Ekşi Duyuru

okyanus'a bakabilirsiniz. temizlik anlamında iyidir ama saatleri ve konsepti uyar mı bilemedim.

Yanlış ETFe bakmadıysam, direkt olarak endekse yatırım yapmıyor. %90 endeks kağıtlarından seçilenlere, %10 diğer diyor. ve yılda 4 kez de tuttukları kağıtlarda değişiklik yapıyorlarmış.

ETFlerle fonların ismi yanıltıcı olabiliyor. İsimden sonra bir de içeriğine bakmak lazım.

Mesela bizde ZGOLD var. Adı Gold kendisi kira sertifikası

www.ziraatportfoy.com.tr

Yanlış görmüyorsam MSCI içinde 600 farklı hisse olan farklı bir ETF, SP500'ü takip etmiyor yani, dolayısıyla daha az ya da daha fazla getirmesi normal.

Beğenmiyorum

Valla kıskaç gibi sanki. Boğuluyor hissi verdi nedense bana.

Cinsellik ne alaka ya?

@Gabe bey neden?

www.trendyol.com

Bu nasıl?

90lar etkisi veriyor gunluk giyimde no. Anca bir gece elbisesi olur, sade bir sey takilmasi gerekir o zaman beeelki

Günlük değil ama askılı ya da straplez gece kombinlerinde zarif olur. Normalde choker sevmememe rağmen beğendim bu modeli. Tabii ki boynun da uzun olması lazım, Sibil Çetinkaya'nın Cannes kombininde kolyesi korkunçtu mesela.

Ben de normalde çok choker sevmem ama beğendim. Havalı ve zarif duruyor.

Saçma duruyor. Seksi desen değil, şık desen değil. Nedir bu anlamadım :)

Güzel ve tarz ama dikkatli kombinlemek gerek. Dümdüz askılılar, yok gibi makyaj, sakin saç modeli yani sade görüntüyü çok güzel tarz hale getirir.

Boyunlarina tel dolanmis gibi. Hani kedilerin bazen dolanir ya kazara. O hesap. Choker zaten sevmem de bunu hic begenmedim

Beğendim doğru kombinle kullanılır. Cinsellik ne alaka demişsin bdsm çağrışımı yapmış sanırım :)

uzun etek giyiyorum. ama topuga kadar degil diz altina kadar. bence kötü durmuyor.

Ne kadar kısa boy?
Ben 162'yim çoğunlukla midi boy etek ve elbise giyorum. Ama uzun etek ve elbiselerim de var giydiğim. Spor ayakkabı sneaker/ vans giyiyorum altına. Askılı elbiseler için üzerine salaş keten gömlek giyiyorum. Eteklerin üstüne de etek içine koymalik tişört giyiyorum.

Giyiyorum. En uzun giydiğim, bileğin beş altı parmak üstünde oluyor genelde. Ayakkabının bilekten bacak boyumu kesmemesine dikkat ediyorum, bel oyuntusunun bir tık üstünde kemer kullanıyorum elbiselerde. Yazın sandalet, spor ayakkabı ya da kısa topuklularla kombinliyorum. Kışın topuklu bot kullanıyorum. Bacak boyum vücuduma göre bir tık uzun olduğu için şanslıyım neyse ki.

Şimdiye kadar giymemiştim ama şimdi tane uzun etek aldım. Giymeye utanıyorum. Boyum 160. Kısa boylu kombini atanlar olursa sevinirim:)

uzun da mini de giymiyorum. diz üstünün 15 cm yukarısı benim için maksimum uzunluktur. o seviyenin altında bir şey giymem. dizin 25 cm yukarısı da minimumdur. onun üstünde giymem.
kısa boy da ne kadar kısa onu da belirtmeli. 150 de kısa ama 165'e de kısa denebilir.

tabiki giyerim, dar da giyerdim sonra bıraktım salaş giymeye başladım daha alımlı yapıyor. uzun etek altına topukluyla manken gibi oluyorsun. kimseye de sorma bu bana yakışmış mı diye. ortalık kıskanç kokuşuk dolu. beğense bile yakış mı diyecek. ben beğenmişsem konu kapanmıştır. biri bana sorarsa da bu bana yakış mı diye, sorma sen beğenmişsen bundan kime ne derim. 160 ım

Boyum 159-160 arası. Yazları uzun elbise çok giyerim, herkes de çok yakistirir fakat dikkat etmeniz gereken üç konu var;

1. Kilo: eğer hafif balık etli- toplu biriyseniz uzun elbiseler sizi daha da kısa boylu ve kilolu gösterecektir.

2. Vücut proporsiyonu: kısa boylu olmakla- orantısız olmak farklı şeyler. Bacak boyunuz vucudunuza oranla uzunsa (bazı kısa boylu insanların bacak boyları da kısa vücuduna oranla kısa oluyor, uzun elbiseler daha da kısa gösteriyor), omuzlariniz çok dar degilse ve gögusleriniz de çok büyük değilse uzun elbise giymekte hiçbir problem yok.

3. Elbisenin boyu: yerleri süpüren uzun elbiseler değil, maksimum bileğin biraz üzerindeki elbiseleri tercih edebilirsiniz. Midi elbiseler de olur. Fakat orta boy (dizin hemen altı veya dizin hemen üstü gibi) elbiselerle, çok uzun elbiseler uygun değil. Ben ya midi-bilek üstü elbiseleri ya da mini elbiseleri tercih ediyorum.

Son olarak da volanlı, büyük desenli elbiselerdense daha küçük desenli ve düz uzun elbiseler tercih edebilirsiniz.

Genelde sandalet ya da spor ayakkabı giyiyorum altına. Kışlık uzun elbisem yok, bir tane uzun eteğim var, onu da uzun cizmeyle kombinliyorum.

Giymiyorum, bana yakışmıyor. Topuklu ayakkabıyla bile diz altından uzun etek veya elbise giyemiyorum.

157 boyum. her boy elbise etek giyerim yakışır hepsi.

önemli olan vücut tipine göre giymek bence. ben balık etliyim belim incedir ama basen tarafım geniş. bu yüzden robadan elbise giymem. belimin inceliğini gösterecek elbiseleri tercih ederim.

eşim uzun etek elbiseleri daha çok yakıştırıyor mesela. daha uzun gösteriyor diyor, bana da öyle geliyor.

uzun etek hiç giymiyorum. uzun elbise de yazın efil efil yazlık elbiseler giyiyorum sadece. yakışır bence ama uğraşmak zor geliyor

Dengelerin bir tarikat lehine aşırı dengesizleşmesine tedbir diye yorumladım ben.

Akp bir şirket hep böyle oldu, fahrettinin ve diğer bakanların gönderilmesi gözden çıkarıldıkları cezalandırıldıkları anlamına gelmiyor, hepsinin akp ile bağlantısı ve imtiyazlı bol kazançlı ticaret hayatları arkada devam ediyor

geçen de temel kotil gitti.
giden neden gidiyor bilmiyorum.

şutlandığını sanmıyorum. pandemi döneminden beri istemiyordu bakanlığı, kendi işleriyle ilgilenmek istiyordu. kardeşi de aynı şekilde dönüp şirketlerin başına geçmesini istiyordu.

Bu kesin mi? Şimdi bu duyuruda gördüm, internette araştırdım ama kesin bi açıklamaya denk gelmedim? Nerden çıktı bu söylenti?

twitter bir iddiaya göre akp ilçe başkanı tedavisinde sıkıntı olmuş, sonra reis bunu randevular sebebiyle fırçalamış.

ancak adam zaten özelde şirket yönetirken iken daha fazla kazanıyordur. bakanlık çok fazla önemli olmayabilir bunun ve turizm bakanı için.

Turisttir ya. Videoyu izlemedim de sonuçta bu adamlar kamerayla çekildiklerinin farkındaysa, böyle bir teknoloji olduğunu biliyorlardır. Yani sentinel adalılar gibi helikoptere mızrak atan tipler değildir. E o kadar gelişmişlikle hayvancılığı da çözerler yani

kesinlikle gelenektir, turistiktir diye düşünüyorum.

ilk insan için akıl etmesi zor muydu? yani avcı toplayıcılar 1,5 milyon yıl önce falan vardılar, şu andan 7-8 bin yıl önceye kadar da devam ettiler. 1,5 milyon yıl önce bunu keşfetmiş olsalardı, muhtemelen şu an başka gezegenlerde yaşıyor olabilirdik. yani sanayi devriminin 1 milyon yıl önce gerçekleştiğini falan düşünmek...değişik olurdu..

Gobeklitepe ile ilgili belgeselleri izleyin.

Avcı-toplayıcı göçebe toplumların, tarım-hayvancılık yerleşik yaşamına nasıl geçtikleri hakkında soruları ve cevapları orada bulursunuz.

Hadza kabilesi özelinde durum nedir bilmiyorum ancak bu tarz belgesel çekimlerinde özellikle ultra geleneksel atmosfer yakalamak için çoğu zaman göz boyanıyor. Bu kabileler normalde ortalama bir köy hayatı yaşarken (fason üretim giysiler, porselen yemek takımları, plastik eşyalar vs.) çekim için her şeyi göz önünden çekip sanki 1800'lerdeki hayatlarını yaşıyor gibi gösteriliyorlar. Durum bu olabilir.

Diğer taraftan avcı-toplayıcılık kültürünü korumayı seçmiş olabilirler. İlla akıl etmek gerekmiyor, avcılık önemli bir meziyet olarak görülüyordur. Topluluk yapısı içerisinde önemli bir statü göstergesidir etrafta da yiyebilecekleri canlılarıla ilgili kıtlık yoksa avlanmayı tercih ediyor olabilirler. Dini ve geleneksel birçok sebebi olabilir.

Ancak her halükarda akıl edemedikleri için avlanmıyor olamazlar. Dünyada böyle bir kabile kalmadı.

Amerikadaki amişler bunu açıklamaya örnek olabilir. Evet, amişlere göre çok daha temel hususlar ama bu da bir seçenek olabilir

Aperol ve Prosecco içiyorum. Tatilde çok keyifli. İkinci Aperol’ümü içiyorum bu saatte. Kafam iyiyken yüzmek harika bir şey.

Normal günlerde içmem.

3 oldu. Bir de espresso martini. Mis.

Alkol sigara yok.
Ömrüm çay, süt, su, kahve, ayran ile geçti.
Kola yı da bırakalı çok oldu.

Biracıyım ben, evde içmeyi seviyorum. Herkesle alkol alınmaz, dışarıda içmeyi çok sevmiyorum.

fazla iyi olduğu için kendimce detoks/ara kararı aldım, en az iki ay ağzıma bir damla sürmeyeceğim dedim. 15 gün filan oldu, şükür şimdilik iyi gidiyorum. öncesinde şöyle söyliyim 30 günün 22-23'ünde her akşam içiyordum. param varsa 35'lik viski + 2 kırmızı tuborg, param azsa 6 kırmızı bremen. işlerimi erkenden bitirme şansımın olduğu boş günlerde öğleden sonra 1-2 gibi başlayıp 8-9 tane kırmızı içtiğim oluyordu. baksırla oturuyodum mis gibi evde içiyodum. dışarda içmeyi de severim ama takdir edersin ki bu içişe dışarıda para asla yetmez. evdekine bile yetmedi.

maddi ve psikolojik açıdan artık iş "keyif" olmaktan çıktığı için "bi dur hele" dedim, sanırım biraz kullandığım ilacın da etkisi var, birlikte gitmiyor. bakalım. 2-3 ay sonra yine döndüğümde aynı noktaya gelirsem alkolik olduğumu kabul edecek ve tamamen bırakmaya çalışacağım ama tüketimimi kontrol edebildiğim sürece ben alkolü çok seviyorum. hayatımın geri kalanında ölçülü şekilde içebilmeyi isterim. hatta alkolik olmama motivasyonum da bu: bırakmak zorunda kalmamak.

eskiden çok tuhaf ve hatta acınası bulurdum, artık etkinliklerin "alkol yoksa ben de yokum" insanına dönüştüm maalesef. gerçi beni kimse bi yere çağırmıyo zaten.

Bira ve rakiciyim, sarap cook nadir, kokteyl bazen. Normalde yazin cogu aksam 1-2 icerdim soguk soguk iyi oluyor diye, haftada 1-2 raki kesin icerdim. Uzun bir suredir cok azalttim. 1 ay hic icmedigim oluyor. Icmedikce de daha cok uzaklasiyorum. Mesela hava sicak su an, bira ve rose dolapta bana bakiyor, hic icesim gelmiyor. Aliskanliklarin degismesiyle alakali sanirim.
Arkadaslarimla bulustugumda illaki iciyorum, cuma raki masasinda guzel icmisim mesela, bu bi sure goturur beni. Aramam yani icmeyince.

Kullanmıyorum.

alkolle aram cok iyiydi azaltmaya calisiyorum.
sen icince asik olan cocuksun sen biraz azalt bence :)

Aşağı yukarı 1 senedir, eğer içkili ortam yoksa aklımdan geçmiyor. Eskiden arada evde cin-tonik hazırlıyor ya da viski içiyordum haftada 1 ya da 2. Rakı sevmiyorum, bira ise aradığım bir şey değil.

Şimdi evde tüketim 0. Tüketmek için dışarı çıkma planım 0. Dışarıda toplanıp içeceksek çıkıntılık yapmam tabii ki. Giderim ve ne içiyorsak ondan 2 kadeh içerim. Yani rakı değilse tabii. Rakıysa planlama sırasında bir kere itiraz ederim, yine de karar o yöndeyse yine aynı sistem.

Geçen akşam dışarıda tek başıma iki bira içeyim dedim, ikinci şişeyi bitiremedim. O şekilde...

Haftada 1-2 gün, 1-2 kadehi geçmeyecek şekilde, evde ya da dışarıda bira/ kokteyl/ şarap vs içiyorum. Bir ara neredeyse hiç içmiyordum. Son 2 senedir düzenimiz bu yönde.

Tatillerde bu miktar biraz artıyor tabii ama günlük hayatta haftada 3-4 kadehin kimseye bir zararı yok diye düşünüyorum.

epey azalttim. haftada 2 bira veya 2 kadeh sarap ortalama bu aralar. hedefim hic icmemek.

Netflix'in içeriği daha bol

Dublajlı vs izliyorsa o açıdan da daha iyi

Kafam dağılsın açayım bir şeyler istiyorsa netflix. Diğerlerini de birer aylık deneme yapabilirsiniz…

Tv+ da güzel

Dizipal

burdan platformları filtreleyip kendiniz karar verin. www.justwatch.com

youtube premium :d komik kalacak ama çok şey var

Netflix, disney, amazon, blutv, youtube var. Hepsi kendisine göre farklı bir içeriğe sahip, nadiren kesişen içerik oluyor.

Benim tek hakkım olsa netflix alırdım. Arayüz önemli değil derseniz bütün içerikleri sunan iptv ler var.

turk.net

www.eksiduyuru.com

Şu duyuruda cevap vermiştim

Hayatın gerçeklerine dayandırarak öğrenmek lazım bazı şeyleri. Örneklerden birisi sadece.
Sayfada aşağı doğru, pi sayısı hikayesine bakın:

eksiseyler.com

Benim de sayılsalım iyi değil maalesef. Daha denklemlerde takıldığım an mesleki olarak başka şeylere yönelmeliydim aslında

ben buders kanalını öneririm. zaten konuya başlarken şurada karşınıza çıkar diye ilk girişi yapıyor.

örneğin eğim konusunu anlatacak analitik geometride. eğim nedir dediğinde dikeyde aldığın mesafenin yatayda aldığın mesafeye oranıdır,

veya türev nedir ne anlama gelmekte (değişim)
daha da diferansiyel denklem nedir neyi buldurur, (başlangıç koşulu)
integral nedir alanı nasıl gözünde canlandırman gerekiyor. bir vazonun hacmi, alanı.

"Neden var" diye düşündüğünüz örnek bir matematik konusu söyleyebilir misiniz? Çünkü lise 1'de çok kompleks konular yok. Hangi konuda böyle düşündüğünüzü merak ettim.

hayatımın %85’ini o da abartmamak için matematiğe borçluyum. finansçıyım. dünyada bilimden daha çok inandığım tek şey olabilir.

Matematikte şöyle bir şey, daha doğrusu ben öyle öğrendim. Mantıktan önce aritmetik öğreniyorsun. İşlem becerisini geliştiriyorsun, kavramlara aşina oluyorsun. Sonra işin derinine inebiliyorsun. Önce türev alma kurallarını öğrenip sonra türevin neden ortaya çıktığını, hangi ihtiyaca karşılık geldiğini anlıyorsun. Tabii en doğru yol bu olmayabilir. Aritmetiğe, analize bayılıyorum ben ama üniversitede matematik okurken o soyut dersler çok zorlamıştı beni. Bizdeki eğitim sistemi bizleri matematiğin pratik tarafına alışacak kadar yetiştiriyor, hatta üniversitede bile doğru düzgün matematik felsefesi, tarihi dersleri görmüyorsun. O yüzden bir matematik öğretmeni olarak sana "Önce aritmetik öğren, gerisi inşallah gelir" demekten başka bir şey diyemiyorum.

Bu dediğim becerileri kazanıp Ali Nesin'in yaptıklarına bakarsan yardımı olur bu arada.

her seyi "bu neden var" diye dolambaclandirmak ogrenme surecinizi epey yavaslatir. matematigin fizigin falan ozelligi, bunlar bir dusunme disiplinidir. halk icin degil bilim icin bilimdir. sonuca degil surece odaklanmak lazim. yani atiyorum turev konseptinin gercek hayatta nelere tekabul ettigini orneklendirmek iyi olabilir ama "neden var ne zaman ortaya cikmis" kismi cok verimli bir arayis degil.

Sözelciymişsin zaten çok kasmaya gerek yok. Problemlerden başlayın. Sonra devam edip etmemeye karar verirsin.

Faaliyet belgesi sistemden elektronik imzalı alınıyor, o yeterli.

İmza Sirküleri ve Ticaret Sicil Gazetesi'nin fotokopileri yeterli.

Var, harley olması lazım markası, softener olarak satılıyor abdde. Ankaradaysanız hediye edebilirim.

malesef ya istanbul'dayım. teşekkür ederim :) netten bir bakayım

@ yap desem

Markayi bir daha kontrol eder misiniz ? Harley olarak bir softener bulamadim

Hurley Beard Softener‘mış adı, 4 fl oz/ 118 ml

kaş çayköyde domates seralarının içinde villalar var. denize uzak ama etrafı sessiz.

tarihleriniz esnekse fethiyede villalar var. çoğu zaman dolu ama aradaki boşluklar için güzel indirim yapabilirim. kaç kişi olduğunuzu söyleyen bir mesaj yeter.

açar, görsel benzetmeler bile kişinin avukatlarınca dava sebebi edilebilir.

(bkz: la pianiste)

Fusion360 ile modelleyip SLA printer ile prototip yapıp memnun kalınca da injection mold ile seri ürettireceksiniz.

Plasik ürün gidişatı ekseriyetle bu şekilde.

Tasarımı yaptıktan sonra jlcpcb.com da fdm, sla, sls, metal 3d baskı alabiliyorsunuz. Tasarım konusunda yeteneğiniz yoksa da freelancer.com dan birisini bulursunuz.

Tesekkurler

İlker'de Altın Kasap var. Seçmece odun kömür satıyor.

maps.app.goo.gl

yeni mezunlar için olabilir

Basvurulan pozisyonla alakaliysa neden olmasin. Konuyla gercekten ilgilendigini gosterebilir isverene.

Sertifikanız varsa eklenir.

Nice'te denize girmeyeceksen bi cacık yok. Janti restoranda yemek yeme deneyimi de tatmin eder ama sokaklarında kaybolmalık biyer değil. Botanik parkı da gezersen 1 tam günde biter.

Her zaman başka şehir.
Aynı duşta iki kez yikanilmaz

casino'dan yola cikarak nice diyorum, monako'ya da gidersiniz. fransiz riviera'sinda fine dining'in de allahini bulursunuz. onceki gittiklerinizden birine gitmeyin bence yeni yerler her zaman daha iyi gelir.

riga guzel ama yapilacak ekstra bir sey bulamazsiniz. yine de temmuzun tam ortasinda bunalmadan gezmek opsiyonu verebilir. ben agustosta gitmistim hafif bir serinlik vardi gayet iyiydi.

avrupa'da otuz yer gezmiş olsan sevdiğin bir yere ikinci defa da gidebilirsin denir de, bu kadar az gezip görmüşken bence yeni bir yer deneyimlemek daha güzel olur.
nice iyi. yüzersin biraz. dediğin gibi sokaklarda takılırsın. fine dining de bol.

Como

lyon

ayni yerlere cok ozel yerler olmadigi surece ya da cok guzel hatiralar birakmadigi surece gitme bence de.

Ağa en garantisi TV+ şu an

O frekans dışında internette trt1 sitesinde yazan frekansları arattım bugün, hiçbirinde trt 1 bile çıkmadı. Tek çalışan o frekans o

çekirdek kahve veya öğütülmüş kahveler. kapsül kahvelerin içinde de öğütülmüş kahve bulunur, yani o da zararsız olanı.
sağlıklı olanı içmek istiyorum derseniz, french press, filtre makinesi, moka pot, espresso makinesi vs ile farklı türlerde kahve yapabilirsiniz.

Sadece zarar olarak takılacaksanız bence takılmayın. Abartmadığınız sürece lezzetini seviyorsanız içmeye devam edin. Lezzet tatmin etmediğinde diğerlerini de denersiniz. Deneyince muhtemelen geri dönüş yapmayacaksınız zaten

türk kahvesi gerçek kahve mesela. onun dışında da çekirdekler kalite kalite. çok gurusu değilseniz (ki anladığım kadarıyla değilsiniz) normal bir kahve çekirdeği alıp öğütebilir ya da direkt öğütülmüş alabilirsiniz.
en iyi kahve markaları julius meinl, lavazza, illy, dallmayr, lucaffe, segafredo, bones coffee, vs.

bir sürü farklı metot var kave yapmak için ama ben moka pot kullanıyorum sadece. bana yetiyor.
sen de kendine bir küçük (iki kişiliklerden) moka pot al, bir paket de şunu al: kahhve.com
sana bir yıl yeter.

türk kahvesi gerçek kahve değil sadece bir demleme yöntemidir. :) o içtiğiniz bulaşık suları hariç kahve çekirdekleri zaten yapay olmaz, sadece kalitesi farklı olur. espresso, moka pot, v60, french press, türk kahvesi vs. bunların hepsi ilgili ekipmanları kullanarak yapılan demleme yöntemleridir ve hepsi kahvedir. siz hangi demleme yöntemini seviyorsanız onu kullanarak kahvenizi içebilirsiniz. tabii taze öğütülmüş bir çekirdek ile... en iyi kahve markaları da lavazza falan değildir, en bayat ve kötü kahveleri içeceğiniz markalardır. tüm dünyada olduğu gibi türkiye'de de 3. nesil kavurucular vardır ve kolaylıkla ulaşabileceğiniz en kaliteli çekirdekleri bu kavuruculardan temin edebilirsiniz. null, niji, ultra, oldschool, vitus, kafein kültür, lot... liste uzar gider. ancak ilk başta çok pahalı çekirdekler almanıza gerek yok.

kahve 101 aşamasında olduğunuzu düşünerek size en kısa yoldan en sağlıklı ve lezzetli yöntemi söylüyorum...

bir adet french press edinin.
sezycoffee.com şu çekirdeği "french press" öğütümlü olarak alın ve youtube'dan şu videoyu izleyin. www.youtube.com çeşme suyu kullanmayın. nestle veya buzdağı kullanın.

sonrasında bu iş hoşunuza gittiyse iyi bir kahve öğütücü ve farklı ekipmanlar alıp farklı yöntemler ve çekirdekler deneyebilirsiniz.

nescafe 3'ü 1 aradayı bile sütsüz içemeyen şahsımın şu an evinde toplamda 100 bin liralık ekipmanı ve kahve barı var. :)

türk kahvesinin kendisi bildiğin gerçek kahve. toz hali hani. kuru kahveciye mehmet efendiye girip aldığın türk kahvesi hani. demleme yöntemi kahvenin yapılışında söz konusu oluyor. yani ukalalığa çok gerek yok sanki türk kahvesi demleme yöntemidir diye. çünkü sizi bilmiyorum ama biz türk kahvesinin kuru haline de türk kahvesi diyoruz, illa pişmiş haline değil. kutuda nescafe gold ile kutuda türk kahvesini yanyana koyunca da evet türk kahvesi gerçek kahve oluyor. kimse zaten kahvenin demleme yönteminden bahsetmedi. bildiğin toz halinde alınan kahveden bahsediyoruz.

iyi kahve ic zamanla tadina alisirsin. nescafe gold gibi seyler kahveden pek anlamayan kisiler icin tadi daha sevilebilir seyler olsa da icmisken iyisini icmek lazim bence de.

Kira getirisi neye göre, kime göre 15 kağat?
Asgari ücret 17 kağat bu arada.

Plazada çalışan arkadaşlar bahçe katı tutmaz, çatı katı neyse.

Ölü yatırım.

Altının yönü için şu an çok öngörülü bir yorum yapmak mümkün değil. 3. dünya savaşı çığlıkları atılıyor (bence çıkmayacak), bu senaryo gerçekleşirse altını almayı bırakın göremeyiz bile. Bu riski alırım derseniz ciddi pazarlık yaparak evi alın derim. Ev satanlar şu an nakit her türlü paraya tavdır.

Bence mantıklı. Yüzde kaçı borç olarak alınacak belirtsen iyi olurdu ama yakından altın borçlanarak ben olsam alırdım.

@prole %40 ı falan.

Kendiniz oturmak içinse alın.

Yatırım için uygun olmaz, şu anda ev fiyatları ilk defa düşüşe geçti ve enflasyonun altında kaldı. Daha iyi yatırım bulabilirsiniz.

120 ay yani 10 yıllık kiraya denk yani. Gerçekten o kirayı veren var mı bi kontrol et.

Normalde 20 yıllık kira normal denir, 15 falan bulmak iyidir, İstanbul'da bi dönem kiralar az kaldığı için 30 yıllık kiraya falan çıkmıştı bu oran. Burada ya kira eve göre yüksek, ya evi ucuza veriyorlar.

Sadece istediğiniz türde cevap verecekleri tikleyecekseniz soru sormayın. Sunu görünce cevap veresim gelmiyor

Altın borçlanması ile ev alırsanız pişman olursunuz. İstedikleri an Ödeme sürekli her ay zorlar.

Kimseyi dinlemeyin. ev almak ortadoğuda yasayan biri icin her zaman uzun vadede( en az 5yil) karlidir. Hic dusunmede alin.

settings > messages > text message forwarding'i kontrol edin

Alınır neden alınmasın ama beklenti nedir kim kullanacak

Yeni kasası çok yakışıklı.

Biraz daha biriktirip corolla alırdım.

Egea 1. 3 dizel 900 fiyat aldım.
Mgler 1159 civarı. Bir bakın derim. City çok boş bir araba. Egea dan hallice.

Baba kullanacak çok araç kullanan biri değil ayda 2,3 bin km anca yapar

Maalesef para buna yetiyor suan 2.el ilerde çok uğraşmak istemedik

Bence o paraya alınır.

Japon arabasi iste harika. Ici dolu olsa nolacak. Adam klima disinda ne kullanacak. Nefis bi firsat.

Ben de alinir demeye geldim. Japona iyi bakılırsa satarken de iyi fiyata gideri olur. Cok uzun yol yapacaksa ses izolasyonu 2024 yılında nasildir bilmiyorum. Eskiler cok kotuydu.

Ben de keyif almıyorum. Farkındalık bazen kötü. Zor bir gezegende yaşıyoruz. İnsanların üstün tür olduğunda ısrarcı olması, çevreye duyarsız olmak, hayvan nefreti, kadın düşmanlığı, hayatın her alanında sömürünün olması, her şeyin çok hızlı tüketilmesi, empati yoksunluğu vs. bunlarla mücadele etmekle geçiyor hayat. Belki düzeltiriz umudu biraz daha dayanma gücü veriyor. Şahane bir ailem var, çok sevdiğim bir mesleğim var, yapmaktan keyif aldığım hobilerim, çok sevdiğim bir arkadaşım, ve kedi, köpek çocuklarım var. Bunlar hayatı biraz daha çekilir hale getiriyor. Bir de gerçekleşmesini çok istediğim bir hayalim var onunla ilgili de çalışmaya başladım bakalım artık :)

Şimdi burada bir sürü yorum yapacağız, düzinelerce yorum gelecek, öldük bittik diyecekler sonra bunu 30 sene sonra başkası okuyup ulan hayat ne güzelmiş diyecek.

Esas büyük gelişmelerin geçişini görenler yani 90'ları yaşayanlar bu yüzden çok şanslı.

Şimdi şahsımı hayata bağlayan şeyler de geçmişten daha insaflı olanlar. Kuzenimin kızı var, onunla oyun oynuyoruz. Kardeşimin de çocuğu oldu onunla daha oynamıyoruz ama arada seviyorum. Gerçekten çocuk ve bebeksiz bir hayat düşünemiyorum şu an. Tabii iyi ki benim değiller. Öyle işte

gelecek planlarima tutunuyorum. beni motive eden bu oluyor hep.
gecmisi düsünmem aklim hep gelecektedir.

beni rahatsiz eden sey irkcilik, haksizlik, savaslar vs. bam diye ölmek istiyorum bazen gercekten. elden hicbir seyin gelmemesi cildirtiyor. ama yapacak gercekten bir seyim yok. kendi hayatima odaklaniyorum ben de.

Böyle hissetmeye inanılmaz büyük bir meylim var. Yıllarca bu duygularla cebellestim, anlamaya çalıştım. Neden böyle hissediyorum, neden hayat bana keyif vermiyor diye. Yani 13-14 yaşımdan beri böyleydi bu. Hala büyük oranda öyle, fıtratım mı bu yoksa çocuklukta yaşadıklarımdan mi oldu, inan emin olamıyorum. Ama zaman içinde bu duyguların kendiliğinden geçmeyeceğini, göklerden inen bir elin beni daha hayat dolu, daha iyimser yapmayacağını, yapmadığını fark ettim. Herkes gidiyor, ben duruyordum, tıpkı senin de dediğin gibi. Artık problem kendimi sürekli keyifsiz hissetmek değil durmak olmuştu. Durdugum ve beklediğim için hiçbir şey olmuyordu, kimse bana temas etmiyordu. Kendim dediğim şey bile uzak bir hayal olmaya başlamıştı. Bütün yeteneklerim, heveslerim, değer verdiğim, kutsal addettigim her şey.

Bu süreçte bir şeyi başka başka insanlardan sürekli duymaya başladım: hareket. Annem, kickboks hocam, YouTube'dan takip ettiğim yoga öğretmeni, Netflix belgeselindki terapist. Hepsı aynı şeyi söylüyordu. Hareket.

Harekete geçmek birden olmadı, hemen olmadı. Hala cok fazla durup bekliyorum ama hareket ettikçe zihnimdeki sisin dağılmaya başladığını fark ettim. Bu süreç bahsettiğim aksiyonla başlıyor, buna ikna oldum.

Flortlesmek, asik olmak insani hayata tutunduruyor. Yarin ne giyecegini, ona yapacagin salak esprileri, anlatacagin seyleri bir gun onceden planlayip, dusunuyorsun, en iyi halini ona gostermeye calisiyorsun, yatarken, kalkarken onu dusunuyorsun, arzuluyorsun cok ilginc bir sey aslinda.

Tatil, alışveriş, tatil, biraz daha tatil.

Koşu, yüzme. Bilimum sportif aktiviteler…

Umut

İhtiyacin olan tek seyi soyluyorum
Saglam bir sekilde spor yapmalisin

Ben vucut gelistirme yapiyorum her salona gittigimde agirlik kaldirip vucut insaa ediyorum. Uyku duzenim yeme aliskanligim hersey degisti kendimi mukemmel hissediyorum.

Fiziksel ve mental savas vermek lazim yoksa mutluluk hormonu falan salgilanmiyor. Eve bi geliyorum sanli beni 50 kisi tekme tokat dovmus fakat icimde bir savasmislik ve zafer oluyor kendimle savasiyorum be kanka.

Dedigim gobi cok zorlanacagin bi spor yap hersey duzelecek. Bende cok umutsuzdum hersey degisti. O teri attiktan sonra degisiceksin. 1 ay sık disini hersey corap sokugu gibi gelicek

- Yaşamaktan keyif alıyor musunuz?
+ Evet, keyif alıyorum.

- Siz böyle hissettiğinizde nasıl devam ediyorsunuz, nelere tutunuyorsunuz?
+ Yurtdışı gezilerimdeki fotoğraflara, paylaşımlara bakıyorum. Çünkü gezebilmek yetisi beni ve motivasyonumu canlı tutuyor.

+ Yazdığım günleri tekrardan okuyorum.

Üzerine çok düşünmeyip anlık keyif veren aktiviteleri düzenli şekilde yaptığında o keyif alma hissini geri çağırmak kolay oluyor. Önce o keyif alma hissini beyne iyice öğretmek lazım, bunu da çok zihni zahmetlere uğramadan yapmak lazım.
Sana keyif veren aktiviteleri haftada 2 sefer yapmaya başla, bazıları hiç denemediğin şeyler olsun. Ataleti aştığın eşikten sonrası daha kolay olacak.

Pek almıyorum. Öyle çamurda debelenip çıkmaya çalışıyor ve çıkamıyor gibi hissediyorum. Bu hisler dönem dönem artıyor bende de. Dönem dönem görmezden gelebiliyorum ama hiç gitmiyorlar hep oradalar.

Kozmetik sektörü çöplüğü buna müsade etmez.

ÜTS uygulamasını telefonunuza indirebilirsiniz. Sitesi de şu utsuygulama.saglik.gov.tr

biz askerdeyken muaf olmamış birisi vardı. tabi kendisine sormadım muaf olmak istedin mi diye

Baskentleri mi dusunuyorsunuz? Her birini 2-3 gun yeter, belki cok bile ne aradiginiza bagli tabii. Batum - Erivan treni var, bence hala aktiftir, ama gidiste biz cekindik cunku ermenistan girisinde kapi vizesi lazim ve trenle geciste onu verdiklerinden emin degilim. Bu nedenle matruskayla gidip trenle donduk.

Dolap ve gardrops da yok onlar işlemin uygulama üzerine gerçekleşmesini istiyorlar çünkü kargo ve/ya komisyon üzerinden kazanıyorlar. Letgo da yakınında arama var.

yok?

böyle mekanlar izmir bornova'da olur

aile hekimi yetiyor , gitmeden e devletten bir rapor dolduruyorsunuz

"Kişisel sağlık bilgi formu"
Herhangi bir rapor almadan önce edevletten doldurmanız gereken belgeyi bu isimle bulabilirsiniz.

Ortalama bir tekelde dahi puro satılıyor. Alışveriş merkezlerinde bu tip tütün mamulleri satan bir köşe mutlaka oluyor. Üst kalite bir puro ise üst kalite içkileri de bulabileceğin yerlerde satılıyor. Bu tip yerlerin dışında Macrocenter Kiosk gibi yerlerde de kalburüstü şeyler bulabilirsin. Pahalı mı? Evet.

her yerde var? 50 metre ötedeki mahalle tekelinde bile var. captain black falan.

belki duty free'lerde satılanları bulmak zor olabilir.

puro malzemeleri
cuban parejo butiği
anahtar kelimeleriniz bunlar olsun. arkadaşların tekelde dedikleri de puro ürünü değil. sigaranın bir tık kalitelisi olan mamuller. puro ile ilgili bildiklerimi seve seve paylaşırım.

Ne açıdan yorumladılar sadece fizik olarak mı beğenildi ? Kadın tanınan biri olduğu için davranışları ve tarzı da biliniyor değerlendirmeye dahil ediliyordur olumlu anlamda ister istemez

Kadını tanımıyorum ama fotoğraflarına baktığımda kadının ilgi alanları var,çeşitli sporlarla daha profesyonel anlamda meraklı ve ilgili, bu bile beğenilme sebebi olabilir

Omuzları geniş, sporcu iskeleti var ama memintoları da tombikto, böyle sıradışı fizikler iyi bir karakterle birleşirde çekici gelir

Hiç tipim değil. İtici

Fit ve atletik olabilir ama her fit olan estetik durmuyor, öyle woaw estetik bulmadım. Kaşları çok kalkık duruyor genel mizac zaten sertken kaşlar daha da agresif bir ifade vermiş.
Erkek değilim.

Sordugun erkek arkadaslarin cok fazla yokluk cekiyorlar gibi geldi. Bar, klub ortaminda cok seksi giyinip dagitmissa libido yukseltmisse ons icin yanasilir, yoklukta gidebilir. Yoksa ayik kafayla zor. Ha bir de taniyinca sevilen, asik olunan, cekici gelen tipler var. Tanidikca ses tonu, zekasi, gulusu, muhabbetiyle vs dunyanin en cekici insani da gorunebilir kisiye.

bu ne be? yüzü de, tipi de hiç güzel gelmedi. ben beyaz severim belki ondandır. ama böyle bir defne joy foster sempatikliği var gibi.

Hanımefendi ünlü, fotoğrafların çoğu profesyonel çekilmiş. Ha keza makyaj ve giyim de ortalama yurdum hanımefendisinin ötesinde. Çok daha güzel kızlar yollarda, sokaklarda. Sadece göz önünde ve bahsettiklerim sebebiyle güzel gelmiştir ortamınızdaki tüm erkeklere. Yolda normal haliyle karşılaşsan iriliğinden dolayı defekti çok olacaktır.

Beğenmedim pek ki esmer/siyahi kadınları da çekici bulurum. Fiziği falan bilemiyorum da yüzü çok itici geldi. Defne joy foster sempatikliği hiç yok tam tersi itici bir tipi var çok kafa sikermiş intibası uyandırdı.

Fiziği çekici olabilir ama benim için yüz daha önemli o yüzden ilk ona dikkat ettim. Yüzünü beğenmediğim birinin fiziği çok dikkatimi çekmiyor.

Bakış açısı ortama göre değişiyor.
Semt kahvesinde otururken,alkollüyken, finalde elizabet olmuş bir gecenin sonunda abartılı bir beğeni alabilir.

Soyle diyim: Hetero erkek olarak Fenerli Djiku'yu cekicilikte bundan daha one koyarim

zarif ya da kadınsı değil zaten.
ama tarz bir arkadaşmış. tarz derken de voouav dedirten bir tarzı yok. "parası var, farklı yerler gezip, değişik şeyler deneme fırsatı var" tadında bir tarzı var.
çirkin diyemem ama etkileyici de değil. bu fısatları ve bu parayı yakalayan herkes bu ayarda zaten.

erkek değilim.

Çekici gelebilir kimine göre fakat kesinlikle güzel veya zarif değil.

tipik melez hatun iste. bir numarasi yohk, turkiye karasularinda "degisik" kontenjanindan gideri olur kesin.

yani... yok ya. çok iri. ama beğeneni vardır.

sen söylemesen trans kadın sanardım o derece.

erkek tipi değil bu. bir kadın olarak kadınların güzellik nitelendirmelerine inanmam güvenmem.

malum soruya cevabım "hayır" olurdu.

Benim tüm giysilerin aynıdır. Aynı kottan, pantolondan, şorttan vs 10ar tane falan var. Gömlek ve tshirt de öyle. Beni tanımayan biri "ıyy her gün aynı giysisi giyiyor" diyebilir mesela.

dört beş çeşit kot pantolon. hepsi mavi tonlarında ve genellikle koyu.

bende de hiç kanvas yok mesela.
bazen usendigimde bi kotu bi hafta giyerim.

kadınlar için seçenek çok, biz anca o pantolon şu pantolon.

Ben iş yerinde takım giyiyorum. 20’den fazla takımım var. İş dışında giydiğim çeşit çeşit 20-30 pantolonum var. Koyu renkler ağırlıklı.

bu yaz günlerinde kot pantolon çok bunaltıcı oluyor. bir de dar kesimse daha fena. ben de muzdariptim bu konudan. millet çoktan kot pantolonları bırakmış. kumaş gibi görünen rahat pantolonlar giyiyorlar. beli lastikli bağcıklı falan. genel ismi jogger diye geçiyor. bir de keten pantolon çok moda. kadın kişiler de erkekleri gazlıyor bu konuda sosyal medyada her gün. yani keten ve jogger pantolonlara dadan. avva'da güzel modeller var.

edit: baggy kesim pantolonlara da bak biraz bol ama tarz.

çok var ama kilo değiştiği için 3-4 tanesini giyiyorum
yazın bol kesim ince kumaşlı kot

Uzun zamandır 3 farklı dockers kullanıyorum. Herbirini 1 hafta giyip sonra kirliye atıyorum. Bence 4 pantolondan fazlası gereksiz

bildigim kadariyla paypal hesabi bi banka hesabiyla iliskilendirilmesi gerekiyor. almanyadaki kisi kendi alman hesabiyla iliskilendirecek. paypaldaki parayi banka hesabina cekecek. bankadan da sizin bankaniza transfer edecek.
sorun ise hesaba duzenli para akisi gerceklestiginde vergi bakanligi tarafindan incelenirse bu parayi gelir olarak gosterip vergilendirmedigi icin ceza alabilir.

Alamazsın, evet bir süre sonra kapatıyorlar hesabını. Bosuna uğraşma derim.

sanal vatandaşlık veren ülke vardı, arkadaşım onun üzerinden vatandaşlık ve hesap aldı.

sonra biriken parasıyla PayPal kabul eden yerlerden alışveriş yaparak ürün alıyor, aldığı ürünü de burada satıyordu

PayPal hesabina TR'den erisip islem yapabilirsin sonuçta erisime yasak bir durum yok.

Ama PayPal hem kur cevirisi hem de banka transferinde ciddi komisyon yiyor.

Swift yaparken de Alman bankasi bir miktar havale kesintisi yapacaktir muhakkak.

Yurtiçi kargo için 10desi sınır var,ağırlık olarak bilmiyorum.

Yani bizde harcirah yok, american expressten geciyoruz. O yüzden farklı olur mu bilemedim ama ben hepsini yazarım.

Yemek yediğim yerde alkol alarak da alkol parası olayını çözüyorum.

bizde de harcirah yok, ben hepsini yaziyorum bunlarin. yani yeme icme, ulasim, konaklama, mecburi durumlara adaptasyon konulari sirketin karsilamasi gereken harcamalardir. ama keyfi harcamalarimi ve kisisel alisverislerimi yazmiyorum mantiken onlar bana ait :)

Harcırahın kapsamı ne ? Mesela önceki şirketimde günlük 60€ harcırah verirlerdi ulaşım hariç hiç bi şeyi masraf yazamazdın.

Şuanki şirketim de 10€ veriyor yukarıdaki yazdıklarının hepsini masraf yazıyorum.

Şirket prosedürlerinde belirlidir bu, değilse IK veya muhasebeye sormalısın.

şirketin prosedürüne göre yazarsın eğer varsa, yoksa da sormalısın

yeme içme ve priz dönüştürücü seni bağlar harcıraha dahildir
işle ilgili ulaşımı şirkete yazabilirsin

priz dönüştürücüyü yazıp şirkete bırakma durumu da olabilir

Bu soruyu şirketin İK veya Finans departmanına sorun. Her şirkette farklıdır, doğru cevap onlardadır.

Hangi ülke bilmiyorum ama normalde “AB vatandaşı eşi” olarak ayrı kategori olmalı, ve onunda ayrı gerekli evraklar bölümü olmalı. Ülke adı ile internetten bakmak lazım.

Atmayıp besleyecek misiniz atın tabi hahahh

Pişirip kediye köpeğe de verebilirsiniz o kadar anaçsanız asfjdjf

hahah insan bademcigi pisirmek biraz vahsice geldi :) korku filmi gibi :)

Thrustmaster T300 ile başladım şu an Fanatec Direct Drive Pro kullanıyorum.

Direksiyon setini ne tip oyunlarda kullanacaksın ona göre karar vermelisin. PC’de i-racing gibi tam simülasyon oyunlarda mı kullanacaksın, yoksa Forza veya Need for Speed gibi daha arcade oyunlarda mı kullanacaksın bu önemli.

Eğer sıkılıp bir süre sonra kenara atacağından eminsen tabii ki en uygun fiyatlı olanlara bakman daha iyi olur. Bahsettiğin direksiyon geri toplama özelliğine Force feedback deniyor. Alacağın direksiyon minimum bu özellikte olsun.

Logitech G 920 başlangıç için uygun olabilir G 29 da düşünebilirsin. Thrustmaster T 128 veya T 300 modelleri de başlangıç için uygundur.

Logitech sanırım dişli mekanizma kullanıyor, çok uzun kullanımlardan sonra ses yaptığı söyleniyor.
Thrusmasterlar ise kayışlı sistem. O da uzun kullanımlardan sonra Force feedback kaybı yaşayabiliyor. Oyunlardan aldığın zevki en üst seviyeye çıkartan ise Direct Drive sistemler. Bunlar oyunlardan daha çok geri bildirim aldığı için en gerçekçi kullanım DD sistemlerde oluyor.

Ama başta söylediğim gibi hangi tip oyunlarda kullanacaksın, en önemli kriter bu.

@kaptan memo, teşekkürler büyük ihtimalle sadece forza ve assetto corsa oynarım.

ets 2yi oldum olası sevmedim. aslında güzel oyun ama çok fazla vakit yiyor. ama direksiyon olursa tekrar bir şans verebilirim.

şimdi yakınlarda bir yerde 1 yıllık garantisi olan ve sadece 2-3 ay kullanılmış bir G920 buldum. Bakmaya gideceğim. Nelere dikkat etmem gerekiyor? ses problemi var demiştin kronik olarak. Onu bir bakayım, başka bir şey var mı?

Temel ve teknik analiz diye iki tür analiz çeşidi var.

Temel analiz, şirketin yapısını, yatırımlarını, borçlarını, karlılığını fiyatını vs inceleyerek uzun vadede kazançlı bir yatırım olup olmadığına bakar ve AL, TUT, SAT şeklinde 3 öneri verir. Bundan sonra da vay bugün putin konuşmuş, yarın trump geziye çıkıyormuş şeklindeki günlük konularla ilgilenmez. Sen de öneriye göre kağıdı alır, SAT demedikleri sürece satmazsan uzun vadede (bir aksaklık olmazsa) kazanırsın.

Teknik analiz, kısa vadeli traderlar içindir o farklı bir yoldur. 3 vakte kadar paramı üçe katlayacağım diyenler içindir. Bu yola girip parasını üçe beşe katlayan varsa da %90 ı evdeki bulgurdan da olup batar.

Ne uğraşacağım diyorsan Temel Analiz yolu iyidir. Daha da iyisi sana birilerinin tavsiye etmesini beklemek yerine, eğitimini alıp temel analizi kendin yapmak ve o birilerinden de fikir almaktır.

Kurumların birkaç farklı şekilde öneride bulunabiliyor.
1- Araştırma kapsamlarında olan şirketlerle ilgili raporlar yayınlarlar.
Bu direkt ilgili şirketin faaliyetleriyle, varsa yatırımlarıyla ilgili bilgieri içerir. Çoğunlukla mevcut ekonomik şartlardan, sektördeki gelişmelerden ve yakın geleceğe dair beklentilerden şirketin ne yönde etkileneceğine dair fikir yürütüp, bunların ışığında 12 aylık bir hedef fiyat paylaşırlar. Finansal raporlar yayınlandıkça da hedef fiyatlarını güncelleyebiliyorlar gerektiğinde.

2- Model Portföy açıklarlar. İyi kötü tüm kurumların bir model portföyü vardır ve bu portföylere gerekli gördüklerinde değişikliğe giderler. Model portföye dahil şirketlerle alakalı belli bir hedef fiyatları olur çoğunlukla ve portföydeki ağırlığını da belirtirler. Hisse değişimi yaptıklarında bu kararın sebeplerini de özet olarak açıklarlar genelde. Şu sebepten ötürü A hissesini çıkarttık, bu sebepten ötürü B hissesini ekledik gibi.

3-Haftalık takip listesi, günlük teknik öneriler gibi tavsiyeler. Eğer uygulamada gördüğünüzü söylediğiniz tavsiyeler bunlarsa eğer bunlar diğerleri kadar bilgi barındırmaz arkasında. X hissesinin teknik görünümünü beğeniyoruz ve takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz gibi bir şey aslında.

Şahsen ben raporları okumayı, model portföy değişikliklerini takip etmeyi seviyorum ama teknik liste vs. o tarafa hiç bakmıyorum bile. Elbette kurumların tavsiyelerini takip ederek yatırım yapabilirsiniz. Kendi araştırmanızı yapacak bilgiye ya da zamana sahip değilseniz makul bir strateji.

Pt zayıflatmaz.
Diyetisyen zayıflatır.

şehir bilgisi verebilirsen doğru yönlendirebileceğime inanıyorum. olduğum şehirde değilsen bile varsa tanıdık öğrenmeye çalışırım. doğru pt çok önemli, bizzat yaşayarak öğrendim.


@diyetisyen zayıflatmaz, kişinin kendi iradesi zayıflatır. mevcuttaki diyetisyenlerin büyük bölümü ne yaptıklarını ve niye yaptıklarını kendileri bilmiyor

ben de giricem. ama kars sarıkamış'tayım.

samandağ zaten tehlikeli de aynı zamanda.

arsuz'u tek geçerim özellikle merkezdeki 1-2 plaj çok temiz ve güzel.
arsuz'da direkt sahilin yanında isimsiz bi parkımsı yere çadır kurulabiliyor ama elektrik tuvalet nasıl çözüyorlar bilmiyorum.
hiç aramadım kesin ücretli camping yerleri vardır, tavsiye.

En uygunu arsuz ve çevresi.
Kamp durumları için bir şey diyemeyeceğim

Mit ilgilenebilir.
Arada bir de suçlu iade anlaşmasına bakmak lazım

www.terorarananlar.pol.tr

Suç failinin yurt dışında yakalanması

MADDE 11 – (1) Aranan suç failinin yurt dışında yakalanması/ele geçirilmesi halinde ödüllendirme işlemlerinin başlatılabilmesi için, yakalanmaya/ele geçirilmeye esas bilginin yardımcı olan tarafından Türkiye Cumhuriyeti yetkili makamlarına iletilmiş olması ve failin bu bilgiye istinaden yakalandığı/ele geçirildiği ülkeden Türkiye’ye teslimi ya da geri gönderilmesi şartı aranır.

Eğer şuradaki Kırmızı-Mavi-Yeşil-Turuncu-Gri listelerinden birinde varsa bir şey çıkabilir diye düşünüyorum çok umudum olmasa da. Yalnız site biraz kötü arama seçeneği yok tek tek bakmanız gerekecek.

suçlu alman vatandaşı Almanya da doğmuş ancak Kendisi bana PKK li olduğunu söyledi bunu tehdit olarak kullandı ve kanıt sayılır mı bilmiyorum ancak mahkeme dosyasında kendi ifadesiyle Kürt olduğunu benim türk olduğumu bu nedenle kendisine saldırdığımi ve benim türk devletine çalıştığımı iddia etmiş bu kendi beyanı ben yaşadığı ilçede sordurunca babasının iltica ile Almanya ya geldiğini öğrendim annesi ve babasını canlı gördüm tabi ki bu bir gerçeklik ortaya koymaz ancak ailecek eşkalleri ortada.

Türkiye de ailecek aranmaları varmı maalesef ben bir vatandaş olarak bilemem ancak kendileri Siirt Kurtalan li ancak oradaki jandarma bir soruşturma yaparsa öğrenebilir

ChatGPT der ki;

Merhaba,

Durumunuzu anlamak ve size doğru bilgi sağlamak için aşağıda sorularınızı tek tek ele alacağım:

1. **Almanya Mahkemesi Ne Kadar Sürede Boşanma Kararı Verir?**
- Almanya'da boşanma süreci, mahkemenin yoğunluğuna ve davanın karmaşıklığına bağlı olarak değişebilir. Genel olarak, eğer her iki taraf da boşanma konusunda anlaşmışsa, süreç 6 aydan 1 yıla kadar sürebilir. Ancak anlaşmazlık durumunda bu süre uzayabilir.

2. **Boşanma Kararı Türkiye'de Geçerli Olur Mu? Yeniden Boşanma Davası Açılır Mı?**
- Almanya'da verilen boşanma kararı, Türkiye'de doğrudan geçerli olmaz. Boşanma kararının Türkiye'de tanınması ve geçerli olabilmesi için "Tanıma ve Tenfiz Davası" açılması gerekmektedir. Bu davayı kazandıktan sonra, Alman mahkemesinin verdiği boşanma kararı Türkiye'de geçerli olur.

3. **Boşanma Kararı Türkiye'de Tanınmadan Ben Türkiye'de Boşanma Davası Açmışsam Durum Ne Olur?**
- Eğer siz Türkiye'de boşanma davası açmışsanız ve bu süreç devam ediyorsa, her iki dava da paralel olarak yürüyebilir. Ancak Almanya'daki boşanma kararı Türkiye'de tanınmadıkça Türkiye'deki davanın sonuçlarına doğrudan etki etmeyecektir. Türkiye'de mahkeme, kendi iç hukuk kurallarına göre karar verir.

4. **Tanıma ve Tenfiz Davası Hakkımda Açılırsa Ben Haberdar Edilir Miyim?**
- Evet, tanıma ve tenfiz davası açıldığında, Türkiye'deki mahkemeler sizi bu dava hakkında bilgilendirmek zorundadır. Size resmi bir tebligat gönderilir ve dava sürecine katılma hakkınız vardır.

5. **Tanıma ve Tenfiz Davasına İtiraz Edip Türk Makamlarınca Yeniden İfade ve Karar Verilmesini Talep Edebilir Miyim?**
- Tanıma ve tenfiz davasında, Alman mahkemesinin boşanma kararı belirli şartlar altında Türkiye'de tanınır. Ancak bu karara itiraz edebilir ve tanımanın hukuka aykırı olduğunu öne sürebilirsiniz. İtiraz etmeniz durumunda, Türk mahkemesi itirazlarınızı değerlendirir ve kararını verir.

**Tüm Bu Durumlarda En Mantıklı Nasıl Karar Vermeliyim?**
- Bu süreçte, her iki ülkenin hukuk sistemleri ve boşanma prosedürleri hakkında uzman bir avukat ile çalışmanız çok önemlidir. Bir avukat size en iyi yol haritasını çıkararak hem Almanya hem de Türkiye'deki haklarınızı korumanıza yardımcı olabilir. Ayrıca, Almanya'da açılan boşanma davası hakkında bilgi sahibi olmanız ve dava sürecini takip edebilmeniz için Almanya'da bir avukat ile çalışmanız faydalı olacaktır.

Bu süreç karmaşık ve stresli olabilir, bu nedenle profesyonel bir yardım almanız en doğru adım olacaktır.

Ajet değilse riskli değil

Az. Benim ideal ucusum misal 2 saat 40 dakika mis gibi.

Not: Ajet :)

Ajet ise başlığı okuyun siz karar verin

eksisozluk.com

Gerçi 2 uçuş da rötar yaparsa yine sorun olmaz :)

Ben geçen pegasus ile Fransa'dan geldim. Ilk ucusum 1 saat yedi ikinci ucusum da 1 saat yedi hiç telas olmadi ayni julsezar dediği gibi :)