Ekşi Duyuru

merkez bankası bankaya veriyor. banka da yatırımcılara veriyor. kredilerden de faiz geliri sağlıyor.

banka o 1000tlyi daha önceden verdiği kredilerden aldığı faizden veriyor

Bankada öylece duran paranız kredi olarak başkasına veriliyor, faiziyle geri alıyor. Sonra bir başkasına tekrar veriyor. Tekrar faizi ile geri alıyor. Banka devlet tahvili de alabilir. Verdiği kredilerden, yaptığı yatırımlardan kazancının bir kısmını da siz vadeli mevduata yatırıp parayı bağladığınız için faiz olarak öder.

En basit haliyle daha pahalıya kredi verip daha ucuza size faiz ödediği için banka kârda.

bankalar müşterilerinin yatırmış olduğu mevduat hesaplarının belirli bir kısmını zorunlu olarak ayırır. buna zorunlu karşılık ayırma denir. ve bu oranı merkez bankası belirler. bu ayırdığı oran dışındaki tutarlar ise bankaların çeşitli işlemlerinde kullanabildiği paradır. bankaların kendi aralarındaki işlemler, merkez bankası ile olan reseskont ve repo işlemleri, açık piyasa işlemleri, arbitraj, kredi uygulamaları vs tüm bu ve benzeri işlemler sonucu banka bir gelir elde eder ve bunu yine müşterilere satar yani kredi veya faiz verir. bu bir döngü. bankaların varoluş amacı kar elde etmektir zaten. başka bir yerden aldığını başka bir yere kullanım sağlar. ve bunu yaparken ne kadar kar olacağını bilir. ve arka planda mevduatları kullanır.

somut bir örnekle pekiştirelim;

benim elinde vadesine bir yıl olan 100 birimlik bir çek olsun. bunu bankaya gidip vadesinden önce yani hemen bozdurmak istediğimi söylüyorum ve banka bunun karşılığında bana sana bu çeki 80'e bozarım diyor. okey diyorum ve banka benden 80'e aldığı bu çeki merkez bankasına 90'a satıyor. (bana 80 verirken merkez bankasına 90'a satacağını biliyor yani bu oranlar belirlenir öncesinde ve ona göre işlem yapılır) böylece bu işlemden +10 birim kar elde ediyor. ve bunu da sana kredi olarak satıyor. sen de bu 10 birim için 15 birim bankaya ödüyorsun. senden gelen +5 birimi de bir başkasının faiz ödemesini yapıyor.

işte bunun gibi çok sayıda işlemler var bankaların yaptığı. bu çok küçük bir örnek. döngüyü anlayabilmek için.

Bankaların işi paradan para kazanmaktır, yani özetle para alıp para satarlar, aradaki fark ise onların karıdır.

Örneğin , size mevduata aylık 3.5 i faizle para yatırırken, bu parayı kredi kullanmak isteyenlere 4 ve üzeride satarak bir nevi ticaret yapar.

Burada arkadaşların belirttiği gibi zorunlu karşılıklar vardır, yatırılan paraların zorunlu karşılığını ayırıp kalan parayı kanunlar çerçevesinde satarak para kazanırlar.

Acenteni ara sor ne istiyosan o poliçeyi yapmanın ilk hizmeti bu. Söylemiyor ya da cevaplamıyorsa o acenteyle çalışmayın.

ben genelde imm ye bakarım, yani olası kazada karşı tarafa verilen hasarın limiti genelde o düşük oluyor onu yükseltiyorum.
çekici, doğal afet , anahtarla çalınma kapsamda mı onlara bakıyorum. ray sigortadan yaptırmısım en son

Valla belki "ben oldugum yere gelmek icin kopek gibi calistim." bunu vurgulamak iyi olabilir. En azından kendi içinde bir mukayese yapmasına sebep olabilir.

Ben yerinizde olsam böyle bir şeyi doğrudan konuşmazdım.

Pozisyonlarınız farklıysa zaten çalışma sürecinde bu kişiye bazı işleri yönlendirmeniz gerekiyordur ya da beraber yaptığınız işleri son kez sizin gözden geçirmeniz gerekiyordur vs. Bu gibi durumlarda siz kendi pozisyonunuzun gerektirdiği role girerseniz o da anlayacaktır.

Benim gördüğüm kadarıyla bu gibi durumlar genelde üstün hatasından kaynaklı oluyor.

"biz ayni konumda calisan insanlariz"
zaten kompleks yaptığını bu şekilde belirtiyor
gayet farkında yani kurduğu cümlenin içi dolu olmadığının

kendini geliştirmesi açısından yönlendirme yapabilecek bir konumdaysan bir şans verebilirsin

arada kıskançlık varsa sağlıklı arkadaşlık yürümez zaten

İki cümlesinden biri öyleyse sizin de: aynı konumda değil aynı iş yerindeyiz sadece ve farklı yetenekleri, farklı birikimleri olan insanlarız.. diye arayı hafiften açın.

Onun hırslılığı aslında olduğu yerde kalmamış, biraz şekil değiştirerek sadece sizi çekememezliğe dönüşmüş gibi. Düşüncesine bakılırsa:
- Benden bir iş yapmamı isteme, bana üstlük taslama.. manası sezdim.

İş yerinde ne olursa olsun resmiyet esastır.

Yanlış hesaplamdiysam 400bin ile faiz yapsaniz 470-480 bin lira civarı olacak 5 ay sonunda.

Bu mantıkla 500 faizden daha iyi oluyor.

acil paraya ihtiyaç yoksa 5 ayda 500 bin mantıklı.
100 bin fark var, az para değil.

anapara her ay azalacak
ekonominin böyle sabit gideceğine güveniyorsanız 400 peşin

mart sonuna kadar çok keskin bir şey olmaz.

Marttan sonra olsa taksit düşünülebilirdi ancak şimdi peşin daha mantıklı gibi. Alacaklı içinde, para garanti ise, taksit mantıklı.

NOT : yatırım tavsiyesi değildir.

.

Çalı çırpı cizigi var, sanki benim vicudumu çizmişler gibi hissediom :') canım arabam <3

Arabayı ilk aldığım zamanlar ağlayacak gibi oluyordum, öküz oturuyordu içime. Şimdi araba 12 yaşında, umrumda bile değil. Hasbelkader ufak tefek kaza sürtme vs olduğunda durup bakmıyorum bile.

Böyle şeylerde, bir kaç gün sonra unutulması kolay olması için şimdiden unutmalıyım..
diyerek kendimi şartlandırıyorum.

Maddi manada veya eşyaya dayanan mükemmelliyeçi olma huyunun kendisi psikolojiyi bozmak için yeterli.
Gerek yok.

nazarlik diyoruz geciyoruz..

Kaza olmasin yeter

30 yaşına kadar çok takardım, benim çizmediğim bir sürü çizik var hiç kafama takmam. Çok takıyorsan mini onarıma bırak orada pasta cila vs. hallederler.

umrumda olmuyor.

Ozelsen 1 subat

çalıştığın kurum maaşları peşin ödüyorsa ocak başı, ay sonu ödüyorsa 1 şubat.

sektörde benzer pozisyon maaşlarını duymuşsunuzdur illa onlardan örnek verebilirsiniz, ya da yeni gerçekleştirilen asgari ücrete %49 zammı hedef gösterebilirsiniz.
makul karşılanacağına eminim.

Geçen sene yüzde 30 aldıysanız (yanlis anlamadiysa) zaten enflasyon karşısında fakirlesmissiniz. Geçen seneki enflasyon dönemi 30 veren bu sene daha iyi vermez.
Bence sizin is bakmaniz lazım. Kuş kadar maaş ya başka işe geçince yükselir ya da sirket sizi kaybetmek istemezse.

Kaçak yol yok yani. Kaybedilmemesi gereken bir calisansaniz orta yol az çok belli. Sizi kaybetme riskleri yoksa gene umursamaz bir zam verirler bence.

öyle bir şey yok, kural koyup cc de olduğunuz maillerin farklı bir klasörde toplanmasını sağlarsanız gelen kutunuzda görünmez. arada açıp bakabilirsiniz ama her yazışma önünüze düşüp gelen kutunuzu karıştırmaz.

tümüne yanıtla deyip "beni ccden çıkartır mısınız?" diyebilirsiniz. ya da outlookta kural oluşturup o mail geldiğinde okundu işaretle, çöpe taşı, klasöre taşı vs. yaptırabilirsiniz.

3 yol var.

1. outlook'da always move other diyip other klasorune atmak. sonrakiler de oraya gidecek
2. ilk mail geldiginde rule olusturup istedigin klasore gonderip mark as read uygulamak
3. cc'de oldugun tum mailleri icin rule olusturup, mark as read isaretleyip klasore gondermek

ben olsam binance kullanırdım.

Dövizcilerle bir konuşun. Benden 2 kere para kazanma, birini vereyim de. Kabul edebilirler.


.

binance e isvicre frangi nasil atacagim?

Scrikss (kalem markası olan) modelleri vardı, ben buldum aldım bir dönem ama hala var mıdır bilemem.

@erty_ksk maalesef çoğu yerde kalmamıi. görsellerde gördüm güzelmiş.

sıhhiyeden necatibeye dönüşte, sağdaki dükkanların içlerinde askeri kırtasiye malzemesi satan dükkanlar bulunuyor. ordan alabilirsiniz. bu ve envai çeşidi vardır orda.

internette de "askeri kalemlik-not defteri" diye aratırsanız bolca çıkar.

tam aradigin yok sanirim ancak roarcraft'ta guzel malzemeler var

parça parça satmayı dene. hedef fiyatına ulaşınca yarısını sat, kalan için hissenin durumunu sıfırdan yeniden değerlendir.

Kağıdı almadan önce şu fiyata düşerse veya şu fiyata çıkarsa satacağım diye karar veririm. Alır almaz da süreli, şartlı emir veririm.
Teknik analizini yapmadan da Aaaa yükseliyor falan deyip emirlerimi revize yapmam.

ben aşırı satım bölgesine yakın olan, piyasa değeri aşırı dehşet yükselmemiş, hisselerin en fazla %40'ı dışarıda olan, spek olup tavan tavan tavan gitmemiş, bist 30 ya da ona yakın iyi iş yapan firmaların hisselerini alıyorum.

bunun yanı sıra biraz da tabloya bakıyorum gidişat nasıl.

sonra da bekliyorum.

şimdi gidip adel ile thy aynı değil yani.

Sıfır maliyete ulasana kadar satmam. Sıfır maliyetleri en az beş yıl satmam sadece başta koydugumu satarim

önceden hedefini belirlediğin bir excelde takip et. fiyatını buraya elinle gir dönemler itibariyle ve hedefine ulaşınca sat uyarısı veren bir formül falan koy. yani olayı duygudan uzaklaştır. matematik haline getir.

Mantıklı miktarlarda yatırım yapıp yapmadığınız da önemli. Eğer kaybının sizi ciddi zararlara uğratacağı bir miktar paradan bahsediyorsanız kimse sakin olamaz.

Eğer makul bir miktar yatırımınız varsa ve buna rağmen sakin kalamıyorsanız kendinize bir zarar payı da belirleyin. 90'a çıkacak diye düşündüğünüz gibi 60'a da inebilir gibi bir alt limit koyun.

hocam trend sürme ile alakalı notları okuyabilirsin. en azından yükselişin bozulduğunu görüp ona göre satarsın. bu tür stratejiler genellikle trend çizgisini aşağıya kırma, yakın vadeli ortalamaların birbirini aşağıya kesmesi, bir önceki mumun altına inmesi ve benzeri yöntemlerden oluşur. bu stratejilerin bazılarında belli noktalarda parçalı kar alma hedefini de güdenler var.

btc düşerken her ay 2 3 bin tl lik aldım. avax falan da aldım. yatırdığım 25 30 bin, şu an hesapta 120 bin var.

şimdi satsam satarım ama ne gerek var, isterse 50 bine düşsün.

özetle ihtiyacınız olmayan veya 1 2 sene unutabileceğiniz parayla yatırım yapın ve çok bakmayın.

düşerken alın, çıkarken değil

falan falan.

Algoritmik trading yapıyorum, bot kullanıyorum.

12 kere taşınmış biri olarak
çok yerden fiyat al 1 ay önce taşındım daha önce taşındığım ve hiç sorun yaşamadığım firma 35 bin dedi, farklı bir firma 14 dedi ve onu tercih ettim ama ettiğime pişman oldum çünkü tüm eşyam ezik ve çizik içinde.

gitmeden önce evinizin resimlerini her yönden çekin, eşyaları kaç koli çıkar tahminen bir hesap yapın, asansör olup olmaması önemli fiyatta.

iş bittikten sonra tüm para veriliyor. başlarında durmak lazım, mümkünse aşaıda aracın baiınada birini dik, hırsızlık olmasın. kamyon ile arka arkaya gitmeye çalış diğer eve giderken.

herşeyi baştan konuş mümkünse yaz imzalayın, ben whatsapptan konuştuğum için kanıt kabul ettim.

asansör ile taşıyalım derse unutmaki asansörü evin pencereine dayadıklarında pencereyi bildiğin kırıyorlar buna göre asansör kirala.

yemeğin kimden olduğunu bahşiş isteyip istemediklerini sor.

eşyan çok ise büyük arabaları yoksa oradan direk uzaklaş.

sorun yaşadığım istanbulvip taşıma gibi bişeydi ismi

eşyalarını gazeteye sarmak koruyucu olacak diye düşünme kırılacak bardakları tencere içlerine falan koy çünkü 1 metre yükseklikten kolilerini yere atıyorlar bunada dikkat et.

ps. avize ve tv taşıyorlar mı sor bizimki ikisinde kamyona koymam kırılıyor dedi asdasd

Bazı merdiven altı firmalar var. Gelip eşyanı yüklüyor. Gidip o bölgeye giden bir kamyona aktarıyor. Eşyanı alan ve teslim edenler tamamen farklı bir ekip. Ortada sorumlu yok. gibi bir durum çıkıyor ortaya. Buna dikkat et.

Fiyatta anlaştıktan sonra eve geldiklerinde Aaa çok eşya varmış, merdiven darmış vs bahanesiyle ekstra ücret talep eden şerefsizler var. Tipik yurdum esnafı.

Yöneticiler eğer yük asansörü yoksa asansör kullandırmaz ama kullanmak isterler. Bunu ilgililerle baştan konuş.

Tercihini ücrete bakarak değil de firma hakkında yakında taşınmışlardan tavsiye alarak yap. Ucuz olanlar genelde sana pahalıya malolur.

İlk kolilerdiğin eşyalardan bişeyler sena taşınmadan önce lazım olur ve koli açarsın. Murphy yasasıdır. Hangi kolide ne var diye bir liste yap ve kolilere numara ver.

Yüklenen koli ile inen koli listesini bu numaralarla kontrol et.

evde ve kamyon başında birer kişi olun.

sigorta yapsın firma. ve sigorta poliçesini mutlaka al. Hep geçiştirirler.

Firmanın mıbilyacısı, beyaz eşya kurucu elektrikçisi olsun.

Buzdolabı taşınır taşınmaz çalıştırılmaz. Yerine konduktan 5-6 saat sonra.

Yeni evin kilit göbeğini mutlaka değiştir.

Her iki evde kamyonun yanaşacağı park yeri konusunda önceden tedbir al.

artık çoğu nakliye şirketi geliyor, keşif yapıyor, eşyaları fotoğraflıyor, teklif yolluyor. uygunsa pazarlığınızı yapıp sözleşme imzalıyorsunuz.

şayet eşyalarınız çok iyi durumdaysa, yeniyse, hassas vb. ise;

*taşınma gün ve saat mutlaka yazdırın sözleşmeye.
*asansör kuracaklar mı dışardan, bu fiyata dahil mi değil mi öğrenin, sözleşmeye de yazdırın (taşınacağınız binada asansörle yük taşınmasına muhtemelen izin verilmiyordur)
*kendiniz paketlerseniz fiyat daha düşük oluyor, onlar sadece büyük parçaları paketliyor (beyaz eşya, dolaplar vb.)
*sigorta konusunu mutlaka sorun, sözleşmede yer alsın, detaylarını da öğrenin.
*hassas şeyleri ben arabamda taşıyıvereyim deyip sonra bina önünde onlara teslim ederseniz, o eşyalarla ilgili sorumluluklarda belki siz taşırken böyle oldu biz aceleyle fark etmedik diye yan çiziyorlar, aklınızda olsun.

izmir depreminde o kadar çok tanıdığımızın, ofis komşumuzun eşyası çalındı ki sözde nakliye şirketleri tarafından. bazı insanların komple ev eşyası gitti. ben gözümü karartıp biraz yüksek rakam verip önce depoya, 1 yıl sonra da yeni ofise bu koşullarla taşıttım, depremin yarattığı hasarlar dışında çizik bile olmadı 4+1 ofisin eşyalarında.

taşındığınız / taşınacağınız yer site ise önceden site yönetimine haber vermek gerekebilir. pazar günü taşınmanıza izin vermeyebilirler. yük asansörü varsa asansöre koruyucu örtü asıyorlar.

binada yangın söndürme sistemi varsa elemanlar ekstra dikkatli olsun. bir arkadaş taşınırken tavandaki yangın musluğunu kırmışlar. suların hepsi boşalmış. hem eşyaları komple ıslandı hem de binaya tazminat ödemek zorunda kaldılar.

mümkünse değerli/hassas eşyalarınızı kendiniz taşıyın.

kurumsal firmalardan fiyat isteyin. gelip keşif yapıyorlar zaten. genelde de yarısı kapora, kalanı da iş bitince verilir. başka bi masraf çıkaramazlar ancak elemanlar sizdne yemek bekler yüksek ihtimal.

Ben olsam her biriyle konuşup maaş beklentilerini öğrenirdim. Belirlediğim maaşlarla karşılaştırırdım. Eğitimleri, harcamaları baştan belirlemek, hesaplamak gerekiyor.

Kendinizde dahil herkese asgari ücret zammı kadar, yani %50 kafadan vermeniz lazım. Çok özel durumlar haricinde.

Ondan sonra kalanları junior iyi çocuklara verin.

Herkese en az %50 zam yapamıyorsanız, bütçe sorunludur. Mental durum vs. demeyip, çarpışa çarpışa almanız lazım.


.

Abi Opex denen şey asıl kavganın döndüğü, her bir satırı için kavga verilmesi gereken alan maalesef. O yüzden benim tavsiyem önce tüm gider kalemlerini yapıp sonra bunların neden yapılması gerektiği ve vazgeçilemeyeceğine dair bir çalışma yapmanız. Evet zor ve yıpratıcı bir süreç ama bu savaşı bir kez verip rahat etmek mi yoksa tüm yıl boyunca şimdi vermediğiniz savaşın getireceği stresi yüklenmek mi? karar sizin.

Thracia +1
100 bin kişilik şirketteyim, her bir harcama kavga dövüş. Kendini yipratmadan, böyle verilerle sürekli yönetimi darlamadan yöneticilik olmuyor onu gördüm.

Misal bir çalışan ayrildi, ise alımlar durduğu için yerine adam alamıyorum. Üst yoneticim her tedarikçi sıkıntısında "beybiler ahanda satin almaci almanin onemi" diye çıkıyor ortaya. Başka türlü anlamıyor üst yönetimler çünkü gözleri para dışında pek bir şey görmüyor ki onlari da anliyorum.

Özellikle borsaya açık sirketse daha da fena.

hocam yillardir bu islerin icindeyim. tek tavsiyem cocuk mocuk bosver bu isleri. para na bak. ne kadar cepleyebilirsen o kadar kastir. isler bisekilde olur. bu yazdigimi kulagina kupe et. 5-10 sene sonra. adam demisti dersin.

ilk seneniz heyecan yapmayın, çatışmayın, önünüzdeki sürelerde bu işler aşırı kolaylaşacak

kendinizi ötelemeyin

çocuklara elinizden gelen iyileştirmeyi yapın ama ilk fırsata sizi satacaklrını da unutmayın

duygusallığa gerek yok, iş tamamen iş

Ek bütçe istedim, kalem kalem neye niye ihtiyacım olduğunu açıkladım. Sıkıntı çıkarmadan onayladılar, sorun da çözülmüş oldu.

Beklediğimden kolay oldu ya.

@plutongezegendegilmi

Genelde aynı şekilde sonuçlanıyor. Eğer üst yönetim senin konuya hakim olmadığını, bütçe için savaşamayacağını hissederse o zaman baskıyı arttırıp her kalemin tek tek ayrıntısına giriyor ve seni daha en başında yıldırıp postalıyor. Ama senin mevzuya hakim olduğunu anladıklarında çok da zorlamadan mevzu sonuçlanıyor. Şimdiden hayırlı olsun. Kafanın rahat etmesi önemli.

agt ise çok zor hele yılbaşı geliyor herkes bir şeyler alıyor yılbaşından önce gelirse öpüp başınıza koyun

agt ise hiç umut yok hocam...

Dağıtıma çıkmış. akşama yola çıkacaktım. yetişecek mi bakalım? kolay gelsin olsa şimdiye gelmişti. ah amazon ah.

kargo tamamen sizin bölgeniz ile alakalı.
agt ya da kolay gelsin vs benim bölgemde aşırı iyi.
ben daha amazon'da aldığım herhangi bir ürünün ertesi gün geldiğini görmedim.
hemen yarın geliyor.
o yüzden agt, ptt, aras, mng önemli olan sizin oradaki acenta.
bence gelir.

Gelemedi. Klasik geldik evde yoktunuz muhabbeti.

standart prosedür 1lt yüksek 1 lt düşük alkol grubu, 3 karton tütün ürünüdür.
duty freede pasaporta işlem yapıldığından bu limitler aşılamaz ancak yabancı ülkeden alıp valize konan ve kabine değilde uçak altına verilen valizlerdeki içkiler yurda girerken gümrük muhafaza tarafından kontrol edilir. edilmediği durumda isterseniz valizde 450 şişe sokun farketmiyor. ancak gümrük kontrolünde 4-5 şişe üzerinde görüldüğünde bu işte bir iş var denip yasal sınır üzerinde kalan hadi memurun da inisiyatifi ile 3-4 şişe üzerine el konulur. bu riski alabilirsiniz, uygulamada her yolcu didik didik aranmıyor ancak aranan yolculardan biri de olabilirsiniz. bugüne kadar hiç kaptırmadım hep 3-5 şişeden fazlası ile girebildim ancak kaptıran, işin bokunu çıkartan çok adam gördüm. 15 şişe viski sokmaya çalışırken yakalanıp bir de memurla tartışıp elinde bir şişeyle ağlaya ağlaya gireni de gördü bu gözler.
karar sizin :)

Tesekkurler, abartmayi dusunmuyorum zaten 3 sise alirim diyordum alayim o zaman :)

kural çalışma saatlerinin değiştirilmesi işverenin yönetim hakkından olduğudur, istisnalar çalışma saatlerinin değiştirilmesi ile ücrette değişiklik yapılıp yapılmadığı, ulaşım araçlarının zorlaştığı vs. olabilir. sizin durumunuzda çalışma saati başlangıcında sadece yarım saay öne çekme var, çalışma saati uzamıyor ücretinizde dolayısıyla bir değişiklik olmuyor. ulaşım için de cebinizden harcama yapmak zorunda bırakılmıyorsunuz zira size ulaşım hizmeti de veriliyor, yani aslında herhangi bir kaybınız yok. bu yüzden ben olsam esaslı değişiklik olarak değerlendirmezdim. esaslı değişiklik olmadığı için de sizin onayınızı almasına gerek yok, sadece bildirim yapması yeterli olacaktır. ancak iş hukukunda uzman bir avukat arkadaş daha farklı değerlendirebilir.

Araç ile alınma vaadi verilmediyse ve servis imkanı varsa çok fazla bir zorluk etkisi olduğunu düşünmüyorum ben de.
Servis güzergahının değiştirilmesi için ısrarcı olmanız faydalı olabilir.
Diğer çalışanlarla benzer şartlarda çalışmaya başladınız diye anladım.

hiç rastlamadım, patronun mizacıyla da ilgili olabilir. benim patronla abi-kardeş gibiyiz mesela. çalışanların da çoğu öyle. ama bu konuda takıntısı olan ve çalışanlarca bu takıntısına katlanılan patronlar da illa ki vardır diye düşünüyorum.

Benim yöneticim kalkmamı istiyor, ama kalkmıyorum. :) Şoföründen arabasının kapısını açmasını bekleyen bir tip ayrıca. Aslında mütevazı ve egosuz bir insan. Böyle şeylere önem veriyor nedense.

Konunun beyaz yaka veya işçi olmasıyla çok ilgisi yok.
Okulda öğrenciler öğretmen karşısında, eve gelen bir misafir olduğunda vs. olduğunda ayağa kalkılır.
Tabi silsile kıdemler arası yakınlık, ortamın etkisi de burada belirleyicidir.

Öyle ki bazen çok değişik bir hal alabiliyor. Sosyal deneymiş:
m.youtube.com

19 yıllık beyaz yakalı olarak hiç kalmadım istenmedi de.

ay bizde var sesli gülmüştüm ilk görünce, bir bölümün muhasebesi mali direktörü odaya gelince tüm personel ayağa kalkıyor ama müdürde herkesin ağzına sıçan cinsten.
yarı kurumsal şirketiz yarı kurumsal nasıl oluyorsa

Nostaljik fotoğraflara bakarken görmüştüm. Bir İstiklal caddesi fotoğrafı, herkes takım elbiseli. 1960lar falan sanırım.
O dönemde bazı kurallar varmış. Birine kapı açmak, yol vermek, görünce kalkmak, oturmadan oturmamak, o başlamadan yemeğe başlamamak. Saygı ifadesiymiş. Büyüğe, yaşlıya, patrona, kadına. Saygı duyulan kişiye ufak tefek hareketlerle gösterme gereği duyulurmuş. Görgü kuralı denirmiş. Eskidenmiş.

Selamlaşmak için ben de ayağa kalkarım. Saygı gösterisi olarak düşünüyorum.
Bu arada bir çok üstüm de beni selamlamak için ayağa kalkabiliyor.
Karşılıklı saygı gibi düşünmek lazım.

nike mağazaları

kapattır boşa limit yemesin.

Fiili olarak kapalı şu halde, ücret kücret çıkmaz bir şey. Diğer kartlarından limit emmiyorsa ben kapatmazdım ne olacağı belli olmaz.

Her zaman Amazon

satıcısı amazon olmayan kitabı almıyorum.

Şehrimdeki zincir olmayan kitapçıları tercih ediyorum. Yukarıda yazıldığı gibi şehir eklerseniz belki öneride bulunabiliriz.

eskiden online olarak dr, babil, bazen kitapyurdu'ndan alıyordum. şimdi çoğunlukla amazon

amazon

hocam zaten buz nasıl kokar, okyanus nasıl kokar ki? yani kokusu olan bir şeyle denesek bunu, limon yazıp çilek kokuyorsa o sıkıntı.

adam okyanus kokusunu vişnemsi hayal etmiştir belki. ya da senin vişne kokusuna benzettiğin şey adamın hayal ettiği okyanus kokusudur, vişneyle ilgisi yoktur.

geçen gün sokakta burnuma yeni araba kokusu geldi, meğer sosismiş. pişen sosis kokusunu yeni araba kokusu gibi algılamışım.

Zamanında satılan korsan CD lerin içinde başka tür şeylerin çıkması gibi bir durum.

Okyanus kokusu mevzusunda, Dünyada nerenin okyanusu veya sahil bölgesini esas alıyorlarsa artık bilmek lazım.
Bir de kokunun formüle edilmesi vs derken sonuçta vişneye doğru uzanan bir süreç düşünüldüğünde hissini almak istediğimiz esas koku, hala okyanustan gelmiyor.

Ikisi de visne gibi kokuyorsa, sizin burunda sorun olmasin hocam?

Bu bahsettikleriniz oldukça ucuz üzerinde ciddi çalışma olmayan kokular. Misal tom ford deseniz farklı olurdu. Bu sebepten net bir yorum yapmak zor.

Kokularda notlar söylense de insanlarin ne kokladıgi degisebiliyor. Yani x kokusu bir insana farklı gelebilir çünkü o kokuya ulasmak için içinde bir sürü not oluyor.

Ve gene denildiği gibi okyanus ve buz çok net kokular değil. Misal tobacco vanille size çilek gibi kokarsa o zaman sorun var :)

Kovid olmuş gibisiniz bence. Koku bozulmuş ama yerine gelir endileye mahal yoque.

cosori'nin patates programı: 200 derece, 17 dakika. yarısında karıştırma/çalkalama.

200 derece 15 dk yarisinda karistirmak lazim.

Markası süre ve derecede farklılık yaratır mı peki, yoksa hepsinde standart mıdır?

Markadan markaya farklılık yaratıyorsa onu da belirteyim, Philips.

markadan ziyade patatesin cesidi farkliligi belirliyor. benim yazdigim parmak patates icin ornegin.

markaya göre ufak değişiklik olabilir. kullandığı malzeme, teknoloji, iç hazne büyüklüğü, yüksekliği vs..

Baza ihtiyacın yoksa bazasız karyola yazınca çıkan ürünlere baktın mı ben bi ara bakmıştım IKEA'nın karyolaları gibi güzel şeyler vardı böyle alçak falan kumaş olmayan ahşap karyolalar.

Kediler için Tay Tüyü veya Kadife kaplı bir baza kullanmanız gerekiyor. Evde kedi kullanımı yaygın olduğu için, satın alacağınız yerde büyük olasılıkla hazır tay tüyü veya kadife opsiyonu vardır.

Yatak ve baza toplam yüksekliği genelde birbirine yakındır. Alçaltmak için, bazanın altındaki ayakları çıkartmanız işe yarar. Bir tonavida ile ayakları çıkartırsanız, yüksekliği 5-10 cm gibi alçalacaktır.

Alçak yatak istemenizin nedeni yaşlı birisinin kolay kullanımı içinse, yatağın gömülü olması sorun yaratır. Oturmakta veya inmekte yatağın kenarları zorlar yaşlıları. Normal baza ve yatak alıp, yanına tutunacak bir şey koymanız işe yarar.

Güvenlik İK'yı arar. Sonra İK'ya gidersiniz. İK çalışacağınız kişinin yanına götürür. O kişiyle yöneticinin yanına gidersiniz.

Arayıp sorabilirsiniz kaçta başladığını.

internetten şirketin telefonunu bulup arayıp çalışma saatlerini sorabilirsiniz. başlama saatinden 15 dk önce güvenliğe gidip kendinizi tanıtıp bugün işe başlıyorum dersiniz. güvenlik ik'yı arar, birileri gelip sizi alır ve sonrası için yönlendirir. şimdiden hayırlı uğurlu olsun...

eger baslama saatini bilmiyorsaniz en kotu ilk gun biraz erkenden gider ekstra beklemis olursunuz. guvenlige de sizin yazdiginiz gibi yeni ise basladim derseniz sizi yonlendirirler.Eger evraklar konusunda emin degilseniz IK'ya mail de atabilirsiniz WP'a kiyasla daha profesyonel olur. Merak etmeyin zaten gunde yuzlerce mail trafigi oluyor.

Yöneticiniz ya da ik size bu bilgileri vermeliydi.
Yöneticinize ve ik ya mail atın, ilk gün kaçta gitmelisiniz, hangi ofiste gideceksiniz, hangi giriş kapısını kullanacaksınız vs.
İyi şanslar ilk gün için.

Cok stres yapma amaranta, IK ya(ozellikle senin ise aliminda rol oynanayan kisiye) mail at kacta gelecegini ve prosedurun ne oldugunu sor. Sirketten sirkete degisir olaylar ancak genelde @dissendium un dedigi gibi olur. Yani IK ilk basta seninle gorusup sirketle ilgili bir takim bilgiler verir ardindan seni yoneticiye goturur ve o da sana detaylica bilgi verir.

Simdiden hayirli olsun ve bol sans.

Ben taşıyabildim, kimse bir şey demedi. Ancak duty freede soyleyin, kapalı poşete koysunlar (zaten koyuyor olmalılar) ve poseti acmayin.

bağlantılı uçuş olduğunu belirtin özel bir poşete koyuyorlar.

siz beyanname vermezseniz borç görünmez, fakat size tebligat gelir. kira geliriniz var diye. 2023 kiraları, 2024 mart 15'e kadar beyanname verilerek kesinleşiyor, mart sonuna kadar ödeniyor.

onun dışında sgk (sigorta, ilaç vb.), geçiş ücreti ve mahkeme borçlarınız hariç tüm borçlarınızı dijital vergi dairesinden görebilmektesiniz. kira tebligatlarınız da oraya gelir.

Ben ilgili bankalarin cep telefonlari ustunden banka hesaplari actim, hesap acmada bir sorun yasamamaniz lazim, ben yasamadim en azindan.

Sorun kredi karti almada, bir sekilde eskaza aldim ama normalde ikamet adresi yurt disi diye basvuru bile almiyorlar. Belki Turkiye'ye gelince ikameti Turkiye'ye alip basvurulabilir.

edevlette filan ikametim yurtdisi olarak gozukuyor.

zamaninda her bankadan hesap acmisim, onlari kullanmaya devam. kredi karti olarak teb ve enpara var. teb yurtdisinda oldugum icin artik limit arttirmiyor. enpara ise yurtici yurtdisi bakmadan bam bam bam.

cep telefonundan bir kere hsbc'de hesap acmaya calistim, oturumunuz yurtdisi oldugu icin bu yolla hesap acamazsiniz dedi

ben de hesap acamadim. son adimda net bir sekilde ikametiniz yurtdisinda oldugu icin hesap acamazsiniz gibi bir sey soyluyor.

İs Bankasi subesine gidip acabildim, kredi karti da alabildim.

Bordro veya banka dokumu gibi maasi gosterir belge istediler.

@fadetoreality mesaj attim

gümrük vergisiz ürün yok artık. her tutara ödüyosun

internetten tek seferde aldıysanız 5 parçayı geçtiği için gümrük sınırına takılacaksınız. aylık kişi başına gümrükten ürün geçirme limiti 5, bunun üzeri ticari faaliyete girer. gerçi farklı kargolar getirdiği zaman genelde sorun olmuyor ama risk her zaman var. aynı kargo getirirse geçmiş olsun.

150 euro altındaysa her türlü gümrük vergisi ödeniyor üstteki arkadaşın da dediği gibi, isterse ürünün fiyatı 1 dolar olsun.

Zebra Sarasa Clip Jel 0.5 mm

Scrikss speed gel 0.5

tükenmez için pensan my vision veya herhangi pensan modeli olabilir.

roller kalem için schneider. modeli hatırlamıyorum işyerinde duruyor yarın bakarım.

pilot'un güzel jel kalemleri var.

istanbul'daysanız kadıköy'de nezih kitabevi'nde güzel modeller mevcut.

Kartpostalların çoğusunun arkası film kaplı oluyor, normal jel vb. tükenmez kalemlerle yazarsanız %90 kurumaz ve daha siz yazarken eliniz değer dağılır. Ultra fine uçlu bir sharpie alın, kafanız rahat olsun.
imza: yıllardır yüzlerce kartpostal yazmış biri

Yani oturma izniniz olmayacağı için çok büyük ihtimal Türkiye'den basvurursunuz heralde.
greece-invest.com

Baktığımda süreç 5-6 ay sürüyor diyor.

Ama yakında 500e cikacak diyor hatta bazı bölgelerinde çıkmış.

Hakkında yeni haber de var ab bunu kaldırabilir vs diye;
www.euronews.com

Aramızda 250 bin euro cash verip Yunanistan'da ev alan biri olma ihtimali oldukça düşük ama hiç belli olmaz tabi.

Bu arada bir yanlış anlama daha; bu sadece yunanistan'da yaşama hakkı veriyor. Avrupa'da serbest dolaşım vermiyor (tatil dışında).

Durumun gayet farkındayım yani oturum izni ile tanımlanan hakların kısıtlı oldugunu biliyorum.

imin-portugal.com

soyle bir sey gordum, dogrulugunu yanlisligini bilmiyorum. 5 sene sonra kalici oturum iznine gecebilir, 5 sene daha sonra vatandas olabilirsiniz diyor.

Ben de basligi takip ediyorum. Biz selanik’ten aliyoruz, kira getirisi olarak en mantikli sehrin bizim icin orasi oldugunu dusunduk. o bolgede yerlesik ve bu konuda calisan bir avukatimiz var, o bizi yonlendirecek. portekiz de mantikli geliyor bana, duyduguma gore yilda 15 gun gitmeniz yeterli oluyor. yine de tam bilmiyorum.

Peynir, hindi füme, salatalık, marul, mısır vb koyup altık olarak da biraz krem peynir sürüyordum harika oluyordu.

Pastırmada sarımsak olduğu için problem olabilir. Onun yerine kuru/füme et daha iyi olur. Fakat bunlar çok tuzlu. Kırmızı et kadar kalorili olmasa da çok daha az yağ ve tuza sahip hindi füme bence en iyi tercih olur. İçine biraz marul, çok az fesleğen, zevkinize göre peynir (kaşar olur, mozzarella olur) konabilir. Çok az zeytinyağı da gezdirebilirsiniz.

Işe ne götürüyorum; is yerinde buzdolabi varsa normal yemek yap götür.
Yoksa yemeği uzun süre soğuk tutan kaplar var.
Böyle sürekli sandviç ile hayat geçmez.

Yani çözüm istersen en sağlıklısı bu.

pastırma yersen terledikçe terle birlikte etrafa çemen kokusu yayarsın, bir de sevip 3-4 gün üst üste yersen o kokuyu çözemezsin derinden

Ben sandviç yapacağım zaman akşamdan ekmeği son haline getirip poşetliyorum. İçine koyacağım salatamsı malzemeleri ve peynirleri de streçle dolaba koyuyorum. Sabah da hemen ekmeğin arasına arasına atıp çantaya koyuyorum.

Ama ton balıklı sandviç yapacaksanız zaten ekmeğin arasına koymanıza gerek yok ki. Sabahtan süzüp ufak bir kahvaltılık kutuda yanınıza alın yemek vakti sandviçin geri kalanına eklersiniz.

Etli sandviç seviyorsanız kepekli sandviç ekmeğinin arasına tütsülü peynir koyun, üstüne nemlendirecek kremamsı bir peynir sürün üstüne de kuru et koyun. Çok iyi.

Tavada mantar, kabak gibi birkaç şeyi 5 dakikada pişirip mikkemmel sandvicler yapabilirsiniz ve pastirma kokusu da olmaz.

Bu de humus, tahin pekmez, salcali cevizli acuka gibi bi seyler filan pratik olur, hemen de bozulmaz.

attığın taş, ürküttüğün kuş hikayesine benzer.
parayı biriktiremiyorsan, borçlanmadan birikim yapamayan insanlardansan al, yarısıyla eurobond al, yarısıyla fiziki altın ya da altın fonu.

Risk almadan tasarruf etmek yerine faiz yükü altına girip bir de altın riski sizce alınır mı? Vade sonunda altının %68,75’ten fazla artacağının garantisi var mı?

faizler yüksek. krediyle altın dolar alınmaz. ihtiyaç varsa mal alınır sadece.

öncelikle kredinin gerçek maliyeti 3.50 değildir, kredi bitene kadar taksitle ödeme yapılacağı için masraf belirtilenden daha fazla olur.

Eğer yatırımlar konusunda deneyiminiz var ise, döngüsellikten yararlanıp, farklı yatırı araçlarına zamanında yatırıp yapılıp zamanında satılırsa maliyetin üzerinde kar elde edilebilir.

Ayrıca burada en önemlisi , gelecek 2 yılın enflasyon tahminidir. Malum parasal sıkılaşma mevcut, önümüzdeki iki yılda toplam enflasyonun %75 den fazla olacağını düşünüyorsanız alıp değerlendirmek bir şeklide mantıklı olabilir.

Faiz oraniniz yuksek. Altin vs alinip kenara atilacak bir faiz degil bu

Mahalle yenilendi daireler 17 milyondan satıştaydı
Henüz açılmadı... saracoglumahallesi.emlakkonut.com.tr
Namık Kemal otel mi oldu onu tam anlamadım.

yeni binalar yapılmadı. eski saraçoğlu mahallesi'nin evlerini yıkmadan, aslına uygun şekilde restore ettiler.

fiyattan bağımsız soruyorsanız ben Philips EP5447/90 modeli kullanıyorum. Çekirdeği kendisi öğütüyor. Sütlü/sade bir sürü çeşit kahve yapıyor ve oldukça güzel. Ama belirttiğiniz bütçenin epey üzerinde.

Sade, basit bir filtre kahve istiyorsanız bahsettiğiniz fiyat aralığındaki herhangi bir kalburüstü markanın (Philips, Braun vs) filtre kahve Makinesi gayet iş görür

Ama sütlü seçeneği, latte gibi kahveler devreye girerse iş değişiyor, fiyat artıyor. O zaman espresso makinelerine bakmanız lazım.

Veya Tchibo, nespresso gibi markaların kapsül kahve modellerine de bakabilirsiniz. Daha ucuza sütlü kahve seçeneği sunabilir bu makinelerin size

www.sahibinden.com

bende bundan var. yıllardır çok memnun kullanıyorum. bu ilandaki kim bilmiyorum da havadan gelmiş, bence 6 teklif edin, tamam derse şahane makineniz olur.

bu marka italyan kökenli, çok başarılı bir marka. philips satın aldı, sonra philips otomatik kahve makinesi işine girdi.

Sürekli sütlü kahve içmiyorsanız Philips EP2220/10 bütçenize uygun ve size yeter. Bu makinede süt haznesi yok, sütlü kahveleri otomatik yapmıyor ama buhar çıkışıyla süt köpürtüp latte vs yapabiliyorsunuz. Biz iki yıldan fazladır kullanıyoruz, çok seviyoruz.

siemens eq500 kullanıyoruz 2 seneden fazla oldu. çekirdek öğütüyor ve baya çeşit yapıyor taze taze güzel hoş; ama 1)açma kapaması bile törenle, 2) periyodik olarak kireç temizleme zorunlu tutuyor ve uzun (30 dk) 3) damlama kabını boşaltmayı sık istiyor (4-5 kahvede bir) 4) demleme ünitesi üzerinde çok kahve tozu kalıyor ve temizlemek gerekiyor 5) demleme ünitesi çıktı mı girmeyebiliyor (2 defa servis garanti kapsamında değiştirdi). şimdi olsa bu kadar parayı bu makineye vermem, kapsül makine alırım. bir tatilde otelde kullandık, fıtı fıtı yapıyor kahveyi. kat hizmetleri ekibi temizlediyse bilmiyorum ama 5 gün biz dokunmadık cihaza ve rahat 30-40 kahve yaptık.

Espresso makineleriyle americano şeklinde de yapabilirsiniz, tam filtre kahve değil ama bence araştırmanıza dahil edebilirsiniz eğer cazip bir makine görürseniz.

Veya makine almak istemezseniz alternatif yöntemler var, chemex, v60, aeropress gibi, filtre kahve tarzı ama tabi sütlü içececek kısmını ayrıca halletmeniz lazım. Bir alternatif de moka pot, espresso ve filtre kahve arası kendine has bir şekilde yapıyor kahveyi.

"arada sütlü de yapsın" dediniz diye size sürekli süt haznesi de olan otomatik espresso makineleri öneriliyor. ben şimdi size hayatın sırrını vereceğim.

gidip bütçenize uygun; klasik bir filtre kahve makinesi alıyorsunuz. potu alttan ısıtıp kahveyi sıcak tutan modellerden (çoğu, hatta hepsi böyle zaten, sizin bozulan da böyleydi kesin). sütlü kahve içmek istiyorsanız istediğiniz miktarda sütü kahve demlemeye başlamadan önce potun içine koyuyorsunuz (su konulan yere değil sakın ha, kahvenin akacağı demliğe koyacaksınız). kahveyi bu sütün üstüne demliyorsunuz. cihaz alttan ısıtmalı olduğu için koyduğunuz sütü de ısıtıyor, istediğiniz gibi sütlü kahve içebiliyorsunuz. tek handikapı, kahve demlenirken veya demlenmesi biter bitmez bir fincan kahve alayım diyemiyorsunuz, çünkü koyduğunuz soğuk sütten dolayı kahve epey soğuk oluyor. bir 10-15 dakika beklemeniz gerekiyor. acelem var hemen içeceğim demiyorsanız, 10-15 dakika beklerseniz, cezveyle süt ısıtmaya falan gerek kalmadan sıcacık sütlü kahve içebilirsiniz.

Bizim komşu da 3-4 ay tadilat yaptı. Bu aylardan biri ramazana denk geldi. Her gün matkap sesleriyle uyandık. Çok büyük problem. Bence de bir tadilat max 1 hafta bilemedin 2 hafta sürer. Bu bina kaba inşaat değil ki aylarca tadilat yapasın. Oturanlar var orada, yaşlısı var hastası var bebeği var. Saygısızlık. Geçmiş olsun.

elinizde 3-4 fincan kahveyle merhaba, ben alt katta oturuyorum öğlen 1-2 arası matkap gibi işleri yapmasanız olur mu bebeğimiz uyuyamıyor derseniz kimse reddetmez.
Yoksa kanuni olarak bir yere varamazsınız memleketimizde.

1.5 yaşında oğlu olup tadilat yaptırmış biri olarak yazıyorum, tatlı dil ile giderek çocuğu uyuttuğunuz saatler arasında ses yapmamalarını ev sahibine söylerseniz anlaşacaksınızdır.

40 bin tl maaş veren şirket çok daha fazla para kazanıyordur. eğer şirket zaten batık değilse sana para vermemek şirketi kapatmazlar. bir avukata danış süreci başlat. ücretini ödedikten sonra tahsil kısmına avukat kafa yorsun. haciz falan uzmanlık alanın olmayan konular.

katar ve dubaiden turistik vize başvurusu yapildigina emin misiniz ? GC mülakatına oraya gidiyor olmasınlar ?

Normalde oturumunuzun ( ikametgahinizin ) olduğu ülkeden vize başvurusu yapabilirsiniz.

İyi bir iş ve gelirin varsa her yerden alırsın. Memursan %100.
Gelirim kaçak takılırım fırsat ararım diyorsan hiç deneme derim. Hem kendini hem de gerçekten bir amaç doğrultusunda gidecekleri sıkıntıya sokmamış olursun

Red oranlari konusunda gercekten bir veri var mi yoksa kulaktan duyma bir varsayim mi?

Turk vatandaslarinin dosyalari ekstradan deseleniyor ve keyfi red veriliyorsa sirf almanya'dan basvurdun diye ciddi bir degisiklik olacagini sanmiyorum. Hatta sirf onun icin almanya'ya gittigin izlenimini alirlarsa cok daha fazla dikkat cekersin turkiye'den normal basvuruya gore.

amerika'da turist vizesiyle yurtdisinda bulunan birine, oradaki konsolosluktan vize vermez. "Git ulkenden basvur cakal" der gecer. Zamaninda bana demisti :)

Mülakatını daha öne çekmek için deneyebilirsin ama kabul oranı pek değişmiyor, bazen oturumunun olmadığı yerler ters bile tepebiliyor.

@oscar hocam turistik var mı emin değilim, ama eğitim için ve wat için alan çok sayıda genç var.

@ferenc hocam dünyanın her yerinde yapabileceğim freelance işim var, döviz maaşlı. ama durum artık öyle bi noktaya geldi ki bazen maddiyat bile yetmeyebiliyor. gözünün üstünde kaş var diye red alabiliyorsunuz.

@hot potato hocam veriler var, nerde olduğundan emin olmamakla birlikte konsolosluğun sitesinde olabilir diye hatırlıyorum. bi excel dosyası içinde istediğiniz yıl-ay için tüm vize türlerinin kabul/ret oranlarını görebiliyorsunuz.

ABD'de yaşıyorsan vergi vermek zorundasın. Kilit nokta bu. ABD'de vergi = her şey. Çünkü turist vizesiyle de olsa alt yapıyı kullanıyorsun. Bu ABD'nin istemediği bir şey. Red nedeni de bu. Turist vizesiyle yaşasan da belli bir süre sonra vergi mecburiyeti doğuyor. Gelirinin eyalete göre değişen bir oranda miktarını vergi olarak ödemen lazım. Vize alamama nedenin tam olarak bu.

Ek olarak, bir sosyal güvenlik numaran yoksa. Sağlık sigortan yoksa, kiranın 3 katı gelir, 650 üstü kredi skoru gösteremiyorsan ev değil oda bile bulamayabilirsin. Hadi buldun diyelim başka bir çok sorun yaşayabilirsin. Hastaneye düştüğün anda bütün paran uçup gider. Meksika sınırından girip bu hallere düştüğü için ABD'de köle olarak kalan çok kişi var.

Sana anlatılan ABD var, bir de gerçek ABD.

Şimdi diyeceksin vergi ödemeyiz yeaa ne olacak. O olmuyor işte. Amerika para konusunda affetmiyor. Kaçak uberciler bile vergi ödüyor. Hatta öğrenci çalışanlar bile ödüyor. Bu rakamı ortalama %15 gibi düşün. Sağlık sigortası da bir %15 yapar. Gelirin yarısı uçtu gitti..

Daha önce iki farkli ülkeden abd vizesi aldim, her seferinde oturum kartı kontrol edildi. Sonuncusu gecen ay ingiltere’deydi, amerikali memurla olan mülakattan önce ingiliz memur belgeleri ve oturum kartini kontrol etti.
Ögrenci vizem varken de okul uzatma amacli alinan yeni vizeyi bile kendi ülkemize dönüp almamiz gerektigini söylüyordu defalarca, böyle bir sey olsa kimse Cin’e, Hindistan’a dönmez, sinir komsusu Meksika’dan alirdi.

Kabul edilen özel durumlar bunlar ki bu durumlarda bile ücüncü ülkeden basvurmak dezavantajli bir durum: iso.mit.edu

TRden yapılan başvurular için abd turist vizesi red oranı geçen sene %20 civarlarındaymış, abd resmi olarak bu oranları açıklıyor. (googleyabilirsiniz)
profiliniz uygunsa abd vize talebini kolay kolay reddetmiyor.

Geçen senelerde wat için Meksika üzerinden vize alanlar vardı ama sanırım onuda artık kabul etmiyorlar

@ferenc hocam ilk mesajında da ikinci mesajında da beni kaçak göçek işler çevirecek, bi yasağı delecek biri olarak değerlendirmişsin de ne öyle bi niyetim var ne de öyle bişey dedim mesajımda. Sadece şansımı artırmak için başka ülkeye gitsem nasıl olur, mümkünse hangi ülkeden yapayım diye sordum. Daha önce ABD veya başka bi ülkeden red almadım hiç. Sadece başvuran kişilere bakarak yorumladım şartları.

kendi hesapların arası dolar havalesi yapmak istiyorsan midas üzerinden kesintisiz yapabiliyorsun.

Maalesef Midas'ın ING ve HSBC'de hesabı olmadığından yine SWIFT yapmak gerekiyor sanırım.

İşbanktan irlandaya yaptım. 11k euro için 55 euro, 3.200 euro için ise 16 euro para kesti. Meblağ arttıkça miktar düşüyor sanırım.

Minimum 15 dolar civarıydı sanki

www.kiehls.com.tr

kullanıyorum, çok iyi

Seboreik olmasindan şüpheniz varsa alacaginiz ürünün icindekilerin seboreik için kötü olup olmadığına bakin.

Sonra nemlendirici süreyim derken dermatiti beslemeyin.

www.bepanthol.com.tr

bende de seboreik dermatit var. kullanıyorum, memnunum. ayrıca düzenli omega 3 (venatura ultra omega-3) ve d vitamini takviyesi ile (kesin optimum seviyede değildir) çok daha rahatlarsın.

miseca.com

Gerçek deri eşyalar için özel bir önlem almıyorum.
Genellikle suni deri olanlar dağılıyor.

Sizinkiler deri değil hocam suni kumaş. Dağılmalarını engelleyemezsiniz. Gerçek deriye bir şey olmaz. Çatlamalar, kırıl malar olur onlar da ayrı bir güzellik katar.

Poliüretan yani suni deri, zaman içerisinde pul pul dağılıyor. Maalesef sizin eşyalarınız da deri değil, poliüretan tabanlı.

Eşyalarınızın iç etiketlerini kesmediyseniz, materyal bilgisini görebilirsiniz.

Fotolar çok önemliyse bu işin profesyonelleri var, markaya göre aratıp sorabilirsiniz.
Ücreti ne olur bilemiyorum ama yüksek olacağını düşünüyorum, benim telefonum olsa telefonu sökebildiğim kadar söküp parçalarına ayırır sonra pirinç kavanozunun içine koyup nemin kurumasını beklerdim, bir hafta beklettikten sonra şansımı denerdim.
Çamaşır makinesinde deterjan vs. gibi kimyasallara maruz kaldığı için, makine içinde dönüp durduğu için su ve kimyasallar telefonun her parçasına nüfuz etmiştir, çok ümitli olmazdım.

maalesef telefon pil kısmı çıkarılmayan modellerden. o yüzden maalesef hiç bir parçasını sökemedik. dün hemen pirince koydum bakalım. yetkili servise vermeyi planlıyorum ama denerler en azından

4+1e 1 kişi geliyor bin tele. Uygulama var buna dair oradan bulmustuk

ücret 2 kişi için normal, hatta uygun bile denilebilir ama ev aşırı büyük değilse iki kişiye ihtiyaç yok. bir kişiye bin lira verip temizletebilirsiniz.

3+1 eve 1600TL çok. Yarım günde biter o evin temizliği. Maksimum 1000TL.

2+1 dümdüz eve 2k vermiştik yazın. kişi başı 1000 tl dolap içi bile temizlemediler. neyse kişi başı 800tl az bile. ya tek kişi alın 1000 tl ye ya da 2 kişi istiyorsanız 1600 az bile. o fiyata anca düzenli temizlikçi gelebilir o da hatır gönül. kişi başı 400 tl ye bütün evi temizletme düşüncesi biraz kötü hissettirdi

@ala iyi de ben iki kisi gelin demedim ki temizlikci iki kisi calisiyoruz dedi yani temizlik 5 saate bitecekken 2.5 saatte bitecek belki ogleden sonra baska ev temizleyecekler. Tek kisi de evimi birkac saate temizleyebilir. ev de oyle buyuk bi ev degil cunku.

Neden iki kişi geliyorlar ki? Bir kadın tüm gün evi bitirebilir ve 800 lira standart zaten.

Böyle uyanıklık yapanlar var.
Hem az iş yapacaklar hem de tam para alacaklar.
Bir kişiye tam gün temizlik için 800 TL yeter.

3+1 istanbul için piyasa 1 kişi 800-1.000 TL arası. 150 metrekare evde bile 2 kişilik bir olay yok bence.

armut.com a falan bakabilirsiniz, gelen kişinin düzgün çıkma olasılığı biraz bonus.

iki kişi gelmesin, neden iki kişi geliyor. bana da böyle dediler, kabul etmedim. 2 kişi gelip, yarım gün çalışıp, tam gün parası alacaklar bir de. onu da düşün.

daha öncekilerden memnun kalmayınca devam etmedim. epey uğraştım ve istediğim gibi birini buldum. bulamayacağını düşünme, sen de bulursun.

Çok sıkmış olabilirsin.

Kaporayı banka havalesi ile ticari hesaba yaptıysanız evhama gerek yok. Ayrıca arayıp sorabilirsiniz böylece kusura bakmayın sık soruyorum ama ben de yatırım hesabımdan çekece Vs diye nedeninizi de belirtirsiniz ve cevap alamama durumunuz da olmaz.

Satıcıyı biraz daraltmışsınız. O da şuan ölü takliti yapıyor. Birkaç güne parayı bence nakite çevirin. Yüklü döviz ve altın tak diye bozdurulacak bir rakam degil.

Satış temsilcisi mesajınıza dönseydi iyi olurdu ama dönmediği için kabalık etmiş sayılmaz.
Öncesinde size 27-28'i gibi parayı hazır edin diye bilgi vermiş, bir değişiklik olsaydı haber verirdi.
Şu durumda evet, evham yapıyorsunuz. Olsun. Olur öyle heyecanlar.

Parayı bence de TL'ye çevirin. Günlük faize de koyabilirsiniz sonra. 1 milyon TL olsa günde 1000 lira gibi bir faiz veriyor olması lazım.

Hayırlı olsun yeni arabanız.

Tesekkur ederim, evet bayiinin adina acilan hesaba eft yapmistim. Arkadasim da aynisini soyledi. Degisiklik olsa haber ederdi diye.

Gunluk faizi dusunecegim

çok net söylüyorum bayiyi ve elemanı sürekli darla. siz hizmet alansınız ve para ödeyeceksiniz, bilgi almak hakkınız. net bilgi versin veremiyorsa da belirtsin.

giderken pasaporttan önce, gelirken pasaporttan sonra. Türkiye'deki limanlarda böyle.

Hocam bir Galatasarayli olarak dünyada alacağım son hisse türk spor takımı hissesi olur herhalde.
Borç içinde yüzen gelirleri başarı odaklı bir sektöre girmeniz bence hata.

Ne zaman satsaniz? Galatasaray uefada iyi giderse ya da süper kupayi kazanırsa belki. Ama bunlar olmazsa daha da kötü olur. Borsa zaten kötü.

Abi iş başka arkadaşlık başka, böyle duygusal kararlarla para işi yönetilir mi aynısnı benim kardeşim de yaptı gitmiş Fenerbahçe hissesi almış, 20 bin lira içeride, kulüpler mali yapısı ve rüzgardan nem kapacak kadar oynak hareketlere gebe olduğu için kulüp hisseleri alınmaz, aldıysan ve zarardaysan ya şampiyon olsun diye dua edeceksin ya da lanet olsun deyip zararına satıp çıkacaksın. Bak ama bikaç gün sonra kupa maçı var alırsa artar biraz alamazsa yine düşer, böyle de kararsız işte kaderi.

Şu an Noel sebebiyle yabancıların işin içinde olmaması piyasayı aşırı sığlaştırmış durumda. Yılbaşına kadar oluşacak sert hareketleri ciddiye almayıp, Bekle Gör politikası uygulamak en uygunu olur diye düşünüyorum.

Duygusal karar vermedim aslinda. Ben ara ara bakiyordum gsray hisselerine, hep bir duzeyde seyrediyordu, baktim ki olmasi gerektiginden fazla dusmus, alayim dedim. Ertesi gunler hemen yukseldi aslinda ama yumruk olayindan sonra hep dustu. Hala yumruk olayinin etkisi devam ediyor mudur bilmiyorum ama.

Gidip baktım; hisse molde maçında cl'ye gidiş garantilenince tavan yapmış (Ağustos sonu). Sonra da öyle yatay alçalıp yükselip devam etmis. O mac tavandan alan kisiler bir daha da ayni fiyati yakalamamis.

Yumrukla falan alakası yok yani. Ki birkaç hisse daha baktim thy falan çoğu o dönemlerde tavan yapip sonra yatay devam etmiş gibi.

yumruk olayı ile bir alakası yok, bir aydır borsa dip yaptı zaten. düşmeyen hisse mi kaldı?

bende bi bakayım dedim,

Hissenin ATH (all time high) 9.40. Sonrasında satış gelmiş ve tekrar yükselirken 8.80 i bir türlü geçememiş. sonrasında 8.80 lar hisseye büyük bir direnç olmuş. Ne zaman geçmek isterse hep satış gelmiş ve altında kapatmış.

7.15-7.20 lerde destek varmış ama kırılmış, sonraki birkaç gün üstünde kapatmayı denemiş ama başarılı olamamış. zaten düşüş ben geliyorum demiş orda. (Geçen hafta)

bugün itibariyle 200 günlük hareketli ortalama da aşağı kırılmış.

Aşağıdaki destekler, 5,75 - 5,20 - 4,80. Bunlardan birinden dönme ihtimali var. ( tabii bist100 endeksi haber akışı bunu değiştirebilir, ya da hızlandırabilir).

bir hisse neden düşer, neden yükselir, ya da ne zaman düşer ne zaman yükselir bunu bilmek imkansız olduğundan. al sat yaparken birtakım kurallar koymak gerekir.

Kendimce doğru olduğunu düşündüğüm birkaç kuralı sizinle paylaşayım,

alım ya da satım yaparken kesinlikle gün sonu kapanışı beklemek önemli. Gün içinde -5 ten + 5 e giden çok hisse gördüm. Bunlar hep silkeleme hareketi, bazen erken davranarak doğru adım atmış olabilirsiniz ama bu hareketi sürekli takip etmek bir süre sonra sizi büyük zararlardan koruyacak ya da kar elde etmenizi sağlayacak.

fiyatla inatlaşmamak gerekiyor. mesela bu hisse 9.40 ta kar satışı oldu düzeltme yapıyor deseniz bile defalarca kez 8.80 leri geçememiş, ve hep altında kapanış yapmış. Bu kesinlikle tesadüf değil ve bu sebepten ötürü FİYATLA İNATLAŞMAMAK GEREK. hata ettiğini kabul edip zararı kesmek en doğrusu. diğer türlü harcanan zaman, büyüyen zarar ve bozulan psikoloji söz konusu.

son olarak hiçbir hisseye all in girmemek ve asla asla maliyet düşürmemek gerek. bu durumda sizi kısır bir döngüye sokuyor, eğer hisse dönmezse zaten elde nakit kalmamakla birlikte zarar da artıyor.


Gelelim bana, ben olsam bu durumda ne yapardım? Maliyetinizi, paraya ihtiyaç durumunuzu ve pozisyon büyüklüğünüzü bilmeden yazıyorum bu durum tüm kullanıcılar için değişebilir çünkü, yaklaşık %5 lik marjı kabul ederek 5.75 seviyelerinin üstünde kalmasını takip ederdim. oradan dönme ihtimali yüksek diye düşünüp beklerdim, orada kırılınca hiç düşünmeden pozisyonu kapatır ve yukarda yazdıklarımdan ders çıkarırdım. Belki sizin için pahalı bir ders olacak ama "borsada fırsatlar bitmez".

Oradan dönerse de ilk takip edeceğim direnç 200 günlük hareketli ortalama olurdu.

Nacizane kendimce hisseyi yorumlamaya çalıştım, bunların hiçbirisini tavsiye olarak almayınız. Sadece bir pozisyon alırken ne kazanırım/ne kaybederim e odaklanın.

Bol kazançlar.

1 milyon TL'ye %53 faiz veriyor bankalar. Borsa bir süre pause gözüküyor. Ytd

Hayatimda hic kisa vadeli borsa "oynamanin" kumar oldugunu para kaybetmeden cozen birine raslamadim. Kaybini ders ucreti olarak say.

"Ne zaman satsam bu hisseleri?"
Bunun cevabini gercekten aramizdan birinin bildigini dusunuyor musun? 1 aya da olabilir, aldigin fiyati 10 sene hic gormeye(de)bilir.

kisa vadeli islemler zararli denmis ancak borsa istanbulun son 10 yilina bakarsaniz uzun vade de zararlisiniz.
borsa istanbuldan uzak durun. kendiniz ve aileniz icin yatirim yapmak istiyorsaniz abd piyasalarini inceleyebilirsiniz.

başvurduğum amerikan okullarının istediği transkript, resmi transkriptin fotokopisiydi. ben fakülte öğrenci işlerine e-posta atıp ingilizce transkriptin fotokopisini pdf olarak aldım. e-devlet'tekinde mühür, kaşe, imza olmuyor; e-imza ancak e-devletten doğrulanabiliyor. bu yüzden kabul edilmeme ihtimali olabilir.

bu arada ikisi arasındaki bir diğer fark da e-devlet'tekinde alttan alınan dersler yazarken, mezuniyet transkriptinde yazmıyor, bilginiz olsun.

Çok teşekkür ederim hocam. Sahiden, işin İngilizce kısmı bir yana böyle bir boyutu da var, onu düşündürmüş oldunuz. O halde ben de pek geç kalmadan aynı yolu izleyeyim.