[]

excite fiili hakkında

Respond to every call that excites your spirit.
her çağrıya cevap vermek ruhunu *excite*.

mevlana rumi.nin bir sözüymüş, bir yerde denk geldim ingilizce olarak ama tam anlayamadım.

excite'in ilk akla gelen anlamı heyecan. heyecan genel manada olumlu bi kullanımdır türkçede.

fakat excite.ın başka anlamları da var;
heyecanlandırmak, telaş ettirmek, duyguları uyarmak falan. bu anlamıyla düşünürsek olumsuz.

excite [ɪk'saɪt]
verb
1. arouse or elicit a feeling
2. act as a stimulant
3. raise to a higher energy level
4. stir feelings in
5. cause to be agitated, excited, or roused
6. stimulate sexually
7. stir the feelings, emotions, or peace of
8. produce a magnetic field in
ing sözlükte bunlar yazıyor.


şimdi sormak istediğim şey şu;
çağrılara kulak vermek ruhu napar?

 
ruhu heyecanlandıran çağrılara kulak ver. tam çevirisi böyle olsa gerek. aradaki that'i atlamışsın sen.


  • roket adam  (16.04.13 13:40:19) 
Birisi çok pis serbest çevirmiş :)


Bir ejderha bir ayıyı yakalamıştı. Yiğidin biri giderken ayının bağırmasını duydu. Alemde düşkünlere yardımcı erler vardır. Onlar, mazlumlar feryat ettiler mi derhal yetişirler. Mazlumların seslerini her yerden işitirler, Hak rahmeti gibi o tarafa koşarlar. Alemin sarsıntılarına, yıkıntılarına direk, destek olan gizli dertlerin tabibi bulunan o erler; muhabbetin, adaletin rahmetin ta kendisidirler.

Onlar, hak gibi illetsiz, rüşvetsiz kişilerdir. Onlardan birine “ can ve gönülden ettiğin bu yardım için, neden yardım ediyorsun?” denilse ancak “ yardım isteyenin gamından, çaresizliğinden” der erin avı merhamettir. İlaç alemde dertten başka bir şey aramaz. Nerede bir dert varsa deva oraya gider. Su neresi alçaksa, oraya akar. Sana da rahmet suyu gerekse yürü, alçal da sonra rahmet suyunu iç sarhoş ol. Ta başa kadar rahmet içinde rahmet var. Oğul bir tek rahmete dalma, bir tek rahmete kani olma.

Ey yiğit, gökyüzünü ayak altına al, feleğin üstünden nağme seslerini duy! Kulağından vesveseler ayıp kılından arıt da gayp selviliğini gör. Burnundan beyninden nezleyi gider de Allah kokusu burnuna gelsin. Sıtmadan, safradan hiçbir eser bırakma da alemden şeker lezzetini bul. Sen yüz türlü güzel yüzlü evlat olması için erlik ilacını kullan, erlikten kesilmiş olarak koşup tozma.

Can ayağından ten bukağısını çıkar da meclis etrafında dönüp dolaşsın. Hasislik zincirini elinden boynundan at eski felekte yeni bir baht bul. Lütuf kabesine uçmaya kanadın yoksa çare bulana arz et. Ağlayıp inleme kuvvetli bi sermayedir, külli rahmet pek güçlü bir dadıdır. Dadı ve ana çocuk ne vakit ağlayacak diye bahaneler ararlar.

Allah da sizin hacet çocuklarınızı ağlasın da süt meydana gelsin diye yarattı. “Allahı çağırın” dedi, ağlayıp inlemeyi bırakma ki Allahnın merhamet sütleri coşsun. Rüzgarın sesi de bizim gamımızı teskin etmek içindir. Bulutun süt yağdırması da. Hele bir an sabret. “ Rızkınız gökyüzündedir” ayetini duymadın mı? Neden bu aşağılık yere saplanıp kaldın? Korkunu, ümitsizliğini gul sesleri bil. Onlar, seni aşağılıkların ta dibine kadar çekerler. Seni yücelere çeken her ses, bil ki yücelerden gelmektedir. Sana hırs veren her sesi de adamları paralayan bir kurt sesi bil. Bu yücelik, mekan bakımından değildir. Bu yücelikler, akıl ve can yücelikleridir. Her sebep eserinden yücedir.


A dragon was pulling a bear into its terrible mouth.

A courageous man went and rescued the bear.
There are such helpers in the world, who rush to save
anyone who cries out. Like Mercy itself,
they run toward the screaming.

And they can't be bought off.
If you were to ask one of those, "Why did you come
so quickly?" He or she would say, "Because I heard
your helplessness."

Where lowland is,
that's where water goes. All medicine wants
is pain to cure.

And don't just ask for one mercy.
Let them flood in. Let the sky open under your feet.
Take the cotton out of your ears, the cotton
of consolations, so you can hear the sphere-music. . . .

Give your weakness
to One Who Helps.

Crying out loud and weeping are great resources.
A nursing mother, all she does
is wait to hear her child.

Just a little beginning-whimper,
and she's there.

God created the child, that is, your wanting,
so that it might cry out, so that milk might come.

Cry out! Don't be stolid and silent
with your pain. Lament! And let the milk
of Loving flow into you.

The hard rain and wind
are ways the cloud has
to take care of us.

Be patient.
Respond to every call
that excites your spirit.

Ignore those that make you fearful
and sad, that degrade you
back toward disease and death.
  • irbat  (16.04.13 14:04:11 ~ 14:05:05) 
[]

'Akademik İngilizce' Fikir verin brolar

İngilizceyle şimdiye kadar hiç aram yoktu lisede zar zor geçiyordum,şimdi temel kelimeler dışında hiçbirşey bilmiyorum.
Üni'de tercih edeceğim bölümlerde Akademik İngilizce dersleri var. Sizce bu bölümleri tercih etsem sıkıntı yaşarmıyım? Çok mu zor? Yoksa hiç bulaşmasam mı? napayım çok kararsızım be brolar..



 
üniversite hangisi o önemli. bir de o üniversitelerin hazırlık sınıflarında bu konuda eğitirler insanı. korkmaya mahal yok.


  • idearch  (16.04.13 12:19:11) 
akademik ingilizce dendiğine bakma. çok temel düzeyde oluyor onlar. şayet eğitim dili ingilizce değilse okulun öyledir yani.


  • edgenabby  (16.04.13 13:07:26) 
[]

demo kurulumu çeviri

demo kurmak'ın ingilizcesi make demo mu, do demo mu ?

yoksa sadece demo mu diyeyim..


 
demo setup


  • dokunmakalbime  (16.04.13 09:46:57) 
demo installation?


  • el desaparecido  (16.04.13 09:52:37) 
[]

fransızca pardon ne demek

bazen turislerin de bulunduğu kalabalık yerlerden geçerken yol istemek için pardon diye sesleniyorum.ingiliz olduğunu tahmin ettiğim kişiler sorry diye karşılık veriyor.fransız olduğunu tahmin ettiğim kişiler de pağdon,pağdön şeklinde karşılık veriyor.bizim türklerde tık yok.hatta bazı hanzolar yol vermek yerine senin üzerine doğru geliyor mal gibi.yazayım da rahatlayayım dedim.




 
ne demek istediğinizi anlamadım?

"pardon" dediğiniz zaman çekilmeleri yeterli olur, kimse sizi görmediği için sizden özür dilemek zorunda değil. yol istersiniz, verirler, özür dilemeleri ayrıca kibarlık olur.

karşıdan gelen birisine "pardon" derseniz bence de üzerinize yürürler. evet öküz bir milletiz ama olur olmadık yerde, en alakasız şekillerde milletimizi yerden yere vurmak saçma ve gereksiz.
  • der meister  (15.04.13 23:31:04) 
mallar ayrılsın. sorun çözülür.


  • il padrino  (15.04.13 23:31:41) 
[]

İspanyolca bilenler şu videdoda ne diyor?

Linkteki videoda con usted es' den sonra ne diyor kadın şarkıcının adını anlayamadım haliyle diğer kliplerini izleyemiyorum.

www.youtube.com


 
la gran señora astrid hadad


  • she was my baby  (15.04.13 22:02:52) 
[]

"Denyo" kelimesinin orjinali İspanyolca mı?

İspanyolca Dano (Danyo) zarar vb anlamlara geliyor. Türkçe'deki Denyo'nun da İspanyolca'dan gelebileceğini düşünüyorum.




 
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler)
[ Ahmet Rasim, Şehir Mektupları (1899) ]
"zıpır, kaçık, dejenere, serseri (argo)" [ Osman Cemal Kaygılı, Argo Lugatı (1932) ]
Köken
Denyo "orta oyununda bir karakter" özel adından türetilmiştir.

nişanyanda böyle yazıyor.
  • dokunmakalbime  (15.04.13 12:00:38) 
anlamsal olarak bi bağlantısı yok türkçedekiyle..


  • ali.armazoglu  (15.04.13 12:00:43) 
geçen kim milyoner olmak isterde soruldu, cevap olarak çince dendi.
ben denge yoksunundan türetilmiş olduğunu sanıyordum, gerizekalı - gerzek gibi.

  • irbat  (15.04.13 12:34:53 ~ 12:35:07) 
geçen gün kim milyoner olmak ister'de sordular, dengesiz demekmiş ve çince'den geliyormuş argo bir kelimeymiş.


  • ekaterina  (15.04.13 12:36:00) 
latin dillerinde, italyanca'dan örnek vericem, direk bu okunuşun (denyo) yazılışı "degno" dur ve "layık" anlamına gelir.

İngilizcede de var: "deign"

Ama kafa karıştırır, o yüzden Avrupa dillerindeki bu olayı unutalım. Bizdeki denyo kelimesi Çince "denilo" kelimesinden gelmekte.
  • duk leto  (15.04.13 14:03:41) 
[]

ürün iadesi hakkında

hello trajikomix, how about we resend the watch at your next order? or give you a discont?



ne demek istemiş bu abi?

 
saatini bir sonraki siparişinde yeniden göndersek veya sana indirim versek olur mu diyor.


  • ben smyrna  (15.04.13 06:22:26) 
[]

Ayda 250 lira taksitle gidebileceğim güzel bir ingilizce kursu?

Ayda en fazla 250 lira verebiliyorum. İngilizce temelim var sayılır. Gramerim pek kötü, kelime bilgim hayli geniş. Gramer ağırlıklı ders veren bir kursa ihtiyacım var. İngilizce öğrenip yüksek lisansa girip 2. sene erasmusla bir ülkeye gitmek istiyorum.

1- Var mı bildiğiniz kaliteli ve şartlarıma uygun bir kurs?
2- şu erasmuslu falan planım, çok mu zor? (y.lisans gazetecilikten yapacağım)

Not: İstanbul / Bakırköy'deyim.

 
sırf ingilizce öğrenmeye bir sene harcarım diyebiliyorsan bedava öğrenebilirsin. şöyle ki öss (yeni adı neyse işte) ile ingilizce eğitim veren bir üniversitenin en dandik bölümüne yerleşirsin. hazırlığı okuduktan sonra da bırakırsın. harçlar da kalktı artık, bedavaya halletmiş olursun. ama 1 senen ingilizce okumayla geçer.

ben hazırlık okurken sınıfta bir amca vardı, sırf ingilizce öğrenmek için en düşük puanlı bölümü yazıp gelmişti. hazırlıktan sonra bıraktı.
  • darkredanger  (14.04.13 20:32:01 ~ 20:33:10) 
amerikan kültür dernekleri ve british culture iyidir gramer için. kendi kendine bir şeyler yapmak içinse çok faydalı siteler var. misal; www.voscreen.com hem eğlenceli vaktin nasıl geçtiğini anlamazsın. hem de çok yararlı.


  • nedenelf  (14.04.13 20:41:56) 
www.voscreen.com tarzı bildiğiniz başka siteler var mı acaba ?


  • serkanburuk5  (15.04.13 09:53:56) 
[]

kartal veya pendik'te ingilizce kursu

tavsiye edebileceğiniz var mı?




 
maltepe'de amerikan kültür derneği var. iyi gibi.


  • kobretti  (14.04.13 19:42:00) 
mesaj attım


  • yazbitmesinsipidikterlikdolabagirmesin  (14.04.13 23:12:02) 
[]

çeviri işleri

bakıyorum da çeviri işleri duyuru'da artmış. 4 senedir kendi fakültemde çeviri işi yapıyorum ben de, para karşılığı tabii. burada da para karşılığı çeviri yaptığı her halinden belli olan kişiler çeviremedikleri cümleleri yazıyorlar, çevirenler oluyor, hem de 1 değil 2 değil. baya baya 4-5 cevap geliyor

sorum bu cevap verenlere:
siz emek harcıyorsunuz, karşınızdaki bu işten para kazanıyor. hayrına yapıyorsunuz anladım da, rahatsız etmiyor mu bu sizi?

 
burda bikaç cümle soruluyor. sayfalarca yazı çevirmiyoruz ki


  • sttc  (14.04.13 14:13:39) 
soranlar genelde aynı kişiler ama, topladığımızda epey bir cümle oluyor


  • la noix  (14.04.13 14:15:39) 
Ben sorun yapmıyorum o kadar.Sonucta duyurunun amacı bir sekilde insanlara yardımcı olmak.Parayla da ceviriyorsa ben para kazanmasina yardimci oluyorum,ustelik sayfalar dolusu cumle de cevirmiyorum,niye rahatsız etsin ki?o kadar ince düşünecek kadar paragoz degilim sanırım.


  • fraise  (14.04.13 14:25:14) 
this is book ingilizcesiyle intternational trade yapmaya kalkan adamı fena trolluyorum adam e ticaret yapıyor çinliyle yada herhangi biriyle 10000 parçalık iş yapmaya kalkıyor ama ingilizce bilmiyor boylelerini iş batırtacak derecede trollemek lazım ki ingilizce bilen eleman çalıştırsınlar yada yiyemeyecekleri yarrağın altına yatmasınlar.
öğrenci işi oldugu belli cevirileri ise gönül rahatlığı ile yapıyorum gocunmadan zevkle.

  • tık tık tık  (14.04.13 14:36:05) 
bir cümle ya da şu ne demek gibi şeylere cevap yazıyorum
kendi alanımda --ki aynı alanda çalışıyoruz bildiğim kadarıyla--ekstra bakıyorum zaten
çevirdim ama olmuş mu'lara kendi alanım değilse çok bakmıyorum zira edebi çok soruluyor ben de anlamam
bazen kendim de soruyorum çok basit bi şeyi atlamış olabiliyorum
ama paragraf hatta sayfa tadında çeviri soran öğrenci arkdaşlara -öğrenci olduklarını umuyorum hele bi de öğrenci filan da değillerse pis küfrederim- kızıyorum tabi ki.
  • niye ama  (14.04.13 14:37:32) 
madem siz de çevirmensiniz, çok çeviri yapınca insanın bazen kafasının durma noktasına geldiğini biliyorsunuzdur. yeri gelince insan kolay bir şeye bile takılıp cümleyi düzgün kuramayabiliyor. genelde başından biraz kalkıp sonra dönünce problem çözülür ama bazen onu yapmaya vakit olmayabilir. zaten ancak bir cümle ya da deyim soruluyor çoğunlukla. rahatsız olunacak bir durum yok bana göre.


  • quasiromantic  (14.04.13 14:39:25) 
bana çok sayıda "şu kişiye vermiştim ama çeviri iyi olmadı, bi de sen yapıversene" diye çeviri geliyor. bilmiyorum benim etik anlayışım açısından eğer "ben" yapmıyorsam o işten para kazanmamalıyım. elbette kafam bulandığında bi 5 dk mola verip geri geliyorum, bazen olmuyor. o zaman 2 seçeneğim oluyor: google translate'e yazıp berbat türkçe/ingilizce halini güzelleştirmek (en azından bi taslak oluşturuyor) ya da bu işi yapan başka BİR ARKADAŞIMA danışmak. zaten çeviri işi içindekiler 9 sayfa çeviriden 1 cümlenin çevrilmesinin 9 sayfayı çevirmekten daha zor olduğunu bilir. çünkü girişini ya da sonucunu bilmezsin, yorumunu katamadığın için çok saçma bir şekilde çevirebilirsin

ben de ticari olmadığı belli olan bazı sorulara cevap veriyorum. ticariyse ingilizcesini geliştirsin hakkıyla yapsın
  • la noix  (14.04.13 14:48:16) 
ahahahha böyle saçma soru mu olur? ben de bilgisayar teknik desteğinden para kazanıyoum, ama deli gibi yardımcı oluyorum insanlara.

bilgi paylaşıldıkça çoğalır, bencillik ederseniz öyle kalırsınız olduğunuz yerde. sen yardımcı ol, para zaten geliyor buna emin olabilirsin.

ayrıca çeviri sandığın kadar kalifiye insan işi de değil, çok ucuza kaliteli çeviri yaptırtmak mümkün. öööyle dediğin gibi 'kalitesiz çeviriler :((' diye ağlamanıza gerek yok, çünkü shakespeare çevirtmiyor insanlar. idare etsin yeter diyor geçiyor.
  • roket adam  (14.04.13 15:13:08) 
mutlu bile oluyorum yardım edebildiğim için.


  • delarue  (14.04.13 15:55:10) 
[]

Kürtçe bilenlerin yardımına ihtiyacım var

Arkadaşlar, şu şarkının Kürtçe olduğunu tahmin ettiğim kısmında tam olarak ne ddiyor?

www.youtube.com


 
Arkadaşım dedi ki türkçe ettiği küfürlerin tıpkısının aynısını kürtçe söylüyormuş.


  • ekaterina  (13.04.13 23:53:51) 
Birebir aynı yani. Teşekkür ederim ekaterina. Epeydir merak ediyordum.


  • roket adam  (14.04.13 00:17:10) 
[]

İngilizce Hikayeler, Makaleler vs.

İngilizceyi ilerletmek için Türkçe çevirisi olan hikaye makale vs bulabileeceğim güzel bir yer var mı internette? Önerileriniz nelerdir bunun için?




 
internette bulabilir misin bilmiyorum ama hazırlıkta bize okutulan kısa hikayeler vardı. bookworms club bronze,silver, gold diye gidiyor. altın en zoru ama yine de orta seviye bi ingilizce için iyi gelecektir. pdf formatı internette vardır zannımca.


  • dark colours  (13.04.13 00:36:14) 
[]

urban ingilizce çeviri

"Now look at this b*tch over here tryin' to act like me"
"Uh-huh, f*ck that bitch, she ?? ?? leftover"


I'll bring the bullets, know what I'm sayin? Stop playin
You and them dyke lookin b*tches
Actin like ya'll jumpin somehtin go ahead with the bullsh*t


You know I know: so go find anotha sucka yo, I been there and been done that
befo' , and don't need it no,o'
That's , my word! so go to your own woth that there word up
and tell that bighead n*gga you run with you was insane

 
kaltağa bak benim gibi davranmaya kalkışıyor
a-ha siktir et kaltağı x-hamster artığı

mermileri ben getiririm, anlarsın ya, oynaşmayı kes
hepiniz lezzo gibi gözüken kaltaklarsınız
saçma sapan, bok varmış gibi atlıyorsunuz herşeye

bildiğimi biliyorsun, kendine başka bir enayi bul,
sen giderken ben dönüyordum, artık buna ihtiyacım yok.
sözlerim bunlar, şimdi git, söylenecek herşeyi söyledim
ve beraber kaçtığın kocakafalı zenciye kafayı yediğini söyle.

kendimle hiç gurur duymuyorum :/
  • vrykolakas  (12.04.13 21:36:56) 
[]

İstanbul da İspanyolca

Galatasaray ümiversitesinin ve cervantes enstitüsünün dil okulları var , fiyatı önemli değil , önemli olan öğrenebilmek.nereyi önerirsiniz?
Not:Zeytinburnu bölgesinde oturuyorum



 
Fiyat önemli değilse Cervantes.


  • cakabo  (12.04.13 19:15:09) 
her ikisini de. hocalar aynı oluyor çoğu zaman..
ayrıca özel dersle de takviye edebilirsin 3. kurdan sonra falan..

  • jimjim  (12.04.13 21:00:52) 
eylül ayını bekle ben de gideceğim.taksimd ucuz ve iyi bir kurs var


  • çıtıpıtı  (14.04.13 00:52:23) 
Ipad var ise ucuz ama güzel programlar var...onlarla başla derim


  • çıtıpıtı  (14.04.13 00:53:06) 
eylül ayı çok geç be hocam


  • colorwithnotexist  (14.04.13 01:04:50) 
Bu acele de ne.


  • çıtıpıtı  (15.04.13 23:43:28) 
[]

Walking dead, ing-türkçe çeviri

As Rick, Carl, and Michonne are driving into King County, a sign is seen on the side of the road saying "Erin: We tried for Stone Mountain. -J". A walker with a bracelet that says "Erin" is then seen with other walkers surrounding the car that Rick, Carl, and Michonne are travelling in and is then shot dead off-screen by Rick.

türkçeye çevirecek varmı?


 
Rick, Carl ve Michonne King County'ye doğru yol alırlarken, yolun kenarındaki bir tabelada "Erin: Stone Mountain'i denedik. -J" yazdığı görülür. Daha sonra üçünün (Rick, Carl, Michonne) bulunduğu arabanın etrafını çeviren aylaklar arasında "Erin" yazılı kolye takmış bir aylak görülür, bu aylak daha sonra Rick tarafından öldürülür (ama biz dizide görmeyiz öldürdüğünü).

kolye değil bileklik olacak, alttaki cevap uyandırdı :) bi de ek bilgi vereyim, 3. sezon Clear adlı bölümde oluyordu bunlar.
  • cinsi kisi  (11.04.13 17:51:36 ~ 18:00:36) 
Rick, Carl, and Michonne King County'e giderken diyor, yolda "Erin: Biz Stone Mountain'a gitmeyi deniycez. -J" diye bir tabela goruruz, akabinde bilekliginde Erin yazan bir zombi diger zombilerle birlikte bizim elemanlarin otomobilini cevirmistir. Daha sonra Erin, Rick tarafindan kadraj disinda vurularak oldurulur.

edit: anliyorum ama konusamiyorum :)
  • tasa oturma soguk ceker  (11.04.13 17:53:34 ~ 17:56:02) 
[]

kısa bir ingilizce çeviri

- toplu halde dosya adlarını diğer dosyalar vermek -
toplu halde bir klasördeki dosyaların adlarını diğer klasörde ki dosyalara verebilir miyiz ?



 
- batch renaming the files -

can we batch rename the files in different directories?

batch yerine, mass veya bulk da olur.
  • irbat  (11.04.13 15:16:51) 
- Renaming files as names of existing files all at once -

Can we rename the files in a folder as the names of existing files from another folder, all at once?
  • long live rock n roll  (11.04.13 15:19:46) 
-assigning file names to other files collectively-
is it possible to assign files names in a folder to files in other folder collectively?

  • sir gawain  (11.04.13 15:35:59 ~ 15:36:16) 
[]

tek cumle ceviri

burada ne diyor tam olarak?

there was a little examination of the clinical material Klein described or her particular use of the concept of envy in elucidating it


 
Klein'in tanımladığı klinik materyalin ve özellikle açıklığa kavuşturma amacıyla yararlandığı haset kavramının kullanımı hakkında çok az inceleme vardı.


  • irbat  (11.04.13 14:48:45 ~ 15:07:20) 
[]

Ne çektin be Gülistan ?

Bu ingilizceye çevrilir mi ?
Nasıl ?



 
You have been through so much derim ama soru olmuyor o bakımdan tam istediğin de olmuyor sanki.


  • bad boy for life  (10.04.13 14:37:17) 
oh the things you've been through, gülistan.


  • midesiz  (10.04.13 15:27:44) 
Gülistan ın ne çektiğine göre değişir.

What smoked gülistan ?
  • alixkandemir  (11.04.13 15:17:08) 
[]

kelime çeviri

contact tam olarak türkçeye nasıl çevrilir




 
kontak
kontak kurmak
iletişime geçmek
temas
temas etmek
  • desdinova  (10.04.13 12:07:34) 
bağlantı


  • kta  (10.04.13 12:11:51) 
  • sorusuolaninsanmodeli  (10.04.13 12:42:08) 
irtibat kurmak


  • sorrowbringer  (10.04.13 12:45:57) 
[]

kısa bir ingilizce çeviri

I'm one of the kindest people you will ever meet and for some reason you hate me for that!




 
Ben tanıyabileceğin en kibar insanlardan biriyim ve her nedense sen bu yüzden benden nefret ediyorsun.


  • cakabo  (10.04.13 09:43:53 ~ 09:44:43) 
[]

almanca kontrol.

şu cümlede herhangi bir sorun var mı?

weltweiten energie

folgen wir der energietechnik auf globaler ebene, um modelle für die türkei zu entwickeln.

 
var.

Weltweiten Energie'nin basinda bir sey yoksa, yani basliksa Weltweite Energie olmali. yani sifatin sonunda "n" yok.

Cümle de

Wir folgen der Energietechnik auf globaler Ebene, um Modelle für die Türkei zu entwickeln.
  • burfak  (10.04.13 10:15:21 ~ 10:15:36) 
[]

ingilizce- dead, died ayrımının anlaşılması

"kim öldü" nasıl denir? "who is dead" mi?
"who died" dersek "kimin öldüğünü" mü demiş oluruz?
dead ve died in kullanımı nasıl?

X kişisi öldü için "X died" mi deriz, "X is dead" mi deriz?

"when did he die?" doğru bir kullanım mıdır?

 
X kisisi oldu icin X is dead deriz.


  • medusa  (09.04.13 20:27:42) 
who died? denir kim öldü şimdi demek için, hemen o an savaştaysan mesela.
who has died? denir bi de, en son ünlü biri ölmüş kimmiş o diye sormak için mesela, veya biri mi öldü lan demek için.
who is dead dediğinde kim ölü diye sormuş olursun sixth sense'teki gibi veya yine savaştaysan ölüler kim diye sormak için filan.
he has died, Pope dies mesela bunlar hep adam öldü demek için kullanılır, haberlerde.
he is dead, stop cpr you fool! dersin
he had died, bunların hepsi olmadan önce adam çoktan ölmüş dersin.
  • kediebesi  (09.04.13 20:30:37 ~ 20:36:42) 
birebir ceviri:

who died? - kim öldü?
who is dead? kim ölü/ölü kim?

X died - X öldü.
X is dead - X ölü.

When did he die? - O ne zaman öldü? (doğru)
  • she was my baby  (09.04.13 20:32:33) 
dead isim cümlesi die fiil cümlesi ile ifade edilir.
kim öldü? fiil cümlesi who died?
kim ölü? who is dead?
  • inanmazsan inanma  (09.04.13 20:55:40) 
dead: ölü isim
died: öldü die fiilinin geçmiş hali. Yani eylem/fiil

X kişisi için ''X died, o öldü'' diyebilirsin veya ''X is dead, o ölü'' de diyebilirsin.
  • secilmis uye  (09.04.13 21:39:20 ~ 21:41:56) 
[]

İngilizce yıl ve sayı söyleme şekli.

Şimdi diyelim tarih olan 1789 için seventeen eighty nine diyoruz ya bunu normal bir sayıdan bahsederken de söyleyebilir miyiz? Misal senin okul numaran seventeen eighty nine gibi. yoksa senin okul numaran one thousand seven hundred and eighty nine mı olmalı?




 
Kod-numara falan soylerken soylenebiliyor sanirim, ama mesela "tren kazasinda 1789 kisi oldu" derken uzun halde soyleniyor.


  • common of demons  (09.04.13 15:43:04) 
okul numarasi, adres, seri no. vs onyedi seksendokuz okunuyor
sayi verildiginde ise binyediyuz... diye okunuyor(insan sayisi, olen yaralanan sayisi vs.)

  • el desaparecido  (09.04.13 15:43:30) 
mesela telefon numarası söylerken de tek tek rakamları okunuyor.


  • balli borek  (09.04.13 16:04:13) 
mesela para icin fifteen hundred pounds seklinde deniyor.


  • lutah  (09.04.13 17:07:09) 
[]

Nasıl derim

En iyi etkiyi alacağımıza eminim.

Ama biraz formal demem lazım


 
Evet İngilizce kusura bakmayin


  • winterpoem  (09.04.13 13:17:17) 
I'm pretty sure that we will get the best result.


  • el desaparecido  (09.04.13 13:17:37) 
I am confident that we will obtain the best result.


  • sen git ben geliyorum  (09.04.13 13:39:54) 
[]

İngilizce Diyaloglar

otelde, alışverişte vb. yerlerde kullanılabilecek İngilizce metinler içeren kitaplarda yer alan diyaloglardan ihtiyacım var. bir eğitim projesi için gerekiyor.




 
fononun tam bu amaçla oluşturulmuş kitapları var.
sadece ing için değil fransızca için falan da var.

pratik ing. konuşma kılavuzu muydu neydi adı.. kesin bulursunuz.
aynen bu mantık; tanışma/otelde/alışverişte/berberde/doktorda/... diye gidiyordu.
  • jimjim  (09.04.13 01:30:10) 
[]

söylenişi güzel olan kelimeler

neler sizce? bir kelime vardır söylenişi çok güzeldir sürekli söylemek istersin. var mı size hoş gelen kelimeler? yabancı dilden de olabilir anlamsız kelimeler de olabilir.




 
son 1 haftadır; maykılco.


  • ground  (08.04.13 23:10:48) 
kontrpiye
senkronizasyon

  • vur joker vur  (08.04.13 23:19:14) 
threshold

ailecek severek söylüyoruz.
  • nodrap  (08.04.13 23:22:20) 
kankut
joker
fernandooo
  • ben de  (08.04.13 23:26:35) 
Cocaine demesi guzel bence


  • Idonthaveausername  (08.04.13 23:31:26) 
Kelime değil de isim var olur mu?

Dany Achille Nounkeu Tchounkeu
Bildiğimiz GS'li Dany la :D
  • Skey295  (08.04.13 23:34:34) 
rölanti.. sırf bu yüzden arabayı rölantiye alıyorum, 1 cm bile ilerleyemiyorum...


  • bilmemkacincinick  (08.04.13 23:46:04) 
muazzam, subconscious


  • eick  (08.04.13 23:55:23 ~ 23:56:59) 
tütkçe küfürleri harf sayısını abartarak söylemek. hassssiktir yada orrrospu çocuğuuuu gibi.


  • hasmetizm  (09.04.13 00:01:35) 
Mahmut Tuncer


  • hasanli  (09.04.13 00:15:26) 
fevkalade


  • Thunderbirds  (09.04.13 00:18:14) 
"yakamoz"
belki hatırlarsın dünyanın en güzel kelimesi seçilmişti:
arsiv.ntvmsnbc.com
  • wertyu  (09.04.13 10:08:11) 
[]

ticket için çeviri yardımı

LOL destek ekibine bir ticket attım ve şöyle cevap attılar.

I apologize but I am having some trouble understanding the issue you are experiencing. Please clarify your request for me in as much detail as possible so that I can assist you further.

Anladığım kadarıyla biraz daha ayrıntı istiyorlar.. Benim ticketim türkçe ve şu şekilde:

Merhaba ben uzun zaman önce west sunucusunda oynuyordum. Şimdi transferlerin açıldığını fark edince tekrardan türkiye sunucusunda oynama kararı aldım. Ancak türkiye sunucusunda aynı kullanıcı adı ile başka biri oynamakta. Benim kullanıcı adım ve sihirdar adım Salieh. Turkey sunucusuna hesabımı nasıl taşıyabilirim?

Daha fazla ayrıntı nasıl olur hiçbir fikrim yok. İngilizce olarak ticket atsak sorun çözülür gibi geliyor. Bir hayır sever insan ingilizceye çevirirse süper olur.

 
ayrıntı değil de sorunun ne olduğunu anlamamışlar. yani kullanıcı adı değişikliği mi, transfer mi istiyorsun yoksa sunucu değişikliği mi gibi.


  • yeni dunya duzeni  (08.04.13 23:00:37) 
hepsini istiyorum gibi bir şey aslında. ticket'a ingilizce cevap vermişler. Şimd türkçe cevap atmak ne kadar mantıklı?


  • Salieeh  (08.04.13 23:03:11) 
I was playing in west server a long time ago. I have now decided to play in Turkey server when i have realized the transfer opportunity. However, another user is currently playing in Turkey server with my user name. My user name is Salieh. How can i transfer my account to Turkey server?


  • medusa  (08.04.13 23:12:10) 
[]

cok kısa ceviri

even shakespeare has Iago describe the crucial element of jealousy in terms that are an excellent description of the core of envy:
"oo! beware, my lord, of jealousy
ıt is the green eyed monster which doth mock
the meat it feeds on

yardımcı olur muusunz?

 
shakespeare'in bile, imrenmenin mükemmel bir tasviri bağlamında olan kıskançlığın önemli bir öğesini açıklaması için (görevlendirdiği) Iago'su vardır:

"Ah tanrım, kıskançlığa dikkat edin!
Dalga geçen yeşil gözlü bir canavardır o;
yediği etle dalga geçen"

aslında birinci cümle şöyle olmalı;

shakespeare bile imrenmenin mükemmel bir tasviri bağlamında olan kıskançlığın önemli bir öğesini iago'ya açıklattırır
  • thracian  (08.04.13 21:57:53 ~ 22:24:05) 
shakespeare bile Iago'ya kıskançlığın can alıcı temelini, hasetin yapısının mükemmel bir tasviri olan bir dille açıklattırmıştır.

“Ah efendim sakının kıskançlıktan! Kıskançlık, etiyle beslendiği avla oynayan Yeşil gözlü bir canavardır.”

yeşil gözlü kısmı ben çevirmedim, üşendim (bir de ben kimim ki şekspir çeviriyorum:), internetten buldum.

kediebesinin cümlesi çok daha güzel olmuş :/
  • irbat  (08.04.13 21:59:50 ~ 22:11:52) 
şekspir bile, hasetin özünü mükemmel bir biçimde tanımlayarak, çok önemli olan kıskançlık öğesini Iago'ya şöyle tasvir ettirir:

'o, dikkat et lordum kıskançlığa
yediği et ile alay eden
yeşil gözlü bir canavardır o.'

Iago'nun karakter olması lazım. bi de alıntının çevirisini irbat gibi kabul edilmiş bir çeviriden kullanın.
  • kediebesi  (08.04.13 22:03:00 ~ 22:03:57) 
[]

İngilizce ve Almanca gramer kitabı

İngilizce ve Almanca için sürekli başvurulabilecek kaynak niteliğinde gramer kitabı arıyorum. Önemli olan basit öğretmesi, çözümlü soruları filan değil, bütün dil bilgisini kapsaması. Türkçe anlatımlı olup olmaması da fark etmez. Tavsiyelerinizi bekliyorum.




 
Hueber'in piyasada "die neue Gelbe" diye bilinen cok iyi bir kitabi var. Tavsiye edebilirim kesinlikle. Biz lisede Almanca ögrenirken de bu kitap kaynak olarak kullaniliyordu, simdilerde hala popüler.

shop.hueber.de

Amazon linkinden kullanici yorumlarini da okuyabilirsin:

www.amazon.de

Istanbul'daysan sahaflarda bulabilirsin kitabi.
  • ben de  (07.04.13 22:17:02 ~ 22:24:48) 
michael swan'un Practical English Usage tam senlik o zaman.


  • klassno  (07.04.13 22:22:27) 
Teşekkürler tavsiyeler için, yorumlar gayet olumlu kitaplar için


  • faramir  (09.04.13 01:36:57) 
[]

ingilizce anlamak

kelimelerde çok problemim yok ama bazen bazı cümleleri anlayamıyorum. bir cümle düşünün o cümledeki tüm kelimelerin anlamını biliyorum ama cümleyi kavrayamıyorum, çevirmeyi bırak anlayamıyorum bile. galiba cümlenin yapısını çıkaramadığımdan. size de oluyor mu? nasıl aşarım ki bunu?




 
bana da oluyor.daha aşamadım.


  • neo  (06.04.13 20:47:53) 
konuşarak ve dinleyerek.
ted'in sitesinde vidyoları altyazılı olarak seyredebilirsin.

  • jimjim  (06.04.13 21:09:12) 
Gramer öğrenin. illa çok üst seviye vs. olmasına gerek yok, ama temel gramer bilgisi edinin. Sonra da bir şeyler okuyun. Özellikle gazete yazısı, makale filan gibi cümle yapıları biraz kompleks olan şeyler okuyun..


  • perferil  (06.04.13 21:23:50) 
cümleyi kavrayamamanın nedeni bazen kimi kalıpları ya da bazı sözcüklerin diğer anlamlarını bilmemenden kaynaklanabilir. bunları çözmen lazım. örn;

every now and then, out of the blue gibi kalıpları,
save, before, run gibi sözcüklerin diğer anlamlarını bilmen gerekir.

yoksa ne anlamı verirsen ver, bunları bilmediğin takdirde asla oturmaz kafanda.
  • lesmiserables  (06.04.13 21:25:22 ~ 21:26:19) 
gramer bilgim var, ted'i de takip ediyorum ama sorun daha çok uzun cümlelerde ortaya çıkıyor. o yüzden hep makale tarzı yazılarda sorun çıkıyor.

@lesmiserables, sanırım sizin dediğinizde problem. bu tip kelimelerin bir araya geldiği kalıpları bilmeden kelimeden çıkarmak imkansız, yazıda geçtiğinde ben onların kalıp olduğunu bile çıkaramıyorum hatta. sanırım o yüzden karışıyor. bildiğiniz bi kaynak var mı şu an bu kalıpları bulabileceğim? sabah yds'ye gireceğim de, yardımlarınız için teşekkürler.
  • superapple  (06.04.13 22:03:10) 
sorun, clause yapılarında da olabilir.

The girl killed herself.

The girl whose mother was ironing a blue, long dress while it was raining killed herself.

cümleleri aslında aynı olsa da clause yapıları sebebiyle uzuyorlar ve laf kalabalığı arasında 2. cümleden 1. cümledeki basit yapının çıkarılması zor oluyor. clauseları sindirerek çalışın, örneklerin oturması için okuyup geçmeyin, cümleleri türkçeye çevirmek bende çok işe yaramıştı.
  • irbat  (06.04.13 22:26:07) 
@superapple

kaynak olarak internetten idioms, synonyms, antonyms vb. tarzı sözlüklere bakabilirsin, onları alıp kurcalaman lazım. ayrıca bol bol metin oku, roman oku ki diğer anlamlarını çıkarabilirsin; yani cümlenin anlamını oturtamadığında, o oturmayan kelimenin diğer anlamı neymiş bak. mutlaka görürsün sorunun ne olduğunu.
  • lesmiserables  (07.04.13 00:39:06) 
[]

gürcüce

tqveni dedas sheveci" ne demektir? bir küfür de muhtemelen bulamadim hic bi yerde




 
  • lamneth  (06.04.13 19:20:01) 
Tqveni:senin deda:anne. Diğerini bilmiyorum ama küfürse tahmin edilebilir sanırım


  • uepuey  (06.04.13 20:53:12) 
anneleri isveçli demek.


  • chouannerie  (06.04.13 22:35:22) 
"sizin ananızı...." diye başlıyor küfür, gerisi küfür dağarcığınıza bağlı olarak farklı biçimlerde tercüme edilebilir.


  • karviskali  (13.05.13 12:42:24) 
[]

azıcık rusça bilen bakabilir mi?

www.apple.com buradan iphone 5 ve 4s fiyatını söyleyebilir misiniz acaba?




 
bu sitede yazacağını sanmıyorum, azıcık kurcaladım fakat fiyat göremedim. rusya'da iPhone 5'ler 1500-2000 civarı.


  • lesmiserables  (05.04.13 19:18:20) 
orada iphone fiyatlarını göremedim ama şu sitede ruble cinsinden fiyatları görebilirsiniz.
www.apple-house.ru
www.apple-house.ru

dipnot: 31 ruble yaklasık olarak 1 dolar yapıyor.
  • borschtang  (05.04.13 19:22:03) 
buradan degil de store.apple.com/ru'dan gorebilirdin ama rusya'ya satisi yokmus apple'in.

hangi ulkelerde oldugunu suradan gorebilirsin: store.apple.com

rusya'da satis olmadigindan fiyat da ogrenemezsin.
  • entrapmen  (05.04.13 19:22:14) 
Burada (Rusyada) yaklaşık 1000 dolar gibi fiyatı vardı 5'in. 4s 16 gb ise 1500 lira idi 3 ay önce. şuan fiyat 100 ile 300 lira civarında bir miktar düştü.


  • kallesnikof  (05.04.13 20:42:11 ~ 20:46:24) 
daha geçen hafta arkadaşa 1600 lira değerinde iphone 5 White 64gb aldık.Şehir Kiev


  • maschinengewehr  (06.04.13 02:21:17) 
[]

ingilizce sorusu

*fairly
*pretty
*quite
*rather

sözlük manası oldukça, epey olan bu sözcüklerin birbirinden farkı nedir?testlerde çok çıkan bir soru

 
anneye anlatir gibi anlatmislar burda: www.perfectyourenglish.com


  • tonakai  (05.04.13 14:15:15) 
[]

çeviri yardım

less public lands should be under protected areas

kolay bir çeviri ama kafam yoğum olduğundan tam olarak oturtamadım.. doğru ve anlamlı bir çeviri yardımı? less public lands kısmını anlamlı bir şekilde oturtamadım...


 
"korunan bölgelerin altında daha az yerleşim yeri olmalı" gibi bişey heralde.


  • midesiz  (05.04.13 14:04:22) 
[]

dilde seksizim

niye var?

özellikle avrupa dillerinde hep eril ve dişil olarak değişiyor kelimeler. türkçede yok. sahip-sahibe, müdür-müdüre gibi şeyden bahsetmiyorum. onlar arapçadan geliyor zaten. hem ondan ziyade, eşyaların cinsiyeti.

masanın, bisküvinin, tuvalet fırçasının feminen maskülen olması niye?

niye avrupa dillerinde var, arapçada da var. niye var? türkçede niye yok?

dilde seksizim başlığına bakındım. uzun uzun makaleler aramıyorum, daha özet bilgiye ihtiyacım var merakımı gidermek için.

diller oluşurken (bi kaç bin sene öncesinde) toplumun kadın ve erkeğe verdiği değerle ilgili olabilir?

edit: bi tane sordum, beş kez "niye" demişim. var dimi öyle bi kelime, "ne diye" den mi geliyor acaba?

 
efendim dilde seksizim şu anda barbarlık olarak gözükse de zamanında edebi bir zenginlikti bunlar. çünkü kadınlar kadın olmaktan, erkeklerde erkek olmaktan memnun idiler. herkes kendine düşen görevi layıkiyle yerine getirme hevesindeydi falan filan. ancak şu anda sürü tersine çevrildi ve kadınlar erkek gibi olmak, eşitlik falan istiyorlar. haklarıdır değildir bilemem, çocukları kim büyütüyor ben ona bakarım. ama türkçe'de seksizim olmamasının sebebi türklerin çok medeni olması değil, türkçe'nin çok basit bir dil olmasındandır. kelime sayımız az. medeniyetin bir ölçüsü de dildeki kelime sayısıdır. şu an dilimizde seksizim yok bakın biz ne kadar medeniyiz dersek, abdurrahman çelebi olmuş oluruz.


  • doctorrent  (05.04.13 12:35:41) 
yok şimdi medeni olduğumuzu falan söylemiyorum da, belki eskiden öylemişiktir. ne bileyim, yaşamadım o zamanda.

bir erkek olarak dildeki seksizim.den rahatsız oluyorum. dün akşam neredeydin sorusuna bi arkadaşımdaydım diyerek cevap veremiyorsun mesela fransızca. bu cümleyi kurduğun an cinsiyeti belli oluyor. ingilizce yine insaflı bi dil o bakımdan.

--

söylediğinize paralel olarak, en geniş dillerden biri ingilizce. onda neden he\she her\his dışında seksizm çok ön planda değil. en azından artikellerin cinsiyeti yok.
  • dahinnotha  (05.04.13 12:38:57) 
grammatical gender yazıp google'da aratın.


  • i ve been mistreated  (05.04.13 13:12:31) 
seksizm öyle olmaz bak şöyle olur :

"ananın amına koyayım, orospu, orospu evladı, amına koyayım, sikeyim, amını sikeyim, götveren, pezevenk(bu da kadınla bağlantılı sonuçta), yarrağım sana girsin (yine giren tarafa hakaret) vb."

gibi küfürlerin hemen hemen hepsi kadın odaklı ise bu seksizmdir.
  • yule  (05.04.13 14:07:38) 
[]

tektipleştirme'nin ingilizcesi ne lan

lan oğlum türkiye'de elini atsan içinde "tektipleştirme" geçen yazıya çarpıyor, ingilizcede böyle bir terim yok galiba lan? uniformation mı denir ne denir biri bi el atsın.




 
tek çatı altında toplamak ise unification. tektipleştirme assimilationa yakın bir şey olsa gerek.


  • megafon  (05.04.13 12:19:28 ~ 12:19:56) 
Standardization gayet uygun. Ama Türkçe'deki "tektipleştirme" kelimesinin agresifliğini tam karşılamıyor haklısın. Buradaki "tek tip" ifadesinin sertliği aslında monotype'da var. Ancak monotyping de diyemessin, bir çizim türü gibi bişeydi o da yanlış hatırlamıyorsam. Hay allah.


  • cepeuc  (05.04.13 12:57:59) 
homogenization


  • yedik onu biz  (05.04.13 13:02:18) 
[]

Kısa çeviri

Şunu bir çevirebilir miyiz, lütfen:

People here are neither pushing you nor very harsh, but on most occasions are quite understanding. Instead of worrying about being fired everyday to work hard, we can focus on the research we are genuinely interested in.


 
Buradaki insanlar seni ne zorluyorlar ne de çok sertler, çoğu olayda da oldukça anlayışlılar. Her geçen gün kovulur muyum diye endişeleneceğine daha sıkı çalış ki gerçekten uğraşmak zorunda olduğumuz araştırmaya odaklanabilelim.


  • irbat  (04.04.13 16:45:30) 
Burdaki insanlar diyo sizi ne sikar ne zorlar, cogu durumda da cok anlayislilardir diyo. Her gun kovulucam stresi yasamadigimiz icin de hakaten ilgi duydugumuz arastirmalara odaklanabiliyoruz diyo.


  • tasa oturma soguk ceker  (04.04.13 16:47:53 ~ 16:48:57) 
@tasa oturma soguk ceker +1


  • eksielma  (04.04.13 17:29:16) 
[]

almanca türkçe bir cümle çeviri

Şu cümleyi almancaya çevirebilecek olan varsa çok mutlu olurum.

Şimdiden teşekkürler.

"Kaleiçi, otobüslerin yanında metro ile de ulaşımın sağlandığı bölgelerden."

 
Ort yerine Region dense daha güzel olur sanki. yani Kaleici ist eine Region, in welcher der öffentliche Verkehr sowohl mit dem Bus als auch mit der U-Bahn geregelt wird.


  • mamu  (03.04.13 18:16:02) 
Almanca cümleden çıkan anlam Türkçe'sini karşılıyor bence de, xportant "yanında" demek yerine "hem otobüs hem de metro ile..." tercih etmiş o kadar. "Ort" yerine alternatif olarak bence "Bezirk, Gebiet, Kreis" kelimeleri de kullanılabilir bölge anlamında.


  • candanag  (03.04.13 18:16:47) 
[]

cümle hakkında yorumlarınız

bir kaç gündür barclays ve yenilediği stratejisi üzerinde çalışıyorum. ancak yeni belirledikleri sloganı tam olarak çözemedim. siz aşağıdaki cümleden ne anlıyorsunuz belirtirseniz sevinirim.

"becoming go-to bank"

benim çıkardığım anlam. ilk gidilecek banka olmak" gibi bir şey.

nedir yorumlarınız?

şöyle de bir link verebilirim konuyla ilgili
group.barclays.com

 
bana kafelerdeki to-go mantığı gibi geldi,
hemen hallet gibi yani

  • jagielski  (03.04.13 16:53:32) 
Tamamdır. başka bir raporda buldum cevabı. herkesin tercih edeceği banka olmakmış. çog yaratıcıymış gerçekten.

cevap için sagol @jagielski

“What does being the ‘Go-To’ bank mean and how
will it affect me?”
Being the ‘Go-To’ bank means being the instinctive partner
of choice for anyone looking to do banking business, whether
a small business, first-time house buyer, or a large corporate
undertaking a complex merger or acquisition deal. Customers
and clients will benefit from being firmly in the centre of
everything we do.
  • bizatihizururi  (03.04.13 17:02:45) 
go-to kalıbının "go-to guy" şeklinde kullanıldığını biliyorum, bilirkişi gibi bir anlamı var, yani bir sorun olduğunda gidilecek adres. "bankacılıkta tek adres" gibi bir şey diyor olabilirler.


  • kül  (03.04.13 17:03:25) 
[]

"cartoon anvil"in tam Türkçe karşılığı nedir? Mecazi anlamı var mı?

"I know that the irony strikes with the force of a cartoon anvil, now."


"Şu an bu ironinin bir "mesnet(örs) karikatürü" gücüyle çarpmakta olduğunun farkındayım."
bundan daha estetik ve daha doğru nasıl çevrilebilir bu cümle?
Şimdiden teşekkürler...


paragrafın tamamı:
"I was convinced that the only thing I wanted to do, ever, was to write novels. However, my parents, both of whom came from impoverished backgrounds and neither of whom had been to college, took the view that my overactive imagination was an amusing personal quirk that would never pay a mortgage, or secure a pension. I know that the irony strikes with the force of a cartoon anvil, now." (JK ROWLING)

 
örs karikatürü değil, karikatür örsü, hani bu looney tunes'ta falan olanlardan.

edit: çeviri için çizgi film örsü dersen daha anlaşılır olur.
  • whoosie  (03.04.13 09:13:32 ~ 09:23:54) 
haha ilginç olacak ama bana "şefkat tokadı" terimini çağrıştırıyor.

cartoon anvil daha çok "canını çok yakmadan bazı şeyleri fark ettiren şey" anlamında kullanılmış olabilir.

sadece bir fikir yürütme.
  • cerahat  (03.04.13 09:41:33) 
çok güçlü bir çarpma etkisinden bahsediyor bence. hani çizgi filmlerde kötü karakter tam başarılı olacakken, önceden bir yerlerden ittirilmiş örs dank diye kafasına düşer ya işte o.

bu arada çarpan o ironi rowling'e değil anne babasına çarpıyor bence. adam gibi bi işin olsun da mortgage'ını öde derken kadın milyonlar kazandı ya hani.

"çizgi filmlerdeki örs gibi bir kuvvetle" olabilir belki.
  • kül  (03.04.13 15:16:17) 
[]

Arapçası olan bi bakabilir mi?? (ciddi soru)

Demin patlıcan yemeği yaparken fark ettim. Burada Allah mı yazıyor?

fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.net


 
  • giderbey  (02.04.13 20:42:07) 
Hayır.


  • microfiction  (02.04.13 20:42:14) 
yazmıyor, benziyor olması yazması anlamına gelmez


  • facebook  (02.04.13 20:42:50) 
bir benzerlik söz konusu ama patlıcanın besin değerlerinde bir değişiklik olacağını sanmıyorum:)


  • wilhelmwasmuss  (02.04.13 20:51:45) 
[]

Bu karikatürde ne demek istenmis?

sagdan ikinci karede gecen "is he an x or y" la ne demek istenmis?

www.phdcomics.com


 
ex or why


  • saiko  (02.04.13 16:48:48) 
X ex diye okunur yani eski oluyor bu da, y de vay olarak okunur why oluyo işte o da.


  • ekaterina  (02.04.13 16:49:11) 
[]

tek cumle holding cost

Monthly, holding cost for farm in warsaw and in-transit is 5$.
Bu cumleyi cevirebilir misiniz acaba? Bir de burada holding cost ne anlamda kullanilmis acaba?



 
warsaw'daki çiftlikte tutma maliyeti ve kargo aylık 5 dolar.

holding cost, stokta tutma maliyeti anlamına geliyormuş.
  • allie  (31.03.13 19:59:57) 
[]

çeviri yardımı

LPMi = 100 x [m (Mi x LPMG)]

"in which LPMG, the LPM of the patient group, was masked by Mi, the binarized and segmented lesion mask of the patient, and finally m, the resulting mean inside the patient’s mask, was computed."

amcam yukarıdaki formulde geçen değişkenleri anlatıyor ama ben hiçbir şey anlamıyorum. var mı anlayan?

 
Tahmin hakkimi kullaniyorum:

Hasta grubunun LPMsi, Mi tarafindan maskelenmis, hastanin parcalara ayrilmis ve "ciftlendirilmis/ciftlere ayrilmis?" lezyon maskesi, ve son olarak, hastanin maskesinin icinde ortaya cikan m'nin hesaplandigi LPMi.
  • el desaparecido  (31.03.13 18:10:36) 
LPMG eşittir hasta grubunun LPM'si
Bu LPMG Mi tarafından maskeleniyor
bu Mi'yi de, hastanın binarized and segmented lezyon maskesi diye tarif ediyo
Ve son olarak m, hastanın maskesi içinde oluşan mean ya da ortalama

gibi anladım...
  • compadrito  (01.04.13 05:34:14) 
[]

İmport-export

Ben bu kelimeleri görünce hangisi ihraç hangisi ithaldi lan diye sürekli karıştırıyorum. Akılda tutmayı sağlayacak, kullandığınız bir çağrışım falan var mı?




 
"im"'i "in" gibi hatirla(iceri giris)
exporttaki ex de ex, yani gitmis gibi.

  • el desaparecido  (31.03.13 15:08:36 ~ 15:12:05) 
ex-port dışarıya veren, yani ihraç. "egz'os"tan duman çıkması gibi hatırla. burada da mal ülkeden çıkıyor.


  • lesmiserables  (31.03.13 15:10:22) 
ex-exit
im-input/insert

  • vizdilva  (31.03.13 15:11:57) 
export, ex, eski, bizden çıktı gidiyor
import im in içeri girdi

  • hope ender  (31.03.13 15:14:21) 
birini ezberle yeter.


  • charlesbukowskiineksi  (31.03.13 15:25:35) 
Birini ezberle, diğerini zaten öğrenirsin demek istemiştim ama niye tik atmadın anlamadım :)


  • charlesbukowskiineksi  (01.04.13 23:33:11) 
[]

ing/tr bir cümle

"Don't forget that the death" cumle. Olum var unutma gibi bir anlama gelmesi icin bu sekilde mi kullanilmali?
Dovme yapilacak.
Tskk


 
"death is real don't forget"

gibi bir şey de olabilir..
  • oxyqen  (31.03.13 00:59:39) 
hakim olmadığın bir dilde dövme yaptırma derim arkadaş.


  • speculative fiction  (31.03.13 01:07:20) 
şöyle olabilir belki:
do not forget that death exists

  • ermanen  (31.03.13 01:15:05) 
Yav size güveniyoruz:) kuzen cumleyi bulmuş, yaptiracakti. ben garipsedim, bilene danisayim dedim


  • somethinginthewayshemoves  (31.03.13 01:18:08) 
niye türkçesini yazmıyorsun


  • m.puder  (31.03.13 01:24:29) 
memento mori onun latincesi. binlerce kisinin kolunda var. yazik, biraz daha orijinal birseyler bulsun.


  • atmacaged  (31.03.13 01:47:18) 
that olmaz bence

"do not forget the death"

ideal gibi.
  • kuul  (31.03.13 12:26:02) 
Hmm teşekkür ederim kafasi karisti :)


  • somethinginthewayshemoves  (31.03.13 19:24:01) 
[]

Industrious Revolutions

"Industrious Revolutions are often characterized by a rise in demands for 'market-supplied goods', which will minimize the value of domestic goods, before the ultimate consumption."

diye bi' cümle var wikipedia'da, bunu türkçe'ye çevirebiliyorum ama ne anlatmak istediğini pek anlamadım, terimler işi zorlaştırıyor. iktisatla arası iyi olanlar şunu bir açıklasa ne iyi olur.


 
yanlis anlamadiysam, I.R. mesela sutu mahalledeki sutcuden almak yerine marketteki paket sut almaya tesvik etmis/yol acmis. ev yapimi salca vs. markette satilan teneke icindeki salca. yani fabrikada islenmis urune olan istegi artirmis. daha dogrusu bu istegin artmasinin urunu olarak cift yonlu tanimlama.

aciklarken kafa karistirmis olabilirim. :)
  • she was my baby  (30.03.13 21:50:29 ~ 21:51:51) 
[]

bir cümlelik çeviri yardımı?

"Location of brain lesions predicts conversion of clinically isolated syndromes to multiple sclerosis"

*klinik olarak izole sendromların multiple sklerozise dönüşümünde beyindeki lezyon yerinin tahmini* mi diyor??


 
beyindeki lezyonların yeri, klinik olarak izole sendromların ms' e dönüşüp dönüşmeyeceği hakkında bilgi verebilir.

olarak anladım ben.
  • bubezleeb  (30.03.13 16:05:50) 
hakkaten düşününce senin çeviri daha mantıklı :)


  • the kene  (30.03.13 16:11:09) 
www.nationalmssociety.org

Beyindeki lezyonların yerleşimi, klinik bakımdan izole sendromların MS'e dönüşüp dönüşmeyeceği konusunda fikir/ipucu verir.
  • compadrito  (30.03.13 16:28:22) 
[]

what accounts for this phenomenon?

bu olgu ne işe yarar mı?

bu olguya ne sebep olur mu?

yoksa çok daha farklı birşey mi? çıkamadım.

 
sorumlusu nedir? neden olur?


  • [silinmiş]  (29.03.13 14:58:18) 
Ikinci, yani bu olgu sayilabilecek seyler nelerdir gibi bisey


  • march or die  (29.03.13 14:58:42) 
[]

"yapılamaması" kelimesinin ingilizcesi nedir bilen var mı gardaşlar?

"İnspiryumda yutma işleminin yapılamaması, yutma fonksiyon bozukluğunda bir eşik olarak kullanılabilir."

bu cümleyi ingilizceye çevireceğim ama bu "işleminin yapılamaması" kısmını nasıl yapacam kafam basmadı. google translate'e sordum mal oldu.


 
absence of ability of swallowing...
şeklinde çevirin

ya da "inability of..." kullanın?
  • vejeteryanvampir  (29.03.13 12:58:05 ~ 14:17:55) 
1 ... • ... • 130 • ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.