[]

ni demek?

Some people want it to happen some wish it would it happen others make it happen
Ne demek arkadaslar, bagislayin ceviremedim



 
anlamı:

bazı insanlar istedikleri şey kendiliğinden olsun isterler, bazı insanlarsa istedikleri şeyin olmasını sadece ümit ederler. Diğer insanlar ise olmasını istedikleri şey için çabalar ve onun olmasını sağlarlar.

birebir çevirisi değil tabi ki, çıkarılması gereken anlamı yazdım sadece.
  • nimberjack  (19.07.14 16:10:56) 
böyle olursa daha anlaşılır:

Some people want it to happen, some wish it would happen, others make it happen.

Bazı insanlar olmasını ister, bazıları keşke olsaydı der, diğerleri de oldurur.
  • king lizard  (19.07.14 16:11:33) 
başkalarını o işi oldurtmaya

bazı insanlar bazı dileklerin yerine gelmesini

filan derkene beceremedim.
  • compadrito  (19.07.14 16:12:31) 
kabaca;

"bazı insanlar olmasını ister, bazıları "keşke olabilseydi" der, diğerleriyse oldurtur."
  • devilred  (19.07.14 16:14:05) 
it would it happen

burdaki ikinci it fazla diil mi yav?

o ite hoşt deyip aralara da virgül koyunca devilred'in dediğini annadım ben de.

sağol devilredcim.
  • compadrito  (19.07.14 16:24:07) 
Bazı insanlar olmasını ister, bazıları olmasını diler, diğerleri gerçekleştirir.


  • cezzar dede  (23.07.14 06:29:26) 
[]

Fransızca mini minnacık bi çeviri

Bonsoir M Tansu nous somme une famille de la Tunisie composer de 4 personnes le père ma femme ma fille et ma sœur on va assister a une mariage et on veux profiter pour visiter la merveilleuse Istanbul merci d'avance.




 
Merhaba M Tansu,
4 kişiden oluşan tunuslu bir aileyiz. Bu 4 kişi baba,eşim,kızım,kızkardeşim (anlamadım ben burayı gerçi adam nerde o zaman) Bir düğüne geleceğiz ve gelmişken güzelim Istanbul'u da bi gezelim diyoruz.
Şimdiden teşekkürler.
  • advice duck  (19.07.14 04:43:46 ~ 04:44:24) 
"Baba" diyerek kendisini kastetmiş adam. Eşi, kızı ve kız kardeşiyle geleceklermiş.


  • cezzar dede  (23.07.14 06:32:22) 
[]

İngilizce "back it up"

www.urbandictionary.com

şurda tanımlamış da pek anlamadım. cinsel seks ile alakalı bir terim de nedir tam olarak?


 
doggyde kadının kendini geriye doğru iterek sertliği arttırması.


  • klassno  (19.07.14 02:56:30) 
kedilerin götünü dikip sürtme hareketinin doggy'de kadın tarafından yapılanı.


  • pescador  (19.07.14 03:00:34) 
[]

almancada "ranziehen" diye bir fiil var mı yok mu?

bir şarkıda geçiyor, sözlerde ranzieh'n şeklinde yazılmış. açık halinin ranziehen olduğunu düşündüm ama aradığımda bu kelimenin anlamını bulamıyorum hiçbir yerde.

ranziehen ne anlama geliyor? öyle bir kelime yoksa, "ranzeğn" şeklinde telaffuz edilen buna benzer hangi fiiller var? ranzieh'n yazmışlar ama yahu ranziehen olması gerekmiyor mu işte?


 
heranziehen.


  • nacht des todes  (17.07.14 22:03:06) 
[]

babbel.com

bu siteyi kullanan var mı? kullanışlı mıdır? kendi kendime dil öğrenebilir miyim buradan?




 
kampanya varken 3 aylık abonelik almıştım, 3 ay da bedava gelmişti.
dersleri onlarca adıma ayırmışlar. yazma, dinleme, kelime yerleştirme, eşleştirme gibi birçok teknikle öğretiyor. biraz yavaş ilerliyor ama etkili.

çok site denemedim ama bildiğim en yakın site livemocha dan daha iyi.
  • sttc  (17.07.14 22:28:22) 
ben hala kullanıyorum ve gayet güzel. muadilleri olan sitelerden ayrıcalıklı. kminle pratik yapmak istediysem hepsi kabul etti. anlatımları da bi o kadar basit.


  • g4rdi  (17.07.14 22:43:08) 
Şu da var, hem de bedava: tr.duolingo.com


  • ikinci ihtimal  (18.07.14 09:42:00) 
[]

burada kız ne diyor?

www.youtube.com

I eat it raw diye anladım.


 
öyle diyor.
çiğ köfte.

  • icemint  (17.07.14 19:07:45) 
i eat it raw


  • yatagants  (17.07.14 19:08:31) 
[]

burada kendi başına dil öğrenenler var mı acaba?

soru başlıkta.
tamamen kendi çabanızla, az materyallerle (bilgisayar programı, kitaplar, video, internet vs.) dil öğrendiniz mi? ya da ne kadar başarılı oldunuz?
ve hangi materyallerle başardınız bunu?


 
rusça öğrendim.

ruslarla gayet rahat anlaşıyorum. sadece işin derinine girmek kaldı.

şimdi de italyancaya başlıyorum.
  • lesmiserables  (17.07.14 18:35:03) 
@lesmiserables hacı rusçayı nasıl öğrendin ya şaka mı? kaynak verebilir misin?


  • tek terk  (17.07.14 18:42:34) 
@lesmiserables
peki hangi kaynaklarla acaba? yani kitaplarla veya programalrla mı?

  • m e b  (17.07.14 18:43:08) 
@ter terk @meb

öncelikle dili nerede, hangi kaynakta arayacağını bilmek gerekiyor. yanlış kaynak demek tüm vaktin çöpe gitmesi demek.

özellikle telaffuz kurallarını öğrenmek için piyasadaki en kapsamlı türkçe anlatımlı rusça gramer kitabı olan "rusça gramer - ayşe pamir dietrich" kitabını edinebilirsiniz. bu kitaptan özellikle de ilk aşamada telaffuz kurallarını çalışmanızı öneririm.

ama, bu kitaptaki fonetik kısmını tamamladıktan sonra, rusçaya evvela bir giriş yapayım diyorsanız ataol behramoğlu'nun "50 derste rusça" kitabını indirebilirsiniz (muhtelif ortamlarda var internette). ayşe pamir'in kitabına geçmeden güzel bir başlangıç olacaktır.

ingilziceniz vb varsa gen.lib.rus.ec sitesinden farklı gramer kitapları indirebilirsiniz.

yalnız kitapla kalmıyor. kelime ezberlemeniz, rusça şarkı dinlemeniz (özellikle rap müzik mükemmel kulak yapar), rusça film izlemeniz ve kültürüne de ilgi duymanız gerekir.

ayrıca mutlaka vk.ru kullanın (rusça dilinde), orada yakaladığınız kişilerle pratik yapın, farklı gruplara üye olarak sürekli rusça kelimelere maruz kalın, mutlaka kelime ezberleyin.

öncelikle aklıma gelenler bunlar. özelden de kafanıza takılan soru varsa sorabilirsiniz.


edit: rus tv player diye bir program var. onu indirin. tüm rus kanalları var. kulak aşinalığı için çok güzel bir kaynak.
  • lesmiserables  (17.07.14 18:49:25 ~ 18:51:10) 
  • ikinci ihtimal  (18.07.14 09:42:38) 
@ikinci ihtimal:
bu site çok basit değil mi? yani öğretebileceği şeyler 3-5 ile sınırlı değil mi?

  • m e b  (18.07.14 12:46:03 ~ 12:46:13) 
- en basit aşamada, murat kurt'un english grammar today, türkçe açıklamaları olan bir kitap. işe yarar.
- sonrasında yapacağın şey, zevk aldığın konularda ingilizce okumak, dinlemek, şarkı söylemek...
-yabancılarla konuşmaktan çekinme. yanlış konuşmaktan korkma. onlar da yanlış konuşuyor.
-yabancı dil hakkında insanlarla konuş, ingilizce demiyorum, ingilizce hakkında diyorum. bu konuda konuşmak bazen ufkunu açacaktır.
- cep telefonunu, facebook'unu ingilizce yap.
vb...
  • sonsuz sevgilerimle  (20.07.14 23:04:01) 
[]

ing küçük bir çeviri

Be careful what you wish for cuz you just might get it

Tam olarak ne diyor bu cumle?
Tesekkurler

 
"bir şey dilerken dikkatli ol çünkü ona her an (çat diye anlamında) sahip olabilirsin." şeklinde çevrilebilir.


  • oyle degil bak simdi  (17.07.14 17:03:32) 
"ne dilediğine dikkat et, bakarsın gerçekleşir" diyor.


  • sir gawain  (17.07.14 17:04:10 ~ 17:04:19) 
yorum katacak olursak "senin allahın olmaya geliyom" veya "sana küsküyü vericem" de diyebiliriz sanırım. ben "belanı mı arıyosun lan sen" şeklinde yorumladım.


  • pescador  (17.07.14 17:05:08 ~ 17:06:04) 
Kral Midas zamanında "Dokunduğum altın olsun" demiş, dileği de gerçekleşmiş. Sonra yemek yiyememiş, dokunduğu yemekler altına dönüyormuş.

Başka bir İspanyol efsanesine göre de cahil bir kadın Ay'a yalvarmış kocası olsun diye. Ay da "Tamam, sana bir koca veririm ama ondan ilk doğan çocuğunu bana vereceksin" demiş. Kadın da kabul etmiş. Kendi gibi cahil bir adamla evlenmiş ve bir çocuk yapmış. Çocuk da Ay'ın oğlu olduğu için albino doğmuş. Adam kendine bakmış, esmer; karısına bakmış, esmer. İşin içinde cahillik de olunca aldatıldığını sanmış ve karısını kendisini aldattığı için öldürmüş. Kadın da ölürken "Keşke Ay'dan ne dilediğime dikkat etseymişim, bunu dilemeseymişim" demiş. Hatta, bu efsanenin şarkısı bile var.
www.youtube.com

Cümle de "Ne dilediğine dikkat et, çünkü elde edersin; elde ettiğinde de aslında senin için kötü veya zararlı bir şey olabilir, bunu bilemeyebilirsin şimdiden. Şimdi tutkuyla istediğinden hafiften de gözün kör gibi. İyi düşün, öyle dile" diyor.
  • aychovsky  (17.07.14 17:12:02 ~ 17:20:26) 
[]

bir cümle

+ 23?! But I'm 23!
- Yeah, but he's an old 23.
+ "It's like this many sleeps till I'm 24."

şimdi bu muhabbetin son cümlesinde kastedilen tam nedir ben anlamadım.

 
@mavijojobatanecigi eyvallah hocam, bir ingiliz dizisinden :)


  • newsman  (17.07.14 15:51:08) 
"La benimde 24 olmama bi kaç gün kaldı işte!" diyor arkadaş..
Diyaloğun tamamı burada görülebilir.. tvguide.lastown.com
Çocuk kıza "sevgilin kaç yaşında?" diyor..
Kız 23 diyor..
Çocuk "e bende 23'üm ya la" diyor..
Kız "ama o olgun bi 23" diyor
Çocuk da "lan 24 olmama şuncacık gün kaldı" diyor..
  • quaker  (17.07.14 15:51:49 ~ 15:52:01) 
"Yatcam kalkcam, yatcam kalkcam 24 olcam" demiş.


  • vyava  (17.07.14 16:01:19) 
[]

öneri yds kitabı???

önerebileceğiniz hem gramer anlatımı hem güzel soruları olan yds kitabı var mı acaba???




 
  • marikaki  (17.07.14 12:20:36 ~ 12:21:34) 
[]

çeviri. All that I can do is what I can.

All that I can do is what I can.
bu cümleyi nasıl çevirebiliriz ,pek mantıklı bir çevirisi olmayacakmış gibi geliyor bana?

edit: yapıdan çok uzaklaşmadan çevirebilirsek daha iyi olur.

edit2,benim anladığım: bütün yapabileceğim, yapabildiğim. -zaten ben yapacağımı yaptım daha zorlama.-

 
benim adım hıdır, elimden gelen budur.

varsa daha iyi yapan bi sigarasını içerim. :)
  • klassno  (16.07.14 22:58:56) 
elimden gelen her şeyi yaparım moruk.


  • Hendrix'e tapan adam  (16.07.14 23:02:05) 
aslında dediğini tekrar ediyor, başka bir şey yok.
"bütün yapabildiğim elimden geldiği kadar" diyor özet olarak.

  • m e b  (16.07.14 23:04:56) 
Tek yapabildigim, elimden gelendir.


  • nereye bu gidis  (16.07.14 23:07:51) 
tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir.


  • tolga asp  (16.07.14 23:10:02) 
Yapabileceğimden fazlasını yapamam. Öyle cümleye böyle çeviri.


  • acccra  (16.07.14 23:11:54) 
ben bunun neyi vurguladığını dahi çözemedim :)

- elimden geleni yapcam, sıkboğaz etme lan
- elimden geleni yapcam diyom ama laf olsun diye değil, harbiden yapabildiğim bişi bu
- elimden geleni yapcam diyom ama yapabileceğimden emin değilim
- benim kitabımda "elimden geleni yaparım" yok hacı, yapabilirim der ve yaparım
- yapabildiğimi yaparım, ötesini denemem

olaylar olaylar :)
  • kül  (16.07.14 23:14:35) 
Tüm yapabildiğim, yaptığım. Direk düz boyle olur en net


  • Olric  (17.07.14 04:09:59) 
benim adım hıdır, elimden gelen budur.


  • yalnux  (17.07.14 04:14:26) 
[]

sizce burda hoca ne demek istemiş

hocayla buluşmamız gerekiyordu.
Ben: ben pazar günü Türkiye'ye döneceğim gitmeden konuşmak istedim
Hoca: eylül'ün başında dönmeyecek misin?
Ben: eylül'ün sonunda döneceğim
Hoca: then we can meet

şimdi hoca ben gitmeden bugün yarın mı görüşelim demiş yoksa dönünce mi? aynen bunu yazdı virgülü noktası yok aynen bu

 
o zaman daha sonra görüşelim (sen döndükten sonra sanırım) demiş.


  • bomcu onurun bomu  (16.07.14 17:59:57) 
bence şimdi görüşebiliriz demek istemiş. en iyisi bir mesaj/mail daha atıp durumu açıklığa kavuşturmak


  • azeriturku  (16.07.14 18:33:41) 
then=o halde anlamında burada. eylülün başında burada olsaydın o zaman buluşurdunuz ama olmadığına göre o halde/o zaman/then şu an buluşabiliriz. eyyorlamam bu kadar.


  • acccra  (16.07.14 18:36:43 ~ 18:37:28) 
Eylül'ün başında dönseydin o zaman görüşecektiniz herhalde. Dönmediğine göre ''then=o halde'' şimdi görüşelim demiş.


  • buzbebek  (16.07.14 18:44:48) 
vallahi şimdi bana da o halde şimdi görüşelim gibi geldi ama native english speaker arkadaşa da sordum ona da ben dönünce görüşebiliriz (yanin eylül sonunda) gibi geldi. evet var bi bokluk. en iyisi bi mail atmak... saolasınız


  • tellioglu  (16.07.14 18:47:58) 
[]

İng>Tr bir cümle çeviri

"Feels like no one can beat me."

"Kimse beni yenemez gibime geliyor." anlamı çıkarıyorum. Tam anlamı nedir?

"Kimse beni yenemez hissediyorum" gibi bir anlamı varsa neden "Feels" ten önce I öznesi gelmiyor?

Bu bir şarkı sözü merak ettim.

 
Kısaltma gibi: başına "It feels like" getirirseniz cümle tamamlanacak.


  • federer  (16.07.14 16:17:41 ~ 16:18:02) 
@federer +1

it feels like olacak,

kendince kısaltmış.

it yazılmasa da olur da doğrusu yukarıdaki yani.
  • vendorth  (16.07.14 16:20:31 ~ 18:13:39) 
it yazmanıza gerek yok, böyle de kullanılabilir.


  • safepassage  (16.07.14 16:41:43) 
[]

Claims and encounters database

We used a 2007–2011 U.S. claims and encounters
database.

Burada claims and encounters database kısmını tam olarak anlamadım. Sanki sigorta şirketlerinin veritabanı gibi geldi claim falan diyince ama ne dersiniz?

Bonus soru: "Lifetime risk of X" kalıbını güzel türkçemize kulağa hoş gelecek şekilde nasıl çevirebiliriz.
Benim bulduğum "Yaşam boyu X hastalığına yakalanma riski" gibi ama daha güzel olmalı gibi geliyor.

 
hani nerede duyurunun mükemmel ingilizceye sahip yazarları? bir el atıverseniz.


  • vendorth  (16.07.14 16:23:24) 
[]

almanca-fransızca...

Arkadaşlar a2 seviyesinde, yani çok azıcık Fransızca biliyorum. Aslında başlamışken buna devam etmem gerekir, biliyorum, ama Almanca aklımı çeliyor. Fransızca'ya 10 yıldır başla bırak başla bırak sıkıldım. Fransızca'dan zor mudur Almanca (epey iyi İngilizce bilen biri için)?




 
aynı durumda sayılırız. ingilizce ve biraz da fransızca biliyorum. almancaya başlayayım diyorum, şöyle kabaca baktığım kadarıyla da fransızca ve ingilizce bilen bir kişi almancayı sadece ingilizce bilenlere nazaran daha rahat çözer sonucuna vardım. almancaya internet üzerinden başladığımda fransızca bilmemden ötürü kolaylıkla kaptığım şeyler oldu. (çok başındayım daha tabii)

ama genel olarak bakılacak olursa; evet, almanca fransızcadan biraz daha zor ancak daha güzel bir dil bana göre. hem sıkıldım diyorsun fransızcadan, zorlamaya gerek yok 10 seneden sonra. öte yandan fransızcayı bu yazdan itibaren şöyle kasım-aralık ayına kadar çalışıp, bir tık daha ilerlettikten sonra, kışın almancaya da girişebilirsin aslında.
  • soso  (15.07.14 22:03:21) 
Bence almanca ingilizceden sonra en kolay 2. dil. Hele ingilizce biliyorsanız hemen ilerlersiniz. Ama tabi bu bana göre böyleydi


  • sta  (15.07.14 22:09:31) 
[]

turkce ingilizce kisacik bir soru???????

' ben vermedim' ve 'ben vermezdim' cumleleri ingilizce olarak nasil yazilir ve aralarinda nasil bir fark vardir. saygilar




 
i did not give

i wouldn't have given

edit: eğer geçmişte vermezdim ise; wouldn't have given

ama genel olarak vermezdim ise;

i wouldn't give.
  • neferkitty  (15.07.14 16:20:46 ~ 16:23:33) 
verilme zamanına göre ben vermedim: i didn't give veya i havent given.
diğeri de i wouldnt give veya i wouldnt have given. boşa harcayacağını bilsem, sana para vermezdim derken i wouldnt have given dersin. henüz olmamış bir olay içinse i wouldnt give.

  • baldur  (15.07.14 16:23:18) 
i did not give

i would not give

i would not have given
  • allanpoe  (15.07.14 16:28:43) 
i did not give- ben vermedim +1

ama,
ben vermezdim'den kastınız tam olarak ne?
i would not give, ben olsam vermem gibi bir anlama sahip- mevzu geniş zamanda geçiyor, tercih belirtiyor, yok ben almıyim tadında.

i would not have given, (ileride böyle bir ihtimal varsa)ben vermem herhalde yani-olma ihtimali olan bir duruma dair tahmin şeklinde yaklaşılmış.


bonus:
i won't give, vermiycem :)
  • shubulubapshubaptishaluva  (15.07.14 16:32:11) 
[]

could be yapısı ve kolay bir çeviri?

ingilizcede could be yapısı var mı yoksa bu cümledeki be fiil olan be mi?

a healthier, filter population could be the key to reducing cases of alzeheimer's disease.


 
fiil kardeş. will be dememiş, could be demıs cunku kesin bir sey demıyor.


  • anneke  (15.07.14 01:51:15) 
Olmak ya da olmamak fiili.


  • Lim5  (15.07.14 01:51:59) 
öleyse cümlenin çevirisi: ''daha sağlıklılar, taranmış nüfus, alzaymır hastalığı vakalarının azalmasının anahtarı olabilir'' mi oluyor.


  • premium hayat yan gel yat  (15.07.14 01:57:03) 
olasılık var burada, ve sanırım oradaki "filter" değil de "fitter" olacak.

daha sağlıklı, zinde bir nüfus alzheimer hastalığı vakalarının azalmasının anahtarı olabilir.
  • sanat guresi  (15.07.14 02:01:08) 
@sanat helal olsun kardeşim
bbc health'ten dün kopyalamıştım bu parçayı. tekrar baktım şimdi bbc health yazım yanlışı yapmış tekrar güncellemişler düzeltmişler yazıyı, fitter olarak girmişler. benim çıkardığım çıktı da filter hala.
(git: www.bbc.com) aha şu da dediğim haber. hemen resmin altındaki yazı.
  • premium hayat yan gel yat  (15.07.14 02:17:15) 
[]

Antik Latince bilgisine sahip biri

Alanında uzmanlaşmış birine bir cümle çevirttirmek istiyorum dövme yaptıracağım.

en.allexperts.com da sayfalarca araştırma yapmama rağmen bir türlü correct olanı bilen yok.

Bir yardımcı olun ulaşın bana.

 
www.reddit.com
burayi dene bir de

  • jedilance  (15.07.14 01:20:26) 
[]

ufakça ingilizce bir maruzatım var

İngilizce şöyle söylemek istiyorum;
Acıkcası buraya(izmire) gelme sebebim hem arkadaşlarımı ziyaret etmek hem de seninle vakit gecirmek istememdi. Seni rahatsız ediyomusum gibi hissettim ki eğer rahatsız ettiysem kusura bakma. Ben biraz vakit geçirip eğleniriz diye düşünmüştüm. Tabi ki çalışıyosun biliyorum kastettiğim boş zamanlarındı.neyse bu sogukluktan rahatsız oldum bu benim sıkıcılığımdan ve adamakıllı ingilizce konusamamdan da kaynaklıydı bunun da sebebi genel olarak utangac ve heyecanlı olmam. Ama sen de biraz tuhaftın. Neyse sadece söylemek istedim,rahatsız edici olduysa üzgünüm.görüşmek üzere.
Metin budur,durum budur,cok ricalar,teşekkürler,minnetler


 
"Actually the reason that i came here was visiting to my friends and spending some time with you. I felt like that i'm disturbing you which if i did i'm truly sorry. I thought we would spend some time together and have some fun. I know you're working, i meant your free time. Anyway, i felt disturbed of this cold way, which the main reasons of this that i am a quiet person and don't speak English very well. I am kind of shy and mostly a nervous person but you was weird too. Anyway, i just want to tell you these. Sorry if i bother you. Hope to see you..."

İngilizce gramerim düşüktür ama siz de çok düzgün bir Türkçe ile yazmadığınız için bu çeviri dengeler diye düşünüyorum.
  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (14.07.14 22:37:49) 
geçmiş olsun öncelikle. ingilizceyi zamanla geliştirir daha güzel iletişim kurarsınız, can sıkacak bir şey yok. elimden geldiğince de şöyle çevirdim:

Actually why I came here to Izmir was both to visit my friends and that I wanted to spend some time with you. I felt like i was annoying you, for which, if that is the case, I apologize. I just thought we could spend some time and have fun together. Of course I know that you work, so what I meant was to do these when you were free. Anyway I was uncomfortable with this apathy, which was caused by me being boring and not able to speak English properly because of my general shyness and excitement. But you were a little strange too. Anyway i just wanted to say i am sorry if it was uncomfortable for you. Good bye

edi:
pii geç kalmışım
  • edy  (14.07.14 22:38:21 ~ 22:40:04) 
Türkçeden de paparayı yedik ama olsun. Buna telaşlı insan türkçesi deniyor menşei bende sanırım. Çok çok teşekkür ederim.


  • filhakika  (15.07.14 01:13:36) 
[]

win ve won kullanımı

merhaba duyurunun ingiliz asilzadeleri,

dün gecenin bir vakti telefonuma gelen bildirim sonucunda kafamıza takıldı bu win/won durumu.

bildirim şöyleydi: "pogba win hyundai young bilmemne award"

neden win? neden won değil? adam kazanmış olmuş bitmiş işte?

ya da street fighter tarzı oyunlarda da "you win" yazar ya, neden won değil?

teşekkür eder, esenlikler dilerim.

 
  • ufukcel  (14.07.14 12:12:03) 
pogba "wins" sanırım o.
ingilizcede geniş zaman hikaye etmek için de kullanılıyor.
ingilizcedeki zamanların birebir türkçedeki zamanlarla örtüştüğünü düşünmeyin.
www.grammar-quizzes.com
  • yalnux  (14.07.14 12:53:14 ~ 12:58:20) 
Hacı street fighter'da "you win" yazıyor ama "you won" yazan oyun da var, "o degil dee wins" yazan oyun da. Oyunlara fazla takılma sen. Sonuçta o dönemdeki oyunların hepsini Japonlar yapıyordu.


  • zombi  (14.07.14 14:09:53) 
ingilizcede bazı kelimeler var feel, like believe gibi gramer kurallarınca bunlar fiilin 2. haliyle kullanılmıyor win de böyle bir kelime olsa gerek. bana bu tarz şeyler çok ayrıntı gibi geliyor yani ikisi de olur bence.


  • irsh92  (14.07.14 16:47:17) 
[]

Macarca

bilen birisi bir yeşillendirebilir mi acaba ufacık bir şey soracağım da ^^




 
oda arkadaşım macar. söyle ileteyim.


  • irsh92  (14.07.14 16:47:53) 
[]

burayı ozetleyebılır mısınız arkadaslar tam olarak ne dıyor

The Appellate Body reversed the Panel's findings that the MERCOSUR exemption and imports of used tyres through court injunctions (i) would not result in the Import Ban being applied in a manner that constituted “arbitrary discrimination”, and (ii) would lead to “unjustifiable discrimination” and a “disguised restriction on international trade” only to the extent that they result in import volumes that would significantly undermine the achievement of the objective of the Import Ban. The Appellate Body determined that the assessment of whether discrimination is arbitrary or unjustifiable should be made in the light of the objective of the measure, and found that the MERCOSUR exemption, as well as the imports of used tyres under court injunctions, had resulted in the Import Ban being applied in a manner that constituted arbitrary or unjustifiable discrimination and a disguised restriction on international trade within the meaning of the chapeau of Art. XX. The Appellate Body thus upheld, albeit for different reasons, the Panel's findings that the Import Ban was not justified under Art. XX.




 
üç cümle var koca parağrafta. yuh. zor geldi.


  • the kene  (13.07.14 13:57:52) 
[]

İngilizce'de "ilki şudur" derken

İngilizce'de "ilki şudur" derken;

The first one is that ....."

diyebilir miyiz? .... kısmına tam bir cümle gelecek.

 
First of all ya da sadece firstly daha uygun olur diye düşünüyorum


  • zenciamacalismiyor  (13.07.14 13:12:36) 
First one is: tam cümle
gibi düşündüm ben.

  • linwie  (13.07.14 13:12:52) 
the first one is that diyebilirsin.
aynı şekilde firstly, veya first of all, kalıplarını da kulllanabilirsin.

  • baldur  (13.07.14 13:17:08) 
[]

labor ama hangisi

to produce commodities such as food, fiber and labor.

buradaki labor hangi manadaki? evcil hayvanlardan üretilen ürünler içerikli bir makaleden alıntıladım.


 
farklı şekillerde kas gücünden faydalanmak anlamında kullanılmış. eşek katır vb. hayvanların yük hayvanı olarak kullanılması, öküzlerin kağnıya koşulması, atların değirmende kullanılması vs.


  • stimpak  (13.07.14 13:28:30) 
@stimpak

aslında ben de öyle düşündüm ama peki kas gücü, bahsedilen produce commodities'i karşılar mı? yoksa doğum mu kastediliyor orada? hani döl verimi manasında?
  • alm est  (13.07.14 13:33:06) 
Bence paragrafi koyarsan daha kolay anlasilabilir ne demek istendigi


  • march or die  (13.07.14 13:40:50) 
doğum bağlam dışı kalıyor orada. mal, emtia olarak alırsak da iş gücüne karşılık gelir. doğum başlı başına bir mal olarak nitelendirilmiyor zira.


  • stimpak  (14.07.14 01:21:49) 
[]

yabancı dil seti

selam..elimde fem'in videolu bir seti var sıfırdan öğretiyor galiba ama hangi konulardan başlayacağım konu sıralaması nasıl yardımcı olur musunuz? konular resimde.

imgur.com


 
tenses-present tense
sıfıran öğrettiğine emin misin?
bu komple gramer la, youtubeda takılsana bununla çalışacağına
  • en lüzumlusundan feyizli bir abiniz  (13.07.14 12:57:36) 
[]

south park'ta sıkça duyulan bir kelime

viner diye telafuz edilen kelimenin yazılışı nedir?




 
wiener. aslinda sosis demek ama seklinden dolayi penis anlaminda kullanilan bir kelime oldu.


  • rivulet  (13.07.14 10:54:45) 
hıı evet zaten bazen altyazıda da sosis diye geçiyordu. teşekkürler.


  • yardiranadamm  (13.07.14 10:58:01) 
www.google.at



linke tikla olayi daha iyi kavrarsin
  • ivettivett  (13.07.14 11:02:20) 
@ivettivett zaten görür görmez yapmıştım :)


  • yardiranadamm  (13.07.14 11:10:58) 
[]

yds kursu

yds sınavı için kursa gitmeyi düşünüyorum online eğitim cdleri yeterli olur mu yoksa aktif bir kursa katılmam daha kolay bir çözüm mü sağlar? hangi kursları önerirsiniz?




 
www.facebook.com şuraya alalım seni :) burda çok ayrıntılı cvap bulabilirsiniz


  • hematom  (12.07.14 22:31:23) 
[]

İngilizce bir cümle kurmaca

"Oluşan bu yanıt, normal fizyolojik durumu bozmayacak kadar küçük olabileceği gibi tüm sistemleri doğrudan veya dolaylı olarak etkileyebilecek kadar büyük de olabilir."

"fizyolojik durumu bozmayacak kadar küçük" kısmında takıldım. nasıl veririz bu anlamı?


 
this generated response, can be as minor not to disturb usual physiological state, might as well be major to affect the whole system directly or indirectly.


  • hiko seijuro  (12.07.14 22:14:44) 
[]

İngilizce bilen fizikçi kardeşlerim

"İki noktası ya da en az bir noktası sabit olan cisimlere bir kuvvet uygulandığında, cisim sabit bir nokta veya eksen etrafında dönme hareketi yapar."

bu cümleyi İngilice'ye çevirdim.

"If a force is applied to object which is fixed from two or at least one point, object rotates around a fixed point or axis."

Olmuş mu acaba?

 
fixed point or through an axis olacak
applied to an object
the object rotates around

ayrıca two or at least one point anlatım bozukluğu sadece at least one yeterli.
  • fuerteventura  (12.07.14 12:23:31) 
iki noktası sabitlenmiş cisim nasıl "bir nokta" veya "eksen etrafında" dönme hareketi yapar? sadece "bir noktada" sabitlenme için geçerlidir.


  • hiko seijuro  (12.07.14 12:29:48) 
özür dileyerek cümlenin türkçesi de biraz sıkıntılı değil mi? "bir cisim iki noktasından sabitlendiğinde bir eksen etrafında, tek noktadan sabitlendiğinde ise nokta etrafında döner" daa doğru gibi :)


  • paltar yuyan masin  (12.07.14 12:56:15) 
haklısınız, cümlenin Türkçe'si sıkıntılı. ben yazmadım ama, tez özetini İngilizce'ye çeviriyorum :)


  • the kene  (12.07.14 13:01:25) 
[]

tıbbi çeviri yapsam

türkçeden ingilizceye bir çeviri var elimde. normalde tereddüt etmem ama çok fazla tıbbı terim olduğu için bilemedim. mesela "eksizyon yapmak" gibi kavramlar var ama bunun için do-make-apply vs hangi fiili kullanacağımı bilmiyorum.

ben çevirsem, bu tarz şeyler olmuş veya olmamış demek için bi gözden geçireniniz olur mu? tıpla alakam yok, öğrencimin dersi için yardımcı olacağım. içinizde bu terimlerden anlayan varsa ve "tamam abla ben bi göz atarım" derseniz ben de kıza tamam diyeceğim. öyle çok bir şey istemiyorum, şu terim öyle değil böyle kullanılır gibi basit şeyler.


 
bir kere seninki gibi bir çeviri elime geldi. ingilizce hocası çevirmiş anatomi tezini, asistan da bana vermişti kontrol etmem için
yemin ediyorum sıfırdan çevirsem daha kolay olurdu her şey

  • la noix  (12.07.14 12:19:40) 
Ben yıllardım yapıyorum tıbbi çevirmenlik. çok acele ettirmeyecekseniz yardım ederim.


  • the kene  (12.07.14 12:20:52) 
Excise, incise fiil olarak kullanılabilir. Incision make ile birlikte kullanılabiliyor. Excision kullanılabilir mi bilmiyorum.


  • Lim5  (12.07.14 12:22:18) 
[]

Burada ne demek istemiş?

the subscription of the minimum amount of start-up operation of crowdfunding with the subject patent and the industrialization of the building system




 
Yapı sistemlerinin endüstriyelleşmesinin ve konu patent ile kitle katılım fonu için gerekli en az yenilikçi şirket abonelik sayısı.

Başlık sik gibi dursa da şunu demek istemiş: Ortada bir patent var ve bunun endüstriyelleşmesi, piyasaya çıkması gerekiyor. Bunun için de bir sermaye birikmesi gerekli. Ama bu sermaye bireylerden toplanılarak oluşacak bir "kitle katılım fonu" ile birikecek. İlgili patenti kullanan iştirak sayısının belirli bir üyelik sayısını aşması gerekiyor ki ihtiyaç olunan fon toplansın ve patent endüstriyelleşerek piyasaya çıksın. İşte bu ihtiyaç olunan minimum üyelikten sayısını vurguluyor.
  • hiko seijuro  (11.07.14 22:03:36 ~ 22:04:13) 
[]

"Şişe çevirmece" oyununun İngilizce adı nedir?

SB.

Teşekkürler.


 
spin the bottle


  • sir gawain  (11.07.14 21:30:40) 
truth or dare'i de kastediyor olabilirisiniz.


  • hiko seijuro  (11.07.14 21:32:23) 
bottle translate


  • paltar yuyan masin  (11.07.14 21:35:35) 
truth or dare +1


  • zenciamacalismiyor  (11.07.14 21:39:43) 
Spin the bottle ve truth or dare karışımı bir oyun bizde oynana spin the bottle sadece öpüşme üZerine ama o tr de tutmaz demişler heralde truth or dare ile birleştirmişler


  • dolmakalem  (12.07.14 00:09:49) 
[]

Çeviri Programı Arıyorum

selam.

elimde uzun bir metin var ve bunu türkçeye çevirmeye çalışacağım. bu iş için uygun bir yazılım aramaktayım. yani metnin ingilizcesi bi kenarda gözüksün, türkçesi yan tarafta. misal teknik bir terimi çevirdiğim zaman her seferinde aynı çeviriyi önersin o kelime için falan gibi. çevirmenin işini kolaylaştıracak şeyler olsun yani.

not: istediğim google translate gibi çeviriyi kendisi yapan bir şey değil, çevirmene yardımcı olan bir kelime işlemci.

not 2: os x versiyonu olan bir program olursa daha makbule geçer.

 
Sdl ve memoq, macteki durumu bilemiyorum.
memoq'nun 45 günlük deneme sürümü var. sdl de malum ortamlarda var.

  • yalnux  (11.07.14 15:24:32 ~ 15:37:08) 
[]

Stoichiometric coefficient

Ne demek bu kelime? Kimyada hep duyduğum ama hiç anlamadığım bir terim.




 
--kopyala yapistir mode on--
The number of molecules of a reactant taking part in a reaction is known as Stoichiometric coefficient.

For example:
Consider the following equation:
aA + bB ⇌ cC + dD

In this equation, a, b, c and d are called as Stoichiometric coefficients of the A, B, C and D respectively.
--kopyala yapistir mode off--
  • she was my baby  (11.07.14 15:08:41) 
stokiyometrik katsayı.

kimyasal tepkimeleri gösteren formüllerde kullanılan katsayıları ifade ediyor.
  • bulmasi gercekten zor  (11.07.14 15:09:00) 
genel olarak tepkimedeki katsayıları ifade eder. harcananlar için eksi, oluşanlar için artıdır. sınırlayıcı reaktana göre durum değişebilir.


  • uykusunu yakalayan adam  (11.07.14 15:11:59) 
[]

üç saniye ingilizce listening (boru gibin)

merıbaa. linkteki videonun 15-18. saniyeleri arasındaki cümleyi anlayabilen çıkar mı dostlar?

www.youtube.com


 
doubled up on my centrum silver and shot up like a doggone weed

centrum silver vitamin+ kalsiyum takviyesi yapan bir ilac, ondan iki doz aldim, ot gibi uzadim gittim diyor
  • beriberi  (11.07.14 12:00:03) 
[]

uzun bir cümle çevirisi

...........
while human rights are important in shaping the US foreign policy, the United States has not been consistent in the implementation of its foreign policy as its strategic interests have sometimes superseded its concern for human rights.
...........
ingilterenin dış politikasında biçimsel olarak insan hakları önemli iken abdde stratejik çıkarların bazen insan haklarına duyulan ilginin yerine geçmesinin sonucu olarak dış politikada uygulamasında istikrarlı değil.
...........

olmadı gibi geldi bana daha güzel bir önerisi olan varsa şeetse ya?

 
İnsan hakları Birleşik devletlerin dış politikasının şekillenmesinde önemli bir rol oynasa da, bazı zamanlarda stratejik çıkarlarının insan hakları konusundaki kaygılarını bastırması sebebiyle Birleşik devletler bu hakları dış politikasında yürürlüğe koyma konusunda istikrar göstermemektedir.


  • bulmasi gercekten zor  (10.07.14 16:51:39 ~ 16:53:18) 
Ingiltere nereden geldi?


  • fortisvita  (10.07.14 17:08:56) 
us'yi uk ile karıştırmışım. yalnız cümlede de bi terslik var mantık olarak önce açılımı yazılır sonra tekrar halinde kısaltması kullanılır.


  • kaya1453  (10.07.14 17:25:14) 
[]

burada ne diyor tam olarak

sımdıden tesekkurler

You will hear from the PAB regarding whether you can take the resits for ECON1096 in due course.


 
Zamanı geldiğince PAB'dan ECON1096 için bütünleme sınavlarına girip giremeyeceğinizi belirten bir bildirim alacaksınız

PAB ne demek bilmiyorum.
  • sir gawain  (10.07.14 16:15:13) 
bu dersin bütünlemesine girip giremeyeceğini pab sana bildirecekmiş


  • fuerteventura  (10.07.14 16:18:06) 
[]

" ..... Sorumlusu"nun ingilizcesi nedir?

Örneğin satış sorumlusu, üretim planlama sorumlusu gibi. buradaki sorumlu kelimesinin en doğru karşılığı nedir? "responsible" demek çiğ geliyor biraz sanki ama?

Edit: satış sorumlusu örneğini boşverin, orada işler karışıyor sanırım. üretim planlama sorumlusu, kalite kontrol sorumlusu, satınalma sorumlusu gibi düşünebiliriz.


 
head, lead ya da supervisor kullanabilirsin.


  • fuck is a four letter word  (10.07.14 15:00:10) 
......... Representative


  • Rmdy  (10.07.14 15:03:52) 
representative


  • tepedeki psychedelic adam  (10.07.14 15:04:09) 
responsible zaten o anlamda sorumlu demek değil. Kabaca, bir işin, eylemin sorumlusu anlamına geliyor. Doğrudan Türkçe düşünmek çok yanlış. onun haricinde fuck'ın verdiği tavsiyeler uygun.


  • air  (10.07.14 15:13:46) 
"satış sorumlusu"ndan kastınız, o şirketteki satışlardan en sorumlu olan kişi midir, yoksa ekip üyelerinin her birinin ünvanı mıdır?


  • nereye bu gidis  (10.07.14 15:19:51) 
satış için representative (sales rep), üretim sorumlusu için supervisor... tek kelime arama


  • no avalon  (10.07.14 15:23:32) 
officer olmalı, şurda da örnekleri var, bir bakın isterseniz: en.wikipedia.org


  • lllllllllllllllllll  (10.07.14 15:25:08) 
Associate, specialist
Sales associate
Production specialist

Bu her ikisi de "entry level" kadrolar

responsible derseniz chicken translate olur
  • compadrito  (10.07.14 15:52:48) 
[]

ingilizce çeviri yardım

"During the month, they are not supposed to eat between sunrise and sunset"




 
Ay boyunca, güneşin doğuşu ve batışı arasında kalan zaman diliminde yemek yememeleri gerekmektedir.


  • bulmasi gercekten zor  (10.07.14 13:12:43) 
ay boyunca güneşin doğuşuyla batışı arasındaki zamanda bir şey yiyip içmemeleri gerekir.


  • sir gawain  (10.07.14 14:07:05) 
[]

esperanto nasıl öğrenilir?

s.b.




 
tr.lernu.net esperanto için en çok tercih edilen sitelerden birisidir.


  • zebragibi  (10.07.14 03:54:08) 
[]

ispanyolca gramer

merhaba.
"yo voy a comer algo"nun anlamı tam bir tercümeyle "bir şey yiyeceğim" mi, yoksa "bir şeyler yemeye gidiyorum" mu?
yani, bu "voy + a" nın sağladığı anlam, ingilizce'deki "be going to (-ecek, -acak)" gibi midir ve de bu ifadeden sonra fiilin çekimsiz hali mi gelir?


 
gelecek zaman.

yemeye gidiyorum icin "icin" falan diye kullanilir, para comer falan. bi de voy'dan sonra yer belirteci gelir. gelmiyosa "me voy" olur. hadi gittim manasinda.
  • she was my baby  (10.07.14 02:22:09 ~ 02:22:42) 
[]

Arapça mı Farsça mı,

Selam ey ahali,

bir yılı bir iranlıyla birebir yüzyüze ve bazı zamanlarda skype vasıtasıyla dersler, gerisi de bir farsça kursu olmak üzere iki senedir farsça öğreniyorum. pekte seviyorum. bu sebeple yaşıma başıma bakmadan üniversite sınavına girdim ve istanbul üniversitesi fars dili edebiyatı ikinci öğrenimi okumama yetecek bir puan aldım.

Hali hazırda ingilizce ve rusça tercümanlık yapıyorum.

Amma velakin, sınavdan sonra kafam karıştı, puanımın arapçaya da yettiğini gördüm.

Arapçanın kullanım alanı mukayese kabul etmeyecek derecede çok daha zengin. 300 milyon insanın konuştuğu bir dil yepyeni bir dünya amma velakin farsça sayesinde harflerini okuyabilmemin dışında hiç bir ön hazırlığım yok.

Öte yandan 2 yılımı verdiğim bir farsça var.Ama klasik farsçadan, mevlana şerhlerinden, eski edebiyattan öyle çok büyük bir haz almıyorum. firdevsi çevirip, tramvay yolunu tarif edemeyen dil mezunlarından olmak istemiyorum.

sizce ne yapmalıyım?

14 temmuz tercihler için son gün

 
Tabii ki Arapça.


  • compadrito  (10.07.14 01:14:22) 
Rusça bilgisi söz konusuyken ben olsam Farsçayı seçerdim (ki ben Arapça öğrenmeye çalışıyorum bu aralar). Rusça-Türkçe-Farsça-İngilizce güzel kombinasyon olur ilerleyen yıllarda. Niche.


  • actionary  (10.07.14 01:15:32 ~ 01:15:59) 
Farsça öğreniyor olduğunuz için Arapça.
İran'a gidip 1 ay kalsanız zaten halledersiniz Farsçayı ama Arapça için daha sistematik bir çalışma gerek.

  • en lüzumlusundan feyizli bir abiniz  (10.07.14 09:05:22) 
[]

"plaza kültürü"nü ifade edebilecek bir şeyler

İçinde "plaza kültürü" geçen bir cümle çevirmem gerekiyor ama ingilizce'de böyle bir şey olduğunu sanmıyorum. "plaza kültürü" deyince anladığınız şeyi ifade edebilecek bir şeyler biliyor musunuz? Bir iki kelime olması gerekmiyor, istediğiniz gibi olabilir. Ayrıca araştırma yapabilmem için keyword önerisi olan varsa ona da açığım.




 
white collar culture falan gibi bişi olabilir mi (götümden salladım)


  • selam  (09.07.14 14:46:36) 
corporate culture denebilir. ya da corporate world.


  • interview with the vampire  (09.07.14 14:48:23) 
keywords :

beyaz yaka
asansör
levent-maslak
starbucks
plaza dili
plaza kezbanı

vs. çakma yaşam normları geliyo aklıma.
  • widee  (09.07.14 14:51:16 ~ 14:52:16) 
Mad men gibi bi şey


  • nereye bu gidis  (09.07.14 14:53:49) 
[]

yds'den 70 almak için yapılması gerekenler

nelerdir panpalar? girdiğim üç yds sınavından da 58,75 aldım, hatta son sınavdan önce de 2 hafta kadar sınav taktikleri çalıştım, o sınavda da sistem değişti amk. bu puanı 11,25 puan yükseltmek için ne tavsiye edersiniz? özel ders ya da kursa verecek param yok bu arada.




 
Kaliteli bir yayının güncel YDS setini al ve başından sonuna kadar ona çalış derim ben.


  • onexey  (09.07.14 14:17:31) 
valla sınav sınav olsa şöyle çalış böyle çalış diycem de, adamlar virgül kullanmadan cümle kuruyor, neyine çalışcan...

2 hafta taktik çalışmak yetmez. seviyen üst düzey değilse bu sınav taktik sınavı zaten. bu varsa şu gelmez diye şıkları eleyeceksin. onun için güzel bir yayından çalış. mümkün olduğunca ösym'nin bütün dil sınavlarını çöz. çıkan kelimeleri öğren. bir de çözdüğün sınavlarda mutlaka süreye dikkat et. ben çok rahat 70-80 alacağım sınavda yetiştiremeyeceğimi anlayınca bırakmıştım.
  • sanxis  (09.07.14 15:04:54) 
Buçuk muçuk puan hesabına girilecek bir sınav değil yds. En çok yanlışın hangi bölümden çıkıyosa ona yönelik çalışacksın olay bu. Tabi puanına bakarak yazıyorum bunu. 60 civarı alıyosan atıyorum paragraflardan illa ki yanlışın çıkıyodur phrasal verbleri yapamıyosundur vs. Bunlara ayrıca çalış. Oturup her denemede çeviri çözme mesela. Matematikte rasyonel sayı çözüp durmak gibi bi şey oluyo bu. Yapamadıklarına çalış. Özel kurs gereksiz senin durumunda bence çünkü belli bi altyapın var. Netteki kaynakları sömür.


  • buzbebek  (09.07.14 15:30:44) 
[]

Bond-tahvil bilgisi okuma

Merhaba,

Security anlysis'ı okuyorum ancak kitabın bir yerinde bond ile ilgili örneklerde yazılan terimlere yabancı olduğum için anlayamıyorum.

aşağıda yazanları nasıl anlamalıyım/okumalıyım?

"...the Cudahy Packing Company First Mortgage 5s, due 1946, and the Debenture 5½s of the same company, due 1937. In June 1932 the First 5s sold at 95 to yield about 5½%, whereas the junior 5½s sold at 59 to yield over 20% to maturity."

"...in April 1932 Fisk Rubber Company First 8s were selling as low as 17 against a price of 12 for the unsecured 5½% Notes."



teşekkürler

 
Haziran 1932'de;

1946 itfa tarihli %5 kupon ödemeli bono 95'e satılmış, getirisi %5.5
1937 itfa tarihli %5.5 kupon ödemeli tahvil 59'a satılmış, %20 üzeri getiriyle.

Nisan 1932'de %8 kupon ödemeli bonolar 17'ye satılırken, %5.5 kupon ödemeli güvencesiz şirket tahvilleri 12'den satılıyordu.
  • arnold schwarzeneger  (09.07.14 13:48:45 ~ 13:51:02) 
[]

Japonca bilen var mı acil!!

kısa bir çeviri var da..




 
Hallettin mi ceviri isini?


  • nais  (09.07.14 13:48:12) 
hallettim sağolun


  • varoluscusanri  (18.07.14 09:26:52) 
[]

Sadece 3 kelime

"Dostum bana yaptığın bu kıyağı asla unutmayacağım " nasıl derim ingilizce




 
dude, i will never forget this favor of yours.


  • sir gawain  (09.07.14 11:13:49) 
ingilizse yerine göre, "you will never walk alone" da diyebilirsin.


  • [silinmiş]  (09.07.14 11:21:47) 
[]

ich fass es nicht ACİL

ne demek?




 
google translate inanamıyorum diye çevirdi...


  • inanmazsan inanma  (09.07.14 02:35:23) 
"inanamıyorum", "yok daha neler", "hayret verici" gibi anlamları var işte.


  • candanag  (09.07.14 02:48:02) 
[]

liebe ist gemeinsame momente der ruhe

liebe ist gemeinsame momente der ruhe

evlenmek üzre oldugum canım bitanem askım dedigim aşkımla bitti
bunuda bi yere yazmış.lütfen biri çevirsin.ve izmirde olan varsa gelip benle bişeyler içsin ısmarlarım.çok acayip bi ruh halindeyim.hiç iyi değilim.hemde hiç..

 
birebir cevirince; ask, birlikte gecirilen huzurlü zamanlardir.

yani diyor ki:

ask, birlikte huzurlu olmaktir.
  • ben de  (08.07.14 19:58:24) 
[]

hakliyken haksiz duruma dusmek

ingilizce nasi denir?
ya da yavuz hirsiz ev sahibini bastirimis gibi bisey de olabilir.
acil, mersi, optum...


 
yavuz hirsiz su sekilde soyleyebilirsin
Smart thief overcomes the landlord.

  • lutah  (08.07.14 19:50:28) 
ben oyle soylerim de onlar anlar mi o deyimin ne anlama geldigini?


  • halanne  (08.07.14 20:12:05) 
Might makes right diye bir şey varmış.

en.wikipedia.org
  • irbat  (08.07.14 20:35:03 ~ 20:35:55) 
1 ... •949596979899100• ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.