Ekşi Duyuru

Rutin falan diyorlar, bir süredir deniyorum yani biraz daha temiz ve düzgün gibi hissettiriyor ama benim asıl amacım güneş lekeleri idi, biraz daha düzgün gibi görünse de yüzüm, mucize yok, plasebo bile olabilir dicem ama o kadar değil.

Rutin mevzusu da şöyle, sabah ve akşam ilk bir yüz temizleyici var, araya sabahları ben bu c vitaminini kullanıyorum ve sabahları sonra yüz güneş kremi (her şeyin dışında kesinlikle kullanılmalı deniyor)

Akşamları ise iki akşamda bir peeling var temizlikten sonra, peeling sonrası nemlendirici, peeling olmayan akşam yine c vitamini kullanıyorum.

Yüze en çok etki eden şey her şeyde olduğu gibi beslenme, beslenmeye dikkat etmeyip su tüketimine dikkat etmedikten sonra anlamı yok pek, geçen yıl zayıflama dönemimde sadece sabunla yüzümü yıkarken yüzüm daha iyi durumda diyebilirim, kilo falan aldık bozuldu yine bir şeyler.

Güneş kremi retinol c vitamini serumu aha-bha serumlar gerekli şartlar oluştuğunda mucize ürünler ama mesela sigara kullanan biri ne yaparsa yapsın parlak bir cilde sahip olamaz böyle serumlarla.

harikalar. ben rohto kullanıyorum.

sabah organik elma sirkeli su cilt parlatma vb etkilere sahip.
bir de elma sirkesi veya limon suyu ile sodayı karıştırıp buz küpü yaparsanız sabahları yüze sürülünce de işe yarıyor.
hayat daha kolay olmalı.

Hocam yanlış anlaşılmak istemem ama bilim araçları sayesinde cildin tolerans gösterebileceği şekilde stabilize edilmiş muhteviyatındaki asit oranı irritasyona neden olmayacak şekilde oranlaştırılmış bir ürün kullanmak yerine içindeki asit oranının ne kadar olduğu belli olmayan cildin hangi katmanına kadar yol alacağı ve bu yolculuğu sürecinde ciltte ne gibi bir hasar oluşturacağı bilinmeyen sirkedir limondur bu tür şeyler kullanmak gerçekten mantıklı mı acaba, neticede biz çoban salatası değiliz hayatı kolaylaştırmak adına bu tür uygulamalarda bulunmak bana çok mantıklı gelmiyor. Ha bu kozmetik ürünleri de kullanmak zorunda değiliz ama kullanmaya hevesimiz varsa bu hevesi yüzümüze sirke dökerek gidermemeliyiz bence.

dr dray işe yaramasının tamamen şans olduğunu söylüyor. o sebeple c vit. aramıyorum ben, saldım.

dr. dray allah askina önce kendine bir care bulsun :D

İzmir istanbul için aynı kaos adana bir tık rahat ankara daha rahat

16-8 yaptığını düşünürsek 8 saat içinde üç öğün yemek yemek fazla değil mi?
öğünleri ikiye düşür. if'in bir amacı zaten sana öğün atlatmak, tüm öğünlerini sekiz saate sıkıştırman değil.
arada daha hafif bir şey ye. mesela bir muz ve bir kutu yoğurt gibi ama koca bir öğün tüketme.
öte yanda if herkes için uygun değil. nasıl ki akdeniz diyeti ya da paleo diyeti herkes için uygun değilse, if de herkes için uygun olmayabiliyor. kendi kendine yapıyorsan bence önce iyi bir endokrinolog görsün seni, bir kan ver de ne durumdasın, neredesin onu öğren.

olası durumlar:
1) yeterli kaloriyi almıyor olabilirsiniz.
2) yeterince sıvı almıyor olabilirsiniz.
3) kan şekerini stabilize etmeyen bir tüketim yapıyorsunuzdur.
4) adaptasyon süreci uzamıştır.
5) pencere başlangıç bitiş saatleri günlük rutinize veya uyku düzenine uyumlu değildir.
6) IF pek sizde çalışmıyordur.

Oglen ogunum cok hafif oluyor, salata, quark +kuruyemıs vs, oyle kocaman bır ogun olmuyor.

İki öğün olmuyor bana. Oglen acıkıyorum ya da aksamları cok yiyorum oglen ogunu olmadıgında. 10 bcuk,2 bucuk,6 bucuk tutturdum ogun saati olarak.

Aralıklı oruç size uygun olmayabilir +1 Ben yapmaya başladığımda mesela üstümden büyük bir yük kalktı gibi olmuştu.

Bu arada ben aralıklı oruç şeklinde yiyorum ama ne yiyorsun derseniz normal yani özellikle sağlıklı besleneyim gibi değil. Benim amacım gün içinde yemek düşünmeye ayırmam gereken zamanı azaltmaktı. Siz hem diyete hem de aralıklı oruca aynı anda başladıysanız belki fazla zorlamıştır.

IF ya da ketojenik diyet türü rutinler uygulayan kişideki spesifik bir sıkıntı nedeniyle rahatsız edebilir, misal hipoglisemisi olan biri bu rutinleri uygulamaya kalkarsa olması gereken çizginin altına düşecek olan kan şekeri seviyesi "bu rutin sana uygun değil kardeşim" anlamına gelen bazı fiziksel belirtiler gösterebilir.

Herkes if yapmali gibi bir kural yok +1

Diyet yapıyorsaniz ve kendinizi kötü hissediyorsaniz o diyet size göre değil (bir iki gün demiyorum da sürekli). Dünyada her kişiye uygun diyet diye bir şey yok.

gece uyumadan önce 2 adet karahalile yutmak. bir araştırın derim.

kurumsal firmalardan kiralarsanız korktuğunuz olaylarla karşılaşma riskini en aza indirirsiniz. aracı teslim alırken detaylı bir şekilde her yerini videoya alın. çizik, göçük vs varsa resmini çekin ve evraka işletin. lastik patlaması, kaza, sürtme vb durumlarda ne yapmanız gerektiğini sorun anlatırlar zaten işleri o. sigorta da yaptırdınız mı arızalar falan sizi ilgilendirmez artık.

merdiven altı, senet sepetle iş yapan yerlerden başka şansınız yoksa da hiç kiralamayın.

Ay bu benim. Arabami almadan once bikac sene hep araba kiraladim. Burda yazmaya useniyorum, hala aradiginiz cevabi bulamazsaniz bana ozelden yazin. Konusalim

Kurumsal firmalardan kiralayın sixt, garenta, avis vs.
Ayrıca full kasko (genelde en pahalı olan) yaptırın kafanız rahat etsin. Ufak tefek sürtme bile olsa canınız sıkılmaz.

sigorta yaptırırsan başın ağrımaz ama normalde sürtme vs yaşayan biri değilsen neden 8-10 bin lira ekstra vereceksin.

hiç kurumsal firmaya falan güvenmeyin. öyle bir geçirirler kiiii
kiralamanız şartsa telefonla video kaydı açın arabanın her tarafını videoya alın. ayrıca araç takip sistemleri var isterlerse siz uyurken gelip çarparlar. kesinlikle güvenmiyorum.

bodrum'da yaşarken küçük bir firmadan kiralamıştım. sorun yaşamadım.

Ben de arabamla gidip geliyorum. Keyfin bedeli var ve karşılayabiliyorum. Geri kalan kendi işine bakabilir:)

gidiş geliş yol ne kadar sürüyor?
eğer yarım saat gidiş, yarım saat dönüş ise, kendi araban, 1 saat gidiş, 2 saat dönüş ise servis.
serviste uyumaya alışırsın, kendin bu kadar uzun süre araba kullanmak gereksiz yorulma olur.

@burfak sabah yarım saat bile sürmüyor, akşam trafik oluyor biraz 1 saat civarı

Arabamla gidip gelirdim

3 sene servisle işe gidip gelmişliğim var sonra dayanamayıp işe yakın ev tutmuştum (arabam yoktu) . koku babında serviste tek sıkıntı sigara değil, ayakkabılarını çıkaranlar burnumun direğini kırıyordu. araba maaşının tamamını da alsa akıl sağlığına bu kötülüğü yapma kardeşim. kimseye hesap vermek zorunda değilsin.

kardeşim para neden kazanılır? harcamak için.
canın ne istiyorsa onu yap. sen sigara içmiyorsun millet sigara içiyor sende onun yerine keyfine bakıyorsun.

Arabamı yıpratmam. Ülkede araç fiyatları ortada. Şirketim benzin parası verdiği halde ben personel servisini kullanıyorum. Aceminin biri gelip vursa değeri yarı yarıya düşüyor, kasko ödemeleri yetersiz. Ayrıca serviste uyuması güzel oluyor, trafik/kavga stresi yok.

arabamı yıpratmam +1. kaza riski de var. bir de birikim yapma ihtiyacınız varsa servis kullanın. ama her şeyimi elde ettim diyorsanız rahatınıza bakın.

Bu senaryoda servis daha makul olur benim için. Arabayla uğraşmak istemem, zaten trafiğe çıkmayı hiç sevmiyorum. Otururum servise götürür getirir.

Parasal açıdan da şirket ve işle ilgili olarak kendime ait şeyleri kullanma taraftarı değilim. Araç, laptop, telefon fark etmez. Ne sağlarlarsa o kadar verim alırlar neticede. İnsan ne kadar kazanırsa kazansın, hayat çileye dönmüyorsa ve servis imkanım varsa aracımı bu şekilde kullanmak istemem. Aksi durumda da önceliğim iş değişikliği olur. En son çare olarak kendi aracımı kullanırım.

O geçici olumsuzluklara ayanabilirseniz servisle gidin.
O sıkıntılar mecbur çekilecek.
O kadar da olur demelisiniz.

Hiç bir sıkıntı yoksa yoksa bile sadece trafik yoğunluğu söz konusu ise yine servis tercihim olurdu.

o yüzde 5 i birikim yapmak veya parasal bir hedefe ulaşmak için kullanacaksam servisi kullanırım ama, öyle ekstra bir durum yoksa arabayı kullanırım.

kışın 45 dakika fazla uyumak bile, araba için yeterli bir motivasyon:)

Millete gore enayilik, musriflik bana gore su sartlarda araba kullanilmamasi cimrilik

araba büyükşehirlerde özellikle istanbulda müsrifliktir. toplu taşıma ve servis varken araba ile işe gitmek anlamsız.
araba gideri sadece yakıt değil, bunun yanında yıpranma payı, kasko, sigorta, muayene, tekerlek, yıllık bakım liste uzar gider.

şirketten yol parası alamıyor musunuz? çalıştığım şirket otopark ücretini (şirketin içinde olduğu kampüste otopark ücretli) ve benzini (opet anahtarlık, aylık üst limiti var) karşılıyor.

servisin geçtiği yer de önemli. eskiden servisle gidiyordum, servis evin yakınından geçiyor geçmiyor kavgası oluyor. duruma göre servise gidebilmek için 10-15 dk yürümem gerekiyordu. çok önce de başka bir şirkette servise binebilmek için otobüse binmem gerekiyordu (o zaman arabam yoktu)

Araba yipratilmak icin var. Size daha rahat geliyorsa arabayla devam bence. Bir de aylik akbil kadar bile odeme yapiyorlarsa servisi kullanmayinca, degmeyin keyfinize.

Servisiniz konforsuzmus gercekten ama soylede bisey varki servis cidden cok rahat bisey bizim kaldirdilar her gun yasini tutuyorum.
Birde servis sizi evin onunden mi alacak yoksa ana yola cikmaniz mi gerekecek, ev onundende alacaksa 1-2 deneyin mis gibi uyursunuzda

Ben olsam demo işlemler deneyip öğrenmeye çalışırdım. (Çok ciddi paralar kaybettikten sonra ben)

Taha Akgül altın alır diye bekliyorum, kadın voleybol takımımız da muhtemelen bronz alır gibi.

kadın voleybol takımından da pek ümitli değilim ben. oranlara göre brezilya net favori gözüküyor.

akşam buse naz çakır finale çıkıyor. oradan garanti madalyamız var.

Geçen sene 6 aylık subscription'ı 600 küsür liraya almıştım, şimdi 800 küsür. Ucuzlamış diyemem ama az pahalanmış.

Bölgesel fiyatlamaya geçtilerse ne zaman oldu bilmiyorum

Şuraya bir bakın;

eu.forums.blizzard.com

bölgesel fiyatlandırmaya geçince ucuz kaldı evet ama yanlış hatırlamıyorsam wow tokenleri paraya çeviremiyoruz.

heh bölgesel fiyatlamaya mı geçildi?

iyi bari çünkü en son 17.06.2020 de ben aylık sub'ı 12.99 euro'ya almışım. birebir kur çevirsen 475.40tl yapıyor aylık. kafam yandı bi :)

Wow ilginc bi oyun

Aylik yuzlerce lira veriyorsunuz

Oyuna girip bide kole gibi karakter kasiyorsunuz

Normalde wow un size para vermesi gerekmiyor mu

Koruyamıyorum.

gündemi takip etmeyi bıraktım. tv yok haber yok video yok kafam mis gibi.

İnsanların anası babası ölüyor da yeri geliyor cenaze evinde kah kih gülüyor, insan her şeye alışacak ve adaptasyon gösterecek şekilde evrimleşmiş biz de adapatsyon gösteriyoruz. Delirecek olsa Yahudiler gaz odalarında ölümü beklerken delirirdi mesela ama onlar da kamplarda günlük işlerinde çalışıyorlardı, bu kadar hassas olmaya gerek yok.

Kişisel algılamıyorum. İnsanlık, doğası gereği her zaman acımasız olmuştur. Dünya toplumları, askerlerin yönetimi ve kontrolündedir. Adalet diye bir şey yoktur. Bu bilgilere bakınca üzülmek yerine, bu bilgilere sahipken hayatımı nasıl güzelleştirebilirim ona odaklanıyorum. Arzu ettiğim değişim için kendimdem başkasına yardım edemem. Birey olmak böyle bir şey. Gerçek Bireylerin oluşturduğu kalabalık bir topluluk, insanı haklar için mücadele etmeye karar verirse eğer bir gün, ben de desteklerim. O zamana kadar; like i give a damn diyorum.

Senelerdir tv ve haber izlemeyerek
Tv ancak masterchefe bakiyorum annemle

Beslenmeye dikkat edip haftanin 5 gunu spor yaparak

Cevremdeki negatif insanlara tekmeyi basarak

Bi sikinti okursa icime atmadan direk enerjimi karsi tarafa bosaltarak

hayat acımasız. Her zaman her yerde kötü şeyler oluyor siz görseniz de görmeseniz de.
Gamsız olacaksınız. Yani elinizden geldiği kadar. Gamsız adam uzun yaşar mutlu yaşar.

Değiştiremeyeceğim şeyleri kafaya takmıyorum. Ben İstanbul'daki köpekleri koruyabilir miyim? hayır. Ekonomiyi düzeltebilir miyim? hayır. Niye bunları kafama takayım? Dünyada yaşayan insanlar ve hayvanlar acı çekiyor biliyorum ama elimden birşey gelemez.

Her sabah yeni bir korkuncluga uyaniyoruz, her gun bir baska sey icin isyan & mucadele etmek zorunda kaliyoruz. Ben kendi adima cildirmamak icin haber izlemiyorum, mesela bu sabahin konusu Altindag’daki kopek katliamini takip ediyorum ama videolarini izlemiyorum, spora gidiyorum, beni rahatlatacak dizi&film bisiler izlemeye calisiyorum.

Burada onemli olan empati yaparken icsellestirmeyi bir noktada durdurmak. Dunyada iyi kotu cok fazla sey oluyor her an her saniye. Her kotu seyi icimizde ozumsesek yasayamayiz. Bir noktada sakin kalabilmek icin empatiyi bir duzeye kadar yapmak zorundayiz.

kısmetse olur canlı yayın izleyerek

www.youtube.com

Dünyada diye dedigin sey orta dogu foseptigiyse zaten umrumda olmaz.

TR'de olan seyler içinse sabrediyoruz, tasinip gidecegimiz güne kadar.

koruduğumuzu kim söyledi? sokakta kendim dahil aklı başında tek insan görmüyorum, sadece öyleymiş gibi taklit yapıyoruz

Tamamen kaçarak uzaklaşarak değil tam tersine okuyarak üzerine düşünerek benim gibi düşünen insanlarla internetten de olsa bağlantı kurarak, dünyadaki düşünürleri politik aktivistleri takip edip ilham alarak

Öncelikle gerçeği kabul edin, arabanız, refah bir hayatınız olmayacak, hükümet değişse her şey bir senede düzelmeyecek, 20-30 sene iyimser bir süre

Deli gibi gündem takip eden, hayatının yarısı twitter'da geçen, dünyada ne olup bittiğini takip edip avrupa'da aşırı sağın yükselmesini, abd'de trump'ın tekrar seçilme ihtimali olduğunu görüp buna üzülen ve saydığın diğer şeylere karşı da üzüntü besleyen biri olarak bunlara karşı "akıl sağlığımı koruma ihtiyacı" gibi bir ruh haline girmedim hiç bilemiyorum.

Yani hayatta pozitif şeylere daha mı çok odaklanıyorum ya da gamsızın teki miyim bilmiyorum ama boş zamanlarını değerlendirme yöntemi olarak oyun oynarken siyasi tartışma programı dinleyen; geçtim Türkiye'yi hatta Almanya, Fransa, Birleşik Krallık gibi ülkeleri, Macaristan'daki, Polonya'daki ve hatta Estonya'daki seçimileri sağcılar kazandı diye üzülecek derecede gündem bağımlısı biri olarak dünyadaki kötü gelişmeler beni derinden etkilemiyor.

Hayat hep bir şeyleri bekleyerek geçiyor, beklediğimiz şey geldikçe başka şeyleri bekliyoruz ve bu döngüyle yaşamaya devam ediyoruz. Bu sırada etrafımızda dönen olaylarda etkimiz olduklarına iyi etki bırakıp, etkimiz olamayacaklara da ses çıkararak hayatımızı devam ettirip ölücez işte. Bu kadar hassas olmaya gerek yok, travmayı doğrudan yaşayan kişiler hariç kimse akıl sağlığını kaybetmez dünyada kötü şeyler oluyor diye.

koruyabileceğim kadar takip ediyorum dünyayı, koruyamayacağım yerde bırakıyorum.

- Gündemi çok aşırı takip etmiyorum.
- Haftasonları uzun mesafeler koşuyuorum.
- Akşamları içiyorum.
- Kedi seviyorum.

Edmond honda+1
Vallaha nedense Türkiye'de yaşayanlarin gözüne Avrupa'daki sağ daha çok batıyor gibi. O kadar farklı ülkeden arkadaşım var, türk arkadaşlarım da var. Bir dakika bile şunun muhabbetini yapmıyoruz biz. Ama Türkiye'dekiler ile sürekli aynı muhabbet dönüyor.
Bence Avrupa'daki sağ yükselişini bu kadar kafaniza takmaniza gerek yok. Eğer bir firsatiniz varsa da bundan gelmiyorsaniz hata yapıyorsunuz. Ama duyuruda bazen çıkan sorular gibi "bulaşıkçı olarak geleyim" gibi sorulardaki insanlardansaniz gelememeniz/gelmemeniz normal.

Türkiye'de haberler falan çok iç karartici. Ben burada aksam 8 haberlerinde 30 dk izliyorum o kadar. Onlarda da harbiden önemli şeyler var yok burada şöyle ölmüş yok buna böyle olmuş yok yani. Sosyal medyadan vs kendinizi keserseniz daha mutlu olursunuz.

Erişim alanımda olmayan şeylere karışmıyorum. Olduğum yerde iyi olduğuna inandığım şeyi yapmaya çalışıyorum.

Ornek: bir şeyi boykot etmeyi beceremeyen birinin x yerdeki savaş ile ilgili kaygısı anlamsız. Isyerinde mobbinge boyun eğen, hakkini aramaya cesaret edemezsem ornegin Afrika'daki çocuklara üzülsem kime ne faydası var... mantığım bu.

Yurtdışına yerleştim bir süre. Sürekli tinder kovalayıp keyfime bakıyorum. Diğer yandan da sağlıklı yaşamaya çalışıp, Türkiye gündemini takip etmiyorum. Hayat çok güzel. Tek canımı sıkan şey yaşlanmak.

Genelde en temel soru, neden o isi yapmak istedigini anlama uzerine kurulu oluyor. Dogrudan veya dolayli olarak bu mutlaka sorulur. Tabii bu durumda mevcut isi de istememek icin bazi gecerli sebepler hazirda olmali. Bu nasil iyi yapilir bilmiyorum ama eger Turkiye'de iseniz, "avrupaya kapak atma" amaci oldugunu dusundurecek seyler soylememek lazim.

Bunun yaninda gene klise sorular gelebilir. Mesela "is arkadasinizla fikir ayriligina dustunuz, ne yaparsiniz?" gibi basit seyler olabilir. Bu tur sorulara hazirlanmak bana garip geliyor ama maalesef duzen boyle.

Bu noktadan otesi IK'yi asiyor, is ile ilgili kisilerle konusulabilir. Bunlarin cogu zaten diyalogu iyi acan insanlar oluyor, akisina birakmak yeterli olur.

Son olarak, gordugum kadariyla turkiyeden farkli olarak, herhangi bir asamada biri olumsuz dusunurse, cok zorda da olsalar ilerlemiyorlar. Turkiye'de genelde ilgili ekip kisiyi begenmisse gerisi teferruat oluyor.

soru cok genel. dolayisiyla cevap da genel olacak.

-güclu ve zayif özelliklerinizi iyi bilin. zayif özelligi iyilestirici aksiyonunu mutlaka söyleyin.
-teknik olarak yeterli oldugunuzu mutlaka hissettirmeye calisin (sadece yaptiklarinizi degil yapabileceklerinizi de kullanin).
-uyumlu oldugunuzu ve cok kulturlu bir ekipte zorlanmayacaginizi belirtin.
-tasinacaginiz ülkenin vize kosullarina hakim olun. konusu gectiginde yapmaniz gerekenleri bildiginizi gösterin.
-tasinacaginiz ülkenin hatta sehrin maas ortalamalarini arastirin. maas beklentisini mutlaka calisin mulakat oncesinde.

aynı anda check in yaparsanız belki bi ihtimal.

havalimanında kesin yardımcı olurlar boş koltuk varsa. ama bazı havalimanlarında check in ve bagaj teslimi görevli olmadan yapılabiliyor. o tarz bi yerde yan yana oturmak zor.

aynı saniye bağlanırsanız yan yana verme ihtimali varmış.

telefonla bir şey yaptıramazsınız.

koltuk satın almak ya da kontuarda rica etmek dışında bir çözüm yok.

bu kadar önemli ise biri ücretsiz koltuğa check in yapar, sonraki kişi de ücretini ödeyip onun yanına check in yapar.

Aynı anda checkin yapıp farklı koltuk gelirse havalimanında görevliden değişmesini rica ediyoruz.

Havalimaninda rica edersiniz ama yer yoksa/hepsi check-in olduysa maalesef olur cevaplari.

Ucakta da rica edebilirsiniz ama sansiniza aile düşerse onlar da ayrılmak istemez.

Para ödemeden ancak risk alip sansinizi denersiniz. Öyle telefonla olsaydi telefonlari durmazdi herkes de böyle yapardi.

Check-in işlemini havalimanına bırakın, %95 yardımcı olurlar.

Havalimaninda yardimci olmadilar bana en son. Degistirmek istiyosaniz ucret odemelisiniz dediler.

Cozum bi pnr i rastgele koltukla check in yapip otekini onun yanina atamak koltuk alarak. Ucretini de paylasirsiniz. Ya da birkac saat yanyana oturmamak.

Sebebine bağlı olarak birden fazla bölüm bakar, ancak bu konuda ilk akla gelen ve en yaygın sebep psikolojik sorunlar olduğundan psikiyatriye gidersiniz, muhtemelen tahlil ister ve başka bir sebepten şüphelendiyse sizi o branşa yönlendirir veya psikiyatrik sebep olabileceğine kanaat getirirse uyumaya yardımcı bir ilaca başlatır. Eğer uykunuz düzene girmezse yine doktorunuza danışırsınız.

maltepe değil ama yakın.

küçük makul güzel balıkçı
maps.app.goo.gl

sakatat severseniz şef mekanı: koz mutfak (ikiside yakın birbirine)
peşine de kesinlikle bostancı yaşar ustadan dondurma (sade çikolata limon kavun incir muz) sorbe yapar harikadır.

küçükyalı balıkçısı var alkolsüz (zaten öğle yemeğiymiş) lezzetli içerisi serin dışarıda da masa var

Kucukyali balikcisi +1
Et kebap isterseniz Yali Kebap

Poyraz Balık veya Calipso olabilir. Döner severseniz E-5 üstünde İntiba var. Yine E-5 üstünde Hilltown AVM’ye de gidilebilir.

+sağlık raporu

15tl.
Sağlık raporunu da aile hekiminden alabiliyorsunuz. Aile hekiminize gitmeden önce e-devletten kişisel sağlık bilgi formunu doldurun.

Sağlık raporunu aile hekiminden aldım. 15 lira ödeme ve 250 liraya biyometrik fotoğraf çektirdim,tüm masraf bu kadar.

bukadar kısa süre için bence denenebilecek tek şey aşırı maruziyet

Travma diyosun yani... Mümkünü yok.

Kendi kendine telkin, yosun dediğin şey denizde yetişen marul gibi düşün, yüzerken koluna ayağına değen maruldan başka bir şey değil ama beynin denizde farklı çalışıyor

Bence aşmanın yolu üzerine gitmek kıyıya vurmuş yosunlara dokun kollarına bacaklarına koy avcunun içinde sık böylece beynin eşitlenecek ve denizde yüzerken kesintiye uğramayacaksın

@grimavi

Galiba ben sana evlenme teklif etmiştim ya, öyle hatırlıyorum, noldu o iş?? :))

Fikrin çok mantıklı, çok beğendim. Teşekkür ederim.

aynı şeyi söyledik işte grimavi ile. aşırı maruz kalarak alışma.

yosunun olduğu suya bakarken bile içim dönüyor bırak girmeyi. maruz kalma olayını da bir kere yaşadım ama inan iyisi olmadı. vucuduma degen yosunlar üzerinden 20 yıl geçmesine ragmen hatırlıyorum hala. tatile gidip yosunlu denizze denk geldiğim için ayagımı sokmadan geldiğimi biliyorum. kolaylıklar. iyi tatiller

yok kardeşim kurtulunmuyor ondan
iskele falan bulup atlican

@kisa

Ben o dediğini travma olarak algıladım, aşırı maruziyet sözü bana kontrol dışı irade dışı ve ani bir şey gibi geldi. Kendi iradem olmadan mümkünü yok olmaz.

daha açıklarda pek yosun olmaz genelde. ben olsam ayağıma deniz ayakkabısı giyer, denize hızlıca atlar açıklara kulaçlardım. deniz ayakkabısı da yanlışlıkla yosunlara basmayayım diye.

Açıklar da derin olur, benim derinle de hiç aram yok. 8 yaşımdayken Karadeniz'de akıntıya kapılıp kıyıdan çok uzaklaşmışım, kimse fark etmemiş, nasıl çabaladığımı, derinlerde olduğumu anlayınca nasıl korktuğumu, yosunlara dokununca nasıl çıldırdığımı anlatamam.

Bunu aşmak lazım ama derinlerle değil.

Yüzme hocasının önerisiyle gözlük ve şnorkel kullanarak aştım yosun tiksinti/fobimi. Görmediğin, bilmediğin şeylerden korkarsın, gör, incele, anla, oku, araştır diye diye motive etti beni. Artık deniz ayakkabısı bile kullanmıyorum.

Plaj ayakkabısı bu konuda işe yarayışlı bir şey.
Giyip yürüyerek boyunu aşan yere gidiyorsun ve orada yosun yok.
Temas minimum.

Ha 'Ben boyumu aşan yere gidemem. Yüzmüyorum, çimiyorum.' dersen, onu bilemem.

Ben yüzme biliyorum ama boyumu aşan yerde yüzemem. Yön duygum zayıf çünkü, kendime güvenemiyorum. Hele bu kadar korkuyla mümkünü yok.

yarı olimpik havuzda 40 tur 2 km eder.
spor yapıyorsun. sporun faydalarını alacaksın.. özellikle sırtın ve kolların gelişecek. uykun daha sağlıklı olacak. yemeği abartmazsan kilo vermene/sabit tutmana da yardımcı olur. nefesini/akciğerini geliştirir.

teşekkür ederim. sundan sordum aslında bazen spor duyuruları oluyor ya hocam sen bosa calısıyorsun yanlıs yapıyosun vs diye dönüş oluyor. böyle yapsan şu bakımdan zararı olur falan filan. bi dogrulama ihtiyacı hissettim, teşekkürler tekrardan. devam o halde.

Yuzmeyi yanlış yapmanız zor. Bahsedilen şey hareket ve setler/tekrarlar ile alakalı.
Yüzme kardiyovasküler bir aktivite. O sebepten böyle setler seriler range of motionlar, myorepsler, strength training, superset bu olaylar yok. Yapması basit.

Ne beklemelisiniz? Yüzücü vucuduna sahip olmayi beklemediginiz sürece sorun yok. Yüzücü antrenmanı merak eden florent manaudou'nun Instagramina bakabilir. O vücut öyle yapılıyor.
Onun dışında yüzmenin genel yapısı gereği vücuda yükü çoğu aktiviteye göre daha az (misal koşu yüzmeden daha çok dezavantajli), o yüzden sağlıklı bir aktivite.

Kulaç atarken rotator cuff sakatlığı yaşayan insanalar tanıyorum, düzgün kulaç atabiliyorsan bir sakatlık yaşamazsın bence.

supercook diye bir app var.
tam istediğin şey değil ama kesinlikle o yolda seni ileri taşıyacak bir uygulama.
kısaca, app'e evinde olan ürünleri miktarlarıyla giriyorsun ve o sana sadece o gıda ürünleri ile yapabilecekğin tarifler çıkarıyor. eğer sağlıklı ürünler yazarsan, tabii ki sağlıklı tarifler çıkıyor karşına.

Chatgpt'ye de sorulabilir. Haftalık beslenme planı örneği ve alternatif tarifler isteyebilirsiniz.

Annem yemek yapiyor ne yaptiysa kablara koyuyorum oyle yiyom iste

Sıfır ve o harfi karışıyor olabilir mi?

www.hepsiburada.com

Bunlar mı sahte?

evet, orijinal değiller maalesef.

Media Markt 'tan bulabilirsin.

valla ben sirkeciden anneanneme almistim 8-9 sene oldu galiba hic IMEI sorunu da yasamadim.

www.mediamarkt.com.tr

www.mediamarkt.com.tr

medimarktın mağazadan sahte ürün satacağını sanmıyorum.

Evet doğru düzgün tuşlu telefon piyasada yok. Alcatel orijinal ama menüsü tam bir saçmalık, mediamarktta inceleyip almanızı tavsiye ederim. Mesela arama yapacaksanız, normal telefonda ismin üstüne gelip basarsınız ve o kişiyi arar ama alcatelde "emin misin" diye bir seçenek çıkıyor, evetin üstüne basacaksınız öyle arayacak. Genelde yaşlılar tercih ediyor bu telefonları, böyle saçma menüler olunca da kullanamıyorlar.

N11, hepsiburada gibi sitelerde satılan Nokia, Samsung tuşlu telefonların hepsi toplama telefonlar, çoğu da sahte ve kaçak IMEI'li. SAR değerleri de rekor düzeyde yüksektir.

herkese çok teşekkür ediyorum dostlar kıpss.

sadece modelleme ise blender daha yaygın. animasyon da yapacaksanız cinema4d (bence daha çok ekmeğini yersiniz).

öğrenci mailiniz varsa 6 aylık uygun paketi var cinema 4d'nin.

gördüğüm ilanlar c4d bilen motion graphics designer arıyordu.(özellikle After Effects ile entegre oldu galiba ondan sonra motion graphics dünyasında popüler oldu sanırım. Ben 2d takıldığım için kullanmadım hiç) Blender daha farklı alanlarda kullanıldığı için görmemiş olabilirim.

öğrenmesi daha kolayına gelen ile başla. bu gibi işlerde çok da programa bakmıyolar, yaptığın işin kalitesine bakıyolar. çok istediğin bi firma senin kullanmadığın bi programı spesifik olarak ilana koyarsa 1 haftanı ayırıp o programı da öğrenirsin. animasyon ya da modelleme prensipleri aynıdır, gerisi programın arayüzünü öğrenmeye bakıyor.

Yakından daha net anlaşılır ancak aynanın takılmasını engelleyecek kadar derin bir göçük yok bence. Bulunduğunuz şehirde Mercedes yedek parçaları satan bir dükkana gidip aracın şasi no'su ile aynanın birebir aynısını alabilirsiniz veya şasi no ile internet üzerinden orijinal parça satışı yapan sitelerden bakın.

fotodan tam anlayamadım ama ayna şu an kaportaya tam oturuyor görünüyor. yenisini takarken niye oturmasın?

Genelleme :(
Benzer şeyleri ama arada belli farklar var. Bati Avrupa'da gelir yüksek olduğu, okullarda spor/sanat şeyleri daha çok verildiği için benim karsilastigim genclerin çoğunun hayatında bir spor vs bir şey oluyor (bkz olimpiyatlar). Bir de paraları da olduğu için daha kolay gezme görme yapıyorlar.
Misal zamanında benim iş yerinde çalışan birkaç genç kalıcı kontrat önerilmesine rağmen "ben ne istediğimi bilmiyorum, biraz bakinacagim" falan diyip mezuniyet sonrası birkaç ay tatil falan yapmayi hemen ise başlamaya tercih ediyorlardi çünkü iş bulamama dertleri yoktu ki harbiden issiz hiç kalmadılar.

Yani bu aslında coğrafya ile çok alakali değil. Biraz maddiyat vs de var.

Yoksa hepsinde sosyal medya falan var.

ülkeden ülkeye değişmekle beraber avusturya için konuşacak olursam, genelde birçoğu bir yerde gönüllülük yapıyor. ya kızıl haç'da, ya köylerindeki gönüllü itfaiyede, ya kilisesinin mutfağında, ya bir barınakta, vs. avusturya'da toplumun %50'si gönüllülük yapıyor. geri kalan %50 de yaşlılar, engelliler, az sayıda gönüllülük yapmak istemeyen avusturyalılar ve çok sayıda mülteciler ve göçmenler :) lol.
aynı zamanda spor çok yaygın ve spor yaşam biçimi. bisiklet, dağcılık, tırmanış, yürüyüş, kayak, cross-country skiing, yelken, kürek gibi doğa ile içiçe olabildiğin sporlar özellikle revaçta. her boşlukta bir yere kaçıp spor yapıyorlar, doğada zaman geçiriyorlar. hatta sözlükte bm73 mü ne bir arıza tip vardı, bu avusturyalılar da sürekli spor yapmaktan başka bir şey bilmiyor diye yakınıyordu :)

Almanlar ve amerikalilar icin konusmam gerekirse burada cok parti kültürü var. Ota boka parti ve onun vesilesiyle sosyallesme.
Yeni eve tasindim, okulu bitirdim, yeni ise basladim, tatile cikiyorum, tatilden döndüm, noel geliyor, noel bitti vs vs parti hostlugunu iyi beceriyorlar. Konsept buluyorlar. Herkes ona uygun giyiniyor. Ayrica Board gameler de cok yaygin. Kizma birader alman board game oyunlarindqn biri. Bu konuda cidden iyiler.

Sosyallesme üzerine bir arkadaslik anlayislari var ve dost sayilari cok az. Özellikle amerikalilar icin partine gelen insan sayisi kadar seviliyorsun, popülersin vs
O yüzden küsme, trip yok. Herkes sevilme derdinde…

Almanlarin onun disinda saglam hiking ya da baska kardiyo egzersize dayali hobileri oluyor. Bunu yapiyorlar, planliyorlar ve bunun hakkinda çok konusuyuyorlar.

Almanyada gittiğin tatili 100 saat anlatirsin ve herkesin de ilgisini ceker. Türkiyedeki kiskancliktan dolayi gittigi tatili anlatana görgüsüz gözüyle bakiliyor.
Ama alman anlatirken bunu böyle ucuza getirdim cok akilliyim veya bu cook pahaliydi ama tek seferlikti gibi muhabbet döner. Trde özellikle bazi insanlar icin bir seyi ucuza getirmeye calismak ezikliktir ve herkes ne kadar rahat para harcadigini falan anlatir.

Almanyada tatile cikma ve öncesinden sonrasinda gelişen tatil muhabbeti cok oluyor diyebilirim.

Dert yanma almanlar olmaz. Aksine bunu saklarlar. Zaten iclerini döktükleri bir terapistleri var. Cözüm odakli yakinirlar genelde.

Ve ayrica söylemek isterim ki ortalama bir türk ortalama bir avrupaliya bin basar.

Türkiyede yanlis ve avrupada daha dogru olan tel sey sistem… bireysel bakildiginda türkler oyunu zorda oynadiklari ve avrupalilar kolaya alisik olduklari icin türkler daha iyi bile diyebilirim.
Ama almanlar cok disiplnli. Bunu birinci yarida bastirip ikinci yarıda perte gecen türk futbol takimlarindan ve ikinci yarida da aynen devam eden alman takimlardan görebiliriz.

Dünyayı geziyorlar.

Avusturalya

Her hafta sabahlara kadar parti
Yuzme
Vucut gelistirme
Yurtdisi yurt ici gezmek
Muzik aleti calmak
Dunya mutfagi takilmaca
Hic yoksa part time bir is yapiyorlar

Hatirladigim bunlar

kapıda vizeyle girecekseniz evet hiçbir şey resmiyet kazanmadan bunların hepsini yapacaksınız. acente gönderecek. siz kapıda parmak izi verip evrak kontrollerinin yapılmasını bekleyeceksiniz.

Yakın zamanda gönderdim.
İstenilen belgeler ve bir kısımda euro isteniyor rodos için topladım belgeleri onaylandığında cevap gelmediğini söylediler ne kadar sürede onaylanır bilmiyorum ama beklemedeyim

hocam çok denecek bir şey yok. Profesyonel yardım alman lazım. Tedavi olup düzeldikten sonra bu hatalarını telafi etmek uzun zaman alacak ama nihayetinde çözülmeyecek bir konu değil borçlar yapılandırılabilir, çalışırsın ödersin ama öncelikle tedavi.

Hocam bana çok da hak etmiyorsun gibi gelmedi ama yine de hayat güzel değmez, ayrıca daha ev var unutma.

30 yaş erken bir yaş.
Önce destek alın.
İşiniz olduğunu varsayıyorum, yavaş yavaş borçları ödemeye başlayınca moralini de yerine gelir.

daha önce çok kumar bağımlıları yazdı duyuruya.
ekşide kumar bağımlılı ile ilgili bşalıklarda biraz gezinebilirsiniz.
düşenin halinden düşen anlar.

sahil kenarına git, kuma otur, sabaha kadar denizi izleyerek salya sümük ağla. iddaa oynamaya kalkışacağın her an sahilde geçirdiğin o utanç gecesi düşüncelerin aklına gelir. kendinden tiksinerek iddaa oynamaktan vazgeçersin.

Vallaha çok düşündüm yazmadan. Hak ediyorsun demek istemem.
Yalnız şu noktada halen oynayan bir insana diyecek laf bulamıyorum. Aile konusunda çok hassasim ve ailesine bunları yaşatıp hala oynayan birinden tek isteğim ailesinden bu borçları komple kendi üstüne alıp sonra ne yaparsa yapması. Olseniz ne olacak aileniz üzülüp geride kalan 1.5 milyonu evsiz kalarak odemeye çalışacak falan. Kacacak yer arıyorsanız bari onlarin derdini çözün. Misal şu kendi hesabini kullandirarak para kazanan sonra hapse girenler var, onları yapın sonra hapse girin en azindan bir faydaniz olur diyeceğim ama onu da batirirsiniz.

Normalde it gibi çalışarak odeyebilirsiniz de şu an bunu göremedim.

Borcu kapatmak için tekrar kumar oynamaya kalkışmayın sakın, buradan başlanabilir.

Tamam batirmissiniz ama telafi etmeye bakın. Napicaksiniz başka.

Yanlış anlamayın öncelikle, çok fazla düşünmeden yazıyorum. Başına gelmeden bilinmez böyle şeyler ama neden benim başıma gelmiyor, şans faktörü değil, bilinçli bir davranış ve sonuç ama diyelim ki senin durumundayım, aç kalırım ama yine de öderim. Bu çelişki dolu bir cümle oldu, öyle olsa zaten ailemi bu hale getirmezdim.

Aklıma gelen kolay çözümlerden birisi borcu bir şekilde bankalara yıkmak. Aile ve yakınlara verilen hasarı kurumlara itelemek ama elinden gelir mi, mümkün mü bilmiyorum. Eski bir tanıdığım yapmıştı. Beş yıl ortalarda gözükmedi. Bu da bir seçenek. Kredi yoksa kredi kartı limiti var, kart ile alışveriş yapıp spotta satmak olabilir. Suça yönlendirmiş olmayayım.

Az önce önceden çok sevdiğim kumarbaz bir arkadaşım öncekini ödedikten (eline uzun süre sonra iyi bir miktar geçmişti) bir gün sonra yine borç istedi.

Sadece şunu bilin ki çok rahatsız edici ve yüzsüz bir davranış.

Para kazanma hırsını törpüle.
Azla yetinebildiğin sürece zenginsin.

Çevremde de bu nedenle eksiyi görmüş kişiler para istediğinde 100 TL bile vermiyorum.
Ama şu sıralar bankanın vermiş olduğu promosyonu kendim için kullanmam uygun olmadığından araştırıp sorarak fakir ailelere dağıtıyorum.

Her türlü uyarı ve nasihatlere rağmen kumar, borsa kripto ..bet sebebiyle batanlar çevreden borç isteyerek kolayca para bulamamaları gerekiyor. Daha dibi görmeden uyanamayanlar var.

yukaridaki matematik yorumu onemli.

iddia, kumar vs oranlari, sistemleri senden cok cok cok cok daha zeki adamlar tarafindan belirleniyor ve kuruluyor. bunlari istikrarli bir sekilde yenmen imkansiz. matematik dehalarini ve super bilgisayarlari asla yenemeyceksin. yenilgiyi kabul et ve cekil.

ingilizce'de piyango biletleri/oyunlari icin "tax on the stupid" diye bir degim vardir hatta. cunku tek tuk para kazanilir ama genelde hep kaybedilir.

Helal kanki. IBAN at para yollayalım.
Bağımlıya açıklama yapmak çok gereksiz bence. vicdanını biraz rahatlatıp yattığı yerden oynamaya devam edecektir. Boş yapacağına git terapi al.

bi daha şansını dene belki kazanır tüm borcu ödersin :d

internete bağlanacak bilgisayarın telefonun varsa henüz daha dibi görmemişsin. devam et bro.

O kadar borcu ailenize yıkıp gitmeyi esas aileniz hak etmiyor. Ölüp giderek kaçmayı ise gerçekten hak etmiyorsunuz. Tedavi olup borcu ödemek için birden fazla işe vs girin ve insanları rahata erdirin.

uyuşturucu ve kumar bağımlılığı n kadar piskolojik destek, yardım alsan da kişi istemediği sürece bırakılmıyormuş.

yani sen buradaki olumsuz durumların hepsini farkedip , üzülüp buraya yazıp hala oynayabiliyorsan sıkıntı gerçekten çok büyük.


eski işyerimden bu yüzden ayrıldım ben. vardiyalı sistem bi vardiyada 3 kişi çalışıyoruz, aralarına en yeni katılan ve en donanımlı insan benim. diğer iki vatantaş 8.5 saat mesainin 6 saatinde telefondan kumar oynuyolar. öyle bir hal ki iş güç, dünya umurlarında değil, 500 lira kazandılar diye havalara uçuyolar çığlıklar falan. abi sen de oyna sen de oyna. diyorum kardeşim ben buraya telefonla oynamaya gelmedim iş yapmaya geldim. en sonunda iş yükünün yüzde 70 i bana kaldı başlarım böyle işe dedim uzadım gittim.

tabi patrona söylesem etsem ispiyon olacak diyorsun, öte yandan tek başıma çalışmaktan sıkıldım. bak dolaylı da olsa işimden ettiler beni. çok da sevmiştim kazancı da güzeldi.

1) süre çok daha az kalmışken belki ama orada en iyisi rakibin en kötü serbest atış atanına faul yapmaktı.

2) onu kralı yapamaz zaten savunma hayvan gibi boxout yapıyor, nokta atışı atmak imkansıza yakın.
daha önce kendi kendine deneyenler var ama o da büyük fantezi.

Değil çünkü rebound alabilirsin de alamayabilirsin de, top birine değip alakasız yere de gidebilir. 10 saniye çok uzun bir zaman.
Maçı izlemedim, sonuç ne oldu bilmiyorum, ancak mantıklı olan ikisini de atıp, karşı takım topu çıkarır çıkarmaz taktik faul yapıp, karşı takımın faul kullanmasını müteakip son topu kullanmak. Son top için yaklaşık 6-7 saniye kalır. Yani en önemlisi son top avantajı.

Diyabetten kastın Tip2/İnsülin direnci sanırım, gerekli ölçüm cihazları varsa açlık kan şekeri ölçümü ve tokluk kan şekeri ölçümü yapıp diyabet için gerekli referans aralığında olup olmadığına bakarak bir fikir sahibi olabilirsiniz.

Evet tip 2 için sormuştum.

benim açlık ölçümüm 90 çıktı. şeker olmadığıma karar verdim. parmak kanatırken iğne değişimi mutlaka yapın.

O cihazlarla tanı konmaz. Tanı konduktan sonra ilaç dozunu ayarlamak için fikir verir. 3-5 eksik/fezla olması ilaç dozu için o kadar da önemli olmadığından biraz hatalı ölçmesi tıbben dert değil. Ama tanı koymak damgalamak gibi bir şey. O yüzden daha kesin cihazlarla su karar verilir.

tanı zaten evde konmaz da fikir verir mi, evet hem de kralını verir.

ev tipi cihazlar son derece doğru ölçüm yapıyorlar. hastanede yatarken bile her gün şeker takibi yapılıyorsa hemşire gelip onunla ölçüyor, her sefer damardan tüple kan alıp laboratuvara yollamıyor. demek ki sonuçları güvenilir.

diyebet demek açlık glukozunun 125 üzeri olamsı demek. ama ölçtün 130 çıktı, hemen paniğe gerek yok. her gün aç karnına aynı saatte ölçüyorsun, baktın hep 125 üzeri veya o civarda çıkıyor, hemen dahiliyeden randevu alıyorsun, açlık ve tokluk glukozunuza, açlık insülinine, hba1c ismi verilen üç aylık şeker durumuna bakıp diyabet olup olmadığınıza karar veriyor ve ilacınızı planlıyor.

ha ölçtün ölçtün hep 70-90 civarı çıkıyor, paniğe gerek yok, dahiliyeye de genel kontrole gidersin sadece.

açken mi ölçmek daha doğru tokken mi?

takip yapacaksan sabah en az az 8 saatlik açlıkla ölçmen gerekli.

tokluk ölçeceksen ağzına ilk lokmayı attıktansonra saate bakıp tam 2 saat sonra ölçeceksin. ama açlık ile tokluk arasındaki analizi doktor yapar.

fikir edinmek için her gün, ya da günaşırı sabah açken ölçüp kaydedebilirsin. büyük oranda fikir verecektir.

tip 2 için inisülüne de bakmak gerekiyor sanırım. en iyisi doktora gitmek.

Comparative & Superlative adjectives bence. Superlative 7. Sınıfta var mıydı tam emin olamadım şu an yalnız, bir kontrol etmek gerekir. Örnekler üzerinden açıkça gramer öğretimi yapmadan anlatilabilecek bir konu olduğunu düşünüyorum.

Yokmuş, Superlatives 8. Sınıfın konusu. Describing people da olabilir yine görsellerle desteklenmesi oldukça kolay.

paribu, btctürk gibi borsaları ya da kişisel kripto cüzdanınızı kullanabilirsiniz.

telegram, komisyon bile almıyor.

Sezonu uzun bir yazlıkta takı mağazası aç. İstesen bile batamazsin. 5 ay çalış 7 ay yat.

Edit: yaşandı.

Ben üç yıl önce taşındım, gayet güzel. Kafam rahat. Ama büyükşehirdeki bazı inkanları arada özlemiyor değilim. Yine de şimdilik burada kalıcı olmayı düşünüyorum.

ikisi de artik kapali.

kapalı değil, sipariş verdim, 30 euro'ya kadar sipariş verebilirsiniz. temu daha revaçta şu an hem ucuz hem daha hızlı geliyor her şey.

Bence temu daha iyi benim ilk siparişim sorunsuz geldi. Aşırı ucuz ve öyle dandik ürünler de değil. Robot süpürge parçaları aldım orjinalle birebir uyumlu mükemmel. Led ayna filan aldım agahsj.
Hangi satıcı olursa olsun depodan tek paket yapıyorlar ve limite dikkat ederseniz gümrüğe takılmıyor. Şimdi 2. Siparişimi de verdim hatta evin ne kadar eksiği varsa topluyorum ama 650 -700 tl bandını çok geçmeyin vergiyle beraber 1050 tl civarını geçmesin yoksa gümrüğe takılır. Eğer limiti geçerse önce ödemeyi yapıp sonra birkaç ürün iptali yapın hemen parayı iade ediyorlar sorunsuz geliyor:)

Aldım, işyerine haber verme gereği duymadım ama.

ilk işe girdiğim dönemlerde çok boş vaktim oluyordu o dönemler alırdım. kimseye söylemedim

not: elektrik-elektronik müh

Eskiden görünüyordu, cam kenarı gelene kadar gir çık yapıyordum. Benim yüzümden kaldırdılar artık en son görünüyor.

Onu ben de yapıyordum işte :) para verip alıcaz mecbur teşekkürler

Az önce check in yaptım, sonrasında koltuk numarası atandı.

check-in'i bitirdikten sonra cam kenarı gelmemişse parasını verip tekrar değiştiremiyor musun?

support.microsoft.com

Excel'de Dosya > Bilgi > Belgeyi Yönet > Kaydedilmeyen Çalışma Kitaplarını Kurtar'a gidin.

exceli aç
yukarıdan Dosya'yı seç
son açtığınız excel dosyaları göreceksiniz sıradan bakın.

Bahsedilen yöntemlerle hiç bir şekilde bulamıyorum en son kullanılanlarda bu dosya adı ile ilgili hiç bir şey yok maalsef çok ilginç

File explorer'a gir, sağ üstte aramaya .xlsx diye yaz. Sonra son tarihe göre bütün bilgisayardaki excel xlsx bak

Hanedan

Midilli Konak Foça.

Eski Foça sahilinde tam deniz kıyısında, tertemiz ve huzurlu, deniz sesiyle uyumuştuk :)

hayır, önceden ayarlanan “home” konumuna geri döner. drone = dji fakat uçurmak yasak olduğundan hiç almayın derim naçizane.

Orient, önceki cevaplarına da baktım tenk yu uyarı için... Allahin s.. ettiği, dağlarda tepelerde, kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde fark etmezler sanki yea hi?

ben de dağda bayırda, kampta falan uçuruyorum genelde, bizi de çeksene diyen jandarma da oldu, şikayet almayalım yeter takıl abi diyen de, hemen indir diye kesin konuşan da. maalesef uçuracak doğru düzgün yer yok.

yalnız birinin malına/canına zarar verecek bi şey yaşarsanız cezası baya kallavi, bunu asla aklınızdan çıkarmayın.

Hayır

Araştırdığımda çok fazla olumsuz yorum okumuştum, o yüzden almamıştım. Sıcağı içeri hapsediyo, araya kediler giriyo falan demislerdi

Ben kullanıyorum, örtmeden önce aracın temiz olması önemli, çizilme olmadı.

çarşaflardan kendimiz kılıf diktik onunla örtüyoruz

Ben almıştım kullanıyordum arabanın üstünden çaldılar. Evet bildigin branda ya. Ondan sonra almadım

Sözleşmeniz yok mu?
güvenmediğin adama tüm hesaplarını nasıl emanet edeceksin ki?

Miras kaldı, sözleşme yok..

kimlik fotokopisi çok tırt bir şey hocam be :(

emlakçıdan, kaydolduğumuz x kursuna, telefoncudan galericiye herkese vermiyor muyuz? yeni kimliklerde özel bir bilgi de yok zaten, internette mevcutlar.

ben hiç dert etmezdim ama çok yanılıyorsam birileri yazsın...

Kimlik fotokopisinin üzerine “ işbu kimlik fotokopisi mali müşavir x’e işlemlerinde bilgi amaçlı kullanılması için verilmiştir” yazıyorum çapraz şekilde.

Gereksiz bir ayrinti fotokopi.
Ama ercu cozer +1

Jardin de france

Biz 1 Ekim 2021'de açık havada düğün yaptık. O tarihte sıcak olur diye güvendik, son bes yılın fotoğraflarına vs bakmistik üstelik.

Sonuç itibariyle o hafta çarşamba gününden itibaren yoğun yağış başladı. Bizim düğün günü tüm gün yağmur yağdı. Nikah yapılırken donduk rüzgardan. Sonrasına yağmur durdu, içki, dans vs derken soğuğu çok hissetmedik ama erken bitti düğün zira tekrar yağmur yağmaya başladı. Brenda ve büyük şemsiyeler de yeterli olmadı.

O yüzden o tarihlerde havaya hiç güvenmeyin. Ve mumkunse yağmur yağdigi durumunda kapalı alan alternatifi olan bir yerle görüşün.

Tarabya Hakimevine bi bakın.
lh3.googleusercontent.com

biz orada yaptık (Ağustos), yağmur vs. durumunda camlı görünen restoran kısmına alabiliriz diyorlardı, iyi ki gerek kalmadı. Bu arada deniz gören bir kısmı var istenirse nikah da orada yapılıp bu masalara geçiliyor. Biz öyle yapmıştık.

Ben cok memnunum.

nerdeyse çıktığından beri androidde kullanıyorum, memnunum.

(bkz: gercek vpn bu degil)
Burada bahsedilen sey vpn degil public dns server adresi. Ikisi arasinda da cok fark var. Kabaca ozetlemek gerekirse DNS girilen site isimlerinin IP adresinlerine ceviren bisey. Buradaki 1.1.1.1 adresi ise site adreslerini bulmak icin badvurulan DNS resolver.

VPN ise baska serverlar araciligiyla internete girip kendi IP adresini gizleyebildigin bir sey-

Abi biz terörist miyiz ip'mizi neden gizleyelim giremediğimiz sitelere giriyoruz işte amaç bu :)

Tor VPN kullanıyordum ama güncelleme ile Tor Suite olmuş. En iyisi.

@Kaleci
Hocam terorist olmak ile ilgisi yok, hem kavram karmasini gidermek hem de baska serverlar uzerinden internete girebilme olayi sayesinde elde edebilecegin bir takim avantajlari belirtmek icin yazdim. Secebilecegin ulkelerden internete girebilmek sana hem secenek hem de gizlilik acisindan avantaj saglar.

Secenek avantajini zaten belirtmeye gerek yok ancak gizlilik en onemli sey ki bu da en basit kullanicinin bile isine yarar. Gerek internet servis saglayici olsun, gerek girdigin siteler olsun senin IP adresine gore senin aktivite bilgilerini kaydedip, bunlari izleyip buna gore seni siniflandirma veya verilerini satma gibi aksiyonlarin onune bisekilde gecmen bir yana olasi ucuncu partilerin senin agina sizma girisimlerinin de kaliteli VPN'ler ile onune gecebilirsin. Cunku genelde verilerin sifrelenmis olarak gonderilir ve aktivite kaydin da tutulmaz.

Kisacasi, gizlilik herkes icin onemli. VPN'ler bunun icin en iyisi demiyorum ancak en azindan public DNS adreslerine gore seni daha fazla guvende tutarlar.

Hocam mübalağa yapıyorum ben, insanlar şu an instagram'a girmek için vpn arıyor bana kalırsa 1111 gibi uygulamalar da buna izin veriyor, diğer türlü gizlilik için zaten free vpn kullanmak anlamsız olur gibi.

Kaspersky. Yıllar önce Wikipedia yasaklıyken baya ucuza yıllık üyelik almıştım. Hâlâ çok pahalı denmeyecek bir ücrete yıllık yenileniyor. Ülkede durmadan bi şey yasaklandığı için de hiç iptal etme gereği duymadım. Şu an yıllık 250 lira gibi bi şeydi yeni üyelik için yanlış bakmadıysam

1.1.1.1

bitdefender

1.1.1.1 vodafoneda çalışmıyor. proton vpn.

vpn kullanmıyorum, en son kullandığımda bankadan benim yapmadığım giriş bildirimi gelince komple silmiştim, 2016 dönemleriydi wikipedya kapandığında.

Proton

Protonvpn

AguenVPN. Kendi VPNimi kurdum guven problemim kalmiyor. 10 kisi falan kullaniyor aile arkadaslardan

Fotoğrafların yüksek çözünürlüklü halini icloud'a yolluyorum telefonda düşük çözünürlüklü hali kalıyor o şekilde yer açılıyor,

2tb icloud+ 130 lira. baba ogluna vermez boyle bir cloud saklama alanini bu paraya.

icloud üyelik kullanıyoruz ailecek.

fotoları iclouda yükleme harici çözüm bulamazsın.
tam bugün bu yüzden 512 gb iphonea geçtim.

izmir'e yakın selçuk ve kuşadası güzel olur . meraklıysanız o bölgede meryem ana evi var efes harabeleri ve şirince köyü var . şirince'den şarap alabilirsiniz .
selçuk merkezde müze çok güzel severseniz .
Sardes Antik Kenti - Birgi - Ödemiş görülmeye değer .
kıyı şeridini zaten biliyorsunuzdur yazmadım .
Eskişehir güzel ve gezmesi kolay bir şehir, o taraftan her geçişte uğruyorum ,tavsiye ederim.

Eskişehir derken? İzmir'den Eskişehir'e gidiş 5 saatten fazla sürüyor, arada en az üç başka şehirden geçiyorsunuz, Eskişehir nereden baksanız "İzmir ve çevresi" sayılmaz.

Antik kent seviyorsanız Nazilli'nin az ötesinde Aphrodisias var, çok büyük ve çok güzel bir yer. Gitmişken Nazilli'de pide de yersiniz. Oradan 1 saaat daha gidince Pamukkale.
Yine antik kent önerisi olarak Salihli'ye doğru Sardes var.

Kula'da volkanik kayaçlar var, jeopark içinde yürüyüş rotası var. Şarap seviyorsanız o tarafta Yanık Ülke'nin bağları var.

Bergama, az daha kuzeye çıkarsanız Ayvalık, kıyı boyunca Foça, Çandarlı, Dikili. Hazırda vizeniz varsa Çeşme'den Sakız adasına gidin?

Edit: Yine de Eskişehir'e gidecekseniz benim hazırda şöyle bir listem var: www.evernote.com

Antik kent vb. merakınız varsa pamukkaleye çok yakın laodikya ile didime yakın apollon ve milet var.

Efeste gece müzeciliği de başladı, her bölüm geziye açık değil ama gece bambaşka bir havası var. Efes içindeki dijital müze gereksiz, illa ekstra para harcayacaksanız yamaç evlerini tercih edin içerde.

eşlerden birinin gitmesi yeterli. çocuğa gerek yok.

ilgili ilçeye gitmeniz gerekiyor diye biliyorum. bundan yüzde yüz emin değilim.

Autocad ile 2d çiziliyor, sketch up ile ayağa kalkıyor 3dmax veya lumion ile render alınıyor.

yasal düzenlemeleri bilmeden nasıl çizmeyi düşünüyorsun?
türkçe terimlerim zayıftır, hatta hiç yoktur ama şunu diyorum: acil durumda kaçış için yönetmelik ne diyor bilmeden, yatak odası-koridor-asansör-banyo gibi farklı hacimlerde istenen yasal düzenlemelere hakim olmadan, evin statiği için bir inşaat mühendisiyle konuşmadan, u-faktör hesaplamadan, hesaplarına göre materyal seçimini nasıl yapacağını bilmeden nasıl çizeceksin?

autocadde dört çizgi, üç daire ile plan çizebilirsin ama o mimari plan olmaz. bunları dikkate almadan çizersen de sadece zaman kaybedersin çünkü tüm bunlar dikkate alınarak planlanıyor evler.

Ara ödemeli kredi var, balon ödemeli diye geçiyor genelde normal aylık taksit ödüyorsunuz ama anlaştığınız dönemlerde büyük ödeme yapıyorsunuz.

Aynı şekilde azalan taksitli artan taksitli hepsi mevcut. Siz bankacıdan hepsi için ayrı döküm isteyin karşılaştırın derim.

1- Her banka yapmayabilir ama balon ödemeli krediler var. Ara ödemeyi her bankada yapabiliyorsun, örneğin eline toplu para geçti o krediyi yeniden yapılandırabiliyorsun. Ara ödeme yaptıktan sonra;
-Taksiti sabit tutup vadeyi kısaltabilirsin
-Vadeyi sabit tutup taksitleri düşürebilirsin
- Taksit tutarını artırıp vadeyi iyice kısaltabilirsin.

Bu tip kombinasyonlar yapılabiliyor.

2- Aylık 100K ödediğin bir krediye kıyasla, aylık 40K ödediğin ödeme planında anaparadan çok daha az tahsilat olur ve vadeyi de uzatmak zorundasın. Dolayısıyla ödeyeceğin faiz epey artar.

30 euro altına vergi yok, üstüne vergi var gibi bir durum yok ki şu anda. yurtdışından alınan her ürüne vergi var, bir euro bile olsa.

30 euro sınırı şunun için var.
eğer ürün bedeli 30 euro altındaysa vergisi yüzde x (oranı hatırlamıyorum)
eğer ürün bedeli, 30 euro üzerindeyse bu sipariş bireysel değil ticari olarak kabul ediliyor ve teslim alabilmek için gümrük müşavirliği firması ile çalışmanız gerekiyor. bu durumda da ayrıca kdv, hizmet ücreti filan ödüyorsunuz, astarı yüzünü çooook aşıyor.

sizin durumda ikisini aynı siparişte verirseniz ve birlikte gönderilirse (15 günü gecikeceği varsayımı ile) zaten 30 euro sınırı aşıldığı için gümrüğe takılır, alamazsınız. ayrı ayrı sipariş vermeniz gerekiyor.

amazonun ek ücret ödeyerek hızlı gönderim yapma durumu oluyor. ona bir bakın derim. ödeme ekranında çıkıyor. eğer öyle bir durum var ve 15 günden önce teslim garantisi veriyorsa o ücreti ödeyip birlikte sipariş verebilirsiniz. şu an sınır 150 euro malum.

ama dediğim gibi her durumda vergi vereceksiniz zaten. sadece oran yükseltildi. onu da amazon peşin alıyor.

ama şu nasıl olur bilmiyorum. siz ürünü şu an aldınız. şu an oran yüzde otuz. siz yüzde otuz kadar vergiyi peşin ödediniz. gelmesi 15 gün gecikti, yeni kanun yürürlüğe girdi. bu durumda ek vergi çıkacak. o vergi yüzünden ürün gümrükte mi kalır, gelir kapı da mı tahsil ederler, onu bilemiyorum.

Patlar

Tayin yakinsa biraz daha diren. Yok degilse okul degistir. Degisiklik her zaman iyidir.

@arbre
Öğrenciler için hazırlık sınıfı olan bir okul, her beceriden ders anlatacağım için beni geliştirecek ve uluslararası projeler yapan bir okul yurtdışı bağlantıları var. Baskı ise proje için ya da kurs açtırma ya da derste gözlem yapmaları vs olabilir.

hocam ben meslekte hep bu bahsettiğiniz berbat profil okullarda çalıştım. maalesef sıradan, eh işte diyebileceğim okullara bile geçemedim. tayin senelerinde ya çalışılabilir düzeyde okullar açılmadı, ya da tayin hakkım olmayan yıllarda mesleğimi keyifle yapabileceğim okullar açıldı. yani bir şekilde denk gelmedi. fena halde soğudum idareciliğe geçtim.

evet, meslek lisesinde sizden başarı beklentisi minimum düzeyde olduğu için bilgi anlamında sizi zorlayacak bir ortam olmuyor ama burada önemli olan, derste dersinizi işleyebilme olanağı sağlayamayacak kadar disiplinsiz bir düzey varsa buna tahammül eşiğiniz ne? bence belirleyici olan bu. ben de bu her sene azaldı ve tahammül etmek istemedim.

iyi bir öğrenci grubu bulduğumda daha da motive olan ve yorgunluk ve tempoyu kaldırabilen biriyim ben mesela. ama bir sınıf dolusu, eğitime öğretime tepki olarak doğmuş öğrenci grubu karşısında, işte beklenti yok bunlarla da bir şekilde yürüyor diyemiyorum. öğrenciyi oyalayıp, kendimi zorlamadan devam ederim şeklinde yapamıyorum.

o yüzden ben olsam proje okuluna geçerdim. bir de kişilik özelliklerinizle de ilgili. ben bir okulda belli bir süre sonra sıkılıp değişiklik istiyorum. iyi bir okulda olsam gene de aynı duruma düşerdim gibime geliyor. kötü okulda 3 yıl ise bu süre iyi okulda 5 yıl durur gene değişiklik isterdim ama eninde sonunda aynı insanlarla, aynı düzende devam etmek pek bana uygun değil gibi. ama önceliği bulunduğu yeri değiştirmemek olan, sıkıntı yaşasa da değişim istemeyen öyle kendini daha mutlu hisseden insanlar da var. yani biraz kişisel bir durum.

Daha az yorulacagim yeri tercih ederim