Ekşi Duyuru

TR'ye geldikten sonra PTT size mesaj atacak ve PTT üzerinden yeni no ile takip edeceksiniz.

Biz üstüne farklı ülkelerdeyiz. Sadece herkes adresi birebir aynı girdi.

ben diğer üyelerin nerede olduklarını bile bilmiyorum :)

www.hepsiburada.com bu makul gibi

www.apple.com bu da iyi ancak neredeyse 2 katı fiyat

Honor Pad X9. çok memnunuz, 2k ekranı var, anne kişileri için yüksek çözünürlüklü dizi ne kadar şarttır bilemiyorum ama muazzam bir ekranı var. ayrıca 6 hoparlörü olduğu için ses deneyimi müthiş. zaten ses+ekrandan dolayı alan herkes netflix vs dizi film için alıyor. fiyatının makul olma sebebi ise ben kamerasını beğenmedim pek ama tablette de hiç gerek yok oradan kısmışlar. ekran boyutu 11,5 aşırı büyüklerden değil. ha bir de boyut demişken ekran kasa oranı çok yüksek, çerçevesize yaklaşmış bu da benim için önemli etkendi.

redmi pad 6 gb ideal gibi geldi bana.

samsung'lar tft ekran kullanıyor, bazıları kabul edilebilir bulurken bazılarıysa beğenmiyor bunu. huawei'lerin kendi mağazasında netflix yok diye biliyorum, yoksa iyi ve uygun fiyatlı modellere sahipler. honor'lar da işlemciden kısmışlar, ilerleyen yıllarda cihazda yavaşlama yaşanabilir.

Huaweinin çok güzel tabletleri var ama netflix, youtube gibi uygulamaları yüklemek.için biraz uğraşmanız gerek

Bu arada mobil olduğum için edit yapamıyorum. Cihaz Mayıs ayında Almanya mediamarkt dan alındı. Türkiye’de garantisi oluyor mu acaba bu cihazın ?

bakırköy- Khalkedon Elektronik tamir için.

mb başkanı faiz artırıyor diye görevden alınmadı bence. aynı politika devam eder, düşmez

Başkan değişikliğinin faizlerle bir ilgisi yok bence de. Zaten Mehmet Şimşek'in önerdiği başka bir isim yerine geldi. Anladığım kadarıyla bu seferki istifanın nedeni para politikası vs değil. Kaç haftadır ortada dönen haberler nedeniyle yaşandı bu istifa.

Dolayısıyla seçimlerden önce ya da sonra keskin bir değişiklik beklememek gerekir para politikasıyla ilgili.

Muaama bir soru. Kim bilir?

öyle bir şey gündemde bile değil

hafize fazla dejenere oldu o yüzden değiştirdiler.

sıkıp ,suyunu çıkarma politikaları aynen devam, faiz indirimi söz konusu değil.

foto: s20.directupload.net

Bunun makinesi var. Dümdüz kagıdı makineye baglıyorsun. O ise kagıdı istedigin uzunlukta ve istedigin kalınlıkta şekillendirip kesip çıkarıyor. Daha çok kargo ve paketleme işiyle ugraşan firmalarda var bu gibi makineler

www.lockedair.com

wow fantastik, teşekkürler

akp ile alakası olan biri değildi, partili veya siyasi görüşü olan biri de değildi zaten hayatı abd'de banka yöneticiliğiyle geçmişti. istifa sebebi ise dediğin dedikoduların kuruma zarar vermesini engellemek içinmiş.

hükümete yakın kaynakların yazdığından anladığım külliyedekilerde pek beklemiyorlarmış, istememişler de ama istifa etmiş. mehmet şimşek de yardımcı olan fatih karahan'ın başkan olmasını önermiş, az önce de açıklandı o olmuş.

1 nisan sonrası yorumlarına ise katılmıyorum. yazdan beri "sonbahardan sonra kovulurlar, %20 faizin üstüne çıkamazlar, seçim ekonomisine geçilir faizler düşürülür" deniyordu hiç biri olmadı, şimdi ibre 1 nisana dönmüş. seçimden önce dönülmeyen seçim ekonomisine seçim sonrası hiç dönülmez.

politikanın sebebi şimşek. şimşek politikayı uygularsan gelirim dedi. erdoğan da uyguluyor. hiçbir şey değişmeyecektir. zaten o makamda oturan kişi de emir komutadan çıkamaz

Hafize zaten emir komuta ile çalışan biriydi. Yeni gelen de öyle olacak. Asla cb'nin istemediği bir şey yapamazlar. Şu anda siyasetin içinde olan veya devlet kurumlarında görevde olan kişilerin baksan ne pislikleri çıkar. Ama hafizenin büyük ihtimalle arkası sağlam olmadığı için, onun hakkında yaptığı şeyler dedikodu olarak yayıldı. Talihsizlik oldu sanırım. O da bu tür şeylere eyvallah edecek biri değil zira abd'de bir kariyeri var. Türkiyeye hobi olarak ego tatmini için gelmişti bence. Baktı böyle saçma sapan haberler filan çıktı o da aman bunlarla mı uğraşıcam dedi bence.

Ama annesini babasını merkez bankasına getirmesi filan saçma tabi, bi de babası orda kızın birini işten atmış falan. Hiç profesyonel bir durum değil. Bu kadar kariyer sahibi bir kadının böyle profesyonelliğe yakışmayan davranışlar göstermesi garip.

malum parti cenahından değildi. mehmet şimşek referansıyla geldi. zaten malum partili tam biat eden biri olmadığından yollamak için zaman kolluyorlardı. öyle olsaydı bu babasının olaylarını falan hiç birini duymazdık.
mb yönetimine bakarsanız başkan ve bir yardımcısı mehmet şimşek tarafından diğer iki yardımcı malum parti tarafından seçilen kişilerdi.
istenen oldu tam biat edenlerden biri başkan yapıldı.
seçime kadar mevcut durum devam eder sonrasında seçim sonuçlarına göre talimatla faiz düşürmeye başlarlar.

1 Nisan sonrası Şimşek de dahil bu kişilerin gideceği ve eski politikalara dönüleceği kısmına katılmıyorum. öyle tahmin edilmiyor zaten. seçime kadar bu sıkı politikaları devam ettiren seçimden sonra niçin vazgeçsin?

Bu ülkede nas var, Çin olacağız falan diye günler içinde zorla akıldışı ve suni bir krizle tl çöpe çevrildiyse (kim o sırada nasıl parayı vurdu bilmiyoruz) yarın yine aynı yapaylıkla yeni bir fay hattından Şimşek de harcanabilir. Mesele sadece seçim değil. Güç dengeli dağılmadığı için ve hesap verme mekanizmaları işlemediğinden içerde kim ne çeviriyor bilmiyoruz. Tahmin yürütülebilecek bir durumda değil Türkiye. Birilerinin dur biraz şeriat konuşalım falan dedikleri bir ülkeden bahsediyoruz. Bunu kesin Şimşek gider falan diye söylemiyorum. Öngörülemez demek istiyorum.

İçeride sakin durursa suça bulamazsa 5 yıl sonra salarlar

twitter.com

Yalnız bu olayda gasp da var gibi. Bu durumda ceza epey bir ağırlaşıyor diye biliyorum.

Ayrıca nitelikli hal durumu da var.

Not: Tivit başka bir konuyla ilgili de kasten adam öldürme durumunda alınan cezayı açıkladığı için örnek verdim.

Olayda görebildiğim kadarıyla işlenen suçlar şöyle:

1. Tasarlayarak kasten öldürme (Arabaya biner binmez şoförün arkasına kayarak ilerlemesi ve böylece silahın görünme riskini çok düşürmesi ile cinayetten sonra söylediği sözler tasarlamanın olduğuna delalet ediyor.) Cezası ağırlaştırılmış müebbet. Yatarı 30 yıl.

2. Silahlı, gece vakti ve kendini tanınmayacak hale sokmak suretiyle yağma suçu. Cezası 10 ile 15 yıl arası. Olayın yarattığı infial ve şüphelinin tavırları dikkate alınınca cezanın üst sınırdan verilmesi olası. Alt sınırdan verildi diyelim, yatarı 5 yıl.

3. Ruhsatsız silah bulundurma. Cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası. Alt sınırdan verilirse yatarı olmayabilir, emin değilim.

Temiz 35 yıl yatarı var, o da iyi halinin görülmesi durumunda. Yağma ve ruhsatsız silah bulundurma suçlarından ceza üst sınırdan verilirse (ki bence verilir) yatarı daha da artacaktır. Yaptığı yanına kar kalır mı? Bu cezaları çekerse bence yanına kalmış denemez (Gönül ister ki ömrünün sonuna kadar kalsın cezaevinde, onu tartışmıyorum). Kaldı ki böyle bir sosyopatın cezaevinde iyi halinin görülmesi de oldukça zor olacağından cezası daha da uzayabilecektir kolayca.

en az 20 sene. önceki infazlarıyla beraber kervana takarlar diye düşünüyorum. tabi içerde bir şey olmazsa

İnfial yaratan olaylarda süreç genelde beklendiği şekilde ilerlemeyebiliyor,özgecan arslanın katilinden sabancilarin katiline kadar gecmiste pek çok örneği var.

cezaevinde nasıl bir muameleye maruz kalacağı çok değişken.

yatarı çok olur. suçları çok sabit, çok yatar.

tek sıkıntı af gibi bir şey olabilmesi.

gasp var.
tasarlayarak adam öldürme var.
kafanız mı güzel nereye 3-5 sene yatıyor?

ağırlaştırılmış müebbete çarpılır her iki suçtan dolayı.
bundan sonra kalan hayatını içeride geçirir.

en az ama en az 20 yıl içeride.

cevap veren arkadaşlara katılmıyorum. 2023 kasım ayında gasptan 35 yıl yemiş birinin 7 yıl sonra açık cezaevine alındığını öğrendim. Oradan da sanırım 1 yıla salıveriliyormuş. Bu yeni yapılan bir düzenleme ile olmuş. Böyle düzenlemelerin de sık sık yapıldığı düşünülürse pkklı gaspçı bu katil bir başka masumun canını almak üzere 5-6 yıla çıkabilir.

Süreç şöyle oluyor. Bunu sahipsiz gibi sokağa salan ailesi var ya heh işte onlar İçin şimdi bu katil altın varaklı hint kumaşı oldu.

Ailesi ne var ne yok ortaya koyup her tanıdığı arayacak en iyi avukatları tutacaklar.

Olayı neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama olarak değiştirmeye çalışıp, yağma suçunu da "ambulansı aramak için telefonu almış" şeklinde savunacaklar.

Dava uzun sürerse unutacağız. Benim tahminim yıllarca yatmayacak.

Normal insana benzemeyen at hırsızı tipli iki keko tarafından kapalı yere sürüklenip tutuldum param gasp edildi. Rapor aldım ve Sıcağı sıcağına yakalandılar ve paraya polis tutanakla el koydu.

1 gün sonra bunlar nezaretteyken belediye başkanı babamı aradı. Şikayetten vazgeçme ricası için. Arkadan onlarca yalancı şahit yıllar süren dava süreci ve resmen beraat ettiler.

Sanık Delil Aysal,

Kasten öldürme için ağırlaştırılmış müebbet,
Yağma için 14 yıl 10 ay (üst sınırı 15 yıl)
Ruhsatsız silah bulundurma için 2 yıl 10 ay (üst sınırı 3 yıl)

Ceza aldı.

Yukarıdaki mesajımda böyle cezalar alacağını söylemiştim. 4 aylık bir sapma olmuş sadece. O kadar olur.

www.aydinlik.com.tr

@10551037

Seni isabetli bilgilendirme için
Türk yargısını da hızı ve kamu vicdanını rahatlatması nedeniyle tebrik ediyoruz.

E kitap derken, Kobo sanırım?
Mağazadan alırlar mı bilmiyorum ama internetten yapılan alışverişlerde 14 gün iade hakkınız var zaten. Mağazadan alıp almayacaklarını sabah arayıp sormak lazım ama sanmıyorum.

Anneniz tansiyon hastası mı? Büyük ihtimalle öyle. Hastaneye gidin, size ilaç vereceklerdir. Düzenli kullanarak tansiyonu kontrol edecek ve bundan sonra tansiyon ilacı kullanacaksınız. Çünkü şeker hastalığı, kalp hastalığı gibi tansiyon hastalığı da vardır.

Tansiyon asla hafife alınacak bir durum değil.

Yüksek tansiyon hastası olup beyin kanaması geçirmiş ve direkten dönmüş bir annem var. Şimdi ilaçlarını düzenli kullanıyor.

Tatlı tatlı ikna edin ve mutlaka doktora gidin.

Randevu öncesi günler de günde 5 kez en az ölçüp, gittiğinizde bu ölçüm sonuçlarını da götürün.

limonlu su iyi geliyor.

ancak hastaneye gitmesi lazım.

eğer tansiyon hastası tanılı ve ilacı vrasa doz düzenlenmesi gerekir

ilaç kullanmıyorsa başlaması gerekir

çok yüksek değil tansiyonu. ancak genel olarak düşük giden bir yapısı varsa bu değerler onun için de yüksek olabilir.

kibarca zorlamadan ikna etmeye çalışın. zorlarsanız daha da gerilip tansiyonu artabilir.

Felaket tellalığı yapmak istemem ama Çok yakın bir zamanda, bir süredir yüksek tansiyonu olup, gözlem altında olan bir tanıdığım, kalp krizi geçirdi. Onun tansşyonu daha yüksek seyrediyordu ama 19-20 civarı. İki damarı tıkalıymış.
Kalbe de baktırın.

Annenizi doktora gitmeye ikna edin. Evet onlar da ilaç verecek ama belki farklı bir ilaç verecek vs gibi şeylerle ikna etmeyi deneyin. Tansiyon ihmal edilecek şey değil

doktora gitmeye ikna et. Tansiyon yüksek olduğu sürece damarlara zarar cerir.

Genelde baglayiciligi olmayan ve son birkaç kontrol vs bağlı olan teklif. Size isin ne olduğu maaş falan denir. Siz de karşı teklif ile gelirsiniz.

bunu söylemek zor. önce hakem heyeti. scooter'ın değeri ne bilmiyorum tabi. hakem heyetinden olumlu sonuç çıkmazsa dava açılır. durumu teknik bilirkişi inceler. ancak kilit insan yapımı neticede kusur bulmayabilirler. başvur hakem heyetine bir kaybın olmaz. reddedilirse avukatla görüş

Youtubeda lockpicker lawyer diye bir kanal var, videolarına biraz göz atarsan çok güvenliyiz diye uçup kaçan tüm kilitlerin işini bilen biri tarafından 10 saniyeden kısa sürede açılabileceğini görürsün. O yüzden kilitlere güvenmemek gerekiyor böyle durumlarda.

Firma en başında zararınızı karşılarız dediyse ısrar et, karşılamazsanız mahkemeye vereceğim avukatım aracılığıyla de. Baktın vermiyolar dava açarsın

Değeri 104 bin TL nin altında ise tüketici hakem heyetine başvurabilirsiniz. Daha yüksekse dava açabilirsiniz. Tüketici hakem heyetine e devletten başvuru yapılabiliyor.

İnternette bu konuda bir çok program var. Mouse auto click yazsanız bir çok program çıkar. Bunlardan biriyle görev oluşturun sonra da Repeat diyin oldu bitti

yapabilirsin. script yazman gerek. automation'a giriyor bu. eğer sadece username password ve giriş butonuna tıklanacaksa ve çıkış butonuyla çıkış yapılacaksa, mouse hareketine gerek yok.

(bkz: selenium)

evet ben bunu duyura ilk girdiğim zamanlar çömez sanmasınlar diye 1000 giriş için falan yapmıştım buradan da itiraf ediyorum ehuhehe

ama neyle yaptığımı hatırlamıyorum mouse hareketlerini kaydetmiştim 10 saniye.

sonra play e basıp gidip uyumuştum. kendisi sonsuz döngüde çalışıyordu.

Oluruz

Ben olmam

duruma gore olunabilir

Bu şartlar altında olamayız. Kaç bin tane yazar var, nasıl bulalım onca adam içinde?

Bu ahval ve serait içinde olamam

Yani diyoz ki keşke nickini de söylesen de mesaj atıp ulaşabilsek. Hangi üyeden bahsettiğini söylemezsen ulaşamayız.

olmayız derler ama olurlar. ben de olurum.

En son 18 aralıkta sipariş vermişim 3 ocakta İzmir'e ulaşmış. 30-40 lira bandında ufak bi şeydi

8-10 dolareslik ürün aldım, 20 kasım falandı. 2-3 gün önce ptt'ye teslim edildi. Yarın gelir herhalde. Tahmini teslimat 2 şubat idi sanırım.

Bakacak ya da birakacak biri yoksa tatillerde kisitlanacaginizi bilin 2 gunden fazla yalniz kalamaz onda bile hem kedi triplere girer hem siz uzulursunuz. Onun disinda harika bir sey bence.

Aynı his bana olmuştu. Belli bi yaşa kadar hep köpek besledim. Sonra hayatın yığdığı aırı saçma sapan sorumluluklarla uğraşmaktan kendime bile bakamaz oldum. Sonra kedilerin zekice ama saçma sapan komik davranışlarından etkilenip sahipleneyim dedim. 1 hafta sokakta kedi kolladım evde yaşayabilecek tipte, kedi ilanlarına baktım falan sonra seninle aynı düşünce oluştu endişe edip biraz düşünmeye karar verdim. Benim bu biraz düşünme süreci 3.5 ay sürdü :D Sonra tamam dedim, ben bu işe kalkışabilirim.

İlk denememde sokaktan kurtarılmış yavru korkak bi kedi ilanı görüp 3 saat yol gidip kediyi aldım. Sonuç, eve gelince tam bi canavar çıktı, hırçın, saldırgan, manyağın teki. Dedim ben buna bakamam :D Bahçesi olup kedi arayanları arayıp buldum, aldılar. Sonrası daha bi endişie eder oldum. 1.5 ay sonra tesadüfen annem bi ilan attı. İlan sahibiyle görüştük, gittim aldım. O zamandan beri ne kaldıramayacağım bi sorumluluk hissettim, ne kısıtlanma hissi, ne acabalar.. Hepsi kayboldu :)

Yani demem o ki bu tür şüpheler normal. İnan bana arkadaş bile aramıyorsun :) Aradığın her şey bu sevimli canavarlarda mevcut :D

Kedi ile bir evi paylaşmak harika bir deneyim. Ama bazı dezavantajları da var. Bunları sıralamak isterim. (Sorduğunuz bu olmasa da)

-Kediler genel olarak geceleri daha aktif olan canlılardır. Bazı kediler insanların uyuma-uyanma saatlerine adapte olsalar bile çoğunlukla gecenin bir yarısı sizi uyandıracaktır. Beni her sabah 05.45'te uyandıran bir arkadaş var, göbeğini sevdirip sonra uyumaya devam ediyor.

-Kedi evde sabahtan akşama yalnız kalacaksa (kalabilir bir mahsuru yok) akşam siz geldiğinizde çok ilgi bekler. Yeterince ilgilenmezseniz, oyun oynamazsanız gece daha da aktif olur hiç uyku uyutmaz.

-Mevsime bağlı olarak değişkenlik gösterse de genel olarak evin her yerini tüy yapar. Dyson'ın şu lazer başlıklı süpürgesini alana kadar millete "benim kedim pek tüy dökmüyor" diyordum meğer kedi tüylerinin içinde yaşıyormuşum.

-Tatil konusu önemli. Kediye evinizde her gün uğrayıp bakacak birisi yoksa tatile çıkmayı unutun. Kediyi geçici olarak başka bir eve yerleştirmek pek iyi bir fikir değil, strese giriyorlar çünkü evleri değiştirildiği zaman.

-Maalesef, çok acı ama ortalama yaşam süreleri biz insanlara göre çok kısa olduğu için o kötü gün bir gün gelecek. :( Ben bunu düşündükçe "olsun, ona yaşayabileceği harika bir hayat sundum en azından" diyerek kendimi avutmaya çalışıyorum.

-Kedinin maması, kumu ve veteriner masrafları olacak tabii ki. Mama fiyatları özellikle çok arttı.

-Mobilya, halı, bitki evde bunlara sürekli olarak zarar verecektir. Aklınızda olsun.

Böyle uzun uzun listeleyince sanki çok zor bir şeymiş gibi anlaşılmasın, kedi öyle bir sevgi yaratacak ki içinizde, bunların hiçbiri size zor gelmeyecek.

Cevabı yazarken kedimi ne çok sevdiğimi düşünüp gidip mıncırdım kendisini. Elimi kopartmaya çalışarak karşılık verdi. Yerim.

Tek çekincem, çok hareketli veya saldırgan çıkması durumunda buna ne kadar katlanabileceğimi kestiremiyorum. Sakin uysal bi kediyle çok mutlu olurmuşum gibi geliyor. Kedinin sakini uysalı anlaşılır mı? Evetse nasıl?

Ben çok istekliydim sahiplenene kadar sonra eve getirileceği zaman bir panik olmuştum eyvah naptım ben filan diyordum. Bir kaç hatta pişman olmuştum.
Şimdi onsuz yaşayamam diyorum kedim benim her şeyim :)

kediyle yaşamanın getirisi kadar götürüsü de var, birçok kişi anlatmış zaten ama şunu ekleyeyim sadece; göründüğünden çok çok daha büyük bir sorumluluk. aklınızda zerre kadar bile bir şüpheniz varsa sahiplenmeyin. hem size hem kediye yazık. bir gün geldiğinde eeh bıktım demeyeceğiniz garanti ise sahiplenin.

uzun uzun yazamayacagim tek sey; sahiplenme. tek bakacak kisi sensen sakin. bir suru kedi sokaga atiliyo. sirf hayatlarina renk gelsin diye kedilerden sikilip vazgecen suruyle insan var. sorumluluk bakmanin otesinde bir sey asiri zaman istiyor. koltuk alirken bile her seyde onu hesapliyosun. %10000 kararli degilsen yapma

dostum selam,

neredeyse 3 senedir zilli bir kız ile yaşıyorum. ah benim salak kafam nerelere vurayım?

kedim olmadan geçen 30 küsür sene için kahroluyorum

Bana böyle olmamıştı. Ben de kedi sahiplenme düşüncesindeylen, öyle bir an oldu ki, ve Hayatıma öyle bir giriş yaptı ki asla hayır diyemedim. Aldım başımşa beraber diyip eve getirdim.

Ben de ilk sahiplenme fikrimiz ortaya çıktığında bayağı heveslenmistm. Eve gelme günü yaklaştığında "acaba almasak mi? Sorumluluğu nasıl olacak, ya bakamazsak? Tüy dökecek, hareketli olacak. Ben katlanabilir miyim?" diye düşünmüştüm. Eve alıp getirdiğimiz ilk bir hafta "eyvah, ben ne yaptım?" dedim. Üstüne hasta oldu, bakamadım diye gecenin bir yarısı veterinerde hüngür hüngür ağladım.


Kendisi şimdi 7 yaşına yaklaşıyor. Başka bir ülkeye taşındık, taşınma mevzusu ortaya çıktığında ilk aklimiza gelen şey "hemen evraklarını halledelim de çok uzun ayrı kalmayalım" oldu. Bizimle yaşamaya başladıktan 1 ay sonra tek bir gün bile pişman olmadım, aksine hayatımda aldığım en doğru kararmış dedim. Bir hayvanla birlikte yaşamak her insanın deneyelimlemesi gereken bir şey.


Fakat bağ kurmak kolay bir şey değil. İnsanlar başka insanlarla ve canlılarla deneyimler biriktirdikce, duygusal olarak yakinlastikca bağ kurarlar. Dolayisiyla ilk başlarda şüpheye dusmeniz, emin olamamaniz çok normal. Kediniz bir süre sonra sizi tanımaya başlıyor, kucağınıza gelip kendini sevdiriyor. Bir bakışından aç mı yoksa oyun mu istiyor, bunları çözümluyorsunuz. Hayatı paylaşıyorsunuz. Böyle bir canlıyla nasıl bağ kurmayacaksiniz ki? Ama bu anlatarak anlaşılacak bir şey değil.


Velhasıl dezavantajları yukarıda yazılmış zaten. Bunlar her kedi için de gecerli değil bu arada. Benim kedim bütün gece uyur, evde biblolar yerinden oynamaz, hicbir şeyi tirmalamaz, düzenli bakımları yapılır vs. Bu biraz da sizin özverinizle ilgili. Kendi karakterinin yanında küçükken biraz ilgiyle birçok şeyi de ogretebiliyorsunuz. O yüzden dezavantajları tekrar tekrar yazmayacağım ama sevgisi bence dünyalara değer.

>

Tek çekincem, çok hareketli veya saldırgan çıkması durumunda buna ne kadar katlanabileceğimi kestiremiyorum. Sakin uysal bi kediyle çok mutlu olurmuşum gibi geliyor. Kedinin sakini uysalı anlaşılır mı? Evetse nasıl?

Yavru kedi sahiplenmeyin. 1 yaşını geçmiş, sakin mi manyak mı ne olduğu belli bir kedi sahiplenin. Hatta ola ki denk geldi, yaşı ilerlemiş ama sahiplendirilmesi gereken kediler çıkıyor bazen, ilk kedi için daha uygun ve kolay olur. Yavru kedi enerjisi canınıza okuyabilir :)

Normal. Kimse her şeyi aynı oran ürüne yeni barkod yapmaz. Barkod numarası ile seri numarası aynı şey değil.
Seri numarasi bazı ürünlerde ürün başına ve batch olarak üretilen ürünlerde batch olarak olur. Farkli batch değillerse tek üretimden aynı çıkar.

Barkod ise decathlon gibi lojistikte kafayı yememis sirketlerde bir tane olur, her ürün aynı barkod gider satıldığı yerde vs.
Ama Decathlon misal her ürünün adedine özel yapıyor ki artık rfid de var. Misal aynı tshirt iki tane aldin, ikisinin de farklı kodu oluyor. Hayatımda bir orada gördüm.

Neyse, barkodlar aynıdır seri/batch farklı olabilir.

Barkodlar ülke, firma ve ürün kodundan oluşur ve aynı ürünün barkodu dünyanın her yerinde aynıdır.

mini onarıma girenleri mini onarımla yaptır. diğeri için bozma.

Kaç liralık onarıma kadar hasarsızlık indirimi etkilenmiyor. Onarımın toplam maliyeti nedir. Hasarsızlık indiriminizin yalan olması durumunda kaç liralık poliçe gider kaybınız olacak.

Bu soruların cevabını öğrenip, oturup ondan sonra düşünün.

Fakir Ojo kullanıyorum 3 yıldır memnunum.

1 saatlik bölümler canlı yayın olduğu için videos değil live sekmesinde bulunuyor. Oradan ulaşabilirsiniz telefon ve pc'de uzun yayınlara

Tasindim ya da bir sureligine baska bir yerde kalmam gerekiyor diyebilirsiniz, evde tadilat var vs bahanesiyle.

Doğrudan söylemek bir seçenek değilse çıkışta düzenli buluşacağınız biri olsa olmaz mı? Sevgili, eş, arkadaş, anne, baba vs.

Kurstan çıkıp onla buluşmaya gidecek olun mesela.

Birkaç seferden sonra artık sormamaya başlar zaten.

valla benim başım 5 sene önce belaya girdi bu yüzden. kaza yaptım arabama aldığım iş arkadaşım yaralandı. ailesi bana kızdı, tazminat istedi bu yüzden.

kanuna göre arabana aldığın kişinin can güvenliğinden araba sahibi sorumluymuş. sahipli taşımacılık mı ne diyormuş bu duruma.

arabayı uzak bir yere park edip yalan söylemek gerekiyor. bir iki hafta sonra anlar zaten.

ya bence. kız arkadaşım rahatsız oluyor araca binmenizden kusura bakmayın alamayacağım sizi daha fazla araca diyip kısa bir mesaj at çözülsün. veya ben başka yöne gidiyorum bu akşam, başka bir araba bulun siz artık diyin. aracı görürse de görsün, napalım aq. başkalarını memnun olmayacak diye kendimizden ödün vermeyelim artık.

kopek cekmek icin sana tum kosullari saglamis. insan biraz empati yapar, dusunceli-saygili vs.. olur vs.. belli ki bilincaltinda seni gereksiz bir insan olarak kodlamis ve hicbir vefa borcu yokmus gibi bir de ustune kafa utuluyor.

direkt yuzune vur gitsin. bu durum hosuma gitmiyor. senin icin de bir milat olur.

arabada sevmedigim birini tasima zorunlugugu hic sevmedigim sey, boyle insanlarin dertlerini dinlemek zaten iskence. bi de kullaniliyosun. bana bile dert oldu.

en iyi bahane "bugun eve gitmiyorum" olacaktir. akli basinda biri "nereye gidiyosun" diye sormaz. sorarsa da azicik sert bir cevap yeterli olur. ikinci ucuncude de "bugun de gitmiyorum" dediginde arkasi gelmez artik.

gerekirse farkli rotadan eve git. birinci kopru yerine, ikinci kopru, olmadi avrasya filan.

yüze vurmaya gerek yok bence ya. kız arkadaşım x tarafta kalıyor ben oraya gidicem de geç. bi süre orda kalıyorum dersin zaten 5-10 kere götürmedikten sonra daha muhabbeti geçmez.

Benim başka yere uğramam lazım diyin, 3 kere arka arkaya derseniz mesajınızı alır.

Açıkça söyle ben sizin şöförünüz değilim de. Birkaç defa aldım ama böyle sürekli yapamam deyip geç işte.

Bence arkadaş, sevgili, aile falan gibi hiç bahane sunma. Ondan sonra arkandan dedikodunu yapar. Bu kişi net yüzsüz bence.

İş arkadaşlarınla bu kadar samimi olmanı da önermem. Bunun evinden almayı talep eden versiyonunu gördüm. Adam evinden arabayla alınıp işe bırakılacak onu istiyor yani. İş bu noktaya kadar bile gidebilir.

bu nasıl bir yüzsüzlük yarabbi.

bir arkadaşınızdan veya akrabanızdan rica edin (kadın) çıkışta sizi karşılasın. Biz bugün birlikte takılıcaz buralarda diyin.

Gerçi aa öyle mi ne zaman döneceksiniz deyip bekleye de bilir bu yüzsüzlükle ama "belli değil belki burada sabahlarız" dersiniz.

Sonra da birlikte dönmemiz durumunu kız arkadaşım hoş karşılamıyor dersiniz.

direkt hayır deyin, sizin için de alıştırma olur. ben söylerdim kusura bakma, bırakamayacağım diye. 15 yıllık arkadaşımla uzak bir yere gittiğimizde tek araba gitmeyi teklif ediyorum ve benzin parasını kabul etmese de zorla bölerek veriyorum. yani… istilacı bir tip belli ki tüm ihtiyaçlarını gideriyor :)

bahane üretmek zorunda değilsiniz. kaldı ki bahane üretirseniz o bahaneleri çürütmeye çalışır böyle işgalci bir tip. planım var deseniz aaa nereye gitceksin ben de geleyim der, arkadaşınız gelse hop atlar tanışır vesaire. konu çığ gibi büyür.

net bir şekilde ya sen kurs çıkışı kendi dönüşünü organize et, böyle sürekliliğe dönüşünce görev gibi oldu bana, tercih etmiyorum demelisiniz, diyebilmelisiniz.

saçmalık evet kaşar alın.

amazonda da aynı telefonun 512 gbı daha ucuz mesela olabiliyor böyle şeyler.

"Gıda Dedektifi kaşar" araması yapıp, vodeoları izleyin.

Özellikle kaşarda çok zalim şeyler satıyorlar bizlere. Sadece bir marka değil üstelik ...

@aman üstüme

görseldeki peynir satılıyor, dilimli peynir farklı. Yanlış yazılmış olabilir.

A101 bim şokta da satılıyor ama oradan fiyat bulamadım. Gittiğinizde bakarsınız fiyatları aynı

kaşar peyniri diyemedikleri için tost peyniri adının konulduğunu öğrenmiştim.
o gün bugündür tost peyniri değil, kaşar alırım.

bazı markaların çikolata ya da dondurma yazamamaları gibi regülasyon sıkıntısı olabilir.

bizde 4-5'i gibi sondu, bu tarihten sonra görev başı yaptığında yetişmiyordu. ama muhtemelen kurumdan kuruma çok değişiyordur, direkt kuruma sormak lazım.

Ar. Gör. tipi bi akademik pozisyonsa en hızlı sonuçlanan güvenlik soruşturmaları vs.sinde bile, görev süren başladığında sana iş kitlemelerine rağmen maaşın yatmıyordu :) Ama bi sonraki ay farkla beraber alıyordun. Zorunlu yatırım gibi düşün :D

Maaşlar 7’sinde yapılmış gönderilmiş olur sıklıkla. Ancak 15’ine yetişmezse diğer ayı bekletmezler. Memur maaşını peşin alır çünkü. Bu nedenle de 15’ine yetişmediyse de 22-30u atası yatar.

Hak edişle alınan ek ödemeler varsa. Yani Aralık atında nöbet tuttunuz. Ay bitiminde bunların ücretini almaya hak kazandınız. Onların bordrolanması ocak ayının 25’ine ancak yetişir genelde. İşe başladığınızda (10 şubat) 28 şubata kadar hak edişleriniz/döner sermaye falan hesaplanır. Mart ayının son haftasında yatar.

ben 17'sinde başlamıştım ve bir sonraki aya yetişmemişti. kurumda bu işlerle ilgilenen tek bir memur vardı. belki o yüzdendir. süre olarak neredeyse 2 ay parasız geçirmiştim. tarihleri ve süreyi hatılıyorum çünkü taşınma, kira, çeşitli masraflar derken ufak da olsa tüm birikimimi bitirmiştim. sonra tam maaş ve fark ayrı ayrı yatmıştı sanırım.

TUS kazanıp ilk gittiğim kurumda (Pamukkale Üniversitesi) 12 temmuzda yerleşmiştim, tam o gün maaş bilgileri gönderiliyormuş, acele edip yetişmiştim 15'inde maaşımı almıştım. Şimdi çalıştığım üniversitede de geçen sene 12 haziranda başladım. 16 haziranda maaşımı almışım. Yani kurumdan kuruma baya değişiyor gördüğüm kadarıyla. 17'sinde başlayıp gelecek ay alamayan var cevaplarda, ben 12'sinde başlayıp 3 gün sonra aldım ikisinde de :)

7500f işlemcili olan sistem am5 soket. anakartı daha yenidir ve ileride belki daha iyi bir ryzen ile upgrade yapabilirsiniz. bu sistemler ucuz çünkü anakartları alt seviye. 7500f'in anakartında mesela usb-c yok, wifi yok. yani ihtiyacınıza göre iyi ankart ile çok fark etmez belki fakat başka çok değişik şeyler beklemeyin alırken.

Yaralanmalı kaza vs ise savcılık aşamasında barodan vekil tayin edilebiliyor. Fakat dava aşamasında geçildiğinde bu vekillik siz talep ederseniz devam eder. Büyük ihtimalle savcılık aşamasında olan vekilin kaydının silinmemesi nedeniyle dosyada görüyorsunuz.

çok teşekkür ederim, dedeminhirkasi.

3-4 sene italya konsolosluğu direk başvuru kabul ediyordu idatayı aradan çıkarabiliyordun. Ama hala öyleler mi bilmiyorum arayıp bilgi alabilirsiniz.

seçebilirsin istediğin yeri. ikametle ya da liseyle alakası yok.

onda soyle bi detay var, gecen sene girdim ikamet istanbul ilk tercih istanbul ikinciye istanbul sectirmedi osym'yi aradim mezun oldugunuz lisenin oldugu ili secebilirsiniz dedi. sonra biraz daha arastirinca cevre illerin de oldugunu gordum (detaylari tam hatirlamiyorum) ikinci tercihe gebze yazmistim. o yuzden sizin de ikinci tercihe istanbula izin vermeyecektir eger degismediyse.

Teşekkürler
Evet denedim aynen öyle kabul ediyor
1İstanbul - ikamet ili
2 İzmir ve civar iller - mezun lise bölgesi
345 vs İstanbul şeklinde..

2 yerine keşke son tercih yapsalarmış
Açıklama çok net sayılmaz.

yavru saint bernard'a benziyor. başkaları da teyit ederse sevinirim. eger oysa büyüyünce evde beslenebilecek bir tür degil.yetişkin halinin eşek kadar boyu oluyor. çok iri tüylü ve dışarıyı seven bir türdür bahçeli ev ister

bebek odası için bizim drumuz nemlendirici ve hava makinesini önermedi. ama her drun görüşü farklı oluyor. dysonun havadaki kirliliği ölçüp temizleyen aleti var ama çok pahalı.

Linkteki ürünü kullanıyorum. Yapısı gereği zaten karmaşık bir cihaz değil, su koyuyorsun ve buharlaştırıyor. Memnunum valla hasta olduğumda odada açıyorum burnum tıkalı uyanmıyorum ama salonda pek fazla efektif değil ki bu tarz şeylerin etkili olduğu bir metrekare değeri oluyormuş.

hayır yok. size zaten teblig edilmiş.15 gün olarak süresi de var. bence fazla bekletmeyin 1 ay sonra 4 katı olacak
ha dava ederim bunları diyorsanız onu da geçin . emsal davalar var. hepsi kaybedilmiş. ilgili holdinglere yaptırım uygulabilecek bir yapı yok bu memlekette

1.Aylık gelirin tüm kartlarının limit toplamına göre yetersiz kalıyordur. Aylık gelirini yeniden beyan edip ya da diğer banka kart limitlerini düşürerek yeniden dene.

2.Banka aylık gelirin hakkında belge görmek istiyordur. Belgelerini hazırlayıp şubeye gidip müşteri temsilcinle görüş.

3. Sanırım bu aralar bankalar limit artırımında isteksiz. Doğruysa yapacak bir şey yok.

Kredi skorunuzu yukseltmeniz lazim ve ek olarak youtu.be

acil lazımsa gidip müşteri temsilcinizle bir görüşün.

Fakat genel olarak kural şu, sen istersen artırmazlar. Fakat otomatik artırmayı açarsan ara ara çok uçuk yerlere yükseltirler. Geçen yıl beni ve çevremdeki kişileri maaşının 4 katını falan bırak 20-30 katına kadar yükselttiler.

Tabii hiç kart kullanmıyorsan ellerinde veri olmayabilir. Sen kullanıp ödedikçe yükseliyor. Bu arada geçen yıllarda ben bir ara bilerek minimumu ödeyip üstünü faize bırakıyordum, bu kadar artmasında "yağlı müşteri bu" fikri mi etkili oldu onu da bilmiyorum.

Bireye verilecek kredi kartının limiti ilk yıl için gelirinin maksimum iki katı, ilk yıldan sonra ise gelirinin maksimum dört katı olacak şekilde hesaplanır.

eger ustteki sartlara gore butun bankalardaki limitleriniz aylik gelirin 2 ya da 4 katinin altindaysa ve artis icin limitiniz varsa, geliriniz belgeleyen evraklarla ilgili bankanin bir subesine gidip durumu anlatip evraklari sunun. o zaman arttirirlar.

Aypon/mac varsa orada indirip wifi kesip açılabilir diye tahmin ediyorum.

online bir text editore at daha güvenli olur, mesela
textdoc.co

(bkz: merak kediyi öldürür)

ek.txt.exe dir onlar büyük ihtimalle. bence hiç indirmeyin/açmayın.

www.parfumevi.com.tr

fragrantica.com 'a girip notes kısmına juniper yazıp aratabilirsiniz. sanıyorum burberry hero ve atkinsons 24 old bond street böyle bir koku.

Fragrantica +1

Eau de cede l'Occitanie bunda var kesin. Bulması da kolay olmalı.

Steamdeck, Ekran kartı ve VR ürünleri. Ama 2x falan koyamazsınız, uçuk bir beklenti olmuş. Çok getiren var ve ab gibi vergi iadesi alamadığınız için almanyadan helen adamdan daha ucuza olmuyo maliyeti çoğunlukla.

Kadının yaşı ve maddi kazancı arttıkça sevgilisiyle yaşayabilme oranı da artıyor bence.

Kabul edecek ailenin genel nüfusa oranını soruyorsan %5 in altındadır. Ne kadar altında olduğunu bilemem.

@inawen +1

Sevgilimle tatillere gidiyoruz, haftanın dört günü beraber yaşıyoruz dindar olduğunu düşündüğüm ailemin karşı çıkmaması beni şaşırtıyor bazen.

Buraya göre normal, büyük şehirlere göre normal, kırsal bölgelere göre değil, fakirsen değil, zenginsen normal, statülüysen normal ... gibi gibi koşullara bağlı.

Bi arkadaşım yaşıyor.

Bence okuma seviyesi yüksek yada aile bağı kopuk gençlerde oluyor.

Aileler genellikle okay olmaz. %98 bile az olur.

Türkiye "bilmiyorum, bilmek istemiyorum, ama tahmin ediyorum" toplumu. Çoğu kişinin kızı erkek arkadaşıyla yaşıyor ama aileler "yalnız yaşıyor" diye biliyor. Bir şeyler tahmin etseler bile sormuyorlar karışmıyorlar, çünkü net olarak "evet onunla yaşıyorum" denirse büyük ihtimalle olay çıkar.

Mesela çoğu baba, kızının erkek arkadaşı olduğunu tahmin ediyor ama iş evlilik gibi konulara gelmeden duyup tanışmak istemiyor.

kabul edeceklerin oranı %5-10 arasındadır. ikna aşamasına ihtiyaç duymadan direkt buna okey diyecek mindsete sahipleri soruyorsan, o %1'i geçmeyebilir. bu ülkenin yarısından fazlası sağcı, diğer yarısı da solcu görünümlü sağcı arkadaşlar. nerede yaşadığınızı unutmayın.

İnanç bence tersine en büyük etken. Yeterince "muhafazakar" hiçbir ailenin buna onay vereceğini sanmıyorum bu ülkede. Paraya, ekonomik özgürlüğe falan bakmaz katı muhafazakar aileler.

Benim hem anne hem baba tarafım son derece muhafazakardır. Evlerden ırak Sülalemde, kızı başörtülü olduğu halde sırf pantolon giydiği için (o da kot veya dar pantolon değil bu arada) yeterince dindar bulmayan ve baskı yapan tipler var düşün.

Bu tarz bir aile böyle bir şeye onay verir mi yani, verir dese biri güler geçerim:)

Türkiye'nin maalesef realitesi bu

%5 bile onay veren çıkmaz.

türkiye'deki büyük çoğunluk kız evlatlarının evlenmeden bir erkek ile birlikte yaşama konusuna sıcak bakmaz. ama pratikte ailesinden ayrı-tek kalıyor, kız arkadaşıyla kalıyor vs şeklinde süregelen bu durum gerçekte elbette herkesin malumu. yalnızca küçük bir azınlık bu konuda prtatikte ve reelde farklılık gösterebilir. açıkçası bu durum ile eğitim seviyesi veya kazanç ile doğrudan bir korelasyon kurulması kesinlikle doğru değil. ancak kız evladın yaş durumu bu konuda önemli bir parametredir. 35 yaşını geçkin kuzenim bazı günler erkek arkadaşının evinde kalmasına rağmen ailesi tarafından hala kız arkadaşında kaldığı şeklinde bilinir. ailesi elbette şüphelenir bilir vs aslında ama bunu yekten erkek arkadaşında kalıyor şeklinde kabul edip hem kondurmaz hem de sindiremezler.

türk toplumu genel olarak muhafazakardır. muhafazakarlık genelde hep inanç bağlamında düşünülür ama çok bu büyük bir yanılgı. inançsız olupta muhafazakar olan çok insan var.
bizim toplumumuzda en son babalar duyar diye klişe ama gerçek bir tespit var. ailelerin ekseriyeti böyle bir durumu kabul etmez. ama ironik bir şekilde önemli bir kısmı buna engelde olamaz. sadece potansiyel olarak reddeder. ve yüzleşmek istemez.

binde bir ve altı diyorum

Okey olmak, açık onay anlamına geliyorsa binde birden de azdır herhalde. Kapalı onay (ses etmemek, bahsetmemek) belki yüzde 1.

Bir kadın olarak söylüyorum %1dir kabul edilme oranı.

Evlenmeden önce sevgilimle yaşadm ama ailem başka şehirdeydi. Hiç görmediler. Görselerdi muhtelemen şimdi yaşamıyor olurdum.

sessiz onaylama baskin olmak uzere %7-8. konu komsu bilmesin yeter diyeni de var, cikarlarina uygun dustugu icin memnun olani da, bunu dogal karsilayani da, hepimiz bilelim ama seni mervelerde zannedelim diyeni de. istanbulda her turlusu vardir da anadoluda sanmiyorum. bireyselligi kabullenmislikle alakali bi durum bunu da sosyo-ekonomisi iyi olanlar cogunlukla kabul ediyor. manitasiyla yasayan biri olarak parasiz kadinlarin yapmamasi gereken bir eylem oldugunu dusunuyorum. ya aile karsilayacak ihtiyaclarini ya kendi. tersi cinsiyetler icin de gecerli. hem bireysellik hem geleneksellik karisir na-makul

ahah 9gag'e mi düşmüş :D

youtu.be
şu adam Londra'da bir tren istasyonunda piyano çalarken bunlar arkadan geçiyor, video çekildiğini görüyor. "Çekme bizim gizlilik hakkımız var" falan diyorlar, adam da burası UK burada açık alanda istediğimi çekerim hem istemiyorsanız geçip gidebilirdiniz diyor sonra bu Çinliler olayı büyütüyor vs. linkten izleyebilirsin.

Galiba bu kişiler Çin Komünist Parti üyesi miymiş veya oradan birilerinin çocukları mıymış çok takip edemedim sonra. Görünmek istememişler yani ve kurallar kendi ülkelerindeki gibi sanmışlar. Bi tanesi baya bağırıyor olay çıkarıyor.

soyle ki, ingiltere'de bir abimiz havalimaninda kendi halinde piyano calip canli yayin yapiyor.

Cin komunist partisi üyesi olan linkteki turistler, arka planda piyano calan kisiyi izliyorlar ve filme alındıklarını fark ediyorlar. Başlangıçta en azından yarı kibar davranarak piyanistten görüntülerini silmesini istiyorlar.

Piyanist abi de "halka açık bir yerdeyiz silmem" diyerek yanıt veriyor. Cinli ekip bundan sonra garip sekilde geriliyor bagirmaya vb basliyor, bir de uzerine polis cagiriyorlar. polis de "ya iki dk durduruver de ne oldugunu anlayalim" diyor, video yayildikca insanlar da polis cinlilerin tarafini tutmus gibi dusunuyor.

Genel kani, turistlerin ya komunist parti yetkilisi, ya ajan vb oldugu yonunde. ayrica cin'in, uluslararasi gecerliligi olmayan gizli "yurtdisi karakolu" gibi bir olusumu da var, yurt disinda yasayan hukumet karsiti cinlileri darliyor ve rahatsiz ediyorlar. onlardan olabilirler

Akşam saatlerinde daha fazla içiyorsanız vücut nikotine doyduktan sonra normalde almadığınız tatları alıyor olabilirsiniz.

Ya da buna benzer bir şey.

Sigaranın cidden tadının değişmediği konusunda hemfikirizdir sanırım.

kültablası aynı mı?
sigaranın durduğu yerden tat değişiyor olabilir, kültablasında görmediğiniz başka yanan şeyler olabilir, kıl, tırnak vb.

Hava kirliliği olan bir bölgedeyseniz, siz farkında olmadan ve gözle göremediğiniz şekilde evin içindeki hava kirli olabilir.

Veya ev sobalıysa ve kömür yakıyorsanız mesela. Sigaranın tadı aynen tariflediğiniz gibi olur.

Aralık ayında görüşmüştüm. Kendi aracımı takas edecektim. Sahibinden de muadilleri 750-800 arası değişen fiyatlarda ilanı olan aracıma 600 bin lira teklif ettiler. O anda vazgeçtim ama nereye kadar çıkabilirim diye merak ettim 630 verdiler en son.

Gerçek manasıyla takas desteği, aracınıza bir fiyat biçildikten sonra üzerine bir miktar daha eklemek oluyor. Örneğin eksperimiz aracınıza 600 bin fiyat biçti, biz de bayimizden şu sıfır modeli alacaksanız aracınızı 600 yerine 900den alıyoruz. 300 bin yakas desteği veriyoruz demek. Tabi ikinci el ölünce aracınızı ölü fiyatına alıyoruz sizi 2. el sitelerinde sürünmekten kurtarıyoruz’a kadar düştü takas desteği lafı.

Kiehls, avakadolu göz kremi

Aytaç Doğan

sahaflara götürürseniz eger çok özgün ve piyasada bulunmayan ilk basım bir kitap degilse 5de 1 fiyatına alırlar. diger yerlere götürseniz kilo hesabına alırlar. onun için en mantıklısı kitapları letgo ,sahibinden, nadir kitap gibi yerlere tek tek ve set set koymak. onun dışında buraya da koyabilirsiniz. mesela kitapların listesini yazın.veya cilt şeklinde fotografını koyun şehrinizi de yazın. isteyenle ortak bir noktada buluşup bir kısmını veya tamamını da satabilirsiniz. hoşuma giden bir seri varsa ben de talip olabilirim belki

dolap'ta satabilirsiniz, orada piyasası var bu işin. nadir kitap'ta sadece işletmeler satış yapar. letgo'da sadece yakınınızdakilere satabilirsiniz. sahibinden'de de kargo ücreti perakende kitap satışı için yüksekti diye hatırlıyorum.

buraya da koyun biz de almak isteriz belki efem

Kara listeden çıkılmaz. O bir kayıt. Siz ölene kadar durur.

Kredi kartı almak ise daha farklı. Kara listede olmanız buna engel. Ancak dediğiniz gibi, 4-5 sene bekleyip ve/veya bir bankayı ikna edip kart alabilirsiniz.

Şöyle yapabilirsin sanırım, bir bankaya gidip atıyorum 2 bin tl lik bir kredi kartı başvurusu yap. Ve bankaya 2 bin tl teminat yatır. Bu kredi kartını kullandıkça öde aksatmadan. Bu şekilde kredi notun yükseliyo. İcralık bi arkadaşım öyle yapmıştı. Akbanktn almıştı hatta.

normalde 5 sene süresi var ondan sonra çıkmıyor kayıtlarda ama bankların kendi kayıtlarında (özellikle borç nedeniyle kara listeye düştüğün bankada) çıkıyor. bende düştüm zamanında 2013 yılı gibi. borçlarımı yapılandırdım, ödedim. bankalar bana ancak 2020 gibi güvenmeye, yeni kredi, kredi kartı vermeye başladı.

Ben uzunca süre Kas-der, Mor Cati ve Üniversite Öğrencilerine gönüllü/ uygun ücretli psikoterapist destegi verdim.

Bunlar dışında Instagram'da da yazınca illa ki kendi tanıdıklarını yönlendiren oluyor. Arada oradan da yazdığım oluyor. Sözlük'te de başlığa yazmisligim var.

Konut, ihtiyaç ve taşıt kredisi kullanan, SGK'lı veya kamu personeli statüsünde çalışanların, istem dışı işsiz kalmaları durumunda, bir kredi veya poliçe süresi boyunca, ilgili kredinin azami 6 taksitine kadar teminat sağlayan bir sigorta türüdür. İstem dışı işsiz kalma durumu teminat altına alınmaktadır.

kredi sözleşmesinde detaylı yazar. müşteri hizmetlerine de danışabilirsin. 6 taksit olayı değişir.

Peki bunu almam kredi notumu etkiler mi ? Bankaları bana düşman eder mi ?

İşten çıkışınız hangi şartlarda yapıldı? Kıdem ve ihbar tazminatına ek olarak bir ikale sözleşmesine dayalı tazminat aldınız mı? Ek bir tazminat aldıysanız sigorta sizi işsiz kalmış değil anlaşmalı ayrılmış sayıyor. Sadece yasal haklarla ayrılıp işsizlik ödeneğine hak kazanıyorsanız teminat kapsamında kredileriniz ödenir.

kidem tazminati, yillik izinler ve 2 ay is aramayla ilgili olan odemeleri yaptilar.

biraz fazla odenmis olabilir. ikale konusunu bilmiyorum ama bir bakayim.

cok tesekkur ediyorum ilginiz icin

Rica ederim ne demek. Umarım kısa zamanda yetkinliklerinize uygun bir iş bulursunuz.

Bahsettiğiniz ödemeler işsizlik ödeneği almanıza ve kredi ile ilgili sigortanızı kullanmanıza engel değil. Kredi ile ilgili sigortayı kullanmanız kkb skorunuzu da bozmaz. Sigortayı bu risk için yaptırdınız, kullanmaktan çekinmeyin bence.

The Famous Grouse. İçerken yormaz. Tam bir F/P.

Denediklerinden örnek verirsen daha sağlıklı olur. Benim "1-2 tek atmak için keyif amaçlı" içtiğim, bir başkasına göre sert gelebilir. Buz ile soğutup seyrelttiğinde Chivas (12), Black Label, Dimple vb. viskiler çok daha yumuşak içimli gelir mesela. Seyreltmeye ihtiyaç duymuyorsan taş ile soğutabilirsin. Onlara da gerek yok dersen zaten normal ısıda sek olarak içebilirsin. Gerçi içemediğin için sormuşsun. Viski şişesini şöyle mantar tıpalı değilse asla yan yatırma: pbs.twimg.com Böyle olunca da yatırma ama pek ama diğeri kadar büyük sorun değil. 2-3 kadeh sonrasında başka bir gün oturup 1 kadeh içtiğinde işkence gibi gelmesinin sebeplerinden biri o.

Bunlara ek olarak: Üstteki f/p ürünlere ek olarak Talisker önerebilirim. Glenfiddich, Macallan vs. gibi bütçe arttıkça yakmayan yaksa da zevk veren versiyonları deneyebilirsin. Jack Daniel's viskimsi/burbonumsu bir şeyler ürettiği için onların da içimi kolaydır. Zaten çoğu kokteyllik.

kesinlikle

(bkz: dimple golden selection)

Dimple + 1. Buzsuz, sek içebilirsiniz.

Acaip süper aromalı isterseniz Lagavulin olabilir. Aromasız ama süper olsun derseniz, Japonya'da tanıdığınız varsa, bulabilirseniz kesinlikle Hibiki, inanılmazdır.

onerilerin hepsi asiri mantikli, ayrica "biraz daha paraya kiyayim, single malt scotch deneyeyim" derseniz glenmorangie deneyebilirsiniz

Teşekkürler tavsiyeler için. the famous grouse ve dimple ile başlayacağım, bittikçe tavsiyelerden devam edeceğim.

Dimple kolay içimli ancak oldukça sıkıcı bir viski. Bütçeyi de çok zorlamayacak olan Jameson Black Barrel'ı (black label değil, bazen kelime karışıklığı oluyor) da öneririm, bu tarifinize uygun olacaktır.