Ekşi Duyuru

Hamile yastığı:p

Suluk olabilir.

@aman üstüme geliyorlar aslında ben de böyle düşünüyorum. Ama bulamadım bir şey. Mutlu olsun diye hep uğraşıyorum o da farkında. Soramiyorum da sürpriz olacağı için ne istersin diye.

Zıbın seti alabilirsiniz.

gümüş telkari broş alın fiyatları 500-800 lira arası hem hamilelik dışı, yılda 4-5 sefer yakasına taksa hatıra olur

Kesinlikle hamilelik ve bebekle ilgili bir şey almayın. Madem yeni tanıştınız, sizin sevdiğiniz şeylerden oluşan bir paket yapabilirsiniz. Sevdiğiniz yazarın bir kitabı, sevdiğiniz bir çikolata gibi.. Güzel de bir not yazarsınız, beni mutlu eden şeyler umarım seni de mutlu eder gibi. Birbirinizi daha yakından tanımak için vesile olur.

Bize işyerinde dionesse markasının sabunlarından oda kokusundan filan oluşan bi kutu hedihe ettiler. Cilt bakımı için filan kullanılacak kil maskesi bi de a vitamınli serum bi de tonik gibi şeyler de var. Küçük kutularda ama farklı farklı şeyler koymuşlar aşırı hoşuma gitti. Öyle bi kutu alabilirsiniz. Bütçenize göre tabi.

Aydemir Akbaş babam beni götürdü okula yazdırdı aldılar gibi bi şey demişti Galatasaray Lisesi için.

zamanında bir hocamı milliyet arşivde ararken istanbul erkek lisesi kazananlar listesi küpüründe gördüm. küpürde galatasaray lisesi ve kadıköy koleji(kadıköy anadolu) için de kazananlar listesi vardı ayrıca. ne kadar katılan vardır sınava, kazanma oranı nedir bilmiyorum. 1957 doğumlu.

şimdi tekrar baktım 313 puan yapılmış sınavda 261 puanla asil olarak girilebiliyormuş istanbul erkek'e, galatasaray için 253 puan.

Her okul kendi sınavını yaparmış. Merkezi sınav veya yerleştirme yokmuş.

Galatasaray lisesine genelde zengin çocukları giriyormuş.

15 Eylül'e kadar aynen ağustos gibi sıcak olur, sonrasında da şansınıza sıcak da devam edebilir, soğuyabilir de. 2022 eylül'de soğuk günler vardı, akşamları kapşonlu sweat ile oturuluyordu. geçen sene ağustos'u bodrum'da geçirdim, rüzgar vb. çok azdı eylül de daha sıcak geçmiştir.

onun dışında eylülde çoluk çocuk kalmıyor, kafa dinliyorsunuz, plajlar iskeleler daha müsait olur.

sakin olur, sıcak olur. kalabalık sevmiyorsanız rahat olur.

Deniz sıcaklığı devam eder, fena olmaz deniz ama hava durumu şans.

ben bodrumda yaşamış bi arkadaşa sormuştum denizi çok soğuk olur demişti eylül sonu için. o yüzden tercih etmedik geçen sene. manavgata gittik, şahaneydi.

biz tamamen otelde geçireceğiz, haziran çok mu bunaltıcı olur peki? teşekkür ederim yaıntlar için.

ben 2020 eylül'de marmaris'e gittim her gün 35 dereceydi. bodrum da farklı olmaz bence.

Bodrum'un en güzel zamanı.

sadece borçlu olduğunuz ayda indirimsiz ödersiniz. borcu ödedikten sonra gelecek ay yine indirimli olacaktır.

Kime aldığıma bağlı. Sevgilime alırım çünkü verdiğim değerin parayla alakasız olduğunu çoktan çözmüştür.

Bunun haricinde bileklige bakınca gözlerim kanadı. İns 5-7 yaş yeğenine aliyorsundur

karşılıklı bir hediye değilse fiyatını dert etmezdim. yani yıl dönümü kutluyoruz ve eşim bana hediye olarak muhtemelen ps5 alacak ise tuhaf olur ama içimden geldi bak sana ne aldım gibiyse sorun olmaz bence.

görüntüsünden öte, bir hafta sonra kullanılamayacak hale gelecek büyük bir ihtimalle, dandikliğinden ötürü. tercih etmezdim ben de.

Fiyatı sıkıntı yapıyorsanız, daha pahalı bir hediyenin yanında verebilirsiniz.

Bana göre hediyenin fiyatı olmaz. Hediye karşı tarafın seni düşünmesi, önemsemesi anlamına geliyor. Herkes imkanı ölçüsünde davranır. Hediye güzel bir şey fiyatı önemli değil. Ömür boyu saklarsin. Her gördüğünde mutlu olursun.

Orijinal takı alamıyorsanız başka bir hediye alın bence.

Ben imitasyon takı hiç sevmem. Belki sevgiliniz de sevmiyordur.

Bileklik gerçekten çirkin bu arada.

ucuz hediye problem degil ama bu da cocuk oyuncagi gibi birsey

Yani eşime geçerken görmüşken öylesine alirim diyeceğim bir şey bu anca. Ucuz takı riskli çünkü metali sebebiyle alerji bile olabilir. Ucuz metal taki baya kötü yani.

Bence başka bir şey alın. Bence kitap bile şundan iyi. Parasinda değilim ama ucuz taki harbiden kötü oluyor.

yanıtlar için teşekkür ederim. nota şeklinde olmasını özellikle seçmiştim çünkü müzikle ilgileniyor. böyle altın rengi ancak çok büyük olmayan takıları var.

altın ve gümüş istememiştim. kafam hala karışı olsa da sanki sorumun cevabını aldım.

zaman ayıran cevap verme nezaketini gösteren herkese teşekkür ederim.

Veriliyor. Benim arkadaş öyle yapıyor. Niye yapıyor bilmiyorum hiç anlamadığım işler ama kendi arabasını etrafındaki insanların sahibinden hesabından ilan açıyor.

verirsin ama kendi numaranla veremezsin. bi numara bi hesapta tanımlı olabiliyor.
çünkü 1 ay ücretsiz sadece. o da senede 1.

www.reddit.com
Hesaplara min yaş kısıtlaması getirilebiliyormuş. Profil ayarlarınızda kişisel detaylar gibi bir yerde doğum tarihiniz olmalı, onu bir kontrol etsenize.

Virüslerin çoğu sabuna karşı dirençli değil. Sabun tozuyla 30 derecede yıkaybilirsiniz.

Dezenfeçsiyon ayağına sakın eski usûl kazana atmak gibi fikirler aklınıza gelmesin.
30'la yıkayıp kurulayın. Virüsler, organik olmayan cansız ortamlarda genelde 2-3 saatten fazla yaşayamaz.

tinyurl.com

AccuWeather

accuaweather

Siteyi hatırlamam ama tatile gideceğim yurtdışı sitelerinin hep bir önceki yıl aynı tarihlerdeki hava durumuna bakarım.

“Weather Madrid December” yazınca çıkar site zaten ilk arama sonuçlarında…

kargo hareketlerinin bir satırında yerel takip kodu da gözüküyor. Onunla yurtiçi hareketleri takip edebilirsin. Ben o numarayı bildiğimiz Türk kargo şirketlerinin sitesinde deniyorum. Birinden çıkıyor.
Takip numarasını bana yazarsan ben de bulmayı deneyebilirim.

www.youtube.com

Bir ben var +1
Yüzerek öyle kaslanamazsiniz, hele pantalon ile alakalı hiçbir şey olamaz.
Kesin yüzüyorum diyip fazla yiyorsunuz. Buna ek suyun icinde terlediginizi hissetmediği için susuz kalmis olmaniz haliyle susuzlugu açlık olarak anlamaniz da olası.

Muhtemelen haklısınız ve beslenmeme dikkat etmem gerekiyor ancak yüzmekten kastım, yoğun tempoda, neredeyse ara vermeden çeşitli stillerde yüzmek (profesyonel yüzme eğitimim var). Dolayısıyla beş-altı ayın sonunda yüzme kas kütlesi kazandırıyor esasen. Kas kütlesi kazandığımı hissediyorum ancak beni rahatsız eden bir şişkinlik hissi de var. Acıkmaktan kastım ise normal bir öğün yedikten 3 saat sonra hiç yemek yememiş gibi acıkmak. Sık sık su içen biriyim, susuzlukla alakalı olduğunu sanmıyorum. Bir şekilde bu yeme olayının önüne geçmem gerekiyor gibi görünüyor.

Ne yüzerek ne başka bir sporla popoya ve göbeğe, pantolon dar gelecek şekilde kas ekleyemezsin. Hatta tam tersi olup poponun ve göbeğinin küçülmesi lazım.

İştah ve dengesiz beslenme problemin olmalı. Telefonuna fatSecret uygulamasını yükle, boyunu, kilonu, sporunu, yediğini, içtiğini yazıp bir incele. Aldığın protein, karbonhidrat ve yağ miktarlarına bak. Ağır sağlamın Beslenme sayfasını bir incele. Ne yapman gerektiğini çözersin.

sadece almanlar degil avrupada kuzeye dogru ciktikca daha sade giyinir insanlar, evleri sadedir, yedikleri sadedir. hayatlari da basittir. guneye indikce de gosteris artar, yemekler cesitlenir, insanlar daha eglencelidir.

bunun nedenini herkes bir tarafa bagliyor, kimi iklim, kimi kultur, kimi protestanlik ile iliskili goruyor.

Avrupalılar Avrupalı gibi yaşıyor, kendi ülkeleri gibi. biz Afgan gibi düşünüp Amerikan gibi yaşıyoruz. dekolte var, ama kafa gidirik^^ saç Amerikan erkeği gibi, ama beden dili hırpani^^

avrupada italyanlar harici giyimine özenen toplum görmedim. @anlatamıyorum +1

ülke olarak maslow piramidinin altında olduğumuz için giyim tarzımız böyle.

Avrupanın geneline ait bir durum değil. İtalyanlar ve fransızlar gyimlerine baya kafa yoruyorlar örneğin.

Özellikle kuzey ülkelerinde dediğiniz gibi H&M basics görüntüsü var.

Türkiye'de kültürel bir çekişme var. İnsanlar giydikleri şeyler üzerinden siyasi bir kavga ediyor aslında. Söz konusu giysi ister şort olsun ister peçe. Bu kıyafetler sahiplerinin bir çeşit bayrağı. Bunu bilinçli ya da blinçsiz yapan var. Kültürel stabilite olmayınca her şey bir sembol halini alıyor, bence anlaşılmaz bir durum değil.

Sadece giyim değil, cep telefonlarına baksan da aynı tevazuyu görürsün.

Gösteriş merakı ve özenti, toplumsal cehaletle doğru orantılı olduğu için durum böyle.

tevazu ile alakasi yok. bilmiyorlar. bu sandaletin icine giyilen dize kadar cekilmis corabi gunluk hayatta gorursunuz bu memlekette mesela. cok absurd birbiriyle uyumsuz seyler giyen bir ton insan var. bu insanlar ust siniftan da olabiliyor. sadece bu degil yemekten falan da anlamazlar cogu aksam bir dilim ekmegin ustune peynir koyup yerler o kadar.

bunlar ustun irk degiller. her yaptiklari dogrudur diye bir sey yok. bazi seyleri beceremiyorlar. esprileri kotu yemekleri kotu giyinmekten anlamazlar. ama muhendislikleri duzenleri iyidir. edebiyatlari iyidir. felsefede iyilerdir. falan filan.

Ya ben sadelik, tevazu vs pek katılmıyorum,
Genç nesil çok güzel giyiniyor, bunun dışında bir de hava soğuk güzel giyinse ne olacak.
Ben bir keman resitaline gitmiştim o adam da ünlüymüş, ve münih sosyetesinin içine düştüm ağzım bir karış açık kaldı. Herkes çok şıktı, Firdevs yöreoğlu yanlarında ezik kalır. Giyinmek istedikleri zaman giyiniyorlar. Onlarda başka şeylerle hava atıyorlar ama bizde ekonomi iyi olmadığı için daha o seviyeye gelmedik.

tevazu ile alakasi yok +1, tarz farki var. bir de gerektigi zaman oyle bir marka giyiyorlar ki..

yurtdisinda hippi kiyafetleri satan dukkanlarin etiketlerine bakin, fiyatlar saglam markalari aratmaz. yani kiyafete para harcamiyorlar da denemez.

akdeniz insani ile soguk ulkelerin insanlarinin tarzlari farkli, o kadar.

Avusturyalılar, hele ki Viyanalılar Alman değil yalnız :D
Onun dışında 15 sene Viyana'da yaşadım, bunu söyleyemem. Yani bana garip gelen bir şey yok giyimlerinde. Esasen Türkiye'de insanların ya fazla paçoz ya da fazla kokoş olduklarını ama bir türlü ortayı tutturamadıklarını düşünüyorum.

Almanya'ya hic gitmedim ben ama Ingiliz arkadaslarim (erkekler) hic memnun degillerdi Almanya gezilerinden. Kizlar cok kapali giyiniyor, musluman ulke gibi, bogazli kazakla gece kulubune gidiyorlar falan diye anlatiyorlardi. Ben de herhalde bizim gurbetcilerden rahatsiz olduklari icin kapali giyiniyorlar diye yormustum:) Gerci ingilizler cok acik giyiniyor

Ben tevazu demiştim. İki arkadaş tevazu falan değil deyip gerektiği zaman ve yerde giyindikleri söylemişler.
Gerektiği zaman ve yerde nasıl giyinileceğini biliyorlarsa konu bilgisizlik ya da zevksizlik değildir. Gerekmediği yerde giymiyorlar demek ki. Gerekmediği yerde sadelikten ve gösterişsizlikten yanalar. Sade ve gösterizsiz. TDK tevazuyu böyle tanımlamış.
Adam mühendis. Masaya getirip bilgisini koyuyor. Son model telefonu, en pahalı parfümü ya da dekolteyi koyma gereği duymuyor.

Sebep tevazu yani. Yani gösterişe gerek duymamak. Gösterişe gerek duyanlar bunu rüküşlük ya da görgüsüzlük, bilgisizlik olarak görebilir tabii.

Sanırım Bilkentte okuyan Avrupa'lı bir kızın videosu dolaşıyordu orta yerde. Buranın kızları defileye gelir gibi geliyorlar okula diyordu.

Almanya'dan Fransa'ya bir tek canta hakkiyla gidince uzulmustum, cok guzel butikler falan vardi, iste onlar Almanya'da yok. acik giyinip giyinmemekle ilgili yazmiyorum.

genel olarak zevksizlikleri, tutumluluklari tevazularindan daha cok. ben kultur ve ekonomi oldugunu dusunuyorum.
bunun disinda adl, ipekyol gibi kiyafet pahali ama hm gibi basic, spor giyim hem daha ucuz, daha cok cesit var.

gunluk hayatta basicler. ama siradanlikla karismasin, benim is arkadaslarim hep mammut, gant, patagonia, salomon falan giyiniyor. zaten, atiyorum lacoste gomlek 100 euro, markalar ulasilabilir oldugu icin hava atma olayi yok.
tipleri de sportif olunca hm bile yakisiyor.

www.pariste.net

yerel lezzetler ve tarihi bir restorant olarak "Bouillon Chartier" denemenizi öneririm.

Bouillon Chartier tarihi bir yer olmasina ragmen ben onermem. Isminden dolayi onunde yuz metre sira olmasinin yanisira (ben tek oldugum icin direkt iceri almislardi) yemekleri de pek iyi degil. escargot'yu burada denemistim. midye gibiydi bence ama gitmisken denemek lazim.

Bouillon Pigalle daha iyi bence. Burada da sogan corbasini ve baba au rhum tatlisini cok sevmistim ben. hatta bu tatliyi bi arkadasima dhaa onermistim gidince yemisti ve o da cok sevmisti.

ordek ve bouf bourguignon ortalama lezzetlerdi bence. creme brulee cok janti bi yerde yemis olmama ragmen (sanirim rotonde idi bu yerin adi) daha once yediklerimden cok farkli degildi. pastanelerden alabileceginiz her seyin tadi muazzam ama. yedigim ekler, pain au chocolat'larin ve kruvasanlarin tadi baska hicbir ulkede bu kadar iyi degildi. bunlari onunuze gelen her yerden alabilirsiniz bence. hepsi guzeldi.

marketten baget, peynir ve salam/jambon ve sarap alip da bir iki ogun gecirilebilir. bu da cok yapilan bir sey.

son bir kere de yemeden gitmeyeyim diye makaron almistim. o da muthisti. makaron icin laduree bayagi unlu bi yer. sanzelizedeydi galiba.

biz mahalle arası boulangerielere girip sürekli flan alıyorduk :D Le Marais'ye çok yakın bir yerde kalıyorduk ve akşamları eve dönerken de kruvasan falan alıyorduk. ben açıkçası aralarında fark görmedim.

Kesinlikle Japon mutfağı deneyin. Evet kulağa saçma gelebilir ama Japonya’dan daha iyiydi yemekleri. Google maps’den bakıp yüksek puanlı 4-5 yere gitmiştim, hepsi de çok iyiydi.

evet ödedik

onlar zaten polisle anlaşmalı yedi eminler değil mi? trafik cezası, çekici bedeli ve otopark bedeli tahakkuk eder, fiş de keserler.

o yüzden ödemeden alamazsınız arabayı oradan. ben de ödedim.

birinin fiyatını diğerine söyleyerek istediğim tedarikçinin fiyatını makul seviyeye çekmeye çalışırım. doların 2 sene önceki fiyatına endeksler üstüne de dolar enflasyonu koyar, bu hesaba göre pazarlık yapmaya çalışırım. öncelikle kendi kafanda piyasasını oluşturabilirsen ikna etme ihtimalin daha yüksek olur.

hayır. işveren sgkya bildirdikten sonra 15 gün içinde ödenmesi gerekiyor. benim 4-5 gün içinde yatmıştı hep.

Caddebostan deyince İstanbul'dasın sandım.Sonra İzmir dedin kafam karıştı.
Çim sıcaktan çok fazla haz etmeyen bir bitki. Onun için İstanbul coğrafyası İzmirden daha şanslı çim yetiştirmek için. Yani İzmirde asla İstanbuldaki kadar güzel çim elde edemezsin.
Sen birçok şeyi aynı anda istiyorsun. Yani hem simidin tam olacak hem karnın doyacak türü bir şey.
Sana %50 Lolium Perenne, %30 Festuca Rubra %20 Poa Pretencis cimlerinden elde edeceğin bir karışım önerebilirim. İyi bir bakımla ve çok fazla ezmemek kaydıyla ve biçme zamanlarını aksatmazsan halı görüntüsünü sağlayabilir.
Bir de şu var. Köpek patisi çime hiç yaramaz. köpek kulübe çevresinde ağzınla kuş tutsan çim olmaz.
Söylediklerimin hepsi güneş gören bahçeler için. Eğer güneş görmüyorsa Fare kulağı dışında bir seçeneğin yok ki o da hiç basılmayı sevmez ve hiç de güzel görünmez.
İzmirde Mart ayı ekim için uygun. Hem güneş kendini gösterecek. ve hem de İzmir sıcağı henüz başlamamış olacak.
Söylediğim karışımı kendin de yapabilirsin. O oranlara yakın olacak şekilde hazır da bulabilirsin. Metrekareye 50 gr yeterli olursa da sen o kadar da cimri davranma.
Kolay gelsin.
Biraz sarı olsun canım üzerinde tepinmek istiyorum dersen de Bermuda Grası önerebilirim. Hem basılmaya mukavim, hem sulamayı azıcık aksatsan diğerleri gibi hemen ölmez. Hem bahçede ara ara ekip güzel bir bakım yaparsan iki aya tüm bahçeyi kaplar şekilde yayılıcı özelliği vardır, hem biçmeyi azıcık aksatsan sapa verme problemi yok. Aslında İzmir'in Akdeniz'in çimi bu.

abi çok teşekkür ederim bilgiler için.

bahçe güneş görüyor, otomatik sulama vb. sistemlerimiz de var, sulamada da sorunumuz yok yani.

önde küçük bir bahçemiz var, orda biraz deneysel şeyler denedim.

www.intfarming.com

şu çimi ektim.

ibb.co

kasım sonu ekmeme rağmen hayvan gibi büyüdü ve çok sağlam gözüküyorlar. budamasını geciktirmek zorunda kaldım, çünkü aralıksız 20-25 gün yağmur yağdı. bu haftasonundan sonra uzun bir süre sağanak yağış olmayacağı için, bu hafta sonundan sonra biçeceğim.

ugandadan devam etmemi önerir misin peki bu durumda? yoksa dediiğin formüllerden devam mı?

Uganda çimi ne ola ki diye Google'a baktım. Bermuda Grass'mış :)
İzmir'de kış şartlarında istediğin koyu yeşil rengi verir de yazın renk açar, daha açık renkli bir şey olur. Onun dışında bir sıkıntısı yoktur. İyi taraflarını daha önce anlattım.

Biçmeyi geciktirirsen ki geciktirmişsin. Hem sapa verir. Tüm dalları budanmış ağaç gibi dımdızlak kalır ve birkaç biçim zamanına kadar kendini zor toparlar ve hem de tırpan değil de normal makineyle biçiyorsan sıkıntılı olur, yolunur.

Hangisinden devam edeceğine sen karar ver. Rengi biraz açık olsun farketmez. İzmir için uygun olanı olsun dersen Bermuda grass. Yok illa koyu yeşil halı gibi olsun. Nazlı olsun farketmez, gözüm gibi bakarım diyorsan da söylediğim karışım.

Not: Çiçek tarhı, ağaç gövdesi, obje, girintili çıkıntılı duvarların kenarı falan varsa tırpan, düz alanlarda klasik makine öneririm. Düz alanda tırpan kullanmak ustalık gerektirir.

Sıcakta gündüz sulaması faydadan çok zarar getirir. Akşam ya da gece sulaması iyidir.

Kışın, yanmış elenmiş büyükbaş hayvan gübresi vermek iyidir. Ekim yaparken ve ekim öncesinde de verilmelidir. Ama organik gübre çok yabani ot tohumu taşır.

Yabani ot 12 ay boyu özellikle yağmur sonrası toprak ıslakken köküyle sökerek bölgeden uzaklaştırılmalıdır.

Ağır topraklarda 3-5 yılda bir kök havalandırması, ayrıca kumlama yapılmalıdır. Bilen biri tarafından
vs

@mirket,

evet evet budamayı geciktirdim. ama ön bahçe küçük 5-6 metrekarelik bir alan. orda deneme yapmak istemiştim, 3-4 farklı çim ekip beğendiğimi etrafa ekecektim.

rengi açılsa da sorun değil, eğer her daim sağlıklı vs. kalıyorsa.

@Mirket,

hazır yakalamışken :)

ben şimdi bahçivanları martta çağırmayı düşünüyordum. Hem tüm bahçeyi bellesinler, hem gübreleyip ekim yapsınlar diye.
eğer dersen ki kışın 1-2 posta belletip gübrelet, sonra martta ektirirsin. öyle yaparım. yoksa hep bir arada olursa daha faydalı olur dersen de, onu yaparım. :)

Toprağı ne kadar belletirsen o kadar iyi. Yabani ot tohumlarını öldürmüş olursun, toprak havalanır falan. Ama bahçıvana vereceğin paraya değer mi konusu var. Ben yapmazdım. O kadar zengin değilim :)

Hem bellenebilmesi için toprağın bi miktar suyunu çekmesi lazım. Yağmur mevsiminde zor o. Bele yapışır kalır.

Bu arada ekim için Mart dedim ama. Küresel ısınma falan derken biliyorsun mevsimler sapıtmış vaziyette. Bir hafta güneş göreceğinden emin olduğun gün aban olaya. Martı bekleme.

@mirket süper abi teşekkür ettim.

bi de izmir zaten çok 10 derece altına düşmediği için, bence de scope'ta çok soğuk olmadığı bir dönem yapıştırıp geçerim.

ben 15 aralıkta da çim ektim, izmirin en soğuk olduğu günlerdi belki de (kasım sonu da aynı şekil) onda da başarıyla çim alabildim. (deney yapıyoruz)

----

belletme işi için de, bizim bahçe 200 metrekare vs. benim gücüm yetmez diye düşünüyorum. belleme makinası falan gerekir, ona da 4-5bin vermek mantıklı olmaz diye düşündüm. o yüzden gelip belleyip gitsinler, tırmık vs. işini ben çözerim diye düşündüm de. bilemedim.

Madem deney yapıyorsun şöyle bir şey yap.

Daha önce diktiğin bermuda rubraları biçmeden kökleriyle sök. Her bir kökü diğer bahçede birkaç karış mesafeyle domates fidesi eker gibi ek. Sonra bahçeyi düzenli sula, gübrele ve yabani otlardan arındır.

Bakarsın üç ay sonra yeni ekime gerek kalmayacak kadar yayılıp bahçeyi kaplamışlar.

Bermuda rubranın diğer çim çeşitlerinde olmayan öyle bir güzelliği var. Yayılır.

Zoysia çimine de bir bakabilirsiniz.

@clia,

zoysia çimiyle ilgili de içerikler izledim. ama hep zoysia çiminin satışını yapanlar içerik paylaşmış. tarafsız, düz kullanıcıların pek videosuna rastlamadım. o yüzden şu aşamada güvenemedim. onu da belki bahçenin bir bölümünde deneysel olarak kullanırım 5-10 metrekarelik bir alanda. öğrenmek için :)

Helikopter ile İstanbul turu yaptıran firmalar var belirttiğiniz durum buna uyuyor. O tarz birşey olabilir.

istanbul'u bilmem. ama tepenizde sürekli aynı çemberi çizerek dönen bir helikopter varsa, o çemberin merkezinin denk geldiği noktada tayyip erdoğan vardır.

yani ankara'da böyle bu. saray dışında herhangi bir noktada ise, o nokta merkezli çemberde helikopter döner.

Bu ay bakmanizi tavsiye ederim, ayrica Mayis Haziran bir cok avrupa ulkesinde bol resmi tatilli bir donem, bundan da etkileniyor fiyatlar, istanbul aktarmali thy alan cok.

Bu noktada, sizin belirttiğiniz fiyattan öte, satışta ve expert'te evin ne kadar göründüğü de önemli değil mi? Bunları da araştırdınız mı?

yarın önce emlakçı sonra bankayla görüşücem.

devlet bankaları veriyor bildiğim kadarıyla ama tabiki evin rayici falan önemli.

Bugün bir haber denk gelmişti, Akbank - 1 milyon - 10 yıl vade konut kredisi diye.

Kredide sıkıntı yok sanırım ancak oranları yüksek. 3-4 banka gezip, sorabilirsiniz.


.

benim zamanında annem gitti sgk mi ne, yurtdışında yaşadığımı belgeleyen şeyleri verdi (pasaport kopyasi vs). Sildiler.

bağlı bulunduğunuz sgk müdürlüğüne , yurtdışına çıkış yaptığınız ve yaşadığınızı gösteren çeşitli belgeler ile birlikte müracaat edilmesi gerekir.

Evin yaşı ve eksper değerine göre kredi veriyorlar. Evin tamamına kredi verecek bi banka yoktur. Belli bi yaşın üstündeyse eksper değerinin %50si civarına kredi veriyor genelde bankalar. Oranlar değişiyor ama akbank, ing ve işbankası şubelerine gidip sorun en iyi oran onlardaydı

evin yaşıyla değil enerji sınıfıyla alakalı verilen kredi miktarı. yani eksper gelecek, değer biçecek. sonra evin enerji sınıfına göre çekebileceğiniz miktar belli olacak. d sınıfı için eksper değerinin %50sini veriyordu mesela en son iş bankası. tabi gelirinizin kredi ödemeye uygun olup olmadığına bakılıyor başta.

bakanlıkta çalışan kariyer meslek memurları zamdan önce 30k alıyordu. Asker polis zaten en az 30 alacaktır bu durumda. Öğretmenler ek ders hariç 22-23 alıyor sanırım emin değilim. ama ek ders vs ile 26-27 ye çıkıyorlar sanırım. Bu maaşlara %50 ilave ederseniz zamlı maaşlara ulaşabilirsiniz

Memurlukta kademe diye bir şey var. Başlangıç seviyesi biri değildir onlar. 15 yıl üstü kıdemi olanlar için olabilir

Başöğretmen unvanına sahip öğretmenin ek derssiz çıplak maaşı 42 küsür oldu.

Net.

o maaşların hepsi o ünvandaki en üst noktadaki insanların maaşları. yani en az 10-15 yıllık bir öğretmen o parayı alır. diğerleri çok daha az alacaktır.

Biraz önce bir sitede gördüğüm kadarıyla 1. derece 4. kademedeki öğretmen maaşından bahsediliyor. 28 yıllık öğretmen yani.

sormak istediğim, nasil net oluyor, kademeli vergi yok mu aydan aya artan? bu deger ortalama mi?

memurların brütle işi yok ki. Özel sektörde bile, bugün işverenin 42 net için atıyorum 55 brüt ödüyorsa, yeni dilime girince 65 brüt ödüyor olabilir. Onlar hesaplanıp ödeniyor. İşçi net alıyorsa eline hep aynı para geçiyor.

yıl sonuna doğru vergi diliminden dolayı ele geçen para düşüyor elbette.

annem öğretmen ama bordrosunu hiç görmedim tabii. Fakat yıl sonuna doğru vergi dilimini geçince memurların aldıkları para düşüyorsa bu daha büyük skandal bence :) Cidden öyle mi net bir cevap alabilir miyim?

edit: maaştan vergi kesilmesi ayrı konu, brüt maaşın her ay aynı olup yıl sonuna doğru eline geçen net maaşın değişmesi ayrı konu.

Gecen sene en dusuk ogretmen maasi 30 bin diye haber yapiyordu a haber. O sirada ele gecen para 21 kusurdu. Ordan hesaplayin artik ne kadar dogru.

@nhk Hacı vergi dilimine girince maaşın değişmesi brüt işte. net dediğin maaş vergiden etkilenmez her ay aynı maaşı alırsın.

Öğretmen olarak cevap vereyim. Devlette 4. Yılım hiçbir zaman tv deki maaşları almadım. O maaşlar 25 yıl üstü eşi çalışmayan 6 yaşından küçük iki çocuğu olan öğretmenin maaşı olarak hesaplanıyor genelde. Halbuki işe yeni başlayan öğretmen şuan 23 bin liranın altında alıyor. Yani maaşı yüzde 50 zamla 33-34 bandına gelecek. Tabi bu vergi dilimini geçene kadar. Daha sonra kademeli olarak düşecek. Ek ders mevzusu herkes için aynı değil mesela bizim okulda aylık 1000-1500 lira ek ders alan öğretmenler var. Çünkü girecek ders yok. Bunun yanında 6000 lira ek ders alan hocalar da var ama 40 kişiden 3-4 tanesi yani. İdareciler ise her zaman full ek ders alır.

@nhk

devlette doktorum. Evet yıl içinde aylar ilerledikçe vergi dilimine bağlı olarak aldığımız para azalıyor. Bu kişi vergi dilimine girdi, brütü artıralım mantığı olmuyor yani.

her ay vergi dilimi değiştikçe daha az maaş alıyorum +1

Ozeldeki gibi yilin basinda 40 aliyorsa yil sonunda 30 aliyor gibi bir durum soz konusu degil memurlarda. Yilin basinda 40 aliyorsa sonunda 39 aliyordur.

Ben de lisedeyken okumuştum. Çok zaman geçti ama sadık olmadığını hatırlıyorum. Filmde yer almayan çok farklı karakterler var kitapta, film birçok açıdan sadık değil kitaplara.

Fakat çocukluğumuzdan beri aşina olduğumuz, defalarca izlediğimiz bir film olduğu için, film serisi o kadar iyi ki, kitaplardan tat alamamıştım ben. Tabii dediğim gibi çok zaman oldu okuyalı, şimdi okusam ne düşünürüm bilmem

rıfat ılgaz bile filmleri eleştiriyor beğenmiyor, kitapta olmayan karakterlerin eklenmesi, olan karakterlerin değiştirilmesi, kitaptaki anafikrin filmde tam tersi olması

internette rıfat ılgaz filmleri beğenmedi eleştirdi diye aratınca yazınca ilgili yazılar çıkıyor

inek şaban kitapta gerçekten inek bir öğrenci mesela.

Ben okudum baya farklı olaylar var ve kitap da çok eğlenceli geldi bana. Filmlerin yeri ayrı ama kitap da oldukça güzel.

Uzanma koltuğunun altı da sandıklıysa yaklaşık 8-10 cm uzunluğunda bağlantı vidaları var bir tarafı somunlu diğer tarafı küt. 4 5 tane onlardan alıp sandık kısımlarından delip vidaları takıp somunları sıkacaksın.

Bir ay sonra demir eksikliği anemisinden hastaneye gider ya da götürülürsünüz.

Bir ben var +1
Böyle bir beslenme uzun süreli olmayacağı için eninde sonunda eski halinize gelirsiniz.

Bir de tabiki sağlıksız bir beslenme olur. Arka planda ne yan etkisi olacağını bilmek için nelerden eksik kalacaksiniz bakmak lazım.

kendi aracınızın üstüne 300 koyup alınacak araç değil. bu kısa cevap.

508 çok talep gören bir araç değil, bu açıdan ben olsam almazdım. mg hs de aynı şekilde, almazdım, alsaydım satmaya çalışırdım, üstüne 300 koyup 508 almaya çalışmazdım.

sizin durumunuzda ben olsam mevcut araçtan memnunsam kullanırdım, hafif bir kıpırdanma varsa satar en çok talep gören segment ve marka/modelde araç alırdım. Para sorunum yoksa keyfime göre ne istersem onu alırdım. Para sorunum olmasa bile parayı havadan kazanmıyorsam ikinci el değerini de düşünür en çok talep gören marka modellere bakardım ama siz bilirsiniz,

Zaten kişisel bilgilerin gizliliği gereği öyle bir açıklama hiç yapılmaması gerekir, hatta suçtur, ama Türkiye`de hukuk namına düzgün işleyen ne kaldı ki?

Beni birisi dolandırsa ve yasal olarak sıkıntı olmasa tüm konuşmaları basına kendim bile veririm yani suçum yoksa niye çekineyim ki? Kolay yoldan para kazanma hırsı ve dolandırıcılar arasında geçen konuşmalar işte çok dramatik bir hikaye yok ortada

Ben yakın zamanda İkeadan HUVUDSPELARE aldım. 3k fiyatı var. www.ikea.com.tr Ben de aynı firmanın 3 katı fiyata sahip JÄRVFJÄLLET ürünü de var ama onda bu kadar rahat edemiyorum. Garç, gurç etmiyor, sadece sırt yaslanınca alttaki mekanızmadan bir ses geliyor belki o da benim ayar yapamamamla ilgilidir bilemiyorum. Sırt bel ağrısı yapmıyor. Bunlar benim kendi kişisel deneyimlerim, deneyip almanı öneririm hangi sandalye olursa olsun. Kolları yukarı aşağı ileri geri hareket etmiyor malesef. Bunları yapan sandalyeler çok daha pahalı araştırmalarım kadarıyla

Hoşunuza gitmeyecek ama denemeden bilemezsiniz.
İki hafta önce bir arkadaşıma sandalye aldık. Ikea'daki bütün sandalyelere oturup denedik, oradan Bürosit satan bir ofis mobilya mağazasına gittik, üç katlı mağazada kaç sandalye denedik bilmiyorum. Eşimin rahat bulduğu sandalyeleri biz sevmedik (20-25 santim boy farkı var), benim sırtını rahat bulduğum sandalyede arkadaşım hiç rahat edemedi. Sonunda şunu aldık: www.ikea.com.tr
(Ek olarak, Bürosit'in her yanı oynayan sandalyeleri 7 bin civarındaydı yanlış hatırlamıyorsam.)

telefonla arayıp durumunuzu anlatırsanız yardımcı olabiliyorlar-mış.
biraz ajite edebilirsiniz hatta telefonda.

uzun yillar yaptigim incelemeler ve giydigim urunler sonucunda giyim alisverisimi belirli markalara indirdim. ama ben hicbir zaman ne giydigine onem veren, modaya takilan biri olmadim o yuzden cok standart urunler giyiyorum kafam rahat oluyor.

tisort - lacoste
gomlek - gant
kazak - yun oldugu surece onemli degil ama iyi yun olacak.
kot - levi's
kanvas - dockers
ic camasiri & corap - blackspade modal olanlar
ayakkabi - adidas

mudo

Mudo +1

sanırım hepsiburada'nın markası olabilir. june markasının ürünlerini kalitesini beğeniyorum.

network çöp değil. iyi şeyler bulunabiliyor. özellikle limited tarafına bak.

beymen club, massimo ölmüş falan değil. her sezonda iyi ürünler vardır, kötü ürünler vardır. tüketicinin kendi zevkini, giyim tarzını belirlemesi ona göre marka seçmesi lazım. giyimde farklılık seven biri değilseniz, tutucuysanız evet bu markaların yeni sezonlarının yüzde 80-85i size çöp gelir. bu iki markanın her sezonunda 3-5 güzel ürün oluyor, ben de onları alıp geçiyorum.

onun dışında, don-atlette dagi ve mısırlıya bakın, m&s de iyidir don-atlette.

www.verginet.net netten brüte yaptığınızda burası iş görmüyor mu?

net anlaştıysan zaten her ay 40 bin alman lazım.

brüt anlaşsan her ay farklı alırdın.

Çevrilmemiş gibi gözüküyor.

Ben de hic girmiyorum facebooka ve bana da geliyor son aylarda, sebebi ne olabilir?

bana da sık sık geldi son zamanlarda. gelen maildeki kod 6 haneliyse phishing, 8 haneliyse gerçekten fb'den geliyor diye okudum reddit'te. maildeki linklere tıklamayın hemen silin ve fb şifrenizi değiştirin.

ekşide şu entry'ye bakabilirsin; #160292634

zaten başkasının alabileceği zamanlar da değilmiş pbs.twimg.com

üniversitenin bankayla nasıl anlaştığına göre değişir. belirlenen tarihte çalışanlar alabilir tarzı anlaşıldıysa hiç alamazsınız. belirli bir periyotta ödeme oluyorsa işe girdikten sonraki ödemeleri alırsınız.

Haksizlik tabiki. Benim ailem de ilk emekli olduklarında iki asgari yakin alirlardi. Şu an 10 bin falan anca oldu.

Bunun sebebi orta sınıfı yok etmek iste. Herkes ayni seviyede olsun diye. Çünkü az maaş alan haksizlik falan bakmiyor, oh bana zam oldu yaşasın hükümet diyor. Ayni erken emekliler gibi.

Orta sinif zaten hükümet karsiti. Onlara ne yapsa da önemi yok. Bu sebepten haksızlık yapmak istediler.

Ben misal Türkiye'de calissam bundan sonra asla emeklilik sistemine güvenmezdim ve maaşı elden alıp kendi yatirimimi yapmayi tercih ederdim çünkü bundan sonra Türkiye devletinin emeklilik sistemi insanlarin haklarini istediği zaman gasp edebilir olmuştur.

haksızlık tabi ki. bütün ülkeyi memur yapmak istiyorlar sanki. herkes kpss çalışmak istiyor artık. memurlar dışında herkesi süründürecekler resmen. çok garip bir ülke burası.

tabi ki haksızlık. bilindik akp tarzı. herkesi dipte buluşturma.

çalışan çalışmayan herkesi fakirlikte eşitliyorlar evet. Aynı şekilde eskiden 2 asgari ücret gibi emekli maaşı alan babam 7500 alıyor. Bu sene 11-12 olacak galiba yine en dip.

peki bunun hukuksal boyutu nedir? yani çalıştığı dönemde diğer çalışanlara göre daha fazla prim ödeyenlerin emekli maaşının daha düşük prim ödeyenlerle eşitlenmesi bir sorun değil mi?

Annem de aynısını yaşadı. En düşük maaş değilken birden en düşük alır oldu.
Çok büyük haksızlık. İnsanın emekliliğinde bile rahat yok bu ülkede.

eğer 3008 in kadranları bu üste taşınmış modeli ise 3008 seçerdim
encrypted-tbn0.gstatic.com

zira önceki tasarımda sürücünün boyuna uygun değilse direksiyon kadranları görmeyi engelliyordu

önceki 3008 modeli ve c5 arasında kalırsam c5 seçerdim kokpiti daha havadar görüş alanı daha iyi

bir de c5 in koltukları daha konforlu diyorlar

Arkaya 3 kişi oturacaksa C5 aircross, eğer düzenli olarak max. 2 kişi oturacaksa 3008.

3008 konsolü güzel değil ve araç genel olarak sert bir araç. c5 daha mantıklı ve kokpit rahatlık önünde 3008den önde. ikisi de c suv.

Hollanda belki Almanya.
diğerlerinden çıkması çok düşük ihtimal.

İleride kabul görür mü görmez mi, kanun değişir mi değişmez mi belli olmaz.

İşi sağlama alıp bir işyerinde gerçek sigortalı gösterseniz? Yok mu tanıdık bir işyeri olan? Neyse parası verirsiniz.

Hatta yazın sırf sigorta girişi olsun diye bir yerde işe de girebilirdi, zamanında bunu yapmayan gençler şimdi eyt emeklisi olamadı mesela. Yaşıtları, okul arkadaşları emekli olup da sigorta girişi geç olduğu için EYT yararlanamayan çok insan var :)

Burs, öğrenim kredisi vs alıyorsa şartlarına bakın, sigortalı çalışıyor diye bursu kesilmesin.

Aynı şekilde 2 aya yakındır yunandan randevu bakıyorum. Acil işim ya da planlı tatilim olsa çıldırmıştım. Benim anladığım tur şirketleri ya da aracı acentelar sürekli araya giriyor.
Bu kadar para alıyor bu taşeron firmalar sözde. Bu durumun ilgili konsolosluklarca incelenmesi gerekiyor artık saçmalık oldu.

büşra elsall?

@aman ben de dediğiniz şekilde yapmıştım. bugün arayıp teyit etmeye çalışacağım. Yalnız şu an otelz üzerinde de en ucuz bilet 4000 tl oldu. son uygun fiyatlı odayı ayarlamışta olabilirim :)

çünkü kafalarına göre indirim tanımlıyorlar. sonra işletme rezervasyonu görüp bu ne iş diye sorguluyor bir bakıyorlar ki bilmem neyin nesinden dolayı bir kampanyaya dahil edilmişsiniz ve ondan dolayı böyle bir fiyat üzerinden size rezervasyon gelmiş. misal gece 01:00-05:00 arası %60 gececi indirimi gibi.

devamı otelin insafına kalıyor. olayın üstüne düşerse sizi firmanın müşteri hizmetleri arar bir aksaklıktan ötürü rezervasyonun iptal edildiğini söyler. yada işletmeci bu seferlik rezervasyonu kabul eder.

başımıza çok geldiği için artık firma ile çalışmıyoruz.

otelzin kontratı farklıdır, önceden ödemesini yapıp oda almıştır. başka platformlarda dolu gözükse de burada oda olabilir ve o fiyattan yaparsanız mecbur ok lenir odanız.

Zamanında bir et firmasında staj yaptım. Gidip büyük marketlerden skt geçenleri vs topluyorduk.
Sonra bunların işleme girdiğini ve sosis vs olarak sarıldığını söyledi kalite sorumlusu.

bir de her mağazanın fire yüzdesi oluyor diyelim %3 normal sayılıyor

Markete girer.

Ancak bazı marketler, bazı bölümleri taşere ediyorlar. Örneğin manav bölümünü X firması yönetiyor. Her şey onda, kasadan geçenin %80'inini alıyor, %20'si markete kalıyor gibi.


.

tedarikçi firma ile yapılan anlaşmaya bağlı. kimisi geri alır, kimisi almaz, kimisi o zamana kadarki olan siparişin yüzde x kadarını iade alırım der, kimisi de 3 ay kala haber verirsen alırım yoksa almam der.

Adamın öpülmedik kulağının arkası kaldı zaten. Salak kelimesine takılacağını sanmıyorum. Ki programında da zaman zaman bu tarz yorumlar yapıyor, artık ne derlerse desin umrumda değil onlarla mı uğraşacağım diye.