[]

İngilizceyi becerememek

Aynen sorun bu bende. Bir ay sonra bir ingilizce sınavı var. Yeterlilik sınavı. Onu mutlaka geçmem gerekiyor yüksek lisans için son şansım. Bikaç gündür çalışıyorum. Fakat olmuyor yani. Düz lise okudum lise çağında kursa gittim. Hazırlık olmayan bir üniversitede okudum üniversitede de kursa gittim. Ama hep bitikaniklik hep basit cümleler. Öyle oldu benim durum. Şimdi bunu aşmam lazım alamıyorum. Aşamadıkça sinirleniyorum.

Örneğin bir konu çalışıyorum kafam direk onu formulize etmeye gidiyor. İlla bi mantık olacak o soruyu çözebilmem için. Zaten türkçeye uydurmaya çalışınca iyice bok oluyor her şey.

Ben bittim yani kafa olarak. Bana bir yardım edin ne yapmam gerek. Cesur Öztürk building for proficiency kitabından çalışıyorum. Evet kitap biraz zor ama bana da sınavda kolay sormayacaklar.

Bana bir akıl.

 
bak, ingilizcede ne kadar çok okursan cümle kalıplarını- kelime yerleşimlerini vb daha iyi öğrenirsin.

Kodunu ogrenmek gibi dusun.

Daha sonra bu kodla daha güzel cümleler yazabilirsin. Anahar nokta vocabulary---ama vocabulary'i cümle icinde görmen lazım. ki aklında kalsın...

kısaca oku.... dinle.... izle....
  • anonymice  (24.12.16 21:25:16) 
türkçe mantıkla zor dil kurslarında da kalite nedir bilmiyorum. kelime bilmeden de okuma yapamazsın. yani ya mantığı falan boşverip ezber yapacan ya da dediklerimi.


  • qazedcsrfvtyhngujmkol  (24.12.16 21:28:08) 
[]

çeviri yardımı [türkçe karşılık bulamadım]

şimdi yunanca noiti diye bir kelime var. bu aslında olmayan ama var kabul edilen şeyler için kullanılır. mesela ekvator çizgisi.

bir cümlede geçiyor bunu nasıl çevirecem kafam durdu. beytlehem'e koşalım diyor ama hayali bir koşu. yani farazi beytlehem'e koşalım gibi ama o da çok abes. var mı çeviri tavsiyesi?
teşekkürler

 
Acaba "beytlehem'in imgesine/tasarımına/hayaline koşalım"olabilir mi ki?


  • protector  (24.12.16 14:16:20) 
beytlehem hayaliyle koşalım? oldu mu dersin


  • cekilmis gayfe  (24.12.16 14:37:05) 
Eğer metin içine de uyuyorsa, bence olmuş


  • protector  (24.12.16 14:47:50) 
Bol bol roman okuyun daha sonra çeviri işine soyunun... edebi dile hakim olmadığınız sizce de hayli açık değil mi?


  • cesurseyyah  (24.12.16 15:02:44) 
@cekilmis gayfe : güzel olmuş bence de.

@cesur seyyah : sizin önerinizi alabilir miyiz bu çeviri parçası için? bol bol roman okuyan birisi bu ifadeyi nasıl çevirir merak ettim şimdi.
  • burya  (24.12.16 15:04:40) 
cesurseyyah, sağol canım kardeşim, bu uyarını kulağıma küpe yaparım.


  • cekilmis gayfe  (24.12.16 15:05:26) 
Metnin tamamını görmeden, hangi bağlamda, ne için çerildiğini bilmeden nasıl çevireyim? :) bu yüzden bir çeviri önerisinde bulunmadım zaten.


  • cesurseyyah  (24.12.16 15:23:44) 
İncil'deki bu anlatım bizlere, Beytlehem'in çobanlarının hemen mağaraya koşup dünyanın Kurtarıcısı'na, "yemlikteki bebeğe" tapındıklarını söylüyor. Bizler de bugün, bu tarihi olaydan 2000 yıl sonra, manevi Beytlehem koşalım, O'na, dünyanın Aydınlatıcısı'na, beden almış Söz'e, ölümün Galibi'ne ve sonsuz yaşamın Kaynağı'na tapınmak için.

manevi beytlehem koşalım diye çevirmiş. çok kitap okumamış besbelli
  • cekilmis gayfe  (24.12.16 15:32:14) 
Kesinlikle çok kitap okumamış çünkü anlatım oldukça karışık. Büyük ihtimal cümle kalıplarını birebir alıp çevirmiş ve bu da anlatım bozukluklarına sebep olmuş. Halbuki türkçe'ye geçirirken daha yalın ve doğrudan bir anla tercih edilebilir, özellikle kutsal metin ile alakalı ise. Bu sebepten dolayı gene kutsal metinde bu konu ile alakalı geçen anlatımlara başvurulabilir. Örneğin kitabı mukaddeste çok bilindik bir şey olan "haçını sırtlanıp takip etmek" ile alakalı deyimler vardır. Bu dolaylı yoldan tüm acınızı ve imanınızı sırtlanıp beni takip edin, ben size çobanlık edeceğim demektir. Sonuç olarak kutsal metnin hangi bölümü ise ora ile alakalı kısa bir okuma yaparak çeviri işini oldukça güzel halledebilirsin.


  • cesurseyyah  (24.12.16 15:50:42) 
canısı bu çevriyi çevirmen yapmıyor, istanbul rumu bir papaz yapıyor. yani ne bekliyorsun profesyonel çeviri mi?


  • cekilmis gayfe  (24.12.16 15:54:23) 
Hay allahım, peki. :) Halbuki o kadar da ipucu vermiş isim. Kolay gelsin.


  • cesurseyyah  (24.12.16 15:59:09) 
[]

İngilizce konuşma-pratik sitesi

Herkese merhaba,
İngilizce konuşma pratiği için siteler var. Siz hangisini kullanıyorsunuz? Hepsini tek tek denemeden tecrübesi olan biri şu site güzel derse direk oraya üye olup başlayacağım.



 
parasız olanların hepsi sex odaklı bro. çok araştırdım, hemen hepsine üye oldum ama yok. bütün siteleri türk ve hindistanlılar esir almış.
tek verebileceğim fikir paralı konuşarak öğren siteleri var.
başlamadan önce amerika dan aranıyorsun ve seviyen belirleniyor, sonra ders planı oluşturuluyor. bir araştır derim.
  • oyuncak bulut  (24.12.16 12:53:08) 
memrise'ın premium üyesi olursan, çalıştığın dilin hakim olduğu coğrafyanın yerlileriyle görüşme imkanı veriyor.


  • bir kediyim sadece gizleniyorum  (24.12.16 13:19:42) 
verbling.com, ücretli.


  • zebragibi  (24.12.16 14:46:08) 
Ücretleri hakkında bilgisi olan var mı?
Bir de sadece konuşma mı yapılıyor. Hatalı cümleleri düzeltiyorlar mı mesela. Yani işin eğitmi boyutu da var mı bu sitelerde?

  • hotaru no haka  (24.12.16 14:53:11) 
nasıldır bilmiyorum ama ben çalışırken bir örnek video gösterdi. rusça çalışıyordum ve rus bir yerli kızın okuyuşunu gösterdi. arada bir de premium olursan yerlilerlre görüşüp eğitim alırsın diyordu. demek ki eğitim boyutu var.

ücretler iyiydi, 3 aylık 11 lira veya 16 lira civarıydı.
  • bir kediyim sadece gizleniyorum  (25.12.16 11:38:34) 
[]

rusça

драповое çevirisine google sıkıcı diyor, başka anlamları var mı?

şurda geçiyor:
korfiati.ru

 
moda terimi büyük ihtimalle.

şöyle bir şey buldum.

In the Soviet era, Russians had more limited choice of winter clothes than nowadays. Both men and women used to commonly wear a type of драповое пальто с подкладкой из ватина и меховым воротником (woolen cloth overcoat with a cotton-padding lining and a fur collar). If a person wanted to look more fashionable, he/she wore дубленка (sheepskin coat) rather than the драповое пальто.

yünlü kumaşmış burada dediğine göre yani.

edit: iyice detaya indim iyice araştırdım evet net bilgi yünlü kumaş. ulan bi de rusça derslerinden hep kaldım hoca kötü nabam.

edit 2: yünlü kumaştan yapılmış belirli bir kesime,hatlarave özelliklere sahip palto aslında. direkt şu linkte açıklıyor. ha tabii ingilizceye çevirdim öyle okudum ama google translate'in rusça ingilizce çevirisine güvenmek lazım.

vidy-tkanej.ru

edit 3: drape kelimesi ingilizce olarak karşılığına göre düşünürsek ki yazanlara göre bu ceketler de isimlerini yakalarının belirgin şeklinden(böyle ceketin üstüne doğru serilmesinden) almışlar büyük yakalı-kıvrımlı ceket/palto da diyebiliriz belki? saçmalamışım ilk dediğimde meister deyince fark ettim gaza gelip hemen sonuca ulaştım sanmışım meğer.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (24.12.16 00:19:34 ~ 02:21:59) 
%100 emin değilim, yanlış yönlendirmek istemem ama hevesli bir rusça öğrencisi olarak palve'nin söylediğini yanlışlamamakla birlikte kelimenin anlamının "yün, yünden yapılmış" olduğunu sanmıyorum. onun anlamı farklı çünkü.

türkçede drap, drape, drapo veya ona benzer bir kullanım var mı? çünkü драп rusçada bir palto çeşidi olarak geçiyor ve fransızcadaki drap'tan alınmış direkt olarak, belki türkçede de benzer bir ismi vardır. soğuk geçirmesin diye iki katman halinde yapılan ve yanlış anlamadıysam bir tarafı diğerinden daha fazla yün içeren bir mont çeşidiymiş. türkçede veya ingilizcede özel ismi var mı bilmiyorum, wiki'de sadece estonca-rusça-lehçe sayfaları var. bizim ismen bilmediğimiz bir yöntem/çeşit olması muhtemel, ingilizcesi bile yok piyasada.

velhasıl, evet bu palto yünlü ve bu anlamda palve haklı ama kelime "yünden yapılma/yün" anlamına gelmiyor. bu bir palto çeşidi ve sorduğunuz kelime, orta cins sıfatına dönüştüğü için sözlüklerde olan bir şey değil. çok yüksek ihtimalle "drap" özel bir kelime ve bu onun sıfata dönmüş hali. küçük bir gramer dersiyle açıklayacak olursam,

rusçada tüm isimler eril, dişil ve orta olmak üzere üç cinse ayrılır. hepsinin çekimi buna göre değişir. çocukluğumda ben mi sıfatı yanlış öğrendim bilmiyorum ama ruslarda ismin önüne gelen her şey sıfat oluyor. örneğin gorod şehir demek. şehir parkı dedikleri zaman, oradaki şehir sıfata dönüyor. bize ilkokulda "ismi niteleyen kelime" demişlerdi sıfat için. şehir neyi niteliyor ki burada, özelliğini mi? türkçedeki sıfat konseptinden biraz farklı benim anladığım kadarıyla ama buna şaşıran sadece ben oldum şu ana kadar, başka kimse görmedim. sıfatlar isme göre çekildiği için, şehir parkı oluyor mu sana GORODSKİY PARK. sıfat eki aldı, sıfat oldu gorod.

palto, orta cins bir kelime. orta cins kelimelerin sıfat eki genellikle -oye'dir, nadiren -yeye ile biterler. dişi kelimelerinki -aya ve nadiren -yaya, erillerinki ise -ıy, -iy ve -oy. örneklendirecek olursak,

krasivIY dom = güzel ev
krasivAYA devuşka = güzel kız
krasivOYE more = güzel deniz

görüldüğü gibi sıfat isme göre çekimlendi. o ve e ile biten isimler orta cinstedir. -a veya -ya ile bitenler dişil, kalanı erildir. yumuşatma işaretiyle biten kelimeler eril veya dişil olabilir; isim canlı biri için kullanılabilen türdense (sekreter mesela) gerçek kişinin cinsine göre çekilir, yok değilse de hangi cinste olduğunu ezberlemek gerekir. bunun da istisnaları var elbette, mesela kofe (kahve) kurala göre orta olması gerekirken eril. imya (isim) veya vremya (zaman) dişil olması gerekirken orta.

bundan kelli, asıl kelimemiz PALTO olduğu için drap kelimesi büyük ihtimalle DRAPOVOE olarak sıfatlaştı. aynı şekilde imal edilmiş iki katmanlı, astarlı, yün bir çantadan bahsediyor olsaydık DRAPOVAYA SUMKA diyecektik.

bu arada tam şu anda bir aydınlanma yaşadım ve sanırım yeni bir bilgiye ulaştım: драп kelimesinin direkt anlamı, "kalın ve x kumaş" olarak verilmiş. x dediğim plotnoye ve çok fazla anlamı var, hangisi daha uygun olur bilemedim. sanırım en doğrusu "sık" olacaktır. kalın ve sık kumaş. rusçada "drap" dedikleri şey bu. drapovoye palto da büyük ihtimalle "drap palto" demek sadece.

eyyorlamam bu kadar.

EDİT: palve ne saçmalaması yahu estağfurullah. atağı başlattın, pası verdin, benden tekrar alıp yazdın golü. aynen dediğin şey işte eğer daha başka bi mesele yoksa. bu giyim işinden hiç anlamam, bi şey alacaksam mağazaya girip tipini beğendiğim ve ucuz bulduğum bi şey seçip çıkıyorum, tek olayım o. o yüzden içinden çıkamadım bi türlü nedir bu diye. dediğin çok mantıklı. bildiğin drape coat = drapovoye palto işte.
  • der meister  (24.12.16 02:08:06 ~ 02:37:35) 
drape bizdeki tekstil literatüründe katlamalı anlamında kullanılıyor.
kalıp çıkarmada manken üzerine tercihen amerikan gibi ucuz bi kumaşı koyarsın, katlayıp keserek kalıbı çıkarırsın, mülaj veya drapaj denir.
tr.pinterest.com
veya kumaşı kıvırarak / büzerek model oluşturursun. drapeli model deriz.
www.semiyebottan.com

tekstilde kumaşlar dokunma tekniğine ve içeriğine göre adlandırılıyorlar. pazen, viskon, basma, kaşe, şantuk, krep... mesela yün krep, ipek krep var. malzeme farklı teknik aynı.

verdiğiniz linkte birbuçuk veya iki tabakalı yün dokuma denmiş.
bizde bu tür dokunan kumaşlara çift katlı dokuma deniyor. double face diyenler de var. atkı ve çözgüler ikişer veya biri tek biri çift oluyor filan.
bazı özel ad alanları var mesela benim bildiğim blackout perdelik var.

cevaplarınızdan benim çıkardığım sonuca göre; drapovoe çok katlı özel bi dokuma biçimiyle üretilen çoğunluğu yün bir kumaş çeşidi.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (24.12.16 11:40:21 ~ 11:41:33) 
Drapp kumaştan yapılan demek. Drap Türkçe neye denk geliyor bilmiyorum, kalın yün kumaş oluyor. Şu palto ve kışlık ceketlerin yapıldığı kumaş işte.


  • nikator81  (26.12.16 23:43:17) 
[]

blue christmas ne demek?

benim bildiğim üzüntülü durum anlamında kullanılıyor ancak bu tweet'te olumlu bir durumdan bahsederken de blue xmas denmiş. neden olabilir?

twitter.com


 
Formaları mavi mi


  • neynep  (23.12.16 23:40:51) 
ya o benim de aklıma geldi hani takımda değişik olmayacak diye mavi krismıs olacak diyorlar yani? çok yavan bi espri gibi geldi de bana ondan kafama takıldı.

evet genel olarak mavi takımlarının rengi.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (23.12.16 23:42:54) 
It means to have sad Christmas, perhaps because you are away from family or alone, or even filled with thoughts of a happier time that brings tears to you eye. Blue is a symbolic color for the emotion sad.


  • evimin paspasi  (23.12.16 23:49:14) 
Çok ince bi espri yoktur belki de. Benim çıkardigim mana, onlar için güzel bişey söylediği. Şimdi onların zamanı, gibi. ("Bu sene 'x'in senesi!" denir ya) ama takımın akıbetini bilmeden bu yorum. Eğer yine kötü bi haberse, olumsuz okunur.


  • neynep  (23.12.16 23:52:10 ~ 23:53:41) 
[]

ingilizcede to dan sonra-ing gelmesi

arkadaş bi video izleyeyim dedim kafam karıştı. bu ydsde çıkacak bir konu mudur ne güzel mutlu mesut to v1 for ing diye gidiyordum. nedir bunun püf noktası.




 
zannedersem infinitive olan "to" ile preposition olan "to"yu karıştırıyorsun. bazı ifadelerde "to" sadece preposition'dır down, up, from gibi.

mesela "look forward to"daki "to" preposition'dır.
"i'm looking forward to the show." diyebileceğimiz gibi "i'm really looking forward to going to france." de diyebiliriz.
  • m e b  (23.12.16 19:00:18) 
@meb teşekkür ederim kardeşim. fark yapmaz diyosun yanı ydsde boşluk doldurma soruları var onlarda hata yapmamak için soruyorum.


  • qazedcsrfvtyhngujmkol  (23.12.16 19:07:11 ~ 19:07:25) 
Bence burada to'ları karıştırıyorsunuz.

İki tane to var.

Birincisi fiillerin önüne gelen to. to go, to do gibi Infinitive yapıyı oluşturan to.

İkincisi ise yönelme hali olan to. to me (bana) gibi -e, -a ekini veren to.

Sizin hep kullanıyorum dediğiniz yapı ilk söylediğim.

Ancak YDS'de gördüğünüz to, yönelme hali olan to.

Örnek cümle:

Mother Theresa devoted her life to helping the poor.

Rahibe Teresa, hayatını yoksullara yardım etmek için adamıştır.

Buradaki to helping, yardım etme-y-e anlamında kullanılıyor.

Daha farklı bir yorum varsa ben de bilmek isterim.
  • dissendium  (23.12.16 19:09:23) 
@dissendium teşekkür ederim arkadaşım. burda to help de denemez mi peki.


  • qazedcsrfvtyhngujmkol  (23.12.16 19:11:59) 
I look forward to meeting you'daki look forward to tek başına yüklem dolayısıyla sonrasında meeting you gelir ancak şöyle olsaydı I want to meet you o zaman yüklem sadece want olurdu dolayısıyla to da yönelme halindeki to olurdu. türkçe ile aynısı aslında bizde de var böyle yüklem yapıları.

edit: look forward to bir kalıp yani ingilizcede ne diyorlardı onlara hatırlamıyorum da türkçede de mesela dört gözle bekliyorum dese biri bi cümlede dört gözle bekliyorum tek başına yüklem olurdu kalıp olduğu için sadece bekliyorum değil.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (23.12.16 19:12:08 ~ 19:15:20) 
Helping isim, help ise fiil. Hayatını yoksullara 'yardım etme'ye adarsın, 'yardım etmek'e adamazsın. Bir anlam farkı var. Biçimsel olarak da öyle bir kullanım görmedim. Bence öyle diyemeyiz. Yani helping yardım, help ise yardım etmek demek.


  • dissendium  (23.12.16 19:15:43 ~ 19:18:34) 
bak hatta şöyle bir şey buldum, bir sürü örnek var. biraz daha pekiştirmiş olursun.

english.stackexchange.com
  • m e b  (23.12.16 19:28:31) 
[]

Wells Fargo bankasının hesap kapatma formu

Arkadaşlar merhaba

Amerika'da Wells Fargo bankasında hesabım vardı. İçerisinde param var ve parayı çekip hesabımı kapatmam gerekiyor. Banka bana bir form yolladı ancak formun bir sayfasını tam olarak anlayamadım.

Benden isteklerinin biride imza sirküleri sanırım. Ben bunu noterden aldım ve kaymakamlıkta apostil onayı yaptırdım. Bunun ile ilgili bana gelen mailde şöyle bir not vardı.

Please note: Foreign notaries cannot be accepted. You may obtain a
notary from a U.S. Embassy or Consulate, or a legal signature
confirmation (known as an Apostille Guarantee) from a government agency.

Formun sayfasını resim olarak ekliyorum.

Bu da formun bulunduğu link:
www.wellsfargo.com

 
Yabancı noterler kabul edilmiyormuş. Bahsettiğin belgeyi bir ABD elçiliğinden ya da konsolosluğundan edinebilirsin. Ya da Apostille Guarantee diye bilinen resmi bir imza onayını bir devlet kurumundan alabilirsin.


  • dissendium  (23.12.16 18:43:12) 
[]

deyimleri ingilizce ifade edebilmek

baltayı taşa vurmak, tadı damağında kalmak vb.. gibi şeyleri ingilizce'de nasıl ifade edebiliriz? elinizde bu tip bir döküman varsa veya tavsiye edebileceğiniz, site, uygulama varsa paylaşabilir misiniz?




 
tureng.com'dan bu tarz şeyleri bulabilirsiniz. verdiğiniz örnekler de var. kontrol ettim.


  • matilda  (23.12.16 12:17:25) 
[]

Border ve Frontier Arasındaki Fark

Border ve frontier arasındaki Farkı bilen varmı. mesela şu cümle sizce nasıl çevrilmeli?

The Ottoman-Safavid border area, moreover, was a political border as much as frontier.


 
bfy.tw

Frontier and border are synonyms,but are used in different contexts.

Border is talking about a specific edge of the country or an area. Something that can be clearly marked. It’s usually an official property line that marks where one country/area begins and another ends.

The US border with Canada is huge.

Frontier is something more general. It is not a specific line, but an area. It is usually an area or a district near the boarder line.

Soldiers were guarding the frontier near France.

Frontier can also be used to mean a certain limit.

frontiers of knowledge, frontiers of mathematics, etc.
  • samicin  (22.12.16 22:30:39) 
biraz araştırdım. aslında ikisi eş anlamlı fakat, bazen border belirli bir sınırdan bahsederken, frontier genel anlamda sınırı ifade edebiliyormuş.

burada,

"Ottoman-Safavid (safevi?) sınır bölgesi, ek olarak, ülkeleri ayıran bir sınır olduğu kadar, politik bir sınırdır."
  • bohr atom modeli  (22.12.16 22:31:38 ~ 22:33:04) 
[]

İngilizce Kursu

Anadolu yakası'nda iyi bir ingilizce kursu arıyorum nereyi önerirsiniz?
O kadar fazla olumsuz yorum var ki işin içinden çıkamıyorum. Teşekkürler.



 
En iyisi Marmara Üniversitesi'nin kurslarıdır. O da kötünün iyisi.
Belirli bir temelin olduğunu düşünüyorum.
BBC'nin ve British Council'in online kurslarından bir kez üstünden geç, her üstünden geçtiğin konuyla ilgili egzersiz yap.
Şu anki seviyendeki konulara gelince, o seviyede kitap okumaya başla. Yazmayı seviyorsan, ingilizce günlük tut.Yabancı dizi izle.
Bu şekilde ilerleniyor.
Amerikan Culture, British Culture bunların hepsi para tuzağı.

Bir cümle üzerinden tüm tenseleri işledim diye geçiyorlar.
Yabancı öğretmen diye dersine gelen adam eğitimenlik eğitimi almamış oluyor.
Yoldan geçen turistleri alıp derse sokuyor olmaları muhtemel.

En iyi kendi kendine öğrenirsin kısacası.
Veya yurt dışına git bir süre, orada kursa git. Öyle de olur.
  • ellerimusuyor  (23.12.16 14:30:54) 
Seviyenle alakalı bir durum. Önce seviye belirleme sınavına gir ve sonra derecene göre nokta atışı yapabilirsin.

Advanced seviyesinde isen, kursa gitmek zaman kaybıdır. Bir de, ingilizce'yi neden öğrenmek istiyorsun? Akademik veya profesyonel düzeyde bir dil bilgisine ihtiyacın yok ise, Speaking Kulupleri ve türevleri mevcut "Meetup" ve "Coachsurfing" aplikasyonlarından başlayabilirsin.
  • jix  (23.12.16 17:55:57) 
seviyem pre intermediate akademik amaçlı ingilizce öğrenmek istiyorum. Konuşma pratiğim daha fazla bu yüzden gramere ağırlık vermek istiyorum.


  • acckr  (23.12.16 22:01:42 ~ 22:02:10) 
Geç cevap için kusura bakmayın.

Pre-intermediate derecesi başlangıçın sonu-ortalamanın başı gibi bir yerdedir. Akademik olarak yoğunlaşmak, Anadolu yakasında olmasını istiyorsan, American Life Culture var kadıköy'de tavsiye edilir. Ayrıca kurs saatlerinin İngilizce'yi akademik olarak kavramak için yeterli olmadığını düşündüğümden Cesur Öztürk Building Skills for Proficiency ya da Türkçe açıklamalı istersen, Fundamentals of Academic English seni 6 ay - 1 sene arasında C1 seviyesine çıkaracaktır.

Kolay gelsin.
  • jix  (24.12.16 03:45:28) 
[]

yurt dışı dil okulu

ingilizce mi geliştirmek için hangi ülkeyi önerirsiniz. ortanın başlangıcı düzeyde ingilizcem var. 6 ay düşünüyorum. aklımda kanada var. sizin önerileriniz önemli o yüzden buradayım. teşekkürler.




 
Ben dil okulu için Kanada'ya (Toronto) gitmiştim,gayet memnundum,yazın gittiğim için soğuğunu görmedim. Ne zaman gideceksin bilemiyorum ama baharda gidip yaza kadar kalırsan daha çok keyif alırsın diye düşünüyorum.


  • archery  (21.12.16 20:37:29) 
amerika.


  • headredhead  (23.12.16 14:25:58) 
[]

İngilizcede zamir kullanımına ilişkin

www.bbc.co.uk

Bu videoda/metinde Titanic gemisinden "she" olarak bahsedilmesinin kuralı nedir? buna ilişkin pronouns kuralını özetleyecek veya bu konuda link gönderen olursa memnun olurum.


 
bazen gemilerden, ülkelerden bahsederken "she" kullanılıyor.
en.wikipedia.org

  • m e b  (20.12.16 17:47:47) 
Gemilerden she diye bahsedilir ama kesin bir sebebi yok hatta bu konuda bayaa espri döner denizcilik camiasında;
sailorsrun.com

  • kaptan memo  (20.12.16 17:53:12) 
İngilizce gramerine dair bir şey daha öğrenmiş oldum, teşekkürler.


  • candanag  (20.12.16 17:54:44) 
türkçede de öyledir aslında. kız gibi araba falan gibi hani. işte benim kızım ya da. oğlum demezsin.

yalnızca gemi için değil birçok şey için denebilir.
  • bohr atom modeli  (20.12.16 19:20:20 ~ 19:20:47) 
[]

yabancı dil muafiyet sınavı

Başkent Üniversitesi dil muafiyet sınavına gireceğim 70 almam lazım. Altyapı iyi kötü var . Sınav grammar (test) listening (test) speaking ve writing var. Nasıl bir yol izlemeliyim hangi kaynakları tercih etmeli




 
çok kolay geçersin. başkentin hazırlık sınavı çok kolaydır. benim zamanımda (2010 girişliyim) hazırlık bölümünün bir çalışma kitabı vardı. bir bunu bir de ODTÜ'nün hazırlık kitabının bir kısmını çözmüştüm. sınavdan iyi bir puan alıp geçmiştim.


  • ananotherlife  (19.12.16 20:28:22) 
[]

bu çocuk ingilizceyi nasıl ilerletsin?

ingilizce konuşurken bildiğim kelimeler aklıma gelmiyor. geçen başvuru diyecem aklıma gelmedi, tarzan gibi anlattım iki saat. bi de uzun cümle kuramıyorum, sapıtıyorum resmen mundar oluyor anlatacağım şey. telgraf çeker gibi kısa kısa anlatmaya kasıyorum.
gramer kitabı falan mı kasayım? var mı önereceğiniz yöntem?
teşekkürler


 
ingilizce kitap okumak çok işe yarar.
yabancılarla iletişmek çok işe yarar(özellikle kendini anlatmak veya yaşamak zorunda olunca)
bir de dizileri ingilizce altyazıyla izleyip, neyi nasıl bağladıklarını görebilirsin.
  • interview with the vampire  (19.12.16 11:11:41) 
ingilizce sevdiğin şarkıların sözlerini bas internetten .kulaklıkla dinlerken sözleri oku ingilizce düşünmeye alış. öyle derdi eski ingilizce hocam .
dil öğrenirken birşeyleri birşeylere bağlaman lazım .en kolayı sevdiğin şeylerle bağlamak

  • devilone  (19.12.16 12:04:37) 
bol kitap okumak ve filmleri önce altyazılı sonra altyazısız seyret


  • Sandman  (19.12.16 12:40:51) 
Yolda müzik dinleyeceğin zamanlar müzik dinlemek yerine podcast dinlemeni öneririm. Hepsini anlamasan da aynı podcastleri birkaç kere dinle. yavaş yavaş daha çok anlamaya başlayacaksın.


  • nuclear kisses  (19.12.16 12:55:10) 
[]

Spanzetin ingilizcesi nedir?

Teşekkürler.




 
ratchet strap


  • hopeless  (19.12.16 04:11:50) 
Urunun markasi Spanset,bize marka isim olarak gecmis.


  • duptıs  (19.12.16 09:11:29) 
[]

Farsçadaki ber- ön eki muharrik'le kullanılabilir mi: ber-muharrik?

Muharrik hareket ettiren demek. Ber- ise üzere demek.

"Ber-muhharrik" gibi bir kulanım ne kadar doğru olabilir? Dil bilgisel açıdan böyle bir kullanım mümkün mü? Acaba Osm. metinde hata ile mi muharrik'in önüne be ve rı harflerini koydular? Zira cümlede bir defa daha geçiyo. Yazar şaşırmış olabilir.

"Şiryān bir tamardur ki yürege ulaşur, ber-muharrikdür (?) ki yürek tamarı derler."

 
Muharrih Arapça. Şiryan'ı bilmiyorum ama Farsçaya benziyor. Cümlenin geri kalanı Türkçe. Toplardamar veya atardamarı kastediyor herhalde. Bu damarlardan birinin eski dilde karşılığı olmalı. Buradan da yürümek mümkün yani.


  • yaren  (18.12.16 00:59:12) 
Bi de ra mı dal mı iyi ayırmak lazım. Ben ikisini karıştırıyorum genelde. Ayrıca yanlış yazmışım, muharrik yazacaktım.


  • yaren  (18.12.16 01:04:39) 
Mümkündür, zira Osmanlı Türkçesinde Arapça ve Farsça kelimelerden oluşan terkipler sıkça kullanılmaktadır. Burada ise "...devamlı bir hareket, devridâim üzeredir" gibi bir manası var.


  • lazarus  (18.12.16 01:25:06 ~ 01:27:03) 
[]

Arapça yapım ekleri nasıl bulabilirim?

internette aradim ancak bulamadim. kelimenin basina, sonuna gelen eke gore degisen anlamlara dair bir arastirma yapiyorum. fikri olan varsa sevinirim




 
Arapçada yapım eki yok bildiğim kadarıyla.


  • mezarkabul  (16.12.16 23:13:00 ~ 23:14:02) 
arapça, türkçe gibi eklemeli değil ,çekimli bir dildir. her kelimenin sonuna bir ek gelmiyor. kelimelerde köke bağlı bir değişim söz konusu. mesela türkçe göre fıkıhla uğraşana fıkıhcı denir. ama aslında arapçada fıkıhla uğraşana fakih deniyor. arapça dilbigisi kuralları olarak, kavaid kavramından yola çıkarak bir araştırma yapabilirsin. sadece (bildiğim kadarıyla sadece harfler yazılırken kelimenin başı, ortası ve sonunda değişikliğe uğrar)


  • 1adam  (16.12.16 23:42:49 ~ 23:42:58) 
1adam üstadın dediği gibi, çekimli-bükümli bir dil arapça. fakat hiç ek almıyor anlamına gelmiyor. sadece bizdeki gibi yapım eki yok bildiğim kadarıyla.

mesela, ke te be (k-t-b) yazdı demek, mektuub yazılan, yazılı demek, buradaki u harfi (vav harfi) ektir.

arapçada bir kelimenin başına, ortasına ve sonuna ek gelebilir. buna örnek ise: de ra se (d r s) çalıştı (ders çalıştı) demektir, medrese başına mim, sonuna da burada görülmeyen bir te harfi almıştır. fakat tekrar edeyim, sizin kastettiğiniz manada ek yok kuvvetle muhtemel. dediğim ekleri inceleyebilirsiniz yapık eki yerine
  • mezarkabul  (16.12.16 23:50:32) 
Ek değil kalıp vardır arapça da. Fiil o kalıba sokularak yeni anlamlandırılıyor


  • efruz  (17.12.16 00:21:44) 
bunu yapım eki olarak değil kelimenin muhtelif (24siga :fasiharapca.com) çekimlerini(kalıpları) ve de bab'lara nakil edilişini bilerek yapabilirsiniz.

mesela tefaul babı:fasiharapca.com

kelimenin kökünü bulduktan sonra başına te getirip kelimenin 2. harfini 2 defa okursanız "...etme, yapma, erme, arma" gibi manaya kullanabilirsiniz. örneğin filimiz şekera(şükür etmek) olsun şkr harflerini tefaul babına nakl edersek te-şekk-ür diye masdarı gelirse şükür ettim manasına gelir. sonra fikir (f-k-r) te-fekk-ür dersen düşünmek manasına gelir. sonra cihaz (c-h-z) te-cehh-üz dersek cihazlandırmak "orduyu tecehhüz etmek", tekerrür: tekrar etme, tereddüt....

ve daha fazlası için: veznedar.co

ayıkdıktan sonra düşünmeyesin: galatı meşhura lugati fasihten evladır.
  • qobel  (17.12.16 01:11:40 ~ 01:13:48) 
yardimlariniz icin tesekkur ederim.


  • kaan bosnak  (17.12.16 11:05:03) 
[]

Latince çeviri yapabilen var mı aramızda ?

sb




 
Metne bagli olarak, belki.

En son lisede yapmistim.
  • kuehles blondes  (16.12.16 14:49:11) 
[]

ingilizce mailde profesöre hitap şekli

hoca "dear x" diye mail atmış.

ben de cevaba başlarken dear diye başlarsam onunla eş pozisyondaymışım gibi görünür müyüm?

ya da "Dear Prof. x" veya "Dear Mrs x" desem nasıl olur?

genelde hoca da olsa selam verip yazardım.
amacım saygılı biçimde yaklaşmak.

 
dear prof x de.


  • jangbogo  (14.12.16 15:27:08) 
Dear'dan sonra mr veya mrs kullanılmaz.

Dear Dr. x veya Dear Prof. x uygundur. ancak unutmayın, x kişinin soyadı olacak şekilde yazılır.
  • makarnavodka  (14.12.16 15:32:47) 
her zaman, hoca aksini belirtmediği sürece, Dear Professor *soyadı*,


  • sen git ben geliyorum  (14.12.16 15:44:24) 
Dr, Prof. vs gibi akademik unvanlari olan kisiler kendilerine her turlu ortamda bu unvanlarla hitap edilmesini bekler. Eger, senin unvanin bni irgalamaz gibi bir mesaj vermek isterseniz Mr/Ms filan dersiniz.. buyuk bir ihtimalle sinir olurlar egolarini tatmin etmediginiz icin.


  • parcxerox  (18.12.16 20:48:30) 
[]

Dutch Kursu- avrupa yakası

Selamlar,
MVV için Dutch (Hollandaca) öğrenmek istiyorum ama hiç bir şey bilmiyorum bu dille ilgili.

İnternette aradım taradım, kursu bırak, özel ders veren bile bulamadım.

Var mı bir fikri olan yardımsever? :)

 
özel ders veren vardır kesinlikle. bir arkadaşım ders alıyordu, kimden alıyordu nasıl alıyordur bilmiyorum ama.

internette flekemenkçe kurs var aslında.

www.google.at
  • kurnaz  (13.12.16 17:44:45 ~ 17:45:03) 
wildenberg var.

kadikoyde bir tane kurs var benim bildigim
  • wagner love  (13.12.16 22:40:11) 
[]

arapça bilen

Merhaba,

Fotoğrafta ne yazıyor acaba? tercüme edebilecek birisi var mıdır?

Teşekkürler.

drive.google.com

 
duaya benziyor. allahın isimleriyle yapılmış muhtemelen


  • efruz  (13.12.16 16:50:09) 
Muska yapılmış. Cok üstünde durmayın yakın. İyı huylu sanırım tam tercumesini yapamam. Kotu olsa sekiller olur.


  • soykhan  (13.12.16 17:10:06) 
[]

Tr'den Fr'ye iki ifade

Merhaba,

Elimdeki çeviride "avoir la capacité et la patience" ve "capitaliser son intention" olarak çevrilmiş olan, hakim olmadığım halde en iyi şekilde ifade edilip edilmediğini öğrenmek istediğim şunlar:

"... beceri ve özenini göstermek"

"tüm dikkatini toplamak"

Aydınlatacak bir bilene peşin teşekkürler,

 
merhaba, sözde fransızca biliyorum ama bu deyimlere aşina değilim. birebir çeviri ise biraz uzak düşüyor sanki.
Zaten ingilizce biliyorsanız çözersiniz direkt anlamları.

2.si yine kabul edilebilir belki ama ilk çeviri bana çok garip geldi.

bağlam neydi ki?
  • nigeo  (13.12.16 04:47:59) 
la patience özenden ziyade sabır demek; özen için "avoir ya da prendre soin de" daha doğru olurdu; yine de olmuş bence, yeterli manayı vermiş.
tüm dikkatini toplamak için de "se concentrer" daha doğru olur.
capitaliser son intention diye bir deyim hiç duymadım, anlamı daha çok niyetini gerçekleştirmek gibi geldi.
  • tiny penny  (13.12.16 08:11:57) 
ilki "Beceri ve sabrı göstermek" olmalı.
"tüm niyetini toplamak"_>"tüm dikkatini/çabasını bir şeye vermek" olabilir evet

  • cedex  (13.12.16 08:43:04) 
Fransızca'dakinin Türkçe anlamını değil de, Fransızca'ya yapılan çevirinin Türkçe'dekini karşılayıp karşılamadığını merak etmiştim. Türkçe yazdıklarımın Fransızcası nasıldır veya belirttiğim gibisi doğru mudur demek istemiştim. Bana ikisi de tam değil gibi geldi ama iddiam yok. Fakat "capitaliser" ile ilgili kuşkum daha fazlaydı.

@nigeo Türkçe bir kitaptan Fransızca'ya yapılmakta olan çeviriden bir parça. Bağlam uzun yani, kafa şişirmemek için uzun cümleyi yazmadım; özellikli bir durum olmadığı için kestirmeden sordum.

Teşekkürler,
  • tedirginlik hucresi  (15.12.16 22:01:26) 
[]

ingilizce üst sınırı

bir noktadan sonra gelişmediğini, inanılmaz derecede yerimde saydığını hissediyorum. anadolu lisesini 5. sınıftan sonra kazanmanın ve üniversitede ingilizce işletme okumanın ekmeğini yedim. şahsi çabamla üzerine pek bir şey koymadım. biraz da tembellikten midir nedir uzun bir metin okuduğumda yoruluyorum. okuduğum metinde sadece herkesin bilebileceği kelimeleri bildiğimi hissediyorum, dizi ve filmlerde bazı cümleleri kaçırıyorum ve en en en önemlisi kelime haznemin yıllardır aynı olduğunu düşünüyorum. yeni kelimelere algım açık değil midir nedir anlamadım dostlar? bu üst sınırı bir şekilde aşıp ilerlemek istiyorum.
not: yds 88,75 IELTS 6
neler yapmamı tavsiye edersiniz? ingilizcemin bi ismail şenol, bi kaan kural gibi olmasa da bunlara yakın olmasını istiyorum :/
thanks...

 
Yurt dışında kal bir süre


  • jegapw  (12.12.16 23:56:59) 
sinavlar dili ölcmez, sinav sistemi icerisinde degerlendirir. bu sinav sonuclarini vermeyi birakin.

bir dili ögrendim demenin bence tek yolu o dili arac olarak kullanmayi ögrenmektir. dili konusurken hangi dilde oldugunu unutuyorsan biliyorsundur bence.

anadilin olmayacak hic bir zaman ama cok ilerleyebilirsin.

bu kadar anlattiktan sonra kendimden örnek vermek hos degil farkindayim ama gunluk hayatta 3 dil kullaniyorum, ing, alm ve turkce, cogu zaman karisiyor her sey, karisiyor derken dilden bagimsiz hale geliyor her sey, balin turkcesi aklima gelmiyorsa honig derim, agac gelmezse tree derim, onaylamak gelmeyse bestätigung derim. cevremdekilerde bu dilleri bildiklerinden sorun olmuyor pek.

bu arada illa yurt disinda kalmaniza gerek yok, ama yurt disi hizlandirir. yoksa turkiyeden adimini bile atmayip cok iyi dil ogrenen adamlar var.
  • kurnaz  (13.12.16 00:11:23 ~ 00:12:39) 
yurtdışında kalamıyorsan da sürekli yabancılarla takıl. erasmus networkleri var, oralara git.


  • klassno  (13.12.16 00:20:13) 
ielts 6 cok az, daha gelismedigini hissetmek icin. calismaya devam et.


  • baldur2  (13.12.16 01:48:31) 
[]

Çok çok küçük çeviri yardımı-Acil

when managers talk honestly, performance actually improves
(yöneticiler dürüstçe konuştuğunda, performansta gerçekten artış olur)

Actually yerine gerçekten hiç olmadı gibi. Buraya alternatif Türkçe ne koyabiliriz?

 
significantly


  • masa penisi  (11.12.16 21:18:58) 
gerçekten yerine bir şey koyacağız


  • daddy  (11.12.16 21:21:00) 
Masa penisinin dediği gibi, önemli ölçüde ya da ciddi olarak, ciddi oranda diyebilirsin sanki,


  • a perfect lie  (11.12.16 21:27:45) 
Enikonu


  • iddaaci  (11.12.16 21:30:11) 
Fiili


  • theconqueror  (11.12.16 21:49:02) 
belirgin


  • loser blueser  (11.12.16 22:36:26) 
'hakikaten' olabilir belki.


  • puc  (11.12.16 22:46:36) 
Pozitif


  • imparatorolmayikolaymisandin  (11.12.16 23:37:35) 
eğer motomot çeviri değil ise: ciddi bir oranda/ gözle görülür şekilde


  • fosforlu cevriye  (11.12.16 23:48:11) 
....performance is indeed improved/enhanced?? (nitekim gibi)


  • cedilla  (12.12.16 09:52:46 ~ 09:53:08) 
[]

Almanca

Sıfırdan başlayan biri b1e ne kadar sürede ulaşabilir.




 
6-7 ay


  • masa penisi  (10.12.16 21:49:02) 
kursa ne kadar zaman ayırabilirisn
A1.1.
A1.2.
A2.1
A2.2.
toplam 4 kur ediyor istersen her gün olan ayda bir kur atayan kusa da gidebilrsin istersen.
2 aylık haftasonu kurlarınıda o zama 8 ay sürer
  • fasulyek  (11.12.16 02:10:24) 
Universite hazırlık kursunda eylülden hazirana kadar gittim ve b2 seviyesi sınavına girmiştik. B2 degildik ama b1 sayılırdık. Haftada 5 gündü bi de. 8 ay falan ediyo işte


  • klar  (11.12.16 04:49:34) 
sıfırdan C1 sonuna 5.5 ayda? ahahajhshfjksla ne konuştuğunuz hakkında fikriniz var mı acaba ya? C1 sonunun ne demek olduğu hakkında ya da?


  • der meister  (11.12.16 04:54:04 ~ 04:59:30) 
yani almancayı 5-6 ayda c1 seviyesinde konuşabilmek ekstrem bir durum sayılabilir. sınavlarda geçer not alınabilir de konuşmak ayrı bir konu, c1 de günlük hayatta epey akıcı konuşmak anlamına geliyor sanki. yani 6 ayda almancayı akıcı bi şekilde konuşmak hakikaten zor iş. der meister onu söylemeye çalışmış sanırım. özellikle türkiye'de bunu yapmak imkansıza yakın kanımca. ama sadece test içinse, tabii ki her şey mümkün. benim de teoride almancam gayet iyidir mesela, ama günlük hayatta c1 seviyesinde konuşamıyorum, her ne kadar bir almanca kitabı zorlanarak da olsa okumama karşın. dilin aktif ve pasif kullanımı söz konusu yani. yalnız, bir de akıcı biçimde almanca konuşabiliyorsan taktik ver gözünü seveyim, zira önemli bir başarıdır bu, sıradan bir şey değil.


  • philus  (11.12.16 14:37:59) 
bu tavra da bayılıyorum, "demek ki neymiş"ler falan. ne oldu, açıklayınca otomatik olarak "haa tamam o zaman" mı diyecektim? yoğun olarak kursa gidip C1 sertifikası almak ayrı şey, C1 seviyesinde almanca bilmek ayrı şey. bunun en üst seviyesi zaten C2. 6 ayda nasıl C1 seviyesinde dil biliyorsun?

sertifika almış olabilirsin, şu an onca seneden sonra C1 seviyesine varmışsındır zaten ona lafım yok da dünya üzerinde üstün zekalı falan olmadığı sürece kimse 5.5 ayda c1 seviyesinde tanımlanmış düzeyde yabancı dil konuşamaz. çoğu ülkede/kurumda B2 seviyesinde zaten oranın vatandaşına denk tutuluyorsun. 6 ayda C1 saçmalıktan başka bir şey değil.

dediğim gibi, kursta sınavı geçip sertifikasını almışsındır ama konuştuğun dil C1 seviyesine karşılık düşen dil olmaz. 6 ayda belgemi aldım, bir 6 ay sonra cidden müthiş konuşuyordum desen neyse de 6 ayda C1 seviyesine gelmek? saçmalıktan başka bir şey değil. alman kendi dilini doğru konuşana kadar kaç yıl öğreniyor, sen mi 6 ayda ana dilin seviyesinde öğreneceksin?

derdim senin dil biliyor olman değil, insanları yanlış yönlendirmen. ben de dil öğreniyor ve öğretiyorum, o yüzden hiç hikaye anlatma. kaldı ki burada sıfırdan başlayan birinin b1'e ne kadar zamanda ulaşabileceği sorulmuş. herkes viyana'da haftada 500 saat ders almıyor takdir edersin ki.

yerleştiği, yaşadığı ülkenin dilini 1 sene sonunda düzgün konuşamayanların ya çok ilgisiz ya da aptal olduğunu düşünürüm ama 6 ayda C1 seviyesinde almanca öğrenecek bir tane adam yoktur şu dünyada. dediğim gibi çok istisnai durumlar olur, temeli vardır ya da üstün zekalıdır falan bir şekilde yürür.

hadi sen 6 ayda C1 öğrendin ve o seviyede dil konuşabiliyorsun diyelim, bunu "herhangi biri" yapamaz. yine yanlış yönlendiriyorsun. böyle yazınca 6 ayda dil öğrenilebileceğini düşünüyor millet. öyle bir şey yok.
  • der meister  (11.12.16 17:30:55) 
eğer ülkesinde olursan ve kızsan ve biraz girişken olursan , aşağıda çok konuşan arkadaş gibi sen de öğrenebilrsin yoğun kurs ile kısa bir sürede. ayrıca b2 yapan adamın, akademik bir hedefi yoksa c1 neyine, öğreneceğin pek bir şey kalmıyor.


  • VickVickyVale  (11.12.16 19:23:01) 
ben den der meister sana gelsin bu ted konuşması-
www.youtube.com
6 ayda bir yabancı dil ögrenebilinir ki adam bir de -ülkesindeymiş. öğrenilebilinir neden olmasın. direk adama saldırmışsın c1 belgesi alırsın diye. almanca sınavlarının nasıl olduğuna dair bir fikrin yok herhalde o kadar kolay alınmıyor onlar. konuşma kısmı da var. bu kadar kompleksli olmak yerine kafanı az açsan. belki olmaz diye kendini kısıtladığın şeylerin olduğunu da görürsün.
  • fasulyek  (12.12.16 00:54:00 ~ 00:59:30) 
ohoh almanca başlığında der meister çıldırtmaca:D

"ahahajhshfjksla ne konuştuğunuz hakkında fikriniz var mı acaba ya?" bu tavra zaten ne deseniz benim oyum size beyler.

yani bu pozitif bilim değil ki aq yok şu kadar ayda şu seviyeye gelirsin, bu kadar ayda bu seviyeye gelemezsinli konuşabil. madem dilin içindesin, bu işin ne kadar özveri ve kişiye bağlı bir durum olduğunu biliyosun. ama çok biliyosun ya, uzmansın ya, e bi de huyda ekşicilik var.. bok atmadan duramadı bünye anlaşılan..

ha bana ne oluyor 2 senede anca b2'ye gelmiş onu da unutmuş bir hıyar olarak? bilmişlik, uzmanlık taslayan birini görünce dayanamıyorum, salça olmayı kendime vazife addediyorum.
  • klar  (12.12.16 01:16:31 ~ 01:29:36) 
[]

"Damned if I don't" ne anlama geliyor sizce

"damned if i do, damned if i dont" aşağı tükürsem sakal yukarı tükürsem bıyık anlamına geliyor evet ama sadece "damned if i don't" cümlesini alırsak nasıl bi anlamı oluyor sizce?

"yapmazsam lanetlenirim" yani just do it gibisinden bir anlam mı dersiniz?


 
"damned if i do" için "kesinlikle yapmayacağım" diyebiliyorsak, "damned if i don't" için de "kesinlikle yapacağım" diyebiliriz.

yani evet, "just do it" gibi bir anlamı var.

edit: "yapmazsam/yaparsam namerdim" gibi daha çok evet.
  • avokado  (09.12.16 02:37:05 ~ 02:50:07) 
Bu genelde "I'll be damned" olarak kullanılır. Böyle kullanıldığında biraz şaşkınlık gibi oluyor, vay anasını der gibi.

Ama senin dediğin gibi olursa, don't değil de do'yu ele alırsak şöyle oluyor: "I'll be damned if i do this" - "X'i yaparsam adam değilim" ya da "X'i yaparsam benim de adım neil manke değil" gibi şeyler oluyor.

Don't da olumsuzu olmalı, "yapmazsam namerdim" gibi.

Edit: Bunların anlamı "kesinlikle yapacağım" olmuyor tam olarak. Farklı şeyler. Bizde de "kesinlikle yapacağım" ve "yapmazsam namerdim" aynı şeyler değil sonuçta.
  • Adramelekhh  (09.12.16 02:37:51 ~ 02:39:56) 
yapmazsam allah belami versin demek.


  • thewizardofearthsea  (09.12.16 03:25:49) 
adramelekhh +1. tam olarak böyle.


  • cikmaz sokaktan cikagelen cocuk  (09.12.16 09:51:53) 
[]

Hangisi doğru: "even more older" vs "even more old" ?

"older", "faster" dediğimizde sondaki "er" eki "more" anlamında diye hatırlıyorum, dolayısıyla "more older", "more faster" yanlış bir kullanım mı?
Yoksa "even more" vurgusundan dolayı anlamı güçlendirmek için mi böyle yazılıyor?
Bu ifadelerin biri mi yoksa ikisi de mi doğru?


 
kulağa even more older daha doğru geliyor. pekiştirme anlamı olduğunu düşünüyorum.


  • pide  (08.12.16 12:22:37) 
Even older doğru. Gerisi anlatım bozuklugu gibi geliyor bana.


  • babilbaligi  (08.12.16 12:31:15) 
even more old diyebilirsin, more oldugunu vurgulamak icin. dogrusu ise even older. even more old casual kullanimdir, tv reklamlarinda falan gorunebilir.


  • baldur2  (08.12.16 12:33:14) 
Even older +1

Old'daki -er eki dediğin gibi more anlamı yüklemek için. Ama mesela complicated -er eki almadığı için "even more complicated" derdiniz.
  • fotrsapka  (08.12.16 12:53:15 ~ 12:53:37) 
Pekistirmek, kuvvetli kiyas Vermek Icin "way Older"denilebiliR.


  • empty man  (08.12.16 12:55:32) 
Mailde ben cümleyi kurarken şöyle yazasım geldi:
"Restore from an older backup. If that does not work, restore from an even more older backup."
Burada more kullanmayınca kulağa bi garip geliyo sanki.
  • mikro patlama  (08.12.16 14:08:50) 
Even much older en dogrusu.


  • thewizardofearthsea  (08.12.16 23:08:43) 
[]

Çeviri

Arkadaşlar bir el atabilir misiniz ne diyor ?. Yanlışlıkla alınan uygulama içi satın almayla ilgili iade istemiştim.

"I understand that you’d like a refund for an in-app purchase you made. I know how important it is to be billed only for the items and services that you wish to enjoy from the iTunes Store. I will do my best to assist you with this matter.

Upon checking the order number you provided, I was able to determine that the app “ ” is for free. I searched for purchases made within this app and I found that you have purchased a monthly subscription.

To manage or cancel a subscription, follow the steps in this article:

View, change, or cancel your subscriptions

Note: Deleting an app won't stop the subscription. If you change or cancel an existing subscription you may not be able to resubscribe to the same subscription at the same price you previously paid. Your subscription will end at the next renewal date if you cancel it.

If you’d like me to cancel your subscription, reply back and let me know. I’ll be happy to make the necessary adjustments to your account and issue a refund for this purchase."

edit: Google translate deneyim dedim de "oha lan" dedim. Bir iki hata ile doğru çevirdi.

 
senin diyor aldığın ürün aslında ücretsiz

aylık ücretine abone olmuşsun, ordan paran kesiliyor. uygulama üzerinden veya cihaz ayarlarından aboneliği sonlandırmalısın. nasıl yapıldığıyla ilgili link göndermiş. yani üygulamayı silsen bile ücret kesilmeye devam eder.

sen iptal edemiyorsan mailde belirt asistan da iptal edebilirmiş.

şu ana kadar ödediklerinin iadesiyle ilgili birşey yazmamış
  • efruz  (08.12.16 00:03:49) 
[]

1 hafta sonra ielts e gireceğim

hedef 6.5, nelere bakmalı son hafta?




 
Kesinlikle writing için kalıplara,

overall 7 almıştım zamanında ancak bir tek writing kısmı düşüktü
  • Northern Mariner  (07.12.16 12:55:59) 
[]

ingilizce :)

nevertheless hegemony is likely to be established only if there is some correspondence between cultural ideal and institutional power, collective if not individual.

anlıyorum da çeviremiyorum :(


 
bununla birlikte, hegemonyanin kurulmasi ancak kulturel ideal ve kurumsal guc arasinda, bireysel degilse bile kollektif bir benzerlik (bag/iletisim/denklik) olmasi durumunda muhtemeldir


  • joelskellington  (06.12.16 18:02:49 ~ 18:05:40) 
correspondence - karsiliklilik mütekabiliyet de olabilir.


  • thewizardofearthsea  (06.12.16 18:08:13) 
mutekabiliyet icin reciprocity kullanimi daha uygun olurdu. ama correspondence anlami cok genis o kesin.


  • joelskellington  (06.12.16 18:13:38) 
[]

İngilizce nasıl öğrenilir?

Çok fazla sorum olduğu için genel bi başlık yazma ihtiyacı duydum:)

Şöyle başlıyayım, çok bi değeri olmasa da mart yds'den 72.5 aldım (tabi ki çalışmadan:)) Çıktıktan sonra farkettim ki yds zaten şablon sınavı gibi bi sınav. Neyse konumuz bu değil. Sonra yazın başından beri günde en az 1 saat podcast dinlemeye başladım, Bunlar;
Stuff you should know (Bol geyik kısımları dışında amerikan ingilizcesi olduğu için nispeten anlaşılır.)
In our times: BBC yapımı geyik çok çok az, hep ciddi akademik konuşmalar. Geyik az olması avantaj ama bazen jargon yüzünden zor anlaşılıyor. Sunucusunun allah belasını versin Türkçe konuşsa da anlaşılmaz.
Freaconomics; Bazen sıkıcı oluyor onun dışında SYSK kadar anlaşılır.
Effortless English: Daha sıkıcı bi podcast olamaz, başlarda heves edip hemen bıraktım.

Diyeceğim o ki, bunları en az 3 defa dinlemeye çalışıyorum gerçekten çok faydası oluyor, bi yandan ''4000 essentials words'' diye bi kitaba çalışıyorum. (6 kitaplık bi set, 4. kitaptan başladım)

Fakat;

''by following groups of people, like new cadets at West Point or students in the Chicago Public Schools, and seeing whether a person’s long-term success corresponds to their grit score.'' Bu cümleyi kendim bu şekilde kuramazdım, yazarken belki ama konuşurken asla. Ne yapmam lazım, bu podcastleri zaman zaman yazıya geçirsem faydası olur mu?

Özet geçiyorum, bildiğim 10x kelime varsa, kullandığım x sayıda kelime var. Nasıl yapalım?

 
Her hafta belli bir konu seçip o konuyla ilgili bir yazı yazmaya çalışın.


  • dissendium  (06.12.16 18:00:14) 
O bir cümle değil ondan kuramıyorsun.


  • Lim5  (06.12.16 21:10:48) 
normal bir konuşma dilinde ona benzer bir cümle kurmak zor bi şey. yani on numara bir çalışma sisteminiz var. devam edince olcak bence. bir de öneri ekliyim, şu dayılar felsefe yapıyorlar çok güzel cümle kuruyorlar, belki kulak aşinaylığıyla yürürsünüz.
youtu.be

  • konar konmaz omer konur  (06.12.16 21:25:03) 
[]

İngilizce anlam karmaşası?

Selam sevgili Edgar Allen Poe'lar,

tiütır'da şöyle bir resim paylaşılmış. pbs.twimg.com :large

açamayanlar için yazayım:

nobody in their right mind would come to helsinki in november.

burdaki right mind'tan kasıt nedir?
seçime ya da propagandaya atıfta bulunup "onların sağ kafasındakiler" anlamı mı?
kendi söylediklerini doğru sayıyorlar diye ironi amaçlı "onların doğru düşüncesindekiler" mi?
yoksa başka bir şey mi?

 
aklı olan hiç kimse kasım ayında helsinkiye gelmez diyor.
right mind aklı olan anlamında kullanılmış burda

  • interview with the vampire  (06.12.16 11:46:08 ~ 11:49:42) 
Vampire'in dedigini demeye gelmistim.

Sogukla ilgili konusmus.
  • la rana  (06.12.16 11:53:28) 
[]

"top tüfek tanklar o bedenleri geçemediler" ingilizce olarak nasıl deriz.

Top, tüfek tanklar o bedenleri geçemediler.

Burada bedeni (corpse) cesedi çiğnmek olarak değil de vücutları bir set/bariyer oldu demek istiyor. Nasıl deriz efenim?


 
cannons, rifles and tanks couldn't pass that bodies.

olabilir böyle bence.
  • t joe  (06.12.16 11:44:58) 
artilleries, rifles and tanks were useless against the bodies.


  • eindaclub  (06.12.16 12:32:18) 
einde+1 ya da

cannons rifles and tanks couldn't cope with those bodies.
  • gotic  (06.12.16 12:57:25) 
[]

Tek cümle çeviri

We didn't wait any prerequisite amount of time for our courtship; we told each other the vulnerable truths up front.

Diyor?


 
Biz iltifatımız için hiç bir ön koşul zamanı beklemedik. biz birbirimize önümüzdeki hassas bariz gerçekleri anlattık.


  • gotic  (06.12.16 01:56:17 ~ 01:57:51) 
flörtöz dönemimizde süregelmiş olan beklemek yerine birbirimizin hassas doğrularını önceden yüzümüze söyledik.

bilerek kötü çevirdim yine de daha güzel oldu yukardaki rezillikten.
  • konar konmaz omer konur  (06.12.16 03:04:24) 
[]

hobi amaçlı çeviri işi =)

test aşamasında olan, yakında pazarlama faliyetlerine başlaması planlanan izimibu.com sitemiz için ürün açıklamalarının çevirisini yapabilecek arkadaşlar aramaktayız.
karşılığında şimdilik sadece %50 indirim, hediye ürün vb. şeyler verebiliriz.işler iyi giderse zaten paranın lafı bile olmaz =)
herkese keyifli akşamlar, merci...

not: merak edenler için örnek bi çeviri görüntüsünü eke koydum

 
bionlukta çeviri yapanlar var. ben de bu işten cüzi miktarlar kazanmıştım. onlara danışın. 10 liraya bir sürü şey çeviriyorlar.


  • bohr atom modeli  (05.12.16 23:33:51) 
[]

1 cümlelik çeviri

The United States-led coalition failed to support the uprisings.

Cümlenin baş kısmını anlamadım


 
"The United States-lead" olabilir mi o? Öyleyse; Amerika önderliğindeki koalisyon güçleri ... gibi bir anlamı olacaktır


  • skoofer  (05.12.16 09:27:08) 
US önderliğindeki koalisyon güçleri ayaklanmayı bastırmada başarısız oldu.

ekleme: yanlış okumuşum, ayaklanmayı desteklemede başarısız oldu diyelim.
  • puc  (05.12.16 09:28:40 ~ 09:47:49) 
"The US led" doğru, lead'in söz konusu cümlede olması gereken hali led. Amerika önderliğindeki manasına geliyor. Amerika önderliğindeki koalisyon... şeklinde.


  • eindaclub  (05.12.16 10:25:31) 
[]

ielts sinavi hakkinda tavsiye

Arkadaslar merhaba.ayin 15'inde ielts ac'ye girecegim.az biraz arastirdim genel hatlariyla sureci biliyorum.fakat degerli fikirlerinize acigim.seviyem indermediate almam gereken skor 6. Ne dersiniz =)




 
ielts-simon.com şuraya bi bakın.


  • archmage mahmut  (03.12.16 09:55:21) 
[]

Azerice bilen var mı?

Engelli kelimesinin azericesinin bilen var mıdır? maneəli yazanlar var maneəlli diye çift l ile yazanlar var. Hakim biri varsa yardımcı olursa çok makbule geçer. Teşekkürler.




 
Tek l diyor google


  • piremses  (02.12.16 17:48:34) 
qüsurlu diyoruz biz ama bu köylü ağzı. ben köylü ağzını biliyorum maalesef. bakü ağzına hakim değilim. anneme sordum şikəst dedi. ama emin değilim hocam.


  • illegal yazar  (04.12.16 23:37:09) 
[]

ingilizce cv

bir türk firmasının yurt dışındaki iş başvurusu için ingilizce cv hazırladım fakat öz geçmiş hazırlarken ingilizce/türkçe düşünme konusunda yanlışları olup olmadığı ile ilgili yardıma ihtiyacım var. mesaj yoluyla yardım edebilecek kimse var mı? teşekkür ederim.




 
bana yollarsan inceleyebilirim


  • turkuaz  (01.12.16 17:12:01) 
[]

almanca cümle

almanca vize yazısına Tc. kimlik numarasını eklemek istiyorum. ancak almanca cümle yapısını bilmediğimden Tc.kimlik numarasını cümlenin neresine eklemem gerekir?

" Mit diesem Schreiben möchten wir Sie darüber informieren, dass xxxxxxxxxx seit 01.10.2016 im Institut xxxxxxxxxx A.S. beschaftigt ist. "


 
ikinciye iş yeri ya da bi kuruluş ismi yazılacak, o yüzden birincidir.


  • pide  (01.12.16 10:32:14) 
Ilk yere normal isim gelecek gibi geldi bana, cunku virgulden sonrasinda xx kisisi institut as de 2016dan beri calisiyor diyor, numara yazarsan olmaz gibi


  • lunedi  (01.12.16 21:59:57) 
başa gelecek dass'tan sonra, özne çünkü, ikincide de im Institut bilmem ne, artık nerede çalışıyorsanız onu yazın :).


  • cagri  (01.12.16 22:13:47 ~ 22:14:44) 
[]

1 cümle 1 çeviri - kontrol

Selamlarus,

Fabrika Sahasında Fotoğraf Çekmek ve Kamera Kullanmak Yasaktır.

It is forbidden to take photographs in the factory and use the camera.

Doğru mudur? Bi bakınıverseniz?

 
The use of camera or video is prohibited in this facility.

www.google.com.tr
  • himmet dayi  (01.12.16 09:34:40) 
[]

İngilizce çeviri

We regard self-sufficiency as a great good, not that we may always have the enjoyment of but a few things, but that if we do not have many, we may have but few enjoyments in the genuine conviction that they take the sweetest pleasure in luxury who have least need of it, and that everything easy to procure is natural while everything difficult to obtain is superfluous.

Bu lanet olası cümleyi nasıl çevirirsiniz?


 
önerim şöyle:
kendi kendine yetmeyi iyi bir şey olarak görüyoruz; bunun nedeni her zaman sadece daha az şeyden memnuniyet duyabiliyor olmamız değil, onun yerine eğer çok fazla şeye sahip olmazsak sadece gerekliliğini çok hissetmediğimiz lüksler içindeki en tatlı zevkleri damıtan gerçek inanç içerisindeki az sayıda zevke sahip olabiliriz ve böylece elde edilmesi kolay şeyler doğal gelirken elde edilmesi zor şeyler gereksiz hale gelmiş olur.

Tekrar okuyunca görüyorum ki Türkçe çevirim de pek anlaşılır gelmeyebilir. Umarım daha iyi çeviri önerileri gelir.
  • puc  (30.11.16 18:18:04 ~ 18:19:22) 
[]

bir el atın :)

feminism has explicated the contuning inequalities between women and men as they exist across ethnic groups and cultural and social borders.

burdaki ikinci cümleyi birinciye bağlayamadım.. çevirebilen olur mu
tesekkru ederim

 
feminizm kadın ve erkeğin etnik gruplar, kültürel ve sosyal çerçevede süregelen eşitsizliklerini açıklar.


  • bohr atom modeli  (29.11.16 21:43:17 ~ 21:44:57) 
google translate i dene. son hali inanılmaz iyi.


  • washe  (29.11.16 22:01:59) 
[]

Portekizce bilenler

Meraktan soruyorum. Portekiz'deyken insanlar onlara bir şeyin nerede oldupunu sorduklarında "taki taki" diyorlardı. "Burada" anlamında olduğunu anladım. Ama şimdi sözlükten baktım 'burada' = 'aqui' diyor. Öndeki 't' sesi nereden geliyor, yoksa ben mi yanlış duymuşum?




 
esta aqui = burada
esta demek yerine bazen kısaltıp ta diyebiliyorlar. ta aqui de taqui oluyor.

  • peggy  (29.11.16 11:58:37) 
ispanyollar hızlı konuşurken s leri "h" gibi okuyorlar bazen. "ehta aki" - eta aki - te aki şeklinde dönüşmüş olabilir. Portekizce de ispanyolcaya çok benziyor.


  • safepassage  (29.11.16 15:25:51) 
@safepassage, Portekizcede bu "es" kısmını nasıl diyeyim, "ehta" der gibi yutma/yuvarlama durumu yok, direkt "tá" diyorlar.

Ayrıca Portekizde'de vardır ancak Brezilya'da daha yaygın bu "tá" olayı.
  • peggy  (29.11.16 15:33:52) 
[]

İngilizce altyazılı animasyon ve çizgi flim

Bir tanıdık rica etti. Oğlu için İngilizce hocası altyazılı çizgi film animasyon falan izlesin demiş. Ne indireyim ben bu çocuğa? Bir de nereden acaba?




 
ben şimdi the secret life of pets'i izliyorum. Çok sevdim.


  • mete kudur  (28.11.16 22:29:04) 
toy story, madagaskar gibi filmleri ve serileri indirin bir dizi sitesinden, gömülü altyazısı olur.

hatta
720pizle.com
  • kurnaz  (28.11.16 22:40:50 ~ 22:41:52) 
Shaman King, pokemon Vs ingilizce altyazılı öneriririm rahatlıkla bulursunuz ve dilleri baya basit


  • birdposing  (29.11.16 22:04:52) 
[]

Uzaktan eğitimle ingilizce

Şirketimiz çalışanları için uzaktan eğitim ile "Genel İngilizce" aldırmak istiyoruz. Genellikle YDS için bu hizmet veriliyor ancak genel ingilizce alanında bunu yapan merkezler, kurslar var mıdır? Varsa hangisini tavsiye edersiniz?




 
Ne kadar efektif olur onu düşünmek lazım, çünkü hepsi bir gider kalemi şirketler açısından. Sorunuza cevap değil fakat iş sonrası şirketlere gelen hocalar oluyor. belirli gruplar halinde toplantı salonlarında seviyelere göre eğitim veriyor , mesela Oxford House College yapıyor. Aklınızda bulunsun.


  • kahramanikarus  (29.11.16 09:43:01) 
teşekkür ederim.


  • eosertable  (01.12.16 16:40:03) 
[]

Seviyesini tam olarak bilmeyen biri İngilizcesini nasıl geliştirir?

İngilizcem fena değil. Yani Amerikan dizilerini altyazısız %10 gibi bir fireyle anlayabiliyorum. İngilizce çoook derin olmayan muhabbetlerde bulunabiliyorum ve İngilizce metinleri çok komplike değillerse rahatça okuyabiliyorum. Ama özellikle kağıt üzerinde dil bilgisi ve konuşma seviyemi ilerletmek istiyorum. İngilizceyi kursta öğrenmediğim için seviyem hakkında hiçbir bilgim yok o yüzden hangi konularda eksik olduğumu da bilmiyorum. Önerebileceğiniz testler, kaynaklar ya da yöntemler var mı?




 
  • dissendium  (27.11.16 15:11:38) 
kurslarda seviye tespit sınavları var. seviye tespit sınavının kalitesi kursun kalitesine göre değişiyor. onu dikkate alarak bir kursa git sınava gir.


  • steve rogers  (27.11.16 15:18:52) 
en guvenilir yol, IELST be TOEFL gibi seviye olcme sinavlari sanirim.
Her ikisi de parali testler. ilki, cogunlukla ingiliz, ikincisi de amerikan universitelerine giriste seviye belirleme sarti olarak istendigi icin genelde yurtisine okumaya gidecekler icin tercih ediliyor. Ama sanirim su siralarda iner uzerinde bol miktarda ucretsiz ornek testleri vardir her ikisininin de. Oradan baslayabilirsiniz.

Edit: seviye tesbiti, ingilizcenin gelisimi icin sart degil bu arada!!! eger eksiginin ne oldugunu bilecek durumda ise, mesala "yazi yazmak" oraya agirlik vereceksiniz. Yok, ben kelime hazmei gelistiricem derseniz, toefla hazirlik icin olan vocabulary kitaplarina bakacaksini. O da olmasi tugla ugu kalin olan oxford vs sozkuklerdde english-english/ veye english-turkish versiyonunu alip oradan kelime calisacaksiniz.

Edit2: yaazdiklariniza gore kelime dagarciginiz fena degil. Konusma da ilk zor kismi atlatmiiniz (cekingenlik/yanlis yapma korkusu) sanirim. Iyi bir game kitabi bulup kendi kendinise calismaya devam edebilirsiniz.

Edit3 : her iki testin de resmi sitelerine ulasmak icin:
www.ielts.org
www.ets.org

bir de ielts deneme testi icin link
takeielts.britishcouncil.org

Edi4: ben de kendi basima kurssuz, ozel hocasiz/derssiz/kolejsiz, ogrendigim icin benzer yollardan gectim. Akliniza takilan birsey olursa sozlukten mesaj atabilirsiniz.
  • parcxerox  (27.11.16 19:07:19 ~ 19:29:55) 
www.facebook.com

cesurcaingilizcekonus.com

şöyle bir şey var. istersen konferans şeklinde de oluyor sanırım. bir bakmanı tavsiye ederim.
  • teknik ressam  (28.11.16 13:12:37 ~ 13:14:37) 
[]

"sizin önerileriniz dogrultusunda.." ingilizce en iyi nasil ifade edilir?

sözlük cevirisini degil, birebir dilde kullanimini merak ediyorum.

Sizin önerileriniz dogrultusunda veri analizimi gelistirdim gibi birsey denilecek.


 
"according to your suggestions..." desem çok mü sözlük çevirisi olur acaba? ben olsam böyle kullanırdım.


  • knight of cydonia  (26.11.16 05:40:43) 
In line with your...
In light of your...
Taking your .... İnto consideration

NoktLi yere duruma gore suggestion, direction, feedback gibi kelimeler
  • thewizardofearthsea  (26.11.16 08:42:22) 
As per your suggestions...


  • nucleon  (26.11.16 11:28:26) 
as per your advice


  • parcxerox  (27.11.16 01:48:30) 
Not: according to suggestion, [godosu beklerken]n d dedigi gibi durum belitmeye deha uygun... Keske tum cumleyi yazsaydniz, contexti daha iyi anlardik.


  • parcxerox  (27.11.16 02:13:19) 
@ parcxerox, cümle su sekilde idi:
I improved my categorisation in line with your suggestions.

öneriler icin tesekkürler!
  • kimse  (27.11.16 11:59:11) 
[]

ceviri hakkinda

Merhaba,

simdi bir öykü cevirisi yaparken örnegin söyle bir cümle var. (Yolcu adam sogukta bir konaklama yerine giriyor ve iceride yanan ates icin seviniyor)

"Ah, this fire is the right thing!" cried he;.....

Simdi burada "Ah, this fire is the right thing!" cümlesini "Ah bu ates su an en dogru sey!" diye direkt mi cevirmek dogru olur? Oysa türkcede biz öyle demeyiz. ""Ah bu ates su an tam da ihtiyacim olan sey!" falan deriz. Ama bu sefer de ceviriye sadik kalmamis olur muyuz?


Tesekkürler simdiden

 
sadık kalmamış olmazsın. aksine sadakat odur. çeviri kelimelerin birebir türkçeye çevrilmesinden daha büyük ve kapsamlı bir şeydir.


  • antikadimag  (26.11.16 01:58:00) 
+1
dümdüz sözcükleri çevirmek gerekmiyor, teknik çeviri değil edebiyat çevirisinde tabii.. (bkz: chicken translate)

  • kobuzchu kiz  (26.11.16 02:17:01) 
dizilerde falan ornek veremem sanirim aklima gelmedi ama ikinci cevirin gibi ceviriler oluyor genelde ve bence daha samimi. zaten sen cevirmesen de okuyunca gidisattan oyle anlasilir o cumle.
hikayeye bakinca daha dogru geldi ikinci ceviri.

  • tiredpanda  (26.11.16 02:20:38) 
Benden önce gerekli cevaplar verilmiş zaten. İlk çeviri çok kötü. Teknik çeviride bile olmaz. Bununla beraber, ben ikinci cümleyi de sevmedim. Biz aslında günlük konuşmalarımızda "Ah bu ates su an tam da ihtiyacim olan sey!" de demeyiz. Bu cümle de "That is what i need" türü bir cümlenin birebir çevirisi olarak kalıplaşmış.
Biz aslında:
-Bu ateş de şimdi çok iyi geldi.
veya
-Bana da aynen böyle bir ateş lazımdı.
veya
-Ateş de tam istediğim gibiymiş
filan deriz.
Not: İki satır yazıda yedi tane dahi anlamında "de" kullanmışım. Benim verdiğim tavsiyeden kime ne fayda gelir ki.
  • o midas  (26.11.16 04:53:47) 
[]

bu yanlış bir cümle değil mi?

gramer olarak soruyorum.

the impact of export to economical growth in turkey.

bence doğrusu, the impact of export for economic growth in/of(burada emin değilim ben in dedim ingiliz bi arkadaş of dedi) turkey.

ilk cümle bir profesör hocamız tarafından yazılmış bu arada öğrencilere dağıtılan bir notta. umarım ben yanlışımdır cidden.

 
"impact of x on y" olarak kullanılıyor genelde gördüğüm kadarıyla.


  • boshi  (26.11.16 01:44:59) 
yani the impact of export on economic growth of turkey. sanırım böyle olunca tam olarak doğru oluyor? impact-on hiç aklıma gelmemişti teşekkür ederim.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (26.11.16 01:47:17) 
ben de şu zamana dek hep boshi'nin söylediği şekilde rastladım ama fazla hikmetine şey yapmamak lazım ya. hocalar iplemediklerinden mi bilmiyorum ama çoğu şeyi bilerek ya da bilmeyerek yanlış yazıyorlar zaten. benim rusça hocamın da bazen soru eklerini ayırmadığı oluyor. yalnız kadın TERCÜMAN ve benim türkçemden daha iyi rusçası var. şimdi bu kadının soru eklerinin ayrıldığını bilmiyor olması imkansız. gerçi belki bilmiyordur, emin değilim. benzer şekilde, çalıştığım yerdeki EDİTÖR de bana attığı mail'lere "slm" diye başlar. slm. aynen böyle. editör lan. yazdığım yazının yanlışlarını düzelten adam.

iş yoğunluğu mu, yılların getirdiği bıkkınlık mı, öğrenciyi adamdan saymama mı, bir çeşit anarşist tavır mı bilmiyorum ama yapıyorlar yani böyle şeyler. bir preposition için bizi sevenleri üzmeyelim palve.
  • der meister  (26.11.16 01:50:49 ~ 01:51:15) 
www.ijebf.com

International Journal of Economics'te yayınlanmış.

THE IMPACT OF EXPORT TRADING ON ECONOMIC GROWTH IN NIGERIA

Google sonuçları:

the impact of export on economic growth in nigeria: 1.75 milyon
the impact of export on economic growth of nigeria: 1.44 milyon
  • kanzuk seni yiyeceğim arslanım  (26.11.16 01:51:47 ~ 01:55:30) 
@maystır, keşke sevse ama seven adam her derse 200 sayfa slaytla gelip klavyenin ok tuşuna asılarak dersi bitirip çıkmaz. sevse anlardım bence </3

@arslan çok teşekkür ederim en güzel kaynak bu oldu.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (26.11.16 02:02:21) 
1 ... •535455565758596061• ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.