Ekşi Duyuru

Hocam işten çıkarmanın en geçerli yolu maddi sebep olur. Başka birisiyle çalışmayacağınızı söyleyin. Durumlar değişti, maalesef birisini çalıştıramayacağınızı söyleyip geçin.

İşin kötü yanı onun görebileceği şekilde bir yerde onun yaptığı işi yapacak birini aradığımı paylaştım önceki gün :)

Siz de ona kendi acıklı hikayelerinizi anlatın.
2 ayda ancak bir haftalık iş çıkarmış ama varsa yaptığı ciddi manada bir iş onun haricinde kalan parayı geri iade etmesini de söyleyin.

Acıklı hikaye sahibi olmak, başkasına olan vaadlerin yerine getirilmemesi manasına gelmez .
Ona karşı hiç bir mecburiyetiniz de yok.

Bu durumda uygun dil tam olarak nedir?
Konuları onunla enine boyuna tartışacak değilsiniz.
Sözünüz ona geçmeli.
Yeterince zaman, para kaybedilmiş

Bu hassasiyeti hak edecek şekilde davranmamıs. Fazla tevazu zarar verir

siz kötü anılmak istemediğinizden, öğrenciyi de düşünürek hassas davranıyorsunuz.
ancak siz bugün gerekeni yap(a)madığınız için, ileride tam zamanlı bir çalışma düzeninde de bu şekilde iş yapabileceğini zannedecek. o yüzden yalan söylemeye, iyi niyetli olmaya çalışmayın. dökeceği dile kanmayın.
"2 aydır verdiğim işi yapmanı bekliyorum, performansın kötü, yaptığın işten memnun değilim, bu saatten sonra da sana güvenemem" diyerek iş ilişkinizi sonlandırın. verimli çalışmadığı, verilen görevi zamanında yerinde getirmediği zaman kovulabileceğini sizden öğrenmiş olsun.

Benzer konuşmalar yaptım. Hocası olarak her zaman yanınızda olduğunuzu ama bu işe uygun kişi olmadığını açık açık anlatacaksınız. Paraya ihtiyacım var, hastalık, dert, vallaha çalışıcam, söz yemin çalışıcam filan diye ağlama ihtimali var ama geri adım atmayın. Kızmadan, kararlı ve açık anlatırsanız bu tür ağlamaların da önüne geçersiniz. Ezilip büzülürseniz saçma sapan ağlamalarla uğraşırsınız.

bence fazla avans verip (avans parasal değil beklentisel olarak kullanılmıştır) hala çok ince düşünüyorsunuz. Ve ne yazık ki bunu karşınızdaki hak etmiyor. Tamam ben de her insanın baştan bazı şansları almaya hakkı olduğunu savunurum, çömert davranır iyi yaklaşırım ancak haketmediği yerde kesip gereken geri bildirimi de veririm. burada sizin durumunuz tam da bu noktada, son kez durup geri bildirim zamanınız gelmiş. gereken sebepleri ile kızıp bağırıp aşağılamadan(yapmayacağınız ortada ama yine de ben kendi yaptığımı belirtmek istedim.) geri bildirimi verip hizmeti için teşekkür eder işini sonlandırabilirsiniz.

Merhaba ,
Para iş yönetim bunlar profosyonel şeyler, duyguları katarsanız heba olur herşey. iyi niyet, inanç duygu bunları hayatımıza çok soktuğumuzdan dertli bir milletiz. ülke de bu yüzden kokunç bir yerde. yurtdışında iş yaşamında duygu yoktur ve herşey tıkır tıkır ilerler, iş yaşamı toplumu da eğiten şekillendiren bir şeydir olması gibi olmazssa hizmet yürümez.biz tersini yapıp özel hayatı iş hayatına adapte eder gibi yaşıyoruz bu yüzden yalan dolan var, işler karmaşıklaşıyor.

Uygun dil derken yumuşaklıkla mı yani. Ben olsam gördüğüm zararı ve duygusal mesguliyeti anlatıp bu konularda daha fazla müsamaha gosteremeyecegimi, sorunları her ne ise sorumlulugunun önüne geçemeyeceğini, ilerideki iş hayatında da buna dikkat etmesinin kendisine yarar sağlayacağını söyler ve bu saatten sonra kesinlikle kendisi ile calisamayacagimi, bunun prensip meselesi olduğunu söylerdim:) insanlarin öğrenme şekilleri farklıdır. Bazıları dinleyerek, bazıları gözlemleyerek öğrenir. Bu arkadaş ta yaşayarak öğrenenlerden olmalı. Ona bu iyiliği yapım...

Sabah senin hakkında mı saçmalamışlardı?
Silinmiş olması güzel.

Soru da güzel.
Cevapları takipteyim.
Hemen silme de, biz de faydalanalım.

Musc'ı okumak için biraz erken.
Onu, şu an Trump dönemi ile başlayan siyasi hayatından sonra okumak daha mantıklı.

Bilim veya diğer bazı ünlü insanlarının hayatları için artık klişe olan:
- Öğretmeni, bundan bir şey olmaz dedi.
- Babası fakir bir çiftçiydi.
- Zor koşullar altında büyüdü.
- Arkadaşları ile geçinemiyordu.
- Mutlu olmak için 2. evliliğini yaptı.
- Şu ülkeye gitti iş buldu.. gibi ifadelerden başka kime, neye, hangi ideololiye bağlı olduğunu belirten yazıları dikkate alın.
Arka planı görmek önemli

Fintables ama ücretli özellik
Bir site daha vardı, şimdi bulmadım hatırlarsam yazarım.

duyuru başlığı ile soru birbirinden farklı.
hangisini istiyorsun?
duyuru başlığındaki özelliğe fintablestan ücretsiz ulaşabilirsin.
sorudaki özelliğe fintablestan ulaşamazsın.

yanlış ifade etmiş olabilirim kusura bakmayın. yabancı bir hisse senedi var, hangi yabancı borsa fonlarında mevcut onu aratmak istiyorum. senetlerden biri northrop grumman diğeri SLB (Schlumberger)

fundflux.io:noc
fundflux.io:slb

google'da etfs that contain northrop grumman diye aratırsan çıkıyor.

mesela: www.tipranks.com

türkiye fonlarında diye sormuştum? misal ak yatırım fonu gibi bunlarda olmuyor mu?

youtu.be

Kendimi gördüm sanki. Güzel bir hayal kurarken bile sonunda kendimi büyük bir sorunun içinde bulurum. Bir çeşit kaygı bozukluğu. Çarpıtılmış düşünce biçimi diye de tanımlanıyor. Tam ismi felaketleştirme. İş hayatinda insan yaşıyor. Tüm kötü ihtimalleri düşünüp önceden önlemek için tedbir almaya çalışırken gelişiyor aslında. Bir çeşit gereksiz sorumluluk geliştirme. Benimki emeklilikle azaldı ama tam olarak geçmedi ne yazık ki. Bununla ilgili kaynaklar okuyabilirsiniz ben bunu yapacağım.

1)mesela odayı alınca odama taşınmadan kararlarından vazgeçmesinler diye stres olup bir saate taşındım.
2) şimdi odanın keyfini çıkarmak yerine yönetim benden odadan çıkmamı ister mi diye kaygılanıp , isterse ne yapabilirim diye tedbir almayı düşünme kaygısıyla zamanım heba oluyor:=
not-bu bir örnektir.

Bende de var. Daha bugünden bir örnek vereyim, aldığım ürünü beğenmedim. Geri iade için kargoladım. Yerine tam istediğim ürünü buldum ama ya iade kabul olmazsa diye yenisini almaktan çekiniyorum. Yenisini aldığımı varsayıyorum; Eğer sevmediğim iade olmazsa, o zaman yenisini de iade ederim. Ama yenisini de iade olmazsa?

Sanırım anksiyete oluyor bu. Tıbbi destek olmadan çok bir çare yok maalesef. Bence bir düşünün şahsen ben yardım alıyorum, tıbbi yardımla çözülüyor demek belki zor ama eskisine göre çok çok iyiyim.

Stres bağımlılığı. Zihnin ona alışmış, durup dururken stres olmak istiyor.

Bu bence fakirlikten oluyor. Fakirlik travman olabilir. Çocukluğunda bir odan var mıydı? Ben zenginlik görmüş bir insanın bunun için stres yaşayacağını düşünmüyorum.

hem duyurumda hem de cevaben yazdığım yazıda oda olayının bir örnek olduğunu bunu meramımı somut hale getirmek için yazdığımı ,anlaşılmak için böyle bir örnek verdiğimi belirttim değerli arbre, olay bu değil anlatabildim mi :) bu birebir yaşanmış değil ama içinde bulunduğum durumu anlaşılmak için yazdığım bir şey:)
Yine de cevaplayayım odam da vardı ayrı evim de var maddi durumu iyi bir ailede büyüdüm.

Her şey olacağına varır, ben ne yaparsam yapayım istediğim sonucu her zaman elde edemeyebilirim. Olursa süper, olmazsa da süper. Ben hepsine hazırım. Bunun gibi düşünceler ile çok rahat çözersin. Stres yaşadığın her olayı fırsat olarak görüp bu düşüncelerle işe başlıyorsun ve süper sabırlı, sakin birine dönüşüyorsun.

Hayati kontrol etmeyi birak, bir akis var bu akisa engel olamazsin

bana da fakirlik gibi geldi. cok fazla sey isteyip de olmadigi zaman insan surekli bir sikmeseler bari kaygisiyla yaklasiyor hayata.

Kaygı bozukluğu bu oluyor. O an elinizde olmayan kontrol edemediğiniz şeylerin stresine girmek bunun parçası.

Ana odaklanmak lazım

Biraz araştırmaya çalıştım da Avenida Brasil olabilir mi?

2.si tabii ki, 25 yıl sonra kim öle kim kala.

İkisi de yatırım değil hamallık. Ben yiyemedim sen ye gibi bisey

2. senaryo için söylüyorum: Bugün parayı TL faize koysan yıllık %50 kazandırıyor, faizler seneye yine %50 olursa bundan iki sene sonra 2.25xanapara getirir.

@deer hunter +1

hocam bu işlerden anlamıyorsunuz gibi, altın alın geçin.

Evet borsadan bir milyon doları yatırımdan anlamadan kazandım.

Peteklerde hava olmasın. Önce havasına bak.
Yönetimden komşunun telefon numarasını iste. Akşam uygun bir saatte kapısını tıklayıp derdini anlatırsın

Ben soruyu mu yanlış anlıyorum diye birkaç kez okudum soruyu.

'Komşu kapıyı çaldı, yardım istedi' diye bu ülkede kimse rahatsız olmaz.

Bu iş bittikten sonra da, eline bir fincan al, diğer komşuların kapısını çal. 'Yemek yapacağım da tuz bitmiş.' falan de. Tuz iste, Soğan iste. Öyle öyle tanışılır komşularla. Anadolu adeti öyledir.

Komşu yardım istedi diye rahatsız olunur mu yaa?

daha önceki başka ülkede psikiyatri geçmişin olduğunu belirtirsen hangi ilaçları kullandığını, aldığın tanıyı, ne kadar süreli kullandığını vs sorup duruma göre seni devlet hastanesi psikiyatriye yönlendirme ihtimali var.
hiç bahsetmezsen yönlendirmez.

e devletten yoklama işlemi yaptıktan sonra aynı hafta içinde aile hekimine gidebilirsin.
bedelli yapıcaksan 31/12/2024 tarihine kadar ödemeni ve başvurunu yaparsan 217bin 817 lira ödersin. bu tarihten sonra ödeyecek olursan da yeni zamlı fiyattan ödersin.

2. aile hekimi yönlendirir ama rapor için başvuruyorum dedikten sonra ikinci cümlen kullandığın ilaç olsun. varsa ilacını raporunu falan yanında götür bulunsun.

3. askerlik muayeneleri ücretsiz

4. elverişli raporu alırsan askerlik yapmak zorundasın zaten

Bu fotoğrafları en yeniden eskiye göre sıralamayı bence fotoğraf atan kişilerin güvenliği için değiştirdiler, artık konumdaki fotoğrafları gecikmeli gösteriyor

ya ne salak site bu. www.instagram.com Ben aramaya "Bostanci sahili" YAZINCA dumduz ariyor, konumlu arama nereye kayboldu? Benim istedigim ise bostanci sahili yazinca buranin gelmesi: www.instagram.com

mobil uygulamada yerler diye seçebiliyorsun

Görkem Yılmaz. beraber çalıştım. iyidir.
çok iyi kanalize olmanız, yani ortamı kendinize göre düzenlemeniz lazım. bir ilgi alanı bulup ordan yürümek gibi örn:panic at the disco! brendon urie.

Avrupa yakası önerim yok ama Anadolu yakası için Prof. Dr. Suat Küçükgöncü öneririm.

Kalıcı tedavi mümkün mü emin değilim, spor-soğuk duş ile dopamin arttırıp ve rutin oluşturup devam edebilen kişiler var ama azınlıktalar gibi duruyor. Öte yandan uygun ilacı bulup devam etmek de bir çözüm.

Eğer kişi çocuklukta tanı almamışsa ADHD kişinin özdeğer algısına ciddi zararlar veriyor. bence terapi de çok faydalı o zararları azaltabilmek için.

Çok fazla var. Bence veteriner teknikerliği ve veteriner hekimlik de çok zor.

bence de maden işçileri.

Turkiye gibi ulkelerde hakemlik. Tum sulalene sovuyorlar, mac satti, gecen aynisina caldi, buna calmadi, karti es gecti bilmemne, esi x'liymis, kucukken y'liymis mac onu ayri mac sonu ayri bin tane onuruna serefine coluguna cocuguna hakaret, yalan, saibe atiliyor. O degil eskiden VAR da yoktu, neyine guvenip hakem oluyordu bu insanlar cok ilginc

+ maden işçileri, elektrik direklerini ve hatlarını tamir edenler belki, infaz ve koruma memurları, çatışma bölgelerindeki askerler ve belediye otobüslerinin şoförleri stresli çalışır ama zorluk yine madenciler de ve belki yangın esnasında itfaiyecilerde

Açık denizde platformlarda çalışan işçi ve kaynakcilarin, everest gibi dağlardaki yerli rehberlerin işleri gercekten aşırı zor ama yine de maden işçileri hicbiriyle kıyaslanamaz.

Tabi madencilikle veya tam aksine yerden 300-400 metre mesafede çalışmalarla kıyaslanamaz ama
Hukuk alanında çalışmak daha zor diye düşünüyorum.

Hata yapmadan, menfaat temin etmeden, herhangi baskıya uğramadan, bir davada taraf olan insanlardan özel yakınlık kurmama, yakın çevrenin de özel isteklerini göz ardı edecek şekilde, sadece işin ilmine uygun hareket etmek ve bu yönde akli çaba sarf etmek kolay bir iş değil özellikle bu zamanda.

Dünyanın en zor işi Denizciliktir.
İnsanoğlu karada yaşamak için dizayn edilmiştir. Ayakları yere basmalıdır. Baktığı zaman sınırları olan yerler görmelidir. Açık denizde günlerce bu konulardaki mahrumiyet psikolojide tarifsiz yaralar açar. Bir de bunun denizaltıcılık ayağı var ki, o zaten akıllara zarar bir iştir.

Petrol platformu işçileri.

www.youtube.com

Beden işçiliğinin her türlüsü zor iş statüsünde. Ama gerekli iş güvenliği şartları sağlandığı sürece "en zor iş" değiller gibi geliyor bana. İş güvenliği şartları sağlanmadığı takdirde de en zor olmaktan ziyade "en tehlikeli" demek daha uygun sanırım. Beden işçiliğinin önemli bir artısı iş tanımlarının tamamen belirli olması ve imza yetkisi olmaması.

Bence en zor meslek paralı askerlik. Canının kıymeti yok, askeri ortamdasın, emir komuta zincirinde diplerdesin. Yaptığın iş pis bir iş. Bir devletin kendi askerlerinin aksine kimsenin kahramanı falan da olamıyorsun, sana bir katkısı yok, kendi savaşında savaşmıyorsun. Somut anlamda bir yetenek edinmiyorsun. Psikoloji berbat, gelecek belirsiz. Sadece para için yapıyorsun.

bence de maden işçileri.

bu mesleğin zorluğu o kadar net ki, kadınların maden işçiliği yapamayacakları yasa ile sabit.

bence hizmet sektoru de, garsonluk, barmenlik vs..

Zor farklı, tehlikeli farklı.

Zor meslek sorusuna çoğu üye tehlikeli işleri göstermiş. Maden işçiliği, sanayi dalgıçlığı, denizciler, petrol platformu çalışanları ve aklıma şu anda gelmeyen gerçekten aşırı tehlikeli meslekler mevcut. Bu ve benzeri mesleklerin aşırı tehlikeli olduğuna şüphe yok. Bu tip mesleklerin zorluğunun daha büyük kısmı içerdiği tehlikeden geliyor.

Zor mesleği tehlikeli meslekten ayırmak gerekirse benim kriterim üstlenilen sorumluluk. Sorumluluk bakımından zor meslekler denildiğinde benim aklıma avukatlık, cerrahlık, finans ve benzeri yüksek meblağlı işlere dair yöneticilik, hava trafik kontrolörlüğü, ticari pilotluk ve benzerleri geliyor. Bu mesleklerin çoğunda yukarıda saydığım tehlikeli meslekler kadar mesleği icra eden kişinin taşıdığı bir hayat kaygısı olmuyor ancak üstlenilen sorumluluk çok büyük oluyor.

Bir de bazı meslekler var ki hem sorumluluk hem de zorluk bakımından büyük riskler barındırıyor. İtfaiyecilik, sıcak bölgelerde askerlik (özellikle denizaltı personeli) ve polislik gibi mesleklerde tüm personel hem kendi hem de başkalarının canının riskini taşırken aşırı tehlikeli ortamlarda görevlerini icra ediyorlar.

Petrol platformunda rezervuar muhendisi olarak supervisor'luk yaptim. Geceleri petrol platformunda olmak, uzayda yalniz olmak gibi, zifiri karanlik tek isik yok. Platform disinda bir sey gormek imkansiz. Her sene 3-5 kisi platformdaki kazalardan dolayi hayatini kaybediyor. Fiziksel olarak saglikli olmanin yaninda ruh sagliginizin da cok iyi olmasi gerekiyor platformda olmak icin. Hava sartlari kotu oldugunda ulasim berbat. Helikopter inemiyor. Iki platformunda luna parktaki gondol gibi sallandigi bir ortamda bir gondoldan digerine gectiginizi hayal edin. Platforma kazasiz ciktiniz. Kirmizi isaretlenmis bir kisma dokunursaniz buyuk ihtimalle sakat kalir ya da olursunuz. Duzenli alkol ve uyusturucu testleri, havuzda okyanusa dusen helikopter kabininden cikma tatbikatlari, surekli kimyasal madde egitimleri... Yilda iki kez Hebron platformuna teftise gidiyorum. Herkese gore isler degil bunlar.

Su altı kaynağı zor ve tehlikeli. Ölüm riski yüksek bir meslek.

masa başı oturmayan herkes bu dünyanın en zor işini yapıyor. madenci inşaat işçisi alçı sıvacı 12 saat ayakta bekleyen kasiyer vb.

maden isciligi dogru cevap.

hem kaza gecirip olme riski var. kaza olmazsa uzun vadeli mesleki komplikasyonlardan olunuyor.

bunun disinda gun icinde de gunes gormeden, fiziki gucle calisiliyor. daha zor dusunemiyorum.

Messi, Ronaldo seviyesinde taninan biri gelmedi aklima. Hagi'yi o kadar benimsemisim ki bir an aklima geldi. Mesut Ozil, Nuri Sahin, Ilkay Gundogan geliyor aklima, Almanci kadro ama neticede Turk sporcu. Naim Suleymanoglu da vaktinde biliniyordu sanirim ama dunyaca unlu demek zor.

Mete Gazoz ve Yusuf Dikeç bir derece tanındı bu sene.

Semih saygıner

Naim'e dunyaca unlu demek zor mu?

naim dunyaca mega unluydu.

Naim Süleymanoğlu'nun rekorlarını geçemedikleri için helterde 60 kg'de yarışmayı kaldırdılar. Tahammülleri yok. Bu ortamda dünyaca meşhur Türk sporcu aramak naif bir düşünce.

tüm dünyaca bilinen türk sporcumuz şu anda yok bence. tarihte de bu tanıma en uyan kişi naim süleymanoğlu.

yusuf dikeç bir haftalığına tüm dünyaca bilindi evet. ama bu sıralar ün çabuk gelip çabuk gidiyor.

mete gazoz yakın bile değil.

semih saygıner'e de tüm dünyaca bilinen diyemeyiz. bilardo komünitesinde globalde biliniyor ama bilardonun dışında da tüm dünya'da bilinecek bir üne sahip değil. naim süleymanoğlu halterle ilgisi olsun olmasın tüm dünyada herkesin bildiği bir isimdi.

şu sırada en ünlü sporcularımız arda güler ve alperen şengün. amerika, kanada, avustralya ya da basketbolun daha ünlü olduğu asya ülkelerinde alperen daha çok biliniyor. futbolun daha popüler olduğu dünyanın geri kalanında da arda güler daha çok biliniyor.

ama tüm dünyaca biliniyor diyebilmemiz için gereken sporun sınırlarını aşan bir ünleri yok henüz.

hakan çalhanoğlu da çok tanınıyor.

o mertebeye henüz ulaşmadı belki ama alperen şengün'de bu potansiyel var.

Spor farketmeksizin herkes tarafından tanınan yoktur. Michael Jordan gibi, maradona gibi falan..

Ama kendi sporunda tanınan çok Türk var. Mesela Engin Terzi desem kimse tanımaz belki burada ama kendisi bilek güreşinde oldukça saygı gören biri.

Türk sporcular dönemsel patlamalar yapsa da istikrarı sürdüremedikleri için hafızalarda kalıcı olamıyorlar

barça , arda turan'ı kiralamadı. dünya yüküyle bonservis bedeli ödeyip bonservisi ile aldı, transfer etti. iyi de oynadı .zaten atletico'da adam kendini kanıtlamıştı.

en çok tanınan türk futbolcu arda turan. barcelonada kaç kere oynadı diye sormuşsun. bunu öğrenmek çok kolay. 40 kere oynadı. az bir sayı değil. öncesinde atletico madridin şampiyon kadrosunun yıldızıydı zaten.

futbol dışında en çok tanınan sporcu ise yusuf dikeç. olimpiyatlar sonrasında meşhur oldu.

tarihte en çok tanınan sporcu ise naim süleymanoğlu.

Pek çok sporcumuz sayılmış, mükerrer yapmamak adına adı verilmeyen sporcularımızdan bahsedeceğim.

Hidayet Türkoğlu bir dönem NBA'in en iyi 50 oyuncusu arasına girmişti, bence bu listeye eklenebilir.

Mehmet Okur NBA'de şampiyon olan bir takımın parçasıydı, çaylak dönemine denk gelmesi tanınmasına bir miktar engel olmuştur ama bu listeye eklenebilir.

Nihat Kahveci bir dönem La Liga'nın en iyi forvetlerinden biriydi, düşünülebilir.

Halil Mutlu ve Hamza Yerlikaya'nın çok başarılı olimpiyat kariyerleri oldu, onlar sayılabilir.

Yakın zamana bakınca Mijaín López Núñez denen canavara denk gelmese Rıza Kayaalp dünyaca bilinebilirdi.

Taha Akgül yıllarca en üst düzeyde güreşti ama dünyaca tanınıyor mu? Sanmıyorum.

Bir sporcunun dünyaca bilinebilmesi için futbol ya da basketbolda en üst seviyeye çıkması ya da anormal başarılı bir olimpik sporcu olması gerekiyor. En üst seviyeye çıkan bir Türk futbolcu ya da basketbolcu şu ana kadar çıkmadı. Çok üstlere çıkan oldu ama en üst olmadı.

Semih Saygıner tarihin en önemli bilardo sporcularından biri olmasına karşın bilardo takip edilen bir branş değil, hele karom bilardo hiç değil. Bu nedenle bilardo severler dışında kimse tanımıyor.

Olimpik sporlarda ise Usain Bolt, Alexander Karelin, Michael Phelps, Sergey Bubka ve benzerleri gibi rakiplerini yıllar boyunca domine edemeyen bir sporcunun dünyaca bilinmesine pek imkan yok. Bunu yapabilen Naim Süleymanoğlu ve Halil Mutlu dışında sporcu çıkaramadığımız için soruya bu iki sporcu dışında olumlu cevap verebilmek pek kolay değil. Biraz da Hamza Yerlikaya sayılabilir ama çok emin değilim.

Alperen Şengün ve Arda Güler aktif sporcularımız arasında bu duruma en yakın olanlar sanırım.

en populeri naim'dir sanirim.

diger isimler semih sayginer'in sporu cok populer degil. arda guler bu konuda en yuksek potansiyele sahip. hem sporu dunyanin en populeri, kendisi de en ust seviyelerde oynayacak kadar yetenekli.

goat olarak yok. ancak dönemsel hatırlananlar hep oldu. fetöcü h. şükür de 2000lerde bilinirdi. sürekli hatırlanabilecek iz bırakan naim ve semih olabilir ancak bu nesiller bilmez. şu an en potansiyel alperen duruyor ama nba şampiyonluğu vs almalı ki o zaman hatırlansın. bir jokic nowitzski olmazsa zor.

hakan çalhanoğlu
arda güler
arda turan
nihat kahveci
kenan yıldız

muhtemelen midj + runway

Geçmiş olsun. Alet bozuk veya pilliyse pili azalmış olabilir mi? Pili değiştirin, başka bir aletle ölçün veya eczanede ölçtürün derim.

Panikatak olabilir.ben tansiyon aletini görünce direk panikliyorum ve yüksek çıkıyor.aynı şey hemşire,hastane falan içinde geçerli.rahat ol,düşünmeyi bırak.

13-10 yüksek sayılmaz.
Doğru sonuç almak istiyorsanız tansiyonunuzu yemek yedikten en az 30 dk sonra, kahve-çay gibi şeyler tüketmeden ve en az 15 dk dinlendikten sonra ölçün. Aralıklarla 3 kere ölçüm yapın. Sonuçlar arasında uçuk farklar yoksa alet sağlamdır.

tansiyon sinsi hastalik, bazi insanlarda belirti gostermiyor falan derler: www.memorial.com.tr

Yüksek tansiyon, belirti vermeden de tahribat yapabilen bir sağlık problemi.
Büyük tansiyon normal sayılsa da küçük tansiyonun 9 üstü olması hoş bir durum değil.
1 hafta süreyle sabah akşam tansiyonunuzu ölçüp bir çizelgeye işleyin. Mevcut durum devam ediyorsa çizelgeyi de yanınıza alıp bir dahiliye uzmanına görünün.
En az 10 dakika dinlenmiş vaziyette ve dik otururken ölçüm yapın.

Doktora görünmekte fayda var. Bende de hiçbir belirti yokken annemin tansiyonunu ölçerken baktığımızda 18-10 çıkmaya başlayınca dahiliye uzmanına muayene oldum. Benim de stresli bir zamanimdi ve ondandır diyordum çünkü hiç rahatsızlık vermiyordu. Hastanede muayene sırasında ölçüldüğünde 21 di hatta. Görevli ölçerken yüzüme bakıp durmuştu belli etmemeye çalışıyordu ama endiselenmisti. Neticede ilaca başladım şu anda da 14 aslında bir ara tekrar gitmeliyim dozu ayarlamaları için. Doktor yüksek tansiyonla yaşanmayacağını, belli olmasa da vücutta zarar olusturacagini anlattı. Yaş meselesi de var tabi ben elli yaşındayım. Siz genç olsanız bile gidin tahlil yaparlar ve anormal bir şey olup olmadığına bakarlar. İhmal etmeyin çok yüksek değil ama normal mi değil mi bilmeniz gerekiyor bence. Geçmiş olsun.

doktora görüneceksen 1 hafta tansiyon kaydı tut, sabah öğle akşam tansiyonunu yaz bir yere götür doktora

Büyü için mi lazım afedersiniz? Niye lazımdı ona göre bir şey diyebilirim.

Taksim meydanı,akm solunda,karşında gümüşsuyu yokuşu,sağ taraf vakıfbank

evet çok ama bu zengin oldugu anlamına gelmez. mesela kırşehirde dedemin 200 dönüm tarlası var satmak istedi 500 bin civarı ediyormuş.

@sizofren06
Deden seni trollemiş olabilir:)
1 dönüm tarla 2500 TL yani? Hem de Kırşehir de?
İki kişilik yemek parası

Irili ufakli, alakasiz yerlerde, 25 donum findik bahcemiz var. Asiri verimli yerler degil, nerdeyse yarisini biz toplayamiyoruz bile. Ancak tamamindan, bakim yapilsa cogu sene 2-3 ton findik cikar. Bu da ciro olarak yaklasik 300 bin TL demek oluyor. 500 donum bunun 20 kati kadar alan, tarim yapiliyorsa sahibi buyuk ihtimal zengindir diye dusunurum.

İç anadoluda 500 dönüm para etmez. Akdenizde kral olursun

O tarafta çok.

Tek parça yerine birbirine oturtarak vidalayacaksınız. Fakat 10x3 trapez ürettirseniz bile o boşluğa kutu profil konstrüksiyon yaptırmanız gerekli. Bir çatı veya demir işleri yapan biriyle anlaşacaksınız o size yapıp teslim edecek. Ayrıca bunlar duvar için çok çirkin durur.

Hiç ingilizce bilmeyen birinin bile 100 alabileceği basit bir test. Ben salonda girmiş, herkesten önce bitirmiş, 10 dakikadan fazla diğerlerinin bitirmesini beklemiş, çıkışta da şu sorunun 2 tane doğru cevabı var ya da şu sorunun doğru cevabı şıklarda yok diye uyarmıştım.

hrpeak kurumlara özel test/sınav hazırlar. her işe alım için aynı sorular çıkmıyor.
siz hangi kurum için giriyorsunuz?

düz mantık amerikalı kanadalı üreticiler türkiye'deki üretimin 21818831213 kat fazlasını üretiyordur gibi. türkiye'deki üreticilerin hayal edebileceğinden çok daha büyük şirketler bunlar.

karfur migros metro gibi global zincirlerle anlaşma yapıp türkiyeye türkiyede üretilenden daha ucuza getiriyorlardır.

Tüm ithal şeylerin ucuz olmasıyla aynı nedenden: dolar ucuz. Ekonomi yönetimi böyle istiyor.

Bazı ithal şeylerin, yurt dışına göre pahalı olmasının nedeni ise: vergiler. Onun dışında tüm ithal ürünler, neredeyse yarı fiyatına.


.

m.youtube.com

Her şeyi dışarıdan daha ucuza getirmek demek yerli üreticiyi kırıp geçirmek ve insanımızı marketlere , hazır gıdaya bağlı/bağımlı hale getirmek demektir.

Geçen gün de büyükbaş hayvanları olan bir abi söyleniyordu: yem fiyatları artıyorken sütün fiyatı düşüyor.
Bu gizliden gizliye "üretmeyi bırak" demek değil mi ?

Devletimizin de böyle halkın yediğini içtiğini, üretim kaynaklarını, hatta geleceğini tehlikeye koyanları ve insanları zor durumda bırakanları "terörle mücadele" kapsamında ele alacağı günleri bekliyorum doğrusu.
Şu firma , şu kadar ceza aldı demekle olmuyor.
Failler, zanlılar günlerce ifşa olmalıdır.
Yeni doğan çetesinin yaptıkları gibi.

Kanadayı bilmiyorum ama abd cevizlerinin lezzeti Türk cevizlerinden düşük.

kalite farki

ithal olanlar pekan cevizidir muhtemelen. Walnut'in oldugu yerde pekan cevizinin yuzune dahi bakilmaz (bakilir da ucuza oldugu icin bakilir)

Asil sebep tam olarak soylenmemis. ABD ve Kanada'da genis arazilerde, makinelesmis sekilde, modern uretim yapiliyor. Yani verim cok yuksek. Kalite tartismali, kuzey amerika gida urunlerine karsi cekincem var. Guvenmiyorum.

Turkiye'de ise gorece daha geleneksel yontemlerle is yapiliyor. Dolayisiyla maliyet cok yuksek. Biraz findik bahcemiz var, yevmiye usulu toplatmaya kalksak korkunc maliyet cikiyor. Az oldugu icin cogunlukla kendimiz hallediyoruz.

Cogu urunde %30-%40 farka ragmen yerli urunu tercih ederim. Tek cekincem yerli ureticinin mesela ilac, gubre vs kullanimini bilincsiz yapmasi. Bulabilirsem organik tarima uygun yetistirilmis olanlari tercih ederim.

ABD menseili antep fistigi aliyorum nadiren, cinsi bile bizimkinden farkli, tadi bariz bir sekilde bizimkilerden, veya irandan gelenlerden kotu.

semt pazarından kilosu 100 tl 'ye aldım taze cevizi geçen ay. bahsettiğinin tam tersi benim gördüğüm. ithal daha pahalı buralarda.

irish barlar olabilir. taksimde var 2 tane.

Saat uzmanı geldi. Çöp. Külot markasından saat olmaz. İçindeki quartz mekanizma hakkında da hiçbir bilgi bulamadım. Muhtemelen adi bir şey. O paraya Casio, Swatch falan alsan daha hayırlı olur. En azından kaliteli olduğunu biliriz.

Biraz daha koyup Orient alabilirsin:
www.aslansaat.com

Ya da al Citizen:
www.konyalisaat.com.tr

Ya da Seiko subbrand Lorus:
www.gunduzsaat.com.tr

Hatta bir sıralarsan o fiyata benzer Seiko'lar bile olduğunu görürsün:
www.saatvesaat.com.tr

Mahallede saat cahillerine hava atmak istersen armani, gucci falan saat alabilirsin ama saat gibi saat takmak istersen o fiyatlara bunlar var.

Marka önemli değilse bu tarz casio saatler var 1500 - 2000 liraya

cok kötü sakin alma.
keko saati resmen.
apple watch se al derim.

bu saatlerin kilosunu 500 liraya mahmutpaşada satıyorlar.

O paraya casio edifice al hocam. Evladiyelik 20 yıl kullanırısın.

Bu zamanda akilsiz saate para vermeyin, illa alacaksaniz isportadan, yoldan alin ucuza 5-6 cesit saat giyiminize, tarziniza, ruh halinize gore cesit cesit takin. Hele mekanik, otomatik saat guzellemesi yapan saat romantiklerini, geek'lerini islak odunla dovun.

herkes o kadar boklamiski saati hevesine uzuldum. bence super manyak dehset bisi sakin kacirma.

kalite arıyorsan katileti değil, ama klasik şık bi saat.

şerit ihlaline bile ceza gelebiliyor. bekle ve gör.

Yolda dönmeden hemen önce başka uyarıcı bir tabela,işaret veya
trafik lambasında döndüğünüz yön için yanıp sönen ok şeklinde kırmızı veya sarı ışık yok muydu?

@diye cevaplandı : Şimdi google mapsten baktım, trafik lambasında solu gösteren ok şeklinde bir işaret varmış

hocam ajandalar avukatlar için olmazsa olmaz item'lardan biridir. hazır yıl sonu gelmişken güzel bir 2025 ajandası alabilirsiniz.

ofis malzemeleri satan büyük kırtasiyelerde oluyor aslında. ankarada iseniz ofis ostimde var mesela sümen takımları.

ajanda da güzel fikir bu arada. isimli yaptırabilirseniz güzel olur.

Avukata deri evrak çantası alınır. Adeti budur bu işin.

güzel bir deri evrak çantası veya ismi yazılı güzel bir dolmakalem ve/veya masasına ismi yazılı sümen olabilir

Ajanda almayın mümkünse çünkü birçok baro ajanda hediye ediyor. Deri çanta (semender - law bag öneririm), dilsiz uşak yada ofis malzemesi almanızı öneririm. İlk aşamada çerçeveye ihtiyacı olacak sertifikalar için, trendyoldan 10’lu çerçeve yada bütçe daha yüksekse printer düşünebilirsiniz

iris xe'de daha çok execution unit vardır, grafik gücü daha yüksektir. bununla birlikte uhd grafikli h serisi intel bir işlemci kas gücü olarak daha çok performans gösterir ve işlemciye yaslanan oyunlarda daha çok fps sağlayabilir.

faktör çok olduğundan işlemcilerin gaming test videolarını izlemeniz sizi direkt sonuca ulaştıracaktır.

12450h en popüler seçenektir. bence 11. nesil işlemciler artık yeterince eski.

Diyabetik ketçap olarak ararsanız bulursunuz, var bunlardan.

Ancak piyasada markalı ve paketli olarak olarak satılan hiçbir ürünü koruyucu katkı maddesi olmadan bulamazsınız. Böyle bir arzunuz varsa evde kendiniz yapmalısınız. Ancak evde bir şey yaparken piyasaki fatklı hazır gıdaları kullanıyorsanız onlar içinde de koruyucu maddeler olur. Tamamen hammadde kullanmanız gerekir.

www.kocamaar.com

heinz'in az şekerli ve şekersiz bi ketçap çeşitleri mevcut. ama koruyucusuz olması zor.

Canvayı kullanmayı denediniz mi? PDF'i Canvaya yüklüyorsun ve çoğu şey editlenebiliyor. Hem de ücretsiz. Canva dururken ben birşey bakmazdım şimdilik. Eğer tüm ihtiyaçlarınıza cevap vermezse o zaman ücretsiz alternarif bakın bence.

ay başında aboneliğimi yenilemek için 190 küsürden 800 küsüre çıkaracaklarını yazdılar, müşteri temsilcisi ile yazıştım, 4 kat artırdıklarını söyledim, 380'e düşürdüler. sağolsunlar, 2-3 hafta önce aboneliğimi bitirip yenisini yaptırdığım için o kadar kadarlık miktarı da geri ödediler. isterseniz bir görüşün.

korsan "pdf annotator" programı kullanıyorum ytd
80 öyroymuş orijinali

muhtemelen uğur mumcu'da. aşağıdaki yorumda cevap olarak 438 70 51 numaralı telefondan erişilebileceği belirtilmiş, arayıp kesin bilgi alın isterseniz.

maps.app.goo.gl

nüfus müdürlüğü'nün web sitesine baktınız mı? haritada ben aradığımda bir tane çıkıyor, o da resmi web sitedeki.

www.nvi.gov.tr

www.buca.gov.tr Buradaki adresle NVİ'nin sayfasındaki adres farklı, çok saçma.
Telefonla bilgi alın +1

ugur mumcu üzerinde kaymakamlik binasi vardi, yıkıldı, nüfus müdürlügü de camlikule'ye taşındı. son 1 yildir gitmedim, kaymakamlik binasi yeniden acilmadi ise hala camlikule'de olmasi lazim.

Adres kirliliği olduğu gibi maalesef telefon numarası kirliliği de var :)
3 farklı telefonu yarım saattir arıyorum, en sonunda biri açtı ve Uğur Mumcu Caddesi üzerinde olan yeri tarif etti.

Cevap olarak yazayım da, ileride ihtiyacı olan biri olursa nasiplensin.

Adres: Yenigün Mahallesi, Uğur Mumcu Caddesi, No: 135, Kaymakamlık Binası Giriş Katı, 35390, Buca/İzmir
Tel: (0232) 439 27 67
Otobüs: 105 - ÇAMLIKULE - KONAK (Buca Halk Eğitim Merkezi Durağı)

herhangi bir buca otobüsüne binip cevik bir duraginda inersen yürüyerek 5 dakika, 105'i beklemene gerek yok.

Kaymakamlık binası yenilenirken çamlıkuledeki adrese taşınmıştı, inşaat tamamlandı ve 23 eylül tarihinden itibaren yenigün mahallesinde hizmet veriyor. Yol tarifi için Deckard +1

gectiğimiz ay kendisi davis cup'da emekliye ayrılıcam diye açıklama yapmıştı aslında. ama çok plansız oldu bence. fede ve djo kesin katılırlardı ama öyle bir maç programı oldu ki devam edecek mi yoksa son maçı mı olacak bu belirsizdi. koskoca gözümüzün çiçeği nadal için böyle bir organizasyon(suzluk) yapılmamalıydı. beceremediler. novak orada yer almak için ispanyaya gitti ama belirsizlik nedeniyle o anda salonda değildi falan filan. yakışmadı bu veda töreni. ben isterdim ki olimpiyatlarda veda etsin. zaten roland garros adamın kendi evi. orada vedanın hasını yaparlardı. ama nadalcım da uzattı da uzattı... neyse çok özlenecek, djokerimiz kaldı elimizde sadece...


ek. ama sanırım hafta sonunda turnuva sona eridiğinde bir ne vi kapanış töreninde yeniden bir veda olabilir. ama saçma olur. roger ve novak da katılırsa güzel bir veda olur. tabi temizinden tek seferde dün olsaydı çok iyi olurdu. ya da nadal'ın ekibi diyecekti ki bizim oğlan hafta sonu bırakıyor ona göre organize olsun herkes... ama bunu bile diyemediler...

btk, cimer, siber suclar

usom

aktivist insanlar mı gerekiyor? kuzey ormanları savunması diye bir oluşum var mesela. böyle bir şey olabilir mi? üniversitelerin ekoloji kulüpleri olabilir belki.

üniversite kulüpleri

Eski geziciler Hes karşıtları nereye kayboldu?

Kapağın seviyesini ayar vidası o

Edit: Şurda anlatmış bak.

www.youtube.com

2 kapaklı bir dolap dusunun. Siz bu vida ayarı ile oynadıkca kapanan iki kapak arasındaki boşluk artacak ya da azalacak (hatta çok sikarsanjz kapaklar birbirine değip düzgün kapanmaz)

cok sagolun arkadaslar, benim attigim dolabin iki kapaginda da bu vida bosta duruyor resmen hicbir fonksiyon sunmuyor gibi gorunuyor. dolabin icine ekstra bir raf alacagim da bir ihtimal vidalari cikarmam gerekebilir o yuzden sormustum, sanirim cikarsam da bu durumda cok bir sey degismeyecek gibi duruyor.

iç tarafta o vidanın ince belli yerini, takarken kızaklı yatağa girdirmek gerekir yoksa o vida işlevini yerine getirmez. onun için de belli bir gevşeklikte pay bırakmak gerekir takarken.

aslında aşırı gerekli bi vida. çıkarmayın.

yazilmiyor diye duydum hatta bu eds tarzi devletin kendi kamera guvenlik sistemlerinde bile basinda bir polis olmadan ceza kesilmiyormus

ben 2-3 kere kullandım ceza gitti mi bilmiyorum. ama vatandaşın çektiği görüntü kullanılamıyomuş. ama sosyal medyada popüler olan videolarda bazen ceza yazıyolar.

İlla birine yazmam ya da telefonda konuşurken söylemem gerekmiyor, herhangi bir şeyden bahsedince o gün ya da sonraki gün bir şekilde o ürün benim önüme geliyor reklam olarak.
Bu bir yandan çok korkutucu geliyor bir yandan da tesadüftür ya o kadar da değil diyorum.
O kadar çok insan var yani hangi birini dinleyeceksin de filtreleyeceksin de bunları yapacaksın çok zor gibi geliyor ama bilmiyorum.
Bu konuda kafam çok karışık.

Var hocam böyle bir şey ismi de Skynet.

(bkz: seçici algı)
(bkz: The Baader–Meinhof Phenomenon)

dinleniyoruz dinlenmesine ama normalde de olan durumlar bunlar. geçen gün rüyamda iki arkadaşımla balık yediğimi gördüm. arkadaşlar antalya'da ben başka şehirdeyim. birkaç gün sonra birden bire antalya'ya kayınvalidelere gitme durumum oldu, yemekte balık vardı mesela. 1 gün sonra da o arkadaşlardan biriyle epey vakit geçirdik. hatta arabada oltamız da varmış konyaaltı'nda salladık biraz :) yıllardır oluyor bunun gibi şeyler. çok takılmıyorum artık. zira yıllarca kafa yorsam da çözemedim.

sizin olaya gelirsek babadan ayrı bir yerdeyseniz sizi dinleyip başkasına video önerme olasılığı düşüyor ama aynı wi-fi ağını kullanıyorsanız olabilir ya da eskilerin dediği gibi kalp kalbe karşıymış da diyebiliriz.

bu gerçekten de cevabını bilemeyeceğimiz, bilsek bile tartışmaya devam edeceğimiz bi konu.

cep telefonunun sürekli sizi ve ortamdaki sesleri dinliyor olması, bu sesleri metne ya d benzeri bi dataya çevirmesi, bu dataların güvenilirliğini sorgulamadan sunucuya göndermesi pek az ihtimal.

bi kere sürekli dinleme için çok güce ihtiyaç duyar telefon. bunların işlem maliyetleri çok yüksek.

öte yandan "hey siri, hey google" dediğimizde çalışan bi telefon varsa, pardon zaten sürekli dinliyor demek değil mi bu?

hey google, hey siri komutlarını duyup ayrıştırabiliyorsa, "traş kolonyası" sözcüğünü de yakalayabilir, "pandalar ayakta uyur" cümlesiyle de tetiklenebilir.

bahsettiğiniz duruma benzer çok şey yaşadım ben de.
rastlantı olmaktan uzak diye düşünüyorum bi yandan, bi yandan da hala mümkün gelmiyor. dediğim gibi sizi dinleyip duysa bile her duyduğu üzerinden işlem yapamaz ki. kirli bi veri kümesi olur.

konusmanı dınlıyor telefon mıkrofonlar ve reklam atıyorlar bu yuzde yuz dogru ama dıger konuya emın degılım o kadar varmı dıye

bu meretten nasıl kurtulurum diyen kişi diğerlerinden bir adım öndedir ve kesin bırakır.
şimdiden hayırlı olsun.
benim için Allen Carr'ın kitabı yeterli oldu. denemediyseniz önerebilirim.
eksisozluk.com

yillardir farkli yontemlerle deneyip basaramadim. en son 171 sigara birakma hattini aradim. hastane randevusu icin geri aradilar. doktor bupropan diye bir ilac verdi. onun sayesinde birakabildim. ilk 3 gun sabah bir adet hap, sonraki gunler sabah bir aksam bir hap seklinde aliniyor. 14.gun sigarayi birakmaya karar verip oyle sigara ile birlikte kullandim. 14. gune gelmeden sigaradan sogumustum, zar zor iciyor bitiremiyordum. sonrasinda sigarayi tamamen unuttum, hic aklima gelmiyor. sanki hic icmemisim gibi. ilacla ilgili herhangi bir yan etki de yasamadim.

ek not: doktor ilaci 6 ay kullanmami soylemisti.

Zyban, kalp şeker ve antidepresan ilaçlar kullanmamayı gerektiren bir ilaçtır. İlk icat edildiğinde antidepresan olarak tasarlanmış, sonradan özellikle sigara bağımlılığında bağımlılık çözücü özelliği fark edilerek onun üzerine gidilerek oluşturulmuş bir ilaçtır. Kalp hastası, şeker hastası, hamile ve antidepresan kullanan insanlar Zyban kullanamazlar.

Ben vaktiyle Zyban kullandım, muhteşem bir anlamsızlık vermişti, anlatılmaz, yaşanmalıdır. Bırakma sebebim sevgilimin çok rahatsız olmasıydı, kendim için bırakmıyordum yani. İlişkimiz bitince çat diye yaktım sigarayı. Çünkü kafamda bitmemişti.

Ama Zyban'ın kullanılıp nasıl bir etki uyandırdığını görmek lazım, tecrübeye değer diye düşünüyorum. Onun verdiği anlamsızlığı esas sigara bağımlılığından kurtulma sürecimde çok güzel kullanmıştım, bana çok yardımcı olmuştu o tecrübe. Eğer bahsettiğim hastalıklar ve gebelik yoksa kullanabilirsin bence. Yine de öncelikle doktor gözetiminde olmalısın.

tablet android ise şöyle yapardım, önce slaytı pdf olarak kaydederdim. (Öyle bir seçenek yoksa yazdır dedikten sonra pdf olarak kaydet çıkıyor olabilir)

Sonra Squid uygulamasında açardım, üzerinde istediğim gibi çiziktirirdim.

Edit: evet sonra print de alınabilir, yine pdf olarak da kaydedilebilir.

Edit 2: soruyu doğru anladım değil mi tablete inmiş bir slayt dosyası mı var yoksa tahtayı çekip not alma olayını mı diyorsunuz?

Eğer öyle ise, cevap yine squid. Boş sayfa açıp sağ üstten ekle deyip kameradan veya galeriden görsel ekleyip üstüne altına sağına soluna not alabiliyorsunuz.

Xodo pdf reader da olabilir.

Goodnotes. Hayır almıyorum çıktısını. Bilgisayardab OneNote ile bir alan arkadaşlarım vardı.

tablete pdf inebiliyor.
ipad.

aşağıdaki tarifte süt tozu eklemişler, bir de şeker var (maya için muhtemelen). süt tozu sağlıyor olabilir bahsettiğiniz kıvamı.

www.nefisyemektarifleri.com

youtu.be

evde yaptığın poğaça da pastaneden aldığın poğaça gibi yumuş olmuyor. pastaneden aldığın pastanın da keki ayrı bir yumuşak.

niye? poğaçada biskin adı verilen susuz bir margarin var. pastanın kekine ovaleks isimli endüstriyel bir kabartıcı katılıyor.

bunun hamurunda da eminim hamuru kurutmayacak, yumuş yumuş kabartacak bir gıda katkısı ekleniyordur.

Birincisi, çok amaçlı un yerine protein oranı yüksek ekmek unu kullanıyorlar büyük ihtimalle.
İkincisi, hamurun ilk mayalanmasını soğuk ortamda ve uzun sürede yaparsanız çok daha iyi oluyor. (Buzdolabında en az 12 saat, en fazla 3 gün.)
Üçüncüsü ve evdeki fırında yapamayacağınız en önemlisi, hamur çok yüksek sıcaklıkta çok hızlı pişiyor.

Bu ikisi dışında, katkı maddesi olmadan yumuş yumuş hamur yapmak için hamurun içine az miktarda instant patates püresi (images.app.goo.gl gibi) ekleyebilirsiniz.
Hem instant patatesli hem süt tozlu örnek tarif, pizza için de kullanılabilir gibi: www.kingarthurbaking.com
instant patatesli pizza hamuru: littletennesseehome.com

Ya da Japon sütlü ekmeklerindeki gibi yudane ya da tangzhong'la hamur yapabilirsiniz.
Şurada pizza için denemişler, işe yaramış: doughcraftonline.com
Örnek ekmek tarifi: www.chopstickchronicles.com

Ek: www.soke.com.tr ben ekmek ve mayalı hamur için bu unu kullanıyorum, protein oranı %13 (çok amaçlı unlarda %10).

10-15 sene önce bir pastane poğaçası videosu izlemiştim, 4/3 u margarindi. O gün bugün ağzıma sürmem :)

Hamburger, tost ekmeğinde de hayvan gibi var; muhtemelen Domino's pizzasi ekmeğinde de vardır.

Dominos, little ceasars öncesi 2000 lerin başında pizza dilim olarak satılıyorken "pizza pizza" tarzı pizzacıların hamurları çok daha iyidi. Dominos bunun yanında bir şey değil

cevap soruda gizli.

anneniz kime sormuş? marangoz. marangoz dediğin adam masif ahşaptan kapı yapar, pahalı olur.

siz nereye bakmışsınız? koçtaş. oradaki kapılar amerikan panel kapı. kartondan hallice bir malzeme. ben amerikan kapı yapan marangoz görmedim.

ölçüyle yaptırmak istiyorsanız amerikan kapı imalatçısına gidip yaptırabilirsiniz. kilitleri, kulpları hariç, gerisi dahil 4000 lira tek kapı.

Geçen mart ayında 3 kapıya 11 bin verdik diye hatırlıyorum,bildiğin ahşap kapı yapıldı. Takma işlemini eşim ve babam halletti,hadi onu da onlar taksa 5-6 bin alırlardı herhalde. Biz Bursa'dayiz.

Amerikan kapıların içi karton o yüzden fiyat farkı var arada.

koçtaşta işçilik de satarlar, oraya sorun.

çıkma mobilyacılarda kapılar 800 tl falan en güzeli. çıkma mobilyacı bulun bi de düzgün usta, max 2000 tl tutar. marangoz da taş yesin.

çıkma inşaat malzemeleri satan yer bulun. her semtte olur 2-3 tane.

Arzum Okka kullanıyorum, basic bir makine ama memnunum, hiç üzmedi 2 yıldır.

@but that bundan mı bahsediyorsunuz peki www.mediamarkt.com.tr

arçelik telve bence en güzeli. ama artık kahveler güzel değil.

merhaba, ben de türk kahve makinesi bakiyorum.

cezvenin malzemesi benim icin önemli.
arzum okka mesela kasa celik ama cezve plastikmis. ben varsa plastik cezve degil de daha kaliteli bir cezve ariyorum

Arçelik telve kullanıyorum,cok memnunum.

bunun arçelik olanını ofiste kullanıyoruz memnunuz, günde yüzlerce kahve yapılıyor, 8 ay oldu banamısın demedi, eve de aldım.

www.mediamarkt.com.tr

airpods 4 de type-c var 11 de ne var bilmiyorum

11’de lightning var, usbc kablo almanız lazım.