Ekşi Duyuru

markadan markaya çok değişiyor. numaradan çok ayağın cm uzunluğuna göre seçmek lazım. böyle daha rahat bulunuyor.
hatta asicste diğer markalarda olmayan 28,25cm- 28,5cm gibi dahada dar aralıklar mevcut.

Hangi spora uygun olduğuna göre de değişiyor kalıbı biraz. Cm hesabı en mantıklısı, beden tablosu oluyor çoğu markada zaten.

bazi ucuslarda izin vermiyor. havalimanindan yapmani istiyor.

Bilirkişi değilim ama oval şekle göre düz kenara sahip dönerin ateşe bakaan yüzü aynı oranda pişmiş oluyor. Bıçakla kesilirlen de çiğ kısım neredeyse hiç olmaz.

dönerin tarzıyla alakalı. genelde ekmek arası yapan dönerciler yuvarlak döner kesiyor, porsiyon tarzı satış yapanlar kare kesiyor. lezzete etkisi mutlaka vardır ama daha çok sunum tarzıyla alakalı diye düşünüyorum.

Türk Telekom ise eğer;
Duvardan modeme kablo bağlanacak (RJ11).
Modeme o sarının bir ucu bağlanacak. Diğer ucu da bilgisayara (RJ45).

modemin arkasının fotoğrafını atar mısın

bu anlattığım adsl modemler için geçerli.

o sarı kabloyu duvara takmayacaksınız. hatta eğer cihazlar evde kablosuz internet (wi-fi) kullanacaksa hiçbir yere takmayacaksınız, sarı kabloyla işiniz yok.

rj11 denilen telefon kablosundan alacaksınız. aslında almanıza gerek yok, modemin kutusundan çıkar. bir ucunu duvardaki prize, bir ucunu da modemin arkasındaki line yazan yere takacaksınız.

wi-fi kullanacaksanız sarı kabloyla işiniz yok. kablo ile internete bağlanacaksanız kabloyu modemin arkasındaki lan-1'den lan-4'e kadar olan soketlerden birine takacaksınız, öbür ucunu da internet kullanacak cihaza takacaksınız.

O kablo duvardaki priz için değil +1

PC ya da LAN girişi olan kablolu internet kullanan başka cihazlar için o sarı kablo.

Evde telefon kullanacaksanız şöyle olacak bağlantı;

help.earthlink.net

Telefon kullanmayacaksanız şöyle olmalı ;

encrypted-tbn0.gstatic.com

PC de kullanmayacaksanız, sadece wi fi olacaksa sarı kablo hiç lazım değil. Sadece modemin adaptörünü elektrik prizine takın. Sonra da telefon kablosu ile duvardan modeme kabloyu takın.

Benzer bir soru daha vardı bir kaç hafta önce. Konfor alanınızdan çıktığınız için bir süre sorun yaşamanız normal, en az 1-2 ay verin kendinize alışmak için.

Rahatlığa alışmışsın o yüzden zor geliyor ama bence bu sistemde devam et. Erken kalkmaya özellikle alışmakta fayda var

gradient'çim şimdi

bende full remote çalışıyorum 3 aydır,
1 sene de hybrid çalıştım haftada 1 gün ofis'ti,
bir de haftada 3 gün ofis çalıştım.

gördüm ki en güzeli haftada bir ofis'ti. çünkü sosyallik iyi geliyor, arada bi yere gitmek iyi oluyor. ama şunu da söylemeliyim, şu an full remote çalışıyorum ve bir yazlık beldeden çalıştım tüm yaz, iki mail attım yüzdüm, iki mail attım yürüdüm, gün batımına anında kavuştum işten çıkar çıkmaz. bu şekilde bi imkan yaratınca şehirde olmak gerçekten anlamsız geliyor insana.

3 gün ofise gitme konusuna gelirsek, bunun metrobüsü var, dışarıda pahalı ama vasat yemekler yemek zorundalığı var vs vs. ha bir de erkenden uyan, yollara düş, yağmur çamuru soğuğu var.

2 ay içinde alışırsınız duruma ama full remote işin de çok güzel bi özgürlüğü var, mesai saatinde bir yerlere gidebilme durumu çok güzel mesela.

Klozet tıklandığında bol miktarda lavabo açıcı bende sorunu çözmüştü.

En alt kattaysanız foseptiğin tıkanmış olmasından da şüphelenebilirsiniz.

Ben sizin yerinizde olsam duş girişini hava almayacak şekilde kapatırım bantla falan, sonra yaparım yaptığım işlemleri, lavobo açıcı, pompalama falan. Bir de alt en alt kattaysanız hiç uğraşmayın, büyük ihtimalle binanın çıkışı tıkanmıştır ve sizin apartmandan veriyordur.

3.kattayım ve gider yeni tip giderlerden sanki yerinden çıkmazmış gibi

Tıkanma değil de daralma var gibi. Çocuk bezi veya ped gibi erimeyen bir şey boruyu kısmen tıkamış da drenaj azalmış ve sifonu çekince açığa çıkan su miktarını drene etmeye yetmiyor gibi.

Tamirci çağırmak tahmin ettiğinizden daha ucuz olabilir.
"Kameralı aletle gelip tıkanıklık açıyoruz" diyen yerlerden birine telefon edip sorun. Keşif ve tıkanıklık sebebini öğrenmek çok ucuz oluyor genelde.
belki de 8-10 Lavabo aç parasına açtıracaksınız tıkanıklığı.
Ben şu firmayı 5 yıl önce çağırıp memnun kalmıştım, siz başka bir firmaya da bakabilirsiniz. Hiç değilse bi fiyat öğrenin.
www.protesisat.com

üstteki çubukta "sana özel"i değil de "takip edilenler"i seçerek.

İkisi için de tekne turlarını tavsiye ederim. Fethiye için yamaç paraşütü yapılabilir. Tuzlu ama maalesef. :(
Gökova da çok güzel bu arada.

ölüdeniz tarafları hala hareketli. kaş da öyle. etkinlikten kastınız konser veya çeşitli organizasyonlar ise fethiye daha hareketli. ama aktivite olarak bahsediyorsanız kaşta saklıkent safari turu (gerçi fethiye'de de yapılabiliyor) kekova tekne turu, patara'da ata binme ve atv safari turlarına katılabilirsiniz. paraşüt de her iki bölge için seçenek ancak auroraaurora'nın da bahsettiği gibi fiyatlar yüksek.

arabanız varsa kaş'ı yoksa fethiyeyi tavsiye ederim ben

Kabak koyuna gidin. Oradaki kamplardan aklınıza hangisi yatarsa orada kalın. Önceden rezervasyon da yapmayın bence, gidip görün. Bir kahve-bira için ortamda. Sonra konaklama için sorun.
Oradaki çoğu insan başkalarıyla iletişim kurmaya açık, tek başınıza gidiyorsanız orada olmak keyifli olacaktır.

Artık her yer pahalı. Kabak benim için hayal kırıklığıydı, kullanılmış prezervatif, her yerden ot kokusu vs. hipi ortam vardı ben gittiğimde pandemiden çnce.

Bikaç kere kaş'a gittim. Bence kaş

bayram's place olimpos iyidir, ya da kadir tree house :)
sosyalleşme için uygun ortam var

kaş'ta ise kaş kamping, can moacamp
sosyalleşme için uygun ortam var

ben sizin yerinizde olsam kaşa giderdim. gerçekten sıkılmazsınız orada, yapılacak da çok fazla şey var. yalnız önerim kaş'ta çukurbağ tarafında kalmayın, merkeze ulaşım zor oluyor, sıkılabilirsiniz. bir de her yere yürüyeyim, barlar, cafeler elimin altında olsun derseniz, denizden çok uzaklaşmadan merkez tarafından pansiyon otel bakabilirsiniz, kaş çok yokuşlu çünkü, cafeler de ağırlıklı sahil tarafına yakın, oralarda takılırsınız hep.
her gün bir koya gitseniz bile kaşta sıkılmazsınız. benim de önerim derya beach olur kaş'ta. özellikle ilk defa gidecekseniz eğlenceli olur.
1 gün mutlaka tekne turu öneririm, gerçi fiyatlar da artmış bu sene ama bermuda boat tu sanırım, tekne turu iyiydi baya. ekstra öneri, tavsiye vs isterseniz kaş'la ilgili dm'den yazabilirsiniz. iyi tatiller şimdiden.

güncel durumu soruyorsanız, fesih tarihindeki ücret esas alınıyor. değişiklik öncesinde ise dava sonunda işe başlatmama tarihi esas alınıyordu.

teşekkürler, yargıtay kararı da var mıydı

yargıtay kararı yok çünkü artık işe iade davaları yargıtaya gitmiyor istinafta kesinleşiyor.
ayrıca iş kanunu 21. maddede zaten açık bir şekilde dava tarihindeki ücretin esas alınacağı belirtilmiş, bu konuda içtihat aramaya gerek yok.

haritadan baktım; metrobüsten inince sanki üsküdar-ümraniye metrosuna girer gibi yol almanız ve metro alt geçidinden 6 numaralı çıkıştan çıkmanız en kolayı gözüküyor.

bir de şu olay var, halihazırda geçmek istediğiniz tarifede bir şekilde anlaştınız, atıyorum 200TL bu tarife size. dışarıdan gelene 150 TL fln yapıyorlar, mevcuttaki kullanıcıya daha yüksek ücret ödetiyorlar aynı tarife için. ben hem sizin belirttiğiniz sorun, hem de bu mantık sebebiyle maalesef her yıl operatör değiştiriyorum artık. madem yeni gelene indirim yapıyorsunuz, ve bunu hepsi yapıyor, ben de her sene yeni müşteri oluyorum artık.

aynısı geçen ay başıma geldi türk telekom'da, 25 GB'lık 250 TL'lik tarifeyi dayatıyorlar, kullanmıyorum diyorum yok olmaz düşük pakete geçiremiyoruz diyorlar, çağrı merkezini arayıp başka operatöre geçeceğimi söyledim, aynı gün arayıp 12 GB - 72 TL'lik bir tarife önerdiler kabul ettim.

yukarıdakine ek:
Bize ulaşın değil, İze ulaşın yazıyor iletişim sayfasında.
fiyatlar XXTL şeklinde değil, TRYXXX şeklinde. bir sürü para birimi var, muhtemelen bir siteyi klonladılar.

güvenli değil.

www.sikayetvar.com

şikayetvar yorumlarına bakılırsa, sipariş vermeniz durumunda ürün gönderimi de yapmayacaklar gibi gözüküyor.

netcraft kötü niyetli olarak işaretlemiş:
sitereport.netcraft.com

noter işlem ücreti farkı.

yatırım fonları (kayıtları) vs mkk nezdinde tutuluyor, onun da yıllık bu civarda cüzi bir komisyonu var, onu tahsil etmiştir.

normalde MKK komisyonu aylik olarak bankadaki toplam menkul varliklarin bedeli uzerinden belli bir oranda alinir. sizin ya milyonlarca liralik varliginiz var ya da yillik bir seferde kesmisler. ZB kullanmadigim icin anlamadim miktari.

@bay b valla param bin lira ancadır :D

viofo kesinlikle

70mai kullanıyorum çok memnunum.

70mai,viofo, iroad
Ben iroad kullanıyorum memnunum

vergi cezası çıkacak sana. e devlette de gözükmüyor ne yazık ki. vergi dairene gidip sorgulatırsan iyi olur. benimde aynı işlem 2017 senesinde olmuş, farkında bile değildim. 6 ay önce eve evrak geldi. 12.000 TL ceza. faizi vs derken uzlaşma komisyonuna gittim. 6000'e düşürttüm cezayı, şirket ile konuştum şirkete ödettim.

eğer unutmayıp, atlamayıp 2024 yılının mart ayında 2023 için ücret gelir beyanı verip ödemesini de yaparsanız ceza falan çıkmaz. kümülatif gelir vergisini de bildirmenize gerek olmaz, her iş yeri sıfırdan başlar, siz de aldığınız ücretleri usulüne uygun beyan edersiniz.

zaten olması gereken de budur. kümülatif matrah falan bildirilmez. o beyan meyan işin içine girmesin, aynı matrahtan devam edilsin de aynı hesaba denk gelsin diye uydurulmuş bir kolaylık.

olması gereken her işyerinde sıfırdan başlar, her işyerini de kendiniz beyan edersiniz.

bu linkte yazanın aynısını demişim işte, neresi yanlış? linkte de gördüğüm kadarıyla "kümülatif matrah ikinci işyerine verilir" falan yazmıyor. çünkü kanunda öyle bir şey yok.

anlamayanlar için tekrar yazayım. birden fazla işverenden ücret alıyorsanız, normali, bu işin kanunda da yazanı, şu yukarıdaki linkte de yazanı şudur ki, mart'ta ücret geliri elde ettim diye beyanname verirsiniz, vergisini ödersiniz. ceza falan da gelmez.

sevgili çalışanlar bundan anlamaz, yapmaz veya yapamaz, yapmasına da gerek olmasın diye götlerinden "kümülatif vergi matrahını bir sonraki işyerine vermek" diye bir şey uydurdular. böyle yapınca sonuçta sizden çıkıp devlete ödenen vergi aynı olmuş oluyor. beyanname vermesen de devlet aynı vergiyi almış olduğu için senin beyanname vermemiş olmana ses etmiyor. ha belki de ediyor bilmiyorum, eskiden ses etmezdi. şimdi buna ceza kesiyor olabilir, siz de yok ben ikinci işyerine kümülatif vermiştim de onun üzerinden hesaplandı zaten diye dilekçeler itirazlar uğraşıp sildiriyor olabilirsiniz. onu bilmem. neticede kümülatifi verip oradan devam etmek diye bir şey uydurmadır, yoktur.

her işyeri sıfırdan başlatıp kendi kümülatifini tutup vergiyi sizden ona göre kesip verecek, siz de beyannamenizi buna göre düzgün verecekseniz ceza falan gelmez. kanunda yazanı da budur. kümülatifi alıp sonraki işyerine vermek diye bir şey kanunda yoktur.

ben de diyom ki yukarıda da aynısını yazdım. kümülatifle falan uğraşmayıp beyanınızı verecekseniz kümülatifi dert etmeyin. her işyeri sıfırdan başlasın, siz de beyannamenizi verin.

şuan ceza gelecek birşey yok. Ayrıca ön not siz yarım aydan bahsediyorsunuz da öncelikle sizi sıfırdan başlatıp başlatmadıklarını öğrenin. Zira Kümülatifinizi zaten sıfırdan başlatmış olabilirler. (Eski işyerimde, benden hem kendileri istemişti sonra da sıfırdan başlatmışlardı.) yalnız tekrar yazayım iki durumda da şuan için bir ceza yok.

Ayrıca @kibritsuyu'na ek:

321 seri no.lu GVGT ile yapılan değişiklik ile 311 seri no.lu GVGT’nin “Özel sektör işyerlerinde birden fazla işverenin yanında çalışanların durumu” başlıklı 21. maddesinin beşinci fıkrasının ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere, “Hizmet erbabının talep etmesi ve işverenlerin de kabul etmesi kaydıyla, yıl içerisinde aynı anda birden fazla işverenden alınan ücret gelirleri de kümülatif matrah dikkate alınarak tevkifata tabi tutulabilir.” düzenlemesi yapılmıştır.

vergiport.com

www.resmigazete.gov.tr

Yani siz bildirirseniz ve işvereniniz kabul ederse eski iş yerinizdeki mevcut matrahınızla devam edebilirsiniz. Kısacası artık götten uydurma değil. Talep edin ve böyle olmasını sağlamaya çalışın ki, takip eden yılda farkı siz ödemek durumunda kalmayın. Muhasebe ve İnsan Kaynakları siz bastırmazsanız işleri karışacağı için istemez, bu yüzden biraz uğraşmanız gerekir. Zaten bir kere bu ek vergiyi ödemek zorunda kalınca, bir daha ki iş geçişlerinde, matrah taşımayı en baştan soruyor olacaksınız.

Şimdi olacakları tecrübe edindiğim kadarı ile açıklayayım.
Yıl sonuna kadar birinci veya ikinci işinizden aldığınız brüt toplam 150 bin lirayı (Rakamı sonra tekrar kontrol edin)
1- Aşmıyorsa : 2024 Mart ayında beyan vermeniz gerekmiyor.
2- Aşıyorsa: 2024 Mart ayında beyan vermeniz gerekir.

Beyan verilmesi durumunda.
A- İkinci işiniz Kümülatif matrahınızı devam ettirdiyse:
Yine beyanname vermeniz gerekecek ama küçük bir vergi farkı çıkacaktır ya da çıkmayacaktır. Kümülatif matrah vergi dilimizinizi belirlemek için kullanıldığından yarım ay geriden başlatmaları çok büyük bir fark yaratmayacaktır. (Bu yüzden de ceza almazsınız.)

B- sıfır matrah ile başlandıysa: aradaki vergi dilimlerinden doğan vergi farkı için beyanname ile ödeme yapmanız gerekecektir. Bu beyanda yıl içerisindeki eğitim ödemeleri vs. düşülebilmektedir. Buna da dikkat edin.

Sonuç olarak 2024 Mart ayında beyanname verip vergi ödemeniz gerekebilir. Ama bu bir ceza değildir ve şuan ortaya çıkmamıştır. Eğer beyan vermeniz gerekip Mart 2024'te vermezseniz, o zaman artı olarak ceza söz konusu olabilecektir.

yeninesiltupcu'e ek yapayım.

ikinci işveren için beyan verdiğiniz takdirde özel okul gibi beyan edeceğiniz gider varsa bir miktar alacaklı çıkabilirsiniz, o yüzden beyanname verirken dikkatli olun.

kendinizi geliştirmek için mutlaka dinlemeyi attırmanız gerekiyor, bunu başka bir şey ile uğraşırken bile yapabilirsiniz, mutlaka faydası olur.

Bunu yazmamın sebebi bildiğimiz gibi algıda seciciliktir, ve beyin aşına olduğu sesleri veya kalıpları algılar bu sebeptendirki, daha fazla dinleme yapmalısınız.

Ayrıca ielts den bağımsız olarak ilgili duyduğunuz konulara aid podcastlar dinlerseniz , listening skill daha hızlı gelişir.

kredi imkansızları oynuyor bu aralar. peşinatınız çok düşük. nispeten daha düşük fiyatlı bir ev alıp, kiraya verebilirsiniz. kira geliri ile kredi ödenir. sizde kirada oturmaya devam edersiniz. 5-10 sene içinde ev sahibi olmuş olursunuz gibi düşünüyorum.

Türkiyenin orta yerinden oluk oluk petrol fışkırmadığı sürece kısa vadede enflasyon tepetakla olmaz.
Olur da aldığınız evin parasını ödeyemez hale gelirseniz, evi şu ankinden daha yüksek bir paraya satar borçlarınızı kapatırsanız, o an içinde bulunacağınız durum şu ankinden daha olumsuz olmayacak.
Yani o zaman evsiz kalırsınız ama şu an zaten evsizsiniz.
Kesenize uygun bir ev ve zorlanarak da olsa ödeyebileceğiniz bir kredi buluyorsanız hiç düşünmeyin. Alın o evi.

çok az kredi veriliyor. Onu da ekleyip maks alabildiğinizi alıp kiraya verip değerlenince satın. Hatta, kiraya bile vermeden al-sat yapın.

Şu ortamda kredi çekmek ve ev almak çok mümkün değil.

Elinizdeki parayı harcamayıp, biriktireceksiniz ve uygun fırsat kollayacaksınız. Çok yakında peşin parası olana güzel fırsatlar çıkacaktır.

Parayı biriktirirken TL'de tutmayın tabii ki. Sepet yapmak en güzeli (Altın, dolar, euro vs.)


.

--enflasyon tepetaklak olur maaşlar bu kadar seri artmazsa

geçtiğimiz 2 sene gibi olmayacak buna emin olun, fakat bir anda enlfasyon düşmez. ovp tahminlerine göre bile enflasyon ancak 2025te tek haneli olacak ki siz onu en erken 26-27 olarak düşünün.

--bankaya totalde geri ödeyeceğimiz rakam 4.5M TL'leri bulmakta. yani satınalınan ev aslında bize 5-6M TL'ye mal oluyor.

paranın zaman maliyeti var, evet siz o kadar para ödeyeceksiniz fakat evin fiyatı da artacak.

--bahtsızım ya olabilir iki ay sonra dip faizli krediler çıkarsa?
istediğiniz evi bulamazsınız veya daha pahalıya alırsınız.
ben yine de bu aralar çıkacak hiç evi olmayanlar için olan kampanyayı beklemenizi tavsiye ederim.

Kredi faizleri şu an yüksek. Zaten kredi muslukları da kısılmış.

Alacağınız ev için ödeyeceğiniz miktarı düşünün. O ev vade sonunda, sizin geri ödemenizi karşılayacak mı? Enflasyon bir noktada yavaşlayabilir hatta çok aşağı gelebilir. o zaman, ödeyeceğiniz faiz evin gerçek değerinin aşırı üstünde kalır.

Tam tersi de olabilir. O zaman da evi ucuza bile almış olursunuz. O öngörü sizin kişisel hesabınız.

Elinizdeki peşinatla büyük şehirlede ev bulmanız zor. Ama o peşinatla anadolu'da, küçük şehirlerde belki bir ev bulabilirsiniz. Ama bütün sermayenizi tek bir yatırıma koymak mantıklı mı o da tartışılır.

Sizin için eldeki sermayeyi büyütmenin yolunu bulmak önemli. Yani fon, döviz, altın vb yatırım araçlarıyla bir sepet oluşturup parayı enflasyon üstünde büyütmek üzerine düşünebilirsiniz.

ama bunlar bir yatırım tavsiyesi değildir elbette. Siz kendi birikiminize ve bütçenize ve riskli bulup bulmadığınıza göre karar vermelisiniz. Çünkü döviz bile olsa piyasa oynak bir anda terste de kalabilirsiniz.

Enflasyon birmiktar aşağı gelecek belki ve zamlar son iki yıl gibi olmayacak ancak tamamen bitmeyecek. En iyi ihtimalle %30-40 arası seyredecek ki gelecek yılın öngörüsü bile %33 zaten. Evi aldım, faizi yüksek vs ya düşerse diye düşünmek anlamsız kayda değer bir düşüklük olursa hemen olmasa bile kredi vadesi içinde yapılandırabilirsiniz.

Konu şuanda kredi bulmanın güçleşmesi bence. Ancak kredi notunuzun iyi olduğu varsayımıyla ilk ev için kredi bulabileceğinizi düşünüyorum. Aylık kredi ödemenizi 35K olarak ayarlayabiliyorsanız bence gelirinize göre ilk 1-2 yıl en fazla sıkışarak ev sahibi olmak mantıklı. Küçük bir yada iki ev alıp kiraya vermek vs de alternatif ancak kira-kiracı ile uğraşmak ayrı bir dert bence.

Şu enflasyonist ortamda yaptırabilirseniz, konut kredisinde 2. yada 3.yıldan sonra senede bir balon ödeme koyarak aylık taksit miktarınızı aşağı çekebilirsiniz. Böylelikle paranın iyice değer kaybetmesini sağlarsınız. İleride balon ödeme rakamları çok komik kalacaktır.

Bende de öyle hocam. Ekşinin kendi uygulamasında harfler 1 saniye sonra geliyor gibi.

Aradığınız şey Türkçe kaynaklar için çok zor aslında biliyor musunuz :D Bloglar vesaire dışında derli toplu resim sanatının gelişimini konu alan çok kitap yok. Başlangıç kitapları genel olarak her şeyi kapsar; mimari, resim, yerli, yabancı vs... Diğer kitaplarsa genelde belirli bir periyot için yazılmış (örn. 15.yy) sizi sıkacak kitaplardır.

Türkçe güzel bir kaynak var mı bu şekilde bilmiyorum ama aradığınız tarzda bir yapısı olan What Paintings Say: 100 Masterpieces in Detail diye bir kitap var. Seçilmiş 100 adet eseri inceliyor.

Kitabın içeriği şöyle, videosu varmış; www.youtube.com
Bu da d&r linki, ama stokta yok diyor; www.dr.com.tr

Kitap daha çok resim nasıl yorumlanır temalı.

Bu arada sadece resim değil, ancak başlangıç kitabı olarak sıklıkla önerilen bir kitap da Gombrich'in Story of Art'ı. Bunun Türkçe çevirisi var, sanatın öyküsü olarak bakabilirsiniz.

Ntv yayınlarının sanat isimli harika bir kitabı var. Agırlık görsel sanatlar üzerine. Bence kesinlikle edinmelisiniz

Twitter’da the cultural tutor bu konularda cok guzel floodlar yapiyor tavsiye ederim.

(bkz: Sözden İmgeye Batı Sanatında İkonografi) güzel bir kitaptı, işinize yarayabilir.

Gombrich - Story of Art +1

500 sanatçının 500 eserinin yorumu için bunu düşünebilirsiniz :

static.nadirkitap.com

Kapalı otopark kırmızı giriş 2.kat, vale için 3.kat ve asansör veya gidiş tabelasını takip edip yolcu girişlerinin olduğu yerdeki açık otopark. Açık otoparkın girişi en son kapının karşısında.

iga havalimanı aslında yekpare bir otopark, hepsinden gidebilirsiniz. fakat dış hatlar için soldaki yani mavi veya kırmızı otoparkı tercih etmeniz mesafeyi kısaltır. kapınız belliyse aşağıdaki haritadan ne bakın.

kat meselesine çok takılmayın asansöre yakın parkedin yeter. ayrıca uygulamasında hangi katta ne kadar boş yer var görebiliyor ve ödeme yapabiliyorsunuz. uygulamadan ödemede indirim yapıyordu.

www.havayolu101.com

Takipçiyi satın alınca organik olmuyor. Her zaman düşer takipten çıkarlar.

Siz bir süredir bu tarz şeyler soruyorsunuz, onun için söylemek istedim. Anadolu üniversitesi iktisat bölümünün 4 yıllık bütün müfredatının kitaplarına internetten ulaşabiliyorsunuz.

Eğer alanınız iktisat ya da ilişkili bir alan değilse ve sıfırdan bir şeyleri anlamaya çalışıyorsanız o ders kitaplarının hepsini düz kitap okur gibi de olsa ve aklınızda kalmayacak olsa dahi baştan sona bir okuyabilirsiniz, ondan sonra bence kendi kendinize ilerleyebilir hale geleceksinizdir.

Bir de teknik analiz ve day trading konusunda her zaman şüpheci olmakta fayda var. Teknik analizlerin kendi kendini doğrulayan kehanetler olduğu ile ilgili çok dikkate değer eleştiriler her zaman vardı ve bunun aksini gösteren çok şey de yok. Yani insanların genel psikolojisinin bir göstergesi olan destek ve direnç seviyeleri ya da trendler gibi geniş ve yorumsal ölçekli gerçekten topluluk psikolojisiyle iç içe göstergeler dışında kalan o çok çeşitli tipte formasyonlar çok da güvenilesi şeyler değil.

akhenaten;

çok teşekkür ederim, önerinizi dikkate alacağım.

Evet alanım iktisat değli, sadece normal bir vatandaş olarak ekonomik sistemi anlayarak , her şeyden öne defansta kalmak.

kitap gibi kaynaklar yerine daha çok dürüst ve gerçekçi kişilerin tecrübelerden faydalanarak pratik bilgilerle kendimi güncellemek bana daha mantıklı geliyor.

bu tarz durumlar genelde şikayet üzerine düzeltiliyor, kimse şikayetci değilse bir şey yapmazlar. istanbulda ukome veya polis düzenliyor heralde. bunu düzenleyen adanadaki kurum neresi ise oraya şikayet edin, hatta başka şikayet edecek kişiler bulursanız düzeltirler.

Farklı bir yerden yorumlamak istiyorum.
Bu ışık olayı sadece araba sahipleri açısından yorumlanıyor ama o ışıklar yayalar için de var ve bu bence olumlu bir gelişmedir.
Araç içindeki insanlarda genelde bir üstünlük hissi oluyor trafikte diğer araçlara ve yayalara karşı. Evimin yakınında Işıksız yaya geciti yaptılar kocaman tümsek şeklinde, araçlar hem tumsege park etmekten çekinmiyor hem de yayalara yol vermiyor. Lamba koyulması hoşuma giderdi açıkçası oraya. Yol vermeden geçen şoförlere de kızmak yerine utandirma stratejisi kullanıyorum artık,. lütfen buyrun yapıyorum elimle yol vermeyene, arkasındaki araç %99 veriyor sonrasında.

7km'lik bir mesafe otoyol değilmiş diye okumladım

bu cam silici-gaspçıların yerleri belli değil mi, adana polisi napıyo, ortalığı ayağa kaldırsanıza, bi vidyoya çekin, adana valisinin bile haberi olur

aynı durum mersin'de de var. her ışık minimum 1 dk bekletiyor ve bir tanesine yakalanınca diğerlerine de yakalanmak zorunda kalıyorsun.

Pastel boyaları eritip saç kurutma makinesi ile tuval üzerinde şekil vererek kullanabilirsiniz <3

@ruhen hastayim ben toz boya ısıyla eriyor mu? Sanki bıçakla kazıyıp yapılıyor gibi. Bir de sanırım sabitleyici spray sıkılması gerek en sonunda. Resim bilgim bitti :')

Tam da okulların açılış zamanına denk geldi demek. Derslerine çalışmaya teşvik etme şartıyla komşunun çocuğuna hediye edin.

O eritme işi yağlı pastelle olur, toz pasteli eritmeye çalışmayın. Komşunun çocuğuna da vermeyin, boyaya yazık. :)

Canson gibi kalın kâğıtlarda çok güzel sonuç verir, keçeli kalemi de marker yerine kullanırsanız her iki anlamsız alışverişinizi birleştirip bir şeyler yapmış olursunuz. Kâğıt dışında bir yüzeyde çok bir şey olmaz, zamanla tebeşir gibi dağılır gider.

İlla birine verecekseniz güzel sanatlar, endüstriyel tasarım, moda tasarım vs öğrencisi bulup verin :)

Ek: kendiniz kullanmaya karar verirseniz sabitleyiciye bir sürü para vermeyin, bulabildiğiniz en ucuz saç spreyini alın, işinizi görür.

Teknik olarak olur mu olmaz mı bilmiyorum ama görüntü olarak hoş olabilir gibi geldi, teknik olarak olurunu olmazını siz bakarsınız

Üzerinde gömülü dikdörtgen bir eklenti olan sehpa gibi bir şey alıp eklentiyi çıkarın ve pasteli istediğiniz gibi eklentinin altında kalan girintili bölgeye serpin, renk geçişleri falan yapın. İçine simli şeyler, yapraklar falan da ekleyebilirsiniz. Sonra üstünü uygun epoksiyle kapatın. Üzerinde kahve falan için.

net hükümler yok. kimisi anında temizlenmek lazım der, kimisi iki ezan arası bir şey olmaz der.
cünüplük zaten manevi bir temizlik olduğu için, cünüplüyken gezmek, yemek yemek gibi "maddi" şeyleri etkilemez kanaatindeyim.

bildiğim kadarıyla yok. hz muhammed'in (a.s) cünupken yelek yediğini -ancak namaz abdestine benzer ağız, el vb temizliği yaptığını- hz aişe rivayet etmektedir.
zaten, cünuplukla ilgili hüküm verenler de, cünup halde namaz olmayacağından ve namaz kılmayarak günaha girileceğinden, bir namaz vaktini aşmamalı diyorlar. yani cenabetten değil de namazdan dem vuruyorlar. Ayrıca, cünup olduğunu unutup oruca kalkıp tutsan, bütün gün cünup olup namazları da kılsan ve akşam iftardan sonra cunup olduğunu hatırlasan oruç yine geçerlidir, namazları kaza etmelisin deniyor.
özetle, araştırıp, okuyup, dinlediklerimden yıllardır bildiğim, cunupluğun kendisinin günah olmadığı.

Gusül namazın şartıdır. Yıkanmaktır. Başka bir şeyin şartı değildir. Ha bize cünüp şekilde günlerce dolaşmak yakışır mı, yakışmaz. İnsan kokar.

cünüplük uğursuzluk getirmez. islam'da uğursuzluk yoktur. bu, batıl inançlarla ilgilidir.

islamansiklopedisi.org.tr
kurul.diyanet.gov.tr

Dini Kaynaklardaki ayrıntılara bakıldığında,
Cünüpken koltuk altı ve kasık, saç traşı yapmak ve tırnak kesmek uygun görülmez.
(Çünkü manevi kirlilik halindeyken bunların vüvuttan ayrılması söz konusu)

Cünüp ve hayız hâlinde bulunanın, Kur’ân-ı kerimi okuması, Mushafı tutması ve Kâbe-i muazzamayı tavaf etmesi haramdır.

Hayız halindeki kadın, göğsünü yıkamadan, çocuğunu emzirebilir. Cünüp kadının, göğsünü yıkamadan emzirmesi mekruh olur diye belirtilir.

Cünüpken bir şeyler yeme konusunda ise önce ağzın yıkanması tavsiye ediliyor. Çünkü cünüplüğün ağza sirayeti de söz konusu.

İnsanların cünüp halde yemek, çarşıya çıkma vs den kaçındığını gördüm çok kez.

çevresi tarafından alaya/linçe uğramamak için olabilir ancak bahsettiğin diğer değerleri değiştirmek bence takım değiştirmeye göre daha zor ve dikkat çekici.

niye değiştirsin ki. değiştirdiği takımın tutuğu takımdan ne farkı var ki? ha ancak belki çok sevdiği bir oyuncu gelir onun etkisiyle bir sempatisi olabilir.
verilen örneklerde çok doğru gelmedi bana. insan zamanla eşiyle sorunlar yaşaya bilir veya din konusunda okuyarak doğru yolu bulabilir(din değiştirmekte aynı mantıkla gereksiz dinlerin birbirlerinden farkı yok) ama taraftarlıkta bir mantık yok ki.

Bence güzel soru düşündürdü. Küçüklükten kurduğumuz bağ ile ilgili sanırım. Kadınım, fenerbahçenin hiçbir maçını izlemem taraftar falan değilim ama takıma hep sempatim var. Fanatik baba kardeşler göre göre, hmm bu önemli bir şey duygusu küçüklükten yerleşmiş olabilir. Çünkü takım tutmayan eski erkek arkadaşımın babasının da futbola ilgisi yoktu mesela. Din insanın yaşam amacını belirleyen önemli unsurlardan biri, hayatını buna göre şekillendiriyorsun ya da din sebebiyle hayatın ciddi şekilde etkilenebiliyor günümüzde olduğu gibi. O sebepten onunla kurulan bağ zamanla zayıfladı.

Bu arada evrimsel bi açıklaması da olabilir. Erkekler grup halinde avlanırlar ve grup halinde yapılan aktiviteler hala olduğu gibi onlara keyif verir. Rekabet doğasında var erkeklerin. Evrimsel baktığında takımını bırakıp karşıya geçmen takıma zarar vereceğinden sosyal baskıya neden olacak bir durum. Zaten takım mevzusunun öldürmeye varacak kadar abartılmasının sebebi evrimsel bence.

evet, bu lafı biri demişti yıllar önce. "din değiştirirsin, cinsiyet değiştirirsin saygıyla karşılanır ama takım değiştirirsen dalga geçilir" vs. diye.

diğerlerini değiştirirken bir argümanın var çünkü. "okudum, düşündüm, ettim, artık dinler mantıklı gelmiyor" dersin değiştirirsin. "milliyetçilik de saçma. nüfus cüzdanımda türkiye vatandaşı yazsa ne olacak, brezilya vatandaşı yazsa ne olacak" dersin değiştirirsin.

ama takım değiştirirsen "lan adamlar iki güzel transfer yaptı diye takım mı değiştiriyorsun. her sene transferlere göre takım mı değiştiricen" falan denir. çıkar amaçlı bir ilişki hissi verir.

başka istisnai bir sebebin varsa değiştirebilirsin. atıyorum kulübün, taraftarların yıllardır ciddi bir duruşu vardır, o zaman değiştirsen fazla bir insanın bir şey diyeceğini sanmıyorum. ama sağlam bir duruş olmalı bu. iki politik slogan attı diye takım değiştirirsen dalga geçilir. o sloganları atanlar da iki ay sonra ne slogan attıklarını bile unutur çünkü.

Tamamen kıçımdan sallıyorum: Taraftarlık zaten sonradan edinilen, kendi inşa ettiğin zamanla da irrasyonelleşen bir olgu. İlk başta, çocukken değiştirilebiliyor zira taraftarlığa duygusal yatırım yapılmamış; sebep de çoğunlukla ya doğal (Trabzonluyuz), ya dışsal (Babam da Beşiktaşlı) ya yüzeysel (Geçen sene Galatasaray şampiyon oldu), ya da mantıksal (En güçlü takım Fenerbahçe)

Ama yıllar geçince taraftarlık derinleşiyor; hem maddi, hem manevi yatırım yapılıyor, uğruna zaman ve para harcanıyor... Bu süreçte de taraftarlığın o ilk sebebi yeniden yorumlanıp sanki o takımın taraftarı olmak kişinin özünde olan bir şeymiş de, ilk sebep sadece vesile olmuş gibi bir hikaye oluşuyor. Yani bir nevi gerçeklikten kopuş söz konusu. Tabi bu sırada kişi o taraftar grubunun bir parçası da oluyor. Yani o noktada taraftarlık bir yandan kişinin benliğinin, diğer yandan da toplumsal kimliğinin parçası... Bu noktada bunu oturup düşünerek değiştirmek mümkün değil zira kişi ile tuttuğu takım arasındaki bağ rasyonel değil, duygusal bir bağ. Kişi inancını sorgulayıp, dinini değiştirebiliyor çünkü onun özünde hala "Denileni yap, cezadan kaç, ödülünü al" gibi temel bir mantık var.

Özetle bir yalan inşa edip ona inanıyorsun, aynı yalana inanmış inanlarla bir aradasın. Yetişkin halinle daha önce yarattığın yalanı inkar edip yeni bir yalana inanman pek mümkün değil, zira bu hem kendini reddetmek, hem de ait olduğun gruptan başka bir yalan inşa etmeye çalışmak için (Yani özünde herhangi bir fayda sağlamadan) ayrılmak demek.

Ben de cevaplarla paralel bir şey diyecektim, çünkü takım "takım tutulur gibi tutuluyor"

Takım değiştirmek temelde hayata bakış açınızı değiştiren bir şey değil. A takımını ya da B takımını tutuyor olmak sizin hakkınızda sosyal bir çıkarım yapmaya sebep olmuyor. Dahası bir takımı desteklerken onun başarılı ya da başarısız gitmesinin sizin hayatınıza yansıyan bir yönü yok.

Örneğin insanlar bu futbol takımlarının hisse senetlerinden hangisine yatırım yapacakları konusundaki fikirleri gayet de değişiyor :D

Konu basit aslında. Takım değiştirmek için bir sebep yok, kendinize sebep bulursanız değiştirirsiniz.

Kek yapip dokebilirsin islak kek olur

Başka ?

brownie yapabilirsin yeni gelinsin galiba? :d

Soğuk sütle karıştırın çikolatalı süt olsun.

Soğuk kahve ve köpürtülmüş sütle mocha yapın.

Kaymaklı dondurma ve 3-4 kalıp buzla blenderda çekin, çikolatalı shake olsun.

VOA News olabilir, seviye de seçilebiliyor. YDS için hazırlanan metin kitapları da kullanılabilir, metinlerin cümle cümle analizleri mevcut. Hem advanced cümle yapıları ve kelimelerle akademik anlamda da katkı sağlar. Özellikle Modadil Yayınları'nın metin kitaplarını tavsiye ederim.

Project gutenberg

Hizmet sektorunden cikman lazim 5 gun icin. Veya ayak sayisi daha dusuk yerlere girmen lazim atiyorum mobilyaci gibi

Çağrı merkezlerine başvurabilirsiniz, bir kısmı uzaktan çalışmaya da uygun oluyor. Yazılım çalışmak için daha çok vaktiniz kalır.

Sigorta sektörü.

çağrı merkezi +1

bir de yaparsanız kurumsal yerlerde temizlik işleri de öyledir, yani banka temizliği gibi, buralarda 5 gün çalışıldığı için temizliği de 5 gün.

oyle bir sektor yok. hizmet sektorunu ayri tutarak yasal cerceveye uyan her sirket 5 gun calistirir. hizmet sektorunde de yine yasalara uygun yerler 7 gun de calistirsa 45 saati gecmez totalde.

sektor degil, duzgun bir sirket bul.

Bir sonraki ekstreye artı yazacak.

Olmaz. Bende de benzer bi durum olmustu benim maas hesabimda da tasarruf yaziyor

Bercestenin herşeyi çok kaliteli

Kursat

Gemici zeytin

magaza.ozgunzeytin.com.tr

Kürşat +1

Hangi ulkeden ehliyetiniz var? Italya'ya gidisteki statunuz ne, yani turist olarak mi gidiyorsunuz, okumaya mi, calisip yerlesmeye mi vb.

turist olarak gideceğim. tr ehliyetim var.

almanyada oturumla ikamet ettiginiz icin ehliyetiniz 6 ay gecerli. daha sonrasi icin ehliyeti almanya ehliyetine cevirmeniz gerekiyor. cevrim sirasinda derslerden muhafsiniz ama teorik ve pratik sinavlari gecmeniz gerekiyor. kurallar turkiyeden biraz farkli oldugu, kati sekilde uygulandigi icin ders almanizda yarar var. almanya disinda diger ulkelere girdiginizde o ulkede turist olacaginiz icin turkiye ehliyeti gecerli.

Amazon kindle versiyonu vardir bence bu kitaplarin. Ya da ebook belki satilir?

Amazon.co.uk

Kindle cihazım yok. E book olarak bulabilirsem ya bir şekilde uygulamayla falan telefondan okuyacağım ya da formatlarını değiştirip yazıcımdan basıcam.

Amazon çok pahalı satıyor.

Aslında normal kitap olarak satın alacaktım ama bu kadar çok kitap olunca fiyatı epey tuzlu oluyor.

Bir de sıkışığım bu aralar.

Bir de en önemlisi hangi yayınevinin basımını alacağımı bilemedim. Yayınevi çok önemli benim için.

Kısır.

Haşlanmış nohut ana malzemesi ile envai çeşit sandviç ve salata

Yulaflı meyveli yoğurtlu(veya sütlü) kaseler

Blenderda domates çorbası

Ton balıklı salata. Ya da hazır haşlanmış tahıllarla salata.

cacik :D

Humus

toplu cevap yazayım:

ocak yok diyorum kısır olmaz o yüzden. bulguru çakmakla mı pişireceğim?

cacık evet çok besleyici olur.

humus olabilir evet ama et yok içinde. biz romanız etsiz yemek yemeyiz.

Amerikan salatasi

rus salatası değil mi o yahu?

Fırın varsa fırında da her şey yapılır önceliğim o olurdu.
Varsa tost makinesinde yağlı kağıt arasında çok güzel kıyma vs kavrulur ince olmak şartıyla köfte pişirilir.
İkisi de yoksa eğer duru,yayla gibi markaların haşlanmış bakliyatları güzel, besleyici bir seçenek. Güzel ,doyurucu besleyici salatalar yapılabilir. Su ısıtıcınız varsa gayet güzel kısır da yapılır ayrıca. İnce bulgura sıcak su koyup bekletin. Salcayo tost makinesi vb seçeneklerle kavurma şansınız yoksa suyla beraber koyardım ben biraz çiğliğini alır sıcak en azından. Geri kalan her şey çiğden eklenir zaten.

Kısır yaparken bulgur pismiyor:)
Ama içinin soğanını bol yağla kavurmak gerek tabi.
Tost makinesi varsa envai çeşit tost, sandviç, soğuk sandviç olabilir.

Herhangi bir ısıtıcı ya da pişirme cihazı maalesef yok. Saç kurutma makinası bile yok. Dışarıda mcdonalds yedim.

Teşekkür ederim herkese.

Konserve hazır fasulye alın.
Soğan ve domatesi küp doğrayın.
Üzerine bol zeytinyağı ve limon.
10 adet siyah zeytin atın üstüne.

Afiyetle.

a101, bim'de pakette barbunya, soğuk mezeler, ton balığı ve sebze var. su ısıtacak bir şey yoksa sanırım bunlar en iyi çözümler

yetişir sanırım ama bazen oradaki ölçüm noktalarından geçer almak daha zor oluyor. arabanız yeniyse sorun olmaz sanıyorum ama çoğunluk tüv'ün egzoz ölçüm yerini kullanmıyor, başka yere götürüp yaptırıyor. bulunduğunuz bölgede herhangi bir yetkili ölçüm merkezinden yaptırıp gidebilirsiniz. kadıköy tarafında nautilus'un orada bir yetkili yer var. kartal'da oto sanayi içerisinde en az iki yer var. ben buraları kullandım, benim bildiklerim bunlar. google'da "yetkili egzoz emisyon ölçümü" yazınca çoğu çıkıyor, kendinize yakın bir yerde bulabilirseniz gitmeden yaptırın derim.

arabanızı götürdüğünüz servislerde de yapılabiliyor, yetkili egzoz ölçüm merkezleri diye aratırsanız çoğu çıkar

Neredeyse hepsinde var. Ama kuralları değişkenlik gösteriyor. Kimi Bist 20 dışı işlem yaptırmıyor, kimi depo şartı koyuyor vs.. İlgilendiğiniz hangi aracı kurumsa müşteri hizmetlerini arayıp sorun derim.

Yaptım

hdmi kablosunu kasadaki harici ekran kartına bağlayın

Oldu şimdi çok teşekkürler

camper modellerine bakarsanız bir fikir verir. spor klasik arası bir çizgide olan modelleri gayet uygun.

Vans müthiş oluyor

eksisozluk1923.com

ben de bu var, neredeyse her şeye uyuyor çok mutluyum bu konuda :)

www.timberland.com.tr

Vans+1

IKEA ?

instagramda mimarintersi diye bir hesap var. sanirim dediginiz gibi bir servis de veriyor.

Bodrum'da Bitez'den Turgutreis'e kadar uzanan şerit bence en tatil yapılabilecek yerleri barındırıyor. Turgutreis'ten kuzeye gittikçe deniz çok çırpıntılı oluyor. Sörfe falan gidecekseniz ideal ama normal yüzme, çocukla tatil falan için insanı sıkıyor.

Bodrum mu, Marmaris mi? Bodrum'daki imkanlar (AVM, hastane, postane, eğlence vb.) Marmaris'te yok. Marmaris'teki genel sakinlik de Bodrum'da yok. Tamamen ne istediğinize bağlı.

veterinerden hap alıp, yağlı beyaz peynirler oluyor ya, onun içine hapı koyup misket gibi yapın. hapı da ikiye böler, küçük misketler yaparsınız. sokak kedilerinin çoğunluğu böyle yerler. ben öyle veriyordum, 10 kediden sadece 1'i yemezdi mesela... siz suya koyarsanız kim içti, kim içmedi, kimi çok mu içti, az mı içti, onun kontrolü olmaz.

İlacı toz haline getirin. Kıyma alın, kedi maması büyüklüğünde köfte yapın. Tek seferde yiyebilsinler.

Veya tavuktan yapılma sosis içine koyun, ama her kedi sosis yemez. Baharatlıdır filan ...

Parazit söz konusu iken sosis olmaz ya

apartman için (oy çokluğu elde edeceği için) karar alabilir mesela asansör varsa asansörün iptal edilmesi gibi, fakat yıkılıp yapılması türünde karaların tüm hissedarların katılımıyla olması (oy birliği) gerekli.

apartman kararlarında da sizin tüm toplantılara usulüne uygun çağırılmanız, toplantılara gitmeniz, size uymayan kararlar için itiraz şerhi yazdırmanız falan gerekiyor. hisseleri toplayan kişi agresif ile mutlaka bir avukat ise anlaşıp avukatla birlikte toplantıya gidin.

Bizde olmuyor.

bende oluyor. üstelik ethernet kablosuyla kullandığım halde.
modem: netmaster cbw-383zn. ikinci el almıştım.

infinity 401 mi neydi, daha yeni moddemmiş.

modemde internet bağlantısını gösteren ışık da sönüyorsa kablonetten olmalı,
değilse modemdendir. Hele wifi yayma olarak netmaster modemler baya kötü ben yıllar önce kullanırken router bağlayıp wifi'ı oradan yayıyordum. (laptop'umda böyle çok kopma oluyordu bazı siteler yarım açılıyordu vs.)

fakat normalde ethernetten bi sorun olmamalı, üstteki arkadaş kablolu bile problem demiş o baya sıkıntı o zaman.

wifi 2.4g sorunlu. 5g' yi deneyin.

Evet bende aynı dertten muzdaribim. Bir çözüm bulamadım üstelik sektör içindeyim. Taahhüt biter bitmez vdsl'e dönücem. Bir arkadaşımda da durum aynı.

11 aydır kullanıyorum 1 kere komple 2 günlüğüne kesildi, başka kesinti olmadı. Kaldı ki günde 16 saatten fazla kullanıyorum.

evde santral'e bagli alarm sistemi var mi?

Taşındığım evde turknet 100 megabit desteklemiyor diye kablonete geçtim. Aşırı pişmanım. Televizyonu zaten hiç çalışmıyor neredeyse, interneti kopup duruyor. Hız olarak da adresim için belirttiği hızlara çıkamıyor. Turknetten sonra attan inip eşeğe binmek gibi oldu

Tv mesela kabloyla bagli o da kopuyor. Internet isigi sonmuyor. Tamamen rastgele gidip geliyor. Adresimde 100 mbsp veren baska firma olsa valla ona gecerdim.

Bu kablonetin tek sorunu, ustelik kronik bir sorun 10 senedir falan boyleymis. Aylarca arastirdim farkli cozumler denedim vs konunun uzmani olarak geldim.

- Modem ile tv receiverin guc kablolarini degistirebilirsiniz, bi tik daha iyi olur, cok bandwidth ihtiyaciniz (lokalde gbps hizlar) yoksa isinizi gorur

- Ya da benim yaptigim gibi yapin, gidin duzgun bir modem alin, kablonet modemi bridge moduna alip ethernet kablosuyla buna baglayin. Aylardir 0 sorun.

@aguen, modem mi almaliyim router mi?

@floydian

modem diye kullandim ulkedeki genel tabirle ama router aslinda :) router alin

mall of istanbul civarı tüm yolların kavşak noktası. özellikle ağır araçlar da oradan gidip tem otoyoluna çıkıyor, diğer taraftan da basın express yoluna bağlananlar oluyor.

o yüzden özellikle sabah ve akşam saatlerinde çok yoğun oluyor orası.

bir de tekirdağ tarafına giden yazlıkçılar özellikle iyi havalarda günün her saatinde trafik yapabiliyorlar.

tavsiyem özellikle yoğun saatlerde alternatif güzergahlara bakmanız yandex maps veya google maps kullanarak.

tersi trafikte dönerken benim de dikkatimi çekti. 2 gün sonra okullar açılıyor zaten neyin tantanası bu anlamadım. (normalde o saattte trafik olur ama o kadar olmaz).

millet son kez bi çatalcaya silivriye kaçıyor falan dedik heralde.

ayrıca mall of'un orayı hala bi düzene koyamadılar, tüm şehir boş olsa orası yine tıkanmayı başarıyor.

Mall of Istanbul tarafı hep öyle maalesef.

Sisteme geç düşüyor. O sebeple öderseniz de ödemesenizde o mesaj gelir

limonlu ekşinin dediği gibi.

mesajlar geç gelebiliyor, dikkate almayın derim.

yine de double check yapmak için plaka sizin üzerineyse e-devlet'ten kontrol edebilirsiniz.

www.turkiye.gov.tr

Ödediyseniz dikkate almayın demiş işte adam daha nasi anlatsin xd

şu duyuruda yazılmıştı: www.eksiduyuru.com

Ben orada yazdığımı buraya da uyarlayayım;

en iyi yol olarak bilecik, bozüyük üstü afyon, afyon'dan sonra burdur'a inilir, hatta afyon ve burdur iyi birer mola noktasıdır (burdur'da kayımoğlu dondurma'ya bir bakabilirsiniz yol üzeri mesela). burdur'dan sonra tefenni, çavdır, söğüt, oradan sonra kalkan'a doğru inersiniz. kınık, ova (patara) arkasından kalkan gelir. oradan yol kaş'a doğru dümdüz deniz kenarı gider, yarım saat alır, kaputaş'ın da üzerinden geçersiniz hatta. elmalı tarafından yollar veriyor bazen haritalar, oralardan inmeyin, kalkan üzeri gitmek daha mantıklı. elmalı dağlar tepeler bir bölge, oraya girmeyin.

bu arada bozüyük tarafına osmangazi'den bursa'ya iner gibi, oradan inegöl üstü bağlanır gibi de gidebilirsiniz ama bizim onu yapmışlığımız var, çok bir şey değişmedi. standart bilecik bozüyük yolu daha iyi olabilir. osmangazili yol için google maps'te "kalkan" yazıp güzergah isteyince köprü üstü bir yol veriyor. devam için seçeneklerinde bozüyük bağlantılı, kütahya üstü afyona inen hat var, onu seçip devam edebilirsiniz sanki, eğer sizde de o yolu veriyorsa.

google ayrıca denizli falan üstü yol da veriyor, onu hiç kullanmadık. 20 seneden fazladır biz hep kütahya, afyon, burdur üstü gideriz. diğer yolları hiç bilmiyorum, yorum yapamam.

yolculuğun sonu karanlığa kalmasın derim, o yollar kıvrımlı ve karanlık oluyor, yol da yormuş oluyor, zorlaşıyor o zaman son kısım.