[]

Siz olsaydınız ne yapardınız vol 2

Selamlar,

Geçen gün aşağıdaki soruyu sormuştum sizlere,

eksiduyu.ru

Oyuna gittim, çıkışta kendisini tebrik ettim bi yarım saat oyun ile ilgili sohbet ettik, enerjik ve pozitif konuşmalar geçti aramızda bir soğukluk veya zoraki konuşma gibi bir durum sezmedim, oyun günü migreninin tuttuğunu iğne ile oynadığını söyledi sohbet arasında muhabbet bitincede '' ben seni daha faizla tutmayayım zaten yorgunsun ve hastasın tekrar tebrikler çok geçmiş olsun'' dedim ve tokalaşıp bitirdik sohbeti.

Şimdi ben bu arkadaştan umudu keseyim mi ?
Gerçekten davet etmek istese oyun sonrası bir yerelere davet eder miydi ?
Bugün bir arkadaşıma anlattım konuyu '' abi tokalaştıysa olmaz o iş dedi'' bu işler böylemi oluyor, bi mesaj yöntemi mi bu ?
Birde yeni bir oyuna başlayacaklarmış ocak ayında ona da gidip izlesem mi ?

Instagram vs eklemedim hala siz olsaydınız ne yapardınız vol2 ile karşınızdayım :)

 
Bence artık sen durmalısın, eğer gerçekten migreni tuttuysa ve önceki konuşmamızdaki drink muhabbetini hatirlarsa numaranı alıp ulaşsın sana


  • galandar kostumu  (06.12.21 23:10:19) 
Açıkça söylemek gerekirse, "zor zamanlar geçiriyorum kimseyi üzmek istemem'' sözünün gerçekliğine ben pek inanmıyorum. Gerçekten çok ilgisini çeken birisi olsaydınız farklı bir yaklaşımı olurdu mutlaka. Bakın mesela sizin gerçekten ilginizi çekmiş ve farklı bir yaklaşımda bulunmuşsunuz. Benim tahminim sizden görünüş olarak o kadar da etkilenmedi ama kibar ve olumlu anlamda sohbeti olan birisiyseniz ters de yapmadı. Bakalım duruma göre oyuna girersiniz belki,karşı tarafın özel hayatına bağlı.

not: Erkek olduğunuzu varsayıyorum.

not2: nick-entry uyumu takdire şayan.

not3: tekrar okuyunca kırıcı mı oldu diye düşündüm ama hepimiz anonimiz, birileri de dark side olmalı değil mi?
  • biravekahve  (06.12.21 23:33:42 ~ 23:34:25) 
Bence boş ver. Kimseyi şımartma. O iletişime geçerse düşünürsün.


  • dissendium  (06.12.21 23:42:13) 
@biravekahve, yok yok kırıcı olur mu hç, gayet kibar bir şekilde ifade etmişsiniz düşüncelerinizi, Yani tip olarak tabi ki karşı tarafı tatmin edememiş olabilirim, zaten pek yakışıklı / karizmatik olduğumuda söyleyemem :)

Nick kesinlikle şahsımı yansıtıyor :)

Yani oyuna gideyim diyorum ama bu seferde çok rahatsız etmiş olur muyum ? Taciz etmiş olur muyum diye düşünüyorum. Amadım karşı tarafın ilgisini çekmekten önce onu rahatsız etmemek.

Evet er kişisiyim :)
  • Kronikkötümser  (06.12.21 23:45:18) 
kadın oyuncu, sana istediği duyguyu yansıtabilir
iş yerine gitmek yerine net olup bi kahve içmeye davet edebilirsin

  • bir soru sorcam  (07.12.21 09:54:27) 
Bir sey yapmayin. Sizde olan sosyal medya, internet, soru sorma becerisi vs onda da var. O da istese arar bulur.

Tokalasmanin kotu isaret oldugunu sanmiyorum, aksine abartili olmayan bir temas iste, neden kotu olsun. Ama 'hastaydim' vs gibi seyleri bir yere davet etmeyin diye soylemis olabilir diye dusundum ben. Cok da zorlamamak lazim.
  • sopiro  (07.12.21 10:30:49) 
sosyal medyada takip et, arada like bas. görsün :) ilgileniyorsa o gelir zaten.


  • lcha  (07.12.21 13:56:14) 
o işin peşini bırak. Kadın sana pas vermemiş, görüşmek istese zaten anlardın.


  • KaraSakall  (08.12.21 14:51:57) 
bence buradan bir şey çıkar gibi durmuyor. arada ortak tanıdık olduğu için çok terslemek istememiş de olabilir. tatlı tatlı uzak tutmaya çalışıyordur belki.

sopiro'nun da dediği gibi, migreninin tutması meselesi de çıkışta bir şeyler yapma konusu açılmasın diye uydurulmuş olabilir. ben de migrenimi çok alet etmişimdir bir şeylerden kaçmak için, oradan biliyorum.

başka hamle yapmayın. sizi tanıştıran arkadaşınızın fikrini alabilirsiniz bir kez daha belki. olumlu bir şey duymazsanız da bırakın tamamen, çıkarın aklınızdan. "ay yapıştı bu da" pozisyonuna düşmeyin. istiyorsa kendi bir adım atsın bir an önce.
kaç yaşına gelmiş insanların daha seri ve net davranması gerektiği kanaatindeyim ben.
  • treize  (08.12.21 14:56:32) 
[]

Hayatınız boyunca sizce size kaç kere aşık oldular?

Ve yaşınız kaç?




 
Sıfır.

30.
  • amateur  (06.12.21 22:36:42) 
bir veya iki sanırım. yaşım 27. bazılarında kendi aptallığımdan dolayı da olsa her ilişkimde terk edildim ama, o açıdan ha hiç olmamış ha 20 olmuş çok umrumda değil, sonuç olarak hep enkaz hehe.


  • der meister  (06.12.21 22:40:15) 
35 E.

iki diyorum.
  • chezidek  (06.12.21 22:53:59) 
yakında 25 olacağım, zıffır :)


  • rose parks  (06.12.21 23:12:33) 
3 diye biliyorum.


  • Bruce  (06.12.21 23:15:46) 
İnsan böyle bi şeyden nasıl emin olur ki çok sanarsın hiçtir hiç sanarsın beştir falan.


  • kulaktan dolma biber  (06.12.21 23:38:50) 
@kulaktan dolma biber: hocam insan anlar, öyle deme.


  • chezidek  (06.12.21 23:47:36) 
Bildiğim 4.
3’ü karşılıklıydı.
Platonikleri ya da güzel arabayı görünce aşık olduğunu sananları saymadım :)

Yaş 37
  • gabe h coud  (07.12.21 00:27:42 ~ 14:33:42) 
Böyle bir şeyi nasıl bilebiliriz ki? Kaç kişi aşkını itiraf etti dersek abidik gubidik tanışır tanışmaz aşık oldum diyen veya anonim yazan tipleri hiç hatırlamıyorum. Kadınların başına çok fazla bu tarz olay geliyor.
Ama zaten hayatımda olanlardan 13 tanesi söyledi bu zamana kadar, 7 tanesi sevgilimdi. Kendisi gelip söylemeyen ama benim tahmin ettiğim kişileri hesaba katmadım çünkü sağlıklı veri değil. Yaşım 26

  • eatpraylaw  (07.12.21 01:04:57) 
19 yaşında iken biri aşık oldu onu da trafik kazasında kaybettim.


  • cilekli pasta  (07.12.21 01:54:44) 
benim bildiğim 4.
yaş 27

  • epleindebisous  (07.12.21 09:56:08) 
soru sizden hoşlandı, size açıldı, sizi beğendi, sizi çok çekici buldu, sizle sevişti değil arkadaşlar. hata payı olur muhakkak ama genel olarak anlaşılan bir şey bu bana kalırsa.


  • osssy  (07.12.21 12:58:13) 
2. 30 kıymetleri bilinemedi tabi aşık olduklarında da 20 lerdeydim


  • vasilias  (07.12.21 13:16:43) 
0 yazıyla sıfır.

32 E.
  • put it in your appropriate place  (07.12.21 13:29:06) 
Karsı taraftan emin olamayız bence ama 3 olabilir.
27 E
Çünkü çoğu zaman kendimden bile emin olamıyorum.
  • ananiyimioguz  (07.12.21 15:33:47 ~ 15:34:40) 
33, bildiğim kadarıyla 2. ben de 3 kere aşık oldum.


  • reanarchy  (09.12.21 11:12:22) 
En doğru yorumu dolma biber yapmış ama tik atılmamış.

Ben de aynı şeyi söyleyecektim.
  • Avoiding The Puddle  (10.12.21 04:50:27) 
[]

Asiye'yi tanıyan var mı?

Asiye'den kastım "asiye kulun sana geldi efendimiz ". gerçek hayatta tanıyan var mı kendisini, merak ediyorum. Asiyeyken sohbetimiz olmuştu ufak, saygıdeğer bir abimize benziyor.




 
[]

Eski arkadaşlarla konuşmaca

Eskiden sık görüştüğüm arkadaşların hepsiyle yaşadığım buhranlar dolayısıyla irtibatı kesmiiştim. O dönemler kimseyle görüşmek konuşmak istemiyordum diyelim.

3 4 sene olmuştur konuşmayalı normal olarak hiç arkadaşım da kalmadı.

mesaj atayım diyorum ama ne diyeyim işte?

Siz ne dersiniz saçma mı? Eski arkadaşınız sizs mesaj atsa ne yaprdınız mesela?

Normalde severim hepsini bir problemimiz yok yani

 
teke tek sıkıntı olabilir 3-4 tane, kendi içlerinde de samimi arkadaşla irtibat kurarak bir yemek ya da cafe buluşması önerebilirsin


  • avatar is back  (06.12.21 16:43:45) 
dürüstlük her zaman kazanır ya. eğer kırma dökme olmadıysa, "ya ben seni özledim" diye bile yazabilirsin.


  • lcha  (06.12.21 16:58:07) 
[]

gardırobun kapağı açıkken uyur musunuz?

yataktasınız, uykunuz var(ama uykusuzluktan ölüyorum gibi değil, normal bir gün normal uyku saati), uzanıp ışığı kapatıp uykuya dalacaksınız. fark ettiniz ki gardırobun kapağı(ya da kapısı mı denir?) açık. kalkıp kapatır mısınız yoksa dikkate almayıp uyumaya mı başlarsınız?




 
Umrumda olmaz, dewamke.. ama normalde de dağınık bir insanim


  • abuzer  (05.12.21 20:59:53) 
Hiç dikkate almam. Hatta hep açık bırakıyorum kıyafetler hava alsın, dolap kokusu olmasın diye.


  • zimbirik  (05.12.21 21:00:14) 
Kapatıp uyurum.


  • Amaranta ursula  (05.12.21 21:00:32) 
hayır. hatta bir şeyleri açıp kapatamama hastalığım olduğu için evde bir çok dolabın kapakları hep açıktır..:D


  • theseachange  (05.12.21 21:01:00) 
aşırı iyi soru. geçen açık kalmış bu ne lan diye bi uyuz oldum kalkıp kapatma refleksi oluştu ama sonra düşündüm "niye ki?" diye ve yattım uyudum. ama o kadar kolay olmadı kısa bi kafaya taktım. batıl inançlı biri bence daha fazla takardı.


  • floydian  (05.12.21 21:01:09) 
kapağı açıkken ışığı yanıyor, zifiri karanlıkta uyuduğum için kapatırım.


  • gabe h coud  (05.12.21 21:05:41) 
@gabe h coud, benimki de cereyan yapıyor Narnia'dan, o yüzden ben de mecbur kapatıyorum; bizim durumlar sayılmıyor.


  • Bruce  (05.12.21 21:08:05 ~ 21:08:18) 
aldığımdan beri kapaklardan birisini hiç kapatmadım daha.


  • reactionic  (05.12.21 21:14:38) 
Yıllar önce bir şirketin çözmemi istediği, içinde bu sorunun da olduğu 50 tane yine bunun gibi sorular olan online test yapmıştım.

Eğer gece takılma ihtimalim varsa kapatırım yoksa kapatmam şeklinde düşünmüştüm. Ama o zamanlar kedim yoktu şimdi kedim olduğu için içine girmesin diye kapatırım.

Peki, bu bir soruya verilen cevap neyi gösterirmiş, bir bilgi var mı? Sempatik, sevimli olup olmadığımızı mı gösteriyor acaba?
  • sevilen progressive türkücü  (05.12.21 21:31:37 ~ 21:35:12) 
Başak burcu olarak kapatırdım.


  • olaylar olaylar  (05.12.21 21:34:27) 
@sevilen progressive türkücü aynen öyle, mülakatlarda adaylara uygulanan kişilik envanter testi sorularından bir tanesi bu.
cevap kendi başına pek bir anlam ifade etmez ama benzer soruların cevaplarına beraber bakınca genel bir fikir veriyor.
bu soru özelinde, bence asıl fikir verici cevap kapatıp kapatmamak değil neden kapatıp kapatmadığını temellendirme şekli. gördüğün gibi kimi bunu burcuyla ilişkilendiriyor, kimi anlam veremiyor, kimi de takıntısından dem vuruyor.
  • Bruce  (05.12.21 21:36:47 ~ 21:38:51) 
Valla birak isigi, gardirobu ciddi ciddi dis kapinin acik oldugunu gormeme ragmen kapatmaya usenip yatttigim oldu. O yuzden gardirobun acik olmasina hic aldirmam.


  • j r r tolkien hayrani  (05.12.21 21:52:35) 
Hiç açıkken uyumadım sanırım.


  • megalomaniac  (05.12.21 21:54:14) 
Kapatmadan önce içinde canavar olup olmadığını kontrol eder, sonra kapatır, sonra uyurum. Açık olması huzursuz edici.


  • dissendium  (05.12.21 22:41:00) 
Önceden hiç açık bırakmaz, hep kapalı tutardım. Ama artık kapalıysa kedi gidip tırmalıyor, bazen içinde uyumak istiyor uyumasa bile açık görmek istiyor (:)) bundan sebeple bir kapak açık, bir kapak kapalı takılıyoruz :D


  • kucukne  (05.12.21 22:55:47) 
tabi ki uyumam. ama zaten açık hatta aralık ya da tam kapanmamış (araya bişey sıkışmış mesela) bir kapak gördüğüm zaman kapatmadan rahat edemediğim için yatmadan evvel mutlaka açık olduğunu fark eder ve kapatırdım. ha ola ki fark etmedim ve yatınca gördüm belki kalkıp kapatmam ama kafaya taktığım için de sabaha kadar uyumam.

ayrıca elim ve ayağım yatak dışına taşarsa da uyuyamam.
  • halanne  (05.12.21 23:11:15) 
yatmadan once kapatmis olurum muhtemelen o yuzden uyku moduna girerken fark etme durumum olmaz pek. ha ben yattiktan sonra biri gelip acti sonra da birakip gitti diyelim, kalkip kapatmam, isim olmaz. uyurum :)


  • in vino veritas  (05.12.21 23:28:48) 
umrumda olmaz farketmem bile, ama esim uyuyamaz oyle.


  • robokot  (05.12.21 23:39:18) 
Kapatırım hatta sürgülü kapak, bazen azıcık açık kalıyor kalkıp kapatıyorum. Eşim de ne gerek var sal diyor ama novv
Sadece, bebek yanımda yatarken deprem olur da gardrop üstümüze devrilirse diye kafamda kurar, rafların hizasını hesaplar, devrilirse de tam raf arasına gelsin diye bebeği oraya yerleştirirdim bir dönem :( öf nerden geldi aklıma

  • somethinginthewayshemoves  (06.12.21 01:27:35) 
herhangi bir gardrobtan bahsediyorsak kalkıp kaparım, fark ettiğim anomalileri düzeltmeden rahat edemiyorum. bu eve ilk taşındığımızda zemindeki bir problem sebebiyle on santim kadar aralanıyordu gardrop kapısı, uykumun arasında kalkıp kapıyordum. bir süre öyle devam etti. sonra bizim gardrobun normali o oldu, artık kalkıp kapamıyorum.


  • evde liyakat kalmamis  (06.12.21 09:22:44 ~ 09:25:08) 
Kapatırım. Çünkü evde iki kedi var ve gardırop kapağı açık ise kesin olarak içine giriyorlar. Kıyafetler tüy oluyor. Onlar olmasa umurumda olmaz.


  • himmet dayi  (06.12.21 10:31:54) 
Zannedersem ben aslında himmet dayı'yım. Evde iki kedi var, hem de biri özellikle yün giysileri kemirmeye bayılıyor, kapak açıkken bırakıp tuvalete bile gidemiyoruz.


  • kobuzchu kiz  (07.12.21 09:04:54) 
kapatırım. açık kapak fobim var, açık olan her kapağı kapatırım.


  • erenderk  (10.12.21 21:56:46) 
kedi girip her şeyi tüylüyor mecbur kapanacak o


  • argent dawn  (10.12.21 22:18:16) 
[]

kadınların yaş farkına bakışı

25+ kadınlar için: 30 yaş üstü bir erkek

bir erkek yaşına göre baya genç gösteriyorsa, gerçek yaşını ne ölçüde dikkate alırsınız


 
aksine istedikleri bi şey. olumsuz bir özellik değil.
çoğu kadın kendinden büyük erkek istiyor.

  • jelly bear  (05.12.21 20:13:30) 
25’e 30 ideal bence. 25’e 35 zor olabilir ama.
Seviyorsan git konuş neticede sayılar gönülde geçmiyor.

  • cilekli pasta  (05.12.21 20:25:32) 
O anki yaşım -3/+3 sınırım.
Nasıl göründüğünden çok anlaşıp anlaşamayacağımız önemli. Bunu da çoğunlukla yaş belirliyor. Hayatın aynı dönemi, dertler-sorunlar benzer, sorumluluklar da aynı şekilde.
Herkesin beklentileri farklı tabii. Benim beklentilerime bu uyuyor.
  • ganbatte  (05.12.21 20:31:04) 
elbette önce anlaşmak önemli
ama benim kastım dış görünüş olarak uyum varsa gerçek yaş ne kadar önemli

  • bir soru sorcam  (05.12.21 21:49:41) 
Nasıl gösterdiği önemli değil diyemeyiz, uyumlu görünmek önemli elbette ama hareketleri, tavrı, zevkleri yaşlı gibiyse uymuyorsa, o müziği kafam götürmez şimdi diyorsa ı ıh.


  • megalomaniac  (05.12.21 21:53:37) 
Sordugunuz soruyu dogru anlamamis olabilirim ama yasi kac olursa olsun, bir erkek cok cok genc gosteriyorsa cekici bulacagimi sanmiyorum. Mesela Thomas Brodie-Sangster gibi genc gostermeyi kastediyorum. Yani benim icin bir nevi 'deal-breaker' olurdu bu.


  • sopiro  (06.12.21 06:38:01) 
erkek gençken, genç göstediği için çocuk kalıyor, 30 lara doğru bu herif hiç hayat yaşamamış diyor, 30+ da genç göstermenin ekmeğini yemeğe başlıyorsun.

40 olup 30 gösteren er kişi
  • selam  (23.12.21 16:20:13) 
[]

Tarot Falı Bakan Var Mı?

Selam arkadaşlar soru başlıkta.

Tarot falı bakan var mı? Tarotun enerji ile ilgili olduğuna ve falda çıkanların gerçekliğine inanıyor musunuz?


 
İnanmıyorum.


  • zimbirik  (05.12.21 21:04:12) 
yakın bir arkadaşım bakıyor .tarot dışında bir masa dolusu kartı var ve online kamera ile başkalarına da bakıyor.
bana da birkaç defa baktı ve kartlar çok ilginç.hepsinin uzun hikayeleri var ve farklı zamanlarda da baksa bana hep aynı kartlar geliyor. narsist,içe dönük,kapalı bir karekter çıkıyor.
böyle şeylere meraklı ve inanan biri değilim ama o kartlarda var birşey.
  • devilone  (05.12.21 21:44:24) 
Instagram'da: Tarodoloji dışında sevdiğim biri çıkmadı.

Ben normalde "tarot mu heh!" derdim de hepimizi döne döne şaşırttı sağolsun :)
  • lcha  (06.12.21 15:22:35 ~ 15:23:06) 
[]

Estetik yaptıranlar

Estetik yaptıranların canı hiç acımıyor mu? Ben yanlışlıkla burnumu bir yere çarpsam bir saat kendime gelemem. Burun estetiği yaptıran bir sürü insan var. Çok basit bir şeymiş gibi paylaşıyorlar.




 
Canlarının acıyıp acımamasıyla bunu rahat bir şekilde paylaşmalarının arasında ortak bir nokta yok.


  • Zaman Tamircisi  (05.12.21 15:59:09) 
benim de çevremden burun estetiği yaptıranlardan kadın erkek gözlemlediğim operasyonu takip eden bir hafta resmen "ben bunu kendime neden yaptım bu işe neden girdim" haftası, bu haftayı atlattıktan sonra ise oh be iyi ki yaptırmışım çok memnunum yaptırdığıma diyorlar


  • freebird5406_2  (05.12.21 16:00:15) 
2 gün acır 1 hafta insan içine çıkamaz
15.gün instagrama story atar

  • bir soru sorcam  (05.12.21 16:24:14) 
acımaz olur mu. aylarca ağrıyor. ağrı dışında başka etkileri de oluyor. arkadaşım burnunu yaptırdı, burnunu temizleyemedi bile bir süre


  • dafuq  (05.12.21 19:17:23) 
çarşamba günü septoplasti ameliyatı oldum. sanırım bunu estetik amacıyla olanlar da var. kesinlikle acıyor burun. ameliyattan sonra iyileşme süreci de uzun. ama kadınlar hiç dert etmiyorlar bunu sanırım:)


  • nothing in my way  (05.12.21 19:43:05) 
maksimum 6 ay sıkıntı yaşıyorsun ama senelerce gaga burun yerine Iskandinav burnunla yaşıyorsun. marjinal faydası yüksek bence.


  • marla is in my head  (05.12.21 19:48:08) 
eski kız arkadaşımın çenesi kesilip, dişlerin üst kısmından paralel bir parça alınıp yerine vidalarla tutturuldu, 2 kere saçının ense tarafından uzun bir parça kesilerek ön tarafa saç telleri tek tek dikildi. üstüne bir de diş teli taktı. hepsi 2 sene içinde.

inanılmaz canı yandı. haftalarca sıvı tüketti, ilaçlar kullandı. yüzü inanılmaz şişti. ona karşı çok şefkat duygum arttı bu dönemde.

geniş bir alnı vardı, gummy smile vardı, sonunda bunlardan kurtuldu. daha küçük bir kafası oldu. memnun kaldı sanırım. tam yüzü yerine oturduğunda benden ayrıldı :)

benim de dişlerim çeneme fazlaydı. dişlerim hacimce büyüktü. 5 diş çektirip, diş teli taktım uzun süre. boşluklar hep kapandı. şimdi çok doğal, güzel, estetik bir gülüşüm var. çektiğim acıya değdi diyorum. eğer yaptırmasaydım yaşlılığımda diş eti çekilmesi yaşayacaktım.

burnumda da içinde eğrilik var. dışarıdan belli olmuyor ama nefes alışımı zorluyor. 2022'de ameliyat olmayı planlıyorum. 2-3 hafta çekilir acısı. sonra gelecek rahatlığı düşünüyorum.
  • gabe h coud  (05.12.21 21:23:28 ~ 21:24:31) 
nefes kanallarım doğuştan dar ve burun kemiğim eğri olduğundan burun ameliyatı oldum. tabi arkadaşlarla her konuşmamda konusu açılınca bir de baktım ki çevremde bir sürü arkadaşım burun estetiği olmuş zamanında ve hatta biri 5 defa burun ameliyatı olmuş.konu açılınca söyledi.çok sıradan birşey gibi bahsetti.
ben de 2 ay önce ameliyat olmuş biri olarak yazıyorum.hiç acı hissetmedim.yüzümde bir alçı ile uyandım pipetle su içtim 2-3 gün biraz uyudum biraz evde gezindim sonra tamponlar çıktı ve yılların nefes problemi 1 haftada tamamen bitmiş oldu.

  • devilone  (05.12.21 21:33:11) 
Burun estetiginde burun hareketli bir organ olmadigi icin (?) can acimasi neredeyse sifir. Bakin, sikintisi yok demiyorum, can acimasi yok. Basagrisi oluyor falan ama dayanilmayacak seyler degil. Benim bir genetik problemim oldugu icin kanama durmadi ve hastaneye defalarca gitmem gerekti, ama o surecte bile canim acimadi. Keske on sene once yaptirsaymisim.

Oynayan, hareketli, yumusak bolgeler vs daha cok can acitiyor diyorlar. O alanlarda tecrubem yok. Bir tanidigim gogus implanti yaptirmisti. Ilk uc gun "aklima edeyim, bu aci cekilir mi cok salagim dedim, sonra unuttum' dedi.
  • sopiro  (06.12.21 06:44:28) 
[]

Boyumu olduğundan 3 cm daha uzun söylemiş olmam hk.

Dating app'ten muhabbet ettiğimiz bir hanımefendi var, yarın buluşacağız.

Önceleri bir sohbet esnasında bana "Boyun kaç bu arada? Boy mevzularını önemseyen biri değilimdir de merak ettim sadece, ondan" dedi. Nedense o an boyumu üzerine bir 3 cm pay koyarak söylemek geldi içimden ki ilk kez yaptığım bir şey oldu bu. Sonrasında ben ona boyunu sordum, benim gerçek boyumdan 2 cm daha uzunmuş. Daha minyon duruyordu, o anlamda şaşırdım biraz.

Kısacası, gerçekte o benden 2 cm daha uzun ama ona söylemiş olduğum boyuma göre ise benim ondan 1 cm daha uzun olmam gerekiyordu. O an niye böyle dedim ki diye içime dert oldu şu an, stres yaptım.

Bu seviyelerdeki farklılıklar "dikkat çekici düzeyde" hemen anlaşılır mı sizce? Onu kafasında "Aaa bana yalan söylemiş" moduna bağlatır?

 
Ayakkabı mayakkabı anlamaz zaten, ben sizin yerinizde olsam bahsini açmam. Belki zaten topuklu giyer, fark edince de başta ona verir. Allaaaam ne güzel dertler:) takmayın.


  • kulaktan dolma biber  (04.12.21 23:36:42) 
Merak etme o en az 5cm fazla soylemistir.


  • divit  (04.12.21 23:38:31) 
192 ile 195 farketmez de ara boydakiler yalan soylemese daha iyi 169-172 arasi biraz esikte bi durum. dating appte niye yalan soylersiniz ki asil is tamamen kriterlere uygun kisi bulmak degil mi secmece gibi


  • ala09  (04.12.21 23:44:55) 
olmadığın bir şeyi söylemekten çok dert ettiğin şey ~aynı boyda olmanız
ki bu değiştiremeyeceğiniz bi şey
sen kaslı o minyon değilse büyük ihtimalle kafana takarsın
  • bir soru sorcam  (04.12.21 23:49:00 ~ 23:51:06) 
Benim babam anneme boyunu 165 demiş aynı yerde çalıştıkları halde babam anlamamış annemin 160 olduğunu. Babam der durur kandırdı beni diye. Çok da anlamaz merak etmeyin.


  • cilekli pasta  (04.12.21 23:57:04) 
@bir soru sorcam Aynı boylarda oluşumuza dair sıkıntım yok ya, o değil. Benden 7-8 cm uzun insanla ilişki yaşadığım da oldu yani. Onu sıkıntı yapmamış biri olarak, aynı boyda olmayı haliyle hiç yapmam.

Şu an tek kafama taktığım kısım duyurunun içeriğinde de bahsettiğim gibi, olduğum boyu 3 cm daha uzun söylemiş oluşum. Boşluğuma denk geldi ve minik bir yalan söylemiş oldum, ki o zamanlar buluşacağımız daha belli bile değildi zaten. Şu an bu detay da kafama takılıyor, kendime kızıyorum biraz :/
  • jonas  (04.12.21 23:58:07) 
Kanka insallah apartman topuk giymez de yanında cücük gibi kalmazsın. Ben eşimden 4 cm uzunum ama ne hikmetse goren herkes eşimi benden uzun algılıyor. Zayıflık kişiyi olduğundan uzun gösteriyor.


  • Kirmizibavul  (05.12.21 00:04:02) 
ben yıllarca kendimi 2 cm uzun söylemişim ancak çalıştığım okulda beden eğitimi hocaları öğrencilerin boylarını alırken gerçekle karşılaştım. akabinde yazıldığım spor salonu da teyit etti.
zaten boya takılan birisi değilim demiş. kaldı ki seninle buluşmaya okey boy dert olursa yat kalk dua et çünkü böyle bir şeyi umursayan insana emek vermeden ve onunla hayaller kurmadan kurtulmuş olursun.

  • guitarissimo  (05.12.21 00:36:24 ~ 00:38:39) 
Valla en ölümcül günahlardan birini işlemişsin. Hani 1-2 cm olsa neyse de 3 cm farkedilmeyecek gibi değil. Bence direkt buluşmayı terkeder.


  • j r r tolkien hayrani  (05.12.21 00:44:04) 
sonuna kadar devam. buluşunca aa senin boyun x değil daha kısasın derse hayır x'im istersen ölçelim diyeceksin. bir gün oldu ki ölçtünüz yalan çıktı, mezura hatalı diyeceksin. erkek adam sonuna kadar inkar eder.


  • jangbogo  (05.12.21 05:34:22 ~ 05:35:00) 
[]

Dövme sahiplerine soru

Merhabalar,

Dövme yaptırmaya karar verdim, nasıl birşey olacağını da biliyorum ama kime yaptırayım sorusunda takıldım.

Dövmesi olan siz Romalılar, yaptırdıktan sonra pişman olanlar, yaptırdıktan sonra keşke şurası şöyle olsaydı diyenler, yaptırdıktan sonra keşke bu değil şu dövmeciye yaptırsaydım diyenler? Ya da bunların hiçbirini demeyip de memnun olanlar, tecrübelerinizi paylaşabilir misiniz?

PS. İlk dövmem değil ama kolumun önüne yaptıracağım için sürekli göreceğim ilk dövmem olacak.

 
Koray Karagozler'e yaptirmistim ama Almanyaya tasindi bildigim kadariyla. Istanbul'da iseniz egeonatgezer bayagi becerikli bir cocuk. Instagram'da profili var. Ama tabii 'kime dovme yaptirayim' cok dogru bir soru degil, nasil bir dovme yaptiracaginiza gore belirlemeniz gerekir. Kimi insan minimalist dovmeler ustune calisiyor, kimi klasik vintage seyler calisir, suluboya teknigi var, portre var, yukarida bahsettigim Ege sanki cini deseni gibi seyler calisiyor mesela. Ona gore bulmanizi tavsiye ederim.


  • sopiro  (05.12.21 00:24:51) 
sopiro +1 ayrıca ne şanslıymış koray karagözler' e dövme yaptırmış.


  • guitarissimo  (05.12.21 00:41:30) 
Ben İlhan Bilir’e yaptırdım ve memnunum. İstediğim dövme tarzında kim çalışıyor, kimlere yaptırabilirim, yorumlar neler diye bakmıştım. Zaten İlhan Bilir’i de eşini de takip ediyordum. İçime çok sindi. Kafamda bir kaç tane daha var onlar için de gideceğim.


  • jazzabel  (05.12.21 01:21:55) 
Geç gördüm, birini Biçem Şinik'e yaptırdım, diğeri için Barış Yeşilbaş'la görüşüp düzgün bir tasarı yapamadık ben de Ahmet Cambaz'a yaptırdım. İkisinden de çok memnunum.

Doğrusu yaptırdığım kişi benim için desenden önemliydi. Çünkü iyi bir şekil kötü çizimle berbat oluyor ve benimle birlikte varolacak bir görsel iyi olmalı.
  • lcha  (07.12.21 13:58:20) 
[]

Sevgiliyle beraber yaşama fikrinin beni rahat hissettirmemesi

Bir süredir güzel bir ilişkim var. Sevgilim artık beraber yaşamamızı istiyor, kendisi bu konuda bayağı istekli ve "Hadi ama" noktasında talepkar.

Ben şu ana dek hayatımda hiçbir sevgilimle birlikte yaşamadım ve şöyle bir takıntım vardır; sevgili kişisine "en iyi halimle" görünmek.

Yani sevgilim olan kadının yanına hazırlıklarımı yapmış bir halde gitmeyi, kendimi en iyi halimle hissederek onunla görüşmeyi seven bir yapım var. Bunun için de kişisel bakım çok önemli benim için. Her türlü vücut kıl tüy temizliğimi yapmalıyım, güzel kokmalıyım gibi şeyler, bunlar benim konforlu hissedebilmem için önemli.

Beraber yaşayınca ise böyle bir durumun olmayacak, birbirinin her anını görüp yaşayıp bileceksin ve ben onun yanında kendimi en iyi hissettiğim halimle olmadığımda bu hisle gerilirim diye düşünüyorum.

Sizce bir şekilde bu konuda kafaca kendimi bir salmam mı gerekiyor, yoksa "O zaman beraber yaşamayın, kendini nasıl en rahat hissedeceksen onu yap" mı dersiniz?

 
fikriniz çok sürdürülebilir değil sanki. her zaman birilerinin yanında en iyi halinizle olamazsınız yani. birlikte kalmıyor musunuz hiç?
çok normal şeyler bunlar. sizi olduğu gibi beğenecek biri yanınızdaysa zaten sorun olmaz hiç bir şey. belli ki hanfendi sorun etmiyor, siz de biraz ona yaklaşabilirsiniz bu rahat hissetme konusunda. yine bakımınızı tabii ki yapın, birlikte yaşayınca paspal gezmiyoruz.

  • veritaslibertas  (03.12.21 13:34:16) 
Hadi ama noktasında bir talep varsa bundan sonra şu an olduğu haliyle devam edebilmek zor gözüküyor. Sanki sevgilinizle ilişkinizi devam ettirebilmek için salmanız gerekiyor gibi çünkü bir noktada ileri gitmiyorsa bitirmeyi tercih edebiliyor insanlar, ama seçim sizin elbette ben kimseyle beraber yaşamak istemiyorum diyorsanız, beraber yaşamadan da ilişkinizi sürdürebileceğiniz kişilerle birlikte olabilirsiniz.


  •   (03.12.21 13:40:00) 
kendinize özel alanlar bırakabileceğiniz (yani her anlamda) bir ilişkide bu endişeler yersiz oluyor. 7-24 sürekli yapışık olmayacaksınız ki?
özel alan tanımayan ilişkilerde de zaten ne işiniz var?

öte yandan biriyle yani herhangi biriyle; ev arkadaşı, aile ferdi, arkadaş, sevgili vs. kendinize ve hayatınıza duyduğunuz öz saygıyı ölçmek için de önemli. yani siziz tenzih ederim tabi ama gündelik hayatta mağarada yaşar gibi hayat sürüp yanında biri varken rol icabı nezaket gösteren bireyler sonsuza kadar o mağarada yaşamalı eğer değişmeyecekse. veya bir ev paylaşmak güzel bir fırsat kendimi toparlamam için de diyebilir, değişebilir.

ama sizinki gibi biraz da beni daha mı az sever fikri gereksiz, sevdiğiniz saydığınız insan, siz de onun için öylesiniz. özel alanınızı paylaşmak rahatsız etmemeli. raad olun.
  • rewlack  (03.12.21 13:41:48 ~ 13:42:28) 
Sizi daha az sever diye bir durum yok. İnsan sevdiğinin her halini görüp severse sever.


  • Hallegadola  (03.12.21 20:04:48) 
Derdiniz yalnızca en iyi halinizle görünmekse bu durumda bence biraz rahat olmaya çalışın. Çünkü hem sürdürülebilir değil, hem de problem ettiğiniz şey çok normal. Herkes birbirini olduğu gibi kabul etmeli. Siz de kendinizi olduğunuz gi i kabul etmelisiniz. Her zaman fiziksel anlamda ya da mental anlamda en iyi halinizde olamayabilirsiniz. Sevgilinin de sizin kötü halinizi de seveni makbul zaten. Bu arada lazer epilasyon yaptırmaya başladığımdan beri kıllı halim bile problemli görünmüyor gözüme. Yaptırmıyorsanız yaptırın.

Ama başka endişeleriniz varsa istediğiniz gibi davranın.
  • zimbirik  (03.12.21 20:44:47) 
[]

Görüşesim yok - Nasıl söyleyeyim?

Selam,

Benim bir arkadaşım var, hemcins. 1 yıl kadar önce tanıştık, uyuştuk, hızla samimi olduk. Normal arkadaşlık. Ama zamanla onun benim onu salladığım kadar sallamadığını fark ettim. Ben daha çok arıyordum gibi. Onun son dakika plan değiştirdiği olmuştu 1-2 kez. Bu tarz küçük küçük şeyler sebebiyle ve bir olay karşısındaki tutumu (kötülük değil, yorum farklı diyebilirim) sebebiyle biraz soğuduğumu fark ettim.

Artık benim de çok görüşesim yoktu. Son görüşmemizde de az oturup kalktım, biraz sıkılmıştım.

Şimdi olay şu ki, ben şehirden ayrılacağım. bir veda partisi olacak. ben onu da çağırdım, çağırmayacağım seviyede değiliz, zaten aramız kötü de değil. Hem de kalabalıkta kaynar gideriz diye düşündüm. Ama son dakikada yine bir iptal geldi ondan. Bozuldum tabii. Yani sunduğu gerekçe anlaşılır ama yine de uğrayabilirdi bence. O da bu gece dışında, illa gitmeden oturup vedalaşalım diyor. Ben haberleşiriz dedim ama yalnız görüşesim hiç yok gibi. İşim gücüm çok demeyi düşündüm artık en son.

Nasıl yapayım?

 
Ben öyle durumlarda istekli davranıp son dakika işleri icat ederek iptal ediyorum. Hem benim keyfim kaçmıyor hem karşı taraf bozulmuyor. Tabi bu karşı tarafın sana göre plan/hazırlık yapmayacağı durumlarda geçerli. İşinin çıktığına onu ikna edebilirsin ama sırf bozulmasın diye planlarını bozmuş olmak da hoş olmaz.


  • IncredibleMau  (02.12.21 12:45:52) 
Veda partisi planlandıysa gitmeniz yakın demektir. "Parti akşamı dışında zamanım yok, hem hazırlanmam gerekiyor hem de ailemle/akrabalarla planlarımız var, kusura bakma. Artık ben buraya gelince/sen bizim oraya gelirsen görüşürüz yine."


  • kobuzchu kiz  (02.12.21 12:53:15) 
Kendimi rahat hissetmiyorsam aynı elektrik artık yoksa iş güç çok deyip sıyrılman taraftarıyım ben de.


  • later  (02.12.21 12:56:20) 
Haberleşiriz de arar sorar üstelerse görüşürsün ki bu tavırda birisi muhtemelen onu da eker


  • lcha  (02.12.21 13:06:43) 
Senin için değerine bağlı. Ama böyle bir tutum sergileyecek kadarsa ilişkiniz, salla bence de. "Geldiğimde ya da geldiğinde görüşürüz." de geç derim.

Gerçekten iyi arkadaşların bu gibi durumlarda empati yapması gerektiğini düşünüyorum.
  • lüzumsuz adam  (02.12.21 15:16:23) 
böyle şeylerde 1 saniye bile düşünmüyorum, işim var , hastayım de geç.

sebep ne olursa olsun muhabbet sarımıyorsa olay bitmiştir.
  • killerbee  (02.12.21 15:23:11) 
Gitmeyin son ana kaldi yetismedi diyin bi sey derse. İstemediginiz seyi neden yapasiniz ki, zaten olay bitmiş


  • gunes123  (02.12.21 20:10:49) 
tamam görüselim de, sen onu ek ama son dakika.


  • durgunfoton  (03.12.21 11:38:27 ~ 11:38:49) 
[]

hangisi?

oldukca heyecanlı başlamış aşk/ tutku gibi duyguların yogun yaşandıgı fakat bunun yıkıcı getirilerinin olduğu bir ilişki / heyecansız, stabil başlayan ama bir şeylerin daha belirli olduğu, duyguların daha kontrol edilebilir olduğu ve yıpratmayan ilişki

evet keşke hepsi bir arada olsa ama onu düşünmeden,kendi ilişkilerinizden ve karakterinizden yola cıkarak hangisini seçersiniz.

özetle ne olursa olsun tutkudan yana mısınız huzurdan yana mı.

edit: yıkıcı derken bir dargın bir barışık, gelgitli ama kopulamayan ilişki demek istedim. şiddet hakaret vs gibi insanlık dışı şeyler degil.

 
Kendi karakterimden yola çıkarak şimdiye dek (30 yaşıma); sakin huzurlu iliskiyi secerdim

Simdiki aklimla; ikisini de secmem, yalnız kalmayı secerim
  • abuzer  (01.12.21 21:19:30) 
kesinlikle 1. ikincisi yerine yalnizlik tercih ederdim


  • gunes123  (01.12.21 21:23:56) 
tartismasiz 1
2 benim midemi bulandiriyo hic bulasmam yalnizligi tercih ederim. huzur diye de adlandirmam

  • ala09  (01.12.21 21:27:29) 
İkisine de ihtiyaç duyulan yaşlar dönemler var. 1i çok yaşayan huzuru 2de buluyor, 2yi yaşayan 1in heyecanını yaşayınca onu arayabiliyor.

Yıkıcı etkiyi hiç sevmem, onunla mücadele de edemem. 1in olumlu yönlerini özlediğim oluyor ama sürdüremem yani onu biliyorum. 2 oldu genelde ilişkilerim.
  • Bruce  (01.12.21 21:28:22) 
ikisi bir arada. tutkuyla başlasın, sevgiye ve huzura evrilsin. arada tutku da yeniler kendini belki


  • gabe h coud  (01.12.21 21:34:31 ~ 21:34:44) 
Yıkıcı derken? Dayak yemeyeceğimi varsayarak 1 diyorum.


  • ganbatte  (01.12.21 21:45:46) 
düzgün bir ilişkinin yıkıcı getirileri olmaz. hem heyecanlı hem aşk tutku gibi duyguların yoğun yaşandığı hem de stabil olabilecek ilişkiler var ve yaşanıyor. o yüzden kendinizi öyle ıvır zıvır ilişkilere sokmanıza gerek yok derim.


  • roket adam  (01.12.21 22:15:30) 
2.seçenekte karşılıklı beğeni varsa 1.yi geçer 1senede


  • bir soru sorcam  (01.12.21 23:49:12) 
yıkıcı ilişkide karşılıklı sevgi veya saygı yoktur ondan yıkıcıdır. o yüzden bunlar varsa 2 diyorum.


  • curious mind  (02.12.21 00:01:47) 
1den başlayıp savaşıp, didinip, sürüklenip 2ye çevirmek :(


  • lüzumsuz adam  (02.12.21 01:48:47) 
2 seçiyorum. Ayrılıp barışmalı ilişkiler bana göre değil. Benden ayrılan insana ömür boyu tekrar güvenemem çünkü.
Sakin sakin sevelim sevilelim.

  • Gradient_tabanlı_mor  (02.12.21 08:37:10) 
ikisi de olmaz, ya hep ya hiç


  • lcha  (02.12.21 09:08:26 ~ 09:08:43) 
ilki obv.


  • emresh  (03.12.21 18:52:01) 
[]

İş arkadaşlarınız kazandığı parayı hak ediyor mu?

İş arkadaşlarınız işinin hakkını veriyor mu?

Genel olarak Türk iş hayatındaki kanıyı bilirsiniz. Evde kahvaltı yapmayıp iş yerinde çay/poğaça/simit yapanlar, iş zamanında sosyal medyada sörf yapanlar, geç gelip erken çıkanlar vb. şeylerden şikayet hep vardır.

Sizin kendi iş arkadaşlarınız için gözlemleriniz neler? Sektörü de paylaşıp 10 üzerinden kaç verirsiniz iş yerindeki verimlerine?

 
çok karışık. 10k brüt verdiğimiz çocuk tek başına ordu gibi çalışıyor. 20-30 versek yadırgamam. 11k brüt verdiğimiz birine en ufak ek iş ver istifayı basıyor, göndermek de sıkıntı, onun için yıllar önceki iş yüküyle aynen devam ediyor.

bir tane şef ve altında başka biri var, bunlar hep arazi olma peşindeler ama çok yükleniyorum, çünkü yavaşlar ama istediğimi alıyorum. onlar %90 hak ediyorlar gibi.

başka biri var alt kademe de değil mesela, aldığı parayla kendisinden 2 gömlek daha kalifiye 2 kişi alırdık.

şöyle genelleyeyim; personelin 3'te 1'i emeğinin karşılığını alamıyor. 3'te 1'i tam karşılığına yakın çalışıyor. Kalanı da çok kötü perform ediyor.

Sektördeki diğer şirketlere kıyaslarsan şirketin tamamı %120 çalışıyor, orası ayrı :))
  • gabe h coud  (01.12.21 20:36:54) 
genel olarak, 8 saat lik is gununun max 3-4 saati calisilabiliyor, bunye fazlasina izin vermiyor. ama bence calisanlarin kimi cografyalarda belki daha yogun olarak maksatli bicimde ne kadar kaytaririz, ustumuzdeki is yukunu nasil olur da baska birine paslariz mucadelesi veriliyor. Bu bir tur is olmus durumda. Ben de maalesef zamanla adapte oldum, onlar 5/10 sa ben 6/10 dur.


  • gunes123  (01.12.21 20:38:58) 
türkiye, uzun çalışma saatlerine rağmen iş verimliliği çok düşük bir ülke maalesef.

bunu kendi iş arkadaşlarım arasında da çok gözlemliyorum. adam X lira maaş istiyor, X*1,5 teklif ediliyor. Sevinerek kabul ediyor, işe başlıyor. Bir süre sonra bakıyorsun kaytarıyor, yarı zamanlı personel kadar iş ancak çıkarıyor. Soruyorsun, niye böyle? Cevap: E işte aldığım paranın karşılığı bu. Daha fazla çalışmam için daha çok vermeleri lazım!

Yau iyi de zaten senin istediğinin birbuçuk katını vermediler mi? Cevap: O başka.

Özet: İş ahlakı yerlerde, verimlilik yerlerde. Yok yere uzun saatler kendi kendimizi iş yerine mahkum ediyoruz.
  • kaptankedi  (01.12.21 21:19:22) 
insanlar calışma saatinde ful dikkat calışamaz. öyle gözüken biri bunu uzun süre sürdüremez. bir gün daha rahat calışırsınız, belki elinizdeki işi evire çevire, yetiştirmeye calışmadan. aralarda sosyalleşerek. bazen pür dikkat 8 saat yemek arası hariç kalkmadan iş yetiştirirsiniz. haliyle kişinin tavrı önemli o gün naaptıgı degil. sabah pogacayla gelip yarım saat kahvaltısını yapar bu rutin ona iyi gelir ama cok iyi çalışabilir. kimi 9da gelir direkt oturur ciddi gözükür ama boş boş ekrana akar iş bitiremez.

böyle yargılarla çalışma arkadaşlarınıa bakmayın bence.
  • nadirendeolsa  (01.12.21 21:19:26 ~ 21:20:29) 
Sirkette herkes it gibi calisiyor.
Patron bilse herkese x3 zam yapar.
Ozelde yatan adam pek kalmadi.
  • divit  (01.12.21 21:23:03) 
Is arkadaslarim hakkinin yarisini bile kazanmiyor. ben onlardan da az kazaniyorum (yabanci olduklari icin extralari odemeler aliyorlar)


  • ala09  (01.12.21 21:29:36) 
Kendi departmanım için konuşursam fazlasını hak ediyorlar, ediyoruz. Herkesin amele gibi çalıştığı bir ekipteyim. Bazen bu kadar çalışmamalıyız diyorum aramızda konuşurken. Tabii aslında ben ve diğer yöneticiler böyle çalıştığımız için onlar da çalışıyor. Kendini besleyen bir döngü ama herkes yaptığı işten zevk alabildiği için böyle oluyor.


  • Bruce  (01.12.21 21:51:01) 
Bruce +1
nadirendeolsa +1
divit +1

Burada bahsedilen iş hayatı özel sektör değil herhalde.
  • dreamnesiac  (01.12.21 22:10:44 ~ 22:11:30) 
insanları iş yapma süresine göre değil iş yapma kalitesine ve genel iş yapış şekline göre değerlendiririm. adama 10 dakikalık iş verildiyse bunu 3 dkda bitirip kalan 7 dakikada sosyal medyada sörf yapması problem değil, öncelikle onu belirteyim.

devamına gelirsek iş arkadaşlarım harbiden hayvan gibi çalışıyor maalesef.
  • roket adam  (01.12.21 22:16:50) 
hayir hak etmiyorlar.
hepsinin de aldigi parayi biliyorum. cogu hak etmiyor hem de.

ozel sektorde yatan adam pek kalmadi denmis... iste o ufak kisimla ayni yerde calisiyorum. yata yata aliyorlar paralarini hem de.
sektor belirtmek istemiyorum ama bilindik bir yer. cogu kisinin hayali bir yer hatta. yatan adam seviliyor.
ben buraya girmeden kesin beni begenmezler demistim. oyle bir yanilsama disariya verdigi izlenim. bir baktim ipini koparan girip goz boyayip yatabilirmis patronla arani iyi tut yagla balla yetermis.

roket adamin dedigi dogru ama ben ondan bahsetmiyorum. tam bir yatis var burada.
  • Kittie  (01.12.21 22:53:44) 
eksisözlük hit sayısından beyaz yakanın çalışma yüzdesi orantılı olarak hesaplanabilir

iş oldu mu çaışıyoruz olmadığı zaman sektörle ilgili kendini geliştirme motivasyonu yok

en yüksek oran proje bazlı çalışılan işler için boşluk daha azdır
it genelde en yoğun
  • bir soru sorcam  (01.12.21 23:33:23) 
[]

Hayattaki en güzel ve en kötü zamanlarınız

Hayattaki en güzel ve en kötü zamanlarınız nasıldı?




 
En güzel zamanlarım üniversitedeki zamanlarım.
En kötüleri ise lisenin ilk yılı, ortaokul falan

  • zimbirik  (01.12.21 17:46:20) 
31 yaşındayım, genel olarak her senem bir öncekinden daha iyi oluyor gibi hissediyorum o yüzden çok geçmiş özlemi çekmiyorum.

ama 2016 (26-27 yaşlarındayım) tam young wild and free olduğum zamanlardı, o sene baya güzeldi. 4-5 kere tatile gitmiştim, çok geziyordum, tam bir single'dım, paso macera idi yani.

en kötü günüm de kız kardeşim bilinmeyen bir enfeksiyondan hastaneye düşmüştü 2017'de, onun yanında refakatçiydim. o geceki kadar kötü hissettiğim bir gün daha olmamıştı, hastalık işi çok zor (sonra iyileşti neyse ki) dönemsel olarak bakarsak lise son zamanlar - üni ilk zamanlar olabilir herhalde.
  • roket adam  (01.12.21 17:50:51 ~ 17:51:15) 
En kotu: Ailemle senelerdir kus kaldik + calistigim sirket batti, tazminatsiz issiz kaldim + Depresyon + Siddete meyilli bir sosyopat/manipulatorden ayrildim, kendisi mail ve sosyal medya hesaplarima sizip arkadaslarimin %50si ile arami bozdu, toparlamak yillar aldi + 1 sene boyunca kesintisiz her gece kabus gordum, fibromiyalji ile aylarca bogustum.

En iyi: Yuksek prestijli projelerde comez bir muhendis olarak all-star takimi gibi bir muhendis ekibi ile calistim + Muhtesem eglenceli iliskilerim oldu, kendimi ve hayattan ne istedigimi kesfettim + maasim yuzunden arkadas ortamimda fabrikator olarak anildim. Iyi kazandim, basarili yatirim yaptim, kendi evimi kendim aldim.
  • cleric  (01.12.21 17:59:49) 
en guzel zamanlarim mezun olduktan sonraki calismadigim donemdi. vaktim coktu kendimle ugrasiyordum ve cok uzun seyahatler yapabiliyordum. is hayatina girince yaslandim gibi hissediyorum


  • ala09  (01.12.21 18:59:50) 
En iyisi:üniversitede Erasmus dönemi ve mezun olduktan sonraki 2 3 seneydi. Çok kazanmıyordum ama çok da yorulmamıştım. Sabahlara kadar içip sabah işe gidebiliyordum. Çok eğlendim, gezdim, takıldım.

En kötüsü: yok heralde ya, en kötüsünde bile şükür seviyesindeyim şuan geri dönüp baktığımda.
  • kismisolungac  (01.12.21 19:19:36) 
Üniversite 3. sınıf (2016) ile geçtiğimiz yıl arası çok kötüydü. Ailevi çok büyük sıkıntılarım oldu ve toksik ortamdan kurtulacak ekonomik ve psikolojik gücüm yoktu. Uzun süreler ilaç tedavisi görmek zorunda kaldım. 2020 yılında da o zor zamanlara dayanmamı sağlayan yegane canlı vefat etti. Ardından haftalarca yemek yemedim ve tekrar ilaç kullanmaya başladım. 8 ay toparlayamadım. Geçtiğimiz ocaktan beridir bir miktar daha iyi gidiyor her şey en azından altından kalkamayacağım zorluklarla karşı karşıya kalmıyorum diyebilirim.

En güzel zamanlar da lise 3-4'tü sanırım o zamanlar farkında değildim ama.. Güzel olmasının sebebi de dümdüz normal bir lise hayaatı olması dsngjsd klasik okula gidiyodum arada arkadaşlarla okey oynamaya falan giderdik, bu.
  • eatpraylaw  (01.12.21 19:43:17) 
en kötü zamanım son 1,5 sene, 2020 haziran'dan itibaren devam ediyor.
en güzel zamanlarım 13-16 arasıydı. bol bol geziyordum, konfor alanımdan çıkmıştım, daha önce yapmadığım şeyleri denemiştim.

  • Bruce  (01.12.21 19:58:56) 
En güzel zamanım hazırlığı bitirdiğim seneki yaz tatili idi. Sıfır stres, Londra’da yaşam, gezmeler, yemeler hey gidiii.
En kötü zamanlarım da 15 ay süre evliliğimin ikinci yarısı. Esir hayatı, hakaret, küfür… Allah belalarını versin eşim ve ailesi hayatımı mahvettiler.

  • cilekli pasta  (01.12.21 20:52:16) 
En güzel; üniversite zamanları ve tatil zamanlarım.
En kötü; şu zamanlarım.

  • mutekebbir  (01.12.21 21:02:26) 
en kötü zamanım; 1991-2000 yılları arası 9 yıl. dünya üzerinde cehennemi yaşadım. bilen vardır belki, babam boşanıyor, bize anneniz öldü diyor, üvey anne geliyor ve o 9 yılın büyük kısmı fiziksel ve psikolojik işkence. ondan sonraki en kötü zamanım da geçen sene eski kız arkadaşımdan ayrıldıktan sonraki aylar.

en güzel zamanlarım, 2000-2007 arası. lisenin bir kısmında özgürlüğün tadını ilk kez çıkaran bir genç, sonra da üniversite yılları. ve aralıksız devrimler, hehe. şimdi aklıma geldi, üniversitede sürekli yanımda oturan bir kız vardı, her yer boş da olsa yanıma gelirdi. inanılmaz güzel bir kız, yani nasıl anlatılır böyle bir güzellik ve benden hoşlanıyor. alala. ben buna inanamıyorum. benden neden hoşlansın diyorum. arkadaşlar araya giriyor, kafama kafama vuruyor da anca farkına varıyorum. keşke şimdiki aklım o zamanlar olsaydı. o kız zengin, ilişkiyi sürdüremem, istediği yerlere gidemem diye uzaklaşmıştım. ah be!

neyse devam edeyim. üniversiteyi burslu okudum, yurt olarak bize denize sıfır apart villa kiraladılar. 4 kişiye 1 villa. ben de şehirde yaşayan 3 burslu eleman bulup benim villaya kaydını yaptırdım ve tek başıma yaşadım orada. her odada birer gün yatardım. haftada 2 kere temizlik gelirdi hepsini değiştirirdi :)) villaların arasındaki boşluğa gece masaları çıkarıp lan'dan cs atardık max kişiyle 16 mi 32 mi neydi. subwoofer almıştım paraya kıyıp, 6'nın 1'i awp miydi, sniper, çaaaat diye yankılanırdı gecenin 3'ünde adamın kaşının ortasında açtığım delikte. o zaman da nickim douchebag'di cs'de. sonra ben arkadaş ağırlamayı çok severim, villamda tabii 4 kişilik mutfak var, balkona büyükçe masa kurar haftasonları arkadaşları kahvaltıya davet ederdim. mal bulmuş mağribi gibi gelirlerdi. e bu para nerden geliyor? onu da yine onların üzerinden kazanırdım :) limitsiz 100 mbit internetimiz var, film download edip cdlere yazardım ve arkadaşlara kiralardım. cd kiralama 500 bin tl, satın alırsan 1,5 milyondu hatırladığım kadarıyla. herkes satın alırdı, arşivciler, sonra birbirine verirdi, bana kazık attığını zannediyor :) olsun bana maliyeti 100 bin tl. (paradan sıfırlar atılmadığı zamanlar, tey tey) zaten cd 2 kere el değiştirse 3. kişide çiziklerden çalışmaz.

villa kat kaloriferiyle çalışıyor. her villaya aylık 250 lt motorin veriyorlar deposuna. kış aylarında 4 kişilikler yakıtı bitirip bana gelirdi. hortumla çekip taksim ederdim :) beni çok sevdiler, ben de onları çok sevdim, canım arkadaşlarım. çoğuyla hala görüşürüz. burası yalan. birazıyla hala görüşürüz :)
  • gabe h coud  (01.12.21 21:03:53 ~ 21:48:12) 
üni iyidir
sonra kötü genelde

  • duyurukullanıcısı  (01.12.21 21:07:09) 
en güzel zaman: bu yıl diğerlerinden farklı olarak müthişti diyebileceğim bir yıl yok.
en kötü: 2015(lise3) istemediğim bir sınıfta sevmediğim insanlarla beraber okumak zorundaydım ve o sene bitsin diye günleri saydım. Daha sonra, üniversitenin ikinci senesi olan 2018'in ilk yarısı. Çok sevdiğim bir ilişki bitmişti, sevdiğim bir şehirde yalnız başıma keyifsiz bir yaşam sürdüm.

  • biravekahve  (01.12.21 21:07:25 ~ 21:08:43) 
2019'un son 3 ayı.

Hem planlı programlı hem spontane gelişen bir süreç geçmişti. Epey keyif aldığım bir dönem olmuştu.

En kötü zamanım sanırım ne kadar mal biriyim dediğim lise yılları.
  • put it in your appropriate place  (01.12.21 21:12:53) 
En guzel yillar aslinda cok zor gecen ama umutlarimin oldugu yillar. Universitede son yilim.

En kotu işte o umutlarin bittigi, hayatin o kadar da guzel olmadigini anladigim 25 30 arasi. Yeni is, yeni ortam, evlilik.

Simdilerde yeni hayaller bulmaya calisiyorum.

Pekcoklarina gore ozenilecek bi hayatim var ama Hayat genel anlamda zor.
  • halk  (01.12.21 21:38:05) 
en guzel zamanlarim lisenin son iki yili ve universiteye "gercekten" basladigim ilk iki sene, 2010-2012 ve 2017-2019 araliklari diyebilirim.

en kotu ikincisi 2013-14. major depresyon, fiziksel sakatlik, saglik sorunlari vs. tamamen bas asagi gittigim ve az kalsin kendimi oldurdugum bir donemdi.

su an yasadigim en kotu donemde oldugumu dusunuyorum. kendimi oldurmek niyetim yok bu sefer, nasil desem daha olgun ve yetiskin acisi hissediyorum, biraz daha fazla basa cikabiliyorum ama icten ice daha yikici bu. soyle soyleyeyim o zaman 100 uzerinden 10'dum ama o yasta bunu tolere edebiliyordum. o zaman bu kabul edilebilirdi. simdi 100 uzerinden 15'im ama 30 altindaki adamin ne esi, ne isi, ne dostu, ne duzgun yasantisi olabilir iste oyle dusun. "her sey kotu gidiyor oyleyse gebereyim" dedirtmeyen ama yasama sevincini alan, direncini kiran turden.
  • der meister  (01.12.21 22:23:12) 
en güzel: orta son, lise 1, işe başlangıç ilk 3 sene

en kötü: ünv., işsizlik dönemi - iş başlangıç arası

güzel zamanlarda umut vardı, enerji vardı, planlar vardı. kötü zamanlarda tam tersi.
  • ya ben lan neyse  (01.12.21 22:32:19) 
sanırım en guzel yıllarım ilkokul ve orta ikiye kadarki süre. sonra hayatım hiç güzel olmadı. geçen yıl babamı kaybettiğimden beri yokuş aşağı gidiyorum. ilaçlar kullanıyorum ama onu dusunmediğim bir an bile yok. ölmeyi o kadar istiyorum ki anlatmam mumkun değil. o an gelene kadar ölü gibi yasayacagım sanırım.


  • suyin  (02.12.21 00:57:50) 
en kötü yıllarım üniversite
en güzel yıllarım son 3 senem

  • hopp  (02.12.21 01:28:05) 
Son 2 sene sanırım hem en kötü hem de en güzel zamanımdı. Daha kötü günler yaşadım ama bu kadar ağır depresyonda olmadım hiç. En güzel aynı zamanda çünkü bana anne diyen biri oldu hayatımda ve o büyüyor, görüyorum. Her ne kadar kötü bir anne olsam da...


  • curukturpkokusu  (02.12.21 02:12:22) 
Bir dönem çok disiplinli, zihinsel ve bedensel en üst seviyede güçlü olduğum bir dönemdi. Sabah koşu, sonra kütüphane sonra akşam yüzme. Müthişti müthiş. Temizlik, yemek, para işleri, insanlar, hiçbiri ile ilgilenmem gerekmiyordu. Eşyalarım da en iyisinden ve birkaç taneydi. Bilgisayar örneğin, ya da kış için koşu montu. Her şeyin az ve öz olduğu fakat kendim de dahil her şeyden üst düzey verimlilik aldığım bir dönemdi. Çok özlüyorum. Sonraki zamanlarım hep vasati.


  • velvetmorning  (02.12.21 15:26:58 ~ 15:27:34) 
[]

Siz bu durumda olsaydınız ne yapardınız?

Geçen akşam bir cemiyette bir kadın ile tanıştım, bi yarım saat sohbet sonrası kendisine ondan etkilendiğimi söyledim. '' Sohbetin çok keyifli ancak şu an zor zamanlar geçiriyorum kimseyi üzmek istemem'' dedi ve mayınları döşedi aramıza.

Gecenin ilerleyen dakikalarına sohbet koyulaşınca kendisinin tiyatro sanatçısı oldugunu öğrendim, bu hafta oyunu varmış, ben izlemeye gelmek isterim dedim ve oyununa bilet aldım, kendiside bana çok sevinirim hatta çıkışta bişeyler içeriz dedi.

Şimdi bu arkadaş nezaket olsun diye mi bana '' çıkışta bişeyler içeriz'' demiştir yoksa iletişimi devam ettirmek için mi ?

Bu arada bugün bizi tanıştıran arkadaşımla telefonda konuşmuşlar kadın yine zor zamanlar geçiriyorum onu üzmek istemem demiş.


Ben bu hafta oyununu izlemeye gideceğim, ne instagramdan ekledim ne de telefonunu aldım, oyunu izledikten sonra tebrik etmeye gideyim mi yoksa zaten kadın istemiyor rahatsız etmemek için çekip gideyim mi evime oyundan sonra?

 
Ayıp olmasın diye birini dışarı davet etmezdim ben. Bence yanına uğrayıp tebrik et. Ama o gece çıkmayı teklif etmezse ben teklif etmezdim.


  • zimbirik  (01.12.21 00:00:48) 
Friendzone'lamış :( Önce bir mesafe koymuş, sonra görüşünce ölçüp tartarak kendisine iyi geleceğinizi düşününce devam ettirecek...


  • silverleaf  (01.12.21 08:53:14) 
bırak peşini ya, boşver. kaçanı kovalama. seni beğenseydi, potansiyel görseydi, hiç "zor zamanlardan geçiyorum, üzmek istemem" demezdi, emin ol. tersini düşün. beğendiğin dibinin düştüğü bir january jones ile tanışmış olsan, zor zamanlardan geçiyorum diye sallar mıydın?

iki taraf da aynı enerjiyle ve aynı istekle yaklaşmıyorsa ölü doğum gibi bir şey oluyor.
  • gabe h coud  (01.12.21 09:06:12) 
Friendzone +1

"zor zamanlar geçiriyorum, kimseyi üzmek istemem" kısmının çok doğru olduğuna inanmıyorum. o da etkilenmiş olsa bu şekilde yaklaşmazdı. etkilenmemiş/beğenmemiş diyebiliriz. Oyun sonrası bir şeyler içme baş başa olur ise bir umut vardır diyebiliriz. oyundan diğer arkadaşlar da gelir ise direkt FZ.
  • himmet dayi  (01.12.21 09:07:20) 
Sen beğendiysen git görüş ama bir iş çıkmasını bekleme.


  • lcha  (01.12.21 09:18:24) 
Oyuna git, bitince nazikçe tebrik et. Varsa oyunla ilgili beğendiğin yerleri çok kısaca söyle. Sonra da herhangi bir beklentiye girmeden, ondan bir hareket bekliyormuş gibi görünmeden veda et ve evine dön. Eğer sana karşı bir ilgisi varsa ya da oluşursa, sana arkadaşı üzerinden haberi ulaşır. Yoğun ilgi böyle durumlarda karşı tarafı daha da itmekten başka bir işe yaramaz. Sen hayatına devam et bence, dışarıda birbirinizden etkileneceğiniz bir sürü insan var. Bunu unutuyoruz çoğu zaman.


  • thracia  (01.12.21 10:50:38) 
Nezaket. belki çay kahveye davet eder ama sakın ilişkisel bir şey bekleme, yara bandı vazifesi göreceksin.


  • KaraSakall  (01.12.21 12:46:13) 
[]

Şu erkek davranışını yorumlayalım

Kırk yaş üstü bir beyefendi söz konusu. Kendisi bir kadınla sevgili oluyor, kadına daha ilk günden kendisiyle yaşaması konusunda ısrarcı davranışlarda bulunuyor. Kadın da sonunda kabul ediyor ve adamın evine taşınıyor. Her şey güzel gidiyor, oldukça sevecen ve kibar bir adam kendisi.

Adamın ailesiyle çok yakın bir ilişkisi var. Annesi, kardeşleri, yeğenleri sık sık adamı ziyarete geliyor ve bu sırada kadınla da tanışıyorlar. Güzel, tatlı bir aile ve kadını seviyorlar da. Ailesinin yanındayken adam kadını öve öve bitiremiyor. Memleketini, mesleğini, eğitimini, güzelliğini... Ailesi ne zaman gelse her şeyini övüyor kadının.

İlk zamanlar aslında aralarında hiçbir sorun yok ama sonrasında adamın tavırları değişiyor. Ailesi orada olmadığında yani evde yalnız olduklarında, ki genellikle öyle oluyorlar, adam ailesinin övdüğü özelliklerinden kusur olarak bahsediyor kadına.

Kadının müzisyen olmasıyla ilgili ailesinin yanında övgüyle bahsederken yalnız kaldıklarında kadına "boş işle uğraşan beceriksiz" diyor mesela. Ailesine "Çok güzel ama hala diyet yapmaya çalışıyor, bence kilosu mükemmel." derken ailesi yokken sık sık "Amma kilolusun, hiçbir yakışmıyor üstüne." demeye başlıyor. Ya da ailesinin yanındayken "Kitabın evinde kaldıysa gidip alırız hayatım. Orası çok uzak, ben seni götürürüm." derken, kadın adamın ailesi yokken evine gidip kitabını almak istediğinde "Şoförün mü var senin? Kendin git al çok istiyorsan." gibi cevaplar veriyor. Bunlar sadece birkaç basit örnek.

Bu adamın ailesinin yanındayken ortaya koyduğu davranışlarının bu kadar farklı olmasını nasıl yorumlayabiliriz? Bir de ilişki başladıktan birkaç ay sonra bu hale gelmiş tabii ki, o da var.

Akla ilk gelen cevap hakkında bir şey diyeyim. Ailesinden kötü özelliklerini gizlemeye çalıştığını düşünmüyorum çünkü ailesi adamın bu tarz sağlıksız eğilimleri olduğunu zaten biliyor(muş).

 
Psikolojik bir rahatsızlığı olabilir mi acaba. Sosyopat vs
Çünkü bunun mantıklı bir açıklaması olamaz. bunun böyle normal insan davranışı ile açıklanabilecegini asla düşünmüyorum.

  • logisticsmanager  (29.11.21 01:54:47) 
(bkz: love bombing)
Hatta şu entry: eksisozluk.com

  • kobuzchu kiz  (29.11.21 02:23:12) 
akla ilk gelen cevap ile ne kastettiniz? ailesi hangi egilimlerini biliyormus?

kişilik bozuklugu seviyesinde mi bilemem ama ben narsisizm kokusu aldim.

israr
ilk baslarda cok iyi giden iliski ve ovguler - love bombing donemi
sonra bir anda degisen bir adam ve ovgulerin yerini bitmek bilmeyen elestirilerin almasi

ailesinin yaninda sizi ovuyor cunku siz onun sevgilisi olarak mukemmel olmalisiniz. ailesine ve aslinda o an kendisine karsi "bakin nasil mukemmel bir adamim ki boyle mukemmel bir sevgilim var"i oynuyor.

sizin de ozguveninizi yerle bir etmeye calisiyor ki sizi baska kimsenin sevmeyecegine inanip onun yanindan ayrilmayin.
  • la lykia  (29.11.21 02:25:10) 
daha ilk günden kendisiyle yaşaması konusunda ısrarcı olan erkek--birkaç ay sonra kadını aşağılamaya başlayan erkek.

bunun tek nedeni, geçimsiz olunması. kim sevgili olmak için, aynı evde yaşamak için, evlenmek için abartılı bir ısrara sahipse, zaman içinde zaten değişeceğinin, çekilmez biri olacağının ve ilişkisinin kısa süreceğinin farkındadır. o yüzden acele ettiriyorlar ki yaşadıkları yanlarına karşılar kalsın veya bir şekilde ilerlemiş olan ilişki karşı taraf tarafından kolayca bitirilemesin.

bunun yanında, ailesinin yanında söylediği şeyler ve başlasa olunduğunda söyledikleri çelişiyor mu? gerçek düşünceleri her zaman başlasa olduğunuzda söyledikleridir. başkalarının yanın da doğruyu söyleyip, neden sonrasında yalan söylesin ki? yalan derken, kendi düşüncelerine göre yalandan bahsediyorum. kadını içten içe kıskanıp, başkalarının yanında övdüğünde kendisini yüceltiyor, ama çok da havalanmasın diye de yalnız kaldıklarında karşı tarafın enerjisini düşürücü konuşuyor da olabilir. ama sonuçta kadına saygı duymadığı kesin.

bir ilişkide en gerçek olan şey başbaşayken ve basit rutinlerde yaşadıklarınızdır. instagrama herkes kahkaha atarken foto koyar. kimsenin o fotoğraflarda sivilcesi olmaz. mühim olan, televizyon izlerken sizden bir şey rica ettiğinde "hayatım sana zahmet şunu uzatsana" mı diyor, "çekil önümden be" mi diyor. bu rutin, gündelik konuşmalarda saygı olmazsa insanı yiyor bitiriyor bu ilişkiler.

yorumlanması neyse de, biri bana "şoförün mü var, git kendin al" dese, şoför tutar ve evi terk ederdim. asla anlatılan kişiyi yargılamak için demiyorum. ama yemişim öyle aşkın ızdırabını. kırk yaşındaki bebeyi büyütmek kırk bebek büyütmekten daha zor.
  • lovemyself  (29.11.21 02:40:51) 
Gercek deli olabilir, artik kimseye deli demiyoruz ozel adlar cikti ama bence bu adam deli.


  • divit  (29.11.21 02:45:13) 
oyyy çok kötü ya. meslektaşıma yapılıyor olması ayrı bir sinirlendirdi. ayrıca
kobuzchu kiz +1

  • guitarissimo  (29.11.21 02:50:57) 
Sebebi nedir, rahatsızlık nedir bilmiyorum. size bu şekilde davranan herhangi birisini hayatınızda tutmayın.


  • yercekimini kendine ceken adam  (29.11.21 07:40:08) 
yorumlanacak bir sey yok adam ust duzey rahatsiz iste besbelli.


  • bay b  (29.11.21 08:33:05) 
Eleman narsist. Kaç.


  • westblack  (29.11.21 08:45:31) 
lovemyself bence de haklı. uğraşmaya gerek yok, hayat kısa sal gitsin.


  • roket adam  (29.11.21 09:36:35) 
la lykia +1

Bu kadar hakaretten sonra kadın nasıl hala o adamla birlikte yaşıyor enteresan.
  • pispinti  (29.11.21 09:41:33) 
aslında her şey apaçık ortada ama olurda bir ihtimal excuse bulabilirim umuduyla soruldu sanırım bu soru zira eski bir duyurunuzu hatırlıyordum baktım, doğru hatırlıyormuşum. iç sesiniz size her şeyi söylüyor ama...

arkadaşlarda yazmış. narsizm, lovebombing, gaslighting, ghosting şeklinde ilerleyecek bu süreç çok çok yüksek bir olasılıkla. erkeğin ailesinin bu durumlara şahit olduğu ilk kadın olmadığınızdan da eminim.

hiç kimse kendisine böyle davranılan bir ilişkinin içinde kalmamalı. 20'li yaşlarının başında olsaydı eleman, birkaç ay daha şans ver bir uzmanla görüşmesi konusunda şerh koy ve gözlemle derdim. ama 40+ birinin bu konularda aşama kaydetmesine, özellikle bu aşamadaysa (bu derece bariz farklı ve uç davranışlar vb) pek ihtimal vermiyorum.
  • Phoebe  (29.11.21 11:35:57) 
Bence merak etmeniz gereken son şey neden ailesinin yanındayken farklı, değilken farklı biri olduğu.

İlk günlerden beraber yaşamak istemesi olağandışı bir durum bunu geçiyorum, ancak birlikte olduğu kişiye hele ki yanına alıp ve daha bu kadar kısa zaman geçirdiği kişiye "özel şoförün mü var senin" gibi laflar eden birisinden herhangi bir şekilde olağan davranışlar göstermesi beklenemez.

Bu beklentinin kendisi hata. Bu davranışların sebebini anlamaya çalışmanın kendisi yanlış bir yol.

Şu kısa paragrafta ne hemen birlikte yaşama isteği, ne aileyle hop diye tanıştırma, ne ailenin hemen beğenmesi, ne de adamın iki role bürünmesi normal değil.
  • akhenaten  (29.11.21 13:42:32) 
bu tip insanlar çok sağlıklı kişiler değil. kendi mantığımızla anlamlandırmaya çalıştığımız için işin içinden çıkamıyoruz. bir insan bilerek neden bir insanın hem de hayatındaki özel insanın canını acıtacak şeyler söylesin ki... çok saçma... ama bu insanlarda bizim tarif edemediğimiz bozukluklar var. dışarıdan sağlıklı gibi görünüyorlar ama karanlık yönleri var.

kendinizin hırpalanmasına izin vermeden uzaklaşmanız sağlıklı olacak gibi duruyor.
  • elma  (29.11.21 16:40:47) 
aile kadını beğenmiş ve adam kendi eksikliklerinin farkında. adam kadından/ilişkiden sıkılmış ve ailesini hayal kırıklığına uğratmak istemediği için ayrılık kararının kadın tarafından alınmasını istiyor.


  • golgi aygıtı  (29.11.21 17:56:58) 
NARSIST ALARM

Ailesinin yaninda ovmesinin sebebi su: eger kadini kotulerse kendisi de iyi gorunmeyecek cunku o 'mukemmel' biri ve hayatindaki kisi de oyle olmali.
  • my pink  (30.11.21 09:42:43 ~ 09:44:07) 
bu adamdan uzaklasacak o kadin hemen. ikiyuzlu, dengesiz, bozuk karakterli...anlattiklarinizdan bu kadari cikarilabiliyor.


  • gunes123  (01.12.21 20:44:25) 
Bu davranış kalıbının adı nedir hiç önemli değil, önemli olan bu ilişki içinde kadın çok ciddi bir istismara maruz kalıyor ve acilen orada uzaklaşmalı.

Bir sonraki adımda, kadın ayrılmak istediğinde adam hemen özür dileyip yeniden love-bombing yapmaya başlayacaktır. buna kanmamalı, çünkü kesinlikle aynı davranışı tekrarlayacaktır.
  • kaptankedi  (01.12.21 21:12:11) 
[]

Evlilik, işten çıkma

Bazı şirketlerde iş görüşmesinde işten ayrılacak bir çalışan için bir çalışanımız evlenecek diyorlar. Evlilik için işten çıkılıyor mu gerçekten yoksa bahane mi uyduruyorlar? Evlenecek biri sadece yıllık iznini kullanarak evlenemez mi?

Siz nasıl yapmıştınız?


 
Kadinlar evlenip kidemini alip cikabiliyor. O sebeple demislerdir


  • sen nasıl bir insansın  (28.11.21 22:56:51) 
Tazminat almak için evleniyor kadınlar :)


  • naksidil  (28.11.21 23:20:25) 
Evlenip başka şehre taşınıyordur.


  • bana kedicik derdi  (29.11.21 10:49:53) 
[]

Yılbaşında ne yapıcaksınız?

Merhabalar,

İstanbulda mekanların fiyatları kaç olmuştur bilmiyorum, merak da ediyorum açıkçası.
Evde olsa evde de 3 çifti ağırlamak masraflı olacak.

Siz neler yapıcaksınız merake diyorum belki ona göre bir yol izleriz.

Teşekkürler

 
evde 3 çift ağırlamak dışarı gitmekten her türlü daha ucuz olur


  • jelly bear  (28.11.21 22:22:25) 
Dışarıda 2 kişilik maliyetle evde 5 çift ağırlarsınız. Henüz net bir planımız yok, eşle dostla ev ortamlarında oluruz muhtemelen.


  • msb  (28.11.21 22:26:30) 
Eskiden beri dışarida yılbaşı kutlamayı sevmem. Her yer gereksiz kalabalık oluyor, eglenemiyoruz doğru düzgün.

Evde olacağız; bir çift bir tek olmak üzere en yakın üç arkadaşımızi da davet ettik. Hep beraber guzel bir sofrayla rahat rahat gireceğiz yeni yıla.
  • fraise  (28.11.21 22:26:56) 
ekonomik şartlarımız eskisi gibi değil malum.

hani zaten sofra kuracaksınız, alkol de buna eklenince çok ciddi bir para tutuyor. çok haklısınız, hem o kadar yorulup yemek yapacaksınız, hem servisi bulaşığı bir de eşek yüküyle para harcadınız mı olmaz.

alkol olarak ortaya bi büyük rakı koyun, artık bitince diğer alkolleri de misafirler alsın. başka türlü başa çıkmaz yani. zaten bunun da bir adeti vardır, misafirliğe gidiyorsanız sorarsınız ne içeceksiniz diye, atıyorum hem sizin içeceğinizi alır getirirler hediye gibi, hem de kendi içeceklerini. adet böyledir de pratikte olur mu bilemedim.

yılbaşını dışarda kutlamak kadar rezil bişey yok ne yazık ki, 50 kişilik mekana 150 kişi dolduruyolar, ne hizmette hayır kalıyor, ne sigara dumanından nefes alabiliyorsunuz ne de verdiğiniz paranın karşılığını alabiliyorsunuz bence bunu düşünmeyin. yılbaşınız rezil olur.

menü konusunda illa kuzu çevirmenize gerek yok, çorba, pilav, tavuk ızgara(fırında but vb) yanına işte salatadır, haydaridir, turşudur bi kaç böyle acuka gibi evde yapılabilinecek mezedir bitti.

tatlı olarak bisküvili puding gibi bişey yaparsınız masraf olarak çok tutmaz da , tabi çerez lazım, alkol olayı var.
  • killerbee  (28.11.21 22:32:36 ~ 22:37:05) 
Ben evde olmayı sevmiyorum. Sevgilimle buluşuyorum, geziyoruz. Sadece son bir saat evde oluyoruz. Bence evde olunca daha fazla yemek yeniyor bir sürü şey alındığı için. Dışarıda olunca fazla yenmiyor.


  • dissendium  (28.11.21 22:36:24) 
bir aksilik olmazsa kıbrıs'a gideceğim, yılbaşında orası çok güzel oluyor hava da ılık oluyor daha önce 7-8 defa yılbaşını orada geçirmiştim.
yılın ilk günlerinde çalıştığım sektörde hep sayım işleri olduğundan pek iş olmuyor 1 hafta kalmayı planlıyorum.

  • devilone  (28.11.21 22:53:09) 
yılbaşında dışarı kesinlikle çıkmam. genelde evde arkadşalarla buluşuyoruz. yılbaşında dışarı çıkmak genelde hayatında genel olarak dışarı çıkmayan, bi gece felekten bi gece çalalım diyen, içmeyi bilmeyen bir sürü adamın o kadar para verdik bari sarhoş olalım diyerek ayı gibi içmesi ve rezalet çıkarmasıyla sonuçlanıyor. belki yurtdışı ya da kıbrıs tarzı bi otel programına katılırız ama istanbulda olursam kesinlikle çıkmayacağım.


  • roket adam  (29.11.21 00:05:17) 
tek takılıcam her yılbaşında olduğu gibi.


  • clones  (29.11.21 00:32:28) 
[]

Görünmeyen varlıkları olan arkadaş

1 senedir tanidigim biri. Arkadasimin arkadasi. Yakin oturdugumuz icin bulusuyorum bazen. Ustasi varmis yurtdisinda, el almis. Varliklari varmis falan. Gecen bulustuk su an yanimda mi diyorum evet diyor. Ne giymis diyorum yesil siyah diyor. Detay detay soruyorum tipi nasil bilmem ne vb. cevap veriyor. Soru soruyorum arayacak mi bu aksam diye soruyorum. Cevap vermedi falan diyor.  Gece uyumadigindan onun gibi insanlarin uyku sorununun oldugundan bahsediyor bazen. Varliklarla konusuyomus. Madde kullanmiyor meditasyonla o boyutlara geciyormus.

Ben inanmiyorum zaten de. Arkadasima inaniyor musun ona diyorum. Inaniyormus onun ustun guclu insan olduguna, hatta arkadasim rahatsiz oluyormus onun guclerinden. beyin falan okuduguna inaniyor elemanin. Bir iki kere de enerji yollasin diye para vermis galiba. Para almasa olmazmis bu isin bi bedeli varmis. Arkadasima sen benim sinavimsin, talebemsin diyormus. Bu arada farkli cinsiyetler ve arkadasim evli. Sonra ask kokuyosun falan diyormus. Ne aski yaaa deyince askin metaforik anlamlarindan bahaediyomus.

Sizce mental problemi var midir? Sizce kendisi inaniyor mu yaptigina yoksa bilerek dolandiricilik niyetiyle mi oyle. Cok da iyi dolar uzerinden para kazandigi isi var niye ugrassin dolandiricilikla diyorum. Iqsu da parlak degil oyle. Sorularim 1. Neden boyle seyler yapiyor. 2.boyle biriyle ne mesafede olursunuz 3. arkadasinizi uyarir misiniz. 4.ben mi onyargiliyim.

 
benim de böyle bir tanıdığım vardı. kimseye bir zarar verdiğini görmedim. mental problem demek bence yanlış, benim arkadaşım hepimizden daha düzgün doğru bir yaşamı vardı. çok da zeki, sporcu, işine de son derece sahip çıkan biriydi. belki de o normal siz biz mental problemi olanlarız?

sorularınıza yanıt
1)neden böyle şeyler yapıyor. belki de bir nedeni yoktur, yani gerçektir söyledikleri? neden ona inanmıyorsunuz?
2)böyle biriyle ne mesafede olursunuz. ilişkimiz nasılsa ona göre bir mesafede olurum.
3)arkadaşınızı uyarır mısınız. yetişkin insan kendi kararını vermiş, benim açımdan bir sorun yoksa bir şey demem.
4)ben mi önyargılıyım. evet. illa dolandırıcı ya da artniyetli olacak değil. bir kötülüğünü görmediyseniz sorun olmaması lazım.
  • freiefeeler  (27.11.21 20:59:21) 
iki şey düşündüm. Birincisi "aşk kokuyorsun" deyip meatafora dönme bence başka amaçlar taşıyor, bu neredeyse kesin gibi, bunun el almayla falan ne ilgisi var? Yokluyor herhalde kahinimiz. ikincisi kendi arakadaşlarımı düşündüm. Ben galiba en baştan karşıma böyle şeylerle çıkmayacak insanları seçmişim. Ama böyle bir durum olsa uyarırdım, aşk kokusu ve para konusunda. Ne parası allasen? Varlıklar mı para istiyormuş,hayırdır? Bana dolandırıcı gibi geldi. Ya adam ya yeşilli varlıklar dolandırıcı. Bilemiyorum.


  • velvetmorning  (27.11.21 21:06:36 ~ 21:10:14) 
görünmeyen varlıklar neden kıyafet giyiyor, neden bu varlıklara insani özellikler yüklüyoruz ? ben bu görünmeyen varlığın şeklini çizmesini isterdim bir kağıda


  • freebird5406_2  (27.11.21 21:08:49) 
muhtemelen akıl hastası.


  • suyin  (27.11.21 21:08:49) 
çok önyargılı konuşacağım ama böyle aptalca şeylere inanan biriyle çok konuşmazdım herhalde.adam buna enerji yükleyecek haberi yok :))

bazı insanların böyle metafizik şeylere inancı çok var.herhalde seviyorsam uyarırdım he diğer konularda iyi bi arkadaşlığımız varsa bu konuları bana çok anlatma derdim.
  • high hopes of the sozluk  (27.11.21 21:09:57) 
abd'de dünya kadar occultist mentalist var. en masum haliyle bu işin bir tür kendini özel görme, etrafındaki insanları da buna inandırarak sonucunda kendi özel güçlerine kendilerini inandırmaları sürecinin bir parçası olduğunu düşünüyorum. ego ve kendini gerçekleme tatmini yaşatan şeyler maddiyatla aynı düzlemde değerlendirilemezler, neden yapıyor sorusu o yüzden çok anlamlı değil. insan çok ilginç bir varlık gerçekten. o kadar ki kendini gerçeklemek için başka görünmez varlıklara kadar götürebiliyor işi.


  • engelbert humperdinck  (27.11.21 21:20:40) 
arkadaşımla da, arkadaşımın arkadaşıyla da bütün iletişimimi sonlandırırdım. bu tipler müge anlı'da ki palu ailesinin es kaza diploma almış olanları. bilim çağında bu tür şeylere prim vermek süzme ahmaklık benim için.


  • Phoebe  (27.11.21 22:22:49) 
Bildiğin şizofren.


  • lappuntamento  (28.11.21 03:54:48) 
kaç kurtar kendini. adam dolandırıcı. senin arkadaş ta saftirik


  • dafuq  (28.11.21 14:06:53) 
büyük ihtimalle psikolojik sıkıntıları var bu doğa üstü güçleri olan kişinin.

istanbul'daysanız beni de tanıştırın lütfen bayılıyorum böyle insanlara.
  • reanarchy  (01.12.21 12:00:13) 
[]

Unutamama

Selam ahali,

Bir sıkıntım var. Eski kız arkadaşımı unutamıyorum, ayrılmamızın üzerine 2.5 sene geçmiş olmasına rağmen.

3,5 senelik bir birlikteliğimiz olmuştu. İlk ciddi ilişkimdi. Birtakım problemlerden dolayı ayrılmıştık. İlişkimizin son zamanları mesafe girmişti aramıza ve oldukça toksik bir ilişki haline gelmişti.

Ayrıldıktan 3 ay sonra ben konuşmak için yazdım ona. Çünkü mesafeleri kaldıracak bir fikrim vardı. Ama o sözlenmişti. Konuşamadık tabi, tanımadığım bir erkek arkadaşı aradı beni. Kardeşim kızı arama o artık sözlü rahatsız etme minvalinde konuştu. Ben de aramadım artık tabi.

Ondan 3 ay sonra da nişanlanmış, bir sene sonra da evlendi. Evlendiğinde askerdeydim ben. Ortak arkadaşlarımız var çokça, ister istemez haberleri geliyor. Bunu engellemenin yolu yok çünkü çok ortak arkadaşımız var.

Geçen sene evlenmişti, şimdi de haberi geldi çocuğu olmuş. Hamile olduğunu da biliyordum ama umrumda değildi. Çocuğunun doğduğunu duyunca bi kötü hissettim. Gece rüyama girdi, rüyamda çok pişmanım falan diyordu.

Unutmak için ne yapabilirim? Haber aldığımda bile umrumda olmasın istiyorum. Anıları falan her şeyi sildim. Başka kimseye ilgi de duyamıyorum. Herkeste onu arıyorum.

 
İşine, gücüne okuluna ver kendini. Yeni arkadaşlıklar, kızlar, sevgililer unutturmayacak belki ama çok az şey kalacak ona dair.


  • Wakatakakage  (27.11.21 17:10:38) 
Kendine saygı duyarsan unutursun. O ayrılır ayrılmaz başkasını bulup evleniyorsa, çocuk yapıyorsa sen niye kendi hayatına bakmıyorsun? Ortak arkadaşlarınız varsa o arkadaşlarınla görüşme. Çevreni değiştir.


  • dissendium  (27.11.21 17:18:39) 
Araya 3-5 kiz koy ama hizli olacaksin 6 ayda 6 kiz gibi.

adini hatirlarsan gel yuzume tukur.
  • divit  (27.11.21 18:09:27) 
2,5 senede hayatına başka kiöse gşrmedi mi? Sen mi almadın bilerek, yoksa çevre sıkıntjsı vs mi var?
Durumun pek sağlıklı değil. Takıntı haline getirmişsin sanırım. Hayatına birilerini alman lazım. Alsaydın şu an zaten umrunda olmazdı.

  • saturn  (27.11.21 22:17:35) 
bir sürü şeyi yenisi gelince unutuyorsun, yeni şeylere ihtiyacın var, yeni tecrübeler falan. ancak öyle unutuluyor, eskinin üzerine yeni şeylerin yazılması lazım hard disk gibi, o azman eski diye bişi kalmıyor


  • selam  (27.11.21 22:30:06) 
Bence onun hayatında olumlu gelişmeler oldukça bu sana bir anlamda acı veriyor, kıskanıyorsun.

Bunlar ayrıldıktan sonra doğaldır. Ancak beynin bu tarz haberler aldığında sana otomatik olarak "benimle olsaydı daha mutlu olabilirdi" mesajı verip ona bir şekilde ulaşma istediği oluşturuyor.

Ben ona hala aşık olduğunu sanmıyorum bu arada. Öyle olsaydı ilişkinizin çıkmaza girdiğini fark edemezdin bile zaten.

Yalnızca şunu düşünebilirsin o aklına geldiğinde: "Biz neden ayrılmıştık?", "Neden ilişkimiz toksik bir hale dönmüştü?" "3,5 senelik ilişkiyi hangi fikir ayrılığı bitirmişti?" Emin ol gelen cevapları biliyor olacaksın ancak neden hasır altı ettiğini de bir düşün isterim. İnsan beyni ne yazık ki hala bu tarz konularda ilkel bir biçimde çalışıyor (yanlış anlama herkes için öyle) dolayısıyla da bu şekilde düşünce tarzıyla duygularını bir anda ortadan kaldırmak yerine akarsuyun yatağını ufak ufak değiştirmek gibi adım adım başka bir yön verebilirsin.

Duygularını reddetme, bastırma. Sadece kendinle başbaşa kaldığınla onlarla bir konuş, yüzleş daha sonra da neden tekrar alevlendiği üzerine odaklanmaya çalış. Yoksa kendini bırakırsan ileride "Neden boş yere yıllarımı olmayacak şeylerin peşinde harcamışım" diye hayıflanan binlerce kişi arasına katılırsın, çünkü bu tarz imkansız tutkular olmadıkça insanı daha da kamçılayarak kısır bir döngüye sokma eğilimindedir.
  • stavroqin  (28.11.21 16:09:36) 
[]

Ben telefona bu kadar süre bakıyor muyum ?

Yani sizde durumlar nasıl ?
Bağımlı mıyım?



 
Facebook kullanan 30 yaş altı insan tanımıyorum. Facebook biraz abartılı. Youtube'da bayağı zaman harcıyorum. Pişman değilim.


  • dissendium  (27.11.21 01:57:49) 
Kendiminkini kontrol ettim de, kullandığım uygılamalar ve oranlar doğru. süre olarak inş değildir ama o da doğruysa çok bakmışım telefona ona üzüldüm.


  • somethinginthewayshemoves  (27.11.21 02:12:28) 
Bakiyormussun iste, koskoca telefon yalan soyleyecek degil ya. Yalniz hic yakistiramadim 8 saat 49 dk gibi bir sureyi. Insan ya 8 saatte birakir, ya da 9 saate yuvarlar.

Saka bir yana, durum ciddi bence. Bagimli misin degil misin bisey diyemem ancak gunluk 9 saat de cok. Ben de bazen bakiniyorum bayagi ancak 9 saat de tutmuyordur.
  • j r r tolkien hayrani  (27.11.21 02:15:19) 
valla bende dalıp gidiyorum bazen sürekli sıkıntıda hissettiğimde bir türlü telefonu elimden kaldırmak istemiyorum onca ders sinir stres aile kavgalar boş geliyor gidip duş almıyorum bile çok gayesiz üşengeç depresyon paketi oluşturuyor bence çok bakmaktan şikayet ediyorsan depresyonda veya kaçış yolu arıyor olabilirsin ben sürekli bakıyorum o yüzden bende böyle etki ediyor


  • Efespilsen  (27.11.21 06:06:41) 
Ben telefonda çok vakit geçiriyorum gibi hissediyordum, şimdi açtım baktım günlük 2 saatmiş ortalama.

Hatta telefon + bilgisayar (genelde iş için) toplamda 9 saatmiş.

Yani işin telefonlaysa normal, ama değilse çokmuş ya.
  • plutongezegendegilmi  (27.11.21 09:35:38) 
Fena bağımlıyım, günde 5-6 saatim vardır. Özellikle akşamları dizi izlemeyi falan bıraktık tiktik ve yutup izliyoruz sürekli.


  • roket adam  (27.11.21 14:20:36 ~ 14:20:57) 
günlük ortalamam 4 saat. ama bunun aktifi 2.5-3 saattir max.


  • floydian  (27.11.21 14:24:36) 
günlük ort. 10dk


  • ya ben lan neyse  (27.11.21 17:28:01) 
[]

Psikoloji sorusu

Anlatacağım olayın psikolojide bir adı var mı, onu öğrenmek için soruyorum. Şimdi olay eski. Çocukken bir gün bir nedenle bir komşumuzda durmam gerekti 1, 2 saat için. Orada da kuru pasta ikram etmişti bir abla. Ondan sonra ben tüm gün sokakta olmanın açlığıyla biraz daha kuru pasta istemiştim. Çocukluk işte. Komşumuz olan abla da "yeterince verdim, daha fazla veremem" demişti asfsad. Sonra ablanın bu hareketi de bana kaba geldi. Kendisini de zaten pek sevmiyordum. Zenginliğiyle hava atmayı seven biri. Sonraları ben bu "yeterince" kelimesini her duyduğumda bu olayı hatırlamaya başladım. O kelimeyi kullanmak istemiyorum. Düşününce komik bir olay ama akla geliyor işte. Teşekkür ederim cevap veren olursa.




 
off benim de böyle çok anılarım var. mesela "hoyratça" kelimesi. eski bir arkadaşım demişti çok hoyratça davrandın vs diye. kızla küstüm ama ne zaman kelimeyi duysam aklıma gelir. yine başka bir eski arkadaşımın beğendiği bir çocuk vardı ilhan diye. her yerde onun ismini görüyorum derdi. şimdi o kızla da küstüm ama ilhanın laneti bana geçti herhalde ne zaman ilhan ismini bir yerde görsem kızın bana bunu anlattığı zamana, 2005 yılına ışınlanıyorum.

şimdilik aklıma gelen bunlar. o kadar çok böyle çağrıştırıcı kelime var ki zihnimde. nedenini çözemedim ben de bilmiyorum.
  • Hallegadola  (26.11.21 15:45:37 ~ 15:46:14) 
Klasik koşullanmışsınız sanırım. Nötr bir uyaran ile olumsuz bir uyarana sıra ile maruz kaldığınız için nötr uyaran nötr olmaktan çıkıyor ve olumsuz oluyor. Tek seferde olması ilginç değil mi? Belki yoğun bir duygu yaşadınız.


  • but that was just a dream  (26.11.21 15:50:03) 
Bende de var bu ya, biri "canım çok yandı" dediğinde gülesim geliyor. Küçümsüyorum. acıyı ancak bu kadar vasat bi cümleyle aktarabilirsiniz. Klasik koşullanma buna en yakını sanırım.


  • olaylar olaylar  (26.11.21 16:40:21) 
yaklaşık dört yıl önce şerefsiz mobbingci bir patron, "haftanın iki günü somon yiyorsunuz. Daha neden şikayetçi oluyorsunuz?" gibi bir laf etmişti.

Çok iğrenç bir üsluptu, pislik.

Ben de her somon yediğimde aklıma bu olay geliyor ve sinirden köpürüyorum.
  • chihirovekohaku  (26.11.21 20:30:40) 
psikolojide direkt bir adı var mı bilmiyorum ama o olayın sizde yarattığı olumsuz duyguları "yeterince" sözcüğüne yüklemişsiniz gibi. belki de size kötü hissettiren kuru pasta alamamak, kadının kaba veya hava atma meraklısı biri olması değil "yeterince" aldığı halde fazlasını isteyen biri muamelesi görmenizdir, o yüzden o kelimeye takılmışsınızdır en çok.
kaynağı bulursanız sözcüğe karşı duyarsızlık da kazanırsınız muhtemelen.

  • treize  (26.11.21 22:09:07) 
annem küçükken bana oyuncak alacağı zaman veya ben özendiğimde birine eğer derslerini çalışırsan sana bunu alırım diyordu bende söz veriyordum ona öyle alıyorduk. Nedense derslerim boktan hal alıyordu annem bişey demezdi ama bana çok koyardı. Hala o kumandalı arabaya ve basketbol topu durur baktıkca içime nedense bir burukluk oluyor çok duygusallaşıyorum garip geliyor.


  • Efespilsen  (27.11.21 06:09:30) 
[]

insanlar neden karşıdakini gözetmeden aşırı konuşur?

başıma çok geliyor. bıraksam saatlerce kendilerinden bahsedip bana bir söz hakkı bile vermeden sazı eline alıp konuşacak pek çok insan var. kimi zaman tüm enerjim çekiliyor monologa maruz kalmaktan. iletişim bi tarafın dinlediği diğer tarafın çöplerini boşalttığı bir şey değil.

böyle durumlarla özellikle telefonda karşılaştığımda -yani beden dilimi de gösteremediğimde- ne yapmalıyım sizce? açık açık söylemek her zaman her koşulda mümkün olmayabiliyor. dayanması da çok zor zira bütün enerjim çekiliyor. sonra hastalanıyorum, migren falan geliyor kendimi gözetmezsem.


 
Bu insanlar sohbetin nabzını tutamaz, yani bir konuyu konuşmaya masadaki herkes hevesli olmalıdır fakat bu insanların derdi bu değil, kendilerini anlatmak övmek ya da dertlerini döküp hafiflemek, o yüzden beden dilinden imadan falan anlamazlar, sözel olarak belirtmen gerek, açık net doğrudan


  • freebird5406_2  (26.11.21 14:56:23) 
HAYIR

rahatsız olduğunu açıkça belirtmedikçe aynı kişiler artarak devam eder
  • bir soru sorcam  (26.11.21 15:07:57) 
onu susturamazsın veya sussa bile tekrar konuşmaya devam edicek bunu bir şekilde belirt ben susuyorum sadece tamam diyorum bir daha konuşmak istemiyor


  • Efespilsen  (27.11.21 06:11:28) 
[]

Eski Sevgilime Benziyorsun

Şöyle bir gönül işi durumum var. ayrıntılı anlattım, uzun oldu, dilerseniz okumayın :)

İnternetten bir kadınla tanıştım, tanıştığımız sıra o yıllık izin için şehir dışındaydı. Biz yaklaşık iki hafta görüşmeden yazışarak sohbeti sürdürdük. Başta çok mesafeli dursa da sohbet giderek yükseldi. Döndüğünde bir cuma akşamı 22.00 gibi Suadiye sahilde görüştük. Onun orada bir işi vardı, hızlı gelişen bir date oldu ve buluştuk. Ben vardığımda bira içiyordu, ben de evden bira götürdüm ve sohbet yüz yüze de çok iyi gitti. Sonra onun tuvaleti geldi ama tuvaletler kapalıydı, ben de "ev yakın, evde devam edelim ardından ben seni bırakırım" dedim. "tamam" dedi.

Eve geçtik, bira içmeye devam ettik. evde epey duygusallaştı, çok içsel bir sohbet oldu, hatta sohbetin bir yerinde ağladı ve ağladıktan sonra bana daha da yakınlaştı ve usul usul sevişmeye başladık. o kadar uzun bir ön sevişme oldu ki çok güzeldi. sonra sabaha kadar seviştik. her açıdan çok iyiydi, bir yerde "aşkım" filan demeye bile başladı sevişirken. uykuya daldığımızda saat altıydı ve iki saat sonra uyanıp işe gitmesi gerekiyordu. zorla da olsa uyandık ve onu işe bıraktım.

sonraki yazışmalarda bir soğukluk sezdim ve net olmak adına iki gün sonra sordum, "iyi misin" diye ve aynen şöyle dedi: "sen eski erkek arkadaşıma çok benziyorsun, çok etkileyici ve hızlı oldu her şey. devam edip etmemesi adına tedirginim ve arkadaş olarak görüşmeyi tercih ederim sanırım." ben de asla ısrar etmeyi tercih etmediğim için ben devam etmek istediğimi söyledim, "eğer seslenmek istersen bekleyeceğim" dedim ve bir daha yazmadım. o da yazmadı. ama hala takipleşiyoruz. iki ay oldu neredeyse.

normalde tek gecelik çok ilişki yaşadım, ondan sonra da yaşadım. hangi odakta görüşüldüğünü az çok anlayabiliyorum ama bu kadının hali hala kafamı karıştıyor. ondan çok etkilendim elbette. ancak neden öyle bir geceden sonra devam etmek istemedi çok şaşkınım... çünkü asla tek gecelik bir gece gibi düşünmediğini düşünüyorum. belki de kendini o kadar açması, onu rahatsız etmişti, savunmasız hissetmişti gibi deli sorular aklımda dolanıyor. en son buraya yazmak istedim. belki dinleyip yorum yapmak isteyen olur.

 
bence eski sevgilisini unutamamış. Bi an sende eski sevgilisinden aldığı vibeı almış. Bu nedenle kendini yakın hissetmiş, alkolün verdiği samimiyetle de hiç bi problem olmamış. Ama uyandığında eski sevgilisini hatırladığını, özlediğini farketmiş olabilir.


  • zimbirik  (26.11.21 14:26:39) 
muhtemelen unutmaya çalıştığı kişiyi ister istemez daha çok hatırlatmışsın ve sonlandırmaya karar vermiş.

bir süre arkadaş olarak görüşerek sana şans verirse sende farklı bir şeyler arayıp bulabilirdi ancak yazışmayı/görüşmeyi bıraktıysanız bu kapıyı da kapatmış demektir.
  • foolrules  (26.11.21 14:31:12) 
Ciddi bir ilişki istemiyor. Ama sizin onunla ciddi bir ilişki yaşamak istediğinizi düşünüyor. Bu yüzden sizinle iletişime geçmiyor.

Benim tahminim böyle.
  • pispinti  (26.11.21 16:04:45) 
Ciddi bir ilişkiden çıktıktan sonraki "Çivi çiviyi söker" mantalitesi, erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da olabiliyor haliyle.

Söylediklerinden anlaşıldığı üzere "unutulmayan" bir eski sevgili durumu söz konusu. O türde iz bırakıcı seviyede bir sevgiliden ayrıldıktan sonra, iyi geleceğini umarak başka birileriyle takılıp yatarsın ama nedense çoğu zaman iyi gelmez, hatta daha da tatsız hissettirir insanı. Bence bu da öyle bir durum olmuş.
  • norules  (26.11.21 16:28:49) 
aga iyi hoşta hemen olması gözünü korkutmuştur. Zamana bırakmak en iyisi hem daha tam birbirinizi tanımadan kolay değil olmaz bence


  • Efespilsen  (27.11.21 06:13:48) 
[]

İstanbul'da Sevgili ile Doğumgünü Planı

Merhaba arkadaşlar ben farklı bir şehirde yaşıyorum sevgilim ise istanbul'da. Pazar günü doğumgünü ve günübirlik istanbuldayım. Nasıl bir hoşluk yapabilirim nereye gidebiliriz ne yapabiliriz? Önerileriniz nedir? Aktivite olur yemek olur yani aklınıza gelecek her türlü hoşluğa açıkım ve ihtiyacım var. İyi geceler diliyorum.




 
Doğum günü bence aranızda planlanacak bir şey. Havanın soğuk olacağını düşünürseniz sinemaya gidebilirsiniz. Akşam da canlı müzik olan bir kafede takılabilirsiniz. Hediye aldıysanız zaten hoşuna gider. Çiçek de alabilirsiniz.


  • dissendium  (26.11.21 00:27:04) 
Trenle gelip gittiğimden gara yakın olsun diye florya civarını düşünmüştüm ama orda sanırım bir yer yok böyle zaman geçirmelik. Anadolu yakasında bile olabilir. Böyle aohnet esnasında önceden ayarkayabileceğim pastanın geleceği fln.


  • mythralioz  (26.11.21 08:14:49) 
Taksim J'adore. Genelde sevgililerin gittiği ve harika tatlıları olan sıcak bir mekan. Ancak Taksim'in insan profili ne yazik ki bir on sene önceye kıyasayla kötü anlamda oldukça değişti. Yedi düvelden insan var sonra bana kızmayın :)

Leb-i Derya Kumbaracı - Şişhane. Manzarası güzeldir.

Vogue - Beşiktaş/Akaretler. Manzarası ve ortamı muazzamdır. En favori restoranımdır istanbulda. Çok romantik bir manzarası var bence geceleri. Garsonlar kibar ve ilgiliydi 2 sene önce. Yemekler güzeldi suşi de vardı yanılmıyorsam. Ancak tabi ki çok pahaldır ona göre :)
  • stavroqin  (28.11.21 21:58:31) 
[]

İntikam hikayeniz var mı?

Hayatımda ilk defa birinden intikam alma isteğini yaşadım. Merak ettim böyle kallavi bi intikam hikayeniz var mı hiç? Aşk hayatı olur, aile olur, iş hayatı olur fark etmez.

Anlatın da içimize su serpilsin...


 
öyle kallavi değil belki de spontane gelişen bir olay yaşadım. vakti zamanında aynı kurumda çalıştığım eski kız arakdaşım ki sonrasında nişanlanıp ayrıldığım kişi olur kendisi; "senin niye araban yok" falan gibi bi soru sormuştu. ben de yok işte diyerek geçmiştim olayın üstünden ama çok koymuştu bu durum. normalde koymaz da edilecek laf da değil hani. o gün karakter notunu verip çıkmalıydım bu ilişkiden ama bir şans daha belki yanlış anladım falan derken olmamıştı.

neyse gel zaman git zaman kafalar fena aykırı olunca ayrıldık vs. ben evlendim o evlendi falan, yıllar geçti.. geçen gün işe giderken köşedeki simitçiden simit alayım da çayla gömerim dedim. çektim önüne arabayı, ama şahsım da nasıl güzel o gün, o kadar güzel ki nasıl böyle :) saç, sakal, gözlük falan derken yıkılıyorum kendimce :) teypte de yüksek sesle the cranberries - animal instinct çalıyor falan, neyse camdan süzülüp "başkaaan iki tane peynirli sıkar mısın bana" derken bu kızı gördüm. o da beni gördü tabi. ulan dedim hayat ne garipsin sen. böyle bi olaydı işte. intikam hikayesine girer mi bilmem. ki öyle bir niyetim de olmamasına rağmen intikam hazzı yaşadım resmen, yalan yok :)
  • Improbable  (25.11.21 15:53:47) 
Keşke alabilecek gücüm olsa, yapanlara yaptıklarını ödetebilsem.


  • spartamed  (25.11.21 17:05:29) 
Bizzat dahil olmadığım ama şahit olduğum bir olay,

Bir adamla genç kız kaçarak evlenir. Kız daha 18'indedir adam da 20'lerinin başında. Severek evlenmelerine rağmen adam zamanla kadını küçümsemeye başlar. Giyinişini beğenmez ev işlerini beğenmez, kadın daha güzel giyindi mi "kimin için giyindin böyle beni mi aldatıyorsun" der psikolojik şiddet uygular.

Adam zekidir, ticaretten anlar. İyi bir firmada müdürlük yapmaktadır. Zenginleştikçe çevresi de genişler. Derken adam maaşlı işinden ayrılır kendi işini kurar bereketli bir sektörde, paralar akar arkadaşlar akar her şey çok güzeldir.

Bu arada adam karısıyla imam nikahlıdır, ona hiçbir zaman resmi nikah yapmaz. Onu çevresine sokmaz, uzak tutar. Bu yeni çevrede bir kadınla tanışır ve asıl evli olduğu kadını bu yeni kadınla aldatır. Resmi nikahı ona yapar. İlk karısından neyi esirgediyse yeni karısına onları sunar. Ayrıca ilk karısıyla çocukları vardır çocuğu elinden almakla da tehdit eder.

Gün gelir işyeri saçma sapan bir nedenle hasar görür, batar, adam milyonluk borçlara girer, yeni karısıyla boşanırlar. Adam ilk karısının peşinden koşar onunla barışmak ister ama olmaz. Epey sıkıntılı zamanlar yaşar.

Hayat en güzel intikamı alıyor. Mazlumun kendi başına alabileceğinden daha estetiğini, daha fazlasını.
  • marsli gocmen  (25.11.21 18:01:08) 
icq zamanında şehirler arası aşk yaşadığımız biri vardı .birkaç ayda bir görüşüyorduk. ben bilgisayar işindeydim o dönemde hack işlerine de merak sarmıştım.öğrendiğim şeyleri sevgilimde deniyordum mesela icq ile birşey gönderip bilgisayarına girmiştim o pek anlamıyordu bilgisayar işlerinden. maillerini açtım ne göreyim ; benden başka bir kızla fingirdiyor.hemen havalı bir nick ile erkek icq hesabı açıp kızı ekledim başladım yazmaya.bir süre sonra kız bana aşık oldu sevgilimi terketti .maillerden durumu takip ediyordum.
ilk buluştuğumuzda yaptığımı anlattım ve ilişkiyi bitirdim.
şimdi düşünüyorum da iyi ki yapmışım. çok iyi ve özgür hissetmiştim.
  • devilone  (25.11.21 20:24:30) 
lisede geometri de kopya verdim, pislik sayemde 90 aldi. bana da din kültüründe yardim edecekti etmedi. küstük.
sonra din kültürü sinavi öndeydi, geometri sinavi daha sonraydi, aptal gibi davrandim gittim baristim, sinavlara da cok calistim, bu din sinavinda bana kopya verdi. geometride ise ben -hocaam bu benden kopya istiyoo..

bunun disinda kuzenlerimin annesi babasi ayri, ben hatirliyorum, kücükken bunlarla sizin babaniz yok mu?diye dalga gecen diger iki teyzem, hem cocuklarini kaybettiler, simdi onlarin torunlari babasiz hem de evlerinde bir gram huzur yok.
benim intikam hikayem degil, hayat.
  • Coma  (26.11.21 11:00:32 ~ 11:05:24) 
[]

bundan sonra nasil davranayim?

Arkadaslar,
dün is arkadasimi müdüre sikayet ettim.
haksiz degilim arkadaslar, ben bunun detayina girmek istemiyorum asil sormak istedigim bundan sonra nasil davranmam gerektigi?

sikayetimi anlatirken söyle oldu;
bana karsi tavirlari kötü, asagilayici falan dedim.. detaya girmeden
müdür bana pek inanmadi, sanki ben alinmisim, bir seyi büyütüyormusum gibi davrandi. yanlis anlamissindir, öyle demek istemememistir. bir de onunla benden daha yakinlar.

sonra genel konusmak yerine, tek tek konulari actim, bana söylenenleri söyledim, bana ondan sonra inandi. Bakislari falan degisti, oradan anladim.
bir de müdür dediysem, arkadas gibi ve sikayet ederken gercekten üzüldü hani derler ya adam karsimda ezildi falan diye, öyle oldu.

özür diledi, kimse sana mobbing yapamaz dedi ama ben o kisiyle konusun dedigimde, konusmayacagim dedi. kullandigimiz ortak cihaz icin gün belirleyin ben onunla calismak istemiyorum demistim, hicbir sey yapmamis.

bugün bana hicbir sey olmamis gibi davrandi, sanki hic konusmamisiz gibi.
karsi tarafta cok önemli biri degil, ses cikarilamayacak biri degil. ama su var, müdüre karsi inanilmaz iyi, yalnizken tripten tribe giriyor.

bundan sonra nasil davranmam gerektigini hicbir sekilde tartamiyorum. mal gibi hissediyorum. benim hicbir falsom, kaba davranisim, is yapmamisligim yok, kaba olmaya mi baslayayim. cihazimi sorayim? gruptan kendimi soyutlayayim mi?
ben simdiye kadar iki sebepten sesimi cikaramadim, hem maddi durumum kötüydü hem de birsey desem ben kötü olan olurum diye sustum, kanitli birsey bulduktan sonra gidip sikayet eder sekilde konustum.
moralim cok bozuk.

 
"onunla benden daha yakinlar"

Bence bunu dikkate alarak hiç söylemeseydiniz. Arkadaşınızla kendi aranızda çözmeye çalışın.
  • dissendium  (24.11.21 20:00:37) 
arkadasligimiz yok bir de onunla konusmak istemiyorum.
konusulcak bir insan olsa zaten sacmalamaz.

  • Coma  (24.11.21 20:08:18) 
"o kisiyle konusun dedigimde, konusmayacagim dedi." Buradan şunu anlıyoruz, müdürünüz biraz vasat bir yönetici.

"kullandigimiz ortak cihaz icin gün belirleyin ben onunla calismak istemiyorum demistim."
Bu da çok doğru bir yaklaşım değil. İş hayatındasınız, çocuk parkında top oynayacak arkadaş seçmiyorsunuz sonuçta. İlişkinizi minimum seviyede, saygı çerçevesi içerisinde devam ettirin.

"bana karsi tavirlari kötü, asagilayici falan dedim." Ben böyle durumlarda direk olarak o kişiyle iletişim kurmayı tercih ediyorum. Açık açık, bana böyle dediğinde, ben bunu böyle yorumluyorum ve rahatsız oluyorum. Bana şöyle davranman hoşuma gitmiyor, mümkünse yapma, vb.

"ben simdiye kadar iki sebepten sesimi cikaramadim" ses çıkarmamak uzun dönemde daha çok birikmenize neden olur, uzun soluklu bir çözüm sunmaz.
  • archmage mahmut  (25.11.21 02:16:39 ~ 16:38:45) 
Geçmiş olsun, çok benzerini yaşadım. Süreç birkaç ay sonra işten ayrılmamla sonuçlandı.

İyi bir insan olup olmaması fark etmez, kötü bir yönetici demek ki, bir süre daha hiçbir gelişme olmazsa başka fırsatlara bakmaya başlayın derim.
  • galileo figaro magnifico o o o o  (25.11.21 14:54:02) 
müdürün hatalı
önemsediği şey: davranışın işleri bozup bozmadığı olmuş

cihaz nasıl bi şey
müdüre bilenirsen ya da bir üste şikayet edersen malesef sen zararda olursun

klasik herkese hak ettiği değeri vermek
köprüyü geçene kadar dayı demek
yapman gereken

bir de iletişimden kaçmaman gerekiyor
  • bir soru sorcam  (25.11.21 17:21:45) 
[]

eski kız arkadaşımın erkek kardeşine yanlışlıkla kargo gönderdim

arkadaşlar 2 3 sene önce eski sevgilim benim n11 hesabımdan sipariş vermişti. o adresi güncelledim sandım ama güncelleyememişim. (silip yeni adres eklesene amk dedim kendime iş işten geçtikten sonra) çok pahalı olmasa da bir kargo sipariş etmiştim. o çocuk da almış nerden geliyor bu değirmenin suyu diye sormadan heralde.

eski kız arkadaşıma bu küçük meblağ için mesaj atsam hem yanlış anlar hem kurgu sanar. ama bana da dokundu çünkü artık iyi hisler beslemiyorum.

önerilerinizi alayım.

 
Yeni yıl hediyesi de geç. Belki tekrar deneyip evlenirsiniz.


  • dissendium  (24.11.21 02:07:49) 
şu anda başka biriyle nişanlıyım


  • gizemli dede  (24.11.21 02:12:59) 
O zaman kuzenim almış deyin.


  • dissendium  (24.11.21 02:15:15) 
Yanlış anlaşılacak bir şey yok bence. Arayıp "uzun süredir sipariş vermiyordum senin adresin kayıtlıymış, paketi geri yollar mısın" falan derseniz yollar herhalde. Paket için için hiç arayıp sormamak daha saçma, o zaman karşı taraf "Benim aramamı istiyor herhalde" diye düşünebilir, "Kuzenim aldı" da garip; kuzen senin hesabını neden kullansın, hadi kullandı diyelim neden kendi adresini girmesin, hadi girmedi adresin senin olduğunu nasıl farketmesin.


  • salihdt  (24.11.21 02:28:38) 
küçük meblalık bişeyse, ölü taklidi yap. muhtemelen telefon edip medip boşuna gerileceksin.

bi vesileyle dönerlerse sana böyle bi kargo geldi diye, yanlışlıkla olmuş der çıkarsın işin içinden. hatta yanlışlık olmuş, geri göndermenize gerek yok 3 kuruşluk şey için zahmet etmeyin deyip hediye göndermiş etkisini de ortadan kaldırırsın.

dönmezlerse bişey olmaz zaten.

normalde yapılması gereken hareket, benim bu kargodan haberim yok, siz şubeye götürün, ben göndereni arayıp öğrenip size döneceğim deyip teslim almamak. sonuçta kaç sene geçmiş ve elemanın bu bana yanlışlıkla geldi diye düşünmesi için yeteri kadar da bilgisi var.
  • killerbee  (24.11.21 02:49:50 ~ 03:13:55) 
Arayıp ya da mesaj atıp “yanlışlıkla gönderdim geri gönderebilir misiniz?” Diyebilirsin. Eğer kargo ücreti yenisini almaktan daha pahalıysa o zaman geri göndermelerine gerek olmadığını söyleyebilirsin.


  • zimbirik  (24.11.21 08:08:02) 
erkek kardeşini arayıp iste


  • bir soru sorcam  (24.11.21 10:18:00) 
[]

Yalnız kalmak ve eski sevgiliyi çok özlemek.

Merhaba. Ön bilgi;

- 1.5 yıllık bir ilişkiydi.
- Şu an ayrılalı 4.5 ay oldu. Bitmiş bir ilişki, yeniden başlama ihtimalimiz sıfır.
- Bu benim için "sıradan" bir ilişki değildi. Hayatımın en keyif aldığım, bir kadını en çok sevebildiğim ilişkim buydu.

Ayrılık sonrasındaki süreçte başarısız sonuçlanan bazı denemelerin ardından, yeni insan tanıma hevesimi de bıraktım bir süredir. Kimle tanışsam, onunla olduğu gibi o sıcak hisler olmuyor, gelmiyor. Ve bugünlerde yalnızlığıma yüzleşiyorum, onu gerçekten özlüyorum.

Bu tip durumlarda "Kendine meşgaleler yarat, kafanı dağıt" gibi şeyler denir mesela. Arkadaşlarımla görüşüyorum; tek başıma kalınca anında kendisi yeniden aklıma düşüyor. Film/dizi izliyorum; bittiği anda yeniden aklıma düşüyor, izlerken de bazı sahneleri beynim "biz" ile özdeşleştiriyor, öyle de aklıma düşmeyi ihmal etmiyor. Spor yapıyorum; sporum bitince yine aklımda. Gece uykuya dalıyorum; rüyalarıma giriyor.

Sizce hayatınızın en iyi ilişkisi diyeceğiniz türde bir ilişkiden çıktıktan sonra, 4.5 ayda bu ruh halinin devam etmesi normal mi? Toparlamak için henüz erken mi yani, ben mi aceleciyim? Bu şekilde daha ne kadar devam edecek diye endişeleniyorum artık, bu duygu gerçekten iyi hissettirmiyor bana şu an.

Bu psikolojime iyi gelecek türde önerileriniz var mıdır acaba?

 
4,5 ay bence az. Sizin için bir şey ifade etmediği anda biter diye düşünüyorum. Bu da bence en az ilişki süresi kadar olabilir.


  • dissendium  (23.11.21 15:20:42) 
Fotoğraf varsa sil. Stalk yapıyorsan bunu bırak. Her yerden engelle mesela. Zamanla azalarak bitecek.


  • adwokat  (23.11.21 15:25:59) 
zamanla geçecek merak etme.
şimdilik öyle biraz canın acıyabilir ama böyle bu işler.

  • alt4y  (23.11.21 15:27:37) 
benim bir yillik dolu dolu iliski sonrasinda kendime gelmem uc sene filan suruyor ya. olur oyle, 4.5 ay cok degil, zamanla azalir.


  • der meister  (23.11.21 16:53:22) 
dostum bende şimdi yeni ayrıldım. Bu arada sana geçmiş olsun. Zamana bırak hiç bişey yapma aynı şekilde hayatına devam et zaman geçtikce unutucaksın. www.youtube.com bu şarkı sana gelsin anlarsın agam


  • Efespilsen  (27.11.21 06:16:07) 
[]

Sabaha kadar hiç uyuyamayan yatakta dönüp durup ise yada okula gittiniz mi?

...




 
Gitmedim. Kafayı koydum mu uyuyayan biriyim.


  • Amaranta ursula  (20.11.21 00:03:39 ~ 00:03:54) 
Valla ben de genelde kafayi koydugum gibi yatan biri olmama ragmen uyuyamayip gittigim oldu.


  • j r r tolkien hayrani  (20.11.21 00:07:45) 
Çok gittim ve hep o gün bayağı kötü geçti. Uyuyamadığımda temiz hava almak iyi geliyor. Camı açıp odayı havalandırın ya da direkt balkona çıkın bir süre.


  • anarsika  (20.11.21 00:09:52) 
çooook. şu ana kadar cevap veren duyurucuların aksine ben de ASLA uyuyamam, kafayı resetleyip "uyku vaktinde uyunur, yat gitsin!" deme becerim yok. deli gibi düşünür dururum, hiçbir şey olmasa bile. ertesi günün çok rahat, keyifli geçmesini mi bekliyorum? inan o zaman da "hemen uyuyayım ki yarına enerjik, uykumu almış olarak uyanayım!" düşünceleriyle strese sokarım kendimi, saatlerce uyuyamam. yok eğer zaten canım sıkkınsa filan geçmiş olsun...

şimdilik hem okul hem de iş açısından saatlerim rahat olduğu için tolere edebiliyorum ama normal şartlarda müthiş bir kronik uyku problemine yol açardı bu, öldürsen de 10 saat güneş altında koştursan da ben yatağa girince uyuyamıyorum, en az 1-2 saat lazım.
  • der meister  (20.11.21 00:21:06) 
gittim ama gonul isi degildi baska stres (okul veya is)


  • hot potato  (20.11.21 00:27:22) 
çok başıma gelmiştir.


  • theseachange  (20.11.21 00:31:00) 
hayatımın özetini yazmışsın :D çok sık yaptığım bi aktivite diyeyim hatta :D


  • e mice  (20.11.21 00:32:54) 
cok iyi uyurum muthis hizli uyuma anilarim vardir hatta ama benim de dusunmekten uyuyamayarak ise/okula gittigim cok olmustur.


  • in vino veritas  (20.11.21 00:36:05) 
O kadar çok oldu ki... Genel sebep anksiyete. Üniversite 3. sınıf birinci dönem uyku düzenim tamamen alt üst oldu. Gece neredeyse hiç uyuyamıyordum. Sabah 6-7 gibi yatıp 2-3 saat uyuyup derse gidiyordum. Haftasonları 15 saat uyuduğum oluyordu. 3.5 saatlik ceza özel sınavına sabah sadece 75 dakika uyuyarak girdiğimden sınavda uyuyakalmışım. Görevli asistan uyandırdı. Bir sınava da yarım saat kala uyanıp ucu ucuna yetişmiştim.
İyi tarafından bakarsak gece uyuyamadığımdan ders çalışıyordum. Notlarım beklenmedik bir şekilde yükselmişti. Bir de bunun üstüne 3 ayda 50 roman okumuştum.

  • ganbatte  (20.11.21 00:42:46) 
Uyku cok abartiliyor, senelerdir sabah 5te uyuyup 6da kalkip ise gidiyorum. O 1 saat de beyin dayanamadigi icin oluyor. Uyumadan da cok gittim.

Benim 3ten once uyudugum cok nadirdir.
  • divit  (20.11.21 01:08:47) 
Uyku sorunu yaşayan biriyim, hep yaşıyorum dediğiniz durumu. Hatta KPSS sınavı iki aşamalı ya, bir hafta arayla gky ve alan sınavları oluyor ya, o bir hafta hiç uyuyamadım. Gözlerim kıpkırmızı ve beynim zıngırdıyordu.


  • Hallegadola  (20.11.21 01:59:05) 
Sıfır uyku ile gittiğim birkaç kez oldu. Bunun dışında maksimum 1-2 saatlik uykularla gitmek rutinim gibi bir şeydi bir zamanlar. Senelerce çok ciddi uyku problemi yaşadım. Hala da hiçbir zaman yatağa girer girmez uyuyan biri değilim ama yatağa erken girip 3-4 saat işkence çektirmiyorum artık kendime. Ara ara melatonin kullanıyorum ve bu hayatta beni uyutabilen tek şey o oldu.


  • ms brownstone  (20.11.21 12:49:20) 
Hiç gitmedim. Hayatı o kadar ciddiye almıyorum.


  • dissendium  (20.11.21 14:10:48) 
Son bir aydır o şekilde gidiyorum desem abartmış olmam. Gidiliyor yani.


  • obsesif kadin  (22.11.21 08:16:33) 
çok gittim gidiyorum, özellikle son 4-5 senedir, çocuğum olduğundan beri gecede 3 saat uyuyabilirsem 3 gün uyumuşum gibi geliyor çünkü çoğu gece yatağa yatsam bile kızım bir türlü uyumadığı için ben de uyuyamadan gidiyorum.


  • kakamelsokoban  (22.11.21 08:49:26) 
Çok gittim. O gün bir şekilde geçiyor ama bir sonraki gün için erken yatıp uyumak lazım.


  • SiyamkedisiZorro  (22.11.21 09:32:13) 
O tarz durumlarda genelde rapor/izin alip gun icinde uyuyorum.


  • cleric  (22.11.21 19:41:54) 
benim rutinim böyle.


  • spivak  (24.11.21 00:47:23) 
[]

Yılbaşında ne yapackasiniz veya ne yapmayı istiyorsunuz?

Sb




 
Arkadaş grubuyla köy evine kapanıp party hard. İşalla kar yağar...


  • Bruce  (18.11.21 20:22:30) 
Geçen yıl ile aynı olur. Pizza yaparım, 1 kilo mandalina bir de film.


  • Amaranta ursula  (18.11.21 20:25:13) 
Ailemle evde vakit geçiririm. Doğum günü, yılbaşı bu tarz günlere hiç anlam yükleyemiyorum. Evde sakin sakin takılmak güzel.


  • Josephine.  (18.11.21 20:26:51) 
bir planım yok, muhtemelen hiçbir şey yapmam. herhangi bir şey yapmak da istemiyorum.


  • der meister  (18.11.21 20:28:03) 
Kız arkadaşımla buluşuyorum. Hediyeleşiyoruz. Geziyoruz. Evlere dağıldıktan sonra da evde kuru yemiş çay, kola. Alkol kullanmıyorum. Böyle geçer.

New York gibi şehirlerde yeni yıla girmek istiyorum bir kez ama maalesef dolar... ¯\_(ツ)_/¯
  • dissendium  (18.11.21 20:39:29) 
Şu anki tek umudum yetiştirmem gereken iş çıkmaması.


  • peki madem  (18.11.21 22:14:22) 
Valla ne yapacagimi bilmiyorum, vakit yaklastikca biseyler belli olur. Su an oldukca erken cunku oyle plan yapmak icin. Yapmak istedigim ozel bisey de yok.


  • j r r tolkien hayrani  (18.11.21 22:22:21) 
erken yatarım sabah MadRun oluyor. bütün yıl motosiklet üstünde geçsin hesaabı.


  • onemoremile  (19.11.21 08:34:17) 
Çocuklarımızın da yaşıt olduğu bir arkadaşımız var, ya onlara gideriz, ya da onlar bize gelir. İnşallah tabii, geçen sene yalan oldu.


  • SiyamkedisiZorro  (19.11.21 11:08:08) 
ya annemler ya da eşimin ailesi ile beraber geçireceğiz gibi.şuanlık halen muallakta.


  • drako  (19.11.21 17:11:32) 
[]

Kadınlar neden mücevhere düşkün?

Erkeklerin umrunda bile değil mesela. Altın, tektaş vs. den bahsediyorum. Bana hiç estetik gelmiyorlar. Özellikle beğenen erkek de hiç görmedim.




 
Sektörel olarak buna yönlendiriliyorlar. Genel olarak beğeni algısını sektörler oluşturuyor. Güzellik sektörü, giyim sektörü, mücevher sektörü vs.

Bunun yanında geçmişten gelen bir yatırım aracı olması ile tercih ediliyor. Eskiden ve hatta bazı bölgelerde hala kadınlar “gelin” olarak başka bir haneye gidiyor. Ellerinde avuçlarında bir şey olmadan, kendilerini geçindirecek bir gelirleri olmadan. Bu kültürlerde ise gelinin altınlara sahip olması ve bu altınlarla herhangi boşanma, ölüm, acil durumlarda kendini daha güvende hissetmesini, düştüğü çukurdan çıkabilecek gibi hissetmesini sağlıyordu.

Bu tip davranışlar artık bilinç altımıza kazınmış durumda. Mesela ben maaşlı çalışanım. Eşimden daha fazla kazanıyorum. Ailem de paragöz insanlar değiller kesinlikle. Tüm düğün masrafları vs ortak bölüşüldü. Gelenek görenek diye saçma sapan işler yapılmadı vs. Ama büyük annemler büyük babamlar bana altın takıldığında içten içe kendimi garantiye aldığımı düşündüler. Oh iyi dediler.

Yani halkın hala yarısı bu kafadayken, sektör de buna yönlendiriliyorken, kadınlara mücevher ve altın sevgili pompalanıyorken bunlardan vazgeçmek halk için çok zor.

Bu parametreleri farkedip “tektaş ne ya” diyebilen kadın sayısı da bu nedenle oldukça az.
  • zimbirik  (18.11.21 14:17:36) 
bence bu da bir genelleme. mesela küpe kolye alacaksam altın tercih ederim ama sebebi kararmasın, bana özel bi şey olsun vs. Başkalarının bana bunları alma zorunluluğu elbette yok, imitasyon da hediye gelse mutlu olurum. Ama erkekler sanıyo ki imitasyon alırsam karşımdaki kadın benim onu önemsemediğimi veya maddi durumumun yetersiz olduğunu düşünür- halbuki alakası olmaması lazım.

tektaş meselesine gelince evet "tektaşsız evlilik teklifi olmaz" gibi bi algı var. Bana biri tektaşla değil de beni ve zevkimi anladığını gösterecek başka bi şeyle gelse anlamı daha büyük olurdu. Bu arada çevremdekiler burun kıvırırdı tabi.

Yani herkes üstüne biçilmiş kuralları oynamaya çalıştığı için de biraz böyle bence.
yoksa her kadın aynı değil.
  • kulaktan dolma biber  (18.11.21 14:25:36) 
Ben beğeniyorum, erkeğim. Şu saat baya güzel bence:

www.ablogtowatch.com

Kolye yüzük vs. takmıyorum ama güzel bi kolyeyi kadında görsem beğenirim.
  • plutongezegendegilmi  (18.11.21 14:47:39) 
zimbirik +1, sosyal medya, reklamlar vs. bütün estetik algımızı sadece estetik de değil hayat ile ilgili algımızı değiştiriyor.

bununla birlikte kadınlar genellikle fark edilmek için bir şeyler yaparlar. parlak şeylerde fark edilmeyi arttır. tabii ki bunu ben mutlaka kalabalıkta fark edilmeliyim diye yapmazlar. bu bilinç altlarında bir yerlerde kodlanmıştır ve bu koda göre hareket ederler. her durumda ve her şartta bu kodlara uyulacak diye bir şeyde yoktur.

bir çok toplumda fark edilmek/beğenilmek için parlak renkli makyajlar yapılır (savaç boyası gibi) canlı renkli kıyafetler giyilir vs.

güzellik ve mücevherat sektörü işte bu kodlara oynar onları aktifleştirecek reklamlar yayınlar yapar ve genele yayılıp algı biçimini değiştirir.
  • selam  (18.11.21 17:10:23) 
Standart bir türk kadınını düşün. Eğitimi yok, geliri yok, hayatı ailesine hizmet etmekle ve koca beklemekle geçmiş. Sosyal çevresi eş dost akraba ve komşulardan öte değil. Kendini farklılaştırabileceği, özel hissedebileceği tek bir şeyi yok. Ona sunulan tek şans, kocasının ona olan ilgisi. O ilgiyi de sadece kendisinin görmesi yetmiyor, çevresinin de görmesi lazım. Çevresi de bu ilgiyi sadece parayla ölçebiliyor. İşte o altın, pırlanta takıntısı o ilgi gösterme takıntısının getirdiği bir şey. Koluma 10 bin tl takıyorum, işte beni kocam bu kadar seviyor / işte ben o kadar zenginim tripleri sunuyor yani sistem sana.

Altına gümüşe karşı değilim en azından yatırımsal bir değeri var, ama değeri olmayan pırlanta gibi şeyler bana sadece kazıklanma manasına geliyor. Evlenirken de eşime tek taş almadım, hala da söyler keşke alsaydın diye. Onun yerine dünyayı önüne sererim de yine o aptalca rekabete girmem. Senin taşın şu gram, benimki böyle parlak şöyle büyük, gerçekten aşırı saçma.
  • roket adam  (18.11.21 17:29:05) 
erkeğin mücevheri de arabası, saati vs.


  • orpheus  (18.11.21 18:17:31) 
Abi cunku kadin? Binlerce yıldır boyleydi kadinlar. Kadın ile erkek arasinda biyolojik ve hormonal farklar var nihayetinde. Bu da duygularini tercihlerini yasam tarzlarini her seyini etkiliyor.
Her sey medya etkisi, kultur etkisi, sosyal konstrüksiyon falan da değil, nihayetinde kadin ile erkegi tabiat ayiriyor bazi noktalarda.

Medya internet zart zurt yokken hatta matbaa bile yokken kadinlar mucevhere düşkündü. Kadinlar neden duygusal ile ayni turden bir soru bu. Duygusallar çünkü onlar kadin.

Bu soyledigin gecersiz bir genelleme falan da değil, evet kadinlar mucevherr duskundur bu dunyanin her yerinde gecerli olan ve bilinen bir sey. Şahsen ben kendim de taki takmayi seven, kulagi bilekleri boynu takiyla dolasan bir erkegim ama benik boyle olmama genel olarak kadınların mucevhere düşkün olup erkeklerin umrunda olmadığı gerçeğini değiştirmiyor. Uc bes tane erkegim farkli davranması bu genellemeyi yalancı cikaramaz.
  • stavro  (18.11.21 20:15:11 ~ 20:19:53) 
stavro +1

medya, sektör, televizyon görmemiş afrika kabilelerinde de kadınların kendilerine has makyajları ve takıları oluyor.
bazısı sadece süs için bazısı erkeklerin de kullanabildiği bir anlam ifade eden şeyler oluyor.
ama insanın kendini ve içinde bulunduğu topluluğun ya da konumunun ifadesinin yollarından biri bu aslında.

şu andaki sorun, tektaş falan gibi şeylerin özgünlükten uzak oluşu bence.
ben de kadın olarak tektaş falan hiç sevmem ama genel olarak takı severim mesela.
evlenirsem de ona göre bir alyansım ya da yüzüğüm olur, tek taşım olmaz.
  • blatta hiberna  (18.11.21 23:20:16) 
Mücevher pahada ağır, yükte hafif bir eşya.

Kadınlar mücevhere düşkün demek biraz durumu basitleştiriyor aslında. Bu durumu biraz daha evrimsel boyutta incelemek gerek.

Geçmişte, kadınlar eve ekmek getiren ve aileyi doyuran erkekleri tercih ediyorlardı. kendileri çalışmadıkları için erkeğe bağımlıydılar. bu yüzden de kenara bir miktar para veya altın koymak onları erkeğin evi terketme olasılığına karşı biraz korurdu.

günümüzde, pırlanta veya mücevher beklentisi iki şeyi temsil ediyor:
1. erkeğin alım gücü
2. kadının finansal güvencesi

kadınlar "tektaş ne ya" demekten imtina ediyorlar çünkü alımgücü yüksek bir erkekle beraber olmak istiyorlar. paragözlük değil, kadınlık içgüdüsü.
  • my pink  (19.11.21 11:09:29 ~ 11:12:24) 
[]

abilerim ablalarım, bu depresyon geçiyor mu? (27 yaş)

şu sıralar hayatımın baştan aşağı değiştiğini hissediyorum.

eşeklik sebepli okulu henüz bitiremedim. bitirsem de bir bok olacağımdan değil ama diplomam olsun, onca sene emek verdim diye okuyorum. hayatta kalacak kadar kazanıyorum ufak tefek işlerle, yani öğrenci için fena değil işte, ötesine geçmez.

bütün arkadaşlarım, hatta eski kız arkadaşım filan bile hep kaçtı gitti. kimi başka yere taşındı, kimi iş buldu, kimi evlenip üstüne çocuk yaptı vs...

burada yaşadığım duygu aslında "millet hayatını yoluna soktu ben kaldım" değil; muhtemelen onların başı benimkinden daha fazla ağrıyor. sorun o değil. ben zaten şu an imkanım olsa bile evlenmem, çocuk istemem.

benim hissettiğim daha ziyade yalnızlık. sosyal anlamda aynı noktada buluşabileceğim KİMSE yok gibi hissediyorum. bir tarafıma bakıyorum gençliğinin başında, hayalleri olan sınıf arkadaşlarım. diğer tarafıma bakıyorum iş-güç edinmiş, gününün 10-11 saati sorumlulukla geçen insanlar.

ben tam ortadayım. ne genç gibi yaşayacak enerjim/imkânım var ne de "tam zamanlı yetişkin" olacak durumum. insanlarla tanışsam bile artık sıkıldığımı fark ettim, ortak paydada buluşamıyoruz çünkü; birisi ev kredisinden bahsediyor, diğeri hayalinden... bende hiçbiri yok bunların. kendimce bi şeylerden söz açsam bu sefer onlar sıkılıyor, çünkü benim gibi bir gebeşin haytalıklarını dinlemek de onlara fazla boş ve anlamsız geliyor.

karşı cinsi filan tamamen geçiyorum... hiçbir zaman "abi kadınlar paraya bakıyor" adamı olmadım; en güzel ilişkilerimi fakir ve obezken yaşadım çünkü ama sanırım o da belli bi yaşa kadarmış ya, hani 23 yaşında tolere ediyorlar ama 27'de olmuyor anladığım kadarıyla fakirlik.

***

kendimi genel olarak çok depresif ve yalnız hissetmeye başladım. önceki deneyimlerimden farkı hiç bu kadar yalnız, toplumdan kopuk hissetmemiştim kendimi. gregor samsa gibiyim, faydasız böceğim resmen.

bu hisler zamanla geçiyor mu? neblim 30 yaşından sonra iyi arkadaşlıklar, güzel vakit geçirebilecek etkinlikler/aktiviteler, insana "dolu dolu" gelen hayat... böyle şeyler olabiliyor mu?

yoksa artık beklentileri biraz değiştirmek, "hiçbir şey 20-22 yaşındaki gibi olmuyor, bundan sonra ara ara iyi hissetsen bile genel olarak böyle tırt yaşıyorsun" demek zamanı gelmiş mi?

sizde nasıl durumlar? böyle bir dönem yaşadınız mı?

 
Üniversiteden 26 yaşında mezun olmuştum. Çalışmaya 29 yaşında başladım. En güzel en mutlu olduğum yıllar 30'lu yaşlarımdan sonra başladı. Sizin yaşınızdayken benzer şeyleri hissediyordum. Enseyi karartacak hiçbir şey yok. Sevgiler.


  • pispinti  (18.11.21 12:33:48) 
Bro spor yap. Bak bunu dalga geçmek için söylemiyorum spor antrenman vs işlerine girdiğinde ister istemez hayata tutunuyorsun bir amacın oluyor, öyle öyle bi bakmışsın hayatın düzelmiş. Ben 35 yaşımdan sonra böyle düzelttim hayatımı sana da öneririm. Bi amacın olmadan bu hayat çok zor sokaktaki kediden bi farkın kalmıyor.


  • Zaman Tamircisi  (18.11.21 12:34:23 ~ 12:36:02) 
Meister bir sal artık boolm. Ben senin yaşındayken Sakarya'da fabrika'da çalışıyordum, inan orada olmak istemezdin, her gün "ben burada ne yapıyorum ulan?" Dediğin bir yer. Ha şimdi neredeyim? Bir enerji şirketine IT uzmanı olarak girdim, evliyim, 4 yaşında kızım var, al sana sorumluluk :) bir anda değişebiliyor her şey. Bir ara ben de spor yaptım, mutlu oluyorsun, yani bu da bir başlangıç, hedef koyuyorsun sonuçta. Ben çok geç atıldım hayata, daha üniversite okumaya niyetim var düşün :) yaş 36, daha bir sürü şey için çok erken, geç kalmadın, tut sen gerisi geliyor.


  • devorgilla the gunslinger  (18.11.21 13:51:54) 
Sen bir plaza ortamına gir neler olacak bak...


  • trixi  (18.11.21 14:19:58) 
beni geren biraz da bu açıkçası.

şu ana kadar yaptığım işler internet üzerindendi. bu açıdan o tip toksik ortamlara veya çalışması zor insanlara rastlamadım. hesap vermekle yükümlü olduğum kişi sayısı çok azdı, onlar da şeker gibi insanlardı zaten, yani tamamen kendi başımaydım ama dediğim gibi bu işlerin sürdürülebilirliği veya bana iyi bir yaşam sağlama ihtimali yok.

bir yerde mecburen açılacağım ama karakter olarak da hem çekingen hem ciddi anksiyete sorunları olan birisiyim. ufalanıp paramparça olmaktan, en başta akıl sağlığım olmak üzere kendimi kaybetmekten korkuyorum.

beni tanıyanlar "sen çok düşünüyorsun, şu an uzak olduğun için öyle geliyor, yoksa *rospu çocuğunun tekisin, bu işleri asıl sen becerirsin" diyorlar, onların haklı olduğuna inanmak istiyorum ama ben kendimde o ışığı pek görmüyorum, en başta enerjisi düşük biriyim çünkü, gözlerinden alev çıkaran bir satışçı olacağımı hayal edemiyorum mesela.

hani derdim öyle çok para pul filan da değil, bugün gelecekten biri gelip, "kardeşim sen 32 yaşındasın, sabah kalkıp gidebildiğin bir işin var, yaptığın iş filan da tutuluyor, tek yaşayacak ve akşam makarnanın yanına tavuk alacak paran, her gün kalkıp işe gidecek kadar yaşam enerjin de var" dese mevcut korkularımın yüzde 90'ı yok olacak aslında.

ben yetişkin olamamaktan, başaramamaktan çok korkuyorum. çünkü aslında hayvan gibi egolu bir insanım ve istediğim yerde olamamak yaş ilerledikçe beni daha fazla üzmeye başladı. hayat narin totomu yerden yere vuruyor resmen, ne yapacağımı bilmiyorum.
  • der meister  (18.11.21 14:36:00) 
O kadar gencsin ki, full time yetiskin olamazsin zaten, olanlar da bi gariplik var. İki uc yilda, yazdiklarinin hepsini yapip tamamlayip yoluna tatmin olarak bunlari geride birakip devam edebilirsin.


  • gunes123  (18.11.21 20:40:41) 
27 yaşındayım ilk üniversitemi hem çalışıp hem okumaktan bitiremedim
şimdi ikincisini okuyorum
hatta vizelerden 2 sınavım da çok kötü geçti belki okul uzar.
2 senelik bilgisayar programcılığı okuyorum ilk sene zaten online dı.uzarsa da iki sene yüzyüze okumuş olcam sağlık olsun.

asıl olay şu düzgün bir iş bulabilmek
vesselam
  • rofwts  (18.11.21 21:03:45) 
der meister,

o tür ortamlarda çekingen, piç, ortam sempatiği, alfa, beta, av, avcı, peşinde koşulan kız, erkek 100m öteden kendini belli ediyor zaten. kendini, ne olduğunu bilip ona göre takılıp kasmadan, kompleks yapmadan insanlardan alabildiğini almaya bakacaksın. zayıflıklarını göstermen ve ters davranman yapabileceğin en büyük hata. o zaman mimlenirsin. maskeni tak, mutlu yaşa.

yani okul bitse de iş hayatında 28-32 yaş arası insanlar gayet de aralarında sosyal aktiviteler düzenliyorlar. sürekli çağırılan popilerden olamayabilirsin belki ama iş çıkışı biraları, halı saha maçları, sigara araları, tiyatro organizasyonları, bunlar iş hayatında da devam ediyor. başka şeyler de oluyor ama pisleşmiyim şimdi.

evet toksiklik biraz var ama lisede üniversitede olduğu kadar veya biraz daha fazla. ama kafa insanlar da yok değil. hiçbir şey gençlikteki gibi olmuyor ama 30'undan sonra hayat bitiyor, 35'ten sonrası boş gibi düşünceler sadece seni yorar. çünkü öyle bir şey yok. 64 yaşında yeni evinin kredisi ödeyen, gençlerle arkadaş gibi(ölçüyü kaçırmadan) muhabbet eden, arada mesai dışında ofisteki zulasından içki içip dertleştiğimiz bir teknik ressam abimiz de var mesela. nefes almaya devam ettiğin sürece hayattan tad almaya devam edebilirsin.
  • trixi  (19.11.21 11:22:27 ~ 11:38:14) 
[]

Neden Böyle Hissediyorum ?

Bazen kendimi çok depresif hissediyorum. Alıngan oluyorum, alınganlıktan öte alınmak için sebep arıyorum. Kimseyle konuşmak, görüşmek istemiyorum. Arkadaşlarım geçen gün sırf beni bir yere çağırmadığı için onlara trip attım ve onları şu an hayatımdan çıkarmak istiyorum. Onlara karşı kin ve nefret dolu hissediyorum ama bir taraftan çok abarttığımı da biliyorum. Ağlamaklı oluyorum, bazen gereksiz sinirleniyorum insanlara çıkışıyorum.

Böyle yapınca insanlar garipsiyor, çocuk gibi davrandığımı söylüyor. Bu elimde olan bişey değil içimden öyle davranmak geliyor.

İyi olduğum hatta bazen kendimi çok iyi, çok güçlü hissettiğim de oluyor ama bu iyi hissetmeler çok azaldı.

Neden böyle oluyor ve bunu çözmenin bir çözümü var mı?

 
İki sebebi olabilir,

1. Kan değerlerinizde önemli değişimler olmuştur, mesela b vitamini eksilmiştir veya demir eksikliği vardır. Bunlar insanı huzursuz depresif alıngan yapar. Bunu araştırmak lazım.

2. İnsanın yetişkinliğinde zaman zaman çocuklukta karşılanmamış ruhsal ihtiyaçları karşısına çıkar, farkında olmayan kişi için baş etmesi çok zordur. Sizin de öyle bir döneminizdir belki. Nasıl ki bedenler minicik ve savunmasız, gelişmek üzere doğuyorsa, psikolojik yapımız da neredeyse hiç yazılmamış ve üzeri iyi şeylerle doldurulması gereken bir A4 kağıdı halinde dünyaya geliyor. Onu önce baba ve anne, onları yetiştirdikleri için de dedeler ve nineler şekillendiriyor, dolduruyor. Sonra gebeliği yaşayan bedendeki hormonal vaziyet (özellikle stres durumu) çok etkili oluyor ve bilinçaltını şekillendiriyor. Sonra da bebek doğunca babasının ve annesinin birbirlerine ve ona ve onun kardeşlerine davranışları bu psikoloji denen A4 kağıdını şekillendiriyor. Nasıl ki çocuklukta bir organımız beslenmezse veya gelişmezse yetişkinlikte de o gelişmemişlik dışarıdan belli oluyor, psikolojimizde de çocuklukta beslenmemiş, yanlış beslenmiş ihtiyaçlarımız yetişkinlikte ortada oluyor, bizi dürtüyor, aslında kendince "beni doyur, beni düzelt" diyorlar. Bunu HEPİMİZ yaşıyoruz.
  • muhayyer divan  (18.11.21 10:11:59) 
[]

5 milyon liranız olsa

çalışmayı sevmeseniz.
çalışmadan bir hayat kurar mısınız?
çok parası olup kafasına göre takılan, istediği saatte istediği yere giden birisi olmak çok mu lüks? böyle yaşayan var mı?


 
evim var mı yok mu?


  • sutlu nescafe  (16.11.21 22:40:52) 
@sutlu nescafe, sen seç olsun mu olmasın mı. hadi 6 milyon diyelim 1 milyonuyla da evin olsun ona mı takıldın :)


  • dafuq  (16.11.21 22:42:41) 
Bence çok lüks, bu çok paralar gibi görünen paralar olmadığı için çok görünüyor bence, mülk sahibi olmak dediğimizi şey var, değeri korumak var, parayı artırmak var, dert bunların çoğu aslında.
5 milyon nedir? evin, araban var mı? daha iyi arabaya geçmek istemeyecek misin, daha iyi ev istemeyecek misin?, peki cep telefonu yenilemek? iyisi 10 bin lira.
boş zamanında daha fazla para harcayacaksın, kaliteli zaman geçirmek pahalıdır, yani kursu olur, gezmesi olur, tatili olur, bunlar hep para.
Bence 5 milyon zamanı almaya yetmez ama çalışırken de öyle bir para sahibi olmak bir çok şeyi yapmana imkan tanır.
  • atom karincanin torunu  (16.11.21 22:43:05) 
çalışmadan duramam ya. siyasete falan girerim en kötü ihtimalle. kafama göre takılmak bi yere kadar, kafamın meşgul olması lazım benim.


  • roket adam  (16.11.21 22:45:24) 
@roket adam, çalışmamak diyince malak gibi yatmak demiyorum. siyasete girmek istiyorsan gir, gönüllü çalışmak istiyorsan çalış, ne istersen yap yani. paranı yettirecek kadar tabi. kafanı meşgul edemezsin diye bir şey demedim.


  • dafuq  (16.11.21 22:47:31) 
kafama göre takılacaksam güzel bir yerde güzel bir ev isterim. 5 milyonu eve verip meyve sandığından masa tabure yaparım o nedenle sordum :)


  • sutlu nescafe  (16.11.21 22:47:53) 
Valla ben calismayip malak gibi de yatabilirim. Para bitince mecburi calisirim ancak bitinceye kadar da hazira dag dayandiririm.


  • j r r tolkien hayrani  (16.11.21 22:53:30) 
5 milyon artık büyük bir para değil maalesef. Mal mülk sahibi yapar belki ama çalışmadan olmaz.


  • primetime  (16.11.21 22:53:46) 
500 bin dolar, az-orta riskte birkaç yere dağıtıp yılda %10 dolar faizi almak zor değil. 50 bin dolar gelecek diyelim, 30'uyla yaşayıp(300bin tl / 12 = aylık 25000 tl) 20'sini geri yatırsan, istediğin işi yapıp arada birkaç ayda bir fena olmayan paralar kazansan mesela gayet iyi yaşayıp doların enflasyona yenilmeden birikmeye devam da eder sanki.

Yurtdışına gidicem dersen orada rahat bi başlangıca yeter ama Türkiye'de kalmak parasal açıdan daha mantıklı olabilir.

Ben her türlü kendi kafamdaki şeyleri yapmak için istifa ederim.
  • nhk ni youkosu  (16.11.21 22:58:40 ~ 23:00:52) 
j r r tolkien hayrani + 1


  • the end of time  (16.11.21 22:58:47) 
O parayla maalesef istediğin yere gidemezsin. ABD'ye rahatça gidemezsin. Gitsen de uzun süre rahatça harcama yapamazsın. Fabrika sahibi olanlar bile hiç değilse saat 10, 11 gibi işe geliyorlar. Ben de işe 10 gibi gidip, 3, 4 gibi çıkardım. Hiç çalışmadan yaşamazdım.


  • dissendium  (16.11.21 23:01:34) 
5 milyona lüks bir daire al. 15 bin liraya kiraya ver. 5 bin lirasıyla kendi kiranı öde. 10 bin lirayla da mis gibi yaşa, yatırım yap. Ben bu senaryoda asla çalışmam.


  • adwokat  (16.11.21 23:29:16) 
doğru yatırımla mis gibi yaşanır. çok acayip bir para değil ama doğru değerlendiren için güzel para. piyasa takibiyle, al satlarla fazla çalışmadan gayet rahat yaşanır bu paraya.


  • scudman1  (16.11.21 23:29:42) 
hazıra dağ dayanmaz 5 milyon lira nedir ki, eli yüzü düzgün bir ev alsan 1-2 milyon arası tutuyor zaten, hadi evi döşe, yanına bir de araba koy etti sana 3 milyon

öte yandan ekonominin böyle olmadığını bundan 1 2 sene öncesi gibi olduğunu düşünürsek, iş kurmak, üretmek için güzel bir para.
  • killerbee  (16.11.21 23:46:14 ~ 23:47:04) 
5 milyon çok az. Şu anki mesleğime göre hesap yapınca en az 3.5m$ diyorum ben.


  • zoghurt  (17.11.21 00:26:01) 
Bizim burada evler 2 milyon kirasi da 7bin tl.
2 tane ev al 14bin tl maas.
Evlerin fiyati da dolardan daha hizli artiyor.

E kira da vermiyorsam 1 gunde emekli olmusum.

Elimi surmem herhangi bir uretime.
Pc bile acmam geri kalan hayatimda.
  • divit  (17.11.21 00:29:20) 
(bkz: financial independence)
(bkz: ekonomik ozgurluk)
(bkz: ekonomik bagimsizlik)
www.reddit.com

etf, kira geliri, temettu veren sirket hisseleri ve bitcoin ile bolunebilir. ama 5 milyon 5 sene once muthisti, simdi o kadar degil.
  • baldur2  (17.11.21 00:50:49) 
5 milyon ayda en az 100 bin tl getirir. burada herkes ceo olduğu için beğenmiyor. yoksa mis gibi yaşanılır.


  • pascaldiscoda  (17.11.21 02:53:17) 
@pascal
hangi yolla 100 bin getirir?

  • baldur2  (17.11.21 03:07:31) 
@baldur2 birçok değişken yatırım fonu ayda 100 bin ve üstü getirir.


  • pascaldiscoda  (17.11.21 10:15:58) 
en büyük hayalim 5 milyon yapıp işi gücü her şeyi bırakmak:) zengin olma kıstasım 5 milyon benim.

insanlar bu soruyu (her soruyu olduğu gibi) yanlış anlıyorlar. 5 milyonu yastık altına koyup orada eriteceğiz sanıyorlar.

5 milyon az para yetmez o ev alamazsın şu bu diyenlerin 1 cümle bile finans bilgisi yoktur.

bir gün yapacağım o 5 milyonu 40 yaşına gelmeden.
  • yazar yazmaz yazan yazar  (17.11.21 10:22:03) 
hiç riske girmez amerika'da temettü hisseleri var, nike, At&T(bizim turkcell gibi) alır %8 temettü oranı ile aylık bugunun parasıyla 33.000 TL alırdım, dolar arttıkça alacagım temettü de artacagı için faizdeki gibi param erimemiş olurdu.

hisse değer kaybeder falan bakmayın hisse 30 senedir bu fiyatlarda gidip geliyor, temettü hisseleri genelde böyle.

bunu yapar gayet te yatışmodunda takılırdım, ha çalışmadan duramazdım bir tatil beldesinde kafama göre işlerde çalışırdım, barista olurdum, tekne turları düzenleyen adamların yanında çalışırdım, emlakçılık yapardım vb vb.

insanlara dokunabileceğim bir iş yapardım ama daha relax takılırdım.
  • liberal  (17.11.21 10:29:32) 
Çalışmayı seviyorum, o yüzden 5 değil 50 milyonum da olsa mutlaka kışın sabah 7'de yazın sabah 8'de kalkar ve ofisime gelirim. Sadece ofiste oturmak da değil, mutlaka sahaya çıkacak bir uğraş/iş de uydururum.

O 5 milyonu (hedef parayı) çalışarak kazanan kişi çalışmayı bırakmaz/bırakamaz. Çünkü 5 kazandıktan sonra hedef 10 olur, 10 kazandıktan sonra hedef 20 olur mesela.

Çünkü karakteri buna müsait değil, sosyolog değilim ama bunca yıllık tüccar olarak tecrübe ettiklerime göre şöyle anlatmaya çalışayım;

A- 5 milyonu kazanacak karakterde biri asla çalışmadan duramaz
B- 5 milyonum olsa yatarım, çalışmam diyen karakterdeki adam o parayı kazanamaz sanki.

Konumuz şans oyunları, miras filan değil tabi ki, konumuz o hedefteki parayı kazandıktan sonra çalışıp çalışmamak.

Yoksa o parayı kazanıp da çalışmaya devam edecek karakterdeki adamın/kadının çocuğu hiç çalışmadan o parayı çatır çatır yiyebilir.
  • John Bloor  (17.11.21 11:31:18 ~ 14:47:05) 
Calisma ile aram cok super degil ama uzun sure calismayinca da cok saliyorum.

2013 civari yaptigim hesapta su noktaya ulasinca calismayi birakacagim, kemer sikip abartiya kacmadan ve yatirim yapmaya devam edip yalniz basima erken emeklilik yasayacagim diye hedef koydugum yer 2.5 Milyon TL idi. (1 kusur milyon dolar ediyormus o sirada) Bazi sanssizliklar oldu ve o noktaya gelemedim. Simdi yurt disinda ve evli biri olarak baska hesaplarlaa tekrar basliyorum.

Su an 5 milyon TL ile cok iyi kemer sikmaniz ve duzgun yatirim yapmaniz (Mesela parayi TL'de tutmamak) durumunda gecinirsiniz ama en ufak bir sikintida o parayi o kadar hizli yersiniz ki inanamazsiniz.

Ikinci sorunuza gelirsek, zenginlik genelde su gruplara bolunur:

Tepe %1 Milyarderler ve buyuk milyonerler. Bunlarin bir kismi gecmisten gelen zenginligin ustune oturur ve pek bisey yapmaz, kalani servetini legal/illegal kendi kurmustur o zenginlige daha da katmak icin olumune calisir. Bu buyuklukteki serveti bitirebilmek ozel bir beceri/becerisizlik gerektirir.

Tepe %10 Bunlar milyonerdir. Yine bir kismi mirasyedidir, kalanlari da iyi ticaret yapanlar, kurumsal yoneticiler, yuksek beceri ve zeka gerektiren mesleklerde one cikanlar olur. Daha bozuk toplumlarda bol bol rusvetci ihaleci pudra sekerci vs... de vardir bu bolgede.

Kalanlar: Orta ve alt gelir gurubu iste. Bunlarin orani ulkeden ulkeye degisir.
  • cleric  (18.11.21 12:10:15) 
[]

1. derece dışındaki akraba vefat edince bir müddet yas tutuyor musunuz?

dede, hala vs. vefat edince

mesela 1 hafta müzik dinlememek, (zaten belki canınız istemiyordur.) evde kahkaha atmamak, düğüne, geziye vs. bir süre gitmemek... gibi

bunlara dikkat ediyor musunuz? "çevreden ne derler"den ziyade kendine yakıştıramamak hissi oluyor mu? oluyorsa ne kadar sürüyor?

 
ölenle olunmuyor derim heralde


  • all girls dream  (16.11.21 22:36:13) 
Hiç dikkat etmiyorum.


  • roket adam  (16.11.21 22:37:54) 
Yok, zaten içime taş oturmuşken azıcık aklımı dağıtacak bir şey bulabilirsem iyi bile geliyor. Müzik dinlemesem kime ne faydası var? Ha düğüne gitmem, o kadar mutluluk iyice canımı sıkar öyle bir durumda, içimden gelmez gitmek. Ama annemin vefatından 2-3 hafta sonra biletini çok önceden aldığımız müzikale gittim mesela, ha müzikalde de saçma saçma şeylere ağladım (zaten her gün ağlıyordum) ama gittim, iyi de geldi.

Bir de dayımın cenazesinde yeğenleri ve kuzenleri olmak üzere 5-6 kişi çılgın bir gülme krizine girmiştik ama o cidden sinir bozukluğundandı galiba, öyle patladı.
  • kobuzchu kiz  (16.11.21 23:02:01) 
cevrenin ne dedigi zaten umrumda degil, kendine yakistiramamak hissi de olmuyor.

uzuntumun yeri ayri. diger seyler ise, hayat devam ediyor iste.

edit: bu arada, yazdigim seyler birinci derece akrabalarim, ailem icin de gecerli. bir ay once babami kaybettim, her gun agliyorum, ama hayat devam ediyor iste. ne yazik ki.
  • the end of time  (16.11.21 23:04:54 ~ 23:08:41) 
yakınlık seviyeme bağlı, ama yas tutmak değilde üzülmek olarak.


  • selam  (17.11.21 22:12:19) 
[]

büyük göstermek

olduğundan büyük nasıl gösterilir? kıyafet vs.. dışında




 
kiloya ek olarak erkeksen sakal, kadinsan makyaj. sigara, uykusuzuk vb.


  • hot potato  (15.11.21 19:32:13) 
Kadınsan düz saç.


  • westblack  (15.11.21 19:36:16) 
kadınsan, düz saça ek olarak, düz ama küt saç.


  • ilgeru  (15.11.21 19:39:30) 
Düz ve küt saç genç gösterir. Sarı ya da anne kızılı renkli, permalı saç yaşlı gösterir. Dudak kalemi yaşlı gösterir. Koyu renk makyaj yaşlı gösterir.


  • oyokbuyoknevar  (15.11.21 20:20:29) 
Sakal+1.
Genc yasimda millet beni babasina benzetiyordu.

  • j r r tolkien hayrani  (15.11.21 21:32:19) 
Sakal ve nizami olmayan saç tıraşo. Yirmiyedi yaşındayım, keyfine bir üniversite kazandım. 2021 girişlilerle tanıştım. 03lüyüm diyorum yiyorlar. Sakalım çıkmadı :)


  • Deathrow  (16.11.21 13:59:06) 
[]

29 yas erkek 21 yas kadin yas farki cok mu iliski icin

sb




 
Çok değil be Sebastian. Ama 21 yaş çok çocuksu veya tripli tecrübesiz bir birey olabilir.


  • Amory Lorch  (15.11.21 17:14:01) 
Çok değil.


  • pispinti  (15.11.21 17:17:53) 
Karakterlere bağlı. 21 yaşındaki bir kadının karakteri 29 yaşındaki bir erkeğin karakterinden daha olgun olabilir. Ben aşk sektörünün Covid nedeniyle eskisi gibi canlı olmadığını düşünüyorum. O nedenle hoşlanma varsa yaş gibi şeylere takılmak yerine şansınızı deneyin.


  • dissendium  (15.11.21 17:23:32) 
çok.


  • candide  (15.11.21 18:26:23) 
Sikintiya musait yaslar ama kendi basina iliskiyi engelleyecek bir kirmizi bayrak degil.


  • cleric  (15.11.21 18:29:04) 
@candide +1

21 ile 29 arasındaki uçurum 29 -40 tan daha fazla.
  • killerbee  (15.11.21 18:48:36) 
Çok.


  • j r r tolkien hayrani  (15.11.21 18:52:28) 
Olgunluk farkı diyenlere +1

Mesela 25-33 olsaydı o tamam da, 21 bebe gibi gelir pek çok hususta. He amaç çok da ciddi bir ilişki değil de seks odaklıysa, takıl gitsin o vakit.
  • jonas  (15.11.21 19:32:16 ~ 19:35:24) 
Bence tam ideal.


  • noluyo yaa  (15.11.21 19:33:05) 
yaş farkı falan filan hikaye. aynı yaşta olunca noluyor sanki? birbirlerini daha mı iyi anlıyorlar? hepsi yalan dolan.

devam edin.
  • ilgeru  (15.11.21 19:37:14) 
çok. sapıkça bulurum hatta.

hazır yeni çıkmışken ve yaşlar da birebir uyuyorken taytay'den gelsin:
www.youtube.com
  • aguen  (15.11.21 21:44:13) 
[]

İnsanın melankoli ihtiyacı

Bazen insan melankoli hissine çekiliyor, sebebi hakkında yorumlarınızı merak ettim.
Seni üzecek somut bir şey yoktur, şen şakrak değilsindir ama bişeyler eksik gibi gelir. Böyle durumlarda insanın melankolik olası geliyor. Ben o halleri pek sevmediğim için modumu kafamı dağıtacak şeyler yapıyorum ama bıraksam çekileceğim o hisse.

Bir nevi duygu sömürüsü gibi bişey mi acaba, kendimize acıyıp sonra şefkat göstermemiz için mi diye düşünüyorum.

 
Duyurunun psikologları daha doğru yorum yapabilir ama pek çok nedeni olabilir. Bende biraz çökkün bir ruh halini çağrıştırdı. Belki karşılanmayan bir ihtiyacınız vardır ve onunla ilgilidir, örneğin yalnızlık vb.


  • dreamnesiac  (15.11.21 01:22:34) 
@dreamnesiac, aslında kendim için sormuyorum. Sebebi ne olursa olsun, insanın kendini bu melankoli hissine kaptırma meyilinin altında yatan mekanizma nasıl işler onu merak ettim.


  • Bruce  (15.11.21 01:25:38) 
Sanırım bunun için terapi yapıyorlar:) Yani muhtemelen kişiye göre değişiyordur, bu durumun altında yatan etmenleri analiz edip anlayabilmek için.

Bunlar dışında belki fizyolojiye bile bağlı olabilir, beslenme, uyku vb.

Bahsettiklerim melankolik ruh haline girmeyle ilgili oldu sanırım daha çok, ama biraz orada kalmayla da ilintili. Dediğiniz gibi belki bir noktaya kadar yönetilebiliyordur, yönetilemez hale gelince de adına "depresyon" deniyordur:)
  • dreamnesiac  (15.11.21 01:32:21 ~ 01:33:25) 
Buna alternatif bir suru cevap var bence.
Bu melankoli 'huzunlu sarkilar dinleyip yagmurda yuruyeyim' ise belki bazi alanlarda overdose olmustur kisi, cok uyaran olmustur hayatinda o donemde: cok insan, cok aktivite, cok kosturmaca vs ve bedeni ve zihni 'bizim biraz sakinlige ihtiyacimiz var' diyordur. Bu herkese zaman zaman olur herhalde.

Eger daha depresif, kendini iyice izole etme, her seyden el etek cekme, ozsaygiyla ilgili supheler vs gibi disavuruluyorsa, belki cozulmemis bir mesele kendini belli ediyordur. Bazen yillar once olmus bir olay bile eger process edilmediyse yillar sonra kendini gosterebiliyor.

Ayrica bu ruh halinin biraz takip edilmesi gerekebilir. Misal, belirli bir durumda kaldiktan sonra mi oyle hissediyorsunuz, spesifik biriyle vakit gecirince mi, herhangi bir duygu tetiklenince mi vs? Her boyle melankolik hissettiginizde bunun oncesinde ne oldu? diye bir sorgulamak disaridan bir etken var mi anlamak icin iyi olabilir.

Bu dedigim biraz sacma gelebilir ama bence uyku duzeni, beslenme ve maruz kalinan isik orani da bu hissi pekistirebiliyor bazen.

Butun bunlara ek olarak, insanlik hali tabii.
  • sopiro  (15.11.21 08:06:38 ~ 08:06:56) 
Duygu geldiği an bastırmayıp yaşamak lazım. Doğal olan her şey iyidir. Ama hayat bir denge. Fazla neşe kalbi karartıyor, fazla hüzün de zevk vermeye başlıyor. İkisinin de doğalını sonuna kadar yaşamak lazım; sonsuza kadar değil. bu duygulardan çekinmemek, utanmamak sağlıklı olan, bu duygulara şartlanmak, zorlamak sağlıksız, hastalıklı.


  • onemoremile  (15.11.21 08:18:32) 
[]

Hayata reset atmak

Erken 30lar reset atmak (topyekün) için geç midir?

Yapabilirim sanki ama başarılı örneklere ihtiyacım var.

Yani iki sonuç olabilir: ya yalnız ve parasız ölürüm ya da başarırım.

Yoksa bu hayat böyle gitmez.

Risk faktörü 20lerdeki gibi hissettirmiyor işte..

Var mı diyecekleriniz?

 
Çok belirsiz bir soru. Neler yapacaksınız? 30'lar bence günümüzün 20'leri. Okul da okunur, iş de kurulur. Ama bunlar temelsiz olmamalı. Hedef yoksa okul okunmaz. Bilgi sahibi olunmayan bir alanda iş kurulmaz.


  • dissendium  (14.11.21 16:49:33) 
ne için geç? şöyle kabaca hesaplasak geriye 40 aktif, 50 de total yılınız kalmış olsun. demek ki hiç de öyle geç kalmış değilsiniz her ne yapmak istiyorsanız. zaten bu hayat böyle gitmez de diyorsunuz, korkaklık edip reset atmamanızın anlamı da yok. gerçekten isteyip başarılamayacak bi şey olduğuna inanmıyorum ben. siz de yeterince istiyorsanız ama öyle ama böyle muhakkak başarılı olursunuz. just do it i say.


  • erenderk  (14.11.21 17:20:10) 
Valla cok yuzeysel soru olmus cidden. Biseyleri degistirmek icin karar alip onu uygulamaya calismak yastan bagimsiz olarak normal olani ancak 'topyekun reset' iceriginin ne oldugunu bilmeden biseyler soylemek de zor. Ne bileyim atiyorum 30 dan sonra gidip de futbol kariyeri insa edemezsin.


  • j r r tolkien hayrani  (14.11.21 17:37:27) 
topyekün derken : ilişki, iş , çevre, şehir/ülke.

ilişki : mevcut olan bitirilecek.

iş : değiştirilecek. bunun için gerekli yatırım, çalışma yapılacak.

çevre : istenmeyen herkes ile iletişim kesilecek yeni insanlara yer açılacak.

şehir/ülke : iş ile bağlantılı olarak gerekli taşınma işlemleri yapılacak mümkünse ülke de değiştirilecek.
  • Kutup Ayısı  (14.11.21 17:49:24 ~ 18:01:07) 
Hiç anlamadığın bir işe girişeceksen batarsın zaten ama yok anladığın bir işse başarırsın.


  • komando kani var bende  (14.11.21 17:54:57) 
Cok klise olacak ama %100 su cevabi.

“Twenty years from now you will be more disappointed by the things you didn't do than by the ones you did. So throw off the bowlines. Sail away from the safe harbor. Catch the trade winds in your sails. Explore. Dream. Discover.”

Mark Twain
  • christopher nolan  (14.11.21 18:00:32) 
Ünlü düşünür (hehe) bill burr'den gelsin;
youtu.be

  • logisticsmanager  (14.11.21 18:34:51) 
[]

Görüşme günü öncesi engellenmek.

İlk olarak dating app'ten eşleşip 1 haftadır çok keyifli, etkileşimli ve yoğun bir iletişim yürüttüğümüz ve yarın için görüşme planladığımız hanımefendi, bu sabah kalktığımda gördüm ki whatsapp ve instagram'dan beni engellemiş.

Kendimi o kadar aptal ve üzgün hissediyorum ki anlatamam. Duyduğum heyecana ve en önemlisi de iletişimde harcadığım zamana yanıyorum. Sanırım ruhsal sıkıntıları olan birine denk geldim çünkü hiçbir tartışma veya kötü bir şey geçmeden böyle bir şey yapması, akıl ve mantığa sığmıyor.

Ben ilk kez böyle bir şey yaşadım. Başına gelen var mı? Moral verici bir şeyler duymaya aşırı ihtiyacım var şu an gerçekten, düzgün olan psikolojimi bozdu kadın.

 
kendini olduğundan farklı göstermiştir, anlatmıştır. bu yüzden cesaret edememiştir belki.


  • xrated  (13.11.21 15:51:15 ~ 15:59:55) 
muhtemelen catfishing veya xrated'in dediği gibi olduğundan farklı birisidir. diğer ihtimal de dating applerinin acı ve gerçek yanı daha iyi birisini bulmuş olabilir, takılma fazla devam et sağa atmaya


  • nahtoderfahrung  (13.11.21 16:08:56) 
Onlar bulusmak icin takilmiyor, 1 haftadir seninle sosyal butun etkilesimini surdurdu zehrini akitti simdi baska biriyle devam edecek. Sonra onu da engelleyecek.

Erkek olarak bunu anlaman zor, cok var bu kadinlardan.
Gunluk konusma kotasini bitirmek icin bos erkek kovaliyor, gercek hayatta bitirince de app'lere kadar giriyor.
  • divit  (13.11.21 16:12:53) 
bence sevgilisi var.


  • deartheodosia  (13.11.21 16:15:34) 
2-3 kere başıma geldi. alışırsın.
bi keresinde iyi geceler yazmıştım ertesi sabah engelledi durduk yere.
bi keresinde eve gittin mi yazmıştı, cevap veremeden engelledi.
bi keresinde de daha hiç buluşmadan, artık buluşmak istemiyorum dedi.
bi keresinde aldatıldığı eski sevgiliyle barıştığı için engellemişti.

kızları anlamak zor. daha başında yaşadığın için iyi en azından. ilerde de yapabilirdi bunu. başka birini bulmuştur ya da pişman olmuştur. buluşmak istememiştir artık. sıradakine geç.
  • jelly bear  (13.11.21 17:29:29) 
seni stalklayıp evli olduğunu öğrenmiştir xd değilse catfishing olabilir, belki erkektir.


  • snape i başından beri tanırım  (13.11.21 18:42:37) 
@snape i başından beri tanırım yok, evli değilim :) o da erkek değil, kişisel instagram hesabı var, defalarca telefonda konuştuk.


  • jonas  (13.11.21 18:50:48) 
Divit +1
niyeti baştan beri seninle buluşmak değildi. niyeti ilgini sömürmekti. çok var bunlardan. bunu yapmaktan keyif alıyorlar.

  • dafuq  (14.11.21 00:19:35) 
bence en mantıklı seçenek hali hazırda arasının limoni olduğu bir sevgilisi falan olması. diğer eleman farkeder de sıkıntı çıkarır diye hemen her ortamdan engellemiş olabilir.


  • bobinhoo  (15.11.21 11:27:21) 
türk kızı işte ne beklersin


  • nothing in my way  (15.11.21 11:46:33) 
[]

En son ne için ağladınız?

sb.




 
Sevgilim ölürse naparım diye düşünüp ağlamıştım. 31 yaşındayım. Bunun anne versiyonlarını da yapıyorum arada.


  • kismisolungac  (13.11.21 12:47:33) 
Sevdigim birine parkinson teshisi konuldugunu ogrendigimde.


  • feliss  (13.11.21 13:40:51) 
Benim için çok değerli olan, beni de canı gibi seven babaannem ölünce.


  • jonas  (13.11.21 13:45:10) 
Ekşide gördüğüm bir yazıya ağlamıştım


  • birmilyonunvarmi  (13.11.21 15:19:13) 
İş yerim yüzünden bu ara günde beş vakit ağlıyorum.


  • Hallegadola  (13.11.21 21:10:03) 
az önce olan her şeye ve keyifsizliğime ağladım. mutlu uyuyup uyanmayı cok özledim.


  • nadirendeolsa  (14.11.21 01:17:58) 
Mart ayında. Validenin vefatını müteakiben....


  • d max  (15.11.21 15:09:13) 
[]

İnsanlara borç veriyor musunuz?

En son borç verdiğim kişi en geç 1 ay sonra oderim diyip, ödemesi gereken zamanda whatsapi kapatmış herhalde aramam diye düşündü :) sanırım bu kaçıştan sonra tövbe edeceğim. Siz ne yapıyorsunuz bu durumlarda?




 
Önce imkan varsa borç isteyen kişiyi tanıyanlara sorarım.

Ama bir kaç kişi borcunu ödemedi diye tümüyle de vazgeçmem borç vermekten.
Veren kişi açısından ödenmediği zaman çok can yakmayacak derecede olmalı bu borç.
  • Erva  (11.11.21 07:42:05) 
Yakınlarıma güvenilir iseler veririm. Yani parayı saçma sapan yerlere harcamadıklarını bildiğim, belki daha önce borç verdiğim ve geri aldığım, gerçekten ihtiyaçları olduğunu bildiğim aile üyeleri ve yakın arkadaşlarıma elimde var ise seve seve borç veririm. Ama mesela harcamalarından ve gerçekten ihtiyacı olup olmadığına emin olamadıklarıma, hele hele yüksek meblalar vermem.


  • gmzo  (11.11.21 08:17:35) 
Hibe etmeyecegim kisiye borc vermem. Gerci cok nadir, genel olarak kimse borc istemiyor etrafimda.


  • hot potato  (11.11.21 08:33:45) 
Sadece en yakınlarım borç isterse veriyorum. Bir kere borcunu ödemeyene bir daha borç vermem tabii. Şimdiye kadar geri vermeyen olmadı çok şükür.


  • alaimisema  (11.11.21 08:44:26 ~ 08:45:21) 
kenarda naktim varsa ufak miktarlarda duzenli geliri olan ve gercekten odeyecegini bildigim insanlara veriyorum sadece onlar da max 2-3 kisi zaten onun disinda asla vermem.


  • bay b  (11.11.21 08:49:41) 
o konu ile ilgili bir kere canım yandı. hani derler ya "bir musibet bin nasihattan iyidir" diye. ne alıyorum, ne veriyorum. isteyenlere de prensip olarak kimseye vermiyorum, kardeşime bile diyorum. yine de siz borç verecekseniz canınızın yanmayacağı gibi ve o para dönmeyecek gibi hesabınızı yapın.


  • delidir yakalayin  (11.11.21 08:57:01) 
maalsef borçluı olan insna çok var bana . 3 kişi. ve almam zorlaşıyor her geçen gün.


  • ShadowOfMoon  (11.11.21 09:23:53) 
Benden borç almak durumuna düşen biri oldukça yıkıktır, sırf bu yüzden vermem.


  • Bruce  (11.11.21 09:27:15) 
yakınlarım dışında borç vermem. gerçi yakınlarıma da borç vermem. dışardan borç gibi görünerek verdiğim parayı gözden çıkarmışımdır, geri gelmesini beklemem, verdiğim an unuturum.


  • erenderk  (11.11.21 09:36:36) 
istendiğinde genellikle veririm. vermediklerim de oluyor ama.

adamına göre bazen geri de isterim bazen istemem.

istemediklerimden kimisinin geri ödememesini sorun etmiyorum, kimisi ile de iletişimimi kesiyorum.

bi kaç sene evvel borcunu geçiştiren, hatırlamazdan gelen, iletişimden kaçan arkadaş için ortak arkadaşımızın bol olduğu bi sosyal medya platformunda isim vermeden durumu açıkladım. "x tarihinde x meblağında geri ödeme taahhütüyle benden borç alan arkadaşım. şu tarihte aradım, şunları şunları yaptım. beni görmezden geldin. 2 gün içinde konuyla ilgili bana ulaşmazsan buradan ismini afişe edeceğim" gibi bir yöntem denemiştim. aradı, 1 hafta süre istedi, 1 hafta içinde de geri ödedi.
  • barankovan  (11.11.21 10:18:53) 
borç vermem


  • dafuq  (11.11.21 10:25:00) 
hayır.

sanırım 2 sene önce benzer bir soruya duyuruda "hayatta sadece 2 kişiye borç veririm." demiştim. 2 kişiden biri de kazık attı. kimseye borç yok. sadece ana baba kardeş...
  • ya ben lan neyse  (11.11.21 10:49:24) 
hayır vermiyorum. isteyen olursa kibarca reddediyorum. bizde niyeyse verilen borcu istemek ayıp görülüyor, borç alan da para istenince tripten tribe girip nalet olsun sana moduna geçiyor. bu durum çok canımı sıktığı için kendimi o duruma düşürmek istemiyorum. anneme veya kardeşlerime verdiklerimi de borç saymıyorum.


  • ozgur bir kusun hatirati  (11.11.21 11:14:29) 
Hayır. Geçmişte kazık yedim. O gün bugündür vermem. Belki benden borç isteyecek adam çok iyi bir insandır, borcuna sadıktır ama insanlara güvenimi kaybettim.


  • komando kani var bende  (11.11.21 11:24:01) 
anama kardeşime lazım olduğunda verdiklerimi saymıyorum, onlar hibe görür geri zaten isteyemem. bunların dışında 1-2 kişi haricinde kimseye asla borç vermem, verilen borcu geri istemek zorunda kalmak her iki taraf için de çok alçaltıcı bir şey çünkü bence. herkes borç aldığı parayı mümkün olan en kısa zamanda geri vermeyi önceliklendirmeli diye düşünürüm.


  • evde liyakat kalmamis  (11.11.21 11:30:25) 
veriyorum.
ben sormadan geri veriyorlar, sorun yaşamıyorum.

  • blatta hiberna  (11.11.21 12:02:22) 
aile hariç birkaç çok ama çok samimi olduğum insan dışında vermiyorum. istenildiğinde kredim var, borcum var, kenarda param yok diyip geçiştiriyorum.


  • ilgeru  (11.11.21 18:11:51) 
Valla dusundum de uzun zamandir borc da almamisim borc da vermemisim. Daha onceden de sadece yakin arkadaslara falan borc vermistim, pek olumsuz tecrubem de olmadi.


  • j r r tolkien hayrani  (11.11.21 20:14:39) 
çok verdim ve büyük oranda sıkıntısız geri aldım ama şerefsizin biri var ki 3 yılımı zehir etti haysiyetsiz herif. bu soru bahanesiyle kendisine tekrar nefretlerimi iletiyorum. hesap günü görüşmek üzere !

vereceğiniz kişiyi iyi seçmek lazım maalesef :/
  • kuul  (13.11.21 13:05:41) 
[]

20 gün iznim var

20 gun iznim var ama kafada yapacak hiç bir planım yok.
ne tavsiye edersiniz?



 
Belirlediğiniz birkaç şehri gezebilirsiniz.


  • dissendium  (10.11.21 23:46:30) 
1. yurtdışı;
vizeyle uğraşmayacak çerezlik bir şey olarak belgrad veya lviv

2. yurtiçi;
bütçe durumuma bağlı olarak orta veya orta-alt segment birkaç otel ayarlayıp sevdiğim şeyler doğrultusunda birkaç şehri gezerdim. örneğin yemek için antep, adana vb gibi.
  • lappuntamento  (11.11.21 00:28:45) 
[]

eskiyle kıyaslamak

eski ve yeni sevgilinizi kıyaslar mısınız? cinsel hayatınızı veya fiziksel özellikleri kastetmiyorum. Bu iki insan arasında onunla şöyle eğlenirdim, onunla şöyle rahattım yahut tam tersi onunla bu konuda hep tartışırdım gibi geçmişe yönelik düşünerek mevcut ilişkiyi sorguluyor musunuz? Mevcut olanı nasıl etkiliyor?

Cevabınız evetse bunu yaptığınız için kendinizi kötü hissettiniz mi?


 
[]

Samanik rituellere katilmak

Merhaba
Uzun zamandir sormak istiyorum da,
arkadasimin samanik inanclara sahip komsusu rituel gibi bir sey yapti gecen aylarda. Davullu muzik, los ortam ve meditasyon var. Uyusturucu, alkol vb.kesinlikle yok. Rituelin sonunda biseyler olmasi hayvan falan gormemiz gerekiyomus onceki hayatimizla ilgili ama ben ve arkadasim oyle bisey gormedik. 2 kisi daha vardi iyi insanlar onlar gormus. Komsusu da melek gibi bir insan aslinda. Sizce gercekten goruyorlar mi yoksa gorduklerini mi zannediyorlar? Biz neden goremedik?


 
süreci biraz daha detaylandırır mısın ? mesela başlamadan önce hayvanların şamanizmde yeri gibi ön bilgi konuşma anlatı hikaye yani bağlantılı bir şey yapılıyor mu ? yoksa bilgi vermeden sadece sonunda mı insanlar gördüklerini paylaşıyor

yani oluru yok da yine de merak ettim :)
  • freebird5406_2  (10.11.21 13:05:48) 
Ben o ritüelden 2-3 kez yaptım, evet gördüm. Katıldıklarım rahim şifalandırma üzerineydi (kadın hastalıkları konusunda bedeni rahatlatma amaçlı) ve o ritüellerden çok fayda da gördüm. Olması da olmaması da şart değil, o an neyse odur.


  • muhayyer divan  (10.11.21 13:18:48) 
Valla çok fazla zırvalayan var malesef. Playing star again +1


  • lcha  (10.11.21 13:31:58) 
şimdi mescide gidip zikir yapanların arasına girseniz onlar gibi kendinizden geçebilir misiniz? hayır. bu da aynı hesap. kimi hemen adapte olurken kimi zamanla ulaşır. belki birkaç sefer daha denedikten sonra görebilirsiniz.


  • rose parks  (10.11.21 15:04:07) 
buna inanmak istedikleri, görmek istedikleri için görüyorlar. siz gerçekten böyle spritüel konulara inanıyor musunuz yoksa bir deneyelimcilerden misiniz? spritüel konuların hemen hepsi reel hayattan kaçış üzerine kurulu dikkat ederseniz. görenlerin zaten gerçek hayattan kaçma niyetleri vardır muhtemelen.


  • Phoebe  (10.11.21 16:59:36) 
ben de katılmıştım böyle bir şeye ve erk hayvanlarımı gördüm. bana verdikleri mesajlar gayet manidardı. hayvan da zaten bir sembol. şamanik yolculuğun bir amacı zaten günlük yaşam hakkında rehberlik almak. içsel rehberlik. yalnız bunlar bir günde anlaşılabilecek şeyler değil. deneyimledikçe oturuyor sanıyorum ki.

bu arada yarı trans halindeyken bilen bilir zihin durur, rüya görüyormuşsunuzcasına kareler akar gözünüzün önünden. insanlar bir taraflarından uydurmuyor yani deneyimlerini eğer yalan söylemiyorlarsa.
  • durme  (10.11.21 20:18:49) 
nerede yapılıyor hocam bu olay? merakım var katılayım.


  • tantunisultansuleyman  (12.11.21 11:40:47) 
[]

Uzun süredir aranmayan arkadaşlarla alakalı

Bana ait nedenlerle (evlilik, hastalıklar vs) hiçbirini arayamadım. Tekrar aramaya, görüşmeye başlamak istiyorum. Nasıl yaklaşmalı?

Soğukluğu eritene kadar belirli aralıklarla aranmalı mı? Karşı taraf ilgisizse nasıl yaklaşmalı?



Ek olarak yakın arkadaşlarınızdan, akrabalarınızdan beklediğiniz aranma sıklığı nedir?

 
Abi bi kere ara işte laf arasında neden arayamadığını anlat sonradan dönen olursa döner dönmezlerse zaten hiç senin olmamışlar demektir tacizci gibi arayıp durma.


  • Zaman Tamircisi  (10.11.21 11:52:58) 
ben doğrudan arıyorum ve nedenlerimi anlatıp ciddi ve samimi bir şekilde özür diliyorum, bunun bir alışkanlığa dönüşmeyeceğini ifade ediyorum. şu ana kadar hiç sorun olmadı. soğukluk bir süre devam etse de kırılıyor zamanla. ha soğukluk kırılmıyorsa, konuyu sündürüyorsa zaten birbirimizin halinden anlayamıyormuşuz, bu arkadaşlık öyle veya böyle bitecekmiş demek ki der geçerim.


  • Phoebe  (10.11.21 17:02:58) 
"benim x, y, z işlerinden uzun süredir görüşemedik/seni arayamadım. bir ara buluşup kahve içelim/yemek yiyelim. hem görüşmüş oluruz hem de konuşuruz/dertleşiriz. yemek/kahve/tatlılar benden!"


  • ganbatte  (10.11.21 17:18:53) 
en güzeli önce ara ve özür dile sebeplerini anlat, özlediğini söyle, sonrasındaki aramanda da buluşma ayarlarsın.

senin sorunların olmus olabilir, kendini açıklarsın, karşı tarafın işine gelmezse buluşmaya gelmeme hakkı var. o zaman saygı duyar bir daha aramazsın. kendilerinden teklif gelirse seve seve gidersin. ikinci teklif taciz bence de
  • hopp  (12.11.21 22:46:52 ~ 22:48:36) 
[]

ebeveyn olmaktan mutlu olan ebeveyn gördünüz mü hiç?

lafta değil, gerçekten mutlu olmaktan bahsediyorum. eylemlerinde ve sözlerinde o mutluluğu hissettirenlerden.

ben hiç görmedim. varsa yoksa dert şikayet duyuyorum çevremdeki (ve bazen buradaki) ebeveynlerden. böyle deyince de "ama yok cidden çocuk başka bi şey. tabii ki çok seviyoruz." vs diyorlar. illa ki seviyorlardır da (ki zaten sanki başka şansları mı var? mecburen sevecek, sevmese ya da sevmiyorum dese ne değişecek ki, tabii ki "seviyorum, özünde süper bi şey" falan diyecek), iş sosyal hayata ve diyaloglarına yansımalara gelince ağızlarından bi tane olumlu laf duymuyorum çocuklarına ilişkin. çocuklardan kaynaklı yapmak zorunda oldukları işlerden bıkkın bi havayla bahsediyorlar hep. sanki gizli gizli "çocuğunuz olduğunu veya bu kararınızı hatırlamayacaksınız, çocuğunuz da acı çekmeyecek, çocuğunuz olmadan önceki hayatınıza geri dönmek ister misiniz?" bu soruyu sorsak hepsi evet dermiş gibi geliyor. evet demeseler bile bi düşünürler kesin.

acaba ebeveynlik çok kötü bi şey mi?

 
Çok kötü bir şey değil ama çok zor bir şey.
(5.5 senelik anneyim)
İlk 3 sene sorsan çocuktan önceki hayatıma geri dönmek isterdim ama şu anda o kadar çok istemiyorum. Büyüdükçe olay zevkli olmaya başladı ama hala çok zor
  • sta  (09.11.21 22:03:02 ~ 22:06:04) 
Annem. Annelerde değil de babalarda hep bir şikayet, nazlanma oluyor bence. Herkes baba olmasın.


  • Josephine.  (09.11.21 22:03:10) 
Valla boyle surekli olarak mutlu ya da mutsuz olacaklar diye bir olay yok ki. Mutlulugu da yasamislardir, mutsuzlugu da. Mesela ben universiteye ilk yerlestigimde deli gibi sevinmistim cunku benim icin bir hedefti. Ama universite acildiginda ve sabahin korunde kalkmak zorunda kaldigimda surekli sovdum. Derslere calisirken mutsuz oldum ancak sabahlara kadar batak attigimda mutluydum. Ayni sekilde sinavlardan dusuk not aldigimda mutsuz oldum ancak iyi not aldigimda mutlu oldum.

Yani demem o ki ebeveynlik de bunun gibi bisey. Oyle dogrusal ve sabit bir cizgide ilerlemez olay. Mutlu olduklari zaman da olur mutsuz olduklari zaman da cunku zorlugu da var bisekilde sana getirecegi faydasi da var. Misal benimkiler su an mutlu ancak benim kucuklugumde yani surekli benle ugrasmak zorunda olduklari zaman diliminde bu kadar mutlu olduklarini da sanmiyorum. Bu da oldukca normal.
  • j r r tolkien hayrani  (09.11.21 22:13:50 ~ 22:14:51) 
www.youtube.com


gördüm, üç dünya güzeli evlatları var. sanki "profesyonel" ebeveynler :) öyle mutlular yani ebeveyn olmaktan, insan yetiştirmekten. tüma aile hep musmutlu var olsunlar.

sorunuzun cevabı çok kültürel bişe bence. insanlar ayıp olmasın diye yani mecbur hissettiklerinden evleniyor veya meslek seçiyor veya çocuk yapıyor buralarda.

bir de dizi tavsiyesi: workin' moms
  • rewlack  (09.11.21 22:20:29) 
Genç yaşta anne olan birilerinden çocuklarıyla birlikte olgunlaştıklarını ve iyi ki dediklerini duyuyorum sık sık. Tabii ki geceleri uykusuz kalmak, her yerin bebek boku ve kusmuğu olması, büyürken masrafların artıp o bok kokusuna bile hasret bırakması, ergenliğiydi falan derken ebeveyn şikayet edebilir. Ama anne baba birbirini seviyosa o zaman çocukla da mutluluk artıyodur gibi. Böyle sevgi pıtırcığı bi çift var tanıdığım, çocuğa baya “aşkımızın meyvesi” bakışı atıp birbirlerine sırıtıyolar.

Kısacası babayı bilmem de anne için sevgi fiks, şikayetler filan da öyle muhabbet konusu gibi.
  • kulaktan dolma biber  (09.11.21 22:33:29) 
Kendi ailem ve akrabalarım çok mutlu. Çocukları olarak öyle müthiş insanlar değiliz belki ama hep karşılıklı sevgi ve saygı içinde büyüdük, böyle gidiyoruz.


  • hadi ya la  (09.11.21 23:06:04) 
Kötü değil kesinlikle ama zor. Ve zor olanı daha da zorlaştıran bir kültürümüz var. İsteyerek çocuk sahibi oldum ama çocuk doğurmak için yaşamadım ve evlenmedim. Yani kişi istemiyorsa çocuksuz da olur. Çocuk olunca hayatın ona ait oluyor, onun müsade ettiği ölçüde diğer rollerini oynayabiliyorsun hayatta. Yani benim için böyle, çocuğuna güvenilir bir bakımveren bulup diğer rollerini de eksiksiz yerine getiren vardır mutlaka. Bir ebeveyne çocuğu belli yaşa gelene kadar ne yapıyorsun diye sorsalar alacakları cevap hep çocuk etrafında döner. Tabii ki yakınma da işin içine giriyor, çünkü çocuk büyütürken zorlanmayan yok.

Ama tüm bunların yanında saksıdaki çiçeğe su verip açtığını görmek bile mutlulukken bir canlının büyümesini, kendine ait bir kişiliğe sahip olmasını, öğrenmesini, konuşmasını, dünyaya karşı çektiği yabancılığı ve alışmasını görmek bir mucize gibi. Bazen eski hayatımı çok özlüyorum, hatta depresyonda olduğum için normal anne babalardan daha çok özlüyor bile olabilirim ama çocuksuz zamanlarıma dönmeyi istemem. Anne olmak elzem değil, ama imkan ve sorumluluk bilinci varsa yaşanmasını tavsiye edebileceğim bir hayat deneyimi.
  • curukturpkokusu  (10.11.21 00:02:36) 
uyku düzenleri olsa çok zor değil. onlarla iletişim kurmak onları eğitmek öğretmek çok zevkli. ama geceleri uyanmasınlar ne olur :)


  • xrated  (10.11.21 00:54:11) 
ben mutluyum. çok isteyerek anne oldum. büyüdükçe daha bir çok seviyorum. ama tek başıma bakıyorum ve çok zorlanıyorum. gece 7-8 kez uyanıyor (1.5 yaşında), tüm gün aşırı enerjik ve devamlı ilgi gerektiriyor ve kendime ait 5 dk bile bulamayabiliyorum gün içinde. büyüdükçe kolaylaşacak diye umut ediyorum.


  • deartheodosia  (10.11.21 01:00:06) 
Ben asıl ana baba olup bundan mutsuz olduğunu kendine itiraf eden görmedim. Konya'nın bir köyünde yaşayan homoseksüel olan bir amcanın asla bunu kabul etmemesi gibi bişey bu, sadece kendi başına kaldığında zaman zaman aklına gelen ama bununla yüzleşmeyip "yok yaa olur mu öyle şey heteroyum tabii ki, yok ya olur mu öyle şey mutluyum evladım olduğu için tabii ki" demesi gibi bişey. Artık çocuk var ve mutsuz olmak bişeyi değiştirmiyor, haliyle mutlu kısımlara odaklanmak zorundasın. Çünkü çok büyük "günah/kabahat" ikisi de.


  • Bruce  (10.11.21 01:56:58) 
ebeveynlik insanı geliştiren birşey. ben de anneliğimin ilk 2,5-3 yılında şikayet ediyordum herşeyden. şuursuzmuşum. attachment parenting ekolünden kitaplar okumaya başladıktan sonra çocuklarıma saygı duymaya başladım. zaten hep seviyordum ama bir tık boyut atladık, artık onlarla iletişim kurmak keyifli hale geldi. ne düşündüklerini öğrenmek için her fırsatı değerlendirmeye çalışıyorum, çocukları geçiştirmiyorum. bazen çileden çıktığım oluyor ama onlara büyük tepkiler vermemeye çalışıyorum. çünkü ben daha relax olunca sorunlar daha kolay çözülüyor, tekrar mutlu moda daha kolay geçiliyor. bunları zamanla kendim öğrendim, çünkü büyüdüğüm aile hiç böyle değildi.

şikayet bizim toplumda bir kültür haline gelmiş, insanlar birbirinden görüp muhabbete dahil olabilmek için şikayet ediyorlar bence. sorunlarıyla gerçekten baş edemedikleri için değil. okul kapısında beklerken ailelerin çocukları hakkında şikayetlerini dinlerken üzülüyorum gerçekten, ya bu çocukların hiç mi iyi özellikleri yok diyesim geliyor, ki bazı eleştirileri çocuklar da duyuyor. o ortamda susuyorum, aksi birşey söyleyip ukala veya aşırı kitabi (yapay) ebeveynlik yapan biri gibi anlaşılmamak için.. okul kapısıdaki muhabbete en basit örnek şu olabilir, diyelim ki çocuk o gün iyi birşey yapmış, öğretmen iltifat ediyor ve takdirini veliye söylüyor. velinin cevabı aman yok evde hiç öyle değildir bla bla şeklinde.. hiçbirşey yapamıyorsan teşekkür et geç yani.. neyse. ebeveynliğin öğrenilmesi gerektiğinin kendim biraz gecikmeyle farkına vardım, çabalıyorum, umarım herkes de farkına varır. insan hayatı çok kıymetli çünkü.
  • evanka  (10.11.21 01:59:03 ~ 02:46:25) 
www.instagram.com

faydalı bilgi
  • bir soru sorcam  (10.11.21 09:56:00) 
@evanka +1, şikayet kültür haline gelmiş. bunun yanı sıra, bunu bir markanın ekşi başlığına girip sadece olumsuz yorumsuz okumaya da benzetiyorum. insanlar olumsuzluklar üzerinden bağ kurup sosyalleşmeye meyilli. bir de hazır olmadan ezbere çocuk yapanlar var, kaynım ve eltim bebekleri olduğunda sürekli "ay gezin gezin, çocuk olduğunda hiçbir yere gidilmiyor" şeklinde konuşup, şikayet ediyorlardı. gezmeyi seven insanlar ama daha yaşadıkları yerin 3 saatlik araba mesafesinden çıkmadan çocuk yaptılar. bana bu şekilde sürekli şikayet edilmesi çok itici geliyor. iş yerindekilerin de kendilerine acındırıp işten kaytarmak için özellikle şikayet ettiklerini düşünüyorum :)

bunu çocuk bekleyen insanlara da çok yapıyorlar bu arada. "bol bol uyu birkaç ay sonra uyuyamayacaksın" gibi bir sürü laf. yani bunları düşünüp göze almadan çocuk yapmaya karar vermiyordur herhalde kimse? olgun insanların bu davranışın tam aksini gösteriyorlar mesela, olumlu deneyimlerinden bahsediyorlar hamilelik haberini aldıklarında.
  • gmzo  (10.11.21 10:46:17) 
tam olarak Bruce +1

çevremde aşırı isteyerek falan çocuk yapan tanıdığım tek bir kişi var, o da mutlu.
gerçi mutluluk da göreceli, çocuktan başka bir hayatı yok.
ama onun dışında herkes "evliyiz, işte çocuk yapmak lazım" falan kafasıyla çocuk yaptığı, hatta "evlenme yaşı geldi" falan diye evlenmiş olmak için evlendiği için hepsi mutsuzluktan dökülüyor.
işin kötüsü, bu "hâli" evli olmanın normu olarak görüyorlar.

çoğunun hayat düzeni, ekonomik durumu falan da bozuldu, pek kaldıramadılar çocuğu.
mutlu olmamalarının getirdiği vicdan azabını da çocuğa sınır koymayarak, anlamsızca üstüne düşerek falan kapatmaya çalışıyorlar.

ebeveynlik kötü değil, sadece herkes ebeveyn olmaya hazır olmayabiliyor.
hayatın akışında öylesine değil, "istiyorum bunu artık" diye yapılacak bir şey.
en azından bu devirde artık öyle oldu.
  • blatta hiberna  (10.11.21 10:57:58 ~ 10:59:21) 
gizli gizli degil, zamani geri dondurmek mumkun olsa evet son 6 seneyi geri alalim derim. hep diyorum. hatta sasirdim burada gorunce.

bu cocuguma en iyi anne olma cabami degistirmiyor. icimde bir canavar yok.
  • 2oda1salon  (10.11.21 23:07:06) 
çok gördüm.
annelliğin ne olduğunu bilsem anne olmak istemezdim diyeni de gördüm.
ama zamanı geri almak isterdim diyen az, yine de herşeye değer diyenin oranı daha çok.
hepsinin deneyimine sonsuz saygım var.
  • hopp  (12.11.21 22:53:24 ~ 22:54:12) 
1 ... •293031323334353637• ... 166   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.