[]

okuyamadım' ın tense yapısı nasıl oluyor?

mesajların silinmesinden dolayı mesajlarını okuyamadım. cümlesi nasıl ingilizce olarak nasıl söylenir?




 
i couldn't read your messages since they were deleted.


  • sir gawain  (03.11.14 14:41:02) 
Messages were deleted so I couldn't read them


  • mahnita  (03.11.14 14:58:55) 
Hepsi doğru da tıpkısının aynısı istersen;

I was unable to read messages as they were deleted.
  • enerji muhendisi  (03.11.14 17:21:35) 
[]

Application by CV only

Bazı iş ilanlarında en sonunda "Application by CV only " diyor: bu bana cover letter yazmayın demek mi?




 
Telefonla aramayın da diyor olabilir.


  • razvan rat  (03.11.14 12:20:28) 
ben de ilk onu düşündüm de, telefon falan olmasa da diyorlar bazen


  • neverletyougodown  (03.11.14 12:22:15) 
sadece cv kabul ediyorlar işte. telefon, mail vs. atmayın diyor.


  • brotha b  (03.11.14 13:06:14) 
[]

hangisi dogru?

Union of unhappy cashiers
unhappy cashiers union

Hangisi doğru?

Demek istediğim 'mutsuz kasiyerler birliği'

 
ikincisi kullanılıyor.


  • sparkle kiddle  (02.11.14 13:03:26) 
bence ikisi de aynı. yani ikisi de yanlış değil.


  • i was me but now he s gone  (02.11.14 13:04:10) 
bence ilki, belirsizlik taşımaması açısından daha doğru geliyor.

ikincisinde mutsuz olan kimdir; kasiyerler birliği mi, yoksa sadece kasiyerler mi? gördüğünüz gibi belirsizlik var yine de.
  • m e b  (02.11.14 13:10:58) 
[]

Almanca / Erasmus koordinatörüne atmalık mailime yardım

Almanyada gideceğim üniversitenin koordinatörüne almanca bir mail atmalıyım. Mailde ders listesini ve erasmus süreci hakkında bilgi istiycem. Bir de kendimi tanıtıcam sadece. Bu kısa mailde bana yardım edebilecek biri var mı? B1le a2 arasında gezen almancamla bir mail atıp rezil olmak istemiyorum. :(




 
İngilizce at? Erasmus koordinatörleri her şekilde ingilizceye hakimdirler.


  • dampire  (02.11.14 13:35:08) 
@dampire Okulun dili almanca olduğu için bizim okulun koordinatörü özellikle almanca yaz dedi.


  • okuyamıyom ben ya  (02.11.14 13:51:52) 
[]

Mc Dreamy

ne demek? Mc Dreamy diyor sürekli bana bir hatun. İltifat mı, hakaret mi ediyor? :D




 
Dempsey's character, Derek Shepherd is often referred to as "McDreamy" and has received press attention for his sex appeal

edit: Grey's Anatomy de bir karakter...

seni ona benzetmiştir ya da iltifattır kötü bir anlamda söylemiyor bence
  • kilimanjaro  (01.11.14 09:29:00 ~ 09:29:55) 
[]

arapça

şu tişörtte ne yazıyor? ilki şükür gibi ama diğerini tam şeyedemedim.

www.kaft.com

asdgfghljş

 
besmele sanırım. tam çıkaramadım ama.


  • achtundsiebzug  (31.10.14 21:05:57) 
Random niye güldünüz anlamadım.

Şükra kesira yazıyo, yanılmıyorsam çok şükür demek.
  • emirkulu  (31.10.14 21:18:45) 
çok şükür yazıyor olmasın?


  • angelofdeath  (31.10.14 21:20:45) 
link koymayı unutmuşum şiranay :D ona güldüm. üstteki arkadaş arapçayla değil benimle dalga geçiyo.


  • calzoncillos  (31.10.14 21:21:03) 
@emirkulu hocam nasıl okudun yav? hereke yok üstün yok esre yok, nasıl anlıyorsun? benim öğrenmeye çalıştığım arapça'da hep işaretler olduğu için bu şekilde sade harfleri okuyanlara şaşırıyorum da o yüzden sordum.


  • tolga asp  (31.10.14 22:33:26 ~ 22:34:45) 
2 kur Arapça kursuna gitmişliğim var. Slm nbr okurken nasıl selam naber olduğunu anlıyorsun, bu da öyle bişi hehe


  • emirkulu  (31.10.14 22:35:20) 
yani kelimeleri ezbere bildiğin için okuyabiliyorsun öyle mi? mesela "kesira" diye bir kelimenin var olduğunu bilmeseydin okuyamayacak mıydın?


  • tolga asp  (31.10.14 22:38:18) 
@tolga evet ezbere okunuyor arapça. zaten kökleri aynı olduğu için başına-sonuna ekleri alarak okunuşu-anlamı falan değişiyor. özel isimlerde çok karışıyor ama durum.


  • calzoncillos  (31.10.14 22:41:59) 
[]

Fransızca üstadları

Oğlan Fransızca okuyor. Conjugaison dedikleri bir şey var. Ha bire fiil çekimi ödevi oluyor. Bir iki kitap aldım ama bana bir site lazım kelimeyi gireyim bana çekimleri getirsin. hatta 10 yaşındaki oğlana da öğreteyim o da baksın ipadden.
en iyisi hangisi sizce ?
google'a conjugaison yazınca bir sürü site çıkıyor, ayıramıyorum ki birbirinden.
fransızca bilgim vıy ve no idi. oğlan sağolsun bir iki kelime daha öğrendik.

 
la-conjugaison.nouvelobs.com
arama kutusunua fiili yazınca çekimleri çıkıyor.

  • alibaba06  (31.10.14 08:28:03) 
çare bescherelle


  • joe dalton  (31.10.14 09:44:50) 
françaisfacile


  • mistreated  (31.10.14 19:36:28) 
Ben hep
Www.le-dictionnaire.com u kullandim. Burada hem synonyme hem conjugation hem sözlük biraradadir.Aplikasyonu i pad i bilmem ama.

  • gis  (31.10.14 19:46:05 ~ 19:49:05) 
açık ara en iyisi

leconjugueur.lefigaro.fr
  • konf  (26.08.15 10:47:17) 
[]

'Alacak Takibi' nin ingilizcesi nedir?

Bir firmada alacak takip departmanında çalışıyorum mesala. Çalıştığım şirkete borcu olan insanları arayıp "parayı ödeyin" falan diyorum. Bu eylemin ingilizcesi nedir?




 
tureng.com şu şekilde geçiyor.

"I am responsible for the debt follow-up procedure when the clients (veya borcu olan kişiler her kimse) do not pay their debts" gibi bir ifade olabilir.
  • razvan rat  (30.10.14 20:59:19 ~ 21:02:08) 
debt tracker birebir bi çeviri oluyo ama debt collector direk borcu toplayan kişi olsada iş tanimina daha uygun kaçar sanki


  • berginyonbaenre  (30.10.14 21:01:10) 
  • oshamahue  (30.10.14 21:18:36) 
Bankalarda da ilgili birimin adı collection zaten. Collection biriminde görevli dersin olur biter


  • esenboga  (30.10.14 21:59:51) 
Debt Enforcement.


  • maxim gorki  (30.10.14 22:16:18) 
[]

"The point is that" kalıbı

Selam britanyallılar,

The point is that we need this done today.

yukarıdaki cümlede tam olarak söylenmek istenen nedir? Basit ama aynı kalıbın başka yerlerde kullanılmasından dolayı kafamı karıştıran bir husustur.

türkçeye çevirmek istediğimde "o değil de bunu bugün yapmış olmalıyız" gibi bir anlam çıkarıyorum. garipliğin farkında mısınız?

 
"Olay şu ki;"


  • hadi ya la  (30.10.14 18:54:12) 
Sonuç olarak
Demek istiyorum ki

  • sesee  (30.10.14 18:56:22) 
the point is that: Olay şudur ki,


  • Ruprect  (30.10.14 18:56:45) 
teşekkürler..


  • coripack1  (30.10.14 19:05:17) 
"sözün özü"


  • icemint  (30.10.14 19:15:18) 
  • icim urperiyor  (30.10.14 19:17:52) 
[]

Almanca bilenler

Aşağıdaki cümleyi bir restoranda gördüm. Manasını çıkaramadım. Almanca öğreniyorum o yüzden manasını da anlamak istedim.

"Verlieren nie den Mut es gibt so wenig ehrliche Finder"

teşekkür ederim yardımcı olanlara.

 
Cesaretinizi asla kaybetmeyiniz, bunu bulan dürüst insanların sayısı azdır.


  • himmet dayi  (30.10.14 12:22:32) 
[]

bir ödev

selamlar.

ufak kuzenimin bir ödevi varmış ingilizce'den. tam anlamadım ama şöyle diyor:

"Charity bir yardım kampanyası düzenlicekmişiz bir zengin gibi napabiliriz bol resimli mesela yemek düzenleme balo gibi slayt olacak."

bunu nasıl yapabileceğimi tam anlamadım. yardımcı olabilecek kimseler varsa çok sevinirim.

 
Organizasyon yapmanızı istiyor sanırım; çocuk dernek üyelerine sunum yapacakmış gibi bir slayt hazırlasın. Bir gece organizasyonu düzenlesin, sanatçı çağırsın, müzayede yapsın, katılım da ücretli olsun, gecenin geliri ve müzayedenin geliri derneğe bağışlansın. Bunlarla ilgili resimlerle beraber hazırlasın sunumu. Ben olsam öyle yapardım =D


  • monster of puppets  (29.10.14 21:17:08) 
[]

şu ikisi arasında anlam olarak ne fark var?

1-)he went to home

2-)he has gone to home


 
ok onu değilde kalıba baksak. geçmiş zamana


  • rononoa zoro  (29.10.14 13:59:59) 
he went home / he went to his house
he has gone home / he has gone to his house
he has been home

birincisi gecmiste gitti, epey oldu gideli. oradan belki başka yere gitmistir.
ikincisi gitti ama gelmedi hala evde.
ücüncüsü gitti geri geldi, simdi bizimle.
  • atmaca.ged  (29.10.14 14:01:07 ~ 14:01:22) 
en iyi soyle aciklayabildim:

he went home- eve gitti. yani past tense oldugu icin tamamen gecmisteki bir olaydan bahsediyorsun.
he has gone home- eve gitmis bulunmakta. boyle kullandigin zaman gecmis bir eylem hala gecerli oluyor gibi bir sey. anlatmasi cok zor, gramatik olarak aralarindaki fark bu ama.

gunluk konusurken ikisi arasinda hic bi fark yok. biri sana gelip kamil nerde dese, he went home da diyebilirsin, he has gone home da.

bir hikaye yazarken ama mesela he went home dersin, digerini kullanamazsin.
  • gerard  (29.10.14 14:21:54) 
he went home: eve gitti.
he has gone home: eve gitti (yakin zamanda).

bu kadar basit. genelde he has just gone home or has just left dersin ki olaydan kisa bir sure gectigi anlasilsin.
  • ubi dubium ibi libertas  (29.10.14 15:13:29) 
[]

Almanca ögrenme istegi-Ankara

Selamlar gençlik.Başlangıç seviyesinde almancaya taaaa lise zamanlarından beridir sahibim ama bi türlü geliştiremedim.Almanca kurslarıda ya bana uymuyo saatleri vs yada yeterli kişi sayısına ulaşmadıgı için kurs açılmıyo.Bana makul ücretle yardım edecek haftada 1-2 saatini ayıracak hem bana kazandıracak hem kendi kazanacak bir arkadaş var mıdır bu topraklarda.Almanca ögrenme amacım yavaş yavaş bu dili geliştirmek.Almanca hazırlık okumuş biri bana ultra yeter.Bazı zamanlar bana mail atarak bile yardımcı olabilir.şunu oku bunu oku ezberle der.Ben yine anlaştıgımız miktarı ona öderim.El yardım lütfen.




 
Başkent Halk Eğitim Merkezi (Ayrancı) ücretsiz kursu var. Geçtiğimiz hafta başladı. Haftasonu saat 1-4, hafta içi ptesi-çarşamba-cuma sabah 9daymış. Uyarsa katılabilirsiniz.


  • alicia dominica  (29.10.14 11:03:16) 
[]

Restoran satış ilanı

rent: £12000 yıllık
rates: £6500 yıllık
lease: 8 yıl önü açık

Bu kavramlar ne demek, açıklayabilirseniz?

 
yıllık 12 bin paund 40 bin tl falan,
aidat/vergi 6500 paund 16 17bin tl falan,
8 yıla kadar kontrot yaparız diyor.
  • dirildimde geldim  (28.10.14 12:09:29) 
@dirildimde geldim iyi de satılık diyor, 8 yıl kontrat yapılır çok saçma değil mi?


  • freedonia  (28.10.14 12:22:43 ~ 12:25:57) 
@freedonia, yok yanlış anladın, bu restoran'ın net gelir gideri. yani sen bunu alırsan bunlar kesin diyor. 8 yıl kontrat süresi var diyor. özür dilerim fazla açıklayıcı olamadığım için.


  • dirildimde geldim  (28.10.14 12:25:00) 
satis degil devirdir, hava parasi istiyordur, 8 yil kira uzatma opsyonu vardir


  • brawler  (28.10.14 12:25:55) 
Anlamadım ya: bir başka ilan mesela:
Peterborough
Bölgesinde
Acilen sat›l›k
Rent&Rate: £14 000 y›ll›k
Lease: 19 y›l, önü ac›kt›r.
Takings: £2 400-2 600 pw
Fiyat: £55 000

lease: şu kadar önü açıktır ne demek ya? Ben mesela £55 000'u saydım adamın eline, 19 yıl sonra ne olacak? Bu benim mülküm değil mi hala?
  • freedonia  (28.10.14 12:40:04) 
hayır değil, uzun dönem kiralıyorsun. Futbol stadyumlarında ki hikaye. mülk sahibi olmuyorsun ama 19 yıllığına mülkü işletiyorsun


  • Sskywalkeremre  (28.10.14 13:58:48) 
hayır o zaman satılık niye yazıyorsun? Kiralık yaz.


  • freedonia  (28.10.14 21:48:29) 
Ingiltere'de emlak olayinda lease ayri bir durum. Mesela apartman dairelerinin hepsi leasehold seklindedir. yani asla tamamina sahip olamazsin. Tamami derken dukkanin ya da dairenin tuglasi, kiremiti, ici vs sana ait olabilir ama toprak baskasinindir. Ona senelik ucret odersin. Bir de freehold denilen bir durum vardir ki o da topragi ile birlikte yapiya sahip olmaktir. Neden dersen, iste oyle...


  • bosch kalfa  (14.11.14 01:36:48) 
[]

Fransızca öğrenmek için kaynak

Merhabalar; yeni fransızca öğrenmeye başladım, internet üzerinden faydalanabileceğim kaynaklar nelerdir?




 
françaisfacile


  • mistreated  (27.10.14 21:16:39) 
français facile iyi bir sitedir. duolingo da iyi ancak fransızca konusunda 0 iseniz direkt oradan başlamayın çünkü konu anlatımı çok az. bunun yerine önce biraz öğrenin , pratik yapmak için oradan alıştırmaları yapın rutin olarak.


  • fraise  (27.10.14 22:35:29) 
cevaplar için çok teşekkürler; rosetta stone var, oradan fransızca'ya güzel bir giriş yaptım. istediğim şey yan takviyelerdi ve gerçekten duolingo ve memrise çok hoşuma gitti ios'a kuruluyor da olmasıyla; fakat françaisfacile'i pek anlamadım :) tamamıyla fransızca'dan ibaret olması biraz zor geldi açıkçası gözüme.


  • chess.is.my.life  (27.10.14 22:47:45) 
rfi ve tv5monde un apprendre français bölümleri var seviyenize göre kurcalayın derim


  • gis  (27.10.14 22:52:03) 
[]

İngilizce gramer kitap önerisi

Merhaba arkadaşlar,
Upper seviye ingilizcem var.ama uzun zamandır kullanmadığımdan gramer olarak kendimi geride hissediyorum.
Yarın gramer kitabı alacağım.
Tavsiye verene minnettar olurnüum.
Teşekkürler,

 
Raymond Murphy English Grammar şöyle bi baştan bakın, hemen toplar grameri.


  • zebragibi  (27.10.14 20:35:58 ~ 20:36:23) 
Bize hazirlikta Azar vermislerdi. Mavi olani iyidir.


  • sckxyss  (27.10.14 20:37:48 ~ 20:38:13) 
[]

Ösym burslu İngilizce

Selamlar sevgili şekspirler,

özel üni mezunuyum. ingilizce CV'ye koymak için, 100% Ösym bursuyla okuduğumu nasıl yazabilirim ingilizce. 100% scholarship yazmak çok mu anlaşılmaz olur?


 
Success Scholarship (%100) doğrusu bu şekilde. Yani bursun da çeşidi olduğundan başarı bursu olarak yazmak doğru.


  • mystb  (27.10.14 14:14:44) 
başarı bursu ve ösym bursu farklı şeyler. başarı bursu, burssuz girip ortalamayla indirim hak edene verilir.
sen entrance scholarship tarzı bişi yaz

  • mesgul ve huzursuz  (27.10.14 22:57:56) 
[]

Beyaz zenci

Hani biz de beyaz türk diye bir kalıp var ya, beyazlar gibi yaşayan, eğitim, para vs. üst kesim zencileri tanımlamak için kullanılan İngilizce kelimeler, söz öbekleri nelerdir?




 
Beyazlık politik olarak kullanımında ya da sosyo kültürel, kendi toplumunun,renginin, ırkının dışında maddi olarak da. Yükseğinde olan herkes için kullanılır, obamaya beyaz zenci diyebilirsiniz o yaşamdan izole olmuştur kısmen


  • cimmiwhite  (27.10.14 12:00:08) 
(bkz: house negro)


  • no avalon  (27.10.14 12:00:54) 
black elite

en.wikipedia.org
  • [silinmiş]  (27.10.14 12:01:28) 
  • namus ninjası  (27.10.14 12:03:25) 
House negro da kavgada söylenmez yaw:) Şöyle arkadaşlar takılmalık; tuzu kuru zenci manasına gelen bir şeyler yok mu?


  • freedonia  (27.10.14 15:43:23) 
[]

Attribute fiili

yahu bu nasıl kullanılır, nasıl yapılır anlayamadım bir türlü.

bağlamak, dayandırmak diyor. Bu somut bir bağlama değil heralde. Yani ayakkabılarımı bağladım gibi bir şey denemez. go to power gibi olur :D


 
"To what do you attribute your well being?" gibi bir şey olabilir. "İyi olmanı neye bağlıyorsun" gibi. Ya da "I attribute my hypothesis to an earlier study" denebilir, "Tezimi önceki bir çalışmaya dayandırıyorum" gibi.


  • aychovsky  (27.10.14 09:01:31 ~ 09:02:43) 
İki anlamı var. İlk anlamı bir şeyin bir başka şeyin sonucu olduğunu söyleyerek birbirine bağlamak. Buna örnek olarak: They attribue my success at work to my close relation with the boss diyelim. Meali: Onlar benim iş yerindeki başarımı patron ile olan yakınlığıma bağlıyorlar.

İkinci anlamı ise bir insanın kalitesi veya özelliğini belirtmekte kullanılır. Bunun için de bir şey uyduramadım ama internetten böyle örnek bir cümle buldum: It is a mistake to attribute too little intelligence to one's colleagues. (İş arkadaşlarını düşük zekalı olarak görmek bir hatadır diyor)

attribute'un bu ikinci anlamı isim olarak da kullanılabiliyor. Toughness is his most known attribute (Sertlik onun en bilinen özelliğidir).
  • hiko seijuro  (27.10.14 09:11:04 ~ 09:11:59) 
şöyle bir kullanımı da var mesela:
"if i attributed this quote to Marx no one would believe it"
yine bağlamak, dayandırmak temelli.
"credit" gibi.
  • icemint  (27.10.14 09:30:50) 
@icemint, güzel örnek.


  • hiko seijuro  (27.10.14 09:32:01) 
(bkz: atfetmek)
(bkz: yüklemek)

  • yalnux  (27.10.14 09:46:45 ~ 09:47:31) 
[]

pfizer nasıl okunuyor

nasıl telaffuz ediliyor




 
ben pıfayzır diyorum.


  • devorgilla the gunslinger  (26.10.14 23:27:48) 
Fayzer


  • sapkasiz cikmam abi  (26.10.14 23:27:52) 
FAYZIR


  • delifaruk  (26.10.14 23:29:21) 
fize


  • melancholia  (26.10.14 23:29:25) 
JAMİRYO.

şaka bi yana, FAYZIR diyorum ben. FAYZER ama doğrusu sanırım, almanca gibi duruyo çünkü.
  • pescador  (26.10.14 23:31:34) 
bende hep alman markasıymış havası uyandırdığı için pfitzer diye okuyorum direk.


  • gliderpilot  (26.10.14 23:35:26 ~ 23:38:42) 
Google Translate "fitza" diye okuyor.


  • conrad moricand  (26.10.14 23:36:37) 
İlaç firması olanı fayzır diye okunuyor ama kurucusu olan almanın adını alman karl fitza(r) diye okumuş tr.forvo.com


  • Lim5  (26.10.14 23:37:26) 
Fayzır.


  • buff  (26.10.14 23:37:51) 
eğer benimle taşak geçmemişlerse eski bir mümessil olarak "fayzer" olarak söylendiğine ve tanındığına şahit olmuşluğum vardır.


  • davidoff dick size  (26.10.14 23:52:55) 
"Fayzah(ğ)" gibi bir okunuşu var.

Bu şirket videosunun başında telaffuzu da var: www.youtube.com

Ben şimdiye dek "fayzer" diye okuyordum, bundan sonra da "fayzah" diye okuyacağımı düşünmüyorum çünkü neden bahsettiğim anlaşılmayabilir.
  • m e l t e m  (27.10.14 00:00:44 ~ 00:03:50) 
nasil okunur bilmiyorum da bizim burada pfizer'de calisan tanidiklar fayzer diyor.


  • John Finn  (27.10.14 00:02:38) 
fayze


  • fallthepieces  (27.10.14 00:07:51) 
bu oyle okundugu anlamina gelmez ama bulent ortacgil de fayzer diyor:
clyp.it

  • John Finn  (27.10.14 00:45:00) 
pıfizer diye okuyan bir ben miyim?


  • youshookmeallnightlong  (27.10.14 01:08:00) 
başkalarına bahsederken dalga geçilmemek için fayzer diyorum. ama kendi kendimeyken içinden geçen hep pifizer.


  • kibritsuyu  (27.10.14 07:18:08) 
ben yazıldığı gibi okuyorum.


  • nick konusunda kararsizim  (27.10.14 07:22:56) 
[]

nice to meet you daki sıfat nedir?

istenen: Write the adjective from each sentence in the box.

nice to meet you daki adjective lazım.


 
nice?


  • ay nov kung fu  (26.10.14 21:39:18) 
[]

Bu cümle ne diyor?

"One does not know about self; one strives simply to know the self."

kendini bil kendini, yoksa bildirirler haddini??

doğru mu çevirmişim:))

on dakikadır cümleyle bakışıyoruz, bir yardım lütfen.

 
Bence de öyle.


  • damdanakan  (26.10.14 18:46:29) 
öyle bence de .


  • melancholia  (26.10.14 18:47:54) 
de bence öyle.


  • c1b2k3  (26.10.14 18:54:13) 
İnsan kendini bilemez, bilmek için çaba gösterir demiş.


  • buff  (26.10.14 19:04:23 ~ 19:04:52) 
bazısı kendileri hakkında bir şey bilmez, bazıları da kendilerini tanımak için uğraşır.


  • hellojack  (26.10.14 19:22:24) 
hatta gizli özne olarak "hanım hanım ! aklını başına devşir yoksa gelirsem ağzını ciyaaaağrt diye yırtarım" bile yazıyor arkadaşlar ayıbettiniz :/


  • kuul  (26.10.14 19:45:59) 
[]

Fransızca bilen arkadaşlara kısa bir soru.

www.youtube.com

2.23 teki diyaloğu özetleyebilir misiniz? özellikle ecnebilerin güldükleri kısım?

sağ olunuz.

 
Zulfiye de ne diyor adam. Sonra fotodaki kadini kendine pazarlamaya calisiyor saniyor kemal sunal'i ve "yok istemem" diyor. Gordugun gibi güzel bi karım var diyor. En son kemal sunal giderken de gerçekten çok garip diyor..


  • vercingetorix  (26.10.14 15:19:18) 
[]

ruscam 4 yilda erimis, bitmis

4 yil once a2 seviyesindeydim, mgu seviye tespit sinavina gore. simdi cok kotu durumda, cunku 4 yildir kullanmadim. tekrar nasil eski haline geri dondurebilirim? Kurs sart mi? duolingo russian geliyor, bir de yanina gramer kitabi koysam yeter mi?




 
Ben de seninle aynı durumdayım. Kendi kendime çalışmayı denedim, olmadı. Aradan bi kur alıp, devamını kendim getiricem de zaman bulamıyorum.


  • hiko seijuro  (26.10.14 08:41:28) 
Rosetta stone ile Rusça falan çalışılmaz. Başka diller için geçerli olabilir belki, ama Rusça değil. Senin seviyendeki "unutmuş" birisi için hele hiç uygun değil.


  • hiko seijuro  (26.10.14 09:46:43) 
a2 zaten yüksek bir seviye değil ki? a1 merhaba nasılsın saat kaç ise a2 de onun biraz daha karmaşığı.
herhangi bir dilin a2 seviyesine çabucak gelebilirsin. yani rusçan zaten yokmuş ki erimiş bitmiş olsun :)
tekrar başlarsan hemen toparlarsın, kurs en iyisi tabii.
duolingodan daha sağlam kaynaklar bulman iyi olur. internette gramer açıklayan, alıştırmaları olan siteler vardır oralarda gezin. youtube'da eğitici video arat.
  • lily briscoe  (26.10.14 11:05:54) 
a1 en yüksek seviye değil miydi? Karıştırmış olmalıyım.


  • hiko seijuro  (26.10.14 11:54:10) 
ben şuna göre söylediğini düşünerek cevapladım:

en.wikipedia.org
  • lily briscoe  (26.10.14 12:00:04 ~ 12:00:38) 
Lily haklı rusça için de aynı.
en.russia.edu.ru
A2 seviyesine herhangi bir dilde hızla gelebilirsin bence de.
  • Lim5  (26.10.14 13:17:59) 
[]

kısa film için acil çevirmen yardımı!!!

2 sayfalık kısa film senaryosu için acil bir ingilizce çevirmene ihtiyacım var. yarın bir festivale göndereceğim filmi. yaparsanız çok sevinirim gerçekten.şimdiden çok teşekkürler.




 
Geç kalmadıysam ben yardımcı olabilirim.


  • lapse of reason  (27.10.14 09:29:20) 
[]

Hukuk çevirisi

Arkadaşlar; tanıdıklarımız, düzenli olarak dava dilekçelerini ve arasıra da hukuki terim de içeren bir iki sayfalık metinleri seri olarak türkçeden ingilizceye çevirebilecek, zamanlama hususunda güvenilir birini arıyor. Tercüme bürosu değil, işin sahibi. İLgilenen arkadaşa, rahat 1 yıl düzenli ek gelir olabilir. Kesinlikle, hukuk tercümesi tecrübesi olan birini arıyorlar. İlgilenen arkadaşlar, bana değil istatmavctl@gmail.com adresine, önceden yaptıkları benzer bir tercüme örnegi ile mail atabilirler.




 
ne tarz tercüme istiyorsunuz? vekaletname, yetki belgesi, sözleşme vs... mi?


  • maxim gorki  (25.10.14 21:29:22) 
@ maxim gorki, düzenli olarak dava dilekçeleri ve arasıra mesela mevcut davalarla ilgili özet bilgi ya da yorum içeren 1-2 sayfalık metinler. Dava dilekçesi olunca zaten, her biri birbirinden farklı hikayeler anlatan yazılar/ifadeler olsa gerek.Hani, bir taraf bir şey söyler, öbür taraf cevap verir, sonra cevaba cevap verilir falan. Benim bildiğim bu kadar.


  • latchet  (25.10.14 21:40:32 ~ 21:41:40) 
[]

2 küçük ingilizce sorusu(capsli)(past simple)

i.hizliresim.com

yeşille boyadığım yerler benim verdiğim yanlış cevaplar. sorunun doğru cevabı yok yani bizim arayıp bulmamız gerekiyor.

question 1 de yukarıda yazılmış kelimeler içinden sanırım 'not call' kullanılacak. diğeri de anladığım kadarıyla olumsuz bi ifade kullanılacak. yani ''bu sabah haberleri dinleyemedim çünkü geç kaldım'' diyecez de nasıl diyecez :D

birincide de sanırım annemi doğumgününde aramadım demiş olucaz.

 
hem didn't hem called olmaz. ed takısı sadece olumlu cümlelerde geliyor

ben başta didn't call yaptım. sonra wasn't call yaptım yine olmadı.
  • error522  (25.10.14 19:22:49) 
1- not call olmaz. don't call diyebilirsin kötü evlat gibi. haven't call belki, hadi henüz elim ermedi tadında. "forgot to" yapabiliyoz mu?:)
bi de niye called olmuyo. illa olumsuz mu olacak cümle?
2-couldn't olabilir.
  • shubulubapshubaptishaluva  (25.10.14 19:26:30 ~ 19:28:55) 
1) called
2) could not

  • the kene  (25.10.14 19:26:58) 
niye negatif oluyor anlamadım. ilki called ikincisi de could not ya da was not able to daha uygun.


  • acukali ekmek  (25.10.14 19:28:10 ~ 19:29:03) 
bence birinci cümle olumlu. olumsuz yapacak bir olay yok çünkü. I called olacak o sebepten


ben ikinciye couldnt derdim.
  • gliderpilot  (25.10.14 19:28:58 ~ 19:31:22) 
didn't call 1.si onun doğum gününde annemi aramadım...
2.couldn't

  • inanmazsan inanma  (25.10.14 20:46:21) 
[]

i am gettin puppy??

Başlıktaki cümlede bulunan "getting" aşina olduğumuz getting yapısından biraz farklı sanırım? köpeğe sahip olmak üzereyim gibi bir anlamı mı var?




 
"i am getting puppy", bence bir köpek yavrusu gibi davranmaya başladım gibi bir anlamda kullanılmış.
i am getting a puppy olsaydı dediğiniz gibi olurdu.

  • from potomac to kuban  (25.10.14 17:13:14 ~ 17:13:34) 
yok. i am getting kalıbı en sık kullanılan ingilizce kalıplar arasındaydı. bu cümlede başlığın altında bulunan örneklerden biriydi. dikkatimi çekti.


  • coripack1  (25.10.14 17:13:43) 
[]

Tek cümlelik çeviri ricası

"Since Turkey is such a large country, any pollution that we create is easily spread out and therefore of no concern to me" cümlesini bir de siz çevirseniz. Eldeki çeviriyi teyit etmek istiyoruz da.

Şimdiden teşekkürler!


 
türkiye çok büyük bir ülke olduğu için yarattığımız kirlilik kolayca uzaklaşır (dağılır) ve bu yüzden beni hiç ilgilendirmez


  • thracian  (25.10.14 14:21:34 ~ 14:21:49) 
thracian'ın çevirisine +1 fakat bi küçük ekleme, "spread out" u ben olsam uzaklaşır/dağılır diye değil de, yayılır diye çevirirdim. zaten cümle de o bağlamda yazılmış gibi.


  • cevap botu  (25.10.14 14:28:38) 
[]

arapçada kader

arapçada bildiğimiz dini manadaki anlamı ile kader nasıl yazılır (arap alfabesiyle)? zannedersem al-qadar imiş




 
kaf, dal, ra


  • nereye bu gidis  (25.10.14 13:48:42) 
peki gösterebileceğiniz bir örnek var mıdır? arapçadan zerre anlamıyorum


  • soujiro  (25.10.14 14:34:22) 
[]

danca mı isveççe mi öğrenmek daha iyi olur

duolingo'dan çalışacağım, b2 seviye ingilizcem, b1 almancam var.
hangi dil daha eğlenceli olur, hangisi daha faydalı olur. ileride norveç-isveç-danimarka turu yapmayı düşünüyorum.



 
çok farklı olmadıklarını düşünüyorum. danimarkalı ve isveçli arkadaşlarım anlaşabiliyordu. biraz tane tane konuşmaları gerekiyordu ama genel olarak anlıyorlardı birbirlerini


  • ack3000  (25.10.14 11:26:25) 
danca'yi konusma dilinde danimarkalilardan baska kimse anlamaz. isvecce ve norvecce bilen iki kisi birbiriyle anlasabilir, danca'yi da ancak kagit ustunde anlayabilir. ayrica finlandiya'da ikinci dil olarak ogretildigini ve almancayla olan benzerligini de dusunursek, en genel geceri isvecce.

yalniz bir de soyle bir durum var. karsindaki anadilin olmadigini anlayinca direk ingilizceye donecek zaten. ogrenmeye caba sarfetsen de uzun sureli bu ulkelerde yasamadan pratik yapma imkani oldugunu dusunmuyorum.
  • sAINT  (25.10.14 11:27:43) 
açıkçası hiçbiri hiçbir işine yaramaz orada yaşamayacaksan. turist olarak iskandinavya'ya gidenler, ücra köylere gitmediği sürece sorun yaşamaz diye tahmin ediyorum ingilizceyle.

isveççe hem telaffuz hem gramer olarak daha kolay görünüyor gözüme. bir de nasıl desem, danimarka fazla avrupai bana göre. yani iskandinavya havasını isveç tattırıyor. iskandinav sevgisi yüzünden öğreneceksen, ben o yüzden isveççe derim. bi' de internette çok fazla isveçli veya isveççe yazı görebiliyorum ama dancaya neredeyse hiç rastlamadım.

bi' de danimarkalılarla isveçlilerin birbirini anlamasına güvenmeyin tabii, siz kendi dancanızla-isveççenizle diğer memleketi anlayamazsınız muhtemelen. daha çocuk yaşta oturup sağlam norveççe öğrenmiş, sonra pratiksizlikten neredeyse tamamen unutmuş birisi olarak hevesinizi kaçırmak istemem ama vakit kaybı iskandinav dillerini öğrenmek. eğer bu anlamda bir kariyer/yaşam hedefiniz yoksa.

ne bileyim fransızca, italyanca, ispanyolca, almanca, hintçe, çince, rusça öğrenilir ama isveççe bilseniz kiminle konuşacaksınız ki?

yine de hevesiniz ve vaktiniz varsa, "kimseyle konuşmasam da olur isveççe bilmek istiyorum!" derseniz yardırın tabii. ben isveççe diyorum. danca ı ıh. olmaz danca. güzel değil danca.

***

şimdi fark ettim sen diye başlayıp size geçmişim jsfhsjk
  • pescador  (25.10.14 11:30:49 ~ 11:37:26) 
almanca danca`ya isvecce den daha yakindir. daha kolay ogrenebilirsin.


  • eastanbool  (25.10.14 14:42:47) 
[]

bi cümle

saat geç, cümle yaman. bi el atıverseniz mi?

Güz dönemi sonunda C1 Seviyesi Türkçe Yeterlik Belgesi aldığı hâlde üniversitesi tarafından ikinci yarıyılda akademik eğitime başlaması uygun bulunmayan öğrenciler ise Türkçe öğretimine en yüksek kurdan devam edecekler, talep etmeleri hâlinde bursları dondurularak, bursluluk süresinden sayılmamak üzere bir yarıyıl izinli sayılacaklardır.


not: ingilizceye çevrilecek.

 
hangi dil? ingilizce, fransızca, sucukça?


  • lesmiserables  (25.10.14 03:14:04) 
In case it is found inappropriate to commence to academic education in the second term even though the student gets C1 Level Turkish Proficiency Certificate, students will continue their Turkish education with the uppest level course, and in case they demand their scholarship will be suspended, they will be permitted for a term without being counted for scholarship duration.


  • lesmiserables  (25.10.14 03:31:11) 
[]

almanca altyazili almanca dizi/film

nereden bulabilirim? youtube'da fazla yok.
dizi olarak ne onerirsiniz?



 
Kinox.to buraya bak


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (24.10.14 19:15:04) 
çok aradım, bulamazsın hocam. ancak internetten orjinal alman filmlerini indirip üstlerine almanca altyazı koyabilirsin.


  • fayfim  (24.10.14 19:20:07) 
www.eksiduyuru.com bu filmler var. dizi de yok sayilir ://


  • c1b2k3  (24.10.14 19:23:13) 
türkisch für anfanger

unsere mutter unsere vaeter

vardı galiba. gerçi ben türkçe altyazılı izledim ikincisini.
  • siradisi00  (24.10.14 19:29:53) 
film-dizi olma şartı haricinde belgesel-haber tadında videoları altyazılı olarak WDR aracılığıyla izleyebilirsin. mantarlar hakkında 44 dakikalık bir video ekleyeyim, ilgini çeken başka videolara kendin bakarsın. altyazının %100 geçirilmediğini arada ufak atlamalar yaptıklarını söylemeliyim, gerçi ben de bu şekilde çok az izledim de dikkatimi çekmişti.

www1.wdr.de

Ek Hizmet: www1.wdr.de linkinden keyfine göre takıl.
  • candanag  (24.10.14 20:20:05 ~ 20:20:59) 
[]

yabancı dil öğrenme sorusu

şimdi sevgili çok dilliler, Alamanya'da yaşamaktayım ve Almanca öğrenmek gibi bir amacım var. Fakat kursa gitmek için hiç mi hiç zamanım yok ama sürekli Almanlar'ın içindeyim. Şöyle 2 3 hafta sırf gramer kassam sonra kendi kendime kelime çalışsam, pratik bol tabi sizce etkili bir yöntem olur mu bu? Çok fazla istisna var, kelimelerin kullanım yerine göre yapısı değişiyo falan sizce sağlıklı bir öğrenme yöntemi olur mu?




 
valla ben lisede yarim yamalak bir almanca ogrendim. konus desen konusamam, biraz gramer biliyorum biraz da kelime. simdi duolingoyla kendi kendime calisiyorum, gelistigimi hissediyorum. deneyebilirsin.

www.duolingo.com
  • gerard  (23.10.14 18:37:57) 
belli bir altyapıya sahip misin? o zaman belki olabilir fakat diğer türlü ileride kesinlikle seni çok zorlar. yani düzgün öğrenmen çok daha uzun zamanını alır, he diyorsanki sokakta, restaurant'ta, iş yerinde insanlarla anlaşabileyim o ayrı. ama yetkin bir almanca sahibi olman çok daha uzun süreni alır bence. bu arada almanca çok zor :(


  • bosver nicki  (23.10.14 18:53:36) 
immersion programı denen naneyi bi araştır bak.


  • klassno  (23.10.14 19:23:20) 
2-3 hafta dil bilgisi çalıştıktan çocuk kitapları okumanı öneririm. anlamaya çalıştıkça gramer bilgin de yerine oturur, ayrı bir kelime çalışması yapmana da gerek kalmaz. zamanla daha ağır kitaplara geçersin.


  • vonkaiser  (23.10.14 19:32:55) 
[]

futbol terimlerinin türkçeleri

derdimi dürteyim ama merak ettim.

goal - gol
offside - ofsayt
free kick - frikik
corner - korner
centre - santra
forward - forvet

falan filan da niye throw-in'e taç atışı demişiz? trovin falan dememişiz?

 
touch-line'ı geçtiği yerden kullanılıyor diye herhal. touch-taç hesabı.


  • whoosie  (23.10.14 15:56:23 ~ 15:56:35) 
tamamen tahmin: throw-in'den önce touch deniyormuş, oradan almışız. terim throw-in'e evrilince bizimki manasız kalmış.


  • sir gawain  (23.10.14 15:57:51) 
free kick - serbeşt vuruş
corner - köşe vuruşu

  • ezeriko  (23.10.14 15:57:58) 
@ezeriko: komple türkçeleştirmekten bahsetmedim. sonuçta tdk değiliz. kullanımdaki kelimelerden bahsediyorum. free-kick serbest vuruş olabilir ama futbol spikeri dışındaki insanlar muhabbet ederken frikik demiyor mu, korner demiyor mu, yani hala kullanılan terimler bunlar.

ona bakarsan

goal - top filelerde
  • kibritsuyu  (23.10.14 16:05:03 ~ 16:07:10) 
goal - top filelerde iyiymiş :)

bu soruların cevabını allah uzun ömürler versin halit kıvanç'tan alabilirsin, ulaşabilirsen. sonuçta trt'de bu işin öncüleri (3-5 kişidir herhalde) bir literatür kurdu, bu zamana kadar süregeldi. niye öyle isimlendirdiler vardır bir mantığı.
  • ezeriko  (23.10.14 16:10:26) 
the ball has gone into touch da diyolar


  • check minus  (23.10.14 16:11:04) 
taç için konuşayım. mesela fifa falan oynarken spiker bazen "the ball goes into touch" gibi bir laf ediyor. biz de oradan aldık sanırım. ama neden throw in'e benzer değil de touch'a benzer kelime kullanıyoruz orasını bilmem. muhtemelen fransızcadır o da.


  • kuul  (23.10.14 20:47:26 ~ 23:53:25) 
penalty-penaltı


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (23.10.14 20:49:01) 
The throw-in is taken from the point where the ball crossed the touch-line.

throw-in birebir çevirisi içeri atış demek. peki nereden içeri atış? touch line'dan yani dokunuş çizgisinden (normal oyuncuların topa elle dokunmaya izinli oldukları tek çizgiden)

demek ki throw in'i zamanında adam gibi türkçeye çevirseydik ya "içeri atış" ya da "dokunma atışı" demeliydik. bunu da sıfatımıza benzetip "taç atışı" yapmışız, zamanla atış da düşmüş "taç" kalmış geriye.
  • ezeriko  (24.10.14 10:15:15) 
[]

site arıyorum

yabancı dil öğrenme konusunda tavsiye edeceğiniz site var mıdır?




 
Duolingo var akıllı telefonlar için


  • yigitkaraca  (22.10.14 11:30:20) 
yeni başlayanlar için bussu ve livemocha var. ben neredeyse latin harfleri ile yazılan her dili başlangıç seviyesinde öğrendim.


  • lavazza  (25.01.15 02:27:59) 
[]

İngilizcede Allah 3.tekil olarak nasıl yazılır?

Merhaba,

İngilizce çeviride Allah yerine "O" zamiri kullanılırken nasıl yazılır? he? she? ya da başka bir şey?

teşekkürler.

 
he/she belli değilse they kullanılabilir


  • sta  (21.10.14 20:48:48) 
"He" diyorlar.


  • m e l t e m  (21.10.14 20:49:31) 
@m e l t e m

Hristiyan teslis inancına göre (Allah baba) He yazılabilir ama islam inancında bu yok. Yine de He mi yazılır?
  • secretcode  (21.10.14 20:51:38) 
İslam felsefesine "he" uygun düşer çünkü İslam hukukunda erkek daha güçlüdür, daha fazla hakka sahiptir. İslam inancında da Allah baba diye öğretirler ayrıca çocuklara.


  • m e l t e m  (21.10.14 20:53:43 ~ 20:56:09) 
İslam inancında Allah kavramı çocuklara "Allah baba" diye öğretilir diye bir şey yoktur. Halktan bir kısım insanlar bu şekilde öğretmeyi uygun görmüştür, bu kişiler genelde islamı tam algılayamamış, pek bilgili olmayan, kulaktan doğma bilgilerle ezbere iş yapan kişilerdir.

Bu kadar genel konuşup islamı dar bir kaba sığdırmaya çalışmayın lütfen.
  • zebragibi  (21.10.14 21:00:12 ~ 21:01:04) 
@zebragibi, hristiyan inancında allah baba denir yazmış adam zaten, islam'da değil.

cevab olarak, He kullanılır.
  • pescador  (21.10.14 21:02:31) 
cinsiyeti bilinmeyene de he deniyo ondan he every thing is here ama is var gibi


  • murtazaaaaaa  (21.10.14 21:04:17) 
arapça da huve yani eril kullanılıyor. İng he olarak tercüme ediliyor. Sıkıntı yok


  • efruz  (21.10.14 21:05:44) 
eğer normalde cinsiyet bilinmiyorsa they kullanılabilir ama incilde tanrıdan our father diye bahsedildiği için he olarak geçiyor.


  • sta  (21.10.14 21:06:45) 
ben çok sayıda kişiden
he olarak duydum.

  • arafa  (21.10.14 21:14:33) 
@zebragibi Benim yazdığıma cevap yazdığınızı düşünüyorsunuz ama ben "İslam inancında Allah kavramı çocuklara 'Allah baba' diye öğretilir" demedim ki zaten. "Allah baba diye öğretirler" yazdım. "Öğretirler" başka "öğretilir" başka...

Ayrıca Kuran'ın orijinal dili olan Arapça'da eril kullanıldığına göre Allah baba denilmesi de yanlış olmuyor. Öyle öğretenler yanlış öğretmiş olmuyor haliyle.
  • m e l t e m  (21.10.14 21:23:18) 
Belirtilmemiş gibi geldi o yüzden söyleyeyim. "He" her zaman büyük harfle başlar ingilizcede tanrıdan bahsederken.


  • harzem  (21.10.14 21:31:04 ~ 21:31:32) 
@m e l t e m cümlenin yüklemini nasıl yazdığınız çok fark yaratacak bir durum değil. O cümleyi yazarak siz de bunu desteklemiş oluyorsunuz. Allah baba, Allah amca ne denirse densin. Benim anlatmak istediğim böyle bir şeyin olmaması gerektiği yani bu anlatımın çocuklarda farklı bir tanrı algısı oluşturması ve bunun yanlış olması. O cümleyi yazarak siz de bunu desteklemiş oluyorsunuz ve ben cevap yazınca da dolambaçlı cümlelerle cevap veriyorsunuz ayrıca sizden 4 entry sonra yazılmış bir bilgiyi de bana satmaya çalışarak bu konuda ne derece bilgili olduğunuzu gözler önüne serdiniz. Amacım burada bir tartışma ortamı yaratmak değil aksine yanlış olan bir algıyı düzeltmek. Ayrıca gerçekten anlamak isteseniz anlardınız, zaten bu kadar yüzeysel bir bakış açısıyla anlamanızı beklemek pek mantıklı olmaz.


  • zebragibi  (21.10.14 21:36:41 ~ 21:38:50) 
motörhead şarkısından bir alıntı yaparak (bkz: why is he silent, is he blind?!)


  • metalika  (22.10.14 01:22:01) 
[]

X Dediğin Y Olur Formatı

Başlıktaki gibi, ev dediğin balkonlu olur, araba dediğin otomatik vites olur, yastık dediğin kuş tüyü olur gibi daha niceleri olan cümle formatını en yakın anlamlı nasıl çeviririz ya da karşılamaya yakın başka bir format var mı ingilizcede? iyi geceler.




 
... has to be ...

aklıma gelen en yakın karşılığı
  • razvan rat  (21.10.14 01:01:42) 
"ought to" kalıbı daha uygun geliyor bana

a man ought to be strong

a house ought to have a balcony
  • ermanen  (21.10.14 01:06:27 ~ 01:08:25) 
"supposed to be" da olur bazı bazı, sanki?


  • givemesomesubstance  (21.10.14 10:17:58) 
"... is a must-have" denebilir


  • skinoskesama  (21.10.14 16:55:01) 
Biraz formal değil ama "'s gotta have"
"A house's gotta have a balcony" gibi. Gerçi kendim bile sevmedim.

  • aychovsky  (21.10.14 16:57:23) 
[]

İngilizcede çok merak ettiğiniz şeyler

neler?

cevabını bulamadığınız mesela veya size ilginç gelen. veya belli bir bağlamdaki bir kelimenin, kalıbın karşılığı da olabilir.

basit de olabilir, ileri seviye de olabilir.

 
*trip atmak. geçenlerde aradım cevabını tam bulamadım. act like a girl denmiş. bu tam karşılığı değil bence.
*amca/dayı ve hala/teyze ayrımı olmaması ço'acayib.

  • widee  (20.10.14 20:20:36 ~ 20:22:08) 
Amerikan ve ingiliz aksanlari arasindaki farkin nasil ve ne zaman olustugunu merak etmisimdir.


  • sckxyss  (20.10.14 20:25:34) 
ilginç gelen derken, ilginç gelen çok şey var. çoğu phrasal ilginç. mesela "it rains cats and dogs" gibi. cevabını ya da tam karşılığını bulamadığım da çok şey var aklıma gelirse yazarım bi ara.


  • lionel andres  (20.10.14 20:27:02) 
amerikan aksanı dediginiz seyin tam bir tarifi yok, boston ile texas, california ve illinois da yaşayanlar farkli aksanlarla farkli ingilizceler konusuyor. ingiliz aksanı dediginiz sey icin de ayni sey gecerli, hangi ingilizin hangi aksanı?

ama kabaca söylersek amerikan aksanı, farkli avrupa ülkelerinden gelen göcmenlerin ingilizce "yorumları" üzerinden 19. yüzyıl sonunda olusuyor. ilk amerikan ingilizcesi sözlügünü webster yaziyor, bu aynı zamanda milli kimligin olusumunun ilk adımlarından birisi.

ben kiosk ile köşk arasındaki etimolojik bağ nereden geliyor, ne alakasi var onu merak ediyorum sahsen.
  • atmaca.ged  (20.10.14 20:30:41) 
@sckxyss bir teoriye göre aslında Amerikalıların bugünkü aksanı 1500-1600'lı yıllardaki İngiliz aksanı imiş. Yıllar içinde Amerikalılar bu aksanı korumuş ve ada İngiltere'sinde konuşulan aksan değişikliğe uğramış.


  • razvan rat  (20.10.14 20:30:55 ~ 20:31:06) 
@sckxyss O fark insanlar Amerika'ya göçtükten sonra oluşmuş. Eskiden İngilizlerin çoğu Amerikalı gibi konuşuyorlarmış. İngiliz aksanı daha sonra İngiliz zenginleri arasında yaygınlaşmış, sonra da insanlar zengin görünmek için o aksana sarmışlar ve o aksan yerleşmiş son 200 yılda. Biz de o İngilizceye güya "Has İngilizce" diyoruz, hiç de öyle değilmiş aslen.

Bu da bana hatırlatıyor ki bizde de 200 yıl içinde Tiki ağzı ve Cadde Türkçesine geçiş olabilir.

Benim merak ettiğim kelime okunuşları niye öyle farklı farklı. Door neden o harfiyle okunuyor da, boot u ile okunuyor? Kim nasıl okumaya karar vermiş bunları?
  • aychovsky  (20.10.14 20:31:19 ~ 20:31:39) 
@aychosvzky: sorunun bir kısmının cevabı: en.wikipedia.org


  • ermanen  (20.10.14 20:36:36) 
amca/dayı, hala/teyze, anneanne/babaanne dede/dede ayrımını belirtmek isteyenler başına maternal/paternal getirirse karışıklık olmaz.

Mesela maternal aunt: teyze.
  • hadi ya la  (20.10.14 20:41:57) 
@aychovsky sorduğun olay great vowel shift denen bir dönemle açıklanıyor. artı olarak fransız etkisi de var. daha aristokratik görünme çabası.


  • razvan rat  (20.10.14 20:42:52 ~ 20:44:02) 
@widee: trip işinin karşılığını "shit test" diye hatırlıyorum


  • ron dennis  (20.10.14 21:08:53) 
am gunu yag ne demek?


  • John Finn  (20.10.14 21:21:34) 
@atmaca.ged, @aychovsky biraz arastirma yaptim da bu aksan farkliliginin tarihi ve sebebi uzerine ulastigim sonuc su: aslinda eski ingilizce, misal shakespear'in konustugu ingilizce bugunku amerikan aksanina daha yakinmis. Yani aslinda amerika'da konusulan ingilizce degil de ingiltere'de konusulan ingilizce son birkac yuzyilda degismis. Ayrica farkli avrupa ulkelerinden gelen insanlarin amerikan ingilizcesine katkisi da abartildigi kadar degilmis. Yani amerika aksaninin kocaman bir 'melting polt' neticesi olustugu da pek soylenemezmis.


  • sckxyss  (20.10.14 21:42:55) 
Neden human being diyorlar direk human demek yerine cok ilginc geliyor.


  • babamasoliimbananickaldirsin  (20.10.14 22:39:17) 
@babamasoliimbananickaldirsin

human: insan
human being: insanoğlu
gibi düşünebilirsin
  • razvan rat  (20.10.14 22:40:54 ~ 22:41:15) 
@razvan rat hayir insanoglu degil iste. Direk insan anlaminda kullaniliyor. Human denmiyor genelde human being kullaniliyor. Meselam john niye agliyor a ee o da insan dicekleri zaman he's a human demiyorlar he's a human being deyolar amarigalilar.


  • babamasoliimbananickaldirsin  (21.10.14 00:23:37) 
[]

burn out ve burn down deyimleri

burn out (sanırım yanıp kül olmak) ve burn down (sanırım yanarak harabeye dönmek) fiillerini doğru çevir miyim?




 
burnout birlesik yazildiginda tükenmislik sendromu da demek. context e bakmak lazim.


  • atmaca.ged  (20.10.14 11:36:09) 
[]

basit bir italyanca sorusu

her şey iyi güzel de anlayamadığım bir şey var. şimdi biz birine "pardon birader kaç yaşındasın" derken TU için soruyorsak scusi, quanti anni HAI şeklinde soracağız di mi? scusA, quanti anni HAI diye sorarsak olmaz di mi?

yani scusate (scusarsi?) çekimi de kişiye uymak zorunda di mi? scusa, quanti anni ha diye sorarsak formal olur yani? ama scusi-ha veya scusa-hai şeklinde soramayız di mi?

şimdi, meselam çekim konusunu çok karıştırdılar. aralarında bi fark kaldı, o fargınan da çok güzel oldu.

 
Pardon bilader, kaç yaşındasın? = Scusi, quanti anni hai?
Pardon mösyö, kaç yaşındasınız? = Scusa, quanti anni ha?

Fiilin master hali "scusare". :D

Uymak zorunda. Başta böyle kurcalar bu çekimler, sonra oturur. Sen hele congiuntivo'ları gör, o zaman ağlıcan asıl. :D

Edit: Ben unutmuşum lan İtalyanca'yı. :p
  • faith no more  (19.10.14 22:13:57 ~ 23:41:50) 
ama internette falan hep şey demişler, kibarlık göstergesi olarak scusi kullanılır. ödevdeki örnekte de profesöre scusi falan demiş eleman. aklım şaştı. bizim zamanımızda profesörlerle senli benli olunmazdı :(


  • pescador  (19.10.14 22:16:32) 
Senelerdir italyadayım şunun ayrımına hala varamadım biliyo musun:) hocalara scusi diyoduk okulda. Ama mağazada çalışan müşteriye scusa diyo. Ben de çözemedim:)


  • suicides underground  (19.10.14 23:11:59) 
Scusare kullanırken imperativo olarak çekmelisiniz. -are fiilleri tu için a, Lei için i ile biter.

Yani panpanla konuşurken "Scusa" ya da "Scusami", hocanla konuşurken "Scusi" ya da "Mi scusi".
  • metalik  (19.10.14 23:18:00) 
metalik +1

scusi-mi scusi formal.
scusa-scusami informal.

italya'da yaşıyorum, arkadaşlarım scusa-scusami diyor, yolda bir şey soran veya yeni tanıştığım insanlar kibarlık için mi scusi diyorlar.
  • gizemlikovboydankacankertenkele  (19.10.14 23:36:29) 
[]

bu şarkıdaki yabancı adamın söylediği kısım hangi dil acaba ?

www.youtube.com




 
sallama hakkımız varsa ben farsça diyorum.

edit: evet farsçaymış, adamda iranlı.

www.kamranpop.com
  • tolga asp  (19.10.14 18:13:23 ~ 18:15:39) 
arapca olma şansı yok dimi ?


  • caner555  (19.10.14 18:15:46) 
bence de farsça.


  • kuzey li  (19.10.14 18:18:03) 
[]

Bu cümle ne diyor?

Yarım saattir tekrar tekrar okuyorum, çeviremedim.

"The process of assessment is by replication, and the index of credibility they suggest is validity—that the knowledge can be demonstrated to be what it is thought to be."


 
değerlendirme süreci tekrarlama yoluyla (gerçekleştirilen bir süreç) ve önerdikleri güvenilirlik endeksi geçerliliği temel alıyor, yani bilginin düşünüldüğü şey olmasının gösterilebilmesini temel alıyor.


  • yalnux  (19.10.14 16:33:19) 
Tablo 21-2'yi iyice anladıktan sonra çevirmeye çalışın. Anlayamazsanız da ziyanı yok, hayati bi cümle değil.


  • compadrito  (19.10.14 16:40:44) 
[]

karışık

1- Obtain, gain, acquire arasındaki farklar tam olarak nedir? Yoksa hepsi aynı mı? Anlam olarak hepsi aynı gözüküyor ama kullanım yerleri mi farklı?

2-Grave, cemetery, tomb da aynı şekilde. Bunların hepsi aynı yerde kullanılabilir mi?

3-estate ve property farkı nedir tam olarak?

4-rush ile dash arasındaki fark nedir?

5-plot 'u nasıl Türkçe'ye çevirebilirim? Tema olarak olur mu? Google'da çıkmıyor.

6-Defeat isim olarak mağlubiyet, fiil olarak yenmek, kazanmak. Bu ne tezattır ya? Ayıramam heralde bunu cümlede? :)

 
1. Obtain bir şeyi almak, fiziksel olarak, elinle mesela. Gain kazanmak, gain experience gibi. Acquire ele geçirmek, ışid'in eline baya bir silah geçti derken acquire kullanırsın mesela.

2. Grave mezar, cemetery mezarlık, tomb mezar taşı.

3. Estare emlak, property sahiplik demek, yani sahip olduğun herhangi bir şey de olabilir, this car is my property diyebilirsin mesela. Benim malım gibi.

4. Rush aceleyle yapılan her şey için kullanılıyor genelde, daha sık kullanılır. Dash o kadar çok duymuyorum, dash in derler mesela bir yere dalmak için, ama rush in de olur.

5. Hikayenin konusu, akışı.

6. Defeat yenilgi demek, fiil olarak da birini yenilgiye uğratmak demek. I defeated you, seni yendim demek. I had a defeat, yenildim demek. Ayırırsın böyle.
  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (19.10.14 14:03:31) 
1. Hepsi de get'e yakın anlamlı.
acquire genelde yetenekler ve kişisel özellikler için kullanılıyor.
obtain, genel olarak get ile aynı.
gain, değeri veya kullanımı olan bir şeyi elde etmek.
(Genelde bugunku antremanda goz dolduran futbolcu + 1 diyeyim. Ben de anladım bazı şeyleri)

2. cemetery mezarlık doğrudan. grave, tomb farkını şimdi araştırdım. grave bildiğimiz kazılan mezar iken tomb'da bir ölü var ve halihazırda gömülü imiş, onun üstüne anıt-manıt bir şeyler yapıyormuşsun. (Mezartaşı tombstone) Genel olarak, ayrıca da grave çukuru ifade ederken, tomb çukur + üstü gibi bir anlama geliyormuş.

3. property her türlü varlık, taşınır da taşınmaz da. estate taşınmazlar. Araban property ama estate değil.

4. Fikrim yok ama atsam "rush biraz daha panik, ortak amaç ve saldırı içeriyor" diye atardım.

5. Ben de tema derdim ama aslen temadan biraz daha geniş. Konu, içerik gibi biraz da. Bilemedim.

6. Cümledeki yerinden kullanmak lazım.
"This is a certain defeat"de fiil zaten var, o da is. "If I defeat him, I will win the tournament"da cümlenin if'li kısmında fiil yok ortada, dolayısıyla fiil defeat.
  • aychovsky  (19.10.14 14:08:45 ~ 14:12:32) 
Bu arada tekrar düşününce obtain fiziksel olmak zorunda değil, obtain information falan da denir çünkü. Elde etmek olarak güncelleyeyim.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (19.10.14 14:19:16) 
1- obtain elde etmek, un ve sudan hamur elde etmek gibi. zeytinden yağ çıkarmak gibi.

gain kazanmak- yer değiştirme gibi kazanmak, kimyada iyonların elektron almasında gain kullanılır veya bir takımın lig sürerken puan sıralamasında yükselmesinde, 3. sırayı kazandı gibi(emin değilim)

acquire sıfırdan kazanmak değil de, var olan bir şeyi kolayca elde etmek gibi, ele geçirmek(ama zorlama olmadan).

2-grave mezarın kendisi(kabir); cemetery mezarlık(tüm mezarların toplandığı yer); tomb mezar taşı veya lahit- mısır tanrıçalarının mezarları grave değil tombdur mesela(anıt, anma özelliği olan, önemli kişilerin gömülü olduğu kabir tomb olabilir-kabaca).

3- estate sahiplik olmayan anlamda emlak. bir bina sahipsiz anlamda emlaktır, sahibi ile anılınca property olur.boşsa emlak, içinde biri yaşıyorsa property gibi.

4- rush kendini kaybederek acele etme durumu, dash bilinçle yapılan çabukluk.

5-bugunku antremanda+1. akıcı çevirilerde hikaye denilebilir("hikaye şöyle" deyip anlatmaya başlamak gibi).

6- bu da arkadaşların dediği gibi.
  • uykusunu yakalayan adam  (19.10.14 14:31:22 ~ 14:32:01) 
Bu türden sorular icin wordreference diye bir forum sayfası var ıngilizce. Oraya da bakabilirsiniz


  • atmaca.ged  (19.10.14 15:39:44) 
[]

Ingilizce

Şevkimi kırdın

nasıl denir? Ruin fiili karşılamıyor demek istediğim şeyi... teşekkürler.


 
You made me lose all my motivation.


  • hiko seijuro  (19.10.14 01:09:43) 
"You have killed my enthusiasm." olabilir.


  • m e l t e m  (19.10.14 01:15:04) 
get down ya da dampen one's spirit.


  • bosver nicki  (19.10.14 01:16:14) 
You threw cold water on me..


  • inanmazsan inanma  (19.10.14 01:46:37) 
(bkz: buzzkill)


  • common of demons  (19.10.14 11:24:59) 
[]

Burda ne demek istiyor? (ingilizce içerir)

His draft federal budget for 2015 is based on the higher growth predictions. A conservative with Chancellor Angela Merkel's conservative Christian Democratic Union (CDU), Schäuble is hoping to become the first finance minister since 1969 to present a balanced budget free of new debt.

Balanced budget free of new debt derken ne demek istiyor?


 
Yeni borç olmayan denk bütçe?


  • kaptan memo  (18.10.14 14:10:53) 
Gelir-gider dengesi olan bir butce yapacakmis ve artik yeni borclar almayacakmis.


  • cedex  (18.10.14 14:10:58) 
balanced budget/ free of new debt diye oku.
borçsuz, dengeli bir büütçe deyyo

edit: dengeli denk tabii, ekönömik tabiri bu.
  • namus ninjası  (18.10.14 14:11:50 ~ 14:12:24) 
[]

rusça mı arapça mı?

sıfırdan başlayıp kendi imkanlarıyla öğrenecek bir kişi için (ki bu ben oluyorum) hangi dil daha kolay öğrenilir?

iki dilinde alfabesini okuyabiliyorum ve iki dil içinde pratik yapma şansım var ama önemli olan grammer tabi, hangisi daha basittir?


 
öncelikle trollere aldırma. dini olaylara ilgiliysen arapçadan devam et. değilsen rusçaya yönel derim.


  • fallthepieces  (18.10.14 13:03:19) 
arapça.


  • fayfim  (18.10.14 13:05:39) 
türkçede tekamül et önce.
rusçayı kendi imkanlarımla öğreniyorum. arapçayı kuran kursunda öğrendiğim kadarıyla biliyorum. bu iki dili bir iki yıl önce orta seviyede öğrenmiş olsaydım şu an dünyada en aranan şantiyecilerden biriydim. o yüzden neden ikisi de olmasın? diyorum.
arapçada nispeten kolay olur kelimeleri çözmen. alfabe sıkıntı olabilir. gramerini bilmiyorum.
rusçada telaffuzda çok bi sıkıntı çekmezsin ve grameri basit diyebilirim kısıtlı tecrübeme dayanarak. alfabesi de sikik ve estetik yoksunu. o biraz rahatsız ediyor gözümü.

eyyorlamam bu kadar.
  • namus ninjası  (18.10.14 13:06:11) 
rusça


  • air  (18.10.14 14:18:23) 
[]

İngilizce bir cümle kurmaca

"Yapılan otopsilerde serebral embolik olaylar, asendan ve arkus aortada ülsere plaklara sahip olan hastalarda, diğer bölgelerde benzer ülsere plakları olanlardan daha fazla görülmüş."

Daha fazla görülmüştür kısmına uygun düşen kalıbı bulamadım bir türlü. Help me!!


 
In autopsies, cerebral embolic events have been seen more in patients with ulcerated plaques in ascending aorta and aortic arch than patients with similar ulcerated plaques in elsewhere.

böyle olmuş mu mesela?
  • the kene  (17.10.14 20:52:49) 
olmuş bence. şu ilave ve alternatifi öneririm:

"Yapılan otopsilerde" kısmı için "In autopsies conducted" şeklinde "conducted" kelimesini ilave ederseniz aslına daha uygun bir çeviri olur.

"have been seen" yerine "have been ocurred" de diyebilirsiniz ama ikisi de doğru.
  • m e l t e m  (17.10.14 22:24:28) 
ben "screened" ya da "viewed" fiilini tercih ederdim sanırım.


  • mamma mia gli turchi  (18.10.14 22:13:56) 
[]

Sincerely, faithfully, kind regards bilmemne

Selamlar, İngilizce mektup, e-mail formatları olur ya: isim kullanılınca şöyle, dear sir/madam deyince böyle, virgül alır almaz, formali, informali hepsi çorba oldu benim kafada. Sağlam bir yerden link verseniz de en baştan resetleyip öğrensem şunları




 
Google'da "Useful Language For Emails" yaz, epey yardımcı kaynak çıkıyor.


  • rare  (17.10.14 17:15:35) 
best regards


  • eindaclub  (17.10.14 17:26:22) 
[]

Şu şarkının sözlerini çevirebilecek...

... bir arkadaş var mı? Çok teşekkürler şimdiden.

lume, lume, sora lume
lume, lume, sora lume
când sa ma satur de tine
când sa ma satur de tine
lume, sora lume
când s-o lasa sec de pâine
şi paharutul de mine
poate-atunci m-oi satura
poate-atunci m-oi satura
când o suna scândura
când o suna scândura
lume, sora lume
când m-or baga in mormânt
şi n-oi mai fi pe pamânt
lume, sora lume
aşa-i lumea trecatoare
c-aşa-i lumea trecatoare
unul naşte altul moare
unul naşte altul moare
lume, sora lume
al de naşte necajeşte
al de moare putrezeşte
lume, sora lume
c-aşa-i lumea trecatoare
unul naşte altul moare
lume, sora lume
al de naşte necajeşte
al de moare putrezeşte
lume, sora lume

 
lume: dunya

sanirim %40'ini falan cevirmis oldum. rica ederim.
  • bohr atom modeli  (17.10.14 12:49:22) 
1 ... •878889909192939495• ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.