[]

"ne yapmalı"nın ingilizcesi nedir? Günlük kullanıma uygun ve yaygın

bir köşe dizisi hazırlıyorum. örneğin psikolojik rahatsızlıklar.
"ne yapmalı?" insanlara tavsiyelere yer veriliyor metinde. konular değişiyor ama başlık "ne yapmalı?"

aynı zamanda estetik dünyasıyla ilgili de aynı şey kullanılacak, ne olmalı tercümesi :(

 
What to do?
What should we do?
What should you do?
  • howfaristhesky  (13.08.20 18:01:38) 
what to do, kısa olduğu için daha makbul olacak, ama tam olarak karşılar mı ki :(


  • gadlemler  (13.08.20 18:07:22) 
what to do kullanilir zaten boyle basliklarda.
gonul rahatligiyla kullanabilirsiniz.

  • interview with the vampire  (13.08.20 18:13:29) 
Who you gonna call? Derseniz de anlaşılır.
Popüler kültür göndermeli.

  • ozdek  (13.08.20 18:53:14) 
to be or not to be _______ ne yapmalı

olmak ya da olmamak _______ what to do

bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin? _______ Who you gonna call? (ghostbusters)

motamot çeviri istersen what to do olurancak anlam için @ozdek'in çevirisi çok hoşuma gitti.
  • sparkle kiddle  (13.08.20 19:30:41) 
İngilizcede ne yapmalı'dan öte biraz daha meraklandırıcı başlıklar ilgi çekiyor.
Tips for Better Health 1: Diabetes
Tips for Better Mental Health: Is Counselling Really Working?
Üst başlık sonrası hepsinde "How to" kalıbı ile başlayabilirsiniz.

www.verywellhealth.com www.healthline.com www.webmd.com Türkçe Uplifers gibi sitelerden örnek bakın bu tarz birşey yapın derim.

Estetik için Ask the Doctor
  • kaset  (14.08.20 01:28:30 ~ 01:32:48) 
[]

Kadastro terimlerinin ingilizcesi

Merhaba,

Pafta, ada, parsel, pay, payda gibi terimlerin İngilizcesi nedir?
Teşekkürler

 
Direk yanıt olmayacak ama yöntem önereceğim. Ayrıca kullandığınız ülkeye göre de terimler değişiyor.

Zargan'da genellikle terimsel çeviriler oluyor. www.zargan.com

Burada bulduğunuz kelimeyi de kadastro ile ararsanız kullanıldığı yerleri ve kullanımı olup olmadığını görürsünüz. www.google.com

Alanla ilgili bu tarz listelerde de terim açıklamalarından kontrol edebilirsiniz bulduklarınızı. www.directlinesoftware.com

Konuyla ilgili Türkçe sitelerin ya da makalelerin İngilizceleri de olabiliyor, oradan da bakabilirsiniz. www.ab.gov.tr
www.tkgm.gov.tr
  • kaset  (13.08.20 12:24:18) 
[]

Almanca gramer kitabı önerisi (A1-B1)

Merhabalar,

Bir aydır Almanca çalışmaktayım (hiç altyapım, hazırlık vs. yok). Duolingo, Memrise ve Rosetta Stone'un hepsini birden kullanıyorum. Gayet iyi gidiyor sözcük haznesi geliştirme açısından ama doğal olarak sistem RAM'im doldu ve gramere ihtiyacım var şiddetli bir şekilde.

İngilizce'deki "Essential Grammer in Use" türü bir gramer kitabı aramaktayım. Cevabı bulunan ve çok alıştırma içeren. A1 ve B1 arası en azından olursa çok sevinirim.

 
Merhaba,ben de almanca çalışıyorum.A2 bitirip B1 e başladım, dolayısıyla çok profesyonel tavsiyeler veremem ama..kurstaki öğretmenlerin tavsiyesi olan kitaplar...
1-cornelsen'in Gramatik aktiv A1-B1 konularını içeriyor
2-Schubert'in A Grammatik: Übungsgrammatik Deutsch als Fremdsprache. Sprachniveau A1-A2
3-Yine Schubertin B grammatik olanı B1-B2 içeriyor..
--bunların internette pdf leri mevcut..
  • arenas  (11.08.20 23:15:04) 
[]

Ingilizcenin bir baska sacmaligi

youtu.be Ingilizce biliyor musun diye sordu, hayir deyince that's a shame dediya la. Shame'in talihsizlik anllami da varmis gerci de nasil cikaracaz hangi anlami kullandigini utanc - talihsizlik arada ucurum var anasini satayim




 
That's a shame - sadece yazdiginiz kadarindan cikarim yaparak - yazik oldu gibi birsey. Yani o kisiyi secti konusmak icin ama konusamadi. Kisiye yoneltilen Ingilizce bilmemesi uzerinden bir yaziklik durumu degil. Daha cok keske konusabilseydin demek gibi.


  • SevdaliBulut  (08.08.20 23:36:32) 
that's a shame "yazık" veya "tüh ya" anlamında kullanılan bir tabir. saçmalık denecek bir tarafı yok çünkü tüm dillerde motamot çevirince anlamsız kalan ama mecazi anlamıyla dile yerleşmiş bu şekilde yüzlerce tabir bulabiliriz.


  • olsen  (09.08.20 00:08:25) 
[]

1 cümle İngilizce çeviri

by the middle of June, Axis forces had captured Tobruk and the Allies had fallen back to Mersa Matruh, which was itself overcome by the end of the month.

Türkçesi nedir bunun?


 
haziran ortasinda mihver gucleri tobruk'u ele gecirdi ve ay sonunda yenilmis olacak muttefikler mersa matruh'a cekildi.


  • oxfordunkoylusu  (04.08.20 22:25:12) 
İkinci cümledeki which mersa matruh için yazılmış. Yani "ay sonuna kadar kendisi de aşılmış olacak mersa matruha geri çekilmişlerdi".


  • the coon  (04.08.20 23:10:57) 
valla ben arada kalmistim. bu, mersa metruh muharebesinde muttefikler yeniliyor. overcome'i bir ulkenin yenilmesi olarak kullanimini biliyorum ama bir sehrin asilmasi olarak daha once gormemistim. yani, which'in konumu mersa matruh'a isaret ediyor, ama overcome'in manasi sebebiyle emin olamadim. sozluklerde de defeat manasindan daha yakinini bulamadim.

sen gene "the coon" adli yazara guven. ben biraz cahilim ingilizcede.
  • oxfordunkoylusu  (04.08.20 23:27:49) 
haziranın ortasına dek, axis güçleri Tobruk’u ele geçirmişti ve müttefikler Mersa Matruh’a geri çekilmişlerdi; ki onun(Mersa Matruh'un) kendisi de ayın sonuna dek yenilmişti.


  • kucukne  (04.08.20 23:59:51) 
[]

duyurunun frankofonları!

arkadaşlar selam, yine ben.

sorum şu ki, l'adulte ve l'anfent gibi iki şeyle karşılaştım. anladığım kadarıyla bu l' olayı sadece ünlüyle başlıyorsa oluyor, süper, güzel. fakat, bunlar direkt cinsiyet belirtmeyen kelimeler. yani bu l' la mı le mi nerden anlamam gerek? okunuşundan çıkaramadım şahsen. l'adulte için ladült diyor mesela. cevaplar için teşekkürler.


 
Fransızca öğrenmede "böyle saçma iş mi olur" diye çıldırıp bırakma noktasıdır buralar. Enerjini geçmiş zaman fiil çekimlerine saklamanı öneririm swh. Kelimeler cinsiyet belirten bir şey olmasa da kelimelerin cinsiyetleri var Fransızca'da. Genelde e ile biten kelimeler dişil oluyor. Ama tabi ki hepsi değil.


  • kedili bisiler  (04.08.20 14:37:03) 
@kedili, teşekkürler. cinsiyetleri olduğunu fark ettim kelimelerin ama şimdi anlamadığım nokta l'adulte de ya da l'anfent da l' var, yani le - la yazmıyor. okurken de ladült diye geçiyor. adülte diyelim la, ama yetişkin yani kadın da olabilir erkek de. cinsiyete göre adülte ün cinsiyeti değişiyor mu kelime olarak? yani takıldığım nokta tamamen "l'" olması ve okunuşta le mı la mı hiçbir şey anlamamış olmam.


  • mehmed resad  (04.08.20 14:40:14 ~ 14:48:46) 
Anlayamazsınız; kelimelerin cinsiyetini bilmeniz gerekiyor. Kedili bisiler'in dediğine örnek vereyim: le musée ama la mosquée. Adulte de enfant da masculin'dir, ama hakkında konuştuğunuz spesifik kişi kadın ise une adulte/une enfant demenizde bir sakınca olmamalı (une enfant demezler ama genelde; çocuk çocuktur mantığı var biraz). Kullandıkça otomatik gelecek le/la.


  • wish i could find a way to disappear  (04.08.20 14:53:59) 
sonrasındaki kelimeler de dişi erkeğe göre çekiliyor. sıfatlar da değişecek erkek ve dişi ise. ezberlenecek bunlar başka çare yok.


  • turbo sadık  (04.08.20 14:55:31) 
(Yanlışım varsa başka biri düzeltsin lütfen.) bazı kelimeler dediğin gibi sonuna e falan alarak cinsiyeti belirtiyor ama baktığım kadarıyla adulte kelimesinde öyle bir şey yok. Un veya une diye belirtsen de adulte adulte olarak kalıyor. Doğru mu anladım derdini?


  • kedili bisiler  (04.08.20 14:55:43) 
hepinize çok teşekkürler. yakalamışken bir de şunu sormak istiyorum:

yazılışta il/ils ya da elle/elles olduğunda fiiller değişiyor fakat okumada çoğunda bir fark yok sanırım (benim gördüğüm lit de bir değişim oldu lisent olunca okumada). bunu anlamanın bir yolu var mı, yoksa ben mi bi şeyleri kaçırıyorum, yoksa başka şeyler mi.
  • mehmed resad  (04.08.20 15:00:30 ~ 15:02:13) 
Bu sorduğunuz da fiiline göre değişiyor, her fiilin çekimi de farklı. Bescherelle'de 70 kadar çekim örneği var ama esasen birkaç temel kurala bağlı bunlar; bu temel çekimleri öğrenince düzlüğe çıkarsınız. Bir de farklı kiplerde çekimler var. Bunları dinleyerek öğrenemezsiniz; conjugaison'ların yazılışını kafanızda canlandırmanız gerek. O bize aynı gelen telaffuzlar arasında minik farklar da var sanırım ama Fransız olmadıkça onları duyamıyorum ben :)


  • wish i could find a way to disappear  (04.08.20 15:40:56) 
[]

video çeviri yardım

www.tiktok.com

Bu videoda ne diyor yardım eder misiniz

Şeker iyi mi geliyor diyor ve şekeri nasıl kullanacağımızı söylüyor mu yardım lütfen.

 
Kalın bağırsağın makata yakın olan son bölümü yani rektum'un makattan dışarı sarkması veya makat kanalına doğru fıtıklaşmasına ''rektal prolapsus'' adı verilir.

google'da bulduğum hastalık bu videodaki. şeker uygulamasının tedavide kullanıldığından bahsediyor sanırım.

"makat sarkması toz şeker tedavisi" diye aratabilirsiniz google'da.


www.taviloglu.com
bu adreste ameliyatsız 4 nolu tedavide söylemiş.

"Toz şeker uygulaması: Özellikle, ameliyat uygulanamayacak kadar düşkün hastalarda, makata toz şeker uygulaması ile bağırsaktaki ödemin kısmen azaldığı bilinmektedir."
  • la traviata  (04.08.20 13:31:33 ~ 13:33:09) 
[]

fransızca bilenler, basit bir telaffuz sorusu: ont

ils ont un journal. cümle bu.

ont sanırım biraz genizden bir ses ile harfi ile on gibi okunuyor. orası tamam.

fakat translate de bu cümleyi okuttuğumda, "ilz ont (yine genizden bir n ile) a juğnel" diyor. ama başka cümlelerde on diye okuyor.

ben mi yanlış anlıyorum acaba? yoksa bir kural mı var?

bonus soru: bir de şu 'un' konusunda. yine değişik bir telaffuzla, a gağson gibi okunuyor. bazılarını benim takip ettiğim app te a gibi opkurken, bazılarını daha e ye yakın bir şekilde okuyor. ağız farklılığı mı yoksa bunun da bir olayı var mı?

 
Yanlış hatırlamıyorsam bir sonraki harf sesli harfse, sondaki sessiz harf telaffuz ediliyor. Diğer soruyu bilmiyorum.


  • kedili bisiler  (03.08.20 22:20:04) 
ils'i normalde "il" olarak okurken ils ont'ta "il zon" diye okumanız da aynı kuraldan aslında. Evet ulama var. Sondaki harf normalde okunmaz ama ulama varsa okunur.

e gibi okunan bir a duymamıştım. Belki örnek cümle verirseniz daha iyi olur.
  • nhk ni youkosu  (03.08.20 22:32:00 ~ 22:32:21) 
Aksan olması muhtemel. Ben de Fransa'da yasasam da ustası degilim fransizcanin. Ama un'i e olarak söyleyen duymadim. Ama cok garip aksanlar var, belli olmaz.
Ama t olayi dendigi gibi sonrasında sesli harf oldugu icin okuyorsun onu.

  • logisticsmanager  (03.08.20 22:37:17) 
Ont'u yukarda açıklamışlar. Diger soruya cevap vereyim, un ve une telaffuzlarini birbirine karıştırıyor olabilir misiniz? Ya da aksan kaynaklı farklı duyuyor olabilirsiniz.


  • fraise  (03.08.20 22:50:07 ~ 22:51:00) 
"il (z)on"


  • 6 yasimdan beri metal dinliyorum  (04.08.20 01:39:45) 
Fransızca'nın sesli harfleri Türkçe'deki gibi değildir. Hatta Türkler de un'ı "ön" diye telaffuz eder çoklukla. E-a-ö'yü aynı anda söylemeye çalışıyormuşsunuz gibi bir ses, ama gırtlaktan gelip burundan çıkacak o ses :) Youtube'da voyelles nasales diye aratırsanız telaffuzla ilgili videolar çıkar.


  • wish i could find a way to disappear  (04.08.20 15:27:16) 
[]

lead maintainer Türkçe'ye nasıl çevrilir?

Sb.




 
Şirkete ve neyi maintain ettiğine göre değişir ama bakım onarım şefi / müdürü denebilir.


  • archmage mahmut  (03.08.20 17:01:36) 
[]

46 km yazisi gorduk mesela ?

Okurken forty six kilometers diye s'i eklememiz lazim degil mi muhakkak?
ya da 5mt gorunce five meters diye okumaliyiz degil mi?



 
Yes


  • icomefromanatolia  (02.08.20 17:42:19) 
[]

Kisa ingilizce anlam netlestirme

When I was with my ex, I was not my best. I was manipulative and controlling and, four years ago, he eventually broke up with me, although I agreed it was time.

I agreed it was time derken? Ne demek bu?


 
"gerci zamani gelmisti zaten" diyor. bizdeki "vaktidir" gibi dusun.


  • xfestos  (31.07.20 11:10:42 ~ 11:11:24) 
[]

İki cümle çevirisi

Rain man filmiyle ilgili bir şeyler okuyordum. İlk cümleyi hiç çeviremedim. Mot a mot çevirebilir misiniz? İkinci cümleyi çevirirken de "credit with" fiilinin tam karşılığı konusunda sözlükte bulduklarımı pek anlamlı bulmadım. Bir size danışayım istedim.
1. cümle
"While some of those airlines cited as justification avoiding having airplane passengers feel uncomfortable in sympathy with Raymond during the in-flight entertainment, the scene was shown intact on flights of Qantas"
2. cümle
"The film is credited with introducing Qantas' safety record to U.S. consumers."

 
1. Bu havayollarından bazıları uçak içi eğlence sırasında uçak yolcularının Raymond'a sempati duyarak rahatsız olmalarını engellemeyi gerekçe gösterirken, Qantas uçuşlarında sahne dokunulmamış olarak gösterildi.

2. Filmin Qantas'ın güvenlik kaydını ABD'deki tüketicilere tanıttığı düşünülüyor.
  • deathbringer  (29.07.20 19:22:24) 
1. Her ne kadar bu havayollarından bazıları uçak içi eğlencede yolcuların Raymond'a yakınlık duyarak rahatsız hissetmelerini engellemeyi gerekçe olarak göstermişse de, bu sahne Qantas'ın uçuşlarında tam haliyle (kesilmeden) gösterilmiştir.

2. Qantas'ın güvenlik kayıtlarını Amerikalı tüketicilere tanıtma başarısı filme atfedilmektedir. / Qantas'ın güvenlik kaydının Amerikalı tüketicilere bu film sayesinde tanıtıldığı düşünülmektedir.

2'de "başarı"yı ekledim ama sanki Türkçe'ye çevirince ancak o zaman mantıklı oldu. Bu fiil hep olumlu şeylerle kullanılıyor. Çevirmen değilim, saçma olduysa affola.
  • wish i could find a way to disappear  (29.07.20 19:24:16) 
[]

Speaking

İngilizcesi çok da fena olmayan biri var. Speaking konusunda sıkıntı yaşıyor. Cümle kurarken uzun süre düşünüyor, kafasından çeviri yaparak konuşuyor. Bunu engelleyemiyor. Bu kişi sürekli böyle konuşmaya çalışsa (yani konuşurken zihninden İngilizce düşünmeyi beceremeden) yine de speakingi gelişir mi? Böyle böyle sürekli konuşmaya çalışsa düzelir mi konuşması? Yoksa bu düşüne düşüne konuşma işi kalır mı onda? Başka tavsiye istemiyorum, sadece soruya cevap arıyorum.:)




 
Direkt soruya cevap: Surekli konussa duzelir.


  • ezeriko  (27.07.20 15:30:57) 
Başka tavsiye verecektim ama madem ihtiyacı yok 'bi arkadaşın': düzelmez


  • the coon  (27.07.20 15:36:38) 
Zamanla aklından çeviri yapmadan konuşabilir hale gelir. Elbette çaba ve pratik gerekiyor. Bazen anadildeki bir kelimeyi hatırlamak için bile düşünmek gerekiyor.

Toefl'da netten öğrendiğim bir taktiği uyguladım ve 20+ puan alabildim. Bazı kalıplar üzerine yoğunlaştım; in my opinion, I believe that, Prof. claims that, paper shows that, indicates vs. Speaking boyunca hiç türkçe düşünmedim diyebilirim. Yani mesele özünde pratik yapmak. Tam olarak soru bu mu bilmiyorum ama umarım yardımcı olur :) Daha önce akademide kalmak isteyen biri ne yapmalı diye sormuştunuz. Orada da detaylıca açıklama yapmıştım. Sevgilerimle
  • the coon  (27.07.20 23:49:05) 
[]

Almanca Dil Kursu (Hof-Almanya)

Merhaba,

Almanya'nın Hof şehri ve yakın çevresinde almanca dil kursu aramaktayız. Araştırmalarımız sonucu Hof şehrine en yakın Bayreuth şehrinde bir kurs bulduk, fakat o da 55 km uzaklıkta. Daha yakın çevrede arayışımız devam etmektedir. Bildiğiniz bir kurs varsa, paylaşabilirseniz memnun oluruz.

Aranılan kurs türü: Intensiv-Deutschkurse

Not: Hof üniversitesinin kursu vize için geçerli olmamaktadır.

Teşekkürler

 
Soruya direkt cevap degil ama tren baglantisi iyiyse kisi her gun 1 saat gidis-1 saat donus yapabilir. Vakit trende gececegi icin calisarak degerlendirebilir kisi. Bunlar icin uygun fiyata gelen biletler oluyor aylik/donemlik/yillik seklinde.
Almanya’da bircok insan bu sekilde yasar. “Pendler” denir hatta, commuter iste.

Bir de 1 yil vs kursa gitmesi gerekiyorsa illa direkt Bayreuth’ta ev/oda tutabilir.
  • kuehles blondes  (26.07.20 16:47:55) 
Abi hof dediğin yer almanyanın en kötü almancasının konuşulduğu yer.orada almanca kursu aradığını söylersen en soğuk nevale alman bile kahkahayla güler sana.anladığım kadarıyla bu kurs sana dekor olarak lazım,maksadın hof a gitmek gibi geldi.kasabadan bir tık büyük bir şehir olduğu için işin biraz zor.


  • duptıs  (26.07.20 17:14:37 ~ 17:15:54) 
[]

gramer konusu

Bezos likely would have already passed that milestone were it not for his nearly $40 billion divorce settlement with ex-wife MacKenzie Bezos in 2019.

milestone'dan sonraki kalip icin hangi gramer konusuna bakmali?


 
if conditionals


  • lesmiserables  (23.07.20 10:49:47) 
biraz artistik bir kullanim o. if it were not yerine were it not diyor iste.

should you have any questions, feel free to ask.
if yerine should getirilmis mesela.

i would have gone to the market straightaway, had you called me a few hours ago.

if you had called me yerine, had you called me demis mesela burada da.
  • baldur2  (23.07.20 10:53:08) 
www.englishpedia.net


if clause reduction aslında.
  • kucukne  (23.07.20 10:57:09) 
Konu inverted conditionals. Formal, gazete yazisinda kullanilir daha cok. First conditional da should, secondda were, third de had kullanilir, if'in yerine. Were normalde second conditionalin kalibi ama would have passed kullanmis, yani mixed conditional da yapmis ayni zamanda


  • neverletyougodown  (23.07.20 12:56:50 ~ 12:57:39) 
[]

1 cümle ingilizce çeviri... kafam karıştı

Largely responsible for Britains success was General Bernard Montgomery - a commander who knew how to triumph over a more skilful opponent through patiently deployed material superiority

bu nedir arkadaş? türkçesi nedir?


 
İngiltere'nin başarısında büyük bir pay sahibi olan kişi, daha güçlü bir rakibe karşı teçhizatın özenle konumlandırılması yordamıyla üstünlük sağlamayı bilen bir komutan olan General Bernard Montgomery idi.


  • bohr atom modeli  (23.07.20 01:39:37 ~ 01:40:39) 
@bohr'un çevirisi güzel. Ben olsam skilful'u güçlü değil yetenekli diye çevirirdim sanırım. Bir de patiently için sabırla derdim.


  • the coon  (23.07.20 03:30:52) 
ielts 5.5, 6 seviyesi bu kanka


  • baldur2  (23.07.20 05:38:15) 
[]

Speaking evde nasıl gelişebilir?

İngilizcem iyi ama speaking açısından pratik eksikliğim var. Evde, tek başıma, bir program/uygulama vb. kullanmadan nasıl pratik yapabilirim? Örnek IELTS soruları falan pek yardımcı olmuyor çünkü hepsi sınava yönelik ve hep benzer sorular var. Bunun dışında bir konu anlatayım diyorum ama o da birkaç dakikada bitiyor ve başka konuşacak bir şey bulamıyorum.




 
evde deli damgası vuracak kimse yoksa, bütün gün boyunca ne yaptığını kendi kendine anlat. buzdolabını açıyorum, elmayı çıkartıyorum, şimdi yıkıyorum, bir ısırık alıyorum, elmanın tadı hiç güzel değilmiş, dişimin arasına kaçmış... bir adım sonrasında cümlelerini bağlamaya başla. az önce buzdolabından aldığım elmayı şimdi yıkıyorum. elmadan bir ısırık almamla, dişimin arasına kaçması bir oldu.


  • co2s2  (22.07.20 15:58:10) 
"shadowing english speaking practice" olarak aratarak bilgi edinebilirsiniz.


  • marlonbranda  (22.07.20 15:58:16) 
kendi kendinize konusun.

bir geyik vardir dusta kendi kendime yaptigim her tartismayi ben kazaniyorum diye. bunu türkce degil ingilizce yapin.
  • duygusuzromantik  (22.07.20 17:07:32) 
Bir tiyatro oyunu/senaryo vs alip/download edip yuksek sesle, rol yapar gibi (tercihen ayna karsisinda) okuyun.


  • kuehles blondes  (22.07.20 17:23:27) 
@duygusuzromantik duş tartışmasını okuyunca kahkaha attım :D
Ve evet; eğer dile hakimseniz her ne yapıyor, aklınızdan geçiyor iseniz bunu sesli bir şekilde ingilizce yapın. Hem kendi sesinizi dinler gerçekten duyarsınız hem de sadece zihninizden geçirmez gerçekten var etmiş olursunuz.

Ben İspanyolca öğreniyorum ve ödevlerimi yaparken, ders çalışırken, okurken filan hep temiz, tane tane ve yüksek sesle okuyorum. İçinizden okumayın derim.
  • burka  (22.07.20 17:38:35) 
evde arka planda hep ingilizce dinleyin. ilginizi çekerse, tvdeki karakter ile konuşun.
bitkiler varsa onlarla konuşun, nasıl büyüyecekler göreceksiniz, win-win!

konuşmanın temeli dinlemektir. bilinçsiz dinleseniz de kelime hazneniz genişler.

ayrıca online speaking dersleri veren bir sürü insan var, native speaker. ben de verdim bir ara. ders başı düşük ücretle bunu da yapabilirsiniz.

if there is a will, there is a way.
  • janderzel zartanyan  (23.07.20 13:05:32) 
sarkilari eslik et.
sevdigin film repliklerini taklit et.
ac bbc'yi makaleleri sesli oku.
ielts cambridge test serilerindeki speaking kisimlarinda kendini test et.
  • baldur2  (23.07.20 13:12:32 ~ 13:30:40) 
herkesin dediği gibi evde yüksek sesli konuşmak iyi bir pratik. hem gündelik hayatta 'oha bunun ingilizcesini nasıl söylerim ki' diye şaşırdığınız bir sürü şey karşınıza çıkıyor ki bu da kelime hazinesini geliştiren bir şeye dönüşüyor aslında. youtube'dan IELTS speaking örneklerini mutlaka izlemişsinizdir diye düşünüyorum ama o da bir tavsiye olarak dursun burada. progam/uygulama olmadan demişsiniz ama bence en güzeli italki'den native speaker bulup onunla pratik yapmak ve aslında birçok opsiyona göre (özel hoca tutmak, kursa gitmek vs.) en ekonomik olanı. ingilizcesine güvendiğiniz bir arkadaşınız varsa, onu telefon ile arayıp size sorular sormasını da isteyebilirsiniz ama bu sanırım istediğiniz değil zira tek başıma demişsiniz. neyse silmedim belki benzer konuda arama yapan başka birine fikir verir... bol şans!


  • gokyuzu gibi  (23.07.20 13:21:50) 
[]

tarih olarak ne demeye çalışıyor?

hizliresim.com

20 of july 9 ne demek kafamız çok karıştı


 
bence 9 temmuz aksam saat 20'den once


  • mariposa  (20.07.20 09:32:37) 
9’undan sonra 20 gün içinde anlıyorum. Days eksik kalmış sanki.


  • pass  (20.07.20 12:05:55) 
9 temmuz akşam 20'den önce gönder diyor, kesin bilgi yayabilirsin.


  • desdinova  (20.07.20 14:15:41) 
akşam 20 denmesi çok mantıklı gelmiyor 12 saatlik sistemi kullanan bir ülke ise eğer.
J.r.r Tolkien hayranı'na katılıyorum. tarih bugün, belki 9pm yazmayı unutmuşlardır eğer çok rahatsız ettiyse belirsizlik, clarification için bir mail atın.

  • kucukne  (20.07.20 14:53:05) 
[]

ingilizce sorusu 2

şimdi “good” ve “well” farkına değinelim. “good” isimleri niteler. “well” fiilleri. burada sıkıntı yok.

ama “I feel good” diye bir şarkı var. bu hata değil mi? neden “i feel well” diyemedik. Bunun kuralı neydi?


 
  • himmet dayi  (18.07.20 14:31:49 ~ 14:32:09) 
well doğrusu da yaygın olarak kullanılmıyor öyle. bir filmde de görmüştüm hatta biri good deyince well diye düzeltiyordu diğeri.


  • bohr atom modeli  (18.07.20 14:46:30) 
benim de aklıma geldi film sahnesi.

O film: The Shawshank Redemption.

O sahne: www.youtube.com
  • himmet dayi  (18.07.20 14:50:07) 
@himmet dayı linkteki bilgilerde bu konuya değinilmemiş, ya da ben göremedim.


  • bugisme  (18.07.20 14:50:58) 
good adjective'dir. well adverbdir. Bu her zaman cepte. Istisna olarak well adjective'de olur. Saglik, sihhat feel well, look well bu kullanim dogru.
How are you dediler I'm good ya da I'm well dogru yani.
How are you doing derlerse ama I'm doing well diye cevaplamak daha dogru.

Zurnanin zirt dedigi yer, spoken, informal ingilizcede good'u adverb olarak da kullaniliyorlar. You did good, I feel good kullanimlari kabul gormus artik, there their karistirmasi, should of hatasi gibi algilanmiyor kesinlikle. Gramer sinavi disinda kullaniminda sorun yok kisaca
  • neverletyougodown  (18.07.20 15:51:45 ~ 15:54:15) 
O şekilde dile oturduğu için. Ruhsal durumu imliyor. Bu tip sorularınızı mutlaka İngilizce olarak da arayın, bu araştırmalar dilinizi çok geliştirecek.


İngilizcedeki bu tip ayrımlar için Youtube Etkili Pratik İngilizce sayfasını tavsiye
ederim.www.youtube.comİngilizce

www.youtube.comİngilizce
  • kaset  (18.07.20 16:15:34) 
Sarki kurala uymuyor. Ozeti bu. Sarkilar her zaman nuansli, mecazli, sekilli olur. Sarkli dinleyerek ingilizce ogrenmeye calisma.


  • hot potato  (18.07.20 17:23:31 ~ 17:24:35) 
[]

"Ainsi que" nün kullanımı konusunda...

...Kapsamlı bilgi verebilecek olan var mı ?

Nerelerde kullanılır ve tam olarak neyi ifade eder ?


 
1) Ainsi que = comme = gibi

J'ai agi ainsi que vous m'aviez dit de le faire.
=
J'ai agi comme vous m'aviez dit de le faire.
=
Bana söylediğiniz gibi, bana söylediğiniz şekilde davrandım

Tout s'est passé avec lui ainsi que je l'avais imaginé. Étonnant, non ?
=
Tout s'est passé avec lui comme je l'avais imaginé. Étonnant, non ?
=
Onunla her şey beklediğim gibi/beklediğim şekilde geçti. Şaşırtıcı değil mi?

2) ainsi que = tıpkı....gibi

Elle m'a menti ainsi qu'à d'autres.

Bana yalan söyledi, tıpkı başkalarına da söylediği gibi (yalnizca Fransızcada verbe iki kere söylenmiyor)

Yani "bana yalan söyledi, ve başkalarına da"

3) ainsi que = ve, ve aynı şekilde...

L'italien ainsi que l'espagnol sont issus du latin.

Italyanca ve Ispanyolca latinceden türemişlerdir/
Italyanca, ispanyolcanin da olduğu gibi, latinceden geliyor.

Mon professeur ainsi que ma mère parlent un français soigné.

Hocam da tipki annem gibi düzgün bir fransizcaya sahip
  • yarey  (18.07.20 13:55:39 ~ 13:58:53) 
Peki paragrafın veya cümlenin en başında kullanıldığında ne anlam ifade ediyor ?


  • Avoiding The Puddle  (18.07.20 14:56:05) 
Örnek verir misiniz?

Edit: şöyle bir örnek buldum

Ainsi que je l'ai dit, une phrase peut tout à fait commencer par "ainsi que".
=
(Tam da) dediğim gibi, bir cümle gayet de "ainsi que" ile başlayabilir.
  • yarey  (18.07.20 17:07:22 ~ 17:14:51) 
[]

Buradaki reduced relative dimi?

Concentrated in the Weddell Sea and the Ross sea, Emperors remain in the Antarctica permanently, breeding on the ice in sone of the coldest conditions on Earth.

Breeding’den bahsediyorum. Which breed normalde?
Yoksa participle mı? Geniş zamanda participle oluyor muydu?

 
Ana cumlenin zamani ne ise participle ona uyar. Genis, gecmis, gelecek hepsi olur.


  • neverletyougodown  (15.07.20 23:27:02) 
[]

ingilizce telafuzu düzeltmek

selam, ingilizce telafuzumu düzeltebileceğim bir kaynak var mı, yıllarca bu dile maruz kalmama rağmen telafuz konusunda aşırı gerilerdeyim. örneğin atıyorum muscle'ın okunuşu "masıl" değil de "maskıl", anti'ın okunuşunun entay olduğunu yeni öğrendim bu zamana kadar anti diye söylüyordum kimse de düzeltmedi. genelde i ve ay arasındaki farkı bilemiyorum. mesela mike mayk ama nike neden nayki?

bol bol dizi izle konuşulanları takip et harici bir öneri arıyorum.


 
forvo.com
Muscle konusunda öğrendiğiniz şey yanlış öncelikle, doğru bildiğinizi bozmuşlar.
Telaffuzu düzeltmenin tek yolu da bol bol konuşmak ve düzgün aksanlı İngilizce dinlemek.
  • kobuzchu kiz  (14.07.20 20:02:48) 
Anti'yi amerikan biritish farkli okur 2 okunusu var. British mi amerikan mi konusacaksin onu kesinlestir. Sonrasinda fonetik alfabeyi ogren, dictionary.cambridge.org kullan, zamanla oturur. Unlu adi, marka adi dogru soylemek istiyorsan youglish.com Onemli olan w, th gibi seslerini ogrenmek, weak formlari benimsemek I'll, I'd, I've , wat ar yu doing? mesela wotiyi doing oluyor, how are you hawiya oluyor bu tarz seyler daha onemli, scissors'i siizirs dedin skissirs dedin inan onemli degil, biz Turklerin takintisi sacede


  • neverletyougodown  (14.07.20 20:45:50 ~ 20:49:29) 
Elsa Speak applikasyonu


  • kaset  (15.07.20 12:57:39) 
[]

Grammar kitabı yada sitesi önerisi

İnternette her şey karışık adam gibi site bulamadım.
Seviye b2-c1



 
English Grammar In Use - Raymond Murphy


  • thugster  (14.07.20 13:56:32) 
grammar in use'a baktım da çok yüzeysel geçmiş gibi ben iyice ayrıntılı istiyorum tüm istisnaları öğretsin falan


  • eyeinthesky  (14.07.20 14:28:34) 
english grammar - betty azar, siyah olani.


  • fakyoras  (14.07.20 14:30:23 ~ 14:30:30) 
boğaziçide onu mu kullanıyorlardı


  • eyeinthesky  (14.07.20 14:34:48) 
evet onu kullaniyorlardi, 10 sene once durum boyleydi tabi simdi degismis olabilir.


  • fakyoras  (14.07.20 14:37:30 ~ 14:38:21) 
Advanced Grammar in Use - gercekten B2 iseniz, gercekte bunu iddia edenler A2 cikiyor.


  • howfaristhesky  (14.07.20 14:46:29) 
b2'yim demedim b2 seviyesinde kitap dedim :)


  • eyeinthesky  (14.07.20 15:10:01) 
[]

İngilizce altyazılı izlemek

Merhaba...

Mükemmel olmayan ama çok da kötü olmayan düzeyde bir ingilizcem var. Fakat sorunum İngilizce bir şeyler izleyemiyorum. Bir metni okurken problemim yok, fakat izlerken altyazıları takip edemiyorum.

başlangıç seviyesi bile olur, alıştırma amaçlı ne izleyebilirim? İşten de ayrıldığım için bolca vaktim var. Buna ağırlık vermek istiyorum.

İngilizce altyazılı izleyebileceğim neler önerirsiniz?

Teşekkürler.

 
pratikle geliştirilebilir bir durum bu. zorlaman lazım izleye izleye. başlangıç için daha önce izlediğin, ne anlattığını bildiğin film veya dizileri izleyebilirsin. kaçırdığın noktaları bağlamdan çıkartarak gerçek bir "öğrenme" deneyimleyebilirsin zira.


  • Bruce  (14.07.20 00:50:13) 
İnternette Özkan Çelen ve Etkili pratik ingilizce videolarına düzenli çalış
Günde 10 dk duoling yap
Altyazılar geçerken kelime anlamı veren platformlar var oraya bak.

Sonuçta ingilizce yeterli olmadığı için anlamıyorsun diye düşünüyorum. Öneri olarak Seinfeld ve 70'ler gruplarını tavsiye ederim. İngilizceleri çok berrak şarkıların.
  • kaset  (14.07.20 01:02:35) 
Klasik friends tarzi diziler, Pixar animasyonlari falan. Olay orgusunu anlamasi kolay, bol gundelik diyaloglu seyler


  • hot potato  (14.07.20 01:12:35) 
komedi dizilerini izle. genel konu hakkinda bilgin oldugu icin daha kolay gelir.
dizilerin direk linklerini mesaj olarak atiyorum.

  • rm  (14.07.20 04:06:52) 
Breaking Bad, Better Call Saul.


  • ryhmer  (14.07.20 10:05:45) 
Bunun için Friends, Seinfeld vb. diziler birkaç cümle kaçırsan da akışa büyük bir etki yapmayacağı için en iyi çözüm. Sonra da Brooklyn Nine-Nine versiyonlarına geçersin. Ayrıca alt yazıya ''anlamalıyım, anlamalıyım'' diye bakarsan zaten anlamazsın. Kendini serbest bırakman gerekiyor, bir noktadan sonra otomatikleşiyor ve kendiliğinden akıyor yazılar zaten. Pratik en önemli nokta burada.


  • whyamy  (14.07.20 10:13:24) 
İngilizce dublaj, ingilizce altyazı ile izlersen bir süre sonra kelime dağarcığın da genişleyince altyazıya bakmıyorsun bile. Ben bazen altyazı eklemeyi unutuyorum, farkına bile varmıyorum.


  • kimlanbu  (14.07.20 10:58:16) 
Extra English dizisi ile başlayabilirsiniz. İngilizce öğrenmek isteyen kişilere yönelik olarak çekilmiş bir dizidir. Ayrıca izlemeden önce dizide kullanılan kelimelere Diziyle Öğren den çalışırsanız izlerken daha rahat anlarsınız.

Dizide kullanılan kelimeler: diziyleogren.com

Diziyi şuradan İngilizce altyazılı olarak izleyebilirsiniz: www.youtube.com
  • tencere  (10.08.20 13:31:09) 
[]

şarkının adını çevirebileck var mı

mass effect 3'ün çok güzel bi müziği var. adı "an end once and for all" bunu türkçeye nasıl çevirirdiniz acaba? "herkesin için bir son" diyesim geliyor ama cümle bütün şiirselliğini kaybediyor.




 
"Nihai Son" olabilir.

Once and for all kesin, son olarak anlamlarına geliyor.
  • nundu  (14.07.20 00:54:19) 
"Kesin Son" aslında tam olarak tanımlıyor. 'Herkes için' gibi bir şey kullanmamalısın zira 'for all' o anlamda değil. İlla şiirsel olacaksa "Her şeyin sonu" diyebilirsin, anlamı biraz genişletir ama olsun. @nundu 'Nihai' zaten final/son olan anlamında olduğu için benzer anlamlı iki kelime biraz tuhaf kaçar.


  • Flaneur  (14.07.20 13:47:18) 
[]

Çevirebilir misiniz

The prosperity of the Twenties was due in large part to a shift from the 19th century’s ındustrial revolution to a 21th century revolution




 
1920li yillarda yasanan refah buyuk oranda 19. yuzyil sanayi devriminden bir 21. yuzyil devrimine gecis kaynakli idi.

Ne kastediliyor 21. yuzyil devriminden hicbir fikrim yok.
  • hot potato  (12.07.20 05:21:32 ~ 05:22:05) 
[]

Skip desert

Hani çölü atlamak dışında bir lokantada yapılabilecek eylem olarak bir anlamı var mı ya da varsa başka anlamları




 
desert : çöl
dessert: tatlı

bu ikisi karıştırılır

tatlıyı yemeyelim anlamında
  • freebird5406_2  (11.07.20 09:45:57) 
ek olarak desert fiil halde ise dessert ile telaffuzu aynidir. Cogu insan tatli col ayrimini bilse bile bunu bilmez maalesef


  • neverletyougodown  (11.07.20 12:08:22) 
[]

“Vesile” - İngilizce

“Ortak ilgi alanımız dostluğumuza bir vesileydi.”

gibisinden bir cümlede “vesile” isminin en güzel İngilizce karşılığını arıyorum. “Cause” gibi dümdüz bir alternatif hariç, gerçekten vesile kelimesinin etimolojisini de dikkat alarak, “ulaştıran” gibisinden bir karşılık arıyorum. Aklımdakiler beni tatmin etmedi, sizler de iddialı olduğunuz ölçüde buyurunuz.

(Tik’ler hemen)

 
occasion kullanabilirsin.
our common interest was an occasion to our friendship.

  • Bruce  (10.07.20 00:34:49) 
Our common interests led us to friendship.

veya

Our common interests led to a friendship.
  • fotrsapka  (10.07.20 00:37:25 ~ 00:38:13) 
Our common interest was a means to our friendship. Ama en çok fotrsapka'nin ikinci cümlesi demek istediğinizi anlatıyor.


  • howfaristhesky  (10.07.20 05:06:57) 
lead kullanacaksin.


  • baldur2  (10.07.20 07:02:37) 
vesileydi yerine sagolsun, sayesinde demek istersen:

thanks to our mutual interests, we became friends/ built up a friendship.

edit: daha guzel oldu, bunu kullan.
  • baldur2  (10.07.20 07:11:02 ~ 07:29:39) 
“Vesile”yi isim olarak karşılayacağımı ifade ettiğim için en makulu occassion gibi... Teşekkürler...


  • nevarki  (10.07.20 08:17:34) 
[]

My ne demek?

Şöyle kullanımlarını görüyorum bu aralar ve anlam veremiyorum:

My, they were amazing!

Ne anlama geliyor burda?

 
Şaşırma belirtiyor. “Oh my!” gibi.


  • irene  (08.07.20 11:50:57) 
My (god) - aman allahım


  • archmage mahmut  (08.07.20 11:54:18) 
Vaay demek


  • encokbenisevinnolur  (08.07.20 15:42:06) 
[]

CV'ye eklemelik "söz veriyorum" kalıbı

2020'de bir sertifika almayı düşünüyorum ve bunu CV kısmına eklemek istiyorum.

2020 sonuna kadar şu sertifikayı alacağımı taahüt ediyorum, söz veriyorum gibi bir kalıp cümle var mı ENGLISH business language de?


 
"almayı planladığım eğitim" şeklinde yazmışlığım var


  • serbest gezen koala  (07.07.20 14:11:49) 
çok kritik bir sertifika, kıytırık eğitim katılım sertifikalarından değil.


  • plastic_angel  (07.07.20 14:42:14 ~ 14:42:27) 
planned yazabilirsiniz. yine de sertifika programları genelde cv doldurmak için yazıldığından çok ciddi bir noktada değilse önem verilmiyor. yani istediğiniz herhangi bir şekilde belirtebilirsiniz.


  • çıkın evimden  (07.07.20 14:43:23) 
planned yazabilirsiniz, zaten kararlı olduğunuzu gösterecektir.
bu taahhüt konusu daha çok bizim kültürümüzde var, zira birbirimize fazlasıyla güvenmiyoruz.

  • cursor  (07.07.20 14:45:52) 
"planned" ya da "to be taken" yazabilirsiniz.


  • elektr10  (07.07.20 16:22:21) 
sertifika adı......tarih......(expected)


  • AlsterWasser  (07.07.20 16:23:33) 
On track.


  • camussar  (07.07.20 18:06:25) 
Taahhüt ediyorsan; Pledge


  • the coon  (07.07.20 20:00:48) 
[]

Almanca yazılarımı kontrol edecek bir platform/kişi ?

Kendi kendime almanca öğrenmeye çalışan biriyim. Almanca yazdıklarımı kontrol edebilecek birileri/platform var mıdır? Ücretli bile olsa uygun benim.
Nette baktım oto kontrol yapan siteler var fakat benim istediğim bu tarz bir şey değil. Kanlı canlı kontrol edebilecek biri :)



 
at bana alman arkadaşlarıma kontrol ettireyim. 100 kelime 10 lira. :P


  • bohr atom modeli  (06.07.20 14:10:09 ~ 14:10:21) 
interpals uye olup almanlardan rica edebilirsiniz


  • soru  (06.07.20 20:57:42) 
[]

Almanca şarkı sözü karmaşası

youtu.be

1.50'de başlayan nakarat kısmı için iki farklı lyrics var nette. Dinleyince 1.yi duyuyorum ama emin de olamıyorum. Hangisi doğru?

1.
Die Erde, die Hügel werden vom grün umarmt..
Mein schatz, wie grün du bist..
Dein Grün hat meine Hand gefärbt
Das Gras, die Haare werden vom rot verbrannt
Mein schatz, wie rot du bist..
Dein Tod hat mein Herz gefärbt

2.
Die Erde, die Hügel, werden von Grün
Hat mein Schatten, wie Grün, wo ist dein Grün?
Hat meine Hand gefährt
Das Ross, die Haare, werden von Blut,
verrat mein Schacht, wie rot, wo ist dein Tod?
Hat mein Herz gefährt

Bir de doğru olanın çevirisini rica etsem...umarmt mein schatz kısmını bir nefeste söylüyor mesela. Tam olarak çeviremiyorum:/ Yardımcı olacak yazarlara şimdiden danke. Allah tuttuğunuzu alman çikolatası etsin

 
1. si doğru

Ekleme: Schatz ve schatzi gördüğüm yerler "ağza kürekle vurma isteği uyandıran kalıp" olarak değerlendirmeme takıldığı için konusunda uzman arkadaşlar birebir olmasa da anlam itibariyle güzel bir çeviri yaparlar diye ümit ediyorum. çünkü başlangıç "yeryüzü ve tepelerin yeşile sarıldığı"ndan bahsdiyorsa da Türkçede daha çok "dağlar ve tepeler yeşillenir" gibi ifadeler kullanılır.
  • candanag  (06.07.20 12:01:39 ~ 12:08:42) 
kesinlikle 1.


  • helenart  (06.07.20 12:09:31) 
[]

Listening geliştirmek için Trump dinlemek

İyi yapıyor muyum sizce? Net konuşuyor anlaşılıyor.




 
"tremendous" kelimesini çok kullanıyor. onu çeşitlendirirsiniz.


  • AlsterWasser  (04.07.20 20:18:05) 
baya kötü trump.

çizgi film izleyin. ingilizce ve ingilizce altyazılı. avatar vs.
  • duyurukullanıcısı  (04.07.20 20:38:49) 
bir kaç ay önce biri daha demişti buna benzer bi şeyi. Çok tuhaf ya, bence kelimeleri çok büzerek, tuhaf bi aksanla çıkartıyor. Yeni başlayan birine tavsiye etmem ben. Baya bi kelimeyi yanlış öğrenir insan.


  • nundu  (04.07.20 20:55:11) 
Yeni başlıyorsanız Cnn, Fox gibi önde gelen profesyonel kanalların haber bültenlerindeki spikerleri dinleyin, mümkünse kadın olsun. Çok güzel konuşmaları var ve aksansız konuşuyorlar. İngilizcesi "Are you sex" olan biri bile anlar, o derece.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (04.07.20 21:16:01) 
  • avatar is back  (04.07.20 21:50:24) 
[]

That's cap ne anlama geliyor?

www.instagram.com

Şu diyalogda Harden "that's cap" derken ne demek istiyor?


 
sallıyorum.

Capture olmasın o?
  • blue eyes white dragon  (04.07.20 19:45:11) 
@blue capture demekse ilk defa böyle bir kullanım duyuyorum


  • mornie utulie  (04.07.20 19:48:47) 
Yalan demekmiş.
www.urbandictionary.com

  • ganbatte  (04.07.20 19:52:32) 
Yalan +1. Zaten yorumlarda da hayranı olduğuna inanmadı falan yazmışlar.


  • aramızda kalsın  (04.07.20 19:55:06) 
Yalan gibi sert bir ifadeden çok "sallamak / uydurmak" gibi.
Kıza, "yalan söylüyorsun" demiyor da şirinlik ediyor.

+ en büyük hayranınım
- sallıyorsun

gibi
  • elestirman  (04.07.20 20:03:10 ~ 20:03:28) 
crap den turemis gibi geldi bana sokak agzinda surekli kolaycilik, kisaltma falan olur. Crap'i cap yapmislar iste


  • neverletyougodown  (04.07.20 21:36:37) 
Herkese teşekkür :)


  • mornie utulie  (05.07.20 13:06:35) 
[]

Had + they + not been

BSE prions (biyolojik terim) might never have spread to humans had they not been circulated among cattle for decades before

might never have spread to humans reduced Relative orayı anladım
Had’den sonra they gelmesini açıklayabilir misiniz?

 
If clause had ile kurulmuş.

had they not been circulated... = if they had not been circulated...
  • voyager 1  (03.07.20 22:12:15) 
Hocam öyle bi şey mi var


  • eyeinthesky  (03.07.20 22:17:21) 
benzerini should da da görürüz. formal maillerde "should you have any question, do not hesitate to contact us" = if you have any question, ...


  • sttc  (03.07.20 22:29:13) 
konu inverted conditionals, yardirin


  • neverletyougodown  (03.07.20 22:36:45) 
[]

There nerde?

This morning beijing officials held the first of what they promised would be frequent press briefings on this epidemic, which is suddenly becoming a consuming threat

promised, there would

Olmayacak mıydı?
Yada olsa yanlış olur muydu?

 
'the first of what they promised' özne burda başka bi şeye gerek yok. there yanlış olurdu.


  • curious mind  (03.07.20 18:23:41) 
there olmasına gerek yok çünkü cümlede nesne haline getirme görevi "what" ile yapılmış. zaten bu haliyle there eklersek anlamsız bi cümle oluyor epey.

belki çevirirsem daha rahat anlatabilirim: bu sabah pekin yetkilileri sık yapılan basın açıklamaları olacağına söz verdikleri şeyin ilkini düzenlediler. (cümlede bazı detayları attım konuyla alakasız olduğu için).

"beijing officials promised that there would be frequent press briefings." derken kullanabilirsin tabi, o farklı bir cümle olur --> pekin yetkilileri sık sık basın açıklamaları olacağına söz verdiler.
  • olsen  (03.07.20 18:24:43) 
[]

İngilizce sorusu

www.youtube.com

Videoda pervane tarafından yaralanmış bir köpek balığı var.

Videoda, 4:26'da "He's not gonna make it." diyor videoyu çeken kişi.

Burada köpek balığı için yapamayacak (kurtulamayacak) mı demek istiyor? Biri için

"kurtulamayacak" demek isteseydik "He's/She's not gonna make it." mi derdik?

 
başaramayacak anlamında. her şey için kkullanılabilir.


  • bohr atom modeli  (03.07.20 13:16:55) 
Bağlama göre değişir ama böyle ölümcül durumlarda falan kurtulamayacak, ölecek anlamında kullanılabilir


  • black holes in the sky  (03.07.20 13:20:58) 
Ölenler için de she/he is gone diyorlar mesela.


  • nothing in my way  (03.07.20 15:22:57) 
[]

İngilizce bir haberi doğru anladım mı ?

Sayın kullanıcılar bir haberi doğru anladığımı kontrol etmek istiyorum
Endonezya Jakarta'ya gitmek istiyorum ve korona virüsü testim negatif çıkarsa ve orda yapılacak test negatif çıkarsa bilet alıp gidebilir miyim şimdi ?

www.thejakartapost.com

 
- Conduct a PCR test at the time of arrival, unless they already carry a test certificate from the country of departure.

Gitmeden burada test olursanız orada test olmanıza gerek kalmıyor.
  • archmage mahmut  (01.07.20 18:19:13) 
yani bu gidebiliyorum demek dimi ? yarın endonezya büyük elçiliğini arayıp bilgi alacağım eğer olumsuz bir şey demezse gideceğim çok heyecanlıyım inşallah problem çıkartmazlar bu günün gelmesini bekliyordum umarım bu gün o gündür


  • caner555  (01.07.20 18:45:02) 
[]

Given'ın işlevi anlamı ne?

Given how remote these societies are from our own, I am wary of talking about dynasties or monarchs as we understand them today, and people anticipating a Neolithic Game of Thrones may have to have a cold shower.

dikkate alındığında mı demek? tureng'den baktım, konuşma dili diyor. yazı bbc'den


 
evet.

bu toplumların bizim toplumumuzdan ne kadar uzak olduğu düşünüldüğünde / dikkate alındığında...
  • sanat guresi  (01.07.20 04:45:36 ~ 04:45:46) 
Ben kendi anlamından gidiyorum düz: verili olarak kabul edildiğinde


  • fempusay  (01.07.20 08:37:14) 
[]

Is nerde?

Fuchao, beijing’s propaganda chief, tried to comfort the public, saying air and road links to the city would not be cut.

Saying’den önce is neden gelmedi?
Bu durumun özel bi ismi var mı, reduced relative gibi?

 
habercilikte kullanılıyor böyle ama bir tanımı var mı bilmiyorum.


  • bohr atom modeli  (30.06.20 20:41:01) 
Peki saying’den önce is gelse de doğru olur muydu?


  • eyeinthesky  (30.06.20 20:42:42) 
durumun ismini unuttum da bu cümlede "is" kullanılacak bir yer yok, "tried" dolayısıyla. daha basit bir örnek vereyim,

he declined our offer, saying he didn't have time = vakti olmadığını söyleyerek teklifimizi reddetti

eylem cümlesi bu, habercilikle alakası yok direkt cümlenin yapısında "is" olmasına gerek yok yani.

***

ikinci sorunu şimdi gördüm, hayır yine yanlış olurdu. yine "tried" yüzünden.

fuchao, beijing's propaganda chief, IS trying to comfort the public, saying air and road links to the city would not be cut.

bu üstteki cümle doğru olabilirdi mesela. kısaca özetlemem gerekirse oradaki "saying" zaman ifadesi değil, adına ne dendiğini unuttum. "söyleyerek" anlamında o, "söylüyor" değil.

bi şey participle deniyodu buna sanki ama dediğim gibi ismini hatırlamıyorum
  • der meister  (30.06.20 20:43:34 ~ 20:45:08) 
@der meister +1

diyor ki, "adam kamuyu şunu söyleyerek rahatlatmaya çalıştı". is olması için "şunu söylüyor" olması gerekirdi cümlenin.
  • plutongezegendegilmi  (30.06.20 21:49:36) 
Gerund


  • chezsoi  (30.06.20 23:57:51) 
[]

throw into passive'i ?

psyhcologist recently showed that rats fed a high-sugar diet were, when the sugar was removed, thrown into a state of anxiety smilar to that seen in withdrawal from morphine or nicotine.

burada throw into'yu passive olarak kullanması çok saçma değil mi?
bir de fed'den sonra with olması gerekmiyor mu?

 
iki soruna da cevabim hayir.

birinciyi neden tuhaf buldugunu anlamadim
ikincisi ise with olsaydi kesinlikle yanlis olurdu. feed someone something.
  • hot potato  (30.06.20 02:39:00) 
[]

ingilizce geliştirmek için makale okunacak mobil uygulama

akademik makaleden bahsetmiyorum tabii ki. ilgi alanımıza göre seçebileceğimiz, deneyip memnun kaldığınız yer var mı? ya da direkt tam olarak bu amaca hizmet eden bir uygulama? örneğin bilmediğim kelimeye tıklayınca bana anlamını gösteren vs.

çok şey istiyor olabilirim ama belki bir umut vardır :(


 
Curiosity.


  • lafıolmaz  (29.06.20 23:53:22) 
newsela


  • ot var icersen bok var yersen  (29.06.20 23:53:25) 
voice of america


  • tabudeviren  (30.06.20 00:56:19) 
Voscreen


  • pass  (30.06.20 02:30:57) 
[]

İspanyolca bilenlere sorular

A1 seviyesinde çok basit ve cahilce iki soru soracağım.

1- Bazıları ''yo'' zamirini ''yo'' şeklinde telaffuz ederken bazıları ''co'' diyor. Değişik bölgeler bu zamiri nasıl seslendiriyor? İspanya'da konuşulan İspanyolca baz alınırsa hangisini kullanmak gerekir?

2- Şu tamlamalar arasında fark var mı? Hangi kullanım daha yaygın ve kulağa doğal geliyor? Ya da hepsi de kullanılabiliyor mu?

la hamburguesa con carne
la hamburguesa de carne
la hamburguesa carne

 
Ben de senin kadar biliyorum aslında ama eheheh cevaplamaya çalışayım hamburgerli sorularını.

1. Etli hamburger
2. Etin hamburgeri ( pek doğru bi kullanım olmaz)
3. Et hamburger/ et hamburgeri
  • rewlack  (28.06.20 12:47:51) 
@rewlack; ben üç kullanımın da aktif olarak kullanıldığını gördüm ve şaşırdım. O yüzden soruyorum.


  • quess  (28.06.20 12:49:51) 
1- uruguay, arjantin gibi birkaç yerde "y" ve "LL" seslerini "c" gibi çıkarıyorlar. ispanya'da normal "y" gibi okunuyor.

2- "hamburguesa de carne" kulağa en hoş geleni. "tortilla de patatas" tan gelebilir aklınıza. "hamburguesa con carne" de kullanılabilir. "hamburguesa carne" hiç güzel gelmiyor kulağa. daha doğrusu böyle bir kullanım yok. "hamburguesa" ve "carne" kelimeleri art arda gelmiş sadece. "et hamburger" gibi yani
  • mariposa  (28.06.20 22:56:41) 
[]

Biraz ingilizce beyin firtinasi yapmaya ne dersiniz?

Hocamla aramizda gecen bi muhabbet. Yillar oncesinden. Hala cozemedim cunku cozunce gel demisti. Artik kopyaya basvuruyorum. Xd

Elimizde turkce bir cumle var 3 kelimelik. Kelimelerin basharfleri p, o ve l. Bunu ingilizceye cevirdigimizde l.p.d.l.l. oluyor. Bu cumleyi cozebilir miyiz? Da Vinci sifresi gibi bisey.

Turkce: p... o... l...
Ingilizce: l... p... d... l... l...

 
merak ettim ama hayli zor gibi. cümleler devrik de olabilir değil mi ?

pazar olur laiklik. gibi bir şey de olabilir Türkçesi xD fazla olasılık var.
  • fezagezgini  (27.06.20 17:39:31) 
beyin fırtınasıyla bulunacak bir şey değil ki bu. çeviri okyanussa sizin sorduğunuz tek bir su damlası. üç kelimelik türkçe bir cümleyi herhalde en az 10 farklı şekilde ingilizceye çevirebilirim, üstelik hocanızın çevirisinin de en doğru veya en iyi çeviri olduğuna kimse kefil olamaz, dolayısıyla kendisinin zihnini okumadığımız sürece çözülebileceğini sanmam.


  • bir garip melek  (27.06.20 18:03:25) 
Hangileri L hangileri I ben oraya takıldım. Bu bilgiyle ben de düşünmeye başlayacağım :d


  • le jeune turc  (27.06.20 18:23:30) 
Gordugunuz butun l ler luleburgazin lsi.
Evet cok kazik soru ve 5 yildir kafami karistiriyor. .d

  • The Student  (27.06.20 18:38:08) 
hocan ingilizce hocası mıydı, hangi muhabbet sonrasında bunu dedi ve aranızda nasıl bir ilişki vardı? bunları açıklarsan bir şeyler çıkarırız.

ingilizce çevirisindeki en baştaki harf de mi lüleburgazın l'si?

saçma geliyor ama azıcık uğraşıcam..
  • ekşi duyuru sever  (27.06.20 18:43:59 ~ 18:53:42) 
Çok saçma. Bir sürü olasılığı var bunun ve ingilizce bilmekle pek alakası da yok.


  • nucleon  (27.06.20 18:51:23) 
I ,popularly, dont loan lemurs.
populerce. odunclemem lemurlari :)

ya da

I, piranha, dont loan lemurs.
Pirana odunclemez lemurlari.

zorlama bu kadar oldu :)
  • camussar  (27.06.20 20:19:17 ~ 20:22:09) 
bir deyim veya atasözü tarzı bir şey olabilir, herhangi bir cümle ise çıkarmak çok çok zor.


  • bobinhoo  (01.07.20 10:03:42) 
[]

2 cümle

bu iki cümleyi anlamama yardımcı olur musunuz? kedi çiftleştirme melezleme işlerinden anlamadığım için bu kısmı anlamadım:

Since the mother to one litter was a black domestic, extensive outcrossing with shorthair black domestic cats began. With time, it was determined that the gene was recessive, and to continue to reduce genetic inbreeding, more outcrossing with the black domestic cats was done.


 
litter = {i} bir seferde doğan yavru grubu (turkce'de tek bir kelimeyle karsilgi yok bildigim kadariyla)

litter'lardan birinin annesi black domestic oldugundan, shorthair black domestic kedilerle hummali bir ciftlestirme/caprazlama calismasi basladi. Zamanla o genin cekinik oldugu buldundu ve genetik olarak ayni soydan ciftlesmeyi (akraba evliligi) azaltmak icin black domestic kediler ile daha fazla ciftlestirme/caprazlama yapildi.
  • hot potato  (27.06.20 03:09:27) 
[]

İngilizce çeviri ricası (kontrolü ?) 2 cümle

1) Çağımızda insanlığın karşı karşıya kaldığı temel zorluklardan biri, dünya nüfüsuna istenen yaşam standartlarını karşılayacak yeterli enerji sağlamaktır.

One of the main challenges facing humanity in nowadays, is the provide enough energy to the world population to meet the desired living standards.

2) Şu anda ki enerji arzının yaklaşık % 85'ini sağlayan fosil yakıtları, bu talep artışına yetişemeyecek seviyeye gelecektir

Fossil fuels, which provide approximately 85% of our current energy supply, will not be enough this demand increase.

Aslında şuanda Türkçe olarak düzgün cümle kurduğumdan bile emin değilim. evet translatee yazdım, doğru gibi ama değil gibi geliyor :)

Teşekkürler :)

 
One of the main challenges humanity faces nowadays is providing sufficient energy to the world population to meet the desired living standards.

Fossil fuels which provide approximately 85% of our current energy supply, will not be enough when this demand increases.

derdim ben olsam.
  • curious mind  (24.06.20 23:27:20) 
[]

hangisi daha güzel?

Seyahat danışmanı için hangisi daha tercih edilesi sizce?

(direk çeviri olarak düşünmeyin, hangisi daha çok kullanılası ve kulağa hoş geliyor?)

travel advisor
travel agent
travel consultant

 
travel consultant


  • matilda  (24.06.20 13:07:45) 
travel advisor -> seyahat tavsiye edeni
travel agent- -> seyahat acentası
travel consultant -> seyahat danışmanı.

daha çok kullanılanı consultant sanırım
www.jobisjob.com
  • insan opusen hayvandir  (24.06.20 13:16:16) 
[]

Trump'in anlayamadigim tweeti

twitter.com
Su cumleyi anlamadim: Informed Dr. Fauci this morning that he has nothing to do with NFL Football.

1- Cumle I informed Dr Fauci ........... aslinda, I'i dusurmus. Bazen ozneyi dusuruyorlar informal kullanimda atiyorum just spoke to Necati falan diyor, I just spoke diye uzun uzun gitmiyor

2- Past participle clause yapisi. Dr Fauci Trump'i bilgilendirdi. I was informed by Dr Fauci gibi bir cumle aslinda bu.

3- Bir de haber basliklarinda falan passive kullanma falan var ama bu onun gibi degil herhalde

Hangisi dogru? Native adam icin anlam muallak mi?

 
1

Muallak değil bence, dediğin gibi özneyi düşürebiliyorlar arada.
  • king lizard  (22.06.20 11:31:42) 
1 tabii ki de


  • awareim  (22.06.20 16:14:28) 
[]

Ingilzcede sifat, Turkcede sifat

Ingilzcede Big, boring, beautiful gibi kelimeler tek basina kullanilsa bile adjective olarak geciyor. Kelimeye bakip aninda bu adjectivedir diyorsun. Arkasinda isim gelmis gelmemis onemli degil. Turkcede ise bu tarz kelimelere sifat diyebilmemiz icin arkasindan isim gelmesi gerekiyor mutlaka. Aradaki farklilik niye?




 
Bi kere iki dil birbirinden farklı. Farklılık olması anormal değil.

Büyük, sıkıcı, güzel gibi kelimeler de tek başına kullanılabiliyor.

- Sence o nasıl biri?
- Sıkıcı. / - Güzel.
  • himmet dayi  (21.06.20 17:48:23) 
Türkçe'de sıfat adlaşabiliyor. "sarı kalemleri bana verir misin?" demek yerine "sarıları bana verir misin?" diyebiliyoruz. Bu durumda normalde sıklıkla sıfat olarak kullandığımız bir kelimeyi isim olarak kullanmış oluyoruz.

Sıklıkla sıfat olarak kullanılan kelimeler bazen de ek fiil alarak cümlede yüklem haline gelebiliyor ki bu da verilen ilk cevata söylenen şey oluyor. "En sevdiğim renk mavidir" veya "Ahmet çok sıkıcıdır." cümlelerinde sıfat isim olarak kullanılıyor ve ek fiil alarak yüklem olarak kullanılıyor.
  • stronzo  (21.06.20 19:06:52) 
[]

ingilizcesi möthüş olanlar şu cümleyi ingilizceye çevirebilir mi rica etsem

Söylediğim şeyleri, maalesef bir kısmı da uydurma olan misallerle süsleyerek adamcağızı adeta ağlamaklı ederdim.




 
İngilizcem müthiş değil ama şöyle çevirdim:

I would make him be close to tears with the things I had said with decorating them with instances some of them unfortunately made up.

Not: bunu Türkçe bilmeyen birine söylersen muhtemelen "ne saçmalıyo lan bu" der. Yalanlarla süslemek falan bunlar ingilizcede olan deyimler mi bilmiyorum.
  • himmet dayi  (21.06.20 11:54:06 ~ 11:55:16) 
böyle cümleleri çevirecek kadar möthüş olmasa da biliyom biraz, şahsi denemem şöyle,

I would embellish the things I say with illustrations, some of which were unfortunately made up, and move the poor man to the brink of tears.
  • der meister  (21.06.20 12:06:17) 
I would make the poor man almost tear up by elaborating the things I said with -unfortunately sometimes made up- examples.


  • olsen  (21.06.20 18:47:50) 
I would nearly reduce the poor man to tears by garnishing my statements with partially made-up anecdotes.


  • malaika  (21.06.20 22:44:41) 
1 ... •181920212223242526• ... 157   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.