[]

yine ben yine çeviri

bu erasmus bela oldu, translate ve kendi ingilizcemle yapılacak bir çeviri az çok ama iyi bilenlerden yardım almak istiyorum, kelime hatası bile çok şeyi değiştirebilir...

benim ona ilk ne gönderdiğime gelince genel içerik ders seçimi hakkındaydı, şu şu dersler açılıyor mu seçiliyor mu gibi...


yardımcı olunursa çok sevinirim, teşekkürler şimdiden...

------
------


First of all, would you be kind enough to inform us what is the University that you belong to, so that we can confirm the terms of our bilateral agreement?


What about your field of studies, can you please specify? That would allow us to suggest other possible course units.


Very soon we will have further information available regarding application forms and Portuguese course.


We are looking forward to hearing from you as soon as possible.

 
her şeyden önce aramızda anlaşma olup olmadığını anlamamız için bize hangi üniversitede okuduğunuzu söyleme nezaketini gösterebilir misiniz?

okuduğunuz bölüm nedir? daha net olabilir misiniz? (bölümünle ilgili detaylı bilgi istiyor...) böylece başka dersler önerebiliriz.

çok yakında portekizce dersler ve başvuru formları hakkında daha detaylı bilgi sunabileceğiz.

en kısa sürede cevabınızı bekliyoruz...
  • kisa bisey olsun istemistim  (09.05.14 22:22:51 ~ 22:24:24) 
kusura bakma ama, bu cümleleri çeviremiyorsan nasıl erasmus'a kabul edilmeyi ve derste ne konuşmayı düşünüyorsun :) şurada ortaokul ingilizcesini geçen tek kelime bilateral.


  • birkac sorum var  (10.05.14 01:47:20 ~ 01:52:45) 
birkac sorum var

tabi haklısın ancak evet zaten ağır ingilizce değil ama benim amacım özel bir bağlaç durum ne halt varsa bir kelime hatası bile yapmamak için çünkü kendileri 2 aydır yazıyoruz arkadaşlarla ilk defa cevap verdi hata yapma lüksü yok. :)
  • patos64  (10.05.14 02:46:09) 
[]

goethe'nin bu sözü nerede geçer? 

insan hergün bir parça müzik dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli ve mümkünse bir kaç mantıklı cümle söylemelidir.
goethe

ingilizce ya da almanca'da ünlü bir sözdür belki, zatem çevrilmişi varsa onu bulalım. yoksa çeviriverelim.

 
"A man should hear a little music, read a little poetry, and see a fine picture every day of his life, in order that worldly cares may not obliterate the sense of the beautiful which God has implanted in the human soul.”

Sanırım bu aradığınız.. Google Books taramasında baya kullanıldığını görebilirsiniz. Ama nerede demiş, belli değil.
  • hayal bilgisi  (09.05.14 16:59:03) 
Man sollte, sagte er, alle Tage wenigstens ein kleines Lied hören, ein gutes Gedicht lesen, ein treffliches Gemälde sehen und, wenn es möglich zu machen wäre, einige vernünftige Worte sprechen.

Quelle: Wilhelm Meisters Lehrjahre V, 1

Burada geçiyormuş: en.wikipedia.org
  • letheavendangered  (09.05.14 17:07:14) 
orijinali şu şekilde olmalı:

„Man sollte alle Tage wenigstens ein kleines Lied hören, ein gutes Gedicht lesen, ein treffliches Gemälde sehen und, wenn es möglich zu machen wäre, ein vernünftiges Wort sprechen.“

gutezitate.com

bu söz, Goethe'nin "Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları" adlı eserinden (orj. Wilhelm Meisters Lehrjahre) alınmıştır.
  • candanag  (09.05.14 17:08:13) 
[]

çeviri

internet sitenizi yenileyeceğinize, önce okulunuz ve fakültenizdekiler erasmus öğrencileri için maillere cevap versinler! bir işe yaradığınız yok.

nasıl yazılır acaba?

teşekkürler :) hakaretsiz ama okkalı bir şey iyi olur :)

 
"internet sitenizi yenileyeceğinize, önce okulunuz ve fakültenizdekiler erasmus öğrencileri için maillere cevap versinler! bir işe yaradığınız yok."

haci boyle yaziliyor ama ben yine de ingilizceye cevireyim:

instead of polishing your web site, first let your colleagues in administration and faculty respond the emails of erasmus students. you have no other use.

okkali oldu valla.
  • she was my baby  (09.05.14 02:14:28 ~ 02:20:10) 
"it would be better that your colleagues respond the mails from erasmus students, instead of rebuilding your web-site. I think, your workings are unefficient"

bence bu da kibar versiyonu oldu.

"sitenizi yenilemek yerine, calisanlarinizin erasmus ogrencilerinin maillerini cevaplamalari daha iyi olurdu.. Calismalarinizin verimsiz oldugunu dusunuyorum."

anlami cikiyor.
  • wagner love  (09.05.14 03:33:24 ~ 03:51:38) 
benim "sen bi b.ka yaramazsın!" havasını veren en sevdiğim laf şu: "you're no good to man or beast". öyleyse de ki;

"Your wanker colleagues better respond to e-mails of erasmus students instead of reconstructing your website. you're no goddamn good to man or beaaaast!! yeaah scream for me istanbuuuul!" diye de bruce dickinson havasıyla bitir olayı.
  • karaage  (09.05.14 09:57:21) 
[]

ingilizce çeviri

selamlar.
okul sağolsun hiçbir halta cevap veriyor, mevzu erasmus.

eğer zamanı olan ve ingilizceyi iyi bilen varsa çok faydası olur, translate falan da yaptım ama 1 kelime hatası bile çok şeyi değiştirbilir, o yüzden sizlere soruyorum.

teşekkürler şimdiden.

First degree/undergraduate studies

According to the semester, the students choose the Course units they are interested in, they discuss it with their Coordinator and if aproved, they prepare the Learning Agreement accordingly, in order to be sent to our school.

---

At ISCAC we do not have specific English classes for Erasmus students;

students who understand Portuguese, may obviously attend ordinary classes, and be evaluated as regular students. For students who don't understand or speak Portuguese, we have a tutorship methodology: each teacher gives the students the necessary directions and bibliography, through regular contacts and meetings, being the evaluation a combined system, generally consisting of both a Project and a Final Written Examination.

---

Below you'll find a list of possible course units from first degree/undergraduate studies.

Besides the listed Course Units, other possibilities from the Course offer available at ISCAC may be considered, but always depending on the responsible teacher's acceptance.
--

 
birinci sınıf/derece?, lisans öğrencileri,
sömestra göre, ders konularını seçerler, koordinatörleri ile tartışır, onaylanırsa öğrenme anlaşmasını doldurup okulumuza gönderirler
---
ıscas'da erasmuslulara özel ing. kursumuz yok.
portekizce anlayanlar normal derslere katılabilir ve düzenli öğrenci kabul edilir. anlamayanlara özel ders veriyoruz: her öğretmen gerekli yönlendirmeleri yapıyor ve kombine bir sistemle proje ve final yazılı sınavlarını da içeriyor bu. (biraz hızlı geçtim bu paragrafı ama özeti bu)
---
aşağıda muhtemel ders konularını bulacaksınız. bunların yanısıra sorumlu öğretmenin kabulüne bağlı olarak başka ders imkanları da olabilir ıscac da.
  • su nanesi  (09.05.14 00:10:53) 
[]

cümledeki kısaltma ne manaya geliyor not ingilizce içeriyor

Jess Franco's spy film about a detective (Robert Foster) who gets in over his head when he takes a new case given to him by a seedy S&M woman (Lina Romay). I had to view this one P&S as well as in Spanish without subs but I don't think it would have mattered either way. The film is incredibly slow, drawn out and there's really nothing too interesting going on. Foster has never been a favorite of mine and even Romay seems bored, although he comes to life during a rather sexy lesbian scene towards the end of the movie. There's an out of place hardcore scene thrown in, which does nothing and the S&M bondage stuff doesn't fly either. cümlesindeki P S kısaltması ne manaya geliyor




 
pan and scan*


  • mukrime  (08.05.14 23:51:24) 
acronyms.thefreedictionary.com

buradakilerden pan-and-scan ya da pre-1954 standard uyuyor. ikisi de aynı anlama çıkıyor. geniş ekran değil de sağdan soldan kırpılmış 4:3 formatı.
  • sanat guresi  (08.05.14 23:53:50) 
[]

trip atmanın ingilizcesi (sevgilinin yaptığı)

ne olabilir?




 
valla fransizcasi faire la gueule. baktim da;

"to be in a huff" "to be huffy" "to be sulky" denmis ingilizcesine.
  • osuruklu  (08.05.14 19:37:43) 
şurda 2 alternatif cevap var ama uygun mudur bilemedim:

tureng.com
  • himmet dayi  (08.05.14 19:44:54) 
bence onun bir adı yok ya "whats wrong with you?" "what bla bla bla" genelde böyle böyle şeyler soruyor karşı taraf kavga başlıyor. varsa da çok kullanılan bir kalıp yok bence.


  • kirazıseviyorum  (08.05.14 19:49:36) 
making a face gibi bir tabir yakın anlamlı olabilir.


  • vendorth  (08.05.14 19:59:23) 
ben making a face kullaniyorum, herkes de anliyor.


  • no christ requires  (08.05.14 20:27:59) 
giving the attitude olarak kullanilir genelde.

what's this attidute for biatch diyince tribin kime kizim.

why are you giving me the attitude now diye sorunca da noldu da simdi tribe bagladin manasina geliyo.
  • tasa oturma soguk ceker  (08.05.14 20:46:40) 
"What's with the attitude?" "N'oluyor, nedir bu tripler?" manasında kullanılabilir.


  • mischief maker  (08.05.14 20:55:58) 
busting my balls - argo
making a fuss - kibar

  • beriberi  (08.05.14 21:15:06) 
making a fuss : olayi buyutmek, carlamak, caz yapmak diye cevirilebilir.


  • osuruklu  (08.05.14 21:35:51) 
abi o degil de ben asil gaza gelmeyi bulamadim bi turlu, anlatmaya calisiyorum anlatamiyorum da. pump up dedi bi tanesi, gittim kullandim komik oldu tam oturmadi manasi :)

gaza gelmek/gaz vermek ikisi de olur.
  • tasa oturma soguk ceker  (08.05.14 21:39:16 ~ 21:39:44) 
  • evilinacloset  (08.05.14 22:58:06) 
[]

Turkce > Ispanyolca bir cumle ceviri

Selamlar,

"madrid'ın en güzel yolu barcelona'ya dönüş yolu"

su cumleyi ispanyolca'ya cevirebilir misiniz?

 
El mejor camino en Madrid es el camino de "vuelta" a Barcelona.

dönüş demeyi unutmuşum.

bu arada ankara-istanbul yolu gibi barcelona-madrid dönüş yolu yok ispanyada eheh ispanya'da her yol zaragoza.
  • ateyist_  (08.05.14 18:12:41 ~ 18:20:24) 
[]

...... tarihinden geriye doğru 2 ay içinde prosedürlere başlayabilirsiniz.

Merhaba

"...... tarihinden geriye doğru 2 ay içinde prosedürlere başlayabilirsiniz."

cümlesini ingilizce olarak nasıl ifade edebilirim?

"procedures can be started within 2 months before the date of ......" pek doğru gelmedi.

Teşekkürler

 
within the preceding two months as of....


  • niye ama  (08.05.14 12:45:53) 
[]

ing-tr çeviri 1 cümle yardımı

"Ginastera's main calling card in the world's concert halls is this four-movement suite drawn from his 1941 ballet Estancia, inspired by life on the ranches of Argentina."

Burda ne demiş? Patronumun üstüme gereksiz yıktığı ve 1 saate lazım dediği 1 sayfalık çevirinin ilk cümlesi. Benzer cümleler gelebilir yine.


 
main calling card - en bilinen ozelligi, hareketi; imzasi


  • wpi  (08.05.14 12:32:15) 
"arjantin çiftlik hayatından esinlendiği 1941 tarihli estancia balesinde yer alan bu dört bölümlük süit, dünya konser salonlarında ginastera'nın imzası niteliğindedir."

oldu mu ki
  • kül  (08.05.14 13:14:07) 
[]

İng.Vergi Yönetimi ve Denetimi

Looking for the best subordinative conjuction to hit!!!




 
Vergi Yönetimi ve Denetimi'nin İngilizcesini soruyorum :)


  • humancentipad  (07.05.14 14:36:01) 
[]

greencard ile ilgili ufak bir çeviri yardımı

greencard çekilişini geçen hafta kazandım bu hafta bu mail geldi ne demek istemişler?

This e-mail is addressed to any Diversity Visa 2015 (DV-2015) entrant who attempted to log into the Entrant Status Check (ESC) website on May 1, 2014. For a brief period on May 1, the ESC website experienced a technical problem. As a result, some people who logged into the site to check the status of their applications were shown the wrong information. If you logged into the ESC website on May 1 and saw a notice of selection that did not include your name, or if you saw a notice that you were not selected, you must re-check your status to find out whether or not you were selected.

You must see a notice that is addressed to you by name as proof of selection to process further in the DV-2015 program. We regret any confusion this technical problem may have caused.

Please note that the Kentucky Consular Center (KCC) will not send you unsolicited e-mail that includes your confirmation number or that asks you to provide any personal information. You must log into the ESC website to check your status. If you have further questions about the ESC website or the content of this e-mail, you may contact KCC by e-mail at KCCDV@state.gov. The KCC telephone number is 606-526-7500 (7:30 a.m. until 4:00 p.m. EST).

 
confirmation no ile bir girin isminiz yaziyor mu duzgun kontrol edin.

hata oldu secilenlerin bazilarina secilmedi yaziyordu veya isimleri yazmiyordu
  • babamasoliimbananickaldirsin  (06.05.14 22:33:27) 
[]

açma halkası

selam gençler. açma halkasının ingilizcesi ne oluyor? ya da bu anlamda kullanılan terim nedir?




 
tab


  • buzzlightyear  (05.05.14 23:03:05) 
ring pull


  • battal gemalmaz  (05.05.14 23:05:04) 
[]

ingilizcem zayıf resimdeki diyalogu türkçeye çeviren olursa sevinirim

ingilizcem zayıf resimdeki diyalogu türkçeye çeviren olursa sevinirim




 
söyleyin doktor ne kadar ömrüm kaldı
-10
+10 ? 10 ne ?
-9 ...

EdiT = dR.House bu bu sahnede yaşlı kadına saniye şakası yapıyor
  • 1tam1ayran  (05.05.14 22:44:35 ~ 22:45:14) 
+ne kadar zamanım kaldı doktor, söyle bana :(
- on
+ on ne amk?
- dokuz
  • kakaolu kremali biskuvi  (05.05.14 22:44:58) 
kadın - ne kadar ömrüm kaldı doktor bey
doktor - 10
kadın - 10 derken??
doktor - 9-8-7
  • allanpoe  (05.05.14 22:45:32) 
[]

ingilizce istatistik terimi

Merhaba,

şu an bir çeviri yapıyorum. "loading value", "performance construct" gibi birebir çevirisinin doğru olmayacağını düşündüğüm birkaç terim geçiyor. istatistik bilip yardımcı olabilecek varsa müteşekkir olurum :/


 
teknik ve terimsel ingilizce biraz zordur. maalesef sözlükler bile, hatta oxford, bazı ingilizce terimlerde yetersiz kalıyor. tavsiyem, dediğin gibi birebir çeviri yerine aynı konuda yazılmış türkçe makaleleri okuyup, o terimleri oradan çıkarman ve eşleştirmen.


  • msc920  (05.05.14 09:39:47) 
@msc920 sağolun. derdim ingilizce kısmıyla değil, türkçe kısmıyla işte. bakınayım. tekrar teşekkürler.


  • hassas tenlerin sevgilisi  (05.05.14 22:19:39) 
[]

kısa bir çeviri

back in ur rightfull spot ahead of x




 
x'in önündeki hak edilmiş yerine geri gel.

ama oturmayan bir şeyler var sanki.
  • sen git ben geliyorum  (04.05.14 22:48:17) 
back in diye bi phrasal yok ki kim kurmuş bu cümleyi ?
@sengit... "yerine geri gel" olsa back to olurdu hocam.

  • acukali ekmek  (04.05.14 23:16:49) 
[]

ingilizce hakkında bir soru

kimi yendin: whom did u defeat. Doğru mu?




 
"who did you beat?" olabilir aslinda.


  • bohr atom modeli  (04.05.14 21:10:26) 
[]

chrome çeviri uygulaması

google dictionary benzeri kelimenin üzerine tıkladığında balon içinde çeviri yapan bir uygulama varmı?

google dictionary ingilizce kelimenin ingilizce açıklamasını veriyor.


 
ben bunu kullanıyorum. fena değil. chrome.google.com


  • doink  (03.05.14 13:48:09) 
seslisozluk'un uygulamasi
kelimeyi sec sonra 's' harfine bas hemen yaninda baloncukla turkcesini veriyor

  • jedilance  (03.05.14 13:52:45) 
ben de bunu kullanıyorum. gogole translate sözlüğü kullanıyor bu da.

chrome.google.com
  • supergirl  (03.05.14 15:27:01) 
google dictionary i türkçe yapmanın yolunu bir kullanıcı şurda yazmış.

chrome.google.com
  • yekzeq  (03.05.14 15:33:40 ~ 15:34:05) 
ben duyuru sayesinde lingoes'i öğrendim. çok kullanışlı. programı indirdikten sonra bir de tarayıcı eklentisi indirmeniz lazım. yalnız chrome artık kendi marketi dışındaki eklentilere izin vermediğinden şurada anlatılan şeyi yapmam gerekti: www.howtogeek.com (Always Allow Extensions From Outside the Chrome Web Store kısmında) eklenecek şeyin başında iki tane tire var, direk kopyalayınca olmamıştı.


  • tombombadil  (03.05.14 15:41:38) 
[]

ingilizce altyazili dizi izlemek

ingilizcemi geliştirmek için hergün bir bölüm how I met your mother izliyorum. intermediate seviyesinde ingilizcem var ama kurs ingilizcesi bu. yani speaking ve listening'de ciddi sıkıntı var. günlük hayatta sık söylenen şeyleri rahatlıkla anlıyorum ama 1 seneden fazladır ingilizce ile haşır neşir olmama rağmen yetersizim. asıl soruya gelirsem; yazıların çoook büyük kısmını anlamıyorum, sıkıldığım da oluyor. sanki bi ilerleme katedemeyecekmişim gibi hissediyorum. zamanla anlar duruma gelecek miyim ben? boşa kürek sallamak istemiyorum. bir de sıkıldığım için bir bölüm HIMYM izliyorum (20 dk), artırmam mı gerekir bu süreyi?




 
zamanla anlar duruma geleceksin evet. bozma moralini. aynisini ben de yasamistim. amerikali hocam olur oyle demisti :D simdi felsefe uzerine bile konusurum.

bi de suan icin turkce-ingilizce sozluk kullanman lazim. baslarda. daha sonra ingilizce-ingilizce sozluk kullanman lazim. daha sonra da cumle icinden anlamlari cikartmaya baslarsin.
  • she was my baby  (02.05.14 23:44:49 ~ 23:45:59) 
daha önce duyuru'da buna benzer bir soru sorulmuştu, arkadaşlr himym'nin çok fazla phrasal verb ve sokak kalıbı vs. barındırdığından bahsedip dil geliştirmek için başlangıç aşamasında tavsiye etmemişlerdi. bunun bir alternatifi olarak şöyle yapabilirsin: bsplayer'da hem türkçe hem de ingilizce altyazıyla izleme şansın var. bu şekilde ayarla, gözünü ingilizce'ye bakmaya zorla, çok tıkandığın yerde türkçeye şöyle bir gözucuyla bakar, devam edersin.


  • sevgikusunkanadinda  (03.05.14 00:28:58) 
anlamaman normal... her dizinin jargonu var. alıştıktan sonra çok kolay anlarsın... bir de kelime kelime anlamak zorunda değilsin... cümlenin toplamından anlamı da doğru çıkarman yeter...


  • inanmazsan inanma  (03.05.14 00:47:44) 
bu açıdan friends'i tavsiye ederim. dili kolaydır.


  • rectoa  (03.05.14 01:16:12) 
altyazı da ingilizce olursa günde 20 dakka mis olur. ama hiç şaşmıycak. hergün izlenecek o 20 dakka.


  • compadrito  (03.05.14 02:51:50) 
@sevgikusunkanadinda, HIMYM neden uygun değil dediniz ki, moralim bozuldu :( ama haklısınız, cidden çok fazla phrasal verb kullanılıyor. en sevdiğim dizi o olduğu için tercih ediyorum aslında. 20 dk olması da diğer sebebi.

@rectoa, friends var arşivde ama görüntü iyi değil. izleyesim gelmiyo o nedenle. ayrıca 1 bölüm friends izlemişliğim yok.

@compadrito, daha önce tavsiyene uymadım ama bu sefer hergün 20 dk ödevimi yapacağıma söz veriyorum.
  • lionel andres  (04.05.14 01:27:00) 
himym'yi sevdiyseniz, vaktiniz de varsa(iki altyazı durumuna alternatif olarak) şöyle devam edilebilir belki: ilkini türkçe olarak izler, sonrasında da ingilizce altyazıyla bir daha izler, hem phrasal verb'leri öğrenirsiniz, hem de diğer konuşma kalıpları aklınızda daha kolay yer eder.


  • sevgikusunkanadinda  (04.05.14 21:59:44) 
[]

lol gibi çok gülmek anlamında kullanılan başka bir kısaltma

biliyor musunuz? Hatırlamaya çalışıyorum ama aklıma gelmiyor böyle 3-4 harften oluşan bir kısaltmaydı.




 
rofl? lmao?


  • henrikirinkil  (02.05.14 00:42:45 ~ 00:43:26) 
lmfao


  • thx 1138  (02.05.14 00:43:32) 
haha


  • Lola90  (02.05.14 00:52:54) 
yabancılar lol'dan daha fazla "lmfao" kullanıyor.


  • iorveth  (02.05.14 01:09:27) 
F'siz olani da var, lmao. fucking dememis olmak icin. biraz daha kibar bu.


  • letheavendangered  (02.05.14 01:17:09) 
xdxd


  • trinitrotoluen  (02.05.14 02:51:05) 
mdr


  • pet sise  (04.05.14 13:50:53) 
[]

çocuklara listening (dinleme) etkinliği için izletebileceğim kısa film

Arkadaşlar merhaba, çocuklara listening (dinleme) etkinliği için onların yaşına uygun (10-14 yaş arası)İngilizce kısa film/animasyon ya da bir filmden kesit arıyorum. dili oldukça yavaş ve basit kelimelerle hazırlanmış bildiğiniz bir animasyon/kısa film varsa lütfen linkini paylaşabilir misiniz?

şimdiden teşekkürler.


 
Özellikle eğitim video ve yapımları şart değilse zaten bir ton çocuk filmi ve dizisinden birini seçip ingilizce altyazı ile izletin. Cnbc-e haftasonu kuşaklarında birkaç dizi yayınlanıyor. Torrentlerden orijinalini bulup altyazılı izletin. Inların seçtiği kelimeler, konular ve konuşma tarzları hep çocuklar için.


  • simbolmina  (06.05.14 02:24:31) 
[]

Minicik ingilizce Çeviri

Şunu ingilizceye nasıl çeviririm?

"bu şarkının bana yazılmış olmasını çok isterdim."

teşekkürleeer!!!

 
i wish this song was written for me


  • kibariyenin annesi  (01.05.14 02:06:37) 
i'd love to have this song was written for me.


  • iorveth  (01.05.14 02:09:54) 
[]

Ingilizce Terim: Baska bir zaman uydurmak

selam,

hani turkce'de denir ya "carsamba toplanti yapabiliriz, fakat baska bir tarih size daha uygunsa o tarihe de uydurabiliriz". bu da garip oldu biraz ama neyse.

boyle bir sey ingilizce nasil soylenir? formal yazisma dilinde olacak.

tesekkurler

 
we can have a meeting on wednesday, but we can also schedule it to another day if that's more appropriate for you.


  • inheritance  (30.04.14 16:20:56) 
raincheck


  • cruseo  (30.04.14 16:36:19) 
inheritance konuyu kitlemiş +1


  • eindaclub  (30.04.14 17:04:01) 
[]

son çeviri sorusu

gerçekten bu kez bu son:

Inflorescence an axillary head on (2–)5–10 cm long peduncle. Flowers bisexual, regular, 5-merous, white to yellow, subtended by up to 7 mm long bracteoles; pedicel up to 3 mm long; calyx 3–6 mm long, with long tube and short lobes, densely rusty pubescent outside; corolla 9–13 mm long, with c. 6 mm long tube, rusty pubescent outside; stamens numerous, 3–5.5 cm long, united into a tube in lower half; ovary superior, c. 3 mm long, gradually tapering into an up to 3 cm long style.

şimdiden teşekkürler.

 
arkadaş bu nedir? kırk yıllık ingilizim, böyle ingilizce görmedim. Bilimsel terim falan da değil mesele; sintaks hatalarıyla doluymuş gibi geliyor bana.

bu yazının kaynağı nedir? resim üzerinde falan mı gösterilmiş?
  • karaage  (30.04.14 16:47:12) 
Bir türün özelliklerini anlatıyor, sanırım bahsi geçen kaynak şu.


  • clones  (30.04.14 17:22:51) 
[]

allahını seven beni şu çeviriden kurtarsın

az kaldı gerçekten. herkes 1 cümle çevirse, uzun olsada 4 cümle var zaten. akşama yetiştirmem lazım lütfen yardım edin :(

Inflorescence an axillary head on (2–)5–10 cm long peduncle. Flowers bisexual, regular, 5-merous, white to yellow, subtended by up to 7 mm long bracteoles; pedicel up to 3 mm long; calyx 3–6 mm long, with long tube and short lobes, densely rusty pubescent outside; corolla 9–13 mm long, with c. 6 mm long tube, rusty pubescent outside; stamens numerous, 3–5.5 cm long, united into a tube in lower half; ovary superior, c. 3 mm long, gradually tapering into an up to 3 cm long style.

Fruit an oblong, flat pod 15–24 cm × 3–5 cm, glabrous, transversely veined, yellowish brown when ripe, opening with 2 papery valves, c. 10-seeded. Seeds flattened globose to ellipsoid, 7–10 mm × 4.5–8 mm. Seedling with epigeal germination; hypocotyl 4–6 cm long, epicotyl 1–2.5 cm long; cotyledons c. 1 cm long, thick and fleshy, rounded, early caducous; first 2 leaves opposite, one pinnately compound and the other bipinnately compound.

 
metinde anladığım tek yer sarı beyaz çiçeklerin biseksüel olduklarıydı. sorry


  • Sskywalkeremre  (30.04.14 14:16:15) 
Bir paragraf benden:

Uzun ince elips şeklinde meyve, düz 15-24cm * 3-5 cm boyutlarında tohum zarfı, tüylü, yanlara doğru uzanan damarlı, olgunlaştığında sarımtırak kahverengi renkte, 2 adet kağıtımsı kapakçığı olan açıklık, yaklaşık 10 tohumlu. 7-10 mm * 4.5-8 mm arasındaki büyüklüklerde değişen düzleşmiş tohumlar uzun ince elips şeklinden elips şekline kadar değişiklik gösterirler. Epigeal çimlenmeli fide; çenek yaprak kök arası mesafe (hipokotil) 4-6 cm uzunluğında, çenek yaprak üstü mesafe 1-2.5 cm uzunluğunda, çenek yapraklar yaklaşık 1 cm uzunluğunda, kalın ve etli, oval, erken dökülmeye meyilli; ilk iki yaprak karşılıklı, tüy dizilimli, diğeri ise tek taraflı dizilimli.
  • ateyist_  (30.04.14 15:01:35) 
[]

ingilizceden türkçeye çeviri yardımı

bu cümlelerin ister hepsini, ister birini ikisini falan çevirebilir misiniz?


Leaves alternate, bipinnately compound with 3–7 pairs of pinnae; stipules awl-shaped, caducous; petiole (2–)3–4.5(–6) cm long, at the middle of upper side with a sessile gland, rachis (2–)4–15 cm long, rusty hairy; leaflets in 6–14(–20) pairs per pinna, sessile, elliptical to oblong, slightly oblique, 1–2.5 cm × 0.5–1 cm, rounded at apex, densely pubescent below.

Inflorescence an axillary head on (2–)5–10 cm long peduncle. Flowers bisexual, regular, 5-merous, white to yellow, subtended by up to 7 mm long bracteoles; pedicel up to 3 mm long; calyx 3–6 mm long, with long tube and short lobes, densely rusty pubescent outside; corolla 9–13 mm long, with c. 6 mm long tube, rusty pubescent outside; stamens numerous, 3–5.5 cm long, united into a tube in lower half; ovary superior, c. 3 mm long, gradually tapering into an up to 3 cm long style.

Fruit an oblong, flat pod 15–24 cm × 3–5 cm, glabrous, transversely veined, yellowish brown when ripe, opening with 2 papery valves, c. 10-seeded.

 
ingilizce çizgi roman ve ingilizce hikayeler okuyan biri olarak hiçbir şey anlamadım. bunalıma girdim resmen şu an.


  • hayaletin garip huylari  (30.04.14 01:18:41) 
biyolojiye ilgili biri lazım buna. yoksa sözlük karıştır dur :)


  • vendorth  (30.04.14 01:30:07) 
bu akademik anglosaksonların bir paragraflık cümleleri beni öldürecek. neyse uyku tutmamıştı bu iyi geldi. sıralı yapraklar ile kastettiği üst üste binmeyen nizami yapraklar.şu fotoğraftaki gibi; www.uwgb.edu
bir bilgisayar mühendisi olarak o konuyu da ayaküstü araştırmış oldum.

sıralı yapraklar, tığ şeklinde, kadük,(2–)3–4.5(–6) cm uzunluklarında, üst kısmının ortasında sapsız bez sahibi, ekseni (2–)4–15 cm, solmuş tüylü, her pinnada 6–14(–20) çift yaprakcıklı, sapsız, ovalden dikdörtgene çalan hafifçe eğik, ucunda 1–2.5 cm × 0.5–1 cm ebatlarında yuvarlaklar olan, altı yoğun olarak tüylü olma koşullarını sağlayan yapracıklarla çifttüylü olarak birleşir.
  • hatersgonnahate  (30.04.14 02:15:19 ~ 02:17:12) 
[]

in english, bikaç gündelik hayat ingilizcesi

misal; çantanın kopması yada atıyorum düğmenin kopması nasıl söylenir? break off mu?
bir de: kırmızı ışıkta geçmek nasıl denir? yayalar için de aynı mı?



 
düğmenin kopması için fly off kullanılıyor yanılmıyorsam. bu tür kullanımların doğrusunu bulmak biraz zaman alabilir ezbere bilmediğiniz sürece. böyle şeyler için tureng'i öneriyorum. mesela kopmak yazdığınızda karşınıza çıkan ingilizce kelimeleri tekrar türkçe'ye çevirip nasıl kullanıldıklarına bakarak bulabilirsiniz hangisinin düğme kopması için kullanıldığını.
kırmızı ışıkta geçmek informal olarak jaywalking, formal olarak red light violation.

  • amugochi  (29.04.14 23:12:49) 
[]

minik tatlı latince bir çeviri

latince "iyileşmek cesaret ister" nasıl derim? iyileşmek derken; fiziksel veya ruhsal bi' sağlıksızlık durumundan sağlıklı hale geme anlamında bu arada. gugıl translate falan pek tatmin etmedi.




 
sözlükten jimi the kewl bu konuda uzman. kitap falan çeviriyor bildiğin. yeditepe'de okutman falandı sanırım en son. ona sorabilirsin ya da twitter'ından ulaşabilirsin eğer buradan yanıt alamazsan...


  • kisa bisey olsun istemistim  (29.04.14 14:29:14 ~ 14:29:38) 
kısıtlı latince bilgimle;

curatio postulat virtus
  • harala gurele findik findik gel bana  (01.05.14 20:01:54 ~ 20:03:08) 
[]

hangi dili öğrenmeli

fazla popüler olmayan bir dil öğrenmek istiyorum. hangisini öğrenmek zevkli olur?
fransızca, ispanyolca, almanca, rusça olmasın, uzak doğu dili de olmasın.
swahili, isveçce gibi bir dil olabilir.


 
swahili enteresan güzel bi dil bence.


  • lily briscoe  (28.04.14 22:19:52) 
o zaman "öğrenebileceğin" bir dil aramak daha mantıklı olabilir. yani dinleme alıştırması için kolayca film ve dizilerine ulaşabileceğin ya da sahaftan okuma materyalleri bulabileceğin bir şey olmalı.

benim oyum fince'ye bu arada.
  • doktor sagbirakmayan  (28.04.14 22:21:54) 
İzlandaca öğrenebilen konuşabilen biri bence yeryüzünde her dili öğrenebilir. Tabii bu sözüm iskandinavlar için geçerli değil. Bir isveçli oturup izlandaca öğrenebilir.


  • godsparticle  (28.04.14 22:23:14) 
norveç, danimarka veya isveç dillerinden birini öğrenebilirsin. zaten birini öğrenen diğerlerini çok çabuk kapıyor. eğer bu üçlüye başlayacaksan norveç dilinden başla.


  • loveinaflipbook  (28.04.14 22:29:06) 
orta popüler: portekizce. bir seçenek.


  • sayns  (28.04.14 22:30:29) 
Flemenkce. hem sonrasinda hem almancayi hem de iskandinav dillerini anlayabilirsin.


  • letheavendangered  (28.04.14 22:32:38) 
arapça?


  • fayfim  (28.04.14 22:34:11) 
fince. yapısı türkçeye yakın. fin kültürü ilginç. ancak öğrenme seçenekleri çok zayıf. kursu ankarada yok örneğin. üniversitelerde bölümü yok. ancak internet ve üniversiteyi finlandiyada okuyan insanlar yardımcı olabilir.
sırpça da ilginç bir dil olabilir. edebiyat seviyorsan bize yakın bakış açıları var.

  • sonsuz sevgilerimle  (28.04.14 22:36:58) 
arapça? zevkli midir bilmiyorum ama okunacak kaynak bol. dini bir sebeple yazmıyorum komşularımız vs. dolayısıyla arapça iyi olabilir. Meslek nedir bilmiyorum ama iş hayatında da arapça bilmek işe yarayacaktır diye düşünüyorum. Zaten dünya'nın en çok konuşulan 5. diliymiş. Hem ibranice falan demişsiniz önceki duyurularınızda aynı dil ailesinden sonuçta.
fransızca, ispanyolca, almanca, rusça olmasın demişsiniz portekizce olabilir ayrıca.
Esperanto var bir de eğlenceli olur onu da deneyebilirsiniz.
Flemenkçe de düşünülebilir.
Ama bana kalsa İsveççe öğrenirdim sonra da İsveç'e kaçardım o ayrı.
  • rexex  (28.04.14 22:44:16) 
norvecce fena degil, youtube da bir kiz vardi ogreten cok tatli, guzeldi bayagi melodik inisli cikisli diger iskandinav dilleri gibi.


  • babamasoliimbananickaldirsin  (28.04.14 22:50:08) 
italyanca keyiflidir ama bana kariyerimde veya günlük hayatta hiçbir katkı sağlamasın, sadece güzel ve keyifli bir dil olsun dersen latince'ye aban.


  • harala gurele findik findik gel bana  (03.05.14 02:23:29) 
[]

arapça mı farsça mı

keyfine öğrenecek olsanız hangisini tercih ederdiniz? pimsleur programları var ikisinin de.
ibranice de var.



 
farsça


  • Suehtemorp  (28.04.14 21:51:02) 
farsça


  • nereye bu gidis  (28.04.14 21:55:01) 
amacına bağlı. farsça batı dilleri ile aynı kökten olduğu için, farsça öğrendikten sonra ingilizce gibi bir batı dilini daha kolay öğrenirsin. arapça öğrenirsen ardından farsça öğrenmen çok kolaylaşır. yalnızca alfabe yönüyle değil, farsçada bulunan bol miktardaki arapça sözcükten dolayı da.
ancak yapıları tümüyle farklıdır denebilir.
ibranice arapça ile kardeş dildir. birini öğrendiğinde diğerini daha kolay öğrenirsin.
ama asıl önemli olan amaç.
  • sonsuz sevgilerimle  (28.04.14 21:55:03) 
arapça > ibranice > farsça

çok isterdim ben de.
  • sayns  (28.04.14 22:36:52) 
farsça


  • nawar  (28.04.14 23:35:13) 
arapçanın kullanım alanı daha geniş. geçenlerde de sorulmuştu bu soru. arapça konuşan insan sayısı da çok fazla ülke sayısı da. dolayısıyla ticarette falan arapça daha kıymetli. ama ikisini de öğren varsa zamanın ve azmin. ahenkli ve güzel diller.


  • kallesnikof  (28.04.14 23:41:15) 
farsça daha ilgi çekici olsa da işe yararlık ve dünyada konuşulma durumu açısından kesinlikle arapça.


  • safcocuk  (29.04.14 00:09:56) 
Başım ağrımasın kolay ilerleyeyim diyorsan farsça, ticari açıdan düşünüyorsan arapça. yaklaşık bir buçuk yıldır farsça öğrenen biri olarak diyorum bunu.


  • slavophilia  (29.04.14 00:35:16) 
her türlü arapça bence de. farsça sadece zevk için işine yarar. arapça her türlü katma değer katar. hep bu dünyada hem öteki dünyada :D


  • fayfim  (29.04.14 00:39:00) 
Kesinlikle farsça.


  • dessy  (29.04.14 08:56:54) 
[]

almanca online sozluk

Var mi bildiginiz soyle guzel almanca turkce - turkce almanca dagarcigi genis bir site? Ben birkacina baktim ama pek islevsel gelmedi. Tesekkurler simdiden.




 
pons.eu


  • camiroquay  (28.04.14 14:43:06) 
bab.la fena değildir, bazen tahmin etmediğim kelimelere www.beluka.de karşılık bulabiliyorum, toplam kelime sayılarını merak ettim ben de şimdi bu sitelerin. bulamazsam aradığım kelimeyi ya da kafama yatmazsa çeviri www.dict.cc den İngilizce karşılığına bakarım.

EK: devamlı çeviri yapma dolayısıyla ya da başka bir sebepten bu tür sözlükleri sık kullanma durumunda isen hala Türkiye için geçerliliğini koruduğunu düşündüğüm en iyi sözlüklerden biri olan Karl Steuerwald'in sözlüklerini edinmeni tavsiye ederim.
  • candanag  (28.04.14 14:56:54 ~ 15:03:38) 
[]

ingilizceden türkçeye çeviri yardımı

Large deciduous tree up to 45(–50) m tall; bole branchless for up to 22(–30) m, straight and cylindrical, up to 100(–130) cm in diameter, without buttresses or sometimes with small, thick buttresses up to 1.5 m high; bark yellowish brown to dark grey, rough and scaly, inner bark fibrous, yellowish to orange-brown, with darker stripes and clear or honey-coloured gum; crown dome-shaped, heavily branched, with fairly spreading branches; young branches densely rusty hairy.

bu paragraf için bana yardımcı olur musunuz acaba?


 
"iri, yaprak-doken ve uzunlugu 45(-50)metreyi bulan agac; govdesi 22(-30) metreye kadar dalsiz, duz ve silindirik, capi 100(-130) santimetreye ulasan, payandasiz yahut 1.5 metre yukseklige erisebilen kucuk, kalin payandali; sarimtirak kahverengiden koyu griye kaba ve pulsu kabuklu, sarimtiraktan portakal-kahverengine lifli ic kabuklu, koyu cizgili ve acik yahut bal rengi sakizli; tepesi kubbe-bicimli, cok dalli, dallari duzgun yayilan, yas dallari yogun pas rengi killi."


  • viva paulista  (28.04.14 04:23:22 ~ 08:00:47) 
[]

Fotoğrafta ki yazıyı ingilizceye çevirebilir misiniz?

www.facebook.com




 
Orjinalini bulmaya çalıştım, Milena'ya Mektuplar adlı bir yazıdanmış ama ingilizcesini bulamadım.

www.goodreads.com

şurda tamamı var. Fakat şu şekilde çevrilebilir:
"It's not the life that is unbearable, it's the people"
  • yuto  (27.04.14 12:40:36) 
[]

ingilizce hakkında bir soru

üçüncü bir kişi hakkında konuşurken, kadın mı erkek mi olduğunu bilmiyoruz.nasıl söyleriz.Bizde " o " diyor yetiyor.




 
"He" yeterli olur genelde.


  • yakuza123  (27.04.14 00:52:31) 
üçüncü bir kişi hakkında konuşurken he/she demeye gelene kadar kişinin cinsiyeti öğrenilmiş olunur zaten.

+"he is a good guy" diyemezsin direkt olarak diyalogta. ali mi, kemal mi, bilirsin. bilmiyorsun diyelim, biri çıkıp:

+"he has done that yesterday" dese çıkıp sormaz mısın "who" diye.
  • lesmiserables  (27.04.14 00:53:31 ~ 00:54:31) 
"o"nun karşılığı yok. "one" kullanılabilir. "biri" anlamına geliyor.


  • m e l t e m  (27.04.14 00:56:38) 
bilinmiyorsa genelde she kullanılır ama s/he daha formal olacaktır.


  • in search we trust  (27.04.14 00:57:16) 
o gibi durumda he or she derler


  • call me ishmael  (27.04.14 00:59:49) 
resmi metinlerde mevzubahis tek kişi bile olsa cinsiyeti belli değilse bazen "they" de kullanılıyor.


  • kül  (27.04.14 01:05:13) 
s/he


  • mama told me not to come  (27.04.14 02:04:45) 
they denir.


  • compadrito  (27.04.14 05:21:27) 
compadrito +1


  • sensible soccer  (27.04.14 05:47:28) 
S/he kullanırım ben de. Sınavlarda falan da yazmislig8m çoktur, yapma öyle diyen hoca çıkmadı.


  • materyalist imam  (27.04.14 07:18:46) 
mesela bir arkadaşın kuzenini anlatıyor. kuzenim şunları sever, bunları yapar. sonra o ne iş yapar ? diye sorarken ne kullanacağını soruyorsun.

yani my cousin like to reading horse, and my cousin good listener etc.

what is his/her name? burda hangi cins olduğunu bilmiyorsun ve hangisinin kullanılacağını soruyorsun.

Bu konu ile Rusça dersinde sorun yaşadım. Rusçada he "on" she "ana" hocaya sordum cinsiyeti bilmiyorsak hangisiyle soracağız diye "on" dedi. İngilizcede de böyle dedi. Bilmiyorsak he diye sorarır.

Bu durumda what is his name? sorusuna HER name is ... diye her derken vurguyu yaparak cevaplaması gerekiyor. İngilizcem tarzanca onu da belirteyim :)
  • kallesnikof  (28.04.14 21:53:10) 
[]

bir cümle çeviri

takım arkadaşlarım olmasına rağmen onu yenemiyorum. nasıl denir?




 
even though I have team-mates, I can't beat him.


  • lesmiserables  (27.04.14 00:45:42) 
even i have my team mates, i can't beat him/her


  • pisilerpisisi  (27.04.14 00:46:01) 
[]

yds için ileri düzey "reading" kaynağı

tavsiye edebileceğiniz ileri düzeyde paragraf ve metinlerden oluşan soru bankası tarzı bir kaynak var mı?




 
english in use-for the FCE examination diye bir kitap seti var. gramer olarak da reading olarak da işini görür.


  • lesmiserables  (26.04.14 20:05:45) 
more to read 2


  • mrthany  (26.04.14 20:06:21) 
paragraph studies isimli kitap


  • i ve been mistreated  (26.04.14 21:29:47) 
[]

iki kelimelik rusça çeviri

merhaba,

dizide geçiyor ama çevirmemişler o bölümü. polis memuru elemanların birine soruyor "siz anladınız mı mevzuyu" diye, o da "hayır" diyor.

imgur.com

bir anlamı var mı bu kelimenin/cümlenin her ne ise, yoksa rastgele yan yana getirilmiş harfler falan mı? alfabeyi okuyabiliyorum, translate'ten falan da baktım ama anlamsız bi şey çıktı.

 
jri tvarı mı yazıyo orda?


  • compadrito  (26.04.14 16:36:56) 
"jri tvar" yazıyor. "yaratık ye" diye birşey ("bok ye" gibi bir anlamda kullanmış olabilirler mi diye düşünüyorum, dizinin gidişatına göre sen çözebilirsin burayı sanırım)

jri -jrat fiilinin emir kipinden geliyor, "ye!" demek. tvar da zaten yaratık,mahluk demek.
  • lesmiserables  (26.04.14 16:38:58 ~ 16:39:53) 
begin-english.ru

evet, yaratık ye demekmiş. sağolasın sefiller.
  • compadrito  (26.04.14 16:42:09) 
özel bir anlam çıkmadı, ama onunla ilgili bir sahne vardı. sanırım "koyduk mu?" gibisinden yazmışlar öyle. aynı şekilde iade ettiler orospu çocuklarına iyi oldu hehe

(başka bi şey yazmıştım, "dizi bitince editlicem" diye de eklemiştim. yeni cevap zannedip bunu tamamen editlemişim)
  • pescador  (26.04.14 16:42:58 ~ 17:30:04) 
@compadrito,

o sondaki işaret "I" harfine benziyor ancak değil, "myagkih znak (inceltme işareti)" o yüzden karıştırdın sanırım.

ь (myagkih znak) / ы (I)
  • lesmiserables  (26.04.14 16:48:03 ~ 16:48:18) 
"gorge it beast"


  • kayranin kedisi  (27.04.14 01:17:40) 
@kayranin kedisi, mükemmelsin. dizi ismi bile vermedim ama yine de izleyen falan olursa diye spoiler'la vercem bu bilgiyi,

----spoiler----
adam o yazının aynısını kağıda bastırıp, diğer elemanın ağzına tıkıştırıyor sonunda hehe
----spoiler----
  • pescador  (27.04.14 02:23:24) 
@kayranin kedisi, @pescador

"ye, hayvan!" anlamında yazılmış, evet doğru. ancak rusça hemen hemen herşeyiyle tonlama üzerine kurulu olduğu için iki çeviri de doğru. "ye, hayvan!"ı duymadan çıkarabilmek için arada virgülü görmek lazım, ki yazmamışlar.

tüm çeviriler doğru yani.

"yaratık ye" de olur, "ye, hayvan!" da olur. fakat dizide kullanılan sanırım kayranin kedisi'nin dediği gibi "ye, hayvan!"

o kadar yazdık ama yanılmıyorumdur umarım, hehe.
  • lesmiserables  (27.04.14 17:35:06 ~ 18:02:53) 
yok yok gayet mantıklı, tutarlı çeviriler hepsi. dediğim gibi, sonunda da ne olduğunu açıkça belli etmişler zaten. hem bunu anladığım için hem de final yüzünden çok mutlu oldum, yine aklıma geldi şimdi siz yazınca yine mutlu oldum haha


  • pescador  (27.04.14 18:09:03) 
tvar'ın argo karşılığı aşağılık herif olduğundan "ye, aşağılık herif" diye de çevirebiliriz.


  • kallesnikof  (27.04.14 18:24:52) 
[]

"nothing but love" ne demek?

üstünde uzayda dolanan iki astronot olan bi tişörtte yazıyordu




 
"asktan gayri her sey yalan" gibi...


  • exlibris  (26.04.14 15:35:14) 
[]

Doğru mu anlamışım?

"The earlier after injury that the initial CT scan is obtained, the greater is the likelihood that the hematoma will expand on subsequent scans."

"yaralanma sonrasında ilk BT taraması ne kadar erken yapıldıysa, hematomun sonraki görüntülerde genişleme ihtimali de o kadar büyük olur."

İngilizce'den Türkçe'ye çevirdim, doğru mu anlamışım acaba cümleyi?

 
evet, ben de aynı şekilde anlıyorum.


  • m e l t e m  (26.04.14 14:36:31) 
türkçesini bile anlamadım ben. :(


  • buckminster  (26.04.14 14:45:16) 
bu cevap, buckminster'in anti-gülücük'ü için yazıldı:

ortada bi travma var
ona bağlı da bi ''kontrollü'' kanama var. foşşşş diye kanamıyo da, ince ince sızdırıyo. peki nereye kadar sızdıracak? travmaya maruz kalan bölgede bi kan pıhtısı topaklaşması oluşuncaya kadar.
siz travmadan hemen sonra BT yaparsanız, ince ince sızdırma süreci henüz tamamlanmamış olduğu içün, o kan pıhtısı topaklaşmasını küçük görürsünüz.
ama BT yapmaya devam ederseniz, o topaklaşmanın büyüdüğünü, o alanın genişlediğini görürsünüz.
(tabii tanı şehvetiyle bu kadar radyasyon verip, hastanın ağzına sıçarsınız, o ayrı)
  • compadrito  (26.04.14 15:21:16 ~ 15:23:09) 
[]

Kanada göçmenlik için yabancı dil kasmak

Torrentten neyi indireyim, neye çalışayım. Dinleme olayını nasıl çözerim. Önerilerinizi ve kıyaklarınızı bekliyorum.
İngilizce seviyem lise hazırlık İngilizcesi.

Bir de Kanada göçmenlik için TOEFL kabul ediyor mu? Ya da başka bir şey yoksa sadece kendi sınavlarını mı yapıyorlar?

 
para biriktir, kanada'ya dil kursuna git. hem ortami gor, hem kendini tart, hem dilini yerinde gelistir.
gerisi gelirse gelsin, hoslanmazsan da kaybin olmaz, ingilizceni ilerlettiginle kalirsin.

  • viva paulista  (25.04.14 15:12:57) 
viva, biraz dilimi toparlamak istiyorum. gerekirse toparladıktan sonra daha da geliştirmek için gitmeyi düşünebilirim. ama dediğim gibi öncelikle dilime biraz çeki düzen vereyim.


  • goddar  (25.04.14 15:16:31) 
seviye nedir?
beginner filansa burada baslamak fayda getirebilir.
ama ingilizce ogrenimi buralarda -istisnalar disinda- cok verimli olmuyor.

cok yakin bir tanidigim sifir ingilizce ile cikti disari. bir yillik ogrenim ardindan upper / advanced seviyesine ulasip akademik secenekleri gozden geciriyordu.
  • viva paulista  (25.04.14 15:26:12) 
seviye lise hazırlıkta gördüğüm kadar. inmermediate'in biraz unutulmuş hali (:


  • goddar  (25.04.14 15:27:04) 
cesaret ve gayret oyleyse.
kanada'yi cok bilmem ama, bazi ulkelerde ogrenciyken calisma izni cikabiliyor, gecici islerle harclik cikip uste para bile biriktirenler olabiliyor.

neticede kanada'da yasamak, ayakta kalmak kolay degil. bence bir deneme icin iyi firsat.
  • viva paulista  (25.04.14 16:27:00) 
www.cic.gc.ca

hocam mesajda da yazdim ielts ye girmen lazim toefl kabul edilmiyor.

diger duyurunda hic lise hazirlik ingilizcesi gibi degildi. lise hazirliktaki biri emin ol film ceviremez :) internetten guzel bir test bulup yapin bir bence pre intermediate den daha iyisiniz gibime geldi.
  • babamasoliimbananickaldirsin  (25.04.14 16:55:23) 
[]

Formal bir çeviri

Arkadaşlar çeviriyorum ama sanki sokak ingilizcesi gibi oluyor. bu cümleye bir el atsanız:

"Programda dört yıl( sekiz yarıyıl) süreli öğrenimini tamamlayarak mezun olmuştur. yasaların tanıdığı tüm hak ve yetkilerden yararlanmak üzere kendisine bu diploma verilmiştir."
(bkz: üniversite diploması)

 
ingilizce diploma yazıp görsellere bakarsan çok örneği var...


  • inanmazsan inanma  (25.04.14 00:03:52) 
SWMB has succesfully completed the studies required for and is awarded the degree of bachelor of science in electrical and electronics engineering with all the rights, privileges and honors pertaining therata. Given in Istanbul on August 1st, 2012.

benim diplomada boyle yaziyor. therata kismini falan iyi yazmislar eheh, uyarla iste, 4 yil falan ekle gerekiyorsa.

bi de diplomanin ingilizcedeki anlami farkli: ornegin, 2 yilliklar icin kullaniliyor. senin kullanacagin degree olacak ama hangi degree ona bak okulunun web sayfasindan.
  • she was my baby  (25.04.14 00:09:12) 
[]

Gewinne sinken, Dividenden steigen

Bu cümlenin tam olarak çevirisi "kazanç düşüyor, kar payı artıyor" olarak çevrilebilir mi? Ayrıca kar payı ve temettü aynı şeyler mi?



a*

 
dividende gewinn dediğimiz kazancın bi parçası olup hisselerden hissedarlara dağıtılan kar payları gibidir ama tam olarak kar payı olarak çevrilebileceğini düşünmüyorum. hissedar payları gibi olabilir daha mantıklı olur


  • ozymandias10  (24.04.14 23:58:26) 
[]

Almancası iyi olan var mı?

Warmer Geldregen für AktionärInnen ...
Während sich in der laufenden Berichtssaison auf der einen Seite Negativ-Meldungen von Seiten der börsennotierten Unternehmen häufen – von Personalkürzungen über Abschreibungen bis hin zu Umsatz- und Gewinneinbußen – dürfen sich auf der anderen Seite die Aktionärinnen und Aktionäre über saftige Dividenden freuen. Denn die Negativ-Entwicklungen in den Gewinn und Verlustrechnungen (GuV) schlagen sich bei den Ausschüttungen nicht nieder. Im Gegenteil: Alle 20 ATX-Unternehmen (inklusive Analystenschätzungen für Voestalpine und Zumtobel sowie Ankündigung Immofinanz) werden heuer für das Geschäftsjahr 2013 Dividenden in Höhe von rund 2,1 Milliarden Euro ausschütten – ein Plus von 3,9 Prozent im Vergleich zum Vorjahr.


Şu çeviriyi yapmam gerekiyor ama biraz yabancı olduğum konular. Epeyce zorlanıyorum. Bi el atsanız harika olur.



a*

 
hocam sen naptın ya ders çalışıyorum şu an ama 1 saate falan kimse çevirmezse ben yardımcı olurum nefret ederim muhasebe terimlerinden de


  • ozymandias10  (24.04.14 23:59:00) 
yanlis anlama arkadasim ama bu ceviriyi yapamayacaksan bu ayarda bi jargona sahip isi almamalisin.


  • serabetan  (25.04.14 00:05:45) 
Bitirdim arkadaşlar, çok teşekkür ederim yine de:)


  • acelemvar  (25.04.14 00:34:38) 
[]

Birisi ustume ingilizce atsin - gerek kalmadi/bolumunu silip kizi cikardik

duzeltmeye gerek kalmadi, grupca konusup kizi projeden cikarmaya bolumunu de beraberce yazmaya karar verdik. daha da cinlilerle is yapmam :( bir de baska yerlerden calmis yazdigi yerleri de, google diye bir yer var iyi ki.

@kayisili turta, bolumunu cikartik tamamen, yapmaya gerek kalmadi, cok tesekkur ederim yine de =)

_____________

projede çinli kizin tekine de gorev verdik, iki sayfalik bir yazi yazdi. yaziyi okuyunca kizin bu ingilizce ile nasil ingilizce biliyorum dedigini anlayamadim.

bir sayfalik yerini duzelttim ancak su asagidaki paragrafta kafam durdu, ne demeye calisti anlayamadim, zihnim anlamayi reddetti.

birisi su paragrafi ingilizce hatalarindan ayiklasa, duzeltse nasil olur?

___
This paper stresses on the importance of prior assumptions regarding the object of study. It depends on the concepts of the culture and the change, the researcher has adopted how to see and understand the world, and comes to what kind of conclusions arrive at.
___

 
This paper stresses the importance of prior assumptions about the study objects. this prior assumptions depends on the conceps of the culture and the change. The researcher seeks the ways how the world is seen and understood via them; searchs for what kind of conclusions people arrive at by using them.

ben bunu anladım. oldu mu ki?
  • kayisili turta  (24.04.14 16:14:36) 
[]

dual-homed gateway?

tureng bunun karşılığına "çift bağlantı noktalı geçit bilgisayarı" demiş ama bunu gugıla yapıştırınca sadece sözlük linkleri çıkıyor, o yüzden bir yerde bir sorun var. bunun karşılığı nedir bilen var mı?




 
"çift ağ ara yüzlü güvenlik duvarı"

üniversitenin ders notlarında böyle çevrilmiş.

burada: obs.iszu.edu.tr
  • cthulhu  (24.04.14 02:47:46 ~ 02:48:06) 
aslında pek bi numarası olmayan bi terim. bildiğim kadarıyla türkçesi yok. zaten olsa da kullanan olmazdı.
anlatmak istediği şu, mesela bir firewall düşün, bunun bi dış dünyayla, bir de şirket networkuyle bağlantısını sağlayan iki ayrı portu var. bu tarz cihazlara dual-homed diyorlar. aynı mantıkla evdeki basit adsl modemin bile bir lan tarafı, bir wan tarafı var. bu da dual homed oluyor. güvenlik için kullanılan cihazlar yada proxy gibi serverlar filan dual homed olur mesela genelde. ama dediğim gibi kimsenin umursadığı bi terim değil. bildiğin gereksiz bilgi bence.

  • cal suna bi duduk  (24.04.14 05:30:11) 
[]

tek bir cümle

i saw a man who ran.

böyle bir cümle yapısı var mı ?


 
garip geldi kulağa. i saw a man who was running daha hoş gibi. gördüğün esnada adam koşuyordu falan ya...


  • reavelyn  (23.04.14 23:31:56) 
Koşup giden bir adam gördüm. Olabilir gibi ama was running daha mantıklı tabii..


  • bana da mi lolo  (23.04.14 23:34:40) 
Koşmakta olan bir adam gördüm denilmek istiyorsa. I saw a man who was running. Ama burada koşmasını bitirmiş bir adamdan bahsetmeye çalışıyor galiba. Bakıyosun koşu yolunda adamın üstü başı ter olmuş ve koşarken gördün ya da görmedin koşmasını bitirmiş. O zaman "I saw a man who had run" olabilir. Ama I saw a man who ran'in doğru bir kullanım olduğunu sanmıyorum.


  • oddyseus  (23.04.14 23:34:48) 
bana da yanlış geldi. who was running


  • inanmazsan inanma  (23.04.14 23:43:46) 
bence var. sürekli koşan bir adamı görmüş. gördüğü sırada koşup koşmaması önemli değil. "i saw a man who wondered" olduğunu düşünün.

ek: şu da olabilir, diyelim ki biri hakkında konuşuyorum. diyorum ki bu insana baktım ve onda şunu şunu gördüm. "onda koşan bir adam gördüm" sürekli kendini geliştiren manasında mesela.
  • kül  (23.04.14 23:50:45 ~ 23:52:54) 
@kül o zaman ''I saw a man who runs'' dersin bence.


  • reavelyn  (24.04.14 00:06:02) 
ben de emin değilim, fikir yürütüyorum ama diyelim ki ben adamın cenaze töreninde konuşuyorum, onu gördüğümde edindiğim izlenimlerden bahsediyorum, o zaman olmaz mı :)


  • kül  (24.04.14 00:10:14) 
i saw a man who runs, nedir aabi.


  • [silinmiş]  (24.04.14 00:10:23) 
@douchebag, neden olmasın abi, '' onun gözlerine baktığımda koşan bir adam gördüm.'' diyecek olsak ''When I looked him in the eye I saw a man who runs'' diyemez miyiz?

(cümle anlam olarak çok aptalca farkındayım.gelişindne çok daha kuvvetli bir şey gelmeliydi ama işte bence olabilir gibi)

@kül, bilmem ki olur belki.
  • reavelyn  (24.04.14 00:24:07) 
Var boyle bir yapi. Who ran de olur, who was running de olur. Ikisinde de sorun yok.


  • archvile  (24.04.14 00:31:25) 
@archvile peki türkçeye çevirirsek nasıl bir anlam çıkıyor ?


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (24.04.14 00:32:38) 
koşup gözden kaybolan bir adamı birkaç saniyeliğine gördüm gibi bir izlenim bıraktı bende cümle. tam da görgü tanığı ifadelerine yaraşır cinsten. gayet de olur diyorum.


  • devilred  (24.04.14 00:38:00) 
çevirince enteresan bir şekilde birebir "koşan bir adam gördüm" oluyor bence :)

ben biraz daha senaryo yazayım. (mini fanfic geliyor) doctor who'da clara "run you clever boy and remember" diyor mesela. diyelim ki doctor'la yolları ayrılır ve sonra clara bir gün maziye bakıp doctor'u anlatır. "...then I took a last long look at him. I thought about all those places I followed him. I looked at him and I saw a clever boy who ran. now he's still running somewhere sometime" :))
  • kül  (24.04.14 00:44:01 ~ 00:48:22) 
who ran ve who was running iki farklı anlama geliyor yalnız. birinde daha önce koşmuş olan bir adam görmüş oluyorsun(ilki), ikincisinde de o adamı koşuyorken görüyorsun.


  • malmazel  (24.04.14 00:44:26) 
Bunun turkcesi "Kosan bir adam gordum" olur. Cumle "I saw a man who was running" olsaydi onun da turkcesi ayni olurdu. Ingilizcede bu sekilde 2 farkli yapi olmasina ragmen turkcede yok. Ingilizce ogrenirken butun hocalarimin soyledigi tek sey "Ingilizce konusurken turkce dusunmeyi unutun"du.

Kosma disinda baska eylemler de yapildiysa kullanilabilecek bir cumle. Mesela once kostu, sonra dans etmeye basladi demek gibi. "I saw a man who ran. Then he started dancing." gibi.

Eger cumleyi kuran kisi, kosan adami surekli kosarken gorseydi "was running" kullanmak daha mantikli olurdu.
  • archvile  (24.04.14 01:18:53 ~ 01:20:39) 
[]

farkı ne? (ingilizce)

iki kalıp da kullanılıyor sanırım. "what am i supposed to do" ve "what do i supposed to do". bunlardan biri yanlış da yaygın kullanım alanı bulduğu için mi kalıplaşmış? yoksa ikisi de doğru mu? doğruysa aralarındaki anlamsal fark nedir?

teşekkürler.


 
doğru olanı "What am I supposed to do?" olacak.

passive yapı çünkü. ve passive geniş zamanda am/is/are + V3 (-ed) gelir. bunu karşılayan ilki. diğerinde "do" işi bozuyor.
  • lesmiserables  (23.04.14 15:04:16 ~ 15:08:47) 
lesmiserables doğru söylemiş. ikincisinde "ne yapmamı beklerim?" gibi bir anlam çıkıyor sanki.


  • the kene  (23.04.14 15:13:08) 
gramer kurallarının katılığı içinde düşünürsek am i kalıbı doğru olan.
ama ötekisi de duruma göre anlatımı vurguyu kuvvetlendirmek için kullanılabilir, söylediğine dikkati daha fazla toplamak için özellikle anlatım bozukluğu yapmak gibi düşünebilirsin.

  • dafaiss  (23.04.14 15:15:46) 
eğer yazılı değil, duyduğunuz söylüyorsanız, "what do i supposed to do" değil de "what do i suppose to do" diyodur ama telaffuzları birbirine çok benziyor.


  • nereye bu gidis  (23.04.14 16:32:09) 
ilki cok kullaniliyor, ikincisi gramer acisindan yanlis zaten. "what do i suppose to do", o da anlamsiz oluyor zaten.


  • yonge and bloor  (23.04.14 17:17:46) 
[]

ingilizce'de gecmis zamanlar p?

sunlari cevirirseniz anlamama yeter heralde.

1. eve gittim
2. eve gitmistim
3. eve gidiyordum
4. eve giderdim

tesekkurler

 
1- i went home
2- i had gone home
3- i was going home
4- i would go home, (burada senin yerine olsaydım anlamı var) eskiden eve giderdim ama artık gitmiyorum diyorsan i used to go home.
  • baldur  (23.04.14 14:29:06) 
1. i went home
2. i was go home
3. i was going home
4. i'd go home

ingilizcem bitti. önemli olan yarışmaktı.
  • kisa bisey olsun istemistim  (23.04.14 14:29:43) 
1. I went home
2. I have gone home
3. I was going home
4 I used to go home.
  • pangea  (23.04.14 14:31:19 ~ 14:32:20) 
1. I went home.
2. I had gone home. / I would have gone home.
3. I was going home. / I had been going home.
4. I would go home. / I used to go home.

bağlama göre değişebilir bu çeviriler.
  • goldentitan  (23.04.14 15:01:33) 
ingilizce'de "to home" diye bir şey yoktur.


  • bira sisesi kapagi  (23.04.14 15:35:42) 
[]

Süslü Çeviriyoruz

"man builds himself through working with his hands." nasıl çevirilir etkileyici şekilde a dostlar




 
"insanoğlu kendi elleriyle yoğrulur"

diyerekten başlayayım :)
  • kül  (23.04.14 01:33:41) 
adam inşa etmek kendini yoluyla çalışmak ile onun makas eller.


  • hayaletin garip huylari  (23.04.14 01:43:35) 
Adam elleriyle çalışarak kendini kurar


  • 1 saat bende 50 dolar  (23.04.14 01:44:50) 
"insanoğlu ellerini kullanarak var olur"


  • devilred  (23.04.14 01:47:11) 
kişinin oluşumu yine kendi elinden olacaktır.


  • pisilerpisisi  (23.04.14 01:57:32) 
kişi kendini elleriyle yaratır


  • camino real  (23.04.14 02:03:04) 
Kül +1


  • ne istedigini bilmeden aglayan cocuk  (23.04.14 02:20:40) 
yiğit eliyle yoğrulur


  • i ve been mistreated  (23.04.14 03:22:58) 
[]

Speaking gelistirme

Sorunum tam olarak speaking. 2 adet B2 sertifikasina sahibim su an C1 seviyesinde okuyup yazabiliyorum. Ingilizce altyazili dizi film izliyorum. Anlamada problemim yok. 3 aylik amerika-wat tecrubem var. Gel gelelim konusmada hala a2 seviyesine iniyorum. Her ortamda gereksiz kasilip 2 kelimeyi bir araya getiremez hale geliyorum. Normalde de konusmayi pek sevmeyen, yaratici biri olmadigim icin durumu fazlaca hissediyorum. Siz bana neler onerebilirsiniz?




 
anlamada problem yoksa neden altyazili izliyorsunuz hala? kaldirin altyaziyi konusmaya ve aksana ne kadar katkisi oldugunu tahmin edemezsiniz.

onun disinda konusmayi konusmadan ogrenmek kadar zor bir sey yok. imkansiz degil benim 1 tane bile yabanci arkadasim yoktu konustugum ama her gun saatlerce dizi film izledigim icin zorlanmiyorum konusurken. Ama herkesin yapisi da ayni degil.
Kelime dagarciginiz var ama hata yapmaktan korkuyorsunuz. Korkmayin kimse anasinin karninda ogrenmedi herkes hata yapabilir ve yapiyor da. Kafa goz yarmak lazim baska turlu ogrenilmiyor kolay kolay.
Sehrinizdeki couchsurfing toplantilarina falan katilin erasmuslularla arkadaslik edin bir sekilde pratik yapacak yabanci bulun.
  • babamasoliimbananickaldirsin  (22.04.14 23:20:33) 
bol bol konuşacaksın. başka yolu yok.

couchsurfing iyi bir pratik yolu ama az konuşan ve çekingen biriyseniz toplantılar sizi kasar. ortamda türkler de bulunduğu için hiç konuşamazsınız o yüzden ya evinizde ağırlayacak ya da misafirlerle tek başınıza takılacaksınız.
  • japon askeri  (22.04.14 23:35:06 ~ 23:35:21) 
Kimseyle konuşamıyorsan kendinle konuşmalısın. Kendini bir ortamda hayal edip practice ler yapabilirsin


  • camino real  (23.04.14 00:24:30) 
Kendi başınayken aç televizyonu, duyduklarını simultane tercüme etmeye çalış.


  • rare  (23.04.14 13:02:35) 
[]

otoyolda ölçü birimi olarak block?

adres bildirirken böyle bir kullanım var. bizdeki "x karayolunun 35. kilometresinde yol çalışması" gibi bir şey. fakat block denilen şeyin neye karşılık geldiğini anlayamadım. bilen var mıdır? mil midir, feet midir, parsel midir nedir acaba bu? block normalde sokak anlamında ama burada otoyoldan bahsediyoruz, dizilerde gördüğümüz "3 blok ötede" gibi değil yani. ilgili kullanımlar için link vermeyi beceremedim ama google'a şunu yapıştırınca çıkıyor: "* block of * highway"




 
block bir ölçü birimi değildir. yani belli bir ölçüsü yoktur. yolların kestiği bina adalarına block deniyor. kaç yol ağzı geçtiğini belirtmek için söyleniyor yani block genelde...


  • loveinaflipbook  (22.04.14 15:11:02) 
ama mesela "300 block of x highway" dediğinde 300. bloğu nasıl buluyoruz? belli bir ölçü değil de sadece adaların numarasıysa haritalarda falan yazmaz ki, nasıl adres verirken pratik olacak o zaman?


  • kül  (22.04.14 15:20:07) 
sokaklar ve otoban çıkışları numaralardan oluştuğu için o da kolay aslında.


  • loveinaflipbook  (22.04.14 15:23:27) 
1 ... •99100• ... • 103 • ... 156   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.