Ekşi Duyuru

Avukatın ofisine gidip görüşün. Kendinizin takip edebileceği bir dava değil.

Tercih tabi ki sizin yine de. Zira davayı kaybederseniz şirketin avukatına da karşı vekalet ücreti ödersiniz.

son sorudan eminim: herhangi bir şubesi verir.

bir de ikametgah'la, aile nüfus kayıt örneği e-devletten alınabiliyor. onu apostilletemez misiniz? illa daireden mi istiyorlar? pek kalmadı zira öyle daireden belge almak.

income tax declaration bizde sgk dökümüne denk geliyor olabilir, yine onu da e-devletten edinebilirsiniz ama emin değilim tam eşleniği mi diye.

@gitdaddy daha önce e-devlet'ten alınan belgeleri apostilletecektim, sorun çıkardılar. o yüzden risk almayayım dedim.

apostilletmek için ıslak imzalı belge lazım

zaten her belgeyi apostilletemezsiniz

örneğin bankadan aldığınız belge apostillenemez,

apostil yetkilisi tarafından imzalanan belgeler apostillenir onlar devlet kurumunda oluyor

bizde calisanlar gelir vergisi beyannamesi vermedigi icin calistiginiz yerdeki ilgili kisiye sorabilirsiniz belki toplu halde verebilirler ya da 12 aylik bordrolari gosterebilirsiniz gibi geldi bana.

@arbre Muhasebat Genel Müdürlüğü e-Bordro Bilgileri kısmında çıktı ama belge alma kısmı göremedim.

@bay b Geçmişte çalıştığımdan farklı bir ilde yaşıyorum, o yüzden oraya gitmeden çözmeye çalışıyorum.

@jülsezar Bu durumda o belgenin geçerliliğini nasıl kanıtlayabilirim?

e-devletten alınan belgeleri apostilletemezsiniz.

imza: 8 senedir tercüme ofisi çalışanı.

Banka ile ilgili belgenin orjinalliğini doğrulatamazsınız bunu karşı kurum anlar diye tahmin ediyorum

Vergi ile ilgili olarak şu yol denenebilie, devlette araş gör iseniz e devletten bordroları çıkaetırsınız onu da fakülte sekreterine onaylatırsınız imza mühür. Fakülte sekreterlerinin apostil yetkisi var.

Çok yakında ben daha iyi bir işe girdim diye buraya duyuru açacaksın biz de seni tebrik edeceğiz.

geçmiş olsun.
insan üzülüyor elbette ama rock n roll +1
iş değiştirmek gelir arttırmak için en verimli yol. normal zam aslında en iyi ihtimalle mevcudu korur.
daha iyi bir iş duyurusunu yakında görürüz.

Bir bitiş her zaman yeni bir başlangıcın tetikleyicisidir, hadi bakalım istediğin bir şeyi başlat demiş sana hayat. Kendini sana bırakmış. Çok güzel, şahane bir durum bence :) hayırlı uğurlu olsun yeni başlangıçların.

Çok geçmiş olsun hocam, zaten beklediğiniz ve maddi olarak hazırlıkli olduğunuz bir surecmis. Bence biraz dinlendikten sonra iş arayışlarına baslayabilirsiniz. Umarım daha iyisini bulursunuz.

Geçmiş olsun.
Umarım her şey daha güzel ilerler sizin için.

Ekonomik olarak berbat durumda olsak da birçok firmada bir personel sirkülasyonu var.
İş bulma sürecinizin çok uzayacağını sanmıyorum.

Kişisel öneri;
Elinizdeki paraya güvenip dinlenme sürecini uzatmayın, bu maalesef insanı tembelliğe alıştıran ve o para bittiğinde de çok zora sokan bir süreç.
Kısa süre dinlenip hemen iş bakmaya başlayın derim ben.

Geçmiş olsun demiyırum hocam, inşallah hayırlısı olur.
Yeni seçenekler sizi bekliyor. Şehir değiştirmeyi bile değerlendirin bence. Denizli, Gaziantep, Uşak benim aklıma gelin tekstil şehirleri. Hatta kendi şirketinizi kurun, siz satın

geçmiş olsun, paranızı değerlendirin, boş durmasın. biraz dinlenin bu sırada minik minik iş başvurularına başlayın, zaten hemen dönmüyorlar.

şimdi güzel bir kafa dinlenir. sonrası da hallolur. işini bilen insan işsiz kalmaz.

Abi geçmiş olsun, en azından maddi olarak sıkıntıda olmayacak olman çok güzel haber.

Halledersin. Satin almadan devam, tekstil sevmem pek belki sektör değiştir=d

herkese tesekkurler :)
@arbre basladim bile basvurulara gevsetmeye gelmez katiliyorum
@logisticsmanager aynen bahaneyle farkli bir sektore gecmek benim de kafamda var, bakalim.

Yeni kira 30 bin
2 kira depozito 60 bin
1 emlakçı komisyonu 30 bin
Nakliye 50 bin

Toplam; 170 bin

kiraya göre değişir tabii maliyet de:

30 bin tl ise kira,
* 1 kira depozito 30k
* 1 kira emlakçı komisyonu+kdv 36k
* aynı yaka nakliye 30k

işte 30-40 da yeni eşyaydı oydu buydu desen 125-135k gibi.

Kira ve depozitoyu neden hesaba katiyoruz anlamadim, depozito eski evden alinip yeni eve odenecek, kira da zamsiz haliyle yeni evde odenmeye devam edecek. Ekstra bi masraf yok burada.

Emlakci, nakliye ve badana boya hafif tadilat kaliyor geriye. Nakliye de en fazla 25 30 bin, 50 bin cok abartili sirf nakliye icin. Emlakci da kiraya bagli iste.

Biz gecen ay 15 gun kira 2 eve odedik, emlakci badana boya nakliye, 100-110 bin totalde, ki sozlesme bitis ve baslangici denk gelmedigi icin boyle. Yoksa 70 civarina biterdi is.

Görünmez masrafları da hesaba katalım mı?

-Perde boyunun kısa gelmesi,
-Yeni binada merkezi uydu sisteminin olmaması,
-Yeni binada sözleşmen olan internet sağlayıcının fiber hattının olmaması,
-Duşta şampuan rafının olmaması,
-Dolabın yatak odasına sığmaması
vs

@bosver nicki, bence de kirayı hesaba katmak manasız ama 2+ yıldan eski bir kiracıysanız depozito falan hikaye oluyor :/ ben şimdi çıksam depozitom 3000 tl mesela.

evden memnunsanız, insan haklarına aykırılık seviyesinde ahlaksızca bir zam yoksa, devam etmek daha mantıklı.

Teşekkürler cevap için.

Kira+depozitoyu hesaba katıyorum zira eski evden alıp alamayacağın meçhul. Bir de ne olursa olsun mesela bir kira depozito ödenmiş, şimdi 2 kira isteniyor. Bir de emlakçı parası var vs.

Anladığım şu an orta halli bir taşınmanın maliyeti 150bin tl civarı.
görünmez masraflarla 200'e kadar yolu var.

@mirket onu düşünmemiştim evet:)

Bugün bir perde bile yaptırsan 10-20bin.
Buzdolabı sığdı sığmadı,
Ankastre uydu uymadı,
Dolap büyük geldi en önemlisi taşınamadı ya da sökülürse dağılacak gibi dersen maliyet büyüyor.
Mesela daha önceki taşınmamda bir dolabı atmak durumunda kaldım o kadar büyüktü ki, sökülünce de derli toplu geri birleşemeyecek haldeydi.

Bu arada @gitdaddy, depozito 1 kira bedelidir yanlış olmasın. O da son ödediğiniz kira bedelidir. 3000 değil yani son ödediğiniz kira neyse onu alırsınız. O yüzden sözleşmeye 1 kira bedeli yazılır.

fikir olması için yazayım ben de, geçen haftanın fiyatları;

izmir içi iki merkez ilçe arası (50 km mesafe) taşınma maliyeti 37 bin lira (en pahalı seçeneği kullanmadık ama ona yakın bir şirket seçtik, düzgün iş yaptılar, sıfır zayiat. her şey dahil paket idi, her şeyi onlar paketledi, onlar açıp yerleştirdi, eşyaları kurdu).

3+1 evin salon ve oda pencere ve balkon kapılarına orta üst kalite sadece tül perde + mutfak pencere ve balkon kapısına yarı karartmalı plise perde (4 parça) takıldı; 32 bin lira tuttu bu da.

depozito konusunda haklısınız. 10 sene öncesinin nominal değerini değil onun güncellenmiş halini geri alırsınız. bir kira ise yine bir kira ya da daha fazlaysa aynı oran nispetinde. biz de öyle yaptık, depozitomuz ilk kiranın 1,4 katına denk geliyordu, çıkarken de güncel kira bedelinin 1,4 katını geri aldık.

4 Ay önce taşındım, 30k civarında yeni eşya dahil 130k civarı tuttu.

Ben evi büyüttüm, kiram iki katına çıktı o yüzden ekonomik olarak çok faydalı bir seçim değildi.

Ev sahibi saçma bir tutar istiyorsa boyun eğeceğime taşınırım.

Bazı markalar bu tarz durumlar için garanti veriyor diye biliyorum.

Ayağınız iyileştiğinde bir daha oradan vurmayacak raad olun. Ayakkabı niye çöp olsun. Kullandıkça yumuşayacak zaten orası da.

Ayak iyileşene kadar başkasını giyin
Tekrar spor ayakkabıyı giyin yine acıma olursa diğer ayakkabılarla dönüşümlü kullanın.

Ayakkabı ile ayağınız bir süre sonra kardeş olacak anlaşacaklar.

Çıkar. Hemen kağıt mendile emdirseydiniz, ya da emici bir beze. Geri kalanı da nemli ve leke çıkarıcı bir bezle çıkar.

müdahalede geciktiyseniz de endişelenmeyin zira oto yıkamacılar çıkarıyorlar.

Diyarbakır:
-Hacı halit
-Hasan Paşa hanında kahvaltı (kadri'de reçelli yoğurt da var serpmede)
-Buket lahmacun (Diclekent'teki)
-Saim Usta'da (Dağkapı'da) peynirli kadayıf (12:40 civarı geliyor sıcacık (yan yana iki dükkanı karşınıza alınca soldakinde)
-Ciğer (Dağkapı, Remzi...)
-Salüklü handa reyhan şerbeti ve Menengiç kahve
-Sac kavurma (Sultan ocakbaşı)
-Hacegan sofrası
Mardin
-Kebapçı Rıdo

sakatat seviyorsanız instagram da paylaşıyorlar görüyorum bazen bedo'nun yeri diye bir yer var. şırdan deneyin.

ben deneyeceğim inşAllah

Mutluysan neden yanlış olsun

30 dan sonra arkadaşlık ilişkileri zorlaşıyor +7

Bazı arkadaşlar bizi kendi cenderelerine çekmeyi tercih ederler. Kendi sosyalleşme anlayışı içinde olduğunuz kadar onların arkadaşısınızdır. Bunu yeni görmüş/keşfetmiş/fark etmiş olabilirsiniz, ki bu da doğal. Fakat bu sizin asosyal olduğunuz anlamından ziyade belirli x kişi ile görüşmek istemediğiniz anlamına gelir.
Asosyal olma ihtiyacı belirli bir süre boyunca ruhunuza iyi de gelebilir, bu zaman zarfında mutlu olduğunuzu hissedebilirsiniz. Yine de önerim kendinizi dış dünyaya tamamen kapatmak yerine bu olumsuzluğun geçici olabileceğini, yeni ve başka bir dünyadan insanlarla zaman içinde iletişim kurmak isteyebileceğiniz gerçeğine kapıyı tamamen kapatmamak gerektiğini kendinize hatırlatmanızı öneririm.

Yanlış bir şey değil ama tercih de değil. Alıntı yaptığınız yer neresidir bilmiyorum ama büyük ihtimalle anlatmak istediği şeyi anlatamamış ya da hatalı çeviri yapmış başka bir yerden. Ya da metnin tamamına bakıldığında başka bir şeyi anlatıyor da olabilir bilemedim şu an.

İçe kapanıklık (ya da içe dönüklük) bir karakter özelliği, bir tercih ya da mecburiyet değil. Bu insanlar basitçe böyleler. Ötesi berisi yok. Asosyal sözcüğü bu insanlar için çok uygun değil, asosyal tanımının içinde depresyon ve hatta şizofreni vb. sebeplerle istemediği halde ya da bir yan etki olarak sosyal hayatı kısıtlanan insanlar da var. Tamamı bu kapsamda demiyorum, ama tandans olarak genelde bu yönde kullanılıyor. Bu ikisi aynı durum değil. Sizin okuduğunuz kaynak bi ihtimal introversion sözcüğünü asosyallik olarak çevirmiş.

Diğer taraftan sizin burada yazdığınız şeyin tamamı arkadaşlarınızın artık eskisi gibi olmamasıyla alakalı. Yani arkadaşlarınız eskisi gibi olsaydılar siz dışarda onlarla vakit geçirmekten gayet memnun olacak gibisiniz. En azından yazdıklarınızdan bu çıkıyor. O halde bu sosyal hayattan kısma mevzusuna çok da gönüllü olduğunuzu söyleyemeyiz bence, öyle değil mi? Yani siz önünüze seçenek sunulsa arkadaşlarınızla eskisi gibi vakit geçrebileceğiniz bir hayatı mı seçersiniz yoksa böyle iyi deyip o imkanı iterek evde kalmayı mı seçersiniz? Bu önemli. Eğer ilkini seçiyorsanız siz yalnız kalmayı tercih etmemiş, mecbur kalmış oluyorsunuz.

Bir de karakter özelliklerinin 2 senede kendinizi o şekilde tanımlayacak kadar değişmesi güç açıkçası. Bu genelde uzun ve belirsiz bir süreci kapsar. Ne zaman neyin değiştiğini anlamadan artık başka bir karaktere sahip olursunuz sebebini bile bilmezsiniz çoğu zaman. 28 yaşına kadar bir karakter oluşturup 30'da bunun tam tersi olmak ve bunun olağan olarak gerçekleşmesi kulağa zor geliyor açıkçası.

Yalnızlık güzel ama bağımlılık yapar diye bir aforizma var. Bence az da olsa sosyallik olmalı, farklı perspektiften bakan kişiler olmalı insanın çevresinde. İllaki arkadaşsınız diye aşırı samimi olmak zorunda değilsiniz, seviyeli arkadaşlıklar da kurabilirsiniz
Ayrıca toplumdan çok izole olmak da depresyona sürükler (bence)

yalnizligi tercih etmek ve asosyallik farkli seyler. asosyallik hos degil. insanlarla konusmak istesen de konusamiyorsun, kaynasamiyorsun ve ihtiyac duydugunda cevrende hic kimse olmadigini görüyorsun. yalniz kalmak istiyorsaniz tadini kacirmadan yalniz kalin ama asosyal olamyin. arkadaslarinizi ihmal etmeyin.

Soruyu internete sormak çok ucuz (zahmetsiz) olduğundan laf olsun diye soruluyor. Soranın umurunda değil cevap. Aslında merek bile etmiyor, o anda yırtık dondan çıkar gibi sodup ardından unutuyor.

ilgili hesaba giriş yaparak tanımlı cihazları kaldırın (myaccount.google.com). sonra yeniden ios mail uygulamasından ilgili hesabı eklemeyi deneyin.
eğer yönetici izni varsa, alternatif olarak şuradaki adımları da deneyebilirsiniz: support.google.com

böyle bir sorunla karşılaşmadım ancak uygulama olarak gmailin kendi uygulamasını kullanıyorum. gayet güzel çalışıyor.

workspace kullanıcıysanız admin.google.com adresinden hesapla ilgili düzenleme yapabilirsiniz.

Verginin sıfır olduğu Delaware'den Iphone 15 pro max 256 gb alırsanız 1.200 usd, o da yaklaşık 40.600 TL
Kayıt için 30.000 TL
Toplam 70.600 TL

Türkiye fiyatı 81.600 TL

Arada 11.000 TL fark var. 3 sene sizden başka kimse kullanamayacak, satamayacaksınız. Bence eski cazibesi hiç kalmadı. Arada yine 10-11 bin tl fark çıkar ama değer mi ona siz karar verin.

Ekonomik olarak artık pek fark yok. Üstüne @mustafakesekci'nin dediği gibi satamama durumu var. Bir de buna ek olarak türkiye'den alınan apple ürünlerinin garanti süresi 2 yıldır, yurtdışından alınanların 1 yıl. Bir ara söylenti çıktı yurtdışı cihazlar türkiye'de garanti kapsamında olmayacak diye ama sanırım hayata geçmedi.

mantıksız bence. 2 tane alıp kaydettirmeden dönüşümlü kullanmak daha mantıklı.

halihazırda oradaysanız ya da gelen biri varsa mantıklı. (biri getirdiğinde de kaydettirme prosedürü aynı mı farklı mı bilmiyorum.

satamama durumunu ben kafama takmazdım. ipgone aldın mı zaten 3-4 sene temiz kullanıyorsun. ekonomik durumunu sen biliyorsun. telefonunu satmaya ihtiyaç duyar mısın?

sanal kumar oynuyor musun? ihtiyaç harici genelde onlar satıyor telefonlarını vs

Ahşap olduğuna emin misiniz? Fotoğraf vs koyarsanız daha doğru fikir verilebilir.

Ahşap masa mı, ahşap kaplama mı onu bir netleştirelim önce.

Bir de üzerinde boya mı var, yoksa doğal ahşap renginde mi. Eğer boya yok da kendi rengi ise 200lük zımpara ile hafif yüzeyi düzeltip, ahşap yağları ile işlem yapabilirsiniz. IKEA'nın gıda temasına uygun ahşap yağı var.

Üzeri boyalıysa Cadence'in çok güzel ahşap boyaları var, beğendiğiniz bir renkle direkt var olan boyanın üstüne uygulayabilirsiniz.

yol filmini diyorsun sanırım

www.instagram.com

yol (1982) youtu.be

Harikasınız! Teşekkürler

Ben iş görüşmesine gitmiştim iyziko diye okuyorlardı.

Türkler tarafından kurulan bir firma ve "Easy" kelimesinin Türkçe okunuşu ismi. O yüzden gönül rahatlığıyla "İyziko"

Kurucusu 1 şeklinde okuyor ben de onu duymadan önce de öyle okuyordum.

Türk şirketi zaten ikinciyi hiç sunum falan yapılmayan yabancı okuyordur ancak :)

Ayziko diye okunması için izico diye yazılması lazım.

ingilizce olarak 2 şeklinde okunur. Ama türkiyede bu marka 1 şeklinde okunuyor.

Başka kelimelerde de var bu.
Mesela donut ingilizcede doğnat şeklinde okunur ama bizimkiler danıt diyor.

kofte birkac gun saklanir buzdolabinda normalde.

sıkıntı olmaz koyabilirsin.

şahıs şirketini bireysel arkadaşının göndereceği para için kullanmamalısın. fatura kesmen gerek.

Hem fatura kesmek zorundasınız, hem de kar gözükeceği için ayrıca gelir vergisi ödeyeceksiniz. Yapmayın böyle yani..

Şirket hesabı dediğiniz, tanımlanmış bir hesap mı?

Şu yüzden soruyorum, benim de şahıs şirketi var, banka havalesi yoluyla aldigim odemeleri ayri bir bankadaki bireysel hesabimdan aliyorum. ama bu tür arkadaştan para al ver vb şirket ile ilgisi olmayan işleri başka banka hesabından hallediyorum.

Bu şekilde bir duzeneginiz varsa, yani ilgili hesap ticari şirket hesabı vb değilse, ve açıklama kısmı boşsa, olası bir denetleme vb durumda kişinin arkadaşınız olduğunu kanitlayabilecekseniz fatura gerekmeyebilir.

Ama en iyisi bir muhasebeciye sormak.

5k

Devlet hastanesinde neden size fiyat verildi?

Benim kendi fikrim; özel hastaneye basit islemler için ya da o islemi yapacak tek doktor oysa giderim.
Devletin hastanesi her zaman ozelden iyidir mantığı ile büyüdüm, sağlıkçı bir aileden.
Devlet hastanelerinde sıkıntı olsa da özel kadar "para alak" mantığı yok. Insanlar belki daha az Güleryüzlü belki konforu daha az ama bunlar önemsiz, işini doğru yapmak en önemlisi.

Ben devleti tercih ederim. Hele taninmayan özelden uzak dururum.

devlet doktorlarin bogazina yapisa yapisa iyiler hep ozele kaydi, guncel durum bu. ama uni hastanelerinde direkt prof yapacaksa uniyi tercih ederdim

Daha önce benzer sorulara hep benzer cevaplar verdim. Kısaca @logistic +1. Üniversite hastaneleri konforsuzdur falan ama ameliyat olunacaksa orda olunur. Özeller dıştan temiz görünür ama ameliyat ortamları en pahalısında bile şüpheli

@logisticsmanager, estetikle ilgili bir ameliyat. Bildiğiniz gibi devletin karşılamadığı operasyonlar olabiliyor bu da onlardan.

Ok bu noktada işte biraz farklı. Çünkü estetik diğer konular aksine bana daha özel hastane işi gibi geliyor, yani onlarin bu konuda daha uzman/yatkın olması olası gibi.

Ama benim içime sinmeyen;
Adını bilmediginiz hastane ve efsane bir geri bildirimi olmayan doktor
Yani gözüm kapalı da gitmezdim gibi.

Superlig maclarinda buna izin verilmiyordu gecen sezon. Eger bu uygulama devam ediyorsa izleyemezsiniz, tek cihazdan izleyebilirsiniz. Bence devam da ediyordur, bi deneyin isterseniz

Hocam denedik dün izledik, sistem kimseyi dışarı atmadı

Arkadaşın evinde normal tv ye bağlı digitürk/bein var oradan izliyor ben android tabletten bein uygulamasından izliyorum, bundan dolayı sorun çıkmamış olabilir mi

Yok o fark etmez, normalde blockout kurali uygulanirsa tek cihazdan izletir sistem. Blockout’u canliya almamislar demek ki simdilik. Normalde maclara ve kafalarina gore degisiyor uygulama sikliklari. Tam da iste bir kisi alip birden fazla kisi izlemesin diye onlem amacliydi bu. Su an yokken izleyin rahatca, uygulamaya alirlarsa zaten ekranda hata verir ordan anlarsiniz. Iyi seyirler.

O da yapıyor. Bende 4 deadlift, 3 plank fıtığı var.

Güldürdün beni akşam akşam.

Normalde öksürürken bile fıtık olabilirsin bunun yapılan bir egzersizle ilgisi yok, ben tüm compound hareketlerle vücudumun her yerini sakatladım sadece deadlift'le herhangi bir sakatlık yaşamadım. Bu arada deadlift'le sakatlanmadım derken kendi ağırlığımın 3 katından fazlasıyla deadlift yapıyorum. Hareketin kendisi değil yanlış form sakatlar.

Dan john abinin sevdiğim bir anektodu var;
Biri geliyor diyor ki "squat dizlerimi acıtıyor". O da "yap bir tane bakalim" diyor. Yapınca da "squat değil, yaptığın her neyse dizlerini o acıtıyor" diyor.

Kaleci kadar olmasa da bende 2014ten beri deadlift yaparim, kg*2.5 cikabildim. Daha deadlift sebepli sakatligim olmadi. Etrafimda da duymadim.
Deadliftten korktugum tek şey biceps tear.

Onun dışında Bench press dünyanın en riskli hareketlerinden biri misal hele güvenlik bari yoksa. Ama kimse bu kadar konusmaz.

Bu arada deadlift illa yapmaniz gereken bir şey değil.

Logistic'in dediği gibi bench press kadar sakatlık çıkaran bir hareket yoktur mesela, ben bench press'te ısınırken rotator cuff'ımı sakatladım 100 sene önce falan hala acısını çekerim, omuz sakatlıklarının %80'i bench yaparken yaşanır ama ben daha hiç "abi bench press acayip sakat bir hareket ya" diyeni duymadım, bilakis bench press alfalık hareketi gibi bir algı var.

Logistic; Abi deadlift yaparken yüksek ağırlıklara çıkınca biceps tendonu kopabiliyor zira her ne kadar kaslar ve sinir sistemi güçlense de tendonlar ne yazık ki güçlenmiyor, o nedenle sen ağırlığı çekebilecek gibi olsan da, özellikle mix grip yaparken dışarı bakan biceps'teki tendon daha çok aktive olduğundan bu strese dayanamayıp kopabiliyor, o nedenle belli bir yüksekliğe çıkınca seti strapsız yapmamak gerekliyor, tendonun strese en yüksek maruz kaldığı an halteri yerden söktüğün süreç oluyor, bu aşamada strap kullanılırsa tendona binen yükten kısmen kurtulabiliyorsun. Tendon kopmalarına dikkat edersen hep mix grip yaparken oluyor strap kullanılırsa ya da hook grip yapılırsa pek yaşanmıyor.

@kaleci; eski duyurularima bakarsan hook grip ile kendimi sakatladim parmagim 1-2 hafta cekti :/ olmuyor hook grip bende, çok denedim ama kendimi sakatliyorum. Fazla tekrar olacaksa mixed grip yapıyorum ama ağır olursa strap var.

Ama galiba kendimi asla daha fazla itmeyecegim deadliftte ve bir noktada da ağır yapmayi birakmam gerekecek. Hool grip bir bizde olmuyor vallaha, naim suleymanoglu bile yapıyor ufacik ellerle.

Hook gribi ben de yapamıyorum birkaç defa denedim ısınma setlerinde halteri düşürdüm gjkgdj olmayınca bıraktım, en garantisi strap. Hook grip bir de parmakta kalıcı şekil bozukluğu yapıyor benim arkadaşların hepsinin başparmağı kaju gibi oldu.

Bilmiyorum ama turla gitmeni tavsiye ederim. Arabayla gezmek icin zorlu bir yer. Tepelere cikiyorsun, bozuk ve dik yamac dolu her yer. Seni cok zorlar, keyif alamazsin.

Dogu icin gecerli tabi bu.

Yaylalara gidilecekse en azindan bir hafta, ya da tabii kisitli bir alana gidilerek 2-3 gun de yapilabilir. Mevsime gore de farkeder, sonbaharsa mesela kesin Giresun tavsiye ederim, yaylalara cikan bir yoldan cikilip, digerinden inilmeli, sivas yolu uzerinden uzundere'ye kadar gidilmeli, cidden muazzam ve fazla turistik de degil.

müziği nerede dinlediğinle alakalı biraz. toplu taşıma kullanıyorsan şart ve hatta bir şekilde dene, nasıl huzura kavuştuğunu göreceksin. www.hepsiburada.com
bundan al
kendi sitesi 6kya satıyor yuh geçen hafta 2.5k idi.

Anker Soundcore Life Q35 aldım ben, ANC özellikli. Çok kalabalık ve gürültülü bir ortamda bile telefonla konuşup müzik dinleyebiliyorum. Fakat bu kulak üstü biraz terletiyor.

o gördüğünüz grid'ler interaktif tablolar chart'lar hep javascript. arka planda sayfanın çalışma mantığı python, .net, java, javascript herhangi biri olabilir.

önyüz işlemleri neredeyse her zaman javascript ile yapılır. arkaplan işlemlerinin nasıl yapıldığını ise bilmek mümkün olmayabilir.

sağ tuş -> inspect -> dev tools'tan network sekmesi
buraya gidip sayfayı yenileyin, listeye biir sürü şey gelecek.
o gelenlerden kimisi görsel, kimisi media, kimisi ise data. önyüzde gösterilen şeylerin data kaynağı.

işte o datayı kim nasıl oluşturdu, nasıl kaydetti, nasıl derleyip size gönderdi o kısım herhangi bi yöntemle olabilir. ama orası backend.

o dataları göstermek, grafikler şuydu buydu kısmı ise javascript.

önyüzde hangi platform kullamalıyım derseniz iş biraz daha farklı.
reactjs, vanilla js, vuejs falan filan bir sürü şey olur.

bu sorunun cevabı da hangisinde rahatsanız o.
reactjs gayet yaygın bu konuda.

Trendyolu son 1 senedir hiçbir şekilde kullanmıyorum artık ama sizin sorununuz bence market yönetimi ile alakalı. Sipariş verdiğiniz hızlı marketi değiştirip başka trendyol hizmeti veren marketten alabilirsiniz ama bana sorarsanız en iyisi haftada bir fiziki kendinizin gitmesi bunlarla uğraşmak daha zor ve yıpratıcı çünkü.

benzer durumla karşılaşanlar için yazıyorum, ödeme itirazı yaptım ve paramı geri aldım

mobildeyim editleyemiyorum. yıllık ödeme karşılında aile üyesi olmak istiyorum.

heykel workshoplari oluyor masterpiece'in cesitli lokasyonlari da var avrupa yakasinda, inceleyebilirsiniz.

www.studiomasterpiece.com

Dumankaya Konsept'e bakın.

O bölgenin en gözde yeri Lens İstanbul. 30K'ya 2+1 olmayabilir ama yine de araştırın, pazarlık edin.

Mira Beşyıldız, Avlu Kurtköy, Elit Yaşam Evleri, WRoof, Hobi Extra benim beğendiğim siteler. Yeni yapılan Sima Garden çok iyi görünüyor.

Az ileride Harmandere tarafında çok lüks siteler yapıldı. Mahalle olarak dip dibeler orayı da incelemeni tavsiye ederim. Akasya Port projesini beğeniyorum.

Garden Planet'ı tavsiye etmiyorum, 3 sene oturdum. Peyzajı güzel ancak ses yalıtımı yok, yan dairenin telefon konuşmasını dinlersin. Bir de kalorifer peteklerinden devamlı su sesi geliyordu çözememişlerdi.

Kasko maliyeti, araba maliyetinin %6'sı gibi olur (yıllık) yaklaşık olarak. Araba maliyetini ise halka açık kasko bedelleri listesinden öğrenebilirsiniz.

Abi benim bildiğim kasko fiyatı araba fiyatının %1-2 arasında oluyor, biz ona 1,5 diyelim. Dediğin araba 2,5 milyon olsa aşağı yukarı öyle bir kasko bedeli oluyor.

118i m sport 2013 + ek aksesuar (100 bin tl)

%65 hasarsızlıkla 14.5 bin tl civarı ödedim. (sınırsız mali sorumluluk ve ölüm klozu var ayrıca) anadolu sigorta

Şehir, yaş, meslek de prime etkili.

3.20i kullanıyorum, 45 bin'le 86 bin arası fiyatlar çıktı mart ayında.

ne güzel unutmuştum kaskoyu ya.
geçen ekim 5.20i için 19bin, %60 hasarsızlık indirimi. bu ekimde kimbilir kaç lira diyecekler.

Bolu, Yalova, Kocaeli, Sakarya.

yenikapı ya da kadıköy'den ido (yoksa budo muydu) binip bursaya gidebilirsin.
haremden binersen sakarya iki saat bile değil.

yenikapi ve kadikoy'den ido sirkeci'den budo var. mudanya guzel bir secenek bence.

bilgisayardan mı? telefondan mı? telefondansa hangi sistemli telefon ios mu android m?

android için bahsedeyim play storeden Fake GPS location indirip geliştirici seçeneklerinden sahte konumlara izin ver seçenegini seçmeniz gerekli

Irata eğitimi almalısınız. Seviye seviye oluyor. Şantiyelerimden birinde dağcı ekibim vardı. Ordan biliyorum. Kule yapınca her yere erişemiyorsunuz. Çok keyiflilerdi çalışırken. Hobi amaçlı isterdim ben de.

-itiraz harcı diye bir şey yok. Bu durumdan herhangi bir ceza veya ödeme yapmazsın.
-bırak Almanya'daki olayı çorumda işlenen olaya yozgattaki savcılık bile bakmaz.
-olayın Türk yarısıyla uzaktan yakından alakası yok
*almanya da bir avukat tutup işlemi orada başlat veya orada baslattiysan devamını oradan getir. Burada vakit kaybetme.

(bkz: mülkilik prensibi)

Hocam takipsizlik ve almanya görür görmez siz olduğunuzu anladım. Aylardır soruyorsunuz ve görünen o ki kendinizi halen savunamıyorsunuz. Bu soruları duyurudan değil de bir avukatla anlaşarak ona sormalısınız gibi artık...

Abi yanlış hatırlamıyorsam;
Deport var.
Almanya'da hakkında açılmış dava muhabbetleri var.
Şu an paran yok. Gittiğin her kapidan geri döndürüluyorsun.

Sana gereken Almanya'da avukat ama ona da paran yok diye hatırlıyorum. Haklıysan bile Yok yani senin çözümün. Şu an cebinde 5-10 bin Euro para yoksa cozulmeyecek bu iş ki o zaman da belki cozulmez.

Bunu ne kadar kisa surede kabul edersen senin için o kadar iyi olacak.

#dedeminhirkasi

Almanya da avukatlar iletişime geçmiyor savcılık ve polise bildirmeme rağmen hiçbir işlem yapılmıyor. Almanya da tuttuğum avukat bile ilk davada çekildi tüm dosyalar onda olmasına rağmen cevap vermiyor

#artci sarsinti

hocam bir türlü bir aşama kaydedemedim Almanya da avukat bulamıyorum Almanya savcılığı polisi geri dönüş yapmıyor delil sunmama rağmen Türkiye de 3 suç duyurusunda bulundum biri takipsizlik daha fazla ne yapabilirim bilmiyorum Türkiye de avukat ile görüştüm oda benim yaptığım şeyleri yapacağını söyledi.
yakınım kayınbabama ulaştı adam meydan okudu bize hiçbir şeyi inkar etmiyor ne yapabilirsen yap diyor.


#logisticsmanager

aynı dediğin gibi birinden borç alabilirim ancak avukat bulamadım düzgün birini ve hakkımda tutuklama ve bunca ciddi suçlamalar varken Almanya bir işlem yaparmı onuda bilemiyorum savcılığa ve polise belli tarihte WhatsApp plaka tanıma ve araç GPS bilgileri ile çözüleceğine bildirmeme rağmen hiçbir dönüş yapmıyorlar

Şu ana kadar sorduğunuz ve bundan sonra soracağınız soruların çok basit bir cevabı var: Olumsuz.

Yardıma ihtiyacınız olduğu aşikar ancak bu yardımı buradan alabilmeniz imkansız. Sizi seven, sizin de sevdiğiniz ve güvendiğiniz insanlarla konuşup onlardan yardım istemeyi deneyin bence.

#10551037
Bir çok avukat ile görüştüm sadece boşanma açarız diyor aile büyükleri karşı tarafla iletişime geçmeye çalışıyor bende geçiyorum ancak hemen engel ve açık meydan okuma yapıyorlar suç duyurusu takipsizlik Almanya hiç cevap bile vermiyor geçerli bir vize yok gidemiyorum Almanya ya

şimdi ben sizin sözlükteki entrynizi okudum ve buradaki duyurularınızı da hatırlıyorum.

sizin iş duyurudan çözülmez, imkanı yok. bence büyük bi bardak su için, önünüze bakın. belanızı aramayın.

ayrıca karşı tarafı her konuda suçlamışsınız, her şey iftira ama ortada bıçaklama davası var ve 1 cmcik yalnızca gibi bir kabulünüz var? kusura bakmayın ama olayların da hiç anlattığınız gibi olmadığını düşünüyorum. bu insanlar psikopat mı, hepsi mi psikopat ve bir araya gelmişler de herkes size pusu kuruyor hayatlarında hiç dertleri, meşgaleleri yokmuşçasına? ülkeden de deport edilmişsiniz.

önünüze bakın.

#deartheodosia

evet çoğu yerden çözülmüyor bir ümit bendeki

beladan kaçtığım için yasal yolları deniyorum.

karşı tarafın yaptıkları delil ile çıkar ortaya bıçaklama olayında kabulüm yok Kendi evimin arkasına koşuyor üzerinde polis aramasında bıçak çıkıyor ayrıca beni takip ettiğini ifadesinde belirtiyor polis evimi arıyor beni hücrede çıplak arama yapıyor bıçak yok.

olaylar bilmediğimden çok daha fazlası
benim sorun yaşadığım bir aile ve yakınları aynı kişiler.hepsinin kafa yapısı demek aynı.
aynı düşündüğünüz gibi başka işleri yok birde onların tarafından düşünün tüm mal varlığıni alıp üstüne hapislik iftira ve her yerden herkesi engelleyip elinden geleni ardına koyma demeleri neyin mantığı olabilir

kışın gidersin için ısınır

20dk yürüdükten sonra yazın serinlemek isterim

niye üşütecekmişim kışın adam gibi giyin üşütmezsin

Hiç bir şey olmaz. Kışın da yazın da gidilir.
Neredeyse hafta en az 1 masaj ve saunam var. Hiç bir kötü etkisi yok :)
Kesinlikle git.

Benim de aile kültüründen bildiğim, yazın gidilir.

Yumuşanır, kir atılır, ölü deri atılır. Kemikler ısınır falan gevşer rahatlarsın.

Çıkınca da hasta olmazsın.

Ama sonradan okudum ki vücuda sıcaktan ziyade soğuk iyi geliyormuş. O yüzden hamamı azalttım baya. Zaten hijyen olayları falan cabası.. her yer düzgün değil.

Gerçi sıcak suyun da kendince faydaları vardır ama zararları da var. Neyse konu bu değil zaten.

bilakis çıkınca serinlersin.

Kisin gidersen cok saglam kurulanman gerekir ozellikle kafani kurulamalisin

Yazinda cok sicak oluyor baya terler darlanirsin gidecegin yerde genel ortada bos bi oturma alani olur ozellikle buna bak rahat mi diye.

Yazin verdikleri odada da fena kavrulabilir tabi yerine gore degisir.

hamamdan çıkınca hemen giyinip çıkmıyorsun ki, odalar var, çayın geliyor, çayını için kendine geliyorsun yorgunluğunu atıyorsun, hatta kabinde biraz kestiriyorsun. hamam sefası diye boşuna demiyorlar.

hadi kardeşim hadi diye kovalıyorlarsa da o işletmeden uzak duruyorsun bir daha gitmiyorsun gitmeye niyetlenenleri uyarıyorsun.

askerliğimde yazında gittim kışında gittim (askerdeyken öyle rahat rahat yıkanamıyorsun) ama kışın gitmenin tadı başka.

Hocam ne tv alırsan al. Eğer uygulamaları kullanmak istiyorsan güzel bir android box al öyle kullan. Kendinden android de alsan tivibox hızında olmuyor hiçbir şekilde.

jackyr +1

evet program desteği olmayabiliyor bazı tvlerde. mesela samsung tv'de de bazı uygulamalar yok.

paneli, ekran kalitesi, nit değeri, hz değeri iyi bir tv al smart özelliklerine çok bakmadan. sonra kaliteli bir tv box al bak keyfine. nokia nvidia nın kaliteli tv boxları var.

ty.gl

ben geçen sene aldım memnunum.

philips the one kullanıyorum (android) memnunum

tcl in içinde google tv olan bir modelini al ve arkana yaslan. TCL çıktı çıkalı philps nal topluyor.

Tiklemişim ama sonradan farkettim arkadaşlar, Vestel tercih dışı

eksisozluk.com

Bak sözlükte biri bunu yazmış.

metro markette var

Eski evimde Philips almıştım, memnundum.

Elektrikli araçların bataryası arızalanırsa masraf oldukça büyük oluyor diye biliyorum.
Yakıtlı olanından kiralayın ve fazla düşünmeyin.

Uzun yol yapacaksiniz. Neden elektrikli arac kiralamak istiyorsunuz? Yolda ortalama 1 saatlik ekstra, zorunlu mola vermek hosunuza mi gidiyor? Benim icin kesinlikle bir secenek olmazdi bu sebeple.

Sorunuza gelirsek, guven konusunda sorun yasamaz; yolda da, Eskisehir'de de jarj istasyonu rahatlikla bulursunuz. Kiralama yaptiginiz firmaya uzun yol yapacaginizi soylerseniz, ona uygun bir elektrikli arac verir ve gerekli bilgilendirmeleri yaparlar.

Voltla uygulamasını indirin. Uygulama Türkiye'de hizmet veren şarj istasyonlarını haritada sürekli olarak güncelleyerek paylaşıyor.

Bunun dışında bir elektrikli araç sahibi olarak önerim planlamanızı Trugo şarj istasyonları üzerinden yapmanızdır.

Sanıyorum elektrikli araç almak aklınızda var ve deneyimlemek istiyorsunuz...

Şarj istasyonu bol hiç sorun yaşamazsınız. İlk cevap veren arkadaşın dediği şey batarya ömrü ile alakalı, sizlik bir şey değil.

Edit: Bir de kullanacağınız istasyonların uygulamalarını önceden indirip kredi kartınızı tanımlarsanız zaman kaybetmezsiniz.

baktim iki sehir arasi 400km civari. en son 300km tek yon yolu kiralik tesla ile gidip gelmis biri olarak salla diyorum, benzinli kirala gec.

Cevaplarınız için teşekkür ederim. Sorularınıza cevap olarak: almak niyetinde değilim, kiralık araç olarak da elektrikli benim tercihim değil ama çoğunluğun kararı ile mecbur kalıyorum diyelim. Sadece bu konuda tecrübem olmadığı için ve şarj istasyonlarının altyapısını ve güvenilirliğini bilmediğim için bir sorun çıkar mı diye tedirgin oluyorum. Daha önce elektrikli araç kiralamış ya da elektrikli araçla uzun yol gitmiş kişilerin fikirlerini merak ettim.

merhaba bu durum bütün işyerlerinde oluyor.
işyerine yaptıracağınız masraflar işinizin risk kısmı.
bunu göze almak durumundasınız.

en azından dükkan sahibinden 2 3 ay tadilat süresi ve depozito vermemeyi konuşun.

Bu dediklerinize de yanaşmıyorlar malesef. Yaptıracağım tadilat başka bir yere taşıyabileceğim bir şey de değil üstelik.

Tütsüleme makinesi. Gazı basmıyorlar, yaktıklarını maddenin dumanıyla yemeği tütsülüyorlar. Amaç sunulan kişiye koku yaymak değil, yemeğe tütsü tadı vermek

Bağlantı paylaş ciğerim hiçbir şey anlamadım, gözümde canlandırması :)

gördüm ben de evet var öyle bir şey. sevgililer yapıyor gördüğüm kadarıyla.

Aman ne paylaşcam. Hani bi ara kovayla boşaltıyorlardı ya bu da bunun kola şişesine delikler açıp kafanın üzerinden yukarı tutup, döne döne ıslanma modeli.
Benim türkçe bu kadar anlatabildi valla.

Daha güzel ifade edebilen babayiğitler varsa yazsın.

x.com

evet var

Haydaaaaa

eurostar hızlı tren ve özel şirket. sncf fransız demiryolları. glacier express gibi değiller, standart olarak ulaşım aracı olarak kullanılıyorlar.

cok tesekkurler, bu durumda aralarinda temelde bir fark yok diyebilir miyiz? saati ve fiyati uygun olani mi secmeliyiz?

10 yıl kadar önce tanıdığım Mısırlı bir kız vardı, Suudi Arabistan'da okumuştu ve hep yabancı okullara gitmişti, ailesi ile de İngilizce konuşuyordu. Ama anadili mi İngilizce idi yoksa ailecek öyle mi tercih ediyorlardı onu bilemiyorum.

Boyle bir aile taniyorum. Suudi Arabistan'da yasiyorlar ama aslen hindistanli musluman aile, arap/hint ayrimi cok belirgin degil bizim acimizdan. Kendi dillerini de biliyorlar ama ingilizce de anadil gibiydi.

buna ben de 2-3 kere şahit oldum. istanbul'da markette çocuk ve babası ingilizce konuşuyordu. arap oldukları kesindi ama. akıcı şekilde konusuyorlardı.

Suudi arabistandayım. Çocuğundan yaşlısına ingilizceye çok önem veriyorlar. Konuşamasa da anlıyorlar. Suudi aileler çocuklarının ingilizceyi kesin öğrenmesini istiyorlar. Filipinli, afrikalı ingilizce konuşan dadılar çok, ücretleri suudiler için çok yüksek değil.

Çoğu İngiltere, malta gibi yerlerde yaşıyor

Benim ablam ilkokulu riyad'da okumuş, Amerikan okulunda. İngilizcesi ana dili gibidir. Amerikan/İngiliz kültürü ve tüketim ürünleri oraya Türkiye'den çok daha uzun zaman önce yaygınlaşmış.

Suudiyim demiştir ama arabistanda yaşamıyordur. Yaşadıkları ülkenin dili ingilizcedir. Bizim alamancılar gibi düşün.

Ben hayatımda daha iğrenç bişey içmedim. İçtikten sonra günlerce kuzu kulağı yiyemedim ki bayılırım.
Kahveli kokteylleri çok severim.

Ben passionfruit ile yapılan ekşi-tatlı karışık yanaklarımı kamaştıran kokteylleri çok seviyorum. Onun dışında viskili kokteyller de gayet güzel, klasiklerden whiskey sour tercihim oluyor.

Ben bir ekşi bağımlısıyım. İçtiğim kokteyllerin de olabilecek en ekşi kokteyller olmasını seviyorum. İyi yapılmış bir margarita severim. En sevdiğim meyve greyfurt, greyfurtlu kokteyl denk gelince affetmem.

Kuzukulağı kokteyli geçen de sormuştum, ben seviyorum ya. Kuzukulağı muazzam bir ot yani o ottan bu lezzet nasıl çıkıyor hâlâ anlamıyorum :D kokteyli de iyi bir tarifle yapılırsa çok lezzetli. Ama hepsi aynı değil yani bilmiyorum standart tek bir "kuzukulağı kokteyli" tarifi yok bence. Farklı kokteyllerde tamamlayıcı olarak konuyor. Şu an net mekan/kokteyl ismi veremem ama çok iyisini de içtim, ehh fena değil olanı da. Bak şimdi düşününce aklıma geldi sanki Eskişehir'de varuna'da içtiğim iyiydi diye aklımda kalmış.

Neyse yani en bilinen temel kokteyllerden Margarita; mekana özgü kokteyllerden de içindeki malzemelerden ekşi/tatlı oranı ennn yüksek olan kokteylleri tercih ediyorum. Tatlı içecek sevmiyorum pek zaten.

Edit: bi de bu kuzukulağı kokteyli olayı iki sene önceye kadar baya hipsterdı ya. Bu kadar popülerleştiğini de hiç fark etmemişim. Çok az mekanda sunulan, gizli bir kokteyl malzemesi sanıyordum hâlâ kuzukulağını :D

genel olarak kokteyl sevmiyorum, hangi içki ise sek içmek daha büyük keyif veriyor bana. ancak bazı mekanlar güzel kokteyller yapabiliyor, tercihen aroma vb. değilde gerçekten taze ve mevsiminde olan ürünlerle yapılan kokteyller daha iyi oluyor.

erikli kuzu kulaklı çok güzel oluyor bence ekşi sevenler için

Zencefilli olanları seviyorum, menüde adında mule geçen bir kokteyl var ise ben oradayım.

espresso martini'yi evde hem kolay hem hızlı hazırlayabiliyorum, tat olarak da çok hoşuma gidiyor. yaz kış içebiliyorum.

sıcak yaz günlerinde mojito ferahlatıcı oluyor. maden suyuyla yapınca o kadar şekerli de olmuyor, baymıyor.

kuzu kulağı sour severiz ya, ekşimsi, fresh, rahat içimli.

onun dışında cin bazlı kokteyller kalp ben. daha hafif, üst üste içtiğinde daha içilebilir oluyor. viski bazlı olunca ağır gelebiliyor ve daha çabuk çarpıyor (içindeki miktara göre)

bazen tatlı, bazen ekşi, öncesi ve sonrasında ne içtiğine göre değişiyor.

espresso martini candır bu arada. hastasıyız.

ayrıca istanbulda olanlar için cocktail talks'un içmeli eğlenmeli workshop'ı ve fahri konsolos'un değişik kokteyllerini aşırı tavsiye ederim.

Dönem dönem insanlar bir şeye yükselir ya normal bunlar.
Bence fena değil, içilir.

Benim için bir kokteylin en önemli şeyi içinde zencefil olması, başka bir şeyin önemi yok.
Bunun dışında viski bazlı kokteylleri sevsem de cin candır.

Kuzukulağı güzel yapılmazsa kötü salata içmiş gibi oluyor. Benim en sevdiğim kokteyl barında "kuzukulağı, yeşil elma, portakal likörü, cin"le yapıyorlar ve çok güzel oluyor.

Rom ve meyve seviyorum ben, dolayısıyla özellikle kokteyl için çıkmadıysak ama dümdüz bira şarap içesim yoksa mojito içiyorum. Rom bazlı, ekşi ya da tatlı ekşi, meyveli, vanilyalı her türlü kokteyl benim canım. Baharatlı, acılı kokteyller de ok ama dönüp dolaşıp tatlı ekşi rom kokteyllerine varıyorum her seferinde.

gördüğüm kuzu kulaklı kokteyller bana da çok basit geliyor hiç denemedim o yüzden kokteyl içiyorsam biraz daha farklı şeyler içmek istediğim için oluyor genelde yoksa cin tonik, vişne votka, mojito falan içerim klasik şeyler en azından. bazılarında o da klasik mertebesine geçmiştir o ayrı ama beni hiç cezbetmedi.

ben genelde acılı kokteylleri ve tatlı kokteylleri severim. ekşileri sevmiyorum pek. biberli miberli yakan bir şey veya tarçınlı marçınlı tatlılı bir şey görürsem onu alırım.

zencefil acısını seviyorum, o yüzden ben de moscow mule gibi kokteyllere gidiyorum. Ne kadar acı o kadar iyi. Bazen kırmızı biberle daha da acı yapıyorlar. İşte onlar benim favorim.

Yoksa standart cin soda.

Old-fashioned.
Beni old-fashionedda yikasinlar yikasinlar.

Aperol Spritz'im. Karakter olarak da.

Budapeşte'yi bilgimiyorum, prag'da özellikle de şehir merkezinde aklınıza gelmeyecek komisyonlar ve oranlarla euro bozuyorlar.

Kredi kartı ve bir miktar bozuk euro ile hayatınızı sürdürebilirsiniz.

İkisinde de para bozmadım ya euroyu her yer kabul ediyor. Kart da çoğu yerde geçiyor diye hatırlıyorum bence en temizi karttan harcamak.

Pragi için bi 5-6 sene önce çok popüler bi video vardı. Ana meydanda herkesin bozduğu yerden bozdurmayın, 100 metre ilerisindeki döviz bürosu çok daha avantajlı diye ama hâlâ durum aynı mıdır bilmiyorum. Bi araştırın

Kredi kartı ve Euro yetiyo

Prag'da kesinlikle komisyonlara çok dikkat edin. Bankamatikten 100 $ civarı çekmiştim, 20 $ kadar da komisyon eklemiş üzerine. Para bozdurma konusunda çok büyük dolandırıcılık dönüyor orada. :)

Budapeşte’de döviz bozdurma çok sıkıntılı değil ama bazı bürolar düşük bozup biraz fazla komisyon alıyorlar.

Tavsiyem şu bürodan bozdurman; maps.app.goo.gl

is sebebiyle devamli budapeste'ye gidiyorum
bir kere bira eur bozdurmadim
her yerde kart geciyor

prag da asagi yukari oyle

illa bozduracagim diyorsanız banka subelerinden bozdurun derim
herhangi birisine girip yapabilirsiniz

Değişkenleri çok olan bir durum. Ne kadar kalacaksın, evli misin, gideceğin yerde mülkün olacak mı?

ikametiniz türkiyede olmayınca bazı bankalarda ve bankacılık işlemlerinde sıkıntı olabiliyor kredi kart limit artırmak gibi

Cok ekstrem bir dezavantaj/avantaj yok. Adresini teblig etmeniz kanuni bir sorumluluk. Yurtdisinda yasiyorsaniz o ulkeye aldirabilirsiniz, yok tr de yasiyorsaniz tr de kalsin. Zaten cogu mesele o ulkede 181 gunden fazla gecirip gecirmediginizi esas aliyor sizin ikametgah tasiyip tasimamanizin cok onemi var mi emin degilim . Ikametgah, oy kullanirken, size ulasacak resmi yazilarin sizin gercek adresinize gelmesine falan yariyor.GSS kapaniyor ama prim de yatirmiyorsunuz, GSS borcu cikmiyor fln.

@numlock Bunlar belirsiz veya zamanla değişebilen şeyler olduğu için genel olarak sormuştum.

Yurtdışı çıkış harç pulundan muaflık, imei kayıtsız telefonu 1 seneye kadar uzatabilme, gelir vergisi muafiyeti vs.

Doğru maalesef. Arkadaşım var starbucksta çalıştı birkaç sene. Hemen hemen hiçbişeyi de yıkamıyorlar, abi cebime para verseler yemem içmem oradan bişey diyordu.

Siz yine de firma ismi vererek firma hakkında olumsuz bir şey söylemeyin. Söylediyseniz silin. Ticari itibarın zedelenmesine yönelik diye başlayan bir suç var.
Üzerlerse üzülürüz.

@Mirket yok firma ismini hiçbir yerde söylemedim Starbucksta olmadı bu arada; sadece bu işleyiş böyle mi gerçekten diye şok oldum.

"işleyiş böyle" diye bir şey olamaz. insanlar bitkisel sütü, laktozsuz sütü sadece tikican oldukları için istemez. alerjileri, hastalıkları da olabilir. "nasıl olsa anlamaz, içivirse ne olacak" denecek şeyler değil. adam oracıkta hastanelik olursa "içivirsin"i görürler.

bitkisel süt isteyen müşteriye hayvansal sütün damlasını bile veriyor olmak büyük skandal. koca koca çikolata firmaları paketin üstüne "eser miktarda fındık fıstık olabilir" yazıyor. yani alerjin varsa ne olur ne olmaz, kırıntısı karışmış olabilir yeme diye. bilinçli olarak yapıyor olmak çok fena. ben olsam genel müdürlüğüne kadar yazardım.

Büyük skandal. Önce güzelce olayı yazar, sonra ChatGPT'ye bir dava dilekçesi haline getir gibi bir prompt girerek yazım dilini düzeltir, sonra hem Cimer'e hem genel müdürlüğe yazarım.

İlk defa sizden duydum
Ben kahve yapilirken izliyorum
Buyuk firmalardan aliyorum hic karistirma gormedim

Rezalet. 60-120 ekstra ücret istendigini gördüm bir de akil alir gibi degil. Cold brew icicem ben

Belki de sadece aldığım şubenin işgüzarlığı da olabilir o yüzden ben de çok şaşırdım ya da eleman mı bilmiyor acaba diye şüpheye düştüm, yeni fobi yüklendi :D

Yemen gerekir. En azından hindi füme falan at ağzına.

olmaz. gunluk kalori miktari ve makrolar hedeflere uygunsa zamanin oncesi sonrasinin bir onemi yok.

6 ay süren bir araştırmada deneklerin bir kısmına antrenman öncesinde bir kısmına antrenmandan hemen sonra bir kısmına da antrenmandan 3 saat sonra besin veriyorlar, araştırma sonuçlarında da deneklerin hepsinde benzer kas kazanımları olduğunu görülmüş. Yani alman gereken "zorunlu makroları" ne zaman aldığının bir önemi yok önemli olan tek etken alman, antrenman sonrası yemek istemiyorsan günün herhangi bir saatinde alsan da olur. Bunun bilimsel nedeni de şu: Sen proteinli herhangi bir ürün aldığında eğer o an ihtiyaç varsa proteinler aminoasitlere yıkılıp ihtiyaç duyulan yerlere gönderilir ama o an ihtiyaç yoksa aminoasitler geçici bir aminoasit havuzunda beklemeye geçer ve ihtiyaç duyuldukça oradan yıkılıp sisteme verilir, yani gün içinde proteinli bir öğün yediğinde aminoasitler havuzda bekler ve antrenman sonrası kullanılır ama bu havuz bir depolama sistemi değildir karbonhidratlar ya da yağlarda olduğu gibi, yani bugün aldığını yarın kullanamazsın sonradan bu havuz yıkılacaktır.

@kaleci saçlı yırtıcı forvet (şu nicki de ne zaman görsem aklıma Oliver Kaan geliyor)
Bu makro mikro işleri çok abartılıyor sanki ya. Öyle bir furya oluştu sanki, insanlar utanmasa mutfak tartısıyla gezecek. Ben direkt ye tavuğunu balığını kafasındayım. Bu daha iyi değil mi, rahat en azından.

Duruma göre değişir. Yani bir amacın yoksa spor yapmak için spor yapıyorsan makro saymana gerek yok ama kas alayım diyorsan mecbur sayacaksın zira kas kütlesi için vücudunun sedantander pozisyonundan yüksek kalori alman gerekiyor, yani sistem kendi mekanizmasını ayakta tutmak için tüm kalorileri harcadıktan sonra "tamam lan elimde fazladan kalori kaldı bununla da biraz kas üreteyim" diyeceği bir kalori alman lazım, onu almazsan kas inşa edemezsin o nedenle kalori saymak gerekiyor ama burada önemli olan karbonhidratı ne kadar aldığın, zaten kas efektinde proteinin çok küçük bir kısmı kullanılıyor ama karbonhidratın tamamına yakını kullanılabiliyor, o nedenle onu yüksek almak gerekiyor, ne kadar aldığını bilmen için de sayman gerekiyor. Ha ben saymıyorum not almıyorum hiçbir şey yapmıyorum, bugün yemeklerimi yaptım 15 dakikada ama saymadım çünkü 15 sene+15 dakikalık bir tecrübem var gözkararı anlayabiliyorum.

Onun dışında diyet yapıyorsan yine saymak zorundasın, orada mesela proteini yüksek alıp karbonhidratı nispeten daha düşük alabilirsin, orada da sistemin "lan elimde fazla kalori yok en iyisi gideyim de bu dombilinin yağlarını harcayayım amk yine yemek memek hiçbir şey gelmemiş" demesine neden olacak kalori açığı vermek ge4rekiyor, o kalori açığını da kalori sayarak hesaplayabilirsin kalori saymazsan bazı hesaplar çarşıya uymuyor çünkü.

Tam pt olacak adamsın kral.

@kaleci kalori saymak için iyi bir app tavsiyesi verebilir misin

MyFitnessPal ve FatSecret genel olarak en çok kullanılan iki app.

O olaylar bizim ülkede pek tutmuyor. Notere gitsen oradaki görevli bile ne yapması gerektiğini bilmez.
Üzerine faturalardan birini alsın, su elektrik vs. En garanti yöntem bu.

Ev sahibi olmadan, noter onaylı sözleşme olmaz sanırım.
www.ascconsulting.com.tr

Konudan bağımsız ama düşeceğiniz durumla alakalı, böyle kendi evine yabancı ev arkadaşı alan biri vardı duyuruda.
Evi zamanla ele geçirmişti kira falan ödemeden kalıyordu. Sonra birini daha mı getirmişti falan. Tehditler vs. Devam etmişti. Okursa hatırlatır.

Kalıyorsa kontratsız kalsın. İşinize gelmezse valizini kapı önüne koyarsınız. Neden resmileştiriyorsunuz? Kontrat onun üzerine olduğunda aynı şeyi size yapma ihtimali var.