Ekşi Duyuru

Windows'un Hızlı Başlatma özelliğini kapatarak bilgisayarınızı bir kereliğine yeniden başlatın ve deneyin, muhtemelen düzelecektir.

Amazon.

A’dan Z’ye Garanti diye bi kapsamı var.

Satıcının kargosu 20 günde gelemedi. Sendeo yüzünden. Amazon satıcıya bir şey sormadan, telefonda beni dinledi, iadeyi yaptı.

Ürün de 30. gün gibi geldi. Şimdi geri göndermeye çalışıyorum.

kesinlikle amazon

Amazon yazılmış ama üzerine parmak basmak için ben de yazayım amazon.
Gwçen ay yuetsışından bir ürün sipariş ettik, uymadı, iade iatedik satıcı konşimento bakodu göndermedi, amazonu aradım, satıcıyla iletişime geçti ertesi gün satıcı 600 tl lik ürün için ürün sizde kalsın 100 tl göndereyim dedi. Olmaz dedim, kendin kargola ozaman dedi. Amazonu aradım, ürün sizde kalabilir paranızı biz iade ediyoruz dedi ve etti.
Bunun gibi daha kaç kere sorun çözdüklerine ben şahidim. Diğer satıcılar babamın olsa yine amazonu öneririm. Mükemmel vir müşteri hizmetleri var. Açtıkları kaydı takip edip, sonlandırana kadar size bilgi veriyorlar daha 3-5 günü geçen sorun yaşamadım. Hepsini sorunsuz çözümlediler.
Donuma kadar alabilirler o kadar sağdık bir müşteri yarattılar.

Amazon

İstanbul'un ciğerleri Kuzey ormanlarından ne kaldıysa gitsin, ne gerek var ki oksijene diyorsan taşınır tabii.

Örneğin tekstili Anadolu'da bir şehre taşıyacak her tür tedbiri almak iyi bir yöntem olabilir mesela.

istanbulu genişletmek yerine istanbula göçün önlenmesi, nüfusun azaltılması lazım. onun için başlıca sektörler anadoluya kaydırılmalı. istanbulu herşeyin merkezi olmaktan çıkartmalı.

bir kere istanbul cazibe merkezi olmaktan çıkarılmalıydı. yani nüfusu azaltacak ya da kümeleşmeyi en aza indirgeyecek çözümler sunulmalıydı. ama biz aksine istanbul daha da dolsun üstüste yaşayalım diye projeler geliştirdik. finans merkezi olsun kanal istanbul olsun yüzlerce avm ve rezidanslar olsun hep yanlış politikalar güdüldü. kentsel dönüşüm adı altında yıkılan 2 konut yerine 10 konut yapıldı. eskiden iki aile oturuyordu orada şimdi 10 aile için yer açtık aynı metrekareye.

artık bir çok şey için çok geç istanbul için. ama tersine göç teşvik edilebilir. örneğin emekli olup istanbulda yaşayan adama memleketine taşın, maaşın x tl daha fazla ödeyelim de ya da taşınması için destek ol vs.

almanya'nın nüfusu bizden daha fazla ama adamlar öyle bir yerleşmiş ki büyük şehirlr çok daha dengeli bir nüfusa sahip.

kuzeye taşımak da ayrı bir hata olabilir. bahsedildiği gibi kuzey ormanları da giderse iyice b*k çukuru oluruz.

kısaca bu saatten sonra güzel bir şeyler yapmak çok çok zor.

önlenemez, istanbul daha da patates olacak

Önlenmesi zor. İstanbul hem Anadolu'daki fakirlik yüzünden iç göç alıyor hem de ihaleci-inşaatçıların boğaz ve manzara fotolarıyla başka ülkelere de pazarlama stratejisi nedeniyle dışarıdan talep alıyor.
Kuzeye doğru zaten genişledi. Su havazaları etrafı doldu.
Dışarıdan orman gibi görünen yerlerin içinde, derinliklerinde ilerleyince siteler villa kentler görürsünüz.

İstanbul'u kuzeye genişletmek nüfusa bir 5-10 milyon daha eklemek, daha fazla otoyol yapmak, kaosu artırmak anlamına gelir.

Trafiği önlemenin yolu nüfusu azaltmaktan geçiyor. İstanbul'da trafik ne zaman azalıyor bir düşünün. Bayram tatilleri, sömestr tatilleri, okulların tatil olduğu dönemler. Yani insanların şehir dışına gittiği veya okulların kapalı olduğu dönemler.

İstanbul'un tarihi boyunca neden güney bölümünde yerleşim oldu, bu insanlar kuzeye yerleşmeyi bilmiyor muydu acaba bunu düşünmek lazım. Bu bölgeler yoğun orman ve su havzalarının olduğu bölgeler.

Şu dakikadan sonra yapılması gereken bana göre organize sanayi bölgeleri, tekstilkent, kuyumcukent gibi bölgelerin kademeli olarak başka şehirlere taşınmasıdır. Şehrin nüfusunu yavaş yavaş aşağı çekmek ya da en azından artmasını engellemek gerekiyor. Sonrasında ada-pafta bazında kent tasarımını baştan ele alıp gecekondudan bozma yapıları düzenli mahallelere çevirmek gerekiyor (Fikirtepe'nin yeni ve iğrenç şekli değil)

Bu dediklerim asla yapılmayacak, mevcut yönetimin sizin trafik derdinizi çözme, yaşam kalitenizi artırma gibi bir derdi yok. Olsaydı Ankara'daki bankalar gereksiz yere İstanbul'a taşınmazdı. Ne kadar yol, köprü, araç geçişi, trafik, benzin tüketimi = o kadar yüksek vergi ve diğer gelir kalemlerinde artış demek.

super fikir de parasini kim odeyecek? herseyin ustune milyarlarca belki trilyon dolar sifirdan altyapi masrafi demek.

trafik sadece toplu tasimanin iyilesmesiyle cozulebilir.

fon konusu. fatih terim fonundan bahsediyor muhtemelen.

Alt komşunun ruh sağlığı açısından şunu almayı ve kullanmayı unutmayın.

www.decathlon.com.tr

Lat için ağırlıklı barfiks çalışabilirsiniz. Ağırlıkları belinize asmak için kemerler var. Asılmak için yeri olan bir rack ya da duvara dübellenen barfiks aparatları(bu taşır mı emin değilim) lazım tabi

Triceps için dummbell ile birçok kombinasyon var. Ayrıca kısa barla da benchte yapılabilir.

Bu arada lat gayet önemli bir bölge.

sehpa, ağırlıklar ve vidalı kapı barfiksine takılı olarak linkteki sistemi kullanıyorum ben.

www.trendyol.com

çok temizlenmiyor. temizlense de pek hayrı yok. temizlense de her seanstan sonra olmaz yani.

Trendyol'da gingerbread house diye aratınca birkaç bir şey çıktı. Beyaz Fırın'da falan da varmış ama sanırım yapılı hali satılıyor, siz aktivite olarak yapmak istiyorsanız aradığınız o olmayabilir.

Pasaport

Pasaport için randevu alınamıyor bir süredir. Doluluk %100 görünüyor baktığım her ilde. Yeni yıla kadar da bulmak pek mümkün olmayacak sanırım.

Kullananlar için alkol ve sigara olabilir. Beyaz eşya eksik tamamlama konusu öne çekilebilir.

Döviz ve altında 2023ü belirli bir fiyatta kapatmak hedefleniyorsa yılbaşından sonra biraz ivmelenebilir diye düşünüyorum.

50cc olan mı? gerçi hacimden bağımsız bu ve benzer markalar elbette honda’yla yamaha’yla kıyaslanmaz. bütçenize göre ikinci el japon alın bana sorarsanız. ille bunlardan alacaksanız da temiz, az yol yapmış ikinci el alın ki tekrar satarken zarar az olsun, hem de daha hızlı satarsınız.

motordan önce ekipmana önem verin, küçük hacimli, yavaş diye ucuza kaçmayın. ayak ucundan başınıza kadar giyinmeden binmeyin.

Ben kullanıyorum memnunum. Yakın mesafeler arasında git gel yapıyorum. 2021'den bu yana 6.5 bin kilometre yaptım. Ayrıca şu an satıyorum, tertemiz ve ekstralı. :) İlgileniyorsan iletişime geçelim.

6 numaralı çıkış.

"Çok güzel masalar var bu ölçüde ama masanın üstünde bir de duvara monte dolap olduğu için çoğunu elemek zorunda kalıyorum(kendiliğinden kitaplığı ve rafları olan masalar)"

çoğu firma bunları parça parça satar normalde. sordunuz mu?

Ikea lagkapten tabla+ayarlanabilir ayaklardan aldim tabla cok hafif ayaklar daha agir. 2k gibi bi seye tekabul etti

Trendyol Evidea satıcısından atlantik çam masa aldım. Çok memnunum.

@lazpalle Trendyol, Hepsiburada gibi sitelerde daha fazla seçenek olduğu için oralara bakıyorum, şuan herhangi bir satıcı ile iletişime geçmedim bahsettiğim modeller için.

almışken bütçe elverdiğince yükseklik ayarlı almaya çalışın mutlaka

@Rao yükseklik ayarlı masa bütçeme göre bulamam sanırım, şuan örnek olarak karşıma çıkanlar 10bin lira üstü. İdeal masa yüksekliği kaç cm olmalı? Şuan kullandığım masa 75cm, sanırım bu standart yükseklik çünkü bu yükseklikte çok fazla masa modelleri var.

tischkönig

butceni belirtmemissin o yuzden ben nasil bir urun aldigimi yazayim.

ikea'dan masa iskeleti:
www.ikea.com.tr

kilizman'dan masif cam tabla:
www.kilizman.com

kilizman benimle iletisime gecti masa olarak kullanacaksaniz bazi islemler yapilmasi lazim diye. zimpara, alta kanallar acilmasi falan onlara da ekstra odedim cok guzel bir masa oldu.

Yakınlarda almadım ama ben olsam her birinin en az donanımlı olanını alırdım. Örneğin 25 programlı bulaşık makinesi ile 4 programlısı teknik olarak aynı alet olabiliyor ama 2 katı fiyat farkı çıkıyor. Kullanmayacağınız şeye para harcamayın. Mutlaka uzatılmış garanti alın, servis ve yedek parça sorunu yaşatmayacak bir marka olsun. Yeriniz ve bütçeniz el veriyorsa kurutucuyu ayrıca alın (ısı pompalı tercihen). Çamaşır makinesi de inverter motorlu olsun, hem daha az enerji harcıyor hem çok daha sessiz. Nette şikayetlere de bakın, bazen iyi bir markanın spesifik bir modeli sorunlu olabiliyor.

vestel kurutma makinesi aldım, G olan aynı modelin grisi
Vestel KMI 97201 G 9 Kg Kurutma Makinesi (GRİ) 21.000 TL
Vestel KMI 97201 9 Kg. Kurutma Mak. (BEYAZ) 21.500 TL
yeni motor kalitesi ile az elektrik harcıyor ve çok daha az ses çıkartıyor. neden almamışız bu güne kadar diye dertlendirdi bizi.

Buzdolabı için Samsung önerebilirim Soğutması tüketimi en iyi cihazlardan biri ve motor ömrü uzun

@orient blue +1

Program konusunda çok haklı, emin olun sadece bir ya da iki program kullanacaksınız. En az programlı, en az dijital olan, en manuel bulaşık makinesini alın.

Çamaşır makinesini kurutmalı alabilirsiniz.

Marka konusaunda ben her zaman servis yaygınlığı, bol yedek parça ve ucuz tamirat için yerli malı taraftarıyım.

Yanlış anlaşılmasın, yerli malımız ucuz ama ithallerden bence çok çok daha kaliteli. Beyaz eşya konusunda avrupa'da oldukça iyiyiz. Bir çok yabancı marka da bizim yerli firmalara fason ürettiriyor bir çok modelini.

lebkuchen :)

Migrosta vardi, yilbasi bolumunde. Fakat iceriginde glikoz-fruktoz surubu var.

@balpolen şimdi migros sanal marketten baktım, buldum :) bir kereden bir şey olmaz diyelim...

Afiyetler olsun

olur da vergisi daha yüksek oluyor ücretsiz verirsen. para girişinini onlar kontrol etmiyor zaten sen beyan ediyorsun şu kadara sattım diye

anne baba çocuklarına birer ev veriyor vergisiz diye biliyorum.
aile dışı birey için satış şartı var.

ücretsiz değil. bağış yapacaksınız. evin belediyeden alınacak emlak değeri üzerinden harç yatırılacak. satışın harcı daha düşük bu arada

EK: Noterden değil tapudan. Evin tapusu yoksa, ruhsatsız kaçak vs ise o zaman noterden kullanım hakkı vs bişeyler oluyor ama çok eski işlemler, bilen çok azdır buralarda.

Bağışın % 5-6 gibi verhisi var, satışın %4. o yüzden insanlar satış gösteriyor. ileride itiraz edecek bir mirascı yoksa satışı banka üzerinden yapmak zorunda değilsiniz.

kurayı online yapıcam de. kafana göre dağıt.

onun dışında kura ile elden yaparsan imkansız gibi bi şey.
şöyle olabilir ancak. ama bunun için herkesin aynı yerde olmaması lazım ve birbirini görmüyo olması lazım bu da zordur. 3-5 tane kağıda hep aynı ismi yazarsın. gidersin bunu ilgili kişiye götürüp çek bi tane dersin. o da her halükarda senin istediğin kişiyi çeker. bunu herkese ayrı ayrı yapman lazım. ama işte birileri görürse çakar.

sıcak top soğuk top.

Cok rahat cok profesyonel

ilk aklıma gelen miskinlik oldu.

sedanter yaşam?

Atalet bence cuk oturuyor. Ayrıca her sabah 5'te uyanıp sporunu yapıp işine saldırana göre tecih ettiğim daha mantıklı bir yaşam olduğunu düşünüyorum :) en azından ikisinin ortasını bulmak lazım dshsh

bu hayattan ne istediğine neyin seni daha çok mutlu edip neyin daha çok üzeceğine göre değişecek bir konu. türkiye'nin bir 1. dünya ülkesi olmadığı malum zaten tek tek detaya girmeye gerek yok ama ben burada 1.5-2k usd karşılığı bir gelirle edirne'den dışarıya çıkmayı hayatta düşünmem. buraya dair sevmediğim çok şey var tabi ama tüm bağım da burayla. kültürüm burada, ailem arkadaşlarım burada, bildiğim mekanlar burada, ciğerini bildiğim insanlar burada, birlikte hepsi yalan söyleyebileceğim veya gibi'den gora'dan replik söyleyip gülebileceğim insanlar burada. bunlar benim için önemli şeyler. az çok yaşamımı ve hobilerimi sürdürecek ve üstüne nispeten düzgün bir çevrede yaşayabildiğim bir gelir elde edebiliyorsam bunları bırakmayı düşünmem. ancak herkesin öncelikleri farklı. maddiyat senin için hepsinden daha önemlidir veya yaşadığın ülkenin daha özgürlükçü bir yönetim anlayışına sahip olması veya çocuk düşünüyorsan çocuğunun hayata 1-0 önde başlaması vs. o zaman senin avrupa'da abd'de falan yaşaman seni daha çok mutlu eder demektir. hayattaki öncelikli isteklerini seni nelerin daha çok mutlu edeceğini düşünüp ona göre kararını vereceksin. belki gitmeden önce bunları çok detaylı düşünmeyişin hata olmuş ancak iyi tarafından bakarsak sen bu teraziyi herkesten daha iyi kuracak bir konumdasın artık. türkiye'de zaten yıllarca yaşadın çalıştın bir süredir de abd'de yaşamak ve çalışmaktasın. artıları eksileri terazinin kefelerine çok daha somut şekilde yerleştirip ağır basan yeri daha net görebilirsin en azından.

@pietro +1

Bu soruyu soruyorsan Abd çalışma izni hakkkında hiçbir şey bilmiyorsun demektir. Binlerce dolar eğitime dökenlerin şuan %90'ı geri dönüyor.

Kaçak takılanlar saati 7-8 dolardan restoranlarda çalışıyor. Kira, yeme içme derken para da biriktiremiyor. Tam 8 sene senin gibi taksi, restoran falan takılıp sıfır birikimle dönen tanıdım.

Burada falan Kanada'da yaşanların çoğu Abd'ye gelip tutunamamış tipler. Böyle binlercesi var. Meksika sınırından kaçak girmek için kartele 20 bin dolar verip sonra new jersey'de sokakta yatan, iş bulamayıp Türkiye'ye geri dönen dolu Türk var. Ayrıca olası bir sağlık sorununda sigortan yoksa geçmiş olsun, allah rahmet eylesin.
Mühendis veya yazılımcı değilsen sponsor bulma ihtimalin neredeyse %0. Hadi buldun diyelim iş vizesi kurası %10 ihtimal. Hadi bu da oldu diyelim işten atılma durumunda sponsor bulmak için 2 ay süre var.. Hooop en baştasın.

Amerikadan bildiriyorum, online pazara yonelin amazon degil de etsy ozellikle. ogrenci vizesi yerine imkaniniz var ise e-2 yatirimci vizesi alin. Elinizden de gelir ise arac kaplama kurslarina gidin ogrenin isi sonra yavas yavas kendiniz yapmaya baslarsiniz kendi yerinizi acarsiniz ( az maliyet ile guzel para kazanirsiniz ) tr den sunu aldim hadi satiyim fln zor, online olarak kolay is yaparsiniz. fiili olarak Ucuza da verseniz kolay kolay kimse sizden mal almaz, sari cizneli mehmet agasiniz. Hic merak etmeyin yilmayin, aklini kullanan herkes cok guzel paralar kazaniyor burada.

bu arada eb3 vizesi sizin kurtulusunuz olur, su an uzun suruyor ama 3 yila gc alirsiniz. Aklinizda olsun

amerika cok vahsi bir ulkedir. avrupa gibi, asya gibi binlerce yillik kulturu olan yerler degil buralar. commonwealth gibi, somurge topraklari gibi lokal kulturun cok dusuk seviyede seyrettigi yerler. bu gocmenler icin buyuk bir avantaj oluyor cunku adapte olman gereken derin bir kultur yok. mevcut olan azicik kulturu de amerika'nin medya dominasyonu sayesinde iyi taniyorsun. ama cok ruhsuz, mekanik ve fake gulumsemesinin arkasinda korkunc bir ruh olan yerdir amerika.

hindistan'da oteldeyim is basina daha cok zaman var saglam entry girecegim buraya. amerika'da ne tip insanlar bulunur?

1- wasp: amerika'nin aileden zengin, old money sahibi beyaz kesimi. bunlar dunya uzerindeki mumkun olan en guzel hayati yasiyorlar. sayilari azdir, cogu paralariyla instagramda hava atiyor artik.

2- cilekes amerikan: amerika yerlilerinin geri kalan kesimidir ve her irktan bulunurlar. bunlar oyle aileden cok paraya sahip olmaz. amerika'da gelirler yuksektir ama giderler de yuksektir. bu kesimden birisi ogrenci kredisiyle okur ve hayata borcla baslar. sirtinda surekli bir kamci vardir ve cok guzel bir hayat yasayamaz. bu kesimden cevval olanlari amerika cok guzel doyurur ve besler. hatiri sayilir bir kesimi hayatini kurtarabilir ama geri kalani surekli korku icinde yasar. isten atilacak miyim (is garantisi ve isci haklari cok dusuktur), sigortam bu tedaviyi karsilayacak mi vs. ev alir borc icinde yuzer vs.

3- community sahibi amerikan: latino, guneyli gibi kendi kommuniteleri icerisinde azicik asim agrisiz basim seklinde sosyal destek mekanizmasiyla yasayanlar. bunlarin cilekes amerikanlar gibi career aspirationlari yoktur, daha basit ama huzurlu hayatlar yasarlar.

simdi gocmenlere gecelim;

1- american dream gocmenleri: bunlar ya is, ya ask, ya okul ile bir sekilde amerika'ya gelip yerlesmis; dis dunyayi iyi tanidigi icin amerikadaki firsatlari cok iyi degerlendirip hayatini kurtaran insanlar. normal amerikalilar ne kadar privileged olduklarinin farkinda degiller o yuzden tr'den 90'larda 00larda okumaya gitmis zeki turkler cok guzel hayatlar kurdular kendilerine maddi olarak. ama artik bu kapi kapandi. istersen harvard'a git calisma izni almak icin stres terleri dokuyorsun. o ruya kismi bitti amerika'nin ama cok kisi farkinda degil.

2- vasifsiz gocmenler: amerika'nin en sevdigi ve uzerine bindigi gocmen turu. vasifsiz ne is olsa yaparim abi kafasiyla amerika'ya gelirler ve ayak isleri yaparlar. cogu disini sikip ailesine para gonderir veya para biriktirmeye calisir. ama amerikanin astari yuzunden pahalidir ve cok talihsiz hayatlar yasarlar. onlar american dream gocmeni olacaklarini sanirlar ama bir bakarlar ki hayat cok baska. bu hayat yasanacak bir hayat degil bence. kucuk bir kismi biraz sans, biraz hirs yardimiyla kendini bu siniftan disari atabilir zamanla. ama kaybedecek bir seyi olmayan insanlar disinda kimseye tavsiye etmem bu hayati.

3 - statulu gocmenler: kuradan green card alip, turkiye'de de ailesinden bir miktar birikimle buraya gelebilenler statuleri oldugu surece kuyrugu dik tutabilirler. super bir hayat yasamazlar ama bunlarin yasam kalitesi tr'ye gore yukselir.

bir de amerika'da su kadar calistim su kadar kazandimcilarin anlatmadigi nokta giderler kismi. amerika'da guzel bir hayat yasamak istiyorsan para su gibi akip gidiyor. mesela cok basit araba uzerinden anlatayim.

ogrenciyken $17k'ya vergi dahil 5 yasinda passat aldim. araba guzel, sorunsuz. simdi senelik giderlere bakalim.
depreciation - 1 sene icinde araba $4k'ya yakin deger kaybetti. (biraz da fed politikalari yuzunden)
sigorta - kasko dahil yillik $2k. iyi sigorta.
bakim - frenler, fren suyu, 2 kere yag degisti. $1k.
benzin - bu ucuz ama surekli gezdigim icin tahmini $1k da buna gitmistir hic gitmemisse.
otopark - $2.5k kapali garaj.

kabaca hesaplayinca ortalama bir arabayi maintain etmek icin yilda $10k para yakmisim. sigortayi, bakimi biraz daha kalitesiz alirsan azicik daha dusurursun ama cok degil. ve bu giderlerin icinde arabanin ariza yapmasi yok. araba ariza yapmis olsa allah bilir kac $k'da oradan girecek.

simdi boyle bir ortama instagramdan uber yaptim gunde su kadar kazandimcilari izleyerek ayak isi yapmaya gelen adam perisan olur. hayat kalitesi duser. simdi sen kendini buraya atmissin vasifsiz gocmen statusunde. 3. dunya ulkesinden gelmiyorsan ki turkiye butun problemlerine ragmen kesinlikle degil, ben tavsiye etmem kimseye. bir sekilde statu kazanabiliyorsan (ogrencilik, evlilik vs) durumu duzeltebilirsin. yoksa amerika cekilecek yer degil cunku insanlik falan yok burada. butun hayat para uzerinden fayda uzerinden donuyor.

Antikadimag güzel yazmış.

Bunlara ek olarak doğma büyüme amerikan olup da sefalet yaşam sürenleri de eklemek lazım. Amerika'da fakir aileden gelenin zengin olması zor. Okullar paralı, iş kurmak istesen yine para. Maaşlı vasıfsız iş yapsan vergi ve sağlık sigortası maaşın %25 ini görebilir.

İşten çıkarmalar apayrı bir konu. İş temposu çok yüksek. Amerika şansın ve sermayenin ülkesi. Kesinlikle bir Avrupa değil. Zengin-fakir ayrımı çok keskin.

Uber falan hiç tavsiye etmem. Bir kaza geçirsen kimse bakmaz bile. İnanmazlar sahtekar zannederler. Zaten para yoksa sağlık hizmeti alamazsın. Bir kanal tedavisi 1500 dolar sağlık sigortan yoksa.

Anladığım kadarıyla ekonomik durumunuz yeterli değil, hayalleri gerçekleştirmenin yolu ekonomik özgürlükten geçiyor maalesef.

Bunun için elinizdeki en güçlü silah, çalıştığınız ülkeniz para birimi, orada gelirinizini güzelce arttırıp , doların güçlü olduğu ülkelerde yatırım yaparak (örneğin : türkiye) , yan gelirlerinizi attırmanız gerekiyor, bu size daha fazla özgürlük özgüven ve tutunma gücü verecektir.

Bunun için en güzel yol, siz uyuduğunuzda bile para kazandıracak bir sistem, o da e-ticaret, dropshipping vs. artık
hangisini yapabiliyorsanız, ona yönelmenizi tavsiye ederim.

Mümkünse Kanada'ya yerleşmeyi planlayın, ama kaçak işçi olarak değil. Vasıflı göçmen olarak. Kanada'da çok daha kolay iş bulursunuz, insanları daha iyidir, ABD'den farkı pek yoktur. Soğuk filan hikaye, alışırsınız. TR'den iyidir.

Kanada olmuyorsa, Türkiye'de bugün itibariyle yeni bir hayat kurmanız çok çok zor. Ekonomi ve toplum psikolojisi darmadağın. Ama aileden birikim, ev filan varsa dönün derim.

yok ya bendeki de gayet sert. Takoz diyemem ama göründüğünün çok azı bir konforu var

Hem de ne takoz. Stan Smith bunun yanında sandalet kalır.
Şöyle rahat böyle konforlu diyenlere aldanıp aldıktan 2 hafta sonra sattım.

çevrem öğretim/araştırma görevlisiyken bile doktorasını yıllarca bitiremeyenlerle dolu. Ben ders dönemi + tez önerisi + 2 tez izleme sonrası bıraktım :D Doktora-terkim.

Gerçekten isteyip yüzde yüz asılabileceksen yaparsın. Birazcık bile içinden gelmiyorsa zulüm olur diyorum ben. "illa biter" diye de bişey yok, doktora bu. Ha sağda solda çok kötü tezlerle mezun olanları görüyoruz ama bilmiyorum benim hocalarım ve jüri üyeleri gayet sert ciddi tiplerdi.

Yani şöyle diyim, tüm hayatı akademi olanlar bile tezin sonlarına doğru deliriyor. Fakat doğal yetenek gibi hep makale ve tez yazmak için doğmuş tipler var, onlar çok rahat şekilde bitiriyor. Öyle biri misin bilmiyorum.

2022'de doktoramı bitirdim alanım sosyal bilimler. Dr. Öğr üyesi olarak çalışıyorum. Mesleğimi çok seviyorum ama bir kere daha doktora yapmak ister misin deseler elli kere düşünürüm. Sanırım yapmam. Başladığımda 30 yaşındaydım 5 yılda bitirdim. Hem çalışıp hem derslere yetişmek hem mental ve fiziksel anlamda zorluyor. Ama değmez mi vs diye düşünürseniz bitirdiğiniz anda daha fazlasını hedef koyuyorsunuz. Bu kaçınılmaz bence. Ancak bu öğrenme hırsı ve merakı olan biri zaten bu sürece sabredebilir. Sadece sizin değil sizi sevenlerin de hazır olması gerekiyor bence çünkü onlara ayıracağınız zamanı makaleler, yayınlar, dersleriniz çalacak. Ben evliliği erteledim mesela. İyi ki de öyle yapmışım çünkü evlilik hazırlıklarıyla tik vs veremezdim. Fikir vermesi açısından doktora tezlerinin ön sözlerine bakabilirsiniz diye düşünüyorum. Danışman-öğrenci dengesini kurmak, veri toplamak, ağır makaleler ve dersler, yeterlilik, tez izlemeler bunlara girmiyorum.

Bana göre zorluk seviyesi kabaca şu şekilde:
Doktora yeterlilik>doktoraya kabul almak>yüksek lisans tezi yazmak>lisansı bitirmek
Ben şu an post doc ve doçentlik kriterleri ile kafayı bozdum mecburen. Bitirince rahatlamıyorsunuz, her mertebe yeni sorumluluklar yeni dertler ekliyor.

Sonuç olarak ömrünüz boyunca keşke deneseydim demek istemiyorsanız elbette bu yola girin derim. Ama zor olduğunu ve fedakarlıklar gerektirdiğini bilerek girin. Her şey gönlünüzce olsun.

Akademide devam etmeyi düşünmüyorsanız pratikte doktoradan hiçbir kazancınız olmayacak zaten. Ayrıca işiniz nedir bilmiyorum ama overqualified görülme tehlikesi de taşır bunun sonu.

Doktora cidden yıpratıcı ve uzun da bir süreç. Sadece cv'ye eklemek için doktora yapmak bence çok anlamlı değil. Akademi dışında gerçek karşılığını bulamıyor hem.

Bunun yerine kendi yüksek yaptığınız alanı tamamlayıcı, benzer bir alanda ikinci bir yüksek yaparsanız aynı konuda sektör için muhtemelen gereksiz dozda bir dikey uzmanlaşma yerine sektördeki bilginizi yatay olarak genişletip göze çarpabilirsiniz. Ayrıca çok daha kolay olur.

Aynı zamanda tezli yüksek lisans yapmanıza da gerek yok bence. Zaten bir yüksek lisans teziniz ve ana uzmanlığınız var.

Tez yüzü görmek istemiyorsan doktora yapma. Master'da yaptığın tez tez falan değil. Buradan paylaşılan anketlerle yapılan tezler sadece bir training. Bu bir çaba bile değil doktora için.

1 ay sonra yeterlilik sınavım var. Ama tek bir sayfa okumuşluğum yok hala. Bu sizin iş temponuz ve yaşam stilinizin ne ölçüde imkan verdiği ile alakalı. Ben çalışırken hazırlanamıyorum yeterliliğe. Ama benim yaşadığım yer ve koşulların buna imkan veremediği bir gerçeklik var.

Doktora yapıp psikolojisi düzgün kalan biri var mı bilmiyorum etrafımda. İnsan doğasına aykırı bir süreç olduğunu düşünüyorum, zaten bu yüzden elenen çok oluyor. Benim için yapılan işler çok zor değildi ama insanlar, beklentiler, hep daha fazlasını yapma güdüsü, imposter sendromu, rekabet, tenure stresi, makale süreçleri inanılmaz yıpratıyor. Sürekli her yaptığınızın eleştirildiği bir 4-5 yıl düşünün. Sürecin doğası böyle. Makale vs uğraşmam diyorsanız da doktoranın bir anlamı yok zaten. Danışmanla harmoni tutturan şanslı kesim %1 falandır bu arada, o kesimden değilseniz ekstra azaplar ekleyin sürece, çünkü bu master gibi değil. Master'da hoca bir birim yardım ediyorsa bunda 1/10 birim yardım ediyor.

Reddit phd'i sub'ına girin bir bakın derim. Kafayı yiyen insan dolu.

biraz senle biraz eşinle alakalı bir durum (destek anlamında) eşim bitirdi çok oldu doçent ünvanı aldı ama geçtiği seviyeler çok zorlayıcı. akademiden yürümek isterim dersen yayın yayınlamak hazırlamak vs bildiğin gibi zor işler(sosyal bilimlerde daha zor) ama imkansız değil.
tabi hocanın burada etkisi büyük.
yurtdışında yayın yapmak senin açından biraz daha kolay o anlamda türkiyedekiler kadar zorlanacağını düşünmüyorum.

özetle doktora sonrası yürüyecem dersen(ki bence kesin öyle olacak) zor yol ama senin için minik bir tık daha kolay.

ha sadece doktora yapar daha bakmam dersen yapma attığın taş ürküttüğün kuşa değmez.
detay için iletişimi biliyorusun :)

1. Hafta içi iş çıkışı dinlenmek, gezmek yerine ders.

2. Hafta sonu dinlenmek, gezmek yerine ders.

3. Bunun bir iki ay değil yıllarca sürecek olması.

Kısaca hayattan vazgeçmek. Bir sürü şeyi ertelemek. Arka plandaki stres nedeniyle yapılan şeylerden keyif alamamak.

Konforsuzluk. Belirli bir yaştan sonra çekilmiyor.

Yüksek lisans süreci sonunda tövbe etme aşamasına geldiyseniz ve doktora yapacağınız yer, hoca benzer olacaksa eziyet olur.

İyi bir hocanın yanında, sağlam bir doktora yapacağım derseniz hayatınız doktora çalışmaları olacak, işiniz hobi gibi kalacak. Böyle olamayacaksa yine çok büyük eziyet olur.

Doktora sizi tek başınıza veya birilerine danışmanlık yaparak orijinal işler yapabilecek duruma getiren son aşama. Zor gelmezse ya uyduruk biriyle, pek bir şey öğrenmeden doktora yapıyorsunuz ya da siz aşmış bir insansınız demektir (master tezi zor geldiyse siz de çoğumuz gibi normalisiniz büyük ihtimalle).

Ders çalışmayı seviyorum demişsiniz. Belki dersleri (ve acı çekmekten keyif alıyorsanız yeterliliği) seversiniz ama tez ders çalışma gibi değil. Araştırma yapacaksınız, ortaya orijinal işler koyacaksınız. Bazen hiç bir yere gitmeyecek, bazen aylarca boşa çalışmış olacaksınız. Bunu kaldırabilecek misiniz?

Sosyal bilimlerde de, fen bilimlerinde de doktora yapan, yapmış birçok insan var çevremde. Sosyal bilimler çok daha zor çünkü çoğu zaman bir tek doğru yok ve herkes kendi doğrusunu çılgınca savunabiliyor. Bulgularınız, çıkarımlarınız, danışmanınızla ve tez jürinizle çakıştığında zorlanabilirsiniz. Bazen danışmanla jüri saçma sapan sebeplerle çekişir, sizin işiniz sekteye uğrar. Yeterlilikte hocanıza kıl olan birileri zor sorup bırakır. Hep olan şeyler.

Yukarıda yazılan "overqualified" olma durumu da çok ciddi. alanınızdaki durumu siz daha iyi bilirsiniz ama düşünmeniz gereken en önemli konulardan biri bu.

Burada belirleyici soru "doktora yapmayı ne kadar çok istiyorsunuz?" İstemeden yapılan en basit işler bile zor gelir insana. Doktora ise istemeden yapılacak bir iş değil.

Doktora elbette kolay değil ama anlatıldığı kadar zor da değil. Zor diyenlerin büyük kısmı ya planlı çalışmıyor, ya danışman problemleri yaşıyor ya da sevmediği bir konu çalışıyor. Bu üç durumu yaşamıyorsanız çok zorlanmazsınız doktora yaparken.

Bunun dışında doktora yapmanın doğası gereği bazı zorluklar var.

Başta süre çok uzun. En erken 4 yılda bitirebiliyorsunuz (bunun bazı istisnaları var tabi).

Danışmanınızı mutlaka çok iyi seçmelisiniz (aynı konuya ilgi duymalı, sürekli iletişimde bulunabilmelisiniz). Danışman iyi değilse en baştan ya danışmanı değiştirin ya da başka üniversiteye geçin.

Doktorada en çok zaman alan dönem ders dönemi. Çalışırken dersleri takip etmek, sunum yapmak, her ders için makale çıkarmak (bu zorunlu değil ama beklenir) oldukça zaman alıyor.

Kırılma noktası yeterlik sınavıdır. Alanınızda tüm temel kavramlara, kişilere ve konulara hakimiyetiniz ölçülüyor bu sınavda. Çok iyi hazırlanmalısınız.

Tez dönemi ise en az zorlanacağınız dönem olacak. 6 ayda bir tez izleme komitelerinde tezinizin gelişimini sunacaksınız. 6 aylık dönemler planlı çalışan biri için çok uzun süreler. Yorulmazsınız.

Son aşama savunma aşaması. TİK'ler sağlıklı geçerse bu kısım da sizi zorlamayacaktır.

İlk etapta aklıma gelenler bunlar. Sormak istedikleriniz olursa yazabilirsiniz.

ıslakken bolca saç kremi sürün, durulamadan uçtan başlayarak köklere doğru önce parmaklarınızla açın, sonra gene uçlardan başlayarak köklere doğru ince tutamlara ayırarak tarakla tarayın. tarağın takıldığı yerde tutamı inceltin bir daha deneyin.

bunu yapan cok sirket var
yurt disindalarsa boyle yapiyorlar
yazilim dunyasinda populer

ama asla kimseyle sifrenizi paylasmayin

öncelikle sigortanızı yapmayacaklar. bağ-kurlu olacaksınız ve primleri siz kendiniz ödeyeceksiniz. ayrıca kdv ödeyeceksiniz, fakat onlar da sizin kestiğiniz faturalardan oluşan gelir vergisi stopajınızı ödeyecekler. sizin üzerinizde bunlara ek olarak mali müşavir, bazı diğer vergiler, ruhsat harc vb. de olacak. sadece bunun için şahıs şirketi kurmanızı istiyorlarsa tamamen sizin aleyhinize.

Daha önce sizinkiyle alakasız bir şirkette kendi bagkurumu başlatmaya zorlandım, sırf bu vergi avantajlari vs nedeniyle. Muhasebesini de sözde kendi muhasebecileri tutuyordu. Kaydimi kapatali 4 yılı geçti hala onlarin isguzarligi ve savsaklamasi nedeniyle arada vergi cezasi geliyor. Onlara odetiyorum haber verip ama çok sıkıldım. Şimdi olsa aslankavjl etmezdim.

İş Hukuku anlamında da hakların yok oluyor böylece.

Brüt ücret kadar eline kdv hariç para geçecekse senin için mantıklı. Aksi halde saçma bir durum

1. sanguine + 1.
2. Şifrenizi asla kimseye vermeyin.

eminize net geçenin %75 fazlasını isteyip ltd şti kurun, kendi muhasebecinizi kendiniz bulun, arabanız varsa kuracağınğz şirkete satıp vergiden düşün, tel, yakıt, yemek, ulaşım, iletişim vb masrafları gider gösterin.
Sanırım bir muhasebeciye danışıp artılarını eksilerini tartın.
Ama şifreyi vermeyin

e devlet şifresi ve dahi imza istemek ne demek lan oha. Şiddetle reddedin. Böyle saçmalık mı olur? Sadece sizin hesaptan cimer'e küfür yazmak bile başınızı feci derecede belaya sokabilir. sonra da derdinizi kimseye anlatamazsınız. aman diyeyim.

Sigorta, kıdem tazminatı, is kazası ve meslek hastalığı Sigortasi vb gibi maliyetlerden kurtulmak adina böyle bir talepleri var sizden. Son zamanlarda çok yaygınlaştı.
Şifrenizi evet vermeyin ama maalesef o da çok yaygın artık özellikle böyle durumlarda.

O kadar indirim yapmazdım şahsen, 850 veren 20 daha verebilir. Araç alacaksanız bayiden daha iyi fiyat verebilirler.

3 ay önce 850 ye satsanız şimdi paranız sadece faizle min.85bin artar 935 olurdu.
Siz şuan 870 diye diretiyosunuz.
Paranın zman maliyetini kimse hesaba katmıyor araç alıp, satarken. SonrA vay ucuza mı gitti, vay zarar mı ettim.
Alım satım işleminde ilan rakamlarına değil işlem rakamlarına bakın. İşlem o malın gerçek değerini gösterir.

"şuan benim arabayı filtrelediğinizde 850 ile 1000 arası değişiyor. en dip fiyat yani bu. adam da muhtemelen benden alıp 50-60 üstüne satmayı deneyecek."

Sahibinden'de yazılan fiyatlarla piyasa oluşmuyor, alım satım yapılan fiyatlarla piyasa oluşuyor. Benim gözlemlerime göre (arabaya göre değişir) Sahibinden ortalamasının %10-15 altında ticaret dönüyor. Bu da aşağı yukarı dediğiniz dip fiyata denk geliyor. Fiyatların tl bazında bile ciddi ciddi düştüğünü kabul edemeyenler de aylarca alıcı bekliyor. Sıfır araç kampanyaları çok etkili oldu bu arada, 200 250 bin civarına sıfır faiz ya da çok düşük faizle kredi veriyorlar, sizin fiyat bandında sıfıra yönelen çok olmuştur. Özetle benim paraya ihtiyacım varsa ya da yeni araba alacaksam 20k büyük bir para değil satar kurtulurdum ama sizin sabrınıza ve planınıza kalmış tabi.

bir atasözü derki satarken değil alırken kar yapacaksın.

mayıs ayı sonunda aracımı piyasa fiyatından düşüğe verdim ( seçim süreci var diye kimse aramıyordu ) ederinde düşüğe verdim. haziran sonu asgari ücret zam vs fiyatlar artacak diye erkenden aracımı satıp hemen yeni model araç aldım.

tam tahmin ettiğim gibi piyasa yazın uçtu araç fiyatlarına zam geldi aldığım araç 150 bin üstüne koydu.

30 bine tamah etseydim muhtemelen araç alım fırsatı kaçacaktı. mayıs haziran ayı bile piyasa durgundu hala da öyle.

sahibinden belirlemez fiyatı. arabamın fiyatı bu diye düşünmeyin.

850binin 20 günlük faizi 20 binden fazla getirir galiba galiba bilginiz olsun, satmak istiyorsanız verin gitsin

www.instagram.com
www.instagram.com

Aradığınız şey hücum yeleği olabilir mi acaba?

İnsanlarla iç içe olduğunuz bir işiniz varsa işe yarar. 10 yıl önce işaret dili öğrenmiştim daha bu yıl işime yaradı, işitme engelli bir velim var.

bu sadece işten işe de değil seni işe alacak kişiden kişiye göre de değişir. belki işte hiçbir gereği yoktur ama işveren senin işaret dili bilmenden bir çıkarım yapar karakterinle ilgili vs. bir şekilde pozitif etkisi olabilir. ruhen'in dediği gibi insanla yapılan işlerde gerçekten fayda da sağlayabilir psikologluk, doktorluk, yüz yüze satışçılık, öğretmenlik, vezne görevleri, garsonluk gibi daha 1000 çeşit iş sayılabilir bunların işlerinde her an işitme engelli birisiyle karşılaşma olasılığı var çünkü. ancak tabi patronun böyle bir hassasiyeti yoksa veya hiç böyle bir personele ihtiyaç duyduğu an yaşamamışsa ne kadar insanla yapılan iş de olsa hiç fayda da sağlamayabilir dediğim gibi işverene bağlı esas bunlar.

notere git yaptır. tabii ki daha ucuza gelir.

10.000 lira gibi alır eğer aranız iyiyse ve pazarlık yaparsanız, tarife standart olanı gösteriyor, sanırım oda tarafından yayınlanmış ya da dernek.

Bu rakam sadece noterdeki defter tasdiği değil, müşavirin yıl boyunca sizin için harcayacağı kırtasiye gideri de bunun içinde.

Bir de yıllık alınan bu ücretler artık bu sektörde bir çeşit gelir kapısı müşavirler için. Aldığı paranın tamamını harcamıyor elbette, ama muhsabecinizden memnunsanız çok da üstünde durulmaz.

Ben hep bu rakamı kafamda 12'ye böler, aylık muhasebe ücretine ekler ve öyle düşünürüm muhasebe giderimi.

Yalnız bu sene ciddi artmış fiyatlar, bana da dün geldi aynı liste ve şok oldum. Geçen sene ne ödemiştik hatırlmaıyorum ama 3-5 bin gibi bir şeydi herhalde.

1 Nisan dan sonra 2021 2022 2023 verilerine bakılacak. Kural öyle. Bu süreci bilen YMM tavsiyesi istersen bilgilerini paylaşabilirim
Ancak 2020 2021 2022 ortalaması tutmuyorsa bekleyeceksin 1 Nisan ı.

alibaba toptancıların aliexpress'i aslında. yanlış hatırlamadıysam taobao.com direkt toptancıların satış sitesiydi.

alibaba'nın çoğu tüccar diyor çinliler.

1688 ve tiktok'tan bulduklarını söylüyorlar.

Alibaba'da da üretici olan belli oluyor genelde, fabrikasının fotoğrafını videosunu falan ekliyor.

Sağlık ve evlere gelen servis elemanları ilk aklıma gelenler.

prodüksiyon firmaları. kiraladıkları iç mekan lokasyonlarda çalışırken tüm ekip galoş kullanıyor, sık sık değiştiriyor.

Meslek değil ama Dolmabahçe sarayında günlük 3000 kişi ziyaret sınırı var ve bu genellikle ulaşılan bi sayı. Önceki yıllarda 4 bindi ama şu an restorasyon var diye sınırlandı zaar. Selamliga girerken ayrı, hareme girerken ayrı galoş kullanılıyor.

gıda üretim tesisleri başta olmak üzere sanayideki bazı sektörlerin üretim -arge bölümleri
restoran mutfakları
özel poliklinikler.. diş polikliniği vs.

Anaokullarına dışarıdan biri girecekse galossuz girmelerine izin verilmez genelde.

Çoğu diş hekimi kliniğine, spor salonuna ve eski adıyla doktor muayenehanesi yeni adıyla kliniğe girilirken galoş giyiliyor.

diş hekimleri, anaokulları, her türlü klinik, bazı diyetisyenler, spor salonları.

Estetik/güzellik merkezleri

ilaç fabrikaları.

ne kadar çok kullandığını görsen aklın çıkar. bazı bölümlere üst üste bile giyiliyor.

eve gelen servis. kombi servisi vs gibi.

Hazır setlerini alıp evde kendinizde keratin bakım yapabilirsiniz. Elektriklenen saçları güzel yatıştırıyor.
Uğraşamam derseniz HCcare kullanıyorum bir süredir, memnunum. Duştan önce maske şeklinde kafada bekletmeli.
Birde Bioxcin keratin&argan bakım yağı, duştan sonra saç uçlarına sürmeli.

Eğitim mezunu iseniz ya da formasyon belgeniz varsa yerleşirsiniz.

riskli gibi ya. ben direkt büyük boy buzdolabı poşetlerine bölerdim.

daha yeni kek yaptım 180 derecede fansız ayarda 40 dk pişirdim tam oldu. sizin fırın biraz kötü sanki. ya da yanlış ayarda mı çalıştırıyorsunuz? ya da kekiniz fazla mı küçük acaba?

180 derece 40 dk oluyor benim de genelde, çok yaygın olan kumtel minifırınlardan benimki

sen biraz deneye yanıla fırının dilini bulacan sanki :/

eski kumtelim çok ısı kaçırdığı için 45 dk sürüyordu 180 derecede

varsa fanını açın bence ısı eşit dağılmıyor olabilir.

bir fırın termometresi alıp fırını çalıştırdığınızda kaç dereceye geliyor ölçün. fırının ayarı kaçık belli ki.

örn : www.amazon.com.tr

muhtemelen benzin istasyonları. çünkü her kart geçiyor genelde.
hepsiburadayı da dene.

carrefoursa da kullandım

puan harca diye uygulama var. sanal kart oluşturup kart bilgileri girilebilir.

Çok çetrefilli bişey değilse yardımcı olayım size.

xiaomi'ye artık katılamıyorum maalesef. mi 6 kullanıyordum, onu hala kullanıyor olsam belki katılabilirdim.

poco x3 pro kullanıyorum şimdi. miui 13te takılı kaldı. güncelleme gelecek geldi derken telefonun desteği bitti. telefon arada kilitlenip tekrar açılıyor, ekran döngüye giriyor. accubattery diye bir uygulama var, pil sağlını ölçüyor. sürekli açık olması lazım normalde. tüm otomatik başlama ayarları açık. pil tasarrufu kapalı. kendi kendine gidip onu kapatıyor bir süre sonra.

mi band 4 ve mi band 7 kullandım. mi fit birden bire zepp life oldu. daha sonra gps bulamamaya başladı. mi fitness diye ayrı bir uygulama çıkmış, o da bileklik ile senkronizasyonda ara ara sorun çıkarmaya başladı.

Lizard - Sandalet
Giant - Bisiklet
Abus - Bisiklet Kilidi
Arzum/Shake n Take - Blender

@inheritence
Ben birkac urununu kullandim sorun yasamadim sans olabilir

dell laptop
apple telefon
logitech mouse

marks and spencerda bulunabilir gibime geliyor.

Mısırlı ya bakabilirsiniz

kan testi yaptırıp genel değerlerine baktır. bağışıklığın düşüktür belki. takviye kullanırsın vs ya da grip aşısı yaptırmayı düşünebilirsin.

Bu sene sonbahar ve kışın hiç hasta olmadım.

taktiğim şuydu

full içlik ve kalın çorap giydim + grip aşısı oldum
eksik vitaminlerimi aldım
hastaneye gidince genel kan testlerime baktırdım

tavsiye ederim

Bella Hadid serumu. Sarı serum diye de geçiyor, genellikle c vitamini filan var içinde. Özel hastanelerde dahiliye bölümünde doktorunuza anlatırsanız durumunuzu yapıyorlar. Ben tam hasta olurken yaptırıyorum, çok hızlı bir şekilde toparlıyor.

d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini d vitamini

vitamin kokteyli buyuk ihtimal.
kuzey amerika'da baya populer, birkac kere yaptirdim.
yaptirdiktan sonra kendini 1 hafta herkul gibi hissediyorsun, sonra etkisi geciyor.

65x50x35 cm. (büyük boy) ebatlarını geçmeyen 1 parça veya 55x40x23 cm (orta boy) ebatlarını geçmeyen 2 parça ile tren içerisinde baş üstünde bulunan bagaj bölümüne sığacak ölçülerde kişi başı iki parça eşya (el çantası, valiz-bavul, koli vb. ) trenlerde el bagajı (kabin bagajı) olarak ücretsiz taşınmaktadır.

Belirtilen saydan daha fazla ya da belirtilen ölçülerden daha büyük boy (battal boy ) valizlerden birinci valiz için 100.00 TL sabit ücret, 2. parça battal boy valiz için 250,00 TL ücret alınmaktadır. Battal boy valiz sayısı kişi başı iki adetten fazla taşınamamaktadır.

www.tcddtasimacilik.gov.tr
Kabul etmezler gibi göranüyor. 'Uygun ambalaj' hükmünden yararlanabilirler

SJ?

sj.se

Omio, rome2rio'nub zaten. Oraya yonlendirmesi normal.

Orada cikan firmalarin web sitelerine direkt bakabilirsiniz. Alternatif olarak da seat61.com'a bakin.(site cok demode gorunebilir fakat rotanizla ilgili muazzam bilgiler bulabilirsiniz)

uçak baya uygundu ona baksanıza

@paintov
trenle gidesim var. duruma göre uçağa da bakabilirim.

Paraya ihtiyacın yoksa, ki plana bakınca yok gibi duruyor. Unut o parayı, yat kulağının üzerine bekle. Yok para lazım zaten sıkılırım ben diyorsan seçim senin, satıp çıkmak her zaman mümkün. Daha da düşmeyeceğinin d ebir garantisi yok elbette. Beklediğin süre uzayabilir.

Ben olsam, çöp bir kağıt değilse ve o paraya ihtiyacım yoksa, zararı realize etmez, hatta, ortalamayı düşürmek için zaman zaman yeni alım yapardım.

Surseniz bir şey olmaz da bu muhabbeti geçen hanım yaptı. Kullanmış ama alerji yaptı çünkü yogunluk fazlaymis.

Kısacası simdi kullansaniz olmaz da uzun kullanimda sikinti çıkabilir.

yüz ve vücut için farklı güneş kremleri satılmasına laf ettiğim anda eczacı bana yüz ve vücut deri yapısının farklı olduğunu, yüzün derisinin daha ince olduğunu, hatta bebeklerde henüz bu fark oluşmadığı için genelde yüz ve vücut için tek kalem ürünler satıldığını söylemişti. yani şimdi sür, bir şey olmaz, ama sürekli yapma.

Yüz kremini ayrı almanız gerekiyor, göz altları için de ayrı bir krem kullanmanız gerekiyor.

Mudo'da bulabilirsin hocam. Fiyat algim kalmadigi icin coktur azdir bilmiyorum.

lcw de çok var, ben de zamanında bunları 20 liraya aldığımı hatırlıyorum

:(

www.lcwaikiki.com

www.lcwaikiki.com

Var da ucuz değil abi. Ben ne zaman gelsem Türkiye'ye düzgün para verilmezse çoğunun içinde karışım var yüzde yüz pamuk değil.

Yani aslında çoğu yerde bulursunuz da kaç paranız olduğuna bağlı.

var var var:
www.hemington.com.tr
www.altinyildizclassics.com
gap.com.tr

alacak para yok.

aramada anahtar kelimelerinizi değiştirirseniz yakalarsınız.
Sevdiği şeylerden yola çıkarak, motorcu yüzük, game of thrones yüzük, vb. kelimelerle daha modern tasarımlar ve sevdiği konuya göre arama yaparsanız tuğralardan falan yırtarsınız.

zihgir al diğer adıyla okçu yüzüğü.