Ekşi Duyuru

Hiç birini. Alacagınız su kalitesi dipte, maliyet tepelerde olacaktır. Güzel bir su arıtma cihazı alın. Temiz içme suyu probleminizi kalıcı olarak çözün

Kiracıyım, su arıtma cihazı takarak eve bir hasar vermek istemiyorum. Kaldı ki şu an 4-5 bin lira verebilecek durumum yok. Damacana 90 lira olmuş... Kendimce böyle bir çözüm buldum. Varsa bir alternatifiniz duymaktan memnun olurum.

bende büyüğü var memnunum.

ama su çok lezzetli sayılmaz.

@tnz İki sürahi modeli var ve ikisinin de 3.5 lt boyu var. Aralarındaki farkı bilemedim?

yeni cam modeli cikmis onu mu gordunuz acaba?
3 yildir brita kullaniyorum gayet memnunum

Şüpheli hareket tespit edilirse askıya alıyorlar. Daha önce benim hesaptan birileri sipariş vermiş, şifreyi çaldırmışım sanırım, kayıtlı karttan alışveriş yapılmış. Ben direkt fark edip yazdım tabi Trendyola, kayıtlı kartları da sildim.
Sonra benim hesabı askıya aldılar ve açmadılar. Bu tarz bir şey olduğunda tekrar açmıyorlarmış, yeni hesap açmamı söylediler. O hesap uçtu gitti yani benim. Gerçi premium cart curt bir şey değildim ben hayatımda hiçbir şey değişmedi.

ben 2010 dan beri hisse de

Abi öncelikle geçmiş olsun, hastalık ne bilmiyorum. Yanlış anlama ama bunlar olmaz. Bugün normal turiste bile zor vize veriyorken avrupa devletleri tahminen 50 yaşında bir insana ne okul ne dil kursu ne çalışmak için vize verir. Anneniz bir sirkette üst düzey yönetici falansa neyse de Avrupa'da bir insanı yanına aldırmak için ödenmesi gereken minimum para var, onun dışında o işin hollanda ya da Avrupa'dan bulunamayacak bir şey olması da lazım. Ki onu da kişinin kanitlamasi gerekecek, üstüne bu süreç aylarca sürecek (hatta yil). Misal romanya'ya bir tanıdık gitti şu an, 8 ay sürdü vize almasi.

Hani sizin için olsa neyse belki bulunur da anneniz için imkansız gibi.

yurtdisindan isci alimi ve organizasyonu yapan uitzendbureau lar var. isci haklarini koruyan cok adil kurumlar degil ama onlardan biri ile iletisime gecip calisma vizesi basvurusu konusunda fikir alabilirsiniz. ihtimal cok dusuk ama bi telefon acip durumu anlatirsaniz en azindan neyin mumkun olup olmadigi hakkinda fikriniz olur.

rastgele google layip sunu buldum. tanimam etmem, ornek sadece.
www.westflex.nl

Canon G3420 tanklı yazıcı kullanıyorum, memnunum. Yalnız, sınıfta öğrenciler kavga eder, yazıcıyı kaldırır ederlerse falan tanklı yazıcıları istemeden bozabilirler. Kartuşlu yazıcı uzun dönemde çok pahalıya gelir. Bu durumda renkli lazer alması en mantıklısıdır diye düşünüyorum.

Sacma bir soru olacak ama yazicilar
kartuslu
tankli
lazer
diye uce mi ayriliyor?

Sinifta ogrencilerin kavga edip yaziciya zarar verme ihtimalini hic dusunmemistim acikcasi.

Kartuşlu ve tanklı Mürekkep püskürtmeliler yavaştır. 1 renkli sayfayı nerdeyse 1 dk da yazarlar.
Siz renkli lazer yazıcı almalısınız. Tam dolu tonerlerle minimum 15 bin sayfa filan yazıyor çoğu.

@rodeocu renkli lazer yazicinin toneri ne kadar tutar acaba fiyat olarak?

"Mono Lazer Yazıcı" gibi ibareler goruyorum, bu siyah beyaz demek mi yoksa baska bir sey mi?

Evet mono siyah beyaz. Renkli lazer için 8 binin biraz üzerine çıkacaksınız.

ben de epson'un tanklı L3151 modelini kullanıyorum uzun süredir. bütün mürekkep püskürtmeliler gibi lazere göre yavaş tabi ama çok yoğun çıktı almayacaksanız bence iş görür bu tip yazıcılar. renkli lazer yazıcılarla arasında epey fiyat farkı var bildiğim kadarıyla. bu modelde fotokopi, tarayıcı da var. kablosuz bağlantıyla da çıktı alabiliyorsunuz. aklınızda bulunsun.

Uzun ve zorlu bir süreç sizi bekliyor. Satıcı trendyol olsa bile süreç degişmiyor. Dua edin de satıcı iadenizi kabul etsin. Ederse paranız 15 gün içinde yatar. Eger etmezse geri gönderdiginiz ürünü size geri kargolar. Kırık ve şekilsiz bir figürle başbaşa kalırsınız
Trendyol müşteri hizmetlerine yazarsınız 1 ay sizi oyalar. En sonunda lanet olsun diyip çöpe atıp hayatınıza devam edersiniz

satıcının sıkıntı çıkartabileceği tek konu kargodan almanız gerekn hasar tespit tutanağı. onda da, zaten kargo bıraktı gitti, açmamı beklemedi, nereden bilebilirdim ıvır zıvır sallarsanız sorun yaşamazsını. kırık tarafını düşünürsek, zaten normalde tutanak tutmak gerekiyor ve tutanak istemek de müşteriyi mağdur eden bir durum değil, olması gereken. yok ürün sadece kalitesiz geldi derseniz de keyfi iade hakkınız mevcut.

Ben gelen ürünü kargo kutusunu bile açmadan iade ettim, hatta kargoya teslim ederken fotoğraf da çekmiştim hiç açılmadığı belli olacak şekilde, satıcı kabul etmedi. Trendyol maalesef yapabileceğimiz bir şey yok dedi.

terndyol kendi iade yapyor, sorun olmaz

bu tip durumlarda kargoyu açarken en baştan kamera kaydı almak gerek ki , herhangi bir itilaf ta elinizde delil bulunsun.

neyse ki satıcı kötü niyetli biri çıkmadı ve ertesi gün iade işlemini gerçekleştirdi. teşekkürler cevaplar için.

geçen yıl tam da o dediğini yapan duymuştum, depozitosunu iade edip cayıp başkasına daha yükseğe satanlar oldu.

Ama şu an doğru olduğunu sanmıyorum. Tamam gel 1100'e al desen "şurası yapılmalı ona para vericez, biraz düşseniz?" der.

Bir de bişeyin alıcısı varsa daha çok alıcısı olur :D İş ve aşk hayatında da geçerli ürün satarken de. Murphy kuralı gibi bişey.

Valla belli olmaz şimdi onu gönderirsin yenisi de vazgeçer şey gibi ortada kalırsın. Neyse ama o zaman bir dahakine her arayana şu an müşteri geldi diyeyim bakalım bir de öyle deneyeyim, yüksek verecektik diyene e gel hadi var diyeyim verecek mi.

Benzeri durumda karşı tarafta bulundum sanırım.
Kiralık ev arıyorduk acil, gidip bakıp beğenmediklerimiz oluyordu. Bazı evleri de ilandan görüp beğeniyorduk, fiyatı da fena değil gibi geliyordu. Aradığımda "ya şimdi geldiler tam" gibisinden bir şey duyunca benim de "hadi ya biz de ciddiydik acil ihtiyacımız vardı tutardık biz aslında" demişliğim vardır. Sanırım o anki hayal kırıklığı mı desem, elden kaçırma psikolojisi mi desem bilemiyorum insan öyle söylüyor. Halbuki gitsem ve evi gerçekten beğensem bile illa pazarlık yapacaktım, dan diye kontrat imzalamayacaktım. Ya da ne bileyim belki mutfak tezgahı hoşuma gitmeyecekti, biz bi düşünelim deyip çıkacaktım ya da ev sahibinin tavrı hoşuma gitmeyip dönecektim. Bence çok da üzülmeye gerek yok, zaten o tarihe kadar zor satılmışsa o son arayanın da daha önce gelip almayanlar gibi çıkma ihtimali %90 falandır heralde.

doğru

Evet metformin etken madde. Glifor ilacın jenerik adı. Etken madde ismiyle jenerik ismi (yani firmaların verdiği ad, eczaneden aldığınız) aynı olmaz.

metformin bir etken madde. bu isimli ticari bir ilaç yok. farklı firmaların metformin etken maddeli ilaçları var. glifor da bunlardan bir tanesi.

etken maddenin ismi o hocam +1

ek olarak, sanırım "matofin" isminde bir ilaç daha var glifor gibi. belki de o ilacın ismiyle karıştırmışsınızdır. söylenişleri benziyor çünki.

Kabul almayı çok büyütme, burssuzsa, para senden çıkacaksa TR’de yüksek kabulü almaktan kolaydır. Bir olmazsa biri kesin olur. Kazandım diyen arkadaşlar oluyor öss mantığıyla ama değil para verip geliyorsun.
Ama ingiltere falan çok yüksek ücretli olduğu için almanya’da uyandı ve harçlar yükselebilir.
1000-1500 harcarsın min.
120 gün.

almanyada yuksek lisans icin;

- populer okullar icin rekabet fazla. o nedenle profilinize uygun okula basvurmak onemli.
- lisans ortalamasi onemli. ama bazen kontejyan dolmadiginda basvuru sartlarinda belirttikleri ortalamanin altinda basvurulari da kabul edebiliyorlar.
- almanca bircok okul icin sart degil ama basvuran icin buyuk avantaj. ingilizce bolum olsa dahi a2 almanca olmasi kabul ihtimalini arttirir.
- daha onceden buyuk alman sirketlerinden birinde calismis olmak, staj yapmak ve bununla ilgili referans mektubu olmasi ciddi avantaj saglar.
- bircok okul gre, toefl gibi sinav sonuclari istiyor, bunu saglamak onemli.
- referans mektubu onemli.

tum bunlar saglanirsa kabul almak mumkun.

harcama olarak net birsey soylemek zor cunku sehirden sehire degisiyor ve en buyuk harcama kalemi kira olacaktir. buyuk sehirlerde kisi basi kira 700euro olabilir. kucuk yerlerde 100euro da olabilir. Ama devlet her sene hesaplama yapip ortalama ogrenci masrafina gore burslari belirliyor. son yillarda kisi basi 800 euro civari belirliyor bu rakami.

ogrenci icin 90 tam gun, 180 yarim gun calisma izni veriyor (bu degismis olabilir, ben yaparken bu sekildeydi). ama okul kutuphanesi veya okul icinde bir tesiste is bulunursa calisma izni almak gerekmiyor. kacak calismak da bir opsiyon olasa da genelde guvenilmez isverenler oluyor, guvenilir isverenler cezalar buyuk oldugu icin kacak calisma isine pek girmezler.

Almanya'da egitim iyi ve harclar sifir (parasini verince nasil olsa kabul aliyorsunluk bir durum yok, o ingiltere, isvec falan icin gecerli). Dolayisiyla kabul almak icin rekabet yuksek. Senden beklenen yasam masraflarini karsilaman, onun icin de belli bir birikim sart.

Baktiklari seyler:
1. Ingilizce skoru (ne kadar yuksek olsa iyi, programin sayfasinda yazan en dusuk skoru yapinca kabul aliniyor diye bir sey yok)
2. Lisans ortalamasi ve derslerin uygunlugu
3. Basvurunun genel olarak duzgunlugu. Transkript, motivasyon mektubu, referanslar falan hepsi onlarin istedigi sekilde duzgun ve eksiksiz hazirlanmali.
4. Vize alabilmek icin bankada para gostermek ve 1 yillik yasam masrafini (en son baktigimda oyleydi) banka hesabinda bloke ettirmen lazim.
5. Oradayken yuksek lisans suresince calisan cok arkadasim vardi (yani 4 tane vardi ve hepsi de calisiyordu), gerek alanlariyla alakali gerek alakasiz islerde.

Eksi sozluklerdeki basliklarda cok bilgi vardi.

sartlari minimum sagladiktan ve parayi gosterdikten sonra kabul almanin bir olayi yok.
sartlar bolume gore degisiyor ozellikle de dil, kontrol etmelisin. ama makinada probem olmaz, daha cok sosyal bilimlerde almanca veya cok iyi ingilizce bekleniyor.
300 euroya da kira var, 1000 euroya da. harcamani en cok bu etkiler. okulun yurdu icin bekleme listelerini bir kontrol et.
harclar sifir degil, 100-300 euro degisir. eyalete gore degisiyor, nrw'di galiba onlar baya bir fazla oduyor.
eksisozlukte sallama bilgi cok var, kendi durumuna gore arastirmalisin.

ne zaman almanya'da master konusu acilsa bu 100 euro mevzusu geliyor. bu "harc" degil, yani egitim ucreti degil. universitelerin egitim saglamak icin yaptiklari giderler vergilerden gelir, bu miktardan degil. bu, genelde ogrenci birligi uyelik ucreti gibi bir sey. zaten avrupa'nin genelinde senelik 15000+ euro harc oldugunu dusunursek 100 euroluk alakasiz ucretten "harc" diye bahsetmek abes.

ahahaha,
10 euro olsun olmasin, onun adi harc, giderlerini soran insan icin masraf. odemezseniz de kaydin yapilmaz, silinir vs. vs. bilginize :D

kabul çok dert değil, biri etmezse diğeri eder. mesele orada yaşayacak paranın olması ve dolayısıyla vize alma kısmı. özetle sen okula başvuracaksın, onlar "tamam gel" diyecek, sen o belgelerle konsolosluğa gideceksin. çoğu kişi için asıl sıkıntı konsolosluğun talepleri oluyor.

yakın zamanda arkadaşım gitti başka bir alanda yüksek lisans için. yalan olmasın aylık €900 civarı bir meblağa denk geliyordu sanırım senelik göstermen para. yaklaşık 11 bin euro blokeli hesapta olacak yani, bundan her ay 900 çekebiliyorsun. kabulün ve bu para olduktan sonra çok dert değil, gidersin.

benim arkadaşım berlin'de €650'ya oda bulmuştu. beş kişi kalıyorlar, mutfak-banyo ortak, herkesin tek odası var. pahalı geldi ona, pek memnun değildi, oraya yerleştikten sonra araştırıp soruşturdu, daha ucuza tek başına kalabileceği bir şey bulmuştu sanırım ama detaylarını konuşmadık.

oraya yanında €1200 civarı ek parayla gitmişti. gittiğinin üçüncü haftasında filan iş buldu. haftada ofise bir kez uğruyor, veri girişi tarzı görece basit bir iş, fena da kazanmıyor. orada kafası rahat yani geçim sıkıntısı olmadan devam ediyor şimdilik.

burslu okumayacaksan en kritik şey para. para varsa olur. onun durumu da senin gibiydi zaten 2-3 sene çalışıp biriktirmişti, iş güç sahibiyken gitmişti. olur, olmayacak şey değil.

alanlarınız farklı, o yüzden mühendislikte nasıldır tam bilemeyeceğim ama temel prensip aynı olsa gerek.

Hocam eğitim olayıyla hiiç gitmeye gerek yok. Sırtında kambur olur. Şöyle örnek vereyim kuzen almanya'da doktora yapıyor, maaşı falan var. Öte yandan almanya'da işçi statüsünde olan tanıdıklarım çok daha mutlu. Hem okul hem iş hem gelecel belirsizliğine hiç gerek yok. Gittiğin yerde illa mühendis olacaksın diye bir şey yok. Kaynakçı senden üstündür mesela

almanyada egitim vizesi icin bloke hesap gosteremiyorsaniz ve orada bir tanidiginiz varsa ondan "verpflichtungserklärung" belgesi alabilirsiniz. bu bir teminat belgesi. bu belge varsa bloke hesap gostermeden de ogrenci vizesi alabilirsiniz.

almanyada master yapmak sizin maddi olarak iyi bir durumda yasayacaginizi, veya is bulmanizi garanti etmez. ama bircok kritik avantajlari da var. oncelikle is bulmak icin avantaj saglar. tabi almanyada is bulmak calisabileceginiz anlamina gelmiyor, calisma izni de almaniz lazim. eger master yaparsaniz calisma izni almaniz cok cok kolay olur. ilerde suresiz oturum almaniz kolaylasir. vatandaslik almak isterseniz de dil sinavi gibi onemli zorunluluklardan muaf olursunuz.

tibet terriere benziyor.

Macar çoban köpeği komondor

AI modeli değişiyor. Ücretsiz versiyonu chatgpt 3.5; ücretli versiyonu chatgpt 4. Buradaki teknolojik altyapı değişikliklerine bakabilirsiniz ancak özetle daha "doğal" bir yapay zeka haline geliyor. Konuşmaları daha anlamlı, vardığı sonuçlar görece daha tutarlı.

Veritabanı güncelleniyor, chat gpt 4 günümüze daha yakın tarihlerdeki verileri de içeriyor dolayısıyla size verdiği cevaplar daha güncel. Buna ek olarak webde aramaya yapıp sorularına bu aramalara dayalı cevaplar verebiliyor. Örneğin gpt 3.5'a "xyz.com dan şununla ilgili yazılanları bul" dediğinizde ya cevap veremiyor ya da sallıyor ama gpt4 verdiğiniz linke gidip bakıyor.

PDF upload edip onunla alakalı sorular sorabiliyorsunuz.

Chat ekranından ai görel oluşturucu kullanıp görseller üretebiliyorsunuz

Evet, gpt-4 size daha uzun cevaplar veriyor ancak bazen sorun oluyor ve yine continue demeniz gerekebilir ancak daha az gerekeceği kesin.

Neticede gpt4 daha yeni bive kapsamlı bir teknoloji.

Ben denemek için aldım ancak 3 saatte 40 soru kısıtlaması olduğunu bilmiyorsum, bu baya kısıtlayıcı geldi ve değmediğine kanaat getirip iade ettim.

hayır çıkartma hakkınız olmaz. o madde geçersiz sayılır sadece.

Kira sözleşmesi sözlü dahi olabilir, yasada kabul ediliyor. Ortada hiç yazılı sözleşme olmasa dahi kiracının banka üzerinden kira etiketiyle size ödeme yapıyor olması sözleşmenin tespiti için yeterlidir (ama tek ispat yolu da bu değil)

Kanuna uygun olmayan maddeler geçersiz olur, ancak sözleşme geçerlidir. Sadece ilgili maddeler olmaksızın sözleşmenin yapılamayacağı tespit edilirse tüm sözleşme geçersiz olur. Kira sözleşmesinde belirli bir kira artış oranında anlaşılması gerekmediği için bu madde iptal olur ve düzenlemelere dayalı artış oranı neyse o dikkate alınır. Bu önceden tüfeydi artık sabit sınırı var.

Abi bilgisayar sana hile yapmayacağına göre lichess ya da chess.com gibi sitelerden pc karşısında oynasana bu alete o kadar para vereceğine. Ki bu dediğim sitelerde hileciye denk gelme şansın çok az, gelirsen de hemen tespit ediliyor ve banlanıyor, puanın da sana veriliyor.

Google lens ile arattığımda "Sarı torba örümceği" olarak sonuçlar çıktı, ne yazık ki zehirli.

edit : latince adı "cheiracanthium inclusum"

eve iyice bakın. bu böcek kötü ve ısırıp et yiyor.
allah korusun aklıma kötü kötü şeyler geliyor.
bir ilaçlama vs yapın.

aman aman zehirli bu. acil ilaçlama.

Herhangi bir sorun olmaz, ödeme kadar limit açılır, hesap kesim tarihinde ne kadar borcunuz varsa onun üzerinden ekstre kesilir.

fakat kalan kısmın en az %40'ını (minimumu) ödeyecek paran olduğuna emin ol. (bu işlemi ekstre kesilmeden yaptığını düşündüm)

nhk: evet ekstre kesılmeden odeyecegım , tam ekstre kesım tarıhınde yuklu bır alısverıs yapacagım, lımıt yukseltme ısı olmasın dıyorum, 10 gun sonra da odeme tarıhınde hepsını odeyecegım zaten.

Gümrük vergisini hesaplayıp ödemeyi ona göre alıyor Amazon, ödediğinizden daha az vergi çıkarsa da fazla parayı hesabınıza iade ediyor. Ama zaten kitapta gümrük vergisi yok. Rahat rahat alabilirsiniz kitapları.

gumrukrehberi.gov.tr

Edit: amazon.com.tr'den yurtdışından gelen ve gümrük vergisi ödenmesi gereken şeyler aldım, site üzerinden yaptığım ödemeden başka bir şey ödemem gerekmedi hiç.

yurtdışından gelecek ise her ürün tipi ve fiyatına göre ithalat vergisi hesaplanıp toplama ekleniyor. siz fiyat yüksek diye gümrüğe takılır diye endişeleniyorsanız, zaten öyle olmaması için gümrük vergisini sizden peşin alıyor. kargo ücretli ise tek sipariş yapmanız mantıklı olur.

Kitap alırken, hepsini tek seferde ve tek kutuda sipariş verirseniz, kargo masrafı çok düşer. 4 kitap için 4 kargo yerine, tek kargo masrafı olur (eğer aynı kutuya sığıyorsa filan).

Yanlış hatırlamıyorsam, hepsini beklet ve kitaplar tamamlanınca gönder diye bir seçenek çıkıyordu.

Kim dedi onu ya. Barbaros yatçılık ile ilgili son derece olumsuz yorumlar vardı birkaç yıl öncesinde. Biz 4-5 yıl önce onlardan Blue Pearl idi sanırım kendi tekneleri olduğunu söylemişlerdi, kiralamanın eşiğinden dönmüştük. Nitekim yeni yenilendi dedikleri tekne bakımsız eski bir tekneymiş vazgeçmiştik.

Doğrudan kaptanı arayarak işlem yapmanızı önermiyorum, çünkü belki acenteye komisyon veriyorsunuz ama alacağınız hizmetin garantisi olarak görüyorum bunu. Kaptanlar çamur yapabiliyor diğer türlü, rota, klima kullanımı vs konularında.

Ben size gözüm kapalı Golden Yachting'i öneririm. Sahibi Hakan Bey çok düzgün birisi, ticari ahlakı da çok yüksek. Zarar etme pahasına sözünün arkasında durur. Kendi teknelerini 1-2 yıl önce yenilediler Golden Glory, kamaraları bize küçük gelmişti ama üst ortamı çok keyifli. Bunun dışında tekne ağları da geniş farklı tekneleri de önerebilirler.

biz geçen sene arcadiayachting.com üzerinden kiralama yaptık grup olarak. en ufak bir sorun yaşamadık. her büyüklükte tekne var portföylerinde.

Captainfargo ile 3-4 kere mavi tur yaptım. İlk turun teknesi kötüydü. Kamaraya sürekli mazot kokusu giriyordu, banyosunda su birikiyordu. Daha sonraki turlarda tekneler daha iyiydi. Alkolsüz içecekler ve su tur ücretlerine dahildi. Sadece kendi alkolümüze her seferinde götürdük ve sıkıntı çekmedik. Fethiye-Göcek turları epey güzel geçmişti.

www.instagram.com

bu hatun gocek koyunda takiliyor, ben olsam buyuk bir yatcilik firmasindansa boyle butik birisiyle tur yaparim...

duolingo ile baslayin bence.

Bence bir müfredat kitabı bulun. Güncel bbc oxford cambridge gibi yayınevlerinin o yaş grubuna uygun güncel müfredatını libgen benzeri kaynaklardan edinin. Ses dosyalarını da edinmeye çalışın. Kitabı takip ederek ilerleyin. Bu yöntemle bayağı ilerleyebilirsiniz.

Operasyonel açıdan fark yoktur belki ama bir sorun olduğunda birinde Amazon’a danışma, hak arama şansınız oluyor. Tabii satıcı ve gönderici Amazon değilse Amazon’un ne kadar yaptırımı olabilir ya da Amazon’un ne kadar sorumluluğu vardır ona bakmak lazım ama her halükarda tahsilatı Amazon yaptığı için şans Amazon’dan yana bence.

Aliexpress'te problem çözümü en son "pay pal var paranı yollayım"a bağlanabiliyor o da yok bizde.

Amazon'da problem çıkınca amazonun mesajlaşma arayüzü ile çözülüyor.
Geçen ben ali'de de olan bi ürünü amazon'dan aldım çift olması gerekirken tek yollamışlar uyardım %50 geri iade ya da 2. yollayalım dediler yollayın ikinciyi dedim geldi. Ali'de olur muydu tam emin değilim.

Flintan'a benziyor ama ayakları bir tuhaf geldi.

bu sandalyeden bende vardı, ikea'nın daha ilk açıldığı yıllarda almıştım yani 2007 civarı olması lazım. maalesef ismini hatırlayamadım ancak üretimde olmayan bir model olduğuna eminim.

İhsan Oktay Anar - Puslu Kıtalar Atlası akıcıdır, sıkmaz, sürükler.

öykü almak isterseniz mustafa çiftci, mahir ünsal eriş kitaplarına bakabilirsiniz.

mahir ünsal eriş demeye gelmiştim, roman değil de öykü kitaplarından gönderebilirsiniz kısa kısa tatlı olur, keyif alma ihtimali artar.

barış bıçakçı

aklıma sadece sherlock dizisindeki bildirim sesi geldi bu olabilir mi? www.youtube.com

www.youtube.com

Hakaret-mala zarar verme-tehdit gibi suçlarsa eğer ve sabıka kaydı yoksa genelde para cezası verilip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veriliyordu. Anayasa Mahkemesi tarafından bu uygulama bildiğim kadarıyla kaldırıldı. Bu nedenle erteleme verilebilir. Burada önemli olan iddianame hangi suç ile ilgili açıldı.

Maaşların bu kadar arttığı bir dönemde faiz indirimi olur olmaz insanların fahiş kiralar karşısında yapacağı ilk şey ev olmak olacaktır bundan dolayı da daha önceki dönemlere bakılarak ev fiyatlarının artacağı yüksek ihtimal hatta daha da fazla artabilir diye düşünüyorum ben çünkü o artışlar yaşandığında kiralar bu kadar absürt bile değildi ki insanlar talep patlaması yaşatsın. Şu an kendi çevremde bir çok kişi faiz indirimini bekliyor ev almak için 15-20 bin kira ödeyeceğime 30-40bin kredi öderim daha mantıklı diyorlar. Önceki dönemde de dolar bazında bile pahalı seviyelere çıkmıştı tersi bir durumun olacağına inanmıyorum.

çok zor görüyorum bir süre daha konut kampanyasını. insanlar 2-3 şehrin yıkıldığını, 1 milyondan fazla daireye ihtiyaç olduğunu hala anlamıyorlar maalesef. henüz inşasına başlanan + biten vs derken 170-200bin civarı rakamına anca ulaşılmış durumda. daha 2 senesi var derim, hal ortadayken inşaatı canlandırmalık bir durum yok. daha 250bin civarı toki konutu başlayacaktı tam da 2023 baharında, o bile kaldı.

faiz indirimi bu eylül de başlayacak ama neden bilmiyorum herkes %45 faizden %5'e bir gecede düşecek diye bekliyor, böyle bir şey de olmayacak. 2002-2018 arasında faizin düştüğü arttığı çok zaman oldu ama hiç bir zaman enflasyonun altında olmadı. 2021 eylül 2023 mayıs arası mantık dışı dönemin tekrar edeceğini hiç sanmıyorum. ne mb, ne hazine ne de bankalar (ziraat gm'nin açıklamaları başta olmak üzere) buna uygun bir konjonktür olmadığını gösteriyor. faizler eylülden sonra %2,5'ar ya da %5'er düşer. enflasyon 20'lere geldiğinde de %25 politika, %27-30 civarı da konut faizi görürüz gibi.

kredi kampanyası gelse bile çok şartlı gelir diye düşünüyorum. ilk defa ev alacaklar, evin sıfır olması, yüksek faizli (aylık %1,5 min), yüksek peşinatlı gibi vs.

son olarak ise baktığınız dairenin fiyatına göre değişir. 3 büyükşehir dışındaki büyükşehirlerden birinde temmuzda 5 milyon olan konutlar şu an 4 milyon tl civarı. dolar olarak çok ciddi erimeler var, muhtemelen de tl olarak sabit kalıp dolar olarak erimeye devam edecekler. ama usd fiyatı mantıklı olan konutların son aylarda ciddi bir düşüş gerçekleştirdiğini görmedim.

120k$'a baktığınız ev, eski küçük riskli yapıysa ben olsam o riske girmezdim. ama yeni sayılacak yapı, güvenli, m2'si iyi, mimarisi ve konumu iyiyse ben olsam alırdım. düşme riskini de göze alır yine alırdım. hele oturmalık ve ikinci saydığım durumda ise... tabi benim şahsi görüşüm her zaman oturmalık evin alınacak ev olduğu, en güzel yatırımın oturmalık ev olduğudur. onun haricinde diğer dediklerim...

Beta, bir hisse senedinin genel piyasaya göre ne kadar değişken olduğunu ölçen bir kavramdır. Yüksek betalı hisse senetleri, risk toleransı yüksek olan yatırımcılar için iyi varlıklar olabilir, çünkü bu risk aynı zamanda yüksek getiri yaratma potansiyeli taşıdıkları anlamına gelir.

tr.tradingview.com

Yabancıların en çok alım yaptığı şirketler haftalık olarak paylaşılıyor. Büyük bir kısmı aynı şirketler. Yatırım gelirse ilk bunlara gelir. Bist100 içinde olmayıp uçan şirketler vardır ama bu büyük bir risk. Teknoloji şirketlerine öncelik verilebilir. Ben riski düşürmek için Bist100 hisselerinden alırdım. Ama Bist100 içinde olmayan sağlam şirketler de var.

rallide neyin çok gideceğini bilemeyiz, ama bir ralli olursa çoğu hisse bundan olumlu etkilenip illa ki bir yükseliş gösterir. orta uzun vade gibi bir hedefiniz varsa ralliden ziyade sektörel bazlı alanında öncü ve ucuz kalmış şirketlerden sepet yapabilirsiniz.

Borsadan çok anlamıyorsanız fonlara da yönelebilirsiniz. Onlar sizin yerinize ekleme / çıkarma yapar ve daha iyi bir kazanç elde edebilirsiniz.

Örnek verecek olursam mac ve nnf fonu genelde endeksi her zaman yener.

Kat kat giden hisseler ikiye ayrılır. Spek hisseler ki uzak durmak lazım. Diğerleri de küçük odenmis sermayeli, ödenmiş sermayesinin beş on katı net kar açıklayan ve öz kaynakları düzenli ve yüksek oranda artan borcu az mümkünse ihracat yapan ve dolaşımdaki lot sayısı 30 milyonun altında olanlar. Hedefinize size bu iki grup götürür sadecs

5 hisselik (çok fazla) portföyle yatırım fonlarını asla geçemezsin. iyi fonlardan seç al keyfine bak.

@alimcgraw bu hisseleri genelde herkes gördüğü için çabuk tespit edilip kapılıyordur diye düşünüyorum. Ben karı düşük borcu çok olsa bile mesela çok yatırım yaptığını bildiğim, yaptığı işin gelecekte degerli olacağını düşündüğüm şirketlere yatırım mı yapsam diye düşünüyorum.

Yanlış düşünüyorsun.

Bizde akrilik küvet var, kayma falan yapmıyor. Panelli, sizin durumunuzda panelsiz de alabilirsiniz tesisatı bağlanır, fakat bir su sızıntısı, giderde tıkanma, pislik falan olduğunda tümü söküleceği için çok uğraştırır. Dikdörtgen küvet alacaksanız benim tavsiyem duşakabin değil, duş tarafına sabit cam olan şunun gibi bir şey yaptırın ideacdn.net

@malheiros teşekkürler! Küvetinizin derinliği nedir? Biliyorsanız marka ve modelini paylaşabilir misiniz?

Gramer olarak doğru olsa da "this is pretty an old house" gibi bir kullanımı tercih etmemelisiniz. Çünkü doğal durmuyor. Ancak "quite an old house" kullanılabilir. "I saw quite an old house there"

İddia 2 dediğiniz şey doğru. Burada pretty de quite da old sıfatını destekleyici, anlamını güçlendirici bir zarf olarak kullanılmış.

Bir yapının gramer olarak doğru olması doğal olduğu anlamına asla gelmez.

Her dilde böyle bu. Örneğin Türkçede yapısal olarak doğru olmasına rağmen özne kullanmaktan kaçınıyoruz. Ben geliyorum, sen gideceksin demiyoruz gerekli olmadıkça.

Ilk cümle gramer olarak doğru değil. A/an prettyden sonra gelemez, önce gelir.

There is a pretty old house.

Quite adverb olarak kullanırsan tam tersi;
There is quite an old house.

Kısacası iki cümlede de gramer doğru değil.

Kaynak da birakayim;
Quite adverb
www.oxfordlearnersdictionaries.com:~:text=In%20this%20meaning%2C%20when%20quite,children%20are%20still%20quite%20young.

Pretty adverb (bunun kaynağı daha az ama ben de hayatımda pretty an old house duymadım gormedim demedim)
test-english.com

O değişmez kardeş takmamaya bak

Topluluk içinde yaşamaya uyum saglayamamış hanzo cahil kişiler genelde gürültü yapmayı kendi normali sayar.
Bagıra bagıra konuşmalar, güm güm çayırda yürüyormuş gibi yürümeler, gecenin yarısı eşya taşımaları hep bu hastalıklı zihniyette

İşiniz zor ama önce yöneticiye söyleyin uyarsın. Farkında degilsiniz ama sesiniz konuşmanızla komşularına naklen yayın yapıyorsunuz. Özelinizi herkese duyuyorsunuz desin belki utanır. Fayda olmazsa ev sahibi. Yine olmazsa ve gece devam ederse polis
Bu da fayda etmezse kulak tıpacı

O ya taşınır ya vefat eder ya da kulaklarınız alışır hayat böylece devam eder.

Mahalleye yeni taşınan, okula yeni gelen, işe yeni başlayanların olumlu uyarı veya tespitleri kültür ve anlayışın olmadığı yerlerde genelde ters teper.

Uyarı yapsanız bile onun düşüncesi yüksek ihtimal,
- eskiden beri kalanlar bana bir şey demiyor sen kimsin? şeklinde olur.

tavsiyem, ses yalıtım çalışmalarına ağırlık verin ve ya bu duruma alışmaya bakın.
Alışmak derken de onun sözleri üstünde analiz yapın.
Belki hayata dair işe yarar bir kaç cümle muhakkak sarf edecektir.

Değişebilecek bir durum değil +1

Eğer iyi niyetli biriyse sizin tepkinizin etkisiyle bir süre bilinçli olarak sessiz konuşur ama bu etki zayıfladığında tamamen bilinçsizce de olsa tekrar eski haline döner.

ses yalıtımı yapıp geçmek en iyisi

m.n11.com

www.trendyol.com

kesnlikle kazanlı almalısın jilet gibi olsun istiyorsan. aşırı büyükte değil artık kazanlılar.

Bir şey olmaz.
Ama yüzü bu sabunla yıkadıktan sonra kuru ve soğuk havalarda dudaklarda çatlama olma ihtimali akla geliyor.

3 - 4 yıldır saçımı, yüzümü ve vücudumu sabunla yıkıyorum. Saçlarım gayet sağlıklı, cildim de öyle. Kozmetik ürünlere tonla para döken arkadaşlarımdan daha iyi durumdayım. 30/Erkek olmamın bir etkisi var mı bilmiyorum, ama sanırım içinde 150 içerik olan temizleme ürünleri biraz yalan geliyor. Yanıldığım konusunda bilimsel temelli bir argüman sunanları dinlerim, gerekirse yaptığımdan vazgeçerim. Durum bu.

Beyaz sabun inanılmaz kurutuyor cildi. Tavsiye etmem.

Kurutur. Yüze kullanmayin, yüz çok hassas.

Herkesin cildi farklı. Sizinki güzel tepki vermiş devam edin bence. Çok kurursa nemlendirirsiniz. Jel mel aha bha ıvır zıvır hepsi yalan dolan bence :D

Bende de kuruluk yapıyor sabun.

Sizin cildiniz yağlanıyorsa belki o etkiyi sert şekilde ortadan kaldırdığı için iyi gelmiş gibi hissettirebilir ancak düzenli kullanıp kuruluk fark etmeye başlarsanız bırakırsınız.

erkek kişisiyim.
normalde yüzüm -sanırım çok terleyen bir birey olmamın da etkisiyle- aşırı yağlı bir yapıya sahip. t bölgesi, alın kısmı ve göz altı/burun yanı kısımlarım resmen ışıkta parlar.

hacı şakir kalıp sabun bende yağlanmanın miktarını azaltmadı ama, zamanını uzattı.

şöyle açıklayayım;
normalde yüzümü yıkadıktan sonra veya banyo/duş sonrası kurulandıktan sonra diyelim ki ilk paragrafta yazdığım parlama noktasına kadar diyelim ki 2,5-3 saat geçiyor.
hacı şakir bu süreyi 4,5-5 saate kadar uzatıyor.

dediğim gibi, finalde gene vıcık vıcık yağlı yüze ulaşıyorum ama 2,5-3 saatten ziyade 5 saate yakın bir süre rahat ettirmesi benim için önemli bir avantaj.
nereden baksam 2 katı daha yavaş yağlanıyor diyebilirim.

kışın ara veriyorum ama. kışın hem daha az terlediğim için, hem de yağlanmam daha kabul edilebilir olduğu için.

fresk mi?

Yok fresh de değil, boyasız sadece taşın oyulmasından olanlar
Hitit duvar kabartmaları gibi

Gravür mü

Ortostatmış tam karşılıyo mu anlamı bilemesem de

Kabartmalara kabartma deniyor, bir sıva üstüne çizilmiş duvar resimleri fresk. Ortostat bir yapı elemanı; üzerinde kabartma olabilir de olmayabilir de. Gravür kabartmanın tam tersi olarak kazımadır daha çok metal işçiliğinde kullanılır.

Makalelerde de kabartma yazar, her yerde de kabartma yazar. Rölyef (relief) veya carving ingilizce literatürde kabartma için kullanılıyor.

Eğer okuduğunuz kaynaklarda ortostatların üzerlerindeki kabartmalardan bahsediyorsa doğrudan ortostat denmiştir, ancak ortostat kabartma anlamına gelmiyor. Örneğin stellerin üzerindeki kabartmalardan bahsediyor olsa doğrudan stel denirdi.

ben uçak moduna alıyorum hatta biraz yanımdakine göstere göstere alıyorum haha.

Çok ölümcül olsa tek tek kontrol eder veya girişte toplarlardı, fakat geçmişte uçağın bazı sistemlerini karıştırmış gibi bişey izlemiştim. Sanırım dijital sistemlerde çok gariplik varsa pilot "telefonu açık olan var mı bi kontrol edin" diyor.

Yanımda almayan mesajlaşan vs. görürsem uyarırım. Fakat uzun mesafe uçan uçaklarda direkt wifi falan var artık, o sayede havadayken whatsapp kullandığım da oldu mesela. (ama mobil veri kapalıydı)

Direkt kapatırım. Göstere göstere :d

1) Uçak moduna alıyorum.
2) Kimseyi uyarmam.

Telsiz iletişimine etkisi olabilir diyorlar. Çok önemli bir şey olsaydı doğru düzgün kontrol ederlerdi.

Öyle aman aman bi sorun olacağını sanmıyorum ki olsaydı yanımıza almamıza izin vermezlerdi

1. ucak moduna aliyorum.
2. uyarmam, ozellikle turkiyede hic girmem oyle seylere. genel olarak hicbir seyi uyarmam, cok maganda var.

90larda boyle bir sikinti vardi, hatta birkac kaza telefonla iliskilendirildi de artik herkesde telefon var, mutlaka her ucakta birkac tane tel acik unutuluyordur. Buyuk ihtimal bir cozum bulundu ki pek kimse iplemiyor, yoksa her gun 5-10 ucak duserdi.

ucak moduna aliyorum devam ediyorum, artik ucaklarda wifi da oldugu icin yanimdaki telefonla bile konussa iplemem, buyuk ihtimal wifi ustunden konusuyordur derim gecerim.

Bildiğim kadarıyla telsiz iletişiminde ve kulaklık ekipmanlarında parazite yol açıp anlaşılabilirliği etkilediği için sorun oluyor. Zamanında bu alanda çalışan birinin entrysini görmüştüm, detaylı yazmıştı ancak hatırlayamadım hiç kimdi diye.

1. ucak moduna aliyorum. en azindan pil harcamaz bosu bosuna.
2. uyarmam sanirim.

Hocam pil harcamasın diye alabilirsiniz ama tam olarak öyle bir etkisi yok. Vakti zamanında belki olabilirdi. O da belki ama o konuda da önlemler zaten var. Yaşlılar bilirler :D eskiden evlerimizde bile cep telefonu çalsa televizyonun radyonun vs. hoparlörü parazite başlar bir sürü ses duyardınız. Günümüzde ise bu durumla karşılaşan birisi kaldığını pek sanmıyorum. Ki kural olarak da sadece iniş ve kalkışlarda telefon ile ilgili uyarılar yapılıyor. O da sadece uçak modu ile ilgili değil, telefon vs. hiç bir şeyin iniş ve kalkışlarda kullanılmaması ile ilgili oluyor.

Ayrıca artık uçaklarda wi-fi bile var. Geçtiğimiz yıldan beri THY ile uçarken bir yandan mesajlaşabiliyor veya paket alırsanız internette işlerinizi yapabiliyorsunuz. 10'dan fazla uçuşumda wi-fi'a sahip bir uçağa denk geldim.

eskiden cep telefonu şebekeden sinyal alırken hoparlörü monitörü falan zıttırı zıttırı zıttırı diye etkilerdi, parazit yapardı hatırlarsanız. liseliler bilmez, tüplü monitör kafayı yerdi.

bir uçak dolusu telefonun havada şebeke aramak/değiştirmek için pilotların kulaklığına, ekranına zıttırı zıttırı zıttırı yaptırdığını bir düşünsenize.

artık cep telefonları sinyal alırken pek parazit yapmıyor.

1-uçuş moduna alıyorum
2-kimseyi uyarmıyorum

Uçuş moduna almıyorum. Genel olarak thy ile uçtuğum için uçakta da wifi hizmeti vs var zaten kullanıyorum. Eğer bu bi problem olsaydı wifi hizmeti bile olmazdı uçuşlarda diye düşünüyorum…

1-uçuş moduna alıyorum
2-kimseyi uyarmıyorum

günümüz telefonlarının düşük sar değerleri ve standartlaşmış veri iletim teknolojileri sayesinde bunların uçuş güvenliğine herhangi bir zararı yok.
tahminimce yolcular telefonla oynarken birbirini rahatsız etmesin diye devam eden bir kuraldır.

Medusa'ya hic benzetemedim. Kanat oldugu bariz gibi, yilanla alakasi yok arkasindakilerin.

Hayır değil. Medusa'nın saç telleri yılan.

Bu arada medusanın da kanatları varmış. Tabi saçları yılan. Bu arkadaş medusa çağrışımı yapmıyor son kararımız di mi :)
Medusa ise almak istemem :)

medusa yerebatan sarnıcındaki gibi. bununla alakası yok.

Şu çocuğun abisinin resmi o

pixabay.com

Bu resmen, kısa saçlı, kanatlı bir cupid bence. Medusa'yla alakası yok.

medusa'yı ötekileştirmen hiç hoş değil :)) küllük güzelmiş bu arada medusa da olsa alırdım ben ama bütçe sorun.

bence de medusa değil melek figürü sadece

Medusa müthiş bi karakter bence. Günümüzde feminizmin de sembollerinden biri. Gayet takdir ederdim medusa olsa ama değil bu

Figürün çevresindeki meander motifi antik yunan sanatının ikonik bir simgesi olduğu için figürün melek değil de yunan mitolojisine ait olması muhtemel, en azından tasarımı yapan kişi bunu arzulamış.

Ancak çizim tekniği dolayısıyla kimliğini sadece tasarlayan bilir :D gerçekten bu şudur diyemeyiz. Çünkü modern bir üretim bu. Tespit için gerekli atribütler de çok iç içe geçmiş.

Örneğin kanatlar ve genç yüz hatları mö4.yy sonrası bebek erosu çağrıştırıyor ancak bebek eros buradakinden çok daha "bebek" olmalıydı. Eros arkaik dönemde yaşlı birisi olarak tasvir ediliyor, hellenistikten sonra gençleşiyor ancak hiçbir zaman ilkokul çoğu olarak tasvir edilmiyor swh

Ancak en büyük ihtimal eros olması yine de. Saçlarındaki kalın bukleler zannedersem yine bebek erosların ortaya çıktığı dönemdeki genel barok üslubun taklidi.

Ancak kesinlikle medusa değil.

Versace’nin eski logosu derdim :) kanatları da telife girmemek için yapılmış desen sayardım.

kesinlikle medusa değil, buna medusa diyen göz doktoruna gitsin.

ben kanatlı abla değil, kanatlı oğlan çocuğusu olarak stilize bebek eros diyorum. kanatlar ve yay-ok eros'un atribütleri zaten, kanat var yay-ok yok ama kanatlara kalp formu verilmiş olması aşkı çağrıştırıyor.

ödemenin müdüre yapılmaması için bir yol bulmalısın.

kapılar otel usülü kartlı olursa sanırım mecburen hangi odanın aktif olduğu kayıt altında olur.

çıkılan oda temizletiliyordur, temizlikçi ayrıca hangi odaları temizlediğinin listesini tutsa (belki zaten tutuluyordur) çift doğrulama olur. Arada giriş yapanlar listesiyle temizlik listesini karşılaştırırsınız?

işin başında duracaksınız, yani günlük bir kontrol sisteminiz olacak. mesela her sabah gideceksiniz ve bir önceki günün muhasebesini, satılan odaları, yemekleri, kasayı, satın almasını falan inceleyip, yapılacak ödemeleri de onaylayacaksınız; sabah kahvenizi orada içeceksiniz vb. ve bu sistemi müdürü işe aldıktan sonra yapmayacaksınız, müdür sizin sisteme entegre olacak. yoksa kamera falan güvenlik, hırsızlık için tamam, işletmenin kontrolü için çalışmaz. bu sistemi oturttuktan sonra raporları günlük alacaksınız, haftada bir de otele gideceksiniz vb.

Mümkünse siparişi en az 2 kişi onaylasın, faturayı ve ödemeyi en az 2 kişi onaylasın. Bu dört kişi mümkünse farklı kişiler olsun. Böylece olasılığı çok düşürürsünüz. Bankalar mesela böyle yapat.

Islak imza ile şart. Onaylanan işleri mutlaka size anında iletsinler. Buna rağmen çeteleşirlerse de, muhasebeyi günlük veya haftalık bizzat kontrol edin.

ucak bileti: skyscanner en iyisi genelde
arac: rentalcars.com'dan pek cok firmayi gorebilirsin. turkiye'de de bilinen buyuk markalar en temizi. baska yere birakmak cok tuzlu olur yalniz - ceza yemedigin surece de ekstra bir masraf olamz.

ilk kez avrupa seyahati ise araç hiç tavsiye etmem. en rahatı tren olur.

Uçak bileti için zaten skyscanner denmiş.

Araç kiralama için rentalcars.com (booking.com)'da söylenmiş ben detaylarını vereyim. Sixth, Enterprise, Europecar, Alamo vs gibi büyük firmalardan "zero excess" (sıfır sorumluluk) sigortası ile kiralayın.

Eğer farklı şehirlerde/ülkede araç bırakmak isterseniz mesafeye göre 1000Euro'ya kadar ekstra masraf çıkar, bunu sonradan fatura etmezler, burada alacağım, şurada bırakacağım derseniz direkt olarak tutarı söylüyorlar zaten.

Eğer çok şanslı biriyseniz, sizin gibi yapan birisinin aracını geri götürme fırsatı doğarsa bazen ücretsiz veya baya indirimli teklif yapabiliyorlar. Belçika'da alıp hollanda da bırakmak istediğimde kriterlere uyan bir araç vardı ama lüks segment'e ait olduğu için kiralamadım, ekstra ücret almadan başka ülkede bırakmaya uygundu. Europecar ise 250eur ekstra ücret çıkardı.

sepet her zaman en iyisidir
döviz altın faiz bence 100 100 100 böl.

Benim şu an 300.000 liram olsa seçime kadar iki aylık faize yatırır seçimin hemen öncesinde ise dolara çevirip eurobond kovalardım.

İsviçre'de neresi olduğuna bağlı.
Şöyle ki ben şu an Fransa'da yaşıyorum ve gerek İsviçre'de yaşayan İsviçreli ve expat kişilerden duyduğum tabiki para daha iyi olsa da iş hayatının daha yorucu olduğu, iş kültürünün Fransa'ya göre daha sert olduğu. Bir de genel olarak insanlar çok fazla halka karışamama, insanlardan şikayet ediyor. Ben misal şu ana kadar Fransa'da tam tersini yaşadım hep, ondan İsviçre'den fırsat oldu mu cekiniyorum.

Amerika zaten çok alakam olan ülke değil, yaşamak istediğim hayat biçimine ve ortamina ters bir yer.

Almanya İsviçre'nin bu arkadaş bulamama, insanlarla iletişim zor olaninin daha az para vereni.

Ondan İsviçre giderdim bu üçünde ama genç diyince iş karıştı.

Eğer sürekli Amerika'dan Türkiye'ye uçmak gerekmeyecekse Amerika'ya giderdim genç olarak çünkü İsviçre ve genç kavramı biraz ters. İsviçre daha yükselmeye baslayip aile falan kurdukca,ki su anki durumum, iyi. Onun dışında 25-26 yaşında insan için zor olur.

cok para pesinde degilsen, memur zihniyetliysen, sanat sepet isleri ve turkiye'ye yakinlik onemli ise avrupa.
kapitalizmin kopegi olmak istiyorum, para pesindeyim ne kadar cok para o kadar iyi diyorsan USA.
ortaya karisik ne idugu belirsiz bisey olsun diyorsan commonwealth

ABD. Irkçılık çok az, okyanuslarla çevrili olduğu için ekonomisi dış etkenlerden çok az etkileniyor. Savaş bile çıksa, okyanus çok önemli bir unsur.

İlla Avrupa olacaksa, İrlanda. Yaşam kalitesi çok yüksek, AB üyesi, bilişim ve telekom altyapısı çok iyi, vergiler mantıklı, yabancı sayısı oldukça fazla ve kolay adapte olursunuz.

asla Almanya'ya gitmezdim. hayat standartlarının giderek düştüğü, yaşam doyumunun Avrupa Birliği'nde Bulgaristan ile beraber en düşük olduğu ülke. Enflasyon var ve maaşlar yeterince yükselmedi. Irkçılık ciddi boyutlarda. Altyapısı sorunlu. Trenler düzgün çalışmıyor vs.

İsviçre'de non-EU vatandaşlıkla iş bulmak aşırı zor, çünkü kota uyguluyorlar. Orada yüksek lisans yapmış bir arkadaşım çok sayıda iş başvurusu yaptı ancak hepsinden de aynı gerekçeyle (non-EU olması) reddedildi. Reddit'te falan da okuyorum Harvard mezunları vs iş bulamıyorlar. Yaşama gelecek olursak, hayat kalitesi en yüksek 2-3 ülkeden birisidir herhalde dünyada. Her yer tertemiz ve doğası muhteşem. Sistem tıkır tıkır işliyor, herkes çok dakik. Mükemmele en yakın yer olabilir İsviçre ülke olarak. Lakin, halkı çok muhafazakar ve yabancı düşmanlığı yaygın. Göçmenlere bakış genel olarak olumsuz. Sosyalleşmek çok zor, yalnızlık büyük problem. Saat 18'den sonra hayat bitiyor genel anlamda. Bir süre sonra çok sıkıcı olabilir. Genç ve bekar bir mühendisseniz mutlu olamayabilirsiniz. Ancak evliyseniz ya da burada zaten bir sosyal çevreniz varsa güzel bir hayatınız olabilir.

ABD ise neresi olduğuna göre değişir. Ben 4-5 ay kadar midwest'te kaldım. Avrupa'dan birçok açıdan farklı. Avrupa'ya göre artıları:
-ırkçılık daha az Türklere ön yargı neredeyse hiç yok
-farklı milletlerin bir arada yaşadığı bir yer (Avrupa da öyle ama göçmenlik farklı algılanıyor ve Eurocentrism diye bir gerçek var)
-daha az vergi var dolayısıyla daha çok kazanıyorsunuz
-Dil
eksileri:
-genel olarak sosyal haklarınız çok daha az. paralı izin diye bir kavram neredeyse yok. herhangi bir gün kovulabilirsiniz.
-sağlık sistemi berbat, hastaneye gitmemeniz gerekiyor ne olursa olsun.
-yemekler çok kötü
-çok uzak
-yürünebilir şehir sayısı çok az. arabasız yaşam mümkün değil.

Erkrn emekli olmak icin amerika

oo amerika'ya yine çantayı alıp göçüyoruz. hani şu arnold schwarzenegger varya aktör, sporcu, kalifornia valisi.. bu adamın abd vatandaşı olması 20 yıl sürdü. 7 defa dünya şampiyonu oldu, film çekti vb bu süreçte. ona rağman abd'ye tam resmi göçü 20 yıl sürdü

abd göçmen almayan bir ülkedir. göç politikası yoktur. ancak sadece sorun bu değil. iç kesimleri komple kırsal. köy gibi ortamlar var. Sağlık sistemi sadece paraya dayalı.

Irkçılık yok denilmiş de neye göre yok? Boston'da yok, California'da yok, New york city'de yok. İç kesimlerde var. Olmayan yerleri kaotik ve pahalıdır.

ve en berbat yönü de homeless sorunu. abd'de birdenbire sokakta kalabiliyorsun. işine bağlı değilsen, borç yaptıysan sokakta kalabilirsin. İklimi iyi bölgelerin homeless'ı boldur.
Diğer bir sorun uyuşturucu serbest bölgeleri var. Buralar genelde sorunlu

almanya'yi da amma gommusler. almanya hakkindaki abartili ifadelerin olumlusu da olumsuzu da yalandir onunla baslayayim. isvicre guzel ama genc bir muhendislik bir sehri yok gibi isvicrenin ya. sanki emekli memleketi gibi bence. profesyonel hayati bilmiyorum bir sey diyemem.
amerika ise bence aralarinda en iyisi. zaten alman muhendislerin bir kismi da oraya kapagi atmaya calisiyor. hem entegrasyon kolay hem dil ingilizce. bu nedenle turkler icin almanya'dan daha kolay olur. ben abd'de birkac ay bulundum, insanlar bana karsi almanya'ya gore cok daha sicakkanliydi cunku onlara gore farkliydim. meksikali olsaydim o kadar ilgi gormeyebilirdim. iste almanya'nin meksikalisi da turkler oluyor.

bence avrupa icin hollanda da guzel bir alternatif.

kaliteli yağlar için ödüllü yağları aratın google’da. örneğin bir tanesi Laleli. İzmir Urla tarafında da çok iyi yağcılar var.

marketten sadece Tariş alıyorum.

İnternette, şurada, burada;
En hakikisinden, istediğiniz teste açık, kendi bahçemizden, en organik falan gibi janjanlı sözlerle satılan, 5 litrelik pet su şişeleri içinde satılan zeytinyağlarını almayın.

Zeytinyağı güneş görmemesi gereken bir ürün olduğu için teneke kutuda ya da koyu renkli şişelerde saklanmalıdır.

Ayrıca asiditesi yüksek bir ürün olduğu için, kısa süreli su saklamak için bile ne derece sağlıklı olduğu tartışılır pet şişeye konmaması gereken bir üründür.

özem
köklü
halil esen
nova vera
semercioğlu bunlar ayvalık balıkesir yöresi. hepsini online alabilirsin.

hepsi ödüllü ve güvenilir. balıkesir yağları diğer bölge yağlarına göre daha hafiftir.

hilmi yıldırım, nermin hanım çiftliği, zeytinseli, özem +1, novavera +1
çok zenginseniz fenolive, granpa...

özgün 0,4 asit ve erken hasat alıyorum.

köklü'den alıyorum ama özgün de çok öneriliyor.

novavera şaşmam. özellikle bebek için alıyorsanız bi çok üreticiyle görüştüm diyebilirim.

Türkiye'deki en iyi zeytinyağları şöyle sıralandı:

7. sırada: hermus.com.tr
11. sırada: www.novavera.com.tr
20. sırada: oleamea.com.tr
24. sırada: www.palamidas.com
29. sırada: www.guvenasazeytinyagi.com
42. sırada: butaassos.com.tr
43. sırada: www.granpa.com.tr
64. sırada: www.gaiaoliva.com
71. sırada: www.ozemleyasam.com
79. sırada: www.geniusoliveoil.com
99. sırada: www.nerminhanim.com

yeni şovu gösterime şubatta başlıyor.

ben bir önceki gösterisine en başlarda gitmiştim, tavsiyem ilk 15-20 gösteri sonrasına bilet alabiliyorsanız o zamana alın.

(her standup hatta tiyatrolar için de geçerli aslında) Seyirci tepkisine göre zamanla gösteriyi biraz değiştiriyor veya vurucu kısımların yerini kaydırıyor, Cem Yılmaz da biraz geri dönüş aldıktan sonra gitmek daha mantıklı.

ocakbaşı değil lakin meyhane: lipa. pendik boşnak mahallesinde. civardaki en makul yerlerden biridir. daha sessiz bi yer için onun tam karşısındaki meyhane.

ozsu restaurant,

Sıfırdan seramik mi döşüyorsun, derz açıklarını mı kapatacaksın?

Silikonlu derz dolgulara bak.

fayans üstüne fayans döşedim. ama alttaki fayansta çatlaklar vs. vardı su gidiyordu alt kata.

teknik özelliklerine baktım silikon derz dolgu diyor ama aynı zamanda su geçirmez : hayır yazıyor. anlayamadım.

kalekim zaten bu işin mercedesi, fugapool olan modeli de demek ki havuzlar için filan. zaten su deposunda kullanılabilir demişler.

piyasadan alabileceğin en su geçirmez ürün budur sanırım, düzgün uygularsan sorun olmaz. nihayetinde banyo burası, havuz ya da su deposu değil.

kovaya önce su doldurun yeteri kadar, çok su istemez. az bi su koyun yeterli, sonra tozu suyun üstüne dökün yavaş yavaş.

tozun üstüne so dökerseniz topaklanma olur.

mutlaka bir karıştırıcı matkap ucu alın ve matkap ya da kırıcı delici ile karıştırın. iyice karıştırın hiç topaklık kalmasın.

kıvamı baya cıvık olmalı, yoğurt gibi mi desem, diş macunu gibi mi desem?

yani neredeyse akıcı bir kıvamda olsun, ama çok da cıvık olmasın. derz sürmek için olan özel maladan al, üstünde süngerimsi, silgi gibi bir malzeme var.

bol bol bütün derzlerin üstünden geç, ham dikey hem yatay tara zemini. çok kurumadan fazlasını ıslak süngerle sil.

kurutursan temizlik çok zor olur.

o kadar yükselmez ama hasarsızlık indirimi gider ve artar tabi ki

o kadar artmaz ama artar evet.

kasko ise hayvan gibi yükselir tabi.

Bir kademe yükselecek hasarsızlık indirimi. Kaç senedir hasarsız olduğunuza bağlı yeni fiyat.

merhaba
kediler köpekler gibi wc eğitimine ihtiyaç duymaz hatta default özelliğe sahiptir.kedi her nereye gitse bile bir kere wc kumunu gösterdiğinizde kendisi bir daha kum nerede sormaz ve işini görür

erkek kediyse ve kısırlaşmadıysa çiftleşme zamanı gelmiştir, işi inada bindirir
- erkek kediyse ve kısırlaşmış bile olsa arkadaşınız ilgi göstermeyip oyun oynamamıştır
- cinsiyeti fark etmez wc düzenli olarak temizlenmeyip havalanmamışsa trip atarak çişini/kakasını yapabilir

Eski yerine gitmek istiyor, ancak gidemiyordur. Kafası karışmıştır yani. Terapist filan abartmışlar :)

Mümkünse ona özel, kuytu bir yere kumunu koyun. Başka kedilerden uzakta bir yer olsun, mümkünse tabii.

öncekiler de kedi beslemiş olabilir mi?

ama genel bir mutsuzluk ifadesi bu. bir şeyler yanlış diyor kendisi için. özellikle sağlık sorununda yapar ama vet sorun bulmamış.

biraz vakit geçirin genelde anlatırlar kendilerini.

kedinin kendisine ait bir eşyayı kumu olan odaya koyun kediyide içeri koyun mümkünse bir süre relax paste versinler gğnde 2 kere, strese girmiştir hayvan çoğu kedi yer değişikliği sevmez bıraktığı kokular hep sıfırlandığı için streslenmiş, 1 hafta erken 1 aya anca alışıyorlar.
relax paste ve kendi eşyalarını eve kapılara falan sürün kokusu geçsin, battaniyesi falan illaki vardır?

Bir kere lazim olmustu denemistik, online odemede yabanci kredi ya da banka karti kabul etmiyorlardi. Muhtemelen guvenlik sebebiyle yabanci kartlari online sistemlerde engellemis oluyorlar. PayPal zaten Turkiye'de yasakli, o yuzden marketler de kullanamaz.

Ailenin yakinlarinda mahalle marketi/bakkali gibi bir yer varsa oraya ulasip hesaplarina SWIFT uzerinden doviz gondermeyi teklif edebiliriniz eger Turk bankalarindan bir kartiniz yoksa. Ya da baska bir akraba/arkadasa rica edeceksiniz, siparisi onlar verecek siz onlarin hesabina gondereceksiniz.

Papara hesabi acip sanal kart olusturabilirsiniz. Hem banka hesabi acmamis oluyorsunuz hem de aylik bir gideri yok. Ben yillardir kullaniyorum ve yabanci kart kabul etmeyen her yerde kullanabiliyorum.

Elektrikli süpürgeyle çekin bir şey olmaz lıkır lıkır dökülmediyse.

zaman derdi olmasa o kısmı prinçte pekletin veya kaloriferin üstüne yatırın diyeceğim ama pianeta +1

o delikler çok küçük ve sık sayıda. sıvı damladığında kohezyondan ötürü içeri kaçacağını ben de sanmıyorum. Alırken özellikle yanlış bir şey yapmadıysanız pek bir şey olmaz bence de.

maalesef şu an süpürge kullanacağım bir yerde değilim. neyse, yapacak bir şey yok

benimkine lıkır lıkır dökülmüştü de bi şey olmadı ama belli olmaz tabii ki...

macbook pro m1

Kurulum vs yok, başvuru belgelerini online olarak ilettikten sonra 1-2 gün içinde geçiş sağlanmış oluyor.

Karşılıklı fayda için referans olabilirim.

t.me

Telegram grubu var. Comnetten calisanlarda var. Sürecin hızlandırılması konusunda destek oluyorlar.