Ekşi Duyuru

Kotorda Royal Blue Residance
Budvada Harmonia by Dukley
iki tarafın da en iyi ilk 3 oteli içinde bunlar var. tavsiye ederim.

Direkt kaplama kağıtları var. Onlara bak.

Dantel örtü.

kaplama kagidi demeye geldim ben de.
degisik bir materyalden yapilma cok eski mutfak tezgahimi kapladim asiri memnunum. iki senedir sudan bile zarar gormedi.

ben TR'de degilim ama ayni boyle bir seydi (fiyat da benzer): www.trendyol.com

Eger marka onun icin onemliyse, esya almak yerine 'deneyim' satin alsaniz; konser bileti, tiyatro bileti, bir filmin ozel gosterimine bilet, yemek kursu vs. Bunlarin fiyatlarina iliskin hic bilgim yok ama zaten her seyi olan insanlar icin (olmayanlar icin de aslinda) bu tarz hediyeler daha guzel bence. Bir de eger yolculuk yapmayi seviyorsa, guzel bir defter ya da seyahati rahatlatacak aksesuarlarda olabilir, onlarda markanin asiri onemi olmuyor cunku.

shot oyunları olabilir
mudo, beymen gibi sitelerin hediyelik/hobi&oyuncak kategorilerinde güzel seyler oluyor

www.ciceksepeti.com
www.mudo.com.tr
www.mudo.com.tr
www.beymen.com
www.beymen.com

İp bilekliği bağla eline; leylek görene kadar çıkartma de.

Acı, durman için, yapmaman için vücudunun sana verdiği işarettir. derdi hocam.

Acı varda dur. Acı varsa yapma.

Araba calma sucu ne alaka onu anlamadim? Arabayi muhtemelen esinizin uzerine almissiniz ki esiniz babasinin uzerine gecirebilmis, dolayisiyla arabanin sizle bir alakasi yok artik.
Sordugunuz sorular buradan halledilebilecek seyler degil, mutlaka Almanya'da bir avukat tutun. Muhtemelen vekalet ile avukatiniz karti da teslim alabilir zaten.

araba benim üzerimeydi ben almıştım bayiden benden habersiz arabayı kayınbabam üzerine almış.
Almanya da başka mahkeme için avukat tuttum vekaletim var ancak şuan oturum kartı benim için önemli değil çünkü Almanya ya döndüğümde kalacak yerim Yok kiraladığımiz evden çıkmış eşim.

Crossfit birçok farklı spordan bir şeyler alıp ortaya bir şey çıkarmaya çalışan bir spor (ne cikarabildigi tartisilir). Içinde olympic lifting de var cardio da bar bodyweight yani sizin calisthenics de var. Hepsinden bir şeyler alıp bir şeyler yapmaya çalışıyor.

Redditde çok iyi kaynaklar var bunun için. Eminim sormak istediğiniz sorularin yüzde 99 cevapları orada var.
www.reddit.com

3 ay once bagdat caddesinde bir kuafor - kesim 1000 tl (guzel de yapamadi)

Ben de ocak ayında 550 ödedim, İstanbul.

Yaz aylarında 500 ödedim,üstelik güzelde kesmedi. Dün başka bir kuaför buldum 200ye harika ķesti. Şehir Bursa.

999 oranında yani 001 daha saf altın satılır

Ancak muhtemelen sizi dolandırmaya çalışacaktır kuyumcular.

Ons fiyatından gramı hesaplayın en kötü tr fiyatıyla

Pazarlık yapıp oraya indirin

guzel soru. ben amerika'da kuyumcu gordugumu hatirlamiyorum.

amerika'da genelde insanlar hisse senetlerine, yani ekonomiye yatirim yaparlar. altin alip yastik altina atmak gibi bir kavram yok. altin alan da mucevher alip koluna takmak icin aliyordur.

para olarak basilip satiliyor, cegreklik, 10c, 5c gibi madeni paralarin altini/gumusu vardir. onun disinda 1 onsluk kucuk kulceler de var.

postanelerde bile bulunur, bunun disinda walmart, costco gibi marketler de satar.

ben pek alan gormedim, fiziksel altin/gumus almak biraz geleneksel bir mevzu.

ben olsam kesinlikle kuyumcudan falan almam, illa alacaksam costco'dan alirim. En guvenilir marka bence costco.

Amerikalılar bizim gibi bilinçsiz olmadıkları icin altına değil borsaya yatırım yaparlar. Ama illa alacaksanız her yerde bulursunuz

Altin normalde yatirim degil deger koruma araci oldugu icin cok tercih etmiyorlardir. Yatirim icin yukarida da soylendigi gibi hisse senedi ve fonlara yatirim yapiyorlar, altini ziynet esyasi olarak kullaniyorlar.

Su sitede satisi var: www.apmex.com

Turkiye'ye kiyasla biraz daha ucuz gibi.

@sertac akın,

Türkiye’den ucuz değil.

1. 20g alıyorsun Türkiye’deki gram fiyatıyla karşılaştırmamak gerekir. Kapalıçarşı’da 20g alcam desen ekranda ki fiyattan indirim yapıyorlar.
2. Gördüğün fiyata tax dahil değil.

Yeni denk geldiğim bir video var onun linkini koyayım, biraz anlatıyor işlerin nasıl döndüğünüz.
5:44'ten itibaren başlıyor.

youtu.be

önce kardiyo sonra full body çalışıyorum. ben koşmayı çok sevdiğim için, koşmadan duramadığım için böyle. doğrusu bu değil. kardiyoyu iyice azalt. başlangıçta ve biterken 5'er dk yeter.

Kilo sorunu olan birisin. Haftanın her günü spor, yaşam tarzı haline dönüştürülemez. Aksattığın ilk anda o verdiğin kiloları bonusuyla beraber geri alırsın.

Adam gibi ağırlık çalışıyor ve beslenmene de dikkat ediyorsan kardiyoya çok çok ihtiyacın olmaz. Zaten çok güzel yağ yakıyor olman lazım.

Ağırlık çalıştığın günler, antrenman sonunda kalan enerjiyi de kardiyoyla tüketmen bence en mantıklısı.

full body çalışıyorum, son hareket olarak kardio yapıyorum.

Spor yapmadiginiz günler yapın.
Cardio değil conditioning. Yavaş; yürümek, hafif bisiklet sürmek vs bunlar sizin toparlanmanızda yardımcı olur.
Bir de hızlı olarak koşmak, merdiven çıkmak, ip atlamak var. Bunlarsa sizi yorar. Programiniza göre dikkat etmeniz lazım.

Kilo fazlaniz varsa kardiyo ile ek yük bindirmeyin. Off günlerde hafifce yapın.

Her gün kardiyo yapmaya gerek yok. Yani bunu google yaparak okuyabilirsiniz ama gene de koyalım bilgiler;
youtube.com

youtube.com

youtu.be

youtu.be

Neyse kısacası kardiyoyu böyle 10 emir gibi dusunmeyin. Yürüyün. Ağırlık antrenmanı bozmayacak şekilde haftada iki gün heavy kardiyo yapın yeter.

yapma abi, bir sey olmaz. saglam bir idman yapip kalorilerini de sayiyorsan cardio yapmak icin hicbir sebebin yok. saglam idman yapacaksan sakin ama sakin idman oncesi kardiyo yapma. illa yapacaksan 1 ya da 2 gun yapsan da yeter neden daha fazla yapasin ki zaten.

kondisyon eksiğin yoksa bence kardio yapmana gerek yok. her antrenman sonunda 10 dakika bisiklet sür yeter

Olur

Abi şimdi tahmin ettiğim pro perfeck gördün heralde.
Firmayi aradim, web siteleri yok. Instagram sayfalari var.

Pet clinique websitesi var, ürünler detaylı anlatılmış, video bile yapmislar. Pro perfeck içinde ne olduğu bile yazmıyor. Başka ürünlerine de baktim, hiçbirisinde bilgi yok. Yani firma içine ne kattı nasıl yaptı kim üretiyor hiç kimse bilmiyor.

Yani ben buna güvenip hayatta almam. Bir sorun oldu, kime ulasacaksiniz?

Yani alabilirsiniz tabi de aynı kalitede olmayacağı çok belli.
Bu arada benzer ürünü yurtdışında bile bulamadım. Ne kadar gerekli olduğu konusunda bir tık şüphem var.
Başka markaysa isim verin bakalım.

Bu arada şu örneği vermek isterim; köpeğime kalça icin destek ürünü veriyordum. Onlarca makale okudum ve sayesinde ucuz ürün ile pahalı ürün farkını anladım. Içinde kullanilan ürünün kalitesi, içindeki ürünün miktari vs derken nasıl ucuz oldukları ortaya çıktı. Yani bir ürün ucuzsa ve diğeri pahaliysa bunun sebebi direkt diğeri kazikliyor olamaz.

tam sorunuza yanıt olmayacak belki ama...

bu hayvan neden kabız oluyor?
kedi durup dururken kabız olmaz.
megakolon başlangıcı mı var mesela?
ya da o dönem mama değiştirmiştiniz, ondan mı öyle bir kabızlık süreci yaşadı?

mesela kabızlık için sürekli digestive mama kullanacağına nd'nin balkabaklı ve tahılsız maması var (ki o da biraz tuzlu ama örnek veriyorum sadece, başka bir sürü alternatif de var), onu neden kullanmıyor?

yani akut durumlar olur, ona göre dönemlik mama değişir, destek kullanılır, ilaç verilir falan da, bunun sonra düzelmesi lazım.
yani en başta da dediğim gibi, bu hayvan neden ilk etapta kabız olmuş?

bunun dışında, eğer kronikleşmiş bir sorun varsa, genelde bu tarz ürünlerin yan sanayi ve yerli versiyonlarını sıklıkla yapıyorlar ama aslı kadar performans sergilemiyor maalesef.
oradan yapacağınız tasarruf, veteriner masrafı olarak geri dönebilir.
bu konuda logisticsmanager +1 diyorum.

yine de dediğim gibi, sorunun temeline inmek lazım.
şöyle söyleyeyim, benim kedimin ileri derecede mega kolonu vardı, ameliyatla bağırsaklarının 3'te 2'si alındı, kolay sindirim için digestive mama kullanmadım.
o bahsettiğim nd'nin balkabaklı serisini kullandım.

ve sonra yaşlanıp yaşlılıktan öldü, sağlığı çok iyi şekilde yaşadı.
yani artık o kadar fazla ürün var ki her markada, normal şartlarda sürekli veteriner maması yemesi de çok şart olmayabilir.
sindirim meselesi biraz değişik, yani sürekli sindirim desteği kullanmak uzun vadede sürekli dozu arttırmayı da gerektirebilir.
o yüzden süreci iyi yönetmek gerekiyor.

Blatta’nın dediği gibi bu hayvan neden bu sorunu yaşıyor? Mesela benim kedim de benzer problemleri yaşadı. Bir sürü testler yapıldı ve sizin dediğinize benzer şeyler söylendi. Sonra başka bir veterinere götürdüğümüzde tüyleri kesmediğimiz sürece bu sorunu yaşayacağını söyledi ve traşlamamızı önerdi. Ben de kuaförlern ara makasını alıp kedinin tüylerini kırpıp azalttım ve bir daha bağırsak sorunu yaşamadık. Gimcat in gastro intestinal maltını kullanıyoruz mamaya gerek kalmadı.

Zincirin gerginliğini ayarlamak için arka teker aksının çatala bağlantı yerinde ayarı vardır, eğer bu ayar kısmı geriye dayanmış olmasına rağmen zincirde bolluk var ise zincirin değişim zamanı gelmiştir. Tabii ki motora otururken baktığınızı varsayıyorum,

www.youtube.com

allegri'yi görünce dayanamadım, yeni nesil ilahi

www.youtube.com

youtu.be

Degisik bir tarz: www.youtube.com

Maf sensörünün temizlenmesi gerekiyor olabilir. Hava filtresi de olabilir.

enjektörlere baktırın, hava akış ve oksijen sensörü de kontrol edilmeli.

Bu konuyu ne için öğrenmek istediniz ona göre anlatım tarzı değişebilir.

Bahsettiğiniz şarkıyı bilmiyorum ama batı müziklerinde asıl melodi başka, bas gitarla veya çelloyla çalınan alttapı başka, armoni/kontrpuan tarzı destekler başka bestelerdir. Ama illa her heceye bir nota düşmez, öyle olursa müzik yapılamaz. Bir heceye birçok nota da düşebilir, bilmem kaç hece boyunca aynı nota da söylenebilir. Size tam olarak ne lazım onu anlamak isterdim

bass için, gitar için falan hikaye. nota dediğin şey zaten bir dil. senin bu dili okumayı öğrenmen gerekiyor, farklı bir dil üzerinden kodlayarak ilerleyemezsin. kendi kendine bitmiş bir ot gibi kulaktan çalmayı öğrenen kişiler de var mesela ama solfej yapamazlar. solfej yapamayan da akademik müzik çevresinde ilerleyemez mesela. konuşmak ve okuryazar olmak gibi iki farklı şey yani bunlar.
solfej dersleri alabilirsin iyi bir hocadan.
öyle karşılığında hece olsun falan dersen iş iyice çorbaya döner.

Müsadenizle asıl derdimi anlatayım. Yüksek Lisans tezim LSTM ile Lyric Generation yapmak üzerine. Yani bir müziğe uygun şarkı sözü generate eden bir sistem geliştirmem gerekiyor. Ve bunu da mevcut söze alternatif olacak şekilde değil, müziğin ve melodilerin anatomisini çıkardıktan sonra müziğin moduna, ruhuna uygun bir şekilde yapmam gerekiyor.

Mesela aşağıdaki gibi bir şey buldum bu nedir? www.musicnotes.com

Nota üzerinden bakarsak "She's got a smile" denilen yerde nota karşılığı bulunuyor. Ben şimdi bunu gitarla çalmaya kalkarsam, slash'ın çaldığı kısma mı denk gelir, yoksa AXL Rose'un söylediği kısma mı? Yoksa bu ikisi zaten aynı mı?

söylediği kısma.

Birebir aynı şeyi çalsalar çok sıkıcı ve sürekli aynı olan bişey ortaya çıkar. Mesela akorlar içinde 3+ nota barındırıyorlar, vokal tek tek notalar arasında dolaşıyor gibi düşün yani her hece bir nota diyebiliriz ama gitar ona uygun (gam deniyor sanırım) bi arpej çalsa bir sürü farklı nota da çalacak. Mesela Mor ve Ötesi'nin Bir Derdim Var parçasını aç, Harun şarkıyı gitarla aynı şekilde mi söylüyor :D öyle söylese nasıl olurdu bi hayal et :D Bas arkadan tek tek nota basıyor, gitar çok daha akıcı bir arpej (ama bir sürü farklı nota) basıyor... Uyum var ama.

söylediğin şeyi sanırım şöyle yapabilirsin, çalan parçanın kök notasını vs. tespit edip ona uygun notalar oluşturan bir kod yazarsın. Tabii parça nasıl bilmek lazım, major minör lydian bilmemne bir sürü mod var ona göre notaların gidişatı değişiyor. Müzik profesörü biriyle oturup konuşman lazım sanki.
online.berklee.edu

önce mekan sonra plan derim, plana göre mekana gidilmez. çoğu zaman es geçilen ama es geçilmemesi gereken 3 yer.

- beylerbeyi sarayı
- arkeoloji müzesi
- deniz müzesi

üsküdar tarafından başlamak daha iyi olur kuzguncuk'ta bir kahvaltı ya da saleple. en azından öğleden sonraki kalabalığın karşıda daha güzel bir etkisi var kötü de olsa, anadolu yakasının kalabalığı soğutuyor. ne kadar erken çıkarsanız o kadar keyifli olur. bir de müzekartınız yoksa almanız çok işe yarar.

www.kulturportali.gov.tr

Fatih'te tekfur sarayı ve Kariye camisini gör.
Panaroma 1453 Müzesini gör
Topkapı kaleiçine git surları gör
Pazartekke tranvay durağının orada Cüneyt Arkının Malkoçoğlu filmlerine mekan olmuş, restore edilmiş surları gör.
Tranvaya binip ünlü Çapa hastanesinin önünden geç
Önünden geçerken Valide Sultan Camiini gör.
Beyazıt'da inip Beyazıt Camiini, İstanbul Üniversitesinin meşhur kapısını, Kapakı çarşı'yı gez.
Tranvay yolunundan aşağı yürü, çemberli taş'ı, yerebatan sarayını, Ayasofya'yı Blue Moskue'yi gez.
Aşağı yürümeye devam et, Gülhane Parkını ve Topkapı Sarayını gez.
Aşağı yürümeye devam et, Eminönünde Balık ekmek ye. (Ben olsam yemem.)
Oradan, Yeni CamiiYi gör, güvercinleri besleyip, Mısır Çarşısını gez, Tahtakale'ye bir Ceee deyip Galata köprüsünden geç.
Tünel'den Galata Kulesine doğru çık. Galata kulesini gezip İstiklal Caddesine yönel.
Taksim Meydanı'nı da gezip Fenikülere Bin. İn aşağı Beşiktaş Çarşı'yı gez.
Dolmabahçe sarayı'ndan Yıldız Sarayı'na git, gez. Arada açıksa Deniz Müzesi'ni gez.

Yoruldum. Kalanını başkası anlatsın.

Olmazsa olmaz 3 yer: Topkapı sarayı, Ayasofya - ı Kebir camii, İstanbul arkeoloji müzeleri

Öncelikle bilgisayara bağlayıp shutter sayısına bakmak gerekir gerçi o da tam kriter değil çünkü uzun süre videoda kullanılmış da olabilir.
Sensörde çizik var mı, lenste toz, mantar var mı, lens halkalarında oynama gevşeme var mı bakılır.
Sonra uzun süre pozlayarak en açık ve en kapalı değerlerde fotoğraf çekip yanık ölü piksel var mı bakılır.
Seri çekim yapılıp hem shutter hızına sesine makinenin çekim ve kayıt hızına bakabilir.
Farklı yerlere hızlıca odaklanıp netleme sorunu var mı bakılabilir.

İkinci elde risk her zaman vardır. Kolay gelsin.

kalitesiz olanlar hemen parçalanabiliyor ama kaliteli olanlar sonradan da kullanılıyor. paketin içinden bir tane kilit aparatı çıkıyor, onu saklayın yeter.

Yırtık vs olmamışsa kullanabilirsiniz ama hava sızdırmayanına denk gelmedim. İllaki şişiyor bir süre sonra.

Bir zamanlar kaliteli bi markanın 7-8 tane almıştım. İlk kullanışta şişen de oldu, beş altı kez kullandığım da. Biraz şans gibi.

Bunun yerine deliksiz elbise poşeti kullanın. Hem çok ucuz hem sızdırma derdi yok. bir iki denemeyle halledersiniz

eline ulaştığı andan itibaren başlar o süreç

Mağazadan teslim aldım. 7 gün iade süresi varmış. Bu 7 gün süre, mağazadan alınan günü de kapsıyor mu?

Bomonti bit pazarında zaman zaman rastlıyordum ben. Bit pazarlarını dolaş, Her gittiğinde bulamayabilirsin ama zaman zaman düşer.

Bit pazarlarına ek olarak eskiden kaset, plak gibi ürünler Unkapanı plakçılar çarşısında satılıyordu son durumu nedir bilemiyorum ayrıca bu tür ürünleri satan özel dükkanlar bunların dışında belki veri yedekleme merkezlerinde bulabilirsiniz Kadıköy Yazıcıoğlu pasajı civarındaki veri yedekleme merkezlerine bakın.

vergi dairesine aktarılmış kyk kredi borcu için enparadaki dolar hesabıma bloke kondu. uyarı filan olmuyor uyarsalar zaten çeker boşaltırsın parayı ne anlamı var :D

@konetsu:

kyk borcu farklı bir şey de, şirketin olduğu zaman ödeme emri, e-tebligat falan gibi şeyler var vergi dairelerinden gelen.
yani öyle "parayı çektim boşalttım hesabı" demekle olmaz zaten şirketi olan insan için.
belki bir kere dersin, iki kere kaytarırsın, sonuçta şirketin açık olduğu sürece o parayı senden alır.

kyk borcu ile aynı şey. ikiside 6183 sy. kanun ile takip edilen kamu alacağı. tüm kamu alacaklar için önce ödeme emri e tebligatla yollanır. ödeme yapılmadığı zaman haciz işlemlerine başlanır.

yorumlarda like dogs demişler www.imdb.com fragmandan da o gibi.

bombos gundemler, gercekler konusulmasin maksat. mesele zaten buydu

Davanin mevcut savcisi zaten disariya bilgi sizdirdi diye sorusturma gecirip, emekli ediliyor. Baris Terkoglu bahsetmisti kenarindan: www.cumhuriyet.com.tr Meselenin ne oldugunu bize anlatmazlar zaten ucu bir yere dokunuyorsa, olay sundurulur

Ben gitmedim de bizim bölümdeki kızlar tüm kız kıza bekarlığa veda kutlamalarında falan Schön'e gitti. Daha meyhane gibi ortam için de Piraye'ye gittiler

Yani bir imax performansı bekleme. Eski güzel sinema işte. Retronun aşığı olarak takılırsan beğenirsin. Yoksa bir son teknoloji beklersen üzülürsün.

@prole yok hic oyle bir beklentide degilim. Hatta keyif bile alirim, tesekkurler :)

Büyük salonun mimarisi de çok progresif bence zamanına göre. İyi seyirler.

sinema gibi sinema

Salonu bayagi merak ettim su an :) @prole

aşırı kötü bence dar

iki salonu var yalnız, dikkat et.
ikinci salonda ev sinemasının bir üstü deneyimi yaşarsın.

@rare hmm film hangi salonda bilmiyorum bakayim

salon guzel, koltuklar rahat. pisman etmez ama bekleme salonu kucuk oldugundan darlayabiliyor. ozellikle bizim insanlar yuksek sesle konusmayi abes gormediginden film oncesi cok rahatsiz edici.

Etkilerine bakmak önemli bir ölçüt olabilir; bunun için de o olaya sonrasında ne kadar atıf yapılmış, ülkenin politikasını, çevredeki ülkeleri, insanların hayatlarını vb. ne kadar etkilemiş araştırmak işe yarayabilir. Diğer yandan yabancı kaynakları kontrol etmek de kullanışlı olur sanırım. Bir ülkenin çeşitli politik sebeplerle abarttığı bir olay farklı kaynaklarda daha bağımsız ve gerçek ölçeğine uygun işlenmiş olabilir.

Tarihi olayları anlayabilmek için çok değişik kaynaklardan ve çok fazla okumak gerekiyor.

Örneğin 1.Dünya savaşında Medineyi terkedip Kolordusuyla Şam'a katılması emredilen Fahrettin Paşa, bu emre direnmiş ve kutsal toprak Medine'den ayrılmamış, Osmanlı teslim olduğu halde Padişah emrine de karşı gelip, aylarca çekirge ile beslediği birliğiyle Medineyi savunmuş. Maiyeti tarafından derdest edilerek Medine teslim edilmiştir.

Bizim kitaplarda Fahrettin Paşa öve öve bitirilemez. Ancak.

Medine'de Peygamber efendimizin mezarı vardır. Bize göre kutsaldır. Selefiler mezara kutsiyet atfetmezler.

Arabistanlı Lawrence'in anılarını okuduğumuzda da, Medinenin terkedilmemesinin Osmanlı için bir Kolorduluk bir gücün heba edilmesi olarak anlatılır. Medine özellikle düşürülmez ve demiryolu özellikle tahrip edilmez. Şöyle anlatır:

Su içinde hortumla nefes alan bir adam gibiydiler. Osmanlı onlara sürekli lojistik destek yollamak zorundaydı. Biz istediğimiz zaman trenlere baskın veriyorduk. İstediğimde hava borusunu sıkıyor, havasızlıktan öleceklerken gevşetiyorduk.

İki boyutu var dediğiniz şeyin. Birincisi bahsettiğiniz konuları yetkin ve doğru kaynaklardan okuduğunuza emin olmak. Popüler yayınlar tarihi abartmayı seviyor. Ancak eğer zaten bilimsel metodolojiye uygun yazılmış yetkin bir kaynağı doğrulamak istiyorsanız o halde kendiniz paralel bir çalışma yapmalısınız. Ki bu zaten tarihçilik yapmak demek.

Bunun kolay bir yolu yok malesef. Tek cümleyle anlattığınız şey ciddi ve kapsamlı bir çalışma alanı. Ayrıca tek sonuca çıkan bir cevaba da ulaşamayacaksınız.

Bakmak istediğiniz dönem hakkında yeterince bilgi sahibi olmalısınız. O dönemde bakmak istediğiniz bölge hakkında yeterince bilgi sahibi olmalısınız. Bunlar için gerekli kitapları bulup başkayabilirsiniz. Bu açığı kapattıktan sonra yaşanan olayla alakalı birçok okuma yapmanız gerekiyor. Bu okumalar da wikipedi'den vs. olmaz. Jstor, cambridge core gibi ücretli makale veritabanlarında literatür taraması yapıp okumalarınıza başlarsınız. Okudukça yapılan atıflardan, tartışma halindeki konulardan ordan oraya atlayarak genel bir çerçeve çizersiniz. Bunlar size konu hakkında uzmanların ne düşündükleriyle ilgili veri ve derli toplu bir düşünce akışı sağlar.

En nihayetinde son noktayı koymak için döneme ait kayıtları kendiniz incelemelisiniz. Şanslıysanız çeşitli veritabanlarındali el yazmalarında vs bunları bulabilirsiniz ya da daha önce bu konuda çalışmış insanların yazdıklarını okurken oralarda karşınıza çıkmış olur. Ancak neticede o alandaki dili de bilmeniz gerekiyor.

Özetle en başta da dediğim gibi, sizin dediğiniz şey tarihçilik yapmak.

Daha da detaylı sorayım, buzluktan tavuk, et vs çıkarıp içine atıp hemen yiyebiliyor muyuz çözülmesini beklemeden

Ya da içine dünden kalma pizza koyup fırından yeni çıkmış vibe’ı alabiliyor muyuz

Brokoli, karnbahar vs haşlmak yerine bununla yapabilir miyiz

Gibi gibi

Pizzadan o vibe alınır. Çok güzel köz yapıyor; biber, domates, patlıcan. Tavuk ızgara güzel, balık güzel.

Ben brokoli karnabahar yumuşak seviyorum, haşlama gibi ya da fırında gibi olmadı ben yaptığımda, kırt kırt oldu.

sulu yemek hariç her şeyi airfryerda yapıyorum. geçen gün antep tava yaptım mesela, mis gibi oldu. tavuk, köfte tarzı şeyleri sıfır yağ ile yapıyorum. patates, brüksel lahanası, kabak çok güzel oluyor, omlet yaptım oldu.

instagramda kabın içine su, biraz sirke ve karbonat atın x derecede y kadar çalıştırın gibi bir video görmüştüm bir kere öyle temizledim.

onun dışında pişirme kaplarını da bulaşık makinesine atıyorum açıkçası. belki yanlıştır, bilemiyorum.

buharlı pişirici daha sağlıklı, temizliği kolay ve pratik. bunun yerine buharlı pişirici düşün derim.

aşırı mantıksız temizliği problme
kaliteli bir mini fırın daha mantıklı

şirketin**
yönetim kuruluna
raporlar operasyon birimine bence.

www.turkcenindirilisi.com

Herhangi bir şirket, herhangi bir yönetim kurulu ve herhangi bir operasyon birimi kastedilmediği, hepsi özel bir noktayı işaret ettiği için hepsi büyük harf ve hepsi kesme işaretli
bence.

Mirket +1.

Türkiyede tetrapod dalgakıran diye geçiyor adı, amasrada var sanırım

insapedia.com

www.endustridemir.com

www.aa.com.tr
www.imo.org.tr

Rizede vardı sanırım, 2015'te kıyı şeridinde görmüştüm.

Ya adana'da ya da hatay'da gördüm. Denizcilik sektöründe çalışıyorum, gemilere genellikle botla gidiyorum, çok fazla liman, tershane, iskele kullandığımdan tam hatırlayamadım.

Amasra'da var kesin bilgi

Doğu Karadeniz tamamen bunlardan olusuyo

Farklı marka ürünler mi bunlar? Eğer standart EAN barkodlarından (Marketteki ürünlerde de kullanılan) bahsediyorsak aynı ürünlerin tamamının barkodu aynıdır zaten.

barkod ile seri numara farklıdır hocam. aynı ambalajda aynı ürünün barkodu hep aynı olur. oradan orijinal olup olmadığı çıkarılamaz.

sağolun. barkod ve seri no kavramları karışmış bende :)

İade edebiliyorsanız edin alakalı sitedeki takviye gıdaların çoğu sahte fiyatlarının piyasanın altında olmasının sebebi de bu zaten bunu profesyonel şekilde yapıyorlar takviye gıdaları eczaneden satın alınız.

Takviyeler vb. ürünlerde çok sahte var trendyol, hepsiburada.da satılan, asla ayırt edemezsiniz. Barkod ve ambalajı kopyalamak çok kolay, o nedenle sahte ürün çok. Üreticiden temin edildiğine ve orjinal ürün olduğuna ancak eczaneden alırsanız güvenebilirsiniz. Aradaki fiyat farkı sağlığı tehlikeye atmaya değmez zaten.

karekod ürüne özel olabilir bi tek

sizi seçimden önce eğitime çağıracaklar. orada detaylı bilgilendirme yaparlar zaten, endişe etmeyin.

Hocam orada slayt göstermekten başka bir şey yaptıkları yok.

Oy ve ötesinin detaylı eğitimleri vardı youtube da, hala duruyor mu bilmiyorum. Müşahitlik eğitimleri ama neyi gözlemlemeleri gerektiği anlatıldığı için muhakkak fayda sağlar diye düşünüyorum.

Detaylı bir eğitim almanız lazım. Başkan bilgisiz olunca partili üyeler saldırgan oluyor. Sizin sayim işi gece 12 ye kadar bitmez.

Mutlaka detaylı eğitim alın ve partilerin kitapçıklarından edinip okuyun

Seçim öncesi için eğitim, seçim sırası için ise rehber bulunuyor. Rehber olarak verdikleri o kitapçıkta adım adım hangi noktada ne yapacağınız yazıyor. YSK tarafından görevlendirilmemiş olan müşahit ile başkan ve üyelerin statüsü aynı değil. Görev dağıtımı ve ilgili sürecin takibi sırasında ona dikkat etmeniz gerekebilir. Ben başkan olmadan ama üye olarak görev aldım. Partili veya bağımsız müşahitlere gözü kapalı güvenmemek gerekiyor.

@nawarın dediği gibi sabahtan akşama kadar yapılacak işleri adım adım checklist şeklinde söyleyen bir sheet veriyorlar. ayrıca klavuz veriyorlar orda da yazıyor ve smsler de geliyor gün içinde hatırlatma olarak. eğitimde de söylerler zaten seçime özel bazı önemli hususları. muhtarlık seçimi biraz farklı çünkü.

genel olarak bence iki püf nokta önemli:

1) listeyi iyi kontrol edip oy kullandırmak. hemen pusulayı verip oy kullandırdıktan sonra isminin listede olmadığını öğrenince hoş olmuyor. önce kimlik ve listede isim ve imza hanesi kontrolü yapılmalı. bazen isim listede olsa da imza hanesine "oy kullanamaz" ya da "görevli" vs yazıyor. orada dikkat etmek lazım.

2)sayımda da önce oy kullanan kişi sayısı ile sandıktan çıkan zarfları kontrol etmek lazım. zaten nizami yaparsanız oy kullandırma işlemini eşit çıkar bunların ikisi. sonra zarflar açılmadan zarfları saymak ve geçerli geçersiz olarak tasniflemek. ondan sonra "geçerli zarfları" açıp oy pusulasını saymaya geçmek.

yani önce kapalı halde zarflar sonra "geçerli zarfların" içi.

bir de tutanakları direkt doldurmadan önce müsvedde kullanın derim. orda her şey tamam olunca asıl tutanağı doldurursunuz.

Bir standardı yok. Bulunduğu yere göre ayarlanıyor.
Bazıları sadece görme engelliler için sesli uyarı verir şekilde dizayn edilmiş. Süreyle alakası yok.
Bizim evin karşısındaki, basar basmaz sarıyı yakıyor.
Bostanlıdakiler devre dışı, sadece insanlarda farkındalık oluşturmak için tutuluyor. falan.

bir üniversitenin karşısındaki buton bastığım anda etkiliyordu. Hatta o yüzden gerilip hızlı gelen bir araba varsa basmıyordum :D Çoğu buton işe yaramıyor sadece ses çıkarıyor ama.

interworld - metamorphosis

m.youtube.com

ama biraz daha yavaşlatılmış ve reverb edilmiş versiyonu gibi

m.youtube.com

1-2-3

1’i kullanıyorum hatta 3 tane aldım ilkinin ne kadar rahat olduğunu gördükten sonra.
dünyanın en rahat ayakkabısı olabilir.
Gözü kapalı alabilirsiniz direkt 1 i.

1deki rahatlığı hiçbirinde bulamazsın

vomero serisinden görünüşünü beğendiğini gözün kapalı alabilirsin günlük hayatta gezmeye, uzun süreli ayakta durmalı vs bir işin varsa

rahatlığını bilemem ama şıklık olarak bence 3-2-1

vomero 5 ilk olarak 2010 civarında piyasaya sürüldü, bende orjinal modelden hala bir çift var sağlam olarak :) vomero serisi her sene yenileniyor, en son vomero 19 çıktı galiba, fakat bu vomero 5 modeli efsane model olarak geçiyor, çok tutulduğu için prestij modeli niyetine nike 2-3 yılda bir tekrar piyasaya sürüyor ufak tefek değişikliklerle. ve inanılmaz rahat bir ayakkabıdır daha rahatını bulamazsın. sadece 5 değil vomero serisinden herhangi bir modeli gözün kapalı alabilirsin bu arada, rahatlık açısından rakibi yok.

789 000 000 000 0 - 789

9999999999 tane 789'a 1 789 daha ekleyip o sayıdan 789'u çıkarıyoruz.

s23 fe
s22
s21 fe

Yeni gelen nothing phone 2 20 bin civarına olabilecek en düzgün donanım gibi bir iddiası vardı sanki ama?

Ben de son 5 senedir uzağım mobil mevzulara bi bakın isterseniz.

iki günde bir yalnızca bacak çalışmak bence doğru olmaz.
bu işin kesin bir kuralı yok.
full body yapıp her gün tüm vücut çalışabilirsin.
push-pull-legs yapıp 3'e bölüp her gün birisini çalılabilirsin
split yapıp göğüs,biceps,bacak - sırt,omuz,triceps çalışabilirsin
bence dönüşümlü olarak hepsini denemekte fayda var.

Ön-arka kol
Cardio günü (Karın hareketleri,yürüyüş(bisiklet) vs.)
Göğüs-Ön kol
Cardio günü
Sırt- Arka kol
Cardio günü
Bacak-Omuz
Cardio günü

Benim programımım bu şekilde genelde mesela. Ama evet kesin bir kuralı yok aslında bunun yani bunu kendinize göre çeşitlendirmeniz, ayarlamanız mümkün. Kimi için omuz ve sırt aynı gün çalışmak zor ve ağır gelebilir mesela ama kimi çalışır.

göğüs - arka kol
omuz - ön kol
sırt - bacak karın
bu sistemde 2 gidip 1 dinlenmek verimli oluyor. tabi amaç da önemli 1 gün de 2 gün de bacağa da ayrılabilir squat rekorları kıracağım derseniz neden olmasın. daha detaylı soracağınız bir şeyler olursa mesaj atın yardımcı olurum

Kesin kural yok. Misal ben su an haftada 4 gün full body çalışıyorum kilo vermek için az kalori aldığımdan.
Ama benim için en genel geçer kural üst ve alt vücut diye ayırıp haftada 4 gün yapmak. Ama milyon tane program var, kesin cevabı yok.

Bu biraz aldığınız kaloriye, yaptığınız programdaki hareket, set ve tekrarlara bağlı.

PT ile 5 aya yakındır çalışıyorum haftada üç gün.

Göğüs - ön kol
Sırt - arka kol
Omuz - bacak

Yapıyorum ben. Burda genelde göğüs/arka kol ve sırt/ön kol demişler ama bilemiyorum çok fark eder mi.

Ama mesela bench press gibi göğüs hareketlerinde arka kol da çalışıyor, zaten zorlandığım bir kas grubu arka kol, o yüzden ikisini aynı güne koymamış olabilir antrenörüm

pazartesi: göğüs+triceps+omuz.
salı: sırt+ biceps+bacak
çarşamba: off
perşembe: göğüs+triceps+omuz.
cuma: off
cumartesi: sırt+ biceps+bacak
pazar: off

yalnız bu programı uygularken iyi beslenmen gerekiyor. günde 3 öğün değil 4-5 öğün yiyip kalori hesabı yapman lazım.

Türkiye'de kredi kartı konusu sil baştan yeni bir düzenlemeye tabi tutulacak gibi duruyor.
Seçim sonrasını bekle bence.

3 gün önce toplamda 710 lira ödedim

dalga geçmezler ama yüksek kur vermezler. tabela ne derse o. tabela gezmen lazım. en güzeli yanına birini alıp kapalı çarşı'da 2 tur atmak ve telefonda görüşerek en uyguna denk getirmeye çalışmak. yine de en iyisi genelde nadir oluyor.

100k usd üstünde az da olsa oynatabilirler.

5bin için pazarlık yapılır.
yaptım daha önce
ama küçük rakamlar tabi.

Sizin muhit neresi bilmiyorum ama bugun kapalicarsida,

Ahlatci 32.41
Cavuş 32.44
Bir de nuriosmaniye'de bi dovizci 32.50den bozuyordu. (20 dakikalik kuyruk vardi burda)

Bugunku aldiginiz kurla 5000 dolar icin ne kadar fark ediyor, gitmenize deger mi kendiniz karar verin.

Semtinizdeki buyuk kuyumcu ya da doviz burosu varsa 5000 dolar icin daha iyi kur isteyebilirsiniz. Oralarda genelde millet 50 100 dolar islem yaptigi icin tabela kuru dusuk olur. Kapalicarsi kadar olmasa da oranin 300 400 lira asagisina bozdurmayi teklif edin, muhtemelen kabul edecektir.

basit bir pazarlık yaparsınız ama çok da şeyetmeyin.

oyun bilgisayarı iş bilgisayarı da olabilir
ama iş bilgisayarı oyun bilgisayarı olamaz diye düşünürsek kolayca seçim yapabiliriz.
msi amazon da güzel kampanya yaptı bakınız.

belediyede çöpüçü olmak için trink 500 bin tl atan var en alt kademe işe alım elemanına. Başkanı sen düşün artık ne paralar vuruyordur

mal veya hizmet alımları gibi çoğu şeyin temelinde faturayı normal tutarın dışında şişirmek vardır.

zamanında bir yorumda "belediyeler partilerin kasasıdır" diye bir ifade ufkumuzu oldukça tuhaf şekilde açmıştı.

Bir de böyle acı gerçekler var. (videodaki şahsa olan olumlu/olumsuz kanaatinizden ayrı şekilde dinlemeye çalışın. sonrasında da taşeron sisteminden de bahsediyor zaten:
www.dailymotion.com

dandik 2 katkı bina yapmak için bile rüşvet veriliyor.
90 bin tl'lik falanca makinesi için 990 bin tl'lik ihale yapılıp para yenir.

özetle, altına imza attığı her şeyden para kazanabilir.

Patagonya'da bir belediye başkan yardımcısını tanıyorum.500 bin liranın altında hiçbir ruhsata imza atmıyor.

tarihi eser kacakciligini da ekleyebilirsin ozellikle de ege bolgesi icin.

Evet tabii ki, en az 3 gün önce kesmeniz gerekli ki testte verilen maddelere vücudunuz tepki verebilsin.

Bana doktorlar en az 1.5 ay önceden kesmelisin demişti.

Arabasına bağlı
Hayalet ekranlı fln lüks arabaysa dışarı kesinlikle park etmem, öncelik valede olur.
Ama sıradan bir arabaysa öncelik vale sonra dışarısı olurdu.

bizimde kapalı otopark çok dar birde olur olmadık araba çekiyorlar girmesi çıkması dert hiç o strese girmiyorum bırakıyorum yol kenarına. hiç çekilmiyor sabah sabah 100 kere manevra yapmak.
başkasıda dediyse zor diye hiç uğraşma birde stress olucan her gün gerek yok bunca dert stressli yaşam arasında

Çok yakın çevremde 3 tane sürücü kursu var. Bütün bölge sürücü adayı çalışma bölgesi. Dolayısıyla sıklıkla kağnı gibi giden bir sürücü adayının arkasına takılmış bulabiliyorum kendimi. Bugüne kadar hiçbir rahatsızlık duymadım. Rahatsız olan, korna çalan falan olursa camı açıp küfrediyorum.
,20 yıllık şöförüm. Hiç kimse anasının karnında öğrenmedi. Hepimiz geçtik o yollardan. Rahatsız olanı görmezden gel. Denemeye devam. Halledersin sen o işi.

Aracı kullanarak tecrübe edin. Otoparka park etmeye devam et. Zorlansan da yapabiliyorsan araç hacmi ve manevra alanı olarak yapılabilir demek bu. Geri kalanı tamamen tecrübe konusu. 3 hafta da sürebilir 3 ay da sürebilir ama bir yerden sonra alışacaksın. Farkında olmadan gerekli manevraları yapıp park edeceksin. Park asistanı olmayan araçlar ile geri manevra biraz daha zor tabii.

Herkes sıfırdan başlıyor. Bizim uzun bir sedanımız vardı, park ederken geriliyordum arkaya biri gelecek açıkta kalıp duracağım diye. Aynı şekilde ilk defa düz vites araç kullanırken günde 3-4 defa trafikte stop ediyordum. Yokuştaki her yavaşlamada küfür ediyordum. Stop edip kaldıramayınca geriliyordum vs. diye devam ediyordu. Yaptıkça alışıyorsun. Düzenli kullanımda çok kısa sürede alışırsın. Şimdi aklımın ucundan bile geçmiyor benim bu konular.

Valeye muhtaç olacağıma aracı sürte sürte alış :P

hayirli olsun. ilk secenek. yapa yapa ogreneceksin. kim bekliyosa da beklesin araba kullaninca mecburen sabir gerekiyor trafikteki magandaya da acemiye de sabretmeyen kullanmasin

Aracın arkasına acemi şoför diye bir kağıt yapıştırın ve o asansörü kullanmaya devam edin. Sabredemeyen varsa da canı cehenneme.

arkadaşınızın dediği muhtemelen ilk birkaç deneme için zorlanmaktır. bence trafikte ne kadar acemi olursanız olun birkaç ay içerisinde oldukça rahat bir şekilde girip-çıkarsınız oraya.
Korkuyu üstünüzden atmaya çalışın, yaparken tedirgin olmak normal ancak "ben acemiyim yapamam" diye düşünmemek lazım. Yavaş hareketlerle mümkünse gaza basmadan (debriyajı yavaş yavaş kaldırınca araba gitmeye başlar ya) girmeye çalışın.
Ben de ilk araç kullanmaya başladığımda ışıksız kavşaklarda sola dönmekten nefret ediyordum mesela :)

Hocam ben olsam ki ben de acemiyim cizmeyecegim araci almazdim. Biraz cizilsin ya nolacak kafasindayim ogrenene dek. Aslinda genel olarak da oyle dusunuyorum da iste neyse. Sizin icin mantiklisi biraz alisip disarda park ettikten sonra bir sure sonra iceri park etmek bence.

Asansore geri geri girme sansiniz varsa bi de oyle deneyin. Geri gorus kamerasi ve yan aynalarla geri geri park etmek cok daha konforludur. (Gece kimse yokken alistirma yapin, bol bol girip cikin :)

En başta hatayı acemiyken gidip iri yarı bir suv araç almış olmanız. İlk başta hatchback almanız lazımdı. Ben 15 yıllık şöförüm bende de aynı boyutlarda suv var. Hergün lanet ediyorum bu boyutlarda araba aldıgıma. Parketmesi ayrı dert yer bulması ayrı dert. Trafikte ayrı dert. Eski aracım hatchbacktı onunla 2 manevrada 15 saniyede aracı parkettigim yere bu arabayı sıgdıramıyorum bile.

Dirayet edip zoru seçeceksiniz valeye vermek kolaya kaçmak pes etmek olur hem araç kullanmayı öğrenemezsiniz. Söven varsa sövenin kendi ayıbıdır bu arwda sizde gayret edip öğrenin kısa sürede öğrenirsiniz bir gün boş bir alanda alıştırma yapsanız öğrenirsiniz diye düşünüyorum

bende 408GT olucak bende direksiyonu başkasına emanet edeceğim?

yok öyle bir dünya hele de lacivert ise.

valeye parasını öder ben park ederim. eğitimse eğitim alınız.

çok zor bir şey değil, kendin denemeye devam et. zamanla çok kolay gelecek.

denemeye devam et diyenler 408 gt'nin fiyatından haberdarlar mı acaba? hata acemi şoförken büyük araba almakta. 2-3-1 bence. her gün stres yapacaksın. acemiliği saçma sapan dar bir yerde yapacağına dışarda yap. acemi psikolojisindeyken ufak bir kaza bile aşırı moral bozar.

güle güle kullan öncelikle. abicim arabayı valeye ver. ancak aktif kullanmaya devam et. yeterince alıştığın "piştiğin" zaman kendin girip çıkmaya başlarsın.

Muhtemelen aracın boyutlarından dolayı hiçbir zaman o kadar kolay olmayacak. Ben olsam b segment hatchback'e geçerdim. Param çoksa mini cooper.