Ekşi Duyuru

Bunun net bir yanıtı olmaz, zira yaşadığımız şehrin piyasasına, sanayisinin gelişmişliğine, araç onarım merkezlerinin sayısına göre değişir. En yakınınızdaki yetkili servisi arayıp periyodik bakım ücreti alın, civarınızdaki özel servislerin verdiği fiyatlarla kıyaslayın. Eğer yetkili servis ile özel servis fiyatları arasında ciddi bir fark yoksa her koşulda yetkili servisi tercih edin.

6 yıl kamuda çalıştığımda daha beterlerini gördüm. şu an çalışanlar da benzerini söyleyecektir. özel sektörle alakası yok yani. dalkavukluk, tebaa olmak kanımızda var. rahmetli Atatürk'ün yapmaya çalıştığı hiçbir şeyi hak etmeyen bir toplumuz.

Memleket midemi bulandırıyor artık. Eskiden gerçekten hiç değilse cahiller cahil olduklarını bilir bir köşeye geçip utanırdı. Cahil olduğunun farkında olurdu. Artık o cahillik statü oldu. Bak ben okumadım ama x oldum, bak okumadım ama neler yapiyorum, bak okumadım ama en kötü doktor dövüyorum gibi.

Bizim gibi beyaz türklerde katkı payını tam ödedi. Vicdansız hareket ettik onlarda şimdi adalet duygusu gütmüyor ki zaten mall*r.

Öyle işte.

Devlet adamlığı, yöneticilik, liderlik, doğruluk, öz güven çocuklara ana sınıfında yaşlarına uygun olarak anlatılmalı ve ilkokuldayken çocuklara ders olarak verilmeli/öğretilmeli.
Hiç değilse ileride işsiz kalacak olsalar bile bir duruşları olur veya bir patron/yönetici yanında gereksiz yamukluklar yapmazlar.

Tabi bunun için eğitim sistemimiz tamamen elden geçirilmeli.
Ayrıca evdeki eğitimin de burada ayrı bir önemi var.

Sen pislik yuvasına düşmüşsün, istifa et. Özel sektörde çok kaliteli firmalar da var.

yurtdışında olup orada çalışan birkaç arkadaşım var (akademi ve kurumsal şirket) aynı şikayetler :) insanların birbirinin ayağını kaydırmaya çalışması, managerlarına yalakalık vs. türkiye’yle alakalı olduğunu düşünmüyorum ya, iş hayatı böyle bi şey.

ulke ve halkin kalitesinin cok dustugu bir gercek. onlari degistiremeyecegimize gore onlara maruz kalmamak icin; cok caliscan, cabaliycan, kendini gelistircen vazgecilmez olucan. bu salaklara katlanmak zorunda degilim diyip basip gidicen.

TSI*

Bu tur sorulara verilen cevap genelde Honda Civic ve Toyota Corolla oluyor. Hic bir ozellik aranmadigi icin 20 yas ve ustu olanlara bakilabilir. Tabii maddiyat uygunsa daha iyisi de neden olmasin.

Honda Civic ozelinde ben Euro Civic denen hatchback versiyonunu kullandim. 2002 model, otomatikti, sanzimani iyi, sanziman yagi bakimi yapilmali tabii her 40-60 bin km civari. Ancak bu modeller Ingiltere uretimi oldugundan bazi kaporta parcalarinin falan bulunmasi zor deniyordu. Ben cok da sikinti yasamadim acikcasi.

Macera aranacaksa Mazda 626 veya 323 de olabilir. Bunlar iyi arabalar tabii ama Turkiye'de on yargili bakiliyor. Alacaksaniz ucuz olmali yani biraz.

Donanimsizliga vurgu yaptiniz diye son bir ornek belirteyim, suzuki alto ve benzeri a segmenti 2000 oncesi japon arabalari da olabilir. Muthis donanimsiz, devir saati bile olmayabiliyor.

Arona

toyota corolla 2008 model bakabilirsin

efsane kasa corolla

efsane kasa toyota corolla bence sorunuzun cevabı. eğer maddiyatta problem yoksa 2000 model üstü bakılabilir.

hocam seni üzmeyecek, canını sıkmayacak, sanayiye uğratmayacak ve uzun ömürlü binebileceğin araçlar japon yapımı araçlardır.

dilersen halihazırda sattığım araca bakabilirsin, km düşük, sorunsuz, sıkıntısız, yakıtı düşük.

www.sahibinden.com

American Optical, oval yüzlü erkekler için en iyi 7 güneş gözlüğü tipini şu şekilde sıralamış:

bunny-wp-pullzone-ozgdbeu7zh.b-cdn.net
bunny-wp-pullzone-ozgdbeu7zh.b-cdn.net
bunny-wp-pullzone-ozgdbeu7zh.b-cdn.net
bunny-wp-pullzone-ozgdbeu7zh.b-cdn.net
bunny-wp-pullzone-ozgdbeu7zh.b-cdn.net
bunny-wp-pullzone-ozgdbeu7zh.b-cdn.net
bunny-wp-pullzone-ozgdbeu7zh.b-cdn.net

ilk defa duydum, buyuk ihtimalle calistigi kurumda uydurduklari bi sey, arayinca da goremedim internette

20 küsür senelik it'ciyim ilk defa duydum. şirket içi bir terimdir ama pbcl diye bir terim var Problem-Based Case Learning büyük ihtimalle budur. bir önceki hafta karşılaşılan problemleri inceleyip ders alıyorlardır :)

edit: başlıkta pblc, metinde pbcl yazmışsın :)

Evet, bir kere baktırdım. Yurtdisindan evrak bekliyorduk. Annanemin isminde hata vardı,bu hats yüzünden başvuruyu yapamadık. Annanemin ismiyle her şeyi söyledi. Ki zor bir isimdir. Daha bir kaç şey daha söyledi. İnsan bi garip oluyor ama maalesef dünya sadece görebildiğimiz şeylerden ibaret değil. Ben sasirmiyorum bildiklerinde.

Şu kişisel verilerin çalınmış olması konusu var ya.

'Bana kim olduğunu söyle, sana yedi sülaleni dökeyim.' demeye yetecek bilgilerimiz dolaşmıyor mu orta yerde?

Benim soyadımı da bilmiyordu ki panelden baksın. Kuaförde beklerken ilk kez gördüğüm bir yaşlı kadın

Kahve falı değil de zorla baktırılan doğum haritası nanesinde iş değişikliği yapacağımdan, sonra oradaki kadın yönetici ile sorun yaşayıp kısa sürede ayrılacağımdan bahsetmişti. Tam olarak da öyle oldu.

En büyük sorun insanların hayatlarını benzersiz sanması. Muğlak şekilde söylenen 10 olaydan 8'i zaten hemen hemen herkesin başına gelmiştir. Başına gelmeyen ya da harf vs. gibi şeylerde de kıvırarak kalıba uyduruyorsun. Önemli olan karşı tarafın bunlara tav olacak kadar böyle konulara açık olması.

Aşırı tutan fal baktırmadım ama aşırı tutan fal baktım. Birazcık dış görünüş/kıyafet/konuşma şekli analizi, biraz insan psikolojisi ve dil dökme becerisi. Fal falan bakmıyorum bu arada. Senin Ahmet kadar isabetli oldu. Millet sıraya girdi. Öyle geyiğine 2-3 defa yaptım. Yani kişisel bilgilere ve hakkındaki dedikoduları bilmesine gerek yok. Onlar da olmuştur tabii burada.

ya ben çok özendim ve kahve mahve birkaç kez baktırdım büyük tavsiyelerle sıfır tutma ya. sürekli alakasız yanlış şeyler demesinden ben utandım. eğlence arandı but bulunamadı

Yuh Bruce bile düşmüş :(

Hayır hiç öyle aşırı tutan fal baktirmadim çok şükür hala bilimin yanındayım :(

(bkz: cold reading)

Ekmek ye. Ama lokmaları büyük büyük yut.

Biraz önce güçlü güçlü yutkundum, gitti gibi ya da en azından bir kısmı gitti. Baktım öyle devam ediyor, birazdan yerim ekmek teşekkürler

Ekmek ye

Gitti sanırım sonunda. Hafif bir sızı var ama o da onu çıkarmaya çalışırkenki öksürüklerden falan kaldı herhalde. Önceki gibi bir şey hissetmiyorum, sağolun

Ben genelde teknoloji magazalarindan ziyade Ray-Ban satan buyuk gozlukculerde denk geldim.

Derslig platformunun paketlerini incelyebilirsiniz.

Neden doping haafıza alternatifi istiyorsunuz, doping hafıza kötü mü? Ben de araştırıyorum o yüzden sordum.

Almiyorum, hijyenik gelmiyor. Eskiden alirdim ama duslarin temiz olmadigini gordukce vazgectim.
Bir de terlikti havluydu vs vs organize etmek de zor geliyor. Evde rahat rahat dus aliyorum. Sporda alsam nemlendirici alirdim sadece yanima.

Gym duşunda bulaşan et yiyen bakteri efsanesi nedeniyle tedirgin olduğum için almıyorum.

Yazın sıcak günleri suyun altına girip çıkıyorum. Duş denemez. Normalde almıyorum. Acele duş almayı sevmiyorum, evde daha rahat ediyorum.

%95 evde. dus mevzusu ozellikle havuza gittikten sonra onemli oldugu icin havuzdaki dus tatmin etmiyor kloru temizlemek icin.

salon temiz olmasına rağmen almıyorum. hijyenik gelmiyor.

Sitedeki gyme gidiyorum. Dışarıdaki gymlere gittiğimde de duş almadan koltuğa havlu serip eve gelirdim.

Dogustan raadım ben.su basıncıda cok iyi,,kabin geniş falan.hiç bir şey yapmasam sauna,duş yapıyorum.bornoz,havlu falanda tertemiz yeni yıkanmış.bide uyuyorum üstüne:))yeniden dogmus gibi oluyorum.

Isim cok sorun olmayabilir de kendi telefonunu verdiysen kargocuya kargo kodunu nasil verecek kiz arkadasin?

O aklıma bile gelmedi, numarayı değiştirsem kargoyla ilgili bilgilendirme gidiyor mu?

Dagitima cikinca gidiyor, oncesinde gitmiyor

Numarayı değiştirince karşı tarafa onay sms'i gidiyor.
Satıcıya mesaj atıp kargoya o numarayı yazmalarını rica edebilirsin. Satıcı büyük bir marka değilse halleder büyük ihtimalle.

Evet zaten bunun için alıyorlar bir apple pencil ile birlikte, procreate programı artı sayılabilir, standart gibi bir şey oldu ilüstrasyon dünyasında, bir sürü dersi videosu falan da var youtube da

Pro isen klasik Wacom tabletlerden asla şaşmamalısın.

5-6 senedir ipad pro(2.nesil) + Apple pencil ikilisini grafik tablet olarak kullanıyorum. Öğretmen olduğum için pdf üzerine not alma, şekil çizme amaçlı daha çok. Gayet memnunum

Gsf mezunuyum çok fazla profesyonel çizer var etrafımda.
Wacom cintiq sahibi olanlar bile ipad pro kullanıyor.
Daha bişey dememe gerek yok sanırım :D

Endüstri standardı desek yalan olmaz.

Tek dikkat etmeniz gereken kalemleri de segment segment yaptılar kimilerinde basınç hassasiyeti yok (aşırı saçma bir şekilde) Pro tablet ve Pro kalem daha tercih edilesi şu vaziyette.

(Air ve 2. nesil ile olmaz mı olur tabii basınç mevzusuna dikkat yalnızca)

proyum, her şeyi kullandım wacomlardan falan pek farkı yok hissiyat olarak. ama ikisinin de dadı ayrı. birinde bilgisayarını kullanıyorsun diğerinde tablet ortamındasın falan. bi yere seyahat ederken çizmelik yanıma alıyorum ben, evde cintiq devam.

Yok hocam niye yasak olsun eve çıkması ben de yedek subay olarak yaptım dışarıda evde kalıyordum
Emin ol lojman taliplisi o kadar çok oluyor ki yedek subaya yar etmezler

Eve çıkmak yasak diyen sevgilin sanırım :)))

Diyarbakır terör nedeniyle olağanüstü kabul edilen bir yer. Bunu dikkate almıyorsunuz. Eve çıkması yasak olabilir. Ben Samsun'da her hafta çarşı iznine çıktım. Kardeşim Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde şehrin merkezindeki cezaevinde çarşı iznine çıkamamış. Evlenmeniz yanlış bir karar olur.

yok oradaki diğer yedek subayın dediği bu şekilde, albay eve çıkmana izin vermez demiş :))

ben de yedek subaydım da evde kaldım. tabi askerlik yapılan yerin özel durumu sebebiyle evde kalma yasak olabilir.

askerlik yaptığım yerde hava üssü de vardı. oradaki arkadaşlar dediğiniz gibi konteynerde kalıyordu.

olmadı evi sizi tutarsınız. konteynerde kalır, size yatıya gelir.

yine sizin gibi bir arkadaşımız vardı. askerlik sürecinde evlensek mi diye kararsız kalmışlardı. askerlik bittikten sonra evlendi.

ama bence en temizi evlenmek ve bir yere yerleşmek için askerliğin bitmesini beklemek.

@arbre erkek arkadaşımın da görev yeri Bağlar. Ama o veteriner hekim olarak görev yapacak. Bana dediği 8-5 memur gibi çalışacak olması bazı nöbetleri dışında. Ona da çarşı izni vermeme durumları var mı

Garnizondan uzak birliklerde, yer göstermek koşuluyla kışlada kalma zorunluluğu getirebilirler.

Bizde öyle bir şey yoktu sözü herkese emsal teşkil etmez. Her birliğin konumu, görevi farklı.

Boş lojman olma durumunda şartlı olarak verilebilir ancak çok düşük bir ihtimal.

@tabudeviren maalesef ev tutmamız pek mümkün değil gibi. Eğer erkek arkadaşım benimle kalamayacaksa yalnız kalamam ve ekonomik olarak zor olur. Çünkü hiç gitmediğim bir yer Egeden Diyarbakıra gidicem sonuçta. Bir de orada iş bulmam gerekecek kendimi ona göre ayarlayacağım.

Belirsiz bir durum. Her şey olabilir. İstihbarat gelir (terör eylemi), operasyon başlar, izinler iptal edilebilir. O ihtimali de düşünmek gerekiyor.

Ben de yedek subay olarak yaptım mardinde, terörün bol olduğu yıllar. Eve çıkmamız yasaktı. Bunları düşünmüyorlar mı sanıyorsunuz.
Biz risk alarak kendimizi lojmanda kalıyor göstererek yine de eve çıkmıştık. Ama sağlam riskti o zamanlar şimdi nasıl bilmiyorum.
Ama askerde birlikte kalacaksınız diye de nikah yapmayın. Nöbeti olacak, geç çıkacak, denetleme vs. vs. Mümkünse 1 sene sabredin. Zaten meslekçi değilse 3 ay acemilik yapmıştır önünüzde 8-9 ay kalmıştır.
Bu arada lojman durumuna göre yer varsa tabiki kalabilirsiniz. Ama bunu oraya gidip yer durumunu öğrenmeden bilemeyeceksiniz. Mardinde yer vardı. Ama diyarbakır askeri olarak çok büyük ve kalabalık. Yer olamayabilir.

sevgilin de 'arbre' oluyor bu durumda :) istanbul'da konfor alanınızdan çıkmadan diyarbakır'ı münbiç veya erbil'in köyleri zannediyorsunuz. Diclekent'i görseniz aklınız gider. Hava birliği (orada 'alay' denir) bağlar'ın içinde değil. Yanında, devasa bir birlik ve oradan beslenen çok büyük bir ara mahalle var. Kimse korka korka, gizli gizli gidip gelmilor üsse. Vatandaş da biliyor asker olduğunu.
Sevgilin de gidip mal gibi, bağlar'dan ev tutmayacak heralde.
Affına sığınarak yazıyorum 'inanma s.. s..'

@abba cım ne diyorsun allah aşkına. bize askeriyeden söylenenler çerçevesinde bir şey soruyorum işte. evde kalamazsın demişler

No color seçenek değil zaten camın renksiz olduğunu söylüyor, renksizden kasıt da siyah işte cam rengi turuncu mavi vs olan modelleri de var çünkü, seninki öyle değil sadece siyah.

Gerçekleşir. İhaleye muhammen bedelin yarısından satışa çıkar (yarısı + masraf) diyelim ki muhammen bedel 1 milyon tl. Yarısı 500 bin masraf 30 bin . Satışa 530 bin tl den çıktı diyelim. Sen 535 bin verdin. Başka da veren yoksa sen alırsın.
Özetle ihale başlangıç bedeli üzerinde teklif vermen yeterli, muhammen bedel olması şart değil.

2. satış otomatik açılıyor. %99 ilk satış geçerli oluyor.

Halil İnalcık'ın 2 ciltlik Osmanlı İmparatorluğu ile İmparatorluktan Cumhuriyete kitapları.

Bence Selçuklu'dan başlayın mümkünse. Önce Anadolu :)

Yapı Kredi Yayınları veya İş Bankası Yayınları'nda çok güzel kaynak kitaplar var. Tüm tarihi anlatan var mı bilemiyorum.

Belli dönemlerdeki osmanlı vakanüvislerini es geçme derim .
Naima , peçevi gibi.
Yine araştırırsan Osmanlı'nın son 200 yılı içinde adı pek duyulmamış tarihçilerini de bulabilirsin.
Derken bunu buldum:
www.academia.edu



DFT tarih gibi gibi kanallar görsele bağlı olduklarından döneme ait önemli bazı ayrıntıları ifade etmeyebilirler.


Peçevi demişken ,önemli bir yönü de tarih yazımı konusunda ilk defa yabancı kaynaklardan yararlanması burada öne çıkıyor.

Kendi arşivin konusunda içimden bir ses bizi de üzmeyeceğini söylüyor..

en kapsamli ve detaylisi zinkeisen, hammer'in yazdigi ciltlerce osmanli tarihi kitaplaridir. yerli kaynaklara ulasimlari kisitli oldugundan yahut olmadigindan take it with a grain of salt ama biz kos kos otururken elin batilisinin ciltlerce detayli detayli osmanli tarihi yazmis olmasi cok ilginc.

iki medeniyet arasindaki gelismislik farkini da cok guzel ozetliyor. ne dogru duzgun osmanli tarihimiz var, ne ataturk biyografisi. hic eli kalem tutmayan bir ulkeyiz maalesef.

Atladık, Uçtuk, Kaçtık, Vurduk, Kırdık, Cihanı titrettik sözleri arasından tarihi bulup çıkarmak ve anlamak zor oluyor.

Yabancı gözüyle basit bir anlatım en güzeli.

Şundan başla bence.

www.kitapyurdu.com

ottoman history podcast (ABD’deki çok iyi okullardaki akademisyenlerin katkılarıyla yapıldı)

Sabunlu su ve fırça genelde.

Endüstriyel leke çıkarcılar kullanıyorlardı eskiden. Sonra son kullanıcıya kadar inen selsil gibi ürünlere geçmişlerdir diye düşünüyorum.

Son kullanıcı olarak ulaşamayacağın ürünler değiller, bende 2-3 çeşit var ürüne göre onlarla temizliyorum, aşağı kalmıyor.
Ama olay üründe değil, uğraşmasında. Ben bıktım artık uğraşmıyorum veriyorum.

Arap sabunu ve su. Diğer kimyasallar iz bırakır.

ne tür ayakkabı?
eğer spor ayakkabıysa sitil marka ayakkabı temizleme solüsyonu diye bir ürün var onu tavsiye ederim. şoklarda bulunuyor. kir, toz, topraktan kapkara olmuş beyaz ayakkabıyı bembeyaz yaptı. (git: www.sokmarket.com.tr)

8 yildir yurtdisinda yasiyorum; yabanci vergi nosunun trye bildirildigini ilk defa duyuyorum. Normalde tersine yasanilan yabanci ulke ister diye bilgilerinizi paylasmak uzerine bir email geliyor. O da bana gelmedi btw. ama gelen insanlar taniyorum. Alamanci arkadaslar parayi trye gonderip almanyada vergiden kaciyor misal bunu onleme adina alman hukumeti istiyor bilgileri trden ancak tersi dedigim gibi entersan.

Bankam is bankasi, yasadigim yeri biliyorlar, whatsapptan havalar nasil orada diye mesaj bile aldim gecmiste musteri temsilcimden.

Bana da Garanti uygulamasindan benzer bir uyari geliyor her acilista, ayrica ara sira mailde geliyor. Yaklasik 3 yildir bir islem yapmadim bu konuyla ilgili, bir sorun olmadi, aslinda yapacaktim ama bir adimda takilip vazgectim.

Bu ortak raporlama ile ilgili bir şey. Pek çok ülke arasında imzalandı, Amerika'nın durumu biraz daha farklı ve daha eski. Şuan pek çok ülke ile bu anlaşma yapıldı. (Türkiye'nin Anlaşma yapdığı ülkeleri burada bulabilirsiniz. web-archive.oecd.org )

Genel olarak FATCA (ABD) ve CRS/AEOI (Diğer Ülkeler) olarak geçiyor ve bu bağlamda yaşadığınız ülkenin vergi numarasını bildirmeniz gerekiyor. Bu Türkiye'nin bir uygulaması değil, otomatik finansal bilgilerin paylaşılması üzerine anlaşmayı imzalayan ülkelerin genel bir uygulaması, kuralları formları belli.

Şimdi kanunen bu bilgiyi sağlamayan kişiler ile bankaların iş ilişkisini kesmesi gerekiyor ama daha uygulayan duymadım.

Şu banka sayfalarında ayrıntılarını okuyabilirsiniz.
www.ziraatbank.com.tr
www.teb.com.tr
www.akbankinvestorrelations.com

bu da CRS özelinde GİB'in kılavuzu
www.gib.gov.tr

Aslında olay @Wallcan'ın dediği gibi. Örnek olarak, sizin Almanya Vergi Numaranız ile Almanya'ya Gelir İdaresi Başkanlığı Otomatik sistem üzerinden sizin Türkiye'deki finansal durumunuzun bir özetini raporluyor.

enpara benden de istedi. her uygulamayı açtığımda bu uyarı çıkıyordu. en sonunda pes edip girdim vergi numaramı, ama uygulama içinden yaptım. şubeye gitme gibi bir şey olmadı.

23 yildir yurt disindayim. Turkiye ile herhangi bir bagim olmadigi icin ya da Turkiye'deki herhangi bir finans kurumu ile isim olmadigi icin benden vergi numarasi isteyen yok. Isteyebilecekleri bir kanal da yok zaten.

Ayrica talep ettikleri bu numara gizlidir. Bu numara yanlis bir ele gecerse, kotu amacli kullanilirsa basiniz cok agrir.

Dolayisi ile ben vergi numarami Tr'deki bir finans kurumu ile paylasmayacagim.

Benim anlayamadigim madem ulkeler anlasma imzalamis, birbirlerinden talep etsinler bu numarayi. Ben simdi 23 senedir, yasamadigim, herhangi bir finansal bagim olmayan Turkiye'deki herhangi bir kuruma Kuzey Amerika vergi numarasini neden vereyim? Komik.

Bu durum her iki ulkede de geliri olup, tamamini beyan etmeyenleri tespit etmek icin onemli.
Diyelim Tr'de kira geliriniz var, bu gelirinizi yurt disinda bildirmelisiniz. Aslinda bildirseniz, Tr'de bu kira icin odediginiz vergiyi, yurt disinda odediginiz vergiden dusebilirsiniz.

Yani nerede yerlesikseniz, orada vergi verirsiniz. Farkli ulkelerden kazanciniz varsa bunu yasadiginiz, vergi verdiginiz ulkede beyan etmek zorundasiniz ve vergisini vermek zorundasiniz.

valla yıllardır iş bankasından alıyorum ben de. bugün de geldi. bir şey yapmadım.

yillaridr garantiden ben de alıyorum bu uyarıyı, birey yapmadım

Alanlar garanti bitimi bozulduğunu söylemekte bunu göz önünde bulundurun

toshiba önermem. biraz şans işi.

a101'den 7 sene önce toshiba tv aldım, 1 kere bile sorun çıkartmadı. şans işi olabilir.

benim aldığım axen marka televizyon bozuk çıkmıştı. tv firması hiçbir şey yapmadı. hakem heyetine başvurduk bilir kişi geldi gitti falan bayağı bi 8 ay sürdü bu süreç. sürecin sonunda cihaz yenilendi. burada muhattabın market değil zaten, marka. uyduruk marka alırsan başına her şey gelebilir.

Bilinen TV markası satıyorlar zaman zaman. Yani Toshiba, Axen falan alma ama Samsung TV alabilirsin. Özellikleri düşük, modeli de eski olduğu için ucuzlar. İnsanlar 120-144 hz ekran yenileme, gerçek siyah, yapay zeka ile çözünürlük arttırma, hdr, ekran yansıması, parlaklık vs. arıyorken yüksek fiyatlarla karşılaşıyor. "50 hz, 4k düz tv istiyorum. Annem babam zaten sinefil ya da görsellerin resital düzenlediği filmleri aynı kalitede izlemeyi isteyen kişiler değil" diyorsan al bence.

Düşük versiyon LG al bence. Bizim evdeki 12 yıl oldu bozulmuyor namussuz değiştirmedim bu nedenle.

+ antalyalilar cimridir. para harcamayi sevmezler.

baska sehirlerden arkadaslarla bulusunca o avm senin bu avm benim cafeler vs basim dönerdi. su an antalya'dan tanidigim herkes beni yürüyüse, eve cay icmeye falan cagiriyor :D

sezlong'a falan da kimse para verip oturmaz. herkes ben semsiyeyi, termosu alip geleyim diyor :D avrupai

(bkz: adı taylan olanların esmer ve yavşak olması)

antalyalıyım, sayılanlardan sadece klimayı doğrulayabilirim. hadi rakı balık benim yakın çevrenin mezhebi değil diyelim ama yazın tüm gün plajda olmayı, güneşlenmeyi geçtim denize gitmeyi unuturlar neredeyse. markete bikiniyle gitmeye de çok güldüm.

cimrilik+1
tembelliği ve araba kullanmayı bilmemeyi de ben ekleyeyim

- antalyalı esnaflar toktur, dükkan sahibi sizmişsiniz de bir şey satmaya çabalıyormuşsunuz gibi alık bir ifadeyle bakar ve sorunuza cevap vermezler.

-trafikte yeşil ışık yanınca hareket etmezler. (öyle beklerler)

15 eylül gibi deniz sezonu bitti Marmara'da.

Bugün girdim gayet güzeldi.

yok. piyasa böyle işine gelirse.

saçmalık

fakat yeni olan bir şey değil ben kendimi bildim bileli böyle. fırsatını bulsalar (ki çip krizinde araba fiyatlarında görmüş olduk) sıfırından bile pahalıya satmaya çalışacak insanlar 2. el ürünleri.

Bu gordukleriniz genelde keriz avcisi veya pazarligi yuksekten acma niyetinde, daha bugun abimle konustuk 36 bin civarina macbook air aldi, ayni modeli 44 bine satmaya calisan var, canta ve mouse hediyeymis bilmem ne. Bunlarin sayisi cok fazla, gercek saticilarda rakamlar gorece yuksek olsa da makul rakamlara inerler, onlari bulmak lazim.

O bahsettiginiz 65 bine konmus bilgisayarin aynisini 50'ye koysaniz musteri zor bulunur emin olun.

İkinci el mal alıp hayvan gibi riske giriyorsun ama adamlar yenisiyle nerdeyse aynı fiyata satmaya çalışıyorlar. Üstelik bunu akülü yani hiç kullanılmasa bile ömrü azalan ürünlerde bile yapıyorlar.

banayeni.com

İkinci el piyasası ülkemizde şu şekilde: 70k lık ürüne 40k fiyat koyunca "kargoyu da ödersen 10k veririm" diyen alıcı adayları mesaj atıyor. Dolayısı ile sen 65k yazdığına bakma, 50k veren çıksa dakikasında satar.

daha yeni elimdeki bir kamerayı 3'te 1 fiyatına sırf elimden çıksın nakit dönsün diye satışa koydum. gelen 2 sorudan biri neden ucuz? ))

Ben bu ikinci el piyasasını çözemedim.

Ölücüleri alt etme yöntemi olarak bakmak lazım :) 1000 liraya satmak istediğim şeyi 1000'e koyarsam onu illa 700'e 800'e düşürürler 1.300-1.500 arası koyuyorum 1000 olur mu diyene satıyorum mesela :)

yüksek miktarlar için de aynı hesabı makası açarak düşünmek gerek. Ha cidden o fiyatlara da satmaya çalışan yok mu var. Onlar da ya aylarca bekliyor ya da mecbur fiyatı düşürüyor zaten belli bir süre sonra.

Bu mu? www.youtube.com

değil ya türkçe bi içerikti

www.youtube.com

buldum oke, empati yapın allahuekber oc videosuymuş aradığım

onedio.com

tenkü

domates sosu yapıp balkona ve yaz sebzelerinden yemekler yapıp derin dondurucuya atıyoruz.

koymuyorum. mantıklı da gelmiyor açıkçası. ailelerden domates konservesi geliyor. onu kullanıyoruz da onun dışında buzluğa atılmış herhangi bir sebzeden asla tat almıyorum. mevsimde ne varsa onu yemek daha mantıklı geliyor. buzlukta şeftali saklayan bile duydum da ne gerek var diyorum içimden. bir de bir sürü uğraş et vs. bilmiyorum ya bu savaşa hazırlanır gibi kışa hazırlanma işi saçma geliyor bana.

Domates harici hiçbir kışlık hazırlık yapmıyorum. Domatesi de öyle 40 50 kg falan alıp yapanlardan değilim. Sadece yemeklerde kullanıyorum. Onun haricinde yazın yaz meyve sebzelerini, kışın kış meyve sebzelerini yiyelim diyorum.

nane kuruttum, biber de. buzluğa taze fasulye, menemen, ve kabak yemeği koydum. musakka da koycam. evet, pırasa, lahana ıspanak sebzesi var zaten ama çok darlandığın yerde prarik oluyor dondurucu. turşu zaten yaparız. sos vazgaçilmezim kahvaltılarda. ama benim sosum olmuyor ya.

bir tek kavanoz konserve becerim yok.

geçen sene çilek bile atmıştım öylece duruyordu dolapta, instagramda bi kadın çikolata akıtıp akıtıp çıtır yerken birde ben deneyim dedim bağımlısı oldum ama artık koymuycam. hem soğuk hem tatlı ürkütüyor sağlık yönünden.

Tümden domates attım buzluğa. Geçen sene de yapmıştım, iyi olmuştu. Hiç hazırlıksız çok kolay oluyor. Bir de küp küp hıyar atıyorum cacığa koymalık. Başka da bir hazırlık yapmam.

Ben yıllarca boyle yaptım, herhangi bir borç çıkmadı. Esas ikametgah adresiniz önemli olan.

Benim kitap okuma şeklim biraz farklı. Ben, kitaba başlayıp mesela kesintisiz 1 saat okuyamam. Dikkatim hemen dağılıyor. Ben her saat başı 5-6 sayfa okuyorum. Mesela şimdi 5-6 sayfa okuyup, 1 saat sonra yine 5-6 sayfa şeklinde. Böyle olduğunda dikkatimi verebiliyorum. Her gün mutlaka okuyorum.

Benim dikkatim kolay kolay dağılmaz. Akıcı bir yazıysa kolaylıkla kendimi kaptırırım ve hızlı okurum. Haftada iki üç gün, her seferinde bir kaç yüz sayfa okurum.

1- %95 okuyorum.
2-20-30 dakika işte kaç sayfa olursa artık.
3-Yatmadan önce okuyorum genellikle. Aslında bi rahatsızlığımdan ötürü yatmadan önce bi laç uyguluyorum. sol yanıma yatıyorum 20-30 dakika o ara okuyorum. bazen çok uykum oluyor o zaman okumuyorum.

1) evet, çok acayip bir durum olmadığı sürece maksimum 2-3 gün ara veririm.

2) yaklaşık bir saat, duruma göre 30-60 sayfa arasında değişiyor. bazen 20'de kalır, bazen 100'ü bulur. biraz kitaba bağlı.

3) internetten çalışıyorum. gün içinde irili ufaklı pek çok boşluğum oluyor. o yüzden bu konuya net cevap veremem ama çocukluktan beri en çok keyif aldığım "okuma aralığı" kesinlike yatmadan öncesidir. saat 11-12 gibi 100 sayfa okuyup kafayı vurduğumda hem en güzel rüyaları görüyorum hem de sabah mutlu uyanıyorum.

önceden her gün okurdum fakat artik kitap okuma karsiti oldum.
bence en iyisi akademik makale okumak, ve bilgilendirici video izlemek.
gerisi zaman kaybi. roman okumak hele zulüm artik. 21. yy'da gecerliligi yok.

Okurum, okumadığım durumda eksiklik hissederim. Zaten mesleğim de sıkça okuma yapmamı gerektiren bir meslek.

Günluk bir sayı belirtemiyorum. Bazen 15 dakika, bazen 2 saat oluyor. Musaitliklik durumuma gore.

İşyerinde boslugum olduğunda da okuma yapabiliyordum. Evde de.

günlük rutinim yok. bazen üç ay elime kitap değmediği oluyor, bazen her gün iki üç saat okuduğum da oluyor.

şu aralar öğrendiğim dilde basit kitaplar okuyorum. her gece bir saat kadar. ana dilim olmadığı için yavaş gidiyor.

1) Okumaya çalışıyorum.

2) Uykum gelinceye kadar. Yaklaşık herhalde en az 30-40 sayfa.

3) Hayır, işten gelince zaten kafam dolu oluyor. Yatarken okuyorum.

1) ekstrem bir durum yoksa her gün okurum
2) günlük hedefim 50 sayfa. ha, istikrar oluyor mu her gün, hayır:)
3) sabah güne başlamadan önce ve gece uyumadan önce tercih ettiğim zaman dilimi

en son 12 sene önce kitap okudum galiba. o da edebiyat dersi içindi.

en güneye. kıbrıs güzel olur.

lcw

Erkek için...

Yurtdışından alışveriş yapabiliyorsanız Polo marka olabilir. TR'de Marks & Spencer belki olabilir, Ankara Bilkent'teki mağazalarında büyük beden erkek giysileri var.

Simsiyah da giyinseniz kilonuz belli oluyor. Bari renkli giyinin de pozitif enerjiniz olsun. Kilolu insanların terleme problemleri olur, ter tutmayan kıyafetleri tercih ederseniz daha şık görünecektir.

marks and spencer'da 4xl'ye kadar var.

kiloludan kastım xl-xxl gibi idi

Bunu geçen bi arkadaşım yaptı

İcra müdürlüğüne gitmene gerek yok, telefonunu buldu aradı, bu işlemin küçük bir masrafı çıkıyor maksimum 100 lira, sana bir iban numarası veriyorlar, parayı gönderiyorsun, hacizi kaldırdık 3-4 iş gününe bankanın ekranına düşer diyorlar ama bu işlem bir haftadan fazla sürdü (garanti bankası)

İcraya ait borcu ödedikten sonra İcra müdürlüğünü aradı yani doğru mudur?

Evet hocam

Google Dijital Atölye

TR de miyiz? Normalde Alesis Nitro Max almanizi tavsiye ederdim ama tr fiyatlari ucuk. amazonda 439 euro (16639.44tl) zuhal muzkite %26 indirimle 26000tl.

bu fiyata Roland falan zaten gelmez. Tavsiyem su kick pedali vuruslu nitro max gibi bir davul almaniz. Ayak hassasiyeti ve basis stili onemli. Yani sadece pedal olarak uygun bulma imkaniniz olabilir ama iste benim fikrim kaybinizin cok oldugu ogrenme asamasinda. Zaten lektronik davulun kendisi bir negatif ogrenme surecinde cunku nasil vurursaniz vurun ses gelmesi hem bir noktada monoton hem de yaniltici olabiliyor.
Bu tabii akustik davula erisiminizin uzakligiyla orantili yani haftada bir sure studyoya kursa vs. gidip akustik davula erisiminiz varsa pedal cok da onemli olmayabilir.

Bir diger olasilik da yamulmuyorsam alesis kick pedali vurussuz davullarina sonradan kick pedali alinabiliyor. Cunku teoride bu urunun orgdan farki yok yani komutu veriyorsun ses cikiyor. Simdilik vurussuz sadece pedalli misal turbo mesh alip sonra ayrica vuruslu pedal alip kullanabiliyorsunuz.

Baska marka onermem ben ama bu ben bilmedigimden.

Normalde Alesis zaten uzun süredir epey kötü şeyler üretiyor daha aşağı inmemenizi önerirdim fakat donner diye çinli bir marka fiyat performans ürünleri üretiyor epeydir. İŞTE SAZ BUDUR BEAA dedirtmiyor yanlış anlamayın fakat verdiğiniz paraya değecek özellikleri olabilen ürünleri var ve elektrik davul/modül de üretiyorlar.
Denemedim ama bakılabilir bi.

wallcan'a katılıyorum buton hihat control ve kick pedalı olan cihazlar enstruman değil de oyuncak maalesef, yine wallcan'ın dediği gibi modül destekliyorsa ikinci el bir kick triggeri (Roland KD7 örneğin) alarak toparlayabilirsiniz durumu.

Ayrıca en kritik konu eğer apartmanda çalmayı düşünüyorsanız elektrik davul genel inanışın aksine apartmanda çalmaya müsait bir enstruman değil pek. Davulda en büyük sıkıntıyı yaratan deri/zillerin sesinden ziyade kick/hihat/snare üçlüsünün titreşimidir ve bunlar da neredeyse aynı şekilde elektrik davulda da mevcut. Bazı pad çözümler ya da tenis toplarını mdf'ye sandviç yapıp alt üst tatami foam + halı kaplayarak çözdüklerini söyleyenler var. Kısacası araştırmanızı sağlam tutun sonra komşulardan "dıp dıp dıp dıp dıp" sürekli ses geliyor uyarısı almanız çok olası.

Ev müstakil ise akustik davul ve susturma çözümleri öneririm en dandik akustik davul orta ayar bi elektrik davuldan daha düzgün sonuç verecektir. Eğer akustik davula benzer bir çalımdan bahsediyorsak. (Aslında elektrik davul bambaşka bir enstruman ama öyle yaklaşan çok az insan var)

Teşekkürler bilgiler için.

İş yerinin alt katı müsait, depoya kuracağız yani altımızda kimse yok, ses sorunu da yok.

Ama taşınırız ederiz olur da evde de kullanılır diye elektroniğe kayayım dedim hem bir anfili hoparlörüm var ses ayarını da yapmış oluruz. Veya bazen amatör olarak sokak müziği yapıyoruz orada da pıratik olur.

Buna rağmen normal akustik davul mu daha iyidir diyorsunuz?

Elektronik olarak burada 2.el şunu buldum almayayım mı? normalde 27bin, 15 e bırakacak sanırım. Temizmiş baya, kullanılmamış.

www.medeliturkiye.com

Akustik olarak da bütçem şuna yetiyor:

www.senkop.com.tr

İkisinden hangisi mantıklı olur? Profesyonel değiliz. Eşim öğrenmeye çalışacak, stres atacak. Bas gitarist arkadaş da biraz çalmayı biliyor güzel eşlik ediyor maksat onunla takılmak biraz da.

Biraz sert olacak ama Medeli maalsesef olacak iş değil.

Yani medeliye 15 veresiye çok daha makul 15'e akustik davul çıkar 2. el sanki.
Sokakta da çok daha mantıklı akustik davul, yükseltmek gerekirse de 1 kick 1 snare mikrofonu kafi (örneğin behringer'in iş görecek seviyede mikrofonları mevcut keza 2. el de bi dolu var)


Mütemadiyen davul al/sat yapan zuhal'de çalışmış bi davulcu arkadaşım var ona bi sorayım 20 civarına olabilecek en makul set nedir diye.

~

comet hiç tavsiye etmedi arkadaş, şöyle bişey daha mantıklı dedi (ilan sahibini tanımıyorum)

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

Aret’in Yeri
Neyle Meyle

Keyifli bir ada, Uzo'su ile de meşhurdur. 2 farklı büyük Uzo markasının fabrikası burada. Gezip tadım yapılıyor tavsiye ederim.

Adanın Doğu'sundaki iç denizin Kuzey kıyısında deniz manzaralı termal havuzlu bir tesis var. Saatlik rezervasyon yapıp giriliyor onu da tavsiye ederim güzel deneyim.
Lezzetli birkaç restorant için Skala Kallonis'i tavsiye ederim (Batı'daki iç denizin olduğu bölge)
Genel olarak ulaşım için araç veya motor kiralamak gerekli.
Deniz tatili için bence plajları muhteşem değil.

yunan adalarının en tırt olanı.sıkıcı.

Yapabilirsiniz, penne de sık kullanılıyor. Bir sorun olmaz, ancak çok küçük makarna seçerseniz biraz alışılmadık olur sadece.

fırında makarna pazarlama adı biraz, o tarz makarnanın adı bucatini. sadece fırında yapılmıyor aslında.

her makarnayla yaparsın bi şey olmaz. pişirme süresini ayarlaman lazım sadece.

Penne, dirsek, fırın makarna makarnası, yüksük gibi içi oyuk, silindirik makarnalarla daha güzel oluyor. Hem sos içine doluyor hem de arada hava boşlukları kaldığı için bütün makarnalar birbirine yapışıp hamur olmuyor.

konu açılmışken
fırın makarnada beşamel yerine 250 gr tatlı lor ve göz kararı süt kullanırsanız da şahane oluyor.

www.amazon.com.tr

İki araba için aldım iphone pro max ağırlığını çok rahat taşıyor.

arabayı 2 haftada bir çalıştır en az. 3 ay çok fazla. otoparkta 1-2 tur at geri bırak.

aracı otoparka bırakmadan önce kırmızı antifiriz olarak adlandırılan antifirizlerden birisi ile suyu yenilemelisiniz. sonrasında da ara ara aracı çalıştırıp hiç olmazsa 10 dakika rölantide beklemeniz gerekir. hem yağ ve su devirdaimi yapmış olur hem de akünün ömrünü uzatırsınız.

not: eğer araç ikinci el ise ve daha önce antifiriz kullanılmamış ise bunu ustaya belirtin çünkü pas yapan aksamlar varsa antifirizin pas giderici özelliğinden dolayı tesisatta delinmelere ve su kaçaklarına sebep olabilir.

Tam olarak ne yaptiklarini daha berrak anlatirsan bir fikrim olabilir.

Ben bu tür durumlarda hep aynı şeyi yapıyorum. Açıktan abartmadan tersleyip konuyu sen de hiç şakadan anlamıyorsun mevzusuna getirip evet şaka sevmem diyerek bağlıyorum.

Zaten bariz olduğu üzere şakanın konuyla alakası yok, bu tip insanlar zorda kalınca şaka yapıyoruz şurda demeye getiriyor lafı hemen.

Baştan el atmazsanız ilerde daha zor olur. Kavgaya, dalaşmaya gerek yok. Usulünce tersleyin sadece, hoşunuza gitmediğini açıkça gösterin.

Aynen ben de ters cevap veriyorum hoşuma gitmeyen bi şey söylendiğinde. Ya da mesela ben mutfakta dururken o sevmediğim kişi de mutfağa gelirse ben sohbetten kopup ortamı terk ediyorum anında. O geldiği için gittiğimi belli ediyorum. Ayrıca hiç özel bişi anlatmıyorum o kişiye, ofisteki diğer kişilerle sohbet edip onunla hiç konuşmuyorum sabah günaydın bile demiyorum. Çünkü neden art niyetli birine günaydın diyeyim? Beni sevmediğini ve arkamdan dedikodu yaptığını bildiğim birine selam dahi vermem.

niyeti gerçekten sizi küçük düşürmek mi bunu iyi anlayın. bazılarının tarzı oluyor bu, doğal olarak o kişinin üslubu ve sizin geçmiş yaralarınız buluşunca ona karşı bileniyorsunuz.

o kişiyle başetmek yerine neden bu hissi yaşadığınıza odaklanın.

sert tepki verirseniz artı kötü niyetliyse kudurukluğu artacak. ama bozulduğunuz hissini vermeden ehhehe pek komikmiş yaparak sadece sıkıcı olduğu hissini siz ona yaşatırsanız başınız selamete erer inşAllah.

siz de dalga geçer gibi espriler yapın, çirkef olun. ciddileşirse sen de alınganmışsın deyin. anca öyle empati yaparlar. her insan nazik, saygılı davranılmayı hak etmiyor.

Uygun fırsat çıkana kadar gelen topları göğsümde yumuşatıp yan pas çalışırım. Fırsatını bulduğumda ise küçük düşürürüm. Sonra toplanamadan tekrar üstüne giderim.

Ona kucuk suprizler hazirla

bende de kadifemsi dokulara dokunamama huyu var. gıcık oluyorum ayağımın elimin sürteceğini hayal edince.

(bkz: sidonglobophobia)

yün kazak vs sıkarken fena oluyorum :)

benim de dişlerim gıcırdıyor. başlığı okurken de bir hoş oldum.

sidonglopofobi diyenileceğim kadar şiddetli değil tabii ki. sadece dokunma eylemi ve düşüncesi içimi gıcıklıyor. korku, endişe vs olmuyor yani. ama benden beterleri varmış, vay be.

bulduuuum.

paylaşabilir misiniz acaba? benim de böyle bir şeye ihtiyacım var :)

Eve gidince ekran görüntülu anlatayım.

ben de yeni bir yöntem buldum, diffit ai diye bir tool var. youtube videolarını, pdf, web sitelerini direkt extract edebiliyor. hatta seviyeye göre yazdırıp üstüne kısa, orta, uzun diye ayarlayabiliyorsunuz. öğretmenler için başka özellikleri de var ama login olursanız bahsettiğim özellikleri ücretsiz olarak kullanabiliyorsunuz

benimki şöyle oluyor. belki aa sen bunu bilmiyor muydun diyebilirsiniz.

şurda transkript var:
hizliresim.com

orayı tıklayınca sağ üstte konuşma metni dakika olarak yayınlanıyor. dakikalar görünmesin diyorsanız küçük işaretli olan alta alta 3 noktalı yerden yok edip metni düz yapıyorsunuz.

hizliresim.com


kopyala yapıştırla tüm konuşma burda yer alıyor. çıktısını alıp okurum belki diye ben.
hizliresim.com

Aşağılamadan, karşılaştırma ile örneklendirme yapardım ben.(Sana ne deseler seni çok üzerdi vb) Etiket kavramını öğretirdim. Bakış açısını nasıl daralttığını öğretirdim.

Duruşmanın kapalı yapılmasına karar verilmediyse direkt girip izleyebilirsin.

thorne

Ben melatonin + uyurken sakinlestiren gevseten bir hap kullandim faydasini baya gordum ama ablamda ayni etkiyi yapmadi.

Bubtarz biside tavsiye edebilirim uyurken bazi insanlar kaygi ve gerilme yasiyor ya melatoninle birlestirince guzel oluyor.

Ben 3 kutu bitirdim duzelince biraktim

Nedir hocam o gevşetici?

Melamoon melatonin 3 mg kullanıyorum son 1 yıldır, 3. kutuya geçtim. Kendi dükkanları var trendyol ve amazonda. Trendyolda adetli alınca indirim oluyor genelde.

@borumu,

Melatoninin düzenli kullanımı sıkıntı yaratıyor mu acaba sağlık açısından? Ben de yaklaşık 1 senedir kullanıyorum solgar marka olanını, uykumu getirme konusunda gayet iyi etki de yapıyor ama sürekli kullanımının sakıncaları olup olmadığını da merak ediyorum açıkçası.

4-5 sene öncesine kadar iyiydi ama şu an tırt, atıl halde. Yine de bi girip konumuna göre arama yapıp bakabilirsin cazip bir salon var mı yok mu varsa eğer işine yarayabilir.