Ekşi Duyuru

mobildeyim editleyemiyorum, “desa tercih edilebilir bir marka mıdır mesela?” olmalı son cümle.

evet desa güzel, işini görür. nubuk alma.
yds askeri olmayan tipte bulursan o da olur

bunlar doğu değil batı almanya

Batı Almanya demek istediniz sanırım. Bu şehirlerin tamamına gittim, Düsseldorf’ta da 2 ay kadar yaşadım. Bir tercih yapacak olsam Düsseldorf’u seçerdim. Büyük şehir her imkan var, diğer şehirlere ulaşım kolay ve Köln gibi döküntü ve kaotik değil.

Köln ve Düsseldorf'ta bulundum benim tercihim Düsseldorf. Köln daha büyük ama daha kaotik.

Doğuyu batıyı karıştırmışım. Teşekkürler @abelardo

Benim de üzerine en çok düşündüğüm Düsseldorf'tu zaten. Ev kiraları konusu peki diğer büyük şehirlerde olduğu gibi problemli mi?

Münster daha güzel Düsseldorf'tan bence ama sadece Düsseldorf'ta büyük şehir havası var bunlar arasında.
Ben Münster'de yaşamak isterdim yine de.

Dortmund gibi bir hata yapma ama.

Düsseldorf

Bunlarin icindeki tek gercek sehir dusseldorf. gerisi bos.

Ben içlerindeki en büyük şehir olarak Köln'ü seçerdim. şehir hayatına alışmış bir bekar erkek için özellikle diğerleri köy gibi kalabilir.

düsseldorf +1

bonn da güzel ama kücük bir sehir. sehir hayatina aliskinsan sikici gelebilir.

evet köln daha büyük bir sehir olabilir ama bu "ruhrgebiet" sehirlerinin özelligi birbirlerine cok yakin olusu ve aralarinda vizir vizir tren calismasi. yani senin istanbul'da karsiya gecmenden daha kisa sürede düsseldorf'tan ya da bonn'dan köln'e gidebilirsin. köln'de olup sehrinde olmayan bir sey varsa (konser, etkinlik, is vs.) onu da kacirmazsin.

Köln. Düsseldorf daha sakin, sıkıcı gelebilir.

Göcmenin göcecegi yer Köln.

Sehrin mindseti, farkli olani kabul etmek üzerine. LGBT bireylerden, ücüncü dünya göcmenlerine, Amerikan jazz sanatcilarina herkes burada.

Öyle rahat insanlar Almanya´da baska sehirde yok. Genel olarak sevecen,konuskan ve acik goruslu olmak Kölnlü olmakla bir tutulan özellikler.

Düsseldorf üzerinden baska sehirleri gitmeyi unutun. Deutsche Bahn ile her yere, özellikle NRW eyaletinde gec kalirsiniz.

Dortmund, Münster kültür hayatinda biraz sinifta kaliyorlar bu karsilastirmada. Düsseldorf da iyi bir secenek, ancak büyük sehir hareketliligi yok.

ip türkiye'den olduğu için reddediyor olabilir. Daha önce benzer bir sorunu yurtdışı ip'ye çıkarak çözdüm

vpn ile çözüldü ancak, bu sefer banka tarafından bloke edlidi, çözmeye çalışıyorum

e-devlet

Dijital vergi dairesi var zaten, edevlet bilgilerinizle giriş yapıp her şeyi görüyorsunuz.

dijital.gib.gov.tr

Vergi dairesine gidip ödemek çok gereksiz bir iş.

Mantıklı bizde benzerini yaptığımızı hatırlıyorum baya oldu biz gideli gerçi

Evet, dogru söylenmiş. Ozel bir ilginiz yok ise gerek yok.

Sokak konserlerine denk gelmek de yeterli olabilir ama Viyana'da konser atmosferi için Musikverein de özellikle Büyük Salon (Grossersaal) da bir konsere denk getirmenizi öneririm. Salon harika, insanlar giyinip süslenip geliyor, konser arasında çıkıp şampanya falan içiyorlar, güzel bir ortam. Biletler pahalı evet bazı katagoriler ise çok ucuz 10Eur mesela. Biz yılbaşından önceki konsere en ucuz biletle gittik, en ön koltuklardı belki akustik olarak mükemmel değilmiştir bana farketmedi zaten, ama orkestraya yakın olmak. www.musikverein.at

Aralık son haftası 25-26 aralık her yer kapalı, 24 aralık öğlen 12den sonra her yer kapalı.

Sokak konserleri kışın nerede oluyor bilmiyorum (13 yıldır burada yaşıyorum ama??)

Noel pazarlarından turistik olmayanları kapanmış oluyor, diğer birkaç tanesi winter market adı altında işlemeye devam ediyor ama tam noelde kapalı olur onlar da (24ü öğleden sonra ve 25i)

Elbette zevke göre değişir ama bence viyana opera binasında operaya gidilmeli. Konser öncesi satılan ucuz biletler var. Kuyruk oluyor ama beklemeye değer.

dediğinizi yapabilirsiniz ancak hazırkartta 1 ay beklemeniz gerekiyor. ayrıca hazırkarta geçerseniz size zorunlu bir paket tanımlanıyor mecbur ödüyorsunuz onu. onun yerine git gel yapabilirsiniz. telekoma taşıyın 1-2 gün sonra tekrar turkcelle dönün.

Operatör değişiminde en az 3 ay kalman gerekiyor. Unutma.

@hadeoradan

öyle bişey yok. o operatörün mağaza temsilcisinin sizi faturasız hatta geçirmeyi istememesi için uydurduğu yalanlardan biri. faturasız hatta geçerseniz komisyon alamayacak çünkü :) daha geçen ay tt'de 20 gün kalıp turkcell'e geri döndüm.

güvenmelisin

Şu an için nadir güvenilir seçeneklerden

Gönderici amazon ama satıcı örnegin bilmem ne filan elektronikse şüpheyle yaklaşmalısın. Ama satıcı da amazonsa sahte olma ihtimali hiç yok

Amazonun sitesinde her ürünü amazon kendi satmıyor yerel magazalar da var. Onlar da ürün gönderirken amazonun kendi alt yapısını kullanıyor o yüzden böyle ürünlerde gönderici amazon yazar. Asıl önemli olan satıcının da amazon olması

güvenli, baktınız dandik 30 gün içinde iade var. gönder gitsin.

Gönderici de satıcı da Amazon

Ürün tekstil ürünü

Sahte değil ama bir kere aldığım güneş kreminin batch kodunu kontrol ettirdiğimde raf ömrünün geçmiş olduğunu fark edip iade istemiştim. Bir keresinde de aldığım ayakkabı lekeli geldi, zannedersem benden önce de biri alıp iade etmiş.

İki ürünü de iade aldılar, hatta güneş kremini geri yollamanıza gerek yok dediler. İki ürün de amazon tarafından satılıp gönderiliyordu.

havalimanına park edebilirsin aslında. düşündüğün kadar yüksek olmayacaktır ücret, günlük 100 150₺ civarı olur

Ottopark a parkediyorum ben en son Mayıs ta 65 liraa idi gunluk

önceden vardı ama şuan yok diye biliyorum .

Hedef kitlenize, markanın ne olduğuna göre değişir. Örneğin zara, mango vs gibi markalarda xs,s,34,36 beden falan önce tükeniyor genel olarak bence. Kendime ne zaman aaa bu gğzel iş indirimli de diye bi kıyafet baksam bakıyorum 40-42 falan kalmış oluyor genelde

kiyafette önemli dar bir elbise, crop vs büyük beden cok satmaz, zayif gösterenlerin büyük bedenini daha cok yaparsin.

Markaya, hedef kitleye, ürüne göre değişir. Bu sektörde biri olarak benim genel gördüğüm S-M-L-XL arasından M ve L daha fazla gider. 2ye 1 gibi düşünebilirsin.

M>S>L>XL tshirt sweat
31>30>32>29 kot
42.5>43>42>41.5

tunalıda gordion otel var, yeni yapıldı spa merkezi, dışardan müşterisi olmayan da hizmetten faydalanıyor, gidip fiyat alın masaj, spa ücretleri çok uygun. yerini görün , küçük ama çok temiz ve düzgün bir işletme hem otel hem spa merkezi.

Açık tenli renkli gözlü bir birey olarak kışın dahi güneş gözlüğü takıyorum.

Senin durumunda da bir abeslik yok, takılır takabilirsin.

Aksesuar sonuçta takılır, ben de takıyorum.

Bana saçma geliyor ve özellikle hava kapalıysa dalga geçiyorum ama ben kimim ki? :) İnsanlar takıyor, çok da kötü değil, takabilirsin.

Gözlük sıcak havalarda serinlemek için kullanılan bir eşya değil ki :D

Gayet kışın da takılır. Gözünü rahatsız edebilecek her türlü durumda, rahat etmek için kullanılır. Bazen geceleri ışıklar gözümde çok patlıyor, gece bile taktığım oldu 1-2 defa.

Kaldı ki sen gündüz için bahsediyorsun. Güneş var, gayet doğal gözlük takman.

güneş varsa gözümü rahatsız ediyorsa takarım her mevsimde.

hocam bu ayakkabılar kış için fakat trail ayakkabıları, yani doğada yürüyüş-koşu yaparken hafif dişli-tırtıklı tabanları toprağa kayaya taşa iyi tutunur kaymaz düşmezsin

fakat bunları şehirde kullanırım diye alırsan kaldırımda, merdivende, asfaltta, dükkanların önündeki fayans döşemelerde buza basmış gibi kayabilirsin, en tehlikelisi de yağmur sonrası nemli hafif ıslak zeminler

herkes markasına görüntüsüne aldanıp alıyor fakat şehir kullanımına çok da uygun değiller aslında

bottan farkı bir kere bilek boyu. yani botun bileği uzun olduğu için oradan soğuk direkt giremiyor. onun dışında normal botların yüzeyi itibariyle kirlenmesi vs. pek sorun olmuyor yani çamura kara bat istediğin kadar botu öyle gıcır gıcır tutmana gerek yok ama bu ayakkabılar biraz kötü durabilir çamura kara batınca temizliğiyle uğraşmak gerekebilir arada. bu ikisi sizin için sorun değilse giyilir kışın da. ben eskiden düz spor ayakkabı da giyiyordum karda çamurda ayağım kolay üşümediği için ama işte çok batıyor bir de bot sıcaklığı güzel hissettiriyor diye bıraktım o işi.

gore-tex su iticiliği ve su geçirgenliği yüksek olan kumaş markası.
ben olsam adidas yerine asıl işi outdoor olan salomonun modellerine bakarım.

Bugünleri mumla aratacaklar. Marttan sonra daha da halkın üzerine binecekler. Ama zaten bunu bilmek içi müneccim olmaya gerek yok. Halk kararını verdi. Dibine kadar yaşasın.

bugünkü gidişat ile devam edeceklerdir. sanki bugün faizleri sadece %8'den 10'a çıkarmışlar gibi bir algı var, krediler uçuyor da seçimden sonra çok sert koşullar olacak algısı yanlış. %30'a kadar hızlıca gelindi zaten görünen o ki yıl bitmeden %40 olacak, çok daha sert olsaydı, ağustosta falan %40'lar görülseydi, bankacılık sistemi zorlanırdı, özel şirketler (özellikle beceriksiz kobiler) batacağı için tonla işsiz ile karşılaşırdık.

seçim için ekstra bir genişleme politikası olmazsa (ki gidişat öyle) ekstra bişeyler olmaz. kredi daralmasına devam edilir, faizler kademeli artmaya devam eder. olması gereken de bu zaten. ülkede 10bin maaşı olan herkese bile 50-100k krediler dağıtıldı tüm ülke evini yeniledi, az parası olan beleş krediyle araba aldı, biraz daha parası olan beleş krediyle ev aldı. ben hükümetin daha da sıkılaşmasını, faizlerin daha da artmasından ziyade uzun süre boyunca yüksek kalmasını savunuyorum. batıda konut harici kimse maaşının 3-4 katı krediyi öyle kolay alamazken, biz de canı sıkılan "yauv dur kredi çekem 100k iyidir belki lazım olur diye bankadan para üstüne para alıyordu" kaç tane arkadaşım her ay kredi kartıyla altın alıp duruyordu geçen seneye kadar saçma sapan işler.

sen bana şunu söyle, 43 yaşından sonra 40 yaşındakileri de emekli edecekler mi, beleş konut ve taşı kredileri dağıtılacak mı vergi afları patlatılacak mı? eğer bunlar tekrar olmaz, yerel seçim bu genel kadar değil dersen, seçimlerden sonra ekstra bişey olmaz. eğer olursa da seçimden sonra çok daha sert sıkılaşma olacak.

@andy kaufman'a katılmıyorum ayrıca. muhalefet seçilseydi daha sert sıkılaşma uygulayacaktı, haziranda önden yüklemeli %40 başlangıçlı faiz artışları başlayacaktı. ben de sert sıkılaşma taraftarıyım, kimsenin maaşının %200'den fazlası kadar kredi seçmemesini isterim. muhalefet bunu yapabilirdi ama bu vatandaşı çok daha sıkardı. çelişkili bir ifade yani.

Bütün vergi ve harçları kökleyecekler.
Varlık vergisi de gelebilir evlere, bankadaki mevduatlara.

deplasman tribününü bilmiyorum fakat fenerbahçe tribünü için önce fenerbahçe logolu passolig almalısınız, daha sonra biletler genel satışa çıktığın gün bilet varsa passo uygulaması üzerinden satın alabilirsiniz.

Eğer söz konusu deplasman tribünü ise, arkadaşınız bileti Ludogorets kulübü aracılığıyla satın almalı. Bunun için de Ludogorets'in resmi sitesindeki duyuruları takip etmesi gerekecek.

Fakat söz konusu Fenerbahçe tribünü ise, üstteki arkadaş durumu açıklamış.

bu size bağlı kafkas en iyi bilinen markadır, bildiğim kadarıyla fiyatıda diğerlerine göre daha yüksek.

Ancak hem iyisi olsun hemde biraz ekonomik olsun, paket vs. önemli değil derseniz dökme kestane şekerleride mevcut tüm markalarda, özellikle küçük kestane şekerleri daha lezzetli.

Yüksek adette alacaksanız, fabrika satış mağazaları da mevcut.

Kafkas

@rao paket, marka biraz onemli hediye oldugu icin. Ben kendim icin bisiler yaparken salas ve daha lezzetli olani tercih ediyorum ama hediye olunca konu, bilinen markalar daha tercih sebebi oluyor.

Kafkas al geç o zaman bu işin Apple'ı o :d

Bir tane tadın. Şekeri boğazınızı yakıyorsa uzak durun veya paket üzerindeki içindekileri okuyun. Glikoz şurubu yazıyorsa uzak durun.
Bir kez Bursa'dan geçerken bu şekilde bakmış, bulamayınca almadan geçmiştim.

Türkiye'nin her yerinde bulunan bir markayı da 'Bursa'dan aldım.' diye hediye götürmek ne derece anlamlı olur. Onu da bilemedim.

@mirket tamm da bu yuzden kardelen’i de secenekler arasina koymustum :)

Ben kardelen in tadını daha çok beğeniyorum. Kafkas gereksiz pahalı bana göre.

Kardelen’de karar kildim :)

valla kafkas ve ipek güzel markalar. ben kendime aldığımda kırık alıyorum daha lezzetli oluyor.

@dirildimde aa ipek aklima gelmedi hic. Bir dahakine kendime onu deneyeyim.

Bir durak gerisinden bahçelievler durağında Metroport var

Kesinlikle dyson.
Bende ikisi de var, dyson’i daha cok kullaniyorum. Hem cok pratik, hem cok iyi temizliyor, hem de robotun giremedigi noktalar da oldugu icin dyson’la nerdeyse her noktaya giriyorum. Mop disinda robotun cok bir olayi yok eger evde kilim, masa, sandalye vs varsa. Bircok noktada islevsiz kaliyor robot

Normal bildiğimiz elektrikli süpürge kesin lazım.
Buna ek olarak bazı durumlarda kullanım kolaylığı açısından kendi önceliklerine göre dyson ya da robot.

Ama eğer evinde hiç bi süpürge yoksa ilk alacağın şey normal kaliteli bir elektrikli süpürge olur. Dikey süpürge ya da robot süpürge değil.

Genel temizlik için normal süpürge illa gerekli oluyor. Robot daha çok zamanınız olmadığında siz evde yokken bile kırıntıları alsın, üstten bir temizlik yapsın diye. Dyson derim

su an 2+1 yaklasik 90 m2evde oturuyorum. evde 2 buyuk 1 kucuk hali var. kedi de var.
dyson V12 kullaniyorum, simdiye kadar da hic normal supurgeye ihtiyacim olmadi.
temizlik yapacagim zaman once bir odanin tozunu alip supuruyorum ve supurgeyi sarjina takiyorum.
diger odayi toparlarken o yeniden sarj oluyor ve sonra orayi toparliyorum.

robot supurgem de var genelde kullanmiyorum. dysonin avantaji, her an elinizin altinda olmasi. normal supurgeyi acmaya useniyorsunuz bir sure sonra.

Tek bir süpürge olacaksa dyson kesinlikle. Robot süpürge ara sıra kabasını almaya yarıyor ancak.

birisi elektrikli bisiklet birisi s class mercedes. kesinlikle dyson

Söylenenlere katılıyorum, robot süpürge temizlik sıklığınızı azaltmak için var. Nihayetinde elinize süpürgeyi alıp temizliğe girişmek gerekiyor her koşulda.

Dolayısıyla her ikisi de olamıyorsa dyson.

dyson in v8 i bile en kral robotu sollar. robot supurgeden nefret ettim iki saatte robotun yarim yamalak supurecegi yeri dysonla 3 dk da halledersin

Yedek parçası olmayan ve sürekli arızalanan ve tamir de edilemeyen güçsüz ve pahalı bir makine almak istiyorsan dyson al.

Dyson

Evde başka hiç süpürge yoksa dyson ya da benzeri. Yok kablolu dahi olsa bi süpürgen varsa robot.

her ikisi de var. öncelik dyson net.

ev kücük ve eşyalar çoksa robot süpürgeyi hiç dünüşümeyin zaten.

Eğer siz tamiri yapan ustaya hiç bir ödeme yapmayacak, usta ödemeyi sigortadan alacaksa evet vekalet gerekli.

Ama burada tuhaf olan sizden iban istenmiş, sigorta şirketi parayı size atacaksa vekalet neden istendi?

Vekalet verecekseniz çok ayrıntılı yazın, sadece bu olay için, bu plaka için, bu sigorta şirketinden, bu hasar için ödeme alma hakkında vekalet verin.

Ya da ustaya ödemeyi siz yapın, ekspere de iban bilgilerinizi ve aracın tamir fotolarını atın. eksper dosyayı kapatsın ve sigorta şirketi parayı ibanınıza atsın.

Vekalet neden anlamadım? Sigorta sana parayı atar sen ustaya verirsin.

@mika

usya değer kaybı için dava açalım para alalım demişti onun için istedi sanırım ama ben şu an öyle bir aksiyon almak istemiyorum demiştim.

normal hasar dosyası açılışı için vekalet vermek gerekmiyor değil mi?

benim bildiğimde sigorta parayı benim ibanıma atacak ben ustaya atacağım..

para bana->ben ustaya +1
vekalet neden anlamadım.
benim başıma geldiğinde usta parayı benden istedi sigorta sana yatıracak dedi. Ben de güvendiğim yerdi parayı verdim arabayı aldım. Para sonra bana yattı sorun olmadı. ama genelde nasıl yapılıyor bilmiyorum.

Tampon için dosya açmak bile aracı kazalı göstericek. Ha benim için önemli değil, ama satarken sorarlar. Karşı taraf cebinden karşılamayı ret ettiyse araçta iyiyse değer kaybı açılabilinir.

vekalet yok!
vekalet şu demek usta yaptığı işlemden fazla parayı alacak.
o iş öyle olmaz. öncelikle sigortacınız kim onu arayın destek isteyin. poliçenizi kim kestiyse hasar sürecini yönetme görevi de onun. sizin bilmediğiniz işlemlerde size bilgi vermekle yükümlü. yok öyle poliçeyi keseyim sonra müşteri ne hali varsa görsün demek.
gelelim konunuza. süreci en başından yanlış yönetmişsiniz haliyle işlemler hakkında bilginiz olmadığı için, bundan sonrasında ustaya uymanız lazım ama iş işten geçmesin, vekalet falan vermeyin, sigortacınızı arayıp sürece dahil edin, edemiyorsanız siz arayıp sigorta şirketinden ödeme tutarını öğrenin, ustayla işlem ücreti üzerinde pazarlık yapıp bir fiyatta netleşin, sigorta şirketinden ödemeyi alıp ustaya hakkını verin.
bu tip anlaşmasız özel servisler ne yazık ki bazı eksperlerle anlaşıp 5 binlik hasarı 8-10 bin girip bir şekilde bu parayı sigorta şirketinden alıp şirketleri dolandırabiliyor. bu da size ve karşı tarafa fazla tramer kaydına sebep oluyor. hasarınızı giderin fazlasını talep etmeyin.
hiç bir çözüm bulamıyorsanız, elimden geldiğince yardımcı olabilmek adına özelden cebimi veriyorum sıkıştığınız yerde arayıp telefonda bilgi, destek isteyebilirsiniz. sigorta brokeriyim, bildiğimce destek verebilirim.
geçmiş olsun.

hepinize çok teşekkürler

Brita konusunda fikrim yok.

Su arıtma cihazı ise ters ozmos su arıtma cihazlarının alayı aynı üzerindeki etiket değişiyor yalnızca. Zaten filtreleri altı ayda bir bir kısmını yılda bir alayını değiştirdiğiniz için bambaşka bir arıtma cihazı olmuş oluyor.

Eğer musluk tezgahtan çıkan tiplerden ise (eski tip duvardan değilse) hem arıtma su hem de şebeke suyu bağlanan musluklar var kullanışlılar epey.

Trita kullanan yakınlarım memnun değil.

Çok aşamalı cafcaflı cihazlara kaçmadan sade tezgah altı bir arıtma cihazı alırsanız daha iyi olur. Onlarında su arıtma miktarına göre değişse de 6 ay da bir filtre değişikliği gerekiyor. bir de 1 litre arıtılmış su için 5 litre atık su oluşturuyor gibi olumsuz durumları vardı.

ben yıllardır brita kullanıyorum, gayet memnunum. web sitesinde sadece kireci değil kloru da filtrelediği yazıyor. lezzet olarak damacana suya da çok yakın olduğunu düşünüyorum. tezgah altı sistemler daha iyi filtreleme yapıyordur muhtemelen fakat maliyet ve pratiklik açısından bence brita daha iyi.

Bem brita dan memnunum,arıtma cihazı fazla su tüketimi yaptığı için istememiştim.

brita su arıtma değil ki.
doğru düzgün su arıtma cihazı almanız lazım .

800 km 32 bin tl asansörsüz bina. 2+1 paketleme dahildi. 38-40k diyenler olmuştu.

mrusta.com.tr

farklı şehirdeki taşıma firmalarını arayın, özellikle şehrinize eşya taşıma potansiyeli yüksek olan şehirleri, tarih konusunda esnekliğiniz varsa bu yöntem size fiyat avantajı sağlar.

Mantık olarak şu, şehir dışından gelen taşıma şirketleri dönüşte boş gideceklerine daha uygun fiyat vererek, yüklü gitmeyi tercih edebilirler.

Yani gidiş dolu, geliş dolu.

2+1, 200 km , 3 katlı binadan 11. Kata taşıdık 17500 TL

www.trendyol.com
bulaşık makinesinde yıkanabiliyor diye bu tip şişelerde gözüm var benim. Ofis masasında kullanmak için gayet makul gözüküyor ama sürekli taşımaya uygun mu emin değilim, ben olsam iki haftada kırarım muhtemelen.

www.trendyol.com

ben ve spor hocam bunu kullanıyoruz

Antalya, muğla , izmir sırasıyla bu illere bakın derim sıcak olmasa bile güneşin yüzünü gösterme olasılığı yüksek olur

Kapadokya? O mevsimde gayet güzel olur bence. Güzel balayı otelleri de var.

alırsın harcama itirazında bulun

brugge tam olarak.

antwerp

Avrupa mı burası demezsen Atina.

Prag…

tallinn-riga ikilisi yapilabilir. kapsül boyutunda cok tatli sehirler ikisi de.

Bratislava +1

salzburg tam da oyle bir yer. 1 gunde gezersiniz sehri :D

Salzburga 3 gün cok,
1 gün Berchtesgaden Tuz Madeni + königsee
1 gün yine yakin bir yere gidersin, münih merkez olabilir.
gidecegin günde salzburgu turlar geri dönersin.

Cahit Arf

pisagor
öklid
ibni sina

bunları sayabildim.

yazilanlarin disinda ilk aklima gelenler pascal, gauss, newton, fibonnaci

cahit arf
alan turing
john nash

hic dusunmeden john nash geliyor. sonra da cahit arf gelirdi dusunsem.

oklid, pisagor o zamanlar matematikci olarak mi tanimlaniyordu gerci? ona gore bunlar da aklima gelirdi.

cahit arf
pisagor
ibni sina
alan turing
öklid
hypatia
euler
arşimet
newton
pascal
fibonacci
pisagor
copernicus
Galileo Galilei

çoğunu bilmemin sebebi görüldüğü gibi buldukları teoremlere falan isimlerini vermiş olmalarından (pascal üçgeni, pisagor teoremi, vs gibi). tek isim yazdığım kişilerin ilk isimlerini ya da tam isimlerini veremem. yaklaşık bir 5 dk düşündüm hepsini yazmak için.

Kenan İmirzalıoğlu.

Euler, Von Neumann, Cauchy, Oklid, Pascal, Cahit Arf, Banach, Pisagor.

ben de leibniz ve gödel'i ekleyeyim.

fourier, laplace..

Yukarıda yazılanlar (banach, cauchy, von neumann hariç)

Bunlar dışında

Harezmi (cebirin kurucusu diye geçiyor)
Leibniz
L'Hospital (limitte kanunu vardı)
Fields (Matematiğin nobeli olduğu için bakmıştım zamanında kim diye)
Kepler
Thales
Ptolemy

Aklıma gelenler. Rönesans dönemi sanatçılarının çoğu da aynı zamanda matematik ile uğraşmış yani da vinci falan da sayılabilir belki

www.tenereteam.com


buradan da arama yapabilirsin.

başıma geldiğinde bişey yoktur diyip geçiştirdim, ısrar sonucu gittim apandisit çıktı. gitmeni öneririm, ytd

Bekletmeye gelmez, mutlaka gidin. Giderken bir seyler yemeye calisin el altinda varsa, yiyemiyorsaniz, zorlaniyorsaniz apandisit ihtimali yuksek. Bir de bastirip cekince anlasiliyor ama o siddeti artirir falan evde denememek daha iyi bence. Gidince doktor yapcak zaten.

Sakın bekleme, acil servis de hemen ilgilenir zaten. Patlarsa ilk etapta ağrı azalır, bu da iyileştim zannı doğurabilir.
Lütfen git acile. Apandisitse pazartesiye kalmaz patlar zaten.

şekerine baktır

Baska bir sebebi vardir bunun. Uyku apnesi olabilir. Yastik da size uygun olmayabilir.

berberlerin kan durdurucu olarak kullandıkları blok halinde satılan kantaşını kullanabilirsiniz, koku için en etkili yöntemlerden biridir

Yoğun koltuk altı ter kokusu, ergenlik öncesi alışılmış değil.
Hijyen sağlandığı halde devam ediyorsa, sistemik bir hastalığın belirtisi olabilir.

benim eski yazıcımın kendi yazılımında bu vardı.(Epson) Poster baskısı gibi, resmi 4 A4'e bölme vs.

fakat bazı yazıcılar kenarsız full sayfa yazdırabiliyor, bazıları illa boşluk bırakıyor.

giyilir, tam havaları zaten, altına kot kumaş gabardin her türlü pantolonla gider

tr.pinterest.com

lacivert blazer siyaha göre daha kullanışlıdır, daha çok renkle kombinlemesi kolay olur, alırsan lacivert al, tek düğmeli olmasın, poponu açıkta bırakacak kadar kısa olmasın, sweatshirt gibi vücudunu sarmasın

son zamanlarda ceket kesimleri bile çok darlaştı, ceket biraz dökümlü olmalı

siz doğrusunuz

Doğru işte. Biriniz kulağı normal tutmuş diğeriniz kafanın üstünden diğer elle tutmuş. 3-4 tanımını yaparım ama bu da doğru. Onun dediği muhtemelen “top ayaktan çıkınca oyuncunun kaleye ve kaleciye en yakın oyuncu olması” vs demiştir.

Şurayı otorite kabul edip konuyu tatlıya bağlayın bence

www.footballrules.com

Evet ya kaleye sondan 2. oyıncudan daha yakın olursa ofsayt olur diyor, olm aynı şeyi anlatıyoruz işte diyorum gurur mu yaptı ne yaptı anlamadım kabul ettiremedim burayı okutayım, teşekkür ederim.

bu tanım tamamen doğru, karmaşıklaştırmaya gerek yok.

burada şöyle bir durum var çok istisna ama bazen kaleci ileri açılmış oluyor bu durumda mesela geride bir tane defans oyuncusu olması ofsaytı bozmuyor.

kısmi eksik var tabirinizde.

kaleci ofsaytta sayılmıyor. Bu sebeple iki oyuncu deniyor ama defans oyuncusu tek olabilir. Bu durumda da ofsayt olmuyor.

on-side tabiri ile bakarsak: kaleci hariç olmak üzere; pas atılan oyuncuya pasın başladığı an kabul edilen ayaktan çıkma anında kale çizgisine paralel bakışta, kale çizgisiyle arasında en az 1 rakip oyuncudan daha uzak olma durumu on-side'dır.

off-side tabiri ile bakarsak: kaleci hariç olmak üzere; pas atılan oyuncuya pasın başladığı an kabul edilen ayaktan çıkma anında kale çizgisine paralel bakışta, kale çizgisiyle arasında rakip oyuncuların tamamından daha yakın olma durumu off-side'dır.

Not: sadece topa dokunması belirlenen uzuvlar geçerli. Eller değil. Ayak, omuz, kafa vb. Ayrıca kaleci ile karşı karşıya kalınan pozisyonlarda da kale çizgisine paralel bakışta pas alınan oyuncunun pası verdiği çizgiye göre topun gerisinde olunmalıdır.

Sen de onu engelle 1-3 arası kiranı yatır geç intikam ne abi Ezel misin sen.

polemiğe girme ve muhatap olma bence.

Siz 'kapı taktırın.' dediniz. O 'Hayır' dedi ve diyalog burada bitti. ve siz artık bir şey demediğiniz halde o uzattı da uzattı ve çirkefleşerek durduk yerde sizi engelledi, gibi anlatmışsınız.

Evi kiralama aşamasında kapı taktıracağına dair bir taahhüdü olmadıysa yasal olarak böyle bir şey istemeye hakkınız yok. Ha, ricacı olursunuz, yapar, o ayrı mesele.

Sakin olun bence. Kapansın konu.

Bence siz zorlamışsınız ev sahibini. Onun da tepesi atmış.

sakin kalın. aranızı iyi tutun. intikam kimseye yaramıyor.

öncelikle size bu ülkede kiracı olup, çok şey yaşamış biri olarak sözüm bu ülkede bu şartlarda kiracı olarak yaşanmaz ne yapıp edip yoksa kendi evinizi alın, onuda alamıyorsanız bir toprak parçası alın.

Sorun şu ki ev sahipleri civardaki evlerin fiyatları attıkça hemen yeni eski kiracı ayrımı yapmadan kiraya verdiği evin fiyatını karşılaştırıyor öyle olunca hemen kendi kiracısı uzuca kalıyor kafasını yaşıyor. Meselinin özü bu , hal böyle olunca , gözünün üzerinde kaşın var bahanesi.

Sakin olup, hoş geçinmeye çalışın evden çıkana kadar , ama dediğim gibi tekraren ne yapın edin ev sahibi olun, bu daha iyi günler tünelin sonu karanlık

E iyi de adam size kapı sözü vermemiş ki? Siz evi görmüş beğenmiş veya mecbur kalıp girmişsiniz. Baştan “kapıyı yaptır yoksa evi tutmam” deseniz de yaptıracağını sanmam. E o halde intikam almak durumu sıistimale girer. O da size kiraya fazla zam yapmıyorsunuz diye dayatırsa o zaman kapı istersiniz. Bence her şeyi kuralına göre isteyin. Bir kapı için kiranın yarısını harcamak istememesi normal. Ha siz de akpnin %25 zammından devam edersiniz olur biter.

ev sahibi haklı. ben olsam ben de engellerdim mecbur olmadıgım bir şeyi yapmamı sürekli isteyen birilerini.

eve girdiğinde kapı varmıydı? yok
taktıracam dedi mi tutmadan önce? yok
senin yapacağın tek intikam kapı taktırmak olur.

Eğer bi seneden fazla oturacaksam ben en ucuz yollu bu problemi çözerim. Kapıyı taktırırım. Zaten kış aylarında iyi ki taktırmışız dersiniz, gözünüze görünmez ödediğiniz para.

Sonra çıkarken de kapıyı istiyo musun diyip ev sahibine satarım. İstemezse de çıkartıp çöpe falan atarım kapıyı. Eğer biraz ödeme yapmayı kabul ederse de kar etmiş sayarım direk. Kağının tüm masrafını çıkartmaya çalışmam.

Bence ev sahibinin böyle bir taahhütü olmadıysa konunun uzamasına sinirlenmesi ve sizi engellemesi normal. Çünkü böyle bir sorunluluğu yok.

Aktarlarda, pazar yerlerindeki aktar benzeri tezgahlarda ve internette satılır.

Plastik ayakkabı kutusu içine yerleştirilmiş karton bardaklar içinde yeşertebilirsiniz. Ayakkabı kutusu sera etkisi yapar.

Karşıya geçerseniz mosır çarşısı civarında her çeşidi mevcut

Biber, domates, hıyar gibi meyveleri tohumdan yetiştirmek oldukça zordur. Özel bir alan, kap, ışıklandırma vs gerekiyor doğal şartlar olmayınca.

Mevsimi gelince bahar ayında biber domates ve hıyar için hazır fide alabilirsiniz, her yerde satılıyor zamanı gelince. Pazarlarda, bir milyoncularda vs.

Ama kış sebzelerini tohumdan balkonda saksıda yetiştirmek görece daha kolay olur. Aktarlar, bir milyoncular, elbetteki mısır çarşısı +1

Kortizolün sentetik hali.
Aynı etkilere sahip.

o zaman bu da saçları inceltir. Kortizolsuz bir losyon yok mu acaba?

egzamadan kastınız aşırı kepek ve zaman zaman kızarıklık ise vichy'nin yeşil şampuanı var ben onu kullandım kepek bitti. kepek bitince şampuanı kullanmıyorsun ara ara tekrarlayınca kullanıyorsun yeterli oluyor.

atistics tv

Mackolil bilyoner youtube

Hangi banka, hangi kart, hangi miles&smiles üyelik seviyesi, hangi sektörde harcama yapıyorsunuz gibi çok fazla değişken var.
www.milesandsmilesgarantibbva.com
milesandsmiles.qnbfinansbank.com
milesandsmiles.kuveytturk.com.tr

kuveyt debit 1/7 oranında mil yazıyor
100 liraya 13 mil gibi

@avatar is back.

Fransaya giden arkadaşım dönmemek için buraya iltica başvurusu yaptı bu insanlar neden iltica ediyor. Türkiye cennet vatan olduğu için mi. Çevremde çığu arkadaş yasa dışı yollarla gitti veya beyin göçü yaptı. İktidar siha yapıyor diye söylüyorlar eee ben Amerika gibi ülkede mi yaşıyorum ya da Rusya ven klasik ortdoğu ülkesindeyim benim karnını siha mı doyuracak. Beğenmediğimiz iran bile onlarca araba üretti ambargo üstüne ambargo yiyor biz daha seri üretime geçemedik.

@avatar is back
Yazdıklarınızın bir çoğuna katılıyorum ama temizlik konusu hariç kesinlikle, dünya’nın sayılı ilk 10 ( belki 5 ) metropollerinden ikisi olan Londra ve Paris ile Konya’yı temizlik konusunda kıyaslayıp Türkiye daha temiz demeniz gerçekten çok mantıksız. 3 senedir ingiltere’de yaşıyorum ve çoğu yerini gezdim. Türkiye temizlik konusunda Fransa’yı bilmem İngiltere ile yarışabilecek bir yerde değil, özellikle küçük yerler. İlla bi kıyas yapılacaksa londra ve paris’in kıyaslanması gereken yer istanbul, konya değil..

araba konusu da arz’dan kaynaklı. şahsen burada renault, citröen, peugeot gibi arabalar yok neredeyse. Sadece alman arabaları ve oldukça lüks arabalar. Orana vursak yani dramatik bi sonuç çıkar. Ama zaten konu ortalama avrupa ülkesi olduğu için oralar hakkında bilgim olmadığından bişey diyemiyorum.

@avatar is back, benim iş yerim tottenham’da takıldığım bölgeler ise tamamen north london. demek istediğim, buralar ( sayılan yerler ) temiz diye iddiam yok, buraların kıyas yerleri az nüfuslu konya değil esenyurt, gaziosmanpaşa. genel temizliğe bakarsak açık ara uk tr’nin önündedir diyorum. her yeri çok temiz bal dök yala diye iddiam yok kesinlikle.

elhamdülillah hocam ülkemiz çok iyi gidiyor, uçuyoruz. dedem de böyle söyleyip 50 senedir almanya'da yaşayıp dönmeden almanya şöyle böyle diyenlerden.

aşağıdaki endekste kimin ne olduğu gayet açık, bizim ülkenin avrupa'nın ortalaması olduğu yıllar geride kaldı artık avrupa'dan bile saymıyorlar türkiye'yi. ortadoğu'nun ortalaması diyelim artık kendimize. kıyaslayacağımız yerler buralar, çok şükür buna da :).

www.prosperity.com

bu tablolardaki mevzu, aynı kişi x yerde nasıl yaşar değil herkes kendi ülkesinde nasıl yaşar. ayrıca göçmen bölgesini gösterip bir yeri kötülemek türkiye'de 1 odada 20 suriyeli'nin kaldığı yeri gösterip türkiye'yi kötülemek gibi bir şey.

diğer bir konu işsizlik hadi bunu geçelim çalışan nüfus üzerinden gidelim, yukarıda saydığınız ülkelerde iş gücüne katılımda asgari ücret oranı en fazla olanı %20, saygıdeğer TÜİK'imize göre bile bizim ülkede %46. bazı kaynaklar %55-60 arasını söylüyor. ki asgari ücretin alım gücüne hiç girmiyorum. durumun dramatikliğine rağmen hala konuşulabilmesi çok komik.

ayrıca 2.sınıf muamele görüp türkiye'ye dönen görmedim yine de benim çevremde (bu klasman türkiye çok iyi yeğenim tayfa oluyor). ağlayıp dönenler ise 3.sınıf dediğimiz hiç değer görmeyen bir cacık yapmayan tipler bunları kaale alıp zaten bir yeri kötülemek mantıklı değil.

kısacası kıyasa gerek bile olmayan, tartışmaya kapalı bir fark var ortada ülkeler arasında. yok türkiye iyidir mevzusu senin gideceğin yerde 2.sınıf belki 3.sınıf olmanla alakalı bir konu olur sadece.

arkadaş anlık sinirine, hükümete tepkisine ve kendi öfkesine paralel cevaplar vermediğim için alınmış biraz :) sildim mesajları. tatmin olması için tekrar müsait olduğumda yaşadığım şehir (londra) ile alakalı bolca övgüler ve tr'nin bulgaristan'ın romanya'nın bile ne kadar altında olduğunu anlatırım. ben de hikaye çok :D siz duymak istediklerinizi söyleyin.

@gule gule ağzına sağlık zateb haksız olduğunu anlayınca silmiş yazıları, avrupa'dan Türkiyenin kıymetini bilin yeğenim diyenlere gülüyorum :)

Olay Fransa İngiltere'ye dönmüş ama soru öyle değil aslında, bizim bir tanıdık Hırvatistan'a gitti. Kafam rahat mutluyum diyor. Bu kafa rahatlığı ve siyasetten ekonomiden uzak olma durumu çoğu AB ülkesinde var sanırım. Ama onlar da kötüye gidiyor veya gidecek. Tüm dünya düşüşte. (zamanında Polonya'da yaşayan arkadaşım dönmüştü ve Türkiye'de daha iyi durumda bu arada, ama o iş kurdu, Polonya'da kursa ne olurdu bilemeyiz tabii)

Ben üç haftadır Brighton'dayım(İngiltere), 12 ay peşin vererek ev tutabildik diğer türlü 3-4 ay ev arayıp airbnb'de kalanları duyuyorum. Belli krizler (emlak, iş krizleri vs.) tüm dünyada giderek yükseliyor ama İngiltere 10'dan 8'e düşüyorsa Türkiye 7'den 4'e düşüyor vs. Doğu Avrupa ülkeleri ortalama değerlerde takılıyor bence. Ek olarak, şimdi buranın lokal haberlerine maruz kalmaya başladım mesela dün bi liseli öbür liseliyi bıçaklayıp öldürdü. Geçen hafta da Croydon tarafında olmuştu. Evsizler birilerine çatıyor, gece alkollüler kavga çıkarıyor vs. tabii Tepebaşında daha fenaları oluyordur duymuyoruzdur belki ama her ülkenin/şehrin kendine has problemi var işte.

Ben her şeyin arkasında bi hinlik aramayacağım, kurallara "çoğu kişinin" uyduğu, geleceğimi görebildiğim bir yerde yaşamak istiyorum bu sebeple burada tutunmaya çalışacağım mesela. Yoksa avatar is back'e katılıyorum, mesela çok para kazanmak isteyen biri için hedef Abd veya Türkiye olmalı. Ama hedef orta sınıfı kıyısından yakalayıp yaşamak ve çok para kazansan da devlete vergilerle yedirmekse AB ve UK bunu yapıyor. İngiltere'de kazançlar AB'ye göre de bayağı düşük bu arada. Çoğu standart ilan yıllık brüt 23-30 bin pound. Reddit'te millet şikayet ediyor.

@nhk ni youkuse hocam devlete hükümete vergi yedirmek derken Türkiye için mi dediniz Avrupa için mi, Avrupa doğal gaz krizi oldu diye resmi dairelerde tasarrufa gidip halka düşük ücretle vergi gazı. Almanya başta olmak üzere Almanya doğumluyum ve annemler eski zamanı anlatıyor o zaman bile insana verilen değet işçi hakkı çalışma koşulları çok daha iyiymiş.

Fransa'da yaşıyorum. Romanya ya da Bulgaristan'da yaşayacagima Türkiye'de yaşarım. Bu iki ülkede de aynı sorunlar var. Polonya bunlardan (buyuk ihtimal tr'den de) çok daha iyi çünkü ekonomi olarak daha iyi ve almanya yakınında olmasının etkisi çok büyük.

Ama benim anladığım Türkiye'de şu an insanlar Avrupa'da olmayan bir şey bekliyor. Avrupa'da Türkiye'de işsiz adama para verecek bir yaşam yok. Türkiye'de başarılı olan/olabilecek ama rezil iş hayati, gelir adaletsizligine dayanamayanlar için çok iyi yaşam var. Tatil hakkım misal 7 hafta ki bazi is yerlerinde resmen 10 haftalara kadar cikabiliyor. Issiz kalmak çok zor, is ortamı genelde daha iyi vs.

Ama avrupa ülkelerinde de seramik ve cam okuyan sizin durumunuzda. Sanat diyenlerin durumu da her ülkede aynı. Ben sizin başka duyurulari da hatırlıyorum da sizin olayiniz Türkiye ya da avrupa değil yani, durumunuz her ülkede aynı olacak. Ha misal ben fabrikada işçi olacağım derseniz tabiki Avrupa'daki büyük ülkelerde durumunuz anlatilamaz şekilde daha iyi olacak.

Türkiye'nin bahsettiginiz ülkelerden farkı müslüman olması. Müslüman olmasa alkol ve et bu kadar pahalı olmazdi.

Avrupa diyince aklıniza tek bir şey gelmesin. Ab ülkelerinden Ortalama olarak almanya, fransa, hollanda, danimarka, İsveç, Avusturya , Belçika, finlandq bir tik ispanya/italya sonra polonya, çek cumhuriyeti ve Macaristan. Geri kalanlarına gitmeden önce bir düşünmek gerekir.

Bu arada Avrupa'da ek olarak paranla alt kesim ile arana fark koyma olayi olan ülkeler de sınırlı. Yani parayi bastirayim eve temizlikci gelsin, para vereyim yarın hemen kalp doktoruna gideyim, para vereyim istediğim olsun olayi yok. Bu da çoğu türk insanina ters çünkü Türkiye'de paran varsa alt tabaka ile hayvani bir farkın var.

Ben etrafımdaki insanların benzer bir ortlamada olmasindan memnunum, marketteki kasiyerlerin somurulmedigi, gece 12ye kadar calismamasini tercih ediyorum.
ama gelir adaletsizliği arayan (yani çalışan x alirken müdürün 5x aldığı yer) ve bu şekilde çok para isteyen tabiki Türkiye, abd, İsviçre, irlanda, Lüksemburg gitmeli. Oralarda çok para var (bazılarında hayat çok pahali olduğu için ve çok insan yaşamadığı için var ama gene de gelir adaletsizliği var yani)

insana verilen değer iyi zaten orası öyle. Sözüne güvenilmesi bile güzel bir şey. Fatura vs. olarak da devlet halkın yararına olabilecek bir şey varsa yapıyor. (Türkiye'de pek yapmazlar anca kredi verirler) Fakat hiç düşünülmeyen bir yerden olay patlıyor mesela yıllık 30 bin pound maaş diyor ama bana haftada 12 saat lazımsın, böl bunu çıkan parayı vericem diyor. Ee geri kalan 28 saati nerede çalışacağım? Belki sektörle ilgilidir ama mesela geçenki Hollywood grevinin de çıkış noktalarından biri bu. Eskiden yıllık maaş alırken şimdi kurgucu 8 bölümlük anlaşıyor ama 2-3 ayda bitiyor bu. Ee 9 ay ne yiyecek bu insan?(yüksek para alsa bile yıllık maaşa gelmiyor) İş hayatında Türkiye'de pek olmayan bu tür garip durumlar var gördüğüm kadarıyla.

Devlete yedirmek derken baya UK ve AB'yi kastettim. Biz belki o aşamaya hiç gelemeyiz ama belli limitler var 50 bin poundun üstüne çıkınca vergi %20'den 40'a çıkıyor, sonra 50'ye sanırım. Böyle paralar kazanan insanlar direkt başka ülkeye kaçmaya çalışıyor. Mesela çocuk doğurup devlete kilitleyen İngilizlerden şikayetçiler. (16 yaşında hamile kalan çok tip var) Geçen bi Türkle tanıştım, tam nasıl oluyor bilmiyorum ama Londrada stüdyo dairede kalıyor çocuk olunca devlet orayı yetersiz görüp 1+1 daire ile arasındaki kira farkını ödüyormuş. Bu sosyal devlet gibi geliyor ama bunu sömürüyor insanlar, ve senin benim kazandığım paraya vergi olarak dönüyor bu :D Türkiye'de de sığınmacılara gidiyor farkı yok tabii. Demek istediğim her ülkede problem var ve bence şu an modern kavimler göçü yaşanıyor. Şu iyi bu kötü dersek Türkiye'nin önde olduğu birçok konu da var ama totalde nerede mutlu yaşarsın? Çoğu kişi batı der. Benim İngiltere'yi sevme sebebim göçmenlere daha alışık olmaları. AB'de pek öyle olduğunu sanmıyorum ama çok da bilmiyorum.

redditin yabancı alt forumlarında benzer bi kıyas vardı
çocuk da sonunda dayanamayıp kendi ülkesindeki (hollanda) bütün yolsuzlukları dökmüştü

mesele refahsa kıyasın sonucu belli

ancak burada psikolojiye giren kısımlar var. bazısı kendini kötülemeyi ferahlatıcı mide asidi giderici ilaç olarak kullanıyor.

ortadaoğu lafı mesela. amerikan cnn'i izliyor gibi oluyorum bir türk bunu deyince, noluyor işgal mi edileceğiz filan. yahu ülkenin ortasında Ortadoğu diye üniversite var.

türkiye ne zaman almanya oldu, son 200 seneyi düşünün, olmadı. kapitalizm trenine erken binemedik diye buranın kapitalizme ılımlı yaklaşan tavrını kötülemek söz konusu.

kendi bahçeniz ufak, dağınık, verimsiz diye, bağı bahçesi çok güzel bir landlordun yanına
işçi olarak gider misiniz
işte burada kralken* gidip orada işçi statüsüne normal vatandaş statüsüne kavuşanlar biraz afallıyor, doktorlar, üst düzey mühendisler. üstüne bi de yabancı olmaları ekleniyor, ne kadar ben sizin kültürünüzdenim deseler de.

Ankara'da değil ama, teneke de olur diyorsanız bazı tekeller bremenin şişesini 32.5 - 33 liraya, efes maltı 35 liraya veriyordu. Ankara da vardır benzer yerler.

metro gross market ya da ucuz satan tekeller dün tuborg'u 41 liraya satan gördüm mesela. güncel fiyatı 46 mı 47 lira mi ne

Gimat tarafında tekel gross'lar var, alkollü içkileri piyasadan daha uyguna satıyorlar. Bir bakın.

Eğer dediğiniz gibi olduysa çağrı kaydı dinlenir ve biletinizi düzenler thy. 1 hafta içinde çözümleniyor normal şartlarda fakat siz acil vs derseniz daha erkene alabiliyorlar.

bir avukkattan destek alın.
davadan önce icra gönderebilirsiniz.
2 tane tebligati olan kiracı sonra ödese bile haklı tahliye sebebidir.

Dava açmanız gerek, ya da icra takibi

1- Tebligat eline geçti mi?
2- geçmişse bile kira dönemi sonunda açabilirsin.

En iyisi bir meslektaştan destek alın. Bu davalar uzun sürer. Ufak bir yanlış 2 seneyi çöpe atar.

izmir-alsancak kervan pasajında satılıyor. nato marka alacaksın.

Uçan hamamböceği vardır. Ekşide başlığı bile vardı. İskenderunda sahilde yürürken şap diye adamın yüzüne yapışırdı. Pantolonu ayakkabıyı içini kontrol etmeden giyemezdik. Apartmanda kat seçmeden açık camdan kapıdan dalabiliyorlardı. Ama en azından renk olarak farklıydılar. Uçma, yürüme, lavabo giderinden çıkmaya çalışma becerileri vardı.

Senin bu fotoğraftakiler baş şekilleri doğu hamam böceğine benziyor. Renkleri de. Ama onlar uçabiliyorlar mı bilmiyorum.

Cırcır böceğinin tıpkısının aynısının kendisi.

500 yıllık hamam böceği ayaklarından belli.
www.google.com

@jamswety, ama çegirge gibi zıplıyor o nasıl oluyor?

hadi uçan hamam böceği gördüm o tamam da zıplayan görmemiştim.

bu arada bunlar hemen yumurtlamışlar mıdır bir yere?

banyo duvarında elimi kurularken kurşun kalem ucu kadar bir böcek yürürken gördüm, yakından bakınca bunların küçüğü gibiydi. Öldürdüm attım. Nereden geldi, bunlarla mı ilgili bilmiyorum.

Tekrar görürsek evi bi ilaçlatalım en iyisi. Bir kaç gün evi boş bırakabiliriz.

Ama yine de o ilaçlar eşyalara falan sinince insan sağlığını etkiler mi bilmiyorum.

Kesinlikle cırcır böceği.
Yanlışlıkla eve girmişler.
Evde yaşamalarına imkan yok.

oksitlenme dolayı ile olabilir, şarj yerine temas eden noktaları temizlemeye çalışın, telefon üzerinden mikroskop uygulaması kullanarak bakabilirsiniz

kulaklığınızın şarj eden yerlerinde kir birikmiş olabilir. benim airpods'um yok ama samsung buds'ım var ve bir süre önce aynı problemi yaşıyordum. şarj noktalarını (kulaklıktaki ve kutudakileri ayrı ayrı) temizleyince problemim ortadan kalktı.

Prof.Dr.Osman Altuğ . Kendini parlatmak için süslü laflar kullanmıyor. 54. Erbakan çiller hükümetinde de ekonominin arka planındaki adam

timothyash.substack.com

timothy ash oku geç. hükümeti bilir, içerde tanıdığı vardır, bilgileri sağlamdır. türkiye'yi en az iyi bir türk ekonomist kadar iyi tanır. londra'da ki yabancı yatırımcılara tr'yi anlatan kişilerdendir, tr'ye genelde para gelmeden bu dayıya sorarlar baba durum ne diye. bir de timothy garton ash var o da türkiye'yi iyi bilir. genel türkiye perspektifi için garton, günlük olay ve gelişmeler için düz ash.

.com her zaman daha etkilidir , daha resmi görünmek istiyorsanız com.tr , ama özellikle hedef bir ülkeniz varsa ayrıca o ülke için farklı bir domain almanız sizi ön plana çıkaracaktır örneğin ingiltere için co.uk gibi

.com daha etkilidir ama aynı alan adının .com olanı kullanımda ise ve illa ki.com kullanıcam diye asıl alan adını saçmalatacaksanız .net alın.

Yani harmanyeri.com kullanımda, harmanyeri.net boşsa, sırf .com olsun diye harrmanyerri.com falan almayın, paşa paşa .net alın.

sizin örneğinizde business.net boşken sırf .com olsun diye businessco.com yapmayın.

kibritsuyu +1