[]
ne yapabilirim?
ispanyolcamı geliştirmek için yaz tatilini ispanya'da geçirmek istiyorum, yeşil pasaport dolayısıyla 3 ay kadar kalabilirim. bu dönemde mümkünse hiç para harcamamak istiyorum.
workaway aracılığıyla bayağı bir yere yazdım ama istediğim gibi dönüş alamadım. orada bulunan türk seyahat acentelerine vs. yazdım yine olmadı.
para kazanmam mühim değil ama para harcamadan, dil pratiği yapabileceğim bir ortamı oluşturacak şekilde nasıl bir yol izleyebilirim?
workaway aracılığıyla bayağı bir yere yazdım ama istediğim gibi dönüş alamadım. orada bulunan türk seyahat acentelerine vs. yazdım yine olmadı.
para kazanmam mühim değil ama para harcamadan, dil pratiği yapabileceğim bir ortamı oluşturacak şekilde nasıl bir yol izleyebilirim?
Bunun aynisini Ben de yapmak istiyorum. Takipteyim duyurunun
- euteamo (30.04.19 23:09:13)
30 yaş altı Avrupa Gönüllü Hizmeti'ni duydum. Burada da postlar vardı.
- kaset (01.05.19 00:42:57)
AGH olabilir de tabi bu yaz icin cok gec. Onu denk getirsen bile elinde bir miktar para bulunmasi lazim ozellikle ilk asamada ufak tefek bircok seye masraf cikacak kalacak yer ve yemek bedava olsa bile. Elinde su an hic para yoksa oyle bir ihtimal yok.
- hot potato (01.05.19 18:47:52)
[]
"the more"?
He took every opportunity of visiting the zoo, and the more he saw of the
creatures that seemed to have stepped out of the remote past, the more his fascination grew, until it embraced all reptiles.
cümledeki "the more"u nasıl çevirebiliriz?
creatures that seemed to have stepped out of the remote past, the more his fascination grew, until it embraced all reptiles.
cümledeki "the more"u nasıl çevirebiliriz?
x oldukça y oluyor/olur.
aslında bu "the more x the more y" şeklinde iki "the more" kullanılan bir kalıp.
misal "the more I see you, the more I like you"
tr: "seni gördükçe daha da seviyorum"
aslında bu "the more x the more y" şeklinde iki "the more" kullanılan bir kalıp.
misal "the more I see you, the more I like you"
tr: "seni gördükçe daha da seviyorum"
- bohr atom modeli (30.04.19 12:54:15 ~ 12:55:05)
"... gördükçe hayranlığı daha çok arttı" ya da "... gördükçe daha da büyülendi" şeklinde çevirebilirsin.
- sir gawain (30.04.19 12:54:27)
The more I listen, the more I understand; ne kadar çok dinlersem; o kadar anlıyorum.
The more .. the more.. kalıbı. biri diğerini etkiliyor.
"daha çok gördükçe.... , daha da (o kadar daha) arttı ... ."
The more .. the more.. kalıbı. biri diğerini etkiliyor.
"daha çok gördükçe.... , daha da (o kadar daha) arttı ... ."
- bilemedik biz onu (30.04.19 12:57:15)
[]
ingilizce chat programı
arkadaşlar bildiğiniz ingilizce konuşulacak kaliteli bir mobil chat uygulaması
var mı
var mı
Tandem,speaky,hellotalk
- olaylar olaylar (30.04.19 11:48:37)
[]
YDS için kitap önerileri
Merhaba. YDS'ye kendim hazırlanmayı düşünüyorum. İlk deneyimim olacak. Bu doğrultuda piyasada kabul gören, güncel, iyi kaynak önerilerine ihtiyacım var. Seviyemi, intermediate-upper intermediate olarak konumlandirabilirim gayri resmi olarak. Daha çok kelime eksiğim var. Gramer ve reading için de tekrara ve yds yapısına bağlı olarak tekrarlara ihtiyacım muhakkak olacaktır. Sınav hedefi, mümkün olabildiğince en fazlayı yapmak. Şimdiden teşekkürler.
İrem yayıncılık kitapları iyi bence reading için. Vocibook ta olabilir. Akın sevmedim
- Topalordek (29.04.19 14:42:54)
akın dil kitapları
- basond (29.04.19 14:57:37)
her gün ingilizce haber okuyup, çıkmış soruları çözmen seni sınava daha iyi hazırlar
çünkü 80 soruluk bir okuduğunu anlama sınavı
gramer içeren 4 soru çıkıyor
çünkü 80 soruluk bir okuduğunu anlama sınavı
gramer içeren 4 soru çıkıyor
- bir soru sorcam (29.04.19 15:01:36 ~ 15:05:01)
[]
Aşağıdaki yazıyı en düzgün şekilde nasıl İngilizce yazabilirim?
Herhangi bir toparağa ya da saksıya ekin. Doğaya bir bitki armağan edin. :)
(Düzenli sulandığında 7-10 gün içinde filizlenecektir)
(Düzenli sulandığında 7-10 gün içinde filizlenecektir)
Plant this (?) anywhere you prefer. Give the gift of green.
(Please water regularly 7-10 days for the plant to sprout)
Bence biraz daha kontekst versen daha iyi bir ceviri yapilabilir. Tohum mu fide mi belli degil cok gizemli.
(Please water regularly 7-10 days for the plant to sprout)
Bence biraz daha kontekst versen daha iyi bir ceviri yapilabilir. Tohum mu fide mi belli degil cok gizemli.
- hot potato (29.04.19 03:51:17)
[]
merhaba tamamen sifirdan, yeni dogmus bir bebegin ogrenecegi gibi
almanca ogrenmeye baslayacagim. gercekten sayilari bile bilmiyorum, almanca'ya dair tek kelime bilmiyorum. o kadar yabanciyim. sizce nasil bir yol izleyerek calismaya baslamaliyim? neler yapmaliyim? ingilizcem var, benzerler mi ogrenme kolayligi acisindan? tuuuum onerilerinizi heyecanla ve korkuyla bekliyorum ;(
ayrica almanca bilen duyuru sakinlerine ozelden yazmak isterim :(
- pelovann (28.04.19 18:33:36)
öncelikle sakin ol, yeni doğmuş alman bebekler dahi dünyaya geldiklerinde almanca sayı saymayı bilmiyorlardı. hiç bilmiyor olmaya neden bu kadar takıldın anlamadım, hangimiz dil öğrenmeye B2 seviyesinden başlıyoruz ki? ayrıca ingilizcen olması önemli bir avantaj evet. almanca, ingilizceden daha zor bir dil ama çokça benzerlikleri var tabii. halihazırda yabancı dil biliyor olmanız (ve tabii ki bu dilin almancayla aynı aileden olması) güzel.
öğrenme konusunda bir şey öneremiyorum, herkesin tarzı farklı. ben gayet matematik çalışır gibi oturup gramer kitabından çalışıyorum. ismin halleri konusunda özellikle bu yaklaşımın faydasını gördüm. hoşuma da gidiyor zaten, sıkılmıyorum. çok ahkam kesecek durumda değilim açıkçası, ben de yeni başladım sayılır öğrenmeye. o açıdan bu konuda pek bi' şey söyleyemem.
sadece şundan emin olun: ingilizceyi iyi öğrenebildiyseniz, almancayı da iyi öğrenebilirsiniz. evet daha zor, evet farklı bir dil ama atla deve değil. ben artık beynim almadığı için kelimeleri ve artikelleri aklımda tutmakta çok zorlanıyorum, onu halledebilsem kimse tutamayacak. "kelimeleri artikelleriyle ezberleyin" diyorlar da aklıma girmiyor ki, istediğin kadar "das buch" diye öğren, bi' yerden sonra das uçuveriyor insanın aklından pii.
öğrenme konusunda bir şey öneremiyorum, herkesin tarzı farklı. ben gayet matematik çalışır gibi oturup gramer kitabından çalışıyorum. ismin halleri konusunda özellikle bu yaklaşımın faydasını gördüm. hoşuma da gidiyor zaten, sıkılmıyorum. çok ahkam kesecek durumda değilim açıkçası, ben de yeni başladım sayılır öğrenmeye. o açıdan bu konuda pek bi' şey söyleyemem.
sadece şundan emin olun: ingilizceyi iyi öğrenebildiyseniz, almancayı da iyi öğrenebilirsiniz. evet daha zor, evet farklı bir dil ama atla deve değil. ben artık beynim almadığı için kelimeleri ve artikelleri aklımda tutmakta çok zorlanıyorum, onu halledebilsem kimse tutamayacak. "kelimeleri artikelleriyle ezberleyin" diyorlar da aklıma girmiyor ki, istediğin kadar "das buch" diye öğren, bi' yerden sonra das uçuveriyor insanın aklından pii.
- der meister (28.04.19 19:04:46)
İngilizce bilmeniz avantaj, cümle yapısı benzer şekilde kuruluyor. Almancanın sinir bozucu yanı isimlerin başına gelen der,die ,das artikelleri. Bunları ezberlerken artikelleriyle ezberlemek gerek.
Almancayı doğuştan öğrenen biri olarak öğrenme tavsiyesi veremiyorum ama ben bile konuşmadıkça artikelleri unuttum. Okuma ve dinleme yaptıkça kulak aşinalığı ile çözebileceğinizi düşünüyorum.
Almancayı doğuştan öğrenen biri olarak öğrenme tavsiyesi veremiyorum ama ben bile konuşmadıkça artikelleri unuttum. Okuma ve dinleme yaptıkça kulak aşinalığı ile çözebileceğinizi düşünüyorum.
- glavina (28.04.19 19:40:31)
peki cok tesekkur ederim cevaplariniz icin. onerebileceginiz kaynak var mi peki, nerden baslayayim nerelerden ilerleyeyim? kitap, youtube kanali, site vs her sey olur, dil hakkinda hicbir sey bilmedigim icin nereden baslayacagimi da kestiremiyorum. hic olmadi ingilizce gibi oturup alfabeden baslayayim diyorum.
- pelovann (28.04.19 23:16:33)
[]
Correspond with nerede kullanılır?
Whatsapp'ta birisiyle konuşurken chat, texting kullanıyoruz ama correspond with de kullanabilir miyiz? Örneğin; "I used to correspond with a girl" olur mu yoksa fazla mı resmi? Karşımızdaki gayet tabii anlayacaktır bizi ama benim öğrenmek istediğim şey, bir native böyle bir şey der mi?
Cambridge sözlüğünde şöyle tanımlanmış;
COMMUNICATIONS - to communicate with someone by letter or email:
correspond with sb. There has been some problem in the way insurers are corresponding with customers.
dictionary.cambridge.org
COMMUNICATIONS - to communicate with someone by letter or email:
correspond with sb. There has been some problem in the way insurers are corresponding with customers.
dictionary.cambridge.org
- mentuhotep (27.04.19 15:18:57 ~ 15:20:19)
[]
Those kelimesi relative clauses içinde mi?
Bir örnek vereyim: "I have shortcomings those make me shy" diyesim geliyor ama hiç those'lu relative clause görmedim. "I have shortcomings that make me shy" daha mı doğru?
Not: IELTS gibi resmi sınavlar bazında düşünebiliriz. Günlük konuşmada kimse takılmaz buna ama sınavda işler değişebiliyor.
Not: IELTS gibi resmi sınavlar bazında düşünebiliriz. Günlük konuşmada kimse takılmaz buna ama sınavda işler değişebiliyor.
Ikicisi dogru, birincisi iki tane ayri cumle.
Those relative clause'larla cok kullanilir. Yapanlar falan demek Those who have completed the first question can directly go on to the next page.
Those relative clause'larla cok kullanilir. Yapanlar falan demek Those who have completed the first question can directly go on to the next page.
- Traveler (27.04.19 15:41:24)
Those'u tek başına relative pronoun olarak hiç hatırlamıyorum. @traveler'ın bahsettiği "for those who" şeklinde kullanılıyor.
- synesthesia (27.04.19 17:00:10)
[]
İng Altyazılı Dizi ve Filmlerin seviyenize faydası ne kadar oldu?
İyi geceler, en az bir yıla yakın İngilizce altyazılı dizi, animasyon ve filmler izlediyseniz, mesela speaking ama ondan ziyade listening seviyenize ciddi katlıları oldu mu özellikle pratik yapma şansı yokken? Bir de Britanya İngiliz yapımı dizi ve filmlerin dillerinin daha anlaşılır ve yavaş olduğuna yönelik bir ön yargı var bende, mesela The IT Crow dizisi gibi, İngiliz yapımıysa dili berraktır anlayışı ne kadar doğru? Amerikan dili, hızı sanki daha zor gibi?
ben dinleme seviyemi ve ingilizce telaffuz becerimi tamamen buna borçluyum diyebilirim. etrafımda ingilizce konuşulan konuların ya da youtube herhangi bir ingilizce videonun % 90 ını anlıyorum artık. ayda yılda bir ingilizce konuşma fırsatı bulduğumda telaffuz becerimin iyi olduğunu native speakerlar ve ingilizce hocalarından işittim.
- yazgisiz infaz (27.04.19 13:10:20)
[]
ingilizce teklif
yabancı ülkeden bir teklif isteği aldık. burda teklif hazırlarken bir cümlede takıldık. iki farklı şekilde söyleyen var. ingilizce bilen arkadaşlarım bi el atabilir mi?
The Skid assembly will include our free issued components. End-user will free issue the high pressure piping materials as per mark up provided. The supplier scope of procurement limits to low pressure piping, structural materials, instrument tubing’s, cables, tag plates, cable trays etc..
yardımlarınız için teşekkürler...
The Skid assembly will include our free issued components. End-user will free issue the high pressure piping materials as per mark up provided. The supplier scope of procurement limits to low pressure piping, structural materials, instrument tubing’s, cables, tag plates, cable trays etc..
yardımlarınız için teşekkürler...
Kizak sistemine bizim ucretsiz olarak saglayacagimiz parcalar eklenecektir. Son kullanici (sanirim burda distributor demek istiyor) ucretsiz olarak yuksek basincli boru parcalarini ekteki degisikliklere gore saglayacaktir. Kizak saglayicisinin tedarik kapsami dusuk basincli boru, tasiyici sistem, gosterge borulari, kablolar, isim plakalari ve kablo tepsisi ile sinirlidir.
- cooperr (25.04.19 18:25:17)
[]
what is dead may never die
game of thrones'ta greyjoyların sözlerinden olan bu cümlenin çevirisi "ölen asla ölmeyebilir" şeklinde olmuyor mu? öyleyse may kullanımı saçma gibi geldi bana yerine ne kullanmak gerekirdi bilmiyorum ama "ölü olan asla ölemez" gibi bir anlam ifade etmesi gerekir sanki bu cümlenin. yoksa zaten öyle mi may burda ebilmek anlamı katmak dışında bi görevde mi kullanılmış?
Cambridge Dictionary'nin şu açıklaması işinizi görebilir sanırım:
We use may in formal writing, especially academic English, to describe things which the speaker thinks are generally true or possible. In this case, it is a more formal equivalent of can.
"A typical farmer’s cottage may be seen in the Ulster Folk Museum."
We use may in formal writing, especially academic English, to describe things which the speaker thinks are generally true or possible. In this case, it is a more formal equivalent of can.
"A typical farmer’s cottage may be seen in the Ulster Folk Museum."
- luin 41 (25.04.19 12:57:13)
may: -ebilmek olarak düşünürsen anlamlı gelecektir.
Bir kez ölen bir daha asla ölemez.
Bir kez ölen bir daha asla ölemez.
- salamanca (25.04.19 12:59:24 ~ 13:00:37)
may'in bu cümle içerisinde "ölü olan asla ölemez" anlamında daha kesin bir yargı var.
aynı şekilde dizide "long may she/he reign" dediklerinde de mesela daha çok umut, istek belirtiyorlar. uzun süreli olsun hükmü şeklinde.
o yüzden farklı anlamları var.
aynı şekilde dizide "long may she/he reign" dediklerinde de mesela daha çok umut, istek belirtiyorlar. uzun süreli olsun hükmü şeklinde.
o yüzden farklı anlamları var.
- isvicre rakisi (25.04.19 13:00:31 ~ 13:01:03)
"ölü olan asla ölemez" anlamına geliyor zaten. May her zaman ihtimal anlamı taşımaz. Özellikle olumsuzken çoğu zaman emir/kesinlik belirtir.
Örneğin; "You may not do that" derse birisi, "Yapamazsın" diye emir vermiş olur. Burada da "may never die" asla ölemez, ölmesi mümkün değildir anlamında.
Örneğin; "You may not do that" derse birisi, "Yapamazsın" diye emir vermiş olur. Burada da "may never die" asla ölemez, ölmesi mümkün değildir anlamında.
- danquel (25.04.19 13:00:51)
[]
"Have Happen " nasıl bir kalıp bu bakabilir misiniz ?
şöyle bir cümledeki :" These are rules that we want to have happen in our game"
want to have happen. ne demek bu perfect infinitive değil. anlamı ne oluyor . we want to have happened tarzı bir şey olmaz mıydı ?
yoksa bu bir causative ve şöyle mi yani bu kuralların " olma"sını istiyoruz tarzında , bu kuralları bir"somebody " olarak mı koymuşlar like i have veli fix my car tarzı
want to have happen. ne demek bu perfect infinitive değil. anlamı ne oluyor . we want to have happened tarzı bir şey olmaz mıydı ?
yoksa bu bir causative ve şöyle mi yani bu kuralların " olma"sını istiyoruz tarzında , bu kuralları bir"somebody " olarak mı koymuşlar like i have veli fix my car tarzı
Nerede yaziyo bu?
- onurgul (25.04.19 11:33:26)
bir oyun yapımı programını öğreten video eğitim setinde
- trablon (25.04.19 11:36:05)
"Oyunumuzda olmasını istediğimiz kurallar" diyor işte. Sonda verdiğin örnek gibi aynen. "Olma"sını sağlamak gibi bir mantık.
- bugunku antremanda goz dolduran futbolcu (25.04.19 11:39:26)
bir çeşit ettirgen eylem. make happen anlamında kullanılmış. "we want to make these rules happen" gibi düşünebilirsin.
- sir gawain (25.04.19 11:47:10 ~ 11:48:00)
sir gawain +1
- givemesomesubstance (25.04.19 11:51:51)
olsun istiyoruz demek. biz de aynı kalıbı kullanıyoruz.
- babilbaligi (25.04.19 12:09:00)
[]
How things have changed tipi sorular
IELTS speaking bölümünde genellikle sorulan bu soruya hangi kalıplarla yanıt verilmeli? İşin gerçeği, bana Türkçe sorsanız cevap veremem bu sorulara çünkü "giyim kuşam son 20 yılda nasıl değişti sizin oralarda" diye soruyor adam. 10 dakika düşünmeden cevaplayamam ben bunu. Önerileriniz nelerdir bu tarz sorular için?
Not: ille de bu soru olacak diye bir şey yok. "How has meeting people today changed from twenty years ago" da örnek olabilir
Not: ille de bu soru olacak diye bir şey yok. "How has meeting people today changed from twenty years ago" da örnek olabilir
Dogru cevap beklenmiyor, ucmadiginiz surece yalan yanlis bilgi verebilirsiniz gayet, 20 sene once magara adami gibi dolasiyorduk simdi astronot suitleriyle geziyoruz demeyin yani gene de. Maksat orda bir konu etrafinda konusabilmek, bazi kaliplar ezberlemeniz tabi ki fark yaratacaktir. Ornegin 20 sene once ulkede pamuk yoktu, we have tackled this issue by importing, gibi sallamasyon ama kuvvetli bir cumle sizi bir ust tura cikaracaktir.
- skulldragon (24.04.19 11:18:35)
Düşünmeye şimdiki zamandan başlarsan işin hem daha kolay olur hem de geçmişi düşünmek için vaktin olur. 20 giyim nasıl değişti sorusuna bugünlerde ne giyiliyordan başlarsın skinny pantolonlar vs mesela sonra hatırlarsın önceden bol kotlar, kot üstler bilmemne daha modaydı. Büyük gömlek vs hatırlarsın. Geçmişe giderken bağlaçlar vs. bağlanır bir şekilde.
- senolll (24.04.19 13:06:01)
cevabın sizin düşüncenizi yansıtması gerekmiyor, onun için altını doldurabileceğiniz ilk gelen düşünceyi söyleyebilirsiniz, önemli olan burada olabildiğince temiz konuşmak, bana, hayatta başarı için en önemli şey nedir, diye sormuşlardı, normalde türkçe çok başka cevap veririm ama aklıma en kolay para geldi, direkt para hayatta şöyle önemli böyle önemli bayağı sıralamıştım.
- gezegen olan pluton (24.04.19 13:49:03)
[]
this-that farkı behzat ç örneğinde
1. sezon 14. bölümde harun sorgulanan yabancı adama "is this the reason?" diye soruyor. adam da onu "is that the reason?" diye düzeltiyor.
neden doğrusu that burada?
neden doğrusu that burada?
is that why ...? kalıbını çok duydum. bu yüzden mi ... yaptın gibi bi anlamı var. hep that ile.
- sttc (20.04.19 23:17:47)
ama devamında why deyip bir şey belirtmiyor ki?
bu adamı şunda n öldürdüm diyen insan is this the reason? deyip geçiyor. adam da this değil that diyor işte.
bu adamı şunda n öldürdüm diyen insan is this the reason? deyip geçiyor. adam da this değil that diyor işte.
- psychosocialll (20.04.19 23:20:08)
That daha uzakta olan için kullanılıyor. Suçlamayı kendinden ne kadar uzakta olduğunu göstermek için falan olabilir mi?
Not: Gramerim çok iyi değildir. Tahmin.
Not: Gramerim çok iyi değildir. Tahmin.
- influx (20.04.19 23:43:18)
"Is this the reason?" demesi için o sebeple ilgili bir şeyi elinde tutuyor olması lazım, ya da fiziksel olarak yakın olması lazım bir şekilde. "Is that the reason?" diyerek sebebin somut, yani o an o odada değil de soyut olduğuna işaret ediyor. Doğrudan Türkçe'den çeviri yapmak yanlış ama İngilizce'de "Sebebi bu mu?" değil de "Sebebi o mu?" (bağlama bağlı olsa da) genelde daha doğru.
- fotrsapka (20.04.19 23:46:38 ~ 21.04.19 00:10:05)
[]
1 cümlelik çeviri
Those presenting are at an increased mortality rate and often have physical health complications as well as harmful cognitions related to self-esteem and overall self-concept.
Ben şöyle çevirdim ama yanlış olma ihtimali çok yüksek.
Bu çalışma yükselen ölüm oranları ve sağlık komplikasyonlarının yanı sıra özsaygı ve özbenliğin zararlı bilişleri(?)/yönleri ile ilişkilendirilmiştir.
Ben şöyle çevirdim ama yanlış olma ihtimali çok yüksek.
Bu çalışma yükselen ölüm oranları ve sağlık komplikasyonlarının yanı sıra özsaygı ve özbenliğin zararlı bilişleri(?)/yönleri ile ilişkilendirilmiştir.
"presented" olabilir mi?
- sanat guresi (20.04.19 02:03:42)
@sanat güresi
yok değil presenting
yok değil presenting
- The colors of my sea perfect color me (20.04.19 21:09:34)
mevcut seyreden/söz konusu şeye sahip olanlar (her neden bahsediliyorsa bir önceki cümlede) kendine güven ve genel benlik telakkisi ile ilgili zararlı bilişsellik göstermelerinin yanı sıra gyüksek ölüm oranına sahiptirler ve sıklıkla fiziksel sağlık komplikasyonlarına sahiptirler.
- theconqueror (21.04.19 00:48:56)
resmi tatilde gunes cikinca
demek oluyor
edit: aa cidden ben weekend kismini atlamisim :)
resmi tatil gunesli hafta sonuna denk gelince (ben) gibi oluyor.
demek oluyor
edit: aa cidden ben weekend kismini atlamisim :)
resmi tatil gunesli hafta sonuna denk gelince (ben) gibi oluyor.
- in vino veritas (19.04.19 22:16:15 ~ 22:35:59)
bank holiday : bankalarin tatil oldugu gunler, yani resmi tatiller.
bank holiday weekend: resmi tatilin haftasonu ile birlesmesi. cuma yada pazartesinin resmi tatil olmasi.
bu pazar paskalya ve pazartesi gunu resmi tatil.
bank holiday weekend: resmi tatilin haftasonu ile birlesmesi. cuma yada pazartesinin resmi tatil olmasi.
bu pazar paskalya ve pazartesi gunu resmi tatil.
- crucio (19.04.19 22:29:48)
[]
İngilizce konuşma uygulamaları hk. düşünceleriniz
Bu konu hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum. Özellikle aramızda cambly, konuşarak öğren gibi uygulamaları kullananlar var mı? Yarar gördünüz mü?
Bu uygulamalara alternatif olarak 6 - 8 kişilik gruplarla native hocaların olduğu konuşma kulüpleri var? Böyle gruplarda 1 saat içinde 8 kişiden sıra gelse bile ortalama 10 dknın altında konuşmuş olacaksın. Kısacası böyle bir durumda hangisini tercih edersiniz? Neden?
Bu uygulamalara alternatif olarak 6 - 8 kişilik gruplarla native hocaların olduğu konuşma kulüpleri var? Böyle gruplarda 1 saat içinde 8 kişiden sıra gelse bile ortalama 10 dknın altında konuşmuş olacaksın. Kısacası böyle bir durumda hangisini tercih edersiniz? Neden?
livemocha vardı, efsaneydi ve bedavaydı.
- jenasinans (19.04.19 15:19:26)
[]
Ingilizce,
Emaildeki belgeyi yazdırıp göndereceğim, orjinali olmadığı için. nasıl söylenir arkadaslar?
I will send certificates which i printed out from my e-mail because i don't have original ones.
Teşekkür ederim..
I will send certificates which i printed out from my e-mail because i don't have original ones.
Teşekkür ederim..
I will be printing out the soft copy of the certificate in my inbox and sending you that one since i do not have the original hard copy.
- interview with the vampire (19.04.19 12:34:45)
[]
My yerine me kullanımı
Bazı İngiliz dizilerinde my kids yerine me kids diyorlar. İrlandalılar mı öyle konuşuyor genelde yoksa sokak ağzı mı?
ingiltere, irlanda falan o tarafın insanı kullanıyor kimi zaman. hep o şekilde konuşmuyorlar
- cay koy geliyorum (18.04.19 19:47:53)
gramer olarak yanlış ama dediğin gibi sokak ağzı.
- sttc (18.04.19 20:19:02)
"me kids" deyil aslinda yine "my kids" o, ama telaffuz oyle.
irlanda'dir, bazi britanya bolgeleridir, avusturalya'dir, boyle kullanilir.
takdir edilen, egitimli kesimce kullanilan bir telaffuz deyildir.
misal" "ay niid to pop aut fellaz, mi mis iz caming tiday"
irlanda'dir, bazi britanya bolgeleridir, avusturalya'dir, boyle kullanilir.
takdir edilen, egitimli kesimce kullanilan bir telaffuz deyildir.
misal" "ay niid to pop aut fellaz, mi mis iz caming tiday"
- viva paulista (18.04.19 20:53:02)
Alt yazıyı İngilizce yapıyorum ne kids diye gösteriyor Netflixte. Shameless ve derry girls gibi dizilerde.
- Fusha (19.04.19 01:20:50)
telaffuz değil sadece yazı dilinde de kullandıkları oluyor me olarak yani senin varsayımın doğru viva'nın söylediği yanlış. altyazıda da me olarak yazıyor çünkü me diyorlar. ama sürekli kullanmıyorlar dendiği gibi.
- rotten head (19.04.19 04:10:10)
@rotten head
tellafuzun bu sekilde olduguna, ancak yazimin "my" seklinde surdugune defalarca tanik oldum.
au'da qld bolgesinde halk arasinda boyle kullaniliyor. baska eyaletlerde de oldugunu biliyorum. bazi britanya bolgelerinde keza boyle, arkadas arasi konustugunuzda, ev halinde vs. telaffuz buna kaciyor.
tellafuzun bu sekilde olduguna, ancak yazimin "my" seklinde surdugune defalarca tanik oldum.
au'da qld bolgesinde halk arasinda boyle kullaniliyor. baska eyaletlerde de oldugunu biliyorum. bazi britanya bolgelerinde keza boyle, arkadas arasi konustugunuzda, ev halinde vs. telaffuz buna kaciyor.
- viva paulista (19.04.19 17:11:37)
@viva, hocam ben de söylediğinizin zıttına çok şahit oldum. Netflix dizilerinde örneğin.
- Fusha (20.04.19 07:22:52)
İtalyan Kültür Derneğine baktınız mı, çok eski, köklü bir kurumdur.
- hayat aklini konusacak bir filozof uret (21.04.19 07:24:04)
[]
online çevirmenlik
hocamlar bu duyuruyu bir akrabamın ricası üzerine açıyorum. oldukça donanımlı bir ingilizce öğretmeni akrabam var ama kendisi çalıştığı dersaneden ayrılmak zorunda kaldığı için bir süredir işsiz. kendisinin mezun olduğu okul, cv'si vs gayet de iyi. bu kişiye internet üzerinde tercümanlık yaptırmak istesek imkanı nasıl sağlarız? bu işin kaynakları şartları vs nedir?
reddit'e bakın, yurtdışında native olmayan hocaların da online saatlik ing. ders verdiği bazı siteler var. toefl, ielts gibi belgeler isteyebilirler. ücretleri çok iyi.
- mehmed resad (16.04.19 21:16:09)
[]
Bi. soru?
After working for a long time in a cafe, I had finally saved enough money to buy the bicycle.
Bu cümlede neden had finally saved oluyor? perfect tense in amacı ne?
Bu cümlede neden had finally saved oluyor? perfect tense in amacı ne?
bizdeki -miş'li geçmiş zamanın amacı neyse de burada da o. belli ki iki farklı timeline var. bu daha eski olan.
- sir gawain (16.04.19 15:57:57)
gecmis zamani anlatirken isin bitmis oldugunu belirtmek istiyor o yuzden perfevt tense. simdi bitirmis olsa have finally saved derdi cunku bitip simdiye yaslanan bi fiil soz konusu
- eipcack (16.04.19 16:16:50)
[]
ingilizce çeviri
merhaba,
seven sikilir,
siken sevilir.
gramer olarak doğru bir şekilde nasıl söylenir bir yabancıya. tşk.
seven sikilir,
siken sevilir.
gramer olarak doğru bir şekilde nasıl söylenir bir yabancıya. tşk.
lovers get fucked
fuckers get loved
fuckers get loved
- mg3929 (15.04.19 21:22:22 ~ 21:22:32)
[]
Şu cümleyi...
"Not any more, though, as Scotland and Northern Ireland have taken over the lead."
nasıl çeviririz?
nasıl çeviririz?
keşke başını da yazsan. belli ki önceki cümleyle anlamsal bir bütünlüğü var. bu haliyle çözmek zor.
- sir gawain (15.04.19 12:59:40 ~ 13:01:02)
paragraf şöyle:
Their case is not unusual for Pirkko and Heikki, aged 46 and 47. They live in Finland, where the death rate from heart disease used to be the highest in the world. Not any more, though, as Scotland and Northern Ireland have taken over the lead.
Their case is not unusual for Pirkko and Heikki, aged 46 and 47. They live in Finland, where the death rate from heart disease used to be the highest in the world. Not any more, though, as Scotland and Northern Ireland have taken over the lead.
- osuran imam (15.04.19 13:09:13)
"İskoçya ve Kuzey İrlanda liderliği aldığından beri değil"
- ilkot (15.04.19 13:27:30)
goethe institut
- japon askeri (15.04.19 09:41:50)
en iyisi marmara üniversitesinin kursları ama hangi dönemlerde oluyor bilmiyorum, ondan sonra goethe institut
- nahtoderfahrung (15.04.19 09:59:56)
Hangisi iyi bilmizorum ama marmara universitesi kurslari iyi degil, bunu biliyorum. cok gereksiz yogun, yorucu ve sacma sapan bir ezber sistemi ile gidiyor, giden bir yakinim 2. donem birakti, beraber basladigi 15-20 kisiden de 9u birakti dedi. bu sayi normal degil. marmara universitesi kurslarindan uzak durun.
- JohnOakley (15.04.19 10:18:57)
Ben İSMEK'te gitmiştim. Hocam süperdi, ama b1'den sonrası açılmadı. Başlangıç/hobi amaçlı düşünülebilir. Ücretsiz üstelik.
- pinkket (15.04.19 13:19:59)
[]
gerund infinitive
çalışırken kitapta şöyle bir şeye denk geldim. koyu yazılmış filler gerund öncesinde iyelik sıfatı alması gereken fillirlerdir diyor. örnek olarak şunu vermiş.
She won't excuse Sally's lying about her job.
koyu ile yazılan fillerden biri dislike.
bu mantığa göre şyle cümle kurulur sanırım. I dislike your coming late.
ama şu şekilde de cümle kuramaz mıyız? I dislike waking up late. (geç kalkmayı sevmiyorum demek istedim)
eğer oluyorsa neden iyelik sıfatı alması gereken fillerdir demiş?
ya da aynı şekilde fogive kelimesi koyu yazılmamış. bu durumda u cümleyi kuramaz mıyız?
I won't forgive your telling lie.
She won't excuse Sally's lying about her job.
koyu ile yazılan fillerden biri dislike.
bu mantığa göre şyle cümle kurulur sanırım. I dislike your coming late.
ama şu şekilde de cümle kuramaz mıyız? I dislike waking up late. (geç kalkmayı sevmiyorum demek istedim)
eğer oluyorsa neden iyelik sıfatı alması gereken fillerdir demiş?
ya da aynı şekilde fogive kelimesi koyu yazılmamış. bu durumda u cümleyi kuramaz mıyız?
I won't forgive your telling lie.
Iyelik eki ile kullanimi cok nadir ve kulak tirmalayici.
Olayin ozeti su:
Iki fiil art arda geliyorsa ikinci fiilden once ya to gelecek ya da ikinci fiil -ing alacak.
Ikinci fiil hedef ise to, hedef degilse -ing alir.
I like to have water - amac su istemek
I like drinking water when I wake up - amac yok su icmeyi seviyor.
Olayin ozeti su:
Iki fiil art arda geliyorsa ikinci fiilden once ya to gelecek ya da ikinci fiil -ing alacak.
Ikinci fiil hedef ise to, hedef degilse -ing alir.
I like to have water - amac su istemek
I like drinking water when I wake up - amac yok su icmeyi seviyor.
- Traveler (13.04.19 10:48:48)
peki bu durumda "O, Sally'nin yalan söylemesini affetmeyecek" nasıl denir iyelik eki kullanmadan?
ya da "patronum işe geç gelmemi affetmiyor" , "patronum işe geç gelmeyi affetmiyor." bunları nasıl söyleriz? biraz saçma oldu cümleler ama bulamadım bir şey.
1.sini şöyle düşündüm. "My boss doesn't forgive my coming late to work."
2.si "My boss doesn't forgive coming late to work."
ya da "patronum işe geç gelmemi affetmiyor" , "patronum işe geç gelmeyi affetmiyor." bunları nasıl söyleriz? biraz saçma oldu cümleler ama bulamadım bir şey.
1.sini şöyle düşündüm. "My boss doesn't forgive my coming late to work."
2.si "My boss doesn't forgive coming late to work."
- black mamba (13.04.19 11:16:38)
She won't forgive Sally for she having told lies to her.
(Having told gecmis zaman yapti o bolumu, o kisim kafani karistirmasin.)
She won't forgive Sally because she told her lies before. da diyebilirsin.
(Having told gecmis zaman yapti o bolumu, o kisim kafani karistirmasin.)
She won't forgive Sally because she told her lies before. da diyebilirsin.
- Traveler (13.04.19 11:34:09)
anladım. sonuçta türkçe gibi kesin bir söylenişi yok ve bunu gerundla söylemek çok doğal gelmiyor kulağa.
peki gerund konusu içinde düşünürsek patronla ilgili cümlelerde nasıl olur durum? grammar olarak doğrular mı?
peki gerund konusu içinde düşünürsek patronla ilgili cümlelerde nasıl olur durum? grammar olarak doğrular mı?
- black mamba (13.04.19 11:42:30)
My boss won't forgive me because I was late for work.
My boss won't forgive if I am ever late for work.
My boss doesn't forgive if anyone is ever late for work.
My boss won't forgive if I am ever late for work.
My boss doesn't forgive if anyone is ever late for work.
- Traveler (13.04.19 11:55:19 ~ 11:56:02)
daha o yapılara gelmedim. grammar çalışıyorum. yukardaki cümleler gerund konusu içinde hatalı mı?
bir de neden kitapta bundan bahsediyor olabilir? çok örnek var böyle.
mesela I can't imagine Tony's getting the job.
bir de neden kitapta bundan bahsediyor olabilir? çok örnek var böyle.
mesela I can't imagine Tony's getting the job.
- black mamba (13.04.19 13:39:32)
bir de bunlar doğru mu? konuyla direkt alakalı değil ama.
He always boasts about earning so much. (Her zaman çok kazanmasıyla övünür demek istedim)
He was charged with stealing the money. (Parayı çalmakla suçlanıyor demek istedim=
He always boasts about earning so much. (Her zaman çok kazanmasıyla övünür demek istedim)
He was charged with stealing the money. (Parayı çalmakla suçlanıyor demek istedim=
- black mamba (13.04.19 14:22:04)
Evet iki cumle de dogru
- Traveler (13.04.19 15:09:26)
çok teşekkürler.
- black mamba (13.04.19 15:39:05)
şu cümleler doğru mudur?
They forbid smoking in the room.
They forbid entering that room.
They forbid smoking in the room.
They forbid entering that room.
- black mamba (13.04.19 17:26:40)
ingilizce için tüm soruları toplayım bari burda.
permit ile gerund kullanılan bir cümle bulamadım. örnek verebilecek olan var mı?
They don't permit coming home late.
doğru bir cümle mi bu?
permit ile gerund kullanılan bir cümle bulamadım. örnek verebilecek olan var mı?
They don't permit coming home late.
doğru bir cümle mi bu?
- black mamba (13.04.19 18:04:54)
Evet onlar da dogru gorunuyor
- Traveler (13.04.19 20:36:47)
[]
İngilizce öğretmeni arıyorum
Kendim için özellikle konuşma alanında bana yardımcı olabilecek birini arıyorum. Kendiniz yazabilir ya da bir tanıdığınızi yönlendirebilirsiniz.
En son toefl sonuçlarım: reading 19, listening 21, writing 15, speaking 15
Yer: Sarıyer. Ancak Skype tan da konuşmayı degerlendirebilirim.
En son toefl sonuçlarım: reading 19, listening 21, writing 15, speaking 15
Yer: Sarıyer. Ancak Skype tan da konuşmayı degerlendirebilirim.
Yabancı tanıdığım var ingilizce öğretmenliği uapıypr
- seyyar satıcı (11.04.19 21:34:36)
[]
İngilizce öğretmeni arıyorum
Kendim için özellikle konuşma alanında bana yardımcı olabilecek birini arıyorum. Kendiniz yazabilir ya da bir tanıdığınızi yönlendirebilirsiniz.
En son toefl sonuçlarım: reading 19, listening 21, writing 15, speaking 15
Yer: Sarıyer. Ancak Skype tan da konuşmayı degerlendirebilirim.
En son toefl sonuçlarım: reading 19, listening 21, writing 15, speaking 15
Yer: Sarıyer. Ancak Skype tan da konuşmayı degerlendirebilirim.
cambly dene
- baknedicem (11.04.19 14:07:07)
[]
kelime ezberlemek için kullanılan bir site (çiçek filan sulanıyor bildikçe)
selam, sadece yabancı değil her türlü ezber için kullanılan bir site vardı. bildikçe çiçekleriniz sulanıyor. sonra solmaya başladıkça size tekrar soruyor. bu siteyi bilen var mı?
Memrise olsa gerek.
- a perfect lie (10.04.19 22:58:56)
buusu'da vardı sanki öğrendikçe büyüyen ağaçlar
- engelbert humperdinck (11.04.19 01:29:19)
Memrise.
- cizgilerebasancocuk (11.04.19 09:09:53)
[]
Ingilizcede "deneme" ne demek?
Yazı türlerinden denemeyi kastediyorum. Google da bulamadım malesef.
Essay
- helena (10.04.19 00:21:02)
essay işte. google'da arayacak olsam doğrudan montaigne üzerinden giderdim.
- tepedeki psychedelic adam (10.04.19 00:22:20)
Teşekkürler
- rabitelli (10.04.19 00:22:32)
essay.
Montaigne denemeleri kitabının ingilizcesi direk "essays".
Montaigne denemeleri kitabının ingilizcesi direk "essays".
- bellbane (10.04.19 00:22:52)
@tepedeki ... haklısın, aklıma gelmedi öyle aramak
- rabitelli (10.04.19 00:23:26)
google translate diyor ki: It was like I told her how to fix it with boredom and unknowingly
yani: sanki ona (kadına) bunu sıkıntıyla ve farkında olmadan nasıl düzelteceğini söylemişim gibiydi.
yani: sanki ona (kadına) bunu sıkıntıyla ve farkında olmadan nasıl düzelteceğini söylemişim gibiydi.
- interview with the vampire (09.04.19 09:11:47)
@inverview with the vampire bu çok eski bi oyun Heroes Might and Magic III ancak oyunu oynayan türk olmadığı için adamın aldıgı hatayı ben sürekli aliyorum ve bu hatayı alan benden hariç birini gördüm o yüzden sordum. Peki hangi dil oldugu hakkında fikrin var mi ?
- caner555 (09.04.19 09:14:19 ~ 09:14:38)
yine google translate e göre: vietnam dili.
- interview with the vampire (09.04.19 09:15:06)
vietnamca, google translate deneyebilirdin. ben denedim. aşağıya ingilizce ve türkçe çevirisini bırakıyorum:
it is like z r s ae showing me how to deal with boredom and unease
bana sıkıntı ve huzursuzlukla nasıl başa çıkacağımı gösteren bir uzay.
it is like z r s ae showing me how to deal with boredom and unease
bana sıkıntı ve huzursuzlukla nasıl başa çıkacağımı gösteren bir uzay.
- barankovan (09.04.19 09:21:08)
[]
have you listened mı did you or do you listen mı ?
i have listened to drake musics diyor adam . mesela geçmişte dinleyip hala dinlemeye devam ettiğini mi ifade ediyor ? have you listened yerine did you listen yada atıyorum adam i listen to drake music niye demiyor draki dinlerim diye .
konu hakkında bilgisi olan buyursun.
konu hakkında bilgisi olan buyursun.
sadece geçmişte başlayıp bugüne kadar gelmesi değil, geçmişte yaşanan ama zamanın belirtilmediği yerlerde de present perfect tense kullanılır.
simple present tense de kullanılabilir, "ben drake dinlerim." şeklinde. ama past tense kullanılamaz. past tense kullanıldığında zamanın da belirtilmesi gerekir. dinledin de ne zaman dinledin? dün mü, 5 ay önce mi, 10 yıl önce mi?
simple present tense de kullanılabilir, "ben drake dinlerim." şeklinde. ama past tense kullanılamaz. past tense kullanıldığında zamanın da belirtilmesi gerekir. dinledin de ne zaman dinledin? dün mü, 5 ay önce mi, 10 yıl önce mi?
- avianthem (09.04.19 07:23:27)
Have you ever... ile de sorulursa daha iyi olur gibime geliyor.
- rakidabalikolsa (09.04.19 08:06:46)
have you ever yanlış olabilir. Daha önce dinledin mi demek en az bir defa yaptın mı anlamına geliyor biraz. Oysa burada sorulmak istenen bu şarkıcıyı sever misin dinler misin demek sanırım.
- ayin yazari (09.04.19 09:50:56)
Have you ever ile have you arasındaki fark senin sandığın gibi değil. En az bir değil o “hiç dinledin mi?” Sayıca nitelemek gereksiz.
Hiç dinledin mi? İşte bu kadar.
Hiç dinledin mi? İşte bu kadar.
- rakidabalikolsa (09.04.19 19:53:38)
[]
işe yaramak güzel bir şey nasıl deriz ingilizce
gece gece kafama takıldı.internette bir oyunda admaa yardım ettim.genelde bütün işleri o yapıyordu , bana teşekkür etti ben de dedim ki est "its good to be use"
ama bu değil gibi olması gereken cümle. işe yararın olması iyidir ve işe yaramak iyi bir şey tarzı bir şey nasıl derim ingilizce ?
ama bu değil gibi olması gereken cümle. işe yararın olması iyidir ve işe yaramak iyi bir şey tarzı bir şey nasıl derim ingilizce ?
it is good to be useful.
- diffarentiationation (09.04.19 02:35:17)
"serving a purpose is good" desek olur mu?
- theconqueror (09.04.19 02:35:27)
it is nice to be of use
- passion rules the game (09.04.19 07:56:51)
It feels nice to do something useful
İşe yarar bir şey yapmak güzel/iyi hissettiyor. Bence böyle daha guzel oldu
İşe yarar bir şey yapmak güzel/iyi hissettiyor. Bence böyle daha guzel oldu
- cherokee rose (09.04.19 08:15:23)
it feels nice to be of use olur ama cok resmi olur. almanların kullandigi servus var, hic sorun degil ne zaman istersen anlamında. at your service dersen ingilizce ayni anlami karsiliyor. glad to hear I could help derdim ben olsam.
- proteus (09.04.19 11:31:38)
[]
çevirelim 2
When you're *this* close to losing your shit, but then remember that the weekend is almost here.
[video var burada da]
twitter.com
--------------------------------
sinir oldum anlayamıyorum bi türlü...
bişeyini unutmaya yaklaştığında ama sonra haftasonu olduğunu hatırladığında:
mı demek????? nedemek???? eğer öyleyse ne demek bu?
[video var burada da]
twitter.com
--------------------------------
sinir oldum anlayamıyorum bi türlü...
bişeyini unutmaya yaklaştığında ama sonra haftasonu olduğunu hatırladığında:
mı demek????? nedemek???? eğer öyleyse ne demek bu?
çıldırmaya ramak kala, haftasonunun neredeyse geldiğini hatırlarsın.
losing your shit = akli dengeni kaybetmek, cinnet geçirmek gibi bir anlamı var argoda.
www.urbandictionary.com
losing your shit = akli dengeni kaybetmek, cinnet geçirmek gibi bir anlamı var argoda.
www.urbandictionary.com
- nahtoderfahrung (06.04.19 14:32:01 ~ 14:32:46)
[]
Çevirelim
Humans of Reddit, what is your signature move?
"Slipping through closing doors without having to touch them."
"Slipping through closing doors without having to touch them."
kapılara dokunmak zorunda kalmadan aralarından geçmek.
- inheritance (06.04.19 09:49:01)
kapı kapanırken hiç bi yere değmeden içinden geçmek
- nahtoderfahrung (06.04.19 12:46:14 ~ 12:46:25)
Graduated with First Class Honors and a GPA of X,
burada GPA of X, X yerine not ortalamanı yaz.
burada GPA of X, X yerine not ortalamanı yaz.
- nahtoderfahrung (02.04.19 21:42:49)
valedictorian
- Jesus Christ (02.04.19 21:52:46)
Graduated with the highest GPA, ranked first in the department of xxxx
- mischamischa (02.04.19 21:52:49)
[]
5 yaşındaki çocuk için ingilizce
merhaba,
(bkz: pimsleur) veya (bkz: rosetta stone) 5 yaşındaki kızım için faydalı olur mu?
olursa hangisi olur?
olmazsa neden?
(ben de ona eşlik edeceğim)
(bkz: pimsleur) veya (bkz: rosetta stone) 5 yaşındaki kızım için faydalı olur mu?
olursa hangisi olur?
olmazsa neden?
(ben de ona eşlik edeceğim)
eğlenceli ingilizce var ozmo serisini bulabilirsen ona bak :) çizgili flimi vs vardı
- hitsumo (02.04.19 11:04:17)
rosetta stone odtü'de kullanılan bi kitap. sağlam yani.
- mehmed resad (02.04.19 13:34:19)
5 yasindaki cocuk icin gorsel seyler daha faydali. cizgi film falan izlemeli. rwnkli eglenceli seyler. ingilizce teletubbies susam sokagi falan. pimsleur yaramaz.
- hot potato (03.04.19 19:56:32)
[]
Kısa İngilizce Çeviri
perşembe günü 20'lik dişlerim çekilecek o nedenle dersi ertelemek zorunda kaldım.
sana da haber vereyim dedim.
in ingilizcesi nasıldır
teşekkürler
sana da haber vereyim dedim.
in ingilizcesi nasıldır
teşekkürler
i'm going to have my wisdom teeth extracted on thursday, so i had to put off the class. i just thought it will better if i let you know.
edit: negatif/pozitif erteleme nedir, ya da buradaki nasıl pozitif bilemedim de ldoce'den put off tanımına baktım tekrar: to delay doing something or to arrange to do something at a later time or date, especially because there is a problem or you do not want to do it now.
ikinci edit: sadece savsaklamak da değilmiş halbuki ldoce'ye göre. hatta şimdi cambridge'e baktım bir kaynak daha olsun diye. evet, onda da gerekçelendirilmiş ertelemeler söz konusu bazı örneklerde. would önerisi de thought yüzünden geldi galiba. burada bir "informal" kullanım tercih ettim diyelim (google search: "i thought it's better"). yoksa "will" ve "let" arasında yaşanan conditional kısmında bir zaman uyumsuzluğu mevcut değil. bu şekilde de kullanabilirsiniz. düzeltme önerilen her iki konu da karşıdaki insanın sizi üzerinde "ingilizce bilmeyenler" yazılı bir çuvala koyup duvarlara vurmasını sağlayacak bir durum oluşturmayacak.
edit: negatif/pozitif erteleme nedir, ya da buradaki nasıl pozitif bilemedim de ldoce'den put off tanımına baktım tekrar: to delay doing something or to arrange to do something at a later time or date, especially because there is a problem or you do not want to do it now.
ikinci edit: sadece savsaklamak da değilmiş halbuki ldoce'ye göre. hatta şimdi cambridge'e baktım bir kaynak daha olsun diye. evet, onda da gerekçelendirilmiş ertelemeler söz konusu bazı örneklerde. would önerisi de thought yüzünden geldi galiba. burada bir "informal" kullanım tercih ettim diyelim (google search: "i thought it's better"). yoksa "will" ve "let" arasında yaşanan conditional kısmında bir zaman uyumsuzluğu mevcut değil. bu şekilde de kullanabilirsiniz. düzeltme önerilen her iki konu da karşıdaki insanın sizi üzerinde "ingilizce bilmeyenler" yazılı bir çuvala koyup duvarlara vurmasını sağlayacak bir durum oluşturmayacak.
- sanat guresi (01.04.19 23:29:16 ~ 02.04.19 00:46:42)
Put off denmez. Put off negatif anlamda bir erteleme eylemi. Postpone denir.
- hot potato (01.04.19 23:40:45)
Bu şekilde yazacaksanız will yerine would yazın ikinci cümlede.
@sanat guresi negatiften kasıt savsaklamak gibi bir şey. Öyle bir erteleme yani
@sanat guresi negatiften kasıt savsaklamak gibi bir şey. Öyle bir erteleme yani
- cay koy geliyorum (02.04.19 00:31:54)
sana da haber vereyim dedim için kısaca "I just wanted to let you know" yazılabilir, daha informal ve doğal geliyor kulağa.
put off ise bir şeyi yapmak istemediğiniz için yapmayı ertelediğiniz anlamına geliyor. dolayısıyla postpone kullanmak daha uygun.
put off ise bir şeyi yapmak istemediğiniz için yapmayı ertelediğiniz anlamına geliyor. dolayısıyla postpone kullanmak daha uygun.
- luin 41 (02.04.19 12:00:54)
[]
ingilizce
şu cümlede neden married to a man diyor? to demesek olmuyor mu? çünkü marry him falan deniyor ya. bir de neden with değil?
"She is married to a man named John."
"She is married to a man named John."
1. John married Annie.
This is what he did. It is an action. John married in 2003. John married Annie in 2003.
the verb 'to marry' with a direct object.
2. Annie is married to John.
This is her status. She is a married woman. She is not single. She is married. She is married to John.
the adjective 'married' + to.
yani "to" gelince aslında statünü belirliyor. aslında ufak bir nüans. sadece "married with" kullanma yeter, o kesinlikle yanlış.
This is what he did. It is an action. John married in 2003. John married Annie in 2003.
the verb 'to marry' with a direct object.
2. Annie is married to John.
This is her status. She is a married woman. She is not single. She is married. She is married to John.
the adjective 'married' + to.
yani "to" gelince aslında statünü belirliyor. aslında ufak bir nüans. sadece "married with" kullanma yeter, o kesinlikle yanlış.
- slhmlr (01.04.19 21:16:44)
john ile evli demek sanırım. she is married john desek olur mu?
- black mamba (01.04.19 21:23:33)
she is married john olmaz
"to" lazim kiminle evli oldugunu belirtmek istiyorsan.
"to" lazim kiminle evli oldugunu belirtmek istiyorsan.
- ocaan (01.04.19 21:47:39 ~ 21:47:49)
birisiyle evli olma durumu anlamı için "married" ile birlikte "to" preposition'ını kullanmamız gerektiği söylenmiş zaten. dile ait özellikler bunlar. mesela bunun benzeri "married with children" var bir de, daha da acayip.
- sanat guresi (01.04.19 21:52:14 ~ 23:13:31)
peki bu kurallara nereden denk gelebilirim? buna okuduğum bir metinde denk geldim. o metni okumasaydım yanlış kullanıyor olurdum. böyle ufak ayrıntıları doğru düzgün nasıl, nereden öğrenebilirim?
- black mamba (01.04.19 22:17:26)
dediğim gibi bu konu preposition kullanımı ile ilgili, bununla sınırlayabiliriz. okuyarak karşılaşmak çok güzel bir yol aslında. çünkü aksi halde maruz kalmadan oturup ezberlenecek şeyler olduklarını düşünmüyorum.
"preposition noun", "preposition verb" ve "preposition adjective" diye arama yapabilirsiniz. benim bulduklarım;
www.bedavaingilizce.com
www.bedava-ingilizce.com
www.bedavaingilizce.com
"preposition noun", "preposition verb" ve "preposition adjective" diye arama yapabilirsiniz. benim bulduklarım;
www.bedavaingilizce.com
www.bedava-ingilizce.com
www.bedavaingilizce.com
- sanat guresi (01.04.19 23:15:46)
Biri "evlendi."
Diğeri "evli"
Diğeri "evli"
- 6 yasimdan beri metal dinliyorum (02.04.19 00:11:57)
Married with bilmiyorum. Ama bir de "mary with" var.
Will you mary with me ?
Benimle evlenir misin.
Will you mary with me ?
Benimle evlenir misin.
- tunaktunaktun (02.04.19 04:51:02)
[]
Birkaç satır Osmanlıca çevirisi
Beş satırlık bir Osmanlıca çevirisi için yardım edebilecek olan var mıdır?
Yükleyin yahut gönderin, bakalım bir.
- hicazkar (02.04.19 23:37:54)
[]
having anyone to talk to / having sb to + verb li bir çatı mı var ?
arkadaşlar bu nasıl bir çatı
"He left the party and went home, not having anyone to talk to."
burada have someone to talk diyerek konuşacak bir kişi olsa dicem de have in ing formu olmuyor benim bildiğim . bir açıklayıverin lütfen ne iş bu having anyone to talk to
"He left the party and went home, not having anyone to talk to."
burada have someone to talk diyerek konuşacak bir kişi olsa dicem de have in ing formu olmuyor benim bildiğim . bir açıklayıverin lütfen ne iş bu having anyone to talk to
Partiden ayrılıp eve gitti, çünkü konuşacak kimsesi yoktu. gibi bi çeviri olur, burdaki kalıp işin biraz ağdalı hali. yani kullanılan bir kalıp ama günlük konuşma dilinde pek rastlamazsın, kitaplarda falan olur.
- diyarbakir karpuzu (30.03.19 23:12:11)
have'in ing formu olmuyor derken neyi kastediyorsun bilmiyorum ama oluyor, niye olmasın? olmuş işte :) türkçedeki "için" gibi bir anlamı var. "konuşacak kimsesi olmadığı için partiden ayrılıp eve gitti". yorumlayacağım dersen "konuşacak kimse olmayınca" da denebilir. örnek cümleler,
He left the party and went home, seeing no reason to stay.
He went full retard, not knowing what to do.
gibi gibi. -madığı için, -mayınca, için, sebebiyle... öyle bi' şey. yapının ismi neydi unuttum.
have de üstteki cümlelerle aynı sebepten "ing" almış. yapı böyle kullanılıyor. gerund mıydı neydi.
He left the party and went home, seeing no reason to stay.
He went full retard, not knowing what to do.
gibi gibi. -madığı için, -mayınca, için, sebebiyle... öyle bi' şey. yapının ismi neydi unuttum.
have de üstteki cümlelerle aynı sebepten "ing" almış. yapı böyle kullanılıyor. gerund mıydı neydi.
- der meister (30.03.19 23:38:29 ~ 23:39:04)
[]
has come to an end de niye has ?
şu nedir dostlarım ;şimdi adam telefonda konuşuyor canıtın adındaki bir adam hakkında ve şöyle diyor telefonun diğer ucundaki kadına :
"his usefulness has come to an end."
burada niye has diye perfect kullanmış ? işe yaramaz halinin sonu geldi derken his usefulness came to an end dese ne farkı olurdu ?
"his usefulness has come to an end."
burada niye has diye perfect kullanmış ? işe yaramaz halinin sonu geldi derken his usefulness came to an end dese ne farkı olurdu ?
bir sürecin sonlanması manasında olduğu için o şekilde. anlık bir olay değil.
bence böyle tabi.
bence böyle tabi.
- teritori (29.03.19 21:19:21)
[]
kendi kendine fransızca öğrenmek
mümkün mü? kendi kendine derken tabii vahiy olarak değil de gerekli materyalleri edinip, az buçuk ingilizcem var, bunun da olumlu etki edeceğini varsayarak, bugün başlasam, 6 kademe üzerinden düşünürsek üçüncü seviyeye gelmem ne kadar sürer?
yani kısacası böyle bir şey var mı? varsa ne kadar zaman alır?
yani kısacası böyle bir şey var mı? varsa ne kadar zaman alır?
Fransızca B1 seviyesine ismek kursları ile gelmiş biri olarak söylüyorum, kendi başınıza fransızca zor. çünkü telaffuz farklı, geçmiş zaman çekimleri farklı vs vs
bi de motive edici bir kuvvet olmalı öğretmen veya sınıf arkadaşları gibi. ingilizce gibi aşına olunan bir dil değil çünkü. bi yerde sıkılıp bırakmak mümkün.
bi de motive edici bir kuvvet olmalı öğretmen veya sınıf arkadaşları gibi. ingilizce gibi aşına olunan bir dil değil çünkü. bi yerde sıkılıp bırakmak mümkün.
- interview with the vampire (29.03.19 14:35:12 ~ 14:35:34)
Peki o seviyeye ne kadar zamanda geldiniz?
- osuran imam (29.03.19 14:48:39)
Çalışmanın %90'ını telaffuz için harcarsanız olabilir.
3. kademe dediğiniz B1 ise, tek başınıza 7-8 ay sürer.
3. kademe dediğiniz B1 ise, tek başınıza 7-8 ay sürer.
- 6 yasimdan beri metal dinliyorum (29.03.19 14:50:11)
3 dönem sürdü kurlar.
3-4 ay ilk kur (A1)
3-4 ay ikinci (A2)
2 ay gibi de son kur (B1)
3-4 ay ilk kur (A1)
3-4 ay ikinci (A2)
2 ay gibi de son kur (B1)
- interview with the vampire (29.03.19 14:51:51)
orta seviye için yaklaşık 1 yıl... eh, denemeye değer. ama tabii bu kurs yardımıyla olmuş. kendi başına deneyen birileri olsaydı fikir edinebilirdim.
bu arada telaffuzu pek önemsemiyorum hocam, amacım tamamen okuma ve yazma. akademik düzeyde okuma yapmak yeterli benim için.
bu arada telaffuzu pek önemsemiyorum hocam, amacım tamamen okuma ve yazma. akademik düzeyde okuma yapmak yeterli benim için.
- osuran imam (29.03.19 14:56:29)
okuma için de şunu söyleyeyim, fransızların yazı dili konuşma dilinden çok farklı. şu açıdan; yazı dilinde çok benzetmeler kullanabiliyorlar, biraz ağdalı yazıyorlar. kısa sürede bunu anlayacak seviyeye gelmeniz nerden baksanız yine 1 yılı bulur bence. yine de sizin öğrenme eğrinize göre değişir. (bu benim fikrim onu da belirteyim)
- interview with the vampire (29.03.19 14:58:40 ~ 14:59:40)
Kimisi beceremez kurssuz öğrenilemeyeceğini iddia eder, kimisinin disiplin becerisi düşüktür herkesi yine öyle zanneder. Bence en iyisi buraya sormak yerine şimdiden kendi kendine öğrenmeye başlamak. Herkesin kapasitesi, öğrenme yöntemi birbirinden farklı. Kimisi bireysel daha hızlı ilerlerken kimisi grupla öğrendiğinde daha başarılı olur. Deneyip görmen lazım.
Sıfırdan 5 ayda almancada b1.1 olmuş birisi olarak bugün başla diyorum.
Sıfırdan 5 ayda almancada b1.1 olmuş birisi olarak bugün başla diyorum.
- ruhen hastayim ben (29.03.19 15:08:45)
[]
bu bir kalıp mıdır ?
"he is not to be underestimated "
bu cümlede nasıl bir yapı var pasif desem burada to var yani hem pasif hem infinitive mi ? yoksa bu bir deyim gibi bir kalıp mı ?
bu cümlede nasıl bir yapı var pasif desem burada to var yani hem pasif hem infinitive mi ? yoksa bu bir deyim gibi bir kalıp mı ?
Am is are to Verb gelecek ve yapmam gerek anlami tasir.
I am to complete the assignment by Friday.
Cumaya kadar odevi tamamlamam gerek.
Istersen pasif de yapabilirsin.
These reports are to be completed by Friday.
Bu raporlarin cumaya kadar tamamlanmasi gerek.
I am to complete the assignment by Friday.
Cumaya kadar odevi tamamlamam gerek.
Istersen pasif de yapabilirsin.
These reports are to be completed by Friday.
Bu raporlarin cumaya kadar tamamlanmasi gerek.
- howfaristhesky (29.03.19 10:06:20)
Deyim gibi değil ama pasif çatı için bir kalıp olduğu söylenebilir. "This work is to be done until tomorrow" ile karşılaştırın mesela, aynı şey.
Ben yazana kadar üstte neredeyse birebir örnek verilmiş zaten :)
Ben yazana kadar üstte neredeyse birebir örnek verilmiş zaten :)
- cinsi kisi (29.03.19 10:12:57 ~ 10:13:51)
Howfaristhesky +1
Pasif cati diyen -1 cunku pasif olmak zorunda degil
Pasif cati diyen -1 cunku pasif olmak zorunda degil
- Traveler (29.03.19 11:52:03 ~ 11:52:16)
[]
burada perfect neden kullanılır ?
şimdi adam yolda kızla gidiyor bir ses duyuyorlar .kız diyor ki hayırdır kim olabilir bunlar diyor adam da şunu diyor :
" if it is the people that i have trained,they should be able to hide their presence ."
şimdi arkadaşlar benim kafama takılan "that i have trained."
burada niye that i trained denmemiş ?
if li cümle olduğu için mi dicem ama that clause da if şartının ana cümlesi içinde kullanılmış perfect tense.
it is the people derken o insanların daha önceden onları eğittiğini belirtmek için mi perfect diye i have trained dicem ? ama simple past da olabilirdi.
burada ne var tam olarak biri açıklayabilir mi ?
" if it is the people that i have trained,they should be able to hide their presence ."
şimdi arkadaşlar benim kafama takılan "that i have trained."
burada niye that i trained denmemiş ?
if li cümle olduğu için mi dicem ama that clause da if şartının ana cümlesi içinde kullanılmış perfect tense.
it is the people derken o insanların daha önceden onları eğittiğini belirtmek için mi perfect diye i have trained dicem ? ama simple past da olabilirdi.
burada ne var tam olarak biri açıklayabilir mi ?
eğitim devam ediyordur? ya da daha bitmemiştir.
- theconqueror (27.03.19 22:50:19)
Adam hali hazırda training işine devam ediyordur. Yolda gördüğü kişilerin eğitimi henüz bitmemiştir.
- rakidabalikolsa (27.03.19 22:54:03)
-does he/she ready to work?
+dont worry i trained the new recruit.
-so can he/she work in full capacity?
+well no, his/her traning is just over. he/she will be ready to serve in full capacity in couple of weeks
-ok let me know after couple of weeks when he/she is ready
-does he/she ready to work?
+dont worry i have trained the new recuit.
-ok i am calling him/her
+dont worry i trained the new recruit.
-so can he/she work in full capacity?
+well no, his/her traning is just over. he/she will be ready to serve in full capacity in couple of weeks
-ok let me know after couple of weeks when he/she is ready
-does he/she ready to work?
+dont worry i have trained the new recuit.
-ok i am calling him/her
- dedim dedim de kime dedim (27.03.19 23:25:30 ~ 28.03.19 15:29:44)
[]
We are the champions
but it's been no bed of roses
no pleasure cruise -
i consider it a challenge before the whole human race -
and i ain't gonna lose -
Şu kısmı birebir çeviri değil de, edebi çeviri olarak çecirecek olsak: ne diyoe burada?
no pleasure cruise -
i consider it a challenge before the whole human race -
and i ain't gonna lose -
Şu kısmı birebir çeviri değil de, edebi çeviri olarak çecirecek olsak: ne diyoe burada?
ayrı ayrı öncelikle:
bed of roses - rahat bir durum
pleasure cruise - zevk için çıkılmış gezi
kolay bir süreç değildi
zevk için yapılmış bir şey de değildi
bütün insanlığa kafa tutmak gibi görüyorum bunu
ve kaybetmeyeceğim
yani türkçede bunu ne kadar edebi yazabiliriz bilmiyorum zira bed of roses ve pleasure cruise tarzı şeylerin doğrudan karşılığı yok.
bed of roses - rahat bir durum
pleasure cruise - zevk için çıkılmış gezi
kolay bir süreç değildi
zevk için yapılmış bir şey de değildi
bütün insanlığa kafa tutmak gibi görüyorum bunu
ve kaybetmeyeceğim
yani türkçede bunu ne kadar edebi yazabiliriz bilmiyorum zira bed of roses ve pleasure cruise tarzı şeylerin doğrudan karşılığı yok.
- isvicre rakisi (27.03.19 12:20:10)
bed of roses aslında gül bahçesi (sana gül bahçesi vaad etmedim) ama çeviride böyle kullanamazsınız.
- SiyamkedisiZorro (27.03.19 12:46:11)
şampiyonuz
ama yolumuz asla güllerle döşeli
ya da zevkü sefa değildi
bunu tüm insan ırkına karşı yarış olarak görüyorum
ve kaybetmeyeceğim
tam 14 yaş bas gitarist sözleri amk
ama yolumuz asla güllerle döşeli
ya da zevkü sefa değildi
bunu tüm insan ırkına karşı yarış olarak görüyorum
ve kaybetmeyeceğim
tam 14 yaş bas gitarist sözleri amk
- cenkist1903 (27.03.19 14:46:38 ~ 14:47:06)
[]
Almanca, mail
Arkadaşlar, almanca mail geldi bana ama sorabileceğim kimse yok. Googledan baktim ama o kadar yani. Bana okuyup, soyleyebilcek birisi var mi? Çok minnattar olurum.
:(
Mail şoyle, hoca birbirleri arasindaki maili gondermis.
Tesekkur ederim..
von der Fakultät für Chemische habe ich nun die Mindestnotenbescheinigung zur Promotion für Frau Bayram direkt erhalten. Frau Bayram ist daher berechtigt, an der Medizinischen Fakultät zum Dr. rer. nat. zu promovieren. Sie müsste nun den „Antrag auf Annahme als Bewerberin für die Promotion zum Dr. rer. nat.“ stellen. Das Formblatt findet sie unter dem Link:
www.en.mmrs.med.uni-muenchen.de
Gleichzeitig kann Sie auch die Doktoranden-Betreuungs-Vereinbarung mit Herrn Prof. Rühems ausgefüllt und unterzeichnet mit den übrigen Unterlagen im Promotionsbüro vorlegen.
Ich möchte darauf hinweisen, dass es bei der Promotion zum Dr. rer. nat. nur einen Betreuer gibt, der auch bei eventuellen Publikationen an entsprechender Stelle der Autorenliste genannt werden müsste. Der Promotionsausschuss möchte Scheinbetreuungen vermeiden.
Zu Ihren Fragen:
1) Eine offizielle (nicht selbst erstellt) Übersetzung des Bachelors und Masters in englischer oder deutscher Sprache muss vorgelegt werden
2) Mit Transcript ist die Auflistung der belegten Kurse mit den Einzelnoten im Sinne von Studienbescheinigungen gemeint.
Jetzt habe ich noch eine Frage: Benötigt die Doktorandin zusätzlich zu dem Annahmeschreiben des Promotionsausschusses (wird nach Einreichung der Bewerbungsunterlagen ausgestellt) zusätzlich eine Promotionsberechtigung zur Immatrikulation (mit Matrikelnummer) als Promotionsstudentin, damit Sie das Stipendium erhält? Vielleicht können wir auch eventuell kurz telefonieren?
Herzliche Grüße
:(
Mail şoyle, hoca birbirleri arasindaki maili gondermis.
Tesekkur ederim..
von der Fakultät für Chemische habe ich nun die Mindestnotenbescheinigung zur Promotion für Frau Bayram direkt erhalten. Frau Bayram ist daher berechtigt, an der Medizinischen Fakultät zum Dr. rer. nat. zu promovieren. Sie müsste nun den „Antrag auf Annahme als Bewerberin für die Promotion zum Dr. rer. nat.“ stellen. Das Formblatt findet sie unter dem Link:
www.en.mmrs.med.uni-muenchen.de
Gleichzeitig kann Sie auch die Doktoranden-Betreuungs-Vereinbarung mit Herrn Prof. Rühems ausgefüllt und unterzeichnet mit den übrigen Unterlagen im Promotionsbüro vorlegen.
Ich möchte darauf hinweisen, dass es bei der Promotion zum Dr. rer. nat. nur einen Betreuer gibt, der auch bei eventuellen Publikationen an entsprechender Stelle der Autorenliste genannt werden müsste. Der Promotionsausschuss möchte Scheinbetreuungen vermeiden.
Zu Ihren Fragen:
1) Eine offizielle (nicht selbst erstellt) Übersetzung des Bachelors und Masters in englischer oder deutscher Sprache muss vorgelegt werden
2) Mit Transcript ist die Auflistung der belegten Kurse mit den Einzelnoten im Sinne von Studienbescheinigungen gemeint.
Jetzt habe ich noch eine Frage: Benötigt die Doktorandin zusätzlich zu dem Annahmeschreiben des Promotionsausschusses (wird nach Einreichung der Bewerbungsunterlagen ausgestellt) zusätzlich eine Promotionsberechtigung zur Immatrikulation (mit Matrikelnummer) als Promotionsstudentin, damit Sie das Stipendium erhält? Vielleicht können wir auch eventuell kurz telefonieren?
Herzliche Grüße
diyor ki Frau Bayram doktoraya kabul edildi, doktora programina katilim basvuru formunu (linkini gönderdigi) doldurup bize ulastirsin, ayrica Herr Rühems'i danismani olarak secebilmesi icin danismanlik anlasmasini da imzali sekilde diger belgelerle birlikte sekreterlige teslim etsin. belirtilen doktora programinda sadece bir tane danisman oluyormus, ileride yayinlarda da sadece onun adi (yazarlar kisminda) verilebilirmis.
sorulan sorulara yanitlari da söyle:
1) Bachelor ve master diplomasinin resmi cevirisi (inglilizce veya almanca) gerekiyormus
2) transcriptte alinan dersler ve notlari görünmesi gerekiyor
sorulan sorulara yanitlari da söyle:
1) Bachelor ve master diplomasinin resmi cevirisi (inglilizce veya almanca) gerekiyormus
2) transcriptte alinan dersler ve notlari görünmesi gerekiyor
- mamu (25.03.19 15:50:23)
sürece ilişkin sıkıntı yaşarsan bana da yazabilirsin, lmu'dayım ben de.
- kitap terzisi (25.03.19 16:44:56)
[]
Ingilizce anlam sorusu
Şimdi ne demiş burada? Yürüyen merdivende Kadın mı önde olmalı erkek mi?
There are other exceptions to the general rule of “ladies first”: When a lady is being accompanied by a gentleman, she precedes him when ascending stairs, but follows him when descending stairs, the rationale being that the gentleman will be in a position to brace her in the unfortunate event of a slip or a fall. The same rule and logic apply to escalators: Man behind woman when ascending; man in front of woman when descending. Unfortunately, very few men or women are aware of these exceptions, resulting in many a young man unwittingly stepping aside in the name of “chivalry,” only to commit a faux pas—literally and figuratively. Clearly, the exception makes perfect sense. A young gentleman, therefore, without seeming too authoritative, should gently suggest to his female companion that he be allowed to precede her when descending stairs so as to ensure her safety—a request with which most young ladies are more than happy to comply!
There are other exceptions to the general rule of “ladies first”: When a lady is being accompanied by a gentleman, she precedes him when ascending stairs, but follows him when descending stairs, the rationale being that the gentleman will be in a position to brace her in the unfortunate event of a slip or a fall. The same rule and logic apply to escalators: Man behind woman when ascending; man in front of woman when descending. Unfortunately, very few men or women are aware of these exceptions, resulting in many a young man unwittingly stepping aside in the name of “chivalry,” only to commit a faux pas—literally and figuratively. Clearly, the exception makes perfect sense. A young gentleman, therefore, without seeming too authoritative, should gently suggest to his female companion that he be allowed to precede her when descending stairs so as to ensure her safety—a request with which most young ladies are more than happy to comply!
Ben paragraftan kadının önde olması gerektiğini anlıyorum. Ama paragrafa başlama cümlesi sanki aksini söyleyecekmiş gibi duruyor?
- adwokat (23.03.19 23:31:39)
yuruyen merdivenden cikarken erkek arkada, kadin onde, inerken kadin arkada erkek onde. nedenini de eger kadin duserse erkek onu tutabilsin diye olarak aciklamislar.
- kassiopeia (23.03.19 23:32:53)
Yukarı doğru çıkarken erkek arkada, aşağı doğru inerken erkek önde olmalı diyor. Düşerse tutabilsin diye.
- talasas (23.03.19 23:34:32)
she precedes him when ascending stairs, Man behind woman when ascending: ikisi de ayni anlamda, precede onde olmak anlaminda, birinde kadin uzerinden anlatmis digerinde erkek.
but follows him when descending stairs, man in front of woman when descending: ikisi de ayni anlamda, yine ilkinde kadin uzerinden anlatmis, kadin erkegi takip ediyor inerken (birinci cumlede) ve erkek kadinin onunde gidiyor (ikinci cumlede).
but follows him when descending stairs, man in front of woman when descending: ikisi de ayni anlamda, yine ilkinde kadin uzerinden anlatmis, kadin erkegi takip ediyor inerken (birinci cumlede) ve erkek kadinin onunde gidiyor (ikinci cumlede).
- kassiopeia (23.03.19 23:35:34)
[]
İngilizce fonetik alfabede ı vs i farkı
Fonetik alfabeyi kendimce söktüm sanıyordum, ama bunca zaman farketmemişim. Bunlar fonetik yazımda bazen ı, bazen i kullanıyorlarmış ya la. Mesela Epistemology kelimesinin gösterimi ɪˌpɪs.təˈmɒl.ə.dʒi ya da philosophy için fɪˈlɒs.ə.fi ı ve i arasında fark var mı cidden, ikisini de i okumuyor muyuz yoksa?
ooo benim çalışma alanım. hemen açıklayayım.
şuraya gidiyoruz önce: www.ipachart.com
buradakı I ile i arasındaki fark şöyle, i sesi close front unrounded vowel olarak geçiyor, çene kapalı, dil ileride ve dudaklar düz pozisyonda yani. türkçede "dil" derken kullandığımız ünlü ses yani buradaki i sesi.
I olarak yazılan sesteyse ağız çok az açılıyor, ve dil çok az geri alınıyor (i'ye kıyasla yapılıyor bu hareketler, yani i'dekinden biraz açık ağız ve dil çok az geride. dudaklar aynı). bu sayede I sesi çıkıyor. buradaki I sesi bizim "ışık" derken çıkarttığımız ses değil. "ışık"taki sesin sembolü "ɯ".
www.youtube.com şu videodaki abla mesela "'epɘstɘmɘləd͡ʒi" diyor sanırım. daha detaylı ve doğru yazılabilir bu transcription ama idare edelim şimdilik
eğer "I" sesini güzelce ayırdetmek istiyorsanız "bit", "kill" kelimelerinin ingilizce söylenişine bakabilirsiniz. kill -> www.youtube.com bu da bit -> www.youtube.com
ekleme: bu sesler her konuşana her bölgeye göre farklılık da gösterebiliyor. aşağıya birisi farklı bir örnekte farklı bir telaffuz yazarsa onun da doğru olma ihtimali çok yüksek. "doğru" telaffuzu şudur diyemeyeceğim, karşıdaki anladığı sürece çok takılmayın telaffuza.
şuraya gidiyoruz önce: www.ipachart.com
buradakı I ile i arasındaki fark şöyle, i sesi close front unrounded vowel olarak geçiyor, çene kapalı, dil ileride ve dudaklar düz pozisyonda yani. türkçede "dil" derken kullandığımız ünlü ses yani buradaki i sesi.
I olarak yazılan sesteyse ağız çok az açılıyor, ve dil çok az geri alınıyor (i'ye kıyasla yapılıyor bu hareketler, yani i'dekinden biraz açık ağız ve dil çok az geride. dudaklar aynı). bu sayede I sesi çıkıyor. buradaki I sesi bizim "ışık" derken çıkarttığımız ses değil. "ışık"taki sesin sembolü "ɯ".
www.youtube.com şu videodaki abla mesela "'epɘstɘmɘləd͡ʒi" diyor sanırım. daha detaylı ve doğru yazılabilir bu transcription ama idare edelim şimdilik
eğer "I" sesini güzelce ayırdetmek istiyorsanız "bit", "kill" kelimelerinin ingilizce söylenişine bakabilirsiniz. kill -> www.youtube.com bu da bit -> www.youtube.com
ekleme: bu sesler her konuşana her bölgeye göre farklılık da gösterebiliyor. aşağıya birisi farklı bir örnekte farklı bir telaffuz yazarsa onun da doğru olma ihtimali çok yüksek. "doğru" telaffuzu şudur diyemeyeceğim, karşıdaki anladığı sürece çok takılmayın telaffuza.
- reavelyn (22.03.19 22:32:27 ~ 22:33:20)
[]
arbitration tribunal türkçesi nedir?
arabuluculuk değil ona arbitrator veya conciliator gibi bir şey diyorlar?
bu dediğim yurtdışında iş uyuşmazlıklarında bazı ülkelerde devletten birilerinin de katıldığı uzlaşma heyeti türü bir yapı. tam olarak nasıl çevirmeliyim?
tahkim heyeti mi?
bu dediğim yurtdışında iş uyuşmazlıklarında bazı ülkelerde devletten birilerinin de katıldığı uzlaşma heyeti türü bir yapı. tam olarak nasıl çevirmeliyim?
tahkim heyeti mi?
evet, tahkim heyeti
- lesmiserables (22.03.19 14:58:37)
uyuşmazlık mahkemesi, tıpkısının aynısı Türkiye'de var
- speedy (22.03.19 15:03:42)
arbitration arabuluculuk. tahkim değil.
- babilbaligi (22.03.19 16:34:32)
tahkim mahkemesi, hakem mahkemesi, tahkim heyeti, hakem heyeti hepsi olabilir.
ICC Turkiye (ICC su anda bu isin allahi konumunda) resmi olarak hakem mahkemesi olarak kullaniyor kendi kurallarinda.
arabuluculukla - sizin dediginiz anlamda - tahkimin bir alakasi yok. arabuluculuk sozlesmelerde tam olarak mediation olarak gecer, conciliation da denebilir ama bu isle uzun zamandir ugrasan biri mediation der.
ICC Turkiye (ICC su anda bu isin allahi konumunda) resmi olarak hakem mahkemesi olarak kullaniyor kendi kurallarinda.
arabuluculukla - sizin dediginiz anlamda - tahkimin bir alakasi yok. arabuluculuk sozlesmelerde tam olarak mediation olarak gecer, conciliation da denebilir ama bu isle uzun zamandir ugrasan biri mediation der.
- kassiopeia (22.03.19 17:31:04)
tekrar ediyorum, tahkimdir o. arbitration gördüğün yerde tahkimi yapıştır. arbitrator için de hakem diyebilirsin doğrudan.
kassiopeia'nın dediği gibi sözleşmelerde bu şekilde geçer. arabuluculukla ilgisi yok.
kassiopeia'nın dediği gibi sözleşmelerde bu şekilde geçer. arabuluculukla ilgisi yok.
- lesmiserables (22.03.19 18:06:13)