[]

John Stuart Mill ne demek istiyor?

ingilizcem fena olmamasına rağmen anlayamadım tam olarak, yardımcı olur musunuz?


Bad men need nothing more to compass their ends, than that good men should look on and do nothing.

 
tek cümlede çeviremiycem ama demek istediği şu
iyi adamlar bönbön bakıp, öyle durup hiçbişi yapmadıkça kötü adam atı alır üsküdarı geçer, başka bişeye ihtiyacı yoktur zaten, tek ihtiyacı iyi insanların onu umursamaması...
ya da kısaca kötü adamın işini halletmek için ihtiyacı olan tek şey iyi adamın buna seyirci kalıp bişi yapmamasıdır.
sanki tek cümle oldu gibi :D
  • kediebesi  (06.02.13 14:53:55 ~ 14:55:10) 
[]

İngilizce hangisi doğru?

Choose the right one please.


your life is spent because of this game

mi?

your life had spent by that game

mi?



Tenk yu veriyor.

 
ikisinde de sorun var. ama sen türkçesini söyle ki neyi yanlış yapıyorsun bilelim.


  • harzem  (05.02.13 22:40:04) 
hayatın bu oyun tarafından harcandı


  • xenophobic  (05.02.13 22:41:31) 
your life is spent playing this game.


  • sttc  (05.02.13 22:43:25) 
Your life got wasted because of this game.


  • pis pisi  (05.02.13 22:44:29) 
your life was consumed by this game.


  • lynyrd skynyrd  (06.02.13 09:57:53) 
[]

Whatever became?

Türkçesi ne oluyor bunun? Mesela: "Whatever became of Fred"




 
fred'e her ne olduysa

sanırım.
  • thracian  (05.02.13 20:58:23) 
dictionary.cambridge.org

thracian doğru demiş.
  • sporty  (05.02.13 21:16:11) 
"bi fred vardi noldu o ya?" ya da "bi fred vardi ne yapar ne eder şimdi?"

gibisinden bi kullanim..
  • buzzlightyear  (05.02.13 22:10:02) 
[]

İngilizce sözlük programı öneriniz

sevgili dostlar sizden öyle bir sözlük programı önermenizi bekliyorum ki, kapsamlı ingilizce türkçe çeviri yapsın, ingilizce kelimeler sesli telaffuzunu yapsın, yanında sesli yaparımda yazılı vermem mi ayıpsın desin, gerekirse yabancı hatun bile ayarlasın ve bunların hepsini nete bağlı olmadan tek bir setup harekatından sonra yapsın. beleş olması gerektiğine değinmiyorum bile hepiniz anlamışsınızdır. sevgiler saygılar




 
Cambridge learners dictionary English-Turkish


  • slymene  (05.02.13 19:07:40) 
dictionarist


  • bass solo take one  (05.02.13 19:34:09) 
[]

İngilizce çeviri.

"mr .roberto ile görüştüğümüz üzere boyahane renk kısmında daha önce yapılmış olan altı, altı buçuk ve yedi metre şeklindeki boy ayarının beyaz kısım konveyörüne de uygulanmasını istemekteyiz. bu konuyla ilgili tarih ve fiyat teklifinizi beklemekteyiz."

türkçesi de pek düzgün olmadı ama iş başa kaldı bi zahmet el atıverin be ya:)


 
According to our discussions with Mr. Roberto, we would like to implement the same length adjustment/revision(!) on white section conveyor as done in the color section(!) for 6, 6 and a half and 7 meters. We look forward to receiving your quotation and your delivery date proposal.

(!) içerisinde olan kısımlarda teknik olarak ne kastettiğinizi bilmediğim için chicken translation formunda duruyor olabilir.
  • hiko seijuro  (05.02.13 14:34:03) 
[]

Kısa çeviri

It is not sufficient to enclose a letter from your home university. Not even if the language of instruction at your home university is English.

Ne diyor burda?


 
Yurdunda bulunan bir üniversiteden mektup iliştirmen yeterli değil. Yurdundaki üniversitenin eğitim dili İngilizce olsa bile.


  • hiko seijuro  (05.02.13 13:46:26) 
okudugun üniversiteden bir mektubun belgelere eklenmis olmasi yeterli degil, isterse egitim diliniz ingilizce olsun farketmez.


  • atmacaged  (05.02.13 13:46:38) 
[]

osmanlıca nedir?

ne değildir, dil midir?
1)arap alfabesi ve diğer dillerden alınan kelimelerle oluşturulan "yapay" bir dil midir?
2)sözlükte biri şöyle bir örnekle açıklamış;
yesterday markete aller ettim und iki kilo fresh eggplant buy ettim
bu şekilde özetlenebilir mi durumu?
3)yüksek tebaa kullanıyormuş osmanlıcayı, halk ne kllanıyordu? divan edebiyatında üstteki örnekteki gibi cümleler yer alıyordysa, halk "pazara gidip de elma alıverdim" gibi bi şey mi diyordu?
4)osmanlıca demek doğru mu, tarihi türkiye türkçesi mi denmeli, osmanlı türkçesi mi, eski türkçe çok daha farklı bi şey sanırım?
5)eğer alt ve üst tabaka farklı diller kullanıyorduysalar, neden böyle yapıyorlardı?

 
1- Yanlış bilmiyorsam Tükçe, Arapça ve Farsça karışımı bir dil.
2- Benzer ama Farsça kelimeler günümüzde de hala kullanıldığı için bu kadar ucube gelmiyor insanın kulağına.
3- Halk Türkçe kullanıyordu ama bugün kullandığımız Türkçe değil elbette. Yine Arapça ve Farsça etkileri var ancak üst kesim kadar baskın değil.
4- Osmanlıca demek pek yanlış değil çünkü bir tek Osmanlı bunu kullandı. Günümüz Türkiye'si veya diğer beyliklerde böyle bir şey, bu boyutta yok.
5- Tamamen sınıf ve eğitim farkı kaynaklı. Osmanlı'nın devşirmeleri ve hanedan özellikle yabancı diller konusunda çok iyi eğitiliyor. Çok iyi Farsça ve Arapça biliyorlar. Bunların yanında elbette diğer diller de var. Bu şekilde bir eğitim sonucu kullanılan dil o yöne kayıyor. Bir dönem İngiltere'sinde soyluların Fransızca konuşması gibi bir durum bu. O da tam Fransızca değil ama halkın konuştuğu dili konuşmuyorlar. Halka biraz(!) tepeden bakmak durumu da var. Sonra İngiltere krallarından birisi bu durumu yasaklıyor, İngilizce konuşulmasını emrediyor, soylular uzun süre sıkıntı yaşıyor falan. Aynı şey, soylu ve/veya eğitimli/güçlü olmanın getirdiği bir şey diye düşünüyorum ama tarihçiler daha iyi bilir.

Edit: Şöyle düşünün, Nişantaşı'nda oturup sütlü kahve demeyip "café au lait" söylesem ben bu normal karşılanabilir, normal midir tartışılır ama bunlar yapılan şeyler. Bunun ne demek olduğunu bu seviyede eğitim almamış insanlar anlamayabilirler. Aynı tavır işte. Bence oldukça rahatsız edici.
  • alicia_dominica  (05.02.13 11:30:19 ~ 11:33:50) 
bir araya gelmiş farklı insanların kendi dillerini karıştırarak elde ettiği yeni bir ortak dildir. (yapay diyemeyiz)
arkadaş güzel açıklamış
türkçe konuşanların aşağılandığını biliyorum mesela
bence osmanlıca doğru çünkü osmanlı imparatorluğuna ait
o dönemlerde bütün büyük devletlerde, dünyanın her yanında yönetici ve varlıklı tabaka ile halkın kullandığı dil başka. halk çiftçi, işçi, zanaatkar öyle yazıyla filan pek alakası yok. işte sonra devrimler, reformlar :) gerçi siyasilerle hala pek aynı dili konuştuğumuzu sanmıyorum ama olsun :D
  • kediebesi  (05.02.13 11:31:01 ~ 11:45:32) 
1. kelimeler arapça farsça ve diğer diller ağırlılı, yazı dili bürokrat dili saray dili denilen dil öyle.

2.abartılmış olsa da hemen hemen o söylediğin gibi bi şey çıkar divan şiirinde mesela

3. halk normal bugün senin konuştuğun dili konuşuyordu. onda sıkıntı yok zaten.

4. osmanlıca diye bir şey yok zaten onun adı osmanlı türkçesi, osmanlıca diye ayrı bir dil yok, eski türkçe 13-14 yy. kadar olan zamandaki türkçeye verilen ad sonrasında bölümleme için osmanlı türkçesi diye ad alıyor. yani dil oradan buradan etkileşimlerle yüzyıllar içerisinde değişerek gelen aynı dil.
ek:
5. devlet geleneği önceden farsça üzerine selçuklu etkisi. + din arapça üzerine + coğrafyada farsça (bunun bir kolu olan kürtçe) rumca , arapça ciddi şekilde kullanılmış etkilemiş + edebiyat iran ve arap edebiyatı etkisinde , şiir etkisi burdan geldiği için ağırlıklı farsça arapça etkisinde. + büyük devletlerde imparatorluklarda bu anormal değil normal olandır
  • enn  (05.02.13 11:36:13 ~ 11:40:24) 
Arkadaslar genel olarak cok güzel aciklamis sadece ufak bir sey eklemek istiyorum. su an konustugumuz dil bence osmanlica olarak kastettigimiz dil ile o sirada anadoluda konusulan dilin karmasidir. yani ne divan edebiyati tarzinda konusuyoruz ne de yunus emre'nin hosuna gidecek sekilde.


  • l i w e x  (05.02.13 11:53:01) 
@livex, kediebesi;
modern türkçede gerek batıdan gerek arapça ya da diğer dillerde çok yüksek miktarda sözcük olduğ için mi bunu söylediniz?

o zamanlarda, mesela 1500lerde yaşayan birinin nasıl konuştuğuna dair bir örnek vermeniz mümkün mü? yani zaman makinesi icat edilse de 1528de bursada olsam, pazarda konuşulanları anlayabilir miyim?

başka bi duyuru açacaktım ama konu değişecek olsa da buradan devam etmeyi yeğlerim. ortaokulda, lisede "neden" tarihten nefret etmemimizi sağladılar. ben şimdi büyük bi iştahla ve açlıkla ülkelerin geçmişini, birbirleriyle olan ilişkilerini araştırıyorum. hatırlıyorum, lisede bunların bahsi geçmişti. fakat öyle bi bahisti ki açılmamak üzere kapatılmasını sağlayan şekilde.
  • dahinnotha  (05.02.13 12:20:32) 
[]

kulağa en ciddi gelen dil hangisi sizce?

tikler sabaha uymam lazım şimdi :)




 
bana göre japonca ve almanca.


  • point me at the sky  (04.02.13 22:07:21) 
almanca. rusça.


  • thracian  (04.02.13 22:07:40) 
lehçe.(polonca)


  • isildur  (04.02.13 22:09:12) 
almanca.


  • poekmon  (04.02.13 22:11:33) 
dothraki dili örnek olarak;
www.youtube.com

  • texaco  (04.02.13 22:20:20) 
korece. olm adamlar konuşmuyo kavga ediyo resmen.


  • trajikomix  (04.02.13 22:24:50) 
türkçe ve diğer türki diller bence, özellikle orta asya lehçelerinde neredeyse hiç vurgu yok, dümdüz ve tane tane konuşuyorlar (ciddilikten kasıt bu ise)

kulağıma en hoş gelen diller ise akdeniz ülkeleri dilleri, özellikle italyanca.
  • kayıtlı okur  (04.02.13 22:25:46) 
ruşça


  • repentance  (04.02.13 22:38:23) 
rusça, almanca.


  • mobilemob  (04.02.13 22:55:31) 
Almanca


  • hicunutmam  (04.02.13 22:57:43) 
[]

türkçe-ingilizce çeviri gerekli

aşağıdaki metni benim icin ingilizce olarak yazabilir misiniz? teşekkurler.

"müzik grubum icin degişik şehirlerde size ait mekanlari seçerek konserler ayarladım. bilet fiyatları için ilgilenirseniz sevinirim."


 
i organized concerts in diffirent cities for my music group and i choose your kafe/bar. if you take care about tickets price i will be happy.

kafe bar kısmını sen düzelt artık o mekanlar neyse ona göre isim ver. mekanın ingilizcesini space diye çeviriyor google, komik oluyor.
  • the kene  (04.02.13 21:31:45) 
tesekkurler @the kene, bar ya da place uygundur.


  • musella  (04.02.13 21:39:05 ~ 21:42:30) 
[]

çok ufak bir çeviri

she bores me with her over the top (if u wanna call it) acting that is.

burdaki over the top acting derken tam olarak ne demek istemiş overacting'den hallice bir şey ama tam karşılığı nedir?


 
overacting bilmiyorum da overreacting olabilir ama burdaki anlamı başka bence.
sanırım konu kadının gereğinden fazla abartılı bir oyunculuk sergilemesi. bu haliyle kontekste uyuyorsa bi bak.

  • kediebesi  (04.02.13 14:23:33 ~ 14:24:06) 
over the top acting normalden abartılı hal ve tavırlarından bahsediyor.

over the top, üstün de üstü; yani olumsuza çeviriyor zaten olayı.
  • thracian  (04.02.13 14:24:51 ~ 14:25:22) 
[]

çeviri sınavına nasıl çalışılır?

selamlar herkese, soru başlıkta ve cevabı bana sorulduğunda dilbilgisi konuları tekrar edilir, çıkabilecek kelimelerin anlamları gözden geçirilir, varsa geçmiş yılların örnek sorularına bakılır vs. oldu ama aklınıza gelen başka şeyler veya kullandığınız işe yarayan etkili yöntemler var mı?




 
Çeviri sınavı derken? YDS'de çıkan Çeviri Soruları'ndan mı bahsediyorsun?
Geçmiş yılların örnek soruları yazdığın için bu tarz bir yaklaşıma büründüm ben.

  • rockandcrops  (04.02.13 10:16:01 ~ 10:19:10) 
doğru o konuda açıklama yapmamışım, devlet kurumlarının mütercim kadrosu için açtıkları sınavlara. yani çoktan seçmeli değil de klasik sınav biçiminde olan sınavlar.


  • vrykolakas  (04.02.13 10:22:21) 
benzer metinlere ulaşma imkanı varsa, yani kurumlarda genelde kullanılan metinlere, onların çevirisi yapılabilir. en güzeli çeviri pratiği yapmak bence.

mevzuat filan çevir mesela resmi gazete yayınları filan...
  • kediebesi  (04.02.13 10:24:14 ~ 10:32:22) 
en mantıklısı pratik yapmak tabi de yapılan çevirinin doğruluğuna neye göre karar vericek? mesela tıp konusundaysa çeviri o konuda bilgi birikimin olması lazım bana göre. o yüzden bilmediğin bir konu hakkında yapacağın çeviri sınavına nasıl çalışılır denince cevap veremedim.


  • vrykolakas  (04.02.13 10:33:15) 
önceki sınavların sorularına ulaşabiliyorsan ne tür metinler verildiğine bakıp terminoloji çalışabilirsin. onun haricinde yapabileceğin pek de bir şey gelmiyor aklıma.


  • sir gawain  (04.02.13 10:55:59) 
[]

Türkçe - İngilizce (haksız yere) ifadesinin çevirimi

Merhaba,

<<Sonuçların olması gerekenden %X kadar daha yüksek olması, Y'in aynı bu oranda haksız yere daha fazla ödeme yapmasına neden olmaktadır.>>


gibi bir ifade kurmaya çalışıyorum. Haksız yere için sözlük 'unjustly' gibi bir kelime önerdi. Ancak bunun cümle içinde doğru kullanımını pek istediğim gibi bulamadım. Bu kelimenin veya başka bir kelimenin doğru kullanımı ile ilgili ne tavsiye edersiniz (virgülden sonraki cümle için özellikle)?

İyi günler herkese.

 
As the results are different by X% than the actual values, It leads Y to pay unfairly more with the same respect to the mistaken results.

The difference on the results by X% than the actual values causes Y to pay unfairly more with the same ratio of mistaken results.

Böyle iki alternatif sunabildim.
  • hiko seijuro  (04.02.13 10:07:53) 
[]

İngilizce kelime ezberlemenin pratik yolu??

var mıdır boyle bir şey aslında ezberim kuvvetlıdır ama cok fazla kelime var yine de, bi yardımcı olaydınız kurs magduru kardeşinize..




 
en sık baktığın yerlere not et. telefon taslağına kaydedip sürekli bakmak, her fırsatta yeni öğrendiğin kelimeleri araya sokuşturmak etkilidir. ayrıca öğrendiğin kelimeleri bol bol kullanarak çok sık kompozisyon yazarsan yararlı olur.


  • lesmiserables  (03.02.13 21:03:08 ~ 21:03:25) 
kelimeleri 10'ar ya da 15'er kere yaz.


  • blatta hiberna  (03.02.13 21:09:22) 
ezberleyeceğin kelimeleri koy önüne cümle kur.basit cümleler olursa daha iyi olur.onlara bakarak çalış.çünkü fazla kelime olduğundan kelimeleri teker teker ezberlersen hepsi birbirine karışacaktır muhtemelen


  • ddenizz  (03.02.13 21:45:59) 
Tecrübelerim gösteriyor ki, bir kelimeyi en iyi öğrenme yolu ingilizceden ingilizceye sözlük kullanmaktır.Gerçekten ingilizce öğrenmek ve çatır çatır konuşmak istiyorsan ingilizce-türkçe sözlüğü ezberlesen de bi b*ka yaramaz emin ol.Çünkü kalıplar var,deyimler var,var da var.
İngilizce kelimeleri 1.sınıfta kullandığımız kelime fişleriyle karıştırma.Kelimeleri bu şekilde kullanamazsın.
Her kelimeyle ilgili kafanda bir senaryo oluştur.İlginç ve saçma sapan olsun.ancak bu şekilde aklında kalır. ing-İng sözlükten 2-3 kere anlamını oku ve anlamaya, sindirmeye çalış. 50 kere yazıp hamallık yapma.Zaten benim dediğim çok daha verimli olur.
Sarı, got kadar bi sözlük var L ile başlıyo adı. Ondan uzak dur,, onu kullanma sakın.İngilizceden türkçeye Adam gibi bi sözlük al.Redhouse ın sert kapaklı 700 sayfalık bi kırmızı sözlüğü var.Onu tavsiye ederim.ufağı da var; o değil.
Filmleri altyazısına bakmadan anlamaya çalış.Nasıl telaffuz edildiklerine dikkat et.
Online sözlük istersen tureng.com var.
Sınav için ingilizce öğrenmek istiyorsan hayatın boyunca ingilizce konuşamayacaksın ve konuşanlara hayran hayran bakacaksın.
Ama benim gibi hobi olarak ilgilenirsen "fluent" diye tabir edilen bir ingilizceye sahip olabilirsin.Her şey sana bağlı.
Daha ne diyeyim :P
  • AWD  (03.02.13 21:48:09 ~ 21:49:06) 
mega hafıza diye çıkan bi adam vardı bi aralar. onun taktiklerinden biri, kelimeleri türkçe okunuşlarıyla falan, türkçe kelimelere benzetmek. bugünlerde kötü esprilerde kullanılan ya da har oyunlu cin entrylerdeki gibi.
mesela: I could --> Aykut gibi.
bu şekilde saçma bağlantılar bile yapsan, bi şekilde bunlar kafana kazınıyor diye bi tezi vardı. her zaman olmasa da bi bakıma oluyor.
  • seen sea  (03.02.13 22:22:44) 
[]

1'den Fazla Yabancı Dil Bilenler

Genel anlamda yabancı dillere ilgim hep vardı. Şu "20 dil konuşan çocuk" videosunu izledikten sonra iyice gaza geldim. Polyglotism olayını araştırdım biraz.

Sizce aynı anda 2 dile odaklanmak verimli olur mu? Bir dili hallettikten sonra başka bir dile yönelmek daha mı doğru? Bana ilk seçenek daha yakın geliyor. Malum, dil öğrenirken "artık tamamdır" gibi bir çizgi çekmek mümkün değil. Tavsiyeleriniz nelerdir?


 
Bir dili tamamen öğrenmen zaten çok uzun yıllar gerektiren bir süreç, fakat 'temeli' atarken (en azından upper intermediate'a kadar yani) iki dil olarak gitmek pek verimli olmaz gibi geliyor bana. Bilemiyorum.

Edit: dil konusunda ehil olmayan kişiler falan denmiş diye yazayım dedim, çok iyi derecede 2 yabancı dil biliyorum.
  • roket adam  (03.02.13 20:14:48 ~ 20:26:31) 
burada dil konusunda ehil kişiler bulunmadığı için yazılanları hiç ciddiye alma.


  • xyz123  (03.02.13 20:20:13) 
ingilizce biliyorum, rusça öğreniyorum, yazın da kısmetse ispanyolca. Sırayla git.


  • cetoxim  (03.02.13 20:26:40) 
yabancı diller öğrenim ve mesleki alanım. ingilizce, rusça biliyorum, portekizce öğrenmeye de başlayacağım kısmetse. verimli olacağını bildiğimden rusça'ya devam ederken bir yandan da portekizceyi öğrenmeye çalışacağım. sen de öyle yap; olur, çok da verimli olur, merak etme. zaten dil öğrenmek insanın öğrenme kabiliyetini artıran ve zihni fevkalade açan bir eylemdir, beyni çalışmaya zorlamış ve geliştirmiş olursun. her dilin belirli bir karakteristiği olduğu için kolay kolay karışmazlar da. bu yüzden (aynen çizgi çekmek mümkün olamayacağı için) başla, iki de olsun üç de olsun, sen öğren yeter ki. (bir de milletin tiklerini at, ayıp olmasın)


  • lesmiserables  (03.02.13 20:30:34 ~ 20:32:49) 
verimli olmaz, çok yanlış olur.
hiçbirini öğrenemezsin.
"bir dili halletmek" dedikleri gibi göreceli bir kavram.
ama dilbilgisini oturtup, upper intermediate seviyesine ulaştıktan sonra ikinciye başlanabilir.
ama bana sorarsan o şekilde öğreneceğine, bir tane bil, onu da tam(!) bil.

ikinci dile başlamak zorlu bir süreç. bir yandan yeni bir dile ve kültüre adapte olmaya çalışırken, diğer yandan ilkini unutmamak gerekiyor.
yani pek kolay bir şey değil.

üstelik "ağaç yaşken eğilir" meselesi en çok dil, spor, sanat gibi konularda geçerlidir.
5 yaşında öğrenmeye başlarsan çok kolay olur, 20'den sonra kafa almamaya başlar.
bu da dezavantaj tabii.
yani birini öğrenmekte zaten geç kaldığın için zorlanacaksın, ikinciyle aynı anda başa çıkman mümkün değil.

dil konusunda ehil sayılabilecek biriyim.
hatta saymaya gerek yok, öyleyim.
yazdıklarımı rahatlıkla ciddiye alabilirsin.

edit: bu arada unutulmaması gereken bir şey var.
benim de öğrenim ve mesleki alanım yabancı dil.
ama ben bu dilleri orta okuldan itibaren öğrenmeye başladım.
şimdi ben de hem almanca, hem ingilizce bilirken "dutch" benim için çocuk oyuncağı oluyor ve zaten öğrenmeye pek gerek kalmadan anlıyorum da.

bunun şu anda (20'li yaşlarda olduğunu tahmin ediyorum) dil öğrenmeye başlayan biri için pek doğru olduğunu sanmıyorum.

ayrıca ekleyeyim:
dil bilmekten/öğrenmekten kastım sadece günlük konuşmalar, hatta iş yerindeki yazışmalar değil. kültürüyle, tarihiyle, argosuyla falanıyla filanıyla dil öğrenmek.
istediğin o kadarı değilse işin biraz daha kolay.
ama yine de arada dağlar kadar fark yok.
  • blatta hiberna  (03.02.13 20:33:23 ~ 20:38:46) 
Önceliğim, öğrendiğim dilde "arkadaşım konu dilden ne anladıgınla onemlı" gibisinden başı sonu ayrı oynayan ifadelerle yetinmek değil; meramımı belki basit fakat o dilin dilbilgisi kurallarına uygun bir biçimde anlatabilmek. Günlük konuşmalara akıcı bir biçimde dahil olabilmek.

Konuyu netleştirmek adına belirtmekte fayda görüyorum: Bir süredir kendi imkanlarımla Fince öğrenmeye çalışıyorum. Önümüzdeki birkaç ay zarfındaysa muhtemelen iş gereği Rusça öğrenmeye başlamam gerekecek ve Fince'ye ara vermek istemiyorum.

1'den fazla yabancı dil bilen arkadaşlar, bildikleri yabancı dilleri ve deneyimlerini paylaşırsa benim açımdan daha faydalı olur.

Edit: Eleman silmiş mesajı.
  • tozluhikaye  (03.02.13 20:42:36 ~ 20:46:07) 
en basta dil amac degil, dil bir aractir. türkiye de 2-3 dil bilen adamdan gecilmiyor! ülkede herkes anasini satiyim almanca, ingilizce, fransizca, american english, austrian german, british english, portekizce, ispanyolca biliyor.

20 dil konusan cocuk farkli en basta, dile karsi yetenekli olmak cok farkli bir olay. ben kendi kendine 5-6 dil ögreneni biliyorum. ki isin daha uc noktasi icin daniel tammet

en.wikipedia.org
"Tammet has reportedly learned 10 languages, including Romanian, Gaelic, Welsh, and Icelandic which he learned in a week for a TV documentary"

neyse iki dile odaklaniyorum diyen biri minimum 2-3 dil bilmeli ki dedigini yapabilecek pozisyonda olsun.

neden?

cünkü yarim yamalak ingilizce bilen adam bana gelip almancayla italyancaya daklaniyorum ayni anda diyosa "hasktir lan ordan" derim, cünkü! ayni anda birden fazla dile odaklanabilecek kisinin diller icin düsünce yapisinin bunu algilayabilmesi gerekir. bu da 2 dilden sonra oturuyor.

buraya kadar giris ve gelisme yazdik, gelismeye devam ettiriyoruz, üniversitede dil okuyanlar direk o dili bilmiyorlar bunuda bilmek lazim, sahsen ben almanca bölümü okumus etc cok adam gördüm, ne okuyabiliyor, ne yazabiliyor bunlarla konusamiyordu bile. keza ingilizce icinde gecerli bu.

ben iki dil kullaniyorum türkce disinda normal hayatimda, konusurken hangi dili konustugumu anlayamadan konusmus oluyorum, burdan cikarimla da dil aractir, olayi büyütmeye gerek yok.

he baska bi olayda türkiye de ve türkcede bi boktanlik var, dilimiz en basta biraz uzak, belki yakinsa kelime coklugundan arapca ögrenmeye bi avantaj saglar onun disinda maalesef dil konusunda dez avantajliyiz, ama bundan daha ziyade neden bilmiyorum ama türkiyede dil ögretmek, ögrenmek zayif, hemde yok zayif.

ben sahsen bana cok extreme olmadikca abi fransizca, portekizce, ispanyolca, ayni anda konusabiliyorum ruscayi, arapcayi da yarim biliyorum diyeni muhatap alip ikinci cümleyi dahi etmem kendisiyle.

bu arada var böyle yetenekli adamlar bu baska tabi, bahsettigim jormal insanlar icin gecerli.

cevabimizin ana fikri:
cok iyi derecede ingilizce ögren dünyada baska dile ihtiyacin kalmaz, türkiye de ingilizce bilen de , gercekten bilen adama cok var, almancayi anadil seviyesinde konusan minimum 1 milyon insan var su anda türkiyede ek bilgi buda. bunlardan dolayi iki dili ayni anda ögrenmeye ben sacma bakiyorum, yapiyorum agggbii bunu ben diyeni de yetenekli degilse, zeki degilse dikkate almiyorum.
  • serabetan  (04.02.13 00:15:03) 
@serabetan "Dil amaç değil, araçtır" yaklaşımı, üzerine düşünmeye değer olmakla beraber bana tamamen ters. Keza "ayni anda birden fazla dile odaklanabilecek kisinin diller icin düsünce yapisinin bunu algilayabilmesi gerekir" kısmı da.

Beni olumlayacak bir çalışma var mı bilmiyorum ama dile yatkınlığın müzik kulağıyla alakalı olduğu düşüncesindeyim. Bahsettiğin, "Türkiye'de dil eğitiminin sorunlu olması" durumu da bundan kaynaklanıyor bence. Dil bizde matematik öğretir gibi öğretiliyor.

Satır aralarında okuyabildiğim "if i can not no one can" tutumunu da oldukça sevimsiz bulduğumu belirteyim.
  • tozluhikaye  (04.02.13 20:28:56) 
seni dogrulayacak calisma vardir illaki, ben de kendi dediklerimi dogrulayacak calismalar bulabilirim, bu olaylar calismalarla desteklenebilecek seyler degil, kisilerle, senle benle alakali, yani sende yetenek olabilir, ya da bende, bunu bilmiyorum.

buna göre müzisyenlerin mükemmel dil konusabilmesi lazim, ama bunu dogrulayacak da, aksini kanitlayacakta calismalar cikar.

sevimsiz de olabilir yazdiklarim ama dogru. sunu düsünmek lazim, ben ayni anda iki dile odaklanmak istiyorum ama neden? neden iki dile odaklansin ki bi insan ilk dili ögrenmeden?

1. neden aile baskisi ya da cevredeki insanlardan geri kalmamak olabilir, bu yanlis bi bakis acisi.

2. istek, ilgi, bu gayet keyfi, beni de hic ilgilendirmeyen bir sey. istiyosan ben ne desem de umrunda olmaz, ki dogrusu da bu, sen istiyosan yap, istemiyosan yapma keyif senin, hayat senin.

3. ihtiyac, bu durum benim durumumdu iste, ihtiyacim vardi ögrendim, arac olarak lazimdi.

öyle iste.

tavsiyem tekrar ingilizceyi iyi ögren.
  • serabetan  (04.02.13 21:02:20) 
sırf 'kariyer' odaklı bakmamak lazım olaya. birisi ispanyol kültürüne ilgi duyuyorsa kıyısından uzaktan yavaş yavaş ispanyolca öğrenmeye başlar, bundan zevk alabilir, hobi olarak görebilir, güzel olur.

ama ingilizce bilmeyen/az bilen/orta seviyede bilen/upper int bilen birinin farklı dile yönelmesi evet, özellikle kariyer açısından epey saçma bi durum.
  • roket adam  (04.02.13 21:20:01) 
[]

Dil İçin Arkadaşlık Uygulaması Var Mı?

Kullanıcılarının genellikle dil amacıyla kullandığı sohbet için bir uygulama var mı? Eşcinsellerin Grindr'ı gibi şu dili pekiştirmeye çabalayanların da bir uygulaması vardır sanıyorum.




 
omegle.com var.


  • yatagants  (03.02.13 15:59:41) 
livemocha var, aslında bireysel çalışmaya dayalı ama sohbet seçeneği de var. bi ihtimal işe yarayabilir.


  • letheavendangered  (03.02.13 16:01:26) 
Yazmayı unutmuşum. Daha çok Android telefonum için olan bir uygulama arıyordum. Whatsapp tarzı.


  • berat1058  (03.02.13 16:21:43) 
[]

yabancı dil sınavı (YDS) için hangi kaynaklar

hangi yayınların denemelerini çözeyim arkadaşlar? tavsiye edeceğiniz, işe yarar diyeceğiniz hangi deneme setleri var?




 
Radikal gazetesi cuma günleri İngilizce deneme sınavı veriyor. Tavsiye ederim.


  • rare  (03.02.13 16:33:59) 
[]

ielts

son kpds'den 80 soruda 50 doğru yapmış,
ve şuradaki cambridge'in testinden 25 soruda 18 doğru yapmış biri www.cambridgeesol.org

ielts'e 1 ya da 2 ay çalışsa kaç alır sizce? sağlam bir şekilde çalışsa diyelim.

not: dün sordum da tekrardan sorayım dedim.

 
ielts.calculator.free.fr şuradan puan hesaplayabilirsin.
cambride ielts testlerinden ne yapıyorsan sonuç da o oluyor .

soruna cevaben 6 alırsın. çok zorlasan, şansın iyi gitse 6.5 diyorum.

ielts-simon.com şuraya her gün bakıp çalışıyorsun di mi?
  • jimjim  (02.02.13 23:32:29) 
YDS-ELS üzerinden 65ten aşağı yapmıyordum, doğrusu üstünü de zor yapıyorum. nese, 1 yıl aradan sonra son kpdsyi çözmek istiyince kendimden bi hayli utandım.

söz konusu arkadaş hevesliyse beklediginin üstünde bi puan dilerim fakat yine tam bişi söliyemicem. sorry
  • legolas_21  (03.02.13 16:50:32) 
[]

fransızca kelime öğrenme

beyler bayanlar, fransızca kelime öğrenmenin kolay yolu var mıdır? daha alter ego adlı kitabın sonlarındayız kursta falan.

ne yapmam gerek, nasıl daha rahat olur?


 
dil dile değmeden dil öğrenilmez.

daha rahat olması için frankofon bir erkekle yatman lazım.
  • solo  (02.02.13 21:37:02) 
iphone ipad varsa declan software flashcardları var tavsiye ederim.
edit: windows versiyonu da varmış 10 dolar.

  • Sarix  (02.02.13 21:55:49 ~ 22:08:25) 
  • nuvomed  (02.02.13 22:20:11) 
kelime kartlarından al güzel oluyor.


  • rubiks cube  (02.02.13 22:34:15) 
yanlış hatırlamıyorsam bilgisayarda media playerde felan yabancı dilleri okuyan bi bayan arkadaş var. kelimeleri ona okutup, record edip mp3e uploadlayıp yol üstü dinlemek iyi gelir. hem pronounce için hem de kelime ezberlerinden.

basit hikayeleri de unutmamak gerek. bilmedigin kelimelerin tahmin yoluyla hızlandırabilirsin.
  • legolas_21  (03.02.13 16:53:35) 
[]

Spartacus'te konusulan ingilizce

Arkadas ne amerikan ne ingiliz aksani degil, sherlock holmes'in dizisini bilen bilir ingiliz aksaninin babasi donuyor orada anlamakta hic zorluk yasamadim, spartacuste tek bi cumleyi yakalayamiyorum altyazisiz.Siz de durum nedir?




 
Asayis berkemal...


  • crown  (02.02.13 20:30:44) 
roma'da konusulan ingilizce demek himm


  • Golgi  (02.02.13 20:35:28) 
ben de diğer dizilere oranla oldukça zorlanıyorum. bazı karakterler daha net konuşuyor ama bizim esas oğlanlar falan karıştırıyor biraz. oyuncuların tamamına yakını avustralyalı, belki o tarafların ağzı böyledir. biz hep ingiliz, amerikan dizisi/filmi/haberi izliyoruz. ondan değişik geliyor olabilir.


  • der meister  (02.02.13 20:37:30) 
E ingiliz aksanı konuştursalar hoş durur muydu? Tarzanca yapmışlar işte. Ama ben nedense Spartacus'u daha iyi anlıyorum :D


  • 6 yasimdan beri metal dinliyorum  (02.02.13 20:39:50) 
hos durmazdi tabi de ne bileyim, rome diye dizi vardi orada gayet insan gibi konusuyorlardi zerre de siritmiyordu.


  • Golgi  (02.02.13 20:44:56) 
dizi yeni zelanda'da mı, avustralya'da mı ne çekiliyor.. belki oranın aksanıdır bu?


  • bilmemkacincinick  (02.02.13 20:59:56) 
yanlış hatırlamıyorsam geçen sezonlardan birinde gaia karakteri ingiliz aksanıyla konuşuyordu.


  • rotten head  (02.02.13 21:02:14) 
peki çevirmen metin dökmen'e ne demeli, bi bok anlamıyorm zaten heriften.


  • legolas_21  (03.02.13 16:54:36) 
[]

çok acil çeviri!!! tek cümle: fuck it let's go to ankara

cümle başlıkta.
fuck it let's go to ankara




ankaralı turnusollu duyurudur.

 
siktir et kalk ankaraya gidek


  • metehan01  (02.02.13 13:30:23) 
ko götüne angaraya gidiyokh


  • hosein  (02.02.13 13:41:54) 
lanet olsun dostum hadi ankara'ya gidelim


  • march or die  (02.02.13 13:46:02) 
sikicem la burayı , gel gardaş angaraya gidek.


  • yatagants  (02.02.13 13:57:17) 
sik onu, hadi gidelim, ankaraya.


  • she was my baby  (02.02.13 14:41:27) 
boşver kanka bir üçlü saralım kol gibi girsin biz de yol alalım -ankara'ya-


  • bass solo take one  (02.02.13 15:18:44) 
[]

ielts'ten kaç alınabilir?

son kpds'den 80 soruda 50 doğru yapmış,
ve şuradaki cambridge'in testinden 25 soruda 18 doğru yapmış biri www.cambridgeesol.org

ielts'e 1 ya da 2 ay çalışsa kaç alır sizce? sağlam bir şekilde çalışsa diyelim.

 
net 6.5


  • hiperaktifmanyetik  (02.02.13 01:05:38) 
[]

Ingılızce "Kolay gelsin"

Adam burada cok ders verıyorum bu donem cok yogunum dıyor, hocam kolay gelsın mınvalınde bır sey dıcem.

Good luck desem garıp olacak, ne denır?


 
garip olmaz, tam tersini dusunursen sinava girmeden once wish me a luck. yani bana sans dileyin denir.. tam birebir anlami vermiyor ama garip kacmayacagi kesin.. -zor bi donem olacak, - bol sans hatta then good luck diyebilirsin. o zaman sana bol sans.


  • soluman  (01.02.13 22:53:51) 
good luck demek istemiyorsan, take care de itele bence.


  • zgn  (01.02.13 23:29:27) 
normalde kolay gelsin kalıbı "take it easy"dir. ama buraya bu kalıp tam oturmuyor bence.


  • gudumlu anne terligi  (01.02.13 23:45:19) 
may it be easy on you en yakın anlam bildiğim kadarıyla.


  • pangea  (01.02.13 23:47:28) 
"May the force be with you" de hem de espri olur.


  • heritage  (02.02.13 00:15:00) 
take it easy


  • cahit tomruk  (02.02.13 14:19:28) 
[]

Bu nedir ? (Rusça-Capsli)

Azerbaycan'da iken bir markette kare şeklinde sucuk gibi birşey görüp almıştım. Ancak tadı bir tuhaf geldi. Ağız tadımıza bir türlü uymadı. Üzerinde Rusça'dan başka bir şey de yazmıyor. Ne olabilir acaba ?




 
caps yok şuan

edit:bence bu dana eti değil.rusçam yok,ama bakınca dana etine pek benzetemedim.tabi yanılıyo da olabilirim gayet.
  • jpsartre  (01.02.13 15:44:43 ~ 15:53:57) 
İnternet sitesi vardır. Git ona. Google'a çevittir.


  • lesley mateas  (01.02.13 15:50:52) 
aman abi bilmediğin şeyi yeme :D


  • darkknight  (01.02.13 15:51:14) 
rusçam yk ama portekizde aynı bunun gibi bişey yemiştim. domuz etiydi. çok ağır bir tadı vardı.


  • dokunmakalbime  (01.02.13 15:54:29) 
колбаса, muhtemelen domuzdan.

edit: www.h-vk.ru
içinde domuz da varmış.
  • Sarix  (01.02.13 16:03:35 ~ 16:06:12) 
İzmir Karşıyaka-Çiğli civarında olup ben bunu yerim diyen varsa mesaj atsın. Bir de 18 Manat mı ne vermiştim. O paraya mis gibi Afyon veya Kayseri sucuğu alırdım :)


  • faithless  (01.02.13 16:27:44) 
"lukanka" bu, ben dana eti ile yapılanından alıyorum. bulgar göçmenlerinin yoğunlukla yaşadığı illerde bakkalarda bulunur. göçmenler arasında oldukça yaygındır. ince, oldukça sert ve kuru ama çok lezzetlidir. sırrı pişirirken içine azıcık su eklemektir, eti yumuşacık yapar.


  • balik kraker  (01.02.13 16:33:48) 
kolbasa bu ve içinde свинина : domuz eti varmış.


  • keller  (01.02.13 17:22:13) 
yağ oranı yüksek olduğu için lezzeti fena değildir. rus kardeşlerimiz bayılır buna ama hiç mi hiç tavsiye etmem, o topraklarda şu anda bu tarz mamüllerin nasıl hazırlandığın, altyapısını gördm,
o bölgelere tekrar gidersen aklında olsun en doğalı pastırma dır, basturma derler))
bu resimde ki ise kalbasa die okunur kolbastıyla ilgisi yoktur.
  • simfer  (03.02.13 14:43:12) 
[]

Bir cümlelik çeviri yardımı ama aynı zamanda bir petrol sorusu

aslında cümle bile değil, çevirmeyi başaramadığım kısım burası:

"the maintenance of oil-field pressures in Iraq."

Cümlenin tamamı ise şöyle:

The vulnerability of the energy sector to water constraints is widely spread geographically, affecting, among others, shale gas development and power generation in parts of China and the United States, the operation of India’s highly water-intensive fleet of power plants, Canadian oil sands production and the maintenance of oil-field pressures in Iraq.

Amaç anlamı korumak, birebir çevirmiyorum.

Ve fakat su kullanarak nasıl bir maintenance yaptıklarını da anlayamadım, boşalttıkları petrol yataklarına çökmesin diye su mu dolduruyorlar?

Önerisi olan?

 
Irak'taki petrol yataklarındaki basıncın denetimi, bakımı demiş.
suyu basıp petrolü çıkarıyolar benim bildiğim içeri bişi basman lazım ki içerdeki dışarı çıksın, kendinden fışkıran yatak az. sonra ordaki basıncı tutamazsan daha güneye akıyor filan.

  • kediebesi  (01.02.13 13:42:04) 
www.slb.com

Yukarıdaki makale açıklıyor. Petrol yataklarında su istenmeyen bir faktörmüş ve maliyeti arttıran bir faktörmüş. Her bir varil petrol çıkartabilmek için ortalama 3 varil su çıkartıyorlar. Ama bu suyu idare etmek, depolamak veya kontrol etmek zor. Birçok faktör var. Kuyuya geri su basıp kapalı bir döngü hâlinde kontrol etme yöntemlerinin olduğunu falan da okudum. Konuda daha derine inmek gerekiyor rezervuarların davranış şekillerini anlamak için. Makaleyi ben tam okumadım, yüzeysel baktım.
  • hiko seijuro  (01.02.13 13:52:28) 
[]

ALES'te ingilizcecinin çözmesi gereken

Bir dilci olarak söz1, söz2 ve say1 testini çözmem gerekiyor. Say2 testini çözmek puan getirmiyor sanırım.

Emin olmak için soruyorum, doğru mudur bu bilgi?


 
eğer sözel puan almak istiyorsanız haklısınız, evet puan getirmiyor.


  • yemrem  (01.02.13 11:46:00) 
[]

1'den fazla yabancı dil bilenler

nasıl yapıyorsunuz o işi allah aşkına? nasıl öğreniyorsunuz?
ben hala ingilizce kasmaya çalışıyorum ki daha oturmuş değil, adamlar iki üç dil biliyorlar.


edit: soru tipini yabancı dil olarak değiştirdim.

 
ingilizce var, almanca az, fince az, rusça öğreniyorum şu an. Oluyor ya, pratiğe bakıyor iş


  • bonjurkes  (01.02.13 01:00:48) 
hani az olarak değil de tam anlamıyla bilmekten bahsediyorum. o beyin nasıl işliyor da çatır çatır öğreniyor, çok imreniyorum.


  • ameliee  (01.02.13 01:04:08) 
bir seyi ne kadar tekrarlarsan o kadar ustalasirsin o konuda. ihtiyac, ilgi ve devamli tekrarla ogrenilinir. simdi ingilizcenin yanina ispanyolca ogreniyorum ve daha onceden sandigim kadar da zor degilmis hakikaten.


  • tdl  (01.02.13 01:05:47) 
Bırı olunca dıgerı daha kolay.


  • atmacaged  (01.02.13 01:07:35) 
Bir dili iyi öğrenirsen, dil öğrenmeyi de öğreniyorsun. Sen ingilizceyi kurallarla öğreniyorsun mesela, öyle olunca yeni dil öğrenmek yeni kurallar öğrenmek anlamına geliyor.

Ama ben tecrübelerden dolayı, artık ingilizce düşünür oldum. Ben gece uyurken kulağıma ingilizce fısıldarsan, uyku arasında sana ingilizce cevap veririm.

Benim beynimdeki "ingilizce kuralları" bölümü boş artık. Çünkü kurallar yerini alışkanlığa bıraktı. Şimdi yeni bir dil öğrenmeye çok müsaitim.

Kolay dil öğrenebildiğimi iddia etmiyorum, çünkü ingilizceyi aşırı miktarda pratik yaparak öğrendim. Yeni bir dil öğrenmem yıllarımı alabilir. Ama kendime çok daha fazla güveniyorum artık.

Yeni bir dili daha kolay öğrenebilen insanlar "kurallar > alışkanlık > yeni kurallar" sırasıyla öğrenebilir bir sürü dil. En zoru ilk dili öğrenmek.
  • harzem  (01.02.13 01:08:54 ~ 01:09:55) 
İngilizce, almanca var bende, almanca c1, ingilizce sertifikam yok ama bayaa iyi.

Almanca'yı anadolu lisesinde öğrendim, sertifikayı o zaman aldım. Erasmus'la almanyaya gittim, 1 sene kaldım, bi de staj da yaptım, iyicene pekişti.
İngilizce'yi de lisedeyken bilgisayarla falan uğraşırken bayaa öğrenmiştim kelime bilgisi vb olarak, sonra üniversitede hazırlık okudum bi sene, o zaman ağırlık verdim. Hz bitince de pratik yaptım hep okumaya devam ettim, çeviri yaptığım bi yerde çalıştım, bi yerden sonra 'gel yabancı misafirler var çevirmen de ol' falan dediler, öyle yürüdü gitti sonra.

Kendi kendime konuşuyorum. Mesela atıyorum çay koyarken birine ingilizce çay koydum gelsene falan diyormuşum gibi düşünüyorum, ara ara kendimi mülakatta hayal ediyorum, soruları cevaplıyorum kafamda. Bi yerden sonra bu alışkanlık oluyor, e sürekli kafada kurunca zaten oturuyor tamamen, süper oluyor seviye :)
  • roket adam  (01.02.13 01:08:56 ~ 01:10:13) 
almancayı lisede hazırlık + 4 yıl boyunca öğrendim. c1 seviyesinde diplomam var. ingilizceyi de filmden oyundan ordan burdan. bir baktım ki ielts'den 7 alıcak kadar öğrenmişim, üniversite ingilizce hazırlığını da atladım bu sayede.


  • king lizard  (01.02.13 01:28:53 ~ 01:29:09) 
[]

ne güzel(di)

ne güzel bi gün--> what a nice day! olarak çeviriyoruz. fiil yok burada. zaten yargı bildirmiyor, aslında tam olarak cümle değil, sadece bi ünlem.

ne güzel bi gündü --> soru cümlesi değil yine bu da. fakat geçmiş zaman olduğunu belirten bi ek var. bunu ingilizceye nasıl çeviririz? what was a nice day, mi deriz? ama o zaman soru cümlesi gibi oluyor?


 
what a nice day it was


  • loveinaflipbook  (01.02.13 00:21:57) 
What a nıce day ıt was


  • atmacaged  (01.02.13 00:22:55) 
ne güzel bi gün > what a nice day
ne güzel bi gündür > what a nice day it is

ne güzel bi gündü > what a nice day it was
ne güzel bi gün olacak > what a nice day it will be

birinci durumda, türkçede "dür" eki düştüğü gibi ingilizcede de "it is" düşüyor. gerisinde bu şekilde ekleniyor.
  • harzem  (01.02.13 00:29:01) 
[]

sigur ros şarkı sözleri, çeviri

çok uzun süredir sigur ros dinliyorum.
çoğu zaman da ne anlattığını merak ediyorum.
ancak türkçe çeviriye ulaşamadım hiç.
bir bilgisi olan?

 
zaten kendi uydurdukları bir dil. yani çevirisi yok.


  • clones  (31.01.13 23:29:48) 
kendi uydurdukları bir dil değil. en azından her albüm ve her şarkı için değil. büyük çoğunluğu da izlandaca. kendi sitelerinde bir kısım çeviri mevcut. bazı fan sitelerinde daha fazlasını da bulabilirsin.

türkçe çeviriyi artık kendin yapacaksın.
  • average  (31.01.13 23:33:38 ~ 23:34:18) 
o zaman ben yanlış biliyormuşum. ibret olsun diye kalsın artık. aslında tam izlandaca da değil. karışık bir dil olabiliyor. bu yüzden bazılarının sözlerini bulabilirsiniz.


  • clones  (31.01.13 23:35:32 ~ 23:37:51) 
İzlandaca olamayan veya İzlandaca-gibi olan konu hakkında olay şu:

en.wikipedia.org
  • average  (31.01.13 23:44:36) 
[]

online yabancı dil eğitimi

selamlar,

1. ingilizce bilenler için bildiğiniz (ingilizce üzerinden farklı dil eğitimi) siteleri var mıdır? kullandığınız, önerebileceğiniz, hatta mobil kaynakları da olan siteler, programlar olursa önerilerinize açığım.

2. bir zamanlar fii tarihinde bir link görmüştüm; cia veya fbi'ın çalışanları için hazırlamış olduğu dünyanın bütün dillerinin eğitimi ile ilgili dökümanların olduğu bir internet sitesiydi. ben mi yanlış hatırlıyorum yoksa böyle bir site var mı? varsa adresini biliyormusunuz?

selamlar,

 
www.livemocha.com


  • kiral  (01.02.13 00:18:34) 
www.busuu.com


  • bucuuu610  (01.02.13 22:07:22) 
[]

alamıyordum, tr-> ing, fr

merhaba.
"alamıyordum" cümlesi(? bu bir cümle aynı zamanda dimi) türkçede hangi yapıda?

-ebilmek var içinde (ne diyoruz türkçede bu yapıya, yetenek kipi falan var mıydı?
-süreklilik devam eden bi yapı var -yor (süreklilik kipi)
-dili geçmiş zaman var. (ne diyorduk buna, hikaye mi? -mişliye rivayet diyorduk)

cümle içinde kullanalım;
gece iki ile üç arasında telefonuma gelen mesajları alamıyordum.
cümleyi çevirmeye gerek yok, bana lazım "alamıyordum" kısmı.

i was not receiving. --> almıyordum.
i was not being able to receive, oldu mu? was ve being yan yana olmaz ki?
i was not ableing to receive da olmaz?
(i couldn't istediğimi karşılamıyor, alamadım oluyor, süreklilik eksik)
je n'ai pu pas recevoir --> alamadım
je n'ai pu pas etre en train de recevoir --> alamıyordum, oldu mu?

türkçede, tense.in karşılığı kip mi oluyor?
hangi tense, temps ya da kip oldu şimdi bunlar?

 
I was not able to recieve.
I couldn't recieve de bunlar yerine göre süreklilik belirtebilir.

fransızcasına bir şey diyemem. yani demek istediğim dilden dile zaman farkları da var, anlam farkları olan kelimeler gibi.
  • thracian  (31.01.13 22:01:44) 
yeterlilik filinin şimdiki zamanın hikayesi gibi bir şey oluyor.


  • inanmazsan inanma  (31.01.13 22:03:42) 
I wasn't able to receive calls between 2 and 3 AM. (tam karşılığı)

I couldn't receive calls between 2 and 3 AM. (bu da uyar çünkü zaman belirtilmiş zaten)
  • harzem  (31.01.13 22:15:25) 
cevaplarınıza teşekkürler.

i couldn't denilebilir elbette. ama sürekliliği tam olarak ifade etmiyor. alamadım ile alamıyordum arasında keskin bi fark var nihayetinde türkçede.
2 ile 3 arası dediğimde süreklilik belli ve could kullanılabilir, bunu biliyorum. fakat bana lazım olan çevirisi değil, farklı yollarla da ifade edebilirim zaten.

soruyu şöyle sorsam daha iyi olabilir: süreklilik, abilete ve geçmiş.i içinde bulunduran bi form arıyorum ben. çok kullanılıyor olmasına gerek yok. muhakkak bi yapı vardır böyle, onu arıyorum. sonuşta türkçede de "şaşkınlaşmamalıymışızmış" diye bi kelimeyi kaç kiçi kullanır bilmem, ama gramatik olarak var olabileceğini sanıyorum.

iki dil arasında tam bir çevirinin olmadığını, yapıların farklı anlamlara sahip olabileceğini biliyorum. fakat abilite, süreklilik ve geçmişi bir arada kullanabileceğimiz daha keskin bi yapı olmalı.
  • dahinnotha  (31.01.13 22:32:58) 
I've been unable to receive calls. Senin tam aradığın bu o zaman.

I've been unable to receive calls during the time my cell phone was out of juice = Telefonumun pilinin bitik olduğu süre boyunca çağrı alamıyordum.

Ama zaman kullanımına dikkat et. Tam saat verirsen past tense kullanmaya dönersin perfect yerine.
  • harzem  (31.01.13 22:38:37 ~ 22:39:20) 
aslında zaten cümlenin zamanında bir belirsizlik mevcut.
niçin "alamıyordum" deniyor bunu bir sorgulamak gerekli...
"gece iki ile üç arasında telefonuma gelen mesajları alamıyordum"
"gece iki ile üç arasında telefonuma gelen mesajları alamadım"
bu alamama olayı ne zaman oldu? bu net değil.

bunu ingilizce anlatırken "alamadım"(i wasnt able to get) dememek ve sürekliliği belirtmek derdindeyseniz bir zaman zarfına daha ihtiyacınız var.

örnek:
"Geçen yıl bu zamanlarda gece iki ile üç arasında telefonuma gelen mesajları alamıyordum."
"This time last year I wasnt able to receive any text messages between 2-3 am."

veya:
"O sıralar gece 2-3 arası hiç mesaj alamıyordum"
"I wasnt able to receive any text messages between 2-3 am back then"

böyle kullanıldığında tam olarak "alamıyordum" manasına gelmiş olur.
  • iz  (31.01.13 22:45:12) 
birebir çevirmeye kalkarsan aradığını bulamazsın. could, senin vermek istediğin anlamı veriyor. o yüzden kasmaya gerek yok. sürekliliği vurgulamana gerek yok ayrıca. türkçe'de geçmiş zamanda süreklilik için ekstra bir şeyler ekleriz fiile ama ingilizce de buna imkan olmayabilir her zaman. could yeri geldiğinde alamadım demek için de alamıyordum demek için de kullanılır. illa süreklilik, geçmiş ve yeterliliği bir arada kullanıcam diye kasmanı anlamadım. ingilizcedeki perfect tense'e de türçe'de karşılık bulmaya çalışıyor musun?


  • the last ottoman emperor  (01.02.13 06:53:08) 
[]

İngilizce nasıl öğretilir

selamlar,

kız arkadaşıma ingilizce öğretmek gibi bir niyetim var. ingilizcesi hiç yok sayılır.

bu işe nereden başlanır neyle devam edilir bilgisi olan var mıdır?

gramerden mi giriş yapılır yoksa sayılardan harflerden mi? livemocha üzerinden gideyim diyorum ama pek emin olamadım oradan da. elimde kaynak hiç yok.

bu şartlar altında nacizane tavsiyelerinize muhtaç kaldım ey ekşiduyuru ahalisi..

 
orta-lise ingilizce hazırlık sınıfı mantığıyla gidilir.
bir ünite kitabından konu işleyerek başlayacak, tipik basit soru-cevap kalıplarını öğretecek, sonra dilbilgisi ve kelimelerle destekleyeceksiniz.

zaten ilk 1 ay öğrenip öğrenmediğini bile tam olarak anlayamaz yavaş yavaş oturur.

özellikle kelime ve dilbilgisi için çok yazmak lazım.
dil, yazarak öğrenilir.
  • blatta hiberna  (31.01.13 18:54:48 ~ 18:55:22) 
ilk ilk alfabe ve sayılar. harflerin telaffuzu. sonra basit soru cevaplar.


  • yarey  (31.01.13 18:59:07) 
ben hazırlıkta opportunities serisi kitapları kullanmıştım. ondan mı başlasam?


  • emekli intihar komandosu  (31.01.13 18:59:16) 
bildiğin kitabı kullanman iyi olur bence.
dilbilgisi için de english grammar in use.

  • blatta hiberna  (31.01.13 19:05:42 ~ 19:06:02) 
Tanıdık ıle olmuyor o ısler. Mumkunse yabancı bırısı ogretsın sen destek olursun.


  • atmacaged  (31.01.13 19:24:25) 
uzak mesafe ilişikisi içinde bi şekilde başarmaya çalışıccaz. zaten olmazsa bi kursa yazılacak ancak öncesinde biz denemek istedik... umarım başarılı oluruz.. önerebileceğiniz bir kaynak var mı? soft copy çok işe yarar sanki şuan :)


  • emekli intihar komandosu  (31.01.13 19:27:19) 
[]

Kezbanın ingilizcesi ne?

how do you say "kezban" in english ?




 
www.eksisozluk.com
yani

kezban = turkish chavette
  • xyz123  (31.01.13 18:28:56 ~ 18:29:41) 
tramp


  • cantstandya  (31.01.13 18:38:51) 
peasant girl


  • durdenist  (31.01.13 18:47:15) 
kate.
(bkz: işler güçler)

  • mutevazi  (31.01.13 18:58:28) 
Turkısh brıgıtte jones


  • atmacaged  (31.01.13 19:27:42) 
[]

ingilizce hazırlık muafiyet sınavı için kaynak [caps]

caps'teki sorular gibi sorular içeren kaynak test kitapları neler var acaba? hazırlık atlamak isteyen bir arkadaşa ingilizce ders vericem, daha önce hiç ders vermedim, büyük ihtimalle sorular üzerinden anlatıcam süre kısıtlı olduğu için. zira bana kaynak test kitapları lazım. neler önerirsiniz? web sitesi vs. de önerebilirsiniz ek olarak, ama öncelikle kitap önerileri gelirse daha iyi olur. tenkyuveriyors.




 
hocam bu odtünün hazırlık sınavına benziyor, ankarada iseniz odtü hazırlığı falan yeni bitirmiş birinden isteyin bence.


  • ne istedigini bilmeden aglayan cocuk  (01.02.13 01:19:41) 
[]

Evde ingilizce

Evde tek başına ingilizcesini ilerletmek isteyen birisine nasıl bir program önerirsiniz.Elimde gerekli videolar,kitaplar var.Sadece bir program ve ekstra kaynak tavsiyesi istiyorum.




 
Effortless English, Rosetta Stone vs.


  • efreet sultan  (31.01.13 14:02:09) 
Açsın önce tensleri googledan yazsın bir kağıda..öğrensin hangi zamanı nasıl söyler..Sonra www.interpals.net e girsin.Profil açıp mektup yazsın sağa sola..onlardanda istesin..saçma sapan bir sürü şey yazsın..çevirsin türkçeden ingilizceye..O sırada öprenir zaten herşeyi.


  • cancan  (31.01.13 14:12:03) 
rosetta stone, verbix


  • dokunmakalbime  (31.01.13 14:13:41) 
www.livemocha.com


  • safepassage  (31.01.13 15:12:58) 
face2face, new english files, headway falan indirsin.


  • historien  (31.01.13 15:18:39) 
English Grammar in Use oldukça bilinen bir kitap. Basit açıklamaları anlayabilecek düzeyde İngilizce'si olanlar için ideal.


  • tozluhikaye  (31.01.13 18:13:21) 
[]

Hazır gelmişken

başlıktaki kalıp ingilizcede nedir? hazır gelmişken şunu da yapalım vs gibi bi cümle farzedin..




 
since we came there lets do this

since we have already come there...
  • Golgi  (30.01.13 21:32:31) 
"madem buradayız" şeklinde kullanıyor onlar sanırım. ing bilmediğim için yazmıyacam ama ing bişeler.


  • hasmetizm  (30.01.13 21:32:50) 
now that we're here, let's do this...


  • letheavendangered  (30.01.13 21:35:23) 
letheavendangered +1


  • atmacaged  (30.01.13 22:06:15 ~ 22:07:16) 
since we are already here, lets ... (daha konusma dili)
being here already, lets ... (daha bir yazili dil)

  • parol  (31.01.13 09:54:58) 
[]

kısa bir çeviri.

If you had a fight with me
And you told me to go away forever
Would you expect me to help you when you wanted it?


 
eger benimle kavga etseydin ve sonsuza kadar gitmemi soyleseydin; yardim istedigin zaman sana yardim etmemi bekler miydin?


  • freefroglet  (30.01.13 15:15:57) 
[]

Kelime yardım

Furthermore, this should in my opinion not be a KitKat product as KitKat
chocolate falls into the confectionery range, while yoghurt is a nutritious
product. I also believe that the basic “break” idea should never be forgotten!
Here I can only say “good luck to this brand extension!”

Burda break idea ile ne denmek isteniyor? Ve brand extension nasıl çevirilebilir?

Unfortunately, there are still too many Buitoni logotypes on the service panel, the hierarchy is not the best, too much repetition and still, Buitoni made this panel interesting and I read it!

buitoni bi pizza markası. service panel ile ne kastediliyor?

 
tatlı molası gibi olmalı, mola anlamında yani. detayını bilmediğimiz için en yakını bu diyorum. belki de markadan "ayrılma" olarak yazılmıştır. ya da breakthrough gibi, atılım, ilerleme anlamı da çıkabilir.

brand extension: marka genişlemesi, marka büyümesi.

service panel, servis konsolu olarak çevrilebilir.
  • [silinmiş]  (30.01.13 09:15:41) 
break idea - "atıştırmalık fikri/konsepti" gibi bir şey sanırım.

brand extension - marka genişletme olarak kullanılıyor genelde.

buitoni makarna markası değil miydi?

service panel - müşteri/sipariş paneli olabilir fakat metinde sayfanın ilginç olduğu kendini okuttuğu yazdığından sayfayı görmek daha sağlıklı olur karar vermek için.
  • 9kuyruklukedi  (30.01.13 09:29:56 ~ 09:33:55) 
[]

ingilizce çeviri

Merhaba arkadaşlar

if you add to this that the same overcharged layout is repeated twice more, the reader may well understand that this design is what the british call a dog's dinner.

aklıma karıştıran şey arka arkaya gelen "this that" ve "the same overcharged layout is repeated twice more". nasıl çevirilir?

 
buna bir de aynı aşırı kullanılmış temanın iki kez daha tekrarlandığını eklerseniz, okuyucu bunun ingilzlerinin "arapsaçı" dedikleri şey olduğunu anlayabilir.
çok düz, ama böyle.

  • yalnux  (30.01.13 03:34:44) 
dog's dinner deyimi "arapsaçı" manasında değil yanlız, berbat birşeyi nitelemek için kullanılmış.


  • Elena  (30.01.13 05:03:38) 
dog's dinner = karman çorman


  • 9kuyruklukedi  (30.01.13 09:38:24) 
[]

ingilizce konuşma pratiği için program

arkadaşlar, gramerim felan iyidir. kpds 80 civarı puanım, toefl 90 ayarında ingilizcem var. 1 yıldır kullanmıyorum aktif olarak ve geçen neredeyse rezil oluyordum. konuşma işi zaten sıkıntılıydı, ama bir şeykilde böyle programlar var mı acaba ? çalışmak için yardımcı olacak ?




 
konusurken, telaffuzunda mi problem var yoksa cumle kurarken mi zorlaniyorsun? yoksa her ikisi mi problemli?


  • tdl  (30.01.13 02:44:00) 
haci karsina alip konusabilecegin kafa dengi bi program bulman cok zor.


  • ocaan  (30.01.13 07:02:23) 
abi telaffuz güzel, cümle kurarken de hiç hazır olmadığım yerden bir soru gelse pat duraksıyorum. atıyorum mecliste bugün gerçekte konuşulan konu ? ne bileyim suriye ile mürtecilerin zımbırtılarını yorumlayamıyorum pat diye.


  • bazardaki artis  (01.02.13 01:21:58) 
bekle, yararlı tavsiyeler gelecektir.


  • mecazimursel01  (01.02.13 01:28:09) 
[]

Türkçe - İngilizce Cümle Çevirisi Yardım

Bir caminin saçaklarından bahsediliyor. Ve şöyle bir cümle var." Saçakları geniş bırakılmıştır. "


Bunu nasıl çeviririz ?

 
allowed to occupy a wide space? --hiç mimari değil çok genel bir çeviri oldu idareten :)


  • niye ama  (29.01.13 18:24:10) 
canopy denebilir cami saçağına sanırım. markiz demek di mi cami saçağı?
markizse canopy uyar.

"Its canopies have been designed(set) large" gibi...
  • iz  (29.01.13 18:33:46) 
[]

[ingilizce kelime] yatakta, kapıda veya ofis masalarında bulunan kağıtlık

nedir onun ingilizcesi? holder ?

kağıt, dosya koyduğumuz o hazne işte...

not: yalnız dikey yüzeye iliştirilen hazneyi soruyorum. yatay yüzeye konulan değil.

 
document cabinet
document case
file cabinet
bunlar olabilir. sanırım en dogru olanı ilk yazdıgım. tray'da diyorlar ama
cnyes.en.alibaba.com
oald8.oxfordlearnersdictionaries.com
oald8.oxfordlearnersdictionaries.com
  • bizatihizururi  (29.01.13 17:37:09 ~ 17:38:02) 
[]

evde ingilizce öğrenmek

mümkün müdür? eğitim videoları ile filan öğrenebilir miyim?

bi kursa gittim. 1,5 yıl süre veriyor. benim o kadar vaktim yok. seviyem elemantary ile pre-intermediate arası bir şeymiş.

ingilizceyi seviyorum. yabancı değilim çok ama bayağı profesyonel olmam lazım. evde olur mu bu iş dersiniz? ayrıca çabuk öğrenen bir yapıya sahibim.

not: eğitim seti önerilerine açığım.

 
şarkı ezberle çok çabuk öğrenirsin..


  • dedim dedim de kime dedim  (29.01.13 15:04:08) 
rosetta


  • dokunmakalbime  (29.01.13 15:10:51) 
cok disiplinli calisirsan mumkun. kursun en onemli bu avantaji zaten; para verdigin icin gidiyorsun ve duzenli calisiyorsun mecburen. seviyene uygun bir ders kitabi bul (mesela universite hazirliklarda okutulanlardan Headway gibi, sahaflarda ikinci el bulabilirsin), hergun okula gidiyormus gibi dersi isle, odevleri yap. kendine kendine oku, ezberle, okuma konularini calis, ozet cikar, sonra onu yine kendine anlat filan. ekstradan ingilizce sarki dinleyip sozlerini cikarmakla, hikaye kitaplari okuyup kelime hazneni gelistirmekle pekistirebilirsin.


  • freefroglet  (29.01.13 15:17:24 ~ 15:18:09) 
@freefroglet doğru demiş. Ben de denedim evde öğrenmeyi ama olmadı çünkü o kadar disipli olamadım. Canım istemediği zaman boşverdim, bir zaman sonra hiç bakmadığımı fark ettim :)
İngilizceyi ingilizce anlatan eğitim videoları var. youtube'da falan var. Ya da şu meşhur 70 cd'lik daylight eğitimi var ona da bakabilirsin. Ama bir plan yap, haftada 3 gün, günde 3 saat mi ayıracaksın. Buna kesinlikle uy.
Sınıf ortamının bir artısı ise konuşma pratiği de yapabilmen ki bunu da internet üzerinden yapabilirsin. İngilizce bilen arkadaşların varsa eğer haftada 1-2 saat onlarla işlediğin konuları da katarak sadece ingilizce konuşmaya çalışabilirsin. Ya da istanbul'da isen couchsurfing'in buluşmaları oluyor onlara takılıp pratik yapabilirsin.
  • barix  (29.01.13 15:58:40) 
ne dinledin mesela?


  • barix  (29.01.13 16:31:00) 
[]

ufacık bir çeviri daha

"uçak biletinizi karşılayacağız" cümlesini ingilizceye nasıl çevirebiliriz?




 
your flight ticket will be paid by ...


  • sannora  (29.01.13 13:51:47 ~ 30.01.13 07:00:57) 
we are going to cover your flight tickets.


  • freefroglet  (29.01.13 13:55:32) 
will değil going to olur bencede tarifeli uçak sonuçta


  • baknedicem  (29.01.13 14:18:15) 
going to olmaz will olur, promise var neticede.

we will cover your flight tickets. denir.
  • atmacaged  (29.01.13 14:41:28) 
eğer resmi bi konuşmaysa uçak biletinizi karşlıyacağız demek öküzlük olur. ulaşımınızı karşılayacağız demek daha kibardır. yani transportation kullanmanız daha makbül olur


  • ack3000  (29.01.13 14:50:22) 
your transportation expenses will be covered by our company.

diyeyim ben de. ayarinda ve resmi.
  • ortada pisuvar yandan gec  (29.01.13 15:39:45) 
[]

3 kelimelik ingilizceye çeviri

"çalışmalarında başarılar dilerim" i nasıl çeviririz?

"l wish you success on your studies." burda bir şey yanlış gibi geliyor bana, yada hepsi yanlışsa doğrusu nasıl olur?


 
çalışma derken ders çalışması anlamında mı? yoksa işte çalışma anlamında mı?


  • loveinaflipbook  (29.01.13 13:48:52) 
seninki fena olmamış "at" dışında.

"I wish you the best of success at your studies" de olur
  • loveinaflipbook  (29.01.13 13:58:42 ~ 14:00:24) 
At de degil, on da. I wish you success in your study olacak.


  • scuderia  (29.01.13 14:15:25) 
[]

Küçük bir ceviri

Ürünler elimize ulaşmadı tekrar gonderebilir mısın nasıl derim?




 
I didn't get the items/products. Can you please send them over again? veya kargo ile gonderiyorsa, can you please ship them again?


  • uyku semesi  (29.01.13 09:33:09 ~ 09:33:41) 
We did not receive the products. Could you please send them again?


  • interview with the vampire  (29.01.13 09:38:21) 
[]

karikatür çeviri

www.facebook.com

ingilizce'ye nasıl çeviririz?


 
i loved some women
that they actually never existed.

ben böyle yaptım ama ne kadar oldu emin değilim.
  • dahinnotha  (29.01.13 00:08:23) 
i've loved many women,
who already don't exist.

  • lesmiserables  (29.01.13 00:13:38) 
I loved women
That didn't even exist.

olabilir mi mesela?
  • reavelyn  (29.01.13 00:57:55) 
[]

mini minnacık bir çeviri

şimdi twitter'da yabancı bir ateist arkadaşa bazen kfür ediyorlar,o da #thingstogodlysay hashtaiyle cevap veriyor,işte bu türkçe'ye tam olarak nasıl çevrilir?




 
doğru yazdığına emin misin? arama sonuçlarında çıkmıyor, örnek twit var mı?


  • harzem  (28.01.13 22:57:31) 
pardon thingsthegodlysay imiş:,
twitter.com

  • illuminatinin basindaki adam  (28.01.13 22:59:19) 
"Söylenen Tanrısal Şeyler"


  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (28.01.13 23:01:25) 
ama godly "dindar" anlamına da geliyor yanılmıyorsam.


  • illuminatinin basindaki adam  (28.01.13 23:03:37) 
dindarların söyledikleri olacak evet. kendisi ateist olduğundan dalga geçmek/afişe etmek amacıyla böyle bir şey yapıyor muhtemelen.


  • cinsi kisi  (28.01.13 23:17:48) 
"godly olanın söyledikleri" anlamına geliyor. godly de burada dindar anlamıyla çevrilebilir en yakın. türkçedeki "allahsız lan bu herif" cümlesindeki allahsız'ın tersi "allahlı" ya, işte tam karşılığı o. türkçede "allahlı" diye kullanmayız, dindar diye kullanırız. #DindarlarınSöyledikleri veya #DindarınSözleri gibi çevirebilirsin.


  • harzem  (28.01.13 23:21:07) 
[]

İngilizcede ben anlamına gelen I büyük mü yazılır ??

arkadaşlar hemen örnek vereyim.

"When i see her" ?

"When I see her" ?

hangisi doğru kullanımı ?

 
when i
edit: I doğruymuş

  • metehan01  (28.01.13 22:36:13 ~ 22:41:02) 
büyük yazılır. i diye geçmez.


  • sttc  (28.01.13 22:37:25) 
hangisi doğru arkadaşlar :D


  • focke wulf  (28.01.13 22:39:32) 
kesinlikle büyük ve üst ve alt çizgili şekilde yazılır. yoksa "l" harfi olarak okunur.


  • lesmiserables  (28.01.13 22:41:02) 
kesinlikle büyük ve üst ve alt çizgili şekilde yazılır +1

günlük yazışma sırasında kolaya kaçıp i diye yazan çok amerikalılardan falan, ama doğru kullanım olan büyük harftir. el yazısı ise üst alt şerifleri de koyarsın. en.wikipedia.org
  • harzem  (28.01.13 22:44:00) 
I formal, i informal.


  • klassno  (28.01.13 22:45:36) 
[]

Orta karar ingilizce nasıl ilerletilmeli?

günlük nuşma diliyle ilgili hiç problemim yok. hemen hemen her şeyi anlıyorum, derdimi anlatıyorum, espri yapabiliyorum falan filan.

ama iş 2 satırlık cümleleri okumaya gelince, iki kuruşluk derin muhabbete girince sıçıyorum.

harry potter okumakta sorun yok ama yetişkin romanı okuyamıyorum.

yurtdışına gitmem çok mümkün değil, hem para yok hem de çalışıyorum.

ne yapmalıyım sizce? nasıl ilerletmeli bu dili?

 
film, dizi, kitap, gazete, dergi.

bunlar zamanla olacak şeyler, okuya okuya öğreneceksiniz. temeli öğrendikten sonraki adım bu olmalıdır.

yetişkin romanları da okuya okuya öğreneceksiniz. bazı kitapların dili ağırdır, misal, bir türk olarak dili ağır olan türkçe bir kitabı da okumakta zorlanabilirsiniz. yine bunun üzerinden bolca okuyarak gelir kişi.
  • kuja  (28.01.13 21:08:07) 
Ben star trek next generation izleyerek geliştirmiştim gençken. adamlar sürekli bir afra tafralı konuşuyorlar, sitcom konuşması yok hiç. uzay adamı ya hepsi.

sonra da "yetişkin romanı" dediğin her neyse, onları okuya okuya gelişecek işte.
  • harzem  (28.01.13 21:18:41 ~ 21:19:00) 
Aynı durumdaydı ingilizcem. Ogrenciyken calıstıgım yerde butun katalogları, brosurleri ve web sitesini ingilizceye cevirdim. Yani bolca yazdım. Teknik kelimelerde zorladım kendimi ayrıca kurumsal dil oldugu icin yazı yetenegım orada gelişti

Kitap konusunda biraz zorlamak lazım. Dilinagır olan kitaplarda ilk bir kaç sayfa cok zor oluyor ama inat edip okumaya devam etmek lazım birkaç on sayfa sonra anlamaya baslıyorsun

Yani dil işi zorlamayla alakalı
  • bizatihizururi  (28.01.13 21:23:36) 
[]

'buraya da uğra.' ingilizce nasıl derim beyler?

evet gececiler soru başlıkta




 
sorun şu ki uğramayı tam olarak karşılayan fiili veya varsa günlük bir kalıbı bilmiyorum.


  • musluksuyu  (28.01.13 03:46:24 ~ 03:46:36) 
stop by here too
come to visit here too
gibi gibi.

kalıp olarak uğramak içi "stop by" kullanılıyor genelde.
  • lunedor  (28.01.13 03:47:54 ~ 03:48:51) 
stop by here sometimes falan olabilir mi? ben de dizide duydum gibi. gibi.


  • Agnahie  (28.01.13 03:48:03) 
come by aradığın şey.


  • sparkle kiddle  (28.01.13 03:58:48) 
come by / drop by fiilleri uygun


  • hjarteblod  (28.01.13 04:04:37) 
stop by olur
drop by, birini bi yere birakmak oluyo, uyandiriyim

  • jemjumun intikami  (28.01.13 04:33:02) 
"drop by" tam karşılığıdır.. uyandıran arkadaşları uyandıralım.. :)


  • ianism  (28.01.13 05:27:43) 
drop by sometime


  • tdl  (28.01.13 06:52:52 ~ 06:53:00) 
drop by, come around


  • parol  (29.01.13 12:09:35) 
drop over.
We just wanted to drop over. (bir ugrayalim istedik)

  • düşünüyorum öyleyse vurun  (29.01.13 12:14:58 ~ 12:44:36) 
1 ... • ... • 136 • ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.