[]

Uzaktan çalışma ve işe çağrılmak

Merhaba, 2021'de başka bir şehirdeyken istanbul'daki şirketimle anlaşmıştım. o zamanlar onlar da uzaktan çalışıyordu.

şimdi ofise dönme kararı alındı, benim gibi başka şehirde olanları da çağırıyorlar. diğerleri önceden istanbul'da olup pandemide uzağa gidenler. benim gibi zaten uzaktayken başlayan yok.

ben işe dönemeyeceğim. bu durumda ne gibi haklarım var? özellikle hukukçular okuyorsa yardımlarını rica ederim.

 
Sözleşmede ne yazıyor bu durumla ilgili


  • jülsezar  (15.07.24 10:47:36) 
İşe girerken imzaladıgın iş sözleşmesini görmeden yorum yapmak zor.
İşverenle imzaladıgın sözleşmede açıkca remote çalışacağın yazıyorsa çalışma koşullarında esaslı degişiklige giriyor
Tüm haklarını alır çıkarsın. Diger türlü eger gitmezseniz durum sizin için çok sıkıntılı olur. İşten tazminatsız çıkarılırsınız
  • limonlu eksi  (15.07.24 11:27:51) 
sözleşmeyi hatırlamıyorum maalesef. işe girerken evrakları imzaladım orada ve sonrasında yanıma aldım mı hatırlamıyorum. sonrasında deprem yaşadık, evden taşındık. şu anki eşyalarım arasında da sözleşmeye benzer bir şey bulamadım.


  • noxie  (15.07.24 11:56:13) 
Şirketinizle konuştunuz mu? "Ya ofise gel, ya istifa et" mi diyorlar? Oturup konuşursanız ve size tazminatınızı vererek işten ayrılma imkanı sunacaklarsa muhtemelen zaten yasal olarak da alabileceğiniz bu.

Eğer sözleşmenizde hali hazırda uzaktan çalışacağınız yazıyorsa daha kolay olur sanıyorum, ancak bu tür sözleşmelerde genelde işvereni koruyan "İşverenin gösterdiği çalışma yerinde çalışılır, işveren esnek çalışma imkanları sunsa bile bunları değiştirme hakkını saklı tutar" vb. gibi ifadeler bulunuyor. İş kanunu bu tür konularda işçinin yanında ama açıkçası bu uzaktan çalışma konularında bir içtihat var mı bilemiyorum. İşvereninizin durumuna göre bir avukattan danışmanlık almanız faydalı olur.
  • salihdt  (15.07.24 12:19:47) 
Uzaktan başladıysan sözleşmeyi sana email atmışlardır, imzalayıp kargolamanı istemişlerdir. Eski emaillere baksana.


  • kanepeee  (15.07.24 13:25:05) 
@kanepeee: ofise gelip imzalamıştım :/ bilgisayar aldım, yöneticiyle tanıştım vs


  • noxie  (15.07.24 13:36:15) 
[]

Anlık çeviri yapan kulaklık gelir mi?

Anlık çeviri derken, sadece translate özelliğinden bahsetmiyorum.

Yakın gelecekte, İngilizce bir film izlerken, kulaklığım konuşmaları bütün karakterlerin ses tonlarına söyleyiş biçimlerine vs... bağlı kalarak aynen çevirebilecek mi?


 
Teoride mümkün ama pratikte senkron sorunu nedeniyle keyifsiz olur sanırım. Yani şöyle düşünelim, Netflix ile kulaklığı eşleştirdiniz, kulaklık direkt sesi alıyor, bunu kendi sunucusuna gönderiyor (Ya da cihaz üzerinde çeviriyor) ve size çevrilmiş halini iletiyor. Teknik olarak düzgün bir çeviri olması için cümlenin bitmesi lazım, bunun üzerine bir de iletişim sürecindeki gecikmeler, üstüne de çeviri için gereken süre işin içine katılırsa görüntü ile konuşma arasında ciddi senkron farkı olur.

Aşılmayacak bir problem değil tabi, mesela kulaklık Netflix tarafından destekleniyorsa bu işlemlerin tamamı için bir buffer ayarlanır ve kulaklık bu süre içinde çeviri işini halledip, bunu görüntüye senkronlar.
  • salihdt  (15.07.24 09:54:01 ~ 09:55:49) 
gelir ve yani cok kisa bir surede gelir. Ama muhtemelen bu dediginizin kapsamlisi olur. Yani AI ses ve ceviri servisleri her seye entegre gelir. Yayinin zaten o ozelligi olur kulakliginda ayrica olmasina gerek olmaz vs. VLC player otomatik dil secenegiyle gelir gibi dusunelim.

Misal ustteki ornekle Streaming platformunun ozelligi olur. Turkce almanca degil sen hangi dil istersen. Buradaki olusabilecek tek sikinti lisanslama. Benim sesimi kullanacaksan hep farkli dillerde de cunku AI bunu yapabiliyor, o zaman bana daha fazla para odersin. Veyahut bakin dizi film ozelinde soyle bir sey olabilir nasil Siri nin bir sesi varsa Netflix'in de kadin erkek sesleri olur, ama bu bayar muhtemelen.
  • wallcan  (15.07.24 09:54:43 ~ 09:57:10) 
Simultane çeviri senkron sorunu yaratsa bile muhtemelen zaten yayınlar çeşitli dillere dublajlanmış hale getirilir önceden. Rastgele videolar içinse, video önden yüklenirken ses kanalı üzerinden çevirinin de önden yürümesi teknik olarak mümkündür herhalde. Şu an biz bunu bu kadar detaylı düşünebiliyorsak baya yaklaşmış olsa gerek süreç.

Ancak kulaklık çok işlevsel olmaz iki senaryoda da. Kulaklık sadece dijital olmayan konuşmaların çevirisi için faydalı olur, kulağınızın içinde simultane tercüman gibi çalışan turistik bir seyahat aksesuarı falan örneğin. Bunlar da mümkün olsa gerek. Bence 10 yıl içinde bu ve benzeri çok şey hayatımıza girmiş olacaktır. Teknoloji hazır zaten, sadece özelleştirilip araç gereçlere entegre edilmesi gerek.
  • akhenaten  (15.07.24 10:24:50 ~ 10:25:48) 
Bununla ilgili ai prototipleri göstermişlerdi yakın zamanda ama hangi firmaydı unuttum yine google olabilir, gecikme konusunda da neredeyse sohbet hızında demişlerdi, ben de buradan en fazla 2-3 saniye bir gecikme diye düşünüyorum


  • grimavi  (15.07.24 10:27:37) 
@salihdt

Senkron sorunu olur demişsin ama söylediğin şey sadece canlı yayınlar için geçerli.

Youtube altyazıların transkiptini oluşturuyor adam daha konuşmadan altyazı gelebiliyor dolayısıyla otomatik bir transkript oluşturup çeviriyi oradan yaparsa hiç sıkıntı yaşanmaz.
  • respect  (15.07.24 10:33:31) 
Samsung ai telefon konuşmalarını diller arasında çevirebiliyor şu an. Chat gpt de normal konuşma için böyle bir sunum yapmıştı 4o'yu çıkarırken. Filmlere de yapılabilir ama ben yine orininal dilini tercih ederim muhtemelen :D ama mesela atıyorum geçen Fransa'daki seçimden sonra Melenchon'un konuşmaları twittera düşmüştü. Ona anlık çeviri olsun istemiştim. Twitterın videosuna entegre altyazı bile tam düzgün yok en azından ai destekli altyazı hizmeti gelse bari


  • nundu  (15.07.24 11:33:17) 
respect bufferdan kastım ona benzer bir şeydi zaten. Yani iş oraya gelirse çözülür tabi de örneğin Netflix böyle bir teknolojiyi desteklemekle uğrşacağına kendisi direkt bu hizmeti sunar. Ki senin verdiğin Youtube örneği de bu zaten.


  • salihdt  (15.07.24 11:46:15) 
[]

Cam arasındaki buharımsı leke

Merhaba. Camları sildim ettim arkadaşlar da, cam arasında buhar gibi bir leke var. Bu iki izocam arası. Nasıl çıkacak bu. Sökülecek mi cam. Ben sökebilir miyim? Pimapenciye mi söylemem gerekli?




 
izocam başka bir şey.

Pimapenciye söyleyin de fabrikasyon hata o. Yenisinin takılması lazım. Garanti kapsamındadır umarım.
  • Mirket  (15.07.24 09:50:35) 
çift cam arasındaki leke yani. izocam mı bilmiyorunm.


  • dolantindr  (15.07.24 10:29:32) 
hep var mıydı? sonradan olduysa hava kaçağı vardır orası zamanla komple buğu olur.


  • neira  (15.07.24 10:47:38) 
Bu cam sökülüp, pimapenci tarafından temizlendikten sonra teker güzel bir şekilde macunlanarak takılacak. Sizin yapabileceğiniz bir işlem değil.


  • tahirkemalbozoglu  (15.07.24 11:02:02) 
sen sökemezsin. söksen de toparlayamazsin. pimapenciyi aramalisin. umarim garantisi vardir cünkü denildigi gibi fabrikasyon hatasi o. izocam denilen sey camyünü yalitim malzemesi. izocam degildir o :)


  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (15.07.24 11:29:08) 
Çift cam arasında buğu, leke vs varsa aradaki kısma hava giriyor demektir.

Onarımı hem pahalı hem de sağlıklı olmuyor. Fabrikasyon üretiliyor ve hava almaz şekilde kapatılıyor bunlar, kenarlarındaki siyah silikon gibi olan malzeme ile.

Değişmesi gerekiyor.

Darbe alma, kırılma vs sebeple olduysa ve konut sigortanız varsa teminat miktarı kadarını oradan kullanabilirsiniz
  • nop  (15.07.24 11:57:49) 
İzocam değil, ısıcam demek istiyorsunuz. Aslında ısıcam da değil. Isıcam bir çift cam markası. İlk çıktığı için selpak gibi jenerik markaya dönüşmüş (izocam da malzeme adı değil, cam yünü markası bu arada).

Soruya cevap verilmiş zaten, hava alıp buğu yapmış muhtemelen. Açılması lazım, mahalle camcıları da yapar aslında.
  • kibritsuyu  (15.07.24 12:13:04) 
Teşekkürler. Kiracıyım arkadaşlar. Öyle sigorta garanti bir şey olduğunu sanmıyorum. Camciyla konuşayım o zaman, yaparsa bakayım. Sağolun.


  • dolantindr  (15.07.24 19:28:52) 
[]

devamini/durumunu/detayini en çok merak ettiğiniz duyurular

Benim misal hatırladığım bir kadın vardi. Suriyeli evli biriyle mesajlasiyordu, sürekli 5 sayfa soru sorardi. Napıyor acaba?

Sonra daha şimdi soru soran hhhh99; misal onun hikayesini karsi taraftan dinlemek isterdim. Çünkü tam bir sümer kolçak hikayesi gibi geliyor; es var, baba var, bunlar çok kötü. Pkklilar saldiriyor, alman devleti korumuyor, araba almanya belcika sınırında bırakılıyor falan. Kobra takibi bölümünden tek eksiği silahli catisma. Umarim sorunu çözülür ama ben duyurunun bu kadar kısır kaldığı bir konu gormemistim.


Sonra bir tane daha vardi gecen; hesabına para atiyorlar, o da coin yapıyor falan. Bu işin resmi adı ne diye sormaya gelmisti. Onu da merak ediyorum.

Daha kesin vardır, unuttum.

 
Kobra takibi benim de ilgimi çekmişti. Sanirim kayseri’de durup dururken annesi babası dayak yiyen biri vardı. Hatta bookmark olarak tutuyordun, biri daha sorduydu, netleşen birsey yoktu galiba.


  • mbond  (15.07.24 00:09:43) 
Net bir hikaye hatırlamıyorum ama cocodancer nick'li bir yazar vardı, onun anlattığı hikayelerde figüran olarak rol almak, olan biteni kanlı canlı izlemek isterdim. Ot bağımlısı bir sevgilisi vardı (hatırladım), onu naptı, o çocuk evinden çıkabildi mi, pijamasını çıkarıp üstüne doğru düzgün bir şeyler geçirdi mi? O çocuğun akıbetini merak ediyorum.


  • sekizdokuzon  (15.07.24 00:10:54) 
nicki market_arabasi_teroru gibi olan bir duyurucu vardı eskiden.

kleptomaniden muzdaripti, sürekli çaldıklarıyla ilgili soru soruyordu. hemşire olduğunu söylüyordu. en son afrikalı birinden hamile kalmıştı ama adam çocuğu istemiyordu. sokak kedisi iyileştirme bahanesiyle duyuruculardan topladığı paralarla ortadan kaybolmuştu.

nerede acaba şu an? çocuk doğdu mu, yoksa o da mı yalandı? veya yeni bir nickle aramızda mı salınmakta? güzin abla mektupları gibi uzun uzun yazardın, neredesin be kuzu?
  • moonie  (15.07.24 00:17:47 ~ 00:26:17) 
İş arkadaşını sürekli olarak kendi arabasıyla işe götürüp getiren bir arkadaş vardı. Israrla sesini çıkartmıyordu adama. O ne yaptı onu merak ettim ben biraz.


  • pispinti  (15.07.24 00:18:36) 
Kedi kumuna işeyen adam. Kediyi ne yaptı, kumu sonrasında ne yaptı, hala aramızda mi? Yıllardır merak ederim.

Yeniler bilmez deyip duyuruyu da buraya ekleyeyim: www.eksiduyuru.com
  • fraise  (15.07.24 00:29:03 ~ 00:31:13) 
Duyuruya yeniden gelirsem alacağım nick, sağol @fraise.


  • logisticsmanager  (15.07.24 00:30:44) 
Suriyeli evli doktorla mesajlaşan kadını ben de hatırlıyorum. Belirli aralıklarla ufak krizler yaşatıyordu bize.

On yıl önce mi ne burda çıplak fotoğrafını paylaşan bir kadın olmuştu, sözlükte başlığı açılmıştı hatta. O abla umarım aradığını bulabilmiştir.

Sevgilisinin eski kocasını takıntı yapan biri vardı. Belirli aralıklarla “aşık olduğunuz kişinin geçmişi” diye anket yapar dururdu. Duyurunun medeniyet seviyesini aşağı çekerdi.

Son olarak da kız arkadaşının iş yerine gitmeye çalışıyordu biri. O ne yaptı kız bunu en son cinnet geçirip dövdürttü mü merak ediyorum.
  • ruhen hastayim ben  (15.07.24 00:54:37) 
Hesabına yatan paradan coin alanı çok merak ediyorum ben de. Umarım başına bi şey gelmemiştir


  • nundu  (15.07.24 01:07:41) 
@nundu; ya ben onun sayesinde böyle garip bir olay olduğunu anladım. Sonra eksi'de gordum, Facebook grupları falan. Sorusunu sildi, bilemedik tabi sonra. Ben de öyle umuyorum ama okuduklarimdan genelde başlarına bir şey geldiğini anladim :/

Beni mesela hep üzüyor burada iş arayan/borcu olan yazarlar görmek. Genelde de bu tarz kişiler böyle işlere düşüyor.

Yazarken aklıma geldi; geçen kumarda hayatını dağıtan bir genç arkadaş vardı italya'da burs parasını yemişti falan. o da umarım toplamistir kendini.
  • logisticsmanager  (15.07.24 01:21:04) 
15 yil kadar once bi peseve vardi, homeless takiliyordu sonra eve ciktigini yazmisti sanirim bir duyurusunda. ara ara gelir aklima napti acaba diye :)


  • in vino veritas  (15.07.24 01:28:55) 
want2die napıyor acaba. Bazen cevaplar görüyorum, cevap tarzına/üslubuna bakıyorum direkt aklıma o geliyor.


  • numlock  (15.07.24 03:40:08) 
Duyurucu: acemi

Duyuru: şantaj duyurusu vardı bı tane. Çocuk biriyle sexting yapmıştı, ciblak fotolar fln
  • abuzer  (15.07.24 07:33:07) 
Duyuruda çiplak fotosunu paylasan kadin:

"heartache"

Kendisi sözlükte hâlâ aktif olarak saçmalamaya devam ediyor..
  • Yourcousinmarvinberry  (15.07.24 11:06:44) 
Duyuruyu o kadar içselleştiremedim henüz.


  • geveze yazar  (15.07.24 11:21:36) 
niye ama ne yapıyor, onu merak ediyorum.


  • gabe h coud  (15.07.24 11:46:42) 
Spor salonundaki 13 ya da 15 yaşındaki bir kızla birlikte olmaya çalışan 30'lu yaşlarında bir eleman vardı. Linç edilmişti burada. O zamanlar duyuru hesabım yoktu, lince katılamamıştım. Ne oldu ona? Nicki hatırlamıyorum, hatırlayan varsa yazsın lütfen:D


  • gnosis  (15.07.24 11:55:28 ~ 11:56:11) 
Ne büyük sapıklar varmış burada. Bugünlere iyi gelmişiz bir taraflarımızı kaptirmadan:(

Bu arada dünkü manken sanarak tanımadığı kadına tokat atan yazarı asamiyorum. Sanırım rüyama da girdi, beynimde dönüp duruyor. O hikayenin de devamını merak ediyorum.
  • sekizdokuzon  (15.07.24 11:56:54 ~ 11:59:54) 
@8910 kesinlikle. Misal onun videosu düşse haberlere "manken sanarken kadını tokatladi" diye sasirmam. Uzun zamandir böyle hikaye duymamistim.


  • logisticsmanager  (15.07.24 12:19:19) 
@logistic: Mankene fiziksel şiddetten bir de Boyner oyuna girerse cidden son kalan beyin hucremi de bırakırım masaya.


  • sekizdokuzon  (15.07.24 12:25:16) 
belki bir 10 yıl olmuştur. Bir tane mühendis vardı işsiz, iş arıyordu nişanlısı mı yoksa sevgilisi mi vefat etmişti. Bütün kötü durumlar üst üste gelmişti inşallah iyidir durumu.


  • komando kani var bende  (15.07.24 12:48:24) 
"yanlışlıkla manken yerine kadına tokat attım" duyurusu. ya olay çok trajikomik ve sonucu ne olacak, gerçekten merak ediyorum. inşallah yazar için olumsuz bir şey çıkmaz.


  • m e b  (15.07.24 17:56:07) 
ben asil eskiden duyuruda aktif olup da artik yazmayanlari merak ediyorum. 6-10 sene falan once Aysho vardi yanlis hatirlamiyorsam.Ismi Ayse olabilir.Kisisel hic bir iletisimim yoktu ancak orjinal bakis acisiyla duyuruyu zenginlestiren bir karakterdi.Nedense yazmayi birakti.


  • turkuaz  (16.07.24 15:04:57) 
[]

Turk hattim y.disi telefonunda calismiyor

Ingiltere'deyim. Turkiye'den getirdigim eski Nokia telefonumda Turk hattimi takili halde kullanabiliyordum. Telefonun acma kapama dugmesi bozuldu, gittim 20 pounda Nokia105 aldim en yakin telefoncudan. Ama yeni aldigim bu telefonda benim Turk sim cardim calismiyor, sinir oldum. Telefonun Cekme simgesinin ustunde R isareti var. Restricted herhalde. Telefon ne arama aliyor, ne arama yapiyor. Ne yapmak gerekiyor?




 
roaming'in R'sidir o.

Nokia105, sadece 2g mi o?

İngiltere'de çoğu operatör 2g'yi bırak 3g'yi bile vermeyi bıraktı veya bırakıyor galiba. Biraz daha yeni bi telefonla sorun yaşamayacağını düşünüyorum. Neden dersen Türk hattın burada bi hat üzerinden çalışıyor, onlar 2g yayın yapmıyorsa yapabilecekleri bişey yok. Sanırım yol üstü telefonculardan aldın, almadan tak bi dene.

edit: commonslibrary.parliament.uk
2g biraz daha uzun devam edecekmiş 3g kapanıyormuş, ama operatörüne göre değişiyor olabilir işte.
  • nhk ni youkosu  (15.07.24 00:56:08 ~ 00:59:52) 
Boyle bir olay var zaten. Turist olarak gittigimde 7-8 sene once Carphone warehouse'dan Samsung telefon almistim. Kutunun ustunde UK-eu only yaziyordu. Gorevliye sordum Turkiye'de kullanicam dedim, satici satsak mi satmasak mi diye tereddut etti. Sonra uk hat al, 10-15 dakika konus telefonu uk'de kullan ondan sonra Tr'de kullanabilirsin demisti. Dedigi gibi yaptim, sorunsuz kullandim sonra telefonu yillarca Tr'de. Direkt Tr simini koysam calismayacakti muhtemelen. Adamlar dogru duzgun ne diplomamizi tanir, ne ehliyetimizi, sim karti tanimamis cok mu:)


  • freedonia  (15.07.24 07:03:21 ~ 07:05:38) 
[]

nrw öncelikli Almanya'da avukat varmı?

kısaca özet geçeceğim arabayı bayiden ikinci el olarak eşimle ortak hesaptan ödeyerek kendi adıma faturası dahil aldım aradan bir buçuk yıl geçti kayınbabam iznim olmadan arabayı üzerine aldı ve ben üç ay sonra arabayı alıp Belçika'ya bırakıp Türkiye ye gidince arabam çalındı diyerek hakkımda ihbarda bulundu.Araç Belçika'dan Almanya ya oradan da yakında teslim edilecek kayınbabama sanırım
eşim ve ailesi bunun dışında hakkımda birçok şikayette bulunmuş ben başkası ile olan davama katılamadım oturum kartım vs olmadığı için o davadan tutuklama emri var oturum kartımı teslim almadan ve Almanya ya defalarca hakkımda ki suçlamalar ve arabam çalındı iddiası ile online yazmama rağmen hiçbir işlem yapılmadı Türkiye de savcılığa suç duyurusunda bulundum ayrıca ancak bu durumda ne yapılabilir sadece araba olayı kanıtlı araba daha önceden benim ve faturası benim adıma ödemesi benim ve eşimin ortak hesabından yapıldı bu durumda ben gelmeden , güncel oturumu kartım olmadan ve hakkımda tutuklama emri olmasına rağmen kayınbabam suçlu bulunup hapise girer mi ve aracımı geri alıp hakkımdaki araba hırsızlığı suçundan beraat edermiyim?

Not:Daha önce tutuklama emri olan davada türk avukat tuttum ancak ilk duruşmada davadan çekildi ve hiçbir şekilde iletişime geçmiyor bu nedenle gerçekten bu zor durumda iyi bir avukata ihtiyacım var.

 
güncel


  • hhhh99  (16.07.24 18:56:31) 
güncel


  • hhhh99  (07.08.24 13:07:49) 
bence türk avukattan ya da burada avukat aramaktan ziyade google'a yazip ceza avukatlarini bulun bölgedeki. tercihen büyük avukatlik firmalari olsunlar ve mutlaka ama mutlaka google yorumlarini dikkate alin. ne kadar az negatif yorum almissa onla ise baslayin.


  • alice in potatoland  (07.08.24 14:00:08) 
#alice in potatoland

Google yorumları pek işe yaramıyor kötü tecrübem oldu ücreti alıp ilk duruşmada çekildi ve Almanya daki derneğe şikayet etmeme rağmen hiçbir işlem yapılmadı.

büyük firma mantıklı bölgedekilere Mail gönderdim ancak dönüş yapan olmadı.

araba hırsızlığı nedeniyle Türkiye'den dava açmayı düşünüyorum online vekalet vererek ancak halen kimseyi bulamadım
  • hhhh99  (17.08.24 00:58:27) 
güncel


  • hhhh99  (09.09.24 18:36:28) 
[]

Şartelden duman çıkıyor, nereyi arayalım?

Evdeki birkaç ampul yanmamaya başladı, şarteli kontrol ettiğimizde inanılmaz bir duman yükselmeye başladı. Kuru bir bezle tüm şartelleri kapattık ama yanıyor resmen, çok sıcak. 10 dakika oldu hala az da olsa tütüyor.

Bu sırada hemen komşu geldi, tütme durdu. Şarteller kapalı şimdi. Yatalım mı biz yoksa sıkıntı olur mu?
Yarın elektrik idaresini mi, direkt elektrikçiyi mi arayalım? Pek bu işlerden anlamadığım için soruyorum. Teşekkür ederim.

Edit: tanıdık bir elektrikçi bulduk, geliyor şimdi. Neden olur ama böyle bir şey, her evde olan cihazlardan var, hatta yazlık burası, çok elektrik de kullanmıyoruz.

 
Geçmiş olsun. Elektrikçiyi aradığınız iyi olmuş. Bu tarz durumlarda önlem için evde yangın tüpü bulundurmak faydalı olur.


  • pispinti  (14.07.24 23:31:53) 
hemen bulduğunuz iyi olmuş, normalde apartmanlarda falan dışarıda bi şalter daha oluyor müstakil evlerde nasıldır bilmiyorum. Ben olsam onu da kapatırdım adam gelene kadar.


  • nhk ni youkosu  (15.07.24 01:01:07) 
[]

Google podcast alternatifi uygulama (android)

Müzik dinlediğim uygulamadan podcast dinlemeyi sevmediğim, ikisini farklı uygulamalarda tercih ettiğim için uzun zamandır google podcast kullanıyordum ama bu yaz Google fişini çekti tam bir Google klasiği olarak :/

YT Music uygulamasına yönlendirdiler ama primer Spotify kullansam da arada orayı da müzik için kullanıyorum ve bazı aradığım podcastleri bulamadım YT Music uygulamasında.

Bana güzel, arayüzü temiz, içerik olarak sıkıntı yaratmayacak bir podcast uygulaması tavsiye eder misiniz? Android kullanıyorum o yüzden apple podcast olmuyor sanırım (ipadim var da telefondan dinliyorum podcast).

 
Ayni dertten muzdarip biri olarak çözümü pocket casts'te buldum. Hiç aklıma bile gelmiyor artık Google podcasts.


  • logisticsmanager  (14.07.24 22:26:46) 
[]

Yardım - Tatile giderken kedi pınarını fişte unuttum

Duyuru sakinleri, lütfen yardımcı olun.

Kiwi’nin klasik kedi pınarını tatile giderken fişte unuttum. İçinde sanırım 800ml-1000ml kadar su vardır. 1 hafta kimse yok evde. Bu kedi pınarındaki su biterse ne olur? Okuduğum kadarıyla elektrik çekmeye devam ediyormuş prizden. Yangın ihtimali olur mu? Bir akıl verin ne olur, yoksa döneceğim ben :(


 
Sanmam yangın çıkacağını. Kediler bitirir mi suyu o sürede?


  • numlock  (14.07.24 22:16:21) 
Dışarıdan birisi sigortayı kapatma imkanı olur mu? Siteye bağlıysa yönetime söyleyin sizin sigortayı kapatabilirler belki.


  • titanic kemancısı  (14.07.24 22:18:38) 
@numlock Evde kedi yok, kedi benimle. Su devir daim yapacak sadece. Normal pompa ile çalışan usb’li, fişe takılan bir model. Su bittikçe zorlanıp elektrik çeker ve yangın çıkar mı diye endişelendim :(


  • silverleaf  (14.07.24 22:18:49) 
Yok be saçamalama. Sen eve dönünce o su aynı şekilde (biraz azalmış olarak) devir daim etmeye devam eder.


  • numlock  (14.07.24 22:20:12) 
@ titanic kemancısı Buzlukta et olduğu için onu yapmayı çok istemedik ama bir şeylerden vazgeçeceğiz en sonunda. Çok telaşlandım, çok canım sıkıldı :(


  • silverleaf  (14.07.24 22:21:53) 
Açtıralım çilingire kapıyı çekelim fişten :)


  • numlock  (14.07.24 22:23:17) 
Kedi için su pınarı hiç kullanmadım ama evde o suyu içecek kimse yoksa endişe etmenize gerek yok. Buharlaşmayla bitmez o kadar su bir haftada.


  • pispinti  (14.07.24 22:24:11) 
Suyun tamamının bitmesi gerekmez sanırım, pompa hizasından aşağısına düşse çalışmamaya başlar gibi geldi? Hiç su çekemese ve elektrik almaya devam etse ne olur?


  • silverleaf  (14.07.24 22:34:22) 
Boşta çalışmış olur. Ekstra bir güvenlik riski mevcut değil. Evde kimse yokken prize takılı ve sürekli olarak çalışan bir şeyin varlığı evet can sıkıcı ama o cihazlar yapıları gereği sürekli çalışan şeyler.


  • pispinti  (14.07.24 22:45:50) 
youtu.be

Şuradaki gibi çalışıyor.
  • silverleaf  (14.07.24 22:54:45) 
Modeline göre değişiyordur ama bazılarında "Haznede su kalmadığında otomatik kapanır" denmiş, muhtemelen öyledir. Zaten gördüğüm kadarıyla adaptörlü, görece düşük güçle çalışan bir şey. En fazla boşta çalışmaktan bozulur ve durur.


  • salihdt  (15.07.24 03:50:49) 
bende de vardı, suyunu bitiremiyorlardı bile 2 kedim. zaten 7/24 fişte olan bir şey. bir şey olmaz.

benimki bir gün bozulmuş. ne ara bozulmuş ve nasıl anlamadım. yangın çıkartmadı. tüy falan kaçtı galiba.
  • art cat chocolate  (15.07.24 10:45:58) 
Aynı pınarı kullanıyoruz muhtemelen. Cevap vereyim, hiçbir şey olmaz 1 haftada. Zaten normalde de sürekli çalışıyor. Kedi içse hadi neyse ama buharlaşarak bitmez. Bitse de en fazla kendi motoru bozulur, yangın çıkarmaz.

Ben yolculuktan önceki akşam mamayı suyu kaldırdım, yolda çiş kaka problemi olmasın diye, tavsiye ederim, böylece fişte unutma derdi de olmadı. Boşaltıp kaldırdım.
  • kibritsuyu  (15.07.24 12:50:16) 
Duyuru sakinleri hepinize çok çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız!


  • silverleaf  (15.07.24 16:06:53) 
[]

İstanbul Boğazının Büyüleyici Etkisi

Merhaba İstanbullular,
İstanbul boğazının büyüleyici etkisinin sebebi nedir sizce? 3 hafta önce Venedikte bulunmuş biri olarak soruyorum soruyu. Evet Venedik çok güzel ama çok farklı bir kategoride ama bizim boğazın sahip olduğu etkileyecilik yok bence. Zevkler tartışılmaz ama Boğazın bu guzelliğin kaynağı nedir?



 
Kıvrıla kıvrıla gidiyor yılan gibi, bence ondan.


  • sekizdokuzon  (14.07.24 21:52:41) 
Boğaz bence abartılacak bişey değil. Ben her baktığımda sadece bir "köprü" görüyorum. İstanbuldan nefret etmem belki bunda etken.
Venedikte cüzdanımı çaldırmama rağmen orası bence daha güzel.

  • numlock  (14.07.24 21:53:23) 
Mecazi yüklenen anlamını saymazsak (iki kıtanın sınırı) çok da bir numarası yok diye düşünüyorum. Yani salt manzara olarak öyle aman ama bir özelliği yok ama bi taraf Asya, bi taraf Avrupa diyince wow oluyosun.


  • nundu  (14.07.24 22:05:42) 
Ben bazen seviyorum, bazen sevmiyorum. İstanbul boğazını istanbul boğazı yapan benim o anki keyfim sanırsam. Bir de hava durumu. Çok rüzgar olmadığında, hava çok sıcak veya soğuk olmadığında güzel oluyor.

Yaprak kıpırdamayan ama havanın serin olduğu, hafif sisli bir bahar sabahı güzel.

Ortalık çok hareketliyse, hava çok sıcak veya soğuksa, görüntü HD kalitedeyse kötü.
  • akhenaten  (14.07.24 22:13:51) 
Tam tersi. Boğazı her gördüğümde onu hiç ettiğimiz geliyor aklıma. Çarpık kentleşme, biriyle alakasız eciş bücüş binalar ve yeşilden çok grinin hakim olması… Bence güzel bir görüntü yok ortada. Hele o çamlıca kulesi falan berbat.


  • ruhen hastayim ben  (14.07.24 23:17:17) 
Şimdi bence burada kişinin o şehre olan ilgisinin, bağının önemi var.

Ben misal istanbul bogazindan buyulenirim ama çok acayip güzel gözüktüğü vs için değil (gözükebilirdi ama yapilasma...) ama çok büyük yani böyle hani her yerde göremeyeceğin bir şey.

Misal insanlar eiffel kulesine "bu ne" diyor ya, aynı şekilde ilk gördüğümde altindan "oha lan" diyip çok buyulenmistim. Aynısını new York'a gidince yasayanlar olduğunu da duydum gidenlerden.

Kısacası bence bu yapilarin (dogal ya da yapay) büyüklüğü falan bizi cok etkiliyor.
Misal beni büyük makine, rüzgar gülleri falan da etkiler :) su an yaşadığım yerdeki daglara da bakip "bu ne abi ya hayvan gibi dağ" diyorum her baktigimda.
  • logisticsmanager  (15.07.24 00:29:54) 
Boğazı çevreleyen tepelerdeki selatin camileri, kız kulesi, beyazıt kulesi, galata kulesi bunlar ayrı bir hava katıyor.


  • hebanon  (15.07.24 08:54:17) 
Hocam yurtdisinda yasadim bence senin kastettigin sey "enerji" mevzusu. Ben mesela bogaza gidince bir huzur bi cosku geliyor icime nedendir bilmiyorum. Falat bu yurtdisinda falan gittim bogaz tarzi yerlerde hic enerji alamiyorum.
Belki ayni kafayi yasiyoruzdur.

  • Zetnikov  (15.07.24 09:03:22) 
Boğazın güzelliği ve çirkinliği baktığın yere göre değişir.
Yeşilliğin bol olduğu ve aradan eski yalıların ve köşklerin göründüğü otantik hali güzel.
Yüksek binaların çok olduğu, yeşilliğin neredeyse olmadığı ve sahili araba trafiğiyle dolu hali çirkin.
Ayrıca modern köprüler (tarihi, heykelli işlemeli vs. olmadıkça) insanlara neden güzel gelir hiç anlamam.
  • merhum  (15.07.24 10:37:31) 
Boğaz güzeldir ama dünyada ne güzellikler var öyle aman aman büyütülecek dünyanın incisi bebeği vs konumlanacak bir durumu yok


  • basond  (15.07.24 10:40:09) 
güzel esiyor


  • bir soru sorcam  (15.07.24 10:51:16) 
Köprüden metrobüsle geçenken bile o güzellik karşısında büyüleniyorum. Çok seviyorum ben de görsel olarak çok güzel ama tam o kıyı kısımları ve deniz :) Biraz daha açını genişlettiğinde berbat bir kent o kadar karışık ki bakarken bile yoruluyorum.
Boğaz manzaralı bir evde oturmak ister miydim mesela sanırım orman manzarasını tercih ederim ama deniz kıyısına yakın olmak yürümek oturup izlemek bana hep iyi gelmiştir severim.
Bence boğaz gayet güzel ama bu noktada @ruhen hastayım ben'e katılmamak elde değil asla kıymetini bilemediğimiz güzellikte bir şehir burası, başka ellerde olsa çok daha güzel olabileceğini düşünürüm hep.
  • mutekebbir  (15.07.24 12:23:59) 
insanlar istanbuldaki kalabalıktan ve stresten o kadar bıkmış ki gerçekçi yaklaşamıyorlar bu güzelliğe.
mesela istanbul beton deyip duruyorlar, elbette öyle de zaten. ama boğaz hiç de öyle değil. belli kısımları hariç genel olarak gayet yeşil ve özellikle bazı günler çok güzel görünüyor. köşkler, saraylar, yalılar boğaz'ı boğaz yapan özellikler. birçok farklı tarzda çok estetik yalılarla dolu.
coğrafi olarak bu su yolunun özelliği zaten ortada. biz ezelden beri kafamızda çok normalleştirdiğimiz için iki kıtayı birbirine bağlayan bu yolun ne kadar özel olduğunu unutuyoruz.
  • nathanieltroy  (15.07.24 14:48:22) 
dunyada cografi olarak istanbul'dan guzel sehir bulamadim ben. cok essiz bir sehir. belki san francisco ki o da bir bogaza sahip ufak da olsa.

istanbul cok guzel. hem deniz var, hem tepeler var bogaza bakan, hem de kiyidan bakinca gordugun karsi kiyi manzarasi var ki o da tepelik.

genelde deniz kenarindaki sehirler denizden bakinca guzel gozukur. istanbul'da kiyidan bakinca karsi tarafi gorebildigin icin iceriden de guzel.
  • antikadimag  (15.07.24 20:35:11) 
bogaz dunyanin nadir guzelliklerinden biri, insan elindekinin kiymetini bilmiyor.

yurtdisinin lansmani herzaman iyidir, oraya gidersin bu ne lan dersin. cocuklugum boyunca gidip gorme hayali kurdugum, gidince bu ne lan mevzu bu muymus dedigim cok yer oldu.

eger istanmbul/bogaz bir ucuncu dunya ulkesinin degilde gelismis bir ulkenin elinde olsaydi, isvicre falan gibi, dunyanin 1 numarali turizm merkezlerinden biri olurdu. ama biz icine ettik.
  • cooperr  (15.07.24 20:38:52) 
[]

Samos adasi denizi plaji nasildir

Sb.




 
Pek çok plaj var adada. Genel olarak güzel, temiz. Gördüğüm kadarıyla çoğu taşlık. Favorim Pappa Beach. Araba kiralamak gerekiyor.


  • inawen  (15.07.24 12:49:53) 
[]

Bu sarki size hangi sarkiyi animsatti

open.spotify.com




 
[]

Soruyu tersten soralim. Yunan adalari

Nasil ucuz hizmet veriyor?




 
Erdoğan cumhurbaşkanları değil.


  • hububrad  (14.07.24 20:52:19 ~ 20:53:01) 
Tahmini fikir yürütüyorum;
Yunanistan turizm dışında ekonomisi yok. Bu sebepten devletin bu tarz alanlara ciddi el atmış olması ve buralarda price fixing gibi olaylar yasanmamasini saglamis olması olasi.

Yunanistan vatandaslarinin gelirleri düşük. Yani buralara zaten onlar gidemiyor, gidecek yabanci turist var. Yabancı turist her yere gidebilir, neden yunanistan'a gitsin? Çünkü ucuz hizmet var.
Yunanistan'dan ucuzluğu vs kaldirirsan çok ciddi sıkıntı olur çünkü dediğim gibi turizm tek olaylari

Türkiye'de ise ülke dışında insan çıkmasın diye ekstra harc koyuluyor, zaten vize sebebiyle çıkmak zor, pasaport pahalı. Misal ben fransa'dan pasaport alacagim. Pasaport bedeli 85€. Türkiye'de 242€. Yani türkiye zaten insanlar cikamasin iceride kalsin diye ugrasiyor. Yunanistan'da ekonomi sebebiyle zaten çoğu içeride kaliyor. Bu sebepten de Türkiye'de turizm fiyatlari düşmüyor. Çünkü aslında bir nevi monopol oluşuyor.

Ha misal turkiye'de vize sorunu olmasa, harc ve pasaport bu kadar pahali olmasa bence tatil yerleri fiyatları kesin ucuzlar.

Bu arada tatil yerlerindeki yerlerin sahiplerinin profili de bence oralara gidip düzgün is yapacak kisi potansiyelini öldürüyor. Yunanistan'da ben bu tarz şeyler pek duymadim orada yasayanlardan.

Bu arada yunanistan yunanlilara da o kadar ucuz gelen bir yer değil benim bildiğim (orada yaşayan akrabalar acayip ucuz böyle para patlatiyoruz demiyor). O yüzden Türkiye'nin bize pahali gelmesi gibi yunanlilara sormak gerekir gerçekten doğru cevap almak için.
  • logisticsmanager  (14.07.24 21:12:53) 
Adamlar ucuz hizmet vermiyor ki. Mantıklı fiyatlandırma yapıyor. Daha bugün haberi çıktı adana kebap maliyeti 40 tl diye.


  • numlock  (14.07.24 21:58:16) 
Ucuz değil paranın karşılığını veriyor. bizdeki gibi kazıklama kültürü yok. o yüzden gidiyor millet.
ücra bir plajdaki tek restoran ile marketteki bira arasında 2-3 euro fark oluyor en fazla. bizdeki gibi 5 katı değil.

  • merhum  (15.07.24 08:04:23) 
Adamların yüzlerce adası var, en azından deniz ürünlerini ucuza malediyorlardır diye düşünüyorum.


  • parka  (15.07.24 09:12:54) 
Bizim esnaf gibi yamyam değiller. Bizde 20 lira maliyeti olan şeyi 500 liraya satma peşindeler. Ama ordaki esnaf 20 liralık şeyi ya 80 e satıyor ya da 100e.

Bütün sebep bu
  • limonlu eksi  (15.07.24 10:10:17) 
Yunanistan'da <3 olmasi bile basli basina yeterli bir gerekçe.


  • Yourcousinmarvinberry  (15.07.24 11:02:55) 
Ticaret ahlaklari var diye tahmin ediyorum.

Ha bir de tick vermemissin ama hububrad+1
  • Kittie  (15.07.24 12:42:19) 
[]

arabada uyumalık bir araba modeli

ne olabilir sizce?




 
Dacia jogger.
Arkasina da sleep packini aliyorsun. Bitti gitti.

  • logisticsmanager  (14.07.24 20:50:37) 
teslalar yataga dönüsüyor.


  • robert bosch  (14.07.24 21:27:45) 
Honda Crv nin arka koltuklarını öne ittirirsen 1.60 cm kadar çift kişilik alan açılıyor, şişme yatakla, bacakları kırarak yatabiliyoruz.


  • ankarakecisi  (14.07.24 22:37:05) 
arka koltukları yatan ve bagajla hemzemin olan bütün arabalar olabilir. bildiğim kadarıyla jazz dahil honda'ların çoğunda yatıyor.


  • merhum  (15.07.24 08:05:41 ~ 08:06:12) 
[]

400bin'e punto alınır mı sizce?

bir araba almaya girişeceğim de 400bin verebileceğim max tutar. punto nasıl bir tercih sizce?




 
Link varsa atarsanız herkes daha detaylı yorum yapabilir. Puntoların çok temizi de var rezalet hale gelmişi de


  • avatar is back  (14.07.24 20:29:27) 
  • floydian  (14.07.24 20:38:09) 
Bakımlı ise alınabilir fakat öncelikle kasko değerine bakın. Örnek olarak attığınız araçların kasko değeri 300-330 bin lira civarında. Dolayısıyla maks 300 bin bandında alınabilir ama 400’e alınmaz, şişirme fiyatlar.

Konudan bağımsız, fiyatların kasko değerine yaklaştığını görmek güzel :) şu an %30 şişirme ise birkaç ay önce %50-60 fazlaydı.
  • orient blue  (14.07.24 21:21:27) 
İlk ilan çok pahalı,ayrıca araç Evo değil grande.Jant kapakları başk modelden uydurulmuş
İkinci ilan yine pahalı,fotolar kötü çekilmiş,ön kaput ön tampon mesafesi çok açık.
Üçüncü ilanda fiyatı bi nebze uygun ama aynı arabayı aynı kmde 2011 euro4 ünü 375e verdim geçen hafta.Eğer bu euro5 ise uzak durmak lazım.

12 yıl aynı 1.3 dizel euro4 puntoyu kullandım.Puntolarda kronik sorun city arızası ve yolcu airbag çatlağı.Onun dışındaki sorunlar çok dert değil.Piyasası zayıf ,şu an genel olarak her modelin 2.el piysası da zayıf.Dizel 150-160 kmde ,2010-11 model , 350-370 bandında alınabilir.
  • arenas  (14.07.24 22:10:53) 
Cok tesekkur ederim arenas ama euro4 mu yoksa 5 mi oldugunu anlamanin yolu sahibine sormak mi? Zerre anlamiyorum hangi puntolarin pesine dusebilirim?


  • floydian  (14.07.24 22:42:52) 
Punto güzel bir araba, hışır edilmemiş bulursan tabi. Euro 5 motor 1.3 multijet olanını 3 yıl kullandım. Kuzeymarmara'da 190 km gordum :) yolda toyata 1.6 atmosferik motorla kapışmıştım ve kuzey marmara d kocaeli tarafinda rampada toyata'nın nefesi kesilmişti :)

Dizel alacaksan iyice baktır conta yanık testi yaptır. Enjektörler ve egr kontrol edilsin. Turboda ses vs. Direksiyon kitleniyor mu? Ön göguste çatlak var mı?

Çok keyifli araba.

Şayet bütcen biraz daha varsa i20 bak.
  • Fritz-X  (15.07.24 00:05:35) 
@floydian kaput açık motor fotosu görebilirsek anlarız,hava filtre kazanlarının şekli farklı oluyor euro5lerin,ayrıca araçta start-stop varsa büyük ihtimal euro5tir diyebiliriz (olmayan istisnalar da var).


  • arenas  (15.07.24 09:15:47) 
Punto alternatifi olarak 1.2 Clio düşünebilirsin. punto 1.3 kadar kaçmaz belki ama mekanik araç olduğu için sorun yaşama ihtimalin az. Bilinen bir kroniği yok bildiğim kadarıyla.


  • jackyr  (15.07.24 12:09:48) 
Su nasil sizce?

shbd.io
  • floydian  (15.07.24 19:38:03) 
[]

Fabrikaların öncülleri neydi?

Nasıl bir gelişim geçirdiler? Aynı özelliklere sahip bir üründen belli miktarda üretilmek istendiğinde nasıl bir yol izleniyordu?




 
Kırılma noktası herhalde Ford’un model T ile seri üretim modelini geliştirmesi. Oradan harekete araştırabilirsiniz.


  • orient blue  (14.07.24 21:23:47) 
hayır t model değil, sanayi devrimi zaten fabrikasyon süreci demek, teknik sebebi buhar gücü. öncesinde el işçiliği ve basit makinelere dayanan atölyeler mevcut. adam smith'in bahsettiği toplu iğne örneği mesela, bu tür atölyelere işaret eder. zira kendisi, sanayi devrimi öncesinde yazdı eserini.

iktisadi ve teknolojik olarak degisime bakmanız gereken eser, alandaki en iyilerden Eric Hobbsbawn'in devrim çağı, ilk cildi.
  • anlatamıyorum  (14.07.24 21:30:04) 
Marx Kapital cilt 1. Fabrika öncesinde manifaktür üretimi vardı. Ama kalitalizme geçişe ilişkin değişik teoriler var. Yine de başlaman gereken yer Kapital 1. Ardından bkz. Geçiş tartışmaları.


  • prole  (15.07.24 00:07:36 ~ 00:08:17) 
Size doğrudan ilk fabrika şuydu, şu yenilikleri getirdi diyemem ancak sorduğunuz kadarıyla fabrikaların zeminini hazırlayan şey birkaç çalışanla iş yürüten ufak üretim atölyelerinin iş bölümüne ve uzmanlaşmaya dayalı üretim modellerini benimsemeye başlamasıyla oluyor.

Bir kişinin yaptığı kompleks haldeki çeşitli işleri doğrudan bir makinaya devredemezsiniz. Ancak bir kişinin yaptığı tek bir işi makinaya devredebilirsiniz. Uzmanlaşma ve iş bölümü bunun anlaşılmasını sağladı.

Bu iş bölümü aynı zamanda verimliliği de artırıyordu, bu da fark edildi. Aynı zamanda işçinin nitelikli olması gereksinimini de azaltıyordu. Herkes bir alet üretemez, ancak herkes atıyorum bir demir parçasını eşit uzunlukta kesebilir.

Adam Smith'in çivi fabrikası örneği bunu çok detaylı ele alıyor.

Yani temel olarak bir işçinin a'dan z'ye tek bir aletin üretimini gerçekleştirmesiyle 10 işçinin o aletin üretim aşamasında sadece tek bir işi yapması (eritme, dövme, kesme, şekil verme vs.) verimlilik açısından çok büyük farka yol açıyordu. iş bölümüne dayalı çalışma işin hızını çok büyük oranda artırıyor. İş bölümüne dayalı bu sistemse icat edilen yeni sanayi araçlarının işçilerin yerini almasına yol açıyor.

Neticede fabrikalar ortaya çıkıyor.

Yani fabrikalardan önce atölyeler vardı. Atölyeler çalışan sayılarını artırıp iş bölümünü geliştirdikçe fabrikavari geniş üretim tesisleri haline geldiler ve iş bölümüyle basit parçalara bölünen her task için çalışanlar yerine makinalar atanmaya başladı. Bundan da seri üretim yapabilen fabrikalar oluştu.
  • akhenaten  (15.07.24 12:05:23 ~ 12:14:47) 
Engels'in "İngiltere'de Emekçi Sınıfların Durumu" kitabı da sanayiye dönüşümü güzel anlatıyor. En azından tekstil bazında, İngiltere için:

İlk başlarda üretim lokal, evde ve neredeyse tamamen insan gücüyle sınırlı. Bir yandan tarımsal aktiviteler de devam ediyor.

Önce "Jenny" diye bir makine icat ediliyor geliyor. Bu makine üretim sürecini baya bir hızlandırıyor; bu üretim artışı son ürün fiyatlarını düşürüyor, tekstil ürünlerine talep arttığı için dokuma işini yapacak insanların gelirleri yükseliyor. Bu insanlar tarımı bırakıp ailece dokuma işine odaklanmaya başlıyorlar ve sadece bu işle geçinen işçiler ortaya çıkıyor.

Bu arada "Jenny" denilen makine sürekli geliştiriliyor ve"Katır" (Mule) diye başka, daha güçlü bir makine daha icat ediliyor. Evinde üretim yapan işçi sınıfı bu yenilikleri takip etmekte zorlanıyor. Sermayesi olan kişiler dağıtık üretimi ufak ufak ortak alanlarda toplamaya başlıyorlar (1700 lerin ikinci yarısı) böylece de fabrikalar ortaya çıkıyor.
  • salihdt  (15.07.24 12:06:37 ~ 12:09:28) 
[]

Somon balığı dolapta kaç gün?

Dün öğle saatlerinde yaptım. Dolaba koydum. Yarın işe götüreyim mi? Bozulmuş mudur?




 
Bir şey olmaz hiçbir şekilde.


  • logisticsmanager  (14.07.24 19:56:02) 
Bozulmaz


  • instant crush  (14.07.24 22:25:50) 
[]

deathmatch fps oyunu önerisi

battlefield 3 tarzı tercihen küçük haritalarda geçen,günümüz silahlarıyla oynanan gerçekçi fps deatmatch modu olan oyun öneriniz var mıdır




 
Cod?


  • numlock  (14.07.24 21:16:15) 
İnsurgency sandstorm


  • cloudybloody  (15.07.24 12:05:46) 
old-school seversen: half-life, quake 3 arena, unreal tournament


  • zen1th  (15.07.24 18:06:25) 
[]

Ankara'da trivia night yapan bar var mi?

Baska etkinlikler de olur bar etkinligi yani.




 
[]

Antialerjik yastık

Kullanan ve memnun olan var mı ? Hangi ürünü aldınız ?




 
[]

Laptop mu macbook mu?

Arkadaşlar genelde günlük kullanım, tez yazmak bir şeyle izlemek için hafif bir laptop ihtiyacı var. İnsanlar yurtdışından alınacağı için (almanya) macbook öneriyor.

Halihazırda apple ürünü kullanmıyorken macbook almak mantıklı mı? Uzun ömürlü ve ilerde sorun yaşamamak için macbook mu alınmalı? Evetse hangi model? Belleği ve işlemcisi iyi bir şey için ne bakmalı?

Ha yok macbook şart değlse diğer markalardan hangisine ve hangi modele bakmalı?

Çok teşekkürler.

İkinci bir soru: bunu yurtdışından alırken kutuda getirmek gümrükten geçerken sorun yaratır mı?

 
Kutuda getirmek sorun oluşturmaz ama uçağa binmeden güvenlikten geçerken bilgisayarı çıkartmanızı istiyorlar. Uçak altı kabininde verirseniz de valizin kaybolma riski var malum.

Soruya gelecek olursak, bahsettiğiniz ihtiyaçlar temelinde mac almasanız da olur gibi duruyor.
  • but that was just a dream  (14.07.24 16:51:06) 
Macbook elbette şart değil ama ben şiddetle öneririm. Şu an Mid 2012 Macbook Air ile yazıyorum size bu cevabı. Hala taş gibi.


  • pispinti  (14.07.24 17:16:04) 
Dokunmatik ekranlı co-pilot laptoplar düşünülebilir.


  • ferenc  (14.07.24 17:40:02) 
Kişisel tercihiniz. Ben hayatta macbook almam tekrar. Kullanamıyorum. 2019dan beri var, evde öylece duruyor. Pil döngüsü 100'lerdedir. Yani o derece kullanamadım.

Aşina değilseniz kesinlikle tavsiye etmem.
  • artci sarsinti  (14.07.24 18:07:29) 
Macbook TR fiyatıyla almanya fiyatı arasında uçurum bir fark yok. Ayrıca Almanca klavyede bir iki harfin yeri değişik. PT.com dan öğrenci indirimiyle ucuza alabilirsiniz. Gereksiz olur yani.

MacBook alınır bu arada. Android kullanırken de alınır. Tezi MacBook sayesinde bitirdim diyebilirim. Büyük rahatlık. Zaten alışınca mecburen iPhone da alıyorsun.
  • jackyr  (15.07.24 12:12:08) 
[]

arkadaşlar zekamı geliştirecek oyunlar önerir misiniz?

Sudokudan sıkıldım, satrancı sevmiyorum. Kelime oyunları olabilir. Teşekkür ederim.

Zekan bu yaşta gelişmez kiki diyenlerniz de olacaktır elbet. Onlar içinse açıklama: gelişmese bile gerilemesin, olanı olduğu yerde kalsın... iste anladınız siz


 
Ayrıca ücretli olmasın lumosity var ama hep aynı oyunlar. Çocuklara yönelikte olabilir.


  • geveze yazar  (14.07.24 16:32:06) 
@sekizdokuzon'dan geometri dersi al. İnternette bir yerlerde mutlaka üçgenli açılı problemler vardır. Onları çöz.
Çok işe yarar.

  • Mirket  (14.07.24 16:34:17) 
Sudoku olabilir


  • Zetnikov  (14.07.24 16:39:02) 
Temel matematik test kitabım var, sık sık çözerim ordan ama şimdi canım telden oyun oynamak istedi.


  • geveze yazar  (14.07.24 16:39:41) 
Sudoku varyantı denebilecek futoshiki ve kakuro var onlara bakabilirsin. Zeka geliştirir mi bilmiyorum da işte sudoku gibi ama farklısı olarak keyifli


  • nundu  (14.07.24 17:03:16) 
tetris oynayabilirsiniz.


  • pispinti  (14.07.24 17:09:23) 
  • numlock  (14.07.24 17:16:12) 
kelime oyunun zeka ilerletecegini veya gerilemesini durduracagini sanmiyorum, daha dogrusu ben hic duymadim.

bence zor yolu tercih edip kitap okumalisin.
  • hot potato  (14.07.24 18:12:03) 
Ben kitap okuyorum zaten de şimdi tel oyunu oynasım geldi ve hatta canım kelime oyunu istiyormuş. İndirdim bj tane. Zekayı boşver.

Birde geçen bir konuşmada duymuştum sözlükçülerin sevmediği bi doktordu adını unuttum. Beyne en faydalı aktivite yabancı dilmiş.
  • geveze yazar  (14.07.24 18:22:37) 
@geveze, @mirket: geometri çalıştırabilirim sana, beleş.


  • sekizdokuzon  (14.07.24 18:24:53) 
@Sekizon, çok sağ ol. Şu an yağmur yağıyor burda. Yağmurda dualar kabul olurmuş. Allah'ta güzel kalbine göre versin.

Ben matematik öğrenmeyi sevmiyorum.

Başka planlarim var.

Teşekkür güzel teklifin için.
  • geveze yazar  (14.07.24 18:36:53) 
www.instagram.com

Şu reels in ilk saniyeleri :p
  • sekizdokuzon  (14.07.24 18:53:06) 
briç kafa çalıştırıyor diye duydum hep. nasıl bir oyun bilmiyorum ama bütün yaşlılar kafaları çalışsın (gerilemesin) diye onu oynuyor.


  • neira  (14.07.24 19:02:49) 
Simdi malesef istediğin cevap olmayacak ama bilimsel olarak elimizde "zeka geliştiren" bir şey yok.
Sudokuda efsane olan kişi sadece sudokuda efsane. Ya da satrancta efsane olan kişi onda efsane. Buradaki intelligence diğer alanlara gitmiyor yani. Misal satranc pattern recognition denilen olayda iyi olmani saglar ama satrancta iyisin diye misal çok iyi matematik problemi cozecegin anlami cikmaz.

Surada güzel örnekler vae bu konularda;
www.verywellmind.com

Cognitive decline (bahsettigin zeka dususunu engellemek) denilen olayı engellemek için de öneriler;
www.nia.nih.gov

www.health.harvard.edu

Duyuru için ozetlersek bir kişi zekasını korumak istiyorsa;
Sigara ve alkolden uzak durmali
Iyi uyku almalı
Sportif egzersiz yapmali
Sosyallesmeli
Beynini kullanacagi aktiviteler yapmali (kitap okumak, yazmak, muzik yapmak, bulmaca, satranc, sudoku, kutu oyunu, kart oyunu vs)
Akdeniz diyeti gibi diyetlerle beslenmeli

Kısacası böyle sudoku oynadim bitti değil yani.

Bu arada yabanci dil attığım linkte de söylenen crystallized intelligence tarafi için.
  • logisticsmanager  (14.07.24 19:25:03) 
[]

hangi klima daha iyi?

gree klima
www.hepsiburada.com

airfel
www.hepsiburada.com

arçelik
www.hepsiburada.com

LG
www.hepsiburada.com

Bosch
www.hepsiburada.com

Daikin
www.hepsiburada.com

Nem alma özelliği önemli, servisin hemen takması önemli 15-20 gün bekleyemem, havayı temizleme, filtrenin kolay temizlenmesi ya da kendini temizlemesi ve sessiz çalışması da önemli.
Bunlar arasından hangisi iyidir?

 
bayram öncesi 12000 arçelik aldım. en yoğun zamanda 2 gün sonra bağladılar. diğer söylediğin özelliklerin hepsi arçelikte var.


  • false pretension  (14.07.24 16:27:03) 
@false şimdi aradılar arçelik'ten 4 gün sonrasına keşif randevusu veriyorlar. en erken montaj için ise iki hafta sonrayı verdiler. bu iyi olmadı.


  • yetkili birine benzeyen abi  (14.07.24 16:53:26) 
küçük bir yerde yaşadığım için 2 güne geldiler bana. büyükşehirde yaşıyorsanız 2 hafta yine iyi. arkadaşım LG'den aldı 1 ay sonraya verdiler :)))


  • false pretension  (14.07.24 17:02:26 ~ 17:03:19) 
Hiçbirini kullanmadım ama klimada en iyisi Daikin ve Mitsubishi'dir. Bende Mitsubishi Electric var. Çok memnunum.


  • pispinti  (14.07.24 17:11:42) 
@false LG almayı düşünüyordum aslında. uzaktan kumanda etmeni sağlayan wi-fi özelliği de var.


  • yetkili birine benzeyen abi  (14.07.24 17:21:04) 
50 derecede gree kullanıyorum. Geceleri 40dereceye düşüyor hava sıcaklığı. Çatır çatır çalışıyor. Toz toprak kum fırtınası..


  • artci sarsinti  (14.07.24 18:10:04) 
@artci gree'nin servis desteği nasıl?
kendini temizleme özelliği, antibakteriyel özelliği, wi-fi kontrol gibi avantajları var mı? ve sesi nasıl, iç-dış ünite sessiz çalışıyor mu?

  • yetkili birine benzeyen abi  (14.07.24 18:46:19) 
Çok güzel sorular sordun ama inan hiç birini bilmiyorum desem. Sadece soğutma performansı ve dayanıklılık olarak değerlendirmiştim. Arabistandayım bu arada.


  • artci sarsinti  (14.07.24 21:24:10) 
Midea diyim de aklın karışsın.
Gree gibi dünyanın en büyük klima üreticilerinden biri.
Baya verimli klimaları var ve testlerini uluslararası bir kuruma yaptırmışlar
Diğerlerinin çoğunda göremedim bunu.
  • parka  (15.07.24 09:09:09) 
[]

online psikologlar ve piyasası hk.

terapi almalı mıyım diye düşünürken online olursa benim için daha iyi olabileceğini düşündüm. belli başlı sebeplerden işte.

ama google da aratınca çıkan ilk sitelerdeki klinik psikologlara bakıyorum yanlış anlamayın ya da anlayın bilmiyorum ama bir milyon sıralama yaparak girilebilecek taşra üniversitelerinin psikoloji bölümünden mezun olup açılalı 10 yıl olmamış özel ünilerde klinik yüksek lisans yapan kişilerle dolu buralar. daha tezlerine bakmadım baksam nasıldır acaba. ha en azından sahtekar değil ve diplomalı profesyoneller tabii orası hoş. tabii en iyi okuldan mezun olanın en iyi terapist olacağı da büyük bir yanılsama olurdu orasını da kabul ediyorum.

şahsi algılamanıza gerek yok bu arada sadece ben kendimce haklı olarak bu kişilerin bana çok da yardım edebileceğini sanmıyorum. ama belki de yanılıyorum. kendim mükemmel olduğumdan değil ama müşteri/danışan olarak baya soru işareti oluştuyor insanın kafasında. arz-talep dengesi kaymış burda.

tecrübeleriniz oldu mu olumlu olumsuz? nasıldı? varsa da karşı argümanları duyup ikna olmak istiyorum ki kendimi düzeltme konusunda bir adım atabileyim.

 
Klinik psikoloji yüksek lisanslari Türkiye'de bir rant durumunda. Devlet üniversitelerinde kontenjan çok az, bazen iki üç sene açılmıyor. özel universitelerde fiyatlar çok uçuk. durum böyle olunca insanlar iyi üniversitelerden mezun olsalar bile yüksek lisanslari daha ortalama üniversitelerden almaya başladılar zira gidip bir milyona yakın para ödemek istemiyor hiç kimse (buna ben de dahilim). Bilgi üniversitesi'nin yüksek lisansına kayıt hakkı kazanmışken gitmedim mesela, o kadar para vermek istemedim. Devlet üniversitelerinde kontenjan bekleyemedim. Klinik psikoloji yüksek lisansı olmadan terapi yapmak etik değil. El mahkum, ortalama bir yer seçiyorsunuz.


Klinisyen bir psikologsaniz yüksek lisans elbette önemli fakat tüm bunların yanında yurtdışı derneklerinden onaylı terapi eğitimleri almak (terapist ile klinik psikolog aynı şey değildir), kendi terapinden geçmek, iyi bir süpervizörle çalışmak vs de çok çok önemli. Psikoloji lisansı ise çok önemli olmakla birlikte basic bir bilgi sağlıyor. 10 yil, meslekte az bir süre değil. Eğer kendinizi gelistirdiyseniz tabii.


Ben şu anda Türkiye'deki eğitimlerimle İsviçre'de denklik aldım mesela. Demek ki yeterli bir eğitimim ve mesleki birikimim var. Bilen bilir, psikolog olarak yurtdışında denklik almak o kadar kolay değildir, klinik psikoloji denkliği almak hiç degildir. Ama yüksek lisansim öyle top universitelerden değil. Ben egitimlerime ve kendi surecime çok odaklandım. Sebebi de yukarıda yazıldı.
  • fraise  (14.07.24 15:56:24 ~ 16:01:05) 
şöyle, en iyi okuldan mezun olanın en iyi terapist olacağını düşünmeme kısmında çok haklısın. kendi deneyimimi anlatayım:

2 yıl önce bi psikiyatrist/psikoterapiste gitmeye başladım. aşırı derecede araştırdım. iyi bir okuldan mezun olmuş olmasına dikkat ettim. sadece okul yetmez yorumları da iyi olacak dedim. sonunda içime sinen birini bulup gitmeye başladım. biraz da tuzluydu. ilk seans sadece dinledi, pek yorum yapmadı. dedim olay bu heralde.

ikinci seans bana lityum vermeye kalkıştı anlattığım şeylerden sonra. ve dedi ki "sen bana bunları ilk seans neden anlatmadın, ilk seans reçete ederdim çünkü." halbuki ben ilk seans birebir aynı şeyleri anlatmıştım. orada bir güvenim kırıldı. bir de üzerine ücreti teslim etmeye çalışırken "masanın üzerine bırakın lütfen" dedi azarlayarak. bir daha gitmedim, çok sinirlerim bozuldu. anlam veremedim.

yani o kadar araştırmışım dikkat etmişim, yediğim muameleye bakar mısın? yüzlerce de iyi yorumu vardı. kaç kere seminerler düzenlemiş eğitimler vermiş, sertifikalar boy boy. belki bana öyle yapası gelmiştir, çok iyi biridir.

ama bu psikolog, psikiyatrist olayları böyle sanırım. sana en uyanı bulmak gerekiyor. daha sonra sırf iş yerime yakın, yolla falan uğraşmam, parası da iyi diye no-name bi psikologa başladım. uyum sağladık, fayda da gördüm. okulu da dediğin gibi random tırt bir şey yani.

biraz deneme yanılma işi bence. fayda gördükten sonra ne olduğunun bi önemi yok, legal bi diploması olsun yeter. ben hep erkeklerle daha rahat konuşurum diyordum mesela, o ikinci bulduğum psikolog kadındı. düşündüğün gibi de çıkmayabiliyor bazı şeyler.

birinin psikiyatrist diğerinin dümdüz psikolog olmasının da bi etkisi vardır belki ama benim deneyimim kısaca böyle oldu.

not: psikiyatrist olanın yorumlarında seanslarda uzuuun uzun sohbet ettiği yazıyordu, biraz da o yüzden tercih etmiştim.
  • nolmus yani  (14.07.24 16:41:43 ~ 16:43:49) 
Benim çok yakın bir arkadaşım özelden ücretli sosyoloji mezunu sonra bir apartman üniversitesinde aile danışmanlığı yüksek lisansı yaptı. Danışanları ne dua teşekkür ediyor görseniz hediyeler vesaire gırla.
Ben de online bir uygulamadan terapi alıyorum. Kız lisans psikoloji yüksek klinik psikoloji mezunu top üniversitelerden ikisi de. Ben anlatıyorum bariz dinlemiyor gözleri başka şeyler okuyor. Evvelki seanslar anlattıklarımı hiç hatırlamıyor vs.

Okul önemli elbet ama size fayda sağlaması daha önemli. Referans ile bulunabilir bence sonra biografisi incelenip karar verirlir. En azından ben artık öyle yapacağım.
  • Aydan Dustum  (14.07.24 16:45:40) 
  • deartheodosia  (14.07.24 17:44:30) 
Haksız değilsiniz, size bir klinik psikolog olarak şunu öneririm; o sitelere bakmaya devam edin eğitim ve kendini anlatış tarzı açısından dikkatinizi çekenler için bir liste yapın ve telefonda görüşün. Kısaca kendi durumunuzdan bahsedin ve onun terapide bunu nasıl ele alacağını sorun. Birazcık tatmin olduğunuz cevaplar alırsanız da başlarsınız. Ücret için de size daha iyi gelecek ancak absürd de olmayan pazarlıklar yapabilirsiniz. Evet çok fazla üniversitede psikoloji açıldı ama genelde en kaliteli hocalar da özel üniversitelerde. Terapi bilim ve sanat arasında bir şey. Bilgi önemli ama kişinin o bilgiyi nasıl tuttuğu nasıl hissettiği ve olgunluğu kesinlikle daha önemli. Burda da yukarıda değinildiği gibi süpervizyon ve terapistin kendi terapisinden geçme durumu devreye giriyor. Yani çok bileşenli bir yapı, siz önerimi değerlendirin. İmkanınız varsa terapi çok değerli bir süreç.


  • entellektuelmankurt  (14.07.24 20:01:39) 
Hicam psikolog degilde devlette nasil duzgun psikiyatrist buldum onu anlatayim sen kendi olayina uyarlarsin.

Hastaneye rasgele birisine randevu aldim ve hastanede gozlemlemeye basladim. Mesela hastayi cagiriyorlar mi yada doktorun cok hastasi var mi vs. Gittigim kisiden memnun kalmadim yazdigi ilaclar beni daha kotu yapti. Bu arada gittigimde bi doktor vardi cok kalabalikti dedim bu adam neden kalabalik ona ramdevu almaya calistim ve gordum ki adamin adi salliyorum ahmet beyaz, bu doktor gelmiyormus adamin ekibi varmis o geliyormus yaninsurekli degismeli ekip. Cok memnun kaldim.
Yani taktik su degisik doktorlari deneyeceksin ortalamasini alacaksin.

Birde internetten bisey alirken hizmet olur mal olur daima ben olumsuz yorumlari okurum olumlu yorumlari okuma hocam buda bi taktikdir.

Yada firma yada doktor ismini google a yaz aralik birak sikayetvar yaz boylede dogru bilgiye ulasabilirsin
  • Zetnikov  (15.07.24 09:11:52) 
[]

İnternetten fotoğraf baskısı için güvenilir site

sosyopix dışında var mıdır?




 
Kedi7 fakat sosyopix daha iyi


  • black holes in the sky  (14.07.24 16:07:12) 
Netbaski

Sosyopix'in tasarimlari iyi, baskisi kotu
  • brkylmz  (14.07.24 16:50:40) 
Baskiadam.com


  • mahsus mahal  (15.07.24 08:52:24) 
[]

Türkiye neden fabrika açilmasina abanmiyor?

Cok bilgili olsugumu iddaa etmiyorum bilmediklerimide siz ogretebilirsiniz

Elbet açiliyordur ama hani boyle her bir koseye neden açilmiyor bi suru arazi var daglar var.

Mesela diyelim ki doguya fabrika acsin bir suru hem issizlik kalkar hem herseyi uretiriz fiyatlar ucuzlar hemde herkes istanbula goc etmez

Cinlilere bakiyorum nufus kalabalik, adam paso fabrika basiyor. İphone dan nike a yemin ediyorum gecen gordum igneyi bile basmis kopyalamislar.

Ucuz iscilik diyeceksiniz fakat cok enteresan bisi var adam iphone u cinde urettiyor eee cinli nasil iphone yapilacagini ogreniyor bu sefer kopyaliyor ayni teknolojileri yada daha iyilerini uretiyor.

Sizce neden her derde derman olacak fabrikalari kurmuyoruz?

 
türkiye elindeki fabrikaları satıp satıp yedi çünkü hazır para. kırsaldaki ekonomiyi çökertmek sırasıyla işsizlik, zorunlu göç dalgası, geçim sebebiyle eğitimden koparmak, ucuz iş gücü olmaya itmek, ekonomiyi dışa bağımlı hale getirmek, göç kitlesini şehirlerde gettolaştırmak, gettolaşan kitleyi popülist ve dini politikalarla manipüle etmek, sonuç olarak da şehirli kitlenin de konfor alanını bozmak, bozulan tarım ve ekonomi sebebiyle afgan çoban, suri işçi getirtmek, yurtdışından gelen göç ile ülkenin aidiyetinin temellerini sarsmak, nefret edilen eğitimli kitleyi çağdışı göç ile iyice sindirmek şeklinde buttefly effect'ini görebiliyorsun. daha uzar gider bu liste. akp gibi popülist ve kukla partiler için muazzam bir şey bu.
bunlar yapılmak istendiği için o fabrikalar kurulmuyor, tarıma destek verilmiyor.
köyünde kalıp bahçesine patates havuç ekse aç kalmayacak insanlar 70 yaşında istanbul'da ameliyatlı ayaklarıyla gün boyu şişe toplayıp para kazanmaya çalışıyorlar.

sanayi devrimini değil, günümüz türkiyesini konuşuyoruz, herhalde günümüz şartlarına bağlicaz olayları ama insan seviyesiz olunca anca özelden hakaret eder.
  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (14.07.24 15:18:47 ~ 22:34:46) 
Doğuda açılanama sonra yakılan fabrikaların haberlerini internetten bulabilirsin. Ayrıca doğudaki halk neden bi sike benzemeyen topraklarda yaşamak zorunda hissetin ki Akdeniz'de plaj mafyalığı yapmak varken.


  • Bir ben var benden şurada  (14.07.24 15:23:42) 
Çünkü bir şey o kadar kolay olsaydi, herkes yapardi.

Her derde derman olacak fabrikanin paralarini kim veriyor? Devlet mi? Ozel bu ise neden girsin?
Bu fabrikalari kim insa edecek? Kaç yil surecek?
Bu arazileri kimden alacagiz?
Bu fabrikalarda çalışacak teknik adamlar var mi?
Hangi ürünler olacak ve hammadde tedarik zinciri nasıl olacak?
Lojistik kismi? Mallari nereden nasıl getirip nereden nasil yollayacagiz?
Cevre planlari, doğaya etkisi?
Müşteri kim?
Olası döviz hareketlerinden nasıl etkilenecek?
Fabrikalar devletin mi olacak? Devletin olacaksa çalışanlar devlet memuru mu olacak? Böyle olacaksa verimliligi nasıl saglayacagiz?

Ve en en en önemli soru;
Başkası üretirken ondan daha iyi ya da ondan daha ucuz ya da ondan daha hızlı yapabilecek miyiz?

Daha böyle sabahlara kadar soru çıkar.
Cin'de kurulmasinin sebebi iç pazar. Dünyanı en kalabalık ülkesinde birakalim da çok fabrika olsun.

Bak ben sana direkt kendi tedarik zincirimden örnek vereyim;
Fabrikalarimiz cin'de. 8 hafta lojistik var su an.
Arada Avrupa'da üretim muhabbeti oluyor ama asıl sorun üretmek değil; hammadde ve işçi.
Cin'deki fabrika kapiyi açıp bağırdığı zaman hemen hammadde bulacak kadar yakın tedarikçilere. Isci konusunda da aynı bu şekilde.

Bu ikisini çözmek de milyarlarca dolar yatırım demek.
Ülkede giyim sektörü bile misir'a falan kaçıyor. Sorun fabrika olup olmaması değil. Bu işlerin bu kadar basit olmamasi.
  • logisticsmanager  (14.07.24 15:26:41) 
Amerikasi vs ulkeleri genc calistiracak nufus ariyor

Turkiyede ise genc nufus on binlerce insan yurtdisina kacmaya calisiyor

Turkiye elinde tutamiyor genc iscileri

Anlayamiyorum yani
  • Zetnikov  (14.07.24 15:45:04) 
Bir videodaki yorumda mahsülü
toplanan yerin hemen yakınında değilde yüzlerce km uzağa naklederek o mahsülü fabrikalarda işlemek veya satmaktan konusundan bahsediliyordu.

Geçmişe dönük bakıldığında bunun Esas sebebi olarak "bürokrasi de İngiliz etkisi"nin bir tezahürü diye ifade edilmişti.

Doğrusu üretici toplayan ve hemen yakındaki fabrikada işlemek satmak bölgenin gelir istihdam vs açısından büyümesi demek.
  • diyecevaplandı  (14.07.24 15:50:55) 
Nihayetinde her şey dönüp dolaşıp ne fabrikası açıyorsak o şeyi diğer ülkelerden daha iyi ve ucuza yapıp dünyaya satabilir miyiz noktasına geliyor. Çoğunlukla da değiliz çünkü fabrika demek ham madde demek, tedarik zinciri demek. Zaten öyle çok karlı bir şey olsaydı özel sektör girerdi.


  • salihdt  (14.07.24 15:57:09) 
Her ülkenin bir politikası var, teoride fabrikalar kurma imkanımız olsa da hem kurması üretimi ve ekonomik olarak dönüşü uzun vadeli fakat daha güvenilir ve sürekliliği var

Bizin ülkenin politikası ise dönüşü hızlı fakat tek seferlik, sürekliliği olmayan inşaat sektörü ve değer üretmeyen hizmet sektörü üzerine oldu

Sözün özü neden kurmuyoruz çünkü kurmamayı tercih ettik
  • grimavi  (14.07.24 19:03:37) 
Ben buradaki arkadaşlara pek katılmıyorum fabrika kurulur zor bişey değil eskiden devlet planlama teşkilatı fabrikalar kurulmasını planlıyordu. sscb'ye demir-çelik fabrikalarını kurdurduk. Sümerbank, teletaş, şeker fabrikaları, tekel sigara fabrikaları, aselsan, havelsan, tai,roketsan, seka kağıt fabrikaları kuruldu. eskiden karma ekonomik sistem vardı. şimdi yok.

bence bilerek açılmıyor tarım toplumundan sanayi toplumuna geçilmemek için. fabrika açacağına insanları yardımlarla kendine bağla.
  • komando kani var bende  (14.07.24 20:22:17) 
Bence AB istemiyor diye. Biz batılılarla ticaret yapıyoruz ve her yıl cari açık veriyoruz. Bu durumu korumak istiyorlar.Avrupa pazar değil.

Pazar Asya, Ortadoğu ve Afrika.

Örneğin IMF fazla üretiyoruz diye şekere kota koydurdu. Tarla boş, fabrika kapalı, gençler köy kahvesinde oturuyor.

Bu esnada AB ve ABD Arabistan, BAE, mısır, Katar, Kuveyt, Cezayir, Fas, Lübnan'a milyarlarca dolarlık şeker satıyor.

Aynı şey sanayi mamülleri için de geçerli. Yani olayın siyasi boyutu da var. İran gibi gidip fabrika kurup Ortadoğu'ya traktör ,ilaç vb mamüller satarsan ambargoyu yersin
  • hebanon  (14.07.24 21:27:49) 
Fabrikaları özel sektör açıyor. Devletin işlettiği pek fabrika kalmadı. Tüpraş bile 1-2 yıllık kar yiyatlarına satılmıştı.

Özel sektör için de Türkiye'de çok fazla risk var. Risk primi en yüksek ülkelerden birisi. Yatırım yapan birisi için riski kazanç oranı Türkiye'de fabrika açmaktan daha fazla çok seçeneği var.
  • isminivermekistemeyensuser  (14.07.24 21:44:03) 
fabiraka issizlik azalsin, insanlar calissin diye acilmaz. yillardir tesviklerle, desteklerle bu sekilde fabrika aciliyor anadolunun cesitli yerlerinde, birkac yil zarar ediyor, daha sonra iflas edip kapaniyor.

fabrika acmak icin ilk kriter urettigin mali satin alacak birilerinin olmasidir. yoksa, urettigini satamayip elinde kalacaksa istedigin kadar uret, istedigin kadar insan calissin farketmez.

urettigin mali satabilmek icin de hammaden ucuz olacak, ucuza uretmenin yollarini bulacaksin, ve ucuza malini teslim edebileceksin. bunlari olusturacak sartlari bir araya getirmeyip sirf insanlar bos durmasin calissin diye fabrika acarsa bir sure sonra mal elinde kalir, fabrika zarar eder, calisan insanlari isten atarsin, sonra da fabrikayi kapatirsin. bu hikayeyi anadolunun bircok ilcesinde gorursun. secim yaklasirken tesviklerle, rica minnet acilan fabrikalar bir sonraki secime kadar coktan iflas etmis olur.
  • emrahday  (15.07.24 10:51:33) 
#92790742
eksisozluk.com
akp döneminde satilan kurumlar sirali liste.
akp satarken de devlete yük oluyor diyordu, zamamnin yetmez ama evetcileri saksakliyordu. buradakiler gibi. sonra görüldü ki dogru degil. isminivermekistemeyensuser'in dedigi gibi, 1-2 senelik kar fiyatina satildi fabrikalar. herkes fabrikayi özelin acmasi gerek gibi düsünmüs. devlet tesvikiyle özele actirmaktan ziyade, devletin kendi yatirim yapmasi ihtimali hepten rafa kalmis. sadece su kurumlar devletin eline dönse bile yeterdi halbuki. tekel iscileri eylemini herkes cok cabuk unutmus. tr.wikipedia.org
  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (15.07.24 11:11:11) 
[]

güneş enerjili şarj

aletlerinden almak istiyorum ama fiyatı çok uçmasın. amazon'da birçok marka var ama yeni bir sisteme geçmiş amazon.de, o sebeple yorumlar bana çok şaibeli geldi. bilindik markalar da değiller hem.
alırken nelere dikkat etmem gerekir acaba?
amacım, doğa yürüyüşünde sırt çantamın arkasına asıp yürürken güneşten faydalanabilmek. panel şeklinde olup sabit tutulması gerekenlerden istemiyorum.www.google.at


 
O şaibeli yorumları ben de okudum. Kullanıcı deneyimi sunup yorum yaptırıyorlar. Ve neredeyse bütün güneş panellerinde var bu olay. Bana güvenli gelmedi o yüzden. Hatta aynı kişiler YouTube videosu da yapmış.

Ben araştırdığımda Decathlonda bir model beğendim. Ama wattı düşük geldi. Bir de anker markasının ürünleri gözüme hoş göründü. Garantisi de var sonuçta. Ama onların da fiyatı epeyce pahalı geldi.

İnternette baktığımda Arçeliğin ürünlerini de gördüm. Fakat Online olarak satılamıyor sanırım. Arçelik ürünlerini genelde doğuda görev yapan askerler almış anladığım kadarıyla ve memnunuz yorumlarını yapmışlar.

Hala almadım ama araştırmalarımda karşılaştığım sonuçlar böyle.
  • jackyr  (15.07.24 12:16:20 ~ 12:16:54) 
@jackyr, tesekkür ederim cevap icin. evet, ayni dedigin gibi kullandirip yorum yaptiriyorlar ama profillerin tamami fake. adam 60 tane yorum yazmis, hepsi güya vine icin ya da profile giriyorsun tek yorum ve ai fotosu var.
amazon'a mail aticam bu konuyla ilgili.

arcelik bulma sansim yok maalesef. genel olarak kac watt olsun istiyorsun sen? bana kac watt yeterli olur bilemedim :( ben disarida telefon, kindle falan sarj edicem.
  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (15.07.24 12:22:02) 
Bu cihazlar %100 performans ile çalışmıyor ve gün geçtikçe performansları düşüyor. Bu yüzden ben minimum 50watt gibi düşündüm.

amzn.eu
amzn.eu


Şu iki ürüne de bir bak. Amazon.de ve USA’de bu markaların farklı modelleri de var com.tr’de olmayan. Videoları izlediğimde nice solar markası da hoşuma gitmişti benim. Bir bak bence.
  • jackyr  (15.07.24 15:22:58) 
tesekkür ederim, incelicem bunlari.


  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (15.07.24 17:00:49) 
[]

Extreme Sporlar

Ben aslında çok korkarım ama denemeden de ölmek istemem. Önümüzdeki ay tatile gideceğim. İsteğim yani merak ettiklerim diyelim; bungee jumping, yamaç paraşütü ve dalış. Bunlar gerçekten korkutucu mu? Korkudan bayılır mıyım? Siz yaptınız mı önerir misiniz? Hiç girme o işlere mi dersiniz?

Bir de dalış için mutlaka yüzme bilmek şart mı?


 
Ben araba kullanırken bile heyecanlanırım ama çok uzun yıllardır Wingsuit yapmak hayallerimi süslüyordu birkaç sene önce tüm cesaretimi toplayıp yapmıştım, bu yaşıma kadar deneyimlediğin hiçbir şeye benzemiyordu böyle muazzam bir hissi tarif edemem.


  • Bir ben var benden şurada  (14.07.24 14:51:28) 
Üçünü de yaptım. En keyiflisi ve korkutucu olanı bungee jumping bence. Yamaç paraşütü de manzara açısından keyifli, yanınızda biri olduğu için o kadar heyecanlı değil bence. İlk baştaki atlama kısmı ürkütebilir. Su altına meraklı olmadığım için dalıştan çok keyif almamıştım. Yapmış olmak için 2-3 kez denedim. Orada da size birileri destek oluyor. Karakterinizi bilmediğim için yapın ya da yapmayın diyemem. Biraz heyecan zaten gerekli ama sizi fazla gerecekse gerek yok. Ben de mesela bunları yaptım ama roller coastera binmem.


  • asteriks  (14.07.24 15:07:40) 
@asteriks; roller coastera bir kere bindim. Önüme dünyaları serseler bir daha binmem. Binmezsen öleceksin deseler ölmeyi tercih ederim. Ağlamıştım hıçkıra hıçkıra.


  • rock n roll  (14.07.24 15:10:26) 
Yukseklik korkum var
Yamac parasutu yapsam heralde buyuk ihtimal altima bebek bezi falan giymem gerekir

  • Zetnikov  (14.07.24 15:18:22) 
Yamaç Paraşütü yapmıştım, çok zevkliydi benim açımdan. Dünyanın yuvarlak olduğunu ve düz olmadığını anlamıştım :)) hehe hehe.

Bungee jumping'i sanırım bu sene içerisinde yapacağım. Eylülde Barselona'da nasip olacak muhtemelen.
  • put it in your appropriate place  (14.07.24 17:19:57) 
Ben bir ara yapmak istiyordum skydiving.
Sonra hanimla tanistim. Hanıma kalsa evden çıkmam birak extreme sportsu.
Hanim benden önce giderse yolo olarak sonrasında yaparim. Onun dışında beni bosar bu tarz seyleri yaparsam.
  • logisticsmanager  (14.07.24 20:49:23) 
Bu dediklerimi mutlaka deneyeceğim. Korksam bile zorlayacağım.

@Bir ben var benden şurada; wingsuit, base jumping mi?

Base jumping çok tehlikeli bir spormuş. Konsantrasyon ve zamanlamayı iyi ayarlamak çok önemliymiş. En tehlikeli spormuş.
  • rock n roll  (14.07.24 21:03:35) 
[]

Blutv

Blutv ye girebiliyor musunuz? Tv app




 
Denedim, açıldı. Rastgele bir film seçtim, oynatıyor problem yok.
LG WebOS

  • pispinti  (14.07.24 15:07:04) 
[]

İnstagramda takip etmediginiz kisiyi nasil takip edilebiliyor?

Bazen bakiyorum ahmet isimli zenci var adami tanimiyorum takip etmiyorum bana videolarini gosteriyor profiline bi giriyorum adami takip etmisim. Bu nasil oluyor hack tarzi bisimi?




 
feed'de gezerken bazen önüne bir video çıkarıyorlar, video esnasında da birden önüne takip etmen için buton getiriyor. yanlışlıkla basıyorsun.
ben de bu sorundan muzdariptim, feed'deki ve stry'deki reklamları dikkatli geçmek gerek.

  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (14.07.24 14:58:21) 
Sanirim oyle oldu cok tesekkur ederim.


  • Zetnikov  (14.07.24 15:19:18) 
[]

Bodrum minibüsleri sabah kaçta çalışmaya başlıyor






 
ne yöne gittiğine göre değişiyor. 7de diyeyim ortalama.


  • neira  (14.07.24 19:05:31) 
[]

izmir yağmur elektrik kaçağı

bulunduğum şehirdeki benzer riskler için vatandaş tam olarak nereye başvuru yapmalıyım ?




 
Elektrik dağıtım şirketi.


  • Mirket  (14.07.24 13:53:03) 
Epdk daha iyi sonuç verir


  • hasmetizm 2046  (14.07.24 14:28:54) 
öncelikle dağıtım şirketine talepte bulunmalısın, aksiyon almazlarsa da en garanti yöntem cimer'e yazmak olur. cimer'den gelen taleplerden korkuyorlar.


  • hrskrs  (14.07.24 14:50:37) 
[]

bu tezgah ahşap dolgu macunuyla filan onarılır mı?

ibb.co
ibb.co

alttan eski paspas sopasıyla destekliydi onu çektiğim anda döküldü resmen bu kabarmış kısım. şöyle toz haline gelmiş neredeyse ibb.co
bi üstteki kaplama kısmı kaldı sunta kısmı tamamen parçalanmış o su çeken bölgede. buraya nasıl bi işlem uygulanır? ben dümdüz ahşap macunu ile doldurup alttan bi destek tahtası filan çaksam tutar diye düşünüyorum ama...

 
Kaç santimlik sunta o? Çok pis koku yapıyordur o?
O bozulmuş kısmı kesip at. Bir parça kaplamalı sunta al, oraya alıştır, raf demiriyle ya da alttan ahşap destekle sabitle.
Onun dışında emeğine yazık.
  • Mirket  (14.07.24 13:44:47) 
3.5cm kadar kalınlığı. kırık kısım da yaklaşık 30x9.5cm gibi. koku yapmadı hiç ama neredeyse hiç ıslatmadım da kullanırken. ben taşındığımda zaten kırıktı yıllardır hep destekle duruyordu o bölge çöktüğü için. desteği çekince komple dağıldı işte.


  • konetsu  (14.07.24 15:47:08) 
@mirket bu sağdaki uygun gibi sanki? biraz ince benim tezgaha göre ama kalanı da macunla doldururum vs. ibb.co sabah sabah çöp atayım diye çıktım bunları buldum konteynırın yanında. ilk defa çöpçülük de yaptım ya sonunda :D alta destek olarak kullanabilirim belki diye diğerlerini de aldım

macun olarak da şundan aldım dekoratif.dyo.com.tr doyurma, vernik vs işlere gerek yoktur herhalde benim durumda? ek yapıp yüzeyi düz hale getirmek amaç... sonra da folyoyla filan kaplarım gizlemek için hem de suya dayanıklı bi katman atmış olurum üstüne. 7-8 yıldır folyo kaplı ikea masa kullanıyorum şu en dandik içi kağıt dolu olanlardan... taşınırken nakliyecilerin verdiği zarar dışında bi yıpranma yok yeterince dayanıklı bence.
  • konetsu  (20.07.24 07:45:34) 
[]

Turkiye neden deli gibi stevia uretmiyor?

Sekerin verdigi zarar cok fazla

Tum ulke stevia ya neden gecmiyor ve seker yasaklanmiyor

Sigarada zararli ama yasaklanmiyorcular yazmasin lutfen ben burada zararli birseye alternatif ve ayni tad veren biseyden ornek verdim

 
Kimse kimsenin sağlığını umursamıyor ki neden stevia üretsinler yani etik olarak şeker kısıtlanabilir ama kimsenin umrunda değil zaten :D
Hatta şeker bile üretmek istemiyor direkt glikoz şurubu üretecekler onlara kalsa. Şekerin bağımlılık etkisi var daha çok müşteri daha çok para diyor adamlar.

  • titanic kemancısı  (14.07.24 13:44:51) 
Şekerin zararlı olduğu düşüncesi senin alternatifinden daha saçma, şeker zarrlı değil ihtiyaçtan fazla şeker zararlı. Mesela ihtiyaçtan fazla meyve şekeri/fruktoz da gut yapıyor o zaman meyveyi de yasaklayalım, fazla protein de üreyi arttırır, o zaman protein de yasaklansın, mantıklı mı?


  • Bir ben var benden şurada  (14.07.24 13:45:25) 
Az zararlı bir şeyden çok zararlı bir şeye geçmek olurdu o.
Stevianın zararları diye araştırsana bi.

Türkiyenin bir şey yapabilecek gücü olsa, glikoz şurubu, mısır şurubu ya da adı her ne karın ağrısıysa, onu yasaklaması lazım.

Sahi şeyi bir araştırsana. Avrupa ülkelerinde glikoz şurubu kotası kaç, bizde kaç ve neden öyle ve bu şurup nereden geliyor?
  • Mirket  (14.07.24 13:47:40 ~ 13:51:26) 
@bir ben var benden şurada

Caya attigin seker tarzi sekerden bahsediyorum

Meyvedende zaten 1 avuctan yada 1 adetten fazla yiyorsan bi zahmet zarar gor. Fakat mesela seker asiri bagimlilik yapiyor canin kola cekiyor icinde bi torba seker var. Ben kolayi birakmak icin senelerce mucadele verdim. Bu tarz sekeri istesende birakamiyorsun demek istiyorum
  • Zetnikov  (14.07.24 13:51:15) 
Çaya attığın şeker şeker kamışından/şeker pancarında üretilen şekerin en doğal hali olan glikoz, glikoz beyin dahil tüm içorganlar ve sinir sistemi tarafından kullanılan bir enerji kaynağı, bunun herhangi bir zararı yok bilakis beyin ve sinir sistemi enerji kaynağı olarak sadece glikozu kullanabiliyor. Senin anlam karmaşası yaşadığını düşünüyorum yasaklanacaksa ticari/kimyasal şekerler olan glikoz/fruktoz şuruplarını yasaklanabilir ama onlar da saf şekere oranla çok ucuz olduğu için yasaklanamaz aksi halde 3 liraya satılan bir ürünü bu defa 33 liraya satarlar zira glikoza oranı 1:100 gibi bir şey. Kaldı ki ülkemizde zaten doğal şeker üreten fabrika kalmadı sanırım.


  • Bir ben var benden şurada  (14.07.24 13:55:27 ~ 13:57:39) 
Kolanın bağımlılığı şekerden değil, kafein bağımlılığı o.


  • Mirket  (14.07.24 13:56:48) 
@mirket

Evet oda ayri bi sorun urunlerde nasil kafein olabiliyor? Anlayamiyorum.
  • Zetnikov  (14.07.24 14:08:04) 
Türkiye'de obezite ve şeker sorunu olmasının sebebi şekerin varlığı değil kötü beslenme şekli, icine her şey konulan ve denetlemeyen ürünler. Avrupa'da da şeker var, Avrupa'da da bolca şekerli hamur ürünleri var ama nedense onlarda bu sorun yok. Hayatımda Fransa'da şeker yasaklayalim, pain au chocolat'ya stevia koyalim denildiğini görmedim çünkü hepsi fit, obezite oranları düşük.

Elimizde tatlandirici hakkında yeteri kadar bilimsel araştırma olmadığı için "hadi komple şekeri kaldirip stevia geciyoruz" gibi bir şey olmaz, olmamali da.
Misal iki saniye googlelayinca bazi soru isaretleri çıkıyor stevia hakkında;
www.google.com

Benim kafein ile derdim yok. Senin kafein ile derdin varsa bunun satışı niye yasaklansin ki? Kahvede de var, o zaman kahve de yasak. Çayda var. O da yasak o zaman. E alkol de bağımlılık yapici. O da yasak. E cep telefonu ve oyunlar da yapıyor. Onlara da bir yasak.

Konusulmasi gerekenler misal Avrupa'da yasak olan ürünler neden Türk gidalarinda var. Neden Türkiye'de yağ denilince akla margarin geliyor, neden halkımız pilav, nohut, ekmek üç adet karbonhidrati aynı yemekte yiyor falan, sonra neden çilekli denilen üründe 0.00001 çilek aroması yasal oluyor falan filan.

Merak edip baktim; en çok şeker tüketen ülkeler ile en çok diyabet ve obez olan ülkeler arasında negatif ilişki var (amerika haric). Yani sekeri en çok tüketen ülkeler tam tersi olarak obezitede ve diyabette daha aşağı sırada. Bu senin mantigini hiçbir şekilde desteklemiyor gördüğün üzere. Bu noktada sorunun şeker tüketimi olmadığı konusulabilir.
  • logisticsmanager  (14.07.24 14:51:03 ~ 14:52:03) 
Mirket+1
Logisticsmanager+1

devlet sağlığımızı düşünüyorsa market raflarını dolduran aşırı işlenmiş gıdaları yasaklasın. çoğu aromalı kimyasal zaten. şekerle milleti bağımlı yapan da bunlar.
  • gnosis  (14.07.24 15:09:01) 
özetle yassak hemşehrim.

Avrupa Birliği 2011 yılında aldığı kararla bitkinin içinde bulunan steviol maddesini yeni bir yiyecek maddesi olarak tanıdı ama steviayı bir yiyecek ürünü olarak tanımıyor. Bu sebeple bitkinin kendisinin satılması ve tüketilmesi yasak. tr.euronews.com:~:text=Avrupa%20Birli%C4%9Fi%202011%20y%C4%B1l%C4%B1nda%20ald%C4%B1%C4%9F%C4%B1,kendisinin%20sat%C4%B1lmas%C4%B1%20ve%20t%C3%BCketilmesi%20yasak.İ
  • alfired  (14.07.24 15:24:07) 
Günümüzdeki bilimsel metot belirli ve katı bir protokol sürecine bağlanmış ve bu süreçten sağ salim geçemeyen veriler insanlar tarafından gerçek dışı olarak algılanıyor.

Örneğin şekerin sağlıksız ve obeziteye neden olduğu bu süreci tamamlamış ve bilimsel veri olarak ortaya konuluyor.

Oysa aşırı denebilecek seviyede şeker tükettiği halde sağlıklı yaşayan çok sayıda insan var. Ama bu veri bilimsel metodolojiden geçmediği için yok sayılıyor.

Bu yüzden özellikle gıda alanında sadece otoritelerin yönlendirdiği şekilde değil de geleneksel ve doğal gıdaları da içeren karma bir yol izlemek daha yararlı.
  • hebanon  (14.07.24 22:21:21) 
Türkiye'de ilk şeker fabrikasının 1926'da kurulduğunu, halkının büyük çoğunluğu köy kökenli olan yurdum insanının ticaretle tanışmasının o yıllara rastladığını, epey uzun süre köylü halkın dışardan sadece gaz ve tuz aldığını düşünürsek;

Osmanlıda da Cumhuriyetin ilk yıllarında da şekerin sadece zengin ve mutlu azınlık sofralarında var olduğu sonucuna varırız.

Dolayısıyla da şekere @hebanon'un söylediği şekilde 'geleneksellik ve doğallık' atfetmek hata olur.
  • Mirket  (14.07.24 23:06:57) 
[]

Google'da Adres Bilgilerimi Nasıl Düzeltebilirim?

Yaşadığım site Google'da aratılduğında çıkmadığı için tüm kargolar yanlış adrese, isim benzerliği olan başka bir siteye gidiyor. Birkaç kez Google'a talep gönderdim, hiç düzelme olmadı. Bir pin'i haritaya eklemek bu kadar zor olmamalı, ne yapabilirim?

Teşekkürler


 
[]

Drone kullanma şartları neler?

Dronu herkes istediği yerde ucurabiliyor mu? Geçen bir cafe de oturuyoruz tepemizde sürekli bir drone dönüyor. Herkes rahatsız ama yönlendiren gözükmüyor. Bu yasal mı? Değilse ne yapılabilir?




 
Sivil havacılık genel müdürlüğünden izin alırsanız yasal ama meskun mahalde yani şehir içinde izin almak imkansıza yakın (reklam/film vs çekmiyorsanız, özel bir içerik üretmiyorsanız). Pratikte izin alamazsınız yani. Kafede gördüğünüz drone da %99,9 izinsiz uçuyordu. Kolluk kuvvetleri uçuranı tespit edebilirse çok ciddi para cezaları var.


  • orient blue  (14.07.24 13:36:33) 
[]

[tavsiye] davranışsal problemlerim olduğunu fark ettim

selamlar, biraz öneriye ihtiyacım var.

tldr; evet özet olarak olarak duygu/öfke kontrolü üzerine makale, uzman kitapları, belgeseller veya nasihat arıyorum gönderir misiniz?

------ / ------- / -------

tespit ettiğim birkaç davranışsal problemim var:

1)duygulara çabuk kapılma
2)çabuk öfkelenme ve öfke kontrolü problemi
3)spontane olamama ve beraberinde gelen belirsizliğe karşı kaygı ve öfke
4)insanları ön kabul olarak güvenilmez, faydacı, samimiyetsiz ve ofansif bulmam.

şimdi temel olarak yazdığım bu 4 problem günlük hayatımı etkiliyor doğal olarak.

şimdi sanmayın ki aşırı öfkeli suratı asık fiziksel şiddete eğilimli asosyal biriyim. aldığım geri bildirimlere göre aslında genelde oldukça neşeli, aktif biriyim lakin yukarda yazdığım problemler dolayısıyla ani olarak modum değişebiliyor ama yine ani olarak düzeliyor

yani baya bozuk heralde benim psikolojim. tamir etmeye çalışacağım.

tamir demişken şu aşamada psikologa gitmeye açık değilim hem maddi ve manevi olarak. bu çözüme kapalı gibi gösterebilir lakin hayır birazcık kendi sorunlarımın farkındalığı varken zor yoldan kendim ilerlemek istiyorum.

tabii işin çıkmaz tarafı sürekli biraz bu konuda bir şeyler izleyim okuyayım derken sürekli "şefkat" , "empati" gibi aslında içimde çok olmayan ve hayvanlar hariç birkaç insan dışında ciddi derinlikte hissedemedeğim duygular üzerine kurulu kavramların ağır bastırıldığını tüm çözümlemelerin kişisel gelişim klişeleri tadında bunların etrafında döndüğünü görüyorum. ha bu yanlış olmayabilir. sadece benim idrakimi zorluyor böyle olunca. çözüm yolunda biraz daha neden sonuç ya da bilimsel temelli ilerlersem kendime daha inandırıcı ve yapıcı olacağını fark ettim. spiritüel ya da dini bir şeylerden medet zaten ummuyorum.

 
duyuruyu ben yazmışım gibi hissettim. asıl çözüm psikoterapi imkanlar olgunlaşınca o yola girmelisiniz bence. öfke kontrolü konusunda nefes almak iyi geliyor, üç kez derin nefes alıp vermek. belirsizliğe karşı kaygı ve öfke anksiyete sebebiyle olabilir.meditasyonun da yardımcı olabileceğini düşünüyorum. bu kadından pek hazzetmesem de elvin ile yoga kanalındaki meditasyon videoları bana baya iyi hissettiriyor. hoşunuza gitmezse youtubeda çok video var.

psikonet yayınlarının kitaplarına bakabilirsiniz.
  • yuvarlanantencereninkapagi  (14.07.24 14:45:15) 
Okuduğun kişisel gelişim kitapları genel konsepti, jargonu anlamana yardımcı olur. Kendini sev cümlesi senin için ne ifade ediyor şu an mesela?Kişisel gelişimin ilk amacı kendini tanımaktır. Duygularını tanıyor musun? Gün içinde hangi duygularda gezindigini düşündün mü hiç? Öfkelendiğin şeylerin seni neden öfkelendirdigi üzerine düşünürken suçlama mı yapıyorsun, haklılık mı arıyorsun? Temel bilgiler olmadan kişisel gelişimi idrak edip icsellestirmek de oldukça zor. Hiç bilmeyen bir insanın lol / dota vb oyunları öğrenmesi tam anlamıyla ne kadar sürerdi? Ben gençleri yeni zorlu şeyleri öğrenme konusunda cesaretlendirmek için böyle örnekler veriyorum. Yeni bir şeyler deneyip öğrenme aşaması korkutucu gelebilir fakat bilgiyi alıp, işleyip, işlevsel halde kullabilmeyi bir kez başarınca gerisi eğlenceli geliyor. Açıkçası kitaplardan şu an alacağın verim oldukça düşük olacaktır.kabul edersen tavsiye vermek isterim. Psikolojik olarak bir tanı almaya hazırsın bence. Bundan utanabilirsin, toplumun ne düşüneceğinden de utanabilirsin, şu an o kadar da kötü olmadığını düşünebilirsin, bu düşünceleri bir kenara bırakıp, bir psikologdan tanı alırsan eğer, içindeki araştırma, öğrenme ve okuma isteğini çok doğru yönlendirirsin. Örnek veriyorum okb teşhisi kondu sana, bunun üzerine çok güzel kaynaklara rahatça ulaşırsın ve ihtiyacın olan şeyleri öğrenirsin ve kendini de tanımış olursun. En önemlisi de yalnız olmadığını, senin gibi düşünen ve davranan bir sürü insan olduğunu, ve bunun değişebileceğini öğrenmiş olursun. Uzman desteğine sıcak yaklaşmanı tavsiye ederim dostum. Hayatın güzelleşecektir garanti verebilirim.


  • hasmetizm 2046  (14.07.24 14:45:33) 
merhaba,

şema terapi ile ilgili okumalar yaparak biraz daha derin bir içgörü geliştirmeye çalışabilirsiniz.

hayatı yeniden keşfedin isimli kitabı öneririm. ismine bakmayın, kişisel gelişim safsatası gibi bir ismi var ama direkt şema terapi üzerine ve herkesin anlayabileceği bir dil ile anlatıyor.

devam kitabı gibi de "şema terapi-ayırıcı özellikler" kitabına devam edebilirsiniz.

bu saydığınız davranışlara yol açan şemalarınız varsa onları keşfetmiş olursunuz. sonra terapiste gitseniz de biraz daha derin içgörü geliştirmiş olarak gidersiniz ki bu terapiste ve terapi sürecine çok yardımcı olur.
  • la lykia  (14.07.24 20:28:49) 
[]

Mezeleri güzel rakı mekanı

Mümkünse Asya yakasında mezeleri güzel aşırı kazık olmayan çift olarak rakılanacak mekan önerilerine açığım. Bir de kalamarı güzel olsun pls.

Teşekkürler.


 
İstanbul'da fiyatlar ne durumda hiçbir fikrim yok ama Kadıköy çarşıda Müsaade var, çok güzeldir.


  • kobuzchu kiz  (14.07.24 15:19:03) 
Net musaade +1
Ortalama meze, tatli ortam derseniz memleket meyhanesi.

  • mor oje  (14.07.24 15:43:00) 
Kalbur Balık, Anadoludaki en iyi meyhanedir bence.


  • ankarakecisi  (14.07.24 22:51:47) 
Mikonos-Yunanistan.


  • Yourcousinmarvinberry  (15.07.24 11:29:50) 
[]

Pegasus doğum günü indirimi ne zaman geliyordu

Doğum gününde mi yoksa o hafta mıydı tan hatırlayamadım.




 
Genelde 5-6 gun once geliyor. Kullanman icin de 1 hafta 10 gun civari sure veriyor.

Bir de indirimi o gun kullanamiyorsun, ucusun min 1 hafta sonra olmasi gerek.

(şubat'ta bana gelen kampanya bu şekildeydi, değişmiş olabilir ya da kişiye özel olabilir)
  • brkylmz  (14.07.24 14:04:26 ~ 15.07.24 08:50:36) 
2 gun sure veriyor 1 gun once geliyor


  • optimistbakunin  (14.07.24 17:52:58) 
İndirim doğum gününde geliyor. Kullanmak için 2 gün süre veriliyor. İndirimden yararlanmak için satış tarihi ile uçuş tarihi arasında en az 7 gün olmalıdır.


  • ya volna  (14.07.24 23:44:45) 
Ne kadarlık bir indirim oluyor?


  • nano mercy  (15.07.24 01:37:29) 
%20


  • ya volna  (15.07.24 08:18:24) 
[]

Bursa yollarını bilenler

İstanbul’dan çıkıp, Bursa’dan arkadaşımı almak suretiyle Uşak’a gitmem lazım.

Google Maps’e baktığımda Bursa’ya uğramadan yol tarifi alırsam İnegöl D200 yolu üzerinden veriyor. Bursa merkeze gir çık yaptığımda ise Orhaneli üzerinden götürüyor. İki yol da Tavşanlı itibariyle birleşiyor.

Şimdi ben daha önce Uşak’a gitmedim hayatımda o nedenle düzgün bir yoldan gitmek isterim. Yolun uzaması sorun değil, eğer İnegöl üzerinde yol daha düzgünse orayı tercih edeceğim.

Bilgisi olan var mıdır?

 
bizimkiler inegolden gidiyor kutahyali olarak. demek ki dogrusu o diye bir cevap


  • ala09  (14.07.24 12:41:42) 
İnegöl-Bozüyük-Kütahya üzerinden gitmiştik.


  • black holes in the sky  (14.07.24 13:40:32) 
[]

Kadıköy ya da Bağdat Caddesi’nde favori rakı mekanınız?

Eski duyurulara baktım biraz ama güncel ve nokta atışı bir yer arıyorum. Mezeleri lezzetli ve bu sıcakta saat 16-17 gibi rahat oturabileceğimiz bir alanı olan nereyi önerirsiniz?




 
Nazende


  • regina phalange  (14.07.24 12:36:57) 
Güneşin sofrası hem ortam hem de meze açısından kaliteli, sohbet için oraya gideriz genelde.


  • Bruce  (15.07.24 00:01:52) 
[]

Tatilde aldığım, uçakta geri yanımda götüremeyeceğim açılmış fıstık ezmesi

Var. Araya gitmesin istiyor gönlüm.

Bunu ne yapim? Sokak heyvanatı yer mi ki? Kavanozdan nasıl yiyecek gerçi... Sokağa da bırakılmaz heralde.

Evet garip soru ama yaratıcı cevaplar gelebiliyor burda :)

 
Ağaç varsa oralara sür. Sinekler ve karıncalar yararlanır, görüntü kirliliği de olmaz. Ağacın diplerine doğru sür.


  • numlock  (14.07.24 12:16:00) 
Otelde kalıyorsan odada bırak, üstüne de bir not yazabilirsin "Atmaya kıyamadım, siz de kaşıklayın isterim." diye.


  • sekizdokuzon  (14.07.24 12:16:15) 
[]

Elektrik dağıtımının özelleştirilmesi

Geçen ay çıkan Mardin-Diyarbakır yangını ve dün İzmir'de gerçekleşen olayda da elektrik dağıtım şirketlerinin suçlu olduğu konuşuldu. Kabloların bakımını yapmadıklarıyla ilgili pek çok yazı okudum. Bu zaten Türkiye içinde çok tartışılan bir konu da, dünyada bu nasıl onu merak ediyorum?

Elektrik dağıtımını özelleştirip bunu verimli ve rekabet halinde sürdürebilen ülkeler var mı? Türkiye'de bildiğim kadarıyla her bölgeye apayrı bir firma bakıyor ve bunun sonucunda "Ben elektriğimi A firmasından değil B firmasından alacağım" gibi bir tercih yapamadığımız için de bölge içinde rekabetsiz ve tekelleşen firmalar oluşuyor. Devletin yaptırım ve regülasyonları var kağıt üstünde ama bunların da çok uygulanmadığı görünüyor.

ABD ya da Batı Avrupa ülkelerinde elektrik dağıtımı özelleştiriliyor mu? Özelleştiriliyorsa rekabet sağlanabiliyor mu? Ben şu firmadan değil bu firmadan almak istiyorum diyebiliyor mu yani bu ülkedeki insanlar. Hani bizde buna en yakın örnek internet sağlayıcıları ama orda da çoğunu Türk Telekom altyapısı üzerinden kullanıyoruz yine tekel içinde bir rekabet gibi durum var.

 
dağıtım firmaları sadece elektrik altyapısını sağlar, türk telekom gibi. elektriğini istediğin perakende firmadan satın alabilirsin tıpkı türknet, süperonline vs. gibi. elektrik sağlayıcını özellikle seçmezsen default olarak senin bölgendeki dağıtım şirketinin perakende şirketinden alırsın. serbest tüketici diye araştırabilirsin detaylarını.

yurt dışında özelleştirme var mı bilmiyorum ama son tüketici olarak farklı firmalardan elektrik satın alabiliyoruz kısacası tıpkı internette olduğu gibi.
  • hrskrs  (14.07.24 12:17:07) 
Fransa'da elektrik dağıtım şirketleri var. Edf devletin, diğerleri özel (misal bende totalenergies var). Bunlarin hepsi elektrik üretmiyor, bazıları satin alip satiyor.

Ama elektrik altyapısı vs o iş devletin.
Yüksek elektrik hatlari vs seylerin sirketi rte. Devletin.
Sokaktaki kablo vs enedis, edf'in, yani devletin.

Elektriğimi istediğim firmadan alabiliyorum. Yeşil ya da standard seçenekleri var. Buna ek olarak belli günler daha ucuz belli günler daha pahalı ya da belli saatler daha pahalı vs bir sürü seçenek var.

Totalenergies ile iyi iliskim var ama devletin diye edf'e dönme planim da var.

Fransa'nın tüketici grubu var. Firmalar ile özel anlaşma yapıyor (elektrik, yakit vs). Onlarin fiyatlari misal daha da ucuz olabiliyor.

Burada internet altyapisinda da hangi firma cekerse altyapi o oluyor, tek firma değil yani. Eski oturduğum yerde orange cekmisti. Su anki yerde free cekmis. Bende sfr var.

Kendi secenegimi yapamadığım tek konu su. O da normal yani.
  • logisticsmanager  (14.07.24 12:19:30) 
[]

Trump Suikasti

Ne diyorsunuz 15 Temmuz gibi bir şey mi yoksa gerçekten öptüler mi kulağını?




 
Amerika gibi her ay silahli saldiri olan, politik kutuplasmanin her yıl arttığì, silaha ulasimin kolay olduğu ve psikolojik desteğin eksik olduğu bir yerde olmamasi beni sasirtiyordu.

Buna kurgu diyen de var sözlükte kureselci falan diyen de var. Bana ikisi de komik geliyor (sözlüğün yüzde 99u komik). Kafayi yemis birinin isi. Yani dünyada bir başkana/politikacıya yapılan ne ilk ne son saldırı.

Kendisini sevmesem de geçmiş olsun.
  • logisticsmanager  (14.07.24 11:14:59) 
Yok ya, delinin biri gerçekten sıktı. Amerikada çok var böyle insanlar. Şans eseri kurtuldu resmen. Bireysel silahlanmayı da ölümüne savunan Trump için ilginç bir ironi oldu.


  • numlock  (14.07.24 11:14:59) 
Sunu anlamadim kulagina mermi mi geldi? Arkada binsuru insan var onlar neden headshot yemedi


  • Zetnikov  (14.07.24 11:15:19) 
Özal a yapılan suikaste benzemiyor mu? Onun da sadece parmağına denk gelmiş kanamisti <3


  • abuzer  (14.07.24 11:30:41) 
@zeit, 1 kişi öldü


  • abuzer  (14.07.24 11:30:55) 
  • Mirket  (14.07.24 11:32:27) 
Kurgu değil. Kurgu diyenler az zekalı.
Gerçek ortaya çıkana kadar İsrail, Rus vs. oyunu denmesine bir şey demiyorum. Spekülasyon. Her şey olabilir.

Ama kulağını hedef almak üzere kurgu denilmesi spekülasyon değil, az zekalılık.
  • gabe h coud  (14.07.24 11:47:18) 
tabi ki gerçek


  • abelardo  (14.07.24 11:50:22) 
Kafasına sıktı kulağına geldi gibi


  • basond  (14.07.24 12:03:04) 
Gerçekten öptüler. Bu Amerika için ne ilk ne de son: en.m.wikipedia.org


  • gnosis  (14.07.24 12:10:53) 
ikisi de gerçek.
tiyatro yok.

  • janderzel zartanyan  (14.07.24 17:38:47) 
Tiyatro


  • lapaz  (14.07.24 18:58:24) 
[]

İstanbul boya badana 3+1

Ortalama ne kadara mal olur?




 
armut.com üstünden bir piyasa araştırması yap.
en azından fiyat teklifi al.

  • yetkili birine benzeyen abi  (14.07.24 18:59:18) 
[]

Bremen neden ucuz diğer biralara göre

Alkolü mü az bişeyi mi eksik?




 
%4,5 alkolü var, Carlsberg %7,2 Amsterdam var mesela o da %8 o biraz daha pahalı.


  • Bir ben var benden şurada  (14.07.24 11:16:47 ~ 11:18:44) 
Markanin uygun fiyat segmentinde, marka konumlamasi oyle yani. Bim gibi dusunun


  • mor oje  (14.07.24 11:28:31) 
dandik bira


  • OgutucuRecep  (14.07.24 11:54:21) 
gercekten kotu bira


  • ala09  (14.07.24 12:43:52) 
[]

İncil hakkında

Epub incil indirdim okumak istiyorum ama incil yuhannadan başlıyor. Mattadan başlaması gerekmiyor mu?




 
Kutsalkitap.org a baktin mi


  • Zetnikov  (14.07.24 10:05:49) 
Baktım, kendi uygulamalarına yönlendiriyor


  • oldz  (14.07.24 10:11:14) 
Matta'dan başlıyor da, bu bir zorunluluk mu kısmını bilemedim.


  • Mirket  (14.07.24 10:41:14 ~ 10:46:12) 
Hocam istersen bi kac siteden ozellikle ucretsiz epub yada googledan indir hepsini. Tek tek bak hangisi kafana uyarsa ele. Ama bilindik sitelerden indirmek daha mantikli cunku yehova sahitleri denen grup var onlar farkli calismalar yapiyor ismi yeni dunya cevirisi olabilir ben okumadim cunku onlara katilmiyorum. Normal incil bulmak lazim.


  • Zetnikov  (14.07.24 13:39:07) 
matta'dan başlasa sırasıyla olur ama illa da gerekmiyor. kanonik incilleri istediğin sırayla okuyabilirsin. matta, markos ve luka incilleri gerek verdikleri bilgiler gerekse üslup açısından birbirini andırır. en farklısı yuhanna'dır. eğer sıralı bulamıyorsan yuhanna'yı sona bırakıp ilk üçünü oku önce. en son yuhanna'yı okusun.


  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (14.07.24 14:05:26) 
selam. o öyle bir olay değil incil eski ahit ve yeni ahitten oluşur. yaratılış ve çıkıştan başlarsınız zekeriyaya kadar eski ahiti okursunuz yani tanah yeni ahit ise matta ile başlar vahiy ile biter olayların sıralarına göre sıralarlar elçilere göre değil.


  • samurbaba  (14.07.24 17:14:10) 
incil, eski ve yeni ahitten oluşmaz. yeni ahit toplam 27 kitaptan oluşur ve incil de yeni ahit içindeki ilk 4 kitaba verilen addır. eski ahit, incil yazılmadan çoook daha önce zaten bilinen kitaplar bütünüydü.
bible dediğimiz kitap türkçede kitab-ı mukaddes diye biliniyor, incil diye değil. incil kitab-ı mukaddes'in yeni ahit kısmında yer alan matta, markos, luka ve yohanna kitaplarına verilen toplu isim.

  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (14.07.24 17:29:19) 
senin yerinde olsam barnabas incili'nden başlardım.

""barnabas incili vardır, yoktur. hz. isa'nın sözleridir veya sonradan uydurulmuştur vs. bunların tartışılmasını anlayabiliyor insan lakin antitez olarak "hristiyanlar kabul etmiyor" demek garip oluyor. bu konunun üzerine biraz düşüp, yorum yapan herkes bilir ki barnabas incilinde açıkca hz. isa'dan sonra bir son peygamber geleceği haber verilir. hal böyle olunca hristiyanların bu incili kabul etmesi ZATEN BEKLENEMEZ. bir müslüman için ise; ne barnabas incilinde bundan bahsedilmiş olması ona birşey katar; ne de barnabas incilinin olmaması, olsa dahi uydurma olması, ondan birşey götürür.""
  • füt  (14.07.24 17:34:22 ~ 17:44:10) 
Düzgün bir epub bulamadım, en düzgününde yuhannadan başlıyor ama sıralamayı manuel yapıp matta markos luka yuhanna şeklinde okuyacağım teşekkürler.


  • oldz  (14.07.24 19:48:31) 
[]

Haberleri izler misiniz peki haberlere inaniyor musunuz?

Ben izlemiyorum soylenen hic birseyede guvenmiyor inanmiyorum. Sanki toplu kontrol kutusu gibi geliyor haberler ve televizyon.

Sizler ne dusunuyorsunuz

İzleyenler kanal seciyorlar mi yada oyle sorayim

Hangi kanala guveniyorsunuz

 
Haberleri izliyorum, dünyada ne olmuş ne bitmiş dihe. Ama tartışma programları gibi şeyleri pek izlemem.


  • numlock  (14.07.24 09:26:26) 
@numlock

Bende anti kontrol mekanizmasi var gercek hayattada biri beni kontrol etmeye calissin tepigi basarim agzina hocam. O yuzden boyle haber, reklam vs seylere hic gelemiyorum.
  • Zetnikov  (14.07.24 09:31:05) 
Birde abi haberler full negatifliyor
Sabahlari uyanir uyanmaz insanlar gunes baslarken haberlere nasil bakiyorlar sasiriyorum. Sabah 7 tv bakiosun adamin kafasinin ustunden kamyon gecmis falan

  • Zetnikov  (14.07.24 09:53:37) 
Haberleri izlemiyorum yaşadığımız sik gibi hayatı bir de haberlerden izlemeye dinlemeye gerek yok diye düşünüyorum.


  • Bir ben var benden şurada  (14.07.24 11:26:35) 
haber seyretmiyorum


  • abelardo  (14.07.24 11:45:45) 
Haberleri izleyen insanları izliyorum. Hazır yorumlanmış, filtrelenmiş bilginin tüketicisiyim. Çok canımı sıkan bir haberle karşılaşırsam "Yok canım, o kadar da olmamıştır, abartılıyor." deyip kendimi rahatlatıyorum. Bazen günlerce hiç takip etmiyorum. Bir haber bana geldiyse ciddi bir haber değeri tasiyordur, öyle bir dış halkayim ben bu konuda. Çocukken televizyonda akşam olunca eğlenceli programlar biter, haberler başlardı. O tansiyonu, gerilimi çocuk halimle hissederdim; ne demek istediklerini de anlamazdım. Hem keyfinin içine etmiş hem de beni bir anlam veremediğim bir gerilim hattının ortasına cekerlerdi. O zamandan beri haber sevmiyorum. Bir ara Sıdıka'dan sonra direkt Tansu Ciller'i falan veriyorlardı. Hayata küsüyorduk. Haberlerle ilişkim ektedir, bu da böyle bir an...


  • sekizdokuzon  (14.07.24 11:51:04) 
izlemiyorum.

zaten haberler saçma.

hindistanda motordan düşen adamı gösteriyor bazen tutuyor ağrı dağında arıcılık yapan adamı anlatıyor.
  • OgutucuRecep  (14.07.24 11:55:13) 
Ben açık konusayim; bizdeki haberler kötü.
Çok fazla duygu sömürüsü var, çok fazla ana habere gerek olmayan şey var, çok uzun.

Ben özel olarak izlemiyorum ama izlersem fransa'da france 2 ve tf1'nin aksam 8 haberleri var. Genelde çok az konu oluyor daha uzun isleniyor. 30-40 dakika sürüyor. Yok şurada şöyle ölmüş yok biri trafik kazasi geçirmiş falan bunlar yok.

Hanım çok laf soylerdi bizim haberlere çok duygu sömürüsü var, ölen adamin fotolarıni koyuyorsunuz, sonra ailesinin feryadlarini koyuyorsunuz diye. Hakliymis, bunları görmenin bize bir yararı olmuyor aslında.
  • logisticsmanager  (14.07.24 12:09:35) 
@logisticsmanager

+1

Avusturalyadayken haberleri acan ev arkadasima eslik ediyordum.

En kotu haber suydu ; arabanin yavaslayip yavaslamamsina aldiris etmeden karsidan karsiya gecen kaykayli genc haberiydi.
  • Zetnikov  (14.07.24 13:35:01) 
[]

izmir sasali doğal yaşam parki

burada çalişan veteriner-tekniker ya da bakim personelinden tanidiği olan varsa yeşillendirmesini rica editorum.




 
[]

Doğurdugu bebegi çöpe atmanin mantigi nedir?

Bu tipler neden birisinin kapisina koyup zile bas kac mesela yada git guvenlige birak kaldirimda buldum de kaç. Neden cope atiyor yasayan bebegi mantik kuramiyorum.

Bebegi gormeseler cop aracinda makinaya giricek ezilicek misal?


 
Mantık kuramamalısınız zaten, sağlıklı düşünememek böyle bir şey. Bu tür olaylar olağan değil. Bunu anlamlandıramıyor olmanız beklenen ve olması gereken şey.

1978 yılında Jonestown'da 918 kişi, bir kişinin, bir tane kült liderinin sözlerinde mantık bulduğu için çoluk çocuk siyanür içerek intihar ediyorlar. Kimse de "ya biz ne yapıyoruz" demiyor. Bu olayın ses ve video kayıtları da internette var bu arada.

Sosyopatlar, psikopatlar için de geçerli bu. Sağlıklı bir kişinin bu tarz bir düşünce akışını anlamıyor olması doğal. Sorun anlayabildiğiniz noktada başlıyor.
  • akhenaten  (14.07.24 08:27:02 ~ 08:28:57) 
İşte ezilsin görülmesin anlaşılmasın diye çöpe atıyor


  • jülsezar  (14.07.24 08:34:28) 
Her doğuran sağlıklı bir zihne sahip olmuyor. Kendi doğurduğu bebekten korkup kaçan var. Bir de bebeği insansan görmeyen de var. O kadar anlamsız buluyor ki insan olmayı, kendini bile değerli bulmuyor bir insan olarak. Bebeklerin de anlamı olmuyor filan. Çok fazla doğuranlarda olur bu.


  • muhayyer divan  (14.07.24 09:07:57) 
Üzerine düşünüp anlayabileceğimiz bir psikolojide değiller. Neler yaşadıklarını bilmiyoruz. Ne şartlar altında gebe kalındı, neden gizlemesi gerekti, insanların onca takviyeyle destekle zorlandıkları bir şeyi kimseye belli etmeyecek şekilde yaparken ne acılar çektiklerini anlayamayız.
Bu konular oturduğumuz yerden yorum yapabileceğimiz ve insanları yargılayabileceğimiz konular değil.
Her şey olması gerektiği gibi giderken bile doğumdan sonra psikolojisi alt üst olmuş insanlar varken bir de bu zor şartlarda bunları yaşamış biri için özellikle biraz daha dikkatli konuşmak lazım bence.
  • mutekebbir  (14.07.24 10:29:29) 
Çünkü ülkede bu konuda eğitim verilmiyor, verilmeye çalışıldığında da tabu olarak görülüyor ve ayıplanıyor.
Çünkü ülkemizde, bazı ülkelerdekinin aksine, bebekleri güvenli bir şekilde bırakabileceğin kutular bulunmamakta.
Çünkü ülkemizde bu kutular olsaydı bile haddi olmadığı halde kamera kayıtlarından bırakanı bulup ayıplayacak, ifşa edecek yobaz insanlar çok fazla var.
Çünkü ülkemizde doğurduğu bebekle bağ kuramamayı, istememeyi normalleştiremiyoruz. Bunu çok ayıp, günah, iğrenç bir şey olarak görüyoruz.

Toplumun büyük bir çoğunluğu kürtajı günahlarken, aynı çoğunluk "bebeği istemiyorduysan doğurmayacaktın" da diyor.

Bu saydıklarımın olmadığı "refah" ülkelerinde bile anneler doğum sonrası depresyon nedeniyle bebeklerine zarar verebiliyorken, bir de bizim şartlarımız bu psikoloji üzerine eklendiğinde, ortaya böyle kaotik sonuçlar çıkıyor.
  • nolmus yani  (14.07.24 16:11:50) 
1 ... •545556575859606162• ... 8309   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.