne yazık ki. yöneticini memnun etmezsen, azıcık kurumsallıktan uzak bir yer bile olsa, önün kapanır.

abartmıyor dahi olsan olaylara biraz daha farklı yaklaşıp insanlarla iletişimini açarak bu sorunlara dalman lazım. pasif agresif bir yapın varmış izlenimine kapılıp bunları söylüyorum tabii, yanlışsa çözüm şekli de değişir.
  • Bruce  (28.10.21 15:42:31) 
[]

İlişki yaşadığınız kişilere "Beni kesin aldatmaz" güveninde olur musunuz?

Ben birini ne kadar seversem seveyim; aldatabilme ihtimalini hep bir köşede tutarım kafamda. Bugüne kadar ilişkilerimde aldatıldığımı yakalamadım, yani kişisel olarak o tür bir mazim yok. Ama yıllar içerisinde çevremde o kadar iğrenç şeyler görmüşlüğüm var ki, elimde olmayan bir şekilde bu tür bir kaygı payı kafamda sabitlenmiş durumda.

Ben kimse için "Beni kesin aldatmaz" demem yani. O konuda kimseye net bir güvenim yok. Bunu karşı tarafa yansıtmam, kıskançlık vs. gibi şeylere asla bağlamam. Sadece kafamda genel bir düşünce tarzı olarak yer ediyor, bu kadar.

Siz ilişki yaşamaya değer gördüğünüz insana bu anlamda net bir şekilde güvenir misiniz peki? Kesin aldatılmayacağınıza dair mutlak bir inanç taşır mısınız?

 
%99.9 inanırım. aksi takdirde sevgili olmam. takılmalık olur. onda da aldatırsa çok umrumda olmaz.


  • jelly bear  (28.10.21 13:59:37) 
Ben 11 sene bir kadınla birlikte oldum. Pahalısından ucuzuna hediyeler aldım. Yıllarca beraber yaşadık. Hastane hastane gezdim sülalesiyle babası için. Babasının ölüm haberini aldığında başı kucağımdaydı, azıcık uyusun diye elimle gözlerini kapatıyordum hastanenin lambaları uyutmuyor diye. Hayatta aklına gelemeyecek jestlerle mutlu ediyordum onu. Kadıköy' de parmakla gösteriyorlardı bizi. Zorlukları beraber göğüsledik, neşemizi beraber yaşadık. O yemek yerdi benim karnım doyardı. Tam 3 kere aldatıldım hepsinde affettim ama bana öyle şeyler söyledi ki ben ayrılalı 4 sene geçti hala teshirineyim. Dayanamayıp terk ettim. Sonradan da o kadar güçlü ilişkilerim olmadı. Sürekli pürüzler çıktı. Aldatma denmez de 2 gün sonra geri döneceğini bile bile gidip birileriyle yattılar. Birisi tabii i psikiyatrik rahatsızlığını öne sürdü, diğerini bilmiyorum büyük bir tartışmanın akşamı gidip biriyle yatmış. Bence bir tanesi de net aldatıyordu kendi kazdığı kuyuya düştü ama neyse elle tutulur bir kanıtım yok günahını almak istemem. Yani en üstte anlattığım kız arkadaşım aldattıktan sonra kimse için kesin aldatmaz diyemiyorum.


  • guitarissimo  (28.10.21 14:16:18) 
Böyle bi ihtimal yok guitaarissimo +1


  • olaylar olaylar  (28.10.21 14:21:45) 
valla niye böyle bir şey diyeyim/düşüneyim anlamadım ama ben bu konularda hiç düşünmüyorum bile. aldatabilir, aldatmayabilir genel olarak keyfi bilir. hiç bunu kafama takıp kaygılandığımı hatırlamıyorum. zerre aklımın ucundan geçmez. ama bunun partnerimle alakası yok, benim aklıma gelmez yani. berabersem, bu adam benim sevgilim demişsem, öyle hissediyorsam güvenmişimdir zaten, daha fazla kurcalayacak bi şey yok bence. ama yok aklımda böyle minicik küçücük soru işaretleri falan varsa zaten sevgili olmam. sevgiliyken oluşmuşsa da ayrılırım. bu sorularla ömrümü tüketmem ya bana çok anlamsız geliyor :d tam da bu kadar takmadığımdan aldatılıyorsam bile galiba gözüme sokulmadığı sürece anlamam da. aldatmışsa da aldatmıştır, yolları ayırırız olur biter. çok üzüleceğimi sanmıyorum.


  • erenderk  (28.10.21 15:23:36) 
olurum. olmadığım an ilişkiyi sürdürmenin manası yoktur çünkü.

yalnız şu ayrımı yapmak lazım: ben HER insanın aldatabileceği fikrindeyim. "aldatmaz" düşüncesi sevgilimin müthiş bir insan olmasıyla filan ilgili değil... yalnız şu var ki ben bir kadınla hayatımı birleştirmek istiyorsam, onun diğer yarım olması fikri beni mutlu ediyorsa ben bu insana güveniyorumdur veya güvenmeliyimdir, di mi? "beni aldatır mı" diye korkabileceğin biriyle nasıl anlamlı bir ilişki sürdürebilirsin ki?

o açıdan ben sevgilime, bana olan sevgisine, saygısına vs. güvendiğimden ötürü aldatılma konusunda endişe duymam. öyle bir kaygımın oluşması için şüpheli hareketlerinin olması, aramızdaki sevgi ve saygı bağının bir şekilde bozulması lazım. o noktadan sonra da dediğim gibi zaten ilişkinin anlamı kalmıyor.

guitarissimo'nun başına gelenlere çok üzüldüm, hatta kendisi eski ev arkadaşımdır o yüzden bahsettiği kız arkadaşını tanıdığımı düşünüyorum ama bence düşünce yapısı yanlış. yani birden fazla kez aldatan, aldattığını da bildiğin biriyle devam ediyorsan bu artık karşı tarafın sorunu olmaktan çıkıyor be abi, yani sen "bu bile aldattıysa başkaları kesin aldatır" diyorsun ama sen direkt olarak aldatan biriyle olmuşsun ki, kendi kafanda onu en güzel yere oturtmuşsun, halbuki gördüğün gibi öyle birisi değilmiş. böyle bir ilişkiyi "en iyi" varsayıp diğerlerinin o kadar sadık olmayacağını düşünmek (sanki bahsi geçen kişi sadık kalmış gibi!) bence yanlış.
  • der meister  (28.10.21 15:30:21 ~ 15:32:11) 
güvenmem, hele de erkeklere :)


  • rose parks  (28.10.21 18:52:30) 
Artik basimiz bagli ama zamaninda evet guveniyordum. Cunku herkesi kendim gibi goruyorum, hic aldatmadim, dunya guzeli olsa, hatun onumde taklalar atsa yine olmaz. Cunku ortada bir "akit" var, bu sozlu de olabilir. Ben de akit bozmam.

Saniyorum bir kere aldatildim erkek tarafi olarak, ufak bir mevzu oldu doktora gittim o beni killandirdi. Ama konduramadim ve kurcalamadim. Sonra da ayrildik zaten.
  • cooperr  (28.10.21 19:22:04) 
Olurum.


  • Hallegadola  (28.10.21 22:24:08) 
olmam, olamam.


  • selam  (29.10.21 09:08:16) 
Olmam. İnsan karakteri kaya gibi sabit değildir, yaşantılar, koşullar, olaylar kişide ne tür değişikliklere sebep olur bilemem. Büyük konuşmamak lazım ama evlenme planım bu nedenle yok. Sonsuz bir sadakat bana inandırıcı gelmiyor, canlı örneğini de pek göremiyoruz. Aldatma yalnızca fizikselle sınırlı da değil çünkü, duygusal aldatma kısmı da var bu işin.


  • Josephine.  (29.10.21 12:00:35) 
her temas iz bırakır
önemli olan sonu aldatmayla sonuçlanabilecek eylemlerden en başında uzak durmak

en basitinden serviste muhabbet etmek için yan yana oturmamak

ki illa fiziksel aldatma olmuyor: İlgi, sohbet ihtiyacı, dargınlıktan dolayı oluşan sinirle başa çıkmak için de geçici yakınlaşmalar oluyor

önemli olan böyle bir şey olunca vaktinde farkedip ayrılabilmek
her an tetikte olmak, kontrol etmek ne fayda sağlar ne huzur bırakır
  • bir soru sorcam  (29.10.21 12:05:09 ~ 12:08:03) 
evlensem eşime bile güvenmem:) ama takıntı derecesinde olmaz bu.


  • nothing in my way  (29.10.21 13:45:20) 
İnsanlara güvenmiyorsak, onlarla güvene dayalı anlaşmalar yapmamalıyız. Kelimelerin altı niye çizili bilmiyorum. Yani aldatır diyorsan sev seviş ama sadakat bekleme, evlenme. Ya da evlen ama açık ilişki, swing.. ne diyorum ben..


  • ycm  (02.11.21 07:15:06) 
[]

Annemin, kendisinden izin almamı beklemesi.

Ön bigli; Yaş 32. Erkek kişisi.

Az önce konuşurken dedim Kasım ayında yurtdışına gidebilirim. Yok covid var, yok şöyle filan. Sıkıldım deyince neden bana soruyorsun dedi. Dedim sormuyorum, bilgi veriyorum.

Daha önce, defalarca tek başıma yurtdışına çıkmışlığım var. Direkt ben gidiyorum dedim ve kalktım gittim.

Annemin bu tür beklentisi var sanırım. Sizde var mı bu durumlar?

 
neden bana soruyorsun demiş, izin almanı beklediğini sanmıyorum.

yok ben de haber veririm sadece.
  • jelly bear  (28.10.21 13:13:15) 
15 yıl önce vardı.

33 yaşındayım.
  • himmet dayi  (28.10.21 13:19:57) 
Üniversiteden ilk döndüğüm zaman alışkanlıktan kimseye bir şey demeden gidiyordum. O zamanlar bununla ilgili laf sokuyordu.
Alıştı.
Hala birlikte yaşadığımız için haber veriyorum tabii ki (çoğu zaman unutuyorum ama ya mesaj atar ya da arar o zaman söylerim) ama izin alma gibi bir durum olmadı hiç.
Ne tatil planı için ne başka bir şey için.

"Neden bana soruyorsun" sorusundan böyle bir anlam çıkarmadım ben açıkçası.
Bunu beklese daha farklı ifade ederdi bence.
  • mutekebbir  (28.10.21 13:23:41) 
15-16'dan sonra bir yere gitmek için izin alma meselesini bıraktım. bağımsız bir çocuktum onları böyle olmaya ben zorladım diye düşünüyorum ama neticede bir yerden sonra izin istemek saçma.

ama standart türk ailesi korumacı, buna beklemesi şaşırtıcı bir şey değil. çok umursamana gerek yok bence.
  • Bruce  (28.10.21 13:26:49) 
Bana cok garip gelmedi covid var demesi, cunku var ve bi risk var ortada, bu izin alma izin verme meselesi degil ki, yasla da ilgisi yok bence ama 32 yasinda izin almanizi bekliyorsa, o biraz garip dogrusu.


  •   (28.10.21 13:42:37) 
neden bana soruyorsun dediyse seni yanlış anlamış şaşırmış bence öyle bir beklentisi yok. neden bana sormuyorsun deseydi bir beklentisi olduğunu anlardık.


  • guitarissimo  (28.10.21 14:13:08) 
[]

bugun ve yarin ne yapacaksiniz?

1, 2 saate is bitiyor. istanbuldayim. kimse yok herkes calisiyor. bu aralar cok sikildim. kara kara ne yapacagimi dusunuyorum. siz ne yapacaksiniz? belki ilham alacak birseyler cikar.




 
Bugün herkes kadar erken çıkamayacağım ama yine normalden daha erken çıkacağım.
Dolabımı düzenleyeceğim.
Kışlıklarımı çıkarmamıştım ayakkabı dolabım karışık vs.

Yarın öğlenden sonraya kadar evde ders çalışıp öğlenden sonra dışarı çıkacağım, yemek yerim kahve içerim akşam da bir etkinlik var.

Param olsaydı;
Bugün dolabı biraz düzenler ders çalışır,
Yarın ve hafta sonu da kahvaltıdan itibaren dışarıda takılır yeni yıl hediyelerini alır gitmek isteyip gidemediğim sergilere vs uğrardım belki sinemaya giderdim.
  • mutekebbir  (28.10.21 12:37:36) 
selda bagcan konserine gidecegim:)))<3


  • ala09  (28.10.21 14:39:27) 
[]

yeni evlenene hediye

selamlar, çok samimi olmadığım bir arkadaşımın düğününe gidememiştim pandemi sebeplerinden dolayı, cuma günü evine misafir olarak gideceğim. bi hediye almam gerekmiş gibi hissediyorum ama bütçem de çok yok. max. 200 tl lik ne alabilirim sizce




 
çok samimi olmadığın arkadaşlara genelde borcam alınır.

ikinci seçenek arzum el tipi blender veya rondo.
  • killerbee  (28.10.21 00:03:04 ~ 00:04:41) 
kahveyle ilgili ise ikeadan mokapot veya french press alabilirsin evlerine. yine paşabahçeden hediye alabilirsin.


  • xrated  (28.10.21 00:03:24 ~ 00:03:49) 
Paşabahçe +1
güzel bir karaf ya da sürahi, nude serisi olabilir.

  • Bruce  (28.10.21 00:08:17) 
Nevresim takımı


  • sirisum  (28.10.21 00:09:06) 
Nevresim takımı demeye gelmiştim.


  • boyalı kuş  (28.10.21 00:49:29) 
Iciyorsa rakı


  • logic  (28.10.21 01:00:53) 
Paşabahçe demeye geldim. Ancak bana gelen hediyeler hep nevresim takımı, pikeler geldi.


  • esinikaybetmiscorap.  (28.10.21 07:48:57) 
Ben olsam bütçeyi biraz daha artırıp takı niyetine takardım.


  • etna  (28.10.21 08:10:10) 
duvar asabilecekleri tablolukta bin parça bir puzzle.
duvara baktıkça bu evdeki ilk haftalarımızdı diye hatırlarlar, birleştirirken yaşananlar, içilen kahveler, dinlenen müzikler, edilen sohbetler unutulmaz.

  • onemoremile  (28.10.21 09:18:59) 
Nevresim takımı almayın ne olur.

Bize her gelen nevresim takımı almış gelmiş ev depoya döndü bir kısmını kız evinde bıraktık o kadar çoklar yani.

Battaniye veya pike alsanız bile olur ama nevresim almayın lütfen ^^
  • chicha_v2  (28.10.21 10:31:23) 
yarım gram altın al


  • bir soru sorcam  (28.10.21 10:38:44) 
böyle durumlarda, "her eve lazım" ürünlerden uzak durmak lazım. siz almasanız da arkadaşınızın zaten alacağı ürünlerden bahsediyorum. çünkü arkadaşınız başka renk-şekil alacak olabilir. daha kalitelisini alacak olabilir. bu yüzden de hafif "lüks" ürünler almak bana daha mantıklı geliyor. yani normalde almayacağı ürünler. ama lüks derken pahalı olmasından bahsetmiyorum. illa gerekli olmayan ama olursa da iyi olabilecek ürünler. mesela mokapot ya da güzel bir puzzle. burada nevresim ve rondo denmiş, bunlar için arkadaşınızın başka tercihleri vardır. sizin tercihiniz ona uymazsa boş yere hediye almış olursunuz. bir evde de büyük ihtimalle rondo vardır zaten.


  • co2s2  (28.10.21 10:48:19) 
@co2s2 +1

hiç karar veremezseniz hediye kartı da verebilirsiniz, "ben bu işleri pek beceremiyorum, gönlünüze göre alın istedim" diye de eklersiniz. zaten paşabahçe'den filan bişeyler alacaksanız da mutlaka değişim kartı ekletin.
  • gmzo  (28.10.21 11:24:19) 
çok güzel battaniyeler var.

bambu ev eşyaları oluyor kap kaçak.

içiyorlarsa güzel bir içki de olabilir +1

mokapot da güzelmiş.

bunlar beni mutlu ederdi.
  • Hallegadola  (28.10.21 11:50:59 ~ 11:52:07) 
[]

Sevgiliye dair hissedilen "Bu kadın bana fazla" hissi...

Bir süredir beraber olduğum biri var. Daha onu en başta gördüğümde "Bana düşmez ya" diye içimden geçirmiştim. Ama tanıştık, görüştük. Sevgili olduk.

Kendisi dış görünüş olarak oldukça alımlı, dikkat çeken bir kadın. Bir mekana girdiğimizde hemcinslerinin bile baştan aşağı süzdüğünü defalarca yakaladım. Kadınlar birbirlerine bu süzme eylemini genelde yapabiliyorlar ama bu defakinin farklılık düzeyini ayırt edebiliyorum, tecrübe. İyi bir iş kariyeri var. Önemli bir şirkette, iyi bir pozisyonda. Benden bayağı bayağı fazla kazancı olduğunu tahmin etmek zor değil. Çok sosyal, gezmeyi dolaşmayı çok seviyor.

Ben ise daha sakin bir hayat yaşayan biriyim. Öyle aşırı bir sosyal hayatım yok. Bana yeten ve ortalama bir işim var.

Fiziksel olarak elim yüzüm düzgündür, bir kadına nasıl davranılması gerektiğini bilen nazik biriyimdir. İletişim yönüm güçlüdür. Frekansımın tuttuğu kişiyle iyi eğlenirim, onu da eğlendiririm. Sanırım kendisini de bunlar çekti.

Sorun şu ki beraber dışarıda toplum içerisinde zaman geçireceğimizde ben kendimi "gergin" hissediyorum. Bu gerginlik hissi de daha buluşma hazırlığımda başlıyor. Belki çok saçma gelecek ama sanki dışarıdayken bizi gören insanlar, bizi yakıştırmıyorlar falan gibi hissediyorum. Oysa nereden bilecekler ki neyin ne olduğunu. Ev ortamına girip başbaşa kaldığımızda ise rahatlıyorum.

Gözlerinin içi gülen, "Yanında kendimi huzurlu hissediyorum" diyen bir sevgilim var ama ben bu kafadan kurtulamazsam bir çuval inciri berbat edeceğim diye endişeleniyorum.

Bir el atın dostlar... Duruma ne diyorsunuz?

 
yeni ilişki herhalde, zamanla alışacaksın sen de, normalleşecek şu an gözündeki yüceliği, o zaman rahatlarsın sanırım. yarı tanrı falan değil sonuçta, kendini baltalama.


  • veritaslibertas  (27.10.21 14:25:49) 
iyi zaman gecirirsiniz, iki sene sonra ayrilirsiniz. her yasadiginiz da yasamaya deger. el atmadim ama eyyorlamak istedim


  • ala09  (27.10.21 14:27:58) 
İki gönül bir olduktan sonra kimin ne düşündüğünü ne umrunda ki ? İlişkilerde bu tip statü bildiren unsurların düşünülmesi bile bana üzücü geliyor, aklıma bir aralar kız arkadaşım işsiz kaldığında kasiyer olarak çalışmıştı bir dönem "benden utanıyorsundur" belki vs tarzında birşeyler söylemişti, tam aksine ben onla gurur duyuyordum, yalnız kadınlarda bu olay erkekteki kadar anlayışla karşılanmıyor tecrübem bu yönde (bkz hipergami) dikkatli olmak lazım.


  • wiekannich  (27.10.21 14:41:03) 
Onun güzelliğine de, hayat standartlarına da bi zaman sonra mutlaka alışacaksın. Alıştıktan sonra cool hareketler sergileyip sevgisini, sadakatini tırt sebeplerle sınamaya kalkarsan eğer büyük tekme yersin. Aranızdaki uçurumun o da farkında. Sen bunu unutursan eğer "vay g.tü kalkmış bunun" der sana mutlaka bi ders verir.

imzayı atana kadar alttan al bence :)
  • IncredibleMau  (27.10.21 14:45:34) 
eğer üstünlük sadece fiziksel güzellikse

huzurlu hissetmekle, aşık olmak çok farklı şeyler
yani geçmişte üzüldüğü için seni kullanmıyorsa

birbirinizden üstün olduğunuz, merak duyduğunuz konular varsa
1-2 aya adapte olursun, dert etcek bi şey yok

ayrıca akıllı kadınlar fiziksel güzelliğin geçici olduğunun farkında olarak tercihler yapar
  • bir soru sorcam  (27.10.21 15:11:45) 
Dışarıdan sizi gören insanların ne düşündüğünün ne önemi var?

Yanlış anlama ama bu aşağılık kompleksinden kurtulman lazım. Gerisi önemli değil.
  • himmet dayi  (27.10.21 15:20:52 ~ 15:21:03) 
Çok net olan bir şey var bence. Bu hisler karşı tarafa iyi hissettiren şeyler değil. Bu güvensizliğiniz nihayetinde başka davranışlarınızı da etkiler ve karşınızdaki kişiyle iletişiminiz donuklaşır. Tuhaf bir ortam oluşur yani ister istemez...

Bu kişi bir nedenle sizi beğenmiş. Siz kendinizi ondan daha iyi görseniz de kendi adına, gidip kalmak üzerine karar onundu zaten.

Kendinizi eksik görmeyin, ama kendinizi üstün görün de demiyorum. Bunların hepsinin tuhaf yansımaları olur. Bunun sizin meseleniz olmadığını kendinize anlatıp tüm bu meseleyi bir tarafa bırakmalısınız. Siz kendiniz bu kişiyle ilgili beğenip beğenmediğiniz yönlere odaklanın.
  • akhenaten  (27.10.21 16:02:13) 
akhenaten +1
Bunun dezavantajı çıkıyor ortaya zamanla o yüzden bu histen kurtulman lazım.

Şunu kabul etmek lazım, bazen insanların kendinde olumlu görmediği bazı özellikler başkalarının başka eksiklerini tamamlıyor. Klişe ama geçerli bir bakış açısı; kendine sen değer vermezsen başkası vermez. Onu yukarıda gördüğün sürece bunun gerçeğe yansıması da kolaylaşır.

Kimseyi bişeye zorlamıyorsun neticede, bunu sorun etse seninle olmazdı. Olduğuna göre şimdilik etmiyor demektir ama sen buna devam edersen etmeye başlayabilir.
  • Bruce  (27.10.21 19:53:42) 
insanın sevgilisine karşı böyle hissetmesi tabii ki saçma ve ben bu tarz uyumsuzlukların çözülebilecek şeyler olduğunu düşünmüyorum. fazla diye düşünüyorsanız fazladır. bugün yarın ona göre şekil alır o ilişki zaten ve biter büyük ihtimalle. benim anlamadığım böylesi bir hisle boğuşup nasıl sevgili olabildiniz? ya ben böyle işlerin cahiliyim ya da siz biraz hızlı davranmışsınız gibi geldi. bana sevgili olmak için bazı temel konularda (uyum gibi) biraz daha rahatlamış/belli konularda anlaşılmış olmak gerekiyor gibi geliyor.


  • erenderk  (27.10.21 20:16:40) 
ya kaybetme korkusu sarmış seni. dostum kaybetme diye bir şey yok ilişkilerde. istediğin kadar mükemmel ol güzel bir ilişkiden ayrılınca mükemmel olan da çok üzülüyor kötü olan da. ilşki içinde iken üstün taraf her zaman olacak bunda da sne olmayıver. senden üstün birisi senin yanında olmaktan mutlu iken sen ayrıldığınızda tek kaybedenin kendin olacağını düşünerek kendini germe boş yere. sen kendin ol frekansı yakalamışsın işte. dik dur yanında. her şey olacağına varıyor.

başkalarını da salla yani mesele beraberken başkalarına değil sana bakması seni dinlemesi. başkalarının ona bakması değil. bu ülkede kızlara başkaları hep bakıyor hem de ayı gibi.

aranızdaki uyumu da dengelersiniz zamanlar bazen sosyal bazen durgun güzel güzel gider.
  • andlee  (27.10.21 23:45:15) 
Bu kafadan kurtulmazsan sıkıntı yaşayacağın konusuna katılıyorum. İster istemez kısıtlayıcı veya özgüvensiz davranmak karşı tarafı zamanla rahatsız edebilir. Yapman gereken şey insanların birbirine denk bile olsa herkesi eleştirdiğini ve yargıladığını ve ilişkinin devam etmesini sağlayanın statü, dış görünüş vb. gibi şeylerden çok iki kişinin arasındaki dinamikler olduğunu kabullenmek.
Bu kadar harika bir kadının seçimlerine de güvenmek lazım :) İlişkiden aradığı şey huzur, güvenlik vs. olabilir dışarıya karşı nasıl görünürüzden çok (öyleleri de var ama belli ki sizin sevgiliniz değil)

Örnek verirsek ben hayatım boyunca hep kitap okumayı seven entelektüel seviyesi bana yakın ve cool bir sevgili hayal ettim. Kendim de insanlarla çok içli dışlı değilim. Kendimce akademik ve kariyer olarak başarılıyım ve güzel bir kadındım (kilo almama ve mutsuz görünmeme sebep olan olaylardan önce) O zamana kadar bu saydığım özelliklerde çok erkekle tanıştım ancak hiç huzurlu hissettiğimi hatırlamıyorum.

Şimdiki nişanlım kitap okumaktan nefret ediyor ve en tahammül edemediğim şeylerden olduğunu sandığım bozuk bir Türkçesi var. Giyimine falan da dikkat etmez ve akademik açıdan başarı kovalayacak biri de değil. Ama ben de huzurlu hissediyorum ve inanın bu hissi dört dörtlük bir erkeğin yaşatacağı tutkulu bir aşka da değişmem. Bazı insanlar stabillik ve belirlilik sever.
Beni mutsuzken de sinirliyken de kiloluyken de kendimden nefret ederken de gerçekten sevdiğini gördüğüm biri benim için başarılı zengin iyi giyimli arkamızdan "vay be ne cool çift" dedirtecek bir erkekten daha değerli.
  • eatpraylaw  (28.10.21 00:57:17) 
bu modla devam edersen elindekinin kaçırırsın, sonuçta olanlar olmuş kendini sana eş hissetmiş artık "o bana fazla" diye düşünmenin bir mantığı yok.


  • lcha  (28.10.21 09:28:36) 
Kimler kimlerle beraber. Nice güzel kızlar maganda cahil tiplerle arkadaşlık yaptı, sonunda da ezildi. Anlattığınıza bakılırsa siz gayet uygun görünüyorsunuz birbirinize. Mutluluklar.


  • firez  (28.10.21 23:12:00) 
[]

Hayalinizdeki iş

Hayalinizdeki iş nasıl?

Hayalinizdeki işi mi yapıyorsunuz?

Küçük yerde maaş iyiyse, ulaşım kolaysa bir ömür çalışır mısınız? Büyük yerleri hedeflemez misiniz?

Büyük yere ulaşınca iş değiştirme macerasından kaçınır mısınız?

 
Hayalimdeki is kendi isim. Yani maastan kurtulmak. Calistigim kadar kazanmak.


  • floydian  (26.10.21 23:23:18) 
Yani benim öyle gibi, evden yabancı bir firmaya çalışıyorum, izin durumuna karışan görüşen yok 8 de iş başı yapmak yok, bugün Ankara yarın Paris'ten çalışabilirim. Ancak bir arıza olursa gecenin 3'ünde de arayabiliyorlar. 2 senede bir değiştirirdim ancak şimdilik düşünmüyorum tek problem maaşlı olması üstteki arkadaşa katılıyorum.


  • mirty  (26.10.21 23:33:16) 
hayalimde iş yok.

ama çocukken ve gençken ne yapmayı hayal ettiysem hepsini yaptım. önce bol seyahatli prestijli "büyük yerde" bi işte çalıştım, mutlu olmadım. sonra daha anlamlı bulduğum bi alana yöneldim maddi kazançtan bi nebze feragat ederek. daha mutluyum. birkaç senede bir iş ve ülke değiştirmeyi daha tercih edilir görüyorum şu an. ilk işimden sonra para kıstasım olmaktan çıkmıştı. yaptığım yapacağım işlerden tek beklentim beni zihnen ve vicdanen tatmin etmesi artık. şimdilik iyiyim ama yine de uzun yıllar aynı yerde çalışmak sıkıcı geliyor. 2 seneye başka şeylere sararım kesin.
  • erenderk  (26.10.21 23:36:15) 
Başkomiserlik. Treni kaçırdım tabi. :(


  • stejerners  (26.10.21 23:56:12) 
Hayalimdeki iş yaratıcılığımı kullanıp üretebildiğim bi iş, zanaat gibi düşünülebilir. Kendi işimin patronu olsam süper olur ama olmazsam da beni manevi olarak tatmin etsin isterim.

Hayalimdeki işi yapmıyorum hatta doğru dürüst düzenli bi işim de yok.

Küçük yerde maaşım iyiyse ulaşım kolaysa ve sevdiğim birileri de varsa ömür boyu olmasa da uzunca bi süre geçinirdim. Sevdiğim biri- köpeğim bile olabilir- yanımdaysa işten kalan vakti kafama göre tatile çıkarak filan değerlendirir küçük şehirde yaşama işini biraz dengelerdim.

Büyük yere gideyim diye özel bi gayreti olan adamın da bi zahmet risk alıp iş değiştirme, deneme yanılma, kendini geliştirip bi sıçrama sevdası olması gerektiği kanaatindeyim. Yoksa kalanlardan sıyrılamaz. Ben pek hırslı olmadığım için buna yanıt veremiycem.
  • kulaktan dolma biber  (27.10.21 00:10:32) 
hayalimdeki iş evden yurtdışına çalışmak olurdu sanırım. dövizle para kazanmak. tl'den kurtulmak.

bunun daha da üstü bir hayal olarak kendi işimi kurup yine dolarla kazanmak.

büyük yerin maaşı önemli. sırf büyük diye tercih etmem. maaşı da iyi olmalı. her zaman daha iyisi vardır.
  • jelly bear  (27.10.21 00:32:59) 
hayalimdeki işi hiç sevmeyerek yapıyorum. doktorum. belki yurt dışında severek yapabilirdim.

küçük yer ilk tercihim kesinlikle.
  • andlee  (27.10.21 23:47:47) 
Hayalimdeki iş yarış stretejisti olmak. Küçük veya büyük yarış takımı fark etmez.


  • bartholomew87  (27.10.21 23:55:32) 
Bilimadami olmak. Diger tum isler vakit kaybi ya da oyalanmak gibi. Ya da basibos insanları oyalayan seyler uretmek gibi.

Kucuk yer iyidir kendi coplugunde otersin.
  • halk  (28.10.21 07:08:44) 
[]

Canım hiçbir şey yapmak istemiyor ama stresten ölüyorum

Merhaba Duyuru'nun Hayat Dolu Tatlış İnsanları,

Başlıkta da okuduğunuz gibi canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Bir şeye heves ediyorum iki dakika sonra tadı kaçıyor. Motivasyonum yerlerde. İş bulmam gerekiyor ama iş aramayı da 2 haftadır falan bıraktım. O kadar sıktı ki artık her gün 2-3 saatimi ayırıp ilanlara bakmak, yoruldum yeminle. Serbest çevirmenlik yapıyordum bıraktım, tam zamanlı iş bulacağım diye. 1-2 ay önce başımdan aşağı resmen çeviri yağdı, ancak sadece bir tanesini almak geldi içimden.

Kendimi geliştirmem gerekiyor, bazen bildiğim diller konusunda zayıf olduğumu hissediyorum veya yeni bir dil öğreneyim diyorum, gram kılımı kıpırdatmıyorum. Benden seviye olarak geride olanların bir şekilde düzen kurduklarını fark etmeme rağmen eylemsiz kalmaya devam ediyorum. Bu da en çok koyan şeylerden biri. Buna izin verdiğim için kızıyorum kendime.

Şu an kendim için yaptığım tek hayırlı şey profesyonel bir kurumdan mesleki eğitim almak. O da zaten delicesine aradığım bir şeydi. Bu eğitimi de bahane ederek yapmayı düşündüğüm her şeyi bu eğitimin bitimine erteledim. Spora başlamayı düşünüyordum, onu da pandemi bahanesiyle erteledim.

Kendimi her ne kadar insanlarla kolay temas kurabilen biri olarak görsem de şu an sosyal ilişki adına bir düzenim kalmadı. Bir tarafım insanları, bir tarafım yalnızlığı istiyor ve şu an dışarı çıkabileceğim bir arkadaşım dahi yok. En iyi arkadaşımla çok saçma bir sebepten dolayı iletişimi kestim.

Her neyse daha fazla yazmak istemiyorum ama gerçekten artık o kadar zor geliyor ki stres nöbeti gibi, atak gibi bir şey geliyor. Bunu ilk defa Instagram açıp düzen kuran arkadaşlarımın hesabına bakınca yaşadım, sonuncusunu da dün yaşadım, birkaç defa yaşadım bunu son 6 ayda. Derin derin nefes alma ihtiyacı hissediyorum ve sol tarafıma bir sızı saplanıyor. Kalp krizi geçirecek gibi hissediyorum. Benim açımdan olumsuz bir uyarana maruz kalınca oluyor. Böyle bir şey açığa çıktığına göre ciddi sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Nasıl kurtulabilirim bu cendereden? Bu cendereyi bırakabilir miyim? Yaşayanınız olduysa nasıl çıktı? Fikir ve tavsiyelerinize açığım. Teşekkür ederim.

 
Öğretmenlik düşünmüş müydünüz? Formasyon alıp öğretmenlik yapma şansınız varsa onu deneyin derim. Bu şekilde atanmaya çalışırsınız ya da kurslarda öğretmenlik yaparsınız. Gerçi bazı kurslar dil ve edebiyat mezunlarını da çalıştırabiliyor. En kötü özel ders vermeyi deneyebilirsiniz.


  • dissendium  (26.10.21 19:15:49) 
Valla olayin sebebi belli iste, kendini oturup milletle kiyaslamayacaksin. 'Benden seviye olarak geride olanlar' ile seklinde baslayan cumlen zaten tum olayi ortaya cikariyor.

Ise ihtiyacin varsa is bulman gerekiyorsa oncelikle hangi isi yapmak istedigine karar ver. Su an oyle bir kararsizligin varmis gibi gozukuyor. Yapacagin ise karar verdikten sonra da is bulana kadar sadece is basvurulari yap ve kendini gelistirmeye cabala. 'Millet su an su konumda' vs diye dusunup kendine iskence cektirme. Isi bulduktan sonra gerisi gelir.
  • j r r tolkien hayrani  (26.10.21 19:53:31) 
[]

Kimseyle "Onunla olduğu gibi" olmuyorsa ne yapmalı?

Hayatınızın ilişki anlamında zirve seviyelerini görüp yaşadığınız bir ilişkiden çıkmışsınız. Kafaların uyumu, hayata dair bakış açıları, mizah anlayışı, seks hayatı vs. Tabii acı olan da şu ki, bazı şeyler ne kadar iyi olursa olsun, bir ilişkiyi devam ettirmeye yetemeyebiliyor, başka şeyler çıkıyor. Her neyse.

O ilişkinin sonrasında pek çok kadınla flört etmişsiniz ama kimseye dair heyecanlanamadığınızı, yanındayken sıkıldığınızı falan fark ediyorsunuz. Beyniniz adeta otomatik bir şekilde herkesi "onunla" kıyaslıyor, olmuyor.

Bu noktada bence yapılacak üç şey var;

1. Kimseyle bir daha o seviye bir şey yakalanamayacağını kabullenip, daha az tatminkar türde ilişkilerle yola devam edileceğini düşünmek.

2. Zaman içerisinde hayatın benzer seviyede şeyler hissettirecek bir insanı yeniden karşına çıkarabilme ihtimaline inancı kaybetmemek ve bu düşüncenin doğrultusunda denemelere devam etmek.

3. Onunla yeniden işleri yoluna koymaya yönelik hamlelerde bulunmak. (Neredeyse ayrılalı 4 ay olacak, sıfır iletişimdeyiz.)

Ne dersiniz?

 
tabii ki 2.

biri asla düşünmeyin. her zaman daha iyisi vardır.

3 anca gereksiz bir sebepten ilişki bitirilmişse olabilir. düzelemeyecek bi şeyse 3ü de eleyin.
  • jelly bear  (26.10.21 14:29:33) 
Önce 3. Gerisi gelir zaten.


  • pispinti  (26.10.21 14:32:37) 
4. senin düşündüğün kadar iyiyse bitmezdi diye düşünmek


  • bir soru sorcam  (26.10.21 14:54:05) 
How I Met Your Mother'ın bir bölümünde şöyle bir deyiş vardı: "Everyone has their own Robin - the person that you loved very much, but you cannot be with. And whoever you'll meet, whatever you'll do, nothing will be like it would be with Robin."

Açıkçası ben de uzun süredir aynı durumdayım. İlişkinin sonrası geçen diyalogsuz 3 senenin üstüne dayanamayıp yeniden iletişim kurmuş ve onun bensiz de "çok iyi" olduğunu görünce hayal kırıklığımı ikiye katlamıştım. Sonrasında denemeye yeltendiğim her ilişkide hep onu aradım ve bu durumun karşı taraf için büyük bir haksızlık olduğuna kanaat getirdiğim için de sürdürmedim. Başlamadım bile denebilir. Ne yazık ki hâlâ aklımı ondan alamıyorum. Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi'nin ilk cümlesinde söylediği gibi "Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum." Ben hayatın bir yerde onu karşıma çıkaracağını bilseydim kendimi farklı yetiştirirdim. Ancak hayatın içinde pişmanlıklar da var. Bunu böyle kabul etmeyi öğrendim artık. Bu acımı azaltmıyor, hiçbir şeyi düzeltmiyor fakat en azından kendimi daha az suçlamama yardımcı oluyor.

Pinhani'nin bir şarkısında da geçtiği gibi:

"Güzel günlerimizin bittiğini sanma, belki bir daha öylesi olmaz ama her bir gün de güzel aslında..."
  • ultranil07  (26.10.21 15:40:35 ~ 15:41:18) 
Önce 3
3’ün olmayacağından aşırı emin olduktan sonra 2

  • megalomaniac  (26.10.21 16:13:03) 
zaman geçtikte sen insan olarak değişeceksin. beğenilerin isteklerin farklılaşacak. dizi karakteri değilsin :). (bence değişmiyorsa asıl bu sıkıntı). duygusal olarak uzaklaştıkça da daha objektif bakabileceksin geçmişteki ilişkine. bitmesinin bir sebebi var sonuçta.

kendini böyle kutulara sıkıştırma onun gibi olur olmaz diye. milyon tane insan var. elbette ki karşına başka insanlar çıkacak.

kısacası, yaşamaya devam et. beklentilerini askıya al derim. romantik ilişki bir insanın hayattaki tek tatmin aracı yani hayat amacı olmamalı bence. işinin arkadaşlarının hobilerinin tadını çıkar. yeni hedefler koy.
  • curious mind  (26.10.21 16:19:11) 
2


  • guitarissimo  (26.10.21 19:30:21) 
4 ay cok az süre. Iletisime geçme. Işine bak


  • westblack  (26.10.21 19:39:41) 
4 ayda mi ondan daha iyisi olmayacagini anladin?

tebrikler, gul gibi saplantiniz olmus :D

kimse vazgecilmez degildir
  • foster  (26.10.21 19:43:04) 
Valla ben hicbiri diyorum. Tum secenekler direkt gecmise yas tutma ile alakali, farkli gorunen ikinci secenek bile yine gecmise bisekil takintili olma durumuyla ilgili. Bittiyse bitmistir, 'yok baskasi sunun gibi olacak mi' vs diye dusunup isi bisekil yarisa cevirmeye de gerek yok. Unut gitsin, direkt onune bak.


  • j r r tolkien hayrani  (26.10.21 20:02:47) 
aynisini yasiyorum yillardir.

ben ilk zamanlar 2ydim. artik 1im.

benimkinde yillar oldu. artik olmaz ama sana tavsiyem 3.

bu arada 4 ay olmus ve pekcok flort mu? bu kisim biraz garip
  • Kittie  (26.10.21 20:42:35) 
@foster @Kittie Süre 4 ay, oturup bekleyene bu çok aşırı uzun bir zaman değil tabi ama ben boş durmadım, dating app'lerden tanıştığım kişiler oldu. Aklım ve hislerim başka birine kaysın istedim. Ama pek başarılı olduğumu söyleyemem.


  • magni  (26.10.21 21:05:31) 
o çoktan yeni bir ilişkiye başladı bile, dolayısı ile 3 bir seçenek değil. seninleyken yaptıklarını başkaları ile yapıyor ve halinden oldukça da memnun.

atlatamayan sensin ve onunda atlatamayacağını düşünüuyorsun ancak bu doğru değil, 3 ncü haftadan sonra kadınlar yeni bir ilişkiye hazırlardır. 4 ncü haftada birini bulur, çivi çiviyi söker deyimi de buradan gelir. kadınların hayatta kalma içgüdüleri bu şekilde gelişmiştir. savaşta erkeği ölen kadın yıllarca ağlayarak vakit kaybetmez, o çiftliği, o işi idare edebilecek birini bulur. günümüzde bu çok daha hızlı, instagram, tinder, okcupid saolsun.

dolayısı ile öncelikle onunla olan onunla güzeldi diyeceksin, başkalarında başka güzellikler bulacaksın ve hayatına devam edeceksin.
  • selam  (26.10.21 22:36:29) 
[]

Her şeyden bıkınca napıyoruz?

İş yerinde her şeyi halleden olmaktan bıktım. Çözülemeyen sorun olduğunda yardım istenen olmaktan bıktım. Sorunu olan arkadaşların danıştığı insan olmaktan bıktım. Babamın muhasebesini tutmaktan bıktım. Ablamın işiyle ilgili fikir vermekten bıktım. Beraber büyüdüğüm, en yakınım dediğim kuzeninim karı kız muhabbetinden bıktım. Kendi karı kız muhabbetimden de bıktım.

Kimse beni aramasın istiyorum. Kimseye derman olmak istemiyorum. Genel olarak sorumluluk sahibi olmaktan bıktım. Görünmez olmak istiyorum, var olmamak istiyorum.

Napıyım, kendimi ölü mü göstereyim? Bildiğiniz kimlik değiştirmeci var mı? Nasıl kaçıcam her şeyden?

 
(bkz: abi geç oldu yat istersen artık )

Sal gitsin bruce, dert etme o kadar.
  • j r r tolkien hayrani  (26.10.21 00:09:52) 
telefonu kapatın.


  • erenderk  (26.10.21 00:14:13) 
buraya değil de bu insanlardan birine patlıyoruz ve bu kişileri korkutuyoruz, bir süre bize bir şey demeye korkuyorlar, biraz rahat ediyoruz ama sonra da bu insanları kırdığımız için vicdan azabı çekiyoruz.


  • rahip janick  (26.10.21 00:27:36) 
İstifa edip telefonu 1-2 ay bıraksan kendine gelirsin ama niye böyle doldun ki şimdi acaba o.O


  • abuzer  (26.10.21 06:21:06) 
dolmussun iyice, hicbir seyi dusunmeden telefondan internetten insandan uzak bi kafa tatili 1 haftada resarj eder aslinda. ve bu noktaya gelmeden belli periyotlarla kucuk tatiller iyi gelir diye dusunuyorum sonrasi icin.


  • in vino veritas  (26.10.21 07:14:52) 
Hayır demeyi öğrenerek.


  • bagcivan  (26.10.21 09:38:00) 
haha şaşırdım okuyunca.
abi sen gerçek hayatta da duyuruda olduğu gibi her soru sorup yardım isteyene ilk koşup cevap veren kişi oluyorsan bunların başına gelmesi ve sonuçta bıkmak normal.
ben mesela beni bıktıran birisi olursa dinlemiyorum. dinler gibi yap dinleme mesela.
  • dafuq  (26.10.21 09:55:14) 
hacı o değilde sana bir şey sorcam.

bir eleman var bana borcunu vermiyor onu nasıl yaparız?
  • duyurukullanıcısı  (26.10.21 09:57:48) 
Hocam toplumun sizin gibi insanlara çok ihtiyac var, her 10 insana bi tane sizin gibi insan gerekiyor. Göreve devam :(

Biraz mola iyi olabilir dabi.
  • WithWorth  (26.10.21 10:32:44) 
biraz tatil iyi gelir, telefonsuz tabii. hatta bana iki gün kamp bile iyi geliyor.


  • selam  (26.10.21 22:40:46) 
[]

Sizin de evli arkadaşlarınız böyle mi? Her şeye eşini katan arkadaş sorunu.

En yakın arkadaşlarımın 2’si evlendi. Ben evli değilim ve erkek arkadaşım işi sebebiyle yılın yarısını falan yurt dışında geçiriyor. O burdayken de değilken de asla arkadaşlarımı eşleri olmadan göremiyorum.

Bu arkadaşlardan biri 2 senedir evli ve sevgilisiyle 8-9 senedir birliktelerdi zaten öncesinde de. O zamanlar da sürekli sevgilisine göre planlarını ayarlardı. Mesela kız kıza tatile giderdik o 2-3 gün sonra bizden ayrılırdı ve sevgilisi gelirdi birlikte kalmaları için. O zamanlar da biraz bıktığım olurdu her şeye dahil etmesinden ama aynı şehirdeydik ve baş başa vakit geçirebiliyorduk yine de. Şimdi farklı şehirlerdeyiz ve kocası olmadan görmedim 2 senedir.

Diğeri de haftanın 3-4 günü benimle aynı şehirde oluyor ve diğer günler başka bir şehre gidiyor. Bu yüzden çok sık görüşemiyoruz ama ne zaman görüşecek olsak 3 kişiyiz. Kendisi, kocası ve ben. Çocuğu seviyorum bu arada ben de ama bazen de kız kıza oturmak istiyorum yani arkadaşlarımla. Düşündüm de en son kız kıza vakit geçirebilmemiz bundan 4 sene önce falanmış.

Yani ikisinin de eşlerini seviyorum aslında ama sürekli geçireceğimiz vakti kocalarına göre ayarlamalarından ve asla tek başlarına buluşmaya gelmemelerinden sıkıldım artık. Bugün 2. bahsettiğim arkadaşımla buluşacaktık ve yine kocasına uymayacaktı. Ben de en son dayanamayıp “bir kere de sen tek gel, onunla sonra da görüşürüz” dedim. Önce olabilir falan dedi ama dün gece iptal etti yine.

Sizin de evlenen arkadaşlarınız böyle mi? Eşlerinden ayrı vakit geçiremeyen tipler mi oluyor yani insanlar evlenince? Yani biz evli değiliz ama erkek arkadaşım burdayken de o ve diğer erkekler olmadan kız arkadaşlarımla vakit geçirmek isterim bazen. Sonuçta yakın arkadaşım ve daha özel şeylerimi de paylaşabileceğim kişiler onlar. Ama onlar için böyle bir şey ihtimal dahilinde değil ve bu yüzden sinir oluyorum biraz. Haksız mıyım sizce?

 
ben evli değilim, sevgilim de yok ama benim çevremde durum tam tersi diyebilirim. özellikle eşlerle birlikte olacak şekilde bir plan yapılmamışsa kimse eşini getirmez, eski zamanlardaki gibi sohbet edilir, eğlenilir herkes evlere dağılır. eşlerle birlikte bişeyler yapalım planı da çok olmaz açıkçası.

ablam da eşiyle birlikte çok fazla plan yapmaz mesela, eşinin haftada bir gün üniversite arkadaşları ile düzenli buluşmaları olur, onun dışında da çıkar arkadaşlarıyla görüşür, tatillere gider gelir, aynı şekilde ablam da öyle yapar. sizin arkadaşlarınızın davranışları bana pek normal gelmedi açıkçası. ben bozulurdum ve görüşmek istemezdim sanırım.
  • hypathia  (25.10.21 14:20:28) 
Öyle çiftler var maalesef. Yapışık ikiz gibiler. Haklısınız. Bunu bence erkeğin düşünmesi lazım "benim ne işim var?" diye. Ben evli olsam, eşim kız arkadaşıyla buluşacak olsa, "iyi ben de evde PS oynarım" falan derdim. Ama en büyük hata kızda. Dünyada sanki sadece kendisinin eşi varmış gibi davranıyorsa bence hayatınızdan çıkarın gitsin.


  • dissendium  (25.10.21 14:23:47) 
Böyle. Eşlere uymadan plan bile yapılamıyor, hatta evlendikten sonra tamamen yokolan arkadaşım var. (Bekarım)


  • dreamnesiac  (25.10.21 14:25:11) 
evleneli 6 yıl, ilişki başlangıcı ise 14 yıl olan ben için anlattıklarınız çok ilginç geldi.

bir erkek olarak bana göre eşimin hemcins arkadaşlarıyla olan ortamına girmek aşırı sıkıcı. Hani eşlerle katıldığımız bir ortam olsa ve kafa dengi olsa yine neyse ki o bile çok kafa açıyor.

Evet, birlikte vakit geçiririz, genelde beraber hareket eder, planlama yaparız ancak ben arkadaşım / arkadaş grubumla takılırken, o da kendi arkadaşlarıyla takılırken kimse kimseye "sen gelme" demez ama bir zincir varmış gibi de sürüklemez.
  • foolrules  (25.10.21 14:28:45 ~ 14:29:31) 
evliyim, etrafımdaki de 1 arkadaşım hariç herkes evlendi neredeyse.
buluşma öncesinde eşli ya da eşsiz olacaksa bu konuşulur, herkes ona göre hazırlık yapar.
erkek erkeğe de buluşuyoruz, eşim de arkadaşlarıyla kız kıza buluşur, bazen de toplu olarak buluşuruz. sürekli eşli buluşmak aşırı saçma.
senin arkadaşlardaki sıkıntı bence kocaları ile alakalı. kıskanıyorlardır, izin vermiyorlardır vs vs. saçma ama böyle, gerici kafalarda herkes maalesef.
  • roket adam  (25.10.21 14:43:20) 
benim eşim çağırdığında kız arkadaşlarıyla olan planlarına genelde "ne işim var benim gelmiyorum" derim :)


  • xrated  (25.10.21 14:45:26) 
arkadaşının yaptığı tamamen saçmalık

(evliyim ve evli arkadaşlarım var)
  • xdenizx  (25.10.21 14:50:02) 
Hocam valla açık açık talep etmekte fayda var. Bazen don sütyen muhabbeti yapmak istiyorum yapamıyorum, tamam eşli de olsun ama birbirimizi tek görmeyeli 4 sene olmuş düşününce de. Bence bi bilsin, eğer yok "ben eşimsiz görüşemem" diyorsa, sen de ona göre beklentiye girmezsin.

bende eşli-eşsiz görüşmeler baştan konuşulur. Kızkıza olmanın keyfi başka.
  • lcha  (25.10.21 14:50:18 ~ 14:51:03) 
Evli değilim, bende de tam tersi.

Sık görüştüğüm arkadaşlarımın da buluşmalara eşleriyle geldiği oluyor. Ama daha sık eşleri olmadan geliyorlar. Ben de bu arkadaşlardan biriyle 3-4 yıl eşi olmadan görüşemeyecek olsam soğurdum biraz.
  • himmet dayi  (25.10.21 14:57:38 ~ 15:02:45) 
evliyim. dışarıda çok plan yapmıyoruz zaten ama diyelim ki yaptık, diğerimiz davet edilmediyse o plana dahil olmaz ve bundan rahatsızlık da duymaz. bence de her yere kuyruk gibi eşli gidilmez ama herkes için bu böyle olmalı diyemeyiz. belki sizin arkadaşınıza dümdüz senle tek konuşmaya ihtiyacım var bana vakit ayırır mısın demeniz gerekiyordur. bunu bu düzlükte ifade etmedikçe arkadaşlarınızın tutum değiştireceklerini düşünmüyorum.


  • evde liyakat kalmamis  (25.10.21 15:14:42) 
xdenizx +1
ama aynı zamanda
lcha +1

Evliyim, en yakın arkadaşım evli ve çocuklu, farklı şehirlerde yaşıyoruz. Kısıtlı zamanlarda görüşebiliyoruz artık çoğunlukla. Bir araya gelebildiğimizde önce çocukları babaanneye bırakıyorlar, sonra buluşuyoruz. Arada "ne zamandır baş başa kalamadık ya yeter" deyip eşlerimizi bırakıyoruz, kısa süreli olsa bile en azından bir kahve içiyoruz ikimiz.

Bulunduğumuz yerdeki arkadaşlarımızla da bazen çiftler halinde, bazen kendimiz program yapıyoruz, genellikle önceden belli oluyor zaten plan yaparken. Bu arkadaşların da çoğu evli, bazıları çocuklu.

Yani bütün evli çiftler böyle değil ve sinir olmakta haklısınız. Ama kendi kendinize sinir olacağınıza "bu sefer kız kıza buluşalım, ne zamandır yapamıyoruz özledim," deyin. Yine de olmuyorsa artık zorlamazsınız siz de.
  • kobuzchu kiz  (25.10.21 15:28:26) 
Eşiyle kararlaştırmadan plan yapmak benim zihniyetime ters açıkcası. Ben pazar kankilerimle program yaparım ama eşimin benimle yapmayı planladığı bir aktivite vardı mesela benle henüz paylaşmadığı olmaz benim gözümde. Çevrem de bu kafada.
Ama kadın kadına veya erkek erkeğe olan plana siyam ikizleri gibi eşini getirmek bana çok abes geldi. Benim maç muhabbetinde ne işim var ne halt yerlerse yesinler erkek erkeğe.

  • cilekli pasta  (25.10.21 15:42:10) 
Evliyim, evli-bekar-boşanmış arkadaşlarım var ve onlarla (eşlerden ayrı) buluşabiliyoruz. Tatil deseniz hadi bir nebze ama yemeğe / çay içmeye de eşinle beraber gitme adam/kadın!

Tatili ayrı tutma sebebim eşler çalıştığı zaman birbirlerine ayıracak vakitleri kalmıyor, e tatil de sayılı gün, o sebeple şeettim.
  • SiyamkedisiZorro  (25.10.21 17:44:31) 
2 çocuk babası, 6 yıldır biri olarak, zırp pırt ota boka karısını getiren adam ya maldır yada sünepenin tekidir...
Her yere eşle gitme, eşe saygı göstermek anlamına gelmez.

  • maksat muhabbet  (26.10.21 19:18:23) 
[]

Nasıl sosyallesiyorsunuz

Bu tip sorulara eskiden spor yap diye cevap verilirdi.
Ya şimdi?



 
sosyalleşmiyoruz ki. evden çıkmak 100 tl en az. yaz'a kadar evdeyiz.


  • kanasla intihar eden adam  (24.10.21 23:08:58 ~ 23:09:26) 
Sosyalleşemiyoruz+1
Hava güzelse evden bir şeyler hazırlayip dışarıda piknik yapıyoruz ya da devlet tiyatroları.

  • Amaranta ursula  (24.10.21 23:54:03) 
ayda bir etkinlik bakıyorum kafama yatanlardan.


  • evimin paspasi  (25.10.21 08:39:34) 
5 dakikadır düşünüyorum, ama ben de sosyalleşmiyormuşum artık..
sosyalleşmiyoruz +5000

yakın arkadaşlarımın bir kısmı yurtdışında
bir kısmı evlendi

halbuki evimin önünde konser alanı var, her hafta konser, tiyatro ve workshoplar oluyor (hepsi güncel sanat ve katılım ücretsiz)

ama bireyselliğime o kadar dalmışım ki, bireysel etkinliklere (yüzme, sanat, iş hayatı, ev işleri)... bu gibi şeylere hiç vakit ve enerjim kalmıyor..

ha iş arkadaşlarımla takılıyoruz arada, ailemle vakit geçiriyorum.. çok kısıtlı bir çevre ile idare etmeyi öğrenmişim. efferim bana
  • love and trust  (25.10.21 09:24:23 ~ 09:33:14) 
eskiden spor yap denilirdi, şimdi doğa etkinliklerine katıl deniyor :)

www.yudosk.org
www.instagram.com
  • love and trust  (25.10.21 09:28:17) 
sosyalleşmiyorum. tüm yakın arkadaşlarım yurt dışına kaçtı, kalanlar da başımı ağrıtıyor. ev kuşuyum.


  • erenderk  (25.10.21 09:30:32) 
[]

Ikinci görüsmeye ilerlemeyen ilk görüsmeler

Bunu cok yasiyorum: Internetten tanistigim birisiyle görüsüyoruz. Görüsme iyi gectiyse, muhabbet aktiysa, karsimdaki insan yeterince cekiciyse, herhangi bir uyumsuzluk görmediysem benim icin bu kadinla görüsmeye devam etmek icin yeterli oluyor. Illa ki deli gibi birseyler hissetmem gerekmiyor yani, hafif bir hoslanti ve görüsme sirasinda kendimi iyi hissetmem yeterli. Benim böyle hissettigim her 10 kadindan 8 veya 9'u ilk görüsmede "cok iyi birisin ama ben bir heyecan hissetmedim" diyerek tekrar görüsmek istemiyorlar, ya da "sadece arkadas" olarak görüselim tarzi seyler söylüyorlar.

Simdi burada iki farkli görüs var:

1- Ilk görüsmede flört seviyesini yükseltmen, aranizdaki iliskiyi fazla vakit kaybetmeden baska bir seviye cekmen, tensel temas kurman, onu arzuladigini belli edecek seyler yapman ve sexual tension denen seyi yaratman gerekiyor, bunlari yapmayinca kadinlar heyecan duymuyorlar ve ilgilerini yitiriyorlar diyen grup.

2- Senin ilk görüsmede ne yaptigin cok önemli degil, kadinlar zaten ilk 5 dakikada seninle olmak isteyip istemeyecegine karar veriyorlar. Dolayisiyla sacmasapan hareketler yapmadigin ve donuk bir tip olmadigin sürece olay daha cok tipte, karizmada bitiyor diyen grup.

Siz hangi gruptasiniz?

 
Valla ben ucuncu gruptayim. Yani tipinin/dis gorunusunun oldukca onemli oldugunu ancak bunun tek basina yeterli olmadigini, ne yaptiginin ve ne konustugunun da karar verme surecine etkisi oldugunu savunan gruptan.


  • j r r tolkien hayrani  (24.10.21 11:52:10) 
"cok iyi birisin ama ben bir heyecan hissetmedim"

bütün anahtar kelime burada aslında, kadınlar bu konuda çok açık sözlüdürler sadece şifreli konuşurlar.

her iki grupta doğru söylüyor ancak tek bir farkla, sağda solda hayatın içinde tanıştığın kadınlar ilk bir kaç saniyede bir puan veriyorlar bu puanı verirken tipin, duruşun, konuşman, davranışların etkili, ilk bir kaç saniyede tipini beğenmese bile diğer unsurlar o tip konusunu kapatıyor, kadınlar erkek hakkında kafasında bir hayal kuruyorlar ve o hayale kapılıyorlar. özellikle gençler bu "oyun" dediğimiz hayal gücü konusunda daha hızlılar, orta yaşı geçmiş kadınlarda çalışmıyor, sen bu noktada onların hayal güçlerini her zaman beslemeye devam etmelisin. detay vermemelisin.


dating app'larda ise seni 5 fotoğrafın üzerinden sahip olduğun ve yaşadığın hayatı analiz ediyorlar (neşeli mi? yeterince parası var mı, kendine güveniyor mu, ilk tartışmada sinecek mi) ve bu konuda çok başarılılar üstelik daha fazla zamanları var incelemek için.

daha ilk mesajlaşmadan itibaren flört'ü hiç bırakmamalısın (ya dating app'lerde yada diğer şekilllerde) dating app'lerde tanıştıktan sonra mesajlaşma içerisinde de cinsel gerilimi vermelisin, üstü kapalı olmalı kadın kinayeler ile konuyu anlamalı ve hayal kurmalı. date sırasında ise fiziksel temas önemli, giydiği taktığı bir takıdan yola çıkarak el, dirsek altı kol, mide/göbek, vb. yerlere dokunmalısın bu heyecanı arttırır öz güvenini gösterir.

bunları yapmadığın sürece "iyi çocuk"sun. ne kadar tipin olsa da, fiziğin ile ne kadar ilgi çeksende bir işe yaramaz. en fazla çok sarhoş ve libidosu tavan yapmış bir hanım efendi üzerine çıkarsa o zaman bişiyler olur.


"arkadaş olarak görüşelim" etrafımda dur seninle eğleneceğim ama mekandan ayrıldıktan sonra başkasının yanına gidip onunla sevişeceğim demek. o nedenle bu lafı duyduktan sonra benim arkadaşlarım var zaten de ve uzak dur.

date'lerini bir etkinlik olarak planla, go-cart'a mı gidersiniz, şarap tadımına mı, lünaparka mı orası sana kalmış. date'i planlarken kendi keyif aldığın şeyler olmalı. böylece en azından heyecan kısmını halletmiş olursun.

not: biraz hızlı davranmalısın ama saldıray abi gibi ikizz yatak var dememen lazım, dediğim gibi üstü kapalı olmalı, ilk date'de yatak da olabilir bu da mümkün ama dediğim gibi mesajlarda falan sürekli cinsel gerilimi vermelisin.
  • selam  (24.10.21 11:55:19 ~ 12:00:07) 
karizma,tip,donanım tamam da karşıdaki insandan da öğrenebileceğim bir şeyler olmalı. bana da pek bir şey katmadıktan sonra gördüğüm üzere olanlardan hep toksiklik veya sığ muhabbetler. benim de dinlerken ağzım açık kalsın, saatlerce dinleyeyim.

çok iyisin, sadece arkadas kalıpları da yüze söylenmeye cesaret edilemeyen lafların tatlı versiyonları.
  • evimin paspasi  (24.10.21 12:24:02) 
Cevap 1

Yalniz internetten tanisiyorum demissin ama kaynak nedir.
Gidip tinder,ockupid falan takiliyorsan oradaki kizlari ayri genellemek lazim.
Orasi alt lig gibi bir yer.

Eksiden falan dusuruyorsan o baska
  • divit  (24.10.21 12:40:19) 
bence iyi birisin. ondan kaybediyorsun.


  • dafuq  (24.10.21 13:46:07) 
Selam +1

Çoğu kadın için geçerli olan şeyleri söylemiş, yazdıklarında ders almayı bilenler için nice öğütler var. Şu kısımlar oldukça doğru

"daha ilk mesajlaşmadan itibaren flört'ü hiç bırakmamalısın (ya dating app'lerde yada diğer şekilllerde) dating app'lerde tanıştıktan sonra mesajlaşma içerisinde de cinsel gerilimi vermelisin, üstü kapalı olmalı kadın kinayeler ile konuyu anlamalı ve hayal kurmalı. date sırasında ise fiziksel temas önemli, giydiği taktığı bir takıdan yola çıkarak el, dirsek altı kol, mide/göbek, vb. yerlere dokunmalısın bu heyecanı arttırır öz güvenini gösterir.

bunları yapmadığın sürece "iyi çocuk"sun. ne kadar tipin olsa da, fiziğin ile ne kadar ilgi çeksende bir işe yaramaz. en fazla çok sarhoş ve libidosu tavan yapmış bir hanım efendi üzerine çıkarsa o zaman bişiyler olur.


"arkadaş olarak görüşelim" etrafımda dur seninle eğleneceğim ama mekandan ayrıldıktan sonra başkasının yanına gidip onunla sevişeceğim demek. o nedenle bu lafı duyduktan sonra benim arkadaşlarım var zaten de ve uzak dur.

date'lerini bir etkinlik olarak planla, go-cart'a mı gidersiniz, şarap tadımına mı, lünaparka mı orası sana kalmış. date'i planlarken kendi keyif aldığın şeyler olmalı. böylece en azından heyecan kısmını halletmiş olursun.

not: biraz hızlı davranmalısın ama saldıray abi gibi ikizz yatak var dememen lazım, dediğim gibi üstü kapalı olmalı, ilk date'de yatak da olabilir bu da mümkün ama dediğim gibi mesajlarda falan sürekli cinsel gerilimi vermelisin. "


Burada asıl hüner isteyen mevzu, kime, hangi dozda bunları yapabileceğini anlamak. Bunları okuyup "bu erkekler salak herkesi tek tip sanıyor" diyen kadınlar var şimdi duyuruda, azıcık daha triggerlanmayı bekliyorlar, aksi şeyler yazabilirler. Onlara inanma, onlara güvenme...

Latifesi bir yana, selam'ın söyledikleri çoğu durum için geçerli. Normal bir flört, cinsel birliktelik veya herhangi bir heyecan arıyorsan bunları yaptığın 10 senaryonun birkaçında başarılı olursun. Yüzde kaç olacağı tipine ve kendini ifade edebilme becerine bağlı.

Ama ben sıra dışı bişi istiyorum, standart bir flört olmasın, birbirimize cuk oturduğumuz, samimi ve gerçek paylaşım yaptığımız, farklı hissettiren bişey olsun diyorsan bu tarz "taktik" oyunlarının işin "ruhunu" kaçırdığını düşünüyorum. Ya da şöyle söyleyeyim, bunların hepsini bir hedef uğruna hayata geçirdiğinde bir noktada sen sen olmuyorsan, kendinden ödün vermiş ya da bir nebze olmadığın biri gibi davranıyorsan; birkaç kadından sonra başka bir şey aramaya başlıyorsun.

O yüzden genel anlamda ne istediğine karar verip uygula bu taktikleri.
  • Bruce  (24.10.21 14:05:00) 
Belki de gerçekten devamlılığı olan bir şey arayışında değildir karşıdaki. Canı sıkılmış ve dışarıda takılacak birini arıyor olabilir, network için kasıyor olabilir, gold digger olabilir vb.

İnternet tanışmasında kadınlara genelde çok yalan söylüyorlar. Gece geçirildikten sonra numarasını siliyorlar. Sen dürüstsen olduğun halinle yalanların yarattığı heyecanı yaratamıyor olabilirsin. Mesela adam asgari ücretli diyelim. Şuraya gittim, bunu yaptım, bunu yapacağım diye ortalama heyecan pompalıyor. Kesinlikle gerçek kimliğini ortaya koymuyor. Tamamen duygulara yönelik hamleler.

Soruna cevap olarak da 1 derim
  • roe  (24.10.21 14:46:28 ~ 14:50:09) 
nedeni neden önemli ki. sonuçta ilişki istiyorsan (öyle anladım) başka biri gibi davranmaya çalışmak ya da yukarıda anlatılanlar gibi 'taktik' kullanmak sürdürülebilir bir şey değil. ve ancak başka biri gibi davranırsan seninle olmak isteyen birini sen niye isteyesin.

ilişki değil de kadınlar seni çekici bulsun istiyorsan yüzeysel bi seviyede, enstrüman çalmak spor yapmak ya da sevdiğin herhangi bi konuda çok çalışmak, yani kendine yatırım yapmak en mantıklısı. pek çok insan bunları çekici bulur.

zaten sen de yoğun duygular hissetmiyormuşsun. belki burda senin hislerinin bilinçsiz dışa vurumu bile bazı insanların hislerini etkiliyordur. belki hepsi aynı şeyi söylüyor ama tamamen farklı nedenlerle söylüyor da olabilirler.

sonuç olarak nedenin hiç önemi yok. ilişki arıyorsan bunun için iki kişi lazım. senin yapman gereken pek bir şey yok bence aramaya devam etmek dışında. ya da tam tersi aramayı bırakmak dışında.
  • curious mind  (24.10.21 15:17:09) 
Ben bir kadın olarak kendi deneyimimi söyleyeyim. Bir erkekle bir saat geçirdikten sonra onunla daha fazlasını isteyip istemediğime karar vermiş oluyorum. Bunun efendilikle, yok efendim cinsel gerginlik yaratmakla filan bir ilgisi yok. Tanıştığımız insanların çok azıyla anlaşabilmemiz ya da çok azına çekim hissedebilmemiz zaten normal bir şey. Size "düşecek" kadın ne yaparsanız yapın "düşer".


  • inawen  (24.10.21 15:43:10) 
yorumları okuduktan sonra ekleyeyim; ilk yorumumda dediklerim "olması gereken" yani zaten böyle olmalısın. o duruma gelinceye kadar ise evet taktik bir anlamda doğru ancak belli bir amaç için (seks, ilişki vs.) için yaparsan taktik. Bu gerçekten de bruce'un dediği gibi yorucudur, çok yorucudur ve bir yerde bir kelimeyi yanlış kullandığın için olacağı varsa da olmaz. ardından da düşünürsün böyle demişlerdi yaptım ama ne oldu da bu iş yalan oldu diye.

içinden gelen çiçekler alıp yollarına dökmek ama yapman gereken kadını "normal" olarak görebilmen, bu kısım çok yorucu zira "kadınlnar çiçektir", "kadınlar narindir", "kadınlar korunmaya muhtaçtır", "kibar olmalısın", "nazik olmalısın" vb gibi şeylerle büyüdük, kadınlar erkeklerden çok daha güçlüler, ayrılırsam ölürüm diyen kadın en fazla 1 ay içinde yeni biriyle bir ilişkiye başlayabiliyorken bir erkek yıllarını biten ilişkisine verebiliyor. kadın eski ilişkisinin hayatını bu gün etkilemesine izin vermezken erkek yıllar sonra bile etkilemesine izin veriyor. "o"nun gibi birini arıyor. kadınlar şehirde/köyde erkeklerden on kat daha güçlü, buna göre davran.


bu nedenle zihinlerimizin en dibine kadar işlemiş bu fikirleri silmek ve davranışlarımızı değiştirmek çok zor olabiliyor işte taktik kısmı buradan geliyor. bir amaç için yaptığımız sürece taktik oluyor. taktik yapabilirsin, kadınlarda çok fazla yapıyor istediği biri varsa. burada konuyu taktik olmaktan çıkartıp doğal hale gelmesi bir süreç. şu an bu yazıyı okuyan herkes bir durumda, kimi kilolu, kimi zayıf, kimi zengin kimi değil, her ne halde olurlarsa olsunlar o noktaya bir sn. de gelmediler. şu anda ki halleri de doğal halleri. kiloluysa doğal kilolu taktik değil, zayıfsa doğal zayıf bir sn de zayıflamadı ve tam olarak şu an o kişiinn en doğal hali. herkes bir süreçten geçti, geçiyor, geçecek. davranışlarımız duygularımız ve onları ele alma şeklimiz sürekli değişecek.

buluşmaların bir etkinlik etrafında kurarsan heyecanı tamamlarsın demiştim. kadınlar eve geldiklerinde dedikodusunu yapacakları bir şey isterler. arkadaşı sorduğunda "kahve içtik oturduk sohbet ettik" demek istemezler. oraya gittik buraya gittik şunu yaptık, belimi tuttu çok heyecanlandım birden" demek isterler bununla hava atarlar diğer kadınlara.

örn: bir arkadaşımda kalmıştım pandemi zamanında, pazar günü dışarı çıktık yürüyoruz (sokaya çıkma yasağı var), çıkmadan önce de polis çevirirse seni öne atarım falan demiştim. polis çevirdi gerçekten de ve hanım arkadaşım (maskülen bir hanım) direk atlayarak ya işte benim kabahatim falan diyip savuşturdu, ardından polis memuru beni yabanci biri sanıp 5 dakika ingilizce bişiyler anlattı ( yasak var cart curt) have nice day diyip devam ettim hiç bozuntuya vermeden, aylar geçti hala anlatıyor gülüyor eğleniyor. iyi çocuk olsa idim evde oturur evden çıkmazdık (kanunlara niazmlara saygılı biri) o gün bu yaşanmazdı ve hikaye anlatılmazdı.


birde not: asla ve asla kadınlardan ilişki tavsiyesi alma, aldığında da ne diyorlarsa tersini yap. kadınlar ideal dünyayı anlatıp bu ideal dünyayı istemiyorlar. öyle olsa idi cennetten kovulmazdık, 40 huri/nuri ile günümüü gün ederdik.
  • selam  (24.10.21 18:39:42) 
@selam

Cok tesekkür ederim, baya bir analiz yapmissin. Genel hatlariyla anliyorum demek istedigini. Ilk görüsmede heyecanli seyler yapma fikri benim de aklimdan geciyor ama böyle birsey teklif ettigim birkac kisiden "tekrar görüstügümüzde yapariz, ilk sefer icin kahve/sarap icelim" seklinde yanitlar aldim. Sanirim kadinlar ilk görüsmeyi daha basit tutma egiliminde oluyorlar (muhtemelen daha güvende hissediyorlar ve görüsme istedigi gibi gitmezse kahveyi/sarabi icip hemen kalkabilme opsiyonlari acik oluyor). Ayrica heyecanli etkinlikler uzun zaman ayirmayi gerektirebiliyor ve masrafli olabiliyor. Henüz tanimadigi, nasil anlasacagini bilmedigi birisiyle nispeten uzun süren ve masrafli birsey yapmak istemiyor olabilirler. Fakat istisnasiz tüm ikinci görüsmeler icin daha etkinlik tarzi heyecani yükseltebilecek ve ilk görüsme sirasinda kesfettigimiz ortak zevklerimizle alakali bir sey teklif ediyorum ama iste o asamaya gecemiyoruz :)

Aslina bakarsan ben de genellikle ilk görüsmeleri fazla beklentiye girmeden nispeten kisa tutma taraftariyim. Internetten tanistigim insan reelde de ayni kisi mi, ekranda ve mesajlasma sirasinda begendigim kadar gercek hayatta da begeniyor muyum gibi seylerin yaniti evetse benim icin ilk görüsme gayet iyi gecmis demektir. Ama iste yeterli olmuyor demek ki.
  • polopan  (24.10.21 23:09:52 ~ 23:15:04) 
hocam peki bu online mecralara koyduğunuz fotolarda vb. normalde olduğunuzdan çok daha iyi fotolar kullanıyor olabilir misiniz? mesela ben erkek olarak bu dating applerde artık gördüğüm kızlardan minimum 2 puan düşüyorum fiziksel görünüş olarak. yani kızın fotolara baktığında 8/10 diyorsam demek ki bu kız reelde 6-6.5/10 falan diyorum. insanlar bu foto işini çözmüş gerçekten, nasıl güzel çıkıyorlar o fotolarda öyle.

sizde de benzer bir durum olabilir mi acaba, bir heves buluşmaya gelip de hayal kırıklığı yaratma durumu
  • bobinhoo  (25.10.21 01:26:33) 
@polopan bu durumda ise yani kahve şarap ise zaten aslında bir noktaya gelinmiş (özellikle alkol için geçerli) mümkünse ilk buluşmada öyle bir yer seç ki başka mekanlar olsun yakında. ilk kahve/şarap sonrası başka bir mekana geçin, orada bir süre geçirip tekrar başka mekana geçin her bir mekan değişikliği kadının algısı tarafında farklı bir buluşma gibi gelecektir 20/30 dakika yeni bir mekana geçiş için iyi bir zamanlama. mekanları önceden sen belirle ve karşı tarafa söyleme, spontane gibi gelişmeli, "kalkalım mı" diye sorma, "kalkalım buradan başka yere gidiyoruz" de. bu yine kadında heyecanı (bilinmezlik) arttıracaktır. kadının yapmasını istediğin her hangi bir şeyi soru olarak iletme. "gelir misin" değil, "gel" kısa, öz, net, özgüveni yüksek dil.

kadınlar genelde kendi evlerine yakın yerleri tercih ederler, geri dönmesi kolay olmalı.

senin için iyi olan kadın için iyi olmayabilir. buluşmalarda kendinden bahsetme, cümlelere ben diye başlama. buluşmaları kendi zevklerine göre belirle ortak zevklere göre değil. kadın seni beğenirse senin sevdiğin şeyleri de beğenir. zevklerinden vaz geçmemelisin. sorulara üstü kapalı cevap vermelisin, ailenden, kendinle ilgili (geçmiş, gelecek) hiç bir şeyi paylaşmamalısın. özellikle mesajlaşırken düşünecek vaktin var ne diyeyim diye. ana fikir şu: bu kadınla beraber olmamamın XXXX ile ne alakası var? örneğin işin ile bir alakası var mı? bence yok. eski sevgilin ile bir alakası var mı? bence yok. ailen ile alakası var mı? bence yok, inanışın ile alakası var mı? bence yok.

örnek:
s: ne iş yapıyorsun?
c: hali kilim import export,
c: çek senet tahsilat,
c: boş zamanlarımda clark kent/bruce wayne olarak çalışıyorum vs. gibi

karşı tarafa da bu tür sorular sormamalısın. bırak kendisi anlatsın. konuşmalarını cümle uzunluğu ile ölç. az kelime kullan ve az konuş, kadın daha çok konuşmalı, ideal oran (araştırmalara göre) %30 erkek %70 kadın konuşmalı. bu tür buluşmalar daha ideal geliyor kadınlara.

cinsel gerilim yada cinsel göndermeli espriler iyidir. kadın seninle niye buluşuyor ki? kara kaşın kara gözün için değil, banka hesabındaki milyonlar için değil, araban için değil, sevişme ihtimali için buluşuyor, buluşmaya da bu ön fikir ile geliyor. buluşmaya geldiğine göre de seni bir şekilde beğenmiş, mesajlaşma da fena geçmemiş. bunlar senin avantajına şeyler.

hiç kimse hiç bir ortamda aynı değil. babanın yanında başka birisin, okulda başka, iş yerinde başka, mahalle arkadaşınla başka, markette başka birisin. internette de başka birisin aslında. kadınlar da öyle. senin yanında başka başkasının yanında başka. internette ise bambaşka. önüne gelen kişi ile nette tanıştığın kişi bambaşka kişiler olacaktır. dert etme bunu. fiziksel beğeniye ve eğlenmeye odaklan. eğlenmelisin. eğlenmelisin eğlenmelisin, karşı taraf sana morali bozuk gelebilir seni ilgilendirmez kendisi çözmeli sen değil sorma umursama eğlenmene bak. sen eğleniyorsan o da eğlenecektir.


not: ilk buluşmayı zirvedeyken bitir. kadın aa ne güzel eğleniyorduk niye gidiyorsun ki şimdi demeli.

not 2: buluşmalara özel hazırlanıp gitme, normalin neyse öyle git.
  • selam  (25.10.21 08:56:24 ~ 09:03:51) 
bence gerçekten iyi insanlara denk gelmişsin bu duruma şükretmen lazım
buluştuğun kişiler senin vaktini boş yere harcamıyor, umut vermiyor

buluştuğun kişilerle dış görünüş olarak yakın mısın

kadınlarda zaman ve evlilik erkeklere göre daha kritik
bu durum da onları daha seçici olmaya itiyor
  • bir soru sorcam  (25.10.21 09:29:08) 
[]

Levent Kırca ve Oya Başar neden ayrıldı?

Teknik bir aksaklık oldu diyor oya başar ama :D

www.youtube.com

Ben bu olayı bilmiyordum, geçenlerde aklıma geldi bir bakındım.

Tam olarak bu tarz saçma bir sebeple mi ayrılmışlar?

 
  • divit  (23.10.21 20:11:10) 
[]

Alköl almak içün en müsayit saat nedir?

Soru başlıkta.
22 gibi başlamayı düşünüyorum ama bilemedim.



 
Valla duyuruya bakinca coktan o moda girmissin gibi duruyor zaten :D Baslamadiysan da basla bence, bu saatler uygundur.


  • j r r tolkien hayrani  (23.10.21 19:51:37) 
21.59 da en son alabilirsin. Sonra yasak.


  • neymis  (23.10.21 19:52:28) 
Az sonra başlıyorum. Parmaktan sonra


  • Karmaşıklık  (23.10.21 21:02:30) 
17den sonra


  • ceketimi alip cikcam  (24.10.21 13:34:22) 
okul önü.

müsayit nedir ya.
  • vurursagololur  (24.10.21 13:37:31) 
[]

Size cok benzeyen birini gorseniz

Misal metroda oturuyosunuz ya da cafede filan karsida sizin neredeyse tipa tipiniz biri oturuyor. Naparsiniz? Gidip oha ya bu ne filan diye muhabbete girisir misiniz?

(Bugun hakkaten bos vaktim var abuk subuk sorularla vakit gecirmek istiyorum)


 
üniversite kantinine giderken koridorun karşı ucundan tıpatıp bana benzeyen birini görmüştüm. çok kısa bir anlığına aklım gitmişti ve karşıdan gelenin ben olduğumu sanmıştım. :B

hiçbir şey yapmadım, bir daha da görmedim. :B
  • rahip janick  (23.10.21 16:37:20) 
Bir arkadaş bana çok benzeyen birini gösterdi Facebook dan.
Benim 5 sene sonraki halim. Gerçekten de benziyordu. Hiç bir şey yapmadım ama.

  • neymis  (23.10.21 17:54:48) 
Valla benim sabit bir tipim olmadigi icin oyle bisey mumkun degil. Boyle soyleyince de sanki faceless men tarikatina bagliymisim gibi oldu ancak demek istedigim sac birazcik uzunken farkli, sac uc numarayken farkli, sakal varken farkli bir tipe burunuyorum vs. Dolayisiyla da oyle tipa tip bana benzeyen birini gorecegimi sanmam.

www.youtube.com

Haa diyelim bisekilde gordum, o zaman da yukaridaki gibi 'sen kimsin? cik disari taklitci olma kendin ol biraz' diye cikisirim diger tarafa.
  • j r r tolkien hayrani  (23.10.21 18:28:03) 
bir gün okul çıkışı arkadaşlarla yürürken aniden bağırdılar oha şuna bak sana ne kadar benziyor ikizin gibi diye :D bir şey yapmadım, çünkü ne gerek var? :)


  • rose parks  (23.10.21 19:05:00) 
Denk geldi, adamin boyu kilosu sakal modeline varana kadar (o zamanlar keci sakalim vardi) ayniydi. Herhangi bir sey soylemedim gidip.


  • stavro  (23.10.21 22:37:15) 
Bi gazetede sınava giren bi kızın fotoğrafı yayınlanmıştı. Herkes aaaa bu sensin diye telefon etmişti. Gazeteyi görünce lan hangi sınavda bunu çektiler dedim sonra la benim hiç böyle kol saatim yok ki dedim.
İmkan olsa valla arar bulur kanka olurdum

  • photo85  (23.10.21 23:02:22) 
[]

Kiza bira fotosu yollamak

Evli bir arkadasiniz kocasiyla arasi cinsel hayatinin rutinlestigini soylese, sevgili adayiniz olan bir erkek bunu ogrendiginin ertesi gunu kiza bira fotosu atsa o erkekle bir daha gorusur muydunuz? Sogur muydunuz? Tepkiniz ne olurdu? Kiz saf bir sekilde soyledi bana iste o da bira iciyormus sahilde foto yolladi diye. Sasirdim tabii. Kiz ortak arkadasimizdi.

Erkek diyor ki "ben o fotoyu 3 kisiye attim ona da attim bunun neresi art niyet" yemedik tabii de uzaklasir miydiniz tamamen


 
"yemediysen" uzaklaşıcaksın, net. evli arkadaşına kocan seni tatmin edemiyor gel ben ediyim mesajını verdiğini düşündüğün biriyle görüşürsen kendine saygın kalacak mı?


  • Bruce  (22.10.21 11:44:46) 
@bruce: tesekkur ederim. Evet boyle seyler duyayim ki iyice soguyayim diye actim duyuruyu bi noktada.


  • Mirabel  (22.10.21 11:46:19) 
erkek bunu nasil ogrendi onu anlamadim?

arkadasiniz mi anlatmis siz mi anlatmistiniz?
  • la lykia  (22.10.21 11:48:42) 
kızla erkeğin yakınlığına bağlı. uzun süreli arkadaşlarsa mesela, bira fotoğrafı yollamakta hiçbir art niyet aramam ben. hepimizin bira içerken "ah o da şimdi burada olsaydı" diye aklına gelen arkadaşları vardır.

aksi halde, tabiki art niyet.
  • istanbul kanatlarimin altinda  (22.10.21 11:49:35) 
@lykia: bana daha detay verdi tabii ama ben erkege anlatmadim. Ona da ozel anlatmissa bilemem. Genelde erkegin de oldugu zaman soylediginde cocuklar yuzunden rahat olamiyoruz falan diyor.


  • Mirabel  (22.10.21 11:53:22) 
Burada en sucsuz olan bira fotosu atan erkek.

Kiz saf falan degil evli kadinda ne safligi olacak :) yem atmis bekliyor avini.
Ama elemani begenmemis o yuzden ifsa ediyor.
  • divit  (22.10.21 12:03:20) 
erkek yerinde olsam ikinizden de uzaklaşırdım, net.


  • killerbee  (22.10.21 12:16:21) 
söz konusu erkek ve kadın arasından bundan önce bir iletişim var mı, varsa yakınlık derecesi nedir mesela. ama evet, uzaktan bakınca evli kadınla yatma fantezisi olan bir erkek hissiyatı veriyor. aralarında süregelen bir muhabbbet varsa da şüphelenilebilir de kesin olarak bilinemez tabii.


  • yviene  (22.10.21 12:25:47) 
Bruce +1


  • Improbable  (22.10.21 13:15:01) 
Evli bir kadın niye cinsel hayatının rutinleştiğini başka bir erkeğe söyler ki? Ben burda art niyet ararım. Bira fotosunda değil.


  • diyanet takvimi  (22.10.21 13:16:11) 
Yorum yapmak icin bilgi miktari yetersiz. Benzer muhabbeti cinsellik imasiz yapabilecegim cok sayida evli kadin arkadasim var bir erkek olarak.


  • cleric  (22.10.21 13:21:30) 
Ya bende bir saflık var ya da ben olayı hiç anlamadım. "Başka bir kadına bira fotoğrafı attı, demek ki niyeti kötü." Bu mu? Bari sex on the beach içip onun fotoğrafını atsaymış.


  • kobuzchu kiz  (22.10.21 14:13:02 ~ 14:13:12) 
Bence kadın artniyetli. Ne diye cinsel hayatı ile ilgili bir detayı davranışından şüphe duyacağı biri ile paylaşır ki. o erkek yerinde olsam o kadından uzaklaşırdım.


  • giovanne  (22.10.21 14:54:00) 
divit +1


  • pispinti  (22.10.21 15:25:55) 
Ben anlamadim anlatilani. Bira fotografinin baska anlami mi var ayrica? Bilmeden atmayayim.


  • stevie  (22.10.21 15:36:31) 
[]

şarkı paylaşmazsa ölecek hastalığına yakalandım

günaydınn

modumu yükseltti, sizi de yükseltsin

www.youtube.com

 
İyi geldi:)
open.spotify.com

  • kisa  (22.10.21 10:34:53) 
  • ceketimi alip cikcam  (22.10.21 10:41:24) 
  • rahip janick  (22.10.21 10:43:01) 
Valla benim için mod yükselten budur:
Peyk- You Betcha
youtu.be
  • Amaranta ursula  (22.10.21 11:10:12) 
Sabah modu yükseltmek için
Yunan TV Hava durumu sunucusu Eleni Tusolaki'yi izlemek iyi bir seçim olabilir.

www.youtube.com
  • Mirket  (22.10.21 11:48:30) 
[]

Türkiye'ye kız arkadaş getirmek

Şu an yabancı kız arkadaşımla birlikte Kore'de yaşıyoruz. 1 seneden fazladır burada yaşıyorum ve buranın güvenliğine oldukça alışmış durumdayım. Amerika'ya geçmeden önce yaklaşık 1 seneliğine Türkiye'ye dönmek istiyorum. Bu sırada kız arkadaşım benimle birlikte İstanbul'a yerleşmek istiyor. Burası inanılmaz güvenli ve neredeyse hiçbir suçla karşılaşmıyoruz. Hadi biz alıştık metrobüsteki mutsuz insanların agresyonuna ve trafiğe zamanında ama kızı bi anda bunların ortasına getirmeye çekiniyorum ve onun güvenliği için endişe ediyorum açıkçası. Lâkin bu kadar uzun süre ayrı kalmak da pek mümkün değil gibi duruyor. Sizin düşünceleriniz neler? Yurtdışından Türkiye'ye kız arkadaşını getiren oldu mu aranızda?




 
Şahsen abarttığınızı düşünüyorum. Evet, aşırı güvenli bi şehir olmadığı kesin ama her gün bomba patlıyor gibi anlatmışsınız. İlk etapta etiler, caddebostan, ataköy gibi nispeten nezih yerlerde zaman geçirirsiniz. bence bu bölgeler birçok Amerika şehrinden daha güvenli. Amerika'da cinayet oranı Türkiye'nin 2 katı neredeyse. Amerika Türkiye'den daha tehlikeli desek yanlış olmaz. Üstelik bireysel silahlanma konusunda da arada nasıl bir uçurum olduğu aşikar.

Bence Türkiye ile ilgili asıl tehlike ekonomik. Çok detayına girmeye gerek görmüyorum ama ekonomik anlamda bir probleminiz yoksa çok endişe edeceğiniz bir şey değil İstanbul'da yaşamak.
  • himmet dayi  (22.10.21 08:49:09) 
himmet dayı+1, endişeniz mutsuz, sinirli ve kibarlıktan nasibini almamış insanlarla bir arada yaşamak olsaydı anlayabilirdim, elbette İstanbul için süper güvenli bir şehir denemez ama ben İstanbul'da yaşayıp yaşamamaya karar verecek olsam çekincelerim güvenliğimden yana olmazdı.

Kendisi de burada yaşamak istiyorsa, pamuklara sarıp sarmalamaya gerek yok bence. 1 yıllığına Istanbul'da yaşayan yabancı tanıdıklarım oldu (erkeklerdi fark yaratıyorsa), şikayet ettiklerine rastlamadım, her gün cinayet işlenmiyorsa her şehirde 1 yıllığına yaşanabileceğini düşünüyorum, üstelik her ne kadar sürekli farkına varamasak da İstanbul özünde çok güzel bir şehir, ben olsam yerleşir tadını çıkarırdım.
  •   (22.10.21 08:58:34) 
Şahsen abarttığınızı düşünmüyorum.
post pandemi sürecinde iyice çığrından çıktı herkes. her yer gergin insan ve psikolojik şiddet dolu. her gün bomba patlamıyor diye düşünmeyin nerdeyse her gün bir kadın öldürülüyor mesela, bi de bıçaklanarak, camlardan atılarak, boğazı kesilerek falan. (gönül ilişkilerinden, eski eşlerinden aile fertlerinden biri öldürdüğü için normal cinayet istatistiği gibi düşünmeyin) kız arkadaşınız ne düşünecek bu konuda?
trafik kaos olmuş. 30 yıldır istanbulun çok yerinde aktif olarak trafikte bulundum. bu yılki hali asla görmedim. seneye nasıl olacak?
deprem?
fenotipi yabancı olduğunu bağıracak, turist diye her yerde kazıklanacak.
sözlü, fiziksel cinsel tacizlerden bahsetmiyorum bile
vs vs vs


bi tweet vardı "çocukken biz de dayak yedik bize bişey olmadı diyenler onlara bişey olmadığını sanıyor" diye. heh aynen öyle, istanbulda yaşayanlar olarak biz, bu şehrin bize ne kadar kötülük ettiğini, nelere maruz kaldığımızı farkedemiyoruz.
  • rewlack  (22.10.21 08:59:07) 
rewlack gerçekçi bir şekilde yaklaşmış ve haklı da.

benim düşüncelerim neler? amerika'ya geçmeden önce yaklaşık 1 sene neden türkiye'ye gelesin ya da neden koreli bir insanı buna maruz bırakasın diye düşünüyorum. gelme arkadaş yani, aklı mantığı yerinde olan insan burada gelip 1 sene niye kendini harap etsin?
  • yviene  (22.10.21 09:20:04) 
Açıkcası istanbulun bi çok yeri güvenli olmasa bile görülmeye ve kısa bi süre yaşanmaya değer. Bazı semtlerinde aklınızdaki problemleri hiç yaşamazsınız.

Şu şekilde bi yol izleyebilirsiniz.
Güvenli bi semtte oturmanız lazım. Fenerbahçe ile bostancı arasında bi yerlerde oturursanız bu bahsettiğin problemleri yaşam alanı içinde ve çevresinde yaşamazsınız.

İşe gidiş geliş saatlerinde istanbuldaki gerginlik seviyesi biraz daha tırmanıyor. Ama gezmelerinizi vs haftaiçi mesai saatlerine kaydırırsanız bu agresyonla normal sınırlar içinde karşılaşırsınız. Tahammül edemeyecek ya da kişiyi huzursuz edecek bi seviyede değil bu saatlerde. Kalabalık bi avrupa şehrindeki kadar.

Mesela kahvaltıya mı gideceksiniz, o zaman haftaiçi gidersiniz, güzel bi akşam yemeğine haftaiçi çıkarsınız. Haftasonu ve rush hourlarda caddebostandan uzaklaşmazsınız.

Bu yöntemle ben herhangi bir nahoş durum yaşayacağınızı ya da huzursuz edecek bir ortama gireceğinizi sanmıyorum. Gittiğiniz yer de amerika neticede. Aynı problemleri endişeleri size yaşatacak bir yer.
  • zimbirik  (22.10.21 09:31:34) 
evet, türkiye cehennem gibi bir yer. işçiler, kadınlar, çocuklar, hayvanlar en büyük zararı gören kesim diyebiliriz. ama bilhassa kadınların güvenliği konusuna değinildiği için oradan ilerleyeceğim. kadincinayetleri.org burada da göreceğiniz üzere (keşke görmeseniz, keşke olmasa bunlar), cinayetlerden sorumlu kişiler genel olarak kadınların yakınları. yani eğer kız arkadaşınızın yaşamına dair bi kaygınız varsa ve eğer Türkiye'ye girdiğinizde siz bir caniye dönüşmeyecekseniz veya sizin akrabalarınız birer cani değilse hayır çok büyük ihtimalle cinayete kurban gitmeyecek (abd vs diğer ülkelerde olduğu kadar risk var diyelim, silahlanmayı düşünürsek belki daha az). bu cümleleri kurmak bile bir tuhaf da neyse. taciz tecavüz de şayet burada hissettirildiği gibi olsaydı ne ben ne başka kadın yakınlarım dışarda gezebilirdik heralde. gecenin bir körü esenyurt'ta turistik geziye çıkmazsa başına bir şey gelmez diye düşünüyorum. ülke davar dolu, orası da doğru. ama onlar var diye ülkeye girmeyeceksek zaten salalım gitsin. onlar varsa biz de varız yani. soru da biraz "kız arkadaşımı getiriyorum yemezsiniz dimi" gibi olmuş. biz yemeyiz ama tabii davarların arasına 'getirirseniz' yiyebilirler. kız arkadaşınızın çocuk olmadığını düşünüyorum. heralde sizin aktarımlarınız, kendi okudukları, araştırdıkları vs düşünüp 'gelip gelmeyeceğini' kendisi karar verebilir. maddi sıkıntılarınız yoksa güzel bir semte yerleştiğiniz sürece neredeyse kaymak tabakadaki gibi keyifli bir yıl süreceğinizi düşünüyorum.


  • erenderk  (22.10.21 09:40:29) 
himmet dayıya katılıyorum. eğer fanusta büyümüş, hayatında sokak görmemiş bir insansanız evet istanbul aşırı tehlikeli bir yer. istatistiklere göre ise bir çok bilinen şehirden daha güvenli bir şehir. fanusta büyümüş ve korede yetişmiş bir insan olarak esenyurta falan taşınacak haliniz zaten yoktur, o yüzden güzel bir semtte yaşayacağınızı varsayarak mutlaka kız arkadaşını da getir derim. bu harap olma, metrobüs, ölme bitme muhabbetleri aşırı fakir insanlar için, 3-4-5 bine kendini heba edecek tayfadansan zaten burada işin yok.


  • roket adam  (22.10.21 10:11:14) 
himmet dayi, hocam içinde yaşarken biri söylese aynı tepkiyi verirdim kesinlikle. ama dışına çıktığım anda çok çok daha fazla absürt gelmeye başladı İstanbul'da sıradan bir günde yaşadığım olaylar. benim için gelmişken başına bir şey gelmesi ihtimalinden korkuyorum açıkçası.

yviene, Türkiye'de şirketim var işleri yoluna koymam gerekiyor Amerika'ya geçmeden önce. O yüzden gelmek zorundayım ve bu kadar uzun süre ayrı kalmak istemiyoruz.
  • altin yumurtlayan lavuk  (22.10.21 10:37:30) 
Sana bir sey olmasi kiza olmasindan daha olasi.
Erkekler 3 kat daha fazla cinayete kurban gidiyor.

Ben olsam getirmem squid game gibi sehir. Aynen boyle soyle kabul ederse gelsin.
Hatta alice in borderland izlediyse o daha cok benziyor.
  • divit  (22.10.21 11:42:38) 
Şimdi ilk olarak ben zaten "İstnabul Seul'den daha güvenlidir." demiyorum. Ek olarak Türkiye'de ve özellikle İstanbul'da yaşanan absürt durumları da inkar edecek değilim.

Söylemek istediğim şey, Kore'de de yaşasa bir insan için "İstanbul'da yaşayamaz, aman getirme, burası cehennem." durumunun olmadığını düşünmem. Tabii ki tehlikeli olabilecek bir şehir. Ancak Türkiye genelinde yaşanan olayların tamamını tek kişi günlük hayatında yaşıyormuş gibi düşünmek bence mantıklı değil.

Güney Kore'de yaşamadım. Ancak ABD'de 6 ay kadar yaşamışlığım var. Üstelik yerli halkı birçok eyalete nispeten hoşgörülü bir yerdi. Ancak gelir dengesizliği olan her ülkede olabileceği gibi orada da gece belli bir saatten sonra başınıza bir iş gelmesi çok olasıydı.

Sözün özü; evet belki biraz garip gelebilir alışma sürecinde ama gelir seviyesi ortalama üstünde insanlar için İstanbul gayet normal bir şehir.

Bi de squid game denmiş. Yok daha neler.
  • himmet dayi  (22.10.21 13:17:49) 
Yurt disina yerlestigimizde esim "erkekler surekli bana bakmiyor, istedigim kiyafeti giyebiliyorum, nasil bir dert cekiyormusuz Turkiyede arkadas" seklinde dert yanmisti.

Bundan 4-5 once Istanbul'un nispeten daha iyi yerlerinde yasayacaksaniz gelin sorun olmaz derdim ama son gelisimde gordum ki insanlar daha elit yerlere kactikca, kactiklari seyler de onlari oraya dogru kovalamis. Ulkenin sikinti degmemis yeri kalmamis.
  • cleric  (22.10.21 13:18:43) 
Ekleme yapayim.

Orta ve ustu muhitlerde takilan, orta sinif bir insan icin kavga dovus siddet vs... riski Istanbul'da hala cok az. Ama bir sekilde denk gelirseniz kisa ve uzun vadede cok sikinti yasarsiniz. Polis bulmak, bulsaniz dert anlatmak, mahkemede adalet aramak vs... bunlar sizi hayattan tiksindirir.
  • cleric  (22.10.21 13:25:27) 
buraya getirmemenin alternatifi 1 sene ayrı yaşamak mı?

kız arkadaşın türk olsa ve buraya gelip "sevgilim beni güvenlik sebebiyle türkiye'ye getirmek istemiyor, acaba benden uzak mı kalmak istiyor" diye sorsa herkes ayrıl coco derdi. başka da yorumum yok.
  • Bruce  (22.10.21 13:26:18) 
bence buna kız arkadaşınız kendi karar vermeli. Beraber gelip İstanbul'da bir süre vakit geçirme imkanınız varsa o şekilde deneyin derim. Öyle bir bahsetmişsiniz ki sanki kız arkadaşınızın hiçbir iradesi yok, bütün sorumluluğu sizin üstünüzde.

bu coğrafyada güvenlik için endişe etmeyi bir yere kadar anlayabilirim ancak yetişkin bir kadın nerede yaşayacağına dair kendi kararını verebilir diye düşünüyorum.

belki bir süre burada yaşamayı düşünürseniz, o da tamamen yerleşip yerleşmeme konusunda bir karara verebilir. belki sizin içinizde daha rahat olur bu durumda?
  • patlamis misir  (22.10.21 13:44:43) 
arkadaşlar evet ülkede bir çok şey çok iyiye gitmiyor, ancak her 3 taksiciden 2'si tacizci, 5 erkekten 4'ü tecavüz ediyor, sokağa çıkamıyoruz, öldük bittik tadında bir psikolojiniz varsa gerçek manada psikoloğa gitmenizi öneririm. bunlar psikolojik bir problemin belirtileri. bunun aksine istanbulda 20 milyon insan her gün işine evine sorunsuz bir şekilde varıyor. bunlar içerisinde 1-2 kişiye denk gelme ihtimaliniz özellikle büyük şehirde olduğunuzu baz alırsanız çok, ama çok zor. yaşam kalitesi demiyorum, ama güvenlik açısından bu duruma göre şu an çok iyi bile denebilir, bu kadar adamı rusya'da ufacık bu alana toplasan 3. dünya savaşı çıkardı.

yurtdışı ile karşılaştırırken neresiyle karşılaştırdığınız da çok önemli tabii arkadaşlar, 20-25 milyon insanın yaşadığı ny, moskova, bangkok gibi şehirlere göre istanbul çok daha güvenli bir şehir net olarak. ha gidip de avrupanın max 200-500 bin nufuslu köyleriyle karşılaştırırsanız tabii ki burası huzursuz gelir. dediğim gibi, eğer böyle düşünüyorsanız ağır anksiyete sahibisiniz, böyle yaşanmaz kesinlikle pro yardım alın derim. rakamlar da burada: www.numbeo.com
  • roket adam  (22.10.21 17:30:08 ~ 17:36:13) 
baslik biraz fantastik olmus

sanki ithalat yapmak uzere olan biri soruyormus gibi

onun disinda roket adam +1
  • foster  (22.10.21 17:35:19) 
İstanbul yaşam kalitesinin oldukça düşük olduğu bir yer. 250 şehir arasında 192. sırada. Yaşanılabilecek birkaç semt var. Bunlar dışındaki yerler ulaşım açısından sorunlu yerler.

Bütün bu dertlerden kurtulmanın yolu çok para kazanıyor olmak. Ama yine de trafik sorununu parayla çözemiyorsun mesela. Bu yüzden bence merkezi bir bölgede birkaç sene yaşayıp sonra da uzaklaşılması gereken bir şehir.

Şiddet konusuna gelirsek bir örnek vereyim.
Kaldırımda yürüyorum. Karşımdan motosiklet geliyor, 2 kişi binmişler. Burası kaldırım ne yapıyorsunuz dedim. Üstüme yürüdüler. Düşün 2 kişi tek adamın üstüne yürüyorlar. Bu olay üstelik caddebostan'da oluyor.

Hadi her şeyi geçtim. Evli olmadan birlikte yaşayacaksanız iyi semt ve apartman lazım. Diğer türlü sorun yaşarsınız. 5000 TL üstü kira ödeyebilmeniz gerekir. İşiniz nerede olacak, toplu taşıma kullanacak mısınız falan bütün bunlar önemli. Bence metrobüs kullanılacaksa bu şehre gelmek büyük bir çılgınlık.
  • roe  (22.10.21 17:52:43 ~ 17:55:52) 
istanbul'un neresi? ve istanbul'da ne yapacak?

yani fenerbahce'de yasayip her yere taksiyle gidip luks mekanlarda takilmak da bi yasam bicimi.

esenyurtta yasayip minibusle metrobusle dandik bi yere calismaya gitmek de bi yasam bicimi.
  • icim urperiyor  (23.10.21 13:09:48) 
[]

Ailesi Olanlar Nasıl Rahat Uyuyabiliyor

Az önce uyku tutmayınca sormak istedim. Mesela benim bir ailem çocuklarım falan olsaydı bu kadar siyasal ve ekonomik hengamede onların geleceğini düşünmeden nasıl kafayı yemem diye düşününce en iyisi bir de yaşayanlara sorayım dedim. Sahi nasıl hissediyorsunuz?

Moderatöre Not: Bu başlığı diğerini sebepsizce gizlediğiniz için açtım.


 
1. Ailesinin geleceğini düşündüğü için uykusu kaçacak kişi kendini sağlama almadan çocuk yapmaz. Garantisi olduğu için rahat uyur.

2. Kendisini sağlama almadan çocuk yapan zaten rahattır, aman bir şekilde çözülür der o da rahat uyur.
  • signore  (22.10.21 00:59:04) 
ustteki yoruma katilmiyorum. 20 sene once cocuk yapmakla su an cocuk yapmanin ayni sartlara sahip oldugunu zannetmek gerekir boyle soylemek icin. ben is yerindeki ebeveynlere bakinca mutlu insan goremiyorum. bunun icin ebevyn olmaya gerek yok kafayi yemiyoruz sonuc olarak psikolojisi bozuk bi toplum olarak hayatimiza devam ediyor kucucuk seylerle tutunmaya calisiyoeuz


  • ala09  (22.10.21 01:48:40) 
Bu kadar düşünürsek devreler yanar zaten.
Yanmayı önlemek için de beyin düşünmeye müsaade etmiyor, kesiyor o devreyi.

Vücudun önlem amacıyla kendini kapatması ve kişinin bayılması gibi düşün.

Yanda kızım uyuyor mesela. Şu an ben kalp krizi vesaire geçirsem evde kimse yok, öğleye kadar arayan soran olmaz. Ne yapar bu çocuk benimle o kadar saat. Biri arasa telefonu da açamaz. Al sana anksiyete azdırıcı bir düşünce.
Ne yapıyorum bu durumda, bu senaryoyu düşünmeyi bırakıyorum.
  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (22.10.21 07:09:12) 
düşünmemek + 1

hayatta hiçbirşeyin garantisi yok. kendini maddi ve manevi oalrak garantiye aldığını düşünenlerin de başına bir sürü şey gelebiliyor. hayatta hiçbirşeyin garantisi yok tekrar etmek istedim. hayatın doğal akışına teslim oluyorlar bence.
  • love and trust  (22.10.21 10:41:19) 
100 yıl önce olsa daha iyi mi olacaktı?
veya 50 yıl önce?

Şu an dünyanın en rahat dönemindeyiz, bir çocuğun hastalıktan, soğuktan veya savaştan ölme riskinin en düşük olduğu yüzyıldasınız.
  • KaraSakall  (22.10.21 17:07:50) 
insan beyni guzel tasarimli. her seyi unutuyor, her seye adapte oluyor.

yoksa olecegini bile bile nasil normal mutlu mesut yasar ki?
  • foster  (22.10.21 17:40:28) 
annemlerden yola çıkıyorum. çocuğu olanlar daha olumlu bakıyor olabilirler hayata. ben "yandık bittik" diyorum, annem babam "toparlar toparlar" diyor. bir kere, daha çok şey görmüşler ve bir şekilde atlatmışlar. deneyim cepte. bir de galiba çocuğun olunca bi şekilde öyle olsun da istediğin için çocuğun başına daha iyi şeyler geleceğini düşünüyorsun. "okul biter, iş de bulur, eş de bulur, çocuk da yapar, sağlığı da yerinde, e daha ne olsun" yani zaten beklentiler belli ve hepsi imkanlar dahilinde şekillenen şeyler. öyle aman aman büyük beklentiler/olasılıklar değil kafayı yiyecekleri kadar. ya da benim ailem biraz rahat, bilemiyorum.


  • erenderk  (22.10.21 18:06:50) 
[]

Çocukken eve misafir geldiğini gördüğünüzde ne hissediyordunuz?

okuldan geldiniz, kapıda yabancı ayakkabılar var. ne hissediyordunuz?

üzüntü, sevinç, endişe vs.?


 
Ben cok seviniyordum ya. Hatta bizde yatıya kalırlarsa falan daha çok seviniyordum. Nedendir bilmiyorum.


  • primetime  (21.10.21 20:04:43) 
"poff simdi hos geldiniz diye iceri girip tonla soruyla muhatap olucam"

kek, pasta, pogca gibi artilari oluyordu ama normalde annem bu tarz seyleri pek yedirmezdi cocukken zararli derdi.

sinir ve mutluluk karisimi bir duygu diyebilirim yani
  • Kittie  (21.10.21 20:19:21) 
Pek beklenmedik misafir gelmezdi, öyle eve gidip de ayakkabılarla pek karşılaşmadım, annemin günü olan zamanlar olurdu, o günleri severdim, sevdiğim yemekler yapılmış olurdu, onun haricinde de ya sevdiğim yakın akrabalar gelirdi ya da babamın birlikte müzik yaptığı arkadaşları gelirdi, şarkılar türküler söylenirdi, o günleri de severdim ama kimi çocuklar vardır birileri geldiğinde havalara uçarlar, kimse gitmesin isterler, öyle olmadım hiç bir zaman.

Şimdilerde ise misafir kavramından hoşlanmam, evime pek gelen giden olmaz.
  •   (21.10.21 20:19:24) 
Büyük bir huzursuzluk.
Yalancı sevgi gösterileriyle karşılaşacağım, bir sürü insanla muhatap olacağım için rahatsız olurdume.

  • pro9it9is9  (21.10.21 20:38:17) 
Huzursuzluk


  • abuzer  (21.10.21 20:38:47) 
Sevinirdim, çocuğuz tabii çakmıyoruz bişeyden. Evi de dumanaltı yaparlardı kendileri yetmezmiş gibi. Şimdi hepsi gereksiz varlık. Akbabalardan bahsediyorum.


  • izza  (21.10.21 20:43:58) 
Mutluluk. Yatıya kalsın isterlerdim +1


  • sta  (21.10.21 21:17:48) 
Huzursuzluk. Misafiri çocukken de sevmezdim hala da sevmiyorum.


  • ms brownstone  (21.10.21 22:12:09) 
Gergin bi neşe.. tansiyonlu yani ama totalde pozitif bi his.
Genelde anneme saha çok misafir gelirdi. Sosyalleşiyor diye sevinirdim. Bi de tabii mutfaktaki güzel gıdalar : )

  • rewlack  (21.10.21 22:21:51) 
sıkıcı. ben de kittie gibi düşünüyorum.


  • roket adam  (21.10.21 22:23:52) 
Valla ben cocukken bu tur seyler ustune pek dusunmezdim. Hatta oyle ayakkabilara falan bakip girdigimi de hatirlamiyorum, oyle direkt girerdim. Girip evde misafir gorduysem de pek aldirmazdim.

Ergenlige yakin zamanlarda o fazla ayakkabilar falan sikinti olusturmaya basladi. Cunku biliyordum ki is sadece orda kalmayacak, gidip kendi odamda takilsam bile annem odaya gelip 'oglum git bakkaldan sunu al, oglum bunu al' vs diye darlayacakti. O yuzden evde fazla ayakkabi gorunce yonumu degistirip direkt internet cafeye gitmisligim de coktur.
  • j r r tolkien hayrani  (21.10.21 22:47:01 ~ 22:47:58) 
çok mutlu oluyordum. 30 yaşındayım şimdi ve misafir hiç sevmiyorum.


  • spartamed  (21.10.21 23:00:27) 
Genel olarak hosuma giderdi, merak ederdim kimler geldi acaba, hemen kafamda ihtimaller belirirdi. Gelmelerinden rahatsiz olduğum bir akrabamoz yoktu, genel olarak sevinirdim.


  • stavro  (21.10.21 23:05:24) 
çocukken de huzursuz olurdum şimdi de huzursuz oluyorum. evin düzeni bozuluyormuş gibi hissediyordum o zamanlar, farklı şekilde davranmam gerekiyordu sanki. halbuki öyle yaramaaz bir çocuk da değildim. şimdi de gelenleri memnun etme kaygısı hissettiğim için sevmiyorum.


  • rahip janick  (21.10.21 23:09:45) 
hiç sevmezdim. mümkünse onlara görünmemeye çalışır, görünürsem de kısaca görünüp odama geçerdim.


  • tabudeviren  (21.10.21 23:15:22) 
ben eve plansız gelen kimseden hoşlanmadım. hele de böyle sağdaki soldaki çat kapı gelen komşulardan hiç hoşlanmadım.


  • andlee  (21.10.21 23:19:23) 
Ben okulun dibinde bir sitede oturuyordum. Annem hem benim hem de kardeşimin sınıf annesiydi. Okul aile birliğindeydi. Aşırı iyi bir komşuydu. Ve bir sürü günü olurdu. Doğal olarak eve her geldiğimde genellikle misafir olurdu. Ayakkabıdan misafir tahmini yapmaya çalışırdım. Genelde babam gelene kadar giderlerdi. Annem her seferinde önlerine koyacak bir şeyler bulurdu. Hele günü varken. Tüm sınıf arkadaşlarım benim annem yemek yapıyor diye benimle eve gelirlerdi. Bazıları benden önce gelirdi hatta. Annem aşırı güzel yemek yaptığı için bir de iyi misafir ağırladığı için çok gelen giden olurdu. Ama ben o günleri çok severdim, şimdi çok özlüyorum. Keşke o ayakkabı tahmini yaptığım ana ışınlansam, hayatta tek derdim derslerim olsa.

Yatılı misafir sevmedim ama.
  • Hallegadola  (21.10.21 23:56:27) 
Sevinirdim. Büyüklerin konuşmasını dinlemeyi severdim.


  • zimbirik  (22.10.21 09:45:02) 
- Odama kacayim da muhatap olmayayim.
- Aha yakalandim, simdi aile zoruyla muhattap olmak istemedigim insanlarla zorla opusecegim konusacagim.
- Evet abi okul iyi okul guzel, soracak baska bi sorun da yok, mecburi okul nasil sorunu sorduysan tuvalet bahanesi ile kaciyorum. Zaten okuldan geldikten sonra uyuyana kadar 5 saatim var, izninle gozlerim kizarana kadar bilgisayar oynayayim.
- Evet annem arkamdan "Girdi magarasina" yorumunu da yapip beni tanimadigim insanlara gomdugune gore ic rahatligi ile oyun oynayabilirim.
  • cleric  (22.10.21 13:36:05) 
[]

askerlik psikolojisi

Askerden geldiğimde yatağımı, aile evini toplama takıntım oldu. 7 gün sonra yine normal dağınık halime döndüm. Bir de sürekli kendimi tetikte hissediyordum.

Bu hafta diyet, temizlik düzen gibi konularda kendimi az disipline edeyim dedim.


Yine gergin ve tetikte psikolojiye girdiğimi farkettim. Bu neden oluyor olabilir?

 
Abi senin zaten 500 ayrı psikolojik rahatsızlığın yok muydu bu da onlardan biri işte çok takma.


  • Zaman Tamircisi  (21.10.21 19:04:53) 
Yatak toplamanın askerlikle bir ilgisi yok ki. Ben askere gitmeden önce de yatağımı topluyordum. Bence bunu askerlikten bağımsız olarak düşünmek lazım. Yatak toplamamak sizi rahatsız etmiyorsa toplamayın. Beni rahatsız ettiği için toplarım ben.

Askerlik yaşam biçiminin bir süreliğine değiştiği geçici bir dönem. Daha önce karşılaşmadığımız ortamlar, durumlar söz konusu. Bu nedenle böyle şeylerin olması normal. Zaman geçtikçe düzelecek. Ben de ilk geldiğimde o psikolojiden hemen çıkamamıştım ama 1, 2 yıl içinde düzeliyor, etkisi azalıyor.
  • dissendium  (21.10.21 19:15:26 ~ 19:15:51) 
Yarım saat geç uyansan depresyondayım sanacaksın. Her sıradan davranışına derin bir psikolojik kulp bulmaya çalışmaktan vazgeç bence. Robot değiliz. Hepimizin her günü ayrı oluyor. "Dünüm bugünümden farklı, sizde neden böyle?" diye sorulmaz her değişimde.


  • himmet dayi  (21.10.21 19:28:55) 
abi kendini bi' sal ya. psikiyatriste gittin mi hiç? ilaç kullan gerekliyse. paran da varmış, terapi de al iyi birinden.


  • candide  (21.10.21 19:31:01) 
Askerden geldigin icin oluyordur iste.


  • stavro  (21.10.21 23:08:43) 
[]

3 ay iliskide kisa degil mi?

bazi seyler icin mesela? gelecek hakkinda birlikte planlar yapmak vs
bilmiyorum bana erken geliyor ama kiz arkadasimdan surekli bir baski yiyorum ben agirdan almak istedikce.. belki ben cok iliski yasamadigim icin bilmiyorum..
gecen babam hakkinda kendisi "babam soyle soyle yapsa" falan dedi mesela kanim cekildi.. saka yollu bile olsa beni biraz geriyor bu durumlar. 3 ayda seni tanimiyorum henuz neden bahsediyorsun?!

Ne diyorsunuz dostlar?

 
Ne tür plan olduğu önemli.
Tatil planı vs normal, evlilik planı erken.

3 ayda daha tanımadan "elin adamından" böyle "babam" diye bahsetmek çok çok garip geldi bana.
Ama yaşlar da önemli hani bazı yaşlar vardır ya artık evlilik yaşı gelmiştir birini bulunca kaçırmak da istemezsin hemen o yola sokmaya çalışırsın öyle bir evrede olabilir mi?
Ya da çok küçük liseli falan mı acaba ikilemde kaldım.
Şu ikisinden biri değilse asla normal değil bu durum benim de kanım çekilir ve kaçardım ortamdan. (Diğer ikisinden de kaçardım ben de oralara çok girmek istemedim.)
  • mutekebbir  (21.10.21 09:10:29) 
yani bazı kişiler direk evlilik odaklı oluyor. ama bana da çok itici gelir böyle şeyler.


  • xrated  (21.10.21 09:16:36) 
Yaslar kac ?


  • westblack  (21.10.21 09:25:16) 
kiz tarafi 28 yasinda bu arada


  • mhmtt  (21.10.21 09:43:24) 
Bir an önce evlenme niyetinde ama çok cringe. otur doğru düzgün konuşun bu konuları ya da kaç!


  • lcha  (21.10.21 09:51:42 ~ 09:52:17) 
cringeeee
kaç

  • rewlack  (21.10.21 09:51:53) 
Çok acele etmiş. Ama “baban” demiş olma ihtimali de var. Çünkü fonetik olarak çok benziyo. Belki yanlış duymuşsundur.

Yani uzun süreli tatil planı falan yapılır çok rahat. Hiç bi gariplik yok. Geleceğe yönelik planlarını o sırada yanındaki kişiyle yapmakta bir sıkıntı yok. Ama evlilik konusu falan açılıyosa, nişan konusu açılıyosa sıkıntı.
  • zimbirik  (21.10.21 09:58:18) 
Bence kısa değil. 3.5 aylık ilişkide evlilik düşündüğümüzü birbirimize söylüyoruz. 30 yaşında hala unili ilişkisi olmaz ki zaten. Ciddi düşünmüyorsan hiç vakit kaybetme bu kızla ama ciddi olabilir dersen neden kötü bir şey olsun ki.

Ama babam denmesi birazcık cringe evet. Ve pek hoş değil.
  • Gradient_tabanlı_mor  (21.10.21 10:31:58) 
birini bulayım da hemen evleneyim kafasında insan çok, ve böyle olanlar genelde bu kadar erken "hadi evlenelim" demenin tuhaf durduğunu bildikleri için bu gibi "ince" müdahalelerle insanı manipüle edebiliyorlar. ağzından kaçmış olma ihtimali olmakla birlikte, eldeki başka doneleri birleştirerek karşında bir adet gelin sevdalısı olup olmadığını anlayabilirsin.


  • Bruce  (21.10.21 11:22:32) 
Bruce + 999 in 1

manipüle ediliyorsun.
  • gabe h coud  (21.10.21 11:27:01 ~ 11:27:28) 
bence erken ama 28 yaşında olduğu için birini bulup evlenmem lazım kafasında belli ki. bizim toplumumuza göre birkaç sene sonra "evde kalmış" olacak çünkü.


  • rose parks  (21.10.21 13:00:17) 
3 ay bence kısa değil, bu işlerin belli bir matematiği yok. bizim evlenme niyetimiz 3 aydan önce ortaya çıkmıştı hatta. ben normal karşılıyorum. ama 2 yıllık evliyim, hala eşimin ailesine anne-baba diyemiyorum. demem gereken durumlarda sesim içime kaçıyor :D daha sevgiliyken babam demesi sizin ilişkinizi ve senin tavrını göz önünde bulundurursak sıkıntılı bir durum bence. belki baban demiştir bilemiyorum. bir daha lafını aç, doğru duyduğundan emin ol ve bu konudaki sıkıntını dile getir. belki boşa kürek çekilen bi ilişkidir iki taraf için de.


  • elorelia  (21.10.21 13:08:31) 
kiz istedigi seyi belli etmis, ya ayrilacaksin ya da dügün.


  • wishmaythşngs  (21.10.21 14:52:22) 
3 ay ilişkide kısa ama daha da önemlisi aileyi 10. senede de karar vermede etken olarak kullandıran insandan koşarak kaçarım.

EDIT: Ben o babayı onun babası sandım senin babana babam demek ve bunu 3. ayda yapmak? Başıma gelse bize ayrılan sürenin sonuna geldik tatlım der ortamdan uzaklaşırım herhalde.
  • ozzpwnz  (21.10.21 15:30:14 ~ 15:31:46) 
sen olmasan başka birini bulur, o kişinin babasına da babam der.


  • deartheodosia  (21.10.21 19:40:21) 
3 aydir ciktigin kizin babana babam demesi gercekten tuhaf. ayril +1


  • hot potato  (21.10.21 19:59:53) 
bazı insanlar aşık olup evlenip evli olarak yaşayacakları birini isterler onlar için ideal ilişki evliliğe giden ve evlilik içinde yaşanandır çünkü. bazı insanlar da aman zamanı gelince evlenirim ya da her ilişkiye evlenmek için başlanılmaz, flört ediyorum ve bu bana yetiyor diye düşünebilirler.
bu dünyaya bakışınıza ve kendiniz için ne istediğinize ilişkindir. dolayısıyla kız arkadaşını evlilik delisi vs diye etiketlemeden önce bir insanın evlilik istemesinin, evliliğe gitmesi muhtemel ilişkileri devam ettirmek isterken evliliğe kapalı ilişkilere devam etmek istememesinin de saygıyla karşılanması gerektiğini düşünüyorum.
dolayısıyla bunun 3 ayı da 3 yılı da yok.
bu ilişki için kesin olarak evliliğe kapalı mısınız, bu ilişkiden bağımsız olarak kendiniz için her ilişki için evlilik yolunu ihtimal olarak görmüyor musunuz, bi gün bu hanım kızla evlenmek isteyip istemeyeceğinize dair bir fikriniz oluştu mu, yoksa 8 sene çok mutlu sevgililikten sonra ona bir sabah seni seviyorum ama hepsi bu. ben asla evlenmek istemeyeceğim mi diyeceksiniz.

kız arkadaşınız işte bunların cevabını çok haklı olarak merak ediyor.
yanıt çok basit
evet senle evlenirim.
hayır senle evlenmem.
evet bi gün ben de evlenmek isterim ama ilişkimize zaman tanımalıyız, birbirimizi yeterince tanımadan bu kararı veremeyiz.
hayır ben asla adriana lima bile gelse evlenmem
veya şu anda bu konuda bir fikrim yok.

avrupalı bir kız şu soruyu sorsa belki de kınamazdık.
  • photo85  (21.10.21 20:30:25) 
[]

Aşırı cahil olduğumu fark ettim

33 yaşındayım, çevremdeki insanlara göre birçok yönden ortalamanın oldukça üzerindeyim fakat görece iyi olmanın bir yanılgı olduğunu fark ettim.

ne doğru düzgün tarih biliyorum, ne bir alanda uzmanım, ne ingilizcem iyi (ingilizce biliyorum diye geçinip simple present / simple past / simple future tense ve 300/400 kelime ile mal gibi konuşup anlaşabiliyorum sadece). yazılımla ilgileniyorum hatta bu işten düzenli olarak para da kazanıyorum ama onda da bence çok ağırım, her işi çözüyorum ama bir saatlik problemi çözmem bazen 12 saat sürüyor mesela. felsefe konuşmayı severim ama hiçbir kitaptan/filozoftan referans veremem, ancak kendi yaşadıklarımdan çıkarımlar falan. ne yönetmen tanırım, ne bir yazarın tüm kitaplarını okudum. kitap da okuyamıyorum zaten canım sıkılıyor. ne mal bir adamım lan ben.

yaşım ilerledikçe kendimi daha da cahil hissetmeye başladım.
sizde de oluyor mu öyle?

(ekşi itiraf gibi oldu belki utanıp silerim ona göre cevap yazın ya da yazmayın sonra papaz olmayalım)

 
Ben de hissediyorum. 29 k :) sevgili günlük;

Hiçbir konuda "uzman" değilim. Yeteneğim var ama üzerinde durmadığım için enstrüman çalamıyorum ve resim yapamıyorum. hayatım boyunca hep spor yaptım ama bir spor alanında ilerlemedim. Çok kitap okurum ama hiçbirinden alıntı yapamam gerekse. Kendi alanımda bile "uzman" değilim. Daha iyi neler yapabilirim diye araştırıyorum ama asla tatmin olmuyorum. Yani her şeyden az az var bende.

Ama bunların hepsine gerek var mı ona da emin değilim. Yani hayatın olayı mutlu olmak ve çok mutluyum. Cahilliğimden ötürü kimseye salça da olmuyorum. E o zaman keyfime göre yaşamamda çok da sakınca yok gibi geliyor.
  • abuzer  (20.10.21 13:16:26) 
off bende de var bu durum 35+ etrafimdakilere sorsan cok zeki oldugumu soyler her seyi bildigimi sanirlar. ama her seyden az bilgim var gibi hissediyorum. az seyden cok bilgim olmasi daha iyi olurdu gibime geliyor.

ayni sekilde tarih cografya politika konularinda cok yorum yapacak bilgim yok.

bir kursa veya kitaba baslayayim diyorum baslamiyorum sonra 2-3 yil sonra hy mk keske baslasaydim simdi ekstra bi sey biliyor olacaktim diyorum. milleti gorunce aklima geliyor bu. millet 2-3 sene icinde is degistiriyor hatta meslek... tabi mevzu sadece is veya meselek de degil ama ister istemez oraya geliyor konu
  • yoggi  (20.10.21 13:39:03) 
49'luk olanı da var bu modellerin. aklına gelecek her konuda iyi kötü bilgim vardır ama hep bir yanı eksik. zaten çocukluktan bu yana çalışmadığım sektör yok. motor teknik lisesi mezunu olup boğaziçi pdr kazanmış (tabi ki yarıda bıraktım) kaç tane adam bulabilirsin? şu an için en ilgili olduğum konular bisiklet ve trader işleri ama onlarda bile bir ölçme değerlendirme yapsak %30 kapasitede çıkarım.
ama tv yarışmalarına çıksam şov yaparım. kelime oyunu bul beni.

  • lazpalle  (20.10.21 13:55:51 ~ 13:57:22) 
Bu çok normal, çok büyük çoğunluğumuz böyleyiz zaten. Ben de bazen kafaya takmıyor değilim.

Antik Yunan'dan anlamam, modern batı felsefesinden anlamam, hukuktan anlamam, İslam'ın altın çağını bilmem, Budizm bilmem, Ortodoks Hristiyanlığı hiç bilmem. İkinci yabancı dilim yok, hiç komşu ülkelerin tarihlerini bilmem, hele Afrika ve uzakdoğu tarihim sıfır. Ne Ming bilirim, ne Khmer bilirim, ne Japonya'nın Daimyolarına ait en ufak bir fikrim var.

Enstrüman çalıyorum, nota bilmem; resim bilmem, heykelden anlamam, mimariden anlamam, ne Barok bilirim, ne Modernizm bilirim, ne Post-Modernizm.

Bir buğday başağı tanesini almadım, hayatımda hiç ekmek yapmadım, ormanda gördüğüm iki ağacı ayırt edemem, yön bilgim yok, hiçbir takım yıldızını gösteremem, bir eve tuğla eklemişliğim yok, hangi mantar yenebilir bilmem, hangi meyve ne zaman çıkar onu bile tam bilmiyorum. Biri yanımda bilincini kaybetse CPR bile düzgün yapamam.

Daha milyonlarca temel şey yazılır, uzman olunmasına gerek bile olunmayan. Ben cehaletime razı geldim. Kötü bir şey değil, ömrümüz çok kısa, aklımız yetersiz.
  • tey tey  (20.10.21 14:25:58 ~ 14:31:46) 
bu cehalet değil kendini bilmek insan her konuda yetkin olamaz, hem ekonomi hem yazılım hem mimari hem tasarım hem kurgu vs her şeyi bilemezsin meraklı olduğun konularda araştırmalar okumalar yapabilirsin kendini kimseye kanıtlamak zorunda değilsin


  • freebird5406_2  (20.10.21 14:29:36) 
O an ögrendigim kisisel olarak bana haz ve tatmin sagliyorsa, gecmis bilgilerimle kopru kurup yeni bir noktaya ulastiriyorsa 3. Kisilere bunu anlatacak kadar konuya hakim olamamaya takilmiyorum o kadar, kendi isime bakiyorum. Tek konuda cok anlatabilmektense hayatina yon verecek kadar farkindaliga ve kulak dolgunluguna sahip olup bircok seyi kendi icinde ozumsemek de fena degil nihayetinde.


  • passive aggressive  (20.10.21 15:56:23) 
ne bilip ne bilmedigini bilen kisi cahil degildir. Bilgisizdir. herkes birseylerin bilgisizidir zaten. herseyi bilmek mumkun degil. cahil insan ne bilmedigini bilmeyen, bilmedigi icin de ogrenmek icin cabasi olmayan kisidir.


  • congratulationsyouwon  (20.10.21 20:36:42) 
olmuyor. Uzmanı olduğum alanlar var. Görece iyi değilim, uzmanım.


  • velvetmorning  (20.10.21 22:05:34) 
tarih ben de bilmiyorum. bir ara çok takardım kafama, sonra kendi kişisel tarihimle ilgilenince bıraktım o işleri. valla nefret ediyorum, o ne yapmış bu ne yapmış üzerine düşünmeye. aklımda da tutamıyorum madem niye o konuda bilgim olsun. o da olmayıversin aman dedim. sevdiğim şeylere yapışıp sevmediklerime bakmıyorum artık. her şeyi bilmek, entelektüel olmak için her konudan fikir sahibi olmak gerek gibi bir algı var. hayır ben entelektüel olmuyorum o zaman :) ha bir yerde havam olsun diye öğrenmek isteseydim sanırım mesele değişirdi ama bilmiyorum, bu konuda da çok cahilim demek kötü bir şey değil bence.

ama kitap okuyun bence, cahillik hissiniz artacak ama tatminiyetiniz de artacak :)
  • ruh i tibbiye  (20.10.21 22:20:44) 
www.youtube.com

Şu linki de bırakayım çok faydalı
  • abuzer  (21.10.21 09:50:28) 
olmak istediğiniz kişileri karşımda görünce ne diyor lan bu tirrek diyorum. bilginden, bildiğinden şüphe duymak iyidir. ancak aptallar emin olur. yetersizlik hissi sizi daha çok ileriye götürür. ben de yapmak istediğim her şeye hayranlık duyuyorum yapmayı başarınca -meh bu muymuş? diyorum. bu sebepten övgü kabul edemiyorum zaten de sevmiyorum övülmeyi. hep bir sonrasını hedefliyorum.


  • guitarissimo  (22.10.21 01:51:25 ~ 01:52:32) 
bilme meselesi bir hedef değil yolculuğun kendisidir. şunları bildikten sonra cahil olmayacağım, şu kadar şu kadar şeyi öğrendim hah tamam şimdi bilgin oldum gibi bir süreç değil bu. yukarıda arkadaşlar bahsetmiş, bununla ilgili bir söz de var; bir şeyleri öğrendikçe ne kadar çok şey bilmediğimi fark ediyorum diye. bak mesela bu sözü kimin söylediğini bilmiyorum ama burada örnek verecek kadar aklımda kalmış, derdimi anlatmama yetti. kimin söylediğini bilsem ne değişecek? o zaman da bu sözün altmetnini bilmek gerektiğini düşünecektim.

insan meraktan öğrenir bu tip konuları, sen de demek ki merak ettiğin, ilgini çeken kadarını öğrenmişsin. fazlası ilgini çekseydi öğrenirdin bir şekilde. burada bir eksiklik yok, karşılaştırma yapmaya da gerek yok. bildiklerinden memnuniyetsizsen daha fazlasını bilmek için uğraş ama bunun sonu olmadığını bil.

ayrıca bilmediğin şeyleri kabul etmek yeni şeyler öğrenmenin ilk koşulu. en azından öğrenmeye açık olduğunu biliyorsun, bu da bir şey.
  • Bruce  (22.10.21 02:57:16) 
eksisozluk etkisi diyorum ben bu duruma


  • gameofannen  (22.10.21 10:13:32) 
[]

Çocukluk arkadaşımın karısı

Evlenmeden onceden tanidigim bir arkadasim var. Erkek. Karisi kotu biri degil ama her seye dahil olmaya calisiyor, haddini asan seyler soyluyor. Arkadasimin hatrina susuyordum hep.

En son yine bi terbiyesizlik yapti ama haklidir sonucta onun kocasi, onlarin kurallari. Ben de arkadasim hatrina bu kizi cekeceksem birak arkadasim da olmasin kafasina geldim. Bunu arkadasiniza nasil soylersiniz? Arkadasiniz bu hayattaki en iyi 3 arkadasinizdan biri. Cocukluk arkadasiniz sayilir. Aradiginda da isim vardi bilmem ne diye kivirtip durmak istemiyorum.

Ben kanser hastasiyim ve karisi "tanidigim ne kadar kanser olan varsa takintili, merakli ve nefret dolu" dedi. Guya bana yardimci olacakmis tespitleriyle. Resmen icindeki kini doktu, bi de israr ediyor oylesin oylesin diyerek. Sonrasinda ozur dilemek de yok. Yaptiginin yanlis oldugunu bile dusunmuyor.

Kocasinin hatri olmasa benimle arkadaslik yapmazmis oyle biseyler soyledi daha once de. Daha bir suru cok abuk seyler.

8 kisilik arkadas grubumuzdan da cikti kocasi 2 sene once. Grubun 5i evli, kimse colugunu cocugunu getirmiyor bu her toplanmamiza geliyor. Kocasi cok sevilen biri ama karisinin yaninda sus pus oluyor, geriliyor. O esprili, enerjik adam yok oluyor bir anda. Birisi soylemis karini getirmesen diye o da olmaz molmaz falan demis. O gelince insanlarin da esleri gelmek istiyor vb.. Cocukluk arkadasi grubumuzdan cikti yani.

Boyle boyle seyler. Haklilardir. Aman benden uzak olsun. Bana biraz laf hazirlayin da ya arkadasimla tek goruseyim sadece ya da ikisiyle de gorusmeyeyim. Ne diyeyim arkadasima? Gecen yine cocukluk arkadasimizdan biri bana geldi ve ozel bi durumu vardi. Konusmak icin buna dedik gel yine karisiyla cikageldi. Tek gelmek icin hazirlanmisti oysa. Aşık falan da olabilir beni ilgilendirmez ama o gelince her seyi konusamiyorsunuz haliyle. Bi anlami kalmiyor arkadas olmamin.

Sagolun

Ek: arkadasimin tercihiyle ilgili bir sorunum yok arkadaslar. Cocukluk arkadasimi da kaybetmeye raziyim. Sorumu yineliyorum: ne diyeyim de arkadasligimi bitireyim. Bugun isim var yarin goruselim vb.. Gibi lafi dolandirmadan.

 
Zoe bi durum gerçekten. Arkadaşınızın eşi düşüncesizlik etmiş gibi. Ama mesela arkadaşınız eşine doğru bir dille gelmemesi gerektiğini söyleyebilir. Beşki kızın haberi yoktur istenmediğinden, zaten empatik biri değil anlattığınız kadarıyla. Arkadaşınızın eşine söylemesi lazım bu durumu.

Kısa zaman içinde herkesin eşlerinin geldiği bi buluşma yapabilirsiniz. Sonrasında ki buluşmalarda arkadaşınız +1 leein saverli olmadığını falan söyleyebilir.

Yani bence arkadaşınıza düşündüklerinizi kibarca söyleyin. Rahat hissedemiyoruz eşinin yanında diye. Daha fazla eşli buluşma yapma taahhütü verip eşsiz buluşmalara eşini getirmemesini isteyebilirsiniz bence.
  • zimbirik  (19.10.21 08:35:04) 
Yazım hatalarını düzeltemiyorum mobildeyim. Akşama düzelteceğim.
Belki*
+1lerin davetli olmadığını*
  • zimbirik  (19.10.21 08:37:40) 
Arkadaşın iradesizin teki. Salla.


  • westblack  (19.10.21 08:40:58) 
@zimbirik: evet esli bulusma da yapiyoruz. Grupta belirtiyoruz esli/essiz diye. Bu sefer sadece eslilere geliyorlar. Arkadasim bize soylemiyor ne oldugunu ama essiz zamanlarda bahane buluyor. Kiz kendini esliden saymiyor galiba. Bizim arkadasimiz sayiyor direk.


  • Bikit  (19.10.21 08:41:02) 
Kadın açık sözlü siz de açık sözlü olun. Çat çat söyleyin suratına.


  • xrated  (19.10.21 09:10:33) 
ya o size bunları söyleyebiliyorsa utanmadan siz de ona söyleyin. zor şeyler yaşayan ve alttan alınması gereken sizsiniz o değil. gerekirse arkadaşınızı çıkartın hayatınızdan.


  • Hallegadola  (19.10.21 09:32:03) 
Ben "siz de onun gibi davranın" önerilerine katılmıyorum. Burada şikayet ettiğiniz ve muhtemelen okuyan herkesin rahatsız olduğu bir karakterden bahsederken "siz de öyle olun" demek bana garip geliyor. Siz niye kötü bir karaktere bürünesiniz ki?

Ben olsam arkadaşımla araya biraz soğukluk koyardım. Durumu anladığında da ona eşinin söylediklerinin beni kırdığını ve onla aynı ortamda bulunmaktan rahatsız olduğunu söylerdim. Bu durum arkadaşınızla aranızdaki bağı kopartacak muhtemelen ama artık eskisi gibi olmasını da beklemeyin. Eğer dostluğunuzun eski günlerdeki gibi olmasını umuyorsanız o iş olmaz.
  • himmet dayi  (19.10.21 09:50:15) 
yanlış kişiyi muhatap kabul ediyorsunuz. muhatabınız eşi değil arkadaşınızın kendisi. eşi de o arkadaşınızın "tercihi". görünen o ki tercihinin ona ve çevresine yaşattıklarını sizin kadar mesele etmiyor arkadaşınız. bu durum da onu bu tercihiyle kabul edeceksiniz veya etmeyeceksiniz. bu kadar basit. sürekli böyle dolup dolup toksik bir şeye dönüşmesine izin vermeyeceksiniz. çocukluk arkadaşıdır, yakın dosttur, bunlar çok kıymetli olgular insan hayatında ama hayatta insanlarda elenebilir. araya tercihler, yollar, farklı dünya görüşleri ve benzeri girebilir. bu kadar kafanızı takmaya gerek yok, doğal bir akış bu.


  • Phoebe  (19.10.21 09:58:14) 
@phoebe: yoo tercihini elestirmiyorum. dedigim gibi ben zaten soyleyeceksem durumu arkadasima soylemek istiyorum ve cocukluk arkadasimi da kaybetmeye raziyim. Sadece ne diyeyim gibi sordum. Cunku surekli ariyor, plan falan da yapiyor. Ben de geriliyorum.
Ek: zaten gruptan kimse kabul etmiyor artik. Herkes evli barkli kimse boyle degil. Watsap grubuna bile eklediler karisini. Muhabbet donmedi baska grup actik vb. Yoruldu herkes.
Tek arkadaslari ben kaldim gibi bir sey ama artik hakarete vardi olay. Kimse bisey demiyor, sitem etmiyor ama gorusmuyorlar haliyle.
  • Bikit  (19.10.21 10:12:09 ~ 10:21:40) 
İnsanlar bu tür sebeplerden dolayı kardeşleriyle görüşmüyor, yapacak bir şey yok. Arkadaşınızın tercihi bu yönde, siz de bir tercih yapacaksınız.


  • John Bloor  (19.10.21 10:17:16) 
@john: iste zaten tercihimi yaptim. Gorusmemeye raziyim sadeve ne diyeyim diye soruyorum.


  • Bikit  (19.10.21 10:22:40) 
Bence tercihi arkadaşına bırakmalısın şöyle

Birincisi kadın zaten iletişimden anlamıyor ona dil dökmeye gerek yok

Arkadaşına da karısının yaptığı davranışlardan hoşlanmadığını bu süreçte onun olduğu ortamlarda bulunmak istemediğini, karısının olmadığı ortamlarda ise arkadaşına onunla oturup arada çay kahve içip sohbet etmek istediğini söyle

Bu durumda kararı arkadaşın verip durumu yönetsin, seninle bu şartlarda buluşabilir, eşim olmadan vakit ayıramam derse kendi bileceği iş, buna da kırılmadan eyvallah deyip görüşmezsin
  • freebird5406_2  (19.10.21 10:31:49) 
yani eşinin densiz konuşmalarına ses etmeyen insanla da görüşme bence, demek anormal bir durum görmüyor. ben yerinde olsam direkt eşinin konuşmalarından dolayı seninle görüşmek istemiyorum derdim. sanki çok ince insanlarmış gibi bahane aramaya gerek yok.


  • deartheodosia  (19.10.21 10:37:04) 
Bas engeli gec abi ne dusunuyorsun bu kadar.

Evli adamlarin bazisi karakterini satar. Hic dusunme engelle rehberden sil.

Yeni gruplar kurun onu almayin eski grupta allah allah niye yazmiyorlar diye dusunsun dursun.
  • divit  (19.10.21 13:13:40) 
Arkadaşınızla görüşmeye devam etmek istiyorsanız: "Eşin benim için <<tanidigim ne kadar kanser olan varsa takintili, merakli ve nefret dolu>> dedi. Ben de bu yüzden eşinle aynı ortama girmek istemiyorum. İstersen eşin olmadan görüşebiliriz."

Arkadaşınızla da görüşmek istemiyorsanız: "Eşin benim için <<"tanidigim ne kadar kanser olan varsa takintili, merakli ve nefret dolu">> dedi. Sen de bununla ilgili hiçbir şey yapmadın. O yüzden seninle de eşinle de görüşmek istemiyorum".
  • pispinti  (19.10.21 14:28:59) 
degmez. insanin esi farkli düsünebilir vs, ama o arkadasinin da sana bi kusura bakma demesi lazimdi bu kadar laftan sonra ki moral grektiren bi hastaligin var.
ölsen sevinecek insanlari niye bu kadar takiyorsun ben olsam bi bulusma ayarlar bunlari cagirmazdim.
biraz da sey hissettim, bunlar gruptan dislaniyorlarsa ve digerleriyle acik bir sorun yoksa zamanla Bikit'le olan problem yüzünden dislandik gibi düsünebilirler, kendi gecimsizliklerini degil, seninle olan bir problemden dolayi uzaklastik gibi yansitirlar.
bu yüzden hicbir sey söyleme, sadece görüsme, ararsa da birsey salla. cünkü sen ne dersen de herkes istedigi gibi yorumlayacak, hasta oldugun icin 'hassas' diyecekler vs. bisey diyen olursa da, ortada laf söyleyen bir tek onlarin terbiyesizligi kalir. sen -ben bisey demedim, onun esi bana sunlari sunlari söyledi, görüsmek istemedim- diyebilirsin.
  • wishmaythşngs  (19.10.21 14:49:42) 
himmet dayi +1 ve devamında da pispinti +1

açık olun.
  • blatta hiberna  (19.10.21 14:54:14) 
Pispinti+1 sadece son cümlesini çıkartıyorum:
"Arkadaşınızla görüşmeye devam etmek istiyorsanız: "Eşin benim için <<tanidigim ne kadar kanser olan varsa takintili, merakli ve nefret dolu>> dedi. Ben de bu yüzden eşinle aynı ortama girmek istemiyorum."
Seninle yalnız görüşebiliriz demeye gerek yok. Sen bir şey demedin, seni de siliyorum demeye gerek yok. Mesaj bu kadar açık ve net olmalı.
Bizde de var böyle bir arkadaş, lise toplantısı yapacağız, karısı olmadığı zaman gelmez. Muhtemelen kocasını kaptırmak istemiyordur. O yüzden "tek geleceksen gel görüşelim" demek o kadının gözünde "aşüfteler kocacığımı kapacaklar" anlamına gelebilir ancak. Boş verin dediğiniz gibi her ilişkinin dinamiği farklı.
  • SiyamkedisiZorro  (19.10.21 15:11:47) 
Böyle mikrop insanlarla niye iletişim kuruyorsunuz ki... Kocası karısının dediklerini duymuyor mu? Eğer duyup da karısına ne biçim konuşuyorsun demiyorsa karısı kadar kocası da suçlu. Net şekilde sizinle görüşmek istemiyorum deyin.


  • dissendium  (19.10.21 16:15:57) 
Ben bitirmek istedigim zaman iletisimi sessiz sedasiz kesiyorum genelde, illa "ben senin/sizin hakkinizda soyle boyle dusunuyorum" diye aciklama yapmaya gerek yok.

Baya sevdigim, zamaninda bana baya yardimi falan da dokunmus bir arkadastan $om agizli olmasi, etrafindaki herkese surekli ve giderek dozu arttirarak "hepiniz salaksiniz" tavri cekmesi yuzunden yildim, iletisimi kestim. Arada denk gelirsek nereye kayboldun hayirsiz falan diyor, ona da bir cevap vermiyorum, gulumsuyorum sadece.
  • cooperr  (19.10.21 16:27:47) 
sessiz sedasız bitirme taraftarı değilim, insanlar açık iletişim kurmalı. belki bu şekilde kendilerine de bir faydanız olur, bunu başkasına yapmaz, artık eski de olsa arkadaşın sonuçta.

pispinti +1 ama sadece bu olayı örnek göstermez, geçmişten de olaylara kısaca değinirdim, bir konu yüzünden trip atmış gibi olmayın.

geçmiş olsun bu arada.
  • kenarortay  (19.10.21 16:32:27) 
pispinti +1 söyle geç. Arkadaşını da çıkar hayatından


  • komando kani var bende  (19.10.21 16:37:33) 
Siz kadındınız diye hatırlıyorum ben. Benim kocam kadınlı erkekli arkadaş toplantısına gitse sizin arkadaşın eşi gibi ben de damlarım :) Şimdi bu hanım arkadaş da bu sebeple geliyor muhtemelen ama aşırı patavatsız olduğu aşikar.
Ben olsam arkadaşımı çıkarırım hayatımdan. Çok üstelerse eşinin cümleleri kırıcı moral bozucu oluyor ben huzurumun bozulmasını istemiyorum, selametle der kapatırım konuyu. Kimse kimseyle iki cihan kanka olacak değil hiç sıkamam tatlı canımı.

  • cilekli pasta  (19.10.21 16:51:43) 
Açık olmak her zaman iyidir, eşinden hoşlanmıyorum ama biz ayrı ayrı görüşeceksek görüşelim diyebilirsin. Bundan alınırsa alınır, alınmazsa görüşürsün.


  • lcha  (19.10.21 17:05:16 ~ 17:06:12) 
bu kadar uzun uzun düşünmene bilecek değecek bir olay değil. sal gitsin.


  • nuisance  (19.10.21 17:32:20) 
[]

Kapalı Havanın Psikolojiye Etkisi

Efenim, ben normalde de şen şakrak bir insan değilim fakat sonbahar itibariyle ruhum daralıyor ve daha içine kapanık ve soğuk biri oluveriyorum. Bildiğin daha mutsuz ve karamsar biri oluyorum. Bu her sene oluyor ve uzun sürüyor.

Bu durum normal mi? Sizlerde de oluyor mu?


 
havanın çok şeye etkisi var ancak sizin direk havadan etkilenmeniz, sonbahar ve kapalı hava ile önceden yaşadığınız olumsuz bir olayı size hatırlatması ile alakalı olabilir.


  • mikahakkinen  (18.10.21 16:53:58) 
Normal değil.
Mevsimsel depresyon ya da mevcut depresyonun ağırlaşması söz konusu olabilir.

  • pro9it9is9  (18.10.21 16:56:58) 
Ben şen şakrak bi insanım ama 2 haftadır depresyondayım resmen.
sigara kullanmadığım halde canım deli gibi sigara istiyor ve sürekli depresif şarkılar dinliyorum. helak oldum :(

  • matilda  (18.10.21 16:58:56) 
tam tersi hava kapalı olduğunda daha mutlu oluyorum. güneşli havalar bana göre değil.


  • do you remember me  (18.10.21 17:30:31) 
Ben bu olayı geçen hafta şiddetli yaşadım şimdi azaldı

Bunda havanın erkek kararması da etkili, yazın güneş 9da batarken artık 7 de batıyor

Evde otururken saat herhalde 10 buçuk olmuştur diyorum saate baktığımda daha 8 buçuk :)
  • freebird5406_2  (18.10.21 17:41:19) 
ben de her sene yazın mutsuz, sonbahar itibariyle mutlu diyemesem de içi daha huzurlu bir insan oluyorum. ama etrafımdaki çoğu insan sizin gibi.


  • south park in kapusonlu uyesi  (18.10.21 17:45:50) 
Normalde sen sakrakim. Kapalı havalar keyifsiz yapiyor


  • abuzer  (18.10.21 18:02:16) 
Beni olumlu etkiliyor.


  • hayirsiz  (18.10.21 18:13:08) 
Sabah uyandığımda hava kapalıysa dışarı çıkasım, kimseyle görüşesim gelmiyor. Anında sıradan çinko karbon piller gibi oluyorum. Modum düşüyor. Bu müzik tercihlerimi de etkiliyor o yüzden zorlayarak daha hareketli şeyler dinlemeye çalışıyorum.


  • Amaranta ursula  (18.10.21 19:09:05) 
Kapali hava beni de cok olumsuz etkiler, nefret ederim kapali sonbahar havasindan. Benim gibi cok kisi de gordum.
Bana sorarsan kapalı hava sevmek normal degil. Depresiflik belirtisi kapali hava sevmek bence.

  • stavro  (18.10.21 23:49:29) 
Valla her sene oluyorsa senin normalindir o zaman. Her sene olan olayi niye bu sene dert ettin rahip?

Neyse, bende olmuyor. Severim ben kapali havalari.
  • j r r tolkien hayrani  (19.10.21 00:23:56) 
@jrr tolkien hayrani, ya ben kapalı havayı seviyorum. daha mı şiirsel geliyor nedir. seviyorum ama bana iyi gelmiyor. havanın insan psikolojisi üzerinde etkisi olduğu gerçek ama beni bu kadar değiştirmesi rahatsız ediyor. hoşuma da gitmiyor açıkçası. :/


  • rahip janick  (19.10.21 00:53:30) 
[]

ne kadar fakirleştiniz?

son 5 yılı baz alalım. hayatınızda neler değişti? neleri kısıyorsunuz?

kendimden örnekler verecek olursam:

- zara'dan giyinirdim indirimlerini deli gibi takip ederdim. artık mail listesinden bile çıktım. lcw'den giyiniyorum. (ki lcw bile gayet pahalı)

- kafama her estiğinde kaju-antep alır yerdim. şimdi ayda 1 kez ancak alabiliyorum.

- protein tozu almayı bırakalı seneler oldu.

- 4 senedir aynı telefonu kullanıyorum. yeni çıkan telefonları takip bile etmiyorum. nasıl olsa alamayacağım.

- getiryemekteki indirimler hariç yemek söylemiyorum.

- aburcubur işlerini mininmuma indirdim.

- konserlere gitmiyorum.

- eşimle tenise giderdik her hafta. şimdi ayda 1 belki gidiyoruz.

e, 32, kamu çalışanı.

 
Artık barda vs bira içmiyorum. Evde ya da sahilde içiyorum genelde.
Telefonumun bilgisayarımın bozulmasından korkuyorum. iphone 6s ilk çıktığı hafta almıştım, korkmadan kılıfsız kullanırdım o zamanlar. Teknolojik alet pahalılığı beni kılıfa zorluyor.
Protein tozu ben de almıyorum.
  • mg3929  (18.10.21 16:05:03) 
-telefonum 3 yıllık huawei
-dışarıda yemek hemen hemen yok
-balık ve k. eti daha az yiyorum
-kahvemi evde yapıyorum
-kuruyemiş sadece çekirdek alabiliyorum.. fındık fıstık vs.. çok çok nadir.
-çoğu gıda ve temizlik ürünlerinde daha uygun marka değişimi veya kg azaltımı yaptık.
-yılda 1 veya 2 kıyafet alışverişi
-otomobili çok uzak yerler ve alışveriş dışında kullanmıyoruz
-neredeyse bütün alışverişi internetten ucuz ve kampanyalı ürün arayarak yapıyorum
-tatile bu sene gitmedim
-konser yok.. spotify alırdım onu iptal ettim.

anında aklıma gelenler.. düşündükçe liste uzar elbette
  • jepa  (18.10.21 16:24:04) 
Üniversite öğrencisiyken daha rahat harcama yapıyordum. Söyleyeceğim tek şey bu.


  • dissendium  (18.10.21 16:26:27) 
Elektroniği sık takip eder, sık değiştirirdim.
Şimdi amaan bunların da hızına yetişilmiyor, bunlar hep kapitalizmin oyunları, kaptırmamak lazım.. moduna geçtim.

Aliexpress'ten çok sık alışveriş yapardım. Artık siteyi ziyaret bile etmiyorum.

Marka kıyafetleri düşünmeden alırdım, şimdi fiyat/performansı yüksek aynı işi karşılayabilecek ürünler araştırıyorum günlerce.

Benzini dert ederdim, arabayı sattım dertten kurtuldum. Allah muhafaza şuan aracım olduğunu düşünemiyordum.
  • ananiyimioguz  (18.10.21 16:28:51) 
5 yıl önceki dolar kuru farkı katında fakirleştim


  • bir soru sorcam  (18.10.21 16:48:24) 
- zara olayını ben de bıraktım çok uçtu fiyatlar. indirimden basic tshirt ve sweatshirt görünce alıyorum. pantolon olayını da amazondan jj kot stoklamıştım beni 3-4 yıl götürür.

- cola falan az alırdım şimdi hiç almıyorum. su en sağlıklısı moduna girdim :)

- kıyma falan kasaptan çektirirdim kuzu dana karışık. şimdi carfurdan dana döşten çektiriyorum en uygunu.

- arabaya aksesuar falan almaya çok hevesliydim şimdi kuruş masraf etmiyorum.

-mercedes c180 almaya 2 sene önce maddi olarak yaklaşmıştım şimdi rüyamda görürürm.

- ürünleri sıfır alacakken ulan dur letgoda vardır belki diyorum.

- iphone 6s telefonum var 4 yıl oldu. değiştirirsem ikinci el iphone 8 falan alırım diye düşünüyorum.

- iphone watch, airpods falan almak istiyordum şimdi kablolu kulaklığa devam. ne gerek var, ikisi de iş görüyor :)
  • xrated  (18.10.21 16:54:54) 
2015 araliktaki maasim(ilk isim diyebiliriz) 2bin dolardi. her yil defalarca yurt ici gezi ve birkac kez yurt disi gezi yapabiliyordum. su anda o sirkette 6 yil tecrubelilere ( ben de orda dursam oyle olacaktim) 1500 dolar civarinda veriyorlar.

yukselip tecrubelenmeye ragmen alim gucu azaldi... yurt disi gezileri gittikce zorlasti, eskiden bim-a101'e girmeyenler de oralara girmeye basladilar.
  • fakyoras  (18.10.21 17:11:25) 
Elektrikten tasarruf etmeye çalışıyorum.
Sık sık giysi alırdım. Şimdi bakmıyorum bile. Yeterince varken de keyif için alırdım.
Market alışverişini düşünmeden yapabiliyordum. Şimdi en acil ne ise, onları alıp çıkıyorum.
  • pro9it9is9  (18.10.21 17:14:51) 
- sıfır araba, telefon, bilgisayar alabilirken şu an alamıyorum.
- markette para harcarken bin defa düşünüyorum.
- yurtdışı hayal oldu, storylerden bakıyoruz işte.
- para biriktiremiyorum.

bizi bu hale getirenlere teşekkür eder, daha çok yemelerini rica ederim.
  • scudman1  (18.10.21 17:18:22) 
aynı güçte en üst seviye laptopa bakarken şimdi
aynı güçte en alt seviye laptopa bakıyorum.

  • duyurukullanıcısı  (18.10.21 17:21:51) 
Aslında hepimiz aynı durumdayız yazdıkların üç aşağı beş yukarı ortak

Eskiden teknoloji haberlerini takip ederdim şu an içimden o bile gelmiyor

Markette temel gıda dışında bir şey alırken bile - örneğin sos, turşu vs- bunu almalı mıyım diye ister istemez arada kalıyorum
  • freebird5406_2  (18.10.21 17:36:12) 
*En az haftada bir etkinliğe giderdim.
*Ayda bir belki.

*Kuaföre daha çok giderdim, saç ördürmeye bile uğrardım.
*Ayda bir kaş aldırmaya gidiyorum sadece.

*Sık sık dışarıdan yemek söylerdim.
*Telefondaki uygulamaları temizledim. Bazen iş yerine getir kampanyalarından söylüyorum o kadar.

*Ayda birkaç kez dışarıda kahvaltı yapardım.
*Ne yazacağımı bile bilemedim. En son kardeşim ısmarlayacak diye gitmiştim kaç zaman önce.

*En az haftada bir akşam bir mekanda oturur bir şeyler içerdim.
*İçeceğimi ve sandalyemi alıp sahile gitmeye başladım.

*Eskiden çok kıyafet alırdım gerekli gereksiz.
*Artık ihtiyaç dışı bir şey almıyorum ama ihtiyaç olanı da almak için bazı şeylerden feragat etmem gerekiyor maalesef.

-Aylık sabit giderlerimin kalitesi günden güne düşüyor. Zam geldikçe bir alt markaya düşe düşe sonunda nereye varacağımı bilmiyorum.
-Yıllık üyelik süreleri biten uygulamaları yenilemiyorum.

Aklıma geldikçe eklerim şimdilik aklıma gelenler bunlar.
  • mutekebbir  (18.10.21 17:49:28) 
5 sene önce üniversiteydim, burs alıyordum ve bir öğrenciye göre oldukça güzel geçiniyordum. şu an işsizim sıfır gelirle evden dışarı adım atmıyorum.


  • candide  (18.10.21 19:02:33) 
Dışarda arkadaşlarla hiç düşunmeden biralar, tekilalar içerdik; şimdi bütün içmeli aktiviteler eve döndü.

Yurtdışı tatili her sene mutlaka planlanır ve gidilirdi; geçen seneden beri ailemin yaşadığı ülke hariç hicbir yere gitmedim ki ona da zorunluluktan gidiyorum.

Konser, tiyatro, sinema biletleri hiç düşünmeden alınırdı şimdi değer mi ki gitmeye diye dusune düşüne hareket ediyoruz.

Değişik ülkelerden gelen yemek sosları ithal çikolatalar vs gibi şeyleri almayı çok severdik; o reyonlarin önünden gecmiyoruz artık.

Her ay giysiler birkaç parça giysi, bakım ürünleri vs hep alırdım şimdi ihtiyacım yoksa almıyorum. Eşimin de elektronik eşyalara zaafı var, aliexpress size çalışıyor diye dalga gecerlerdi, geçen gün bakmış en son bir sene önce yeni bir şey almış.


Bir de düşününce hatırladım şimdi; parfümün 1200 lira olmuş. Söyleyeceklerim bu kadar.
  • fraise  (18.10.21 19:15:31 ~ 19:18:44) 
Sadece alisveris yaparken kufur ediyorum, onun disinda daha da zenginlestim.
Herkes 2013-2018 arasi cilginca harcarken ben biriktiriyordum simdi sulalem raad.

Bak ama yegene araba alacaktim bu paraya araba mi olur lan manuel kullanmayi ogren dedim almadim, bu olcekte fakirlestim.
  • divit  (18.10.21 19:51:33) 
6 sene önce bir maaşımla o zaman için en baba macbook'u almıştım, şimdi ise maaşımla en düşük özellikli macbook'u alamadığımı fark edip var olanın bataryasını falan değiştirme planları yapıyorum.


  • BuddyGuy  (18.10.21 19:55:56) 
- hobi namina bir sey kalmadi. Ki cok ciddi paralar harcardim. (Lego'nun sitesine girmeyeli, plak bakmayali, elektronik almayali 2 seneyi gecmistir).

- eksisozluk'teki lego whatsapp grubuna son 1 yildir mesaj dahi atilmiyor :) (kimisi pilot, kimisi muhendis bu arkadaslarin. Setlerini satip birakanlar oldu)

- 2 sene once almayi dusundugum arabalari su an 3 aile bir araya gelsek zor aliriz.

- marketten falan kismadik ama her kasadan geciste vay mk diyorum.

- disarda mekana gitme olayi cok cok azaldi. (Pandemi etkisi de var biraz)

- eskiden biletix'ten sadece guzel etkinliklere bakardik, simdi en tirt konser 300 kagit olmus. 2 kisi gitsen yedin ictin otopark vs 700 800 harcayip donuyorsun. Gitmemeyi yegliyoruz genelde.

Aslinda tek tek saymaya bile gerek yok, her turlu etkisini herkes hissediyor artik.
  • brkylmz  (18.10.21 20:01:36) 
siyasal islam ve hayatsız yaşlılar yüzünden hiçbirşey yapamıyoruz. yaşarken öldürdüler.


  • ayseee  (18.10.21 21:36:11) 
Cok şey değişti.
Bayagidir yurtdisina çıkmıyorum öncelikle, en onemli fsrk bu. Genel olarak yurticijde de eskisi kadar gezmiyorum.
Disaridan yeme ciddi oranda azaldi.
Et yemeyi azalttim ki en büyük keyfimdir et. Kafama estikçe gider et yerdim disarida, her kafama estiğinde yemiyorum artik.

Marka giymeyi bırakali cok oldu, ayni sey bende de var. Lcw DeFacto mağazalarina hiç girmezdim, kalitesiz buluyordum hic bakmıyordum bile. Artık bakiyirum boyle uygun fiyatlı markalara.

Hobilerime eskisi kadar para harcayamiyorum. Lazım olan malzeme oldugunda gider fazla fszla alırdım, şimdi erteliyorum cogu hobi malzemesini.

Sacim icin kullandigim urunler vardi, bszilarini artik almiyirum ya da cok daha nadir kullaniyirum.

Cok konsere giderdik, artık nadir gidiyoruz.

Kısacası keyfi seylere zevklere ayirdigim pay ciddi oranda azaldi, bir coguba hiç pay kalmadi. Genel olarak mecburi şeylere ve onun dışında yemeğe harciyirum anca. Bogazdan çok da kesemiyorum ama digerlerinde ciddi sekilde kısıtlamaya gittim.

Eskisine baktigimda bok gibi hayat yasiyorum su an ama farkidna değilim. Bildigin fakir olmusum.
  • stavro  (19.10.21 00:00:48) 
-Çeşit çeşit peyniri eksik etmezdim. Eski kaşar, örgü, dil, isli peynir severim. Şimdi nerde indirimli bulursam düz ezine vs. alıp geçiyorum.

Sırf beğendiğim için yeni ayakkabı, mont, bere alırdım her yıl. Şu an yıprana kadar aynı kıyafetlerle devam diyorum.

Yeni kozmetik ürünleri denemeyi seviyorum. Ama artık bildiğim kalitesinden emin olduğum ürünleri stok yapıp macera aramıyorum.

İş yerinde arkadaşlarıma çay, kahve vs bol bol ısmarlardım. Şimdi ne gidip virüs riski alıyorum ne de bişey ısmarlıyorum.

Sıvı deterjandan toz deterjana geçtim baya ekonomikmiş.

Böyle böyle pinti olucam zorla.
  • buzbebek  (19.10.21 21:55:44) 
Tatil, konser vs aklımın ucundan geçmez. 5 yıl önce günü birlik bile uçakla bi yere gidip gezip geliyordum.

Arabamı bi daha değişemem.
Ev sahibi çıkarırsa 4 5 binlik bi kirayı asla ödeyemem o kadar kazancım yok.

Sigortamı ödeyemiyorum

2 yıldır gözlük ihtiyacım var, camını değişemedim. 5 yıl önce lens kullanıyordum

5 yıl önce haftada 3 kez kuaföre giderdim. Saçımı evde boyayıp kendim kesiyorum şu an.
  • photo85  (20.10.21 00:47:50) 
1 ... •303132333435363738• ... 166   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.