[]

Bu konuşmanın yüzde kaçını anlayabildiniz? (British English)

Terör saldırısında polisten yarım saat zaman isteyen garson diye çok büyük dalgası geçildi dış basında. www.youtube.com Güldük, eğlendik ama kendimi ordaki müşteri yerine koyduğumda çok üzüldüm. Terör saldırısı olayın bir başka boyutu ama Polisin dediklerinin ancak 10%unu anlayabildim ben, tekrar tekrar oynatsam da "terrorist" vs gibi anahtar kelimeler olmasa hiç bir şey anlayamayacağım. Sözde ingilizce biliyor diye geçiniyoruz ama a1,a2 seviyesinde gibi hissettim kendimi. Bu ingilizceyi anlamak için ne yapmak lazım? Siz yüzde kaçını anlayabildiniz o polisin sözlerinin?




 
yarısını falan anladım. terör olayı var, üzerinde patlayıcılı yelek olabilir, burdan çıkın şuraya gidin falan diyor, en azından bu kadarla hayatta kalabilirim herhalde :)


  • makinelere tapan adam  (04.02.20 15:09:54) 
hepsini anladim neredeyse british english boyle ne yazik ki. anlatiyoruz ama iste ingilizce biliyorum diye dusunenlere bunu izletmek lazim.

bir de bu konusma oldukca clear onu da soyleyeyim. ben gun icinde nelerle ugrasiyorum.
  • ozdek  (04.02.20 15:12:03 ~ 15:12:33) 
İlk yarısında hiçbir şey anlamadım. Telefon mikrofonuna yakın gürültü var, elemanın İngiliz olması da eklenince öeeh dedirtiyor. Normalde B2-C1'im.


  • ryhmer  (04.02.20 15:12:48) 
%70-80


  • Goldstein  (04.02.20 15:15:26) 
terorist ve half an hour kismini anladim sadece, ama kayitli ses yerine direkt orada olsaydim bir iki sey daha anlardim.


  • exlibris  (04.02.20 16:09:23) 
Terorist vakasi var, bolgeyi kapatıyoruz diyor, kadin zaman isteyincr de hemen surda bir terörist vuruldu, ustunde de bomba olabilirmis falan. Kelimesi kelimesine anlamadim, genel olarak olayi anladim iste.
Ingilizcem iyi degildir pek.

  • stavro  (04.02.20 19:34:27 ~ 06.02.20 15:13:59) 
Adam günlük İngilizce değil gazete dili gibi düzgün kelimeler seçmiş (evacuate, incident). Guardian, Independent, BBC sitelerinin Facebook sitelerini beğendim, önüme düşen haberlerin başlık ve spotlarını gün içinde okuya okuya bu tip kelimelere aşina oluyorum. Tavsiye ederim.


  • kaset  (05.02.20 02:14:12) 
Ben sadece genel olarak yanda bi' shop mhop bi' yerde terörist olduğunu varsayabildim. kadının dediklerini zaten hiç anlamadım, duyması da zordu.

turning white area gibi de birşey yakalayabildim.

ben sınavlarda b1 filan çıkıyorum, keza zamanında da italyanlarla aktif çalışmıştım, ama iş hayatında ingilizce böyle birşey değil. o yüzden çok takılmıyorum böyle şeylere.

Bu ingilizceyi anlayabilmek için sanırım maruz kalmak lazım. maruz kalmadıkça zor, çok zor.
  • mete kudur  (05.02.20 02:20:49) 
@kaset Reading de sıkıntı yok hocam. O konuşmanın transkripti herkese aynı anda yazılı olarak dağıtılsa hatta inan o kafeden ilk çıkanlardan biri ben olurum koştura koştura. Bizim yabancı dil eğitimimizdeki en büyük sıkıntı o zaten. Readinge çok fazla yüklenip, speaking, listening ihmal ediliyor.


  • freedonia  (05.02.20 02:39:09 ~ 02:40:51) 
@freedonia size şöyle katılmıyorum, reading demek ders mantığında bir ezber değil, bahsettiğim şekilde günlük İngilizce haber önünüze 2 cümle düşecek, bir dizi izleyeceksiniz altyazıyla vb o kelimeye aşina olacaksınız. Yoksa dinlerken ne olduğunu çıkaramazsınız.

Adamın apır bir aksanı yok dedşğşm gibi. Youtube'da Etkili Pratik İngilizce sayfasına mutlaka bakın. Bir mail serisi yaptı, onda da yazdıklarıma benzer şeyler söylüyor.
  • kaset  (05.02.20 05:39:10) 
yuzde 80=90 gibi anladim. kadin just give us half an hour diyor. mal galiba:)


  • baldur2  (05.02.20 08:23:10 ~ 08:25:16) 
%70'ini anladım; biraz konuşmalardan biraz context ten. Ki konuşma ve dinlemede pek iyi değilimdir. Çok problemli konuşmuyor polis.


  • piremses  (05.02.20 08:45:07) 
Adam anlaşılır konuşuyor aslında. Bol bol İngiliz medyasına maruz bırakırsanız kendinizi daha rahat hissedersiniz, muhtemelen bu zamana dek hep american english ile haşır neşir olmuşsunuzdur.

Reading kelime dağarcığınızı geliştirmede büyük ölçüde yardımcı olacaktır fakat listening yapmadan bu bildiğiniz kelimeleri farklı contextler içerisinde yakalamak zorlaşır.En basit ve kolay şekilde british dizileri ingilizce altyazısı ile izlemeyi deneybilirsiniz. Kelimelerin telaffuzlarını ve kelimenin yazılışınıı da göreceğiniz için (yuh bunu böyle mi sesletmiş diyebilirsiniz?) faydası dokunacaktır.
Genel ingilizce seviyenizi bilmediğim için diğer eksik kalan bölümleri kendinizin teşhis etmesi gerekebilir. (grammar&vocab)

Anladığım kadarı ile yazıya döktüm tabii bazı kısımları (özellikle konuşmanın sonunu anlayamadım. ama zaten artık hadi çıkın gidin dediği için çok elzem gelmedi ama netleştirecek arkadaşlar olacaktır.) Bazı net olmayan yerleri de kendimce soru işareti bıraktım.



-Sorry guys we’re gonna have to close. we’ve got to evacuate I’m afraid
-What?
-everyone has to go, I’m afraid.
It’s been a terrorist incident down there. we close everything around the corner If you guys want to stay safe, you listen to me..

- xxxxx 

-Pardon?
-Just give us half an hour xxxxx (?)
- A terrorist has been shot back just down there they got a possibly İD.. vest on them (??) which is a bomb If you wanna slow us half an hour, you wanna put these lives in danger , be my guest.
if not please listen to me and please make your out the shop ….. that way and making your way to the area.……..
  • kucukne  (05.02.20 13:40:11 ~ 13:51:04) 
@kucukne

Tam da ben de Boyle anladim. Ielts'i overall 7, 7,5 olanlar bunun yuzde 80 90'ini anlar.
  • baldur2  (05.02.20 14:10:16) 
%80

bir polisin please listen to me demesi güzel şey,

bizde olsa,

boşalt! boşalt! boşalt!
  • dedim dedim de kime dedim  (05.02.20 14:19:23) 
[]

Çeviri yapmak istiyorum, nereden başlasam?

Merhaba. Sinema-tv mezunuyum, minik bir Bergman olmak amacıyla çıktığım yolda iki yıldır işsiz geziyorum. Umudu kesmek üzereyim artık. Daha önce freelance olarak bir machine translation şirketine çeviri yaptım(İnglizce'den Türkçeye). Üç-beş lira kazanabileceğim bir çeviri işi arıyorum. Özellikle UK İngilizcesine; bölgesel aksanlara, colloquialismlere vs hakimim. Nereden çeviri işi bulabileceğimle ilgili fikri olan var mı?




 
bionluk.com diye bir oluşum var serbest çevirmenleri çeviri ihtiyacı olanlarla buluşturuyor, bi göz atmanı öneririm.


  • joker the one  (04.02.20 00:12:16) 
10 yıl önce falan bunlara belgesel çevirisi yapıyodum
www.aklakara.tv

  • dorian greyfurt  (04.02.20 06:13:25) 
özellikle mobil oyun sektöründe bu konuda çok açık var. benim tavsiyem birkaç oyunu ücretsiz çevirerek portföy oluşturun, sonra o çevirdiğiniz oyunları örnek göstererek teklif gönderebilirsiniz.


  • makinelere tapan adam  (04.02.20 08:46:55) 
[]

Netflix, İngilizce konusunda büyük nimet değil mi?

Dili geliştirme aşamasında. elbette “öğretme” açısından değil ama sayısız İngilizce dizi film ve belgeseli kolayca İngilizce altyazılı izleyebilmek dile daha fazla maruz kalma ve kulak doygunluğuna neden olarak bu sayede küçümsenmeyecek bir katkıya sebep olmuyor mu? En son aşama altyazısız izleyebilmek üstelik. İng altyazılı ya da altyazısız, 1 sene boyunca her gün 30-60 dakika izlemek mesela, hem dinlenme hem de bir bakıma dile çalışmaya devam etmek. Yoksa kendini mi kandırmak? ))




 
bence 3.dil için güzel şey,
avatar'ı almanca izleyebiliyorum. hatta bir ara norveççe öğrenmem gerekti netflix norveççe bile var.
güzel şey tabi.
  • dedim dedim de kime dedim  (03.02.20 23:06:55) 
Dediklerin doğru da bunlar netflix'in nimeti değil ki, 15 yıldır nasıl izliyorsak öyle izleyebilir ve dil öğrenebiliriz, netflix sadece bir alternatif. Büyütülecek bir şey yok o yüzden.


  • signore  (03.02.20 23:16:29) 
Youtube'un yanında esamesi okunmaz. Film, dizi ile olmaz o iş, faydası var tabii de gelişim yavaş olur. Bir yandan kurguyu, filmi diziyi takip edicen bir yandan ingilzceye odaklanıcaksın extra yorucu. Onun yerine ingilizce öğreten kanallar takip et youtube'dan. Ya da tv kanallarının youtube kanllarını takip et. British English istersen nokta atışı kanallar tavsiye edebilirim istersen.


  • speedy  (03.02.20 23:33:45) 
film ve dizi izleyerek kulagini iyilestirmis biriyim. gerci ingilizlere karsi pek ise yaramadi ama kendilerini baya anlayabiliyorum. yani dile maruz kalmadan bir yere kadar ama maruz kalacak duruma da gelirsen korkmana gerek yok gelisiyor bir sekilde.

ingilizce altyazisiz izlersen kulak daha da gelisir. ama anlamak da her sey degil tabi. konusabilmek konusunda netflixin katkisi sifir.
  • ozdek  (03.02.20 23:37:28) 
yillardir ingilizce film izlerim. sunu acikca soyleyebilirim; kulak asinaligi da dahil film/dizi izlemenin ingilizce ogrenmeye etkisi yuzde 3 falan bile degildir. zira aktif katilim olmadan istersen 10 yil izle. en fazla kelime asinaligin olur. cunku orada ogrenme surecini bozan bir suru faktor var, olaylar, surukleyicilik, guzel kadinlar, komiklikler, cinsellik vs...

ha eger filmi zevk icin degil elinde kagit kalemle sahne sahne anlayip dil ogrenme icin izliyorsan muthis yol alirsin.
  • mayeskuel  (04.02.20 09:59:42 ~ 10:03:33) 
defterle, kalemle, kitapla masabaşında çalışmadan ve konuşma pratiği yapmadan dil öğrenmek bence mümkün değil.
netflix felan, farklı aksanlara kulak aşınalığı için faydalı olabilir; ancak şöyle birileriyle ağız tadıyla muhabbet etmeyi veyahut da ingilizce bir şeyler okumanın keyfine varmayı sağlamaz.

  • pangea  (04.02.20 17:23:33) 
youtube varken netflixe gerek yok bile..

kaldı ki youtubeta raw videolar ya da vloglar sayesinde sterilize edilmemiş günlük yabancı dili duyma şansı ya da istediğin herhangi bir alanda spesifik videolara, konuşmalara hatta müziklere erişme şansı varken netflix tamamen yapay kalıyor.

eskiden netflix mi vardı?

sadece ingilizce değil ben başka diller öğreniyorum onlar için de yine en işime yarayanı youtube.
  • AlsterWasser  (04.02.20 18:15:00 ~ 18:15:42) 
valla abi ingilizce konusunda kendini geliştirmek için 2020 yılında netflix gibi tek bir platforma hiç mi hiç ihtiyacın yok ama sen dizi izleyen adamsındır, orada çok vakit geçirirsin, öyle fayda görürsün. ne ala. ben "büyük nimet"ten ziyade "alternatif" olarak değerlendiriyorum. benim ingilizcemi geliştirmeme yardımcı olan faktörlerin başında profesyonel dota maçları geliyordu. bir sene boyunca neredeyse gece gündüz onları izlediğim için inanılmaz hızlı gelişmişti dinleme-anlama kısmı. sen de netflix'te yapıyorsun demek ki. ben bu şekil geyinirim, bu bayan şu şekil geyinir.

ayrıca organize işler'deki "video ne kadar güzel bir alet değil mi" repliğini hatırlatıp güldürdüğün için teşekkür ederim, başlık çok güzel olmuş ahaha.
  • der meister  (04.02.20 18:20:56) 
aslında sizin nereden baktığınız önemli :) sadece dil amaç bakarsanız kandırmak değil :)


  • akıllıbıdık  (06.02.20 18:03:03) 
[]

ingilizce kelime-kurcalamak

örnek cümle
"bu programı biraz kurcalarsam öğrenebileceğimi düşünüyorum"

buradaki kurcalamaktan kastımı anlamışsınızdır, karıştırıp neyin ne olduğunu çözmek anlamında. buna karşı gelen direkt bir kelime ya da tabir var mı ingilizce'de?

danke...

 
trial and error


  • archmage mahmut  (03.02.20 19:35:24) 
  • bilemedik biz onu  (03.02.20 20:33:27) 
[]

Burada pasif kullanılsa olmaz mıydı ? Ne anlama geliyor bu cümle ?

"Use the if statement to specify a block of C# code to be executed if a condition is True "


burada "c# code is executed if condition is true " dense bu şekilde pasif bir kullanım olması gerekmiyor muydu ? subject to be v3 gibi bir kalıp kullanılmış böyle bir kalıb var mı ? bu kalıbı nasıl anlatabilirsiniz bana anlamadım

 
to be executed = is going to be executed sanırım


  • ryhmer  (02.02.20 19:22:50 ~ 19:23:06) 
Burada vurgulanan if statement kullanmanın gerekliliği. "c# code is executed if condition is true" derse aynı anlamı vermez. kod işlerinden pek anlamam ama
if x = True
(a block of C#)
şeklinde yaz diyor.
  • ganbatte  (02.02.20 19:25:00 ~ 19:28:18) 
yapılacak, edilecek, çalıştırılacak gelecek zaman kipi kullanimi doğru. daha henüz kod bloğu çalıştırılmamış, belli şartlarda çalışacak bunu anlatmak için de "to be executed" gayet uygun.


  • nahtoderfahrung  (02.02.20 19:25:11) 
[]

Kısa ve çok önemli İngilizce çeviri

Yardımcı olabilecek var mı?

www.nytimes.com


 
63 lira tutan bir çeviri, 60'a yaparız.


  • jason bourne seksapeli  (02.02.20 17:20:50) 
@jason bourne seksapeli Yapay zeka halletti, 5 kuruş da vermedim. Yine de sağol :)


  • asaf  (02.02.20 18:45:38) 
[]

There is/there are

Be'den sonra çoğul da gelse tekil de gelse hep there is kullanıyorlar. There is 2000 people gibi. Burada benim bilmediğim sıfatlaştırma kuralı falan mı var 2000-people gibi? Herkes her durumda there is kullanıyor ve rahatsız oluyorum artık. Anyway yerine anyways diyenler de gittikçe çoğalıyor tüylerimi kaldırıyorlar.

Türkçe gramer naziliği bitti ingilizceye başladık yemin ederim. Ben mi yanlış biliyorum?


 
yanlis degil, konusma dilinde onu soyluyorlar. there is demesi, there are demesinden daha kolay, insanlar da dogal olarak daha pratigi tercih ediyorlar. formal bir yazida konusmada there are denir elbette.


  • baldur2  (02.02.20 00:34:33) 
Kim kullanıyor böyle ? İngilizler mi?


  • prizmatik  (02.02.20 05:51:48) 
Ben "there are" derken Amerikalı arkadaş "there is" diyordu :D halk ağzı demek ki diye düşünmüştüm ben.


  • nhk ni youkosu  (02.02.20 09:14:02) 
Bu kadar kuralcı olmaya gerek yok. Ben yazarken dikkat ediyorum. Eskiden çok daha fazla dikkat ederdim. Şimdi gündelik WhatsApp konuşmalarında "gelcem" gibi şeyler yazabiliyorum. "Ne olacak yani?" diye düşünmeye başladım.

Aslında bakarsan biz de Türkçede fark etmeden çok hata yapıyoruz. Yunanlı, Hintli gibi, 1993'de gibi (doğrusu 1993'te), İngilizce'de gibi (doğrusu İngilizcede)... Bunlara takılsak kafayı yeriz.
  • himmet dayi  (02.02.20 11:04:42) 
Subject verb agreement diye konu varya işte. Topluluk isimleri jury, team, government is/are alabiliyor, staff, police yalnız are alıyor falan öyle aptal aptal istisnalar oluyor, ordan kafalar çorba oluyor bence. Ağızlara ne gelirse söylüyorlar


  • freedonia  (02.02.20 18:14:10) 
insanlar geliyorlar
insanlar geliyor

arasındaki fark gibi. bir nüans var ikisi de aynı şey değil.
  • bohr atom modeli  (02.02.20 18:47:48) 
ben bi essay'imde "some of the bilmemne are bla bla of the bla, bla bla and bla" diye ama uzunca bi cümle kurmuştum, profesör hocam niye are yazdın demişti. kafam karışmıştı epey. sanırım cümle uzun olduğu için hocanın da kafası karışmıştı ama bilemiyorum.


  • fleur du mal  (02.02.20 19:04:46) 
Kaynanan seviyormuş: youtu.be


  • neverletyougodown  (04.02.20 12:08:51) 
[]

ingilizce nasıl ifade edeyim?

"...soruları etrafında şekillenen bu proje..."

bunu en iyi nasıl çevirebilirim


 
the project that is shaped by the questions....
the project that is based on the questions...

*emin degilim.
  • baldur2  (01.02.20 17:07:24) 
[]

ingilizce listening sorusu

www.youtube.com

"once upon a time two romantic souls meet" in ... "called Seattle" nokta nokta olarak belirtilen kısımda ne diyor?


 
dream city diyor olsa gerek ama misty gibi söylemiş.


  • Bruce  (01.02.20 15:25:57 ~ 15:26:31) 
dreamy city.


  • egokalp  (01.02.20 18:41:23) 
[]

İngilizce burada bir kısaltma mı var?

"As long as he held on to those key steps, Leylin didn’t need to worry about the old witch possibly rebelling against him."

burada rebelling aganist him olayında kısaltma mı var? worry about that old witch possiblly may rebel aganist him. gibi bir cümle varda onu kesip rebelling mi yazmışlar? bu nasıl bir kural ingilizcede bulamadım


 
evet, relative clause yapısı kısaltılmış. aslında "that old witch that/who is possibly rebelling him" gibi bir şeydi.

başka bir örnek: do you know the man standing over there?

edit: yukarıdaki örnekte de görüldüğü üzere elimizde ilk haliyle uzunca bir relative clause yapısı varken içinden belirli kısımlarını atarak kısaltabiliriz. hatta sadece present değil, passive durumlarda da kullanılabilir. relative clause reduction diye aratıldığında da hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz. www.grammarbank.com
  • sanat guresi  (01.02.20 03:08:42 ~ 09:29:09) 
kısaltma ne demek anlamadım. kısaltma falan yok.

present participle denir buna. adjective veya adverb görevi görür.
  • antikadimag  (01.02.20 08:44:53 ~ 08:46:28) 
[]

tek cumle ceviri

Of political importance is the possibility of making EU statements and undertaking demarches to government representatives in non-member countries.




 
AB bildirilerinde bulunma ve uye olmayan ulkelerdeki hukumet yetkililerine karsi adim atma ihtimalinin siyasi onemine dair.

*tam emin degilim.
of burada about demek ama political importance'tan sonra is geliyor, orasi kafami karistirdi. cumle mi yanlis acaba?
  • baldur2  (31.01.20 23:26:34 ~ 23:30:06) 
Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerdeki siyasi girişimleri üstlenme ve beyan verme ihtimali politik olarak önemlidir.


  • Cookie  (31.01.20 23:31:41) 
[]

25th Annual Tree Festival nasıl çevrilir

festivalin yıllık olarak düzenlendiğini belirtince anlam bozuluyor.




 
25. geleneksel agac festivali


  • interview with the vampire  (31.01.20 18:30:41) 
[]

İzmir İspanyolca Kursu

Merhaba

Başlangıç seviyesinde İspanyolca öğrenmeye başlayacağım, Mart-Mayıs ayları sürem var ve bu zaman zarfında 1 kur tamamlamak istiyorum. Akılda kalıcı, etkin yöntemler ile eğitim veren bildiğiniz bir kurs var mı acaba ?

Teşekkür Ederim

 
İtalyan Kültür Merkezi'nde İspanyolca dersleri veriliyor.


  • rakicandir  (29.01.20 21:40:35) 
[]

Bunun karşılığı nedir?

"Good for one fare"
İmaj ekleyemedim. Eski NYC jetonunda yazıyor. Teşekkürler.



 
Tek seferliktir diyor kısaca.


  • aguen  (29.01.20 13:49:24) 
O kadarını anladim


  • artcilly  (29.01.20 13:50:13) 
baska neresini anlamayi istiyordunuz?


  • cilgin fantezilerin adami  (29.01.20 14:21:53) 
tek sefere denk gelir


  • vhs kaseti  (29.01.20 14:25:30) 
Bu ne demek yazmadım, karşılığını soruyorum. Siz bunu anlayabildiniz mi?


  • artcilly  (29.01.20 14:29:05) 
@cilgin


  • artcilly  (29.01.20 14:30:31) 
Bugun olsa "Single journey only" falan yazardi herhalde.


  • salihdt  (29.01.20 14:54:22) 
tek kullanımlık işte, para üstü gibi durum yok yani.


  • reanarchy  (29.01.20 14:55:51) 
[]

Trafikte giderken

Ingilizcemi gelistirmek icin ne dinleyebilirim? Upper intermediate gibiyim. Grammer olur, speaking ve listening... varsa bir egitim seti filan dinleyip/izleyip de memnun kaldiginiz o da olur.




 
Spotifyda güzel podcastler var. Learning english vs yazarsanız çıkar. Seviyenize göre birkaçını seçerseniz genellikle haftalık olarak güncelleniyor. Ben bbc'nin ve hikaye anlatan başka bir kanalın podcastlerini seviyorum mesela. Temizlik yaparken vs kulağıma takıp dinliyorum.


  • fraise  (29.01.20 00:33:13) 
seviyemize göre olduğunu nasıl anlıyoruz? İyiymiş bu olay.


  • garavel  (29.01.20 00:49:05) 
Podcast demeye gelmiştim, bbc’nin guardian’ın çeşitli konularda (bilim,tarih,siyaset hangisi ilginizi çekerse) kısa kısa podcastleri var.


  • aynenbencede  (29.01.20 07:14:56) 
Supersiniz sagolun


  • cinaslı kafiye  (29.01.20 14:54:14) 
[]

çeviri yardımı pls

Check in at the ticket counter that is straight ahead, nasıl çevrilir tam olarak?




 
dümdüz ilerdeki bilet gişesinden check-in yap.


  • nahtoderfahrung  (28.01.20 17:29:19) 
[]

Rusça öğrenmek, hangi site ya da aplikasyon?

Sıfırdan Rusça öğrenmek istiyorum. B1 seviyesine geleyim yeter. İş için lazım.

50-60 kelime ezberlesem de yeter ama B1 düzeyinde bilmek istiyorum.

En baştan alfabeyi öğrenmekten başlayacağım, o kadar baştan yani.

Hangi ücretsiz website ya da aplikasyon önerirsiniz?

 
www.youtube.com
www.youtube.com
ve benzeri kanallar ve duolingo diyorum ben.
  • n62  (27.01.20 20:19:26) 
ingilizcen varsa bu seti izle. en baştan başlıyor. şahanedir.

www.youtube.com
  • heidi'nin dedesi  (27.01.20 20:42:49) 
(git: alinkrusca.com)
ücretsiz ders içerikleri mevcut. sınav ve alıştırmalarda var.

  • ada meltemi  (28.01.20 00:50:14) 
[]

ielts mi toefl mı?

siz hangisini tercih ettiniz, ve neden?




 
toefl'in puanlama sistemi daha mantikli, ielts'te ise 7 ile 7.5 arasinda 8 ile 8.5 arasinda vs ucurum var. 6 ve 6.5 birbirine yakin falan. cok keyfi bir skala. ustene bir de ingilizceyi amerikan medyasi ve edebiyati tuketerek ogrendigim icin ielts'i tercih etmek icin en ufak bir sebep gormedim. basvurmakta oldugum okullar da ya ikisini de ya da sadece toefl'i kabul ediyordu sanirim.


  • hot potato  (24.01.20 17:35:27) 
ielts; bir insanla yüz yüze konuşmak pc'de ses kaydetmekten daha rahat.


  • archmage mahmut  (24.01.20 17:55:56) 
bilgisayarları ielts. ortamı daha az dikkat dağıtıcı diye düşündüğüm için.

tekrar girersem toefl girerim. hot potato nun puan skalası yorumuna katılıyorum.
  • NightBringer  (24.01.20 18:53:17) 
toefl, hot potato'nun dedigi gibi puanlama sistemi daha stabil ve taktiksel calismayi da daha kolay buldum. ayrica sosyal anksiyetem oldugu icin bilgisayara sesimi kaydetmek gercek kisilerin karsisina cikmaktan daha kolay geldi.

not: yuksek lisans yapmak icin giriyorsaniz okulun hangisini kabul ettigini arastirin. bazi okullar toefl, bazilari ielts istiyor.
  • kasabanın en güzel kızı  (24.01.20 19:54:58 ~ 19:55:24) 
kesinlikle organik olarak karşında insan olunca face to face denen durum da daha rahat bence :) yani ielts.


  • akıllıbıdık  (06.02.20 18:04:35) 
[]

Fransızcadaki Pas?

Merhaba

Fransızlar olumsuz cumlelerde neden pas ekliyorlar? zaten olumsuzluk eki NA kullanıyorlar neden bir kez daha pas ekliyorlar acaba? mantığı anlamı nedir?


 
olumsuzluk eki na diyedir şey yok.
bir cümleyi olumsuz yapmak adına kullanılan ne...pas kalıbı var. yine olumsuzluk içeren (asla, sadece, artık değil) kalıplarda pas yerine başka kelimeler gelebiliyor.
konuşma dilinde "ne" yü atıp sadece "pas" kullanma durumu da söz konusu.
  • not dark yet  (21.01.20 13:28:56) 
Na diye bir şey yok fransızcada. Olumsuz cümle kuracaksan pas ekini kullanıcaksın işte.

Örneğin: Je ne veux pas ... diye cümle kurulur.
  • Boris  (21.01.20 13:38:25) 
Nx diye degerlendirmek daha dogru olabilir. Belki arkadas n’ai gibi bir cekim gorup yanlis animsamistir


  • bollocks44  (21.01.20 13:40:28) 
"mantığı anlamı nedir?"
Dil öğrenirken bu soruyu sorma. O dilde düşünenler öyle yapmış demek ki. Ne pas. Ki ikinci ek gibi değil, olumsuzluk kalıbı 2 kelime.

Mesela batılılar için de bizdeki zor. Niye ayrı kelime yok Neden yüklemle birleşiyor diyorlar ejkssk
  • nhk ni youkosu  (21.01.20 14:10:58) 
evet ne demek istedim.

ne bildiğin ingilizcedeki not. ama bu pas ne tur bir olumsuzluk içeriyor anlamadım. zaten "ne" kullanıyorsun, ikinci bir olumsuz kelimeye ne hacet?
  • Mehmet Ersoz  (21.01.20 19:08:16) 
fransizca gurusu degilim ama "ne pas" bir olumsuzluk kalibi zaten. dil boyle herseyin bir mantigi olmasina gerek yok.

aynen masculine/feminine isinde mantik olmadigi gibi.
  • cooperr  (21.01.20 19:10:50) 
[]

hem sesli hem text olarak takip edilecek e-kitap uygulaması

var mıdır? android öncelikli.
çok fazla uygulama var ancakneredeyse hepsi 5 sn de bir reklam.

düzgün bir uygulama varsa ücretli de olur.

tavsiyelere açığım, tikler peşindir.

 
android kullanıyorsun, ücretli uygulamaların bir çoğuna para vermek zorunda değilsin hatırlatmak istedim :)


  • kimlanbu  (20.01.20 10:08:32) 
[]

Başlangıç seviyesi için Verbling mi Cambly mi?

Bi öğrencim İngilizce öğrenme sürecinin henüz başında, dolayısıyla hakimiyeti yok denecek kadar az. Cambly, Verbling ve Konuşarak Öğren’i buldum onun için. Yalnız anladığım kadarıyla bu üç yerde de anadili Türkçe olan bi hocadan çok anadili İngilizce olanlar var. Bu güzel. Anlamadığım anadili İngilizce olan birileri başlangıç seviyesini ileri nasıl taşıyabilir?

Başlangıç için Verbling, Cambly, Konuşarak Öğren. Hangisini tavsiye edersiniz?


 
Hocam bir öğretmen YouTube da çat pat İngilizce konuşabiliyorsanız cambly iyidir sizi geliştirir ama hiç bilmiyorsanız fayda vermeyeceğini düşünüyorum demişti.


  • Diskirminant  (19.01.20 14:45:00) 
[]

ingilizce mülakat

çalışılmalı mı, yoksa allah ne verdiyse tarzı doğaçlama mı takılmalı?

sanki üzerine çok kurgu yapınca daha kötü sonuçlanacakmış gibi hissediyorum. siz ne diyorsunuz?


 
ingilizce mülakat ne demek? üstü biraz kapalı olmuş.

iş/burs/okul mülakatı ingilizce mi olacak yoksa dil sınavı için mi ingilizce mülakat demek istiyorsunuz?

Neyse, bir mülakatın hangi dilde olduğu alakasız bir şey zaten.

mülakata içerik olarak hazırsanız girer yaparsınız. yoksa ingilizce diye ekstra efor göstermenize gerek yok.

tabii cebinizde 3-5 tane konuya göre nispeten hazır cevaplar olsun ama o da cümle cümle kelime kelime ezber kurgu olmasın. hani önceden sorulabilir hazırlıklı olayım şeklinde yoksa başka bir şeye gerek yok.

başarılar.
  • AlsterWasser  (19.01.20 11:08:08) 
bence çalışılmalı, internette örnek ingilizce mülakatlar var


  • bbb_1  (19.01.20 22:03:08) 
-hangi şehirde doğdun büyüdün
-mezun olduğun okul
-askerlik durumun
-ehliyetin var mı yok mu
-önceki iş yerlerin
-kaç yıldır İngilizceyle alakalısın
-uğraştığın hobi, spor vs.

Bunları çalış rahat edersin, konu başlıkları olarak aklına getir yani.
  • heidi'nin dedesi  (19.01.20 22:13:23) 
[]

Ufak bir çeviri yardımı

Kendi çevirimle karşılaştırmak istiyorum;

''Though the Sipahis were almost exclusively Turkic in origin as demanded by Sultan Mehmet himself in his treatise of law entitledKanun Nameh-e-Sipahi (“Law Book of the Sipahis”), the Janissaries, within whose ranks Dracula and Radu found themselves, were conversely converts to Islam.''


 
Kendi cevirinizi de koymaniz daha pratik olmaz mi :)


  • Flipsflops  (18.01.20 15:40:22) 
Dönemin terminolojisine pek hakim değilim ama aşağı yukarı şöyle çevirirdim:

Fatih Sultan Mehmet'in çıkardığı "Kanun Nameh-e-Sipahi" adlı kanunnamede talep ettiği üzere sipahilerin hemen hemen tümü Türk kökenliyken, aralarında Drakula ve Radu'nun da yer aldığı Yeniçeriler'in aksine İslam dinine dönen kişilerden oluştuğu görülür.
  • Olive  (18.01.20 16:11:08) 
"sultan mehmet'in kanun name-i sipahi adli kendi kanunnamesince de gerekli kilindigi uzere, sipahilerin neredeyse tamami koken olarak turk iken, dracula ve radu'nun kendilerini (anlamin daha acik olmasi icin liberal bi yaklasimla buraya "savas alaninda" ibaresini eklemek bence mantikli olur) karsi karsiya buldugu yeniceriler tam aksine muhtedilerdi."


  • reshad the lionheart  (18.01.20 16:17:31) 
bu arada ben radu ve drakula'nin yeniceri falan olmayacagi dusuncesinden hareketle metnin bu adamlarla yenicerilerin savasta karsi karsiya geldigini ifade ettigini anladim ama gorunen o ki her ikisi de ciddi ciddi yeniceriymis. vay anasini!

bu nedenle ilgili yeri, "...dracula ve radu'nun da aralarinda bulundugu..." diye duzeltmis olayim.
  • reshad the lionheart  (18.01.20 16:22:29) 
[]

Hangi dile çalışsam?

Merhaba,

Duolingo’da dil öğrenme olayı çok sardı (tavsiye ederim bu arada). Geçici olarak Almanya’da bulunurken ve biraz Almancam varken Almancamı geliştirmek üzere başladım. Sonra hep Fransızca öğrenmek istediğimi hatırlayıp Fransızca dersine de başladım ama Almanca gelişimimi yavaşlatacağını düşünerek Türkiye’ye dönene kadar Fransızcayı ertelemeye karar verdim, Almanya’da olduğum sürece almancaya odaklanayım dedim. Şimdi Türkiye’ye döndüm ve ne yapacağımı bilemiyorum.

1- Uygulamadan öğreneceğim bir şey kalmayana kadar sadece Almanca çalışmaya devam mı etsem? İkinci danışmanım Alman ve tezim dışında Almanlarla birlikte yürüttüğümüz bir proje nedeniyle sık sık görüşüyoruz. Bunların hiçbiri aslında benim Almanca öğrenmemi gerektirmiyor çünkü İngilizce iletişim kuruyoruz ama onlarla arada Almanca konuşmak hoşuma gidiyor. Ayrıca Almanya’yı çok seviyorum ve ilerde post-doc vs için gitme planlarımız var eşimle. Ve öğrendikçe Almancaya da baya ısındım, severek çalışıyorum. Bu arada epey de geliştirdim, birçok gündelik konuşmayı sürdürebiliyorum, peşini bırakıp unutmayacağım.

2- Konuşabilmek istediğim bir dil olan Fransızcaya odaklanıp unutmamak için haftada bir falan Almanca mı baksam? Fransızcaya sıfırdan başlayacağım sayılır. Günlük hayatta muhtemelen hiçbir işime yaramayacak. Sadece merakım var.

3- Bahsettiğim proje ile ilgili bir toplantı için Mayıs’ta bir haftalığına İsveç’e gideceğim. Şimdi diğer dilleri bir kenara bırakıp İsveççe çalışsam diyorum o zamana kadar? Daha önce tek kelime bilmeden iki kez gittim ve hiçbir sorun yaşamadım ama hani nasılsın iyiyim ne güzel bir gün diyebilecek kadar İsveççe bilsem hoş olurdu. Sonrasında devam etmem muhtemelen, kullanma ihtimalim olmasa ilgimi çeken bir dil değil. Bu koşullarda bu dili öğrenmeye zaman ayırmak çok saçma mı olur?

Önerileriniz için teşekkürler.

 
Avrupa dillerinden İngilizce yeterli onun dışında Arapça'yı tavsiye ederim. 500 milyonluk bir pazar ve yeni yeni üstelikte Türkiye üzerinden açılan bir pazar. Geleceği olan bir dil. Üstelik ticaret dili Arap ülkelerinde eğitimli nüfusa çok fazla talep oluyor ve yüksek maaşlarla işe yerleştiriyorlar. İniglizce haricinde avrupa dillerini tavsiye etmem. Fransa mesela Afrika'da günden güne hegemonyasını yitiriyor. Benzer şekilde Rusça'yı da tavsiye etmem eski SSCB ülkelerinin çoğu latin alfabesine geçtiler ve Rusça bilmeyen yeni nesiller çoğalıyor. Çin dili... Çinliler Türkçe öğreniyor Türkiye ile ticaret yapmak için :) Tabi ben meseleye ticari olarak baktım tavsiyemde bu yönde. Yoksa merakınız varsa Latince'de öğrenebilirsiniz, İsveççe'de...


  • tukon  (17.01.20 23:20:09) 
Java


  • Kahir ekseriyet  (17.01.20 23:25:58) 
Öncelikle çok teşekkür ederim uzun cevap için :) ama o anlamda sormuyorum, kendi durumumda hangisini yapmak daha mantıklı olur diye merak ediyorum. Yani Almanca yerine Rusça, Fransızca yerine Arapça koyarak da okuyabilirsiniz sorumu. Belli bi aşamaya geldiğim ve ilerde kullanma ihtimalim olan A diline odaklanmak mı; A dilindeki mevcut seviyemi koruyarak günlük hayatımda hiçbir işime yaramayacak ama sadece ilgi duyduğum B dilini öğrenmek mi falan gibi bir soru benimki. Ayrıca kısa bir süre kullanacağım C diline çalışmak için daha ciddi düşündüğüm A ve B dillerini birkaç ay ihmal etmek saçma mı? Özetlemiş oldum okumayanlar için


  • mezzosprite  (17.01.20 23:34:35) 
Iki dile birden calisma. Unutma ki bu diller ingilizceden cok daha zor ve ingilizce gibi hayatin her yerinde degil, dolayisiyla ogrenmek cok daha fazla zaman ve odaklanma alacak.

Sorularina gelince
1- Evet almanca calis ama tek basina duolingo cok yetersiz. Yapma demiyorum da bunun bilincinde ol.
2- Gec
3- Bir haftaligina isvece gidince pratik yaparim (olmaz o is) diye azicik isvecce ogrenmek bir ay sonra ucar gider. Cok faydasiz. Zaten herkes ingilizce konusacak.
  • hot potato  (17.01.20 23:45:13) 
Almanca en mantıklısı görünüyor çünkü kullanacağın yer var ve seviyorsun. Parça parça olursan hepsini birbirine karıştırma ihtimalin var.

Dedikleri gibi İsveç'te de kimse senle İsveççe konuşmayacak.

Düzenli olarak Duolingo Almanca'ya devam et. En azından B2 başlangıcına gel.
  • kaset  (18.01.20 00:02:59) 
Hot potato, kaset, aradığım cevap buydu teşekkürler. Bu arada duolingoyu keşfedene kadar hiçbir şekilde oturup Almanca çalışmıyordum, zaman yok falan diyordum, o yüzden yetse de yetmese de her gün 20 dk çalıştırıyor ya candır :)


  • mezzosprite  (18.01.20 00:08:26 ~ 00:10:50) 
Almanca çalışın bitirince fransızca çalışın derim. İsveç'te yaşıyorum, 3. Soru başka bir dil olsa da benzwr cevabı verirdim de gerçekten 1 haftalığına giderken gerekecek bir dil değil. İngilizcenin 2. Dil olarak en iyi konuşulduğu yer. Öyle basit kalıplar söylemek için youtubedan Swedish daily sentences falan diye aratın bir iki video izleyin o yeterli. Yoksa duolingoda yanlış hatırlamıyorsam ilk derslerde rebkler sayılar falan bile var ki ihtiyacınız yok öyle şeyleri öğrenmeye.

Şunları öğrenseniz biraz şirin olur isveçlilere
Godmorgon günaydın
Hej merhaba
Hur mår du? Nasılsın
Hej då hoşça kal
Ha det bra bunun tam Türkçe karşılığı yok gibi ama ayrılırken söyleniyor
Tack teşekkürler
Varsågod rica ederim
Jag heter... Benim adım...
  • senolll  (18.01.20 00:34:12) 
[]

Kendi kendime Arapça öğrenebilir miyim:

Aramızda bunu basaran arkadaslar varsa. Tavsıye beklerım.




 
Sanırım imkansız. Halk ağzı konuşmasını belki öğrenirsin. Oldukça geniş bir dildir.


  • Erva  (17.01.20 22:41:19 ~ 22:42:03) 
Öğrenebilirsin. Ben kendi kendime öğrendim. ÜStelik Arap dili sanıldığı kadar zor değil. Bir çok kelimemiz (kelimede dahil) ortak. Eğer edebiyatın kuvvetliyse çok hızlı öğrenirsin. Ayrıca dil bilgisi olarak İngilizce Arapça'ya benziyor. Mantık aynı. Tavsiye olarak şunu tavsiye edebilirim. Bir Arap arkadaş bul kendine mümnkünse Suriyeli olsun. Çünkü levant lehçesi hem ses bakımından hemde kelime olarak bize çok yakın. Ayrıca Arapların oldukları yerlere takıl Arap restorantları, cafeleri vs. çok kısa sürede çözersin. Alfabeyi youtube'de vieolardan öğrendim en fazla 3 günde öğrenirsin alfabeyide.


  • tukon  (17.01.20 22:51:36) 
  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (17.01.20 23:46:44) 
El cevap: arapça öğretmeniyim, kendi kendine tabii ki arapça öğrenebilirsin. Her şeyin başı istikrar. Dil nankördür, arapça iki kat nankördür. Zordur biraz ama imkansız değildir.

Ayrıca öğrenme geniş bir ifade. Elim ingilizi do you speak English diyor, elin arabı da tehkii 3arabi? Veya hel ente tetekellem 3arabiyya vs diyor ama biz "ingiliççe biliyon mu" diyoruz. Burada başlıyor mesele bence. Uzattım ama şunu kastediyorum, kuran Arapçası mı öğreneceksiniz? Modern standart arapça mı yoksa diyalekt/lehçe mi öğrenmek istiyorsun? Amaç ne?
  • Fusha  (18.01.20 12:04:18) 
Amaç Arapça medrese kitaplarını okumak, Kur’an Arapçası oluyor galiba.


  • damba  (18.01.20 21:11:25) 
[]

Native Speaker Düzeyinde İngilizce Proofreading

Selam arkadaşlar,

Bazı akademik metinleri proofread edecek güvenilir birilerini arıyorum. Fiverr tarzı sitelerden işimi halletmek istemiyorum, pek güvenemiyorum. Tanıdığı olan ya da güvenilir birine yönlendirebilecek olan var mıdır? Metinler genelde 2-4 sayfa arasında ve sosyal bilim metinleri.


 
fiver değil de, italki ya da cambly gibi sitelerdeki öğretmenlere danışabilirsiniz.


  • sttc  (12.01.20 22:11:09) 
ne gerek var ki? dünyanin en ileri üniversitelerinde calistim ingiltere ve almanyada. yabancilarin bir cok yazim hatasi oluyordu, kimse bunlara takilmaz dünyada. en önemli sey icerik. ufak hatalar zaten editörden dönüyor.

ingilterede ingilizcenin besiginde tezimi yazdim zamaninda, yanlis olmasin tezimde 20+ hata vardi yazim hatasi 74 sayfada. ki bu tezi hocalar okudu düzeltmeler icin, dergiye gittidinde cikti bu hatalar. icerik önemli olan.
  • duygusuzromantik  (13.01.20 00:48:02) 
[]

ingilizce uygulama

Merhabalar,

İngilizce elemantry kitaplar okuyorum. Kitap içerisindeki cümleleein içerisinde geçen bazı kelimeleri anlayamıyor olabiliyorum. Haliyle anlamlarını öğreniyorum,

bilmediğim kelimelerin geçtiği cümleleri set olarak hazıladıktan sonra telefonda bir uygulamaya girsem ve bana gün içerisinde teste tabi tutsa gibi veya hatırlatıcı olarak getirse çok güzel olur.

Quizlet gibi bir uygulama var aslında fakat telefona bildirim göndermiyor gün içerisinde.

var mı bildiğiniz galyalılar.

 
Valla quizlet ve duolingo
Superler. Baska biseye gerek yok

  • duygusuzromantik  (12.01.20 14:20:35) 
Hatırlatıcısı yok ama Tureng kelime defteri ile kaydedebilirsin


  • kaset  (12.01.20 18:43:13) 
[]

1 ayda ielts hazırlığı

yapılan son yds'den 95 alan bir aday sadece 1 aylık hazırlık ile ielts'ten (daha önce ielts'e girmemiş) 6.5/7 alabilir mi? çok teşekkürler.




 
bence çok rahat alır. şöyle ufak bir kıyas yapayım:

2013 yılında 40 günlük yarım yamalak bir çalışmayla daha önce hakkında hiçbir fikrimin olmadığı TOEFL'dan 85 almıştım. IELTS hem daha kolay hem de siz benden daha donanımlısınız. sadece IELTS'in tarzına alışmaya yönelik antrenman yapın yetecektir bence.
  • kuul  (11.01.20 20:28:20) 
Yds nasil bir sey bilmiyorum, orta seviye ingilizcen varsa 1ay duzgun çalışmayla 6.5 alirsin.


  • stavro  (11.01.20 23:16:23) 
[]

istanbul Anadolu yakası ingilizce kurs önerisi

Merhaba,

Anadolu yakası özelinde ingilizce kurs önerisi olan var mıdır ?
dilko, amerkikan kültür gibi alternatifler var fakat pek yorum yok maalesef.

 
Kadıköy şubesi bulunan Yds Akademi'yi tavsiye ederim.


  • put it in your appropriate place  (11.01.20 13:11:00) 
kartalda amerikan time var. indirim konusunda da yardımcı olabilirim.


  • since1907  (11.01.20 19:35:29) 
ben bursada araştırma yaparken çok farklı kriterlerde araştırma yaptım. çok fazla yerle görüştüm. aktüel kültürel konu içeriğiyle kendine ait kitabıyla en başta dikkatimi çekmişti akademik batı dilleri. ama kayıt olup öğrencisi olduktan sonra heh tamam dedim. kalitesi hala değişmemişse bir git bak derim. ama dil öğrenme süreci çok farklı. kişiden kişiye değişir.ne istediğini ne seviyeye gelmek istediğini çok iyi belirlemeni öneririm


  • ruh meclisi  (05.02.20 19:39:37) 
[]

"Vurmayın lan öldüm" İngilizcesi

Soru başlıkta




 
Don't attack to me. I was dead.


  • cahs  (09.01.20 18:02:10 ~ 18:03:41) 
stop flogging a dead horse.


  • cooperr  (09.01.20 18:28:27) 
please dont stop the music.


  • Tears of Devil  (09.01.20 18:52:26) 
Baby dont hurt me
Dont hurt me...

  • kisa  (09.01.20 20:14:32) 
Ben "overkill" kullanıyorum şahsen.


  • Avoiding The Puddle  (11.01.20 19:07:12) 
hit the road jack


  • Kutup Ayısı  (11.01.20 19:18:30) 
[]

ingiliççe

-would you like to have a coffee, or a tea?

a- neither, i would like some lemonade
b- neither of thoose, i would like some lemonade
c- none of them, i would like some lemonade

 
hepsi olur. Bir de I would like diye konuşan native yok, I'd (ayd) like yeterli


  • speedy  (09.01.20 15:11:48) 
Neither ya da none of them le başlayan cevaplar çok kaba değil mi?
Thank you, i’d like ... diye cevaplamak bu soruyu daha anlamlı bence.

  • erty_ksk  (09.01.20 15:14:20) 
None of them katiyen olmaz. Iki secenek olan seylerde neither kullanilir.

Bir de arkadaslar kendi yorumunuzu katacagiza soruya yanit verseniz...
  • hot potato  (09.01.20 18:54:19) 
Konuşma dilinde hepsi olur. Seçenekler sunulmuş zaten sana. none ya da neither demişsin farketmez. Textbook, workbook testi falansa 2 şey için neither, daha fazla ise none daha doğru olur


  • freedonia  (09.01.20 21:04:38) 
[]

acil dostlar: ingilizce'de "indirim"in kibarcası nedir?

sağlık sektörüyle ilgili fiyat listesi vericem patrona, ingilizce.
discount yerine indirim oranı sütununa ne yazabilirim?



 
discount bence indirim kelimesini tam karşılayan şey, sıkıntı yaratacak ya da kibarlığı bozacak bir kelime de değil.


  • mcsword  (09.01.20 13:32:09) 
price reduction da iş görebilir belki


  • mcsword  (09.01.20 13:35:49) 
Discount ideal evet. Ama x% off da kullanılabilir discount olmasın istiyor iseniz.


  • aguen  (09.01.20 13:53:20) 
[]

Aynı anda iki dil öğrenme?

Duolingo'da iki dil birden çalışmayı düşünüyorum. merak ettiğim şu: aynı anda iki dili birden öğrenmeye çalışmak öğrenmeyi zorlaştırır mı? Günlük hayatında birden fazla dil kullanan insanlar için bir dildeki kelimeyi ve gramatik yapıyı başka bir dildekiyle karıştırmak çok olağan elbette ancak uzun vadede öğrenmeye etkisi nasıl oluyor onu bilemiyorum. bireysel deneyimi olan varsa ve paylaşırsa sevinirim. bu konuda yapılan çalışma falan varsa onları da paylaşabilirsiniz.




 
gramer altyapisi ve calismasi olmadan duolingo denen luzumsuz sitede sadece kendinizi oyalarsiniz, dil ogrenmezsiniz. o yuzden duolingo'da isterseniz 9 dil ogrenin, fark etmez.


  • der meister  (09.01.20 12:46:41) 
Bence de hicbir faydasi olmaz. Duolingo'nun yetersiz olmasini gectim, bir tek dili bile duzgun ogrenmek senelerce konsantre ve duzenli calisma gerektiriyor. Iki tanesini ayni anda ogrenme ihtimalin sifira yakin.


  • hot potato  (15.01.20 01:31:19) 
[]

c# youtube çeviri

türkçe videolara anlamadığım bir şekilde odaklanamıyorum. ses bir yükseliyor bir azalıyor bir kalitesizlik var yani ortada bana göre yada benimle alakalı. c# acilen öğrenmem lazım ve tüm günümü harcamayı planlıyorum ama 1-4 saatlik videoyu anlamaya ingilizcem yetmez. tercüman birileri herhangi bir amaç gütmeden yardım edebilir mi? benim gibi oraya buraya bakınıp soluğu türkçe videolardan alan ve hiçbir şey anlamayan birileri elbet vardır ve bu onları çok sevindirir. biri yardım etsin lütfen.




 
udemy den kurs satın alabilirsin.


  • E.R.W.  (09.01.20 00:55:38) 
ha udemy ha youtube. önümde kaynak var ama altyazı lazım. sorun zaten türkçe anlatım istemiyor olmam. udemy de olsa şu da olsa bu da olsa türkçe olmasın olay o.

hem param sınırlı biraz ona göre yazın.
  • baskayeryok  (09.01.20 01:13:54 ~ 01:15:05) 
YouTube'da Ingilizce videolarin cogunu, eger video sahibi izin verdiyse, Turkce alt yazi ile izleyebilirsiniz. Ornegin;

1) "c# tutorial for beginners" diye aratip bir video secin
2) Videonun sag altindaki CC butonuna basarak alt yaziyi acin (bende varsayilan olarak Ingilizce geldi)
3) CC'nin yanindaki disli cark simgesine basarak Subtitles > Auto Translate > Turkish secin

Her videoda islemez cunku videonun yuklenirken alt yaziya izin verilmesi lazim. Misal, bu video izin veriyor: www.youtube.com
  • crown  (09.01.20 01:30:17 ~ 01:38:23) 
Jrr+1

Kardeş sen ne istediğinin farkında mısın? Senin c# öğreneceğin kadar saat videoya çevirmenlik yaptırtmaya çalışıyorsun insanlara, bir de herhangi bir amaç gütmeden demişsin. .
  • Kahir ekseriyet  (09.01.20 10:46:02) 
[]

İnglizce kalıp farkı

I didn’t love you
I loved you not

Bu iki cümle arasında bir fark var mi ve ikinci cümlenin türevlerinin günlük dilde kullanımı (She hated him not gibi) gramer açısından bir şey problem teşkil eder mi?

 
İkincisi manalı bir şey değil, şarkılarda falan kullanılır, ve böyle saçma bir espri akımı vardır: "I liked your jacket....NOT" diye, onun dışında öyle kullanılmaz.
Yani günlük hayatta okula gitmedim demek için "I went to school not" derseniz saçma sapan bir şey söylemiş olursunuz.

  • sopiro  (07.01.20 09:54:40 ~ 09:58:56) 
he loves me, he loves me not papatya falını he loves me, he doesn't love me yaptığın zaman anlam bozulmaz ama seviyor, sevmiyor etkisi yaratmaz. seviyor, o beni sevmiyor gibi bi bişey olup ahenk bozulur.


  • onemoremile  (07.01.20 11:10:07) 
[]

Hangi kelime yazıyor?

hizliresim.com

kırmızıyla işaretledim ama


 
concierge


  • RojoElefante  (02.01.20 22:08:03) 
[]

Not him?

Kız hoşlandığı erkeği yanlış zamanda yanlış yerde görüyor bir mekanda, "oh no not him" diyor, 2-3 sn sonra birbirlerini görüyorlar, kız zoraki selamlaşıyor, zoraki gülümsüyor falan. Not him kalıbı garip geldi ama kulağıma ya, "kahretsin, o nerden çıktı şimdi" "o olmasın lütfen ya"gibi bir anlamda kullandı galiba. Yanlış mıyım?




 
Doğrusunuz.


  • kobuzchu kiz  (02.01.20 18:03:14) 
Doğru.


  • mesa  (02.01.20 18:03:37) 
"Kız hoşlandığı erkeği yanlış zamanda yanlış yerde görüyor"

ben olsam "not this time" kullanırdım buna. Not him'in anlamı çok geniş kalıyor.
  • Avoiding The Puddle  (02.01.20 21:21:46 ~ 21:22:18) 
[]

kelime bilgisi geliştirmek üzere kitap

Herkese merhaba,

Pre-intermediate/intermediate seviye sözcük bilgisini geliştirmek üzere kitap arayışındayım. Bir sınava girişle ilgili değil, dili öğrenmekle ilgili. Bu kitap dışında önereceğiniz kitaplar varsa duymak isterim.

Tabii ki bu kitap tek başına yetmeyebilir, uygun seviyede kitap okuyarak desteklemeli.

www.gittigidiyor.com

 
Hikaye kitabı veya roman daha çok işini görür bence. Sıkılmadan öğrenirdin. İki dilli kitaplara bakabilirsin. Bir tarafı İngilizce diğer tarafı Türkçe.


  • buzsubuhar  (02.01.20 16:03:44) 
Aslında kelime bilgisi geliştirmek için (hele de bahsettiğin seviyelerde) kitap okumak yanlış bir seçim olacaktır. Doğru bilinen bir yanlış, kitap okuyarak vocabulary'n geliştirmektir.


  • Avoiding The Puddle  (02.01.20 21:24:40) 
her gün 1 kelimeyle başla ve o kelimeyi iyice sindir.

mesela

concern kelimesi.

ben bunun anlamını bilmezdim önceden. sonra öğrenince, cümle içinde kullanınca, unutulmamak üzere oturdu. iş görüşmelerinde bile kullanır hale geldim.
  • market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava  (02.01.20 21:27:17) 
Ayrıca internetten her gün İngilizce gazete/haber okuyabilirsin. Bilhassa Türkiye'de yayınlanan hürriyet daily news, yenisafak english, daily sabah, anadolu agency, trt world, insight turkey vb. yayınlarından uygun gördüğünü okuyabilirsin. İngiltere ve ABD gazetelerini de okuyabilirsin ama hem kullanılan dil biraz ağır gelecektir hem de köşe yazılarında karşılaştığın konular çok ilgini çekmeyebilir. Tabii bu arada google çeviri eklentisini de tarayıcına kurmayı unutma. takıldığın kelime veya cümleyi anında çevirerek sana epeyi kolaylık sağlayacaktır.


  • buzsubuhar  (03.01.20 09:16:20) 
[]

bunu nasıl çevirelim

Classical liberals believe that individuals are "egoistic, coldly calculating, essentially inert and atomistic" and that society is no more than the sum of its individual members.
özellikle coldly calculating.
bunu türkçe karşılayacak ne kullanabiliriz? ne denesem tam olmuyor gibi.


 
içten pazarlıklı


  • mr. crowley  (02.01.20 15:21:15) 
planlayıcı, işini bilen, çıkarını maksimize eden


  • inekadam  (02.01.20 15:25:46) 
ben duygusuz derdim. ya da duygularına göre hareket etmeyen.


  • n62  (02.01.20 17:40:31) 
[]

Videolu soru.

www.youtube.com
17-18. saniyede "ve çok yaklaşmıştım" alt yazısı geçen yerde ne diyor?
i got close mu diyor tam olarak anlamadım.


 
i got close diyor evet


  • cay koy geliyorum  (02.01.20 14:57:10) 
[]

before being V3 kalıbı hakkında

merhaba arkadaşlar, proses ile ilgili yazılarda sıkça gördüğüm kalıbın gramatik açıklaması nasıl oluyor anlayamadım. Yardımcı olabilecek var mı ?

Birinci örnek (grind V3 is ground)
This powder is passed through a rotating heater before being ground into cement.

İkinci örnek(bagging-torbalama anlamında)
In order to make cement, two main ingredients are processed in four stages before being bagged.

 
ilk örnekte being ground into cement : çimentoya temel/taban olması. ground isim.
ikinci örnekte being bagged: paketlenmesi. bagged fiil.

yani bu ikisi farklı örnekler.

before being ground = bu kısaltma değil. It was a caterpillar before being a butterfly. gibi.

before being bagged = bu şu şekilde de yazılabilir : before it is bagged.


bunun past haline bakarsan şöyle şeyler de çıkıyor:
before having been bagged


ell.stackexchange.com
  • sttc  (01.01.20 23:17:52 ~ 23:18:39) 
proses anlatılırken present tense kullanılıyor genelde. Present continuous'un passive formu bu. before being V3: V3 olmadan önce. Hani present continuous önceden planlanmış, mutlaka olacak olaylar için de kullanırız ya: I'm flying to Ankara at 7 o'clock this morning falan burdan o eylemin yapılacağı 100% kesin fix, kural gibi düşün, present continuous kullanıyor, passive olduğu için de being +v3 alıyor. Before'dan sonraki it is leri de düşürüyor, tekrardan kaçınıp düşük cümle olmasın diye


  • neverletyougodown  (02.01.20 00:15:39) 
[]

shakespeare ingilizcesi

Çevirseniz nasil uslup kullanırsınız? 2019 biterken kafa patlatalım :)




 
Biraz Osmanlıca gibi olurdu zannedersem. O yerine "ol" falan. Sonuçta "you" yerine "thou" kullanıyor o da. Burada anlaşılırlık konusu da devreye gireceği için belki bir miktar günümüz Türkçesi ile eski kelimelerin kombinasyonu olabilir.


  • d max  (02.01.20 13:22:28) 
üslüp için tercüme yetkinliğiniz kadar tiyatro konusunda da donanımlı olmanız gerek.
shakespeare'in olayı kullandığı kelimeyi, yansıma sözcük anlamı olarak da önemseyerek seçmesi. çünkü oynanmak, performe edilmek için yazılmış şeyler eserleri; hatta oynandıktan sonra yazıya dökülüyor çoğu zaten.

tarif etmeyi deneyeyim; bir yerde "finish" sözcüğünü tercih ettiyse, hikayede (finishhhh*) (şşşş) sessiz olunması gerektiğini ima ediyordur.
replik söylenirken ağızdan çıkan kelimenin fonetik etkisi sahnedeki hareketi/olayı veya hareketin sesini çağrıştırmalı.

en büyük dehası bu zaten.
sparksnotes'a falan göz atıp oyun analizlerini inceleyebilirsiniz.
  • jimjim  (02.01.20 13:50:23) 
[]

fransızca çeviri sorusu

Il s’amusait à me les dérouler les unes après les autres.
Bu cümledeki dérouler fiili se dérouler olarak mı kullanılmış yoksa "me" s'amuser fiiline mi bağlı bi şekilde kullanılmış?



 
Se derouler olarak kullanılmış.


  • izninizolursatahtinizatalibim  (29.12.19 22:04:34) 
[]

Anlayamadığım passive şeyi

In fact, the number of convicted prisoners found to be innocent after a DNA analysis of evidence has caused some US states to reconsider previous cases.

found to be kısmını anlayamadım. have been found innocent olmayacak mı? yada was found innocent?

Bir de şöyle bir cümle gördüm.

"The hair is the garbage can of the body." bu ne ya?

 
"The hair is the garbage can of the body." >> saçlar vücudun çöp tenekesidir.

Found to be gayet doğru bir kalıptır.
  • conta  (26.12.19 20:38:15) 
Found to be kalıbı nedir


  • mr. crowley  (26.12.19 20:43:47) 
sizin dediğiniz de olur found to be innocent da olur. ikisi de uygun olup ikisi de yaygın kullanılmaktadır.


  • inekadam  (26.12.19 20:48:35) 
Tamam anladım onu found to be ne anlama geliyor peki?


  • mr. crowley  (26.12.19 21:04:28) 
"masum olduğu anlaşılan" anlamında


  • burya  (26.12.19 21:09:42 ~ 21:10:06) 
Konu "Reduced relative clauses", ordan yardırın. İngilizcede aşırı kullanılır bu yapılar özellikle uzun cümlelerde, bilmeden olmaz.


  • speedy  (26.12.19 21:32:32) 
[]

Could have / be able to

1- The first time when he was being heard, he said nothing. But, then, we
__________(convince) him to tell the whole truth.

cümlemiz bu, cevap "was able to convince" olması gerek yazıyor. Burada
"could have convinced" kullansak da olmuyor mu ?

could konu anlatımında geçmişte bir kereye mahsus olmak üzere uğraşılarak yapılan işlerde yetenek ifade etmek için could kullanılmaz. be able to veya managed to kullanılır yazıyordu. Bu yüzden mi was able to convince dedik acaba ?

2-Why is Judy crying?? ?I'm not sure but something wrong
__________(happen) to her.

Burada da cevap " could have happened" olması lazım demişler. could happen diye düşünmüştüm neden could happen kullanamıyoruz ? ya da kullansak oluyor mu ?

basit gibi ama kafa karıştırıcı kurallar var alışıyor muyuz gördükçe cümle kurarken hangi birini hatırlayayım diye kara kara düşünüyorum valla :)

açıklayabilirseniz sevinirim. Teşekkürler.

 
1. "...ama sonra onu tüm gerçeği anlatmaya ikna edebildik."

"could have convinced" olursa "ama sonra onu tüm gerçeği anlatmaya ikna edebilirdik" gibi saçma bir anlam çıkıyor. dolayısıyla olmaz.

2. "could happen" > "başına bir şey gelebilirdi"
"could have happened" > "başına bir şey gelmiş olabilir"
  • sir gawain  (26.12.19 15:28:07) 
sir gawain +1


  • givemesomesubstance  (26.12.19 15:31:05) 
1. Could have olmaz, neden olmaz. Konunun bütünlüğüne anlama uymadığı için olmaz. İlk başta konuşmamış, ikinci de konuşturabildik diyor. Past ability olacak ve bunu kullanacak, tek seferlik durumlar için, anlık olaylar için was/were able to. We were able to convince olmalı. Be able to zaten anlamda belli eder kendini ayağım kırıldı but was able to climb the mountain, bir zorluk çıktı üstünden geldik anlamlı cümlelerdir hep. Bu arada Was able to’yu could ile karıştırılır genelde. Was able to ile could have’i ile karıştırmak nedir:)

2.Posibility için tek başına “could” dersen present ya da future durumu kastediyorsunudur. Possibility in the past için “could have” kullanmalısın. Judy ağlıyormuş, yani Judy’i ağlamasına sebep olan birşeyler olmuş (past), something wrong could have happened diyorki past possibility’i ortaya koyuyor. Atıyorum Judy huysuzlanmaya, mızmızlanmaya başladı o zaman Judy could cry diyecek mesela, bu possibility in the present olur.

Bu modallar ömür törpüsüdür, bunlar bonus olsun: youtu.be www.youtube.com bu da ingilizlerin her şeyi may/might, www.youtube.com
  • speedy  (26.12.19 16:31:24 ~ 16:40:57) 
[]

Burda ne diyor özetle? (İngilizce)

yo madafaka biç! mi diyor ne anlatıyor? üşeniyorsanız "uyuşturucunun zararını anlatıyor" gibi bir şey yeterli. teşekkürler.

9gag.com


 
kız 20 yaşlarındaki erkeklerle yatıyormuş da adam azarlıyor işte, orospu mu olmak istiyorsun diyor, annesini soruyor, annesi felçliymiş, annenin durumuna bak senin yaptığına bak vs. diyor. çocukların yaşlarını soruyor 20 deyince, bu tecavüz ve senden faydalanıyorlar diyor vs vs. genel olarak aklını başına topla aptal mısın tarzı bir konuşma.


  • signore  (26.12.19 00:10:36) 
[]

İngilizce çeviri

The consultant usually sees the new admissions -people who have recently been admitted to the ward- for the first time on one of the regular ward rounds, when the management of the patients is discussed with the registrar.

A pre registration house officer (anlamını bulamadım)

Doctor clerks them (ona katiplik yapıyor gibi bir şey çıkıyor internette anlamsız geldi)

Specialist doctors generally workn hospitals, however those who work outside the nhs, providing private health care, may have consulting rooms outside a hospital.

Son olarak practise kelimesinin türkçesini bulamadım yani doctors who practise these branches... Cümlesini nasıl çevirebilirim?

 
Bu dallarda çalışmaları/uygulamaları olan doktorlar olarak çevrilebilir.


  • himmet dayi  (25.12.19 08:40:50) 
[]

Pre-ground Bean ne demek (kahve)

Kahveyle ilgili bir cümlede karşıma çıktı. Kahve kültürüm pek yok. Türkçe çevirisi yok anladığım kadarıyla net olarak. Ne oluyor bu granül kahve dediğimiz şey mi ?




 
Bence çekilmemiş kahve çekirdeği anlamına geliyor.


  • malheiros  (23.12.19 23:49:57) 
Granül kahve değil, çekilmemiş kahve çekirdeği de değil. Çekilmemiş olan "whole bean."
Kavrulup çekilip paketlenmiş kahve. Hazır çekilmiş diyebilirsiniz. (Butik kahveciden aldığımız bütün çekirdek değil de, mesela Metro markette satılan, aylar önce çekilip paketlenmiş çekirdek kahve pre-ground oluyor.)

  • kobuzchu kiz  (23.12.19 23:56:37 ~ 23:57:55) 
[]

ingilizcesi orta düzey olan birini zorlayacak paragraflar/okuma parçaları

önerebilir misiniz? her konuda olabilir. quora beni zorlamıyor (denk gelemedim) veya the economist tarzı dergi metinlerini %85-90 anlıyorum.

üzerinde anlamak için saatler/günler harcayacağım çok uzun olmayan okuma parçası arıyorum özetle. çok teşekkür ederim şimdiden


 
eğer haber ve politika üzerinden okumak isterseniz the economist'e benzer şu ikisine bakabilirsiniz.

www.aljazeera.com

www.mei.edu

al jazeera'daki köşe yazılarının dili değişebiliyor yalnız. bazıları anlaması zor ağdalı dil kullanırken bazıları görece sade olabiliyor.
  • In a silent way  (24.12.19 15:00:35 ~ 15:01:43) 
[]

İngilizce kursu

Merhaba

Kadıköy Üsküdar civarında dil kursu arıyorum kız arkadaşım için. Seviyesi ortanın altı. İstanbul lisan merkezini düşünüyoruz. Önerebileceğiniz başka yer var mı?

Teşekkürler

 
Ben uzun yıllar önce İLM'ye gidip memnun kalmıştım.


  • kaset  (23.12.19 11:49:08) 
1 ... •212223242526272829• ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.