[]

Ya hassrah

Arapca ne anlama gelir? Nicin kullanilir? Tesekkurler




 
sanırım iç çekmek, bir tür çığlık anlamına geliyor olabilir


  • ala09  (13.05.22 01:01:39) 
"hasret" gibi geliyor kulaga.


  • viva paulista  (13.05.22 07:07:50) 
  • ala09  (13.05.22 12:28:27) 
[]

Fransizca sozluk tavsiyesi

Basili sozluk almak istiyorum, piyasada epey var, bunlarin hangisi en iyisidir, bilenler haber ederse sevinirim, kapsamli bir sey bakiyorum... tesekkurler

yani, fransizcanin inci kut'u kimdir diye soruyorum


 
Tahsin saraç


  • not dark yet  (12.05.22 19:08:30) 
gs üni'de tahsin saraç aldırmıştı hoca. diğerlerini pek biilmiyorum ama epey kapsamlı, işimizi gördü


  • mustafakesekci  (13.05.22 09:27:48) 
fr-tr için tahsin saraç, doğan yurdakul. fr-fr için de larousse ve petit robert en iyileri.


  • nikolay  (18.05.22 12:07:27) 
[]

google çeviri iyisi/kötüsü

bu google'ın çeviri özelliğini bir türlü anlamıyorum. bazılarını gayet iyi çevirirken bazıları tarzanca gibi çeviri oluyor. amerikan ingilizcesi ile ingiliz ingilizcesi arasındaki farktan kaynaklanıyor olabilir mi? iki örnek vereyim misal:
iyi çeviri: money.usnews.com

kötü çeviri: metro.co.uk

 
iyi ceviri dedigin link'te kolay dilli ve duzgun yazilmis tam cumleler var.

kotu ceviri dedigin link'te daha agdali cumleler ve tam cumle gibi olmayan garip haber basliklari var.

bundan olmasi lazim
  • ermanen  (11.05.22 17:43:41 ~ 17:45:17) 
[]

Basit bir fransızca çevirisi

Dün dechatlondan bir kamış aldım fakat kamışla ilgili tereddütte kaldığım bir kısım vardı. İlgili videoda fransız abimiz 0.35 ile 0.56 saniyeler arasında durumu anlatıyor acaba tam olarak bu kısımda ne diyor fransızca bilen dostlar bu 20 saniyelik kısmı bi el atıp çevirebilir mi ?

youtu.be


 
O teknik sorun* neyse onun hakkinda bir suru kisi buna soru sormus, endiseleri varmis.

Bu da decathlona sormus, bunun normal oldugunu bir sorun olmadigini soylemisler.

*Asagi inmek mi duzlenmek mi oyle bisey diyor ama onu sen zaten biliyorsundur.
  • divit  (11.05.22 13:57:07) 
Birçok kişi oltanın sonuna kadar içine geçmediğini (s'emboîter à fond) sormuş o da decathlona sormuş onlar da normal demis.


  • logisticsmanager  (11.05.22 14:17:23) 
[]

Tr-Eng bir cümle çeviri

Merhabalar, aşağıdaki cümleyi en iyi nasıl İngilizce aktarabilirim?

"Başvuru yaptığım esnada okuldan mezun olma şartını karşılıyor olmam lazım."


 
During the application I should be meeting the requirement of graduation condition.


  • yoldaki  (11.05.22 02:13:24) 
I need to fulfill the prerequisite of having graduated at the time of application.


  • cedilla  (11.05.22 10:48:38) 
Esasen tam olarak anlatmaya çalıştığım, ileri bir zaman diliminde bir yere başvuru yaptığımda, bu zaman diliminin öncesinde ama yine bugünden ileri bir zamanda mezun olmuş olmam lazım.

Kurmaya çalıştığım cümle daha çok "by the time I apply, I should have already graduated" gibi birşey ama cümle anlatmak istediğime tekabül ediyor mu veya gramer olarak doğru mu emin değilim.
  • benevolent sun  (11.05.22 10:54:26) 
Evet evet ediyor.
Daha gündelik yazmak isteseydik, "I must have already graduated by the time I apply" da derdik, ama üstteki daha resmi.

  • cedilla  (11.05.22 19:54:12 ~ 19:54:30) 
Teşekkürler.


  • benevolent sun  (12.05.22 01:49:31) 
[]

bu haberde ne denilmek isteniyor?

'Embarrassment': Two CalMac ferries to be built in Turkey

1- türklerin yapmasından utanç duyuyoruz
2- iskoçyalılar yapamadığı için kendimizden utanç duyuyoruz

www.heraldscotland.com

 
Benim anladığım öz eleştiri yapmışlar.


  • dissendium  (09.05.22 23:11:59) 
Haberi okursanız, İskoç devletinin kendi tersanesi var, ancak üretim için yeterli değilmiş.

İskoç olmayan 4 firma ihaleye katılmış, hepsi yabancı imiş. İhaleyi Türk firma kazanmış. Diğerleri de kazansa utanacaklardı.

El cevap: 2- iskoçyalılar yapamadığı için utanç duyuyorlar.
  • alfired  (09.05.22 23:12:14) 
[]

Sizce hangi dile yönelmek daha avantajlı olur?

Üniversite 2.sınıf öğrencisiyim. İngilizce için yıllardır düzenli olarak çalışma yapıyorum. Okul eğitiminin yeterli olmadığını düşündüğümden lisenin son yıllarında kurslara katılmaya başladım. Üniversitede hazırlık da okuyarak yılların çabasıyla iyi bir seviyeye ulaştım diyebilirim. Aynı zamanda lisede gördüğümüz 2.yabancı dil ise Almanca'ydı. Şu an kendime ayırabildiğim belli bir vaktim var ve Almancaya yoğunlaşırken farklı dillerden birine daha temel seviyeden başlangıç yapmak istiyorum. Ancak bu konuda kararsızım. Asya ülkelerinin kültürü ve diline merakım olduğundan Japonca gibi bir dile yönelmek aklımda varken bir yandan da dil, yazım, telaffuz gibi kısımların öğrendiğim dillere istinaden çok değişkenlik göstermesi nedeniyle acaba benzerlik gösteren, daha çabuk kavrayabileceğimi düşündüğüm ve daha hızlı adapte olacağım bir dile mi yönelsem fikri aklımı kurcalıyor. Siz yeni bir dil öğrenme konusunda hangi koşulları göz önünde bulunduruyorsunuz? Konuda fikir sahibi arkadaşların beni yönlendirmesi adına cevaplarını bekliyorum.




 
[]

sıfırdan ingilizceye başlayan için gramer kitabı/hocası

merhabalar,

yıllarca çabalamış ama bir şekilde ingilizce öğrenememiş birisi için yani benim için yardıma ihtiyaç var.

ben yıllarca çabaladım olmayınca hep bıraktım. ama artık kararlıyım öğrenmek istiyorum. yavaş ve sağlam gitmek istiyorum. bunun için ne yapmalıyım ?

grameri öğrenmek için bildiğiniz iyi anlatan bir gramer kitabı var mı? grammar in use tarzı kitaplar ing-ing. benim için faydalı mı bilemedim ondan dolayı bildiğiniz varsa türkçe-ing. olan gramer kitabı ya da youtube/udemy'de bir hoca da olabilir.

çok teşekkürler.

 
basic english grammar, Betty Azar. Boğaziçinde ingilizce bilmeyenler, bu kitapla başlıyor. Sonrasında fundementals of english grammar, understanding the English grammar kitapları ile devam edebilirsiniz.


  • substituent  (09.05.22 13:03:02) 
ben ktü mezunuyum bizim hasirlikta da bu kitap okutuluyordu " basic english betty kirmizi bi kitap hatta uc srisi var. kirmiziyi bitiyorsun sonra siyah sonra mavi.

yabanci dil kitapla ogrenilmiyor. test kitabi cozer gibi ezberlemek cok yanlis. bunda cok iyi ezber yapsan da konusamazsin.
aaaaa cogu insan konusamiyor di mi? neden acaba hahaha
dil ogrenilen bir sey degil edinilen bir sey. dile maruz kalacaksiniz. kalip ogreneceksiniz. gramere bakmaniz gereken seyler cok cok basit.
kucucuk bir not kagidini ezberleyeceksiniz o kadar.
atiyorum cumlede ne var s.v.o.p.t bu
zamanlar hakkinda da cok ufak birer ornek bu kadar.
surekli video izleyin surekli.
size tavsiyem internete en cok kullanilam 5000 kelime yazin cikan kelimeleri okunuariyla ezberleyin.
sonrasinda zamanlara internetten bakarsiniz. cok basit o da.
gerisi pratik.
ben turkce dizileri ingilizce altyazi ile izlemeyi seviyorum mesela. ama sizde ise yarar mi bilmem.
her bir kelimeyi bir cumle kurarak ezberleyin. biyolojik olarak daha kolaylik saglar ve daha uzun omurlu olur.
  • turbo sadık  (09.05.22 13:35:36) 
gramer, konuşma, dinleme, yazma ve kelime bilgisi hepsini beraber götürerek çalışacaksınız. biri olmadan diğer olmaz.

grammar in use en iyi gramer kitabıdır bana göre ama ing-ing olduğu için zor gelir başta. ing-tr bir kitap bulmanızı tavsiye ederim. google'da aratınca tonla kitap geliyor.

sırf grammer kelime çalışırsanız ezberlemekten fenalık gelebilir o neden youtube'da basit videolar izleyerek keyifli bir hale getirebilirsiniz.

not: uniyi ing. okudum.
  • nikolay  (18.05.22 12:14:13) 
[]

Bu iki İngilizce cümleden hangisi doğru?

Sizinle çalışmak bir zevkti.

It was a pleasure to work with you.
It was a pleasure working with you.

 
Working with you was a pleasure.

derdim ben olsam.
  • dissendium  (08.05.22 22:07:08) 
ikisi de dogru


  • hot potato  (08.05.22 22:12:24) 
ikisi de doğru. ben ağız alışkanlığı ikinciyi daha çok kullanıyorum.


  • south park in kapusonlu uyesi  (08.05.22 22:18:37) 
www.oxfordlearnersdictionaries.com

pleasure in/of/at/from/out of doing something
it is a pleasure to do something

oxford'a göre, 2. seçenek yok.

freecollocation'a da baktım (www.freecollocation.com

2. kullanım olsaydı pleasure doing something yazardı oxford'da. tabii öyle kullanımı var mı bilmiyorum ama oxford'da yok.

mesela, continue fiiline bakın oxfordan.
continue to do something
continue doing something
ikisini böyle almış mesela.


2. kullanımı göremedim oxfordda göremedim.

şimdi cambridge'e de baktım, orada da gerunddan önce preposition kullanmış.
  • substituent  (08.05.22 23:03:38 ~ 23:07:31) 
[]

ing_ Transparenting

bişeyin transparanlaştırılması transparenting yani ing ile olmuyor mu?

"Transparenting the maternity" gibi bir kelime oyunu yapmak istiyorum.
trans-parenting yani ing kalsa benim için iyi olur.

"Transparenting the maternity" yanlış kullanımsa yani ing olmamalıysa orada başlığı değiştirip sadece Transparenting diyeceğim.

 
transparentizing olur. 'transparent' fiil değil, sıfat.


  • himmet dayi  (06.05.22 11:31:22) 
himmet dayi +1

www.merriam-webster.com

the de olmamalı bana sorarsanız, yani "transparentizing maternity"
  • fotrsapka  (06.05.22 11:54:34) 
[]

ing bir kelime_mixture gibi

karıştırmak anlamına gelen başka bir kullanım daha vardı.
bişey mixture
mis mixture gibi tınlıyor ama hatırlamıyorum. ne mixture diyorduk?


 
Blend?


  • inatciligin yeryuzundeki temcilcisi  (05.05.22 22:43:39) 
infuse
melanj

  • sttc  (05.05.22 23:20:09 ~ 23:20:26) 
yok tek heceli ve muhtemelen m harfi ile başlayan bir kelime.


  • rewlack  (05.05.22 23:33:17) 
  • floydian  (05.05.22 23:38:32) 
stir?


  • bohr atom modeli  (06.05.22 11:17:13) 
[]

zoru severim imkansız biraz zaman alır

ingilizce nasıl söylenir dostlar




 
"Difficult is done at once; the impossible takes a little longer"
"The difficult we do immediately; the impossible takes a little longer"

idioms.thefreedictionary.com
  • archmage mahmut  (03.05.22 14:34:42 ~ 14:34:50) 
[]

Province ile City arasındaki fark?

Avrupa'ya yurtdışına geziye giderken, oradan nereye gidebilirim baktığım oluyor. Wikipedia'dan araştırırken denk geliyorum province ile city kavramlarıyla. Province, sanırım city'den daha büyük, yönetim olarak geçiyor.

Bununla birlikte province'in karşılığı Türkiye'de yok.


 
province il, city şehir.

birinin resmi, diğerinin genel bir anlamı var.
  • sir gawain  (01.05.22 17:35:46) 
Sir gawain'in dediğini biraz açayım;

Province bir ülkenin idari bölümlerine verilen bir adlandırma. Örneğin Türkiye şehir bazında bir bölümlendirme uyguladığı için bizim şehirlerimiz (daha doğrusu illerimiz) aynı zamanda province ile eş anlamlı oluyor. Bu yüzden bizde öne çıkan bir karşılığı yok.

Buna kafanızda anlam vermek için İstanbul ve Çatalca'yı düşünebilirsiniz. Çatalca esasen İstanbul'a yakın olan küçük bir şehir ancak idari olarak İstanbul sayılıyor. Bu İstanbul'un province olan yönünü yansıtıyor.

ABD eyaletlere bölünmüş bir devlet olduğu için eyaletler province konumunda oluyor. Böylece şehirlerden ayrışmış oluyor.

Şehirler organik yapılardır, çoğu zaman tarihleri, ülkelerinin tarihlerinden daha eskiye gider, örneğin İstanbul Türkiye'den daha eski bir şehirdir. Province ise ülkelerin yasal bölümlendirmeleridir. Bir şehir komple bir province olarak ayrılabilir ya da bir province birkaç şehri kapsayabilir. Temel olarak devlet sınırlarından sonra gelen en geniş yerel yönetim bölgeleridir. Bu bizde il demekken başkasında eyalet olabilir.

Şehirleri semt, province kavramını ise mahalle olarak düşünebilirsiniz.
  • akhenaten  (01.05.22 17:43:41 ~ 18:11:08) 
Hani birisine mesela "Erzurumluyum" dediğinde "içinden mi?" diye soruyorlar ya. İşte o içinden kısmı city, Erzurum'un kendisi de province oluyor bu sistemde :)


  • mantheman  (01.05.22 18:12:23) 
Kanada için Province=Eyalet.


  • d max  (26.05.22 13:54:06) 
[]

Çağı yakalamak / çağa ayak uydurmak ingilizcesi

Bu ifadenin ingilizcesi nasıl olmalı? Yaygın kullanılanı nedir? Seize the age, bu anlamı veriyor mu? Teşekkürler.




 
Keeping/catching up with the times mesela. Seize the age de veriyor o anlamı, hatta daha güzel bir ifade. Ama başta söylediğimi pek çok yerde duydum, kalıp olarak kullanılıyor.


  • mantheman  (30.04.22 03:16:58) 
ben de to catch up with ve to keep up with diyorum


  • megacracker  (30.04.22 04:04:07) 
change with/keep up with/move with the times
dictionary.cambridge.org

  • ermanen  (30.04.22 12:39:31) 
keep up with the latest trends
keep up with the latest developments
keep up with modern trends
keep up with modern times
  • camussar  (30.04.22 14:36:43) 
[]

Have a good rest and logos work ;)

Yazılım işi mülakatından sonra exercise verdiler bitirmem için. Exercise için belirtilen maddelerden birinde tutarsızlık vardı ben de dün gece "mesajı yarın sabah görür cevaplar" diye düşünerek mesaj attım. Meğer uyanıkmış, açıkladı maddeyi. Ben de cevaben "ha öyle mi tamam, öteki maddeyi okuyunca kafam karıştı" diyerek teşekkür ettim ve hemen ardından kafa karıştıran öteki madde numarasını yazdım. Açıklama bekler gibi yazmadım ama, sadece iliştirdim altına.

"Kafana takılan başka bir şey olursa mutlaka ulaş bana" dedikten sonra başlıktaki mesajı gönderdi.

Bağlamı biraz anlattım ki "logos work" belki bir yere oturur. Sorum da bu. Ne demek logos work? Tasarımla alakalı hiçbir şey konuşulmadı, gündemde tasarım yok zaten.

 
logos mantık demek. en kısaca. logos work de fikir jimnastiği demek olabilir.


  • co2s2  (29.04.22 15:14:23) 
Bi ihtimal inceden dokundurmuş olabilir mi bana? Mantıklı gelmiyor ama. Task hatalı yazılmış çünkü "kafam karıştı" derken nezaket gösteriyorum aslında. O da fark etmiştir hatta.


  • IncredibleMau  (29.04.22 15:17:23) 
Ya "logolar işe yarar" diyor ya da "logos work" diye tabir edilen çekim yasası gibi şeylerle ilişkili bir tür new age akımı var da onu söylüyor "have a good logos work" diye. Logos o zaman Yunanca "söz, akıl" anlamlarına gelen logos oluyor.

Logoyla ilgili birşey yok diyorsun. Logos work'ü de merak ettim arattım ama çıkmadı hiçbirşey. Gizemli...
  • mantheman  (29.04.22 15:18:02) 
Mülakatı yapan kişinin ingilizcesi kusursuz değil not olarak belirteyim.

Spesifik bir anlam taşımıyosa eğer "logos work", göz kırpma emojisi have a good restten sonra biraz sakil biraz imalı kalabilir. Göz kırpmasa "bırak da uyuyayım" gibi konuyu yekten kapatmış olacak, gülücük koysa naif görünecek cümle.. çok da salladığım bişey değil bu arada. Niyeyse öyle kafama takıldı.
  • IncredibleMau  (29.04.22 15:27:31) 
"iyi dinlenmeler, logolar da olmuş".
eğer tasarımla ilgili bir şey yoksa, "logolar hallolur, o kısım kolay" gibi bir şey anlatmak istemiştir.
ya da ingilizcesi gerçekten kötüyse ve logolarla ilgili tasarım meselesine başlanmak üzereyse "iyi dinlenmeler ve iyi çalışmalar" diye uydurmuş olabilir kendince.

göz kırpmalı emoji de "don't worry about it" anlamında.

çok da kafana takma demiş genel olarak yani.
o saatlere kadar çalıştığını gördüğü için "hallederiz" demiş gibi.
  • blatta hiberna  (29.04.22 15:41:18 ~ 15:44:33) 
Ortada logoyla alakalı bişey olmadığına göre anlamsız bişey söylemiş demek ki.


  • IncredibleMau  (29.04.22 15:44:36) 
bence telefondan yazmıştır auto correct yapmıştır telefon da


  • floydian  (29.04.22 16:01:54) 
typo bu. log off work demek istemis olabilir tamamen baska bir sey de


  • diyarbakir karpuzu  (29.04.22 16:02:57) 
Log off aklıma gelmemişti. Baya da mantıklı have some restten sonra.

Teşekkürler.
  • IncredibleMau  (29.04.22 16:26:04) 
diyarbakir karpuzu konuyu noktalamış.


  • kumandanim  (29.04.22 17:35:13) 
[]

Almanca gramatik soru

Wenn ich Zeit habe,kann ich dich besuchen
Wenn ich Zeit hätte, würde ich dich besuchen

İkincisinin konjunktiv 2 olduğunu biliyorum ama anlam olarak nasıl bir fark yarattığını anlayamadım. Neden ikincisini kullanmalıyım?

Teşekkürler

 
1- zamanım varsa seni ziyaret edebilirim
2- zamanım olursa seni ziyaret ederim

1'de konuşulan saat için "bir ajandama bakayım söylerim" havası var iken, 2'de "bir işim çıkmazsa görüşürüz" anlamı çıkıyor.

ikincisini kullanmak zorunda değilsin ama %90 onu kullanırsın çünkü ilki biraz daha spesifik bir durum.
  • bohr atom modeli  (28.04.22 11:31:40 ~ 11:32:19) 
ikinci cümle: zamanım olsaydı seni ziyaret ederdim anlamında
yani ilk cümleden farklı bir anlam var burada.

  • wendyangelamoiradarling  (28.04.22 18:30:08) 
[]

Sana ve seni arasındaki fark

Merhaba,

Türkçe gramer kuralları içinde seni ve sana arasındaki farkı nasıl anlatabiliriz?

Neden seni öpüyorum ve sana sarılıyorum diyoruz da sana öpüyorum ve seni sarılıyorum demiyoruz? İngilizce çevirilerini düşündükçe de içinden çıkamıyorum, çünkü ikisi de I <verb> you olarak çevriliyor. Halbuki normalde sana'yı to you, seni'yi you olarak çevirirdim.

Tabi yine de açıklamayı Türkçe gramer kuralları çerçevesinde açıklamayı istiyorum aslında.

 
oo tam benlik konu, aciklayayim.

Sana sariliyorum -> sen kelimesinde ismin yonelme hali (-e) kullaniliyor. sarilma eylemi hareket iceriyor, sana dedigimizde o hareketin yonunu belirtiyoruz.

seni opuyorum -> sen kelimesine ismin isaret hali (-i) ekleniyor. Cunku buradaki eylemde ikinci kisi (sen) nesne gorevi goruyor. simdi "opmek" icin de hareket etmemiz gerekiyor diyebilirsiniz, acikcasi dogru olsa da turkce bunu kodlarken "oldugu yerden dogrulup dudaklari bir yuzeye degdirip yuvarlamak" olarak degil de sadece "dudaklari bir yuzeye degdirip yuvarlamak" olarak kodlamis olabilir.

ilk eylemde de "sana" nesne degil mi derseniz, dilbilgisi acisindan bakinca nesne degil. oyle olmasi icin 'seni sariliyorum' dememiz gerekirdi, bu da yanlis bir cumle oluyor zaten. ama ilgincitr 'seni sariyorum' demek mumkun (her ne kadar cumlenin anlami kafa karistirici olsa da, gramer olarak bir sikinti yok).


turkce dilbilgisini anlamak icin ingilizceye bakmayin. ingilizcede fiil ve katilimcilarin (ozne, nesne vs) iliskisi sozdizimi (kelimelerin sirasi) ile ifade ediliyor. turkcede bu isi ismin halleri (-e, -i, -de, -den, bir de yalin hal) hallediyor.
  • reavelyn  (26.04.22 22:22:00 ~ 22:23:26) 
birin(e) sarılmak
birin(i) öpmek

olarak fiilleri kodlarsanız daha rahat aktarabilirsiniz. sana ve türevleri dolaylı tümleç, seni ve benzerleri ise belirtili nesne oluyor. bu kadar detaya gerek kalmadan yerinizde olsam yukarıdaki kodlama biçimiyle birden fazla örnek veririm.

Ali'ye
Ahmet'e
Ela'ya
Meral'a sarılıyorum gibi. sondaki ekleri esas alırsak burada toplamda 4 farklı biçimini göstermemiz gerekir. aynı biçimde diğer fiili de buna benzer metotla gösterebilirsiniz.
  • baylarbayi  (26.04.22 22:32:42) 
Bir de İngilizce bazı fiillerin aldığı preposition'lar Türkçe ile aynı değil. Mesela hate. Türkçe'de bir şey'den' nefret edersiniz, ama İngilizce'de hiç preposition almaz. Fiilin zaman içindeki evrimleşmesi ile ilgili bir şey bence biraz da.
Fransızlar hear/listen ve look/see, remember/remind'ı karıştırır mesela, muhtemelen kendi dillerinde o doğrultuda bir farklılık var.
Ya da bir İspanyol, stand there demez, ponte alli (put you there) der, ya da siente te (sit you) der mesela, hep fiillerin kullanılagelmesi ile ilgili.

Maalesef Türkçe'de bu kullanımlar biraz bozulmaya başladı.
Bir şeyi ellemek yerine bir şeye ellemek diyorlar, muhtemelen dokunmak ile karıştırıp. Ya da birini taciz etmek yerine birine taciz etmek diyorlar, yine hatalı kullanım. Bolca okuyarak göz/zihin aşinalığı kazanarak üstesinden gelinir.
  • cedilla  (26.04.22 23:29:28 ~ 23:31:17) 
İsmin hallerinin tam adını bilmek lazım.

Yalın hali açıklamaya gerek yok sanırım.

İsmin -e hali yönelme halidir.

Eve gidiyorum (eve yöneldim, eve doğru gidiyorum) (to the house)
Sana bakıyorum


İsmin -i hali, belirtme hal eki

Evi biliyorum (o evi biliyorum. Belirli bir ev) (the house)
Seni öpüyorum. (başkası değil sen, özellikle sen)


İsmin -de hali, bulunma hal eki

Evde durdum. (evin içinde durdum) (at home)
Yolda kaldım. (on the road)
Ben sende tutuklu kaldım... (buna İngilizcem yetmedi :p)


İsmin -den hali, ayrılma hal eki

Evden çıktım. (evden ayrıldım)
Okuldan geliyorum. (okuldan ayrıldım geliyorum)
Memleketten yeni döndüm vs...

İngilizceye çok hakim değilim. Ama Türkçe'deki hal eklerinin durumu bu. İngilizler isme böyle bir misyon yüklememiş olabilir. O yüzden izah etmekte zorluk olabilir ama işte bu da bize özel bir durum belki de. Aynı durumu ifade etmek için yeri gelecek fazladan bir iki kelime kullanacaklar. Yapacak bir şey yok :)
  • nihayet  (26.04.22 23:51:12) 
Isin icinden cikamayacak bir sey yok, dillerin tadi burada zaten. Turkce'de sarilmak donusluluk icerir, yani birinci kisi ile kullanildiysa kendi kendine yaparsin, senin bir halindir, sarildigin sey arka plandadir ve ona dogru yaparsin. Eger sarildigin nesne on planda ise onu sararsin. Yani birinI sararsin ve biriyle birbirinizE sarilirsiniz. Ingilizce'de genel olarak transitive'dir, yani bir nesneye ihtiyac duyar, fakat instransitive olarak da kullanilabilir (we hugged).


  • dunal  (27.04.22 11:39:20) 
[]

Almanca cümle sorusu

"Türkiyede yaşayan kız kardeşim" cümlesi. Ben ilkindeki gibi çevirdim, translate ikincisi gibi çevirdi. Benim çevirdiğim yanlış mı.


Meine Schwester, die in der Türkei lebt

Meine in der Türkei lebende Schwester

 
Seviyesi düsük degil. Ikisi de soylenir. Ikisi de kulaga normal geliyor.


  • buf-e kür  (26.04.22 22:03:15) 
Yanlış değil kesinlikle. Google Partizip Perfekt kullanmış, siz Relativsatz. Bana göre cümle uzayınca Partizip'li versiyon daha kasıntı geliyor nedense. Relativsatz'ı daha çok kullanırım ben.


  • inatciligin yeryuzundeki temcilcisi  (26.04.22 22:21:57) 
ilki daha iyi ya. ikincisi gazete kupürü gibi. günlük konuşmada ikinciyi kullananı pek görmedim.


  • bohr atom modeli  (27.04.22 10:24:25) 
[]

Kısa zamanda İngilizce seviye yükseltme

Böyle aç gözlü bir giriş yapmak istemezdim ama durumu net açıklaması açısından gerekli gördüm.

2 aydır haftada 1 İngilizce ders alıyorum fakat pek ilerleme kaydettiğimi düşünmüyorum. Açıkçası bunu test edecek ortamım da olmuyor.
2 işte birden çalışıyorum ve bireysel olarak kapanıp İngilizceyi ders gibi çalışabileceğim bir vakit de yaratamıyorum sık sık.
Bir yandan çok çekingenim konuşma konusunda, yanlış konuşucam diye tamamen elime yüzüme bulaştırıyorum bazen. Hocalardan övgü ve destek alsam da kendime güvenim asla yok bu konuda.

Yurt dışına gitmek ve yaptığım işleri orada İngilizceyi kullanarak yapabilecek seviyeye gelmek istiyorum.

Yaşım da ilerliyor bi yandan, uzun süreçlere yayacak vaktim de kalmadığını düşünüyorum.

Upper Intermediate seviyesindeyim. Sanırım "Upper Intermediate Forever" olarak da kalacağım.

Ne yapabilirim? Tavsiyelerinize açığım.

 
Ana dili İngilizce olmayan ülkelerde intermediate seviyede konuşuyorsan ve yazıyorsan yeterli oluyor. İnsanları duysan herkes zaten kafa göz giriyor konuşmaya. En azından IT ve otomative sektöründe bu şekilde.

Upper yeterli bir seviye yani eğer konuşma konusunda da bu şekildeyseniz. Kapanıp ingilizceyi ders gibi çalışmanız lazım eğer seviye atlamak istiyorsanız. Ve okuduğunuz tüm haberler, dinlediğiniz tüm podcastler, izlediğiniz tüm yayınlar ve internetteki tüm araştırmalarınız ingilizce olursa daha kolay ve hızlı gelişirsiniz.

Ama onun dışında haftada bir speaking dersi ile gelişiminiz çok yavaş olur. Eğer gerçekten upper olan seviyenizi bir üste taşımak istiyorsanız grammer dahil tüm konuları da ders gibi çalışmanız gerekir. Ama avruada çalışmak için ihtiyacınız yok dediğim gibi.

Bir de kendi iş alanınızda podcast dinlemek, makale okumak, kelimeleri öğrenmek, bu kelimeleri kullanarak mülakata hazırlanıyor gibi kendini anlatma pratikleri yapmak sizi bu açıdan baya geliştirir. Ama her gün az çok yapmaya çalışın.
  • zimbirik  (26.04.22 14:01:14) 
Her gün kısa da olsa metin yazmaya çalışın. Belki yarım saatinizi buna ayırabilirsiniz. Ozel ders aldığınız hocanızla planlayabilirsiniz.

Dilin kullanımıyla ilgili, konuşma ve dinleme; ayni dili bir şekilde anlama kısmı beynimizin bir yeriyse, konuşma ve yazma başka bir yeri. Bu bakımdan dili kullanarak kendinizi ifade etme pratiğine ihtiyacınız olacak.

Her gün konuşma pratiği yapamayacağınıza göre, bunu yazarak tamamlayabilirsiniz. Yazdığınız metinlerin üstünden hocanızla geçebilirsiniz. Ya da belki bir arkadaşınız yardımcı olur.

HelloTalk benzeri uygulamalardan konuşma pratiği yapacak insanlar bulabilirsiniz.

İşe gidip gelirken sevdiğiniz ilgi duyduğunuz bir konuda podcast dinleyerek dinleme yetilerinizi de geliştirebilirsiniz. Günde 10 dakika da olsa Anki kullanarak Vocabulary çalışabilirsiniz.

Dil maruz kalınarak öğrenilen/yerleşen bir şey. Bu sebeple elinizden geldiğince farklı formlarda, hayat akışınıza uygun şekilde bunu sağlamanız gerekiyor.
  • kaptankedi  (26.04.22 14:22:41) 
Cambly bu ara yüzde 60 indirim veriyor. Kod için Nisan Hakan’a bakabilrsin. Yabancı hocayla konuşma işe yarayabilir


  • kaset  (26.04.22 14:46:09) 
[]

İngilizceyi orta ve üst düzey bilenlere çalışma sorusu

selamlar,

1. ingilizcenizi en çok nerede ve kaç yaşında geliştirdiniz?

2. özellikle kelime ezberleme çalışması yapıyor muydunuz? evetse bu çalışmanızın yüzde kaçını oluşturuyordu?

 
1- ilkokul ve lise. Bombos bir ergen olarak surekli oyun, ingilizce muzik ve sinema tuketerek.

2- hic yapmadim. Sadece soylenenleri anlamaya calismak icin sozluge bakiyordum.
  • floydian  (22.04.22 22:57:18) 
1. En çok hazırlıkta geliştirmişim, geriye dönüp baktığımda. Ama farkında olmadan. Akan bir suyun sünger tarafından emilmesi gibi, bilinçsizce. Yaş 10-11.
Sonradan bilinçli gelişmesi, üniversitedeyken, orta-lise öğrencilerine özel ders verirken. Öğrettikçe neyin neden öyle olduğunu daha iyi anladım.
2. Kelime ezberlemiyordum ama yazları canım sıkıldıkça yabancı ansiklopedilerden maddeler çevirirdim (evet sıkıcı bir çocukmuşum galiba). Bir de çok bütünlemeye kalırdım orta-lisede, İngilizceden değil ama, müfredat İngilizce olan diğer derslerden. Çalışırken yanımda sözlük bulunduğu için, sözlük karıştıra karıştıra etimoloji merakım olduğunu keşfettim ve çalışma görüntüsü altında, bayağı bayağı sözlük okumaya başladım.

Ama şu durumun hakkını teslim etmek lazım. Bahsettiğim orta-lise yılları, 80 ile 87 arası, yani İnternet yok. Okul da sırf kız okuluydu, yani dikkat dağıtacak sevgili falan da yok. Şu anda olsa, İnternetli bir ortamda okuyor olsaydım, İngilizcem asla şu an memnun olduğum bir seviyede olamazdı (en azından kendi tahminim bu yönde, yaşamadan bilinmez, belki de daha büyük bir aydınlanma yaşardım, çok daha iyi bile olurdu, ama sanmıyorum, o yaşlar dikkat dağılmaya müsait yaşlar, oyun ya da karşı cins aklımı çelerdi online ortamlar olsa idi).

Çok uzun yazdım ama bir ilave daha vereyim.
Yabancı dizi seyrediyorsanız, İngilizce seyredin ve alt yazıyı da İngilizce seçin. Çok faydası olacaktır. İspanya'da bulunduğum iki sene süresince bu şekilde derdimi anlatacak hale getirmiştim İspanyolcamı.
  • cedilla  (22.04.22 23:13:09 ~ 23:20:23) 
1.) Oyunlar İngilizce'ye aşina olmamda epey yardımcı oldu.

2.) Direkt kelime çalışması yapmıyorum ama İngilizce kitap, gazete okumaya çalışıyorum. Bilmediğim sözcükler, deyimler, tabirler varsa İngilizce anlamıyla yazıyorum. Her sözcülüğü yazmıyorum tabii.


Kelime listelerim var, eğer istiyorsanız paylaşayabilirim.

Yabancı dizi seyrediyorsanız, İngilizce seyredin ve alt yazıyı da İngilizce seçin. +1
  • put it in your appropriate place  (23.04.22 00:33:02) 
1. Liseyi özelde okudum. Hazırlık vardı ve baya yoğundu. Sıfırdım kafama vura vura öğrettiler. Hazırlık sonrasında da tüm dersler İngilizceydi. Bu yüzden üniversite sınavında çok zorlandım çünkü soru kalıplarını ve çoğu şeyin Türkçesini bilmiyordum.

2. Liseden sonra hiç eğitim görmedim ve hiç çalışmadım. Ama hep ing kitap okurum, şu an işim aktif ingilizce gerektirdiği için kelime ezberlemeden de aklıma bir yerlerden giriyor. Bir de üniversite zamanı bedava turist gezdirmişliğim çoktur. Onlardan da baya öğrenmiştim.

Ben kendimi kelime konusunda eksik görüyorum ama. Sürekli geliştirilmesi gereken bir şey zaten.
  • jazzabel  (23.04.22 00:58:43) 
1. yds'ye (üniversiteye giriş olan) hazırlanırken çok kelime ezberledim, fakat kelimeyi görünce tanımakla, lazım olduğunda kendin kullanabilme farklı seviyeler. recognition seviyesinden production seviyesine üniversite yıllarında çıktım.
2. üniversite sınavı öncesi kelime çalışması yaptım 25% kadar vakit ayırmışımdır. ama bence grammar açısından geliştikçe kelimenin önemi azalıyor.

  • nicke bak hizaya gel  (23.04.22 01:26:41) 
Erasmusa gittim A2
Döndüm C1
Süre: 10 Ay.

Tabi üstünden 4-5 sene geçti. Bu süreçte unutmamak için yabancıların olduğu ortamlarda takılmaya gayret ettim. Dizileri ingilizce altyazılı izledim.

Hiç kelime çalışması yapmadım. Kelime kullandıkça akılda kalıyor.
  • adwokat  (23.04.22 04:11:09) 
[]

Almanca cümle

Doğru olmuş mu? Yanlış varsa nerelerde problem var arkadaşlar?

Ich stehe um 8 Uhr auf. Ich frühstücke jeden Morgen mit meiner Familie.Ich putze meine Zähne. Ich werde an Wochentagen jeden Tag um 9. 00 Uhr in der Schule sein. Ich gehe zurück nach Hause. Danach essen wir mit der Familie. Ich mache meine Hausaufgaben nach dem Essen. Abends sehe Ich gerne fern. Ich schlafe jeden Tag um 11. 00 Uhr.


 
bu cümleler tek tek mi degerlendiriliyor yoksa bir paragraf olarak mi? tek tek ise iyi gorunuyorlar. paragraf olacaksa baglac lazim. sürekli "ich" ile basliyor.

nach Hause und Ich sehe: buradaki 2. ich'e gerek yok mesela.
  • helenart  (21.04.22 17:42:27) 
selam!

"Ich putze mir die Zaehne"* bu böyle özel bir şey. Diş fırçalamak öyle yazılıyor. ben böyle biliyorum ama bakıcam buna birazdan.
edit: kendi dişlerin için farkı yokmuş ama çocuğunun dişleri ise "ich putze ihm die Zaehne" demek zorundaymışsınmış falan filan.

"Ich werde an Wochentagen jeden Tag um 9. 00 Uhr in der Schule sein." burada werden kullanırken ne demek istedin? ben olsam muss derdim.

Bir de son cümlede demek istediğin muhtemelen "uykuya dalma eylemi". bu haliyle saat 11 sularında uyuyor olurum -ama önceden uykuya dalmış olabilirim- gibi.
Ich schlafe jeden Tag um 11 Uhr ein derdim ben buna da.


@helenart'ın dediği gibi, aralara danach, dann gibi şeyler eklenmesi isteniyor genelde kurslar tarafından bütünlük oluşması için. seviyeye göre tabii.
  • bohr atom modeli  (21.04.22 18:47:15 ~ 18:53:08) 
Merhaba,
Tek basina cümleler sorunsuz duruyor, birkac ufak nokta hariicnde, onlar da hata degil, ufak tefek pürüz gibi.

“Ich werde an Wochentagen jeden Tag um 9. 00 Uhr in der Schule sein.“ bohr atom modeli +1, muss kullanirdim veya direkt “ich bin…” derdim. Bir de “an Wochentagen” yerine “unter der Woche” kullanirdim. Veya “an Wochentagen “immer” um 9 Uhr” derdim.

Ich gehe zurück nach Hause. -> eve yürüyerek gittiginizi belirtiyorsaniz gehen dogru ama bir aracla gidiyorsaniz fahren olmali. Nach Hause kesinlikle dogru kullanim ama :)

Ich schlafe jeden Tag um 11. 00 Uhr. -> ich gehe jeden Tag um 11Uhr ins Bett diyebilirsiniz direkt uykuya dalma eyleminden bahsetmiyorsaniz. Uykuya dalma eylemi “einschlafen” @bohr atom modeli’nin dedigi gibi.
Bir de fernsehen li cumlede ich in Isi buyuk olmus.
  • kuehles blondes  (21.04.22 21:27:25) 
[]

"Ne yedik be :)" İngilizce ve/veya Almanca nasıl denir?

SB.

Google "what did we eat" diye çeviriyor, bundan bahsetmiyorum elbette. Camış gibi yiyip, soda var mı dedikten sonra şişen işkembemize elimizi götürüp "ne yedik bee" ifadesininin nasıl deneceğini soruyorum.


 
Birebir karşılığını bilmiyorum ama ben olsam it was hell of a feast derdim. İstediğim anlamı tonlamayla jestle mimikle falan iletirdim diye düşünüyorum.


  • nickimin hakkini veremedim  (19.04.22 11:47:56) 
we smashed it!!!
bu da soylenebilir.

  • baldur2  (19.04.22 12:10:34) 
Almanca'da "fressen wie ein Schwein" denebilir belki. Ben de merak ettim doğrusunu.


  • reactionic  (19.04.22 12:33:20) 
idioms.thefreedictionary.com

almanca: "wie ein Scheunendrescher fressen"
  • bohr atom modeli  (19.04.22 12:45:56 ~ 12:48:46) 
[]

1 cümlelik çeviri

"The very structures of the world are present in the structures (or, to put it better, the cognitive schemes) that agents implement to understand it’."

bunu daha iyi nasıl çevirebilirim? Özellikle ajan kelimesine alternatif olarak ne olabilir?

Teşekkürler.

 
Burada agent derken neyi kast ettiğini anlamak için metnin bütününe bakmak lazım. Ancak tek çevirisi ajan değil. Vekil ya da temsilci de denebilir.

Dünyanın özbeöz yapıları, temsilcilerin onu anlamak için yaptıkları yapılarda (ya da daha iyi ifade etmek gerekirse bilişsel şemalarda) mevcuttur.
  • himmet dayi  (18.04.22 15:46:29) 
ajan olmayacağı kesin. acente de değil.

aracı ya da vasıta kelimelerinden birini kullanabilirsiniz.
  • co2s2  (18.04.22 16:20:36) 
Fail arapcasi ben Türkçede eyleyen olarak tercih ederim.
scholarda eyleyen diye aratirsan baglama uygun yazilar mevcut

  • fempusay  (19.04.22 00:45:39) 
[]

İngilizcem geriye gitmiş, nasıl telafi ederim?

Merhabalar,

Zaten mükkemmel bir ingilizcem yoktu 5-6 yıldır çabalamadığımdan o da geriye gitmiş iyice. Şimdi bir dil kursunda özel ders almaya başlayacağım. Ama bununla birlikte kendimi de ilerletmek istiyorum. Ne önerirsiniz? Nasıl geliştiriyim kendimi?

Teşekkürler.

 
  • six packsiz  (18.04.22 13:05:08) 
pratik.

altyazılı ve ingilizce eserler izleyin,
couchsurf toplantılarına gidip ingilizce konuşun,
erasmus etkinliklerine de gidip ingilizce konuşabilirsiniz,
cambly da bi seçenek
  • barankovan  (18.04.22 13:39:09) 
www.dr.com.tr

dil bir kultur unsuru oldugu icin sureki olarak ingiliz, amerikan kulturune ait eserler tuketmelisin. kitap, medya, film, youtube, vs vs. tek bir yontemden ziyade hepsini olabildigince ayni anda yapmalisin, yoksa sikici olur.
her zaman derim, turkce dizi izleyen ingilizce ogrenemez diye. abarti gelebilir ama bir dili ilerletebilmek icin o dilin ait oldugu kulture asinalik kazanmak lazim. bu da bos zamanini turkce urunlerle dolduruyorsan zor bir sey.
  • hot potato  (18.04.22 20:12:41 ~ 20:13:34) 
[]

İyi düzeyde İngilizce bilen biri için konuşma pratiği

Merhaba,

Eşimin İngilizce yazma, okuma ve anlama becerileri çok iyi ancak konuşma pratiği yapmak ve dilini akıcılaştırmak istiyor. Cambly'i duyuyorum ama başlangıç değil de ileri düzeyde İngilizce'si olan biri de faydalanabilir mi? Veya önerebileceğiniz başka bir kaynak var mı?

Çok teşekkürler, iyi haftalar.

 
Preply.com da olabilir


  • seaman  (18.04.22 11:38:04) 
Cambly'den gayet olumlu geri dönüş aldım fakat dezavantajı mevcut. Birincisi çok pahalı. İkincisi pahalı olmasının yanı sıra kaliteli eğitmen bulabilmek deneme yanılma yönetimiyle oluyor. Bir eğitmenin kaliteli anlamın yolu; birkaç kez görüşmekten geçiyor.

Verdiğin ücretin karşılığını alamamak var işin içinde. 76 eğitmenle görüşüp, sadece 7siyle görüşüyordum ki bunlardan yalnızca 2 tanesiyle sürekli konuşuyordum. Diğerlerini ara ara dönüyordum.

Eğer cambly'e üye olacaksınız, eğitmen tavsiye verebilirim.


meet2talk'i da tavsiye ederim. Seviye tespit var. 5 seviye var. Sadece 1 ay denedim, devam edemedim ama türk bazlı İngilizce konuşma pratği şirketler arasında en kurumsal olduğunu iddia edebilirim.


Edit: Preply'i de tavsiye ediyorlar. Kullanmadım hiç.
  • put it in your appropriate place  (18.04.22 11:43:13 ~ 11:43:42) 
Cambly ve konuşarak öğren platformları bana pahalı geldi onun yerine eve yakın bir ingilizce kursundan özel speaking dersi daha uyguna geliyor ve uzaktan veya giderek de konuşabiliyorsunuz.


  • esinikaybetmiscorap  (18.04.22 11:49:37) 
1- sesli kitap okuma
2- kendi kendine konuştuğunda ingilizceye dönme
3- etraftan duyduğu şeyleri (bunun gibi) ingilizceye çevirme
  • duyurukullanıcısı  (18.04.22 11:49:48) 
[]

Surada ingilizce ne deniyor?

www.instagram.com

1.06 time stampte baslayan kizin kurdugu ilk cumle. Zoos many attraction falan anliyorum da across the uk kismina kadar duydugum hicbir seyden emin degilim.


 
Zoos like many attractions across the UK, ... as a result of the lockdown.


Noktali kisimda about to be closed demek istiyor sanirim ama yanlis mi diyor ne cozemedim.
  • baldur2  (18.04.22 11:00:02) 
Zoos like many attractions across the uk have had to close as a result of the lockdown.

O degil de dinliyorum dinliyorum sondaki the lockdown'i cikartamadim, usteki arkadas saolsun yazmis the lockdown diye ama the lockdown derken the'daki th'yi θ,f olarak okudu kiz:) Oyle ogrenmis herhalde Ama the'da ki th ð  ile okunur bu cok temel bir seydir, onu yanlis ogrenmesi cok buyuk fiyasko ya da soylerken bir anda agzi o sese yanlislikla kaydi
  • neverletyougodown  (18.04.22 11:08:52 ~ 11:37:17) 
@Neverletyougodown

Th sesini cikarmak kolay degil yabancilar icin, ve ozellikbizle turkler icin.
O kadar bilse zaten bu soru sorulmazdi. Haha.
  • baldur2  (18.04.22 13:04:43) 
[]

En doğru ve en içe sinen şekliyle şarkı çevirisi

Hangisi olur, yani demek istediğim hangi site, hangi kimse?

Şarkı:
youtu.be
open.spotify.com

 
[]

Hititçe bilen biri

Selamlar. Aranızda hititce bilen birisi var mı, bir sorum olacaktı da. Hititce "özgürlük" nasıl yazılır Ve okunur? Belki o dönemlerde özgürlük diye bir kavram yoktu bilemiyorum ama, bir ümit.




 
Hititçede arawa- sözcüğü "özgür" anlamına gelir. Köle olmayan insanları tanımlarken kullanılan Hititçe sözcük bu. Ayrıca aynı kökten arawah- "özfür bırakmak" ve arawes- "özgür bırakılmak" da var. Normalde bir ismi soyut kavrama dönüştüren ek (özgür > özgürlük) Hititçede -anna ve -atar ekleridir. Yani arawanna- veya arawatar- dediğinde "özgürlük" anlamını karşılar. Ama metinlerde bu şekilde geçmiş midir bilmem.


  • mantheman  (15.04.22 20:05:29) 
[]

Şu cümlede bir sıkıntı var mı?

Bir makalenin başlığı olacak. Emin olamadım bir türlü, içimizdeki YDS'den 100 altı almayan Ekşiciler bir bakarlarsa çok yardımı olur:

The use of X in the context of A and B: A possible case of contact between Y and Z literary traditions.

X bir sözcük
A ve B de birer kavram. Yani bu sözcüğün bu iki kavramla ilişkili kullanımı işleniyor.
Y ve Z ise birer kültürün ismi. X'in A ve B ile ilişkili kullanımı incelendiğinde Y ve Z kültürlerinin edebiyatları arasında bir etkileşim görülüyor ve makale de bununla ilgili.

Acaba baştaki "The use of" kısmını hiç koymasam da "X in the context of A and B: A possible case of contact between Y and Z literary traditions" diye mi atsam başlığı? Bunun dışında göze batan birşey var mı?

Şimdiden teşekkürler.

 
Use, usage olcak gibi. in the contex yerine within the contex daha iyi olabilir. türkçesine göre contact yanlış kelime seçimi gibi duruyor, interaction olabilir.


  • archmage mahmut  (12.04.22 00:54:00) 
[]

Preply ingilizce hoca tavsiyesi

Preply'de saatlik ücreti 4-5 dolar civarı hocalardan ders alıp memnun kaldınız mı? Bir de "Bak şu hoca iyidir" dediğiniz birileri varsa, her türlü tavsiyeye açığım.

Edit: Amacım tamamen speaking'i ilerletmek bu arada.


 
[]

Dualingo İspanyolca?

Merhaba. Eskiden bu uygulamanın İngilizce dışında dilleri vardı ama şimdi bakınca sadece İngilizce opsiyonu iniyor Google play'den. İspanyolca olanı nasıl bulabilirim? Teşekkürler




 
Duolingo'da Türkçe açıklamalı İspanyolca kursu yok. İngilizce, Rusça ve Almanca var. Fransızca kursu da yapım aşamasında. Açıklama dilini değiştirip İngilizceye çevirince çıkar.


  • d max  (07.04.22 11:59:59) 
[]

5'te 5 ing

5'te 5! ing nasıl denir?
5 out of 5 diyor translate ama o 5 üzerinden 5 gibi.
5 hedefin 5'ini de tutturmak anlamında 5'te 5 demek istiyorum.


 
"5 out of 5" doğru. Başka bir şekli gelmedi aklıma.


  • michael_knight  (07.04.22 10:39:43) 
5 out of 5 dogru iste.


  • baldur2  (07.04.22 11:18:23) 
5 out of 5 —niye beğenmediniz, sizin demek istediğiniz şey daha başka mı?


  • kaptankedi  (07.04.22 13:33:13) 
[]

Yabancı dillerdeki kelimelerin dişi erkek olarak nitelendirilmesi

Bunun mantığı nedir? Neden her kelimeye cinsiyet atamak zorunda hissetmişler? Pencere neden erkek veya dişidir?




 
işte bunlar hep ataerki.

etek neden kadın kıyafeti, kravat neden erkek vs diye gidiyor.
erkekler neden ağlamaz, kadınlar neden duygusaldır hepsi aynı oranda mantıksız aslında.
  • rewlack  (04.04.22 15:38:59) 
@kaerin attığınız linkte sorumun cevabı yok maalesef.
@rewlack bahsettiğiniz şeylerle benim sorduğum sorunun alakası yok. bahsettiğiniz şeylerin cevabı günlük yaşam, kültür ve insan doğası ile alakalı.

  • candide  (04.04.22 15:41:42) 
@kaerin evet okudum. o kısımda da neden böyle bir ihtiyaç gütmüşler + neden masa erkek ya da dişi bu soruların yanıtı yok.

hafif, yuvarlak şeyler dişi olarak düşünülmüş. tamam bu herkesin aklına gelebilecek şeyler. peki geri kalan binlerce varlık? yani "çiçek" denildiğinde herkes "kesin dişi" der elbet. geri kalanların mantığı nedir? sorum bu. ayrıca neden böyle bir ihtiyaç güdülmüş onun da yanıtı yok. niye her şeye dişi diyelim, erkek diyelim ya da nötr olsun demişler?
  • candide  (04.04.22 15:51:08) 
yıllar önce buna benzer bir soruyu eski hesabımda sorduğumda wittgenstein okumam tavsiye edilmişti. yani aslında araştırma yapmanız gereken alan dil felsefesi. çünkü dediğiniz çiçek örneği bir yere kadar doğru olsa da artikellerle cinsiyet veren birçok dilin güneşi eril, ayı dişil olarak işaretlemesi (örneğin fr. le soleil - la lune) ama almanca'da bunun tam tersi (die sonne - der mond) olmasının açıklaması biraz da kültürde saklı olan bir durum. dipnot: derin okuma vikipedi'de yapılmaz.


  • reversal of fortune  (04.04.22 15:58:03 ~ 15:59:40) 
Size ispanyolcadan, el coňo ve la polla garabeti sunayım o zaman. Mantığı yok.


  • cedilla  (04.04.22 16:55:09) 
Bazıları çakışıyor hatta: Almancada kedi die Katze olarak dişiyken, İtalyancada il gatto olarak erkek oluyor.


  • rare  (04.04.22 17:08:17) 
Grammatical gender aslında genel olarak noun classlerin bir alt gurubu gibi diye anlıyorum. Yani pek çok dilde isimlerin değişik şekillerde gruplanmaları mevcut. Örneğin dediğiniz gibi eril, dişil (ve nötr) olabilir (bu en yaygın olarak Hint-Avrupa dillerinde görülüyor sanırım) ama mesela cinsiyetten bağımsız olarak insan-hayvan, canlı-cansız, sayılabilir-sayılamaz gibi ayrımlar olan diller de mevcut. Bu gruplamalar anlama göre, kelimenin yapısına göre veya başka nedenlerden dolayı olabiliyor. Neden böyle bir sınıflandırılmaya ihtiyaç duyulmuş derseniz anladığım kadarıyla en önemli etkisi anlam karışıklığını azaltması. Mesela okuduğum bir örnek şöyleydi: "Bir kedi ve bir köpek gördüm. Çok güzeldi." Burada güzel olanın ne olduğu anlaşılmıyor. Tekrar sorman gerekir. Ama sıfatlar da isimlere göre çekildiğinde "Bir kedi (f) ve bir köpek (e) gördüm. Çok güzeldi(e)." deyince güzel olanın köpek olduğu hemen anlaşılıyor gibi.

Bir de şöyle bir makale buldum, 3. kısmında neden böyle bir şey var tartışılıyor: www.researchgate.net
Buradaki kaynaklardan giderek daha detaylı bilgi edinebilirsiniz belki.
  • peki madem  (04.04.22 17:15:35 ~ 17:19:14) 
[]

Bu kadar arapça bilen varken nasil oluyorda en fazla arapça bilen araniyor

Milyonlarca ana dili arapça suriyeli var türkçeleride canavar gibi zaten yillardir turkiyedeler.

Mardin ve hatay full arapça biliyor.

Kariyer sitelerinde ....... Yabanci dil bilen aratiyorum hep arapca 1 numarada.

Bu nasil oluyor hala bu dili bilen insanlari ariyorlar bu kadar beni aydinlatir misiniz tesekkurler

 
İmam hatipleri
Arap dili edebiyati
İlahiyat okuyanlari imamlari falan daha saymadim
  • Slynmaster  (03.04.22 19:34:26) 
@mess

Aydinlatici yorumun icin tesekkurler.

Sitede sadece sunu ariyorlar diyemem herturlu is kesimi var.
Satis elemani da ariyorlar tercumanda karisik ama merak ediyorsan. Kariyer net e arapca bilen yazabilirsin ben ist avrupaya bakiyorum genelde
  • Slynmaster  (03.04.22 19:52:22) 
Arap hasta çok, tercümanlar arasında çok sirkülasyon oluyor çünkü kötü şartlarda çalışıyorlar çoğu da deneyimsiz falan. Dolayısıyla bu talep hiç bitmiyor.


  • perfectum  (03.04.22 20:19:02) 
İHL, İlahiyat vsde Kuran Arapçası öğretilir. O lehçe de bugün en fazla Latince kadar yaşıyor, sadece yazılı kaynaklarda kalmış ve sözlü olarak din adamları dışında hemen hiç kullanılmıyor. Ayrıca dillerin yaşayan lehçelerinin de çoğu pratikte birbirini pek anlamaz. Kürtçede bile Kirmanci konuşanlar Zazaca konuşanları anlamıyor, nerede kalmış tüm Ortadoğu'da farklı lehçelere sahip Arapça... Bu yüzden farklı şive ve lehçelere hâkim çalışanlar aranması normal.


  • 15 yildir okurum da simdi ne yazacagim  (03.04.22 21:01:07) 
Fatihte arkadaşımın evine gelen temizlikçi hanım Hataylı araptı, burada çalışacağına tercümanlık yap falan diye sordum eşinin izin vermediğini söyledi. Temizliğe gitti evlerde erkeklerin evi.

Bir de bazı işlerde para trafiği hep ofiste dönüyor, arıyorlardır ama güvenipte işe almıyorlardır.
  • spherical  (04.04.22 00:46:51) 
[]

tam olarak nasıl cevap vermem gerekiyor?

merhaba, yüksek lisans başvuru için 1 cümlelik bir soruya cevabım tam karşılık değilmiş gibi düşünüyorum.

"Why do you want to study Data Analytics to pursue this career?"

ben aşağıdaki gibi bir yanıt verdim ama yine sorunun karşılığı değil gibi geliyor. yoksa cevabım iş görür mü?

"Studying data analytics will help me to make data better by asking logical questions in order to uncover trends and insights behind data while teach me to help the organizations' strategic choices."

 
Şöyle; "make data better" derken ne söylemek istediğiniz anlaşılmıyor. "by asking the right questions" doğru kalıp. "behind data" türkçe ingilizce karışımı olmuş. whiledan sonra fiilde gramer ve anlam hatası var. Stratejik seçeneklere yardım etmenizi mi öğretiyorlar, organizasyona yardımcı oluyorsunuz. The organizations derken de hangi organizasyonlar?

Girmesi zor, sizin için önemli bir programsa biraz daha düşünebilirsiniz cevap üzerinde. Başvuran insanların hepsi böyle yazar zaten biraz daha kişiselleştirebilirsiniz.
  • archmage mahmut  (02.04.22 20:38:20) 
Data analytics'in tam olarak ne olduğunu bilmiyorum, bu yüzden cevabım anlamsız/alakasız olabilir, ancak belirgin olarak dikkatimi çeken cevap şu tonda olmuş:

- benim için sizle yapıp yapacağım çalışma bir araç, siz basamaksiniz. Atlayınca da bakacağım iş bunlar bunlar.

yani tabii ki araçsal bir tarafı olacak da, bundan ibaretmis gibi anlasilabilecek bir şey olması sıkıntı olabilir, demek istediğim. bu kısmını programın içeriğinde ilginizi ceken bir şeyleri ekleyerek dengeleyebilirsiniz belki.
  • encokbenisevinnolur  (02.04.22 23:34:59) 
[]

Dualingo

Selam
İngilizce kursu kac unite? Ucuncu unite bitti, kurs bitti mi yani simdi



 
Tüm dersleri "Diamond" seviyesine getirdiyseniz evet, bitti.


  • kaptankedi  (30.03.22 22:48:53) 
[]

Speaking özel ders ile ilgili

Merhabalar,

B2 seviyesinde ingilizcem vardı ancak speaking kısmında çok zayıfladığımı düşünüyorum. Bu sebeple speaking yapabileceğim 3 platform üzerinden araştırma yaptım. Ancak maliyeleri de önemli olduğu için özel ders almak daha mantıklı geldi siz ne düşünüyorsunuz, kursa giderek özel ders almakla ilerleyebilir miyim?

Aşağıdaki 2-3. Paltformda 6 aylık programlar yaklaşık 10 bin tl ve saat olarak 30 saat bile etmiyorken 1. Programda 60 saat 6500 tl gibi bir fiyat ediyor. Dilersem zoom üzerinden görüşme imkanı sunuyor.

1 ingiliz kültür derneğinde özel ders almak
2 cambly de haftada 3 gün yarım saat speaking
3 konuşarak öğren platformunda haftada 3 gün 20 dk speaking

Bu arada işteyken yazışma dilinde ingilizce kullanıyorum. 3 ay kadar da ingilterede dil okuluna gitmiştim.

Özel derse ek olarak ingilizce alt yazılı dizi izleme, ingilzce haber okuma, kitap okuma, soeaking ve make up cluplara katılma gibi etkinlikler ile pekiştireceğim.

Sizce bu koşullarda ingilizcem gelişir mi?
2 ve 3. Maddelerdeki kafama takılan şey orada haftada 3 gün 2 gün hep ingilizceye maruz kalıcağımdan daha hızlı gelişirim diye düşünüyorum ama özel derste de bu imkan var aslında sadece ben kendim haftasonları sadece zaman agırmak istiyorum. Bu haldeyken bile gelişme kaydeder miyim?

Ayrıca İngilizce speaking özel ders alanlar var mıdır? Memnun kalmış mıydınız?

 
Bence native olan kişileri tercih etmek daha iyi olabilir. Hangisinde native varsa onu seçmeyi düşünebilirsiniz. Dil kurslarında native diye yutturulan ama native olmayan kişiler oluyor. Buna dikkat edin. Böyle bir şey duydum, okudum. Gelişmesine gelişir de grammar ve kelime bilgisine bakıyor biraz. Yani kelime eksiği varsa ne duyduğunuzu tam anlıyorsunuz ne de iyi cümleler kurabiliyorsunuz. Konuşma olayı bence büyük ölçüde temele bağlı.


  • dissendium  (29.03.22 21:14:50) 
[]

Yds genel İngilizce sınavı

Yds akademi genel İngilizce kursunda sınav yapacaklar. Şimdiye kadar sınavı geçemeyip kalan olmamış. Sınavdan kalmak demek kur tekrarı demek. Acaba çok kolay sorup milleti mi geçiriyorlar, yoksa her şekilde kağıda geçer not yazıp uğraşmamak adına geçiriyorlar mı ? Bilen eden var mıdır




 
[]

basit ingilizce sorusu 3

there aren't any photos in living room

there isn't any sugar in the kitchen

izlediğim videoda belirli bir mutfakta olduğu için başına "the" getiriyoruz diyor peki living room neden belirli değil?

o da bizim oturma odamız değil mi?

yoksa bir yanlışlık mı var? neye göre belirli anlayamadım :)

 
the living room olmalı. yanlışlık var.


  • himmet dayi  (29.03.22 18:17:31) 
The living room olmalı +1 Türkçe üzerinden mi izliyorsunuz videoları?

Bence konu adıyla youtube'da anadili ingilizce olan kişilerin videolarından öğrenin. Çok kolay anlaşılır başlangıç videoları var, tahmin ettiğinizden daha kolay olacaktır emin olun.
  • akhenaten  (29.03.22 18:45:56) 
the olmalı +1
eğitimci falan olmayacaksanız bu tarz şeyler önemsiz kalıyor günlük hayatın içindeki konuşmalar için. yabancı dil öğrenirken kurallara çok takılıyoruz denir ya, bazen hak veriyorum.

  • gkhncnzdgn  (29.03.22 19:01:39) 
[]

Lehçe Bilen Var mı?

Lehçe bilen varsa aşağıdaki çeviriler doğru mu söyleyebilir mi?

Sustainable Durable Solutions: Zrównoważone Solidne Rozwiązania

Sustainable Smarter Solutions: Zrównoważone İnteligentne Rozwiązania

Sustainable Safe Solutions: Zrównoważone i Bezpieczne Rozwiązania

Sustainable Pioneer Solutions: Zrównoważone Wiodące Rozwiązania

Sustainable Innovative Solutions: Zrównoważone İnnowacyjne Rozwiązania

 
[]

İtalyanca Tutorial

Selamlar,

İngilizcem iyidir. İtalyanca da öğrenmek istiyorum. Ücretli ücretsiz online kaynaklar önerirseniz çok sevinirim.

Sevgiler,

 
Youtube için Learn Italian with Lucrezia.

Aynı kişinin Instagram hesabı da var.
  • dissendium  (26.03.22 13:32:25) 
[]

uçak kelimesinin ingilizcesi nedir?

aircraft makalelerde, ingilizce metinlerde en çok gördüğüm. ama günlükte karşılığı nedir? "uçuşum var", "yarın uçağım var" daki günlük kelime "flight" mı oluyor?

aeroplane
airplane
aircraft
plane
flight

yerine göre hangileri nerelerde kullanılmalı?

 
uçuşum var vs için i have a flight kullanılır.


  • south park in kapusonlu uyesi  (24.03.22 15:15:17) 
flight ucus demek. evet flight diyeceksin.
airplane ile plane ayni. birinden air'i atmislar sadece, kisaltma hesabi. ucak demek.
aircraft, hava araci demek. daha genel bir kavram. vehicle gibi dusun.
  • baldur2  (24.03.22 15:19:08 ~ 15:19:16) 
I have a plane tomorrow da denebilir.

ama
I have an airplane/aircraft(bu mühendislikte kullanılıyor)/aeroplane(hiç duymadım) tomorrow denemez.
  • bohr atom modeli  (24.03.22 15:26:29) 
Aircraft genel. Helikopter de bir aircraft. Uçak gemisine aircraft carrier deniyor. Uçak gemileri helikopter de taşıyor.


  • dissendium  (24.03.22 15:38:52) 
Gayet güzel açıklanmış. Günlük kullanımda plane/flight ikilisi kapışır, diğerlerini boşver. Bu ikisi arasındaki fark da şöyle:

Yarın (bizim tabirimizle) uçağım var (ama aslında uçuşum var): I have a flight tomorrow
Uçak indi: The plane has landed.
  • pandispanya  (24.03.22 15:40:08) 
aeroplane ve airplane aynı şey bölgesel olarak farklı kullanımlar tercih ediliyor, plane de ikisinin kısa hali olarak bu ikisiyle aynı şey. (hepsi uçak demek)

cell phone ve mobile phone gibi, bunlar da aynı şey, bölgesel olarak kullanımlardan biri tercih ediliyor. Bizdeki çiğdem ve çekirdek ya da simit ve gevrek olayı gibi düşünün.
  • akhenaten  (24.03.22 20:18:54 ~ 20:21:37) 
[]

İngilizce Nasıl Öğrenilir? (Sınav vs. İçin Değil Konuşacak Kadar Öğrenmek)

Sanırım yabancı dil bölümü dilin kendisi ile ilgili sorular içerdiği için soruyu buraya sordum. Hatalıysa şimdiden affola.

Şimdi efenim bendeniz memleketin çok mükemmel hatta mükemmel puanları ile almayan bir üniversitesinde Bilgisayar Mühendisliği öğrencisiyim. Bölüm Türkçe. Alanında iyi olduğu söylenen bir üniversite ama ben iyiliğini de kötülüğünü şu an göremedim. Bakalım zaman neyi gösterecek... (İsmi bende kalsın.)

Her neyse niyetim şu an üniversite eğitimimin başlarında dil konusunu çözmek. Bilindiği üzere; yazılım, bilgisayar hatta genel olarak tüm mühendislik bölümlerinde İngilizce çok önemli. Ancak nasıl yapacağım konusunda bir bilgim yok ne yazık ki.

Başlıkta da yazdığım üzere niyetim yüksek lisans ya da herhangi bir sınav değil İngilizceyi öğrenmek. Şu an düşüncem gelecekte mesleğimi yurt dışında yapmak ve bunun için dil konusunu aradan çıkarmak. Gelecekte bu düşüncem değişir mi bilmiyorum ama her konuda yardımı olacağı için dil lazım olacak. Değişmese bile maddi kaygılar dışında 2. sırada gelen dil sorununu erkenden aradan çıkarmak istiyorum.

İşte bu durumda nasıl yapacağım konusunda bilgiye ihtiyacım var.
Seneye İngilizce kursuna başlayayım diyorum ama gelen öğrenciler ya da öğrencilerden öte kursun temel amacı bir sınava hazırlamak olacaksa bir yardımı olacağından endişeliyim. Yani tek amacı öğrencilere YÖKDİL'den 80 aldırmak ise bu benim işime yaramaz çünkü okuduğumu anlayacak, yazabilecek, konuşabilecek bir kişi olmak istiyorum. Ben yanlış mı düşünüyorum? Yani sırf niyeti İngilizce öğretmek olan kurslar, dershaneler var mı? Bölümün bitmesine en kötü 4 sene var. Belki 4 senede İngilizce sular seller gibi öğrenilmeyebilir ama en azından derdimi anlatıp karşımdakinin derdini anlatacak kıvama gelinebilir.

Sözün özü ne yapmam gerekiyor konusunda fikre ihtiyacım var. Seviyem öyle kötü bir durumda değil. Daha demin bir site için destek talebini gönderirken ve yanıtlarken kendim yazdım ve gönderdikten sonra çeviriden baktım anlamlı da yazmışım. (Aferin bana.) Ama yine de seviyem yeterli değil. Derdimi anlatacak kadar bile İngilizcem yok.

İşte bu durumda size sorayım: İngilizce konuşacak, anlayacak, yazacak bir kişi olmam için ne yapmam gerekiyor?

 
Dil öğrenme işi büyük bir deniz. Yapman gereken her şeyi yapman gerekiyor. Bunlar neler? Bir grammar kitabı alıp çalışmak. Her gün BBC, CNN okumak. İngilizce kitap okumak. Dizi izlemek. Film izlemek. Müzik dinlemek. İngilizce sitelerde yazı yazmaya çalışmak.

Konuşmayı çok büyütüyorsun gibi geldi. Konuşmak sihirli bir olay değil. Cümleyi kurmayı bilen, grammar ve kelime bilgisi yeterli olan herkes konuşabilir.

Amacın hiçbir zaman dert anlatmak olmasın. Hedefi her zaman yüksek tut. İş hayatında bir proje ekibini sorunsuzca yönetecek kadar öğrenmeye çalış.

En önemlisi bu uzun bir yol. Ben İngilizce sözlü mülakatı geçip işe girmiş biriyim ama hâlâ kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Öğrendim, bitti diye bir şey yok. O yüzden sabırlı olmak lazım. Bu işi sevmek, bol bol zaman ayırmak lazım.
  • dissendium  (23.03.22 20:13:07) 
TLDR; oturun çalışın! biraz kafanız karışsın sıkıntı çekin. her taraftan hedef dil ile alakalı bir uyarana maruz bırakın kendinizi, sonra belli bir süre sonra her şey çok daha kolay ve hızlı olcak.

----

öncelikle olaya dilin kendisini öğrenmek motivasyonu ve isteği ile yaklaşmanız baştan sizin için iyi bir şey. genelde yapılan hata amaç ile aracı karıştırmak ve sonucunda kendi durumunu yanlış analiz etmek oluyor. yani YDS'ye çalışıyor 10 sefer sınava girip anca belli bir puan alıyor ama aslında dili pek anlamıyor ya da konuşamıyor sonra başka yerlerde sorun arıyor. Halbuki dilin kendisini öğrenince sınavlar veya dili kullanması sadece alışkanlık kazanma ile alakalı. neyse..

dil öğrenirken en önemli husus hedef dile kendinizi mümkün olduğunca maruz bırakmak. günlük en basit şeyde bile hedef dil ile alakalı bir uyaran bulmak gerek. mesela en klasik örnek telefon dilini hedef dile çevirmek veya hedef dil ile ilgili medya içeriği tüketmek vb. şeyler gibi.

pasif yetiler ve aktif yetilerin neler olduğuna ve gelişim çizgisine önem vermek gerek. pasif yetiler olarak okuma ve dinlemeyi; aktif yetiler olarak ise yazma ve konuşmayı kastediyorum. her dilde öncelikle pasif yetiler çok hızlı bir ivme gelişir. olması gereken de budur. öncelikle duyduğunuzu anlamanız gerekir ki konuşup yazabilesiniz. pasif yetilerin ilerlemesinin önünü açın bir süre ancak sadece pasif yetilerinize yüklenirseniz "anlıyorum ama konuşamıyorum" tuzağına düşersiniz. belli bir noktadan sonra hedef dili aktive etmeniz lazım. dili aktive etmekten kastım ise mümkünse dili kullanabileceğiniz bir ortam bulmanız. hiç yok ise kendi kendinize konuşmanız yazmanız vs.

internet varken herhangi bir dil kursuna sadece teorik ders için para vermek bana üşengeçlik gibi geliyor. kendiniz bir dili öğrenebilirsiniz. ama tabii herkesin vakti o kadar olamayabiliyor ama dil öğrenmede en çok imkana sahip çağdayız. akıllıca kullanmayı bilmeniz lazım. zaten bir sürü blog/uygulama/site bulacaksınız kendiniz.

kelime öğrenme konusunu o kadar kafaya takmayın ve sabırlı olun. liste çıkartarak sabah akşam notlar alarak asla kelime öğrenemezsiniz. kelimeleri belli bir bağlamda öğrenmeniz akılınızda kalmasına yardımcı olacaktır. ayrıca ilk başta yazdığım gibi dile kendinizi maruz bıraktığınızda o kelimeler karışınıza sürekli sürekli çıktığında aklınızda yer etmeye başlayacak. yani belli bir öğrenme grafiği var ver bu grafiğin ilerlemesine yardımcı olmanız ve sabırlı olmanız lazım.

gramer konusunu bazı insanlar önemsiz diyor ama bence gayet önemli. belli bir süre gramere ağırlık vererek masa başında teorik çalışma yapmanız şart. tabii bunun yanında diğer aktif ve pasif yetiler için de antrenman yapmanız lazım. zaten belli bir seviyeden sonra öğrenebileceğiniz bir gramer kuralı kalmıyor sadece içselleşmesi ve kullanma konusunda pratik ihtiyacınız kalıyor.

İngilizce öğrenmesi gayet kolay bir dil. sadece telaffuz konusunda biraz sıkıntılı olabilir ama merak etmeyin zamanla oturur.
  • AlsterWasser  (23.03.22 21:02:51 ~ 21:06:24) 
[]

Bodrum'da Yaşayanlar - Burada Neden Language Exchange Grubu Yok?

Epey aradım ama dil pratiği yapmak amaçlı kurulmuş faal bir grup bulamadım (google, facebook, instagram, meetup, internations). Garip değil mi? İstanbul'da ne çok vardı.




 
Yılın 6-7 ayı boyunca neredeyse ne iş yaparsan yap, her an her ortamda pratik yapabilecek imkanın olduğu için olabilir mi?

Bir de istanbul'daki bahsettiğiniz gruplara genelde dil geliştirmek isteyen üniversite öğrencileri katılıyor, e zaten bu nüfus grubu da üniversite vs olmadığı için Bodrum'da değil zaten kış aylarında vs. yazın gelenler ise tatile geliyor. Ayrıca Bodrum özel okul kaynadığı için üniversite altı nüfus için de okullar içinde bu gruplar çözümler mevcut zaten.
  • biseysorucam  (22.03.22 20:57:03 ~ 21:08:08) 
[]

eski filmlerin zamanında nasıl çevrildiğini nerede bulabilirim ?

Mesela 1944 yapımı Gaslight'ın ismini Işıklar Sönerken diye çevirmişler, internette öyle geçiyor. Bunun kaynağı nedir tam olarak ? Arşiv listesi vs. var mı ? Nereden bulabiliriz ? Bazı eski filmlerin Türkçe ismini bulamadım.




 
imdb'de üyelik oluşturursanız ülke ya da dil ayarını yaptığınızda filmleri vizyona girmiş olan isimleriyle gösteriyor.
üyelik olmadan da böyle oluyor mu bilemiyorum, bir deneyin.

  • blatta hiberna  (22.03.22 18:47:45 ~ 18:48:31) 
[]

insan el soğd?

merhaba ;

yaklaşık 10 sene önce yaptığım bir kahire ziyaretinde mısırlı arkadaşlar ile şehir turu yapıyorduk. bir hayvanat bahçesi önünden geçerken zamanında o hayvanat bahçesinde yarı insan yarı maymun bir yaratık olduğunu ve bunun mısır'da oldukça ünlü bir konu olduğunu aktardılar. arapça insan el soğd gibi bir şey söylediler yaratığı tanımlarken. (arapçam yok, yaklaşık böyle bir şey dediler.) o an pek çok şey anlattıkları için arada kaynadı. ancak sonradan aklıma takıldı.

o bölgeye gidip benzer bir hikaye duyan oldu mu? internetten ingilizce kaynaklardan pek bir şey çıkaramadım.

teşekkürler.

 
  • cairo  (22.03.22 10:30:22) 
[]

Bu cümlelerden hangisini kullanayım?

The purpose of the paper is to provide an update on the subject that’s widely known in "bilimdalı ismi" and a new argument for its place in "kültür ismi" literature along with its meaning and origin.

ya da

In a sense, it’s an update on the subject that’s widely known in "bilimdalı ismi" and a new argument for its place in "kültür ismi" literature along with its meaning and origin.

Ortada bir bildiri özeti var. Bu cümle bildirinin neyle ilgili olduğunu açıkladıktan sonra ek bir tanım olarak koymak istediğim bir ifade. Cümleden de anlaşılacağı gibi önceden üzerine epey çalışılmış spesifik bir ifadeyle ilgili yeni bulgulara göre üretilmiş yeni bir iki argümanı konu alıyor. İlk ifade sanki biraz fazla donuk, diğeriyse fazla konuşma dili gibi geldi.

 
Ben ilk cümleyi beğendim.


  • dissendium  (21.03.22 00:42:18) 
ilk cümle daha net özellikle özet için.


  • yonge and bloor  (21.03.22 10:53:06) 
[]

Osmanlıca yazı

Arkadaşlar bakar mısınız ne yazıyor?




 
[]

a1 kursu verme

yakın zamanda lise öğrencilerine A1 kursu vereceğim okulda ama elimde herhangi bir kitap yok muhtemelen alamayacağız. Derslerde sürekli takip edebileceğimiz tahta sunumları gibi ya da etkileşimli kitap önerebilecek olan var mıdır? teşekkür ederim.




 
ingilizce sanırım?


  • möldersgotinnue  (20.03.22 23:04:52) 
@möldersgotinnue evet İngilizce, yazmayı unutmuşum.


  • passione  (20.03.22 23:07:54) 
[]

Doğru çevirdim mi?

"Veri bilimi yapay zeka ile buluştuğunda ortaya çıkacak gelişmeler beni heyecanlandırıyor."

"I'm excited about the technology solutions that will release when data science meet with Artificial Intelligence."

bana bir tuhaf geldi cümle ama yardımcı olursanız çok sevinirim.

 
"I'm excited about the possible progress when data science and artificial intelligence come together."

şimdi şöyle, senin cümlendeki temel anlam eksikliği daha olmamış bir şey için şu an heyecanlıyım diyor olman. bunu söylemek de mümkün ama türkçedekini karşılamıyor gibi.

ikincisi ben release'in passive kullanımı daha doğru olur diye düşünüyorum ama böyle de kullanılıyorsa bilmiyorum çünkü bazen böyle istisnai şeyler olabiliyor (the door won't open falan gibi).
  • bohr atom modeli  (20.03.22 22:20:27 ~ 22:24:09) 
The results of the relationship between data science and artificial intelligence excites me so much.


  • mg3929  (20.03.22 22:32:13) 
1 ... •67891011121314• ... 157   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.