Ekşi Duyuru

seri numarasına bakarlar.

bir sey olmaz ben hep yapiyorum.

Ufak tefek ürünlerde hiçbir sorun olmaz ama laptoplarda bin farklı numara oluyor o ürünü kişiselleştiren. Başına iş alırsın.

ben giyimde çok yapıyorum boynerde falan baktım aynı ürün indirime girmiş tekrar alıp iade ediyorum. ama elektronikte nasıl olur bilemem

cok yapilabilir gibi duruyodu ama vazgeçtim tesekkürler yorumlar icin

Pişman değilim ama konfor alanındaki keyifçiliği özlüyorum.
3 sene daha vaktim var pembe götlülüğe dönene kadar, o noktaya gelene kadar yapacağımı yapıp sonrasında rutin ve stabilliğe dönücem inş.

Bütün "comfort zone"lar, çikilmasi durumunda özlenmek üzerine kurulmustur.

Özlersiniz de, comfort zone'da kalacaksak neden yaşıyoruz?

hayatimda hic boyle iyi deyip tembellik yapmadim. hep makul bir giriskenlik oldu. sonunda hep memnun oldum.

biraz cesaret iyidir ama asirisi da aptallik.

Çok memnunum. Eskiyi asla özlemiyor ve önceden ne kadar pısırık ve kendine kapaklanmış haldeymişim diyorum.

Comfort zonedan, comfort zonedan memnunsan cikmazsin zaten.
Birseyler batiyordur, farkli bir ihtiyacin vardir ve o ihtiyac icin bu alandakiler yetmiyordur.
Ben ciktim, her gun sukrediyorum. Cikmayan akrabalarim, tanidiklarim (ayni imkana sahip olan, comfort zone icinde rahatsizlik hissetmeyen) su an kafayi duvara vuruyorlar. Iyi mi ettim kotu mu ettim bilmem, zaman gosterir, ama su an keyfim yerinde.

Vallaha comfort zone var comfort zone var.
Fransa'da ilk işim maaşı daha düşüktü ama al gülüm ver gülüm günlük yapı vardi. Öyle geç çalışmak vs yoktu hiç.
Ben burada yukselemem (çünkü master olmayani müdür yapmayan ik karari vardi) diye ayrildim, Fransa'da yeniydim. O sırada ben riskli bulmadım ama esim, ailem, arkadaşlar hepsi riskli bulmus. Sonuç olarak o dönem kazandığım paranin 2.5 katını kazaniyorum 5 sene sonra.

Ama şu anda da bir tık comfort zone var. Acayip tatlı insanlarla çalışıyorum, ofisimin yeri süper, isimi seviyorum, çalıştığım ürünlerden zevk aliyorum (misal fmcg çalıştım, kullanmadigin ürünün tedarigi ile ugrasmak beni demotive ediyor). Şimdi birkaç bin Euro üstü için risk alıp gitmek bana mantıksız.

Bence bazen sirf comfort zonedan çıkmak için dertsiz başına dert arayanlar oluyor. Para önemli ama insanin günlük hayatında mutlu olmasi, stresi olmamasi, ise mutlu gitmesi de önemli. Ben ofise bildiğin ne güzel ekibi göreceğim diye gidiyorum.

türkiye'de uzun yıllardır çalıştığım firmada artık ezbere yaptığım ve senior'ı olduğum işimden ayrılıp göç ettim. yeni meslek öğrenip onu da değiştirdim. şimdi yeni bir ülkede, yeni bir dilde, yeni bir şirkette, eski mesleğimle hiçbir ilgisi olmayan yeni bir iş yapıyorum ve junior'ım. bir beyaz yaka için bundan daha büyük konfor alanından çıkış olamazdı herhalde.

pişman değilim, mutluyum. 2 seneye mid, 4-5 seneye senior olduğumda daha da mutlu olacağım.

çıktım ama pek memnun değilim.

yuruyerek gezilecek bi yer degil tramvaya falan binmek gerekiyor siklikla. yemek olarak benim gordugum gulas var ki bildigimiz gulas, anavatani diye pek bir ozelligi yok. para verdiginize degmez. langos var, pisi gibi bi sey, ustune sour cream peynir falan koyuyorlar. fena degil atistirmalik olarak yenilebilir. onun disinda yerel cok bir secenek gormedim ben. ha bir de paprika chicken diye bi seyleri var onu yemedim ama.

menza diye bi yer var, yemekleri falan epey iyi fakat biraz pahali. sehir genel olarak pahali bence. almanya'dan bile pahaliydi bazen.


PS: prima diye bi supermarketleri var oradan uzak dur. sampuan 6-7 euroya falan denk geliyor. normalde boyle abarti degil ama orada nedense asiri pahali her sey.

daha 2 gün önce airbnb’den bir yer tuttuk ekim ayı için, tabii henüz kalmadık ama fiyat olarak uygun, konum olarak da mantıklı geldi:

www.airbnb.com

daha önce gezmiş bir arkadaşımız da şunu önerdi ama öneriyi biz evi tuttuktan sonra yaptı, bir de 3 kişi fiyatı bir tık daha pahalıymış zaten:

www.airbnb.com

eymir, odtü ormanları

Zafer Parkı

Ben AOÇ ve kurtuluş parkında koşardim. AOÇ'de sabah çok erken saatlerde köpekler olabiliyordu. Hâlâ var mı bilmiyorum ama.

Remove properties and personal information diye bir seçenek var Properties'in altındaki Detaylar sekmesinde. Türkçe karşılıklarını bilmiyorum, kusura bakmayın.

kırmızı çizgi-Samar Mahfouz Barraj
balyanaklar için mahremiyet kitabi-saniye bencik kangal
bedenim bana ait-Pro Familia

okul öncesi öğretmeniyim. sağlık il müdürlüğünden her sene okulumuza mahremiyet eğitimi için uzmanlar geliyor. öğretmenlerin yanı sıra onlar da bilgi veriyorlar.

genellikle kulaklıklarda garanti olmuyor ama ürün sayfasından garanti şartlarına bakın. eğer garantisi varsa apple servisine götürün. 6 ay önce alınan kulaklığı amazon'un değiştireceğini pek sanmıyorum

6 ay önceki ürüne para iadesi yapmazlar.

Etkisi kanitlandi mi bilmiyorum ama Youtube Shorts ve benzeri sosyal medya ortamlarinda fazla takilmak boyle durumlara yol acabiliyor diyorlar.

Kan değerlerini kontrol ettir. Vücudunda ciddi eksiklikler yanlışlıklar varsa hafıza önemsiz bir işleyiş halina gelir, enerji daha önemli işleyişlere yönlendirilir beyin tarafından. Önce sağlığını gözden geçir. Sonra da stresini azaltmaya çalış.

Beyni sosyal medyada kaydırmalarla dopamine sürekli maruz bırakırsan hem zor çabadan kaçınmaya başlar hem de bilişsel yorgunluk olur. Instagram, YouTube falan hepsini azalt.

balık yağı

reçine tarzı yapışkan şeyler boyaya ciddi zararlar verebilir. haftada 1 kullanıyorsanız takıp çıkarmaya üşenmemelisinz. marka olarak niken önerebilirim. 1000 lira çok ucuz.

biz kullanmadığımız çarşaflardan diktik, yanına lastikler sarkıttık. tekerinden aynasından bağlıyoruz

Wagell markası, x200 serisinden aracınıza uygun olanı veya varsa x300 serisinden.

ofis önünde duran araca aldık, sadece güneş ışığından ve tozdan korusun diye (?!) ama sizin durumuzda gerekliymiş.

Bu devirde ne pahalı değil ki? Hem her gün kullanacağın pratik ürünler için 1000 lira para bile değil. Bir yerde bir tabak yemek yesen de onu ödüyorsun zaten. Kendin dikmekle falan uğraşma. Boş iş, hem vakit kaybı hem çirkin görünüyor.

hocam 1k bu tür bi ihtiyaç varsa hiçbir şey.. lazım olsaydı hemen alır geçerdim.

Teşekkür ederim ilgine ama ben kadınım ve kimseyi düşürme derdim yok :) üniversiteden beri gitmeyi istiyordum böyle bir atölyeye, uzun zamandır ilk kez boş zamanım var, değerlendirmek istedim

Benim tahminim Türkiye'den yapılan Temu alışverişlerinde düşüş oldu yeni yasadan sonra. Yoğunluk olmadığından hızlı geçiyor bence. Benim de öyle oldu. Sıkıntısız geldi.

Avrupadayım, burada da aksine uzuyor. 8-9 günde gelirdi, şimdi 13-15 günü buluyor.

Peynirdeki laktoz peyniraltı suyu ile büyük oranda peynirden ayrışıyor, kalanı da fermantasyon esnasında parçalanıp form değiştiriyor o nedenle intoleransı tetiklemez. Yoğurt hakkında bir fikrim yok.

Evde yogurt yapma isi kolay, tasma noktasina kadar kaynatip sogumaya birakiyorsunuz. 44 derece falan diyorlar, oda sicakligindan biraz yuksek sicaklikta bir miktar ev yogurduyla mayaliyorsunuz. Mayalama kisminda kasedeki mayaya biraz ilik sutten koyup ayran gibi yapabilirsiniz, buna "mayayi acmak" deniyor. Neyse sonrasinda havlu, nevresim vs birseye sarip 8-10 saat bekleyip dolaba atiyorsunuz. Dolapta da bir gun kalinca hazir.

Yoğurt veya kefir, mikroorganizmanın (bakterinin yani mayanın), sütteki laktozu laktik aside çevirmesi sonucu ortamın asidikleşmesi sebebiyle, sütteki proteinin yapısal değişimiyle oluşur. Yani yoğurt veya kefirdeki laktozun tükeneceğini tahmin ediyorum. Çünkü ilgili mikroorganizmalar laktoz ile beslenerek yaşıyor, çoğalıyorlar.
Laktoz intoleransı olan biriyim. Çocukluğumdan beri yoğurt ve peyniri, 8 yıldır da kefiri çokça, düzenli tüketirim. Özellikle yoğurdun barsak hareketlerimi artırdığı bir gerçek ama sütteki gibi ishal tablosu oluşturmadı. Peynirin ise barsak hareketlerime kayda değer bir katkısı yok.

Ben olsam is yerine hic soylemem. Avukat tut kendine. Kidem tazminati cogu durumda aliniyor sanilanin aksine. Avukatla hallet. Hic muhatap olma.

istifa ettiğinde kıdem tazminatı olmuyor bildiğim kadarıyla.

sadece sigorta girişi 1998 öncesi olanlar falan yapabiliyor öyle bildiğim kadarıyla.

yurtdışına yerleşme durumun kesinleştiyse oturum belgeleri ile birlikte avukat aracılığıyla kıdem alabilirsin. bi google aramasına bakar

Haftalık çalışma saati aşımı yada maaşlarda eşitsizligi öne sürerek ihtar çek ve ayrıl. Dava açarak alabilirsin ama tabi ilk etapta iyi bir avukatla mutlaka görüş ona göre bir çözüm bulabilirsin

@plastic_angel bundan bilgim yoktu, çok teşekkürler. araştıracağım.

@tabudeviren 2004 girişliyim, 1000 günden az kaldı o haktan yararlanmak için ama o kadar vaktim yok. o dediğiniz 1999 ve öncesi girişliler için 3600 günün tamamlanması. biz de maalesef o süre daha uzun. teşekkürler.

Aaracın garantisi yok mu?

kapı değiştirme cebinden yaptır. ama güvenlik kamerası varsa emniyete git şikayetçi ol.

Foto paylaşın bakalım burdan.

50 bin az değil. Ancak kurtarılamayacak gibiyse bol foto çekip arşive atın. Değer kaybı yaşayacaksınız aracınızı satarken, bunun kurtuluşu yok gibi.

Garantinin konuyla ilgisini tam anlamadım. Arıza yok ki, kaza var.

Şuna benziyor benim durum:
encrypted-tbn0.gstatic.com

yırtık yoksa tamir edip devam. değişen olunca olay büyüdükçe büyüyor satarken. başka bir yerde kaskodan veya cebinizden farketmez, yaptırın geçin eğer resimdeki gibiyse.

şu değişen takıntısını anlamıyorum. orjinaliyle değiştirmek varken niye işlem yaptırıp onarmaya çalışıyorsunuz. satarkende durumu fotoğraflarıyla gösterirsiniz.
tabi en başta polis çağırıp tutanak tutturmak lazımdı.
kasko zaten böyle durumlar için yok mu. verin sigortaya yetkili servisinde değişsin. zaten onlar araştırma yaparlar ardındanda değer kaydı açmaya çalışırsınız.

Nerede tamir ettireyim, İstanbulda tavsiyeniz var mı? RS Servis iyidir diyorlar ama çok olumsuz yorum da var

Hocam geçmiş olsun. Belli ki bu konulardan çok anlamıyorsun, çevrende de ilgilenecek kimse yok. O yüzden git yetkili servise kaskodan yaptır geç.

Kasko-sigorta fiyatları her yıl o kadar fazla artıyor ki hasarsızlık indirimlerinin çok anlamı kalmadı. Zaten 15-20 bine kasko yapıyorlar. Hasar olsa da olmasa da seneye 30 bini bulur bunlar.

Pendik Özlem Oto da iyi iş çıkarır görüşebilirsinz

Su diyetleri gibi prosedürlerin kas kaybından başka bir getirisi yok sen bağırsaklarına bi baktır neden şişlik var şişliğe neden olan sıkıntın ne onları öğren.

Sudan ziyade siskinligin gluten ve laktozla alakasi olabilir. Beslenme biciminiz nasil?

Su diyeti mi?
Suyu kesersen vücut daha çok su tutar. Bırakma su içmeyi

Çok sağlıklı besleniyorum, organik olmayan ürün yemem. Aynı zamanda veganım ve yakında vejeteryan olacağım. @mor oje

Yani suyu kesmek daha mı iyi diyorsun? Ben zaten pek su içmem, hiç içmezsem daha mı iyi olur? @kisa

Yok ben yanlış anlamışım. Sen su içmeyeceğim dedin sandım. İç iç.

Tamam teşekkürler. @kisa

Karnınızın sürekli şişkin olması kortizol göbeği ya da bağırsak problemleri kaynaklı olabilir eğer çok ciddi kalori kısıyorsanız ve vücut strese giriyorsa kortizol şişkinliği yapabiliyor. Su diyeti çözüm olmaz chatgpt çok tutarlı makro hesabı yapıyor günlük yediklerinizi yapıp sorabilirsiniz yeterli makro alıyor musunuz diye.

1. Su diyeti yapmanın her hangi bir amacı yok.
2. Organik ürünlerin, organik olmayan ürünlere göre ispatlanabilmiş etki eden bir faydaları yok. Özellikle tarımsal üründen ziyade hayvansal gıda da üretim açısından dünyada bıraktığınız karbon izi bazında faydaları var. Ürünün kendi içeriği açısından olan fayda çok minimal karşılığı yok.
3. Vegan,vejeteryan yada karnivor , keto vs. vs. diyet seçimlerinizin yine bireyin sağlığı anlamında hiç bir anlamı yok.

"Sağlıklı" anlamı olmayan boş bir ifade. Çünkü sıfat. Pahalı gibi. Bir şeye göre sağlıklı olmanız lazım. Bu referans amerikan diyetiyse sağlıklı olduğunuz idda edilebilir. Sadece kilo ve uzun yaşamsa süleyman demirel 90 yaşında sağlıklı olarak vefat etti. Kendisinin fiziği size göre sağlıklı mıydı?

46 kilo biri ne yese midesi şişer 55 kilo olsanız gözükmez.

Ama vücudum da minicik zaten, kilo orantılı duruyor. @kimsesiz genc boga

yapma

Ben de normal kilomdayım, ama zinhar azaltsam bile bel çevresi yağlanmasından kurtulamıyorum. 40 kiloyken bile karnım dümdüz değildi. Bazı insanlar belli bölgelerden yağlanmaya eğilimli oluyor.

Yediklerinizden kaynaklanıyorsa neyin şişkinlik yaptığını bulmanız lazım. Bir süre glüteni kesip gözlemleyin mesela.

yapma

Bitkisel beslenme gaz yapabilir vücut alışana kadar.

Kolum kadarsin :) Ne diyeti. Spor yap, protein agirlikli beslen sekle gir biraz.

1- tuzu kes
2- yiyebildiğin kadar et, balık ye
3- istediğin kadar salata ye
4- içebildiğin kadar çay kahve iç.

karnın cetvel gibi dümdüz olmazsa gel ağzıma s.. tükür.

Sana öyle geliyor, takıntı yapmışsın.

Malzeme Kalınlıkları farklı çünkü renkleri aynı ama sap kımı dayanıklı olması için daha kalın olduğu için daha az ışık geçiriyor ve ilüzyon algısı veriyor sıkıntı yok.

Ne kadar süre çalıştırmasını istiyorsunuz?
4-5 saat yeterliyse Tunçmatik TSK5264 alın geçin derim. Sadece modem amaçsa fazla para dökmenize lüzum yok.

Bir de almadan önce cihazının amper değerlerini ve adaptör girişi aynı mı diye kontrol etmeyi unutmayın.

that: bu
it: o

it ve that kullanımı bence türkçedekiyle tamamen aynı.

"you are much more than that": bundan daha fazlasısın.
"that's it": işte bu tam olarak o bahsettiğim şey.

Esasen her iki ifadeye de eşlik eden kuvvetli duygular var; özellike ikincisi, "That's it!" ifadesi; "Bu kadar!" yada "İşte bu!" gibi kuvvetli bir duygunun eşlik edeceği bir ifade.
Özellikle kalıplaşmış ifadelerde gramer kuralları yalnız bırakabilir ve bu kalıbı duygularla öğrenmek çok daha kolay olabilir; hem dinlerken hem kullanırken de.
Mesela bir örnek: www.youtube.com

Yine gramere dönecek olursak, bildiğim kadarıyla;
You are faster than it! (it bir kediye işaret edebilir. "ondan" hızlısın)
You are stronger than him! ("ondan" güçlüsün)
Bu iki kullanım şuradan: www.wikihow.com
it'in her iki durumda da aynı olduğuna dikket edin.
Bu iki cumlede nesne zamiri yani "object pronoun" olarak kullanildilar.

You are much more than that! ("bundan" fazlasısın.)
(partner'lik kavramına işaret ediyor. burada ise işaret zamiri kullanılmış.)

Yine tam olarak anlamadım.

Mesela şu nokta koyulan yerlere ne gelir?
1) The weather is so warm. You can feel ….
2) the toys are so nice. I love ….

Burada ilki that ikincisi them mi olur? Yoksa ikisine de that mi gelse daha doğru? Yani burada neye göre karar veriyoruz.

1) The weather is so warm. You can feel ….
2) the toys are so nice. I love ….

Bende sizin gibi ilkine that, ikincisine them derdim.
-> You can feel warmness!
-> I love toys!
Şimdi bu cümlelerde nesne isimlerini (warmness ve toys) kaldırıp, yerlerine zamir koyalım.
Çünkü neden olmasın.

- You can feel it! (it-> Object Pronoun/Nesne Zamiri olarak, it; şeyler yerine)
- You can feel that! (that-> Demonstrative Pronoun/İşaret Zamiri; kişi yada şeyler yerine)
- I love them ! (them-> Object Pronoun/Nesne Zamiri)

İşte "You can feel it" ve "You can feel that", bu örnekte duygunuzu iki şekilde de ifade edebilirsiniz. Vurguda hafif bir farklılık olur. Türkçe de benziyor.

- Hava sıcak.
- Onu hissedebiliyorum. / Bunu hissedebiliyorum.

Ben Türkçe'yi yeni öğrenen bir Afrikalı isem;
Yukarıdaki iki cümleden "Onu" olanı mı tercih etmeliyim yoksa "Bunu" olanı mı?
Bana nasıl açıklarsınız ?

Vakko Eşarp

Zevklerini, beğenilerini bilmediğimiz için tavsiye vermek çok zor aslında.

@rock n roll yani iste genel bir fikir gibi sordum haklisin aslinda :(

Valla çok tanımadığım biri olduğunda nevresim pike takımı veya ufak el havlusu seti falan götürüyorum ben. En nihayetinde kullanılacak bir şey. Evlerine gidiyormuşsun hem, ev hediyesi gibi olsun

türk işi bir takı olabilir.

Kisisel bir sey almak yerine Turkiye’den ozledikleri gidalardan bi paket yapsaniz? Kaymakli lokum, sucuk, peynir vs vs?

Peynir gotureyim deme.Gumrukte cezayi yersin.Yasak :)

Sucuk ve kaymaklı lokum.

Eğer hanım yabancıysa bizdeki hamam seti gibi şeylere bayılıyorlar genelde örneğin

www.homemadearomaterapi.com

Buna benzer şeyler olabilir çok kaliteli Denizli, Bursa kumaş üretimli hamam havlulu setler de oluyor ama bence bayılır buna. Başka markalara da bakabilirsiniz örnek olarak gönderdim.

Haremlique diye marka var o biraz daha luxury konseptinde ve pahalı biraz
www.haremlique.com

Ben yurt disinda yasayan biri olarak bana biri kafkas marka kestane sekeri getirse mutlu olurdum.Bunun disinda her turlu ivir zivir yurt disinda Turkiyeden daha erisilebilir ve daha ucuz zaten.Anlamli bir mutluluk katmaz

tesekkurler arkadaslar, sut ve et urunleri yazan arkadaslar aklinizda olsun eger kontrole girerseniz el koyuyorlar ben o riski almayacagim :)

Nasıl bir girişim bu biraz daha açar mısın?
Ticareti sen yapacaksın biz kardan pay mı alacağız yoksa sen bizim ticaretimize müşteri bulup getirip bizim ticaretimizden mi pay almayı hedefliyorsun?
Mal mı hizmet sektörü mü hedefin?

Ben baktım bi renk farkı göremedim.

router'a bakin. koca binayi kaldirabilecek bir sey mi? degilse, iyisini aldirin.

Tek bir WiFi cihazına aynı anda en fazla 8 kişi filan bağlanabilir. Muhtemelen bu yüzden kopuyordur ve yavaştır.

Kablo ile bağlanırsanız belki kopmaz ama yavaşlık devam edebilir.

Modem arayüzüne bağlanıp aynı anda bağlanan max kullanıcı sayısını arttırın ve her bir kullanıcı için bant genişliğini düşürün.

EN kolay cözüm daha kuvvetli menzili daha genis bir cihaz almak.Bunun disindaki cözümler care olmayacaktir.Ayni seyi kendi evimde yasadim.Cihazi degistirene kadar kafayi yemistim.Degistirdim mis gibi oldu

bu durum binadaki yapıya göre değişiklik gösterir.

sinyal gücü iyi wifi sinyali kesilmeden internet bağlantısı gidiyorsa cihazda max kullanıcı limiti, max bant genişliği veya cihazın yetersiz gelmesi (işlemci, ram) sebebiyle kesiliyorsa routeri değiştirmeniz gerekir.

wifi sinyali kötüyse bir access point ekleyerek sorunu çözebilirsiniz.

bunların hiç birisinde problem yok ise internet hızınız yetersiz olabilir veya gelen internet altyapısı kötü olduğu için kopmalara sebebiyet verebilir.

bu sebeplerden ötürü kesin çözümü sisteme bakmadan söylemek zor olur ama problemler bunlardan kaynaklanıyor. kullandığınız cihazlarda üst düzey ayarlarda değişiklik yapmadığınız sürece başka bir sebepten ötürü kesilme olmaz.

Çarktan çıkan indirim sadece internette geçerli.

kullandığınız karta göre değişiklik gösteriyor taksit olayı.

@elorelia işte ben de tam olarak bunu soruyorum. yani atıyorum geçen gün alışveriş yaptım yapı krediye 6 yaptı, garantiye 3 yapıyor vs

hiç bir şey olmaz. tut ki oldu; anam verdi dersin kim ne diyecek.

Bankalar soruyor evet, başıma geldi. Sanırım 20k euro karşılığı üstü içindi tam hatırlamıyorum. Bu durumda kanıt istiyorlar. Annenizin noter ev satış sözleşmesini kanıt göstererek yatırabilirsiniz diye düşünüyorum akraba ilişkisinden dolayı.

Singapur çok pahalı, oradan birşey gelmez. Ama uçakta bir sürü insanın elinde orkide çiçeği görmüştüm.

Singapur gerçekten pahalı. Ivır zıvır, ufak mutfak ürünleri, takı alabilirsin.

mustafa isimli bir alışveriş mağazası var hint mahallesinde. singapurda en ucuz ver hemen hemen herşeyin satıldığı bir yer. singapurda çakma ürün satmak devlet tarafından yasaklandığı için güvenle alabilirsiniz.

Seninle olmak var ya’yı ve az bana gönder’i kendisinden severek dinliyorum mesela. O kadar şarkıdan tek bu ikisi bana hitap edebiliyorsa, birçoğu da başkalarına hitap ediyordur. Hatta kendisine İlhan İrem’in Sürgün Gibi Masallarda’sını çok yakıştırıyorum. Keşke coverlasa…

Tas kafa tıraşı neden bu kadar popüler olduysa, eski TikTokçu ama yeni şarkıcıların sayıklamaları neden milyonlarca dinleniyorsa... o sebepten. Örnekler çoğaltılır ama temelde her biri aynı noktaya dokunuyor.

Ayıp ediyorsun.

muzik dinlemek icin uzman olmaya gerek yok pampa. ondan.

ülkede varoşun durdurulamaz yükselişiyle ilgili.

Kendi halindeki gariban adam, kimseye bir zararı yok, kimseye bir sataşması bile yok. Açıkçası neden durduk yere kötü şeyler söylüyorsunuz anlamıyorum.

İş yerine büyük bir bt hoparlör getirdim bir sene önce ortadan müzik açıyorum. Ben metal müzik de seven insanım ama Milletin kafası kaldırmadığı için metal dinlemiyorum, Tekno müziğe falan da hiç anlam veremiyorlar mesela elemanlar. Opera da aynı şekilde, hemen gülmeye başlıyorlar. Onlar müzik açtığı zaman genelde sakin başlayıp yavaştan arabeske kayıyorlar her seferinde.

Ahlakçılığın baskın olduğu bu toplumda suç ve ceza ilişkisi benimsenmiş; acı çekmek önemli ve gururlu varsayılmış diye düşünüyorum.

Günün sonunda müziktir, insanlar ruh hallerine ne uyuyorsa onu dinliyorlar. Çok da yargılamamak lazım. Ben değişik müzik tarzları açıp kısa bilgiler veriyorum genelde. Eskiye göre daha yatkınlar en azından "yabancı" müziğe.

Her önüne gelene müzik diyen bir "bilirkişi heyeti" yani şu ortamda devlet olunca halk da gördüğünü doğru sanıyor.

Medyada özellikle televizyonlarda boşuna "yeteneksizsiniz" programları yapılmadı her türlü saçmalığı normalleştirmeye yarayan.

Bugün gider batı müziği konusunda doğru düzgün çalışmalar yapan bilimsel konuşan bir bilirkişi heyeti bulursunuz Avrupa'da. Ama Türkiye'de Türk Müziği için böyle bir bilirkişi heyeti bulamazsınız. Gerçek bilenler öldüler, yerlerine yetişen de olmadı. Aynı kaliteyi devam ettiren kimse neredeyse yok.

Ha, müzik çeşitleri olamaz mı? Olur. Ama her biri ayrı ayrı geliştirilirken doğru bir tane olur, Türkçe'nin en iyi konuşulduğu en kaliteli hali nasıl ki İstanbul Türkçesi ise, müziğin de en kaliteli en doğru en köklü hali vardır ve onun da belirlenip korunması ve halka bunun öğretilmesi gerekirdi,halka ne öğretildi? Siz "gerçek müzik" hakkında ne biliyorsunuz, özellikle yurdunuzun kendi öz müziği anlamında? Bi düşünün.

Kulak sahibi de olsa ruhuna kaliteli müzik ekilmemiş insanlar her şeyi yüceltebilirler.

potasyum bebek- Adamın neresi gariban ya? Hem yazdığını okuyan da adama küfrettik zanneder. Sakin mi olsan acaba?

Zaten çok sakinim. Açıkçası küfretmekten daha kötü yazdıkların. Kendince bir şeyler yapmaya çalışıyor, hitap ettiği bir kitlesi var. Bundan rahatsız olup egosal üstünlük taslamaya gerek yok bence.

Bu konuyla ilgili bir toplantı talep edemez misin? Senin utanacağın bir şey değil bu yapanlar utansın. Pislik bu, başka bir anlamı yok.

Çoğu insan ciddi anlamda pis. Bugün otobüste kusuyordum neredeyse. Kendilerini kokutmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Belki aylardır yıkanmamış, deodorant onun için daha icat edilmemiş. Otobüsün tutamaclarindan tutmuş koltuk altı ölüm kokuyor. Bari soğan, sarımsak ve sigara kombosundan uzak dur insan içine çıkarken ama olur mu? Ter kokup da ağzın kokmazsa olmaz. Gerçekten bazı insanlar pis. Hemen bir toplantı talep et bence.

Printer dan beş altı çıktı al

Bir tanesini yapıstir

"Sözlü uyarsam hoşuna gitmez, sifonu çek"

Yazılı olsun

Yirtarlarsa tekrar yapıştır

Hiç de sahiplenme yazıyı

Ortada pislik var yazı mi sorun amk

Bazi insanlar sifon dügmesine "pis" olduklari gerekçesiyle basmazlar. Ama ironik biçimde ayni insanlar ellerini de yikamaz tuvalet kabininden çiktiklarinda.

Ben de bu duruma şahit oldum, tahminim şu: bozuk bir hijyen anlayislari oluşmuş bir şekilde kendi boklarindan tiksiniyorlar, bir nevi psikolojik rahatsizlik.

Öküz ya bunlar ne insanı. Laftan anlamazlar

ya geçen bu türkiye'deki okullarda tuvalet kağıdı vs olmamasıyla ilgili bi başlıkta bi eğitimci yazmıştı başından geçenleri. çocuklara tuvalet eğitimi vermeye çalıştığını, çoğunun temel eğitimi bile olmadığını vs. yani sanırım çocukluktan gelen bazı pis alışkanlıklar insanlara normal geliyor. bizim için çok aşırı ve iğrenç ama ona göre normal gibi. belki de herkesin öyle olduğunu düşünüyor. başka da açıklama bulamıyorum.

bu kadar iğrenç olmasa da iş yerinde benzer problemi ben de çekiyorum kadınlar tuvaletinde.

kağıt asmıştım ben. azaldı ama patronun inatla kızlar tuvaletine işeyip sifona dokunmadan çıkmasını engelleyemedik. sifona dokunmaktan iğreniyormuş haspam.

böyle bir şeyi kendi başınıza kağıt asarak halletmeniz gerekmiyor. bu sorumluluk size ait değil. müdüre haber veriyorsunuz o da herkese mail atıyor.

Niye kendine bunu görev edindin anlamadım. İşgüzarlık. Çok rahatsızsan yöneticiye veya müdüre haber vermen yeterli.

ay bugün rüyamda bok görmüştüm bu soruyu görcekmişim.

kanlı bezlarini unutan da var pampa o ne ki? üstelik bunu yapan müdür.

@potasyum bebek; neyi kendime görev edindim? neresi işgüzarlık anlamadım. Sen soruyu okudun mu yoksa okuyup anlayamadın mı?

Şortu etek yapalım and we have a deal!

11 yaşını aşmış hiçbir kadının kot etek giymemesi gerekir notunu düşüp gidiyorum.

Bana atabilirsin foto ben kadınım. Bence güzel giy ya. Bunlar kot şort diyince kot etek okuyor.

Gömlek nasıl? Düz mü, oduncu gömleği gibi mi, kısa kollu mu uzun mu? Converse ne renk? Kot şortun boyu nasıl? Mom fit mi slim fit mi? Bunlara göre hep farklı cevaplar veririm:))

Aslında ilk okuduğumda ayağında Bi kovboy çizmesi hayal ettim.

ibb.co şunun gibi

Gömleğin ve şortun modeline göre değişmekle birlikte bence güzel bir kombin olabilir.

Renkleriyle yazsaydın çok daha iyi hayal edebilirdim ama kafamda canlanan gayet güzel.

Gömlek açık mavi üzeri beyaz çizgili,uzun kollu, ayakkabı bej, şort @kullanicadi'nın gönderdiği fotoğraftaki modelin şortundan bir tık daha uzun.

Standart günlük bir giyim, çok da düşünecek bir şey yok bunda

@grimavi; haklısın da en iyi haliyle olmak ister ya insan.

Kombinimi oluşturdum. Herkese teşekkürler.

Bi fotolasaydin beni.

Alaçatı'da kocişi ve 4 yaşındaki oğluyla tatile gelmiş, beyaz yakalı, 37 yaşındaki kadın kombini. Kot etek daha kötü, MSN devrinden kalma gibi.

Ya kot etek kot sortun neyi kotu? 1000 lira bir sort. Hadise konserde giyince oluyor da biz giyince mi olmuyor.

Sen Hadise misin bacım? Sahne kombinleriyle gündelik hayatımızı eşleyeceksek sana Gülşen ve Simge'nin sahne kombinlerini öneriyorum. Ben kot şorta kötü demedim ama 1000 lira verince o kumaş parçalarının allanıp pullandığını sanmak komik.

ben hairmoodgallery acıbadem'de yaptırmıştım. Saçlarım koyu kahverengi ve orta uzunluktaydı. Beğenmiştim ve uzun süre de kullandım. Sadece fiyatı biraz yüksekti o zaman bile, şu an hiç bilemiyorum.

bu brushlight olayı garage’da çıktı zaten. Levent şubesine gidebilirsiniz. yıllar önce memnun kalmıştım. ben daha da açık istediğime karar verip balyaja geçtim sonradan.

çok güçlü koltuk yıkama makineleri var benim arabanın koltuklarında da vardı adamları aradım geldi yarım saatte halletti 2 sene önce 300 lira vermiştim.
Ama 1 gün boyunca kullanmamak gerekiyor kuruması için.

Hijyenik ürünleri internetten almamak dışında tek yapabileceğiniz tüketici hakem heyeti.
Onun da nasıl sonuçlanacağı meçhul

alttaki sorulara bakın:
cevabı orada :
www.atasunoptik.com.tr

bu tarz durumlarda yasaya göre ispat yükümlülüğü satıcı tarafta. o yüzden siz karşı taraftan kanıt isteyebilirsiniz "kullanıcı hatasını" ne gibi bir test yapmışlar da ulaşmışlar. Onların cevabına göre tüketici hakem heyetine başvurabilirsiniz.

Ne rezil bir yaklaşım. Gozlukcunuz olsun her daim

Atasun optik sanırım sahte ürün satıyor. Bende de rayban güneş gözlüğü vardı. Film tabakası kolayca çizilmiş ve gözlük camını silerken soyulmuştu, çerçevesi de mat tabaka kısmı kendi kendine soyulmuştu. Atasundan kesinlikle bir şey almayın

Hayir ödeme.

Sözlükte bazi kerizler ödedim vs yazmis ama seçimden seçime silinen, costurulan, hatirlatilan(!) borç bu yillardir. Kime ne saplarsak kafasi iste.

siliniyor arada

Kaybedecek birşeyin, hesapta paran, tapun, araban vs yoksa ödeme

ödeme hocam. öde diyenlere bakma sen. köle zihniyetli tipler bunlar. buna karşı hepimizin birleşmesi lazım aslında. ama yıllardır kimse sesini çıkarmıyor.

Ödeme. Çok borçlu var. Milyonlarca kişiye haciz uygularlarsa ülke kirlenir.
Amaç korkutmak.

Ülke kitlenir..

Mehmet Şimşek in Twitter hesabının Altina ysxin mutlaka
GSS zulümdür

80tl için evime icra kağıdı bile geldi. 15 sene ödemedim, silindi gitti.

Trafik cezası da aynı şekilde, 2016'dan kalma trafik cezam vardı, o da silindi.

Ödeyen hep zararlı çıkıyor.

morfem kavramını araştırabilirsiniz.

Ek-kök ayirma veya eklerine ayirma diye kullanimlar görüyorum. Bileşenlerine ayirmak da olabilir sanki ama bilemedim.

www.aa.com.tr
şu ürün olabilir

böyle kocaman tost ekmekleri genelde el yapımı oluyor, amca da bir fırından alıyordur muhtemelen.

Tam olarak senin gibiyim. Bana niktonin bagimlilik yapma derecesi abartiliyor gibi geliyor. Bu dillendirildikce isanlar da buna inandi ve muthis bir bagimliliklari var saniyorlar bence. Ve gunde iki paket icip aniden birakanlarin hikayeleri de var. Istense birakilir veya azaltilir veya bizim gibi sosyal icicilik yapilabilir yani.

ben de senin gibiyim.

bence sen hic gercekten bagimli olmamissin. uzun yillar sürekli icen insanlar icin zor. bütün anilari sigaraya baglamislar senelerce...

Muhtemelen yemek bağımlılısın, ben sigara hayatım boyunca içmedim ve içmem de ama bağımlılık sürecinde genelde başka bir davranış ekleyerek bırakıldığında böyle kolay oluyor. Siz de büyük ihtimalle yemek eklediniz ve bıraktınız diye tahmin ediyorum yemeğin bağımlılık etkisinin nikotinden bile fazla olduğunu söyleyenler var. Yemek bağımlısı derken stres anında yemek yeme davranışına yönelme durumunu kast ediyorum bu arada, büyük oranlarda tüketme durumu şart değil.

İnan ben de anlamıyorum. Kahve çok sevdiğim için her ortamda elime bir sigara tutuşturulmuştur. Ben mi anlamıyorum çok mu güzel diye birden fazla kez denedim. Bok gibi tadı var, öksürtüyor, kokusu iğrenç, üstüme de siniyor ve hoşuma gitmiyor. İçen insan da pis kokuyor hatta. Üç beş içmişliğim var lisede ünide falan hiç de bağımlı olmadım. Bağımlı olan epey bir uğraşıyor olmalı diye düşünüyorum.

olay sadece nikotin degil, adam kadin kafasinda kodlamis, Pavlov'un kopegi gibi mola=sigara, kahve=sigara, acik hava=sigara, yemek sonrasi=sigara, arkadas muhabbeti= sigara diye. Bu eylemlerde sigara olmazsa ne yapacagini bilmiyor, yerine ne koyacagini bilmiyor, o eylemlerden zevk alamiyor, eksik hissediyor kendini bir nevi

bazı insanların biyolojik manada istisna olduğunu düşünüyorum. yoksa bal gibi de fizyolojik bağımlılık yapıyor üzerine de psikolojik bağımlılıkla perçinlenince bırakması zor oluyor. hatta psikolojik bağımlılığı yenmek işin en zor kısmı.

İşin çok çok çok büyük kısmı psikolojik, fizyolojik kısım gerçekten çok küçük - yani kendi deneyimlerime göre -
Etrafımdaki herkesin istisnasız " Sen bırakırsan herkes bırakır." dediği bir sigara tiryakisiydim. Günde 4. pakedi açtığım günleri bilirim - sıfır abartı -, bıraktım :)

ben 17-23 yaşlarım arasında ve 27-30 yaşlarım arasında sigara kullandım. günde yarım paket sigara içiyordum. bırakmak istedim ve iki defa pat diye bıraktım. artık yılda 2-3 kere özel günlerde, tatillerde, alkol yanında içiyorum.
bırakamıyorum diyen insanlara inanmıyorum. istese bırakır. bırakmak istemediklerini düşünüyorum.
sigara içen çoğu insan bundan keyif alıyor ve bırakmak istemiyor.
sigara içmese işyerinde kaytarmak için sebebi kalmayacak,
sigara molalarındaki dedikodulardan uzak kalacak,
sosyalleşmek için önemli bir araç kaybedecek,
ucuz yollu bir keyif maddesinden mahrum kalacak.

kabul edilmedi. sadece ülkelerde dil "tavsiye" kurumları/kuruluşları devletlere bunu önerme kararı aldı. ama çok yalan dolan. türkiye türkçesinde asla olmayacak harfler varken asıl gereken harfler eksik.

Bunun Türk Devletleri Teşkilatından ayrı bir uygulama olduğunu sanmıyorum.
O nedenle zamanla olacak icratlarını izleyin.
Ortak bir ordu kurmaya kadar gidecektir
İran , Ermenistan, Türkiye ve Azerbaycan'ı yakından ilgilendiren Ticaret yolu Zengezur Koridoru da bölgeye ve Türk Devletlerine ayrıcalık katacak .
Daha bir çok alanda planan çok şey var ve zamanla işler yolunda giderse yok ABD yaptırımları,BM, NATO, AİHM kararları gibi değil bize dünyaya artı katkısı, faydası olmayan kurumlar öyle umrunuzda olmayacak.

Ben NATO'nun bu işte parmağı olduğunu düşünüyorum.

İnşallah bir de ortak tarih yazılıp tarihlerinden kurdukları hukuk ve adalet düzenleri ve bilime katkıları çıkarılıp yerine ova, otağ, mızrak, kurt, dağ ,göçebe hayatı figürleri getirilmez.

www.trendyol.com

bunu kullanıyorum, rahat

discussions.apple.com

şurda biri yazmış belki işe yarar

Herzan çooook teşekkür ederim .
San bir harikasın , haberin olsun .

Oyun oynamak ve ağır işlemler için şahane bir bilgisayar, ama oyun oynamayacaksan gerek yok bu kadara.
Not: macbook kullanıcısı

Bence gpu 4070, cpu i7 daha iyi olur oyun için. i9 işlemcinin eksikliğini hissetmezsiniz ve 4070 en az 4 yıl uzatır oynanabilirliğini.

Tailscale+ laptop + masaustu diyorum

N alaka, e arşiv mi e fatura mi öğrenin kayıt olun vs oradan keseceksiniz şifreyle

Muhasebeciniz anlamıyor değil anlatamıyor olabilir. Biraz daha detay vermelisin

1 ay önce şahıs şirketim açıldı, hemen anlatıyorum.

E-devlette "e-imza" için anlaşmalı firmaları buluyorsunuz ve randevu alarak o şirkete gidip 1 / 2 veya 3 yıllık paket seçerek e-imza alıyorsunuz.

(Ben egüven firmasından 3 yıllık aldım, ücretini ödedim, aktivasyonunu yaptım. Bilgisayarınızla giderseniz firma sizin bilgisayarınıza e-imza flashdiskinin kurulumunu da yapıyor ayrıca. Eve gönderin derseniz gereksiz ücretler ödersiniz, hiç gerek yok).

E-imzanızı aldıktan sonra 2 yönteminiz var fatura kesmek için.
1. Ücretsiz olan devletin kendi sistemi GİB (ebelge gib). Fakat bu sistemi kullanmanız için mutlaka bir Windows bilgisayarınızın olması gerekiyor çünkü sistem tamamen Java. Ayrıca her fatura keserken e-imza flashdiskinizi takıp tanımlama yapmanız gerekiyor. Uğraştırıcı ancak bedava...
2. Ücretli olan entegrasyon sistemleri. Her birinin kendi bir sistemi var, burada dikkat edeceğiniz şey size kaç kontör sağladıkları (100 / 10000), devreden kontörlerinizi sakladıkları (örn; bu yıl 200 kullandınız, kalan 800 seneye devrediyor mu yoksa yanıyor mu?).

Ben Mac kullandığım için entegrasyon sistemi satın aldım, şu anda Nilvera kullanıyorum ve aaaaaşırı kolay. Kendi muhasebecimi de şifre vermeden kullanıcı olarak tanımladım, istediği zaman sisteme girip makbuzlarımı görebiliyor.

Sistem aranırken Turmob'un Luca'sını aradım ve satışta bir bıkkın teyze var evlerden uzak... EDM'yi aradım asla açmadılar ancak Nilvera anında her şeyi bana anlatarak, uzaktan erişimle bana her şeyi tarif ederek destek oldular.

Başka sorunuz?

aslında anahtarı açıp sadece isopropil alkolle temizleseniz (diş fırçası olabilir) muhtemelen çalışır. korozyon olmuştur, saf alkol temizler, güvenle kullanabilirsiniz ama saf olacak.

aynisi olmustu.

wd 40 ile cozuldu.

bence yerel firmalara bakın google yorumlara göre.

@jelly Türkiye'deki gibiyse veya daha kötüyse diye yerel firmalara bulaşmak istemiyorum hocam. Kurumsallardan kiralarsam en azından muhatap bulurum bir sorun olduğunda.

o yüzden google yorumlarına bak dedim. kurumsallar pahalı oluyor genelde

31609 ödeyerek son 12 saate kadar kesintisiz iade alabilirsiniz işte.

Biletleme servis ücreti hiç bir durumda iade edilmez yazıyor sitelerinde

O kadar da oöue zaten

1- Evet hisse aldığınız ya da sattığınız zaman alıcıya teslimatı 2. iş gününde yapılır. Bu süreçte paranın hesabınızda olduğunu garantilemek için bakiye blokelenir. Para hesabınıza 2. İş günü geçer ancak para hesabınıza geçmeden de sattığınız hissenin parasıyla hisse alıp satmaya devam edebilirsiniz.

2- Evet, eğer hesap açarken nemalandırılmak istiyorum vb. seçeneği onayladıysanız paranız blokeli tutulduğu sürede gecelik faiz alır.