[]
Şu çeviriye bakar mısınız?
Bir sorun var sanki ama ne olduğunu çözümlerim.
Türkçe’den İngilizce’ye çevrilmiş.
“Hayal gücü, insanı estetiğe, zerafete, özgünlüğe ve kaliteye götüren bir zenginliktir. Hayal gücünün katili ise, insanın bu üretme gücünü tüketen ihtiyaç dışı sört alışkanlığıdır.”
Imagination is a kind of wealth that leads the person to aesthetic, originality and quality.
And the killer of the imagination is the out of need surfing habit which consumes this producing power of the person.
Türkçe’den İngilizce’ye çevrilmiş.
“Hayal gücü, insanı estetiğe, zerafete, özgünlüğe ve kaliteye götüren bir zenginliktir. Hayal gücünün katili ise, insanın bu üretme gücünü tüketen ihtiyaç dışı sört alışkanlığıdır.”
Imagination is a kind of wealth that leads the person to aesthetic, originality and quality.
And the killer of the imagination is the out of need surfing habit which consumes this producing power of the person.
şahsen "producing power" yerine "productivity" derdim.
çeviren "zerafet" yerine bir şey kullanmamış, "elegancy" olabilir.
aesthetic'i noun kullanmak garip geldi, aesthetics daha doğru görünüyor.
çeviren "zerafet" yerine bir şey kullanmamış, "elegancy" olabilir.
aesthetic'i noun kullanmak garip geldi, aesthetics daha doğru görünüyor.
- celeron 300a (14.06.19 01:40:53 ~ 01:41:22)
Imagination is a kind of wealth that brings a person to aesthetics, originality and excellence.
And the killer of [the yok] imagination is the unnecessary surfing habits that waste time and destroy productivity.
Pek bir seye benzemedi bence zira cumlenin Turkcesi kotu. Iki cumle arasinda "ise" kullanarak baglanacak bir bag yok. Bir de sorf aliskanligi uretme gucunu bitiriyor onu anladim da hayal gucunu oldurmesi ne alaka?
And the killer of [the yok] imagination is the unnecessary surfing habits that waste time and destroy productivity.
Pek bir seye benzemedi bence zira cumlenin Turkcesi kotu. Iki cumle arasinda "ise" kullanarak baglanacak bir bag yok. Bir de sorf aliskanligi uretme gucunu bitiriyor onu anladim da hayal gucunu oldurmesi ne alaka?
- hot potato (14.06.19 09:50:20 ~ 09:51:20)
[]
IELTS mi TOEFL mı?
Merhabalar,
Sözlükte bu versus var. Ancak benim durumunda
hangisi daha mantıklı karar veremedim.
Yurtdışında bir üniversiteden yüksek lisans kabulü aldım.
Ancak IELTS Academic ya da TOEFL'dan önümüzdeki birkaç hafta
(CEFRL B2+) IELTS 6.5 ya da TOEFL 75 skoru almam gerekiyor.
Yani çalışmak için zamanım olmayacak.
Burada İngilizce bir bölümden mezun oldum
ve Erasmus'la bir yılımı İngiltere'de bir üni'de geçirmiştim.
Tecrübesi olanlar hangisine girmenin
daha mantıklı olduğuna dair öneride bulunursa çok sevinirim.
Şimdiden çoook teşekkür ederim.
Sözlükte bu versus var. Ancak benim durumunda
hangisi daha mantıklı karar veremedim.
Yurtdışında bir üniversiteden yüksek lisans kabulü aldım.
Ancak IELTS Academic ya da TOEFL'dan önümüzdeki birkaç hafta
(CEFRL B2+) IELTS 6.5 ya da TOEFL 75 skoru almam gerekiyor.
Yani çalışmak için zamanım olmayacak.
Burada İngilizce bir bölümden mezun oldum
ve Erasmus'la bir yılımı İngiltere'de bir üni'de geçirmiştim.
Tecrübesi olanlar hangisine girmenin
daha mantıklı olduğuna dair öneride bulunursa çok sevinirim.
Şimdiden çoook teşekkür ederim.
toefl 75 çok daha kolay alınır.
- hayley williams ile evlenecek genc (12.06.19 23:38:42)
birkaç hafta varsa niye calismak icin zamanin yok anlamadim.
toefl 75 bence de cok daha kolay.
toefl 75 bence de cok daha kolay.
- hot potato (12.06.19 23:43:57)
toefl 75 çok daha kolay.
- xin zhao (13.06.19 02:47:46)
Ielts 6.5 diyorum. Girdiğimden değil, benzer araştırmayı uzun süre ben de yaptım ve ulaştığım sonuç bu oldu.
- adwokat (13.06.19 06:23:02)
geçmişinize bakılırsa ikisinden de yeterli puanı alırsınız gibi geliyor.
IELTS'i bilmiyorum ama erasmusum yoktu, ingilizce bölümden de mezun olmadım. 1 aylık çalışmayla 96 almıştım TOEFL'dan.
TOEFL tips&tricks için dm :)
IELTS'i bilmiyorum ama erasmusum yoktu, ingilizce bölümden de mezun olmadım. 1 aylık çalışmayla 96 almıştım TOEFL'dan.
TOEFL tips&tricks için dm :)
- ilkot (13.06.19 08:44:52)
[]
Bu bağlamda take for granted nasıl çevrilir?
Türkçeleştirmeye çalıştığım bir yazının giriş cümlesi:
"Books are easy to take for granted. Not any specific book, I mean: the form of a book. Paper or pixels—it hardly matters. Words in lines on pages in chapters. And at least for non-fiction books, one implied assumption at the foundation: people absorb knowledge by reading sentences. This last idea so invisibly defines the medium that it’s hard not to take for granted, which is a shame because, as we’ll see, it’s quite mistaken."
Take for granted beni en çok uğraştıran kalıp olabilir. Şimdiye kadar sürüyle şey çevirdim, halâ take for grantedı oturtamıyorum.
Direkt kanıksamak olur mu acaba? Kitapları kanıksamak kolaydır tarzı? Fakat son cümleyle ilgisiz oluyor gibi.
"Books are easy to take for granted. Not any specific book, I mean: the form of a book. Paper or pixels—it hardly matters. Words in lines on pages in chapters. And at least for non-fiction books, one implied assumption at the foundation: people absorb knowledge by reading sentences. This last idea so invisibly defines the medium that it’s hard not to take for granted, which is a shame because, as we’ll see, it’s quite mistaken."
Take for granted beni en çok uğraştıran kalıp olabilir. Şimdiye kadar sürüyle şey çevirdim, halâ take for grantedı oturtamıyorum.
Direkt kanıksamak olur mu acaba? Kitapları kanıksamak kolaydır tarzı? Fakat son cümleyle ilgisiz oluyor gibi.
önemini hafife almak ya da hakkını vermemek olabilir. tam olarak karşılayacak bir şey bulamadım.
- bohr atom modeli (10.06.19 23:49:06)
take for granted "hafife almak" olarak çevrilmeli diye biliyorum. kanıksamak nedir?
bu anlamı üzerinden söylüyorum tabi:
fail to properly appreciate (someone or something), especially as a result of overfamiliarity.
bir de bir anlamı daha vardır o kanıksamaktır ama bu yazıda ilk anlamı kullanılmış sanki.
bu anlamı üzerinden söylüyorum tabi:
fail to properly appreciate (someone or something), especially as a result of overfamiliarity.
bir de bir anlamı daha vardır o kanıksamaktır ama bu yazıda ilk anlamı kullanılmış sanki.
- ozdek (11.06.19 00:16:36 ~ 00:17:56)
[]
online almanca öğrenenler
hangi sitelerden/applerden/podcastlerden faydalanıyorsunuz?
duolingo'ya başladım ancak çok hafif geldi
zamanında (7-8) C1 seviyesinde almanca biliyordum
duolingo'ya başladım ancak çok hafif geldi
zamanında (7-8) C1 seviyesinde almanca biliyordum
[]
felemenkçe bilenler gelin[çok kısa bir yazı]
hollandada bir markette çektiğim fotoğraf. alkolle ilgili bir uyarı ya da not gibi bişey sanırsam. üst rafa konulmuş iki yazıda ne yazıyor? bacardilerin olduğu raf
i.hizliresim.com
bi de bu: i.hizliresim.com
alternatif linkler:
resmim.net (malesef yan çıkıyor)
resmim.net
i.hizliresim.com
bi de bu: i.hizliresim.com
alternatif linkler:
resmim.net (malesef yan çıkıyor)
resmim.net
Sağdaki yazıysa hırsızlıkları her zaman polise bildiririz diyor
- Boris (07.06.19 22:10:17)
- heavy smoker (08.06.19 11:15:52)
[]
IELTS Academic’e girenler
Hangi kaynaklardan nasıl ve ne kadar çalıştınız? Kaç puan aldınız? Bilgisayar mı kağıt mı?
Hayatımda girdiğim tek İngilizce sınavı YDS, ondan da 92 veya 94 almıştım. Şimdi minimum 7.5 alabilmem için ne önerirsiniz?
Hayatımda girdiğim tek İngilizce sınavı YDS, ondan da 92 veya 94 almıştım. Şimdi minimum 7.5 alabilmem için ne önerirsiniz?
Cambridge ielts serisi var. Arkadaş onları yaladı yuttu 7 aldı. Yds’si 60 küsür bir şeydi.
- adwokat (07.06.19 01:17:57)
sınava özel çalışmak gerekiyor. üstteki yorumlardaki kitap mesela.
sınav formatını bilmek gerek. sınava 50 kere girmiş gibi bi hazırlıkla sınava girersen zaman kazanırsın.
ücretli veya ücretsiz internette örnek sınavlar çözülebilir.
ben 3 kez girdim. ilkinde pek hazırlanamadım. ikincisine bir ay sonra girdim. bu bir ayda sadece writing çalıştım, giriş gelişme sonuç, aranan kalıplar vs bunları öğrendim. freestyle değil şablon gibi cevap vermeyi öğrendim. 1-1,5 puan artmıştı sanırım.
bilgisayar değil kağıt kalem, speakingde insanla yaptım sınavı. daha önce toefl a bilgisayarda girmiştim, o ortam çok germişti, herkesin aynı anda kulaklıklara konuşması falan. o yüzden ielts çok rahattı. odada hoca ile yalnızsın, ses yok, rahatsız eden yok.
ama kuralları, sınav formatını, aranan cevabı, speakingde writingde kullanmanı bekledikleri yapmacık bile olsa kalıpları ezberlersen işin kolay.
sınav formatını bilmek gerek. sınava 50 kere girmiş gibi bi hazırlıkla sınava girersen zaman kazanırsın.
ücretli veya ücretsiz internette örnek sınavlar çözülebilir.
ben 3 kez girdim. ilkinde pek hazırlanamadım. ikincisine bir ay sonra girdim. bu bir ayda sadece writing çalıştım, giriş gelişme sonuç, aranan kalıplar vs bunları öğrendim. freestyle değil şablon gibi cevap vermeyi öğrendim. 1-1,5 puan artmıştı sanırım.
bilgisayar değil kağıt kalem, speakingde insanla yaptım sınavı. daha önce toefl a bilgisayarda girmiştim, o ortam çok germişti, herkesin aynı anda kulaklıklara konuşması falan. o yüzden ielts çok rahattı. odada hoca ile yalnızsın, ses yok, rahatsız eden yok.
ama kuralları, sınav formatını, aranan cevabı, speakingde writingde kullanmanı bekledikleri yapmacık bile olsa kalıpları ezberlersen işin kolay.
- sttc (07.06.19 01:30:06)
internet ve youtube'dan 2-3 saat çalıştım. ingilizce'den ziyade sınavın tekniklere göre çalışmak daha mantıklı bence. 2 kere girdim 2'sinde de 7.5 aldım. bence en önemli şey reading ve listening'ten yüksek not almak çünkü speaking ve writing'ten tam alma ihtimalin yok, buralardan illaki puanın kırılacak. bol bol örnek sınav çöz. olay tekniği bilmekte geçiyor. bu arada kağıtta girdim. arkadaşın dediği gibi toefl'daki speaking olayı insanı çok kasıyor. kulaklık olmasına rağmen herkes bir anda konuşmaya çalışıyor, insanın aklı karışıyor.
- hayley williams ile evlenecek genc (07.06.19 02:20:58 ~ 02:23:43)
Bir mail adresi gönderirseniz yardımcı olayım.
- m3mphis (07.06.19 09:34:50)
[]
Rusça gramer kitabı
Sıfırdan rusça öğrenmeye başlayan biri için tavsiye edeceğiniz bir kitap var mı?
- filipis (06.06.19 21:09:27 ~ 21:10:36)
[]
burada ne demek istiyor
"they tell us that suicide is the greatest piece of cowardice... that suicide is wrong; when it is quite obvious that there is nothing in this world to which every man has a more unassailable title than to his own life and person.”
intiharın korkaklık olduğu söylüyorlar , o laf aslında yanlıştır.gayet açık ki hiç bir erkeğin kendi hayatı ve canı dışında saldırılmaz bir ünvanı/kavramı yoktur ?
böyle mi ? niye ağır sıçtım ben bunu çevirirken :(
intiharın korkaklık olduğu söylüyorlar , o laf aslında yanlıştır.gayet açık ki hiç bir erkeğin kendi hayatı ve canı dışında saldırılmaz bir ünvanı/kavramı yoktur ?
böyle mi ? niye ağır sıçtım ben bunu çevirirken :(
"İntiharın yanlış ve en büyük korkaklık olduğunu söylüyorlar ancak bir insanın kendi hayatından daha fazla karışılamaz bir hakkı yoktur."
Verilmek istenen anlam bu ancak biraz uğraşıp daha iyi hale getirebilirsiniz.
Verilmek istenen anlam bu ancak biraz uğraşıp daha iyi hale getirebilirsiniz.
- synthetic a priori (06.06.19 00:01:54 ~ 00:02:27)
[]
English Grammer In Use Kitap Aranıyor
MErhaba,
yeniden ingilizce çalışacam. Bu sefer bitiriyorum bu işi kitap lazım yalnız. english grammer in use "mavi" işime yarayacak gibi görünüyor. PDF i elimde var ama basılı çalışmak istiyorum. satmak isterseniz de görüşebiliriz. sahaf fiyatı çekerim ama istanbul içi gelirim alırım.
kitabını vermek isteyenle zaten her türlü anlaşırız.
Mesajlarınızı bekliyorum. öpüyorum.
yeniden ingilizce çalışacam. Bu sefer bitiriyorum bu işi kitap lazım yalnız. english grammer in use "mavi" işime yarayacak gibi görünüyor. PDF i elimde var ama basılı çalışmak istiyorum. satmak isterseniz de görüşebiliriz. sahaf fiyatı çekerim ama istanbul içi gelirim alırım.
kitabını vermek isteyenle zaten her türlü anlaşırız.
Mesajlarınızı bekliyorum. öpüyorum.
Mavi hangisi idi advance mi?
- pegi (05.06.19 21:14:57)
Pdfin çıktısını alsan daha kolay olmaz mı?
- ovungec zeus (05.06.19 21:25:49)
[]
İngilizce kitap tavsiyesi
Merhabalar, tatilde okuyabileceğim biraz kafamı dağıtacak okuması kolay ingilizce kitap önerirseniz çok sevinirim.
Academic yazılar okumaktan sıkıldım, böyle daha basit günlük dilin kullanıldığı, günümüzde geçen roman tarzı bir şeyler okumak istiyorum. Bugün dayanamayıp The shortest history of Europe u aldım şimdi onu okuyorum ama okul bitiyor ve dediğim gibi tarihe vs. ara vermek istiyorum biraz. Me before you tarzı birşey olabilir belki, başka ne olabilir?
Academic yazılar okumaktan sıkıldım, böyle daha basit günlük dilin kullanıldığı, günümüzde geçen roman tarzı bir şeyler okumak istiyorum. Bugün dayanamayıp The shortest history of Europe u aldım şimdi onu okuyorum ama okul bitiyor ve dediğim gibi tarihe vs. ara vermek istiyorum biraz. Me before you tarzı birşey olabilir belki, başka ne olabilir?
kitap değil ama insanların hayatlarındaki bir olayı kısa kısa anlattıkları humansofnewyork sitesi var kafa dağıtmak için giriyorum ben genelde.
- ortayakor (04.06.19 23:08:43)
Bridget Jones's Diary, The Devil Wears Prada falan patlat chick lit
- hot potato (04.06.19 23:47:07)
John steinback-pearl
John steinback-man and mice
orijinal dilinde okumanın tavsiye ederim. Kısa hem yormaz seni
John steinback-man and mice
orijinal dilinde okumanın tavsiye ederim. Kısa hem yormaz seni
- tirtpirt (05.06.19 10:26:50)
[]
buradaki ing'li yapı hakkında sorum var
"one unique aspect of course is the large number of individuals ang organizations contrubiting free materials "
oraganizastions dan sonra are contrubiting dememiş . direk ingli fiil kullanmış.burada bir are gibi bir kelimeyi mi çıkartmışlar ? yoksa bu bir kalıp mı nasıl bir kalıp biri izah edebilir mi lütfen ?
oraganizastions dan sonra are contrubiting dememiş . direk ingli fiil kullanmış.burada bir are gibi bir kelimeyi mi çıkartmışlar ? yoksa bu bir kalıp mı nasıl bir kalıp biri izah edebilir mi lütfen ?
... individuals and organisations that contribute free materials
That düşürüp fiil -ing şeklinde yazılmış. Reduced relative clauses:
www.englishgrammar.org
That düşürüp fiil -ing şeklinde yazılmış. Reduced relative clauses:
www.englishgrammar.org
- voyager 1 (03.06.19 15:25:48)
[]
ingilizcedeki bileşik kelimeler
bileşik dediğime bakmayın ismi aklıma gelmedi.
mesela: put on
şöyle kullanımı var: take it on.
bazen de böyle: take on it
veya pull up me pull me up.
bu özneler araya giriyor ya. neye göre giriyor?
mesela: put on
şöyle kullanımı var: take it on.
bazen de böyle: take on it
veya pull up me pull me up.
bu özneler araya giriyor ya. neye göre giriyor?
phrasal verb adı onların.
kullanımı olarak tam kesin bi kuralı yok onların. kullana kullana hangisinin daha iyi olduğunun farkına varıyorsun.
take it off,
take off it
take off it çok kötü duyuluyor ve ikincisi orada it olaydan tamamen kopukmuş gibi bir his yaratıyor.
write your name down
write down your name
mesela böyle örneklerde ikisi de olabiliyor.
gerçekten biraz alışkanlık.
kullanımı olarak tam kesin bi kuralı yok onların. kullana kullana hangisinin daha iyi olduğunun farkına varıyorsun.
take it off,
take off it
take off it çok kötü duyuluyor ve ikincisi orada it olaydan tamamen kopukmuş gibi bir his yaratıyor.
write your name down
write down your name
mesela böyle örneklerde ikisi de olabiliyor.
gerçekten biraz alışkanlık.
- isvicre rakisi (03.06.19 15:05:44)
ben genelde hep ortaya aliyorum, diger türlü hic iyi gelmedi bana.
- kaputt (03.06.19 17:07:18)
Aklıma A-ha "take on me" şarkısı geldi.
take on me
take me on
i'll be gone
in a day or two...
diye gidiyor.
sadede gelirsek, belli bir kuralı yok. phrasal demek de yanlış. onlara "chunk" denir. ezberden başka çareniz yoktur.
take on me
take me on
i'll be gone
in a day or two...
diye gidiyor.
sadede gelirsek, belli bir kuralı yok. phrasal demek de yanlış. onlara "chunk" denir. ezberden başka çareniz yoktur.
- beni arayan olursa banyoda de (03.06.19 20:03:13)
[]
dil öğrenme yöntemim başarılı olur mu?
şöyle bir yöntem aklıma geldi. şimdi bir metinin önce türkçesini okuyacağım. sonra ingilizcesini. sonra ispanyolcasını. sonra cümle cümle bunu tekrar edeceğim. türkçe, ingilizce, ispanyolca. sonra kelime kelime tekrar edeceğim. türkçe, ingilizce, ispanyolca. bu yöntemle başarılı olabilir miyim? metin olarak haberler, wikipedia veya basitleştirilmiş metinleri düşünüyorum. tavsiyeleri alayım. (belki işin içine bir şekilde görsellik de katabilirim google images kullanarak)
Olur diye düşünüyorum. Sonuçta içeriğini bildiğiniz bir yazıyı okuyacaksınız, böylece İngilizce ve İspanyolca olanları daha çabuk kavrarsınız.
Fakat belli bir süreden sonra (süresi size kalmış) direkt İngilizce ve İspanyolca metni ya da yazıyı ilk okumanız. Sonrasında Türkçesine bakıp anlayıp, anlamadığınıza kontrol edersiniz.
Fakat belli bir süreden sonra (süresi size kalmış) direkt İngilizce ve İspanyolca metni ya da yazıyı ilk okumanız. Sonrasında Türkçesine bakıp anlayıp, anlamadığınıza kontrol edersiniz.
- put it in your appropriate place (29.05.19 07:51:58)
mantıklı ben de deneyeceğim.
- for day to break (29.05.19 09:37:13)
metin olarak denememiştim en çok kullanılan ingilizce kelimeleri sıralayıp yanlarına türkçe ve portekizcelerini yazmış o şekilde ezberlemiştim .
sonuçta sözlükler dolusu kelime de olsa en çok kullanılan kelime ve kalıplarla konuşmamızı sürdürüyoruz .
okunuşlar için de portekizce şarkı sözlerini basıp kulaklıkla dinlerken sözleri kağıttan takip ederek doğru telafuza çalışıyordum . tabi merak ettim anlamlarını da ezberledim .sanırım en kolay ezber yöntemi bu şekilde .
hala yalnızken o çalıştığım portekizce şarkıları söylüyorum nasıl işlediyse beynime
sonuçta sözlükler dolusu kelime de olsa en çok kullanılan kelime ve kalıplarla konuşmamızı sürdürüyoruz .
okunuşlar için de portekizce şarkı sözlerini basıp kulaklıkla dinlerken sözleri kağıttan takip ederek doğru telafuza çalışıyordum . tabi merak ettim anlamlarını da ezberledim .sanırım en kolay ezber yöntemi bu şekilde .
hala yalnızken o çalıştığım portekizce şarkıları söylüyorum nasıl işlediyse beynime
- devilone (29.05.19 10:28:16)
dil öğrenme sadece readingten oluşmadığı için genel bir başarı beklemek hata olur ama reading ve kelime öğrenme açısından faydalı olabilir. yine de çok fazla tekrar ve emek gerektirdiği aşikar.
- gördüm seni minik (29.05.19 13:28:56)
kesinlikle basarisiz olur bence. dil oyle kelime kelime eslenigi olan bir sey degil. ingilizcenin mantigi farkli, turkcenin mantigi farkli. birinde tek bir kelimeyle ifade edilebilecek anlam digerinde tum paragraflik bir aciklama gerektirebilir, zira dillerin dayandiklari kulturler, tarihler farkli. tamamen amelelik, icinde %0.5 alkol olan bira icip sarhos olmaya calismak gibi.
- hot potato (29.05.19 17:56:42 ~ 17:59:22)
Başarılı olmayacak bir yöntem gibi geldi bu bana
- cay koy geliyorum (29.05.19 17:58:40 ~ 17:59:24)
[]
kısacık bir ingilizce listening
streamable.com
"in the europan instutions...." dedikten sonra "((there'll be treason replacements)) for Jean-Claude Juncker and Donald Tusk" mı diyor?
"instutions" ile Jean Claude Juncker arasında ne diyor?
"in the europan instutions...." dedikten sonra "((there'll be treason replacements)) for Jean-Claude Juncker and Donald Tusk" mı diyor?
"instutions" ile Jean Claude Juncker arasında ne diyor?
‘All be choosing replacement for jean claude juncker and donald tusk’ gibi geldi?
- palmtree (28.05.19 23:39:57)
it'll be choosing replacement for ...
- cassey (28.05.19 23:50:31)
it will be choosing gibi geldi
- stocker16 (29.05.19 02:55:46)
"they'll be choosing replacements for"
cümlenin akışından bile çıkarılabilir, gayet bariz.
cümlenin akışından bile çıkarılabilir, gayet bariz.
- der meister (29.05.19 03:07:00 ~ 05:52:18)
+1 palmtree
- synthetic a priori (29.05.19 05:41:05)
[]
fill in the blanks (a/the/hiçbiri) ?
dear wilyım şeyhpîr's ! şurayı nasıl kotarıcaz yav:
I realized that working for a state job was not a good fit for a person "with potential" to achieve more...
with potential
with a potential
with the potential
?
sanki ilk seçenek olur gibi ama bilemedim de.
I realized that working for a state job was not a good fit for a person "with potential" to achieve more...
with potential
with a potential
with the potential
?
sanki ilk seçenek olur gibi ama bilemedim de.
uncountable kelime. sıfat değilse a gelmiyor.
with potential deyince eksik gibi geliyor.
with the potential to achieve diyorum cevap olarak.
www.manythings.org
simple.wiktionary.org
english.stackexchange.com
with potential deyince eksik gibi geliyor.
with the potential to achieve diyorum cevap olarak.
www.manythings.org
simple.wiktionary.org
english.stackexchange.com
- sttc (28.05.19 22:41:51)
the
- try again fail again fail better (28.05.19 22:45:16)
[]
İngilizcede esmerin (ten rengi) karşılığı yok mu?
Brown diye biliyordum ama onu daha çok hintli ve afganlar için kullanıyorlarmış. Bugün internette bir zencinin ''brown'' için bu ne saçma bir tip tanıtma sözcüğü ben bir çok hintli ve afgandan daha yakınım buna dediğini görünce sorayım dedim. Sorduğum tam olarak şu; Hintli olmayan beyaz ırk daki kavruk kardeşlerimizi tanımlamak için (George Clooney, Johnny Deep) gibi adamlar için kullandıkları bir esmer sıfatı yok mu bunların? Baktım Kumralı da bulamadım tuhafıma gitti.
Brunette
- mg3929 (28.05.19 21:17:20)
Mediterranean look deyin geçin, baktın sarışın değil, hintli, zenci, çekik değil çat dayayın bu kelimeyi
- speedy (28.05.19 21:26:01)
Olive skin olabilir aradığınız.
- voyager 1 (28.05.19 21:29:06)
Brunette +1
- ideas worth spreading (28.05.19 21:56:29)
Brunette sozlukte esmer olarak gecse de konusma ben... +1
- stavro (28.05.19 23:15:52)
Brunette kesinlikle esmerin karsiligi degil. Dark, tan veya olive denilebilir yerine gore.
- hot potato (28.05.19 23:27:16)
[]
basit bir cümle çevirisi
You are not required to be licensed for futures or securities dealing activity if you act as principal and deal only with professional investors.
Burada "you act as principal" ifadesini anlayamadım. profesyonel yatırımcılarla çalışırsak ve ne olursa söz konusu faaliyetler lisans almamız gerekmiyor?
Burada "you act as principal" ifadesini anlayamadım. profesyonel yatırımcılarla çalışırsak ve ne olursa söz konusu faaliyetler lisans almamız gerekmiyor?
eş anlamlarından biri:principal: a person for whom another acts as an agent or representative.
yani lisansa ihtiyacın yok, lisanslı başka birini temsilen iş yapabilirsin diyor.
yani lisansa ihtiyacın yok, lisanslı başka birini temsilen iş yapabilirsin diyor.
- sttc (28.05.19 00:13:49 ~ 00:14:02)
[]
ing dirsek teması nasıl denir
sürekli beraber çalıştığımız, iletişim halinde olduğumuz departman için nasıl dirsek temasındayız gibi bir şey denir?
tia
tia
close contact?
Ya da; ''In practice, I keep in close touch with the work of the foundation.'' olabilir
Ya da; ''In practice, I keep in close touch with the work of the foundation.'' olabilir
- Beherit (25.05.19 10:56:28 ~ 11:03:59)
close collaboration
- twelfth (25.05.19 13:18:22)
durust olmak gerekirse dirsek teması diye bir deyis turkce'de olmadigi icin biraz zorlaniyorum. varsa da boyle vasat acun ilicali turkcesi, fotomac turkcesi falan.
ne demek ki dirsek temasi? uydurma bir laf oldugu icin bence herkes farkli bir sey anliyor.
ne demek ki dirsek temasi? uydurma bir laf oldugu icin bence herkes farkli bir sey anliyor.
- hot potato (26.05.19 08:49:31 ~ 08:50:09)
[]
Fransizca ogrenenler / konusanlar! Sorum size
Arkadas bu dile bir turlu 100% veremiyorum kendimi.
Ingilizce konusuyorum, ogrenme surecinden de cok keyif almistim ama fransizca uzayli dili gibi geliyo. Bakin fransiz kulturunu dil strukturunu seviyorum, hatta dilbilgim iyidir ama konusma cok ama cok ters geliyo bana. Bunu, basit bir utangaclikla da aciklayamiyorum. Cok bariz bir sekilde fransizca konusurken kendimi duyunca sacma sapan sesler cikariyormusum gibi geliyor. Sanki hicbir zaman ingilizcede oldugu gibi akici konusamayacakmisim gibi geliyor. Sizin tecrubeniz ne oldu? Su kardesinizi bi boostlayin allaskina
Ingilizce konusuyorum, ogrenme surecinden de cok keyif almistim ama fransizca uzayli dili gibi geliyo. Bakin fransiz kulturunu dil strukturunu seviyorum, hatta dilbilgim iyidir ama konusma cok ama cok ters geliyo bana. Bunu, basit bir utangaclikla da aciklayamiyorum. Cok bariz bir sekilde fransizca konusurken kendimi duyunca sacma sapan sesler cikariyormusum gibi geliyor. Sanki hicbir zaman ingilizcede oldugu gibi akici konusamayacakmisim gibi geliyor. Sizin tecrubeniz ne oldu? Su kardesinizi bi boostlayin allaskina
Benzer sıkıntıyı yaşayan biri olarak, kalıp cümleleri 100 lerce kere düşünüp kullanmakla aştım. Yani; hal hatır sorma, saat sorma, adres sorma, yemek siparişi verme, günün nasıldı sorusunu cevaplama gibi kalıp konuşmaları soru ve olabilecek cevaplarını ezberledim. Yüzlerce kere zihnimde konuştum. Sonra beynimin, bir cümle kalıbını başka bir cümlede de kullanabildiğini farkettim. Kelime hazinem geliştikçe Kendiliğinden bağlantı kurmaya başladı zihin zaten. Böylece saçma olmayan cümleleri motora bağlayarak sarfetmeye başladım :)
- cryingnomad (25.05.19 04:15:27)
Bende de tam tersi oluyor. Fransızca sesleri çıkarırken kendimi daha doğal hissediyorum, İngilizce fazla "prezentabl?" geliyor. Taklit ettiğimi hissetmeden doğal şekilde konuşamıyorum. Fransızca'da böyle olmuyor.
Bir yöntemi olduğunu sanmıyorum, bir şekilde dilin tınısını idrak edip bilinçsizce bir pattern oturtmak gerekiyor. Sonra birdenbire insanlar oha resmen aksansız konuşuyorsun demeye başlıyor. Benim için bu Fransızca üzerinden vuku buldu. Hatta İngilizce konuşurken, anadili İngilizce olan insanların konuşman bazen Fransız aksanına kayıyor dediklerini duyduğum dahi oldu.
Garip olan, İngilizce'yi Fransızca'dan daha iyi biliyor olmam. Ama olmayınca olmuyor işte.
Bir yöntemi olduğunu sanmıyorum, bir şekilde dilin tınısını idrak edip bilinçsizce bir pattern oturtmak gerekiyor. Sonra birdenbire insanlar oha resmen aksansız konuşuyorsun demeye başlıyor. Benim için bu Fransızca üzerinden vuku buldu. Hatta İngilizce konuşurken, anadili İngilizce olan insanların konuşman bazen Fransız aksanına kayıyor dediklerini duyduğum dahi oldu.
Garip olan, İngilizce'yi Fransızca'dan daha iyi biliyor olmam. Ama olmayınca olmuyor işte.
- mentuhotep (25.05.19 10:00:32 ~ 10:04:58)
Aynısını ben de yaşamıştım. Hatta şu an yazarken kendime güldüm bayağı çünkü bırak saçma sapan sesler çıkarıyormuş gibi hissetmeyi bırak başkası konuşuyormuş gibi hissediyordum.
Ben önce bir şeyler dinleyerek sonra içimden konuşarak aştığımı düşünüyorum bunu. Ha yine her zaman ilk tercihim ingilizce oluyor kolaya kaçmayı sevdiğim için ama en azından artık fransızca konuşurken felç geçirmişim gibi hissetmiyorum.
Fransızcaya alıştıkça mentuhotep’in dediği de olacak, ingilizce konuşurken “e lidöl bit” falan diyebilirsiniz yanlışlıkla, şaşırmayın hahah
Bu arada lütfen kendinizi demotive edip de soğumayın, cidden çok güzel bir dil.
Bir kaç tane dizi tavsiye edeceğim ama sıcaktan daha fazla yazamıyorum şu an. Yazacağım, au revoir!
Ben önce bir şeyler dinleyerek sonra içimden konuşarak aştığımı düşünüyorum bunu. Ha yine her zaman ilk tercihim ingilizce oluyor kolaya kaçmayı sevdiğim için ama en azından artık fransızca konuşurken felç geçirmişim gibi hissetmiyorum.
Fransızcaya alıştıkça mentuhotep’in dediği de olacak, ingilizce konuşurken “e lidöl bit” falan diyebilirsiniz yanlışlıkla, şaşırmayın hahah
Bu arada lütfen kendinizi demotive edip de soğumayın, cidden çok güzel bir dil.
Bir kaç tane dizi tavsiye edeceğim ama sıcaktan daha fazla yazamıyorum şu an. Yazacağım, au revoir!
- irene (25.05.19 15:18:04)
adeta bir deli gibi günlük aktiviteleri kendi kendime Fransızca anlatarak çözmeye çalışırken ben de ama o böyle hani gırtlağımsı tınılar çıkarılıyor ya, bi utanıyorum onları çıkarırken hala. Fransaya gittiğimde konuşabildim mesela da hep bir onlar ne harika konuşuyor tribiyle. Zaten henüz orta seviyedeyim ama en basit kalıplarda bile başkaları gibi yapamıyorum gibi geliyor.
Bir de geçenlerde bir grup japon turistle ingilizce konuşmam gerekti, fuck! Araya fransızca kelimeler sokuyorum. Ben de şok adamlar da :) ikinci dili öğreneyim derken ilkini de batırdım galiba
Bir de geçenlerde bir grup japon turistle ingilizce konuşmam gerekti, fuck! Araya fransızca kelimeler sokuyorum. Ben de şok adamlar da :) ikinci dili öğreneyim derken ilkini de batırdım galiba
- somethinginthewayshemoves (25.05.19 16:05:48)
cevaplarınız için çooook teşekkür ederim. demek ki benzer süreçlerden geçiyormuşuz. özellikle "lan hasiktir acaba ingilizcem mi kötüleşiyo" hissi baya baya herkeste olan bir hismiş, onu anladım :D
tekrardan teşekkür ederim! sürecin başka evrelerinde tekrar buluşmak üzere, hoşçakalın! :)
tekrardan teşekkür ederim! sürecin başka evrelerinde tekrar buluşmak üzere, hoşçakalın! :)
- konf (27.05.19 17:57:08)
[]
Espri ne?
You don't even have to be Jewish diyor, millet gülüyor hani? Espri anlaşılsın diye biraz geriden veriyorum youtube linkini: youtu.be
helena'nin cevabi hatali olmus. Yahudi ailelerinde annelerin kati olduguna dair genel bir inanis var guncel bati anlatisinda. Bu katilik anlatisi uzerinden bir espri.
- dunal (25.05.19 00:52:13)
Üstteki arkadaş +1 olmakla birlikte, "you don't have to be Jewish to ..." şeklinde bir espri kalıbı da mevcut.
- gonion (25.05.19 00:53:05)
Bilgi kirliliği olmasın diye sildim, dunal +1 o halde
- helena (25.05.19 00:57:14)
"Yahudi olmasanız bile annenizi ekranda görünce terlemeye başlarsınız" diyor.
Yahudi anne stereotipi; baskıcı, hiç izin vermeyen, kızgın bir figür olarak tasvir ediliyor. Espri bu
Yahudi anne stereotipi; baskıcı, hiç izin vermeyen, kızgın bir figür olarak tasvir ediliyor. Espri bu
- 038576 (25.05.19 00:58:11)
[]
şu cümlede ne demek istenmiş ?
" I'm sick of you prying into my personal life"
sick of you that you are prying into my personal life şeklindemi yoksa sick of you dedikten sonra bir şeyleri çıkartıp gerund bir biçimde cümle mi eklieniyor. bu nasıl bir cümle yapısı oluyor ?
sick of you that you are prying into my personal life şeklindemi yoksa sick of you dedikten sonra bir şeyleri çıkartıp gerund bir biçimde cümle mi eklieniyor. bu nasıl bir cümle yapısı oluyor ?
sick of you dedikten sonra bıkkınlığı ne ise onu belirtmiş.
"I'm sick of you making me look like I'm the bad guy" gibi.
"I'm sick of you making me look like I'm the bad guy" gibi.
- psychosocialll (24.05.19 14:24:34)
peki şöyle dense olmaz mıydıo sick of you are making me look like T m the bad guy ?
- trablon (24.05.19 14:46:48)
[]
Bir kelime
İngilizcede esrar anlamına gelen ve telaffuzu pad gibi bir şey olan bir kelime arıyorum
pot
- kaputt (24.05.19 13:39:30)
pot, dope, hay?
- Beherit (24.05.19 13:43:51)
[]
İngilizce Metin Çeviri
Merhaba,
"Mağaza müdürlerinden telefonla gelen anlık talepler karşılandı ve çözüm üretildi" cümlesini düzgün şekilde İngilizce'ye çeviremedim maalesef.
Çeviri konusunda yardımcı olabilir misiniz?
"Mağaza müdürlerinden telefonla gelen anlık talepler karşılandı ve çözüm üretildi" cümlesini düzgün şekilde İngilizce'ye çeviremedim maalesef.
Çeviri konusunda yardımcı olabilir misiniz?
Immediate requests from store managers by phone calls have been responded and solved.
- senolll (22.05.19 01:54:39)
Instant demands which come from the store managers by phone calls have been satisfied, and proposed solutions to their problems.
- yalnizlik mavisi (22.05.19 01:58:38 ~ 01:59:31)
Çok teşekkür ederim. Peki CV formatında yaptıklarımı anlatır gibi yazmak istersem şöyle nasıl:
Solved and responded immediate requests of store managers by phone calls.
Solved and responded immediate requests of store managers by phone calls.
- mysticthelegend (22.05.19 02:06:16)
Responded to requests from store managers over phone and provided solutions to the issues raised.
@yalnizlik mavisi - yok abicim.
@yalnizlik mavisi - yok abicim.
- hot potato (22.05.19 07:49:29)
[]
YDS’den 70 almak
Merhabalar.. bir devlet kurumuna girmem için bütün şartları sağlıyorum. Ancak YDS’den 70 almam gerekiyor. E- YDS’ye girip maddi kayıp yaşamak yerine 8 Eylül’de olacağını öğrendiğim normal YDS’ye girmek istiyorum. İngilizce altyapım mükemmel olmamakla birlikte ortanın üzerinde. Sınava kadar bir kurs veya dershaneye gidecek maddi olacağım yok. Bu şartlar içerisinde İngilizcemi pekiştirip seviyemi biraz daha artırıp sınavdan gerekli olan 70 puanı alabilmem için tavsiyeleriniz nelerdir arkadaşlar ?
Not: daha önce hiç bir yabancı dil sınavına girmedim.
Not: daha önce hiç bir yabancı dil sınavına girmedim.
Yds hazırlık videoları var onları izleyebilirsin. Geçmiş senelerin sorularını çöz ve tabii ki daha önce çıkan kelimeleri ezberle.
- purrty ploop (22.05.19 01:10:35)
Hocam YouTubedaki izleyebildiğiniz bütün yds yökdil videolarını izleyin. Hakkı hoca vs var x2 hızla izleyip notlar alın. Soruları durdurup çözün kelimeleri not edin bir defteriniz olsun bunun için.
Ankara dil akademisi sitesindeki videolardan ve kelime listelerinden faydalanın sonraki asamalarda da denemelerini çözün. Soru tiplerini ve mantıklarını anlarsınız zaten çözdükçe.
Kelimeleri ve soru çözüm tricklerini hemen her gün tekrar edin sınava yakın da denemeler çözün gerçek sınav süresi kadar. Ben bu sekilde başardım orta seviyeydim. Başarılar dilerim.
Ankara dil akademisi sitesindeki videolardan ve kelime listelerinden faydalanın sonraki asamalarda da denemelerini çözün. Soru tiplerini ve mantıklarını anlarsınız zaten çözdükçe.
Kelimeleri ve soru çözüm tricklerini hemen her gün tekrar edin sınava yakın da denemeler çözün gerçek sınav süresi kadar. Ben bu sekilde başardım orta seviyeydim. Başarılar dilerim.
- pegi (22.05.19 12:26:32)
Eğitim setleri varmış sanırım videolu. Maliyeti ne kadar bilmiyorum ama onlardan alsam faydası olur mu acaba ?
- dakota (22.05.19 14:13:56)
[]
''seasick, yet still docked'' nasıl çevirirsiniz bu cümleyi
internette farklı çeviriler gördüm. siz nasıl çevirirdiniz?
seasick deniz tutması demek. karada olduğu halde deniz tutuyormuş kendisini.
- windows95 (22.05.19 00:06:31)
karaya vurdum ama hala deniz tutuyor
- dismainpula (22.05.19 00:15:35)
vurdum değil vardım yazacaktım yanlış yazdım. rıhtım mıhtım bir şeyler kafana göre çevir işte ya.
- dismainpula (22.05.19 00:16:31)
Bile bile lades.
- crown (22.05.19 00:17:58)
çeviri biraz fes başıma başım duvara olmuş.yet&still birbirinin zıtları.
still seasick,even docked olsa daha doğru.''dokunsalar ağlayacak çocuk gibiyim'' mesela.
still seasick,even docked olsa daha doğru.''dokunsalar ağlayacak çocuk gibiyim'' mesela.
- natallica (22.05.19 13:06:00)
[]
İngilizce çeviri
sevgili duyuru,
Şimdi seyahat tarihi 19 eylül, vize randevusu için mail attım 26 haziran dedim tarih için gelen cevap şuydu,
as your travelling date will be on 19.09.2019 we will confirm your appointment
in June/Juli.
Thank you for your passion.
Şimdi haziranda randevu için mail mi at diyor yoksa tamam onaylandı mı diyor çıkamadım işin içinden:)
Şimdi seyahat tarihi 19 eylül, vize randevusu için mail attım 26 haziran dedim tarih için gelen cevap şuydu,
as your travelling date will be on 19.09.2019 we will confirm your appointment
in June/Juli.
Thank you for your passion.
Şimdi haziranda randevu için mail mi at diyor yoksa tamam onaylandı mı diyor çıkamadım işin içinden:)
19 eylül seyahat tarihi olduğundan senin başvuruyu Haziran'da onaylayacağız. juli ne iş onu anlamadım. july muhtemelen. yani haziran- temmuz sürecinde onaylayacaklar.
- orijinal nick bulamadim (21.05.19 17:20:55 ~ 17:21:27)
diyor ki zaten 19 eylülde seyahat edeceksin, biz de senin randevunu haziran/temmuz gibi onaylayacağız, patlama.
- mg3929 (21.05.19 17:21:09)
Juli dediği almanca...
Yani şimdi ben tekrar mail atayım dimi haziranda sonuç olarak?
Yani şimdi ben tekrar mail atayım dimi haziranda sonuç olarak?
- patos64 (21.05.19 17:24:14)
Tutkunuz icin tesekkur ederim yaziyor.
- hot potato (21.05.19 17:24:55)
maksimum 3 ay önceden randevu alabiliyorsunuz. muhtemelen o tarihte onaylarlar onaylamazlarsa tekrar randevu başvurusunda bulunursunuz.
- argent dawn (21.05.19 17:51:40)
[]
manufacture ile produce arasındaki fark ne?
İlki sanki daha sınai, ikincisi daha tarımsal/hayvansal gibi mi?
Evet
- brkylmz (21.05.19 13:19:48)
manufacture: imalat. belli bir miktar hammaddeyi alırsın, tezgaha koyarsın, eğip bükersin, düzeltirsin, şekil verirsin, kaynak yaparsın, ısı uygularsın vs özel imalat yöntemleri kullanırsın ve eşi benzeri bulunmayan bir tek ürün meydana gelir. bu imalat olur.
produce: üretim. imalatı da kapsayan bir kelimedir bu aslında. anlam bakımından her şeyin üretildiğini söyleyebiliriz, ama kullanım açısından daha çok yapılan işlemler sonucunda pek çok ürün çıkıyorsa buna üretim deniliyor.
örnek vereyim. kunduraclar ayakkabı imalatı yapar ama nike ayakkabı üretir.
produce: üretim. imalatı da kapsayan bir kelimedir bu aslında. anlam bakımından her şeyin üretildiğini söyleyebiliriz, ama kullanım açısından daha çok yapılan işlemler sonucunda pek çok ürün çıkıyorsa buna üretim deniliyor.
örnek vereyim. kunduraclar ayakkabı imalatı yapar ama nike ayakkabı üretir.
- istanbul kanatlarimin altinda (21.05.19 13:26:13)
Manufacture baya sanayi üretimi ancak produce bireysel şeyler için de kullanılabiliyor. Productivity, being productive olayları mesela. Gün içinde sabahtan akşama tez yazan, tabloları hazırlayan biri de akşamına "I had a productive day, I produced a lot for my thesis" diyebilir.
- senolll (21.05.19 13:54:14)
kunduracılar ayakkabı imalatı yapar ama nike ayakkabı üretir +1
- onemoremile (21.05.19 15:21:23)
türkçe karşılıkları imalat ve üretim. tarımsal imalat denmez, tarımsal üretim denir mesela.
- babilbaligi (21.05.19 22:45:09)
birinde öz kaynak var, birinde yok. biri pek çok yerden farklı malzemeler alır başka bir şeye iş gücü ile dönüştürür, imal eder. diğerinde ise öz kaynak vardır bunu destekler ve üretir, çoğaltır.
- selam (21.05.19 23:02:14)
[]
ingilizce çeviri
ya bi cümle var şu : how does it feel to treat me like you do? bunu 'nasıl hissettiriyormuş bana davrandığın gibi sana davranmak' şeklinde çevirsek arkadaşlar, me orada neden var ben anlamadım ya :( ben türkçe düşünüp ingilizceye çevirdğimde how does it feel to treat you like you do to me ? şeklinde cümleyi kuruyorum. şarkı bu ondan mı böyle bu cümleler? dalga geçeceksen, bilmiş bilmiş konuşacaksan cevap verme. başkası versin. senden cevap istemiyorum.
bana senin yaptığın gibi davranman sana ne(nasıl) hissettiriyor?
- sttc (19.05.19 20:44:34)
tamam çakozladım: bana şu her zaman sergilediğin davranışlar sana ne hissettiriyor? onları yaparken ne hissediyorsun? gibi bi anlamı var.
- kediperili (19.05.19 21:15:50)
ikisi de ayni anlami sagliyor birinden birisi daha dogru demeye gerek yok bence. tek fark 1. cumlede fiili isimlestirip ozne olarak kullanmis. bu yapinin bi adi vardi ama hatirlamiyorum simdi
- onkiloversemtamamım (19.05.19 23:19:56)
[]
İngilizce Espri
youtu.be
4.35’ten itibaren izleyin.
Sonlarda i work in recruitment diyor ve salon kopuyor. Nereyi kaçırıyorum?
4.35’ten itibaren izleyin.
Sonlarda i work in recruitment diyor ve salon kopuyor. Nereyi kaçırıyorum?
baştan sona izlemek lazım neyden bahsettiğini anlamak için. izlediğini sanıyorum. 5 dakika olmasa izlemezdim herhalde. izledim ve hiç komik gelmiyor bana böyle asimile olan insanların zeki olmayan espirileri. tercih meselesi tabi.
neyse eleman hint-pakistan göçmeni. uk da çok var bunlardan ve özellikle orada doğup büyüyenler ingiliz sanıyor kendini. ama kime sorsanız dışardan hint kökenli ve bayaa ayrımcılık yapanda var. işte genel olarak sakaldan tipten falan adamı müslüman sanıyorlarmış hep. işidin yapttığı saldırıların paylaşılmasını, beğenilmesini vs komikli anlatıyor kendince falan.
en sonda sizin anlamadığınız yerde de oraya gönderme var. hint kökenli elemanları göstererek sizinle gitmiyorum tabi sağa sola. dave, john la gidiyorum falan diyo (kamera sarışın kızıl insanları gösteriyor). birgün amerikaya "dave" diye biriyle gidip passaport kontorlünde ne diyeceem diye evham yapmışmış. dave de demiş ki merak etme ben ne dersem onu de. dave "recruitment" diyince birşey yok. bizim hintli eleman diyince adamı direkt işidli sanıp, ülkeye işide adam toplamaya geldi diyerekten tutukladılar imasını yapıyor. gülme efektlerinin çoğuda efekt :/
bilale anlatır gibi anlattım. niye anlattım bilmiyorum valla
neyse eleman hint-pakistan göçmeni. uk da çok var bunlardan ve özellikle orada doğup büyüyenler ingiliz sanıyor kendini. ama kime sorsanız dışardan hint kökenli ve bayaa ayrımcılık yapanda var. işte genel olarak sakaldan tipten falan adamı müslüman sanıyorlarmış hep. işidin yapttığı saldırıların paylaşılmasını, beğenilmesini vs komikli anlatıyor kendince falan.
en sonda sizin anlamadığınız yerde de oraya gönderme var. hint kökenli elemanları göstererek sizinle gitmiyorum tabi sağa sola. dave, john la gidiyorum falan diyo (kamera sarışın kızıl insanları gösteriyor). birgün amerikaya "dave" diye biriyle gidip passaport kontorlünde ne diyeceem diye evham yapmışmış. dave de demiş ki merak etme ben ne dersem onu de. dave "recruitment" diyince birşey yok. bizim hintli eleman diyince adamı direkt işidli sanıp, ülkeye işide adam toplamaya geldi diyerekten tutukladılar imasını yapıyor. gülme efektlerinin çoğuda efekt :/
bilale anlatır gibi anlattım. niye anlattım bilmiyorum valla
- HasanK (18.05.19 18:16:12)
[]
ingilizce okuma kitapları ve grammar çalışma
ingilizce okuma kitapları arıyorum. stage 4 ve 5. kapadokya kitap diye bir şey geçti elime bu ne lanet olsun dedim resmen. yds ve elt’nin de okuma kitapları yok test ve konu çalışıyorum onlarda. internette de kitapların pdf’si var ama edebiyat okuyabilecek kadar iyi değilim.
ayrıca video eğitimlerini çok seviyorum, daha iyiyim öyle öğrenmekte. ingilizce anlatan veya oyun gibi (dyned) gibi bildiğiniz bir şey var mı?
ayrıca video eğitimlerini çok seviyorum, daha iyiyim öyle öğrenmekte. ingilizce anlatan veya oyun gibi (dyned) gibi bildiğiniz bir şey var mı?
penguin readers, black cat readers, oxford bookworms var. üstelik m-ses dosyaları da var. torrenten 20 gb indirmiştim. kapadokyayı görmüştüm yazarı türk diye okumadım. nesini beğenmedin?
- black mamba (17.05.19 21:04:34)
@black mamba hikayeleri kısaltalım derken içine etmiş ve anlaşılmıyor da.
- dismainpula (17.05.19 21:23:36)
reader at work 1
reader at work 2
Odtu yayinlari bunlari bir arastir pdfleri de var internette.
Ben oldukca yararli buldum.
reader at work 2
Odtu yayinlari bunlari bir arastir pdfleri de var internette.
Ben oldukca yararli buldum.
- kaiserr76 (17.05.19 21:31:09)
More To Read kitaplarını tavsiye ederim. Sadece İngilizce değil genel kültüre dair de çok şey öğreniyorsunuz.
- hayalhayal (18.05.19 07:04:48)
[]
ingilizce seviyemi toefl'a girmeden doğru şekilde nasıl tahmin edebilirim?
ingilizcemi kendi kendime ilerletiyorum ama seviyemden bir türlü emin olamıyorum. dört beceride de (speaking-writing-reading-listening) ingilizceye ne kadar hakim olduğumu en gerçekçi haliyle nasıl tespit edebilirim?
toefl'a girmek isterdim ama epey pahalı, ingilizcem çok iyi düzeye gelene kadar girmeyeceğim ki ödediğim paraya değsin, elimde iyi bir sonuç olsun.
toefl'a girmek isterdim ama epey pahalı, ingilizcem çok iyi düzeye gelene kadar girmeyeceğim ki ödediğim paraya değsin, elimde iyi bir sonuç olsun.
toefla biri sana sormadan girme zaten cunku sonucun gecerli oldugu belli bir sure var 1-2 sene tam hatirlamiyorum. sonra biri isterse tekrar girmen gerekiyor. o yuzden oylesine girersen sonra gelecekte gerekirse tekrar girmen gerekir ekstra masraf bosuna.
reading + listening icin sayisiz test bulursun internette. speaking writing icin birine para odemeden profesyonel bir derecelendirme yapmanin mumkun oldugunu sanmiyorum.
reading + listening icin sayisiz test bulursun internette. speaking writing icin birine para odemeden profesyonel bir derecelendirme yapmanin mumkun oldugunu sanmiyorum.
- robokot (17.05.19 19:42:24)
Ingilizceni gelistirmissin ama toefl genel ingilizce olcmuyor, akademik ingilizce olcuyor bunu goz onune almalisin. toefl taktikleri apayri bir dunya ve taktiklerle senden dusuk seviyede birisi cok daha yuksek alabilir. taktik bilmeden toefla girmeni tavsiye etmem. bunun icin internette sayisiz kaynak var. toefla yonelik calisirsan yuksek puan alabilirsin
- onkiloversemtamamım (17.05.19 21:26:14)
- lan ben geldim (21.05.19 11:03:08)
yazılımcı şakası.
- dismainpula (17.05.19 11:06:38)
yazılımcılar kod yazarken sürekli boolean operator (and, or filan) kullandıkları için bunları azaltmalarını öneren bir şaka.
- babilbaligi (17.05.19 11:10:09)
boolean true ve false olabilen bir degisken. Yazilimcilar kullaniyo dogruysa su yanlissa bunu yap diye. Peki sakasi ne? Hayalet BOO diyo ya. Bu.
- beriberi (18.05.19 00:11:23)
[]
ne diyor bu?
These city-dwellers generally have nearly as much sensitivity as the plastic flowers they leave behind - they are polluted with strange ideas about change and improvement which they force on to the unwilling original inhabitants of the villages.
hiçbir halt anlamadım. yani bu şehirliler, köylüler isteksiz olmalarına rağmen onlara ilerleme ve ıslah etme adı altında birtakım şeyler dayatma gibi tuhaf fikirlere mi sahipmişler? öyleyse bunun plastik çiçeklerle ne ilgisi var?
hiçbir halt anlamadım. yani bu şehirliler, köylüler isteksiz olmalarına rağmen onlara ilerleme ve ıslah etme adı altında birtakım şeyler dayatma gibi tuhaf fikirlere mi sahipmişler? öyleyse bunun plastik çiçeklerle ne ilgisi var?
kentteki plastik çiçekleri (yapay hayatı) terkedip köylerde aslını (doğal yaşamı) arıyorlar ancak kendileri aslında en fazla o yapay çiçekler kadar duyarlı/hassas kimselerdir. gibi bir anlam çıkıyor. ancak tabi paragrafın öncesine ne geçiyor da plastik çiçekler referans alınıyor bilemiyorum.
- 4grammaton (16.05.19 13:23:20)
şöyle ki
diyor ki bu şehirlilerin arkalarında bıraktığı plastik çiçek kadar hassasiyeti var (sarkazm var-yani hiç hassasiyetleri yok). değişim ve gelişimle alakalı acaip fikirlerle kirlenmiş olan şehirliler bu fikirleri köylerde asıl yaşayan ve bu değişimlere gönülsüz olan insanlara empoze etmeye çalışıyorlar.
diyor ki bu şehirlilerin arkalarında bıraktığı plastik çiçek kadar hassasiyeti var (sarkazm var-yani hiç hassasiyetleri yok). değişim ve gelişimle alakalı acaip fikirlerle kirlenmiş olan şehirliler bu fikirleri köylerde asıl yaşayan ve bu değişimlere gönülsüz olan insanlara empoze etmeye çalışıyorlar.
- interview with the vampire (16.05.19 13:27:56)
[]
ielts / toefl
akademik ve iş anlamında hangi sınav daha geniş bir alanda geçerliliğe sahip? şu sınava girersen şunlara başvuramazsın gibi istisnalar var mı?
Devlet okullarında girilmiş TOEFL en geçerli şu anda. Akademide çoğu okul yökten dolayı ielts kabul etmiyor. Toefl açısından da devlet okulu şartı var. Özel için o kadar atla deve bir fark yok.
- ManikD (15.05.19 18:49:57)
[]
ingilizce
şunları çevirebilir misiniz?
"onun gelmesini bekliyorum."
"para kazanmayı bekliyorum." (herhangi bir şeyi yapmayı bekliyorum olabilir aklıma bu geldi direkt)
"onun gelmesini bekliyorum."
"para kazanmayı bekliyorum." (herhangi bir şeyi yapmayı bekliyorum olabilir aklıma bu geldi direkt)
I am waiting for him/her to come
Edit: Iki tür zamir ekledim.
Edit: Iki tür zamir ekledim.
- wynter (15.05.19 14:58:38 ~ 15:00:51)
i am waiting for his coming de desek olur mu? olursa yazdığın cümle ile bir farkı yok değil mi?
- black mamba (15.05.19 15:25:37)
@black mamba Bir kere "his" hiçbir türlü kullanamazsın ve istersen "I am waiting for him coming" de, yine de olmaz. Yanlış. Daha doğrusu "Eğreti". Yoksa söyleyebilirsin tabii ki de.
- wynter (15.05.19 16:12:30 ~ 16:15:18)
bir grammar kitabında gerund ve infinitive konusunda preposition'la kullanılan fillerden sonra ve dolayısıyla preposition'lardan sonra gerund gelir diyordu.
şöyle bir örnek var.
"my mother resented his lying to her"
benzer bir mantıkla benim kurduğum neden olmuyor? o kafamı karıştırdı. nesi eğreti? günlük hayatta kullanılmaması değil de grammar olarak hatalı mı?
şöyle bir örnek var.
"my mother resented his lying to her"
benzer bir mantıkla benim kurduğum neden olmuyor? o kafamı karıştırdı. nesi eğreti? günlük hayatta kullanılmaması değil de grammar olarak hatalı mı?
- black mamba (15.05.19 16:19:37)
[]
gerund'dan sonra past particible gelmesi durumu
bunun bir formülü var mı emesela bir cümle yapısı var mesela bişi bişi diyor sonra bir isim-fiil koyuyor trusting garanted .veya bla bla running confirmed ingli adıldan sonra past particible geliyor.bu ne anlama gelitiriyor isim fiil artı pasif yapılı edilgen bir fiil mi geliyor sona ?
Toefl'dan bir kere 113 bir kere 115 aldim ve past participle ne hicbir fikrim yok. soruya cevabim da bir formulu olmadigi yonunde. ingilizceye oss dil bilgisi calisir gibi calismayalim derim. edilgen fiil miil diyerek turkcedeki kaliplari ingilizceye zorlama seferinde husranla sonuclanacaktir.
- hot potato (16.05.19 18:36:09)
[]
Çiğ köftenin ingilizcesi?
:D
Çok saçma belki ama merak ettim, nasıl çevrilir bu? Köfteyi meatball diye çeviremeyiz içinde et olmadığı için...
Bilemedim
Çok saçma belki ama merak ettim, nasıl çevrilir bu? Köfteyi meatball diye çeviremeyiz içinde et olmadığı için...
Bilemedim
Çiğköftede et olmadığını kim söyledi?
- veritaslibertas (14.05.19 23:02:23)
izledigim bi filmde raw meatball olarak çevirmişlerdi.
- allanpoe (14.05.19 23:09:27)
Çiğ köftede et olur. Dışarda satılanlarda yok sadece. Onlar da çakma çiğ köfte.
bu arada çiğ köftenin ingilizcesi: steak tartar a la turca
bu arada çiğ köftenin ingilizcesi: steak tartar a la turca
- himmet dayi (14.05.19 23:09:33)
Günümüzde tüketilen çiğ köftelerin çoğunda et yok sonuçta. Kaç kişi düzenli etli çiğ köfte tüketiyor ki? Hayatımda (muhtemelen) hiç etli çiğ köfte yemedim mesela ben ama etsizini pek çok kez yedim.
en.wikipedia.orgÇiğ_köfte
İngilizce wiki'de direkt çiğ köfte demiş. Ama illa ingilizce kullanıcam dersen vegan raw meatball ya da vegan steak tartar a la turca diyebilirsin
en.wikipedia.orgÇiğ_köfte
İngilizce wiki'de direkt çiğ köfte demiş. Ama illa ingilizce kullanıcam dersen vegan raw meatball ya da vegan steak tartar a la turca diyebilirsin
- nundu (15.05.19 00:31:28 ~ 00:31:48)
steak tartar falan diye kasmaya ne lüzum var ki anlamadım.
bazı gıdalar vardır, yereldir. hadi çiğ eti tartar diye çevirdin. bulguru ne yapacaksın?
çiğ köftenin ana malzemesi bulgur. bildiğim kadarıyla bulgur da yerel bir ürün, bir ingilizcesi yok. ya "bulghur" falan diye dötten sallayacaksın, ya da tarif yoluyla "boiled and cracked wheat" falan diye kasacaksın.
japonların maponların bin tane yerel yemeği var, çevirmeye falan da uğraşan yok. suşinin ingilizcesi ne mesela? sushi anasını satayım. fish tartare a la japon falan dememişler.
çiğ köfte diyin. chih khofthe diyin. çevirip kasmaya çalışmayın. "o ney ki" diye sorana da tarif edersiniz.
bazı gıdalar vardır, yereldir. hadi çiğ eti tartar diye çevirdin. bulguru ne yapacaksın?
çiğ köftenin ana malzemesi bulgur. bildiğim kadarıyla bulgur da yerel bir ürün, bir ingilizcesi yok. ya "bulghur" falan diye dötten sallayacaksın, ya da tarif yoluyla "boiled and cracked wheat" falan diye kasacaksın.
japonların maponların bin tane yerel yemeği var, çevirmeye falan da uğraşan yok. suşinin ingilizcesi ne mesela? sushi anasını satayım. fish tartare a la japon falan dememişler.
çiğ köfte diyin. chih khofthe diyin. çevirip kasmaya çalışmayın. "o ney ki" diye sorana da tarif edersiniz.
- kibritsuyu (15.05.19 08:14:25 ~ 03.09.19 11:35:00)
[]
ufak bir çeviri yardımı
bir film çevirisinde 3 yerde sorun yaşadım yardımlarınızı bekliyorum.
1- e sigara gibi bir şeyden puffer diye bahsetmişler ama e sigara çok resmi duruyor. bunun daha sokak ağzı falan bir adı var mı türkçede?
2- mevzu çıkaracağını tahmin ettiği bir kişi ortama geldiğinde karakter yanındakine "here we go, unleash hell" diye esprili bir şekilde takılıyor. hell, gladiator'de maximus'un köpeğinin adıymış ve maximus savaş başlamadan önce arkadaşlarına "at my signal, unleash hell" diyor. oraya bir gönderme var yani. sizce bunu nasıl çevirmek lazım direkt cehennemi serbest bırakın, salın şeklinde falan mı yoksa özel isim gibi bıraksam mı veya başka bi fikri olan var mı?
3- yaşlı ve yalnız bir adama napıyorsun diye sorduklarında adam "I go up and down to the shops, surf the internet for the news, the occasional flutter on the DGs and go quietly mad." diyor. diğer kısımlar basit ama DG's neyin kısaltması bilemediğim için o kısmı anlayamadım. araştırdım ama bulamadım da çok fazla şey çıkıyor. sizce karakter burada ne demek istemiştir?
1- e sigara gibi bir şeyden puffer diye bahsetmişler ama e sigara çok resmi duruyor. bunun daha sokak ağzı falan bir adı var mı türkçede?
2- mevzu çıkaracağını tahmin ettiği bir kişi ortama geldiğinde karakter yanındakine "here we go, unleash hell" diye esprili bir şekilde takılıyor. hell, gladiator'de maximus'un köpeğinin adıymış ve maximus savaş başlamadan önce arkadaşlarına "at my signal, unleash hell" diyor. oraya bir gönderme var yani. sizce bunu nasıl çevirmek lazım direkt cehennemi serbest bırakın, salın şeklinde falan mı yoksa özel isim gibi bıraksam mı veya başka bi fikri olan var mı?
3- yaşlı ve yalnız bir adama napıyorsun diye sorduklarında adam "I go up and down to the shops, surf the internet for the news, the occasional flutter on the DGs and go quietly mad." diyor. diğer kısımlar basit ama DG's neyin kısaltması bilemediğim için o kısmı anlayamadım. araştırdım ama bulamadım da çok fazla şey çıkıyor. sizce karakter burada ne demek istemiştir?
2- çeviri notlarına ekleyip özel isim gibi bırakmak daha mantıklı bence.
ya da "iti salın" yazın :D
ya da "iti salın" yazın :D
- shotcrete (14.05.19 15:35:09 ~ 15:35:56)
1. sanırım başka adı yok, çünkü henüz sokağa inmedi. tüttürgeç gibi komik bir şey uydurabilirsin filmin cıvıklık leveline göre.
2. filmde russell crowe o sözü adamlarına "yakın" gibi bir manada söylüyor. köpeğinin adı değil. zaten bir daha izlersen o komuttan sonra yanan oklar, yanan toplar falan atılıyor. amaç ormanı yakmak. sonrasında filme gönderme yoksa, tek satırlık bir espriyse "hadi bakalım, savaş başlasın" ya da "kılıçları kuşanın" gibi bir şeyle geçiştirebilirsin.
3. valla birçok şey olabilir, filme bakmak lazım. adamın karakterini, ne kadar yaşlı olduğunu, huyunu suyunu bilsem belki seçenekler arasında eleme yapabilirdim ama dediğin gibi dg birçok şeyin kısaltması olabilir. sonrasında "and go quietly mad" dediği için sanki ilaç alıyormuş da kafası iyi oluyormuş gibi bir çağrışım yaptı ama net bir şey söylemek zor.
2. filmde russell crowe o sözü adamlarına "yakın" gibi bir manada söylüyor. köpeğinin adı değil. zaten bir daha izlersen o komuttan sonra yanan oklar, yanan toplar falan atılıyor. amaç ormanı yakmak. sonrasında filme gönderme yoksa, tek satırlık bir espriyse "hadi bakalım, savaş başlasın" ya da "kılıçları kuşanın" gibi bir şeyle geçiştirebilirsin.
3. valla birçok şey olabilir, filme bakmak lazım. adamın karakterini, ne kadar yaşlı olduğunu, huyunu suyunu bilsem belki seçenekler arasında eleme yapabilirdim ama dediğin gibi dg birçok şeyin kısaltması olabilir. sonrasında "and go quietly mad" dediği için sanki ilaç alıyormuş da kafası iyi oluyormuş gibi bir çağrışım yaptı ama net bir şey söylemek zor.
- sir gawain (14.05.19 15:36:14 ~ 15:57:48)
@shotcrete çeviri notu olayını mantıklı bulmuyorum ya. yönetmen filmine daha iyi anlaşılsın diye göndermeleri veya bahsedilen tarihi olayları falan anlatan bi not koymuyor sonuçta. sinemada dümdüz yayınlanıyor işte.
@sir gawain evet köpeğin adı değilmiş nette öyle bir yorum görmüştüm ama sanırım o sahnede köpeğin direkt koşmasından dolayı öyle sananlar olmuş. ben yüz yıl falan önce izlediğim için hiçbir şey hatırlamıyorum.
3 için de adam ilgi manyağı bi yaşlı herif ya. danca altyazısını buldum oradan o repliği ingilizceye çevirttim "rates some money horses" çıkıyor sonuç. ganyan falan mı oynuyormuş acaba. dg açılımı hakkında hala fikrim yok.
@sir gawain evet köpeğin adı değilmiş nette öyle bir yorum görmüştüm ama sanırım o sahnede köpeğin direkt koşmasından dolayı öyle sananlar olmuş. ben yüz yıl falan önce izlediğim için hiçbir şey hatırlamıyorum.
3 için de adam ilgi manyağı bi yaşlı herif ya. danca altyazısını buldum oradan o repliği ingilizceye çevirttim "rates some money horses" çıkıyor sonuç. ganyan falan mı oynuyormuş acaba. dg açılımı hakkında hala fikrim yok.
- semaforo de medianoche (15.05.19 01:47:46)
@coyote epey bir dg'ye baktım ama hiçbiri "hah bu işte" hissi yaratmadı. çok da önemli bi şey değil olmadı o kısmı söylememiş gibi davranırım ama iş inada bindi artık, fena merak ettim.
- semaforo de medianoche (15.05.19 13:14:02)
[]
Burada Gizli bir şey mi var that felan gibi ?
"Almost all sound waves are unique contributing to the uniqueness of each sound."
are unique den sonra contributing gibi bir isim fiil nasıl oluyor bu cümlenin öznesi yoksa "Almost all sound waves are unique contributing" mı ? e ama contiributing her ses dalgası özeldir ve her sesin özelliğine katkıda bulunur tarzı bir şey mi demek istiyor ? bu nasıl ypaıda bi cümle ?
are unique den sonra contributing gibi bir isim fiil nasıl oluyor bu cümlenin öznesi yoksa "Almost all sound waves are unique contributing" mı ? e ama contiributing her ses dalgası özeldir ve her sesin özelliğine katkıda bulunur tarzı bir şey mi demek istiyor ? bu nasıl ypaıda bi cümle ?
"her bir sesin eşsizliğine/benzersizliğine katkıda bulunma açısından hemen hemen tüm ses dalgaları eşsizdir/benzersizdir."
diye düşündüm anlamını
diye düşündüm anlamını
- theconqueror (14.05.19 13:57:20)
this, kids, is why you need commas <3
unique'ten sonra virgül olması lazım. "unique contributing" kısmını "unique, contributing" yap. öyle de anlamadıysan "unique, which contributes" yap.
"her bir dalga sesi eşsizdir, bu durum da her sesin eşsiz olduğunu destekler niteliktedir" diyor.
unique'ten sonra virgül olması lazım. "unique contributing" kısmını "unique, contributing" yap. öyle de anlamadıysan "unique, which contributes" yap.
"her bir dalga sesi eşsizdir, bu durum da her sesin eşsiz olduğunu destekler niteliktedir" diyor.
- der meister (14.05.19 14:04:26 ~ 14:07:46)
[]
çeviri sorusu (karanlıkta 33 yazar)
sf.179 - 2. paragrafın sonlarına doğru;
“Çünkü rüzgar yükselen ve alçalan dalgaları, ama su yerine toprak yaprak dalgalarını gönderir ve dallar yükselip dönünceye ve yaprakların gümüş rengi altlarını güneşe çevirinceye dek bütün kor deniz gibi yemyeşil kabarır.”
sanırım hiç bir şey anlamadım, düzenleyebilecek var mıdır?
“Çünkü rüzgar yükselen ve alçalan dalgaları, ama su yerine toprak yaprak dalgalarını gönderir ve dallar yükselip dönünceye ve yaprakların gümüş rengi altlarını güneşe çevirinceye dek bütün kor deniz gibi yemyeşil kabarır.”
sanırım hiç bir şey anlamadım, düzenleyebilecek var mıdır?
hangi yazarın, hangi hikayesi?
- sanat guresi (13.05.19 13:22:59)
Çünkü rüzgar, yükselen ve alçalan su dalgaları gibi, yaprakları dalgalandırır ve suların yükselip dönmesi gibi yapraklar da gümüş rengi altlarını güneşe çevirinceye dek bütün doğa yemyeşil olur ve bir deniz gibi kabarır.
Toprağı ve koru attım da anca bu kadar düzenleyebildim ne biçim cümleymiş bu..
Toprağı ve koru attım da anca bu kadar düzenleyebildim ne biçim cümleymiş bu..
- jacque (13.05.19 13:32:47)
benim anladığım yazar burada toprağı denize benzetmiş. yapraklar da denizin dalgalanması gibi mevsim boyunca dalgalanıp uçuşup duruyor.
- hononu (13.05.19 13:34:24)
@sanat guresi Öykünün adı: “Söğütler”. Yazarı tam hatırlayamadım şu an kitabı kapadım.
- dismainpula (13.05.19 13:44:31)
orijinali:
for the wind sends waves rising and falling over the whole surface, waves of leaves instead of waves of water, green swells like the sea, too, until the branches turn and lift, and then silvery white as their under-side turns to the sun.
bakarım bir ara. ama kısaca göz gezdirince arkadaşların dedikleri doğru diyebiliriz.
for the wind sends waves rising and falling over the whole surface, waves of leaves instead of waves of water, green swells like the sea, too, until the branches turn and lift, and then silvery white as their under-side turns to the sun.
bakarım bir ara. ama kısaca göz gezdirince arkadaşların dedikleri doğru diyebiliriz.
- sanat guresi (13.05.19 16:52:08)
[]
Nietzsche sözünün orijinali
Türkçe'de "Öldü bütün Tanrılar: Artık üstinsanın yaşamasını istiyoruz." ya da "Tüm Tanrılar öldü: Şimdi üstinsanın yaşamasını istiyoruz." gibi çevirileri olan sözün orijinali/Almancası nedir acaba?
Hayir tam olarak öyle bir sözü yok diye biliyorum ben.
Gott ist tot! Gott bleibt tot! Und wir haben ihn getötet.
Tanri öldü! Tanri ölü kalacak! Ve biz onu öldürdük. Sözü var.
Gott ist tot! Gott bleibt tot! Und wir haben ihn getötet.
Tanri öldü! Tanri ölü kalacak! Ve biz onu öldürdük. Sözü var.
- aganta burina burinata (13.05.19 19:10:55)
[]
İngilizcede natural born tabirinin zıttı nedir?
Yani doğuştanın tersi?.. Sonradan olma anlamında tam olarak.
acquired
- mehmed resad (12.05.19 11:12:09)
[]
ingilizce
edat alan fiillerden sonra fiil gelirse ing gelmiyor mu fiile? burada neden to ile kullanılmış?
He was disappointed to see she wasn't at the party.
He was disappointed to seeing she wasn't at the party. desek yanlış mı olur? olursa neden?
He was disappointed to see she wasn't at the party.
He was disappointed to seeing she wasn't at the party. desek yanlış mı olur? olursa neden?
öncelikle arada bir that bağlacı kullanırsan daha doğru olur.
sonralıkla to see ya da for seeing arasında bir tercih yapmalısın.
sonralıkla to see ya da for seeing arasında bir tercih yapmalısın.
- bohr atom modeli (09.05.19 11:55:16 ~ 11:56:29)
He was disappointed as she wasn't at the party olur.
to seeing yanlis, su an mobilde oldugum icin yazamiyorum, aksam editlerim
to seeing yanlis, su an mobilde oldugum icin yazamiyorum, aksam editlerim
- soppy cunt (09.05.19 11:56:57)
adjective+to infinitive çünkü o yüzden. kendi kafamiza göre sey etmeyelim, dilin kurallarını oldugu gibi kabul edelim.
- proteus (09.05.19 12:00:11)
şunu tam anlamadım. edat alan fiil ve sıfatlardan sonra gerund gelmiyor mu? kullağa disappointed to see daha hoş geliyor ama neden gerund gelmiyor edattan sonra?
mesela I'm afraid of losing the money diyoruz. neden burada gerund varken yukarıdaki cümlede yok?
mesela I'm afraid of losing the money diyoruz. neden burada gerund varken yukarıdaki cümlede yok?
- black mamba (09.05.19 12:02:25)
şu konuda beni aydınlatabilecek var mı? kelime çalışıyordum. edat gelen fiil ve sıfatlardan sonra gerund gelir diye öğrendim.
şöyle cümleler var.
He was enhtusiastic about going to Spain.
about edatı olduğu için sıfattan sonra going olmuş.
ancak happy about diye bir kalıp da var.
neden bu cümlede infinitive kullanılmış? I'm happy to leave it till tomorrow.
ya da şurada neden infitinive var? He was disappointed to see she wasn't at the party.
ben bu sıfatları edat alıyor diye öğrendim ama ne zaman edat alıp ne zaman almayacağını nereden bilicem?
ben olsam I'm happy about leaving it till tomorrow derdim. sanırım yanlış olurdu.
şöyle cümleler var.
He was enhtusiastic about going to Spain.
about edatı olduğu için sıfattan sonra going olmuş.
ancak happy about diye bir kalıp da var.
neden bu cümlede infinitive kullanılmış? I'm happy to leave it till tomorrow.
ya da şurada neden infitinive var? He was disappointed to see she wasn't at the party.
ben bu sıfatları edat alıyor diye öğrendim ama ne zaman edat alıp ne zaman almayacağını nereden bilicem?
ben olsam I'm happy about leaving it till tomorrow derdim. sanırım yanlış olurdu.
- black mamba (09.05.19 12:40:11)
yanlış değil o da doğru. bunun tek bir doğrusu yok ki. I am afraid of dying de dersin, I am afraid to die da. I am happy to see you da dersin I am happy about seeing you da.
to kullandığında sonraki fiilin sonuna ing gelmiyor bilmen gereken önemli bir nokta burası. bu kurallar derslerde nasıl anlatılıyor bilmediğim için bir öğretmenden öğrenmen daha doğru olabilir.
to kullandığında sonraki fiilin sonuna ing gelmiyor bilmen gereken önemli bir nokta burası. bu kurallar derslerde nasıl anlatılıyor bilmediğim için bir öğretmenden öğrenmen daha doğru olabilir.
- bohr atom modeli (09.05.19 12:50:48)
bugün edatlarla kullanılan sıfatları öğreniyorum. bazı sıfatlar bazı edatlarla kullanılması gerekiyormuş. mesela enthusiastic about. örnek cümlelere bakınca "he was enthusiastic about going to spain" diye bir cümle görebiliyorum. buraya kadar tamam. o zaman "enhtusiastic to go to spain" de desek doğru mu olur? doğru olursa o sıfatları kullanırken kalıplaşmış edatları kullanmak zorunda değil miyiz?
- black mamba (09.05.19 12:58:17)
enthusiastic to go diyebilirsin. tamamen tercih meselesi.
sana bir sır vereyim, kullanımından emin olmadığın bir kalıp varsa tırnak içinde kurduğun cümleyi yazıp google'da arat. bariz yanlış bir şeyse sonuç çıkmayacaktır. kullanılan bir şeyse ingilizce sitelerde falan kullanılmıştır zaten :)
sana bir sır vereyim, kullanımından emin olmadığın bir kalıp varsa tırnak içinde kurduğun cümleyi yazıp google'da arat. bariz yanlış bir şeyse sonuç çıkmayacaktır. kullanılan bir şeyse ingilizce sitelerde falan kullanılmıştır zaten :)
- bohr atom modeli (09.05.19 13:01:25 ~ 13:03:31)
çok teşekkürler ^^
- black mamba (09.05.19 13:47:37)
[]
Kısa listening sorusu
Bu iskoç köylüsü spikerin sorusuna ne cevap veriyor tam olarak (13. saniyeye kadar olanki kısım) ?www.youtube.com
alt yazıyı açıp çevirebilirsin.
- jenasinans (09.05.19 10:25:27)
@jenasinas altyazı bbc ingilizcesini yalan yanlış çeviriyor bunu nasıl çevirsin allasen
- freedonia (09.05.19 10:30:20)
Who is going to the final? We are going to the final, so that is, that is all that matters.
- okumayi sevmeyen okur (09.05.19 11:05:56)
"who is going to the final? we are going to the final. that's all it matters" diyor.
- bohr atom modeli (09.05.19 11:07:12)
[]
bu cümleyi şöyle çevirsek?
"I tell people I am likely to see regularly that I suffer from epilepsy."
"İnsanlara, muzdarip olduğum epilepsinin düzenli aralıklarla meydana geldiğini kabul etmek zorunda olduğumu söylüyorum."
motamot olmuyor ama anlamı verir sanıyorum?
"İnsanlara, muzdarip olduğum epilepsinin düzenli aralıklarla meydana geldiğini kabul etmek zorunda olduğumu söylüyorum."
motamot olmuyor ama anlamı verir sanıyorum?
yanlış anlamışsın.
"düzenli olarak rastlama durumum olan insanlara epilepsiden muzdarip olduğumu anlatıyorum" demiş.
"düzenli olarak rastlama durumum olan insanlara epilepsiden muzdarip olduğumu anlatıyorum" demiş.
- bohr atom modeli (07.05.19 13:05:08 ~ 13:06:32)
Mota mot çeviri :
Düzenli görme ihtimalimin yüksek olduğu insanlara epilepsiden çektiğimi söylüyorum
Ben çevirecek olsam :
Düzenli görüştüğüm insanlara epilepsi hastası olduğumu söylüyorum.
Düzenli görme ihtimalimin yüksek olduğu insanlara epilepsiden çektiğimi söylüyorum
Ben çevirecek olsam :
Düzenli görüştüğüm insanlara epilepsi hastası olduğumu söylüyorum.
- kimlanbu (07.05.19 13:32:35)
Kırk yılda bir, bir şey anladım, onu da yanlış anlamışım.
Sağ olun dostlar.
Sağ olun dostlar.
- osuran imam (07.05.19 13:37:05)
[]
IELTS speaking'de taktik yer mi?
Part 2 için hoşuma giden bir taktik var. Verilen konuda 3 hikaye uyduruyorsunuz ve verilen yönergelere uyarak bu üç hikayeyi iki dakika içinde anlatıyorsunuz. Birinci hikaye past, ikincisi recent, üçüncüsü future olmalı. Örneğin; art konusunda konuşmamız isteniyor ve 1 dakikalık düşünme sürecinde not alıyoruz: Üç yıl önce sergiye gitmiştim, şimdilerde müzikle uğraşıyorum, haftaya tiyatroya gideceğim. Bunlar etrafında konuşuyorsunuz. Cidden efektif bir taktik.
Fakat, çoğu cue card'da şu şekilde sorular: Describe a book you recently read.
Şimdi ben hem past, hem recent hem de future anlatacaktım, ocağıma incir ağacı dikti bu soru. Youtube'da 9 alan bir hoca da ısrarla "ne derse desin, ister past ister recent yapıştır sen taktiği al 9'u" diyor. Ben öyle aldım diyor. Tecrübelerinizi ve fikirlerinizi merakla beklemekteyim.
Fakat, çoğu cue card'da şu şekilde sorular: Describe a book you recently read.
Şimdi ben hem past, hem recent hem de future anlatacaktım, ocağıma incir ağacı dikti bu soru. Youtube'da 9 alan bir hoca da ısrarla "ne derse desin, ister past ister recent yapıştır sen taktiği al 9'u" diyor. Ben öyle aldım diyor. Tecrübelerinizi ve fikirlerinizi merakla beklemekteyim.
taktiği bilmem de, okuduğun bi kitabı tarif ediyosan zaten simple present tense kullanmak çok daha rahat:
The last book I read was Ernest Hemingway's The Old Man and The Sea. It is about an old fisherman that goes to a...
Üç farklı tensele konuşmak istemenin arkasındaki sebebi anlayamadım. hakimiyetini göstermen için faydası olacağını mı düşünüyorsun?
The last book I read was Ernest Hemingway's The Old Man and The Sea. It is about an old fisherman that goes to a...
Üç farklı tensele konuşmak istemenin arkasındaki sebebi anlayamadım. hakimiyetini göstermen için faydası olacağını mı düşünüyorsun?
- reavelyn (06.05.19 18:10:41)
valla yine ayni taktigi kullanarak anlatabilirsin kitabi. su kitabi okudum soyle boyle diye present anlat, ondan once sunu okumustum ayni yazarin bu kitaptan daha sikiciydi bilmem ne diye anlat, bunu birince de ayni yazardan sunlari okumayi planliyorum cunku bu kitapla soyle baglantisi var (devami, daha keyifli, karakter ayni vs.) diye bitir. taktikte bir sey yok da bence de, her asamada yine kitabin bir ozelligini vs. anlatabilirsin, 1 dakikada en son hangi kitabi okudugum aklima gelmez benim, oglen ne yedigimi bilmiyorum.
- kassiopeia (06.05.19 18:26:01 ~ 18:26:32)
Speking'de tek tense ile konuşmak mantıksız hareket olacaktır. Puan kriterlerinde konu ile ilgili konuşman en son bakılan şey. Tabii ki başlık sınırları içinde olmalı ama olabildiğince complex, compound cümleler kullanıp, cümleleri farklı tense'ler ile kurmak daha fazla puan getirecektir diye düşünüyorum. @kassiopeia dediğin mantıklı.
- dizicolleague (06.05.19 18:49:54)
[]
IELTS Computer-Delivered Başvurusu
Sınava ne kadar önceden başvuru yapılmalı? Bekleme süresi belirtildiği gibi kısa mıdır?
en yakın 4 gün sonraya alabiliyorsunu galiba öyle hatırlıyorum, 3-4 gün sonra açıklanmıştı benim ki.
- Golgi (06.05.19 12:27:43)
Evet sure kisa, 3-4 gune cikiyor sonuc. Muhtemelen 2 hafta sonraya bos bulursun. Ben girdigimde oyleydi.
- stavro (06.05.19 15:46:02)
[]
Hangisi bu cümlenin doğru çevirisi?
"Nothing equals the splendor."
A. Hiçbir şey pırıltıya(/görkeme/ihtişama) eşit değildir(/karşılık gelmez).
B. Pırıltı(/görkem/ihtişam) eşittir sıfır.
A mı, B mi?
A. Hiçbir şey pırıltıya(/görkeme/ihtişama) eşit değildir(/karşılık gelmez).
B. Pırıltı(/görkem/ihtişam) eşittir sıfır.
A mı, B mi?
a diyorum.
- kutukcu (04.05.19 20:41:11)
a
- der meister (04.05.19 21:08:18)
a
Splendour equals nothing dese b olur. Daha doğrusu görkem,ihtişam hiçbir şeydir anlamı gibi çevrilir.
Splendour equals nothing dese b olur. Daha doğrusu görkem,ihtişam hiçbir şeydir anlamı gibi çevrilir.
- speedy (04.05.19 21:25:30)
[]
"Mesaj atmıyorsa
S.klemiyordur. pozitif düsünmeyin amk"
Bu sözü ingilizceye sözcüklerin argo anlamini kaybettirmeden tam olarak nasil cevirebiliriz? (Almanca da olursa über olur) Tskler.
Bu sözü ingilizceye sözcüklerin argo anlamini kaybettirmeden tam olarak nasil cevirebiliriz? (Almanca da olursa über olur) Tskler.
she doesn't text means she doesn't give a fuck. no need to be positive for fuck's sake.
almanca olarak şöyle yazabilirim ama anlamın bozulacağına eminim:
wenn sie nicht zurückschreibt, scheißt sie drauf. verdammt noch mal! sei nicht positiv.
almanca olarak şöyle yazabilirim ama anlamın bozulacağına eminim:
wenn sie nicht zurückschreibt, scheißt sie drauf. verdammt noch mal! sei nicht positiv.
- bohr atom modeli (01.05.19 22:01:37 ~ 22:02:12)
[]
Burada Gizli Bir That mi var ?
"Genes leading to attractions that wound up being good for her ancestors' genetic legacies have flourished, and those leading to less productive attractions have not."
şimdi burada its good for her ancestors' genetic leacies THAT HAVE FLOURİSHED anlamında mı ? ama son cümlede have not diyor yani "az üreyici atraksiyonlara sahip genler güzelleşmemiş anlamına mı geliyor ?
cazibe duymaya neden olan heyecanlı varlık (burada that varsa güzelleşmiş,olgunlaşmış varlık) o kadının atalarının genetik mirasa için iyidir. VE o diğer az ürümeye neden olan atrasiyonlar iyi değildir dicem de burada have not diyor yani o atraksiyonlar gelişmemiştir mi anlamına geliyor ?
kafam karıştı
şimdi burada its good for her ancestors' genetic leacies THAT HAVE FLOURİSHED anlamında mı ? ama son cümlede have not diyor yani "az üreyici atraksiyonlara sahip genler güzelleşmemiş anlamına mı geliyor ?
cazibe duymaya neden olan heyecanlı varlık (burada that varsa güzelleşmiş,olgunlaşmış varlık) o kadının atalarının genetik mirasa için iyidir. VE o diğer az ürümeye neden olan atrasiyonlar iyi değildir dicem de burada have not diyor yani o atraksiyonlar gelişmemiştir mi anlamına geliyor ?
kafam karıştı
Genes leading to attractions that wound up being good for her ancestors' genetic legacies have flourished.
"Genes leading to attractions that wound up being good for her ancestors' genetic legacies" Ozne
"have flourished" Eylem
gibi dusun. Oraya that koyarsan eylem kaybolur ve cumlenin o kismi fragment haline gelir, tam cumleden ziyade.
"Genes leading to attractions that wound up being good for her ancestors' genetic legacies" Ozne
"have flourished" Eylem
gibi dusun. Oraya that koyarsan eylem kaybolur ve cumlenin o kismi fragment haline gelir, tam cumleden ziyade.
- hot potato (01.05.19 18:44:22)
Ya bu kadar büyük ozneleri nasil kafam alacak :((
- trablon (01.05.19 19:24:14 ~ 19:26:46)
cok okuyarak ve yazarak gelisebilecek bir sey. 9 yasindaki ilkokul ogrencisi turkce'de dahi yetiskinler icin yazilmis kitaplari okumakta zorlanir. onun gibi dusun.
- hot potato (01.05.19 20:11:57)
abla örnek olmadı ama savul destek için :D
- trablon (01.05.19 20:28:01)