[]

İngilizce Çeviri

"Gönderdiğiniz dökümandaki istenilen kısımlar türkçeye çevrilmiştir."

sökeceğim ingilizceyi söz:) ama şimdi yardım lazım.


 
The requested passages (parts) from the document which you have sent, have been translated into Turkish.


  • hiko seijuro  (22.02.13 09:03:20 ~ 09:36:43) 
hiko'nun bir virgülü fazla.


  • atmacaged  (22.02.13 10:00:09) 
[]

cümle çeviri

Speed problem simplifying - Slow solution finding.

sorunu hızlı basitleştir - çözümü yavaş bul . şeklinde mi yoksa başka şekilde mi çeviriliyor?


 
sorunu hızla basitleştir- çözüm yavaşça bulursun gibi geldi bakınca.


  • shbz  (22.02.13 00:04:02) 
[]

bildiğiniz dillerde çeviri?

"Sonsuza kadar benimlesiniz" veya "her zaman yanımdasınız" Cumlesinin cevirisini yazar misiniz? Hangisi kulaga daha hos gelirse onu yazdiricam dovme olarak.

yeterli cevabı alamadığım için tekrar soruyorum. işim de acele biraz.

şimdiye kadar gelenler:

latince: Mecum es in aeternum
çince (mandarin): 你永远和我在一起
Rusça: Вы со мной навсегда.
Ukraynaca: Ви зі мною назавжди.
Hindi: तुम मेरे साथ हमेशा के लिए.

translate kullanmak istemiyorum yanlış çeviriyor çünkü. bildiğiniz garanti çeviriler olsun lütfen.

hangi dil olursa olsun farketmez.

teşekkürler.

 
you are with me forever. (?)


  • allanpoe  (21.02.13 22:04:11) 
Kürtçe: Bi heta dawî tu li ba minî.


  • sansasyonel eylem planlayan insan  (21.02.13 22:14:12) 
Vous êtes Avec moi jusqu'à l'infini.
Fransızca.

  • fraise  (21.02.13 22:15:32) 
senin için japon arkadaşıma bile sordum bak.

japonca: みんなずっと一緒だよ!
okunuşu: Min'na zutto isshodayo!
  • ermanen  (21.02.13 22:32:30) 
sonsuza kadar benimlesin = siempre estás conmigo
İspanyolca, evet.

  • kitvidet  (21.02.13 23:44:22) 
ispanyolca için "hasta siempre estás conmigo" daha doğru olur. (sonsuza kadar benimlesin)


  • halim selim  (22.02.13 02:32:50) 
sempre estas comigo-portekizce


  • shbz  (23.02.13 00:33:54) 
[]

Önce kelime mi gramer mi?

Merhaba
İngilizcede acil olarak sadece okuduğumu anlamaya ihtiyacım var.okuduğum şeyler de yabancı programlama kitapları vs.kelime bilgim idare eder durumda.10 kelimeli bi cümlenin 7-8 kelimesini anlasam da kafamda o cümleyi birleştiremiyorum.size hangisiyle uğraşıyım gramer mi öğreniyim kelime dağarcığımı mı arttırıyım



 
ikisini birden niye yapmıyorsun?


  • Mikail bey  (21.02.13 18:39:39) 
Kelimelere öncelik vermek daha iyi


  • sadegazoz  (21.02.13 18:50:21) 
grameri kitaptan mı çalışıcam peki?netten e-booklar indirdim ama be was were fln anlatıyor.o kadar da kötü durumda deilim.daha orta seviye bişeyler arıyorum.düzgün bi kaynak olsa halledebilirim gibi.o konuda bi tavsiyesi olan var mı?


  • amusan  (21.02.13 18:58:34 ~ 18:59:09) 
[]

although vs though ve despite vs in spite of

İngilizce guruları toplaşın.
iki grup arasındaki fark tamam ama although ve though arasında ne fark var? ne zaman hangisini kullanacağımıza nasıl karar veriyoruz, tercih meselesi mi yoksa dikkat edilmesi gereken birşey var mı? aynı şekilde despite ve in spite of arasındaki farkı da bi zahmet açıklar mısınız please..



 
Though "yaklaşık" anlamı ile cümle sonunda kullanılabilir. although kullanılamaz.

He is very good at English. He is not an expert though.

Though "even" ile birlikte cümle başlarında kullanılabilir. Altough ise tek başına cümle başlarında kullanılır. Bunun dışında yerleri değişebilir.

Despite ve in spite of arasında ise hiçbir fark yok.
  • hiko seijuro  (21.02.13 15:53:08) 
despite ile in spite of arasında nüans farkı var, yek diğerini öteki yerine langur lungur kullanamazsın. ben konuşurken kullanacak olsam in spite of'u daha ezip geçmeli bir durum olarak kullanırım. despite bilinçli bir tercih bir "şu var ama bu" durumu. in spite of ise bütün köprüleri yakarak şu yerine bu durumu. tabii bunu konuşurken kendi kullanacağım ve karşımdakinden alacağım his olarak söylüyorum. bir metinde duruma göre aynı anlamı verebilir tercüme eden ama kelimenin gücü ve aradaki o ufak nüans bence çok fark yaratıyor his olarak.


  • Elena  (21.02.13 16:12:12) 
"though" gerçi, "although" rağmen anlamı verir ve ilki cümle sonunda, ikincisi cümle başında kullanılır:

"Although he is good at English, he is not an expert."
"He is very good at English. He is not an expert, though."
  • vejeteryanvampir  (21.02.13 17:16:47) 
[]

Türkçe tamlama

Arkadaşlar, tam emin olamadım. Şu tamlamalardan hangisi doğru?

Brezilya'nın Yeni Milli Takımı
Yeni Brezilya Milli Takımı

Lütfen ama lütfen bunu sadece Türkçe imlasını, gramerini gerçekten iyi bilenler cevaplasınlar. Aslında tamlamayı metinde "Brezilya'nın yeni milli takım kadrosu" olarak yazdım ve sorun çözüldü. Ama bunu da merak ediyorum şimdi.

Yardımcı olanlara şimdiden çok teşekkürler...

 
Yeni Brezilya Milli Takımı doğru bence,
Yeni Brezilya'nın Milli... deseydiniz yeni, Brezilya'nın sıfatı olurdu ama diğer şekliyle doğru.
ama Brezilya'nın Yeni Milli Takımı da yanlış değil =)
  • kobuzchu kiz  (21.02.13 13:26:59) 
anlatım bozukluğu konusunun en sık sorulan sorularından biri bu. Yeniyi başa koymamalısın çünkü o zaman Yeni Brezilya diye bir yer çıkmış olur. Yeni, Brezilyayı niteler yani. O sebeple Brezilya'nın yeni milli takımı denmelidir.


  • interview with the vampire  (21.02.13 13:29:08 ~ 13:29:40) 
Duyurucunun kriterlerini sağlamıyor olabilirim ama bence Türkçe konuşup yazan insanların hiçbiri bu tarz durumlarda yeni başa alınınca o yeninin hangi isme ait olduğunu karıştırmazmış gibime geliyor. Yani "Yeni Brezilya milli takımı" denildiğinde hiç kimse yeni olan şeyin "Yeni Brezilya" olduğunu düşünmez bana göre. Bu bence dilbilgisiyle ilgili çoğu konuda olduğu gibi birinin durduk yere takılıp kalmasıyla bir mesele haline gelmiş bir mesele. Öyle takılınınca her şeye takılınıyor.


  • Redingot1  (21.02.13 13:58:48) 
bazı sıfatlarda öyle bir sorun oluyordu ve ikisi de doğru kabul ediliyordu. mesela "Eski içişleri bakanı" ya da "İçişleri eski bakanı" gibi. ya da "Yüksek İnşaat Mühendisi" ya da "İnşaat Yüksek Mühendisi" gibi...
konuyla ne kadar alakalı bilmiyorum ama.

  • elcolerico  (22.02.13 19:06:07) 
[]

ingilizceden çeviri konusunda fikir

Merhabalar,
Şimdi elimizde şöyle bir cümle var:
"Today we live in a world in which the extended circulation of symbolic forms plays a fundamental and ever-increasing role."
Bu bir kitabın ilk cümlesi.

Ben bu cümleyi şöyle çeviremedim resmen:
"Bugün sembolik biçimlerin geniş kapsamlı dolaşımının temel ve gittikçe artan bir rol oynadığı bir dünyada yaşıyoruz."

Neresinden eğip büksem güzel bir şekilde ifade edemiyorum. "geniş çaplı bir biçimde dolaşımda olma halinin" mi demedim, özgün cümleden koparak "her yere yayılmış olmasının" mı demedim. Yok. Olmuyor. Okuyan kitabı eline alıp arkasına yaslandığında daha ilk cümleden "ne diyor bu ya" demesin diyorum. Yapamıyorum, neresinden tutsam aksıyormuş gibi geliyor.

Şunu güzel bir şekilde nasıl ifade edebilirim, fikri olan var mı?

 
şöyle 1-2 alternatif türettim ama...

"Sembolik formların ileri döngüsünün temel ve gittikçe de gelişen bir rol oynadığı bir dünyada yaşamaktayız bugün."

"(Bizler bugün) sembolik biçimlerin devasa(!) döngüsünün temel ve gittikçe de büyüyen bir rol aldığı bir dünyada yaşamaktayız."

hiç bugün demeyin bence aslında.
  • iz  (21.02.13 13:26:55) 
evet. bugünü atmak iyi bir fikir sanırım.
döngü yerine dolaşım daha iyi bir karşılık ama bence. burada bahsettiği sembolik biçimler, kitabın ilerleyen bölümlerinde göreceğimiz üzere, gazete, kitap, dergi, tv programları gibi basılı-görsel medya ürünleri çünkü.

  • idyl  (21.02.13 13:38:07) 
bunlar da benim alternatifler, 1. cümle aldı başını gitti ama :)

Günümüz dünyası sembolik biçimlerin önemli ve giderek artan bir biçimde etkisini arttıran dolaşımına sahne oluyor.

Günümüz dünyasında etki alanı genişlemiş sembolik biçimlerin dolaşımı köklü ve giderek artan bir role sahip.
  • vrykolakas  (21.02.13 13:54:59) 
vrykolakas ikinci alternatif bayağı güzel olmuş aslına bakarsan:) "etki alanı genişlemiş" "geniş kapsamlı"dan daha iyi olmuş kesinlikle. köklü de temel'den daha iyi durmuş. teşekkür ederim:)


  • idyl  (21.02.13 14:27:00) 
[]

tek cümle ing ceviri

hastalık şu anda bulaşıcı mı değil mi ? nasıl derız




 
is the illness contagious at the moment, or not?


  • interview with the vampire  (21.02.13 09:14:27) 
Is the disease currently in epidemic state or not?


  • hiko seijuro  (21.02.13 09:53:43) 
evet evet hikonun cevabı daha uygun. ben çok konuşma dili için çevirmişim.


  • interview with the vampire  (21.02.13 10:01:31) 
epidemic state için house m.d'den kullanma izni alman lazım :(


  • Golgi  (21.02.13 12:38:20) 
[]

ortacı (tekstilde bir pozisyon)

Merhaba,

hani şu ortacı aranıyor ilanlarında da sık sık gördüğümüz ortacının ingilizce karşılığını bilen var mı?

teşekkürler,
e.g.

 
runner olabilir mi?


  • talemon  (21.02.13 08:52:59) 
belki doffer olabilir diye düşündüydüm ben ama net bi şey bulamadım onca araştırmaya rağmen.


  • atrophy  (21.02.13 08:59:22) 
gofer imiş, belki bi gün birinin işine yarar.


  • atrophy  (23.02.13 09:06:25) 
[]

çeviri

Constructivists, critical theorists, postmodernists, and feminists necessarily incorporate normative considerations within the subjectivities and intersubjectivities that define their interpretive understandings.

Konstrüktivistler, eleştirel kuramcılar, postmodernistler ve feministler, ister istemez normatif düşünceleri, yorumlayıcı anlayışlarını tanımlayan öznel ve öznelerarası anlayışın bünyesine dahil ediyorlar.

diye çevirdim ben. subjectivities and intersubjectivities kısmı yordu biraz. bir el atın?

 
Öznellikler ve öznelliklerarası...

Böyle bi kelime/kavram var mı bilmiyorum.
  • compadrito  (20.02.13 21:32:31) 
güdük bilgi dağarcığımla, intersubjectivities = öznelerarası diye biliyorum.
felsefe antropolojisi, fenomenolojik sosyoloji bilgisi olan biri, help!

sırf türkçe anlamı daha iyi verebilir miyiz diye şöyle bişey yaptım:

"Konstrüktivistler, eleştirel kuramcılar, postmodernistler ve feministler, eleştirel anlayışlarını belirleyen öznel ve öznelerarası bağıntıların kapsamına ister istemez normatif çözümlemeleri de dahil ediyorlar."
  • kitvidet  (20.02.13 22:36:34 ~ 21.02.13 00:25:24) 
@kitvidet evet bir nebze daha iyi olmuş böyle, daha da iyisi olamayacak sanıyorum. teşekkür ederim.


  • fluorescein  (20.02.13 23:05:44) 
[]

radyo

ingilizcemi geliştirecek radyo tavsiyesi alabilir miyim? internet üzerinden dinleyeceğim.teşekkürler:)




 
  • sutlu nescafe  (20.02.13 20:27:31) 
bbc tabi. harikadır.


  • ben smyrna  (20.02.13 20:40:43) 
archive.org'da şahane radyo dramaları var.


  • tozluhikaye  (20.02.13 21:22:13) 
  • compadrito  (20.02.13 21:41:46) 
[]

Ne yapıyor bu arkadaşlar?

Have them lay on the floor with their arm extended and slightly bent so that object you are using is at the middle joint of their fingers and when they extend (roll their palm forward) the object ends up at the bottom of their palm.

object dediği 20 cm'lik bir tahta çivi.


 
sanırsam yere sırt üstü yatıp avuç içleri yukarı bakacak şekilde kollarını yana açıyorlar. parmaklarının 2. boğumuna nesneyi yatay biçimde koyuyorlar. ardından avuçlarını öne doğru kıvırarak nesneyi avuçlarının alt kısma yuvarlıyorlar.

bir tür bilek egzersizi gibi geldi. ama context çok muğlak ve detaylı anlatılmamış. ancak bu kadarını anlayabildim.
  • sir gawain  (20.02.13 15:43:33) 
[]

Basketbolla ilgili çeviri

The goal is to put the ball in the hoop off the backboard.
They will have to spin the ball in so that when it comes of the backboard it will spin off and into the hoop


hoop: pota
backboard:arkalık
spin:döndürmek

ama cümleyi anlamadım. ne yapmaya çalışıyorlar?

 
Sayı arkalığın çemberine topu sokarak yapılır.

Topu döndürmek zorundalardır ki arkalıktan sektiğinde top dönsün ve çemberin içerisine girsin.

Çember + Arkalık = Pota gibi düşünerek yazdım. Topa falso vermek de diyebilirsiniz.
  • hiko seijuro  (20.02.13 14:56:10 ~ 14:57:56) 
arkalık değil o tam olarak panya yani çemberin asılı olduğu o cam kısım.

yani sayı topun panyaya bağlı çembere girmesiyle olur.
oyuncular şutu atarken topa falso verir ve top panyaya geldiğinde o falsoyla beraber çemberden geçer.

10 gün sonra ingilizce kursuna başlayacak ingilizce özürlüsü biri olarak bunu çevirebilidim :)
  • ilkistan  (20.02.13 15:03:33) 
[]

Türkçe karşılığı olan/olmayan kelimeler

Resimdeki örnekteki gibi Türkçe karşılığı olduğu halde yabancı kelimeyi kullanmak seçilebiliyor. Bu yüzden kişi, yabancı kelimenin anlamını bilmiyorsa karşı tarafın ne anlatmak istediğini anlayamayabiliyor ya da yanlış anlamlandırabiliyor. Günlük dilde sık kullanılan bu kelimelerden aklınıza gelenleri paylaşırmısınız.

Resimdeki haricinde sizinde aklınıza gelenler neler? Misal benim hemen aklıma " bencil-egoist " örneği geldi.


 
samimi-icten (icten daha bir icten degil mi?)

dilimizde yer etse de samimi sozcugunu icten bulmuyorum.
  • bohr atom modeli  (20.02.13 14:21:20 ~ 14:21:53) 
şu an aklıma kelime gelmedi ama bu konuda birkaç şey söylemek istedim. bence tam tersi de geçerli, bence bazı türkçe karşılıklar kelimenin vermek istediği anlamı tam olarak karşılayamıyor. resimdeki karşılıklardan iki tanesine katılmıyorum; spontane ve paradoks. kılı kırk yararsak orijinal (onu da yanlış yazmışlar :)) için sunulan "özgün" kelimesine de sıfat olma veya isimleşme durumuna göre itiraz edebiliriz. bu ufak anlam farklılıkları da sunulan türkçe kelime yerine yabancı kökenlisinin kullanımını teşvik ediyor bence. "paradoks" kavramından bahsedeceksem, "çelişki" kelimesini kullandığımda mantık bilimindeki bir terimden mi yoksa gündelik bir kullanımdan mı bahsetmek istediğim tam anlaşılmıyor. "orijinal" kelimesinin türkçe karşılığı birebir "özgün" olsa bile, halk ağzında zaman içerisinde farklı kullanımlar sonucu bu iki kelimeye farklı anlamlar yükleniyor.


  • kül  (20.02.13 14:32:17) 
çok var aslında ama özellikle iki tanesini yazacağım:

spesifik - özgül
sound - tını (şu grubun soundu çok iyi ya'daki gibi)
  • microfiction  (20.02.13 15:07:32) 
ama buradaki advisor ve mid-term dışındaki kelimeler türkçeleşmiş kelimeler. yani bugün detay'ı fransızcadan geçti diye kaldırmaya çalışıp sadece ayrıntıyı dayatmak ne kadar saçmaysa, bu 2 kelime dışındakiler de çok saçma.


  • noluyo yaa  (20.02.13 16:07:37 ~ 16:27:57) 
konudan ayrı olarak değinmek isterim:

@noluyo ya'nın hakkı var. her dil başka dillerden sözcükler alır. bizde işi neredeyse sözcük ırkçılığına vardırıyorlar ve etimolojiyle sözcüğün bir dile ait olup olmadığını karıştırıyorlar. sözgelimi kimse ingilizce kiosk, international, fiancé, yoghurt gibi sözcükler için tutup da "bunlar ingilizce değil," demez. sebebi de bir sözcüğün bir dilin sözvarlığına girebilmesinin, bir sözcüğün türkçe, ingilizce, farsça vb. sayılmasının koşulunun başka bir dilden geçmemiş olması şartı olmamasıdır. adama soruyorsun, "kitap, kalem, defter türkçe değil" diyor. "e o zaman bunların türkçesi ne?" diyorsun. "türkçesi yok," diyor. böyle saçma şey mi olur? bir sözcüğün etimolojik olarak arapça kökenli olması başka bir şey, bir sözcüğün türkçe içinde yer alması, türkçe olması başka bir şey.

öte yandan şu da var. yukarıdaki gibi karşılıklar aramak ve insanlar tercihler sunmak da gerek. yani bu bir dayatma değil, tercih sunmaktır. bunu da yararlı buluyorum. ki ben de fonksiyon yerine işlev, aktif yerine etkin, orijinal yerine özgün vb. kullanıyorum.

p.s. paradoks'un karşılığı çelişki değildir!
  • microfiction  (20.02.13 16:29:12 ~ 16:34:29) 
[]

çeviri

A chorus of women are borne from the movements of a single dancer in this dreamlike "pas de trente-deux."

this dream like "pas de trente-deux" kısmı nasıl çevrilir? burda ki "pas de trente-deux" ne anlama geliyor?


 
otuz iki adım olmalı bence
veya otuz iki kişinin adımları gibi de olabilir.
yani yanyana otuz iki kişi aynı adımı atınca gibi.

he başta single dancer dediğine göre tek bi kişi otuziki adımlık ufak bir gösteri yapıyor. (da olabilir)
  • kediebesi  (20.02.13 13:18:05 ~ 13:22:46) 
[]

bu ne demek bi çevirin

"what a leader learns after you've learned it all counts most of all"

tam olarak ne diyor?


 
anlamsız
ama eğer all dan sonra bir virgül gelirse beeeeelki şu anlama gelebilir
en önemlisi, herkes herşeyi öğrendikten sonra liderin öğrendikleridir. yani herkes herşeyi bilirken, lider kişi bişiyler öğrenirse zaten diğerlerini aşmış olur gibi gibi gibi ama yine de çok yamuk bir cümle bence.
  • kediebesi  (20.02.13 13:07:01 ~ 13:21:36) 
bir liderin sen her şeyi öğrendikten sonra öğrenecekleri en önemlisidir.


  • inthechaos  (20.02.13 13:10:43) 
kafamda bi çeviri var ama tam kuramayacam sen de olayı sormuşsun zaten.

(bence) diyorki, mesela bir lider,hoca vs sana öğrettiği herhangi birşeyle kendi bilgi,becerisini de güçlendirmiş olur. en iyi öğrenme öğretmektire getiriyor.
  • Golgi  (20.02.13 13:16:36) 
teşekkürler 3.sü gibi olması lazım


  • iguanamvar  (20.02.13 22:30:53) 
[]

İngilizce çalışmak

kötü bir ingilizcem yoktur. ancak ciddi bir pratik eksikliğim vardır. hem unuttuklarımı hatırlamak, hem bildiklerimi pekiştirmek hem de vasat olduğum konularda iyileşmek istiyorum.

en çok kelime ve konuşma bölümlerinde zaafım var.

bana önerebileceğiniz bir kitap veya internetten indirebileceğim bir eğitim seti var mı? grameridir, özellikle kelimesidir, readingidir hepsini çalışabileceğim?

 
(bkz: ingilizce kelime ezberleme yolları/@compadrito)

Başlığa takılmayın, yazıyı sindirerek okuyun efendim.
  • compadrito  (20.02.13 06:57:28) 
1-busuu.com da egzersiz yapabilirsin
2-daylight eğitim videolarına bakabilirsin. (örneğin: www.youtube.com

  • filipis  (20.02.13 09:47:35) 
istanbul'daysan sultanahmet'e gidiyorsun.

havalar soğuk ama al bi müzekart, sabah gir ayasofya'ya akşam çık...

işbu cevap, 1,5 senedir boş vakitlerinde sultanahmet'e gitmiş, ilk başlarda bok gibi konuşan ama kendini geliştiren, 1453'ten başka tarih bilmiyorken turistlere istanbul tarihi anlatıp dinî tartışmalara giren, teşekkür adına kendisine bir çift tarafından yemek ısmarlanmış biri tarafından yazılmıştır. bu yazıda tevazuya asla yer olmadığı gibi övünmeye de yer yoktur.
  • sensible soccer  (20.10.13 19:28:03 ~ 19:33:11) 
[]

çeviri yardımı

"In our opinion, no bias occurred because the mean operation time of tubular diskectomy in our trial was 47 minutes, which is less than the 60 minutes mentioned in the assessment of the learning curve."

which is'den sonrasını anlamadım.


 
bizim denememizde .... 47 dakikadır ki bu da öğrenme eğrisinin değerlendirilmesinde bahsedilmiş olan 60 dakikadan kısadır


  • niye ama  (19.02.13 21:01:05) 
Bize gore tarafli (taraf tutan/objektif olmayan/nesnel olmayan) bir yaklasim olmadi cunku bizim arastirmamizda, tubuler diskektomi icin ortalama ameliyat suresi 47 dakikaydi ki bu da "ogrenme egrisi"nin degerlendirilmesinde bahsedilen 60 dakikadan kisa bir sure.


  • compadrito  (20.02.13 03:38:57) 
[]

İngilizce Çeviri

"Merhabalar,

Elimizde 'Sirius SE500MD36' cihaz bulunmaktadır. Buna ait bir parçaya ihtiyacımız vardır. Cihaz ekteki resimlerde gözükmektedir. İki adet için fiyat teklifi geçerseniz seviniriz."

zahmet eden olursa teşekkür ederim...

 
Hello,

We have product which is Sirius SE500MD3. We need part of this product. You can see images at attach. Can you give price for 2 products please?

yanlis olabilir hemen gondermeyin baska bi tane daha gelsin, :)
  • tedavisisuruyor  (19.02.13 17:15:05) 
tedavisisuruyor doğru çevirmiş, gönder gitsin


  • the kene  (19.02.13 17:27:34) 
Dear Sir/Madam,
We need a certain part for the device 'sirius se500.....' . The picture of the device is attached. Could you please send a quotation for price indication of two (2) devices.

Thanks in advance,
Alpermete

Not: yalniz rica ettigin fiyat teklifi istedigin parcaya mi yoksa tum cihaza mi ait o anlasilmiyor.ekteki resimmesela, cihaz demissin ama parcasi mi acaba. Pek acik degil.
  • parol  (20.02.13 08:30:18) 
[]

almanca // konsolosluğa dilekçe

şu aşağıdaki 2 cümleyi bi çevirebilir misiniz rica etsem?

This is confirm that...... has been employed at............. since....(nezamandan beri çalışıyor/sahip)....as.....(ünvan)........

Mr/Ms ....isim/soyisim......... will visit Berlin for vacation between the dates of Marc 1st ,2013 and march 4th 2013

We kindly ask you to grant a visa for Mr/Ms.... isim /soyisim......
please do not hesitate to contact us for any queries.

sincerely

 
bu onaylıyor ki .....(kişisi) .... olarak ... tarihinden itibaren .....'ya atandı
.......kişisi 1-4 mart arasında berlini tatil için ziyaret edicek

sizden kibarca ..... kişisi için vize almanızı rica ediyoruz
lütfen her sorunuz icin bizle irtibat kurmaktan çekinmeyiniz
  • berginyonbaenre  (19.02.13 14:48:21) 
Bu yazı, (isim)’in (şirket)’te (ünvan) olarak (tarih)’den beri çalıştığını teyid etmek içindir.

(isim) 1-4 Mart 2013 tarihleri arasında, tatil amacıyla Berlin’I ziyaret edecektir.

(isim) adına vize onayınızı rica ederiz.

Lütfen herhengi bir sorgulama yapmak için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyiniz.

saygılarımızla
  • loveinaflipbook  (19.02.13 14:51:20) 
almancaya çevrilecek :)


  • limonlufiruze  (19.02.13 16:18:22) 
[]

Birkaç Kelimenin İngilizce Karşılıkları Lazım

Selamlar.. Bir referans araştırması için birkaç kelimenin ingilizce alternatif karşılıkları lazım. Direk sözlükten çevirdiğim zaman çıkan sonuçlar pek verimli olmadı.

Kelimeler şunlar: Üniversite, kampüs, amfi sınıflar, yüksekokul vs.

Bu kelimeleri anahtar kelime olarak girip, bazı video aramaları yapmak istiyorum. Biri çıkıp şunları(ingilizce) dene derse çok fena işime yarar :)

 
soruyu tam olarak anladığımdan emin olmamakla beraber:
college
academy
campus
institute
high school
faculty
bachelor's degree
lecture
  • iz  (19.02.13 10:09:32) 
[]

Metin çeviri (web'le ilgili)

"İyi günler, PHP tabanlı bir script yapmayı düşünüyorum.
Ancak herhangi bir kodlama standardı olup olmadığını bulamadım. Sorularım şunlar:

1. Acaba; php, html ve css kodlarken uygulamamız gereken bazı standartlar var mı? Bu standartlara örnek teşkil edecek bir sayfa var mı? (örnek üstünden incelemek daha anlaşılır olur)

2. Kullanabileceğimiz belirli bir ikon kütüphanesi var mı? Yoksa ikonları, resimleri vb. her şeyi kendimiz mi bulmalıyız?"

 
:))))
çevirisini istiyordu adamcağız :))

(edit geliyor birazdan, çeviriyordum)

"Hello,
I plan to create a php based script but I couldn't find a coding standart about it. Here are my questions:

1) Are there any standarts that I need to use while coding php html and css? Are there any samples regarding to that? (going through a sample is much more understandable)

2) Are there any icon libraries that I can use or should I find every icon, frames etc on my own?"
  • iz  (19.02.13 09:11:50 ~ 09:23:40) 
burda sor işte, ben söylerim.

php 'de mvc patternini kullan.
html ve css'te w3'ün standartları var zaten.
  • serafettinn  (19.02.13 09:21:37) 
@serafettinn, hocam codecanyon'a kod göndereceğim de. onların belirli bir şablonları varsa ona göre kodlayayım istiyorum. mesela duyduğum kadarıyla, html'de footer görevi gören bir div'e footer dışında bir isim veremezmişiz.

benzer şekilde php ve css'te de kuralları varmış. ama bu kuralları bir türlü bulamıyorum.
  • tchuck  (19.02.13 12:43:15) 
[]

ingilizce basit cümle çevirisi

bunu sorarken utanıyorum. ama cümleyi kuramadım :(

"Ona tükürürken mutlu muydun ?" diye soracam ama bir türlü yazamadım.

"Were you happy while you spit him ?" doğru mu ?

 
Did spitting at him make you happy? bile dersin


  • kediebesi  (19.02.13 01:00:59) 
proposition kullanılması şart.

spit in his face (eğer yüze tükürme durumu ise)
spit at him (adama doğru tükürüldüyse, mesela uzaktan gibi)
spit on him (bu da direk adama tükürüldüyse, sizin cümleye en çok bu yakışıyor sanırım)

bir de spitin pastı spat. (ama spit şeklinde de kullanılıyor yaygınca)

"Were you happy when you spat(spit) on him?"

bu cümlenizin birebir çevirisi ancak burada bir anlam bozukluğu var. Türkçesinde de olan bir anlam bozukluğu bu.
böyle sorduğumuzda sanki sizin asıl sormak istediğiniz şey sorulmuyor gibi...
"were you hungry when you spat on him" deki gibi bir anlam oluyor...
mutlu muydun o anda, aç mıydın o anda gibi...
tükürmekten bağımsız gibi yani o ruh hali...

ancak tahmin ederim ki sorulmak istenen, "ona tükürmek sana kendini iyi hissettirdi mi" gibi bir şey (@kediebesi'nin de çevirdiği gibi yani)

"Did it make you happy to spit on him" gibi

ve hatta daha güzeli:
"Did you feel better when you spat on him?"
gibi denebilir.
  • iz  (19.02.13 09:08:34) 
[]

yabancı dil sınavı

iyi geceler. erasmus başvurusunda yapılan sınava girmeden evvel biraz çalışmam gerektiğini fark ettim. o eski halimden eser kalmamış, lisede öğrendiğim bütün zamanların tam çevirileri, ıncık cıncık kuralları vs. çoğu şeyi unutmuşum. ve soruları hissederek yapıyorum. yani okurken "hmm xxx ya da zzz buraya uygun olur" deyip şıklardan gidiyorum. tüm "tense"leri neyim tekrarlamam şart. despite, in spite of, although vs. bağlaçları da tekrar etmeliyim. if clauses, reported speech gibi konular da ilk aklıma gelenler. bunları anlatan ve sonra pratik yaptırtan kitap arıyorum öncelike. "els" yayınlarını/kitaplarını önceki duyurulardan falan görmüştüm ama hangi kitapla başlamalıyım? başka ne önerirsiniz ne yapayım? nasıl çalışıcam bu sınava? tam 1 ay sürem var. ama sınavdan sonra da çalışmalarıma orda rahat etmek adına devam edeceğim, süre sıkıntı değil yani. teşekkürler. tekrar iyi geceler.




 
bu few,a lot falan basit şeyler ama muhakkak bak aklın karışmasın sınavda.either,neither keza..


  • yol  (18.02.13 23:58:44) 
cambridge'in english grammar in use'unu tek geçerim bu konuda. seviye seviye, tüm tenseler vs ne istersen var. bağlaçlar, şudur budur. bir sayfada son derece kolay örneklerle anlatıyor, yan sayfada boşluk dolduruyorsun filan.


  • evreka  (19.02.13 00:03:27) 
  • compadrito  (19.02.13 05:25:45) 
[]

fransızca fransızca sözlük

öneriniz var mı? varsa nereden temin edebilirim?




 
  • medievalman  (18.02.13 21:49:44) 
kitap mı, yoksa bilgisayar programı mı?

le petit robert ya da petit robert micro.yu kullanabilirsin kitap olarak. kitapçılarda ve dr gibi yerlerde bulabilirsin, zor bulunan bi sözlük değil.

bilgisayarda kullanacaksan lingoes.e dictonaire de l'academie française ya da dictonnaire de la langue française.i kurabilirsin.
  • dahinnotha  (18.02.13 21:56:48) 
aslıhan pasajındaki sahaflardan. petit robert var zaten herkesin kullandığı.


  • i ve been mistreated  (18.02.13 22:19:24) 
[]

çeviri akıl fikir: "to put all the chances on my side"

federer ile djokovic'in atp world tour finali'ndeki karşılaşmasına istinaden bir spor programı. altyazı çevirisi. final karşılaşması öncesi federer şunu söylüyor:

"I put all the chances on my side, now I believe maybe even stronger I can win the title."

beyin spazmı geçiriyorum, "put all the chances on my side"ın anlamını veremedim.

 
acaba "şans benden yana" anlamında bir şeyler mi demek istiyor, yoksa "şans mans bunları bir kenara koy, şans faktörü umurumda değil, çok çalıştım, formumdayım, kazanacağıma inanıyorum" mu demek istiyor? benim oyum ikinciden yana. ama bu "put on side" kalıbının kullanımı hakkında çok bir bilgim yok. başka kelam ediyor mu ne düşündüğünü anlamamıza yarayacak?


  • kül  (18.02.13 19:21:37) 
şansa bağlı olan tüm faktörleri hallettim, yanıma aldım diyor bence.


  • yalnux  (18.02.13 19:24:03) 
ondan sonra pek bir şey demiyor. doğrudan maçın önemli anlarına geçiyorlar dış sesle birlikte. "my" kullanmamış olsa ikinci alternatif çok mantıklı olurdu ama "on my side" demesi sıçıp batırıyor. "şans benden yana" diyor olması daha olası. çünkü programda da seyirciye rekabet duygusu aşılanıyor alttan alttan, şimdi federer'i iddiali bir laf etmiş gibi çevirirsem seyirciyi daha çok bağlar, formata da uyar. hatta dur "djokovic'e hiç şans tanımıyorum. bütün şans benden yana." diyeyim de gazlayayım ortamı .)


  • henrychinaski  (18.02.13 19:30:46) 
bütün şans faktörlerini yanıma aldım, şimdi inanıyorum ki unvanı kazanmak için daha güçlü olabilirim.


  • börtüböcük  (18.02.13 19:31:38) 
abimiz teyemmüm etmiş. bana öyle geliyor.

to put all the chances on my side: herşeyi göze almak, her türlü ehemmiyeti sağlamak gibi bi anlam taşıyor olabilir.
  • gezentikcanlı  (19.02.13 12:33:21) 
[]

tıbbi makaleden bir kelime

"When appropriate, the baseline values of variables were used as covariates in the main analyses to adjust for possible differences between the randomized groups and to increase the power of the analyses."

cümlede geçen "covariates" ne anlama geliyor. türkçede "kovaryant" olarak yer alıyor fakat onun anlamını da bulamadım.

not: yardım edenin oğlu spartacus gibi güçlü olsun

 
istatistiksel bir terim. google'da aramayı denediniz mi?


  • mezzosprite  (18.02.13 17:30:16) 
covariate deneyin sonucuna etki eden degiskenlerden biri. baseline degerler de analiz daha gecerli olsun diye degisken olarak kullanilmis.


  • raist  (18.02.13 17:33:25) 
  • marcelle  (18.02.13 17:34:01) 
[]

Bu vidyoda hangi dil konuşuluyor?

Bir de öğrencinin hocaya verdiği cevabı merak ettim :)

www.facebook.com


 
Cekce. Ne dedigini bilmiyorum.


  • common of demons  (18.02.13 20:10:22) 
It's in Czech.
Teacher: I also had a typewriter. There are pillows, but moths eat them.
Student: Yeah, this one is my first.
T: You have to type often, it scares the moths off.
T: I say a sentence and make a pause so you can write it down.
S: That would be great!
S: I repeat this subject because I'm not fast enough to write everything down.

www.youtube.com

Burdaki yorumlardan birinde boyle cevrilmis bir Slovak tarafindan.
  • common of demons  (18.02.13 20:14:16) 
[]

silver linings playbook'un türkçesi

tam olarak nedir?




 
gümüş astarlar oyun kitabı


  • ermanen  (18.02.13 02:43:33 ~ 02:49:52) 
"silver lining"; çaresiz, umutsuz bir durumdayken, işin iyi tarafını, tünelin ucundaki umut ışığını görmek anlamında bir deyim. for egzempıl:

"every cloud has a silver lining."

yani filmin resmi türkçe adı buraya kadar anlamı karşılıyor denilebilir.

"playbook" sözcüğüyse, kitap ve filmdeki bağlamda, -spor müsabakasındaki- taktik kitabı anlamında kullanılmış.

dolayısıyla benim türkçe isim önerim; hababam sınıfı...

şaka, şaka, tabii ki de filmin adı, "mazi kalbimde bir yaradır" olmalı.
  • kitvidet  (19.02.13 01:10:12 ~ 01:12:05) 
[]

Bir Kac Relative Clause Sorusu

Cok basitler ama bir turlu mantigini kavrayamadim su relative clause isinin, cumlede nereye koyariz neye gore anlam butunlugunu saglar anlayamiyorum bir turlu.

The book was good. I read it.
I liked the woman. I met her at the party last night.
I liked the composition. You wrote it.
The people were very nice. We visited them yesterday.

 
Bahsedilen kişi relative clause'da özne ise who, nesne ise whom olur.
'Them' olduğunda nesne oluyor görüldüğü üzere.

  • megafon  (17.02.13 20:22:57) 
...woman whom I met...


  • point me at the sky  (17.02.13 20:22:59) 
[]

IELTS wordlist?

Ieltsda kullanılan karşıma çıkabilcek kelimeleri söyleyen,cümle içinde kullanan açıklayan bir mp3 arıyorum ama bulamıyorum böyle birşey var mı?atsam mp3 e dinlesem yolda giderken?




 
mp3 olarak bilmiyorum ama böyle bir uygulama var inceleyin isterseniz. (git: www.easywords.eu )


  • elvan abeyiylegezse  (17.02.13 19:08:00) 
[]

çok acil lazım

since its beginning in 1923,turkey has operated a mixed economy,in which both state and private enterprise have contributed to economic development.the economy has been transformed from a predominantly agricultural one to one in which industry and services are the most productive and rapidly expanding sectors.until about 1950 the state played the leading role in industrialization providing most of the capital for structural improvemet in railways,ports and shipping facilities and for the establishment of such basic industried as mining,metallurgy,and chemicals.emerging industries were protected by tariff barriers,and foreign investment was discouraged;the economy remained self contained and somewhat isolated,with foreign trade playing only a minor role.

çevirmenizi istiyorum ama tam olarak çeviremezseniz bile parçanın sonucunu söyleyin lütfen.çok teşekkürler


 
Turkiye, 1923 yilindaki kurulusundan beri, karma ekonomi sistemini uyguladi. bu sistemde hem devlet istirakleri, hem de hur tesebbus, ekonominin gelisimine katkida bulundu. ekonomi, tarim agirlikli ekonomiden, sanayi ve hizmet agirlikli bir ekonomiye donustu. sanayi ve hizmet sektorleri en verimli ve en hizli gelisen sektorler oldular. 1950 civarina kadar, sanayilesmede, devlet, demiryollarinin, limanlarin ve nakliyat tesislerinin iyilestirilmesi icin, madencilik, metalurji ve kimya gibi temel sanayi dallarinin kurulmasi icin gereken sermayenin cogunu saglayarak oncu rol oynadi. yeni dogmus ve gelismekte olan sanayi dallari, gumruk duvarlariyla koruma altina alindi, yabanci sermayenin yapacagi yatirimlar duraklatildi. ekonomi, kapali ve bir miktar izole halde kaldi ve dis ticaret sadece ihmal edilebilir bir rol oynadi.

bisiy diil
  • compadrito  (17.02.13 17:55:50 ~ 17:57:35) 
[]

background?

tıbbi makalede "background" hangi anlamda kullanılır. cümle içinde geçmiyor, bölüm başlığı olarak kullanılmış.




 
Hastanın geçmişi olabilir mesela. Ya da olayın geçmişi. Makalede öne sürülecek şey anlatılmadan önce temeli, eski olayı anlatılıyo gibi.


  • roket adam  (17.02.13 17:16:03 ~ 17:16:33) 
background genelde çalışmanın yapıldığı hastalık ve tedaviyle ilgili bilgi ve çalışmanın yapıldığı -örneğin- ilaçla ilgili mevcut bilgilerin özetlendiği alandır, bir nevi giriş gibi.


  • efx  (17.02.13 17:19:32) 
araştırmayla ilgili bilgi vermiştir, neden o konu araştırıldı, alakalı makalelere atıflar vs


  • meriadoc  (17.02.13 17:21:54) 
[]

svahili öğrenmek

bir yandan fransızca öğrenmeye çalışıyorum iş için ama nirgendwo in afrika filmini izledikten sonra bu dile de merak sardım, bir kitap buldum, bugün 2 saat filan baktım güzel öğretiyor. zevk için biraz öğreneceğim ama merak ettiğim, bu dili türkiyede alıştırma yapabileceğim birini bulabilir miyim? yabancı öğrenciler var ama mesela türk vatandaşı da var mıdır bu dili bilen? bir de öğrenip, cvye yazsam nasıl durur?
ha bu arada bir gün afrikayı boydan boya gezme hayalim var, onun motivasyonu da var, cv önemli değil.



 
bu dili türkiye'de linguistlerden başkası bilmez. onu da boğaziçi, odtü gibi okullardakiler bilir. onlarla iletişime geçmez lazım.

ayrıca bir yıl dersini aldım, bi b.k anlamadım şu dilden. çok saçma bir yapısı var, hiç tavsiye etmem.
  • klassno  (17.02.13 16:42:33) 
eşim var olmaz mı?

ek: ayrıca buluruz yani pratik yapıcak birilerini illa, gerçekten istiyorsan.
  • börtüböcük  (17.02.13 17:43:19 ~ 17:44:05) 
[]

rusça ile ilgili

играть fiili kökenli sifatlar bulmam gerekiyor, bulabilecegim bir site vs.. birşey var mi bildiginiz?




 
şurada participle yazan şeyler gibi mi? sıfat çekimi almış sonuna ama tam aradığınız şey bu mu?
en.wiktionary.orgиграть

oxford rusça-ingilizce sözlüğüme baktım ama bu şekilde yok maalesef.

edit: link verilememiş kirilitsa'dan dolayı, siz copy paste edersiniz igrat kısmını.
  • medievalman  (17.02.13 16:27:17 ~ 16:27:57) 
igralnıy ve igrivıy'dan başka bir şey gelmedi aklıma.


  • bgraydin  (17.02.13 16:30:34) 
игравший

abbyy lingvo sözlük vardı bir ara bende içinde belirli harfler geçen kelimeleri filtreliyordu. onunla arama yapıp yanlızca sıfatları ararsan bulabilirsin. şu anda elimde yok ama torrenti falan bulunuyor her yerde
  • slavophilia  (17.02.13 19:55:34) 
[]

Dil öğrenme

Dil öğrneme konusunda sorularımı yanıtlayabilecek bireyler bir mesaj atabilirse güzel olur.




 
(bkz: #25543354)


  • compadrito  (17.02.13 04:34:08) 
[]

YDS 'ye çalışmak

İçin hangi kitabı almamı önerirsiniz? Malum 1 bucuk ay var. Daha önce üds'den 47 alabilmiştim(kursa falan gitmedim). Şimdi bana tavsiye edeceğiniz çalışma taktikleri ve kitaplarla 70 almayı hedefliyorum romalılar.
(Kursa gitmeye inananlarda tek yol kurs hacı diye yazabilir)



 
ben els ile hazırlanmıştım, konu anlatımlı çok net, bulanık konu bırakmayan bir kitaptı.

4.bp.blogspot.com
  • ihaleli batak  (16.02.13 23:20:33) 
Els +1.


  • megafon  (16.02.13 23:42:33) 
ben de akın dil den test teknikleri kitabı aldım bir de çıkmış soruları alıp başlıyacağım yarın


  • ileridemokrasi  (17.02.13 00:14:16) 
[]

"İngilizce Zirvesi" yapsak, her hafta ücretsiz ders + eğlence yapsak

Sayın modlar, bu duyuru biraz üstte kalabilir mi? Ücretsiz hayır işi ve düzenli aktivite planlamaya çalışıyorum. Biraz yukarıda kalması herkese faydalı olur.

İngilizce'ye meraklıysanız veya ihtiyacınız varsa, lütfen sonuna kadar okuyun.

Öncelikle, 27 yaşında erkeğim. Yıllardır iş gereği ingilizceyi her gün deliler gibi kullanıyorum, sürekli içerik üretiyorum. Oldukça detaylı da biliyorum, kültürel inceliklere, deyimlere, sokak ağzı kalıplarına, belden aşağı esprilere kadar. Akademik ingilizce eğitiminde de ODTÜ birincisiydim.

İstanbula da yakın zamanda taşındım, hem aktivite yapmak, hem çevre geliştirmek, arkadaş edinmek istiyorum.

"İİNGİLİZCE DERSLERİ" vermek istiyorum, ücretsiz. Birebir değil, grup aktivitesi olarak. Herkes gelsin, 20 kişi olalım, o gün canımız ne isterse o konuda okuma yapalım, tercüme yapalım. İmkan olursa film izleyelim, küçük tiyatrolar yazalım, oynayalım. İngilizceyi geliştirecek ne fikir üretirsek faydalı olur. Aktivitelerin her aşamasında yardımcı olmaya ve kaynak getirmeye hazırım, ders tecrübem de var.

edit: her hafta farklı bir yönetici de belirleyebiliriz. (orange coffee'nin fikri). Yarışma gibi aktiviteler düzenler o günkü yönetici, katılımın çeşidini arttırırız.

Eğlence olarak da, dersten sonra bir yere gideriz. Bar olur kafe olur, içkili olur, içkisiz olur, fasıl olur konser olur. O gün neyi canımız çekerse. Amaç tanışıp kaynaşmak, en azından benim amacım bu.

KATILIMCI KİTLESİ:
İngilizcesini geliştirmek isteyen, orta, iyi ve ileri düzey herkes. Amaç, mevcut ingilizceyi geliştirmek. Başlangıç seviyesine uygun olacağını sanmıyorum pek, çünkü ingilizce metinler içinden bilmediklerimizi öğreneceğiz, yani en az orta seviye bir ingilizceye sahip olmak gerekir. Okuduğunu anlayan ingilizceye sahip herkes geliştirebilir ingilizcesini. Akademik ingilizce, iş ingilizcesi konusunda da oldukça tecrübeliyim, yani her türlü amaç için gelebilirsiniz.

Arkadaşınızı da getirin. Sözlük yazarı olmak gibi bir sınır yok.

DERS ÖĞRETMENİ:
Sadece ben olmak zorunda değilim. Ne kadar iyi ingilizceniz olursa olsun, bilmediğiniz çok şey vardır, benim de vardır, bilmeyenlere yardımcı olmuş oluruz, birbirimize de öğretiriz. Tek öğretmen ben olacam diye bir kaygım yok, ingilizceniz iyiyse gelin ve ağzımın payını verin. Herkese yardım etmiş olursunuz. Birlikte aktivite planları yaparız.

YER / ZAMAN:
Kadıköy mümkünse, gerekirse Taksim, avrupa yakası.
Zaman: En az haftada bir defa, 2-3 saat. Vakit ve katılım olursa haftaiçi bir gün de ikinci ders. Herkes her derse gelmek zorunda değil, sonuçta paralı kurs değil bu. Akşam saat 6-7 gibi başlarız, 9 gibi bitiririz, sonra bir yerlere gideriz, 10-11 gibi isteyen evine dönebilir. Ders eğlenceli olup uzarsa 11'e kadar da devam ederiz, kim tutar bizi.

DERS SONRASI AKTİVİTE:
Bu benim için önemli. Ders sonrası eğlence ve aktivite istiyorum. Fikirlerinizle gelin.

Aklımdaki en büyük sorun, bu dersi nerede yapabileceğimiz. Kara tahtası olan bir atölye gibi bir yer bulup kiralayabilirsek, kira ücretini o gün katılanlar olarak aramızda bölüşürüz. Mekan konusunda tecrübesi olanlardan yardıma ihtiyacım var. Hatta aranızda organizasyon yapma tecrübesi olan varsa yardım da edebilirsiniz. Düzeni kurduk mu gerisi kolay.

Fikir ve sorularınızı buraya yazın lütfen. Ders mekanı hakkındaki fikirleriniz önemli. Şartlar belirlendikten sonra facebook sayfası açıp limon zirvesi olarak da duyuralım.

 
izmir'de olursa katilirdim iyide olurdu.


  • OneWingedAngel  (16.02.13 14:18:34) 
pek de güzel olacak bir iş. yurtdışında katıldığım bir ingilizce grubundan da işleyiş ve konu fikri alınabilir. şöyle ki, her haftanın belli bir günü ve saati toplanıp bir moderatör eşliğinde belli bir konuyu konuşuyorlar, tartışıyorlar. ayın son buluşmasında, gelecek ay için hafta hafta konu belirleniyor. konuyu tavsiye eden kişi veya kişiler o konunun-haftanın moderatörü/leri oluyor. moderatör sistemi, öğretmenli sisteme göre daha iyi bence çünkü hem yük 1 kişinin omzuna binmez, hem de o kişi gelemediğinde sorun olmaz.

seviye olarak diğer kişilerden daha düşük birileri varsa onlara destek veriliyor. bu destek onu konuşmaya teşvik ederek ve takıldığı yerlerde boşluklarını doldurarak oluyor. yani kalem kağıtla "şu şöyle olduğu için bu böyle" diye gösterilmektense aktif olarak konuşması teşvik ediliyor.

buluşma sonunda sembolik olarak bir para toplanıyor gelenlerden (1 tl olabilir mesela), bu parayla istenen senenin bir günü ufak bir parti yapılıyor. benim gittiğim grupta bu senelik noel partisine harcanıyordu mesela. ama bu para toplama işine girmeden bence birkaç ay buluşmaların devamlı olarak sürmesi, insanların ayağının alışması lazım. daha sonradan parti işine de girilebilir.
buluşma sonrası toplu aktivite ise zorunlu değil. zaten isteyenler kendi aralarında anlaşıp bir yerlere gidiyorlar gün bittikten sonra.

önemli olan insanların dillerini ilerletirken veya aktif şekilde kullanırken bundan keyif alması. bu da rahat bir ortamla, ilginç konularla ve tartışmalarla gayet mümkün. en azından benim gittiğim kulüp için 22 senedir geçerli. yaş sınırlaması yok. 70 yaşında adam da vardı, 12 yaşında çocuk da. herkes görüş belirtiyor, herkes konuşuyor.

öyle işte. bunlar hep fikir.
  • orange coffee  (16.02.13 14:35:06 ~ 14:40:08) 
ben varım! seviyem çevirmen ama sokak ağzı konusunda eksiklerim var. elimden gelen yardımı da yaparım her türlü. kadıköy olursa düzenli gelebilirim, karşıda olursa arada bir gelirim. takipte olacağım. mekan konusunu da bir soruşturayım, bir şey çıkarsa yazarım. çok hoşuma gitti bu fikir :)


  • kül  (16.02.13 15:38:38) 
ben de varım. gayet yapılabilir bişey.


  • dogumgunundecevrimdisiolanadam  (16.02.13 19:52:59) 
bizim 2 senedir kitap kulübü toplantılarını yaptığımız leylek kafe bu iş için çok elverişli.

tavsiye ederim. zaten bizim arkadaşlardan birisi rusça konuşma toplantılarını da orda yapmaya başladılar.

fikir güzel, ancak ingilizce olunca zor. izdiham olabilir :)
  • mea maxima culpa  (16.02.13 20:20:07) 
Bugünkü kadıköy zirvesinde konuştuk, olumlu bakan ve katılmak isteyenler var. Limon'da bir zirve olarak düzenleyip ilk toplantıyı yapabiliriz gibi görünüyor. Birkaç gün içinde netleştirmeye çalışacağız.


  • harzem  (17.02.13 01:04:44) 
Limon'a eklerseniz buradan da yazarsanız seviniriz.


  • sensible soccer  (17.02.13 16:18:49) 
çok güzel fikir.

bir ara şöyle bir şey atmıştım ortaya ben, fazla ilgi çekmedi ama : www.eksiduyuru.com

belki bu şekilde de genişletebiliriz. ben 2 yıl kadar abd'de yaşamışlığımla naçizane yardımım dokunursa katılmak isterim.
  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (17.02.13 23:09:46) 
Limon olayı için organizasyon tecrübesi olan bir yazar arkadaşla iletişimdeyim. Birkaç gün alabilir ama en kısa zamanda bir sonuca ulaşması için uğraşıyorum :)


  • harzem  (17.02.13 23:30:33) 
istikrar şart


  • modoniyon  (18.02.13 14:04:33) 
İlk zirveyi açtık, herkesi bekliyorum :)
limon.6degreesunder.com

  • harzem  (18.02.13 22:16:53) 
çok güzel düşünülmüş, gerektiğinden az dikkat çekmiş nedense.


  • jukov  (26.02.13 20:37:11) 
antalya'da neden böyle güzel şeyler olmuyor?


  • the kene  (26.02.13 21:24:02) 
Limon'da 26 kişi görünüyor katılımcı. Oldukça kalabalık, güzel fikirler çıkacaktır.

Yer belli oldu:

Kadife Sokak'ta isis'in karşısında DUNIA var, oranın çatı katında olacağız. Saat 8'de. Kalem getirmeniz yeterli ilk gün için. Planlama toplantısı bu, dersten çok ne ders yapalım konusunu işleyeceğiz. İlk aktivite için kaynak getireceğim yine de.

Dunia
Caferağa Mah. Kadife Sok. no:15/2 Kadıköy İSTANBUL

Harita:
maps.google.com
  • harzem  (27.02.13 00:24:27 ~ 02:45:15) 
bu konu canlansın


  • modoniyon  (08.08.14 19:07:42) 
ilk buluşmadan sonra yalan olmuştuk sanırım :(


  • sensible soccer  (09.08.14 01:21:54) 
[]

kpds/üds = toefl ?

ösym'nin sınavlşarın 60-75 bandında puan alan biri için toefl başarısı nedir? ne ölçüde çalışması gerekir?

sınavlar aynı değil biliyorum ama ösym'nin puanları kişinin ingilizce seviyesi hakkında bir fikir verebilir diye düşünüyorum.


 
toeflda 50-65 diyorum.


  • jimjim  (16.02.13 12:42:24) 
kpds-üds gibi sınavlar asla ingilizceyi ölçmez. sınav stratejilerine çalış metotları ezberle full çekersin. keza 98 küsür alan tanıdığım var. ama toefl öyle değil. orada ciddi manada ingilizceye hakim olman ve normal olarak konuşabilmen lazım. kısacası toefl ezer...


  • gudumlu anne terligi  (16.02.13 12:56:32) 
Okul icin gerekiyorsa ve ingilizce egitim almicaksan genelde max skorun %50 sini istiyorlar. 50-65 iyi bir tahmin.


  • sAINT  (16.02.13 14:36:42) 
Kpds'den 88, toefl'dan da 104 almıştım. benim için böyle bir denklik oldu.


  • hiko seijuro  (16.02.13 23:06:43) 
[]

'zorlama duruyor' nasıl derim ingilizce

'zorlama duruyor', 'eğreti duruyor' yada 'sırıtıyor' anlamına gelen bir kalıp var mıdır?




 
It looks weird. (tuhaf görünüyor)

aslında bu üç yazdığınız da birbirinden farklı anlamlara gelmiyor mu?
tam cümleyi söyleseniz belki daha rahat ulaşırsınız sonuca. yani sırıtan ne?

"zoraki yapılmış gibi görünüyor" gibi bir mana ise kastettiğiniz:
It looks like it's made(built, designed, written, said) under compulsion.
denebilir sanırım.
  • iz  (16.02.13 09:52:31) 
it looks awkward ya da weird gibi bir kalıp kullanılabilir. birebir tercüme diye bir şey yoktur şmdi yavaşça sözlükleri yerine bırakın ve chicken translate yapmayın.


  • ozdek  (16.02.13 10:16:21) 
ilk cevabımda da yazdığım gibi, soruyu soran cümlenin tamamını aktarırsa daha başarılı cevaplar alacaktır.

böyle "tahmin" yöntemiyle gidilince ancak yaklaşık cevaplar verilebiliyor.

sanırım parantez içlerinde yazdıklarım da okunmamış (edit)iki(edit) üstteki heyecanlı arkadaş tarafından ama neyse :)

bu arada "it looks fake" de denebilir. ("sırıtıyor" kısmına daha bir yakın bu)
şimdi fake'in sözlük anlamlarını da yapıştırmayın buraya, "sırıtıyor" zira :)
  • iz  (16.02.13 10:19:58 ~ 10:20:50) 
bir kalıp yoktur yani, kelimelerle vereceğiz anlamı ben daha ziyade cuk oturacak mecazi bir kalıp arayışına girdim de sağolun :)


  • musluksuyu  (16.02.13 10:20:11) 
aslında kastettiğim 'sonradan eklenmiş, kendisine ait olmayan zorla kazanılmaya çalışılan bir özellik' o yüzden zorlama duruyor tabirini kullandım, en etkili karşılığının bu olduğunu düşünüyorum. mesela 'hintlilerin amerikan aksanı yapmaya çalışması' örnek olabilir duruma.
hani 'patch' belki kullanılabilir diye düşündüm ama mecazi anlamda 'yama' kelimesini kullanıyorlar mı emin olamadım.

  • musluksuyu  (16.02.13 10:48:13) 
artificial en uygunudur galiba, teşekkürler :)


  • musluksuyu  (16.02.13 11:01:47) 
@musluksuyu
ısrarla konsepti sormuştum çünkü ben bu "zorlama duruyor" tabirinden tam olarak ne anlatılmaya çalışıldığını çıkaramıyorum tek başına iken.

o yüzden ilk önerimin yanı sıra "zoraki yapılmış gibi duruyor" çevirisini de eklemiştim. Türkçesini de yazmışım ki yanlış anlaşılmasın.

'hintlilerin amerikan aksanı yapmaya çalışması' konsepti için fake yakışır zannedersem.
phoney de olur belki, tam bilemedim. aksan için phoney deniyor mu bir bakmak lazım, fake deniyor ama...


@eskinkir
söylemediğim cümleleri, bir de tırnak içerisinde, o şekilde söylemişim gibi göstermek de enteresanmış, her neyse.
  • iz  (16.02.13 11:09:32) 
it smirks.

hehehe, günün esprisini yaptığıma göre çıkıp gidebilirim.
  • noluyo yaa  (16.02.13 23:10:19) 
@esinkir
özelinize mesaj attım çünkü sizin aksinize ben kişisel sohbet/tartışma sürdürmenin yerinin soruların altı olmadığını düşünüyorum.
çünkü kişisel sohbet/tartışmalar buranın havasını kaçırmaktan ve kirlilik yaratmaktan başka işe yaramıyor.
dediğiniz gibi konuyla alakalı değildi yazdığım size evet, konuyla alakalı olsa zaten buraya yazardım :)
ama siz mesajıma karşılık ne yaptınız, bir hakaret eşliğinde mallara eklediniz, yetmemiş terbiyesiz tavırlarla buradan yazmaya devam etmişsiniz.
zaten tavırlarımız kişiliğimizi apaçık ortaya sermekte, daha da fazla bir şey yazmaya gerek yok o yüzden.
bir derdiniz var ise, özelden geliniz, beklerim her zaman...
  • iz  (17.02.13 18:21:53 ~ 18:22:54) 
[]

parenting

yaptığım çeviride "object parenting" diye bir madde var. after effects gibi bir programda kullanılıyor. ama bir açıklaması yok. bu parenting'i nasıl çevirsem yeridir?




 
"kontrol" gibi bir anlamı karşılayabilir. o kavramın işleviyle örtüşüyorsa "kontrol" mantıklı olabilir.

ne alaka diyebilirsin belki ama eric berne'in "id-child/ego-adult/superego-parent" benzetmelerini yaptığı "transactional analysis" yaklaşımıyla ilişkilendirdim cevap verirken. superego'nun daha kontrolcü bir yapısı olduğundan vs. bahsediyor.
  • henrychinaski  (15.02.13 23:21:46) 
after effects'deki parent kelimesini psikolojiye nasıl bağladık? eric orada o benzetmeleri bildiğimiz çocuk-yetişkin-ebeveyn şeklinde kullanmıyor mu?

benim aklıma forumlarda geçen "parent forum" kavramı geldi. yani bir forum var, bu parent forum, ve onun alt forumları var. admin sayfasında mesela parent forumda bir değişiklik yaptığınızda tüm alt forumlara da uygulayabilyorsunuz.

after effects'ten anlamamakla beraber, kastedilen şeyin bir nesneyi bir diğerine bağlama, beraber iş görmelerini sağlama gibi bir şey olduğunu sanıyorum. doğrudan kontrol etmek gibi değil de, nesneye yapılacak işlemlerin diğer parent'a bağlı olması gibi.
  • kül  (16.02.13 11:01:15) 
[]

çeviri sorusu

The Secretary-General also welcomed the regional efforts on integration, South-South cooperation and disarmament.

cümlesindeki welcome fiili en düzgün şekilde nasıl ifade edilir?

Genel sekreter ayrıca bölgesel entegrasyon, Güney-güney işbirliği ve silahsızlanma çabalarını sıcak karşıladı gibi bir şey mi? sanki daha uygun bir kelime var ama şu an hiç aklıma gelmiyor.

 
Emin değilim ama sanırım dediğin gibi. Hoş karşıladı, memnun oldu gibi.


  • otonom  (15.02.13 14:40:36) 
bölgesel entegrasyon çabalarını, güney-güney işbirliğini ve silahsızlanmayı memnuniyetle karşıladıklarını belirtti olur bence en basitinden.


  • kediebesi  (15.02.13 14:41:57) 
[]

ilhan irem'den geliyor, konuşamıyorum!

sorun birçok kişinin sorunuyla aynı
(bkz: ingilizceyi anlıyorum ama konuşamıyorum)

daha önce kurslara gittim, okulda ingilizce derslerim oldu ancak bir türlü eşiği atlayamadım ancak şu andan itibaren çok da zor olmayacağını düşünüyorum. zira çok karmaşık konuşmayan kişilerin konuşmalarını rahatlıkla anlayabiliyorum. ağdalı olmayan ingilizce metinleri okuyunca sözlük yardımıyla anlayabiliyorum. işim gereği kısa metinler şeklinde yurt dışındaki şirketimizle yazışabiliyorum.

şimdi gramere çok ağırlık vermeden konuşmayı öğrenmek ve buna bağlı olarak tabi kendimi geliştirmek istiyorum. son olacağını umduğum bu öğrenme sürecime ise bire bir dersle başlamak istiyorum. eşiği aştıktan sonra konuşma kulüplerine katılırım heralde. hangi kursu, hocayı, hangi ücretleri, hangi yöntemleri önerirsiniz?

 
konusarakogren.com

(bkz: effortless english)
  • bu yolun yolcusu  (15.02.13 14:24:35) 
[]

Çok kısa bir çeviri (Türkçe to English)

1- nakit ödemede %8 indirim yapılır.
2- Bu fiyat ekte örneği olan ölçü içindir.
3- %5 indirim yapabiliriz

bu 3 cümleyi hızlıca çevirebilir miyiz?

 
1. %8 discount for cash payment.

3.We can %5 discount.
  • bu yolun yolcusu  (15.02.13 14:25:57 ~ 14:27:42) 
1- 8% discount granted on cash payments
2- This price is for the dimension as per enclosed sample
3- We can make a discount of 5%
  • hiko seijuro  (15.02.13 14:50:21) 
We provide 8% discount on cash payments.
This price is for the size which is sampled in the attachment.
We can provide 5% discount.

ölçü olarak size kullandım, hangi tür bir ölçüden bahsediyorsanız ona göre uygun kelime koymak gerek.

"ekte" dediğin de email eki olarak varsaydım.

ayrıca yüzde işareti, rakamdan sonra gelir ingilizcede. 5%, 8% gibi.
  • harzem  (15.02.13 14:52:51 ~ 14:53:28) 
teşekkürler dostlar.


  • and justice erol  (15.02.13 21:53:12) 
[]

İngilizceden sonra hangisi?

Ege üniversitesi uluslarası ilişkiler hazırlık öğrencisiyim ingilizce hali hazırda öğrenmekteyim.İspanyolcaya ilgim oluştu hoş dil aslında ufaktan başladımda zaten ama devlet için fransızcanın etkisi var,sizce hangi dili öğrenmek faydalı olur.




 
ingilizceyi toefl'dan 110'un üzerine çıkacak kadar iyi yaptıktan sonra bu soruyu tekrar sormanızı tavsiye ediyorum.


  • idearch  (15.02.13 13:33:27) 
yeni bir dile harcayacaginiz zaman ve para ile ingilizce anadili olan bir ulkeye gidin. bir kere de ing anadili olmayan ve ogrenmek istediginiz dil anadil olan bir ulkeye gidin. ingilizcenin super seviyede olmasi tum dunyada ne kadar yeterli oldugunu goreceksiniz. ondan sonra tum vaktinizi ing calisarak gecirdiginizi goreceksiniz. cok dil bilmek degil once ingilizceyi bilmek gerekiyor.


  • ykyt  (15.02.13 13:46:24) 
arapça bence.

acayip bir iş hacmi oluştu.
  • historien  (16.02.13 11:41:43 ~ 11:42:08) 
[]

burada ne diyor acaba bana cevirebilir misiniz?

Anji’s position in the top half of the table couldn’t have come at a better time, with the Russian top flight extending their season to bring it into sync with the rest of Europe.

tesekkur ederim arkadaslar.


 
cümleyi tam derleyip toparlayamadım ama karıştırılmaya çok müsait, o yüzden ne anlattığını yazayım:

anji adlı futbol takımının (rus) puan tablosunda üst yarıda yer alması bundan daha iyi bir zamanda olamazmış, zira rusya liginin avrupa ligleri ile eşzamanlı olması adına sezon uzatılmış (bunlar bir ara yazın oynuyordu maçları, avrupa ligleri başlarken rus ligi bitiyordu, şimdi mayısta bitecek şekilde uzatmışlar). top flight dediği de rusya ligindeki en iyi takımlar ama cümlenin o kısmında "with the top flight.." diyerek ne demek istiyor anlayamadım.
  • kül  (15.02.13 12:05:25) 
as takım gibi bir şey demek o :) çok teşekkür ederim :)


  • begul  (15.02.13 12:15:36) 
[]

Eski Türkçe veya Arapça Yazı okuyabilenler bi yardım

Selamlar

Babaannemin evinden, şimdi benim evime gelen eski türkçe veya arapça bir şiir var, (şiir oldugunu tahmin ediyoruz)

Burada ne yazdığını, ne demek oldugunu bilen varsa bir yardım lütfen.
3 parça halinde foto çekip attım.

Linkler şu şekilde.

En üst
imgur.com

Orta
imgur.com

En Alt
imgur.com

Teşekkürler.

 
-hüseyin pektaş'a-

bir kafileyiz ki şadımız yok
şad olmak içün inadımız yok
seyyaresiyiz feza-yı nazın
bir nokta-i istinadımız yok

dergah-ı bülendi kibriyayı
ta'cize değer ?(parlamış o kısım) muradımız yok
manend-i ilah perde pûşuz
âsâr üzerinde adımız yok

mahluka inan olur mu faruk
hallakına i'timadımız yok.(faruk nafiz)
  • hayir anlatamadim ki sana  (15.02.13 09:39:00 ~ 11:12:54) 
[]

Almanca Gelecek Zaman

Selamlar.

Bazı kaynaklar gelecek zaman kullanımının şimdiki zaman kullanımıyla aynı olduğunu söylüyor. Yani mesela "yemek yiyeceğim" cümlesinin karşılığını da "ich esse" olarak veriyorlar. Doğru mu bu? Doğruysa nasıl ayırt edeceğiz? Birisi "ich esse" dediği zaman yiyor mu, yiyecek mi nasıl anlıyoruz?


 
werden + mastar hali ile yapılıyor esasen. Ich werde essen. Ama çok seyrek kullanılıyor bu kullanım.


  • roket adam  (14.02.13 21:37:18) 
"Yarın geliyorum" demekle tamamen aynı şey oluyor aslında.


  • katir cobani  (15.02.13 00:54:57) 
[]

caponca

Aldığım dersin yanına nasıl çalışayım? Daha ilk dersimi aldım, alıştırma malıştırma neyin hepsini çözdüm de yetmedi. İstiyorum ki şu hiraganayı bi sökeyim ben. Bilgisayar programı olur, dergi neyin olur, ne tavsiye edersiniz?




 
(bkz: pimsleur)

japoncası var mı emin değilim ama vardır mutlaka. sesli derslerden oluşuyor. ipod'a, telefona falan atıyorsun. otobüste sağda solda müzik niyetine dinliyorsun. baya faydalı bence.
  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (14.02.13 21:25:35) 
[]

fransızca olumsuz yapma

gençler bunu hep karıştırıyorum, nerede olumsuzdan sonra sadece de kullanacağız, neye göre la le kullanabiliriz?




 
hayır onu sorumuyorum, mesela je ne mange pas de bananas oluyor. orada de kullanıyoruz, ama sanki bazı yerlerde le la da kullanıyorduk, onu hatırlamıyorum.


  • noluyo yaa  (14.02.13 21:04:28) 
orada bahsettiğin kullanım olumsuzdan ziyade de'nin kullanımı ile ilgili.
pas de bananas derken genel olarak muz yemiyorum diyorsun, belli bir muzdan bahsetmiyorsun. bu arada ben de yeni öğreniyorum sallamış olabilirim.

  • medievalman  (14.02.13 21:07:43 ~ 21:09:09) 
evet genel olarak muz yemiyorum demek, ama çoğul olmasına rağmen des yerine de kullanıyoruz mesela, bunun tam kurallarını hatırlayamıyor ve bulamıyorum..


  • noluyo yaa  (14.02.13 21:10:31) 
çünkü pas des bananes= pas de les bananes.
ama senin demek istediğin şey genel olarak muz yemem, o muzları (les bananes) yemem degil. dolayısıyla ben genelde muz yemem derken pas de bananes oluyor

  • meteonur  (14.02.13 21:19:32) 
bunlara article partitif deniyor ve bir miktar belirtiyorlar o yüzden olumsuz yapılırken hepsi de ye dönüşüyor.


  • alibaba06  (14.02.13 22:37:08) 
1 ... • ... • 134 • ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.