[]

tam da çeviri gibi değil.

individual identification (1:n) and authentication/verification (1:1)

bu tam olarak ne demek daha önce karşılaşmış olan var mı? ben bireyi tanımlamak ve kimlik doğrulamak olarak düşündüm. ancak ordaki 1:n ve 1:1 ne anlamda acaba?


 
Bir bireyi tanımlamak için bir sürü yol vardır ama bir kişinin o kişi o kişi olduğunu anlamka 1 yol vardır gibi anladım.

Yani Ad Soyad insanı tanımlar ama ama aynı soyadda bir sürü insan var. Tc no ise tek insanı doğrular
  • atom karincanin torunu  (30.08.17 21:16:59) 
[]

İngilizce gelistirmek icin sohbet uygulamasi?

Bundan aylaaar once ingilizcemi nasil gelistirebilirim gibisinden bir baslik acmistim. Bir duyurucu arkadasimiz da ozelden iletisime gecip yabancilarla konusabilecegim bir sohbet programi (yani sanirim veya asagi yukari boyle bir sey) onermisti ama o zaman akilli telefonum olmadigi icin bu oneriyi es gectim ve aklimda da kalmadi ve de duyuru'nun mesajlar kismindan da silindi.

Ancak simdi akilli telefonum var :)

Var midir boyle bir program onerebilecek, "kullan, cok isine yarar" diyebilecek?

 
Program değil ama telafuz icin youglish.com sitesini oneririm. Kelimeyi yaziyorsun, gidip youtube'dan video bulup "ahan da böyle söyleniyor o kelime al dinle" diyor, muazzam

Redhouse'un tuğla gibi kirmizi İng-Tr sözlüğünden telafuz öğrenmiş birisi olarak teknolojiye saygilarimi gonderiyorum.
  • orion  (29.08.17 22:50:59) 
[]

Soru Aşagıda

Sayın kullanıcılar oynadıgım oyunun canlı yayınında suanda türk olmadığından sizlere soruyorum aklım kesmedi nasil anlaticam derdimi şimdi sorum şu :

Passive Skill Ağacımdaki Vaal Pach adı altında bir özellik var ben buna verdiğimde can çaldıgımda veya pot bastığımda regenation şekilde degilde direk tak diye kaç can çaldıysa veya kaç can bastıysam anında hp barında olması gerekiyo ben bu özelliğe verdiğim halde hala yavaş yavaş yükseliyor direk pat diye hp vermiyor bunu nasil sorabilririm ? ( neden bu özellik yavaş yavaş dolduruyorda direk o hp yi vermiyor gibisinden nasil sorabilirim? teşekkürler


Bu Arada Oyun Path Of Exile

Bahsettiğim Şeyin ingilizce açıklamasını buldum Yanlış anladıgım bir nokta mı var acaba ?

pathofexile.gamepedia.com

 
I have Vaal Pach in my passive skill tree which should allow me to get heals instantly instead of regenerating over time when drinking potions, lifestealing etc. Even though i have this skill on, my hp still regenerates over time. What could be the reason for this?

sen yine de şu vaal pach'ın açıklamasını bi yaz bakalım buraya. belki yanlış anlamış falan olabilirsin
  • cay koy geliyorum  (28.08.17 20:02:12 ~ 20:03:06) 
şöyle bişey yapıyor olabilir o skil.

mesela sana 10.000 hp verecek ama 20 saniye boyunca. yani sana saniyede 500hp vericek.

oyun terimleriyle tam bir heal(direk 10k) değil ama restore(gıdım gıdım) veriyor :)
  • qobel  (28.08.17 22:11:35) 
[]

İngilizce öğrenmek için youtube kanalı tavsiyesi?

sb.




 
İngilizcesi düzgün vlogger lari takip edersen hem bir sürü kelime hem speaking hem listening öğrenirsin. Hem de sıkılmazsın.


  • fyodor fyodorovic  (28.08.17 20:43:06) 
şu kanala bakılabilir:
Learn English with Emma
www.youtube.com

ayrıca yan taraftaki çıkan bir sürü benzer kanal göreceksin. onlara da bakmaya değer.
  • puc  (28.08.17 21:17:24) 
  • saldirgan catili eylem  (29.08.17 00:32:39) 
www.youtube.com

özer kiraz'ın kanalı da gayet iyi eğer türkçe'den ingilizce'ye bir anlatımla da çalışmak istiyorsan.
  • ampri kuka  (31.08.17 00:50:45) 
[]

ingilizce de -dığı için

Because Mrs x said "You should get a signature from professors." , he wanted to write to you.

bayan x "profesörlerden imza almalısın" dediği için size yazmak istedi.

because burada -dığı için anlamına gelir mi?

 
evet


  • sir gawain  (28.08.17 18:46:27) 
gelir, since de kullanabilirsiniz bu durumlar icin.


  • voyager 1  (28.08.17 20:15:04) 
Since daha doğru olur bu durum için.


  • leontocephaline  (28.08.17 20:31:36) 
[]

Japonca Kitaplar

Japonca kitap, dergi gibi okumalık bir şeyler arıyorum ama birkaç yere baktım, bulamadım. Birkaç tane D&R mağazasını gezdim, başka kitap evlerine de baktım ama hiçbir yerde yok.

Sadece internette 10 - 15 sayfalık çocuk kitapları satan birisine rastladım, o kitaplarıda gidip görme ve seçme şansım yok. Ankara içerisinde bulabileceğim yer var mıdır ? Veya internetten seçerek sipariş verebileceğim bir yer ?


 
Amazon.co.jp. Eskiden buradan bir kaç sipariş vermiştim. Kültürel ürünleri hala gönderiyordur tahminim.

Copyright sorunu olmayan ebook tadında şeyleri bulabilirsin tahminimce. Manga tarzı şeyleri de illegal olarak download etmen mümkündür diye tahmin ediyorum.
  • iron  (28.08.17 00:23:24) 
Teşekkür ederim cevap için.

Amazon JP ye baktım, işimi görecek kitaplar var ama oradan Türkiye'ye kargo istemenin ücreti çok astronomik çıkabilir mi ? Gümrük vergisi vs. çok pahalı olmayacaksa alabilirim ordan.
  • ejderha kuyrugunun ucunda yanan ates  (28.08.17 20:42:08) 
Gümrük kuralları genel geçer. 30 dolar / euro'nun üstü eğer denetlenir de tespit edilirse gümrüğe tabi.

Eskiden ptt ile geliyordu, artık nasıl geliyor Japonya'dan bilmiyorum.
Ancak shipping epey tuzlu,

www.amazon.co.jp

sipariş başına 1100 yen,
üstüne parça başı 350 yen diyor.

1 kitap alsan sırf shipping 13.5 dolar civarına geliyor. Pek de mantıklı değilmiş. Siparişin 30 doları geçerse de üstüne gümrük vergisi vereceksin.

Şurada serileri almak mantıklı diye yazmışlar.

chic-pixel.com

Sallıyorum 1 kitap yerine 10 kitap için aynı shipping ücretini ödüyorsun bu durumda.

Kindle tarzı bir şey bu iş için sanırım en mantıklısı.
  • iron  (29.08.17 02:38:01) 
Haklısın, burada Japonca kitabı kitapçıda bulamazsın. 2 yıldır ortalama 2 ayda bir CDJapan'dan manga alıyorum; iyidir, hoştur. Amazon'un kargo ücretlendirme politikası biraz saçma olduğu için çok pahalıya geliyor. Iron'ın da dediği gibi, Amazon'dan sadece kitap seti (5-10 kitap) almak mantıklı; çünkü bunlarda tüm seti tek parça olarak değerlendirdiği için daha ucuza gelebiliyor.

CDJapan, tüm diğer Japon satıcılar gibi kargonun ağırlığına göre ücretlendirme yapıyor. Kitaplar da ağır olduğu için yine insanı üzen fiyatlar ortaya çıkabiliyor gerçi. Şimdi 9 kitaplık bir sipariş vermek üzereyim, 3610 yen diyor şaka gibi. Registered SAL seçeneği ile maksimum 10-15 günde kitaplar geliyor.

Bir diğer seçenek de Mandarake. İkinci el kitap satıyor ama buradan aldıklarım gayet temiz çıktı. Baskısı tükenmiş kitapları, dergileri edinmede de çok işe yarar. CDJapan ile aynı kargolama mantığına sahip. İkinci el olduğu için daha ucuz kitaplar bulabilirsin. Tabi bu ucuzluk, semeresini yine çok fazla kitap almakla verecektir, yoksa 100-200 yen için değmeyebilir.

Herkesin kullandığı honto var bir de ama CDJ'ye alıştığım için buna pek rağbet etmedim. Bir de bu sitenin her yeri Japonca.
  • wish i could find a way to disappear  (03.09.17 01:19:03 ~ 01:24:20) 
CDJ ye baktım, kitapların fiyatları uygun ama az sayıda kitap için kargo fiyatı kitap fiyatını geçebiliyor. Buradan toplu almak gerekiyor anladığım kadarıyla, yoksa kargoya daha fazla para harcanıyor.

Kargo türüne göre fiyat değişiyor ama düşük fiyata getiren kargolarda ürünün kaybolması vs. gibi sorun yaşanır mı ? 6 haftaya kadar çıkabilir ürünün gelmesi diyor, bu benim için sorun değil ama kargo takibi de yaptırmıyor düşük fiyatlar.

Amazon.de ye baktım, birkaç kitap var oradan alacağım ama japonca öğrenmeye çalıştığım için benim amacım kitapları görüp, inceleyip almaktı. Bütün dünyada manga, anime bu kadar sevilirken Türkiye'ye orijinal dilinde getirmeyi neden kimse akıl etmiyor bunları, anlayamadım. Gezdiğim çoğu kitap evlerinde yabancı dillerdeki romanlar, dergiler vs. neredeyse hepsi ingilizce. Yani korece, rusça, çince öğrenmeye çalışsam yine aynı sorunu yaşayacaktım demekki.
  • ejderha kuyrugunun ucunda yanan ates  (03.09.17 15:08:03) 
Registered SAL seçeneği takiplidir ve en düşük fiyatlı ikinci posta seçeneğidir. EMS ve DHL gibi seçenekler gereksiz pahalı bence. Ben bugüne kadar RSAL ile hiç sorun yaşamadım, sadece bir paketim yılbaşı trafiğine takılıp 7 haftada gelmişti. Diğerleri hep 1-2 haftada geldi. Takipsiz SAL ve Air Mail'i tavsiye etmem, 410 yen daha verip takip numarası almak daha mantıklı.

Kargo fiyatına rağmen Japonca manga almak, İngilizce/Fransızca manga almaktan daha ucuza geldiği için bu işe başlamıştım. Tabi yen de bu kadar yüksek değildi eskiden. Tek bir kitabın posta ücreti RSAL ile 900 yen civarı tutmalı, birkaç kitap alınca bence dengeliyor. Bir manga 400-600 yen iken İngilizcesi 7-13 dolar arasında sonuçta. Bu kadar da hesaplayan adamım.

Türkiye'de Japonca kitapların satacağı konusunda ise şüpheliyim.

Ankara'da TJV kitaplık falan kurmamış mı bu arada? Merak ettim.
  • wish i could find a way to disappear  (03.09.17 16:49:34 ~ 16:52:19) 
Japonca öğrenmeye yeni başladıysan manga dahil kitaplar yoğun kanji kullanımından dolayı ağır gelebilir. Ben Akira serisinin ilk iki kitabını hem ingilizce hem de japonca olarak almıştım, kenarda süs olarak durdu neredeyse :)

Gittiğim kursun verdiği materyaller daha faydalı oluyordu. Bir dergi vardı mesela, kanjilerin üstünde hep furigana'lar vardı. İyi kötü okunuyordu.

Tabii benim dediğim zamanlar sene 2004 falan, şimdi cep telefonundan google'ın translate'ine fotoğrafını çektirsen çevirisini alırsın.
  • iron  (04.09.17 02:22:36) 
Ben de bir ek yapayım: Shounen ve shoujo mangaların neredeyse hepsinde furigana oluyor, ondan bu tür mangalar çok rahat okunuyor. Manga okurken kelimeleri tahmin etmek de daha kolay olduğu için tavsiye ederim. Tabi o minicik furiganalar biraz göz düşmanı olabiliyor.


  • wish i could find a way to disappear  (04.09.17 03:10:48) 
Belki başka almak isteyen olur diye yazıyorum, amazon.jp den 2 seri manga sipariş ettim. Birisi 3332 diğeri 3276 yen. İkisi tek kargoyla gelecek 1800 yen, gümrük vergisi 757 yen. Toplamda 2 manga için 9165 yen, 287 lira, 70 euro. Düşündüğüm gibi çok uçuk çıkmadı fiyatlar toplu alınca ama seri yerine tek manga alınırsa fiyatlar değişebilir.

İkinci olarak amazon.jp den Türkiye'ye gelecek manga bulmak biraz zor. Ben bulduğum 2 tane rastgele seriyi sipariş ettim ama eğer özel bir manga arıyorsanız göndermeyebiliyorlar.
  • ejderha kuyrugunun ucunda yanan ates  (04.09.17 10:46:13 ~ 10:50:55) 
[]

"Rant" kelimesi ingilizcede ne anlama geliyor?

Çeviriye yazdığımda çikan sonuç "farfaralik". Farfara ne demek yahu :))




 
sinirle, sıkıntıyla falan ya da genel olarak uzunca bırbırbır konuşur ya insan, kopar gider. o tarz konuşmaya deniyor.


  • sopiro  (27.08.17 00:10:26) 
sözlükler dostunuzdur kullanınız.

www.tdk.gov.tr

www.vocabulary.com

anladığım kadarıyla. çok ve çoşkulu konuşulsa da boş konuşulan durumlar için kullanılıyormuş. tabi örnek cümle verilirse oranın özelinde bilenler yorumlar.
  • Ufuk  (27.08.17 00:11:38 ~ 00:14:47) 
@Ufuk sözlüklerin varlığından haberdarım ve kullanabilme yetisine sahibim. Sadece çıkan sonuçları yorumlamak değil, en doğru kullanımını bilen birine sormak istemiştim.


  • rabitelli  (27.08.17 00:21:59) 
efenim o kadar bilgiye sahipseniz "Farfara ne demek yahu" demez yazar tdk sözlüğüne anlamını öğrenirdiniz. zira sözlükle gayet açıklayıcı şeyler?!


ufacık bir dokundurmaya da bu kadar yükselmeyin sağlığa zararlı.
  • Ufuk  (27.08.17 00:33:41) 
Benim gözüme çarpan,
Internet çağında bu kelimenin kullanımında negatiflik iyice azalmış durumda.

Genelde belli bir konu etrafında yazı yazan tipler tariflenirken kullanıldığını görüyorum.


"X rants here / on bidibidi.com about something" şeklinde kullanılıyor. "bu konularla ilgili burada uzun yazıları(m) var" denmek isteniyor genelde. Negatif anlamda kullanıldığını görmek için muhtemelen cümlenin içinde buna dair bir ipucu lazım. Bu daha daha çok yazılı şeylerden ziyade gerçek konuşma içindir tahmin ediyorum.
  • iron  (27.08.17 00:52:57) 
Bir kelime birden fazla anlama gelebiliyor. Bu kelimenin en sık kullanılan anlamını merak ettim.Bunu da geçtim sözlüğe yazmayip buraya yazdım diyelim. Ne gibi bir sakıncası var? Soruyu gereksiz bulan cevaplamaz.
Haklısın sağlığa zararlı ama ukala insana tahammül edemiyorum.

  • rabitelli  (27.08.17 01:02:30) 
@iron anladığım kadarıyla gevezelik etmek anlamında kullanılmış cümlede.


  • rabitelli  (27.08.17 01:12:26) 
bence şu an ilgili kelimeye örnek oluşturuyor sayılırsın.

"A rant is an argument that is fueled by passion, not shaped by facts. When the shouting starts on talk radio, or when a blog commenter resorts to ALL CAPS, you're almost certainly encountering a rant." (:

tabii ki sormanın hiç bir mahsuru yok. yalnız ben verdiğim iki linkteki bilgileri yorumlayarak spekülatif de olsa aşağı yukarı kelimenin anlamını öğrenebildiğimi görüyorum. bu şekilde bilgi edinme daha kalıcı.

yine yukarıda en doğrusunu öğrenmek için örnek cümle vererek sormanın daha iyi olacağını da söylemişim. çok kişisel aldığın için aldı yürüdü başlık neyse öğrenmiş olduk.

no offense *
  • Ufuk  (27.08.17 01:21:09) 
Evet gevezelik etmek türkçe için çok iyi bir karşılık. Benim bahsettiğim anlamı da karşılıyor. Kelimenin hem negatif hem de pozitif anlamda kullanımını da karşılıyor. Geveze diye radyo programcısı vardı hatta. (belki hala yapıyordur program)


  • iron  (27.08.17 01:36:14) 
@iron yapıyor:)


  • rabitelli  (27.08.17 01:41:34) 
bir yerden politik araclari kullanarak ya da lobi yaparak haksiz kazanc saglama anlamindaki rant, ingilizce iktisat literaturunde rent diye geciyor. Kira anlamindaki rent'in ne alakasi var bu tanimla diyeceksin haliyle :) David Ricardo'ya sor bence :)


  • 2002ms  (27.08.17 07:26:18) 
@2002ms sordum, rant teorim bile var dedi :) Iktisadi tanımlar beni aşar ama teşekkürler bilgilendirme için.


  • rabitelli  (27.08.17 09:56:09 ~ 10:03:50) 
her ne kadar tam türkçe olmasa da yerine tirat kullanılabilir.


  • anonim yazar  (27.08.17 10:47:34) 
[]

Berlin Sprachkurs

En iyisi Goethe mıdır? Şirketim karsilayacak en iyisini secebilirim. B1 seviyesinden başlayacağım.




 
hocaya bağlı.

bence bu tür bir butik kurs çok daha hızlı sonuç veriyor: transmitter-berlin.tumblr.com memnun kalmayan duymadım.
  • soso  (26.08.17 19:33:33) 
Şirket karşılayacaksa Goethe'den şaşma.


  • chitosan  (26.08.17 19:36:44) 
goethe +1


  • cedex  (26.08.17 19:39:11) 
Goethe ve Freie Universität'te dil kursuna gittim. Goethe kesinlikle kötü değil ama Freie Universität'in ortamını çok daha sıcak bulmuştum. Eğitim açısından konuşak olursam da, ki bu hocaya çok değişiyor, aralarında bence bir fark yok. Aşağı yukarı aynı şeyleri yaptık.
Ha bi de Goethe'nin yeri şehir merkezinde, Freie Uni ise biraz uzak kalıyor merkeze.

  • dusunemedim  (27.08.17 00:46:27) 
[]

Araplar için Türkçe öğrenme kılavuzları

Bilgisi olan var mı?

Hangi yayınevlerini önerirsiniz? D&R'ın sitesinde Türkçe öğrenme kartları gördüm ancak seçenekler arasında en iyisi en yararlısını seçmek istiyorum.

Türkmen Yayınevi, Akdem Kitabevi, Delta Kültür gibi alternatifler var.

Bilgisi olan varsa ve yardımcı olursa sevinirim.

 
www.yee.org.tr

özellikle araplar için türkçe öğretme kitapları da bastı yunus emre ama sitede göremedim, belki arayıp sorarsanız yardımcı olurlar.

suriyeli mültecilerin türkçe kurslarında öğrencilere dağıtılmak için hazırlanmıştı o nedenle satışı yapılmıyor olabilir.
  • ofelia  (25.08.17 12:18:44) 
[]

Sözleşme maddesi İngilizce düzeltme hk.

Sevgili Canlar,

Kazak bir müşteri ile iş sözleşmesi imzalaya çalışıyoruz. Aşağıdaki maddeyi "Hacı para meşin kırmızı meşin" anlamında çevirmeye çalışıyorum :( Yardımcı olabilecek canlar varsa çok makbule geçecek..

3.7. Final payments under the present contact shall be made by the parties monthly on the basis of the Acts of mutual payments, drawn up by the parties not later that 25-th day of the following month.

 
Sanirim siz advnce payment ile ihracat yapmak istiyorsunuz.onu arastirirsaniz istediginiz cumleleri bulursunuz.
(Bkz: ihracatta ödeme yöntemleri)

  • ykyt  (25.08.17 09:48:24) 
[]

front-engine front-wheel-drive nasıl çevrilir?

arabalarla ilgili. ön çekişli falan mı diyeceğim?




 
Motoru önde (malum bazı araçların arkada olabiliyor) - önden çekişli


  • chicha  (23.08.17 00:33:52) 
Önden motorlu ön tekerlekten çekişli(tahrikli teknik dille)


  • bos gezenin bos ustasi  (23.08.17 01:07:40) 
önden motorlu - önden çekişli. metnin okuyucusu teknikse "FF düzeni" demen bile yeterli olabilir.


  • celeron 300a  (23.08.17 01:18:52 ~ 01:25:07) 
[]

yanlış yaptığım ingilizce grammar soruları

bu soruların cevapları neden böyle, açıklar mısınız?

1. It costs nearly twice as much to take the train _____ it does to go by coach.
a. than b. for c. while d. as

cevap d

2. I'd rather you ______ anything about the garden until the weather improves.

a. don't make b. didn't do c. don't do d. didn't make

cevap b

3. They lived in ______ great poverty that they could not even afford the bare necessities of life, such as food and clothing.

a. so b. such a c. such d. too

cevap c

4. The committee proposed that the chairman ______.

a. promotes b. was promoted c. be promoted d. be promoting

cevap c

 
1- than olmasi gerek.
2- Bunu anlamadim.
3- such dogru, poverty sayilabilir degil a olmaz
4- to be promoted olmasi gerek, kismen cevap c oluyor o zaman.
  • baldur2  (21.08.17 14:02:01) 
1. buna ben de than derdim

2. would rather kalibi if clause type 1 ile ayni, yani simdiki zamani ifade etmek icin gecmis kullaniyoruz

3. poverty uncountable o yuzden such a diyemeyiz.

4. buna ne demistin ki kafa karistiici bir cevap yok
  • my pink  (21.08.17 14:03:37 ~ 14:04:27) 
1 çünkü orada "as much as" var.
as much (to take the train) as it does...

  • kobuzchu kiz  (21.08.17 14:03:47) 
teşekkürler herkese,
@kobuzchu kiz aydınlandım şu an :D

2. soruda would rather'dan sonra present kullanıyordum hep ben, iki çeşit kullanımı da var diye gördüm. ama aralarındaki farkı bilmiyorum.

4. soruda indirect speech olduğundan was promoted olur gibi geldi bana. be'yi bu şekilde kullanabiliyor muyuz to be promoted demeden?
  • pide  (21.08.17 14:08:41 ~ 14:09:06) 
bu sorular kim tarafindan hazirlanmis? turk mu native mi?


  • my pink  (21.08.17 14:12:21) 
@my pink, cesur öztürk :)


  • pide  (21.08.17 14:14:37) 
Aga ikinci sorudaki bir cumle yapisini hayatimda gormedim. 3. Soru haric sorular false hep.


  • baldur2  (21.08.17 14:14:37) 
2. Soruyu anlamadım, I would rather go blind sarkısı bile var. Present değil mi go?


  • betsy  (21.08.17 14:15:44) 
Sorularin hepsi ve cevap anahtari dogru.

1. as...as kalibi

2. I'd rather'dan sonra past kullaniriz.

3. such...that kalibi ve poverty uncountable bu nedenle b olmaz

4. O da subjunctive konusu. I suggest you be my hand! am is are kullanilmaz.
  • Traveller  (21.08.17 14:19:48 ~ 14:20:29) 
[]

umbrella piece tabiri ingilizce'de mecaz bir anlama geliyor mu?

"... Water Framework Directive - an umbrella piece of legislation that provides the skeleton to link together a range of issue- or sector-specific pre-existing pieces of legislation, all concerned with water management"

figurative language filan yazıp arattım ama çıkmadı. mecaz değil mi diye düşündüm ama ne olabilir ki? "kapsayıcı parçası" gibilerinden çevirmeyi düşünüyorum, yorumlarınıza ihtiyacım var, teşekkür ederim.


 
'kapsayıcı parçası' diye çevirmeyin, oradaki piece of'u bire bir çevirmenize gerek yok bence.

umbrella için çatı uygun olur. kapsamak sözcüğünü sıfat değil fiil olarak kullanırdım ben olsam. şunları şunları kapsayan çatı kanun/mevzuat şeklinde.

ya cümleyi tekrar okudum, kapsayan desek bu sefer 'provides the skeleton to link together' kısmı kaybolacak. bu cümlenin sorunu kötü yazılmış olması, bunu ingilizceden yazsam hem umbrella hem skeleton demem, gereksiz süslemiş ve uzatmış. bence bire bir çevirmeye çalışmadan anlamını vererek yazmak daha iyi olur, su yönetimine dair şu şu kanunları bir başlık altında toplayan (veya birbiriyle ilişkilendiren) çatı kanun gibisinden.
  • lily briscoe  (19.08.17 17:22:23 ~ 17:27:41) 
@lily briscoe, cümleler çok kötü, böyle tonla cümle var. polonya-türk karışımlı bir grubun elinden çıkmış, o yüzden diye düşünüyorum. dediğin gibi ben dilde sadeleşmeyi savunayım en iyisi. millet bıktı zaten süslü olucam diye anlaşılmayan yönetmeliklerden, direktiflerden.

(bi daha iş vermediler...)
  • baba jo  (19.08.17 17:41:30 ~ 17:41:49) 
[]

acil almanca bir dilekçe yazmamız gerekiyor

herkese merhaba duyuru ahalisi. yarına almanca bir dilekçe yazmamız gerekiyor. yardım edebilecek yeşillendirirse çook sevinirim.




 
Hayirli Geceler, ben yardimci olabilirim belki almanyada dogma büyümeyim :D mesaj at belki yarina kadar yetistirebilirim


  • samiabi19  (19.08.17 02:04:33) 
[]

worry ve anxiety

Merhaba,

Türkçede başlıktaki kelimelerin bir ayrımı var mı? Yoksa ikisi de aynı durum için mi kullanılıyor genel olarak?

Türkçede soruyorum.

 
Worry endişe, anxiety ise kaygı.


  • fotrsapka  (19.08.17 00:21:43) 
@camussar

worry yi telas olarak düşünmedim.

@fotrsapka

endişe ve kaygı türkçe de aynı anlamlı kelimeler değil mi? ya da olabilir mi? çünkü worry ve anxiety terminolojik olarak aynı şeyler değil.
  • AlsterWasser  (19.08.17 00:23:55 ~ 17:43:20) 
İlkinin daha normal ve kabul edilebilir bir seviye olduğu söylenmiş zaten, "anxiety" için "kaygı"nın yanında "vesvese" anlamı da kullanılırsa daha anlaşılır olacağına inanıyorum. Klinikte veya formal kullanımda yeri olduğunu sanmıyorum ama o abartı, aslından fazla olma anlamını karşılamak için bu düşünülebilir.


  • olanlaolunmaz  (19.08.17 21:07:37 ~ 21:10:36) 
[]

Sorumluluk reddi yazısı (resmi/hukuki)

Merhaba,

Websitem için bir sorumluluk reddi yazayım dedim. Nasıl sizce?

Disclaimer: The products listed on this website and described as "Top 10", "Best" or in any other way, based on only author's personal opinion. Since these products are not tested for comparisons, this website and author of the pages cannot be accused of any kind of claim.

Ne değiştirebilirim?

Teşekkürler

 
Accused pek kullanılmaz, "does not guarantee..." veya "shall not be held responsible.." ile giden kalıplar daha iyi olur.


  • mikro patlama  (19.08.17 04:03:28) 
[]

Bir tane ingilizce sorusu

cevap nedir? ve neden lütfen.

ben E diyorum ama nedenini şey yapamadım işte. Cevap A ya da E. D hiç olmaz :) passive'den sonra to'lu bi yapı gelmesi lazım.
i.hizliresim.com

 
cevap D de gramer aciklamasini yapamiyorum.


  • der meister  (18.08.17 00:22:46) 
@cureforlove peki neden?


  • secrex  (18.08.17 00:22:47) 
cevap E pardon, dort sik var sandimdi.


  • der meister  (18.08.17 00:23:06) 
E


  • AlsterWasser  (18.08.17 00:24:02) 
@zalim difficult'ta in alıyor ama :)


  • secrex  (18.08.17 00:29:04) 
cevap E söylenmiş zaten. oradaki rather prefer anlamındaki tercih anlamındaki rather değil, çok anlamında so/very gibi. find dan sonra verb gelirken to alıyor, estimated da passive olduğu için değil yine fiilden sonra fiil gelirken araya to girmesi gerektiği için.to cost/to believe seçeneği olsa o da doğru olurdu yani.


  • su nanesi  (18.08.17 01:38:08) 
[]

İngilizce'ye bu cümleyi nasıl çeviririz?

Satılan ürünlerde çıkabilecek firmamıza ait sorunlardan,dolayı sadece firmamız hatalı ürünü yenisi ile değiştirmekle sınırlıdır.

teşekkürler


 
biraz türkçesi de sorunlu gibi metnin aslında, kastedilen şu mudur :

Satılan ürünlerde çıkabilecek sorunlardan kaynaklı fırmamızın sorumluluğu sadece hatalı ürünü yenisi ile değiştirmekle sınırlıdır.

eğer öyle ise

The responsibility of our company originating from problems that may arise in sold products is limited only by replacing the defective product with the new one.

şeklinde olabilir.
  • grampus  (17.08.17 18:06:06) 
"...is limited to replacing the defective product with a new one" seklinde confirm ediyor google.

tesekkurler!
  • no christ requires  (17.08.17 18:11:20) 
[]

İngilizcede "Vekalet vermek"

Selamlar,

SB. şunu çevirmem lazım;

Eğer gümrük işlemlerini FedEx tamamlayacaksa bizden vekalet almalı.

If FedEx will finish the customs clearance they need to be given a procuration by us.

vekalet için 'a procuration' kullandım. Doğru mu?

 
vekalet, power of attorney olarak da kullanılır, PoA diye de gördüm.


  • mhm  (17.08.17 17:00:54) 
poa


  • brkylmz  (17.08.17 17:02:38) 
[]

su cumlenin siralamasi nasil olur? -ingilizce

since i will be on vacation
next week
I would like to give a short briefing
to Someone
about the template
in case we receive another request
during my absence.


bu yukaridaki siralama yanyana getirince dogru mu?

 
doğru.


  • awareim  (17.08.17 11:04:26) 
çiçek gibi.


  • alperz  (17.08.17 11:09:08) 
siralama olarak dogru fakat bir yere yazilacaksa week'ten sonra virgul koymak iyi olur anlasilirlik acisindan.


  • der meister  (17.08.17 11:44:31) 
[]

Şunu anlamamda yardımcı olabilir misiniz?

Merhaba,

the de-naturalization of the natural (i.e. a refusal to present;what is really constructed meaning as something inherent in that which is being represented)

Sabahtan beri kütüphanedeyim. Gözlerim çarpı oldu.. Artık pek sağlıklı düşünemiyorum. Şurdan ne anladığınızı bir yazsanıza lütfen.

not: çeviri değil de, anlam olarak soruyorum. Akıllı moderatörumuz ellemiş de buraları biraz.

 
benim anladığım;

mevcut olan doğal özelliklerin yerine onun üzerine inşa edilen özelliklerin doğal karakteristik gibi gösterilmesi olabilir. anlatamadım belki ama anladığım bu :(
  • hubris  (17.08.17 02:29:01) 
Fasizan bir mod tarafindan ucurulmasaydi, @qazaqwsx cevaplarinizi tikleyecekti.

Soruya cevap olarak
Hubris+1 ve camussar +1
  • kuehles blondes  (17.08.17 02:34:28) 
[]

Latex Paint, Lime paint

Latex paint, plastik boya mı demek? İngilizce_Türkçe sözlükte böyle çevirmiş. Emin olmak istedim.

Bir de Lime paintin (limewash) Türkiye'de karşılığı olan bir boya var mı?

Teşekkürler.

 
latex paint : akrilik boya, plastik de olur.
lime paint : kireç.

  • pinocchio  (17.08.17 00:32:54) 
[]

İngilizce bilenler! at / in

lütfen doğrusunu bilen arkadaşlar yazsın. önemli benim için.

bir otelden adıyla bahsederken at mi yoksa in mi kullanılır?

örn: istanbul doğa oteli'nde toplantı yapmak çok güzeldir.

bu tarz cümlelerde in mi at mi kullanmak doğru? veya ikisi de doğru mu?

 
at daha doğru bir kullanım. in diyince kulağı tırmalıyor.
Örneğin: "We had a meeting at Holiday Inn" gibi.

  • agluna  (16.08.17 23:24:50 ~ 23:25:18) 
Public place'ler icin genelde at kullaniriz. I am at the hospital dersen hastanedeyim cunku hastayim, I am in hospital dersen isteyim olabilir.


  • Traveller  (16.08.17 23:26:13) 
spesifik yer belirtiyorsan at kullanılır.

i am in bathroom at xx hotel.
  • secrex  (16.08.17 23:30:15) 
anlatmayı deneyeyim:

in, bir alanın fiziksel olarak içinde bulunduğunu belirtir. mesela i'm in xyz restaurant dersen o restoranın içinde olduğunu anlarız. ne yaptığına dair bir fikrimiz olmaz.

i'm at xyz restaurant dediğin zaman o restoranda yemek yediğini anlarız.


ha bunun dışında, yabancı olduğun bilindiği müddetçe in/at dersen kimse sallamaz zaten. bir de abd'de at daha çok kullanılıyor.
  • reavelyn  (17.08.17 00:47:29) 
  • try again fail again fail better  (17.08.17 01:15:55) 
adıyla bahsetsen de bahsetmesen de at kullanılır:

-we had a meeting at Holiday Inn.

-we had a meeting at a hotel in Philly.
  • eindaclub  (17.08.17 11:03:16) 
[]

YDS icin kaynak onerisi

Duyuru ahalisi benim icin hayat memat meselesi haline gelmis olan yds ye girecegim.Eyluldeki ydsye hazirlanmam gerekiyo 70 ustu puan alabilmem icin onerebileceginiz kaynaklar nelerdir?
Intermediate seviyede ingilizcem var amacim sinava yönelik bir kitapla yds yi paketlemek.desteklerini esirgemeyenleri sevgiyle selamlarim



 
cesur ozturk kitaplari.
english grammar in use

  • eksimtrak  (16.08.17 13:32:25) 
Bence biraz ingilizcen varsa (kelime ve grammar olarak yani) direk alakali olmaSa da Focus on Vocabulary ve College Reading kitaplari var. Baya bi akademik kelime altyapisi yapabilirsun onlarla


  • whoshothesheriff  (16.08.17 16:30:27) 
reader at work
more to read

  • istebunabicakcekiyorum  (17.08.17 01:51:14) 
[]

a1 beginner seviyede birine İng altyazılı dizi faydalı olur mu?

Ne gramer ne sözcük bilgim var ikisi de ortaokul bir düzeyinde yıllarca hiç ingilizceyls aram olmadı ama bu yıl olacak ingilizce hazırlık sayesinde bol vaktim olacak ingilizce çalışmaya. Benim merak ettiğim şimdi ingilizce altyazılı dizi izlesem zararı ya da faydası olur mu? Kelime ya da gramer öğrenmek adına değil, listeningi geliştirmek adına istiyorum ama hiçbir şey anlamayacağım diziden, zira dediğim gibi hiçbir şey bilmiyorum çok az temel cümleler dışında. Yani durdurup sözlüğe bakacak olursam 20 dakikalık dizi 20 saatte biter neredeyse her kelimesine bakmak zorunda kalacağım için.

Ama bebekler de kelimelerin anlamını bilmeden kelimeleri duya duya öğrenmiyor mu zamanla? O halde hiç bilmesem bile neden ing altyazılı diziyle beginner biri olarak başlamak faydasız olsun? Ayrıca Duolingo gibi ingilizce uygulamalarıyla da pratik yapacağım ama kitap kalem işini ekime bırakıyorum okulun açılmasına.


 
önce gramer öğren sonra kitap oku en son dizi filme başla.


  • eksimeksi  (15.08.17 22:48:58) 
zararı olmayacağı kesin. faydası olur elbette


  • burya  (15.08.17 22:55:02) 
A1 diyorsun, ingilizce alt yazı ile tamamen çorba olur. Bi arkadaşım da sıfır haldeyken ingilizce kursuna gitmişti. Hocaları friends'i baştan sona önce Türkçe alt yazılı sonra da ingilizce alt yazılı okumalarını istemişti. 1 kere bitirdiğinde hikayeye hakim olacaksın. En fazla 2 ayda bitirirsin 10 sezonu. Baştan başladığında konular aklında olacak, kulak dolgunluğu oluşmuş olacak, şurada şunu demişti hımmm bu böyle söyleniyormuş ingilizcede vs vs gibi keşfetmeye başlarsın.


  • apartman teyze  (15.08.17 23:30:32) 
Dostum bana guven. Ingilizce altyazisiz izle hatta. Bu durumda boyle diyorlar su durumda soyle diye duyar ogrenirsin. Oyle yillarca gramer calisan kimse Ingilizce konusamiyor. Turkiye'de de azicik Ingilizce bilen kendini uzman saniyor. Ister ogrenme teknigi ister kurs olsun. Bana yaz.

Hatta aynen dedigin gibi kimse bebeklere altyazi vermiyor.
  • Traveller  (16.08.17 00:18:57) 
dilden faydalanmak/anlamak için mükemmel gramer bilgisine sahip olmayı ya da tüm kelimeleri bilmeyi bekleme. kulağını olabildiğince beslemeye bak. dizi izlemen cümle içindeki kelimelerin vurgusunu, sesin yükselip alçaldığı yerleri, tonlamayla anlamın değiştiği ya da desteklendiği yerleri kavraman açısından faydalı olur.

dizi seviyesini anlayamayacağını düşünüyorsan news in levels dan level 1 i takip edebilirsin. diğer yorumlarda da belirtildiği gibi bilmediğin kelimeleri de yakalayıp öğrenmeye çabalarsan listening çalışman daha verimli olur.

kendini biraz daha ilerlemiş hissettiğinde altyazıları kapa ve konsantre olup anlamaya çabala. duyduklarını kağıda yaz ve kulaktan yakalayamadıklarını tahmin yoluyla bulmaya çalış. kendini zorla. sonra alt yazılardan kontrol et. böyle böyle bağlamdan da yakalamayı ve altyazısız anlamayı da öğrenmiş olursun. beynin tahminle/üretmekle uğraştığından kısmen speaking e de faydası dokunacaktır.
  • istebunabicakcekiyorum  (16.08.17 00:41:04) 
bence olay speaking de.


  • silver apple  (16.08.17 01:10:31) 
[]

Ufak bir İngilizce çeviri

20 DAKİKADA KARŞI YAKADA

nasıl çeviririz bunu?


 
On the other side in 20 minutes.

edit: karşı yaka derken istanbul'daki karşı yaka kast ediliyorsa camussar'ın dediği daha uygundur.
  • himmet dayi  (14.08.17 18:43:23 ~ 18:44:11) 
[]

İspanyolca alıştırma kitabı

İki haftadır kendi kendime İspanyolca öğreniyorum. Başlangıç seviyesi alıştırma kitabı arıyorum. Şimdiki zaman fiil çekimleri, basit soru cevap alıştırmaları gibi, öğrendiklerimi pekiştirmeme yardımcı olacak, çözümleri de içinde yer alan bir kitap önerebilir misiniz?




 
Ben de kaynak yapabilir miyim? Kendim duolingo memrise gibi appler ile ugrasiyodum arada. Bi suredir bakamiyorum ama devam etmeyi dusunuyorum. Bi de courserada buldum ispanyolca dersi. Onu da gozume kestirdim. Oradan da faydalanmayi dusunuyorum.


  • bartman  (14.08.17 17:15:31) 
Aula serisi iyidir gibi


  • ordinov  (14.08.17 17:48:32) 
[]

coldplay - something just like this

Just something i can turn to somebody i can kiss.
i want something just like this.

tam olarak ne demek istemiş bu kısımda?

 
böyle tam anlaşılmıyor. Başında şöyle bir bölüm var:

I’m not looking for somebody with some superhuman gifts...
...


Bazı insanüstü yetenekleri olan birini aramıyorum.
...
Sadece öpebileceğim birine dönüştürebileceğim bir şey arıyorum.
Tam olarak böyle bir şey istiyorum.
  • himmet dayi  (14.08.17 16:40:43) 
"Sadece öpebileceğim birine dönüştürebileceğim bir şey arıyorum. hadi burayı da türkçe'den türkçe'ye çevirelim :)

yani kız buna demiş ki: öpülebilecek bir şey ol yeter, insanüstü güçlerin olmasına gerek yok. seni öpebileyim yeter. bunun gibi bir şey mi?
  • yazar yazmaz yazan yazar  (14.08.17 16:50:36) 
Sanırım öyle bir şey.

Yalnız "Just something i can turn to somebody i can kiss." burada şunu da demek istiyor olabilir, emin olamadım:

sadece dönüşebileceğim bir şey,
öpebileceğim birini arıyorum.
  • himmet dayi  (14.08.17 16:55:57) 
Bir dayanak,(ve) opecek birini istiyorum.

Boyle anladim ben. Dönüşmekle falan alakası yok.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (14.08.17 16:57:03 ~ 17:03:04) 
[]

İstanbul'da İspanyolca kursu

Nereyi tavsiye edersiniz anadolu yakasında?




 
yeditepe universitesinde sifir kredili dil dersleri veriliyordu. Oradaki hocalarla falan gorusup gidebilirsiniz, hatta kacak bile girebilirsiniz belki :)


  • safepassage  (14.08.17 11:04:45) 
estudia


  • la noix  (14.08.17 11:41:47) 
@safepassage

tam nasıl oluyor kaçak giriş olayı? :)) ben de öğrenmek istiyorum da hocam :)
  • rahat ya  (14.08.17 11:59:41) 
ders saatlerini ogrenip sizarsiniz iste derslere :) kimse niye girdin demez ki, universite orasi. yani ogrenmek istiyorum ne var dersiniz en kotu. Sonucta ogrenmek icin acilmamis mi :)


  • safepassage  (15.08.17 15:01:11) 
[]

Rusça bilen var mı?

еще раз заглянешь комне в города и тебя сотрут,а потом и весь твой клан,твой глава просил моего главу вас не трогать,но видимо вы сами ищите неприятностей

Şunun çevirisini rica edicektim. translate işimi görmedi zira..


 
Vermeyecek agacım :(


  • beni arayan olursa banyoda de  (13.08.17 22:28:31) 
hahahah.
alakası yok ya.

  • cahs  (13.08.17 22:35:43) 
"Bir kez daha şehirlere komne gözükeceksin ve silmek zorunda kalacaksın, sonra da bütün klanın, bölümün bölümümün sana dokunmasını istemedi, ama belki de sıkıntılar arıyorsun"

google translate bu kadar. hangi oyun bu :)
  • burya  (13.08.17 22:37:50) 
neyse savaş açtılar sonuç olarak anladım adamın ne demek istediğini :D

My Lands diye bi oyun. eskiden oynardım çok hoşuma gitti. geçenlerde steamde gördüm oynayım dedim biraz..
  • cahs  (13.08.17 23:20:29) 
[]

İngilizce uzmanlarına soru

Şimdi uçurtmanın kuyruğu var ya kite tail diyorlar... Onun rüzgarda ses çıkarmasına ne denir? Rustle denmez herhalde. Rustle yapraklar dallar falan için kullanılıyor. Crumple desek o da elle hışırtı yaptırınca deniyor.

Wordreference.com'da baktım bilgi yok.

Edit: Uçurtma elde tutuluyor. Kuyruğu püsküllü bir şey. Uçmayan uçurtmanın kuyruğu rüzgarda hışırdıyor.

 
ya o kadar da kastırmaya gerek yok. hışırdırıyor işte, rustle de geç.


  • tepedeki psychedelic adam  (13.08.17 00:36:09) 
kasarım been karışmayın banaa! :))

crinkle demeyi düşünüyorum. hatta dedim bile.
  • alperz  (13.08.17 00:42:03) 
whistle da denilebilir belki. rüzgârda çıkardığı sesin ıslık sesine benzemesi düşünülerek. ingilizcede sık kullanılıyor.


  • microfiction  (13.08.17 01:31:34) 
Ucurtmanin kuyrugu nasil ses cikariyor bilmiyorum ama bence crumple ve crinkle onerilerin sesi dogrudan ifade etmek icin hatali secimler. Dolayli tasvirde belki kullanilabilir. Ben olsam rustle veya ruzgar sesinden bahsediyorsak rush kullanirdim. Whoosh ile swish bence sordugundan farkli sesler. Ruffle'dan emin degilim.


  • dunal  (13.08.17 01:55:27 ~ 01:56:28) 
flapping


  • lily briscoe  (13.08.17 17:42:10) 
uçurtma kuyruğunun çıkardığı ses için ayrı bir kelime yok ingilizce'de, o yüzden doğadaki en yakın örneği olan yaprağın rüzgarda çıkardığı sesi ifade etmek için kullanılan, pır pır etmek anlamına gelen fluttering çeviriyi karşılayacaktır diye düşünüyorum.

www.newsshopper.co.uk
  • Bruce  (13.08.17 17:55:19) 
Flapping ve fluttering isabetli fakat yine ses cikarmasini degil hareketini ifade ediyor diye dusunuyorum. Ya da ben soruyu yanlis yorumluyorum.


  • dunal  (13.08.17 22:37:21) 
Crinkle dedim. Arkadaşlar uçurtma elde tutuluyor. Rüzgarda onun püsküllü kuyruğu hışır hışır ötüyor. Ya rustle ya crinkle olur. Flap ya da flutter benlik değil.

Ay eprişieyt ol yor participation. :P
  • alperz  (14.08.17 01:29:35) 
[]

İngilizce Kursu

İtü-Galatasaray-Boğaziçi'nin ingilizce kurslarından hangisini önerirsiniz?




 
itünün ingilizce eğitimi kötü


  • sanquis  (12.08.17 21:28:34) 
sanquis +1


  • dalekcaan  (13.08.17 01:50:24) 
[]

Almanca kitap

Aslen Alman lisesinden mezunum fakat hiçbir şey hatırlamıyorum. Mesleğim gereği Almancayı kesinlikle öğrenmem gerekiyor. Sıfırdan başlamayı düşünüyorum. Kitap tavsiyesi olan var mı ona göre sipariş edeceğim de.




 
her yönüyle modern almanca.


  • babilbaligi  (12.08.17 13:51:36) 
[]

Fransızca bilen?

Özelden bir soru sormam lâzım. Bir çeviri. Teşekkürler.




 
sor kardeş.


  • montmartre delisi  (12.08.17 02:25:23) 
[]

toefl hazırlık

1 ay içinde toefl'a girmeyi düşünüyorum,hedefim 85-90 arası almak.cambridge'nin toefl kitabındaki denemesinde listeningde 25/30, readingde de 18/30 puan aldım speaking ve writing kısımlarına bakmadım. readingde bolca pratik yapmayı, writing ve speakingde notefull'dan çalışmayı düşünüyorum.

sizce sınava kursa gidip, 3-4 ay sonra mı gireyim yoksa 1 ayda evde çalışıp girsem sitediğim puanı alır mıyım ?


 
Bir ay bos zamanin varsa evde kendin calis. Paran varsa hem ders al hem kendin calis.


  • Traveller  (07.08.17 23:27:30) 
[]

ingilizce para kısımları?

başlık saçma oldu farkındayım. ingilizcede virgülden ayrılmış bir para değerinin virgülden önceki ve sonraki kısımlarına ne ad verilir?




 
Bizdeki 1TL= 100 kuruş eşitliğini soruyorsanız 1Pound=100Penny şeklindedir. Penny (peni) yerine Pence (pens) de kullanılabilir.


  • olanlaolunmaz  (07.08.17 22:32:54 ~ 22:48:18) 
hangi para birimiyle ilgileniyorsan ona istinaden cent, penny, centessimi vs. orn. 55,20 € --> 50 euro 20 centessimi (itl.)

para birimi olarak degil de matematik terimi soruyorsan decimal
  • no christ requires  (07.08.17 22:33:20 ~ 22:34:13) 
genelde cent şeklinde okunuyor.


  • gliderpilot  (07.08.17 22:37:52) 
Virgülün öncesi için bucks da denebiliyor 20 bucks, 20 dolar mesela, başka para birimlerinde de kullanılabiliyor tabii informal bu

dictionary.cambridge.org
  • senolll  (08.08.17 00:18:36) 
[]

japonca öğrenmek - hiragana

japonca öğreniyorum ve hiragana'nın sonuna geldim. hiraganayla yazılmış bir kelimenin okunuşunu heceleyerek çıkarabilecek seviyedeyim. aldığım online derste katakana'ya geçiyor ama ben biraz ara verip hiragana'yı iyice öğrendikten sonra katakana'ya başlamayı düşünüyorum.

bu aşamada hiraganayla yazılmış yazılar arıyorum. japonca anime, manga, kısa hikayeler vs. hepsi olur ama önemli hususu sadece hiragana kullanılması. anime, manga gibi japon kültürüne biraz uzak olduğum için hiç bilgim yok o konularda. sadece hiragana ile yazılmış bir şeyler bulabilir miyim yoksa hele soluklan yeğenim, katakana olmadan o işler olmaz mı dersiniz ?

senpai'lerimden yardım beklemekteyim.

 
www3.nhk.or.jp

Okuduğunu anlamazsın belki de her kanjinin üstünde hiragana okunuşlar yazıyor. Katakanaya da başla. ikisini ayı anda yürütürsün. Bazı seslerin hiragana ve katakanaları benzeşiyor zaten. Katakana sürekli karşına çıkan bi şey olmayacağı için çok ağır kastırmazsan zaten hep yavaş okursun (4 yıldır hala yanlış okuduğum ya da yavaş okuduğum oluyor). Hiragana hızlı gelişir. Öyle önden halledeyim filan demeden de hızlanır zaten. Bi de basit kelimeler için sözlük açıp okuyabilirsin. Kanjilere göz aşinalığı da olur. Aha bu da sözlük jisho.org

Şu da oyun gibi bi şey www.csus.edu

Drag and drop kısmında karışık haldeki hiragana/katakanaları doğru yere yerleştiriyosun. Timer da var.
  • kozmosta bir nokta  (06.08.17 23:13:17 ~ 23:13:47) 
ya hiç üzerime vazife değil, bilgimden de emin değilim, ancak daha geçenlerde japonca ile ilgili bir youtube videosunda japoncada neredeyse her yazılı eserde hiragana, katakana ve kanjinin beraber kullanıldığından bahsediliyordu ve japoncayı zor yapanın bu olduğu belirtiliyordu.

manga forumlarında bu soru sorulmuş ve kanji üzerinde "furigana" olanlar en çok shounen mangalardan çıkar demiş mesela iki kişi.

salt hiragana için çocuk mangalarına bakın falan demişler.

hiragana-only manga veya mangas with hiragana falan diye aratırsanız bir şeyler çıkıyor.

yani sadece hiraganayla yazılı bir şey bulmakta çok zorlanabilirsiniz.
  • godoşu beklerken  (06.08.17 23:21:59) 
Bu arada elle yazmayı da öğreniyosan çizim sırası önceliği vs ile ilgili araştırıp öyle yazmaya çalış. Çizim sırası mantığını kavradığında kanji yazımı da kolaylaşır, telefon uygulamalarında çizerek kanji arama olayını filan da daha rahat yaparsın. Daha estetik duruyor hem sırasına göre yazınca.


  • kozmosta bir nokta  (06.08.17 23:41:27) 
online kursta hoca çizimini de gösteriyor ama açıkcası çizim sırasına pek dikkat etmiyorum. çizim sırası gerçekten çok önemli mi ?

kanji şimdilik çok uzak duruyor bana, hiç bakmadım ve en ufak bilgim yok desem yeridir. kana'yı iyice öğrenince japon veya benim gibi japoncayı sonradan öğrenen birisiyle yazışmayı düşünüyorum. sadece kana kullanarak yazsam anlamaz mı elin japonu ? kanji olmadan japonca olmaz mı ?
  • ejderha kuyrugunun ucunda yanan ates  (06.08.17 23:49:39) 
Çizim sırasını bilince el yazısını okumak daha kolay oluyor. Sonra kanji öğrenirken değeri daha da artıyor; kozmosta bir nokta'nın dediği gibi sözlükte kelime bulmak, bir kanjinin kaç çizgili olduğunu anlamak kolaylaşır.

Kana'yı iyice öğrenmenin o kadar da zor olduğu kanaatinde değilim, bence çok kısa sürede bunu öğrenip kanjilere geçebilirsiniz. Sadece kana kullanarak yazışarak anlaşmak bana zor görünüyor. Çünkü Japonca'da eşsesli kelimeler çok fazla, kanji olmayınca insanın kafası karışabiliyor. Ayrıca kelimelerin arasında boşluk olmadığı için sırf kana ile yazılmış bir cümleyi anlamak pek kolay değil. Ben çok Japonca bildiğimi iddia edemem ama bana bile sırf kana ile yazılmış cümle görünce fenalık geliyor, nefes almak için gözlerim kanji arıyor. Kanji olmadan Japonca olmaz maalesef :( Youtube'da NativLang ve Langfocus'un bu konudaki videolarını şiddetle öneririm.
  • wish i could find a way to disappear  (07.08.17 01:21:45) 
Gramer ve kelime bilgisine ne kadar hakimsin bilemiyorum ama kanji olmadan japonca olmaz. Sonradan japonca öğrenmiş birini geçtim bi japon için bile sadece kana olan bi cümleyi okumak işkence gibi oluyor. Karşı taraftan da sadece kana kullanmasını her zaman bekleyemezsin. Onu geçtim kanji olmadığında anlamı da tam olarak ifade edemez/anlayamazsın çünkü aynı okunuşa sahip bir sürü kelime var.

Çizim sırası önemli çünkü çizim sırasının da bi mantığı var. Eskiden sadece fırça ve mürekkeple yazıldığı için kağıt üzerinde kolayca yazılabilsin diye oluşmuş çizim sırası kuralları. Olur da bi gün kaligrafi yapacak olsan çizim sırasına uymadan yapamazsın. Kaligrafi yapmayacak olsan dahi kalem kullanırken daha pratik daha hızlı ve estetik yazmanı sağlar. Sözlükte kelime bulman da kolaylaşır. Elini yanlış alıştırırsan düzelmesi çok zor olur. 
Kana kolaydır da asıl iş kanjide. Deliler gibi konuşuyor ol, kanji okuyamıyor ol, çok eksiklik yaşarsın. Ola ki Japonya'ya geldin, hayatını çok kısıtlar. Biriyle yazışayım desen yine kısıtlar. Gelişmeni de engeller.

www.facebook.com

Şu gruba girebilirsin. Baya faydası olur. Grubun yöneticisiyle Yoshikai-san ile de görüşmüşlüğüm var. Japonca eğitmeni bi japon kendisi. Grubu nerden buldun diye sorarlarsa ismini bilmediğim şu an Japonya'da olan bi kız dersin ldfkdg.
  • kozmosta bir nokta  (07.08.17 19:31:52) 
[]

İngilizce calismak/okumak

Merhaba

Şu ara vaktim var ingilizce çalışmak istiyorum. Aslında uzun zamandır niyetim var ama yaş 32 artık zor ve sıkıcı geliyor bunun daha keyifli bir yolu var mıdır
Kitap okuyabilirim sürekli. Ama ne bileyim kelimeler eskisi gibi hafızada kalmıyor da napsam ki

 
biraz paran varsa online eğitim paketlerinden birini al hiç olmazsa seni bir disipline sokar. kendin çalışırsan bir süre sonra sıkılabilirsin.


  • keep out  (06.08.17 18:08:19) 
[]

isimizdeyiz gucumuzdeyiz ekemegimiz pesindeyizin ingilizcesi

isimizdeyiz gucumuzdeyiz ekemegimiz pesindeyizin ingilizcesi nedir :D




 
wubba lubba dub dub


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (03.08.17 19:17:01) 
We are at our work, we are at our power, we chaise in our bread.


  • lacrim  (03.08.17 20:51:32) 
Get rich or die trying.


  • secrex  (03.08.17 22:14:06) 
we are in our job, we are in our power, we are the stalker of our bread.


  • fragile lady  (03.08.17 23:08:08) 
[]

2 cumlelik ingilizce ceviri

1) I suspect manufacturing would be better unless you want to be on the product development side.

2) I think you could easily come in as a lead engineer.

İlk cümlede "suspect" olumlu mu, olumsuz mu yaptı cümleyi? "bence imalat daha iyi olur" mu diyor yoksa "imalatın daha iyi olacağından şüpheliyim" mi diyor?

İkincisinde ise "come in" derken "become" dan mı bahsediyor? Yani "baş mühendis olarak gelirsin" mi? yoksa "sen gel, ilerde kolayca baş mühendis olursun" mu?

thanks..

 
Olumlu.

Aynen.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (03.08.17 11:46:17) 
@proletarier neye "aynen" dedin?


  • theli  (03.08.17 11:53:32) 
Manufacturing in daha iyi olacagindan kuskulu,

Ikide de, Sen bas muhendis olarak katilabilirsin diyo ama pozisyon icabi mi yoksa ileride alacagi bir vasif mi buradan cikarmak zor. Sendeki potansiyeli gordum demek istemis olabilir.
  • baldur2  (03.08.17 12:04:10) 
Ilk dusuncelerin hep dogru.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (03.08.17 12:13:00) 
1) "[Senin için] imalatın daha iyi olduğunu düşünüyorum, eğer ki ürün geliştirme tarafında bulunmak istemiyorsan." (Burada suspect'i "öyle olduğunu düşünüyorum/muhtemeldir ki" anlamı ile kullanmış. Zaten cümleyi düz "şüpheleniyorum" ile çevirdiğimiz zaman çok anlamsız bir şey çıkıyor ortaya.)

2) Oldukça kolay bir şekilde baş mühendis olarak gelebilirsin/katılabilirsin. Şu an için söylenmiş bir şey, gelecekle ilgili bir ibare yok.

Ek: Arkadaşlar "suspect"i görünce olumsuz diye atlamışsınız hemen, suspect'in yukarıda belirttiğim olumlu anlamda kullanımı da vardır ki bu cümlede o anlamıyla kullanılmış.
"İmalatın daha iyi olacağından şüpheleniyorum, eğer ki ürün geliştirme tarafında çalışmak istemezsen" diye bir cümle yok, bunun bir anlamı da yok. Söyleyen kişi "ürün geliştimede çalışmak istiyorsan sen bilirsin ama bence imalat daha iyi olur" demek istiyor burada.
  • fengari  (03.08.17 12:40:15 ~ 12:45:25) 
Suspect olumsuzluk icerir

Ben yine de yazan kisinin nereli oldugunu merak ettim bazen yanlis kullanimlar olabiliyor anadilden oturu. Nereli bu arkadas?

Come in: gel bas muhendis olarak basla
  • my pink  (03.08.17 12:40:24) 
I suspect xx would be better: bence xx daha iyi olur. Sonrasi da : sen yy'de calismak istiyorsan ayri tabii.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (03.08.17 12:40:44) 
Fengari dogru demis, suspect burada oyle tahmin ediyorum ki anlami veriyor, diger turlu anlamsiz oluyor hakikaten, baska yerde calismicaksan burasi daha iyi olmaz senin icin. Boyle anlamsiz bir sey cikiyo ortaya


  • baldur2  (03.08.17 12:50:21) 
Birinci cümlenin olumlu mu olumsuz mu olduğunu belirleyen kilit sözcük “unless”.
Kural gereği “unless” ile başlayan cümlede fiil olumlu kullanılır ama cümle olumsuz anlam verir: Örneğin,
“I can’t let you in unless you have an invitation.” “Davetiyeniz yoksa sizi içeri alamam.”

Bizim cümlede de durum şöyle:
“Ürün geliştirme tarafında çalışmak istemiyorsan, manufacturing’in senin için daha iyi olacağından kuşku duyarım.”

Başka bir deyişle: “Sadece ürün geliştirme tarafında çalışmak istiyorsan manufacturing senin için daha iyi olur. Öyle bir isteğin yoksa hiç manufacturing’e bulaşmanı tavsiye etmem.” demek istiyor şair bence.

İkinci cümle de “Hemen şimdi başmühendis olarak başlayabilirsin” diyor. Orada “come in” aramıza katılmak, ekibe katılmak, anlamında bence.
  • aynadakileke  (03.08.17 13:00:07) 
resmen 10 kişiden 11 ayrı fikir gelmiş cevap olarak.
"suspect" i şüphelenmek olarak değil de, "bence" olarak alıyorum.

Not; vatandaş süzme ingiliz.
  • theli  (03.08.17 13:07:28) 
@fengari +1 diğerleri ingilizce kursu kurallarına göre cevap vermişler.


  • i am a legal alien  (03.08.17 13:25:04) 
“Manufacturing” ve “product development” sanki birbirinin alternatifi olan iki farklı işmiş gibi düşünüyorsunuz. Ama ben buna katılmıyorum. Cümleye bakınca da öyle anlamıyorum maalesef.

"Ürün geliştirmede çalışmak istiyorsan sen bilirsin ama bence imalat daha iyi olur" demiyor burada.

"Ürün geliştirmede çalışmak istiyorsan ancak o zaman imalat senin için daha iyi olur, aksi takdirde iyi olmaz bence" diyor şair.
  • aynadakileke  (03.08.17 14:38:11 ~ 14:39:50) 
@aynadakileke: Sen inatla suspect'i olumsuz olarak algılamaya çalışıyorsun bu cümleden ve çok yanlış bir şekilde oradaki suspect kullanımını "I don't think" olarak ikame ediyorsun. Yani senin yorumlamana göre o cümle "I don't think manufacturing would be better unless you want to be on the product development side" oluyor. Fakat atladığın şey şu, suspect'i olumsuz anlamlı bir cümlede o cümle kalıbı ile kullanamazsın, yani I suspect x would be better" ile olmaz. Bu kalıp "X'in senin için iyi olacağını düşünüyorum/sanıyorum" anlamına çıkar ve o cümledeki suspect'in ikamesi "I guess" olur, "I don't think" değil. Senin dediğin anlamda kullanım şöyle olur mesela:"I suspect his honesty" Anlatabiliyor muyum? Bu biraz "advance" kaldı sanırım bir kısmınıza, ezber üzerinden yorum yapmaya çalışıyorsunuz.

@camussar: Ek yorum gelmiş, ilk yazdığımı kaldırıyorum bu durumda. Ama bunun bağlam bilgisi ile bir ilgisi yok, bu cümlenin tek bir anlamı var.
  • fengari  (03.08.17 17:32:37 ~ 17:33:58) 
manufacturing ve product development bambaşka iki şeydir. neden zorla olayı daha karışık bir hale getirmeye çalışıyorsunuz anlamış değilim.

edit: ev arkadaşıma sordum, kendisi ingiliz bir akademik editör. duyuru sahibi umarım içinde şüphe kalmamıştır.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (03.08.17 19:24:50 ~ 19:35:34) 
Kendimi duvarlara çarpacağım şimdi. Yahu bunu anlamak bu kadar zor değil?

I doubt(suspect) "A" would be better unless you want to be on "B". cümlesindeki suspect'in doubt ile ikame edilmesi mümkün değildir. Türkçeye ikisi de "şüphe duymak" olarak çeviriliyor ama İngilizcedeki kullanım alanlar farklı.

O yüzden yukarıdaki cümlenin olası tercümesi olarak verilen: "B tarafında olmak istemiyorsan, A'nın daha iyi olacağından kuşkuluyum." --> bu anlam o cümle ile verilmez, verilemez.

Suspect bizim Türkçedeki "şüphe kelimesinde olduğu gibi "her şeyden/herkesten şüphe duyulan durumlar" için kullanılmaz. Bir insana, bir duruma karşı güven sorunu/inanıp inanmama meselesi vb. olması lazım ki suspect girsin devreye. Yukarıda verdiğim aynı örneği tekrarlıyorum: "I suspect his honesty" gibi. Bu cümleyi yazan kişi, eğer ki şu yukarıda alıntıladığım tercümeyi demek isteseydi cümleyi "doubt" ile veya "I don't think" ile kurardı.

Yurtdışında ingilizce hukuk masterı yapmış insanız şurda, gayet hukuki bir kelime olan suspect'in nasıl kullanıldığını biliriz, insanı delirtmeyin :)
  • fengari  (03.08.17 22:55:13) 
@fengari

“suspect”i olumsuz olarak algıladığım falan yok, bilakis olumlu olarak kullanıyorum. Zaten anlaşamadığımız nokta da o değil.
Senin çevirine ilk itiraz ettiğim nokta, “unless”ten itibaren olan kısmın yanlış çevrilmiş olmasıydı.

Senin çevirin şöyleydi:
"Ürün geliştirmede çalışmak istiyorsan sen bilirsin ama bence imalat daha iyi olur"
Burada eksik olan şey, “unless”in bir şart, bir koşul olarak cümleye kattığı anlam.
“A’yı istiyorsan sen bilirsin, ama B daha iyi olur” demiyor adam.
“… sen bilirsin, ama ..” ifadesi tamamen orijinal cümleyle alakasız. Adam isteğe bağlı iki seçenekten bahsetmiyor, biri diğerinin koşulu olan iki durumdan bahsediyor. Senin çevirine itirazımın sebebi buydu.

İlk yorumumda “Başka bir deyişle:” dedikten sonra yazdığım çeviriyi savunuyorum hâlâ:
“Sadece ürün geliştirme tarafında çalışmak istiyorsan [bu koşul altında] manufacturing senin için daha iyi olur.”
Kısaca söylersek: “A’yı istiyorsan, [bu koşul altında] B senin için daha iyi olur.” (Burada “suspect” olumlu olarak kullanılmış zaten.)


İkinci yorumumdaki çeviri de şuydu:
"Ürün geliştirmede çalışmak istiyorsan ancak o zaman imalat senin için daha iyi olur.”
Burada da “ancak o zaman” ifadesi, [bu koşul altında] anlamına geliyor ve senin çevirinde eksik olan şey tam olarak buydu.

“A’yı istiyorsan sen bilirsin, ama B daha iyi olur” gibi isteğe bağlı iki seçenekten bahsetmiyor, biri diğerinin koşulu olan iki durumdan bahsediyor.
Ayrıca “suspect” yine olumlu kullanılmış: “senin için daha iyi olur.”
Ama dediğim gibi, asıl konumuz “suspect” değil, senin çevirinde “unless”in yanlış / eksik çevrilmiş olması.
  • aynadakileke  (04.08.17 00:34:22) 
Soruyu soran çoktan takibi bıraktı ama biz hala tartışıyoruz. Olayı gereksiz bir kayıkçı kavgasına çevirmek istemiyorum ancak yanlış/eksik bilgi ile bir argüman kuruyorsun, düzeltmek icap ediyor:

Birincisi suspect açıklaması sana yapılmadı, cevapları incelersen benden hemen önce cevap yazan ve suspect'in o cümledeki anlamına dair yorum yapan @camussar'a yazıldı o cevap.

Gelelim sana @aynadakileke:

Ben o cümleyi ilk cevapta nasıl çevirmişim bir bak bakalım:

"[Senin için] imalatın daha iyi olduğunu düşünüyorum, eğer ki ürün geliştirme tarafında bulunmak istemiyorsan."

Gördüğün gibi çeviride unless tarafı atlanmış falan değil. Daha sonra mesele anlaşılamayınca, olayı basitleştimek için aynı anlama gelecek şekilde farklı çevirilerine yer verdim.

Ama sen cümleyi düpedüz yanlış ve söylenmek istenen şeyin tam tersi anlama gelecek şekilde çeviriyorsun:

“Sadece ürün geliştirme tarafında çalışmak istiyorsan [bu koşul altında] manufacturing senin için daha iyi olur.”

Bu senin cümlen unless değil "only if" cümlesi canım. Koy bak oraya unless yerine only if'i, her şey bir anda yerine oturacak, hayatı daha çok seveceksin.

Sorun şurada başlıyor, unless'i tek bir kalıp olarak ezberlediğin için, her unless'li cümle gördüğünde o kalıba yerleştirmeye çalışıyorsun doğal olarak. Sana İngilizce öğretenler o dili kendi mantığı ve semantiği içinde öğretmek yerine yani her kelimeyi/ifadeyi kurulduğu cümle içinde yorumlamayı öğretmek yerine, her kalıbın birebir Türkçe çevirisini ezberlettikleri için, sen de dili sadece o kalıp ve kurallar üzerinden okuyorsun. Bu senin hatan değil ama hata yaptığın kısım şu, sana yanlış olduğu defaatle söylendiği ve açıklandığı halde hala bunda ısrar edip cümleye taklalar attırıyorsun.

Bak mesela söyle cümleler var İngilizcede, "We can go surfing unless you want to stay home." Şimdi bunu senin kalıpla çevirelim gel:

"Evde oturmak istiyorsan, [bu koşul altında] sörf yapmaya gidebiliriz" veya "Sadece evde oturmak istiyorsan sörf yapmaya gidebiliriz"

Oldu mu şimdi bu?

Eğer illa bir şeyler ezberleyeceksen, unless'i Türkçe bir kalıpla değil, "if not" kalıbıyla aklında tut. Yani cümlenin unless'li kısmını if+zamir+verb+not haline getir.

Artık daha fazla açıklama yapmayacağım, olabildiğince basit bir şekilde anlatmaya çalıştım konuyu. Bir cümle için kaç kere cevap yazacağım yahu ben? Hala anlaşılmadıysa veya hatada ısrarcı olunuyorsa, bırakalım dağınık kalsın. Tüm duyuruya İngilizceyi doğru öğretmek gibi hasletlerim yok en nihayetinde.
  • fengari  (04.08.17 10:47:10) 
yok ulan burdayım, bana mevzuyla ilgili bişi sorarsınız diye takip ediyorum.


  • theli  (04.08.17 12:27:01 ~ 12:28:15) 
[]

İngizilizce bir cümle çeviri

" ; it tends to favour reproduction of genes responsible for physical and behavioural vigour."

Bir cümlenin devamı olarak yazılmış bu cümlenin çevirisini şöyle çevirdim:
Bu fiziksel ve davranışsal güç için sorumlu genlerin kopyasının korunmasını gözetmektedir.

Çeviride hatalar varsa düzeltebilir misiniz?

 
"kopya" nereden çıktı ki, reproduction için kopya olmaz bence burada. "Bu, fiziksel ve davranışsal güçten sorumlu genlerin üremesini desteklemeye yöneliktir," derdim ben olsam.


  • kobuzchu kiz  (03.08.17 00:50:18) 
[]

compression socks

bu compression socks'a ne diyoruz ya biz türkçede? aradım aradım bulamadım.




 
kompresyon corabi/varis corabi


  • pilav  (02.08.17 11:16:47) 
[]

Almanca öğrenmek hakkında...

Önümüzdeki süreçte hayatımı Almanya'da devam ettireceğim. 1 sene, işte çalışmadan dil öğrenme sürecim olacak. Almanca'yı hiç sevmiyorum. 3 aydır Almanya'da olmama rağmen 5 cümleden başka öğrenmedim. Kapattım kendimi. Şu an normale döndüm ve kurs yakında başlayacak. Orta düzeyde İngilizce biliyorum. Akademik değil, genel Almanca öğreneceğim. Yaşım 40. Bu bilgiler ışığında:

1- Almanca'ya defans yapan benim için en eğlenceli ve efektif öğrenme metodları nedir?
2- Kaynak olarak "Şunu mutlaka almalısın" dediğiniz bir şey var mı?
3- Almanca site, uygulama tavsiyeleriniz nedir?
4- Bunlar dışında Almanca öğrenimi ile alakalı her türlü bilgiye ve tavsiyeye ihtiyacım var..

 
Babamın gençken almanca için kullandığı taktik, hatta bir seferinde bir gecede bir miktar polonyaca öğrenip polaklarin sevgilisi olduğunu da iddia ediyor. Şu ki; kısa metinleri, hatta içinde diyalog içeren metinleri defalarca sesli okuyarak ezberleyip uygun bi ortamda yinr sesli ezberden okuyun. Temelde dizi izlemekle mantığı aynı. Sık sık beyine tekrar ettiriyorsunuz üstelik bu şekilde o kelimeleri kendi sesinizden duyarak kendi sesinize alışıyorsunuz. Viel glück!


  • klar  (01.08.17 15:25:58) 
Öncelikle motivasyon oluşturmanız ve Almancayı sevmeyi öğenmeniz gerekiyor. Yabancı dil öğrenimiyle ilgili yapılan araştırmalara göre dili kolay öğrenmekteki en önemli etken sizin öğrenmek için yeterli motivasyonunuzun olması. Kendinize gerekçeler sunun, motivasyon yaratın, beyninizi kandırın. Hele Almanca sevmeden hayatta öğrenilecek dil değil.

Almanca için size tavsiye edeceğim kaynaklar şunlar:

1- Duolingo: Oyunlaştırma yoluyla öğretiyor. Advanced/İleri seviyeye kadar çıkarmaz fakat orta seviyeye kadar belli bir temel oluşturur. Çok eğlenceli bir uygulama olduğu için dili sevmeme sorununuzu aşmanızda yardımcı da olabilir. Ama yukarıda dediğim gibi kendinize bir motivasyon kaynağı, bir gerekçe bulun. Duolingo'ya hem www.duolingo.com adresinden hem de akıllı telefon uygulamasından ulaşabilirsiniz. İnternet sitesi uygulamaya nazaran daha ayrıntılı öğretiyor. Ama uygulama da kendinizi geliştirmenize olanak sağlıyor tabii.

2- www.dw.com Bu site Deutsche Welle'ye ait. Sıfırdan Advanced'e kadar öğretiyor.

3- ielanguages.com Bu site dil öğrenirken zaman zaman işime yarıyor. Avrupa dilleri için yararlanılabilecek bir kaynak.
  • microfiction  (02.08.17 00:48:48 ~ 00:49:21) 
Yukarıda tavsiye edilen kaynakların hepsi güzel, hepsi faydalı. Fakat bunlar Almanca öğrenmek isteyenlerin işine yarar sadece.
Siz kendi durumunuzu tarif ederken “Almancayı hiç sevmiyorum. Almancaya karşı kapattım kendimi. Almancaya defans yapıyorum” demişsiniz. Yani sizin durumunuz, istemediğiniz halde öğrenmek için kendinizi zorlamak, gibi göründü bana.

Yetişkinlerde öğrenme isteği ve motivasyon yaratmak, cevabını Deutsche Welle’de ya da Duolingo’da bulabileceğiniz bir konu değil, bambaşka bir uzmanlık alanı. Nasıl çocuk eğitimini pedagoji inceliyorsa, yetişkin eğitimini de “andragoji” diye bir bilim dalı inceler.
Başlangıç olarak ekşi sözlük’te “yetişkin eğitimi” başlığına bir bakın. eksisozluk.com Orada size çok tanıdık gelecek şöyle bir cümle var: “Yetişkinler belli bir ihtiyaçlarını karşılamak için öğrenirler, istemedikleri şeyleri öğrenmeye karşı direnç gösterirler, hayatlarındaki deneyimleriyle örtüşen şeyleri öğrenmeye meyillidirler.”

İmkânınız varsa bir “yetişkin eğitimi” uzmanından destek alın. Böyle bir imkân yoksa bu konuyu kendiniz araştırın. Almancayı neden sevmediğinizi, neden defans yaptığınızı anlamaya çalışın. Bu nedenler dille ve gramerle ilgili değil de, psikoloji veya sosyoloji ile ilgili olabilir, dünya görüşünüzle, siyasi görüşünüzle ya da dini inançlarınızla ilgili olabilir, her şey mümkün.

Sonuçta, sevmediğiniz bir dili iyi derecede öğrenemezsiniz. İnsan sevmediği bir şeyle arasına mesafe koyar. Yine de onunla yaşamak zorundaysanız ona tahammül edersiniz sadece. Zorla tahammül ettiğiniz bir dilin ve yaşam tarzının iç dünyasını da merak etmezsiniz, o konuda derinleşmezsiniz. Bir dili iyi derecede öğrenmek, o ülkenin kültürünü öğrenmeyi ve onların yaşam tarzını merak etmeyi de beraberinde getirir.

Tabii her şeye rağmen Almancayı sevmek ve Alman yaşam tarzını merak etmek zorunda da değilsiniz. Türkçede “Zorla güzellik olmaz” diye bir atasözü var zaten.
Almanca öğrenme maceranızda bol şans ve kolaylıklar dilerim.
  • aynadakileke  (02.08.17 10:49:57 ~ 10:57:16) 
[]

2 Ayda İngilizce için ne yapabilirim?

2 Ay sonra ingilizce master programım başlayacak yurtdışında, buna hazırlık için ne yapabilirim. ielts 6 ile gidiyorum, biraz endişem var yabancı dilden dolayı ve dersler de ekstra zor olacak.




 
Yogunlastirilmis bir IELTS kursu al. IELTS speaking calismada da ise yariyor.


  • Traveller  (31.07.17 12:46:55) 
daha çok kendim bir şeyler yapmak niyetindeyim


  • renkli hayalet  (31.07.17 12:52:57) 
Grammer in use gibi bir kitabı hızlıca bitirebilirsin.
Voscreen sitesinde bol bol pratik yap yazıları açmadan.
Yabancı podcastler dinle spotifyda çok var, bbc falan da olur. Transkriptli olabilir ama mümkünse transkriptsiz.
Memrise sitesini, kendin word list oluşturabiliyorsun, yeni öğrendiğin kelimeleri sürekli yaz ve her gün 20 civarı yeni kelime eklemeye çalış.
Şu an hatırımda yok ama online speaking siteleri var, mutlaka bir şekilde konuş şu üsttekilere ek. Couchsurfingten Tr ye gelenlere gezme teklif edebilirsin.
Turistik yerlere gidip yabancılarla tanışıp konuşabilirsin. Gerçekten ingilizce kitaplarındaki gibi çok kolay, hey where are you from de hazır. Sonra yerel olduğundan bahsedip muhabbet gider. Eb kolay CS den bulunur turist
  • senolll  (31.07.17 13:02:25) 
Buyuk ihtimalle en buyuk sikintin kelime bilgisi olur. Bol bol farkli turde ve konularda ingilizce dergiler oku inanilmaz faydali. Ekonomi biyoloji siyaset vs. Hepsinden de cok guzel kelimeler ogrenirsin.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (31.07.17 13:44:12) 
[]

YDS önceki yıllarda sorulan sorular ve sizce kaç alırım sorusu

Ben bu YDS konusuna tamamen yabancıyım. ÖSYM soruları artık kısmen yayınlanıyormuş. Sınava girmeden önce çözeyim, bir fikrim olsun dedim.

Soru 1: Piyasadaki son 10 yılın soruları kitapları gerçek sorular mı?

Daha önce LYS-5 dışında dil sınavına girmedim. Şu sınavda 6 yanlışım vardı.
www.dilforum.comı-Dil-Sınavı-Yorum
Lisedeki hocam içinizde bir tek Lim5 C1'dir demişti. Hazırlık okumadım. Mesleki İngilizce gördüm, onda da en iyi kurdaydım. 2 ay yurtdışında kaldım. İletişimde pek bir sıkıntı çekmedim. Hayatımın 2 ayını yabancı dizi izleyerek geçirmişim. Ders kitaplarım da çoğunlukla İngilizce. Yani şimdiye kadar dille bir problemim olmadı. Ben de kursa filan gitmedim.

Soru 2: Yukarıdaki bilgiler ışığında hiç çalışmasam kaç civarı alırım?
Soru 3: 1.5 ay çalışsam kaç civarı alırım?
Soru 4: Nereden çalışayım?

 
sana kaç lazım?


  • bobinhoo  (31.07.17 16:09:33) 
Kimse bilebilemez bunu, al bir çıkmış soru coz sonucu yaklaşık görürsün


  • goodz  (04.08.17 22:00:45) 
yds lys5 sınavından bir tık daha zor ama ingilizceyi hayatının bir parçası haline getirmişsen çok fazla özel çaba gerektirmiyor. ingilizceyi hayatının parçaşı haline getirmekten kastım ; haberleri yabancı sitelerden takip etmek, dinlediğin ingilizce müziklerin sözlerini merak edip araştırmak , dizileri ingilizce altyazılı-altyazısız izlemek gibi.

eğer dediğim gibi ingilzceyi hayatının parçası haline getirmişsen girmeden önce,sınav formatına aşina olmak için, çıkmış soruları ya da piyasada bulunan yds denemelerini çözersen 70 üstü almaman için hiçbir neden yok.

mesela ben ilk girişimde hiç deneme falan çözmeden 60 almıştım. bir sonraki sınava akın dil eğitimin deneme kitabını çözüp girmiştim ve puanım 70'e çıkmıştı.
  • derdi dertsizlik olan adam  (07.08.17 22:59:55 ~ 23:02:43) 
çıkmış sorulardan çalışırsan azıcık sınav mantığını kaparsın. ingilizce hayatın içindeyse zaten uzun süreden beri, rahatça 80'i geçeceksindir. fazlası için de sınav anındaki duruma bağlı.


  • rain when i die  (07.08.17 23:09:27) 
Buraya güncelleme yapayım dedim. Çalışmadım. Vaktim olmadı. Tek deneme bile çözmedim. 91.25 aldım. Herkese kolay gelsin.


  • Lim5  (06.10.17 18:54:55) 
[]

YDS Eylül 2017 başvuru süreci

Merhaba,

Öncelerde çok kere sorulmuş ama son durumu bir öğrenmek, emin olmak istedim, ÖSYMnin kılavuzlarından pek bir şey anlaşılmıyor.


Internet üzerinden başvuramıyorum, fotoğrafımın süresi dolmuş. Başvuru merkezine gideceğim.
Başvuru merkezi olarak verilen listenin güncelliği konusunda şüphelerim var, süre de kısıtlı ve işten izin alıp gideceğim için tek bir kez gidip halledebilmem lazım.
Öyle sanıyorum ki SINAV KOORDİNATÖRLÜĞÜ olarak beltirilenlerden kesinlikle yapabiliriz başvurumuzu değil mi? Peki bu merkezlerin başvuru kabul ettiği saatler konusunda bir fikriniz var mı? ÖSYM mesai saatlerinde demiş ama mesela 9da mı başlıyor 5de mi bitiyor 6da mı vs...
Ödemeyi başvurudan sonra yapıyorum gibi anladım.
Yani başvuru için sadece başvuru formu + kimlikle gidiyorum, orada fotoğrafımı çekiyorlar, bilgilerimi sisteme giriyorlar, işlem bitiyor, sonra ben parayı yatırıyorum, başvurmuş mu oluyorum?

Teşekkürler şimdiden.

 
basvuru formluk bur sey yok. foto bile cekilseniz yeter yani sadece ama gitmisken tabiki sinav basvurusu da yaparsiniz.

mesai saatleri 8 5 ya da 8 30-5.30 falandır. dogu bati kavramı yuzunden. su an dogudayim ve 8 5 burada mesai. batida digeri olabilir.

sinav koordinatorlugunu bi arayin derim. yillarca kilavuzda bulunan adrese gittim batida bir uniye. kapidan kovuldum. kardes burasi degil merkezde diye:)

ardindan osym'ye mail attim duzelttiler adresi ve telefonu.

bu sans ancak benim gibi birini bulurdu ki buldum seni bulamayabilir ama sen yine de 5 dakikaligina bi ara.
  • blue eyes white dragon  (30.07.17 18:51:00) 
çok teşekkür ederim,
parayı sonradan ödüyorum doğrudur, değil mi?

  • neyleyim  (30.07.17 19:01:21) 
basvurudan sonra odeniyir artik.


  • blue eyes white dragon  (30.07.17 20:23:38) 
[]

İki cümle arasındaki fark

Some stories forever stay with us.
Bazı hikayeler sonsuza kadar bizimle kalacak.

Some stories stay with us forever.
Bazı hikayeler sonsuza dek bizimle kalır.

Ben ikisinin arasında bir fark olmadığını düşünüyorum ama google bu şekilde çevirdi.
Peki bu çeviri farklılığı nasıl oldu? Sorum idiotça olabilir ama anlamadım olayı.

 
Cumlenin ikincisi daha dogru. Google Translate'e Turkce icin pek guvenme. Hatta hic guvenme.

Adverb'ler genelde cumlede sonda olur.
  • Traveller  (30.07.17 15:03:32) 
İkincisi doğru + 1
Ancak arada bir vurgu, bir edebilik farkı var sadece. İlk cümlede vurgu Bazı hikayelerin sonsuza kadar BİZİMLE BİRLİKTE kalması, diğerinde vurgu SONSUZA KADAR kalmasında.

  • aychovsky  (30.07.17 15:07:59) 
[]

bulk density ile density arasındaki fark nedir?

sb




 
  • senolll  (30.07.17 04:07:01) 
bu tanımları ben de okudum da tam çözemedim hala.


  • niyeti bozuk http nesnesi  (30.07.17 09:58:54) 
bulk density total mass divided by total volume.
dry density mass of solids divided by total volume.

Anladığım kadarıyla mesela içi dolu bir kutunun bulk density'sine bakarken içindeki hava boşluğu da işin içine katılıyor. Ama bu taşınan kutunun gerçek density'si değil aslında. Ama kargo işinde kutunun içindeki hava boşluğu da önemli.

Edit: yanlış anlamışım. Havadan bahsetmiyormuş. Ben dry density total mass of solids divided by total volume of solids diye düşündüm.

Ama yakın sanki, belki sen burdan biraz anlarsın.
  • Adramelekhh  (30.07.17 12:04:36 ~ 12:26:06) 
  • skidro  (30.07.17 14:23:30) 
[]

simple present tense ile present continuous tense farkı

It (rain)......, why don't you take your umbrella?
Who...... you (wait)...... for?
Boşlukları uygun olan şimdiki zaman ya da geniş zaman yapısında doldurun
Sizce ne olmalı?

 
it is raining
who are you waiting

  • proletarier aller lander vereinigt euch  (29.07.17 20:18:53) 
Bunu nasıl ayırt edebildik. Sonuçta hiçbir zaman ifadesi verilmemiş


  • umutsuzevjınıkı  (29.07.17 20:20:42) 
tam kafana oturmazsa daha sonra daha detaylı yazarım ama temel ayrım su sanırım şorduğun:

it rains-it is raining

it rains olması için şöyle bir durum düşün, bir yapay yağmur odası düşün ve sürekli yağmur yağıyor yani genel durum şu anda olsa bile anlık, gelip geçici bir şey değil o zaman rains dersin. mesela people drink water to survive. bu genel bir durumdur aksi olamaz bile o yüzden hep drink olmak zorunda. ama I'm working for x company dersen şu anda şu aylarda vs. x firması için çalışıyorum ama gelecekte bunun süreceği kesin değil. yani böyle düşünebilirsin.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (29.07.17 20:23:30) 
Teşekkür ederim. is raining için verdiğin örnekler kafama yattı. Ama "is waiting for" için netleştiremedim. Belki şu an birini bekliyordur ya da hergün aynı yer ve saatte otobüsünü bekliyordur diye arada kalıyorum.


  • umutsuzevjınıkı  (29.07.17 20:31:13) 
who do you wait for -geniş
who are you waiting for -şimdiki zaman

  • bohr atom modeli  (29.07.17 20:49:50) 
who do you wait for dersen "bir bilmecem var çocuklar çayda kahvaltıda yenir." gibisinden "kimi beklersin?" oluyor.

simple present her zaman, hep, sürekli, durmadan olan olaylarda kullanılıyor. tabi geçmişe sarkması daha az. yani simple present'ta geçmişe yönelik anlam, geleceğe yönelik anlamdan daha zayıf. ama çok değil... biraz sadece.
  • alperz  (29.07.17 20:54:45) 
[]

kısa bir çeviri daha

sondaki "which is primary" olmasa anlam çıkarmıştım ama şu an hiçbir fikrim yok.

"And now, all of the sudden,
these two behaviors,the gluttony and the sloth,
are actually secondary to a biochemical process,
which is primary."

şimdiden çok teşekkür ederim.

 
Ve şimdi, aniden, birincil olan bu iki davranış; oburluk ve tembellik aslında bir biyokimyasal işleme ikinciller.


  • senolll  (29.07.17 15:33:51) 
which is primary olan biochemical process, two behaviours degil. zaten gramer olarak da two behaviours olmasi imkansiz.


  • baldur2  (29.07.17 15:56:23 ~ 15:57:27) 
"Şu anda ise, bu iki davranış, oburluk ve tembellik, birincil önem taşımakta olan bir biyokimyasal sürece nazaran açıkçası birden bire ikinci sıraya gerilemiş durumdadır."



yanisi diyor ki, eskiden oburluğu tembelliği asıl sorun sanıyorduk, oysa ki şimdi diyor biyomkimyasal bir sürecin asıl problem olduğu anlaşıldı diyor.
  • iz  (29.07.17 16:03:11) 
1 ... •454647484950515253• ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.