Ekşi Duyuru

bu "gidişat" dediğiniz süreç 2008 krizinden sonra baş gösterdi. aşırı liberalist, küreselleşmeci, aşırı serbest piyasacılık başta ABD olmak üzere tüm batı toplumlarını kötü etkiledi. karşılarında nefessiz üretim yapan Çin varken, bugün Avrupa şirketleri sadece anlamsız azınlık haklarının savunuculuğunda, 4 gün çalışma peşinde. bu durum batıya refah kaybı + nitelikli iş gücünde işsizlik + teknoloji rekabetinde gerilik getirdi.

refah kaybı + istikrarsız Ortadoğu'dan gelen göçler Avrupa'da göçmen karşıtlığını çokça tetikliyor. yani bir yandan aynı ülkedeki politikacılardan bir kısmı "hayır ya ne demek sadece 2 cinsiyet vardır bu doğru değil" derken karşıdaki "la başlatma sığınmacından insan hakkından banane onlardan! ülkelerine dönsünler, umurumda değil ülkesindeki savaş" diyor. aradaki uçurum oturup tartışılacak ya da üzerine fikir birlikteliği sağlanabilecek bir durum değil. bir tarafı savunmuyorum. olay tartışma ekseninden çıkmış bir durumda.

en çok merak ettiğim tabiki de Almanya. hala refah olarak en güçlüsü ve en az hasar göreni ama orada dahi sağ yükselişte. AfD'nin gelecek seçimlerde iş yapmasının ortalığı çok ciddi şekilde kızıştıracağını düşünüyorum. çünkü yapı olarak göçmen karşıtlığı ve milliyetçiliğe direkt meyledebilecek, kanlarında gezinen bir ülke almanya. 2.dünya savaşıyla abd tarafından silahsızlaştırılıp refaha boğulmaları, bir süredir milliyetçiliği umursamama, ülkeyi ve gidişatı üzerinde ciddi tartışmaları getirmedi.

yine sanırım 2022 başlarında kamala harris'in avrupa parlementosu ya da münih güvenlik konferansından birinde yaptığı konuşma oldukça kilitti. o zamanlar fransa almanya ortak askeri bir birlik kurulması söylemleri, avrupa birliğinin dağılması gündemdeyken harris "1945'ten beri savaşsız yaşamanızı ve bu denli yüksek refahınızı amerika birleşik devletlerine borçlusunuz" demesi bence çok kilitti. ki zaten bir kaç hafta sonra abd tahrikli ukrayna rusya savaşı başladı o günden beri de ab birbirine kenetlenmiş durumda.

sonuç olarak, abd ne yapacak onu izlemek gerekiyor. küreselci ve açık ekonomi modelinden çıkması beklenebilir önümüzdeki 5-10 sene abd'nin. bunun olması + ortadoğuya barış gelmesi aşırı sağın yükselişini net durdurur. ama israil - filistin olaylarında batının aldığı tavır ve arap ülkelerinin rahatsızlığı (siyasi olarak hiç ses çıkarmamalarına bakmayın oldukça rahatsızlar), ortadoğuya abd'nin istediği bir barışı zor getirecek gibi. ortadoğuda kaynadığı sürece de ab hep stres altında olacak.

asiri sagin tanimi da biraz degisik batida. asiri sag dedigimizin bazilari gercekten asiri sag degil. zaten en azindan avrupada tek basina iktidar olunmuyor abd'deki gibi, o yuzden koalisyonlarda pek cok sey de tiraslaniyor. tabi bu durum su an icin boyle, giderek artabilir saga olan ragbet.

sebebi suriye savasina kadar gidiyor - sosyal medyanin da etkisi yuksek. 2010'dan beri cok fazla goc aldi avrupa ulkeleri, sosyal medyada da gocmenlerin yaptiklari cok tepki goruyor. eskiden cok fazla haber yapilmazdi bile belki.

gidisatin cok degisecegini dusunmuyorum

avrupa icin nedeni buyuk oranda eskisi kadar iyi olmayan ekonomi icin suclu aranmasi. bu da her zaman oldugu gibi disaridan gelenler tabii ki yani multeciler. bunu kim kullanir? sagcilar.

almanya'da nie wieder (never again) diye sloganlar atiyorlar surekli ama su an yasanan seyle 1930'larda yasanan cok benzer bence. su an o kadar ileri gidemez tabii ki ama AFD gibi bir irkci nazi partisinin %20'leri gecmesi cok ilginc.

bu %20 oyun sahiplerine sorsan holocaust'tan biz sorumlu degiliz gecmiste yasanmis derler. e simdi gittigin yon ne? :D

avrupa'dan ekonomik refahi kaldir medeniyet falan kalmaz. ortadogu'daki gibi birbirlerini keserler. bu medeni millet masali ekonomi kotu degilse vardir. insanlar bunu algilayamiyor.

@bohr atom modeli+1
Pandemi ve çin üretim hacmi diğer ülkelerin içinden geçti. Avrupa evhamlı bir çocuk gibi (belki de haklılar) ufak sarsıntılarda bile öldük bittik moduna giriyor. Ve bunun sebebini geçmişte yaptıkları gibi yabancılarda buluyorlar.

bohr'un son paragrafina imzami atarim.

paralarin mültecilere gitmesi. biz mesela vergi veriyoruz ama sorgulamiyoruz, almanlar vergilerinin nereye harcandigini soruyor. benim tanidigim almanlar özellikle ukraynalilara gicik. almanca-ingilizce anlastigimiz icin tam anlamadim, über'de bile indirim haklari varmis sanirim.

rakamlar o kadar uçuk ki ne makul ne değil artık anlamıyorum ama 35k çok geldi. koltuğa bayılıyorsanız belki yapılabilir. her halükarda kedi onu yiyecek zaten.

vivense’e hiç bakmazdım ben olsam.

biz geçen yatak bakarken enza home da teşhir ürünü salon takımı gördük çok güzeldi 20k diyordu alacaktık az kalsın :D

o yüzden bana da çok geldi o rakamlar. kediler için tam hatırlamıyorum da mondi den tay tüyü koltuk almıştık sanırım tırmalamıyordu kedimiz. Ondan kaplayan herhangi bir yere verin ne olacak ki iskelete dokunulmuyorsa kumaş değişimi çok zarar vermeyebilir.

mondi ye de sorun isterseniz. ama bana da en aşağı 25 derlermiş gibi geliyor. o takımı götürmesi getirmesi zaten 5bin eder. işçilik 10bin etse, malzeme de 10bin gider belki. 25 normal gibi.

dışardan bir yere verin 35k nedir bir kumaş değişimi için

o paraya koltuk takımı almayı tercih ederim. onu da 5-6 sene kullanırsınız sonuçta.

bakırköye yakınsanız koltuk döşemeci önerebilirim. senelerdir ona yaptırırız en ufak şeyi, biraz tuzludur ama iyi iş çıkarır. umarım covid ile ölmemiştir amca.
kedi için tay tüyü kumaş seçin ve mümkünse kedinin arkasında manyak gibi gezik her koltuğa hallendiklerinde şşşşt sesi çıkartarak tırmalama tahtasına götürün
ayrıca yapışkan pleksi koltuk korumaları var öneririm
www.n11.com

telefondan değil de itunes uygulaması üstünden pc/mac’te kart bilgisi girmeden bölge değişiyordu sanki. bir kurcalayın bence.

ben ara sira turkiye-ingiltere store'lari arasinda degisiklik yapiyorum. telefon numarasi - adres - banka kartini o ulkeden yapinca degisiyor anca. bir iki kere yanlis kart numarasi girdigimde izin vermemisti. @ob'nin soyledigi gibi kart bilgisi girmeden degistirmeye bakmak lazim

@ob’nin dediği oldu, uygulamayı indirebildim. Teşekkürler.

çıkmanıza gerek yok, frankfurt transit vize de istemiyordu en son, o havalimanının web sitesinde ya da bizim dış işlerinin web sitesinde yazar transit vize isteyip istemediği. Ama kapıya kadar gelebildiyseniz zaten istememiştir :) bilet ve kimlikle uçağa binebilecek durumdaysanız sorun yok yani. Zaten çıkmak isterseniz Almanya vizesi ararlar.

Selamlar,

Üzerinize şirket açılmasını istemiyorsanız e-devlet üzerinden bir alan var. O alan kapatıldığında siz isteseniz bile şirket açamıyorsunuz, o alanı aktif etmeniz gerekli.

www.turkiye.gov.tr

Onun dışında dolandırıcılık yöntemleri hakkında bilgim yok.

Saygılar.

Antifrizin öyle bir özelliği yok.

Radyatördeki su donmasın diyedir o. Gece ısı sıfırın altına düşerse radyatörün patlar. Düşmezse bir sıkıntı yok.

Ama radyatörün su kaçırıyorsa o ayrıca sıkıntı.

Araba hararet yapmasın diye değil mi bu sıvı?

Yarın yarım saat sürsem hararet yapar mı yolda ?

Kuzenim araba motorunu yaktı 90 bin masraf çıktı. Şakası yok.

gidilmez dakikalar içinde motorun ısısı yüz dereceyi geçer. sistemde su olmadığı için araç aşırı hararet uyarısı da vermez. çekici çağırın.

antifiriz hararet yapmasın diye değil. kışın su donmasın diye. asıl isi yapan soğutma sıvısı - eğer buna antifiriz diyorsak tamam. soğutma sıvısı olmadan, soğuk motor en fazla 1-2 dakika çalıştırılabilir.

Alttan radyatörün bir hortumunun kelepçesini filan sıkmayı unuttular sanırım.

Antifriz, suyun donmasına engel olur, kaynama seviyesine de katkısı var.

Dur kalk trafikte risk var, araçta soğutma sıvısı hiç yoksa hararet yapabilir. Sabah soğuk havada, hiç durmadan hareket halinde (hava soğutma gibi) kontrllü gidilebilir. Ama bu da acemi biri için riskli.

Raydatörü ve sistemi tamamen su ile doldurun, antifrize gerek yok, nasılsa akacak su. Yanınıza da yedek su alın bir iki tane 5 litre, suyu tamamen doldurduktan sonra hemen yola çıkın.

Yüksek devirli kullanmayın ve sık sık durup eksilen suyu tamamlayın. Svı nereden akıyor görüyor musunuz? 1 dakika içinde boşalıyorsa gözle görülür bir kaçak vardır.

@John Bloor. tam dediginizi yapacaktim, ama baska bir sorun bas gosterdi

antifiriz ve su koydugumuz o bolmenin ici bosaldigindan basinc olusmus
kapak asla acilmiyordu. zorladim biraz, kirilacak gibiydi

artik ugrasamadim hic, cekiciyle gonderdim, bakalim ne diyecekler :(

bence de bi yeri sikmayi unuttular


cok tesekkur ederim herkese

buda boyle enteresan bir deneyim oldu

cekiciyle goturmen iyi olmus, 7km az yol degil ciddi kacak varsa yakabilirsin motoru.

Bi de kötü koku oluyor, yazmayı unutmuşum editleyemiyorum*

Nalburdan kostik alın , yarım kilo alın kalanı evde saklarsınız. Granül halde ürün,
2 litre civarı suyu kaynatın , tıkanıklığa göre 2-3 yemek kaşığı kostiği deliğe döküp kaynar suyu kostiğin üzerine dökün. Açılmazsa tekrarlayın, eninde sonunda açar.

başta migros-bim-şok vb. her markette olan market markası lavabo açıcıları bile deneyebilirsiniz. Kuruyken, delikten iki paket döküp üstüne 3-4 lt kaynar su döküp 2dk bekleyip sonra soğuk su akıtacaksınız. (sıvı lavabo açıcının bir artısı var mı bilmiyorum ama bu granüller hem ucuz hem gerçekten iş görüyor)

Olmazsa tesisatçıların kullandığı çok daha fena bi asit var ama o son çare bence.

edit: kostik zaten sodyum hidroksitmiş, bu lavabo açıcılar aynı madde.

www.n11.com

Bim'de de vardı sanırım.

Porçöz jel lavabo açıdan alıyorsunuz, küvetin deliğinden şişenin yarısını döküp tüm gece bekliyorsunuz. Ertesi güne harbi çekilmiş tüfek namlusu gibi oluyor borular.

hocam lavabo açıcı ve kireç çözücü gibi ürünler belli tıkanıkları çözerler. ancak örneğin tadilat vs. gibi sebeplerle beton parçası veya conta gibi şeyler de tıkanıklık yapıyor olabilir. bunlar için en iyi çözüm eski usül pompa. su açıp küveti belli seviyeye kadar su dolduracaksınız, sonra da deli gibi pompa basacaksınız. o arada dışarı çıkan katı (çözünmeyen) atıkları da elle toplayacaksınız. bu da olmazsa mecbur tesisatçı bakıp açacak.

koku olayı muhtemelen tıkanıklıkla alakalı değildir. küvet gideri ile genel gider arasında S boru veya çekvalf yoksa o koku gelir (hatta yaz aylarında kanalizasyondan sinek/böcek gibi şeyler de gelebilir). onun çözümü ise sıkıntılı. tesisatçının zemini kırıp gideri komple değiştirmesi bile gerekebilir.

Oturmak için Evet
Yatırım için Hayır

Bana sorarsan her türlü alınır. Listeme eklediğim evlerin 2 ay içinde ya fiyatları düştü ya satıldı. Dolar bazında uzun zamandır yüksek olan ev fiyatları düşmüş durumda. Ytd.

Ucuzken hic dusunmeden alinir. Turkiye de ev her zaman en karli yatirimdir. Paran varsa alirsin çat diye, yoksa krediyle alamazsin.

kar için değil ama kafa rahatlığı için alınır.

suwen

(git: www.katiaandbony.com)

bana zamanında calzedonia önermişlerdi.

Ankara'da acil bir ihtiyaç sonrası Carrefour'dan NBB'nin külotlu çorabından almıştım (15 den) herhalde 5-6 kereden fazla giyebildim. Penti'ler bir seferi ancak çıkarabiliyor. Şimdi yana yakıla aynı çoraptan arıyorum. Tavsiye ederim bulabilirseniz.

tahtakele telefon tamir parçacıları, doğubank, yazıcıoğlu ve karşısındaki han

farklı farklı modelleri var hepsi giyilmez

ben cilt bakımı için izliyorum ama çisem çakır ve aslı özyılmaz diyeceğim. ikisi de cilt bakımı+makyaj konusunda yayınlar yapıyor.

melis ilkkilic

Bankada çalışan kimya mühendisi görmedim. İSG uzmanı olabilir. Mühendislikte masada yapılan tek iş teknik ressamlık. Teklif için maliyet analizi yapabilir. Mühendisliği bırakmak istiyorum ben de. Anca alan değişimiyle mümkün.

masa başı ve home office işim var, satış sonrası hizmetlerde çalışıyorum otomotiv sektöründe ama makina mühendisiyim.

gerçi yaşadığım ülkede bu işi yapan orman mühendisi bile vardı.

Data science

Sigortacılık,sigorta şirketlerinde risk mühendisi ya da teknik personel.
Risk müh masa başı değil ama keyiflidir.

baliklama sigorta isine gir +1

Nerede tanıdık olduğuna göre değişir. Sağlam yerde referans varsa mümkün olabilen her işi yapar. Bireysel çaba ile özel sektörde zor iş bulur. Kamuya yönelmesi gerekir.

Fabrikaların satınalma departmanları

Lojistik ve satınalma olabilir.

Özellikle kimya firmalarında, kozmetik, ilaç firmalarında da üretim, planlama, sertifikasyon olabilir.

Firmalarının kalite kontrol birimleri olabilir.

Alan çok geniş aslında. Memelekette kimse kendi işini yapmıyor. Bir yerden başlayıp ona göre devam ediyor. Tıp gibi çok spesifik bölümler okunmadıysa malesef bu böyle. Mesela ben denizcilik mezunuyum ancak havacılık sektöründe yöneticiyim.

Ya gerçekten kendini tanıyıp ne yapmak isteidğini bileceksin ki burada sorduğuna göre böyle bir durum yok ya da kriterlerine uyan ilk olumlu dönüş aldığın yerden başlayıp deneyimleyerek devam edeceksin.

amacınız faturayı şahıs firmasına gider yazmak ise bireysel kestirdiğiniz faturayı da yazabilirsiniz.

eğer çok mecbur değilseniz kurumsal fatura kestirmeyin. çünkü iade etmeniz gerekirse öyle elinizi kolunuzu sallayarak iade edemezsiniz, iade faturası isterler, irsaliye isterler. uygulamadan tik atıp geri gönderemezsiniz, başınız ağrır, işiniz uzar.

bireysel diye kestirin, tc kimlik numarasını yazın, gelen faturayı da gider olarak işleyin. kurumsal faturaya hiç bulaşmayın.

fatura adresi ve teslimat adresini bütün sitelerde ayrı ayrı seçebiliyorsunuz.

borç ilk 5000 yıl

hüseyin rahmi gürpınar - kuyruklu yıldız altında bir izdivaç

raymond carver - aşk konuştuğumuzda ne konuşuruz

şiddetsiz iletişim: bir yaşam dili - m. b. rosenberg

yedi ucuz şey üzerinden dünya tarihi

www.kitapyurdu.com

dr. nicole lepera kitapları, latife tekin kitapları

Katı olan her sey buharlasiyor, marhsall berman

İnanilmaz bir kitap

Ben şimdi sepete attım engin gençtan insan olmak ve hayat kitaplarını.

ferhat jak içöz- kendin olmanın dayanılmaz hafifliği

Böyle durumlarda ilgisiz bir şeyi tuşlayıp, aslında filanca iş için arıyordum ancak bir türlü doğru yeri bulamadım diyorum.
Genellikle ilgili yere bağlıyorlar. Bankalarda böyle yaptığım oldu.

Alır. O çantalar küçücük değil mi

Elde kabin boy valiz ve içi dolu sırt çantasıyla da binebilirsiniz

Merhaba sizin dediğiniz eskidendi artık değişti kabin muabbeti. Sırt çantası almıyorlar artık sadece kbin bagajı alıyorlar ama çantanın boyutuna göre bazen tamam geç diyorlarmış

yurtiçi uçuşsa şansınızı deneyebilirsiniz (ben birkaç ay önce valiz + büyük sırt çantasıyla bile girdim, o zaman da tek eşya alabilirsiniz yazıyordu ben en kötü parasını veririm diye almıştım)

yurtdışı uçuşuysa büyük ihtimalle bişey derler, öyle duyuyoruz. Bence diğer valizi biraz boş bırakıp en kötü bunu onun içine sokabilecek şekilde hazırlayın. Tabii o zaman ne anlamı var diyebilirsiniz ama...

Uçuşa göre değişir, çoğu yurtdışı uçuşunda acımasız oluyorlar. Avrupa uçuşlarında 70Euro alırlar.

Yurtdışı uçuş.

Peki şöyle bi durum da var bilette 55-40-20 deniyor kabin ölçüleri, benim bir bavulum 55-35-25 ölçülerine sahip. Uçağa binmeden herkesin bavulunu bunların bi ölçme zımbırtısı varya oraya sokuyorlar mı? Eskiden sokmazlrdı ama Bayadır uçmadım pegasusla yurtdışı hele ki bu son düzenleme sonrası o yüzden çok bilmiyorum günceldeki durumu.

Geçen hafta Pegasus ile yurt dışına gittim. Türkiye'de sırt çantası ve kol çantası olanlara bir şey demediler, çoğu kişi ikişer çanta ile bindi. Ancak dönerken uyardılar çantalarınızı birleştirin diye.

Branda alacaksanız maalesef başka çözümü yok

Kurulumu kolay buna benzer branda kullanıyorum ben
www.trendyol.com

bizim araç kapalı otoparkta duruyor. kaputta çizikler var. kediler her yerde. araç üstü branda düşündüm ben de ama tak çıkar tak çıkar onunla mı uğraşacağım lanet olsun dedim bıraktım öyle.

Kediler yürürken tırnak çıkarmaz. Bana garip geldi. Neyse, beyaz renk rules.

Kaporta derken kaput demek istedim aslında. Tam böyle 2 tırnak arası kadsr mesafeli bir şekilde çizik var. Acaba kaputun üstündeyken kaydı da o yüzden mi çıkardı tırnaklarını

fircali otomatik araba yikama ayni sekilde cizebiliyor.
arabaya firca surdurmemek lazim.

Bende cabrio bir araç vardı. Siyah tenteyi mahvetti kediler. Tırnak soktular, çizdiler. Büyük dert

bizim komşu camla kaput arasındaki yere yani sileceklerin alt kısmına çam ağaçlarından düşen küçük dal parçaları koyuyor. orda uyumamaları için.

Yürürken tırnak çıkarmaz ama aracı ring olarak kullanmış olabilirler dsgdfg Yani bir tek kedi değil araca ağaçtan sakız düşer boyası kalkar kuş boku zira asidik olduğundan boya kaldırır, asit yağmurları aynı şekilde... Çizik renk bozulması vs. sizi rahatsız ediyorsa örtmek lazım bir şekilde dışarıda duran her şey dış koşullardan etkilenir maalesef ya da kapalı garaj

Aracı vinil kaplatabilirsiniz. Böylece hergün branda tak çıkar derdinden de kurtulmuş olursunuz.

Günaydın,

Ben de 12 aylık Türkiye Finanstan araç için kredi çektim, araç kredisi olursa oranlar daha uygun oluyordu bundan 4 ay önce.

En önemli koşul bana göre kredi oranınız ve evrak vs. dosya masrafı eklendiğindeki toplam tutar ve aylık ödemeleriniz.

Ayrıca krediyi çekerken size sigorta ve kaskoyu da zorunlu onlardan yapmanızı isteyecekler. Ve araç kredi süreciniz boyunca bankaya rehinli olacak, kredi ödemesi bitince borcum bitti rehini kaldırın diye tekrar gidip evrak işlemi yapmanız lazım.

24 ile 36 ay arasında 3 bin TL fark olduğuna göre çok büyük bir meblağdan bahsetmiyoruz sanırım. Aynı zamanda araç almayı düşündüğünüz yerler ile de görüşün mutlaka onlara özel başka faiz oranları olabiliyor.

Kendi fikrim yılbaşından önce bu durumu halledin, şu anki aylık ödeyeceğiniz örneğin 10 bin TL ile şubat ayından sonraki 10 bin TL aynı değerde olmayacak.

Şimdiden hayırlısı olması dileğiyle.

Taksit özelinde konuşacak olursak şu ortamda taksitin uzun olması istenen bir şey.

Eğer 36 ayımı bağlamak istemiyorum gibi bir düşünceniz varsa siz yine 24 taksit yapabilirsiniz kendi kendinize. Siz taksit tutarlarınızı 24 ay gibi düşünüp her ay buna denk gelen parayı ayırır para piyasası fonuna aktarırsınız. Taksitlerinizden o ay artan tutar fonda birikir. 24 ay dolduktan sonra artık maaşınızdan ayırmadan o fondan ödersiniz taksitleri. Faizden gelen tutar da sizin cebinize kalır ya da 3.000 liralık farkı kapatmış olursunuz.

kasko ve sigortayı bankadan yaptırmak zorunda değilsin. dışardan yaptırıp alacaklı bankayı ekletebilirsin. ayrıca kredi bittiğinde rehin kolayca kalkıyor

Ben çok salaklık tecrübesi bi tavsiye vereceğim. Krediyi çektikten sonra hesabınıza aktarmayı unutmayın. Eğer birkaç güne (belki 1 bilemedin 2 hafta) aktarmazsanız banka krediyi otomatik olarak geri alıyor. Sonra baştan uğraşmak zorunda kalabilirsiniz. Ben mobil appteki kredi kısmını bir tür hesap gibi düşünmüştüm ve hep orada kalacak sanmıştım. Kimse bana parayı çekmen lazım dememişti :/

Kaç yıldır İstanbul'dayım, bu hafta içi yolum ilk kez Yeşilköy'e düştü ve "burası İstanbul mu?" dedim. Tek kelimeyle bayıldım, "keşke burada yaşasam!" dedim. Sanki Türkiye'de değil de Avrupa'da bir kent gibi. Yeşillik, yolları geniş, insanları medeni, şehir planlaması nizami, trafik yok, güvenli, evlerin eli yüzü düzgün. Marmaray da geliyor. Hatta gözüme çokça satılık ev ilanı da çarptı. Bilmiyorum ben mi aşırı yükseldim ama cidden çok sevdim.

şişli'de oturursan her yere yakınsındır.

deprem tehlikesi varken istediğin kadar sağlam ev al, istanbuldan ev almak uzun vadede karlı bir yatırım olmayabilir. oldukça riskli hatta. kısa sürede alıp satcam diyorsan orasını bilemem.

Sisli'de genelde bitisik binalar. Ses sorunu olabilir ama merkezilik anlaminda cok cok guzel bir ilce. Ancak otoparki olan yeni bir bina olmak zorunda. bakirkoy dolaylari hem eski hem sahile yakin daha kemik bi mahalle kulturu olabilir florya, yesilkoy. Doga anlaminda da haci osman, sariyer. Biraz da sevmekle alakali sanki ya. Anadolu yakasinda fenerbahce, feneryolu mah. vs muthis. Hem evler cok guzel hem mahalle. Parasina degen bi pahaliligi var. Marmaraya da yakin metrobuse de

Merhaba, Cihat Çiçek'in hangi videosundan bahsediyorsunuz? Hangi videoda ev alımıyla ilgili hesap yapmıştı? Link paylaşabilir misiniz?

ben şuan ev alacak olsam
1- bina maks 5 yıllık olmalı (mümkünse daha genç)
2- bitişik nizam olmamalı
3- altında dükkan olmamalı
4- garajı araç park etmeye uygun ve yeterli sayıda araç alabilmeli
5- sokakta çevresindeki binaların tamamı dönüşüme girmiş veya yeni yapılmış olmalı
öncelikle bunlara bakarım.
şahsen anadolu yakası daha yaşanılabilir. özellikle sahil şeridi muhit olarak daha sakindir.

kendiniz oturmayacaksanız, çeşitli illerden mümkün olduğunda fazla sayıda ev almaya çalışın, sepet mantığı yani.
Böylece deprem riskini de dağıtmış olursunuz.
Evde sadece evin kendisine değil, arsa payına, muhite, gelişme ve gelecek potansiyellerine de dikkat ederseniz, yatırım anlamındada daha karlı çıkarsanız.

İhtarnamesi, arabulucusu, istinafı, dava açılması derken kafadan 2 sene uzatır çamura yatarsa. Şu an kiracılar kral, ev sahipleri mağdur. Eğer haklarının farkındaysa ve arıza bir tipse çok uğraşırsınız yani. İyi niyetli ve anlayışlı bir tipse boşaltması gereken zamanda boşaltır.

Noterden ise sıkıntı olmaz. Çıkmam derse, 3-4 ay içinde de çıkartabilirsiniz.

Yine emin olmak istiyorsanız, bir avukata inceletmenizde fayda var. Teknik detaylar var. Kiracı evli ise, eşi de onay verdi mi vs gibi. Sıkıntılı bir husus varsa, 12 senesi dolmadan zor çıkartırsınız.

Yine de aldıktan sonra, "evde oturacağım, evi boşalt" diye ihtarname çekin. Taahhütnameye güvenip, ihmal etmeyin.

Bence: alabilirsiniz.


.

tahliyeside olsa kiracılı ev alma demişti emlakçı tanıdık, hatta kiracıyı çıkartsın öyle satış işlemi yapın demişti.
kiracı ile uğraşma derim

@eja, noterden alınan tahliye taahhütnamesi ile matbu forma imzalatılan tahliye taahhütnameleri tamamen ayrı. Mahkeme noterden verilen tahliye taahhütnamesi ile hemen tahliye kararı alacaktır.

Bir avukata inceletip, işlem yapabilirsiniz. 3-4 bin TL vermekten kaçınmayın. Dediğim gibi ufak teknik detaylar var.


.

En yakın arkadaşım avukat, bana dediği şu; min 2 ay max 1 yıl sürüyor. Elindeki tahliye taahhütnamesinin doğru yapılıp yapilmadigina ve karsindaki insana da bağlı. Yani avukat vz görüp korkup çıkan da oluyor yok imza sahte talan diyip son noktaya giden de var.

O yüzden avukata sorun.

Benim kiracı bana utanmadan bu imza benim değil diyip sahteciliğin 2 yıldan başladıgını söyledikten sonra kendisi ile asla muhatap olmamıştım.

noterden olması sadece imzaya itiraz edememesini saglar o kadar, 2 sene o evi unutun.

Bu yüzden iki daire varsa boş ev her zaman kiracılı evden 2 senelik kira parası kadar pahalı oluyor.

bence riskli, seçeneğiniz varsa boş bir ev için zorlayın biraz kendinizi. söze güvenmeyin, imzaya bile güvenmeyin.

troy kartlar yapıyor sonradan faizsiz taksit

BDDK yönetmeliği gereği kozmetik ürünlerine taksit yasağı var, bildiğim kadarıyla. Fakat Boyner vb. geniş mağazacılık dükkanlarında pos kategorisi genel/giyim olarak geçtiği için sonradan taksitlendirme yapılabiliyor. Mesela mart ayında ziraat bankası kredi kartımla boyner mağazasından aldığım parfümü böyle taksitlendirmiştim. Ytd.

online alışverişe vakıfbank taksit yapıyor. ne aldığınıza bakmıyorlar.

Messi de Barca'da almadık kupa bırakmadı ama Dünya Kupası'nı 40 yalçına yol alırken aldı, çünkü Barca'da onu oynatan farklı şekilde yetenekli insanlar vardı, öyle düşünmek lazım etrafındaki otuncular ne kadar yetenekliyse sen de o kadar öne çıkıyorsun.

kısmen haklısın hocam da milli takım da şu an kötü değil ki iyi topçular var.

Abi işte belli bir zaman sonra da kronik hale geliyor sorun, bence bi noktadan sonra kendisi de inancını yitirdi ama milli takını da bırakıyorum diyemediği için buraya geldi konu.

Bence umursamıyor, mental olarak hazırlanmıyor ya da hazırlanamıyor.

Bana da sallamıyor gibime geliyor.

Yani elbette alıştığı kişilerle oynamıyor, bire bir Inter'deki performansı beklemem ama ikinci lig topçusu gibi de oynamazsın o kalitede biri olarak. Herkes de sürekli ona top atıyor, koşu yapıyordu oynadığı takım aşırı kaliteli, milli takım leş değil yani.

öyle değil aslında ama böyle bir algı yayıldı değiştirilemiyor bir süredir. ilk başta çok yüksek potansiyelli bir hücum oyuncusu olarak başladı oynamaya öyle olunca her maç sansayonel şeyler göstermesi beklendi (ama aslında hiç o tarz bir oyuncu değildi ki sonra ortasaha oluyor zaten) onu karşılayamayınca böyle denmeye başlandı. bir süre etkisiz gittikten sonra belli bir dönem milli takımda çok iyiydi (istatistiklere bakarsanız 17 gol 15 asisti var zaten çoğu o dediğim aralıkta gelmiştir bunların) ama artık o beklentiyi karşılayamamış futbolcu yaftası yapışmıştı üstüne o arada biraz sessizleşti bu yorumlar ama algı değişmedi yine de. ardından zaten ortasaha oyuncusuna evrildi aslında gayet iyi maçlar çıkarıyor genelde yaptıkları görülmüyor bir tane ayağı kaysa o ön plana çıkıyor. algı yerleşince artık kırılması çok zor. forvet olsa hadi 2 gol atar susturur ama bu mevkide o kadar ön plana çıkması da zor. ancak pas trafiğindeki rolü, top kaybetmemedeki başarısı gibi şeyler ortasaha için çok değerli olmasına rağmen sansasyonel şeyler olmadığı için göz ardı edilebiliyor. son oynadığı maçta mesela yaratılan bir pozisyonun başrolündeydi ama o pozisyonun sonunda ayağı kaydı o kaldı akılda.

bence milli takimi kucumsuyor. onemsemiyor.

en kisa zamanda arda'nin oraya monte edilmesi dilegiyle...

ben katılmıyorum. hakan'ın kötü oynuyor oluşu, üzerine yapışmış bir önyargı bence.

mesela üstteki arkadaş yerine arda'nın oynaması gerektiğini yazmış. hakan bir 8 numara hatta bazen 6 numara. arda ise 10 numara. hiç maçını izlememiş olanlar hakanın maestro gibi ipleri eline almasını, takımı yönetmesini, her maç gol asist katkısı yapmasını bekliyor. hakan inter'de de bunu yapmıyor, milan'da da yapmıyordu. o özellikte bir oyuncu değil.

şimdi kontrol ettim, milli takımla 82 maç, 17 gol, 15 asist. bu katıyı veren 6-8 oyuncusu kaç tane var?

bu konuda cahil biri olarak tahmin yürütüyorum:

evet icgüdü ile. icgüdü dedigimiz sey dusunmeden yaptigimiz seyler. aynada kendini tanimak icin "dusunmek" lazim. fakat nasil ki insanlar olarak ornegin susadigimizi anlamak icin dusunmuyorsak, bu tür hayvanlar da öyle "programlandiklari" icin o sekilde hareket ediyorlar.

ek olarak yine tahminen: hayvanlar kendi türlerini tanimiyorlar zaten. örnegin: önüne gelene kerkinen köpekler.

Aynadaki yansımanın kendisine ait olduğunu anlamasa da kendi türü olduğunu en azından görsel olarak anlayabilir. Gerçek bir türdaşını ise görüntü, koku, ses ve davranışlarından anlayabilir. Bunların bir kısmı doğar doğmaz öğrenilen (örneğin annesinin kokusu, sesi ve görünüşü), bir kısmı (davranışlar gibi) sonradan öğrenilen bilgiler olabilir. ‘Ben’ bilinci olmasa da hayatına başladığı an (ya da duyuları çalışmaya başladığında diyelim) annesi/ailesi yanında olduğu için refleks olarak bu türü benimsiyor herhalde.

Uzmanı değilim, sadece tahmin.

tamamen sallıyorum. kendi türlerini tanımıyorlar. her canlı ile iletişime geçiyorlar. kendi türünden canlılar ile aynı şekilde davrandıklarını fark ederek daha yakınlaşıyorlar.

Konu hakkında şöyle bir deneyimim var.
Yeni yumurtadan çıkmışken aldığım bir muhabbet kuşum vardı. Yıllarca birlikteydik. Hiç muhabbet kuşu görmedi. Bir gün bir eşe ihtiyaç duyabileceğini düşünüp bir muhabbet kuşu aldım. Ama bizimkine zarar vermesin diye de bebek bir kuş aldım. O kuş bizimkinin peşinden hiç ayrılmazdı ama bizimki hep ondan kaçar bana sığınırdı.
Aynada hep kendisiyle oynayan kuş o kuşu hiç benimsemedi. İade etmek zorunda kalmıştım.
O sıralar bizimkinin kendini kuş değil de insan sandığı konusunda epey geyik döndürmüştük.

Bing e sordum sanırım chatgpt 4 ile güçlendirilmişti;

Hayvanlar kendi türlerini nasıl tanıdıkları, biyolojik, davranışsal ve bilişsel açılardan ilginç bir sorudur. Hayvanların kendi türlerini tanımlamak için kullandıkları çeşitli yöntemler vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

Morfolojik benzerlik: Hayvanlar, kendi türlerinin fiziksel özelliklerini, renklerini, şekillerini, boyutlarını, desenlerini vb. tanıyarak kendi türlerini ayırt edebilirler. Örneğin, kuşlar, kendi türlerinin tüylerinin rengini ve biçimini tanıyarak eş seçebilirler.

Kimyasal sinyaller: Hayvanlar, kendi türlerinin salgıladığı feromon, idrar, dışkı, ter gibi kimyasal maddeleri koklayarak kendi türlerini tanıyabilirler. Örneğin, kediler, kendi türlerinin idrarını koklayarak bölge işaretleyebilir veya eş bulabilirler

Sesli iletişim: Hayvanlar, kendi türlerinin çıkardığı sesleri, çağrıları, şarkıları, ulumaları vb. duyarak kendi türlerini tanıyabilirler. Örneğin, balinalar, kendi türlerinin şarkılarını dinleyerek yön bulabilir veya sosyalleşebilirler.

Bilişsel tanıma: Hayvanlar, kendi türlerinin yüzlerini, gözlerini, ifadelerini, hareketlerini vb. gözlemleyerek kendi türlerini tanıyabilirler. Örneğin, maymunlar, kendi türlerinin yüz ifadelerini taklit ederek veya yorumlayarak iletişim kurabilirler.

Hayvanların kendi türlerini tanıma yöntemleri, hayvanların yaşadıkları ortama, evrimsel geçmişlerine, zekâ seviyelerine ve sosyal yapılarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Hayvanların kendi türlerini tanıma yeteneği, hayvanların hayatta kalma, üreme, öğrenme, işbirliği gibi pek çok önemli işlevi yerine getirmelerine yardımcı olur.

Bizim kedi aynayı kullanmayı bile biliyor. Bir süre sonra öğreniyorlar ayna kullanmayı da. Kendi cinsini de içgüdüden, ses frekansı, koku gibi çeşitli yollarla tanıyorlar bence.

Aynadakinin kendisi olduğunu anlamayıp, kendi türünden başka bir hayvan zannediyordur bence çok çok. Bir de hayvanlar doğal ortamda doğumundan itibaren kendisini doğuran annesini, büyüdükçe annesine benzemeye başlayan kardeşlerini, bazen babasını, sürü hayvanıysa sürüdeki diğerlerini görerek büyüyor. O kadar göz aşinalığından çıkartıyordur kimin kim olduğunu.

Koku olabilir mi

En temizi teb'den cekip is bankasina yatirmak. (Euro veren ve yatirilan atm'lere de bakabilirsiniz)

Farkli iki banka arasi transfer swift olur. Masrafi da nazaran cok (muhabir bankaya gore degisir)

@brkylmz Türkiye'de yaşamadığım için onu yapamıyorum şu an

swift yapmak zorunda kalırsın çok fee ödersin.

TEB'de sanal kart hata veriyorsa gerçek kredi kartıyla dene, o hata veriyorsa sanal kart oluşturup onunla dene. Garanti'de benzer bişey yaşadım çünkü biri olmadı öbürü oldu.

avukatınız karşı tarafın mazeretini kabul etmesin, hakime durumu izah etsin, olay hakimde bitiyor. hakim mazereti kabul etmeyecek ve yargılamaya devam edecek.

Mazeret tek başına dosyanın karara çıkmasına engel değil, dosya kararlık aşamaya gelmemiş olabilir, hakim mazeret sunan tarafların yokluğunda da karar verebilir normal şartlar altında...

geçen sene bizim de başımıza geldi. karayolları avukatları böyle sanırım :) Ama merak etmeyin sonsuz döngüye girmiyor, sonunda sonuca varıyor.

karar verilecek duruşmaya kadar mazeretler kabul edilir. dosyanızdan anlaşılıyor ki daha eksiklikler var karar aşamasında gelmemiş

Aromaterapi çok kapsamlı. Ne amaçla kullanacağınıza bağlı hangi yöntemi uygulayacağınız da değişir. Mesela cilt için egzama, herpes, mantar vs gibi hastalıklar için mi? Yağlı, akneli ya da yara yanık ciltler vs. için mi? Hepsi farklı birleşimler ve reçeteler ister. Zaten doğrudan kullanılmaz, yanlış kullanımda hastanelik olunabilir bile.

Google da "şufa hakkı" ile ilgili araştırma yapın. Emlakçıya olan satışı iptal edebilirsiniz diye düşünüyorum.

yaptırımı olamaz. izale-i şuur davası açıp ortaklık bozulabilir sadece

Ben sizin yerinize olsam, o emlakçıyla anlaşıp ben de hissemi satardım. Şüfa hakkını kullanabilmek için diğerlerinin hissesini satın alacak gücünüzün olması lazım. Aynı sebepten izale i şuyu davası açılsa çok da karlı bir konuma geçemezsiniz.
Tanıdık avukatınız varsa, mahkemeye gidip gelmeyi seviyorsanız falan o ayrı tabi.

Şufa hakkı sebebiyle diğerlerinin hakkını neden almaya ihtiyaç duyalım ki? İzale-i şuyu davası da bizi etkileyecek gibi görünmüyor. Bölgedeki gelişmeler sebebiyle dava hakimin daha önüne düşmeden emlakçının verdiği teklifin 3 katına rahatlıkla yeni bir alıcı bulabiliriz. Esas amacımız arsada olabildiğince beklemek. Bu sebeple emlakçının bu ultimatomunun bir geçerliliği olup olmadığını bu sorguluyoruz.

Kitap bilmiyorum. YouTube da artık üretmese de Kıvanç Haznedaroğlu ve satranchess Nazmican Doğan hocaları öneririm.

yeni heves etmis birisi icin buyukusta oyuncu takip etmek (asagida Kivanc Haznedaroglu yazildigi icin) bu seviyelerde hata olabilir. Nedeni su, o insanlarin tahtaya yaklasimlarini yeni yeni oyunla vakit geciren insanin yakalamasi imkansiz oldugundan, oynadigi oyunlardan veya verdigi analizlerden sonuc cikarmasi pek mumkun degil. Ilaveten, bir sure sonra anlayamadigi seylerden oturu oyuna olan ilgisini de kaybedebilir. O yastaki bir cocugu en cok gelistirecek sey, kitaplarda verilen temel acilis prensipleri, oyun ortasi ya da oyun sonu gibi cok daha fazla teori barindiracak seyler degil de, internet uzerinden puzzle cozmesi kisa surede daha fazla mesafe katetmesini saglar. Tabii ki kitaplar uzerinden, atiyorum piyon yapilari ya da kale oyun sonlari gibi durumlar nasil oynanir uzerine, konumlar gormek (maclar), etutler cozmek de faydali olur ama temel seviyede degil bence. Ille de kitap ya da youtube olsun derseniz, dilerseniz bir ya da iki tane online oynadigi macin pgn'ini(notasyon) paylasin, daha guzel fikirler verilir size.

yerinizde olsam sunlari yapardim.

1) Lichess uzerinden soru cozmek. Site ucretsiz malum.
2) Chess.com uzerinden ilk baslarda cok fazla 3+0 (genelde internette en populer blitz modu) oynamamak. Cok fazla basit hata yapacaktir ve gelisim gostermesi icin faydali olmaz. 10+0 maclar oynayip en onemlisi de mactan sonra analiz motoru yardimiyla hata yaptigi konumlari anlamaya calismasi. Inanin 50 mac yapmaktansa 3 tane oyununu duzgun incelesin, cok daha ileriye goturur kendisini.
3) Chess.com oyuncu havuzu cok daha guclu o yuzden lichess'teki puanlar yaniltici olabiliyor, ilerde oyunla ilgili hedefleri var ise. Title vs almak gibi.
4) Duzenli olarak puzzle cozmek (taktik soru)
5) Canli oyun izle kismindan, gorece dusuk ama kendisinden rating olarak yuksek oyunculari izleyerek en azindan oyuna yaklasimlariyla ilgili fikir edinebilir. Etrafinda kendisine yardimci olacak birisi yok ise.

www.satrancdukkanim.com
buradaki kitaplardan çocuklar için olanlar iş görür.

not: arkadaşımızın reklamını yapabiliyoruz bence :)

abi eskiden bezden yapılma chuck taylor ile oynuyorlarmış, yani bence hiçbir problem olmaz sadece bilek desteği olmadığı için belki ani dönüşlerde falan dikkat etmen gerekir o kadar.

sadece ayakkabı hem üst hem tabanı daha çabuk yıpranır sık oynarsan

tenis ve basketboldaki slide ve spin hareketleri hem tabanı hem de ayakkabının üst kumaş kaplaması ve dikişlerini zorluyor

1.5 yıl boyunca düzenli yaptım bir şey olmadı, sonrasında buna baya alışmışken bir gün ribaunddan inerken bileğim döndü 3. derece yırtılma yüzünden 1 yıl oldu hala basketbol oynayamıyorum.

Bende 16-17 yasindayken hergun okuldan sonra hava kararana kadar basketbol oynardım.

Bir gün bir ribaunddan inerken bileğim döndü. Çat diye ses geldi. Davul gibi şişti.

O zamanlar Annem pek bilincli değil kirik çıkıkciya gittik.

Saçma biseyler sürdü. Neyse bir süre sonra indi sis. Doku zedelenmesi olmuş.

Ne zaman düz olmayan taşlı topraklı zeminde yurusem ayağım burkulur.

Bu tarz bir sakatlığın ne zaman başına geleceğini bilemezsin.

Enpara birikim hesabından mümkün değil.

birikim hesabından sadece vadesize transfer yapılabilir

Peki vadesizden yapabilir miyiz belli bir tarih girerek? Diğer bankalarda var da enparada yok galiba ya da ben mi göremedim

Talimatlar > Yeni Talimat Ekle > Para Transferi > Başka bir alıcı > Kalanını sen halledersin artık

Tahmin yürütüyorum;
Belgraddan uçan adamın başka seçenekleri de vardır. Haliyle uygun fiyat lazım.
İstanbul'dan uçacak kişilerin çoğunun başka seçeneği yoktur. Haliyle monopol şekilde fiyati basar.

Web sitesine baktınız mı? Kalın durmuyor ama bunlar özel malzemelerden yapıldığı için görece ince oluyorlar. Kullanım amacı olarak dağda hiking yazıyor. Bunun altına kat kat hiking’e uygun kıyafetler giyerseniz üstüne hiking yaparken de ısınacağınız için sıcak tutacaktır ama statik vaziyette ya da kısıtlı şekilde hareket ederken (metroya yürürken, işten eve dönerken falan) Ankara’da sıcak tutacağını sanmıyorum.

Çok daha ucuza decathlon’a da bakabilirsiniz. Ya da pofuduk polyester montlara bakabilirsiniz. Sabit dururken ne kadar kalın, o kadar sıcak tutar bunlar.

Net üşürsünüz. Bu ceket iç tarafında bir polar, dış katmanda da su geçirmez bir yağmurluk olarak geliyor. Yani aslında bir poların üzerine giydiğiniz bir yağmurluk olarak düşünün. Sizi sıcak tutacak olan içteki polar. Dış katman rüzgar geçirmediği için nispeten ısıyı muhafaza etmeye yarar. Ancak bu ürünler aslında aktivite ürünleri. Yani hareket etmediğinizde, otobüste, durakta vs beklerken üşürsünüz.

Bunun yerine bence Decathlon'dan bir -10 Kaz tüyü mont ve üzerine de dış katman bir yağmurluk alırsanız, north face'in yarı fiyatına tüm kışı sadece Ankara'da değil, herhangi bir yerin soğunda sorunsuz geçirirsiniz.

Ankara’da kış bununla çıkmaz

Ankara ayazinda olmaz bu. Bayagi kaz tuyu kalin montlarindan lazim NF’nin.

Siz erkek için sormuşsunuz gerçi, ama bende aşağıdakinden var. Geçen kış hem hiking'de hem şehirde giydim. Geçtiğimiz hafta sonu 2 derecede giydim. Rüzgar ve yağmur geçirmemesi en büyük avantajı. Çok soğuk havalarda boğazlı kazak veya sweatshirt ile giyerseniz hiç üşümezsiniz.

www.trendyol.com

Kalın değil.

linkteki ürünü mağazada inceleyip çok beğenmiştim ama benzer bir montum olduğu için almadım. tavsiye ederim.

www.decathlon.com.tr

@jepa

ya tipi çok kötü duruyor yoksa işlevsel tabi

@auroraaurora

bu modelin erkek için olan modelini biliyorum da 14-15k fiyatı

oncelikle sogukluk rekorum -46c, o yuzden mevzuyu biraz biliyorum.

herkes kalinlikdan bahsediyor da kislik urunlerin teknolojisi arttikca incelir.
arcteryx diye bir marka var, kislik ceketleri inceciktir ama baya tuzludur mesela, dagcilar falan kullanir.

yani ne kadar kalin o kadar soguga dayanikli mantigi yok artik.

acikcasi ben internetten mont almam, giyip dokunup bakmak lazim. ama linkteki mont bana ankara sogugunu halleder gibi geldi. Bir kere uzun, kicini kapatiyor. Bir de boyun bolgesi baya korunakli. iki kat, ici polarli. Imkansiz degil bence.

Rekabet çok yüksek o alanda. Data analiz yapmayan yok. Artık sosyal bilim mezunları bile yapıyor. Python, R yanında programlama dili öğrenmen lazım.

Kişi bunları zaten biliyor. Alaylı değil, üniversitede okumuş bu işi. Bu bilgiyi de vereyim de. Yani R, SQL, Python falan biliyor gayet.

Bu yükselen bir alan. Mümkün olduğu kadar kurumsal iyi bir firmaya girip, projeler yapsın.

Yapabiliyorsa, yurt dışı en güzeli.


.

bulut tabanli data store ve data analytics araclarini ve cozumlerinde ilerleyebilir. sahip oldugu programlama dili kabiliyetini burada uygulayabilir. zaten profesyonel dunyada sirketlerin cogu datalarini bulut sistemler uzerinde tutup, orada analiz edip, sonuclari yine bulut uzerinde aliyorlar. o nedenle is ilanlarinda da aws, microsoft azure, ya da google cloud bilgisi araniyor bu tarz pozisyonlar icin.

ornegin aws.amazon.com yararli olabilir, bu sertifika da aws.amazon.com bircok kapiyi acabilir.

yaptığı işleri, projeleri, ödevleri (ödevleri proje olarak gösterebilir) bir portföy haline getirsin. o portföyle iş başvurularını yapsın.

excel bilenler, regresyon, corelasyon hakkında az bir şey bilenler, kopyala yapıştır ile R'da veya Pyton'da 1-2 analiz yapanlar ben veri analistiyim diye ortalarda dolanıyorlar.

onların arasından ancak yaptığı/yapabileceği işleri göstererek öne çıkabilir. bunu da ben şunu şunu yapabiliyorum diyerek değil, ben gördüğünüz gibi bunu bunu yaptım diye göstererek başarabilir.

biri finans alanında olmak üzere iki doktora yaptım. hem R ile Hem Pyhton ile hem spss ile hem eviews ile doğrusal olmayan ekonometrik modeller üzerine bir sürü çalışmam var. machine learning ve derin öğrenme üzerine çalışmalarım var. yetkinliğin nedir diye sorsalar, bir şeyler biliyorum ama bilmediğim bir sürü şey var diyebilirim.

kısaca iş bulmak istiyorsa diğerlerinden farklılaşması ve görünür olması lazım.

@emrah+1
Benim tavsiyem de şimdilik cloud çözümlerine odaklanıp kendini o konuda geliştirmesi şeklide olur. Yani daha çok data analystlik işi yerine data engineer işlerine odaklanırsa bence daha iyi olur.

tecil siz bozmadıkça bozulmaz. türkiye'de bağlı bulunduğunuz askerlik şubeyi arayıp teyit edebilirsiniz. mutlaka yardımcı oluyorlar.

1 haftada geldi bana 2 ay evvel.

2 günde geldi bana.

Yeni bir arkadaş aldı, 2 günde geldi.

.

Hisselerin nominal değeri 1 TL dir. Temettü de nominal değer üzerinden verilir. Yani %10 ise 10 kuruş, %9 ise 9 kuruş. Tabii vergileri de düşeceksin.

hisseyi 1 lira olarak almak saçma değil mi? froto 840 lira. ödenen para çok düşük olur o zaman.

froto 30 ekimde hisset başına 26,78 lira ödemiş. o tarihte hisse fiyatı 850 lira civarıymış. bu da yaklaşık %3 falan yapıyor. ancak investing'te o tarihte %5,86 temettü ödediği yazıyor. vergiyi %15'ti sanırım yine yine oran tutmuyor. bir noktayı kaçırdım sanırım.

yılda 2 kere bu tarz ödeme yapmış. ortalama yılda %8-10 arası ödüyormuş. eğer gerçekten bu oranlardaysa iyi bir oran bence.

13 martta %1353,75
30 eylülde %2827,2 temettü vermiş. Yani toplam % 4180,97 Yani hisse başına 41 lira vermiş.
Şu anki fiyatı 840 Lira, yani % 4,8 falan oluyor.

Mesela geçen sene %1683 vermiş. Daha önceki seneler daha da az. Yani garantili bir gelir değil.

Mesela 2020 yılında %265 vermiş. Yani hisse başına 2 lira 65 kuruş. Hiç vermeyebilirdi de.

investing'te bu yılki temettü oranlarını %5,86 ve %3,24 olarak gösteriyor. toplamda %9.10 değil mi? martta 600 lira falanmış. o anki fiyattan bakarsak daha yüksek çıkıyor.

bu oranlarsa güzel bence. son 10 yılda her yıl temettü vermişler ve ortalam %8 civarı. yalnız brüt investing'deki veriler galiba. bir miktar vergiyi düşmek gerek. ama yine de iyi bence.

konudan biraz bagimsiz sunu soylmek isterim;

temettu orani sizin maliyetinize gore de degisiyor. ornegin benim eregli maliyetim 12 tl. eregli veriyor 4 tl temettu. bir cok insana az gelebiliyor bu para, ancak benim maliyetim zaten 12 tl

tabii arada enflasyon ve vergilerde var ama yine de iyi

Yatırım tavsiyesi değildir. Bizim borsa ve mezkur hisse için söylemiyorum. 90larda japon borsasında yapılan bir teknikten bahsedeceğim. Temettü verileceği zaman yaklaşırken şaak diye bi satıyo herkes temettüyü beklemeden temettülerini alıyorlar hop başka hisseye, sen de 2 3 temettü miktarı zarar etmiş halinle temettü alacam diye bekliyorsun hoop biraz daha satıyorlar lan noluyo derken hoop bi daha öyle öyle bi düşüyo ki lan temettüsünün deyip mecbur sen de satıyorsun. Satmasan da 2 3 kat temettü sen başkalarına ödemiş oluyorsun. Öyle kolay değil yani. Eski bir samuray arkadaşım temettüyü sinekkapan bitkisinin salgıladığı hoş kokuya benzetmişti. Saygılar.

şirket temettü verdiği zaman sermayesi düştüğü için
hisse bist kuralı olarak o oranda fiyatı aşağı yönde revize ediliyor
ayrıca bu gelir vergiye tabi

bir üstte yazıldığı gibi temettüden önce veya sonra alım/satım yapılarak kazanç elde ediliyor
öncesinde satıp, ertesi gün alıp yapıp sonra tekrar satıyorlar
ya da hangi varyasyon daha kazançlı ise

hissede kalınan gün kadar temettü ya da temettü almak için 1 sene hisseye sahip olamk gibi kurallar olsaydı bunlar yapılamazdı

Bir konuya açıklık kazandırayım.
Bir hissenin temettü oranı nominal fiyat üzerinden verilir. Nominal fiyat da 1 TL dir.

Verilen temettünün reel fiyata oranlamasıyla bulunan değere de TEMETTÜ VERİMLİLİĞİ denir.

Verilen örnekteki #FROTO'nun örneğin 2022 yılı temettü verimliliği %3,70 imiş. Son 10 yılın temettü verimliliği en yüksek hisseler sıralamasında da 19. sırada.

Detayı şu sayfadan incelenebilir.

temettuhocam.com

Temettü verilen miktar/ hisse fiyati

Hisse fiyati degisken oldugu icin bu oran da degisir.

Yerdeniz Büyücüsünün en sevdiğim kısmı "ciddi" olmasıydı. Narnia Günlükleri biraz daha çocuklara hitap ediyor, Harry Potter vs. ayarında. Ben ortaokulda okuyup çok sevmiştim.

Ama sonuçta CS Lewis, yani okusan pişman olmazsın diye düşünüyorum.

Yanıt için teşekkürler, öyleyse hiç başlamıyorum.

Onun yolu, OKUMAK, okuduğunu anlamaya çalışmak, sormak, sorgulamak, maddi durumun elverdiğince gezmek(mümkün olduğunca yurtdışı) ten geçer.

Okumayı büyük harflerle yazdım.

Kitap okuyun.
TED Youtube sunumlarını izleyin.
MUBİ aboneliği ile film izleyin.

TV, Facebook, Twitter, TikTok kapatın.

Analiz yeteneği kazanmak gerekiyor.
Tarih bilgisi burada önemli.

Ayrıca birbirine karşı anlamsız ve uzak görünen parçaların, olayların, konu veya kişilerin uygun ortam oluştuğunda nasıl bir araya geldiklerini, gelebileceklerini görebilmek gerekiyor.

Mesela çok iyi hatırlıyorum dünya gündemini yorumlayan bir yorumcu Rusya - Ukrayna Savaşı'nın hemen öncesi,
Ukrayna tarafının bir çeşit hamlesi üzerine Rusya savaşı başlatır dedi ve çok geçmeden savaş başladı.O vakte kadarki yorumlarında ise devletler arası yaşanan bir çok gerilime rağmen Rusya'nın savaşmayacağını belirtiyordu.
(Şimdi de arkaplanda barış görüşmeleri var.)

Böyle büyük ölçekli yorumlardan ayrı olarak, küçük ölçekte kendi çevremizdeki yaşanan ve yaşanabilecek olayları da analiz edebilmek için de kişilerin görüş alışkanlık, karakterleriyle birbirlerine karşı olan yakınlık, menfaatleri veya vefa,özverilerine hususlarında dikkat etmek gerekiyor.

Yukarda sıra sıra bahsettiğiniz konular kültürlenme sürecidir. Bu insan yaşamının doğal bir süreci, herkes buna dahil.

Bir çocuk doğduğu andan itibaren çevresinde gördüğü şeyleri kendi deneyimleriyle yoğurup kendi kimliğini oluşturur. Bu süreç çocukluktaki kadar olmasa da hayat boyu devam eder. Hepimiz aynı zamanda başkalarını kültürleriz.

Ne kadar uğraşırsanız uğraşın bunun dışına çıkamazsınız. İnsan olarak bu bir kısıt hepimiz için. Ancak kültürlendiğiniz yelpazeyi geliştirip sadece içinde bulunduğunuz toplumun ağırlıklı bakış açısından ayrılıp farklı toplumların bakış açılarını da kendi karakterinize katabilirsiniz.

Bunun en etkili ve en gerçekçi yolu gidip başka bir yerde yaşamak. Ancak temelde bu durumun oluşmasına sebep olan şey daha önce bilmediğiniz farklı bir şey öğrenmek ve bunun gerçekliğini idrak etmekten geçiyor. Örneğin size bireyin babası ve amcası arasında herhangi bir ayrımın olmadığı bizimkinden farklı toplumların var olduğundan bahsedebilirim, ancak yalnızca bunu duymanız yetmez. Bu bilginin sizin hayatınızı ve bakış açınızı etkilemesi için bunun bir gerçek olduğunu kavramanız da gerekir. Bu yüzden başka bir yerde yaşamak çok etkili bir kişisel değişim metodu. Ancak bu şekilde gerçekten kültürün hem ne kadar yapay hem de ne kadar gerçek olduğunu idrak edip bu sınırların dışında düşünmeye başlayabilirsiniz.

Bütün toplumlar full paket ayrı birer paralel evrendir. Yabancı bir grubun içinde yaşarken politikadan, müzik zevkine oradan giydiğiniz kıyafetin stiline ve uyduğunuz ahlaki kurallara kadar yepyeni bir gerçekliği kabul etmeniz gerekir. Bu da sizi zihinsel olarak baştan aşağıya değiştirir.

Bunun için illa yurtdışına gitmenize de gerek yok. Farklı çevrelerden tanıdık insanlar edinmeye çalışarak başlayabilirsiniz.

Tamam da işte onu diyorım nası bu kadar farklı modellere bakabiliyorlar yani biri 14 derece gösteriyor biri kar var diyor

kar geleceğini kim söylüyor, kaynak var mı?

"balkanlardan bir soğuk hava dalgası gelme ihtimali var ama kesin değil. gelirse kar olabilir, gelmezse 14 derece civarı olur" gibi koşullu durumlar oluyor sık sık.

kar beklenip beklenmediğini bilmiyorum ama pazar gün içinde 14 derece gösterirken akşam 4 dereceye, pazarı pazartesiye bağlayan gece de 2 dereceye kadar düşüyor ve pazartesi max 7. yani bir soğuma var ve gece işte belki bazı yerlere kar yağacağı tahmin ediliyodur. pazarı pazartesiye bağlayan gece için düşünecek olursak dalga geçmek olarak tanımlanacak kadar acayip bir durum yok gibi ortada.

yok abi kasım ayında ne karı yahu

Geçen hafta da tam böyle olmadı mı? Çarşamba günü kolsuz elbise üzeri ceketle geçirdim günü dışarıda, Ctesi montla üşüyordum. Bir soğuk hava dalgasına bakar. İstanbul'un yüksek kesimlerine Ctesi-pazar olduğu gibi bir iki atıştırır. Ctesi 18 pazar ise 9 derece dedi havayı koklayan adam, ki temkinlidir kendisi.

Silivri'ye şöyle bir kırağ düşebilir, ya da Kartal Aydos tepesine ince bir kar örtüsü olabilir.

Siyasi olarak İstanbul sınırı mı? Evet, ama mantıklı bir haber değil. Bu yüzden ben her zaman ilçe bazında bakıyorum hava durumlarına.

@john bloor ona nerden bakıyorsunuz ilçe ilçe haber veren kaynak var mı?

mgm'de var.

www.mgm.gov.tr

yoktur. rahat olasın

Çok daha kötüsü var.

Video konusunda yorum yapamayacağım ama bizim akrabaların şöyle bir durumu vardı. Kurbanı kesiyorlar, kurbanlık etleri arabanın arkasına koyuyorlar. Bir haftalık gezileri boyunca her uğradıkları yere kurbanlıkları dağıta dağıta Marmara Bölgesi'ni komple turluyorlar. En son bize geldiklerinde getirdikleri etler YEŞİL RENKTE OLDUĞU İÇİN annem etlerden şüphelenmişti, meğerse hayvanı GEÇEN HAFTA kesmişler, bir haftadır arabanın arkasındaki etlerle geze geze geliyorlarmış. Şimdiye dek besin zehirlenmesinden ölmemelerine çok şaşırmıştım. Niye böyle yapıyorsunuz dedim, "sirkeli suya yatırınca kokusu gider" dediler. Adam kimyasal değişimi sirkeli su ile geri döndürebileceğine inanıyor.

Buradaki durum o videoya özel değil yani, aynısını, daha kötüsünü yapan başkaları da var :D

Ben artık hiç şaşırmıyorum. Bir sürü manyak dolu. Düşünüyorsun anlam bulamıyorsun. Bir mantıgı yok yani. Akli dengesi yerinde olmadıgı için böyle yapıyorlar. Deliye neden delisin denmez. Bu da böyle bir şey işte

youtu.be

ayemnat kaming from village :D

yurtdisinda uzun sureli yasayanlarin (20+ sene) cogu balatayi cesitli nedenlerle siyirdigi icin bunlar normal, bana hic garip gelmiyor.

Klasik Turk annesi. Ben de kac kere kofte soktum Ingiltere'ye el cantasinda:) Evdekiler almazsan dariliyorlar. O videodaki Cig et ayri bir level tabi.

O video da 10-15 senelik video yalniz. Bu yaz tekrardan populer ettiler. Ek olarak Bulgaristan Gocmenleri kurbanda et geciriyordu Kapikule'den senelerce. Simdi leva uctu, otobus biletleri uctu, BG'de kurban kesmek daha pahalandi anlami kalmadi duruldu bu isler sanirim. Cenk Tosun da tursu bidonuyla gidiyordu Ingiltere'ye eksisozluk1923.com Adamin umrunda degildir ama aile buyugu hazirlamis, koymus iste, almamak olmaz. Hicbirimiz yalilarda buyumedik sonucta

hay yaşa freebird, bu duyuruyu gördüğümden beri saatlerdir sinsi gibi videoyu arıyordum ama bulamamıştım. müthiş bir şey.

cevaba gelecek olursak benim hep söylediğim bir şey var: insan zekası abartılıyor. çoğumuz maymunun 1-2 iq fazlasına sahip vatandaşlarız. kurulan bu düzen, sistemin işlerliği vs. hep daha akıllı insanlar sayesinde oluyor ki onların olmadığı, liyakatsiz ortamlarda da nasıl çöküş yaşandığını zaten görüyoruz. şanslı olanlarımız iyi okullarda okuyup eğitimli, akıllı kişilerle bir arada bulunduğu için herkesi öyle zannediyor. halbuki "sıradan" insanda hakikaten burdan ingiltere'ye kırmızı et götürmenin saçmalığını idrak edebilecek kapasite yok.

böyle dedim ama kendi adıma şunu da ekleyeyim, ben oradaki arkadaşlarım seviyor diye türkiye'den ukrayna'ya bir bavul dolusu çiğ köfte ve ayran götürmüş adamım. ambalajlı ürün olduğu için kabul etmişlerdi. hala aklıma geldikçe gülerim.

"Bizim oraların eti farklı oluyor" muhabbeti çok yaygın. Gerçi sadece et değil her şey için böyle nerdeyse.

Doğruluk payı elbette vardır ancak bu taşıması yasak olmasına rağmen uzak bir yere bunları götürmeyi gerektirir mi kişinin bileceği iş tabi.

Ancak sebebi bu olsa gerek. Hatta direkt iç sesi yazayım; "Orda et hem bol hem de ucuz ama bizim oraların eti gibi olmuyor İngiltere'deki. Tadı tuzu yok."

Ya da yolcu için değil de yolcu edenin bakış açısından;

"-Al bak bunu da koy çantana
- Aman ablaa, orda et mi yok sanki yük etme şimdi
- Olsun olsun, burdaki gibi olmaz bi avuç zaten ne olacak çantanın bi köşesinde durur bir şeycik olmaz.
- E hadi koy bari, biri görse tam köylü olduk :D"

Sonrası malum.

the logda trüflü burger yiyin bırakın aspavayı..

The log’da visne recelli burger yiyin, daha efsane.
Kaliruha ocakbasi var, guzeldir
Aspava isterseniz hassas’taki (bascavus) ozcelik aspava
Kitir’da bira patates veya kumpir yapin. Hep guzeldir.

Kale civarini gezin, tarihi sokaklari gezin, hanlari gorun. Kugulu’da, botanik’te dolasin.

geçen ay ilk kez ankara'ya giderken ayaküstü lezzetler ve ekşi'yi baz alarak oluşturduğum listeyi paylaşmak isterim, daha çok dönerciler var. aspava'ya gitmeyin bence, olayı lezzet değil; çok doyurucu olması sadece.

her mekan için açıklama ekledim, buyrun
maps.app.goo.gl

Guvenlik caddesinde bim'in yanındaki mutlu döner ama en geç öğlene gitmeye çalışın yoksa biter, yukarısinda kibris sokakta aciktezgah'ta muhakkak tatli yiyin ama gitmeden ararsaniz faydanıza yoksa ürünleri satılmış oluyor. Aspava'lar artık balon.

bahçelide gezin kahvaltı kahve alışveriş vs. oradan emek gülçimen aspavaya gidin. ankaranın en iyi aspavacısı. biraz kapıda beklersiniz çok yoğun ama hızlı ilerliyor sıra.

Kadınlar günü altında bi felsefesi ve geçmişi olan bir gün, temsil ettiği bir fikir var, o nedenle popüler; erkekler günü biraz çakma "Abibas" gibi kalıyor yanında.

Kadinlar gunu bir mucadeleyi temsil ediyor. Erkekler gunu neyi temsil ediyor?

uzun yıllardır kadınlar gününde kadınlara hediyeler falan alındığı için kazınmıştı. 2000'lerden beridir de şirketler bugünü alışveriş çılgınlığı gününe çevirdiği için reklam savaşları ile popülerliği tavan yaptı.

erkekler gününün popüler olması için bir neden yok.

erkekler günü biraz "white lives matter" demek gibi.

bu tür özel günler çoğunlukla dezavantajlı, sorunu olan gruplar için var. beyaz, heteroseksüel, yetişkin erkeğin herhangi bir sorunu yok. zaten dünyayı onlar yönetiyor. her gün onların günü aslında.

Neira+1 erkek topluluklarini harekete gecmelerini gerektirecek bir magduriyeti yok

Re2 remake e benziyor gercekten. Ben sahsen combat olayini sevdim. ilk oyunu bitirememistim sıkıntıdan ama bunda öyle bir sorunum olmadı. Gayet tatmin edici.
Yalnız oyunun özellikle ilk 2-3 saatinde combat az. Puzzle ve konuşma daha ağırlıklı. Sonradan biraz daha dengeli hale geliyor.

Krampus

1'i bilmiyorum

2. alev işaretinin çıkması kombinin ateşlediği ve yandığı anlamına gelir. sıcaklıkla oynamadığınız halde sık sık yanıyorsa ya dönen su çok çabuk soğuyor olabilir.

ya da eco modu devrede değilse, kombi sıcak suyu açtığınız anda buz gibi suyu sıfırdan ısıtmayayım diye az bir suyu içeride sürekli çevirip çevirip ısıtarak hazırda tutuyor olabilir. benim eski buderus'ta öyle bir saçmalık var. eco modunu açıp tekrar deneyin.