Ekşi Duyuru

unkapanı perdeciler çarşısı

Yasin Perde'yi tavsiye ederim.

www.n11.com
Ben buradan almıştım çok ilgililer, ürünler kaliteli ve piyasaya göre uygun.

anlatanadam'ı da severim ama İlker Gümüşoluk'a giderdim ben olsam. (standuplarını izlemedim)

ilker gümüşoluk güzeldir.

ek olarak
özgür turhan
nevzat can ünsal
salih tıraş

bunlara gidebilirsin baya iyidir. özgür is the best

ben de ikisini de severim ama İlker Gümüşoluk'u tercih ederdim.

Corolla sedan için iyi diyebilirim. Şehir içinde neredeyse hiç yakıtınız gitmiyor bence.

Yaris de güzel. Teste gidip hacim bakın. Sürün derim.

Hibridin yıllık kontrolunde yetkili servis pillerin testi geçtiğini söyledi.
Bu, bu piller daha x zaman daha gider demek değilmiş
Bu, pil ömrüyle ilgili bir tahmin yaptırmazmış.
Bu, sadece pillerin şu anda geçer durumda olduğu anlamına gelirmiş. Geçer'in %bilmem kaç olduğu fikri/bilgisi vermiyormuş.
Ezcümle, 2. el hibrid al-satarken alıcı da satıcı da pillerin ömrüyle ilgili bilgi sahibi olamıyor. Ama, en azından yetkili serviste test ettirirseniz ve testi geçti derlerse pilleri yenilemek çorunda olmadığınızı anlayabilirsiniz

2015 Toyota Yaris hybrid ilk sahibiyim. Çok memnunum, aldığım günden beri yetkili serviste yıllık bakımını ve hibrit kontrolünü yaptırırım. (Denilene göre elektrik/elektroniksel bir sıkıntı olmadığı sürece piller ömürlükmüş.) Dolayısıyla ne kadar derlerse veriyorum, bakım fiyatının benzinli araçlardan farklı olduğunu düşünmüyorum. (Benzinlilere göre sadece hibrit kontrolü için fazladan cüzi bir miktar veriyorum)
2015 yılında benzinli ve hibrit araç arasında %10 fiyat farkı vardı. Şu ana kadar çoktan amorti ettim ama şimdi sıfır araç alacak olsam fiyat farkının çok olduğunu düşünüyorum.
Eğer sakin araç kullanan birisi iseniz ve yollarınız çok dik yokuşlu değilse yakıt tüketiminin 3,5-4lt/100km olduğunu göreceksiniz.

Eger balkon mahremiyeti olan, koltuk takimi koyup cay, kahvalti yapabilecegim bir balkonsa ikincisi. Yoksa 1.si.

Bağımsız mutfak varsa +10 ekle. Gerisi hiç önemli değil.

Balkon çok büyükse teras balkonsa vs belki 2.seçeneği düşünürdüm.
Ama yok eğer büyük değilse düşünmeden 1 derim

Bağımsız mutfak +1
Salona bir metre tezgah koyup "al mutfak" diyorlar, çok bozuluyorum.

Kapalı otopark benim için önemli. Ama her araç için özel bir yer var mı? 40 daireye 3 arabalık kapalı otopark var. Emlakçı kapalı otoparklı daire diye pazarlıyor.

Ev nerede? Ege ve akdenizde balkonsuz evde oturmam. Ama balkon da en az iki sandalye bir masayı alabilecek büyüklükte olmalı.

Mutfak, aynı zamanda yemek odası da olabilecek büyüklükte ve ferahsa olsun. Yoksa açık mutfağı tercih ederim. Salon yemek kokuyormuş, koksun. Benim yemeğimin kokusu. Ayıplayacak misafir gelmeyiversin.

araç varsa kesinlikle kapalı otopark. ikinci seçenekte eğer aracınız varsa hem aracınız hem de balkonunuz sürekli toz olacak (cam balkon yaptırmadığınız sürece). dolu yağışlarında aracın alacağı muhtemel hasarı saymıyorum bile.

yeterince bilgi yok maalesef. balkonun detayları, hangi il olduğu gibi.
Erzurum'sa kapalı otopark önemli, izmir muğlaysa balkon. balkonun büyüklüğü de önemli tabi. sadece çöp koyabildiğin bir alansa ona da değmez.

semt daha önemli şehire göre.

Sadece bu kriterler finale kaldıysa balkondan taviz verip kapalı otopark + bağımsız mutfağı tercih ederim.

Balkon biraz keyif işi çok fonksiyonel değil olmasa da olabilir.

Kapalı otopark dediğin zaman aracın güvenli yerde, yazın aşırı ısınmıyor, kışın buz gibi olmuyor, dışarının tozuydu kuşuydu ağacıydı bunların sonuçlarıyla uğraşmıyorsun. Ciddi konfor sağlıyor, özellikle yerin daireye tahsis edildiyse otopark aramıyorsun ve direk evine asansör ile çıkıyorsun. Büyük nimet.

Açık mutfaklı evde salonlar yemek kokuyor. Her daim çok temiz tutmak zorundasın, yoksa en ufak açıkta bıraktığın ürün veya bulaşık salonun temiz olmadığı izlenimi veriyor ben rahatsız oluyorum. Mutfak ayrı olduğunda evin içinde ayrı bir yaşam alanı oluyor ki bu da çok kıymetli.

Bağımsız mutfak ve kapalı otopark hayat kalitesini gerçekten yükseltiyor. Sırf bu sebepten bile balkondan taviz verilir ki zaten Türkiye'de balkonun tadını çıkartabileceğin semt sayısı da fazla değildir. Birinciyi seçerdim.

diğerinin tek avantajı balkon gibi gözüküyor.

şu an oturduğumuz yerde 3 tane balkon var 10 aydır hiç kullanmadık.

balkon balkon diye yataklara düşüp nöbet geçirmiyorsanız 1.si

Konya Akseki Antalya

Antalya'nın ne tarafı Alanya'ya doğru ise üstteki tarif, kemer tarafı ise Burdur yolu.

@mirty,

Belek tarafı. Sanırım ortada kalıyor.

afyon ve ısparta. serik için burdur olmaz.

Kulu-Konya-Seydişehir-Akseki-Manavgat-Serik

Afyoncular ve konyacilar arasindan secimimi yaptim;

Polatli - afyon - sandikli - burdur - bucak

Rotasini kullanacagim. Danke.

Ödem için maydanoz ve limonlu bi su yapıp içmeye başlamıştım. İki haftaya inmişti ödemim. Bol su içmek gerek bir de.

Bir ayda bence 8 kilo bence iyi. Zaten emzirmek size hızla kilo verdirmeye devam edecek. Ben açıkçası kilo verişimi çok takip etmemiştim ama bir ay sonunda muhtemelen ben de aynaya bakmaktan memnun değilimdir. 14 ay önce doğum yaptım. Şu an hamile kaldığım kilodan daha zayıfım. Ben de 18-20 kilo arası almıştım. Kilo vermek amacıyla da herhangi bir şey yapmadım bu arada. Kendiliğinden gitti.

Bana doktorum egzersiz önermemişti ama hafif egzersiz öneren doktorlar da var. Şu an erken ama zamanla yürüyüşle filan başlayabilirsiniz.

Bazı kadınların karın kaşlarının ayrılması gibi bir problem yaşadığını okumuştum. Organlar boşa çıkıyormuş, göbek gitmiyormuş gibi bir şey. Öyle bir fiziksel rahatsızlığınız yoktur heralde. Olsa gerçek doktor muayenesinde çıkardı diye düşünüyorum.

Bir de emziriyorsunuz diye ekstra ekstra fazla yemenize hiiiiç gerek yok. Etraftan baskı geliyordur belki bu konuda ama. Normal beslenin. Bol su için.

Bedeninizd biraz izin verin, doğum şekliniz de hareketinizi kısıtlıyor olabilir fakat 31 gün oldukça erken. İyileştikçe, emzirdikçe, bebekle aktif olabilmeyi çözdükçe farklı olacak. Ama 31 gün çok çok erken tekrar söylemek isterim. Bir yıl önce doğum yaptım, acil plansız bir sezaryen ile, üçüncü ayda kendi bedenim bana ait gibi hissetmeye ancak başlamıştım. Şu an hamileliğimden de az kilodayım, sağlıklı hissediyorum, enerjim yerinde. Ama zaman alıyor, ve herkes için farklı.

31 günde 8 kilo gayet normal. Gerisi emzirirken gidecek. Şekerli gıda yemeyin. "Ama süt gelsin" lafına benim doktorum "inek ne yiyorsa sen de onu ye süt için" demişti. Bol yeşillik, bol bol su. Göbek ancak ameliyat acılarınız geçtikten sonra ufak ufak eriyecek.

çocuğa zarar gelmediğini nereden biliyorsunuz ki, kaç yaşında bu çocuklar daha?

ileride belki bağışıklıkları düşük olacak, astım olacaklar, ülser olacaklar, adını anmak istemediğim daha tehlikeli hastalıklar için yüksek risk grubunda olacaklar; belki kafaları pek çalışmayacak, fiziksel olarak güçsüz ve çelimsiz kalacaklar vs...

çevrenizdeki kadınlar inanılmaz sorumsuz ve iradesiz insanlarmış bence.

Sigara, alkol ya da gebelikte kullanılması kesin yasak olan ilaçlar gebelikteki sorun riskini yüksek oranda artırıyorlar ama kesin sorun çıkacak diye kaide de yok. Yani şimdi alkol ve sigaradaki yüzdeleri net hatırlamıyorum ama genelde bu oranlar genelde %5-10 gibi değerler oluyor. Normalde %1 olasılıkla sorun çıkacaksa %10'a çıkması çok büyük bir risk artışı ama her 10 bebekten 9'u yine de sağlıklı doğacak bu hesapla. Dediğim gibi sigara ve alkoldeki risk daha yüksek ya da daha düşük olabilir, bu oranları örnek olarak verdim.

Herhangi bir şeye sebep olmak istemem ama gelişim psikoloji dersinden hatırlıyorum. Embriyon dönemi bittikten sonra bebeğin dış etmenlerden etkilenmediğini hatırlıyorum. Hatta bu dönem bitene kadar içmeyenler, sonra içmeye başlayanlar varmış falan gibi muhabbetler olmuştu.

Bu insanlar da bebek nefes alıyorsa sağlıklı zannedilor. Sıfır bilinç. Mark greg sputnik gayet güzel açıklamış.

Bu biraz da şeye benziyor; "benim dedem sigara içiyor ama 90 yaşında", "20 yıldır sigara içiyorum ama bağımlı değilim" gibi.

Sigaranın en büyük şerefsizliği insanı bir anda hasta etmemesi. Buna aldanan da sigara içip ölmeyince "e bu zararlı değil" diyor.

Bilinçsiz ve düşük zekalı ailelerde görünen bir durum bu. Hamile kadının bırakın sigara alkol tüketmesini sigara içilen ortamda bile durmaması lazım. Bir kadın hamileligi sırasında içtigi suyun ph seviyesine bile dikkat etmeli. Anne ne yer ne içer ne olursa çocukta onu o narin vucuduna alır. Ve bunun etkisini o yavrucak bir ömür çeker. Farzı misal şimdi çıkmasa da evlendiğinde çocugu olmadıgında çıkar. Veya 8 yaşında kansere yakalanmış bir çocuk oldugunda çıkar.

kusura bakmasınlar diyicem de bence kusura baksınlar bu yaptıkları kötülükten başka bir şey değil.

Çocuğa zararını anında gözlemleyemezler zaten. Benim çevremde yok bu şekilde insanlar ama olsaydı iletişimimi keserdim. Kendi çocuğu için sigarayı içkiyi bırakamayan, kendini tutamayan bana neler yapmaz.

(bkz: fetal alkol sendromu)
gebelerde alkolün bilinen güvenli bir sınırı yok. zeka geriliğine ve çeşitli malformasyonlara sebep olabiliyor.

Yazik. Ne denilecegini bilmiyorum acikcasi boyle kisiler icin. Kotuluk deyip gecelim. Akil fikir diyorum baska da bir sey demiyorum. 1 kisi alkol aldi cocuguna bir sey olmadi senelerdir, o zaman bu ici bos bir soylenti demek cok cok yanlis.

www.youtube.com

Fetal alkol sendromu ile ilgili bu videoyu izleyebilirsiniz(kanalin diger videolari da gayet kaliteli)

1) Söylediğiniz özelliğin adı "always-on display". bazı saatlerde bu özellik varken bazılarında yok. bu özellik açıkken ekranda ne görüneceği de her saat için aynı değil, bazı saatlerde yalnızca analog bir saat görünümü sürekli açık kalırken bazılarında özelleştirilebiliyor. yani öyle kendinizin ekranı sınırsızca açık tutabileceğiniz bir özellik yok, ekran açık kalma süreleri sınırlı. always-on display olan saatlerde sürekli açık ekran özelliği var ama söylediğim gibi ekranda görünecek şey o saate özel olarak değişebilir. gidecek şarj da saate bağlı olarak değişir. o saati kullanananların yorumlarına, videolarına, saatin teknik özelliklerine vs bakabilirsiniz.

2) Huawei, Samsung ve Apple harici sizi kesmeyebilir, paranız varsa bunlara bakabilirsiniz. Ben mesela pek param olmadığı için geçen yıl 600 liraya Aliexpress'ten Apple Watch 7 görünümlü bir saat almıştım. Arama yapma, cevaplama, kulaklıkla entegre şekilde müziği değiştirme vs vardı ama GPS'i yoktu, telefondan çekiyordu veriyi.

Telefonunuz Samsungsa Samsung alın bence. Ben de kullanıyorum, memnunum. Kötü tarafı muadillerine göre pil ömrü daha az.

Saydıklarınız dışında telefondan uzaklaşınca titremesi, sabah alarmı saatten kapatmak, telefon kaybolunca saatten alarmı çaldırabilmeniz (sessizde de olsa çalıyor) gibi şeyler de var. Always on display var evet ama renkler gidiyor, siyah beyaz alternatif bir görünüm çıkıyor ekranda.

İlk dediğinizi always on display ile yalnızca apple yapıyor henüz sanıyorum tazeleme hızını çok düşürerek.

Diğer cihazlarda aod genelde oled ekranların yalnızca belli bir kısmı çalıştırma özelliğinden faydalanılarak siyah beyaz minik saat gösterme şeklinde oluyor. (Gördüğüm kadarıyla bütün cihazlardan haberim yok tabii)

Dediğiniz diğer özellikler de çoğunda var. Redmiwatch 3 var bende fiyatı (günümüze diğer ürünlere göre) makul. Kendi gps'i var telefonu bırakıp spora gittiğinizde lokasyon track ediyor, çağrı cevaplayıp saat üzerinden konuşturabiliyor (bu low end ürünlerin çoğunda yok) müzik kontrolü, bildirim, çağrı görme vs zaten pebble'dan beri olan şeyler.

güvendiğiniz bir alışveriş sitesinde xiaomi, redmi, amazfit, garmin, samsung arasından özelliklerine bakarak bir şey alsanız üzülme ihtimaliniz düşük.

Always on ıstersen e-paper teknolojili bir şeyler alırsan, rahatça açık kalır

Bütçe takibi uygulaması değil ama basitçe iOS notes ya da platformdan bağımsız Google sheets ile yapabilirsiniz, senkron da çalışır. Sheets için hazır şablonlar da var, hatta Google’ın kendi şablonu da olması lazım.

splitwise

normalde ortak seyahat vs masraflari vs paylasmak icin yapilmis ama normal kullanmak icin bir engel yok bence. biriniz acip digerini davet edecek.

Selamlar

Birkaç ay önce tam olarak sizin sorduğunuz soruyu sormuştum, şu duyuruya bakabilirsiniz.
www.eksiduyuru.com

Ayrıca yanıtlarsam:
2-3 yıl kadar kendi tasarladığım Google Sheets Tablolar (Excel) kullandım. Kendi içinde pek çok hesaplama barındıran, ihtiyaçlarıma yönelik özelleştirilmiş bir çözümdü ancak bir noktadan sonra yeterli gelmemeye başlıyor. Bende bu süre 3 yıla kadar sürdü, belki sizde daha uzun çalışabilir. Deneyimlerime göre söylüyorum ki bir noktada sıkışabilirsiniz.

Ben paylaştığım duyuruda "Wallet by Budgetbakers" uygulamasını beğendiğimi söylemiştim ama sonra "Board by Budgetbakers"ı rastlantı eseri keşfettim. Bu gene Budgetbakers tarafından geliştirilmiş olan bir program. "Wallet" bireysel kullanıcılara odaklanırken "Board" kobiler için geliştirilmiş görünüyor. İşin güzel yanı; "Wallet" ücretsiz sürümü kısıtlı kalabilirken "Board" sağladığı özellikler ücretsiz sürümde dahi ihtiyaçlarınız fazlasıyla karşılıyor. Dolayısıyla tavsiyem kesinlikle "Board by Budgetbaker" olacaktır. Kendi adıma çok uzun süre kullanacağımı düşünüyorum. Tabi siz gene de araştırın, ben deneme yaparken her uygulamanın artı ve eksi yönleri olduğunu gördüm. Nokta atışı bir çözüm mevcut değil ki zaten insanların ihtiyaçları göz önüne alındığında bence mümkün de görünmüyor. Daha ziyade ideale en yakın çözümü sunan, geniş yelpazede özellikleri olan uygulamalara bakmak gerekli.

Evet, baz tutardan ikisi ayrı ayrı hesaplanacak demek.

Aslında hepsini bırakıp nemlendirici ve peeling kullansanız zaten çok belirgin, tanımlanmış bir problem yoksa her şey için yeterli. Nemlendirici ciltle ilgili her şeyin başı, arasından sadece tek bir şey kullanmanız gerekecekse nemlendirici olmalı. Peeling de fiziksel olarak ölü deriyi temizlemek için bir araç yine somut faydası çok yüksek.

Ancak tonik, yüz temizleyici vs gibi ürünler özellikle erkekler için gereksiz. Bunlar daha çok makyaj için yüzü hazırlama ve sonrasında temizleme aşamasında faydalı.

Bence bu kadar kompleks hale getirmeyin günlük nemlendirici ve haftalık belli günlerde peeling rutini hem basit ve sürdürülebilir hem de etkili. Tabi gözle görünür bir sonuç almak için birkaç yıl devam etmeniz lazım, yoksa sadece iyi vakit geçirdiğinizle kalırsınız. Eğer siz etkili bir başlangıç yapmak istiyorsanız bir dermatoloğa gidin eğer cidden hızlı bir peeling ihtiyacınız varsa evde uygulayacağınız hafif bir kimyasal peeling yazar salisilik asitle, doktorun yazdığı orana göre eczanede hazırlıyorlar.

edit: bu arada diğer sorunuza cevap yazılmıyor ilginç şekilde. Orada kokusu olgunlaşıncaya kadar demek istiyor, yani çiğ kokmamalı. İçeri biri girince "oo ne pişiyor" diye soracak gibi kokmalı.

Kadınım ve bunların hiçbirini kullanmıyorum. Cilt ve yaşlanma emareleri genetik.

Bu tür ürünlerle haşır neşir olup da cildi güzel olan bir insan görmedim. Benimse yüzümde en son lisede sivilce çıkmıştır.

Bence bir cildiyeciye gidin ve güneş kremi kullanmayı ihmal etmeyin hocam.

gunes kremi eksik bu denklemde, gunes kremi olmadan ne yapsaniz bos gibi bir sey. ben yuzumu cok iyi bir zeytinyagli sabun ile yikiyorum, temizleyici kullanmiyorum. tonik yerine dogal su kullaniyorum simyevi ve badecanlar gibi markalarin, nemlendirici yerine de yine benzer markalardan yag. kadinim. bence kil maskesini haftada bir 10 gunde bir yapsaniz yeter.
ayrica yuz yogasi.

Gözeneklerin büyüklügünü degistiremezsiniz, görünümlerini gecici olarak degistirebilirsiniz. Niacidamine kullanacaksınız.

Fiziksel peeling kullanmayalı cok oluyor. Kimsayasal peeling candir.

Hem slow aging hem de iyi temizleme icin kimyasal peeling diyorum. Bu ürünleri her gün kullanmıyorsunuz zaten. Özellikle baslarken, haftada bir ya da on günde bir gibi araliklarla kullanin.

Fiziksel peelingi hicbir sekilde kullanmiyorum. AHAli ürünleri koluma bacagima da sürüyorum. Ordinary'nin kirmizi AHAsi cok güclü bir peeling mesela, yüze kullanmiyorum onu. İyi bir günes koruma hepsinde gerekli tabii ki.

Hayir, salisilik kullanirken üstüne fiziksel peeling yapmaya gerek yok.

çok teşekkürler cevaplar için. güneş kremini eklemeyi unutmuşum. kil maskesini de her gün yapmayacağım tabii, onu da belirtmemişim.

@akhenaten: bilmeden gereksiz zorlaştırmış olabilirim, ama aldığım ürünleri muhtemelen en azından bir süre kullanırım boşa almış olmayayım diye :ı

@buf-e kür: teşekkürler, salisilik asit kullanılırken kimyasal peeling'e gerek var mı peki? aldığım ürünlerden içeriğinde salisilik asit bulunanlar şunlar:

www.trendyol.com
www.trendyol.com

1. Salisilik asit kullaniyorsan bence yeter.
2. Olu tabakayi sokup atmak temizlemek falan o kadar gerekli bir sey degil. Arac kaportasi gibi degil yani.
3. Cildin iyiyse iyidir. Peeling sana normalde sahip olmadigin bir cilt vermez. Faydasi duz gorunumde bir fark yaratmaktan ziyade cildi daha purussuz hale getirmesi, oyle olunca da uzerine makyaj daha iyi gidiyor. Onu da sen yapmiyorsun sanirim.
4. Peeling yaparsan/yaptirirsan cildin gunese daha hassas hale gelir. Cok disiplinli bir sekilde gunesten korunmuyorsan (ki %90 korunmuyorsun) cildinde daha fazla leke vs olusabilir, bu da 1 adim ileri 3 adim geri bir durum.
5. Nemlendirici ciltle ilgili her şeyin başı +1

Siyah nokta için fiddy methoduna bakın. Bir de yaşlanma hususunda genetik şans önemli ama en en önemlisi güneşten korunma.

Salçayı tavaya koyunca kendine has bir kokusu çıkar. O koku gidene kadar işte.
Yemek yapma tecrübeniz varsa koku almaya gerek yok, bilirsiniz.
Ek olarak küçük bir tüyo vereyim, içine salça ve veya domates koyduğunuz her şeye bir tutam şeker atarsanız hem o salça ve domatesin ekşiliğini alır hem Keskin kokusunu bertaraf eder hem de güzel bir tat katar.

Göçük düzeltme işleminde değer kaybı olmaz doğru söylüyorlar. Fakat boyada çatlama varsa maalesef değer kaybı oluşur. çatlak boyayı onarmak için zımparalama, macun ve lokal boya işlemi yapılacak.

haaa göçük düzeltme işlemi için 12 bin TL çok geldi bana. farklı semtteki bir kaç yerden daha teklif alsanız iyi olacak.


Dilerseniz sigorta firmasına bildireyim onlar ilgilensin derseniz değer kaybının allahı'nı görürler :)

@janavarorion kaskom olmadığı bilgisine sahipler, bir de sigorta şirketleri ancak trafik kazası varsa değer kaybı olayına giriyorlar ne yazık ki.

Daha önce ben de i20 için göçük düzeltme işlemi yaptırdım. Ama Bu denli fiyatlar ödememiştim. Boya da oluşan çatlağı yakından görmek lazım. Bir de bazen kaportada katlanma olduğu için gözük düzeltme işleminde boya çatlayabiliyor. bu duruma göre lokal boya işlemini gerektirebiliyor (zımpara,macun,boya,pasta/cila)

benzer durumda benim ön kaputta olmuştu. kılcal bir çatlak olduğu için ince bir epoksi ve rötuş boyası yapılmıştı. işlemi aşamalarını göremedim. ama neredeyse yakından bakılmadığı sürece belli olmuyordu. eğer öyle bir işlem yapılacaksa bence de değer kaybını konuşmazdım.


şuan 2012 hyundai i20 ler 500 bin civarı. 12 senelik araç için de bahsedilen hasar nazarlık olsun der geçebilirsiniz. ilerde satacaksanız da alacak kişi 12 yıllık araçta ona dikkat etmez. yeterki işlem düzgün yapılsın .

12 bin TL göçük düzeltme işlemi olmaz hocam, baska yerlere de sor. Ki güneşe çıkınca kendine gelen göçükten bahsediyorsun:)

@primetime kdv dahil bu fiyat, bu miktarı ben ödemeyeceğim.

Valla ne guzel komsulariniz var :) benim park halindeki araca carpip kapiyi icine gocertti, israrla ben yapmadim diyor.

Ben olsam parayi alip bu sekilde satardim.

Ben hayatımda hiç bir göçükçünün fatura veya fiş kestiğini görmedim. Hatta kredi kartı bile geçmez. Çok enteresan.


2-3 farklı mühitte yere sorun. Aynı muhittekiler anlaşmışlardır fiyat konusunda. Hemen hemen aynı fiyatı verirler. O yüzden farklı mevkii de bir yere sorun. 12 bin TL yi nakit alın. Daha uygun yere siz yaptırın. Aradaki farkı da çatır çatır yiyin

10 12 bin göçük için nasıl bir para ben çözemedim? autoking tarzı bir yer mi? siz 12bini alın yaptırıp yaptırmamak size kalır.

Ben olsam once taksiye biner en yakin havaist otobusune giderdim. Mesela taksim de havaist.

23:45 veya 00:25 Kadıköy otobüs duraklarından Havaist - 120 dakikadan biraz daha az bir sürede havaalanında olur.

1. Efektif alan kullanimi: bataryayi oyle bi bagliyorlar ki telefon alani max verimle kullaniliyor.

2. Sizdirmazlik: toz ve suda dayaniklilik icin telefonun acilmamasi lazim.

3. Onarimi zorlastirma: firmalar urunlerinin omurleri uzun olsun istemiyor.

Avrupa Birliği sürdürülebilirlik kapsamında bu konuda bir yasa çıkarmaya hazırlanıyor. Eğer yasa geçerse telefon üreticileri değiştirilebilir bataryalı telefonlar üretmek zorunda kalacak. Takoz telefonlara geri dönebiliriz.

Ticari strateji, sadece faydaya dayalı yorumlanamaz bence. Elbette cihazın kullanımı üzerinde olumlu yönleri vardır ancak buna benzer şeyler çok yayılıyor. Örneğin neden batarya koymadıkları sorulunca "zaten herkesin evinde batarya var" gibi bir cevap verebiliyor şirketler.

İlla eski klasik telefonlardaki gibi komple telefonun kapağı sökülüp çıkacak bir batarya olmasına gerek yok aynı sim kart çıkışı gibi sürgülü bir sistem de yapabilirler aslında ki @amortisman'ın dediği gibi yasa çıkarsa aynen böyle bir şey olacaktır.

floydian +1

Sorun entegre oldugu kadar tamir edilemez de olmasi. Mesela apple bataryalarda artik anakarta kodlama var, yetkili servis tarafindan degistirmeyince sorun cikariyor, veya bazi ureticiler oyle bir takiyor ki pili, degistirmek imkansiza yakin oluyor. Samsung galaxylerin bir jenerasyonunda ekrani kirmadan herhangi bir tamir yapmak imkansizdi mesela. Ben 6 yil iphone 6 kullandim ve 5 kere falan pili degistirdim kendi basima, 10 dakikadan daha kisa suruyor islem ama yenilerde daha zor, su ve toz gecirmezligi dolayisiyla cok fazla yapiskan var vs...

Gonderici amazonsa ekstra bir sey odemezsin cunku tum vergileri pesin tahsil ediyor

Benzer bir seyi yurt disinda yaptirdim, o yuzden fiyat bilgisi cok faydali olmaz ama diyecegim su ki rulo cimin altindaki topragin kalitesi de cok onemli. Eger verimli, kaliteli bir toprak degilse rulo cimden beklediginiz sonucu alamazsiniz. Bu konuya da dikkat etmenizi oneririm.

Salihli'yi geçtiniz mi? Salihli'den az önce, ana yoldan çok uzaklaşmadan Sart antik kenti var, ufak bir müze mağazası var girişinde.
Olmazsa Kütahya'da çevre yolunun hemen yanında porselenciler var, Kütahya porselen falan ya da ufak mağazalar var. Mesela: goo.gl

Kula'dan geçtik, Salihli'ye hiç dikkat etmemiştim gidiş yolunda da.
Teşekkür ederim.

Kimse net bir şey söyleyemez ki, çalıştığınız bankaların ya da aracı kurumların raporlarını takip edebilirsiniz ilk olarak.

FED'in faizleri bir kere daha artıracağı beklentisi yükseldi powell'in son konuşmasından sonra, şu an herkes bugün ve yarın açıklanacak olan abd yurtiçi hasıla ve iş istatistiklerini bekliyor.

Türkiyede de durum arada şu anda. MB kredileri kısıyor, mevduat faizlerinin aşamalı artacağı bekleniyor ama hala tatmin edici gelmediği düşünülüyor haliyle kredi çekip parayı kullanamayan ve faiz oranlarını da yetersiz bulan herkes borsaya yöneldi, kkm'deki zorlaştırma da hızlandırdı sanırım bunu haliyle herkes borsa konuşuyor, balon riski de söz konusu böyle durumlarda.

Tamamen size kalmış yani.

Borsada fırsatlar bitmez. Ama endeks böyle güzel yükselirken bile borsaya girmediyseniz normal zamanda fırsatları degerlendirebileceginizi sanmıyorum. Siz fon ve altında kalın daha rahat olursunuz

Ülkede bırak 6 ay sonrası 6 saat sonrası bile öngörülemiyor, içinde bulunduğumuz dönemde benim kendi planım şöyle:

1. Sabit bir gelir garanti olsun
2. Varlığı sepet yapıp tek bir enstrümanda kalmamak
3. Borçları azaltmak (6 ay önceki TL ne kadar borçlanırsan iyidir strateji bitti muhtemelen faizler hızla yükselecek gibi)
4. Harcamaları olabildiğince kısmak, Temel ihtiyaçlar dışındaki alımları durdurmak
5. Eğer çocuğunuz varsa eğitim giderleri için şimdiden bir bütçe ayırmak.

Ben şimdilik bu sisteme geçtim, önümüzdeki günlerde neler olur bilinmez ama bu sene kış çok sert geçecek gibi (ekonomik açıdan)

Borsada hisse senedi almakla bir şirketin hissesini satın alıyorsun. Şirketin değeri diğer tüm kıstasları gözardı etsek enflasyon nispetinde artacaktır. Dolayısıyla borsa, uzun vadede paranızın değerini enflasyona karşı korumak için iyi bir yöntem.
Ancak şu an borsadaki yükselişi, bir dönem coinlerin, başka bir dönem yine borsada Sasa ve Hektaşın yükselmesine benzetiyorum. Bilinçsiz yatırımcı 'Aaa Yükseliyor.' deyip alıyor. Onlar aldıkça yükseliyor. Yükseldikçe yeni yatırımcı alıyor. Bu ilk Coinlerde olduğu gibi ilk panik satışa kadar devam eder ve o tarihte elinde kağıt olanlar büyük zarar eder.
Ya da yabancı yatırımcıya güven telkin edilir ve yabancı yatırımcı gelmesiyle Borsa yükselmeye devam eder.
Bekleyip göreceğiz.

bu sorunun yanıtını decathlona sorup öğrensen daha doğru olmaz mı acaba?

talep ve üretim partisi ile alakalı. mesela çantalar ve belli ayakkabılar hızlı satılıyor onların stok daha fazla oluyor ve bitmeden yeni üretim geliyor yerine ama diğerlerine göre az satan ürünler bittikten sonra bir sonraki üretim partisi ne zamansa o zaman giriyor stok.

Staj seferberliği aracılığıyla yapılan stajlarda çalışılan gün başına asgari ücret / 30 şeklinde maaş veriliyor. sigorta yapılıyor, sigortalı başka bir işte çalışabileceğinizi zannetmiyorum.

Bence ikisinin de albenisi yok.

bu çantayı görünce gözümde şort giyen kıllı erkek bacağı canlanıyor. tam bir stereotype çantası
üzgünüm cinsyetçi cevap için.
ikiside değil.

yeşilini kullanıyorum gayet güzel herşeyle de uyuyor.

En son ikinci el satış sitesine yarısından azzzıcık daha pahalı fiyata kitap koyunca öncelikle alan olmadı (epey popüler bi kitaptı)

Çılgın pazarlıkçılar geldi hatta bunu bana hediye edebilir misiniz?? ciler geldi :D

Bence en mantıklısı sıfırlarsa bi sahafa gidip fiyatını öldüre biçe başka hoşunuza gidecek kitaplarla takas edin eğer nakit elzem değilse.

dolap gibi ikinci el ürün satılan pazarlarda satabilirsiniz. ölücü diye tabir edilen müşteri kitlesinden korunmak için de "son fiyattır" yazarsınız, fiyatlara pazarlık payı koymadan satarsınız.

bir müşteri çok soru soruyorsa muhtemelen o ürünü almayacaktır veya alsa bile sorun çıkaracaktır, ondan kaçının. ürünlerin arkalı, önlü, içinden fotoğraflarını özenli çekerek ekleyin. fotoğraf gerçekten satışları etkiliyor ve müşterilerin de size güvenmesini sağlıyor.

bununla uğraşmak yerine yakınınızda sahaflar bulunuyorsa onlara da yönelebilirsiniz, muhtemelen düşük bir değer biçeceklerdir ama işiniz bir çırpıda tamamlanmış olacaktır.

teşekkür ederim cevaplar için

ben Yunan'a gelen kime e-sim onersem hepsi "X GSM'deki paketi kullaninca su kadar oluyor daha ucuz" deyip istemedi.

onerdigim e-sim Airalo idi. ben cok kullandim baska ulkeler icin ama birkac gunluk. 2 hafta icin cok mantikli olmaz. 5 GB - 15 dolar. (daha kucuk paketler de var)

2 hafta kalinacaksa aslinda direkt vodafone hat mi alsaniz? pasaportla aliniyor ve bos hat bedavaya aliniyor (eger degismediyse). ben 10 euro yukluyorum uygulamadan 5 gb interneti 6 euroya aliyorum. (kontor yukleyince de zaten bedava filan veriyor hep, bir ay yetecek internetim oluyor)

direkt oradan hat alma imkanınız varsa alın internetini kullanın derim. benim başıma çok olay geldi 1000 tl fatura ödedim fazladan. bende düz vodafone kullanıyorum

bazen instagramda foto paylaşınca facebookta da paylaşıyorum

babaniza yapmayin diyemiyorsaniz uc seceneginiz var
a) facebook'ta paylasmayin
b) facebook'u kapatin
c) facebookta babaniz instagram postlarini goremeyecek sekilde ayarlayin.

fotograflarim paylasilmasin gibi bir sey yok.

babanı engelle.

Facebook'ta paylaşım ayarını public yerine sadece arkadaşlarım yaparsanız babanız paylaşsa bile gözükmez, şu çıkar:
images.app.goo.gl

instagram ve facebook hesaplarınız birbirine bağlıysa insta gönderiniz otomatik olarak facebookta da paylaşılır. instagram ağarlarından facebook bağlantısını koparırsanız bu durumun önüne geçmiş olursunuz. instagramdan ayarlar ve gizlilik > hesaplar merkezi > profiller arasında paylaşım sayfasında ayarlayabilirsin.

ig'de foto paylaşırken fb'da paylaşma diye seçenek var son aşamada.

Bir programa uymak= 30 milyon yıldır bu işi yapan adamların yazdığı programı yapmak

Kendi rutini= 6 aylık deneyim ile oluşturulacak program

Yaklaşık 13 yıldır spor 11 yıldır güç antrenmanı yapiyorum. Daha bir kere kendime program yazayım demedim. Hayatımda 6 aylık deneyimle kendine program yazan birinin de düzgün program yazdığını görmedim.

Push pull legs saçma geliyorsa diyecek bir şey yok. Bu işin profesörü olan adamların programları saçma demek oluyor bu.

Kendin program yapma, git düzgün adamların programlarini yap. Benim önerim bu.

Açık konusayim; sadece söylediğin 4 hareket için salona gitmek hayatımda duyduğum en saçma seylerden. En son karin kasi ve shoulder press makinesine ne zaman dokundum bilmiyorum. Shoulder press makine omuz sakatliginda kullandım onun dışında 11 yılda belki 2 kere yapmışımdir makinede.

Neyse kendin bilirsin tabi benim önerilerim bu kadar.

Creatine iyidir.

oyle bir sacmaligin yerine:

overhead press
bench press
lat. pulldown
barbell row
squat
deadlift

hareketlerini rasgele yapsan daha cok randiman alirsin.

Ben şahsen benim kirama 6.ayda zam yapmaya çalışan ev sahibine:
-işine bak kardeşim, çok kendine güveniyorsan istegini yasal yollarla hallet derdim.
Zaten hangi avukata giderse gitsin avukat bunun elinden danışma ücretini alıp 6.ayda kiraya zam yapamazsın diyip yollardı.

Şahsen bu toksit kişilikle daha fazla ugraşmaktansa sözleşmem dolana kadar oturup sonra kendime başka bir ev bakardım.

Avukata sormak lazım da benim bildiğim noterden alacaginiz belgenin falan önemi yok o davayı açmak için.
Onun için mahkeme ile sizi evden cikarmalari lazım.

ben olsam tutmayi dusundugum evin alti aylik kirasinin yaninda tasinma masraflarini pesin oderse cikacagimi soylerdim.

Eğer taşınmak sizi üzmeyecekse alperz+1. Ayrıca sizin ikinci seçeneğiniz için şöyle olmalı: kendisi önce tebligat çekecek süre bitiminde de ihtiyaç sebebi ile tahliye davası açacak. Dava sonucunda çıkmanıza karar verildiğinde artık 3 yıl boyunca konutu kiraya veremiyor. Verir ve siz bunu farkedip tazminat davası açarsanız 1 yıllık kirayı size ödemekle yükümlü. Ama bu seçenekte sürecin takipçisi olmanız, kovalamanız gerekiyor..

Bugün başka bir grupta aynı konu tartışılıyordu. Avukatların söylediği kadarıyla, eğer mahkeme kararı dışında başka bir sebeple/şekilde evden çıkarsanıza sonradan dava açmanın bir anlamı olmuyormuş. Noterden aldığınız belgenin hiçbir önemi yok yani. Zaten davayı kardeşim oturacak diyip açıp kazanma şansı da yok bildiğim kadarıyla. Ama bir şekilde haklı bir tahliye davası açılır ve evden çıkarılırsanız, ancak o zaman durumun peşine düşmeniz anlamlı oluyor.

cevaplayan her kese çok teşekkür ederim, mahkemeye ver diyerek oturup ortamı germek istemiyorum aslında.

Ayrıca bu süreçte gerkinlikten kaçmak adına sürekli ev sahibi ile muhattap olmak istemiyorum, sinirlendiğim zaman gözüm hiç bir şeyi görmüyor çünkü, o noktaya gelmesin diye

Mahkeme olmadan da çıkmayı kabul edersem de anlaşılan yaptığı haksızlıklar yanına kar kalmış olacak , aslında amacım
evi boşaltıktan sonra noter belgesi ile birlikte mahkemeye yoluna gitmekti ama anlaşılan bu şekilde olmayacak.

hiç muattap almayıp devam etmek lazım. pabuç bırakmamak lazım

Maurice Lacroix tabii ki

Yaşın kaç? Tissot 50 yaş üzerine yakışır.

Tissot .
Bu kordon modelini severim. İç rengi de güzel
Ürünün 4. fotoğrafından anlaşıldığı kadarıyla yaşlı değil genç birisi var ayrıca.

benim için gözümü saate çevirip tek bakışta saatin kaç olduğunu anlayabileceğim saat önemlidir. kronograflı saatler (bana göre) hem karmaşa yaratıyor hem de saatin arka planındaki güzel tasarımı bozuyor. tabi tamamiyle zevk meselesi bu.

ayrıca tissotun kadran rengi ve tasarımı çok güzelmiş. ben olsam tissot alırdım. saatlere merakınız varsa teddy baldassaure (yanlış yazmış olabilirim) youtube kanalını tavsiye ederim. bu saat o kanalda da övülmüştü.

tissot prx derim. cok sik bir saat. gayet de genc isi bir saat.

Tissot nasıl 50 yaş üzeri ya :D geçen senenin açık ara en popüler saati. Bu sebeple almazdım sanırım. Herkeste var çünkü :d daha niş bir şeye yönelirdim. Mekanizması çok iyi. Gerçekten de 80 saate yakın rezervi var. Diğeri kronograf farklı kulvarlar. Umarım bileğiniz geniştir. İkisi de çok geniş aletler.

Pupa

gibbi cocktails

buradan müşterisini bulup getirebileceğiniz her şey kar bırakır. yeri gelir bir action figure 100 dolar bırakır yeri gelir 1 macbook da 100 dolar bırakır. yani burda verilecek tavsiyeler herkesin erişiminin olduğu şeyler olacaktır. onlar da para bırakmaz. niş şeyler getirirseniz de müşterisini hemen bulamazsınız elinizde patlar.

ekran karti bir ara karliydi baya ama su anki durumu bilmiyorum. musterisi hazir urun en iyisidir +1

Garmin saat ya da navigasyon.
Özellikle sporla ilgilenenler için çok mantıklı fiyatlara geliyor. Burada çok pahalı.

Fotoğrafı olanların hepsi (Not: Twit eski, ben isimler için aldım)

twitter.com

Ayrıca
Zeynep Aktaş
Barış Soydan

Youtube hesaplarına da bakın.

çok teşekkürler @tnz
sanırım bağlantılı uçuş şeklinde yapılmış. O zaman isveç uçuşuna da binemeyecek yani. yaa ne saçmalık yaa akıl alır gibi değil.

birkaç gün içinde geldi, benden sağlık raporunu tekrar istediler...devlet hastesiyle uğraşmak istemediğim için, özel bir klinikte yaptırdım. ehliyet için rapor verme yetkisi veren ve çok uyguna muayene yapan yerler var, onlardan birinde spontan yaptırıp yarım saatte raporu almıştım.

3 gün sonra ptt getirdi. Başvuruda kimse diplomaya bakmaz. Sadece saglık raporunuz ilgilendirir onları. Bir de biyometrik fotograf lazım giderken

linkedin'de bağlantı sayısından çok orada yaptığınız paylaşımların kalitesi ve ilgili kişilere ulaşıp ulaşmamasıyla alakalı bir durum. yani salt sayı önem taşımıyor ama bağlantı sayısı önemsiz değil. belli şirketlerdeki alanında iyi olduğunu düşündüğünüz kişilere connection daveti iletin ama bir yandan da alanınızla ilgili işe yarayabilecek yazılar, makaleler vs paylaşın. diğer insanlar bunu like ya da share ettikçe zaten ilgili kişilerde yavaş yavaş bir farkındalık oluşacaktır. ek olarak linkedin'deki profil bilgilerinizi tam doldurun. email ve cep telefonu bilgilerinizi linkedin profili olan kişilerin görebileceğinden emin olun. çünkü bazen işe alımcı olarak profil ilgimizi çekip iletişime geçmek istediğimizde kişi kendisini open to work olarak işaretlemiş ama iletişim bilgilerini profiline eklememiş olabiliyor. önce connection daveti gönderip sonra iletişim kurmamız gerekiyor ama bu süreci yavaşlatıp zorlaştırıyor.

Yani sesinizi duyurma anlaminda ise yarayabilir.
Ben mesela personel ariyorum ancak bunu linkedinde paylasmiyorum. Faydali olacak bir cv gordugumdeyse cekinmem direk temasa gecerim.

Senin durumun için 0 diyorum. CV'n boş.

bölüm ne bilmiyorum ama 25 yaşında yl mezunu olmak kesinlikle bir handikap değil. hatta pozisyona göre avantajlı bile olabilirsiniz.

-profilinizi detaylı doldurun. lisans, yl ve staj başlıkları altında çalıştığınız konuları kısa kısa belirtin (mümkünse ingilizce).
-çalışmak istediğiniz şirketleri takip edin. gönderilerini inceleyin. güncel açık pozisyonlar burada genelde paylaşılır.
-bu şirketlerdeki HR ve teknik insanları takip edin/bağlantı isteği gönderin. eğer ilanın size uygun olduğunu düşünüyorsanız başvurduktan sonra ilgili kişiye mesaj atın kendinizi tanıtın ve ilginizden bahsedin.

linkedin size çevrenizdeki fırsatlara ulaşmakta ve kendinizi bu firmalara tanıtmakta bir araç. takipçi sayısı 100 olmuş 1000 olmuş bi önemi yok.

sayinin ve paylasimin onemi var bu durumda basvuru yerine onlar sizi bulabiliyor.
gecen bir ulkedeki recruiterlari ekledim bir gun sonra o ulkeden benim eklemedigim birisi cok cazip bir is teklifi ile geldi

son iki işimi linkedin üzerinden buldum ve onlar bana mesaj atarak iletişimi başlattı. çok bağlantının olmasının kesinlikle etkisi var.

Düşer de o arada sen hisseni satabilir misin o meçhul. Dramatik düşüşlerde alıcı, yükselişlerde satıcı bulamayabilirsin.

bir anda %10 düşmez borsa.
ama hissen spek hisse ise %10 düşmeye devam eder. satamazsan da elinde kalır.
bu yüzden eğer risk sevmiyorsan iyi şirketlere uzun vadeli yatırım yapman lazım.
böyle olunca kim düştü kim çıktı ilgilenmiyorsun pek.

teşekkürler, ben burada risk hesaplaması yapmak istiyorum aslında , o zaman şöyle örnek vereyim bir hisse aldım ilk gün %10 düştü satış emri verdiğim halde alıcı bulunamadı, 2. gün %10 daha düştü ve ben yine alıcı bulamadığımdan hisse %20 zararla elimde patladı :) Bu şekilde hissenin durumuna göre aynı gün olmasada , aralık içerisinde %20 ve üzeri zararlar da mümkün görünüyor.

Endeks bazında da %10 düşmesi için tüm hisselerin %10 değer kaybetmesi gerekiyor matematiksel olarak, buda mümkün olmayacağına göre , kıyamette kopsa %10 lük bir düşüş gelmeyecektir.

Umarım doğru anlamışım, teşekkürler.

Neyi öğrenmek istediğinizi anlamadım. Evet endeks önceki güne göre en fazla %10 geriye düşebilir. Bunun yanında her hisse endeksi etkilemez. Endeksten bağımsız şekilde hisseler hiç çıkış fırsatı vermeden günlerce %10 düşebilir.

Sabah seans başında şöyle sağlam bir kur şoku yersek endeks birkaç devre kesmenin ardından %10 düşer.

Kur şokunun büyüklüğüne göre de ertesi gün de devam eder. Ancak bir günde %10dan fazla düşmesi, teknik olarak mümkün değil. Zaten %10 düşeceği bir gelişme olusa Borsaİstanbul işleme kapatılacaktır.

Bankamatikten çekince 5-10 Euro kesiliyordu

wise kartım yok maalesef sadece hesabım var

az once yurtdisi euro hesabimdan turkiye'deki enpara TL hesabima 250 euro gonderdim, parayi cevirip 3 euro komisyon kestiler

Whatsapp normalde o kadar yer kaplamaz, whatsapp üzerinden gönderilen resim video ıvır zıvır o kadar yer kaplar.

O videolar ve fotoğraflar sizler için önemliyse öncelikle onları bir dosya olarak yedekleyin (whatsapp yedekleme değil) sonrasında whatsapp yedekleme ayarlarına girip video ve fotoğraflar dahil değil seçeneğini seçip yedekleyin.

Whatsapp ı telefonunuzdan kaldırın. Sonra tekrar kurulum yapın, mevcut yedek dosyası bulundu dediğinde o yedeği yükleyin. bu yedek ile video ve fotoğraflar gelmeyecek. telefonda az yer kaplayacak

Icloud backup yapiyor ama fotograflarda oldugu gibi on demand olmuyor telefonda yer kaplamaya devam ediyor. Eger sifirlarsan mesela gecen seneden bi fotograf indirmek istediginde 22 gb backup tekrar kurman gerekecek.

Boyut azaltma yontemi janavariron dedigi gibi olabilir.

Whatsapp icinde hangi dosyalarin yer kapladigi da gozukuyor bazi gruplarda ise yaramayan buyuk boyutlu dosyalar (sadece resim video degil, pdf veya rar gibi dosyalar olabiliyor) atilmis olabiliyor onlar silinebilir.

Benim telefonda 2014'ten beri gelen backup var mesela ve eski seylere istedigimde ulasmak istedigim icin silemiyorum telefonda 30gb yakin alan kapliyor.

Evet, taksitler asıl karta yansır her ay. Mail order yöntemi ile çekim yapacakları için istemişlerdir fotosunu.

Yeterli kadar limit tanımlayıp taksit yaptırabilirsiniz. Sonra da kartı internet ve mail order alışverişine kapatırsınız.

Evet mail order dediler ama sonuçta kendi kartımın tüm bilgileri ellerinde olduğu sürede her türlü işlem yapabilirler, çoğu site 3d güvenlik mevzusunu saçma bir şekilde opsiyonel yapıyor.

O zaman direkt sanal kart üzerinden yapayım, teşekkürler

Sanal kartta da benim anlamadığım şeyler var açıkçası. Örneğin bir yere normal kartınızla abone olup kartınızı kapatırsanız çekim yapılamadığı için üyelik yenilenmiyor ama yakın zamanda sanal kartla üye olup kartını kapatanların aboneliklerinin yenilendiğine dair şikayetler vardı.

En azından online aboneliklerde gözünüz tutmayan yerlere kart bilginizi vermek istemiyorsanız ya da gözünüz çok tutmasa da bazı programlardan ihtiyaca yönelik abonelikler alıyorsanız ve sanal kartla alayım sonra başım ağrımasın düşüncesi çok da işe yarıyor gibi görünmüyor.

Tek seferlik alışverişlerde durum farklıdır belki bilemiyorum. 3d secure de çok sembolik geliyor bana, gym üyeliğinde gözümün önünde onun bir taktiği var diyerek 3d secure'u bypass edebilmişti mesela kasadaki çalışan. Bu baya bir zaman önceydi gerçi, belki değişmiştir.

ben muhtara veriyorum. giysi ise yıkayıp ütüleyip güzel bir torbaya koyuyorum. o gerekli kişilere ulaştırıyor. kimse de kimseyi görmemiş oluyor.

parfüm falan deme, senin beğenmediğin kokuyu seve seve kullanacak gariban gençler çok.

dolap app

Çocuk kıyafetleri ve oyuncakları komşumuza veriyorum ve o da ihtiyacı olanlara ulaştırıyor.

Kıyafetlerimi ise önce eşe dosta akrabaya soruyorum. Kuzenimin oğlu benim yapımda ve ona oluyor mesela. Tabi ki ağzı yüzü dağılmış ürünlerden bahsetmiyorum.

Kendime şöyle bir yöntem buldum. 2 senedir hiç giymediysem bundan sonra giymeyeceğim demektir.


parfüm konusu ise önce arkadaş çevreniz ile konuşun. İlla ki bir tanesi ver ben kullanırım der, kendi de beğenmezse o da başka bir arkadaşına verir.

önemli olan ürünlerin sizin evden çıkması. Sonrası umrunuz da olmasın

direkt satıyorum dolap'tan. son 2 ayda 2000 liraya yakın para kazandım ufak tefek şeyler satarak.

Parfümün adını ve nereden aldığınızı söylerseniz ben bile ilgilenebilirim. Kesinlikle çöpe atmayın, Dolap tarzı bir yere koyabilirsiniz, bu işlerle uğraşamam diyorsanız birine hediye edebilirsiniz.

psipsipsi, beğeneceğinizi sanmam. LCW'den almıştım. 200 TL. Pahalı bir parfüm değil.

@dissendium hocam ben de lcw parfümü kullanıyorum şu an, linkini vs atın bir bakayım isterseniz :)

İşkur'a gidip sormanızı veya size atanmış olan görevliye ulaşıp öğrenmenizi öneririm.
Benim gerizekalı eski işyerim, özellikle belirtmiş olmama rağmen mesela SGK çıkış kodumu sisteme yanlış girdikleri için maaş bağlanmamıştı. Sonra SGK'dan düzelttiler ama sonra SGK, İşkur'daki kaydı düzeltmemişti, ben dilekçe verip düzeltilmesini talep etmiştim, süreç uzamıştı.
Bu arada maaş bağlanırsa, bağlanmayan günleri de bağlandıktan sonra birikmiş olarak alırsınız.

3 ay gecikmeli başvurdum diyorsunuz. 30 gün içinde başvurmanız gerekiyordu. Süreyi geçirdiğiniz için başvurunuz reddedilmiş olmasın.

işsizlik maaşı için işsiz kalındıktan sonraki 30 gün içinde başvurmanız gerekiyor
bu sebeple reddedilmiştir.

elorelia, benaslında +1. ben ona dikkat etmemişim.

Hayır, yanlış biliyorsunuz. Doğrusu:

İÖ için ilk başvuru, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihi izleyen günden başlayarak 30 gün içinde şahsen veya elektronik ortamda yapılır. herhangi bir nedenle geç başvurulmuş ise başvuruda gecikilen süre toplam hak sahipliği süresinden düşülerek kalan süre kadar İÖ hesaplanır. (SON 3 YIL PRİM YILINIZ 600 GÜN VE SON DÖRT AY 120 GÜN OLMALI )

Bu bilgi CİMER aracılığıyla TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MİLAS HİZMET MERKEZİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ'den geldi.

Nedenini İŞKUR'u arayarak öğrendim. Daha sonra bu sayfaya ulaşan birine yardımcı olması amacyla yazıyorum:
İş sözleşmesinin deneme süresi içinde sonlandırıldığı ve çalışanın bu deneme sürecinde 120 günden az çalışmış olduğu durumlarda çalışan işsizlik ödeneğine hak kazanamıyormuş.

Kaynak: www.topo.av.tr

ikisi de hayır.

ikisine de hayır.
hatta comcisrting'inkine de hayır, ünvanı doçent olsa bile kadrosunun da en az doktor öğrtim üyesi olması lazım.

@cosmicstring hayır YÖK'ten değil üniden alması lazım ünvanı.

RESMİ OLARAK bunlar mümkün mü? diye bir ek yapmalıyım.

cosmic çok iddialı olunca ek yapayım. her üniversitenin lisansüstü eğitim yöentmeliği vardır. sizin sorduğunuz "RESMİ OLARAK MÜMKÜN MÜ" sorusunun cevabı orada yazar. yönetmelik "ünvanına sahip" yazıyorsa yapabilir, "kadrosunda bulunan" yazıyorsa yapamaz, daha doğrusu yapmaması gerekir. çünkü ünvana sahip olmakla kadroya sahip olmak farklıdır.

ha bi de şu var, türkiyede pek uygulanmasa da hukukta normlar hiyerarşisi denilen bişey vardır, yönetmeliklerin kanunlara uygun olması gerekir. dolayısıyla yök kanununa bakmak lazım orada ne diyor. kanun kadro diyorsa yönetmelikte ne yazarsa yazsın usulsüzlük var demektir. benim vaktim yok açıkçası, birisi baksın lütfen. biz de doğrusunu öğrenelim.

ps: bizde bırakın danışmanlık veya komisyon üyeliğini, en az bir dönem lisans dersi vermemiş dr. öğretim üyesi yls dersi bile veremez, en az bir dönem yls dersi vermemiş dr. öğretim üyesi danışmanlık yapamaz, sınav jürilerinde yer alamaz. yönetmelikte böyle yazıyor. aynı koşulları yls için yerine getirmeden doktora dersi veremez, danışmanlık ve üyelik yapamaz. bir yerde de yazmıyor ama bizim teamülümüz de bu.

Bu konuda minimum şartlar YÖK'ün yönetmeliğinde bulunur. Üniversiteler kendi yönetmeliklerinde şartları düşüremez, yükseltebilir. İlgili yönetmelikte Madde 9/3:

"(3) Yüksek lisans tez jürisi, tez danışmanı ve ilgili enstitü anabilim/anasanat dalı başkanlığının önerisi ve enstitü yönetim kurulu onayı ile atanır. Jüri, biri öğrencinin tez danışmanı, en az biri de kendi yükseköğretim kurumu dışından olmak üzere üç veya beş öğretim üyesinden oluşur. Jürinin üç kişiden oluşması durumunda ikinci tez danışmanı jüri üyesi olamaz."

Yönetmelik: www.mevzuat.gov.tr

Yönetmelikte öğretim üyesi dediği için araştırma/öğretim görevlisi doktorlar jürilerde yer alamaz. Bir üniversitede arkadaşım jüriye katılmıştı, o yüzden katılabilir sanıyordum ama burada madde çok açık. Öğretim üyesi dışında jüri kuranlar yanlış işlem yapıyor olabilirler.

Başvuruda mülakat/yazılı sınav yapılıp yapılmaması üniversitelere bırakılmış ve oradaki komisyonun nitelikleri YÖK yönetmeliğinde tanımlanmamış. Ancak üniversitelerin kendilerine göre belirledikleri kurallar kendi yönetmeliklerinde bulunabilir. Örneğin Hacettepe kabul sınavını tanımlamış ama jürinin niteliğini tanımlamamış. Eğer yönetim kurullarında ya da senatoda aksi bir karar alınmadıysa burada öğretim elemanları girebilir gibi duruyor. Bunu öğrenebileceğiniz en iyi adres enstitünün kendisi.

Öte yandan @cosmicstring haklı. 18.05.2016 tarihli YÖK Genel Kurulu kararına göre diğer kadrolarda bulunan doçentler tüm akademik haklardan yararlanabilir. İlgili karar: cdn.hitit.edu.tr
Kararda tez danışmanı atanması ile ilgili kısım da bulunuyor.

@halanne'nin notu olarak düştüğü ders verme kriterleri de YÖK'ün "Lisansüstü Eğitim-Öğretim Programı Açılması ve Yürütülmesine Dair İlkeler"inde yer alıyor. Madde A/1.

ogrenciportali.yok.gov.trüstü%20Eğitim-Öğretim%20Programı%20Açılması%20ve%20Yürütülmesine%20Dair%20İlkeler.aspx

Not: Şu üniversitelerin bize ettiklerinden ayaklı mevzuat.gov.tr olduk, yanarım da ona yanarım.

Evet. En azından eskiden öyleydi, hâlâ olması lazım mantıken.

yapmıyorlarmış maalesef

türkiye distribütörü doğan grup. denizli de citroen satan grup satıyor, izmirde kia ve suzuki bayisi olan firma satıyor. türkiyeye yeni girdi bayii ağı yeni oluşuyor. dezavantajı bence usta bulması sorun çözmesi biraz zaman alıcak. araç türkiye piyasasına oturursa arza parça olayı çözülür.

MG esasen ingiliz markası olup daha sonra çinliler tarafından satın alındı.
Tabi bu satınalma esnasında yılların birikimi de satın alınmış oldu. MG öyle alelade bir marka değil.

Yeni HS ve ZS modelleri acayip güzel ve dolu dolu modeller. Fiyat olarak da son derece avantajlı.

MG ortakları arasında VW de bulunuyor. Bildiğim kadarı ile şanzuman ZF (bmw) direksiyon direkt passat'ın aynısı.

Araba güvenlik olarak aşırı donanımlı otonom sürüş de dahil olmaz üzere var. %100 gerçek deri kullanılmış araçlarda.

Bir dönem baya araştırmıştım çok hoşuma gitti. İngilterede son 2 yıldır yılın arabası seçiliyor ek olarak.

Mekanik aksamda parça sorunu yaşamazsınız. Kaza sonucunda kaporta,far vs. değişimi için sorun yaşanabilir ama şuan tüm markalar özelinde bu sorun mevcut. Tedarik ve gümrük sorunları yaşıyorlar.

Tek hoşuma gitmeyen tarafı multimedia tarafında. Ön konsoldaki multimedia ekranının çözünürlüğü bir tık düşük ve geri görüş kamerası da öyle görünüyor bu sebeple.

Onun haricinde arabada kötü olan tek bir şey yok.

denk gelseydi bana alırdım. ama tabi yedek parça durumu nasıl olur, servis ağı ne kadar yaygın olur, sorunsuzluk durumu ne gibi riskler var

böyle ufak bir problemde polis çağır diyen kim? kiralama şirketinin böyle bir şey söylediğini zannetmiyorum. sigorta için ekstra ücret ödeyip paket vs aldıysanız zaten o paket bunları kapsıyor olmalı. kiralama öncesinde araç kontrolü kiralama çalışanı ve kiralayan kişi arasında yapılır, kiralama sonunda yine beraber kontrol edilir. oluşan herhangi bir problem varsa belirtilir, sigorta paketine göre de ordan düşülür ve ekstra herhangi bir ödeme yapmazsınız.

Sigorta bunlar icin var

ben de sürtmüşküm, teslim ederken gösterdim. iyiniyet beyanı mı ne bi şey varmış, 2500tl'ye kadar problem olmuyormuş. Teslim alanla aramızda bir tutanakla olayı detaylandırıp imzaledım. Arayan, soran olmadı

Öncelikle

www.instagram.com

Ben araştırmıştım. Genelde Kızıldeniz için gidiliyor. Kahire gibi tarih odaklı değil. Hurghada'da bir köpek balığı bir turisti öldürmüştü yakın zamanda. Güvenli olmayan bir yerde girerseniz tehlikeli olabilir.

İyi bir otelde kalırsanız daha güvenli olabilir. Rixos falan var.

Ben kapalı grupla gittim Mısır'a. Tarih odaklıydı bizim gezimiz. Çok beğendim. Bir daha gider miyim - dalış için evet, diğerleri için hayır. Sebep: truenorth+1, müthiş bir yoksulluk ve kendilerinden açık tenli olan herkese en azından dokunmak, ellemek, kazıklamak isteyen insan sürüsü. Sana malını satan adam bahşiş istiyor. İnsan hayatta bir defa gitmeli çünkü çok muhteşem bir tarih, ama dahasına gerek yok.

şarm ve kahireyi gezdik hurgada luksor ve asvan planı yaptk gidemedik iptal oldu ama tursuzdu hep siz kafanızdaki planı söyleyin yardımcı olmaya çalışayım.
amacınız tarih mi deniz mi ikisidemi vs vs