[]

Kıskançlık krizi sonrası

Kız arkadaşım benden önce kendisi ile görücü usulü evlenmek isteyen kuzenini tabii ki reddetmiş fakat kuzeni ve ailesi fransada yaşıyorken buraya da ziyarete geliyorlar. Annesinden bunların geleceğini öğrenmiş ve bana haber verdi. Tabii ki adamın ayağına ket vuracak halim ve kız arkadaşımı bu sebeple suçlayacak durumum yok kıskançlık yapıp. Fakat bunu duyunca akrabası olması nedeniyle “onunla görüşecek misin diye sordum.
Bu arada öylesine bir ilişki değil bizimkisi, evlilik planlıyoruz.

Her neyse, soruya cevaben bana “bilmiyorum” dedi ve ben sinirlenmeye başladım. “Hayır” dese benim için hiçbir problem olmayacak şekilde konu kapanacaktı fakat bilmiyorum diyerek, zoraki de olsa beni zor durumda bırakacak (daha önce de benzer sorunlar yaşadık) bir şey.
Facetime üzerinden konuşurken kendime engel olamayarak normalde hiç yapmadığım bir şekilde suratına telefonu kapattım. Daha sonra bana zaten görüşmeyeceğini fakat kendi evlerine gelirse görüşmek zorunda kalacağını falan söyledi.

Kendisi de benim gibi çok kıskanç biri. 10 dk cevap vermesem başlıyor işin yoktu neden yazmadın ne yapıyordun demeye. Ben böyle bir durumda kalmak istemediğimi söylüyorum ama tamam deyip yine benzer ve başka bir durumun içinde buluyorum kendimi. Biliyorum büyük bir sorun değil ama kıskançlığıma bu konuda engel olamıyorum. “Ben çocuğu umursamıyorum neden sorun ediyorsun” dediğinde daha çok sinirleniyorum. Etraf zaten sapık dolu.

Neyse, siz olsanız nasıl davranırdınız? Çok mu tepki veriyorum?

Edit: soru silindi tekrar ekledim.

 
ben olsam soruyu size gelirlerse çok muhattap olmazsın di mi diye sorup ön alırdım. siz biraz yanlış yerden girmişsiniz sanki.

fakat şu noktada çok fazla üstüne gitmeyip dillendirmeden ilerlemek daha sağlıklı görünüyor. sonuçta akrabalık var ve yurt dışından gelinecek denk gelme mecbur olacaktır. üstüne çok giderseniz ters tepebilir.
  • golgi aygıtı  (05.10.23 00:28:44) 
İletişim problemi olmuş olabilir mi? Anladığım kadarı "ben görüşmeyi tercih etmem ama akrabamız olduğu ve eve misafir olacağı için isteğim dışında mecburi bir görüşme olabilir" demek istemiş. Bu görüşmenin olmamasına yönelik bir fikriniz varsa onu iletirsiniz. İletişime kapalı olmak evlilik sonrası da çok problem yaratabilir bence.


  • havadakarada  (05.10.23 01:01:18) 
Kız arkadaşınızı ne sebeple suçlayacak durumunuz yok anlayamadım. Yani bir akraba grubu uzak bir yerden ziyarete geliyor diye mi suçlayamazsınız? E tabi ki suçlayamazsınız? Yoksa görüşmek durumunda kalabileceği için mi suçlayamam dediniz, ancak suçlamışsınız davranışınızla.

Gördüğünüz gibi içinde olduğunuz durum standartların dışında. Bu kişi yabancı biri değil, kız arkadaşınızın çevresinin bir parçası. Bu ilişkiyi bunun farkında olarak sürdürmelisiniz. Bu durum ne kadar normaldir, ne kadar değildir farklı bir tartışma konusu, sizin sorunuz bununla alakalı olmadığı için hiç değinmeyeceğim ama eğer bu ilişkiyi bu durumu sorun ederek ilerletmeyi düşünüyorsanız bu durum yıllar boyunca bir problem olarak tekrar tekrar karşınıza çıkacaktır. Yani kız arkadaşınız özellikle bu misafirliklere eşlik etmese bile bu durum her gündeme geldiğinde daha bir yük olmaya başlar.

Kız arkadaşınız sizden bu geçmişini gizlememiş, kız arkadaşınız bu kişiyi de istememiş zaten. Aynı şekilde kız arkadaşınız bu ziyareti de gizlememiş. Bence üstüne düşeni yapmış. Bu şartlar altında kıskanıyor olmanız anormal değil, ancak bu kıskançlıktan doğan hislerinizi sinirli şekilde karşıya yansıtmanız anlamsız geldi bana.
  • akhenaten  (05.10.23 08:08:33 ~ 08:11:16) 
çok tepki veriyorsunuz. standart erkek niteliklerinden negatif yönde uzaklaşıyorsunuz. hayır dese sonra kuzeni ve ailesi annesinin evine gelse size yalancı durumda kalacak. toksik bir ilişkidesiniz ve ilişkinizi acilen düzeltmeniz gerektiğinin de farkındasınız.


  • gold gold gold  (05.10.23 08:52:10) 
hayır demesini beklerdim ben yaşıyor olsaydım, Fair olmamış hissederdim sizin paylaştığınız yanıt gibi bir yanıtı ben alıyor olsaydım.

Görüşeceğim ama böyle şeyler olmaz, biz buluşalım mı? demesi normalde duymam gereken olurdu bence.
  • baldan kaymak  (05.10.23 09:16:14) 
Abartmışsn, çünkü 20-26 aralığında olan ve sevgilisi olduğunu bilmeyen akrabalar tarafından bir kız için görücü olunabilir bu çok çok normal, bana ve kız kardeşlerime de haber gelmişti yurtdışındaki akrabalardan vs.ama annem şu an evli olduğum eşimi bildiği için yok diyordu, (bu arada ben kim haber göndermiş vs onu bile hatırlamıyorum şu an) konu kapanıyordu, o zamanlar türkiye tatiline geldiklerinde bizim eve gelseler ne yapacağız mecbur misafiri ağırmak zorundasın.
Ha ben gidip bana haber gönderen adamla bize geldiklerinde başbaşa görüşemem yürüyüşe filan gidemem ya da bir yerde buluşup oturamam bu mümkün değil zaten. Ama aileler öylesine oturmaya gelmiş, çay içmiş bi yemek yenmiş gitmişler bunda bişey yok.

Dediğim gibi zaten okul bitmisse 22den sonra her kıza haber gelir yani gelmeyen yoktur bence. He haber gelmesi de ailelerin ısrarı ile olan bi şey konu kişilerin konuşup görüşmesiyle olN bi şey olmadığı için kız yok istemiyorum diyince olay kapanır kimse hatırlamaz bile bi daha.
  • turuncu tonlarda  (05.10.23 09:44:42) 
Cenaze değil, düğün değil, zorunlu bir hal değil, toplu bir organizasyon değil. Kıza talip olmuş kişi ve ailesi ile kızın ailesinin misafirlik durumu bu. Haliyle kabul edilemez. Yorumları okuduğumuzda “e akraba neticede ne yapsın” falan diyenleri görüyorum. Sapla samanı karıştırmaktır bu. Akraba ise akrabalığını bilip akraba gibi davranılacak. Hem kıza talip olup, hem de iş olmayınca akraba ayaklarına yatılmayacak. Bu ikisini bi kere ayıralım.

Ben (elemanın da gelip gelmeyeceğini sormadan) öncelikle ailesine onların misafir olarak çağırılmamasını söylemesini ister ve beklerdim. Bunun için koşullar uygun değil ise, misafirlik süresince evde bulunmaması yahut ortaya çıkmaması, her ne olursa olsun o insanlarla (yalnızca kuzen değil aile de talip oluyor unutma) kesinlikle muhatap olmamasını ister ve beklerdim.

Dediğim gibi talip olduktan sonra, karşındakine “kadın” gözüyle baktıktan sonra, statün artık değişiyor. Eski işyerinde sevgiline yazan ama reddedilen adamın misafirliğe gelmesiyle AYNI şey bu. Yurtdışıymış, akrabaymış geç artık. (Bir de burada bile bitmek Üzereyken senelerce Avrupa’da yaşayıp hala daha kuzenine talip olabilmek nasıl bir cehalet, nasıl bir köylülüktür? İnsan biraz olsun etrafına bakmaz mı? Bunlar kafa diye ne taşıyor?)

Hasılı, makul olan aslında hiç gelmemeleri. Ama eğer buna müdahale edemiyor ise kız arkadaşın kendisini izole etmekle YÜKÜMLÜ. Kendisi rahatsızlık duymayacak yahut sabır gösterebilecek olsa bile sana karşı sorumluluğundan ötürü böyle yapmalı. Yok ayıp olur, yok babam kızar falan gibi şeyler söylerse kendisine de ilişkisine de saygısı olmayan, sınırlarını belirleyemeyen bir insanlar karşı karşıyasın demektir. Yarın öbür gün ailesi evliliğine de burnunu sokacak cesareti bulur.

Kesinlikle abarttığını düşünmüyorum ve eğer kız bu hassasiyetlere karşılık vermez ise pekala da kızılacak şeyler var. İlişki karşılıklı sorumluluklar da demek aynı zamanda.

Eleman eve geldiğinde sessiz sessiz içinden neleri hesap edeceğini anlatıp seni ekran başında deliye döndürmeyeyim. Ya onlar gelmiyor ya kız görünmüyor. Bu kadar net.
  • hüseyin aga  (05.10.23 10:12:53) 
Bu durumda eğer akraba tarafı hala evlilikte ısrar etmiyorsa, talebinden vazgeçmişse, görüşmelerinde bir sıkıntı yok. Herkes, herkesle evlenmek isteyebilir. Taleplerini dile getirmişler, kız arkadaşınız reddetmiş, konu kapanmış.

Çok gereksiz bir kıskançlık olmuş.


.
  • kartallar yuksek ucar  (05.10.23 12:24:41) 
@
Görücü usulü şu. Akrabaları çocuklar doğduğundan beri zaten fransada. Bu yüzden çok yakın değiller. Tabii ki biliyorlar birbirlerini ama görücü usulü teklif bu yanıma daha çok uyuyor olsa gerek.

Ayrıca hayır dendikten sonra konu kapanmış. Benim takıldığım nokta kendini adamdan izole etme/etmeme noktasında hemfikir olamamamızdı.
  • Unde bach canim  (05.10.23 13:03:56) 
toksik bir iliskiye donmus, iki taraftan
bu kadar kiskanclik, gereksiz sanki

  • foster  (05.10.23 14:17:03) 
@tnz evet daha ailesiyle tanışmadım, kız arkadaşıma güveniyorum zaten. Ama erkek tarafının bu akrabalık ilişkisini suistimal ederek yavşaması ihtimali var. Kendisini tanımıyorum ama bazı erkekler maalesef böyle. Daha önce de iki yan dükkan sahibinin taciz etmeye çalışması nedeniyle polislik oldu. Hiçbir zaman bu olaylardan dolayı kendisini suçlamadım hatta destekledim. Çünkü hiçbir suçu yoktu. Hatta çocuk birkaç gün hapis yatıp çıktığında bile “başka bir iş bul lütfen” demekle yetindim. O da kabul etti fakat hiç bir girişimde bulunmadı ve ben de kendisine bu yönde baskı yapmadım. Bu arada çalıştığı yer akrabasının restaurantı ve orada yönetici olduğu için daha korunaklı diye de çok baskı yapmadım. Başka yerde patronu bile sapık çıkabilir. Her neyse ben sadece bilmiyorum lafına takılmıştım. Mesela “ben buluşmam/buluşmak istemem ama zoraki denk gelebiliriz dese yine anlaşılabilirdi. Bir de biraz gülerek söyledi bunu kıskanç olduğumu bilerek sanki inadına söyler gibi gelmişti.


  • Unde bach canim  (05.10.23 14:28:23) 
[]

Nasıl tepki vermeliyim? Alışveriş eş durumu.

Nasıl anlatsam eşimin tüm isteklerini karsılamaya çalışıyorum yogun tup bebek dememelerimiz oldu vs vs.

Alisverisi cok seviyor ama artık abarttigini dusunmeye başladım

Önce bir güneş gözlügü aldık osse marka güneş gözlugu aldık sonda hawk aldı şimdide rayban alcam diye tutturuyor. Tabi ben fittirdim 2 tane var ihtiyaç degil abartma artık diye. Ama kafaya koymuş alacak

Yeni eve taşındık nakliye, tadilat boya vs 30 bin çıktı cebimden portmanto yaptiriyorum oda 16 bin. Mutfak tadilatı banyo derken 60 bin gidecek.

Tutturdu dyson alalım v10-11 model bakarız dedi, nisan ayı gibi elime 12 gram altın geçecek demez mi bana bilezik yapalım üstüne para koyup.

Tüm taşınma sürecinde diş teli tedavisine başladık 15 bin tutacak taksitli halde

Telefonu donuyor kapanıyor dyson yerine telefon alalım tlf daha acil ihtiyaç diyorum hayır dyson istiyorum. Tlf idare eder diyor biliyorum ki 3-4 ay içinde tamamen açılmayacak

Bitmeyen istek ve alışveris listemiz var. Artık sinirlenmeye başladım nasıl bir tavir almalıyım. Kendime ait özel bir harcamam yok ama eşimin harcama durumu dusunduruyor.

Alabilecek maddi durum olsa bile birikim yapmamız lazım artı bu surecte tup bebek harcamamiz olacak bir dunya

Hastane masrafinin boş yere gitmesi beni sinirlendiriyor. Diş teli çok elzem degildi neyse dedim. Biraz uzun oldu ama bu örneklere ek irili ufaklı seylerde var. Eşim çalışmiyor aileden eskiden gelen zenginlik vardı şimdi kendi ailesi normal yani.

 
Kardeşim yanlış anlama 2 arkadaşım var. Biri bu sebepten boşanma aşamasında ikincisi de 2 çocuk olduğu için kafası karışık. Bu harcama muabbeti seni yoruyorsa ilerde daha büyük sorun olur. Ayrımcılık cinsiyetçilik muabbeti vs. Bilmem ama bayanlar bu çocuk yapma muabbetini kullanabiliyor. Sürekli bu ilişkide veren taraftaysanız, bir kaç kez vermeyi kesin tepkisini ölçün.


  • mikahakkinen  (03.10.23 10:45:48) 
Neden çalışmıyor. İşi varken işsiz kalabilir, bu ayrı bir şey ama çalışmamak 2023 yılında mantıksız bir şey. Çalışma konusunu çözün önce.


  • dissendium  (03.10.23 10:53:55) 
Gitsin çalışsın yahu insan utanır böyle habire kocasının eline bakmaya. Hangi devirde yaşıyoruz adam getirsin ben yiyeyim diye bir şey mi var.

Tüp bebek olayını da tekrar gözden geçirin bence.
  • kaptan maydanoz  (03.10.23 11:04:14) 
@dissendium tüp bebek tedavimiz devam ediyor, belirgin bir yapabilecegi iş meslek vs yok.


  • Fritz-X  (03.10.23 11:07:06) 
Bazi duygusal ihtiyaclarini alisverisle kompanse ediyor gibi geldi bana yani bu surecteki duygularla bas etme bicimi olabilir. Bisey almak yerine bi terapiye baslasa daha iyi olur sanki


  • mor oje  (03.10.23 11:11:03) 
Meslek yok ama olabilir. Kasiyer olabilir. Kursa gidebilir. Okul okuyabilir. Hayatının sonuna kadar çalışmadan yaşaması her şeyden önce kendisi için kötü bir şey. Kadının çalışması, kimseye muhtaç olmaması önemli bir şey. Bu bakış açısı artık kalmadı. Bunu değiştirmeniz gerekiyor. Çocuk olunca masrafınız artacak. Çocuk hep aynı kalmıyor. Bez parası bir süre sonra okul masrafına dönüşüyor. Çalışmasına engel bir durum yoksa çözüm çalışması.


  • dissendium  (03.10.23 11:24:02) 
mutfak masrafı + parti-time harçlık ver gerisine karışma
biriktirip alsın

  • bir soru sorcam  (03.10.23 11:29:39) 
Çalışmıyor olmasını anlarım. Kendi alanında iş bulamamıştır ama gereksiz harcamaların bir açıklaması yok. Ömür boyu onun istediklerini mi yapacaksınız? Yapmazsanız ne olur mesela?


  • Kahvedesu  (03.10.23 11:31:43) 
kesinlikle çocuk yapma. eşine iş bulmasını, kazandığı paraya göre harcama yapması gerektiğini anlat. 1 sene bak duruma kezbanlığı devam ederse boşan.


  • ayseee  (03.10.23 11:51:30 ~ 11:52:29) 
Bu tip kadınlara bebek gibi davranılması çok saçma. Karşınızda yetişkin bir insan var. Bir şeyleri düşüncesizce istemek tutturmak vs çocuk davranışıdır. Bunun için karşınıza alıp özel olarak konuşma yapmaya ikna etmeye gerek yok bence. Ne kadar kazandığınızı biliyor olmalı, ona göre isteklerde bulunması gerekir. Kendisine yetişkin olduğunu hatırlatıp gereksiz harcamalara hayır demeniz yeterli olmalı.


  • dfn4  (03.10.23 12:31:41 ~ 12:33:49) 
yukarıdakiler +1 ve de belirgin bir mesleğinin olmaması hiçbir zaman olmayacağı anlamına gelmez ki. ben de şu an mezun olduğum bölümün işini yapamıyorum ve vasıfsız işçi konumuna düştüm bir süre. idareten bulduğum bir işte çalıştım sonrasında hızlıca bir nitelik kazanmaya çalıştım ve bir profession edindim. hele ki sizin maddi desteğiniz varken bunu yapması daha kolay. hayatınızın sonuna kadar başka birinin bitmek bilmeyen arzularını tatmin etmeye mi kendinizi adayacaksınız? ha diyorsanız ki zaten çocuk olunca eşim bakacağı için meslek edinmesine falan gerek yok, o kısmı bilemem.

Önerim: bence birkaç sefer elinizdeki parayı kendi isteklerinize ve ihtiyaçlarınıza ayırmak istediğinizi, bir güneş gözlüğü de kendinize almak istediğinizi ya da ihtiyacınız olan pahalı bir şeyi alacağınızı falan söyleyin. bir sana bir bana gibi. bakalım ne tepki verecek. ona göre aksiyon alırsınız.

ya da tüp bebek olayını askıya alma fikri mantıklı ama bu nasıl söylenir, ilişkiye zarar verir mi bilemiyorum. kenara para koymadan çocuk olayını düşünmenin sizi kaygılandırdığını, çocuğa güzel bir gelecek sunmak istediğinizi ve bu şekilde savurgan harcamalarla bunun mümkün görünmediğini falan açıklayabilirsiniz.

ikisi birbiriyle çelişen öneriler oldu ama hangisini yapsanız sonuçta belirleyici bir tepki alacaksınızdır zaten.
  • Mossy  (03.10.23 13:04:14 ~ 13:06:55) 
İnstagram hesaplarınızı silin beraber bence, instagrama fotoğraf koymayınca masraflar ciddi oranda azalıyor bilginiz olsun.

Belirli bir harçlık verme fikri en makul olanı +1

"Paranız varken gereksiz eşyalar alırsanız, paranız yokken gerekli eşyaları satmak zorunda kalırsınız" gibi bir söz vardı, israftan kaçının. Bunu karınıza da anlatın, gereksiz küçük harcamalar yapmamayı parayı biriktirip mantıklı harcamalar yapmayı önerin.

Mesela "birikim yapalım sana araba alırız" diyin, kandırmayın tabi cidden birikim yapınca alın mesela.
  • John Bloor  (03.10.23 13:18:20) 
birlikte oldugunuz kisinin duygusal kapasitesi ve olgunlugu, sizin duygusal kapasitenizin ve olgunlugunuzun gostergesidir.

neden sadece kadin sorgulaniyor anlamis degilim, meslegi olmayan, calismayan ve calismayi dusunmeyen ama cok harcamak isteyen (ya da neyse iste) biri ile evlendiyseniz bu beklentiler ve bu hal tavir size normal geliyor olmali. ya da bunlari, bir aile butcesi olacagi, harcamalarin nasil yapildigi/nasil yapilacagi ya onceden konusmus olmaniz lazim ya da rahatca konusabiliyor olmaniz lazim. tanimadan mi evlendiniz? evlilige hazir mi degildiniz? bence bunlari dusunmekle baslayin. birine kapasitesinde olmayan bir seyi dusunmuyor ya da yapamiyor diye sinirlenmek yerine ben neden boyle biriyle birlikteyim, benim kapasitem ve durusum ne diye sormak daha guzel bir baslangic olur.
  • songforsomeone  (03.10.23 13:52:38 ~ 13:53:07) 
buradan aldığınız yorumlarla eşinizin neyi doğru neyi yanlış yaptığına karar vermeyeceğinizi umarım. kim bilir nasıl bir ilişki dinamiği vardı da eşiniz çalışmıyor. dışardan kadın erkek çalışsın demek güzel ama ne neden oluyor ya da olmuyor bilmiyoruz. zaten eşim çalışsın mı diye bir arayış veya soru da görmedim. belli ki böyle bir beklenti yok, belki de buna uygun ortam ve koşullar da yok. o yüzden eşe yüklenmenin anlamı yok.

eğer bütçenizi zorlayan ve gittikçe ağırlaşan bir yük oluşturmaya başladıysa eşinizi karşınıza alıp bunu konuşacaksınız. şu şu isteklerin bizi şöyle etkiler, şunu şunu yapmasan tüp bebek için elimiz daha rahat olur, hiçbiri olmasa da birikime ihtiyacımız var o yüzden harcamalarımızı kısalım. başka bir sorun yoksa veya anlayışsız biri değilse herhalde bu konuşmadan sonra bir değişim olur. yok olmazsa ve sorun da devam ederse (ve eşinizin sağlığı çalışmasına imkan veriyorsa) o zaman sevgili eşim acaba sen de çalışsan daha mı iyi olur ekonomik olarak elimiz de güçlenir temalı bi konuşma yaparsınız. hiçbir şekilde orta yolu bulmaya çalışmıyorsa da geçmiş olsun, umarım zaten bunları bilerek evlenmiş ve birbirinizi böyle seviyorsunuzdur.
  • nic cage  (03.10.23 14:07:30) 
Buradan yorumla hareket etmeyin +1
eşinide dinlemek lazım
Şu an çocuk işini öteleyip işleri yokuna koyun
İşleri yoluna koymadan çocuk yapmayın
  • basond  (03.10.23 19:40:50) 
patolojik bir alisveris bagimliligi var. cocuk olursa cok daha berbat bir hal alacak zira cocuga alinacak cok daha fazla ivir zivir var gelisme surecinde, yetiskinlere gore. direkt ayril demiyorum ama en azindan cocuk isini bir daha dusun.


  • hot potato  (03.10.23 19:47:16 ~ 19:47:32) 
Babasının prensesi miymiş yoksa onyomani mi?
Onyomani konusunu araştırın.
HAYIR demeyi öğrenin.
Sorunu çözmeden çocuk yapmayın. Çözemezseniz boşanın.
  • Tina  (04.10.23 00:20:17) 
ne kocalar var ya sürekli şaşırıyorum mehmet şimşekvari bir kocayla yaşıyorum.

biz wishlist oluşturuyoruz. sırayla alıyoruz ihtiyaçları.

ben de ev çok tozlanıyor dikey süpürge istiyorum diye ağladım ahahahaah gitti araştırdı benimki bosch series 6 aldık 5700 liraya iş görüyor çok memnunuz.

bence eşiniz tüp bebek tedavisi mental yorgunluğunu alışverişle atıyor. alışveriş bağımlılığı çok kötü bir şey.
  • Hallegadola  (04.10.23 08:56:20) 
sıkıntılarını kimi yemeğe vuruyor kimi alışverişe.


  • parka  (04.10.23 10:16:37) 
[]

Bugun nasıl vakit geçirdiniz?

Sb. Evdeyken neler yapıyorsunuz? - çamaşır falan filan dışında.




 
Ev isi nerdeyse hic yapmadim, hepsi de bana bakiyor shshsjsj. Podcast dinledim, videocast izledim, kitap okudum (2 tur), kedimle oynadim, candy crush oynadim, sosyal medyada takildim, yagmuru izledim.

Ben bugunden raziyim, bayagi dolu dolu oldu. Bi de ev isi veya film/dizi ekleniyor iste. Onlar kaldi. Mubi’den bi film izlerim herhalde.
  • mor oje  (01.10.23 18:16:32) 
biz pek evde zaman geçiremiyoruz evi otel gibi kullanıyoruz.

sadece pazarları komple evde olabiliyoruz.

o da film/dizi/youtube, xbox ve cilveleşme ile geçiyor eğer dışarı planı yapamadıysak.
  • ananiyimioguz  (01.10.23 18:25:14 ~ 18:25:30) 
Bosch'un 3. Kitabini bitirdim.
Generation kill kitabina başladım.
3 km kostüm.
In our time podcastini dinledim.
Hanimla temizlik yaptik, Şimdi tuvaleti temizliyorum. Ardından şömine için odun keseceğim stok olsun diye.
  • logisticsmanager  (01.10.23 18:30:19) 
Geç uyanma
Kahvaltı
Antrenman
Hafta içi için yemek yapma
Yüzeysel temizlik
Akşamımı aylak aylak geçireceğim tüm hafta bunun hayalini kurmuştum
  • ruhen hastayim ben  (01.10.23 18:35:55) 
Sabahtan akşama toplanti. Simdi de ucagin rotar yaptigini ogrendim. Lanet bir sehirde havalimaninda bitkin bi halde ucagi bekliyorum.


  • nic cage  (01.10.23 19:13:54) 
Tembellik tembellik temizlik müzik. Sonra metroya gidip midye aldım şimdi de midyeli pilav yapıyorum


  • kisa  (01.10.23 19:22:33) 
sabah cocugu tekvandoya goturdum, sonra hanima teslim ettim.
simdi ofise geldim biraz calismam lazim.
isim bitince bir dukkana ugrayip tahta parcasi alacam.
sonra eve gidip garajin cati arasi kapagini yapacam, kapagi kirdim kis gelmeden duzeltmem lazim.
  • cooperr  (01.10.23 19:30:09) 
Saat 11de uyanma, 1-2 saat tembellik. Öğle yemeği. Biraz ps5'te oyun sonra cem yılmaz'ın son filmini izledim, biraz daha tembellik ve sanırım biraz uyudum da arada. Çamaşır ve bulaşık ve şimdiye ulaştım. Akşam yemeği yiyesim yok pek, bu saatten sonra da sosyal medya, dizi vs yapıp günü bitiririm


  • nundu  (01.10.23 19:30:51) 
Çok erken kalktım. Eker i run’a gittim 4 gibi eve geldim. Bişeyler yiyip uyudum biraz önce uyandım. Günüm böyle geçti.


  • naksidil  (01.10.23 21:01:02) 
Gezdim.


  • dissendium  (01.10.23 22:20:01) 
çamaşır dışında diğer temizlik işleri ve uyku


  • cccbehzatccc  (01.10.23 23:02:54) 
Kahvaltı
Yürüyüş, market alışverişi
Kek yapma,
Akşam yemeği hazırlığı,
Dizi izleme
Yemek yeme,
Yürüyüş,
Maçı olan arkadaşları izlemeye halısaha,
Nette, takılma
Kitap okuma ve yatış.
  • Amaranta ursula  (01.10.23 23:15:17) 
Dünden boğazım acıyordu güne hasta uyandım. Ihlamur limon vs klasik içecekten yaptım. Biraz sağa sola yığılıp halsiz halsiz takıldım. Sonra eşimle do not disturb ı izledik. Çok beğendim tam da havaya uygundu yağmur sesi ve puslu havayla iyi gitti. Sonra ilaç aldım ve yemek yedik. Dünden temizlik yapmıştım bugün yapmadım ama ütü bekliyor mutfak ayaklandı yürüyo, toplayamadım. Güya makalemi yazacaktım ama hastalık planımı bozdu. Biraz youtube a bakıp uyuyacağım.


  • buzbebek  (02.10.23 00:21:51) 
[]

Böyle bir ortamdan nasıl sağ çıkılır?

Selamlar, bir önceki duyurumda genç, yakışıklı bir abimizin bana orantısız kur yaptığını ve nasıl düşünmem gerektiğini sormuştum. Birtakım gözlemler sonucunda durumun tam olarak öyle olmadığı anlaşıldı. Daha tehlikeli ve sıkıntılı mevzular söz konusu gibi ve kendimi ne şekilde koruyacağıma tam olarak karar veremedim.

Şimdi size olan biteni kısaca özetleyeyim. Bir öğretmenler odası düşünün, 8-10 kadınız, iki kişi evli, iki kişi inanılmaz içine kapanık ama diğerleri gayet iletişime açık ve nitelikli, sağlam kadınlar. Hayatta aradıklarını bulamadıkları için bekarlar ve çoğunun sağlıklı bir flörte ve karşılıklı yoğun bir etkileşime ihtiyacı var.

İşte tam bu noktada bu yakışıklı abimiz devreye giriyor ve adeta eve düşen yıldırım gibi bu dişil enerji sığınağına bütün erkeksiligi, flörtözlüğü ve umut tacirligiyle iniyor. Ben biraz bu işlerin kompedani olduğum için adama benimle iletişim kuracağı, flört edeceği alan yarattım. Benle bir pasını attı. O ivmeyle diğer hanım ablalarla da muhabbet etmeye başladı odada. Adamın dokunduğu hayat doluyor, umutlaniyor. Bütün bu olup biteni izlemesi sapık bir zevk verse de bir tık, aşırı yorucu. Ve bu abi yoğun flörtü ve zamansız ilgisiyle beni de manipüle ediyor. Adama en yakın kadın ben olduğum için diğer kadınlar benle aralarını iyi tutmaya çalışıyor sonrasında. Gün içinde bütün enerjimi bu azmisliklar almaya başladı.

Bu ortamdan kendimi nasıl çekip çıkarırım?

Teşekkürler.

 
O adamı umursama ve bambaşka ortamlara açıl ablam.


  • sifir  (30.09.23 13:23:01) 
E siz de dahil herkes halinden memnun görünüyor, niye telaş yaptınız?


  • beyfendi  (30.09.23 13:35:17) 
Ben halimden hiç memnun değilim ki, onun için akıl arıyorum burada.


  • sekizdokuzon  (30.09.23 13:37:16) 
Yatıp hayatınıza devam etmek sizin psikolojinizi bozacaksa iletişimi minimuma indireceksiniz yapacağıniz şey bu.

Böyle adamlarla sadece yatılır, gülünür, içilir, ciddi bir şey konuşulmaz.
  • sanguine  (30.09.23 16:17:22) 
Abi, küçük büyük demeden her çiçekten bal almak isterken siz diğer çiçeklerin ayak altından çekilmesini istiyorsunuz.
Yaş farkını da düşünürsek ilerde üzülmemek için abimizden uzaklaşmalısınız. Bırakın diğer çiçlere yönelsin.

  • Tina  (30.09.23 17:23:54) 
@Tina: aynen, olay rekabete dökülürse ben kaybederim muhtemelen. O topa hiç girmemem lazım. Sürekli kanka, bro mu çekeyim, iş çıkışı çağırdığında işim var diyeyim ama çok da soğuk yapmayayım ki üzerime çok düşmesin gibi bir uzak durmaktan bahsediyoruz değil mi?


  • sekizdokuzon  (30.09.23 17:42:36) 
Çünkü tuhaf bir bağlılığı da var bana. İlgim başka bir şeye kaysin istemiyor. Yani onun klasmanında güzel, bakımlı, o kadar genç olsam bir dk düşünmezdi. Kafalar inanılmaz uyuşuyor, bir saniye sıkılmıyoruz yan yana. Ama işte abimiz çok kadın görmemiş, gül bahçesine düşmüş, benle yetinmez yani. Benim bu denklemden kendimi ona hissettirmeden usul usul çıkarmam lazım.


  • sekizdokuzon  (30.09.23 17:48:34) 
Ben sizin bu denklemin dışına çıkmak istediğinize ikna olamadım.
İşyeri arkadaşları arası ilişki bana hep yanlış gelmiştir.
Hele ki öğretmenler odasında.
Bir de örnek olmanız gereken gözlerin hep her hareketinizi didiklediği konumunuzu düşününce tamamen yanlış buluyorum.

Size akıl verebilecek yetkinlikte de görmüyorum kendimi.
  • Tina  (30.09.23 18:25:37) 
Allah kuran çarpsın ki istiyorum, Kur'an'a el mi basayım? Bir de öğretmenlerin libidosu, özel hayatı yok mudur sizce? 12 senedir bu isteyim6, çalıştığım her yerde insan tabiatı gereği böyle meselelere şahit oldum. Her meslekte, insanın olduğu her yerde olduğu gibi.

Konu başka yerlere gidiyor, ben nokta atışı taktikler almak için açmıştım duyuruyu. Teşekkür ederim zamanınız için.
  • sekizdokuzon  (30.09.23 18:31:01) 
Libido ve özel hayat konusunda sanırım yanlış ifade ettim kendimi. Aynı hukuk bürosunda çalışan avukatlar ilişkisini de, aynı üç harfli markette çalışan kasiyer ilişkisini de yanlış görüyorum.
Dünyada her gün bulunmak zorunda olduğunuz mekan dışında da çok fazla erkek var.

Nokta atışı tavsiye olarak Abiyi bir gün dışarıda bir yere çaya davet edersiniz. (Seninle kesinlikle alakası yok da bir dedikodu geldi kulağıma, konu onunla ilgili. Ben iş arkadaşlarımı kardeş olarak görüyorum ama sanırım farklı gözlerle bakmışlar. Çok rahatsız oldum. Lütfen bugünden sonra iş ilişkisi dışında asla görüşmeyelim.) dersiniz. olur biter.
  • Tina  (30.09.23 19:22:51) 
[]

sadece kadinlarin oldugu bir dunyada

yasamak istermiydiniz? (soru sadece kadinlara)




 
Yooo. Gayet çok sevdiğim erkekler var (kardeşim, eşim, kuzenlerim, dayilarim, kedim vs.). Onlar olmasa hayat çok sıkıcı olurdu.


  • fraise  (28.09.23 20:01:33) 
No.
Ben sadece kadinlarin oldugu bir ekipte bile calismak istemiyorum. :))

  • mor oje  (28.09.23 20:46:26) 
Hayır.


  • Kahvedesu  (28.09.23 20:48:46) 
Istemezdim, erkek kontrastı perspektif katıyor.


  • sekizdokuzon  (28.09.23 21:07:13) 
İsterdim.
Şekilciyim, erkek formundan çok hoşlanmıyorum.

  • Dağcı  (28.09.23 21:26:57) 
evet


  • sonsuz  (28.09.23 21:36:23) 
çok isterdim. bazen böyle ütopik bir evren hayal ediyorum adsfasda


  • alaimisema  (29.09.23 09:40:20) 
İstemezdim. Erkekler çok tatlı.


  • Gradient_tabanlı_mor  (29.09.23 11:13:57) 
Güzel olurdu <3


  • Tina  (30.09.23 21:34:08) 
Jane Hannigan diye bir yazarin Moths kitabinda bu konu isleniyor. Sadece erkekleri etkileyen bir salgin sonucunda dinamikler degisince dunya nasil degisiyor vs.


  • sopiro  (05.11.23 15:03:13) 
[]

sıkılıyorum, bunalıyorum

Taşrada memurlukta ikinci ayımı doldurdum, üçe yaklaşıyorum. Taşradan kastım hem kadrom taşra, hem de yaşadığım yer taşra. Bir şekilde büyükşehir sıfatı almış bir yer aklınıza gelmesin. Ancak en azından şehir merkezindeyim.

İşten bahsetmek gerekirse, bir halt yaptığım söylenemez. Üç ayda iki üç hafta yoğun geçiyor gibi görünüyor, onun haricinde bir şey yok. Sabah bilgisayarı açıp kurum internet ağının izin verdiği ölçüde vakit öldürüp akşam eve geliyorum.

Ev ise 50 m2 bile değil. Üç kişi aynı anda evin herhangi bir yerinde yan yana duramaz. Teknik olarak mesken bile değil, ikametgah alamıyorum. İyi yanı yok mu, var. Faturalar dahil. Eşyalar dahil. Masrafı maaşımın tam çeyreği denk geliyor ve iş yerime yürüyerek 8-10 dakika mesafede.

Eve kedimi köpeğimi getiremedim. Hem ev sahibi sıkıntı, hem ev küçük. Ancak en büyük etken, en iyi ihtimalle 8 saat olan yolculuğu kaldırabilecek durumda değiller. Açık olmak gerekirse onlardan uzak olmak muhtemelen beni şu anda, ne kadar kabul etmek istemesem de, çok fazla etkiliyor sanırım.

İş konusunda şanslı mıyım, şanssız mıyım bilmiyorum. Çok alakasız işlerle görevlendirilip çok yoğun çalışanlar da var, benim gibi boş takılanlar da meslektaşlarım arasında. Bu durum biraz da benim çalıştığım yerin müdürü olsun, diğer çalışanları olsun genel olarak oldukça iyi, anlayışlı insanlar olmasından da kaynaklanıyor olabilir. Açıkçası bu yönüyle memnunum, başlamadan önce bayağı bir gözüm korkuyordu, şans işte. Ancak iş olduğunda da neyin nasıl yapılacağı belli değil. Kervan yolda düzülür kafasında gidiyoruz.

Yaş ortalaması çok yüksek hem çalıştığım yerde hem şehirde. En yaşlı şehirlerden biri zaten. Tamam, bende yirmilerinin başında delikanlı değilim ama bana göre bile yaşlı. Konuşacak ortak bir şeyler bulmakta çok zorlanıyorum iş yerinde. Diyalog kurabileceğim üniversite mezunu iki kişi var sadece. Üniversite mezunu olmak çok matah bir şey değil, biliyorum, sadece durum bu. Onlar da hem yaşlı hem de biraz fazla kafa açıyorlar.

4 kişi aynı odadayız. Tek erkek benim. Bol bol yerel dedikodu dinlemekten, nereden uydurulduğu belli olmayan mankibe dinlemekten kusacağım artık.

İşin anlamsızlığı da ayrı üzüyor. İş yüküm olsa da anlamsız olmasa da anlamsız. Varlığı da yokluğu da bir şeye iş demişler. Hiçbir zaman büyük adam olacağım derdim olmadı. Ancak bu kadar önemsiz bir işle meşgul olmak canımı sıkıyor. Bir şeyler öğrenir, kendime ya da kuruma bir katkım olur mu diye bakıyorum ama pek imkan görünmüyor.

Eve geliyorum, yapacak bir şey yok. Kitap okumaktan, dizi izlemekten sıkıldım. YouTube deseniz tüketecek bir şey kalmadı.

Üç kere tiyatro oyununa gitmeye niyetlendim. Üçü de iptal oldu, yetersiz bilet satışından. Çevre illerde oluyor güzel etkinlikler ama en fazla 2 saatlik bir etkinlik için git gel en az 5-6 saat yol, en az iki bin lira para harca ne mantıklı geldi ne içime sindi.

YDS kursuna gideyim dedim, kurs yok. Derdim en azından günlük boş muhabbet birilerini bulabilir miyim, kurs bahane. Tiyatro kursu buldum, onlar da sadece çocuk grubumuz var, yetişkin grubumuz yok deyip yolladılar.

Her tuşa basıyorum ama olmuyor. Akşamları dışarı çıkmaya niyetlendim. İki tane caddesi var. Aslında bir tane de sizin güzel hatrınıza iki dedim. Şehir hâlen ezan vakitlerine göre yaşıyor. Akşam ezanına kalmadan her yer kapanmış oluyor. Bar falan yok tahmin edersiniz ki. Bir iki tane pavyonla restoran arası yer var.

Uzun bir işsizliğin sonunda iş bulduğum için mutluyum. Deprem sonrası daha da artan borçlarımı kapatabileceğim için mutluyum. Bunlar güzel şeyler, kabul ediyorum. Ama bu yaşam tarzını ne kadar sürdürebilirim bilmiyorum. Şartlarımı iyice zorlayıp yurtdışına gidebilirdim, yapmadım. Belki de yapamadım. Şu anda bunun bir önemi var mı, onu da bilmiyorum.

Daha önce benzer süreçler beni içinden çıkmamın yıllar aldığı maddi ve manevi çukurlara itmişti. Bu sefer tekrar düşürsem o çukurlara çıkabileceğimi sanmıyorum. Memuriyetten devam edersem üç yıl daha sike sike buradayım. Sonrası belli değil. Bir yılın sonunda istifa etsem ne yapacağım belli değil.

Kendi varlığımdan sıkılma noktasına geldim. Bir akıl verin.

 
Hoacm yanlış anlama ama daha 2 ayda bu kadar bunaldıysan bence sıkıntıyı kendinde araman lazım.

Muhtemelen çok büyük önyargı ile gittin oraya, yani "zaten küçük şehir, insanlar şöyle böyle, benim ilgimi çekmez" diye başlarsan sıkılırsın tabi. İşte diyorsun ya mesela "bar yok" diye. Küçük şehre gitmişsin, bar olmayacağı belli, beklentiyi "bar olması" noktasında tutarsan tabi mutsuz olursun. Aynı şey "büyük adam olacaktım ama anlamsız iş yapıyorum" düşüncesinde de var, hala yurtdışı düşünmende de...

Bi kaç sene önceye kadar benim TR'nin "kaymak tabakası" diyebileceğin bi arkadaş çevrem vardı. Ben bundan sıkıldım ve sosyal çevremi biraz değiştirmeye karar verdim, başka ortamlara girdim falan. Başta inanılmaz sıkılıyordum çünkü kimse benim ilgilendiğim şeylerle ilgilenmiyordu, biriyle oturup yarım saat muhabbet etmekte bile zorlanıyordum.

Bi noktada çevreyi değiştirmeye karar verip, beklentiyi hala eskiden alışık olduğum şekilde tutmanın ne kadar anlamsız bişey olduğunu idrak ettim. Ondan sonra düzeldi. Karşıdakini merak etmeye, söylediklerini baştan "kafa açıyorlar" diye değil de içten bi şekilde dinlemeye başladığında, aslında orada da öğrenebileceğin ve keyif alabileceğin bişeyler olduğunu farkediyorsun.

Yani yapman gereken arabayla 6 saat ötedeki şehre gitmek değil, kendinle uğraşmak biraz. Onu yapmazsan koskoca youtube bile biter tabi.
  • plutongezegendegilmi  (27.09.23 22:19:20) 
Valla iki ayda bu kadar dolduysan sıkıntın büyük.
Yeteneğin veya tecrüben veya spesifik bir konuda bilgin varsa yeni iş aramaya başla şimdiden.
Ama bunlar yoksa kendini değiştirmen gerekecek, beklentilerini düşür, asosyalliği sindir, bulunduğun yerdeki ortama ve yaşayışa ayak uydur.
İnternette bir fotoğraf dolanıyordu bir ara, çölün ortasındaki bir tren istasyonunda görevli memur, istasyonun etrafına diktiği ağaçlarla 50 yılda görüntüyü tamamen değiştirmiş şekildeydi. İş yerinde de böyle bir şey yapman lazım. Bence her zaman yapılacak bir iş vardır, sen görevi bekleme görevler seni beklesin yapılmak için. Guzellestir etrafını, iş yerini evini, ev sahibini, iş arkadaşlarını...
  • etna  (27.09.23 22:30:33) 
Öncelikle içinde bulunduğunuz durumdan sıkılmaktan haksız değilsiniz. Ama ben değişebileceğini düşünüyorum henüz 2-3 ay çok erken, memurum demişsiniz, yeni memurlar gelebilir gidebilir, 4 kişi aynı odadayız demişsiniz, sürekli aynı şeyleri yapmak yerine değişik bir şeyler yapmayı teklif edin bu kişilerle. Sürecin geçici olduğunu kabullenin, 3 seneyi verimli geçirmeye çalışırken farklı iş imkanları veya yurtdışına gitme imkanı arayın eğer bu kadar çekilmez bir durum ise. Tekrar işsiz olsaydınız bunların hiçbirisini de göremeyecektiniz ve inanın daha kötüdür.


  • babemsi  (27.09.23 22:37:50) 
Eger ilgilendiginiz konu ile ilgili grup yoksa siz kurmayi deneyin? Belki sizin gibi tiyatro yapmak isteyen ama ayni cevabi alan insanlar vardir? Yas ortalamasi buyuk olabilir ama sizin yasiniza yakin insanlar mutlaka vardir. Mansur ark'a katiliyorum ve boyle hissetmekte haklisiniz, ona da katiliyorum

Eger ilgilendiginiz bir sey varsa mutlaka ilerletin, mesela ingilizce bilmiyorsaniz mutlaka haftada 2-3gununuzu ona ayirin, sadece ingilizce altyazili dizi film izleyerek inanilmaz ingilizce ogrenen insanlar var, onemli olan ciddiye almak. Onunuzde oradan dolu dolu bir insan olarak cikmak icin 3 yiliniz var, oyle dusunun. Ama ne yapacaksaniz ciddiye alarak yapin. Yazmaya merakiniz varsa, muhtesem atolyeler var online, onlara katilin. Online etkinlik olarak sizin yerinizde olsam 1 tane secer, emek verir, onun disinda mumkun oldugunca fiziksel dunyaya karismaya calisirdim. Belki hangi konulara ilgi duyuyorsunuz, hangi alanlarda gelismek istiyorsunuz, mesleginiz ne, ve neredesiniz yazarsaniz buradan cok guzel oneriler bile cikabilir?
  • songforsomeone  (27.09.23 23:06:12) 
Ben de istanbulda yaşarken 1 yıl için ailemin yanına küçük bir ilçeye gitmiştim, sonra evlenip geri istanbula geldim, küçük yer insanlarının böyle küçük bi dünyası oluyor. Mesela dizi izlemeyi çok seviyolar. İşyerinde dizilerden bahsediyolar heyecanlı heyecanlı, bence onları biraz gözlemleyip onlar gibi dizi izlerseniz vs ertesi gün konuşacak konunuz olur gayet. Ne bileyim kendinizi geliştirmek isterseniz online kurs da var bissürü. Bi de küçük yerlerde belediyenin açtığı veya halk eğitim merkezlerinde gitar kursu filan oluyor. Öyle bir şey bakabilirsiniz. Ya da sizin bildiğiniz bir şey varsa siz gidip halk eğitimle konuşup kurs açabilirsiniz. İlkokul çocuklarına ing öğretmek gibi ya da matematik dersi vermek vs. Bunlar hem vakit geçirmenizi sağlar hem de çevre yaparsınız.

Bence 2 ay henüz çok erken o yüzden henüz kafa dengi arkadaş bulamamış olabilirsiniz umutsuz olmayın. İnsan tanımaya odaklanın bence.

Son olarak küçük yerlerde insanların siyasi partiye katılma eğilimleri baya yüksek oluyor. Oy verdiğiniz ve kitlesini sevdiğiniz bir parti varsa ilçe yönetimine gidip üyelik yapıp ordan insanlarla tanışabilirsiniz
Siyası parti arkadaşlıkları çok içten oluyor. Aynı partili olunca kadın kolları teyzeleri çok iyi davranıyor.
  • turuncu tonlarda  (27.09.23 23:24:42) 
Ya pardon memur olduğunuz için üyelik yapamıyorsunuz unuttm bi an. Ama yine de gidip tanışabilirsiniz resmi üyelik olmasa bile.


  • turuncu tonlarda  (27.09.23 23:26:22) 
evlen


  • bir soru sorcam  (27.09.23 23:38:53) 
önyargı ile gitsin gitmesin ne fark edecek? önyargı ile gitmese gittiğinde farklı bir şey mi bulacaktı?
yeni bir yere taşındım, nasıl yeni birilerini bulurum diye burada her hafta min. bir tane duyuru açılıyor. hepsinde de aynı cevaplar var. dil kursunua git, o kursunu git bu kursuna git. içilecek bir yer vardı oraya git. eee, gitmiş işte? siz yazmadan bu alternatifleri denemiş ama yok.
kaldı ki ilk etapta sıkılacak zaten. üçüncü yılında mı sıkılacaktı?
sağda solda anadolu irfanı geyiği yapıp burada ama anadolu'da işte böyle ya ne olacaktı sorun sende, önyargılı gitmişsin demek komik olmuyor mu?
tek şehirli caddede çevreni ne kadar değiştirebilirsin? ne katabilirsin oraya? taşrayı anca nbc filmlerinde görmüşsünüz atın tutun kafanıza göre.
ama büyük bir mallık yapıp evlenme. gider oradan biriyle evlenirsin sonra tabutun bile gelmez üç yıla kurtuluyorum derken.
git xbox+ultimate al en f/p çözüm bu. mis gibi de vakit öldürürsün. bir de bira kiti falan al, senden kralı olmaz.
allah kurtarsın.
  • koxy  (28.09.23 21:45:19) 
Bu süreyi kendinizi geliştirme ve para biriktirme süreci olarak değerlendirin.

Artık her şey online. Her türlü kursu online alabilirsiniz. İş yerinde online işlem yapamıyorsanız kitap alın.

Bahaneler ardına sığınmayın. Kendinizi biraz zorlayın.


.
  • kartallar yuksek ucar  (29.09.23 08:56:58) 
mobil oyun ve ilgi alanınıza göre online kurslar aklıma geldi. adaptasyon sürecindesiniz biraz kendinize zaman tanıyın.


  • elvan abeyiylegezse  (29.09.23 18:28:38) 
[]

Yaşamınızda hiç ciddi belirsizliklerin olduğu dönemler oldu mu?

Aynı anda büyük belirsizlikler yani. Uzun süreli hapis cezası alma ihtimalimizin olması, sevdiğinizin kanser olma ihtimali vb gibi birden çok belirsizlikten bahsediyorum. bu süreçleri ve stresini nasıl oldu da yönettiniz? Teşekkürler.




 
Bu ara hepsi üst üste geldi ve yönetemiyorum. Kafası çalışan birinden tavsiye alman iyi olacaktır.


  • prole  (27.09.23 17:39:20) 
Çok yönetemedim. Sağlık sorunları peşinden geldi.


  • Kahvedesu  (27.09.23 18:08:33) 
Çok oldu ve felaket kötü etkiledi beni, yönetemiyorum. Tek diyebileceğim şey bu belirsizliklerin ardından “bomm” diye kökten değiştirici bir olay oluyor ve o şekilde son buluyor.


  • babemsi  (27.09.23 18:25:24) 
Prole +1 ama yönettim.


  • baldan kaymak  (27.09.23 18:44:29) 
Bu kadar ciddi bir sorun yaşamadım ama işyerinde baya olaylar olmuştu. Tehdit filan almıştım, psikolojim bozulmuştur işten ayrılmıştm bulunduğum şehirde başka iş bulma imkankm da pek yoktu, evde 5-6 ay kaldım her gün ağlama krizi geçiriyodu, ve evlenme sürecinde ailemle birbirimize girmiştik. Evlenmek ve şehir değiştirmek kurtuluş oldu. O kaos dönemini atlattm, istanbula geldim, işe girdim, eşimle normal bir rutine döndü hayatımız. Ama o belirsizlik kavga ve gözyaşı ile geçen 5-6 ayı gel bana sor. Artık keşke araba filan çarpsa da ölsem diye düşünüyordum, hatta kanser olup ölsem diye dua etmişliğim bile var.


  • turuncu tonlarda  (27.09.23 23:37:23) 
İki tane olmuştu.

Birinde askerde fetö kumpası içinde kaldım (fetö kumpası olduğunu sonradan ogrendim) kaçakçılıkla suçlamaya çalıştılar, kanıtlar da dolabima yerleştirilen eşyalar. Uzun hikaye ama bir şekilde Tem, kaçakçılık sube sorguları sonucu aklandım. Ama o arada geçen 3 ay ve sonrasındaki altı ay (bu kısmı lan aklandik ama ya yine bir kulp bulurlarsa kuruntulari) müebbet hapis hazırlığı ile geçti içimde herkesle vedalaştım öyle diyeyim. Sonra alt devrelerden birinden öğrendim ki bu konuda beni ihbar edip suçlayan kişiler fetoden alınmış. Orada sakinlesebilmistim.

Bir de gunceli: paylaşımlı ofis + home office tarzı çalıştığım bir isim var. İşler epeydir iyi gidiyordu artik kendi yerime geçeyim dedim geçtim. İşler birdenbire yüzde 50 düştü. Kira faturalar ve biraz yeme içme ancak cikisiyor. Buna da neyse en kötü batar sokakta yaşarım falan diyorum kendime. Galiba kendimi sakinlestirme tarzım da bu genelde, en kötüsünü düşünmek.
  • encokbenisevinnolur  (28.09.23 23:19:28) 
su anda var. amerika'da calisiyorum ama ogrenci vizesiyle. cunku calisma vizesini hintliler mahvetti artik cikmiyor. 2 sene sonra iznim bitiyor.

acaba amerika'da mi kalirim, baska ulkeye gitmem mi gerekir, turkiye'ye donulur mu, baska ulkeye gitsem nereye gitmeliyim? yas da 30'u gecti artik vs. gibi dusunceler.
  • antikadimag  (29.09.23 05:21:37) 
[]

mesleği sevememek, işsizlik, depresyon ve birçok şey

merhaba,

yazım biraz uzun olabilir, kusura bakmayın. bunları insanlarla konuşamıyorum ve yalnız hissettiğim bir dönemdeyim, o yüzden içimde ne varsa dökmüş olabilirim.

31 yaşındayım, neredeyse 6 senedir avukatım ve bir süredir aktif olarak avukatlık yapmıyorum. (evden dilekçe, sözleşme, ihtarname vs. yazıyorum/revize ediyorum iş geldikçe)

açıkçası hayatımın hiçbir döneminde avukat olmak gibi bir dileğim olmadı. mesleğin prestijli görülmesi, büyük paralar kazanabilme ihtimali gibi hususlar hiç ilgimi çekmedi, öyle bir arayışı olan bir insan olmadım hiçbir zaman.

sınava girdiğim vakit de puanım ytü iktisat'a tutuyordu. bizimkilerin de iktisat okuyup "hiçbir şey" olmamamı engellemek için zamanında gösterdikleri o zamanki ağır psikolojik baskıya yenik düştüğüm için, saçma sapan bir vakıf üniversitesine gitmemek şartıyla hukuk okumayı kabul ettim. (zengin çocuğu falan değilim. eğitim eşitsizliği ile ilgili eleştiriniz varsa bana yöneltmeyin lütfen.)

okurken çok da zevk almadım (çeşitli sebepleri var) ama mesleğin kendisine duyduğum saygıdan ötürü etik kaygılarım ve iş disiplinim oldu. ancak piyasadaki -kısmen- haklı önyargılardan ötürü de hiçbir zaman potansiyelimi karşılayacak bir iş bulamadım. nerede profesyonel davranmayan, müvekkili nasıl kandırırız kafasında hareket eden adam var, onların yanında çalışmak durumunda kaldım. özellikle son çalıştığım yerde de son ofisi tek başıma çekip çevirecek seviyeye gelmeme rağmen maaşım da doğru düzgün yatmayınca ve izne de çıkamayınca istifa etmek durumunda kaldım. açıkçası meslekten de soğumuştum çıkarken.

aslen niyetim birkaç ay tatil yapıp bir iş bulmaktı ama sonrasında kayınpederimin kanseri ağırlaştı, onunla uğraşmak durumunda kaldık, ölümünden sonra da evden iş yapabildiğimi görünce bir süre de böyle devam ettim ama artık iş gelmiyor ve evde oturmak beni gerçekten depresyona soktu. doğru düzgün yemek yemiyorum, uyuyamıyorum, bazı günler koltuktan saatlerce kalkmadığım oluyor. sosyalliğim ise kalan 2-3 arkadaşımla arada sırada görüşmekten ibaret. eskiden her şeye rağmen hayatı sevebiliyordum fakat bunca şeyi devam ettirmek için hayatımda bir anlam bulamıyorum.

bir yerde çalışmayalı 2 sene oluyor, açıkçası yaşım geçtiği için (kurumsallar genelde 30 yaş altı alıyor) ve aktif çalışma sürem, benim kıdemime sahip insanlara göre az kaldığı için tekrardan bir yere girme ihtimalim yok gibi bir şey benim gözümde. zaten eskiden çalıştığım yerde iken iş arardım zaman zaman, bir tane iş görüşmemde açık açık "bir sene sonra hamileyim diye gideceksen gelme" demişlerdi, şimdi ne derler hiç düşünemiyorum. serbest çalışacak bir çevrem de yok, kaldı ki muhasebeciye, bağ-kur'a ya da sanal ofise vereceğimiz bir para da yok. onu da geçtim, özgüvenim de yerlerde artık.

o yüzden bu deftere kapalı gözüyle bakıyorum. hiç çalışmayıp, ömrümün sonuna kadar ev hanımı olmak fikri de rahatsız ediyor beni, hem maddi hem de manevi olarak. herkesin genç insanları çalıştırdığı bir piyasada sıfırdan nasıl başlayabileceğim hakkında hiçbir fikrim yok ve bu beni karamsarlığa sürüklüyor.

yakın bir arkadaşım, yapacak başka bir işin yoksa bir tiktok ya da instagram sayfası açıp hobilerini (kültür sanattır, kozmetiğidir, video oyunudur vs.) gelir kaynağı haline getirmeye çalışabilirsin diye bir tavsiye vermişti.

lisenin son dönemlerinde ve üniversitede iken bazı bloglara müzik, edebiyat vs. yazıları yazardım, bir dönem de bir internet radyosunda program yapıyordum ama bunlara elimi sürmeyeli o kadar uzun zaman oldu ve sosyal medya o kadar farklı noktalara gitti ki, hızına yetişemezmişim gibi hissediyorum. hani gelir kaynağı olmasa bile bana iyi gelir mi diye düşünüyorum ama ruh halim şu an psikoloji kitapları okumaktan başka bir şeye izin vermiyor. (onu da hayatımdaki anlamsızlığa nasıl çözüm bulurum diye yapıyorum.)

bir tarafım da bunca senenin emeğini tamamen çöpe atmak istemiyor. hukukçu sıfatıyla çalışmayacağım fakat hukuk bilgimi kısmen de olsa kullanabileceğim, yaşa da takılmadan sıfırdan başlayabileceğim bir iş var mıdır diye düşünüyorum ama aklıma hiçbir şey gelmiyor.

yukarıda yazdıklarıma dönüp bakınca aslında sorunun kümülatif bir sorun olduğunu görüyorum, bunca soruna sadece bir şeyin çözüm olmayacağının da farkındayım fakat hayatımı sürdürebilmem için ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmediğim bir noktadayım ve her türlü tavsiyeye açığım.

buraya kadar okuduysanız, bu yazıya vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim.

 
1. Kpss çalışın.

2. Mali müşavirliği, gümrük müşavirliğini araştırın. Yasaları takip etmek önemli bu işlerde.

3. İngilizce biliyorsanız çeviri yapabilirsiniz.

4. Kadınmışsınız. Sınava hazırlanıp güzel bir bölüm okuyabilirsiniz. Okul öncesi öğretmenliği gibi.

5. İcra müdürlüğü sınavına girebiliyorsanız girin.

6. Polis olabilirsiniz. Kadın ve avukat polis iyi yerlere gelebilir.

31 yaş bu kadar umutsuz olmak için çok küçük bir yaş.
  • dissendium  (26.09.23 20:16:26 ~ 20:17:11) 
issizlik ve gorunurde bir perspektif'in olmamasi kadar insani yipratan bir sey yok.

fikir olarak kendi sektorumden onerebilirim: sivil toplum orgutlerinde calisabilirsin.

Sivil toplum orgutlerinde uni egitiminden bagimsiz olarak insanlarla icice calismani gerektirecek pek cok pozisyon var: dosya calisani, saha calisani, destek birimleri vs. Bunlari cogu icin illa sosyal bilimler mezunu olmana gerek yok. avukat oldugun icin hukuki metinleri anliyor olabilmen bile diger adaylarin bir adim onune gecmen demek. Yasin oldukca genc, ben buna takmazdim. kadin olman avantaj; cok fazla erkek siddeti magduru kadin ve cocuk var. genelde bu insanlarla kadinlarin ilgilenmesi tercih ediliyor.

bu kurumlarda direkt avukat ilanlari da oluyor ki, maaslari da diger departmanlara gore yuksektir. ama girmesi daha mi zordur bilemedim.

genelde iyi ingilizce bilmek gerekiyor, ama sart kosmayan kurumlar da var.
gaziantep, kilis, sanliurfa gibi sehirlerde is olanaklari istanbul, ankara, izmir'e gore cok daha fazla. bir kac sene tecrube sonrasi uc buyuk sehire gelmek mumkun (ki direkt bu buyuk sehirlerden de baslanabilir).

bu tarz kurumlarda kar amaci gudulmedigi icin "baskasina para kazandiriyorum" duygusu daha az, mesleki tatmin duygusu oldukca fazladir.

uluslararasi kurumlar'da calisma ortami cok ama cok iyidir, maaslar da guzeldir. Kurum kuculdukce biraz sikintilar baslar ama yine de genel olarak ozel sektorlerden iyi oldugunu dusunuyorum.

Ilanlara gelbasla'dan bakabilirsin. kendine dogru isi bulman bir kac ayi alabilir.

biraz hizli yazdim. umarim anlasilabilir olmustur
  • lamartin  (26.09.23 20:24:54) 
burada iki sorun var gibi.
1- evde olmak
2- bugüne kadarki iş tecrübelerinin olumsuz sonuçlanması

evde olmak meslekten ve çalışma durumundan bağımsız bir problem. 2+ senedir remote çalışıyorum, ev boğuyor. ofisten çalışmanın, hava değişikliğinin, oradaki insanlarla üç beş laflamanın ruha ne kadar iyi geldiğini bunların yokluğunda anladım. o yüzden bu konuyu meslekten bağımsız değerlendirmeli. sonuçta evde oturmak ruha kötü geliyor, evet.

yeni mezunların tecrübesi olmadığı için iş bulamadığı dünyada siz x yıl tecrübem var, yaşıma göre az diyorsunuz. avukat iş piyasası bu konuda diğer beyaz yaka işlerden nasıl farklılaşıyor bilmiyorum ama bu sorun görünmedi bana. 2 senede hem kendi müvekkilleriniz olmuş ve çalışmışsınız, hem de bağlı çalışmamak için sağlık gibi kritik bir sebebiniz varmış. iş görüşmesinde gap-year söz konusu olduğunda bunun hangi sebeple olduğu önemli. altını geçerli sebeplerle doldurabilirseniz, bunun iletişimini de sağlıklı yaparsanız birlikte çalışmak isteyebileceğiniz kalitede insanlar bunu zaten anlayışla karşılar.

bir de, sizi mutsuz eden avukatlığın kendisinden ziyade çalıştığınız yerler ve insanlar olmuş sanki. o yüzden ben sizin yerinizde olsam memuriyet vs. düşünmem, doğru iş yerini/insanları aramaya devam ederim, mesleğimden vazgeçmem.
bu esnada da yüksek lisans yapabilir ve/veya kendinizi hukukun gelecek vaat eden ve çok talep gören bir alanında geliştirebilirsiniz.
  • gloomy  (26.09.23 20:55:03) 
Hukuk fakültesinin pratikte işe yarayacak verdiği bir skill yok. Hukuk fakültesine nedense gereksiz bir anlam yüklendi.

Neyi seviyorsan o alana yönelik bir beceri elde etmeye bak. Zamanında iktisat yazsan çok fazla seçeneğin olurdu. Hiçbir şey yapmamak olmaz. Maddi imkan nedir, motivasyon nedir, kimsin nesin bilmeden şunu yap demek de yanlış. Genel öneri olarak sevdiğin şeyler için çabala derim ben
  • roe  (26.09.23 21:23:44 ~ 21:27:21) 
hakim-savcılık?
etik ve ahlak olarak sorun yaşatmaz

  • bir soru sorcam  (27.09.23 00:55:10) 
Mesleginizi sevmemenizden bagimsiz olarak paraya ve iyi para kazanan ve sizin gozunuzde varlikli olan insanlarla ilgili inanclarinizi gozden gecirmenizi tavsiye ederim, ben karsiniza enteresan isverenlerin cikmasinin baska bir nedeni var.

Hayati siyah beyaz gormek psikolojik olarak zor durumda oldugunuzun en buyuk gostergesi bence, imkaniniz varsa yardim alin. 'Baska bir sey yapmak' icin siyah beyaz gormeyi birakabilmek bunun icin de once depresyonu tedavi etmek lazim
  • songforsomeone  (27.09.23 09:13:37) 
31 yaş daha yolun o kadar başı ki; umutsuzluğa kapılmanız için hiçbir sebep yok. Ama isterseniz bir doktora görünün, D mi B mi olur bilmem bir vitaminlerinize baksın ve iç disiplin konularını bir araştırın.
İş konuları kısmını dissendium çok güzel yazmış, bunlara uyum yöneticiliğini, ihracat kontrol yöneticiliğini ve kişisel veriler konusunu da ekleyeyim ben. Sadece diplomanız bile bir sürü sivil toplum kuruluşunda gönüllü çalışmanız için işe yarar, oradan çevre edinir sonra başka alanlara kayarsınız. Sadece ataleti atın üzerinizden.

  • SiyamkedisiZorro  (27.09.23 14:10:44) 
Ben de uzun süredir bırakmayı düşünüyorum. Ama sizin gibi cesaret edemiyorum. Halen çalışmaya devam ediyorum.

Önerebileceğim maalesef hukuk mezunu için KPSS. Başka da alternatifimiz yok..
  • drako  (27.09.23 15:25:15) 
yaşınız bu kadar umutsuzluğun sebebi olacak bir yaş değil, daha çok gençsiniz.

yüksek lisans ve doktorayı sevdiğiniz bir alanda yaparak akademi düşünebilirsiniz veya sevdiğiniz bir bölümü okumayı düşünebilirsiniz.

4 yıl sonra bunları yapsanız da yapmasanız da 35 yaşında olacaksınız.

ben de sevmediğim bir bölümü okumaya zorlanıp daha sonra tekrar başka bir bölüm okudum. yaptığım için de çok memnunum. yaş 35
  • glore  (05.10.23 12:30:23) 
ben sizin iktisat okumuş halinizim.Yas da aynı .2 üni bitirdim. okuduğum 2 bölümle de alakalı bir işe giremedim hep farklı işler. yani bu yasta sabit bir mesleğim yok. bir süredir yazılım öğreniyorum ama onda da junior olarak işe girmek şu anki piyasada cok zor.boşa giden yıllara mı ,geleceğin belirsizliğine mi ,arkadasların hepsinin düzenini kurup hayatını yasıyorken senin elinde hiçbir şey olmamasına mı üzüleyim bilemiyorum.inanılmaz bir iç sıkıntısı her gün boğuşuyorum


  • mr deadman  (18.10.23 21:15:01) 
[]

Ayda kenara 60bin atabilseniz...

Soruyu gonul islerine actim, cunku biraz hayalgucu ve beyin firtinasina ihtiyacim var. asiri ciddiye almadan cevaplarsaniz sevinirim. kendinize gore dusunun.

farz-i misal: kenara ayda ortalama 60 bin attiginiz bir calisma ve yasam duzeniniz var. bir bucuk yil sonra, isterseniz bu duzenden cikabilecek rahatliga kavusuyorsunuz.

eviniz arabaniz yok.

is ve yasam dengesi biraz zorlayici. gunluk 10 saat calisma, haftada 58 saat gibi. eglenmeye az vakit kaliyor. sinirli sosyallik, fakat isin kendisi kismen rahat.

bir bucuk yildan sonra isten ayrilmaya karar verseniz nereye giderdiniz? ne yapardiniz?

herhangi bir meslek olabilir, yani kendi mesleginize gore dusunebilirsiniz.

herhangi bir lokasyon olabilir, yani kendi hayallerinize gore dusunebilirsiniz.

 
Bir buçuk yılda o parayı borsada zaten 2.5 milyon TL yapmış olurum. O parayla bir iş kurar. İşi takip eder ve keyfime bakarim


  • alimcgraw  (26.09.23 19:56:37) 
ABD, Meksika gezisi.

Mühendisim. İş kurardım.
  • dissendium  (26.09.23 20:02:44) 
[]

Erkekler icin cocuk mevzusu

Ben 40'larina yaklasan bir erkek olarak cocuk yapmak istiyor muyum sorusu gündeme geldiginde bunu potansiyel partnerimden bagimsiz cevaplayamiyorum. Cok iyi giden bir iliski icindeysem, cok sevdigim, güvendigim, hayat boyu dostluk kurabilecegimi hissettigim birisiyle cocuk yapmaya sicak bakabilirim. Kendi basima icgüdüsel olarak cocuk sahibi olmak istiyorum hissiyati tasimiyorum. Ama son yillarda bir sekilde hoslandigim, kendilerine cekim hissettigim kadinlar (genelde benle yasit oluyorlar ya da bir tik kücük, 33-38 yas araliginda) cocuk istediklerini en bastan belli ediyorlar ve daha tanismamizin ilk ayinda net cevaplar duymak istiyorlar. Yukardakine benzer bir cevap yeterli gelmiyor, sanki bu konuda o kadar net degilsen seninle vakit kaybetmiyim seklinde bir hava olusuyor, isin keyfi kaciyor. Bu konuda düsünceleriniz neler? Ben mi kacak güresiyorum? Evet isterim, ya da hayir istemiyorum seklinde net bir cevap vermem mi daha iyi olur? Yukarda hissettigim sekilde devam ettigim sürece cocuk istekleri cok net olan kadinlarla daha en bastan hic baslamamak mi en dogrusu?




 
belirttiğin yaş aralığındaki kadınların (ki bence erkeklerin de) zaman kaybetmek istememesi çok doğal, çocuk yapmak ve büyütmek yaş ilerledikçe çok zorlaşıyor. kendi kafanda netleştirmediysen konuyu pas geç, kimseyi oyalamaya gerek yok.


  • hrskrs  (26.09.23 14:36:29 ~ 14:36:49) 
insan olarak, kadin ya da erkek farketmez, hayat amaci ediniriz. bu amaclardan bir cogu sosyal olarak bize hissettirilen amaclardir. ornegin kariyer, para vs. ama diger taraftan cocuk sahibi olmak bizim genlerimize islemis ureme ve genlerimizi devam ettirme ic gudusu nedeniyle sahip oldugumuz bir amactir. bu amaci oteleyebilir veya baskilayabiliriz. ozellikle genclik donemimizde ve baska agir basan amaclarimiz varsa. (daha cok para kazanmak, kariyer, eglence vs.) bu hissiyat gecikir.

bu durum erkek icin de kadin icinde benzer ama biyolojik olarak bir fark olusur. kadinin dogal sartlarda dogurgan oldugu yaslar genclik yaslaridir. zaman gectikce dogurganlik hizla duser. bu dusus erkekte de vardir ama cok daha yavastir. iste bu nedenle bir noktada kadin veya erkek cocugum olsun ister ama kadinda bu nokta cok daha erken donemde olur genellikle. zamanin hizla akmasi nedeniyle bunu hakli olarak da dillendirir. bu "acik ol, gereksiz zaman kaybetmeyim" anlamina da gele bilir. erkekte cocuk sahibi olmak, ozellikle rasyonel hareket eden bircok erkek icin, guven duygusu ile ilgilidir. bu guven duygusu erkegin kendine olan guveni, esine olan guveni, veya esinin kendisine olan guveni olabilir. bunlari saglamadan cocuk sahibi olmak istemez, buna ragmen yine istiyorsa yine ic guduseldir, rasyonel degildir.

bu konuda en dogru olan karsilikli net olmaktir, kadin net bir sekilde istegini belli ettiyse erkek de net bir sekilde buna hazir olup olmadigini yapici ve kirici olmamak sartiyla belli etmesi en dogrusu. cunku kimsenin kimseden bir hayat calmaya hakki yok. onemli bir karar cunku.
  • emrahday  (26.09.23 14:38:49 ~ 14:41:23) 
Sen kaçak güreşiyorsun evet.
Konuştuğun görüştüğün kişilerin de seninle aynı yaş aralığında olduğunu farz edersek, o yaştan sonra artık zaman kaybetmeden her şeyin adı net bir biçimde konulmalı.
Ergen ilişkiler gibi lafın çok, icraatın az olduğu ilişkiler gibi olmaz.
  • etna  (26.09.23 14:39:10) 
evet kadınlarda ilerleyen yaşlarda hamilelik riskli ve bazen istese de olmayabiliyor.. karşındaki insana zaman kaybettirmemek ve baştan net olmak en doğrusu.


  • tabudeviren  (26.09.23 14:40:37) 
İnsanların çoğu çocuk yapmak için evleniyor, karşındakini sevdiği için evlenip çocuk yapmıyor.


  • signore  (26.09.23 14:55:10) 
sizi anliyorum, cocuk yapmazsam - su anda - kaybedecegim bir sey oldugunu dusunmuyorum ancak diledigim gibi bir partnerim olursa da yaparim diyorsunuz.

burada soyle bir durum var, 40 yasina gelmis birinin ne istedigine karar vermesinin beklenmesi normal bir yaklasim. kadinlar icin de erkekler icin de.
karsinizdaki kadin, cocuk istedigine karar vermis, bu sizden bagimsiz bir durum, karsinizdaki kisi size, seninle tanistik ve ben senden cocuk istiyorum demiyor. Cocuk yapmak benim istedigim seylerden biri, eger sen de istiyorsan seni tanimaya ve seninle olup olmak istemedigimi gormek icin emek harcamaya hazirim diyor. Bu sizden bagimsiz bir durum, benim belli basli degerlerim ve beklentilerim var yasamdan ve yasamimi bu ortak degerler ve beklentiler uzerine kurabilecegim birini ariyourm diyor. Siz, kendi kendinize belki bunu bilerek gorusmeye basladigim icin 'kesinlikle bu iliski bir nihayete ermeli gibi bir stres yaratiyor olabilirsiniz.
Eger istemiyorsan, vakit kaybetmek istemiyorum diyor. Hakli, bu biyolojik yastan da bagimsiz bir durum, ne istedigini bilen, ruhsal ve duygusal gelisimini tamamlamis biri eger en temel seylerde anlasamiyorsaniz sizinle vakit kaybetmek istemez. Mesela, ben kesinlikle yurtdisina tasinmak istiyorum ve bunun icin caba gosteriyorum diyen biriyle tanistiniz ve siz hicbir sekilde, hayatinizin herhangi bir noktasinda tasinmak istemiyorsunuz, bu insanla birliktelik kurmak icin caba harcar misiniz? Ya da benim icin iliskide yalan soylemek onemli degil diyen biriyle tanistiniz, ama bu sizin icin vazgecilmez bir deger, bu kisiyle iliski kurmak icin caba harcar misiniz? bu 20 yasinda da boyle 25 yasinda da 55 yasinda da. 25 yasinda cocuk istedigini net bilen evlenmek istedigini net bilen insan sayisi, ya da kisisel degerlerinin ne olduguna dair farkindaligi olan sayisi daha az oldugu icin ya bi bakalim iste nereye giderse tadinda iliskiler daha cok oluyor.

Ruhsal ve psikolojik gelisimini tamamlayamamis insanlar ozellikle cocuk ve evlilik konusunda, kendi psikolojik sorunlarindan oturu, karsilarinda ne istedigini bilen ve bunu ozgurce dile getiren kadinlar gorduklerinde cok sagliksiz etiketlemelere ve yargilamalara gidiyorlar. Bu kendi sagliksizliklarindan kaynaklaniyor. Siz boyle yapiyorsunuz demiyorum ancak toplumun bu hastalikli kafa yapisina kendini kaptirmak cok kolay, etrafinizdaki guzel insanlari bu yuzden harcamayin.
  • songforsomeone  (26.09.23 16:13:04 ~ 16:14:48) 
3. ay cocuk muhabbetine girmek istemiyorsan 28-33 havuzundaki hatunlara bak, yanlis havuzda yuzuyorsun.


  • cooperr  (26.09.23 16:18:02) 
yasimiz gidiyo yasimiz :D
kaybedicek zaman yok. tanidim taniyamadim evlilik derken zaten 2 yil atiyor en az daha sonra bi de iyi anlasip sonradan cocuk istemedigini fark edip yoldan dönmek istemiyoruz galiba
cocuk istedigi halde cocugu olmayan bi adami ölsem terk etmem ama cocuk istemeyen adamla askimdan ölsem bi dakika durmam. durum malesef bu.

kadinlarin yumurta sayisi kisitli olmasi bir yana 35 yasindan sonra dogumlar riskli hale geliyor. bence cocuk isteyen her kadin icin böyledir: 25den sonra düsünmeye basliyorsun okul, is, para, ehliyet, yasadigin yer vs.

siz cocuga karsi degilsiniz diye anliyorum bence bunu aciklayabilirsiniz neden cekiniyorsunuz?
  • sonsuz  (26.09.23 19:33:55) 
@cooperr +1


  • ruhen hastayim ben  (26.09.23 19:40:31) 
yakın zamanda 3 tane erkek çocuk istediğini ilk buluşmada söyleyen 27 yaşında bir kadınla karşılaştım. ben de ona "o zaman 7 koltuklu araba bakmam lazım." dedim. 32 yaşındayım ben de.


  • rain when i die  (29.09.23 01:51:55) 
[]

takintili ruh halimi duzeltmek

Merhaba, is yerinde efendiligiyle nam salmis isinde gucunde biri var. Is disinda muhabbetimiz yok zaten cok kendi halinde, ekibindeki insanlarla da cok takilmiyor. Kadin olarak ilk adimi atmak gibi bir sey yapmak istemiyorum cunku geri teperse calisirken iletisim kurmaya cok utanirim. Benden hoslanip hoslanmadigina iliskin bir emare olsaydi anlardim sanirim. Sorun su ki cocugu asiri takinti haline getirdim. Birlikte olsak ne guzel olurdu diyorum ve bu durumun gerceklesmemesine ciddi ciddi icerliyorum :( Ne zaman online oluyor, nerede yemek yicek gibi sacma salak seyler pesindeyim. Bu ruh halinden kurtulmak icin ne yapmaliyim :(




 
dışarı çıkmayı teklif et gelirse devam gelmezse uzak durursun.


  • skr1292  (26.09.23 00:16:38) 
konusacaksin, olumsuz olursa da hic konusmamis gibi yapip devam edeceksin.


  • duyulmasi gerektigi kadar  (26.09.23 01:03:29) 
kahve içmeye davet edebilirsiniz bence.


  • drako  (26.09.23 01:09:38) 
Bence uzak dur, hoşlansaydı belli ederdi. Ama şu yapılabilir, partneri var mı diye vs biraz muhabbet açmaya çalışıp hakkında bilgi toplayabilirsn. Belki konuştuğu biri vardır, o yüzden sağa sola pas vermiyodur. Öyle pat diye kahve içmeye çağırmazdm ben olsam.


  • turuncu tonlarda  (26.09.23 11:34:07) 
çok efendiyse (bkz: badak) olabilir. çok somut bir ilk adım atmana gerek olmasa da biraz ittirmen gerebilir. ufak ufak bir iki muhabbet açmayı dene bence, akıyorsa ne ala, akmazsa da olmuyormuş der geçersin.


  • hrskrs  (26.09.23 12:19:01 ~ 12:19:27) 
Kadin olarak ilk adimi atma +1
Ortak etkinlik kovala, ilk adimi attirmayi dene, olmuyorsa he is not that into you

  • WithWorth  (26.09.23 12:44:54) 
Bahsedilen erkek profili genelde utangac olur.Bu iliskiyi istiyorsan ilk adimi atmak zorundasin.YOksa hic bir yere varmama ihtimali %100


  • turkuaz  (27.09.23 18:48:16) 
[]

Bu insanın benden hoşlanıyor olma ihtimali nedir?

Benden dokuz yaz genç, aşırı fit, aşırı şık giyiniyor ve bayağı yakışıklı. Işe başladığım ilk gün şöyle bir baktım, &quot;Bu bana bakmaz&quot; dedim, eledim kafada. Bir süre hiç muhabbet kurmadık. Sonra ortak bir muhabbette karşılıklı şakalaştı,. Dedim olmaz ya, yine de bir deneyeyim. Flört becerilerimi geliştiririm. Böyle böyle son geldiğimiz noktada her gün mesajlasiyoruz, çay, kahve içmeye çıkıyoruz, arada atisiyoruz. Ben hala inanmıyorum, bu çocuk bana niye baksın?


Çocuk 8/10, ben zorlasan 6/10.


Siz ne diyorsunuz, teşekkürler.

 
neden bakmasın? :) bakıyor işte


  • gadlemler  (25.09.23 23:11:01) 
Seks yaptıktan sonra sormalısın bence bunu.


  • Bruce  (26.09.23 00:41:57) 
sadece arzularına hitap etmiş olabilirsin.


  • dnzy 1  (26.09.23 00:47:55) 
insanların dış görünüşlerinden içlerinde bulunan psikolojik şemaları bilemezsiniz. doğru veya yanlış bu tartışılır ama o kişide bir şemaya uyuyor ve bu yüzden ilgi görüyor olabilirsiniz. bunu her zaman olumsuz algılamayın. çünkü aslında çoğu ilişki fark etmeden kişilerin birbirlerinde bazı boşluklaır doldurması ile yürütülür. yani yakışıklılık ve güzellik ve cinsellik işin bir boyutu bbu psikolojik arayışlar daha güçlü bir boyutu.


  • orpheus  (26.09.23 16:58:20) 
(önce afınıza sığınarak şakaya vurayım) abla demeyeyim lazım olur demiştir :) genç kızların nazı, niyazı baymış olabilir. ne istediğini bilen, daha sakin ve net bir şey arıyor olabilir. siz ilişki ararken o takılmak istiyor olabilir. yani her şey olabilir. bunu en iyi siz hissedebilirsiniz. İlgisini çekmenin hoşunuza gittiği birinden ilgi gördüğünüz için bu ibareleri göz ardı ediyor olabilirsiniz.


  • elvan abeyiylegezse  (27.09.23 16:44:53) 
[]

özellikle kadınlar için soruyorum, huylarınız annenize benziyor mu?

Yaşım ilerledikçe bazı huylarımı annemden birebir kopyaladığımı fark ediyorum. Hatta annemde kızdığım birkaç huy var, ben de aynı şeyi yapıyormuşum meğerse aynı durumda kalınca. son zamanlarda iyice net fark ediyorum.

Sizler de bunu gözlemlediniz mi?


 
30+ yaşlara gelince bunu fark ediyorsun, aynısı erkekler ve babaları için de geçerli.(Ben erkeğim bazı şeylerde bunu fark ediyorum, eşim de annesine benziyor bazı açılardan)


  • nhk ni youkosu  (24.09.23 22:25:22) 
Annemin iyi, babamın kötü huylarını aldığımı düşünüyorum. Annemle aram iyi, babamla iyi değil.


  • personaa  (24.09.23 22:34:45) 
annemden de babamdan da bazı kötü huylar almışım. özellikle anne değil. yaşadığınız şey normal, büyürken ebeveynlerimizden gördüğümüz muameleyi içselleştiriyoruz ve başkalarına öyle davranabiliyoruz. içgörünüz bunu farkedecek kadar kuvvetliyse muhtemelen düzeltebilecek adımları da atacaksınızdır zamanla. pskikonet yayınları şema terapi kitabı dikkatinizi çekerse bakmanızı öneririm.


  • Mossy  (24.09.23 23:07:35) 
Dunyanin en cool, tasasiz, eglenceli, candan kadini. Umarim benzerim, su an alakam yok.


  • nic cage  (24.09.23 23:14:47) 
Evet. Annem de annesinin sevmediği huylarını taşıyor. Önemli olan farkına varıp kontrol etmek.


  • ruhen hastayim ben  (24.09.23 23:34:53) 
Yaşım ilerledikçe+7


  • abuzer  (25.09.23 06:20:56) 
İyisiyle kötüsüyle annemi kopyasıyım. Bazı huylarının yanlışlarını görüp kendimde düzeltmeye çalışıyorum, o kadar.


  • SiyamkedisiZorro  (25.09.23 09:19:07) 
Hayır, kendimden nefert ederdim herhalde.


  • Kahvedesu  (25.09.23 09:25:15) 
34 yasindayim hicbir huyum benzemiyor sanirim.


  • instant crush  (25.09.23 11:22:23) 
Geçenlerde evde kaybolan kedimi ararken "bir ses ver" diye seslendim, tam olarak o an dedim ki annem oluyorum galiba çünkü bir süre konuşmamışsak öyle der.


  • peki madem  (25.09.23 12:15:09) 
Ev içi işleyişle ilgili kesinlikle annemin bir kopyasıyım. Onca iş ve okul derdinin arasında tek başıma yaşadığım halde kavanozlarca yazlık konserve ve marmelat işine girişmemin başka hiçbir izahı yok sanırım. Kendi kendime ev hissini annemleşerek veriyor olabilirim...


  • silverleaf  (25.09.23 12:20:38) 
Benzeyen huylarım vardı, 30umdan sonra daha da arttı


  • gadlemler  (25.09.23 23:19:51) 
[]

2.el kolye hediye olur mu

Doğum günü için dolaptan alınan 2.el pandora marka kolye hediye olur mu? Takılar eğer kalitesiz olursa deriye zarar verebiliyormuş hem de kolye güzel bi model bi tık bize özel bi anlam da çıkarılabilir. Fakat manita anlar tabi bi kolyeye 2.1k veremeyeceğini (inş okul bitince daha iyilerini veririz). Siz ne düşünürsünüz? 2.el hediye olur mu?




 
Olmaz.
Neden olmaz? Kendi eşim çok iyi biri. Böyle pahalı şeyler istemez, istemedi. Ama istediği şey alınan şeylerin birinci el olmasi, misal kitap. Çünkü eşyanın hikayesinin kendisi ile başlamasını istiyor.

Bu noktada kolye gibi özel hediyeleri ikinci el almak, böyle antik vs bir şey değilse bana garip gelir.

Benim kendi fikrim bu.
  • logisticsmanager  (24.09.23 19:07:17) 
Olmamalı


  • cccbehzatccc  (24.09.23 20:08:01) 
Bence de olmaz, kitap olur benim icin ama kolye, butceniz yeten bisi alin, aynen buraya yazdiginiz gibi okul bitince daha iyilerini verecegim deyin. Ikiniz de ogrenciyseniz zaten pandora kolye beklentisi olmamali, sizin caniniza yazik. Bu arada o pandoralar swarovskiler filan, ozellikle zincirleri hic tahmin ettiginiz kadar kaliteli degil, metal alerjim var benim, direk alerji yapiyor.


  • songforsomeone  (24.09.23 20:18:11) 
Eşim bana öğrenciyken ikinci el e-kitap okuyucu almıştı. O mantıklıydı hem temiz az kullanılmış hem de öyle hijyen ürünü değil.

Bence öğrenciyken pahalı hediye almak aşşırı gereksiz ve saçma. Ben e kitap okuyucuya bile çok kızmıştım, neden paranı harcıyorsun diye.

Siz ona gayet uygun fiyatlı güzel bir kolye alabilirsiniz takıcıya gidip, ben pek takı takmadığım için bilmiyorum ama sanırım şimdi çelik diye bişey çıkmış. Çelikten takı satılıyor kararma solma filan olmuyormuş, bileklik küpe falan var öyle. Bu tür bişey alırsanız hem severek takar hem de mutlu olur gayet.
  • turuncu tonlarda  (24.09.23 21:08:01) 
2.el alacaksan mutlaka temizlet. sıfır gibi olacaktır.


  • tantunisultansuleyman  (26.09.23 08:30:00) 
[]

Bir arkadaslik sorunsali

Sizi olumsuz etkileyen bir durumunuzu yakin oldugunuzu dusundugunuz biriyle paylassaniz ve bu kisi sonrasinda sizi bir sure arayip sormasa ne hissedersiniz? Yakin arkadasim oldugunu soyleyen biriyle bir gonul isi sorunumu paylastim ve bana destek olacagi yerde uzaklasti. Bir ay gecti nasilsin ne yaptin diyor agzimdan yeni bilgi almaya calisiyor. Boyle insanlara deger vermemek gerekiyor sanirim.




 
Ben direkt boyle bir sey yasamadim ama

- x'in arkadasi kocasindan bosanmis, simdi x'e surekli dert anlatiyor

İfadesine cevaben

- ay cok kotuuuu

Diyen duydum. Bu tiplerin yaklasimi "ugrasmak zorunda degilim" oluyor. "niye birinin derdini dinliyim" diyorlar. E bunlardan da arkadasin a'si olmaz.

Bu tipte birine benziyor. Emin oldugunuz an siz de onunla ugrasmayin, selami sabahi kesin.
  • ahm1  (23.09.23 16:35:53) 
Bu arkadaşların gönül işleri konuları cidden çok yoruyor zaman çalıyor, açıkçası ben de byle konularda ölü taklidi yapıyorum

Herkesin geçmişi beklentisi duyguları yaklaşımı farklı, bu yüzden herkes kendi kafasını gözünü yararak bazen doğru bazen yanlış yaparak bu işleri kendi kendine yaşamalı öğrenmeli :)
  • freebird5406_2  (23.09.23 16:50:18) 
Kendisi de zor bir donemden geciyor olabilir,
Diyecek bir sey bulamamis olabilir,
Ya da, ben bunu 2-3 kisiye yapiyorum, hep ayni teraneyi mi anlatiyorsunuz acaba, bunu yaptigim kisiler son 3-4 yildir ayni dongude, sadece insanlarin isimleri farkli, yasadiklari seyin temel sebebi ayni, ben de sinir koydum, profesyonel yardim almalari gerekiyor ve ayni seyi farkli karakterlerle dinlemek icin artik yerim yok.
  • kassiopeia  (23.09.23 23:14:55) 
[]

Kızlara soru: ilişkide böyle bir şeye bozulunur mu?

Selamlar uzun zaman sonra ilişki sorusuyla karşınızdayım :)

Şehirde büyük bir park var orada arkadaşlarla müzik yapalım dedik.

Hoparlör, amfi, mikrofon, gitar falan arabaya attık oturduk bir yere çalıyoruz söylüyoruz.

Ben varım hanım var, yine onun kuzeni, kız kardeşi, bacanak falan var.

Bir de parkta tanıştığımız bir kaç yabancı dilde de şarkı söyleyebilen bir arkadaş daha var.

Etrafa da tek tük insanlar oturdu dinliyorlar.

Derken hanım bir kaç şarkıyı kendi kendine söylemekten yetinmemiş olacak ki diğer mikrofonu eline aldı başladı söylemeye.

Hanımın da sesi rabbimin zoruna gitmesin ama çok da güzel değildir hani.

Başkaları gibi parkta otururken birisi o şekil mikrofonu eline alıp söylese "kalk kalk kalk nereye geldik" derim.

Neyse bir söyledi iki söyledi biraz gerildim ben ama bozuntuya vermedim neyse eğlensin dedim keyfi yerindeydi gayet.

Sonra eve döndük videolara falan bakıyorum hanımın girdiği şarkılar aslında çok güzel olmuş ama hanım girdiği için paylaşılacak halde değiller :D

Ben de gece olmuş artık uyuklarken şakayla karışık şey dedim "bazı yerleri de güzel bozdun aşkım he sağol yani"

Ne olduysa birden hanım ergen modu açtı.

GELMEYIM O ZAMAN - BENDEN UTANIYOR MUSUN - IYI BIDAHA RAHATSIZLIK VERMEM O ZAMAN

Dedim herhalde şaka yapıyor bu kadar tepki verilecek bir durum yok bence, çok üstüne düşmedim uyudum.

3 gündür morali bozuk.

Böyle durumlarda karşımdaki insanın bozulduğu şey benim için hiç bozulunmayacak bir şey gibi gördüğüm bir konu ise iyice kendi kendime inatlaşıyorum ne soruyorum ne özür diliyorum. Böyle tuhaf bir huyum var.

Neyse hanımın tuhaflığı geçmiyor başka bişey var herhalde sorayım bari dedim, halen o dediğime bozulmuş.

Yahu dedim ben o an seni rencide etmek istesem sıcağı sıcağına derim zaten.

Biz bize söylediğimiz ortamlarda alıp söylüyorsun bir şey diyor muyum, ama orada açık alandayız insanlar da dinliyor. Biraz kulağa hoş gelen şeyler dinlemek isteyebilir. Sen de mikrofona söylemeyi ver ne var yani diyorum.

Yok anlamıyor ben öyle eğleniyordum eğlenmemi bozdun diyor. Ne olmuş yani sanki konser mi veriyorsun arkadaş ortamında oturmuş söylüyoruz işte diyor, o da bana diyor ne bu tripler diye.

Birlikte eğlenmek istiyorum seninde orada mutlu hissediyorum şimdi hiç gelmeyeceğim diyor bir yerde müzik yaptığınız zaman.

Çok abartıp yanlış anlıyorsun o kadar ağır bir şey demedim, durumu anlattım diye açıklasam da anlatamadım derdimi. Ben kendim bile tona giremiyorsam söylemiyorum o durumda sen niye giriyorsun diyorum. Kendinin farkında olmaması veya ortamı tartmaması beni içten içe sinirlendiriyor asıl.

Evet elalem ne der diye düşünmemesi güzel olabilir ama orada öyle bir durum yok sanki.

Yoksa cidden konser veriyoruz tribinde değilim ama bunu düşünmek gerekmez mi başka insanlar da var?

Yani bir çıkış yolu bulamadık kaldı konu öyle.

 
Bir şeyler birikmiş.tek başına, bu kadar reaksiyon alınacak bir olay degil


  • abuzer  (22.09.23 18:58:35) 
Cevap yazmıştım ama gitmemiş. Bir çiçek alıp gönlünü alın ne güzel kendi kendine eğlenmiş!


  • Kahvedesu  (22.09.23 19:05:36) 
biraz "ayı gibi" söylememiş misin sence de?

başka insanları boşver. sen ve yengeden gayrısı tıraş. siz bir ekipsiniz unutma. neydi o bilimkurgu filmi? hani verimli ekipmiş bunlar falan. o hesap.

verimli olun abi. yengeyi her zaman savun. kadınlar çiçektir.
  • alperz  (22.09.23 19:09:30) 
ha bir de yani ablamın sesi dünyanın en çirkin sesi olsun. beğenmeyen varsa gitsin evinde içsin birasını. yallah arabistan'a.


  • alperz  (22.09.23 19:10:30) 
"Evet elalem ne der diye düşünmemesi güzel olabilir ama orada öyle bir durum yok sanki."

böyle demişsiniz ama burada yanılıyorsunuz bence. yaptığınız etkinlik anlattığınız kadarıyla el aleme bir hizmet olarak sunulmayan ya da ne bileyim biletle girilen bir ortamda olmayan tamamen kendi kendinize eğlendiğiniz ortam. eşinizin söyleme biçimi alaycı bir şekilde olacak biçimde bilerek kötü söyleme değilse bundan da çevredekiler rahatsız olmamıştır sanıyorum ve "sesi güzel" gibi düşündüğünüz arkadaşlarınızın sesi sanıyorum birer opera sanatçısı kıvamında değildir. yani eşinizin eğlencesi kimseyi rahatsız etmiyorken sizin yapılan etkinliği biraz fazla ciddiye alıp "iyi bozdun, sağ ol" demenize verdiği tepki normal.
  • Flybutter  (22.09.23 19:21:00) 
@abuzer, daha önce böyle bir şey hissettirmedim. Kendisi de zor donemlerden geciyor belki hassastir.

@alperz, shdjfh ya ben hanimciyimdir normalde de elestiremiycez mi kardesim aaa.

@Flybutter, evet biz de mükemmel söylemiyoruz belki ama ben nedense sosyal ortamlarda biraz fazla mantiksal dusunuyorum ve disaridan bakiyorum.

Mesela bir çocuğum olsa ve bir ortamda aykiri davransa "ne var canim cocuk bu mazur gorsunler" diye düşünmem cocugu oradan uzaklastiririm.

Benim soylemim de öyle sert degildi ya. Nedense sanki ben ondan utaniyormusum gibi dusundugu bir taraf olustu ve konuyu israrla oraya cekmeye calisiyor.

Halbuki boyle bisey hic hissettirmedim. Hemen her seyi de birlikte yapariz yani.

Ama halay cekiyoruz diyelim, ritmi kaciriyor.

Bunu soylemek ayip mi allah askina. Askim halayi bozdun yaa deyince 3 gün küsülür mü şakaya vur geç aman sanki çok güzeldi de ben bozdum de geç yani.

Anlamıyorum ben de ısrarla bu tarz bir tepkiyi. Yine de.
  • ananiyimioguz  (22.09.23 20:23:43 ~ 20:31:06) 
Kadın eğlenmiş ve sen neye takılmışsın. Aşkım gözlerin şöyleyken kötü bayık duruyor, belin şöyle durunca hoş görünmüyor öyle durma.


  • Shepard  (22.09.23 20:54:35) 
@Shepard, biz ama daha önce iş yerinde söyledik kabalalikla, evde söyledik bir sorun yoktu bizbize olunca zaten biliyorum sesini ben öyle sevmişim ondan yana bir sıkıntı yok. Ama toplum buna hazir degil, baska insanlarin sevmeyecegini bile bile neden sürdüreyim ki öyle biseyi. Ben kendim de az da olsa ciddiye aliyorum ben söylerken guzel bir ses eslik edince mutlu oluyorum ama kotuyse bu beni mutsuz ediyor. Benim mutsuzlugumu dusunen yok :D

Kaldı ki parkta siz muzik dinleyim diye oturdunuz diyelim. Detone veya sürtone bi ses sarki soylemeye basliyor.

Hadi dediniz ki heves etmis bir tane soylesin. Iki oluyor üç oluyor.

Demez misiniz bu ne kardesim boyle soyluyorsaniz gidin evinizde soyeleyin?

Yoksa sey mi derdeniz "ya soyleyen sevgilisi herhalde ve onun duygularini incitmemek icin birsey demiyor, saygi duymak lazim."
  • ananiyimioguz  (22.09.23 21:52:16 ~ 21:56:05) 
sizin olaya bakış açınız hala eşinizin detone olması üzerinden nedense. bu başkaları için belki de hiç sorun yaratmayacakken sizin eşiniz olduğu için gerilmişsiniz (en başta yazdığınız için bunu söyledim) o gerginliği direkt yansıtıyor eşinize söylediğiniz cümle. bunu ne kadar kibar söyleseniz de söyleyin bu cümlenin anlamı "şarkı söylemek zorunda mıydın?" oluyor ve bunu söylemenizin de yegane gerekçesi maalesef eşinizin düşündüğü kapıya çıkıyor. her ne kadar siz onu hissettirmedim diye düşünseniz de...

halayı bozma örneği birebir bu olayı yansıtmasa bile bence o da zaten söylenmeyecek bir şey. bir kere halay bozuldu ise ne oldu? ikincisi halayı bozan kişi dışındakiler sultans of the halay mı? halay çekmek ya da parkta toplanıp şarkı söylemenin temel amacını anlayamıyorsunuz: eğlenmek. ve siz eşinize "senin eğlenme isteğin başkalarının keyfini kaçırdı" demeye getirmişsiniz. burada da bu konu size defalarca açıklanmasına rağmen ölye olmadığına dair kendinizi savunmaya devam ediyorsunuz.
  • Flybutter  (22.09.23 22:04:17) 
insanlar ne kadar hassas ya, sizin kötü niyetli söylemediğinizi zaten biliyor olması lazım. bana söylense eğlence konusu bile olurdu gece, kız arkadaşıma söylesem de aynı şekilde dalga geçebilirdik. bence farklı bir neden var gerginlikte tabii durduk yere kafamızda yazmayalım.

sadece bununla alakalıysa sizin daha dikkatli olmanız lazım bundan sonra, benim gibi bu kadar da hassas olmayın gibi saçma yaklaşıma girmek çok yanlış olur herkesin hassasiyeti farklı olabilir bizim beyin algılamıyor diye yadırgamayalım.

edit: ben ne yazmışım ya, bu yazdıklarımı hiç dikkate almasak daha iyi :D.
  • gule gule  (22.09.23 22:10:59 ~ 22:14:59) 
Ya millet şikayetçiyse milletin bileceği iş bu. Sen niye ahlak bekçiliği yapıyorsun(mecaz)? Çok saçma. Sanki içki içip ipin ucunu kaçırdı da ortaya dalmış gibisin. Ama değil.


  • Shepard  (22.09.23 23:01:43) 
Siz baskalarini umursamadan eglenemiyorsunuz, hep bir kendinizi tetikte hissetme hali ve ayip olur mu korkusu var demek ki, people pleaser. Esinizin yok, begenmeyen ya gider ya kendisi laf sokar. Size mi dustu parkta tanimadiginiz herifin hakkini kariniza karsi (!) (bu kisim onemli) savunmak. Esinizin buyutme kismi da, hem bir takim oldugunuzu ve oncelikle takimi degil 3. Kisileri dusundugunuzu goremiyorsunuz, hem ozur dilemiyorsunuz, hem de senin duygularin gecersiz, ne hissedecegini ben sana soylerim diyorsunuz. Dolayisiyla hanim da arkadas bozulup bozulmayacagima da sen mi karisacaksin diyor! Hatunu da ayrica takdir ettim, people pleaserlik olayi kahrolsun valla, parkta tanimadiginiz adam kendi kulagini dusunur merak etmeyin, herkes yetiskin, siz onun uzerinden utanmissiniz bir de, ki bu cok uzucu.


  • kassiopeia  (22.09.23 23:16:03) 
Anladım evet o tarz bir huyum var maalesef ki. Yanlis olabilir.
Bir cicekci baksam iyi olacak ^^

Peki şu açıdan bakınca da mı benim davranışım yanlış, çünkü söylemimin icinde o da vardı biraz.

Orada calinan şarkıların bir hazirligi oluyor. Calisip gidiyorsun soylerken de guzel olmasini istiyosun haliyle basindan sonuna kadar.

Boyle eş dost olsun birisi akışı boyunca yapılan işten alınan zevk düşüyor. Yapan egleniyorsa ona seviniyorum ama benim tatminkarligim ucuyor.

Şey gibi hani masa oyunu veya video oyununda mizikcilik yapana veya kötü oynayana sinirlenirsin ya. O tarz bir his. Bunu nasil dile getirecegim? Vaya bu dusuncem de mi yanlis yani öyle sorayim.

Bu arada ben o anın tadi kacmasin diye hic bisey caktirmadim ve evde de gülerek söyledim öyle ciddi veya kızarak söylemedim tekrar altını çizeyim.
  • ananiyimioguz  (23.09.23 00:06:18) 
ben erkeğim bu arada ama hepten sıvamışsınız gibi geldi.

"bunu düşünmek gerekmez mi başka insanlar da var?"

ne demek yahu? bildiğin "senden utanıyorum" demişsiniz.

ben ilk lafa çok alınmasam da bu lafa, bu yaklaşıma çok sinirlenirdim.

bir de şunu demişsiniz:

"Biz bize söylediğimiz ortamlarda alıp söylüyorsun bir şey diyor muyum, ama orada açık alandayız insanlar da dinliyor. Biraz kulağa hoş gelen şeyler dinlemek isteyebilir. Sen de mikrofona söylemeyi ver ne var yani diyorum.

Yok anlamıyor ben öyle eğleniyordum eğlenmemi bozdun diyor."

kim neyi anlamıyor, onu da ben anlamadım. şu laflardan sonra daha şiddetli tepki göstermesi gerekirdi. hanımınızın anlayışı kıt değil bence. ona da "yok anlamıyorsun" vs. demiyorsunuzdur umarım. buradan da +1+2 sinir puanları kazanırsınız.

şunu yazdığınızı da şimdi gördüm: "Nedense sanki ben ondan utaniyormusum gibi dusundugu bir taraf olustu ve konuyu israrla oraya cekmeye calisiyor."

hahaha. yahu zaten utanmışsınız. hatta bunu direkt de söylemişsiniz ona. sadece "senden utanıyorum" demediğiniz kalmış ama bütün cümle(ler) bunu söylüyor zaten. yok bir de kelimesi kelimesine "senden utanıyorum" deseydiniz.

evet, üstüne bir de siz haklıymışsınız gibi trip yapın. cidden inanılmaz. siz bu yaklaşımla bu olayı boşanmaya kadar bile götürebilirsiniz. yaklaşım mükemmel çünkü. her yeni hareket, bir önceki hareketin üstüne çıkıyor (ama kötü anlamda).
  • ahm1  (23.09.23 01:21:39 ~ 03:32:40) 
Abi eşin mızıkcılık mı yaptı? Oyun sırası ondaydı, karakteri sizin kadar iyi oynayamadı ama ne fark eder? Turnuva mı bu? Espor camiasında bir maç mıydı? Yazık yav. Her zaman destek olman, en çok senin böylesi şeylerde destek olup savunman gerekirken haklı olmak için neler neler diyorsunuz. Bence haksızsın öyle çiçekle düzelecek bir şey değil. Kadın bunu hep hatırlayacak. Kesin anadolu şehrinde büyümüş birisisiniz.


  • Shepard  (23.09.23 03:07:43) 
Kafın değilim ama eşin hakkı


  • basond  (23.09.23 09:14:13) 
Tamam yahu anladım ben burada kendimi haklı görüyordum, değilmişim onu öğrenmiş oldum. Çiçekçi arayayım derken o orada metafor, ben çiçek almayı sevmem ki. Çiçek alıp geçiştirmek veya özür dileyip tekrarlamak bir anlam ifade etmiyor benzer davranışı tekrar yaptıktan sonra. Gönlünü alayım demek istedim yani.

Boşanmaya gider falan demişsiniz daha 1 ay önce eşim, ben kendimi duygusal bir konuda gömerken "saçmalama kendine niye hakaret ediyorsun denk gelme ihtimali çok zor olan karakterde bir insansın" gibi bir şey demişti ben ilişkisel anlamda her konuda kötü olduğumu düşünmüyorum. (Biraz da kendimizi övelim :3) Kaldı ki giderse de gider yani. 2 ay önce ben boşanmak isterim bu ay o ister olur öyle şeyler. Ama sorunlar anlaşılarak çözüldüğü için kavga sıklıkları giderek azalıyor o yüzden çok sorun etmiyorum. Uzun zaman sonra ilk tartışmamız mesela.

Ama işte önceki ilişkilerimden de hatırladığım şöyle bir huyum var, mesela hayatımdaki insan eş olsun anne baba veya çocuk olsun, iş yerinde bir derdini anlattı diyelim, direkt savunmaya geçemiyorum. Hemen sen ne yaptın da bakalımın altını deşiyorum ve bişeyler bulunca e bak böyle yapmışsın diyorum. Yani ilk olarak tanımadığım karşı taraftan yana oluyorum.

Neden bilmiyorum, öyle olmazsam sevdiğim insanlar hatalarını düzeltemez veya yanlış bir davranışı varsa onu savunmam onu körükler kendini geliştiremez davranışsal anlamda gibi düşünüyorum.

Bunun altında yatan ne gibi bir sorunum vardır bilmiyorum.

Ama babamda da var mesela. Tek yaşıyor 26 senedir. Bir misafir geldiğinde o kadar hürmet eder ki kendini paralar, yeter ki onlar mutlu ayrılsın. 3 saat mutfaktan çıkmaz bir şeyler hazırlar. Yardım da kabul etmez. E gelen de gitmez yer içer kalır. Ne çağırırlar ne bir faydalarını görmüşüzdür. Anca babamı överler boş boş.

Babamın bu davranışlarını dışarıdan gördüğüm için ben olabildiğince başkaları için değil kendim için yaşamaya çalıştım ama yaş ilerledikle ona benziyorum sanırım başkaları için yaşamaya mı kayıyorum bilmiyorum.
  • ananiyimioguz  (23.09.23 13:30:22 ~ 13:54:25) 
Bosanma lafini biraz mubalagali kullandim da people pleasure'luk var. Bu da sizin icin hos bir sey degil. Kaldi ki zaten karsi taraf da (arkadas vs) bu ozelliginizi gorup sizi hor gorebilir.

Benim tanidigim boyle biri var, bir arkadasi bana trip atinca o da trip atiyor, hem de sebebini bilmese dahi. Dolayisiyla hic hos seyler dusunmuyorum onun hakkinda.

Tanimadiginiz kisinin tarafini tutmada ise bir sorun goremedim, bilmiyorum. İkisi ayni sey degil muhtemelen.
  • ahm1  (23.09.23 15:16:10 ~ 15:22:05) 
yani eşiniz şarkı söylediğinde sizin rahatsızlığınızı anlamamış, bundan öte eşinizin sesinin kötü olduğunu konuşmamışsınız.

ikinizde de özgüven sorunu olmasının yanı sıra evli iki kişinin arasındaki samimiyet yok.
  • Hallegadola  (25.09.23 09:07:22) 
@Hallegadola, yoo konuştuk zannetmiyorum araştırmanı öneririm


  • ananiyimioguz  (25.09.23 09:37:58) 
[]

Bir zamanlar seviştik ama şimdi arkadaşız erkeği

Başlık, bana değil “arkadaşlarına” hitaben..

Okunması şart değil ama şunu buraya bırakayım www.eksiduyuru.com
Bu duyurunun üstünden zaman geçti, çok şeyler, tartışmalar, güzellikler vs yaşandı derken iki taraf da birbirini daha iyi anlar oldu, daha çok yakınlaştık vs.
Özellikle, gördüm ki iki tarafın da birbirinden “başka” sebeplerden kaynaklı karşı tarafa tam güvenememe durumu var(dı). Neyse bunlar da konuşuldu, karşılıklı güven inşaası için el sıkışıldı falan.
Derken hooop yine yeni bir şey öğreniyorum ve başa sarıyor her şey.

Hayatımdaki insanın eskiden seviştiği, platonik aşık olduğu, bir süre sevgili olduğu vs vs insanlarla arkadaş olarak kalmalarını elbette anlarken, arkadaşlıklarını düzenli şekilde sürdürmelerini kabul edemediğimi hatta anlayamadığımı farkettim. Ancak bu durum beni neden üzüyor gerçek cevapları ifade edemiyorum. Karşı tarafa da gerçekte neden üzüldüğümü anlatamıyorum. Burada şundan bahsediyorum, sadece sevişmiştik daha önce dediği kişi hayatında düzenli görüştüğü ve tıpkı hepimizin normal arkadaşları gibi sosyalleşmek için düzenli haberleştiği biri haline geliyor. Bu, tüm herkesle böyle.. tabi kızlar da bu duruma okeyse.

İlk duyuruda eski sevgilisi/gerçek bi ilişkisinden söz etmiştim. Geçenlerdeyse bi takım arkadaşlarıyla hep birlikte tatile çıktık. Biz çiftiz, bir çift daha var(eskiden beri duyuyorum bu insanları, hep görüştüğü bir çift) ve de iki single arkadaş. Neyse bi sonraki hafta başka bir konuyu sorarken tesadüfen öğreniyorum ki bu çiftteki kız tarafıyla daha önce sevişmişler, yazık kızım sevgilisi de biliyor mu emin değilim. yaa biz tatile çıktık mesela bana neden söylemedin diyorum, “e date bile değildi sadece seviştik, ayrıca durduk yere biz zamanında sevişmiştik mi diyeceğim” diye cevapladı.

Konu zaten farkettim ki bana neden söylemedi falan değil. Bi insan neden arkadaşlık sınırı duygusal,cinsel olarak aştığı biriyle sürekli görüşmek,hayatında yer almasını/kalmasını ister? Konu bu yani. Ben bunu bunu yapmanı istemiyorum deyince beni manipüle ediyorsun/hayatıma arkadaşlıklarıma müdahale ediyorsun oluyor. Bu anlamda haklı olabilir ama al kardeşim hayatını bildiğin gibi yaşa o zaman demeden önce yapılacaklar listesi ne?:D beni neden incittiğini anlayabileceği dilden anlatmak istiyorum.

*sevgi, sadakat vs bu konularda endişem yok, böyle bi kaygı hissetmiyorum, o da hissettirmiyor. Ama şu tablo yüzünden çok yazık gerçekten:(

 
Bu kafayla baş edemezsin. Bence yol yakınken ayrılmak senin hayrına olur. Senle ayrılsa muhtemelen diğer kızla yine bi şeyler yaşanacak, böyle potansiyeli olan insanlarla aynı ortamda bulunmak istememen de çok normal. Ayrılık harici çözüm göremiyorum.


  • asap raki  (20.09.23 14:46:43) 
Ayrıl, hiç boşuna vakit kaybetme. Sizin kafa yapınız farklı. İkna edemezsin.

Arkadaş baya cıngılbört tadında birisi. Bize gelmez bacım :(
  • yenibirgüzelnick  (20.09.23 15:06:56) 
Bazı farklılıklar ilişkiye engel ne yazık ki.

Bakın şimdi bilemiyorum, belki bu kişi eski sevgilisiyle ya da birlikte olduğu kişiyle size sadakatini zedelemeden bir arada vakit geçirebiliyordur. Böyle insanlar var, ilişki sonrası arkadaş olarak devam etme kararı alsam ben de bu kişilerden biri olurum örneğin, aldatmak aklımın ucundan geçmez. Ancak ayrılık sonrası arkadaş kalmak hem duygusal sebeplerle benim için imkansıza yakın hem de kendim birlikte olduğum kişinin eski sevgilisiyle görüşsün istemem.

Hal böyle olunca bu karakter farkı devasa bir sorun oluşmasına sebep oluyor. Ben bunu asla kabul etmem şahsen.

Benim için güven problemi oluşturur. Etrafta görüp duyduklarımdan dolayı insanlara inancım fazlasıyla zedelenmiş vaziyette zaten, bir de bu tip konularda riske girmek istemem. Yaşlar +30 demişsiniz, bu yaştan sonra hiç istemem. Bu yaştan sonra heyecan değil, bu yaşıma kadar oluşturduğum kendi karakterimle boğuşmak zorunda kalmadan kafam rahat bir hayat geçirmek isterim.
  • akhenaten  (20.09.23 15:13:53) 
fazlasiyla kultur farkliligi gibi duruyor, guven, iletisim, sevgi, saygi problem yok gibi. AYrica iliski sonrasi arkadas olarak devam etsem ben de kendimde hic sadakat sikintisi gormuyorum +1, yani bir kere sevistik diye kimseyle boyle bir rutine girme gibi bir durumu yok bir cok insanin. Isvecliler icin de bu konu, benim anladigim kadariyla, cok normal sanirim. bununla birlikte dutch demissiniz, avrupa'da kucuk yerler hakkaten cok kucuk oluyor ve bu kucuk yerlerde arkadasliklar cok eskiye dayaniyor, dolayisiyla adam tek tek hepsini cikarmak istese arkadas grubunun 3/4'unu hayatindan cikarmak zorunda kalacagi icin herkes bu sekilde takiliyor olabilir. diger kizin sevgilisi biliyor olabilir, bilmiyor ve hic umrunda olmayabilir. fazlasiyla kulturel kodlanma rahatsiz oldugunuz sey, sordugunuz yer de bu kodlanmalarla yogrulmus insanlarla dolu ve bir cogu daha da kotuye giden bir ortamda yasiyor (turkiye'de kadin erkek iliskileri ve iki cinsiyetin de birbirine bakisi fazlasiyla sagliksiz bir hal aldi). sizin yerinizde olsam, illa ki baskasinin fikrini almak istiyorsam, reddit ya da yasadiginiz yerine expat gruplarina dutch kulturunde bu normal mi gibisinden bir sey sorardim sanirim.
bununla birlikte ne bizim, ne de dutchlarin dusundugunun bir onemi var, saglikli iliski sevgi, guven ve nese gerektirir (bence). nasil hissettiginize bakmak ve bunlari insa edip edemeyeceginizi dusunmek daha saglikli olacaktir.

  • songforsomeone  (20.09.23 15:21:40 ~ 15:23:26) 
Çok güzel açıklamışsınız,
Daha da yazın arkadaşlar.. lütfen :(

@akhenaten aman aldatır mı gibi bi derdim yok, yani galiba doğrudan yok. Çünkü bu insanlara gerçekten nötr. Öyle bi endişe hissetirmiyor. Ve bu durum benim, bu insanlardan neden vazgeçemediğini daha da çok anlayaMAMAMA sebep oluyor. Yani kaşı gözü oynayan çapkın bi tip olsa arkadaş ayağına kızları cepte tutsa diyeceğim aha bunun rengi böyle. Belki “sevişmelik” lazım olur dediği yok.
E o zaman neden arkadaşlığı sürdürmek, yardıma koşmak, sosyalleşmek vs vs peşinde olur bi insan?!

Bu son örnekteki kızın sevgilisi var zaten çift geldiler diyorum tatile. Belki evlenecekler falan öyle bi çift ama konu bu değil.
  • rewlack  (20.09.23 15:26:34 ~ 15:57:49) 
yani su son yazdiginizdan anladigim, bu kisinin sevdigi insanlarla belki bir iliski yasayip deneyip, olmadigini gorup ama arkadas olarak keyifli vakit gecirdigi icin, insan olarak deger verdigi icin neden arkadasliklarina devam ettigini anlayamiyorsunuz? yani ne bileyim, biriyle uc bes birlikte olursunuz, ama ikili iliskide inanilmaz cekilmez biri oldugunu anlarsiniz ama arkadas olarak iyidir, mesela hobileriniz benzerdir, onlar uzerinden gorusmeye devam edersiniz. bu bana cok garip gelmedi acikcasi. guven sorunu da yok? insanlar arkadaslik iliskilerinde baska sevgili iliskilerinde baska olabiliyorlar, ve birliktelik deneyip cift olarak olmayacagini gorup, arkadas olarak cok keyifli neden olmasin ki birisi? benim oyle bir arkadasim var mesela, 1-2 ay filan dating yaptik, sevistik de, ama gordum ki hayatta birlikte olamayacagim bir insan, hala ara ara gorusuyorum cunku muhabbeti, olaylara bakis acisi cok hosuma gidiyor, degisik fikirler veriyor vs. Ama bu kisiyle bir birliktelik dusunmem, tekrar sevismem de, elbette gorusmek istemezse zorlamam o da beni zorlamaz ama hicbir sevgilisine de bir tehdit olusturma durumum yok. hatta bazi eventlere giderken yazar arada, ben de giderim vs. Su anda cok sevdigim bir arkadasimla onun araciligiyla tanistim mesela.


  • songforsomeone  (20.09.23 15:35:27 ~ 15:36:42) 
@songforsomeone,
Son yoruma cevaben;
Çünkü insan mı yok? :D bütün bunları yapabileceği/çok iyi anlaştığı başka kızlar da bulabilir ve sevişmeden hayatına/arkadaşlıklarına devam edebilir pekala. İnsan silmek demiyorum ama belli ki sevişme odağıyla hayatları kesişmiş çok kafayız iyi vakit geçiririz motivasyonuyla değil. Bu ikisi farklı.

Bir de öte yandan o zaman bu çocuk sevişme potansiyeli olduğu her arkadaşıyla (ilgisini fiziksel/cinsel anlamda çekme potansiyeli olan) sevişmeden duramıyor mu? Düz arkadaş olamıyor mu endişesi de yaratıyor.

yaparım ederim birinci tekil kullandığınız için soruyorum, hayatınızda biri var mı? Hayat rutininizi, kendi rızanızla bi sevgili edindiğinizde o var diye kendiliğinden otomatik olarak veya onun beklentileri doğrultusunda değiştirir miydiniz?
  • rewlack  (20.09.23 15:52:20) 
karakterini değiştirip tanıdığı insanların yarısının hayatından çıkmasını istiyorsun. bence mantıklı değil. olduğu gibi kabul edebiliyorsan et (bence kabul edilecek bir tarafı yok) edemiyorsan ayrıl. belli ki çok temel konularda bambaşka düşünen insanlarsınız.


  • elorelia  (20.09.23 15:57:31) 
yani birincisi hakkaten (belki hepsi ile degil ama bazilariyla) insan olmayabilir, bunu bilemiyorum, bir onceki yorumda da yazdim. kucuk yerdir bisidir.

ikincisi, eminim bunu konusmussunuzdur ama sekste atfettigi anlam ozellikle de ciddi olmayan iliskilerde sizden cok farklidir. ki oyle gibi duruyor. seks bir ihtiyactir, o anda ihtiyaci olmustur, karsidakinin de olmustur, gidermislerdir, bitmistir gibi bir kafada olabilir. ama bu arkadasligini ilerletmesi icin bir engel degildir. iki taraf da ayni derecede umursamiyordur, birlikte tatile gittiginiz cift gibi. bunlari kesin dogru olarak yazmiyorum elbette boyle de olabilir mi diye yaziyorum.

ucuncusu, su yazdiginizla 'Yani kaşı gözü oynayan çapkın bi tip olsa arkadaş ayağına kızları cepte tutsa diyeceğim aha bunun rengi böyle. Belki “sevişmelik” lazım olur dediği yok.' su, bence biraz celisiyor, "Bir de öte yandan o zaman bu çocuk sevişme potansiyeli olduğu her arkadaşıyla (ilgisini fiziksel/cinsel anlamda çekme potansiyeli olan) sevişmeden duramıyor mu? Düz arkadaş olamıyor mu endişesi de yaratıyor." acaba guven sorununuz var mi hala?

dorduncusu onaylanma ihtiyaci olabilir, bunu bu yolla karsilamak ilk iliski kurma bicimi olabilir karsi cinsle, bilemiyorum.

son olarak, elbette hayat rutinimi degistiririm, insanlari silmek vs degil ancak elbette birlikte olmak istedigim kisiye yer acmak icin, onunla iliskimi derinlestirmek, gelistirmek ve deneyimlemek icin kesinlikle hayat rutinimi degistiririm ve bazi seylerden kademeli olarak, ya da azaltarak vazgecerim. hepimiz bunu yapariz zaten, yoksa derin iliski kuramayiz. cunku hem herkese, hem kendimize hem sevdigimize yetmemiz cok mumkun degil. dolayisiyla oncelik siralamam kesinlikle degisir ve karsimdakinden de bunu beklerim. bu demek degil ki tek hayati ben olayim, kendi hobilerine ve arkadaslarina da vakit ayirmasini beklerim ve isterim ancak elbette haftanin 7 gunu arkadaslariyla bulusan biri hem buna devam edip hem birisiyle derin bir iliski kuramaz.
  • songforsomeone  (20.09.23 16:12:07) 
ya bir de dutchlar cok garip insanlar, belki de hakkaten yasama bakisiniz cok farkli yani.
bir ara internette bunlarin evine misafirlige giden cocuga yemek yedirmediklerine, aksam yemegi ikram etmediklerine dair cok geyik yapilmisti. denk geldiniz mi bilmiyorum. :D

www.reddit.com
  • songforsomeone  (20.09.23 16:20:10) 
"bu insanlardan neden vazgeçemediğini daha da çok anlayaMAMAMA sebep oluyor." sebebi malum. hoşuna gidiyor.
"Yani kaşı gözü oynayan çapkın bi tip olsa" böyle olmayanların sexual drive'ı eksik değil.
cevabı biliyorsunuz, aslında her yer, her ilişki bununla bezeli de de bunu itiraf etmek sosyal intihar.
  • lambırcek  (20.09.23 16:49:09) 
Bence de kültür farkı. Mesela şöyle demişsiniz: "Bi insan neden arkadaşlık sınırı duygusal,cinsel olarak aştığı biriyle sürekli görüşmek, hayatında yer almasını/kalmasını ister?" O da sırf yattık diye niye insanlarla arama mesafe koyayım diye düşünüyor büyük ihtimalle. Onun normali ile sizin normaliniz farklı. Sizin bu konuda farklı olduğunuzu kabullenmeniz ve devam edip edemeyeceğinize karar vermeniz lazım bence. Çünkü bizim veya sevgilinizin söyleyebileceği ve size vahiy gelerek konuyu çözeceğiniz bir açıklama yok. Temel bir farklılık var.


  • peki madem  (20.09.23 16:56:10 ~ 16:57:20) 
sevişti diye dünyanın en iyi insanı olsa bile selamı sabahı arkadaşlığı kesse daha mı doğru olacak?
siz nasıl hala berabersiniz ben anlamıyorum. ayrı dunyaların insanlarısınız resmen

  • abelardo  (20.09.23 22:52:41) 
Selamı sabahı kessin mi diyorum? Açıklamalarda özellikle belirttim, böyle bişeyi ben de saçma bulurum. Soruda düzenli olarak aramak sormak, plan yapmak, davet etmek veya kendini davet ettirmek gibi şeylerden bahsediyorum.


  • rewlack  (20.09.23 23:27:18) 
acaba sevismedigi kadin arkadasi olmus mu hic?


  • banach  (21.09.23 02:57:40) 
hollandalıymış. kültürel farklılığa takılacaksınız gibime geliyor ama o kişi, türk bir kadın ile birlikte olup bu konuyu çok rahat aşabilirdi. belki siz de bu vesileyle kendi dünya görüşünüzü aşabilirsiniz. bu tip konularda tek bir doğru yok.

evet, durup dururken "bak ben şunlarla seviştim" mi diyecek? bu arada size hangi vesileyle söyledi, onu merak ettim şu an.

olay şöyle oluyor: bir kişiyle 3 sene arkadaşsın mesela, sonra bir gün denk geliyor, bir şey oluyor, sevişiyorsun. ondan sonra yine arkadaş olarak takılıyorsun. onunla seviştiğin aklına bile gelmiyor.

dolayısıyla ben de bir sorun göremiyorum.

"onunla seviştiğin aklına bile gelmiyor" kısmının altını çiziyorum.

edit: "yazık kızın sevgilisi de biliyor mu acaba" demişsiniz ama bu öyle bir şey değil :) "yazık" denecek bir konu değil fark etmediniz mi hala? :) biliyordur, bilmiyorsa da çok gerekirse söyler kız.
  • ahm1  (21.09.23 03:26:07 ~ 03:27:30) 
DIkkatli sekilde okudum.Adamin hatasi sevistigi kisileri size soylemesi olmus bence. Ciftler ne kadar yakin olursa olsun birbirlerine anlatacaklari konularda belli sinirlar olmali.Önceki iliskileriyle ilgili gereksiz fazla detaylardan kacinmalilar


  • turkuaz  (21.09.23 12:43:15) 
@ahm1'in soyledigi sey benim de dikkatimi cekti, soyle yazmis : edit: "yazık kızın sevgilisi de biliyor mu acaba" demişsiniz ama bu öyle bir şey değil :) "yazık" denecek bir konu değil fark etmediniz mi hala? :) biliyordur, bilmiyorsa da çok gerekirse söyler kız.

ben de katiliyorum, ne kadar farkindasiniz ya da kabul etmek istersiniz bilemem ama bence cinsellik konusuna ve yasanmis cinselligin iliskilerdeki etkisi konusunda duygulariniz ve dusunceleriniz partneriniz ile cok farkli. siz yasanmis bitmis bir cinselligin bir iliskiyi artik etkilemeyebilecegini tahayyul edemiyorsunuz, yazdiklarinizdan o anlasiliyor, bu iyi ya da kotu bir sey degil, bu konudaki fikriniz bambaska, muhtemelen sizi etkiliyor ve hic etkilemedigi hic olmamis ki, karsidaki ya benim icin onemli degil dese de anlamiyorsunuz. o da sizi anlayamiyor. yani ikinizin de, digerinin inandigi sey hic deneyimlemedigi bir sey, bu nedenle ikiniz de birbirinizi anlayamiyorsunuz gibi geldi bana. burada varilacak nokta birinin digerini ikna etmesi degil, iliski boyle bir sey degil, birbirini anlamak onemli. siz ikna etmeye ugrasiyorsunuz, anlamadiginiz, deneyimlemediginiz bir seye nasil ikna olabilirsiniz. olamazsiniz.
  • kassiopeia  (21.09.23 13:03:08) 
dolayisiyla bu 'talebiniz' havada kaliyor gibi geldi bana, onun yerine nasil hissettiginizi anlatmaya calisin, belki yardimci olur. bunu kiskaniyorum, bu beni digeri ile yarisiyormusum hissine sokuyor, bu beni guvensiz hissettiriyor gibi. nasil hissediyorsaniz yani. bilemiyorum ne hissettiginizi. bence kendiniz hislerinizden kopuk, daha cok bu beni rahatsiz ediyor, bunu anlasin uzerinden gitmissiniz. kadin erkek beyni farkli calisir, olaylara bakisimiz ve kendimizi iliskilendirmemiz farkli seyler uzerinden oluyor. sizi nasil etkiledigini anlamadigi bir sey icin davranisini degistirmesini istiyorsunuz ama adamin kafasina yatmiyor cunku onun icin oyle bir deneyim mevcut degil, nasil hissettiginizden giderseniz daha rahat edebilirsiniz belki.


  • kassiopeia  (21.09.23 13:07:44) 
Çok teşekkürler, son yorumalar da yukarıdakiler gibi açıklayıcı olmuş.
@banach tabiiki, var böyle kız arkadaşları da.

@ahm1, tek türk ilişkisi ben değilim. Ama öncekiler date veya ilişki gibi değil pek. Örneğin benden önce bir bumble datei vardı, önce bana aramızda klik olmadı direkt arkadaş olabileceğimizi anladım diye anlatmıştı, baya zaman sonra ısrar edince evet seviştik dedi. Örneğin bu örnekteki kızla da whatsapptan vs iletişim kurmaya bir tür “arkadaşlık(?)” inşaa etmeye devam ediyor. Üstelik kız amerikada yaşıyor şu an, belki hayatları boyunca karşılaşmayacaklar bir daha (en azından benim mantığımda) yani çevresinde sosyalleşmek için arkadaş yoksunluğundan bunu yapıyordur savı bu noktada çürüyor(siz söylemediniz ama yukarıdaki yorumlarda vardı).

Hangi vesileyle öğrendim kısmı ise; neredeyse bir yılın sonunda bana sürekli kankam,bestiem, en yakın arkadaşım dediği ve sürekli baya baya sık görüştüğü kişinin hayatındaki tek ciddi ve en önemli ilikisinden exi olduğunu kızın evine yemeğe gittikten sonra sorarak öğrendim. Bu hassas durum zaman içinde bende ekstra bir güven eksikliğine yol açtı.
Evde bir davet veriyorduk geçen hafta ve ben de konukların arasında böyle biri olup olmadığını nasılsa söylemez diye sordum.

Yazık dememin sebebi ise durumu acınası veya utanılacak bişey olarak görmem değil (ya da çoğunlukla değil diyeyim) eğer bu bilgi o çocukla paylaşılmadıysa; bu paylaşmaya değer görmeme hali. Çünkü bana bunun gibi intim meseleler, zaten intim olduğu için sevgiliyle paylaşılabilir gibi görünüyor. Bir anlamda yakınlık ve güven belirtisi yani. Bi de çocuk da türk belki o da bana yakın tepkiler verebilirdi gibi bi noktadan bilinçaltım bi destek arıyordur belki. O yüzden öyle yazdım.
  • rewlack  (21.09.23 14:37:17) 
@ahm1
Bir de en önemli konuyu atlamışım sizin yorumunuzda.
“Bir kişiyle 3 sene arkadaşsın mesela…”
Bu kızlarla olan ilişkisi bu değil işte, arkadaşlık için değil gönül işleri için biraraya gelinmiş, öncelik ve ana hedef bu olmuş sevişilmiş ve/veya aşk yaşanmış sonra o zaman arkadaş olalım’a dönmüş. Bu bana farklı yollar gibi geliyor. Sizin söylediğiniz gibi olsa daha kolay anlardım sanırım.

Daha açık olsun diye bunble date örneğini kullanacağım. Zaten sevişmek olursa da bi süre sevgili olmak için biraraya gelmiş tanışmış takılmışsın. E bunlar olmamış, arkadaş olabilirsin elbette tamam ama neden yani? İnsan mı yok? Hayatında olmasa nr oluuur olsa ne olur? Ama zaten zero noktasında duran bi arkadaşlığı “inşaa etme” ve sürdürmeye çalışma çabası neden? Bunu anlamıyorum. Git sıfırdan sevişmediğin ve bi zahmet sevişmeyi düşünmeyeceğin (en azından planda) bi kızla arkadaşlık inşaa et.
  • rewlack  (21.09.23 14:42:56) 
Cevaplarınızın daireselliğinde çıkardığım sonuç ayrılmanız gerektiği. Çünkü belli ki bu aklınıza takılmaya devam edecek ve aşamayacaksınız. Bana öyle geliyor ki asıl amacınız sadece sevgilinizin neden böyle yaptığını anlamak değil, bu bilgiyi kullanarak onu aslında sizin haklı olduğunuza ikna etmek. Bu da belli ki olmayacak.

Büdüt: Mesela benim en yakın arkadaşım da uzak mesafe ilişkisinde ve sevgilisi eski eşi ile takılıyor hatta arkadaşım ziyarete gittiğinde beraber vakit geçiriyorlar. Hiç güvensizlik duyduğundan bahsetmedi, hatta hep ne kadar eğlendiklerini anlatır. Bu hikayedeki kişiler farklı Doğu Avrupa ülkelerinden ama bu tür ilişkiler olabiliyor yani. Örnek olarak vermek istedim.

Büdüt 2: Bu arada hislerinizden dolayı sizi kınadığımı düşünmeyin. Böyle bir ilişki duygusal olarak bana da çok göre değildir. Kimsenin suçu olmayan bir durum bence.
  • peki madem  (21.09.23 15:02:01 ~ 15:09:56) 
"İnsan mı yok? Hayatında olmasa nr oluuur olsa ne olur?"

yok belki de? bu soruyu sizin için de sorabiliriz. aylarca yıllarca bir adamla uğraşıp farklı kafalardayken hala beraber kalmaya çalışmak yerine neden bu adamda ısrar ediyorsunuz? insan mı yok? :)
  • ahm1  (21.09.23 16:35:30 ~ 16:35:50) 
"Yazık dememin sebebi ise durumu acınası veya utanılacak bişey olarak görmem değil (ya da çoğunlukla değil diyeyim) eğer bu bilgi o çocukla paylaşılmadıysa; bu paylaşmaya değer görmeme hali."

Belki de paylasmaya deger gormeme hali degildir de, olayin kendisini cok onemsiz gordugunden dolayi "bunu soylememe ne gerek var ki" dedigi icindir? Bence ikincisi.
  • ahm1  (21.09.23 16:54:08) 
[]

Kendimiz gibi biriyle er geç karşılaşacak miyiz?

Bunu sadece romantik anlamda söylemiyorum geniş kapsamlı, sevgili, arkadaş, is arkadaşı vs.

Kendimiz gibi biri derken yanlış anlaşılmasın, aynı şeyden hoşlanmak, aynı dünya görüşü değil kesinlikle.

Davranış konusunda benzer; ben kimseyi rencide etmem mesela, vefaliyimdir, yakın arkadaşlarımı asla yalnız bırakmam, her türlü dertlerini dinlerim, maddi olarak da elimden geleni yaparım, kötü anlarını paylaşırım

30 yaşındayım, 15 yıllık arkadaşlarim saçmalamaya başladı. 4-5 yıldır tanıdıklarim da keza. Rencide edici şeyler duyuyorum, ya da iş dusulunce araniyorum, dert anlatilacagi zaman araniyorum. Bu son ikisiyle ilgili gene çok önemli değil demek ki güveniyorlar da paylaşıyorlar ama bir üstüne rencide edilmek çok koymaya başladı.

Insanları iyi tanırım zannediyordum onun da şaşkınlığı içindeyim. Benimle çok yakın derin paylaşımlar yapan benim de yaptığım insanlar bazen öyle bir söz söylüyor ki şaşıp kaliyorum. Bu densizlikleri ben kimseye yapmıyorum .Ve iletişimi kesiyorum direkt. Özür gelmeyince de engelliyorum, bu insanlarla sık sik aynı ortamı da paylaşıyoruz. Şimdi uzun vadede etkilerini bilmiyorum belki dönüp barışmak isterler ama gene bir anlamı yok, yüz göz olduktan sonra soğuyorum zaten


Ama hep böyle mi olacak, gerçekten yıldım. Kendimi açabileceğim bir insan olmayacak mı bu arkadaş da olur sevgili de başka bir şey de

 
Yabancılaşıyorsunuz. Doğal akışı hayatın... Bu devirde insanlar ekonomik olarak ne kadar bağımsız ve güçlü olurlarsa o kadar tahammülsüz oluyorlar. Kopuyorlar insanlardan. Birçok insanda durum aynı. Yaşınızdan ötürü doğal bu... Arkadaşlıklar bitiyor, tanıdıklıklar başlıyor.

Üzülerek söylüyorum, kafanıza göre bir insanın hayatınıza girme ihtimali daha da azaldı. Ama bitmiş değil. Bir tane kafa dengi insan sizi uzun müddet idare edebilir. Nasip meselesi.

Yani anlaşma potansiyeliniz olan insan dünyada çok var ama yaş, hayat koşuşturması, tercihler vs. imkan tanımıyor...
  • yadigar  (19.09.23 19:41:45) 
Bende siz gibiydim, bunun altında gizli bir egoistlik olduğunu düşünüyorum. Gizli egoistim bence ben. Kendimi sürekli diğer insanlardan daha vefali, daha iyi niyetli gördüm ve yalnız kaldım. Şu an çok ağır bi hatası olmadığı sürece daha az insan siliyorum, herkesle beklentisiz şekilde iletişim kuruyorum. Kötü bir tepki alırsam şaşırmıyorum, iyi tepki alırsam seviniyorum. Beklentiyi düşük tutmak hayat kurtarır. Kimse olduğu haliyle kalmıyor, kendimiz de öyle. Hayat insana yeri geliyor yapmayacağı şeyler yaptırıyor. Kişilik olarak daha tutarlı davranışlar gösteren insanlarla daha çok vakit geçiriyorum, fakat yine de insanların değişebileceği ihtimalini göz ardı etmiyorum.


  • personaa  (19.09.23 20:39:14) 
malesef hayat hassas insanlar için zor oluyor. insanların büyük kısmı sizin istediğiniz gibi değiller ve kibar insanı eziyorlar, hadleri bildirilince insafa geliyorlar. cabası güçlünün yanında olmayı tercih ediyorlar. dilerim istediğiniz gibi insanları bulursunuz ama bulana dek beklentiyi düşük tutun ve üzülmeyin


  • abelardo  (19.09.23 21:10:22) 
Sanmıyorum. Ben yakında şöyle olurum www.instagram.com


  • Kahvedesu  (19.09.23 21:20:41 ~ 21:21:03) 
bence yaşın ilerlemesi ile alakalı. ben de birkaç ay sonra 27'ye giriş yapacağım. üniversite bittikten sonra yavaş yavaş böyle oluyor. iş hayatı başlıyor, sonra evlilikler falan istesen de istemesen de kopuluyor arkadaşlardan. benzer durumdayım ama ufaktan kabullenmeye başladım, hayat böyle. insanların öncelikleri farklılaşıyor ve pek çoğunun da arkadaşları umrunda olmuyor çünkü zaten bir eşi var o bana yeter kafasında oluyorlar. bir de çocuk varsa hepten yoklar yani. bir de iş hayatı var sabahtan akşama kadar çalışma vs.

sonuç olarak yalnızsanız ve evlenmeyecekseniz aşırı berbat bir durum.
  • candide  (19.09.23 22:33:41) 
Ben bunu oldum olası hissettim, şuanda da 28 yaşındayım. Günümüzde insanlar karakteristik olarak daha berbat bir hale geldi, kaçınılmaz bir gerçek. Karşındakinin menfaatlerini karşıladığın sürece varsın, seni kullanamadığı anda yok oluyor. Ancak her zaman iyi insanlar olduğunun kanaatindeyim ve bu insanlarla tanışmanın belli bir zamanı olduğuna inanıyorum. Yani bizim hayatımızın her şeyi oturmuş (maddi manevi çok büyük bir problem yoksa) ve karşı tarafın da bu anlamda bir eksiği yoksa, o zaman insan ilişkileri daha sağlam oluyor. Tabi bu çok nadir bir durum. En önemlisi düzgün insan bulmak ve bu da zor, artı şans meselesi.

Bir de derler, hayatı tren gibi düşünürsek, herkesin bizimle kalacağı bir süre vardır. Kimisi 1 durak 2 durak derken kimisi daha fazla gelecektir. Bizi yaralarken bize öğretecekleri şeyler de vardır. Ama yanlış istasyona bindiğimizde inmeliyiz çünkü dönüş maliyeti o kadar artar. 20li yaşlarda ne kadar iyi seçimler yaparsak hayatımızın geri kalanını o kadar iyi geçireceğimizi düşünüyorum. Siz 30 yaşındasınız ki yeni başlıyorsunuz sağlam bir hayata. Seçtiğimiz insanlar önemli faktör ve asıl o kötü insanları hayatınızda tutmayarak iyi bir seçim yapıyorsunuz. Hayatınızdan çıkarın ki yenilerine yer açılsın.
  • babemsi  (20.09.23 00:39:07) 
Insanlardan kopmak, arkadaslarin zaman icinde sekil degistirmesi baska, en hassas benim, en kibar benim herkes kotu demek baska. Personaa'nin dediklerine buyuk oranda katiliyorum.

Ayrica kendini degersiz gorup, sevilmek icin, ihtiyac duyulmak icin sinirlarinizi alt ust edip ve belki de baskalarinin sinirlarini cigneyip, sonra herkes bana ayip ediyor diyerek kurban ucgenine girmediginizden emin olmanizi tavsiye ederim. Ne yazik ki sinir koymanin ne oldugu (ve buna benzer bir cok gerekli bilgi) hicbir yerde bizlere ogretilmiyor.

Bir seye kirilip, bunu kibarca ifade edip sinir koymak ve iliskiyi saglikli bir yerden devam ettirmek de bir secenek. Beni rencide etti, ben de sildim, sonra da ozur dilemedi demek de bir secenek. boylesine aslinda yanlis bir yerden iliski kurmadiginiza/iliskilerinizi bitirmediginize emin olun. Sinir koymak duvar ormek degil aksine benimde daha derin ve daha saglikli iliskiler kurabilmen icin yollarim budur demektir. Once sinirlarinizin ne oldugunu belirlemeyi deneyin, kendini gercekten seven, bagimli degil bagli iliski kuran insanlarin sinirlari vardir, sonra kibarlikla ve sevgiyle sinir koymayi ogrenin, yine sinirlariniz ihlal ediliyorsa o zaman yavas yavas insanlari hayatinizdan cikarirsiniz. Son olarak, herkese ayni sinirlari koymayabiliri, sinirlarimiz iliskimiz gelistikce ve derinlestikce esneyebilir ve degisebilir. Bunlarin hepsi mumkun.
  • songforsomeone  (20.09.23 00:42:03) 
otuz yaşındaymışsın, on beş yıllık arkadaşlarım diyorsun. muhtemelen onların ve senin kalbinin kararmadığı ergenlik zamanında tanıştınız. ergenlikte ne yapsan mübah. karşındaki deccal olmadığı sürece arkadaşlığını sürdürüyorsun çoğu zaman. devam ettikçe de sevdiğinden ve yılların hatrından kopamıyorsun. ama hepimiz değişiyoruz. aradaki on beş yıl insanın hayatındaki ciddi dönüm noktalarını barındırıyor. o noktaları geçince neye dönüşeceğini sen bile tahmin edemiyorsun. belki senin de eski inceliğinde olmadığın, çevrene tatsızlık veren farkında olmadan yaptığın şeyler vardır. gururuna dokunuyorsa açıkça söyle, çözümcül olmaya bak bence niye böyle oluyor diye buraya yazacak kadar dertleniyorsan. bunu yaptığın halde beklediğin gibi davranılmıyorsa da boşver gitsin.


  • black holes in the sky  (20.09.23 02:18:16) 
Başlığa cevap; mümkün değil…


  • hayalhayal  (20.09.23 13:42:27) 
[]

En yakın arkadaşım evleniyor

Başta nikah yapar ben de gider altınımı takarım diyordum ama kız isteme, nişan, kına gecesi, bekarlığa veda, düğün (2 tane) olacakmış. Hepsinde özellikle bulunmamı istiyor üzerine gelinlik bakalım beraber fikir ver diyor. Açıkcası bu kadar şeyden sonra balayına da çıkmak isterdim ama ona bunu diyemedim tabii. Çok canım sıkıldı. Birkaç tanesini eksem kötü arkadaş olur muyum? Özellikle düğün arkadaşımın memleketinde olacakmış. Hiç başka şehre gitmek istemiyorum. Siz bu durumda ne yapardınz? Kafamda bekarlığa veda’ya gidip altınını önceden vermek var, böyle yapsam el gibi mi olurum?




 
Hepsi birden çok fazla gibi gerçekten ama kız isteme ve bir düğün minimum gerekli gibi

Sadece bekarlığa vedaya gidip bir daha hiçbir şeye katılmazsan evet çok el gibi olur.
Bu tabii en yakın arkadaş bağlamı içerisinde düşünülerek böyle
  • kisa  (16.09.23 12:14:49) 
sorunuza cevap olarak, el değil ama ortalama yakın sayılabilecek arkadaş gibi olursunuz.

@abuzer +1
  • noxie  (16.09.23 13:44:37 ~ 13:45:00) 
Benim de bayıldığım ortamlar ve etkinlikler değil bunlar ama tüm yakın arkadaşlarım ne istediyse yaptım. Çağırdılar gittim, çarşı pazar gezdim vs. Sonuçta kendileri özel bir heyecan atfetmişti olaya, ben de ayak uydurup onları mutlu etmek istedim. Bazı noktalarda yoruldum vs. ama tüm yakın ilişkiler çaba ve emek istiyor. Sevdiğimiz insanların makul taleplerine icabet etmek gerektiğini düşünüyorum.


  • inawen  (16.09.23 13:58:27) 
düğünlerin hepsi değil 1 tanesine katılmak + bekarlığa vedaya katılmak okey bence. düğünlerden biri elenebilir ama bekarlığa veda + öteki düğünde satılırsa büyük ayıp olur arkadaşlık da biter muhtemelen.


  • golgi aygıtı  (16.09.23 14:23:30) 
gitmeyebilirsiniz ama gitmezseniz en yakın arkadaş rütbeniz düşer. en yakın arkadaş söz konusu olunca hepsine istemeseniz de katılmalısınız bana göre


  • kondansator  (16.09.23 14:53:11) 
Ya benim ennn ykın arkadaşım ve nikah şahidim sadsce düğüne geldi, nişan ve kına memleketteydi, çağırdım ama bu aralar çok izin aldım işle ilgili sıkıntı olur dedi ben de ısrar etmedim. İnsanları sürüklemenin bi anlamı yok. Bence böyle bi şeyler uydurun. Bi de git gel uçak bileti falan baya pahalıya patlar.


  • turuncu tonlarda  (16.09.23 15:24:34) 
ayrıl +1

ama bunu söyleme sebebim arkadaşınızın sizden çok fazla şey beklemesi değil. genelde pek çok insan en yakın arkadaşından bu eforu talep ediyor ve karşılık alabiliyor. sizin karakteriniz bu tarz bir bakış açısına sıcak olmayabilir ve bu çok normal. ancak sizin bu bakış açısında olup, en yakın arkadaşım diye tanımladığınız kişinin sizin tam zıttınız olması maalesef bu arkadaşlığın pek sağlıklı olmadığını gösteriyor. bence eventlere gitmeyin, zaten karşı taraf sizi otomatikman "en yakın arkadaş" kategorisinden çıkaracaktır ve rahat bırakacaktır. kendinizi zorladığınız takdirde de zaten belli ki karşı tarafın beklentisini karşılayamayacaksınız ve yine arada gerginlik olacak. bari efor sarf etmemiş olursunuz :)

yok arkadaşlığımız bozulmasın diyorsanız da; şehir dışında olan diğer düğüne sağlam bir bahane uydurulup gidilmeyebilir. diğer etkinliklerin tümünde en yakın arkadaşın desteğine ihtiyaç duyuluyor.

edit 1: tekrar okudum da, asıl düğüne gitmesem, altını elden versem olur mu diye sormuşsunuz :) bence böyle bir planınız varsa direkt altın masrafına da girmeyin ve arkadaşlığı önden bitirin derim sjsjs
  • kent sakini  (16.09.23 15:31:43 ~ 15:39:33) 
Bu söylediklerin en yakın arkadaş için severek isteyerek yapılacak şeyler, hele ki kadınlar için ailede bu desteği verebilecek biri yoksa arkadaştan beklenti daha da artıyor.

Tabii burada seninle arkadaşın arasındaki bağı yargılayacak değiliz ama anormal bir beklenti olmadığını belirtmek lazım.

Her ilişkide yaşanabilecek fedakarlık karmaşası aslında, senin için bunlara katlanmaya değmeyecek biriyse yapmama hakkın var. Karşılığında onun beklediği fedakarlığı göstermediğin için ilişkiniz zarar görebilir, bunu göze alıyorsan yapma.
  • Bruce  (16.09.23 18:08:56) 
Allahın oğlu bu kadar işe çağırsa gitmem.


  • allah yazdiysa bozsun  (16.09.23 18:57:54) 
benim de okurken icim karardi. evlendikten sonra zaten cok yakin arkadas olmazsiniz buyuk ihtimalle. zaten bir yastan sonra "en iyi arkadas" konsepti bayat. nisan, bekarliga veda (iyk), ve kendi sehrimdeki dugune giderdim herhalde, o kadar. bir noktadan sonra hayir demek zorundasin. sunlara sunlara katilabilirim, benim enerjim bu kadarini kaldiriyor diye kisa ve net bir sekilde soyle. yani ne bileyim 5 sene icinde bosanma ihtimali %35 falan olan dandik bir mevzu icin bu kadar yaygara gereksiz.


  • hot potato  (17.09.23 15:57:25 ~ 16:00:08) 
yukarida birisi yazmis, bunlarin hepsi ayni anda olmuyor, zamana yayildigi icin yapilabilir - bir dereceye kadar. kiz isteme ve nisan muhtemelen ayni gun olur, kina gecesi ve bekarliga veda arasinda, bekarliga vedayi secerdim ve elimden geldigince ayarlardim, mekani ayarlamak vs. Dugunlerden de 1 tanesine katilmak yeterli olur sanirim. gelinlik alisverisine de gidilir.
su acidan dusunebilirsiniz bir de, yakinlik derecesi onemli, en yakin arkadasim diyorsunuz, eger benzer yakinlikta kiz kardesi yoksa, ya da baska arkadaslari, bunlari tek basina yapacak, mesela gelinlik alisverisine arkadaslarla gitmek isteyecektir, annesiyle degil muhtemelen, bunu yapacagi birisi yoksa elbette orada siz devreye giriyosunuz. ya da ne bileyim memleketindeki dugunde destek olabilecek bir yasiti filan yoksa, o nedenle onemli olabilir. ancak evlendikten sonra kadinlar da erkekler de satiyor bence.

  • songforsomeone  (18.09.23 14:43:23) 
Kız isteme aile arası yapılmaz mıydı, ne zaman arkadaşlar dahil olmaya başladı? Yani gereksiz fazla işe çağırmış. hot potato'nun "nişan, bekarlığa veda ve kendi şehrindeki düğün" formatı bence ideal. Diğer şehre iş bahanesi her zaman çalışır.


  • d max  (20.09.23 15:31:01) 
[]

Ne yaparak deşarj oluyorsunuz?

Sb.




 
Assassin's Creed Odyssey


  • compumaster  (14.09.23 22:54:48) 
bu ara scooter suruyorum desarj olmak icin. sagini solunu sokup takiyorum falan, ufak bir dukkan tutup bu isi mi yapsam diye de dusunuyorum.


  • duyulmasi gerektigi kadar  (14.09.23 23:01:48) 
deşarj hem fiziki hemde psikolojik anlamda doğa ile olur, çıplak ayak ile sahilde yürümek veya toprağa basmak.
Ormanda yürüyüş, yüzme, vb. diğerleri , özellikle büyükşehirlerde radyoaktif kirlilik çok fazla o nedenle
doğa ananın şefkatli kollarına..
  • Rao  (14.09.23 23:08:41) 
Strength training.
Viski puro.
Mortimer and whitehouse gone fishing izlemek.
Twitch/youtube karşısında uyuya kalmak.
Hanimla, köpekle dağda yürüyüşe çıkmak.
  • logisticsmanager  (14.09.23 23:19:12) 
*Spor, egzersiz
*Bol bol kültür sanat etkinlikleri
*Dostlar arkadaşlar
*Bitki, çiçek bakımı, çoğaltması
*Geziler
  • Phoebe  (14.09.23 23:44:10) 
oyun oynarak,
sevdiklerimle takılarak,
sempatik bir kadınla konuşarak,
ve sanırım en çok kötü alışkanlıklarla...
  • kesmekes laleler  (14.09.23 23:45:48) 
  • gule gule  (14.09.23 23:47:15) 
Araba kullanarak, hiz yaparak


  • balpolen  (15.09.23 02:34:32) 
Araba kullaniyorum, yuruyus yapiyorum, denizi izliyorum, bira iciyorum, sevdigim bir diziyi izliyorum, kedimle vakit geciriyorum, spor yapiyorum, kitap okuyorum, firsatim varsa tatile gidiyorum, yoksa da outdoor plan yapiyorum konser, stand up vs gibi


  • mor oje  (15.09.23 08:40:12) 
köpegimi bunaltacak kadar severek.


  • buf-e kür  (15.09.23 10:12:11) 
* Bisiklete binmek, daha iyi deşarj olma ve kendime gelme yöntemim yok, muhteşem!
Hem fiziksel aktivite hem de şahane bir keşif hissi veriyor.

* Denizde yüzmek, suyla bir olmak. Evrimsel kökenimizle ilgili midir bilmiyorum ama dalgalar ve deniz suyu kendimi çok iyi hissettiriyor.

* Kitap okumak, sevdiğim bir evrene dalıp gitmek. "Kaçış Edebiyatı" hakkını gerçekten de veriyor.

* Bilgisayar ve video oyunları ama gece gündüz oyun oynayan bir gamer değilim. Daha çok bazı oyunlardaki (Fortnite, Lol Dominion gibi) kaosun içindeki sakinliği seviyorum. Mesela Battle Royale oyunlarında elalem birbiriyle kapışırken ben gidip bir köşede balık filan tutuyorum.

* Lezzetli yiyecekler ve kaliteli bira eşliğinde Premier Ligi futbol maçlarını izlemek.
  • burka  (15.09.23 10:19:16) 
Hikayeli, evrenini sevdiğim oyunlar oynuyorum. Bazen puzzle yapıyorum. Arkadaşlarımla sohbet falan zaten klasik. Hiç olmazsa defalarca izlediğim comfort zone olan youtube videolarım var, onları izleyip uyuyorum


  • nundu  (15.09.23 10:28:16) 
Spor

Kendime minik minik görevler veriyorum, böyle oyun oynarken verilen görevler gibi yaptıkça ilerlersin ya.
Ben de beslenme konusunda, spor konusunda, harcama konusunda kendime minik minik görevler veriyorum.
Faydasını gördükçe deşarj olup daha hırsla devam ediyorum.

İşte aralıksız 5 gün spor
21 gün şekersiz yaşa
10 gün gereksiz alışveriş yapma gibi şeyler.

Bunlardan bağımsız dış etken olarak deşarj olmamı sağlayan şeylerden biri sokakta bir kedinin ya da köpeğin kendini bana sevdirmesi, tüm günüm güzel geçiyor.
  • mutekebbir  (15.09.23 12:06:24) 
Kedimin kafasını kaşımak
Örgü
Mahallede küçük bir yürüyüşe çıkmak
  • peki madem  (15.09.23 14:47:03 ~ 14:50:34) 
Müge anlı izliom


  • abuzer  (15.09.23 19:45:59) 
Bir arkadaşımın köpeği bir ay bende, hayvan sahibi olmak harika bir duyguymuş gerçekten tüm stresimi alıyor.


  • overthinker  (30.09.23 23:43:37) 
[]

Önce kirip sonra özür dileyen yeni sevgili

Son 4-5 haftadir görüstügüm kiz her sey normal ve güzel giderken olmayacak bir seyden dolayi maraza cikartip telefonda "bana saygisizca davraniyorsun, kendimi kullaniliyormus gibi hissediyorum" tarzi kirici seyler söyledi. Ben sükunetimi koruyup seni anliyorum deyip konusmayi sonlandirdim. Biraz yeni iliski anksiyetesi belirtileri gösteriyordu zaten, bir seylerden tetiklendigini düsündüm ve uzatmadim. Bugün uzunca bir sesli mesaj gönderip özür diledi, asiri reaksiyon verdim, büyütülecek bir sey degildi cok üzgünüm, buzlari eritip kaldigi yerden devam etme fikrine acik misin dedi. Ben duygusal ve hassas bir insanim böyle inislerim cikislarim olabiliyor dedi. Daha önceki görüsmelerimizde de arada bir duygularinda cabuk yükselisler ve düsüsler yasadigini söylemisti. Bazen hizli reaksiyon veriyorum, olgunlasmamis insan davranisi gösteriyorum, sonradan düsününce farkina variyorum demisti. Kenara not alip devam etmistim, simdi uygulamali görmüs oldum.

Acikcasi bu sikintisiyla aktif olarak basa cikmaya calismadikca kendisiyle saglikli bir iliski kurulabilecegi konusunda pek bir umudum yok. Öte yandan kendini taniyip anlamaya calismasi, bazi seyler karsisinda olgun davranamadigini acikca paylasmasi, özür dileyip telafi etmeye calismasini da görmezden gelmiyorum. Iyi bir terapistten yardim almasi gerekir gibi hissediyorum ama ben psikolog degilim, üstten bakarak konusmak ve teshiste bulunmak istemiyorum. Sadece kendim uzun süre terapi almis biriyim, kendisinin hic terapi deneyimi yok söyledigi kadariyla. Yaslarimiz da az degil, 30 üstüyüz ikimiz de.

Bu tarz bir durumda nasil davranmak gerekir?

Edit: Araya bir kac ekstra detay ekledim.

 
bir defa şans tanınabilir diye düşünüyorum. esas bundan sonraki davranışları önemli zaten. istikrarsız bir insansa sağlıklı bir ilişki kurulamaz evet. "normalde" 30 yaşını geçmiş bir insan böyle hataları bir ilişkinin toplam süresi boyunca 1 ya da 2 kez yapar. O hakkını başta kullanmış olsun.


  • sanguine  (11.09.23 23:43:29) 
Kişisel olarak hatasız ve mükemmel olduğunuzu düşünüyorsanız, hanımefendi hayatınız boyunca aradığınız partner değilse, aşık olmadıysanız, hayal kurmuyor, heves dolmuyorsanız, uğraşması zor bir durum olacaktır. Otomatik tepkiler (eylem ve söz) çocuklukta kazanılmış şeyler oluyor genelde, psikolojiye merakınız yoksa, destek olmak sizin için yük ise vedalaşın derim. Profesyonel destek de alsa süreci tek kişilik olmayacaktır, tüm farkındalıklarının suçlamasını en yakınındaki kişiye yapar insanlar kendini keşfetme ve baştan sevme aşamasında. Buna alanı olmayan veya bu alanı yaratacak tecrübesi olmayan birisi için zor bir deneyim olacaktır.


  • hasmetizm  (12.09.23 08:56:17) 
Ingilizce cok guzel bir ayrim var, emotional vs sensitive. Ikisi ayni sey degil. Hepimiz hassas olabiliriz ancak duygusal olgunluk verdigimiz tepki ile ve nasil bas ettigimiz ile ilgilidir. Bunun yaninda sizin de tetiklendiginiz durumlar vardir ve baskalarina gore gereksiz ya da fazla olabilecek tepkileriniz olabilir. Ikili duygusal iliskiler genellikle yaralarimizla en cok sinandigimiz iliskiler oluyor, bag kurma ihtiyacimiz, kendimize dair inanclarimiz vs hepsi gun yuzune cikiyor. 4-5hafta karar vermek icin, bence, yeterli bir sure degil, konusa konusa devam etmeyi tercih ederdim. Bunun yaninda hem onun hem sizin tarafinizdan boyle olaylar yasanmasi gayet normal, hepimiz koca bir gecmisle, sorunlarla doluyuz, kimse copsuz uzum degil. Kim icin caba gostermeye, sabirli olmaya deger, kim sizin icin bunu dusunecek, bunlari zaman gosteriyor.


  • kassiopeia  (12.09.23 10:21:42) 
Sizin için overanalyze modumu serbest bırakayım iki dakka :D

Senaryo 1- Alındığı durum gerçekten kendi açısından ya da genel görüşe göre haklı görülebilecek bir sebepti ancak çeşitli nedenlerden (yaş, kaybetme korkusu, hatalı bağlanma biçimi vs.) geri adım atıp kafasında sizin ilişkiyi bitirme ihtimalinizin korkusundan kendini kurtardı. Bu çok kötü bir durum, tehlike çanları çalıyor.

Senaryo 2- Alınma sebebi kendi açısından haklı olmasına rağmen sizin kendisini yeterince tanımadığınızı kabul ederek size ılımlı yaklaşma yolunu seçti. Bu anlaşılır bir şey, ancak konuyu sohbet havasında ele alıp açıklaması iyi olurdu.

Senaryo 3- Alınma sebebinin haksız olduğuna inandığı için özür dileyip konuyu tatlıya bağlamak istedi, bu olumlu ama dengesiz bir durum. Gelecekte bunun tekrarı muhtemelen olacaktır.

Senaryo 4- Alınma sebebi genel kabule göre haksız görülebilecek bir durum ve kendisi de aslında böyle düşünüyor ama karakter yapısı haksız olduğunu düşünmesine engel oluyor ve konuyu kapatmak istiyor, bu durumda büyük ihtimalle sizi alıştıra alıştıra duruma adapte etmeye çalışacaktır bilinçli ya da bilinçsiz şekilde.

Senaryo 5- Başka ufak nedenler vardı, bunları sizle konuşmadı zaten alınmış haldeyken üstüne bir şey daha olunca fazla tepki verdi ve verdiği tepkinin o olay bazında abartılı kaçtığı belliydi o da tatlıya bağlamak istedi. Her insan saçmalayabilir, bu tatlıya bağlama tavrı gelecekte alacağı tavra göre olumlu ya da olumsuz olabilir.

Velhasıl: Ortada belli ki konuşulmayan bir şey var. Bu şey büyümeden konuşsanız iyi olur. "Arada böyle olabilir" demek bunun altında bir sebep yatmadığı anlamına gelmiyor. Neden arada böyle olabildiğini, hangi korkusunun bunu tetiklediğini, o an ne hissederek böyle yaptığını konuşup anlamaya çalışın. Eğer ilişkide gelecek görüyorsanız sert yapmak yerine bu korkusunun endişesinin yersiz olduğunu telkin ederek ilerleyin. Bunun için psikolog olmak gerekmiyor aslında, bu da temel insani bir yaklaşım. Şu zamanda sorunsuz insanı kim görmüş ki siz bulasınız :D
  • akhenaten  (12.09.23 11:20:00 ~ 11:29:02) 
4 / 5 hafta içinde henüz yeni tanışıyorsunuz. Arıza (!) çıkardıktan sonra üzerine düşünen, yazmak yerine de sesiyle (tonlama) sizden özür dileyen ve bu esnada da hatasını kabul eden birisi candır bana kalırsa. İyi anlaştığınız, heyecanlandığınız birisini bulmak kolay değil ki hemen atalım, yerine yenisi gelsin...


  • charbiel  (12.09.23 13:15:01) 
Gercegi soylemek gerekirse bu sekilde toksik cevap veren kisiler sonradan duzelmiyor.Iliski gelecege evrilirse muhtemelen 15 sene sonra da bir seylere bozulup surat asan bir karakterle birlikte olacaksin.


  • turkuaz  (12.09.23 14:01:31) 
Yaşlarınız kaç olursa olsun; şimdiye kadar ilişki içerisinde bulunduğunuz bireyler ki; aileler dahil, bazen olaylar karşısında alınan aksiyonlarda belirleyici olabiliyor. İlişkilerin başlarındaki heyecan yerini rutinlere bırakmaya başladığında ezber tepkiler de ortaya çıkıyor. İlişkiyi yaşadığınız kişiyle de buraya içinizi döktüğünüz gibi konuşursanız, birbirinizin ihtiyaçlarını daha bet duyar ve karşılamaya hevesinizin olup olmadığını anlayabilirsiniz. "Her türlü konforsuz duygunun temelinde, karşılanmamış ihtiyaç vardır." der Marshall Rosenberg. "Olmayacak bir şeyden dolayı mazara çıkarttı" olarak yorumladığınız şey, onun için karşılanmamış bir ihtiyacının sonucunda ortaya çıkan duygu ve beden dili olarak size yansıdı. Bu olayı sizin "kırıcı" olarak adlandırmanız da sizin karşılanmamış bir ihtiyacınız ve sonrasında yaşadığınız duygudur. Düşünceleri duygulardan ayırmak, kendini ifade edebilmek, o an kişide ve karşısındakinin iç dünyasında ve bedeninde neler olup bittiğini daha iyi anlamak için kullanılan çok sade ve etkili bir iletişim metodu var. Bazen terapiye gerek kalmıyorx bazen de terapi alabilmek için ilk adım olabiliyor. İlginizi çektiyse Şiddetsiz İletişim'i araştırabilirsiniz.


  • from where i ride  (12.09.23 20:37:11) 
uzak dur. yol ver gitsin.


  • ayseee  (12.09.23 21:01:42) 
[]

2 yıllık sevgiliye doğum günü hediyesi ne olsun?

yamaç paraşütü düşündüm ama bilemedim.

kolye, küpe vs sıradan geliyor.


 
İhtiyacı varsa iyi bir spor ayakkabı.


  • Amaranta ursula  (10.09.23 22:15:03) 
iki ceyrek altin. sayisi yil ile orantili.


  • banach  (10.09.23 23:01:29) 
Az önce bir oyunda gördüm. Adam gizli gizli bir şeyler çiziyordu ama yeteneği konusunda kararsızdı, kimseyle çok paylaşmıyordu. Hanım arkadaşı doğumgününde çizim yapabileceği bir defter almıştı. Bu tarz bir şey olabilir. Kimsenin görmediği taraflarını görüyorum ve sana inanıyorum, seni destekliyorum hissi veren.


  • sekizdokuzon  (10.09.23 23:31:53) 
kaliteli bir saat ve ya çanta. farklı bir şey düşünmeye çalışmaya gerek yok kadınların hepsi bu yazdıklarıma tav olur.


  • erifik  (11.09.23 01:59:46) 
5 Sevgi dilinden hangisine sahip olduğunu bilirseniz hediye seçiminiz nokta atışı olacaktır.

Pahalı hediye

Başbaşa kaliteli(bol sohbet, anlatma ve dinleme) zaman gecirme aktivitesi

2 senedir size neler kattığına dair sevgi, onay ve takdir dolu bir mektup

Fiziksel temas için yeni bir oyuncak veya roleplay deneyimi

Tüm gün boyunca sizin tarafınızdan hazırlanmış ve uygulanacak olan hizmet verme deneyimi(yemekler, masaj, ve istenen diğer her şey)

Yazar, konuşmacı ve danışman Gary Chapman, 5 farklı sevgi dilinden bahseder; onay sözleri, kaliteli zaman, hediye alma, hizmet eylemleri ve fiziksel temas. Bu 5 sevgi dili, sevgiyi ifade etmenin ve almanın beş farklı yoludur.
  • hasmetizm  (11.09.23 09:32:59) 
Bence kucuk bir tatil, istedigi bir kurs varsa o, guzel bir selfcare day (masaj, spa, yemek, guzel bir elbise) gibi gibi seyler bence hos olur.


  • mor oje  (11.09.23 11:26:09) 
Hocam yamaç paraşütü güzel, oradan devam.

Kıyafet, çanta, ayakkabı falan çok sıradan. Ayrıca onun almak istediği şeyi denk getirmeniz çok zor.

Mektup falan çok sıkıcı bana göre. Seveni vardır bilemiyorum. Ama bence doğum günü değil yıldönümüne anca hediye olur o, onda bile uyduruk bulabilirim.

Romantik güzel yemek yemek için doğum gününü beklemeyin. Bana böyle bi hediye gelse, hediye almamışım gibi hissederim. Güzel bir akşam olur tabi ama pek bi hatıra kalmaz aklımda.

Tatil, paraşüt, kurs, dalış, uçak bileti vs hüzel hediyeler
  • zimbirik  (11.09.23 16:08:48) 
[]

Ciddi ilişkisi olanlara bir soru

Ciddi düşündüğünüz adı henüz konulmamış bir ilişki de olabilir veya evlenmiş olabilirsiniz. Ne kadar sıklıkla tartışıyorsunuz? Ne kadar sıklıkla birinizin özür dilemesi gereken bir şey oluyor? Uzun süreli ciddi de düşündüğüm bir ilişkim var ama neredeyse her gün geriliyoruz ve çok sıkıldım bu durumdan. Çevremde bu konularda fikir alabileceğim birisi yok size sormak istedim.




 
Bu kisiye ve iliski dinamiklerine gore cok degisir. Kimi bu gerilimden kavgadan beslenir, iliskiyi de canli tutar bu durum. Kimisi de (ben mesela) kavga gurultu sevmez, konusarak cozmeye calisir.

Her gun diyorsaniz bu iliskinin dinamiginden ote bir sorun varmis gibi geldi. Iliskinin kendisinde olmayabilir ama kisilerde bir ruhsal sorun olabilir, iliskiye yansiyor olabilir. Evlilik dusunceniz varsa cift terapisi iyi gelebilir.
  • mor oje  (09.09.23 12:32:10) 
4 Yıldır birlikteyiz, ayrılmak gibi bir düşüncem yok ondan da buna yakın bir his hiç almadım. Böyle tarif edince garip oldu :D Anlatmak istediğim, gelecek planında ayrılık konusunun acabası yok kısaca.

Zaman zaman ciddi tartışmalarımız oldu. Bunların hepsi ilişkiyi bir üst aşamaya taşıma dönemlerinde gerçekleşti ya da bunların sonucunda ilişki bir üst noktaya taşındı bilemiyorum. Zannedersem ben de o da arada "ben git gitde kendimi bağlıyorum bu ilişkiye ama acaba onun için öyle değil mi?" Hissiyle alınganlıklar yaşadı. Neticede hepsinin sonunda iki tarafın da ilerleme arzusunda olduğu görüldü. Checkpoint noktaları gibi bir şey sanırım bu. Bu tarz tartışmalar git gide azaldı. 1,5 yıldır falan bu tarz bir şey yaşanmadı, arada evlilik göndermeleri gibi şeyler yapılıyor artık, sanırım bir kriz evresi daha kapıda :D

Tartışmalar hiçbir zaman suçlamaya dönük olmadı, daha ziyade "neden böyle yapıyorsun anlamıyorum, anlamam lazım." eksenindeydi. Tartışmalar hiçbir zaman sessizlikle bitmedi "evet tamam anlaşıldı" hissiyatıyla bitti. Zaman zaman birkaç güne yayıldıkları oldu ancak sonraki tartışmaların hiçbiri öncekilerden temel alarak ikinci defa gündeme gelmedi. Kimsenin kırmızı çizgisinin diğerininkiyle ayrıkırı kaldığı olmadı ve bence en önemlisi kimse çirkinleşmedi.

Rapor böyle :D size yazarken kendim de düşünmüş oldum bir taraftan.

Tartışmaların olması doğal ancak hemen hergün olması bence biraz sakince oturup birbirinizi anlamaya çalışmanızı gerektiriyor. Birbirinizi anladığınızda anladığınız şey kabul edebileceğiniz bir şeyse bu güzel, yok değilse daha bu tartışmalar çok devam eder ve muhtemelen iyi bitmez, bunu da yaşadım.
  • akhenaten  (09.09.23 12:48:28 ~ 12:54:43) 
Tartışmaların ya da gerginliklerin ilişkiyi diri tuttuğuna katılmıyorum. Beraber olduğum insan, her ne kategori altında olursa olsun, yanında en rahat ettiğim insan olmalıdır her zaman. Tam tersi gerginsem onu görünce sakinlesmeliyim.

Fikir ayrılıkları tabi ki olur, iki bambaşka insanız sonuçta, herkesin yediği şeyler, sevdiği renkler farklı. Bu olumlu anlamda tartisma, esas ilişkiyi besleyen şeyler iki insanın farklılıklari. Bunlar kısa vadelidir, kin ya da kazanma/kaybettirme duygusu yoktur, bunlarda özür dilenmez, sonraki güne sarkmaz gerginlige dönüşmez


İnsanlar, çoğunluk, partnerlerine kendi iradelerini empoze etmeye çalışıyor, bu da gerginliğe tartismaya yol aciyor. İşte gereksiz kıskançlik, sonra fazla müdahale, gereksiz hesap sorma, benim dediğimi yapsin/dinlesin tavrı, temelsiz ve sık alinganliklar, güvensizlikler. Normal bir ilişkide bunları çokça yaşıyorsam o ilişki sağlıklı değildir, iki tarafı da zehirler zaten.
  • sanguine  (09.09.23 13:47:02) 
tartışma var tartışma var, aslında özür boyutuna gidiyorsa taraflar hata yaptıklarının farkında demekki. bizde çok olmuyor ya, x bir konuda tartışabiliyoru ancak öyle özürlük bir durum olmuyor. tartışmayı yaratan konuların temeline inmekte fayda var. atıyorum, ben x konusunu aşırı abartıyor olabilirim ve bu yüzden tartışma çıkartıp özür diliyorumdur


  • kondansator  (09.09.23 13:51:47) 
Şimdi düşündüm ayda bir mi desem dedim ama o da çok net gelmedi. Yani o kadar az ve önemsiz şekilde oluyor ki aklıma bile gelemiyor.

Her gün gerildiğim bir ilişkim oldu, özellikle beraber yaşadığımız 6 ayda. Her gün rahatlamak için ailemle falan konuşurdum çünkü daraliyordum :) olmadi. Her gün ben yapamam.
  • logisticsmanager  (09.09.23 14:03:22) 
1 yılı biraz geçtik. 1 kere tartışmıştık. O tartışma sonrası sergilediği olgunluk ve düzeltme çabası beni bir daha aşık etti :) Bir daha aynı sorunu yaşamadık ve tartışma olmadı.


  • ruhen hastayim ben  (09.09.23 14:03:28) 
Biz ilk sene o kadar sık o kadar şiddetli tartıştık ki benim önceden toplamda 8 yıllık bir ilişki deneyimim vardı farklı insanlar ile. Onların toplamından daha fazlasını o 1 sene içerisinde yaşamışımdır. Çok değişik bir deneyimdi.

Dedim herhalde toksik ilişki dedikleri bu oluyor çünkü hiç normal değil. Ben sesimi yükseltmem, şiddet uygulamam. Sesimi yükseltmeye, neredeyse şiddet uygulama noktasına geldim.

Biraz daha devam etseydi sonlandıracaktık. Fakat karşınızdaki insan afaderseniz mal değil ise, tartışmalardan bir şeyler kapıyor, özeleştiri yapıyor veya karşı tarafı öyle kabul ediyor, bir şeyleri sorun etmemeye başlıyorsa ya da soruna yol açacak yola girmiyor, yol açacak şeyleri ortadan kaldırıyor ise kavgalar azacaktır.

Birbirini iyi tanımamaktan da kaynaklanıyor. Çünkü ister istemez aile veya çevreden gördüklerimizle bir takım çıkarımlar yapmak durumunda kalıyoruz karşı taraf için. Kimisi tecrübe ile sabit nokta atışı şeyler oluyor. Kimisi de boşuna günahını almışım, boşuna kuruntu yapmışım, kekoluğumdan yapmışım, eski kötü tecrübelerimden ötürü böyle davranımışım.. gibi farkındalıklarla sonuçlanıyor.

İlk 1 yılda her gün, gün aşırı veya 2 günde 1 olan kavgalar ilk 1 yıldan sonra haftada 1 olarak devam etti. Şu an ya 2-3 haftada 1 ya da ayda 1 şeklinde devam ediyor ki bu da normal yani insan yeri geliyor kendisi ile bile tartışıyor anlaşamıyor. Eşimde öfke sorunu vardı onu da baya dizginledi. Kavga etsek de yükselmiyoruz artık.

Yani burada önemli olan, kavgalar size bir şey katıyor mu? Verilen savaşların sonu aydınlık mı? Eğer böyle bir gelişim gözlemleyemiyorsanız yolu ayırmakta fayda var ister sevgili olsun ister eş olsun.
  • ananiyimioguz  (09.09.23 14:09:09 ~ 14:13:14) 
1 sene sevgili olup evlendik, 1 seneyi de evli olarak devirdik. sevgiliyken sadece 1 kez kavga etmiştik. evlenince de 4 5 olmuştur. 2 senede toplam bu kadar. hiç biri 3 saatten uzun sürmedi, özür dilenip kapandı.

ben huzur seviyorum böyle rahat ediyorum ama normali budur diyemiyorum çünkü bu biraz da karaktere bağlı. kimi arkadaşlar var ki kavga ettikçe evliliği daha tutkulu sürdürdüğünü iddia ediyor. kendilerini öyle iyi hissediyorlardır.
bu işin normali yok hangi şekilde iyi hissediyorsan senin normalin o.
  • kaptan maydanoz  (09.09.23 22:51:56 ~ 22:52:14) 
Tartışma ve kavga arasında büyük farklar var ancak yine de "her gün" fazladan da fazla bana kalırsa. Bir insan her gün neye gerilebilir ki? Hayat kötü, zor bla bla da insan sevdiğinin yanında onu o gün mutsuz eden şeyden bahseder, çok lazımsa şikayet eder, beraber dertleşilir istiklal marşı ve kapanış... Fakat her gün sevdiği insana geriliyorsa orada bir durup dışardan bakmak gerekir bence.

Tartışmalara da gelince, çiftler elbette tartışırlar. Normal bir ses tonuyla, çözüm odaklı ve açık iletişim ile halledilemeyecek hiçbir konunun olduğunu düşünmüyorum. Bizim tartışmalarımız genellikle kahkahalarla bölünüyor. Ciddi ciddi tartışırken arada mutlaka birimiz şaklabanlık yapıp konunun buharını alıyoruz. Konularda genellikle "anladım, dikkat ederim, haklısın, bu konu değişmeyecek ama orta yolda buluşalım" cümleleriyle bitiyor.

Durum raporuna da gelirsek 2 yıl, 0 kavga, gülüp eğlenmeli nice tartışma (10'u bulmamıştır o da).
  • charbiel  (09.09.23 23:52:57) 
20+ senedir evliyim, 20 defa tartışmışızdır belki, o da adabıyla, kırmadan, karşılıklı hissettiklerimizi paylaşarak. Sık tartışma illa kötü değildir belki, nasıl tartıştığınıza bağlı. Gerginlik kesinlikle iyi değil, insan sevdiceğinin yanında huzurlu hissetmeli.


  • SiyamkedisiZorro  (11.09.23 22:04:05) 
Bu arada, bu tartışmaların yarısını evlenmeden önce ve evliliğin ilk senesinde yapmışızdır.


  • SiyamkedisiZorro  (11.09.23 22:06:04) 
[]

Boş adam enerjisi

Bu gercekten benim dikkatimi ozellikle suan tatilde iyice cekmeye basladi. Espirili şakali falan olmaya calismiyorum: hani ben tatildeyim kafamda birsuru sey var adamlar yaş fark etmeksizin hop kop falan seri bos muhabbet. Bos insan enerjisi diye bir fenomen var mi :) ? Ekside bulamadim.




 
Boş adam enerjisinden ziyade kafası rahat adam enerji diyelim. Aşırı relax derdi tasası olmayan insan.


  • olaylar olaylar  (08.09.23 17:57:27) 
Kafasi rahat adam diyemem, paralari da yok. Finansal kaygin, varolus krizi falan olmaz mi abi insanin.


  • bluewhale  (08.09.23 18:05:18) 
Depresif realizm diye bi kavram var mesela. Gereksiz mutlu olan adamlar gerçekliği depresiflerden bile daha çarpık değerlendirebiliyor olumlu anlamda. Anda kalmak güzel bir şey elbette ama uzun vadeli anlık yaşayan tipler kendileri mutlu olsa da acısı başkalarından çıkabiliyor(aileleri gibi)


  • personaa  (08.09.23 18:24:34) 
hocam, iş, aile, aşk, huzur vs. derdi hepimizin var, her an deprem korkumuz var, adalet korkumuz var, par derdimiz var, bunca senedir çalışıyorum daha kendi emeğimle doğru dürüst bir şeye sahip olamadım onun derdi var, bunları uyurken ruyamızda bile düşünüyoruz, kafamızın bir kenarında hep dönüyor bunlar.

senede bir hafta 15 gün bu dertlerden sıyrılmak bir normalimizin dışına çıkmak lazım. yoksa kafayı yeriz ve hatta yiyoruz da.


hani ecnebinin carpe diem dedikleri var ya, hani an'ı yaşamak diye bizde bahsi geçiyor işte biraz o bu dediğin.
  • selam  (08.09.23 21:22:22 ~ 21:23:40) 
[]

insanlara karsi daha samimi nasil olunur?

mesela isyerinde. ben konustugumuzda belirli olcude sicak davraniyorum fakat sonra ofisime gecip kendi halime donuyorum. uzun konusmuyorum. aklima soyleyecek birsey gelmiyor. kisa kesiyorum. birsey soracaksam sorup hemen kaciyorum vakitlerini almamak icin.
ama istedigim uzun uzun konusmak ve samimiyet kurmak.yeni birileri geldi ofise ornegin. onlarla iletisim kurmak istiyorum.

iz nasil yapiyorsunuz?

 
vakit oldukça türk kahvesi partisi yapıyoruz genelde. herkes aynı anda mola veriyor beraber oturuyoruz. sen de hadi kahve yapayım birlikte oturalım azcık diyip insanları molaya davet edebilirsin. eğer ekibe yeni biri geldiyse de hadi kalk bize kahve yap da iki oturalım diye mutfağa yolluyoruz :D


  • theseachange  (07.09.23 15:46:13) 
içinizden gelmiyorsa bence olmayın, sonra gereksiz bir rol yapma sürecinin içinde bulabilirsiniz kendinizi.


  • lüzumsuz adam  (07.09.23 16:10:22) 
Yani iş yerinde bi süre sonra herkes sıkılıp iki muhabbet çevirip boş yapmak ister bence. Gün içinde başınızdan geçenleri anlatmaktan başlayabilirsiniz. Aynı iş yerinde herkesin benzer anıları oluyor. Oradan muhabbet alıp yürüyor zaten bizim işte.


  • benoyledemekistemedim  (07.09.23 19:34:38) 
Lüzumsuz adam +1
İçinizden gelmiyorsa neden zorlayasınız ki kendinizi? Neticede kaba saba davranmadığınız sürece insanlarla aradaki mesafeyi korumak, ölçülü olmak ayıp değil. Bu da sizin karakteriniz kime ne

  • bir fincan kahve ile film izlemek  (07.09.23 20:23:47) 
Ben de siz gibiyim çünkü yaşadığım ilginç bir durum varsa anlatıyorum genelde, günlük iletişimi sürdürmekte zorlanıyorum. Mesela annem aşırı konuşkan biri, market alışverişini bile tüm betimlemesiyle anlatır. İnsanları sıkıyor muyum diye düşünmeden konuşmak lazım ama ben çabaladığımda daha çok kastığımdan doğal akışına bıraktım.


  • personaa  (07.09.23 20:35:05 ~ 20:35:44) 
Mış gibi yapıyorum. Bir süre sonra beyin buna inanıyor. Sürekli tekrar eden şeyler alışkanlık haline dönüşüyor.


  • ruhen hastayim ben  (07.09.23 20:42:43) 
zorlama asla. zaten zorlama ihtiyacı duyuyorsan belli ki karşındaki de konuşkan değil. göz temasını bırak, diğer insanlara doğru yüzünü çevirmek bile istemeyen insanlarla bir şey paylaşamazsın. insanın modu düşük olabilir ama bu bir özellik haline geldiyse vah vah.

özet: yabani ve buz gibi insancıklardan mümkün olduğunca uzak olun, sıcak kanlılar zaten gelir sizi bulur. öyle bir modelleyken de ne söylesem diye düşünmezsiniz, sohbet bir şekilde akar.
  • isveperver  (08.09.23 00:59:53) 
[]

Bu samimiyet mi yoksa densizlik mi?

Dün daha önce tanismadigim biriyle yüz yüze bir görüşme yaptık iş için. Kariyerim ve yapmak istediklerim hakkında konuştuk, karşımdaki kadın hem yaş hem de deneyim bakımından benden yukarıda. Konuşmanın bir yerinde "Sen şu şu işleri yapamazsın, sende o enerji yok. Enerjin düşük, hatta konuşmanın başında benim de enerjimi aşağı çektin. Ama samimi, iyiniyetli birisin. Seninle bir şekilde çalışmak isterim." dedi. O an bir tık şok oldum, enerjici kadınlar da vardır neticede. Sonra kendimi doldurmamak için "E yorgundum, iki gündür çocuk bakıyordum. Kadın gördüğünü söyledi" diye düşündüm ama bir taraftan da bir tık kırıldım. Ben bunu bu şekilde söylemezdim. Sonra da aslında ustalastigim bir alan olmadığını, bu yasta mesleksiz olmanın büyük sıkıntı olduğunu falan söyledi. İnsanların karşısındakinin gardini düşündükten sonra dört koldan saldırması da yine sık karşılaştığım bir tavır. Ve daha kötüsü kendimi bu tip durumlarda savunamiyor olmam. "He evet ben gerçekten de işe yaramaz biriyim, haklısın. Zamanını aldım." kafasına giriyorum.


"Kadın dürüst, gördüğünü söyledi ve sana yardım etmeye çalıştı sekizdokuzon" ile "İnsanların patavatsızlıklarindan, kaba saba tavirlarindan ve hal bilmezliklerinsen bıktım." arası bir yerdeyim. Ya bir de burcumu sordu, balık dedim diye daha bir acıdı. Eve geldim, CV'mde doğum tarihimi değiştirmeyi falan düşündüm. Kendisi de başak burcuymus, çok hareketli, canliymis. Aslında balık burcu insanları onu sakinlestiriyormus. Bir de burç ırkçılığina maruz kaldım. Ha bir de Nişantaşı'nda oturuyormuş kendisi, bu bilgiyi de araya sıkıştırdı. Sultangazi onun için karadelikmis, her türlü insan varmış (ben Sultangazi'de oturuyorum).

Tarafların ikisi de kadın ve aralarında 15 yaş fark var.

Nasıl yorumlamali bu durumu? Teşekkürler.

 
Apaçık densizlik


  • olaylar olaylar  (07.09.23 11:37:15) 
enerjici kadın falan değil bu bildiğin narsist kişilik bozukluğu. karşısındakinin gardını düşürüp -bir de üstüne iyi niyetlisin derken sen istesen de bana zarar veremezsin diyor- daha rahat kontrol edecek aklı sıra. aynı ortamda çalışacak olsan bile bu insanla direkt olarak çalışmamanı öneririm.


  • william morris  (07.09.23 11:41:54) 
Burç konusuna değinmeye bile gerek görmüyorum ama bu enerji konusu çok rahatsız edici olmaya başladı gerçekten.

Yani doğru düzgün bir karakter tahlili yapamayıp eksik gördüğü yönleri söyleyemeyen herkes enerjisi düşük deyip geçiyor gibi geliyor. Aynı şekilde birinin iyi ve öne çıkan yönünü tahlil edip bulamayan, enerjisi çok iyi deyip geçiyor. Ayrıca bunun ölçülebilir bir kıstası da yok, kişisel olarak mı beğenmiyor, gıcık mı oldu, çekici mi buldu, itici mi buldu da diyor yoksa işe uygun olmayan farklı bir durum mu gördü bilemiyorsunuz daha kötüsü kendi de bilemiyor, enerji işte :D

Birilerinin buna bir dur demesi lazım artık cidden çok saçma. İnsan kaynaklarına falcı falan alsınlar oldu olacak, onlar daha bi insan sarrafı.
  • akhenaten  (07.09.23 11:58:56 ~ 14:08:23) 
nasil bir is hic bilemiyorum, burcun ne alakasi olabilir bu is muhabbetinde onu da bilemedim. yukardaki arkadaslara bir dereceye kadar katilmakla birlikte, onemli olan sizin tavriniz. kendinizi savunup savunmamaktan ziyade, neden bu kadar merkezinizden cikip CV'nizdeki dogum tarihini degistirmeyi dusunebilecek hale geliyorsunuz. buraya bakmaniz lazim. bu tur densiz, terbiyesiz, kendini bilmezler her yerde var, ama her biri icin kendinizi degistiremezsiniz ve bu kadar etkilenmemelisiniz.
soyledigi sacmaliklari duydugunuz anda verdiginiz tepkinin de bir onemi yok, hepimiz insaniz, sok oldugumuz anda bir tepki veremeyip sonrasina 'ne yasadim ben ya' diye dusunebiliriz ve kirilabiliriz bunlar insanca, bunda sorun yok. ama siz sonrasinda kendi merkezinizden cikmissiniz. buraya bakmayi dusunebilirsiniz. ayrica siz kadindan yardim istememissiniz, 'yardim etmek istedim' bahanesi altinda istenmeden verilen tavsiyeler, insanlara densiz densiz konusmalar bir bitse keske.

  • kassiopeia  (07.09.23 12:37:24) 
Hiç sevmem böyle muhabbetleri. Enerjim düşük olmasa bile düşerdi.


  • Kahvedesu  (07.09.23 12:37:51) 
Burcumu farklı söyleyip enerjici bayanların tavırlarındaki değişikliği deneyimlemek istedim. Ne kadar subjektif ve iş bilmez olduklarını görüp içimi rahatlatacaktım. Gerçi bir sonrakine "Reis de balık burcu ama pek sakin değil yani, ayık olmakta fayda var" da diyebilirim. Ay ne bileyim, yıldım ya.


  • sekizdokuzon  (07.09.23 12:41:37) 
İş yerlerine eğitim vermeye gidiyorum. "İnsanların cinsiyetine, ırkına, dinine ve yaşına göre ayrım yapamazsınız" diyordum, bunlara "burcuna göre" maddesini de eklemeliyim.
Şöyle söyleyeyim, bu şekilde konuşan bir insan kaynakları bana o şirket hakkında olumlu intiba vermez.
Sultangazi / Nişantaşı hikayesi ayrı komedi. sizin üzerinizden ego tatmini yaşamış.
Şimdi ben desem ki "benden 15 yaş büyüksün, derin pörsümüş, bana enerji muhabbeti yapıyorsun" ayıp olur mu, olur. Onun yaptığı da ayıp.
Ama işe girdikten sonra o kadınla çalışmayacaksanız o zaman değerlendirebilirsiniz işi.
  • SiyamkedisiZorro  (07.09.23 15:46:33) 
burç vesaire dediyse he deyip geçin. insanları burç üzerinden analiz eden hiç kimsenin hiç bir yorumunu dikkate almam.

nişantaşı ve sultangaziden bahsetme şekli de doğrudan faul.

örtülü kibir, hiç üzülmeyin. hayat hepimiz için eşit koşullarda ilerlemiyor. kaldı ki sizi gerçekten tembel, mesleksiz vesaire görüyorsa bile motivasyon konuşması, mentörlük böyle yapılmaz.
  • Phoebe  (07.09.23 17:48:48) 
sadece burç mevzusuna değineceğim.
burç değil, doğum haritası önemli deseydiniz de öyle kalakalsaydı :)
ayrıca başağın enerjisi yüksek değildir, sadece çok çalışmayı bilirler.
bir de oldukça eleştirel ve memnuniyetsiz tiplerdir, hareketleri normal yani. üstüne, suratsız ve sıkıcıdırlar. bir daha görürseniz bunları iletin kendisine. ayrıca "evde kalmış kız kurusu" tarzı bir tip olma ihtimali bayağı yüksek :)
  • candide  (07.09.23 18:01:28) 
kadin sizin enerjinizi dusurmus ama farkinda bile degil. kendi enerjisini yukseltmek icin baskalarinin enerjisini emiyor sanirim. hic umursamayin, bence o kadinla calisilmaz ama siz bilirsiniz.


  • Sour  (07.09.23 18:14:41) 
Leş birisi gibi duruyor. Birlikte çalışma meselesini bilemem de böyle tiplerin bu saldırgan tavrını iyiye yorarsaniz kendinizi çok hirpalarsiniz.

Zamanında şu kavram kafamı çok açmıştı bu tavra dair:
(bkz: saldırganla özdeşim)
  • encokbenisevinnolur  (08.09.23 19:23:27) 
Burçlardan bahseden biri fizik prof.u bile olsa bı daha dikkate almam


  • abuzer  (08.09.23 19:50:38) 
abuzer +1

ayrıca insanların sizin hakkınızda ne düşündüğünü bu kadar ciddiye almamanızı tavsiye ederim. hele de yeni tanıştığınız halde oturduğunuz yer ya da karakteriniz ile ilgili böyle patavatsız yorumlar yapanları.
ben de enerjisi hep aşırı yüksek olan insanlarla çalışamıyorum mesela, napayım şimdi o hanımefendiyi gördüğüm yerde "of bu yaşta bu enerji allah etrafınızdakilere sabır versin" mi diyeyim.
  • felfela  (17.09.23 17:35:44 ~ 17:36:36) 
kadının yaptığı dengesizlik.

tamamen seni manüpüle etmeye çalışıyor.
bakma sen bunlar kıskanıyor bile olabilir. arada 15 yaş var az değil.
sen modunu düşürme tam tersi hırslı ol bunlar seni daha hırslı yapsın.
kendini ''daha iyisini yapacağım sen de izleyeceksin'' gibi hırslandır.
  • alt4y  (13.11.23 15:43:55) 
muhatap bile olma. saçma sapan bir tip. kendini iyi hissetmek için karşıdakini aşağı çekmeye çalışan kompleksli biri. çok belli.

ayrıca sour'un da dediği gibi senin enerjini düşürmüş. e kendi insanların enerjisini çeken biri? söylesen bu tipler hatasını da kabul etmez. uzak durulması gereken insanlardan.
  • blackkmamba  (13.11.23 17:14:30 ~ 17:17:35) 
okurken o kadar sinirlendim ki. hadsizlik, densizlik, terbiyesizlik.

bu tipler karşıdakini aşağılayarak kendilerini yüceltme eğiliminde sürekli. iğreniyorum bu tarz insanlardan. içine bir iki küçük güzel sözümsü bir şeyler söylüyo ki sizin gibi kendinizi sorgulayın ben mi acaba kötü düşünüyorum diye.
  • chanandler bong  (13.11.23 17:23:44) 
aklıma birden geçenlerde yaptığım iş görüşmesi geldi:) kadın nedense başından beri konuşmama taktı, yavaş konuşuyormuşum. sesim tam gitmiyormuş falan. bu şekilde verimli görüşme olmaz, istersen başka zaman görüşelim falan dedi ısrarla. halbuki konuşmamda falan bir şey yoktu. tabii ki baştan sona zordan konuşmayla geçen bir görüşme, sonuç da olumsuz geldi:) bana çok tuhaf geldi, nasıl bir şey bekliyor bu insanlar anlamıyorum. sinir oldum nedense.


  • nothing in my way  (13.11.23 17:59:44) 
Hatun tipik balatayi siyirmis bir beyaz yaka. Etiketci, kartvizitci.
Mesleksizlik baska, bir konuda ustalasmamis olmak baska. Kafasi karisik baya.

Ozetle, salla diyorum...
  • cooperr  (13.11.23 18:40:47) 
ya bir şey diyeceğim çok kaba konuşmak istemiyorum ya da keskin bir cevap vermek istemiyorum ama ego mastürbasyonu yapan geri zekalı bir kadını okumuşum gibi geldi şu an bana. gece gece sinirlendim. böyle geri zekalılarla muhatap bile olmak istemiyorum şahsen. böyle insanlarla çalışmak zorunda kalanlara da üzülürüm açıkçası.


  • cenkay burker  (13.11.23 18:48:56) 
[]

Bunu kızkardeşime nasıl söylerim?

Selamlar,

Annem doğduğundan beri yeğenime bakıyor, iki buçuk sene oldu. Üç gün çocukla yalnız kalıyor ve bütün enerjisini çocuğa harcıyor. Altmış yaşında, çok genç bir kadın değil ve bayağı gergin bir insan.

Bugün yeğenim ve annemle birlikteydim. Yeğenim biraz hareketli ve bu aralar bütün duygularını bir şeylere, bize vurarak gösteriyor. Durup dururken cat diye yüzüne tokat atıyor, şok oluyorsun ama sonuç olarak küçük bir çocuk. Karşılık vermemek hatta hiçbir tepki göstermemek gerek. Bugün annemin de çocuğa vurduğunu gördüm. Bayağı hincla tokat attı iki buçuk yaşındaki çocuğa. Bizi de döverdi çocukken ve anlamadan, dinlemeden sırf hırsını çıkarmak için döverdi. Çocuk hiçbir şey demedi, ağlamadi. Tepki hile vermedi. Annem ilk defa olduğunu söyledi ama çocuğun tepkisi bunun tam tersini söylüyor. Yediği tokadı çok umursamadı, daha önce yaşamış olabileceğini düşünüyorum.

O görüntü gözümün önünden gitmiyor, annemin bize yaşattığı şeyleri yeğenime yaşatmasından korktum. Kızkardeşine söyleme dedi ama içim hiç rahat değil. Bu çocuk bence annemle baş başa kalmamalı. Kızkardeşime bu durumu nasıl anlatabilirim? Bir yandan da çocuk annemin elinde büyüdü, ortada tabii ciddi bir emek var ve kardeşim de anneme güvenip tiyatroya, doğumgünü partilerine gidiyor. Kendince deşarj oluyor.

Teşekkür ederim.

 
Kendisi baksın ablanız ya da bakıcı tutsun. Annenize baktırması adil değil en başında. Tiyatroya, doğum günü partilerine gitmek zorunda değil.


  • birgumuspeni  (05.09.23 00:43:51) 
"Annem artık dinlensin bence" derseniz kötü olan siz olacaksınız. "Annemin sinirleri kaldırmıyor artık." derseniz bu sefer "neden bir şey mi gördün?" sorgulamasına maruz kalabilirsiniz. Bence en doğrusu annenizle konuşun, o da artık yorulduğunu söylesin kardeşinize. Kendi konuşsa daha doğru olur gibi geldi bana. Aynı şartlarda büyüdüğünüze göre, kardeşinizin bu durumu tahmin edebilmesini beklerim...


  • huzurlarinizda huzursuzluk  (05.09.23 01:57:51) 
abla bencil. anne kişisinin yaşlı olduğunu biliyor. çocuğuna bir bakıcı tutar, anne gözetmen olarak orada olur.
çocuk dediğin elbet tükürür, ısırır, vurur ama hiçbir tepki vermemek çocuğa, davranışının yanlış olmadığı mesajını verir. vuran çocuk uyarılmalı. davranışı düzeltilmeli. öyle, hiçbir tepki vermemeli diye bir şey yok.
çocuğa elbette vurulmamalı. 60 yaşında bir kadının harcı değil üç yaş çocuğuna bakmak. sinirleri artık kaldırmıyordur ama alışşkanlıkları da vardır. siz anne ile konuşun, ablaya o söylesin. bir şey derseniz siz kötü olursunuz.
  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (05.09.23 02:04:09 ~ 02:07:01) 
çocuk o tokata bu derece tepkisiz kalıyorsa kardeşinizin de çocuğa vuruyor olma olasılığı çok yüksek sanki ya? bu açıdan da düşünmekte fayda olabilir. bu durumda kardeşinize bunu söylemeniz durumu daha çıkılmaz bir hale sokabilir.

siz en fazla annenizin yaşı ve gergin mizacı nedeniyle çocuğa bakmasının olumsuz sonuçları olabileceğini düşündüğünüzü, buna dönük hareketler gözlemlediğinizi söyleyebilirsiniz. her şekilde bunu annenizle kardeşiniz kendi arasında halletmeli.
  • Phoebe  (05.09.23 11:08:20) 
Abla bencil falan değil. Annesine güvenmeyecek de kime güvenecek? Tabi deşarj olacak, en büyük hakkı. Ama evet, annesiyle açık konuşup (çocuğuma bakmak istiyor musun?) bakıcı tutabilir(di).

Ancak ortada ciddi bir sorun var. Bence anneniz kendisi "yoruldum" diyerek çekilmeli. Gerekirse annenize "eğer sen çekilmezsen ben vurduğunu söylerim" diyebilirsiniz, acımasız ama gerekli. Zaten okul yaşına gelmiş çocuk, 3 yaşından itibaren verebilirsiniz.

Yeğeniniz şu an vurmanın bir iletişim biçimi olduğunu öğrenmiş. Bu nedenle "Karşılık vermemek hatta hiçbir tepki göstermemek gerek" sözünüz doğru değil. Anneannenin özür dilemesi, kendi davranışlarının yanlış olduğunu çocuğa ifade etmesi lazım. Sonra da çocuk her vurma davranışı sergilediğinde bunun yanlış olduğunu, kabul edilemez olduğunu duyması lazım. Okula başladığında çok sorun yaşarsınız.
  • fotrsapka  (05.09.23 11:16:51 ~ 11:21:13) 
Kızkardeşimin sosyal hayatına devam etme inadını haklı buluyorum ben, çocuk yetiştirme stresi azımsanacak bir şey değil çünkü. Hamile olduğunda annem çocuğa bakacağına dair söz vermişti, aralarında anlaşmışlardı. Hatta annem işini bıraktı. Kızkardeşimin çocuğa şiddet uyguladığını düşünmüyorum açıkçası, inanılmaz sabırlı ve yapıcı çocuğa karşı ve sevgi dolu. Ama annem herhalde panik anlarında fabrika ayarlarına dönüyor. Kendi çocuklarına yaptıklarını yapıyor (yirmilerinin başında üç küçük cocuga tek başına bakmış ve bir noktada kontrolü kaybetmiş ve şiddeti çözüm olarak benimsemiş bir noktada. O zamanlar herkes için geçerli bir çözümdü). Çocuk hırçınlığı dışında sağlıklı, mutlu ama şiddete egimlimli bir fıtratı da var, bence doğuştan. Bu davranışlarının okula başlamadan sönümlenmesi lazım yoksa işimiz iş açıkçası. Bunun için de aynı tonda en ufak bir tepki almaması lazım, yukarıda bir arkadaşın da dediği gibi şiddeti bir iletişim yolu olarak kodlamaması lazım. Kritik bir dönemecte olduğumuzu hissediyorum. Buradaki insanların sagduyusuna, tecrübelerine güvenirim. Herhangi bir aksiyon almadan önce size danışmak istedim. Zaman ayırıp cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim.


  • sekizdokuzon  (05.09.23 12:04:59) 
aynı çocukluğu yaşayan kardeşin çocuğunu annenize bırakıyorsa muhtemelen şiddeti normalleştirmiştir ve kendi de uyguluyordur...


  • anna sun  (05.09.23 13:03:52) 
"Karşılık vermemek hatta hiçbir tepki göstermemek gerek."

bence bu yanlış bir davranış
  • duyurukullanıcısı  (05.09.23 13:13:32) 
Kızkardeşine söyleme dediyse mutlaka söyleyin. En kızdığım şey ya, siz de annenize tokat atsanız ne yapar acaba? El kadar çocuk.


  • Kahvedesu  (05.09.23 13:21:30) 
Açıkçası annesinden şiddet gören bir kadın çocuğunu annesine baktırıyorsa bunu da az çok tahmin edebilmeli.
Ben sizin yerinizde olsam ya söylerdim ya da annenin söylemesini sağlardım. Kadın bunu bilmeli. Öğrendikten sonra da devam ederse valla çocuğa yazık çünkü çocuğun bunu normal karşılaması sanki sadece annenizden tokat yediğini değil kendi annesinden de yemiş olabileceğini gösteriyor gibi.
Çok üzüldüm çok yazık daha küçücük tamam hırçın ve yaramaz olabilir ama çocuk işte alıp karşına anlatman konuşman gerek bunu da yapamayacaksan ya çocuk yapma ya da çocuğa bakmaya gönüllü olma.
  • Dağcı  (05.09.23 13:52:41) 
Muhtemeldir ki bakıcı tutacak paraları yoktur.
Bakıcı tutsalar dahi bakıcının daha hoşgörülü olacağını kesinlikle garanti edemezsiniz.

Şu an herkes mutlu görünüyor. Susun bence.
  • Mirket  (05.09.23 14:05:01) 
bu sorunuz beni çok üzdü. çocuğum var. annemle aynı şehirde olsak ve bakabileceğini söylese bırakırım ben de. ama zaten neden bu kısım üzerinde durmuş herkes, mesela bu da beni üzdü. ben konuşurdum, bilmek de isterdim annem bunu yapsa. bilmiyorum, ablanızın vurup vurmadığı buna razı olup olmadığı bana ikincil meseleler gibi geliyor şu an. siz içiniz nasıl rahat edecekse onu yapın, herkesi siz tanıyorsunuz bu hikayedeki. ama işte söz konusu olan tokat yemenin de atmanın da iyi bir şey olup olmadığını bilemeyecek kadar küçük bir çocuk olunca biraz eli taşın altına koymaya değer derdim yerinizde olsam.
ben sanmıyorum tek defalık bir şey olduğunu, anlattıklarınızdan. herhalde ilk dea olsa ve istemeden olsa çocuktan özür dilerdi nasıl yaptım vs gibi bir havası olurdu.

  • mner  (05.09.23 14:30:17 ~ 14:33:51) 
Tereddüt bile etmeden bunu kardeşinize söylemelisiniz. Ortada dayak yiyen bir çocuk var ve küçücük. Bir anne olarak canım yandı o yavruya, lütfen sessiz kalmayın. Annenizin yaptığı korkunç bişey.


  • vecihi ile fikret  (05.09.23 16:40:09) 
Hem sizin ona hizmet etmeniz gerekirken, o yaşta kadını bedava bakıcı, hizmetçi olarak tutmuşsunuz, hem de kadını yargılıyorsunuz.

Bakıcı tutmasını söyleyin kardeşinize.
  • Tina  (05.09.23 20:35:03) 
[]

Arkadaş grubuyla iletişimi kesme

10 yıllık bir arkadaş grubum var. Lisede tanıştık o zamandan beri arkadaşız. Hayat hepimizi farklı illere dağıttı ama hala Whatsapp, sosyal medya üzerinden iletişimimiz devam ediyor, yılda 2-3 kere buluşuyoruz.
Şimdi yazacaklarım çok çocuksu gelecek belki ama bu 10 yıllık arkadaş grubu doğumgünümü unuttu ve ben çok kırıldım. Doğumgünüm Ağustos ayının ilk haftasında. Ağustos ayı boyunca bir arama ya da mesaj bekledim ama gelmedi. Ağustos sonunda bir buluşma planımız var, orada kutlarlar herhalde dedim ama buluşmada bahsi bile geçmedi. Birinin iş arkadaşının yakın zamanda doğumgünüymüş, ona hediye seçtik hep birlikte ahahaha...
Bu sabah sonunda biri hatırlayıp Whatsapp grubuna senin doğumgününü unuttuk galiba, geçen aydı dimi yazmış. Çok meşgulüm bu aralar her şeyi unutuyorum gibi mesajlar atmışlar.
Şimdi ben bu "arkadaşlar"la iletişimi aniden mi keseyim, yavaş yavaş mı keseyim?

 
ben de bir kere unuttuklarında çok kırılmıştım ama sonra iş-aile-sosyal hayat derken ben de istemeyerek unutunca dedim ki insanlık hali bazen unutuluyormuş demek ki.


  • ananiyimioguz  (04.09.23 11:51:23) 
kutlansa güzel olurdu ama kutlanmaması arkadaşlığınızı oluşturan temel taşları (güven, dayanışma-destek v.b.) zedeleyecek boyutta değil. bir de 25+ olup doğum gününe bu kadar anlam yüklemeye gerek yok bence. kutlanması çok tatlış evet ama kutlanmıyor diye de bu kadar kırılmak, ne bileyim, aşırı bir reaksiyon sanki.

insanlık hali + 1

ama yine de sizin için bu çok önemliyse konuşmayı deneyebilirsiniz, tekrarlanması halinde kesersiniz iletişimi.
  • Phoebe  (04.09.23 11:58:17) 
en iyisi insanlık hali +1 deyip sineye çekmek.

arkadaşlığınız, yaşadıklarınızı, anılarınızı ve onların sevdiğiniz yönlerini terazinin bir kefesine koyun, doğum gününüzü unutmalarını diğer kefeye. hangisi ağır basıyorsa ona göre davranın
  • yemrem  (04.09.23 12:02:09) 
Bu sebepten arkadaşlık bitirilmez. Insanlık hali deyip geçmek lazım.


  • nic cage  (04.09.23 12:23:34) 
Artık muhabbetler sarmıyorsa, eskisi gibi tadı yoksa, kafalar çok farklılaştıysa birden kesin gitsin.
Ama arkadaş ortamını seviyorsanız, eğleniyorsanız böyle bir şeyden dolayı iletişim kesmek fazla.
İnsan yeri geliyor kendi doğum gününü fark edemiyor ben şaşırmıştım bir kere kutlanınca aa bugün müydü diye. Herkesin günlük hayatında bir sürü derdi tasası var ya takılmayın böyle şeylere bu kadar.
  • Dağcı  (04.09.23 12:30:27) 
Bir kişi unutunca ben de insanlık hali, önemli değil diyorum ama bir kişi değil dört kişi unuttu. Her gün Whatsapp'ta yazışıyoruz, birinin bile aklına gelmedi. Sonuçta gözden uzak olan gönülden de uzak oluyor demek ki dedim. Herkesin bulunduğu yerde yeni arkadaşları var. Uzun süredir birbirimizi tanıyor olsak da yanındakiler hayatında daha etkili ve önemli oluyor.
Hala kararsızım ama kendileriyle sosyal medyada ekli ama sokakta karşılaşınca kafasını çeviren tanıdık seviyesine inmeyi planlıyorum.

  • gnosis  (04.09.23 12:48:58) 
10 yıldır herkes herkesin doğumgününü kutluyor mu ki ya? Çok şaşırdım valla :D Bence çok da büyük bir olay değil. Sizin kendi dinamikleriniz sonuçta, bu kadar önem veriyorsanız bitirin tabi ama her yıl doğumgününüzü kutlayacak tarzda bir çevre edinebilesiniz sanmıyorum.

Ayrıca bir daha ergen olmayacaksınız, ergenlikten beri süregelen arkadaşlıkların yeri çok farklı. İyi ya da kötü bilemem, ancak 30 yaşında tanıştığınız insanlardan çok daha farklı bir iletişim olur eski arkadaşlarla.

Bence farklı sorunlar yoksa sırf doğumgünü için çok büyük israf.
  • akhenaten  (04.09.23 13:11:39) 
Evet, 10 yıl boyunca herkes herkesin doğumgününü kutladı.
Bu ay birinin doğumgünü var, o zamana kadar ne tavır alacağıma karar vermem lazım.

  • gnosis  (04.09.23 13:27:56) 
belli ki sizin icin onemli ve kalbiniz kirilmis. 10 yillik arkadasligimi ben bunun icin bitirmem ama sizin icin bu kadar onemli ise, iletisim, iletisim iletisim... mutlaka kibarca soyleyin, bir sonraki bulusmada arkadaslar benim dogum gunumu unuttunuz, bu benim icin onemli, kirildim demek inanin zor degil, kirilgan olmaktan o kadar korkuyoruz ki, oyle bir hale geldik ki, yapici tartisma yapmayi, yakinlik kurmayi, iletisimi tamamen unuttuk. eminim arkadaslariniz, hepsi degilse bile, yeterince bir kismi anlayacaktir. kirildiginiz bir seyi 10 yillik arkadaslarinizda soylemekte bir sorun olmamali, eger cocukca oldugunu dusunuyorsaniz kirildigin seyin de cocukca oldugunu ve kirilmamaniz gerektigini dusunuyorsunuzdur muhtemelen. oncelikle kendinize buna kirilma ve uzulme hakki verin, uzuldugunuzu kabul edin, bunun icinde biraz durun, bu izni kendinize verin, sonra insanlik hali olabilecegini ve dunyanin sonu olmadigini, insanlarin size deger verdigini kendinize hatirlatin, sonra paylasin ve ozulerini kabul edip, yola devam edin. insanlara duzeltmek icin sans vermeden hayatinizdan cikarmak sizi daha cok uzebilir.

eger 10 yillik arkadasim, surekli baska bir hata yapmiyorsam, dogum gununu unuttum diye aniden beni hayatindan cikarsa, elbette uzulurum, yas tutarim ama arkadasimi ve arkadasligimi sorgularim, bunu benimle konusacak kadar yakin gormedigini, arkadasligimiza deger vermedigini dusunebilirim. bana onemli gelen size gelmeyebilir, ve tersi de gecerli ama bana bunu soylemezsiniz bunu bilemem, dolayisiyla ingilizce cok guzel bir deyis var 'set up for failure', kendimi o kadar da suclu hissetmem sanirim.
  • kassiopeia  (04.09.23 13:38:46 ~ 13:43:02) 
18 senedir 8 kisilik grubumuzda hepimizin dogum günü ayri ayri kutlanir. bence saskinliga mahal yok :)
bu ay birinin dogum günü varsa sen de onun dogum gününü kutlarken whatsapp'tan saka ile karisik, gönül kirmadan yazarsin derdini. grupta bes kisiyseniz, bu sene de sadece dört kisinin dogum gününü kutladik bu grupta, gibi bir seyler. güzel ce düsün yaz. bence mesaj ulasir yerine.

  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (04.09.23 15:17:59 ~ 15:20:01) 
öncelikle evet çok çocuksu geldi.
lisenin üzerinden 10 yıl geçtiğine göre üniversiteler bitmiş, millet iş-güç-(Ağustos ayı olduğunu da düşünürsek)-tatil telaşına kapılmıştır. Yaş ilerledikçe doğum gününe verilen önem giderek azalacak. belli ki sen diğerlerine göre daha çok önemsiyorsun ama bu hep böyle gitmeyecek.

arkadaşının iş arkadaşına hediye aramasını da şöyle yorumlayabilirsin: iş yerinde sürekli farklı insanların doğum gününü kutlamak ve onlara hediye almak, doğum günlerini arkadaşının gözünde artık keyif alınan bir kutlama olmaktan çıkarıp yapılması gereken bir görev haline getirmiş. buradan yola çıkarak çalışmadığına veya diğerlerine kıyasla çok rahat bir işin olduğuna dair bir iddia ortaya atacağım :D

sonuç olarak, insanlık halidir unutulur demek lazım. he ille ben arkadaşlığımı keseceğim diyorsan da doğum gününü unutan arkadaşlar mı daha iticidir yoksa doğum günü unutulduğu için arkadaşlık kesen kişiler mi onu da iyi düşünmek lazım.
  • hrskrs  (05.09.23 23:27:25 ~ 23:27:56) 
Bu duyuruya gelen cevaplardan sonra arkadaş grubumdakilerin doğumgününlerini kutlamamaya karar verdim:)
Hangimizin işi daha rahat, hangimizinki daha yoğun bilmiyorum ama evet üçü o sırada yıllık izindeydi. Bütün gün sosyal medyada olan insanların meşguliyet bahanelerine inanmıyorum.
Bu konuda başka forumlarda benzer sorulara verilen cevapları okudum. Kendinizi birinci plana koyun gibi şeyler yazmışlar. Ben de ailemi ziyaret için memlekete gideceğim tarihi planlarken bu arkadaşlarımın organizasyonlarını dikkate almamaya karar verdim. Tarihler denk gelirse buluşuruz olmuyorsa ekstra bir çaba sarf etmeyeceğim.
  • gnosis  (06.09.23 08:38:07) 
[]

İş hayatını hiç sevemedim

Yok mu benim gibi olan. Mezun olduğum günden beri nefret ediyorum iş hayatından. Yarın pazartesi ve yine sendroma girdim.




 
Ben de bayılmıyorum açıkçası ama çok sevmem lazım kafasına da girmemek gerekiyor. Ben sevdiğim işi yapıyorum mesela, ama bir şeyi bir zorunluluk olarak yapınca işn kendisini sevseniz de olmuyor o. Hayatınızdan 5-6 günü 6-8 saati iptal edip zorunlu olarak verdiğiniz şeyi bir yere kadar sevebilirsiniz.

Belki böyle düşünürseniz en azından nefret etmemeye başlarsınız.
  • akhenaten  (03.09.23 20:57:37) 
Is hayatından değil de iş arkadaslari ve onların çoğunlukla değişmez oluşu beni çıldırtıyor, anlasamiyorsan yandın.


  • sanguine  (03.09.23 21:30:56) 
Fransa'daki ilk isimde pazar günleri zor uyurdum, stres/anksiyete tarzı. Insanlar iyiydi ama yaptığım iş bana Uygun değildi (kısa dönem üretim planlaması, sürekli gelecek 48 saat planlaniyor). Karakterime uygun olmayan bir yapiydi is.

Risk aldim ve uzatmak istemedim. Adamlar üzüldü çünkü iyi yapıyordum ama maliyeti neydi yani bana.

Neyse 3-4 ay is aradıktan sonra su anki isime güle oynaya gidiyorum. Ha tabi yukseldim ettim ama hep aynı şekilde gidiyorum. Bir kere bile lanet olsun demedim, yarın pazartesi demedim.

Kısacası bu biraz yapilan is ya da calisilan insanlarla alakali da olabiliyor.

Ha bazen harbiden sevilmiyor calismak yalan yok :)

Bu arada cok sevmek zorunda da değilsiniz. Misal benim bazi çalışma arkadaslarim benim kadar sevmiyor kesin çünkü ne yükselmek istiyorlar ne başka bir şey. Ömürleri sonlarina kadar bu şekilde devam etmek istiyorlar. Ki bunda yanlışlık yok, genel olarak hepimiz vaktimizi satiyoruz.
  • logisticsmanager  (03.09.23 21:41:05) 
Benzer durumu yaşadım. İş yeri değişikliğine git. Yeni iş yerinde çalışmaktan nefret etmediğimi aksine gergin bir iş yerinden, işten dolayı sevmediğimi kavradım.


  • kullanilamayan ruhumuzlar  (03.09.23 21:41:55) 
Çatıştığın şirket ile alakalı olabilir. Daha mutlu olacağın alternatif ilanları kovala. Bu arada bir de mesleğin ile alakalı sertifika, eğitim vb araştır derim


  • kondansator  (03.09.23 22:26:33) 
tersi işsizlik. o daha berbat birşey :)

ben işimin sevmediğim yanlarının üstüne gidiyorum. sürekli mızmızlanamam hadi öğrenelim neymiş bu iş diyorum kendime. yoksa zihnimde yük olmaya devam edecek.
  • error522  (03.09.23 22:50:38) 
İşsizlik en kötü işten bile daha kötü bir şey. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey başkasına muhtaç olmaktır herhalde.


  • ruhen hastayim ben  (04.09.23 00:53:08) 
evet. iş değiştirmek bana iyi geldi, çalıştığım yer çok iyiydi ancak iş tanımı bana uygun değildi.

neden sevmediğini kendine sor, ne olsa mutlu olurdun veya daha rahat çalışırdın vs
  • william morris  (04.09.23 10:17:19) 
Ben de böyleydim hocam işten ayrıldım maalesef sonunda. Ama iyi mi yaptım kötü mü belli değil maalesef.


  • overthinker  (30.09.23 23:44:49) 
[]

sigara içme rekorunu nedir?

günde şu kadar içerdim/içebilirim gibi..




 
3 paket içerdim.
Bir gün şak diye bıraktım.

  • Mirket  (02.09.23 23:38:37) 
2 paketten fazla içerdim.
Bir anda bıraktım, 2 yıl hiç içmedim. Sonra elektronik sigaraya başladım.

  • gallienus  (03.09.23 02:23:06) 
Yarım paket içerdim, sonra bir anda şak diye bıraktım.


  • prole  (03.09.23 08:59:45) 
1.5 paket

bırakmayı düşünmüyorum
  • rain when i die  (04.09.23 00:57:12) 
bir nefes. hayatimda sadece bir nefes cektim sigaradan, o kadar igrencti ki daha agzima surmedim. kokusuna bile tahammul edemiyorum.


  • banach  (04.09.23 05:32:17) 
[]

olmekten korkuyor musunuz

ve ne olacagini dusunuyorsunuz? ben karanlikta kalacagimi, yalnizliktan aglayacagimi falan dusunuyorum nedense.

bir de birisi 1 yasinda, bir digeri 100 yasinda oluyor. cok garip degil mi?
bana cok garip geliyor.

peki ruha inaniyor musunuz, yani hepimizin bir ruhu var da, hayalet hikayelerine? akli basi yerinde bir akrabam, olen kocasinin bir gun eve geldigini soyluyor. once soke olmus, sonra bir anda kendine gelmis dua okumus. bir anda kaybolmus adam. ne dindar biri kendisi, ne paranormal seylere inanan biri. ruya da degilmis, ondan da emin.

*marsa falan gidecegimize keske biri olumu, olum sonrasini arastirsa assf

bonus soru :) birkac hayat yasiyor olabilir miyiz? yani birileri fakir, birileri zengin. birileri abdde doguyor, birileri afrikada aclik cekiyor gibi seyler neye gore belirleniyor. yoksa bunlarin hepsi farkli zamanlarda deneyimleniyor olabilir mi?

mistik bi seyler konusasim, okuyasim var. ister hepsine, ister birine cevap verin, ister bi paragraf yazin iste oradan buradan alakali.

tesekkurler

 
Nedense ben ölüm anının acılı olacağını düşünüyorum. Bu ve bilinmezlik beni korkutuyor.
Bir de bunu izlemek iyi gelir belki

youtu.be
  • kisa  (02.09.23 22:01:58) 
Bu hayatta tamamlayamadigim işler için tekrar tekrar dünyaya geleceğime inanmıyorum, bir tık biliyorum.


  • sekizdokuzon  (02.09.23 22:13:09) 
Korkmamız gereken ölüm değil layıkıyla yaşamamak.


  • sekizdokuzon  (02.09.23 22:14:03) 
Değer verdiğimiz bir şeyi kaybedince bile çok üzülebiliyoruz. Bir insan canını nasıl kaybedebilir? Bana akıl almaz geliyor. Korkuyorum. Umarım hayırlı bir ölüm olur.


  • dissendium  (02.09.23 22:26:37) 
Ölümden korkmuyorum, hayatla ilgili beklentim baya düşük sanırım ondan. Hayallerimdeki gibi hayat yaşasam belki daha çok korkardım. Ruha hiç inanmıyorum, bilinci ruhla özleştirmiyorum yani. İnsanı diğer canlılardan çok ayrı bir varlık olarak göremiyorum, alet yapabilen ve dil geliştiren bir primatız çok özel bulamıyorum. İnancın toplumsal düzeni sağlamak için evrilmesi oldukça mantıklı, benim gibi inançsızların hayatını kendi kendine anlamlı hale getirmesi gerekiyor. Dine inanmayı, sığınmayı isterdim ama mantığıma yatmıyor. Yine de araştırdıkça fikrim değişebilir bilmiyorum.


  • personaa  (02.09.23 22:29:44) 
Ruha inanmıyorum. Bence zaten tüm dinlerin çıkış noktası insanların ölümden sonra hayat arayışları, buna bağlı olarak ruh kavramını geliştirmeleri. Ama bence ne ruh var ne de ölümden sonra hayat. Ölünce bilinç gidecek. Fişi çekilmiş bilgisayar gibi olacağız yani :)

Ölümden korkma değil de ben öldükten sonra yaşanacak olayları kaçırma korkum var. FOMO'nun ekstrem seviyesi gibi :d yani öldükten sonra ne kaçırmışsın tabii umrunda değil de ölmeden olabildiğince şeye şahit olmak istiyorum. Ölümden ziyade uzun ve acılı süreç yaşamaktan korkuyorum. Felç, depremde enkaz vs vs. Öyle bir ölüm yaşamadıktan sonra ölümle ilgili çok korkum yok.

Hatta yıllar önce yine sanırım burda bi soruya denk gelmiştim. Bir tuş var ve basarsanız tüm dünya bir anda yok olacak acısız bir şekilde, basar mıydınız diye. İlk okuduğumda 18 yaşlarındaydım sanırım ve niye basayım ya demiştim. Şimdi en azından basan niye basar onu anlayabiliyorum :d

Edit: çocukluktan beri tamamen pozitivist kafada, tüm metafizik konuları reddeden, bilim takıntılı biriyim. O yüzden ölü geldi, hayalet falan hepsi ya yalan ya halüsinasyon. Birinin 1 birinin 100 yaşinda ölmesi de enteresan bir şey değil. İnsan sadece neokorteks geliştirmiş, baş parmağını kullanabilen bir hayvan. Herhangi bir hayvan nasıl bebekken de ölebiliyor yaşlanınca da, bizde de durum farklı değil
  • nundu  (02.09.23 22:40:33 ~ 22:44:11) 
hem de nasıl


  • estranged  (02.09.23 23:37:06) 
Hayatı seviyorum ölmekten korkmuyorum acaba nolacak diye merak içindeyim :)

Bu akşam mistik bir kafadaysan andy weir'ın the egg diye bir öyküsü var, kurzesagt kanalı bunu 7 dakikalık bir animasyon haline getirmişti sana uygun
youtu.be

Türkçe altyazısı da var seçeneklerde
  • freebird5406_2  (02.09.23 23:39:32 ~ 23:41:44) 
başlarda inançlıydım baya ahiret inancım da vardı haliyle. Ona hazırlık yapıyoruz zannediyordum.

sonra bir dönem dogmatik bilgilerimizin geçmiş yaşamlarımızdan geldiğini veya yaşadıklarımızın atalarımızın yaptığı şeyler yüzünden olduğunu falan düşünmeye başlamıştım.

yakın geçmişte de hiç bir inancım yok. bu tarz kurguların tamamen insan beyninden çıktığını düşünüyorum. kitleleri inandırabildiğin, mantığa yatırabildiğin kadar yayılıyor bu tarz düşünceler.

ölüme gelirsek, korkum değişken ya. bazen hiç korkmuyorum, sadece ben ölürsem üzülecek insanların üzülmesini düşünmek bir miktar üzüyor. Keşke ölümlere alışsak da kimse üzülmese.

bazen de geleceği görememek, son, bilinmezlik, hiçlik gibi şeyler korkutuyor.

ve de uçlarda da olsa, tamam dinlere inanmıyorum insan icadı olduğu için ama içimde bir yerlerde evrenin kendi kendine oluşması mantığını çok yatıramıyorum. Yani bir yaratıcı olmuş olabilir ve farklı bir gerçekliğe uyanabileceğimizin ihtimalini de bulunduruyorum.

Tabi bunun alışageldik öbür dünya tasvirlerinden farklı olacağını düşünüyorum eğer olursa da.
  • ananiyimioguz  (02.09.23 23:59:18) 
Hiç mal varlığım yada borcum kalmadı bugün. Hiç korkmuyorum artık.


  • baldan kaymak  (03.09.23 00:06:35) 
hiç umrumda değil. zerre korkmuyorum.
sadece çaresizce veya öleceğini bilerek ölmek istemiyorum. örneğin depremde bir enkaz altında kalıp ölümü beklemek gibi. veya yoğun bakımda bilinçli olarak kalmak, ölümü beklemek şeklinde olursa...

  • tabudeviren  (03.09.23 00:33:02) 
Yunus emre'nin ruhunu cagirip muhabbet etmisler. Erol sayan anlatiyor. murat bardakci da az degil o da zamaninda katilmis 30 40 kere seanslara.

Ilginc bi muhabbet; youtu.be
  • brkylmz  (03.09.23 01:09:46) 
jsgflkjhsdf hayatimda ilk kez olum korkusunu bu sabah 5te yasadim. normalde korkmazdim hic. optimistik bilimkurgu gorunce dun gece ters tepki yapti bende.

dindar degilim ruha da inanmiyorum o yuzden yok olacak olma fikri delirtti beni. ne hakla yani madem yok olucam neden varoldum.

mesela yetmedi, eger benim canim bu kadar kiymetliyse, diger canlilarin da oyle degil mi dedim. sabahtan beri et yiyemedim ki bir gun uzun bir sure. 2-3 gune et yemeye donerim ama hos degil.

bi tik da anne babama sinir oldum neden beni boyle bir sonucla randevulasmak uzere dunyaya getirdiler ki. bilmiyorum. korkunc. yok olma fikri bence cok aci bi sey
  • aguen  (03.09.23 01:30:39) 
karanlıkta kalıp acı çekeceğimizi hiç düşünmüyorum. ölümden sonra bir bilinç-ruh devam eden bir süreç bence yok. var olduğuna inanıyor olmamız tamamen insan egosu ve dinlerin ölümden sonraki hayatı pazarlayarak çıkar elde etme stratjisi.

birkaç hayat yaşama da hindistandaki kast sistemi-sömürü düzeni. şimdiki hayatta sürünüyorsun ama sabret bak bir sonraki haytatta kral olacaksın yalanı.
  • orpheus  (03.09.23 04:13:03) 
Caner taslaman ruh ölüm diye youtube ta aratinca guzel seyler var.


  • halk  (03.09.23 06:38:32) 
olum anindan degil de olume giden yolun farkindaligindan korkuyorum. sanirim olumun kendisi bir daha uyanmayacagin bir uykuya dalmak gibi olacak. hissedecegimizi falan da sanmiyorum. ama mesela kanser oldun ve 3 ay icinde yavas yavas oluyorsun. hayatin muhasebesi falan. iste o kotu. veya enkaz altinda yavas yavas olmek...

olumden sonra bir sey olacagini sanmiyorum, ruha inanmiyorum. vegas'ta olan vegas'ta kalacak gibime geliyor. kainat, varolus bunlar askin kavramlar ve asil devam edenler bunlar olacak. biz bu karmasikligin anlik kopuklerinden ibaretiz gibi geliyor.

yani dalgali denizde olusan kopukler gibi. denizin kendisi devam ediyor ama olusan kopukler patliyor ve yerine yenisi olusuyor. sonsuza kadar devam eden bir bilinc fikri cok asiri absurd. asla patlamadan devam eden bir kopuk gibi. kaldi ki bilincimiz, benligimiz ve ben dedigimiz sey materyal dunya ile etkilesimler sonucu degisen, gelisen; dolayisiyla maddeden farkli bir varolus duzeyi olsa da bir yandan da nedensellik bagiyla onlara da siki sikiya bagli.

bazen yuksek farkindalik anlarinda, yalniz basima dusuncelere kapilmisken oha lan bir an gelecek ve butun bu bilinc olmayacak, ben dedigim bu seyin sonu gelecek diye anlik bir aydinlanma yasadigim oluyor. bu fikir bireysel olarak korkutucu tabi, ama hayatin karmasikligi bu korkunc gercekle yuzlesmemizi erteliyor. gercekten olumle yuzlesmeden olumle yuzlesebilecegimizi sanmiyorum. o yuzden bunlarin cogu laf. olumden korkmuyorum diyen adami elinin ayaginin bosalmasi ufak bir kazaya bakar.
  • antikadimag  (03.09.23 07:56:07 ~ 08:06:06) 
Doğumdan öncesini hatırlamadığım için ölümün de aynı olacağını ve fişi çekilmiş bir makine gibi bir anda olmayacağım ve bunun da farkında olmayacagim.

Ben de yavaş yavaş ölmek ve olecegimi bilmekten biraz korkarim. Ama bir anda olsem bunda korkacagim tek sey esim, ailem ve yapamadigim şeyler olur.

Ne ruha ne farklı hayatlara inanıyorum. Farklı hayatlarin falan zenginlerin ve güç sahiplerinin şükür etmek, karla, öteki dünya gibi fakirleri kontrol altinda tutmak için çıkardığı şeyler olduğunu düşünüyorum. Başka dünya olmadığı inanilan bir düzende insanlar daha çok reaksiyon verirdi. Ya da şükür etmek gerekmediği zamanda. Bunlar hep işte topluluklarin kontrolu.
  • logisticsmanager  (03.09.23 09:23:25) 
Hepimizin ortak bilincten geldigi ve ortak bilince gidecegimiz, bu dunyadaki gorevimiz tamamlanana kadar defalarca dunyaya gelecegimiz dogu felsefesinde fazlasiyla anlatilmis, deneyimlenmis ve kabul edilmis bir gorus. Ben de katiliyorum. 'Near death experience' yasarsaniz fazlasiyla huzurlu bir sure olacagini gorursunuz, o asamaya kadar aci cekip cekmeyecegimizi bilemeyiz. Kendi adima tam olarak Anita Moorjani'nin anlattigi gibi deneyimledim.


  • kassiopeia  (04.09.23 00:44:27) 
Korkuyorum. Ölümsüz olmak istemem; ama uzun yaşamak istiyorum.
10 yıl kadar önce ölümün ucundan döndüm. Bilincim kapanmadan önceki son anlarda en büyük endişem "ya Tanrı yoksa, ya her şey bitiyorsa" kaygısıydı. İnançlı bir insanım; ölüme o kadar yaklaşmışken şüpheye düşmek çok ilginç gelmişti sonradan. Genelde tam tersinin olacağı farz edilir.

  • auroraaurora  (04.09.23 10:35:01) 
evet olumden korkuyorum ciddi sekilde. Olumden sonra nasil bir ortama gidecek olursam olayim olumden korkarim. Normal olan olumden korkmaktir zaten bana sorarsan.

Yani su hayaytimda olumden daha cok korktugum bir sey yok, bununla kiyaslanabilecek bile bir korkum yok.
  • stavro  (04.09.23 12:03:30) 
ölü olmaktan korkmuyorum.

ölüm sürecinin kendisinden, öldüğümde sevdiklerimin yaşayacağı üzüntüden çok korkuyorum ama. çaresi olmayan bir hastalığımın olması, 3-5 ay veya 1-2 yıl sonra öleceğimi bilmek; arkamda bırakacaklarımın yaşayacağı acılar... bunun kadar ürkütücü, perişan edici çok az şey var bence. bu cepte.

ama "ölüp gitme" fikrinden korkmuyorum, zaman zaman özgürlük ve güç verici nitelik taşıdığını bile söyleyebilirim benim için. düşünsene türlü türlü şey. gurur, kibir, aşk, meşk, geçim sıkıntısı, şu, bu... bir gün geliyor zort. üstüne toprak atıyorlar, artık yoksun. baybay. bitti gitti. şahane bi olay bence.
  • mark greg sputnik  (04.09.23 18:40:16) 
[]

Aldığınız hoşunuza giden hediye

Kurum, işyeri veya iş çevresinden aldığınız , hoşunuza giden hediye var mı ?
Nedir ?



 
20 yıl önce, ben dahil 4 kişilik ekibim vardı. bu 3 kişi southpark karakterlerinin bizim tipimize uyarlamasını yaptırıp bunu kahve kupasına bastırmıştı.

şuan hala onunla kahve içerim.

aşağıdakine benzer bir siteden yaptılar sanırım

www.sp-studio.de
  • janavarorion  (01.09.23 15:12:35 ~ 15:13:03) 
Puzzle yapmaya yeni başladığım dönemlerde haritaları da çok sevdiğimi bilen iş arkadaşlarım güzel bir orta çağ dünya haritası puzzle'ı almışlardı. Severek yapmıştım o puzzle'ı


  • nundu  (01.09.23 15:28:37) 
Yeni şeyler tatmayı ve filtre kahveyi sevdiğimi bilen bir arkadaşım çeşit çeşit filtre kahve içeren bir kutu hediye etmişti ama içtiğim en kaliteli kahvelerdi onlar.


  • Mossy  (02.09.23 02:02:42) 
[]

Memur olmak

Merhaba arkadaşlar. Bir kariyer sorum var. 30 yaşında makine mühendisiyim. Bir fabrikada çalışıyorum. Cumartesi de işe gidiyorum ve dinlenemiyorum istediğim şekilde. Memurluk çalışma saati ve günü olarak istediğim gibi. Ama özelde tecrübe kazandıkça sorumluluğum, maaşım artıyor. Bir haftaya yakın üretim müdürlüğü tecrübem bile oldu. Bölümümde genelde Doğu'da yer oluyor. Kocaeli'de yaşıyorum. İzmir, Antalya falan olabilir ama kalkıp Kars'a gitnek bana mantıksız geliyor. Kısaca hem memur olmak istiyorum hem memur olmak istemiyorum. Bu da Kpss motivasyonumu düşürüyor. Ne yapmam mantıklı sizce? Kişisel bir soru olduğu için gönül işlerinde açtım. Sağ olun. Son olarak DHMİ gibi yerler için kafam yetmez. 98 falan alamam. :D




 
seni tanimadan kimse bu cevabi veremez bence, bugun kitapta okudum insanlar genelde ne istemedigini bilirler ve ne istedikleri hakkinda fikirleri yoktur diyor. bir seyler benim istedigim gibi olsun ama ben karar vermeyeyim gibi. iliskiler de boyle ne istiyorsun diye sorulunca cevaplar biri olsun ben soylemeden ne istediklerimi bilsin ona gore davransin seklinde oluyor. ve dogal olarak umduklarini bulamiyorlar.

kisaca oturup ne istemedigindense ne istedigine odaklanman en iyisi olur bu mu su mu olsun diye dusunmeden. ihtiyacini buldugun zaman soyledigin motivasyon kaybi yerine strateji gelistirmeye daha kolay baslarsin istediklerinle ilgili. yoksa su soyle boyle diye alinan motivasyon pek kalici olmuyor.
  • gule gule  (01.09.23 12:34:33 ~ 12:36:46) 
Şu hayatta isteyeceğim son şey.
Ama kişiden kişiye değişir. Misal annem bir daha dünyaya gelirse memur gelecekmis.

Hocam ben senin milyon tane farklı fikrini gördüm, gule güle dediği gibi ne istediğini bulup ona odaklanman lazım.

Yani şu anki çalışma sartina bakarsak zaten ne yaparsan daha iyi olacak gibi de benim memur gibi çalışan fabrika tanidiklarim var. Onlara sorsan banane derler misal. Yani biraz bulunduğun konum ile alakalı. Sallıyorum bugün mercedes'te calissan eminim "memur mu olsam" demezsin.

O yüzden biraz düşün; kariyer istiyorsan bunun gerekliliklerini yerine getir ve su an çalıştığın yerden kacmaya bak. Yok kafa rahat olsun diyorsan da memurluk dene ama memurluğun olayi tabiki garip sehirlere gitmek, üstlerinde garip tiplerin olması ve torpille gelmeleri vs demek. Bunlara da hazır ol.
  • logisticsmanager  (01.09.23 12:39:23) 
Memurum. Çalışma koşulları gerçekten rahat ama o bedeli bir şekilde ödüyorsun. Ya ağrıya giderek, ya istanbulda maaşının yarısını kiraya vererek. Rahat, sakin, yormuyor ve memnunum ama paranın yetme olasılığı yok yani eskisi gibi değil memurluk da. Ben mesleğimdeki yığılma sebebiyle mecbur seçtim. Ya asgari ücretle günde 25 saat çalışacaktım ya da memurluk. Aileden falan bi destek de olmayınca mecbur. Kısacası az maaş ve sakin hayat da insanı bi süre sonra sıkıyor 50 yaşında olsam neyse de insan çabasının sonucunda hiçbir maddi karşılık almayınca motive olamıyor. Yl yapmaya başlıcam mesela, doktora falan da istiyorum. Ee sonuç cebime fazla 1 kuruş girmeyecek. Tatil önemli tabi ama para olmayınca boş vaktin çok bir anlamı var mı emin değilim


  • personaa  (01.09.23 12:49:43) 
ben de 30 yaşında kamuda mühendisim. özele göre çok rahat olduğuna hemfikirim ancak hem maddi hem manevi tatmin açısından düşündüğüm kadar uygun bir yer değil. sizin yerinizde olsam yurtdışı kovalardım


  • gizemli dede  (01.09.23 13:41:11) 
memurluk artık yapılacak iş değil. maaşı yerlerde. yükselme imkansız. sen 2 senede özelde müdür olursun devlette 20 senede şef olamazsın.


  • sizofren06  (08.09.23 16:33:03) 
[]

Bugün Benim Doğum Günüm

8. Geleneksel Ekşi Duyuru Doğum Günü Kutlama Törenine hepiniz hoşgeldiniz.
Diğer senelerde olduğu gibi, bana hediye vermek isteyen sevgili arkadaşlarım aşağıdaki linklerden bağış yapabilirler veya sadece buradan iyi dileklerini iletebilirler. Teşekkürler. Sevgiler.

LÖSEV: www.losev.org.tr
TEMA: www.tema.org.tr
TEGV: tegv.org

 
TEGV’e bağışımı yaptım. Doğum gününüz kutlu olsun, mutlu yaşlar <3


  • ruhen hastayim ben  (01.09.23 00:11:19) 
Nice yıllara, pastalar benden:
www.google.com

  • halanne  (01.09.23 09:00:26) 
Dgko


  • 2027  (01.09.23 18:09:25) 
Mutlu yıllar.


  • aydogank  (01.09.23 18:41:42) 
[]

Severek ayrılmak

Severek ve sevginin ilişkiyi ayakta tutmak için yeterli bi sebep olmadığını düşünerek bitirdiğiniz sağlıksız ilişkilerin ardından, zaman geçtikçe doğru karar verdim içim rahat diye mi düşündünüz? Yoksa içinizde bir ukte kaldı mı ya da keşkeleriniz oldu mu?




 
Evlendim çocuğunm oldu. Yıllar geçti. O evlendi. Hala kararimin arkasındayım. Doğru bir karardi ayrılmamız. Hala da içimde uktedir kendileri. Hala acaba demekten kendimi alamıyorum.


  • allah yazdiysa bozsun  (01.09.23 07:51:03) 
Bir buçuk ay önce tam da bu hislerle ilişkimi sonlandırdım. Onu, bile bile sağlıksız bir ortamın içinde bulundurmanın ileride daha fazla sorunlar doğuracağını düşündüm.

İlk günler/haftalar pek takmıyordum. "Tamam bitti. Hayırlısı böyleymiş" diyordum ama son birkaç gündür düşündükçe hep kendimi suçluyorum, "Doğrusu bu muydu?" diye. Daha farklı olabilir miydi, bilemiyorum açıkçası.
  • deveyidiken  (01.09.23 08:32:39) 
Uktenin kralını yaşıyorum, sırf benden daha iyi birine layık hayatı daha iyi olabilir diye severek ayrıldım oda öyleydi, sonuç olarak şuan konuşsam yine birlikte oluruz 2 yıl geçmesine rağmen bu süreçte biriyle de tanıştım ama onun gibi tutmadı maalesef bu kişiden de aayrılmayı düşünüyorum çünkü çekilmiyor. Keşke seçimleri ben yapmasaydım da devam etseydik o bitirseydi diyorum çoğu zaman .


  • madurumdamadurum  (08.09.23 13:06:24) 
ukte show tabii ki


  • ineffablebeam  (13.09.23 14:39:33) 
[]

Şöyle bir davranışı etik bulur musunuz?

Yorumlayalım diye yazıyorum, benimle alakası yok durumun. :)

Üniversiteden yeni mezun olmuş bir genç kız var. Ailesi tesettürlü olmadığı, onların istediğine gibi inanmadığı ve onların istediği gibi yaşamadığı için kendisine maddi yardımda bulunmuyor. Mezuniyetin hemen sonrası üniversitedeyken çalıştığı yerden ayrılmak durumunda kalıyor bir sebepten, aynı dönemde kendisine bir kurumdan öğretmenlik teklifi geliyor fakat öncesinde pedagojik formasyonunu tamamlamasını istiyorlar. Kızın formasyonu tamamlamak için parası yok ama teklif de iyi, bekleyebileceklerini söylüyorlar.

Kız durumu annesine anlatıyor, annesi başta gönülsüz olsa da herhalde acıdığı için babasıyla konuşuyor ve babayı ikna ediyor. Kıza ne kadar olduğunu soruyorlar, kız da istenen ücretin üç katını söylüyor ki tekrar işe girene kadar geri kalan kısmı kendi ihtiyaçları için kullanabilsin diye. Anne babanın pek bilgisi olmadığı için kızın söylediğini kabul edip parayı veriyor.

Bazı arkadaşlar kızın yaptığının etik olmadığını, yalan söylediğini, o paranın da ona hayır getirmeyeceğini savundu. Bazıları da anne babası kendisine hiç destek olmadığı için yapılanın mübah sayılacağını, ahlaki bir durum olmadığını söyledi. Siz bu eylemi nasıl yorumlarsınız?

 
Etik bulmadım. Annesi formasyon için para veriyorsa zor durumda kaldığında da yardımcı olur gibi düşündüm anlattığınızdan. Yalan söylemek mübah değil bence


  • olimpia  (31.08.23 16:23:01) 
gayet etik. günümüz şartlarında ebeveyn, işe girmeye istekli birinin ihtiyaçlarını karşılamalı. sonuçta serserilik, başıboşluk için almıyor parayı. ben de yapıyordum üniversitedeyken. orijinal kitap parası istiyordum fotokopisini alıyordum. 1-2 ay rahat geçiyordu en azından.


  • gizemli dede  (31.08.23 16:26:33) 
Yalan söylemiş kandırmış. Etik değil.


  • kisa  (31.08.23 16:31:19) 
Gayet etik buldum ben iyi yapmis. Oyle aileye 5 katini soylese de etik bulurdum.


  • floydian  (31.08.23 16:42:53) 
Etik değil. Ama paranın hayrını görür neden görmesin.
Etik olmasada ben kızın motivasyonunu anlayabiliyorum.
Bazı aileler gerçekten aslında çocukları onların istediği gibi bir hayat bile sürse çocuğun masraflarını çok küçümsüyorlar. Her masraf kalemini aşağı yuvarlıyorlar. Asla gereken harçlığı vermiyorlar ama verdiklerini düşünüyorlar.

Bu gibi ailelerde, eğer ailenin destek olmaya gönlü varsa bu durumda masrafları olduğundan biraz fazla gösterdiğinde aslında normalde o durumda verilmesi gereken destek miktarına ulaşabiliyor öğrenciler. Bu nedenle de masraflarını daha fazla gösteriyorlar. Ben bu durumu anlarım açıkcası.

Haydan gelenin huya gittiğine inanmıyorum ben. kişiye bağlı. Eğer bu genç parayı doğru harcayabilirse faydasını görecek. Nitekim de gerekliymiş.

Eğer yalan dolanla olmayan bir sertifika uydurup aileden para koparsaydı bu kişi o zaman dolandırmaktan farkı olmazdı.
Ama zaten destek olmaya gönüllü olmuş bi aileden masraflarını kapatacak kadar para istemek bana çok abzürt gelmiyor.
  • zimbirik  (31.08.23 16:46:32) 
mansur ark +1

ailenin davranisindan bagimsiz sekilde kimse kimseye cocugu da olsa 18 yasindan sonra para vermek zorunda degil ve boyle bir sorumlulugu yok.

burada acik ve net sekilde yalancilik ve iyi niyeti suistimal var, neredeyse hirsizliga kadar getirilebilir. etik konusu cok sulandiriliyor son zamanlarda, tabii ki degil.
  • gule gule  (31.08.23 16:47:52) 
değil


  • basond  (31.08.23 16:55:28) 
Ben haklı ya da haksız bulmadım, normal bir insan, dümdüz.

Yani bu şekilde davranan bir aileden harikulade bir insan yetişmesini beklemek de güç esasen. Vicdanen yanlış yaptığını da düşünmüyorum kızım, ancak vicdanen varılan her yargı da iyi olacak diye bir şart yok tabi.
  • akhenaten  (31.08.23 17:02:54) 
Tabii ki etik değil. Fakat böyle aileye de böyle evlat düşüyor demek istiyorum.


  • transliterasyon  (31.08.23 17:54:21) 
aileme hiç bu konuda yalan söylemedim. 3ü 5 yapmadım. ilkokulda bile kitap parası istiyorlardı mesela 20tl. 40tl diyen arkadaşlar oluyordu ailesine.

garip geliyor yani 40tl lazım ise tekrar söylerim 20tl daha isterim geçinemiyorum ihtiyaçlarım var vs. diye. ama eğer o para fuzuli bir ihtiyaca falan harcanıyorsa ve söylendiğinde aile vermeyecekse yalan söylemek bana çok çirkin geliyor. hatta afedersiniz aşağılıkça.

aradaki iletişimsizlik, güven ve saygı sorunundan kaynaklı çocuk da böyle bir yöntem buluyor demek ki. fakat bu kötü huy zamanla kişide kalıcılaşarak başka kötü huylara, rahat yalan söyleyebilmeye ve güvensizliğe yol açabilir. 40 yaşında bir tanıdığım var ailesinden kira desteği alıyormuş kadıköyde oturabilmek için. 20k olan kirayı 30k demiş ona göre dekont düzenlemiş falan. maaşı 25 olduğu için yetiremiyormuş. ne dertler var kadıköyde de oturmayıver.

tuhaf yani insanlar. bunlar işte eş oluyor arkadaş oluyor ruhunuz duymuyor.

etik bulamadım yani aile ne olursa olsun bu tarz bir şeyi hak ediyorlar diyemem. kişi bunu alışkanlık haline getirip türlü bahaneler ile para koparabilir. mesela aile eğitimine veriyoruz zanneder çocuk gider kumara yatırırsa burada "ama aile de hiç yardım yapmıyormuş onlara müstahak" diyemeyiz. başka düzgün bir şeye harcanıyorsa da diyemeyiz.

yoksa aileden yaş kaç olursa olsun para istemenin yanlış olduğunu düşünmüyorum orada bir sıkıntı yok ama tutar konusunda yalan söylemek, bahane konusunda yalan söylemek.. ne bileyim çocuk başka çare bulamamış olabilir ama bu yalan söylemesi gerektiği anlamına gelmiyor.
  • ananiyimioguz  (31.08.23 18:24:04 ~ 18:28:01) 
İyi yapmış, az bile yapmış. Ben olsam eskort oldu diye haber gönderir ele güne rezil ederdim.


  • durgunfoton  (31.08.23 23:21:18) 
"Ailesi tesettürlü olmadığı, onların istediğine gibi inanmadığı ve onların istediği gibi yaşamadığı için kendisine maddi yardımda bulunmuyor." abi zaten aile etik degil, kiz da yolunu bulmaya calisiyor.

oynat devam pozisyon temiz..
  • cooperr  (31.08.23 23:31:04) 
Daha yeni mezun olmuş belli ki genç biri.
Hangimiz öğrencilik zamanlarında kitap paralarını yüksekten söyleyip harçlığımıza eklemedik ki.
Kız okumuş bir yandan çalışmış kim bilir neler çekti o süreçte ben hak veriyorum etik mi belki değil ama yapacak bir şey yok.
İşe girince güzel bir hediye alsın tamam işte.
(Aileye önyargıyla cevaplanmıştır :))
  • Dağcı  (01.09.23 00:33:07) 
ailenin kıza destek olmaması ayrı ayıp.
ancak kızın da yalan dolan şekilde gelir sağlamasının etik karşılanacak bir tarafı yok. aileyi dolandırmış özetle. iyi niyeti suistimal.

  • kondansator  (01.09.23 10:35:11) 
etik değil ama doğru olanı yapmış. Ailesinin davranışı en başından yanlış. O da yılların acısını az da olsa çıkarmak istemiş. Ailesi 18 yaşını geçse de işe girene kadar destek olmak zorunda. Tamamen komün hayatına bağlı toplum ne kadar yanlışsa tamamen bireyselci toplum da o kadar yanlış.


  • nundu  (01.09.23 10:56:00) 
Uzun uzun yazarım ama gerek yok. Mis gibi de etik.
Ailenin çocuğa yardım etmeme nedeni büyüdün, kendi hayatını kurabilecek konuma geldin kimseden yardım almadan kendi ayakların üzerinde durmalısın değil. Haddine olmayan konularda bizim istediğimiz gibi yaşayacaksın, giyineceksin, yaşamını ve kendinle ilgili kararları sen değil biz alacağız yalnız. Karşıdaki yetişkin biriyse evet yardım etmek zorunda değilsin ama yetişkin birinin kendi iradesiyle vermesi gereken kararlar hakkında baskı yapamazsın. Burada baskı var. Yaşadığımız yerde genç bir kadının ailesi olmadan çok çalışarak ama zorlanarak da olsa ayakta kalabileceği bir yer değil. Aile neredeyse her şey.
Normal ve sağlıklı bir aile için evet etik değil. Bu aile için tertemiz etik.
Kavramlar değişiyor. Değiştiren de biz ya da benim gibi insanlar değiller. İnsanların yarısından çok daha fazlası eski etik kuralları beğenmiyorsa biz de yenilerini kabul ederiz. Kız da kabul etmiş. Umarım çook başarılı olur. Bir dahakine 5 katını istesin, ekonomi kötü.
  • mrvln  (01.09.23 12:22:54) 
tabi ki etik değil.
ailenin yaptıgı yanlış diye kızın yaptıgı her hareketi doğru bulmamak gerekir.
mansur ark çok doğru yazmış.
o halde kız yalan söyleyerek 10 katı para alsın, 100 katı para alsın
bu mantıkla her yanlışa bir bahane bulunabilir.
ayrıca her aile üniversite bitirmiş çocuguna yardımcı olmuyor, olmak zorunda değil. kız kolayını bulmuş, kandırıyor. bu kafa ile sana da yalan söyler kandırır dolandırır.
  • abelardo  (01.09.23 22:50:36) 
[]

30 vs 55 yaş ilişkisi?

nereye varır sizce?

30 e 55 k bu arada.

muhteşem bir çekim var arada fakat kültürel kodlar sorgulatıyor insanı.

iki tarafta kendisini zoraki frenliyor bir yıldır fakat ilgi değişmiyor.

 
tersi belki.
30e de sıkıntı var bence. kendini bi sorgulasın.

  • nuisance  (31.08.23 00:49:34) 
30e yokluk içinde ve kendini çekim mekim diye kandırıyor bence.

Ek olarak, 10 sene sonra 55k resmi olarak yaşlı sayılacakken, 30e'nin yaşlı sayılması için önünde hala 25 sene daha vakti olacak. kararı siz verin artık.
  • synesthesia  (31.08.23 00:57:43 ~ 01:56:22) 
Etrafımda böyle iki ilişki var, birinde kadın sanırım 15 yaş kadar büyük, diğerinde sizin yaş farkı civarında. Her iki çift de yıllardır beraber ve mutlular.

Yaş farkı, özellikle bir taraf 24-25'in altındaysa (çünkü beynin gelişimi 20'lerin ortalarına kadar sürüyor) güç dengesi olmayan bir ilişkiye varabiliyor ama 30 yaşında insan ne istediğini, neyi çekici bulduğunu bilecektir. İki tarafın beklentileri, hayatları uyuşuyorsa kime ne?
  • kobuzchu kiz  (31.08.23 01:22:46) 
Kime ne konusunda kobuzchu kizla hemfikirim.
Ancak, iki tarafı birbirine bağlayan, para, kariyer gibi bir etken yoksa,
Ya da hayata bakış konusunda neredeyse yüzdeyüz hemfikir değillerse, aynı çatı altında bir seneden fazla yürüyeceğini sanmıyorum.
Çekim falan denilen şey bir anlık heves bence.
  • Tina  (31.08.23 01:38:52) 
Saygısızlık etmek istemem ama cevabını bildiğiniz bir soru sormuşsunuz. Cevabı siz biliyorsunuz bence. İyice düşünüp size göre doğrunun ne olduğunu bulun ve onu yapın derim. Bol şans.


  • bhhs  (31.08.23 01:46:50) 
5 sene sonra cevabı daha net olur. 1-2 yıl iyi bir benchmark değil bence.

Yaş farkı olsun 5-6 tamam ama daha üstü makul gelmiyor bana da. Aynı zamanın yolcusu olmak gerek gibi.
  • baldan kaymak  (31.08.23 01:50:50) 
Kadın 25 yaşındayken erkek daha yeni doğmuş. “Merak” ettiğiniz deneyimleri yaşayın. Sonra zaten olmayacağını siz göreceksiniz.


  • andy kaufman  (31.08.23 05:04:42) 
Kültür dediğine göre yabancı. Bunu evlilik yoluyla vatandaşlık almak isteyenler yapıyor. Boşanmayla sonuçlanır.


  • dissendium  (31.08.23 07:14:04) 
Merhaba, yaşamadan bilemezsiniz. Toplumsal ahlaki yargılar, bir yerlerde yüzleşmek durumunda kalabileceğiniz bir gerçek. Özel alanlara saygı, böyle bir yargıyla karşılaştığınızda vereceğiniz tepkiler, vb. konuları çiftler birlikte konuşmalı düye düşünüyorum.


  • from where i ride  (31.08.23 11:29:56) 
muhtemelen linçleneceğim lakin cinsiyetten bağımsız olarak arada 25 yaş yaş farkı olan bir ilişkide ama duygusal ama maddi ama fiziksel mutlaka bir istismar vardır. istismar rıza inşaası, manipülasyon, duygusal zayıflık ve açıklıklardan faydalanma vb. konuları da içerir. insanlar bunu bilinçli yapabildikleri gibi tamamen kendi şema örüntülerine bağlı olarak farkında olmadan da yapabilirler. kültürel kodlar, toplumsal normlar falan değil bahsettiğim şeyler.

belli ki arada gayet dürtüsel bir fiziksel çekim var, bunun da temelinde yine psikolojik etmenler yoksa ben de phoebe değilim. salt seks belki ama ilişki bence nein.
  • Phoebe  (31.08.23 15:41:34) 
evlenilmeyecekse neden olmasın bir süreliğine


  • gizemli dede  (31.08.23 16:23:32) 
Bunun tersini deneyimlemiş biri olarak cevap vereyim.
Gittiğiniz her ortamda garipseyen, hatta tiksiniyormuş gibi bakışlarla karşılaşacaksınız.

Birbirinizin arkadaş ortamına adapte olamayacaksınız. Yadırgayacak yadırganacaksınız. Sonuçta asosyalleşeceksiniz.

Ailelerle ilişki biraz anormal olacak. Abisine Abi deseniz olmayacak 'çocuğum bakar mısın' deseniz hiç olmayacak.

Genç olanın enerjisi yaşlı olanı yoracak.

Yolda eski bir arkadaşını göreceksin, Tanıştıramadan gelen 'Oğlun mu?' sorusu bir anda ortamı buz gibi yapacak.

Otel resepsiyon işlemleri hep kabus olacak.

İnsanoğlu bir başına değil. Sosyal bir canlı. Hep etkileşim halindesin ve en azından bakışlarla senin mutluluğunu engelleyebiliyorlar.
  • Mirket  (31.08.23 17:15:29) 
[]

hesabı ödeyip fişi göstermek

bu aralar dateleştiğim biri var. daha ikinci kez buluştuk. çok da pahalı olmayan bir şeyler yedik. neyse sonra hesap masaya gelmiyormuş, gidip ödememiz gerekiyordu. ben de ben öderim dedim ama o yok ben ödeyeceğim yaptı. ben de çok üstelemedim bu sefer çünkü önceki buluşmamızda da ben ödemiştim. ödemeyi yaptı sonra geldi fişi bana verdi al diye. o an aklımdan hicbir şey geçmedi hatta bir saniyeliğine komik bile buldum, sonra unuttum gitti. ama eve gidince fişe baktım ve garibime gitmeye başladı.

şimdi bu kişi bu hareketi sizce öylesine mi yaptı? yoksa bunun altında anlam aramam gerekiyor mu? yani bak hesabı ödedim vurgusu mu yapmaya çalıştı sizce? ne yapardınız böyle bir durumda, bu kişiyle tekrar buluşur muydunuz?


 
bu kadar odedim bak demek istemis herhalde.
farkinda olmadan bile yaptiysa cok ayip bir sey. ben daha gorusmezdim.

  • Kittie  (30.08.23 17:21:41) 
Kac paraydi ki hesap? 2000 lira geldiyse acisini paylasmak istemistir belki :)


  • brkylmz  (30.08.23 17:24:02) 
Valla belki çoğu insan için ilk günlerde böyle şeyler yapılması ayıp geliyordur ama bence tam tersi ilk zamanlar para konusunda hassas olmak daha iyi. Neye ne kadar ödediğini bilmek isterdim ben de şahsen.

Belki hiçbir şey düşünmeden vermiştir, belki görün diye vermiştir, belki ödeyin diye ima etmiştir ya da belki tamamen gevezelik olsun diye yapmıştır o anı yaşayan sizsiniz sonuçta, siz bilirsiniz. Bu kişinin karakterine bağlı bu.
  • akhenaten  (30.08.23 17:31:55) 
Cok sacma bence. Diger ozellikler mukemmel degilse ben muhtemelen date seviyesinde devam etmezdim. Hesabi bolusmek istiyorsa, fazla geldiyse falan acikca soylesin. Bu ne boyle ergen gibi.


  • hot potato  (30.08.23 17:32:21 ~ 17:33:19) 
Cok saçma ve yanlış bi hareket. Eger diger her bakimdan gayet iyiyse, ben amacını sorar, ikna edici bir şey (gayri ihtiyari olmustur belki bilemiyorum) duymazsam iletişimi keserdim.


  • nic cage  (30.08.23 17:47:23) 
İlginçmiş.
"Kesinlikle ayrılmalık" bir olay değil ancak sebebini ben de merak ettim.

  • etna  (30.08.23 18:50:52) 
fişi mi verdi yoksa adisyonu mu?
yani üzerinde sadece tutarın yazdığı slip fiş kağıdı verdiyse çok saçma, bak ne kadar girdi der gibi olmuş. çok ayıp bir şey.
ama adisyonu verdiyse bir nebze anlaşılır. yine saçma olur gerçi ama belki fiyat tahmin ettiğinizden farklı gelmiştir, yemekte de bunun muhabbetini yaptıysanız belki göstermek istemiştir, bilemedim.
  • abelardo  (30.08.23 21:13:26) 
Bana da gerçekten çok ilginç geldi. Aklıma gelen ise fiyatlar yüksekti hanımefendi buna serzeniş etmek istemiş olabilir gibi geliyor.


  • drako  (30.08.23 21:29:46) 
@drako ben kadın tarafıyım, beyefendi yaptı bu hareketi bana.


  • emenius sleepus  (30.08.23 22:04:42) 
yani seni ödediğin hesap kadar bende ödedim ödeştik demek istemiş olabilir.
aklına ben daha çok ödedim sen daha çok ödedin gelmesin diye bişeyler düşünmüş olabilir

  • basond  (30.08.23 22:09:39) 
Türkiye'de 2 kişilik hesap ödemek büyük masraf. O yüzden ödeyen kişiyi rahatsız etmiş olabilir. Dışarıda yemenin oldukça ucuz olduğu bir yabancı ülke şehrinde yaşıyorum. Buna rağmen herkes kuruş hesabı yapıyor.


  • roe  (30.08.23 23:00:58) 
yaptigi hic hos degil. kotu niyetli olmasa bile dusuncesiz/patavatsiz bir davranis.


  • banach  (30.08.23 23:44:55) 
7 yıllık evlilik dahil ilişkim de eşim hiç hesap ödemedi. Boşandıktan sonra anladım ben nasıl salak yerine konduğumu. Siz konmayın. Önceki bıluşmada ben ödedim diyen sizsiniz ve buna rağmen bu muameleyle karşılaştınız. İnanılmaz.


  • andy kaufman  (31.08.23 05:07:40) 
Yol yakınken ayrılırdım ben. Sevmiyorum bu tür hareketleri.

Date'e devam da edilebilir seviyorsam bi tabi ama buraya bir soru işareti koyardım ben.
  • baldan kaymak  (31.08.23 08:38:07) 
nerden buluyorsunuz bu tipleri merak ediyorum.
ilk bulusmalarda yapilacak bir davranis degil bu, normalde de degil ama o artik sizin iliskinize bagli.
fisi alip ne yapacaksin ki?
fis hala duruyorsa parayi öde, yol ver. :D
  • durgunfoton  (31.08.23 10:58:45) 
Valla ben ki ikili ilişkilerde paranın hep lafını yapmış birisiyimdir.

Yani bölüşelim, bu seferlik sen öde, bütçem kalmadı şu an vs vs. gibi.

Hesap kitap da çok yaparım. Ama karşımdaki insan zaten ona göre davranıyorsa lafını bile etmem. Veya hesap yapmayı gerektirmeyecek çoğunlukta cebimde para varsa yine etmem. Ama huydur hesap yapman gerekiyorsa karşıya da yansıtabilirsin yani erkek şöyle cömert olsun böyle cömert olsun deyip de asıl hesabı kendileri yapan kadınlardan da hiç haz etmiyorum. Kendisi de öyle olsun o zaman.

Neyse yine de öyle ödeyip de bunu göze soktuğumu hiç hatırlamıyorum. Eğer o amaçla yapılmış bir şey ise, ödeme daha iyidir yani bence bir kadının gözünde. Çok saçma geldi bana bile.

Ne amaçla olduğunu da anlamadım yani acaba hani üstündekileri eşine verirsin ya cüzdan kart falan onun gibi düşünüp mü uzattı veye çöp kutusu olarak görüp elinize mi tutuşturdu yani hasbelkader mi gelişti yoksa başka çirkin bir çaba mı var ben de anlayamadım valla.
  • ananiyimioguz  (31.08.23 12:06:12 ~ 12:10:38) 
altinda bir sey aramak istemedim acikcasi, cunku sacma bir hareket olmus. acaba fis/fatura toplayan biri misiniz? bu nedenle yapmis olablir mi?
cok sacma cunku, boyle bir nedeni olmali.

  • 65 derece  (31.08.23 15:31:58) 
bence rezil bir şey. bazen sadece küçük bir hareket bir insanın yanlış olduğunu anlamak için yeterlidir bu da o türden bi hareket bence.


  • melodramaticfool  (02.09.23 15:29:16) 
[]

Yanlış anlaşılmaktan nefret etmek

Bugün bir toplantıda Amerika'daki ic tedarikcinin sap yapisina bakiyorduk (konu bir sipariş ile alakalıydi).
Ben de bpi rolu de var satinalma konusunda, hayatımda ilk defa böyle bir sistem gördüm çok garipti diğer fabrikalara oranla. Ondan soru sordum bir 4-5 tane ve bunu nasıl sorun çıkarmadıgini falan merak ettim(ki çıkarıyor gördüm). Ki çok merak eden biriyim (rolun de getirdiği bir olay) haliyle tedarikcilerin yapisini anlamayi seviyorum. Onenote'ta not falan ediyorum ileride soru olursa bakarım diye.

Toplantı sonrasi müdür biraz yanlış oldu lesson learned olarak, ben seni tanıyorum ama karşı tarafa biraz islerini sorguluyor gibi oldun, dikkat et bir daha dedi. Ki ben de fark ettim zaten sorduktan sonra bir noktada kadın "onu bizim sc hallediyor merak etme" dedi.

Kadına mesaj attim teamsten kusura bakma ben tedarikçi sistemini anlamayi severim rol gereği, amacım calisma yönetiminizi eleştirmek değildi diye.

Kadının öyle anlamasi normal ki müdür daha söylemeden ben dedim zaten öyle anlaşıldığını.

Ama kafama takıldı yani, kadin da cevap vermedi daha. Hiç sevmiyorum yanlış anlaşılmayi. Bir kere de birine bir mail cevap verdim, özür diledi. Sonra ben kızdan özür diledim mesajimi tekrar okudum pasif agresif gibi geliyor ama öyle değil bir sıkıntı yok diye. Bunda da kafama takmıştım.

Ama misal sirkette beni sevmeyen var ya da bana direkt tonda konusan insan var. Hiç umrumda olmuyor o. Iki saniye bile aklimda kalmaz.

Ama yanlış anlasilmak çok canımı sıkıyor. Var mi benim gibi bunu kafaya takan?

 
Aradığın destek bu değil ama; lisede bile kalem kutumun üstünde yanlış anlasilmaktan nefret ediyorum yazmıştım ergenlikte xd

Merakla ilgili, konu şirket olmasa da çok benzer şeyler yaşıyorum
  • abuzer  (29.08.23 03:17:29) 
Çok takarım, eskiden daha da takardım. Yanlış anlaşılmanın azalması için kullandığım iki metod var:
1) Kısa basit cümleler kurmak, ama karşı taraf sormadıkça detay vermemek. Fark ettim ki ben detaylı konuştukça karşı taraf daha fazla alt metin okumaya çalışıyor
2) Sizin durumunuzdaki gibi yanlış anlamaya yol açabilecek durumlarda (tecrübe arttıkça nerelerden gol yiyeceğimi tahmin ediyorum) daha başında "anlamak için soruyorum" ya da "sırf merakımdan soruyorum" diyerek sorulara başlamak.
Hiç takmasam daha iyi ama bu da benim karakterim.
  • SiyamkedisiZorro  (29.08.23 08:30:37) 
SiyamkedisiZorro - 2) Sizin durumunuzdaki gibi yanlış anlamaya yol açabilecek durumlarda (tecrübe arttıkça nerelerden gol yiyeceğimi tahmin ediyorum) daha başında "anlamak için soruyorum" ya da "sırf merakımdan soruyorum" diyerek sorulara başlamak.
+1

1-2 sorudan fazlasina giriyorsaniz mutlaka "tedarikçi sistemini/farkli kurgulanmis sistemleri anlamayi severim rol gereği o nedenle bu derece soruyorum" "hem bu sekilde olunca iki tarafli islerimiz kolaylastigini dusunuyorum" diye aciklayin ve gulumseyin :) hatta gereksiz saka falan yapin, yumusatin.

evet ben de takiyorum.
  • 65 derece  (29.08.23 12:46:02 ~ 12:46:33) 
Hocam, bazen özür dilemek de bence yanlış gibi oluyor. Yani siz o kadar kişi arasında bozmuş gibi olmuşsanız sonra da sadece o kişinin bileceği şekilde özür dileyince tam olarak özür dilemiş gibi olmuyor.
Ama bana kalırsa merak ettiğiniz bir şeyi ve zaten yanlış olduğunu da fark etmişsiniz dediğiniz için kafaya takmayın. İş dünyası bu.

  • sevilen progressive türkücü  (03.09.23 20:01:29) 
[]

Hanımla mangal?

2 kişi çok mu sıkıcı olur? öyle sabahtan akşama kadar duralım demiyoruz da akşama doğru 2-3 saat mangal peşine semaver takılalım diyorum.




 
Eşinizin kişiliğine bağlı tamamen... Uyum sağlıyorsa hoşça geçer vaktiniz. Mesela ben eşimla yapamam.


  • yadigar  (28.08.23 14:19:29) 
neden sıkıcı olsun anlamadım.


  • sizofren06  (28.08.23 14:19:43) 
Neden sıkıcı olsun anlamadim. Biz bahçede yapıyoruz konuşuyoruz yani. Zaten mangal bahane yani, maksat vakit geçirmek.


  • logisticsmanager  (28.08.23 14:38:56) 
valla ben sabahtan akşama yapsak da sıkılmam. kişiye göre değişir.


  • axl  (28.08.23 14:44:56) 
Ben de be neden sıkıcı olacağını anlamadım. Yani önemli olan vakit geçirmek sonuçta ikinizin de sevdiği bir şeyse neden sıkıcı olsun.


  • akhenaten  (28.08.23 14:53:22) 
Bahçe değil de, bir piknik alanına gideceğiz normalde herkes kalabalık geliyor biz de daha önce kalabalık gittik. Sıkıcılık kısmı millet etrafımızda yok okey yok voleybol derken bizim böyle takılmamız sıkar mı diye düşündüm :)


  • giovanne  (28.08.23 15:08:59) 
yapilir, sikici olmaz


  • fakyoras  (28.08.23 15:22:25) 
Açıkçası ben mangal deyince kalabalık ararım.
Hanımla 2 kişi bahçede yapıyorduk güzeldi.
Bir yere gidip de hiç 2 kişi yapmadık.
Ama piknik, balık tutma, çadır kurma vs yaptık farklı günlerde.
Bu tarz şeyler yapıyorsanız mangal da yapılır neden olmasın. Sadece 2 kişi için uğraştırdığına değmeyebilir.
O tarz kısa ve az kişili planlarda yemeği yanında götürüp sermek daha pratik bence.
Semaver çok uğraştırmaz ama o güzel olur.
  • ananiyimioguz  (28.08.23 15:27:26) 
Mangala hep karı koca gidiyoruz, o yakmakla uğraşırken yardım ediyorum ama genelde dolanıp hazıra konuyorum :) her şeyi o yapıyor çünkü bundsn zevk alıyor. Ben de burnumu sokmuyorum. Toplu mangalın keyfi ayrı ama başbaşa da başka güzel, özellikle dere kenarı falan olursa


  • gadlemler  (28.08.23 16:12:21) 
başbaşa da eğlenceli olur gayet. Sohbet, müzik dinlemece derken gayet keyifli. Biz mangal yapmıyoruz ama pikniğe gidiyoruz birlikte. illa oyun istiyorsanız scrabble alabilirsiniz yanınıza mesela.


  • fraise  (28.08.23 16:18:08) 
Evde hanımla sıkılıyorsan piknikte de sıkılırsın :D komik bi soru olmuş ya.


  • elorelia  (28.08.23 18:37:10) 
Normalde sıkılmıyorsanız mandalda hiç sıkılmazsınız hocam. Kamp vb takılırken biz çok keyif alıyoruz


  • kondansator  (28.08.23 19:02:15) 
Niye sıkıcı olsun ki? Tavla da alın yanınıza. Miss


  • SiyamkedisiZorro  (29.08.23 08:44:18) 
[]

uyandıktan sonra ne yapıyorsunuz?

mesainiz öğleden sonra 13.30 civarı başlıyor diyelim.

siz de ortalama 09.00 gibi uyanıyorsunuz. sonra ne yapıyorsunuz?

sabahın getirdiği yüksek enerjiyi harcamak için hiç bir şey uygun değilmiş gibi geliyor bana.

o enerjiyi yanlış harcarsam öğleden sonrası için hiç enerjim kalmayacakmış gibi hissediyorum.

nedir sizin bu konuda çözümünüz?

 
sabahın getirdiği bi enerji bünyemde zaten yok. mesaim 13.30'da başlasa 11'den önce uyanmazdım. Bi saat evde takılıp hazırlanıp işe giderdim zaten onda da.

Ama hadi 9'da uyandığım ve 13.30'da işe gideceğim bir senaryo hayal edeyim. Yine bi şey yapmazdım ama herhalde. Bi şeyler oynar ya da izlerdim işe gitmeden önce en fazla.
  • nundu  (28.08.23 10:25:30) 
Valla normalde yürüyüş- koşu derdim ama saat 9 bunun için geç, sıcak olur ekstra. Daha erken kalkmaya çalışırdım ya da 9'da kalktıktan sonra evde spor vs yapar sonra kişisel gelişim için kendi çalışmalarıma bakardım.


  • Amaranta ursula  (28.08.23 10:39:27) 
Evden calisirken sabah yuruyuse cikardim bazen veya cikasim yoksa evde spor yapardim. O da yoksa kahve icip guzel bir muzik acip kitap okurdum. Hybrid’e gecip yine bunu yapma hayalim var :)


  • mor oje  (28.08.23 11:11:54) 
en guzeli spor. evde, disarda, salonda nerede olursa. Hatta azicik daha erken kalkabilirseniz cok iyi olur.
benim mesaim 9'da basliyor ama full evden calisiyorum ve bu aralar is yukum oldukca az bu nedenle 45 dakika kendime ayiriyorum ve normalde yuzyuze yaptigimiz dersleri, hocam tatilde oldugundan dolayi online olarak sabahlari yapiyoruz. Gunun gerisi de enerjiniz kaliyor merak etmeyin. Ilk baslarda zor gelebilir ama en azindan haftada 2-3 gun ile baslayin, farki goreceksiniz.

  • 65 derece  (28.08.23 13:53:08) 
spor yapmak enerjiyi artırıyor bence, eğer düzenli bir şey yapamam diyorsanız çıkıp yürüyebilir, temiz hava alabilirsiniz 1 saat boyunca.


  • noxie  (28.08.23 14:11:09) 
Ben haftasonu sabah uyanip oglene doğru spora giderim. Çalışma saatim sizin gibi olsa 10-10.30 gibi spora giderim. Sonra yemek ve ise baslama olur.


  • logisticsmanager  (28.08.23 14:40:25) 
Bir dönem 1e doğru işe gidiyordum. Sabah 9 gibi kalkıp deniz kenarında yürürdüm, işe yakın parkta gazeteyle kahvaltı ypardım, kulaklıkla müzik dinlerdim vs.
Banka işlerim olursa hallederdim. Daha çok kendime vakit ayırırdım.

  • gadlemler  (28.08.23 16:19:54) 
Şu vahşi sıcaklar geçsin, bir yürüyüş, duş kahvaltı derken 13:30 olur zaten.


  • SiyamkedisiZorro  (29.08.23 08:45:49) 
[]

Evlilikte parasal mevzular

Açıkça sormak istiyorum: evlilikte parasal mevzular nasıl oluyor? aslında biz sevgiliyken ortaklaşa ödüyorduk bir şeyleri hep. 1 ay önce evlendik ben işi bıraktım ve onun işi sebebiyle başka bir ülkeye taşınıyoruz. Birikimimle okul ücretini ödeyeceğim. Onun dışında ekstra harcayacağım bir birikimim yok. Şimdi nasıl olacak peki? Eşime bunu direkt soramadım. Nasıl soracağımı bilemedim yani. Onun maaşı yatacak her ay. Ben mesela babadan harçlık alır gibi kocamdan her hafta para mı isteyeceğim :( Ya da bana kartını mı verecek? Sizde nasıl olurdu bu durumda?

Teşekkürler


 
Eylül'de aynı durumda olacağız, eşim master yapacak ben iş bulacağım henüz iş de yok :D

Ortak hesap açabiliriz, olmadı birikimleri biraz biraz orada açacağımız hesaba aktarırız planlı şekilde çok açılmadan harcarız. Avrupa'da Revolut app vs. kullanılıyor diyorlar iki farklı kişiye aynı kredi kartı giriliyorsa gireriz veya illa deposit gerekiyorsa ara ara ikimize de deposit ederiz biz. Düzgünce konuşup planlamak lazım ama.
  • nhk ni youkosu  (28.08.23 00:16:47) 
Ortak hesap +1. O açılana ve debit kartları gelene kadar da revolut hesap açıp apple paye ve bir bankaya(maas hesabının oldugu) baglayabilirsiniz. O durumda maaşı olan kendi revolutuna para yukleyip diger eşe anında gonderebilir. Bizde alışverişten sorumlu kişi digerine benim revolutta kalmadı para diyordu, digeri de birkaç hafta yetecek miktarı gonderiyordu.


  • ayheytmayselfenvanttuday  (28.08.23 03:25:06) 
Ortak hesap en güzeli, diğer türlü gerçekten harçlık alıyor gibi hissedersiniz. Umarım siz de kendimize uygun bir iş kapısı yaratabilirsiniz


  • kondansator  (28.08.23 07:24:58) 
Ortak hesap +1

Eşimin bana oranla cüzi bir geliri var ama ortak hesap yapıyoruz.
  • logisticsmanager  (28.08.23 10:51:08) 
evlilikte en önemli şey açık iletişim bunu direkt eşinle konuşman gerek, ona direkt anlat kafandaki soru işaretlerinden de bahset


  • mysql34  (28.08.23 11:35:51) 
bizim ortak hesabımız yok ancak ortak kredi kartımız var. ay başı maaşlar yatıyor kredi kartı tutarı ikiye bölünüyor o bölünen kısımlar ile kredi kartı ödeniyor. kira ve faturaları da öyle yaptıktan sonra kalan paralar şahısların özel harcamaları için kalıyor.

gibi gibi..
  • wild honey suckle  (28.08.23 13:10:20) 
Turkiyede kari-koca calisirken yurt disina tasinip sadece kocanin calistigi durumu yasiyoruz biz de. Evlilikte senin paran benim param mevzuu olmaz.Benim 3 tane kartim var.Debit kart ve kredi kartlarindan biri zaten esimde duruyor.Ayrica yetecek kadar nakit de bulunur evde.Evlilikte senin paran benim param mevzuunu asarsaniz oyle zannettiginiz gibi harclik isteme-verme gibi seyler olmuyor.


  • turkuaz  (28.08.23 14:50:38) 
ek kartlar hanimda, oradan harciyor.
ayrica nakit veriyorum gerektigince.
buyuk harcamalar yapmadan once "genelde" nezaketen haber veriyor, ben de vazelin ile on hazirligimi yapiyorum.
  • cooperr  (28.08.23 15:57:25) 
Evliliğin ilk yıllarında eşim henüz işe girememişti. Yaklaşık 1 sene civari. O dönemde ben sizin yaşadığınız durumları yaşamasın diye doğrudan kartlarımı eşime vermiştim. Gelen tüm parayı da ona veriyordum. Ben ufak şeyler için para ayırıyordum. Harcamaları da zaten kartlar ile yapıyorduk. Kart ödemeleri geldiğinde de eşimden para istiyor, öyle ödüyorduk.

Halen de aynı durum devam ediyor. Eşim ile de bu muhabbete hiç girmedik bu nedenle.
  • drako  (28.08.23 16:12:04 ~ 16:12:59) 
Evlilikten sonra işi bıraktım. Direkt evlilikle alakalı değildi bırakmam. İşi dolayısıyla benim kredi kartlarımı kullanıyoruz, ben de kullanıyorum kendim için. O ödüyor. Ama dikkat ediyorum harcamalarıma...
Bekleyen bakalım bir şey diyecek mi? Arada nakit verir, acil birşey varsa ben de isterim..hiç problem yaşamadık. Kemer sıkılması gereken bir aysa, sesli düşünürüz.

  • gadlemler  (28.08.23 16:18:27) 
Öncelikle çekinecek bir durum yok açık açık konuşmalısınız.

İşi bıraktığını, okul döneminde gelirin olmayacağından nasıl bu işi yaparız gibisinden sorarsın.

Ben olsam cüzi limitli bir ek kart çıkartırdım, ayrıca hesabına her ay belli bir tutar yollardım ve oradan harcama yapmasını söylerdim.
  • Lethe  (28.08.23 16:41:18) 
[]

Ankara LegatomCoffee, ben bu kişiyi tanıyorum

Ankara, bahçelievler LegatomCoffee önünden geçerken içeride birisini gördüm. Ben baktım o baktı ben baktım o baktı, sonra telefonum çaldı konuştum arada yürüdüğüm için yine baktım kendisi de baktı. Şimdi bu hanımefendiyi ben tanıyordum herhalde diye düşündüm ama ortamı terk ettim.

ne yapacağız?

keşke içeri girseydim...

 
Bir Türk atasözü der ki; "Yapçak bişe yok" :D

Keşke içeri girseymişsiniz.

Tanıyorsanız sosyal medya hesaplarınızın birinde ekli olabilir eskilerden beri, bir kontrol edin.
  • akhenaten  (25.08.23 18:51:30) 
[]

İnsanlarla muhabbete tahammülüm kalmamış

Son 1-1.5 senedir yoğun olarak bunu yaşıyorum. Kimseyle yarım saatten fazla oturup muhabbet edemiyorum. En yakın arkadaşlarımdan tut ailemden sevdiğim yakınlarıma kadar herkes bir süre sonra kalkıp gitme isteği uyandırıyor bende. İnsanların kırılmayacağını bilsem belki de hiç iletişim kurmamayı tercih ederim.

Neden böyle oldu anlamıyorum. Hayatımda değişen bir şey veya yaşadığım kötü bir olay da yok. Sadece bi anda insanlardan çok soğudum ve konuşurken “bi an önce eve gitsem ve uzanıp bi şeyler okusam, ne zaman kalkabilirim acaba?” Falan gibi düşünceler geçiyor. Yani mesela özlediğim insanlarla buluşsam 10-15 dk konuşsak ve sonra herkes kendi dünyasına çekilse belki bu kadar gerilmeyeceğim. Ama ben sürekli o ortamdan-neresi olursa olsun- gitmek için bahane bulmaya çalışıyorum. Eskiden böyle biri değildim uzun muhabbetlerden sıkılmazdım en azından eve gitme dürtüm bu kadar ağır basmazdı. Sizde de dönem dönem oluyor mu bu? Neden kaynaklanıyor sizce, nasıl aşılabilir?

Teşekkürler

 
insanlardan mı sıkılıyorsun yoksa tüm sosyal aktivitelerden mi? ikincisi ise hızlı tüketim, sosyal medya nağımlılığı vs.. bir sürü sebebi olabilir


  • buenosdias  (24.08.23 23:09:33) 
Tuketim toplumunun tukenmis bir uyesisin. ASosyal medya hesaplarini kapatmakla baslayabilirsin duzelmeye.


  • halk  (25.08.23 06:25:18) 
Yaş ilerledikce insan hayatında en kıymetli şey zaman oluyor bunu da rastgele harcamak istemiyor. Hatta arkadaş sayısı azaliyor


  • applaudo  (25.08.23 07:52:16) 
ekran bağımlılığının da etkisi var sanki. Ekranda istemediğimiz şeyleri zırt diye geçebilmeye çok alıştık. Gerçek ortamda böyle bir kaçış şansı yok, ne kadar beğenmesen de kalmak ve katımak zorundasın. belki bunun da etkisi vardır..


  • halanne  (25.08.23 09:09:09) 
Boş muhabbet sıkar normal
Zamanınızın kıymetini anlamışsınız sadece

  • photo85  (25.08.23 10:08:12) 
Benzer durumdayım. Yanımda birileri olsun istiyorum ama birlikte olunca da kafam kaldırmıyor


  • jjimyl  (25.08.23 19:02:02) 
[]

Gıcık olduğunuz kişiler

Özellikle işte gıcık olduğunuz kişiler var mı? 30 yaşındayım, çocuk gibi gıcık oluyorum. :D Yalnız olmadığımı söyleyin.




 
Ben gıcık olmayı geçen ay bıraktım, aşırı yoğun bir mesaisi var. Kimseye içimden bile cemkirmiyorum. Ama olurken sağlam olurdum, yalan yok.


  • sekizdokuzon  (24.08.23 18:41:23) 
iş ortamında gıcık olduğum kişiler genellikle kötü niyetli olan kişiler oluyor. başkasının arkasından dedikodu yapanlar ya da iyi niyetli bi durumda yaşanan aksiliği kendi faydasına çıkarmaya çalışan kişiler oluyor.


  • a7x  (24.08.23 19:11:51) 
Baya var, hatta kendime de gıcık olurdum. Ben çok insan sevmiyorum, eskiden böyle değildim. Ne olduysa askerden sonra oldu, çalışmaya başlayınca hepten ipin ucu kaçtı.


  • akhenaten  (24.08.23 19:37:15) 
1 gunden fazla zaman gecirdigim herhangi birine gicik olurum her seyi batmaya baslar. bebek bile olsa. yalnizlik 4ever!!!!


  • mess  (25.08.23 09:34:25) 
50 yaşında bile gıcık olanlar var
Bana da gıcık olan çok ahah gideyim de gıcık edeyim

  • photo85  (25.08.23 10:09:30) 
bizim sektörde cırt diye yurtdışına gidenler oldu ben gidemedim, gidenlere gıcık oluyorum :D


  • mirty  (25.08.23 10:40:16) 
[]

Bu kişiyle muhabbeti nasıl keseyim?

Tesadüfen eskiden tanıdığım biriyle bir ortamda karşılaştım. Numaramı aldı ve iletişim kurmak istiyor bazen. Seninle konuşmak istemiyorum desem olmaz. Ne yapayım sizce? Buluşalım falan diyor.




 
yalan olmayan ama sudan mazeretler uydurun. Vaktim yok derseniz ille de müsait zaman için ısrar edebilir. bu aralar yoğunum, iş-güç bütün enerjimi alıyor. başkalarına ayıracak boş vaktim olmuyor vs


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (24.08.23 06:48:59) 
buluşma tekliflerine birkaç kere bahaneler uydurun ve sonradan iletişime geçmeyin, zamanla anlar ve peşinizi bırakır


  • noxie  (24.08.23 08:31:32) 
Seinfeld'in bununla ilgili bir bölümü var. Ne yapman veya yapmaman gerektiği ile alakalı fikir verebilir: m.youtube.com


  • prole  (24.08.23 08:43:02) 
[]

Teselli arıyorum

5 gün sonra eşimle beraber Estonya’ya taşınıyorum. Buradaki düzenimi, işimi, ailemi bırakacağım için içten içe çok üzülüyorum. Eşim ab vatandaşı ve orada akademisyen olarak çalışıyor. Ben burada avukatım ve orada geçerli bir ruhsatım olmadığı için 1 sene bilişim hujuku yüksek lisansı yapacağım. Henüz 1 aylık evliyiz. Ne olduğunu bile anlamadan bu kadar çok şeyin değişmesi beni daha gitmeden sarstı.

Çevremdekilerle paylaştığımda herkesin tepkisi “kurtuldun işte ne güzel” minvalinde oluyor. Ama ben buradaki hayata çok alışmıştım. 31 yaşındayım daha öncede yurt dışında yaz okulu vs tecrübem oldu ama bir gün tamamen bırakıp gideceğimi hiç düşünmezdim. Aileme bir şey olursa en iyi ihtimalle yetişmem 12 saati buluyor. Bunu düşündükçe nefes alamıyorum.

En büyük gitme motivasyonum: bu ülkede insanca yaşayabilmenin imkansıza yakın oluşu. Paranız olsa bile trafikte bir magandaya denk geliyorsunuz ve hayatınız son buluyor. Ya da malum yaşanan son deprem vs… Bir de avukatım ve her gün adliyede gördüklerim beni daha da umutsuzluğa sürüklüyordu. Böyle şeyleri düşündükçe burada hard mode’da çabalayacağıma orada sıfırdan başlayıp bir düzen kurmaya çabalamak daha mantıklı geldi.

Yine de içim buruk. Keşke bu ülkede huzurla yaşayabilseydik. Annemi babamı kardeşimi geride bırakmak çok koyuyor. Sizin var mı bir teselliniz? Gidenler nasıl alıştınız?

Teşekkürler

 
Kolay değil hocam ama alışacaksınız. Cesaret etmişsiniz ve uzun vadede doğru olanı yapmışsınız, üstelik eşiniz de yanınızda. Heyecanınızın yaşadığınız burukluğun önüne geçmesini diliyorum.


  • psipsipsi  (23.08.23 21:56:10) 
Estonya gibi içe kapalı bir toplumda Türk çift olmak ülkede yalnız olmak gibi bir olay. Ama bu önemli değil. Para varsa sıkıntı yok. Gittiğin neresi olursa olsun para, gelir, yaşam standartı iyi oldu mu sorun yok. Çile çekecekseniz hiç gerek yok gitmeye.


  • owen  (24.08.23 01:49:42) 
[]

Valizden eşya alınması ve takıntılı arkadaş

Merhabalar
Yurtdışına bir akrabamı ziyarete geldim. Neyse annesi götürmem için valiz hazırladı 32 kg devasal. Ben kabin bagajı aldım sırf bu yüzden. Annesi bir kılıf almış üstüne naylon bir şey ve valizi kapatmıyor bile. Orda iş yapan insana eziyet. Tutacak yeri bile bulunmuyor. Zaten dedim içimden bu valiz bu şekilde gelirse geldiğine dua ederim.

Neyse beni karşıladı. dedim kılıf çıkmış ama adi bişeydi. Bütün gece yok kılıf neden çıkmış yazacakmış, kılıfı çalmışlar. Bir sürü söyledi bana bagaj etiketlerini ver diye. Dedim yaaa ben sana daha güzelini alayım boşver vb.. Neyse ertesi gün oldu diyor ki valizimin içinden istanbullı pasta tabağımı almışlar. Diyorum ne yapsınlar senin pasta tabağını. Yok ben yazıcam parasını versinler çalmışlar vb… bugun de yine annesiyle konuşmuş annesi tahin koymuş o da yokmuş. Ben yazıcam tazminat falan filan deyip duruyor. Konuyu değiştiryorum ama ısrarcı. Yani sonuçta benim üzerinden yapacak yazışmaları çünkü yolcu benim. Uğraştığına değmez diyorum anlamıyor.

Sizce bu kızın eşyaları çalındı mı? Eşyalarının peşine düşmekte haklı mı? Bunu nasıl geçiştirebilirim? İyi bir insan olduğu için kalbini kırmak istemiyorum. Elinde onların olduğuna dair hiç bir ispat yok. Benim şunum kayboldu deyince ne yapabilecekler ki? Bişey olmaz diyorum. Ben yine şikayet edicem diyor.

 
Takıntılı bir insanı ikna etmenin en iyi yolu sanırım onu geçiştirmemek yani söylediklerini dinlemek ve konuşmak. "Şu bavul konusunu bir konuşalım" diyip konuşabilirsiniz, "kurallarda şöyle yazıyormuş, şu nedenlerden dolayı çalmışlarsa da ispat edemeyiz, zaten çalınması da mümkün değil çünkü şöyle şöyle güvenlik aşamaları var" tarzı mantıklı ve uzun cümleler belki kurtarabilir :) Merak ettim ben de, kim niye pasta tabağını tahinini alsın :)


  • psipsipsi  (23.08.23 21:50:15) 
sana negatif yapıyor belli ki hoşuna gitmemiş gelmen eften püften sebep bu oluyor.


  • abi bi dizi buldum on numara  (23.08.23 22:08:11) 
Verin bagajla ilgili bilgileri kendisi ugrassin, yazismalar sizin uzerinizden olmuyor, kim baslatirsa onun uzerinden oluyor. Bir noktada sanirim, son noktada banka hesap numarasi isteniyor. Ama %90 asla cevap alamayacagi icin size dert olmayacaktir. Bu tarz insanlarla ugrasilmaz, laf da anlatilmaz pek.


  • songforsomeone  (23.08.23 22:40:58) 
ya bir dicem fesat diyebilirsin ama. senin aldigini sakladigini falan mi dusunuyor acaba?? manyak olabilir mi boyle


  • rallied  (24.08.23 11:11:52) 
kim napsın 19238012983091 bavul içinde onun tahin kavanozunu.
sana yanlıyor sana kinli

  • basond  (24.08.23 12:53:19) 
tahin zaten gıda olduğu için taşımanız bile yasakken üstüne bir de savaş vermek doğru değil. bence iyi niyeti suistimal eden insanlar, benim üzerimden yazışamazsın vermeseydin diyip ilişkinizi bile kesin.


  • enteg  (26.08.23 10:07:10) 
[]

Evlilikten beklentiniz nedir?

Zaman zaman karşılıklı birbirimizi sevdiğimiz bir eşim olsa dediğim oluyor. İşte evlensem diye aklımdan geçiyor ama tam olarak evlilikten ne beklediğimi bilmiyorum.

Hayatı paylaşmak, aile olmak gibi düşünceler geliyor. Tam olarak detaylandıramıyorum düşüncemi.

Evlilikten beklentiniz nedir?

Ne kadar önemli emin değilim, erkek kişisiyim. Düşüncelerinizi yazarken cinsiyetinizi belirtisiniz sevinirim.

 
Evlilikten bir beklentim yok, eşimden beklentilerim olurdu. Bu ikisi ayrı şeyler bence, çünkü her ne kadar ayrı gibi durmasalar da sırf "evlilik müessesesi" içinde bulunmak için de evlenen çok insan var, hani önce evlenmeye karar verip evlenilecek kişiyi sonra buluyor birçok kişi, haliyle "evlilikten" bir beklenti geliştirmeleri çok doğal. Ben böyle biri olmadım hiç.

Her şeyden önce birini sevip onunla birlikteyken iyi hissetmek lazım. Bu gibi şeyleri anlatmak zor oluyor çünkü bunla ilişkili sözcüklerin hepsi aşırı şekilde kullanıla kullanıla eskimiş. "Birini sevmek" derken bile demode ve klişe geliyor kulağa. Anlatmak istediğim, birinin varlığını onun yokluğuna tercih ediyorsanız kalan diğer her şey de bunla bağlantılı olarak evliliğin size ne katacağını söylüyor zaten.
  • akhenaten  (23.08.23 20:53:07) 
Çocuk


  • olaylar olaylar  (24.08.23 00:43:24) 
Ayrılmamak :d

Gerçekçi bir beklenti olmadığını biliyorum ama benim için evlilik = hiç ayrılmamak.
  • ruhen hastayim ben  (24.08.23 00:53:24) 
Çocuğuma baba olabilir mi? Önce ona bakarım. Sonra onunla bir evi, hayatı paylaşmak güzel olur mu? Geri kalanı ev arkadaşlığı, sadakat, iyi günde, kötü günde destek.
Hepsi bu.

  • Tina  (25.08.23 01:10:56) 
@akhenaten +1 evlilik, resmiyet için alınan bir karar. hayatımı paylaşmak istediğim insandan beklentilerim olur. birlikte, bu hayatı nasıl güzelleştirebiliriz? birbirimizin duygu ve ihtiyaçlarına eşilik etmede ne kadar istekliyiz ve seçeceğimiz stratejilere karşı tepkilerimiz ne olur? kendini geliştiren birisi midir, kişisel alana ne kadar saygılı, ailelerle ilgili konulardaki reaksiyonları, çalışma hayatı ve harcama alışkanlıkları, ev işlerinde ortaklaşma ve sınırlar gibi konulara yoğunlaşmayı kıymetli buluyorum. niyeti ve çabası bu çerçevede olan bir insanla evliyim. ilişkimizi de toplumun dayattıkları ve ahlaki yargılara göre şekillendirmiyoruz.


  • from where i ride  (25.08.23 08:29:21) 
[]

Ailenizden kalan iş

Önemli bir soru olmadığı için gönül işleri kategorisinde açtım.

Bir fabrika var. Sahibi çok emek vermiş. Sadece yeri 500 milyon TL vardır. Makineleri, verileri saymıyorum.

Çocukları ilgilenmemiş. Sahibi fabrikayı satmış. Çocuklarından biri ABD'deymiş, biri Türkiye'de öğretim görevlisiymiş.

Size bu şekilde şirket ve çok para verilse yine yapmak istediğiniz şeyi mi yaparsınız?

 
Benim çok zengin arkadaslarim vardi üniversite sebebiyle.

Ailesinin fabriklarinin başina geçen de kendi istediğini yapan da. Ben orta direk aileden geldiğim için şirkete geçerim derim de zenginlikten gelen çocuk olsam kendi istedigimi yapmak isteyebilirdim.
  • logisticsmanager  (23.08.23 22:21:44) 
1 ... •91011121314151617• ... 166   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.