Ekşi Duyuru

Niye ilk yazar siz değilsiniz. Hocalarn en sonda olur siz et al olmazsınız.

Danışmanlar eklenir.

1siz 2 öğrenci 3 sizin hoca 4 diğer hoca olmalı benim anlayışıma göre

İlk yazarlık senin hakkın tez senin.

öncelikle, eğer ileride (doçentlik başvurusu veya enstitünüzün tezden çıkma yayın şartı varsa) bu makaleyi "tezden çıkmış yayın" olarak saydırmak isterseniz, sizin ve danışmanınız dışında üçüncü bir ismin yazar olarak yer alması etik ihlal olarak değerlendirilir.

lab kullanmak, birini makaleye yazar yapmaz, teşekkür etmek yeterlidir. yazar dediğin makalenin özüne, bilim üretim sürecine emek vermiş insandır. bedava internet için starbucksta oturanlar da yazar olarak şube müdürünü yazsınlar o zaman. bu hocaların da bedavadan makale yazarı olma çabasını anlamıyorum.

Duplikasyon olur ve etik suçtur.

Not: Bilimsel makale olduğunu düşünerek yazdım.

Piotr+1

Kendi kendini intihal diye bir şey var, kendi yazdığınız makaleden bir paragrafı bile alıntı yapmadan kopyalayamazsınız

yeni b sınıfı full donanım arabayı eski lüks arabaya tercih ederim

Kıyas yapacağın eski ve yeni arabalara göre değişir bu sorunun cevabı bence.

Böyle cevaplanamaz.
Hangi araba, hangi yıl, model, vites tipi, vs vs bir sürü veri var.

Eski model lüks arabayı ancak araba fiyatı kadar da kenarda tamir için tutanlar almalı. Üç kuruşa 5 köfte milyarda bir çıkıyor.

Yeni model daima.

Valla bende auris vardı sattım 2002 gcherokee aldım, cok memnunum. Soruna karşılık buldu mu bilmiyorum

eski model lüks araba pişmanlıktır.

eski model lüks araba şu an mantıksız tercih. parça bakımı pahalı ve ustası zor. mantıklısı en yeni sıkıntısız araç.

Kazanır

mümkün değil.

çok çetrefilli soru.

sadece partiler mi yarışacak?

bloklar mı olacak yine?

mansur chp'den mi aday olacak mesela? yoksa iyi partiden mi?

mhp aday çıkaracak mı?

sadece ikisi partisiz girse mansur alır bence. şu an için kim ne derse boş.

Kazanır.

www.airhelp.com

Buradan belki bakabilirsiniz bir tazminat olur mu diye.
Buna ek olarak sigorta yaptirdiysaniz sözleşme vardir. Açın bakin ne dediğine.

Keywordler
Eu261
Sghm web.shgm.gov.tr

Gecikmeye dair screenshot, orijinal biletler vs durmalı, bir de sigortanın normal call center ı değil de akut durumlarda aranacak müşteri hizmet numarası vardır kesin, poliçenizi düzgün okursanız compensation almak için neler yapmanız gerektiği adım adım yazar.

selamlar,

ben nisanda aynı durumu thy ile yaşadım. twitter üzerinden ulaşınca da hızlı dönüyorlar. orayı da bir deneyin isterseniz.

ben sonuç alamamıştım. size bol şans. donlarına kadar alırsınız umarım.

yarı fiyatına samsung monitör alsanız ve 750-1000 tl ye de android stick bağlasanız daha iyi olmaz mı :) hem daha hızlı hem de samsung :)

İhbar süresi 2 ay bitince olur. Çıkabilirsin.

yeni işe başlayanda ihbar süresi 2 ay olmuyor. 2 ay olarak bilinen şey deneme süresi. bunlar farklı şeyler. deneme süresi boyunca işçi veya işveren ihbar süresi olmaksızın sözleşmeyi feshedebilir. iş sözleşmenizde deneme süresi belirtiliyordur ve bu süre maksimum 2 ay olabilir. deneme süresi belirtilmemişse ihbar süreniz, çalışma süresi 0-6 ay aralığında olduğu için 2 haftadır. muhakkak iş sözleşmenize bakın. ama zaten siz istifa ederseniz deneme süresinde olup olmadığınızı size söylerler. 2 ayın dolmasını beklerseniz işte o zaman kesin olarak 2 hafta ihbar süreniz olacaktır. yani ekstra 2 hafta daha bekletebilir işveren isterse. ama zaten 1,5 ay çalışmış birini 2 hafta daha tutup 2 haftalık ücreti vermeyi hiçbir işveren istemez. siz istifa ederseniz hemen güle güle derler.

Deneme süresinde oldugunuz için yarın gidip istifanızı verip beklemeden gidebilirsiniz. Hayırlı olsun

Anisah espresso’lar cok iyi. 3 buyuk paket bitirdim, her deneyen de begeniyor

sanalbaharat.com

Çok denedim değişik kahvecileri ama tchibo nun tukanlı kahvesinin zevkini vermiyor hiçbiri.

İlk çıkaran vesteldi ondan almıştım hala kullanıyorum buzda kırabiliyor.
Linkteki üründe iyi görünüyor , tefalin filanda aynı modelleri var.
buz kırabildiğinden emin ol bence yaz günleri ihtiyacın olabilir.

arzum shake'n take'i uzun zamandır kullanıyorum.
bir büyük bir küçük matarası var. (matara mı denir bilmiyorum)
büyük olanı hep işe götürdüm. defalarca da düşürdüm. küçük olan çok küçük geliyor.

motoru gayet kuvvetli alt kısmın. ben öneriyorum.

Linkteki ürün gayet güzel. Kullandım bundan. buz muz takır tukur çok rahat kırıyor.

Kabin valizi var ama yanındaki çantalara da laf etmiyorlar. Devasa sırt çantalarına laf ederler sanırım sadece.

Alabilirsiniz. Makul boyutlardaki kabin bagajları (valiz, çanta vb.) sıkıntı çıkartmazlar. Ayrıca gündelik kullanım için sırt çantası, el-omuz çantası gibi şeyleri de getirebilirsiniz. Boyutları dikkat çekmediği sürece izin verilecektir.

tr'den çıkarken sorun olmuyor ama avrupadan dönüşte sorun çıkma ihtimali yüksek.

Peki kabin boy valiz+ dolu olmayan bir sırt çantası alabilir miyiz?

Kurallara göre alamazsiniz ama çok oradaki personele bagli.
Geçen ekside vardi; Türkiye'den cikmislar, dönerken para istemisler el cantasi için

"1 bagaj" diye belirtiyorlar ama Türkiye içinde buna uyulmuyor. Yurtdışında bilemem.

Tamamen oradaki çalışanın inisiyatifinde gibi anladım ben. İsterse para da ödetebilir, göz yumup geçirebilir de. Ben geçen hafta TR içi bagaja 15kg valiz verdim, uçağa minik valiz + küçük sırt çantası ile girdim. (bu iki şey de en az 13-15kg vardı)

çok ayrıntı bir yaylaya çıkmayacaksanız yollar epey asfalt ya da ona yakın oldu artık. youtub da ayder yaylası hemşin vs videoları var. tura bulaşmayın bence, özgür olursunuz. gidilecek yerleri de yöre halkına sorun tur şirketlerinden ziyade. onlar sizi illa ki anlaşmalı oldukları yerlerde gezdirir yedirirler.
giresun eynesil arası bir yerdeyim. buraya göre güzel bir otelde çalışıyorum. konaklama için yardımcı olurum. ayrıca sis dağı bulunduğum yere 1 saat mesafede.orda da konaklama bulabilirrim sanırım.

Karadenizli olarak söylüyorum, bence iyi bir tur daha mantıklı.
Hem sosyallik hem yer bulma ile uğraşmamak için.
Gerektiğinde rehberlik hizmetleri ve. Organize bir şekilde olur.
1 hafta da uzun bir süre bence. Benim için olsa 2 ay kalmak isterim:) o ayrı ama dışarıdan gelen birisi için, gezip göreyim diyen için 1 hafta sıkıcı olabilir.
Ne yazık ki tur ismi veremiyorum, bilmiyorum.

@kisa, Trabzon, rize, Manastır, Batum filan hepsi dahil olacak şekilde 1 hafta çok mu cidden?

biz bundan 18 sene önce 10 günde çorum, tokat, amasya, bayburt, kastamonu vs dahil artvinden zonguldak'a tüm karadenizi gezdiğimiz tura katılmıştık. Bizimki de biraz koştur koşturdu ve bazı yerler tam yetişmedi ama sadece doğu karadeniz için bir hafta çok gelebilir. Ama gezen kişiye de bağlı tabii.

Ben de tur öneriyorum ya, karadeniz öyle tek gezeyim de özgür olayım diyerek gezilecek bi yer değil pek. Gezilecek yerler az çok belli zaten. Hani tur A yaylasına götürüyordur siz B yaylasını merak ediyorsunuzdur olabilir en fazla ama en turistik yaylalar da az çok belli. Tek başınıza konaklama, ulaşım vs ayarlamanıza değmez. Bi de karadenizde yağış olur, heyelan olur yol kapanır vs tek başına yol yaparken bunlarla uğraşmak daha zor.

kesinlikle tur. turla daha çok yer görürsünüz. zaman kaybetmezsiniz.

Gömü tur öneririm. Ben başka turlarına katılmıştım baya iyiydi.

Üstünde yazmıyor mu? Bendekinde direkt mikrodalgada şöyle tavada böyle ısıtın diye yönerge var ama hepsi aynı mıdır bilmiyorum tabi

yazmıyor

Sadece Amazon Belçika ve Amazon Almanya'da mevcut görünüyor:

www.amazon.de

www.amazon.com.be

Üretimi durdu. Bulursanız ya çok pahalı olur ya da ikinci el.

Bu sıcakta kesin bozulmuştur. Hayvansal gıdalarda dikkatli olunmalı

yumurtadan uzak dur. zaten kokusu rengi vs kendini belli eder. peynir de bozulmaz ya güneş ya da aşırı sıcak görmediyse. çok endişelenmezdim ben peynir için.

ikisine de bir sey olmaz. hele peynire hicbir sey olmaz.

peynirdeki tuzdan dılayı, yumurta da kaynatılmış ve üstünde kabuğu duruyorsa bu sürede bir şey olacapını sanmıyorum.

uk'de yapan çok var, bişey yapıldığını da görmedim. ha bi izin alıyorlar mıdır bilmiyorum.

not: commonslibrary.parliament.uk mesela uk için sokakta müziğin lisans ya da izni yok galiba doğru şeye bakıyorsam. sadece ses sınırı var o da bireysel de aşılacak bişey değil.

not: bu cevap yanlış bilgiye refere içeriyor, doğrusu bir altta yer alıyor. @sertac akin'e teşekkürler

avatar is back'in paylastigi link hala acik yerlerde muzik calmakla ilgili. Misal markette CD'den muzik calmak gibi. Eger lisansli muzik calinacaksa telif sahiplerinden izin almak gerekiyormus.

Sizin sordugunuz sey icin, yani sokak muzigi yapmak icin Ingiltere'de lisans alinmasi gerekiyor: www.westminster.gov.uk

Irlanda'da da ayni sekilde lisansa tabi, hatta Ingiltere'de nasil bilmiyorum ama Irlanda'da lisans alabilmek icin bir kurul onunde performansinizi sergilemeniz gerekiyor.

Aradiginiz kelimeler busker (sokak calgisisi) ve busking (sokakta muzik calmak).

Bu bende de var ya nedenini çözemedim, altında yatan şey kompleks mi başka bir şey mi bilmiyorum ama genelde ciddiye almak istemediğim kişilerde oluyor

bazen duyma zorluğu çeken biri olarak insanların dudaklarını okuyarak söylediklerini teyit etme amacıyla kendini insanların gözlerine bakarak aynı anda dudak hareketlerinden konuşmalarını takip etme üzerine eğitmiş biri olarak, göz teması konusunda zorlamamanızı tavsiye edeceğim durum. Ara ara etrafa bakın, yere bakın, havaya bakın... Nasıl rahat ediyorsanız. Sorun olmaz. Doğal olmayan bir şekilde zorlarsanız o zaman iki taraf için de garip hal alır, gerek yok.

Ama biri sizin gözünüze gözünü ayırmadan bakıyorsa benim gibi duyma zorluğu olabilir, o nedenle "acaba benden hoşlanıyor mu" diye triplere girmeye ya da dayak atmaya kalkmayın lütfen.

Cirkinlere bakmak oyle iste?

Insanlara bakmak istemesem de, onlarla goz temasindan kacinmamaya calisiyorum, bu konuya ozen gostermek lazim bence. Bakis kacirmak, ozguvensizlik olarak karsi tarafa yanlis mesaj verebilir. Cirkin olsalar da bakiyorum.

@buf-e kür aslında bahsettiğim yalnızca fiziksel olarak bir çekicilik değil, duyuruda öyle anlaşılmış sanırım ama. Söylemek istediğim yakın arkadaşlarım, kendime yakın hissettiklerim bir de hiç tanımasam bile fiziksel olarak çekici bulduğum insanlar dışında go temasında zorlanıyorum

Ben göz teması kurmayı hiç sevmiyorum ve beceremiyorum. Hele birisi anlamam gereken bir şey anlatıyorsa asla yüzüne bakamam çünkü öbür türlü dediklerine konsantre olmam mümkün değil.

@olaylar olaylar arti 1.

sevmedigim veya dinlemeyi istemedigim kisilere goz temasi ozellikle kurmamaya veya cok az kurmaya calisiyorum. diger turlu sevdigim insanlara ise gozlerinin icine icine bakiyorum.

boyle bir planim veya agendam yok ama icgudusel olarak boyle gelisiyor bende bence.

1 cm bilenkaydırmamak, dik yokuşlarda çok zor. Yarım debriyajla araba tutmayı öğrenmeniz gerekiyor. (bkz: yarım debriyaj) Bir de el frenini tam kaldırıp, kalkış yaparken eş zamanlı indireceksiniz. İkisi de ustalık ister, öğrenmesi zaman alır. İkisinde de balata yakmak olası. Arabayı yıpratan şeyler.

Özetle, Bu tarz durumlarlanhiç karşılaşmamaya çalışmak, arabayı 9ntarz yerlerde park etmemek, takip mesafesine riayet etmek en güzeli.

Yarım debriyaj dediğimiz şey, debriyajdan ayağınızı yavaşça çekerken, bir noktada, araç gaza hiç basmasanız bile hafifçe gaz verir. Az yikuş bir yerde geri geriye değil de, düz kalkış yaparak pratik yapabilirsiniz.

@yadigar düz yokuş yukarı ileri kalkışta sıkıntım yok, yokuş aşağı konumda geriye gidiş te problemim var, mesela şöyle araba burnu kuzey istikamete bakarken aşağı doğru, kıçını yukarı güney yönünde doğru geri geri giderken kayıyor araç.

Arabanızın gücü yetmiyor olabilir, eğer 1000cc gibiyse.

Bir de ben olsam yerinizde debriyaj baskı ve balatasını kontrol ettirir ve gerekiyorsa yeniletirim. Baskı ve balatayı, ikisini aynı zamanda değiştirmeniz de önemlidir.

Baskı ve/veya balata eskiyse, bu şekilde kavrama sorunu yapar ve şöförlüğünüz işe yaramayabilir.

Düz yokuş yukarı sıkıntı yaşamıyorsanız geriye doğru arabanın gücü yetmiyordur. Ben de aynı durumdayım. Araba zaten yokuşu zor çıkıyor. Geriye doğru yokuş çıkarken ben ter atıyorum :) yarım debriyaja gelmedan hafif gaz verir durumda olun yarım debriyaja gelince iyice gaza yüklenin belki ancak bu şekilde ileriye kaymaz araba.

özellikle teknolojiden yoksun araçlarda debriyaj kavramasını daha dibe doğru ayarlatabilirsiniz. bu sadece debriyajdan ayağınızı biraz çekinde aracınız kavramaya ve sonrasında motor devrini lastiklere aktarmaya başlayacaktır. eş zamanlı olarak gaza basarak çok az bir ileri hareketi ile geriye gidebilirsiniz.

veya yadigar'ın da dediği gibi yarım debriyaj pratiği yaparak bunun önüne geçebilirsiniz.

ancak her araçta kavrama ve yarım debriyaj seviyesi farklılık gösterecektir. o yüzden sürüşleriniz devam ettiği sürece bunun kendiliğinden yok olacağını düşünüyorum

Longosphere keyifli

yorumlar farklı farklı oluyor. ben bu sene tekrar aldım. memnun olduğum zaman da oluyor. bazen onu açmak yerine selçukşports açtığım bile oluyor/du. uygulamanın adını tod diye değiştirdiler. oradaki paketlere de bir bakın derim. 1280*720 2600 kbps kalite ile veriyorlar şimdi baktım. Ve iyi gibi görüntü eskiye göre.

fairy içinde yeşil ve sarı jel olan tablet

fiyat performans diye indirimde denk gelmiştim

Bulaşık için Actisoft. File Market'in kendi markası. Fiyatı uygun diye.
Çamaşır Omo Active Fresh. Eşim öyle istiyor diye. Bana kalsa ucuz bir şey alırım. Deterjanlar arası aham şaham bir fark olduğunu düşünmüyorum.

bulasik >>> fairy platinumdu sonra bim kendi tabletini cikarinca ona gectik
camasir >>> bingo sivi deterjan. daha once baska markalar denemistim onlar boyle camasiri hirdahis etmisti bingo cok guzel die ondan aliyoruz hep

Ne indirimdeyse o açıkçası. Çamaşır için kokusunu sevdiğimden Tursil. Bingo'nun kokusu da güzel.

Bulaşık makinesi: Fairy Platinum Plus
Sanırım en pahalısı bu. Marka takıntım yok, rossmanndan, bimden, finishten ve prilden de denedim. Ancak ne kadar kirli ve yağlı olursa olsun pırıl pırıl çıkarıyor bulaşıkları bu ve hayatımı kolaylaştırıyor bu yüzden artık başka marka kullanmıyorum.

Çamaşır deterjanı: Persil Gülün Büyüsü vehçya Alo

Tursil, Omo, Ariel, Rinso ve adını hatırlayamadığım bir sürü toz deterjan denedim. Bu ikisinde karar kıldım. İndirimde 9 10 kg luk falan alıyorum.

Çamaşır yumuşatıcı: Yumoş.

En yumuşak tutuan ve dolapta en uzun süre güzel kokan yumuşatıcı bu. Yine de bazen sıkılıp başka marka deniyorum ancak yumoşa geri dönüyorum.

kaliteli olarak bilinenlerden hangisi indirimdeyse. çamaşırda önceden sıvı deterjan kullanırdım ama çok pahalı olduğu için toza geçtim. toz da gayet güzel temizliyor. en son omo rekliler aldım. sadece siyahlar için perwol siyah alıyorum özellikle.

Siyahlar için perwoll, renkli ve beyazlar için persil kullanıyorum.
Bulaşık makinesinde finish quantum.

sadece discount club üyeliği varsa evet, hala ufak sırt çantası hariç kabin bagajı ücreti ödeniyor. Sadece 20kiloluk bavulda 5€ indirim oluyor.

Aile/grup olarak kullanacaksanız herkesin biletini aynı anda almanız gerektğini unutmayın :) “bugün kendime, yarın da eşime alırım” olmuyor

Ben 2 hafta önce gittim, gitmeden sordum yasak diye bilgi verdiler ben de mangal olmadan gittim ama hiç yasak yokmuş gibi her şey olağan akışındaydı mesire yerinde. Neşet suyu ve ırmak tabiat parklarında öyleydi en azından. Başka parklarda yasağı uyguluyorlarsa bilmiyorum.

Merhaba,

önce seçenekler menüsünden geliştirici seçeneklerini açalım ( google veya youtube ile bulabilirsin kolayca)

1 - ilgili excel dosyasını açalım
2 - geliştirici sekmesini seçelim yukarıdan
3 - denetimler bölümünden - ekle ' seçelim
4 - açılan pop-up bölümünde form denetimi kısmından - onay kutusu olanı seçelim
5 - tik atmak istediğin kutucuğun üstüne işaretleme ile yerleştir
6 - şimdi yerleştirdiğin tike sağ click yapıp - denetim biçimlendir seçelim
7 - üst bölümde denetim yazısını seçip hücre bağlantısısı yazan kısımın yanındaki yukarı ok tuşuna basıp kutucuğun sağındaki kutulardan birini seçelim ( buraya doğru - yanlış yazacak) ,, tamam diyip kapatalım

8 - kutucuğa bir kez tıklayıp doğru yanlış yazdığından emin olalım
9 - doğru yanlış yazan yerin sağına aşağıdaki formülü yazalım

=e2 * 1 (bende e2 de doğru yanlış yazıyordu) böylece doğru yanlış yerine 1 veya 0 yazacak

ben de henüz ödemedim ama sen yazınca dur lan şunu ödeyeyim diyorum kendi kendime. korkuyoruz.

3. 4. ÖTV ödemeleri geri alınabilir. Şu an net bir açıklama yok.

Ama trafik cezası ödemelerini geciktirmeyin. Bir yerde karşınıza çıkacaktır.

Arabamı satana kadar ödemeyeceğim. 1 ve 2 yi ödedim sadece.

ödemediğiniz tutara aylık %2.5 gecikme zammı işler. ödemediğiniz sürece de aracı muayeneye sokamazsınız, satamazsınız.

Vergi dairesinin web sitesinden baktığımda vade tarihi yıl sonuna kadar gözüküyor.

Ben yıl sonuna kadar beklemeyi düşünüyorum. Enflasyon artıkça paranın değeri düşüyor TL ödeyeceğim borçda azalıyor bence

Ayni şekilde benim de kitaplarım takıldı. Ticari sayısında da değil bilerek mi yapıyorlar anlamadım ki. Bir arkadaş yazmış binlerce liraya mal olabilir geri gönderin diye.

Abi kendin gümrük işlemi yapamazsin. Her türlü gümrük musaviri ile çalışman lazım.

Birkaç müşavir bulmaya çalıştım. Ancak küçük paketler olduğu için kimse ilgilenmiyor. İlk kargosu takılan ben değişimdir. Diğer insanlar nasıl halleşiyorlar acaba?

websitesinden, döviz alan atm leri kontrol etmelisiniz.

Mehmet efendi tek geçerim

türk kahvesinde beklentiler farklı, her marka birine iyi gelirken diğerine kötü geliyor. dediğiniz gibi tchibo'da guzel bende ara ara kullaniyorum, onun disinda nette bir firma buldum bir suredir onlardan aliyorum ve memnunum 250 gram'lik paketlerde

Mehmet efendi ve tchibo

Ben deneme amaçlı starbuck veranda türk kahvesi aldım ve yanlızca 2 kez içebildim. Kesinlikle çok kötüydü. Mevcut olarak zaten verona filtre kahveyi kullanıyordum (DARK). türk kahvesi olarak veranda (BLONDE) güzel olabilir dedim ama maalesef türk kahvesi olarak yapınca çok çok acı bir tat oluştu. Veranda hafif bir kahve olmasına rağmen çok acıydı. Hatay kahvesine benziyordu. çift kavurma gibi

www.ielts-simon.com

konyak genelde sek içilir. özel konyak bardağı vardır. 4-5 cl olarak bardağa konur ve oda sıcaklığında içilir. digestive bir içkidir ve genelde yemeklerden sonra içilir. bira şarap ya da diğer kokteyller gibi bardak bardak içilmez yakar zaten boğazınızı.

lkör de genelde yemeklerden sonra içilir ve onun da porsiyonu 4-5 cl'dir. tatlılarla ya da kahve yanında içilebilir. bu da genelde oda sıcaklığında içilen bir içki olmakla birlikte ben hem konyak hem de liköre bir parça buz atıp içebilirim. ama tabi su tadını seyreltir.

konyak ve likörlerin dahil olduğu kokteyller illa ki var ama xo bir konyak da kokteyl içine konarak murdar edilmez

grand marnier olsa da iç"sek" :)


www.youtube.com

Likörün yelpazesi çok geniş, sayısız çeşit likör var. Limoncello gibi bazıları yazın gider, jagermeister gibi baharatlı likörler genelde kışın gider. Baileys gibi kahve likörleri hazırlanışına göre yazın da kışın da gider.

Bazı likörler kokteyl olark iyidir, nane likörü gibi bazı likörler genelde sek içilir...

Sonu yok hiç

kötü olan her ickiyi soguk icebilirsiniz. cok iyi bir konyagi tabii ki oda sicakliginda icersiniz.

Likörlerde seker-asidite dengesi iyi tutturulmamissa buz gibi icebilirsiniz.

Ikisi de yüksek alkollü icecekler, koca bardaklara konulup lüp lüp icilmez.

eski barmenim. gecen arkadaslar istedi diye su setten aldim,
www.trendyol.com
pourer (siseye takilan zimbirti) cok yavan ama geri kalanlardan gayet memnun kaldim.
senin gosterdigin set de fena degildir herhalde ama mojito vs yapabilmek icin muddler'a ihtiyac var. senin gosterdigin sette o yok.

a101-bim gibi marketlerde toshiba - veya benzer markaların kampanyaları oluyor. ancak bu ürünlerin de panel kalitesi ve aydınlatma olarak düşük kalite çıktığını söylüyorlar.

vatan hb gibi mağazalardan 8000 altındakileri listeledim 108 ekran üzerinde çıkmadı zaten.

o bütçeye göre UHD ve 43inch üzeri alabilirmişsin gibi görünmüyor.

3 hafta önce ören'de (martin) girdim buz gibiydi. (öğlen)
sonra altınoluk'ta girdim soğuğa yakın idi. (öğleden biraz sonra)
bu hafta ise akçay'da girdim (calipso beach), hamam suyu gibi sıcaktı. (saat 3-4 civarı)

güne, yere, saate göre değişkenlik gösteriyor.

Akçay'da yaşıyorum. Bu yaz daha hiç denize girmedim. O yüzden soğuğunu bilmem ama 2-3 gün önce kanalizasyonun denize boşaltıldığı söylendi. Fotoğraflar falan yüklendi. O yüzden soğuğundan ziyade bu konuyu bi' araştırın derim.

'kapılar' güvenliğini geçmeden önce 100 ml üzerinde hiçbir sıvıyı sokamaz. termos bardağı boş geçirip kapıların bulunduğu yerdeki bir yerden çay, kahve aldıysa mümkün.

Sokabilir. Bazen esnek oluyor güvenlik. Sadece garanti değil.

Dün uçtum elinde sallaya sallaya termosla girenleri görünce bildiğim her şeyi sorguladım hatta.

geçen arkadaşım 500ml su şişesiyle girdi, kendisi unutmuş sonra şaşırdık hatta güvenlik ya fark etmedi ya da güvenliği gevşettiler. Havaalanlarında su vb. 60-70 lira olunca böyle bişey mi yapıldı diye düşündük ama güvenlik zaafiyeti yaratabilir bu sefer.

Yıllar önce Azerbaycan da başıma geldi. Aslında güvenliğin sıkı olduğu zamanlar. Dalgınlıkla kabin bagajına ustura ve dışarıdan alınma şarap koymuştum. Usturayi fark etmediler, şarap için de geç ama kimse görmesin dediler.

Yani mümkün ama istisnalar kaideyi bozmaz.

Ben birçok kez saw’da yurt içi yurt dışı farketmeden çantamla suyla geçebilmiştim. Hatta geçen hafta istanbuldan uçuşum vardı yurtdışına orda direkt yazmışlar suları atmanıza gerek yok diye baya herkes suyla falan geçti dönüşte gerçi attırdılar suları ama bunu anlatınca arkadaşım ben hep göstere göstere geçiyorum termosla diyince şaşırdım yani demek esnedi bu kural.

ülkesine hatta havalimanına hatta belki adamına göre değişiyor. bi keresinde almanya'dan italya'ya uçarken bir poşet verdiler buna sığmayan her sıvıyı atacaksınız dediler.

dönüşte şehirden aldığım su elimde uçağa bindim.

Normalde güvenlikten içeri sokamıyoruz. Ama içerideki starbuckstan alabiliyoruz mesela.

Ama güvenliğin esnekliğine göre içeri sokabildiğiniz şeylerin sınırı yok :D

Çoğu havaalanında güvenlikten girince içme suyu içebileceğiniz/şişeye doldurabileceğiniz sebiller var. Boş termos bardakla girip içeride su dolduruyoruz biz hep.

Kobuzchu kiz +1
Ama buna ek geçen lyon havalimaninda pet siseyi attirmadilar. Siseyi alıp bir şeyde baktilar (alet ne göremedim) sonra tamam diyip yolladilar. Ayni siseyi frankfurt havalimaninda attirdilar :)
Kısacası bazi yerlerde yeni teknolojilerle vs değişiyor olabilir. Ama termos vs giren kişi zaten icini bosalttiktan sonra güvenliği geçip tekrar doldurabilir.

Geçen uçak yolculuğunda davarın teki çantasındaki suyun kapağını iyi kapamamış ve haliyle su önce kabin bagajına ardından yolcuya akmıştı. Hostes bayağı uğraştı. Suyun aktığı çantanın sahibi de için sıvı bir şey yok deyor.

İsrailden uçarken her şeyi alabiliyorsun uçağa.
Ben de boş şişe/termos geçirip hep öyle dolduruurm, üçüncü havalimanında sebil var mesela sıcak/soğuk su. Orada dolduruyorum aldığım boş kapları.

iş tanımı ile siz ne kadar uyuyorsunuz, onların ihtiyacı olup da sizin verebileceğiniz şeylere odaklanmalısınız. başınızdan geçmiş zorlukların da hikayesini STAR metodu ile anlatabilmelisiniz. Özetle sizin onların aradığı aday olduğunuzu bir şekilde ispat edip onları ikna etmeye çalışmalısınız

sıfırdan başlıyorsan yapabildiğin kadar görüşme yap. Dil olarak ing ilan olmasada başvur. Çok kişisel bir konu görüşme yaptıkça eksiklerini görmeye başlayıp üzerine düşersin. Görüşmelerde tek cümle ile değil 2-3 cümle ile bir şeyi anlatmaya etrafında dolaşarak konuşmaya gayret göster. Bir de en son sormak istediğiniz bir şey var mı diye soruyolar en az 3-4 soru sormayınca ezberlemişler bu ilgisiz diye seni çiziyolar.

ikisinden biri yanlış seçim olmaz. ikisi de amiral gemisi diye betimlenen telefonlar (15 pro olduğunu varsayıyorum). bu sorunun cevabı telefonlardan çok sizin ne istediğinize bağlı. ios daha güvenli, daha akıcı ve daha kolay kullanım sağlarken android ile sınırların daha az olduğu daha esnek bir işletim sistemine sahip olursunuz. kameralar açısından değerlendirmek için önce iphone 15'in çıkmasını beklemek lazım ama ikisi de üzmez. bu aralar s23 ultra zoom yaparak çekilen ay fotoğraflarıyla gündemde ama o fotoğraflar yazılım ile oluşturuluyor eğlence olsun diye muhtemelen. yoksa o kadarcık mercekle 384 bin kilometre uzaklıktaki bir şeyi o kadar net çekmek henüz mümkün değil :)

kısacası ikisi de üzmez. tasarım olarak s23 ultra daha güzel bence ama işletim sistemi olarak ios daha iyi yine bence.

www.anadolusigorta.com.tr

Bankalara da bakın çok kolay hesaplama toolları var hepsinin

Gündüzleri yerel halkın katıldığı yiyecek müzik kültür etkinlikleri olabiliyor. Instagram'daki Berlin hesaplarında bulabilirsiniz.

Ben yaklaşık 3 yıldır kullanıyorum. Oldukça seviyorum.

sürahi o anlamda arıtmıyor
arıtma için basınç ve membran filtre lazım

Brita kireçi önlüyor ama temizliğe bir etkisi yok, ben kahve makinası için kullanıyorum.

Zaten çeşme suyu içebiliyorsan al, farkını anlarsın. Ama perakende suya alıştıysan çeşme suyunu o seviyeye getirmez. Bi kere tadı farklı zaten, perakende suyun tadından feragat etmeye hazırsan al.
Günün sonunda tat ve zevk meselesi, denemelik al beğenmezsen düz sürahi yaparsın.

Sürekli olarak içime uygun olduğunu düşünmüyorum
Çaya kahveye kullanıyorduk ama filtresinin fiyatı da şu an çok pahalı olduğu için arıtma taktırmak belki uzun vadede daha ekonomik

Biz 5 yıldır kullanıyoruz, ne kadar temizliyor ne kadar başarılı bilemem ama musluk suyunu içilebilir hale getiriyor (klor kokusunu tamamen alıyor) biz önce sürahi ile başladık sürahisi çok kullanışsız geldiği için sebiline geçtik, bir de sebili buzdolabının içine yerleştirdik mis gibi sürekli soğuk su temin etmiş oluyoruz.

bu zımbırtı sayesinde

en.wikipedia.org

Klimasız arabalarda kalorifer peteği var, yani kışın araç içini ısıtabilirsiniz. Mesela aşağıdaki görselde 92 model bir Broadway'in kalorifer düğmelerini görebilirsiniz:

i.ytimg.com

Motorun sıcaklığını içeri veren sistem sayesinde ısınıyor.
Araba ilk çalıştığında motor ısınana kadar sıcak hava gelmez. Aracına göre değişmekle birlikte ilk 3-5 dakika gelen hava sıcak olmaz.

Yeni arabalar da klimayla ısınmıyor ki motor sıcaklığıyla ısınıyor, klimayı camdaki buğuyu çözmek için açıyoruz sadece.

araba çalıştıktan sonra motor ısınmaya başlar. ısınan su ilerleyen zamanlarda kaynamasın diye radyatörde devir daim ettirilerek soğutulur. amaç suyun 100 derece altında kalmasını sağlamak ve motoru optimum sıcaklıkta tutmaktır.

ayrıca bu sıcak su, hava filtresinden süzülerek gelen havanın ısıtılması ve fan yardımı ile araç içine verilmesi için de kullanılır. fan veya kalorifer olarak da adlandırılır hatta çorum kaloriferi olarak da isimlendirildiği olur.

bu sayede eski yeni bütün araçlarda belirli bir süre motor çalıştıktan sonra araç içini ısıtabilirsiniz. (tabi termostatınız arızalı değilse :)

we call it çorum kaloriferi

gerçekten müthiştir. 5dk içinde araba hamam gibi olur:)

eksisozluk1923.com

araç klimaları evdeki klima gibi değil sadece soğutma yapıyor, ısıtmayı motor üzerinden yapıyorlar. motor ısınmadan araç içi ısınmıyor, buğuyu çözmek için de araç içerisindeki nemi alıyor.

Araçlardaki klima sadece soğutma işini yapıyor zaten, ısıtma işi eski ilkel yollarla devam. Motorun ısısı kışın araç içini ısıtmak için kullanılıyor. Klima sadece soğutma amaçlı kullanılıyor.

Şahin'de bile kırmızı ve mavi simgeleri hatırlıyorum ısıtma ve üfürerek soğutma şeyi vardı sanki. Basit fan düzeneğidir herhalde.

@nhk ni youkosu: şahin'deki maviye çevirince soğuk üfleme şeyi "ısıtmama" anlamında. onda klima da yok. sıcak tarafa (kırmızı) çevirince motor sıcaklığı ile ısıtıyor, soğuk tarafa (mavi) çevirince ısıtmıyor, dışarıdan gelen hava neyse onu üflüyor.

1. seçenekle ilerleyebilirsiniz sorun yok. sadece dilekçe değil ama otel rezervasyonları da lazım 5-2 olduğunu gösteren.

15.000 TL cok bir miktar degil. 550 dolar ancak yapiyor. bugun kiralasan seneye kiran 400 dolara kadar dusecektir (artmasi gerekirken dusuyor...) Dolayisi ile o paralar barinma ihtiyaci icin verilebilir. aslinda onemli olan gideri kismaktan cok geliri arttirma yoluna bakmaktan geciyor. buyuk sehirde yasayan akli basinda bir insanin bugunki tr sartlarinda geliri asagi yukari 2000-2500 dolar civarinda dolayisi ile bu kiralar suandaki konjonktürde cok degil.

Ödeyemiyorlar, bana da hala garip geliyor 15 bin liraya 40 senelik dümdüz eski ev kiralamak. Memleketin çoğunluğunun aldığı paralara göre oranlandığında makulun çok üzerinde konut fiyatları şu anda.

Yeni mezun olup sıfırdan ev açmak destek almadan epey zor, çevrem de bu şekilde.
Ki çevremdekiler doktor, avukat vs durumu iyi ailelerin çocukları ve düzgün üni/bölümlerden mezunlar.

Sıfırdan ev açmak şu an zor yani evet.

Dün bizim ofisten paris ofisine geçecek bir kız var, program ile geçiyor hâliyle fantastik maaş yok. Burada aldığının biraz üstünü istemiş ki ben paris'e misal en az yüzde 70 fazlasi olmadan ayak atmam.

Kiz 800 euroya studio bile bulamıyor ama kimse bunu "çok normal abi paris abi" diye karsilamadi. Herkes böyle sehre sokayım orada yasanmaz durumundaydi.

Türkiye'deyse kafayi yemis ev kiraları "normal" oldu. Normal diyenler arasında da hep çok kazananlar var.

Ben zamaninda Güzelbahçe'de dip dibe villalar güney fransa fiyatinda diye sordum, bir sürü kişi normal karsiladi. O zamandan beri pek beklentim yok bu tarz sorulara karsi.

Türkiye'de mevcut gelir dağılımı sebebiyle herhangi bir insanın büyük şehirde yaşaması çok zor. Yapacak da bir şey yok çünkü "normal".

Bende anlamıyorum nasıl ödeniyor ki bizim eve giren paranın Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde olduğunu düşünüyorum. Logisticsmanager a katılıyorum, daha dün facebookta bir ilan gördüm Ankara ayrancı da 3+1 eve ki ev 40 küsür yıllık 21 bin lira kira isteniyor, altındaki yorumlarda millet birbirine girmiş. Tek yaşayanlar ödeyemeyecek evler ortak tutulacak, ben başka çare görmüyorum.

kapitalizm her yanımızı sarıyor dostlar, çalışmayan kaybeder, az çalışan kaybeder, hiç çalışmayan homeless olur. maalesef gelişmiş ülkelerin sonu gibi olduk, artık bir sürü homeless görüyorum istanbul'da, çok üzgünüm. normal değil, sistemin her yerimizi kaplaması ve bence değişmeyecek de.

Kiralar ve artışları normal değil, normalleştiren / normalleştirmeye çalışan bir kitle var. Bir süre bu kiralar ile evler tutulmasa düzelir mi bilmiyorum ama maalesef çaresizlikten tutuluyor. Deprem gerçeği yokmuşçasına kıytırık dairelere inanılmaz rakamlar isteniyor. Maaşlara gelen zamın çok çok üzerinde zamlanmaya devam ediyor. Kendimden örnek verirsem geçen sene 100% bu sene 200% zam yaptık bana. Bu şekilde devam edersek bir yerde maaşımı geçeceğiz bu matematikle ! Herkes ya evlenip eşi ile ödemeye çalışıyor ya da ev arkadaşı falan artık.

Araplar ödüyor. Bir arkadaş istanbul'daki dairesini suudi iş adamına 400 bin TL ye kiraya verdi.

nasreddin hocanın kadı fıkrasında olduğu gibi davacı ve davalının haklı olduğu, karısının da "hoca, bu nasıl kadılık? herkese haklı diyorsun. -e hanım sen de haklısın" dediği noktadayız.

ne yazık ki popülist politikalar sonucunda döviz almış başını gitmiş. inşaat maliyetleri ve buna nazaran pay temlik karşılığı arazi verildiği için arazi/arsa rakamları da uçmuş gitmiş durumda. bu nedenle malik kira bedelini belirlerken yaptığı yatırımın karşılığını almak için kendince uyarlamaktadır. bu kimi zaman adil olurken kimisi de işbilmezliğinden ötürü absürt rakamlara çıkabilmektedir.

tüik gerçekçi rakamları açıklamadığı için işçi, beyaz yaka ve memur zamları enflasyona göre yapıldığı için ne yazık ki çalışan orta direk ezdirildi. aslında ezdirilmedi yokedildi diyelim.

kendince hükümet 2 yıldır %25 politikası güderek servet transferini sağlamaktadır. örn; mevcut kirası iki kez yapılmış olan %25 zam ile 5bin tl olan bir gayrimenkul sahibisiniz ancak bugünkü hesaplamalara göre rayici 25bin olması gerekmekte. siz 5bin liraya oturuyorsunuz ve bu evin rayicinin 25bin olduğunun gayet de bilincindesiniz. bu durumda doğrudan hükümet sayesinde yasal olarak malikin 20bin lirasını her ay gasbediyorsunuz.

birşey yapamıyorsunuz çünkü memursunuz ve hükümet size 25bin lira kira verecek kadar zam yapmadı ama bu şekilde başkasının cebinden alıp sizin cebinize koymaya karar verdi. haklı olarak şunu diyeceksiniz ortada para dönmedi doğrudur.

yatırımsal açıdan düşünelim. teorik olarak %0 enflasyonda bir ev satın aldığınızda ortalama 25-30 yılda evin kendisi yatırmış olduğunuz parayı geri döndürmesi gerekli. ve bir bu kadar zamanda ayakta kalmalı ki 50-60 yılın sonunda hem ev kendini çıkarmalı hem de kendisinden bir tane daha aldırmalı.

kullanılmış bir malın ederini belirleyen şey "yenifiyat-yıpranma=şimdikifiyat" bu formülü "yenimaliyet-yıpranma=şuankifiyat" olarak da düşünebilirsiniz.

kıssadan hisse fakirleştirildik. temel ihtiyaç barınmamızı bile karşılayamaz duruma getirildik. "homeless olduk ey halkım unutma bizi"

15000 bence de şuan istanbul içi ise çok makul bir bedel. Yukarıdaki arkadaşın da dediği gibi 555 dolar yapar. Geliri bu rakamın en az iki katı olmayan şehrin dış çeperlerine yönelmek zorunda. Herkes Kadıköy'de yaşayacak diye bir kural yok.

Tabii ki gelirini arttıracaksın. İş değiştirecek, farklı kazanç modelleri geliştireceksin. İstanbul başta olmak üzere tr içinde ortalama beyaz yaka rollerinde büyük bi iş değiştirme trendi başlayacak yakında, özellikle temmuz zammını iyi almayanların başını çektiği.

Mesela ben 2022 zamlı ocak kazancımın 3,5 katını kazanıyorum bu ay itibariyle. yeni eve çıkmadım ve kiram piyasa kadar artmadı ama bu evden çıkmam gerekirse, kira piyasayı yakalarsa ancak gelir seviyemi korumuş olurum bu artışa rağmen. İş değiştirdim bu yüzden, rahatım da yerindeydi halbuki.

Kiralar düşmeyeceğine göre kazanç artmak zorunda.