Ekşi Duyuru

Daha gecen gun locada c sirasinda izledim bence cok iyiydi. Eger ic sahneden en on 5 sira ortadan alinamiyorsa loca iyi. Hatta loca genel olarak cok iyi cunku ferah

otoparkı yok. evet sokak aralarına park ediyoruz.

altta ön kısımlar dolduysa balkonun ilk 2 sırasından ya da locadan al, altın arkalarından daha iyi buralar. otopark yok evet. eğer oralara arabayla çok gitmişliğin yoksa park yeri bulman zor olabilir tunus caddesinde otoparklar var oraya bırakıp yürümeyi de düşünebilirsin veya taksi, toplu taşıma gibi şeyler düşünmeni öneririm. park şansıma güveniyorum diyorsan sen bilirsin tabi.

gizemli urunler kullandıklarını sanmıyorum. ya marketteki ürünlerden yada channel, gucci gibi pahalı ama bilinen şeyleri kullanıyorlardır. zira bu ürünleri aramak, keşfetmek ciddi emek ve zaman gerektirir. dünya kadar işlerinin arasında bunları araştıracaklarını sanmıyorum.

www.vice.com

bunu ornek olarak verdim, bu tarz bir suru baska butik, luks urun/marka var. adini bile duymadigimiz daha da luks urunler elbette ki vardir. colgate de kullanan zengin vardir illa ki ama cogunlugu luks marka kullaniyordur diye dusunuyorum. bu urunleri aramak, kesfetmek icin ciddi zaman harcamalik bir durum yok cunku sadece zenginleri hedef alan pazarlamacilar var onlara ulasan.

Ozel kozmetikciler var kisiye gore urun uretiyor

www.saksfifthavenue.com

Bill gates casio saat kullanıp mcdonals'tan yiyor.

yani bezos kadar olmasa da çok çok zengin genç ve yaşlı sanayici tanıdıklarım var. normal senin benim kullandığımız ürünleri kullanıyorlar. sadece şimdi sen sorunca fark ettiğim parfüm konusunda daha farklı şeyler kullanıyorlar. ama öyle binlerce dolarlık parfümler değil, bulmuş kendine yakışan kokuyu sadece onu kullanıyor. hepsinin yadigarlık lüks saatleri var ama günlük yaşamda takmazlar pek.

Birbirlerinden görerek markalar yayılıyor zaman harcamaya gerek yokx
Ali Koç’u bilemem de Rebul’un sıvı sabunu 700 lira mesela. Vakti zamanında bir çevrede iken sabun kolonya oda için koku çubukları vs hep aynı kokudan kullanırdım. Benim evdeki sabun Rebul ise onların bizim hiç bilmediğimiz markalardan seçimleri olabilir veya Dove alıp geçebilirler tabii hepsi aynı halt diye :)

Aşırı zenginleri, dünya ile bağlarını koparmış, günde 20 saat çalışan uhrevi kişiler gibi görenler var. Ben de birkaç yıl önce aynı şeyi cep telefonu olarak merak edip sormuştum yani dünyadaki milyarderler, bizim beyaz yakalının borç harçla aldığı son model akıllı telefonlarla aynı şeyi mi kullanıyor diye; o zaman da yok zenginler çok takmıyor, tuşlu telefon kullanıyorlar vs diyen vardı. Yani böyle takılan zenginler de vardır da gösteriş hastası petrol zenginleri falan da var bu dünyada. Bence kesin altın kaplama klozet tadında gereksiz lüks tüketim günlük eşyaları vardır.

Bi ara ekşide Beymen'deki metal bir kürdanla ilgili başlık açılmıştı, tek kürdan bilmem kaç liraydı. Yani onun gibi şov amaçlı eşyalar vardır zenginlerde, hepsi tibet keşişi gibi maddi yüklerden arınmış sadece çalışarak yaşamıyor sonuçta :)

Ben Ali Koç ile aynı tuvalet kağıdını kullandığıma inanmıyorum. (Selpak)

pandemiyi hatırla, koca pandemi geçti evdeyken şunu şunu yapsaydık dediğin bir şey varsa onu yapabilirsin.

benim işten ayrılırsam yapmayı düşündüğüm planlar şöyle: dişlerim için kontrol ve gerekli tedaviye başlamak, haftada 3 gün gündüz seanslarında spora başlamak, uğraştırıcı yemek tarifleri denemek, buzluğa mevsimine göre tüketmek için hazırlıklar yapmak, her gün gün ışığında 1 saat yürümek, turşu kurmak, şehir dışındaki bazı arkadaşlarımı ve akrabalarımı ziyaret etmek, az para kazandığım ek işlerime geri dönmek

İş aramaya başlayabilirsiniz. Kpssye çalışabilirsiniz. Özel sektörden sıkılmışsanız aradığınız bu olabilir.
Paranız çoksa gezebilirsiniz. Kendinizi geliştirebilecek şeyler yapabilirsiniz.

hayatta ne olmak istediğinize karar verip ona göre ilerleyebilirsiniz.

emekliyim ve hiç oturmuyorum. atalet şişmanlığın temelidir.

3 hafta ustuste calismamak icin bir kolumu kesebilirim.

www.trendyol.com

Havaianas terlikler hem taş gibi (benim ilk aldıklarım 10 yıldır kaç deniz geçirdi, daha da giyilir) hem de çok rahat oluyor. Parmak arası modellerinin yanında düz terlik modellerini de gördüm bu sene. Yalnız Türkiye'deki son fiyatlarını bilmiyorum.

Hastanelerdeki palyatif bakim merkezine yatırın annenizi. Neredeyse Ücretsiz her hizmeti. Raporlarınizi hastaneye iletiyorsunuz 15-20 gün içinde sıra gelince hastaneye yatiriyorsunuz. Aile uyesininde ayriyetten yatağı oluyor.

geçmiş olsun.

tekerlekli yürüteç işe görmez mi?

banyo için duvara monte edilen oturaklar var. yine duş içine ve tuvaletlere kalkarken tutunmesi için bar monte edebilirsiniz. engelli tuvaletlerinde vs görmüşsünüzdür mutlaka dışarıda.

Hastane ortamı psikolojisini daha da bozar. Yanına tekerlekli klozet koyun eğer tuvalete gitmek bile güç geliyorsa. Biz yaşlımıza öyle yaptık.

Ben de hepatitliyim. Doğal ev sirkesi içerim, enginar yerim. Karanlık perde aldım odama mutlaka en geç 12 de uykuda olurum. Sabahın seher havasını içime çekerim. Kendi yoğurdumu yaparım. Kahvaltım zengin içerikli olur. 8 den sonra tane yemem. Uukuma 2 saat kala el işi ev işi bırakır sadece kitap okur ibadet yaparım. İnternete girmem. Birde hafif egzersizler yapsın. Yoga tai chi gjbi.

@aysee, evet mantıklı olabilir ama herhangi bir hizmet almaktan memnun kalan bir tip değilim/değiliz, genellikle herhangi bir hizmet alırken mutlu olamıyoruz maalesef. O nedenle devam edebildiğimiz müddetçe evi tercih ediyoruz.

@elorelia, portatif tuvalet ve bahsettiğiniz gibi klozet için destek aparatımız var. Şimdilik bunlar iş görüyor. Tekerlekli yürütecimiz yok, kullanabilir mi bilemiyoruz. Tekerlekli sandalye (ev tipi) falan bakıyoruz aslında. Bu tarz şeyler arıyoruz ama dediğiniz gibi.

@geveze yazar, pasif egzersiz yaptırmaya çalışıyoruz, ödem için de iyi geliyor. Onun dışında masaj yapmaya çalışıyoruz. Yemek de yine dediğiniz gibi, iyi gelecek şeyler hazırlamaya, iştahını açmaya çalışıyoruz. Tamı tamına düzen oturtmak güç maalesef.

Desteğiniz için teşekkür ederim.

çok geçmiş olsun. benzer süreçten geçmiş biri olarak çok dirensem de bir süre sonra ben de yaşlı bakım merkezine ikna oldum.
bir süre sonra tıbbi destek de gerekiyor çünkü.

evde bakım hizmetlerini alamadık pandemi sürecinde oldu. belki faydası olur. belediyeler sağlıyor.

biz tekerlekli sandalye kullandık banyo için ancak eniştem indirmek kaldırmak zorunda kaldı. tuvalet için de bir süre sonra bez kullanımı gerekebilir.
bezi sgk temin ediyor çünkü gerçek bir maliyet.

kolaylıkla geçsin süreciniz. yatak yarası ciddi bir sıkıntı. sıklıkla kontrol edin. ondan sonrası dönüşümsüz olabiliyor. lütfen tıbbi destek alın.

çok çok geçmiş olsun.

ben pandemide annemle tek başıma ilgilenmek zorunda kaldım. tek kişilik bir iş asla değil.

@janderzel, teşekkür ederim öncelikle. Tıbbi desteği evde almaya çalışıyoruz, parasentez ve diğer olabilecek tüm işlemler için eve çağırıyoruz. Dediğiniz gibi bu desteği alamadığımız noktada sorun yaşayabiliriz, çünkü hastaneye gitmek dahi şu an için çok zor hastamız için. İki kişi olmaya çalışıyoruz genellikle evde, tek kişi mümkün değil yetişemez. Ev tipi (evimiz küçük) tekerlekli sandalye bakıyoruz biz de şu ara, öneriniz olursa paylaşırsanız sevinirim.

bulunduğun şehrin kuyumcular odasının bir anlık değişen listesi olur.
Orada 22 ayar satış fiyatına bakacaksın.
Alış fiyatına doğru düşürmek için de pazarlık yapacaksın.

Genelde kendimi koyarım haftada 1 story. ilgimi çekengenelde kişinin özeli değil daha resmi storyler
İfrit olduğum yeme içme araba storyleri, haber caps atanları da sessize alıyorum

1 - çok değişiyor. bazen 2 hafta hiçbir şey, bazen her gün. biraz gündeme göre.

2 - doğa fotoğrafları, gezi fotoğrafları, gündem ile ilgili haberler, caps'ler, karikatürler, bazı ilginç haberlere kendi yorumumu ekleyebiliyorum. konserlerden kısa videolar, kırk yılda bir değişik bir içki içiyorsam o. yemek koymam, koymam için çok ilginç bir şey olması lazım. bir de yol (araba değil, sadece yolun kendisi) videosu koymayı da izlemeyi de seviyorum ama genelde itici bulunduğu için koymamaya çalışıyorum.

3 - benimkiler gibi olanlar. ilginç bilgiler, haberler. sürekli selfie koyanları veya sürekli kocası, arkadaşı vb. ile fotoğraf koyup başka hiçbir şey koymayanları, sıradan yemek fotosu koyanları sessiz'e alıyorum. doğa, gezi fotoğrafları ve yol videolarına tekrar tekrar bakıyorum.

1- hergün koymuyorum. haftalık 1 ile 10 arası olabiliyor.
2- iş, yolculuk, kedi, araba, spor.
3- benimki gibi olanlar. bir de bazen komik reelsler.

1- Son iki yılda 10 tane atmamışımdır. Öncesinde bir tık daha sık atıyordum belki
2- Arkadaşlarla buluşmalarda çekilen toplu fotoğraflara beni etiketlediklerinde onları koyuyorum bazen, onun dışında çok nadir 23 nisan gibi resmi bayramlarla ilgili bir kutlama.
3- Ben takip ettiğim herkesin her storysine bakıyorum gün içinde. En gıcık olduğumla ilgili bir kıstas düşünmemiştim hiç şu ana kadar ama uzun video koyanlara sinir oluyorum çünkü storylerde ileri geri git olmadığı için bir kısmını kaçırınca baştan dinlemekle uğraşıyorum. Bi de dediğim gibi takıntılıyım tüm storyleri izliyorum günde bi kez girip :d Haber ya da komik(!) paylaşımların repost edilmesi de çok hoşuma gitmiyor, biraz anne/baba işi gibi o ya, gençlere (kendi yaş grubum yani 40 yaş altı diyelim) yakıştıramıyorum.

Sevdiğim tarz storyleri de düşünmedim ama insanların kendileriyle ilgili kısa va öz storyleri daha keyifli. Uzaktaki bir arkadaşın hayatına anlık dahil olma hissi güzel. İnsanlar bunu kendilerini promote etmek için kullanıyor farkındayım ama ben yine de seviyorum story işini

1-2)tatilde günlük 4-5 story.
normalde degisik bir sey gördüysem belki o.
haftasonu kahve pasta yemeye ciktiysam onu paylasirim.
arkadaslarim beni koyduysa onu kesin repost.
arkadaslarimla olan fotomu da koyuyorum. mesela gecen gün lunaparka gittik, onu koydum cünkü degisik bir olay.

bazen siyasi olaylar siyasetcilere atar/laf sokma ya da onla ilgili komik seyler.
yoksa görüp kendi cektigim degisik bir sey de olabilir.

3) yakin arkadaslariminki ya da takip ettigim ünlüler/influencerlar. ayiptir söylemesi benim storyime 200-300 kisi falan bakiyor. benim baktigim profil sayisi ünlüler dahil 20 falandir.
ben seviyorum ya insanlarin kendini koymasini da.

şehir şehir ülke ülke geziler ve arada gitar çalıp söylüyorum onlar var.

1. Bazen bir iki ay koymadığım oluyor. Ayda max 3 tanedir ama.
2. Kendimi tek atmam, arkadaşlarımla atarım, üniversite topluluğunun duyuru ve etkinlik sonrası fotolarımızı atarım, eskiden çektiğim güzel fotoğrafları atardım iki yıldır falan atmadım.
3. Esprili şeyler ilgimi çekiyor genelde, tanıdıklar buluştuysa onlara kalp atarım.

Geri planda ayakçı yapıyorlar çoğu insanı basit eğitimler ile. Herkesin kurtarıcı olmasına gerek olmadığını, takdiri az olan işlerin de önemini anlatmıştı afad bizim iş yerine gelip. Bedava dağcılık eğitimi almış olurum kafasıyla yaklaşmasına izin vermiyorlar pek ama geçmişi olan insanı da ona göre değerlendirme yaparlar diye düşünüyorum.

yakın geçmişte çek cumhuriyeti’nden aldım, yeni mi açılmıştı bilmiyorum ama ilk denememde çok rahat aldım randevuyu.

Kardeşim geçen Çekyadan aldı fakat 3 gün gidecekti, tek giriş 10 gün vize vermişler.

avicenna'da ismini şimdi hatırlamadığım bir doktorumuz vardı. Nurettin diyesim geliyor. gayet iyiydi.

yeniden tespit davası 5. yılda açılabiliyor diye bir şey yok. davayı tabi ki de kazanma şansları var. o da diyelim 2 yıl sonra karar verildi geriye dönük faiziyle ödeme yaparsınız.

Kira tespit davası beşinci yıldan sonra açılabiliyor. Eğer çıkmayı düşünüyorsanız sorun olmaz.

Yasal olarak kirayı artırma hakkı yok ama Ev sahibini de komple öldürmemek lazım. %25 yasal olsa da, etik ve ahlaki değil!

Çevredeki kiraları ve ödeme durumunuzu kontrol ederek, isterseniz bir miktar artırım yapabilirsiniz. Anlaşırsanız, gönül huzuru ile oturursunuz.

Ancak ev sahibinin tutumu da çok önemli. Ters davranıyorsa, sıkıntı çıkartıyorsa, böyle devam...


.

iki farkli yorum var. kira tespiti 5. yildan once acabiliyor mu acamiyor mu orasi net degil suan.

@kartallar yuksek ucar,

o mantikla hareket ederek ikinci kira artisini kabul ettim gecen yil. ama hemen akabinde evdeki problemleri kendi bilir diyerek iplemeyince malesef ev sahibi falan dusunmuyorum

borçlar kanunu 344

"2. taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli, bir önceki kira yılının tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla hâkim tarafından, kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenir.

3. taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, hâkim tarafından tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir. her beş yıldan sonraki kira yılında bu biçimde belirlenen kira bedeli, önceki fıkralarda yer alan ilkelere göre değiştirilebilir."

kira tespiti davası her an açılabilir. ancak 5 yıl henüz dolmamışsa dava açılabilmesi için sözleşmede kira artışına dair bir anlaşmanın bulunmaması gerekir. buradaki limit ise "bir önceki kira yılının tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara" dense de daha sonra %25 ile sınırlandırılmıştır.

5 yıl dolduğunda açılacak davada ise, herhangi bir limit olmadan, hâkim tarafından tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir.

Sizin durumunuzda: artış için kira tespit davası açamaz.

Bu ara bulucu olayları yeni geldi. Sanıyorum, sizi ve ev sahibini bir araya getirip, böyle bir talep var, anlaşın diyor. Anlaşırsanız da mahkemeye iletiyor. Bu kadar. Oradaki avukata da sorarsınız, hoşunuza gitmeyen bir şey varsa, kabul etmezsiniz.

2. artış yaptım, yok onu kabul etmedi, yok bunu kabul etmedi diye bahane bulmak çok kolay. Ev sahibini dinleyin, siz kendi durumunuzu anlatın ve iyi niyetle anlaşmaya çalışın. Faydanıza olur. Karşı taraf anlaşmaya yanaşmıyorsa da, inceldiği yerden kopsun...


.

merhaba, avukatım. arabulucu sizi arayarak davanın türünü söyler. Ama büyük ihtimalle kira tespit davası değil, kira uyarlama davası açmışlardır. 2 davanın da şartları farklıdır.

Bu arada kira tespit davası 5 yıl dolmadan açılamaz.

android mi uygulamadan mı alıyorsunuz ?

SurfShark deneyebilirsin ama NordVPN cortladıysa diğerleriyle de aynı durumu yaşaman muhtemel.

Türkiyede bir tanıdığın yok mu ondan istesen sana premium başlatsa olmaz mı

Hem iOS app’i hem de web’den denedim ikisinde de ayni hatayi verdi.

SurfShark’a bakacagim tesekkurler. Turkiye’de hesap bilgilerimi verebilecek kadar guvendigim biri yok maalesef

Türk kredi kartı gerekiyor olabilir. Uygulamadan ziyade webden deneyin. Uygulamada ülkeniz vs belli

Piyasada bulabileceğin en pratik cihaz philips 5000 serisi.

ancak ben sana nespresso öneririm. görene, deneyene kadar hep burun kıvırırdım. benim evimde de böyle barista tarzı espresso makinesi var ancak daha önce tanışmış olsaydım nespresso'yla kesinlikle alırdım bunun yerine.

ofis ortamı ayrıca. öğütücülü espresso makinesinin temizliği, bakımı, yok tıkandı, yok kireç oldu zartı zurtu çok el alır. o yüzden uğraşılmaz, can sıkar. o yüzden alın bir nespresso bakın keyfinize. kahvesi güzel, yapımı pratik, temizliği yok gibi bir şey. tchibo kapsüllerini tavsiye ederim.

50-60 bardak kahve içilecek bir ortama nespresso sanki dayanmaz gibi, bilemedim.
Nespresso bence de harika bir şey, evde kullanıyorum ama bireysel kullanım için ideal. Ofise dayanır mı bilmem. Kaldı ki kalabalık bir ortamda kapsül fiyatları da maliyeti artıracaktır. Çekirdek kahve kadar ekonomik olmaz ofis için

Çıktı alıp, elle doldurup sonra taratmak seçeneklerde yok mu?

Görmeden de bir şey demek zor ama yazılan karakterler tablonun sınırını aştığında bozuluyordur, girdiğiniz bilgilerde yazı fontunu küçülterek de deneyebilirsiniz.

Metin kutusu ile. Metin kutusu yaratın, sonra metin kutusuna tıklayıp metnin öne getir deyin, istediğiniz yere salt olarak yazı yazabilir olacaksınız

bostancı'da inip 19D'ye binin, ümraniye'ye gidiyor.

bostancı'da inip üstbostancı durağından 10 numaraya binebilirsin.

neresi tam?+1 sogutlucesmeden inip marmarayla uskudar(2durak) oradan cekmekoy metrosuna aktarma yapabilirsin

%90 istenmez. Kıl bi memur sorar ancak. Vizeni aldıysan nerde kaldığını bi önemi yok, akrabamda kalacağım dersin olur biter.

numlock +1
Dönüş biletinin olması yeterli

Bazen soruyorlar.

bi para ödenmesi söz konusu değil. aslında güçlü ülkeler, diğer ülkelerin de kendi kanunlarını benimsemelerini ister. bu iki ülkenin ilişkilerinin daha da iyi olması için bir fırsattır.
o kadar geriye gitmeye gerek yok, ab uyum sürecinde onlarca kanun revize edilerek türkiye'ye adapte edildi.

google yazsan bulursun gayet.
six feet bluda.
xfiles disney

Hocam xfiles ın amazonda olduğu da yazıyor, emin olamadım acaba geçiş mi yaptı yoksa iki platformda da mı var

x files Prime'da yok.

six feet bluda
x files disneyde

23a 12 v pil yazıyor zaten üzerinde. bu şekilde aratınca çıkıyor
www.hepsiburada.com

konut kredisi çekecek ise banka ipotek koyar, o ipotek size de işler, yani kardeşiniz borcu ödemez ise banka evi satabilir.

ipotek dışında tapuda 2mizin adıda gözükmesinde bir sorun oluyor mu ?

Konut kredisini kim alıyor ise tapu onun üzerine olur ve kredi süresince bankanın tapuda ipoteği olur. Yani tapu ikinizin arasında düzenlenemez. Ancak kredi bittikten sonra kardeşiniz tapunun yarı hissesini üzerinize satış olarak verebilir.

Benim bildiğim engellenince aramada dahi çıkmıyor.

Başka hesaptan bakıncada göremiyorum. O hesabı o kişinin bilme imkanı yok. Ya hesabını oomple kapatmış ya da aramaya kapatmış diye düşündüm

bir arkadaşa garip bir şey olmuş benzer durumda. aynı bilgisayardan başka hesap açınca da kişiyi görememiş. ip engelleme mi yapıyor instagram artık bilmiyorum.

Instagramda biri sizi engelleyince o cihazda, o ağda ve çevrenizdekilerde o kullanıcıyı göremiyorsunuz. Bir çeşit algoritma ile engelliyor.

Dis eti çekilmesi basladiysa sonu maalesef dis kaybiyla biter.

Öte yandan baska bir yerden dis eti parçasi alip çekilen yere dikilebiliyor ama onu tr'de yapabilenine denk gelmedim.

bende ağızdan nefes almadan dolayı ameliyat durumuna geldi. oldum toparladı.

evet olur, diş hekimi takip diyebilir veya yukarıda da belirtildiği üzere damaktan bir parça alınıp oraya yama yapılır. bende bir dişte ileri derecede vardı diş hekimi hemen yama yapalım dedi. basit bir prosedür. İstanbulda isen pendikteki portakal diş kliniğindeki Nazlı Özdemir'i önerebilirim, diş eti hastalıkları uzmanı ve eli muhteşem hafif bir diş hekimidir.

kararsızlık içinde misiniz son zamanlarda?

geri döndürülebiliyor diye biliyorum. istanbul'da tijen sadi var önerebileceğim.

konu hakkında hiç fikrim yok ama eğer hala sorun devam ediyorsa bir de şu arkadaşa ulaşmaya çalışın, belki cevap alırsınız: twitter.com

veterinere götürdüm bir şeyi yokmuş. yavru olduğu için henüz yürüyemiyormuş. kombinin üstüne yuva yapmıştı ailesi oradan düşmüş sanırım. bugün yuvasına geri koydum. annesi gelip besliyor.

veteriner ilgilendi ama yine de başka birinin fikrini alayım. ayağının böyle olması kırık olduğu anlamına gelmiyor değil mi? kuştan anlayan var mı? bir yere daha götüreyim mi? bir sorunu yoktur değil mi?

bir ayağı şöyle duruyor

imgur.com

diğer ayağı şöyle duruyor

imgur.com

kumruymuş bu arada ^^

Bol bol zor soru çözmek ve belli başlı şeyleri sadece soru çözecek kadar değil mantığını anlayacak şekilde öğrenmek. Zaaf deyip kabullenme işine katılmıyorum, çok yıllar geçti ama ben sınava hazırlanırken biyoloji ve kimyada zayıftım ve üzerine gitmiştim, ikisini de fullemiştim sınavda.

derece yapmak istiyorsaniz sinavi fullemeyi hedeflemelisiniz. soru/konu feda ederek kolay kolay derece yapilmaz.

Universitede bir elemanla ders calisirdik, ben cogunlukla B civari takiliyordum, bu A altinda not almazdi. kafali bir cocuktu. Okul bitmek uzereydi, hic ondan yuksek not alamamistim. Ulan dedim bunu bir kere gecmeden mezun olamam.

Normalde ders calisirken "burdan sormazlar yaw" der gecerdim, bu sefer onu demedim, ne var ne yok ezberledim, calistim vs..Ben 97 aldim, eleman 94, delirmisti :)

Ozetle, seninle derece yapan adam arasindaki fark adamin "bu cikmaz yaw" demeyip yardirmasi. Egitim sistemi "direnc" uzerine kurulu, bir nevi "buzuk" testi diyebiliriz.

O yuzden de global olarak egitim sisteminden nefret ediyorum, ogretme amacli degil, stres testi sadece..

teknosab

yetişir merak etme ödemezsin daha var.

Peki hocam bu işin 26 sına kadar mı yoksa 5 ine kadar mı çözülmesi lazım ödememek için

5ine kadar.

hepsiburada bankaya gönderdikten sonra 1 gün içinde yansıyor. eskiden uzun sürüyordu ama artık aynı gün yansımayan iade görmedim ben. yetişir sizin durumda.

Pound çok büyük cüzdanınıza sığmaz.
Ben olsam dolar alırdım global para birimi sonuçta

20-30 birimde mantık kar aranmaz hocam. En yakın yerden alın geçin. Ben euro alırdım, seyahatlerde daha çok kullanılıyor.

Enflasyonun resmi açıklananının bile yüzde 60 larda dolaştığı bir ülkede global paralardaki %2 lik enflasyonun göze batar olması çok ilginç geliyor bana.

Bir dönem Euro globalleşmeye çalıştıysa da başarılı olamadı. Uzun vadede Dolar hepsini döver diyorum ve Doları en yakın döviz bürosundan al diyorum.

avustralya dolari al. hem durdukca asinmaz hem de guzel.

Euro almaya karar verdim. Seyahat açısından daha mantıklı geldi. Bir gün bir Avrupa şehrinde işe yarayabilir.

Grave of the fireflies

mar adentro.

ilk kez 15-16 yaşındayken izlemiş, yarısına bile gelmeden "ulen engelli halinle bile karı kız etkileme peşindesin" diye kızıp kapatmıştım ahaha.

sonra ama işte biraz yaşlanıp çelikten yapılmadığımı fark edince, etrafımda bazı insanların benzer durumlar yaşadığını görünce, benim de üç dakika sonra engelli olmayacağımın garantisi olmadığını anlayınca... çok fena vurdu.

kaldı ki filmin teması zaten "engelli adam var, ölmek istiyo"dan ibaret değil, çok şey bulabilir her insan kendinden.

koskoca adamım, gerçek anlamda bir sürü peçete harcayıp salya sümük aralıklı olarak belki bir saat ağlamıştım bu filmde.

***

ikinci olarak "idi i smotri" ama eğer tarihe, ikinci dünya savaşı'na merakınız yoksa gerçekten önermem. ben kahvaltı yaparken savaş videosu izleyen biriyim, bu film psikolojimi bozmuştu. çok kaliteli ama çok ağır. hollywood'un tırt kahramanlık hikayelerine karşı isminin de söylediği gibi "gel ve gör" neymiş savaş diyor. çok fena.

hachiko

sanırım en son the broken circle breakdown’da hüngür hüngür ağlamıştım.

Babam ve oğlum. Hanıma da altyazılı izlettim "manyak misin ya böyle film niye izlenir üzücü" dediydi. Katılıyorum.

Manchester By The Sea
Babam ve Oğlum

Bu iki filmi ne zaman izlesem ağlarım, iki filmin de ana mevzusu ortak aslında.

titanic (kücükken)
prayers for bobby (lisede)

alttakiler 20+ yaslarinda

unsere Mütter, unsere Väter
dedemin insanlari
The Boy in the Striped Pyjamas
hachiko
selvi boylum, al yazmalim
castlevania (dizi ama olsun)

ben kücük bir diaylogdan bile aglayabilirim. günlerce onu düsünebilirim. öyle bir mallik :D

Field of Dreams

ucurtmayi vurmasinlar

Train De Vie
Life is Beautiful
Aslan Kral
Dizi olarak da this is us... ne ağlakmışım ya :)

The Cure (1995)

dünyanın ortasında aşk için ağlıyorum

Precious (2009)
Ağlamaktan mahvolmuştum. Bence dünyanın en üzücü filmi.

Uçurtmayı vurmasınlar
Canım kardesim
Kız kardeşim Momo
Babam ve oğlum
PS i Love you

(bkz: incendies)

Gönül yarası. Ne filmdi be..

Artık bedelli yaşı diye bişey de yok galiba, devamlı olarak var ve isteyen bedelli yapıyor.

Yurtdışında olanlar internet üzerinden bişeyler izleyip tezkere alıyor diyorlardı :D tabii öğrenciyken konsolosluğa bildirirse tecil ettirir ama mezun olunca bedelli yapıp geçsin, ücreti kaçsa 3-5 bin euro karşılığı Cad öder tabii.

baska ulkeden vatandaslik/oturumu olana 37ye kadar direk tecil yapiyorlar, o yuzden cocuk 37'ye kadar hemen tecil yaptirabilir. 37'ye girmeden de istedigi zaman parasini oder bedelli kagidi alir biter. su anda ne kadar bilmiyorum, rakam degisiyor. Bedellide 3-4 hafta askerlik mevzusuda kalkti. Nerde yasiyorlar bilmiyorum ama ontario ve dogusuna ottawa bakiyor, batisina vancouver konsoloslugu.

Cift vatandasligi kanada kabul ediyor, TC'yi birakmasina gerek yok.

bildigim kadariyla soyle:
cifte vatandaslarin askerligi tek seferde 35 yasina kadar erteleniyor (35 yasini bitirdigi senenin 31 Araligina kadar).

Secenek 1: 35'ine kadar veya hemen sonrasinda bedelli askerlik yapabilir (1 ay kislaya gitmeli).

Secenek 2: 3 sene calistiktan sonra dovizli askerlik yapabilir. Dovizli askerlikte askere gitmek yok

secenek 3: askerligi tecilli iken kendi istegiyle vatandasliktan cikip, mavi kart alabilir.

her halukarda konsolosluga gitmesi gerekiyor erteleme islemleri icin, orada zaten soylerler.

yazılmış zaten. antremanlarla matematik 1 ve 2. ciltleri bana dgs kazandırmıştı.

Kimsenin fikri yok mudur?

daha iyi bilenler çıkacaktır, ancak geçen şöyle bir şey görmüştüm, hissedarlardan biri ortaklığın giderilmesi davası açıyor, ilk satın alma hakkı kendisinde oluyor.

böyle olunca da sizin hissenin rayiç bedeli üzerinden sizin hisseye hop diye sahip oluyor. ya da başka birine satılabiliyor.

Hocam tesekkurler lakin diger evler cok pahali, boyle sorunlar nadir mi oluyor yoksa genel sorun mudur?

Ben çok temkinliyim bu hisseli tapu olayına. Çok sık oluyor mu bilmiyorum. Ancak alırsanız eğer, mümkünse rayiç bedel değil de yüksek bir bedel üzerinden gösterin, en fazla tapu masrafı fazla çıkar. Bir de %50 olsun hisse minimum.

Hocam genelde ilanlarda 20-30 m² hisse payı var diyor mesela şu ilan gibi shbd.io

Baska fikri olan var midır

Fikri olan var midir?

hiçbir anlamı yok. isim değiştirip ürünleri yeni ambalajda pazarlarlar bence yakında.

yönetim kurulu başkanlığından istifa etti sadece. yerine geçeni kukla gibi kullanır olur biter.

e madem bir işe yaramayacak pratikte niye böyle bir hamle yaptılar ?

Gördüğüm kadarıyla Migros çikolata ürünlerine kampanya düzenlediği halde bu ürünü raftan geri çekti.
İnternetten izlediğim kadarıyla diğer zincir marketler de bu ürünü geri çekmiş.(teyitsiz bilgi)
Bunlar doğruysa ve bu tesis bu zincir marketlere malı konsinye veriyorsa ki büyük bir ihtimalle öyledir. Bu firma zaten battı demektir.

İstifa, belki kurtarırım çırpınışıdır bana göre.

Diplomasıda mı sahteymiş?

twitter.com

süreci gerçekten kötü yönettiler.
Önce şirket yönetim kurulu başkanının arkasında duran bir açıklama yaptı. Sonra da kendisi istifa etti zaten. Yani ilgiyi üzerlerine çekmek için ellerinden geleni yapmış gibi oldular. Halbuki ölüye yatsalar zamanla olay unutulacaktı. Hep böyle oluyor böyle şeyler.

Yurt dışına satış yapıyorlar asıl bunlar. Devlet eliyle ürünlere bir kontrol gelmezse ve yaptırım uygulanmazsa bunlara birşey olmaz.

Sureci basindan beri siritarak izliyorum, istifanin bir anlami yok..

Bu hatun gibi normalde bakkal isletemeyecek ama ailevi zenginlik sayesinde sirket yoneticiligine yukselen bazi tipler taniyorum, bunlar tipik secilerek degil atanarak koltuk isgal eden, ici kof pseudo yonetici takimi, bence parazit.

Bu abla role kendini fazla kaptirinca ifsa oldu, o kadar.

anlamsız sadece piyasa gazı alınmak için yapılmış olay

Yaptığı çirkeflik için bence yönetim kurulundan istifa etmek durumunda kalması yeterli. Ne bekleniyor ki zaten? Ömür boyu zincire vurulup utanç içinde sokaklarda yürütülürken acıkınca da taş mı yesin? Yeterince rezillik yaşadı bence, akıl parası olmuştur.

Ama ama şimdi esas problemli kısım ortaya çıktı, marka adı mevzusu daha büyük sıkıntı. Bakalım ne olacak :D

anlamsız bir firma anlamsız bir yönetim şeması. kendisi ceo ablası genel müdür amcası sahadan sorumlu ceo falan filan. tüm akrabalar bir görevde 5 kişilik ancak holding gibi takılan bir firma. ceoluktan istifa eder, yönetim kurulu başkanı olur.

şirketin sahibi olmakla yönetim kurulundan istifa etmek çok ayrı şeyler. şirketin boyutuna göre yönetim kurulunun oluşturulma sebebi bambaşka olabilir. küçük şirketlerde, gerçekten iş yapan ve genellikle şirket ortakları ile çalışanlardan oluşan bir yönetim kurulu olur. daha büyük şirketlerde, şirket ortaklarının yanında dışarıdan danışmanların yer aldığı, şirketi yönetmeyen, sadece yön veren bir kurul olur.

ben de mutlu oluyorum çocukları o koltuklarda görünce. kendim hiç oturmadım :(

ben de ilçe kaymakamı olmuştum.
ama bana bu söylenmemişti. iki satır cümle ezberletilmişti ve çiçek taktim etmem gerekiyordu. ben çiçeği verdikten sonra kaymakam beni koltuğuna oturttu. anlamadım ne olduğunu. öğretmenlerimin yüzüne baktım ne yapayım diye, onlar da işaret ederek onay verdiler.

oturdum koltuğa ve sessizlik oldu, bir şey söylemem beklendi sanırım. etraf kalabalıktı ve herkes bana bakıyordu.

siyasi partilerin temsilcileri de vardı. espriyle karışık "x mahallesine giden yok ne olacak, şu durum ne olacak" şeklinde belediye başkanı ya da kaymakama yöneltilecek sorular bana yöneltildi şakayla karışık. başka birisi "o soruyu bana değil belediye başkanına sormanız gerekiyor" şeklinde sufle verdi bana.

sanırım o gün o koltuğa oturacak çocuk ben değildim. sanırım ben sadece çiçek verecek, başkası oturacaktı. bilmiyorum. belki benmişimdir. ama bana koltuğa oturana kadar bilgi verilmedi ve böyle 23 nisanda makam koltuğuna çocuk oturtmak şeklinde bir gelenek olduğunu da ben sonradan öğrendim.

o yüzden bu anı bende hoş değil. o günkü gerginliğimi hatırlıyorum.

bize neler yapıldıysa artık o yaşlarda, ben hala 23 nisan'lardan nefret ederim. sabah erkenden tüm okul tek bir otobüse tam anlamıyla balık istifi olarak sığdırılıp ilçe stadında saatlerce güneş altında yorgunlukla beklerdik. bir iki saat bekledikten sonra ilçenin yetkili amirleri gelir (sanırım kaymakam oluyor) ve bize günaydın derdi. biz de sağol derdik. hepsi askeri düzende olurdu.
sırada önde duranlar kıpırdayamazlardı. iki saat boyunca heyken gibi durmaları beklenirdi. öğretmenlerimiz bize acırdı da, yorulanları sıranın arkasına alır, arkada oturun dinlenin derdi. sadece ilk bir kaç sıra için dikkatli durmalarını söylerdi.
bu bir kez değil, bir çok kez böyle oldu.

---
tüm bunların yanında, kız arkadaşım bir öğretmen ve yıllardır 23 nisanlarda hem kendisi hem çocukların çok mutlu olduğunu anlatıyor. genelde güzel etkinlikler/müsamereler yapıyorlarmmış ve çocuklar da bu günü tabiri caizse iple çekiyormuş.

koltuk verme işinin de benim yaşadığım gibi olaylar yaşanmadan ve güncel siyasete olabildiğinde alet edilmeden devam etmesini isterim.

koltuğa oturmadım ama koltuğa oturanın yanında gittiğime göre, vali yardımcısı oldum sanırım : )

araştırma kısmı: scholar.google.com
sonra sci-hub
alanınızla ilgili dergileri ayrıca takip edin. ben bir excel dosyasına alanımla ilgili türkçe dergi içeriklerini kopyalıyorum.

Bulduğunuz ama ücretli erişim gereken makaleler için sözlükte makale aranıyor duyurularına yazarsanız erişimi olan yazarlar gönderebilir.

Populist

otel adresi yazman daha iyi.

Amerika’da mülteci başvurusu yapmış akrabamın adresini yazmıştım, ayrıca vizeye başvurduğum yıl greencard’a da başvurmuştum (başvuranlara red veriliyor deniliyordu). Bi de şey muhabbeti dönüyordu hep, siyahi olan görevli vermiyor Ankara’da diye, siyahi görevliden tek seferde vizeyi aldım. Türlü hurafeleri bırakalım. Sizin niyetinizi az çok anlıyorlar zaten. Mühim olan dürüst ve samimi olmak diye düşünüyorum.

Tanıdık adresi yazdım 10 yıllık vizemi aldım.

otel adresi yazıp almıştık biz

Bizle o mürekkep arasında gölge/ışık, çekim yapan kameranın merceği kameranın sensörü ve görüntü işleme/sıkıştırma algoritmaları söz konusu.
O kadar fark olacaktır.

İnternetten çoğunlukla giyim,ayakkabı o nedenle almam kalıp farkından dolayı.
Mürekkep konusunu da siz kıyas yapın

Bende inface var, iş görüyor sadece hızlı ısınıyor. Hepsinin çalışma mantığı aynı olduğu için braun vb markalara para dökmeyi saçma buluyorum. Anahtar kelime düzenli kullanım

şevket çoruh olabilir mi

sanırım aradığınız kişi (bkz: gürgen öz)

takılır, tavana vidalanıyor o

matkap olmadan biraz zor olabilir. İkeadan aldığımız avizeleri takamadık mesela tavanda kanca olmadığı için.

Ondan bende var. Bir matkapla iki delik açıp dübel takmanız gerekiyor.
Matkabınız var ve elinizden iş geliyorsa çok basit. Yoksa bir elektrikçi çağırırsanız bir dakikalık iş.
Yakında olsanız bir biraya hallederdim.

Not: Aydınlatma konusunda o ampül kadar başarılı değil.

@mirket sag olasin soylemen bile yeter :)
Ya aldim valla az once ikea’dan. Ampul olarak 50w da vardi cok aydinlik gelmezse onu alirim napayim

yuksek ihtimal web uygulamalari uzerinde acik arayan kisilerdir ancak kesin sonuc icin webserver log'larina bakmak lazim. mesela benim serverin ssh'ini kurcalayip banlananlari ekleyeyim gorsel olarak. bir aylik veri.

i.imgur.com

Amerika'daki yaşayan Türklerindir dikkatinieken yazılar koymuş olabilirsin. Sitede kaç saniye kaldıklarının istatistiği var mı?

Google Analytics kurduysaniz orada bot'lari raporlardan filtrele diye bir secenek vardi, oradan fikir verir. Bir de ne kadar sure kalmislar, hangi sayfalara bakmislar gibi detaylari da gorursunuz. Bot ise sayfada cok kisa sure kalmislardir mesela.

evde şarap adlı bir facebook grubu var. Gruba üye olduğun zaman erişebildiğin dosyaları var. Şarap yapımından kastın evde yapım ise o dosyalardan daha mükemmel Türkçe bir kaynak bulabileceğini sanmıyorum.

Grubun yöneticisi gerçekten konunun uzmanı ve her tür soruyu içtenlikle cevaplıyor. Dosyaları okumadan, dosyalarda zaten var olan bir soru olursa soranı azıcık azarlıyor :)

Bu sayfadaki pdf kitabı indir hocam

Terminolojiden üzüm cinslerine güzel soru ve cevaplar var giriş için
www.iwsa.com.tr

Evet. Bir gün ara deseydi pazar içecektin mesela

3 tam gün midene ilaç girmeyecekmiş gibi düşük öyle aklında kalır. benim de hep kafam karışıyor kağıda yazıyorum alacağım bir sonraki günü :)

En az posa
En fazla su
Bir seferde en çok sıkma kabiliyeti
Güçlü motor
Sökme takma ve yıkama kolaylığı
özelliklerine bakmalısın.

Meyvenin su kısmı şişmanlatan kısmıdır. Bir seferde bir meyve yiyebilirsin ama 5-6 meyvenin suyunu içebilirsin. Onun için sağlıksızdır. Kilo aldırır.

Posa bağırsakların çalışması için ihtiyaç duyulan bir gıdadır ve çöpe atılır.

Bir hevesle alınan ve uzun süre kullanılmayan mutfak ürünleri sıralamasında açık ara liderdir.

Bir de önemli bilgi. Daha suyu içmeden makineyi söküp yıkamalısın. Kurumuş posayı yıkamak haddinden fazla zordur.

Piyasada satılan açık ara en iyi katı meyve sıkacağı Philips viva collection juicer 700 Watt'dır.

Mirket, annem için alacağım. Aslında çok gerekli değil biliyorum ama annem diş tedavisi görecek. Bu süreçte düzgün bir şekilde beslenemeyecek ben de ona meyve, sebze suları sıkacağım besinsiz kalmasın diye.

Narenciye ile sınırlı kalacaksa; elma, havuç vs gibi gerçekten sert meyvelerin sıkılmasına gerek yoksa, klasik manuel meyve preslerini düşünebilirsiniz. Şu modeli birkaç aydır kullanıyorum ve aşırı memnunum: cancan.com.tr

O zaman meyve sebze püresi için kişisel blender daha cazip değil mi?

Şundan var bende. Çok işe yarıyor.

www.hepsiburada.com

bence anneniz diş tedavisi görecekse ona smoothie blender lazım katı yiyecekleri örneğin etli nohut vs püre haline getirir mesela daha faydalı olur.

bunu ben de merak ediyorum ; arkadan vurmayı gösteren açıdan verdiler mi hakeme.

hayır kameralar aynı, o sırada var hangisini gönderse var ekranına hakem onu görüyor, bein yönetmeni hangisini gönderse biz de onu izliyoruz. arkadan faul'e değil, yandan bileğe yapılan hamleye penaltı verildi bu arada. twitter.com şu pozisyona. o sırada 3 şey kontrol edildi, bu hamle, arkadaki temas olup olmaması kısmı ve ofsayt

ulkemizde uygulanan var sistemi ile ilgili en buyuk problem de bu aslinda. gecmisteki maclarda da bircok ornegi goruldu, var sisteminde cok daha fazla, cok daha net goruntu oluyor. cok daha fazla veri kullanarak degerlendiriyorlar. bu degerlendirme surecinde ise yayinci bu goruntulerin cok daha azini yayinda gosteriyor. hatta tartismalar uzayinca gunler sonra ortaya cikan var goruntuleri de oldu gecmiste.

seytanin avukatligini yaparsak, tahminime gore mac yayini sirasinda tum goruntulerin seffaf olarak yayina verilmesi islerine gelmiyor, cunku goruntulerin bir kismini gosterip bir kismini gostermeyerek durumun gidisatini, pozisyon uzerindeki algiyi ellerinde tutmak istiyorlar. nasil olsa "duruma gore" gosteririz diye dusunuyor olabilirler.

olmasi gereken o an varda hangi goruntu varsa, var hakemi hangi goruntuyu inceliyorsa yayina verilmeli, hatta konusmalar da verilmeli. biz de futbol izleyicisi olarak bilinclenelim, o kararin, ya da verilmeyen kararin gerekcesini ogrenelim.

bana gore dunku macta arkadan yapilan mudahale, kalecinin yaptigina kiyasla daha tartismasiz bir faul + kirmizi kart. ama neye gore bu pozisyonda kalecinin mudahalesine gore karar verildi bilemiyorum. iste bu gayri seffaf uygulama nedeniyle de eger yanlis biliyorsam, yanlis goruyorsam, ya da yanlis yorumluyorsam bir taraftar olarak dogrusunu ogrenemiyorum.

20-25 tane kamera var en az. yönetmen pozisyona göre görüntüyü ekrana veriyor. var'a gidince de ekrana yayında vermediği açıları gösterebiliyor.

VAR mahvetti futbolu, temas alip, ustune oyunculuk da ekleyince hersey penalti oldu. Graham poll'un da dedigi gibi no cheap penalty olayi uygulanmaliydi. Bayern Arsenal ilk mactaki Saka'nin son dakikadaki pozisyonuna bakin, ona bile penalti cikmadi. Ondan zaten bagirip duruyorlar no cheap penalty diye tum Avrupa'da.