[]

ben teşekkür ederim

ya şimdi biri bize teşekkür etmişse ve biz de ona "yo hayır ben teşekkür ederim" demek istiyorsak ne demeliyiz? yani sadece thank you tam istediğim ifadeyi veremiyor gibi. yoksa sadece no, thank you blabla yazsak verebilir miyiz bu anlamı?




 
oh noo, i thank you.


  • cokponcik  (09.11.13 12:47:47) 
thank you derken vurguyu you'ya yapman lazım.

- thank you!
- oh no, thank YOU.

yazıyla anlatmak zor da anladın galiba.
  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (09.11.13 12:50:49) 
sadece "thank you" ile bu anlamı verebilirsin ancak vurgu önemli. yazı dilinde vurgulamak istiyorsan "thank You" bile yazman karşı tarafın anlaması için yeterli olacaktır.


  • loveinaflipbook  (09.11.13 12:51:07) 
no demeye gerek yok ki!

-thank you
+I thank you

dersin biter
  • exlibris  (09.11.13 12:53:31) 
alternatif olarak "favor" kelimesini içeren birkalıp vardı sanki ama aklıma getiremedim bir türlü.


  • dafaiss  (09.11.13 12:56:01) 
teşekkür ettim. konuşurken "you"yu bastırıyoruz yani.


  • dullahan  (09.11.13 12:58:19) 
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu doğru söylemiş. thank YOU diye cevap verilir.


  • nereye bu gidis  (09.11.13 13:38:36) 
yaziyla oldugunda, ben you'yu bold ve italik yapiyorum, sonuna da bi unlem isareti patlatiyorum oluyo. (yani umarim oluyodur, eheh)


  • compadrito  (09.11.13 13:48:23 ~ 14:34:03) 
my pleasure diyebilirsin duruma göre alternatif olarak. ama tabi her durumda söylenmez.


  • innerbliss  (09.11.13 15:22:29) 
You are welcome ya da not at all diyebilirsiniz..bu tarz seylerin ingilizcede tam karsiligi olmayabiliyor.


  • ruh i tibbiye  (09.11.13 20:12:39) 
@ruh i tibbiye

tam karsiligi var hocam. hergun duyuyorum.

you'nun u'sunu uzatiyosun ve daha kuvvetli ve yukariya dogru cikan bir entonasyonla soyluyosun.
  • compadrito  (09.11.13 20:16:01) 
[]

"conspirative" bir sekilde söylemek

su cümlede ne demek istenmis:

"Bunu konspiratif bir sekilde söylüyorsun".

Komplovari? Tehditkâr?

 
komplo teorisi ortaya atıyorsun. aslında olmayacak olduğun biliyorsun ama yine de söylüyorsun gibi gibi?


  • in search we trust  (09.11.13 12:13:01) 
komplovari söylüyorsun.
söylediğin gerçeklere dayanmıyor, kendince yazıyorsun demiş.
anama bacıma küfür etseler daha iyi.
direkt kavga.
  • sanal hayvan  (09.11.13 12:14:37) 
tek bir kelime ile söyleyecek olursak "komplovari" yani? biraz havada kaliyor gibi geldi ama baska uygun kelime gelmiyor aklima.

ayrica haklisin sanal hayvan. yaman olur entel kavgalari, vay sen misin bana konspiratif söven.
  • ben de  (09.11.13 12:14:49 ~ 12:16:17) 
elinde net bilgi yok, ordan burdan duyduğunla uyduruyosun demek bence. çevirmek üzere soruyorsan komplo kuruyosun/uyduruyosun denebilir.


  • kediebesi  (09.11.13 12:15:22 ~ 12:16:04) 
bir tiyatro oyununun cevrilmis halinden aldim bu cümleyi. sadece üstünden gecmem gerekiyor, orasini burasini minciklamamak icin de sadece tek bir kelimeyi degistirecegim.

tesekkürler yardimlar icin.
  • ben de  (09.11.13 12:20:53) 
kendin yazıyosun kendin oynuyosun
gerçekle ilgisi yok bu söylediklerinin demiş.

  • kedidir o kedi  (09.11.13 12:21:10 ~ 12:21:37) 
[]

ingilizce restatement sorusu

merhabalar 4 tane restatement sorusu var elimde. cevaplarını buldum fakat arkadaşımla çelişti cevaplarımız bu soruların cevaplarını anlatabilecek var mıdır ?

not : soruların ikisi ekte, ikisi de aşağıdaki linklerdedir.

teşekkürler.

imgim.com
imgim.com

 
8 c, 2 a, 11 d, 15 c

surasi biraz faydali olabilir. bu kuralin adini hatirlayamadim:

www.grammar-quizzes.com
  • comptrol  (09.11.13 10:59:57 ~ 11:30:03) 
Bunları az biraz da açıklayabilir misiniz ?


  • totalstation  (09.11.13 11:06:22) 
8-c
soruda: they used to blala more politely than now diyor.
yani eskiden daha naziklermiş.
yani şimdi eskisi kadar (as...as) nazik değillermiş. (c)
a seçeneğinde şimdiki kadar nazik değillerdi eskiden diyor. o yüzden yanlış
b seçeneğinde eskiden de şimdi de aynı diyor. (as..as) o yüzden yanlış
d seçeneğinde şimdi daha nazikler diyor. o yüzden yanlış.
  • neyleyim  (09.11.13 11:13:04) 
Ben 11'e d demiştim mesela. a şıkkı biraz garip değil mi ?


  • totalstation  (09.11.13 11:15:06) 
8-c
2-a
11-d
15-c
  • midesiz  (09.11.13 11:22:21) 
2-a
soruda: had planned to finish, party made it impossible diyor.
yani parti yüzünden bitirememiş.
yani parti olmasa bitirirmiş. (a)
b seçeneğinde parti olsaydı bile bitirirdim diyor. yanlış.
c seçeniğinde partiye rağmen bitirdim diyor. yanlış.
d seçeneğinde (burada takılmış olabilirsiniz) parti engellerdi beni diyor. (mesela o yüzden evde kalmadım gelebilir cümlenin devamına, yani engellememiş aslında - would have) bu yüzden yanlış.
  • neyleyim  (09.11.13 11:23:38) 
2 a
8 c
11 d
15 c
  • cokponcik  (09.11.13 11:27:17 ~ 12:47:10) 
11-d
the thieves had missed: bu en eski olay.
olay örgüsü: önce missing -> sonra checking = spotting
a seçeneğinde olay örgüsü hatalı. (missing = spotting şeklinde değitirmiş örgüyü) bu yüzden yanlış.
b seçeneğinde örgü de hatalı, anlam da kaymış. (kontrol ettiği için unutmadılar elbette) bu yüzden yanlış.
c seçeneğinde "checking the items" gibi olmayan bir anlam yüklemiş. bu yüzden yanlış.

Checking the room: while I was checking the room. (d seçeneğinde şaşırtma amaçlı when I checked denmiş ki denebilir) bu yüzden doğru cevap.
  • neyleyim  (09.11.13 11:43:16) 
15-c
Soruda:
built a few years ago: birkaç sene önce inşa edilmiş.
looked quite old: epey eski görünüyor.
as it was meant to look historical: tarihi görünmesi istenmiş gibi.
a seçeneğinde built again diyor. hatalı statement.
b seçeneğinde worn out diyor. hatalı statement.
c seçeneğinde mevzuyu birebir anlatmış yukarıda açıkladığımız şekilde :) doğru cevap.
d seçeneğinde they realized diyor. hatalı statement.
  • neyleyim  (09.11.13 11:57:56) 
[]

Çeviri yardım

A pervasive activity woven into a every aspect of her life, giving her the ability to control when where and how she shops. And it all starts… anywhere.

Nasıl çeviririz?
"Woven into " hatalı olabilir..

 
ona ne zaman, nerede ve nasıl alışveriş yapacağını kontrol etme becerisi veren, bir kadının hayatının her noktasına işlenmiş ve her alanına yayılmış olan bir etkinlik. Ve bunun gerçekleştiği yer...hiçbir yer.

activity burda içgüdü gibi bir anlama gelebilir. parçanın bütününe göre daha anlamlı bir hale getirirsin.
  • acemmi  (09.11.13 14:29:15) 
bunun gerçekleştiği yer hiçbiryer olmaz. Heryer olacak.


  • anonymice  (09.11.13 14:51:51) 
kadınların alışveriş konusunda kendilerini kontrol edemediklerini söylediği için kinayeli bir dille, bu hiç bir zaman gerçekleşmez yani hiç bir yerde böyle bir şey olmaz demek istemiş diye düşündüm.


  • acemmi  (09.11.13 15:11:47) 
[]

Su tur kelimelere ne deniyor

finally, in the end, during, however, although, in spite of gibi cumlede araya sikistirmalik kelimelere ne deniyor ingilizce?

turkcesini de bilmiyorum da zarf diyesim var.


 
adverb
zarf, belirtec

  • cevab verdi  (09.11.13 06:15:42) 
Finally, however adverb.
Although conjunction.
However preposition.

Duruma göre değişir.
  • metalik  (09.11.13 07:04:21) 
[]

[ingilizce] yerinde konuşmak

yerinde konuşmak
yerinde konuşan insan

"to talk when appropriate" en uygun çeviri mi

tek kelime olarak çevirisi var mı?

"outtalk" diye çevrilmiş bazı yerlerde ama bu birini konuşmada bastırmak anlamında daha çok

 
to talk properly
talking properly

  • m e l t e m  (08.11.13 22:47:57) 
@m e l t e m

o düzgün konuşmak anlamında ama
  • ermanen  (08.11.13 22:49:16) 
sadece düzgün anlamında değil, yerinde konuşmak anlamında. mesela bir davet var diyelim, "dress properly" denir. davete uygun olarak giyin manasında.


  • m e l t e m  (08.11.13 23:06:16) 
buradan seçin, beğenin, kullanın :)
thesaurus.com

  • m e l t e m  (08.11.13 23:08:46) 
[]

Ermenice

Merhaba, kulaktan dolma Ermenice bir şeyler soracağım. Kuvvetle muhtemeldir ki sözcüklerin doğru yazamadım. Doğrusunu da yazarsanız makbule geçer. Şöyle:

Asvars, çe/ke Asvars, keremeze kinzir, kermaneze kinzir, dertli ahez. (Asvars Allah demekti sanırım.)


 
asdvadz tanrı demek evet. diğerlerini bilmiyorum :)


  • nathanieltroy  (08.11.13 20:07:43) 
[]

İzmir'de İngilizce Kursu

Arkadaşlar merhaba,

İzmir'de neredeyse gezmediğim kurs kalmadı, çoğu deneme derslerine müfredatları çalınacak diye almıyor. Açıkçası 3 kur için 2 bin küsür tl ödemek istemiyorum, iki yerden 3.500 ve 4.500 fiyat aldım, şaka değil.

Gramer ağırlıklı bir kurs yerine, konuşma ağırlıklı bir kurs arıyorum ve bütçem en fazla 1.500 (3 kur için mesela), master için verimli olabilecek bir yer önerir misiniz?

Teşekkürler.

 
English Academy: www.theenglishacademy.com.tr
Fiyatları ne durumda şu an hiç bilmiyorum ama tamamımı anadili ingilizce olan öğretmenlerden oluşan sağlam bir eğitim kadrosu vardır.
Özel konuşma sınıfları da oluyordu ve eğer Upper Int. gibi bir seviyedeyseniz oradan sonrası zaten gramer değil konuşma ağırlıklı geçiyor.
  • neyleyim  (08.11.13 19:10:55) 
fiyat konusunda benim de bir fikrim yok ama, ankaradaki wallstreet'lerde sistem direkt konuşma becerileri üzerineydi. içeri girdiğin andan itibaren türkçe yasak, kantinde bile ingilizce alışveriş yapmak zorundasın vs. sokakta dolaşır gibi dolaşan hocalarla falan sohbet ediyorsun. sonra kendi belirlediğin bir konu üzerinde ya da konuştuğun hocanın fark ettiği bir eksiklik üzerinde ufak odalarda 3-5 kişilik dersler oluyor, onlara giriyorsun. muhtemelen izmir şubesi de öyledir. bence gayet yaratıcı ve iletişim odaklı.


  • letheavendangered  (08.11.13 21:24:50) 
[]

her 2 metrede 1 adet araba (tr-ing)

1 car in every 2 meters?
1 car for each 2 meters?
hangisi doğru? ikisi de yanlışsa doğrusu nasıl?


 
a car in every two meters.


  • nesilsiz  (08.11.13 13:31:15) 
nesilsiz +1


  • himmet dayi  (08.11.13 13:33:11) 
[]

almanca kelimelerin türkçe okunuşu

selamlar, bir sorum var. bana öyle birşey lazım ki, ben almanca kelimeyi yazayım o bana türkçe okunuşunu -YAZI ŞEKLİNDE- versin.

var mıdır derdime deva bilen birisi?


 
almanca - türkçe sözlüklerin fonetikli (parantez içinde okunuşu) olanlarından başka bir seçenek gelmedi aklıma.


  • Unorthodox  (08.11.13 06:11:59) 
o cidden çok uzun iş. insanı bıktıracak düzeyde. birde aradığım kelimelerin çoğu sözlüklerde bulunmuyor. aşırı sokak ağzı, aşırı argo.


  • karisik hisli adam  (08.11.13 06:29:39) 
[]

yds veya toefl devirlik kurs ankara

yds veya toefl olarak satın aldığım kursumu devretmek zorundayım şehir değişikliğinden ötürü ilgilenen olursa ulaşsın lütfen bu yıl sonuna kadar devr olmazsa hakkım yanıcak =)




 
bildiğim kadarıyla, şehir değiştirme durumunda kurs ücretleri geri ödenme ihtimali vardı. bir kontrol edin isterseniz sözleşmedeki haklarınızı.


  • sonsuz sevgilerimle  (08.11.13 19:14:17) 
[]

Resimde ne diyor?

www.facebook.com




 
kimseyi seni sevmesi için zorlayamazsın. bu yüzden yalnızca kendin ol. senin olmanı istedikleri hakkında seçici davrandıkları için seni terk edenler, seni asla sevmemişlerdir. kimse için değişme çünkü bunun sonu yok. hakiki ol. gerçek ol. kendin ol.

oops: bunun sonu yok demişim, halbusi "it never lasts", "bu sonsuza kadar böyle süremez." anlamına geliyor. gece yarısı dikkatsizliği.
  • knight of cydonia  (07.11.13 23:53:44 ~ 08.11.13 00:09:28) 
"Başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin" diyor.


  • samfisher  (07.11.13 23:54:28) 
şu karikatürdeki dayı özetlemiş anlatılanı. karikaturistan.wordpress.com


  • candanag  (07.11.13 23:55:41 ~ 23:55:51) 
Kimseyi seni sevmesi için zorlayamazsın. Bu yüzden sadece kendin ol. Seni kendilerinin istediği gibi biri olman konusunda seçici oldukları için terk edenler, seni hiç sevmedi. Kimse için değişme çünkü bu hiçbir zaman kalıcı olmaz/bunun sonu yok. Gerçek ol, kendin ol.


  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (07.11.13 23:55:50 ~ 23:56:43) 
"başkası olma kendin ol böyle çok daha güzelsin" diye özetlemiş tarkan üstadımız da.


  • tescillimarka  (08.11.13 00:00:33) 
www.youtube.com

Natürel ol abê. Onu diyor
  • legolas_21  (08.11.13 01:02:03) 
[]

İngilizce'den Türkçe'ye müthiş çetrefilli çeviri

Ama tek kelime: Fauchard
Nası çevirek ki bunu? Ecdad kullanmamış herhal hiç, kullanandan da hazzetmemiş olacak ki isim bile vermemişler. Pıçaklı Çıbık öneriyorum ben.



 
foşar olsun


  • ermanen  (07.11.13 21:21:48) 
zülfikarı nasıl Türkçeye çevirmediysek bu da kendi dilinde kalmalı bence. ama önem atfediyorsan yazında dipnotta kısaca açıklayacan aga.


  • candanag  (07.11.13 21:29:52) 
[]

İngilizce-Türkçe

Ne demek istiyor anlayamadım bir türlü.

In Germany for example, everything is wellorganised, as the state was responsible for the locations of the Russians there, so many former civil servants have a lot of knowledge.


 
Örneğin Almanya'da, devlet oradaki Rusların yerlerinden sorumlu olduğu için her şey iyi düzenlenmiştir(well organised), bu yüzden bircok eski devlet memuru çok bilgilidir.


  • el desaparecido  (07.11.13 01:42:33 ~ 01:48:23) 
[]

İtalyanca da 'çok beklenen'

ya da çok beklenmiş, anlamına gelen kelime?




 
tanto atteso(a)


  • little miss rejectee  (07.11.13 01:05:19) 
[]

Bir Çeviri...

'benim arkadaşlarım kimin abisine hediye verecek?' cümlesinin ing. çevirisi nasıl olur acaba?

teşekkürler.


 
kulak tırmalamasın diye cümleyi şöyle döndürsek olur mu:

whose brother will receive a gift from my friends?
  • kül  (06.11.13 23:55:05) 
'whose brother are going to give a present from my friends?' tarzında bişey yapmıştım bende ama yanlış olma olabilitesi yüksek gibime geliyor.


  • l ikta  (07.11.13 00:12:33) 
sizinki "kimin abisi benim arkadaşlarımdan hediye verecek" olmuş :)

cümleyi birebir çevirmek isteyince "to whose brother will my friends give a present" gibi saçma bir şey oluyor, o yüzden döndürelim dedim.
  • kül  (07.11.13 00:16:44) 
my friends will give gifts to whose brother?


  • newplanet  (07.11.13 11:39:34) 
[]

İngilizce'den kısacık bir çeviri

"It’ll run you (pun intended) about as much as a cup of coffee, and is scientifically proven to give you an energy boost equivalent to about eight pounds of espresso beans."


Şimdiden teşekkürler.

 
"Sizi (farz-ı misal) bir fincan kahve içmiş kadar canlandırır ve üç buçuk kilo espresso çekirdeğine eşdeğer enerji desteği verdiği de bilimsel olarak kanıtlanmıştır."


  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (06.11.13 23:31:59) 
[]

[ingilizce] soru cümlesinde fiilin özneden sonra gelmesi / devrik cümle

1. Why English is important?
2. Why is English important?

İkisi de doğru olabilir mi?

Birinci cümlenin dilbilimsel açıdan devrik cümle olduğunu düşünüp, bu cümleye gramer olarak doğru diyebilir miyiz?

Ya da bu kalıba başka bir açıklama getirilebilir mi?

 
olmaz.

1. İngilizce niçin önemli?
2. İngilizcenin önemli olma sebebi-
  • vanwarantion  (06.11.13 07:39:56 ~ 07:40:28) 
@vanwarantion, tam tersini söylemedin mi? "ingilizce neden önemli" sorusunun doğru çevirisi "why is english important" değil mi?


  • der meister  (06.11.13 07:44:02 ~ 07:44:23) 
der mesiter hakli, vanwarantion tanimlari ters yazmis.

ermanen, 1 numara soru degil, sonuna soru isareti gelmez.
  • wpi  (06.11.13 08:05:06) 
1 numara ancak tonlama ve vurguyla soru olabilir. Bağlam içinde kullanıldığında 1 ve 2 tamamen aynı da olabilir. Burda kilit nokta bağlam yani durumdur.


  • ukecan  (06.11.13 11:00:35) 
2. doğru olanı.

1. cümle ise defining relative clause. soru işareti almaz sonuna wpi'nin de söylediği gibi.
  • astaroth  (06.11.13 14:06:56) 
[]

Türkçe karşılığı

the implications of scale'in Türkçe karşılığı nedir?




 
ölçeğin (ölçümün) sonuçları yada etkileri

not: duz mantık
  • bigman  (06.11.13 00:41:11 ~ 00:44:12) 
nerede geçiyor? mesela ekonomi ile ilgili bir yazıda ise bir firmanın büyüklüğünün üretime olan etkileri kastediliyordur.


  • yakuza123  (06.11.13 02:22:48) 
buyuklugun (cesametin) etkileri


  • compadrito  (06.11.13 03:09:18) 
[]

tek cümle çeviri??

the area with the greatest potential for yielding biomass energy that reduces net warming and avoids competititon with food production is land that was previously used for agriculture or pasture but that has been abandoned and not converted to forest or urban areas..


arkadaşlar ne demek istiyor burada?ben hiçbirşey anladmadım ?küçük bi yardım süper olur.teşekkürler..

 
ısınmayı azaltan ve gıda üretimiyle rekabet etmeyen biyokütle enerjisi üretimi için en büyük potansiyeli olan alanlar, daha önceden tarım veya otlak için kullanılmış ama daha sonradan terkedilmiş, orman ya da şehir alanına dönüştürülmemiş alanlardır.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (05.11.13 16:36:32) 
[]

Matematik problemi gibi ingilizce cümle!

"Its algorithm is based on the addition of standard deviation scores, which are obtained when calculating by how many standard deviations the performance of an examinee deviates from the mean of the normative database provided by the IBS software."


kim ne üretmiş, kimi kimle toplamışlar, hepsi birbirine girdi bende:) yapabilenin ellerine sağlık şimdiden.

 
IBS yazılımı tarafından saptanmış normal veritabanındaki ortalamadan bir öğrencinin ne kadar farklılaşarak standart sapma başarısı olduğu hesaplanırken elde edilen standart sapma sonuçlarının ilavesine bağlı bir algoritması vardır.

edit: Türkçesini anlaması da zormuş.
  • hiko seijuro  (05.11.13 15:03:53 ~ 15:06:21) 
Bir algoritma var:

Bu algoritmanın temeli standart sapma skorlarının toplamıymış.

ha diyecen ki bu standart sapma skorları nasıl bulunuyor?
bu standart sapma skorları sınava giren elemanların standart sapmalarının kaçı IBS software'in geliştirdiği normative veritabanındaki ortalamadan saptığının hesaplanmasıyla bulunuyor.
  • godsparticle  (05.11.13 15:46:47 ~ 15:47:02) 
@godsparticle: eyvallah hocam sağolasın. benim anlamadığım senin anlatışın gibi adım adım anlatmak varken, bu adamlar niye upuzun anlaması zor cümleler kuruyorlar? zevk alıyorlar di mi böyle yaparak:)


  • the kene  (05.11.13 15:51:10) 
ben de ilk makalelerimi yazarken bir gün konu hakkında bilgisi olmayan veya bilgisi olan ama ingilizcesi iyi olmayan biri de okuyup faydalansın diye basit ingilizceyle kesik kesik cümlelerle yazardım. bütün akademik dergiler siktiri çekiyor öyle yazınca. akademik dergilerin çoğunun editörü böyle shakespeare tarzı ingilizceyle yazın da kimse bi bok anlamasın istiyor. ondan dolayı bu tarz yazıları yazanlarda 3-4 cümleyi tek cümlede birleştirme alışkanlığı oluyor. kızamıyorum ama maalesef bence de çok saçma. he ben hala böyle saçma sapan uzun şeyler yazmıyorum. amacım çünkü edebi eser ortaya koymak değil. en kolay anlaşılacak şekilde anlatmak.


  • godsparticle  (05.11.13 15:54:54) 
[]

Doğru mu çevirmişim acaba?

"That parameter was calculated as the square root of the sum of squared differences between adjacent pressure fluctuation signals, transmitted by the A–D device and sampled at a rate of 32 Hz for each of the four platforms."

"Bu parametre, her bir platform için 32 Hz hızında elde edilen ve A-D cihazıyla iletilen sinyallerin, kareleri farklarının toplamının karekökü alınarak hesaplanmıştır."


ne cümleymiş arkadaş ya, zor çevirdim ama doğru mu emin olamadım.

 
between adjacent pressure fluctuation signals
bu kısmı atlamışsın
ayrıca her dört platform için de olmalı.

bu parametre, her dört platform için 32 hz olarak ayarlanan ve A-D cihazıyla iletilen, bitişik basınç değişimi sinyalleri arasındaki farkın karelerinin toplamının karekökü alınarak hesaplanmıştır gibi bişi olmalı ama sadece cümle yapısından emin olabilirim içerik ekstra teknik.
  • kediebesi  (05.11.13 10:47:45 ~ 10:49:23) 
matematik tarafı doğru, cümlede eksiklikler var.

Bu parametre, 4 platformum her biri için 32 Hz hızında elde edilen ve A-D cihazıyla iletilen bitişik (birbiri ardına) basınç değişim sinyalleri kareleri farklarının toplamının karekökü alınarak hesaplanmıştır."

between cümleye oturmadı ama denilmek istenen bu. sinyallerin kareleri farklarının toplamının kökü.
  • spatzle  (05.11.13 10:49:58) 
evet kediebesi doğru söylüyor. benimkinin ve seninkinin manası a^2-b^2 gibi oluyor ama doğrusu (a-b)^2 + (b-c)^2 +... (bunun da kökü) olmalı.

konuya hakim sensin, kararı verirsin. ama bana ikinci gibi geldi.
  • spatzle  (05.11.13 10:55:32) 
son hali :)

"Bu parametre, 4 platformum her biri için 32 Hz hızında elde edilen ve A-D cihazı tarafından iletilen bitişik (birbiri ardına) basınç değişimi sinyalleri arasındaki farkın karelerinin toplamının karekökü alınarak hesaplanmıştır"
  • spatzle  (05.11.13 10:57:51) 
elleriniz dert görmesin, beyniniz öyle bi çalışsın ki her yıl yeni bir dil öğrenin emi:))


  • the kene  (05.11.13 12:04:37) 
[]

loft ile penthouse un ayrımı nedir?

...şimdiden teşekkürler.




 
loft gercek anlaminda eski fabrika veya depolardan donusturulmus, acik alanli apartman daireleri demek, ancak populer olduklari icin artik "loft" gorunumlu yeni apartman dairelerini kakaliyorlar loft diye. digerini zaten xportant yazmis.

edit: yukaridaki cevap silinmis, penthouse da cati kati dairesi demek
  • little miss rejectee  (05.11.13 03:10:01 ~ 17:47:49) 
[]

İngilizce çeviri - battlefield4 -

brurda ne diyor ? online'a girerken bunu dedi önce.. sonra oyun dondu tabi :) ne diyor burada ?

i.imgur.com


 
Diyor ki: Yerel ve bulut depolamadaki oyun kayıtlarınız senkronize değil. Cloud save-enabled (bulut depolaması açık mı denir ne denir) oyunları origin clientinden açarak bunun önüne geçebilirsiniz.


  • bonzo  (05.11.13 01:03:47) 
[]

[ingilizce] "very" vs."same"

the very question she asked
the same question she asked

tamamen aynı anlamda mi yukardaki kalıplarda?

"same" yerine "very" kullaninca "aynı" anlamı daha vurgulu mu oluyor? konuşma dilinde pek karşılaşıyor musunuz?

 
hiç karşılaşmadım.


  • cokponcik  (04.11.13 17:59:48) 
sanki "very" olunca nouna birazcik daha vurgu olmus oluyor.


  • little miss rejectee  (04.11.13 18:00:50 ~ 18:25:56) 
the very question she asked ... deyince "tam da o sorduğu soru" gibi bir anlam çıkmıyor mu? aynı anlamı varsa da hiç denk gelmedim ben.


  • galadnikov  (04.11.13 18:00:55) 
ben çocukken uzun bir süre londra'da yaşadım. same anlamında very kullanımını bir kere bile duyduğumu hatırlamıyorum konuşma dilinde.

sanırım çok formal bir kullanım very'nin "aynı" anlamında kullanılması. hem de biraz da vurgu katıyor galiba, dedikleri gibi tam olarak o soru gibi birşey. ama street slang de imkanı yok duyamazsın
  • matchgrip  (04.11.13 18:02:58 ~ 18:04:13) 
sorduğu sorunun "beklenilen" "önceden tahmin edilen" bir soru olduğunu da belirtir.

mesela bir kız var ve katil, siz onun katil olduğunu biliyorsunuz. kız da sizin bildiğinizden şüpheleniyor ve soruyu patlatıyor.

"she asked the very question, fulfilling my expectations."
  • thracian  (04.11.13 18:03:01) 
[]

çeviri

It’s an ALL-NEW season!

nedir türkçesi?


 
tamamiyle yepyeni bir sezon.

öyle reklam kokan bir laf işte. dizinin ya da ne bileyim herhangi bir spor müsabakasının vs. yeni sezonu bomba gibi geliyor falan gibi bir anlam vermek için kullanıyorlar.
  • matchgrip  (04.11.13 15:42:39 ~ 15:43:12) 
[]

argues, states, elaborates vs gibi kelimeler

Alıntı Yapmadan önce kullanılan kelimelere ne deniyodu?




 
paraphrase, alinti yapmak demek. Paraphrase words filan denilebilir.


  • medievalman  (04.11.13 15:06:33) 
tam olarak bu sanırım aradığın: ctl.utsc.utoronto.ca


  • tescillimarka  (04.11.13 15:09:13) 
[]

İnşaat terminolojisi yardım

BİLMEMNE ŞİRKETİ offers a broad portfolio of materials, coatings and finishes to suit almost every need.

Burada bahsi geçen "finish" Türkçe'de ne olarak geçiyor bilen var mı?

Çatı işi yapan bir firma. Paneller, kaplamalar vs yapıyor.

Misal şöyle de kullanılmış: Our coatings are available in every conceivable hue, in a variety of finishes.

 
bir işin yapılması gereken son kısmı. çatı için örneğin kiremit kaplaması. kiremit kaplamasına (veya herhangi başka bir malzeme) hazır hale getirmek için uygun olduğunu söylemek istiyor


  • temasettin  (04.11.13 11:58:39) 
Finish: yüzey kalitesi.

Mesela bir boya için "we don't expect car finish paint" denirse, burada "araba boyası kalitesi gibi pürüzsüz bir yüzey beklemiyoruz" manası çıkar. Kısaca yüzeyin son kat kalitesine referans veriyor diyelim.
  • hiko seijuro  (04.11.13 12:01:43) 
finish 2 anlama gelir.

genel olarak : ince işler

burada : son kalem olan kaplama işi.
  • dogumgunundecevrimdisiolanadam  (04.11.13 12:06:57) 
Mesela pürüzlü, parlak, mat olabilir. en son hali yani, aynı kaplama sistemini seçiyorsun ama bittiğinde seçtiğin renkle, yüzey hissi vs. İle farklı oluyor.


  • ekaterina  (04.11.13 13:26:49 ~ 13:27:49) 
Teşekkür ederim herkese finish in ne olduğunu anladım. Peki nasıl çevireceğim :)

Misal son cümleyi üstünkörü ele alırsak: "Our coatings are available in every conceivable hue, in a variety of finishes."

Kaplamalarımız tüm renk tonlarında ve çok çeşitli "finish"lerde mevcuttur. gibi bir çeviri yaparsam eğer, finish'e ne diyeceğim?
  • matchgrip  (04.11.13 13:37:07) 
Kaplamalarımız tüm renk tonlarında ve çok çeşitli son kat kaplamalarla mevcuttur.


  • zombi  (15.11.13 16:35:26) 
[]

Çeviri

Jane drinks nothing but milk.
Dave buys nothing but expensive clothes.
My car is nothing but trouble.

nothing but kalıbı ne anlama geliyor bu cümlelerde?

 
Jane sütten başka bir şey içmez.
Dave pahalı giysilerden başka bir şey almaz.
Arabam beladan başka bir şey değil.

gibi gibi.
  • passion rules the game  (03.11.13 21:08:37) 
jane süt dışına bişi içmiyor
dave pahalı giysiler dışında bişi almıyor
arabam sadece başıma dert çıkarıyor.
  • ben smyrna  (03.11.13 21:09:12) 
".. hariç (dışında) herşey" anlamına geliyor.

yani benim arabam sırf arıza çıkarıyor. tam çeviri olmasa da günlük ağıza en iyi oturanı bu.
  • thracian  (03.11.13 21:09:14) 
only demek.. sadece yani

idioms.thefreedictionary.com cumlelerden buradan heralde.. yazmislar orada only,just diye
  • babamasoliimbananickaldirsin  (03.11.13 21:09:19 ~ 21:10:03) 
[]

çeviri yardımı - ingilizce - battlefield4

battlefield4 e giremiyorum bir sorun yazmışlar siteye anlamadım tam olarak ne diyor ??

We have identified an issue where the game server will crash and disconnect players. We have a fix in progress. We are rolling out a PC fix for the join queue.


 
Sunucumuzda bir problem yaşıyoruz,düzeltmeye çalışıyoruz diyor

server arızalanmış bu yüzden baglanamıyorsun
  • ufo goren masum koylu2  (03.11.13 20:47:34 ~ 20:51:16) 
[]

ne demis burda?

The brain includes several distinct dopamine systems, one of which plays a major role in reward-motivated behaviour. Every type of reward that has been studied increases the level of dopamine in the brain.

yazının kaynagı
en.wikipedia.org

 
her ödül beyindeki dopamin seviyesini arttırırmış. çalışmalar bunu gösteriyor.


  • sparkle kiddle  (03.11.13 17:03:48) 
ben de öyle anlamıştım ama çok basit gelmişti :)


  • sorusuolaninsanmodeli  (03.11.13 17:10:34) 
her tür ödül - üzerine çalışma yapılan ödüller - beyindeki dopamin seviyesini arttırır.


  • m e l t e m  (03.11.13 17:13:10) 
(eğer bu yazının öncesi varsa) önceki kısmında incelenmiş olan her tür ödül, beyindeki dopamin seviyesini artırır.


  • acemmi  (03.11.13 17:22:36) 
öncesinde şöyle bir yazı var:
The brain includes several distinct dopamine systems, one of which plays a major role in reward-motivated behaviour.
ama hala tam anlayamadım
  • sorusuolaninsanmodeli  (03.11.13 17:26:20) 
beyin yedi farklı dopamin sistemi içerir, bunlardan birisi ödülle teşvik edilen davranışlarda büyük bir rol oynar. bu davranışları teşvik etmek için kullanılan her çeşit ödül de beyindeki dopamin seviyesini arttırır.


  • acemmi  (03.11.13 17:37:47) 
@acemmi
7 kismi disinda sanirim dogru bir ceviri oldu :)
tesekkur ederim
  • sorusuolaninsanmodeli  (03.11.13 17:44:10) 
severalı seven diye okumuşum :) rica ederim.


  • acemmi  (03.11.13 17:45:51) 
[]

ankara ingilizce kursları

Arkadaşlar Ankara'da genel ingilizce için hangi kursları önerirsiniz
? Araştırdığım kadarıyla Ankara'da bilindik kursların hiçbiri bu işi hakkıyla yapmıyor. Kayıt sırasında söyledikleri yada vadettikleri şeylerin çoğu doğru değil. Türk Amerikan Derneği için çok olumsuz şeylere rastgelmedim ama pek bilgi de toplayamadım açıkçası. Türk Amerikan Derneği hakkında ne söyleyebilirsiniz? Ankara'da hangi şubesini önerirsiniz, fiyatları nasıl, diğer kurslara göre artıları eksileri nelerdir ? Şimdiden teşekkür ederim...



 
ben ingilizce öğretmeniyim, ve ankaradaki çeşitli kurslarda çalıştım, ya da çalışan arkadaşlara sahibim. tabii ki 1 kişi yüzünden genelleme yapılamaz, ama tad'da çalışan bir arkadaşım var ve kızın sahip olduğu kapasite ve bilgiyle nasıl öğretmenlik yaptığını anlamıyorum. o yüzden, öğretmen seçimi iyi değilse, haliyle verdikleri eğitim de iyi değildir diye düşünüyorum - ama birebir tecrübem yok!

ben kendim de prestige english'te çalışmıştım ve ordaki ortam da farksız. kaldı ki ben de iyi bir öğretmen değildim, ilk hafta yeni bir iş yerine başlama hevesiyle elinden geleni yapıyorsun ama sonra ben bile bitse de gitsek modundaydım derslerde. bu da kişisel bir problem olabilir, ama orda çalışan en az 3-4 kişi daha benimle aynı moddaydı. o yüzden orayı da tavsiye etmem.

nereyi tavsiye edebilirim bilmiyorum. bilindik ingilizce kursları bile sanılanın aksine bilgisiz, yeterli olmayan öğretmenleri barındırabiliyor. ama tavsiye etmeyeceğim 2 tanesini söyledim onlarla ilgili içerden bilgi sahibi olduğum için. kendini kötüleyerek böyle bir tavsiyeyi de bir başkası vermez.
  • letheavendangered  (03.11.13 14:33:06) 
ingilizceyi hangi amaçla öğrendiğinizle ile ilgili. teknik bir konu üzerine ise odtünün kursları işinize yarar. en azından seviyenizi düşük gösterip alt düzeyden başlatma gibi hilelere başvurmazlar.
ankara üniversitesinin tömer de fena değildir. iyi bir hocaya rast gelirseniz sistemi fena değildir. hocaları da genel anlamda gayretlidir.

  • sonsuz sevgilerimle  (03.11.13 19:58:42) 
[]

Tur - Eng / Mütevelli Heyeti Başkanı

President, Board of Trustees

Chairman, Board of Trustees

hangi kullanım daha yaygın arkadaşlar? veya üçüncü bir öneriniz mi var?

 
chairman daha uygun gibi


  • avkatbey  (03.11.13 11:56:19) 
[]

Tur - Eng / Rektör Danışmanı

Rector-Counselor?

Yaygın titr kullanımı nasıl arkadaşlar?


 
odtü "assistant to the president", uludağ ve boğaziçi "advisor to the rector", çukurova "rectorate counselor"ı tercih etmiş.

www.metu.edu.tr
en.uludag.edu.tr
www.cu.edu.tr
www.boun.edu.tr
  • sanat guresi  (03.11.13 12:25:11) 
[]

makale için bir cümle çevirisi?

bir araştırma makalesinde geçecek olan "Araştırmaya İzmir'deki üniversitelerde öğrenim görmekte olan üniversite öğrencileri katılacaktır." cümlesi için nası bir çeviri uygun olur?
"blah blah students will participate to the study" den ziyade, active ya da passive formda nasıl çevirebiliriz bu cümleyi?
teşekkürler..


ekleme: Şimdilik, "Research test subjects will be university students from İzmir." şeklinde yazdım uygun der misiniz?

 
University students of Izmir will be participating to the study/research.


  • m e l t e m  (02.11.13 21:14:28) 
sıvamışsın hacı :)


  • externo  (02.11.13 21:24:11) 
[]

İngilzice çeviri

Türkçe'ye çevirebilir miyiz:
"Those who have not wandered amidst the mineralogical departments of natural history museums are often suprised to learn that metals, like most other solids, are crystalline, for although one is used to the very obvious cyrstalline features of quartz, diamond, and rock salt, the charactheristic plane faces at sharp angles with one another are absent from metals in their most commonly encountered forms."



 
doğa tarihi müzesinin mineraller bölümünde gezinmemiş olanlar metallerin diğer bir çok katı madde gibi kristal yapıda olduğunu öğrendiklerinde genelde şaşırırlar, ancak; kuvars, elmas ve kaya tuzunun kullanılmalarına neden olan en belirgin kristalistik özelliklerinden, karakteristik yüzeylerinin birbirleriyle dar açıyla birleşmesi, metallerin en yaygın olarak karşılaşılan türlerinde görülmez.


  • acemmi  (02.11.13 22:42:53) 
[]

Rusça Meselesi

Merhaba,

Rusça öğrenmeye başladım Rosetta Stone programı aracılığıyla. Ekstra olarak kitap, site, döküman vs önerebileceğiniz herhangi bir şeye açığım.

Kurs en son seçeneğim ama, "bu kursa gidip de öğrenmeyen kalmadı, üstelik sudan ucuz" dediğiniz kurs varsa onun da adını alabilirim pek tabii :)

 
ben 50 derste ruscayi tavsiye etmem, ogretim metodunu sevmemistim. orjinali de turkcesi de vardi bende.
hatta turkce kaynaklarin hicbiri o kadar iyi degil. fono yayinlari bile.
Ingilizcen varsa nicholas brown'in bir kitabi var onunla basla. siyah bir kitap. ayrica grammer kitabi olarak da brian kemple'in kitabini al. bu ikisi disinda bir sure baska bir seye bakma.
biraz kiril ilerlettiken sonra da ofsienko'nun kitaplari var rusca olarak onlari al.
  • medievalman  (03.11.13 07:11:05) 
online olarak görsel ve işitsel materyal kullanılan bir web sitesi hizmete giren dildir. web sitesi yeni açılmış olup her gün en az 1 ders görsel ve işitsel içerik sağlanarak güncellenmeye devam edecektir. kiril alfabesinden başlayarak kelime, dil bilgisi, testler, işitsel telafuz örnekleri, işitsel ve görsel diyaloglarla devam ederek rusçaya dair en geniş konu anlatımlı bir web site olmayı amaç edinerek tarafımca yapılmıştır :)

girin, kullanın, kullandırın :) eleştirilerinizi yeşillendirerek bana iletebilirsiniz. şimdiden teşekkürler :)
  • ironiden anlamayan dunyasiz  (02.10.14 14:08:28) 
[]

çeviremedim :/

bir el atarsanız çok mutlu olurum:

Section 5(1) of the Public Order Act 1986 makes it an offence to use threatening, abusive or insulting words or behaviour, or disorderly behaviour within the hearing or sight of a person likely to be caused harassment, alarm or distress thereby.


 
Kamu Düzeni Kanunu(1986)'nun 5. bölümü maruz kalan kişileri sıkıntıya sokacak, onlara rahatsızlık verecek; hakaret veya istismar içeren davranışları veya sözleri veya insanların duyma veya görme mesafelerinde toplum huzurunu bozacak davranışları suç kılar.

çok düzenli olmadı ama böyle bişi işte.
  • wallcan  (02.11.13 14:59:00) 
1986 numarali kamu duzeni kanunun 5. fikrasi bir kisinin duyma ya da gorme mesafesindeki hakeratamiz, taciz edici sozlerin soylenmesini ya da davranislarin sergilenmesini kiside rahatsizlik, panik ve stress yaratabilecegi sebebiyle suc sayar.


  • comptrol  (02.11.13 14:59:08 ~ 14:59:59) 
[]

İngilizce İnşaat terminolojisine hakim yardımsever arkadaşlar

Allahım delireceğim,

"Standing Seam Panels" nedir arkadaş teknik türkçede?

Çatı panelleri yapan bir şirket. 1.5 dereceye kadar eğimli çatılara uygun "standing seam panels" yapıyorlarmış.

Var mıdır bilen?

 
sandviç panel olması lazım.


  • wallcan  (01.11.13 14:51:39) 
ayrıca o 1.5 derece değildir 1.5 derece çok saçma bir rakam. 1,5 orandır. 3/2 yani.


  • wallcan  (01.11.13 14:55:13) 
standing seam, "dik kıvırma ek" veya "dik kenet" olarak geçiyormuş. panel de panel işte.

dik kıvırma ek panelleri

dik kenet panelleri
  • ermanen  (01.11.13 14:55:35) 
  • m e l t e m  (01.11.13 16:58:17) 
[]

minnak bir çeviri..

'they can go and pass laws saying you can't say what you want and you can't look at this and you can't look at that'
'and you can't smoke this and you can't snort that and me baby-i got statistics-i got stats
these people have been to bed with their parents


 
'gidip istedigin seyi soyleyemezsin, buna bakamazsin, ona bakamazsin diye kanunlar gecirebilirler.'
've bunu icemezsin ve bunu burnuna cekemezsin ve bebegim, -elimde istatistikler var-, bu insanlar ebeveynleriyle yataga girmisler.

  • el desaparecido  (31.10.13 21:33:02 ~ 21:34:45) 
[]

çok kısacık bir çeviri dostlar

Twitter adresimdeki cep telefonu numarasının değişmiş olabileceğini düşünüyorum android geçici şifre telefonuma gelmemektedir.




 
I think that my cell-phone number in my Twitter account might have been changed. I am not able to receive temporary android password via my phone.


  • starborn  (31.10.13 14:40:05 ~ 14:40:41) 
[]

Yugoslavca - sırpça bilen biri??? Bu doktor ne diyor tercüme edebilir mi?

www.sondakika.com

34. saniyeden itibaren doktor konusuyor ama altyazi veya tercüme yok.
yapabilecek biri var mi?

 
soruyu yanlış sormuşsun sırpça değil yugoslavca bilen bir lazım bu nedemek? makedonca bulgarca boşnakça hırvatça dıllerınden bırını bılen bırı bu adamıa nlar demek bence oyle aç başlığı.


  • the knight of the apocalypsy  (31.10.13 13:35:07) 
the knight, keşke ne demek istediğini Türkçe anlatabilseydin.

la traviata, Couchsurfing hesabın varsa ilgili ülkenin/şehrin grubuna mesaj at, yanıt dönerler hemen.
  • dessy  (31.10.13 14:15:18 ~ 14:15:33) 
@dessy senın turkçe anlamaman senin sorunun
-------------------------------------------
soruyu yanlış sormuşsun. sırpça değil yugoslavca bilen bir lazım, bu ne demek? makedonca, bulgarca, boşnakça, hırvatça dıllerınden bırını bılen bırı, bu adamı anlar demek. bence oyle aç başlığı.
  • the knight of the apocalypsy  (31.10.13 15:28:25) 
Rusçamla çözebildiğim kadar yardım edeyim. Bölük pörçük.

saat 4 civarında geldi diyor ilk cümlede. opasno po život hayati tehlike demek.

bez identifikacia geçiyor: kimliği ya da her hangi bir durumu belirsiz. tam çözemedim

şoka girdi daha kritikleşti falan diyor birde.
  • slavophilia  (03.11.13 04:03:03) 
[]

ingilizce tek cümle çeviri

Merhaba
If you are new to the framework, this book will get you started in no time.

burda yeniysen başlama mı diyor yoksa aman vakit kaybetme çabuk başla mı demeye getiriyor?

 
çabuk hemen başla diyor :) kolayca başlayabilirsin vakit kaybetmeden diyor.


  • bojack  (31.10.13 00:27:56) 
"eğer çatı olayında henüz yeniysen bu kitap sizi çok çabuk kaynaştıracak." diyor.


  • gunhanselas  (31.10.13 02:36:19) 
"eğer çatı işine yeniysen, bu kitap seni hiçbir zamanda başlatmaya alacak" diyor.


  • click here to see her naked  (31.10.13 05:23:11) 
gunhanselas'ın dediği doğru, diğerlerini salla.


  • innerbliss  (31.10.13 10:18:19) 
Eğer konunun (herneyse artık) ana hatlarına yabancıysan, bu kitap sayesinde kısa sürede mevzuya dalacaksın, diyor.


  • sigaraicilmeyenevdekimahzunkultablasi  (02.11.13 01:30:28) 
[]

Çeviri yardımı

Distinctive Individuality'i nasıl çevirirdiniz? "Karakteristik Bireysellik" düşünüyorum.

Bir de, Global Success'i "Küresel Başarı" diye mi yoksa "Dünya Çapında Başarı" diye mi çevirsem?


 
ben olsam özgün benlik derdim ama totoloji var sanki. individuality zaten bi dinstinctive tanımı içeriyor.

global success: cihanşümul muvaffakiyet
  • bunlarolmaz  (30.10.13 23:40:32) 
özgün benlik müthişmiş.


  • matchgrip  (30.10.13 23:51:06) 
bence totoloji yok. "indistinctive individuality" olsaydı, o zaman belki totoloji olurdu.

çeviri için önerim: mümeyyiz ferdiyet.
  • sigaraicilmeyenevdekimahzunkultablasi  (02.11.13 01:45:23) 
[]

Eng. Profesör Doktor, Doçent Doktor ve Yrd. Doç kullanımı.

Prof. Dr. İlber Ortaylı
Prof. Ilber Ortaylı Ph.D.

Doç. Dr. Bahri ATA
Assoc. Prof. Bahri Ata Ph.D.

Yrd. Doç.Dr. Bülent AKYAY
Assist. Prof. Bülent AKAY Ph.D.


Arkadaşlar bu kullanımlar doğru mu? Değilse nasıl?

 
İlk ikisini bilmiyorum ama sonuncusunun sonunda PhD olmadığına eminim.

(napalım hiç prof hocamız olmadı)
  • yahveyire  (30.10.13 18:59:47) 
[]

"Field Break" nedir?

Daily Rate (Travel Time): For the Seller’s employee’s travelling (not applicable to field breaks).

buradaki field break ne demek oluyor?

aciklama: yazi verilecek teklifin kurallarinda geciyor. Teklifte de Travel Time icin daily rate verilmesi gerekiyor, bunun icin adamlar boyle bir madde eklemisler.

 
dinlenme zamanı olabilir mi?


  • cairo  (30.10.13 14:42:59) 
olabilir.

insaat alaninin (field) calismadigi tatil zamanlari da olabilir..
  • gerard  (30.10.13 15:42:09) 
[]

rusça çeviri

burada ne yazıyor bilen var mı?




 
ukrayna dili bu.

ukrayna'da bilmemnerede hayvan ıslah evi yazıyor sanırım tam çıkaramadım bende.
  • thracian  (30.10.13 10:22:48) 
öncelikle rusça bilmiyorum, sadece kiril alfabesini az buçuk okuyabiliyorum.

üst kısımdan seçebildiklerim veterinary, fitosanitary, ukrayna ve inspection oldu. alt kısımda tam üstüne basılan damgada da ukrayna ve inspection geçiyor, o yüzden galiba birebir çevirip ingilizcesini basmışlar.

ha ne anlatıyor derseniz, orasını bilemedim. şu arama belki fikir verir:

www.google.com.tr
  • kül  (30.10.13 10:25:49) 
teşekkür ederim yeterli oldu:)


  • kullanicadi  (30.10.13 10:27:42) 
[]

İngilizce - Türkçe 4 Cümle çeviri - Rica

"Note the significant difference between retrodiction and both explanation and prediction. With explanation, the phenomena that do the explaining occur in time before the phenomenon to be explained. Likewise, with prediction, the phenomena that do the predicting antecede the phenomenon to be predicted. In contrast, with retrodiction, the phenomena that accomplish the retrodicting occur after the phenomenon to be retrodicted."

Şimdiden çok teşekkürler...


 
Gecmisi ongoruyle, aciklama ve ongorunun arasindaki onemli farka dikkat edin. Aciklamayla, aciklamayi yapan olgu, aciklanacak olgudan once meydana gelir.

Buna benzer olarak, ongoruyle, ongoruyu yapan olgu, ongorulecek olguyu eskitir. Buna karsin, gecmisi ongoruyle, gecmisi ongoren olgu, gecmisi ongorulecek olgudan sonra meydana gelir.
  • el desaparecido  (29.10.13 21:14:54) 
çok teşekkürler..


  • otopsicocugu  (29.10.13 21:25:24) 
[]

"LG 3 yeni modeli ile iddialı" nasıl denir? [İngilizce]

Soru başlıkta. Sözlüklerde iddialının karşılığı olarak verilen "assertive" insanlar için kullanılıyor bilidğim kadarıyla hani kendine güvenen falan gibi bir anlam veriyor. O olmaz sanki ama ne olur?




 
Genelde "LG is ready to take the lead." gibi ifadeler kullanılıyor.


  • renascimento  (29.10.13 19:00:21 ~ 19:03:37) 
[]

İngilizce'de şöyle fiilimsiler var mı?

Merhaba,

Misal "yorulduğunu söyleyen adam dinlenmek istedi" gibi bir cümleyi ingilizce kuracağım. "söyleyen adam" ifadesindeki fiilimsiyi relative clause kullanmadan özneden önce yerleştirmek mükün mü?


 
"söylemek" ile kuramadım ama şöyle bir şey olabilir belki

"Horse-eating man said he was hungry again." - evet o kadar düşünüp bulduğum örnek at yiyen adam.
  • celeron 300a  (29.10.13 10:42:56 ~ 10:43:29) 
Yoda'nın grammar'ından yardım alabilirsin. "To rest was what the man wished for straightening up his tired ass (ya da exhaustion)" gibi...


  • renascimento  (29.10.13 10:49:57 ~ 10:52:06) 
relative clause yerine -ing kullanabiliyorsun diye hatırlıyorum.senin için hazırlık defterimi aradım ama bulamadıım başkan.şöyle diyebilitiz
the man saying get tired wanted to rest.

  • babasi iskandinav annesi bayburtlu  (29.10.13 10:55:30) 
Gerund veya infinitive kullanarak fiilimsi görevi yükleyebilirsin kelimelere, isim fiil ve sıfat fiil olarak . Yahut şöyle bir kullanım olabilir :A man telling he is tired said that he wanted to rest.


  • baba jo  (29.10.13 10:56:01) 
"telling that he was tired, the man wanted to rest" olmuyor mu?


  • kül  (29.10.13 11:07:26) 
şimdi herkese teşekkürler önceleyin. who kullanmadan yapacağım olayı bir de mesela "man" kullanmayıp özel isim kullandığımızı var sayarsak daha isabetli olur.

misal: yorulduğunu söyleyen mahmut dinlenmek istedi gibi.

cevaplara gelecek olursak.

@celeron 300a: sizin dediğinizi özel isimlere uyarlayamıyorum. horse-eating mahmut dediğim an pek kulağa hoş gelmiyor.

@sttc: who kullanmayarak bir alternatif var mı diye sormuş idim.

@renascimento: abi hiç bir şey anlamadım

@babasi iskandinav annesi bayburtlu: usta burada sanki (who is)düşme var gibi. the man who is saying get tired ile aynı şey. ben zarfın önde gelmesini istiyorum.

@baba jo: başkan yukarıda yazığımın aynısı. zarfı önceleyen bir yapı mümkün mü?

@kül: olur gibi gözüküyor da bir googledım mesela "telling that" ile başlayan pek cümle bulamadım. emin değilim.
  • soguk tepeler  (29.10.13 11:14:33) 
tell fiilini yanlış seçmiş olabilirim, bir anlık söylenen bir cümlede tell kullanımı doğru olmuyor galiba. onun dışında şurada bazı örnek cümleler buldum, belki fikir verebilir:

kimzeywiki.wikifoundry.com
  • kül  (29.10.13 11:28:15) 
Yorulduğunu söyleyip dinlenmek istediğini söylemeyince, kimin nasıl yorgunluğu algıladığını çözemedim ben de kestirmeden gittim işte, yoksa mantık sınırlarını zorlayan bir cümle. İlahi bakış açısıyla anlatıldığını varsayınca şunu da deneyebilirim: "he wanted to rest, now being said that he was tired."


  • renascimento  (29.10.13 12:29:33 ~ 12:33:32) 
1 ... • ... • 115 • ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.