[]

tezime göz atabilecek cengaver ? (ingilizce içerir)

tezimi yazmaktayım şöyle genel olarak göz atabilecek, ingilizcesi iyice olan birileri var mıdır? süper olmasına da gerek yok sadece benim dışımda birileri de kontrol etsin istiyorum.

korkmayın ingilizcem çok kötü değildir. sizi çok fazla yormam.

yardımcı olan arkadaşlara almanyadan çeşitli hediyelerle karşılık verebilirim. gönüllü arkadaşlar yeşillendirirse pek çok sevinirim.

Edit: çalışma ekonomi üzerine / emlak sektörü balonu (Real Estate Bubble in the Emerging Markets: In the Case of Turkey )

 
yayimlanmamis tezi paylasmak da iyi cesaret yalniz.


  • elxa  (22.12.14 12:31:13 ~ 12:31:26) 
çalışma alanınızı yazarsanız daha iyi olur.

mühendislik, sosyal bilimler, işletme vs gibi.
  • mea maxima culpa  (22.12.14 12:51:03) 
@elxa herhangi bir sorun çıkacağını sanmıyorum.
@mea editlendi

  • tellioglu  (22.12.14 13:01:29) 
elxa +1 :) ben şu an değil de biraz daha ileride okuyabilirim eğer sizin için de uygun olursa.


  • sen olmayan cocuk benim  (22.12.14 13:08:20) 
bakabilirim ben, hatta sen yayınladıktan sonra kaynak da gösterebilirim. bende o iş.


  • rygard  (22.12.14 14:51:54) 
ben de bakabilirim arzu ederseniz.


  • latchet  (22.12.14 21:44:55) 
saolasınız arkadaşlar. şimdiden baya bi kişi ilgilendi...

öptüm. kib bye
  • tellioglu  (22.12.14 22:11:29) 
[]

ufacik bir ceviri eng-tur

I'm very much out of my
comfort zone trying to apply
the very careful ideas I'm familiar
with in a physics laboratory
to the messy world of living things.

 
konfor alanımın çok dışındayım,
aşina olduğum en itinalı fikirlerimi,
bir fizik laboratuvarında,
yaşayan şeylerin darmaduman dünyasına
uygulamaya çalışıyorum.
  • kaufman  (22.12.14 01:07:54) 
out of comfort zone'dan bahsedilen, rahat durmuyorum, yerimde duramiyorum gibi bir sey..messy world'te ise, bence karisik (asagilayan sekilde..)/gereksiz/ise yaramaz dunyasi..

"Ben, asina oldugum cok titiz fikirleri ise yaramaz(bitik, gereksiz) canlilar dunyasina, bir fizik laboratuvarinda uygulamaktan kendini rahat tutamayan biriyim."
  • ubi dubium ibi libertas  (22.12.14 02:08:32) 
[]

Kısa çeviri

"Most buses will run until just after midnight."

Ne demek bu? Teşekkürler


 
Gece yarısından hemen sonra son otobüsler bitiyor demek istiyor.

Çeviri ise şöyle: otobüslerin çoğu gece yarısından hemen sonraya kadar çalışıyor.
  • hiko seijuro  (21.12.14 21:03:56) 
[]

mini mini bir çeviri.

As demonstrated by Emilio Garcia Mendez, the history of social control of children and adolescents is a paradigmatic example of creating a weak citizenry for whom protection was more of an imposition than a right.


kafayı yiyeceğim. tam olarak nasıl çevrilir??

 
Emilio Garcia Mendez' in ispatladığı gibi çocukların ve ergenlerin toplumsal kontrol tarihi, zayıf halklar için yaratılan ve daha çok haklı ceza ile korunan paradigmadik bir örknektir.


not: yanlış olma ihtimali yüksek. başka biri daha çevirirse bende sevinirim.
  • rononoa zoro  (21.12.14 21:25:32) 
Emilio Garcia Mendez tarafından ispatlandığı üzere, çocuk ve ergenlerin sosyal kontrol tarihi, korumanın bir haktan ziyade dayatma olduğu zayıf bir topluluk yaratmanın paradigmatik bir örneğidir.

gibi bişe.
  • mobilemob  (21.12.14 21:31:41) 
"Emilio Garcia Mendez tarafından gösterildiği gibi, çocukların ve gençlerin toplumsal kontrolünün tarihi, korunmanın kendileri için bir haktan çok bir dayatma/empoze etme olduğu zayıf bir vatandaş grubu yaratmanın paradigmatik bir örneğidir."

ben bunu, çocuklar ve gençler üzerinde kurulan toplumsal denetim mekanizmalarının tarihini incelersek, korunmayı bir temel hak yerine kendisine dışarıdan yapılan bir dayatma olarak gören, vatandaşlık bilinci zayıf bir halk oluşturmanın net bir örneğini görmüş oluruz diye anladım.
  • tembel tnt  (21.12.14 21:53:13) 
[]

Akademik İngilizce

Arkadaşlar Merhaba,

İngilize eğitim vermeyen bir üniversitenin Türkoloji ana bilim dallarından birinde yüksek lisans yapmaktayım. YDS puanıyla ifade etmeye çalışırsak 56 puanım var. Interpals, Engvid ve konuşma toplantıları vasıtasıyla Couchsurfing gibi sitelerde İngilizcemi her an canlı tutmaktayım. Bir de her ne kadar Fransız olsa da bir kız arkadaş edindim, her an İngilizce yazışmak durumundayım ve bu, zamanında gelişimime en büyük katkıyı sağladığı gibi bugün de pratiğimi korumakta.

Akademik İngilizce ile bu sene yüzleştim. Ben galiba İngilizceyi bayağı bir hâlletmişim, çünkü Google Translate'den kelime, deyim ve terimlere baktığımda okuduklarımı çok iyi anlıyorum. Sözlüğe ihtiyaç duymama olayını da önümdeki 1,5 yıllık sürede hâlledebileceğimi düşünüyorum.

Ben en iyisi sadede geleyim. Benim doktorayı Avrupa'da veya dünyanın herhangi bir yerinde İngilizce eğitim veren bir üniversitede yapasım var. Önerileriniz, tavsiyeleriniz var mıdır bu konuda? Bir de şu akademik İngilizce içün ne gibi tavsiyeleriniz var onu da bilmek istiyorum. Hepinize esenlikler.

 
akademik ingilizceyi geliştirmek için alanla ilgili okumalar yapılabilir. scholardan gugıllatıp makaleden makaleye atlarsınız. hem sadece ingilizcenizi değil akademik birikiminizi de geliştirirsiniz.


  • hesabım silindi kırgınım modlar  (21.12.14 19:25:26) 
coursera vb.
makale okumak

  • the kene  (21.12.14 19:49:03) 
[]

norveççe isveççe

öğrenebileceğim bir yer var mı? istanbul'da. iki dilden biri.




 
bilgi eğitim'de isveççe var: www.bilgi-egitim.com


  • microfiction  (22.12.14 00:23:28) 
[]

çok kısa bir çeviri (başlıktan bile kısa)

"Phases of the task-based framework" buradaki framework ü akademik bir şekilden nasıl çevirmeliyim? teşekkürler.




 
görev tabanlı çerçevenin aşamaları


  • masa penisi  (21.12.14 17:03:22) 
çerçeve Türkçe literatürde kullanılıyor mu acaba?


  • sen olmayan cocuk benim  (21.12.14 17:06:47) 
kullanılıyor


  • masa penisi  (21.12.14 17:08:44) 
[]

Turkce > Ingilizce 130 kelimelik ceviri

Merhaba, 130 kelimelik hukuki terimler iceren bir yazinin ingilizceye cevrilmesi gerekiyor, Turkcesini yazabildim ama ingilizceye cevirmekte terimler sebebiyle zorlandim. Metini asagiya yapistiriyorum, eger yardimci olabilirseniz cok sevinirim, simdiden tesekkutler =)

______
Bir hukuk devletinde yargi kararlarinin uygulanmamasi kabul edilemez. Ancak idari yarginin iptal kararlarinin uygulanmasi konusu ulkemizde yillardir sorun olusturan bir husustur. Anayasanin 135. maddesi yasama,yurutme ve idarenin yargi kararlarina uyulmasi gerekliligine yer verir. Ayrica Idari Yargilama Usulu Kanununun 28. maddesi de idarenin, idare mahkemelerinin vermis oldugu esasa iliskin ya da yurutmeyi durdurma kararlarini ertelemeksizin ve geregince yerine getirmekte zorunlu oldugunu ifade eder. Ancak bazi istisnai durumlarda idari yargi kararlari idare tarafindan uygulanmayabilir. Bu durumlar Doktrin(Bilimsel gorus) ve uygulamada"Hukuki ve Fiili Imkansizlik" olarak kabul edilmektedir. Filli imkansizlik halinde bireyin ugramis oldugu maddi ve manevi zararlar davaya bakan Danistay veya ilgili idare mahkemesine dava konusu edilebilir. Biz de bu calismamizda iptal kararlarinin filli imkansizlik sebebiyle uygulanamamasi ve bu durumun tazminata donusmesi ile hukuki imkansizlik konusu uzerinde durduk. Ayrica konunun daha iyi anlasilmasi icin "Danistay Kararlari"na da yer verildi.
____

 
hallettim :(


  • ruhi mucerret  (22.12.14 00:00:10) 
[]

to be

is found .... ile is found to be ... arasındaki fark.

seems wrong, seems to be wrong arasındaki fark mesela. biri yanlış gözüküyor, diğeri yanlış gibi gözüküyor anlamında çeviriyorum içimden ama kesin doğru mu?


 
seems wrong: yanlış gözüküyor
seems to be wrong: yanlış olduğu gözüküyor

  • hiko seijuro  (20.12.14 23:25:16) 
seems wrong: yanlış görünüyor

seems to be wrong: yanlış gibi görünüyor

ama cümleye göre, hatalı duruyor, hatalı gibi - şeklinde de çevirilir
  • nucleon  (20.12.14 23:29:14) 
@nucleon'un yorumu yanlış. Yanlış öğrenmeyin.


  • hiko seijuro  (20.12.14 23:45:45) 
is found: anlık, ya da yeni.
is found to be: bi süreçten bahsediyor
he is found to be retarded (epeydir)
he is found retarded (sanki yeni kırmış kafayı gibi)
ama fark çok az.
başka bağlamlarda fark daha da belirgin olabilir.

seems wrong: yanlış görünüyor
seems to be wrong: yanlışmış gibi görünüyor
tam emin değilsek, ölçemiyorsak, hesaplayamıyorsak mesela to be daha iyi duruyor gibi.


ekleme: ben bunları herhangi bir temele dayandırarak yazmadım. "kulağıma öyle geliyor" gibi saçma bir temele dayandırdım da diyebiliriz. dolayısıyla yanılıyor olma ihtimalim var. belirtmek istedim.
  • icemint  (20.12.14 23:49:30 ~ 21.12.14 02:18:55) 
"bride to be" mesela gelin adayı. böyle bi kullanım da var.


  • eskiden sizofrendim simdi iyiyiz  (20.12.14 23:54:40) 
@hiko seijuro; hadi ya :) yanlış mı öğrenmişim?


  • nucleon  (21.12.14 00:45:38) 
evet yanlış öğrenmişiz @nucleon.

düzeltiyorum.
seems wrong: yanlış görünüyor
seems to be wrong: yanlış olduğu görünüyor

gibi anlamını zaten "seem" veriyor. orada yanılıyoruz.
  • icemint  (21.12.14 02:49:50) 
[]

Çok ufak bir çeviri ing-tr

The military has conducted similar operations in North Waziristan since June with severe restrictions on media access to confirm military accounts of militant activity and allegations of civilian casualties.

teşekkürler şimdiden.


 
Kuzey Veziristan'da ordu, militanların etkinliğine ve sivil kayıplarla ilgili iddialara önem verdiğini göstermek için benzer operasyonları Haizran'dan bu yana, basına erişimde ciddi kısıtlamalar getirerek yürütmekte.


  • f atih  (20.12.14 17:35:47 ~ 17:36:14) 
[]

minik bir çeviri

A significant portion of the adolescents in Brazil present some vulnerability, whether due to economic problems or education, teenage pregnancy, drugs, or violence.


whether due to kısmını tam nasıl çevirsem bilemedim. bu cümle nasıl çevrilmeli a dostlar?

 
şu veya bu sebeten dolayı. şu ve bu mevzu bahis konular.


  • in search we trust  (20.12.14 16:01:49) 
Falana filana göre değişen seviyede zafiyet?


  • nereye bu gidis  (20.12.14 16:19:44) 
[]

Nasil cevirirsiniz ?

Money is like a muck, no good except it be spread.




 
Para gübre gibidir, etrafa yaymadıkça bir halta yaramaz.


  • himmet dayi  (19.12.14 20:21:05) 
para gübre gibidir, etrafa saçılmadığı sürece bir faydası olmaz.


  • rygard  (19.12.14 20:22:35) 
para bok gibidir, sıçmadıkça rahatlatmaz.


  • m murphy  (19.12.14 21:00:56) 
para öpücük gibidir, yakalarsa muck muck.


  • sen olmayan cocuk benim  (19.12.14 21:06:38) 
[]

İngilizce çeviri

Aşşağıdaki metinde ne diyor?

When the structure of compact spun yarn is examined under a microscope, it
can be seen that the integration of the fibres is high; thus, their contribution
to the yarn strength is maximised. If all fibres were fully incorporated in
the yarn, the strength and the elongation of the yarn could be increased
substantially. In compact spinning, two main factors, the drafting procedure
and the yarn formation, affect the structure and the quality of yarns.

 
kompakt savlonun yapısı mikroskop altında incelendiğinde, liflerinin entegrasyonun yüksek dolayısıyla da bağların(yarn) kuvvetine katkısının da en üst düzeyde olduğu görülebilir.

eğer tüm lifler bağların içine dahil edilebilseydi, bağların kuvveti ve gerilimi aslında artırılabilirdi.

kompakt burkulmada iki ana faktör olan tasarı süreci ve bağ oluşumu bağların yapı ve kalitesini etkiler.

gibi bişi çıkardım ben.
  • hayvanlar gibi yazar  (19.12.14 19:47:53) 
[]

Bir Röportaj Aranıyor

Frankfurter Zeitung gazetesi 30/05/1909 günkü nüshası Wie Abdulhamid abgesetz wurde başlıklı Emanuel Karasu röportajı aranıyor bulanlar mesaj atsın




 
sanirim ben bunu bulabilirim ama biraz Zaman alir.


  • shi aila  (19.12.14 13:02:21) 
Ah nasıl makbule geçer? Bir irtibat kursak, şu an çok müşkül bir durumdayız çünkü...


  • yattara valli  (19.12.14 16:10:59) 
Almancasını buldum: dfg-viewer.de


  • songulyabani  (19.12.14 17:46:57) 
[]

İzmirde İngilizce Kursu

Mayıs aylarında toefldan 90 çakmak için şubatta kursa gideyim diyorum...tabi başarı insanın kendine ait bir şey ama bana en çok şey katacak olan kurs sizce hangisidir?




 
The english academy

şunu da ekleyeyim de bulunsun, demin cepten yazdım link vereremedim: www.theenglishacademy.com.tr
  • icemint  (19.12.14 11:40:51 ~ 12:16:12) 
[]

two points in time

"I tested the hypotheses with data collected at two points in time"

Burda at two points in time, tam olarak ne anlama geliyor?


 
2 ayrı zamanda topladığı veri ile test etmiş hipotezini.


  • icemint  (19.12.14 10:49:30) 
[]

İngiliş sorusu

sabahın köründe yola cıkmak deyimi icin ne kullanabiliriz? ingilicce olazak.




 
the crack of dawn


  • e_rsin  (19.12.14 06:16:43) 
  • fallthepieces  (19.12.14 07:36:22) 
depart at the crack of dawn


  • icemint  (19.12.14 09:16:03) 
sabahin korunde yollardayiz:
i'm on the way at the crack of dawn mi oluyor?

  • very big cat you.  (19.12.14 22:15:51) 
[]

geri kalan 3 saatte sık sık olacak derken, it will happen often for the res

geri kalan 3 saatte sık sık olacak derken, it will happen often for the rest 3 hours desek, rest doğru olur mu y?a da ne kullanabiliriz

edit: yorumunu silen arkadaşa teşekkürler, next ve more often daha uygun oluyor sanırım.


 
Rest değil de remaining demen lazım.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (18.12.14 23:39:57) 
it's going to happen frequently in the next 3 hours.
remaining de güzel elbette.
"it will happen often" kulak tırmalıyor.
  • icemint  (19.12.14 09:22:05) 
[]

Kısa sürede Almancamı çok pis geliştirmek istiyorum ne yapayım?

B1 kitapları sözlüksüz okuyamıyorum okuyabilecek duruma geleyim istiyorum. Her gün iki saat çalışabilirim (çalışıyorum da). Kurs falan düşünmüyorum. Duolingo rosetta stone piratebaydeki çoğu almanca kaynağı elimin altında. Daha efekif çalışmak için önerilere açığım.

Not: Güzel ülkemde kalarak mümkün olan en az parayı harcayarak tabi.


 
almanyaya git orda bi 5-6 ay yaşa. ben üniversite eğitimimi almanca diliyle alıyorum ki hala zorlanırım çoğu kelimeyi çeviremem.


  • masa penisi  (18.12.14 21:07:19) 
Almanca ile yatıp Almanca ile kalkacaksınız, başka çaresi yok gibi. 2 aylık eğitim alan bir hocam vardı, sıfırdan epey geliştirmişti. Ancak yaz sıcağında her gün aksatmadan 8er saat kurs aldığını düşünecek olursak haketti kesinlikle. Sizin de buna benzer bir çaba göstermeniz lazım.


  • sevgikusunkanadinda  (19.12.14 01:22:21) 
[]

şu cümleyi çevirebilecek bir hayırsever var mı

How well you manage the challanges involved at each stage determine your long-term prosperity and well-being




 
üç aşağı beş yukarı:

her aşamada karşınıza çıkan zorluklarla başa çıkma beceriniz, uzun vadede refah ve esenliğiniz konusunda belirleyici olur.
  • kül  (18.12.14 20:40:02) 
[]

searching for the right occupation is challenging

ne demek




 
Doğru mesleği aramak zor bir uğraş.


  • hiko seijuro  (18.12.14 20:28:42) 
[]

İş İngilizcesindeki karşılığı

"Mr. Brown'ın altında çalışıyorum" cümlesinin ingilizce iş jargonundaki karşılığı nedir?

Teşekkürler


 
I work under mr brown's supervision?


  • nereye bu gidis  (18.12.14 14:52:27) 
"report to" kalıbı daha şık bence:

I am reporting to Mr. Brown.
  • SiyamkedisiZorro  (18.12.14 15:06:37) 
Evet, report aklıma gelmemişti. Report to daha iyi.


  • nereye bu gidis  (18.12.14 15:07:22) 
work under ya da work for deyince birinin adamı gibi oluyor.

iş dünyasında report to deniyor.
  • sir gawain  (18.12.14 15:16:18) 
[]

gott mit uns

ırkçı bir söylem mi? Gott mit mir diye dövme yaptırsam almanya'da problem yaşar mıyım?




 
ya swastika gibi, aslında daha eski ve genel bir şey ama son olarak Naziler kullandığı için onlarla anılıyor. Gott mit mir de benzer şekilde değerlendirilir bence, emin değilim. En iyisi bir Almana sormak.


  • whoosie  (18.12.14 08:47:13 ~ 08:47:58) 
jesus is my co-pilot yazdır


  • namus ninjası  (18.12.14 09:49:22) 
[]

Face-threat da ne ola ki?

şöyle bir cümlede geçiyor:

"Nevertheless, beyond a narrow range of contexts in which hostility may be tolerated, individuals expect others, especially those of higher status,to be aware of communicative acts that constitute face threats, actions that threaten one's social image and self-image"

hiç anlamadım, beynim durdu. Soru: face-threat nedir?

 
face threat türkçede dili etkisiz kullanmayı ifade ediyor desek yanlış olmaz heralde. burada da öyle bir anlamı var.
karşındaki kişiyi zaaflarıyla vurmak, suçlamak, utandırmak, ona meydan okumak vs gibi.

  • uzunuzunilgi  (17.12.14 23:09:55 ~ 23:11:34) 
[]

iyi ingilizce çeviririm diyenler. 1 cümle

. Knowing when to introduce a nontechnologic solution instead of a technologic one can mean the difference between a targeted, cost-effective solution and an expensive one that does not fully address the initial problem, provides unnecessary functionality, or provides necessary functionality but at an unnecessary cost

teşekkürler


 
Duyuruyu silmeyeceğinizi umarak çeviriyorum:

Teknolojik olmayan bir çözümü teknolojik olan yerine tavsiye edeceğin zamanı bilmek; hedefe yönelik, uygun maliyetli olan çözüm ile pahalı ancak tam anlamı ile esas probleme yönelik olmayan ve gereksiz fonksiyonellik sağlayan ya da faydalı fonksiyonelliği fuzuli fiyata sunan çözüm arasındaki fark anlamına gelebilir.
  • hiko seijuro  (17.12.14 22:10:37 ~ 22:11:27) 
thank u hiko


  • intihar etsem de kendime gelsem  (17.12.14 22:26:52) 
[]

ingilizce çeviri

bu kadar az sayfa ile bu kadar çok şeyi anlatan ilk kitap

diyemedim ya la. nasıl söylerim.


 
the first book which tells too much information with a few pages.

salladım biraz ama bu kadar çıktı
  • t joe  (17.12.14 11:12:50 ~ 11:13:11) 
the first book which tells so much with so few pages.

not: t joe: too much olumsuz anlam katıyor.
  • thracian  (17.12.14 11:13:44 ~ 11:14:21) 
@thracian

belki adam bu durumdan memnun değil olumsuz bir düşünce ile söyledi bu cümleyi.

abi bi kitap aldım kısa diye ama çok fazla bilgi var lanet olsun böyle kitaba gibisinden. şaka la şaka haklısın so much olcak :)
  • t joe  (17.12.14 11:18:04) 
the first book -i've come across- which tells that(this) much with those(these) small(few) amount of pages.


  • icemint  (17.12.14 12:17:47) 
[]

şu mail geldi

ne diyor arkadaşlar,yine mi spam? öyleyse görsel olarak epey iyi iş çıkarmışlar.




 
spam.


  • marcelorios  (17.12.14 10:31:10) 
pishing maili, sil gitsin. microsoft ile alakası yok.


  • fallthepieces  (17.12.14 10:32:02) 
spam tabii ki.


  • inheritance  (17.12.14 10:32:03) 
  • ufukcel  (17.12.14 10:40:18) 
[]

kısa çeviri

newton found almost double the quantity of negotiation in tasks where the information provided was split among the learners when compared to tasks where the information was shared.




 
newton, bilginin paylaşıldığı görevlere kıyasla, öğreniciler arası bölüştürüldüğü görevlerde, neredeyse 2 kat miktarda müzakere saptadı.


  • icemint  (17.12.14 11:00:46) 
[]

Required vs. optional information exchange akademik bir şekilde türkçeye

nasıl çevirilir? cümle bir başlık..

asıl merak ettiğim vs. kısmını nasıl çevireyim?

şu an için geçici olarak "isteğe bağlı vs. mecburi bilgi alışverişi" olarak yazdım. vs. nin acil değişmesi gerekiyor. teşekkürler.

 
X ve Y karşılaştırması


  • hiko seijuro  (17.12.14 09:05:42) 
[]

istanbulun antalyaya uzaklığı ankaraya uzaklığından daha fazla nasıl denir?

Far further filan kullanılacak.

sanırım far from gibi şeyler vardı?

konu superlative

 
istanbul's distance to antalya is more than to ankara


  • yeni dunya duzeni  (16.12.14 23:08:46) 
distance yerine far kullanamaz mıyız?

far lısı lazım bana :)
  • error522  (16.12.14 23:17:35) 
Antalya is further to Istanbul than Ankara. Çeşitli varyasyonlar olabilir.


  • humblebirth  (16.12.14 23:18:10) 
İstanbul to Antalya is further than İstanbul to Ankara...


  • inanmazsan inanma  (16.12.14 23:19:32) 
[]

Abusive Supervision

Organizasyonlardaki liderlerin "abusive supervision"undan bahsediyor makale. Terimin tam anlamıyla Türkçedeki karşılığını bilen vardır belki diye sorayım dedim.

Benim makaleden anladığım hakaret eden, aşağılayıcı konuşarak denetim yapan yöneticilerden bahsediyor. Bu yüzden; "Aşağılayıcı Denetim" saçma bir terim mi olur.


 
Mobbing ya da istismar edici liderlik olabilir mi?


  • nereye bu gidis  (16.12.14 17:15:05) 
mobbing olsa zaten ingilizce'de de mobbing diye kullanırlardı diye düşünüyorum. liderlikten bahsetmiyor ama öyle kullanabilirim sanırım, liderlik - gözetleme ilgili sonuçta. teşekkürler!


  • pokerface  (16.12.14 17:17:31) 
Rica ederim. Supervision burada denetimden ziyade liderlik, yöneticilik anlamında kullanılmış gibi geldi bana da. Pratikte de eskiden şef denilen, ekip lideri vb pozisyonlara şimdilerde supervisor deniliyor.


  • nereye bu gidis  (16.12.14 17:32:02) 
[]

şunu ingilizceye nasıl çeviririm

dünya tarihinde ilk defa türkiye'de bir taraftar grubunu hükümeti devirmeye yönelik darbe girişiminden yargılıyor.

it is the first time ever in the world history that a fan of a sport club in turkey, named Çarşı, stands accused of attemted coup.

Doğru mudur sizce? taraftar grubu tam olarak nasıl denir ki?

 
fan yerine supporter sport club yerine football team daha şey gibi.


  • namus ninjası  (16.12.14 16:05:17) 
tek football team değil ki ama bu (beşiktaş yani)?

bilemedim şimdi.
  • tellioglu  (16.12.14 17:26:18) 
[]

köklü bir aile derken, rooted mı radical mi? ikisi de değil mi hangi sıfat?

sb




 
well established family


  • tepedeki psychedelic adam  (16.12.14 15:19:39) 
tepedeki +1
ayrıca, well olmadan sadece established family de kullanılabilir.

  • battal gemalmaz  (16.12.14 15:36:54) 
rooted derinleşmiş demek
radical sapına kadar demek

  • mesgul ve huzursuz  (16.12.14 16:31:18) 
[]

extended holiday return

uzatılmış tatildönüşü diye çevirince bi anlamifade etmiyor.daha düzgün nasıl çevrilebilir.
yurtdışı alışveriş sitesinden alınmış bir ifadedir.



 
uzun tatilden dönüş
uzun tatil düşünü
yazın yediğin hurmalar, kışın kıçını tırmalar
  • hiko seijuro  (16.12.14 01:00:07) 
hahaha hurmalar iyi oturmuş.

uzun tatil olamaz bence, çünkü burada tatilin uzun olması değil, uzatılmış olması vurgulanıyor.

iade durumu söz konusu ise buradaki return iade de olabilir.

uzatılmış tatil dönüşü

ya da

uzatılmış tatil iadesi de olabilir.
  • hushhush  (16.12.14 01:05:23) 
uzatılmış iade süresi

holidayi mutlaka kullanmak zorundaysak:
tatil için uzatılmış iade süresi
  • icemint  (16.12.14 08:38:07) 
[]

Tek Cümle Çeviri

The idea of compact or condensed spinning is to minimise the change in the width of fibre strand by applying air suction to condense the fibre stream in the main drafting zone and a substantial reduction (almost elimination) of the spinning triangle.

Türkçesi ne olaki? Teşekkürler..


 
Çeviriyi yaptırdıktan sonra silmeyeceğini umarak:

Fiber telinin genişliğindeki değişimi minimize etmek için hava emiş uygulayarak ana çekim bölgesinde fiber akışını yoğunlaştırmak ve eğirme üçgeninde elle tutulur bir azalma sağlamanın (neredeyse tamamen gidermenin) mantığı.

"Mantığı" kısmını başa almak istiyorsan keyfine göre cümleyi ona göre eğip bükersin. Mesleki olarak terimlerin farklı Türkçeleştirilmesine aşina olabilirsin; öyle bir durum varsa bbu çeviri üzerinden giderek düzeltirsin.
  • hiko seijuro  (16.12.14 00:42:41) 
[]

Authorized Biography?

Ne anlama geldiğini buldum: biyografisi yazılan kişi ile yazarın söyleşi yaparak yazdığı biyografi imiş.

Fakat bunun Türkçe'si nedir sizce? nasıl bir şey denebilir? Biyografi türlerinde buna ait bir şey göremedim.


 
nehir söyleşi olabilir

alisveris.iskulturyayinlari.com.tr

otobiyografik söyleşi de deniyormuş galiba
  • freebird5406_2  (15.12.14 18:13:15 ~ 18:14:08) 
[]

İngilizce için Android uygulaması

Daha önceden çevirisini yaptığım kelimeleri tekrar tekrar soracak ve iyi ezberlememi sağlayacak bir uygulama. Memrise gibi ama onda kelimeler benim istediğim kelimeler değil.




 
  • zebragibi  (15.12.14 15:22:45) 
[]

Su kalibi turkceye cevirelim

"More often than not" kalibini karsilayan hangi kaliplar var turkcede? Benim hic aklima gelmiyor. Yaygin bir karsilik yoksa da tutup olusturuverelim surada. Cok guzel bir kalip bence. Olmazsa "chances are that" karsiligi da kabulum.




 
genellikle demnek o.
ama zorlamak istersen "buraya yağmur yağmama şansı (yağma şansından) daha az" gibi bir şeyler diyebilirsin. yine de, bence gerek yok.

  • yalnux  (15.12.14 01:32:35) 
nasıl bir sıklık belirttiğini araştırdım, "%70-80" diyen de var, literal anlamıyla "%50'nin üzerindeki her oran" diyen de var. tam karar verememekle beraber bazı seçenekler: ekseriyetle, daha ziyade


  • kül  (15.12.14 01:35:19) 
Genellikle vb. kelimeler bu kaliplardaki arguman belirtme acisina vurgu yapmiyor.


  • f_d  (15.12.14 01:42:46 ~ 01:43:55) 
  • mea maxima culpa  (15.12.14 04:52:02) 
[]

bi özlü söz

A happy family is but an earlier heaven.

bernard shaw'ın sözü bu, tam bi çeviremedim ben beceriksizim herhalde. sizin yorumlarınız ne olurdu?


 
Mutlu bir aile, yeryüzündeki cennet değildir de nedir.


  • hiko seijuro  (15.12.14 00:24:53 ~ 00:26:13) 
@hiko seijuro

peki aynı cümleden "but" kelimesini çıkartıp tekrar çevirmeni rica etsem? aynı şey çıkıyor çünkü. oradaki but'ın bi değişikliğe sebep olması gerekmez mi?

edit:
hmm, "değildir de nedir" gibi bi anlam veriyorsa tamam şimdi oldu.
  • cevap botu  (15.12.14 00:26:10 ~ 00:27:39) 
mutlu bir aile dünyadaki cennettir


  • ben de  (15.12.14 00:26:48) 
ben sanki bir kontekste aitmiş gibi düşündüm ilk bakışta! Çok da yeterli olmayan ingilizcemle şöyle anladım: "mutlu bir aile, zamanı gelmeden girilmiş cennetten başka bir şey değildir!" şöyle de diyebilirdim: "mutlu aile, vaktinden önce girilmiş cennet gibidir." yani, deyişin, işin sonrası itibarıyla olumsuzluğu tınıladığını görmek gerek diye düşündüm.


  • mamma mia gli turchi  (15.12.14 00:32:22) 
oradaki "but" tam olarak, tam karsiligidir manasında olması lazım.

mutlu bir aile dünyadaki cennetin ta kendisidir gibi.
  • ben de  (15.12.14 00:32:33) 
[]

Sisterhood'un türkçesi

Ahiretlik midir ?




 
Hayır kardeşlik gibi bir anlamı var.


  • i was made for you  (14.12.14 21:28:11) 
bacılık müessesesi


  • zebragibi  (14.12.14 21:28:17) 
nerede geçtiğine göre rahibeler birliği - bir çatı altındaki rahibelerin hepsi (örneğin brooklyn kilisesi rahibeleri) manasına da gelebilir. diğer türlü brotherhood'luktan bir farkı olduğunu sanmıyorum.


  • alm est  (14.12.14 21:29:03) 
aynen anadoluda "ahiretlik" derler kadınlar buna. istanbulda hiç duymadım ama ya da kadınlar arasında böyle bir ilişki kalmadı artık :D


  • peace.on  (14.12.14 21:29:34) 
Tamam brotherhoodluktan farki yok da turkce de bunun tam karsiligi nedir ? Ahiretlikten daha yakin bi kelime veya kelime grubu bilen var mi ?


  • kegums  (14.12.14 21:39:38) 
hemşire?


  • calzoncillos  (14.12.14 21:53:35) 
Dünya ahiret bacım olsun


  • ground  (14.12.14 22:52:55) 
peace.on+1
pek kalmadı artık ama ahiretlik denir bizde de.

  • physcos physcos  (15.12.14 01:06:45) 
[]

çeviri yardımı

Yetiştirmem gereken bir ingilizce çeviri var. Yok mudur bana yardım edecek gönlü zengin bir arkadaş?:(




 
ben edebilirim


  • protector  (14.12.14 20:04:22) 
[]

İngilizce çeviri

Ebay'den bir ürün alıcam satıcıya mesaj atıcam ama ingilizcem yok. sıfır yani, zero

"3 ürün birden alıcam 3'ünü tek kargo da yollayabilir misin ?"


 
ürünleri sepete at aynı satıcıdan ürünler grup olarak listelenir zaten orada request total from seller'a tıkla bi şey demene gerek yok.


  • Ufuk  (12.12.14 22:28:30 ~ 22:28:43) 
I will order 3 items, Can you ship all 3 of them in a single package so that I will not have to pay multiple courier charges?


  • hiko seijuro  (12.12.14 22:28:37) 
Teşekkürler.


  • alaman cikolatasi  (12.12.14 22:43:45) 
[]

acil çeviri yardımı

kısa bir şey,yardım ederseniz sevinirim.

"A low feed moisture lead to increase power requirements and surging and also resulted in excessive browning and stoppage of extrudate at die nozzle opening.

not:konu önemli arkadaşlar,farklı çeviri yorumlarına açığım.

 
feed burada beslemesi yapılan madde oluyor. he?

beslemedeki nemin (sıvı içeriğinin) düşmesi kullanılan enerji miktarını arttıracağı gibi taşmalara (beslenen şey kabından taşsa gerek), gereğinden fazla kahverengileşmeye ve çıktının, boya nozülünün ucunda durmasına (tıkanmasına) yol açabilir.
  • namus ninjası  (12.12.14 21:50:30) 
Önceki ve sonraki cümlesi ile birlikte verebilir misin? Hatta paragraf şeklindeyse tamamını kopyala.

Acaba malzemenin dökümü yapıldıktan sonra sıcak hâldeyken mi ekstrüze ediliyor? Ki böyle bir proses daha önce hiç duymadım.

namus ninjası'nın yaptığı çeviri teknik anlamda doğru olmayabilir.
  • hiko seijuro  (12.12.14 21:58:07) 
ben makaleye baktım biraz. tamamını okumak zor geldi açıkçası. google aramasında çıkıyor.


  • namus ninjası  (12.12.14 22:01:32) 
[]

" Für einen Porsche ist immer Platz " bu cümle tuhaf değil mi?

Şu şekilde olması gerekmiyor mu,

" Es gibt immer Platz für einen Porsche. "


 
Devrik yapmis, tuhaf degil. Gibt fiili yerine de ist kullanmis. Für einen porsche gibt es immer platz da olabilirdi.


  • letheavendangered  (12.12.14 12:34:36) 
[]

Stranded Cost ne demek?

Türkçesi ne demek ve ne anlama geliyor acaba?




 
Diyelim ki bir işletme yatırım yaptı. Bu yatırımın maliyetini de sattığı ürünlerin fiyatına önümüzdeki 1 sene boyunca dahil ederek müşterilerine yansıttı. Buna stranded cost denir. Yani yatırım maliyetini, belirli bir vadede ürünün/kullanıcının ödemelerine yansıtmaktır.

Mesela hükümet için köprü projeleri stranded cost oluyor. Niye? Yatırım yapınca onun acısını bizden çıkartıyor. Devlet halk için değil, halk devlet için var. Tayyip kafası yatırımlarda sık görürsün.

Ya da doğunun kullandığı kaçak elektriğin de devlet için bir maliyet olduğu düşünülürse, onu batıya yıkmaları yine stranded cost. Sırtımıza yıkılan, ödediğimiz faturalara ve aldığımız ürünlere/hizmetlere yansıtılan bütün maliyetler/masraflar diyelim.
  • hiko seijuro  (12.12.14 08:42:35 ~ 08:46:13) 
hiko seijuro gayet güzel açıklamışsın, teşekkür ederim.


  • bigl0rd  (12.12.14 09:06:58) 
sözlükte başlığının olmaması da ayrıca şahaneymiş. Verdim ukdeleri


(bkz: Stranded Cost)

(bkz: Stranded Cost Recovery Fee)
  • ukde  (12.12.14 09:56:21) 
[]

Bu hangi dilde yazılmış acaba?

Merhaba arkadaşlar,

Resimdeki yazı hangi dilde yazılmış? Ayrıca o dili bilen çevirisini de yapabilir mi?
Teşekkürler.

 
eski çince gibi duruyor.


  • zebragibi  (11.12.14 20:28:52) 
暗恋你 yazıyor anladığım kadarıyla. O da Çince seni seviyorum anlamına geliyor diyor sevgili google. Ha bir isim falan da olabilir o yüzden birinin doğrulaması lazım.


  • sesee  (11.12.14 20:39:48) 
çince el yazısı
son kelime şu bbhc.com yani ni, yani sen.
ilk ikisini hatırlayamadım
  • hushhush  (11.12.14 20:42:05) 
eski çince değil basitleştirilmiş modern çince.
an lian ni - sana platonik aşığım

seni seviyorum - wo ai ni, buradaki daha değişik, sık kullanılan bir şey değil. gizli gizli seviyorum seni diyor.
  • lily briscoe  (11.12.14 21:18:59) 
[]

hamlet'ten bir dörtlük

doubt thou the stars are fire,
doubt that the sun doth move,
doubt truth to be a liar,
but never doubt i love.

şunu rica etsem çevirebilir misiniz? az çok anlıyorum ama anlamlı dörtlüğe dökemedim.

 
"İnanma istersen yıldızların yandığına,
Güneşin döndüğüne inanma,
Doğrunun ta kendisini yalan bil,
Ama seni sevdiğime inan Ophelia."
Hamlet, sahne ii ( Hamlet’in Ophelia’ya yazdığı mektuptan)
  • mimimi  (11.12.14 02:41:50) 
[]

Negative Nancy

Buna Türkçe karşılık lazım. İngilizce anlamı: memnuniyetsiz, her şeyden şikayet eden kimse.




 
mizmiz


  • melancholia  (10.12.14 20:14:55) 
eğer sallama özgürlüğün varsa.

mızmız melahat, huysuz huriye vs. şeyler koyabilirsin. yoksa mızmız yeter bence.
  • aleksey fyodorovich karamazov  (14.12.14 16:21:22) 
[]

menülerdeki smoked ne anlama geliyor?

wikipedia'dan baktım ama prehistoric bir tarzdır falan diyor. işte asıyorlar etleri havaya dumanla pişiyor gibi bir şey.




 
"Tütsülenmiş" anlamına geliyor.


  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (10.12.14 19:27:04) 
  • cagdassalur  (10.12.14 19:27:10) 
füme demek.


  • sir gawain  (10.12.14 19:28:59) 
[]

Romantizmim İngilizce engeline takıldı

Söylemek istediğim şu: "Ne olursa olsun (gelecek ne getirirse getirsin, gibi) beni, ne zaman dilersen, diğer her şeyden ziyade, seni çok sevmiş bir adam olarak hatırla"

Türkçesi de net olmamış olabilir. Yani başka bana ait şeylerdense seni çok sevmiş bir insan olarak hatırlanmak istiyorum, demek istiyorum.

"In any case, whenever you like to, remember me more than in any other way as the guy who loved you so much."

Bi olmamislik var gibi, fikir beyan edebilcek var mı?

 
after all, i just want you to remember me as the guy who loved you so much, whenever you wish to do.


  • icemint  (10.12.14 19:27:46) 
Whatever happens, whenever you wish, remember me no more than a guy who loved you so much.

en kestirmesi
  • moody90  (10.12.14 19:33:40 ~ 19:43:30) 
1 ... •848586878889909192• ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.