[]

yabancı dil öğrenmeyle ilgili problemleriniz nedir?

s.b. neden öğrenemiyorsunuz? sorun nerede sizce?




 
Gramer ogrenmeyi dil ogrenmek saniyor insanlar.

Turkiye'de pre-intermediate olanlar da kendini C1 saniyor ona cok guluyorum.

Burada oyle sacma yanitlar geliyor ki kahkaha atiyorum bazen.
  • Traveller  (23.02.18 15:09:34) 
konuşma pratiği yapamadığımdan öğrenemiyorum.


  • dedimmidemedimmi  (23.02.18 15:20:06) 
Yabancı dili İngilizce olarak düşünürsek en büyük sebebi AB üyesi olmamamız. Elin Almanı bir yaz Fransa'ya gider, öbür kış İngiltere'ye gider, turist olarak yabancı dilin nasıl bir şey olduğuna tanık olur. Eğitimleri iyidir. Her zaman çevresinde konuşabileceği birileri olur. Türkiye'nin çevresi de bu işe uygun değil. Arapça desen pis Araplar diyeni de bulursun, Yunanca desen gavur Yunanlılar diyeni de bulursun. Toplumlar arası sağlıklı bir iletişim olmadıktan sonra o toplumun dilini öğrenmek mümkün olmaz. Eğitim zaten berbat. Çocuklara 12 yıllık eğitimde Türkçe bilgisi bile verilemiyor. Sistem baştan çarpık. Ben öğrenemiyor değilim ama eğitim materyallerinin eksikliğini hissediyorum. Devletlerin kendi dillerini başkalarına öğretmek için uzman kadrosu oluşturup materyal üretmeleri gerekiyor.


  • dissendium  (23.02.18 15:28:28 ~ 15:29:03) 
Benim bir problemim yok Türkçe'den ayrı 3 dili konuşabiliyorum.
Problemi olanlar için genel tespitim ise Türkiye'de yabancı dile maruz kalmadan yaşamanın çok kolay olması.

Yurtdışı tatil seyahat kültürü yok, bütün Tv programları Türkçe, hemen her kitabın Türkçe çevirisi var, hiç yabancı dil öğrenmeden üniversite bitirmek bile mümkün.

Bir Estonyalı, Norveçli ne bileyim Yunan falan için içerik kısıtlı, sike sike öğrenmek zorundasın bizde rahatlık var fazlaca bu konuda. Çünkü nüfusumuz yüksek, merakımız düşük. Şimdi bir filmi altyazılı yayınla Kanal D'de kimse izlemez. Çoğu ufak ülkede dublaj bile yok altyazılı izleye izleye çocukluktan yerleşiyor İngilizce.

Ha mesela Fransızlar, Almanlar için de bu sorun var ama adamların eğitim sistemi iyi ve seyahat kültürleri var, o nedenle daha fazla yabancı dil öğrenme eğilimi var. Bizde bu da yok.
  • bos gezenin bos ustasi  (23.02.18 15:43:01) 
öğrenmek ZORUNDA olmak. zorunda bırakıldığım şeyleri yapmaktan nefret ediyorum. nefret edilerek herhangi bir şey öğrenilemiyor haliyle.
her şeye dili şart koşmaları.
12 yıldan fazla eğitim görüp herhangi bir aşama kaydedememek. Benim dil öğrenebileceğime dair bir inancım yok misal. Ayrıca iyi bir öğretici de yok. Anca hazırlık sınıfı okuyacaksın ki o da bana nasip olmadı.
  • tosunpasa  (23.02.18 19:41:37 ~ 19:43:45) 
dilini ogrenmeye calistigin kulture acik olmamak en buyuk sorun. yabanci dil ogrenmek baya komplike bir is ve o dilin kulturune merakli olmadikca, ozumsemeye calismadikca, surekli "a bu ne sacma sey" diye yaklastikca dil ogrenemezsiniz. aksam eve donup acun izleyen biri veya metrobuste kulaginda turku dinleyen biri kolay kolay baska dil ogrenemez. o dile ait urunleri tuketmeye acik olmaniz gerek. genel olarak toplumumuzda disa kapalililik var. cnbce gibi bir kanal bile tutmadi kapandi. sinemalarda %90 turk filmi oynuyor, vs.

yukarida da yazildigi gibi turkler cok az seyahat ediyor, onun da etkisi var.
  • hot potato  (23.02.18 20:08:02) 
[]

fransızca öğrenmek

yıllardır kafamda var bu düşünce de hep erteledim. yaşım 22, belli bi yaştan sonra öğrenilir mi yeni dil, nasıl olur bilemiyorum. 5 yaşımdan beri ingilizce öğreniyorum, şu anda ingilizcem profesyonel seviyede. alanım da ingilizce üzerine zaten.

şimdi esasında çok vaktim yok. halihazırda derslerle uğraşıyorum, bi yandan da yazı yazıp resim yapmaya çalışıyorum. aralara sıkıştırayım mı ne yapayım, yoksa yazı bekleyip yazın mı başlayayım? bilemedim.


 
Günde en az yarım saat ayırabileceksen başla, ayıramam diyorsan başlama.


  • i was made for you  (23.02.18 12:13:04) 
Öncellikle öğrenmek istediğin dil zorunluluktan olmadığı için öğrenme sürecin daha kolay ve keyifli geçecektir. Hiç bir dil kolay değil. İngilizce kolay çünkü gün içersinde müziktir dizidir her taraftan maruz kalıyoruz. Başka bir dil öğrenirken bunlar pek söz konusu değil o ülkede yaşamadıktan sonra. Gramer başta tabii zorlayıcı olacak ama sonradan o da kolay gelmeye başlıyor. Ben öğrenirken sürekli podcast ve fransızca şarkılar dinledim. Gramer kitabını sürekli okudum ama bunu severek yaptım. Kursta fransızca anadili olanlarla muhatap oldum ve b2 seviyesinde öğrendim ama kullanmazsan ingilizceden çok daha kolay unutursun.


  • mutnodjme  (25.02.18 18:25:33) 
[]

Proxy kelimesi örnekte nasıl çevrilir? (İstatistik/Finans)

Chen et al. use breadth of ownership as a proxy to show that as divergence of opinion widens ...

Şimdi burada bahsi geçen proxy istatistikte bazı etkenlerin ölçmesi veya regresyona uygun hale getirilmesi için gösterge olarak yerlerine kullanılan değişkenlere deniyor. Yani mesela bu cümlede diyor ki;

Chen ve ark. breadth of ownership'i fikir ayrılığı arttıkça hisselerin olması gerekenden fazla fiyatlandığını göstermek için proxy olarak kullanmıştır. Yani fikir ayrılığını ölçmenin somut veya tek bir yolu olmadığı için breadth of ownership denen, yatırımcıların bir yatırım aracı hakkındaki kanaatlerini dolaylı yoldan gösteren bir değer seçiliyor analizde kullanılmak üzere.

Proxy yerine ne diyelim? Özellikle daha önce bu tarz yayınlar okumuş olanlar cevaplarsa yani zaten olan kullanımını öğrenebilirsem harika olur. Çünkü ben mi beceremedim bilmiyorum ama göremedim türkçe kullanım.

 
"Gösterge" ya da "temsili degisken".


  • pinocchio  (25.02.18 11:09:58) 
[]

have had/ had had kalıbı hangi konuda geçiyordu

sb




 
Past perfect tense


  • femme vitale strikes back  (22.02.18 01:18:52) 
Tense'lerde geçiyor.

Have + Verb3 (the past participle) ---> Present perfect tense.

Had + Verb3 (the past participle) ---> Past perfect tense. (Bu tense, iki geçmiş olaydan bahsederken daha önce gerçekleşen olayı anlatırken kullanılıyor.)
  • m e b  (22.02.18 01:24:20) 
  • €xpolerer  (22.02.18 12:53:09) 
[]

Dear/Hi

Yakşanlar. Hocaya mail atacağım, kendisi "hi" ile başlamış ben biraz daha resmi olacağım haliyle. Dear Billy, mi yazmalıyım?




 
Cok riskli bence. Ben "Sayin Soyadi" yazinca cevapta "Sevgili buf-e kür" diyebiliyorlar ast-üst iliskisinden dolayi. Dear Mr. "Soyadi" klisesinden sasmamak lazim.


  • buf-e kür  (21.02.18 20:18:23 ~ 20:19:08) 
akademide "mr. soyadı" kullanma.

direkt devam et "dear dr. soyadı" diye. o sana "adımla hitap et," diyene kadar "dear dr. soyadı"na devam.
  • sen git ben geliyorum  (21.02.18 20:24:32) 
ay yapmayın:( "dear mr. soyadı" yazıp yolladım ama baktım adamın phd'si filan yok ki.


  • guneslihavalardacokmutluoluyorum  (21.02.18 20:25:52 ~ 20:26:56) 
lecturer mı yoksa öğretim görevlisi mi? phd'si yok ise ve hoca ise lecturer demek ki. ki onda mr. soyad demekte bir sakınca yok bence. sen hoca deyince ben direkt doktoralı biri varsaydım.


  • sen git ben geliyorum  (21.02.18 20:28:24) 
hoca sana "hi" ile yazdı ise her türlü olursa kafana takma. karşılıklık ilkesi her daim iyidir.


  • helenart  (21.02.18 20:35:10) 
[]

Almanca - cholagog kelimesi ne anlama geliyor?

İlaç etki alanı bölümünde geçiyor.
(İlacın uygulama alanı dispeptik belirtiler)



 
Merhaba. Turkce’de de kolagog diye geciyor sanirim. Safrayi atmanizi saglayan bir ajan.


  • lamira  (21.02.18 10:07:07) 
[]

Osmanlıca yardım

arkadaşlar entry yazarken tıkandım bir kaynağı çeviremiyorum, çevrilmiş versiyonunu da bulamıyorum. 1908 senesinde yazılmış bir guide için osmanlıca bilgi içeren dipteki küçük notları günümüz türkçesine çevirebilecek varsa çok makbule geçer, entride de referans veririm. resimler burada :

A- i.hizliresim.com
B- i.hizliresim.com

şimdiden sağolun.

 
Dostum eğer acelesi yok ise yarın çevirir yazarım . Şu an maalesef musait degilim


  • anarkokombi  (20.02.18 07:08:12) 
[]

İngilizce (grammar hatam var mı?)

Şurada bir hata görüyor musunuz?


I like to feel the process of changing as a way to create myself better. There are so many changes I’ve gone through, which has brought many great things in my life. I have enough wish, will and power to add to my life new elements, at the same time remove all the bariers that prevent mine development. Then one day realize that old lifestyle has been replaced by a new one.

 
"... to add new elements to my life, remove all the bariyer that prevent selfie development at the same time..."

Böyle daha iyi gibi. Ama işin uzmanı değilim. Nacizane.
  • femme vitale strikes back  (20.02.18 01:06:51) 
Barier*
Seif*

  • femme vitale strikes back  (20.02.18 01:07:16) 
which have brought.
prevent me from development
one day'den sonra i dememissin. I realised de.
  • baldur2  (20.02.18 01:07:38) 
prevent mine development derken, mayın gelişimini engellemek mi demek istedin?
to add new elements to my life olmalı bence bu kısım.

  • diffarentiationation  (20.02.18 01:08:22) 
naçizane çevirim komple şu şekilde,

I like feeling the process of changing as a way to create a better myself. There are so many changes I've been through, which have brought many great things to my life. I have enough wish, will and power to add new elements to my life and at the same time remove all the barriers that prevent my development. Then, one day, to realize that the old lifestyle has been replaced with a new one.

***

yalnız "i have enough wish" kısmı tam olmamış gibi. o kısmı komple "i have enough will power" olarak düzeltebilirsin sanırım. illa kelime ekleyeceksen dedication falan olabilir.

ek olarak "and at the same time remove all the barriers" kısmının "while removing all the barries" olarak değişmesi de daha şık durur ama çok karıştırmak istemedim, hani eğer ödevse falan çok uçmayalım.
  • der meister  (20.02.18 01:13:55 ~ 01:26:25) 
der meister +1, bir tek ilk cümledeki better myself işi bozuyor, to make myself better yap onu.


  • i was made for you  (20.02.18 01:17:23) 
anlama sadik kalarak, birtakim degisiklikliklerle beraber onerim soyledir:

I like the feeling of change, for it is one way to realize myself better. I have gone through many changes so far, which has brought many great things into my life. I have always had will and power enough to transform my life for the better and to eliminate anything that prevents my self-development. And, one day, I have just found out that old lifestyle has already been replaced with a new one!
  • elan vital  (20.02.18 01:23:24) 
@Der meister +1
Sadece:

"...There have been so many changes that I've..."


Bir de "wish" kısmı biraz şeyyy. Onda da @der meister +1
  • nawar  (20.02.18 01:42:31) 
I like to feel the process of change* daha doğru gibi. changing diyince arkasından changing what? diye sorasım geliyor. change isim olarak da -ing gelmeden kullanılabiliyor.

edit: ya da anlatmak istediğiniz şey farklı ise bir anlam karmaşası var gibi.
  • kozmosta bir nokta  (20.02.18 01:46:00 ~ 01:48:46) 
there had been so many changes I've gone through daha doğru diye düşünüyorum.
sonra which have diye devam etmeli çünkü birden fazla değişiklik.
...power to add new elements to my life daha doğru olur.
in the meantime to remove all the barriers that prevent my development diyebilrisin hatta might prevent desen daha güzel olur gibi.

son cümleni anlamadım.
  • bohr atom modeli  (20.02.18 05:43:52 ~ 05:45:16) 
"I'd like to think that changing, as a process, is to create a better self. There are many changes I've gone through that have brought great things into my life. I have enough willpower, wishes, and strength to add new elements to my life while, simultaneously, removing every barrier that prevents me from developing myself. One day, I'll realize that my old lifestyle has been replaced by a new one."


  • sen git ben geliyorum  (20.02.18 08:00:56) 
- ..process of CHANGE..

- ..which HAVE brought..

- ..that prevent MY development..

- son cümle alakasız, öznesi yok.

gramer olarak böyle. alınma ama genel olarak metin biraz anlamsız olmuş.
  • eindaclub  (20.02.18 11:31:30) 
şimdi bir daha bakınca belki feel değil de "I like experiencing the process of change..." dersen sanki daha iyi olur. feel duygusal kalıyor. experience ise deneyim ve sana bir şeyler katması ifadesini güçlendiriyor diye düşünüyorum.


  • kozmosta bir nokta  (20.02.18 17:32:52) 
[]

İngilizce Öğreten Bi Adam Vardı

Kendine özgü bir metotla,
Aşırı basit kelime/cümlele başlatıp listening'e dayalı bir yol izliyordu
Amerikan ve kıvırcık kısa sarı saçlı, mavi gözlü bi adam
Bebeklerin de dil öğrenirken "duyarak" başladığını söylüyordu
YouTube'ta falan vidyoları, yabancı dil sitelerinde bı audio dosyalarından bir sürü vardı
Easy english miydi neydi hatırlayamadım kimdi bu adam?

Teşekkürler

 
A.J Hoge olabilir mi??


  • kurmalifare  (20.02.18 00:33:18) 
evet a.j. hoge. effortless english.


  • attila  (20.02.18 00:34:35) 
www.youtube.com

a.j. hoge.
  • a darkness coming  (20.02.18 00:35:40) 
Ben Melik Duyar diyecektim :(


  • lazor  (20.02.18 01:55:42) 
[]

Farsça Osmanlıca gibi mi okunuyor?

Transcript ederken aynı kurallar mı geçerli?
Nerde 'e' var nerede 'a' var gibi?



 
soruyu tam anlamadım, ama şöyle ki;
kelime ortasında ya da sonunda a sesi varsa elif konur. kelime ortasında/sonunda elif varsa o illaki a olarak okunur. hane, baba vs. güzel he kelime sonunda e sesini verir. ye kelime sonunda i sesidir. elif+ye kelimenin başında i sesidir. örneğin iran kelimesi. aynı şekilde elif+vav u sesidir.
osmanlıcayı üstün körü incelediğimde farsça gibi gelmemişti bana. osmanlıca bilginiz varsa karşılaştırma yapabilirsiniz.
  • thomson'un uzumlu keki  (19.02.18 23:48:46 ~ 23:49:31) 
Üstelik bilgilere ilaveten eğer istisna kelimeleri dışarıda tutarak kelime içinde yazılan elif yoksa kelimeyi e seslisi ile okumak gerekiyor lakin p ve g sessizi ile kurulan Kelimelerde o u seslisi ile oluşan kelimelerdir ki bu kelimeyi e seslisi ile düşünmesi.

Biraz karışıktir lakin mantığını oturtunca ve kelime aşinalığı oluştukca kolaylaşıyor.
  • anarkokombi  (20.02.18 07:14:42) 
[]

Şu çeviri doğru mudur?

X şirketinde Y şirketinin personeli olarak çalıştım.

I worked in X company as a staff of Y company.


 
doğru.

yalnız staff yerine employee demen daha doğru olabilir. maaş alan çalışanlara daha çok employee deniyor. staff (çalışanlar dahil, gönüllüler, günübirlikçiler vs olabilir)
  • peace.on  (19.02.18 19:20:51) 
in yerine for ya da at kullan.


  • sen git ben geliyorum  (19.02.18 20:21:45) 
bence "i worked as an employee of y company in x company." demek daha doğru olur.
bilemiyorum ama vurgusu bana böyle daha doğru geliyor.
ben tabi ingiliççeci değilim.

ekleme: sen git'in dediği de doğru.
hepiniz çok güzel şeyler söylüyorsunuz çok seviyorum sizi ben.
  • attirmayin makedonun kafasini  (19.02.18 20:23:29 ~ 20:24:14) 
[]

earth ne zaman toprak anlamında kullanılır?

earth'ün bir anlamı da toprak. ama toprak için daha çok "soil" kullanılıyor.
hangi durumda earth=toprak oluyor?



 
Earth genel, soil daha çok bitki yetişen toprak gibi geliyor bana.

hinative.com
wikidiff.com
  • kobuzchu kiz  (19.02.18 14:28:30) 
The ploughed earth looked rich and dark and fertile.

More examples

Their hoofs threw up clods of earth as they galloped across the field.
There was a large mound of earth in the middle of the field.
A large worm wriggled in the freshly dug earth.In the spring you almost feel you can smell the earth.
I like to get my hands in the earth when I'm gardening.

Kaynak: dictionary.cambridge.org
  • senolll  (19.02.18 14:30:33) 
elektrik'te topraklama, topraklama direnci, topraklama ölçümü gibi kavramlarda "earth" kullanılıyor misal. soil ise daha çok toprak kesiti anlamında kullanılmakta.


  • hosein  (19.02.18 14:43:54) 
earth biraz world'un cografi terim karsiligi gibi. planet earth mesela. soilden ziyade world ile daha cok es anlama geliyor. soil bildigimiz toprak, tarim topragi vs..


  • baldur2  (19.02.18 14:57:22) 
earth moving : hafriyat


  • n62  (19.02.18 15:17:29) 
Güzel soru. Soil daha çok bitki yetistirilen toprak gibi.


  • chavezding  (19.02.18 15:45:09) 
[]

say tell told ne demek nasıl durumlarda kullanılıyorlar

sb




 
say; söylemek. kısa ifadeler için kullanılır.
hiç konuşmayan birine "say something" (tr: Birşey söyle) denir.
birisine selam gönderirken;"say hello to your mother" (tr: anana selam söyle)

tell; anlatmak. birşeyler açıklamak için, hikaye anlatmak için, detay vermk için vs. kullanılır.
bana bir hikaye anlat derken; "tell me a story"
hikaye yarım bırakıldıysa "tell me more"

told ise tell in ikinci hali, geçmişte anlatılmış şeyler için.
  • theli  (19.02.18 15:16:48) 
say demek
tell soylemek.

  • baldur2  (19.02.18 15:22:18) 
[]

Yeni yabancı dil derslerini yabancı dilde almak

Duyuru ahalisi bu bir sorudan çok gaza getirilme çığlığıdır.
Eğitim için birkaç aylığına İsviçre'ye geldim. İngilizcem var. Upperindermediate seviye. Baktım burada çevrendeki herkes en az 3-4 dil biliyor. Öfkelendim. Bari milletle iletişim kurabileyim diye almanca dersi almaya başladım. Bir hoca buldum. Ama orak tek dilimiz İngilizce olduğundan dersleri ingilizce yapıyoruz. Ama tahmin edeceğiniz üzere ilk dersler çok zorlayıcı oluyor. Daha önce hiç Almanca temelim yok.
Başka bir yabancı dilde yabancı dil eğitimi almak çok yanlış bir karar mı sizce?
Bir şu bana bir şey söyleyin allah aşkına. Yok beceremeyecem, yok hayatta öğrenemem ben bunları filan deyip duruyor bana. Kendimi kasayım değil mi, sonunda değecektir

 
İnsanın sınırlarını zorlaması dünyanın en güzel tecrübesi. Sonunda mutlaka değecektir. Önemli olan motivasyonu koruyabilmek. Memrise kullanmanızı öneririm.


  • taktikmaktikyokbambambam  (18.02.18 18:43:46) 
Ben de ingilizce çalışıyorum kendi kendime. Yarın bir gün fransızca öğrenirken de ingilizce kitaplardan çalışacağım ki ingilizcem canlı olsun diye. Çok zor gelebilir ama bir başlayınca ömür billah seninle kalıyor bilgiler.


  • ceyhan prensi adana  (18.02.18 19:00:07) 
Fransızcayı İngilizceden öğrendim, Türkçeden imkânı yok bu kadar kısa sürede ve iyi seviyede öğrenemezdim çünkü 1- İngilizce kaynaklar muhteşem, 2- İngilizce ile çok benzerken Türkçe ile alakası yok.

Almancayı bilmiyorum ama öğrenecek olsam onu da İngilizceden öğrenirdim. Zorluk çekmenin sebebi İngilizcenin tam oturmamış olması, ilk onu hâllet derim.
  • i was made for you  (18.02.18 21:06:12 ~ 21:06:43) 
[]

Almanca çeviri..

İmzalı forma nasıl söylenir? Futbol forması.




 
“Trikot signiert” derim ben olsam.


  • lamira  (18.02.18 12:14:43) 
[]

arapça bir kelime çeviri

image.prntscr.com

imaj olduğu için translate kullanamadım. bir meslek bu, ne diyor burada?

teşekkürler.

 
muhasebe


  • qobel  (17.02.18 21:00:11) 
muhasebe degil, muhasib. (bkz: muhasip)


  • dilemma of subscribtionability  (17.02.18 21:41:59) 
muhasib +1


  • tantunizade murat efendi  (17.02.18 21:44:47) 
[]

Şu bebek berelerinin ingilizce adı

Resimdeki gibi şapkayla atkı kısmı birleşik berelerin ingilizce adı nedir, teşekkürler.




 
knitting cabochon?


  • elbar  (15.02.18 22:48:08) 
@elbar görseller çok alakasız çıktı :(


  • yue  (15.02.18 22:58:53) 
Baby balaclava


  • dissendium  (15.02.18 23:06:55) 
hand knit balaclava for baby
yazıyor nette.

  • thomson'un uzumlu keki  (15.02.18 23:11:40) 
[]

İphone çözümü

Açılamayan iphone4 telefonum için bir çözüm paylaşılmış bir forumda. Çevirisi için yardımcı olursanız çok sevinirim. Yazı bu:

You may have bumped the LCD connector off in the drop. Removing the rear glass is easy, and you won't have to do anything fiddly like removing screws inside the phone. You'll need a pentalobe screwdriver to remove the back, but that's it. Follow the Display Assembly Replacement guide and skip to the step that shows the LCD connector. The LCD connector should be second from the left. (The digitizer is on top of it.) Just give it a good push to seat it back in place and then retest your phone.


 
iphoneun altindaki iki vidayi acabilmek icin ozel bir tornavida lazimmis, o tornavidanin ismi pentalobe tornavidasi.

o iki vidayi soktukten sonra arka kapagini ac telefonun, actiktan sonra gordugun connectorlari sok geri tak, connector dedigi bir parcanin anakarta baglanmasina yarayan birbirine oturan seylerdir
  • purple rain  (15.02.18 21:56:28) 
[]

Fransızca öğrenmeye başlayacak birine neler tavsiye edersiniz?

Fransızca öğrenmekteki yegâne amacım: 2-3 yıl içerisinde Fransızca roman ve makale okuyacak seviyeye gelmek. Sadece okuma becerimi geliştirmek istiyorum. Diskur çekmek gibi bir niyetim yok yani. Şu anki imkânlarımla sadece okuma kısmını hâlledebilirim.

Bana Fransızca cümle yapısını sağlam şekilde kavratacak bir gramer kitabı tavsiye eder misiniz? İngilizce anlatımlı da olabilir. Cümle yapısını ve temel gramer kurallarını öğrendikten hemen sonra basit seviyeli hikâye kitapları okumaya yöneleceğim. Fransızca öğrenirken işimi kolaylaştıracak ipucularınız varsa, paylaşmak istemeniz durumunda onları da dinlemeye hazırım.

Teşekkürler. :)

 
Ben zamaninda Mauger'nin "Cours de langue et civilisation françaises"i ile baslamistim ve çok memnunum. Hâlâ bulunuyorsa ilk iki cildini öneririm.


  • pinocchio  (15.02.18 19:51:44 ~ 19:58:13) 
[]

Çin'de yaşayan Türk yada Çince bilen Türk birisi

Merhaba yabancı bir çin sitesinden işim için bir kitap almak istiyorum. Fakat adamlar Türkiye'ye yollamıyorlar. Kitabın online satış sitesinde yazılmış olan yazıların bazılarını translate edebiliyorum fakat jpegın üzerine yazılmış bazı yazıları tarayıp kopyalayamadıgım için traslate yapıp anlayamıyorum. (renkli efektli sanki kampanya fırsat var gibi şeyler yazıyor sanırım)

Bahsettiğim ürün ve linki mall.3d66.com

Yardımcı olabilen olursa çok minnettar olurum.

 
jpg olanları şu siteden texte çevirebilirsin
www.newocr.com

  • lazpalle  (15.02.18 15:57:10) 
[]

Cümle çevirisi (acil)

Aşağıdaki cümleyi en yakın ve sağlıklı şekilde İngilizceye çevirmek istersek nasıl olabilir sizce?

"Mevcut müşteri memnuniyetinin sürekliliğini sağlamak için, geri bildirimleri değerlendirerek müşteri memnuniyeti analizi yapmak ve alınması gereken aksiyonları planlamak/uygulamak"

Teşekkürler.

 
acetaminophen +1


  • sen git ben geliyorum  (15.02.18 07:33:57) 
[]

aylık ingilizce dergi aboneliği

ekrana bakıp okuma işinde pek istikrar gösteremiyorum, lisede ing hocasının newsweek aboneliğinden faydalanıyorduk sınıfça, aylık internetten abonelik yapıp eve teslim 1 adet haber, 1 adet genel kültür ingilizce dergi önerisi verebilir misiniz?




 
Focus'u çok seviyorum ben, Popular Science da olabilir eğer o konulara ilginiz varsa.
Skeptic de gayet güzel ama basılı var mı bilmiyorum, appleri üzerinden okuyordum ben zira.

  • sopiro  (14.02.18 10:11:16) 
[]

relaxed

Do you want to do something relaxed tomorrow evening?

cümledeki "relaxed" ın manasını tam anlayamadım?

"yarın akşam rahatlamış bir şeyler yapmak ister misin?"

ya da "rahatlatmış" mı?

ya da ne bileyim böyle bir kalıp mı var?

bilen var mı? bir şey anlamadım.

 
bu cümleyi kim yazmış bilmiyorum ama bi native olamaz. aynı dediğin gibi çevriliyor. rahatlamış bir şey. sen relaxing bir şey yaptıktan sonra relaxed olursun zaten.


  • olutaklidi  (13.02.18 23:00:47) 
mesaj olarak geldi, evet "native" değil. :) ama benden iyi olduğunu düşündüğüm için garipsedim.
sağ olun.

  • a man alone  (13.02.18 23:06:16 ~ 23:06:29) 
yarın akşam için öyle bir şey iste ki benden, şimdiden onun rahatlatıcı etkisini hissettireyim sana demiş, muhatabına. anakronizm var, kasıtlı olarak gramer hatası yapmış ve muhatabını denemiş, bunu söyleyen kişi; bakalım neler anlayacak diye.


  • dafaisss  (14.02.18 00:39:56 ~ 00:40:44) 
[]

Latince Bir Cümle Çevirisi (ÖNEMLİ)

merhaba herkese aşağıdaki cümleyi türkçeye çevirebilecek var mıdır?

"non chrysalle intrante volare non potest."


 
kimse cevap vermedi diye yazıyorum. latince bilmiyorum, sözlük yardımıyla kelimeleri çevirdim tahminde bulunuyorum

kozaya girmeyen uçamaz
  • asbe  (14.02.18 01:03:09) 
[]

bu cümleyi nasıl çevireyim

- i have another one with your name to it

ne dersiniz?

context polisiye. cümleden hiçbir şey anlamadım. context'i hesaba katmadan da çevirebilirseniz işime yarar yine.

edit: bu kadarı yetti, önünü arkasını yazınca hem okuyana hem bana angarya oluyo ondan yazmadım.

 
Senin adına bir başka blabla daha var.

Bunun arkası lazım yalnız. Mektup veya paketse mesela senin adına bir gönderi/mesaj/mektup/posta vb daha var olabilir mesela.
  • bos gezenin bos ustasi  (13.02.18 02:44:03) 
with your name ON it olması gerekmiyor mu onun yahu?

eğer öyleyse, senin adına mektup/paket/hediye/gönderi vs var demek oluyor.
  • sen git ben geliyorum  (13.02.18 03:52:49) 
- Elimde senin isminin yazılı olduğu bir tane daha var.


  • eindaclub  (13.02.18 12:26:23) 
[]

Birleşik Krallık dil eğitimi

Merhaba güzel insanlar. Hepinize iyi haftalar öncelikle.

Ben Birleşik Krallık içerisinde yer alan ülkelerden birinde dil eğitimi almak için araştırmalar yapıyorum bu aralar. Ama çok fazla seçenek var ve gerekli gereksiz bir sürü bilgi ile karşılaşıyorum internette. Sizce hangi ülkeyi seçmeliyim? Daha önceden bildiğiniz veya gittiğiniz bir dil okulu var mı(eşten dosttan bilen de olur)?

Amacım 3 aylık dil eğitiminin ardından yüksek lisans veya farklı yollarla kalış sürecimi uzatmak. Özellikle Londra'da bir sürü akrabam var ama bana bir faydaları yok. Yanlarında kalmak istemiyorum ama zor durumda kalırsam olabilir. Bir hostelde veya aile yanında konaklama yapmak istiyorum. Özellikle dil okulu konusunda bana yardımcı olacak veya yönlendirecek tanıdıklarınız varsa onlarla da iletişime geçebilirim. Şimdiden teşekkür ederim.

Edit: Şehir tercihim yok çünkü zaten yepyeni bir kültürün içine gireceğim. Sadece Londra'da halam dahil çok akrabam var iş konusunda biraz daha avantajlı olabilirim orada. Ama kendimi hazırladım tüm koşullara neresi olursa farketmez yani. Türklerin içinde yaşamayı pek tercih etmem dilimi daha hızlı geliştirebilmek için ama konaklama için olabilir. İngilizce seviyem de intermediate. kurs bütçesi ortalama 7 bin civarı. Yüksek lisans için orada bulunduğum süre içerisinde araştırma yapacağım. İelts veya toefl'a gireceğim tabi yüksek lisans için.

 
Birçok dil okulu ekstra ücret karşılığında kalacak yer konusunda da yardımcı oluyor, anlaşmalı oldukları aileler/kişiler oluyor zira, oralarda kalabiliyorsunuz.

3 aylık dil eğitiminin ardından yüksek lisans vs demişsiniz ama yüksek lisans zaten başlı başına ayrı bir hazırlık süreci, ve sırf o başvuruları yapabilmek bile uzunca zamanınızı alır işin içine essay yazmak ve gerekli sınavlara girmek, onların uygun tarihini bulmak falan girince, yani takviminizi iyi hazırlamanız gerekir. Muhtemelen her koşulda ülkeye giriş çıkış yapmanız gerekir, zira yüksek lisansın öğrenci vizesi ile dil okulu öğrenci vizesi aynı olmayabilir. Bunu sadece tahminen söylüyorum, bilgim yok. Kriterleriniz değişmiş olacak zira, kalış sürecinizden o eğitime "eligible" olma kriterleriniz gibi şeyler...

Gereksiz bilgileri gereklilerden ayırmak sizin tercihleriniz doğrultusunda yapılmalı herhalde, onu dışarıdan bakan biri bilemez, zira hiç detay vermemişsiniz. Popüler bir şehir mi olsun, türkler az mı olsun çok mu olsun, bütçe ne olsun, student teacher mı ders versin, normal öğretmen mi ders versin, sonrasında TOEFL's, IELTS'e falan girecek misiniz, ingilizce seviyeniz hali hazırda nedir? İrlandaya, İskoçyaya gitseniz sosyal hayatta aksana ayak uydurabilir misiniz, Londra'ya gitseniz her daim kalabalık boğucu olur mu, bir sürü kriter var.

Cevap: tavsiyem yok.
  • sopiro  (12.02.18 14:16:44) 
3 ay londra'da burlington school of englisj'e gittim. ogretmen cok onemli benim ilk 1,5 ayim bosa gitti diye dusunuyorum. dil ogrenmek icin londra pahali ve iyi bi alternatif degil ama sonrasinda orada devam etmek, is bulmak istiyorsan londra dogru secenek.

yuksek lisans icin okullar asiri pahali ve kabul almasi cok zor. umarim hazirda paran ve basarili bi universite gecmisin vardir.
  • try again fail again fail better  (12.02.18 14:29:58) 
İngiltere'de yüksek lisans yapıyorum. Aile yanında konaklama epey tuzlu ben okulun yurdunda kalıyorum ama onun dışında haziranda kontratım bitince okulun yurdunda değil de başka bir yurtta kalmayı planlıyorum. Yurt daha avantajlı kısaca. 3 aylık dil eğitimi yerine ielts'e girip bir okula başvursanız belki okulun pre-sessional english uygulaması vardır. Örneğin ielts'ten 6 aldınız fakat bölümünüz 6,5 istiyor 5 haftalık pre-sessional english uygulamasına katılıyorsunuz puan 6 olduğu için zorunlu (puanınıza göre hafta süresi değişiyor) kurs bitiminde de 6,5 alıp kursu geçip bölüme başlıyorsunuz.


  • guneslihavalardacokmutluoluyorum  (13.02.18 03:31:17) 
[]

basit bir çeviri Türkçeye

"This can include a list of examples that would not have each term defined in the Glossary." ne demek istemiş burada?




 
Bu, sözlükte her bir terimi tanımlı olmayan bir liste örnek içerebilir. Demiş bence


  • nodrama  (11.02.18 16:51:26) 
[]

ielts-izmir-ben

arkadaşlar ielts'ten 7.0 almam gerek.
yds puanım 75-72.5. son iki yıl.
toefldan 5 yıl önce 60 almıştım ama kursa falan gitmemiştim acil sınav puanı lazım olmuştu.

yurt dışında derslere falan katıldım, konuşmakta sorunum yok ama dinlemekte kötüyüm. özellikle karşılıklı sohbet değil de bir şey izlerken, müzik dinlerken birebir anlamıyorum. bu girdiğim toefl'ın listening kısmından 9 mu ne almıştım hiç bişey anlamadan geçmişti.

şimdi gramer çalışıyorum. gramer eksiğimi kapatmak için.
sonra kelime ve kitap okuma kısmına geçeceğim. more to read ları bitireceğim işte.

ondan sonra da sınava yönelik çalışacağım.

izmir de ielts kursuna katılmak istiyorum. ama daha önce amerikan kültüre genel ingilizce için gitmiştim. lisanstayken, bence tamamen para tuzağı. başka hiçbir şey değil. seviyen b1 demişlerdi, b1-b2 kurslarına katıldım gramer olarak modal perfectlere, pasiflere falan hiç girmediler. can'den could'tan öteye gitmediler.

şimdi kafam karışık, ielts kaynaklarından kendim çalışıp, tek konuşma kursuna mı gideyim? yoksa tamamen ielts kursuna mı gideyim?

 
Hocam Amerikan kültüre falan gitme öncelikle.

Akın YDS için çok iyi ielts için sorabilirsin. YDS kursuna giden arkadaşlarım çok memnundu. Onun dışında en garanti yöntem internetten bak nerelerde var ielts kursu diye sonrasindaysa 1 gün derslere girmeye çalış ya da bir kaç saatliğine girmeye çalış. Rica et %90 kabul ediyorlar zaten.
  • westblack  (11.02.18 13:43:20) 
[]

İngiliz klasikleri

Selamlar, 6-7 senedir ingilterede yaşayan, lisansı da orada okumuş, bir alman arkadaş ile ingilizce geliştirme hakkında muhabbet ederken geçti: “İngiliz klasikleri okumayın, dili çok ağır, ben hala zorlanıyorum. Bend It Lıke Beckham, Holes, Harry Potter yeni kitapları okuyun.“ Doğru mu söylüyor, abartıyor mu? eleman da 100% British aksanı yoktu, güvenemedim:)




 
Türkçe öğrenecek biri divan edebiyatı okusun mu? Günlük hayatta bir karşılığı var mı? Klasik her yerde klasiktir.

Bu mesele için adamlar klasik kitapların uyarlamalarını basıyorlar, onlar okunabilir elbette. Ama dil öğrenmek başka bir olaydır, edebiyat öğrenmek başka.
  • babilbaligi  (10.02.18 16:44:31) 
alman arkadaş sallamış
bend it like a beckham ha :)

  • burya  (10.02.18 20:25:16) 
[]

ankara'da ingilizce konuşma kulübü

merhaba.
ingilzice'yi pratik etmek için topluluk-grup tarzı bir şeyler var mı Ankara'da?



 
Toast master var, ücretli, bir de geçenlerde GSM gençlik servisinin ilanını görmüştüm. Ana dili İngilizce olan biri düzenliyormuş. Tekrar denk gelirsem yazarım. Geri kalan grupların amacı farklı. Grubu kuranlar da gelenler de karı kız peşinde.
Edit: Purple raine katılıyorum. Ben bir kaç kere gittim. Tam birisiyle konuşuyorsun biri geliyor onla da tanışıyorsun. Derken bütün akşam böyle oluyor.

  • geçerkenugradım  (09.02.18 22:23:10 ~ 22:56:14) 
oyle seylere ugrasacagina gir facebooktan yabancilarla konus, daha ogretici ve kolay olur.


  • purple rain  (09.02.18 22:49:14) 
şehirden bağımsız olarak bu tip (türklerin bir araya gelip konuşma pratiği yaptığı) yerlerin leş gibi bir ortam olacağını düşünüyorum. internet siteleri ve cep telefonu uygulamalarını deneyin.

ve oralardan bulacağınız kişi mutlaka ingiliz veya amerikalı olmalı. yani anadili ingilizce olmalı.
  • tabudeviren  (09.02.18 23:14:13 ~ 23:14:57) 
[]

ingilizce öğrenmek için tavsiye

pre-intermediate seviyesinde ingilizcem var. geliştirmek için aklımdaki yol anadili ingilizce olan bir ülkede 4 ay dil kursuna gitmek. yoğun ingilizce programı ile 4 ayda hangi seviyeye çekilebilir? bu kişiye bağlı elbette ama oraya yalnızca dil geliştirmek için gidildiğini düşünelim.

bunun dışında fiyatı dil kursları kadar yüksek olmayan yöntem önerileriniz var mı? yüksek lisans yapmayı düşünüyorum, bu sebeple üniversitelerin hazırlık kurslarına gitmek daha mı mantıklı olur?

work and travel için geç kaldım sanırım. ayrıca türkler'in çok olması ve oraya eğlence için gidiliyor olması beni uzaklaştırıyor.

work and study var avustralyada o cazip geliyor biraz.

bunların dışında ülke içerisinde hiçbir yol beni disipline sokamıyor, türkiye'deki dil kurslarını hiç düşünmüyorum.

 
work&study ilk defa duyuyorum, cahilliğime ver artık. çok kaliteli ve fiyatı da pahalı(bana gore) bir dil okulu var. ismi de st Giles idi sanırım. web sitesi surda-> (git: www.stgiles-international.com )

ben maddi durumum el vermediği icin gidemedim ama gidebilseydim kesinlikle gideceğim okul bu olurdu.
  • tomcruise  (09.02.18 20:27:11) 
Seviyeleri sakın sikleme.

Senin Türkçe bilginin bir seviyesi yok.

Dizi izle ing sub title.

Sakın tr ing sözlük kullanma

İbg ing kullan.

Kültüre gir(emerge) . Tavsiyem amerikan... Kültüre girmeden o mantığı anlamadan dili öğrenmiş sayılmazsın

Slang short language olayını kapman tarihini vs öğrenmen şarttır beyin böyle çalışır. Kelimeleri kavramlara olaylara bağlar.

Kısa hikaye oku ve connotation okumayı öğren
  • yapaque  (09.02.18 21:50:13) 
abi work and holiday olmasın o


  • high hopes of the sozluk  (10.02.18 00:45:20) 
work and study şöyle ki: dil kursuna yazılıyorsun, sana verdikleri vizede yılda belli bir süre çalışma iznin de var. hem dil kursu hem de full time olmasa da bazı işlerde çalışabiliyorsun.

(git: www.endlessabroad.com.tr)
  • estranged  (10.02.18 01:03:27) 
[]

burada şair ne demek istemiş

"The evil that men do lives after them; the good is oft interred with their bones" - M.Antonious ( Shakespeare - J.Ceaser)




 
İnsanın yaptığı kötülük o öldükten sonra yaşamaya devam eder, yaptığı iyilikse çoğu zaman kemiğinin içinde mezara gider (onunla birlikte gömülür).

Yani iyilik yap denize atın tersi, iz bırakacaksan kötülük yapacaksın diyor.
  • i was made for you  (09.02.18 01:55:45 ~ 01:58:13) 
Pek cevap gibi olmayacak ama; "The evil that men do" diye bir Iron Maiden şarkısı var. Köklerini bu sözden alıyormuş demek ki. Yeni bir şey öğrendim sayenizde teşekkür ederim.


  • delicevat  (09.02.18 12:11:56) 
[]

Very'nin Farklı Anlamda Kullanımı

Merhaba.
My very own gibi, my very interest gibi veya daha farklı biçim ve anlamda very kelimesinin "çok" anlamı dışında kullanım şekilleri nelerdir? Sanırım Britanya eşrafı daha çok kullanıyor bunu.

Teşekkürler.

 
En. En anlaminda kullaniliyor.


  • lamira  (08.02.18 18:13:24) 
Bi’ de “tam da oyle” gibi, exact anlaminda kullaniliyor. Turkce nasil deniyor ki?


  • lamira  (08.02.18 18:14:40) 
Do you like my dress?
Yes, it's very you!

very you = tam senlik
  • dissendium  (08.02.18 18:15:03 ~ 18:28:18) 
/Lamira ingilizce cümle içinde kullanır mısın?


  • bos gezenin bos ustasi  (08.02.18 18:23:56) 
"The very first time"gibi bir kullanımı var, en ilk gibi bir şey oluyor galiba.


  • doxanikee  (08.02.18 18:46:29) 
“At the very bottom of the page” gibi bir şey görebilirsiniz mesela, sayfanın en sonu gibi.


  • voyager 1  (08.02.18 18:48:20) 
I was wearing this very dress of mine when I met him.


  • Traveller  (08.02.18 18:51:05) 
The very first time i saw you, i thought you were the very person i would need for the rest of my life.

Ilk very en, ikincisi exact anlaminda ^^
  • lamira  (08.02.18 18:52:27) 
[]

Bir cümle çeviri

"Phishing saldırılarında kullanılan Google ürünleri"

ingilizceye nasıl çevrilir?


 
Google products used for phishing attacks


  • sir gawain  (08.02.18 10:54:19 ~ 10:54:33) 
Google products which are using for phishing attacks


  • nodrama  (08.02.18 11:14:57) 
sir gawain +1


  • kobuzchu kiz  (08.02.18 11:21:46) 
Google products used in Phishing.


  • eindaclub  (08.02.18 16:21:53) 
[]

claim'den sonra that gelip gelmemesi

geliyor mu gelmiyor mu? neye göre geliyor ya da gelmiyor?




 
talep etmek anlamındaysa gelmez, iddia etmek anlamındaysa gelir.


  • theconqueror  (08.02.18 00:07:51) 
sonrasında cümle gelecekse that gelir, cümle gelmeyecekse that gelmek zorunda değildir.


  • Bruce  (08.02.18 00:10:33) 
Yukaridaki yorumlar tam da dogru degil.

She claims to be a virgin.

She claims I am the father.

gayet dogru cumleler.
  • Traveller  (08.02.18 01:16:10) 
Gelse de olur gelmese de olur.


  • baldur2  (08.02.18 02:37:03) 
claim that, say that, know that, .... hepsi aynıdır yapı olarak.

that'ten sonra başlı başına ayrı bir cümle gelir. "claim that...." dersen "....-dığını iddia ediyor" anlamına gelir. yani oradaki "that" "-dığı, -diği" yerine kullanılır.

he claims that he was right. (haklı olduğunu iddia ediyor)

ama aynı şekilde "that" kullanmayarak da bu cümleleri kullanabilirsin. orada gizli bir that olduğu bilmen lazım böyle bir durumda.

eğer "-dığı, -diği" anlamı vermeyeceksen bu sefer that hiç yoktur.

he claims his right (hakkını istiyor)

burada gizliden de açıktan da that yok. çünkü "-dığı, -diği" anlamı yok.
  • lesmiserables  (08.02.18 11:05:50) 
başka bir cümleyle bağlayacaksan gelir. yoksa gelmez.


  • eindaclub  (08.02.18 14:13:42) 
[]

Goethe institut online kurs

Hiç alanınız ya da alanı duyanınız var mı? 3 ay kadar İsviçre'de olacağım. İngilizce iyi hoş da boş vakitlerimde çalışıp etraftakilerle konuşmayı deneyerek öğrensem mi diyorum. Hiç Almancam yok. Biraz pahalı geldi de. 97 saat 675 euro.
www.goethe.de



 
babbel.com'u deneyin.


  • helenart  (06.02.18 01:01:58) 
isvicre'de olacaksan canli almanca kursu al. bence online kurs icin o cok pahali. onun yerine duolingo var, torrent'ten belese rosetta stone, pimsleur, tell me more falan indir.


  • hot potato  (06.02.18 01:06:36) 
Teşekkürler,
Babbel, duolingo filan ile ilgili gramer, temel eksik kalır gibi yorumlar gördüm. O sebeple şüphe ettim.
" rosetta stone, pimsleur, tell me more" bilmiyorum onları bir araştıracağım
  • naif hayvan  (06.02.18 22:00:48) 
[]

Öyle bir yerdeyim ki Ne karanfil ne kurbağa derken

Ne demek istemiş şair




 
Edip cansever+1


  • Amaranta ursula  (05.02.18 21:35:26) 
[]

İngilizce'deki kural sıkılığı

Şunu merak ediyorum neden he/she/it öznelerinden sonra fiillere -s takısı gelir ve mesela neden have yerine Has ya da Were yerine Was gelir?

For example,

"I read book, she reads book."

Burada "She read book" deseydim karşı taraf anlamaz mıydı?

"I have got any money, he have got any question."

Ben Has yerine Have kullanmak istiyorum, fiillerin sonuna da sırf he/she/it olduğu için takı gelmesini protesto ediyorum, eğer Türkçede böyle bir mantık olsaydı daha çabuk kabullenirdim ama şimdi neden böyle diye sorgulamadan edemiyorum. Yani bunun sebebini açıklasalar içime sinecek ama tek yaptıkları hazır kalıp.

Neden I do oluyor da She do olamıyor?

 
Gramer işte mantık aramamak lazım yok çünkü. Yıllardır ingilizcenin bin farklı kullanımına gıcık olan biri olarak bıraktım.
Öyle dersen de gayet anlaşılır ki kaldı ki herkes diyor bazen. Yanlışlıkla oluyor genelde tabii ama anlaşılıyor.

Bizde nasıl "ben yaparım" ve "sen yaparsın" ise ve "sen yaparım" kullanmıyorsak aynısı. Kuralı bu. Sebebi yok.

Bunlardan önce neden mesela city siti diye okunurken cool kuul diye okunuyor, hangi gerizekalı aynı harf için farklı okunuşlar ortaya çıkarmış, ona sövmek daha mantıklı bence.
  • senolll  (05.02.18 00:42:06) 
Bu soru çok yanlış bir soru.

Türkçede de var bir sürü saçmalık. Mesela niye sence Türkçede üçüncü kişiden bahsederken cinsiyet kullanmıyoruz? Ben cinsiyetini belirtebileceğim bir zamir olsun istiyorum. Daha farklı bir sürü şey bulunur da, bu tür şeylerin belli bir mantığı yok denmesinin sebebi bir mantığının olmaması. Kaldı ki bu mantık da o kadar da yok değil ama dilbilimle haşır neşir olman lazım, dil öğrencisine 10-15 dakikada açıklamak çok verimsiz bir eylem olurdu.

Gramer kuralları "hadi dili böyle konuşalım" diye yazılmıyor. Dil öyle konuşulduğu için insanlar gramerini çıkartıyorlar ki öğrenilebilsin, üzerinde tartışılabilsin vs.


edit: @senol: kemal'deki l harfi ile mal'daki l harfi, hatta a harfleri aynı şekilde mi okunuyor?
  • reavelyn  (05.02.18 00:42:08 ~ 00:43:04) 
sebebi, mantığı yok; ingilizce türkçe gibi modern zamanda kuralları belirlenmiş bir dil değil, önü alınamayacak kadar insan tarafından konuşulagelmiş ve binbir değişim geçirmiş çarpık bir dil.

dil dediğimiz şey tamamen sağlam bir zemine oturtulmuş kurallarla belirlenmez, birileri kendi aralarında konuşmuştur, sonra o kadar çok "birileri" kendi arasında konuşmuştur ki yayılmıştır. kaotik yapıda, büyük ölçüde sosyolojik bir çığ gibi düşün; bir kere konuşulmaya başlandı mı şekil vermek, düzene oturtmak imkansız.

bu arada merak etme, 250-300 yıl sonra she do da olucak. zamanımın ötesindeyim ben diye avut şimdilik kendini.
  • Bruce  (05.02.18 00:46:14) 
  • tepedeki psychedelic adam  (05.02.18 00:50:01) 
"Ben yaparım, sen yaparım" örneği mantıklı geldi aslında bunun için teşekkür ederim. Esas sorun Türkçeye bağlı kalmam, yani zihni serbest bırakmak mesele. Keşke çocukken öğretselerdi adam akıllı, 10 yaşına gelmeden b2 ye gelmek gerekirdi en kötü.


  • siyah giyen adam  (05.02.18 00:50:22) 
ingilizce konusundaki duyurularının her biri ayrı facia. sen öğrenmemek için bahane arıyorsun, burası çok açık. gerçek şu ki, sen ne kadar protesto edersen et, ingilizce aynı kalacak ve öğrenmek isteyenler çalışıp öğrenecek. kimse sana protest tavrın dolayısıyla madalya takmayacak veya seni yds puanı 90 olan adamın önüne koymayacak.

ingilizce öğrenmeye karşı gösterdiğin gayretin yarısını ingilizceyi öğrenmek için göstersen şu an B1'i bulmuştun. dünyanın öğrenilmesi en kolay yabancı dillerinden birini öğrenme konusunda bu kadar ayak sürüyeceksen bence çok geç olmadan ingilizce bilgisi gerektirmeyen bölüm ve alanlara odaklan. gerçi bugün çoğu yerde taksi şoföründen bile ingilizce bilmesi talep ediliyor, artık yabancı dil bilmeden "iyi" olabileceğin pek bir şey yok ama ben gerçekten hayatımda ingilizceden bu kadar nefret eden, öğrenmemekte bu kadar ısrarcı olan başka bir insan görmedim.

şaka ya da ironi yapmıyorum. bu kadar batıyorsa, eziyet geliyorsa başka bir şey düşün. kaç yaşına gelmişsin hala "bu niye böyle, ben bunu diycem" diyorsun. öğrenme abi o zaman.
  • der meister  (05.02.18 00:52:57) 
abi boşver ingilizceyi sen duygusal takıl.


  • alkolsuz icecek  (05.02.18 01:01:01) 
@der meister eleştirin için teşekkür ederim, büyük ölçüde haklısın fazla gereksiz detaylarda boğulduğum için. Ama nefret kısmına katılmıyorum, seviyorum ingilizceyi, en azından Arapçadan Fransızcadan Çinçeden yeğdir. Keşke ing yerine Esperanto gibi kolay bir dil hakim olsa dünyaya ama keşkelerle iş yürümez.

Detayların mantığını anlamaya çalışmak yani detaylarda takılı kalmak gibi çoğu zaman kötü olan bir huyum var, bunu yenebilirsem sorgulamadan daha kolay öğrenebilirim. Zaten son dönemde ingilizce ile giderek daha fazla zaman geçirmeye başladım ister istemez, 1 yıl içinde orta üstü bir seviyeye geleceğime inanıyorum yaşarsam.

@alkolsüz icecek boşverip duygusal takıldığım dönemlerde melankoli, ölüm duyguları ağır basıyor fakat ingilizce çalışmak öğrenmekle meşgul olduğum dönemlerde onları düşünmeye bile vakit kalmıyor rüyalarda bile ingilizce çalıştığımı görmeye başladım. Esasında bu yaşam çabasının hiçbir anlamı yok sonuçta ama anlamsızlıklar keyif veriyor.
  • siyah giyen adam  (05.02.18 01:08:12) 
Dostum duyurularina bakiyorum da asiri onyargilisin. Nefret ederek, surekli zor bir yanini bularak pratik yapiyorsun.


  • Traveller  (05.02.18 01:11:25) 
güzel soru.
netten baktım. ingilizcede fiil eskiden bütün kişilere göre farklı çekiliyormuş.
diğerleri zamanla kullanılmayıp kaybolmuş bir tek 3.tekil kişideki çekim kalmış.
neden kişilere göre farklı çekim var dersen, muhtemelen ifadeyi daha belirli yapmak için.
benzer olay türkcede de var. antropologlar göreve :)

* ek
yahu düşünüp merak eden adam niye eleştirilmiş anlamadım. ha detaylara dalıp belki bütünü kaçırıyordur o da onun sorunu olsa gerek.
  • herhaltibiliyoring  (05.02.18 01:19:53 ~ 01:26:17) 
Sen he have a car de mesela dert değil. Günlük hayatta native speakerlar bile yanlış kullanıyor zaman zaman.

Ama ders ise, sınav ise o başka. Zaten ÜDS'den(şimdi yds mi oldu) 94 alan bir arkadaşım vardı ben 55 falan alıyordum o zamanlar.

Bu eleman Erasmuscu öğrencilerle konuşamıyordu benim kadar, söylediklerini anlamıyordu, akıcı konuşamıyordu falan. Konuşurken although, thus, however falan diye başlayıp gerisini getirmiyordu. Ama en son görüştüğümde o yrd doçentti ben o zamanlar Diyarbakır'da Sur'da shortland ile devriye atıyordum.

Türkiye'de konuşan değil notu yüksek olan bir yerlere geliyor. Salak saçma bir ülkede yaşadığını unutma.
  • bos gezenin bos ustasi  (05.02.18 01:54:44) 
[]

an honourable man

honourable ünsüzle başladığı için an yerine a olması lazım ama bu kalıpta neden an kullanılıyor. ordaki a-an'deki an değil de başka bi anlamı olan bi kelime mi yoksa? değilse neden böyle kalıplaşmış




 
a/an'de okunus baz aliniyor. honourable'in h'si okunmuyor.


  • pide  (04.02.18 23:31:17) 
Kalıplaşmış değil. An hour da böyle. Telaffuza göre.


  • dissendium  (04.02.18 23:39:42) 
H okunmuyor. O yuzden an demek cok daha kolay. Dene istersen an hour ve a hour demeyi. A hour demek iskence.


  • baldur2  (04.02.18 23:44:30) 
a university de dersin mesela. harf değil ses önemli :)


  • reavelyn  (05.02.18 00:35:50) 
Nasil telaffuz ettigin onemli. Yazilisi degil.

@reavelyn benim aklima gelen ilk ornegi vermis :)
  • kuehles blondes  (05.02.18 03:35:04) 
bana okulda sese göre demediler, harfe göre demişlerdi, aklımda sorgusuz sualsiz öyle de kalmış. o yüzden dizilerde filmlerde sürekli karşıma çıkan bu cümle şaşırtıyordu beni ki ingilizce altyazıyla dizi, film izliycek kadar ingilizcesi de olan biriyim. eğitim sistemimizin kurbanı olmuşum...


  • semaforo de medianoche  (05.02.18 16:53:11 ~ 16:54:18) 
[]

Ingilizce sozluk

Google translate mi tureng mi? Yada ingilizceden ingilizceye ceviren sozluk tavsiyesi




 
ing-ing

dictionary.cambridge.org

ing-tur
dictionary.cambridge.org

okunuşlar, zorluk seviyesi, cümle örnekleri, eş anlamlılar, deyimler, phrasal verb ler...
yazarken yoruldum, kısaca her şey var burada
  • senolll  (04.02.18 22:02:07) 
Tureng adamdır, İngilizce için de Merriam-Webster.


  • i was made for you  (04.02.18 23:03:33) 
İngilizce - İngilizce icin kesinlikle longman, İngilizce - Türkçe için de kesinlikle Cambridge


  • duyurunun bug'ı  (05.02.18 00:30:23) 
kelime çevirisi için tureng.
cümle çevirisi için: google translate.

google translate'in kelime çevirilerinde doğru çeviriyi getirmediğine birçok kez şahit oldum.
ingilizce - ingilizce için oxford advanced learner's dictionary.
  • tabudeviren  (05.02.18 00:40:54) 
Tureng

Dictionary.cambridge.org

Merriam Webster
  • Traveller  (05.02.18 01:21:17) 
[]

Yds'ye hazırlanma taktiklerine ihtiyacım var.

Nisan'daki sınava hazırlanmak üzere çalışmaya başladım kendimce. 2015 yds den 48.5 buçuk almıştım hiç çalışmadan. Genel olarak fena değil ingilizcem akademik olarak ama sınavın tarzı o zamanlar farklı gelmişti bana. Şimdiki hedef 70-80 i görebilmek. Bana 65 kesin lazım ama. Kafamda çalışma adımlarını şöyle kurguladım.
-ilk adım kelime tekrarı yapmak. yds kelimeleri olarak bir çok pdf döküman buldum. kelimeleri bir üstünden geçerek hatırlamam/öğrenmem gerekiyor sanki.
-kelimelere paralel bir grammer kitabını izlemek. lakin burdan falan da baktığımda bir çok kaynak var açıkcası kafam karışmış durumda önerilere açığım.
-kelime taramasından sonra reading alıştırması yapmam gerek sanki.reader at work var yine aklımda ama burda önerilere açığım. bu reading çalışmasını da grammer kitabıyla paralel yönetebilirim.
-sınava 3 hafta kala deneme/çıkmış soru çözümlerine girmek istiyorum. hem süre kullanımı hem soru tarzına alışabilmem adına.

video izleyerek ya da online test vs çözerek hiç bir zaman bir şeylere çalışamadım. kalem-kağıt benim için önemli. bu adımlarla ilgili önerilere ve eleştirilere ihtiyacım var.

Teşekkürler

 
Oncelikle YDS'deki S, sinav demek. Yabanci Dil Sinavi Sinavi degil.


  • Traveller  (03.02.18 21:49:35) 
kelime reading ile öğrenilir. kelimelerin türkçe karşılıklarını ezberleyip daha sonra reading yapılmaz. anneme versem 20-30 kelimeyi o da ezberler. yapman gereken dediğin gibi reader at work veya benzeri kitap alıp parça içinde kelimenin kullanımını görmek. yds kelimeleri, sınav taktikleri gibi dökümanlarla vakit kaybetme yani.


  • sporty  (03.02.18 22:26:32) 
@sporty bu yöntem çok yavaş değil mi kelime öğrenmek için? yani günde anca 10 kelime öğrenilmez mi? hazırlıklar 1 yıl sürüyor. 1 yılda öğrenciler daha fazla kelime öğreniyorlardır. nasıl oluyor?


  • tute  (03.02.18 22:36:11) 
@tute

duyuru sahibinin amacı 50'den 70 civarına ulaşmak. kaldı ki günde 10 kelime gayet iyi. reading yanında dil bilgisi çalışıp test de çözecektir elbette. hazırlıkta ise 1 yılda öğrenciler aynı kurda kalmıyorlar. sıfır ingilizceyle beginner başlayan kişi intermediate'a ulaşıyor. intermediate advanced oluyor vs. reading yanında listening ve speaking de çalışılıyor. iki farklı durum.
  • sporty  (03.02.18 23:00:47 ~ 23:01:46) 
Önce bir ösym’nin yayınladığı deneme var internette onu çöz.

Baktın çok düşük çıkıyor hala, dediğin gibi kelime-gramer baştan başlarsın. Son 1 ay kala bol bol paragraf sorusu çözmeye başla bence. Malum sınavın %25’i. Zaten onları yaparken hem gramer hem kelime çalışıyor olacaksın.

Sınavda 55-60 civarıysa direkt denemelere giriş ve günde en az 1 saat okuma yap. Gramer ve kelimeden hangisi kötüyse 1 saat de ona bak.

İyi çalışmalar,

Bulduğun belgeleri mail atma şansın var mı bu arada?
  • filmlovepenguin  (04.02.18 00:48:41) 
[]

İngilizce'de Upper Int - Advanced seviyesine ne kadar sürede geldiniz?

Yani c1-c2 ortasına ne kadar sürede gelmişiniz? Yurt dışına gitmeden kurs ve bireysel çalışmalarla, online takviyelerle mümkün müdür bu seviyeye gelmek en azından 2 yılda? Ve günde en az ne kadar çalışmayla geldiniz bu seviyeye neler yaparak yani?




 
2 yil kadar yogun calismayla B2'ye kadar geldim, sonra yurt disinda ilk yasadigim zamanda sanirim artik 21 yasinda C1 de olmustum. En buyuk ilerleme gecen yil ABD'de yasadigim zamanda gerceklesti. Turkiye'de yasayip TOELF'dan 100 uzeri almak gercekten zor. Onun disinda kimsenin C1 seviyesinde olduguna inanmam.


  • Traveller  (02.02.18 13:19:28) 
bu saptaması zor bir durum bence. 0'dan mı gelinecek ve sürekli mi bir şey yapılacak bunlar önemli.
Herhangi bir seviye sınavı almadım ama o civarlarda olduğumu düşünüyorum.
liseden gelen eğitim var, sonra hazırlıkta epey gelişti. sonra lisans süresince çok kullanılmadı paslandı. 2.5 senedir yurt dışındayım burada da epey gelişti.
önceden eğitimle gelişti daha çok şimdi ise pratikle gelişiyor.
yurt dışına gitmeden de 2 yılda mümkün olabilir bu seviyeye gelmek ancak çok içinde olmanız lazım. haftada 1 saat kursta hocayla konuşarak zor yani, sürekli dinlemeniz, konuşmanız, okumanız, yazmanız gerek.

Günde ne kadara gelirsek, hazırlık 1 seneydi tabii hep verimli değildi okuldaki zaman ama haftada 30 35 saatti, ve ben c kuruydum, a iyi d kötü şeklindeydi. kendi bireysel çalışmam çok olmadığı için hazırlık sonunda sınavı geçtim ama bence c1-c2 seviyesine kadar çıkmamıştım o dönem. ayrıca hazırlık geçen bir sürü arkadaş da konuşurken epey zorlanıyordu, hem bazen anlarken de.
  • senolll  (02.02.18 13:22:21) 
[]

aranızda yunanca bilen..

www.youtube.com
ci όso yparchis tha yparchô,
sclaba tê zôê sou tha’ chô
ci as badizoume se drόmous chôristous.

Uparchô
mes’ sta matia sou pou claene,
mes’ sta chilê sou pou caene
cae tha yparchô sta tragoudia pou th’ acous.

Eimae tês zôês sou o enas,
de me sbêni canenas
ci an me allous milas
ci ôres ôres gelas
cata bathos ponas,
giati scephtes’ emena.

Eimae cae archê cae phinale
cae stê scepsê sou bale
pôs an canis desmό
mes’ se ligo caerό
tha chôrisis giati
tha yparchô egô.

Uparchô,
stê chara sou cae stê lypê
ê morphê mou de tha sou lipi
ci oute prόcitae pote na xechastô.

Uparchô
mes’ stên tychê sou pou brizis,
sto myalό sou pou zalizis
me tsigaro m’ anamnêsis cae piotό. telaffuzlarını yazabilir mi lütfen.. teşekkür ederim.

 
bu sözleri nerden kopyaladın bilmiyorum ama bu yazdığın gibi başlamıyor tam ve tabii biliyosundur bu yazılar yunanca değil. sözler aşağıdaki gibiymiş ama şu an yazmak için zamanım yok. daha sonra zamanım olunca kimse yazmamış olursa telaffuzlarını da yazarım.

Υπάρχω
κι όσο υπάρχεις θα υπάρχω,
σκλάβα τη ζωή σου θά’ χω
κι ας βαδίζουμε σε δρόμους χωριστούς.

Υπάρχω
μέσ’ στα μάτια σου που κλαίνε,
μέσ’ στα χείλη σου που καίνε
και θα υπάρχω στα τραγούδια που θ’ ακούς.

Είμαι της ζωής σου ο ένας,
δε με σβήνει κανένας
κι αν με άλλους μιλάς
κι ώρες ώρες γελάς
κατά βάθος πονάς,
γιατί σκέφτεσ’ εμένα.

Είμαι και αρχή και φινάλε
και στη σκέψη σου βάλε
πως αν κάνεις δεσμό
μέσ’ σε λίγο καιρό
θα χωρίσεις γιατί
θα υπάρχω εγώ.

Υπάρχω,
στη χαρά σου και στη λύπη
η μορφή μου δε θα σου λείπει
κι ούτε πρόκειται ποτέ να ξεχαστώ.

Υπάρχω
μέσ’ στην τύχη σου που βρίζεις,
στο μυαλό σου που ζαλίζεις
με τσιγάρο μ’ αναμνήσεις και πιοτό.

Είμαι...
  • tepedeki psychedelic adam  (02.02.18 00:13:57) 
@vasilias bak şu sitede ingilizcesi var:
lyricstranslate.com

edit: telaffuz sormuşsun hımm
  • burya  (02.02.18 00:15:12 ~ 00:15:45) 
ipraho
ki oso ipraheis tha ipraho
sklava ti zoi su tha ho
ki as vadizume se dromos xoristus

ipraho
mesta matya su pu klene
mesta hili su pu kene
ke ta iparho sto tragudia pu takus

ime tis zois su o enas
de me svine kanenas
ki an me allus milas
ki ores ores gelas
kata vathos ponas
yiati skeftes emena

ime ke arhi ke finale
ke sti skepsi su vale
pos an kanis desmo
mes se ligo kero
ta horises yiati
ta ipraho ego

iparho
sti hara su ke sti lipi
i morfi mu de tha sou lipi
ki ote prokite pote na ksehasto

iparho
mes stin tihi su pu vrizis
sto mialo su pu zalizis
me tsigaro m'anamnisis ke pioto

ime...

tam çevirisi böyle değil ama siz okumak istediğiniz için biraz daha basite indirgedim, tha, sou, pou, kei gibi kullanımların telaffuzu biraz daha farklı

not: sadece yunan alfabesi ve okunuşları biliyorum. pasalis terzis çok severim. :)
  • foseptik çukuru  (02.02.18 02:17:37) 
[]

Ingilizce hikaye çevirme ve ing altyazılı dizi

Starter veya elemantary seviyesindeki hikaye kitaplarını çevirmeye çalışmak ve ingilizce altyazılı dizi izlemek ingilizce geliştirmede faydalı mıdır? Tek tek kelime ezberi yerine en azından cümleyi çevirmeye çalışarak kullanım yerleri görülmüş olur?

Diziden anlamadan izlesem bile listening için kulak alışkanlığı sağlamaz mı iyi kötü? Geriye writing ve speaking kalıyor, writing gramer kitaplarıyla halledilse bile speaking için pek işe yarar kaynak bulamadım. Sesli hikaye ing hikaye metin okumak da işe yaramaz sanırım nasıl telaffuz edileceğini bilmeden.


 
Ben özellikle ingilizce altyazılı dizinin günlük konuşmaya alışma açısından çok faydalı olacağını düşünüyorum.


  • himmet dayi  (01.02.18 18:49:48) 
Hayir ceviri yapmanin hic bir faydasi yok bence amac ingilizce ogrenmekse. Ingilizceyi ingilizce olarak benimse ve turkceyi araya araci gibi sokma.

ingilizce bir kitabi sonra bitirince yeni bir kitap oku, cevirinin anlami yok.

ingilizce alt yazili dizi elbette faydali olur. her gun 1 saat izlerim yerinde olsam.
  • hot potato  (01.02.18 19:08:38) 
çevirmek değil de paragraf paragraf veya sayfa sayfa okuyarak aynı metni dilinizin döndüğünce ingilizce anlatın. bir nevi sözlü özet çıkarın. hatta yeni karşılaştığınız kelimeleri özellikle kullanmaya çalışın. lisan öğrenmenin daha doğrusu geliştirmenin en garanti yolu üretmektir.

listening konusunda ben de oldukça zayıf kalmaya başladım. dizi yerine daha çok ted talk videoları izliyorum. youtube'da ingilizce altyazı imkanı da var.
  • lazpalle  (01.02.18 19:16:08 ~ 19:19:05) 
İngilizce hikaye okurken de elimde kağıt kalem olmasa bile direkt çevirerek okuyorum yani mesela "Adam is in bed, sleeping. He is having a good dream.." cümlesini olduğu gibi değil de "Adam yatakta, uyuyor. O güzel bir rüya görüyor." şeklinde okuyorum. Bu da aslında büyük bir sorun ama aşabilmiş değilim çevirerek okumayı. Yine de çevirmek hiç faydalı olmaz mı yani?

Dizi olarak HIYMM öneriliyor, zaten 3.sezonunda olduğum için birinci bölümden itibaren ing altyazılı başlayacağım. Bundan sonra Friends, o da yavaş konuşmalı olduğu için mutlaka başlayacağım fakat Tr altyazılısını izlememiştim, çok da izlemeye yatkın olmadığım için anlamadan izlemek yazık olmaz herhalde diziye. Bir de TwD yi öneriyorlar.
  • siyah giyen adam  (01.02.18 19:33:26) 
youtube'un ingilizce altyazisi bilgisayar tarafindan olusturuluyor ve yuzde yuz guvenilir degil. yanlis ogrenip kafanizi karistirmayin.


  • hot potato  (01.02.18 19:33:27) 
çevirdiğin sürece türkçe düşünmekten kurtulamazsın. en güzeli dediğim gibi ingilizce anlayıp ingilizce özet çıkarmak. hazırlığı çok iyi notla bitirdiğim halde 1. sınıfta seviyemin yerlerde olduğunu gördüm ve esas ondan sonra ingilizcem gelişti. çünkü devamlı okuyorsun, okuduğunu anlayıp yine ingilizce ifade etmek zorunda kalıyorsun, sınavda paragraf paragraf cevaplar döşeniyorsun. uzun lafın kısası aktif olarak kullanıp üretiyorsun. milletin yurtdışına gitme derdi de o zaten. türkçe kullanılan ortamdan uzaklaşıp ingilizce kullanmak zorunda kalınacak bir ortam aranıyor.

not: youtube videoları otomatik çeviri olsa da ted videolarının çoğu orijinal text. ted'in kendi sitesinde de script hali var zaten.
  • lazpalle  (01.02.18 19:39:12) 
[]

İngilizce paragraf çevirisi

Evet arkadaşlar lower-intermediate ingilizcemle aşağıdaki paragrafı çevirdim. Burası olmamış dediğiniz yerleri söylerseniz sevinirim.

1- Henry Ford was a car builder = Henry Ford bir araba imalatçısıydı.

2 - He was not the first to have the idea of the horseless coach. = O atsız araba fikrinin ilk sahibi değildi.

3 - The Germans Daimler and Benz had invented it, but he was the first to use the assembly line for mass production. = Alman Daimler ve Benz onu icat etmişti, ama O montaj hattını kitle üretimi için ilk kullanandı.

4 – His Model-T car was the first to be produced on the assembly line. = Onun Model-T arabası montaj hattında üretilen ilk arabaydı.

5 – The new system cut the time in which the car was put together from 14 hours to 1 hour and 33 minutes. = Yeni sistem; arabanın bir araya getirildiği zamanı 14 saatten 1 saat 33 dakikaya düşürdü.

6 – Eventually, the price of the car fell from $1200 to $295. = Neticede, arabanın fiyatı $1200’den $295’e düştü.

7 – The car lacked certain luxuries, still, it could be relied on and did not need much looking after. = Araba belli lükslerden yoksundu, ama, güvenilirdi ve fazla bakım gerektirmiyordu.

8 – Soon, the Model-T became the people’s car. = Çok geçmeden, Model-T halkın arabası oldu.

9 – After nineteen years, when the Model-T became obsolete and sales dropped sharply – for other car manufacturers, copying Ford’s assembly line system, were able to bring down the costs of much more attractive cars – Ford developed the new Model-A. = On dokuz yıl sonra, Model-T’nin modası geçtiğinde ve satışlar sert bir düşüş gösterdiğinde – diğer araba üreticileri, Ford’un montaj hattı sistemini kopyalayarak, daha çekici arabaların maliyetlerini düşürebildikleri için – Ford yeni Model-A aracını geliştirdi.

10 – It, too, was the most inexpensive car on the market. = O da marketteki en ucuz arabaydı.

11 – Today there are hardly any factories to be found where Ford’s assembly line system is not being utilized for mass production. = Bugün neredeyse hiçbir fabrika yoktur ki Ford’un montaj hattı sistemi kitle üretimi için kullanılmıyor olsun. / Bugün Ford'un montaj hattı sistemini kitle üretimi için kullanmayan fabrika neredeyse bulunamaz.

 
Türkçe okunurluğu kolaylaştırmak adına bir iki küçük detay var sanki sadece, misal

2- Atsız taşıt fikrinin ilk sahibi değildi. (O'dan kurtulalım)
3- Daimler ve Benz tarafından icat edilmişti. (onu'dan kurtulalım, bizim dilimiz süjeli dil olmadığı için gördüğün it'leri mümkün mertebe o, onu vs diye çevirmemeye çalış) "Ama montaj hattını kitlesel üretim için ilk kullanan Henry Ford idi" gibi.
4- Model T car sanki T Model Araba diye çevrilse daha iyi gibi. Biz Türkçe'de Plan B demiyoruz B Planı diyoruz.
5- Arabanın bir araya getirilme/montajının yapılma süresini*
6- Still ama değil yine de demek.
10- Yine aynı mevzu, O da demek yerine "Bu model de" falan diyebilirsin.
11- Burda kendi hatanı fark edip düzeltmişsin. Cümleleri ters çevirmezsen ilk cümledeki gibi Posta Şairleri dizeleri çıkıyor ortaya asdasdas.
  • matchgrip  (31.01.18 13:49:17) 
2- coach dediği aslında at arabası. yani atsız at arabası gibi bir şey demek istiyor. taşıt olarak çevirilirse daha doğru olur.
3- mass production: seri üretim (kitle üretimi olmamış).
7- 'still' bölümünü 'yine de' diye çevirmek lazım.
8- halkın arabası oldu yerine 'halkın arabası haline geldi' derdim ben.
11- kitle üretimi yerine seri üretim.
  • himmet dayi  (31.01.18 15:11:59) 
[]

Ingilizce kelime ezberleme çalışması hakkında?

Çalıştığım derslerden ve bana verilen kelimelerden yeni öğrendiklerimi bir deftere tek tek geçiyorum i.hizliresim.com amacım haftada 25-50 kelime öğrenmek, Eylül ayına kadar her hafta 25-50 kelime öğrenirsem hiç yoktan iyidir diye düşünüyorum fakat sadece kelime ezberleme odaklı çalışmıyorum tabi.

Sorum şu, bunların yanına telaffuzlarını da yazmalı mıyım? Yani Pharmacy (Färmisi) = Eczane şeklinde? Öğrenmede kafa karışıklığına vb sebep olur mu yoksa doğru yöntem mi?


 
bence yazmakla uğraşma. aklında tutmaya çalış. telaffuzu aklında tutmak kolay zaten. baktın emin olamadın döner bakarsın translate'ten falan.


  • olkol  (30.01.18 22:43:30) 
telaffuz yazarak ogrenmeye calismak zaman kaybi. onun yerine dizi, film, youtube videosu falan izle. pharmacy'nin okunusu bir kagida Färmisi yazarak aklinda kalmaz. duyarak ve soyleyerek kulaginda kalmali.


  • hot potato  (30.01.18 23:03:06) 
oxford advanced learners diye bir sözlük var (google it). her bir kelimenin telaffuzu var, tıklıyorsun okuyor.
kelime ezberlemek içinse minik kağıtlara yazmanı öneririm (hani şu şirketlerin özellikle eczacıların bol keseden dağıttığı not tutulan kağıtlar). yanında da taşırsın hem.
ya da bazı yayınevleri zaten bu hizmeti sağlıyor, bkz: irem yayınları.
  • rakicandir  (30.01.18 23:15:28) 
Telaffuz ve çeviri için Sesli sözlük'ü kullanıyorum, o da sağlam mıdır?


  • siyah giyen adam  (30.01.18 23:27:49) 
bence telaffuzlarını yazma. ayrıca 6 yaşından beri dil okuyan/öğrenen birisi olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki kelimeleri yazarak çalışmak oldukça lüzumsuz ve faydasız bir yöntem. ha kimisi için iyidir, herkes adına ve kesin olarak konuşamam ama hem benim için hem de mantıksal olarak baktığında pek faydalı bir şey değil. kelimeler tek başına anlamsız. bir yerde kullandığında, aklına bir fotoğraf olarak yerleştirdiğinde orada kalıyorlar. "pharmacy = eczane" yazmak yerine, içinde hastalık, hastane, ilaç vb. anahtar kelimelerin yer aldığı (tabii pharmacy'nin de!) 8-10 tane cümle yaz bakalım... bunu yaptığında çok daha rahat öğrenirsin.

yazdığın zaman çok havada kalacak çünkü. pharmacy = eczane... ee? yani bunu akıl etmek o kadar zor bir şey değil ki. ama aklında yer etmesi zor. kafan bunu angarya olarak görecek. zihnine bunu kaydetmesi için hiçbir destek sağlamıyorsun, malzeme vermiyorsun çünkü. bir taraftan girip diğerinden çıkacak.

bir de şu var: kelimelerin kökenlerine dikkat ederek hem hiç yoktan kelime bilgini geliştirebilir hem de kelimeleri akılda tutabilirsin. rusça bu açıdan muazzam bir dil. ondan birkaç örnek vereyim anlattığım şeye ilişkin,

znat = bilmek (fiil)
znanie = bilgi, biliş (isim)
nazvanie = isim (bi' yerin ismi için mesela)
zvat = isimlendirmek, ismi x olmak (fiil - canlılar için)
znakomıy = tanıdık, bilindik

***

benzer şekilde...

yazık = dil
ved = bilmek

yazıkoved = dilbilimci

sam = kendi, kendi kendine
varit = kaynatmak
letit = uçmak

samovar = semaver (kendi kendine kaynayan, kaynatan)
samolet = uçak (kendi kendine uçan gibi)

***

uçastvovat = katılmak
prinimat uçastie = katılım göstermek (ingilizcedeki "to take part/attend" gibi)
uçastie = katılım
uçastnik = katılımcı

***

pod = altında, altından
derjivat = tutmak
podderjka = destek (isim)
podderjivat = desteklemek (fiil)

***

şutit = şaka yapmak
şutka = şaka
şutnik = şaka yapan kişi

gibi... uzar gider böyle. dikkat ettiysen fiiller hep it, at, et gibi eklerle biterken isimler -ie ile bitti. kişiler ise -ik eki aldı. ingilizcede de benzer yollar vardır. bunları ve en önemlisi kelimelerin kendisini cümle içinde kullanarak, bir şeyle özdeşleştirerek öğrenmek lazım. ingilizceye dönecek olursam, "revenue" kelimesini çocukken televizyonda gördüğüm bir programda öğrenmiştim ben ve aklıma kazanmıştı. adam, sokakta arabasıyla revani satan bir amcadan bahsediyordu. bu amca, revani satarak para kazanıyordu. yani "revenue"sunu revani sayesinde sağlıyordu. kulağa çok saçma gelebilir ama çocuk yaşta duyduğum bu örneği asla unutmadım ve hiç karıştırmam mesela.

BENCE çok kelime bilmenin üç yolu var,

1) müthiş bir hafıza ki bu çoğu insanda yok. olsa bile yetişkiniz artık, 13 yaşındaki çocuğun zihni bizde yok.

2) dille çok fazla içli dışlı olmak. sürekli konuşmak, yazmak, okumak. böylelikle "bu kelime neydi?" diye düşünmeyecek kadar çok kelimeyi zaman içerisinde öğrenmek, özümsemek.

3) bu tarz sapık bağlantılar oluşturarak (kah kişisel örneklerle, kah dilin yapısından hareketle) akla kazımak.

***

yine rusça bir örnek vererek bitiriyorum, kurstaki hocam söylemişti bunu. başta çok gülmüştüm ama sonra zekasına hayran kaldım diyebilirim. abi şimdi rusçada bitmiş ve bitmemiş olmak üzere iki fiil türü var. karar vermek/çözmek anlamına gelen fiil de reşat ve reşit. yani "şu an soruyu çözmekle uğraşıyorum" ya da "her gün soru çözerim" diyorsan, süregelen veya devamlılığı olan bir eylem olduğu için "reşat" fiilini kullanman gerek. yok eğer "soruyu çözdüm" diyorsan, yani bitirdiğini vurguluyorsan, "reşi" kullanacaksın.

biz sürekli karıştırıyoruz bunu, la hangisi bitmişti diye... hoca dedi ki... "reşit ne demek? erişkinliğe ulaşmış, 18 yaşını doldurmuş. artık olmuş yani, bitmiş"

aha da o günden beri en iyi bildiğim fiil çiftidir bu, aşırı dozda öroyin yükleseler bile unutmam. sarı saçlarını deli gönlüme bağlamışlar çözülmüyor reşit.

böyle yani. kusura bakma fazla daldan dala zıpladım ama rusçadaki örnekler daha çok hoşuma gittiği için oradan yürümek istedim. uzun lafın kısası, bağlantı abi. kafanda yer etmesi lazım kelimenin. başka bi' şey olsa yazarak çalış diyeceğim de "pharmacy = eczane" yazarak 10 kelime koysan 3'ünü aklında tutarsın.
  • der meister  (30.01.18 23:42:42 ~ 23:48:00) 
Duolingo çok iyidir kelime öğrenmede. Başka bir olayı yok zaten. Tavsiye ederim, ben İsveççe kelime çalışmasını duolingo ile yapıyorum. İngilizce'yi diziler filmlerle geliştirdim.


  • bos gezenin bos ustasi  (30.01.18 23:52:48) 
hayir. sesli sozluk telaffuzuyla olmaz, kelimeleri cumle icinde, bir kontekst dahilinde isitmen lazim. tek tek kelime ezberlemek daha once de yazildigi gibi sana dil ogretmez.


  • hot potato  (31.01.18 00:15:46) 
[]

Almanca ufak bir ceviri ricasi?

Kündigung meines Arbeitsverhältnisses vom xx.xx.xx.

Sehr geehrte Damen und Herren,
hiermit kündige ich das mit Ihnen bestehende Arbeitsverhältnis zum xx.xx.xx. Da ich noch in der Probezeit bin, erfolgt meine Kündigung mit der im Arbeitsvertrag vereinbarten Kündigungsfrist von zwei Wochen.


buradaki tarihlerin hangisi kontratin yapildigi tarih? Biri istifa edecegi tarih digeride ise basladigi tarih ama hangisi hangisi cözemedim.

 
yukardaki kontratın yapıldığı tarih.

Kündigung meines Arbeitsverhältnisses vom xx.xx.xx.
  • soso  (30.01.18 23:03:38) 
[]

yardım lütfen

"each holder can convert tokens for company’s share"


cümlesini "her token sahibi tokenleri şirket hissesi ile değiştirebilir." şeklinde çevirmem doğru olur mu?

 
token konusunda çeviri yapmışlığım var, ben de token olarak bırakmıştım. Türkçeleştirilmemiş bir kelime... jeton desen olmaz, fiş desen olmaz.....


  • binder dandet  (30.01.18 20:35:21 ~ 20:35:54) 
asıl problem token'dan ziyade hisse ile ilgili :) adamlar biz hisseyi kastetmedik bilader demesin diye sordum :D


  • mrsnpr  (30.01.18 20:38:24) 
hisse gayet normal yazılmış, bir ihtimal hisse senedi kullanabilirsin.

her token sahibi, tokenleri şirketin hisse senedi ile değiştirebilir.
  • binder dandet  (30.01.18 22:23:01) 
[]

Ingilizce sertifika

Yurtdisinda gecerli olmak kaydiyla internet üzerinden parali bir kurs sonunda sertifika alabilecegim bir site var mi?




 
En azindan ingilizce seviyemi belgeleyen bir belge olsun elimde istiyorum


  • Lozturkmen  (30.01.18 20:12:54) 
Kursa yazılayım, bitirince sertifika alayım, elin Amerikalısı da bunu yesin böyle bir şey yok. Ya İngilizce konuşulan bir ülkenin dil kursuna gidersiniz yurtdışında ya da ülke içinde bir şekilde öğrenir geliştirir ielts veya toefl'a girersiniz.


  • bos gezenin bos ustasi  (30.01.18 20:23:57) 
sertifika alirsiniz da, kabul ederler mi?

ielts ve toefl haricinde kabul görecek bir sertifika sanmiyorum.
  • tabudeviren  (30.01.18 20:28:07) 
Ben Ingiltere veya Amerika'ya gitmeyi düşünmüyorum hatta ana dili ingilizce olmayan bir yere gideceğim yani adamların toefl veya ielts şartı yok zaten ama ek sertifikalar cok onemli goruluyor. O yuzden sordum.


  • Lozturkmen  (31.01.18 09:42:49) 
[]

"kaç x'te bir"?

ingilizce nasıl diyelim?
Mesela "kaç saatte bir?"

-how often dışında-

 
one in x hours.


  • babilbaligi  (29.01.18 09:30:23) 
once daha uygun
hatta şöyle "once per x hour"

  • lazpalle  (29.01.18 09:45:43 ~ 09:47:52) 
1 ... •394041424344454647• ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.