[]

Toplanın, Hediye önerisi ihtiyacım var :)

Selamlar,

Üniversiteyi İstanbul'da okumuş İstanbul'u kısmen seven ve şu an İstanbul dışında yaşan 30 yaşında Mimar bir Kadına ne hediye alınır ?

Tabi ki daha fazla detay,ilgi alanı vs vermek isterdim ancak ben de çok detay bilmiyorum. Daha önce frackistanbul puzzle'ı hediye etmiştim çok çok beğenmişti.

Şimdi iş için onun olduğu şehre gidiyorum bir hediye daha götürmek istiyorum.

 
Böyle çalışma masasına koymalık istanbul temalı maket tarzı bir şey güzel olabilir.


  • rose parks  (12.04.22 22:02:08) 
Bence istanbul temalı bir hediye yeterli olur. Aynı temada 2. Hediye biraz fazla kaçabilir çok ilginç olmadıkça.


  • zimbirik  (12.04.22 23:56:42) 
zimbirik +1

kişiyle olan ilişkinize göre bir hediye seçebilirsiniz. mesela benim klasik hediyem mum ve mumun yanına konabilecek konsept ıvır zıvırlardır (tütsü mesela), hangi arkadaşıma hediye etsem sevdi, herkesin hoşuna giden genel bir şey. bu tarz bir hediye olabilir bence.
  • Mossy  (13.04.22 01:03:52) 
[]

Ailenin gey arkadaş tepkisi

Gey bir arkadaşım var ailemin de tanıdığı. Bir tane yazlığımız var bayram tatilinde arkadaşımı çağırdım, babama siz gitmeyecekseniz biz gidelim dedim. Babam tamam dedi.
Sabah aradı beni işte annem o arkadaşımı sevmiyormuş, komşular görürmüş. Ee ne var yani diyorum hoş karşılamazlarmış. Tamamen orda arkadaşının gey olduğu belli diye demeye getiriyor.
Ben de sinirlendim bi daha o eve adımımı atmayacağım sizi de asla bir arkadaşımla tanıştırmayacağım bi daha falan dedim.
Kardeşim de diyor ki sen onlara neden söz hakkı tanıyorsun biz şu tarihte gideceğiz haberiniz olsun de geç dedi ama ben ailemin bu tarz yaklaşımını sindiremiyorum. Güya modern türk ailesi.
Siz olsanız ne yapardınız? Aşırı sinirlendim.

 
Sen ailenin homofobik bi aile olup olmadığını bilirsin, bilip de böyle yapıyorsan hata senin ev onların evi, kendi evin olmadığı için yapabileceğin bir şey yok en başta bu işe girmen hata. Ha bilmiyorsan öğrenmiş oldun, bir daha yapmazsın.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (12.04.22 17:53:34 ~ 17:56:25) 
@kaleci: iş alanım zaten gey dominasyonunda ve çoğunu tanıyorlar hatta kendileri çağırıyor. Tek sıkıntı bu kişinin gey olduğu 50 metre öteden anlaşılıyor ve saklama gereği duymuyor. Buna yüzden olmasına gıcık oluyorum. Gey olduğu belli olmasa sorun yok yani.


  • Mirabel  (12.04.22 17:58:25) 
Hiçbir şey yapmazdım, arkadaşıma yazlık o tarihlerde müsait değilmiş diyerek bir bahane sunardım. O yazlık benim yazlığım değil sonuçta. Keyfime göre insanları istediğim zaman orada ağırlamam doğru olmaz izin almadan. Anneniz görüşme bir daha dememiş, kendi evinde misafir istememiş. İnsanların dedikodusuyla uğraşmak istememesi de çok normal.


  • GoodMorningTeacher  (12.04.22 17:58:45) 
Hocam işte dediğim gibi ev ailenin evi yapacak bir şey yok, yani ben ailen haklı haksız demiyorum yanlış anlama, o ev anne-babana ait olduğu için yapacak bir şey yok diyorum sadece. Arkadaşına uygun bi dille bi bahane uydur geç, ben olsam ben de böyle yapardım çünkü başka ne yapacaksın zaten.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (12.04.22 18:04:40) 
Peki bu davranışlarından dolayı bir daha oraya gitmeme kararı alır mıydınız?


  • Mirabel  (12.04.22 18:16:02) 
Benzer bi durumda gitmistim yazliga gay arkadasimla.
Babam kredi kartimi iptal etmisti. Sonra bi daha da cikarmadi ama yine olsa yine yaprim. (10 sene oncesinden filan bahsediyorum bu arada)

  • kuehles blondes  (12.04.22 18:16:34) 
Hocam benim o noktada tadım kaçardı muhtemelen o nedenle gitmezdim; hayatımın o noktasından sonra da ailemin sahibi olduğu şeyler özelinde böyle durumlar yaşayacak isteklerde bulunmazdım.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (12.04.22 18:21:22 ~ 18:24:16) 
Anan-baban çalışmış , para biriktirmiş yazlık almış.Anladığım kadarıyla sen de artık 18'ini geçmiş iş sahibi birisin.Kimin kalıp kimin kalmayacağına onlar karar verir. haksızsın bence.


  • aids rakun  (12.04.22 18:26:21) 
Bu durumda ne ailemle kavga ederim ne de bir daha yazlığa gitmemezlik yaparım. Onlara kendinizi borçlu hissediyorsanız, bu borcu illa bu şekilde kavgayla karşılamanıza gerek yok. Ailenizle konuşursunuz eğer durumları varsa arkadaşınıza bir tatile hediye etmek istediğinizi maddi destek çıkıp çıkamayacaklarını sorabilirsiniz. Ben olsam kendimi borçlu hissediyorsam arkadaşıma tatil hediyesi ayarlardım.

Arkadaşınız zor durumdayken aileniz evini kapatmamış. Eğer arkadaşınız zor durumdayken evlerini açmasalar garip olurdu.
  • GoodMorningTeacher  (12.04.22 18:40:42) 
dikkat edersen sana burada arkadaşlık yapma demiyorlar. kendileri de dert etmiyorlar ama dert edenler başınıza dert olabilir diye çekiniyorlar. arkadaşın her ne kadar gay olursa olsun sonuçta erkek bedenine sahip, bir kadın bir erkeğin aynı evde olması da benzer sorunlar çıkartabilir, vs.

kavga etmek laf söylemek yerine e sizde gelin, kalabalık olur güzel de olur falandeseydiniz iyi olurmuş.
  • selam  (12.04.22 18:49:25) 
ev ailenizin, orada kimin kalip kalamayacagi onlarin karari bu elde var bir. ben bu karari homofobiklik olarak gormuyorum, farzet senin ebeveynlerin de gay, ve bir ortamda rahatsiz olacaklari icin girmek istemediler, insanlarin boyle kararlarina saygi duymak lazim, insan her yonunu her ortamda gostermek istemeyebilir. aileniz de yazligin bu arkadasi goturmek icin uygun bir ortam olmadigini dusunmus. dogrodur yanlistir, bu bagimsiz bir konu. isterseniz evin bir kisim hissesini satin alabilirsiniz kendilerinden ve ev de sizin de soz hakkiniz olur. ailenizle de yikici degil yapici bir konusmya girmek daha dogru olur, belki anneniz o arkadasinizi acik bir sekilde gay oldugu icin baska bir ozelliginden dolayi sevmiyor bile olabilir. bence sinirle iletisime baslamak o iletisimin devaminda basarisizlik yonunde astilmis bir adim. bir konusun ne diyecekler bakalim. o konusmaya gore alternatif baska ucuz bir tatil plani yapabilirsiniz veya yine de ailenin onayiyla beraber tatile gidersiniz. burada onemli olan nokta ailenizi anlamak, yargilamak kolay.


  • mavicorap  (12.04.22 19:18:24) 
Hocam ailenin malı mülkü ne isterlerse o olur. Gıcık bi durum ama boşver paranızla gidin otele ya da kamp atın oldu bitti.


  • lcha  (12.04.22 20:15:05) 
soru sahibi kadın değil miydi? bir kadınla bir gay'in arkadaşlık etmesinin kime ne zararı olur anlayabilmiş değilim. ilginçmiş.


  • vizivozo  (12.04.22 21:52:44 ~ 21:52:59) 
Ailen homofobik, sen haklısın fakat onların evi emrivakiyle birini getirmemelisin.
Her şeyi ailenle, ailenin desteğiyle (konaklama, yeme içme vs vs) yapmak zorunda değilsin. Onay almak zorunda da değilsin. Kendi evine istediğini sokar istemediğini kabul etmezsin.

  • rewlack  (12.04.22 22:02:20) 
Arkadaşınız bu durumu bilseydi kesinlikle orada kalmak istemezdi. Ben de istenmediğim bir yerde bilerek ya da bilmeyerek konaklamak istemem.

Icha güzel demiş, ya bi otel ya da kamp ayarlayın takılın rahat rahat.
  • megalomaniac  (12.04.22 22:31:43) 
muhite bakar, ailenin evi sonucta ilerde komsularla papaz olmak istemeyebilirler, o yuzden ben olsam asiri tepki gostermem.

bende de benzer bir hikaye var, 4 sap erkek bizim yazliga gittik 2 hafta kaldik. elemanlardan biri uzun sacliydi, biraz da narin bir tiptir, bebek suratli vs. butun gece yoldaydik, sabah eve ulastik, daha evin kapisini yeni actim telefon caldi, annem yaninizda kiz varmis neden soylemediniz dedi. Valla dedim bildigim kadariyla hepsi erkek..Mevzu anlasildi ki bizim narin cocugu komsulardan biri hatun sanmis, senin oglan eve kiz getirdi haberin olsun diye aninda ispiyonlamis. Neyse, cocugu soyduk, $ort ile kaldi. Etrafta bir tur attirdim ki millet rahatlasin.
  • cooperr  (12.04.22 23:30:59) 
[]

Zeki olmamak sizi de üzüyor mu?

Ortalama bir insanın 10dkda anladığı şeyi 1 saatte anlıyorum.
Hiçbir zaman ceo hatta üst düzey yönetici olamayacağım.
Yani çok başarılı olmak için gece gündüz çalışmam lazım ama emeklerimin boşa gitmesi ihtimali çok yüksek, mesela üni sınavına ilk 100e girenler kadar çalışmışımdır.


 
gerçekten ceo ve üst düzey yöneticilerle çalışsan, çoğunun çok da zeki olmadığını göreceksin. zeka tek başına kesinlikle yetmiyor. adam çok zekidir ama disiplinsizdir, çalışmak istemiyordur, düzensizdir, geçimsizdir, vs zekasının hiç bir önemi kalmaz. yani bence düşüncen yanlış, yavaş kavrıyor olabilirsin ama bu başarısız olacağın manasına gelmez.


  • roket adam  (12.04.22 11:10:30) 
insan iyi olduğu alanı keşfedip, kralı olduğu ortamda takılmalı.


  • xiii  (12.04.22 11:14:25) 
roket adam +1

görmediğiniz bir yanı da var: beni rahatsız ediyor mesela. hızlı, bitirici ve çok verimli oluyorsunuz ama genellikle insanların yavaş olması sizin çabuk sıkılmanıza sebebiyet veriyor. çoğu zaman çok daha hızlı bir dünyada yaşasaydım diyorum kendime.

bu noktada da xii +1 diyebiliyorum. gündelik yaşam benim için çok yavaş. telefonların hızı dahil.

o yüzden ne çok ileride ne çok geride tam orta şeker olmak lazım. biraz hızlanmaya çalışın fazlası kazanılan bir yetenek değil zaten doğuştan geliyor sanırım bu yönleri sorgulamak size birşey kazandırmaz. çıkın şu orta çağınızın karanlığından! ;) iyi günner.
  • baldan kaymak  (12.04.22 11:19:45) 
roket adam +1

insanların en büyük hatalarından biri konumları ve o konumlardaki kişileri gözlerinde büyütmeleri.
unvana sahip olmak ayrı bir şey, zeki olmak ayrı bir şey.

üzülmeyin, hedef koyun ve ona yönelik çaba harcayın.
  • blatta hiberna  (12.04.22 11:29:20) 
torpille gelmediyse ve toksik bir sirket degilse ceo ve ust yoneticilerin zeki olmamasi imkansiz. bence olaya su acidan bak. ayakkabi bagcigini baglayabiliyor musun? o zaman zeki olma potansiyelin var. ayakkabi baglamak diye gecme, bu tarz sıradan bir eylemi yapmak için aslında çok fazla sey donuyor arka planda. bagli olmadigini gormek, egilmek, nasil baglandigini hatirlayip baglamak, kontrol etmek, tekrar ayaga kalkmak vs..bu arada zeka yetersizligi hissetmek ve unutkanlik gizli depresyondan olabilir.


  • buenosdias  (12.04.22 11:30:45) 
Abi niye herkes her şey olabilmek zorundaymış gibi düşünüyorsun ki?

Ben de hayvan gibi spor yapıyorum ama henry cavill olma ihtimalim yok mesela.

Satranç oynayan herkesin Kasparov ya da grandmaster olma ihtimali de yok.

Bu işler böyle yani. Ama emeğin boşa gitmez, en iyisi olmasan da çalışmadığın senaryoya kıyasla daha iyi bi noktada olursun. Grind'a devam.
  • plutongezegendegilmi  (12.04.22 11:52:01) 
dikkat eksikliği, motivasyon eksikliği gibi nedenler de olabilir anlama konusunda. sana bir şey ifade etmeyen bir alansa kendini veremeyebilirsin.

ayrıca zekanın sadece tek bir alanda kabul edilmesi saçma. yani ne bileyim neden bir ceo zeki iken nusret zeki olmuyor mesela? ya da messi?
  • black mamba  (12.04.22 11:59:10) 
şimdi sen ortalamayım diyip senden bir tık daha becerikli olduğunu düşündüğün kişinin (ceo vs.) kafanda puanını yükseltiyorsun. oysa onlar da aynı senin benim gibiler, sadece şimdi işten ayrılıp şu işi kursam güzel olur ama ya batarsam diye düşünmüyorlar, batarsam elbet çıkarım düzlüğe diyip dalıyorlar. cesaretleri yüksek.

şöyle düşün pegasuz'un kurulduğu yıllarda kanunlar aynı idi, yine havayolu kuracak para babası insanlar vardı. bir kişi kurdu, onun cesareti vardı, biraz hayal gücü ve elinde finans gücü vardı, kendisi ne pilot, ne hava yolu işletmiş biri. bundan para kazanılıyor sonuçta bende kazanırım dedi kuran kişi ve kurdu da.

sonraki başarısı tek başına ona ait değil bir ekibe ait.
  • selam  (12.04.22 12:00:52) 
konuya biraz gerçeklik getirmek lazım. ilk 100'e girenler kadar üniversite sınavına çalışmışım diyorsun. ayrıca, normal insanın 10 dkda anladığı şeyi 1 saatte anladığın abartı değilse ciddiye alınması gereken bir durum. belki de erken evre alzheimer var. belki de kan değerlerinde bir dengesizlik var.

üst düzey yöneticilerin çoğu ortalamadan zekidir arkadaşlar. sadece üst düzey yönetici değil, başarılı insanlar zekidir. sizin aklınıza zeki olmayan bir kaç tane geliyorsa bunlar da zaten uç örnekler olduğu için aklınıza geliyor. kolay anlamıyorsan başarısız olmayabilirsin değil, kolay anlıyorsan başarılı olursun. kural koymak için %90'a bakmak lazım, %10'a değil.

burada arkadaşın ciddi bir sorunu olduğunu görüyorum. neroloji, kan testleri vs. bir danış. kendini rahatlatırsın en azından. belki de bir bahaneyi ortadan kaldırırsın ve başarıya giden yolun başlangıcı olur.
  • gabe h coud  (12.04.22 12:03:43 ~ 12:05:04) 
Gabe h coud +1

Zeka başarı için yeterli değil. Ama kişileri bir adım öne geçiren çok önemli bir avantaj. Hafife almamak lazım.

Ama zeka tek ölçüt değil. İstikrar ve yılmazlık da büyük pay sahibi başarı olmakta.

Mesela 10 üzerinden 9 zeki bir insan sıkılgansa, motive olmakta, istikrarlı olmakta zorlanıyorsa o zaman büyük ihtimalle istikrarlı ve yılmaz olan bir 7-8 tarafından yönetilecek.
5 6 yönetici olmasa bile istikrarlı ve yılmaz olursa istikrarsız 7-8 den daha başarılı olabilir.
9-10 ların çoğunda da sosyal zeka eksikliği var mesela. Onun dezavantajını yaşıyorlar. Bir de günümüz toplumu kendine yönetici olarak istemeden de olsa narsistleri seçiyor. Bu nedenle yönetici vs olmaya takılma çok.

Kendi severek yaptığın alanı bul ve devam et. İstikrarını kaybetmeyeceğin alanı bulursan başarılı da olursun.
  • zimbirik  (12.04.22 13:04:52) 
Çok Zeki değilim ama aptal da değilim. Hayatımın 40 yılını böyle geçirdim. Şikayetim yok ama zehir gibi olmayı ister miydim? Evet isterdim.


  • naksidil  (12.04.22 15:42:13) 
zeki olmak önemli değil, lanet gibi bir şey hatta.

önemli olan sosyal zekası yüksek biri olmak. o ceolar falan hep böyle.

kardeşimin üstün zekalı arkadaşı var. gerçekten üstün zekalı yani belgeli, türkiye dereceli, sabancı'da okuyor. ama sosyal fobisi var, insanlarla konuşamıyor, tek başına dışarı çıkamıyor.

genelleme yapmak iyi değil ama bu devir de laf pezevengi olmak gerek.
  • Hallegadola  (12.04.22 15:54:42) 
Valla beni de çok üzüyor. Hangi alandaki zeka şimdi o da önemli. Benim imrendiğim kısım pratik, yaratıcı zeka. Bir insanda sıfır yaratıcılık olabilir mi oluyor işte bende. Eğitim sisteminiz de sağ olsun buna alkış tutar nitelikte.


  • tamam sakinim  (12.04.22 16:06:41) 
Zekiyim ama surekli aptal insanlarin beni kandirmaya calismalari sinirimi bozuyor laf sokup cevap versen dışlanıyorsun sürekli kafanin bir seylerle mesgul olmasi hayat kaliteni düşürüyor ayrica cogu sey aptalca geldiginden kendine yakıştıramıyorsun ve toplumda geri kalıyorsun .mesela bir instagram hesabi acip kendini rezil ede ede para kazananlardan.sonucta kazaniyor mu kazaniyor sen de otur hesap kitapla ugras


  • bugunolmadiamayarinkesinolacak  (12.04.22 20:59:34) 
Ben ortalamanın üzerinde zekası olan biriyim ancak uç düzeyde değilim. Yani bazıları gibi çok kısa sürede şaşırtıcı öğrenme becerileri sergilemiyorum ama zeki olduğumu biliyorum. Birşeyleri anlamak, öğrenmek, ilişki kurmak bana kolay geliyor. Zekamı yaratıcı konularda gösterebiliyorum.

Dahi düzeyindeki zekiler gibi olmak beni üzmüyor çünkü ben onların yaşamlarını deneyimlemedim. Bu tür insanlar çok istisnai kişiler zaten. Bence önemli olan mevcut potansiyeli kullanabilmek ve bir noktaya kanalize edebilmek ki ben son zamanlarda bunun sıkıntısını yaşıyorum. Beni motive eden şeyler üretmek, birşeyler geliştirmek ve sonuç almak ancak şu aralar becerilerimi nerede kullanacağımı bulamıyorum. Ayrıca zeki birisiyim ama son zamanlarda keşfettiğim üzere olması gereken kadar akıllı birisi değilim. Sosyal olarak ve insan ilişkilerinde ilerlemenin kesinlikle önemli olduğunu farkettim çünkü bu günümüzün (aslında tüm insanlığın belki de) çok önemli bir parçası. Örneğin bir top oyunu olsa, Messi karşısındaki 3 oyuncuya karşı top kapmaca oynasa muhtemelen ayağından topu alamazlar. Ancak top 3 kişinin olduğu ekibe geçerse onlar akıllıca paslaşarak Messi'i rahatlıkla yenebilirler. Bu yüzden vardığım noktada şunu söyledim kendi kendime "Madem bu kadar zekiyim, öyleyse neden akıllı olmuyorum?"

Uzun sözün kısası zeka bir yetenektir ancak kesinlikle karakter ve akıl ile desteklenmeli. Günün sonunda çalışan, sabır ve istikrar gösteren bir sonuç alabiliyor. Belki çok zeki olan bunu daha kısa sürede elde etme potansiyeline sahip ancak yapmadıktan sonra hiçbir anlamı olmuyor.
  • burka  (12.04.22 21:26:09) 
[]

Hiç sorunsuz bir ilişki yaşadınız mı?

Yani karşı tarafta hiç bir problemin olmadığı.

Kıskançlık, güvensizlik, memnuniyetsizlik, özgüvensizlik, öfke problemi, anksiyete, hiperaktiflik, titizlik, tembellik, oburluk, ego vs vs..

Hiç kötü bir şey olmayacak.

Enerjinizi sadece işinize gücünüze ve birlikte güzel bir hayat yaşamaya harcayacaksınız.

İlişki süresince sorunlar olur, onlardan bahsetmiyorum. Ama kişi, size gelmeden önce çoğu sıkıntısını çözmüş olacak yani, karşı tarafı yormayacak.

Türkiye şartlarında böyle bir şey mümkün mü?

 
Yaşamadım, öyle bi beklentim de olmadı, beklemek de gerçekçi olmaz.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (11.04.22 23:31:37) 
Yaşadım. Bir kavga gürültü dahi yaşanmadı. Ayrılık da sakin oldu.
Kötü bişey yoksa niye ayrılık oldu diye düşünülür tabii.

  • Bruce  (11.04.22 23:44:00) 
yaşadım. 1.5 senede tek kavgamız vardı o da benim hatamdı ve o haklıydı.
son işler sarpa sardı.

  • jelly bear  (12.04.22 00:00:18) 
Yaşadım, yaşıyorum daha doğrusu. 2 yıla yakın bir süredir bir birlikteliğimiz var gereksiz tek bir tartışmamız yok. Tartışma sayımız da bir elin parmaklarını geçmez. Çoğunda da suçlu benimdir. Öncesinde ben de hayal edemezdim, ilişkilerin yapısı bu yapacak bir şey yok çekeceksin derdim de hiç de öyle değilmiş gerçekten. Eski ilişkilerimde kendime eziyet çektirdiğimi düşünüyorum artık.


  • furry burns  (12.04.22 00:11:08) 
Yaşadım sorumluluk sahibi ve karakter olarak olgun bir sevgilim vardı


  • freebird5406_2  (12.04.22 08:03:41) 
yasadim ve evlendik, yasamaya devam ediyorum :) zor ama imkansiz degil turkiye sartlarinda bile :)


  • in vino veritas  (12.04.22 08:36:19) 
Yaşamaktayım, elbette ki zaman zaman kavgalar oluyor ama bunlar olurken iki tarafın da amacı neden böyle bir sorun olduğunu anlayıp konuyu açıklığa kavuşturmak. Hiçbir zaman inatlaşmaya dönmedi. Hiçbir zaman da çözümsüzlükle sonuçlanmadı.

Ortak zevklerimiz var, siyasi görüşümüz hayata bakış açılarımız, bir şeylere yüklediğimiz değerler aynı. Tatilden anladığımız şey uyuşuyor.

Ortak olmayan zevklerimiz konusunda da hiçbir zaman "benlik değil" deyip kestirip atmadık, bazen deneyip yeni zevkler edindik bazen deneyip gerçekten o konularda uyuşmadığımızı görüp kendimize kişisel alanlar olarak bıraktık.

Yaşlar 29.
  • akhenaten  (12.04.22 08:52:21) 
@akhenaten, benzer şekilde bir ilişkim var fakat psikolojik olarak sorunsuzluk bana çok ütopik geliyor.

Yani illa bir şeyler oluyor ve ben ilişkilerimde onu çözmeye çabalarken buluyorum kendimi.
Bazen benim yöntemim yanlış oluyor, ben bok ediyorum.

Ama işte insanlar genelde problemlerini çözüp de ilişkiye başlamıyorlarmış gibi geliyor.
Problemleri, ilişkiye başlayınca geçecekmiş zannediyorlar.

Nedir bunlar; baskıyla yetişmiş olabilir, aldatılmış olabilir, şiddet görmüş olabilir, istismara uğramış olabilir, çok şımartılmıştır; hiçbir şeye elini sürmez veya tek başına büyümek zorunda kalmıştır; hayat onu sert bir insan yapmıştır, fazla duygusaldır; dünyevi sorunlar ile baş edemez, iletişimi zayıftır; yakın ilişkilerde sorunlar yaşar, özgüveni yoktur; kendini beğenmez, önce ona kendini beğenmesi gerektiğine ikna etmeye çalışırsın, güvenmesi için kırk takla atarsın, hayata hep iyi yönlerinden baksın diye kırk takla atarsın, Öfke problemi varsa değişir zannedersin, değişmez. Çapkınsa değişir zannedersin değişmez, kıskançsa seni yorar, sevgiyi ölçmek için duyduklarından beslenir, sürekli beklenti içerisine girer.. vs. vs.

Herkes bunları yaşıyor mu yoksa normal ilişkiler var mı merak ettim, teşekkür ederim.
  • ananiyimioguz  (12.04.22 10:52:21 ~ 10:59:32) 
birinin anksiyetesinin veya hiperaktivitesinin olması ilişkide ne gibi bir problem yaratır anlayamadım. keza tembellik, titizlik veya oburluğu da ilişkide problem yaratacak eksene koyamıyorum.
türkiye şartlarının da bu denklemle bağlantısını çözemedim. dünyanın her yerinde kıskançlık, güvensizlik, memnuniyetsizlik, öfke problemi gibi ikili ilişkileri zorlayacak negatif özelliklerin bireyde ağır basması ilişkiyi yorar ve çıkmaza sokar.

herkesin problemleri vardır, önemli olan bu problemleri ilişkiye mal etmeyecek kişiyle beraber olmak sanırım. böyle bir ilişki yaşadım, yaşıyorum ve evlendim, biz olarak mutluyum. ben olarak da güzel bir yoldayım.
  • evde liyakat kalmamis  (12.04.22 11:05:31 ~ 11:51:38) 
@evde liyakat kalmamis, evet dünyanın her yerinde olabilir ama nedense bazı şeylerin bizim ülkemizde daha ağırlıklı olabileceğini düşünüyorum, misal özgüven.

Ve doğru tabir evet aslında "bunları ilişkiye mal etmemek" olabilir. Yine de bunlar kişinin hayatını etkiliyor ise, dolaylı yoldan bir şekilde yanındaki insanı da etkiliyor. Hepimizde biraz bu saydığım şeylerden olabilir. Ama "sorun" boyutunda olması ve hali hazırda kendisine belli sıkıntılar yaratıyorken bu sıkıntılara başkasını da ortak etme durumunun altını çiziyorum.
  • ananiyimioguz  (12.04.22 11:30:16 ~ 11:30:57) 
@ananiyimoguz

Sorunsuz ilişki yukarıda yazdığın şeyleri kişinin ilişkiye başlamadan önce halletmiş olması ve ilişkiye yansıtmaması değil, bu gerçekçi olmayan bir beklenti bence
  • freebird5406_2  (12.04.22 11:48:07) 
@freebird5406_2, soruyu şu şekilde değiştirmem lazım sanırım;

Hiç kendi sorunlarını aşmış/çözmüş/kendi kendine baş etmeyi bilen bir insanla ilişki yaşadınız mı?
  • ananiyimioguz  (12.04.22 12:27:45) 
@ananiyimioguz haklısınız, ama ben şöyle düşünüyorum tek yumurta ikizi dahi olsanız iki insan birbirinin aynısı olmuyor, olamaz da zaten. Kaldı ki farklı ebeveynler tarafından yetiştirilip benlikleri oluşana kadar birbirini tanımamış iki yetişkin insan aynı olsun.

Benim ilişkim şu an için 3 yıllık, başlarda daha çok tartışıyorduk ufak şeyler için, zaman geçtikçe azaldı. İlişkilerin de bir bebeklik, ergenlik, yetişkinlik dönemleri var sanırım.

Başlarda benim güvensizlik problemlerim vardı, ama sebeplerini biliyordum. Bunu ona da açıkladım, bir süre beni anlayışla karşıladı sonra ben de bunu kafamdan attım zaten. Problem çözüldü.

Ancak her problem çözülmüyor ne yazık ki, özellikle insanların sebeplerini bilmediği derin problemleri olabilir. Burada ne için ne kadar anlayış ve sabır göstereceğiniz size kalıyor. Bence sorunlar net tanımlanabiliyorsa, kişi soruna sahip olduğunu ve bundan kurtulması gerektiğini kabul ediyorsa bu düzeliyor. Ama kişinin anlam veremediği, hayatını olumsuz etkilemesine rağmen "ben buyum" deyip kestirip attığı şeylerin değişmeme ihtimali büyük.
  • akhenaten  (12.04.22 13:10:35) 
@Bruce, yine de çok düşünmemek lazım :) www.youtube.com

@akhenaten, teşekkür ederim evet böyle bakınca doğru yoldayız aslında sıkıntı yokmuş denilebilir.

Yine de sorgulamadan edemedim.
  • ananiyimioguz  (12.04.22 13:37:56) 
Oldu.


  • ruhen hastayim ben  (12.04.22 13:58:03) 
mümkün, bence 30 yaşlarındaki insanlar az çok böyle olmalı zaten. Kendi başına mutlu olmayan özgüvenli olmayan insanın düzgün bir ilişki kurabileceğine de inanmıyorum. O yüzden bahsettiğin travmalardan birini yaşamış(ve atlatamamış) kişiyle zor bence. Burada tercih önemli, çok tutkulu ama travmatik bir ilişki mi, yoksa her zevkin ortak olmayan ama karakter olarak uyduğun bir ilişki mi? Ben ve çevremdeki arkadaşlarım hep daha güven veren düzgün ilişkiye yönelmişiz bunu görüyorum. Burada da karakter devreye giriyor bu arada, çok sorunsuz ilişki yaşayıp mutsuz olan, heyecan aradığı için aldatan vs. çok insan var. Bazı insanlar problemden besleniyor.


  • nhk ni youkosu  (12.04.22 14:38:06 ~ 14:39:17) 
peki bu beklentiler sonucunda, siz kendinizi problemsiz, sorunlarını kafasında çözmüş halletmiş biri olarak görüyor musunuz? yani hep karşı taraf mı sizin için sorun? aksi halde biraz egoist bulurum bu tutumu. bana göre her ilişkide sorun olabilir. bir insan kendi kafasında bazı şeyleri aşmış, daha özgüvenli vs. olabilir ama ilişki yaşadığı kişi o kişi için yeni bir soluk, yeni bir bakış açısı olur sonuçta ve zaman zaman anlaşmazlıklar olabilir. doğal geliyor bazı şeyler aşırıya kaçılmadığı sürece. sonuç olarak 0 sorunsuz olaysız bir ilişki ütopik bence.


  • chanandler bong  (12.04.22 15:35:43 ~ 15:37:29) 
[]

Tadelle sever misiniz?

Türkiyede yediğim sayılı abur cuburlardan biri. Maliyet filan derken çoğu şey zaten bozdu. Tadelle yine kaliteyi koruyor gibi. Çayla veya kahveyle güzel gidiyor. King size fazla geliyor yalnız.Diger çeşitlerine de pek ısınamadım. Klasik kırmızı olanı seviyorum.


Siz sever misiniz? Hala tercih ediyor musunuz?

 
Sagra Sagra iken severdim de uzun zamandır tadı kötü.


  • Bruce  (11.04.22 22:36:18) 
Şu en temel, kırmızı ambalajlı sade çikolata olanları bence Türkiye'nin en iyi çikolatasıdır.


  • mantheman  (11.04.22 22:37:03) 
Çok severdim. 2-3 senedir tadının değiştiğini düşündüğüm için almıyorum.


  • asteriks  (11.04.22 22:42:19) 
Eskiden de sevmezdim, hâlâ sevmiyorum.


  • kobuzchu kiz  (11.04.22 22:52:57) 
sekerli abur cubur, cikolata falan cok severim. tadelle de onume gelse 6-7 tane bayila bayila gotururum. ama kendi kategorisinde gayet kotu bence, hic bir zaman da iyi olmadi.


  • hot potato  (11.04.22 23:01:21) 
eskiden severdim, git gide çok bozdu, şu an sadece aşırı şeker tadı geliyor:


  • killerbee  (11.04.22 23:04:28) 
Beyaz çikolatalısı on numaraydı eskiden. Ama şimdi o da bozmuötur


  • condom kurşunu  (11.04.22 23:10:47) 
Tadelle bence en iyi çikiletlerden. Ama pahalı. Fiyatları indirsinler demek kaliteyi düşürmek demek olması için, kendime torpil geçtiğim zamanlarda tadalle alıyorum.


  • baal  (11.04.22 23:37:31) 
en sevdigim cikolata.
king bana da fazla geliyor.
kirmizisi favorim.
  • Kittie  (11.04.22 23:47:20) 
Eskiden daha güzeldi +1
Birçok çikolataya göre yine daha iyi olduğunu söyleyebilirim.

Çikolata almamaya çalışıyorum ama almak zorunda kaldıysam ilk tercihlerimden biri oluyor.
  • mutekebbir  (12.04.22 15:31:15) 
eskiden çok severdim, ancak maalesef son yıllarda ara ara alip deniyorum ama eski tadından eser yok


  • sweetoffice  (12.04.22 16:07:50) 
[]

Kendinizden küçük erkekle ciddi ilişki düşünür müydünüz?

28-30 yaş arası duyuru hanımefendileri cevaplayabilir mi :)
arada 3 yaş fark var



 
3 yaş hiç bir şey değil, oyna devam.


  • Gradient_tabanlı_mor  (11.04.22 22:04:52) 
3 yaş fazla değil. tamamen karşımdaki kişinin ciddiyetine bağlı, düşündürecek biriyse düşünürüm. 27k


  • Mossy  (11.04.22 22:08:59 ~ 22:09:29) 
Benim için problem olurdu ama problem yapmayan ve kendinden küçüklerle evlenen arkadaşlarım oldu, gençleştiklerini söylüyorlar :) 27 k


  • damba  (11.04.22 22:20:43) 
Sıcak bakmam ama oladabilir.
29 K

  • cilekli pasta  (11.04.22 22:35:50) 
28-30 yaşlarında 3 yaş hiçbir şey değil. Yaklaşık 40'tan bildiriyorum.


  • kobuzchu kiz  (11.04.22 22:54:22) 
İyi bi yatırım olur kadın açısından.


  • Deathrow  (11.04.22 23:11:46) 
3 yaş hiç bir şey. Aynı yaştayız sayarım hatta


  • zimbirik  (11.04.22 23:22:23 ~ 23:23:07) 
bu konu garip bi konu. tamamen kişiliklere göre şekillenebilecek bir uyum aranızdaki. ama erkeklerin bi tık daha geç olgunlaştığı, bazı konularda kadından 1-2 yıl geriden geldiği gibi bi durum da maalesef fact. buna cinsiyet-hormonel farklılık de, başka bir şey de, böyle bir şey var. ama yaştaş ya da senden büyük erkeklerin senden ya da kendisinden 5 yaş küçük bir hemcinsinden daha olgun olacağının bir garantisi de yok.

tecrübe, dolayısıyla bakış açısı olarak okey buluyorsan bence denenir.
bir de mesela normalde yaştaş ya da senden büyük bi erkekle herhangi bi tartışmanda ya da uyuşmayan bir durumda bunu kişilik farkına bağlayabilecekken yaşı küçük biriyle girdiğin tartışmada bunu yaşına vermek büyük bir hata ve haksızlık olacaktır. önünde sonunda yaşanarak, denenerek anlaşılabilir.

işin bir de senin daha tecrübeli olduğun konularda onun sana hissedeceği bağlılık da işin ballarından biri olabilir.

çıtırdır, gider. gönder gelsin
  • kant in hunisi  (12.04.22 00:35:49) 
3 yaş yaş farkı sayılmaz bile


  • sta  (12.04.22 11:47:53) 
35 yaşındayım, benim için 30a kadar okey şu noktada.


  • inawen  (12.04.22 15:20:46) 
Ciddiyetsiz ilişki de düşünmem.


  • ruhen hastayim ben  (12.04.22 16:55:25) 
36e. Kendimden 4 yaş büyük birisiyle 3 yıl evliydim.


  • antihero  (12.04.22 22:53:37) 
[]

İçmek istemiyorum

Fakat hayatın bütün manasızlığı, iç sıkan bütün sebepler üzerime hücum ediyor. Ne fark eder ki, demekten kendimi alamıyorum.
Nasıl duruyorsunuz, nasıl yapıyorsunuz içmeden?
İçim bunalıyor. Can çekişiyorum.


 
İçiyorum


  • baal  (11.04.22 23:38:56) 
alkolü yalnızca sosyal ortamlarda tüketiyorum yani mutlulukla ilişkili. güzel bir sofra güzel bir muhabbet.. yani yalnızken hiç tüketmiyorum çünkü alkol, ciddi anlamda bağımlılık yapan ve de yaptığı bağımlılıktan da insanın kendi başına kurtulması imkansız olan bir madde.
sigaradan zor kurtulmuş biri olarak bağımlılığa çok yatkınım o yüzden yalnızken ve mutsuzken tüketmemeye dikkat ediyorum. siz de böyle çeşitli bahaneler uydurarak bu isteğinizi erteleyebilir belli ölçülere kadar kendinize izin verebilirsiniz. eğer daha ileri bir probleminiz olduğunuzu düşünüyorsanız profesyonel yardım almaktan çekinmeyin alkolle kurtulduğunuzu düşündüğünüz bugünün problemleri; yarın size çok daha farklı problemler yumağı olarak dönebilir.

  • windymimas  (12.04.22 11:00:35) 
[]

Karışık duygular...

Merhabalar,
Biraz uzun olacak bu konuda özür dilerim ve vaktinizi ayırdığınız için ayrıca teşekkür ederim.
Şuan bir ilişkim var yaklaşık 8 aydır birlikteyiz ama sürekli bir şeyler bende yerine oturmadı. Bana karşı çok umursamaz biri, kimi zaman çok değersiz hissediyorum yanındayken ve bazen rahat olamıyorum. Çok deniyorum belki sıkıntısı vardır o yüzden böyledir diye çok çabalıyorum yada görmezden geliyorum. Onunla bu konuyu konuşunca sana öyle geliyor yok öyle bişey seni seviyorum aşığım gibi laflar ediyor fakat ne zaman yanıma gelse hep bir sorundan bahsediyor örneğin nasılsın diyorum seni gördüm daha iyiyim demek yerine yol şöyleydi x böyleydi yoruldum sıkıldım sürekli şikayetçi ve isyankar davranıyor. Anlıyorum hayat zor ama ben onu zaten kısıtlı bir zamanda görüyorum çünkü uzaktan ilişki yürütüyoruz ve kırk yılın başında yan yana gelince böyle şeyler duymak keşke gelmeseydin keyfi bozmasaydın dedirtiyor insana ne yalan söyleyim şimdi kimsenin keyfini bozmak istemem. Sürekli böyle ilerliyor ve bahaneleri bol. Bu süreçte haliyle beni yoruyor boşuna çabalıyor gibi hissediyorum. Nasıl yaklaşmalıyım tavsiyeniz nedir? Ben kadınım ve 24 yaşındayım oysa 27.


 
Sana özel bir davranış şekli mi bu, umarsız ve şikayetçi tarzı yoksa genel olarak herkese karşı böyle bir adam mı? İlki gibi hissediyorsan 1 saniye bile beklememek gerek. Ha ikincisi olsa bile yanında değersiz hissettin bir insan kendine olan saygını, hayata olan umudunu da tüketir. Yani herkese karşı böyleyse bile, sanane sen mi çekmek zorundasın? Erkek olarak yaşadım böyle bir ilişki, toleransı düşük, hoşgörüsüz insan ömür törpüsüdür, neşeni alır götürür.


  • furry burns  (12.04.22 00:26:11) 
belli ki devamlı şikayet eden, negatif, enerji emen biri.
kendi de mutlu olamaz, seni de mutsuz eder.
sal gitsin.
  • vizivozo  (12.04.22 00:33:47 ~ 00:42:34) 
Sorunlarının tamamen maddi kaygılar olduğunu söyledi..


  • Sorucucimcime  (12.04.22 16:00:41) 
[]

Psikolojiyi mahveden aile - Siz ne yapardınız?

Ailem iyi insanlar ama aşırı derecede baskı ve yargılamayla psikolojik olarak beni çok etkilediler. Hayatımdaki iyi şeylerde bile vicdan azabı gibi acaba kötü mü olacak şüphesi yaşamama sebep oldular Her cümleleri artık batmaya başladı.

Yaşım orta yaş sayılabilir ama kendimi psikolojik açıdan posaya benzetiyorum. Hiçbir şey yapmaya yetecek gücüm yok. Yirmili yaşlardaki biri benden çok daha sağlam bir ruh haline sahiptir. Birinin beni sevme veya kabullenme ihtimalini hayal dahi edemiyorum. Onlardan bir müdahale olmadan hayatımı sürdürme planım var ve çok uzak gözükmüyor.

Benim durumumda olsanız siz ne yapardınız? Tamamen uzaklaşmak ve telefon dahi olabildiğince az görüşmek sizce iyi bir çözüm mü?

 
belli bir yaştan sonra aile evinde yaşamaya devam eden herkesin başına gelecek bir şey bence. ayrı eve çıkıp bir hayat kurmalısınız. ne sıklıkla görüşeceğiniz size kalmış ama bireyselleşmek önemli.


  • Mossy  (11.04.22 22:06:38) 
şu kitaba da bakmanı öneririm bir ara. (bkz: hayatı yeniden keşfedin)


  • black mamba  (11.04.22 22:13:04) 
Evet benzer durumdan dolayı psikologa gittim, hala gidiyorum. Terapi sonrası baya kafam rahatladı. Aile aynı aile ama artık beni etkilemiyor. Annem deliriyor mesela suratına bakıp başladık yine diye gülüyorum sinirlenemiyorum bile.


  • jazzabel  (11.04.22 22:48:51) 
İlla ayrı bir eve çıkmanıza gerek yok ama yapabilecek fırsatınız varsa yapın.
Kendi adıma ayrı bir eve çıkma fırsatım yoktu. Hem biraz maddi hem biraz yetim yok.

Önemli olan net olmanız gerekir ailenize karşı. Ben bunu yapacağım demeniz lazım büyük bir dirençle. Kendi adıma ben bunu yaptım. Özellikle anneme karşı, epey kısıtlayıcı durumda olacaktım ama anneme karşı saygımı bozmadan haddimi bilerek karşılık verdim.


@jazzabel +5. Psikoloğa gittim, ben de epey faydasını gördüm ama tabii benim gitmemin sebebi farklıydı. Kısaca psikoloğa gitmenizi ve terapi almanızı tavsiye ederim.

Dedim anne, ben bunu bunu yapıyorum bilgin olsun. Anne geç kalacağım anahtarım var. Anne yurtdışına gidiyorum tek başıma haydi görüşürüz.
  • put it in your appropriate place  (11.04.22 23:06:57) 
@Mossy
evet geç kaldım farkındayım ama maddi durumlar. Aslında ailemin durumu kötüydü onlara yardım edebilmek için kaldım. Yoksa pandemi başlarında çıkmayı düşünüyordum.

@jazzabel
psikolog ile ilerleyemiyorum. Bir de hayatım bunun kavgasını etmekle geçti ama çözülmedi. İntihar edeceğimi bilseler durmazlar. Psikolog çok denedim ama ilerleyemiyorum çözülmüyor. Çözülmeye yaklaşmıyor sonra geçmişten bahsetmek daha çok moral bozduğu için psikologu bıraktım.

@put in
Denedim ama özellikle annemin psikolojik rahatsızlığı var aşırı takıntılı ve başka birçok şey var. Yıllar önce onu psikiyatriste götürmek için baya uğraştım ikna edemedim.

@black mamba
İyi hissetmek kitabını okumuştum başka sorunlarımı çözmüştü. Bunu da deneyeyim.

Teşekkürler herkese.
  • balllooon  (11.04.22 23:15:18) 
[]

Evlilik teklifi hangi aşamada edilir?

Merhaba arkadaşlar, şöyle bir maruzatım olacaktı sizlere.

2 yıldır tanışık, 1.5 yılı aşkın süredir de sevgilim olan hatun kişisiyle işleri hızlandırmaya karar verdik. O ailemle tanıştı, ben onun ailesinden biriyle tanışıcam bu haftasonu. Sonrası da babası vs. var sırada. Ama benim merak ettiğim husus şu, bu evlilik teklifi denen meret hangi aşamada edilir? Ben babasıyla vs. tanıştıktan sonra mı, yoksa 2 aile tanıştıktan sonra mı? Yani nedir bunun tam usülü, sırası. Çevremde yeni sayılabilecek 2 evli çift var ama onlarınki fikir vermek bir yana tam kafamı karıştırdı. Biri daha ailesi kendini tanımadan, tam olarak birlikte olduklarından haberleri dahi olmadan evlilik teklif etti, peşine tanıştı falan. Diğeriyse istemeye çok az kala teklif ettim dedi. İlki çok çok erken, ikincisiyse çok geç geldi. Benim aklımda olan ben ailesiyle, babasıyla tanışırım, o zaten tanışık ama evde ağırlamadık o şekilde gelir bir de. Sonrasında 2 aile ya tanışmadan ya da tanışmanın hemen sonrasında ederim dedim ama hangisi daha uygun bilemedim. Varsa fikir olabilecek olan sevinirim.

Bonus soru; Bu evlilik tekliflerinin kameraya alınması şart mıdır ya? Çevremde evlenen kızların hepsinin videosunu izledim nerdeyse, çoğu takık. Bizimkisi öyle şova, gösterişe çok düşkün değil de yani herkesin varken onun böyle bir anı videosu olmaması kötü mü olur. Yoklayabileceğim bir şey de değil, hafif sürprize de kalsın istiyorum. Video kaydı, aklımdaki teklife pek uygun değil ondan soruyorum. Baş başa özel bir şey olarak planlıyorum.

 
iki ailenin tanışması zaten iki tarafın da niyetinin evlilik olduğunu gösterir. teklife gerek kalmaz :) bence aileler tanışmadan teklif etmeniz daha doğru olur.


  • mustafakesekci  (11.04.22 18:08:13) 
aileyle tanismadan veya tanistiktan sonra evlilik teklifi yapmak arasinda bir fark yok. ikisi de yapilabilir. kiz isteme icin randevu alip da taa ondan sonra teklif etmek sacma olmus tabi arkadasinizin yaptigi.

kameraya cekilmeli mi?
bence anlattiklariniz isiginda kesinlikle cekilmeli. sart degil tabii ki ama tum cevreniz arkadas grubunuz oyleyse sizin cekim olmamasi falan cok goze batar. "Bizimkisi öyle şova, gösterişe çok düşkün değil" falan demeyin. bunlari ceken eden senaryo isini halleden instagram videosu hazirlayan yerler var, profesyonel yardim alin.
  • hot potato  (11.04.22 18:20:46 ~ 18:28:40) 
Hayatınızdaki örneklerden de gördüğünüz gibi her ilişkinin gidişatı farklı.

Siz ne zaman etmek isterseniz o zaman edin. "İşleri hızlandırma kararı aldık, aileler tanışıyoruz" demek karşılıklı olarak evlenmeyi kabul etmek demek zaten. Benim mantığıma göre evlilik teklifi sinyalleri alıp bu aşamadan önce yapılmalıydı, ondan sonra evliliğe yönelik muhabbetler başlardı.

Ama işte herkes farklı, ana fikir bu.
  • akhenaten  (11.04.22 18:58:54) 
İlk önce teklif sonra tanışma daha güzel oluyor. Önemli olan bir anda sürpriz olması.


Şova gerek yok baş başa yaptık biz kimse bizi çekmedi izlemedi. Teklif etti evet dedim öpüştük, güzeldi.
  • Hallegadola  (11.04.22 19:31:04) 
Usül diye birşey yok, kızın kesin olarak kabul edeceğine eminsen ve sen de kızla evlenmek istediğine eminsen, istediğin şekilde bir yüzük de bulduysan patlat gitsin. Hatta evlilik teklifinden sonra aileyle tanışma daha idealdir aslında, sonuçta aileler girince artık karar verilmiş gibi olduğu için teklif olayının pek sürprizi kalmıyor. Ama önemli değil o kadar, önemli olan anısıdır sonuçta.

Bu arada öyle halka açık yerlerde, balonlu, kurdeleli bilmemneli sürpriz evlilik tekliflerinden yapma, bazı kadınlar bunlardan aşırı rahatsız oluyorlar, o videoya çekmeler falan da ayrıca rahatsız edici olabiliyor. Sen de zaten öyle birşey istemiyormuşsun ama sonradan aklın kayarsa diye söylüyorum. Güzel bir restoran bul, rezervasyon yaptır akılda kalıcı güzel bir tarihe, gidin iki kadeh birşey için bir yemek yiyin, sonra çıkar yüzüğü ver, en ideali budur bu işin. Kız sürpriz seviyorsa ve kalabalık içinde olsun istiyorsa zaten orada restorandaki diğer müşteriler mevzuya uyandıkları zaman alkış malkış yapacakları için hoşuna gider, o duyguları da tatmin eder, hem de başbaşa olursunuz.

Videoya çekme değil de her kadın böyle anların bir belgesi olsun ister. Ama zaten verdiğin yüzük yeterli olacağı için sıkıntı olmaz, elinin fotoğrafını çekip story atar, yeter de artar bile :)
  • mantheman  (11.04.22 20:07:19) 
Nişandan hemen önceki hafta evlilik teklif ettim. Kız isteme filan olmuştu. Sadece ikimiz vardık. Tek bir fotoğraf karesi dahi yok tekliften. Bana manasız geliyor. Benim o an hissettiklerim daha önemliydi.


  • allah yazdiysa bozsun  (11.04.22 20:31:29) 
Kızın ailesi nasıl insanlar?
Eğer parmağında tektaş ile geldiğinde babası kim bu dallama ben onay vermeden sana yüzük alır demeyecek insansa teklifi yap ama dediğim gibi olabilecek ortam varsa aileler tanışıp isteme günü belirlenip istemeden evvel yapılabilir teklif.

Kayıt da geline bağlı. Anı kalsın senelerce bakalım mı ister yoksa gözlerini kapatıp o anı tekrar tekrar düşünmeyi mi.
  • cilekli pasta  (11.04.22 22:40:43) 
Evleneceğinizi düşünüp ailelerle tanışma faslına geçtiyseniz evlilik teklifinde geç kalmışsınız.

Evleniriz kafadına girmeden ailelerle tanışıyorsanız o zaman ailelerle tanıştıktan sonra da edilebilir.

Ama artık aramızdakiler ciddi diyip sizin ailenizle tanıştıysa, siz de planlı bi şekilde onun ailesiyle tanışıyosanız zaten evleneceğiniz ortada, çoktan evlenmeye karar vermişsiniz. Bence geç kalınmış.
  • zimbirik  (11.04.22 23:37:04) 
hahah valla ben de aynı sıkıntıdaydım ve evlenme teklifi yapamadan olaylar gelişti. eşim hala makarasını yapar bu konunun. konu ciddiye bindiyse bir an önce aradan çıkar. çok özel bişi olmak zorunda değil.


  • roket adam  (12.04.22 00:10:26) 
[]

victoria secret fashion show

ne oldu bu tamamen kalktı değil mi? mankenler ne yapıyor peki? işsiz mi kaldılar?




 
Manken işsiz kalır mı yav. Fotoğraf çekiminden zaten ömür boyu yetecek kadar para kazanıyorlar.


  • dissendium  (11.04.22 00:30:45) 
zaten senede 1 olan bir seydi, nasil issiz kalabilirler ki.


  • hot potato  (11.04.22 02:49:26) 
[]

Hayattan tat almak istiyorum

Bir süredir tatsız yaşıyorum.
Hatta uzun bir süredir alkol, iş, alkol, iş modunda dolaşıp duruyorum. Pazar güneri tatilim onda da Excel öğreniyorum. Tamamen iş için. İyi de oldu ama çoğu şeyi kaptım. Neyse bu başka.
Alkol içip gözümü açamayacak durumda eve geliyorum. Sonraki gün uyanıp kendimden nefret ediyorum ama bir yandan da dün iyiydi modunda oluyorum. Bu motivasyon beni alköle etmem için motive ediyor-du. Üç gündür içmiyorum. Tamı tamına üç gün. Helal olsun.
Şimdi de depresyondayım, unutuldum, aldatılmış olmaktan şüpheleniyorum ama bu da başka konu.
İşim gereği erken uyanmam gerekmiyor diye öğlene kadar uyuyorum.
Alkol yok diye çok yemeye başladım.
Sipor salonuna kayıt oldum ama adım atmadım (4 ay oldu)
Şimdi hayatı sorguluyorum.
Yarın erken uyanıp sahil kenarında yürümeye düşünüyorum yahut kalkıp vapura binmeyi. Sırf hayatın telaşına insanlarla beraber dahil olabilmek umuduyla.
Aklınıza gelen ne var, başka ne yapayım?
Yarın spora da başlayabilirim.
Bir şekilde ilerlemek zorundayım. Hepimiz öyle deyil mi?

 
Sinemaya git güzel film var, filmin ismi her şey her yerde aynı anda


  • freebird5406_2  (10.04.22 22:38:16) 
  • love and trust  (10.04.22 22:39:03) 
mindfullnes yap, işe yaradığını göreceksin


  • Mossy  (10.04.22 23:35:19) 
Fakir fukaraya yardim et.


  • halk  (11.04.22 06:31:26) 
Yarın spora da başlayabilirim değil, yarın spora başlayın.

Nabzı yükselten bi' spor yapın, yapabiliyorsanız koşun - ilk etapta yapamayabilirsiniz ama gün geçtikçe kesinlikle koşarsınız, yapamam demeyin, koşarsınız emin olun.

İyi bir koşu sonrası duş alıp çıktığınızda kendinizi ne kadar huzurlı hissettiğinize şaşıracaksınız.
Demişti dersiniz.
  • kumandanim  (11.04.22 09:09:50) 
(bkz: dopamin orucu) (bkz: monk mode)

sana zevk veren herşeyi bırak bir süre ve bugün hemen spora git.
  • komando kani var bende  (11.04.22 09:59:12 ~ 09:59:32) 
[]

Bazı şeyleri itici bulmak ondan zaman zaman soğumak?

Ekşide sevilen kişinin kusurları gözünüze batmaz minvalinde bir yazı okudum ve beni düşündürdü. Sizlere de sormak istiyorum.

Mesela bazen bir hareket, bir cevap, bir tavır bende soğuma/itki yaratabiliyor. Ona olan sevgim azalmıyor ama itici buluyorum ve bu araya mesafe koymaya bile varabiliyor sevgim azalmasa dahi. Sevgim azalmıyor çünkü kötü niyeti olmadığını bilirim ama sonuçta benim hoşuma gitmeyen bir şey olmuş, kırılmışım belki ve uzaklaşmak istiyorum vesaire vesaire. Ayrıca böyle şeyleri açıkça da söylerim ben, kırıcı mı sizce?

Gerçek sevgi diye karşısındakini altın görmekten bahsedince biri acaba benim varamadığım bir sevgi derinliği mi bu diye düşündüm, sizde nedir durumlar?

 
Haklısınız, bir insanı çeşitli kriterlere göre severiz. Sonuçta dünyadaki herkesi sevmiyoruz değil mi? Eğer sevdiğim kişi benim için hoş olmayan bir şey yaparsa o zaman "acaba onu yanlış mı tanıdım, acaba kendini bana farklı mı tanıttı" endişesi uyanıyor içimde.

Gerçekten sevip sevmemekle alakası yok bu hissin. Tabi bu da bir sebep olabilir, ama tek sebep olamaz. İnsanlara bakmayın, herkes ezberden konuşuyor.
  • akhenaten  (10.04.22 20:14:48) 
doğal bir şey. hiçbir şey yokken tek bir hareketten ya da sözden bir anda soğuduğum daha olmadı bugüne kadar ama özellikle ilişkinin uzun süredir devam ettiği ve benzer şeylerin sürekli benzer sorunlar yarattığı durumlarda ben de yaşıyorum bunu. böyle durumlarda sevgim de azalabiliyor hatta.

hatta hatta ne yalan söyleyeyim o yazıda bahsedildiği gibi bir sevgi çeşidinin olduğunu da düşünmüyorum. bir arada yaşayabilelim diye üzerinde anlaştığımız belli yazılı-yazısız/sözlü-sözsüz kavramlar var, bunlardan biri de sevgi. insanlar ortak paydada birleşebilsin de olabilecek en az sorunla sosyal, duygusal, psikolojik, fiziksel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye üretilmiş bir kavram. insanların gerçek sevgi diye yaşadığı saplantılı tuhaf ilişkiler için belki kusurların göze batmaması falan mümkün olabilir, bilmiyorum.
  • Mossy  (10.04.22 21:31:34 ~ 22:18:44) 
Bunlar birbirinden farklı konular. Sizi üzecek, kıracak soğutacak bir şey yapması başka şey, genel bi hareketine gıcık olmak başka.

Mesela ağzını şapırdatıyordur yemek yerden size hiç batmaz çünkü seviyorsunuzdur.

Ama stresliyken ters biri olması tabi ki batar. Çünkü size karşı da kırıcı oluyordur.

Sevdiğiniz kişinin 1. Örnekteki gibi kötü yönlerini görmezsiniz. 2. Örnekteki gibi kırıcı olan kötü yönlerini ise asıl olduğundan çok daha fazla görürsünüz.

Yazıyı okumadım bu arada.
  • zimbirik  (11.04.22 00:32:17) 
[]

Yaş geçiyor diye evlenmek saçma değil mi?

Çevremde duymaya başladım sürekli, yaşın geçiyor ya evlen sonradan zor oluyor diye. Belki haklılık payı vardır ama ne bileyim bana saçma geliyor. Sırf yaşım geçiyor diye evlenmek pek mantıklı değil sanırsam.

Edit: 33 er kişisi.


 
saçma, sonra kolay boşanırsın


  • jelly bear  (10.04.22 16:04:10) 
kesinlikle katılıyorum. evlenmeyi ve evliliği kutsallaştıran kitlenin baskısının da etkisi var.


  • gottacatchemall  (10.04.22 16:08:55) 
Şimdi saçma diye bakarsan ilerde keşke evlenmeyi düşünseymişim zamanında deme durumun da olabilir.
Bu cümlenin açılımını evlilik için açık ol, plan yap, gündemine al, kapıları kapatma vs gibi düşünmek gerekir

  • epitaf  (10.04.22 16:10:49) 
Herkes aşk evliliği yapmıyor ki, insanların hayattan beklentileri farklı farklı, yaş geçiyor evliliği bi nevi mantık evliliği

Bu video da evlilik üzerine fena değil
youtu.be
  • freebird5406_2  (10.04.22 16:14:03 ~ 16:15:11) 
Saçma ama bence şöyle bir durum var. Kaç yaşında olduğunuzu yazmamışsınız ama 40 yaşına gelince keşke evlenseydim diyecek biriyseniz bu konu üzerinde biraz düşünmek iyi olabilir sizin için. Buna saçma demek yapılabilecek en kolay şey. Bir ilkokul öğrencisi de buna saçma der. O yüzden fikrin saçmalığından çok vurgulanan şeyi biraz düşünmek faydalı olabilir.


  • dissendium  (10.04.22 16:17:04) 
@epitaf zaten kapı açık ama ortada birileri yok. Annem diyor ki kim var diye soracağız etrafa. Görücü usulü kısaca. Dediğim gibi açık ama bilemiyorum.

@freebird5406_2 genel olarak +1

@dissendium Diyebileceğimi pek sanmıyorum.
  • put it in your appropriate place  (10.04.22 16:25:06) 
sevgilin varsa işleri hızlandır diye diyorlardır. Sevgilin yoksa bomboş bi laf o.

Tabii gençken biriyle ortak bir noktada buluşmak daha kolay oluyor sonra "benim hayatım bu, uyan gelsin" kafasında olacağın için evlenmen zor olacak onu da kastediyorlar. Hani kariyerin çok oturmamışsa evlenip bambaşka planlar da yapabilirsin, ama evin işin sabitse hareket etmen zor olur vs.

Ama hepsi öncelikle karşına sana uygun biri çıkmasıyla başlayacak şeyler. Evleneyim diye sıfırdan bir ilişkiye başlanmaz. İlişkin olur, sonra evlensek mi kafasına girmeye başlarsan tamam işte.

Bu arada tanıştırma işleri çok boş işler değil ama annen yapmamalı. Seni tanıyan arkadaşların, yine tanıdıkları ve seninle anlaşabileceğini düşündükleri bir kadınla tanıştırmak isterlerse bi flört et bence. Rasgele tanışıp uyumlu çıkmaktan daha başarılı olabiliyor bu. Aileler bizim "gerçekte" nasıl olduğumuzu bilemiyor, ama arkadaşlar biliyor aslında.
  • nhk ni youkosu  (10.04.22 16:31:22 ~ 16:32:31) 
sanki içinden saçma değil mi acaba diye düşündüğünü ama bize yoo saçma değil cevabını duymak için sorduğunu düşündürttü bu soru nedense :D

Neyse dissendium +1. Çok kişisel bir şey bu. Herkesin hayattan beklentileri farklıdır.
  • mysticriver  (10.04.22 16:34:05 ~ 16:34:33) 
Bence saçma değil. söyle düşün 30 yaşında çocuğun olsa 20 yaşına geldiğinde sen 50 yaşında olacaksın. 40 yaşında çocuğa bakmak daha zor ve yorucu.


  • komando kani var bende  (10.04.22 16:50:29) 
sacma geliyor su an ama hic sacma degil. ben de sonradan anladim bu durumun dogrulugunu. evlilik yasi diye bir sey varmis gercekten.
mesela ne kadar guzel, akilli, isinde gucunde olursan ol "talep" azaliyor yil gectikce.

arti daha secici oluyorsun bir noktadan sonra. bu iyi bir sey gibi gelse de kulaga aslinda degil. kimse dort dortluk degil ki... ama yas ilerledikce tolerans sinirin azaliyor ve aslinda gayet uygun birini begenemez oluyorsun; bir hareketi gozune batiyor ve soguyorsun cunku.

tabii erkeklerde soyle bir durum var. 35 de olsan (20 yas civarini destekledigimden degil de) 20den baslar gittigi yere kadar bir secenegin olur.

bu laf daha cok kadinlar icin var yani. cunku maalesef su an seninle ayni yastaki bir kadinin secenek yelpazesi guzellikten, iyilikten, hosluktan bagimsiz 35ten basliyor o da her zaman degil cunku dedigim gibi o grubun secenekleri 20den basliyor.
  • Kittie  (10.04.22 17:33:23 ~ 17:35:23) 
Komando kanı var bende +1

Çevremde çok örnekleri var. 2 yıla yapmazsam, gelecekteki eş adayıma beni kafalaması sürecinde başarılar diliyorum.
  • baldan kaymak  (10.04.22 21:02:49) 
Evlilik zaten bir amaç doğrultusunda yapılmalı. Aşk evlilikleri sorunlu oluyor. Evliliğin amacı ve konforu olmalı.


  • Cruyff  (10.04.22 21:22:10) 
[]

hayal ettiginiz hayatı yaşamak için

aylık ne kadarlık bir kazancınız olması gerektigini düşünüyorsunuz?




 
50k kazansam güzel yaşardım


  • mg3929  (09.04.22 18:46:05) 
valla ayda €5000 gelirim olsa ben gayet iyi yaşarım ya. hayalimde çünkü maddi kaygımın pek az olduğu, nispeten gelişmiş bir ülkede sessiz sakin bir hayat sürmek var. avrupa'da yaşamak istediğimi düşünürsek belki iskandinavya dışında her yerde rahat ederdim bununla. berlin olur, riga olur, tallinn olur... anneme ve kardeşlerime biraz daha güzel koşullar sağlayabilsem, cebimde kaç para olduğunu düşünmek zorunda kalmasam yeterince iyi hissederdim sanırım.

kırmızı şortli'deki dayının da dediği gibi "o kadar maceralı bir insan değiliz". ha ne kadar kazansan iyi/mutlu hisseder, havalara uçarsın desen bunun için €2000 de yeter açıkçası.
  • der meister  (09.04.22 18:49:45 ~ 18:50:06) 
Ulaşılabilir hayallerden mi bahsediyoruz yoksa xxxxx miktar param olsa şunları alıp, şöyle yaşar, böyle yaparak deneyimlerdim bu hayatı gibisinden mi? .

İlk kısmı için, şuan az çok hayal ettiğim hayatı yaşıyorum çok şükür. Hem maddi hem de manevi.

İkinci kısmı içinse, yaklaşık olarak 15 milyar Türk Lirası falan ancak yetiyor. Olur da bir gün hiç beklenmeyen bir yerden miras kalır ne bileyim şans oyunu tutar vs her şeyin planı kafamda hazır. Dikkat ettim de özellikle bu şans oyunlarında büyük ikramiyeyi kazananların neden dibe vurduğu çok açık. Hayatları boyunca beş saniye bile olsa o miktar da parayı hayal etmemişler. Bir anda da o miktarda ki para da aklî melekelerini bozuyor. Dolayısıyla parayı nasıl değerlendireceklerini bilemediklerinden dolayı da hiç ediyorlar.
  • skzr  (09.04.22 21:15:43) 
Başlığı görünce 50 diye düşündüm, 30la idare edebilirim sanırım


  • neymis  (09.04.22 22:51:02) 
Hayal ettiğim hayatı yaşayabilmem için gerekli zamanı sağlayan bir iş olması daha önemli benim için. Kendime ayıracağım 1 birim zaman için 5 birim çalışmak zorunda kalmamak gibi. İşin hayatı motive etmesi, hayattan çalmaması gibi bir faktör de var maddi getiriden daha önemli oluyor. Aksi takdirde 50k kazanıp gurbetçi gibi birikim yapmak ya da bir haftasonuna koştur koştur tatil sığdırmak anlamsız olur...


  • papa ikinci jambon  (09.04.22 23:11:05) 
önceden 10bin kazansam yeter diyordum şimdi 10bin kazanıyorum ama kesinlikle yetmiyor, en az 30 bin olması lazım.


  • kendi dugunune gitmeyen kamber  (11.04.22 18:33:50) 
Türkiyede 40k civarı sanırım. Başka ülkeleri bilemiyorum


  • alaimisema  (13.04.22 13:51:06) 
6 haneli kazanıyorum. çalışarak 7 de yetmez. çalışmadan bu paranın gelmesi lazım.


  • gabe h coud  (13.04.22 13:55:18) 
pasif gelir lazım.


  • kumandanim  (13.04.22 15:35:13) 
[]

instagram kullanmayan var mı

bana artık çok boş geliyor.




 
Var. Çıktığından beri toplam 1 yıl filan kullandım galiba.


  • allah yazdiysa bozsun  (09.04.22 09:25:21) 
Twitter kullanıyorum sadece onu da instagramcılar bastığına göre kullanan sayısı azalmış olmalı


  • tamam sakinim  (09.04.22 10:07:02) 
Ciktigi zamanki 1-2 yil kullanip silmistim. O zamandan beri kullanmiyorum. Instagramim yok demek t.c. Kimlik numaram yok demek gibi karsilandigi su gunlerde, kullanmayanlari gormek sevindirdi.


  • lynda.com  (09.04.22 10:16:14) 
Ben sözlük harici hiçbir sosyal mecrayı kullanmıyorum. Bunu da üstün görülmek için yapmıyorum, bana hitap etmiyor genel olarak. Sosyal medya kullanmayan bazı insanlarda alâkalı alâkasız her yerde bunu belli ettikleri için irrite etmeye başladı son zamanlarda. .


  • skzr  (09.04.22 11:08:23) 
Çok az bakıyorum. Belirli bir süreden fazlası boş. 5 dakikayı geçiyorsa zarar.


  • dissendium  (09.04.22 11:28:53) 
Hayır kullanmıyorum, hiç kullanmadım. 1 sene önce filan bir projemin sosyal medya hesabı olarak açmam gerekti, onda bile akıllı telefon kullanımını öğrenen ihtiyar gibi tek tek öğrenmem gerekti. Facebook hesabım vardı iletişim amaçlı onu da geçenlerde kalıcı olarak sildim ve artık hiçbir sosyal medya hesabım yok.

İşim de bilişim ile ilgili. Bu kadar ilgisiz olmak bana biraz kendimi sorgulatıyor. Yeni trendleri, internet mecralarını filan hiç merak etmiyorum. Fazla old school biriyim galiba...
  • burka  (09.04.22 12:46:18) 
Ben de kullanmıyorum. Hayatım çok boş zaten neyin resmini paylaşacağım.


  • peki madem  (09.04.22 12:55:14) 
Eskiden kullanmıyordum ama çevremdeki insanlar bana asosyal, psikolojisi bozuk ve gizli saklı birşeyler çeviriyor kesin bu, bakışı yüzünden tekrar açtım. Halkımız çok tuhaf gerçekten. Fazla girmem ama haftada yarım saat en fazla. onda da takip ettiğim hesaplar vücut geliştirme, uzay, doğa gibi hesaplar.


  • komando kani var bende  (09.04.22 13:00:08) 
Kendi adıma hiçbir sosyal medya aracı yok bende. Hepsi sahte hesap.


  • el conquerador  (09.04.22 13:18:21) 
Kullanmıyorum ama işim bunları kullananlara içerik üretmek... ironik espirilerden ve tezat yorumlardan usanmış durumdayım. sanki hayatımızı kurtaracak tek şeymiş gibi.


  • papa ikinci jambon  (09.04.22 23:12:55) 
var, hiç açmadım. ayrıca merak etmedim.


  • tantunisultansuleyman  (10.04.22 16:54:45) 
[]

Pandeminin hayatınızda kalıcı bir etkisi, bir alışkanlık var mı?

Varsa nedir?




 
Aldıklarımı yıkamak. Aksini duşunemiyorum atık, onları yıkamazsam kafayı yiycek gibi oluyorum ve çok ciddiyim :)


  • e mice  (08.04.22 21:48:10) 
el yıkama alışkanlığı hani şu ovalayarak sabunu her yere yayarak biraz uzun süren teknikle

encrypted-tbn0.gstatic.com
  • freebird5406_2  (08.04.22 21:52:32) 
Yok maskeli görmesem pandemi aklıma gelmez


  • olaylar olaylar  (08.04.22 22:06:13) 
Eskisi gibi sürekli buluşma planları yapmıyorum cevremle, evimde vakit geçiriyorum. Çok az kişi ile genelde açık havada buluşmayı tercih ediyorum.

Artik kalabalığa tahammülüm yok.
  • brnbrs  (08.04.22 22:10:00) 
Dışarda her yere kolay kolay dokunamıyorum artık. Dezenfektan spreyim hala yanımda, sürekli kullanıyorum.

Bir de ben pandemide yürüyüşe başladım, sağlıklı beslenmeye başladım. O devam ediyor. Hatta normalde çok yakın olmadığım bir arkadaşla pandemi yürüyüşlerimizde yakınlaştık. Hala düzenli olarak beraber gidiyoruz.

Önceden de insanlarla yakın temas kurmayı sevmezdim. Hala pandemeyi bahane edip insanlarla öpüşüp tokalaşmıyorum. Benim için güzel bahane oldu.
  • jazzabel  (08.04.22 22:13:08) 
Hiç.


  • allah yazdiysa bozsun  (08.04.22 22:58:36) 
Bileklerde sinir sikismasi, goz bozuklugu, kurulugu.

ilk sene iyiydi sporumuzu yaptik da sonra iyice asosyale bagladim.
  • divit  (09.04.22 00:03:41) 
İnsanlarla öpüşerek sarılarak selamlaşmama rahatlığı. Covidin tek getirisi herhalde benim için.


  • Josephine.  (09.04.22 00:07:34) 
Yüzeylerin kirli olduğunu pek aklıma getirmezdim, önemsemezdim. Şimdi çok başka bakıyorum. Farkındalığım arttı.

Amele gibi çalışırdım eskiden. Şimdi iş özel hayat dengesini kurabiliyorum.
  • gabe h coud  (09.04.22 00:35:33) 
Uzun süreli plan yapmıyorum. Hayatta ne olacağı belli değil. Şimdi düşününce çok büyük rezillikti ya. Günlerce sokağa çıkamadık, akşam ezanıyla eve girdik, komşu ile gidemedik. Allah tekrar yaşatmasın. Bunlar aklıma geldiği için gezme fırsatım varsa geziyorum, ertelemiyorum.


  • dissendium  (09.04.22 01:18:57) 
yasadigim ulkede cok sik kapanmalar oluyor ve kapanma yokken dahi cok fazla tedbir var. Mesela, en son iki aydir uzun bir zamandir lockdowndayiz. zaten yurume aliskanligi kazanmaya baslamistim, bu kapanmada uzun sure evde kalinca izin verilen her anda uzun yuruyusler icin disari cikmak, cikamiyorsam kosu bandinda kosmak, evde egzersiz yapmaya onem vermek, usenmeyip kendi yemegimi pisirmek gibi seyler yani kisaca saglik icin kendi yapabilecegim ufak tefek aliskanliklari hafife almamak sanirim hayat boyu surecek bir aliskanlik oldu.


  • sopiro  (09.04.22 05:53:26) 
kıyafetlerimi ayrı odada çıkarmak ve asmak.


  • mikahakkinen  (09.04.22 09:33:29) 
Tokalaşma öpüşme ve sarılmayı bitirdi benim için ve bundan çok memnunum.


  • etna  (09.04.22 12:22:15) 
Kapalı yerlerde maskeye devam edeceğim. Çünkü yalnızca Covid değil, gripten de koruyor.
Vıcık vıcık, dokunmalı selamlaşma bitti, çok memnunum.
Dezenfektan kullanımına devam. Elimi burnuma, ağzıma yaklaştırmamak da kalıcı olur sanırım.
  • pro9it9is9  (09.04.22 12:34:50) 
tanıdıklar ile tokalaşma ve öpüşme çok azaldı. bir de hala evden çalışıyorum.


  • zgrydn  (09.04.22 13:36:53) 
[]

iletişim gurusu tatlı dilli ve saygın insanlar???

hani bazı insanlar vardır haliyle tavrıyla herkesi mest eder, iletişim gurusudur adeta. tatlı dillidir, ona hayır demek içinizden gelmez. ama böyle çok naif çıtkırıldım da değil, kesinlikle saygı duyulan, bir duruşu olan insanlar... onlarla vakit geçirirken kendinizi iyi hissedersiniz falan. aura mı ne bu bilmiyorum ama, nasıl böyle biri olunur? var mı etrafınızda böyle birileri, karakterleri hakkında neler söylersiniz?




 
onları taklit ederken için kendini videoya çekebilirsin
gönllü öğretmenlik yapabilirsin
gönüllü faaliyetleri
  • mantık  (08.04.22 18:13:02) 
Ben öyleyim. Karakteri çok yansıtmaz, çok insansever pozitif düşünceli biri değilim. Sadece sosyal becerilerim gelişmiş durumda.


  • Bruce  (08.04.22 18:27:40) 
Asla böyle biri olamam, bir yerde patlarım. Bu naiflikteki insanlara bir yerde tahammül edemiyorum. Böyle mıy mıy geliyorlar.


  • olaylar olaylar  (08.04.22 18:40:16) 
Modum yerindeyse öyleyim, değilse enerji harcamiyorum.
Genelde gördüğüm en büyük ortak özellik ılımlı olmaları diye düşünüyorum

  • kisa  (08.04.22 18:41:44) 
işte mıymıy olmayan versiyonunu kastediyorum, bir duruşu da olan saygı da gören, baymayan aynı zamanda


  • Mossy  (08.04.22 18:41:57) 
Benim kız arkadaşım böyle. Bir bara gittik. Yanımıza 15 kişilik Amerikan expat grubu geldi. 10 dk içinde hepsiyle tanıştı, ortak konular buldu ve hepsi çok doğal bir şekilde gelişti. Kendi süper gücümmüş gibi geliyor. Hiç bir sosyal durumdan çekinmiyorum. Ne yaparsak yapalım, nereye gidersek gidelim, ortamın yıldız çifti oluyoruz. Salıyorum Pikachu’yu ortama :)

Çok güler yüzlü ve kendine güvenen birisi. Aynı zamanda ayakları yere basar. Snob değildir, ulaşılabilir.
  • gabe h coud  (09.04.22 01:02:17) 
Var, bence ben oyleyim.

Edit: Ay ben yanlis anladim sanirim, ben oyle insanlarin gorur gormez kaninin isindigi falan biri degilim, ama kibar biriyim ve herkes saygili davranir, bunu kastettim.
  • sopiro  (09.04.22 05:57:21 ~ 05:58:15) 
[]

Hem sevilip hem saygı duyulan öğretmeniniz oldu mu?

ne öğrencinin sevdiği ama lakayıt olduğu, ne de saygı gösterdiği ama sevmediği hocadan bahsediyorum.

ünv. hariç böyle hocalarınız oldu mu? nasıl insanlardı? bu hocalarla yaşadığınız, onların bu özellikleriyle ilgili kısa anılarınız var mı?

mesela fakiri mi kolluyordu, dersi mi eğlenceliydi, fedakar mıydı?...

teşekkürler.

 
Bu dediğiniz gibi olan bir hocamız vardı lisede. Hakkaten müfredat ötesiydi. Yerine göre arkadaş yerine göre eğitmen kimliği tam bir ölü ozanlar derneği tavrı vardı.


  • olaylar olaylar  (07.04.22 22:00:22) 
lisede
İbrahim Aktaş (matematik)
Hasan Canbolat (geometri)

İbrahim Aktaş; inanılmaz bilgili, öğretme isteği ve kabiliyeti yüksek muhteşem birisiydi. en serseri bile hipnotize olmuş gibi dinlerdi,
Hasan Canbolat, dersten geçmek gibi bir endişen olmazdı, eğlenmek istersen eğlenirdin, öğrenmek istersen öğrenirdin, boş durmak istersen dururdun ama kimsenin dersi kaynatmasına, öğrenecek adama engel olmasına izin vermezdi.
ikisi de kontrolü elinde tutardı. her türlü konuda kendilerine daşınabileceğinizi hissederdiniz.
çok özlediğim hocalarımdandır ikisi de
  • kisa  (07.04.22 22:04:19) 
Başıma bir iş gelmeyecekse Çamlıca Kız Lisesi Makbule Alsungur. Kendisi müdür yardımcısı ve o dönem sadece bizim sınıfa Fransızca dersine giriyor. ÇKL'yi bilenler bilir disiplin açısından. Sabah okula giyim kodu yüzünden kırbaçlanmadan girmek zordur. Makbule hoca da despotluğuyla nam salmış, hükümet gibi kadın lafının vücut bulmuş hali. Ama bizim sınıfa kod mod yok, saldı bizi. Biz de insan gibi ders yapıyoruz ve kimse saygısızlık etmiyor, ta ki ben bi halt yiyene kadar...

Bir cuma akşamı töreninden bi arkadaşımla kaçıyoruz. Biz daha bahçede seke seke ilerlerken Makbule hocanın "halt!" ihtarı duyuldu. Meğer bizden başka kopacak 3 kafa daha varmış. Dizdi bizi sıraya. Sadece bu 3 kıza bakarak hakaretler, azarlar gırla... Sonra 3 el sille-i Osmaniye atışı duyuldu. Biz sıramızı bekliyoruz tabi. Bize döndü "size de teessüf ederim" dedi ve dönüp gitti. Tokat atsa işim daha kolaymış, o anda ondan nefret edecektim kesin. Böylesi daha fena koydu. Pazartesi günü gittim odasına özür diledim. Törenden kaçmak disiplin suçuymuş, biz varız diye bir şey yapamamış. Kadının içinden bize dair "çıt" diye bir ses geldi :') 20 yıl oldu unutmam mümkün değil. 2 yıl önce vefat etmiş, nur içinde yatsın.
  • beetlejuice  (08.04.22 02:12:30) 
Lisede edebi metinler diye bir ders aliyordum. Ismini hatirlayamadigim bir ogretmenimiz vardi, ismi Alper'di de soyadi nedir bilemedim. COk sakin bir adamdi, kibar kibar konusurdu ve alanina dair bilgisi oldugu cok belliydi. Ben de ogretmenim, ingilizce ogretmeni olup dogru duzgun ingilizce konusamayan veya edebiyat ogretmeni olup son onbes yildir bir sayfa kitap okumadigindan emin oldugum o kadar cok kisiyle tanistim ve calistim ki, Alper bey'i konusurken kitaplardan ornek veren, bos vaktinde okurken gordugumuz, edebiyat bilgisi guclu biri olarak hatirlayip hala saygi duyarim. Ben de okuldayken cok kitap okurdum, pek arkadasim yoktu. Birgun yanima gelip Patrick Suskind'in Koku romanini okumami tavsiye etmisti.

Bir de benim ogretmenim degil ama rol modelim olarak gordugum Darussafaka'nin eski muduru Azmi Ozkardes cok kiymetli bir insandir bence. Genel kultur olsun, insanlik duygusu olsun... Hayatimda genc insanlari ve cocuklari bu kadar onemseyip saygi duyan seven ebeveyn bile gormedim desem yeridir.
  • sopiro  (08.04.22 07:19:53) 
7 senelik Anadolu Lisesi mezunuyum. Çoğu hocamız böyleydi. Babacan, anaç, dersini çok iyi bilen ve öğreten.

Geometri hocası ve beden hocası bunların arasından en çok akılda kalanlar.

İkisi de benim zamanımda 25 sene, benden sonra emekliliğe kadar aynı okulda çalışan hocalar. Beden hocası okulun hentbol takımını Dünya 3.sü yapmış. Atletizmin türlü dalları için milli takım dönem dönem bize gelip gelecek vaat eden çocukları izlerdi. beni de jimnastik için izlediler ama koşu takımına seçtiler. Hocaya çok güvenirdik. Çok babacandı, Terim gibi bir şey.

Geometri hocası da şovmendi :) derse gelir, bond çantayı çat çat açar, kimse çıt çıkarmaz, hiç bir ders kitabında olmayan aşırı ilginç bir soruyu tebeşirle sanat eseri gibi çizerdi. Sonra yanına ilgili teoremi yazardı. Çizdiği esere bakarak sınıfın sonuna doğru geri geri gidip en sondan tebeşiri tahtaya atıp nokta yapardı :) o da çok babacandı. Bizi dinlerdi, başka hocaların saçma bir hareketini duyarsa gidip konuşurdu. Tüm okul çok saygı duyardı. Dershanelerde geometri dersine girmezdik hocamıza o kadar güvenirdik.
  • gabe h coud  (08.04.22 08:44:33 ~ 09:27:53) 
İlk okul; matematik sonra da öğrenilir ama ben size insan olmayı ogretiyorum derdi.
Misal sinifca daga giderdik, dogayla ic ice ders yapardi falan. Hala cok severim kendisini.

Lise; idealist bir öğretmendi. Sert yanlari da vardi ama bizle gülüp eğlendiği zaman da. Isini iyi biliyordu.
  • logisticsmanager  (08.04.22 09:29:42) 
Lise fizikcimiz ogrencilerin sol agirlikli oldugu bir lisede 80 oncesi olaylara karismis ulkucuydu. Buna ragmen sevilir ve sayilirdi.

Sadece bir kere saglam dayak atti, butun sinif dayak yiyen ogrencinin bunu hak ettigi konusunda hemfikirdi.

(bkz: kemal dursun)
  • cleric  (08.04.22 16:48:50) 
[]

Yalnız olmak sizi yoruyor mu?

Sevdiceğin olmaması gibi.




 
Evet çok


  • kisa  (07.04.22 17:19:21) 
Biraz ek yapayım istedim, sevmek de zorlaştı gibi geliyor. Yalnızlığın konforuna da çok alıştım. Hem memnun değilim hem keyifli gibi arada derede bir yerde hissediyorum kendimi.


  • kisa  (07.04.22 17:23:23) 
Yapıya kesinlikle çok bağlı. Ama etken çok. Yapı yaş süre meşguliyet gibi


  • kisa  (07.04.22 17:29:26) 
sanirim yalnizlik bu hayatta bana bahsedilmis en degerli sey

el cevab: hayir yormuyor aksine mutlu ediyor
  • nibba  (07.04.22 17:29:43) 
Çok ilginç ki evet yoruyor ve bazen üzgün hissediyorum ama öte yandan hayatıma biri girince de bir an önce eski halime dönmek istiyorum sanki. Ancak şu da var ki birine de öyle ihtiyaç duymuyorum pek. Hep böyleydim...


  • burka  (07.04.22 17:32:57) 
bazen hasta olduğumda "lan bari bi sıcak çorba yapanım olsaydı." gibi düşüncelere daldığım olsada çevremde gördüğüm olumsuz örneklerden dolayı yalnızlık güzel gibi ama bence yalnızlık zor. İyi bir insana denk gelmek önemli.


  • komando kani var bende  (07.04.22 17:33:54) 
aşırı hem de.


  • rose parks  (07.04.22 18:16:15) 
Bazen diyorum bir sevgilim olsaydı, birlikte zaman geçirseydik. Hem beraber hem ayrı ayrı. Üzüldüğüm oluyor neden olamadı diye ama ne bileyim ya. İlla sevgili olarak değil. Zaman zaman evlenseydim, bir ailem olsaydı dediğim de oluyor. Çocuk olmasına da gerek yok. Şartlar elverirse çocuk da olur tabii.

Diğer taraftan da böyle iyiyim ama bilmiyorum.

@kisa +1
  • put it in your appropriate place  (07.04.22 18:17:59) 
evliliği hiç düşünmüyorum ama sevgilisiz de olmuyor.


  • nothing in my way  (07.04.22 18:35:30) 
@kisa +1
@put it in your appropriate place +1

  • dedim ben sana  (08.04.22 01:45:25) 
Yalnız olmanın aksini hayal edemiyorum. Bana sevgilim olsa daha çok yorulurum gibi geliyor.


  • peki madem  (08.04.22 09:55:35) 
evet ama olması da yoruyor. eskiden hayatımdaki büyük bir eksikliğin benimle birlik düşünen, seven, gören bir erkek olduğunu düşünürdüm -bay c gibi. sonra insan ilişkileri, en sevgi dolu gibi görüneni bile, sadece yalnızlık duygusunu ve yaşamlarımızdan duyduğumuz kaygıyı bastırmak için kullandığımız araçlar gibi görünmeye başladı bana. bu yüzden samimiyet duygumu yitirdim ve sanırım böyle hissettiğim sürece hayatıma biri olsa bile yapayalnız hissedeceğim kendimi.

ayrıca ilişki prosedürleri, bir insanı tanımak, beğenmek, yakın olmayı istemek, bana yakın olmasına izin vermek vesaire gözümde öyle büyüyor ki...
  • Mossy  (08.04.22 11:15:26) 
Tek başıma bir şeyler yapacak uğraşlar bulsam da, hayatta sana eşlik edebilecek, bazı şeyleri sen söylemeden senin gibi düşünerek yapacak, geyiğini, üzüntünü, stresini paylaşabileceğin, kafan esince bir yerlere gidebileceğin ve hiçbir şekilde bunu neden yaptığınızı sorgulamayan, farklı aileler ve ortamlarda büyümüş olsan bile seninle bağ kurmaya çalışan, aile olmayı isteyen, sana tüm sevgisini ve emeğini harcayan bir insanın hayatında olmayışı;

yormuyor, aksine bunları sağlarkenki yaşadıkların insani fevkalade yoruyor yalnız olmana kıyasla.

fakat öyle bir insanın hayatında olmayışı, yalnız ve mutsuz hissettiriyor beni çünkü sevmeyi ve sevilmeyi seven bir insanım. Sorudaki yorulma, "yalnızlıktan sıkılmadınız mı" tarzında ise, cevabım o zaman evet yani. Öyle olduğu için 10 senedir boşluksuz ilişkilerim oldu hep. Yalnızken hayat pek yaşanılası gelmiyor.
  • ananiyimioguz  (08.04.22 11:39:41 ~ 11:40:16) 
[]

Rutin olarak ne yapıyorsunuz?

Merhaba herkese,
Haftada bir tiyatroya giderim, bir gün mutlaka arkadaşlarımla buluşurum, x kursuna giderim tarzı rutin yaptığınız veya yapmazsanız eksik hisettiğiniz neler var?



 
hiç bir şey yok, eve gelip internette geziniyorum bir şeyler izliyorum ve uyuyup ertesi gün işe gidiyorum.


  • oldz  (30.03.22 21:21:14) 
içerim, 2-3 günde bir.


  • erty_ksk  (30.03.22 21:23:37) 
Her gün İngilizce kelime öğreniyorum. Bazen de Almanca ve İspanyolca.


  • dissendium  (30.03.22 21:38:46) 
Soğuklarda yapamadım son bikaç ayda ama hafta sonu sokağa çıkar, sokakta yemek yiyen insanların fotoğrafını çekerim.


  • Bruce  (30.03.22 21:41:15) 
Bu aralar kripto projelerinde testnetlere katılmaya çok alıştım, bir gün yapmazsam bir şeyler eksik kaldı gibi hissediyorum. Eğlenceli geliyor.


  • uvcray  (30.03.22 21:59:39) 
Her gün spora giderim başka da bir şey yok


  • olaylar olaylar  (30.03.22 22:00:57) 
* İşyerinden üç kişi her hafta bir "etkinlik" kararı aldık birkaç aydır. Konser oluyor, içmeye gitmek oluyor, tiyatro oluyor ama oluyor bir şeyler.

* Spora yazıldım, pazartesi çarşamba cuma öğlen aralarında hemen işten spor salonuna koşuyorum

* Her akşam Microsoft Sudoku ve Solitaire Collection'da günlük challenge'ları yaparım :D

* Cumartesi, Pazar tenis kursuna yazılmaya çalışıyorum bir arkadaşla birlikte, boş yer bulur bulmaz başlayacağız.
  • aguen  (30.03.22 23:32:03) 
Her çarşamba TSM koro çalışması, (konser mayısta) her perşembe smmmo seçim çalışması (seçim haziranda) bunlar bitince Çarşamba akşamları koşu akademisi ile koşu sezon bitmemişse perşembe akşamı senfoni konseri, Cumartesi sabah aynı grupla koşu. Her ayın ilk haftası bir arkadaş grubumuzla toplanma. Başka da rutinim yok.


  • naksidil  (30.03.22 23:50:35) 
3 gün spora gidiyorum, gitmezsem birşeyler eksik oluyor.


  • Lethe  (31.03.22 00:44:37) 
haftada 2-3 kere içerim


  • sta  (31.03.22 08:37:22) 
belgrad ormanı'nda 3 tur koşuyorum. arkadaşlarımla caddebostan'da yürüyorum. tenis dersi alıyorum. sitenin salonunda spor yapıyorum.


  • gabe h coud  (31.03.22 09:08:31) 
bi' çok şey var da pazar sabah 7-8 gibi kalkıp 22 km. koşmazsam gerçekten çekilmez birine dönüşüyorum, normalde sütlaç gibi bi' insan olmama rağmen.


  • kumandanim  (31.03.22 09:23:44) 
Her gun yuruyuse gidiyorum. Asagi yukari haftada bir terapiye gidiyorum.


  • sopiro  (31.03.22 10:34:34) 
[]

Baskalarindan onay görme ihtiyaci

Asagidaki bir duyuruda bahsi gecmis, oradan esinlenerek soruyorum. Baskalarindan onay görme ihtiyaci bende had safhada. Kücüklügümden beri bu böyle. Eskiden okulda-üniversitede derslerimin falan iyi olmasinin sebebi bile bu diyebilirim. Örnegin veli toplantilarinda ögretmenlerin hakkimda iyi seyler söylemesi olmazsa olmaz bir seydi benim icin. Okul sonrasi da bu devam etti. Cevreme sürekli iyi bir imaj yayma dürtüsü, hayatimda her sey yolunda gidiyormus gibi bir izlenim birakma arzusu var. Belki bunun getirdigi disiplin sayesinde iyi sayilabilecek bir kariyerim de var ama tam mutlu degilim. Simdi 30'lu yaslardayim ve hala hayatta, iliskilerde, kariyerimde tam olarak ne istedigimi tanimlamak zor birsey benim icin. Kendi isteklerimden cok, benden beklenen bir takim seyler varmis da onlara göre hareket etmem gerekiyormus gibi geliyor. Ailem baskici degildi ama benim basarili ve sorunsuz olmamin onlari cok mutlu ettigini gözlemleyerek yetistim. Is yasaminda veya iliskilerde birisi bana ne istiyorsun diye sorunca genelde tikaniyorum ve baskalarinin benden bekledigini sandigim seyleri tarif ediyorum, ya da tam bir cevap veremiyorum. Hayatta su an icin bulundugum nokta fena degil, ama sanirim bu bahsettigim seyden dolayi motivasyonum düsük, biraz ittirerek yasiyorum hayati, asamadigim bir görünmez duvar var sanki etrafimda.

Bunu bir terapistle konusmaya basladim ama henüz bir asama kaydedemedim. Benzer durumda olanlar var mi? Kendi isteklerinizi nasil belirlediniz? Size kendini böyle tarif eden arkadasiniza ne tavsiye edersiniz?


 
sürekli onaylanma ihtiyacı, çocukluğunda kendisi olmasına izin verilmemiş ya da kendisi olursa bir şekilde sevilmeyeceği fikrine kapılmış kişilerde oluyor daha çok.
aynı zamanda bir şeyleri hak etmediğini düşünen insanlarda da görülebiliyor.

yani onaylanmak aslında sevilmek yerine koyulan bir şey.
çocukluğunuzu, annenizle, babanızla ya da birincil derecede yakın olduğunuz bakıcınızla (anneanne, teyze, dede vs. gibi ebeveynlerin olmadığı zamanlarda çok zaman geçirdiğiniz, bakımınızdan sorumlu olanlar varsa) olan ilişkinizi düşünün.

bu onlardan model olarak aldığınız bir şey mi, yani davranış olarak birini mi taklit ediyorsunuz, yoksa direkt olarak susturulan, eleştirilen, her zaman pek beğenilmeyen ya da yanındakinden (kardeş, kuzen, yeğen vb.) daha az beğenilen ve az ilgi gören bir çocuk muydunuz?

aynı zamanda kardeş rekabeti var mı?
sizden önce veya sonra düşük, kürtaj, doğal ölüm vs. şeklinde kaybedilmiş bir kardeşiniz var mı?

bu aslında kendiniz olamamak demek.
kendiniz olamadığınız için ittirerek yaşıyorsunuz çünkü bu şekilde yaşanmaz, siz de o noktaya gelmişsiniz.
bu sorunları aştıktan, kendiniz olabilmeye başladıktan sonra, kendiniz için yaşayabildiğinizde sorunlarınız ortadan kalkar.
bunlar insanın hayatında yol alması gereken süreçler, akşamdan sabaha olmaz tabii ama kim ne tepki verirse versin ilerlemeye devam etmenizi öneririm.

edit:
hayatınızdaki sorunları tespit edip öne bakma diye bir şey yoktur.
köküne inip nedenini çözemediğiniz her sorun zaman geçtikçe büyür.
  • blatta hiberna  (30.03.22 18:13:36 ~ 19:37:21) 
Bu mevzu anne baba ile ilişkiye gidiyor :) malesef bağırsaklarımız düzensizse o bile oraya kadar gidiyor ….


  • love and trust  (30.03.22 18:35:41) 
Size kendini böyle tarif eden arkadasiniza ne tavsiye edersiniz?

Bence nedenlerini aramaya gerek yok. Hobi olarak arayabilirsiniz de problem olarak gördüğünüz bir durumu tespit ettiyseniz artık o noktadan sonra önünüze bakmanız lazım. Bence başkalarının onayıyla ilerlemiş bir hayat yaşanmamış bir hayattır. Siz bir şey yaparken başkaları için "ne derlerse desinler" olgunluğuna ulaşmanız gerekiyor. Bu da biraz orijinal insan olmakla alakalı. Ülkesinde devrim yapan bir insanı da belki milyonlarca kişi onaylamazdı ama o kişiler kendi bildiğini yaptı. Zaten bu yüzden devrimci olarak görülüyorlar. Onay görme ihtiyacı belki sizin hiçbir zaman bir devrim yapamamanıza neden olacak. Hayatınızda beklediğiniz sıçramayı yapmanıza engel olacak.
  • dissendium  (30.03.22 19:10:02) 
[]

İkinci kez destek istemek

Bir yakınım var. Vaktizamanında çok sıkışık bir zamanımda tüm geri ödeme ısrarıma rağmen karşılıksız bir maddi destekte bulunmuştu. Desteği ben istememiştim; durumumu anlayınca kendisi güzel bir dille destek olmayı teklif etmişti. Bir gün ben de düşersem sen de maddi manevi yanımda olursun zaten demişti. O dönem için pek büyük sayılamayacak bir meblağ idi.

Şimdilerde ise birinden destek almadan kendi başıma altından kalkamayacağım bir yükün altındayım çeşitli talihsiz durumlardan ötürü. Böyle bir desteği maaşımın %75 ile muntazaman geri de ödeyebilirim her ay.

Uzun zamandır ek işler, ek gelirler vb.ne rağmen her yolu denememe rağmen birini beni düzene sokacak bir desteği olmadan kurtuluşum mümkün görünmüyor. Ve kimse bilmese de bu durum hayatımı alt üst etti. Psikolojim hiç iyi değil.

Bu kişiden bu sefer ben bir destek istesem mi? Böyle bir şeye hiç cesaretim yok. Başka bir çıkar yolum da kalmadı gibi görünüyor.

Çok kararsızım. Sizce ne yapmalıyım?

 
Iyi niyeti suistimal sinirinda bir istek. Eger ciddiyseniz ve karsi tarafin da durumu varsa bir odeme plani cikarin. Bankaya borc oder gibi odeyeceginizi taahhut edin.

Fakst maasin yuzde 75'i ile geri odeme cok da ayaklari yere basmayan bir teklif.
  • brkylmz  (30.03.22 12:29:58) 
eğer planlı bir ödemeyi kesinlikle kararlaştırdıysan tl faizi bazında senet teklif edebilirsin ilgili kişiye.

ben borç verdiğim zaman unutabileceğim miktarları veriririm. onun üzerine çıktıklarında ise karşı tarafın bir güvence ile gelmesini beklerim ne kadar yakın olursa olsun.

o sebeple atıyorum 100k tl mi isteyeceksin? ve bir yılda mı ödeyeceksin işte 120ktl /12 ayda 10k tl sana öderim ben bak bunlarda senetlerin.

demenin bence bir mahsuru yok özellikle karşı tarafın maddi durumu iyi ise.
  • duyurukullanıcısı  (30.03.22 12:38:25) 
İlk etapta kulağa kötü gelen bir şey, isteyeceğiniz kişi de bir ufak huylanır ama ödeme konusunda direkt tavrınızı koyarsanız, şu şu şekilde kısa vadede ödeyeceğim diyerek döviz şeklinde alırsanız parayı karşıdaki kişinin de şüphesi kalmaz gibi. maaşın %75'i ile ödeme fikri ise maaşınız 50.000 lira falan değilse pek iyi bir fikir gibi durmuyor. kendinizi yeniden bir darboğaza da sokmayın bu borç biterken.


  • furry burns  (30.03.22 12:40:03) 
Bence burada aslolan üç kriter var. Birincisi sizin karşıdaki insanda bıraktığınız intiba,
İkincisi karşıdaki insanla aranızdaki yakınlık derecesi (hem akrabalık hem de aranızdaki samimiyet)
Üçüncüsü istenen paranın miktarı.

Mesela istese canımı vereceğim akrabalarım (hem uzak hem de yakın) ve arkadaşlarım varken sokakta görsem bir yudum su vermeyeceğim akrabalarım var.
  • skzr  (30.03.22 13:13:30) 
O zamanki sıkışıklık bir süre sonra geçtiyse- ama geçtikten sonra karşılıksız demiş olsa da parayı vermeyi bir kez bile dile getirmediyseniz bence çok yanından geçmeyin.


O sıkışıklık hiç geçmediyse bu cevabım iptal tabii.
  • lcha  (30.03.22 15:11:00 ~ 15:11:53) 
@lcha, o sikisiklik gectiginde birkac kez teklif ettim odemeyi kabuk etmedi. Onun yerine destek olmak istedigi birine ben destek olayim madem dedim. Onu kabul etti. Ben de onun adina onun destek olacagi bir baskasina destek oldum.


  • celebi efendi  (30.03.22 15:33:37) 
[]

izleniyormuş hissi hakkında?

selam dostlar.

her yaptığınız şey başkaları tarafından izlenip, değerlendiriliyormuş hissi duyuyor musunuz?

daha çok çevrenin yaptığı aşağılama hissinin size yönetildiği gibi mesela.

diyelim bir türkü hoşunuza gitti ve dinliyorsunuz. bunu duyan birisi sizi avam olarak değerlendiriyor gibi. mesela şirket aracını kullanırken trafikte modelli araçların size traktör kullanıyor gözüyle baktığını hissetmek gibi. sevdiğiniz ve seri olarak satın aldığınız gömleği giyerken herkesin aynı şeyi hergün giyen zevksiz demesi gibi. sürekli bir davranışlar gereği yargılanıyormuş hissi.

 
Bi yaştan sonra uncool olmanın rahatlığını anlıyorsun ve bunları takmıyorsun


  • freebird5406_2  (29.03.22 21:47:25) 
(bkz: spotlight effect)

özgüveniniz düşük olduğu/yeni olduğunuz/farklı olduğunuz ortamlarda olabilir.
  • AlsterWasser  (29.03.22 21:48:37 ~ 21:49:06) 
@freebird +1
"Guilty pleasure" saydığım her şeyi saldım ben yıllardır. Çevrenizdeki insanlar, trafiktekiler falan sizin hakkınızda zannettiğiniz kadar derin düşünmüyor.

  • kobuzchu kiz  (29.03.22 22:15:27) 
hmm cevabim silinmis ve hic anlamadim neden silinmis.

"yani bizzat izleniyorsunuz ve yapmak istediğiniz avam olarak algılanan istekler var. hem onların gözündeki statüsünüzü korumak istiyorsunuz hemde bu avam isteklerden vazgeçmemek?"

isime geldigi gibi. Atiyorum isyerinde belli bir sekilde giyinmek istiyorumdur ama patronum begenmiyordur bu tarzi. giyinmem zira isin ucunda para var. yani gercekten somut olarak etkileme ihtimali varsa kendimi ona gore ayarlarim ama dedigim gibi sokaktaki adamin ne dusundugunun bana bir faydasi veya zarari yok.

bir de kendini elestriye actikca daha cok elestiri alirsin. ama "yok ben boyle gayet memnunum" kokusu saliyorsan zaten, kimse kolay kolay bir sey demez. en cekici sey kendine guvendir.
  • hot potato  (29.03.22 22:32:38) 
Bir dönem kendimi Truman Show'daymış gibi hissettiğim olmuştu.


  • put it in your appropriate place  (29.03.22 23:23:19) 
Valla sadece ergenlik yillarimda vardi bu his. O siralar tum amacim ne kadar cool oldugumu millete gosterme oldugu icin onu yaralayan her seyde 'ya X kisisi bunu gorurse/duyarsa' tarzi dusunceler vardi.

Misal rock-rap savasinin zirve yaptigi yillarda black metal falan dinleyip rape saydirirken, icimdeki gizli ceza fanina da engel olamiyordum. Hoparlorle metal dinleyip, kulaklikla ceza dinliyordum cunku birinin ceza dinledigimi duymasi benim icin skandaldi.
  • j r r tolkien hayrani  (29.03.22 23:34:18 ~ 23:34:58) 
Tüm bunlar özgüveniniz ile ilgili olan problemlerin sonucu gibi gözüküyor. Ama neden böyle hissettiğiniz, neden başkaları tarafından onaylanmaya bu kadar ihtiyaç duyduğunuz ya da onaylanmadığınız hissini bu kadar kuvvetli yaşadığınızın sebeplerine inmeniz gerek. Bunu da buradan alacağınız tavsiyelerle çözemezsiniz. Bence bunu bir psikolog ile görüşmeniz, bu sorundan kurtulmanın en iyi yolu.


  • thracia  (30.03.22 09:47:56) 
benim hakkımda ne düşündükleri umurumda değil.

bol bol rezil ol ve bu duyguyu aş. tavsiyem bu.
  • dafuq  (30.03.22 20:05:12) 
[]

annemin ölümünü hala kabullenemiyorum

merhabalar, 2020 ekim ayında annemi kanserden kaybettim. o süreçte hastanede yaşadığımız süreçleri, annemin kaybetmemi hala kabullenemiyorum. zorlanıyorum, çok zorlanıyorum. elbette herkesin annesi çok özeldir ama annem benim en yakın arkadaşım, dostum, annemdi. babamla annem ayrı olduğu için ayrıca babam da olmuştu. çok planlarımız vardı, tam rahatladığımız zamanlarda keyfimize bakacağımız zamanlarda hastalık teşhisi kondu.

ne hayallerimizi gerçekleştirebildik, ne evliliğimi görebildi -ki hala evlenmedim, annem olmadığı için bu konularda çok çekiniyorum sevdiceğimin ailesinden, bu evlilik düğün işler nasıl olacak diye, kendimi yalnız hissediyorum, ayrıca şu an hayatımın aşkı diyebileceğim adamla tanışamadı, tanıyamadı.. o kadar tanışmasını isterdim ki. çok seveceğine eminim.

söyleyeceklerimiz, konuşacaklarımız, yaşayacaklarımız hep yarım kaldı bence. kabullenmiyorum. annemin olmamasını kabullenemiyorum, telefonu açıp konuşamamayı, sarılamamayı, koklayamamayı, bir şeyler anlatamamayı, akıl alamamayı, paylaşamamayı kabullenemiyorum. çok özlüyorum, elimden de bir şey gelmiyor.

hastane süreçlerini düşündüğümde ya şöyle olsaydı böyle olsaydı diye düşünüyorum bazen içinden çıkamıyorum.

iş yerinde geldiler yine bana, gelip buraya yazmak istedim. annesizlik çok zor.

 
Başınız sağolsun, eminim ki çok iyi bir evlat yetiştirdiği için huzurla ayrılmıştır bu dünyadan.

Siz de bir yuva kurup anneniz gibi bir anne olucaksınız belki de.

Geleceğe odaklanın veya odaklanmaya çalışın.
İyi günler dilerim
  • bigcaptain  (29.03.22 16:48:51) 
Başınız sağolsun. Zor bir durum annem babam sağ ama şu sıralar bende ya vefat ederlerse ne yaparım korkusu yaşıyorum ama korkunun ecele faydası yok. Bir gün her fani gibi öleceğiz. Annenizle mutlu anılarınız olmuş, arkadaş gibiymişsiniz. ne güzel anneniz sizinle gurur duymuştur. Anneniz sizin hakkınızda üzülmeden ayrılmış bu dünyadan.
Bakın hayatınızda birisi var sizi istemeye gelecekler ve bir aile kuracaksınız. Sizde anne olacaksınız. Geleceğe odaklanın +1

  • komando kani var bende  (29.03.22 17:00:32 ~ 18:04:03) 
başınız sağ olsun, allah rahmet eylesin.

terapi almanız atlatmanızı kolaylaştıracaktır diye tahmin ediyorum.
  • rose parks  (29.03.22 17:44:52) 
Başınız sağolsun, annenizin mekanı cennet olsun. Çok zor bi durumda olduğunuzu tahmin edebiliyorum. Hayatta maalesef her zaman her şey planladığımız gibi olmuyor.
Benim de bir tanıdığım daha üniversitede okurken genç yaşta annesini kanserden kaybetmiş. Sonrasında iş hayatına atılmış, evlenmiş şimdi de bir oğlu var.
Hiç sıkmayın kendinizi sonuçta olması gereken ne ise o oluyor. Düğün müğün işleri bir şekilde hallolur önemli olan sizin psikolojiniz.
Allah sabır versin.
  • umutsuzevjınıkı  (29.03.22 20:27:24) 
başınız sağolsun.

anlattıklarınız annenin ölümünden ziyade, büyüyememekle ilgili.
çok sıkı, "anneyle arkadaş olunan" ilişkilerde maalesef çocukta böyle bir şey olabiliyor.
dolayısıyla birey olmakta sorun yaşıyor, yas sürecini sağlıklı şekilde atlatamıyorsunuz.

muhakkak terapiye gidin bence.
  • blatta hiberna  (29.03.22 21:09:20) 
şimdiye kadar günlük rutininizde iletişim kurduğunuz insanların kim bilir kaç tanesinin annesinin olmadığını düşünün. hiçbirini hissetmediniz. tahmin edebilme şansınız bile yok.

hayat devam ediyor, çocuk sahibi olmanız çok iyi olur.
  • boyle buyurdum  (29.03.22 21:29:09) 
çok değil sende en fazla 50-60 sene sonra öleceksin. annen arkandan ne kadar süre yas tutmanı ister ki bi düşün..


  • ayseee  (29.03.22 22:04:27) 
biraz bencilce bir yanıt olabilir ama sizin annenizle yaşadığınız bu güzel anne kız ilişkisini annesi hayatta olmasına rağmen yaşayamayan çok fazla insan var. birlikte yaşadığınız güzel zamanları hatırlamanız gelecek için belki bir nebze rahatlatıcı olur.


  • deartheodosia  (30.03.22 21:55:27) 
ben de çok az duygu hissedebiliyorum
orta karar öenmli sonucunu çıkardım

  • mantık  (30.03.22 22:01:31) 
[]

Sıkıntılı bir ayrılık ve dava sorusu

Selam arkadaşlar,

Yakın bir arkadaşım bir hafta önce üç senedir beraber yaşadığı kız arkadaşı tarafından terk edildi. Buraya kadar bir sorun yoktu. Kız sıkıldım falan filan demiş. Olur böyle şeyler. Bunların evi ortak olduğu için bir de üstüne üstlük kızın şirket arabasının taksitlerini ödedikleri için bizim arkadaş oturup nasıl halledeceğimizi konuşalım demiş. Şirket kıza araba kiralaması için para veriyormuş, dilerseniz araba alın üzerinize demiş. Bunlar da kredi çekmiş, şirketten gelen parayı da eklemiş bir senedir kredi ödüyorlarmış. Kız biraz çekmiş, bizim eleman 160 bin çekmiş. 80’i şimdiye dek ödenmiş. Şimdi araba kesin kızın olduğu için bizim arkadaş, ben evden çıkmayayım, madem sen ayrılıyorsun, gel eşyalarını al, kendi parasını ödediğin her şeyi al, araba sende zaten ama benim 80 binimi ver kalan krediyi de öde demiş. Bu arada haftasonu şehir dışına gitmesi gerektiği için kıza, sonraki hafta hesaplaşalım diye mesaj atmış. Kız “bu hafta geliyorum, eşyalarımı alırım, seksen bini vermem, kredi senin sorunun demiş” çocuk şok tabi. Gitmesi gerektiği için evi bırakıp gitmiş, dün gece eve bir gelmiş ampülünden, bardaklarına, çay kaşığından nevresimine her şey gitmiş. Üstüne seksen bin tl ödediğiyle kaldı ve bildiğin kız kalan 80 binlik krediyi de bizim elemana bırakmış. Kredi sanırım direkt bankadan galeriye ödendiği için kızın üstüne olan arabada kullanıldığı aşikar bu konuda bir dava açılabilir mi? Ödenmiş seksen kurtarılabilir mi? Eşyalar için hırsızlık haneye tecavüz falan gibi davalar açılabilir mi?


 
Hukuki hicbir bilgim yok ama arkadasinizin yerinde olsam

1. Hicbir yazismayi silmem.
2. Kosarak iyi bir avukata giderim.
3. Avukat ile nelee yapabilecegimi konusurum, eger davayi kazanma sansim var ise avukatim ile bir mesaj hazirlarim, o mesaji atarim.

Mesajda da durumu belirtir, acik acik bu araba senin, ben senin icin kredi cektim, yarisini ben odedim, sen ayrildin, bana bu kadar borcun var, su tarihe kadar odemeni rica ediyorum. Ben de zor durumdayim vs gibi birseyler yazardim. Delil olmasi icin.

Eger yanit vermezse beni bilgilendirmeni rica ediyorum aksi takdirde hukuki yollara basvuracagim diye bir daha mesaj yazardim.

Yine yanit vermezse noter ile ihtar cekilebilir belki.

Yani ozet olarak daha dava bile acmadan bir sekilde borcu odemesi icin hukuki yollardan yola getirmeye calisirdim. Dava acarsam kazanirim uzlasalim tadinda blof yapardim biraz.

Kizin avukat vb. olmadigini varsayiyorum tabii :)

Banka kredisi taksitleri kimin hesabindan odenmis, arkadasiniz kendi odedigini kanitlayabiliyor mu?
  • la lykia  (28.03.22 10:42:35) 
kredi araç kredisi ise ödemesin ve araç hacze düşsün. oluyorsa tabii çünkü araba kızın üstüne anladığım kadarıyla.


  • naksidil  (28.03.22 10:56:28) 
valla ilk fırsatta bir avukata gitmek en mantıklısı, bence hiç beklemeden düzgün bi avukatla görüşsün.


  • roket adam  (28.03.22 11:03:50) 
polise hırsızlık ihbarı yapsın bence
avukat şart ayrıca

  • mantık  (28.03.22 11:10:05) 
Kredi anladığım kadarıyla çekilip direkt çocuğa bile geçmeden banka tarafından galeriye aktarılmış zaten. Araç sıfır a3 sedan. Şirket 1000 euro veriyor kiralama parası kız kredi çektirip sıfır a3 aldırıyor. Çocuğun maaş 10 bin falan kredi 7 bin. Bu nasıl bir haksızlık yani.

Kız avukat değil çok iyi bir ilaç firmasında aylık 40 bin liralara çalışıyor işin garibi.
  • wild honey suckle  (28.03.22 11:10:41) 
Direk avukata gitsin, isin icine avukat dava girince, utanmasi var ise kiz tavrini degistir. Ya da sirkete de bu durumdan bahsedegini soylesin arkadasiniz, biraz gururu varsa sirketde rezil olmaktan da cekinir


  • oscar  (28.03.22 11:11:40) 
direkt en agresif sonuca gitmeyin. önce mesajlarla durumu açıklayın, uyandırmadan durumu doğrular şekilde cevaplar alın. sonra icraya verin. avukata gerek yok bu aşamaya kadar. icra kağıdı geldiğinde, olumlu bir cevap gelmezse bir sonraki aşama şirketine gelip durumu anlatırım, demek. ve aynı anda avukata gidip durumu aktarmak.

ben olsam, davayla da alınmazsa, başka seçenekleri denerdim.
  • gabe h coud  (28.03.22 11:23:29) 
Kalan krediyi odemezse banka arabaya el koyup 3 kurusa satar.
Elemanin odedigi odeyecegi para da havaya gider.
Kiz arabayi kaybeder ama zarar verme acisindan yine karda olur.

Saglam tokatciymis valla.
  • divit  (28.03.22 11:40:48) 
hikayede acayip bi saçmalık var yalnız yani bi insan bu kadar salak olamaz diye düşünüyorum. 10 bin tl maaşı olan adam. 7 bin tl taşıt kredisi çektiyse zaten araba o arkadaşın üzerine olur. yok ihtiyaç kredisi çektiyse 24 ay sınırı var, 24*7 desen 168 bin lira yapıyor. 10 bin lira maaşla 7 bin lira ihtiyaç kredisi vermeleri imkansız gibi bir şey. ki 12 ay önce bu arkadaş muhtemelen 10 binden daha da az kazanıyordur, bir sürü zam almıştır o arada. eğer durum böyleyse bile sanki o ilişkiyi kızın geliriyle sürdürüyorlarmış gibi bi izlenim oluştu bende. kalan 3 bin lira ile ne yapacaksın yani.

işin sonunda eleman krediyi ödemeyebilir, arabaya el konulur, satılır doğru ama sonuçta bi daha arkadaşın uzunca bir süre bankalardan kredi falan alamaz. bence doğru yöntem bu değil.
  • roket adam  (28.03.22 12:50:17 ~ 12:54:41) 
Evet kızın geliriyle yaşanıyordu ama anladığım kadarıyla 160 bin tllik bir açık oldu onu da çocuk çekti gibi. Kredi detaylarına çocuğun anlattığı kadar hakimim ben de. Yani çocuk 7 bin kredi ödeyip 3 binle yaşamıyordu. Genelde her şey kız karşılıyordu ama buna çocuk kredi ödediği için karar verdiler yani kız kendi istedi. İşte sen öde o zaman 7 bin ben geçindireym gibi.

Bir de ev kira ve üç bin tl. Kiracı bizim eleman ama kefil kız. Bizim eleman da ben de kirayı ödemem (zaten 7+3 on yapıyor) o kefil o sorumlu diyor. Anlamadım ben de hiç .
  • wild honey suckle  (28.03.22 13:19:23) 
şey değil mi bu ya,
(olası bir kötü durumda) nafaka ödemekten kaçan adamın arapsaçına dönen durumu...

not: bu devirde babanla bile ortak olmayacaksın.
  • love and trust  (28.03.22 13:29:41 ~ 13:33:03) 
avukatla görüşsün ama bir bardak soğuk su içsin öncelikle. işler bayağı karışacak. evli olsalar bile malları ayırmak güç olacakken şu durumda o 80 bin tl’yi alması zor bence; dolandırılmamış bi şey yapmamış, gönüllü bir şekilde sevgilisinin kredisini ödemek istemiş ki hukuki olarak mal paylaşımı gibi bir durum da olamayacak. arkadaş da epey safmış, belirtmeden geçemeyeceğim.


  • deartheodosia  (28.03.22 15:52:53) 
Bu konu ne oldu ya? Geçen bi muhabbet sırasında anlattım, sonucu çok merak ediyorum.


  • austra  (15.08.22 14:49:03) 
[]

Uzun süredir arkadaş olunan biriyle sevgili olmak

Daha önce böyle bir hiç yaşadınız mı veya çevrenizde yaşayan oldu mu?

Mesela 15 yıllık arkadaşınız, fena olmayan ir yakınlığınız var, ikiniz de birbirinizin pek çok ilişkisine şahit olmuşsunuz ve hatta dörtlü olarak çeşitli aktiveler de yapmışsınız, birbirinizin eski sevgilileriyle de hala arkadaşsınız.

Bunca şeyden sonra ilişkiye başlayınca çevreden garip tepkiler alınıyor mu? Ortak arkadaşlar durumu nasıl karşılıyor? Meraktan soruyorum.

 
Benzerlerine denk geldim. Açıkçası o kişilerin ne olduğu tam olarak çözülemiyor. İster istemez bu kişilerin olayı ne diyorsun. Pek özenilen bir ilişki tarzı değil. Hele dörtlü falan demişsiniz. Çok az kıskanç olarak biri bile ileride sorun edebilir.


  • dissendium  (27.03.22 17:26:21) 
Benzer bir durum yakin cevremde oldu.

Genel yorum "E olacagi vardi oldu, bu noktaya kadar cok oyalandilar bile" tadinda oldu.
  • cleric  (28.03.22 10:23:56) 
[]

Evden eşya almak için 5 saat yol gitmek

Şu an Trabzonda yaşayan bi arkadaşım yaşadığım ilin bi ilçesinde ev tutmuştu. Eve başkaları taşıncakmış artık ve bazı eşyaları orada kalmış. Olan eşyalar: tabak, bardak, çarşaf, nevresim, çadır, uyku tulumu, mat.
Bana sormuştu eşyalarım kaldı alır mısın diye. Bu durumu kendine çok stres yapmıştı. Ben de düşünmeden alırım demiştim ama böyle önemsiz eşyalar olduğunu bilmiyordum. Sonra üstüne de düşmedim.
Durmadan darlayıp duruyor. Bahsedilen yer git-gel 5 saat. Orda eşya topla 1 saat. 6 saatimi alacak ve başka arkadaşım hesap yaptı 350-400 tl benzin parası oluyor. Yorgunluk, boşa geçen gün vb..ve sonra arkadaşıöın benden o eşyaları ne zaman alacağı bile belli değil.

Arkadaşım da durmadan darlıyor da darlıyo ev sahibi arıyormuş onu eşyalarını al diye sen ne zaman gidebilirsin ona göre ev sahibine tam gün söyleceğim diye. Bi de üstüne diyor ki ev sahibinin telefonunu vereyim sen görüş gideceğin tarihi söyle diyor. Yaptığı işin mantıksız olduğunu söylemeye çalışsam da çadır madır diyor.
Siz olsanız gider miydiniz? Neden bu kadar ısrarcı anlamadım. Ne yapayım da bu yükten kurtulayım. Çok yakın arkadaşım. Amaç ne anlamadım. Ya da sorgulama arkadaş için git mi dersiniz

 
Siz o eşyaları aldıktan sonra "bir zahmet kargoya da ver" diyeceğini düşündüm nedense. Toplu ulaşımla gidilecekse olabilir de 400 TL benzine vereceksem olmaz. Az yiyip uşak tutsun.


  • dissendium  (26.03.22 14:26:36) 
Valla esyalarin iceriginden ve mesafeden bagimsiz 'alacagim' deyip de soz verdiysem gider alirdim. Arkadasin da hakli o da sana guvenerek biseyler ayarlamis, simdi gidip yan cizmek hos olmaz. Soz vermeden once bu tur seyleri dusunmen gerekirdi.


  • j r r tolkien hayrani  (26.03.22 14:28:32 ~ 14:29:53) 
yakın arkadaşsa alırdım. yakın arkadaşım yapacağım masrafı ve harcayacağım zamanı düşünür ona göre teklif ederdi zaten.


  • jelly bear  (26.03.22 14:40:08) 
Ev sahibi eşyaları kargoya versin. Bunu teklif edin.


  • ruhen hastayim ben  (26.03.22 16:34:02) 
git gel 5 saatlik yer 350-400den fazla yakar. güzel hesap edin. km.de 1 buçuk tl yakıyor az yakan arabalar şu an. bence değmez.


  • adivar  (26.03.22 16:44:08) 
j rr +1

baştan söz vermeyecektiniz ama şunu da diyebilirsiniz "kanka şu an sıkıntıdayım benzin param yok."
  • komando kani var bende  (26.03.22 17:22:24 ~ 27.03.22 11:04:21) 
Benzin parası karşılığı yapılır sanki. Param yok elimde darda deyin


  • photo85  (26.03.22 17:35:50) 
Söz vermişsiniz ve olaylar gelişmiş. Benzin parasını isteyin ve halledin


  • kaptankedi  (26.03.22 18:01:42) 
Benzin parası istemeyecek kadar samimiyim aslında ve şu an geliri yok ama gerçekten aşırı tırıvırı bir gidiş olacak. Bir çadır için gidilir mi? Kendisine söyledim benzin parası, değer mi değmez mi vb. Sana benzin parasını yatırayım dedi. O eşyaların yüzüne bile bakmayacak 10 sene bana yük olacak.
trabzondan otobüse binse eşyalarını alsa dönse daha ekonomik olur. Gerçekten anlamıyorum. Benzin parası yatır diyeyim mi?

  • Mirabel  (26.03.22 18:19:31) 
yapicam diyip yapmamak sorun. arkadasin kendi tarafindan bu duyuruyu girseydi hak verirdin bence. yakin arkadasin, ailenin falan bir dereceye kadar irrasyonel davranisi tolore edilir.


  • hot potato  (26.03.22 20:24:02) 
yakın arkadaş/akraba vs. için pek bunları düşünmeden giderdim ama siz vakti ve parayı dert etmişsiniz. bunu açıkça söylemekte bir sakınca yok bence. direkt söyleyin. ev sahibi eşyaları toplayıp kargoya vermeyi kabul etmiyor mu? ev sahibine zahmetleriniz için bir miktar para havale edeyim, kargoyu da karşı ödemeli gönderin dese belki kabul edebilir.

bir de 200 liraya da çadır-uyku tulumu var 3000'e de. belki kaliteli oldukları için istiyordur.
  • jepa  (26.03.22 21:04:50 ~ 21:05:23) 
Valla ben direkt şöyle derdim "kankacım ben alırım, ilgilenirim dedim ama şu anki şartlarda benim oraya gidip gelmem öyle beni etkilemeyecek tarzda değil, e senin için çok önemliyse en azından yakıt için bişeyler at da halledeyim"

Zaman kısmı ise yakın arkadaş hatırına feda edilebilir olur o sorun değil bence.

Ama yakıt sorun. Yakıtı karşılamasını istedin diye yaptığın iyiliği başına kakacaksa da hiç yapmaya da bilirsin.. arkadaşlığınız güçlü ve zor zamanlarında maddi veya manevi yanında oluyorsa ne parayı ne de zamanı düşünmelisin...

Parayı diyemeyecek olsam her gün blabla car ilanı açar, yolcu çıkınca o gün onla giderdim en azından o gidiş dönüşü karşılar eheh.
  • ananiyimioguz  (26.03.22 21:05:41 ~ 21:07:49) 
bi defa olur demişsin sözünü yemek olmaz ama aşırı tırı vırı iş konusuna katılıyorum


  • basond  (26.03.22 22:24:20) 
Beraber gidip gelmeyi teklif edin, aktivite olur. Ben olsam 5 saat tek basima araba kullansam sıkılırdım. Masraf içinse onun düşünmesi gerekirdi ama düşünmemiş. Bir daha teklif etmeden önce düşünmenin bedelini ödemiş olursunuz:)


  • boyalı kuş  (26.03.22 23:54:14) 
[]

Yeni evlenecek bir cift icin bir "challenge" önerisi

Yabanci bir arkadasim evleniyor. Yakin arkadaslari benimle iletisime gecip bu cift icin bir "challenge" listesi olusturduklarini söyledi ve bizlerden de listeye katki yapmamizi istediler. Evlendikten sonra beraberce yapilabilecek ve evliligi daha heyecanli hale getirecek ilginc ve biraz zorlayici aktiviteler (beraber yari-maraton kosmak, bilmedikleri bir dilde bir siir ezberlemek, skydiving yapmak vs gibi...). Ilginc bir sey düsünemedim, aklina siradisi bir fikir gelen var mi?




 
yamaç paraşütü,
at binme,
atış yapma.
wild camp
kite surfing
kaya/buz tırmanışı
go cart yarışı
1 hafta/15 günlük yürüyüş örn; likya yolu yürüyüşü (onlar farklı bir yolda yapacaklar tabii)
bungee jumping
karavan ile yolculuk
fine dining restorant keşfi
üzüm bağı gezisi (şarap tadımlı olanlar)
kendi evlerini yapma (çıtayı yükselttim :D)
  • selam  (26.03.22 13:02:24 ~ 13:04:17) 
imdb top 250 listesini izlesinler. her gun 1 film. akar bence.


  • baldur2  (27.03.22 02:15:51) 
[]

Tanışma Yıldönümü'nü önemser misiniz?

Sevgilinizle tanışma yıldönümünde özel plan yapıyor musunuz, o güne anlam yüklüyor musunuz?




 
Evlilik de dahil bütün yıldönümlerinden daha önemlidir bizim için.


  • teritori  (25.03.22 19:31:10) 
Önemserim, özel bir gün çünkü. Nasıl tanıştığınız da önemli tabi, uzun süre arkadaş olarak kalıp sonra işler değiştiyse ne önemi var ki tanıştığınız günün? Ama tanışılır tanışılmaz etkilenip, daha en baştan romantik bir yolda ilerlediğiniz birinden de o günü hatırlamasını beklersiniz ne bileyim.

Bu kadar anlattım ama öyle çok özel bir plan da yapmıyoruz. Genelde o zamanki anılardan falan konuşuyoruz. Ama hatırlamak önemli.
  • akhenaten  (25.03.22 20:20:01) 
önemseriz.


  • gabe h coud  (25.03.22 20:22:59) 
Hiç bir sevgilimle bunun muhabbeti geçmedi, ne kutladık ne de günü hatırladık diye düşünüyorum çünkü bunun bir tribini de yediğimi hatırlamıyorum.


  • Bruce  (25.03.22 20:54:19) 
Simdiye kadar, hatirlayabildigim bir tanisma yil donumu olmadi.


  • buf-e kür  (25.03.22 22:09:34) 
Tanışılan gün sevgili olduysak kutlarım ama sonradan sevgili olduysak o kadar değil. Her anın gününü kutlamak, özel gün üretmek çok yoruyor.


  • jazzabel  (25.03.22 22:12:44) 
Gün sayısının fazlalığı sadece kapitalizme hizmet eder deyip aramızda bir anlaşma yaptık. Doğum günlerimiz haricindekileri önemsemiyoruz.


  • Mirket  (25.03.22 22:22:29) 
tabiki


  • all girls dream  (25.03.22 23:32:25) 
Onemsemem.


  • j r r tolkien hayrani  (25.03.22 23:53:33) 
önemsiyorum ama hiç önemsenmediği için önemsemiyormuş gibi yaptım yıllarca.


  • deartheodosia  (26.03.22 09:54:59) 
[]

avrupa, amerika'da insanlar sosyal iliskilerind bizdeki kadar didisiyor mu?

o beni aramazsa ben aramam.
goruldu atti aramadi trip atayim.
kendimi agirdan satayim.
gecen aradim niye bakmadin?
adam yerine koymuyor musun?
essek basi miyiz burda?

gibi toksik, kezban, kamil hareketler global mi onu merak ettim.

 
Avrupa da Amerika da bizden daha bireyselci toplumlar. Dolayısıyla böyle küçük detaylar sosyal ilişkilerde çok olmayabilir. Ama çok fazla dedikodu var.


  • but that was just a dream  (25.03.22 14:03:52) 
ABD ve Avrupa farklı bu konuda. ABD de rekabetçilik ön planda. İnsanlar tartışmaya girmekten çekinmiyor.

Avrupa'da ise ülkeye göre değişiyor. Mesela ingilizler bir şeyi yapmayacaksa yokuş yapar, bekletir sonra sen kendin vazgeçersin. Tartışmıyorlar yani.

Dediğin konuları genelde ABD ve Avrupa'da takmazlar. Bireyselci olmanın yanında tahammül düzeyleri düşük.
  • nvidia  (25.03.22 14:13:07) 
Seinfeld izlemenizi öneririm. Tipik ABD ilişkileri. Bireyselcilik var, çıkarcılık var. İlişki stratejisi var. Müthiş bir rekabet var. Kadını da erkeği de doğru dürüst bir boyfriend / girlfriend bulabilmek için hakikaten çaba sarf ediyorlar. Genelde ödemeler konusunda bizden farklı oldukları kesin (bkz. bireyselcilik), bir de tabii bekaret mevzuu bizdeki kadar sorun değil ancak insanın olduğu her yerde trip de vardır, toksiklik de.
Ve en önemlisi bu örnekte olduğu gibi bütün genellemeler yanlıştır :)

  • SiyamkedisiZorro  (25.03.22 14:42:50) 
Ulusal bile olmayan bir şeyin globalliğini tartışmak bana göre yanlış. Türkiyede bile entellektüel birikime ve sağlıklı bir psikolojiye göre değişen bir konu bu. Türkiyeye genellemenin uygun olmadığı bir konuyu avrupaya ya da amerikaya genellemek doğru değil.


  • zimbirik  (25.03.22 15:53:18) 
ben kendi tecrübelerimden almanya'da ki durumu yazayim,
bize göre bir iliskileri yok, mesela ev sahibime bir kere bile misafir geldigini görmedim. iliski az olunca sorunda yok. ya da arkadas cevreleri cocukluktan beri ayni.
hocam ameliyat oldu, cicek gönderecekler evini bilen yok. 20 yillik is arkadasi bunlar, evinin sokak numarasi falan degil, bagcilar taraflarinda oturuyor diyebilen bile olmadi.
bir sorun varsa bunu acikca konusuyorlar. iliskiler daha acik. ima yok.
bir de aileler, yakin arkadaslari haric digerleri (sifir) ile iyi vakit geciriyorlar o kadar. kendini ister agirdan sat ister satma bir önemi yok yani.

ya da bana irkcilik yapan hakaret eden ögrenciyi hocaya söyledim, uyarmis vs ama(bunu kendi üstüne düseni yapmak icin yapti), hala o ögrenciyle arasi iyi. ayni ögrenci calismadigi halde yine arasi iyi. Tr'de ben böyle birsey görmedim. hoca calismayani, hakaret edeni grupta durdurmaz. burada ise bizim aramizdaki problem, calismiyorsa onun hayati.

benim Tr insani ile avrupali arasinda gördügüm en büyük fark bunlar bizden cok daha asagilik insanlar, ben cok iyi bir cevreden degilim ama almanya'da doktora yaparken gördügüm düsük seviye davranislari Tr'de görmedim, disaridan baksan daha iyi okullar, kosullar falan dersin. Bizse bunlara göre asiri entrikaciyiz.

benim cok genel cevap oldu, almanci arkadaslar daha iyi cevap verir.
  • wishmaythşngs  (25.03.22 15:54:54) 
[]

Dışarda neden herkes bakımsız?

Kazanç falanla ilgili değil bu, benim maaşım da gün geçtikçe asgari ücretle nerdeyse birleşecek seviyeye geldi ama hayatımı siyah, lacivert ve haki renkten başka bir şey giymeyerek geçirmiyorum.

Herkesin üstü lekeli, ayakkabıları çamurlu, saçları yıkanmamış gibi, gözleri falan çapaklı...

Sadece bana mı böyle geliyor? İstanbul özelinde sordum, ama diğer yerlerden de bahsedebilirsiniz?

 
ayrıca evlendikten sonra da bitiyor o kendine bakma işleri.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (25.03.22 08:27:15) 
Bu durum benim de çok dikkatimi çekiyor ve şaşırtıyor. Bakımsız olmak bir nevi kendine saygıyı bırakmak aslında. Doğal olmakla alakası yok. Dışarı çıkarken insanlar ne diyecek diye değil, kendinden bunu beklediğin için bişeyler yapmalısın. Memurların olduğu bir kurumda çalışıyorum, kendine bakan insan oranı yüzde 1-2 falan.


  • mimetorg  (25.03.22 08:34:17) 
birçok sebebi var. bence fakirlikle ilgisi yok demek kolaycılık olur, bu coğrafyada fakirlik bireysel değil genetik bir unsur gibi, evlere ekmek hep fazladan alınır, en ufak olayda un ve yağ yağmalanır, bir yokluk ve kıtlık korkusu sessiz ve dilsiz biçimde nesilden nesile aktarılmış ve insanlar üst-baş almak, şarap, puro, kitap kültürünü geliştirmek yerine ev'e araca, altın yada benzeri şeylere yatırarak hep fakirlik korkusuyla yaşamış, üstüne alıp giymek lüks, fazladan elbiseyi yıkamak bile lüks bu insanlara onun yerine bir şeye yatırıp zor zamanlarda açta-açıkta kalmamayı düşünüyorlar.

oturmuş bir sistem bu korkuyu silince insanların giydikleri ve yaşamları da düzen kazanmaya başlıyor.
  • babafingo  (25.03.22 08:34:41) 
sabahları makyaj yapmadan çıkıyorum evden ofiste yapıyorum makyajımı :)


  • naksidil  (25.03.22 09:08:15) 
kazançla bi tık ilgisi olabilir mesela önceden grand tuvalet giyinen ben, gömlek-pantolon ütülememek için normal chino pantolonun üstüne yıkanmış ama ütülenmemiş gömleği giyiyor, o gömleğin üstüne de v yaka kazak giyiyorum. malum elektrik zammı. tasarruf mode-on yani. pandemi üstüne savaş derken sıkıyorum biraz. hatun sarıdan koyu renge döndü mesela saçta. bildiğin küçülen şirketler gibiyiz. ha tertemiz giyiniyoruz o bize yetiyor.

onun dışında genel olarak bi bakımsızlık var gibi evet, saldı insanlar çünkü. içlerine gömüldüler bence. ev iş, ev iş.. madem onu yapmıyorum bunu da yapmayayım deyip kombinlerini tamamlamıyorlar ya da gerek görmüyorlar. bütünlük kayboldu.
  • Improbable  (25.03.22 09:14:54) 
bence bu sosyolojik bir durum. babafingo +1 kolaycılık bunda çok etken. bir de çevrenin etkisi olduğunu düşünüyorum. bir diğer etken ise toplumun mutluluğu. ülkemizde bir yaz tatilini bile planlayamıyorsun, kafan esti mi bir yerlere gidip istediğin zaman istediğin şeyi alamıyorsun. mutsuz olmaya kodlanıyorsun ve sonuç olarak özbakımın özsaygın düşüyor.


  • mikahakkinen  (25.03.22 09:16:18) 
Herkes gobekli (ozellikle erkekler). Bana en cok gorunen bakimsizlik emaresi o.


  • hot potato  (25.03.22 09:27:27) 
herkesin değil. ben jilet gibi ve şık giyinirim. o şu şekil giyinir.

erkek halimle bakımlıyım. benim çevremde bakımlı insanlar çoğunlukta.
  • gabe h coud  (25.03.22 09:42:47 ~ 09:43:31) 
Sana öyle geliyor abi tamamen kazançla alakalı. Bakımsız gördüğün adamla bakımlı gördüğün beş kişiyi çevir aylık kazançlarını bi sor bakalım nasıl sonuç alacaksın, adam ay sonunu nasıl getirmeye çalışacağını düşünmekten kendi özbakımına dikkat edemiyor bu gayet doğal. Ha ama kafası rahat adama bak pırıl pırıl, e normal. Sen hangi tarafa aitsen çevrende de öyle insanlar görürsün, bu da algıda seçicilik biraz.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (25.03.22 10:03:19 ~ 10:13:28) 
Valla ben uzun zamandır evden çalışıyorum, biraz saldım.
Ekonomi de insanın kendin bakma motivasyonunu aşağıya çekiyor bence.

Ama ofise gitseydim özenirdim tabii ki ben de. Veya önemli bir gün varsa dikkat ediyorum saç sakal traşıma, renk uyumuna, kombinlere vs.

Dışarıda da bakımsız insan görsem, ya dediğim gibi ekonomik sebeplerden zaten belini zor doğrultuyor bir de bakımına mı özen göstersin derim, ya da ne güzel ya kimsenin ne düşündüğü umrunda değil kendi rahatlığında yaşıyor, belki önemli olan kılık kıyafeti, saçı başı değil de neler ürettiğidir... derdim.

ufak tefek istisnalar olabilir. yani çok fakir, evine ekmek bile zor götüren ama jilet gibi dolaşan insanlar da olabilir ama onlardaki psikolojinin, bulundukları durumu örtmeye çalışmaları gibi yorumluyorum.

uzun ilişkiler veya evliliklerde de salma olabiliyor. kesinlikle hoş gördüğüm bir yaklaşım değil, herkes kendine bakmalı evli çocuklu da olsa fakat ister istemez olabiliyor. Denk geldim bir kaç tane şirketlerde üst düzey yönetici olup da pakistan vatandaşı gibi takılan. Bu insanlar senin benim maaşımı 10a katlar ama saça ve giyime dikkat etmeye biliyorlar.

Babam emekli öğretmen mesela, hep pahalı paltolar, pahalı çoraplar, pahalı ayakkabılarla gezmeye çalışıyor. Yahu benim milyoner tanıdıklarım çakma converce alıp yırtık pırtık giyiyor sen 3 kuruş maaşınla ne diye columbia da takılıyorsun mesela? Hayır bir de anadolunun ufak bir şehrinde yaşıyor yani. İşte orada devreye bir şeyleri gizlemeye çalışmak giriyor sanki.

Ama gözünün çapağını da silersin be kardeşim.. onu da işte yine refah seviyesindeki düşüş ve vurdum duymazlığımızın artmasına yoruyorum.
  • ananiyimioguz  (25.03.22 10:20:26 ~ 10:22:52) 
Ağır makyaj yapmış ama dişlerini fırçalamamış bir plaza kızıyla karşılıklı bir metrobüs yolculuğundan sonra şehir değiştirdim.


  • sadegazoz  (25.03.22 15:51:06) 
[]

Boş yere mi kendimi dolduruyorum

Yakın arkadaşımla bayadır buluşalım diyoruz. Her konuşmamızda bi gün oturalım dertleşelim diyor kendisi de. En son geçen hafta rezervasyon yaptırdığım gün rahatsızlandı, haftaya söz ben ayarlayayım dedi. Tamam dedim, önce sağlık elbette.

Bugün akşam haberleşelim mi dedim. Bir arkadaşıyla görüşeceğini söyledi. Bozuldum tabi. Ona 1,5 yıldır söz verip içmeye çıkamadıklarını söyledi. Bir de “olmadı seni de dahil edelim” dedi. Ben tabi trip mod, gelirim demedim. Gece oldu mesaj da atmadı. İstese çıkışta uğrayayım da diyebilirdi, uzak değil(bu kadarını düşünemeyebilir ama)

Her neyse. Ben acayip doldum. Yani dıdının dıdısıyla buluşuyor ama beni aradığı yok. O farkında değil belki ama ben bunu bir önem sıralaması olarak görüyorum ve artık buluşasım da kalmadı.

Haksız mıyım ya

 
Haksızsın bence.

Hasta olup iptal ettiğinde daha sonraki buluşma tarihiyle ilgili söz vermiş, demek ki bahane değil kendisi de buluşmayı istiyor. İstemese böyle bir şey demek aklına bile gelmezdi.

Bu akşam spontane şekilde sen teklif etmişsin, arkadaşının ayarlamasını beklememişsin. O da başka bir planı olduğunu söylemiş ama yine de seni de dahil etmeyi teklif etmiş, gayet olumlu. Belki yoğun bir dönemi ve gerçekten imkanı olmadı. Belki bu akşam buluştuğu kişiye çok önceden söz verdi ve uzun zamandır görüşemedikleri için daha da ertlemek istemedi. Bunlarla ilgili senin bir şey düşünmeye hakkın olduğunu sanmıyorum. Başka biriyle görüştü diye hesap verecek değil ya. Üstelik aradan çok da uzun bir süre geçmemiş, haftaya ayarlarım demiş ama insanlık hali bir hafta iki hafta sarkabilir, her şey olur.

Bana biraz fazla alıngan geldin. Karşındaki insanın seni önemsemediğini ve değer vermediğini düşündüğünü anlıyorum anlattıklarından. Belki değersizlik duygun vardır, bu yaşanan olay kendinle ilgili bir şeyleri görmene vesile olabilir.

İnsanlardan değer görme, ilgi görme, önemsenme anlamında bu kadar beklentili olmak iyi değil, istediği kadar yakın olsun. Bunlar kişiyi öfkeli kılıyor. Zaten önemli ve değerli olduğunu hissedersen bu kadar umurunda olmayacağını sanıyorum.
  • Mossy  (25.03.22 00:40:33) 
Trip atilacak bir sey yok.


  • brkylmz  (25.03.22 00:56:10) 
sen de benim gibisin biraz. hem haklisin hem de abartmissin belki onlar önceden planladilar sen de sonradan aradin. yani seninle ilgili birsey degil. mesaj atmasina da gerek yok.
ama haftaya ayarlayayim dedigi icin ben arayip sormazdim, ararsa ok, aramazsa da salardim.

  • Ley  (25.03.22 01:02:52) 
Gıcık olur muydum? sadece bir anlığına, evet. fakat kendini dolduracağın birşey yok. herkesin kendi hayatı var.
biraz fazla düşünüyorsun gibi geldi bana.

  • wishmaythşngs  (25.03.22 01:58:04) 
Haksızsınız. Bu kadarcık bir şeye "ben acayip doldum" demeniz de normal değil bence.


  • pispinti  (25.03.22 11:35:38) 
[]

Christian Convery - Ata Berk Mutlu benzerliğine kaç puan verirsiniz?

Chris: www.google.com

Ata: www.google.com


 
3/10


  • zimbirik  (25.03.22 00:09:36) 
3-4 puan veririm.


  • Mossy  (25.03.22 00:42:39) 
İkisini de tanımıyodum. İlk Chris'i açınca çocuk çocuğa benzer yav diye düşünüp sonra Ata'yı açtım.

Benzemiyolarmış..

2/10 o da saçları benziyor diye
  • nundu  (25.03.22 01:05:16) 
[]

Cenaze gitme/gitmeme

İş yerinden bir büyüğüm. İşe girmeme o vesile oldu. Yıllarca yardımcısıydım ama kötü ayrıldık. Enayilikten her şeyini ben yaptım, eli ayağı bendim ama sonra arkamdan bi işler çevirdi. Kopuş o kopuş. İş yerinde 5 senedir selam vermeden geçiyoruz.

Şimdi babası vefat etmiş. Adamı da tanıyordum ama bilemedim ne yapsam. Bu kadın baya yüksek bi mevkide olduğu için herkes gidecek iş yerindeki. Gitmeyen tek kişi ben olabilirim. Sizce ben de gitmeli miyim?
Gitmezsem arama ya da mesaj atma gibi şeyler yapılır mı? Baya sevmiyorum kadını.
Gitmezsem düşmanlık yapar mı işimle ilgili?
Bu işlerin manevi boyutu nedir?

 
ben olsam giderdim. gidip orda görünmek kalabalıkta kaynayıp gitmek demek. aramak başsağlığı dilemek çok daha zor. hem gitmeyip hem aramamak da olmaz sanki. en iyisi herkesle birlikte gidip görüntü vermek.


  • balporsugu  (24.03.22 22:25:06) 
Gitmekten zarar gelmez. Böyle zamanlarda ne olursa olsun orada bulunmak iyidir.
Sonra yine konuşmazsan da olur.

  • anten  (24.03.22 22:25:21) 
dusmanlik falan yapmaz ama, uzak degilseniz gidip gorunmeniz iyi olabilir. acisiyla ahmet gelmis mehmet gelmemis diye dusunmez zaten. gidip gorunun basiniz sagolsun deyin yeterli.


  • exlibris  (24.03.22 22:26:16) 
gidilir.


  • gabe h coud  (24.03.22 23:14:12) 
sevmediğinin düğününe gitmezsin
cenaze, hele baba cenazesi gidilir.
işe girmeye vesile olmanın hatrına bile gidilir.
  • Corc  (24.03.22 23:29:51) 
gitmelisin


  • all girls dream  (24.03.22 23:38:46) 
Yoldan gecerken bile gordugun cenazeye katilirsin.


  • brkylmz  (25.03.22 00:57:40) 
gidilmesi gerekir bence.
sonrasında ilişkiniz aynı şekilde devam edebilir, illa yakınlaşmak zorunda değilsiniz.
baş sağlığı diler, cenazeye katılır, iyi günler der çıkarsınız.
  • blatta hiberna  (25.03.22 01:00:39) 
cenazeye istekilerle birlikte git, ama ekstra birsey yapma.


  • Ley  (25.03.22 01:04:07) 
cenazede küslük, düşmanlık olmaz. gidip baş sağlığı dilemek sizi küçültmez. üstelik babasını da tanıyormuşsunuz, bence mutlaka gidin.


  • golgi aygıtı  (25.03.22 01:36:49) 
Gidin, içiniz daha rahat olur bence.


  • damba  (25.03.22 12:07:43) 
bence de kesin gitmelisin. hatta sanki iç olmamış gibi, samimi bir başsağlığı dilemek için yanına da git. dünyada olanlar dünyada kalsın.


  • love and trust  (25.03.22 12:18:57 ~ 12:19:16) 
[]

Kafada kurulan senaryoların gerçek olması

Selamlar,

Şöyle bir durum oluyor; yaşanma ihtimali olan bir olayın senaryosunu kurguluyorum kafamda mesela x ile şuraya gidiyoruz şunu şunu konuyoruz gibi küçük bir senaryo yazıyorum. Genelde yaşanmasını istediğim şeyleri kurguluyorum. Örneğin flört ettiğim biriyle şöyle bir şey geçse aramızda diyorum ve bu senaryo gerçekleşiyor.
Benim kurguladığım akışta hem de. Tamam yaşanması imkansız şeyler değil ama yine de ilginç geliyor. Enerji, telepati, tesadüf mü nedir bunun adı? Bu tarz bir şey yaşayan var mı ya da psikolojide yeri nedir acaba?

Buyrun sohbete

 
Psikolojide yeri yoktur da manifestation deniyor spritüel çevrelerde.


  • inawen  (24.03.22 20:34:45) 
Valla verdigin ornek uzerinden gidersek direkt senin aktif oldugun bir senaryo kurguladigin icin senin olayi yonlendirmis olman oldukca olasi gozukuyor. Yani ne tesaduf, ne enerji ne de telepati hepsi bisekil yonlendirmene gore gerceklesiyordur.


  • j r r tolkien hayrani  (24.03.22 20:41:59) 
vardır bilimsel bi açıklaması da nedir bilemiyorum. benim de söylediğim yalanlar gerçek oluyor, o yüzden yalan söylemeye korkuyorum agdjs önceleri bir şeylerden kaytarmaya çalışırken 'x yakınım rahatsızlandı, hastaneye gidecek/gitmem lazım, dişim ağrıyor, çok sancım var, kombi bozuldu, x'in tamiri için tesisatçı gelecek' gibi yalanlar söylemiştim. bu yalanları takiben maks 2-3 gün içinde söylediğim şeyi yaşadığım çok durum oldu. o yüzden artık yalan söylemeye çekiniyorum, nitekim söylemiyorum da nolur nolmaz. gaip bi yoldan full dürüst yaşama geçtim :p


  • kimwexler  (24.03.22 20:43:33) 
çekim yasası deniyor heheh.


  • candide  (24.03.22 21:09:51) 
Algıda seçicilik


  • 0zlem  (24.03.22 21:59:06) 
öngörülü birisin
veya yaşanmasını istediğin şeyler yaşanacak şekilde hareket ediyorsun yani.
tam bir winner
  • dafuq  (24.03.22 22:14:05) 
Kendini gerceklestiren kehanet deniyor.
Kendini kurdugun sekilde yonlendiriyorsun.

Burc muhabbetinin ozeti bu zaten.
  • divit  (25.03.22 00:49:55) 
[]

eşimin suratı sürekli asık

ben erkek 29 eşim kadın 24. yeni evlendik evinden ayrıldı geldi. ben gün içi çalışıyorum kendisi evde oturuyor. yüzü hep asık hep mutsuz. kendisinden hiçbir beklentim yok aksine ne isterse yapmasını kendisini geliştirmesini gezmesini vs. destekliyorum ama yok arkadaş yanıma geliyor surat 10 karış geri odasına gidiyor.
nolucak böyle?



 
Sebebi neymiş? Niye mutsuzsun diye sormussundur diye tahmin ediyorum cevabı neydi?


  • kaptan maydanoz  (24.03.22 18:05:14) 
yaptığım çıkarımlar:

1- iş hayatına atılmamış ve şu an işsiz kadın.
2- 25 yaş altı kadın. (işle de bağlantılı olarak 25 üstünde çok olgunlaşıyor insanlar bence kadın erkek fark etmez)

iş bulmaya çalışsın. Sürekli evde internette takılırsa kafasındaki hayatla bulduğu hayat çok başkalaşır, mutsuz olur. Tüm gün yapacak şey de bulamaz. Z kuşağı öğrenmeye de aç değil. Biz olsak evde tutorial izler bişeyler yaparız ama onlar oturup Netflix izliyordur tahminen.

Kısa vadede yapabilirseniz haftasonu bi tatil yapın. Orada konuşun güzelce.
  • nhk ni youkosu  (24.03.22 18:11:34 ~ 18:13:37) 
Bir insanın kendisine yapabileceği en büyük kötülük bir şey yapmadan evde oturmak. Çalışma hayatı, sosyalleşme, tek başına hobilere, zevklere ayırma vesaire bunlar lazım. Mutlaka konuşun ve sorunun kökenini anlamaya çalışın.


  • fotrsapka  (24.03.22 18:59:03 ~ 19:00:33) 
(gorucu usuluyle evlenmediyseniz) evlenmeden once de asik miydi yoksa bu yeni bir durum mu?


  • hot potato  (24.03.22 19:11:41) 
size söyleyemediği sorunlar olabilir. mesela daha çok ilgi bekliyordur belki. duygusal olarak yoksunluk içerisindedir. bunu sizin suçunuz anlamında yazmıyorum, sakın yanlış anlamayın. yani eğer her şeyi her zaman açık açık söyleyebilen yapıda biri değilse bir şeyleri sorun etmiş (aranızdaki ilişki hakkında) ve söylemiyor, o tavırlarla anlatmak istiyor olabilir.
bunun dışında sürekli evde oturmak insanın kafasında kurma ve kendi kendini üzme ihtimalini fazlalaştırıyor. yukarıdakiler +1

  • melodramaticfool  (24.03.22 19:12:44) 
niçin kendisiyle hoş bir sohbet başlatıp bu durumun sizi üzdüğünü kendisini daha mutlu görmeyi istediğinizi ve eğer bir sorun varsa beraberce çözmeye istekli olduğunuzu söylemiyorsunuz?


  • Mossy  (24.03.22 19:22:26) 
acil i$ bul calissin +1 evden cikmasi lazim, yoksa daha da cok cukura gomulur cikartamazsin. bir de spor yapsin, spor salonuna falan yazdir.


  • cooperr  (24.03.22 19:32:23) 
merhaba, öncelikle evli değilim. ancak bu konularda iyi bir gözlemci olduğumu düşünüyorum.

öncelikle belirttiğiniz durum birdenbire oluveren bir soğukluk/mutsuzluk mu yoksa epeydir süregelen bir şey mi. nihayetinde yeni evlendiğinizi belirtmişsiniz. evlilik iki taraf içinde yeni bir hayatın başlangıcı. beklentiler ve yeni düzen zaman zaman insanları bu şekilde bir depresif hale sokabilir. bu durumda sizin öncelikli olarak eşinizle şuankinden daha fazla konuşmanız ve birlikte vakit geçirmenizi öneririm. bütün gün evde olmak kadın erkek farketmeksizin insanı olumsuz anlamda etkiler. belki bu nedenle oluşan bir durumdur. belki tüm gün evde durmaktan rahatsızdır. belki de siz çok dağınık ve pissinizdir. kendinize de özeleştiri yapmanız gerekebilir :) açık, rahat ve birbirinizi yargılamadan konuşmak eminim iyi gelecektir.
  • pardus  (24.03.22 20:56:07 ~ 21:00:33) 
Abi yeni evlisin. Git sarıl öp koklaş neyin var bebeğim de, kendisine sor.

Sonra sorunu çözün.

Görücü usulü mü evlendiniz?
  • Hallegadola  (24.03.22 20:59:40) 
Geri odasi derken? Siz evli degil misiniz? Hangi odaya gidiyor?


  • balpolen  (24.03.22 21:02:10) 
bütün gün evde oturan insan tabii mutsuz olur. hele de 24 yaşındaysa. yarı zamanlı bile olsa bir işte çalışsa bu kadar mutsuz olmaz bence.


  • candide  (24.03.22 21:09:26) 
henüz çok genç, evinden ve ailesinden ayrıldı, seviyor bile olsa ilk defa bir erkekle aynı evi paylaşıyor ve belki yabancılık çekiyor, hayat düzeni tamamen değişti, bütün gün evde tek başına ve yalnız.

şu anda kafasında "evlilik böyle bir şey demek ki" fikri oluşuyor ve bunun süratle önüne geçmeniz lazım.
bu inancı kafasına kazırsa sonra mutlu olması çok zor olur.

evlilik sihirli değnek gibi kendiliğinden insanı mutlu eden bir şey değil ki, çaba harcanması lazım.
o odasına (?) gittiğinde siz peşinden gitmiyor musunuz?
sorduğunuzda bir şey söylemiyor mu?
çalışmadığınız günlerde bir şey yapmıyor musunuz?
bir gün izin alıp gününüzü onunla geçirme, birlikte bir sosyal aktivite bulma gibi şeyler denediniz mi?

desteklemek başka, bir şey yapmak başka.
özellikle bu kadar gençken biraz itici bir güce ihtiyacı olabilir.
"kocam destekliyor, bütün gün gezeyim" demez, sizin "hadi çıkalım" demenizle bir şeyleri yapabilir.
hatta kadın erkek ilişkilerindeki deneyimine bağlı olarak bazı şeyleri öğrenmesi gerekiyor da olabilir.
bu durumda biraz yönlendirmeniz de gerekebilir.
yani bazı şeylerin kendiliğinden olmasını beklemeyin.

sanki mutlu etmeye çalışmaktan ziyade, kendi kendine mutlu olsun istiyorsunuz ve olmadığı için de biraz güceniyorsunuz gibi geldi bana.
motive etmeniz lazım, böyle olduğu için onu suçlarsanız iletişim kuramazsınız.
  • blatta hiberna  (24.03.22 21:23:26 ~ 21:27:01) 
bence mızmız


  • dafuq  (24.03.22 22:15:23) 
bence iş bulmaktan önce derdi ne diye bir sormanız lazım. iş bulmak sadece dertlerini unutturacağı bir meşgale yaratır ama derdi ne? onu çözmen lazım.


  • roket adam  (24.03.22 22:33:35) 
Sende bir sikinti yok hocam. İs yok guc yok her bir gunu bir onceki gun ile birebir ayni geçiyor. Bütün gun evde bos bos otur, kocan aksam gelsin yemek yiyin yatin ertesi gun ayni.
Dolayisiyla mutsuz. Evlilikten bekledigini alamadi. Bu mu lan şimdi evlilik diyor kendi kendine.

Spefisik bir derdi de yok sende bir sorun da yok. Cok büyük ihtimalle bu dediğim dogru.
  • stavro  (24.03.22 22:54:21) 
Problem onunla bunu konuşmamanız olabilir. Bize soracağınıza ona neden sormuyorsunuz. Ama amacınız onu anlamak olmalı.

Evde oturmak zor bir durum. Bir uzmanlığı varsa çalışsın ya da yüksek lisans yapsın bence. Eğer yoksa lisans okuyabilir ya da kursa vs başlayabilir.

Ama şimdi o kendini sıkılmışlık bunalmışlık içinde kendi çıkamayacağı bir çukurda görüyordur. O çukurdan çıkması için yardım etmelisiniz. Eşlerin en birincil görevi diğerine gereken desteği vermek, motivasyonu sağlamak zaten.
  • zimbirik  (25.03.22 00:30:41) 
Size normal olan ama onu mutsuz eden bir nokta var demek. Sürekli evde olması daha da kurar bu durumu bunalır daha da asılır suratı.
Yeni evlisiniz aile evinden yeni çıkmış genç bir kız. Sevginizi daha çok dile getirin, ciddi ciddi sarılın öpün anlat bu seni üzeni beraber çözelim diyin.

  • cilekli pasta  (25.03.22 01:30:44) 
Ya normal değil bu. Evlilik devamlı bir insanı mutlu etmeye çalışma çabası olmamalı. eşiniz kendisi mutlu olmayı bilecek zaten siz Mutlu etmeye çalıştıkça bir inada biniyor ve asla memnun olmamaya gayret ediyorlar sanki. Yönlendirin, işe girsin çalışsın ya da yüksek lisans yapsın ya da başka bir meşgale bulsun. Eğer çalışmayacaksın/okumayacaksın/sosyal hayatın olmayacak gibi kısıtlamalar koymuyorsanız asık suratının sorumlusu siz değilsiniz, herkes kendi mutluluğundan sorumlu ve başka birinin duygularını düzeltmek gibi ağır bir görevi yüklenmeyin (kısıtlıyorsanız evet sorumlusunuz). Asık surattan çok çektim ve çekiyorum, insanı hayattan soğutan, tüm mutluluğunu emen, lanet ettiren bir durum ve bazı insanların hayatı yaşama biçimleri bu.


  • deartheodosia  (25.03.22 08:57:10) 
[]

iş çıkışı oluşan tükenmişlik hissi

sabahları ne kadar enerjik ve psikolojik olarak pozitif isem akşam iş çıkışları inanılmaz derecede tükenmiş ve mental olarak mutsuz hissediyorum. enerji seviyem o kadar yerlerde oluyor ki hiç bir şey yapmak istemiyorum. tersine sabahları enerjik ve pozitif oluyorum ancak mesai olduğu için mecburen kişisel işlerim akşam iş çıkışına kalıyor ve ben içinde bulunduğum hislerden dolayı kişisel işlerime zaman ayıramıyorum verimli olamıyorum ve mutsuz hissediyorum.
bu sorunu yaşayan var mı nasıl aştınız ?



 
yoruluyorsunuzdur normal olarak?
beslenmeniz ne durumda bir de? öğle yemeğinden sonra mesai bitimine kadar aradan çok zaman geçiyor, vücut acıkıp enerjisiz kalınca da böyle hissediyor olabilirsiniz.
bir de kanınıza falan da baktırın isterseniz.
  • veritaslibertas  (24.03.22 16:34:13) 
Zihinsel yorgunluk bedeni de yoruyor. Köle olduğumuz sürece de yorulacağız hep :)
Neyse, yine de önerim var, ona geleyim. O günkü durumunuza göre, uykulu hissediyorsanız birkaç saat uyuyup, uyandığınızda işlerinizi yapmayı deneyin.
Uykulu değilseniz aslında enerjiniz de var demektir. Spor yapın, yorgun hissetseniz bile o enerji yükseliyor.
  • reptillia  (24.03.22 16:52:05) 
Bende tam tersi oluyor. Sabah mutsuz, çıkışa doğru bugün de bitti hissiyle gelen mutluluk. Servise yürümek inanılmaz keyif verici bir şey. Pozitifliğinizi işte harcamayın. İşi en az enerjiyle yapmayı deneyin.


  • dissendium  (24.03.22 17:09:16) 
Aksamlari bir programin oluyor mu? Bir yerlere gidiyor musun birileriyle takılıyor musun? Eve gidip yemek - tv - yatis mi?
Ev-is-ev şeklinde yasiyorsan ondan oluyor.

  • stavro  (24.03.22 22:56:57) 
Sarı ışığın olduğu bir yerde durun.


  • Trafalgar  (25.03.22 00:52:48) 
[]

Yalnızlığın normalleşmesi

Lise, üniversite zamanlarından tanıdığım arkadaşlarımın (ki bunların sayısı bir elin parmağını geçmez) hemen hepsiyle iletişimim koptu gitti. Evlenenler oldu, başka ülkeye taşınanlar oldu derken çevremde kimse kalmadı.

Tüm bunlar olurken ben de fark ettim ki yalnızlığa artık alışmışım. Yeni insanlarla nasıl tanışılır onu bile unuttum desem yalan olmaz. Artık öyle bir durumdayım ki, bir aktiviteye dahil olacaksam direkt tek başıma yapıyorum.

Bu bana çok koymuyor ama bir yandan da yeni insanlar tanımak fena olmaz diye düşünüyorum.

27 yaşında birisi için yeni insanlarla tanışmak nasıl mümkün olabilir?

 
insanların çoğu internetteki arkadaşlıklarını gerçek hayata taşıyorlar. bunu yapmayanlar ise hobi veya eğitim amaçlı kursa giderek oralarda sosyalleşiyorlar.


  • south park in kapusonlu uyesi  (24.03.22 15:19:59) 
Hemen her zaman duyuruda yalnızlıkla ilgili sizinkine benzer duyurular görüyorum ve aklıma o meşhur replik geliyor; "bunca insan yalnızken neden bunca insan yalnız?"

bence direkt tanışma amaçlı duyuru bile açarak başlayabilirsiniz bu işe. Bunu içtenlikle söylüyorum, sakın yanlış anlamayın.
ekşi'de bir sürü bira içmelik veri tabanı dertleşecek veri tabanı vs var, oralardan da başlanabilir belki.
  • foolrules  (24.03.22 16:02:24) 
Yalnızlık güzel bir şey, çoğu zaman keyif de alıyorum ama bazen "Yahu bu nereye kadar böyle gidecek?" demeden de edemiyorum.

@ foolrules

Bu tavsiye için ayrıca teşekkür ederim.
  • deveyidiken  (24.03.22 16:04:48) 
Sosyal ortamlar enerjilerini dolduruyor insanların. Nasıl bir introverte "neden sosyalleşmiyorsun" denilmesi yanlışsa, extrovert'lere de yalnızlık güzeldir demezdim ben.

Kendini yıllarca introvert sanan ama aslında geçmişte sadece asosyal olduğunu anlamış biri olarak, maalesef çözümü işyerinde buldum ben. Ama işyerinde kafa dengi birkaç kişi başlamasaydı ne yapardım bilmiyorum.

Bir aralar Tinder'da takılıyordum. Birçok güzel arkadaş edindim. Tabii oranın eksisi de arkadaşlar hep karşı cinsten oluyor. Arkadaş bulucam diye de tinder tercihimi de değiştirecek değildim.

Yazıldığım spor salonunda herkes kendi personal trainerı ile çalıştığı için yakın bir ortam oluyor. Ders bitişi orada bir sosyal ortam oluşuyor.

Çiftler halinde değil de, topluluk olarak dans. vs grupları sosyalleşmek adına ideal. Ama dans etmeniz gerekiyor. Ama bu eğlenceli aslında. Ama göründüğü kadar kolay değil. Ama istisnasız hep çıkışta "haydi x'e gidelim" deniliyor.
  • aguen  (24.03.22 16:15:39) 
bence de burada konuşup tanışılabilir. çoğu kişi de eski arkadaşlarından devam ediyor. bir de evlenince artık arkadaşa ihtiyaç duymuyor çoğu kişi.


  • candide  (24.03.22 21:06:59) 
[]

İş arkadaşına nasıl açılırım

Merhaba duyuru,

Birkaç ay önce hayatımda tanıdığım en mükemmel ve beyinlerimizin senkronize çalıştığı bir insan işyerimizde başladı. (Ben 26e, kendisi 31k)

Kahve içmeye vs. çağıramıyorum çünkü zaten ben, kendisi, genellikle bir kadın arkadaş daha kahveye çıkıyoruz haftada bir iki. Yine haftada bir akşamları dışarıda konser olur meyhane olur içmeye vs. gidiyoruz üç kişi.

Geçen hafta hepimiz biraz sarhoşken ilişkiler konusunda bir ranta başlamıştı, o sırada fark ettim ki aslında kendisini mutlu edebilecek insan benim, çok eminim. Benim için onun olduğu zaten kesin. Bi noktada cümlelerimizi tamamlıyorduk klfdjgd. Bu yüzden açılmam gerekiyor :)

Dürüst olmak gerekirse üniversiteden beri sadece uzun ilişkilerim olsa da hep Tinder'dandı ve gerçek hayatta nasıl açılınıyor bilmiyorum :(

Dışarıda birebir buluştuğumuz bir gün senden hoşlanıyorum mu diyoruz dümdüz hehe. En son ortaokulda falan orada kaldım. Yardım lütfen :(

Not olarak, ondan pek bir sinyal alamadım ama bu konuda hep odun olmuşumdur zaten. İşyerinden ayrılmayı düşündüğümü öğrenince "ya gitme ya lütfen :(" yapmıştı bayağı üzülmüştü ama sayılmaz bu bence.

İkimiz birlikte tenis kursuna yazılacağız, şimdiden yaz için bu 3 kişi tatil önerileri falan geliyor kendisinden. Arkadaşlığa da okayim ama arkadaş sandığı biri olarak ona yazıp hayallerini yıkmak istemeyeceğim için ret yiyeceksem de baştan yemeyi mantıklı buluyorum.

 
Her şey böyle güzel gidiyorken bi açılıyorsun hatun ben seni arkadaşım olarak görüyorum diyor. Bence tavırlarını iyi analiz edin bakışlarını falan yoksa duvara toslarsınız.


  • olaylar olaylar  (22.03.22 23:44:33) 
neden bir aktiviteye birlikte gidelim mi diyemiyorsun, anlamadım. sevdiği bir şarkıcı, grup olur, tiyatro olur, havalar düzelince yakın mesafe bir gezi olur, hiç olmadı kahveleri alıp sahilde yürüyelim mi ne dersin, diyebilirsin.

dümdüz açılma. önce birlikte bir şeyler yapın, yakınlaşın.

böyle biriyle sadece arkadaşlık seni ileride kesin üzer. hiç girme salt arkadaşlık işine.

ne kadar güzel hislerin var, yapacağın bir hamle ile ne kadar mutlu olacağını düşün. hadi biraz cesaret.
  • gabe h coud  (22.03.22 23:46:33) 
@gabe mevcut durumda iş arkadaşı olarak zaten bunların hepsini yapıyoruz bazen ikimiz, bazen diğer bir kadın arkadaş da dahil oluyor.

tiyatro, konser, klasik müzik dinletisi, kahveleri alıp yürüme hepsi yapıldı. o yüzden sonraki adıma nasıl taşırım bilmiyorum.
  • aguen  (22.03.22 23:55:20) 
Ben bu işlerde gaz verme taraftarı değilim. Önce onun ilgisi var mı yok mu onu ölç. Ne bileyim, Instagram'da bir kız fotoğrafına bak onun yanında. Belki "yakışır kardeşimeee" deyip enseni tutacak. 5 yaş da az değil. Sana bakıyor mu, kıskanma belirtisi var mı, akşam, gece WhatsApp'tan yazıyor mu, bunları bir düşün. Açılacaksan da etkinliği falan bırak. Sakin bir yere davet et.


  • dissendium  (23.03.22 00:08:20) 
moral bozmak gibi olmasın ama sizin iş olsaydı şimdiye dek olurdu gibime geliyor.
ama yine de bunu öğrenmeden rahat edemeyeceksiniz.
o nedenle direkt açılmak yerine yoklama çekin. o genellikle gelen kadın arkadaşın olmayacağı başbaşa bir etkinliğe çağırın. içinde az biraz romantik ortam barındırsın. yani tiyatroya gidelim değil de hafta sonu sadece ikimiz gezmeye gidelim gibisinden.
  • lazpalle  (23.03.22 09:26:03) 
Abi 31k'nın 26e'de gönlü olsaydı 26e'yi 10 kez falan tavlamıştı şimdiye kadar. Unut bence..


  • mg3929  (23.03.22 09:29:25) 
kadınlar, kendilerinin yaşça büyük oldukları ilişkilerden bir nebze çekiniyorlar ama yine de belli sinyalleri alıyor olman gerek. almıyorsan cidden hiç öyle bir şey düşünmüyor olabilir. kadınlar nasıl beceriyor bunu bilmiyorum ama çok denk geldim, bildiğin sevgililerden daha çok takılıyor bir kadın bir erkek, erkek açılınca "ama arkadaş olarak görüyorum ben seni .ss" diyebiliyor kadın tarafı. kadınların duygularını kestiremiyor insan. kendinden yola çıkarak çıkarım yapma bence. direkt ilişki niyeti olsa mutlaka sinyalleme yapar. bir süre daha devam edin bence o sinyali almıyorsanız zorlamayın.


  • furry burns  (23.03.22 10:59:01) 
Güzel cevaplar gelmiş, ikna olmaya yaklaştım gibi :(

Öte yandan daha kendisi başlayalı 2 ay oldu ve işini öğreten kişi ben olduğumdan ekstra saygılı davranmak zorundaydım etik olarak. O olay yeni yeni bitti ben de sinyal vermedim tbh.

Kafa dengi olduğumuzu o da biliyor, diğer arkadaşa kendisi anlatmıştı da neyse. Redpillciler dışında herkesin tüm yorum ve mesajlarını ciddiye aldım teşekkürler.

- - - - - - - - - -

Ama asıl sorum şeydi, bu ortamda crush kişisine "kahve içelim mi" diyerek yürüyemem, nasıl açılabilirim o konuda bir beyin fırtınası yapalım yetişkin kişiler halp.
  • aguen  (23.03.22 11:51:13) 
yaş farkını problem etmesen çoktan yürümüştün zaten
önce kendi içinde ya ben ilerde daha kafa dengi yaşıma uygun birine denk gelirsemi çözüp gerçek duygularını paylaşırsan şansın olabilir

  • mantık  (23.03.22 15:31:12) 
yani her zaman en oluru kahve teklifidir de öyle bir ortam olmuyor zaten sürekli gittiğiniz için. hoşlandığı tarzda veya sevdiği bir oyuncunun olduğu bir film vizyona girdiğinde, şu film çıkmış gidelim mi de diyebilirsin. öncesinde de oturur bir şeyler içer konuşursunuz.


  • furry burns  (24.03.22 09:15:37) 
Her şey böyle güzel gidiyorken pat diye dudaklarına yapışıyorsun


  • rahmi pinkfloydoglu  (24.03.22 09:25:24) 
"senden hoşlanıyorum" fln bunlar lise seviyesi unutun. size gönlü varsa zaten her türlü olur.
31 yaşındaki kadınla daha açık konuşabilirsiniz. mesela böyle üç kişi takılmak değilde sadece ikimizin olduğu bir ilişki istiyorum ne dersin gibi.

  • nuisance  (24.03.22 10:12:54) 
[]

işten eve gelince ne yapıyorsunuz?

selam dostlar.

işe gitmeden önce ve işte geçen zamanım oldukça nitelikli geçtiği halde akşam kalan zamanı değerlendirememe gibi bir sorun yaşıyorum.

sürekli eve giderken alkol alma ve evde biraz müzik eşliğinde sızma fikrinden kendimi alamıyorum.

alkolizme götüren bu düşünceden çıkmam için her akşam bir uğraşıya ihtiyacım oluyor. bu olduğunda hiç aklıma gelmiyor.

siz nasıl vakit geçiriyor ve deşarj oluyorsunuz?

 
Spor, duş ve yemek üçlüsünden sonra bir şeyler izliyor, uyumadan önce kitap okuyorum. Zaten erken yatağa giriyorum.


  • ruhen hastayim ben  (22.03.22 22:02:35) 
şimdilik home-ofis. işten sonra akşam spor, elde kahve sahil şeridinde yürüyüş, belki alışveriş yaparım, arkadaşlarımla buluşurum, dizi-film, gs fb gibi önemli maç varsa maç izlerim. havalar biraz düzelse tenise giderim.

bugün ne yaptım. alışveriş yaptım. d&r'dan dji om 5 aldım. kuruyemiş aldım. günaydın'da döner yedim. sonra bir kaç mağaza gezip, tektaş baktım. 0,50 karat tektaş yüzük olmuş 30 bin lira. sonra sitede yürüyüş yaptım. arkadaşlarımla ve kardeşlerimle 1 saat whatsapp görüşmesi yaptım. birazdan bir kaç bölüm dizi izler, yatarım.
  • gabe h coud  (22.03.22 22:28:27 ~ 22:29:06) 
Yürüyüş mutlaka. Yürümek müthiş rahatlatıcı bir şey bence. İş gününün tüm kafasını dağıtıyor, yeniliyor.

Gece de dizi, çay/kahve. Uykuya kadar bu şekilde takılıyorum ve kapanış.
  • jonas  (22.03.22 22:57:25) 
Bu aralar egitim, workshoplar derken gec eve geliyorum. Ya da projeler icin kütüphaneye gidiyorum.

Disarida yemek yiyoruz, kopekle yuruyus, evin gunluk islerini halletme, haftada birkac kez mat üzerinde egzersiz, dus, ertesi gune hazirlik derken 10-11 oluyor. Bende bu yil is maalesef iste bitmiyor, o nedenle stres yonetiminde zorlaniyorum.

Benim ilgi alanim sarap. Bir seyleri unutmak, stresten uzaklasmak, eglenmek icin uzun zamandir hic icmedim. Boyle seylere alkolu baglamak cok saglikli degil, basta yerine bir seyler koyun: podcast, muzik, uyku getirici bitki cayi vs. vs...
  • buf-e kür  (22.03.22 23:17:43 ~ 23:18:31) 
evden calisiyorum, 5-6 gibi isim bitiyor. ya spora gidiyorum, ya da yemek hazirligi filan derken geciyor. spora gitmeyeceksem yuruyuse cikmaya calisiyorum.

aslinda calismam gereken birkac yeni teknoloji var ama hic istegim yok su aralar. onun disinda ses olsun diye avrupa yakasi gibi bir dizi acik oluyor, oyle takiliyoruz.
  • fakyoras  (23.03.22 02:26:48 ~ 02:27:36) 
kızımı okuldan alıp 5.30 gibi evde oluyorum. eve gelince duş alıp üst baş değiştirme, öpüşme-koklaşma faslı derken 6ya geliyor saat. yemeğimi ocağa koyup yemek pişene kadar o 30-40 dklık vakitte spor yapıyorum. sonrasında yemek yiyip ailece ya bir şeyler izliyoruz, ya kutu oyunu vs oynuyoruz. ya da herkes kendi işine daldıysa ben de etamin, örgü, kitap okuma vs kendi hobilerime vakit ayırıyorum.

ailecek uykuyu sevmediğimiz için genelde 12den önce yatamıyoruz. o yüzden hem evin koşturmacasına, hem birbirimize, hem kendimize ayıracak vakit kalıyor.
  • kakamelsokoban  (23.03.22 08:59:36) 
[]

Çok sık sert tartışmalar yaşadığınız biriyle ilişki yaşamak hk.

Sevgililik ilişkisi tabii ki.

Çok sık aralıklarla sözlü tartışmalar yaşadığınız, durumları sinir harbine çeviren biriyle ilişki yürütmeye dair bakış açınız ne şekildedir?

Yani "İlişki bu, tartışma da olacak tabii. Gülü seven dikenine katlanır" insanı mısınız, yoksa "Sık tartışma, kaos, sinir harbi varsa ben o işte yokum" insanı mı?

 
Tartışmak da sağlıklıdır fakat tartışırken birbirinize mi saldırıyorsunuz yoksa aynı takımın oyuncusu gibi birlikte sorunun üstesinden gelmeye mi çalışıyorsunuz, 1. si gibiyse yokum


  • freebird5406_2  (22.03.22 19:17:04) 
tartışmanın türü, şekli önemsiz sık tartışma varsa o ilişkide ben yokum. yılda 1-2 kez minik tartışmayı ancak kaldırırım sanırım.


  • kimwexler  (22.03.22 19:31:16) 
İlişki başlarındaki güvensizlik ve karşıdaki kişiyi tam tanımamalardan ötürü kaynaklanan tartışmaları bir nebze olsa idare edebilsem de ilişkinin gidişatı hep o şekilde olursa katlanamam ben sakin ve sinirlenmeye gelemeyen bir insanım. Neyse ki karşı tarafı da biraz kendime benzetebiliyorum da çok sorun olmuyor. Ama her gün tartışılan, seslerin yükseldiği bir ilişki bana göre değil şahsen. Tatışılacaksa oturup sakin sakin tartışılmalı. En fazla, hayır sen abdulhamidi savundun, alcak, pust denmeli. Desibelde artış veya fiziksel şiddet olmamalı. Ne insana, ne eşyaya.


  • ananiyimioguz  (22.03.22 19:49:12) 
@anan+1
Boyle yazinca da cok degisik oldu :D Neyse, tartisma var tartisma var. Oyle direkt tartisma olmali ya da olmamali demek bana cok da dogru gelmiyor. Atiyorum her gun ayni konuda tartisiliyorsa o zaman ortada konunun kendisinden cok daha buyuk bir problem vardir. Ya da kucuk bir tartisma birden hic acilmayan defterleri aciyorsa ve cig gibi buyuyorsa bu da sikintilidir cunku daha once hicbir konu dogru duzgun cozulmemeis anlami cikar.

Tartismadan ziyade olayin sinir harbi seviyesine gelmesinin sikintili oldugunu dusunuyorum. Tartisma sorunu cozmeye yonelik olmali, kendi basina bir sorun olmamali bence.
  • j r r tolkien hayrani  (22.03.22 20:21:31) 
Cok sik yumusak tartisma yasadigim biriyle de cok nadir sert tartisma yasadigim biriyle de birlikte olmam ki cok sik ve sert tartisma yasadigim biriyle olayim. (Turkce klavyem yok kusura bakmayin.)

Nadiren, yumusak tartismalar yasamayi tercih ederim. Bunlarda kesinlikle kisiye yonelik tartismalar olmayacak sekilde, fikir ve durum tartisilacak sekilde olmali. Arkadas olarak bile agresif insanlarin hayatimda olmasina tahammul edemiyorum, araba kullanirken ona buna bagiran, surekli dunyayla derdi olan, en ufak seyde kufur edip bagiran insanlari toksik buluyorum ve mumkun oldugunca uzak durmaya calisiyorum.
  • sopiro  (23.03.22 04:56:36) 
benlik bir şey değil, böyle huzursuz bir hayat yaşamak istemem.


  • roket adam  (23.03.22 14:45:52) 
En başından saygı sınırını aşmayıp ilişkide agresyonun dozunu ayarlamayı tercih ediyorum. Bir kez saygı sınırı aşıldığında anormal durum ilişki yaşayan kişiler arasında normalleşmeye başlıyor ve nasıl bir döngü içerisinde olduğunu anlayamıyorsun. En baştan seviyeli tartışmayı tercih ederim, karşı taraf yanaşırsa ne ala, ısrarla çizgiyi aşarsa yollarımızı ayırırım. Sık ve hararetli tartışma sağlıjlı değildir benim için.


  • Josephine.  (23.03.22 15:47:13) 
[]

Ekonomik kriz vs borçlar

Merhaba. Bu sıralar biraz bunaldım. Bir çoğunuzla aynı durumda oldugu düşünüyorum. Bir yıldır işsizim. Birikmiş paramla idare ettim ama hazıra dağ dayanmıyor malum. Ailemle yaşamıyorum yalnız yaşıyorum ve bu benim tercihim değil. Annem vefat etti. Babam da evde kimseyi istemiyor. Para idaresini duzenleyemedim. Kredi, kart vs vs derken battım resmen. Son 10 bin borcum kaldı ama tikandim artık. Eşe dosta da söyleyemem çünkü özellikle bu krizde çok para. Babamın maddi durumu aslında çok iyi ama 10 bin vermezsen kızın ölecek deseler ölsün der :) klasik yaşlı pintiligi. Yarın iş görüşmem var umarım olumlu olur çünkü ciddi anlamda çok bunaldım resmen intiharın eşiğindeyim. Sizde durumlar nasıl?




 
Çok geçmiş olsun, umarım durumunu düzeltirsin.

Bu krizde borcu olan kazanıyor aslında. Faiz enflasyondan daha düşük. Öyle bir enflasyon var ki, eğer faiz işlemeyen bir borçsa, bir kaç ay içinde bile 10 bin liranın değeri 8 bine düşer. Asgari ücret Temmuz'da 650 tl artacakmış, 2 asgari ücret olarak düşün borcunu.

Üzme kendini, 10 bin ciddi bir borç değil.
  • gabe h coud  (21.03.22 19:22:03 ~ 19:25:37) 
Umarım olumlu olur iş görüşmen. Durum bende de çok iç açıcí değil. 10 ay önce bambaşka bir alanda işe başladım. Risk alıp eve çıktım tek başıma. Maaşımın yarısı kadar kira veriyordum. Kredilerle bir sekilde evi düzdüm. Evden de yardım almıyorum. Bir sekilde gitti böyle bir miktar. Yılbaşında güzel bir zam aldım. Böyle ufak tefek planlar yapmaya başladım derken ev sahibi eve ben gecicem dedi. Ki galiba blof yapmıyor beyan falan vericek. Su an İstanbul'da bulunduğum muhitte tek yaşamak 4500 un altına çok zor. Yıllardır çok düzen değiştirmek zorunda kaldım artık bunu da istemiyorum. Yaz sonuna doğru görünen o ki maaşın yarısı yine kiraya gidicek fatura matura, mutfak derken çalışmak çalışmamaktan maddi olarak daha külfet haline gelmiş olucak :) Ama bir yandan da umutluyum. Güzel bir seylerin olmasına tanık olmamız gerekiyor artık kuşak olarak.


  • lüzumsuz adam  (21.03.22 19:25:41 ~ 19:27:38) 
Bence babana cok zor durumdayim hic kalmadi para deyip ne tirtiklasan kardir. kapisini asindir, 3-5 versin.


  • hot potato  (21.03.22 19:29:25) 
Üzücü, bakalım nasıl olacak ama temennim iyi geçmesi.
Benzer durumları yaşadım, yaşayan gördüm ve geçti. İntihar ise düşünülmesi, akla geldiğinde kaçılmasingereken bir şey.
Yarın da güzel haberleri yazarsınız inşallah
  • kisa  (21.03.22 19:30:46) 
Eski entrykerine baktım. Günde 1 paket sigara diyor.
25 tl mi bilmiyorum ama öyleyse ayda yapar 750 TL.
Neredeyse 1 yılda kapanacak borç sigarayı bırakırsan:), (evet boomer konuşması, biliyorum, üzerime gelme:)
Yani olur, hallolur. Bu şu anda yaşadığın ruh hali bira dayanırsan geçecektir
  • kisa  (21.03.22 19:35:44) 
Hepiniz haklısınız ve hepinize teşekkür ederim:) Başka bir çıkar yol yok gibi benim için. Bakalım yarınki görüşmenin sonucuna göre. İyi geceler


  • nediyimkisimdi  (21.03.22 23:57:02) 
Buralarda pandispanyanın bir yazisi vardi hah buldum
www.eksiduyuru.com

Cogu insan sıkıntılı zamanlardan gecer. Ailesini, isini, sevdigini kaybeder. Eger kendini de kaybetmediyse, ne gunlerdi diye anlatir ileride. Oldurmeyen sen guclendiriyor. Ben de yok artik bu da basima gelmez herhalde dedigim bir surecteyim. Arada olsem rahatliycam diyorum ama pes etmek cozum degil. Guzel seylerin bozulma ihtimali varsa cozulme ihtimali de vardir. Elimin tersiyle itemem onlari.
  • ananiyimioguz  (22.03.22 00:06:39) 
maddi sorunlar çok ezici olabiliyor, çok iyi anlıyorum.
ama diğer yandan da gabe h coud +1

10 bin lira ciddi bir borç ya da söylediğiniz gibi çok para falan değil.

babanızla yine de şansınızı deneyin derim.
en kötüsü borç olarak istemeyi deneyin mesela.
olmazsa da olmaz.
bir şekilde çıkış yolu bulunur, karamsarlığa kapılmayın.

umarım görüşmeniz iyi geçer.
  • blatta hiberna  (22.03.22 00:32:12) 
Çok şükür borcum yok ama işyeri bu sene sonuna kadar iş bul dedi bana da. Çok uzun seneler aynı şirkette çalışıyorum. Borcum yok ama birikimim de çok sınırlı. Ev aldık, şükür borcu bitti, arabayı almıştık ama çok senelik, değişim zamanı çoktan geldi ama bu durumda ona para harcayamam. Çalıştığımız çocukların özel okuluna bir de yiyecek/içeceğe gidiyor. Seneye her iki çocuk da sınava girecek, harcamalar dağ gibi olacak.
Birkaç şirket ile görüşüyorum. Umarım sizinki de benimki de olur. Öyle intihar filan düşünmeyin. Bu da bir dönem - geçecek...

  • SiyamkedisiZorro  (23.03.22 13:25:31) 
[]

insan ilişkileri

insan ilişkilerinde beni rahatsız eden bir durum var. ben birini dinliyorsam dinlerim gerçekten ama görüyorum ki kimse doğru düzgün dinlemiyor bile.
mesela daha önce konuştuğumuz bir konu hakkında sanki daha önce konuşmamışız gibi sorular geliyor sonradan ve ben o insandan ışık hızıyla soğuyorum. arkadaşımsa zaten birkaç kezden sonra arkadaşlık benim tarafımdan kalmıyor ama bunu yakın aile üyeleri de yapıyor özellikle aşırı dikkat ediyorum buna.

bana bir soru sorulmuş mesela ve ben daha önce uzun uzun cevaplamışım. aradan kısa bir zaman geçiyor hopp aynı kişi benim ona anlattığım konudaki en temel basit şeyi sanki hiç konuşmamışız ki gibi yine soruyor.

veya bir konu konuşuluyor biri bişey soruyor sen onu anlatırken çat konuyu değiştiriyor ya da hımmm deyip kestirip atıyor.

yani iki örnekte de ben ay bişey anlatayım derdinde değilim sen gelip bana soruyorsun ve zaman ayırıp anlatıyorum. ama dinlemiyorsun önemsemiyorsun.

bu sadece bana mı oluyor?
hayırsa siz nasıl tepki gösteriyorsunuz?

 
insanlara bir şey anlatmaya üşeniyorum ve genelde insanları dinlemiyorum dinler gibi yapıyorum.

mental sağlığım anca bu şekilde ayakta kalabiliyor.

(profesyonel durumlar haricinde)
  • AlsterWasser  (21.03.22 18:29:55 ~ 18:30:34) 
Ben bazen unutuyorum. İnsanlık hâli. Bana olursa da anlatırım. Sorun etmem.


  • dissendium  (21.03.22 18:31:14) 
bence düpedüz saygısızlık.
bunu yapana iyilik yapmam mesela ben.
hemen silmiyorum ama daha yüzeyel sohbet ve ilişki yürütüyorum.
  • gatherer  (21.03.22 18:35:34) 
karşılıklı konuşmada, sen konuşurken aslında seni dinlemiyor, kendi söyleyeceğini düşünüyor, ilk fırsatta kendi hikayesini, derdini anlatıyor, seni yüzeysel bir şekilde dinlemiş gibi yapmak da bu derdini anlatma hizmetinin karşılığı katlandığı bir maliyet.

çok fazla konu varsa; mesela iş görüşmelerinden bahsediyorsak, karşı tarafın 4 tane ayrı görüşmesi varsa, tekrar tekrar hatırlatması gerekebilir, yeni bir işe girmişse iş arkadaşlarından tekrar tekrar bahsetmesi gerekebilir. Önemli bir konuysa, karışıklık yaşanabilecek bir durum değilse, ilk anlattığım gibi bir durum olmalı derim ve hayatımdan çıkarabileceğin bir insan olduğunu düşünürüm.
  • gabe h coud  (21.03.22 18:43:00) 
Bu benim ya, çok detaylı anlatırım bu yüzden, fakat karşı taraf bi konudaki detayı fark etmeyip boş boş bakınca yüzeysel davranmaya başlıyorum. Bu kişi arkadaşım veya sevgimse iş yürümez genelde


  • olaylar olaylar  (21.03.22 18:48:09) 
27- 28 yaşından sonra özellikle beyin öyle bir doluyor ki insam kendisinin ne zaman ne yaptığını ne hissettiğini unutuyor. Yani hemen hemen hiçkimsenin hayatının merkezinde değiliz normal şeyler bunlar. Ben takılmam.


  • cilekli krep  (21.03.22 19:06:23) 
Ben mesela o anda çok güzel dinlerim ama sonra unuturum çünkü hangi birini kafamda tutayım, hayatta bir sürü arkadaşım, meşgalem, işim var. Herkesin her anlattığını ezberimde tutacak olsam beynim patlar muhtemelen. Ama bir iki kişi var ki onların dediklerini unutmamak için özel çaba sarf ederim. Bunlar başka bir olay.


  • inawen  (21.03.22 19:30:58) 
ben böyle durumlarda hepimizin algı düzeylerinin, şekillerinin, kapasitelerinin farklı olduğunu düşünüyorum. mesela öğretmen bir arkadaşım var ve maalesef internet okuryazarlığı çok zayıf. drive'da bazı işlemleri pek çok kez anlattım , youtube videoları da yolladım. ama yok bir nokta geliyor ve gerçekten bağlantı kuramıyor. normalde zehir gibi olan kadının yüzünde o ifadeyi görüyorum yani. ya da benim hafızam dehşet keskin ama en yakın dostum anılarımızın çoğunu hatırlamıyor, konusu geçiyor, anlatıyorum, ahhh evet ya diyor ve sonra yeniden unutuyor :). beni ne kadar sevdiğini de biliyorum. genel olarak başkalarıyla ilgili anılarında da böyle. aynı zamanda yoga eğitmeni kendisi, herhalde bazı pozisyonları/akışları bana milyon defa anlattı ama yok, bende de bu kalmıyor mesela, dönüp dönüp soruyorum.

konuyu değiştirme ve kestirip atmayı kenarda tutarak söylüyorum, art niyet sezmiyorsam tekrar anlatıyorum, gocunmuyorum, saygısızlık veya özensizlik olarak almıyorum. biraz gözlemleyince insan anlıyor zaten hangisi olduğunu. niyet belirleyici oluyor bende.
  • Phoebe  (21.03.22 20:03:09 ~ 20:04:08) 
stresli bir döneme falan denk gelirse normal bazı şeylerin unutulması.
ama normal bir hayat düzeninin içinde bu yaşanıyorsa ya algı kapasitesi düşündüğünüz gibi değildir ya da sizi önemsemiyordur.

bazen bazı durumlarda sinir olabiliyorum ama "bunun algısı da bu kadar" diye kabullendiklerim de var.
duruma ve kişiye göre davranıyorum.
  • blatta hiberna  (22.03.22 00:28:43) 
Benim hafıza 512 mb. Kendi yaşadıklarımı bile unutuyorum sevgilim hatırlatıyor.


  • jazzabel  (22.03.22 00:46:01) 
herkesin hayatı uzun, soruyorsa merak etmiştir zaten. ama bunu sonsuza dek uzun uzun saklayacak hafıza yok kimsede. sosyal medya geleneksel medya iş aile derken çok fazla uyaran ve algı hırsızı olan bir çağdayız. ben de mesela unutuyorum arada maalesef.

çat diye konuşmayı kesme veya hmm demeye gelince, saygısızlık bence de.
  • KaraSakall  (23.03.22 14:45:40) 
[]

Niye hiçbir şeyin eski tadı yok?

Kaç yıldır insanları heyecanlandıran bir kitap, bir albüm ya da bir film çıkmıyor. Futbol desen çöküşte. Eskiden iki Anadolu takımının maçı bile belli bir kesim için ilgi öznesiyken şu anda Premier Lig ve Şampiyonlar Ligi’nin son 16’sı dışında kimsenin doğru dürüst futbol izlediği yok. Dün hayatımın en sıkıcı Real Madrid-Barcelona maçını izledim mesela. NBA maçlarına bakıyorum. Eskiden asla mümkün olmayan boşluklar oluyor tribünlerde.

Medya desen vasatın da altında. Twitter’a giriyorsun, politika, popülizm, dedikodu ve zevzeklik.

Oscar’lar eskiden bir heyecan yaratırdı mesela. Şimdi eskisi kadar umrunda değil kimsenin. Müzik deseniz 90’lardaki üretim bolluğu yerini “Keko Rap” denen furyaya bıraktı.

Eskisi gibi güzel filmler üretilmiyor, romanlar yazılmıyor. Sadece bizde değil, tüm dünyada aynı durum geçerli.

Neden böyle?

 
50 sene önce de insanlar bundan yakınıyordu, bunlar her dönem olan şeyler. Rafine zevklere sahipsen sana uygun olanlara yoğunlaşmak yine senin elinde onlar sana gelmez sen gideceksin.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (21.03.22 15:16:47 ~ 15:19:35) 
Ulaşım kolay, çok fazla uyaran var

Örneğin bundan 20 sene önce oscar olaydı, türkiyede filmlere bu kadar kolay ulaşamıyorduk, film izlemek korsan da olsa bir filme sahip olmak zahmetliydi, büyülü geliyordu
  • freebird5406_2  (21.03.22 15:18:34) 
Yetenekliler eziliyor piyasadan disari atiliyor, gerisi de ancak bu kadar eser cikariyor.

Guzel bir site kesfediyorsun kafasi zehir adamlar var. 6 ay sonra vasatlar dolduruyor orayi.
Sonra zekileri atiyorlar geriye cop tayfa kaliyor.
Twitter,eksi hepsi boyle oldu.

Eskiden kafasiz adamlar ortamlara giremiyordu, her gordugu yeri kendi seviyelerine indiremiyorlardi.
Film,kitap sektoru de boyle.
Yanimdaki kiz 2 tane kitap yazdi saka gibi. Bunu bastirabildi sonra araya tanidiklar koyup satti.
Eskiden olsa hayal bile edemezdi.
N'oldu, o girince 1 gercek yazar disari itildi.
  • divit  (21.03.22 15:26:15) 
freebird5406_2 +1

çoğu şey büyüsünü kaybetti. bir şey ne kadar çabuk üretilir ve ne kadar kolay ulaşılabilir oluyorsa o kadar hızlı değerini kaybediyor.
  • lazpalle  (21.03.22 16:06:56) 
eskiye duyulan özlem. senden 30 yaş büyük birine sorsan eskiden ne güzel karışık maç izliyorduk der.

20 yıl sonra bugünün çocukları eskiden fidget spinner'lar vardı ne güzel günlerdi falan diyecek.

bunun sonu yok. olay dönemde değil sende bitiyor.
  • bohr atom modeli  (21.03.22 16:28:01) 
90'lar müziği de Mozart müziğine göre kötü. Tat konusu kişilere göre değişen bir konu. Her şey her zaman en üst düzeyde olmaz. Bazen altın çağı yaşar, bazen çöküş yaşar. Hayatın kendisi böyle bir şey. İnsan 30 yaşına gelince çocukluğundaki gibi koşamıyor. Her şey daha kötüye gitme eğiliminde.


  • dissendium  (21.03.22 17:36:49) 
çok fazla uyaran var +1 bunun için dopamin detoksu öneririm.

diğer bir konu da postmodern dönem varoluşu gereği klasikleşecek eserler üretilmesine imkan vermiyor. insanların ortak noktalarda buluşabileceği ve bunu devamlı kılabileceği bir ortam yok. dolayısıyla beraberlik duygusu yok, temas çok kısıtlı, güvensizlik yoğun. herkesin kendi doğruları var, herkes kendi içine kapalı bir dünyada yaşıyor falan bunların hepsi birbiriyle bağlantılı şeyler bence. postmodernizm diyorum bunun cevabına.
  • Mossy  (21.03.22 18:14:15) 
çok fazla uyaran var, belirli aralıklarda dopamin detoksu + 1

bence insanlar şunu da es geçiyor sizinki gibi yorumlar yaparken; sen aynı sen değilsin, geçmişte okuduğun bir edebiyat eserinden aldığın haz değişti, dönüştü, gelişti, ilerledi. yani sen ilerledin. dolayısıyla hala aynı çerçevede/kalibrede filmler, olaylar, eserler, olgular peşindeysen zevk vermemesi kadar normal bir şey yok. hayat gibi siz de bir devinim halindesiniz, bunu çoğunlukla ıskalıyor nostalji söyleminde bulunanlar bence. ha tabii ki sınırsız değil her şey ama çok çeşitli. x tad vermiyor artık söylemine enerji harcayana kadar oha y diye bir konu varmış ya diyebilmek lazım. bunu yapabilmek için de ileriye dönük olmalı yüzümüz, sürekli arkaya bakarak yol alamayız.

örneğin oscar bir sinema aşığı olarak benim için de büyüleyiciydi geçmişte. ama zamanla okumalar yaptıkça, sinema sektörüne dair bilgiler edindikçe köhne, hatta yer yer ırkçı ve cinsiyetçi bir etkinlik durumuna düştü benim için. zira bu süreçte benim sinemayla ilgili olduğu kadar diğer konularda da farkındalığım arttı gibi gibi...
  • Phoebe  (21.03.22 20:11:58 ~ 20:13:05) 
sorun eserlerde değil be kuzum... biz yaşlandık.


  • sorucu  (21.03.22 21:49:42) 
yaşlandığınız için size öyle geliyor. hep yaşlılar böyle şeyler söylüyor.


  • kimwexler  (21.03.22 22:32:53) 
eski ramazanlar nostaljisi. yaşlanmayla alakalı, dünya bozmadı, dünya her zaman aynıydı.

veya muhsin bey, istanbul çok bozdu muhabbeti 1980'ler

veya ah be güzel istanbul yine istanbul çok bozdu muhabbeti, 1960'lar.
  • KaraSakall  (23.03.22 14:47:27) 
[]

Evli çiftler, ailece görüştüğünüz kaç çift var, kaç arkadaşınız var?

Merhaba sevgili ekşi sözlük sakinleri.

25'imden sonra yeni bir şehre taşındım. Evlilik, sonra pandemi sonra bebek derken bir bakmışız, birbirimize gidip geldiğimiz, dışarıda buluştuğumuz bir çift, bir arkadaşımız kalmamış. Pandemi öncesi dışarda görüştüğümüz ya da evlerde görüştüğümüz iki evli çift vardı fakat şu anda bakıyorum, hanımla da geçen konuştuk, bizim hiç arkadaşımız kalmamış dedik ya. Bebek olduktan sonra bütün odak noktamız bebek oldu tabii, kimseye bir vefasızlığımız da olmadı, arayanlarla konuştuk, ettik, bir problem yok, yani aramayan sormayan çiftler de değiliz fakat şu an bakıyoruz, haydi gelin dışarda şunu yapalım, şuraya kahvaltıya gidelim diyeceğimiz bir arkadaşımız kalmamış.

Bu durum normal mi, siz nasılsınız, diğer evli ya da evli ve bebekli çiftlerde durum nasıl?

 
Hic bebekli arkadasimiz yok, yas 30. Evli ciftlerle takiliyoruz. Bekar arkadaslarimiz da var. hatta bekarlarla daha kolay plan yapildigi icin daha cok takiliyoruz. Ama evli ve cocuklu insanlar evli ve cocuklularla takilmaya basliyor genelde.

Cocuk konusu cocuksuzlar icin gercekten cok sikici. Sizin biricik yavrunuzun her ani sizin icin cok kiymetli. Evrimsel olarak bebeginizin her ani size ilginc ve tatli geliyor. Ama bu icgudusel bir sey kan bagi olmayan kisilerde olmuyor. bir yemek masasinda, bir arkadas bulusmasinda 1 den fazla kere bebek konusu acildiysa o zaman karsi taraf biraz bunaliyor. Bu nedenle cocuklu insanlarin muhabbeti sarmayabiliyor.

Yani bence bu durum normal. Siz bence bebekli arkadas edinmeye odaklanin.
  • zimbirik  (21.03.22 16:12:52) 
8 aylik evliyim. Ailecek görüştüğümüz annemgil, annesigil ve abisigil var. Benim evli iki erkek arkadaşım var geçmişten gelen. İkisi ile de bir kez görüştük. Bir de eşim evde kadınlari topladı o kadar.


  • allah yazdiysa bozsun  (21.03.22 16:13:05) 
Sanıyorum ki evliliğin ilk yıllarında yapılan görüşmeler belli bir zaman sonra "gereksiz sıkıntı" gibi bir hal almaya başlıyor. Oyüzden bence normal.

Görüşülebilecek arkadaşlar evliliğin çok öncelerinden gelen köklü arkadaşlıklarla yapılabiliyor bence. Bu şekilde yakın ve devamlı görüştüğümüz arkadaşlarımızdan bir çift boşandı ve birisi kayıplara bile karıştı. Diğer samimi olduğumuz evli arkadaşlarımız ise başka şehirdeler, arada kameralı görüşmeler yapıyoruz ama o da nadiren.

Bu saatten sonra da sırf görüşmek için eşimin arkadaş çevresiyle yeni bir aile tanışması vs hiç çekebileceğimi düşünmüyorum kendi adıma çünkü çok konuşkan ve ortamlarda muhabbet yürüten bir karakterim yok. Aynı şekilde eşim de benim çevrem için aynısını düşünebilir, hiç konusu da geçmedi, bir eksiklik gibi algılamadık bunu çünkü.

Kıacası biz bize yetiyoruz ve yüzeysel ilişkileri hiç sevmiyoruz.
  • foolrules  (21.03.22 17:20:01) 
0 çift var. anca kuzenler var işte, kırk yılda bir görüşülen.
bekar arkadaş da kalmadı, farklı şehire taşınma sonrasında zaten benim arkadaşlarım sıfırlandı. eşimin de arkadaşları ile arası bozuldu. sıfır eş dost kaldık öyle. zor durum.

  • gazozailacatmauzmani  (21.03.22 17:29:59) 
çocuksuz evli çift tarafından cevap vereyim
çoçuklu arkadaşlarla plan yapmak için 1 hafta cevap süresi veriyoruz. hadi çıkalım diyemiyor kimse.
bana hadi buluşalım deseniz en geç 1 gün sonraya veririm randevu.
büyükşehir,ulaşım, hava durumu derken buluşmak zor sadece yoksa çoçuğu var sadece onunla ilgili muhabbeti diye sıkılmadık.
ben isterdim ki çoçuklu arkadaşlarımız alsın çocuğu her yere taşısın ben de yardımcı olayım.
  • gatherer  (21.03.22 19:05:29) 
Benzer durumdayız. 0 değil ama istediğimiz ölçüde de sosyal değiliz. Ailelerden de uzak bir şehirdeyiz, çocuk iyice bize yapıştı. Pedagog a danıştık, sosyalleşmesi
Ve yeni insanlar görmesi gerekiyormuş. Hiç tarzım olmamasına rağmen komşu kadınlarla kısır günlerine filan takılıyorum :/
Arkadaşlarımızın çoğu ya yurtdışına taşındı ya da boşandı bu arada. Birkaç çifti de görüşmek için biz itekliyor gibiyiz…
  • physcos physcos  (22.03.22 00:48:25) 
[]

Bir erkek kolayca gözden çıkarabileceği bir kadının peşinden neden koşar?

Elimden geldiğince kısa anlatmaya çalışacağım. Sorunun doğrudan benimle bir ilgisi yok ama fikrinizi almak istiyorum.

Ayşe ve Ali'nin uzun süren bir ilişkisi var diyelim, yaklaşık 10 yıllık. Ayşe, Ali'nin çevresinde olan (iş yeri, aile dostu vs.) bazı kadınlardan rahatsız oluyor ve Ali'den araya mesafe koymasını istiyor. Bunu isteme sebebi de o kadınların Ali'den hoşlandığını hissetmesi. Ali ise bunu reddediyor ve o kadınlarla sık sık görüşmeye devam ediyor. Bu tabii ki büyük kavgalara sebep oluyor ama bir şekilde bastırılıyor ve Ayşe yola devam ediyor.

Son yıllarda özellikle bir kadın daha yakın olmaya başlıyor Ali'ye. Kendisi evli ve İngiltere'de yaşıyor, kocasıyla sorunları olduğundan bahsediyor Ali'ye sürekli. Aynı zamanda Ali'nin ailesinin aile dostu, onun kız kardeşleriyle ve annesiyle çok yakın. Ali de onun kendisine anlattıklarına Ayşe anlatıyor, aralarında gizli saklı yok hiç. Ayşe elbette rahatsız oluyor ama bazı sebeplerden çok büyük tepki gösteremiyor.

Bir gün Ali, Ayşe'ye, Ayşe iş için şehir dışındayken, bu kadının Türkiye'ye geldiğini ve o gece saatlerce eğlendiklerini, sonra da birlikte uyuduklarını ama asla öpüşmediklerini veya sevişmediklerini söylüyor. Ayşe, Ali'nin kendisine asla yalan söylemeyeceğini biliyor çünkü birbirlerine karşı her zaman çok açık sözlü olmuşlar ve onun dediklerine inanıyor; ama bu durumu da artık kabullenemiyor ve ayrılıyorlar.

Ayrılıktan sonra Ali bir yıl boyunca perişan bir halde Ayşe'yi geri kazanmaya çalışıyor, zaman zaman çok içip Ayşe'nin evine gelerek ağlıyor, bir daha onun kalbini kıracak hiçbir şey yapmayacağını söylüyor. Bir yılın sonunda yeniden deneme karar veriyor Ayşe ve tekrar ilişkiye başlıyorlar.

Daha üçüncü gün Ayşe, Ali'nin telefonuna geçen sefer ayrılmalarına sebep olan kadından gelen ''Kokunu özledim.'' tarzından bir mesaj geldiğini görüyor. Ali'nin gizlemeye çalıştığı bir şey değil bu arada bu, zaten telefonunu bazen Ayşe de kullanıyor.

Ali, kadının Ayşe'yle tekrar başladığınından haberinin olmadığını ve bu yüzden mesaj atmaya devam ettiğini söylüyor. Ayşe de şimdi haber ver o zaman diyor, Ali bir ara söylerim diyor. Tam bu sırada ikinci bir mesaj geliyor ''Haftaya yanına geliyorum.'' diye. Ayşe ya ona hemen söylersin ya da ben şimdi giderim diyor, Ali de git o zaman diyor. Ayşe gidiyor ve tekrar ayrılıyorlar.

Ek bilgiler:

Bu ayrılıktan sonra Ali ciddi anlamda dağılıyor, ailesi de bu dönemde onun yüzünden çok yıpranıyor.

Bir yıl önceki ayrılıklarında da şimdi de Instagram'da birlikte olduklarını fotoğrafları silmiyor Ali. O kadınla da takipleşiyorlar, kadının bilmemesi imkansız yani.

1- Ali fotoğrafları bile silmeyecek kadar ayrılmalarını kabullenemiyorsa, bir yıl boyunca barışmak için Ayşe'nin peşinde koşuyorsa onu neden hemen gözden çıkarıyor? Neredeyse on yıldır hayatında olan bir kadına ilişki içinde bile olmadığı, uzaktaki evli bir kadını tercih ediyor?

2- O kadını tercih ediyorsa Ayşe'yle ayrıldıktan sonra neden dağıtıyor kendisini? Ali'nin amacı ne, Ali ne yapmak istemekte?

Bu arada 25 yaşındaki bir çocuktan bahsetmiyoruz, 48 yaşında kendisi.

 
Biri metres diğeri eş bu zeminde bakmak lazım


  • olaylar olaylar  (20.03.22 15:50:46) 
ali'nin bi amacı falan yok. ali ilgiye tav olan egosunun yelpazelenmesinden hoşlanan bir tip. böyle durumlarda hep şunu düşünürüm, çatlak yoksa su sızamaz içeri. kaldı ki kokunu özledim, yanına geliyorum mesajları varsa sizin dediğiniz gibi ortada ilişki içinde bile olmadığı bir durum olamaz bu. durum zaten almış başını yürümüş. alinin kapılara gelip ağlaması, kendini dağıtması vesaire sadece konfor alanını kaybetme korkusu. o kadın bugün yaktım tüm gemileri gel boşanıyorum dese ali anında size sırtını döner.

bir süre sonra işler iyice sarpa sardıkça durum uyuduk demiştim, mesajları da yakalamıştın, ayrılmadın, ayrılsaydın kızım'a kadar dönmezse bende phoebe değilim :).
  • Phoebe  (20.03.22 16:02:16) 
Her iki kadına da bağımlı, zayıf kişilikli bir Ali'den bahsediyoruz.
Dördüncü paragraftan sonrasını yaşayan Ayşe'ye Allah akıl fikir versin diyoruz.
Başka paragraflar da (düşünme, kafa yorma boyutunda dahi olsa) yaşanacaksa Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş diyoruz.
  • Mirket  (20.03.22 16:05:02 ~ 16:05:48) 
@Phoebe +1
Ali istiyor ki Ayşe yanında olsun, kıskansın, diğer kadın da onu istesin. Çünkü Ali mükemmel bir insan, kadınlar onu paylaşamıyor, bak nasıl kıskanıyorlar, biraz ilgi göstermesi için neler yapıyorlar.

Fakat en başta sevgilisinin başkalarıyla ilişkisini kısıtlamaya çalışan kadın, adamı değiştirmeye uğraşmak yerine ilişkiyi bitirmeliydi. Sonrası çığ gibi dökülmüş.
  • kobuzchu kiz  (20.03.22 16:15:22) 
Ali ilgiye aç ve karaktersiz, Ayşe'de fazla iyi niyetli.

Yukarıdakilerin hepsi +1
  • komando kani var bende  (20.03.22 16:17:51 ~ 16:18:05) 
Ali metreslik yapıyor. Ayşe cinsel yolla bulaşan hastalık kapmamak ve yukarıda bahsedilen diğer tüm sebepler için Ali’ye tekmeyi basmalı.


  • Hallegadola  (20.03.22 16:35:21) 
Ben Ali'yi çok iyi niyetli görmedim. Bu yargıya özellikle Ayşe'nin istemediği bu kişilerin kendisine anlattığı evlilik içi sorunlarını Ayşe'ye iletmesinden vardım. Bu hiç normal bir davranış değil, açıkça kışkırtmaya ve kıskandırmaya çalışıyor.

İlk olarak arkadaş olan iki evli insanın kendi evlilik sorunlarını birbirlerine anlatması bence tuhaf. Bunun üstüne alinin, ayşenin rahatsız olduğunu bile bile bu sorunları ona iletmesi daha büyük bir problem çünkü Ayşe zaten söz konusu kadının Ali'ye romantik ilgi duymasından rahatsız. Evliliğindeki problem bu şüphesini artırıyor. Ali'nin yaptığı şey çok anlamsız ve manipülatif. Hiç sevmedim kendisini, çevresindekilere sabır diliyorum.

Ali'nin bu durumu "birlikte uyuma" mevzusuyla perçinleniyor. Yapsın da anlatmasın demiyorum, ancak anlatamayacağı şeyi en başta hiç yapmamalı. Belli ki ilişkileri bunu kaldırmıyor. Eğer Ali gidip birileriyle "sevişmeden sadece uyuyabilmek" istiyorsa Ayşe'den ayrılıp bunu sorun etmeyecek birini bulmalı.

Bu olayı bu kadar dram haline getiren şey tamamen Ali. Ayşe klasik bir tek eşli ilişki sürmek istemiş. Büyük ihtimalle de 10 yıllık ilişkisi boyunca çeşitli şekillerde manipüle edilmiş. Arkasına bakmadan kaçmalı bu adamdan.
  • akhenaten  (20.03.22 19:25:39) 
Ali bence narsist herifin teki.

Ayşe arkasına bakmadan kaçmalı, kaçarsa birkaç ay sonra çok mutlu olacak :)
  • buffy de vampir sayılır  (20.03.22 19:32:09) 
Adam 50 yasina gelmis, bu yastan sonra ne toplum ne ahlak normlarina uymak zorunda degil.
Haliyle de uymuyor.

Unlu bir teknik direktorun de 2 karisi var bundan rahatsiz olmuyor.
O yasa gelsem ben de sallamam.
  • divit  (20.03.22 19:50:21) 
Ali guvenilmez ve toksik bir insan. Ben olsam fotograflari kaldirmasi konusunda baski yapardim. Bu 'neden' diye mantikla aciklanabilecek bir durum degil, Ali karaktersiz biri.

Ayse de tekrar bu adamla sevgili olmayi biraktim iletisimini bile surdururse basina gelenleri hakediyor olur. Bu birebir 'ben salagim, dur ben yere yatayim sen benim ustume bas gec ayaklarin kirlenmesin' demektir artik. Ilk defa da sucu yok, guvenmeyi tercih etmis. Su noktadan sonra hala Ali'nin pesinden gitmek sacmaliktir. No contact yapilmali. Dunyada erkek mi yok yahu.
  • sopiro  (21.03.22 06:40:24 ~ 06:59:11) 
Hep pastam dursun, hem karnım doysun.


  • 2027  (21.03.22 17:13:02) 
Ali karaktersiz ve yaptığı herhangi bir şeyde anlam aramak anca arayanı yorar diye yorumladım. Uzay boşluğuna salar gibi salmak lazım.


  • Mossy  (21.03.22 18:04:18) 
ali'ye bir noktaya kadar da normal dedim, şuu yapmasaymış iyiymiş dedim. başkaları ile olan muhabbetlerini evde anlatmamalıymış dedim. ama beraber uyuduk'a kadar. işte o noktada oha dedim.

Ali alışmış olduğu hayattan çıkmaya korkuyor, ayşe ile yaşayabileceği bir macera düşünemiyor ancak diğer kadının da heyacanını, ilgisini seviyor ve bunun için bir plan yapmasına, harcama yapmasına, zaman ayırmasına da gerek yok. Kadının varlığı be attığı mesajlar ali'yi heyecanlandırmaya yetiyor.

Diğer kadın ise ali'yi heyecanlandırdığı için hala beğenildiğini hissetmek istiyor zira o da eşi ile artık bir macera yaşamıyor, onunda eşi ali gibi. ikisi de birbirini heyecanlandırıyor.

1 - burada çok soru var, son soruya cevap verebilirim, ali kadın'ı değil, kadın'ın oluşturduğu heyecanı tercih ediyor.

2) konfor alanının, alışkanlıklarının değişmesine karşı korku, kendine güvensizlik (diğer başka kadınlara yönelmiyor, kimse beni beğenmez diyor) nedeni ile saçma sapan davranışlar sergiliyor, tam bir amacı yok.

ve son olarak kobuzchu kiz'in son pragrafı +1
  • selam  (21.03.22 21:49:19 ~ 21:51:26) 
[]

Ayakkabı

Kaç tane aktif olarak kullandığınız ayakkabınız var? Kenara atıp aylardır kullanmadıklarınız hariç.




 
1 bot 1 spor


  • basond  (19.03.22 22:35:02) 
kullanmadıklarımı sayarsam dayak yiyebilirim (sadece özel zamanlarda falan giyiyorum eskimesinler diye de ödüm kopuyo)
ama sürekli kullandıklarım
1 kar botu
1 kısa normal bot kış için.
baharda normal bot ile deri sneaker dönüşümlü.
yazın da yine yukarıdaki sneaker ile babet dönüşümlü
toplamda 4 ayakkabım aktif
  • photo85  (19.03.22 22:38:27) 
8


  • Bruce  (19.03.22 22:52:16) 
1 bot 1 normal zamanda giymelik sneaker 1 spor ayakkabisi


  • hot potato  (19.03.22 23:00:13) 
2 spor, 1 bot.


  • dissendium  (19.03.22 23:04:57) 
20'den fazladır. 30 civarı sanırım, saymadım. koşu, spor, bot, yarım bot, takım ayakkabısı, süet, deri

hepsini aktif kullanıyorum. iki gün üst üste aynı ayakkabıyı giymem.

her sene en az 1-2'şer tane aldığım için sayı olarak en çok adidas ultra boost ve aşağıdaki ayakkabılardan ve yine bu markanın başka modellerinden var.

www.massimodutti.com
www.massimodutti.com
www.massimodutti.com
www.massimodutti.com
www.massimodutti.com

www.adidas.com.tr
  • gabe h coud  (19.03.22 23:18:05 ~ 23:33:16) 
3-4 çift kadar var.


  • d max  (20.03.22 01:08:30) 
2 bot, 3 sneaker, 2 tane de klasik; derby ve oxford.


  • akhenaten  (20.03.22 09:13:10) 
3-4 tane. biri spor icin, biri gunluk, biri disari cikmalik, biri de isyeri icin. 15 tane de kenarda duruyor oyle.


  • baldur2  (20.03.22 09:31:28) 
2 bot 3 spor


  • Unde bach canim  (20.03.22 13:39:09) 
[]

whatsappta görüldü durumunuz açık mı kapalı mı?

niçin?




 
Açık. Okunup okunmadığını görmek istiyorum.


  • dissendium  (19.03.22 21:49:29) 
Hepsi kapalı ilk çıktıkları günden beri. Kime ne zaman neden cevap vermediğim konusunda insanların fikir yürütebilme imkanının olmasından rahatsız oluyorum.


  • Bruce  (19.03.22 21:51:12) 
kapalı. böyle bir özellik olduğunu bile unutmuşum hatta.


  • floydian  (19.03.22 21:52:18) 
Kapalı. Bir sebebi yok.


  • himmet dayi  (19.03.22 21:56:51) 
Kapalı. Rengini sevmedim.


  • j r r tolkien hayrani  (19.03.22 22:01:19) 
Açık. Başkası mesajımı okumuş mu görmek istiyorum


  • mg3929  (19.03.22 22:01:48) 
Açık. Niçin? Niçin olmasın?


  • kaptankedi  (19.03.22 22:02:04) 
kapalı. tripcanlarla uğraşmamak içün.


  • kimwexler  (19.03.22 22:12:56) 
Özelde açık şirket hattında kapalı


  • kisa  (19.03.22 22:21:55) 
Açık. Son görülme saatim de açık. Vardır herkesin kendince sebepleri ama birinin mavi tiki kapattığını fark edince puanını kırıyorum. Canı ne zaman isterse o zaman cevap verme rahatlığına sanki kendi imkanlarıyla ulaşamıyor da bişeyin birinin yardımına ihtiyaç duyuyor gibi. Bi çeşit zayıflık geliyor bana.


  • IncredibleMau  (19.03.22 22:22:41) 
kapalı.

her arayanı da anında açmam. öyle gıcık biriyim.
  • AlsterWasser  (19.03.22 22:24:57) 
açık saklı gizlim yok


  • basond  (19.03.22 22:29:20) 
açık. ayarları kapalı birini görünce aha bu da kendini çok ayrıcalıklı ve özel zanneden, sabancı triplerindeki tiplerden biri pehhhh diyorum. görüldü yapıp yanıt yazmazsam buna hiç bir arkadaşım bozulmuyor. ya da onlinesin bana yazmıyorsun diyen adam seçmiyorum. özelliklerde sorun yok, seçilen insanlarda sorun var. gibi gibi.


  • Phoebe  (19.03.22 22:30:21) 
son görülme kapalı, mavi tik açık.


  • kobuzchu kiz  (19.03.22 22:34:53) 
açık her şeyim.
neden kapatmam gereksin bilmiyorum.

işim varken yazılanı okuyup yazacağımı sonradan yazdığım da oluyor.
en fazla "pardon hemen yazamadım" diye giriş yapıyorum gerekirse.
çok da şey yapmamak lazım gibi.
  • blatta hiberna  (19.03.22 22:45:01) 
Açık. Son görülme de açık.

Kapatmak için bir sebebim yok.
  • put it in your appropriate place  (19.03.22 23:08:46) 
açık. en baştan beri hiç karıştırmadım o özellikleri. uğraşmam. gece vakti neden online'sın, gördün neden cevap vermedin vs diyen, düşünen biriyle birlikte olmam, arkadaşlık yapmam. benim de böyle şeyler aklıma gelmez.


  • gabe h coud  (19.03.22 23:40:42) 
Açık,çünkü neden olmasın, varsayılan ayarı o şekilde, kapalıya çevirmek için bir sebebim yok, açıkçası whatsapp mesajlaşmaları üzerinden çıkarım yapmayı komik buluyorum.


  •   (20.03.22 06:05:36) 
Açık. Tam olarak @incredi ve @phoebe +43


  • abuzer  (20.03.22 07:16:16) 
kapali. unuttum bile +1 (son gorulme de ayni sekilde)

biri mesajimi gordu mu gormedi mi veya ne zaman online oldu bilmek istemiyorum.
  • supergirl  (20.03.22 19:19:55) 
kapalı.

hem kendim için kem karşıdaki için. mesajımı okudu/okumadı online oldu yazmadı triplerine girmek ve kimseyi bu triplere sokmak istemiyorum.

bilmemek mutluluktur.
  • jelly bear  (21.03.22 10:41:31) 
Hepsi kapalı. Çok anlamsız geliyor.


  • peki madem  (21.03.22 13:54:01) 
mavi tikler açık. son görülme saati kapalı.
mavi tik bana samimi geliyor. son görülme de bir o kadar hadsizce.
son görülme için dolu dolu bir sana ne? diyebilirsin ama mavi tikte 2 kişiyi bağlıyor olay. mesajın gidip gitmediğini bilmek önem arz edebiliyor. cevap gelir gelmez o ayrı. trip atma hakkımız yok. bunun bilincinde kullanırsak mavi tik candır.
  • onemoremile  (21.03.22 14:49:31) 
[]

Yatılı misafire git der misiniz?

Yatılı misafir konusunda gün üst limitiniz nedir? Fazla kalırsa git der misiniz?




 
Bazen annem geliyor ona bile bi süre sonra "sen yavaş yavaş eve mi gitsen acaba" diyorum, misafirin hiç şansı yok ama gelen de çok kalmaz zaten salonun ortasında 200 kiloluk halter oluyor bazen elini ayağını çarpabiliyor bi ton tatsızlık.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (19.03.22 00:24:24 ~ 00:25:55) 
annem, babam ve kardeşlerim istedikleri kadar kalabilirler. yıllardır görmediğim yurt dışındaki arkadaşım gelirse 2 hafta kalabilir. onlar dışında evimde misafir ağırlamam. kimseye misafirliğe de gitmem bu arada, evim dışında bi yerde katiyen kalamam. çok rahatsız hissederim. 1. akraba 2. misafir kültürüm yok.


  • kimwexler  (19.03.22 00:26:18 ~ 00:30:47) 
Evime yatılı davet edecek kadar yakın biriyse istediği kadar kalabilir, zaten öyle biri rahatsızlık vermeyecek kadar kalmayi akıl eder. Ama anneme fln şakayla karisik "artık git" imasinda bulunurum.

Misafirperver olma kaygisiyla zorlanıyorum misafir agirlamakta. Ona rağmen istendiği kadar kalınır
  • abuzer  (19.03.22 07:48:39) 
Ben zaten daha gelmeden soruyorum "aa gelin gelin tabi, ne kadar kalacaksınız ona göre plan yapayım bari ben de" diye.

Eğer o dedikleri süreyi geçen olursa ne yaparım bilmiyorum, ama hiç olmadı.
  • akhenaten  (19.03.22 10:03:35) 
Demem, kendileri makul bir surede gider. Makul sureyi asacak bir misafirim olmuyor hic. Boyle biri yok cevremde.


  • stavro  (19.03.22 11:30:22) 
Hanimin arkadaşı bize geldi, yaşadığımız sehirde is arayacak vs diye. O sira covid başladı, onun çalıştığı is yerleri calismiyordu.

Böyle böyle derken yaklaşık 3-4 ay kaldı bizde. Ve daha da kalırdı. Ben artık hanima dedim yani konuşmak lazim diye ve söyledik. Ha iyiki de demisiz oradan kiz kardesinin olduğu şehre geçti, is buldu vs.

Kısacası derim.
  • logisticsmanager  (19.03.22 14:11:28) 
gelmeden önce herkesin ne kadar kalacağı bellidir. bir an önce gitmeleri için de ellerinden geleni yaparım. annem babam dahil. 1 günden fazlası zarar.


  • roket adam  (20.03.22 01:46:53) 
1 ... •232425262728293031• ... 166   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.